FATSA SÖZ GAZETESİ 4. SAYI

Page 1

Türkiye’nin İlk Başkanı RECEP TAYYİP ERDOĞAN 24 Haziran 2018 Pazar günü gerçekleşen tarihi seçimde Recep Tayyip Erdoğan ülke genelinde %52.39 oy alarak Türkiye’nin 1. Başkanı seçildi. Ordu’da açılan sandıklara göre; Cumhurbaşkanlığı seçiminde Recep Tayyip Erdoğan % 65.13 ,Muharrem İnce % 25.96 ve Meral Akşener %7.57 oranında oy aldı. Buna göre Ordu, AK Parti’den 3, (Şenel Yediyıldız, Ergün Taşçı, Metin Gündoğdu) CHP’den 2, (Seyit Torun, Mustafa Adıgüzel) MHP’den 1, (Cemal Enginyurt) milletvekili meclise gönderdi.

Oy Oranı

Toplam Oy

R.TAYYİP ERDOĞAN

%65.13

304.536

MUHARREM İNCE

%25.96

121.361

MERAL AKŞENER

%7.57

35.402

T.KARAMOLLAOĞLU

%0.78

3.670

S.DEMİRTAŞ

%0.30

1.419

DOĞU PERİNÇEK

%0.25

1.183

Az ve Öz

FATSA

YAZA MERHABA ETKİNLİĞİ 3’TE

Aday

HER ŞEY FATSA İÇİN

6 Temmuz 2018 / CUMA

Fiyatı: 3.00 ₺

FATSA DOLUNAY KAVŞAĞINDA

İKİ ÖRNEK GAZETECİ

Yeter Artık Önlem Alınsın!

İsmail KÜÇÜKKAYA Fatih PORTAKAL

Gazetecilik; bir olayın haber haline getirilip halka iletilmesi, duyurulmasıdır. Amaç toplumu bilgilendirmek olduğuna göre bilgiler tarafsız bir şekilde verilmelidir. Ancak haberin bazı kişi veya kurumları rahatsız edeceği düşünülerek yanlı verilmesi durumunda bunu yapan gazetecilere yandaş sıfatı yakıştırılmaktadır. 3’TE

BU ÖNLEM DEĞİLDİR!

ALİ ZEREN

SAZCILAR SUYU AKIYOR BİRİLERİ BAKIYOR... 4’TE

Fatsa – Aybastı kavşağı ile Büyük Sanayi Sitesi arasındaki sahil yolu ölümlü kazaların bir numaralı adresidir. Bu güzergahta, özellikle aracın yayaya çarpması şeklinde meydana gelen kazalarda çok sayıda insan yaşamını yitirmiştir. TEDES NİÇİN KALDIRILDI?

HESABINI KİM VERECEK?

Fatsa sahil yolunda özellikle yayaya çarpma şeklinde meydana gelen ve çoğu ölümle sonuçlanan kazaların önlenmesi amacıyla sivil toplum örgütlerinin 2012 yılında başlattığı girişim olumlu sonuçlanmış ve hız sınırlamasına gidilmişti.

Daha sonra Ordu Büyükşehir belediyesinin de desteğiyle uygulamaya konulan Trafik Elektronik Denetleme Sistemi (TEDES), ilk baştaki yakınmalara rağmen sonunda sürücüler tarafından kabullenilmişti... 7’DE

Yanda ki fotoğrafta gazetemizin genel yayın yönetmeni Ali ZEREN’in 11 yıl önce yaptığı bir haber görülmektedir. Fatsa’nın ilk yerel dergisinde 2007 yılında çıkan bir haber ile bu büyük tehlikeye taa o günlerde dikkat çekilmiş ancak aradan geçen bu kadar uzun zamana rağmen en küçük bir gelişme olmamış, nice canlar yitirilmiştir!

Meslekler Listesinde Adı olmayan Bir İş Kolu

LAF GAF

LAR

2’DE

Kuyumcu Vitrin Dekorasyonu BODRUM’DA FATSALI DÜĞÜNÜ Karadeniz Bölgesi’nde yalnızca Bolaman’da üretim yapan bir meslek dalı var.

Başyazı

3’TE

KÖPRÜDEN ÖNCE SON ÇIKIŞ

Meslek adları sayılırken adına rastlanmayan, Kuyumcu Vitrin Dekorasyonu alanında üretim yapan HASTEK firmasının kurucusu ve sahibi Hasan Tekyıldız’dan yaptığı işle ilgili aşağıdaki bilgileri

Ali ZEREN

Kalemimden Dökülenler HEPİMİZİN ARADIĞI ŞEY: MUTLULUK 6’DA

aldık: “Ben 1960 Bolaman doğumluyum. İlk ve orta öğrenimimi Bolaman’da bitirdikten sonra lise ve üniversiteyi İstanbul’da tamamladım. Kuyumculuk vitrin dekorasyonu üzerine ithalat... 5’TE

Fatsa’da ilk sanayi kuruluşunu gerçekleştiren iş adamı hemşerimiz Mazhar ve Gül Tanrıkulu çiftinin oğlu Hulusi Tanrıkulu ile İstanbullu iş adamı Nazif - Çela Aktaş çiftinin biricik kızları 8’DE İpek Aktaş hayatını birleştirdi.

e tiye *lüks davetiy *ekonomik dave de rin ele tiy ve düğün ve nişan da l... yüzlerce yeni mode

Hilal SERİN

HER ŞEY FATSA İÇİN

www.fatsasozgazetesi.com

/fatsasozgazetesi


2

6 Temmuz 2018 CUMA www.fatsasozgazetesi.com

ESNAFA ‘LİMİT TAHSİS ÜCRETİ’ Geçtiğimiz yıllarda bankalardaki bireysel hesaplardan ‘hesap işletim ücret’i adı altında kesilen paralar tüketicilerin şikayetleri sebebiyle iade edilmişti. Bankaların şimdiki hedefi ise ticari hesaplar! ise bana gelen mail, “Söz konusu ücretin iadesi yönündeki talebinize olumlu yanıt verilememektedir”şeklinde. Biraz araştırınca benim gibi birçok kişinin mağdur olduğunu gördüm. Ücret kesilen hesap ticari nitelikte olduğundan dolayı “Tüketici Hakları” ilgilenmiyor ve bizim gibi mağdurlar da doğal olarak beklemede kalıyor. Üzerimize düşen mahkemede hakkımızı aramak fakat ekonominin can damarı olan biz esnafların yaşadığı sıkıntının çözümü noktasında siyasilerin harekete geçmesi gerekmiyor mu?” diye konuştu.

Fatsa esnafından, gazetemiz imtiyaz sahibi Engin YARAN, çalıştığı özel bir bankanın hesap işlemlerini takip ederken 682,50 TL kesintiyi gördü. Hesap döküm incelemesinde bankanın kendisinden Limit Tahsis Ücret’i adı altında 682,50 liralık bir tutarı kestiğini ve bu kesinti için kendisine herhangi bir bilgi verilmediğini söyleyen Engin YARAN yaptığı açıklamada; “Bilgi verilmeden yapılan kesintiyi öğrendiğimde bankaya giderek müşteri temsilcisine itiraz ettim. İade edilmeyeceğini söyledi. Yazılı bir şekilde iadesini talep ettiğimde

LAF 1 YAŞINDA GAF URAS NİHAT

Şehit Ümit Karamustafa Ortaokulu bilgisayar öğretmeni Duygu ve Fatsa Güneş Gazetesi muhabiri-İHA Fatsa Temsilcisi Ahmet Altay çiftinin biricik oğulları Uras Nihat 1 yaşına girdi. Minik Uras Nihat için Vizyonpark sitesinde düzenlenen yaş günü partisine aile büyükleri, yakın aile dostları ve arkadaşları katıldı. 1. Yaş günü pastasını anne ve babasıyla kesen Uras Nihat Bebek etrafına mutluluk gülücükleri saçtı. Bu mutlu günlerinde kendilerini yalnız bırak-

mayan dostlarına teşekkür eden Duygu-Ahmet Altay çifti: “Oğlumuzun 1. yaş gününü kutladık ve tüm dostlarımızda bizleri burada yalnız bırakmadılar. Misafirlerimize teşekkür ediyoruz. Oğlumuza nice mutlu yıllar diliyoruz” dediler. Uras Nihat’ın dedesi Ali Rıza Demircan İlkokulu Müdürü Nihat Altay ise, “ Torunumun 1.yaşına girmesinden dolayı çok mutluyum. Kendisine bir ömür boyu sağlıklı ve mutluluklar diliyorum” dedi.

“Senin camide çekilmiş bir fotoğrafın var mı?”

LAR

Sayın cumhurbaşkanımız, cumhurbaşkanlığı seçiminde rakiplerinden biri olan Muharrem İnce’ye; “Bay Muharrem senin hiç camide çekilmiş bir fotoğrafın var mı” şeklinde bir soru yöneltti. Bu sayfamızın en başında, en büyük gaf olarak bu olayı aldık. Çünkü kimse camiye fotoğraf çektirmek için gitmez. Ayrıca camiye gidip gitmediğini, namaz kılıp kılmadığını da kimseye kanıtlamak zorunda değildir. Dolayısıyla, yıllardır beş vakit namazını kılan birinin de namaz kılarken fotoğrafı da olmayabilir. Öyleyse kimseye de böyle bir soru sorulamaz. Ancak bu olaydan sonra, sanırım tüm AKP’liler ilk fırsatta camiye girip bir fotoğraf çektirme yoluna gitmişlerdir. Ola ki yarın herhangi bir görev verilecek veya kıyak yapılacak bir durumla karşı karşıya kalırlarsa bu soru kendilerine de yöneltilebilir. Önlem almakta fayda vardır.

