ES
EVRENSEL SIRLAR Türkçe-Almanca Dergi
ES - Die universellen Geheimnisse Türkisch-Deutsches Magazin
Değerli okurlar, OKUmak insana verilen en değerli objedir, Gönüllü arkadaşların bir araya gelerek insanliğa hizmet icin örnek bir çalışma başlattık. Menfaat duygularından irak hazırladığımız dergi, insana gerceğini fark ettirebilme aracıdır. INSAN; alan el değil, veren şuur olmayı yaşayanların „HAK“kıdır.
ES
EVRENSEL SIRLAR Türkce-Almanca Bilim Dergisi
Içindekiler Türkçe
1.Ana yüz 2.Bilgi / Info 3.Ahmed Hulûsi Kimdir? 4.KUR’ÂN-I KERÎM ÇÖZÜMÜ HEDİYEMİZ 5.Mustafa Ceceli ile Röportaj 6.Suyun Hafızası Var! 7.Güzel Sözler 8.Reklam 9.Beyniniz Bilimle Oyunlarını Açıklıyor 10.Halografik Evrenin Kuantum Keşfi 11.BEYNİNDEKİ HOLOGRAM DÜNYAN 12.Reklam 13.Gönül Sözler 14.Arzın Merkezinden Sinyaller 15.Öğrenen Beyin 16."Mümkün olabileceğine inanmazdık" 17.Bir rüyada mı yaşıyoruz? 18."Sevmek" 19.Asırı Atom'lar
Deutsch
20.Bewusstsein und Realität -I 21.Bewusstsein und Realität - II 22.Werbung 23. Geheimnis der Spiegelneuronen 24.Weisheiten 25.Gehirn war etwas anders aufgebaut 26.Goethe im Alter 27.A New Understanding: Englisch 28.Ein Neues Verständnis:
Sayi:1
Tarih: 07/2013
ES - Die universellen Geheimnisse Türkisch-Deutsches Wissenschaftmagazin Ausgabe:1 07/2013
Bilgi / Info Infotelefon Mobil 0172 - 321 31 94 Tel030–983646 23–26 Fax 030 – 98 36 46 31 Roedernallee 167 13407 Berlin web: www.evrenselsirlar.com email: info@evrenselsirlar.com Editor Nazım Kalyoncu 0172 – 321 31 94 Print & Layout Kader Haydaroglu +49 40 81989223 Mitarbeit: Ali Yuna
ORIJIN KULTURTREFF & Tel : 030 – 98 36 46 23 – 26 Roedernalle 167, 13407 Berlin
Ahmed Hulûsi Kimdir? AHMED HULÛSİ MUHAMMEDÎ'DİR İslâmiyeti, camilerde anlatıldığı gibi zannediyoruz. Bütün mesele işin ne olduğunu bilememek! Dünyada insanın varoluşunun iki ana sebebi vardır: 1. Ölüm ötesi sonsuz hayatın değişik boyutlar hâlinde devam edecek şartlarına, biyolojik beyni en iyi şekilde değerlendirmek suretiyle hazırlanmak. 2. "Nefs"ini tanıyarak "RABB"ini bilmek ve böylece hakikatin olan ALLÂH'a ermek!. Birinci şıkkı daha önceki yayınlarda detaylı bir şekilde açıkladığımızı düşünerek bu ve bundan sonra yayınlamayı tasarladığımız iki kitapta insanın "manevî hayatıyla" ilgili konuları izah etmeye gayret edeceğiz.
Elhamdulillâh!..
Düşünerek, sorgulayarak, araştırarak ve öğrendiklerinin gereğini tek tek yaşamında uygulayarak geçen 30 küsur yıldan sonra; edindiğim bilgileri, bulguları ve deneyimi, Rasûlullâh Aleyhisselâm’a hizmetim, insanlığa borcum anlayışıyla sizlere ulaştırıyorum. "Okur" - "yazar" bir "düşünür", olmamın dışında, hiç vasfım, ünvanım yoktur!.
tir!
