Yayı nl arKat al oğu Publ i cat i onsCat al ogue Per aMüz es i Per aMus eum İ s t anbulAr aş t ı r mal ar ıEns t i t üs ü İ s t anbulRes ear chI ns t i t ut e Sunaveİ nanKı r açVakf ı Sunaandİ nanKı r açFoundat i on
106
İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yayınları
İcindekiler Contents
6
106
İstanbul Research Institute Publications
Sergi Katalogları
Exhibition Catalogues
125
Klasik Yapıtlar Dizisi Classical Works Series
127
Sempozyum Dizisi Symposium Series
128
Özel Dizi
Special Series
Pera Müzesi Yayınları
Pera Museum Publications
6 92 98
132
İstanbul Araştırmaları Yıllığı
Annual of İstanbul Studies
134
İstanbul Araştırmaları Dizisi
İstanbul Studies Series
Süreli Sergi Katalogları
Temporary Exhibition Catalogues
Koleksiyon Sergi Katalogları Collection Exhibition Catalogues
Sempozyum Dizisi Symposium Series
100Küçük Kitaplar Serisi Little Books Series
140
Suna ve İnan Kıraç Vakfı Yayınları
148
Suna and İnan Kıraç Foundation Publications
AKMED Yayınları
AKMED Publications
Pera Müzesi Yayınları Pera Museum Publications Süreli Sergi Katalogları Temporary Exhibition Catalogues Koleksiyon Sergi Katalogları Collection Exhibition Catalogues Sempozyum Dizisi Symposium Series Küçük Kitaplar Serisi Little Books Series
Süreli Sergi Katalogları
Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi Katalogları Pera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues
Temporary Exhibition Catalogues
Andy Warhol: Herkes için Pop Sanat sergisinde, Andy Warhol’un (1928-1987) Campbell’s Çorbaları, Kovboylar ve Kızılderililer, Tehlikedeki Türler, Çiçekler, 20. Yüzyıldan On Yahudi Portresi dizilerinin yanı sıra, Mick Jagger ve Lenin gibi ünlü isimlerin portreleri de yer alıyor. Slovakya Modra’daki Zoya Müzesi koleksiyonundan derlenen sergi Warhol’un ailesinin bugünkü Slovakya’ya uzanan kökenine dikkat çekiyor. Amerikan hayat tarzını sorgulayan, sanatında kitle kültürü malzemelerini kullanan, çoğaltılabilirlik ve yeniden üretilebilirlikle içerik ve formu önemsizleştiren Andy Warhol sergisi, Türkiye’de ilk kez sergilenecek serigrafi dizilerini ve desenlerini izleyiciyle buluşturuyor. Sergi kataloğu, popüler kültürün Amerika’da yaratılmış en iyi şey olduğuna inanan ve Amerikan pop sanatının en ikonik isimlerinden biri olan Warhol’un kariyerini ve sergide yer alan serilerini konu alıyor.
6
peramuzesi.org.tr
Andy Warhol: Pop Art for Everyone exhibition includes selected, iconic series of works by Andy Warhol (1928-1987), such as Campbell’s Soup, Cowboys and Indians, Endangered Species, Flowers, and Ten Portraits of Jews of the 20th Century, accompanied by portraits of wellknown figures such as Mick Jagger and Lenin. The exhibition is compiled from the private collection of Zoya Museum in Slovakia, Modra, and draws attention to the Warhol family’s Slovakian roots. Questioning the American way of living, using mass culture materials in his art, and trivializing the content and the form through replicability and reproducibility, Andy Warhol remains one of the most influential figures in contemporary art and culture. Included in the show are series of silkscreen prints and drawings exhibited for the first time in Turkey.
ANDY WARHOL Herkes için Pop Sanat ANDY WARHOL
Pop Art for Everyone
Türkçe, İngilizce / Turkish, English Mayıs / May 2014 111 sayfa / pages Karton Kapak / Softcover ISBN:978--605-4642-24-3
The exhibition catalogue features selected series by this most iconic name of American Pop Art, alongside articles on the art and career of Warhol, who believed popular culture to be the best thing created in America.
7
Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi Katalogları Pera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues
Kraliyet Sanat Akademisi, Londra işbirliğiyle gerçekleşen, çağdaş sanatın önemli isimlerinden Stephen Chambers’ın (d. 1960) düşsel dünyasına yolculuk niteliğindeki Stephen Chambers: Büyük Ülke ve Diğer Hikâyeler sergisi sanatçının son 20 yıla uzanan resim ve grafik işlerini biraraya getiriyor. Sanatında erken dönem Rönesans resminin etkileri izlenen sanatçının diğer baskı serileri ve yağlı boyalarında incelikle işlenmiş doku, figürler arası bağlantılar, yüzeyle sınırlı bir perspektif anlayışı ve süsleme unsurları dikkati çekiyor. Etkileyici yapıtı; William Wyler’ın 1958 yapımı aynı isimli western filminden ilham aldığı “Büyük Ülke” (The Big Country), 78 ayrı resimden oluşuyor. Büyük Ülke’nin yanı sıra sanatçının diğer serilerini ve yağlıboyalarını biraraya getiren sergiye ait katalog, Stephen Chambers’ın illüstratif ve renkli dünyasına ışık tutuyor.
8
peramuzesi.org.tr
Organised by the Royal Academy of Arts, London, in collaboration with the Pera Museum, Stephen Chambers: The Big Country and Other Stories exhibition presents a journey to the artist’s world, gathering paintings and graphic works from the last 20 years of his career. The fine texture, flat perspective and decorative elements stand out in his print series and oils that bear influences from early Renaissance painting. His impressive work takes its influence from William Wyler’s epic 1958 western The Big Country, providing the initial inspiration for a large-scale work consisting of 78 separate prints. The exhibition catalogue features his other series of prints as well as his oil paintingsalongside The Big Country, shedding light on the artist’s illustrative and colourful world.
STEPHEN CHAMBERS Büyük Ülke ve Diğer Hikâyeler
STEPHEN CHAMBERS The Big Country And Other Stories
Türkçe, İngilizce / Turkish, English Mayıs / May 2013 105 sayfa / pages Karton Kapak / Softcover ISBN:978-605-4642-25-0t
9
Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi Katalogları Pera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues
10
Geçtiğimiz yüzyıldan itibaren tüm zamanların görme biçimlerine damgasını vuran Picasso’nun üslupsal geçiş örneklerini sunan ve Mario Virgilio Montañez Arroyo küratörlüğünde derlenen seçki, sonsuz arayışlarla dolu dünyasının bir yansıması niteliğinde. Picasso Vakfı, Picasso Evi Müzesi Koleksiyonu’ndan derlenen gravürler, sanatçının klasisizm, kübizm ve gerçeküstücülüğü birleştirdiği ve dönüştürdüğü yarım asırlık ışıltılı yaratım serüveninde, 1923 ve 1969 yılları arasında kullandığı kalıpları, tekniği ve tarzı panoramik bir bütünlük içinde sunuyor.
The selection, curated by Mario Virgilio Montañez Arroyo, offering us examples of the stylistic transitions of an artist who has made his mark on visual formats ever since the last century, is a reflection of his world; his constant and never-ending search. Engravings from the Picasso Foundation, Birthplace Museum’s Collection are exhibited to create a full panorama of the models, techniques, and styles of the artist between 1923 and 1969, half a century of changing creation during which he combines and switches between Classicism, Cubism, and Surrealism.
Geleneğe mal olan temalar, Picasso’yu, 20. yüzyılın en büyük sanatçısına dönüştüren durmak bilmez arayışını, sanatçı özgürlüğü ve özerklik savunusunu yansıtan altı bölüm aracılığıyla tartışılıyor. Farklı konuların gerçekçi betimlemelerinden kübist ve sürrealist yorumlarına uzanan gravür ve seramiklere, Picasso’nun çocukluğunda sahip olduğu kişisel eşyaları da eşlik ediyor.
Traditional themes are questioned in six sections, which reflect and bear witness to Picasso’s incessant search, his defence of the freedom and independence of the artist, which made him the 20th century’s greatest artist. Engravings and ceramics, extending from realistic depictions of certain subjects to their Cubist and Surrealist interpretations, are accompanied by Picasso’s personal belongings when he was a child.
peramuzesi.org.tr
PICASSO
Doğduğu Evden Gravürler ve Seramikler PICASSO
Engravings and Ceramics From the House of His Birth Türkçe, İngilizce / Turkish, English Şubat / February 2014 126 sayfa / pages Karton Kapak / Softcover ISBN:978-605-4642-22-9
11
Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi Katalogları Pera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues
Kuzey Avrupa ülkelerinden İstanbul’a konuk olan cam sanatçıları tanıdık, geçmiş kültürlerden miras bir malzeme olan camın günümüze ait özgün yorumlarını sunuyor. Esin kaynaklarını kuzeyin büyüleyici doğasından ve geleneklerinden alan sanatçılar, kuşaktan kuşağa aktarılan formları, bugün artık malzeme ve teknolojinin sınırlarını zorlayarak ezberleri bozan bir anlayışla yeniden yorumluyor. 18. yüzyıldan bu yana cam üretiminde teknik ve sanatsal anlamda başarılarını kanıtlamış öncüllerinden devraldıkları işlev, form ve teknik becerilerin ötesinde, camı çağdaş sanatın alanlarından birine dönüştürüyorlar. Kuzeyin sadelik ve zarafetini korudukları anlayışlarında günümüz meselelerini de camla ifade eden yeni tartışma alanları açıyorlar. Sergi kataloğu, İsveç, Norveç, Finlandiya, Danimarka ve İzlanda’dan 25 sanatçının değişken, yenilikçi ve dünyayı kucaklayan bir süreçte, özgürce ve geniş yelpazede ürettikleri yapıtlarını kapsıyor.
12
peramuzesi.org.tr
The glass artists hailing from Northern European countries, present us with contemporary interpretations of glass, a material inherited from past cultures. The artists, taking their influences from the glamorous nature and traditions of the North, reinterpret the forms that pass on from generation to generation, through pushing the limits of material and technology in an unorthodox way. They transform glass into a field of contemporary art, beyond the function, form, and technical skills inherited from previous pioneers of glass-making, proved and approved since the 18th century. They open up new discussion platforms for today’s questions while remaining true to the Nordic simplicity and grace.
AURORA
Kuzey Ülkelerinden Çağdaş Cam Sanatı
AURORA
Contemporary Nordic Glass Art
Türkçe, İngilizce / Turkish, English Şubat / February 2014 105 sayfa / pages Karton Kapak / Softcover ISBN:978-605-4642-23-6
The exhibition catalogue includes works from Sweden, Norway, Finland, Denmark, and Iceland by 25 artists who are in a continuous search, produce freely and on a wide scale, in a process that is variable, innovative, and global.
13
Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi Katalogları Pera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues
Türkiye’nin akademik eğitim almış ilk kadın fotoğrafçısı Yıldız Moran'ın yapıtları (1932-1995) geniş kapsamlı olarak ilk kez Pera Müzesi’nde sergilendi. Büyük bir tutkuyla başladığı fotoğraf kariyerini yaşamındaki bir başka tutku olan Özdemir Asaf’la evliliğinin ardından sonlandıran ancak kısa kariyerine önemli ve farklı yapıtlar sığdıran Moran, İngiltere’de eğitim almış, ünlü fotoğrafçı John Vickers’ın öğrencisi olmuştur. Cambridge’de açtığı ilk kişisel sergisini İstanbul, Ankara, Londra ve Edinburgh sergileri izlemiştir. Yıldız Moran, ışığı büyük bir ustalıkla kullanarak elde ettiği teknik başarısının ötesinde; ruhunu, aklını, kalbini yani kendini de katarak görüntünün izini derinleştirebilmiş bir fotoğrafçıdır. Bir anlamda “retrospektif” niteliğindeki kapsamlı sergi, Moran’ın bu kendine ait içsesini, Türk ve dünya fotoğraf tarihi içindeki görünürlüğünün izlerini de derinleştiren yeni bir okumayla ortaya koyabilmeyi amaçlıyor. Bilinen sınırlı sayıdaki karelerinin dışında ilk kez sergilenen fotoğraflarıyla gizli kalmış bir figürün, Türk fotoğrafının “mektepli” ilk kadın fotoğrafçısının yapıtları, kapsamlı bir katalogta da Moran'ı anlatan metinlerle yayınlandı.
14
peramuzesi.org.tr
The first female photographer of Turkey to have received an academic training, Yıldız Moran's photographs (1932-1995) was presented in a comprehensive exhibition for the first time at Pera Museum. Yıldız Moran began her career in photography with great passion, only to give it up after marrying Özdemir Asaf, another great passion in her life; nevertheless, during her brief career, Moran was able to produce significant and variegated work after studying with the famous photographer John Vickers in Britain. Her first solo exhibition in Cambridge was followed by those in Istanbul, Ankara, London, and Edinburgh. Besides her technical prowess and her masterful use of light, Yıldız Moran was a photographer who put her soul, intellect, and heart - in other words her whole self - into her work, thereby lending depth to her images. This comprehensive exhibition catalogue, a “retrospective” in a sense, aims to present Moran’s inner voice through a new reading that focuses on the traces of her visibility within the history of Turkish and international photography.
YILDIZ MORAN
Zamansız Fotoğraflar
YILDIZ MORAN
Timeless Photographs
Türkçe, İngilizce / Turkish, English Kasım / November 2013 191 sayfa / pages Karton Kapak / Softcover ISBN:978-605-4642-20-5
15
Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi Katalogları Pera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues
Sophia Vari, bir Yunan olarak doğmuş fakat bir dünya vatandaşı olarak yetişmiş. Yola bir ressam olarak çıktıktan sonra kendisini özgürleştirecek bir ifade aracının peşine düşmesi onu, içinde duyduğu ihtiyacı güçlü bir iradeyle karşılamak üzere heykelle buluşturmuş. Geometriyi, hacmi ve şekilleri alıp onları boşlukta insansılaştırma amacıyla yola çıkan sanatçı, ağır mermer ve bronzdan anıtsal heykellerinden kıymetli madenlere uzanan bir malzeme çeşitliliği içinde çalışıyor. Sergi salonlarına olduğu kadar dünyanın dört bir yanında meydanlara da konuk olan Vari, tuvallerinde ise kolaj ve boyamaları ile yine hacim, katman ve yüzeyler arası ilişkiler üzerinde arayışlarını sürdürüyor. Marisa Oropesa ve Maria Toral küratörlüğünde hazırlanan sergi Vari’nin heykel ve resimlerini bir araya getirirken sanatçının yapıtlarındaki zamansızlığa vurgu yapıyor. Katalogda ise metinlerle destekleniyor. Belirli bir zaman dilimi ya da mekâna sığdırılması güç eserleri fiziksel, mantıksal olanla duyusal olanı, düzle hacimliyi bir araya getiriyor.
16
peramuzesi.org.tr
Sophia Vari is Greek by birth but was raised as a world citizen. She started out as a painter, but her search for a means of expression that would liberate her brought her to sculpture, satisfying the need she felt inside. The artist has aimed to take geometry, volume, and shapes, humanizing these elements in a void, using a wide variety of materials such as monumental sculptures made of heavy marble and bronze, as well as precious metals. Vari presents her works at exhibition venues and city squares throughout the world; she continues her search concerning the relationship between volume, layer, and surfaces in her canvases through collage and painting. Curated by Marisa Oropesa and Maria Toral, the exhibition brings together Vari’s sculptures and paintings, emphasizing the timeless quality of the artist’s art. Difficult to compartmentalize into a specific time period or place, these works combine what is physical and logical with what is sensual, the flat with the voluminous.
SOPHIA VARI
Heykeller ve Resimler
SOPHIA VARI
Sculptures and Paintings Türkçe, İngilizce / Turkish, English Ekim / October 2013 113 sayfa / pages Karton Kapak / Softcover ISBN:978-605-4642-16-8
17
Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi Katalogları Pera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues
Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi Katalogları Pera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues
DÜŞLER, GERÇEKLER, İMGELER
Modern Türk Resminde Cumhuriyet İmgesi DREAMS, REALITIES, IMAGES
The Image of the Republic in Modern Turkish Painting Türkçe, İngilizce / Turkish, English Ekim / October, 2013 111 sayfa / pages Karton Kapak / Softcover ISBN:978-605-4642-17-6
18
CONNECTING THE DOTS: ATÖLYELER Pera Müzesi, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunun 90. yıl dönümü anısına gerçekleştirdiği sergide, modern Türk resim sanatından örnekler ve imgeler üzerinden yakın dönem bir tarih okuması yapıyor. Ekrem Işın küratörlüğünde hazırlanan ve Avni Arbaş, Nuri İyem, Abidin Dino’dan Bedri Rahmi Eyüboğlu’na, Cihat Burak'tan Turan Erol, Nedim Günsür, Yüksel Arslan’a uzanan geniş dağılımlı seçki, Kuvayi Milliye yılları, köy yaşamı, göç, gecekondulaşma ve kentleşme, modern yaşamın yalnızlaşan bireyleri ile geçmişi yorumlama gibi alt temaları içeriyor, plastik sanatlar aracılığıyla Cumhuriyet tarihimize bir bakış sunmaya çalışıyor.
In celebration of the 90th anniversary of the Republic of Turkey, Pera Museum engaged in a reading of recent Turkish history through examples of modern Turkish painting and images. Curated by Ekrem Işın and presenting a wide variety of works by artists such as Avni Arbaş, Nuri Iyem, Abidin Dino, Bedri Rahmi Eyüboğlu, Cihat Burak, Turan Erol, Nedim Günsür, and Yüksel Arslan, this selection attempts to offer a new look at the Republic through the plastic arts, and covers themes like the years of the National Forces, rural life, migration, slums and urbanization, the isolated individuals of modern life, and interpretation of the past.
Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi 6. Uluslararası Öğrenci Trienali
CONNECTING THE DOTS: WORKSHOPS Marmara University Faculty of Fine Arts 6th International Student Triennial
İlki 1997 yılında düzenlenen Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Uluslararası Öğrenci Trienali, 60’a yakın ülkeden sanat ve tasarım alanında eğitim veren kurumu İstanbul’da buluşturarak sanatlar arası iletişime ve coğrafyalar arası farklılıklara yeni dokunuşlar kazandırıyor. Trienal kapsamında gerçekleşen 38 atölye çalışmasından 13’ünün üretimlerinin izlenebileceği sergi kataloğunda yer alan işler, kentin biçimlendirdiği yaşamlarımıza odaklanarak, farklı sorgulamaların peşine düşüyor. Kamusal alan, kent, mimari, hayvan hakları, beden, bellek, kimlik ve İstanbul’a odaklanan çalışmalar tüm süreç boyunca yaşananları da kapsayarak somut bir sonuca ulaşmanın yanı sıra toplumun katmanları arasında dolaşarak, noktaları birleştirmeyi de deniyor.
peramuzesi.org.tr
Marmara University Faculty of Fine Arts International Student Triennial, that has brought together numerous art and design schools from around 60 different countries in İstanbul since its establishment in 1997, has continued to strengthen the dialogue between different branches of art and geographies. The productions we see in this exhibition catalogue are the outcomes of 13 of the 38 workshops, center on our lives shaped by the city and question many issues. Works that focus on public space, the city, architecture, animal rights, body, memory, identity, and the city of İstanbul also create an archive of the experiences gathered throughout the whole process and offer a concrete outcome; they also attempt to connect the dots by focusing on different segments of the society.
Türkçe, İngilizce / Turkish, English Ağustos / August, 2013 145 sayfa / pages Karton Kapak / Softcover ISBN: 978-605-4642-14-4
19
Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi Katalogları Pera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues
Özellikle kullandığı malzemelerin çeşitliliği, büyük boyutlu yapıtları ve forma dair arayışları ile tanınan Valdés, günümüz İspanyol sanatının büyük ustalarından biri olarak biliniyor. Pop akımın İspanya’daki öncüsü ve kurucuları arasında yer aldığı Equipo Crónica’nın dağılmasının ardından Valdés, 1982 yılından itibaren kariyerine yalnız devam etti. Geçmişin başyapıtlarından yola çıkan, tarihsel izler, renk tonları ve dokulardan oluşan sonsuz bir görsel zenginlik sunan ve sanat tarihinden referanslarla hareket eden sanatçının yapıtları, Velázquez’den Zurbarán’a, Matisse’ten Picasso ve Lichtenstein’a izler taşır. Resmi, özgün bağlamından arındırırak pop bir anlayışla yeniden yorumlayan sanatçının konularını özellikle figür, nesne ve seriler oluşturuyor.
20
peramuzesi.org.tr
A leading figure of Spanish Pop Art, Manolo Valdés: Paintings and Sculptures exhibition was comprised of a selection of the artist’s paintings and sculptures. Renowned particularly for the diversity of his media, his large-scale works, and quests in form, Valdés is hailed as one of the great masters of contemporary Spanish art. Following the dissolution of Equipo Crónica, the pioneering group of pop art in Spain, which he cofounded, Valdés continued his career solo as of 1982. His works derive their strength from the masterpieces of the past, bear historic clues, colors, and textures, and make strong references to art history, carrying traces that extend from Velázquez to Zurbarán, and from Matisse to Picasso and Lichtenstein. Stripping a painting from its original context and reinterpreting it through pop art, the artist primarily focuses on figures, objects, and series
MANOLO VALDÉS
Resimler ve Heykeller
MANOLO VALDÉS
Paintings and Sculptures
Türkçe, İngilizce / Turkish, English Mayıs / May, 2013 161 sayfa / pages Karton Kapak / Softcover ISBN: 978-605-4642-12-0
21
Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi Katalogları Pera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues
Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi Katalogları Pera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues
NICKOLAS MURAY
Bir Fotoğrafçının Portresi NICKOLAS MURAY Portrait of a Photographer Türkçe, İngilizce / Turkish, English Ocak / January, 2013 205 sayfa / pages Karton Kapak / Softcover ISBN: 978-605-4642-11-3
New York’un 1920’lerde en başarılı portre ve moda fotoğrafçısı olarak bilinen Macar asıllı Amerikalı fotoğrafçı Nickolas Muray (1892 1965), 1930’larda doğal renkli fotoğrafı reklamcılıkta kullanarak çığır açıcı bir girişimde bulundu. Salomon Grimberg küratörlüğünde hazırlanan sergi Nickolas Muray’ın fotoğraflarını retrospektif bir düzenle ele alıyor. Amerika’daki ünlü fotoğraf arşivi George Eastman House ailesinin yönetimindeki Nickolas Muray Arşivi ve çeşitli özel koleksiyonlardan derlenen bu seçki Muray’ın 50 yıla yayılan kariyerini özetliyor. Sergi kataloğunda, Muray’ın siyah-beyaz fotoğraflarının yanı sıra, Hollywood çevrelerinde ve Amerikan reklam sektöründe büyük ün kazanmasında rolü olan renkli fotoğrafları da yer alıyor. Greta Garbo’dan Marilyn Monroe’ya, Elizabeth Taylor’dan Martha Graham’a oyuncular, dansçılar, sanatçı ve yazarlar gibi birçok ünlüyü fotoğraflayan Muray özellikle Lucky Strike, Coca Cola, General Foods gibi markalara ait ilk renkli fotoğraflarla da tanınıyor. The New York Times’tan Vanity Fair’e ve Vogue’a, Harper’s Bazaar’dan Dance, Shadowland ve Theater Magazine’e dönemin belli başlı dergilerinde düzenli olarak yer alan bu fotoğraflara, büyük aşkı Frida Kahlo’nun sanatçı tarafından çekilmiş portreleri de eşlik ediyor.
22
Renowned as the most successful portrait and fashion photographer of New York in the 1920s, AmericanHungarian photographer Nickolas Muray (1892-1965) revolutionized photography with his use of natural color photography in advertising in the 1930s. Curated by Salomon Grimberg, the exhibition brought together Nickolas Muray’s photographs in a retrospective. Garnered from George Eastman House, the famous photography archive in the US, the Nickolas Muray Archive, which is under the direction of the Muray family, and various private collections, this selection summarizes Muray’s career, covering nearly 50 years. Besides Muray’s black-and-whites, the catalogue presents some of the color photographs that made him famous in Hollywood circles and the American advertising industry. Muray has photographed many famous actors, dancers, artists, and writers, from Greta Garbo to Marilyn Monroe, from Elizabeth Taylor to Martha Graham; he is also known for the first color photographs he took for famous brands such as Lucky Strike, Coca Cola, and General Foods. Published regularly in some of the most prominent magazines of his time like The New York Times, Vanity Fair, Vogue, Harper’s Bazaar, Dance, Shadowland, and Theater, these photographs are accompanied by the artist’s portraits of Frida Kahlo, his great love.
ÇÖL VE DENİZ ARASINDA Ürdün Ulusal Güzel Sanatlar Galerisi’nden Bir Seçki
Ürdün Ulusal Güzel Sanatlar Galerisi işbirliğiyle gerçekleşen ve Akdeniz kıyısındaki Arap ülkelerinden sanatçıların modern ve çağdaş yapıtlarını buluşturan Çöl ve Deniz Arasında, Ürdün Güzel Sanatlar Galerisi’nden Bir Seçki sergisi, Cezayir, Mısır, Ürdün, Libya, Lübnan, Fas, Filistin, Suriye ve Tunuslu sanatçıların şimdiyle geçmiş ve sanatsal yaratıcılıkla gerçek dünya arasında geliştirdikleri sorgulamalarını yansıtıyor. 1980 yılında Amman’da kurulan, modern ve çağdaş Arap sanatına odaklanan Ürdün Ulusal Güzel Sanatlar Galerisi, Orta Doğu’nun en önemli koleksiyonlarından birine sahip. Galerinin koleksiyonunda bugün, İslam ve Arap ülkelerinin yanı sıra aralarında Asya, Afrika, Avrupa, Amerika ve Okyanusya’dan sanatçıların işlerinin de yer aldığı 3000’in üzerinde eser bulunuyor. Sergi kataloğunda farklı kuşakların tarzları ve Arap çağdaş sanatındaki eğilimler, resim, çizim, gravür, seramik, heykel ve yerleştirme gibi çeşitli alanlarda ifade buluyor.
peramuzesi.org.tr
The exhibition Between Desert and Sea – A Selection from the Jordan National Gallery of Fine Arts was the result of our collaboration with the Jordan National Gallery of Fine Arts and was comprised of modern and contemporary works of various artists from Arab countries around the Mediterranean. The works of artists from Algeria, Egypt, Jordan, Lebanon, Morocco, Palestine, and Tunisia reflect the questions posed by the artists between past and present; between creativity and the real world. The catalog presents the styles of different generations and the new tendencies in Arab art through paintings, drawings, engravings, ceramics, statues, and installations. Founded in Amman in 1980 to focus on contemporary Arab art, the Jordan National Gallery of Fine Arts boasts one of the most important collections in the Middle East, containing over 3000 works by artists from Muslim and Arab countries, as well as those from Asia, Africa, Europe, America, and Oceania.
BETWEEN DESERT AND SEA A Selection from the Jordan National Gallery of Fine Arts
Türkçe, İngilizce / Turkish, English Ocak / January, 2013 107 sayfa / pages Karton Kapak / Softcover ISBN: 978-605-4642-10-6
23
Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi Katalogları Pera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues
ALTIN ÇOCUKLAR
16.-19. Yüzyıl Avrupası’ndan Portreler
GOLDEN CHILDREN
16th – 19th Century European Portraits
Pera Müzesi içeriği açısından dünyadaki tek örnek olan Yannick ve Ben Jakober Vakfı Çocuk Portreleri Koleksiyonu’ndan bir seçki sundu: Altın Çocuklar 16.–19. Yüzyıl Avrupası’ndan Portreler. Katalogda yer alan elli yedi çocuk portresi, çeşitli ülkelerden soylu ve aristokrat çocukları betimlerken, Avrupa’nın siyasi tarihine, aristokrasi geleneklerine, inançlarına ve moda akımlarına ışık tutuyor ve bu portreler aracılığıyla bir anlamda Avrupa portre geleneğine de bir bakış sunuyor. Seçkide yer alan daha kırsal ve naif eserlerle birlikte, tüm portreler geçmiş olgusuna dair derin gözlemler içeriyor. İster İngiliz ya da İtalyan, Danimarkalı ya da İspanyol, Alman, Polonyalı, Flaman, Hollandalı ya da Fransız olsunlar, zengin kıyafetleri, ihtişamlı dantelleri, dizi dizi mücevherleri ya da koruyucu muskalarının, bütün bu bolluğun ardında, küçük çocuklar betimleniyor.
24
peramuzesi.org.tr
Pera Museum presented a selection of works from a unique and inspiring collection -the Yannick and Ben Jakober Foundation’s Children Portraits Collection: Golden Children 16th – 19th Century European Portraits. Fifty-seven selected portraits of children explored the European political history and its aristocratic traditions, as well as the beliefs and fashions of their era, through the depictions of the noble and royal children from various countries. Along with some provincial and naïve works, all of the exhibited portraits gave us an insight into a deeper notion of the past. Whether these children are English or Italian, Danish or Spanish, German or Polish, Flemish, Dutch or French, beneath the sumptuous attire and the trappings of wealth, the fine lace, jewels, and protective amulets, young children are depicted.
Türkçe, İngilizce / Turkish, English Ekim / October, 2012 251 sayfa / pages Karton Kapak / Softcover ISBN: 978-605-4642-07-6
25
Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi Katalogları Pera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues
Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi Katalogları Pera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues
FLASH-BACK
Yannick Vu & Ben Jakober Yapıtlar: 1982-2012
DENEYİMİN ÖTESİ
FLASH-BACK Yannick Vu & Ben Jakober Works: 1982-2012
Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Öğrenci Projeleri
Türkçe, İngilizce / Turkish, English Ekim / October, 2012 149 sayfa / pages Karton Kapak / Softcover ISBN: 978-605-4642-06-9
Altın Çocuklar, 16.–19. Yüzyıl Avrupası’ndan Portreler sergisiyle koleksiyoner olarak tanıma fırsatı bulduğumuz Yannick Vu ve Ben Jakober’in eşzamanlı olarak sanatseverlerle buluşan Flash-Back, Yapıtlar: 1982 - 2012 sergisi ise çiftin 30 yıllık sanatsal yaratıcılıklarını gözler önüne serdi. Katalog, Yannick Vu ve Ben Jakober’in erken dönem işleriyle birlikte 1993’te başlayan ortak çalışmalarından bir seçki de sunuyor. İki sanatçıyı ayrı ayrı irdeleme ve anlama olanağı verirken; Vu ve Jakober ikilisini, ortak yapıtları üzerinden, üçüncü bir sanatçı olarak tanımamıza ve farklı duyarlılıklardan kaynaklanan etkileşimin oluşturduğu bir yaratı sürecinde üretilen yapıtları anlamamıza da olanak tanıyor.