17-25 Aralık tapeleri

YIL: 1 / SAYI: 4

Ayda bir yayımlanır

İmtiyaz Sahibi Engin YARAN Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Ali ZEREN Dumlupınar Mah. Reşadiye Cad. No: 62/B Fatsa/ORDU Haber Merkezi: 0537 896 29 98 E-Posta: fatsasozgazetesi@gmail.com Kuruluş Tarihi: 03.04.2018 Grafik - Tasarım ENGİN YARAN REKLAM-MATBAA 0452 423 63 10

Baskı Tesisi YEŞİLLER MATBAA FATSA/ORDU

FATSA SÖZ GAZETESİ’nde yayınlanan yazı ve fotoğraflar, kaynak gösterilmek suretiyle kullanılabilir. Gazetede yayımlanan yazıların sorumluluğu, yazıyı kaleme alan imza sahibine aittir. Gazetede yer alan ilan ve reklamların sorumluluğu, reklam verene/reklam ajansına aittir. Fatsa Söz Gazetesi basın ahlak kurallarına uymayı taahhüt eder.

www.fatsasozgazetesi.com

Bir televizyon kanalında, canlı yayında Muharrem İnce’ye, hakkında çıkan bir video kaydından söz edilerek o kaydın gerçek olup olmadığı soruldu. İnce’nin bu soruya yanıtı çok kısa oldu: “17-25 aralık tapeleri neyse bu da odur.” Bu ifadeden iki değişik yorum çıkabilir. Eğer Muharrem İnce hakkında çıkan kayıtlar doğru değilse yani montaj ise, 17-25 Aralık tapelerinin de gerçek olmadığı, montaj yoluyla oluşturulduğu kabul edilir. Eğer Muharrem İnce ve CHP’liler, ortaya çıkan 17-25 Aralık kayıtlarının doğru olduğunu savunuyorlarsa bu video kayıtlarının da doğru olduğunu kabul etmek zorundadırlar. Muharrem İnce bu konuya bir açıklık getirmelidir.

“Adam Kazandı”

* www.sikayetvar.com’da hangi bankalar Limit Tahsis Ücreti kesiyor öğrenebilir ve şikayetleri okuyabilirsiniz.

Seçim sonuçları belli olmaya başlayınca Fox Tv’de İsmail Küçükkaya Muharrem İnce’yi aradı ve sonuçlarla ilgili düşüncesini sordu. Muharrem İncenin yanıtını da ekranda aynen okudu: “Adam kazandı”. Türkçe’nin kendine özgü özelliklerinden biri ve en önemlisi ‘vurgu’dur. Cümle içinde bir kelimeyi diğerlerine göre daha baskılı söyleyerek veya bir kelimenin bir hecesini diğerlerine göre daha vurgulu söyleyerek anlatılmak isteneni değiştirebilirsiniz. Burada da ‘adam’ sözcüğünün ilk veya ikinci hecesini vurgulu söyleyerek anlamı farklılaştırabilirsiniz. İki heceli ‘adam’ sözcüğünü vurgusuz söylerseniz; “adam kazandı kardeşim. Ne yapabiliriz. Elimizden geleni yaptık ama adam gene de kazandı” gibi bir anlam çıkar ki, bunun peşine; “bükemediğin bileği öpeceksin” cümlesi de eklenebilir. Ancak ‘adam’ sözcüğünün ikinci hecesini vurgulu söylerseniz kazanan kişinin adamlığı ön plana çıkar. Yarışanlar içinde kazananın

adam olduğu, diğerlerinin pek adam sayılmayacağı gibi bir anlam çıkabilir. Yani adam olan kazandı gibi bir değerlendirme ile kazanan kişiye övgü söz konusu olur. Bu inceliği yazıda görmek söz konusu değildir. Ancak yazının akışı içerisinde hissedilir ve gereği gibi okunur. Vurgu yanlış heceye kaydırılırsa da yukarıdaki iki farklı anlam çıkar. Biz Muharrem İnce’nin bu kelimenin ikinci hecesine vurgu yaparak söylemek istediğini düşünmüyoruz. Zaten İsmail Küçükkaya da öyle düşünerek doğru okudu. Ancak daha sonraki gün kendilerine yöneltilen eleştirileri yanıtlarken Fatih Portakal ikinci heceyi vurgulu okuyarak hata yaptı. Gelelim Muharrem İnce’nin İsmail Küçükkaya’ya yönelik serzenişine… Ben olayı canlı yayında izlemiştim. Hiç de yadırgamadım. Gayet doğal bir tepkiydi Muharrem İnce’ninki. Hatta bana göre takdire değer yanı bile vardı. Daha sonra ne olduysa; Muharrem İnce İsmail Küçükkaya’nın ekranlarda bunu duyurmasına kızmış. “demek ki gazetecilerle dostluk kurunca daha dikkatli olmak gerekirmiş” gibi cümleler sarf etti. Pek bir şey anladığımı söyleyemem.

“Gelin güveyi – Davul zurna”

Seçim sonuçlarının açıklanması devam ederken CHP’li Bülent Tezcan; Anadolu Ajansı’nın seçim bilgilerini yanlış verdiğini, sandıkların daha yarısının bile açılmadığını, İktidar partisinin sanki seçim sonuçlanmış gibi zafer kutlamalarına başladığını dile getirerek; “kimse gelin güveyi olmasın, davul zurna çalmasın. Seçim şu andaki görünüşe göre ikinci tura kalmıştır” şeklinde bir açıklama yaptı. Bu da partililerin yüreğine bir su serpmiş gibi oldu, yani yeniden umutlandılar. Ancak daha sonra yüksek seçim kurulunun açıklaması ile AA tarafından verilen ve televizyonlarda açıklanan sandık sonuçlarının birbiriyle örtüştüğü ortaya çıktı. Bu tür bir açıklamayı daha önce Ankara belediye başkanlığı seçiminde, CHP yöneticileri kendi adaylarının kesin olarak kazandığını açıklamışlar ama seçim AK Partili adayın kazanmasıyla sonuçlanmıştı. Bu tür kesin olmayan açıklamalar parti yöneticilerinin güvenilirliğini tartışmaya açar. Sonuçlar kesinleşinceye kadar gönüllerinden geçeni değil de var olanı söylemelerinde yarar vardır.

“Seçimin kaybedeni”

Bir yarışmada kaybeden değil de kazanan konuşulur. Seçim de bir tür yarışmadır. Öyleyse seçimin kazananı olmak amaçtır. Sonuçta da kazanan konuşulmalıdır. Ancak sayın Kılıçdaroğlu seçimin kazananını değil de kaybedenini ön plana çıkarmaya çalışmış. Hedeflenen koltuğa oturmuş kişi nasıl kaybetmiş oluyorsa… Bir maçta daha önce 8-0 yenildiğiniz bir takıma daha sonraki maçta 2-0 veya 1-0 yenildiğiniz zaman “bu maçın kaybedeni rakip takımdır. Çünkü bizi daha önce 8-0 yenmişti. Ama gördüğünüz gibi şimdi ancak 1-0 yene-

bildi” şeklinde bir savunma düşünebiliyor musunuz? Adam 8-0 veya 1-0 yenmiş, önemli mi, 3 puanı alıp cebine koymuş ya…

“CHP - İNÖNÜ - ECEVİT”

İsmet İnönü ve Bülent Ecevit CHP’nin iki efsanevi genel başkanıdır. Çok uzun yıllar başbakanlık, cumhurbaşkanlığı ve CHP genel başkanlığı yapan İsmet İnönü 1973 yılına gelindiğinde 90 yaşına merdiven dayamıştır. Bu arada parti içinde “sağ kolum” dediği ve yanından ayırmadığı Bülent Ecevit adında bir kişi vardır. Genç yaşında milletvekili ve birkaç kez de bakanlık yapmış olan Ecevit hem siyaset hem de devlet yönetiminde yeterli deneyime sahiptir. CHP içerisinde parti yönetiminin gençlere devredilmesi yönünde bir istek ortaya çıkmış ve bunun için de genel başkanlık için Bülent Ecevit ön plana çıkmıştır. 89 yaşına gelmiş olan İsmet İnönü buna izin vermez ve koltuğunda kalmaya devam etmek ister. Ancak hiç istemediği halde yıllardır yardımcılığını yaptığı genel başkanının karşısına aday olarak çıkmak zorunda kalan Ecevit seçimi kazanır ve genel başkan olur. Ne olurdu rahmetli İnönü artık yaşlandığını kabullenerek; “ben yaşlandım, yoruldum. Yerimi dolduracak bir kişi de yetiştirdim. Yerimi ona terk ediyorum” şeklinde bir özveride bulunsa ve gene partisinin onur konuğu olarak bir köşede otursa, zaman zaman gelip ona akıl danışsalar ne olurdu… CHP ölene kadar koltukta kalma geleneğini halen sürdürmektedir. Son seçimlerde 80 yaşına gelmiş ve sağlığı aktif çalışmaya katılabilecek kadar yerinde olmayan Deniz Baykal’ın milletvekili seçilmesi çok mu gerekli idi? Onun yerine daha genç ve dinamik bir vekilin mecliste olması CHP’nin gücünü biraz daha arttırmaz mıydı? CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun seçim sonrası; “koltuk sevdalısı olanların bu partide yeri yoktur” söyleminin gerçekle ne derece bağdaştığının yorumlanmasına ışık tutacağı düşüncesiyle bu notu da düşmek gereği duyduk. CHP Fatsa ilçe yönetimine yaş ortalaması 40’ın altında olan bir genç kadronun seçilmesini işte bu düşünceyle ve Atatürk’ün cumhuriyeti gençlere emanet ettiği ilkesinden hareketle alkışlamıştık.

“Fatsa Belediye Başkanımız”

Bu, zincirleme türünden bir isim tamlamasıdır. Ama Türkçe’nin dilbilgisi kurallarına uygun değildir. Kullanılan ekler biraz amacından uzaklaşmıştır. Fatsa Belediyesi, Belediye Başkanı, Fatsa Belediye Başkanı gibi tamlamalar doğrudur. Hatta buna bir iyelik eki ekleyerek başkanımız, belediye başkanımız şeklinde de söyleyebilirsiniz. Ancak Fatsa Belediye başkanımız kuralları bozmuştur. Fatsa Belediyesi’nin sitesindeki haberleri yapan değerli gazeteci arkadaşlarımızın mı, yoksa belediye başkanımızın mı buluşudur, bilmiyoruz. Bu tamlama hatasının bundan sonraki haberlerde düzeltilmesini dileriz…


3

6 Temmuz 2018 CUMA www.fatsasozgazetesi.com

ALİ ZEREN

KÖPRÜDEN ÖNCE

SON ÇIKIŞ!

İstanbul Boğazı’nı her iki yönden geçişte “köprüden önce son çıkış” levhasını görürsünüz. Eğer o levhaya uymayıp yolunuza devam ederseniz karşıya, Başyazı yani öbür kıtaya geçersiniz. Geriye dönebilmek için de ilk dönüşü ararsınız. Nerede, ne kadar zaman sonra bulacağınız da bilinmez.