Kim, bize mürşitlik, şeyhlik, hocalık, önderlik, liderlik ve bu gibi pâye yakıştırırsa, bu o kişinin kendisini aldatan zannı ve tasavvuru dolayısıyladır!.. Biraz da Din ve tasavvuf konusundaki cahilliğindendir!. Benim dinim, Muhammed Mustafa Aleyhisselâm’ın Dini'dir!.. Benim mezhebim, Muhammed Mustafa Aleyhisselâm’ın mezhebidir!.. Benim tarikatım, Muhammed Mustafa Aleyhisselâm’ın tarikatıdır!.. Benim meşrebim, Muhammed Mustafa Aleyhisselâm’ın meşrebidir inşâallâh!.. Kısacası; Ahmed Hulûsi, MUHAMMEDÎ'dir!.. Online okumak için: http://www.ahmedhulusi.org/kitap/dosttandosta .htm
KUR’ÂN-I KERÎM ÇÖZÜMÜ
Mustafa Ceceli ile Rรถportaj
-
Tesekk端r ederim
-
Su Mucizesi
Güzel Sözler Kuran’dan, hakkında tartışarak değil, içindekilerle amel ederek faydalanın! (A. Geylani)
İncinsende incitme! (Hacı Bektâş-ı Velî) Edebi gözetmek, zikirdenüstündür. Edebi gözetmeyen Hakk'a kavuşamaz.
Yaratılanı sev yaratandan ötürü!
(Imamı Rabbani)
(Yunus Emre)
Bilmiyorum demek ilmin yarısıdır.
Bin kere vaadedeceğine bir kere vaadini yerine getir. (Bediüzzaman Said Nursi)
(Aziz Mahmud Hüdayi)
Gördüğün kadar düşünmek yerine; düşünebildiğin kadarını görebilmektir amaç!.." (Ahmed Hulusi)
Faydasız ilim, sıfasız ilaca benzer.
Her nefis ölümü tadacaktır. Ancak herkes ayrı ayrı tadlarla tadacaktır.
(Muhyiddin İbn-i Arabi)
(Gönenli Mehmed Efendi)
"Hakikât yolu, aranmakla bulunmaz. Ama Bulanlar ancak arayanlardır. (Beyazıd-ı Bestâmi)
Hayatta her şey olabilirsin; Fakat mühim olan hayatın içinde "İNSAN" olabilmektir. (Şems-i Tebriz)
OnlineBaklava
ORIJIN CAFE: RESTAURANT Roedernallee 167, 13407 Berlin – Reinickendorf Tel : 030 – 98 36 46 23 / 26 Web:orijinkulturcafe.com Öffnungszeiten: Montag - Sonntag 11.00 bis 22.00 Uhr
Frühstück
Döner
Pizza
Offenes Büffet Frühstück Jeden 1.Sonntag eines Monats ab 11 Uhr Frühstück als offenes Büffet incl. Spaghetti
Grill
A.Fevzi Yüksel
Beyniniz Bilimle Oyunlarını Açıklıyor Tüm
insanlar
gerçek
dünyada -
-
-
lim... geçip gitmekteyiz.
-
-
hologramik dĂźnyan!
http://www.okyanusum.com/beynindekihologramdunyan.html Ĺ&#x;abilirsiniz
-
-
gelmekte!
-
indinde!
Damen und Herren Coiffure
Tel.06023/5072290 Dieselstr 2 63755 Alzenau
"Affetmek, zaferin zekâtıdır."
(Hz. Muhammed)
Insanligin serefi akliyla, asaleti diniyle; sahsiyeti ahlakiyladir.
Muhammedi bilincin, mükellefiyeti çözüm Üretmekdir.