26
The exhibition Flash-Back, Works: 1982 - 2012, presented simultaneously with the Golden Children, 16th-19th Century European Portraits exhibition, allowed insight into different aspects of the couple, not only as collectors but also as artists, highlighting 30 years of creativity. The catalogue presents individual early works of Yannick Vu and Ben Jakober, together with their collaborative works beginning from 1993. As Flash-Back allows us to contemplate and understand the art of Vu and Jakober individually, it also enables us to recognize within the collaborative works a third artist, and appreciate a process engendered by an interaction of different sentivities in the works created.
Güzel Sanatlar Fakültesi’nin genç sanatçılarının seçilmiş yapıtlarından oluşan Deneyimin Ötesi sergisi ve kataloğu resim, heykel, seramik, yerleştirme, sahne tasarımı, grafik tasarım, fotoğraf ve sinema gibi zengin ifade olanaklarını biraraya getirirken estetik deneyimlerin de önemli bir zemini olmayı amaçlıyor. Geniş bir yelpazede eğitim veren Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi, aynı zamanda ülkemizde “Güzel Sanatlar” alanında üniversite bünyesinde kurulmuş ilk fakülte olma ayrıcalığını da taşıyor. Kuram ile uygulamanın, geleneksel ile yeni, öncü ve kavramsal olanın uyumlu birlikteliğine dönük bir eğitim modeli yaratma çabasıyla yola çıkan fakülte, 40 yılı bulan bir akademik geçmişe sahiptir.
peramuzesi.org.tr
Dokuz Eylül University’s Faculty of Fine Arts from İzmir, which comprises of a wide range of departments, carries the additional distinction of being the first university faculty of fine arts in Turkey. The faculty, with 40 academic years behind it, aims to create a model of education whereby theory and practice, the traditional and the contemporary, the pioneering and the conceptual coincide in harmony. The exhibition catalogue Beyond Experience consists of selected works by young artists and designers from the Faculty of Fine Arts, aiming to establish itself as a groundwork for aesthetic experience through a plethora of modes of self-expression, including painting, sculpture, ceramics, installation, stage design, graphic design, photography, and film.
BEYOND EXPERIENCE Dokuz Eylül University Faculty of Fine Arts Student Projects
Türkçe, İngilizce / Turkish, English Ağustos / August, 2012 225 sayfa / pages Karton Kapak / Softcover ISBN: 978-605-4642-05-2
27
Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi Katalogları Pera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues
GOYA ZAMANININ TANIĞI Gravürler ve Resimler
Avrupa resminin en özgün sanatçılarından ve modern resmin öncülerinden biri olarak bilinen Francisco de Goya (1746-1828), Türk sanatseverlerle, dört büyük gravür serisi ve yağlıboyalarıyla ilk kez Pera Müzesi’nde buluştu. Küratörlüğünü Marisa Oropesa’nın yaptığı sergi, İspanya ve İtalya’nın önde gelen müze ve özel koleksiyonlarına ait yapıtlardan oluşuyor. Sergi kataloğu, İspanya ve tüm Avrupa’nın çalkantılı bir dönemine tanıklık eden ve karanlığın en iyi anlatıcılarından biri olan Goya’nın gravür serileriyle -Kapriçyolar, Savaşın Felaketleri, Boğa Güreşi, Atasözleri ya da Zırvalar- çeşitli yağlıboyalarını buluşturuyor. Katalogda yer alan yapıtlar, saray ressamlığı ve portreciliğinin yanı sıra, dönemin toplumsal olaylarını eleştirel bir bakış açısıyla yansıtan Goya’nın sıradışı imgelemine de ışık tutuyor. Gerçekçi ve yer yer ürkütücü üslubuyla çağdaşlarından ayrılan Goya’nın sanatı, zamanının ötesine geçerek 20. yüzyıl modernizmini de etkilemiştir.
28
peramuzesi.org.tr
Francisco de Goya (1746-1828), known as one of the most unique artists of European painting and a pioneer of modern painting, was introduced to the Turkish audience for the first time with four series of engravings, along with a selection of oil paintings, at the Pera Museum in 2012. Curated by Marisa Oropesa, the exhibition consisted of works from Spain and Italy’s leading museums and private collections. As one of the best narrators of darkness, the exhibition united Goya’s various oil paintings and engraving series -Caprichos, Disasters of War, Tauromaquia, Proverbs or Follies- that bear witness to a turbulent period in Spain and Europe. The works in the catalogue, besides his career as a court painter and portraitist, explore Goya’s extraordinary imagination, along with his reflections of the social circumstances of the era, from a critical perspective. The catalogue seeks to shed light upon Goya’s extraordinary imagination with his realistic and at times frightening style that makes him one of the best narrators of darkness separating him from his contemporaries, as his art transcends time, influencing 20th century modernism.
GOYA WITNESS OF HIS TIME Engravings and Paintings
Türkçe, İngilizce / Turkish, English Nisan / April, 2012 225 sayfa / pages Karton Kapak / Softcover ISBN: 978-975-9123-98-7
29
Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi Katalogları Pera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues
KONSTANTİNİYYE’DEN İSTANBUL’A
XIX. Yüzyıl Ortalarından XX. Yüzyıla Boğaziçi’nin Anadolu Yakası Fotoğrafları
FROM KONSTANTİNİYYE TO İSTANBUL
Photographs of the Anatolian Shore of the Bosphorus from the mid XIXth Century to XXth Century Türkçe, İngilizce / Turkish, English Ocak / January, 2012 285 sayfa / pages Karton Kapak / Softcover ISBN: 978-975-9123-96-3
30
19. yüzyıl sonu ile 20. yüzyılın başlarında İstanbul’da faaliyet gösteren fotoğraf ustalarının karelerinden oluşan, Suna ve İnan Kıraç Vakfı Fotoğraf Koleksiyonu ve bazı özel koleksiyonlardan derlenen sergi ve kataloğu, bir devrin İstanbulu'nu eşsiz kıyıları, çarpıcı yapıları, gündelik hayatı ve ilginç kişikleriyle gözler önüne seriyor. Usta fotoğrafçılar Ali Sami Aközer, Félice Beato, Guillaume Berggren, Abdullah Biraderler, Gülmez Biraderler, Ernest Edouard de Caranza, Sebah &J oaillier, Maurice Meys, Ali Enis Oza, James Robertson ve Elisa Pante Zonaro dönemin ağır ve zahmetli teknikleriyle çekilmiş fotoğraflarla İstanbul’un geçmişteki çehresini belgelemekle kalmıyor, bir sanayi merkezi, hatta büyük bir metropol haline gelmiş, silueti, mimarisi, taşıtları, köprüleri, rıhtımları, caddeleri ve meydanlarıyla bambaşka bir görünüme kavuşmuş olan bu kentin Anadolu yakası kıyılarında bizleri keyifli bir yolculuğa çıkarıyor.
The exhibition catalogue showcases works by masters of photography, who practiced their art in İstanbul from the end of the 19th to the early years of the 20th century. Comprised from a selection of photographs from the Suna and İnan Kıraç Foundation Photography Collection and from private collections, it reveals the magnificent structures, daily life and intriguing personalities of an İstanbul past. İstanbul has evolved into an industrial city, an enormous metropolis: its silhouette, architecture, vehicles, bridges, quays, streets and public spaces have attained an entirely different appearance. Masters such as Ali Sami Aközer, Félice Beato, Guillaume Berggren, Abdullah Biraderler, Gülmez Biraderler, Ernest Edouard de Caranza, Sebah & Joaillier, Maurice Meys, Ali Enis Oza, James Robertson and Elisa Pante Zonaro document the nostalgic images of the city during their time, taking us on a pleasurable journey through the photographs they took in the difficult and challenging techniques of the time.
Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi Katalogları Pera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues
Pera Müzesi, 2012’de Türkiye ile Hollanda arasındaki dört yüzyıllık verimli işbirliğinin başlangıcını araştıran bir sergi düzenledi. Amsterdam Müzesi ile ortak bir çalışma sonucunda düzenlenen sergide, hem iki dünya şehrinin, İstanbul ile Amsterdam’ın, hem iki ülkenin arasındaki tarihsel ilişkileri irdelendi. Sergi ve kataloğunda, 17. yüzyılın başlarından 19. yüzyılın başlarına dek, Belediye Binası’nda (Dam Meydanı’ndak i Saray) bulunan Doğu Ticaret Odası’nı yansıtan ya da bu odada sergilenmiş eserin yanı sıra Amsterdam’daki bu güçlü ticari merkezin duvarlarında sergilenen resim ve haritalardan birçoğuna, Jean-Baptiste Vanmour’un Amsterdam’daki Rijksmuseum koleksiyonunda yer alan kapsamlı bir portreler dizisi de eşlik ediyor. İstanbul ile Amsterdam, Türkiye ile Hollanda, Avrupa ile Asya arasında önemli birer köprü, her iki ülke de, uluslararası ticaret, diplomasi ve sanat dünyasının önemli birer aktörü.
peramuzesi.org.tr
Pera Museum, in collaboration with the Amsterdam Museum, organized an exhibition exploring the commencement of four hundred years of fruitful cooperation between Turkey and the Netherlands. It was on 14th March, 1612, during the rule of the Ottoman Empire that the first Ambassador of Dutch Republic, Cornelis Haga, arrived in Constantinople. The exhibition was not intended as a complete survey of four centuries of diplomatic ties, but rather to provide a striking insight into the historical ties between Amsterdam and Istanbul, from 1612 to the present day. Istanbul and Amsterdam, Turkey and the Netherlands, have been and continue to be important bridges between Europe and Asia; major players in the international world of commerce, diplomacy, art and migration. The exhibition was firstly exhibited at Pera Museum, before travelling to the Amsterdam Museum, highlighted the connection between Turkish and Dutch history; stimulating mutual (multi-) cultural understanding for today.
SULTANLAR, TÜCCARLAR, RESSAMLAR
Türk - Hollanda İlişkilerinin Başlangıcı
SULTANS, MERCHANTS, PAINTERS
The Early Years of Turkish - Dutch Relations
Türkçe, İngilizce / Turkish, English Ocak / January, 2012 193 sayfa / pages Karton Kapak / Softcover ISBN: 978-975-9123-97-0
31
Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi Katalogları Pera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues
OSMAN HAMDİ BEY VE AMERİKALILAR Arkeoloji, Diplomasi, Sanat
Osman Hamdi Bey ve Amerikalılar sergisi, ressam, akeolog ve müzeci Osman Hamdi Bey ile Amerikalı arkeolog ve fotoğrafçı John Henry Haynes ile Prof. Hermann Vollrath Hilprecht'in Osmanlı topraklarında kesişen yaşamlarından yola çıkarak, Amerikalı arkeologların Osmanlı topraklarındaki ilk kazılarını -Assos ve Nippur- ve iki ülke arasındaki diplomatik ilişkileri konu aldı. Sergi ve kataloğunda, Pennsylvania Üniversitesi Müzesi, Boston Güzel Sanatlar Müzesi, İstanbul Arkeoloji Müzeleri, İstanbul Resim ve Heykel Müzesi ve özel koleksiyonlardan derlenen Osman Hamdi Bey resimleri, 19. yüzyıla ait arkeolojik fotoğraf ve çizimler, mektuplar, seyahat günlükleri ve ilk kez sergilenenen arkeolojik eserler yer alıyor. Osman Hamdi Bey'in az bilinen resimlerinin yanı sıra, Pennsylvania Üniversitesi Müzesi'nde keşfedilen ve bugüne kadar bilinmeyen iki resmi de sanatseverlerle ilk kez buluştu.
32
peramuzesi.org.tr
Based on the intersecting lives of painter, archaeologist, and museologist Osman Hamdi Bey, American archaeologist and photographer John Henry Haynes, as well as Prof. Hermann Vollrath Hilprecht, the exhibition focused on the first excavations American archaeologists conducted in Ottoman lands -Assos and Nippur- and the diplomatic relations between the two countries. Curated by Prof. Renata Holod and Prof. Robert Ousterhout from the University of Pennsylvania, the exhibition showcased for the first time a rich selection of paintings by Osman Hamdi Bey, archaeological photographs and drawings from the 19th century, letters, travel journals, and archaeological artifacts. This unique selection was on loan from the University of Pennsylvania, Fine Arts Museum Boston, İstanbul Archaeological Museums, İstanbul Museum of Painting and Sculpture, as well as private collections. Apart from his lesser-known paintings, two unknown works of Osman Hamdi Bey discovered at the Penn Museum were also introduced to visitors.
OSMAN HAMDİ BEY AND THE AMERICANS Archaeology, Diplomacy, Art
Türkçe, İngilizce / Turkish, English Ekim / October, 2011 411 sayfa / pages Karton Kapak / Softcover ISBN: 978-975-9123-89-5
33
Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi Katalogları Pera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues
Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi Katalogları Pera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues
ŞİMDİKİ ZAMANLAR
SURETİN SİRETİ
Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Sanat Koleksiyonu
BEYOND THE APPARENT
A Selection from the Art Collection of The Central Bank of the Republic of Turkey Türkçe, İngilizce / Turkish, English Kasım / November, 2011 265 sayfa / pages Karton Kapak / Softcover ISBN: 978-975-9123-90-1
34
3 Ekim 1931 tarihinde kurulan Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın, Sanat Koleksiyonu, doğumları 1882 ile 1960 yıllarına rastlayan farklı kuşaklardan sanatçıların, 1908’den günümüze ulaşan yaklaşık 100 yıllık bir dönemde ürettikleri resim, heykel, desen/çizim, baskı, yerleştirme gibi değişik teknik ve anlatım dillerindeki modern /çağdaş sanat yapıtlarından oluşuyor. Koleksiyon, Türkiye’deki belli başlı akım ve tartışmaları görünür kılarken bir yandan da bu süreçte değişen sanat anlayışlarına ilişkin fikir veriyor. Zeynep Yasa Yaman küratörlüğünde hazırlanan sergi ve katalog, bu zengin koleksiyondan ele aldığı döneme dair anlamlı bir seçki.
The collection of the Central Bank of the Republic of Turkey, which was founded on 3 October 1931, is comprised of modern/contemporary works of art, such as paintings, sculptures, drawings, prints, and installations created with different techniques and means of expression by artists of different generations, born between 1882 and 1960, and produced their respective works over a hundred years from 1908 onwards to date. The collection brings into view key current discussions on Turkey and additionally offers an idea about the changing art concepts during this process. Curated by Zeynep Yasa Yaman, the exhibition and catalogue showcase a selection from this rich collection.
Geniş bir yelpazede eğitim veren Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nin genç sanatçı ve tasarımcılarının seçilmiş yapıtlarından oluşan Şimdiki Zamanlar sergisi; fakültenin sanat eğitimini deneyimlemenin yanı sıra; resim, baskıresim, heykel, seramik, yerleştirme, mekân tasarımları, grafik tasarım, fotoğraf, dijital sanat, cam, video gibi zengin ifade olanaklarıyla çağdaş sanat ve tasarım sorunlarının, yenilikçi yönelimlerin ve ayrıksılaşan kimliklerin önemli bir zemini olmayı amaçladı.
peramuzesi.org.tr
The exhibition Present Times was comprised of selected works by young artists and designers enrolled in a wide range of departments at the Anadolu University's Faculty of Fine Arts. While offering students the opportunity to experiment with art education of their respective departments, the exhibition also strived to establish itself as a groundwork for problems of contemporary art and design, innovative tendencies, and idiosyncratic identities through an abundance of self-expression possibilities such as painting, printmaking, sculpture, ceramics, installation, interior design, graphic design, photography, digital art, glass, and video.
Anadolu Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi 2010-2011 Öğrenci Projeleri Sergisi
PRESENT TIMES
Anadolu University Faculty of Fine Arts 2010-2011 Student Projects Exhibition Türkçe, İngilizce / Turkish, English Temmuz / July, 2011 177 sayfa / pages Karton Kapak / Softcover ISBN: 978-975-9123-88-8
35
Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi Katalogları Pera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues
İHSAN CEMAL KARABURÇAK İHSAN CEMAL KARABURÇAK Türkçe, İngilizce / Turkish, English Nisan / April, 2011 157 sayfa / pages Karton Kapak / Softcover ISBN: 978-975-9123-86-4
36
20. yüzyıl Türk resminin en özgün sanatçılarından biri olan İhsan Cemal Karaburçak, akademik eğitimi reddederek kendini geliştirmiş sayılı otodidakt sanatçılardandır. Uzun yıllar sürdürdüğü memuriyet döneminde resimle tanışan, yaşamının büyük bölümünü geçirdiği Ankara'da evinin bir odasında dönüştürdüğü mütevazi atölyesinde çalışmalarını sürdüren Karaburçak, Türk resminin değeri yıllar geçtikçe anlaşılan gizli kalmış ustaları arasında yer alıyor. Retrospektif niteliğindeki bu sergi, özgün üslubu kadar renkleri, özellikle de tuvaline imzası kadar yer etmiş "mor"uyla tanınan İhsan Cemal Karaburçak'ı yeniden tanıma fırsatı verdi. Resim fırçasını eline ilk kez 1930 yılında, Telgraf İşleri Müdürlüğü'ndeki görevi gereği bulunduğu Paris'teyken kaydolduğu École Universelle'de alan ancak katı öğretim kuralları ve sanat anlayışına uygun düşmemesi sebebiyle yarıda bırakıp kendi kendini yetiştirmeye karar veren Karaburçak, modern sanatı yakından incelemiş, herhangi bir akım ya da üsluba bağlı kalmadan kendine özgü bir resim dili oluşturmuştur. 1930-1970 yılları arasında portre, natürmort, doğa görünümleri, kent manzaraları, gece manzaraları, soyutlamalar ve soyut çalışmalar olmak üzere pek çok konuda eserler üretmiştir.
As one of the most original artists of 20th century Turkish painting, İhsan Cemal Karaburçak is among the rare autodidactic artists who developed his art by refusing to engage in academic training. Karaburçak’s interest in painting grew during his long years in public service. He transformed one of the rooms of his house into a modest studio in Ankara where he spent most of his life. He is one of the well-kept secrets of Turkish painting, whose true value is further appreciated over the years. Retrospective in nature, this exhibition provided the opportunity to re-familiarize oneself with İhsan Cemal Karaburçak, who is recognized as much for his authentic style, as for his colours, particularly his signature "purple" that left an imprint on his canvases. İhsan Cemal Karaburçak, picked up a paintbrush for the first time in 1930, when he was enrolled at École Universelle in Paris, where he was working at the Directorate of Telegraph Services. Despite his hopes of developing his conception of art, École Universelle disappointed him with its rigid rules of instruction. An avid follower of modern art, he created a unique pictorial language without being influenced by the movements of his period. Between 1930 and 1970, Karaburçak produced many works including portraits, still-lifes, cityscapes, nocturnes, landscapes, abstractions, and abstract works.
Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi Katalogları Pera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues
Temelde İnsan: Çağdaş Sanat ve Nörobilim sergi kataloğu, yapıtları nörobilim araştırmalarıyla kesişen yedi çağdaş sanatçıyı bir araya getirdi. Küratörlüğünü New York'taki School of Visual Arts, Güzel Sanatlar Bölümü Başkanı Suzanne Anker'ın üstlendiği sergide yer alan sanatçılar: Suzanne Anker, Andrew Carnie, Frank Gillette, Michael Joaquin Grey, Leonel Moura, Rona Pondick ve Michael Rees. Farklı disiplinlerden gelen, temel öğe olarak robotbilim, üç boyutlu tarama, photoshop, hızlı prototipleme, mikroskopla inceleme ve bilgisayar görüntüsü gibi yeni teknolojileri kullanan bu sanatçılar; doğanın gizemlerini, birliğini ve süreçlerini, bilgi ve inançların aktarımını konu alıyor. Madde, algılama ve belleğin zihinde canlandırdığı metaforları yapıtlarına katan sanatçılar bu sayede, kendine özgü kişiselleştirmelerini, mecazi ve simgesel bir yapı çerçevesine oturtmuşlar. Katalog, sanat ve bilimi buluşturarak, sanata farklı bir noktadan, bilim penceresinden bakmaya, çağdaş sanatla nörobilim arasındaki güçlü ilişkiyi anlamaya ve sorgulamaya davet ediyor.
peramuzesi.org.tr
Fundamentally Human: Contemporary Art and Neuroscience exhibition brought the work of seven contemporary artists to the fore, whose work addresses aspects of the neurological sciences. Curated by BFA Fine Arts Department Chair of the School of Visual Arts in New York Suzanne Anker, the exhibition included works by the artists Suzanne Anker, Andrew Carnie, Rona Pondick, Michael Joaquin Grey, Michael Rees, Frank Gillette and Leonel Moura. Each interdisciplinary artist essentially employed new technologies ranging from robotics, 3-D scanning, photoshop, rapid prototyping, microscopy and computational video. All were concerned with the mysteries and unity of nature and its processes, the transmission of knowledge and beliefs, and the reveries of human metaphors of being in time. As the artists incorporated such metaphors invoked by matter, perception and memory, their discrete personifications are framed within a symbolic narrative. The exhibition combined science and art; inviting visitors to view art through a scientific perspective; viewers were able to understand and question the strong connection between contemporary art and neuroscience.
TEMELDE İNSAN
Çağdaş Sanat ve Nörobilim
FUNDAMENTALLY HUMAN
Contemporary Art and Neuroscience Türkçe, İngilizce / Turkish, English Nisan / April, 2011 82 sayfa / pages Karton Kapak / Softcover ISBN: 978-975-9123-85-7
37
Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi Katalogları Pera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues
Gelman Koleksiyonu'ndan Frida Kahlo ve Diego Rivera sergisi, 20. yüzyıl sanatının Meksika ve dünyadaki en çarpıcı figürlerinden ikisini, Frida Kahlo ve Diego Rivera'yı sanatseverlerle buluşturdu. Yapıtları kadar özgün karakterleri, yaşam öyküleri ve merak uyandıran birliktelikleriyle de ilgi uyandıran sanatçılar, 40 yapıttan oluşan bir sergiyle Türkiye'de ilk kez Pera Müzesi'ne konuk oldular. Yaşamlarının önemli bir bölümünü Meksika'da geçirmiş koleksiyoner Jacques ve Natasha Gelman'ın, 20. yüzyıl Meksika sanatına da odaklanan geniş koleksiyonunda yer alan yapıtlar, Frida Kahlo'nun sanatsal kişiliğinin derin izlerini yansıtan otoportreleri ile Diego Rivera'nın az sayıdaki tuval resmi örneklerinin en önemlilerinden. Dünya çapındaki bu ünlü koleksiyon, Meksika dışında daha önce çok az sayıdaki sergide izleyiciyle buluşabildi. Katalogda, Berlin ve Viyana'da düzenlenen ve 2010 yılına damgasını vuran Frida Kahlo Retrospektifi'nin en gözde Kahlo yapıtlarının yanı sıra Diego Rivera'nın tuvalleri de yer alıyor.
38
peramuzesi.org.tr
The Frida Kahlo and Diego Rivera from the Gelman Collection exhibition introduced art lovers to two of the most outstanding and globally renowned Mexican figures of 20th century art. Generating wide interest, as much with their unique characters, life stories, and intriguing relationship, as with their oeuvre, these two artists were welcomed for the very first time to Turkey with this exhibition presenting over forty of their works. Collectors Jacques and Natasha Gelman spent a significant portion of their lives in Mexico; the works included in the couple's extensive collection, encompasses 20th century Mexican art, outstanding Frida Kahlo self-portraits, that reflect the profound traces of her artistic personality, as well as rare examples of Diego Rivera's canvas paintings. This globally acclaimed collection was previously presented to audiences only through a limited number of exhibitions outside of Mexico. Apart from the most favored Frida Kahlo works of the “Frida Kahlo Retrospective” organized in Berlin and Vienna in 2010, the exhibition at Pera Museum also included Diego Rivera's paintings.
GELMAN KOLEKSİTONU’NDAN FRIDA KAHLO VE DIEGO RİVERA FRIDA KAHLO AND DIEGO RIVERA FROM THE GELMAN COLLECTION Türkçe, İngilizce / Turkish, English 2.Baskı, Şubat / 2nd Print, February 2011 253 sayfa / pages Karton Kapak / Softcover ISBN: 978-975-9123-81-9
39
Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi Katalogları Pera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues
Çarlık Rusyası'ndan Sahneler: Rus Devlet Müzesi Koleksiyonu'ndan 19. Yüzyıl Rus Klasikleri sergisi, İstanbul'da ilk kez sergilenen bir dizi başyapıtı sanatseverlerle buluşturmanın yanısıra, Rus gerçekçi resimleri üzerinden, Rusya tarihinin bir dönem kesitini de sundu. St. Petersburg‘daki Rus Devlet Müzesi'nin zengin koleksiyonundan seçilen başyapıtlar; çalışma ve yoksulluk, çocukların dünyası, halk eğlenceleri, savaş ve ölüm ile kentsoyluları konu alan sahnelerle devrime kadar yaşamın her alanından kesitleri yansıtıyor. Repin'den Makovski'ye, Yaroşenko'dan Şişkin'e ve dönemin daha pek çok ünlü sanatçısına yer veren katalog, dönemin Rusyası'nı hemen her yönüyle anlatırken, ele aldığı konular ve tiplemeleriyle, sanatseverlere Nikolay Gogol, Fyodor Dostoyevski gibi büyük Rus yazarlarının eserlerini okuyormuşçasına ayrı bir keyif de veriyor.
40
peramuzesi.org.tr
Scenes from Tsarist Russia: 19th Century Russian Classics from the State Russian Museum Collection, presented masterpieces from the rich collection of the State Russian Museum in St. Petersburg which reflect every aspect of life including labour and poverty, the world of children, public festivals, war and death, scenes from bourgeois life, and revolution. In literature, music, and fine arts, the "Russian spirit" is depicted as a world of emotions in which love, sorrow, and death run rampant. Social problems were addressed in their entirety; analysis replaced condemnation. The exhibition, which included artists from Repin to Makovsky, Yaroshenko to Shishkin along with many others, presented not only Russia of the period with all its different aspects, but with its themes and characters the exhibition offered audiences a unique experience, one similar to reading the works of the great Russian writers such as Nikolai Gogol and Fyodor Dostoevsky.
ÇARLIK RUSYASI’NDAN SAHNELER
Rus Devlet Müzesi Koleksiyonu’ndan 19. Yüzyıl Rus Klasikleri
SCENES FROM TSARIST RUSSIA
19th Century Russian Classics from the State Russian Museum Collection
Türkçe, İngilizce / Turkish, English Kasım / November, 2010 192 sayfa / pages Karton Kapak / Softcover ISBN: 978-975-9123-80-2
41
Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi Katalogları Pera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues
Csontváry, bir yüzyıl dönümü sanatçısıdır. Yapıtlarındaki zenginlik ve karmaşa, üslup kategorileriyle açıklanamaz. Gerçekçi gözlem, değişen ışığa vurgu, post-izlenimciliğe özgü süslü, coşkulu renk kullanımı, biçimin büyük ölçek üzerinden işlenmesi ve renklerdeki güçlü kırılma, çoğu zaman aynı tuvalde aynı anda belirir. Sergi kataloğu; bizleri, döneminin akımları dışında kalan, kendine özgü renkleri, simgesel anlatımı ve "göksel ses"i dinleyerek adeta resimleriyle şiir yazan Macaristan'ın bu sıradışı sanatçısını keşfetmeye davet ediyor.
42
peramuzesi.org.tr
Csontváry was an artist of the turn of the century. The richness and complexity in his works cannot be characterized based on stylistic categories. Realistic observation, emphasis on the changing light, the decorative, orgiastic use of color characteristic of Post-Impressionism, the large-scale handling of form and the strong diffraction of the colors often appear simultaneously on the same canvas. The catalogue invite us to discover the works of this extraordinary Hungarian artist, who wrote poetry with paintings that reflect his vision beyond the currents of the period, his unique colors, his symbolic narrative, and the "divine voice" he claims to have heard.
CSONTVÁRY
Macar Resminin Sıradışı Bir Ustası
CSONTVÁRY
An Extraordinary Master of Hungarian Painting
Türkçe, İngilizce / Turkish, English Ekim / October, 2010 290 sayfa / pages Karton Kapak / Softcover ISBN: 978-975-9123-79-6
43
Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi Katalogları Pera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues
JAPONYA MEDYA SANATLARI FESTİVALİ İSTANBUL’DA JAPAN MEDIA ARTS FESTIVAL IN İSTANBUL Türkçe, İngilizce / Turkish, English Ağustos / August, 2010 130 sayfa / pages Karton Kapak / Softcover ISBN: 978-975-9123-76-5
44
Japonya Medya Sanatları Festivali, 1997 yılından beri Japonya'da düzenlenen, Sanat, Eğlence, Animasyon ve Manga bölümlerinden oluşan özgün bir festival. Ana amacı, medya sanatları alanında mükemmelliğe ulaşmış yapıtları bir araya getirerek yeni fırsatlar yaratmak, süreci ve yaratıcılığı desteklemek ve esin vermek. İstanbul'a ilk kez Pera Müzesi'nde düzenlenen sergiyle gelen Japonya Medya Sanatları Festivali, medya sanatlarının iki özgün yönüne, Yaratıcı Akıl ve Anlatıcı Akıl'a odaklandı. Sergi kataloğu da bu iki temayı, Japonya Medya Sanatları Festivali'nin geçmişteki sergilerinde yer alan ödül kazanmış yapıtlarla olduğu kadar, son dönemden yapıtlar aracılığıyla da gündeme getiriyor.