Bir ülkenin siyasetini partiler ve onların liderleri yönlendirir. AKP yeni bir liderle ortaya çıktı, bir başarı yakaladı ve aynı liderle başarılarını yineleyerek yoluna devam ediyor. Geçmişte liderleriyle varlığını sürdüren, ama lider gittikten sonra tarihe gömülen partiler gördü bu ülke.

ANAP Turgut Özal’la İşte Türkiye bu var oldu, o gidince de son seçim öncesi yok oldu. böyle bir uyarıyla AP Süleyman ALİ ZEREN karşı karşıyaydı. Demirel’le yaşadı, o fatsasozgazetesi@gmail.com Sonuçta seçmen bırakınca yok olmaya levhaya uymadı ve yüz tuttu. köprüden karşıya Demek ki bazı partiler lidergeçti. Bakalım karşıda neler bekleriyle var oluyor, lider değişince liyor, nereden geri dönebilecek, dağılabiliyor. bunu zaman gösterecek.

Asırlık Parti CHP

Ancak CHP Atatürk’le başlayan yolculuğuna, yüz yıla yakın bir zamandır değişik liderlerle devam ediyor. Dolayısıyla bu partide lider değişikliği partinin yok olacağı anlamına gelmiyor. Öyleyse başarılı olamayan liderlerin en sık değiştirileceği parti olmalı CHP. Elbette bir partinin başına gelecek liderde bazı üstün özellikler aranmalıdır.

Bu düşünceden hareketle CHP Erdal İnönü gibi hem babadan referanslı, hem de dünya çapında bir bilim adamı olma özelliğini taşıyan bir lideri seçti. Kişilik ve bilgi birikiminin tartışılması söz konusu bile olmayan bu değerli bilim adamı; “arkadaşlar ben bu işi beceremiyorum, benim yaratılışım buna müsait değil, bırakın yakamı” dedi ama çevresindekiler çeşitli şekilde onu gaza getirerek devam etmesini sağladılar. Ama bir noktaya kadar bunu başarabildiler. Rahmetli en sonunda her türlü ısrara rağmen bırakıp köşesine çekildi, asıl işi olan bilimle uğraşmaya devam etti. Doğru da yaptı. Çünkü bilim adamı olmak ayrı bir şey siyasetçi olmak ise apayrı bir şeydi. Sonra gene aynı partinin başına Kemal Kılıçdaroğlu gibi ekonomi, maliye konularında Türkiye’nin sayılı uzmanlarından biri geçti. Daha önce gerçekleştirdiği devlet memurluklarında da, her ne kadar siyasette yalan yanlış suçlamalara hedef olsa da, gerçekten hiçbir kötü niyet ve beceriksizlik örneği

göstermeden, bütün dürüstlüğüyle görev yaptı. Hesap uzmanlığı ülkemizde devlet memurluğunun en yüksek basamaklarından birisi hatta en üst düzeyi denebilir. Bu yüzden bu göreve Siyasal Bilgeler, Hukuk, İktisat Fakültesi gibi birkaç fakültenin mezunlarından ve çok özenle hazırlanmış bir sınav sonucu eleman alınır. Ayrıca bir kişinin bu sınava ömrü boyunca yalnızca 2 kez girme hakkı vardır. Dolayısıyla belirli fakültelerin mezunlarından bilgileri üst düzeyde olanlar ancak bu sınavı kazanabilirler. Kemal Kılıçdaroğlu ta baştan bu sınavı kazanırken bu başarıyı göstermiştir. Başarılı da bir hesap uzmanlığı süreci yaşamıştır. Dürüstlüğü konusunda da kimsenin bir laf etmeye hakkı yoktur. Ancak 10 yıla yakın bir zamandır onun tüm iyi niyet ve çabasına rağmen CHP bir adım ileri, bir adım geri şeklinde, yüzde 20 ile yüzde 30 bandı arasında, yerinde saymaktadır. Yukarıda da değindiğim gibi bir asırlık bu partinin başına, “kel gayanın taşları” türküsüyle adı özdeşleşen, ilçemizin özgün san9atçısı Kara Hasan’ı getirseniz bile bu oy yüzde 20’nin altına düşmeyecektir. Hani bazen; “daha iyisi yok, ne yapalım” ya da “yerine gelecek olan lider bu partiye tarihten siler” gibi bir mazeret üretmek de geçerli değildir. Öyleyse lider değişikliğinden niye korkarlar, anlamak mümkün değil.

İyi Parti Bekleneni Veremedi Meral Akşener liderliğinde kurulan İyi Parti Muharrem İnce sahneye çıkıncaya kadar rüzgar gibi esiyormuş izlenimini verdi. Özellikle Fatsa’da Müsavat Dervişoğlu adının da etkisiyle

bu rüzgarın çok şiddetli olması bekleniyordu. Bir milletvekilliği garanti gibi görünürken ikinci vekilin kazanılması üzerine çalışmalar yapılıyordu. Ama olmadı, bir vekil bile çıkaramadı.

MHP Sürpriz Yaptı

MHP’nin hem ülke genelinde hem de Ordu’da ciddi bir oy kaybı yaşayacağı bekleniyordu. Kaybedilen oyun da büyük çoğunluğunun İyi Parti’ye kayacağı sanılıyordu. Bu düşünceden hareketle Ordu’da vekil çıkarması beklenmiyordu. Hem ülke çapında, hem de Ordu’da bu beklentileri aşan MHP bu seçimlerin sürpriz partisi oldu.

Barajı aşmasının çok zor, hatta imkansız bile olduğunu tahmin edenler vardı, yanıldılar. Bu arada, AKP’nin 301 oy çoğunluğunu elde edememesi nedeniyle kilit parti durumuna gelerek ülkenin bundan sonraki yönetimine yön vermek gibi tarihi bir görevi de üstlenmiş oldular.

Mecliste Bu Dönem de Fatsalı Yok

Seçilen 6 milletvekili arasında geçen dönemde olduğu gibi bu dönem de Fatsalı yok.

AK Parti vekili olan Ergun Taşçı Fatsa’nın İslamdağı Beldesi’nde doğmuş, ilköğrenimini orada tamamladıktan sonra Ordu İmam Hatip Lisesi’nde okumuş. Fatsa’yla nüfus kayıtları dışındaki bağı nedir bilmiyorum, ama ne derece Fatsalının aradığı Fatsalıdır bilmiyorum.

Yani Fatsa sokaklarında dolaşırken vatandaşın karşıdan görünce merhaba demek için koşacağı ve herkes tarafından kucaklanacak olan kişi midir acaba? İş böyle olunca; her ne kadar Ordu milletvekili olmasa da Fatsalı olması nedeniyle Müsavat Dervişoğlu ile teselli bulmaktan başka elimizden bir şey gelmiyor.

fatsasozgazetesi@gmail.com

İKİ ÖRNEK GAZETECİ Fatih Portakal - İsmail Küçükkaya Gazetecilik; bir olayın haber haline getirilip halka iletilmesi, duyurulmasıdır.

A

maç toplumu bilgilendirmek olduğuna göre bilgiler tarafsız bir şekilde verilmelidir. Ancak haberin bazı kişi veya kurumları rahatsız edeceği düşünülerek yanlı verilmesi durumunda bunu yapan gazetecilere yandaş sıfatı yakıştırılmaktadır. Ne yazık ki ülkemizde bu sıfatı hak edenlerin sayısı oldukça fazladır. Herkesin bir dünya görüşü, bir siyasi tercihi olması çok doğaldır. Bu, fıkra, makale gibi düşünce yazılarında ortaya dökülebilir. Ancak bir olayın duyurulmasında dünya görüşü veya siyasi düşünce unutulmalı, haber tarafsız yapılmalıdır. Son zamanlarda bu çizgiden uzaklaşmış gazeteci sayısında aşırı bir artış gözlemlenmektedir. Ancak gene de örnek gösterilebilecek birkaç gazeteci halen varlıklarını sürdürebilmektedir. Fox Tv’de sabah haberlerini sunan İsmail Küçükkaya ve akşam haberlerini sunan Fatih Portakal bu az sayıdaki gerçek gazeteciden ikisidir. Özellikle bu seçim döneminde yakından izlediğimiz bu ikili, ekranda konuk ettikleri cumhurbaşkanı adaylarına

yönelttikleri sorularda ve seçim akşamı sonuçların duyurulmasında tarafsızlığını açıkça kanıtlamışlardır. Her ikisi de cumhurbaşkanını, başbakanı ve hükümeti hiç çekinmeden eleştirirken, muhalefet temsilcilerini de ekranda ağırlarken gene hiç çekinmeden sorulması gerekenleri sormuşlardır. Gayet iyi biliriz ki; siyasetçilerin çoğu bir ekrana çıkarken önceden pazarlık yapar ve soru soracak olanları ayarlarlar. Programda adına ‘çanak soru’ dediğimiz soruların dışına çıkılmaz. Böylece o siyasetçi de çalışmadığı konulara yanıt vermek zorunda kalmaz, yani sınıfta kalmaktan kurtulur. İsmail Küçükkaya ve Fatih Portakal ise gerçek gazetecilik görevini, gereği gibi seçim öncesinde yerine getirdikten sonra seçim sonuçlarının duyurulmasında da başarılarını sürdürmüşlerdir. Genellikle hükümeti ve hükümet temsilcilerini eleştirdikleri için muhalefet yapan gazeteci damgası yemiş olan bu ikili seçim akşamı muhalefetin de eleştirilerinin hedefinde olmuşlardır.

