Alevilik Nedir?
Alevilik Allah,
Muhammed,
Ali
kutsalligini
kalbinde
tasiyan , Hz.Ali’nin adaletinden ayrilmayan, temelinde
insan
sevgisi
bulunan,
her
dine,
mezhebe her inanca saygi duyan ve hosgörü ile bakan, dil, din, irk, renk , ayrimi yapmayan, eline diline sahip olma ilkelerini bulunduran, gelmek isteyen, inancli insanlari catisi altina, insanları yasadiklari toplumda kendi istekleriyle kendi kendilerini yargilamalarini saglayan, demokrat, esitlikçi, paylasimci düsünceyi savunan, zalime ve zulme karsi gelen, mazlumun yaninda olan, seriatin bagnaz kuralllarina bagli olmayan, ve onu reddeden, Islam dinini kendine göre ve sunni inancin disinda yorumlayan, asli dogruluk, dostluk, merhamet, görüsü esitlik, hazinesi bilgi, meyvasi sevgi hamuru ile yogurulmuş, insani Kamil ve erdemli insan yaratmayi ön gören, Allah korkusu ile degil, sevgisi ile Tanriya yönelen, Enel-Hak ile insanin özünde tanriyi gören, edep ve ahlakligi yasamin temeline oturtan, insani yücelten, Insanin ahlakli ve karakterli yasam ilkelerini belirleyen, Hz. Muhammed ve Hz. Ali’den gelen neslin imametini teberra ve temenna ilkesi ile sahiplenen, dini bicim ve sekil olarak degil, gercek anlamiyla algilayan ve tüm bunlari Kirklar Cemi ile yürüten bir inanc sistemidir. Alevilik Aleviler icin üst kavrami, Bektasilik ve Kizilbaslik ise alt kavramlari olusturur.
Alevilikte Allahtan baska Tanri Yoktur.
4 Kapi 40 Makam Nedir ? Yolumuzun erkani 4 Kapi 40 Makamdir. Bu 4 Kapi ve 40 Makam söyledir.
4 Kapi;
• • • •
Seriat Kapisi Tarikat Kapisi Marifet Kapisi Sirr-i Hakikat Kapisi
1- Seriat Kapisinin Makamlari; • Iman getirmek • Ilim ögrenmek • Salat, oruc, zekat ve hac ve gaza eylemektir ve cenabetten arinmaktir. • Helal istemek, kazanmak, faizi haram saymaktir. • Nikah Kiymak • Hayz ve Nifazin Nikahi haram eylemesi • Temiz giymek, temiz yemek • Sünnet-i Cemaat • Sefkat • Emri marut, yaramaz islerden kacinmak.
2- Tarikat Kapisi: Egitim ve ögretim müessesesidir; • El alip tövbe kilmak • Mürid olmak • Sacin gidermek ve libasini giymek (gösterissiz kilik kiyafette bulunmak.) • Insanın nefsi ile mücadele etmesi • Hizmet etmek • Korku (hata yapmaktan, gönül kirmaktan, kötülük yapmaktan kork) • Umut tutmak • Hirka, (sadelik), Zembil (Hakkin yolunda giden, ulu tanrinin dostlugunu arayan , kendisine tanri sevgisinin atesiyle yol gösterecek aydinlatici aramak icin durmadan gezip dolasmayi), Makas (dünya ile ilgili her türlü ihtirasin tehlikeli olabilecek her türlü düsüncenin zihinlerden sökülüp atilmasi), Seccade (Tanrinin karsisinda insan oglunun ne kadar aciz oldugunu kavrayarak kibir hirs kendini begenmislik gibi duygulardan uzak durmak), Ibret , Hidayettir. • Sahib-i makam sahib-i cemiyet, (Cevresinde kendisine ve bilgisine güvenen bir topluluk olusturabilecek bir kisi sahib-i cemiyet olacak) • Ask ve Sevk ( Bu makama gelmis Hak, bu kapida aldigi gereli bilgi birikimi ile, belli bir olgunluk düzeyine ulastiktan sonra ve saglam ahlak degerlerine sahip olduktan sonra yoluna yine devam ederek o kutsal amacina ulasmak ister bunun özlemini duyar. Böyle özlemi duyan Tarikat kapisindan Marifet Kapisina gelmistir.
3- Marifet Kapisi; • Bu kapida Yolun Talibi daha derin arastirmalar ve incelemeler yaparak dogrulari ve Hakki daha derinden kesfedecektir. • Edep (Yolumuzun ahlak kurallarina aykiri hicbir davranista bulunmamaktir) • Korku (Insanlari cirkin ve zararli düsüncelerden koruyacak bir güc kaynagidir) • Perhis/ Yetinmek (Her türlü asiri istek ve yönelislerden ve her türlü asiri düsünce ve duygulardan perhizkarlik yapmasi) • Sabir / Kanaat (Insan ancak sabir ile karsilastigi zorlukların üstesinden gelir) • Utanmak (Utanma duygusunu hissetmek ve tasimak olgunlasmanin bir cok baska önemli ve degerli ögesini olusturur.) • Cömertlik (Bir insan, bir arif kisiye gercek bir tanri dostuna cömertlik yakisir.) • Ilim (Insan ancak ilim ile yolunda saglikli yürüzebilecektir) Miskinlik (Gösterissiz yasamak) • Marifet (Kaynagini bilimden ve ulu Allaha karsi duyulan sonsuz bir sevgi, bir doyumsuz ask ve bitmez bir özlemden alan hem bilim hemde sezgi ve ice dogma yoluyla yüce tanrinin zati ve kainatin olusumuyla ilgili tüm sirlari sakladigi tüm gercekleri bilme alma halidir) • Kendini bilmek (Kendini bilen kisi Hakki da görmüs olur. Ve insan-i Kamil olmak yolunda büyük bir adim daha atilmis olur)
4- Hakikat Kapisi; Insan bu kapidan gectikten sonra Tanri dostluguna kavusmak o sonsuz deryaya ulasarak , orada eriyerek yok olan bir damla haline dönüsmenin hazzini tadar. Bundan sonra dönüp insanliga hizmete gitme kapisidir. • Toprak olmak (alcak gönüllü olmak) • 72 Milleti ayiplamamak (Dünya insanliginin hic birini hor görmemek ve ayiplamamaktir) • Elinden geleni men kilmamak (Kisisel fedakarliklar yaparak dilek sahibinin derdine derman olmaktir) • Herseyin kendisinden güven kilmasi • Tanriya riza göstermek • Sohbet • Seyir (Insan tasavvuf felsefesine göre 3 önemli yolculuk yapar. 1- Tanri katinda bir asli ve gercegi olarak yaratilir ve dünyaya gelir. 2- Dünyada insanlar kamil olabilme ugruna verdigi cabalar sonucunda makamina ulasir. 3- Tanriya seyirdir. • Sirr (Gercek olan tek varlik Yüce Allah’in varligidir. Dolayisiyla gercekle ilgili sirlar, Allah’a ait sirlardir) • Münacattir. (Tanriya ulasma, O’na siginmadir.) • Müsahade (Tanrinin cemalini görebilmek o erisilmez zevke erebilmek yeri, mutlak gercege ulasmaktir.)
