Barkod Dergi -1

Page 1

MARKETLERDEN

BiR SES YÜKSELiYOR!


aciliş ,

“Hoş geldiniz, ABC Kartınız var mı?” Şu ürünler indirime girdi almak ister misiniz?” Çiling… çiling… çiling… dııt… dııt… 8690744300035… “NE KADAR DA YAVAŞSINIZ!... BAŞKA KASA NEDEN AÇILMIYOR ACABA?” “İyi günler, yine bekleriz…” Hoş geldiniz ABC kartınız var mı?...” Çiling… “BEN BU ÜRÜNÜ ALMAYACAĞIM… Kasa anahtarı kimde arkadaşlar???” “Neee!! Kasada açık mı var??” “BU NASIL BİR MAĞAZA BÖYLE?? BU ÜRÜNÜN FİYATI NE? GEÇEN GÜN İNDİRİMDE DEĞİL MİYDİ? İNDİRİMDE KALACAĞI SÖYLENDİ?” “Ön yüzler yapılmamış, neden? Etiketler yanlış mı yapılmış?… Paspas atın…” “Çok yavaşsınız, hadi hadi hadi…” “-Ama benim mola kullanma vaktim geldi… -İş bitsin sonra kullanırsın… Hadi arkadaşlar işlerin yetişmesi gerek. Aramızda konuşmayalım lütfen. Sana diyorum!” “Baksana şuna turp gibi geçen gün hastaymış da işe gelmemiş, onun yüzünden müdür bize kızdı ONUN YÜZÜNDEN çok çalıştık…” “Mal geldi, mal vurun… Benim mesaim bitti ama… SKT’leri ayarlamadın ki nereye gidiyorsun?” “Bu mağazada hiç kimse çalışmıyor of pof…”

B

u market işçisinin bir gününden kesit. Çok çalışıyor market işçiler ama işler yetişmiyor. En az sekiz saatlik (bazı marketlerde bu 10 saati hatta 12 saati de

: barkodmarketinicsesi

2

buluyor) iş gününde sürekli çalışmak zorunda. Baskı ve mobbing, kimi zaman hakaret günlük olmazsa olmazı. Yöneticiler ayrı dert müşteriler ayrı dert... Bir de geçim derdi var. Dertlerinden gerim gerim gerilen yine market işçileri. Ama patronlar yıllık şu kadar ciro yaptıklarından, bilmem kaç tane mağaza açtıklarından bahsedip duruyorlar. “Orda çalışmasın efendim o zaman başka bir işe girsin” diye düşünülebilir. Mesele bir kişinin meselesi değil ki, marketlerdeki genel bir mesele. Hatta çok çalışmak ve emeğinin karşılığını alamamak tüm iş yerlerinde aynı sorun. Bu sorunların çözümü için yola çıktık. Öncelikle birbirimizden haberdar olmak için. Aynı sorunları paylaşanlar birbirlerini daha iyi anlarlar diye düşündük. Neler neler yaşıyoruz ve sesimizi çıkarmıyoruz hep içimize atıp çalışıyoruz. Eve ekmek götürmek, yaşamı devam ettirmek için... Bazen müşteriye bazen yöneticiye kızıyoruz. Ama susuyoruz. Aynı sorunları yaşayan diğer işçi arkadaşlara kafayı takıp gerçek soruna gözlerimizi kapatıyoruz, kapatmalarına izin veriyoruz. Hayatımız reyonlardan, barkotlardan, müşterilerden, yöneticilerden ibaret değil. Artık susmayalım… İçimize attıklarımız yeter! Söyleyemediklerimizi söylemek istiyoruz. İçimizdeki sesi dışarıya çıkarıyoruz: Market işçileri köle değildir. Alın teriyle geçinen market işçileri, insanca çalışmak ve onurluca yaşamak istiyor. Birlik ve beraberlik içinde kendi sorunlarına çözüm bulmak için yola çıkıyor. Dergimizin ismini market işçilerinin baş belası “BARKOD” diye seçtik. Her yanımız barkod olmuş durumda. Barkodlar patronlar için çok önemli oysa işçilerin bir barkod kadar bile değeri yok. Ancak bizim hayatlarımız barkodlardan daha değerli. Barkodlaşmayacağız ve BARKOD’ları parçalamaya geliyoruz.

