Büyüteç tasarim gazetesi

Page 1

İNSTAGRAM GERÇEK BİR FOTOĞRAF MAKİNESİ OLUYOR

Etkinlik Ajandasında Bu ay neler var ?

Sosyal medyanın en popüler uygulamalarından biri olan instagram,günlük kullanabileceğimiz bir fotoğraf makinesi olarak karşımızda. sayfa5

büyüte

tasarıma yakınlasıyoruz!

TASARIM ÖĞRENCİSİNİN OTOPSİSİ

Evrimleşen tasarım öğrencisi..

Evrimleşen tasarım öğrencilerinin içini açtık inceledik.Tasarım eğitiminin getirileri götürüleri insan beyninde oluşturduğu farklılıklar,odak noktasındaki değişimin haritası,gözle görülür şekildeki fizyololjik ve anatomik çöküntünün sebepleri sayfa6-7

KALİTELİ VE ÇEVRECİ FREITAG Yağmurlu bir gün, Zürih’te yaşayan Daniel ve Markus Freitag kardeşler evlerinin önünden geçmekte olan karayolundaki tırların rengarenk brandalarına iştahla bakmaktadır.Akıllarına yenilikçi ve heyecan verici bir fikir gelir; eskimiş tır brandalarından geri dönüşümlü sayfa2-3 çantalar üretmek...

BANYONUN EVRİMİ Tarihin ilklerinde atalarımız temizlik için gösterdikleri hassasiyeti bir kültürel birikim olarak bizlere miras bırakmışlardır. Kültürümüzü alarak bizleri geride bırakan çağdaş dünya milletleri bu banyo kültürünü geliştirmiş ve endüstriyel yenilikleri banyolara çeşitli şekilde yansıtmışlardır... sayfa12-13

01

sayfa7

haziran 15 / Ücretsizdir Röportajlar__

BİLAL KABAKLI

Kariyerinde bu noktaya gelişinin şans eseri olduğunu belirten Bilal Kabaklı; yeni fikirlere hayat vererek tüm tecrübeyi tasarlıyor. sayfa10

EFE NAİLOĞLU

Algida’ya, Ülker’e, Danone’ye ve daha pek çok markaya ürünler tasarlamış, hem genç hem de başarılı bir tasarımcı olan Efe Nailoğlu'na merak ettiklerimizi sorduk. sayfa4-5

AFİŞLER İLE DİRENİŞ

ÖĞRENCİLERE BİR ŞEYLER OLUYOR

?

sayfa14-15

Tasarım öğrencileri bir araya gelerek ‘iyileştirme’ peşinde. Türk tasarımının ve tasarım eğitiminin daha iyi yerlere gelmesi için öğrenci amatörlüğüyle çalışmalar yürütülmekte.Yoksa ‘Tasarımcı’ değerinin farkına varılabilmesi için ellerinden geleni yapmaya hazır yeni bir nesil mi geliyor ? sayfa 6 sayfa 6

Köşe Yazısı OSMAN ŞİŞMAN


02 FREITAG

İsviçre’nin en büyük şehri Zürih; yılın 127 günü yağmurlu,bisikletle ulaşımı sağlayan ve bütün bir gününü çantasında taşıyan insanlar için bu tam bir kabus. Kıyafetleri ve çantaları ıslanmakta... 93 yılında grafik tasarımcı kardeşler Daniel ve Marcus Freitag evlerinin önünden geçmekte olan karayolundaki tırların rengarenk brandalarına iştahla bakmaktalar. Akıllarında yenilikçi ve heyecan verici bir fikir, eskimiş kamyon brandalarından geri dönüşümlü çantalar üretmek...

Kullanım süresini doldurmuş bırandalardan ‘’tasarım çantalar ve aksesuarlar’’

Freitag kardeşleri

İlk Freitag atölyesi

İlk Freitag ambalajı

İlk çantayı kendi imkanları ile üreten bu iki kardeşin daha sonra şansları yaver gider.İşlerini gittikçe büyütme fırsatı bularak 130’dan fazla çalışana sahip olan bir atölyeye dönüştürürler. Bu işletme, bugün dünya çapında yüzlerce mağazası bulunan bir marka haline gelmiş durumda... Çantaların ana malzemesi eskimiş kamyon brandasından,kenar bordürleri patlamış bisiklet lastiğinin iç tüpünden ve de askıları yine eski arabaların emniyet kemerlerinden üretilmekte.

Başlangıçta insanı şaşkına çeviren bu malzemelerle üretilen çantalar ve aksesuarlar üretimin her aşamasında geri dönüşümün gerekliliklerini yerine getirmekte.Paketleme ve sergilemede de yenilikçi yaklaşımlar üretmekten geri durmayan freitag heryıl 390 ton yıpranmış tır brandası, 36.000 bisiklet patlamış iç lastiği, 22.000 emniyet kemerini tekrar kullanıma katıyor. Zürih’in yağmur suları da brandaların temizlenmesi için kullanılmakta.