Japan Media Arts Festival, established in 1997, is a unique and original festival from Japan, which includes different categories such as Art, Entertainment, Animation and Manga. The Festival's main mission is to provide opportunities by bringing new works of excellence into the field of the media arts, fostering and inspiring the process of creativity. The Japan Media Arts Festival exhibition organized in İstanbul for the first time at Pera Museum focused on two specific aspects of media arts: the Creative Mind and the Narrative Mind. The exhibition explored these two aspects through award-winning works from past Japan Media Arts Festival exhibitions as well as more recent works. With this exhibition, Pera Museum brought together creative works by Japanese artists that fuse technology and expression in the most extraordinary styles.
Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi Katalogları Pera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues
Japon resim sanatı Nihonga'nın 20. yüzyıldaki en önemli temsilcilerinden biri olan Ikuo Hirayama, eserlerinde İpek Yolu'nu tema edinmiş ve bu güzergâhta yaşamı boyunca gerçekleştirdiği 100'ü aşkın seyahatle Türkiye'yi de pek çok kez ziyaret etmiştir. 1988'de UNESCO'nun ilk Japon İyi Niyet Elçisi, 1995 yılındaysa Dünya Kültürel Mirası danışmanı olarak atanan Hirayama, özellikle Ortadoğu'da yaptığı incelemeler ve resimlerinde konu aldığı antik yerleşimlerle kültürler arasındaki alışverişi vurgulamıştır. 2009 yılında kaybettiğimiz sanatçı bu kez de resimleriyle Batı'yla Doğu'nun buluşma noktası olarak nitelediği Türkiye'ye konuk oldu.
peramuzesi.org.tr
Ikuo Hirayama, one of the most well-known representatives of Japanese-style painting Nihonga, took the Silk Road as the main theme of his paintings and paid several visits to Turkey throughout his 100 plus journeys to this route. Hirayama was appointed as Japan's first Goodwill Ambassador to UNESCO in 1988 and Special Advisor to the UNESCO World Cultural Heritage in 1995. He emphasized the cultural exchange with his visits and research to the Middle East as well as his art focusing on the ancient ruins. He emphasized cultural exchange with his visits and research in the Middle East, alongside his art's focus on the ancient ruins. Hirayama, who passed away in 2009, visited Turkey -the meeting point of West and East in his own words, with his paintings.
IKUO HİRAYAMA Türkiye, Batı’yla Doğu Arasında Bir Kültür Kavşağı IKUO HIRAYAMA Turkey, a Crossroad of Culture Between West and East Türkçe, İngilizce / Turkish, English Ağustos / August, 2010 81 sayfa / pages Karton Kapak / Softcover ISBN: 978-975-9123-77-2
45
Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi Katalogları Pera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues
21. yüzyılın en çok merak uyandıran sanatçılarından biri olan Fernando Botero, 64 yapıttan oluşan geniş kapsamlı bir sergiyle, Türk sanatseverlerle ilk kez Pera Müzesi'nde buluştu. Günümüz estetik anlayışına yeni bir yorum getiren Botero için hazırlanan sergi kataloğu, sanatçının sirk, boğa güreşi, Latin Amerika halkı, Latin Amerika yaşamı, ölüdoğa ve sanat tarihinin geçmiş ustalarından uyarlamalarını kapsayan altı bölümden oluşuyor. Kolombiya doğumlu sanatçının kendi kültürüne ait yoğun yansımalar taşıyan yapıtları yüzyılımızın güzellik kavramını sorgularken özgün üslubu ve özyaşam öyküsel göndermeleriyle de dikkat çekiyor.
46
peramuzesi.org.tr
One of the most intriguing artists of the 21st century, Fernando Botero met Turkish art lovers for the first time at the Pera Museum, where a selection of 64 paintings was exhibited. Botero has brought a new interpretation of the aesthetics of our time, and the exhibition depicted this interpretation in six sections -the Circus, the Bullfight, Latin American People, Latin American Life, Still Lifes and versions from past masters of history of art. The works of the Colombian artist contain many references to his own culture and life, and in a unique style, they question the concept of beauty in our century.
FERNANDO BOTERO FERNANDO BOTERO Türkçe, İngilizce / Turkish, English Mayıs / May, 2010 127 sayfa / pages Karton Kapak / Softcover ISBN: 978-975-9123-75-8
47
Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi Katalogları Pera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues
Bizans İstanbulu’nun en büyük ve en önemli yapılarından biri olan Hippodrom, kentin merkezinde imparatorluk sarayının hemen yanında yer alırdı. 4. yüzyıldan 7. yüzyıla kadar, sadece en heyecanlı ve en gözde atlı araba yarışlarının, gösterilerin yapıldığı bir alan olmakla kalmamış; aynı zamanda, imparatorların tahta getirildiği, askeri zaferlerin görkemli gösterilerle kutlandığı ve halkın, imparatorlarının huzurunda isteklerini dile getirebildikleri en önemli kamusal alan olmuştu. Atmeydanı ise Osmanlı dönemi İstanbulu’nun en önemli ve hareketli kamusal alanlarından biri oldu. Hippodrom / Atmeydanı: İstanbul’un Tarih Sahnesi sergi kataloğu, Cumhuriyetin kuruluş döneminde de önemli olaylara ev sahipliği yapan bu çok özel ve renkli meydanı, arkeolojik bulgular, mimari çizimler, fotoğraflar ve gündelik yaşam objeleri aracılığıyla inceliyor, 4. yüzyıldan 20. yüzyıla uzanan bir zaman dilimi içinde İstanbulluları yaşadıkları kentle ilgili farklı bir bellek yolculuğuna çıkarıyor.
PICASSO - SUITE VOLLARD Gravürler PICASSO - SUITE VOLLARD Engravings Türkçe, İngilizce / Turkish, English Şubat / February, 2010 155 sayfa / pages Karton Kapak / Softcover ISBN: 978-975-9123-68-0
Ünlü İspanyol sanatçı Pablo Picasso’nun, 20. yüzyılın ilk yarısına ait en önemli gravür dizisi Suite Vollard, Picasso’nun yakın dostu ve döneminin en ünlü sanat tüccarı olan Ambroise Vollard’ın siparişi üzerine Picasso tarafından üretilen 100 gravürden oluşuyor. Picasso’nun önemli bir dönemi olarak bilinen 1930’lara tarihlenen, tema ve teknik açıdan ilginç bir çeşitliliği yansıtan gravürlerde genel olarak, aşk, çıplaklık, erotizm, tutku, kaos, portre, mitolojik temalar ve yaşamöyküsel göndermeler görülüyor.
48
Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi Katalogları Pera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues
The Hippodrome was the largest and one of the most significant buildings in Byzantine Constantinople. Located in the heart of the city beside the Great Palace, it was not only an arena for chariot races -the most exciting and popular spectator sport from the 4th to the 7th century- but also a place where emperors were created, military victories celebrated, and rulers collectively acclaimed by the people. Atmeydanı, on the other hand, became one of the most important and lively public spaces of Ottoman İstanbul. The Hippodrome/ Atmeydanı: A Stage for İstanbul’s History exhibition catalogue examines this very special and colorful square of the city, which has also hosted a variety of consequential incidents during the foundation of the Republic, through artefacts, architectural drawings, photographs and daily life objects, and takes the İstanbulites on a tour of their city’s different recollection spanning from the 4th to the 20th century.
HİPPODROM / ATMEYDANI İstanbul’un Tarih Sahnesi HIPPODROME / ATMEYDANI A Stage for İstanbul’s History Türkçe, İngilizce / Turkish, English Şubat / February, 2010 1. Cilt: 371, 2. Cilt: 351 sayfa / Vol. 1: 371, Vol. 2: 351 pages Karton Kapak / Softcover ISBN: 978-975-9123-70-3
Picasso - Suite Vollard, Engravings exhibition and catalogue presented renowned Spanish artist Pablo Picasso’s most important engraving series from the first half of the 20th century. The engravings were a result of the collaboration between Picasso and his close friend, an ardent admirer of his work, an extraordinary editor and also a famous art dealer of the period, Ambroise Vollard. Love, nudity, erotism, passion, chaos, portraiture and different mythological themes appear in these engravings where not only the topics but also the style and the technique provide insight into the artist’s creative universe of the time, the 1930s; when he was at the height of his artistic production. peramuzesi.org.tr
49
Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi Katalogları Pera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues
20. yüzyılın öncü sanatçılarından Marc Chagall, Türkiye'deki sanatseverlerle ilk kez Pera Müzesi'nde buluştu. Chagall'a ait 160 yapıt, Kudüs İsrail Müzesi'nin zengin koleksiyonundan biraraya getirilen baskı, desen ve resimlerden oluşuyor. Sergi kataloğu, Chagall'ın çok yönlü kimliğini ve renkli hayal dünyasını vurgulayan bir seçkiyi sunuyor. Sanatçının yaşamını ve ilk eşi Bella ile aşklarını konu alan özyaşam- öyküsel desenlerinin yanı sıra, Kutsal Kitap illüstrasyonları, La Fontaine Masalları ve Gogol'ün Ölü Canlar'ı gibi edebi yapıt resimlemeleri de bir araya geliyor. Yapıtlar arasında Chagall'ın imzasıyla bütünleşmiş Rus folkloru, Yahudi gelenekleri ve sevgililer temaları dikkat çekiyor.
50
peramuzesi.org.tr
The works of outstanding 20th century artist Marc Chagall were exhibited in Turkey for the very first time at the Pera Museum. The 160 works by Chagall were comprised of prints, drawings and paintings selected from the rich collection of The Israel Museum, Jerusalem. The exhibition catalogue examines a unique selection that revealed Chagall's multi-faceted personality and vivid world of imagination. Accompanying the drawings, which reflect Chagall’s life and his love for his first wife Bella, the catalogue also presents his illustrations. for the Holy Book and for literary works such as The Fables of La Fontaine, and Gogol's Dead Souls. Representing his signature style, themes such as Russian folklore, Jewish traditions and lovers stand out in Chagall's works.
MARC CHAGALL
Yaşam ve Aşk: Baskı, Desen ve Resimler
MARC CHAGALL
Life and Love: Prints, Drawings and Paintings
Türkçe, İngilizce / Turkish, English Ekim / October, 2009 191 sayfa / pages Karton Kapak / Softcover ISBN: 978-975-9123-65-9
51
Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi Katalogları Pera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues
OCTET New York, School of Visual Arts’dan Seçme Yapıtlar OCTET Selected Works from the School of Visual Arts, New York Türkçe, İngilizce / Turkish, English Ağustos / August, 2009 203 sayfa / pages Karton Kapak / Softcover ISBN: 987-975-9123-63-5
52
Octet: New York, School of Visual Arts’dan Seçme Yapıtlar sergisi, New York’taki School of Visual Arts’ın Güzel Sanatlar Bölümü öğretim üyeleri, mezunları ve öğrencileri tarafından gerçekleştirilen resim, desen, heykel, yerleştirme, fotoğraf ve dijital sanat türündeki 111 yapıttan oluşuyordu. Çağdaş sanattaki güncel meseleleri ele alarak uluslararası bir kültür platformunda karşımıza çıkan birbirinden farklı yönelimleri bir arada sunan sergi kataloğunda, çağdaş görsel sanatları tanımlayan sekiz kategoriden yapıtlar yer alıyor: İmge Olarak Sözcük, Post-Pop ve Tabloid, Malzeme Önemlidir, Bedensel ve İlahi, Dünya Oyunları, Anlatı Öncelikleri, İlişkisel Estetik ve Kimlik ve Kimlik Politikaları. Octet, sanatın zaman ve uzamda sınır tanımaması, bilgi üretimi, estetik deneyim ve toplumsal sözleşmeye katılım konularını anlamaya, düşünmeye ve yeniden düşünmeye yönelik arayışları da bu seçkiyle bir arada sunuyor.
Octet: New York, Selected Works from the School of Visual Arts was an exhibition of 111 artworks, which showcased painting, drawing, sculpture, installation, photography and the digital arts, created by faculty, alumni and students of the Fine Arts Department at the School of Visual Arts in New York City. Octet catalogue presents an amalgam of diverse threads operating within an international cultural platform enabling a platform for the discussion of current issues. The exhibition consisted of eight categories describing contemporary visual art: Word As Image, Post-Pop and Tabloid, Material Matters, The Corporeal and the Divine, World Dramas, Narrative Imperatives, Relational Aesthetics and Identity and Identity Politics. The selection of work exhibited in Octet presented art's freedom from the constraints of time and space, allowing our desire for understanding, considering and reconsidering systems of knowledge production, aesthetic experience.
Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi Katalogları Pera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues
Osmanlı Beyliği 14. yüzyıl başında Ortaçağ dünyasının karanlık deniziyle tanıştı. Venedik ve Cenevizlilerle yapılan savaşlar, Rumeli fütuhatı, ilk tersânelerin kuruluşu bu dönemde gerçekleşti. İstanbul’un fethi Beylikten İmparatorluğa geçiş sürecini noktalarken, Akdeniz ve Karadeniz’i siyasi coğrafyada birleştirecek güçlü bir donanmanın da temelleri atıldı. Rönesans’ın sonlarında korsanlığın etkisi azaldı ve Barbaros Hayreddîn Paşa’nın kişiliğinde Osmanlı denizciliği altın çağını yaşadı. Yeni Dünya’nın keşfi denizcilik dünyasında devrim yapmıştı. Osmanlı Donanmasının Seyir Defteri: Gemiler, Efsaneler, Denizciler sergisi, birbiriyle bütünleşen üç farklı deniz mitolojisini iç içe geçiriyor. Osmanlı denizcilik tarihinin zihinlere kazınmış gemileri, katıldıkları savaşlar ve bu savaşlarda efsaneleşen kahramanlar, tarihsel boyutuyla uygarlık sahnesinde yerlerini alıyorlar. Kurgunun merkezinde geleneksel denizcilik anlayışından modern denizciliğe geçişin olağanüstü serüveni var. İktidar arzuları, yıkılan tahtlar ve insanın kendi kaderini denizle özdeşleştirmesi bu serüvenin ardındaki belki de en eski öykü. Günümüze miras kalmış 16. yüzyıl Osmanlı kadırgasından Yavuz zırhlısına uzanan bir tarihin köşe taşları, denizcilerin anılarıyla yeniden günışığına çıkıyor.
peramuzesi.org.tr
Ottoman Principality was introduced to the dark sea of the Middle Ages in early 14th century. The battles with the Venetians and the Genoese, conquests in Rumelia, and the establishment of the first shipyards all took place during this period. As the conquest of İstanbul marked the end of the period of transition from Principality to Empire, the foundations of a strong navy that would unite the Mediterranean and the Black Sea over a political geography were laid. The power of the corsairs diminished by the end of the Renaissance; Barbaros Hayreddîn Pasha personified the golden age of Ottoman sea power The Logbook of the Ottoman Navy: Ships, Legends, Sailors exhibition intertwined three distinct, yet integrated mythologies of the sea. The imprint of the ships in Ottoman seafaring history, the battles they were engaged in and the heroes who became legendary in these battles assume their places on the stage of civilization in their historic magnitude. At the center of the construct lies the extraordinary adventure of the transition from traditional to modern seafaring methods. The quest for power, the demolished thrones and man's identification of his fate with the sea is perhaps the oldest story behind this adventure. The cornerstones of a long history that extends from the legacy of a 16th-century Ottoman galley to the battlecruiser Yavuz, is once again brought to the light of day through the memories of seamen.
OSMANLI DONANMASININ SEYİR DEFTERİ Gemiler, Efsaneler, Denizciler THE LOGBOOK OF THE OTTOMAN NAVY Ships, Legends, Sailors Türkçe, İngilizce / Turkish, English Mayıs / May, 2009 229 sayfa / pages Karton Kapak / Softcover ISBN: 978-975-9123-59-8
53
Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi Katalogları Pera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues
İngiltere’nin en köklü ve önemli sanat kurumlarından Victoria ve Albert Müzesi’nin dünya çapındaki seramik koleksiyonundan bir seçki ilk kez İstanbul’da ve Pera Müzesi’nde sergilendi. 150 yıllık geçmişi ve zengin koleksiyonlarıyla dünyanın önde gelen sanat ve tasarım müzelerinden biri olan Victoria ve Albert Müzesi’nin, kapsam, çeşitlilik ve küresel dağılım açısından benzersiz olan Seramik Koleksiyonu’ndan derlenen serginin kataloğu, antik çağlardan günümüze seramik sanatının en çarpıcı örneklerini sunarken, dünyanın bu en eski ve önemli sanatlarından birinin geleneklerine ve gelişimine de ışık tutuyor, medeniyetler arası ticari ve kültürel etkileşimleri inceliyor. Çin heykellerinden, İtalyan Rönesans çömleklerine, İznik çinisinden, Sèvres porselenlerine, modern seramiklere dünyanın her köşesinden 115 özgün yapıt, sanatseverlerle buluşuyor.
54
peramuzesi.org.tr
A unique selection from the globally renowned ceramics collection of Victoria and Albert Museum, one of the oldest and leading art institutions of Great Britain, was proudly exhibited for the first time in İstanbul, at the Pera Museum. With its 150-year-old history and rich collections, Victoria and Albert Museum is one of the leading art and design museums in the world. Selected from the Victoria and Albert Museum's Ceramics Collection –a collection unparalleled in terms of its scope, diversity and global range- the exhibition not only featured masterpieces of world ceramic art from antiquity to the present, but also explored the traditions and developments of one of the oldest and most important art forms in the world, revealing both the commercial and cultural interactions between civilizations. Ranging from early ceramics of China, to luxury wares of Renaissance courts, from İznik tiles to Sèvres porcelains, 115 unique example of world ceramics are presented in the catalogue.
VICTORIA VE ALBERT MÜZESİ’NDEN DÜNYA SERAMİĞİNİN BAŞYAPITLARI MASTERPIECES OF THE WORLD CERAMICS FROM THE VICTORIA AND ALBERT MUSEUM Türkçe, İngilizce / Turkish, English Mayıs / May, 2009 273 sayfa / pages Karton Kapak / Softcover ISBN: 978-975-9123-58-1
55
Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi Katalogları Pera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues
MEKTEB-İ SULTANİ’DEN GALATASARAY LİSESİ’NE RESSAMLAR FROM MEKTEB-İ SULTANİ TO GALATASARAY LYCEE PAINTERS DE MEKTEB-İ SULTANİ AU LYCEE DE GALATASARAY PEINTRES
1 Eylül 1868 yılında Sultan Abdülaziz’in emriyle açılan ve yeniden düzenlenen devlet kurumlarına bürokrat yetiştirmeyi amaçlayan Mekteb-i Sultani’de, dünya siyasetine ve Batı kültürüne vakıf bir eğitim programı düşünülmüş, bu amaçla konmuş derslerin etkisiyle, Osmanlı döneminin Mekteb-i Sultani’sinden Cumhuriyet yıllarının Galatasaray Lisesi’ne, öğrenci ler arasından önemli sanatçılar çıkmıştır. Osmanlı resim sanatının başlangıç evresindeki rolünden dolayı, Mekteb-i Sultani’nin programında yer alan resim dersleri, hocalar ve sanatçı kimlikleri, öğrenim görmüş sanatçılar da son derece önemlidir. Serginin ve kataloğunun başlıca amacı, 1868- 1968 yılları arasında, yüz yıllık bir zaman diliminde, kaliteden ödün vermeyen bir eğitim anlayışına, kuşaklar boyunca devam eden bir sanat sevgisine ve bu sevginin nasıl profesyonelliğe dönüştüğüne dikkat çekmektir.
Opened on 1 September 1868 upon the orders of Sultan Abdülaziz, while Mekteb-i Sultani was conceived as a training ground for bureaucrats who would staff the state's newly-designed agencies, it was thought that its students should be inculcated in the ways of international diplomacy and European culture. Among the lessons that were included in the curriculum with this idea in mind were European art and literature and it was due to their influence that major artists emerged both from Ottoman-period Mekteb-i Sultani and from Republican-period Galatasaray Lycée. Because of the role that they played in the initial formative stage of painting among the Ottomans, the art instruction provided at Mekteb-i Sultani, the instructors and their artistic personalities, as well as the artists who studied there are all matters of importance. The primary aim of this exhibition was to draw attention to an attitude towards education which, for over a century in the years from 1868 to 1968, upheld strict standards of quality, fostered an undying love of art from generation to generation, and transformed that love into professionalism.
Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi Katalogları Pera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues
Dünya sinemasının önde gelen ustalarından Akira Kurosawa’nın sıradışı 87 yapıtından oluşan katalog, yönetmenin desenler aracılığıyla düşlediği filmlerini tanıtırken farklı bir yeteneğini de keşfetme olanağı sunuyor. Japon kültüründen olduğu kadar Batı kültüründen, özellikle de Avrupa sanatının Van Gogh, Cézanne ve Chagall gibi büyük ustalarından etkilenen yönetmen, Uzakdoğu ve Batı arasında bir köprü oluşturarak sanatseverleri, eşsiz imgelerden oluşan dünyasında büyüleyici bir yolculuğa çıkarıyor. Ran, Kagemusha, Yume, Madadayo ve Umi Wa Miteita filmlerini sahne sahne betimleyen storyboard’lardan seçilen desenler, usta yönetmenin dışavurumcu yanını vurgularken, yapıtlarının sanatsal değerini de gözler önüne seriyor.
The exhibition of 87 extraordinary works by one of the most important masters of world cinema, Akira Kurosawa, the exhibition and catalogue presented a different aspect of the director’s talent; while introducing his envisioned films, the exhibition explored Kurosawa’s imagination through his drawings. Kurosawa inspired by both Japanese and Western cultures, particularly by the great masters of European art such as Van Gogh, Cézanne and Chagall, creates a bridge between the Far East and the West taking us on an enchanting journey into a world of breathtakingly unique images. The storyboards of the films Ran, Kagemusha, Yume, Madadayo and Umi Wa Miteita exemplify the preparatory stages and illustrate frame by frame, scene by scene the films, revealing the artistic value of Kurosawa’s drawings and emphasizing his expressionism.
AKIRA KUROSAWA Desenler
AKIRA KUROSAWA Drawings
Türkçe, İngilizce / Turkish, English Şubat / February, 2009 311 sayfa / pages Karton Kapak / Softcover ISBN: 987-975-9123-56-7
Türkçe, İngilizce, Fransızca / Turkish, English, French Şubat / February, 2009 311 sayfa / pages Karton Kapak / Softcover ISBN: 987-975-9123-56-7
56
peramuzesi.org.tr
57
Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi Katalogları Pera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues
Pera Müzesi, dünyanın en köklü sanat kurumlarından Tate Britain ve British Council işbirliğiyle hazırladığı ve Britanya oryantalist resminin dünyadaki en önemli örneklerinin yer aldığı Doğu'nun Cazibesi: Britanya Oryantalist Resmi sergisine ev sahipliği yaptı. Şubat 2008'de ABD'de Yale Center for British Art galerilerinde ve Haziran 2008'de Tate Britain'ın Linbury Galerileri’nde gerçekleştirilen ve her iki ülkede de sanatseverlerden büyük ilgi gören Doğu’nun Cazibesi sergisinin kataloğundaki 105 başyapıt, arasında Suna ve İnan Kıraç Vakfı Oryantalist Resim Koleksiyonundan, Osman Hamdi Bey'in İki Müzisyen Kız ve Henry Bone'un Thomas Hope'un Türk Giysileri İçinde Portresi resimleri ile Topkapı Sarayı Müzesi Koleksiyonundan, David Wilkie'nin Sultan Abdülmecid'in Portresi resimleri de yer alıyor.
58
peramuzesi.org.tr
Pera Museum presented The Lure of the East: British Orientalist Painting exhibition organized in association with Tate Britain, one of the most distinguished art institutions of the world, and the British Council. The exhibition brought together some of the most important works of British Orientalist painting around the world. Opened at the Yale Center for British Art, U.S.A. in February 2008 and Tate Britain Linbury Galleries in June 2008, the widely acclaimed The Lure of the East exhibition was presented at Pera Museum. The 105 masterpieces included in the exhibition were accompanied by highlights such as Osman Hamdi Bey’s Two Musicians Girls and Henry Bone’s Portrait of Thomas Hope in Turkish Dress from the Suna and İnan Kıraç Collection, as well as David Wilkie’s Portrait of Sultan Abdülmecid from the Topkapı Palace Collection.
DOĞU’NUN CAZİBESİ
Britanya Ortantalist Resmi
THE LURE OF THE EAST British Orientalist Paintings
Türkçe, İngilizce / Turkish, English Eylül / September, 2008 360 sayfa / pages Karton Kapak / Softcover ISBN: 978-975-9123-52-9
59
Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi Katalogları Pera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues
BAYKUŞUN KARELERİ
30. kuruluş yıldönümünü Suna ve İnan Kıraç Vakfı Pera Müzesi’nde 67 mezununun seçilmiş fotoğraflarından oluşan bu sergiyle kutlayan Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Fotoğraf Bölümü, 13 Temmuz 1978 tarihinde İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi, Yüksek Dekoratif Sanatlar Bölümü, Fotoğraf Enstitüsü olarak kurulmuştur. Fotoğraf Enstitüsü, Türkiye’de fotoğraf eğitimi anlamında kurumlaşmanın temsilcisi olmuştur. Daha önceleri fotoğraf kulüpleri kurulmuş ve çeşitli kurumlarda fotoğraf dersleri verilmişse de lisans düzeyinde dört yıllık bir fotoğraf eğitimini hayata geçirmek ancak günümüzden otuz yıl önce gerçekleşebilmiştir. Otuz yıllık geçmişinde üç yüzden fazla mezun veren Fotoğraf Bölümü’nün 30. kuruluş yılı kutlamalarının bütünleştirici etkinliklerinden biri olan bu sergi, Türkiye’nin akademik anlamda ilk fotoğraf bölümünün kuruluşunu ve mezunlarını anarken, yıllardır profesyonel çalışmalarını sürdüren bölüm mezunlarının deneyimlerini ziyaretçilerle paylaştı.
60
peramuzesi.org.tr
Mimar Sinan Fine Arts University's Department of Photography, founded on July 13th, 1978 as the Institute of Photography, under the auspices of İstanbul Fine Arts Academy, Department of Decorative Arts, celebrated its 30th anniversary, in 2008 at the Pera Museum. The exhibition comprised a selection of photographs by 67 graduates. The Institute of Photography epitomized the institutionalization of photography education in Turkey. Photography clubs had been established prior to the inauguration of the Institute and classes were offered in a number of other institutions; however, the implementation of a four-year undergraduate education in photography was only realized in 1978. In the thirty-year-long period, the Department of Photography had over three hundred graduates. While this exhibition, as one of the reunion events of the Department’s 30th anniversary celebrations, commemorates the establishment of the institution as well as its alumni, it also shares with viewers the works of its graduates, who have been working professionally for many years in the field of photography.
Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Fotoğraf Bölümü 30. Yıl Mezunlar Sergisi
OWL’S FRAMES
Mimar Sinan Fine Arts University Faculty of Fine Arts Department of Photography 30th Anniversary Alumni Exhibition Türkçe, İngilizce / Turkish, English Temmuz / July, 2008 152 sayfa / pages Karton Kapak / Softcover ISBN: 978-975-9123-50-5
61
Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi Katalogları Pera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues
2008 yılında açılan Joan Miró: Maeght Koleksiyonu’ndan Baskılar, Resimler ve Heykeller sergisi, dünya sanatının ustalarından Joan Miró’nun II. Dünya Savaşı sonrasını yansıtan coşkulu, sevinçli renklerinin yanı sıra, Maeght Ailesi ile uzun süren hoş dostluğunun izlerini de sunar. Maeght Ailesi, II. Dünya Savaşından önce 1930’lu yıllarda başlayan düşün insanları ve sanatçılarla olan dosluğuna yeni bir boyut kazandırmak ve sanatçılarına daha özgür bir çalışma ortamı yaratmak için, 1964 yılında Maeght Vakfı’nı kurar. Bu Vakıf Fransa’da kurulan ilk modern sanat vakfıdır. II. Dünya Savaşı sonrasında Dadaizm, Kübizm, Sürrealizm, Otomatizm ve de Varoluşçuluk gibi yaşamı ve sanatı sorgulayan ve alışılmışın dışında yeni boyutlar getiren düşünce ve sanat akımları gelişir ve kendini bu akımlarla özleştirecek sanatçıları bulur. Yüzlerce sanatçı ve düşün adamına Maeght Ailesi kucak açar, onların dostu ve hamisi olur. Miró’nun ise her zaman özel bir konumu vardır Aile içinde.
62
peramuzesi.org.tr
Joan Miró: Prints, Paintings and Sculptures from the Maeght Collection exhibited in 2008, presented the joyous and impassioned colours of the post-war period, as well as the recollections of a long-lasting friendship. With a view to create a liberal working environment for artists, the Maeght Family inaugurated the Maeght Foundation in 1964, with the aim of rekindling friendships it has formed with artists and intellectuals in the 1930s, prior to World War II. This endeavor lead to the creation of the first modern and contemporary art foundation conceived in France. Questioning life as well as art and offering unconventional perspectives, philosophical and artistic currents, movements such as Dadaism, Cubism, Surrealism, Automatism, and Existentialism developed in this period giving rise to the emergence of artists identifying themselves by these movements. Embracing hundreds of artists and intellectuals, the Maeght Family became their friends and patrons. Among these, Miró always maintained a special place for the Family.