İletişim: 05302317747 Ekmek ve Onur Gazetesi özel sayısıdır. BARKOD


A-101 işcileri anlatiyor , B

izler parayı çalışarak hak eden, boğazımızdan helal para geçsin diye emek harcayan, ter döken işçileriz. Tüm emekçiler bir ailedir. Bu dünya üzerinde her emekçinin ortak noktası hakkıyla kazandığı parayı hakkıyla yemek istemesidir. Denizdeki kum taneleri, gökyüzündeki bulutlarız biz. Hiç birimizin diğerinden farkı yoktur. Dur demenin zamanı geldi “Hakkımız olanı istiyoruz” demek zamanı gelmedi mi? Ne zaman hakkımızı savunacağız? Şimdi artık tam zamanı... Hakkımız ne mi? Hakkımız insanca çalışma, hoşgörü, anlayış. Hakkımız ücretlerimizin yüksek olması ve gülümseyerek ailemizle vakit geçirmek. “Ay sonunu nasıl getiririm?” demeden. Hayatımız işten ibaret olmamalı Haketmedigimiz sözlere,davranışlara, hakaretlere katlanıyoruz, baskıya göz yumuyoruz. Bizi gücümüz tükenene kadar çalıştırmak istiyorlar. Yemesin çalışsın diyorlar. Gezmesin çalışsın diyorlar. Eşiyle çocuğuyla ailesiyle

S

ilgilenmesin çalışsın diyorlar. Sosyal hayatı olmasın çalışsın diyorlar. SUSMAYALIM Onların tek düşüncesi 7 bin mağazaya ulaşmak. Sonra da 10 bin. Peki işçilerin bu başarı da payı ne? Onlara göre HİÇ. Ama aslında ÇOK. Şimdi konuşmaktan, derdimizi herkese anlatmaktan, çenemizin ağrıması gerekiyor. Susma sustukça sıra sana gelecek!

NE LAZIMSA CARREFOURSA

logan her şeyi anlatıyor. Tüm diğer marketler gibi sömürü, hak gaspı, fazla çalışma, mobbing… Her şey var. Kendisi mini sömürü maksi Mini marketlerde depocu, reyoncu, kasiyer, manav hepsi birden olup çalışma zorunluluğu var. Her işi yapmak ayrı bir yorgunluk yaratıyor. Özellikle mesai saatleri tam bir kaos. Mesela tam mesai bitecekken gelen mallar işçilerin mesai saatlerinin uzamasına neden oluyor. Karşılığında da ek bir ücret alınmıyor. Ya da reyon dizerken kasaya da koşturmak iki işin de yarım yamalak yapılmasına neden oluyor. Mini marketlerde çalışan bir işçi olarak diyebilirim ki kendisi mini olmasına karşın sömürüsü maksimum oluyor. Zaten şirketin

de karına kar kattığı yer mini marketler. Eksik eleman sorunu Market şirketlerinin mini market açmaları çok kolay; 3 eleman, 2 yönetici, deposu olan bir dükkan her şey tamam… Hatta kimileri sırf reklam amaçlı açılıyor. İşte bu sıradan ve kolayca açılan marketlerde ise eksik eleman sorunundan dolayı da yoğun iş yükü ortaya çıkıyor. Düzensiz vardiya sistemi yaşanıyor. Bir gün kapanıştaysanız ertesi gün sabahçı olabiliyorsunuz. İzin günleriniz sabitlenmiyor, yardım gerekçesiyle işe çağırılmak gibi sorunlar her daim yaşanıyor. Sendikalı olmanın kimi olumlulukları olsa da özellikle bu sorunların çözümü konusunda özel bir katkısı olmuyor.

BARKOD

3


Özellikle indirim günlerinde ve çalıştığımız firmanın ürün kategorisinin özel günlerinde insanlık dışı çalışmalarımız olur.

Bir Merch Hikâyesi B

izler her marketin büyük bölümünü oluşturan Merchleriz (Mörşleriz) Mağazalarda gördüğünüz ip gibi reyonlar bizim sayemizde olur. Tüm ürünler ve onların etiketleri hepsi teker teker ellerimizden geçer. Bir merch günde en az 4 mağazaya gider. Zaten fazla olan iş yükümüz günden güne daha çok artmaktadır. Çalışma saatleri esnek Belli bir mesai saatimiz olduğu iddia edilse de, çoğunlukla çalışma saatlerimiz esnektir. Özellikle indirim günlerinde ve firmanın ürün kategorisinin özel günlerinde insanlık dışı çalışma saatlerimiz olur. Mesela ben hem gıda hem de gıda dışı iki ayrı kategori-