HZ. ALI: Doğumu ve Çocuklugu Mekke'de Fil Yili'nin (Amm’ul- Fil) 30. yilinin on ücüncü günü, bazi rivayetlere göre Zilhicce ayinin yedinci günü Kabe’de dünyaya geldi (M.S. 599). Babasi Ebu Talib, annesi ise Esed kizi Fatima'dir. Bebege "Ali" ismi Muhammed tarafindan verilmistir. Hz. Ali Kureys Kabilesi'nin Hasimogullari (Hasimiler) sülalesine mensuptur. Muhammed'in hem damadi hem de amcasinin ogludur. Sii inanisina göre, ilk müslüman, Kabe'de dünyaya gelen tek insan ve hayati boyunca Allah'tan baska bir seye tapmamis ilk müslümandir. Alevi yolunun kurucusu, Imamların basi, Hz. Hasan ile Hz. Hüseyin’in babasidir. Tarikatta ‘Yol Ali’nin deyimi ile anilir. Hz. Muhammet ile ayni gömlege girdigi (bir olduğu / Kirklar ceminde Müsayib oluslari), bu yüzden Hz. Muhammed’le ayri tutulmamasi gerektigine inanilir. Lakin Makam farkliliklari göz önünde bulundurulmalidir. Hakk'a yürüyüsü Ramazan ayinin 19. gününün safak vakti Ali Ibadet ederken zehirli kiliciyla kafasina agir bir darbe indirdi. Halife Ali bin Ebu Talib, Abdurrahman bin Mulcem'in kilic darbesinden sonra söyle dedi: “Fuztu ve Rabb’il Ka’be!” (Kabe’nin Rabbine andolsun ki, kurtulusa erdim!). Iki gün evinde yattiktan sonra, hicretin 40. yili Ramazan ayinin 21. günü Hakk'a yürüdü (Milat'dan sonra 661) Lakapları • Siir-i Yezdan, • Kur'an-ı Natık (konuşan Kuran), • Haydar-Kerrar, Vechullah, • Murtaza, Şah-ı Evliya, • Sah-i Velayet, Ebu Turab, • Esedullah (Allah'in Arslani), • Sah-i Merdan; Levh- i Mahfuz Kalemi, • Seyf Allah; Emr-ül Müminin.
EHL-I BEYT Yani ev ahalisi manasına gelir. İslam dininin son Peygamberi Muhammed'in ev ahalisi icin kullanilan bir terimdir. 1. Hz.Imam Ali-yül Murteza 2. Hz.Imam Hasan-i Mücteba 3. Hz.Imam Hüseyin-i Dest-i Kerbela 4. Hz.Imam Zeynel Aba 5. Hz.Imam Muhammed Bakir-i Beka 6. Hz.Imam Cafer-i Sadik Sitki Sefa 7. Hz.Imam Musa-yi Kazim Cismi Pak 8. Hz.Imam Ali Riza Sah-i Horasan 9. Hz.Imam Muhammed Taki 10. Hz.Imam Sah Ali Naki 11. Hz.Imam Hasan Asker-i Gazi 12. Hz.Imam Muhammed Mehdi Sahib-i Zaman
ALEVILIKTE KERBELA OLAYI Kerbela olayı aradan asırlar da geçse unutulmayacak kadar derin, anlamlı, ögreticidir. Kerbela, iyi ile kötünün, zalim ile mazlumun, lanetli ile kutsalın, karanlık ile aydınlığın hesaplaşmasıdır. İmam Hüseyin burada kutsallığı, mazlumu, aydınlığı temsil etmektedir. Kerbela Olayı’nın kökeni Hz. Peygamberin veda hacı’na ve yazılmayan vasiyetine kadar gider. Bilindiği gibi Hz. Muhammed peygamberliğini açıkladıktan sonra İslamiyet hızla gelişti. Bu gelişme Mekkeli müşrikleri telaşlandırdı. Onlar Hz. Muhammed’e olmadık engeller çikardilar. Hz. Muhammed bütün bu engelleri aştı. Hz. Muhammed bütün bu müşriklerin, putperestlerin çikardigi sorunlar ve engellerle mücadelede en büyük yardımı Hz. Ali’den görüyordu. Hz. Ali Peygamberin yanında eğitim almış, İslamiyet’i ilk kabul etmiş ve aynı zamanda Peygamberin kızı Hz. Fatma ile evlenerek Peygamberin soyunun sürdürücüsü olmuştur. Hz. Ali Kuran’da geçen ve onlarca hadiste geçen Ehlibeyt’tendir. Ehlibeyt Hz. Muhammed’in ailesi demektir. Ehlibeyt Hz. Muhammed, Hz. Ali, Hz. Fatma, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin’den oluşmaktadır.
Hz. Muhammed’in Medine’ye hicretinden sonra İslam dini gelişmeye devam etti. O kadar gelişti ki, Mekkeli putperestler bile Müslüman oldular. İşte bu putperestlerin içinde Mekke’nin en zengin kişilerinden biri olan Ebu Süfyan da vardı. Ebu Süfyan ve benzerleri İslam’a ve Peygambere inandıkları için Müslüman olmadılar, Onlar gelişen İslamiyet’in maddi değerlerine sahip olmak için Müslüman oluyorlardı. Hz. Muhammed bütün bunları görüyor ve ona göre de önlem alıyordu.
