11 Temmuz 2011

Page 1

YURTDIÞINA KAÇIRILIYOR

ÇÖZÜMÜN ADRESÝ BEDÝÜZZAMAN

BÝTKÝLERÝMÝZ ÇALINIYOR

HABERÝ SAYFA 16’DA

HABERÝ SAYFA 10’DA

GÜLEÇYÜZ DOÐU-BATI PLATFORMUNDA KONUÞTU

Y GERÇEKTEN HABER VERiR

ASYA’NIN BAHTININ MÝFTAHI, MEÞVERET VE ÞÛRÂDIR

YIL: 42

11 TEMMUZ 2011 PAZARTESÝ/ 75 Kr

SAYI: 14.863

www.yeniasya.com.tr

Deðiþmez maddelerle “sivil anayasa” olmaz PROF. DR. ÖMER ÇAHA:

Kadýnlar Kemalizm kýskacýnda u“Ke­ma­list­i­de­o­lo­ji­nin­da­yan­dý­ðý de­ðer­le­rin­bir­kýs­mý­so­ðuk­sa­vaþ­dö­ne­min­de,­bir­kýs­mý­da­ya­þa­dý­ðý­mýz bil­gi­ça­ðýn­da­ge­çer­li­li­ði­ni­yi­tir­di.­Ça­ðý­mýz­tek­ke­li­mey­le­‘in­san’­ça­ðý­dýr. Oy­sa­Ke­ma­list­i­de­o­lo­ji­ö­zün­de­‘dev­let’­i­de­o­lo­ji­si­dir.­Ke­ma­list­i­de­o­lo­ji­nin ka­dýn­la­rý­kur­tar­dý­ðý­te­zi­her­ha­lü­kâr­da­doð­ru­bir­tez­de­ðil.”

H. HÜSEYÝN KEMAL’ÝN RÖPORTAJI SAYFA 6’DA

DEÐÝÞTÝRÝLEMEZ VE DEÐÝÞTÝRÝLMESÝ TEKLÝF EDÝLEMEZ MADDELERÝN KORUNDUÐU BÝR ANAYASA HALKIN SÝVÝL ANAYASASI OLAMAZ, OLSA OLSA SÝVÝL KILIKLI BÝR DARBE ANAYASASI OLUR. O MADDELER DARBECÝLER TARAFINDAN KONULDU

ÖYLE BÝR ANAYASA GETÝRÝLÝRSE ‘HAYIR’ DÝYECEÐÝZ

u­ Ko­ca­e­li­Si­vil­A­na­ya­sa­Plat­for­mu­nun­18.­ay­ba­sýn­a­çýk­la­ma­sýn­da­“Her­kes þu­nu­i­yi­bil­me­li­dir­ki,­i­çin­de­‘de­ðiþ­ti­ril­me­si­tek­lif­da­hi­e­di­le­mez’­mad­de­ler­o­lan­ ve­ da­ha­ ön­ce­ki­ a­na­ya­sa­la­ra­ dar­be­ci­ler­ ta­ra­fýn­dan­ ko­nul­muþ­ mad­de­ler bu­lu­nan­bir­a­na­ya­sa,­as­la­ve­as­la­hal­kýn­si­vil­a­na­ya­sa­sý­ol­ma­ya­cak­týr.­Si­vil a­na­ya­sa­ký­lýf­lý­dar­be­a­na­ya­sa­sý­o­la­cak­týr”­ifadelerine­yer­verildi.

u­ A­çýk­la­ma­da­þöy­le­de­nil­di:­“Bu­ap­a­çýk­or­ta­day­ken,­sta­tü­ko­kar­þý­tý­söy­lem­le­ri­i­le­yüz­de­50­oy­a­lan­Baþ­ba­kan­ve­ye­ni­hü­kü­met,­si­vil­hal­kýn­de­ðil­de­bir grup­mi­nik­a­zýn­lý­ðýn­is­tek­le­ri­ne­uy­gun­o­la­rak,­i­çin­de­‘de­ðiþ­me­si­tek­lif­da­hi­e­di­le­me­ye­cek’­ kut­sal­la­rý­ o­lan­ bir­ a­na­ya­sa­yý­ hal­kýn­ ö­nü­ne­ si­vil­ di­ye­ ge­ti­ri­r­se, her­kes­bil­sin­ki,­bu­sü­reç­te­bu­na­HA­YIR­di­ye­ce­ðiz.”­Haberi sayfa 5’te

TARÝHÇÝ PROF. DR. CEMÝL KOÇAK:

Nutuk’un alternatifi Karabekir’in anýlarý uTa­rih­çi­ Prof.­ Dr.­ Ce­mil­ Ko­çak,­ Kâ­zým­ Ka­ra­be­kir­ Pa­þa­nýn­ ha­tý­ra­larý­nýn­ M.­ Ke­mal’in­ “Nu­tuk”u­nun­ al­ter­na­ti­fi­ ol­du­ðu­nu­ yazdý.­ Ko­çak,­Star’da­ki­ya­zý­sýn­da­“(K.­Ka­ra­be­kir­Pa­þanýn­ha­tý­ra­la­rýnda)­Me­tin,­Nu­tuk­i­le­en­a­zýn­dan­ha­cim­ba­ký­mýn­dan­ký­yas­ka­bul­e­der.­Bel­ge­ler­yö­nün­den­de­ben­zer­öl­çü­ler­de­dir.­Ka­ným­ca,­e­ðer­Nu­tuk’a­bir al­ter­na­tif­a­ra­nýr­sa,­Ka­ra­be­kir’in­a­ný­la­rý­her­ba­kým­dan­Nu­tuk’u­den­ge­le­ye­bi­le­cek­ye­gâ­ne­me­tin­dir”­de­di.­YAZISI MEDYA POLÝTÝK’TE

ÜÇ KÝÞÝYÝ KAÇIRDI. OPERASYON BAÞLADI

Okula giden her 10 çocuktan 2’si obez uHaberi sayfa 13’te

uTe­rör­ör­gü­tü­PKK­men­sup­la­rý,­Li­ce­Bin­göl­ka­ra­yo­lun­da­üç­ki­þi­yi ka­çýr­dý.­ Ön­ce­ki­ ge­ce­ sa­at­ 21.45­ sularýnda­ Lice-Bin­göl­ ka­ra­yo­lu­nun­ 65.­ ki­lo­met­re­sin­de­ki­ Zi­ya­ret­ kö­yü­ ya­kýn­la­rýn­da­ yol­ ke­se­rek kim­lik­kon­tro­lü­ya­pan­PKK’lý­lar,­bir­ast­su­bay­baþ­ça­vuþ,­bir­uz­man ça­vuþ­ve­bir­sað­lýk­me­mu­ru­nu­yan­la­rý­na­a­la­rak­u­zak­laþ­tý.­Böl­ge­de bü­yük­çap­lý­bir­o­pe­ras­yon­baþ­la­týl­dý.­Haberi sayfa 4’te

FOTOÐRAF: AA

PKK Bingöl’de yol kesti Hüzün þehri Srebrenitsa

Yýldýrým’ýn yine þekeri çýktý, yine hastaneye sevk edildi uHaberi sayfa 4’te

— Bosna’daki savaþ sýrasýnda Temmuz 1995’te 8 bin erkeðin katledildiði Srebrenitsa’da, soykýrým kurbanlarýnýn geride býraktýðý annelerin birçoðu aþýrý üzüntü ve yalnýzlýktan dolayý þimdi hastalýklarla baþbaþa kaldý. Adalet mekanizmasýnýn yavaþ iþlemesinden dolayý birçok savaþ suçlusunun serbest gezdiði ülkede, çocuklarýnýn katilleriyle göz göze gelmek istemeyen Srebrenitsalý anneler, günlerce dýþarý dahi çýkmadan yalnýz bir hayat yaþýyor. Haberi sayfa 7’de

Cârî açýk üretimle kapanýr Tahrir yine hareketli uEge Bölgesi Sanayi Odasý Yönetim Kurulu Baþkaný Ender Yorgancýlar, cârî açýk sorununun, ithal edilen ara mallarýn girdi tedarik stratejisiyle Türkiye’de üretilmesi saðlanarak ortadan kalkabileceðini kaydetti. Haberi sayfa 11’de

96 YOLCU KAYIP

Rusya’da 170 yolculu gemi battý uHaberi sayfa 7’de ISSN 13017748

uMýsýr’da muhaliflerin devrimi yeniden canlandýrmak ve Mübarek döneminden hesap sorulmasý sürecini hýzlandýrmak üzere baþlattýðý gösteriler sürüyor. Uzun süreden sonra binlerce gösterici ile sokaklara inen muhalefet, Tahrir Meydanýna büyük çadýrlar kurdu. n7’de


2

LÂHÝKA

11 TEMMUZ 2011 PAZARTESÝ

‘‘

Y

Allah’ýn âyetlerini inkâr edenler, Peygamberleri haksýz yere öldürenler, insanlardan adaleti emredenleri öldürenler var ya, onlarý elem dolu bir azap ile müjdele. Âl-i Ýmrân, 3/21

SEMA CEYHAN

Ýhlâstan sonraki en büyük kuvvetimiz

ceyhan-z@hotmail.com

Ölümü bir kez daha sevdim, Üstadým

A

[Bu mektup gayet ehemmiyetlidir.] ziz, sýddýk kardeþlerim, Bugünlerde, Kur’ân-ý Hakimin nazarýnda, imandan sonra en ziyade esas tutulan takvâ ve amel-i salih esaslarýný düþündüm. Takvâ, menhiyattan ve günahlardan içtinab etmek ve amel-i salih, emir dairesinde hareket ve hayrat kazanmaktýr. Her zaman def-i þer, celb-i nef’a râcih olmakla beraber, bu tahribat ve sefâhet ve câzibedar hevesat zamanýnda bu takvâ olan def-i mefasid ve terk-i kebair üssü’l-esas olup büyük bir rüçhaniyet kesb etmiþ. Bu zamanda tahribat ve menfî cereyan dehþetlendiði için, takvâ bu tahribata karþý en büyük esastýr. Farzlarýný yapan, kebîreleri iþlemeyen, kurtulur. Böyle kebair-i azime içinde amel-i salihin ihlâsla muvaffakiyeti pek azdýr. Hem, az bir amel-i salih, bu aðýr þerait içinde çok hükmündedir. Hem, takva içinde bir nevi amel-i salih var. Çünkü, bir haramýn terki vaciptir. Bir vacibi iþlemek, çok sünnetlere mukabil sevabý var. Takvâ, böyle zamanlarda, binler günahýn tehâcümünde bir tek içtinab, az bir amelle, yüzer günah terkinde, yüzer vacip iþlenmiþ oluyor. Bu ehemmiyetli nokta, niyetle, takvâ namýyla ve günahtan kaçýnmak kastýyla menfî ibadetten gelen ehemmiyetli âmâl-i salihadýr. Risâle-i Nur þakirtlerinin, bu zamanda en mühim vazifeleri, tahribata ve günahlara karþý takvâyý esas tutup davranmak gerektir. Madem her dakikada, þimdiki tarz-ý hayat-ý içtiâmiyede yüz günah insana karþý geliyor; elbette takvayla ve niyet-i içtinabla yüzer amel-i sâlih iþlenmiþ hükmündedir. Malûmdur ki, bir adamýn bir günde harap ettiði bir sarayý, yirmi adam, yirmi günde yapamaz ve bir adamýn tahribatýna karþý yirmi adam çalýþmak lâzým gelirken; þimdi, binler tahribatçýya mukabil, Risâle-i Nur gibi bir tamircinin bu derece mukavemeti ve tesiratý pek harikadýr. Eðer bu iki mütekabil kuvvetler bir seviyede olsaydý, onun tamirinde mu’cizevâri muvaffakiyet ve fütuhat görülecekti. Ezcümle: Hayat-ý içtimâiyeyi idâre eden en mühim esas olan hürmet ve merhamet gayet sarsýlmýþ. Bazý yerlerde, gayet elîm ve biçare ihtiyarlar, peder ve valideler hakkýnda dehþetli neticeler veriyor. Cenâb-ý Hakka þükür ki, Risâle-i Nur, bu müthiþ tahribata karþý girdiði yerlerde mukavemet ediyor, tamir ediyor. Sedd-i Zülkarneynin tahribiyle Ye’cüc ve Me’cüclerin dünyayý fesada vermesi gibi, þeriat-ý Muhammediye (asm) olan sedd-i Kur’ânî’nin tezelzülüyle ve Ye’cüc ve Me’cücden daha müthiþ olarak ahlâkta ve hayatta zulmetli bir anarþilik ve zulümlü bir dinsizlik fesada ve ifsada baþlýyor. Risâle-i Nur’un þakirtleri, böyle bir hadisede mânevî mücahedeleri, inþaallah zaman-ý Sahâbedeki gibi, az amelle, pek büyük sevap ve âmâl-i sâlihaya medar olur. Aziz kardeþlerim, Ýþte böyle bir zamanda, bu dehþetli hadisata karþý, ihlâs kuvvetinden sonra bizim en büyük kuvvetimiz, iþtirâk-i âmâl-i uhrevî düsturuyla birbirimize kalemlerle, herbirinin âmâl-i saliha defterine hasenat yazdýrdýklarý gibi; lisanlarýyla, herbirinin takvâ kalesine ve siperine kuvvet ve imdat göndermektir. Ve bilhassa fýrtýnalý tehacüme hedef olan bu fakir ve aciz kardeþinize, bu mübarek þuhur-u selâsede ve eyyâm-ý meþhurede yardýma koþmak, sizin gibi kahraman ve vefadar ve þefkatkârlarýn þe’nidir. Bütün ruhumla bu imdad-ý maneviyi sizden rica ediyorum. Ve ben dahi, iman ve sadakat þartýyla, Risâle-i Nur Talebelerini bütün duâlarýma ve mânevî kazançlarýma, yirmi dört saatte, iþtirak-i â’mâl-i uhreviye düsturuyla, bazan yüz defadan ziyade “Risâle-i Nur Talebeleri” ünvanýyla hissedar ediyorum. Said Nursî Kastamonu Lâhikasý, s. 110