JOAN MİRÓ
Maeght Koleksiyonu’ndan
Baskılar, Resimler ve Heykeller
JOAN MIRÓ
Prints, Paintings and Sculptures from the Maeght Collection Türkçe, İngilizce / Turkish, English Mayıs / May, 2008 203 sayfa / pages Karton Kapak / Softcover ISBN: 978-975-9123-44-4
63
Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi Katalogları Pera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues
Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi Katalogları Pera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues
KOLAJ DEKOLAJ Doğançay - Villeglé
COLLAGE DECOLLAGE Doğançay - Villeglé Türkçe, İngilizce / Turkish, English Mayıs / May, 2008 106 sayfa / pages Karton Kapak / Softcover ISBN: 978-975-9123-45-1
64
Çok farklı köken ve kültürlerden gelmelerine karşın, 1929 İstanbul (Türkiye) doğumlu Burhan Doğançay’la 1926 Quimper (Fransa) doğumlu Jacques Villeglé benzer şekilde kentle ilgilenmişlerdir. Biri erken dönemlerinden başlayarak yolculuk etme gerekliliğini hissederken, diğeri Paris’e yerleşip başka sanatçılarla birlikte “Yeni Gerçekçilik” serüvenine katılır. Burhan Doğançay’ın sanatı önceleri klasik resimleri anımsatsa da –yolculuklarının tanıklığı, guvaşlar ve suluboyalar– sanatçı, 1960’lı yıllardan sonra ziyaret ettiği kentlerin duvarlarından topladığı imge ve simgelerle beslenmeye başlar yalnızca. Jacques Villeglé ise, 1949’dan sonra sanatını kentteki afiş panolarından topladığı malzemelerle biçimlendirir; “anonim yırtık afişler” olarak adlandırdığı bir “tablolar” dünyası ortaya koyar. İlki kolaj, ikincisiyse dekolaj yapar. Bu iki yöntem birbirine koşut değilse de benzer olan iki tutumu yansıtmaktadır: Bir yandan sırtını kent izleğine dayamış rengârenk bir ikonlar dünyası yaratırken, bir yandan da o dünyanın bütünüyle soyut kompozisyonlar içinde eridiği bir imgeler dünyası kurarlar. Kuşaklarının önde gelen sanatçılarından ikisini aynı sergide buluşturma düşüncesi, iki sanatçının benzerliklerini ve aynı zamanda farklılıklarını açığa çıkarmayı hedefledi. Onların bu yapıtları, kendi tarzlarında, aynı estetik atılım içinde “graffiti” sanatının yükselişinide haber vertmektedir.
Although from very different origins and cultures, Dogançay (born in İstanbul, Turkey, in 1929) and Villeglé (born in Quimper, France, in 1926) share the same interest in the city. Whereas the first soon felt the need to travel and find out what was happening elsewhere, the second moved to Paris and henceforth participated in the collective “Nouveau Réalisme” adventure. Although Dogançay’s art was originally based primarily on conventional pictorial practices –almost exclusively gouaches and watercolours which stand testimony to his numerous journeys– since the mid-1960s he had taken his themes uniquely from images and signs seen on the walls of the cities he had traversed. As of 1949, Jacques Villeglé’s art has been based on collecting a world of ready-made “paintings” that are offered to him by “anonymously torn posters” that he sees when exploring the city. Collage [gluing, pasting] in the first case, décollage [tearing down, unpeeling] in the second: these two practices characterize two sets of attitudes that, if not parallel, converge, and summon up a world of colorful icons founded on the theme of the city or images in which it is absorbed into uncompromisingly abstract compositions. The idea of bringing together two leading artists of their generation in the same exhibition aimed to reveal to viewers the similarities, as well as the differences between Dogançay and Villeglé, whose works anticipate, in their own way, the arrival of “graffiti” art as part of the same aesthetic impulse.
JOSEF KOUDELKA JOSEF KOUDELKA Sergi ve kataloğu, Josef Koudelka’nın, fotoğraflarının çarpıcı estetiğinden dolayı nadiren fark edebildiğimiz bir yönünü gözler önüne seriyor. Bugün dünya çapında bir üne sahip olan bu dünya gezgini, zamanla sanatına bağlı bir fotoğrafçı olduğunu ortaya koymuştur. Bilinçli bir mesaj iletmek adına ya da bilinçaltından gelen bir dürtüyle harekete geçmiş de olsa, Koudelka’nın temel konusu her zaman anayurdu olmuştur. Ülkesinden ayrıldıktan kısa bir süre sonra Magnum Photos’la çalışmaya başlamış, 1974’te uluslararası ajansın tek Çek üyesi olmuştur. Koudelka Çekoslovakya’ya ilk kez döndüğünde, Bohemya’nın Ore Dağları’nda 1990 ile 1994 arasında meydana gelen doğa katliamını fotoğraflamıştır. The Black Triangle (Siyah Üçgen) başlığıyla sergilenen ve yayınlanan bu fotoğraflar, sanatçının kuzey Fransa’da insanlar tarafından zarar gören bir başka bölgede panoramik fotoğraf makinesi ile çektiği bir dizi fotoğrafla yakından ilintilidir. Bu fotoğrafların tümü, Koudelka’nın Kaos adlı geniş çaplı projesinin bir parçası haline gelmiştir. Kaos projesi, serginin son bölümünde yer almaktadır. Bugünün yıkıma uğramış coğrafyasında sanatçı, “trajik, vahşi bir güzellik” bulmuştur ki bu da Koudelka’nın yaşamı boyunca sürdürdüğü bir temel konu arayışı olarak nitelendirilebilir. peramuzesi.org.tr
In this retrospective exhibition, Josef Koudelka revealed a side of himself, which we rarely see as it is usually covered up by the striking aesthetical quality of his photographs. Over time this apparent globetrotter has shown himself to be an engaged photographer who is now world-renowned, fundamental subject matter is, internally, always related to his native land, whether as a conscious message or out of a subconscious need. In the work, the local dimension meets the universal. Shortly after leaving his homeland he began to work with Magnum Photos, and, in 1974, became the only Czech full member of this international agency. After returning to Czechoslovakia for the first time since his departure, Koudelka photographed the devastation of the natural environment in the Ore Mountains of Bohemia, from 1990 to 1994. The photographs exhibited and published as The Black Triangle, tie into the set made with a panoramic camera in northern France, an area that has also been greatly affected by human intervention. These photographs became part of Koudelka’s large project called ‘Chaos’, which this retrospective concluded with. In the devastated landscape of today, Koudelka has found “tragic untamed beauty”, the search for which may be understood as Koudelka’s lifelong topic.
Türkçe, İngilizce / Turkish, English Ocak / January, 2008 132 sayfa / pages Karton Kapak / Softcover ISBN: 987-975-9123-29-1
65
Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi Katalogları Pera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues
JP Morgan Chase Sanat Koleksiyonu, dünyadaki en eski ve geniş kapsamlı kurumsal sanat koleksiyonlarından biri olma özelliğini taşıyor. Koleksiyon, 1959 yılında The Chase Manhattan Bank’in o döndemdeki başkanı David Rockefeller’ın kurumun sanat programını oluşturması ve kurumsal sanat koleksiyonerliği alanında öncülük etmesi sonucunda hayata geçirildi. Sanat eserlerinin yeni binaların mimarisiyle bütünleştirilmesi ve bilinçli alımların gerçekleştirilmesiyle birlikte kurumsal koleksiyonların öncüsü haline gelen bu oluşum, aynı zamanda diğer şirketler için dünya çapında bir örnek de oluşturdu. Küratörlüğünü Sanat Koleksiyonu’nun yöntecisi Lisa K. Erf’in yaptığı Collected Visions, bu seçkin koleksiyonun ilk kez modern ve çağdaş sanat bağlamında değerlendirilerek uluslararası bir izleyici kitlesine sunulmasını öngören bir sergi niteliğini taşıyordu. Katalog, 20. yüzyılın pek çok önde gelen sanatçısının yanı sıra koleksiyona son yıllarda katılmış 21. yüzyıl sanatçılarına ait 70 eserden oluşuyor.
The JP Morgan Chase Art Collection is one of the oldest and most extensive corporate collections in the world. The Art Collection began in 1959 when David Rockefeller, then president of the Chase Manhattan Bank, established the firm’s art program and took the lead in the field of corporate art collecting. By integrating artwork within the architecture of new buildings and incorporating an enlightened approach to acquisitions, this forerunner of corporate collections became a model for other companies worldwide. Collected Visions marked the first time a survey of the Collection’s modern and contemporary art has been assembled for an international audience. Curated by current Director of the Art Collection, Lisa K. Erf, the exhibition featured 70 signature works from many of the most important established artists of the 20th century and recent acquisitions by artists emerging in the 21st century.
COLLECTED VISIONS
JP Morgan Chase Sanat Koleksiyonu’ndan
Modern ve Çağdaş Eserler
COLLECTED VISIONS
Modern and Contemporary Works from the JP Morgan Chase Art Collection Türkçe, İngilizce / Turkish, English Ekim / October, 2007 152 sayfa / pages Karton Kapak / Softcover ISBN: 978-975-9123-42-0
66
peramuzesi.org.tr
67
Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi Katalogları Pera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues
20. YÜZYIL USTALARINDAN BASKI, DESEN VE SULUBOYA Viyana Katedral ve Başpiskoposluk Müzesi, Otto Mauer Koleksiyonu’ndan Bir Seçme
PRINTS, DRAWINGS AND WATERCOLOURS By the Masters of the 20th Century, from the St. Stephan’s Cathedral and Diocese Museum, Vienna Otto Mauer Collection
Türkçe, İngilizce / Turkish, English Ağustos / August, 2007 113 sayfa / pages Karton Kapak / Softcover ISBN: 978-975-9123-36-9
68
Monsenyör Otto Mauer bir Katolik rahibi, Din adamlığının yanı sıra çağdaş sanatın bütün türlerine düşkün, uzak görüşlü ve dinsel inanç ya da kökenleri ne olursa olsun tüm “avangard” sanatçılara ilgiyle yaklaşabilen, tutkulu bir koleksiyoncuydu aynı zamanda. Modern Avusturya sanatının en dikkate değer koleksiyonlarından biri olan koleksiyonunda temsil edilen sanatçı adlarının listesi, 1945 sonrası Avusturya sanatının bir “kim kimdir”i sanki. Mauer, klasik modernden postmoderne uzanan geniş bir yelpazeye yayılan koleksiyonuyla adeta dönemin sanat tarihini yansıtan atlas benzeri bir “referans koleksiyon” oluşturmaya çalışmış. II. Dünya Savaşı sırasında toplamaya başladığı eserler arasında Paris modern sanatının baş temsilcilerinin taşbaskılarıyla Alman ve Avusturyalı sanatçıların özgün yapıtları bulunuyor. 1954 yılında kurduğu Galeri St. Stephan, Mauer’in yönetiminde 50’li ve 60’lı yıllarda Viyana’nın önde gelen avangard galerisi haline geldi; aynı zamanda uluslararası sanat sahnesinde de önemli bir saygınlık kazandı. Koleksiyondan derlenen sergi ve katalog usta sanatçıların yapıtlarını içeriyor. Otto Mauer Koleksiyonu yaklaşık 3000 yapıtı kapsıyor ve bugün Viyana Katedral ve Başpiskoposluk Müzesi’nde (Dommuseum) korunuyor.
Monsignore Otto Mauer was a Catholic priest. He was also a passionate, foresighted collector who, apart from his position as a clergyman, was enthusiastic about all domains of contemporary art and regardless of their beliefs or origins, approached all “avant-garde” artists with the same openness. As one of the most outstanding collections of Modern Austrian art, the names of the artists represented within the collection is almost a “who is who” of post-1945 Austrian art. By encompassing a wide spectrum from “classical” modern to postmodern, Mauer tried to create a “reference collection,” analogous to an atlas of art history. By World War II, he had already begun collecting with great resolution, the lithographs of the leading representatives of Parisian modern art, as well as the original works of German and Austrian artists. Gallery St Stephan, which he founded in 1954, evolved into the leading avant-garde gallery of Vienna under his management in the 1950s and 60s; it also acquired a considerable and well-deserved fame on the international art scene. Otto Mauer’s relationship with art was always defined by his personal and amicable connections with the artists. His collection, which he was able to expand uninterruptedly until 1973, by purchases and artists’ gifts, must be perceived not only as an indication of his progressive interest in art, but also as a very subjective interpretation of modern Austrian painting.
Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi Katalogları Pera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues
İŞLEYEN MEKAN
Kuruluşundan bu yana yaz aylarında salonlarını gençlere ayıran Pera Müzesi, 2007 yaz döneminde Yıldız Teknik Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi öğrencilerinin 2006 – 2007 projelerinden oluşan İşleyen Mekan sergisini ağırladı. Serginin kataloğu bizi öğrencilerin hayatı sanatın olanaklarıyla kavramaya çalıştıkları bir deneyim alanına götürerek, genç sanatla ve sanat eğitiminin sorunlarıyla buluşturuyor.
peramuzesi.org.tr
Since its inauguration, Pera Museum has been instrumental in promoting young artists and institutions of art education by opening its exhibition floors during the summer months. Comprised of Yıldız University Faculty of Art and Design student projects for the 2006-2007 academic year, the Working Space exhibition and the accompanying catalogue, took us through a field of experience in which students tried to comprehend life through possibilities in art, and introduced the viewer to young art and the problems of art education.
Yıldız Teknik Üniversitesi Sanat ve Tasarım Fakültesi 2006 - 2007 Öğrenci Projeleri Sergisi WORKING SPACE Yıldız Technical University Faculty of Art and Design 2006 - 2007 Student Projects Exhibition Türkçe, İngilizce / Turkish, English Ağustos / August, 2007 199 sayfa / pages Karton Kapak / Softcover ISBN: 978-975-9123-37-6
69
Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi Katalogları Pera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues
PİROSMANİ
“Naif” Sanatta Bir Efsane PİROSMANİ
A Legend in “Naïve” Art Türkçe, İngilizce / Turkish, English Ağustos / August, 2007 113 sayfa / pages Karton Kapak / Softcover ISBN: 978-975-9123-36-9
70
1862’de Gürcistan'ın küçük bir köyünde doğup 1918’de Tiflis’te yoksulluk içinde ölen Pirosmani’nin “safyürekli” (naif) resimleri yakın komşumuz bir ülkenin çiçek açmış kırlarını, köylerini, insanlarını, hayvanlarını konu alır. Yaşadığı sırada yakın çevresi dışında kimselerin tanımadığı, ancak ölümünden sonra, özellikle de Batı sanat çevrelerinde primitiflerin ve naif sanatın öneminin anlaşıldığı 20’li, 30’lu yıllarda farkına varılan Pirosmani, o zamandan beri resimlerinin benzersiz içtenliği ve etkileyiciliğiyle dünya sanatseverlerini şaşırtmayı sürdürüyor. Pirosmani’nin eserleri, onun ustalığını ortaya koyar. Bugün dünya çapında tanınan Pirosmani, sanatıyla ülkesinin sınırlarını çoktan aşmış bir isimdir.
Recognized only by his immediate circle while he was still alive, Pirosmani gained acknowledgement in the 1920s and 30s, particularly in the Western art circles, in which primitive and naïve artists were starting to be appreciated. Since then, his paintings continue to fascinate art connoisseurs in the world with their unprecedented sincerity and charm. Niko Pirosmani (1862-1918) was born to a peasant family in one of the regions of Georgia - Kakheti, in the village of Mirzaani. During his life, most of which he spent in Tbilisi, he never received any professional education. In 1882, he opened a studio with another painter, Gigo Zaziashvili, accepting commissions for signboards. However, the partners soon went bankrupt. For mere subsistence, he occasionally worked in Tbilisi “dukhans” (tavern), or at the rail station, dying in poverty in Tbilisi, in 1918. Today, Pirosmani is known across the world and his art has long reached beyond the borders of his native country.
Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi Katalogları Pera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues
Bugün daha çok Kariye Camisi ya da Kariye Müzesi adıyla tanınan eski Khora Manastırı kilisesi, günümüz İstanbulu'nda ayakta kalan en etkileyici Bizans anıtlarından biridir. Büyük olasılıkla 6. yüzyıl gibi erken bir tarihte kurulan, 11. ve 12. yüzyıllarda imparatorluk ailesi üyelerince yeniden inşa edilen, 1316 ile 1321 arasında da Bizanslı hümanist, şair ve başvezir Theodoros Metokhites tarafından görkemli bir biçimde restore edilen Khora Manastırı kilisesi, bugün Geç Bizans sanatı ve mimarisinin ayakta kalan en seçkin örneklerinden sayılıyor. Yapı 19. yüzyıl boyunca "Mozaikli Cami" diye tanınmış olsa da, kilisenin zengin ve karmaşık iç bezemesinin ünü, büyük ölçüde Amerika Bizans Enstitüsü'nün (Byzantine Institute of America) kurucusu ve 1930'dan 1950'deki ölümüne değin yöneticisi olan Amerikalı bilimadamı ve hayırsever Thomas Whittemore'un başlattığı kapsamlı restorasyon kampanyasına dayanıyor. Sergi ve kataloğu, yüzyıllar boyunca üretilmiş tasvirleri aracılığıyla Kariye'nin tarihini keşfederken, 14. ve 20. yüzyıllarda onun restorasyon ve korumasından sorumlu olmuş iki değerli insana, Theodoros Metokhites'le Thomas Whittemore'a bir saygı gösterisi niteliğini taşıyor. Bunun yanısıra, 1940'lar ve 1950'lerde Kariye'nin mimarisiyle olağanüstü mozaik ve fresko çevrimlerini korumaya yardımcı olanların çalışmalarını da onurlandırmayı amaçlıyor. Theodoros Metokhites'in elyazması, Kariye'de yapılan kazılarda meydana çıkarılan arkeolojik eserler ve Thomas Whittemore ile Amerika Bizans Enstitüsü'nün Kariye'nin eşsiz mozaik ve freskolarını onarım sürecini anlatan çok sayıda arşiv belgesi ve fotoğraf katalogda yer alıyor.
peramuzesi.org.tr
The former church of the monastery of Christ of the Chora, better known today as the Kariye Camisi or Kariye Museum, is one of the most impressive Byzantine monuments to survive in the modern city of İstanbul. Founded probably as early as the sixth century, rebuilt by members of the imperial family in the late eleventh and early twelfth centuries, and splendidly restored by the Byzantine humanist, poet, and prime minister Theodore Metochites between 1316 and 1321, the church of the Chora Monastery is today considered one of the most outstanding examples of Late Byzantine art and architecture to survive. While the building itself was already known as the ‘Mosaic Mosque' during the nineteenth century, the fame of the church's rich and complex interior decoration rests by and large on an extensive restoration campaign initiated by the American scholar and philanthropist Thomas Whittemore, founder and director of the Byzantine Institute of America from 1930 to his death in 1950. It was the aim of this exhibition, to explore the history of the “Kariye” through its representation over the centuries, and to pay homage to the two men who were responsible for its restoration and conservation in the fourteenth and twentieth centuries respectively: Theodore Metochites and Thomas Whittemore. The exhibition furthermore aimed to celebrate the work of those who have helped to preserve the architecture of the Kariye and its extraordinary cycle of mosaics and frescoes during the 1940s and 1950s.
KARİYE
Bir Anıt, İki Anıtsal Kişilik, Theodoros Metokhites’ten Thomas Whittemore’a KARİYE
From Theodore Metochites to Thomas Whittemore One Monument, Two Monumental Personalities Türkçe, İngilizce / Turkish, English 2. Baskı, Kasım / 2nd Print, November 2010 345 sayfa / pages Karton Kapak / Softcover ISBN: 978-975-9123-34-5
71
Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi Katalogları Pera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues
SUR, KEMER, KUBBE
Osmanlı Fotoğrafçılarının Gözüyle Bizans İstanbulu
WALL, ARCH, DOME
Byzantine İstanbul in the Eyes of Ottoman Photographers Türkçe, İngilizce / Turkish, English Nisan / April, 2007 172 sayfa / pages Karton Kapak / Softcover ISBN: 978-975-9123-35-2
72
İstanbul'daki Bizans anıtlarının Osmanlı dönemi fotoğrafçıları tarafından çekilmiş karelerinin en önemli özelliği, kentin geçmişi açısından eşsiz birer belge niteliği taşımalarıdır. 19. yüzyıl ikinci yarısıyla 20. yüzyıl başı, İstanbul'da kentsel yapının, tarihsel dokunun ve anıtların çok önemli değişiklikler geçirdiği bir dönemdir. Biraz dikkatli bir göz, aradan geçen yüz, yüz elli yıl içinde İstanbul surlarının, Galata Kulesi, Ayasofya ya da Hipodrom çevresinin nasıl büyük değişiklikler geçirdiğini hemen farkeder. Bu fotoğraflar günümüzün araştımacıları, restoratörleri, mimarları ya da kent plancıları için çok değerli ipuçlarıyla doludur. Ama bunların ötesinde bir şey daha vardır bu görüntülerde: İstanbul'un çok uzak bir geçmişten artakalmış surları, kemerleri, kubbeleri, bize onlarınkinden biraz daha yakın, ama yine hızla geçip gitmiş bir çağın tanığı bu fotoğraflarda, yaşamlarını başka bir varoluş biçiminde sürdürürler. Sararmış yüzeylerine tanımlanması zor bir eskizaman duygusu sinmiş bu görüntülerle kentin tarihsel zenginliğine bir başka tabaka, bir başka zaman boyutu daha katılır. Suna ve İnan Kıraç Vakfı Fotoğraf Koleksiyonu'ndan yapılmış bir seçmeyle oluşturulan Sur, Kemer, Kubbe sergi kataloğu değişik zaman boyutunda bir yolculuğa çıkarıyor. Ama bu kez Cumhuriyet ya da Osmanlı İstanbulu'ndan daha eski, daha uzak bir İstanbul'da: anıtları, örenleri, binyıllar ötesinden günümüze ulaşmış belli belirsiz izleriyle Bizans İstanbulu'nda...
One of the most outstanding characteristics of İstanbul's Byzantine monuments, as captured by Ottoman photographers, is their role as priceless documents in the city's history. The period between the second half of the 19th century and the turn of the 20th century is marked by profound changes in İstanbul with respect to urban structure, historical texture and monuments. A careful eye readily notices the considerable transformations spread over a hundred, hundred and fifty years in İstanbul city walls, Galata Tower, Hagia Sophia and the Hippodrome area. These photographs are replete with valuable clues for today's researchers, restorers, architects and urban planners. Nonetheless, there is something beyond the obvious in these images: İstanbul's remaining city walls, arches, and domes of a far away past continue to survive in another form of existence in these old photographs, which reflect an age closer to us in time, yet just as rapidly vanished. The discolored surfaces permeating an indescribable sense of the old add another layer, another epoch to the historical richness of the city. Comprised of a selection from the Suna and İnan Kıraç Foundation Photography Collection, Wall Arch Dome ventures us into a journey in the same milieu and in a different time dimension. Yet, on this occasion, we find ourselves in an İstanbul more ancient, more distant than the Republican or Ottoman days; it is a Byzantine İstanbul of monuments, ruins and almost imperceptible traces from thousands of years past...
Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi Katalogları Pera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues
Geçmişin kültür mirasının, özellikle de bu mirasın kolayca yok olabilecek bazı kırılgan parçalarının zamanın tahribine uğramadan günümüze ulaşabilmiş olmasını, bütün hayatlarını bu nesneleri toplamaya, korumaya ve gelecek kuşaklara aktarmaya adamış bir dizi adsız kahramana borçluyuzdur çoğunlukla. Geçmiş dönemlerin birçok önemli ürünü, bu değerbilir insanlar sayesinde savaşlardan, yıkımlardan ya da doğal afetlerden kurtulmuş ve yüzyılların menzillerini sağ salim katedip, günümüzün modern müze ya da kütüphane koleksiyonlarında yerlerini almışlardır. Pera Müzesi ve İstanbul Araştırmaları Enstitüsü salonlarında iki bölüm halinde açılmış olan Ali Emîrî Efendi ve Dünyası sergisi, işte bu insanlardan birinin sıradışı serüvenine ışık tutan bir sergi oldu. Çöken imparatorluğun yıkıntıları arasından toplayıp yaşamı boyunca titizlikle koruduğu, sonra da kendi kurduğu Millet Kütüphanesi’ne bağışladığı ferman, kitap ve hatların yanısına Ali Emîrî Efendi’nin “kültür insanı” kimliğini öne çıkaran özel eşya ve belgeleri arasından yapılmış bu derleme, onun tutkuyla bağlandığı bir dünyaya heyecan verici bir yolculuk niteliğinde.
peramuzesi.org.tr
If the cultural inheritance of past, particularly the fragile and perishable pieces of inheritance - such as books, documents, manuscripts or photographs-miraculously manage to survive until the present day, it is mostly through the efforts of a number of nameless heroes, who dedicate their entire lives to the collection, preservation and transmission of these objects to future generations. Thanks to these men, who recognize and appreciate their value, many priceless works of the past have withstood wars, destruction or natural disasters, transcending centuries to assume their places in today's contemporary museums and library collections. Ali Emîrî Efendi and His World exhibition hosted in both the galleries of the Pera Museum and of the İstanbul Research Institute, sought to explore the unconventional adventures of such a man. Through the imperial edicts, books and calligraphic works he excavated from the debris of a deteriorating empire, subsequently preserved and donated to the Millet Library, which he established. Alongside a selection of his personal belongings and documents, we encounter the persona of Ali Emîrî Efendi as a “culture man” and journey into a world he was passionately connected to.
ALİ EMÎRÎ EFENDİ VE DÜNYASI FERMANLAR, BERATLAR, HATLAR, KİTAPLAR Millet Yazma Eser Kütüphanesi’nden Bir Seçme
ALİ EMÎRÎ EFENDİ AND HIS WORLD FERMANS, BERATS, CALLIGRAPHIES, BOOKS A Selection from the Millet Manuscript Library
Türkçe, İngilizce / Turkish, English Ocak / January, 2007 293 sayfa / pages Karton Kapak / Softcover ISBN: 978-975-9123-26-0
73
Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi Katalogları Pera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues
CHERMAYEFF & GEISMAR Son 50 Yılın Amblem, Logo ve Tasarımları
CHERMAYEFF & GEISMAR
Symbols, Logotypes and Graphic Design from the Last Five Decades Türkçe, İngilizce / Turkish, English Ocak / January, 2007 264 sayfa / pages Karton Kapak / Softcover ISBN: 987-975-9123-29-1
74
20. yüzyılın en büyük grafik tasarımcıları arasında sayılan ve ortağı Tom Geismar'la dünyanın belleğinde yer etmiş sayısız ünlü tasarıma imza atan Ivan Chermayeff, ülkemize de birçok kez gelmiş, Koç Holding ve bazı Koç kuruluşlarının amblem, logo, kurum kimliği gibi çalışmalarını gerçekleştirirken, ürettiği yetkin ve sıradışı tasarımlarla bu kuruluşların -dolayısıyla da Türkiye'nin- adının dünya tasarım literatürüne geçmesini sağlamıştı. 1957'de kurulduğundan beri, Chermayeff & Geismar grafik tasarımda bir dönüşüme öncülük etti. Ofisi New York'ta bulunan ama birçok ülkedeki, özellikle Türkiye'deki müşterileri için çalışan ikili, ünlü markaların geliştirilmesinden saygın müze sergilerine varıncaya dek, kültür etkinlikleri için hazırladıkları, düş gücünü harekete geçiren yüzlerce afişten seçkin mimari projeler için yaratılmış büyük ölçekli sanat yapıtlarına varıncaya dek çeşitli projelerden ve değişik alanlardan oluşan geniş bir yelpazede işbirliği içinde, mültidisipliner bir yaklaşım izledi. Bütün bu değişik işler süresince, Chermayeff & Geismar'ın çalışması -üslup açısından değil, tasarıma yaklaşım açısından- tutarlılığını korudu. Tasarımın sorun çözücü bir alan olduğuna ilişkin Modernist ideali benimseyen ikili, bu ideali mizah, sanatsal yaratıcılık ve girişimci bir ruhla insanileştirmeye çabaladı.
Considered as one of the most brilliant graphic designers of the 20th century, Ivan Chermayeff has created a number of truly memorable designs with his partner Tom Geismar. Through his unique and exceptional work on the emblem, logo and corporate identity designs of Koç Holding and various other Koç companies, he has made it possible for the names of these institutions, and by extension Turkey, to be acknowledged by the world of design. Since its founding in 1957, Chermayeff & Geismar has pioneered a transformation in the practice of graphic design. Located in New York but working for clients in many countries, especially Turkey, they have pursued a collaborative, multidisciplinary approach across a broad range of projects and disciplines, from the development of scores of famous trademarks to the design of notable museum exhibitions, from hundreds of imaginative posters for cultural events to largescale artworks for distinguished architectural projects. Throughout all these tasks, Chermayeff & Geismar's work has remained consistent, not in style, but in its approach to design. Accepting the Modernist ideal that design is a problem-solving discipline, they have sought to humanize that ideal through humor, artistic invention and an entrepreneurial spirit.
Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi Katalogları Pera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues
Ivan Chermayeff dünyanın dört bir yanında çalıştığı ve gezdiği yerlerden topladığı gündelik nesneleri kullanarak kırk yılı aşkın bir süredir kolajlar ve birleştirmeler üretiyor. Ona eski eldivenler, atılmış karamela kağıtları ve başka görsel hoşluklar gönderen dost ya da meslektaşlarının zarflarını saklıyor; dünyanın sokaklarından topladığı şeylere bunları da ekliyor. Chermayeff 1950’lerin ortalarından beri New York’ta, ortağı Tom Geismar’la birlikte çalışan bir grafik tasarımcısıdır. Kolajları bugüne dek ABD, Avrupa ve Japonya’da sergilenmiş ve kitaplaştırılmıştır.
peramuzesi.org.tr
Ivan Chermayeff has been producing collages and assemblages for over forty years, utilizing the everyday ephemera collected in different parts of the world where he has worked and traveled. He saves the envelopes received from friends and colleagues, who send him abandoned gloves, discarded candy wrappers and other visual delights to add to those he has picked up on the streets of the world. Since the mid 1950s, Chermayeff has been practicing as a graphic designer, in New York with his partner Tom Geismar. His collages have been exhibited and published in the United States, Europe and Japan.