ŞOK ŞOK ŞOK! Ş

OK marketlerinde artık 3,5 eleman çalışıyor. Nasıl mı? Bir işçiyi ikiye bölüp çalıştırıyorlar. İnanmakta zorluk çekiyoruz ama söz konusu market sektörü olunca insanın aklına her şey geliyor. Yama tutmayan sorun Hepimizin de bildiği 3 kişinin çalıştığı mağazalarda belirli bir ciroyu aşınca 4. işçinin alınması gerekir. Ancak zeki patronlar yeni bir yöntem bulmuşlar. Yeni eleman almak yerine başka mağazadaki arkadaşımızın 6 günlük haftalık çalışma süresini ikiye bölerek 3 gün bir mağazada, 3 gün diğer mağazada çalıştırıyor. Aslında eksik elemanla çalışma soru-

4

de ürünü olan bir firmada çalışıyorum. Gıda dışı kedi, köpek maması ürünüm var. 4 Ekim dünya hayvanları koruma gününden dolayı indirimlerimiz olduğunda 15 -20 gün sabah 07.00 akşam 22.00 arası sadece ayaküstü bir şeyler yiyerek çalışmak zorundayım. Her şey Mörşlere yaptırılır Mesai ücreti alan çok nadirdir. Bazen fazla mesainin yerine izin verilir. Firmaların iş tanımımızın üzerinde beklentileri vardır. Çünkü ürünlerin sadece satışı değil her ayrıntısıyla biz uğraşırız. Market dışında umursamayacağımız ancak market içinde egosu tavan yapmış insanlarla uğraşıp dururuz. Firmamızın işleri dışındaki işleri de yapmak zorunda kalırız. Kadın olmamız, muayyen günlerimiz, hamilelik dönemlerimiz hiç fark etmez.

nuna yama yapılıyor. Sonucunda o arkadaşın hayatının parçalanmasının yanı sıra işçilerin hiç durmaksızın çalışması mağaza dışında bir hayatının olmaması anlamına geliyor. Birlik olma zamanı Mola kullanamayan işçiler iş yükünün altında eziliyor. Canından can veriyor, enerjisini son damlasına kadar kullanıyor ve tükeniyor. İş yoğunluğunun artması sonucunda iş kazası riski artıyor, meslek hastalıkları çoğalıyor. Her köşe başında yeni mağazalar açıp da istihdam sağladığını iddia edenler aslında işçilerin sırtından geçinen asalaklardır. Hayatlarımızın tüketilmesine karşı yapabileceğimiz bir şeyler olmalı. Bizleri yarım gören yarım akıllıların karşısında birlik olma zamanı.

BARKOD


Kasiyerler seslerini yü k selt me

li

Saatlerce kasa başında kimi zaman mola vermeden çalışıyor, üstüne üstlük bir de müşterilerden hakarete varan boyutta cümleler işitiyoruz.

“Hoş geldiniz”, “Başka bir arzunuz var mı?”, “İyi günler efendim” ve gülen bir yüz. Bir markete girdiğimizde alışverişimizi yapar ve en son kasaya geliriz. Daima gülen bir yüzle karşılaşırız ve kasiyerlerden her sorumuza cevap vermelerini isteriz: bunun üzerinde fiyatı niye yok, bu ürün neden yok? …

Eğer müşteri aldığı cevaptan tatmin olmuyorsa bazen işçiye işini de öğretmeye çalışır: Siz nasıl çalışıyorsunuz, bana neden cevap vermiyorsun, çok yavaşsınız, daha çok bekleyecek miyiz?... Nedense müşteri daima haklıdır. Saatlerce kasa başında kimi zaman mola vermeden çalışıyor, üstüne üstlük bir de müşterilerden hakarete varan cümleler işitiyoruz. Kasiyerlerin canından can gidiyor İşverenlerin baskısı sonucu bizler; stres, sürekli kasada durmaktan kaynaklı bel ve boyun fıtığı, psikolojik sorunlar yaşamaktayız. Bunlar tüm kasiyerlerin ortak sorunudur. Kasiyerler olarak birleşmeli, sesimizi yükseltmeli, artık bu gidişe bir dur demeliyiz. Kasa başında hastalanmak istemiyoruz, saatlerce ara vermeden çalışmak istemiyoruz, işveren memnun olacak diye psikolojik bunalımlar geçirmek istemiyoruz.

BARKOD

5


DENEME DENEME 1-2 Deneme süresindeki işçi diğer işçiler gibi çalışır. Hatta bazen diğerlerinden daha da fazla çalışır. Ancak onun yaptığı işler iş değilmiş gibi davranılır.