LÛGATÇE: menhiyat: Allah’ýn yasakladýðý þeyler. içtinab: Kaçýnma. def-i þer: Þerri, kötülükleri def etmek. celb-i nef’: Faydalý þeyleri elde etme. râcih: Tercih edilen, üstün olan. def-i mefasid: Fesatlýklarý, bozgunculuklarý def etmek. terk-i kebâir: Büyük günahlarý terk etmek. üssü’l-esas: En temel esas. rüçhaniyet: Üstünlük, üstün oluþ.

kebîre: Büyük günah. Sedd-i Zülkarneyn: Zülkarneyn’in, Ye’cüc ve Me’cüc kavminden korunmak isteyenler için yaptýrdýðý çok büyük ve saðlam set, kale. Ye’cüc ve Me’cüc: 1Hadislerde kýyamete yakýn zamanda çýkacaðý belirtilen kýsa boylu, çapulcu iki kavmin adlarý. 2- Kur’ân’da bahsi geçen, eski çaðlarda Orta Asya’da yaþayan ve medeniyetleri saldýrýlarýyla taciz eden yaðmacý ve talancý, acýmasýz iki vahþî güruh.

iyar-ý Ahere, ahiret yurduna yine sevkiyat var. Ölümün rengini Risâle-i Nurlarla sen deðiþtirdin. Risâle-i Nurdaki ölüm bahislerini senin vasýtanla öðrendim. Allah (c.c) senden razý olsun Üstadým. Ölümün dahi hayat gibi mahlûk olduðunu öðrendim. Ölümün bir nimet olduðunu öðrendim. Ölümü bir kez daha sevdim Üstadým. Ölümün bir inhilal olmadýðýný öðrendim Ölümün bir hiçlik olmadýðýný öðrendim Ölümü bir kez daha sevdim Üstadým Ölümün bir adem olmadýðýný öðrendim. Ölümün bir firak olmadýðýný öðrendim Ölümü bir kez daha sevdim Üstadým Ölümün bir inkiraz olmadýðýný öðrendim Ölümün bir tefessüh olmadýðýný öðrendim Ölümü bir kez daha sevdim Üstadým Ölümün bir baki hayata mazhariyet olduðunu öðrendim Ölümün bir tebdil-i mekân olduðunu öðrendim Ölümü bir kez daha sevdim Üstadým Ölümün bir tahvil-i vücud olduðunu öðrendim Ölümün bir, yüzde doksan dokuz ahbabýna kavuþma olduðunu öðrendim Ölümü bir kez daha sevdim Üstadým Ölümün bir hayat-ý bakiyeye dâvet olduðunu öðrendim Ölümün bir hayat-ý bakiyenin mukaddimesi olduðunu öðrendim. Ölümü bir kez daha sevdim Üstadým Ölümün bir âlem-i berzahta bir visal kapýsý olduðunu öðrendim Ölümün bir âlem-i berzahta hayat-ý bakiyeye sümbül olduðunu öðrendim Ölümü bir kez daha sevdim Üstadým Ölümün bir Mahbub-u Bakinin daire-i rahmetine girmek olduðunu öðrendim Ölümün bir vazife-i hayattan terhis olduðunu öðrendim Ölümü bir kez daha sevdim Üstadým Ölümün bir vazife-i hayattan paydos olduðunu öðrendim Ölümü bir kez daha sevdim Üstadým Genç yaþtayken evlerine giren ölümü metanetle sabýrla ve tevekkülle ve tam bir teslimiyet içinde karþýlayan kardeþleri gördüm. Ölümü bir kez daha sevdim Üstadým Ölüm dahi hayat kadar mahlûk ve muntazamdýr. Kabir ise zulümatlý bir kuyu aðzý deðil, nuranîyetli âlemlerin kapýsýdýr. Zindaný dünyadan bostaný cinana çýkmak, müz'iç daðdaða-i hayat-ý cismaniyeden âlem-i rahata ve meydaný tayeraný ervaha geçmek ve mahlûkatýn sýkýntýlý gürültüsünden sýyrýlýp Huzuru Rahmana gitmek bin can ile arzu edilir. Bir seyahattir, belki bir saadettir. (Sözler) O ki, hanginiz daha güzel iþler yapacaksýnýz diye sizi imtihan etmek için ölümü de hayatý da yaratmýþtýr. (Mülk Sûresi, 2) Adil-i baki bir diyar-ý ahere gitmeye samimî bir þevk veriyor Ýnna lillahi ve inna ileyhi raciun. NOT: Genç yaþta hakkýn rahmetine kavuþan Cihan Temel Aðabeyimize ve Ýsmet Atlas Amcamýza Allah’tan rahmet diler, kederli ailelerine sabr-ý cemil niyaz ederim.

D

Saklý cennete hoþ geldiniz! ennet herkesin aradýðý. Kiminin yanýbaþýnda kimininde arayýp bulamadýðý. Evet cennetten her neyi kastediyorsak hakikî cenneti ya da manevî huzuru… Ama gerçek þu ki cennet bir tefekkür kadar yakýn bize, yine gaflet kadar da uzak. Bu aralar tefekkür ufkumuzu açmak ve geniþletmek için Karadeniz taraflarýnda yolculuktayýz. “Tefekkür gafleti izale eder” sözünü rehber ederek geziyoruz kâinatý. Birazdan paylaþacaklarýmýz da Risâle eksenli tefekkürlerimize küçük, ama manidar bir pencere oluyor. Samsun’un þirin bir ilçesi Ayvacýk kapýlarýný açýyor bize. Giriþte “Saklý cennete hoþgeldiniz” yazýyor. Bunu duyunca insanýn bir lâtife de yapasý geliyor hani: Cenneti de ne kadar yakýna ve kolaya koymuþlar! Her þey çok güzel yaratýlmýþ.. Gezdiðimiz yer ise Hasan Uðurlu Barajý. Mihmandarýmýz Süleyman Bey. Anlatmaya baþlýyor. Barajýn muazzam sistemlerinden, barajýn büyük pompalarýndan, suyun nasýl girdiðinden, tirübünleri nasýl çevirdiðinden, o kocaman makinelerin nasýl çalýþtýðýndan, soðutma, filtreleme sisteminden ve elektriðin nasýl aktarýldýðýndan hülâsa Türkiye’nin nasýl aydýnlatýldýðýndan.. Evet bu baraj Türkiye çapýnda elektrik ihtiyacýný karþýlamak için çalýþýyor. Bu koca sistem yerin 7 kat altýna inþa edilebilmiþ. Tabiî böyle muazzam sistem ve makineler karþýsýnda herkes hayretler içinde kalýyor. Binlerce kabloyla birbirine baðlanan bu

C

cihan-cambaz@hotmail.com

sistem nasýl bu kadar düzenli çalýþýyor? Evet bu güzel sistem gezintisi ufkumuzu açýyor. Hemen orada gayretli Tahsin Abimiz “Hocam, buraya kadar geldiniz, bir ders okumadan gitmeyin” diyor. Biz de bu baraj gezisini Allah namýna okumak için açýyoruz Risâleyi. Mesele, 6. Mesele. Örnek, fabrika örneði. Birazdan okunacak olan ders, hayretlerimizi tesbihe ve tevhide çaðýrýyor. “Hem meselâ: Nasýl bir hârika fabrika ki, binler çeþit çeþit kumaþlarý basit bir maddeden dokuyor; (burada da sadece bir ‘su’dan neler üretiliyor? Öncelikli olarak elektrik, o elektriklen bütün Türkiye nurlandýrlýyor, bütün teknolojik aletler bu elektrikle çalýþýyor. Ýþte tek bir basit maddeden çeþit çeþit kumaþlar..) þeksiz, bir fabrikatörü ve maharetli bir makinisti tanýttýrýr. (Evet, dersi dinleyenlere soruyorum. Bu kadar muhteþem sistem kendi kendine olabilir mi, çalýþabilir mi? Cevap açýk: Hayýr. Aynen öyle de bu kâinat fabrikasý da kendi kendine çalýþmýyor. Onu da düzenleyen tertipleyen bir fabrikatörü ve pek maharetli bir makinisti var. O da Kadir ve Hakim olan Allah’týr. ) Öyle de, küre-i arz denilen yüz binler baþlý

(Evet her mahlûk her canlý ayrý bir dildir. Cenâb-ý Hakk'ýn isimlerini zikrediyor. Her biri ayrý bir baþ, ayrý bir dil.) her baþýnda yüz binler mükemmel fabrika (her insan, hayvan ve nebatat birer makine-i rabbaniyedir.) bulunan bu seyyar (Evet seyyar. Barajdaki sorumlu abiye dedim. Bu barajý biraz sarssak nasýl olur? Bütün sistem mahvolur dedim. Peki insan? Evet insan da bir makine gibi çalýþmýyor mu? Ama bu makine yürüyor, koþuyor, zýplýyor, düþüyor, ama yine izn-i Ýlâhi ile ayaða kalkýyor. Muhteþem deðil mi.) makine-i Rabbânîyye, ne derece bu insan fabrikasýndan büyükse, mükemmelse, o derecede -okuduðunuz fenn-i makine mikyasiyleküre-i arzýn ustasýný ve sâhibini bildirir ve tanýttýrýr. (Ýþte bu kâinat fabrikasý ve içindeki insan fabrikasý ne kadar bu makinelerden muazzamsa bu kâinatýn sahibi de en az o kadar buradaki fabrika sahibi ve makinistten büyük. Ýþte her bir fen ve icad böyle kendi lisan-ý mahsusuyla Allah’tan bahsediyor. Yeryüzü sahibini vasýflarýyla tanýttýrýyor.) Yazýmýz biraz tefekkür biraz ‘lâhika’ oldu. Ayvacýk’taki hizmet kardeþlerimizden de bir paylaþým niyetine Süleyman ve Tahsin Aðabeylerin selâmýný ileteyim. Duâ bekliyorlar maddî manevî hastalarý için. Ayrýca burada ve Samsun’da nura müþtak çok kardeþ abi ve aile var. Ehl-i gayret hizmet erlerini Samsun ve Ayvacýk’a dâvet ederiz. Tefekkür yolculuðu devam ediyor.. Ýyi tefekkürler..

Misafirlik, dostluða bir vesiledir yle bir memlekette yaþýyoruz ki her karýþýnda muhabbete sevdalý insanlar var. Yalnýzca 30’lu 80’li yaþlardakiler deðil, bu grupta çocuklarda var. Arabanýz ile veyahut yürüyerek kalabalýk bir grupla köylerine geliyorsanýz hemen etrafýnýzý sarýverirler bu çocuklar. Siz de onlar ile birlikte adeta koþmak zýplamak isterseniz bir an. Çünkü onlar saf temiz yüreklidir. Dosta müþtak ruhludurlar, ayrýca misafirperverlerdirler. Bizde komþu gezmesi veya misafirliðe gitmek çok önemlidir. Özellikle gündüz vakti kadýnlar kendi aralarýnda sözleþir, belirledikleri yere sabahtan veya bir gün önceden haber vererek toplu bir þekilde ziyarette bulunurlar. Çocuklarda genelde anneleri ile birlikte giderler. Bayanlar kendi âlemleriyle ilgili konuþurken çocuklar da kendi aralarýnda oyunlar oynarlar. Kimi zaman birbirleriyle paylaþamadýklarý oyuncaklar veya yiyecekler olur, iþin kavga boyutuna gelmemesi için anneler uzaktan veyahut bizzat onlarýn yanýna giderek duruma el koyarlar. Bazen bu misafirlikler akþam gezmesi þeklinde gerçekleþir. Bunun amacý hem aradaki muhabbet baðýnýn kuvvetlenmesi hem de erkekler arasý hususî, iþ dýþýndaki konularýn konuþularak meþveret edilmesi içindir. Resmî bir þekilde baþlayan sohbetler, sonuna doðru yerini samimî bir ortama býrakýr. Eðer ziyarette bulunduðumuz aile akraba ise o zaman geçmiþe de þöyle bir uðranýlýr; yaþanan güzel hatýralar yad edilir. Kimi zaman hüzünlendiren bu anýlar kimi zamanda kahkahalar içinde yerini alýr. Eskiden ayný þehir içinde olan dost ve akrabalar þimdilerde genelde ya iþ meselesi ya da çocuklarýnýn okullarý dolayýsýyla baþka þehirlerde ikamet etmektedir. Bu sebepten misafirlikler bazen þehir dýþýna taþmaktadýr. Çoðu zaman bir hafta sonu veya uzun tatil günlerinde gerçekleþen bu münasebetler, ekseriyetle küçüklerin büyükleri ziyareti þeklinde icra edilmektedir. Bu þekilde hem onlarla hasbihal ederek gönülleri hoþnut edilmiþ, hem de akrabalýk baðlarýný güçlü tutarak Allah’ýn bir emri de yerine getirilmiþ olunur. Misafirliklerin en güzel yaþandýðý zamanlar özellikle manevî atmosferlerin yoðun bir þekil-