IVAN CHERMAYEFF
Kolajlar ve Küçük Heykeller IVAN CHERMAYEFF
Collages and Small Sculptures
Türkçe, İngilizce / Turkish, English Ocak / January, 2007 188 sayfa / pages Karton Kapak / Softcover ISBN: 978-975-9123-27-7
75
Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi Katalogları Pera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues
KONSTANTİNİYYE’DEN İSTANBUL’A
XIX. Yüzyıl Ortalarından XX. Yüzyıla Boğaziçi’nin Rumeli Yakası Fotoğrafları
FROM KONSTANTİNİYYE TO İSTANBUL Photographs of the Rumeli Shore of the Bosphorus from the mid XIXth century to XXth century
IX. yüzyıl sonu ile XX. yüzyılın başlarında İstanbul’da faaliyet gösteren fotoğraf ustalarının eserlerinden oluşan ve Suna ve İnan Kıraç Vakfı Fotoğraf Koleksiyonu’ndan derlenen Konstantiniyye’den İstanbul’a -IX. Yüzyıl Ortalarından XX. Yüzyıla Boğaziçi’nin Rumeli Yakası Fotoğrafları sergi kataloğu bir devrin İstanbul’unu çarpıcı yapıları, gündelik hayatı ve ilginç kişilikleriyle gözler önüne seriyor. Usta fotoğrafçılar James Robertson, Félice Beato, Pascal Sébah, Polycarpe Joaillier, Abdullah Biraderler, Guillaume Berggren, Bogos Tarkulyan, Mihran İranyan ve Gülmez Biraderler, dönemin ağır ve zahmetli teknikleriyle çekilmiş fotoğraflarla İstanbul’un geçmişteki çehresini belgelemekle kalmıyor, bir sanayi merkezi, hatta büyük bir metropol haline gelmiş, silueti, mimarisi, taşıtları, köprüleri, rıhtımları, caddeleri ve meydanlarıyla bambaşka bir görünüme kavuşmuş olan bu şehrin kıyılarında bizleri Karaköy’den Rumelifeneri’ne uzanan keyifli bir yolculuğa çıkarıyorlar.
76
peramuzesi.org.tr
From Konstantiniyye to İstanbul — Photographs of the Rumeli Shore of the Bosphorus from the mid-19th to the 20th Century was comprised of works by photography masters who practiced their art in Istanbul from the end of the 19th to the early years of the 20th century. The unique selection from the Suna and İnan Kıraç Foundation Photography Collection reveal the magnificent structures, the daily life and the intriguing personalities of a past İstanbul. İstanbul has evolved into an industrial city and an enormous metropolis: its silhouette, architecture, vehicles, bridges, quays, streets and public spaces have attained an entirely different appearance. Masters such as James Robertson, Félice Beato, Pascal Sébah, Polycarpe Joaillier, Abdullah Brothers , Guilluame Berggren, Bogos Tarkulyan, Mihran İranian and Gülmez Brothers, not only documented the nostalgic images of the city during their time, but also took us along a journey extending from Karaköy to Rumelifeneri through photographs taken with the difficult and onerous techniques of the time.
Türkçe, İngilizce / Turkish, English 5. Baskı, Mayıs / 5th Print, May 2010 145 sayfa / pages Karton Kapak / Softcover ISBN: 975-9123-22-3
77
Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi Katalogları Pera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues
Rembrandt ve Çevresi: Desenler sergi kataloğunda yer alan 99 yapıtın, aralarında Rembrandt desenleri de bulunan 65 kadarı, bir zamanların ünlü Koenigs Koleksiyonu’nun bir parçasıydı. 1940 yılında Rotterdamlı armatör D.G. van Beuningen tarafından satın alınarak Boijmans Van Beuningen Müzesi’ne bağışlanan bu yapıtlar, müzeyi Hollanda'daki ikinci büyük Rembrandt desenleri kolleksiyonunun sahibi haline getirdi. Bu deseler, Rotterdam’dan sonra İstanbul’da, Pera Müzesi’nde Rembrandt desenlerinin çevresindeki sanatçıların çalışmalarından bir seçkiyle birlikte yeniden gün ışığına çıktılar. Katalog, Avrupa resminin en büyük ustalarından biri, öğrencileri ve izleyicileriyle birlikte bizi desenin -resmin bu en saf ve temel biçiminin- büyülü dünyasına götürüyor.
78
peramuzesi.org.tr
Rembrandt and His Circle exhibition and catalogue was comprised of 99 drawings, 65 of which, including Rembrandt’s, were a part of the famous Koenigs Collection. Acquired by the Rotterdam shipowner D.G. van Beuningen in 1940, the collection was then donated to the Boijmans Van Beuningen Museum, thereby ranking this institution as the second largest holder of Rembrandt drawings in Netherlands. Since 1988, however, these works of Rembrandt and his school had not been displayed collectively until the exhibition held in 2006 at the Museum Boijmans Van Beuningen and the Pera Museum. Rembrandt and His Circle welcomes us into the enchanted world of drawing -the purest and most basic form of painting- through the works of a great European master and his school.
REMBRANDT VE ÇEVRESİ Desenler
REMBRANDT AND HIS CIRCLE
Drawings
Türkçe, İngilizce / Turkish, English Ekim / October, 2006 191 sayfa / pages Karton Kapak / Softcover ISBN: 975-913-21-5
79
Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi Katalogları Pera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues
EL/LE
Marmara Üniversitesi, Güzel Sanatlar Fakültesi 2005-2006 Akademik Yılı Diploma Projeleri Sergisi
EL/LE
Marmara University, Faculty of Fine Arts Exhibition of Graduation Projects Academic Year 2005 - 2006 Türkçe, İngilizce / Turkish, English Temmuz / July, 2006 183 sayfa / pages Karton Kapak / Softcover ISBN: 975-912-3-17-7
Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nin 2005 - 2006 Diploma Projelerinden derlenen EL/LE sergisi ve kataloğu, resim, heykel, grafik, seramik, endüstri ürünleri, iç mimarlık, tekstil, fotoğraf, sinema, geleneksel el sanatları alanlarındaki genç ve dinamik üretimlerini içeriyor. Sanatçı ve tasarımcılar elleriyle “el”i anlatıyorlardı. Yaratıcıların ele avuca sığmaz enerjileri el’i hangi anlamlarıyla güzelleştirecektir? Kataloğun, bu sorunun yanıtı olduğu kesin.
In EL/LE, painting, sculpture, graphic arts, ceramics, industrial products, interior design, textiles, photography, and cinema come together in the opulence generated by the traditional arts of the hand. The “hand” is interpreted by the hands of artists and designers. What aspects of the hand will be beautified through the abundant energy of these creators? This catalogue provides the conclusive answer to that question.
Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi Katalogları Pera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues
“Avcı” lakabıyla anılan Sultan IV. Mehmed’in, 1657 yılı sonbaharında, büyük bir kalabalık eşliğinde Edirne’ye ava gidişi çok büyük bir gösteriye dönüşmüş, o yıllarda İstanbul’da İsveç büyükelçisi olarak bulunan Claes Rålamb da, yaptırdığı bir dizi yağlıboya resimle bu yolculuğun ilk bölümünün bir “görsel kaydının” tarihe kalmasını sağlamıştı. Yirmi tablodan oluşan ve bugün İsveç’teki Nordiska Museet’te korunan bu neredeyse “sinematografik” kaydın sergilenebilir durumdaki on altı parçalık bölümü, sözünü ettiğimiz olaydan yaklaşık üç yüz elli yıl sonra, yeniden İstanbul’a, Pera Müzesi’ne konuk oldu. Ava meraklı bir padişah, sanatsever bir büyükelçi, adsız bir ressam ve 17. yüzyıl giysileri içinde tablodan tabloya sessizce yürüyen Osmanlılar... Avcı Mehmed’in Alay-ı Hümayunu, gerek sanatsal, gerekse tarihsel açıdan çok yönlü okumalara açık bir bilmece-sergi ve kataloğu oldu.
Sultan Mehmed IV, remembered as Mehmed the Hunter because of his passion for hunting, departed for Edirne in 1657 on a hunting expedition with a large entourage in a display of imperial majesty that has been preserved for history as a visual document in the form of a series of oil paintings commissioned by Claes Rålamb, then the Swedish Ambassador to İstanbul. This almost cinematographic record consisting of a total of twenty paintings is preserved at the Nordiska Museet in Sweden. Sixteen of which returned to Istanbul, as the guests of the Pera Museum, nearly three hundred and fifty years after this event.
17. Yüzyılda İsveç Büyükelçisi Claes Rålamb'ın Yaptırdığı Tablolarla
AVCI MEHMED'İN ALAY-I HÜMAYUNU Paintings Commissioned by the 17th Century Swedish Ambassador Claes Rålamb
MEHMED THE HUNTER'S IMPERIAL PROCESSION
Türkçe, İngilizce / Turkish, English Haziran / June, 2006 91 sayfa / pages Karton Kapak / Softcover ISBN: 975-9123-16-9
80
peramuzesi.org.tr
81
Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi Katalogları Pera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues
PROFİLLER
Fransa’da Sanatsal Yaratının Son 15 Yılı
PROFILES
15 Years of Artistic Creation in France Türkçe, İngilizce, Fransızca / Turkish, English, French Mayıs / May, 2006 91 sayfa / pages Karton Kapak / Softcover ISBN: 975-9123-15-0
82
Son yıllarda Fransız sanat sahnesi ne durumda? Bu sahnenin ayırdedici özellikleri, ağır basan eğilimleri neler ? Görünüşünü dönüştüren önemli değişiklikler oldu mu? “Panorama”sını çıkartmaktan çok “profil”ini çizme düşüncesinin ortaya koyduğu sorular bunlar. Panorama ve profil sözcükleri arasındaki anlamsal farklılık, burada yadsınamaz bir ağırlık taşır. Panorama kavramı, duruma genişletilmiş bir bakış yöneltildiğini düşündüren bir yoğunluk, bir kapsam içerir; oysa profil kavramı konuya aynı yönde bakmaz ve daha çok, bir toplu bakış düşüncesini vurgular. Bir özet düşüncesini. Tıpkı modelinin ana hatlarını yakalamak için taslaklar çiziktirmeye koyulan sanatçının yaptığı gibi. Fransa’da son yılların gelişim biçimiyle sanatsal üretimin durumunu öne çıkarmayı hedefleyen ve ‘Fransız Baharı’ etkinlikleri kapsamında gerçekleştirilen “Profiller” sergisi küratörü Philippe Piguet serginin “hiç bir okulun, hiç bir grubun manifestosu olmadığını amacının çoğulcu bir yaratım özgürlüğünün açık fikirliliğini yansıtmak” olduğunu belirtiyor.
Where does the French artistic scene stand in regard to the last fifteen years? What are its eminent character traits? What are its dominant trends? Did nay notable change come about to transform its physiognomy? These are so many questions brought into play by this idea of sketching a “profile” and not a “panorama” of its present status. The semantic differentiation between these two words is quite imposing here. If the notion of panorama supposes a scope and an extent which imply a broadened vision of the situation, that of profile does not make out the same meaning and sooner accentuates the idea of an overview, a digest, following the example of an artist who endeavours to give a thumbnail sketch of his model in an attempt to express its essential traits. The famous art critic Philippe Piguet put it, this exposition “which intended to highlight a present state of art production as it developed in France more or less in the last fifteen years and what is more insomuch as it is sifted though sieves of public collections” blew like a spring breeze wafting a gentle air from France into the halls of Pera Museum, and gave the contemporary artistic panorama of a country that has always been amongst the vanguards of European Art.
Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi Katalogları Pera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues
Günümüzde canlı ve heyecan verici bir bilim dalı haline gelen sanat tarihinin kendi ana malzemesine - geçmişin sanat yapıtlarına her gün yeni ve taze bakışlarla bakması, bu yapıtların gerilerde kalmış, biraz durağan dünyasını zamanımızın yeni bilgi, düşünce ve kuramlarının ışığında, durmaksızın "yeni okumalarla" ele alması gerektiği, gün geçtikçe daha iyi anlaşılıyor. Kadınlar, Resimler, Öyküler / modernleşme sürecindeki Türk resminde 'kadın' imgesinin dönüşümü, işte böyle bir eğilimin ve böyle bir yeniden okuma çabasının ürünü bir sergi. Katalogda, çeşitli kamu kurumlarından ve özel koleksiyonlardan seçilerek bir araya getirilen elliyi aşkın resim bizi, Meşrutiyet'ten Cumhuriyet'e, resim sanatımızın gelişme ve çağdaşlaşma yıllarına götürürken, bu dönemi, 'kadın' imgesinin dönüşümü gibi çok özel, ama birçok açıdan çok anlamlı bir tema çerçevesinde yeniden katediyor.
peramuzesi.org.tr
Art history, one of the liveliest and most exciting branches of knowledge of our times, emphasizes the need to continually re-examine, re-evaluate and re-interpret its primary ingredient - art works of the past. From fresh perspectives in the light of current information, thought and theory about these works, to the discourse of knowledge that surrounds a work of art and is continually adapted. Women, Paintings, Stories / transformation of the image of 'women' in Turkish painting within the modernization era, is the product of just such an inclination and re-interpretation. In this exhibition and catalogue of more than fifty works chosen from a variety of public institutions and private collections spanning the era from the Meşrutiyet / Second Constitution through the Republic, a voyage through the years was embarked upon, during which, the Turkish art of painting underwent a movement towards contemporaneity, within the framework of an exceptional and extremely meaningful theme, a reinterpretation of the transformation of the image of 'women'.
KADINLAR, RESİMLER, ÖYKÜLER
Modernleşme Sürecindeki Türk Resminde “Kadın” İmgesinin Sönüşümü
WOMEN, PAINTINGS, STORIES
Transformation of the Image of “Woman” in Turkish Painting in the Modernization Era
Türkçe, İngilizce / Turkish, English Ocak / January, 2006 203 sayfa / pages Karton Kapak / Softcover ISBN: 975-9123-11-8
83
Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi Katalogları Pera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues
HENRI-CARTIER BRESSON Fotoğrafçı HENRI-CARTIER BRESSON Photographer
Henri Cartier-Bresson, yakın ilişki kurduğu Gerçeküstücüler gibi, görüntüler dünyasına uyarlanmış bir tür otomatik yazı kullanmıştır. Ona göre : "Fotoğraf çekmek, aklı, gözü ve yüreği aynı nişan çizgisi üstüne getirmektir. Fotoğraf bir yaşam biçimidir." Yapıtlarının önemli bir bölümü, çevremizi saran, görünürde sıradan olayları konu alarak, " belirleyici bir an" içinde onların evrensel boyutlarını ortaya çıkarmayı amaçlar.
84
peramuzesi.org.tr
Henri Cartier-Bresson practiced, after the fashion of the surrealists whom he knew, an automatic writing applied to the world of the image: "To photograph", he said, "is to bring the head, the eye and the heart onto the same line of the surveyor. Photography is a mode of living." His oeuvre draws on the better part of the obvious banality of the events around us in order to reveal in them, in the passage of a 'decisive instant', a universal dimension.
Türkçe, İngilizce / Turkish, English Ocak / January, 2006 135 sayfa / pages Karton Kapak / Softcover ISBN: 975-913-12-6
85
Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi Katalogları Pera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues
Halk sanatları, özellikle de belirli bir teknik çevresinde biçimlenen sanatlar, ülkeden ülkeye kaçınılmaz benzerlikler gösterirler. Bu benzerlikleri doğuran şey de onları üreten, çoğunlukla eğitimsiz, doğaya ve toprağa yakın insanların, ülkeden ülkeye kıtadan kıtaya pek değişmeyen 'naif'liği, saf yürekliliğidir genellikle. Ne var ki, böyle bir sanat dalını değişik coğrafyalardan örnekleriyle inceleme olanağı bulduğumuzda, bu yaratı alanında benzerliklerin yanısıra çok büyük çeşitliliklerin de gözlendiğini ve belirli bir tekniğin sınırları içinde bile inanılmaz zenginliklerin kaynaştığını görürüz. Camaltında Devr-i Âlem sergi kataloğu, bu olguyu çarpıcı bir biçimde gözler önüne seren bir derleme. Değerli sanatçı Neveser Aksoy'un, dünyanın dört bir yanından camaltı resmi örnekleriyle oluşturduğu büyük koleksiyon esas alınarak ve ondan yapılmış bir seçmeyle hazırlanan katalog, Ömer Bortaçina, Renan ve Sinan Genim, Suna ve İnan Kıraç koleksiyonlarından katkılarla zenginleşerek bize, ülkemizde ve dünyada büyük ölçüde unutulmaya yüz tutmuş bir sanatın rengarenk dünyasını katetme olanağını veriyor. Sergide ve katalogda yer alan, dört kıtadan seçilmiş iki yüze yakın camaltı resmi, bu sanatın değişik coğrafyalara göre ne tür farklılıklar sergilediğini ve -daha da önemlisiAnadolu camaltı sanatının bu yelpazede ne denli etkileyici, ne denli benzersiz bir yer tuttuğunu gösteriyor.
86
peramuzesi.org.tr
A certain commonality from one country to another is inevitably in the work of folk artists from a shared artistic tradition. The naïve and pure-hearted quality of folk art is born of a common life lived on the land, in close harmony with nature. Similarities and a shared tradition notwithstanding, the works created by folk artists are richly diverse. Around the World Under Glass exhibition organized by the Pera Museum was an opportunity to view this startling diversity in works, created by reverse -glass painters. The exhibition was a result of the efforts of Neveser Aksoy, and included works from the Bortaçina, Genim and Suna and İnan Kıraç collections. Together they represented an unprecedented and unforgettable opportunity for Turkey and the world. The approximately 200 reverse glass paintings selected for the exhibition and catalogue revealed the similarities and differ ences across geography, and drew attention to the unusual work of Anatolian reverse-glass artists.
CAMALTINDA DEVR-İ ÂLEM AROUND THE WORLD UNDER GLASS Türkçe / Turkish Ekim / October, 2005 241 sayfa / pages Karton Kapak / Softcover ISBN: 975-9123-07-X İngilizce / English Ekim / October, 2005 241 sayfa / pages Karton Kapak / Softcover ISBN: 975-9123-08-8
87
Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi Katalogları Pera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues
Dubuffet'nin 40 yıl boyunca vazgeçemediği baskı sanatı, yaratıcı yapıtlarının ayrılmaz bir parçası oldu. Yaşamı boyunca, yoğun ve etkin çalışma dönemlerinde gereksinimlerini karşılayacak yeni olanakları yorumlayarak ya da yaratarak baskının, özellikle de taşbaskının çeşitli tekniklerini keşfetti. Sanatçıya özgü bir zincirlenme ve mantık uyarınca her keşif onu, gelişmeleri açısından zengin bir yola, bu yeni araştırma alanlarının sınırlarını hiçe sayarak ve hep büyülenmişçesine kat edeceği bir yola götürdü. Sanatçının 19441984 yılları arasında ürettiği eserlerden bir derleme ilk kez bu kapsamda Pera Müzesi’nde sergilendi.
88
peramuzesi.org.tr
Imprinting fascinated Jean Dubuffet for forty years and it is indissolubly a part of his creative oeuvre. Throughout his life, in certain intense and active phases, he would not cease to explore the range of the different techniques of printing and most of all that of lithography, interpreting and inventing new methods in order to better meet his needs. According to a set of associations and the logic distinctive of this artist, each discovery led him directly to a rich field of developments into which he was to rush with an unvarying sense of wonder, ignoring the limits of these new fields of investigations.
JEAN DUBUFFET XX. Yüzyılın Büyük Bir Sanatçısıyla Buluşma Baskılar ve Resimler 1944 - 1984 JEAN DUBUFFET Encounter with a Major XXth Century Artist Prints and Paintings 1944 - 1984 Türkçe, İngilizce, Fransızca / Turkish, English, French Ekim / October, 2005 282 sayfa / pages Karton Kapak / Softcover
89
Pera Müzesi Yayınları / Süreli Sergi Katalogları Pera Museum Publications / Temporary Exhibition Catalogues
GENÇ AÇILIM YOUNG EXPANSION
Genç Açılım sergisi, 16 - 18 Haziran 2005 tarihleri arasında Pera Müzesi'nde yapılan Uluslararası Plastik Sanatlar Derneği (IAA - AIAP) 3. Avrupa Genel Kurulu etkinlikleri kapsamında, 35 yaşın altında 61 sanatçının katılımıyla gerçekleştirilmişti. Eşlik eden katalog ise bu yapıtlardan derlendi.
90
peramuzesi.org.tr
The Young Expansion exhibition opened as one of the activities organised on the occasion of the International Art Association's Third European General Assembly that was held at Pera Museum between June 16-18, 2005. The exhibition presented works by 61 artists under the age of 35.
Türkçe, İngilizce / Turkish, English Haziran / June, 2005 163 sayfa / pages Karton Kapak / Softcover ISBN: 975-9123-00-2
91
Koleksiyon Sergi Katalogları
Pera Müzesi Yayınları / Koleksiyon Sergi Katalogları Pera Museum Publications /Collection Exhibition Catalogues
Collection Exhibition Catalogues
Görkemli imparatorlukların başkenti İstanbul antik çağlardan bu yana daima ilgi odağı olmuştur. Rönesans’la birlikte Doğu’yu betimlemek isteyen sanatçılar çeşitli nedenlerle bu kente gelmiş, topografyasını belgelemiş, eserlerinde kentin insanını betilemişlerdir. Coğrafi konumu ve Batı’yla olan siyasal, ticari ve kültürel ilişkileri, Osmanlı payitahtı İstanbul’u Avrupalı sanatçıların en çok resimlediği “Doğu” kenti haline getirmiştir. İstanbul, Batılılar için bir anlamda “Doğu’nun başkenti” sayılmıştır. 18. yüzyıl Avrupası’nda egzotizm tutkusundan beslenen “Türk Modası”yla birlikte İstanbul ve insanı, resimleri, öyküleri, tiyatro ve operaları, kıyafetleri süsleyen unsurların başında gelmiştir. Bu kent 19. yüzyılda batılı gezgin ve sanatçıların çıktığı romantik doğu yolculuğunun en önemli duraklarından biri olmuş, onu betimleyen resimler Avrupa’da en çok aranan sanat yapıtları arasına katılmıştır. Düşlerin Kenti: İstanbul sergi kataloğunda Suna ve İnan Kıraç Vakfı Oryantalist Resim Koleksiyonu’ndan seçilmiş yapıtlar, 17. yüzyıldan 20. yüzyıl başlarına uzanan bir zaman dilimi içinde, çoğunlukla batılı sanatçıların Osmanlı dünyasına bakışını, gözler önüne seren önemli görsel belgelerdir. Üç ana bölüm olarak kurgulanan katalog, ev ve özel mekânlardaki yaşantıdan, kentsel alana ve oradan da İstanbul’un genel görünümlerine uzanıyor. Böylelikle Avrupalı ressamların tuvallerine yansıyan İstanbul, topografyası, mimarisi, insanları, gelenekleri ve yaşam biçimleriyle bir bütün olarak yeniden canlanırken bu gezginlerin “Doğu yolculuğu”na biz de katılıyor, eşsiz güzellikler barındıran Osmanlı dünyasını ve İstanbul’u onların gözünden, onlarla birlikte yeniden keşfediyoruz.
92
peramuzesi.org.tr
Since Antiquity, İstanbul, the capital of great empires, has always been a center of interest. From the birth of the Renaissance onwards, Eastern artists who strived to depict the East visited İstanbul for a number of reasons, documenting the city’s topography and incorporating local figures into their works. Due to its geographical location, as well as the political, commercial and cultural relations it maintained with the West, the Ottoman capital thus epitomized the “Eastern” city that European artists most frequently chose to portray. In a sense, İstanbul came to be recognized as the “Capital of the Orient” for Westerners. Together with the Turquerie trend that was nurtured by the passion for exoticism in 18th century Europe, İstanbul and its people constituted the fundamental elements that enriched paintings, tales, plays, operas, and costumes. Hence, the city became one of the most significant haunts for 19th century travellers and artists who embarked upon a romantic expedition of the Orient and the paintings portraying this impressive capital joined the ranks of art works that were most fervently sought after in Europe. The selection of works from the Suna and İnan Kıraç Orientalist Painting Collection included in the İstanbul: The City of Dreams exhibition emerged as outstanding visual documents that feature, largely through the perspective of Western artists, a view of the Ottoman world stretching from the 17th to the early 20th century. Organized under three major headings, the exhibition and catalogue expanded from life in the household and private domains to urban space and into more general views of İstanbul. Consequently, as the city is reflected on the canvasses of European artists in its entirety through its topography, architecture, people, traditions, and ways of life, such a revival allows us partake in the “Eastern journey” of these travellers and rediscover in their company -and through their eyes- İstanbul and the Ottoman world of unrivalled wonders.
DÜŞLERİN KENTİ: İSTANBUL
Suna ve İnan Kıraç Vakfı Koleksiyonu’ndan Seçilmiş Yapıtlarla 17. Yüzyıldan 20. Yüzyıl Başlarına Osmanlı’da Gündelik Yaşam ve İstanbul Manzaraları İSTANBUL: THE CITY OF DREAMS
Scenes of İstanbul and Daily Life in the Ottoman World from the 17th to the Early 20th Century, through a Selection of Works from the Suna and İnan Kıraç Foundation Collection Türkçe / Turkish Temmuz / July, 2008 129 sayfa / pages Karton Kapak / Softcover ISBN: 978-975-9123-51-2 İngilizce / English 2. Baskı, Ekim / 2nd Print, October, 2013 129 sayfa / pages Karton Kapak / Softcover ISBN: 978-975-9123-54-3
93
Pera Müzesi Yayınları / Koleksiyon Sergi Katalogları Pera Museum Publications /Collection Exhibition Catalogues
KÜTAHYA ÇİNİ VE SERAMİKLERİ 1980'li yıllarda oluşturulmaya başlanmış ve yıllar içinde zenginleşerek bugün bünyesinde çeşitli dönem ve türlerden 10.000 civarı parçayı barındıran Suna ve İnan Kıraç Vakfı Kütahya Çini ve Seramik Koleksiyonu Osmanlı Kültürü' nün görece gölgede kalmış bu yaratıcılık alanını önemli örnekleriyle katetmekte ve özellikle 18. yüzyıldan 20. yüzyıla kadar uzanan bir zaman dilimi içinde Kütahya çini ve seramik sanatı gelişim çizgisinin, ayrıntılı bir biçimde izlenmesine olanak vermektedir. Bu kapsamlı katalogda bir araya getirilen yapıtlar, hem koleksiyonun yapısı, hem de Kütahya çiniciliği konusunda genel bir fikir vermektedir.
94
peramuzesi.org.tr
The beginnings of the Suna and İnan Kıraç Foundation's Kütahya Tiles and Ceramics Collection dates back to the 1980s, and over the years it has grown to become one of the most outstanding collections of its kind. Today the collection consists of over 10,000 remarkable pieces representing various periods, especially the 18th to 20th centuries. The catalogue has been designed to give a general idea of the collection and the craftsmanship of Kütahya ceramics. After İznik, Kütahya was Ottoman Turkey's most important centre of ceramic production. Thanks to abundant deposits of clay in the area, ceramics were made here in large quantities in Phrygian, Hellenistic, Roman and Byzantine times, and he traditional techniques of this art have survived to the present day.
KÜTAHYA TILES AND CERAMICS Hülya Bilgi Türkçe / Turkish Nisan / April, 2006 226 sayfa / pages Karton Kapak / Softcover ISBN: 975-9123-01-0 İngilizce / English Nisan / April, 2006 226 sayfa / pages Karton Kapak / Softcover ISBN: 975-9123-13-4
95
Pera Müzesi Yayınları / Koleksiyon Sergi Katalogları Pera Museum Publications /Collection Exhibition Catalogues
Batı sanatında Oryantalizm adını verdiğimiz akım, 19. yüzyıl Avrupası Romantizm'ine paralel olarak ortaya çıkan ve bakışlarını Doğu'ya, çoğunlukla da Osmanlı İmparatorluğu topraklarına yöneltmiş bir akımdır. Ne var ki, Avrupa sanatında bu akımın sahneye çıkmasından çok önce, bir yandan yeni tanınmaya başlayan Doğu'nun gizemine, bir yandan da Osmanlı dünyasıyla ilişkilerin yarattığı Turquerie (Türk tarzı yaşam) modasına kapılan birçok Avrupalı sanatçı, yoğun biçimde bu dünyayı resimlemeye başlamışlardır. Bir bölümü "Boğaziçi Ressamları" diye adlandırılan bir dizi ressam da, 18. yüzyıldan başlayarak iki yüzyıl boyunca İmparatorluk topraklarında yoğun biçimde resim yapmış ve Osmanlı dünyasını çeşitli yönleriyle resimleyerek insanlığın görsel belleğine işlemişlerdir. İmparatorluktan Portreler sergi kataloğu, işte bu zengin dünyanın özel bir kanadına ışık tutuyor. Suna ve İnan Kıraç Vakfı Oryantalist Resim Koleksiyonu'nu oluşturan Suna ve İnan Kıraç/Sevgi ve Erdoğan Gönül koleksiyonlarından seçilmiş altmışa yakın yapıt, bu katalogda bizi Osmanlı dünyasının insanlarıyla, onların portre ve boy resimleriyle, kimi zaman çok tanıdık, kimi zaman uzak, neredeyse yabancı 'fizyonomileriyle' yüz yüze getiriyor. Çoğunlukla fotoğraf makinesi objektifinin henüz gözün yerine geçmediği, ressamların dünyaya bakma, onu okuma, yorumlama ve aktarma önceliğini henüz ellerinde tuttukları bir zamanda yapılmış bu resimler, uzaklarda kalan bir çağın yok olmuş yüzlerini, şaşırtıcı bir gerçeklik ve canlılıkla günümüze taşıyor.