KULLANICIYA SÖZ HAKKI TANIYAN TASARIMLAR Her Freitag ürünü orjinal,farklı marka ve bordürlerdeki brandalardan yapılmakta.Her tentenin kendi hikayesi,kendi görünümü ve kendi kullanım durumu var.Ayrıca her çanta Zürihte elle kesilmiş bireysel,renge göre seçilmiş brandalardan tasarlanıyor. Bu özelliklerinin yanısıra tasarımda kullanıcıya söz hakkı tanımakta. Kullanıcılar online mağaza üzerinden modeli, brandanın dilediği yerinden ürettirebilmekte.z

Sağda Markus Freitag _ Solda Daniel Freitag

Daniel Freitag grafik tasarımcısı ve yaratıcı yazar. Kendini çanta üreticisi olarak tanımlamakta. Kurucu olarak rolü; firmanın bakış açısını güncellemek. Markus Freitag fikiri bulan ve brandaları geri kazandıran kişi aynı zamanda kardeşi gibi bir grafik tasarımcı. 93 yılından beri marka ve firma yöneticisi olarak çalışmakta.

Freitag çantaları

Freitag brandaları

03

Freitag üretimi


04

EFE NAİLOĞLU’nun tasarım yolculuğu... Algida’ya, Ülker’e, Danone’ye ve daha pek çok markaya ürünler tasarlamış, hem genç hem de başarılı bir tasarımcı olan Efe Nailoğlu’na merak ettiklerimizi sorduk.

1_ Tasarıma olan merakınız nasıl başladı?

2__ICM’de tasarım departmanının başına gelene kadar yaşadığınız gelişim sürecinizi, süreçteki zorluklarla birlikte deneyimlerinizi genç tasarımcı adayları için biraz anlatır mısınız? Sondan başlayarak cevaplayayım. Yaptığımız işin tasarımdan ürüne dönüşerek kullanıcısıyla bulaşması için bu tasarımın üretilmesi gerekiyor. Genç arkadaşlar en çokta burada zorlanıyorlar. Gerçek hayatta, okuldan farklı olarak para öğesi karşılarına çıkıyor. Yaratıcılıklarını köreltmeden, maliyetleri ve üretim detaylarını da göz önünde bulundurarak tasarımlarını yapmaları gerekiyor. Özgün, ihtiyaca cevap veren, uygun maliyetli, kolay üretilebilen

vb. kriterleri çoğaltmak mümkün. Bunların hepsi doğru tasarımın olmazsa olmazları. İşimiz çok zor. Tasarımcı olmanın yolu çok yerde staj yapmak, çok deneyim yaşamak, meraklı ve istekli olmaktan geçiyor. Bunlara bir de, bakış açılarını arttırmak için, kısada olsa yurtdışı ziyaretlerini eklemek gerekiyor. Bugünlerde bunun için kimsenin mazeretinin olmadığını düşünüyorum. Hem okul değişim programları hem de ulaşım firmalarının çok uygun kampanyaları oluyor. 3__Design Turkey Ödüllü Algida Çöp kesenizle dikkatleri üzerinize çektiniz. Bizim merak ettiğimiz ise görülmeyenler, tasarım ve üretim sürecinde sizi en çok zorlayan noktalardan bize biraz bahseder misiniz?

-Aslında eczacı bir ailem olduğu için ilaçların içinde büyüdüm diyebilirim. Herkes eczacı olacağım gözüyle bakıyordu. Lisede de fen bölümünde okudum. Lisenin son yıllarında çokta mutlu olmadığımı hissettim ve arayışlara başladım. Kendimi bildim bileli güzel sanatlara karşı ilgim ve merakım vardı. Birde içten gelen yaratıcılık dürtüsü diyebilirim. Yaptığım basit bir işte bile kendi yorumumu katmayı sevmişidir. Bölümleri daha detaylı incelemeye ve tam olarak ne yaptıklarını

anlamaya çalıştım. Bununla ilgili araştırmalar ve biriktirmelere başladım. Zaman içerisinde bu renkli dünyanın içinde olmanın bana çok heyecan verdiğini hissettim. Baktığım zaman en dikkatimi çeken ve bana en zor görünen bölüm olan endüstriyel ürün tasarımı bölümüne girmeyi kafama koydum. Hazırlıklarımı buna yönelik yaparak ilk hedefime ulaştım diyebiliriz.

-Kısaca Çöp Kesesinin ortaya çıkışından bahsetmek isterim. Algida market ve bakkalların önünde duran, Şemsiye ve dondurma dolaplarına eşlik eden çöp kovalarını yeni bir tasarımla değiştirmek istediklerini söyledi. Mevcut kovalarını hiç bir şekilde dolaplarının önünde durduramadıklarını, hatta çiçeklik, bariyer gibi farklı amaçlarda kullanımların sıkça yaşandığından yakındılar. Ben de bunun üzerine, ayakta durmayan bir obje, istenmeyen bir yerde ve biçimde de duramaz mantığından hareketle, sırtı ‘’ V’’ şeklinde aşağı doğru daralan zemini yarım küre şeklinde, sadece dondurma dolaplarının iki köşesinde mıknatıslarıyla ayakta duran Çöp Kesesi’ni tasarladım. Tasarımdan ürüne geçiş yaklaşık

sekiz aylık bir süreçti. Bu süre zarfında, kovaların kolay nakliye edilmesi için iç içe geçmesi, mıknatısın çöp döküleceği zaman rahatça kendini bırakması, müşterinin ayağı çarptığı zaman ise sıkı sıkı dolabı tutması gerekliliği gibi bir çok detay çözümü ve denemeler yapıldı. Ama sonuç herkesi mutlu etti. Yorulduğumuza değdi diyebilirim.


design turkey ödüllü çöp keseş ve eskiz çizimleri

4-Şans faktörüne inanıyor musunuz?