Ö

ADEM PALA

selim.adem@gmail.com

de yaþandýðý mübarek günlerdir. Hep beraber ayný sofrada bulunmak dostlar arasýndaki yukarýda bahsedilen birlikteliðin asýl mânâsýnýn yaþanmasýna vesile olmaktadýr. O an “Bir fotoðraf makinesi olsa gülen yüzleri kaydediverse” deriz. Saf ve halisane sergilenen bu gülmeler insana adeta terapi gibi gelir. Eðer canýnýz sýkkýn ise, iþte bu misafirlikler birebir ilâçtýr size. Öyle yoga yapmaya, daða týrmanmaya veyahut yürümeye gerek yoktur. Elbette bu saydýklarým enerji boþaltmak ve stres atmak için tesirli yöntemlerdir. Ancak iþin asýl boyutu beyindeki, kafa yorgunluðudur. Bu da iþte o bahsettiðimiz psikolojik danýþman tesirinde olan muhabbet ortamlarýnda giderilebilir. Bilhassa beraberce kýlýnan namazlar ve edilen duâlarýn tesiri þirketi manevî cihetinde bir etkiye sahiptir. Araþtýrmalara bakýldýðýnda görülecektir, bir çok doktor ve bilim adamý hastalýklarýn tedavisinde manevî-psikolojik desteðin çok önemli etkileri olduðunu söylemektedirler. Nitekim yalnýz kalan insan kendisi ile konuþur, vesvese sebebiyle mevcut küçük olan hastalýk büyüdükçe büyür. Bahsettiðimiz ziyaretlerdeki ikram edilen yemekler, çaylar, meyveler, muhabbete vesiledirler. Nitekim misafirlikler de geçicidir, asýl olanýn “Bu gök kubbede hoþ bir seda býrakmak” kabilinden misafirliðin asýl gayesinden pay alabilmektir. Gerçekte bakýlacak olunursa insan, bu dünyada da zaten misafir deðil midir? Cenâb-ý Allah’ýn harika þekilde tezyin ederek ve çeþitli cihazatla donatýlmýþ bir cisim þekilde insaný bu dünyaya göndermiþtir. Elbette ki bu misafirlikte misafirhane sahibi ile aramýzda bir güzel muhabbetin gerçekleþtirilmesi esastýr. Bir nevisi ise, namaz ve içindeki tahiyyatta görülebilir. Adeta

gün içindeki belli vakitlerde meydana gelen olaylar ve fark edilen nimetler namaz ibadeti vesilesiyle hem hatýrlanmakta hem de Sahib-i Kâinata arz edilmektedir. Edilen duâlar ile dertler paylaþýlmakta ve derman için O’ndan yardým dilenilmektedir. Ayrýca, verilen nimetlere karþý teþekkür mahiyetinde de bir nev'î þükür vazifesi de eda edilmiþ olunmaktadýr. Bediüzzaman Hazretleri Namazýn önemine binaen “Namazda hem ruhun hem kalbin rahatý vardýr” tesbitini yapmýþtýr. Elbette bu dünya cihetiyle misafirhane Sahibi olan Allah (c.c.) ile aramýzda maddî ve manevî ihtiyacýmýz yönünden bir iletiþim vardýr. Çünkü, O’nun bizim ibadetimize ihtiyacý yoktur. Bizim O’nun sevgisine ihtiyacýmýz vardýr. Müfridane irtibatý sýký tutmak önemli bir ihtiyacý gidermektir. O zaman ne küskünlükler ne musîbetler, ne ekonomik sýkýntýlar, ne hastalýklar dermansýz, çaresiz kalýr.


HABER

Y

Genel Yayýn Müdürü

Yayýn Koordinatörü

Haber Müdürü Recep BOZDAÐ Ankara Temsilcisi Mehmet KARA Reklam Koordinatörü Mesut ÇOBAN Görsel Yönetmen: Ýbrahim ÖZDABAK

Kâzým GÜLEÇYÜZ

Abdullah ERAÇIKBAÞ

Abone ve Daðýtým Koordinatörü: Adem AZAT

Yeni Asya Gazetecilik Matbaacýlýk ve Yayýncýlýk Sanayi ve Ticaret A.Þ. adýna imtiyaz sahibi

Mehmet KUTLULAR Genel Müdür

Recep TAÞCI

Yazý Ýþleri Müdürü (Sorumlu) Mustafa DÖKÜLER Ýstihbarat Þefi Mustafa GÖKMEN Spor Editörü Erol DOYURAN

Yeni Asya basýn meslek ilkelerine uymaya söz vermiþtir.

Merkez: Gülbahar Cd., Günay Sk., No: 4 Güneþli 34212 Ýstanbul Tel: (0212) 655 88 59 Yazýiþleri fax: (0212) 515 67 62 Kitap satýþ fax: (0212) 651 92 09 Gazete daðýtým: Telefax (0212) 630 48 35 ÝlânReklam servisi fax: 515 24 81 Caðaloðlu: Cemal Nadir Sk., Nur Ýþhaný, No: 1/2, 34410 Ýstanbul. Tel: (0212) 513 09 41 ANKARA TEMSÝLCÝLÝÐÝ: Meþrutiyet Cad. Alibey Ap. No: 29/24, Bakanlýklar/ANKARA Tel: (312) 418 95 46, 418 14 96, Fax: 425 03 36 ALMANYA TEMSÝLCÝLÝÐÝ: Zeppelin Str. 25, 59229 Ahlen, Tel: 004923827668631, Fax: 004923827668632 KKTC TEMSÝLCÝLÝÐÝ: Avni Efendi Sok., No: 13, Lefkoþa. Tel: 0 542 859 77 75 Baský: Yeni Asya Matbaacýlýk Daðýtým: Doðan Daðýtým Sat. ve Paz. A.Þ.

Yayýn Türü: Yaygýn süreli

ISSN 13017748

yeniasyadansize@yeniasya.com.tr

FOTOÐRAF: MURAT SAYAN

Kur’ân-ý Kerimler gönderildi

Gazetedaðýtýcýlarý,Ramazan kampanyasýiçintoplandý GAZETEMÝZ Yeni Asya, bu seneki Ramazan ayýnda da, okuyucularýna muhteþem bir Kur’ân hediye edecek. Rahle boyu Kur’ân-ý Kerim’in tanýtým ve abone çalýþmalarýna hýz veren gazetemiz, bu maksatla Ýstanbul’daki gazete daðýtýcýlarýný toplayarak çalýþmalar hakkýnda bilgi verdi. Cumartesi günü gazetemizin Güneþli’deki merkez tesislerinde toplanan gazete daðýtýcýlarýna, Abone ve Daðýtým Koordinatörü Adem Azat tarafýndan açýklamalar yapýldý. Daðýtýcýlarýn tavsiyeleri de alýnarak, kampanyaya hýz verilme kararý alýndý. 59 kupon karþýlýðý sahip olunabilecek olan Kur’ân’ýn kupon yayýný Ramazan’ýn baþlangýcý olan 1 Aðustos tarihinde baþlayacak. Kur’ân-ý Kerimler, gazetemize abone olanlara peþi-

eçen hafta müjdesini vermiþtik. Yeni Asya, son yýllarda hep yapageldiði gibi, bu seneki Ramazan ayýnda da, okuyucularýna Kur’ân-ý Kerim hediye edecek. Bu defaki Kur’ân’ýmýzýn önemli özelliklerinden biri rahle boyu olmasý. Bu kampanya ile “Vatan sathýný bir mektep yapmayý” þiar edinen Yeni Asya Ramazan’ýn manevî iklimine yine Kur’ân eksenli bir katký sunmayý amaçlýyor. 59 kupon karþýlýðý sahip olunabilecek olan Kur’ân’ýn kupon yayýný Ramazan’ýn baþlangýcý olan 1 Aðustos tarihinde baþlayacak. Kur’ân-ý Kerimler abone olanlara peþinen hediye edilecek. Bilgisayar hatlý olan Kur’ân, lüks ekopak kâðýda iki renkli olarak basýldý. Kuþe sývamalý sert kapaða

G

11 TEMMUZ 2011 PAZARTESÝ

NAMAZ VAKÝTLERÝ Hicrî: 10 Þaban 1432 Rumî: 28 Haziran 1427

Ýller Adana Ankara Antalya Balýkesir Bursa Diyarbakýr Elazýð Erzurum Eskiþehir Gaziantep Isparta

Ýmsak 3.37 3.28 3.56 3.50 3.42 3.12 3.11 2.55 3.39 3.28 3.51

Güneþ 5.21 5.22 5.40 5.43 5.37 4.59 5.01 4.49 5.32 5.12 5.38

Öðle 12.51 13.01 13.10 13.21 13.16 12.32 12.36 12.27 13.10 12.43 13.10

Ýkindi 16.40 16.56 16.58 17.15 17.11 16.22 16.28 16.22 17.05 16.32 17.01

Akþam 20.09 20.28 20.28 20.47 20.44 19.52 19.58 19.54 20.37 20.01 20.32

sahip olan Kur’ân iplik dikiþle ciltlendi. Baskýlarý tamamlanan hediye Kur’ân-ý Kerimler, abone çalýþmasý yapacak temsilcilerimize gönderildi. Kur’ân-ý Kerimler Ramazan ayý öncesinde, abone olacak bütün okuyucularýmýzýn elinde olacak þekilde hazýrlýklarýmýzý tamamlamýþ olduðumuzu da hatýrlatmak istiyoruz. *** Ýzmit Temsilcimiz Cevdet Özdemir, Kur’ân kampanyamýzla ilgili olarak hissiyatýný ve kendi yaptýðý çalýþmalarý þöyle kaleme almýþ: “Hedefiniz varsa hiçbir engel sizi durduramaz. Eðer istiþare etmiþ ve karar vermiþ iseniz sonuç hayýrlýdýr. Son bürolar toplantýsýnda görülen neticeler bize hayallerimizin gerçekleþeceðini göstermiþtir. “Gördüðüm kadarýyla tüm katýlan temsilci aðabey ve kardeþler hedefini tesbit etmiþ ve mahallerinde istiþare etmiþ olarak hep beraber ‘Yüzde 100 artýþa evet’ dediler ve mahallerine döndüler. “Þimdi her beldeden mesaj bekliyoruz. ‘Alo bizim beldemiz hedefini buldu ve devam ediyoruz, ikinci üçüncü hedeflere ulaþmaya çalýþýyoruz’ diyecek kahramanlarý merakla bekliyoruz. “Ben nümune için aldýðým Kur’ân-ý Kerimi geçerken uðradýðým kuruyemiþçi bir esnafa göstererek çalýþmalarýmýzý ve hediyemizi anlattým.

Yatsý 21.44 22.11 22.02 22.29 22.28 21.30 21.38 21.37 22.20 21.37 22.08

Ýller Ýstanbul Ýzmir Kastamonu Kayseri Konya Samsun Þanlýurfa Trabzon Van Zonguldak Lefkoþa

Ýmsak 3.36 4.01 3.15 3.26 3.43 3.05 3.22 2.54 2.56 3.22 3 .53

Güneþ 5.34 5.50 5.14 5.15 5.30 5.04 5.07 4.52 4.44 5.22 5.33

Öðle 13.17 13.24 12.57 12.51 13.02 12.47 12.37 12.34 12.19 13.05 12.59

Ýkindi 17.13 17.16 16.55 16.43 16.53 16.45 16.26 16.31 16.11 17.03 16.43

Akþam 20.47 20.46 20.28 20.14 20.23 20.18 19.56 20.04 19.41 20.37 20.12

3 Yatsý 22.34 22.25 22.17 21.53 22.00 22.06 21.31 21.51 21.20 22.26 21.43

“Cevaben ‘Beni hemen yaz, 1 Aðustos’tan itibaren baþlýyorum’ dedi. Ben de hemen Kur’ân’ýný verip o sevinçle diðer esnaflara uðradým ve 13 yeni abone yaptým. “Baktým, herkes ayný talebi tekrar ediyor. “Netice olarak Pazartesi, Salý biz hedefi tutturduk. Þimdi yeni hedeflere devam inþaallah. “Üstadýmýzýn þu hakikatli sözünü tekrarlayarak eve doðru gidiyorum: ‘Neden dünya herkese terakkî dünyasý olsun da bize tedenni dünyasý olsun?’ “Ve haykýrýyorum: Basit dünya menfaatleri için hayatlarýný feda eder derecesinde iþlerinde fâni olanlara mukabil ben neden ebedî bir hayat için çaba sarf etmeyeyim ve sonra ‘Eyvah, aldandýk, þu fânî hayatý bâkîzannettik’ diyerek piþmanlýktan azap çekeyim... “Evet, ben kararýmý verdim, hedefimi belirledim, çalýþmaya baþladým ve devam edeceðim. “Ve herkese sesleniyorum. “Haydi sahaya, bugün en az bir kiþiye daha ulaþalým. Bizi bekleyen hakikata susamýþ yeni kapýlara selâm verelim. “ ‘Ýþte size hem dünya, hem ahiret rehberi. Alýnýz, bakýnýz, okuyunuz, ve okutunuz. Hem dünyada, hem ebedî Cennette mutlu olunuz’ diyelim. “Bizim vazifemiz çalýþmaktýr. Haydi hep birlikte çalýþalým, çalýþalým, çalýþalým. “Vatan sathýný bir mektep yapalým.”

Hukuk mücadelesini kazandý, kansere yenildi nen olarak hediye edilecek. Bilgilendirme toplantýsýna katýlan daðýtýcýlara, abone çalýþmalarýnda yardýmcý olmak için Kur’ân-ý Kerim’ler de teslim edildi. Gazetemizin Abone ve Daðýtým Koordinatörü Adem Azat, benzer tanýtým çalýþmalarýnýn önümüzdeki günlerde de yapýlacaðýný hatýrlattý. Yeni Asya / Ýstanbul

MANÝSA’NIN Salihli ilçesinde, oturduðu evin karþýsýnda bulunan baz istasyonunu, verdiði hukuk mücadelesinin ardýndan kaldýrtmayý baþaran kanser hastasý doktor Haydar Kaya, vefat etti. Edinilen bilgiye göre, tedavi gördüðü sýrada vefat eden Kaya’nýn cenazesi, düzenlenen törenin ardýndan Ýstanbul’da topraða verildi. Salihli Devlet Hastanesinde pratisyen hekim olarak görev yapan Kaya’nýn vefatý, hastane personelinin yaný sýra mahalle sakinleri arasýnda da büyük üzüntüyle karþýlandý.