(Hz.Ömer)
(Nazim Kalyoncu)
Beni, Anlayanlarin mesâfeler kısalır. (Hz. Musa)
Ilim Servetten Üstündür. Cünkü serveti sen korursun; oysa ilim seni korur. (Hz. Ali)
Dışarıya kapanmak esasen içeri açılmaktır. Huzur mu istiyorsun? Az eşya, az insan...!
İnsan hiç kendi yonttuğu şeye taparmı? (Hz. Ibrahim)
Ecel Erismeden Yapabileceginiz Hayirli Isler Için Acele Ediniz. (Hz. Osman)
Akıllı insan düşündüğü her şeyi söylemez, fakat söylediği her şeyi düşünür.
Ne söyleyecegine, ne zaman söyleyecegine dikkat et. (Ebu Bekir Siddik)
Öğrendikleriniz, tatbik edildikleri sürece size yararlı olur. Aksi hâlde siz, “bilgi hammalı” olarak bu dünyadan geçer gidersiniz!
Sevgi; Başı ve sonu olmayan bir şeydir. (Hz. Isa)
(Ahmed Hulusi)
( Franz Kafka )
(Mevlana)
Arz n Merkezinden Sinyaller
Okula giden yolu her gün nasıl hatırlarsınız? Hiç düşünmediğiniz halde, gözleriniz neden kırpılır? Sizi mutlu ya da üzgün veya hatta korkmuş yapan nedir? Beyniniz bunlardan ve çok daha fazlasından sorumludur. Aslına bakılırsa beyniniz, vücudunuzu yönetir ve hemen hemen yaptığınız her şeyi kontrol altında tutar, siz uyurken bile! Ve öğrenmeye gelince, beyniniz, vücudunuzun en önemli kısmıdır! Çünkü o, tüm düşünmenizin, hatırlamanızın ve hissetmenizin meydana geldiği yerdir. Beyin hakkında bildiğimiz birkaç şey şunlar: Sıradan bir insan beyni yaklaşık 3 pound ağırlığındadır ve buruşuk bir salkıma benzer. Bir köpeğin beyni, bir yetişkin insan beyninden on dokuz kat daha küçükken, bir filin beyni ise bizimkinden dört-beş kat daha büyüktür. Beyniniz siz uyanıkken bir ampulü saf dışı bırakmaya yetecek yirmi beş wattlık enerjiyi üretir. Beyninizin en büyük kısmı Serebrum’dur ve iki yarımküreye sahiptir, başınızın her iki tarafında da vardır. Bilim adamları, beyninizin sol kısmının vücudunuzun sağ kısmını idare ettiğini biliyorlar. Ve beyninizin sağ kısmı da, vücudunuzun sol kısmını idare eder. Düşündüğünüzde Serebrum’unuzu kullanıyorsunuz.Matematik problemlerini çözmek için, konuşmak için, resimler çizmek için, futbol topuna vurmak için, bir şeyleri hayal etmek için, aslına bakılırsa, neredeyse her yaptığınız şey için ona ihtiyacınız vardır. Hafızanız Serebrum’dadır: Hem, “Dün gece akşam yemeğinde ne yedin?” gibi kısa süreli hafıza, hem de “Okuldaki ilk gününde kendini nasıl hissettin?” gibi uzun süreli hafıza oradadır. Serebrum, mantık yürütmenize de yardımcı olur. Görevi kodlamanızdaki gibi: Ev ödevinizi yapmalısınızdır, çünkü daha sonra televizyonda izlemek istediğiniz bir film vardır.