96
peramuzesi.org.tr
The movement known as Orientalism in European art, which appeared in conjunction with the Romanticist movement of the 19th century, focused on the East, primarily in the lands of the Ottoman Empire. Even long before the rise of Orientalism in European art, many European artists, fascinated by their first glimpses of the mysterious East and by the Turquerie fashion which was the result of the new relations with the Ottoman world. For nearly two hundred years, starting from the 18th century, numbers of painters, some of whom became known as the Bosphorus Painters, worked intensively in the lands of the Empire and depicted the Ottoman world in its various aspects, consequently engraving those images in mankind's visual memory. Portraits from the Empire sheds light on a special part of this opulent world, bringing us face to face with the peoples of the Ottoman world, their portraits and portrayals, sometimes very familiar and sometimes remote, even nearly foreign, in their physiognomies. These paintings, most of them created before the eye of the camera replaced the human eye, in the times when observing, studying, interpreting and depicting the world was the priority of painters, present the lost faces of an era long past with amazing reality and vividness.
İMPARATORLUKTAN PORTRELER
Suna ve İnan Kıraç Vakfı Oryantalist Resim Koleksiyonu PORTRAITS FROM THE EMPIRE
Suna and İnan Kıraç Foundation Orientalist Painting Collection
Türkçe / Turkish 3.Baskı, Mayıs / 3rd Print, May, 2010 154 sayfa / pages Karton Kapak / Softcover ISBN: 975-270-789-0 İngilizce / English 2. Baskı / 2nd Print 2013 154 sayfa / pages Karton Kapak / Softcover ISBN: 975-9123-02-9
97
Sempozyum Dizisi
Pera Müzesi Yayınları / Sempozyum Dizisi Pera Museum Publications /Symposium Series
Symposium Series
MEKANIN POETİKASI, MEKANIN POLİTİKASI Osmanlı İstanbulu ve Britanya Oryantalizmi
Mekanın Poetikası, Mekanın Politikası: Osmanlı İstanbulu ve Britanya Oryantalizmi kitabı, Pera Müzesi'nde düzenlenen Doğu'nun Cazibesi: Britanya Oryantalist Resmi sergisi paralelinde gerçekleştirilen “Osmanlı İstanbulu ve Britanya Oryantalizmi” başlıklı uluslararası sempozyumun bildirilerinden oluşuyor. 19. yüzyıl Britanya Oryantalist görsel kültürü ile geç dönem Osmanlı görsel kültür tarihlerini, çoğu kez ayrıştırılmış alanların uzmanlarının farklı perspektiflerini bir araya getiren kitap Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nden Prof. Zeynep İnankur, London College of Fashion, University of the Arts London’dan Prof. Reina Lewis ve University of Sydney’den Prof. Mary Roberts editörlüğünde hazırlandı. Hem sanat tarihi değerlendirmelerini, hem küratörlük uygulamasını ilgilendiren konuları içeriyor, çoğunlukla çağdaş kültür politikaları üzerine tartışmaları da kapsıyor.
98
peramuzesi.org.tr
This unique collection of papers takes a fresh look at Orientalism by shifting its center from Europe to Ottoman Istanbul and thinking about art in terms of exchange, reciprocity, and comparative imperialisms. This new lens reveals the essential role of the Ottoman city and its patrons and artists in the dialogues that facilitated production, circulation, and consumption of British Orientalist cultures. In this volume, art works are conceptualized as travelling artefacts produced through localized interactions. World renowned scholars and curators analyse the diverse audiences for such art works and the range of differing contexts for their reception both in the nineteenth century and more recently. In this way, British art is put into a dynamic relationship with an historicised understanding of cultures of collecting and display during the formation of comparative modernities and also with the contemporary postcolonial creation of new national models of exhibition and education. Featuring stunning visuals, this book puts art history in the context of cultural, visual, and literary studies, challenging the orthodoxies of postcolonial theory with the materiality of multiple imperialisms and modernities to offer a new take on the collection, display and consumption of Orientalist cultures.
THE POETICS AND POLITICS OF PLACE
Ottoman İstanbul and British Orientalism
Yayına Hazırlayanlar / Editors: Zeynep İnankur Reina Lewis Mary Roberts Türkçe / Turkish Ekim / October, 2011 287 sayfa / pages Karton Kapak / Softcover ISBN: 978-975-9123-87-1 İngilizce / English Ekim / October, 2011 285 sayfa / pages Karton Kapak / Softcover ISBN: 978-0-295-99110-8
99
Küçük Kitaplar Serisi
Pera Müzesi Yayınları / Küçük Kitaplar Serisi Pera Museum Publications / Little Books Series
Little Books Series
YUSUF AGÂH EFENDİ
18. Yüzyıl Londrası’nda İlk Türk Büyükelçi YUSUF AGÂH EFENDİ
The First Turkish Ambassador in 18th Century London Emre Aracı
The Times gazetesi “1973 yılına damgasını vuran olaylar”ı sıralarken, Kral XVI. Louis’nin idam edilmesi dahil, devrim sonrasının Cumhuriyetçi Fransası'ndaki çalkantılı olayların yanısıra, son maddede Aralık ayında Türk Büyükelçisinin Dover’a gelişine değinmişti. Bu olay elbette anılmaya değerdi, çünkü Yusuf Agâh Efendi (1744 -1824) Bâb-ı Âli tarafından St James Sarayı’na gönderilen ilk daimi büyükelçiydi ve Britanya’ya gelişi merakla beklenen bir hadiseydi. Bu tarihi olayın 220. yıl dönümünde Türk müziği tarihçisi Dr. Emre Aracı, Covent Garden Kraliyet Tiyatrosu’ndan meşhur Ranelagh ve Vauxhall Bahçelerine kadar uzanan konserler, yemek davetleri, tören alayları, havai fişek gösterileri ve balolarla şekillenen bir kaleydoskop eşliğinde, 18. yüzyıl Londrası'nda Osmanlı Büyükelçisinin ardında bıraktığı izleri takip ediyor.
100
peramuzesi.org.tr
Among the “memorable events during the year 1793”, in between references to the turbulent incidents in post-revolutionary Republican France, including the execution of King Louis XVI, The Times newspaper listed, as the last article, the arrival of the Turkish Ambassador at Dover in December. It was indeed a memorable event, since Yusuf Agâh Efendi (1744-1824) was the first resident Ottoman envoy to be sent to the court of St James’s by the Sublime Porte and his arrival in Britain was highly anticipated. On the 220th anniversary year of this historic event the Turkish music historian Dr Emre Aracı traces the steps of the Ottoman ambassador in 18th century London through a kaleidoscope of concerts, dinners, processions, firework displays and balls from Theatre Royal, Covent Garden to the celebrated Ranelagh and Vauxhall Gardens.
Türkçe / Turkish Kasım / November, 2013 60 sayfa / pages Karton Kapak / Softcover ISBN: 978-605-4642-19-9 İngilizce / English Kasım / November, 2013 60 sayfa / pages Karton Kapak / Softcover ISBN: 978-605-4642-18-2
101
Pera Müzesi Yayınları / Küçük Kitaplar Serisi Pera Museum Publications / Little Books Series
Pera Müzesi Yayınları / Küçük Kitaplar Serisi Pera Museum Publications / Little Books Series
ELGAR TÜRKİYE’DE
KAHVE MOLASI
İngiliz Bestecinin İstanbul ve İzmir Günleri
Kütahya Çini ve Seramiklerinde Kahvenin Serüveni
ELGAR IN TURKEY
COFFEE BREAK
The Adventure of Coffee in Kütahya Tiles and Ceramics Türkçe / Turkish Mayıs / May, 2014 61 sayfa / pages Karton Kapak / Softcover ISBN: 978-605-4642-28-1 İngilizce / English Mayıs / May, 2014 61 sayfa / pages Karton Kapak / Softcover ISBN: 978-605-4642-29-8
18. yüzyıldan 20. yüzyıla uzanan bir zaman dilimi içinde Osmanlı sanat mozağinin önemli bir bölümünü oluşturan Kütahya çini ve seramikleri, Suna ve İnan Kıraç Vakfı’nın da üç büyük koleksiyonundan birini oluşturur. Görece gölgede kalmış bu sanatın gelişim çizgisinin en önemli örneklerini barındıran Koleksiyon, tematik bir seçkiyle, 16. yüzyıldan günümüze, Osmanlı’dan Cumhuriyet’e içecek kültürünün merkezinde yer alan kahveyle buluşuyor. Keşfedilmesinden bu yana kültürel önemini koruyan kahve, Kütahyalı ustaların üretimleriyle günlük hayatımızda serüvenini sürdürmüş , fincandan güğüme, ibrikten nargileye uzanan ve bu rutinlerin etrafında şekillenen eserler, hem kahvenin hem de vazgeçilmez ritüellerinin estetik bir eşlikçisi olmuştur. Kahve Molası: Kütahya Çini ve Seramiklerinde Kahvenin Serüveni, kahve etrafında şekillenen rutinleri, ilişkileri ve kamusal alan, toplumsal rol, ekonomik girişim gibi modernizmle bağdaştırılan kavramları, kahve kültürü ve bu kültürün gelişmesine katkıda bulunan Kütahya seramik üretimi ekseninde inceliyor.
102
Pera Museum presents a selection selection from the Suna and İnan Kıraç Foundation Kütahya Tiles and Ceramics Collection focusing on coffee, which was at the center of drinking culture during Ottoman era and continued to be so through the Republic of Turkey. One of the three big collections of Suna and İnan Foundation, Kütahya tiles and ceramics have been an important branch of Ottoman arts and crafts from the 18th to the 20th century. Preserving its cultural importance since its first discovery, coffee pursued its adventure in our daily lives with contributions of ceramics masters from Kütahya. Coffee cups, jugs, ewers and water pipes have become essential companions of both coffee and its rituals.
The English Composer’s Visit to Istanbul and Izmir “Muhteşem bir güneş doğuşu ve İstanbul’un minareleri yavaş yavaş sisten çıkmaya başlıyor - harika! harika!” - meşhur İngiliz besteci Sir Edward Elgar 25 Eylül 1905’te İstanbul’a gemiyle varışını tuttuğu günlüğüne bu ifadelerle kaydedecekti. Müzik tarihçisi Dr Emre Aracı İngiliz bestecinin bir asırdan fazla bir zaman önce Türkiye’ye yapmış olduğu bilinmeyen seyahatinin izlerini onun orijinal anı defterinin sayfalarını tarayarak sürdü ve bu resimli kitapta Londra’dan İzmir’e Elgar’la birlikte seyahat etti; onu Tarabya’da bir konserde dinledi ve In Smyrna adını verdiği solo piyano bestesinin tınılarında yeniden keşfetti.
“Glorious sunrise, & the minarets of Stamboul began to come thro the mist - wonderful! wonderful!” wrote Sir Edward Elgar in his diary on the day he arrived in Istanbul on 25 September 1905. Over a century later, music historian Dr Emre Aracı traces this unique journey to Istanbul and Izmir with the aid of Elgar’s diary, where he finds Elgar at a recital in Therapia and rediscovers the composer in a solo piano piece aptly entitled In Smyrna.
Türkçe / Turkish Mayıs / May, 2014 106 sayfa / pages Karton Kapak / Softcover ISBN: 978-605-4642-27-4 İngilizce / English Mayıs / May, 2014 106 sayfa / pages Karton Kapak / Softcover ISBN: 978-605-4642-26-7
Coffee Break: the Adventure of Coffee in Kütahya Tiles and Ceramics exhibition investigates the various routines, rituals, and relationships centered on coffee, as well as concepts associated with modernism, such as public space, social roles, and economics, through an examination of coffee culture and Kütahya ceramic production, which largely contributed to its development.
peramuzesi.org.tr
103
İstanbul Araştırmaları Enstitü Yayınları İstanbul Research Institute Publications Sergi Katalogları Exhibition Catalogues Klasik Yapıtlar Dizisi Classical Works Series Sempozyum Dizisi Symposium Series Özel Dizi Special Series İstanbul Araştırmaları Yıllığı Annual of İstanbul Studies İstanbul Araştırmaları Dizisi İstanbul Studies Series
Sergi Katalogları
İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yayınları / Sergi Katalogları İstanbul Research Institute Publications / Exhibition Catalogues
Exhibition Catalogues
İstanbul Araştırmaları Enstitüsü, Cumhuriyet’in 90. yıldönümünde, Türkiye Cumhuriyeti’nin yaratılış mucizesine ışık tutan bir sergiye ev sahipliği yaptı: Cumhuriyet: Yeni İnsan Yeni Hayat. Aykut Köksal ve Turan Tanyer'in danışmanlığında, Ekrem Işın'ın küratörlüğündeki sergi, 1930’lardan başlayarak, Cumhuriyet’in gururlu ve coşkulu bilim insanlarının, entelektüellerinin ve diğer meslek mensuplarının elele vererek oluşturduğu bir yeniden doğuşa tanıklık ederken, sahne sanatları, müzik, mimarlık, arkeoloji, edebiyat ve sosyal mekan alanlarından seçilen Muhsin Ertuğrul, Ahmed Adnan Saygun, İlhan Usmanbaş, Sedad Hakkı Eldem, Turgut Cansever, Halet Çambel, Oktay Rifat ve Georges Karpiç sorgulayan, araştıran, keşfeden, kurgulayan ve ‘Yeni Hayat'ı yaratan ‘Yeni İnsan’ı örnekliyorlar. Sergiye eşlik eden kapsamlı kataog da Cumhuriyet’in yarattığı “Yeni Hayat”a doğru “Yeni İnsan”ın yaptığı tarihsel yolculuğu, önemli makalelerin yanı sıra fotoğraflar, afişler, çizimler, resim, kitap ve belgelerle ele alıyor.
106
iae.org.tr
İstanbul Research Institute's exhibition Republic: New Individual New Life was presented on the occasion of the 90th anniversary of the Turkish Republic’s establishment. Starting from the 1930s onwards, the exhibition shed light on the miraculous creation of the Turkish Republic and on the rebirth made possible through the collective efforts of the proud and enthusiastic scientists, intellectuals, and other professionals of the Republic. Muhsin Ertuğrul, Ahmed Adnan Saygun, İlhan Usmanbaş, Sedad Hakkı Eldem, Turgut Cansever, Halet Çambel, Oktay Rifat, and Georges Karpiç were selected from the fields of performing arts, music, architecture, archaeology, literature, and social life epitomize the inquisitive, creative, imaginative, and resourceful “New Individual” that gave rise to the “New Life.”
CUMHURİYET:
YENİ İNSAN YENİ HAYAT REPUBLIC: NEW INDIVIDUAL NEW LIFE Türkçe, İngilizce / Turkish, English Aralık / December, 2013 425 sayfa / pages Karton Kapak / Softcover ISBN: 978-605-4642-21-2
107
İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yayınları / Sergi Katalogları İstanbul Research Institute Publications / Exhibition Catalogues
BİR GELENEĞİN ANATOMİSİ
Robert Kolej’in 150 Yılı 1863-2013 THE ANATOMY OF A TRADITION 150 Years of Robert College 1863-2013 Türkçe, İngilizce / Turkish, English Mayıs / May, 2013 670 sayfa / pages Karton Kapak / Softcover ISBN: 978-605-4642-13-7
108
İstanbul Araştırmaları Enstitüsü ve Robert Kolej işbirliğiyle hazırlanan Bir Geleneğin Anatomisi: Robert Kolej'in 150 Yılı (1863-2013) sergisi, İstanbul'daki en köklü ve saygın eğitim kurumlarından Robert Kolej'in 150. kuruluş yıldönümü nedeniyle hazırlandı. Robert Kolej, eğitimin evrensel değerine inanan Cyrus Hamlin ve Christopher R. Robert tarafından Birleşik Devletler sınırları dışında 1863’te kurulan ve halen devam eden ilk Amerikan okuludur. 150 yıllık tarihinde devrimlere, savaşlara, depremlere, yangınlara, salgın hastalıklara tanık olan Kolej, kapılarını tek bir gün kapatmadan bugünlere geldi. Dördü Bulgar olmak üzere yedi başbakan, sayısız devlet adamı, yazar, sanatçı, müzisyen, tiyatro oyuncusu, sporcu, iş adamı, mühendis, doktor, hukukçu ve eğitimcinin mezun olduğu Kolej, her ne kadar zaman zaman mali kaynak yetersizliği ve binaların ihtiyaca cevap vermemesi gibi nedenlerle standartlarını korumakta zorlansa da, diğer okullara daima örnek oldu. Küratörlüğünü Cem Akaş’ın yaptığı; Robert Kolej Arşivi, Columbia Üniversitesi Nadir Kitap & Elyazmaları Kütüphanesi ve özel koleksiyonlardan derlenen sergi, Kolej’in 150 yıllık ilginç tarihinin yanısıra, İstanbul’un eğitim, kültür, sosyal ve entelektüel yaşamına da ışık tuttu.
İstanbul Research Institute in collaboration with Robert College presented the exhibition The Anatomy of a Tradition: 150 Years of Robert College (1863-2013) at the İstanbul Research Institute on the occasion of 150th anniversary of Robert College, one of the long-established and meritocratic educational institutions of İstanbul. Robert College was founded in Istanbul in 1863 by Cyrus Hamlin and Christopher R. Robert, two men who believed in the universal value of education. It was the first American school to be established in the Ottoman lands, and outside the USA. Surviving revolutions, wars, earthquakes, fires, and epidemics, the College never closed down a single day throughout its 150-year history. Robert College has educated seven prime ministers (four of them Bulgarian), countless statesmen, writers, artists, musicians, actors, athletes, businessmen, engineers, doctors, lawyers, and educators.It has been the standard against which other schools measure themselves, even when Robert College itself had the challenge of living up to its own standards, due to lack of funding, inadequate buildings etc. from time to time throughout its history. Curated by Cem Akaş, the exhibition shed light on the 150 years of the College, as well as the educational, cultural, social and intellectual life in İstanbul through selected photographs and objects from Robert College Archives, Columbia University Rare Book & Manuscript Library and private collections.
İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yayınları / Sergi Katalogları İstanbul Research Institute Publications / Exhibition Catalogues
İstanbul Araştırmaları Enstitüsü’nün, İstanbul’da iz bırakan mimarlara ve şehircilere ilişkin, Raimondo D’Aronco ile başlattığı, Henri Prost ile sürdürdüğü sergi dizisi, Osmanlı döneminin sonu ve Cumhuriyet’in ilk çeyreğinde, bu ilginç ve renkli geçiş döneminde faaliyet gösteren İtalyan mimarlardan Edoardo De Nari ile devam etti. Büke Uras’ın küratörlüğünde Uras’ın De Nari arşivinden ve farklı koleksiyonlardan hazırlanan sergi, 1895’ten 1954 yılına kadar İstanbul’da sürdürülmüş ilginç bir yaşamın ve kariyerin tanıklığı olduğu kadar, çok yönlü bir kişiliğin, bir İstanbul mimarının arşivi üzerinden 20. yüzyılın ilk yarısı İstanbulu’nun mimari ve sosyal okumasına da önemli katkı sağlıyor. Edoardo De Nari, yerel mimarlık tarihinde ihmal edilmiş olsa da, döneminde İstanbul mimarlığında ön plana çıkmış bir kişilik. Pek çok yeteneği olan, yabancı topraklarda mesleki kariyerini sürdürmesini mümkün kılan son derece farklı niteliklere sahip; mimar, mühendis, dekoratör, bestekâr, dünya gezgini ve politikacı. Değişen Zamanların Mimarı, Edoardo De Nari (1874-1954) sergisi, ve kataloğu, arşiv çalışmalarıyla bir yandan mimarı bilinmeyen ya da az bilinen birçok yapının gerçek tasarımcısını gösterirken, diğer yandan mimarın denediği farklı üsluplarla, İstanbul’da son dönemini yaşayan kozmopolit üst sınıfın estetik tercihlerini de yansıtıyor.
iae.org.tr
The series of exhibitions, initiated by Suna and İnan Kıraç Foundation İstanbul Research Institute, on architects and city planners who have left their imprint on İstanbul, continued with Edoardo de Nari, one of the leading Italian architects active during the intriguing and colorful period of transition from the end of the Ottoman era to the first twenty-five years of the young Republic. The exhibition, compiled from the private archives of Büke Uras, as well as different collections, not only stood testimony to the interesting life and career of an architect but it also provided an architectural and social reading of the first half of the 20th century in İstanbul through a multifaceted individual; an İstanbul architect. Although Edoardo De Nari may have been neglected in the history of local architecture, he nonetheless stood out in the architecture of his period in İstanbul. He was gifted in many areas and possessed qualifications that allowed him to practice his professional career in foreign lands: architect, engineer, composer, world traveler, and, finally, politician. While revealing the real designer of a number of buildings whose architect remained unknown or ambiguous to date, the exhibition Architect of Changing Times: Edoardo De Nari (1874-1954) also reflected, through the different styles of the architect, the aesthetic proclivities of a cosmopolitan upper class enjoying their final days in İstanbul.
DEĞİŞEN ZAMANLARIN MİMARI
Edoardo De Nari 1874-1954
THE ARCHITECT OF CHANGING TIMES Edoardo De Nari 1874-1954 Türkçe, İngilizce / Turkish, English Aralık / December, 2012 300 sayfa / pages Karton Kapak / Softcover ISBN: 978-605-4642-09-0
109
İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yayınları / Sergi Katalogları İstanbul Research Institute Publications / Exhibition Catalogues
Cumhuriyet tarihinin en dramatik değişim süreçlerinden biri olan Köy Enstitüleri’ne odaklanan, İstanbul Araştırmaları Enstitüsü’nün İsmail Hakkı Tonguç Belgeliği Vakfı işbirliğiyle hazırladığı, Düşünen Tohum, Konuşan Toprak: Cumhuriyet’in Köy Enstitüleri (1940-1954) sergisi, arşiv belgeleri, fotoğraflar, kişisel eşyalar ve tanıklıklarla önemli bir döneme ışık tutan bir sergiydi. Sergiye paralel olarak yayınlanan ve konuyu derinlikli bir biçimde irdelemeye çalışan katalog ise kapsamlı içeriğiyle döneme birçok farklı açıdan bakıyor. Yüzde doksana yakını okuma yazma bilmeyen bir ülkede Cumhuriyet’i yaşatma ve bu topraklarda yeni bir insan tipi yetiştirme amacıyla, dönemin İlköğretim Genel Müdürü İsmail Hakkı Tonguç önderliğinde 17 Nisan 1940’ta kurulan Enstitüler, köyden aldıkları çocukları eğitip tekrar köye yollayarak halkın bu geniş kesiminin aydınlanmasını hedeflemişlerdi. 1946’da dış ve iç baskılarla yavaşlayan süreç sonunda, 1954’te Enstitüler kapatıldı.
110
iae.org.tr
Organized by the collaborative efforts of the İstanbul Research Institute and İsmail Hakkı Tonguç Document Archives Foundation, Mindful Seed Speaking Soil: Village Institutes of the Republic (1940 -1954), focused upon one of the most dramatic processes of evolution in the history of the Turkish Republic through archive documents, photographs, personal objects, and witness accounts. In a country where nearly ninety percent of the population was still illiterate, Village Institutes were established through the leadership of General Director of Primary Education İsmail Hakkı Tonguç on 17 April, 1940 with the objective of upholding the principles of the Republic and educating a new kind of citizen. By training the children recruited from villages and sending them back to their local communities, the Institutes targeted the education of a large segment of the population. Slowing down by 1946 due to interior and exterior pressures, the movement ended upon closure of the Village Institutes in 1954.
DÜŞÜNEN TOHUM, KONUŞAN TOPRAK
Cumhuriyet’in Köy Enstitüleri (1940-1954)
MINDFUL SEED, SPEAKING SOIL Village Institutes of the Republic (1940-1954) Türkçe, İngilizce / Turkish, English Nisan / April, 2012 I. Cilt 324, II. Cilt 319 sayfa / Vol I. 324, Vol 2. 319, pages Karton Kapak / Softcover ISBN: 978-975-9123-99-4
111
İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yayınları / Sergi Katalogları İstanbul Research Institute Publications / Exhibition Catalogues
NİL KIYISINDAN BOĞAZİÇİ’NE
Kavalalı Mehmed Ali Paşa Hanedanı’nın İstanbul’daki İzleri
FROM THE SHORES OF THE NILE TO THE BOSPHORUS
Traces of the Kavalalı Mehmed Ali Pasha Dynasty in İstanbul Türkçe, İngilizce / Turkish, English Aralık / December, 2011 380 sayfa / pages Karton Kapak / Softcover ISBN: 978-975-9123-95-6
112
Nil Kıyısından Boğaziçi'ne Kavalalı Mehmed Ali Paşa Hanedanı'nın İstanbul'daki İzleri sergisi, siyasi tarihimizde olduğu kadar kültür, sanat ve bilim alanındaki öncü rolüyle de dikkat çeken Kavalalı Mehmed Ali Paşa Hanedanı’nın Mısır’dan İstanbul’a uzanan sıradışı öyküsüne ışık tutuyordu. Osmanlı siyasi tarihinde son derece sıra dışı bir isim olan Mehmed Ali Paşa, Kavala’da, kökleri Konya’ya uzanan bir tüccar ailesinin oğlu olarak dünyaya geldi. İşgalci Napolyon ordusuna karşı yollanan askerlerle 8 Mart 1801’de geldiği Mısır’da dört yıl sonra vali olan ve kısa sürede uluslararası politika sahnesinde yerini alan Mehmed Ali Paşa’nın, Osmanlı yönetimiyle giriştiği nüfuz ve toprak mücadelesi imparatorluk sınırlarını aşarak Rusya ve Batı devletlerinin de karıştığı “Mısır Meselesi” denilen bir siyasi sorun haline geldi. Paşa’nın Osmanlıyla 1841’de vardığı uzlaşmadan sonra yılın bir bölümünü İstanbul’da geçiren Kavalalı hanedanı üyeleri, görkemli yaşam biçimleri ve Avrupa’dan ithal ettikleri modalarla Osmanlı saray çevresini etkilediler, dönemin avant-garde akımlarını yansıtan yapılarıyla mimari değişimlere öncülük ettiler. Örgütlenmiş bir aristokrasinin bulunmadığı, soyluluğun devletçe önemsenmediği bir dünyada, bu geleneği kırarak kendisine “hanedan” statüsü kazandıran Kavalalı Mehmed Ali Paşa ailesinin izleri Tanzimat dönemi İstanbul hayatının birçok boyutunda hissediliyor.
From the Shores of the Nile to the Bosphorus: Traces of the Kavalalı Mehmed Ali Pasha Dynasty in İstanbul, told the extraordinary story of the Kavalalı Mehmed Ali Pasha dynasty, which played a leading role in our political history, as well as culture, arts and science, extending from Egypt to İstanbul. A considerably unconventional name in Turkish political history, Mehmed Ali Pasha was born in Kavala as the son of a merchant family, the roots of which extended to Konya. He became the governor of Egypt on 8 March 1801 alongside the soldiers sent to fight against the occupying forces of Napoleon. Soon, his struggle for power and land against the Ottoman administration reached beyond the boundaries of the Empire and became a political problem known as the “Egyptian Question” that involved Russia and Western countries as well. After he reached an agreement with the Ottoman government in 1841, members of the Kavalalı dynasty spent part of the year in İstanbul and influenced the Ottoman palace circles with their ostentatious life styles and European trends, as well as with their buildings, reflecting avant-garde architectural movements of the period. In a world in which there was no organized aristocracy and nobility was disregarded by the state, Kavalalı Mehmed Ali Pasha family overcame this tradition and attained a “dynastic” status. Their imprints can be observed in various aspects of life in the Tanzimat era İstanbul.
İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yayınları / Sergi Katalogları İstanbul Research Institute Publications / Exhibition Catalogues
Türkiye - Japonya ilişkilerinin başlangıç döneminde İstanbul’u ziyaret eden üç Japon’un; işadamı ve çay merasimi üstadı Yamada Torajirō (1866-1957), mimar, profesör ve ilk Japon mimarlık tarihçisi Itō Chūta (1867-1954) ile Budist din adamı, araştırmacı Ōtani Kōzui’nin (1876-1948) Osmanlı İmparatorluğu ve Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yıllarında özellikle İstanbul yaşantılarını bugüne taşıyan Hilâl ve Güneş. İstanbul’da Üç Japon: Yamada Torajirō, Itō Chūta, Ōtani Kōzui sergisi, 2010 Türkiye’de Japonya Yılı’nda iki dost ülke ilişkisinin başlangıç ve şekillenme sürecine farklı bir bakışla, yeni ışıklar tutuyordu.
iae.org.tr
Three Japanese men: Yamada Torajirō (1866-1957), Itō Chūta (1867-1954), and Ōtani Kōzui (1876-1948), visited İstanbul during the early stages of Turkish-Japanese relations. The endeavors and experiences of these three Japanese men in the Ottoman Empire and the Turkish Republic inspired this exhibition. Businessman and tea master Yamada, architect, professor, and the first Japanese architectural historian Itô, and Buddhist abbot and researcher Ôtani were three outstanding men who left their mark in Japan through their respective fields. Coincidentally, the three Japanese grew interested in the Ottoman Empire/Turkish Republic roughly around the same period, in late 19th to early 20th centuries, and left behind works that related to their experiences in Turkey. The exhibition was based on the views and experiences of these three Japanese men; through new finds, historic works, and documents, including objects from Japanese and İstanbul museums, were displayed for the first time, conveying the Ottoman Empire’s and Turkey’s impressions of the Japanese from the Meiji period. Through the adventures of these three Japanese men, the exhibition explored a multi-layered window of history that opens out from İstanbul to the world.