5_ Her projenizde ustaca çözülmüs detaylar görüyoruz. Özellikle Algida için yapmış olduğunuz dondurma çubuklarında hem fonksiyonellik hem de eğlence bir arda kullanılmıs, biraz bu proje süreçlerinden bahsedeli mi? -Algida Max dondurmalarıyla birlikte, çocuk gelişimini destekleyecek, birbirleriyle veya tek başına oynayabilecekleri, değiş tokuş yapabi-

lecekleri bir oyuncak vermek istediklerini söyledi.Soğuk zincir ve gıda ürünü olduğu için oyuncağı ürünün içine veya dışına en-tegre etmek çok

zor.Bunun üzerine mevcut çubukla neler yapabileceğimi düşündüm. Ve, (topaç, uçan taso vb.) dönüşen dondurma çubukları tasarlama fikri oluşmuş oldu. Dört yaz, farklı versiyonlarla çocuklarla buluştuk. Oyuncaklarım hem çocukların hem de yüzde kırka yakın satış artışı elde eden Algida’nın yüzünü güldürdük. Konu çocuklar olunca detaylar daha kritik bir hale geliyor. Oyuncağın zararlı kimyasallar içermemesi, boğulmaya sebebiyet vermemesi, batma - kesme ihtimalinin olmaması gibi konular da göz önüne alınarak birçok detay çözümü ve denemeler yapılarak en optimum tasarıma ulaşıldı.

6__Yaptığınız projelerden feyz alarak çocuklarla iyi anlastığınız fikrine kapıldık,onların hayal dünyasına girip, bir şeyler bulmayı ve ürün tasarımı yapmayı nasıl değerlendiriyorsunuz? -Çocuklarla ve oyuncaklarla diyaloğum çok iyidir. Hala oyuncak oynayan ve toplayan birisiyim. Günlük hayatımızda olduğu gibi tasarımda da empati çok önemli. Yaptığımız ürünü kullanacak engelli bir kişi, bir iş adamı veya bir sporcu olabilir.Süreci onların gözünden yaşayarak tasarımımızı yapmamız gerek. Tabi konu çocuklar olunca bu benim için eğlenceli ve zevkli bir hal alıyor.

7__Son olarak, Türkiye’deki tasarım yarışmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

-Yarışma mekanizması bir sektörün gelişmesine katkı veren en önemli unsurlardan biridir. Sektörü güçlendirir, zteşvik eder, kaliteyi arttırır. Türkiye’de endüstriyel tasarım yarışmaları yavaş yavaş ses getirmeye başladı. Fakat kurgusal anlamada taşlar tam yerine oturuyor diyemeyiz. Her şey de olduğu gibi zamana ve tecrübeye ihtiyaç var. Her geçen yıl daha iyi hale geleceğini düşünüyorum. Geçtiğimiz aylarda tanzim, teşhir ünite tasarımı alanının Oskarları olarak kabul edilen, Dünyada 50 yılı aşkın süredir, Coca Cola, P&G, Unilever gibi üyeleri olan bir global dernek POPAI tarafından verilen, Türkiye’de 4.’sü düzenlenen OMA Awards ( Outstanding Merchandising Achievement) Satış Noktasında Tasarım Ödüllerinde Jüri üyesi olarak katkı vermeye çalıştım.

05

-Şans tabi ki çok önemli bir artı. Fakat her zaman şansla kazanamazsınız. Şansınızın olmadığı zamanlarda da galip gelmek için bilgi, tecrübe, gözlem gibi diğer faktörleri sürekli beslemek gerekir. Bizim işimiz olumlu-olumsuz süprizlerle dolu. Hepsine hazırlıklı olmak için kendimizi her anlamada çok iyi donatmamız ve günceli takip etmemiz gerekiyor.


06

Yurdumuzda Önemini Koruyan Bir Temsil Yöntemi ‘Teknik çizim’ Avrupa’daki pek çok tasarım okulunda kullanımı asgariye indilirse de yurdumuzda önemini koruyan bir temsil yöntemi, teknik çizim. Tasarım öğrencileri onu en ince ayrıntısına kadar bilmeli; zira yaptıkları işi üretim kompleksinin diline tercüme edebilecekleri tek kanal o gibi görünüyor. Tasarım eğitiminde branşlaşma ve ara eleman yetiştirilmesi gibi durumlar henüz ufukta görünmediğinden,