Seçim sonuçlarını verirlerken muhalefet temsilcileri, hoşlarına gitmeyen ama tarafsız bir gazetecinin yapması gerekeni yaptıkları için, onlara hiç hak etmedikleri bir saldırıya kalkışmışlardır. Hele Muharrem İnce’nin, İsmail Küçükkaya’nın telefonda sorduğu soruya verdiği yanıtı ekranda açıklamasını eleştirmesi kabul edilebilir cinsten değildir. Çok yakın dostluğunuz da olsa sizi canlı yayında arayan kişi hal hatır sormak için aramamıştır herhalde. O andaki durumla ilgili düşünce ve yorumunuzu almak istemiştir. Bunu da orada açıklaması kadar normal bir şey olamaz. Eğer siz orada açıklanmasını sakıncalı bulduğunuz bir şey varsa söylemeyeceksiniz. Sonradan da; “ben ne bileyim söylediğimi ekranda açıklayacağını” şeklindeki bir mazeret de hiçbir zaman kabul görmez. Gazetecilik mesleğine heves edenler ve yeni başlayanların örnek alması gereken sınırlı sayıdaki gazeteciden ikisidir İsmail Küçükkaya ve Fatih Portakal… Hep var olsunlar… Yolları açık olsun…

SEÇİM SONUÇLARINI

DEĞERLENDİRDİLER

YAZA MERHABA ETKİNLİĞİ YAPILDI

O

rdu Büyükşehir Belediyesinin düzenlediği ‘Yaza Merhaba’ etkinlikleri kapsamında Ordu’ya gelen Murat Boz, Ordululardan büyük ilgi gördü ve yaklaşık 60 bin kişilik Ayışığı Meydanı hınca hınç doldu. Konserde son çıkardığı albümden parçaları seslendiren Murat Boz, kalabalığı görünce şaşkınlığını gizleyemedi. Sempatik tavırları ve eğlenceli sahne performansıyla dikkatleri üzerine çeken Murat Boz, alanı dolduran binlerce hayranına iki saati aşkın bir süre boyunca unutulmaz bir gece yaşattı. Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Enver Yılmaz, bundan sonra her ay bir açılış yapacaklarını ve her açılışta ünlü sanatçıların konser vereceği müjdesini verdi. MURAT BOZ, “ORDU’YA GELMEKTE GEÇ KALMIŞIM” Sahnede gösterdiği performansla meydanı dolduran on binlerce kişiye büyük coşku yaşatan Sanatçı Murat Boz ise Ordu’ya ilk kez geldiğini ve hayran kaldığını söyleyerek, “Ordu’ya gelmekte geç kalmışım” dedi.

24 haziran seçiminde CHP’den Ordu milletvekili seçilen Seyit Torun ve Dr. Mustafa Adıgüzel ilçelere düzenlediği teşekkür ziyareti çerçevesinde Fatsa ilçe başkanlığına da uğradı. 27. dönem Ordu milletvekili ve CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun ve 27. Dönem Ordu Milletvekili Dr. Mustafa Adıgüzel CHP Fatsa parti binasında seçim sonuçları ile ilgili değerlendirmelerde bulundular. İlk konuşmayı yapan Dr. Mustafa Adıgüzel; “her ne kadar genel anlamda başarılı olduğumuz söylenemezse de Ordu ilinde bir milletvekili fazla çıkararak bir parça teselli buluyoruz. Her seçim bittiğinde yeni bir yarış başlamalıdır. Zaten çok yakında bir yerel seçimimiz var. Biz CHP olarak bu seçime büyük önem veriyoruz. Çünkü yerel seçimlerdeki başarı genel seçimleri de etkilemektedir. Alınan sonuç nedeniyle yılgınlığa gerek yok, büyük bir azimle yolumuza devam edeceğiz. Bizim çalışma ve emek olarak diğer partilerden hiçbir eksiğimiz yoktur. Yalnızca bizim sevk ve idare, yönlendirme ve yönetme sorunumuz olabilir. İşte bu eksiklikleri oturup konuşacağız ve bir çözüme kavuşturacağız. Ben bir vekil olarak size söz veriyorum; halktan ve haktan yana olacağım, size sizden aldığı yetkiyi bir emanet kabul ederek ve bu emaneti sizin adınıza kullanacağım. Bundan kimsenin şüphesi olmasın.”dedi. AK Parti’nin vekil sayısının 300’ün altına düştüğünü ve artık tek başlarına yasa çıkarma yetkileri olmadığını vurgulayan Adıgüzel; “CHP olarak cumhurbaşkanının yetkilerini, yani yönetimin yetki-

EN ÖZGÜN Rİ HABERLE SİZLERE ORUZ. Y I R I T Ş A UL

lerini denetleme ve dengeleme konusunda çok ciddi görevlerimiz olacak. Bu nedenle önemli bir süreç bizi bekliyor. Elimizden gelenin en iyisini yapmak için çaba sarf edeceğiz.” dedi. İkinci konuşmayı yapan CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, seçimde karşılarında bir parti devletinin olduğunu hatırlatarak; “biz bu seçimde istediğimiz sonucu alamadık ama unutmayalım ki karşımızda bir parti devleti var, karşımızda bir havuz medyası var, karşımızda ciddi bir yandaş sermaye, devletin valisi, kaymakamı, belediye başkanı var. Yani top yekün devlet gücü var. Bu güce karşı alnımızın teriyle, emeğimizle kazandığımız imkanları kullandık. Ekmeğimizi, suyumuzu birbirimizle bölüştük. O yüzden bu mücadele kutlu ve haklı bir mücadele. İnanıyoruz ki; bu mücadele devam ettiği sürece başarılı olacağız. Biz doğruları söylüyoruz, doğru şeyler

yapıyoruz. Ama Türkiye ne yazık ki demokratik anlamda hukuk devleti olma anlamında çok eksiği olan bir ülke. Bunu siz de her gittiğiniz yerde görebiliyorsunuz. İnsanımız korkutuluyor, tehdit ediliyor, kumpas ve şantaj yapılıyor. Böyle bir süreçte mücadele etmek elbette ki kolay değil, ama biz otel lobilerinde, avukatlık bürolarında kurulmadık. Biz savaş meydanlarında, kuvayi milliye ruhuyla kurulduk. Sonuna kadar bu mirası götürmenin mücadelesini vereceğiz. Bu seçimde kötü bir sonuç aldık, başarısız olduk, ama ne olursa olsun yılmayacağız, eksik hata ve yanlışlarımızı tekrar değerlendirip daha güçlü bir şekilde önümüzdeki, yedi sekiz ay sonra yapılacak yerel seçime hazırlanmak zorundayız. Asla teslim olmayacağız. Çünkü bugün AKP diktatörlüğü karşısında tek örgütlü güç CHP’dir. Biz alnımız ak ve başımız dik bu ülkenin sorumlu yurttaşlarıyız.” dedi.

i.com ozgazetes s a ts a .f w ww


4

6 Temmuz 2018 CUMA www.fatsasozgazetesi.com

YALIKÖY’DE KAPOTAJ COŞKUSU

Fatsa Belediyesi ve Yalıköy Mahalle Muhtarlığının ortaklaşa düzenlediği “Geleneksel 1 Temmuz Denizcilik Bayramı” renkli görüntülere sahne oldu 1 Temmuz Denizcilik Bayramı etkinliklerinin gündüz bölümünde erkek, bayan yüzme yarışmaları, motorlu motorsuz kayık yarışmaları, kürekli kayık yarışmaları, dipten en fazla mesafeli yüzme yarışması, denizde ördek yakalama yarışmaları yapıldı. 1 Temmuz Denizcilik Bayramı etkinliklerine Ak Parti Ordu Milletvekili Ergün Taşçı, Fatsa Belediye Başkanı Muharrem Aktepe, Ak Parti İlçe Başkanı Cenan Kır, Liman Başkanı Ahmet Bozdemir, MHP İlçe Başkanı Murat Kaçak, Fatsa Dernekler Federasyonu Başkanı Yakup Yeşiltaş da katıldılar.

Yarışmalar öncesi ağalık yarışması yapıldı. Ağalık yarışmasını en fazla parayı veren Fatsa Balıkçılık sahibi Mustafa Mollaoğlu kazandı. Yarışmalarda Serbest 100 metrede Murat Çolak, Serbest 200 metrede Ahmet Mutlu, Serbest 400 metrede Rıdvan Tepe, Kurbağalamada Kemal Gürel, sırtüstü yüzmede Murat Demir, 45 yaş üstü yüzmede Ahmet Tutkal, dipten yüzmede Caner Gültekin, bayanlar yüzmede Tuna Aba, ördek yakalamada Beytullah Coşkun, tekçift kürek yarışmasında Muammer İnsaf birinci olarak ödüllerin sahibi oldular.

Yarışmaların en ilgi çeken bölümü ise yağlı direkten bayrak alma yarışması oldu. Erkan Özel isimli yüzücü bu zorlu yarışmayı kazanarak bayrağı almayı başardı. Yalıköy Mahallesi Muhtarı Mahmut Memiş Fatsa Belediye Başkanı Muharrem Aktepe’ye üzerinde Yalıköy Şenlikleri 1 Temmuz 2018 hatırası yazan bir Mustafa Kemal Atatürk’ün fotoğrafının olduğu bir tablo ve ağa tesbihi hediye etti. Akşam saatlerinde ise sahneye çıkan Sinan Yılmaz birbirinden hareketli şarkıları ile şenliğe katılanları coşturdu.

MEZBAHA VE HAYVAN PAZARI

YIL SONUNA KADAR AÇILACAK Fatsa’da yapımı devam eden “Mezbaha ve Hayvan Pazarı Projesi’nde çalışmalar büyük bir hızla sürüyor...

SAZCILAR SUYU AKIYOR BİRİLERİ BAKIYOR...

S

azcılar köyü sınırları içerisinde Sazcılar deresi kıyısında çıkan Sazcılar suyu bir zamanlar Fatsa şehir merkezine atlarla, tenekeler içinde taşınırdı. O zamanlar yalnızca bu suyu içen tiryakiler vardı. 1960’lı yıllarda borularla şehre ulaştırılarak Sahil Camisinin altında halkın hizmetine sunulurken şişelenerek pazarlanma yolu da seçildi. Daha sonra şu andaki kültür sarayının olduğu yerdeki halka açık çeşmenin başında kuyruk oluşturarak bir bidon su almak için bekleyenler de görülürdü. Geçtiğimiz yıllarda Fatsa Belediyesi Meydan’da bir çeşme yaptırarak daha yaygın kullanımına sağlama yoluna gitti. Ama ne olduysa ondan sonra oldu, şu anda o çeşmenin başında kimseyi göremezsiniz, suyun yüzüne bakan yok. Suyun damak kalitesi tartışılamazken ortaya atılan bazı söylentiler halkı bu sudan uzaklaştırdı. Artık kapısına kadar götürsen bile kimse bu suya rağbet etmiyor. Bu su kaynağının Ordu Özel İdaresi’nce Fatsa Belediyesi’ne kiralandığını biliyoruz. Ama belediyemiz bu konuda hep suskun kalmayı yeğliyor.