Kaya’nýn Ýstanbul’daki tedavisi sýrasýnda vefat ettiðini açýklayan Salihli Devlet Hastanesi Baþhekimi Ahmet Zeki Kaygýsýz, Kaya’nýn vefatýnýn üzüntüsünü yaþadýklarýný belirtti. Kaygýsýz, ‘’Kaya, kanser hastasý olmasýna raðmen mesleðine olan sevgisi nedeniyle son ana kadar hep çalýþtý. Kendisine Allah’tan rahmet, yakýnlarýna baþsaðlýðý diliyorum’’ dedi. Aksoy Mahallesi’nde ikamet eden Kaya, evinin karþýsýnda bulunan Þüheda Caddesi’ndeki M. O. isimli vatandaþýn evinin çatýsýnda yer alan baz istasyonunu kaldýrt-

mak için 2009 yýlýnda mahalle sakinlerini örgütleyerek, imza kampanyasý baþlatmýþ, 2011 yýlýnýn baþlarýnda sona eren hukuk mücadelesinin ardýndan baz istasyonunun kaldýrýlmasýný saðlamýþtý. Kaya, o dönemde, yaptýðý açýklamada, ‘’Mahallemizde dört tane aðýr hasta var. Ben de kanser hastasýyým. Dâvâyý açarken, bunun hasta kiþilere daha fazla zarar vereceðini düþündüm. Salihli Asliye Hukuk Mahkemesi’ne açmýþ olduðumuz dâvâyý kazandým. Hedefime ulaþtýðým için mutluyum’’ demiþti. Salihli / aa


4

HABER

11 TEMMUZN 2011 PAZARTESÝ

Y

Kuzu: Baþkanlýk sistemi; problemlerimizin panzehiri cakir@yeniasya.com.tr

Çöz prangalarý! ürkiye’nin yapmasý gereken çok iþi var, ama gerçek anlamda yeni ve sivil bir anayasa bu iþlerin en baþýnda yer alýyor. Genel seçimler öncesi siyasî parti liderleri de bu konuda bir anlamda taahhütlerde bulunmuþtu. Her ne kadar “yeni” ve “sivil”den herkes ayný þeyi anlamýyorsa da, mevcut anayasanýn kesinlikle deðiþmesi konusunda bir ittifak var. Hazýrlanacak yeni, sivil ve eskisini aratmayacak bir anayasanýn çerçevesi; siyasî partiler ve sivil toplum kuruluþlarýnca konuþularak, tartýþýlarak çizilebilir. Hazýrlancak yeni bir anayasada milletin talepleri yer almaz ve ‘millete raðmen’ anlayýþýyla maddeler sýralanýrsa o anayasanýn sadece adý ‘yeni’ olur bu bilinsin. Ayrýca, hazýrlanacak yeni ve sivil bir anayasada bütün Türkiye’yi esir alan, isteyenin istediði gibi yorumlayabileceði tanýmsýz ve tarifsiz maddeler de yer almamalý. Tabiî ki maksat, Türkiye’nin önünü açacak bir anayasa yapmak ise. Yok, “iþ olsun, liste dolsun” anlayýþýyla milleten kopuk bir anayasa yapýlacak olursa; tartýþmalar bitmez, anayasa kabul edildikten hemen sonra “Bunu da deðiþtirelim” telepleri baþlar. Bu yanlýþa düþmemek için samimiyetle, milletin taleplerini dikkate alarak ve þimdiye kadar dile getirilen itirazlar masaya konulmalýdýr. Bunlar yapýlmadýðý sürece sadece kendimizi kandýrmýþ, mevcut problemleri ötelemiþ ve ertelemiþ oluruz. Kocaeli Sivil Anayasa Platformu, konu ile ilgili olarak yaptýðý basýn açýklamasýnda þöyle demiþ: “Herkes þunu iyi bilmelidir ki, içinde ‘deðiþtirilmesi teklif dahi edilemez’ maddeler olan ve daha önceki anayasalara darbeciler tarafýndan konulmuþ maddeler olan bir anayasa, asla ve asla halkýn sivil anayasasý olmayacaktýr. Sivil anayasa kýlýflý darbe anayasasý olacaktýr.” Benzer bir ikaz da TOBB Baþkaný Rifat Hisarcýklýoðlu’dan geldi. Yeni anayasa ile ilgili tartýþmalara katýlan Hisarcýklýoðlu, ‘’Yeni bir Anayasa noktasýnda artýk Türkiye’de konsensüs oluþmuþ durumda. Bu çerçevede hýzla önümüzdeki dönemde meclisten beklentimiz bu. Þimdi diyoruz ki ‘Bizim ayaðýmýzdaki prangalarý çözün.’” (Yeni Asya, 10 Temmuz 2011) Peki, ‘pranga’ sadece mecut anayasa mý? 1982 ‘darbe anayasasý’ baþta olmak üzere çok sayýda ‘pranga’ ile ayaðýmýz baðlanmýþ. ‘Muasýr medeniyet koþusu’na katýlmak için öncelikle bu prangalarý çözmek, kýrmak ve atmak yerine boþ iþlerle vaktimizi israf ediyoruz. ‘Pranga mahkûmlarý’nýn maraton koþularýný kazandýðý nerede görülmüþtür ki? Anayasa dýþýnda siyasî partiler kanunu ve seçim kunununda da ciddî deðiþiklikler yapýlmasý lâzým. Bunlar da gerçek anlamda hür ve demokrat bir ülke olmaya yetmez, ama evet! Hayret edilecek bir nokta da þudur: Gerek sivil toplum kuruluþlarý ve gerekse Türkiye’de yaþayan milyonlar ‘menfaatimize’ olan bu deðiþiklikleri istediklerini her defasýnda beyan ettikleri halde, bu beyan ve niyetler niçin dikkate alýnmaz? Eðer Türkiye’yi milletin seçtiði vekiller yönetiyorsa, söz sahibi olan TBMM ise bu talepler yerine getirilmeli. Yok, onlarýn bu iþlerde bir etkisi ve yetkisi yok ise; lütfen bu durum da apaçýk bir dille millete anlatýlsýn. Anlatýlsýn ki millet kimlerin Türkiye’nin önünü týkadýðýný ve ufkunu kararttýðýný öðrensin. “Öðrenip de ne yapacak?” diyenler olabilir. Hiç deðilse kendisine zulmedenleri bilir, tanýr ve duâ etmez. Belki de uyanýr ve “buðz” eder. Unutmayalým ki, zalimlere, haksýzlara ve adaletsiz yöneticilere “buðz” etmek de bir çaredir.

T

Hakkâri’de 43 yýl sonra bir ilk

HAKKÂRÝ Devlet Hastanesine gastroenteroloji uzmaný atandý. Kurulduðu 1968’den bu yana ilk kez bir gastroenteroloðun görev yapacaðý hastanede endoskopi ünitesi de kurulacak. Saðlýk Bakanlýðýnca 39. mecburu hizmet kurasýnda atamasý yapýlan Ýç Hastalýklarý ve Gastroenteroloji Uzmaný Dr. Süleyman Çoþgun, hasta muayenesine baþladý. Ýstanbul Haydarpaþa Numune Eðitim ve Araþtýrma Hastanesi Gastroenteroloji Kliniðinden gelen Dr. Çoþgun yaptýðý açýklamada, gastroenteroloji uzmaný olarak ilk görev yerinin Hakkâri olduðunu söyledi. Gelmeden önce þehir hakkýnda haberlerden edindiði bir ön yargýlarý olduðunu, ancak þehre gelince fikrinin tamamen deðiþtiðini belirten Çoþgun, þöyle konuþtu: “Yöre insaný dýþardan gelenlere karþý çok saygýlý, misafirperver. Hastane olarak bina çok yeni. Her türlü imkân var. Daha evvelden endoskopi hiç yapýlmadýðý için ünite kurulmamýþ. Endoskopi ünitesini kurmak için giriþimlerde bulunduk. Malzemelerin listesini çýkararak istedik. En kýsa zamanda endoskopi ünitemizi de kuracaðýz.’’ Hakkâri gelmek istemeyen meslektaþlarýna da çaðrýda bulunan Dr. Çoþgun, ‘’Kalacak yer olarak çok güzel bir hekim evi yapýlmýþ. Þehir merkezinde güzel konutlar var. Diðer þehirlerdeki hekim arkadaþlarým için beklentilerinden ya da duyduklarýndan daha farklý bir þehir bulacaklarýný söyleyebilirim’’ dedi. Hakkâri / aa

TBMM Anayasa Komisyonu Baþkaný Burhan Kuzu, yeni anayasa çalýþmalarýnýn baþlayacaðýný belirterek, ‘’Türkiye daha iyi bir tabloya gelecekse benim her zaman savunduðum baþkanlýk sistemi, problemlerimizin panzehiridir’’ dedi. Kuzu, Kayseri Düþünce ve Atýlým Derneðinin (KAYSERÝDER) DSÝ sosyal tesislerinde düzenlenen kahvaltý programýnda hemþehrileriyle bir araya geldi. Programda konuþan Kuzu, Türkiye’nin geliþip kalkýnmasý ve dünyanýn en büyük ülkeleri arasýnda yer alabilmesi için parlamenter sistemden vazgeçilerek Baþkanlýk sistemine geçilmesi gerektiði-

ni söyledi. Kuzu, Türkiye’de istikrarýn ve kalkýnmanýn hep tek baþýna iktidarlar döneminde yaþandýðýný, iniþ ve kaos dönemlerinin ise hep koalisyon dönemlerinde yaþandýðýný belirtti. Kuzu, þöyle devam etti: ‘’Ýstikrar Türkiye de hep tek baþýna hükümetler döneminde olmuþtur. Menderes çalýþmýþ koalisyon yemiþ, Demirel çalýþmýþ koalisyon yemiþ, Özal çalýþtý koalisyon yedi, þimdi ise Baþbakanýmýz Tayyip Bey çalýþýyor koalisyon yemeye hazýrlanýyor. Türkiye’nin tablosu bu. Türkiye, daha iyi bir tabloya gelecekse benim her zaman savunduðum baþkanlýk sistemi, problemlerimi-

zin panzehiridir. Bunu inanarak, güvenerek söylüyorum. 30 yýldýr bunu söylüyorum, ama anlatamadýk derdimizi, bir daha söylemek istiyorum, yeni bir anayasa yapýldýðý zaman Anayasa Komisyonu Baþkaný olarak, Baþkanlýk sistemini sonuna kadar savunurum. ‘Ben çalýþtým, ama olmadý’ derim. O akýbet inþallah olmaz, fakat benim 50 yýldan beri Türkiye’de gördüðüm siyasî atmosfer budur. Türkiye dalga gibi bir iniyor bir çýkýyor. Koalisyonlarla yukarýya doðru kuþ gibi yükselip uçamýyor. Koalisyonlarda ortaklýk anlayýþý zayýf, Ýsveç, Norveç gibi nüfuslarý çok az olup, problemle-

Yaþ sýnýrý kanununu kaldýrýn DÝYANET-SEN GENEL BAÞKANI BAYRAKTUTAN, DÝN EÐÝTÝMÝNE 12 YAÞ SINIRI GETÝREN KANUNUN EN KISA SÜREDE ÝPTAL EDÝLMESÝNÝ VE TEMEL HAKKIN GERÝ VERÝLMESÝNÝ ÝSTEDÝ. DÝYANET-SEN Genel Bakaný Mehmet Bayraktutan, Kur’ân kursuna gönderilen çocuklarda 12 yaþ sýnýrýný getiren kanunun temel insan haklarýna aykýrý olduðunu belirterek, “En kýsa sürede bu kanunun iptal edilmesini ve temel hakkýn geri verilmesini bekliyoruz’’ dedi. Bayraktutan, Rize Ýl Temsilciliðinde düzenlediði basýn toplantýsýnda, 1999 yýlýnda çýkartýlan kanunla yaz döneminde Kur’ân kursuna gönderilen çocuklarda yaþ sýnýrýnýn 12’ye çýkartýldýðýný belirtti. Bu durumun kendilerini üzdüðünü ifade eden Bayraktutan, ‘’Bu kanunla temel insan haklarýndan olan dinî eðitim alýnmasý engellenmektedir. Bu kanunun nasýl çýktýðýný anlamakta zorlanýyoruz. Bu millet, inanmýþ bir millettir. Ýnsanlarýn istediði gibi yaþamasý, temel insan haklarýndandýr. Ýnançlardan korkmamak gerekir. Bu nedenle en kýsa sürede bu kanunun iptal edilmesini ve temel hakkýn geri verilmesini bekliyoruz’’ dedi.

EN ÇILGIN PROJE, SÝVÝL ANAYASA OLSUN

Bayraktutan, "Bu millet, inanmýþ bir millettir. Ýnsanlarýn istediði gibi yaþamasý, temel insan haklarýndandýr. Ýnançlardan korkmamak gerekir" dedi.