Hz. Muhammed çok açık bir şekilde kendisinden sonra Müslümanların önderinin (Halifesinin) Hz. Ali olması gerektiğini beyan etmiştir. Ama bütün bunlar hiçe sayıldı. Hz. Muhammed’in vefatından sonra bu eskinin putperest, müşrik bezirganları bir ara geçiş dönemi hazırladılar. Bu dönemde sırasıyla Ebubekir, Ömer ve Osman halife oldular. Daha sonraki dönemde ise Hz. Ali halife oldu. Hz. Ali’nin halifeliği daha baştan engellenmiş ve onun aşağılanması, yiğitliğinin, fedakarlığının basitleştirilmesi sağlanmıştı. Hz. Ali bütün bu oyunlara karşi doğru bildiği Hak yolundan şaşmamış, dünya malına, paraya pula tamah göstermemişti. Hz. Ali kendisine yapılan onca haksızlığa karşin sabır göstermiş, İslam toplumunun içine nifak sokulmasın diye, kan dökülmesin diye insanları doğruluğa davetini sürdürmüştür. Ama ne yazık ki, Hz. Ali’nin bütün bu çabalarina karşin dünya malına tamah gösterenler, gözünü iktidar hırsı bürümüş olanlar bunu anlamıyordu. Nitekim Ebu Süfyan oğlu Muaviye yaptığı bin bir dalavere ve haksızlıkla kendisini halife ilân ediyordu. İslamiyet’i bir iktidar aracı olarak görüyordu. Muaviye Hilafeti de babadan oğula geçecek bir kurum olarak şekillendiriyordu. Muaviye dönemindeki Emevi saltanatı salt Hilafet için değil, aynı zamanda kendi iktidarlarına hizmet edecek bütün din dışı gelenekleri, töreleri, adetleri din adına kurallaştırıyor, kurumlaştırıyordu. Hz. Ali ve Ehlibeyt var gücüyle bütün olumsuzlukları gidermeye çalisiyor, insanları gerçeğe davete devam ediyorlardı. Ama Muaviye acımasızdı. Hz. Ali şehit ediliyor, ardından ikinci imam Hasan zehirlettirilerek şehit ediliyordu. Bu arada Muaviye ölüyor, yerine oğlu Yezid geçiyordu. Yezid kendi iktidarı için İmam Hüseyin’i tehlikeli görüyordu. Çünkü İmam Hüseyin Ehlibeyttendir. Yani Hz. Peygamberin torunu, Hz. Ali’nin oğluydu. O, doğruluğun, hakkın, adaletin, gerçeklerin yılmaz savunucusuydu. Bu arada Emevi saraylarında din dışı ne varsa din adına meşru gösteriliyordu. Halk isyan ediyor ama Emevilerin kurduğu askeri teşkilat halka göz açtırmıyordu. İşte Küfe halkı da baskılardan bıkmıştı. Küfeliler her gün İmam Hüseyin’e davet üstüne davet gönderip, kendisini halife olarak kabul ettiklerini belirtiyorlardı. İmam Hüseyin engin öngörüsüyle Küfelilerin ihanet edebileceklerini biliyor buna karşin kendi sorunluluğunun gereğini yerine getireceğini söylüyordu.
Ve İmam Hüseyin yakın aile çevresi ile Küfe’ye varmak için yola çikiyordu. Emevi saltanatının sürdürücüsü lanetli Yezid bu durumu haber alıyor ve önüne engeller çikariyor, onu öldürmek için planlar kuruyordu. Yezid ve taraftarları Küfelilerden, Hz. Hüseyin taraftarlarını baskı altına aldılar. Bazılarını ise rüşvetle ve çesitli vaatlerle İmam Hüseyin’den bağlılıklarını vazgeçirdiler. İmam Hüseyin’in ailesi yaklaşik 70 kişiden oluşuyordu. Buna karşin Yezid’in ordusu ise binlerce kişiden. Yezid’in komutanları, İmam Hüseyin’e Yezid’e biat etmesini ve böylelikle onu bırakacaklarını söylediler. İmam Hüseyin asla zalime biat etmeyeceğini, boyun eğmeyeceğini ve gerekirse bunun için şehit olacağını defalarca tekrarladı. Imam Hüseyin dediği gibi yaptı ve Yezid’e biat etmeyerek, onurlu bir şekilde direnerek şehit düştü. Kerbela Olayı İslam’da safları netleştirmiştir. Zalime asla biat edilmeyeceğini göstermiştir. Alevilik inancında Kerbela Olayı büyük bir öneme haizdir. Aleviler dünyanın neresinde olurlarsa olsunlar, adları ne olursa olsunlar, Hz. Hüseyin’e bağlıdırlar. Onun için oruç tutarlar, yas tutarlar. Onun çektigi acıları bir nebze de olsa hissetmek için çile çekerler. Aleviler sadece yas tutarak İmam Hüseyin’i anmazlar. Aynı zamanda ondan her defasından bir şeyler ögrenirler. Dünya döndükçe Kerbela unutulmayacak.
ALEVILER NEDEN NAMAZ KILMAZLAR Bilindiği gibi namaz Farsça bir kelimdir. Namaz kelimesin Kuran´’a ki karşilığı SALAT'DIR. Salat ise dua, tanrıyı içten anıp selamlama anlamına geliyor. Allah’i içten anıp selamlamanın, duanın ise biçimi, sekli yoktur. Dua, insanin Yaratıcı ile beraberliğidir. Bunun için belli bir saat, mekan, kural yoktur. İnsan istediği vakit, istediği dilde, istediği şekilde dua edebilir, Yüce Yaratıcısına şükür edebilir. Yüce yaratıcıyı anmak, Yaratıcıyla dolu olmak, bir araya gelmek için belli bir zaman dilimi yoktur. Bu her an olmalıdır ve her anda mümkündür. İbadeti belirli zamanlarla sınırlayan kendisini biçimsel kurallar ve şekillerden arındırmamış demektir. Böylesi şekilsel bir kuşatma ise yaşamın gayesine ters bir durumdur.
INSAN-I KÂMIL KIME DENIR Dört Kapı Kırk Makam da sonuncu kapı olan Hakikat kapısına ulaşmış ve böylece Hakikati kavramı olan insana İnsan-ı Kamil denilir. Bir insanın manevi anlamda ulaşabileceği en üst boyut İnsan-ı Kamil’lik boyutudur. İnsanın gerçek manada insan olduğu, Hakikat sırrına ulaştığı, canlı cansız her şeyin gizemine vakıf olduğu aşamadır İnsan-ı Kamil’lik. İnsan, aşama aşama giderek ve bütün kapılara ve makamlara ulaşarak İnsan-ı Kamil olur.
ALEVILIKTE TEVVELA VE TEBERRA NEDIR Tevella - dostluk kurma, dost olma anlamına geliyor. Teberra - uzak durmak anlamına geliyor. Aleviler arasında Tevella ve Teberra'nin manası ise Ehlibeytin dostlarına dost, düşmanlarına düşman olmak anlamına geliyor.