Fatsa için belki de bulunmaz bir nimet olan bu kaynağın boşa akıp gitmesi kimseyi rahatsız etmiyor demek ki… Bu suyun yeniden tahlilinin yaptırılarak, olumlu rapor çıkarsa girişimci esnafımız tarafından değerlendirilmesi, Fatsa ekonomisine kazandırılması hiç mi düşünülmez. Daha önceki belediye başkanımızın bu tür konularda oldukça duyarsız olduğunu yaşadık, gördük. 15 yıl boyunca bu suyun akıp gitmesini bakıp seyretti. Şimdi yeni başkanımız Sayın Muharrem Aktepe’nin bu konuya bir el atmasını bekleriz. Her ne kadar bu tür kaynaklar Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nın tasarrufunda olsa bile, Büyükşehir Belediye Başkanı Enver Yılmaz bu suyun varlığından bile haberdar olmayabilir. Bu konuda kendisine bu suyun değerlendirilmesi ile ilgili bir öneri götürülebilir. Belediyemizin bu işe ayıracak kaynak veya zamanı yoksa, Fatsa’dan bu suyu ekonomiye kazandıracak bir girişimci mutlaka çıkacaktır. Dileriz en kısa zamanda bu konuya el atacak bir yiğit çıkar…

O

rdu Büyükşehir Belediye Başkanı Enver Yılmaz, büyük bir bölümü tamamlanan “Mezbaha ve Hayvan Pazarı Projesi” ile ilgili yaptığı açıklamada, “Hayvan pazarı, idari bina, mezbaha ve kesimhane gibi bölümlerden oluşan projenin büyük bir bölümü tamamlandı. Kısa zamanda geriye kalan işleri de bitirerek bu çok önemli projeyi ilimiz ve bölgemizin hizmetine sunacağız” dedi.

YAPIM ÇALIŞMALARI BÜYÜK ORANDA TAMAMLANDI Projenin son durumuyla ilgili de bilgi veren Başkan Yılmaz, “Hayvan pazarı bölümündeki çatı ve elektrik tesisat işlemleri tamamlandı, satış için gelen hayvanların bulunacağı bölümdeki korkulukların imalatına da başlanacak. İdari binanın zemin kaplaması yapıldı, su kullanılan alanlardaki zemin ve duvar imalatı tamamlandı, elektrik ve mekanik tesisatı ile pencere ve kapıların montajı yapıldı, asma tavan işleri ise devam ediyor. Mezbaha bölümündeki soğuk hava depolarının kurulumu bitti ve anti bakteriyel seramik zemin döşeme işlemlerine başlanacak. Kesimhanede de kesim ve ayrıştırma platformlarının imalatı devam ediyor. Yakın zamanda ise toprak alanlardaki çevre düzenlemesi, yağmur suyu,

atık su, tretuar ve aydınlatma işlemlerine başlanacak” diye konuştu. 2018 YILINDA HİZMETE GİRECEK Başkan Enver Yılmaz, Mezbaha ve Hayvan Pazarında günlük 200 adet büyükbaş ve 500 adet küçükbaş hayvan kesiminin yapılabileceğini söyleyerek, “Tesisimiz, hem kesimhane hem de hayvan pazarı olarak hizmet verecek. Mezbaha bölümünde günlük 200 adet büyükbaş ve 500 adet küçükbaş hayvan kesimi yapılabilecek. Hayvan pazarımız da 500 adet büyükbaş ve 500 adet küçükbaş hayvan barındırma kapasitesine sahip olacak” ifadelerini kullandı.

AVRUPA STANDARTLARINDA BİR TESİS OLACAK Başkan Yılmaz, yapılacak mezbahanın yaklaşık 17 milyon TL’ye mal edileceğini ve bölgenin en büyük kesimevi olacağını belirterek, “İlçemize yapacağımız mezbaha sadece ilimizin değil, bölgemizin de en büyük kesimevi olacak. İlimiz genelindeki tüm kesimler burada yapılacağı gibi komşu illerden de kesim için hayvan getirilecek. Başta sağlık ve temizlik olmak üzere hizmet, kalite ve güvenirlilik gibi konularda Avrupa standartlarını taşıyacak” şeklinde konuştu.

Canımız kızımız İpek’imiz ve oğlumuz Hulisi’nin en mutlu gününde bizlerle birlikte olan heyecanımızı, neşemizi, mutluluğumuzu paylaşan, güzel dileklerini eksik etmeyen değerli ailemize ve dostlarımıza teşekkür ederiz. Aktaş & Tanrıkulu Aileleri


5

6 Temmuz 2018 CUMA www.fatsasozgazetesi.com

Meslekler Listesinde Adı olmayan Bir İş Kolu

HİLAL SERİN

Hepimizin aradığı şey gerçek mutluluk değil mi? Yıllarca uğraşıyoruz. kandırmışım. Şimdi biliyorum Okuyoruz, çalışıyoruz, seviyoki aradığımızda bulabileceğimiz ruz… Hep bir telaş içindeyiz. bir şey değil o. O yüzden emek Zaman geçiyor harcıyorum içimde bazen oluyor büyümesi için. Artık Kalemimden dökülenler isteklerimiz “ Önce ben! “ diyobazen kıyısından rum. Önce benim dönüyoruz. Ne gülmem lazım ki olursa olsun içten sonra çevreme devam ediyoruz faydam dokunsun. O yolumuza. Ama yüzden en çok kenbir şey arıyoruz dimi şımartıyorum biz. Yani tüm artık. Evet, yalnızlık bu telaşların en güzel özgürlük. sebebi aslında Benimde hayatımda bir tek şey. İşte Hilal SERİN verdiğim en isabetli o şey doya doya hilalserin20@gmail.com karar. Ama yine de mutluluk. Peki ben etrafıma gözünerede? Öğrenmü kaparsam ben olamam. Ve cilik yıllarında mı kaldı, yoksa aşk… Yıllarca şiirlerde, kitapiş yerinde mi kayboldu? Yok… larda, şarkılarda anlatıldığına Nerede bilemiyoruz. Çünkü göre güzel bir şeysin sen. Güzel biz ömür boyu onu aradık ama olmalısın. Temiz olmalısın. mutluluğun ne olduğunu hiç Gerçek olmalısın. Eğer öyle öğrendik mi? Şu olacak dedik, değilsen de bizden uzak olmasonra bu, sonra o en son buda lısın. Çünkü biz bu mutluluğa olursa tamamlanacak dedik. ulaşmak için çok uğraştık. Ama sinmedi içimize. Ne olduğunu bilmediğimiz bir şeyi Şimdi aşkın büyüsü diye yanlış nasıl arıyoruz ki? Belki de yarı kişilere kapı açamayız. Biz öyle yolda karşılaştık. Yâda az geride bir mutluluğa kapı açmalıyız ki önünden geçtik görmedik bizim içimizdeki ile kocaman onu. İşte ben onu 26 yaşında olsunlar. Olmadı mı? O zaman buldum. Ben mutluluğu yeni her kötü tecrübenin ardından öğrendim. Bazen pencereden daha kuvvetli, daha mutlu ve baktığımda gördüm, bazen yadaha olgun olmalıyız. Yıkılmanımda taşıdım, bazen dinledim, malı hatta üstüne kat kat aşk bazen çizdim, yazdım. Ama eklemeliyiz. Bazen bazı şeyleri onu içimde buldum. 25 senedir oracıkta bırakıp yürümemeli yaşadığım ne varsa sadece bir adeta koşmalıyız. Çünkü biz karalama kâğıdından ibaretbu dünyaya bir kez geliyoruz. miş, ben asıl şimdi kendim Çünkü biz doğru bildiğimiz yololmuşum. Yıllarca bir şeyleda öğrenerek, yanlış yollardan rin peşinde kaybolmuşum. uzak durarak yürüyoruz. Çünkü Bildiklerimi doğru, gördüklerim biz çok değerliyiz. İşte mutluluk gerçek, sevgileri temiz sanmıbu. Mutluluk biziz. şım. Aslında olmayan değeri arşa çıkarmışım. Yani ne olduğunu bilmediğim mutluluğu bulduğumu zannedip kendimi

Düşününce sizde bu hayatın size neler öğrettiğinin farkında mısınız?

hilalserin20@gmail.com

Haberleriniz için

Tasarımlarımızla

TANIŞIN, Farklılasın!

yüzündeki memnuniyeti görmek, Unutmuyoruz ki ; Müşterilerimizin bizim için paradan daha önemli... Dergi - El ilanı - Katalog - Broşür - Logo - İnsört - Poster - Afiş - Davetiye Kartvizit - Karton Çanta - Bloknot - Kurumsal Kimlik - Ajanda - Kaşe Cepli Dosya ve daha bir çok matbaa ürünü... Saat - Çakmak - Mouse Pad - Puzzle - Taş Baskı - Cam Baskı - Magnet Ayna - Plaket - Kupa - Telefon kılıfları - Yaka İsimliği - Kar Küresi Masa isimliği - Bayrak - Kalem ve bir çok promosyon ürünü... Vinil - Folyo Kesim - Dijital Baskı - Kutu Harf - Işıklı Işıksız Tabela Cam Giydirme - Araç Sticker - Yelken Bayrak Duba ve Reklamcılığa dair herşey...

ENGiN YARAN Bizimle Farklılaşın!

0452 423 63 10 www.enginyaran.com.tr

Dumlupınar Mah. Reşadiye Cad. No.62/B Fatsa/ORDU T : 0452 423 63 10 E : iletisim@enginyaran.com.tr

Kuyumcu Vitrin Dekorasyonu Karadeniz Bölgesi’nde yalnızca Bolaman’da üretim yapan bir meslek dalı var.

M

eslek adları sayılırken adına rastlanmayan, Kuyumcu Vitrin Dekorasyonu alanında üretim yapan HASTEK firmasının kurucusu ve sahibi Hasan Tekyıldız’dan yaptığı işle ilgili aşağıdaki bilgileri aldık: “Ben 1960 Bolaman doğumluyum. İlk ve orta öğrenimimi Bolaman’da bitirdikten sonra lise ve üniversiteyi İstanbul’da tamamladım. Kuyumculuk vitrin dekorasyonu üzerine ithalat yapan bir firmada muhasebeci olarak işe başladıktan sonra kendimi şu anda yürütmekte olduğu bu mesleğin içinde buldum. Bir süre İstanbul’da yürüttü-

ğüm bu imalat işini 10 yıl kadar önce memleketime taşıdım ve burada çalışmalarımızı ailecek sürdürüyoruz. Bizim işimiz kuyumcu mağazalarının sattığı malzemelerin sergilenmesine yönelik her türlü çalışmayı organize etmektir. Bu iş için gerekli vitrin demirbaşlarının üretimini burada yapıyoruz. Karadeniz bölgesi’nde Samsun’dan Hopa’ya kadar bu iş üzerine üretim yapan başka bir firma yok. Dolayısıyla biz yoğun bir tempo içerisinde çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Genellikle sipariş üzerine çalışıyoruz. Kuyumcu mağazası açacakların

ilk baş vurdukları bir iş koluyuz. Çünkü vitrinlerini süsleyecek, ürünlerini sergileyecek malzemeler bizde mevcuttur.” Bolaman’ın Fatsa tarafından girişteki iş yerinde Hasan Tekyıldız’la yaptığımız söyleşimizi daha geniş ve kapsamlı bir biçimde, Girebi dergisinin yakında çıkacak olan 4. sayısında bulabilirsiniz.