BAYRAKTUTAN, seçim döneminde verilen yeni anayasa sözünün bir an önce yerine getirilmesini beklediklerini vurgulayarak, þunlarý söyledi: ‘’Sivil, demokratik, özgürlükçü bir Anayasa yapýlmasýna önem veriyoruz. Seçimlerden önce tüm partiler pek çok vaatte bulunmuþtu. Bunlardan bazýlarý ‘çýlgýn proje’ olarak adlandýrýlmýþtý ama Türkiye’nin en çýlgýn projesi; sivil, demokratik, milleti medeni dünyanýn bir ferdi olarak gören bir Anayasa yapýlmasýdýr. Konfederasyonumuz da bu konuda ciddi çalýþma yapýyor. Bir an önce yeni Anayasa yapýlmasýný bekliyoruz. Özellikle yemin krizi meselesi de hoþ olmamýþtýr. YSK’nýn kararlarý elbette tartýþýlmalýdýr, bu konuda aldýðý bazý kararlar sýkýntýya neden olmuþ olabilir, ama boykot olmasýný deðil, çözümün Meclis içinde olmasýný arzu ediyoruz. Son geliþmeleri duyduðumuzda seviniyoruz. Öyle görünüyor ki çözümün Mecliste olacaðýný herkes kavramýþtýr. En yakýn zamanda krizin bitmesini umuyoruz.’’ Rize / aa

Teröristler yol kesip 3 kiþiyi kaçýrdý TERÖR örgütü PKK mensuplarýnca Lice-Bingöl karayolunda astsubay, uzman çavuþ ve saðlýk teknisyeninin kaçýrýldýðý bildirildi. Edinilen bilgiye göre, önceki gün saat 21.45 sýralarýnda, Bingöl-Diyarbakýr karayolunun 68. kilometresi Ziyarettepe mevkiinde terör örgütü mensuplarý yol kesip durdurduklarý araçlarda bulunan vatandaþlarý indirdi. Bir süre terör örgütünün propagandasýný yapan teröristler, daha sonra sivil araçlarýyla seyahat eden Lice 2. Motorize Piyade Tugay Komutanlýðýnda görevli bir astsubay ve uzman çavuþ ile Bingöl’ün Genç ilçesinde görev yapan bir saðlýk teknisyenini yanlarýna aldýktan sonra kaçtý. Kaçýrýlan kiþilerin kurtarýlmasý için bölgede geniþ çaplý operasyon baþlatýldý. Diyarbakýr Valisi Mustafa Toprak, ‘’2’si asker 3 kiþiden haber alýnamýyor, bunlarýn kaçýrýlmýþ olabileceðini deðerlendiriyoruz. Bölgede geniþ çaplý operasyon baþlatýldý’’ dedi. Diyarbakýr / aa

ri az olan batý ülkeleri örnek gösteriliyor. Oysaki bu ülkelerin yüzölçümleri ve nüfuslarý az olup, Türkiye ile kýyaslanamazlar. Þimdi yeni bir Anayasa yapacaðýz, hazýrlýklarýmýz var, bu parlamenter model hiçbir ülkeye fayda saðlamamýþ. Yani Fransa’da 70 senede 103 hükümet kurulmuþ, periþan olmuþ. Fransa daha sonra yarý baþkanlýk sistemine geçerek, biraz kendine gelebilmiþ. Þu anda ise biz 61. Hükümeti kurduk. Dostlar, normal þartlarda 61. Hükümeti, Cumhuriyetin 88’inci yýlýnda deðil de 240’ýncý yýlýnda kurmamýz gerekiyordu. Bunlar bizim asýl dertlerimiz.’’ Ankara / aa

HABERLER

Güven oylamasýndan sonra tatile çýkacaklar

MECLÝS, 61. Hükümetin güvenoylamasýnýn ardýndan tatile çýkacak. TBMM Genel Kurulunda, bugün Baþbakan Recep Tayyip Erdoðan baþkanlýðýnda kurulan 61. Hükümetin programý üzerinde görüþmeler yapýlacak. Program üzerindeki görüþmelerde, Hükümet ve siyasî parti gruplarý adýna yapýlacak konuþmalar 40 dakika, kiþisel konuþmalar ise 10 dakika olacak. CHP ve BDP milletvekilleri ise bugün and içmemeleri durumunda, program üzerinde konuþamayacaklar. Bu durumda, Program üzerinde Hükümet adýna, AKP ve MHP temsilcileri konuþma yapacak. TBMM ihtisas komisyonlarýna üye seçimi ve komisyonlarýn baþkanlýk divanlarýnýn oluþmasý da bu hafta tamamlanacak. 61. Hükümetin güvenoylamasý, 13 Temmuz Çarþamba günü gerçekleþtirilecek. Meclis, Hükümetin güvenoyu almasýnýn ardýndan tatile girecek. Ankara / aa

CHP, Kapusuz’un mektubunu iade etti

CHP Genel Sekreteri Bihlun Tamaylýgil, AKP Genel Baþkan Yardýmcýsý Salih Kapusuz’un CHP Genel Baþkan Kemal Kýlýçdaroðlu’na gönderdiði mektubun ‘’cevaba deðer bulunmadýðýný ve içeriðiyle birlikte iade edildiðini’’ bildirdi. Tamaylýgil, yaptýðý yazýlý açýklamada, Kýlýçdaroðlu’na gönderilen kiþiye özel mektubun içeriðinin ‘’basýna servis edildiðini, bunun yakýþýksýz, düzeysiz ve nezaketsiz bir tavýr olduðunu’’ ifade ederek, þunlarý kaydetti: ‘’Aðzýndan çýkaný kulaðý duymayan, CHP’yi tehdit etme veya gözdaðý verme cüretini gösterenlerin suflörü durumuna düþerek, 3 milletvekilimizin gözaltýna alýnma ihtimalini dillendiren, dedikodu yapma veya mesaj gönderme alýþkanlýðýný berberde de sürdüren birinin, Sayýn Genel Baþkanýmýza kiþiye özel mektup yazmasý ve siyasi nezaketle baðdaþmayan, düzeysiz bir üslupla yazýlmýþ mektubunu, medya aracýlýðýyla kamuoyuna duyurmasý, hem suçluluðun telaþýný, hem de bu giriþimin þov amaçlý olduðunu göstermektedir. CHP geleneðinde, cevaba deðer bulunmayan bu tür mektuplarýn Genel Baþkana sunulmasý usulden deðildir. O nedenle Sayýn Genel Baþkanýmýz bilgilendirilerek cevaba deðer bulunmayan AKP’li Kapusuz’un mektubu, içeriðiyle birlikte kendisine iade edilmiþtir.’’ Ankara / aa

Çelik: Hissediyorum kolay olacak

ÇALIÞMA ve Sosyal Güvenlik Bakaný Faruk Çelik, AKP hükümeti olarak yeni dönemde birinci gündem maddelerinin anayasa deðiþikliði olduðunu söyledi. Baþbakan Recep Tayyip Erdoðan’ýn da Meclis kürsüsünden hükümet programýný takdim ederken, ‘’Yeni dönem yeni anayasa’’ dediðini hatýrlatan Çelik, ‘’Bu dönem bunun þartlarýnýn geçmiþ dönemlere göre çok daha kolay olacaðýný, Parlamentoda grubu bulunan siyasi partilerin çok daha rahat þekilde bir araya gelebileceklerini ben hissediyorum’’ diye konuþtu. Çelik, anayasanýn deðiþikliði konusunun bütün siyasî partilerin taahhüdü olduðunu vurgulayarak, bu kapsamda görüþmeler sýrasýnda diðer partilerle yüzde yüz mutabýk kalamayabileceklerini, ancak hiç kimsenin artýk ne komisyona üye vermekten kaçabileceðini ne de anayasanýn ele alýnýþýyla ilgili deðerlendirmelerden uzak durabileceðini anlattý. Bursa / aa

Þanlýurfa’da, arsa ve konut fiyatlarý fýrladý

Tunceli’de operasyonlar sürüyor BU ARADA Tunceli’nin Pülümür ilçe kýrsalýnda terör örgütü üyelerince kullanýlan bir sýðýnak ve bazý malzemeler ele geçirildi. Edinilen bilgiye göre, 5 Temmuz 2011 tarihinde Ýl Özel Ýdaresine ait bir kamyonun yakýlmasýnýn ardýndan güvenlik güçleri tarafýndan baþlatýlan operasyonlar kapsamýnda, Çakýrkaya köyü kýrsal alanýnda terör örgütü üyeleri tarafýndan kullanýlan bir sýðýnak bulundu. Sýðýnakta; 1 roketatar, 1 basma düzenekle tuzaklanmýþ el yapýmý mayýn, 1 el bombasý, 10 piyade tüfeði mermisi, 4 telsiz, 1 dürbün, örgütsel dokümanlar ile gýda ve yaþam malzemesi ele geçirildi. Patlayýcý maddeler ile hayat malzemesi olay yerinde imha edildi. Bölgedeki operasyonlar sürdürülüyor. Tunceli / aa

GÜNEYDOÐU Anadolu Projesinin (GAP) merkezi konumundaki Þanlýurfa’da arsa ve konut fiyatlarý rekora koþuyor. GAP’ýn önemli bir bölümünün devreye girdiði, hýzlý nüfus artýþý ve göçün yaþandýðý Þanlýurfa’da, çeþitli sebeplerden ötürü arsa ve konut fiyatlarý her geçen gün ciddî oranda artýyor. Bölgede arsa fiyatlarýnýn yüksek oluþu sebebyiyle TOKÝ’nin de yeterince ucuz konut üretememesi, inþaat sektöründe rekabetin yeterince geliþmemesine sebep oldu. Kira fiyatlarýnýn semtine göre 300 lira ile 2 bin lira arasýnda deðiþtiði þehirde gayrimenkul fiyatlarý da talep yoðunluðu dolayýsýyla her geçen gün artýyor. En düþük daire fiyatýnýn 75 bin lira, en yükseðinin 750 bin liraya kadar yükseldiði þehirde, en popüler semtlerde henüz inþaat aþamasýndaki ‘’akýllý binalar’’ýn metrekaresi 2 bin 250 liraya kadar çýkýyor. Þanlýurfa / aa


HABER

Y

11 TEMMUZ 2011 PAZARTESÝ

5

Haftanýn panoramasý ve enflasyon receptasci@yeniasya.com.tr

Haziran TÜFE ve ÜFE rakamlarý açýklandý. Ekonomi alanýnda kalem oynattýðýmýza göre yorumlanmasý gerekir. Ama önce hafta içinde yaþanan geliþmeler hakkýnda bir iki kelâm edelim. Öylesine çarpýcý olaylara þahit olduk ki kayýtsýz kalamazdýk. Ýlk sözümüz siyasî liderlere. Her halde kamuoyunun beklentilerini yanlýþ anlýyorlar. Galiba biraz da Türkçemizin cilvesinden kaynaklanýyor. Biz “uzlaþma” derken liderler bunu bir emir gibi telâkki ederek negatif mânâda yani “uzlaþmama” þeklinde algýlýyorlar. Onun için bu sözcükten vazgeçelim yerine “uzlaþý”yý kullanalým. Belki yararý olur da gerilen iliþkiler gevþer. Yoksa tansiyon gittikçe yükseliyor. Geçen hafta boyunca sarf edilen þu sözler bunun en iyi delili; “Tükürdüklerini yalayacaklar,” “Diz çöktüreceðiz,” “Milletvekillikleri düþecek,” “Direneceðiz,” “Tutuklanacaklar” gibi demokrasiyle

baðdaþmayan hakaret ve tehdit dolu ifadeler. Bu aðýz dalaþý sürerken Meclis Baþkaný seçildi. Ana muhalefet, Meclis sýralarýnda oturduðu halde oylamaya katýlmadý. Diðer muhalefet partisi meclisi boykot eylemine devam etti, grup toplantýlarýný Diyarbakýr’da yaparak adeta Ankara’yý tanýmadýðýnýn mesajýný verdi. Yine hafta içinde kabine kuruldu. Hükümet programý Mecliste okundu. Bu arada Ýkinci Balyoz Dâvâsý kapsamýnda 5 general daha tutuklandý. Terör saldýrýlarý yoðunlaþtý. Þehit haberleri yüreðimizi yaktý. Ve spor dünyasý... Þike haberleriyle çalkalandý. Baþta Fenerbahçe kulübü baþkaný olmak üzere çok sayýda kiþi gözaltýna alýndý, bir kýsmý tutuklandý. Son dakika: Yemin krizinin aþýlacaðýna dair umutlar belirdi. Bütün bunlar bir haftaya sýðdý. Satýrbaþlarý halinde deðindiðimiz bu reytingi yüksek konulardan sonra pek de tat vermeyen ekonomi gündemine dönebiliriz. Yýlýn ilk çeyreðinde Arjantin ve Çin’i sollayarak büyümede rekor kýrmamýzýn ardýndan Haziran ayý enflasyon rakamlarý merakla bekleniyordu. Ýç talebin canlý olmasý ve yüksek seviyede seyretmesi enflasyonu nasýl etkilemiþti?

Mayýs ayýnda tetiklemiþti. Yýllýk bazda yüzde 4’ün altýna inen enflasyon bu sebeple Mayýs’ta aylýk yüzde 2,42’ye, yýllýkta ise yüzde 7,17’ye fýrlamýþtý. Bu bakýmdan Haziran ayý verileri önemliydi. Acaba enflasyon týrmanmayý sürdürecek miydi? Veriler tahminlerden iyi çýktý. Haziran ayýnda TÜFE yüzde 1,43 oranýnda geriledi. Yýllýk enflasyon yüzde 6,24’e indi. Enflasyon, 12 grupta toplanmýþ 447 çeþit mal ve hizmetlerin fiyat hareketleri izlenerek belirleniyor. Bazý mal ve hizmetlerin fiyatlarý artarken diðerlerinin fiyatlarý düþebiliyor. Meselâ Haziran ayýnda gýda ve içecek dýþýnda 11 kalemde fiyatlar arttý. En çok fiyat artýþý yüzde 1,41 ile eðitim alanýnda görüldü. Özel okul ve dershane ücretlerine yapýlan zam bunda etkili oldu. Eðlence ve kültür harcamalarý yüzde 1,19 artýþ göstererek ikinci sýrada yer aldý. Finansal hizmetler, giyim ve ayakkabý, ulaþtýrma ve konut harcamalarý fiyatlarý artan diðer kalemlerdi. Peki, o zaman enflasyon nasýl geriledi? Gýda sayesinde. Mevsim dolayýsýyla sebze ve meyve bollaþýnca fiyatlar yüzde 6,4 gibi sert bir oranda

düþtü. Haliyle enflasyonu da aþaðýya çekti. ÜFE’ye gelince; Tüketici fiyatlarýndaki bu olumlu tabloya karþýn üretici fiyatlarýnda az da olsa artýþ sürüyor. Aylýk artýþ sadece yüzde 0,01 düzeyinde olmasýna karþýlýk yýllýk yüzde 10,19 seviyesine çýktý. Böylece çift haneyi tekrar görmüþ olduk. Bir de çekirdek enflasyon var. Mevsimlik ürünler, enerji, tütün ürünleri, alkollü içecekler gibi bazý maddeler enflasyon sepetinden çýkarýlarak hesaplanýyor. Enflasyonun geleceðini tahmin etmede önemli rol oynayan bir gösterge, Ocak ayýnda yüzde 2,99 idi. Haziranda yüzde 5,27’e yükseldi. Enflasyonla ilgili kýsa vadede þöyle bir kehanette bulunulabilir: Yaz aylarýnda gýda fiyatlarýnýn artmadýðý hatta indiði dikkate alýnýrsa sonbahara kadar enflasyonun belli bir bantta gezinmesi mümkün görünüyor. Sonrasýnda temkinli olunmalý. Küresel kriz dolayýsýyla 2008 ve 2009’da daralan ekonomi fiyat artýþlarýný frenliyordu. 2010 yýlýndan itibaren durum deðiþti. Ýç talebe dayalý büyüme, fiyatlarý yukarý doðru itebilir. Carî açýkla beraber enflasyonun potansiyel bir tehlike olduðu unutulmamalý.