teknik çizim başka birinin eline bırakılmayacak denli önemli. Teknik çizim olacak ki ( hatta en baştan itibaren tasarım sürecine dahil olacak ki) bir nesnenin üretilebilip üretilemeyeceği, bağlantıların, ek yerlerinin vs mümkün olup olmayacağını bilirsin. Zira, render alınmış tertemiz imajlar kim ayrıntıları, hataları mantıksızlıkları gizleyebiliyor küçük müdahelelerde. Okulda ve sanayide stüdyo hocalarının, mühendislerin, işçilerin ve pek tabii ki makinelerin bu kadar sevdikleri teknik çizim, neden kullanıcının görüşüne sunulmuyor peki? Moleskine ‘in katkısıyla yayınlanan ve prömiyeri (!) Milano’ da Salone del Mobile 2010’da yapılan Hand of Designer’da olduğu gibi, tasarımcının önüne geçilmez yaratıcılığının ürünü serseri eskizler kitaplaştırıyor, çarşaf çarşaf yayınlanıyor da

teknik çizim çok mu sıkıcı geliyor? Tasarım sürecinin ve teknolojik üstünlüğün pazarlanması sürecine katkı sunacağı düşünülüyorsa, teknik çizimleri reklamlarda birkaç saniyeliğine görüyoruz.-onları da anime ve estetize edilmiş halde. Karmaşık yazılımların ürünü üç boyutlu sanal modeller, gerçek ürünün fotoğrafmışçasına reklam görsellerinde arz-ı endam ediyorlar da teknik çizimin kabahati ne? Herhalde, aslında sımsıkı saklanması, örtülmesi gereken üretim anının pornografik fotoğraflarını veriyor olması.

XXI Dergisi sayı 117 alıntısıdır

ÖĞRENCİLERE NELER OLUYOR ? Tetöp Genel Kurulu

Türkiye'de son yıllarda tasarım öğrencilerinin birlik olma isteği dikkat çekecek oranda artmakta.Oluşturulan tasarım toplulukları düzenledikleri seminerlerle eğitimlerle ve workshoplarla ismini duyurmaya başladı. Tasarım öğrencileri okullarında aldıkları eğitimlerin yanı sıra , etkinliklerle deneyimledikleri süreçlerin keyfini çıkarıyor. Tasarım topluluklarından en çok ismini dyuran; Türkiye'deki tüm endüstriyel tasarım öğrencilerini bir araya getirmeyi amaçlayan TETÖP. Açılımı ,Endüstriyel tasarım öğrencileri platformu olan topluluk ; kurulduğu 2009 yılından bu yana çok hızlı bir yükselişte. Hiçbir

organik kurum ya da kuruluşa bağlı olmayarak çalışan TETÖP; yıllardır süregelen okul,ekol,şehir ayrımcılığını da ortadan kaldırıp tüm endüstriyel tasarım öğrencilerinin sesi olma niyetinde. 2000i aşkın üyesiyle beraber,4 yılda yirmiye yakın etkinlik düzenledi. Konsept projeler,ETMK,İzmir Büyükşehir Belediyesi, Eskişehir Tepebaşı Belediyesi, AKUT, Vefa Grup ,TMMOB Mimarlar Odası,Ankara Sanayi Odası,TEI daha önce İstanbul, Ankara , İzmir ve Eskişehir'de paydaşlık yaptıkları kurumlardan bazıları. Düzenlenen bu etkinliklerde farklı okullardan ve farklı disiplinlerden katılımcılarla beraber çalışarak süreç yönetimi konusunda tecrübe

kazanılmış oluyor. Alınan eğitimlerin farklılıklarından bir bütün oluşturularak güzel projelere imza atılıyor. Ortaya çıkan başarılı sonuçlar,yeni etkinlik oluşturmak için güzel bir motivasyon kaynağı oluşturuyor. Öğrenciler heyecanla yeni sezonda oluşturulacak etkinlikleri bekliyor. TETÖP dışında ; Anadolu Üniversitesi , İzmir Ekonomi Üniversitesi,ODTÜ, Gazi ve Kadir Has Üniversitesi'nin tasarım toplulukları aktif etkinlik düzenleyen ve etkinlikleri heyecanla beklenen öğrenci kulüpleri arasında. TETÖP, etkinlik düzenlemenin yanı sıra, mesleki bilinirliğimizi arttırmak, Türk Sanayisine katabileceğimiz değerleri

duyurmak, Türk tasarımının ve Tasarım eğitiminin daha iyi yerlre gelebilmesi için çalışmalar yürütmekte. Ülkemizdeki "TasarımTasarımcı" değerinin farkına varılması için TETÖP ve TETÖP gibi ailelerin genişlemesi dileğindeyim.


Sosyal medyanın en popüler uygulamalarından biri olan instagram, günlük kullanabileceğimiz bir fotoğraf makinesi olarak karşımızda. Projenin konsepti; uygulamanın facebook tarafından satın alınmasının ardından ‘ instagram gerçek bir fotoğraf makinesi olsaydı’ düşüncesiyle oluşturuldu. ‘İnstagram socialmatic’ adlı proje, tasarım açısından instagram logosuyla aynı olup ayrıca farklı versiyonlarıyla da dış görünüşte çeşitlilikler sunacak gibi gözüküyor. Antonio De Rose ‘adr studios’ tarafından tasarlanan ‘instagram socialmatic’de, birçok özellik bir arada. Filtrelenen fotoğrafları, sosyal medyada dilediğimiz gibi paylaşma imkanı sunarken aynı zamanda polaroid özelliğiyle anında baskı almamızı sağlıyor. Üzerinde kullanıcı adı ve QR