6

6 Temmuz 2018 CUMA www.fatsasozgazetesi.com

Semra ŞİMŞEK

Oğullarınızı dövmediniz, kızlarınızı dövdünüz! Dizleriniz Rahat mı? s..çtı! Döndü, yine Anaları Leyla; biz analar Erkek çocuklarımıza çok düşkünüz ağlattı. ezelden beri...’’o erkek, yapar. Babaları kahretti. Toplumu sen kızsın sus’’ Katletti. diye diye saldık Biz Ana babalar KONUK YAZAR topluma... oğullarına anlam Eylül; biz yüklerken dikkat babalar ‘’oğlum etmeyi beceremikadın dediğin yoruz. senin canın Pipisinin çok desıkılmasın diye ğerli olduğunu her yaratıldı’’diye haltı yapabileceğini, diye büyüttük daha 3 yaşlarında oğullarımızı... aşılıyoruz. Hiç Demedik Onlar da dünyaSemra ŞİMŞEK ‘’kadınlar Alnın sadece oranın lah’ın bize Emaetrafında döndüğünetidir’’ diye nü sanıyorlar. Hiç demedik ‘’canlıya zarar Sokağa çıkar çıkmaz hedef verme, insana Kadına dokunarıyor, o kızarak döverek sövema’’ diye. rek yetiştirdiğimiz her şeyden Evde olmayınca ‘’o erkek koruyup başgöz edip ‘’başımıza gezer tozar gelir, sen sus’’dedik. ahlaksızlık getirmesin’’ dediğiOysa dışarda her haltı yedi miz kızlarımıza *** canileşti katletti...önleyemedik. Offff! Biz verdik o özgüveni en Önce oğlumu ADAM gibi çokta. büyütmeliyim. Önce oğlum Mayasında varsa yapacağını bilmeli ahlakı, önce Oğlum yapar dedik hiç çare bulma anlamalı hiç bir canlıya zarar yoluna gitmedik. verilmemesini. Oğlum ADAM Oğlumuz kötü bir şey yapolmalı ki, Dünya leş kokmatığında ‘’tamam evladım bişey malı! olmaz ‘’dedik üstünü örttük. Madem kız çocuklarına reKızlarımıza küfrettik, acı sözzillikleriniz bitmeyecek, doğar ler söyledik, yetmedi dövdük... doğmaz gömün! bundan daha Dizimizi dövmeyelim diye. fazla acıtmaz canımı. Sonra o çok iyi yetiştirBaşlarım nefsinize, başlarım diğimiz Oğullar, o; ruhuna böyle İnsanlığa! kadar yaraladığımız kızlarımızı, Ne b.k yerseniz yiyin! Ama yetmedi minicik yavrularımızı yavrularımıza gözünüzün ucuymahvetti! la dahi bakmayın! Sevmeyin Ne de olsa toplum KADINsakın dokunmayın! DAN bilecekti suçu!! Adan olun ADAM! Affetme bizi Leyla, bizi Allaha şikayet et Eylül.... DEVLET İÇİMİZİ AZCIK DA Hayvana zarar veren Erkek, OLSA SOĞUTACAK KARARLAR tecavüz eden Erkek... ALMADIKÇA NE SUSACAĞIM, Kadını öldüren Erkek, NE DE BİRŞEYLER YAPMAKTAN küçücük çocuklara dahi nefsi GERİ KALACAĞIM! uyanan Erkek. ( ya Semra, olan oldu... Dua Savaşları çıkaran Erkek et, sus yeter normal hayatına Adaletsizliği savunan Erkek bak, çocuklarına bak sen’’ (Sakın bana ‘’feministlik yap- diyenlere sözüm... Dünyada ki ma, iyi Erkek yok mu demeyin! tüm çocuklar çocuğumdur. ElVar elbet sözüm başka...) lerine diken batsa canım yanar! Bakın, o sırtını sıvazladığımız Eğer insanım diyen de susmaz! Avazi çıktığı kadar bağırır, üstüO çok özgüven yüklediğimiz OĞULLARINIZ dünyanın Ağzına nü kapatmaya uğraşmaz! )

İllüstrasyon Çalışması... Mustafa YEREBASMAZ

Haberleriniz için

KOCATÜRK SÜRÜCÜ KURSU “Her Tür Sürücü Belgesini Alabilirsiniz”

Fatsa KOCATÜRK Sürücü Kursu, eğitim filosuna kattığı yeni araçlarla halen yürürlükte olan her türlü sürücü belgesini vermeye başladı. Yeni uygulamaya konulan ehliyet türlerinden bazılarını, (D1) ve (CE) gibi ehliyetleri KOCATÜRK Sürücü Kursu kursiyerlerine kazandırmaktadır. KOCATÜRK Sürücü Kursu sahibi Zeki KOCATÜRK 2015 yılının mart ayında hizmet vermeye başladıklarını belirterek; “Aradan geçen çok da uzun olmayan bu süre içerisinde sektörümüzdeki yenilikleri yakından takip ederek hizmet kalitemizi vatandaşımızın ihtiyacı doğrultusunda geliştiriyoruz. Şu anda Fatsada (CE) (TIR) türü ehliyet verilememektedir. Vatandaşımız bu ihtiyacını karşılamak

için Ünye Ordu gibi çevre il ve ilçelere gitmektedir. Biz boşluğu gördük ve sürücü kurs filomuza bir de TIR kattık. Bundan sonra hemşerilerimiz bu ehliyeti, çok uzaklara gitmeden KOCATÜRK Sürücü Kursu’ndan alabilecektir. Ayrıca 01.01.2016 tarihinden sonra ehliyet alan kursiyerlerimiz minibüs kullanamamaktaydı. Bu ihtiyacı da gördük ve geçtiğimiz günlerde (D1) (minibüs) ehliyeti vermeye başladık. Yalnız Fatsa’da değil, Ordu ve Samsun illerinde bile şu anda bu ehliyeti, yani minibüs ehliyeti veren bir başka sürücü kursu bulunmamaktadır. Ehliyet alan gençlerimizin önemli bir kısmı okul servisi yapmak için minibüs alıp çalışmaya yönelmektedir. İşte bu ihtiyacı göz önüne alarak bu

noksanlığı da gidermiş olduk. Biz KOCATÜRK Sürücü Kursu olarak daha profesyonelce ve daha özverili bir çalışma temposuyla halkımıza hizmet vermeye çalışıyoruz. Profesyonelce eğitim derken ön planda tuttuğumuz kalitedir. Bizim kursumuzu bitirip sürücü belgesini alanlar yarın direksiyona geçip yılların şoförü gibi araç kullanma yeterliliğine sahiptir. Ayrıca bazı sloganlarımız var. Bunlar içinde en çarpıcı olanı; ‘Eğitim kazadan daha ucuzdur’ sloganıdır. Terörist yalnızca dağda değildir. Bugün trafik içinde dağdaki kadar tehlikeli trafik teröristi vardır. Bunlar yeterince eğitim almamanın sonucudur. Dolayısıyla biz trafik terörünü önlemenin en kestirme yolunun eğitimden geçtiğine inanıyoruz.

Çünkü trafikte yapılacak birkaç saniyelik bir hata çok pahalıya mal olabilmekte ve telafisi mümkün olmayan yaralar açabilmektedir.” dedi.

GÜL KUYUMCU SOYGUNU İLGİLİ AÇIKLAMA

Gül Kuyumcu soygunu ile ilgili sosyal medyada çıkan haberlerle ilgili Avukat Muharrem Serin bir açıklama yaptı. 05.12.2015 tarihinde silahlı iki kardeş Hacı Hulusi Baba Caddesi’ndeki Gül Kuyumcu’ya girmiş, silahla tehdit ettikleri dükkan çalışanlarını etkisiz hale getirmişlerdi. İhbar üzerine olay yerine gelen güvenlik güçleri sanıkları uzun süren ikna çalışmaları sonucu teslim almışlardı. 3 yıl önce gerçekleşen soygun girişiminde bulunan iki kardeş, yağmaya teşebbüs suçundan 8’er yıl 9’ar ay, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan da 10’ar yıl olmak üzere toplam 18’er yıl 9’ar ay hapis cezası almıştı. 22 Haziran 2018 tarihinde, “Gül Kuyumcu soygunundan kötü kokular geliyor” ve 24 Haziran 2018 tarihinde; “Gül Kuyumcu dosyasında işler iyice karıştı” başlıklarıyla çıkan haberler üzerine Avukat Muharrem Serin müvekkilleri adına bir açıklama yaptı. Av. Muharrem Serin; sosyal medyada çıkan paylaşımları hayretler içinde okuduğunu ve şaşırdığını ifade ederek; söz konusu haberleri yapan kişi yaklaşık 1 ay önce müvekkilim Murat Gül’e mesaj atarak görüşmek istemesinin amacı neydi? Haber yaparken dosyanın tamamına vakıf olduğum halde tarafımızdan neden bilgi alınmadı soygun olayının meydana geldiği 05.12.2018 tarihinden itibaren müştekiler Hasan, Mustafa, Murat, Uğur, Beytullah Gül ve Arif Güneş’in vekili olarak dosyada bulunuyor olduğum halde söz konusu paylaşımlarda olan hususların hiç birini duymadım, sanıkların bu zamana kadar alınan hiçbir savunmalarında bahsedilen hususlara yer verilmedi. Bu durumun meydana çıkması kuvvetle muhtemeldir ki; Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuruda bulunan sanıkların son çırpınışlarıdır. 22 Haziran ve 24 Haziran tarihlerinde yapılan paylaşımlar asparagas haberlerden oluşan ve gerçeklik payı bulunmayan, toplumun dikkatini çekmek, halkın kin ve nefretini müvekkillerim üzerine itmek için yapılan paylaşımlardır. Dosyanın her bir aşamasından bihaber olan Gazeteci