ALEVILIKTE ENEL HAK NEDEMEKTIR Enel Hak kavramını ilk olarak Hallacı Mansur kullanmıştır ve bu kavramı sık sık tekrarladığı için çok ağır işkenceler altında katledilmiştir Enel Hak kavramı Arapça olup kelime manasıyla “ben Hakkım, hakikatım, gerçeğim” anlamına geliyor. Enel Hak; Hakla Hak olmak, insanin kendisini aşması ve Hakka yakınlaşması, Hakkla bütünleşmesidir. Bu manada inancı bir şekiller, biçimler, dogmalar bütünü olarak algılayanlar Enel Hak kavramını da farklı algılamış ve yorumlamışlardır. Hallacı Mansur ve daha sonraları Seyyid Nesimi'nin şahsında dile getirilen bu anlayışın yeteri kadar anlaşilmadığı ve taşidığı felsefi derinliğin -biçimsel boyutuyla da olsa- onu sahiplenenler tarafından dahi doğru bir şekilde alglanmadığını görüyoruz. Hallacı Mansur ve Seyyid Nesimi'yi katledenlerin Enel Hak'kı anlamamalarını ve düşmanlıklarının sebebi bir noktada anlaşilır bir durumdur. Ancak Hallacı Mansur'u sahipleniyor görünenlerinde Enel Hak'kı yeterince algılamadıklarını görmek kabul edilmemesi gereken bir durumdur. Umulur ki Hallacı Mansur ve Seyyid Nesimi'nin yolunu sürdürüyor iddiasında olanlar Enel Hak'kın bilincine varırlar.
ERKAN NE DEMEKTIR Sözlük anlami olarak esaslar, direkler demektir. Alevilik erkani denildiginde Aleviligin esaslari, yol kurallari, kisacasi yolu anlasilir.
3 SÜNNET Allah’ın birligine inanmak, Kalbinde adavet olmamak, kötülük etmemek, Tarikatin emirlerini yerine getirmek
ALEVILIKTE BATIN VE ZAHIR NE DEMEKTIR Batın; içsel, giz, sır anlamına geliyor. Zahir ise görünen, apaçık ortada olan anlamına. Her şeyin bir önyüzü olduğu gibi birde arka yüzü vardır, bir görünen tarafı olduğu gibi birde görünmeyen tarafı vardır. Görünen taraf Zahir, görünmeyen tarafta Batındır
MUSAHIPLIK NE DEMEKTIR ? Musahiplik yol kardesligi demektir. Alevi inancina göre her Alevi kendisine denk düsebilecek baska bir Alevi ile dinsel bir kardeslik tutar; bu ayni zamanda kendisinin ahiret kardesidir. Öz kardeslik kurallarindan daha agir kurallari olan bu yol kardesligi Alevilikte farzdir.
GÖRGÜ NEDIR ? DÜSKÜNLÜK NEDIR ? Alevi yolunda her talip, yilda bir kez tüm toplulugun ve pirinin huzurunda, o yıl icerisinde yaptiklarinin ve yol kurallarina uyup uymadiginin hesabini verir. Burada hem dinsel hem dünya evi sorunlar, sorumluluklar söz konusudur. Eger kisi, topluluk tarafından kabul görülmeyen hatalar, fenaliklar yapmamis ve kurallari yerine getirmisse, pirin ve orada bulunan yol erenlerinin izniyle görülmüs olur. Komsuluk iliskilerinde hosnutsuz, yol kurallarina aykirilik gösteren kisiler düskün birakilirlar. Düskünlük bir anlamiyla toplumun disina cikarmak , cemaatten atmak anlamina gelir. Cezanin büyüklügüne göre gecici ya da sürekli düskünlükler vardir.
ALEVILIKTE AHLAK SISTEMININ TEMELI NEDIR? Alevi sisteminin temeli; Eline, beline, diline hakim olmaktir. Eline demek, kendisine izinli olmazan seylere dokunmamak; beline demek; kendi esi dışında hic kimseyle cinsel iliskide bulunmamak; diline demek; yalan söylememek demektir.
KURBAN Hakk’a sunulan, eti yenilen hayvana kurban denir. Alevilikte Allah yoluna, İnanç yoluna, ululara ve Hakk’a yakinlasmak icin kesilir.
ADAK Bir dilesi yerine getirmek, bir tehlikeden korunmak icin gücüne inandigimiz seylere vaad edilen seylere denir.
LOKMA Dualanmis bir yiyecegin her parcasina denir. Dedelerden ululardan lokma almak sevaptir.
MUHARREM ORUCUNUN ANLAMI NEDIR? Kurban Bayrami Hicri Takvim'e göre Zilhicce ayinin 10. günü baslar. Kurban Bayraminin 1'inci gününden baslayarak 20 gün sayilir. 20'nci günün aksami Muharrem Orucu icin niyet edilir ve oruc baslar. Muharrem Orucundan önce 3 günlük MASUM-U PAK ORUCU tutulur. Bu oruc Küfe'de sehit düsen Müslüm Bin Akiyl ile cocuklari Ibrahim ve Muhammed icin tutulur. Müslüm, imam Hüseyin'in amcasinin oglu Ibrahim ile Muhammed ise amcasinin torunlaridir. 3 günlük Masum-u Pak ve 12 günlük Muharrem Orucu olmak üzere toplam 15 gün oruc tutulduktan sonra Muharrem Ayinin 13'ncü günü kurbanlari tiglanir ve ASURE dagitilir. Kurban imam Ali Zeynel Abidin'in Kerbela Katliamindan kurtulusundan duyulan sevinci belirtir. Muharrem Ayinda eglence yapilmaz, dügün-nisan-sünnet törenleri yapilmaz, kari koca iliskileri kesilir, kurban kesilmez, et yenilmez. Kerbela sehitleri'nin cektikleri susuzlugu hissetmek icin su icilmez, eglence yerlerine gidilmez, sac ve sakal trasi olunmaz. Günümüzde bunlarin bir bölümü uygulanamamaktadir. Örnegin, sakal trasi olmamak gibi... Su saf olarak icilmemektedir. Vücudun su ihtiyaci yenilen yemeklerden, cay-kahvemesrubat-meyve suyu-ayran gibi sivi iceceklerden karsilanir. Alevi inanci sekilcilige takilip kalmayi degil, özü benimser. Aklin ve ilmin yolundan ayrilmaz. Önemli olan imam Hüseyin'in ve diger Kerbela sehitleri'nin cektikleri aciyi ve zorluklari beyninde, kalbinde ve gönlünde duymaktir. Onlar gibi düsünüp, onlar gibi yasayip, onlar gibi inanmaktir. Zalime karsi cikip, mazlumdan yana olmaktir. Elinediline-beline sadik olup insanca ve onurluca yasamaktir. Onlara layik olmaktir. Ölmeden önce ölmek, öldükten sonra yasamaktir. Yasayan ölü olmamaktir. Yarin onlar'in huzuruna alni acik yüzü pak cikmaktir. Onlar'in biraktigi onurlu mirasa sahip cikmaktir. Belirlenmis bir iftar vakti'de yoktur. Aksam olup günes batinca, karanlik gözle görünce oruc acılır. Gece sahura kalkma uygulamasi Muharrem Orucu'nda yoktur. Oruc tutulmadan önce (yatmadan önce) niyet edilir.