07

İnstagram gerçek bir fotograf makinası oluyor!

koduyla birlikte basılan fotoğraflar, diğer kullanıcıların sizi kolayca bulmasını sağlarken, socialmatic’in yapışkanlı kağıtlara çıktı alabilme özelliği sayesinde, kullanıcılar gerçek hayatta da fotoğraflar paylaşıp üstüne duygu ve hislerini yazabiliyor. İnstagram socialmatic, WiFi veya WiFi + 3G özelliklerinde ve 16GB veya 32GB kapasitelerinde piyasaya sunulacak. 4:3 Dokunmatik ekran boyutu, Optik Zum, LED Flaş, SD Kart desteği, GPS ve Bluetooth özellikleri ile tam donanımlı şekilde üretilmesi bekleniyor. Gerçek dünya ile sanal dünyayı birbirine bağlayacak bir köprü olarak görülen socialmatic’in hayata geçirilmesiyle ilgili tasarımcısı De Rose’ la yapılan görüşmelerde; projenin uygulanma safhasında teknik özellerin geliştirilip değiştirilebileceği belirtilmiş ve İnstagram socialmatic’in herkesin ulaşabileceği bir kamera olacağı vurgulanmıştır. Hala konsept aşamasında olan projenin 2014 yılının başlarında hayata geçirilmesi ve Amerika satış fiyatının $350 - $400 civarında olması planlanıyor.


TASARIM

ÖGRENCISININ

OTOPSISI

Tasarım bölümlerine girdikten sonra evrimleşmeye başlayan öğrencilerde belirgin değişmeler saptadık. Tasarım öğrencilerinin gözünden geçirdikleri evrimi incelediğimizde fiziksel ve algısal farklılıkları sizin için yorumladık.

SAÇLAR Başlangıçta ahenk ile dalgalanan saçlar bir süre sonra düşünme eyleminin yoğunlaşması ve sabahlamaların sıklaşması nedeni ile canlılığını yitirir. Yorgun olan beyin kendine en yakın kaynaktan besin çalmaktadır.Saçlar günden güne kurur, seyrekleşir ve keçeleşme sürecine adım atar.Taranmaya,yıkanmaya vakit yoktur.Daha sonra kendine has bu şekli alır.Didikli entas saçı haline dönüşüm tamamlanmıştır.Arasına artık rahatlıkla kalemler sokulabilmektedir.Artık saçlar da bir amaca hizmet eder...kalemlik.

Verilen ödevlere malzeme aramaya çalışmaları şehirdeki bütün nalburların arkadaşlığı ile son bulur.En sevdiği nalbur teyze/amca ile kendini keyifli bir sohbet içinde bulan minik tasarımcı adayı,bölümün son dedikodularını, daha sonra verilecek ödevin haberini, kimin önce gelip bütün malzemeyi topladığını nalbur teyzeden öğrenir. Yeni çıkan çivi modellerine ‘ay bunlar ne kadar güzelmiş, ay bunlarda çok güzel’ diyerek yaklaşır. Bir kere güzellik algısı değişim göstermiştir.Dönüşü yoktur bu işin! İşte o zaman anlarki minik tasarım öğrencisi bir daha asla normale dönemeyecektir.

Nalbur dostluğu gel zaman git zaman atölyelere dek uzanır.3.sınıfa geçen tasarımcı adayı artık sanayilerde,fabrikalarda çeşitli üretimhanelerde ustalarla şakalaşırken bulur kendini.Artık en iyi dostu ustalardır. Bu dostluk ürünün usta tarafından sabote edilmeye çalışması ile bile son bulmaz...


hazırlayan: elif ımut -- özgü nida gülümser

ÖNCE KOPAR, SONRA AJANDANA SIKISTIR !! Etkinlikleri sakın kaçırma!!

BEYIN

Sağlıklı düşünme yetisini kaybeden beyin heryerde birleşme detayları görmeye başlar.Karşısına çıkan nesneleri otomatik olarak sınıflara ayırır.Akışkan formlara sahip olanalar, köşeli formlar,sert formlar.Üzgün küpler,sevimli küpler,sinirli küpler... İlk yıl halüsinasyon yılı olarak tanımlanır.Heryerde 3 mmlik karton şeritler uçuşur,hayat artık grinin 3 tonundan ibarettir.Karşısına çıkan herşeyi sorgulamaya çalışır,fark etmeden objelerin kökenine yolculuk yapar.Kahvaltı masasında bile bu ekmek ne olmak ister,bu kağıt ne olmak ister, sevgili masa ne olmak istersin acaba?...gibi sorlarla karşılaşır.Sonunda Allahım peki benim bu halim ne olacak sorusu yanıtsız kalmaktadır.