kimliğine bürünmüş bir şahsın, Basın İlan Kurumu kaydı olmadan Gazete adı verdiği internet sitelerinde yaptığı paylaşımlarının gerçeği yansıtmadığı olayların nasıl gerçekleştiği hususunda kamuoyunu bilgilendirmek gerekmektedir. 05.12.2015 tarihinde meydana gelen olayda sanık iki kardeş Fatsa Emniyet Müdürlüğü’nde, Fatsa Cumhuriyet Başsavcılığı’nda, Fatsa Sulh Ceza Hakimliği’nde, Ünye Ağır Ceza Mahkemesi’nde ve Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesi’nde toplamda 10 kez ifade vermiş olmalarına rağmen röportaja konu hususlar hakkında hiçbir şey beyan etmemişlerdir. Sanıklar “ekonomik sıkıntı çektikleri için kuyumcu soymaya karar verdiklerini, kaçış istikameti en uygun olan yerin de Gül Kuyumcu olduğu sebebiyle burayı soymayı karar verdiklerini, soygun sırasında olay yerinde bulunan müştekilerden hiç birini tanımadıklarını ve aralarında husumet olmadığını, geldikleri araca cam filmi çekip plakalarını söktüklerini, temin ettikleri silahların çalışıp çalışmadığını eylem öncesinde kontrol ettiklerini, yanlarına maske ve 12 adet plastik kelepçe aldıklarını ve kuyumcu’dan içeri girdiklerinde 6 kişinin işyeri içerisinde olduğunu, Murat Gül’ün kaçmaya yeltenmesi ile ateş edip yaraladıklarını, daha sonra Emniyet Görevlilerine teslim olduklarını” beyan etmişlerdir. Olay sonrası Ünye Ağır Ceza Mahkemesi’nce yapılan yargılama sonunda sanık iki kardeş;

yağmaya teşebbüs suçundan 8’er yıl 9’ar ay, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan 10’ar yıl olmak üzere toplamda 18’er yıl 9’ar ay ceza almışlardır. Ünye Ağır Ceza Mahkemesi’nce verilen karara karşı tarafımızdan istinaf yoluna gidilmiş ve itirazımız kabul edilerek Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Ceza Dairesi’nce yağmaya teşebbüsten 8’er yıl 9 ay ve kişiyi hürriyetinden yoksul kılma suçundan 30’ar yıl (her bir müşteki için 5 yıl) olmak üzere toplamda her bir sanık için 38’er yıl 9’ar ay hapis cezasına hükmedilmiştir. Bölge adliye mahkemesince verilen ceza; Yargıtay 6. Ceza Dairesince onanmış ve sanıklar hakkında verilen hükümler 04.04.2018 tarihinde kesinleşmiştir. Dosyanın kesinleşmesi akabinde sanıklar tarafından asparagas haberlere konu olan dilekçeler dosya arasına gönderilerek Kanun Yararına Bozma yoluna gidilmiştir ancak bu beyhude bir çabadan ibarettir.

Paylaşımlarda iddia edildiği gibi; bulunmuş bir define yoktur, sanıkların olay öncesi Gül Kuyumcu isimli iş yerine gelmiş olmaları, Murat Gül ve sanıkların buluşması söz konusu değildir, olay öncesinde ve sonrasında Murat Gül’ün sanıkların ailelerini ve cezaevinde bulunan sanıkları tehdit ettiği haberleri yalandır, olay sonrasında silahla yaralanan Murat Gül hakkında düzenlenen doktor raporu gerçeğe uygundur ve aksi iddialar raporu veren doktoru ve teslim alan memurları zan altında bırakan suç isnadıdır ve gerçekle alakası yoktur. Gül Kuyumcu soygunu ile ilgili kapsam yukarıda anlatmış olduğumuz şekildedir ve bahsettiğimiz tüm hususlar dava dosyası içerisinde bulunan evraklar ve belgelerle sabittir. Aksi iddialar ve isnatlar kamu oyunu yanıltmak için yapılmış beyhude çabalardır. Ceza evinde Murat Gül tarafından tehdit edildiklerini söyleyen sanıklar; bunun nasıl olduğunu hepimize anlatmaları gerekmektedir. Zira cezaevine hiç girmemiş bir Murat Gül nasıl oldu da olay tarihinden itibaren cezaevinde bulunan sanıkları ve dışarıda ailelerini tehdit etti? Mademki Murat Gül tarafından tehdit edildiniz, neden bu hususa ilişkin hiç suç duyurunda bulunmadınız. Hadi hepsini bir kenara bırakalım; Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 18 yıl 9 ay ceza aldılar, Samsun İstinaf Mahkemesi’nde neden bu hususlardan bahsetmediler. İstinaf Mahkemesi’nde 38’er yıl 9’ar ay ceza aldıktan sonra Yargıtay Temyiz dilekçesinde neden bahsetmediler? Herkes gibi ben de bu konuları merak ediyorum” dedi.


7

6 Temmuz 2018 CUMA www.fatsasozgazetesi.com

İLÇEMİZDEN SOKAK MANZARALARI

Yeter Artık Önlem Alınsın! BU ÖNLEM DEĞİLDİR!

ALİ ZEREN

YOL VER – GEÇİŞ ÖNCELİĞİ Kaymakamlık önünden geçip Elekçi üzerindeki Yunus Emre köprüsüne doğru giden Ata caddesinin, otogar önünden gelip yeni kumru Caddesine doğru giden Şehit Polis Süleyman İnkur caddesi ile kesiştiği kavşakta hiçbir trafik levhası yok. Sürücüler bu tür kavşaklarda, levha olmasa bile ana yol ve tali yol kavşağı anlayışından hareketle gerekli önlemi alır. Ama bu caddeler arasında böyle bir ayırımı yapacak bir görünüm yok. Dolayısıyla hangisinin ana, hangisinin tali yol olduğu, yani geçiş önceliği hangi yönde gelenin hakkıdır, bilinmiyor. Bu da yeterince dikkatli olmayan iki sürücünün aynı anda bu kavşakta çakışmaları sonucu kazalara neden oluyor. Halbuki gelişmiş ülkelerde bu kavşağın 4 yönüne de bir levha konulur. Hangi yönden gelen sürücünün geçiş önceliği olduğu belirtilir. Çok da zor bir şey değil bu, 4 teneke parçasından ibaret. Fatsa kent içinde bu levhalardan hiç bulunmadığı için yıllardır araç kullanan birçok sürücü bu levhaların anlamını da bilmemektedir. Sürücü belgesi alırken bildiğimiz ama çok sık görmeye alışkın olmadığımız için bizim de unutmuş olabileceğimiz düşünülerek yanlış levha önermişsek affola… İşte bu kavşağın iki yönüne dikilecek levhalar: 1- Mavi kare içerisinde sarı zemin: Senin önce geçme hakkın var, diğer yönden gelen araçlar zaten sana yol vereceklerdir. 2- Kırmızı üçgen içerisinde beyaz zemin: Sen diğer yönden gelen araçlara yol vereceksin, sonra geçme hakkı sana gelecektir.

ÇİFTE FIRINLAR HACI HULUSİ BABA KAVŞAĞI Burası Sakarya Caddesi ile Hacı Hulusi Caddesinin kesiştiği Çiftefırınlar kavşağı. Sakarya Caddesi bu kavşakta her iki yöne da kapalıdır. Yani sahilden gelen de, mağazalarbaşından gelen de bu kavşakta karşıya devam edemiyor, ya sağa ya da sola dönmek zorunda. Sahilden gelişte karşıda bir girilmez levhası var ama yukarıdan gelişte bu levha yok. Hacı Hulusi caddesinin Sakarya Caddesi ile kesiştiği bu kavşakta her iki yönden de sağa da, sola da dönülmez levhası gerekiyor. Bu caddenin Emniyet yönünden gelişinde yalnızca sağa dönülmez levhası var ama sola dönülmez levhası yok. Buraya bir sola dönülmez levhası konulmalıdır. Ayrıca Orta büyük camiden gelişte ise hiç levha yok. Sakarya caddesi bu kavşakta her iki yöne de kapalı olduğuna göre, hem sağa dönülmez, hem de sola dönülmez levhası gerekiyor.

Emniyet Müdürlüğünden Orta Büyük Cami yönüne giderken bu kavşakta olması gereken trafik levhaları yok.

Fatsa – Aybastı kavşağı ile Büyük Sanayi Sitesi arasındaki sahil yolu ölümlü kazaların bir numaralı adresidir. Bu güzergahta, özellikle aracın yayaya çarpması şeklinde meydana gelen kazalarda çok sayıda insan yaşamını yitirmiştir. Fatsa’da ilk sanayi kuruluşunu gerçekleştiren iş adamımız Mazhar Tanrıkulu’nun, sivil toplum örgütlerinin de desteğini alarak 2012 yılının sonlarına doğru başlattığı girişim olumlu sonuçlanmış ve yerleşim birimlerinin, dolayısıyla da karşıdan karşıya yaya geçişlerinin çok olduğu bu bölümde hız sınırlamasına başlanmıştı. Hatta Ordu Büyükşehir belediyesinin de desteğiyle uygulamaya konulan Trafik Elektronik Denetleme Sistemi (TEDES), ilk baştaki yakınmalara rağmen sonunda sürücüler tarafından kanıksanmış ve herkes ortaya koyulan hız sınırına uymaya başlamıştı. Ancak, hangi sivri zekalıların ya da yalnızca kendini düşünenlerin etkisinde kalarak verdi bilmiyoruz, bir içişleri bakanının bu uygulamaya son vermesi, tüm çabaların boşa gitmesine, ölümlü kazaların yeniden start alasına neden olmuştur. Tüm bölge halkı tarafından kabullenilen uygulamanın kaldırılmasının yerel ve ulusal basında alkışlarla karşılandığı bazı haberler aşağıdaki gibidir: Yön Gazetesi – 09.09.2016 “Bakandan müjde geldi.. Ordu’da TEDES uygulaması iptal edildi. Trafik hız konusunda vatandaşa sürücülere kurularak, hizmet yaptık diye her konuşmasında övünen tek bir Belediye olarak tanınan Ordu Büyük Şehir Belediyesinin bu şeytani uygulamasına son nokta koyuldu. Elektronik Denetleme Sistemi (TEDES) konusunda İçişleri Bakanı Süleyman Soylu yaptığı açıklamasında kamuoyunda büyük tepki toplayan elektronik radar uygulamasının sona erdiğini açıkladı.. Sadece Ordu’da bir yılda yarım milyon araca ceza kesen Trafik Elektronik Denetleme Sistemine tepkiler çığ gibi artmış, sistemden pay almak isteyen belediyeler adeta sıraya girmişti. Bakanlık tepkileri dikkate alarak uygulamayı durdurdu. Bu nedenle