HİLÂL VE GÜNEŞ
İstanbul’da Üç Japon Yamada Torajirō, Itō Chūta, Ōtani Kōzui
THE CRESCENT AND THE SUN
Three Japanese in İstanbul Yamada Torajirō, Itō Chūta, Ōtani Kōzui Türkçe, İngilizce / Turkish, English Ekim / October, 2010 398 sayfa / pages Karton Kapak / Softcover ISBN: 978-975-9123-78-9
113
İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yayınları / Sergi Katalogları İstanbul Research Institute Publications / Exhibition Catalogues
1936 yılında İstanbul'a davet edilen ve kentin nazım planını oluşturmakla görevlendirilen, dönemin önde gelen şehircilerinden Henri Prost'un İstanbul planlamasına yönelik çalışmalarından oluşan sergi, Fransız Mimarlık Enstitüsü XX. Yüzyıl Mimarlık Arşivleri'nden özgün belgeleri ve dönemin fotoğraflarını içeriyordu. 1936'dan 1951'e kadar onbeş yıllık bir döneme yayılan Prost planlaması üzerine bugün de süren tartışmalara, Henri Prost'un mesleki kariyerindeki az bilinen bir döneme ve İstanbul'un şehircilik tarihine ışık tutan serginin küratörlüğünü, İstanbul'un kentsel dokusu ve mimarisi üstüne çalışmalarıyla tanınan Pierre Pinon ve şehircilik tarihi, kentsel tasarım ve kent mimarlığı çalışmalarıyla bilinen Cânâ Bilsel yaptı. Tarihi Yarımada ile Beyoğlu yakasını birbirine bağlayan ve Haliç üzerinden köprüyle geçen metro hattı ya da Yenikapı'da deniz, metro ve kara ulaşımının birbirine eklemlenmesi gibi bazı önerileri ise hâlâ güncelliğini korumaktadır. Aradan geçen yarım yüzyılda, İstanbul gibi tarihsel bir metropolün çağdaş planlamasına ilişkin pek çok farklı yaklaşım gündeme gelmiş olmasına rağmen Prost'un 20. yüzyıl İstanbulu'nu biçimlendiren mimar - şehircilerin başında geldiği ve günümüz kentine damgasını vurduğu inkar edilemez.
114
iae.org.tr
One of the leading urban planners of his time, Henri Prost was invited to İstanbul in 1936 to draw up the city's master plan; the exhibition covered the work he did for the city's planning, and included original documents and photographs of the period taken from the 20th Century Architectural Archives of the French Architectural Institute. Prost's plans spanned a period of 15 years, from 1936 to 1951, and the exhibition shed light on debates that still concern these plans, on a relatively obscure period in Henri Prost's career and on the urban planning history of İstanbul. The exhibition was curated by Pierre Pinon, who is known for his work on İstanbul's urban fabric and architecture, and Cânâ Bilsel, whose work focuses on the history of urban planning, urban design and urban architecture. Some of Prost's proposals, especially those regarding the Historical Peninsula, Galata-Beyoğlu and Eyüp were executed, while some were shelved; some, like constructing a subway line between Beyoğlu and the historical peninsula that passes over Haliç on a bridge, and joining sea, subway and land traffic in Yenikapı remain valid even today. It is impossible to deny that in the fifty years that have passed, Prost remains the leading architect-urban planner in shaping the İstanbul of the 20th century and has left his mark on today's İstanbul, despite the fact that various approaches in the modern planning of a historical metropolis like İstanbul have come to the fore.
İMPARATORLUK BAŞKENTİNDEN CUMHURİYET’İN MODERN KENTİNE
Henri Prost’un İstanbul Planlaması 1936-1951
FROM THE CAPITAL OF THE EMPIRE TO THE MODERN CITY OF THE REPUBLIC
Henri Prost’s Planning of İstanbul 1936-1951 Türkçe, İngilizce / Turkish, English Nisan / April, 2010 380 sayfa / pages Karton Kapak / Softcover ISBN: 978-975-9123-74-1
115
İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yayınları / Sergi Katalogları İstanbul Research Institute Publications / Exhibition Catalogues
ANKARA KARA KALPAKLI KENT 1923-1938
ANKARA CITY OF THE BLACK CALPAK 1923 - 1938
Türkçe, İngilizce / Turkish, English Ekim / October, 2009 363 sayfa / pages Karton Kapak / Softcover ISBN: 978-975-9123-66-6
116
İstanbul Araştırmaları Enstitüsü'den, Cumhuriyetin 86. yılında, başkent Ankara'ya farklı bir kentten ve farklı bir pencereden bakan, anlamlı bir sergiydi: Ankara: Kara Kalpaklı Kent, (1923-1938). Sergi, merkezi "Meclis" olan bir Cumhuriyet imgesi ve ulus düşüncesinin örnek bir yaşama mekânı olarak başkent Ankara'yı ve şehrin Atatürk'ün şahsında ve çevresinde şekillenen mimarisini, sosyal yaşamını, ve modernleşen çehresini anlatıyordu. Osmanlı ile Cumhuriyet'in birbiriyle çatışan sembolleri üzerine kurulu bir kent olan Ankara'nın, Osmanlı yerleşim dokusundan Erken Cumhuriyet'in modern yapılaşmasına uzanan mimari ögelerini, Cumhuriyet'in kuruluş coşkusunu ve Atatürk'ün etrafında şekillenen gündelik hayatı, fotoğraflar, belgeler ve objelerle yansıttı. Cumhuriyet Balosu davetiyeleri; Ankara Palas'ta Atatürk'le geçirilmiş mutlu zamanlara tanıklık eden fotoğraf ve mönüler; heyecanla giyilen şapkalar; titrek elyazısıyla kaleme alınmış latin harfli mektuplar; Çiftlik ve Baraj otobüslerinin sararmış biletle-ri; üzerinde Zafer Anıtı, Büyük Millet Meclisi resimlerinin bulunduğu şekerleme kutuları; Kızılay mendilleri; Koçzâdeler'den alınmış eşya faturaları ve Garip şairlerinin ilk şiirlerini basan dergilerle, Erken Cumhuriyet'in hatıra arşivi olan Ankara: Kara Kalpaklı Kent, (1923–1938) sergisi, Cumhuriyet'in kuruluş öyküsüne ve örnek kent olarak kurgulanan yeni başkent Ankara'nın inşasına odaklandı. Cumhuriyetin 10. yıl kutlamaları için Ankara'ya gelen Rus Yönetmen Sergei Yutkeviç'in çektiği, Reşat Nuri Güntekin ve Fikret Adil'in yapımına katkıda bulunduğu, 1934 yılında sinemalarda, okullarda ve meydanlarda gösterilen, Osmanlı Ankarası ile Cumhuriyet'in inşa ettiği modern Ankara'yı çarpıcı görüntülerle yansıtan "Türkiye'nin Kalbi Ankara" belgeseli de, T.C. Cumhurbaşkanlığı Arşivi'nin izniyle katalogta yer alıyor.
İstanbul Research Institute presented a new and meaningful exhibition looking at Ankara, the capital city, from another city and from a different perspective on the 86th anniversary of the Republic: Ankara City of the Black Calpac (1923-1938). The exhibition told the story of Ankara, the capital that became the image of the Republic with the "Parliament" at its center and the exemplary lifeworld of the national idea; in doing so, it focused on Ankara's architecture, its social life and its modernized look that were shaped by and around Atatürk. Through photographs, documents and objects, the exhibition showcased Ankara, a city founded on the clashing symbols of the Ottoman Empire and the Republic, and its architectural elements ranging from the Ottoman residential fabric to the modern urban sprawl of the Early Republic; it recreated the exhilaration that accompanied the founding of the Republic and the daily life that was shaped around Atatürk himself. The Republic Ball invitations; photographs and menus bearing witness to the good times in Ankara Palas with the Gazi; hats worn with great eagerness; letters written in a shaky hand using the Latin alphabet; the yellowed tickets of Çiftlik and Baraj buses; the candy boxes with pictures of the Victory Monument and the Parliament on them; the Red Crescent handkerchiefs; invoices of furniture bought from Koçzadeler and the journals that published the first poems of the Garip poets: as the souvenir archive of the Early Republic, Ankara the City of the Black Calpac (1923-1938) narrates the story of the founding days of the Republic and the construction of Ankara, the new capital, as an exemplary city. "Ankara, the Heart of Turkey," a film created by the Russian director Sergei Yutkeviç, who visited Ankara on the 10th anniversary of the Republic, is also included in the catalogue, courtesy of the Presidency Archives of the Republic of Turkey. Reşat Nuri Güntekin and Fikret Adil collaborated on the making of this film, which presented striking images of the Ottoman Ankara and the modern Ankara built by the Republic. The film was shown in movie theaters, schools and squares in 1934.
İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yayınları / Sergi Katalogları İstanbul Research Institute Publications / Exhibition Catalogues
Suna ve İnan Kıraç Vakfı Fotoğraf Koleksiyonu’ndan Sadrazam Kıbrıslı Mehmet Kâmil Paşa’ya ait fotoğraf albümünden kurgulanan sergi ve katalog, en uzun süreli barışı Osmanlı İmparatorluğu yönetiminde yaşayan Kutsal Topraklar’daki inanç çeşitliliğini ve bu çeşitliliğin mimariye nasıl yansıdığını anlatırken, mimarlık ve fotoğraf tarihçilerine, geçmişimizi farklı bir pencereden okuma ve yorumlama olanağı da veriyor.
iae.org.tr
Centered on the photograph album that once belonged to Grand Vizier Kıbrıslı Mehmet Kâmil Pasha and added to the Foundation’s photography collection, the exhibition portrayed the diversity of faiths in the Holy Land – which enjoyed the longest period of peace under Ottoman rule – and how this diversity is manifested in the architecture of the region. Furthermore, the exhibition also provided a unique opportunity for historians of architecture and photography to read and interpret the past through a different perspective.
ÜÇ KİTAPLI KENTLER
19. Yüzyıl Fotoğraflarında Kudüs ve Kutsal Topraklar
CITIES OF THE THREE BOOKS
Jerusalem and the Holy Land in 19th Century Photographs Türkçe, İngilizce / Turkish, English Eylül / September, 2008 165 sayfa / pages Karton Kapak / Softcover ISBN: 978-975-9123-53-6
117
İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yayınları / Sergi Katalogları İstanbul Research Institute Publications / Exhibition Catalogues
İstanbul manzarasında 20. yüzyıl ortalarına kadar son derece belirgin olan ahşap yapılar ne yazık ki dramatik bir süreç içinde yok olmuştur. İstanbul, Alman Arkeoloji Enstitüsü geçmişi 1960’lı yıllara kadar uzanan birçok araştırmasında ahşap İstanbul yapılarıyla da ilgilenmiştir. Bu araştırma çalışmalarının bütününe bakıldığında -Amcazade Yalısı’yla 17. yüzyıldan başlayan ve 20. yüzyılın başlarına ait Büyükada’daki bir konuta varan zaman dönemine ilişkin- genel bir fikir edinilebilir. 2008 yılında açılan sergide ve kataloğunda, tipolojik olarak, Boğaziçi’nin muhteşem yalılarından, Zeyrek’te bulunan daha mütevazı konutlara kadar eski ahşap evlerin tüm çeşitliliğine yer verilmiştir. Kapsamlı olarak belgelenen Zeyrek mahallesi, sergide ve katalogta ayrı bir bölümde yer almış, özellikle ahşap evlerin yapım tekniği de incelenmiştir.
118
iae.org.tr
Until the middle of the 20th century the cityscape of İstanbul was dominated by wooden houses, which then vanished in a dramatic process. The German Archaeological Institute in İstanbul (DAI) has researched the wooden buildings of İstanbul in many investigations, reaching as far back as the 1960’s. The summary of these investigations gives an overall picture, which chronologically begins from the Amcazade Yalısı of the late 17th century to the house of the early 20th century on Büyükada. The whole variety of the old wooden houses is typologically presented, from the magnificent yalıs on the shores of the Bosphorus to the wooden houses of the bourgeoisie in Zeyrek. The documentation of this important city quarter covers its total area and took up its own section in this exhibition. Special attention was given to the construction techniques of the wooden houses, with the tools of craftsmanship and with a detailed construction model of the Amcazade Yalısı.
AHŞAP İSTANBUL
Konut Mimarisinden Örnekler
WOODEN İSTANBUL
Examples from Housing Architecture
Türkçe, İngilizce, Almanca / Turkish, English, German Ekim / October, 2008 339 sayfa / pages Karton Kapak / Softcover ISBN: 978-975-9123-55-0
119
İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yayınları / Sergi Katalogları İstanbul Research Institute Publications / Exhibition Catalogues
Kentin tarihsel topografyasına odaklanan bir mikro tarih çalışması niteliğindeki Uzun Öyküler: Melling ve Dunn'ın Panoramalarında İstanbul sergisi ve kataloğunu Ekrem Işın ve M. Baha Tanman hazırladı. Panoramalar görsel kent öyküleridir. Uzayıp giden görüntülere imparatorların, sultanların gölgeleri düşer; göğe yükselen iktidar sembollerini gündelik hayatın kültürel dokusu, mimari kurgu ve doğa kuşatır. Panoramaların amacı, gözün ilk bakışta algıladığı bu uygarlık dekoru önünde, bir baş kahraman olarak tarih sahnesine çıkan kent imgesine tanıklık etmektir. Panoramik kent görüntüleri Rönesans döneminde ortaya çıktılar. Ortaçağ'da yeni yaşam alanları olarak beliren kentler, keşfedilen kültürel coğrafyanın sınırları genişledikçe eski haritacılık tekniklerini de dönüşüme uğratırlar. Panoramik haritalar 15. yüzyıldan itibaren Rönesans insanının bu kentlere bakışını yansıtır. Bu bakış açısında kent ve onu inşa eden siyasi otorite birbiriyle bütünleşmiştir. "Papa'nın kenti", "Halife'nin kenti" ve "Sultan'ın kenti" kavramları, panoramik gravürün sağladığı yeni görsel olanaklarla insanların zihnine farklı uygarlık tasarımlarını yerleştirirler. Sergiyi oluşturan Antoine-Ignace Melling ve Montagu B. Dunn'ın İstanbul panoramaları, kentin moderleşme tarihine ışık tutan çarpıcı belgelerdir. Melling, Aydınlanma Çağı'nın ideallerine bağlılığını, 18. yüzyıl sonu İstanbulu'nun panoramik tarihsel topografyasındaki gerçekçi yaklaşımıyla kanıtlar. Dunn ise, Kırım Savaşı (1853-1856) sırasında geldiği İstanbul'u Tanzimat sonrası yeni çehresiyle yansıtır. Her iki panorama da, modernizm sürecindeki İstanbul'un değişen kent imgesini gözler önüne seren bilimsel birer tanıktır.
120
iae.org.tr
Long Stories: İstanbul in the Panoramas of Melling and Dunn, opened a visual window to the city of emperors and sultans, a micro-level study of history that focused on the historical topography of the city. The exhibition was curated by Ekrem Işın with M. Baha Tanman acting as project consultant. Panoramas constitute the visual narratives of a city. Emperors and sultans cast their shadows in the images stretching before our eyes; the symbols of power piercing the sky are surrounded by the cultural texture of daily life, as well as the city's architectural composition and nature. The raison d'être of a panorama is to bear witness to the urban image that appears as a protagonist on the stage of history, set against the civilizational décor that the eye perceives at first sight. Panoramic images of the city came in view during the Renaissance period. Cities, which emerge as the new lebensraum in the Middle Ages, provoke the transformation of the old cartography techniques as the boundaries of cultural geography expand. As of the 15th century, panoramic maps reflect the ways in which the Renaissance men perceive the city. In this perception, the city and the political authority that builds it are closely intertwined. The concepts of "The City of the Pope", "The City of the Caliph", and "The City of the Sultan" implement diverse civilizational designs in the minds of people through the new visual possibilities that panoramic engravings provide. The İstanbul panoramas of Antoine-Ignace Melling and Montagu B. Dunn are spectacular documents that shed light to the city's history of modernization. Melling demonstrates his dedication to the ideals of the Enlightenment through his realistic approach to the historic topography of the late-18th century İstanbul. Dunn, on the other hand, reflects the new visage of a post- Tanzimat İstanbul he arrives in during the Crimean War (1853-1856). Both panoramas remain as scientific testimonies to the changing urban image of an İstanbul in the process of modernization.
UZUN ÖYKÜLER
Melling ve Dunn’ın Panoramalarında İstanbul LONG STORIES İstanbul in the Panoramas of Melling and Dunn Türkçe, İngilizce / Turkish, English Mayıs / May, 2008 113 sayfa / pages Karton Kapak / Softcover ISBN: 978-975-9123-46–8
121
İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yayınları / Sergi Katalogları İstanbul Research Institute Publications / Exhibition Catalogues
Mevlânâ Celâleddin-i Rûmî'nin 800. doğum yıldönümü nedeniyle Unesco'nun 2007 yılını bu büyük mutasavvıfa ayırmasından yola çıkarak, İstanbul Araştırmaları Enstitüsü, İstanbul'un tasavvuf tarihine ışık tutmak ve Mevlânâ'yı bir kez daha saygıyla anmak amacıyla Saltanatın Dervişleri, Dervişlerin Saltanatı: İstanbul'da Mevlevîlik sergisini Kasım 2007’de hazırladı. 13. yüzyıl sonlarında, toplumsal ve kültürel kökleri açısından İslam ortaçağına ait mistik bir kurum olan Mevlevîlik, Fatih Sultan Mehmed'in İstanbul'u fethiyle Konya'dan İstanbul'a uzanan yolda, İstanbul'un Avrupa rönesansına dönük yüzü nedeniyle Dünya üzerindeki yerini alır. Yüzyıllar boyunca süren tarihsel süreklilik içinde, Asya kökenli bir zihniyet olmaktan, Doğu-Batı arasında entelektüel ve tinsel bir köprü olmaya giden Mevlevîlik, 1491'de kurulan Galata Mevlevîhanesi'yle birlikte Balkanlar ve Akdeniz coğrafyasına yayılma imkanı bulur ve ardından, İstanbul Mevleviliği'nin temelleri 17. yüzyıl ortalarından itibaren İstanbul'daki Mevlevî şeyh aileleri tarafından atılır. Sözün zerafetini, kalbin evrenselliğini ve ruhun yüceliğini temsil eden İstanbul Mevlevîleri, ortaçağ tasavvuf kültürü içinde şekillenmiş Mevlevî sembolizmini, gündelik hayatın dokusuna yayarak, maddeye ruh veren çabayla, giyim kuşamdan sıradan eşyaya, sanat eserinden konuşma diline kadar geniş bir kültür yelpazesinin mimarları olmuşlardır. İstanbul Araştırmaları Enstitüsü, Osmanlı İmparatorluğu'nun görsel arşivinde önemli bir yer tutan İstanbul Mevlevîliği'ne ait levha, gravür, fotoğraf ve gündelik hayata ilişkin objelerden oluşan, küratörlüğünü Ekrem Işın'ın, danışmanlığını Prof. M. Baha Tanman'ın yaptığı Saltanatın Dervişleri, Dervişlerin Saltanatı: İstanbul'da Mevlevîlik sergisi ve kataloğuyla, sema eden, ney üfleyen dervişlerin büyülü, evrenine doğru gizemli bir yolculuğa çıkıyor.
122
iae.org.tr
Due to Unesco's designation of 2007 as the 800th anniversary of Mevlânâ Celâleddîn-i Rûmî's (12071273) birth, İstanbul Research Institute prepared the exhibition The Dervishes of Sovereignty, The Sovereignty of Dervishes: The Mevlevî Order in İstanbul, in order to shed light upon the Sufi history of İstanbul and to commemorate once again the life of Rumi. A mystical institution of medieval Islam at the end of 13th century with respect to its social and cultural roots, the Mevlevî Order assumes its unique place in the world due to İstanbul's close interaction with the Renaissance in Europe and embarks upon a journey that leads from Konya to İstanbul, upon Sultan Mehmed II's conquest of the latter. As part of the historical continuum that lasts for centuries, the Mevlevî Order is transformed from an Eastern mentality to becoming the epitome of an intellectual and spiritual bridge between the East and the West. Following the inauguration of the Galata Mevlevî Lodge in 1491, although the Order finds the opportunity to expand into the Balkan and Mediterranean geography, the Mevlevî sheikh families of İstanbul lay the foundations of the İstanbul Mevlevî Order as of the mid-17th century. Representing the chivalry of word, the universality of heart, and the sanctity of spirit, the Mevlevîs of İstanbul weave the Mevlevî symbolism, which has been shaped in the medieval mystical culture of Islam, into the texture of daily life. In an effort to give spirit to matter, these unique men are the architects of a vast cultural spectrum that ranges from clothing to ordinary objects and from works of art to colloquial language. Brought to life through the collaborative efforts of exhibition curator Ekrem Işın and exhibition consultant Prof. M. Baha Tanman and comprised of levhas (panels), engravings, photographs, and daily objects, which constitute an important part of the visual archives of the Ottoman Empire, The Dervishes of Sovereignty, The Sovereignty of Dervishes: The Mevlevî Order in İstanbul exhibition and its catalogue is a mystical journey into the ney-playing, whirling dervishes.
SALTANATIN DERVİŞLERİ, DERVİŞLERİN SALTANATI İstanbul’da Mevlevîlik
THE DERVISHES OF SOVEREIGNTY, THE SOVEREIGNTY OF DERVISHES
The Mevlevî Order in İstanbul
Türkçe, İngilizce / Turkish, English Kasım / November, 2007 274 sayfa / pages Karton Kapak / Softcover ISBN: 978-975-9123-41–3
123
İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yayınları / Sergi Katalogları İstanbul Research Institute Publications / Exhibition Catalogues
Klasik Yapıtlar Dizisi Classical Works Series
16. yüzyıl divan şairlerinden Âşık Çelebi'nin en önemli eseri, Meşâ'irü'şŞu'arâ, Prof. Dr. Filiz Kılıç tarafından üç ciltlik kitap olarak hazırlandı. Kitapta Hâfız-ı Şirazi'den Baki'ye, Bihişti'den Cem Sultan'a, Derviş Çelebi'den Fuzuli'ye , Firdevsi'den Necati'ye, Sadi'den Zati'ye yaklaşık 426 şairin hal tercümesi, kimilerinin minyatürleriyle birlikte yer alıyor. Şairler, yeryüzü ile gökyüzü arasında asılı duran türlü türlü gerçeklikleri bilirler. Bize sundukları kelimelerle örülmüş dünya, sırlı bir âlemden düşmüş gibidir. Prof. Dr. Filiz Kılıç, kitabı şöyle anlatıyor: "Meşâ'irü'ş-Şu'arâ ihtiva ettiği bilgi ve değerlendirmelerle edebiyat tarihi ve kültür dünyamızın birinci derecede önemli kaynakları arasındadır. Tezkire, sadece edebiyat tarihiyle uğraşanların değil, dilbilimcisi, kültür tarihçisi ile sosyolog, psikolog ve etnografların da faydalanmaları ve kendi açılarından değerlendirmeleri gereken bir hazine durumundadır. Yazarın özellikle bizzat tanıdığı, meşrebi uyuştuğu, arkadaş olduğu şairler bahsinde bir edebiyat tarihçisinden ziyade bir biyografi cambazıyla karşılaşılır."
“OSMANLI MİMARI” D`ARONCO
1893 - 1909 İstanbul Projeleri, Restorasyonlar, Projeler, Kitaplar “OTTOMAN ARCHITECT” D`ARONCO Projects for İstanbul 1893 - 1909, Restorations, Projects, Books Türkçe, İngilizce, İtalyanca / Turkish, English, Italian Eylül / September, 2006 342 sayfa / pages Karton Kapak / Softcover ISBN: 975–912-320-7
124
“Osmanlı Mimarı” D'Aronco sergisi, 1893-1909 yılları arasında Osmanlı İmparatorluğu'nun kozmopolit başkenti İstanbul'da yaşamış ve birçok önemli yapıya imza atmış İtalyan mimar Raimondo D'Aronco'nun bu kentte kaldığı süre içinde gerçekleştirdiği proje, çizim ve krokileri, yüz yıl sonra, yine bu kentte bir arada görme olanağını veren bir derlemeydi. D'Aronco, günümüze ulaşan görkemli mimari anıtlarından da anlaşıldığı gibi, yüzyıllar boyunca farklı kültürlerin buluşma noktası olan bu ayrıcalıklı gözlem noktasından Avrupa'nın uluslararası Art Nouveau hareketine katılmış ve İslam-Osmanlı sanatı üzerine düşünceleriyle bu harekete katkıda bulunmuştur. Sergi ve katalog İstanbul’un bir dönem mimarisiyle ilgili önemli ipuçları barındırıyor.
As the most important work of 16th-century Divan poet Âşık Çelebi, Meşâ'irü'ş-Şu'arâ was edited by Prof. Filiz Kılıç. The book includes biographies and, in some cases, miniatures of nearly 426 poets ranging from Hâfız-ı Şirazi and Baki to Bihişti, Cem Sultan, Derviş Çelebi, Fuzuli, Firdevsi, Necati, Sadi and Zati. Poets know all sorts of realities hanging between the earth and the sky. Woven with words, the world they present to us seems to emerge from a mysterious universe. Filiz Kılıç describes the book as follows: “With its content and analysis, Meşâ'irü'şŞu'arâ is among the primary sources of our history of literature and culture. As a genre, tezkire (collection of biographies) is a true treasure that not only those engaged in the history of literature, but etymologists, historians of culture, sociologists, psychologists, and ethnographers should benefit from as well. When reading about poets that the author personally knew, had a fondness for, or was friends with, one encounters not simply a historian of literature, but rather a master of biographic art.”
MEŞÂ'İRÜ'Ş-ŞU'ARÂ ÂŞIK ÇELEBİ
Yayına Hazırlayan / Editor: Filiz Kılıç Türkçe / Turkish Nisan / April, 2010 I. 591 (1-591), II. 548 (592-1139), III. 560 (1140-1739) sayfa / pages Kutu İçinde 3 Cilt / 3 Volume Box ISBN: 975-9123–73-4
The exhibition and catalogue entitled, ‘Ottoman Architect D'Aronco’ was a compilation that brought together, after a hundred years, the projects, drawings, and sketches produced by Italian architect Raimondo D'Aronco', who lived in the cosmopolitan capital of the Ottoman Empire between 1893 and 1909 and left his imprint on many important buildings. As evident from the magnificent architectural monuments he created, D'Aronco joined Europe’s international Art Nouveau movement from the privileged site of observation, which served as the point of convergence for many cultures throughout the centuries and contributed to this movement with his views of Islamic-Ottoman art.
iae.org.tr
125
İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yayınları /Klasik Yapıtlar Dizisi İstanbul Research Institute Publications / Classical Works Series
Sempozyum Dizisi Symposium Series
KARİYE CAMİİ, YENİDEN THE KARİYE CAMİİ RECONSIDERED
AYASOFYA’NIN BETİMİ MABEYİNCİ PAVLOS
Çeviri / Translation: Samih Rifat Türkçe, Grekçe / Turkish, Greek Nisan / April, 2010 129 sayfa / pages Karton Kapak / Softcover ISBN: 978-975-9123-67-3
126
“Klasik Yapıtlar Dizisi“ başlığı altında yayımladığımız ilk kitap olan Ayasofya’nın Betimi, Bizans imparatoru Ioustinianos’un mabeyincisi, aynı zamanda bir yazın adamı olan Pavlos’un Ayasofya’nın açılış kutlamaları için 562 CE yılında kaleme aldığı ve övgü yazınında ayrı bir yeri olan iki şiirden oluşur. Şiirler, tören alayları, düzyazı biçimindeki söylevler, dinsel ayinler, hatta dindışı eğlenceler de içeren bir şölenin ögelerini yansıtması bakımından Bizans tarihi ve edebiyatı araştırmacıları için son derece önemli bir kaynak eserdir.
As the first book to be published in the Classical Works Series, Ayasofya’nın Betimi is comprised of two poems Byzantine Emperor Justinian’s chamberlain and literary figure Paulos wrote for the opening festivities of Hagia Sophia in 562 CE. Holding a unique place in eulogistic literature, the poems act as a highly important source for researchers of Byzantine history and literature, as they reflect features of a festival of poems, processions, orations in prose, religious rituals, and even non-religious forms of entertainment.
Yayına Hazırlayanlar / Editors: Robert Ousterhout, Holger klein, Brigitte Pitarakis Türkçe, İngilizce / Turkish, English Ocak / January, 2011 510 sayfa / pages Karton Kapak / Softcover ISBN: 978-975-9123-82-3
Kitapta, 2007’de Pera Müzesi’nde gerçekleştirilen Kariye. Bir Anıt, İki Anıtsal Kişilik. Theodoros Metokhites’ten Thomas Whittemore’a sergisi kapsamında, yapının tarihi, arkeolojisi, restorasyon evreleri ve geleceği üzerine, aynı yıl Pera Müzesi’nde düzenlenen Theodoros Metokhides Khora Manastırı ve Palaiologoslar Dönemi Konstantinopolisi konulu sempozyum, 2004’te Columbia Üniversitesi’nde düzenlenen Bizans’ı Restore Etmek Kariye Camii ve Bizans Enstitüsü’nün Restorasyonu ve Illinois Üniversitesi Urbana – Champaign’de 2004’te düzenlenen Kariye Camii: Geç Orta Çağda Sanat ve Entellektüel Akımlar başlıklı sempozyumlarda sunulan bildiriler yer alıyor.
iae.org.tr
This volume brings together presentations from the symposium titled, Theodore Metochites, The Chora Monastery, and Palaiologan Constantinople, held at the Pera Museum for the exhibition Kariye. One Monument, Two Monumental Personalities. From Theodore Metochites to Thomas Whittemore, and two previous symposia; Restoring Byzantium: The Kariye Camii in Istanbul and the Byzantine Institute Restoration held at the Columbia University, and The Kariye Camii: Art and Intellectual Currents in the Late Middle Ages held at the University of Illinois at Urbana-Champaign.