Öyleyse, beyin patrondur! Ne var ki tek başına yürütmektedir, “Nöronlar” adı verilen mikroskobik hücrelere bağlıdır. Aslına bakılırsa onlar, yüz milyardan fazladır! Bu, beyin ve beden arasındaki mesajların geriye ve ileriye doğru akmasına geçit verir. Her bir nöron, diğer nöronlara bağlanmamıza izin veren minik bir kola sahiptir. Bir şeyler öğrenmeye başladığınızda, elektriksel mesajlar bir nörondan bir diğerine defalarca seyahat ederler. En sonunda beyin, nöronlar arasında bağlantılar veya yollar oluşturmaya başlar. Böylece, işler daha kolay hale gelir ve onları gittikçe daha iyi yapabilirsiniz. ( http://www.okyanusum.com/belgesel/ogrenen_beyin.html ) site üzerinden yazının tamamina ulaşabilirsiniz.
-
-
-
s端rd端rd端k.
-
-
-
-
Evet
SEVMEK by Ahmed Hulusi
Kişi sevdiğiyle olmak ister! Sevdiğinin hâliyle hâllenir... Sevgisi kadarıyla, onunla yaşar! Sevginin ne olduğunu tam olarak bilemediğimiz için, çoğunlukla, "beğeni" ile "sevgi"yi birbirine karıştırırız... "Beğeni", yanında "sahip olma" arzusuyla açığa çıkar! Bir nesneden hoşlandığında, beğendiğin şeye sahip olmak ve üzerinde tasarruf edebilmek arzusuyla yaşarsın... Bu tüm mahlûkatta çok yaygın bir duygudur! Kimi, beğendiğini cebine sokar; kimi beğendiğine tasma takıp yanında taşıyarak onunla hava atmak ister; kimi yakalayıp inine sürükler... Her mahlûk yaradılış fıtratına göre, beğendiği üzerinde tasarruf etmek ister. "Sevmek" ise bundan çok farklıdır... Sevince, yalnızca sevdiğin için yaşamak istersin! Yalnızca yanında olmak, yalnızca onun olmak, yalnızca onun zevk aldığıyla zevk alıp, sevmediğinden kaçmak istersin! Sevdiğin öylesine sarmıştır aklını, fikrini, ruhunu ki, her şey sana onu hatırlatır; yanında iken bile onun içinde olmak istersin!.. Yakınlık bile uzak gelir sana!.. Sen kaybolursun, sende; sevdiğin kalır yalnızca, beyninde! Onun bakışıyla bakar, onun değerlendirmesiyle değerlendirir, onun diliyle konuşmaya başlarsın! Gözün ondan başkasını görmez, kulağın ondan başkasını duymaz, elin ondan başkasına uzanmaz olur! Her an sana sahip olmasını; varlığının, tasarrufunun her an üzerinde olmasını, her an seni kucaklamasını istersin!.. Bedensel yakınlık bile, korkunç uzaklık gibi gelir sana; ve onunla tek bir beden, tek bir ruh, tek bir şuur olmayı dilersin! Sevgi, fıtratın müsait ise, sevdiğinde yok edesiye yakar seni; ve gün gelir kaşında-gözünde, yüzünde-dilinde sevdiğini görürler de, "Sen o olmuşun" derler! Beğenen sahip olmak ister... Seven ise sevdiğinde yok olur; feda eder her şeyi sevdiği uğruna! Bazılarının da sevgi kokusu sürülür üstüne; "aşığım" sanır! Ama s evdiği uğruna, fedakârlık etmeye gelince sıra, o koku siliniverir üzerinden "kopamama" sabunuyla! Parasından kopamaz... Mevkinden kopamaz... Yakınlarından kopamaz... İçinde yaşadığı ortamın güzelliklerinden kopamaz... "Etraf"tan kopamaz! ( http://www.ahmedhulusi.org/yazi/sevmek.htm ) site üzerinden yazının tamamina ulaşabilirsiniz
ş şiş
ş Eğ ş
ğ
ğ ş
ş
ğ
ğ
ş
ş
ş
şaş
ş ş ğ
ş
ş
ğ
ş
ş
ş
ş
ğ ş
ş
ğ
şiş
ğ
ğ
ş ş
ğ ş
ş
ş
ğ
ğ
ş
ğ
ğ
ş
ğ
İ
ş
ş
ğin
ş ş
ş
ş ğ
ş
ğ
ğ ş
ş
ş
Bewusstsein und Realität -I kann.
setzt wurde.