sürücülerin Ordu konusunda kötü reklam yaparak, “Ordu’ya gitmeyin, Ordu’dan geçmeyin, başka yolları kullanın” şeklindeki kötü imaj bırakılan sözler sözlere karşı tepkiler İçişleri Süleyman Soylu’yu yeni karar alarak bu uygulamayı iptal ettirmek zorunda bıraktı. Şimdi başta Ordu halkı olarak, diğer illerde uygulanan TEDES sisteminin iptal edilmesi sürücü vatandaşlar arasında büyük oranda memnuniyet yaratarak bakan Süleyman Soylu’yu aldığı bu doğru ve yerinde bir karar nedeniyle “alnından öpülecek” adam olarak bakan olarak nitelendiriliyor.. Sabah Gazetesi – 10.09.2016 Sürücüye ‘radar tuzağı’ sona erdi SABAH ve aHaber’in ısrarlı yayınları sonucu, TEDES kaldırıldı. İçişleri Bakanı Soylu dün yaptığı açıklamada “Tuzak gibi kurulan elektronik radar uygulaması bitti” dedi Bazı şirketlerin haksız kazanç kapısına dönüşen ve adeta sürücülere tuzak kuran Trafik Elektronik Denetleme Sistemi (TEDES) uygulaması SABAH ve aHaber’in ısrarlı yayınları sonucu kaldırıldı. BİR YILDA YARIM MİLYON ARACA CEZA Pilot olarak seçilen 7 ilde bulunan ve sadece Ordu’da bir yılda yarım milyona yakın araca ceza kesilen Trafikte Elektronik Denetleme Sistemi, 18 Kasım 2015 tarihinde ilk olarak Ordu’da hayata geçti. Sistem, daha sonra Tekirdağ’ın Çorlu, Uşak’ın Banaz, Çorum’un Osmancık ilçeleri ile Gaziantep, Kayseri, Edirne ve Bilecik’te kuruldu. Sistemden belediyelerin pay alması ise diğer belediyelerin de iştahını kabarttı. Sistemi gelir kapısı olarak gören birçok belediye nasıl kurulduğunu ve nasıl işlediğini öğrenmek için Ordu’da inceleme yaptı. Bu çerçevede Manisa, Trabzon, Samsun, Denizli, Malatya, Eskişehir ve Bursa ve Aydın’da da belediye meclisleri tarafından büyükşehir belediyelerine yetki verilirken, bazı büyükşehir belediyeleri ile emniyet müdürlükleri arasında protokol imzalandı. SADECE ORDU’DA 468 BİN MAĞDUR Ancak uyulması fizik kurallarına aykırı tabelalarla kurulan

Trafik Elektronik Denetleme Sistemi, adeta sürücülere tuzağa dönüştü. Ordu’da 18 Kasım’da hizmete giren TEDES, Ünye ilçesi girişinden başlayarak kurulan 9 kule radar cihazı ile 11 araç plaka tanıma sistemi ışık ve hız ihlallerini görüntülü ve fotoğraflı olarak tespit etmeye başladı. Tabelada 110 kilometre olan hız limitinin, 150 metre sonra 50’ye ya da bir anda 30’a inmesi nedeniyle adeta sıralı tuzak gibi kurulan sistem ile bu yoldan geçen sürücülere çok sayıda ceza kesildi. Fizik kurallarına aykırı olarak kurulan, sosyal medyada klibi çekilen, hatta adına şarkılar yazılan TEDES’ten, 280 TL’den başlayıp 4 bin 500 TL’ye kadar radar cezası yiyen mağdurlar oluştu. Kaçışı olmayan ve sadece Ordu’da, 10 ayda 468 bin sürücüyü ağına düşüren tuzak, vatandaşlardan da büyük tepki gördü. Benzer şekilde Çorum Osmancık’ta bulunan TEDES için ise sürücülerin tepkileri üzerine alınan kararla hız limiti yükseltildi. Çorum Valisi Necmettin Kılıç da Osmancık’ta kurulan TEDES’in vatandaşlara adeta tuzak kurduğunu söyleyerek, “Vatandaşlarımızın tuzağa düşmesine izin vermeyeceğiz. Bu sistemi tuzak olmaktan çıkartıyoruz. Hız limitini 50’den 70’e çıkardık” açıklaması yaptı. MÜJDEYİ BAKAN SOYLU VERDİ TEDES’le ilgili beklenen müjde, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’dan geldi. Dün elektronik radar sistemi uygulamasının kaldırıldığını açıklayan İçişleri Bakanı Soylu, “Hükümetimiz yeni bir düzenleme yapmıştır. Bugün (dün) Maliye Bakanlığı ile Bakanlığımız arasında 11 gün içerisinde yürürlüğe girmesi beklenen protokolü imzaladık. Tuzak gibi kurulan elektronik radar uygulaması sona ermiştir” dedi. İşte böyle diyor yerel ve ulusal basın. Özellikle bir başlık çok çarpıcı ve mantık dışıdır: SADECE ORDU’DA 468 BİN MAĞDUR. Mağdur sözcüğünün anlamını; “kendisine haksızlık edilmiş (kimse)”şeklinde açıklamaktadır sözlükler. Gözünün içine bakan trafik levhasının belirttiği hız sınırını

gördüğü halde buna uymayan kişiye kesilen cezanın haksız yere kesildiği savunulabilir mi? Bu nasıl bir mağduriyettir? Ancak biri çıkıp da; “ben levhaların belirlediği hız limitine uygun bir şekilde giderken ceza yedim” derse, işte mağdur o olabilir. Böyle biri veya birileri varsa lütfen çıksın ortaya da, haklarını birlikte arayalım, mağduriyetlerini giderelim. Bir de şu cümleye bakalım: “ vatandaşlar arasında büyük oranda memnuniyet yaratan bakan Süleyman Soylu’yu aldığı bu doğru ve yerinde bir karar nedeniyle “alnından öpülecek” adam olarak bakan olarak nitelendiriliyor..” Şimdi gelsin o, “ alnından öpülecek bakan” bu ölümlerin hesabını versin bakalım… Ona alkış tutanların da gönülleri rahat olsun bakalım… Tek Çözüm Eskiye Dönüş Elbette yetkililer bu soruna çözüm üretmek için çalışmalar yapıyorlardır. Ancak yıllardır süren bu çalışmalarda herhangi bir gelişme gözleyemiyoruz. Kavşak yerinin değiştirilmesi, projenin hazırlanması, ihalesinin yapılması gibi bürokratik engelleri aşma süresi ölü sayısının artması olarak halka yansıyor. Her kazadan sonra önlem alınıyor Yetkililer, olaya el attığı izlenimini vermek amacıyla her kazadan sonra bir önlem alıyor. Ya, kısa bir süreliğine, kaza olan yerin her iki yanına bir ekip koyuyor ve hız kontrolü yapıyor. Bu da birkaç hafta sonra sona eriyor. Ya da yere yatırılıp, taşlarla dik tutulmaya çalışılmış bir trafik levhası koyarak sürücülere “artık kaza yapmayın lütfen” ricasında bulunuyorlar. PROTESTO GÖSTERILERI Her kazadan sonra, kaybedilen kurbanın yakınları veya komşularının öncülüğünde, kazaların önlenmesi amacıyla gösteriler düzenleniyor. O gösteriye komşusunun hatırı için katılanların birçoğu, daha önce TEDES uygulamasını da protesto eden ve kaldırılması için yapılan gösterilere katılan kişilerden oluşmaktadır. “Allah layığını versin” şeklinde bir deyiş vardır dilimizde. Hiç şüphemiz yok, verecektir…


BODRUM’DA FATSALI DÜĞÜNÜ Fatsa’da ilk sanayi kuruluşunu gerçekleştiren iş adamı hemşerimiz Mazhar ve Gül Tanrıkulu çiftinin oğlu Hulusi Tanrıkulu ile İstanbullu iş adamı Nazif - Çela Aktaş çiftinin biricik kızları İpek Aktaş hayatını birleştirdi. Çiftin düğün töreni Bodrum Mandarin Oriental Otel’de Aytül-Yonca organizasyonun katkılarıyla 9 Haziran 2018 tarihinde gerçekleşti. İlçemizden 1350 kilometre uzaklıkta gerçekleşen düğünde Fatsalı dostları da Tanrıkulu ailesini yalnız bırakmadı. Düğüne katılan Tanrıkuluların kadim dostlarından Mehmet Cevahir duygularını şöyle

dile getirdi: “Bu kadar uzaktan geldik, ama bin bir gece masallarındakine benzer bir düğün oldu ve gelmemize fazlasıyla değdi. Mazhar Tanrıkulu arkadaşımızın iş dünyasından hatırı sayılır dostlarıyla tanışma fırsatımız oldu. Ayrıca dünyaca ünlü bir topluluk olan müzik grubunu da hayranlıkla dinledik. Bu yaşıma kadar katıldığım düğünler içerisinde belleğimde kalan birkaç

düğünden biri oldu diyebilirim. Genç çifte mutluluklar diliyorum.” Gecenin ilerleyen saatlerine kadar devam eden eğlencenin ardından katılanlara tek tek teşekkür eden çiftin aileleri çok mutlu bir gece geçirdiklerini dile getirdiler. Biz de Fatsa Söz Gazetesi olarak çifte mutluluklar diliyor, ailelerini de kutluyoruz.

KAYACA KÖYÜ DERNEĞİ İFTAR DAVETİ Kayaca Köyü Kültür, Eğitim, Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği her yıl düzenlediği iftar davetini bu yıl da gerçekleştirdi. İftar programına Fatsa Kaymakamı Mehmet YAPICI’nın yanı sıra bir çok dernek başkanı katıldı. Burada küçük bir konuşma yapan başkan Seyfi ERAT, “Kurulduğu günden beri tek amacı köyünün insanını bir araya getirmek, üzüntüsünü paylaşarak azaltmak, sevincini paylaşarak çoğaltmak olan derneğimizin, geleneksel hale gelmiş olan iftar programına yüce allah bizleri tekrar nasip etti. Burada kaynayan çorbada, yapılan yemekte 7 den 70 e herkesin katkısı var. Sizlerin destekleriyle bu yemeği organize ediyoruz…” diyerek derneğin faaliyetleri hakkında bilgi verdi. * İftar gecesinden fotoğraflar.


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.