127
Özel Dizi
İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yayınları / Özel Dizi İstanbul Research Institute Publications / Special Series
Special Series
LES SCEAUX BYZANTINS DU MUSÉE ARCHÉOLOGIQUE D’ISTANBUL
İstanbul Araştırmaları Enstitüsü ile İstanbul Arkeoloji Müzeleri'nin işbirliğiyle yayınladıkları kitap, İstanbul Arkeoloji Müzeleri koleksiyonunda yer alan Bizans dönemi kurşun mühürlerin topluca ilk bilimsel dökümü niteliğinde. Kitapta yer alan, büyük kısmı daha önce yayımlanmamış ve ait oldukları kişilerin isim, ünvan veya kurumsal bağlarına dair bilgileri içeren binden fazla kurşun mühür, aile bağları, kurumlar, ordu, kilise ve manastırlar, ticaret gibi farklı konularda Bizans araştırmacıları için son derece önemli bir kaynak oluşturuyor.
128
iae.org.tr
Published by İstanbul Research Institute in collaboration with the İstanbul Archaeological Museums, this volume documents for the first time the whole collection of Byzantine lead seals in the İstanbul Archaeological Museums. It covers more than a thousand lead seals bearing the names, titles and the offices of Byzantine people, thus providing historians an immense source of information on family relations, institutions, army, churches and monasteries, and trade.
Türkçe, Fransızca / Turkish, French Kasım / November, 2012 1095 sayfa / pages Sert Kapak / Hardcover ISBN: 978-605-4642-08-03
129
İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yayınları / Özel Dizi İstanbul Research Institute Publications / Special Series
KONSTANTİNİYYE’DEN İSTANBUL’A XIX. Yüzyıl Ortalarından XX. Yüzyıla Boğaziçi’nin Rumeli Yakası Fotoğrafları
FROM KONSTANTİNİYYE TO İSTANBUL
Photographs of the Rumeli Shore of the Bosphorus from the mid-19th to the 20th Century Yayına Hazırlayan / Editor: M. Sinan Genim
XIX. yüzyıl sonu ile XX. yüzyılın başlarında İstanbul’da faaliyet gösteren fotoğraf ustalarının eserlerinden oluşan ve Suna ve İnan Kıraç Vakfı Fotoğraf Koleksiyonu'ndan derlenen Konstantiniyye’den İstanbul’a XIX. Yüzyıl Ortalarından XX. Yüzyıla Boğaziçi’nin Rumeli Yakası Fotoğrafları bir devrin İstanbul’unu çarpıcı yapıları, gündelik hayatı ve ilginç kişikleriyle gözler önüne seriyor. Usta fotoğrafçılar James Robertson, Félice Beato, Pascal Sébah, Polycarpe Joaillier, Abdullah Biraderler, Guillaume Berggren, Bogos Tarkulyan, Mihran İranyan ve Gülmez Biraderler, dönemin ağır ve zahmetli teknikleriyle çekilmiş fotoğraflarla İstanbul’un geçmişteki çehresini belgelemekle kalmıyor, bir sanayi merkezi, hatta büyük bir metropol haline gelmiş, silueti, mimarisi, taşıtları, köprüleri, rıhtımları, caddeleri ve meydanlarıyla bambaşka bir görünüme kavuşmuş olan bu şehrin kıyılarında bizleri Karaköy’den Rumelifeneri’ne uzanan keyifli bir yolculuğa çıkarıyorlar.
From Konstantiniyye to İstanbul — Photographs of the Rumeli Shore of the Bosphorus from the mid- 19th to the 20th century is comprised of works by photography masters who practiced their art in İstanbul from the end of the 19th to the early years of the 20th century. The unique selection from The Suna and İnan Kıraç Foundation Photography Collection reveal the magnificent structures, the daily life and the intriguing personalities of a past İstanbul. İstanbul has evolved into an industrial city and an enormous metropolis: its silhouette, architecture, vehicles, bridges, quays, streets and public spaces have attained an entirely different appearance. Masters such as James Robertson, Félice Beato, Pascal Sébah, Polycarpe Joaillier, Abdullah Brothers, Guillaume Berggren, Bogos Tarkulyan, Mihran İranian and Gülmez Brothers, not only document the nostalgic images of the city during their time, but also took us along a pleasant journey extending from Karaköy to Rumelifeneri through photographs taken with the difficult and onerous techniques of the time.
İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yayınları / Özel Dizi İstanbul Research Institute Publications /Special Series
XIX. yüzyıl sonu ile XX. Yüzyılın başlarında İstanbul’da faaliyet gösteren fotoğraf ustalarının karelerinden oluşan, Suna ve İnan Kıraç Vakfı Fotoğraf Koleksiyonu ve bazı özel koleksiyonlardan derlenen kitap, bir devrin İstanbulu'nu eşsiz kıyıları, çarpıcı yapıları, gündelik hayatı ve ilginç kişikleriyle gözler önüne seriyor. Usta fotoğrafçılar Ali Sami Aközer, Félice Beato, Guillaume Berggren, Abdullah Biraderler, Gülmez Biraderler, Ernest Edouard de Caranza, Sebah & Joaillier, Maurice Meys, Ali Enis Oza, James Robertson ve Elisa Pante Zonaro dönemin ağır ve zahmetli teknikleriyle çekilmiş fotoğraflarla İstanbul’un geçmişteki çehresini belgelemekle kalmıyor, bir sanayi merkezi, hatta büyük bir metropol haline gelmiş, silueti, mimarisi, taşıtları, köprüleri, rıhtımları, caddeleri ve meydanlarıyla bambaşka bir görünüme kavuşmuş olan bu kentin Anadolu yakası kıyılarında bizleri keyifli bir yolculuğa çıkarıyor.
Türkçe / Turkish 2.Baskı, Ekim / 2nd Print, October 2011 866 sayfa / pages İPEK-SERT KAPAK-2 CİLT/ Silk Hardcover, 2 Vols. ISBN 975-9123-18-5 (Vol. I) ISBN 975-9123-19–3 (Vol. II)
These two volumes showcases works by masters of photography, who practiced their art in İstanbul from the end of the 19th to the early years of the 20th century. Comprised from a selection of photographs from the Suna and İnan Kıraç Foundation Photography Collection and from private collections, it reveals the magnificent structures, daily life and intriguing personalities of an İstanbul past. İstanbul has evolved into an industrial city, an enormous metropolis: its silhouette, architecture, vehicles, bridges, quays, streets and public spaces have attained an entirely different appearance. Masters such as Ali Sami Aközer, Félice Beato, Guillaume Berggren, Abdullah Biraderler, Gülmez Biraderler, Ernest Edouard de Caranza, Sebah & Joaillier, Maurice Meys, Ali Enis Oza, James Robertson and Elisa Pante Zonaro document the nostalgic images of the city during their time, taking us on a pleasurable journey through the photographs they took in the difficult and challenging techniques of the time.
KONSTANTİNİYYE’DEN İSTANBUL’A
IX. Yüzyıl Ortalarından XX. Yüzyıla Boğaziçi’nin Anadolu Yakası Fotoğrafları
FROM KONSTANTİNİYYE TO İSTANBUL Photographs of the Anatolian Shore of the Bosphorus from the mid-19th to the 20th Century Yayına Hazırlayan / Editor: M. Sinan Genim Türkçe / Turkish Ocak / January 2012 871 sayfa / pages İPEK-SERT KAPAK-2 CİLT/ Silk Hardcover, 2 Vols. ISBN: 978-975-9123-93-2
İngilizce / English 2.Baskı, Ekim / 2nd Print, October 2011 866 sayfa / pages İPEK-SERT KAPAK-2 CİLT/ Silk Hardcover, 2 Vols. ISBN 975-9123-18-5 (Vol. I) ISBN 975-9123-19–3 (Vol. II)
130
iae.org.tr
131
İstanbul Araştırmaları Yıllığı
İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yayınları / İstanbul Araştırmaları Yıllığı İstanbul Research Institute Publications / Annual of İstanbul Studies
Annual of İstanbul Studies
İSTANBUL ARAŞTIRMALARI YILLIĞI II ANNUAL OF İSTANBUL STUDIES II Türkçe, İnglizce / Turkish, English Ekim / October, 2013 324 sayfa / pages Karton Kapak / Softcover ISSN 2147-2068
132
İstanbul Araştırmaları Yıllığı’nın 2. sayısı arkeolojiye ve Osmanlı tarihine odaklanan iki dosyayı ve bağımsız makaleleri kapsıyor. İlk dosya “Küçükçekmece Gölü Havzası Arkeoloji Araştırmaları” başlığını taşıyor. Kocaeli Üniversitesi Arkeoloji Bölümü’nden Dr. Şengül Aydıngün başkanlığında 2009 yılında başlayan ve halen devam eden kazı çalışmalarının sonuçlarını, bu dosyada, Aydıngün’le beraber, Dr. Mustafa Sayar, Prof. Dr. Oğuz Tekin ve kazı ekibinden arkeologlar Dürdane Kaya ile Ahmet Aslan değerlendiriyor. İkinci dosya konusu ise, “II. Mahmud Dönemi İstanbulu”. Özellikle kentsel planda İstanbul’un değişimini, kamusal yapılar ve Batılı mimari üsluplar düzleminde ele alan bu bölümdeki makaleler de, ilgili literatüre katkıda bulunacak araştırmaları içeriyor.
The second issue of the Annual of İstanbul Studies consists of two sections focusing on archaeology and Ottoman history. The first section is entitled “Archaeological Research at the Küçükçekmece Lake Basin.” Begun in 2009 under the direction of Dr. Şengül Aydıngün from Kocaeli University Department of Archaeology, the ongoing excavation and the findings are analyzed by Aydıngün, Dr. Mustafa Sayar, Prof. Dr. Oğuz Tekin, and two archaeologists from the excavation team, Dürdane Kaya and Ahmet Aslan. The second section is entitled “İstanbul during the Reign of Mahmud II.” The research in this section focuses on the urban transformation of İstanbul, public buildings, and architectural styles, constituting an important contribution to the literature on the subject.
Çağdaş toplumbilimlerin önde gelen araştırma alanlarının başında bir kent tasarımı olarak İstanbul geliyor. Arkeolojiden tarihe, sanattan edebiyata, din kültüründen gündelik hayata uzanan geniş araştırma yelpazesinde, insanlığın temel sorularına yanıtı bu kent veriyor. Bir rastlantı mı bu, yoksa tarihin içinde dünden bugüne katmanlaşarak gelen kent kültürünün önümüze koyduğu, çözülmesi zorunlu bir sorunlar yumağı mı? Yanıtımız, eğer sorunlar yumağınım İstanbul ölçeğinde çözmek ise, o zaman farklı düşünce ve yaklaşımların birbiriyle tartışacağı ortak bir paydaya ihtiyaç var demektir. İstanbul Araştırmaları Yıllığı, bu ihtiyacı, çağdaş bilimsel düşünce açısından karşılamak amacıyla hazırlanıyor.
iae.org.tr
İstanbul holds a leading place among research areas of contemporary sociology and urban design. In the wide spectrum of research fields, ranging from archaeology to history, from art to literature, and from religious culture to daily life, the city provides answers to humanity’s fundamental queries. Is this merely a coincidence or a mesh of problems in dire need of a resolution, stratified throughout history from the past to present? If our answer entails resolving this mesh of problems on the scale of İstanbul, then we can certainly call for a common denominator through which diverse opinions and approaches can counter with one another. The Annual Journal of Istanbul Studies thus began its publishing life to compensate for this need in terms of modern scientific thought.
İSTANBUL ARAŞTIRMALARI YILLIĞI I ANNUAL OF İSTANBUL STUDIES I Türkçe, İnglizce, Fransızca / Turkish, English, French Mayıs / May, 2012 232 sayfa / pages Karton Kapak / Softcover ISSN: 2147-2068
133
İstanbul Araştırmaları Dizisi
İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yayınları / İstanbul Araştırmaları Dizisi İstanbul Research Institute Publications / İstanbul Studies Series
İstanbul Studies Series
PROJESİZ MODERNLEŞME
Cumhuriyet İstanbulu’ndan Gündelik Fragmanlar Hakan Kaynar Türkçe / Turkish Mayıs / May, 2012 327 sayfa / pages Karton Kapak / Softcover ISBN: 978-605-4642-03-8
Projesiz Modernleşme, Türkiye’de modernleşmenin en hızlı evrelerinden biri olarak kabul edilen erken Cumhuriyet dönemini, genel yaklaşımların dışında bambaşka bir noktadan ve İstanbul özelinde ele alıyor. Bu kitap, iddialarını “Cumhuriyet İstanbulu”ndan sayfalarına taşıdığı “gündelik fragmanlar”la doğrulamaya çalışıyor. Projesiz modernleşen İstanbulluları gazete sütunlarında, bugünün basın dili ile “üçüncü sayfa” haberlerinde ve o İstanbul’u yaşamış edebiyatçıların yazdığı satırlarda arıyor. Hakan Kaynar’ın farklı bakış açısından, bir imparatorluk kentinin ulusal çerçevede halka halka genişleyen gündelik hayat öyküsü…
134
iae.org.tr
Projesiz Modernleşme analyzes Turkey’s early Republican period, which is regarded as one of the country’s fastest phases of modernization, using an approach that greatly differs from previous generalizations and focuses on İstanbul in particular. The book attempts to substantiate its claims with “daily fragments” taken from the “İstanbul of the Republic.” In newspaper columns, “human interest” stories, and the writings of men of letters who bore witness to that İstanbul, it searches for the İstanbulites who modernized without blueprints. Hakan Kaynar employs an original point of view to trace this imperial city’s quotidian life, which expands in circles on a national axis…
135
İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yayınları / İstanbul Araştırmaları Dizisi İstanbul Research Institute Publications / İstanbul Studies Series
1766 İSTANBUL DEPREMİ
Belgeler Işığında Yapı Onarımları
Deniz Mazlum Türkçe / Turkish Nisan / April, 2011 310 sayfa / pages Karton Kapak / Softcover ISBN: 978-975-9123-84-0
136
1766 yılı, İstanbul'un doğal afetler tarihinde önemli bir dönüm noktasıdır. 22 Mayıs ve 5 Ağustos'taki depremler, can kaybıyla birlikte, kentte önemli yapı hasarlarına neden olmuştur. İstanbul Araştırmaları Dizisi’nin ikinci kitabı olarak yayınlanan 1766 İstanbul Depremi, kentin harap olan mimari eserleri üzerinden, genel anlamda bir restorasyon yazma girişimidir. Osmanlı arşiv belgelerinden yararlanılarak, 22 Mayıs 1766'da yaşanan "zelzele-i şedide"nin sonuçları ve ortaya çıkan yapı hasarlarının nasıl giderildiği incelenmekte; 18. yüzyıl Osmanlı dünyasında yapı onarımlarının niteliği ve kullanılan başlıca tekniklerle birlikte dönemin mimarlık terminolojisi de genel olarak değerlendirilmektedir. Deprem ertesinde gerçekleştirilen bazı kapsamlı onarımların ayrıntılı biçimde incelenmesi, onarım keşiflerinin restorasyon tarihini aydınlatmada nasıl kullanılabileceği konusunda bir yöntem arayışını da yansıtmaktadır.
1766 marks a turning point in İstanbul’s history of natural disasters. The earthquakes of 22 May and 5 August not only claimed many lives, but also destroyed a great many buildings in the city. Published as the second book of İstanbul Studies Series, 1766 İstanbul Depremi is an attempt at writing an overall restoration of the city through the destroyed works of architecture. Based on Ottoman archival documents, the book focuses on the consequences of the “strong earthquake” of 22 May 1766 and the recovery of the structural damage it caused; along with the features of building restoration and the main techniques employed in 18th-century world of architecture, the work also presents an overall assessment of the architectural terminology of the period. The detailed study of some of the comprehensive, post-earthquake repairs also reflects the search for the methods through which the discovery of repair can be used in shedding light upon the history of restoration.
İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yayınları / İstanbul Araştırmaları Dizisi İstanbul Research Institute Publications / İstanbul Studies Series
İSTANBUL’UN ESKİ VENEDİK YERLEŞİMİ VE DÖNÜŞÜMÜ İstanbul Araştırmaları Enstitüsü, İstanbul'un tarihi, arkeolojisi, tarihi topografyası ve mimarlığına ilişkin özgün araştırmaların yayınlandığı İstanbul Araştırmaları Dizisi’ne 2011’de İstanbul’un Eski Venedik Yerleşimi ve Dönüşümü kitabıyla başladı. Söz konusu dizi, gerek tez olarak hazırlanan gerekse bağımsız araştırmacılar tarafından gerçekleştirilmiş çalışmalardan oluşuyor. Dizinin ilk kitabı, İstanbul'un Bizans ve Osmanlı dönemlerindeki tarihi topografyası açısından büyük önem taşıyan, ancak şimdiye dek pek az araştırılmış olan Venedik yerleşimini ele alıyor. İTÜ Mimarlık Fakültesi, Mimarlık Tarihi Ana Bilim Dalı'nda öğretim görevlisi olan Aygül Ağır'ın doktora tezi olarak hazırladığı Haliç’in güney sahiline konuşlanan, Bizans ve Osmanlı İstanbulu’nun gündelik hayatını ayakta tutan ticari etkinliklerin yoğunlaştığı önemli bir odak noktası konumundaki Venedik yerleşimini, tarihsel topografya temeli üzerinde, Venedik ve Osmanlı arşiv belgelerine dayanarak yeniden inşa eden ilk kapsamlı çalışmadır.
iae.org.tr
İstanbul Research Institute began the İstanbul Studies Series, which publishes original studies on the history, archaeology, historic topography, and architecture of İstanbul with İstanbul’un Eski Venedik Yerleşimi ve Dönüşümü in 2011. The series in question is comprised of both original graduate theses and studies conducted by independent researchers. The first book of the series addresses the Venetian settlement, which has been subject to little research to date although it carries great significance in terms of the historic topography of İstanbul during Byzantine and Ottoman times. Written as İstanbul Technical University School of ArchitectureDepartment of Architecture History faculty member Aygül Ağır’s Ph.D. thesis on the Venetian settlement once located on the southern banks of the Golden Horn as the center of the commercial activities that sustained the daily life of İstanbul, this thorough research is the first of its kind to bring to life the Venetian settlement upon a historical topography based on Venetian and Ottoman archive documents.
Aygül Ağır Türkçe / Turkish Kasım / November, 2011 286 sayfa / pages Karton Kapak / Softcover ISBN: 978-975-9123-64-2
137
Suna ve İnan Kıraç Vakfı Yayınları Suna and İnan Kıraç Foundation Publications
Suna ve İnan Kıraç Vakfı Yayınları Suna and İnan Kıraç Foundation Publications
CORPUS PONDERUM ANTIQUORUM ET ISLAMICORUM SUNA AND İNAN KIRAÇ FOUNDATION COLLECTION IN THE PERA MUSEUM Part 1 Greek and Roman Weights İngilizce / English 2013 175 sayfa / pages Ciltli Kapak / Hardcover ISBN: 978-605-46-42-15-1
140
Suna ve İnan Kıraç Vakfı’nın, Prof. Dr. Oğuz Tekin’in Türk Eskiçağ Arkeoloji Enstitüsü adına yöneticiliğini üstlendiği Corpus Ponderum Antiquorum et Islamicorum (CPAI) projesi kapsamında yayımladığı Suna and İnan Kıraç Foundation Collection in the Pera Museum, Part 1: Greek and Roman Weights kitabı, Vakıf koleksiyonunda bulunan 635 adet Yunan ve Roma dönemi ağırlığı araştırmacılarla buluşturuyor. Dizinin devamı niteliğinde, koleksiyona kayıtlı, eski Mezopotamya, Bizans, Selçuk ve Osmanlı dönemlerine ait yaklaşık beş bin ağırlık da yayına hazırlanıyor.
Suna ve İnan Kıraç Vakfı Yayınları Suna and İnan Kıraç Foundation Publications
Published by Suna and İnan Kıraç Foundation as part of the Corpus Ponderum Antiquorum et Islamicorum (CPAI) project Prof. Dr. Oğuz Tekin coordinates on behalf of the Turkish Institute of Ancient Archaeology, Suna and İnan Kıraç Foundation Collection in the Pera Museum, Part 1: Greek and Roman Weights presents to researchers 635 Greek and Roman weights preserved in the collection of the Foundation. Nearly five thousand other weights registered in the collection and dated to ancient Mesopotamian, Byzantine, Seljuk, and Ottoman periods are also soon to be published as part of the same series.
1892 LYKİA GÜNLÜĞÜ ERNST KRICKL LYCIAN JOURNAL 1892 ERNST KRICKL Yayına Hazırlayan / Editor: Nezih Başgelen 19. yüzyıl sonlarında Güneybatı Anadolu’nun antik Lykia bölgesinde ilk incelemelerini yapan Avusturyalı bilim adamlarının 1892 yılında düzenlediği üçünçü geziye, Avusturyalı istihkam yüzbaşısı Ernst Krickl da katılmış ve yaptığı çizimler, cıkardığı haritlar ve çektiği fotoğraflarla, Lykia araştırmalarının bu aşamasına önemli katkılarda bulunmuştu. 1892 Lykia Günlüğü, Ernst Krickl’ınbu gezi sırasında çektiği fotoğraflarla tuttuğu notlardan oluşan çok değerli üç albümü, yüz yılı aşan bir sürenin ardından, tıpkıbasımları ve günümüz değerlendirmeleriyle yeniden gün ışığına çıkarıyor. 1892 Lykia Günlüğü’nde 19. yüzyıl sonlarının genç bir istihkam subayı, kendisine bütünüyle yabancı ama bugün bizim için bile birçok şeyiyle değişmiş bir dünyayı dönemin önemli bilim adamlarının eşliğinde gezerken, bize de adım adım gezdiriyor, anlatıyor, tanıtıyor.
An Austrian military engineer, Captain Ernst Krickl was a member of an Austrian archaeological expedition to Lycia in southwest Anatolia in 1892. Krickl made important contributions to this stage of Lycian research, drawing sketches of the monuments they encountered and plans of the ancient sites they visited, and taking photographs. Lycian Journal 1892 is Ernst Krickl’s personal account of the expedition, illustrated with photographs. These three albums are here published in facsimile and English translation together with contemporary commentary on the expedition as described by Krickl. Reading Krickl’s journal we accompany this young military engineer of a journey with some of the most eminent scholars of his time through a world that was completely strange to him and in many respects is strange to us in Turkey today, due to the radical changes that have taken place over the intervening century.
Türkçe/ Turkish 2005 318 sayfa / pages Sert Kapak / Hardcover ISBN: 975-6561-87-4 İnglizce / English 2005 319 sayfa / pages Sert Kapak / Hardcover ISBN: 975-6561-88-2
141
Suna ve İnan Kıraç Vakfı Yayınları Suna and İnan Kıraç Foundation Publications
Toprak, Ateş, Sır kitabı, işte bu gölgede kalmış alanlardan birine, Kütahya çinilerinin benzersiz zenginliklerle dolu dünyasına yeni ışıklar tutmak amacıyla hazırlandı. Seramik üretiminin Frig, Yunan, Roma, Bizans ve Osmanlı dönemlerinden günümüze dek kesintisiz devam ettiği bir bölgede yaşanan bu uzun zanaat / sanat serüveni, bu kitapta daha yakından mercek altına alındı; tarihsel gelişim çizgileri, malzemeleri, atölyeleri, ustalarıyla yeniden gözden geçirildi. Değerli araştırmacı Garo Kürkman’ın dünyanın dört bir yanındaki müze ve arşivlerden derlediği bin bir belge ve fotoğraf, bugüne dek gün ışığına çıkmamış çok sayında bilgi, bizi bu “toprak, ateş, sır” dünyasında heyecan verici bir yolculuğa çıkarıyor.
SUNA VE İNAN KIRAÇ VAKFI PIERRE WILLEMART SİKKE KOLEKSİYONU LA COLLECTION DE MONNAIE DE PIERRE WILLEMART DE LA FOUNDATION SUNA ET İNAN KIRAÇ Yayına Hazırlayan / Editor: Oğuz Tekin Türkçe, Fransızca / Turkish, French 2009 100 sayfa / pages Karton Kapak / Softcover ISBN: 978-975-9123-61-1
142
Suna ve İnan Kıraç Vakfı Yayınları Suna and İnan Kıraç Foundation Publications
Kitap, nümizmatik konusunda uzmanlaşmış bir eğitimci ve tarihçi olan Pierre Willemart’ın, tarihsel olarak MÖ 5. yüzyıldan günümüze, coğrafya olarak da Makedonya’dan Çin’e uzanan, Avrasya kuşağındaki pek çok devletin sikkelerini içeren ve Suna ve İnan Kıraç Vakfı’na bağışlanan zengin koleksiyonunun kapsamlı bir dökümü.
A comprehensive inventory of educator, historian, and numismatics specialist Pierre Willemart’s unique collection, donated to Suna and İnan Kıraç Foundation and comprising numerous coins of states on the Eurasian belt ranging from Macedonia to China and extending from 5th century B.C. to date.
Sikkelerle ilgili teşhis ve tanımların yanı sıra milattan önceki yıllardan günümüze keyifli bir yolculuk da aynı zamanda.
Apart from identification and description of coins, it also offers a pleasant journey from ancient times to the present.
This book has been designed to throw new light on one of the overshadowed areas, the richly endowed world of Kütahya tiles. In a region where pottery has been produced without interruption though the Phrygian, Greek, Roman, Byzantine, Ottoman and modern periods, Kütahya’s long history of pottery production – its development, materials, workshops and craftsman – has now been re-examined on new depth. Garo Kürkman has combed museums and archives all over the world, bringing to light a myriad documents and photographs that have never been published before, and his fascinating study based on all this new information takes us on a thrilling journey through the magical world of clay, fire and glaze.
TOPRAK, ATEŞ, SIR
Tarihsel Gelişimi, Atölyeleri ve Ustalarıyla Kütahya Çini ve Seramikleri MAGIC OF CLAY AND FIRE
A History of Kütahya Pottery and Potters Garo Kürkman Türkçe/ Turkish Haziran / June 2005 403 sayfa / pages Sert Kapak / Hardcover ISBN: 975-9123-03-7 İngilizce / English Nisan / April 2006 405 sayfa / pages Sert Kapak / Hardcover
143
Suna ve İnan Kıraç Vakfı Yayınları Suna and İnan Kıraç Foundation Publications
SUNA KIRAÇ ÖMRÜMDEN UZUN İDEALLERİM VAR Yayına Hazırlayan / Editor: Rıdvan Akar
Türkçe/ Turkish Haziran / June 2006 328 sayfa / pages Karton Kapak / Softcover ISBN: 9944-5279-0-4 Suna Kıraç, Türkiye’nin umutlu yarınını gençlerin gözlerindeki ışıltıda buldu. Kitabıyla gençlerin geleceğe dönük arayışlarında bir fener olmayı seçti. Gençler onun yürüdüğü yolda yürümese de o fener kendi tercihlerinde önlerini aydınlatabilir, yarını kurarken yeni bir ufuk çizgisi gösterebilir. “Çalışmaya başladığım ilk günden itibaren, bu topluluğun profesyonelleşmesi için büyük çaba sarf ettim. Sağlığım müsaade ettiği ölçüde de bunu yapmaya devam edeceğim. Bugüne kadar birlikte çalıştığım her kademedeki arkadaşımdan sevgi, saygı ve ciddiyet gördüm. Bunun için mutluyum. Zaman zaman çalıştığıma pişman olduğum anlar oldu, ama geriye dönüp baktığımda dolu dolu bir hayat ve hatıratımı yazacak kadar güzel ve heyecanlı anılar var.”
144
Suna Kıraç discovered the hopeful future of Turkey in the sparkling eyes of its youth. With her book, she chose to act as a torch for the young generations’ quest into the future. Even if they do not follow her footsteps, that torch may shed light upon their choice of path and lead towards a new horizon as they build the future. “Ever since the my first day of work, I made considerable efforts to ensure the professionalization of this society. I shall continue to do the same as long as my health condition allows. Throughout my career, I have been met with nothing but love, respect, and consideration by collogues I worked with at every level. I am happy about that. There were moments which I regretted working; yet, in retrospect, I have lived a full life and I have beautiful, exciting enough moments to write a memoir about.”
Türkçe/ Turkish Aralık / December 2007 261 sayfa / pages Sert Kapak / Hardcover ISBN: 978-994-4527-91-0
145
AKMED Yay覺nlar覺 AKMED Publications
AKMED Yayınları AKMED Publications
ANADOLU AĞIRLIK VE ÖLÇÜLERİ ANATOLIAN WEIGHTS AND MEASURES Garo Kürkman Konusunda, dünyadaki önemli koleksiyonlardan biri olan ve on binden fazla objeden oluşan Anadolu Ağırlık ve Ölçüleri Koleksiyonu, prehistorik çağlardan günümüze Anadolu’da kullanılagelmiş başlıca ağırlık ve ölçü aletlerini, arazi ölçümünden her türlü alışverişe, mimariden kuyumculuğa, denizcilikten eczacılığa kadar çeşitli alanlardan her türlü ağırlık, uzunluk, hacim ölçüsünü bünyesinde barındıran ve bununla, gerek dönemler ve kültürlerarası sistem ilişkilerinin, gerekse dönüşümlerin ve sürekliliklerin izlenmesine olanak veren , çok değerli bir bilimsel kaynak niteliği taşımaktadır. Koleksiyondan hazırlanan geniş bir seçki, kronolojik bir düzenleme içinde sunulmuş ve Anadolu kültür tarihinin bu heyecan verici ilgi alanına yeni ışıklar tutulmasına çaba gösterilmiştir.
148
The Anatolian Weights and Measures Collection is comprised of over ten thousand pieces and is now one of the most remarkable collections of its kind in Turkey. The collection consists of objects dating from prehistory to those used in present day Anatolia. These comprise the main types of scales and measuring instruments, used for measuring weight, length, and volume in every field, from land measurement to commerce, architecture to jewellery making, shipping to pharmacy. The collection illustrates the relations between measuring systems of different periods and regions, illuminating various changes and continuities. The broad selection includes examples from all periods in chronological order, embracing an exciting and particular aspect of Anatolian history.
Türkçe / Turkish 2003 439 sayfa / pages Sert Kapak / Hardcover ISBN: 975-7078-16-6 İngilizce / English 2003 423 sayfa / pages Sert Kapak / Hardcover ISBN: 975-7078-17-4
149