-
Kristalle.
Wunder “Wasser”
Bewusstsein und Realit채t - II
-
-
-
Geheimnis der Spiegelneuronen Warum können Menschen sich spontan verstehen, fühlen was Andere fühlen und sich intuitiv eine Vorstellung davon machen, was Andere in etwa denken? Die Erklärung dieser Phänomene liegt in den Prof. Joachim Bauer Spiegel- Nervenzellen, einer vor kurzem entdeckten neurobiologischen Sensation. Spiegelzellen unseres Gehirns versorgen uns mit intuitivem Wissen über die Absichten von Personen, deren Handlungen wir beobachten. Empathie-Netzwerke melden uns, was Menschen in unserer Nähe fühlen, und lassen uns deren Freude oder Schmerz mitempfinden. Neuronale Spiegelsysteme sind die Grundlage emotionaler Intelligenz. Sie sind die neurobiologische Basis von Empathie und sind eine der Voraussetzungen für die Fähigkeit zu lieben. Warum das so ist, lässt sich in Joachim Bauers Buch nachlesen.
Durch die Gegenwart anderer Menschen ausgelöste Resonanzreaktionen haben nicht nur psychologische, sondern auch biologische Effekte. Was wir erleben, was uns von Anderen widerfährt, beeinflusst und verändert uns. Wir verändern uns im Antlitz des Anderen. Daraus ergeben sich Fragen nach dem freien Willen und der Bewahrung unserer Identität. Joachim Bauers Buch zeigt, dass wir vielfachen Einflüssen unterliegen, dessen ungeachtet aber - auch aus neurobiologischer Sicht - sehr wohl einen freien Willen haben. Insoweit stimmen die Aussagen des Buches mit Gedanken überein, wie sie Jürgen Habermas vor einiger Zeit in seiner Kyoto-Rede geäußert hat. Spiegelphänome durchziehen die gesamte Biologie, beginnend bei der Erbsubstanz DNA mit ihrer spiegelnd angelegten Doppelstruktur bis hin zu komplexen biologischen Systemen wie dem Menschen. Biologisch angelegte Spiegelung, dies ist die Schlußfolgerung dieses Buches,
Sinn der Evolution. Spiegelungsphänomene sind von zentraler Bedeutung für die Aufnahme und Weitergabe von Wissen, denn sie bilden die neurobiologische Basis für das Gehirns vorzugsweise erfahrungsbasiertes Wissen speichern, ergeben sich daraus wichtige Hinweise Spiegelneurone sind das neuronale Format, über das Wissensbestände nicht nur zwischen Personen, sondern auch über die Generationen hinweg weitergegeben werden. Insofern ist das System der Spiegelneurone, wie Bauers Buch darlegt, eine Art Gedächtnis der Menschheit.