Ortaylý: Türk-Yunan ortak tarihi gözden geçirilmeli

TOPKAPI Sarayý Müzesi Baþkaný Prof. Dr. Ýlber Ortaylý, Türkiye ile Yunanistan’ýn ortak tarihinin yeniden gözden geçirilmesi gerektiðini belirtti. Ortaylý, Atina’da yayýmlanan Kathimerini gazetesindeki demecinde, ‘’Türkiye ile Yunanistan’ýn ortak bir paydada buluþmasý durumunda, tarihin iki ülkeyi ayýran deðil birleþtiren bir unsur olarak görülebileceðini’’ ifade etti. Bu anlayýþla Türkiye ile Yunanistan arasýndaki tarihin de yeniden gözden geçirebileceðini belirten Ortaylý, ortak tarihin bazý bölümlerinin yeniden yazýlmasý ve gerçekte neler olup bittiðinin araþtýrýlmasý için uygun þartlarýn hali hazýrda mevcut olduðuna iþaret etti.Ortaylý, ‘’Karþýlýklý adýmlar bizleri daha da yakýnlaþtýrabilir. Bugün her iki ülkede karþýlýklý olarak dil öðrenen ve arþivleri araþtýran yeni nesil tarihçiler yetiþti. Bizleri þekillendiren ortak bir sürecimiz var. Ýki ülkenin siyasi liderleri arasýnda gerginlik olabilir, ancak basit insanlarý arasýnda her zaman bir sýcaklýk var’’ ifadelerini kullandý. Atina / aa

Kocaeli'de feci kaza: 3 ölü

KOCAELÝ’NIÝN Karamürsel ilçesinde, iki aracýn çarpýþmasý sonucu meydana gelen trafik kazasýnda 3 kiþi öldü, 3 kiþi de yaralandý. Alýnan bilgiye göre, D-130 karayolunun Karamürsel ilçesi Ereðli mevkiinde, Tunç Ali Erdem’in kullandýðý 34 VM 6969 plâkalý otomobil, sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu karþý þeride geçerek Ýrfan Çaðlar idaresindeki 34 GE 1479 plakalý otomobille çarpýþtý. Çarpýþmanýn etkisiyle 20 metre sürüklenen Erdem yönetimindeki otomobil yanmaya baþladý. Yanan otomobilden çýkmayý baþaran sürücü, çevrede bulunanlardan yardým istedi. Vatandaþlarýn yangýna müdahalesi sürerken olay yerine ulaþan itfaiye ekipleri, yangýný söndürdü. Ekiplerin söndürme çalýþmalarýnýn ardýndan yanan otomobilde bulunan 2 kiþinin vefat ettiði belirlendi. Çarpýþmanýn etkisiyle bariyerlere çarpan 34 GE 1479 plâkalý otomobilde bulunan Talay Çaðlar (41) ve Ecem Çaðlar (15) ise çevredeki vatandaþlar tarafýndan otomobilden çýkarýldý. Araçta sýkýþan sürücü Ýrfan Çaðlar itfaiye ekiplerinin uðraþlarý sonucunda sýkýþtýðý araçtan aðýr yaralý olarak kurtarýldý. Yaralýlar Ýrfan, Talay ve Ecem Çaðlar, Gölcük Devlet Hastanesine, diðer aracýn sürücüsü Erdem ise Karamürsel Devlet Hastanesine kaldýrýldý. Ancak Ýrfan Çaðlar kaldýrýldýðý hastanede yapýlan müdahalelere raðmen hayatýný kaybetti. Kocaeli / aa

Van’da, 4.1’lik deprem

VAN’IN Saray ilçesinde 4.1 büyüklüðünde bir deprem meydana geldi. Boðaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araþtýrma Enstitüsü’nden alýnan bilgiye göre, dün sabah saat 7.22 sýralarýnda merkez üssü Van’ýn Saray ilçesi olan 4.1 büyüklüðünde sarsýntý kaydedildi. Deprem sebebiyle vatandaþlarýn panik yaþayarak evlerden dýþarý çýktýðý, ölen ya da yaralananýn olmadýðý bildirildi. Van / aa

Her ay tekrarlanan basýn açýklamalarýyla, halkýn sesini dile getiren Kocaeli Sivil Anayasa Platformu'nun, 18. ay basýn açýklamasý Ýzmit Yürüyüþ Yolunda yapýldý.

Deðiþtirilemez maddelerle SÝVÝL ANAYASA OLMAZ DEÐÝÞTÝRÝLEMEZ VE DEÐÝÞTÝRÝLMESÝ DAHÝ TEKLÝF EDÝLEMEZ MADDELERÝN OLDUÐU BÝR ANAYASANIN HALKIN SÝVÝL ANAYASASI OLAMAYACAÐI BELÝRTÝLDÝ. MAZLUMDER Kocaeli Þubesi Üyesi Orhangazi Ergin, içinde “deðiþtirilmesi teklif dahi edilemez” maddeler olan bir anayasanýn, asla ve asla halkýn sivil anayasasý olmayacaðýný belirterek, “Sivil anayasa kýlýflý darbe anayasasý olacaktýr” dedi. Her ay tekrarlanan basýn açýklamalarýyla, halkýn sesini dile getiren Kocaeli Sivil Anayasa Platformu’nun, 18. ay basýn açýklamasý Cumartesi günü Ýzmit Yürüyüþ Yolunda yapýldý. “Deðiþtirilmesi teklif dahi edilmez maddeleri olan sözde sivil anayasaya þimdiden hayýr” pankartýnýn açýldýðý eylemde, MAZLUMDER Kocaeli Þubesi Üyesi Ergin, Platform adýna yaptýðý açýklamada, darbe anayasasýndan kurtulup, bir an evvel sivil anayasaya geçilmesi için bundan önceki referandum sürecinde, “yetmez ama evet” dediklerini hatýrlattý. Þu anda yeni bir anayasa hazýrlanmasý sürecine girildiðini belirten Ergin, daha þimdiden, “deðiþtirtmesi teklif dahi edilemez” maddeler üzerinden pazarlýklarýn baþladýðýna þahit olunduðunu kaydetti. Yeni anayasayý yapacak Meclisin baþý-

Suriyeli sayýsý 8 bin 806'ya düþtü

na, “deðiþtirilmesi teklif dahi edilemez maddelere dokunulmadan yeni bir anayasa yapýlacaktýr” diyen Cemil Çiçek’in getirilmiþ olmasýnýn düþündürücü olduðunu ifade eden Ergin, þunlarý söyledi: “Olay daha þimdiden sinyallerini vermektedir. Seçim meydanlarýnda, statükocularýn borazanlýðýný yapanlara çatan, Baþbakan ve Hükümetin halka nasýl bir anayasa getireceði herkesin merak konusudur. Fakat herkes þunu iyi bilmelidir ki içinde ‘deðiþtirilmesi teklif dahi edilemez’ maddeler olan ve daha önceki anayasalara darbeciler tarafýndan konulmuþ maddeler olan bir anayasa, asla ve asla halkýn sivil anayasasý olmayacaktýr. Sivil anayasa kýlýflý darbe anayasasý olacaktýr. Bu apaçýk ortadayken, statüko karþýtý söylemleri ile yüzde 50’den fazla oy alan Baþbakan ve yeni Hükümet, sivil halkýn deðil de bir grup minik azýnlýðýn isteklerine uygun olarak, içinde ‘deðiþmesi teklif dahi edilemeyecek’ kutsallarý olan bir anayasayý halkýn önüne sivil diye getirilirse, herkes bilsin ki, bu süreçte buna ‘Hayýr’ diyeceðiz.” Kocaeli / Yeni Asya

BAÞBAKANLIK Afet ve Acil Durum Yönetimi Baþkanlýðý (AFAD), bugün itibariyle Türkiye’de bulunan Suriye Arap Cumhuriyeti vatandaþlarýnýn sayýsýnýn 8 bin 806 kiþi olduðunu bildirdi. AFAD’tan yapýlan açýklamada, Türkiye’ye giren Suriye vatandaþlarýndan 342’sinin önceki gan ve dün kendi istekleriyle ülkelerine döndüðü, ilâve olarak 23 Suriye vatandaþýnýn Türkiye’ye kabul edildiði bildirildi. Düne kadar 15 bin 430 Suriye vatandaþýnýn Türkiye’ye giriþ yaptýðý, bunlardan 6 bin 624’ünün ülkelerine döndüðü ve bugün itibarýyla Türkiye’de bulunan Suriye Arap Cumhuriyeti vatandaþý sayýsýnýn 8 bin 806 olduðu kaydedilen açýklamada, þu ifadelere yer verildi: ‘’Ülkemize giriþ yapan Suriye Arap Cumhuriyeti vatandaþlarýnýn

ANAYASANIN HER MADDESÝ ÝHTÝYAÇLARA GÖRE DEÐÝÞEBÝLÝR Ergin, demokrasilerde bir maddenin deðiþip deðiþemeyeceðine karar verecek olan halkýn kendisi vurgulayarak, “Bir ülkede bu kural ihlâl ediyorsa o ülkede demokrasi de yoktur, sivil irade de. Anayasanýn her maddesi deðiþen koþullara, zamana ve ihtiyaçlara göre deðiþebilir olmak zorundadýr. Halkýn neyi isteyip, neyi istemeyeceðine bir grup azýnlýðýn karar verdiði ülkede demokrasi deðil, gizili vesayet rejimi hâkimdir” dedi. Böyle bir anayasanýn, oldu bittiye getirilip, halk ne olduðunu anlayamadan yürürlüðe sokulmasý durumunda arkasýndan yapýlacak eleþtirilerin faydasý saðlamayacaðýný belirten MAZLUMDER Kocaeli Þubesi Üyesi Orhangazi Ergin, önemli olan bu aþamada, bu oyunu deþifre edip halkýn uyanmasýný saðlamak olduðunu söyledi. Ergin, “Bu þekilde bir anayasa taslaðý ile halkýn önüne çýkýlýrsa, tavrýmýzýn ve referandumda kullanacaðýmýz oyun ‘Hayýr’ olduðunu burada ilân ediyor, tüm darbe karþýtlarýný, STK’larý daha þimdiden halký bilgilendirme çalýþmalarý yapamaya, kampanyalara baþlatmaya dâvet ediyoruz” diye konuþtu.

geçici barýnmalarý için her türlü kolaylýk tesisleriyle (seyyar mutfak, banyo, WC üniteleri, çocuk oyun parklarý, ibadet alanlarý, eðitim, seyyar hastane ve diðer sosyal tesisler) Yayladaðý’nda 2, Altýnözü’nde 2, Reyhanlý ilçesinde 1 ve merkez ilçeye baðlý Apaydýn Köyünde 1 olmak üzere toplam 6 çadýrkent kurulmuþtur. 33’ü refakatçi olmak üzere 103 kiþi hastanede, 8 kiþi kadýn sýðýnma evinde, 3 kiþi Serinyol Huzurevi’nde bulunmaktadýr.’’ Açýklamada, ilgili kurum ve kuruluþlarca, çadýrkentlerde barýnma, yiyecek, saðlýk, güvenlik, sosyal aktivite, eðitim, ibadet, tercümanlýk, haberleþme gibi hizmetlerin verildiði belirtilerek, çadýrkenttekilere günlük 3 öðün sýcak yemek verilmeye devam edildiði belirtildi. Ankara / aa

cevher@yeniasya.com.tr

Ýslâm birliðine suikast projeleri eçen yüzyýlýn baþlarýnda baþta Ýngiltere, Fransa ve diðer irili ufaklý Batýlý iþgalci ve istilâcý ortaklarý, Osmanlýyý ifna etme plânlarýný ve fitnekâr desîselerini devreye soktular. Bunun içindir ki Bediüzzaman, “âlem-i Ýslâma ve merkez-i hilâfete ettikleri ihânet” dediði, Sevr Muahedesi”ni (anlaþmasýný), “Avrupa zâlim hükûmetleri zulümleriyle, devlet-i Ýslâmiyenin (Osmanlýnýn) nurunu söndürmek niyetiyle müthiþ bir su-i kast” olarak niteler. “Sevr Muâhedesi”ni “Kur’ân’ýn zararýna gayet aðýr þeraitle (þartlarla) kâfirâne fikirlerin icrâ etmek plâný” olarak takbih eder. “Vahim neticeleri” olduðunu yazar. (Kastamonu, 17; Þuâlar, 619) Buna karþý 1911’de Þam’da aralarýnda 100’den fazla âlimin bulunduðu on bini aþkýn cemaate irâd ettiði hutbede, kýrk elli sene sonra baþta “Arap ve Türk iki büyük kardeþ” olmak üzere Müslüman tâifelerin “dünyevî ve uhrevî saadetleri ve menfaatleri için” yeniden ittihad edip, Müslüman ülkelerin tek tek istilâdan kurtulup istiklâliyetlerini kazanacaklarýný ve “Cemâhir-i Müttefika-i Amerika (Amerika Birleþik Cumhuriyetleri)” gibi bir birlik kuracaklarýný belirtir. Ecnebilerin iþgal, savaþ ve zulümle daðýttýðý ve parçaladýðý Müslümanlarýn müstakil devletler halinde siyasî, iktisadî, kültürel birlik kurmalarý gerektiðini ve kuracaklarýný müjdeler. (61-62) Yerli iþbirlikçiler bularak son bir asýrda oynanan oyunlar, Ýslâm dünyasýna dayatýlan Sevr Muahadesi gibi “gaddarâne muâhedeler”in maksadý, Ýslâm âlemini daha da bölüp parçalamak, Bediüzzaman’ýn Kur’ân’daki “Ýslâm kardeþliði”nin istikameti olarak gösterdiði birlik ve beraberliklerini engellemektir…