GÖZ

Bu gözler ah neler görür tasarım bana göre değil özledim ah kaygısız günlerimi özledim.Gözler bu yorucu süreçte en çok yıpranan organdır.Ne gelirse gözlerin başına gelir ki zira 0,75 olan gözlük numaraları 4 yılın sonunda 3.5 4 numaraya yükselmiştir.Artık dünya tasarım öğrencisi için kavanoz diplidir. Göz yorgunluğu,göz kuruması... gibi sorunlarla karşılaşmak artık bir tık kadar uzağındandır.Sabaha kadar dayanan gözler,tepkisini kızarıp morarak,şaşılaşarak ve silgi tozlarının kıpırdadığını düşünmeni sağlayıp uykuya götürmeye çalışarak tuzaklar kurar. Bir süre sonra minik tasarım öğrencisi cetvel kullanma ihtiyacı hissetmemeye başlar, ki zaten cetveli gözleridir.Milimetrelik değişimleri hemen fark edebilmektedir.

eller

İlk yıllarda oluşan yaralanmaların izlerini hala üzerinde taşımaktadır.Sıcak silikon damlamasından kaynaklı yanık izleri,hızlı yapıştırıcının 2 sn’de yapıştırdığı parmakların bir daha asla ayrılmayışından dolayı bir hayli kalın tek bir parmak ve bir elde 4 parmak,çeşitli kesikler, yaralanmaların izleri, maket bıçağının kemiğe dayanma vakası... Bir insan görürseniz elinde kesik dolu sakın kendine faça atmış sanmayın, tasarım öğrencisi olabilir.O da bir tasarım kazasıdır.

Tempelhoftaki uğultu artık uçak seslerinin değil, tasarım severlerin...Berlin Tasarım Festivali son 5 yılda 30’dan fazla ülkeden 500’i aşkın tasarımcının bulunduğu atölyelerin, seminerlerin, sergilerin gerçekleştiği dünyanın önde gelen tasarım etkinliklerinden biri haline geldi. Günlük,aylık ve yıllık anlamına gelen DMY ismi çerçevesinde tüm süreçlerde tasarımcılarına vitrinlerde yer verir. Tarih : 5-9 Haziran www.dmy-berlin.com

AGORAFOBİ Eski Yunancada “topluluk/meclis” veya “toplanma yeri” anlamlarına gelen “agora” , kentin kamusal mekânları için bir metafor olarak düşünüldüğünde her iki çağrışımı birden barındırır.Sembolik olarak ifade özgürlüğünden veya toplumsal hareketten duyulan korkuyu tanımlar. Agorafobiyi fazlasıyla hissettiğimiz günümüzde; yolunuz Berlin’e düşerse Agorafobi TAPAS galerisinde 27 Temmuz’a kadar sizleri beliyor olacak detaylar için http: //bienal.iksv.org/tr

Dijital medyadan otomotive, sağlık sektöründen modaya kadar birçok disiplinden etkinliklerin düzenlendiği Birmingham Made Me etkinliği “Idea Birmingham” paydaşlığında gerçekleşiyor Tarih : 6 -21 Haziran http://birmingham-made-me.org

Önemli olan bakılana ne şekilde bakıldığı ve nasıl algılandığıdır. Bakanla bakılan arasındaki bu ilişkide bakış açısı önemlidir. Görme, yıllar boyunca öğrenilen bir olgudur. Bu taraflı bakışı kaldırmak için yapılacak pek bir şey yoktur. Çünkü o benimsenmiştir ve farklı görmesi neredeyse imkansızdır Çetin Pireci’nin ‘Naked Eye / Çıplak Göz sergisi 30 Haziran’a kadar Galeri Espas’ta sizlerle buluşuyor AÇILIŞ : 15 HAZİRAN 18.00 www.galeriespas.com

Beck’s Art Label Project ile Yeniden Beck’s; Yeni yetenekleri, farkını duruşuyla ifade eden sanatçıları ve bağımsız düşünceyi benimsemiş sanatseverleri etiketini yeniden tasarlamaya çağırıyor. Beck’s; özgür düşünceyi teşvik ederken, tasarımlarının raflarda hayat bulmasında öncü bir rol oynuyor Son başvuru: 1Temmuz http://www.becksartlabel.com


10

Bir ürün yöneticisi ‘Bilal Kabaklı’

muhabir : hande gül köylüoglu Ürün ve kullanıcı arasındaki psikolojik ve duygusal iletişim hakkında araştırmalar yapan ve dijital ürün tasarımında tüm tecrübeyi tasarlayan Startup Kitchen ürün yöneticisi Bilal Kabaklı’ya merak ettiklerimizi sorduk. Sizi tanımak istiyoruz.. Diplomayı aldığınız ilk günden bugüne kadar yaşadığınız süreçten bahseder misiniz? Aslında kariyerimin bugünlere gelişi biraz şans eseri oldu. Üniversiteden mezun olacağım sıralarda tek hedefim akademisyen olmaktı. Ankara’da yüksek lisansa devam edip sonrasında farklı bir yol çizmek istiyordum. Fakat son kullanıcı ile buluşacak bir şey tasarlamak, ortaya bir ürün çıkarmak fikri tüm kariyerimi değiştirdi. Üniversitede aldığım insan bilgisayar etkileşimi dersleri sayesinde henüz öğrenciyken UX tasarımcısı olarak işe başladım.