D

eneme adı altındaki dönem işçiliğe yapılan bir hakarettir. Bir yanda patronlar var ve işçileri deniyorlar. Neresi çalışıyor neresi çalışmıyor diye. Makine miyiz biz? Deneme süresine iki ay denilse de gerçek süresi 6 aydır. Çünkü işverenin 6 aydan önce işten çıkarılan bir işçi için kıdem tazminatı ödeme yükümlülüğü yoktur. İşveren bu sürede rahattır. Hatta yöneticiler deneme süresindeki işçiye her işi yaptırabilme hakkını kendilerinde görürler.

haklarimiz...

Deneme süresindeki işçi, işçi sayılmaz Deneme süresindeki işçi diğer işçiler gibi çalışır. Bazen diğerlerinden daha da fazla çalışır. Ancak onun yaptığı işler iş değilmiş gibi davranılır. Bu, işçiler arasında ayrıma sebep olur. Fazla mesai, keyfi vardiya, ayak işleri... Aslında işçiyi bir köle gibi kullanmaya çalışırlar. İşten çıkarmak için performans düşüklüğü bahanesini uydurabilirler. İşçilerin psikolojini bozarak mobbing uygularlar. İşten kolayca atılma korkusu yaşayan deneme süresindeki işçi baskı ve hakaretlere sessiz kalmak zorunda bırakılır. Denenmek değil insanca çalışmak En kısa zamanda performansa dayalı sistemden vazgeçilmelidir. Deneme dönemi yerine ise işe alışma ya da işi öğrenme dönemi denilebilir. Ayrıca da yöneticilerin bu süredeki işçileri işçi olarak görmesi de sağlanmalıdır. Biz market işçileri olarak denenmek değil, çalışma koşullarının iyileştirilmesini istiyoruz.

haklarimiz... haklarimiz... M obbing, çalışma yaşamında, işverenin veya işveren vekilinin uyguladığı manevi baskıların genel adıdır.

Mobbing türleri işçiye karşı suç teşkil etmeyecek şekilde aşağılamalar, küçük düşürmeler, alay etmeler, işten bezdirmeler, işin gerektirmediği şekilde bıktırıcı uygulamalar ve değişik manevi baskı niteliğindeki fiillerdir. İşçinin peşine birini takma, sürekli gereksiz yere kontrol etme, işçiyi aşağılamak için, kendi görevinin dışında daha aşağı bir statüde çalıştırma, sürekli yer değişikliği yapma, işçi üzerinde sürekli değişen

6

BARKOD


.

REAL Işcisi Anlatiyor , Real hileli iflas ile batırıldı ve haklarımız gasp edildi. Şimdi haklarımızı alabilmek için direniyoruz ve direnmeye devam edeceğiz.

2

007 yılında REAL’de part time kasiyer olarak başlamıştım sonra kasa kontroloru olarak çalışmaya devam ettim. 2014 yılında bağlı olduğumuz METRO GROUP Türkiye’deki 12 Real mağazasını Kayserili bir firma olan Beğendik’e sattı. Metro’nun bizi haklarımız ile sattığı açıklaması yapıldı. Beğendik bizi satın aldıktan sonra 1 sene tüm mağazaların ciroları iyiydi. Yeni mağaza açma kararı bile alınmıştı.

olarak taksitleri ödeyeceği bilgisi verildi. Biz o zaman konuşmasına hiç güven duymadık. Sonuçta Temmuz sonunda taksit ödenmesini beklerken şirketin iflasının istendiği bilgisi geldi.

Kayyum kurnazlığı Ancak 2016 yılında patronumuz Hacı Duran Beğendik, Real ve 2 şirkete daha kayyum atanmasını istedi. İşler iyi gitmemeye başlamıştı. Mağazalarımız birer birer kapanıyordu. Bu süre zarfında maaşlarımızda sorun pek yaşanmadı ama tazminatlarımızı kayyumdan dolayı peşin olarak alamayacaktık. 8 taksite bölünmüştü. Taksitle de olsa alalım diye çıkışlara imzaları attık. Ama 2 taksitten sonra taksitlerimiz yatmadı. Şirketin müdürü ile yapılan görüşmelerde şirketin gecikmeli

Direnerek kazanacağız 10 yıllık emeğimi, bayram seyran demeden çalışmalarımın hakkını iflas masasından almamız gerekiyor. Ben ve 1700 çalışma arkadaşım aynı durumda şu an. Real’in borcu 700 bin TL iken iflas ettirildi. Hacı Duran Beğendik kendi zor durumda olan şirketlerini kurtarmak için Real’i seçti. Şirket hileli iflas ile batırıldı ve haklarımız gasp edildi. Şimdi haklarımızı alabilmek için direnmeye devam ediyoruz. Baskılar bizleri yıldıramayacak..

ve fakat gereksiz yönetsel kararlar alma gibi işveren fiilleri mobbing niteliğindeki fiillerdir. Tüm bu fiillerin geçici değil, sistematik olması gerekmektedir.

bu sistematik manevi baskı fiillerine karşı sadece uyanık olması yetmez, işverenin sitematik uygulaması gibi, sistematik bir şekilde, sabırla bu fiileri kaydetmeli, tanık olan kişileri not almalı, belgeler varsa mutlaka bir örneğini almalı veya en azından cep telefonunda bir resmini çekmelidir. İşçinin maddi ve manevi tazminat talep edebilmesinin yolu bu sistematik manevi baskıları kanıtlayabilmesinden geçmektedir.