HACI BEKTAS-I VELIYE GÖRE ORUC "Ey Derviş bil ki, oruç üç derecedir. Birincisi halk (avam) derecesi, İkincisi Seçkinlerin (havas) derecesi ve üçüncüsü ise seçkinlerin seçkinleri derecesidir. Birinci derece orucu, karnı ve cinsel organları orucu bozan şeylerden korumaktır. ikinci derece orucu, gözü namahreme bakmaktan, kulağı uygun olmayan sözleri duymaktan ve dili konuşmaktan korumaktır. üçüncü derece orucu ise peygamberlere ve evliyalara mahsustur ki, bunlar gönlü Hakk'tan gayri seylerden korur. Nitekim Hz. Ali dünya bir gündür ve orada bizim için oruç vardır. demek ki, onun bütün ömrü oruç tutmakla geçmiştir." Kur'an-ı Kerim'de oruc şöyle buyrulur: "..oruç benim içindir ve ben onu mükafatlandırırım." ( makalat-ı gaybiyye, s. 41) "On geceye yemin olsun" Fecr Suresi 2.
Muharrem ayının onuncu günü, Cenâb-ı Hak on Peygamberine on değişik ikram ve ihsan'da bulunmuştur; 1. Allah, Hz. Musa'ya (a.s.) Ãsura Gününde bir mucize ihsan etmiş, denizi yararak Firavun ile ordusunu sulara gömmüştür. 2. Hz. Nuh (a.s.) gemisini Cudi Dağının üzerine Ãsura Gününde demirlemiştir. 3. Hz. Yunus (a.s.) balığın karnından Ãsura Günü kurtulmuştur. 4. Hz. Ãdem'in (a.s.) tevbesi Ãsura Günü kabul edilmiştir. 5. Hz. Yusuf kardeşlerinin atmış olduğu kuyudan Ãsura Günü çikarilmistir. 6. Hz. İsa (a-s.) o gün dünyaya gelmiş ve o gün semâya yükseltilmiştir. 7. Hz. Davud'un (a.s.) tevbesi o gün kabul edilmiştir. 8. Hz. İbrahim'in (a.s.) oğlu Hz. İsmail o gün doğmuştur. 9. Hz. Yakub'un (a.s.), oğlu Hz.Yusuf'un hasretinden dolayı kapanan gözleri o gün görmeye başlamıştır. 10. Hz. Eyyüb (a.s.) hastalığından o gün şifaya kavuşmuştur.
Muharrem ayı ve Ãsura Günü, Ehl-i Kitap olan Hıristiyan ve Yahudiler tarafından da mukaddes sayılırdı. Nitekim, Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam Medine'ye hicret buyurduktan sonra orada yaşayan Yahudilerin oruçlu olduklarını ögrendi. "Bu ne orucudur?" diye sordu. Yahudiler, "Bugün Allah'ın Musa'yı düşmanlarından kurtardığı Firavun'u boğdurduğu gündür. Hz. Musa (a.s.) şükür olarak bugün oruç tutmuştur" dediler. Bunun üzerine Resulullah Aleyhissalâtü Vesselam da, "Biz, Musa'nın sünnetini ihyaya sizden daha çok yakın ve hak sahibiyiz" buyurdu ve o gün oruç tuttu, tutulmasını da emretti. Aşura günü yalnız ehl-i kitap arasında değil, Nuh Aleyhisselâmdan itibaren mukaddes olarak biliniyor, İslam öncesi Cahiliye dönemi Arapları arasında İbrahim Aleyhisselâmdan beri mukaddes bir gün olarak biliniyor ve oruç tutuluyordu. Peygamberimiz Aleyhissalâtü Vesselam, "Muharrem ayında oruç tut. Çünkü o, Allah'ın ayıdır. Onda öyle bir gün vardır ki, Allah o günde bir kavmin tevbesini kabul etmiş ve o günde başka bir kavmi de affedebilir" buyurdu. Yine başka bir hadiste Peygamberimiz şöyle buyurmuşlardır: "Ãsura Gününde tutulan orucun Allah katında, o günden önce bir senenin günahlarına keffaret olacağını kuvvetle ümit ediyorum." Diğer bir hadiste Peygamber şöyle buyurular: "Her kim Aşura Gününde ailesine ve ev halkına ikramda bulunursa, Cenab-ı Hak da senenin tamamında onun rızkına bereket ve genişlik ihsan eder. Bu aile mefhumunun içine akrabalar, yetimler, kimsesizler, konu komşular da girmektedir. Fakat, bunun İçin fazla külfete girmeye, aile bütçesini zorlamaya lüzum yoktur. Herkes imkânı ölçüsünde ikram eder.
Muaharrem Orucuna Niyet: BiSMi ŞAH. ALLAH ALLAH. ERENLERiN HiKMETiNE. ER HAK MUHAMMET-ALi AŞKINA. iMAM HÜSEYiN EFENDiMiZiN SUSUZLUK ORUCU NiYETiNE. KERBELA ŞEHiTLERi'NiN TEMiZ RUHLARINA MATEM ORUCU NiYETi iLE HZ. FATMA ANAMIZIN ŞEFAATiNE. 12 iMAM, 14 MASUM-U PAK EFENDiLERiMiZiN ŞEVKiNE, 17 KEMERBESTLER HÜRMETiNE HAZIR-GAYiP GERÇEK ERENLERiN YÜCE HÜMMETLERi ÜZERiMiZDE HAZIR VE NAZIR OLA. LANET MÜNKiRE. LANET YEZiD'E. RAHMET MÜMiN'E ALLAH EYVALLAH. HÜ
Oruc Acma Duasi “B-ism-i Şâh, Allah Allah! İmam Hüseyin’e, onun soyuna ve dostlarına selâm olsun! Yezide, soyuna ve yandaşlarına sed hezaran (yüz bin kere) lanet olsun! Hak matem oruçlarımızı kabul eylesin. Gerçeğe Hü!”