G

“BÝRBÝRÝNE KOMÞU, KARDEÞ VE MUHTAÇ…” Gerçek þu ki ecnebiler, çeþitli fitnelerle Ýslâm dünyasýnýn bir ve beraber olmasýný engellemekteler. “Þarkî Anadolu’da iftirak âmâlini (emellerini) mevki-i fiile çýkarmak (uygulamaya koymak)” için “Kürt ve Ermeni dâvâsý” perdesinde “Ýslâmiyet nâm ve þerefini i’lâ (yüceltmek) için beþyüz bin kiþi fedâ eden, bin seneden beri Kürtlerin cihad arkadaþý” olan Kürtleri Ermenilerin peþine takýp güdümlerinde “Ermenistan ve Kürdistan kurulmasý” ifsadlarý bunun içindir. Bunun içindir ki Bediüzzaman, 1921’de Paris’te, “Kürdistan ve Ermenistan”ýn Osmanlýdan kopartýlmasýna karþý, “Dört buçuk asýrdan beri vahdet-i Ýslâmiyenin (Ýslâm birliði ve bütünlüðünün) fedakâr ve cesur hâdim (hizmetkâr) ve taraftarlarý olarak yaþamýþ ve dinî an’anesine sadâkati gaye-i hayat bilmiþ Kürtler” adýna Ermeni Boðos Nubar Paþa ile iftirak anlaþmasýný imzalayan Kürt Þerif Paþa’ya verdiði cevapta, tefrikayý peþinen reddeder. “Kürdistan’a verilecek muhtariyetten bahsediliyor. Kürtler ecnebi himâyesinde bir muhtariyeti kabul etmektense ölümü tercih ederler” diye menhus maksadý açýklar. (Eski Said Dönemi Eserleri, 106-110; Ýkdam, 7 Mart 1920; Sebilürreþad dergisi, 17 Mart 1920) Yine bunun içindir ki, Demokrat Parti hükûmetinin baþardýðý “Baðdat Paktý”ný takdir için “Reis-i Cumhura (Bayar’a) ve Baþvekile (Menderes’e) yazdýðý mektupta, “birbirine komþu ve birbirine muhtaç olan kardeþler” tavsifiyle “Arabistan, Hindistan (Pakistan), Ýran, Kafkas, Türkistan, Kürdistandaki milletler” olarak tanýmladýðý “Ýslâm kavimleri”nin menfi ýrkçýlýk belâsýný def edip menhus hâricî telkin ve tahrikleri boþa çýkarmasý için bu birlik ve bütünlüðü önemser ve önceler. (Emirdað Lâhikasý, 437-440) ÝSLÂM CUMHURÝYETLERÝ BÝRLÝÐÝ Özetle Bediüzzaman, Amerika Birleþik Devletleri ve Almanya gibi daha önce tefrikaya düþmüþ, ayrý devletlerin birleþmesi örneðini önerir. Ýslâm ülkelerinin bir araya gelip, siyasî, kültürel, iktisadî ve diðer alanlarda “Ýslâm cumhuriyetleri birliði” benzeri zeminleri oluþturmalarýnýn gereðini belirtir. Yoksa dünün “muhtariyet,” günümüzün “özerklik” talepleriyle zaten ufaltýlmýþ, güçsüz devletçikler haline getirilmiþ mevcut Ýslâm ülkelerinin daha da parçalanýp bölünmesini deðil. Bu açýdan Irak’ta, Afganistan’da, Pâkistan’da etnik ve mezhebî bölünme ve parçalanmayý dinamitleyen; ABD ve Ýsrail’in kýþkýrtmalarýyla güneyi kopartýlmýþ Sudan’la devam eden, Libya’nýn ve en son Suriye’nin Iraklaþtýrýlmasýný amaçlayan “demokrasi, özgürlük ve barýþ” paravanýndaki kargaþa, kaos, iç çatýþma ve iç savaþ projelerine dikkat...


6

RÖPORTAJ

11 TEMMUZ 2011 PAZARTESÝ

Y

KADINLAR KEMALÝZM KISKACINDA

Problemin temel kaynaðý 'tek tiplilik ideolojisi'ndedir Bir sosyolog olarak Türkiye’de sivil dikta olduðunu düþünüyor musunuz? Tek kelimeyle hayýr. Sivil ile dikta asla bir araya gelmez ve gelemez. Çünkü demokratik sistemlerde sivillerin üzerinde dünya kadar denetim mekanizmalarý var. Her þeyden önce uluslar arasý mekanizmalar var. Bununla birlikte demokratik toplumun getirdiði denetim mekanizmalarý var. Parlamento, sivil toplum, yargý, medya, toplumsal vicdan tüm bunlar sivil hükümetleri frenleyen denetim mekanizmalarýdýr. Hiçbir þey olmazsa bile, sivil hükümetler dört yýlda bir halkýn karþýsýna çýkarlar. Halk da onlara gereken notu verir. Buradan bakýnca, demokratik sistemler içinde sivil diktalarýn oluþmasýnýn imkâný yoktur. Son yýllarda sivil alanýn geniþlemesiyle birlikte, eski vesayetçiler bunu bir dikta olarak lanse etmeye baþladýlar. Biraz önce ifade ettiðim tahrifatçý tutumu burada da görüyoruz. Ayný þeyi Demokrat Parti için de yaptýlar. Darbeyi meþrûlaþtýrmak için Demokratlarýn sivil dikta kurduðunu, gençleri kýyma makinelerinde doðradýðýný ileri sürdüler. Unutmayalým ki, ne Demokratlar döneminde, ne de bugün herhangi bir diktadan söz edemeyiz. Esas diktalar darbelerle birlikte harekete geçmiþtir.

PROF. DR. ÖMER ÇAHA: KEMALÝST ÝDEOLOJÝNÝN DAYANDIÐI DEÐERLERÝN BÝR KISMI SOÐUK SAVAÞ DÖNEMÝNDE, BÝR KISMI DA YAÞADIÐIMIZ BÝLGÝ ÇAÐINDA GEÇERLÝLÝÐÝNÝ YÝTÝRDÝ. ÇAÐIMIZ TEK KELÝMEYLE "ÝNSAN" ÇAÐIDIR. OYSA KEMALÝST ÝDEOLOJÝ, ÖZÜNDE, "DEVLET" ÝDEOLOJÝSÝDÝR. KEMALÝST ÝDEOLOJÝNÝN KADINLARI KURTARDIÐI TEZÝ HER HALÜKÂRDA DOÐRU BÝR TEZ DEÐÝL

hhkemal@yeniasya.com.tr

Türkiye’de yeni hükümet kuruldu, ancak muhalefet hâlâ yasama çalýþmalarýna katýlmamakta ýsrar ediyor. Bunu da demokrasi adýna yapýyor. Peki muhalefet gerçekten bunu demokrasi adýna mý yapýyor, yoksa eski Kemalist rejimin son kalesi olduðu için sistemi týkamak mý istiyor? Biz de bu sorularý Fatih Üniversitesi Kamu Yönetimi Bölüm Baþkaný Prof. Dr. Ömer Çaha ile konuþtuk. Sosyolog olan Çaha, CHP’nin millî egemenliðe zerre kadar saygýsý olmadýðýný, Menderes ve arkadaþlarý idam edilirken gösterdikleri tavýrdan bunu anlamanýn mümkün olduðunu dile getiriyor.

K

Türkiye’nin içinde bulunduðu siyasî krizi nasýl yorumluyorsunuz? rizin bir boyutu CHP, bir boyutu da BDP ile baðlantýlý. BDP açýsýndan bakýldýðýnda Hatip Dicle ve KCK dâvâsýndan tutuklu milletvekilleri üzerinden sýnýrlarý zorlayarak sistemi kendileri lehine esnetmeye dönük bir tutum içinde olduklarý görülüyor. Kuþkusuz haklý taraflarý var. Yüksek Seçim Kurulu’nun Dicle ile ilgili seçim öncesi ve sonrasýnda verdiði çeliþkili kararlar demokratik vicdanlarý rahatsýz etmektedir. Bu yönüyle BDP’nin bu tavrýný anlamak lâzým diye düþünüyorum. Ama bu tavýr ilanihaye Meclis dýþýnda kalmak þeklinde devam eden bir tutuma dönüþürse o zaman anlaþýlýr olmaktan çýkar. Ya CHP… Ancak ayný deðerlendirmeyi CHP için yapmak doðru deðildir. CHP þimdiye kadar “millî egemenlik” kavramýna zerre kadar saygý gösterme ihtiyacý hissetmedi. Bu ülkenin Baþbakaný darbeye maruz kalarak idam sehpasýna gönderildiðinde, CHP’liler zevkten dört köþe olmuþlardý. O gün bugündür CHP’li yöneticiler hiçbir zaman Menderes’e ve arkadaþlarýna karþý yapýlan haksýzlýðý millî iradeye karþý bir tecavüz olarak görmediler. Bugün de seçimle iktidara gelen Baþbakan ipe gönderilse, CHP’liler zil takýp göbek atacaklar. CHP, þimdiye kadar gerçekleþen tüm darbe veya darbe giriþimlerine payanda oldu. 1950’den sonraki iktidara geliþlerine baktýðýnýzda, tümünde darbenin açmýþ olduðu yol üzerinden iktidara geldiler. 1960’lar, 70’ler ve 90’lardaki kýsa süreli iktidar maceralarýnýn tümünde darbelere borçludurlar. Darbeden bu denli beslenen bir partinin “millî egemenlik” retoriði ile Meclise posta koymasý, hiçbir þekilde ne masumdur, ne de anlaþýlabilir bir þeydir. Hele Merve Kavakçý olayýnda, bugün bir kýsmý CHP içinde siyaset yapan siyasetçilerin sergilediði tavýr, capcanlý biçimde gözlerimizin önünde iken, CHP’nin anlaþýlabilir bir tutum içinde olduðuna hükmetmek için oldukça iyimser olmak gerekiyor. Olan þey þudur: Rakiplerinizle boy ölçüþemediðiniz zaman onun silâhýný alýr, onu onunla vurmaya çalýþýrsýnýz. CHP öteden beri devlet, asker, bürokrasi derken; rakibi olan sað partiler millet, halk, millî irade dediler. Her defasýnda da bu söylemi dillendiren sað partiler CHP’yi ezip geçti. CHP þimdi bu silâhla rakibine karþý mücadele etmeye çalýþýyor. Bunun adý postmodern ifadeyle “tahrif”ten baþka bir þey deðildir. Demokrasinin omurgasý olan millî iradeyi bu tutumla tam anlamýyla tahrif etmeye ve sulandýr-

Prof. Dr. Ömer Çaha

CHP, SANIKLARA DEÐÝL BAÞÖRTÜLÜLERE SAHÝP ÇIKMALI

Baþörtülü kadýnlarýn maðduriyetlerini deðerlendiren Prof. Ömer Çaha, “CHP’lilere baksanýza! Çete üyesi olmaktan sanýk iki kiþi içerde diye kýyameti koparýyorlar. Ellerinden gelse rejimi týkayacak, hayatý durdurmaya çalýþacaklar. Milyonlarca baþörtülü kadýn ne çete üyesi, ne suçlu, ne de sanýk” dedi.