İşçiler mobbingi kayıt altına almalı Bu tür uygulamalarla uzun süre karşı karşıya kalan işçilerin yapmaları gereken temel şey, bu eylemleri ve/veya fiilleri kanıtlayabilmektir. Çoğu zaman pek çok durum, sırf kanıtlanamadığı için, işverenin aleyhine bir talebe çevrilememektedir. İşçiler üzerinde mobbing niteliğindeki uygulamalar, esasen sistematiktir. İşçinin

BARKOD

7


Sahneye cikiyoruz, hadi , B

ir çoğunuzun anladığı üzere, Migros’un deposundan mağazasına girerken karşımıza çıkan bir yazı bu yazı. Zorla güzellik olmaz Depodan mağazaya girdiğimizde sürekli gülümsememiz için son bir uyarı yapıyorlar. Yalancı gülümsemeyi takınmak zorunda olduğumuzu sürekli hatırlatıyorlar. Haklılar tabi işçinin ay sonunu getirme derdi, iş yoğunluğu, müşteri stresi, yönetici baskısı filan varken işçi nasıl gülebilsin.

gülümseyel i m !

Bizler sahneye çıkıyoruz dostlar; perde arkasında yaşananlara dair farkındalık yaratmak için. Birlikte olabilmek,dayanaşabilmek ve gerçekten gülebilmek için...

Sanki mağazalar güzel şeyler yaşadığımız ve eğlenceli yerler de biz gülmüyoruz. Migrosun işletmesini tiyatro, mağazalarını sahne, müşterilerini sanatsever ve işçilerini birer sanatçı olarak görmesi güzel gelebilir ama ya o perde arkasında yaşananlar. Orada çok şeyler olup bitiyor. Haydi herkes oyuncu olmaya Bizler sahneye çıkıyoruz dostlar; perde arkasında yaşananlara dair farkındalık yaratmak için. Birlikte olabilmek,dayanaşabilmek ve gerçekten gülebilmek için... Sahnede boş yer var istersen sende gel!

- iz işte biz cok calistikca t ü k e n e c e g , , , ,

K

aradeniz Teknik Üniversitesi Psikolojik Danışmanlık ve Rehberlik Bölümü öğrencilerinden Gökhan Güler’in A-101, BİM, ŞOK, Edda, İpa, Kilpa, Aymar ve Asya marketlerinde çalışan 112 market çalışanı ile gerçekleştirdiği araştırmanın sonuçları yayınlandı. İnsanca koşullar işçileri olumlu etkiliyor Araştırmaya göre insani yönetici tavrı ve sekiz saat altında mesai işçilerin tükenmişliğini azaltıyor. İşyerinden sosyal yardım alan, yöneticilerinin iş verirken adil davrandığını düşünen, yaptığı iş karşılığında yöneticisinden takdir gören, yaptığı işin kendisine uygun olduğunu düşünen, yöneticileriyle rahat iletişime geçtiğini belirten, mesleğini kendi isteği ile seçen, yaptığı mesleği seven işçilerin ve günde sekiz saat ve altında mesai yapan işçilerin mesleki tükenmişlik düzeyleri

8

düşük çıktı. İş doyum düzeyi yani çalışrken memnun olmaları düzeyi yüksek çıktı. Yüksek ücret iş memnuniyetini arttırıyor Ayrıca asgari ücret ve altında maaş alan çalışanların daha yüksek maaş alanlara göre iş doyum düzeylerinin daha düşük olduğu, işçilerin aldıkları ücret arttıkça iş doyum düzeyleri yükseldiği tespit edildi. Son olarak, 0-30 dk mola kullananların duygusal tükenme ve duyarsızlaşma düzeylerinin en yüksek ve 61-90 dk mola kullananların en düşük olduğu ortaya çıktı. Sezen Aksu’nun da dediği gibi; etrafımızı sarıverecek bir boşluk ki asla bitmeyecek her şey bir anda anlamsız gelecek işte biz o gün tükeneceğiz…

BARKOD


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.