Asure Duasi Bism-i Şah…Allah Allah… Barekallah. Şehidler Şahı İmam Hüseyin Efendimizin ve Kerbela şehidlerinin yüce ruhlarının şad olması için barekallah. Cümle erenlerin ruhu için barekallah. Yurdumuzun, Ulusumuzun, Cumhuriyetimizin esenlikte olması için barekallah. Ordularımızın güçlü olması için barekallah. Ahirete göçenlerimiz ve bugün yaşayanlarımız için barekallah. Gökten hayırlı rahmet, yerden hayırlı bereket vermesi için barekallah. Muhammed Mustafa, Aliyyel Mürteza, İmam Hasan, İmam Hüseyin, Kerbela Şehidleri ve Hünkâr Hacı Bektaş Veli hakkı için el-Fatiha ve salevat. Gerçeğe hü…
Asure yedikten sonraki dua Bism-i Şah …Allah Allah… Allah, Muhammed, Ali, Oniki İmam Efendilerimizin ruhu revanları, şâd ve handan ola. Münkir ve münafıklar mat ola, müminler şâd ola. Lokmalarımız dertlere deva ola. Matem-i Hasan ve Hüseyin ola. Cümlemize haklı hayırlı kısmetler verilmesi için … Nur-u Nebi, Kerem-i Ali, Pirimiz Hünkâr Hacı Bektaş Veli demine Hü.
ALEVILIKTE ASIGIN SAZIN VE DEYISLERIN ÖNEMI NEDIR? Alevi ibadetinde, gerekse sosyal yasaminda büyük yer ve önem tasir. 12 hizmetten biri asiga aittir; yani asiksiz Alevi ibadeti yapilmaz. Makam olarak pirden sonra gelsede, 12 hizmetin en agir yükünü tasir. Asik saziyla bestelerini yapar, calar, cagirir. Alevi ibadetinin vazgecilmez parcasi semah, bu saz asik bütünlesmesi icerisinde dönülür. Alevi deyisleri gecmis tarihleri, Alevi düsünce ve ögretisini, günlük yasami, dünyasal iliskileri konu alir. Deyisler ayni zamanda Alevilerin gülbenklerini olustururlar. Yine ayni deyislerle Tanri ile iliskiler kurulur.
SEMAH NEDIR? Alevi inanisinda büyük bir yer tutar. Sözcük anlami; günahlardan arinmak anlamina gelir. Cem'de Dönerek yapilan bir ibadetdir. Cem'in esi olmayan bir parcasidir. Alevi Cemindede öyle kabul edilir. Semahlar Zakirin Sazi ve sözü ile dönülür. Aska gelen her Can'in Semah eylemesi makbuldür. Yalniz girmeden önce Hak'a niyaz edilir. Her yörenin farkli Semahlari mevcutdur. Miraçlama, Ali Nur Semahı, Kırklar Semahı, Turnalar Semahı, Erkân Semahı, Gönüller Semahı, Hubyar Semahi, Nurhak Semahi, Ya Hızır Semahı, Nevruz Semahı, Hacı Bektaş Semahı, Muhammed Ali Semahı
CEM NEDİR? Sözcük anlami olarak, birlesme, birlik olma, bir araya gelme demektir. Alevi inancinda, ibadet icin cem olma, bir araya gelmeden yola cikilarak, bütünlesme anlaminda kullanilir. Ibadetin yapildigi yere cem evi denir. Alevi inanci cemsiz düsünülemez. Bir Alevinin dogumundan ölümüne tüm yasantisi cem ile baglantilidir. Yola girdigi, müsahib tuttugu, erkan gördügü, görüldügüsoruldugu yerdir. Cemin cok cesitleri vardir. Kurban cemleri, görgü cemleri, Abdal Musa cemleri, Bayram cemleri.
CEMDE 12 HIZMET VE ÖNEMLERI 1- Mürşid (Dede) Görev itibariyle Hz. Muhammed, Hz. Ali ve Haci Bektasi Veliyi temsil eder. Cem Erkani Baskanlığını yapar,ikrar alır nasip verir. Cenaze, Müsahiplik, Nikah, Sünnet, Ad takar (isim takar).
2- Rehber Görev itibariyle Imam Hüseyin´i temsil eder. Yola girmek isteyenleri hazırlar, yol gösterir. Mürşidin en yakin yardimcisidir.
3-Gözcü Görev itibariyle Ebuzer Gaffari’yi temsil eder. Rehberin yardımcısıdır. Cem’in sessiz ve sakinlik icinde gecmesini saglar. Cem’in bekcisidir.
4- Çeragcik (Delilci) Görev itibariyle Cabir El Ensari’yitemsil eder.Cem evinde bulunan aydinlatma araclarini yakar.Buhardanliklari ve Mumlari (Ceraglari) hazirlar.
5- Zakir (Aşik) Görev itibariyle Bilal Habes’i temsil eder. CEM’de Tevhid, duazde imam, Mersiye, Semah, Nevruzi ye söyler.
6- Süpürgeci (Ferras) Görev itibariyle Selman’i Piri paki temsil eder. CEM evinin sürekli temizligi ile meskul olur.
7- Meydancı Görev itibariyle Hüzeyme tül Yemeni’yi temsil eder.CEM evinde Semahserleri kaldirir. Postları yerine dizer.
8- Niyazcı Görev itibariyle Mahmut el Ensari’yi temsil eder. Kurbanlaritekbirler ve keser. Gelen Lokmalari alir ve dagilimini saglar.
9- Ibrikcı Görev itibariyle Kamber Hz.lerini temsil eder. CEM de Mürsidin ve Cem erenlerinin abdest almalarini saglar.
10- Kapıcı Görev itibariyle Gülam Keysani’yi temsil eder. Cem’e gelen erenlerin evlerini gözetler.
11- Peyikçi Görev itibariyle Amri Ayyari’yi temsil eder. Cem olacagini tüm canlara duyurur.
12- Sakacı Görev itibariyle Ammari Yaseri’yi temsil eder.Cem evinde Su Serbet, Saka, Süt v.b. dagilimini saglar.
