ÇALIŞMALARIMIZ
Haklarımızın aşındırılmasına izin vermeyiz CHP Sinop Kadın Kolları Başkanı Necla Topal; "Haklarımızın aşındırılmasına asla izin vermeyeceğiz! İnsanca ve eşit bir yaşam için, ülkemizin kaderini bizler değiştireceğiz"
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Sinop Kadın Kolları Başkanı Necla Topal, Türk Medeni Kanununun kabulünün 95. yıl dönümü nedeniyle parti binasında basın açıklaması yaptı. Açıklamasında Türk Medeni Kanununun 95 yıl önce, 17 Şubat 1926 tarihinde TBMM’de kabul edildiğini hatırlatan Necla Topal, "Eşit yaşam temelinde kazandığımız en önemli haklardan biri olan Türk Medeni Kanunu’nun yıldönümünde, başta ebedi liderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, eşitlik mücadelesine güç veren herkese saygı ve şükranlarımı sunuyorum. Türk Medeni Kanunu’nun kabulü ile birlikte, kadınlar sosyal hayatta ve aile yapısında yaşamın öznesi durumuna gelmiş ve özgürleşmiştir. Doğumdan başlayıp ölüm sonrasını da kapsayan; bireylerin arasındaki hak temelli ilişkiyi düzenleyen bu devrim yasası, laik hukukun da simgesidir. Mahkemelerde tanıklık yapma, evlenme, miras ve boşanma konularında erkekler ile eşit hale gelen kadınlar, istedikleri mesleği seçme hakkını da kazanmıştır. Tek eşliliğin ve evliliklerde resmi nikah yapma zorunluluğunun getirilmesi sayesinde kadınlar, ikinci sınıf vatandaş olmaktan kurtularak kendi hayatına yön verme gücünü elde etmiştir" dedi. Türk Medeni Kanunu’nun kabulü eşit bir toplum oluşturma adına çok önemli bir adım olduğunu belirten Necla Topal sözlerini şöyle sürdürdü: "Türk Medeni Kanunu’nun kabulü eşit bir toplum yaratma ve dogmalarla hareket eden karanlık zihniyetlerin çökmesi adına çok önemli bir adımdır. İnsanca yaşayabilmenin koşulunu oluşturan bu hakları kazanmak kadar, sahip çıkmak da önemlidir. Cumhuriyetle birlikte zincirlerinden kurtulan kadınlar, bugün iktidarın zihniyeti nedeniyle, sadece boşanma haklarını kullanmak istedikleri için eşleri tarafından katlediliyor, şiddete maruz kalıyor. Ailesinin mirasından yararlanmak istediğinde, erkek kardeşleri tarafından darp ediliyor. Ne yazık ki, kanun maddeleri ile güvence altına alınan haklarımızın uygulanması için adliye önlerinde nöbet tutar olduk. Yüzlerce yıl öncesinin tutsaklığını hayatımıza dayatmaya çalışan, kadınları 'itaat et, rahat et' anlayışına sıkıştırmayı hedefleyen, erken evlenmeye, yoksulluğa, güvencesizliğe ve yalnızlığa iten bir siyasal iktidar ile mücadele ediyoruz" Necla Topal açıklamasını şöyle tamamladı; "Haklarımızın aşındırılmasına asla izin vermeyeceğiz! Gerçek demokrasinin ve eşit yaşam koşullarının oluşması için, ilk seçimlerde kadın düşmanlarını sandığa gömeceğiz. İnsanca ve eşit bir yaşam için, ülkemizin kaderini bizler değiştireceğiz. Değişim için dayanışmayla ördüğümüz ağları her gün yeniden güçlendiriyoruz, güçlendirmeye devam edeceğiz. Bu toplumu var eden temelleri bizler, kurtuluş ve kuruluş mücadelesinde kadın-erkek birlikte attık. Bugün de bir an olsun geri durmayarak eşit, özgür, demokratik ve laik bir yaşam için devraldığımız bayrağı en önden ve ileriden taşıyoruz. Köklerimiz sağlam, köklerimiz derinde. Türk Medeni Kanunu’nun kabulünün 95. yılı hepimize kutlu olsun!
BASINDA BİZ
#Manisa , #Sinop ve #Uşak illerimizdeydik. İl başkanlarımız, il icra kurulu üyelerimiz, ilçe başkanlarımız, gençlik ve kadın kolları başkanlarımızın da katılımıyla eğitimimizi tamamladık.
Üyelerin Temel Siyasi Eğitimi
TÜRKELİ MUHTARLAR ODASI ZIYARETIMIZ. DEĞERLİ MUHTARLARIMIZIN SAYIN VEKİLİMİZ Barış Karadeniz İLE SIKINTIDA OLDUKLARI KONULARDAKİ PAYLAŞIMLARI VE SAMİYETLERİ İÇİN TEŞEKKÜRLER.
Türkeli Oymayaka köyü ziyaretimiz
Sinop Türkeli Gündoğdu Köyü ziyaretimiz
Sinop Türkeli Yapraklı Köyü Ziyaretimiz
Yürüyoruz yürüyoruz, günün aydınlığında Donuk fabrika bacalarına, yoksul mutfaklara Çarpıyor sesimiz ve birden parlayan Bir ışık gibi ulaşıyor insanlara "Ekmek ve gül! Ekmek ve gül!" Yürüyoruz yürüyoruz, erkekler için de yürüyoruz Çünkü hâlâ bizim oğullarımızdır onlar Ve biz hâlâ analık ederiz onlara En zorlu iş, en ağır emek Ve çalışmak doğuştan mezara dek Ve böyle sürüp gitsin istemiyoruz Yaşamak için ekmek Ruhumuz için gül istiyoruz! Yürüyoruz yürüyoruz kol kola Saflarımızda ölüp gitmiş arkadaşlarımız Ve türkümüzde onların kederli "Ekmek!" çığlıkları Çünkü bir köle gibi çalıştırıldı onlar Sanattan, güzellikten, sevgiden yoksun Biz de bugün hâlâ onların özlemini haykırıyoruz İş ve ekmek istiyoruz Ama gül de istiyoruz Yürüyoruz yürüyoruz, yan yana, güzel günler adına Kadınız, insanız, insanlığı ayağa kaldırıyoruz Paydos bundan böyle köleliğe, aylaklığa Herkes çalışsın, bölüşülsün kardeşçe, yaşamın sundukları İşte bunun için yükseliyor yüreklerimizden Bu ekmek ve gül türküleri Ve yineliyoruz hep bir ağızdan "Ekmek ve gül! Ekmek ve gül!"
James OPPENHEIM