Ausschnitt aus dem Buch von Prof. Joachim Bauer http://www.spiegelneurone.de/
Weisheiten
Weisheiten
Die Welt wird nicht bedroht von den Menschen, die böse sind, sondern von denen, die das Böse zulassen. Albert Einstein
Glück entsteht oft durch Aufmerksamkeit in kleinen Dingen, Unglück oft durch Vernachlässigung kleiner Dinge. Wilhelm Busch
Blumen sind die schönen Worte und Hieroglyphen der Natur, mit denen sie uns andeutet, wie lieb sie uns hat. Goethe
Wenige Menschen denken, und doch wollen alle entscheiden. Friedrich II. der Große
Auch aus Steinen, die dir in den Weg gelegt werden, kannst du etwas Schönes bauen. Erich Kästner
Es gehört oft mehr Mut dazu, seine Meinung zu ändern, als ihr treu zu bleiben. Friedrich Hebbel
„Wo Menschen angebetet werden, ist es gut, sich zu entfernen.“ Günther Weisenborn
Jeder möchte die Welt verbessern und jeder könnte es auch, wenn er nur bei sich selber anfangen wollte. Karl Heinrich Waggerl
Wer glaubt, etwas zu sein, hat aufgehört, etwas zu werden. Philip Rosenthal
Wenn man Liebe nicht bedingungslos geben und nehmen kann, ist es keine Liebe, sondern ein Handel. Emma Goldman
Man muss die Zukunft abwarten und die Gegenwart genießen oder ertragen. Wilhelm von Humboldt
Weisheiten
Weisheiten
Einsteins
Gehirn war etwas anders aufgebaut... Bemerkenswerte Ergebnisse hat ein Vergleich der Struktur von Albert Einsteins Gehirn mit dem von 85 anderen Personen gezeigt. Laut Angaben eines Teams um die Anthropologin Dean Falk von der Florida State University habe das Hirn des Nobelpreisträgers und Schöpfers der Relativitätstheorie zwar die gleiche Größe und Form wie andere, bestimmte Gehirnregionen seien aber anders aufgebaut, so die Forscher. Bei ihren Untersuchungen stützten sich die Wissenschaftler auf Fotos (Bild), die der obduzierende Arzt, der Princeton- Pathologe Thomas Harvey, im April 1955 nach Einsteins Tod von dessen Gehirn angefertigt hatte. Die Aufnahmen enthüllen laut Angaben der Forscher, dass das Hirn des Physikgenies, das mit einem Gewicht von 1.230 Gramm von nur durchschnittlicher Größe war, mehr Falten hat als andere. Auch der präfrontale Cortex , ein Teil der Gehirnrinde, der für Planung, abstraktes Denken, Fokussierung von Aufmerksamkeit und Beharrlichkeit bei der Lösung von Problemen zuständig ist, sei ungewöhnlich groß, berichten die Wissenschaftler im Fachjournal "Brain". Bei der Analyse der Fotos fanden Falk und Team zudem heraus, dass die Regionen in der linken Gehirnhälfte zur Sinneswahrnehmung und motorischen Kontrolle des Gesichts größer sind als normal. Auch jener Bereich, der diesen Teil des Gehirns mit der linken Hand verbindet, ist vergrößert. Eine Tatsache, die den Forschern zufolge möglicherweise dazu beigetragen hat, dass der Physiker auch ein recht begabter Geigenspieler war. Unklar bleibt, ob Einsteins Gehirn von Geburt an außergewöhnlich war oder ob seine jahrelange Beschäftigung mit Physik es zu etwas Besonderem machte. Falk glaubt, dass beide Faktoren eine Rolle spielten. "Es war sowohl Natur als auch Erziehung", sagte sie. "Er wurde mit einem sehr guten Gehirn geboren und er hatte die Art von Erfahrungen, die ihm erlaubten, das Potenzial zu entwickeln, das er schlussendlich hatte."
http://www.krone.at/Wissen/US-Studie_Einsteins_Gehirn_war_etwas_anders_aufgebaut-Struktur_verglichen-Story-341546
Goethe im Alter
Ursula Homann In seiner Jugend hatte Goethe, wie wir gesehen haben, zwischen einem dichterisch verhüllten Patheismus und einem "Christentum zu seinem Privatgebrauch" gestanden und sich nach den ersten Weimarer Jahren zu einem ethischen Humanismus bekannt, der Natur und Antike einschloss. Im Alter glaubte er, immer mehr "bei den mannigfaltigen Richtungen seines Wesens, nicht an einer Denkweise genug haben" zu können.Im Jahr 1812 dichtete Goethe: "Was wär ein Gott, der nur von außen stieße, / Im Kreis das All am Finger laufen ließe! / Ihm ziemt's, die Welt im Innern zu bewegen, / Natur in Sich, Sich in Natur zu hegen, / So dass, was in Ihm lebt und webt und ist, / Nie Seine Kraft, nie Seinen Geist vermisst." Im lebendigen Wirken der Natur ist mithin der tätige Gott anwesend. Er ist kein jenseitiges Wesen, das die Natur einmal geschaffen und sich selbst überlassen hat sondern realisiert sich beständig in ihr.