HIZIR ORUCU Şubat ayı içerisinde tutulan bir oruçtur genellikle 3 gün Kurbanı olanlar için 5 gündür. Hızır orucu Evvel-Ahir peygamberlerden (Kimi kaynaklar pergamber değilde ermiş evliya kabul eder.) Hızır (as.) yüzü suyu hürmetine tutulur. Bir rivayete göre hızır peygamber Türklere gelen peygamberdir. "... Rivayet odur ki...Hızır peygamber'in bir boz atı vardır. Her kim dara düşse "Yetiş Ya Hızır Dese" Hızır orda olur, yoksulların, darda , zorda kalanların yardımına koşardı. Hızır Peygamber tam 1000 yıl ömür sürdü. Kavminde çok sevilen herkesin hürmet ettiği bir Ulu zattı. uzun bir zaman sonra, Azrail, Hızır peygambere göründü... Azrail: --- "Ya Hızır Hak seni cennetine çagirir hazırlıklarını tamamla..." Hızır peygamber, yine "Yetiş ya Hızır" diyenlerin yardımına koşuyor... her derde derman oluyordu. Hakk'a yürüyeceği gün Hızır peygamberi bir hüzün kapladı. Azrail: "Ya Hızır neden hüzünlenirsin? Yksa ölümden mi korkarsın?" Dedi Hızır Nebi:--- "Ya Azrail, benim hüzünlenmem , ölüm korkusundan değil, benden sonra darda kalanların durumuna üzülürüm..." Bu durum, on sekiz bin Alemin yaradanına malüm oldu... ve hak'tan nida geldi --- "Ya Azrail, kulum hızırı Atıyla birlikte kevser havuzunun başina götür ve kana kana içsinler, İçsinler ki kıyamete kadar darda zorda kalanların yardımına gitsinler..." Ve bu nedenledirki Hızır nebi, o tarihten kıyamete kadar aramızdadır... ve gönülden "Yetiş ya Hızır " diyenlerin yardımına koşar.
Hızır orucuyla ilgili bir başka kaynak ise , İbn-i Abbas'tan rivayet olunan, bir hadisi Şerife ve buna ilişkin olarak inen Ayete dayanır: "... Cennet gençlerinin efendileri, İmam Hasan ile İmam Hüseyin hastalanır. Ateşler içinde bir şey yiyip içmeyip baygın olarak yatarlar. Velayetin nuru ve Fatıma-ül Zehra Peygamber efendimize gitmekte çareyi bulurlar... Peygambere lisanınca durumu anlatırlar.Hz. Fatıma çocuklarin bu haline çok üzülür. Babası Hz. Muhammed’e gider. Ya Babam, ya Allah’ın Resulü Hasan ile Hüseyin çok hasta ateşler içinde yanıyorlar, acılarına dayanamıyorum, ne yapacağım ben." der . Hz. Resul bunun üzerine, "kızım git niyet edin, 3 gün nezir orucu tutun" der. Hz. Fatıma eve gelir, Hz. Ali’ye anlatır. Hz. Ali’de niyet ederek Hz. Fatıma ile birlikte 3 günlük oruca başlarlar Birinci gün akşam olur, sofrayı kurarlar herkesin önünde birer parça arpa ekmeği vardır, tam yemeğe başlarlar ki kapı vurulur. Kapıyı açarlar. Karşilarına biri çikar “ya Ali ben yoksulum ve kaç günden beri açım der, yiyeceklerinizi bana verir misiniz” der. O gün ucundan birer parça kopardıkları ekmeklerini yemeyip o yoksula verirler. İkinci gün; yine oruç tutarlar akşam olduğunda aynı şey olur, sofrayı kurarlar birer lokma yedikten sonra yine kapı çalinir. Kapıyı açarlar karşilarına biri çikar “ya Ali ben yetimim kaç günden beri açım” der, o günde yiyeceklerini o yetime verirler. Üçüncü gün de aynı şey olur, bu defa gelen esir olduğunda, sahibinin kendisine yiyecek vermediğini söyler ve o da Hz. Ali’den yiyecek ister. Hz. Ali o günde yiyeceklerini esire verir. Esir gittikten sonra tekrar kapı çalinir ve kapıyı açarlar Bu defa gelen Hz. Resuldür, Hz. Resul eve girer, oturur, Hasan ve Hüseyin’i dizleri üstüne alır ve şöyle söyler “Ya Ali bu yavruların hastalığı beni de üzdü” der ve sorar. “Orucunuz nasıl geçti ya Ali” der. “Sana ayandır Ya Allah’ın Resulü” Allah’ın rızası için 3 gün oruç tuttum, orucumuzu açarken, bir yoksul, bir yetim, birde esir geldi. Yiyeceklerimizden her gün birine verdik der. Hz. Resullullah “o gelenler kimdi? Tanıdın mı? ya Ali” der. “Sana ayandır Ya Allah’ın Resulü” der. Hz. Peygamber gelenlerin Hızır olduğunu söyler... Bu sırada Cebrail aleyisselam gelir ve Aşagıdaki ayet nazil olur; "Allah Eyvallah, Şeyhen Eyvallah İsm-i Şah Bism-i Allah Allah"
Ayet 7: Onlar verdikleri sözü tam bir biçimde yerine getirirler ve kötülüğü salgın olan bir günden korkarlar. Ayet 8: Yoksula yetime ve esire, yemeği severek yedirirler. Ayet 9: Biz size yalnız ve yalnız Allah rızası için yediriyoruz. Sizden bir karşilık da bir teşekkür de istemiyoruz derler (İnsan Suresi 7-8-9) Hızır Orucu Şubat ayı içerisinde, 13-14-15.'de tutulan bir oruçtur... Bilinenin aksine uydurma değil. Kur'an-i dayanakları vardır. ve Sünnettir..
NOT: El-Keyf Suresinde, Ayetlerinde, HIZIR Peygamber, isim verilmeden "...Kullardan bir Kul" olarak geçmektedir. O, Kulun Hz. Hızır olduğunu bildiren hadis kaynakları: 1-Sahihu’l Buhari, 2-Sahihu Müslüm, 3-Tirmizi Diğer Kaynaklar: 1- Mısır, Mat. Amire 1283, c. 1, s. 404-409. 2-Sefinet’ül-Bıhar, s. 389-391
Hz. Muhammed Mirac ve Kirklar Cemine ugrayisi: Kırklar Cemi, Alevilik ve Bektaşilik'te önemsenen Muhammed'in, Mirac'a çiktigi gün yaptığı söylenilen toplu ibadettir. Buyruk'ta (Imam Cafer-i Sadik Buyrugu) anlatılana göre: Muhammed atı Burak ile Mirac'a çiktigi gün Tanrı ile doksan bin kelam konuşur. Bunun otuz bini hakikatli sır olarak Ali'de kalır. Muhammed'e Mirac'da bal, elma ve süt verilir. Bal aşkı, sevgiyi, elma ise dostluğu temsil eder. Mhammed'in önüne bir aslan çikar. Muhammed gaipten bi ses duyar: "Parmağındaki yüzüğü aslanın ağzına atması" istenir. Böylece Muhammed aslan atlatır ve Tanrı ile görüşür. Şehre dönerken yolda bir dergaha rastlar. Kapyı çalar içerden: "Kimsiniz" diye sorarlar. Muhammed: "Ben istiyorum" der.