Bize Startup Kitchen’ı ve buradaki ürün yöneticisi konumunuzu biraz anlatır mısınız? Startup Kitchen, şirket içerisinde çalışan kişilerin fikir ürettiği ve sonra bu fikirleri birlikte hayata geçirdiği harika bir yer. Neredeyse her ay yeni bir projeyi hayata geçiriyoruz. Pek çoğumuz burası için evimiz diyebiliriz. Kendimize çok güzel bir çalışma ortamı hazırladık ve burada üretirken çok güzel vakit geçirmeyi öğrendik. Ürün yönetimi hakkında konuşacak olursam; çok geniş bir kavram. İki ürün yöneticisi aynı ünvana sahip olmalarına rağmen çok farklı işler yapıyor olabilir. Temelde ürün yönetimi, ürünün tüm stratejik kararlarını göz önünde bulundurarak fikirden üretime ve sonrasında da satış-pazarlamaya dokunan bir pozisyon. Ben bu disiplinlerin tümüne etki etmeyi seviyorum. Fikrin geliştirilmesi, ürünün stratejisinin çizilmesi, kullanıcı deneyiminin tasarlanması ve pazarlama hikayesinin

Hali hazırdaki ürünleri daha kullanılabilir hale getirmek için kullanıcı testleri yapıyor ve sonrasında ürünlere iyileştirme önerileri hazırlıyordum. Henüz tam bir ürün tasarlamak amacından uzaktım ve ne yazık ki Ankara’da imkanlar biraz kısıtlıydı. Bu sebeple işimden ayrılıp İstanbul’a taşınma kararı aldım. İstanbul’da her şey daha hareketli. Bir fikri canlandırmak daha kolay ve yaratıcılık kesinlikle çok daha değerli. Önce Turkcell adına pek çok projede ürün tasarımcısı olarak çalıştım. Şimdi de Startup Kitchen’ da geniş bir ekip ile pek çok yeni fikre hayat veriyoruz.

oluşturulması… Bir ürün için hepsi olmazsa olmaz. Fakat en çok sevdiğim kısım kullanıcı deneyiminin tasarlanması. Bu aşamada ürünün sevilmesi için yapılabilecek çok yaratıcı şeyler var. Startup Kitchen’da bir de ek olarak süreç ve inovasyon sorumlulukları var üzerimde. Sürece katılacak her türlü yenilik ve iyileştirmeden, problemlerin çözülmesinden sorumluyum.

İş hayatınızda sizi en çok heyecanlandıran işlerinizden biraz bahseder misiniz? Tasarım aşamasında herkesin üzerine konuştuğu bir fikre, küçücük bir ekleme yaparak tüm gidişatı değiştirebilmek çok tatlı bir duygu. Bu yüzden yaptığım neredeyse her projede heyecanlandım. Fakat tek başıma yaptığım ilk işin yeri tabii ki ayrı. Fikri bulup ürünü tek başıma tasarlamıştım. Turkcell’in Statune isimli mobil uygulaması. Ürün başarılı olunca duyduğum mutluluğu çok iyi hatırlıyorum.

‘İstanbul’ da herşey daha hareketli bir fikri canlandırmak daha kolay ve yaratıcılık kesinlikle daha değerli.. ‘ Gelecekle ilgili planlarınızdan söz edelim mi? Kendinizi 10 yıl sonra nerede ve hangi konumda görüyorsunuz? Gelecek ile ilgili tek net planım kullanıcı sayısı milyon barajını geçen bir ürün tasarlayabilmek. Fikri bulup geliştirdiğiniz ve milyonlarca insana sunduğunuz bir ürün sanırım her tasarımcının hayalidir. Ben de böyle bir hedef koydum kendime. Eğer biraz daha uzun vadeli planlar hakkında konuşacak olursak, akademik hayat ile bir bağım olsun isterim. Bir üniversitede küçük bir odada çalışma odası, makaleler, yeni araştırma konuları ve etrafta heyecanlı insanlar… 10 yıl sonra beni en mutlu edecek şey sanıyorum bu olur.

Geçmişte yapılan DesignJam etkinliğini ve bu tür etkinlikleri nasıl değerlendiriyorsunuz? Bizleri önümüzdeki günlerde yeni bir DesignJam etkinliği bekliyor mu? Bu etkinlikler gerçekten istekli insanlarla tanışabilmek, onlara imkanlar dahilinde yardımcı olabilmek için. Eğitim sistemimiz, dijital dünyadaki değişimin hızına yaklaşamadı. Pek çok genç öğrenmeye istekli olduğu halde bilgiye erişemiyor. DesignJam’deki bir günlük emek, pek çok genç için farklı bir kariyer yolu olabilir. Bu da bizi mutlu ediyor. Biz hem ortamı, hem de etkinlik sonuçlarını çok sevdik. Bu sebeple yakın zamanda yeni etkinlikler yapacağız. 22-23 Haziran’da DesignJam İzmir olacak. Ben de konuşmacı ve mentor olarak katılacağım. Düzenlemek istediğimiz diğer etkinlik ise Antalya’da olacak. Tarihi henüz kesinleşmedi ama Eylül ayı gibi görünüyor. Bir köy kampında dalış, tırmanış, dağcılık gibi pek çok etkinlik ile birleşen sıkı bir UX eğitimi programı hazırlıyoruz. Bir haftalık programda hem çok yorulacağız hem de çok eğleneceğiz.


e D esigners Stu m ad nd ff a H

....