Zugleich greift Goethe hier mehr oder weniger den Gedanken auf, den Kants berühmter Satz vom "bestirnten Himmel über mir und moralischem Gesetz in mir" ausgesprochen hatte. Ansonsten aber hatte Goethe zu Kant ein gespaltenes Verhältnis, weil es ihn irritierte, wie Kant der Anschauung, den vertrauensvoll der Natur geöffneten Sinnen den Prozess gemacht hat. Der Göttlichkeit des Alls entspricht, laut Goethe, ein inneres Universum, und da auch im Menschen Göttliches wirkt, ist es sinnvoll, dass die Völker dem Besten dieses Universums den Namen Gott verleihen. Ein Pluralismus der Toleranz zeichnet sich ab, wo jeder das verehren und göttlich nennen darf, was ihm wertvoll erscheint. Gott aber ist an das ethische Verhalten des Menschen gebunden, andernfalls wäre Gott in der Natur allein und könnte als solcher gar nicht begriffen werden. Goethe hat, laut Conrady, keine zusammenhängende Darstellung seiner Welt-, Lebens- und Zeitanschauung aus der Sicht des Alters vorgelegt. Deutlich zeichnen sich jedoch in Aufsätzen, Gesprächen und Briefen auf verschiedenen Gebieten gewisse Konstanten ab, die von früher gewonnenen und in langen Jahren angeeigneten Erkenntnissen gestützt werden. Die Grundüberzeugungen, die seine 'weltanschaulichen Gedichte' aussprachen und die die Basis seiner Naturforschung bildeten, behielten selbstverständlich ihre Gültigkeit. Wie Leibniz nahm auch Goethe in der überall lebendigen Natur unzählige selbständige Einzelwesen an, die kraft ihrer Entelechie, zusammengebunden als Glieder einer universellen Harmonie, dem in ihnen an gelegten Lebensziel entgegenstreben; auch im Mikrokosmos wirken die Gesetze, die im Makrokosmos herrschen. In seinen letzten Lebensjahrzehnten näherte er sich den Ursprüngen des Christentums, des Judentums, des Islam, des Parsismus und mit Einschränkungen auch denen des Hinduismus. Erst die Summe der Weltreligionen schufen für Goethe die moderne akzeptable "Metaphysik des Glaubens".
What is Islam? It's certainly not a social or political regime. So what exactly is it? Islam has been revealed to us for a purpose: for man to identify himself according to the mechanics of existence and the universe, and for man to unveil the prime attributes from his true essence. The holographic reality states that all that is present throughout the Universe also exists within the human mind. Islam provides the realization that the path for man to reach his creator is through his own mind... Islam provides you with the system and mechanics to reach your creator, to unleash the true potential within. Islam was revealed to you, FOR you.
Existing translations of the Quran do not reflect its true essence nor its core thought process! Such translations base their premise on the fundamentals of a God beyond, and depict the Purveyor of the word of Allah as a 'messenger' mandated to spread God's message to humanity. Oneness means there is only Allah and nothing else. It does NOT mean that Allah is the only God. To separate Allah from the cosmos, people and other beings is defined in the Quran as Polytheism. The Quran emphasizes that all that is perceived and all that is beyond perception exists within the names of Allah. The Quran demonstrates time and time again that we cannot attain all that is referred to by the names of Allah by praying towards the skies. We must turn within, to our depth, our essence!
http://www.ahmedhulusi.org/en/
-
-
-
-
http://www.ahmedhulusi.org/de