peygamberim
içeriye
girmek
İçeriden: "Peygamberliğini git ümmetine yap. Bizim aramıza peygamber sığmaz" diye cevap gelir. Muhammed ayrlrken yine gaipden bir ses ayrılmamasını, kapyı tekrar çalip, yeniden farklı bir şekilde yanıtlamasını söyler. Bu sefer Muhammed: "Bende sizden biriyim. Bir insanım. Sizi görmek istedim" der. Bu sefer kapı açılır. "Hoşgeldin sefa getirdin, uğur getirdin" diye kaşlanır. İçeride 17'si kadın 22'si erkek tam 39 kişi vardır. Muhammed'e yer gösterilir. O'da gösterilen yere oturur. Ali'de meclistedir. Muhammed tesadüfen Ali'nin yanına oturur. Muhammed sorar. "Size kimler denir?" der. "Bize Kırklar denir" diye yanıt alır. "Ama burada 39 kişi saydım" der. "Selman-ı Pak Can Parstadır"denir. "Peki sizin ulunuz, büyüğünüz, küçüğünüz kim" diye sorar Muhammed. Gelen yanıt şöyle olur: "Bizim küçüğümüz, büyüğümüz yoktur. Küçüğümüz de uludur, büyüğümüz de uludur. Birimiz kırkımız, kırkımız birimizdir" denir. Bunun üstüne Muhammed meclisten bunu kendilerine kanıtlamalarını söyler. O sırada Ali kolunu uzatır ve gömleğini sıyırır. İçlerinden biri "destur" diyerek bıçağın ucu ile kolunu hafif kanatır. Kolundan bir damla kan akar. Onu, her can'ın kolundan birer damla kanın gelmesi izler. 40. canın bir damla kanı da pencereden içeri gelir. Bu ise Selman-ı Pak'ın kanıdır. Sonra Ali kolunu bağlar, hepsinin kanaması durur.
Büyük bir coşku ile vecd halinde Semah dönülürken Muhammed'in başindan sarığı (imamesi) düşer. Kırk parçaya bölünür. Kırklar parçaları bellerine bağlarlar, kemerbest olurlar. Muhammed, Kırklar Meclisi'ne pirlerini sorar. "Pirimiz Ali'dir" derler. Böylece, Muhammed, Ali'nin de orada olduğunu ögrenmis olur. Ali, Muhammed'in yanına gelir. Muhammed Ali'nin parmağında, Mirac'a giderken "Aslana" verdiği yüzüğü (hatemi) görür. Ali'ye sarılır, O'nu bağrına basar.
HÜNKAR HACI BEKTAS-I VELI KIMDIR Anadolu Alevilerinin piri olan Hacı Bektaş Veli, kesin olmamakla beraber 1210’da doğmuştur (1271’de hakka yürümüştür). Horasan’dan gelip Anadolu’ya yerleşmiş, burada çilekes Anadolu insanının yolunu aydınlatmış, gönüllerini muhabbet ile doyurmuştur -bu misyon bugünde canlılığından hiç bir şey kaybetmeden, hatta daha da sağlamlaşarak devam ediyor-. Hacı Bektaş Veli’yi ölümsüz kılan, onun Anadolu insanı şahsında insana/insanlığa verdiği değerdir. Hacı Bektaş Veli’nin hayatı hakkında bir çok tez var. Bu tezlerin sahipleri genellikle büyük Hünkar’ı kendi ideolojik şekillenmelerine göre değerlendiriyorlar. Yalnız şu bir gerçek ki; ne kadar muğlaklaştırmaya çalisirlarsa çalissinlar, Hacı Bektaş Veli gerçekliğini yok edemezler. Bu açıdan baktığımızda Hacı Bektaş Veli’nin kronik hayat hikayesinden çok önemli olan onun insanlığa kazandırdığı değerlerdir. Bu değerlerin başinda da, ‘her ne arar isen kendinde ara’ ve ‘eline beline diline sahip ol’ ilkeleridir. Bunlar yüzlerce cilde sığacak olanı üç satırla belirtiyor.
7 ULU OZANLAR KIMLERDIR 1. Şah Hatayi 2. Pir Sultan Abdal 3. Kul Himmet 4. Yemeni 5. Virani 6. Fuzuli 7. Seyit Nesimi
17 KEMERBESTLER KIMLERDIR Onyedi Kemerbest; Hz. Muhammed’e, Hz. Ali’ye, Ehlibeyt’e bağlı kırklar meclisinin üyeleri arasında bulunan, Hz. Ali tarafından kemerleri bağlanmış olan onyedi önderdir. Onyedi Kemerbest’in çogu Ehlibeyt yolu için şehit olmuştur. Onyedi Kemerbest’in adları: 1. Selmani Farisi
10. Abu el Hişam
2. Ammar bin Yaser
11. Haris Şeyhani
3. Malik Eşter bin Haris
12. Haşim bin Utbe
4. Muhammed bin Ebubekir
13. Muhammed bin Abu Hazika
5. Veysel Karani
14. Kamber hazretleri
6. Abuzer Gaffari
15. Murtefi bin Vezza
7. Harrim bin Haris
16. Said bin Kays
8. Abdullah bin Yedi-Hazai
17. Abdullah bin Abbas
9. Abdullah bin Adiel
2010 ALEVI INANC TAKVIMI 13/15 Subat Hizir Orucu 21 Mart Hz.Ali Dogumu 5/6 Mayis Hidirellez Senlikleri 6/7 Haziran Abdal Musa Senlikleri 2 Temmuz Sivas Sehitlerini anma günü 16/18 Agustos Haci Bektas-i Veli Anma Törenleri 10 Ekim Hz.Hüseyin'in Sehadeti 16 Kasim Kurban Bayrami 7 Aralik Muharrem Orucu ilk gün 19 Aralik Asure Günü ve Kurban tiglanmasi
Hz.Muhammed Dili ile, Hz.Ali g旦nl端 ile, Hizir Aleyhisselam her daim cem-i c端mlemizle ola. Ask ile Semah D端nmez