HAZAL BALASAR + EL F LÜTF YE ÇAKIR

11

20 12


12

G GÜNÜMÜZ

Tarihin ilklerinde atalarımız temizlik için gösterdikleri hassasiyeti bir kültürel birikim olarak bizlere miras bırakmışlardır. Temizliği imanla birleştiren bu büyük kültür, çağlar içinde dünyanın diğer toplumlarına yansımış ve bugün insanlığın temel geleneği haline gelmiştir.

Durum böyle olmakla birlikte kültürümüzü alarak bizleri geride bırakan çağdaş dünya milletleri bu kültürü geliştirmiş ve endüstriyel yeniliklerle banyolara çeşitli yardımcı ürünler keşfetmişlerdir. Çok değil, birkaç yıl öncesine kadar evin bir köşesi perdeyle ya da başka bir şeyle ayrılıp banyo ihtiyacı giderilen ülkemiz, bugün çağdaş ürünlerle tanışmış ve geliştirmiş olmakla gecikmeli de olsa sürece dahil olma gayreti içerisindedir.

İnsanlık tarihinin başlangıcından bu yana devamı için gerekli olan beden temizliği, toplumların sosyal, ekonomik ve kültürel gelişmişlik düzeylerinin en büyük göstergelerinden biri olmuş ve banyo kültürü kavramını doğurmuştur. Yıkama işlemi, kimi zaman inançlara dahi şekil vermiş ve ilginç ritüellere dönüşmüştür. Ortaçağ Avrupa’ sında yıkanmamak modaydı ve kilise de yıkanmayı yasaklayan bildirimler bulunuyordu o zamanlar yıkanmak ahlaksızlık olarak görülüyor, neden olarak ta ‘ hastalık bulaşmasını, cinsel arzuların artması, şehveti körükleyici ’ etkisinden dolayı kadınların çıplak yıkanmasını hamamlarda ve toplu alanlarda yasaklanmış olup sadece evde banyo yapmasına izin vermiştir. Avrupa‘nın yıkanmayı yasakladığı bu zamanlarda Osmanlı ve Arap mimarlarının günümüze miras bıraktığı o muhteşem çeşme, sebil ve hamamlar görülmektedir.


GEÇMIS

B K anyo

ültürü

GELECEK

Türk evlerinde genelde banyo ve tuvalet olmak üzere iki oda bulunur. Geçmiş yıllarda ve hatta günümüzde kırsal kesimdeki evlere hamamlık adı verilen, tek kişinin sığabileceği büyüklükte bölmeler bulunur. Bunlar genellikle kapıları evin odalarına açılan kabinler niteliğindedir. Büyük şehirlerdeki evlerde ise genellikle banyo ve tuvalet bir arada bulunmakta.

Bugünkü banyo mekanları ise, modern insanın dinlendiği, okuduğu, kendiyle baş başa kaldığı, ailesi ve arkadaşları ile zaman geçirdiği bir yaşam alanına dönüşmüştür. Banyolar artık rutin işlevleri yerine getiren kuytu mekanlar olmaktan çıkıyor; görkemli bir dönüş yaparak, tıpkı eskiden olduğu gibi yaşamın odak noktasına yerleşiyor. Banyo bir yaşam alanı ve gevşeme yeri olarak giderek önem kazanıyor. Bu nedenle bugün banyodan beklenenler sadece banyo yapılacak veya duş alınacak bir yer olmanın çok ötesinde.. Geleceğin kapsamlı banyoların temelinde ise bireysel ihtiyaçlar yatıyor. Banyonun, aynı zamanda aktif sağlık bakımını teşvik eden ve çok işlevli ürünlerle de maksimum konfor şu an bir yaşam alanı olması yönünde artan bir eğilim var. Bu da uzun vadede görsel çekiciliği olan yenilikçi ürün fikirlerine yönelik talep doğuruyor.

13

Osmanlı ya da Türk denince ilk akla gelenlerdir Türk hamamı. Geçmişi Romalılara kadar uzanan hamamlar, Türklerin İslamiyeti kabul etmeleri ve İslam dininin temizliğe verdiği önemle birlikte, kültürümüzde önemli bir yer edinir kendine. Türk halkı için hamama gitmek adeta bir ritüeldir. Belki de bu yüzdendir ki, hamama gitmek için bahanesi çoktur eskilerin..


14

AFİSLER İLE DİRENİS

‘ Ne zaman bir erkek, bir kadın ya da çocuk sokaklara çıksa ve insan hakları için; kaderini tayin etmek için, demokrasi için ayaklansa dünyanın geri kalanı onlara borçlanır. ’ Roger Waters. Pink Floyd


15


büyüte yayın ekibi editörl

er

özgü n ida gül ümser gizem severo ğlu

yazı işl

elif um

ut

muhab

eri müd

irler

ürü

hande gü büke ç l köylüoğlu angal

grafik

tasarım

özgü n ida gül ümser büke ç an elif um gal ut

yaratıc

ı ekip

büke ç angal elif um ut özgü n ida gül ümser hande gü gizem l köylüoğlu severo ğlu

ekibi


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.