maya çalýþmaktadýrlar. Hele bu kavramý millî egemenlikle mücadele eden bir çeteye üye olduklarý ithamýyla yargýlanan kiþileri kurtarmak için yapmalarý komik olmanýn da ötesinde bir þey. Geçmiþ dönemde “kutuplaþma” gibi kavramlar öne çýkmýþtý. Yeni dönemde kutuplaþmanýn sona ereceðini düþünüyor musunuz? Ben Türkiye’de kutuplaþmanýn kolay kolay sona ereceðini sanmýyorum. Türkiye 1950’den bu yana derin bir iktidar mücadelesiyle karþý karþýyadýr. Devlet otoritesini elinde tutan oligarþik bürokratik azýnlýk, elindeki iktidar yetkisini bir türlü çoðunluða vermeye razý olmadý, olamýyor da... Bugün Mýsýr’da, Suriye’de, Libya’da, Tunus’ta, Fas’ta yaþanan ne ise Türkiye’de yaþanan da odur. Aradaki fark þudur: O ülkelerde iktidara hükmedenler hem devlet alanýna, hem de sivil alana birlikte hükmettiler. Oysa Türkiye’de devlet alaný karþýsýnda sivil iktidar alanýnýn kýsmî bir özerkliði söz konusu oldu. Bu bir yönüyle kurnazca yönetme taktiðidir. Uzun ve derin devlet deneyimimiz burada uzun süre incelikli biçimde kendisini gösterdi. Görünürde iktidarýn demokratik mekanizmayla el deðiþtirdiðine iliþkin bir sahne var. Ama sahnenin arkasýnda Mübarekler, Bin Aliler, Saddamlar, Esadlar var oldular. Alanlarý daraldýðý zaman düdük çaldýlar, sahnenin sivil alanýnda duran siyasetçiler de kuzu kuzu sivil iktidarý götürüp onlara teslim ettiler. Þimdi bunu yapamýyorlar. Son on yýldýr sivil sahne alaný geniþledi, geniþledikçe onlarýn alaný daraldý, daraldýkça da sýkýþan kedi tepkisi vermeye baþladýlar. Bunun bir müddet daha böyle devam edeceðini düþünüyorum. Sahnede derin devlet dediðimiz þeye, yani Bin Alilere, Mübareklere, Esadlara, Saddamlara açýlan perdeyi tümüyle yýrtýp atmadýkça; sahnemizi tümüyle halka, sivil iradeye açmadýkça kutuplaþma dediðimiz þeyi yaþamaya devam edeceðiz. Otuz yýldýr karþý tarafýn tek beslenme kaynaðý budur çünkü. Vesayetçi kadrolarýn iktidarlarýný býrakmak istemedikleri aþikâr, CHP’nin boykot tavrýný bu açýdan yorumlamak mümkün mü? Kanaatimce, CHP’nin tavrý, tümüyle bununla

baðlantýlý. Bir bakýma racon kesmek istiyorlar. “Millî egemenlik dediðiniz þeye saygý göstermemizin yolu, elinizi bizimkilerin üzerinden çekmenize baðlý” diyorlar. Demokrasiyi, millî irade kavramýyla vurmaya çalýþýyorlar. Yine millî irade kavramýyla, millî iradeye, halka, demokrasiye, sivil iradeye, hukukun üstünlüðüne, insan haklarýna, Türkiye’nin modern dünyayla bütünleþmesine karþý mücadele edenleri týkýldýklarý yerden kurtararak önlerini açmaya çalýþýyorlar. CHP’nin mücadelesinin tek baþýna Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal mücadelesi olduðu kanýsýnda deðilim. Onlarý sembolleþtirerek, onlar üzerinden derin yapýlarý muhafaza etmeye çalýþýyorlar. Deniz Baykal’ýn söylediklerini hatýrlayalým: “Ergenekon’un avukatýyým” diyordu Baykal. CHP, þu anda bunu yapýyor. Balbay ve Haberal üzerinden vesayetçi çetelerin avukatlýðýný yapýyor. CHP’nin boykot tavrý Kemalist ideolojinin týkandýðýnýn göstergesi mi? Siz CHP’nin iki yüzyýllýk deðiþimin karþýsýnda durmaya çalýþtýðýný söylüyorsunuz… Bir bakýma Kemalist vesayetin sýkýþmýþlýðýnýn ifadesi. Eskiden bir iki subay konuþur, medya bunu manþete taþýrdý; sivil hükümetler de anýnda hizaya geçerlerdi. Kamuya açýk alanda medya, kapalý alanda ise sivil bürokrasi bu vesayeti sürdürüyordu. Þimdi buralar týkandý. Vesayet sisteminin mekanizmalarý daralmaya baþladý. Bu bakýmdan, açýktan açýða mücadeleyi CHP üzerinden yürütmeye çalýþýyorlar. Bu bir yönüyle vesayetçilerin çaresizliðini, bir yönüyle de Kemalist ideolojinin týkanýklýðýný gösteriyor. Kemalist ideoloji zaten felsefî olarak çoktan miadýný doldurmuþtur. Kemalist ideolojinin dayandýðý deðerlerin bir kýsmý Soðuk Savaþ döneminde, bir kýsmý da yaþadýðýmýz küresel dünyada, bilgi çaðýnda geçerliliðini yitirdi. Çaðýmýz tek kelimeyle “insan” çaðýdýr. Oysa Kemalist ideoloji, özünde, “devlet” ideolojisidir. Devleti yüceltirken, insaný da onun hizmetinde bir araç olarak görür. Oysa çaðýmýz anlayýþý devleti bir araç, insaný da nihaî amaç olarak görür. Kemalist ideolojinin kuþkusuz hâlâ yaþayan bir takým deðerleri var. Ancak o deðerler insanla buluþmadýðý takdirde, Kemalist ideoloji giderek geçerliliðini yitirecektir.

Önümüzdeki dönem cumhurbaþkanýný halkýn seçeceði düþünülürse, Türkiye daha demokratikleþiyor denebilir mi? Bazý kesimlerin cumhurbaþkanlýðýnda da kriz çýkaracaðýný düþünüyor musunuz? Mevcut sistemle cumhurbaþkanlýðý seçimi yapýlýrsa, kanýmca ciddî bir kriz çýkmaz. Bu, vesayetçilerin cumhurbaþkanlýðý ile ilgili herhangi bir hazýrlýk içinde olmadýklarý anlamýna gelmez. Mevcut cumhurbaþkanýnýn kaç yýl görevde kalacaðýný hâlâ bilmiyoruz. Neden? Buna ilgili yargý kurumu karar verecek. Peki neden karar vermiyor? Neden konuyu sürüncemede býrakýyor? Çünkü duruma göre bir karar çýkarýlacak ondan. Bu anlaþýlýyor. Ama dediðim gibi, cumhurbaþkanýnýn halk tarafýndan seçilmesi söz konusu olduðu sürece ciddî bir sorun görmüyorum. Ýlk seçimde bazý sýkýntýlar sözkonusu olabilir. Ama zamanla bunlarýn aþýlacaðýný ve herkesin durumu kabulleneceðini düþünüyorum. Sorunuza gelecek olursak; evet, cumhurbaþkanýnýn halk tarafýndan seçilmesi demokrasiyi güçlendirecektir. Demokrasiye iki yoldan güç katacaðýný düþünüyorum. Birincisi artýk vesayetçilerin de yolu halktan geçtiði için bunlar da ýlýmlý bir aday etrafýnda toplanmak zorunda kalacaklar. Baþka bir deyiþle, merkeze hitap eden bir cumhurbaþkaný adayýyla yarýþmak zorunda kalacaklar. Bu da doðal olarak partiler arasýndaki barikatý, derin fay hattýný azaltacaktýr. Bu saðdan ve soldan partiler arasýnda ittifaklara da yol açabilir. Ýkinci olarak da büyük yetkilerle donanmýþ bir makam, ilk defa halk tarafýndan seçilmiþ olacaktýr. Bu da Çankaya’yý siyasetin vesayetinden çýkaracaktýr. Bu denli yetkiyle donatýlmýþ bir cumhurbaþkaný, ancak halk tarafýndan seçildiði zaman demokratik olarak iþlevsel olabilir diye düþünüyorum. Ýnsanlarýn sürekli birbirine benzetilmeye çalýþmasý yanlýþ deðil mi? Yine tek tipçi anlayýþ farklý þekillerde kendini gösteriyor mu? Kuþkusuz yanlýþ olduðu gibi arkaik ayný zamanda. Tek tiplilik 1930’larýn ideolojisi. Faþizm, Sovyet sosyalizmi ve bunlarýn rengine bulanmýþ Üçüncü Dünyadaki millîyetçi ideolojilerin hayata geçirmeye çalýþtýðý deðer; tek tiplilik. Bu, demokrasinin ruhuna aykýrýdýr. Demokrasi özünde “farklýlýklarýn” rejimidir. Demokratik tüm deðerler ancak farklýlýk, çeþitlilik söz konusu olduðunda yaþayabilir. Bir meyve için toprak ne ise, demokrasi için de çeþitlilik odur. Türkiye’nin yaþadýðý sorunlarýn temelinde ne yazýk bu var. Kürt sorunu, Alevî sorunu, dindar kadýn sorunu, tüm bunlar tek tiplilik ideolojisinin getirdiði sorunlar. Bunlarý aþmadan demokrasimizi gerçek zeminine oturtamayýz. Yeni Mecliste baþörtülü vekil olmamasýný nasýl yorumluyorsunuz? Siz vergi verirken insanlarýn ayrýma tabi tutulmadýðýný, iþe alýrken

de ayrým yapýlmamasý gerektiðini söylüyorsunuz? Tabiî ki vicdanlarý yaralayan bir þey olarak görüyorum. Toplumun yarýsý kadýn, bunlarýn da yüzde 60’ýnýn üzerindeki bir kesimi, þu ya da bu þekilde baþörtülü. Meclis dediðimiz yer halkýn temsil mekanizmasý, millî egemenliðin deyim yerindeyse mabedi. Oraya gelenler de halkýn temsilcileri, vekilleri. O zaman nerede bu yüzde 60, 65’lik kadýnýn vekili. Unutmayalým ki, devletle bizlerin zýmmî bir sözleþmesi var. Siz devlete bu sözleþme üzerinden tabi olur, otoritesini kabullenir ve ona vergi verirsiniz. Devletin de size karþý yükümlülüðü var. Türkiye’de baþörtülü kadýn diðerleri gibi devletle yaptýðý bu sözleþmesinin gereðini yerine getiriyor. Vergisini veriyor, kamu düzenine riayet ediyor, çocuðunu askere gönderiyor v.s. Ama bunun karþýlýðýnda devlet kendi varlýðýna zerre kadar saygý göstermiyor. Demokrasilerde en temel hak olan temsil hakkýný elinden alýyor. Bu durum nereden bakarsanýz bakýnýz insanî, vicdanî ve ahlâkî açýdan anlaþýlýr bir durum deðildir. Yetmiþ seksen yýl sonra dönüp bu günlere baktýðýmýzda utanacaðýmýz, hicap duyacaðýmýz bir durum bu. Týpký 1930’larýn faþizan tutumundan bugün nasýl tiksiniyorsak, yarýn, öbür gün bugünlerden de bu denli tiksinti duyacaðýz. Baþörtüsü mücadelesinin dünyada eþi benzeri olmayan bir hareket olduðunu belirtiyorsunuz. Bunu biraz açar mýsýnýz? Türkiye’deki baþörtüsü maðduriyeti, dünyanýn hiçbir yerinde yok. Uygar Batý dünyasýný bir kenara býrakýn, otoriter Ortadoðu rejimlerinde bile böyle bir durum söz konusu deðil. Bu maðduriyet, Kemalistlerin Müslüman kadýn üzerindeki bu acýmasýz politikasý, nereden bakarsanýz bakýn, bir ülkede toplumsal dengeleri, ahengi, düzeni alt üst etme potansiyeli taþýyan bir olay. Ama muhafazakâr dindar kesimin olgunluðu sayesinde sessiz bir sorun olarak varlýðýný sürdürüyor. CHP’lilere baksanýza! Çete üyesi olmaktan sanýk iki kiþi içerde diye kýyameti koparýyorlar. Ellerinden gelse rejimi týkayacak, hayatý durdurmaya çalýþacaklar. Milyonlarca kadýn ne çete üyesi, ne suçlu, ne de sanýk. Ama onlar Kemalist zihniyetin kamusal alanýndaki parmaklýklarýn ardýna itilmiþ durumda. Burada vakarlý, onurlu, sabýrlý bir tutum sergiliyor; sessiz bir mücadele içinde yer alýyor. Kendi varlýðýnýn mücadelesi. Kemalist ideolojinin sahipleri kadýnlarý kurtardýðýný iddia ediyor bu doðru mu? Kadýnlarý ne denli kurtardýklarý baþörtülü kadýnýn yaþadýklarýndan anlaþýlýyor. Kemalistlerin kadýnlara verdiði bir þey yok. Kadýn ne almýþsa, hangi haklarý elde etmiþse, Türkiye’nin modernleþmesinin doðal bir sonucu olarak elde etmiþtir. Kemalistlerin hayata geçirdiði Ýsviçre Medeni Kanunu’nun kadýnlara verdiði haklar, Osmanlý Aile Hukuku Kararnamesinin kadýnlara verdiði haklarýn gerisindedir. Ama Kemalistler bunu öylesine propaganda malzemesi haline getirdiler ki, bu yönüyle hepimizi ikna ettiler, inandýrdýlar. Kemalizm’in ayný zamanda bir kadýn kurtuluþu ideolojisi olduðuna inanýr olduk. Oysa bu doðru deðil. Kemalizm, kadýný kendi tercihi, seçimi, yaþam biçimi üzerinden özgürleþtirmekten çok; onun kamusal alandaki varlýðýný kendisine mal ederek, bir bakýma istismar ederek kadýnlarý kendisine hizmet eder hale getirdi. Hizmetinden çýktýðýnýz anda da Kemalizm’in yumruðunu tepenizde görüyorsunuz. Az önce sözünü ettiðimiz yüzde 65’lik kadýnýn yaþadýðý þey budur. Kemalizm’in kadýna yaptýðý bir hizmetten söz edecek olursak o da þudur: Kemalist ideoloji, seküler bir kamusal alan oluþturdu. Bu da bazý kadýnlarýn özgürlüklerini yaþama imkâný saðladý. Ama bu özgürlük de yine Kemalist þablon içinde tanýmlanan bir özgürlük. Meselâ feminist kadýn hareketi de seküler, ancak Kemalistler 1930’larda onlarýn yaþamasýna izin vermediler. Dolayýsýyla Kemalist ideolojinin kadýnlarý kurtardýðý tezi her halükârda doðru bir tez deðil diye düþünüyorum.


DÜNYA

Y

11 TEMMUZ 2011 PAZARTESÝ

HABERLER

ANNELER, 16 YILLIK ACIYA DAYANAMAYIP HASTALANIYOR SREBRENITSA’DA yaþayan ve soykýrýmda eþini ve 3 oðlu öldürülen Munira Salihoviç, eþi, 3 oðlu ve torunu katledilen Meyra Cogaz, 2 oðlu vefat eden Zeyna Eyuboviç... Bu anneler, kýsa süre önce deðiþik hastalýklarý dolayýsýyla ameliyat oldu. Hastalýklarýnýn en önemli gerekçesi ise doktor raporlarýnda ‘’yalnýzlýk ve aþýrý üzüntü olarak’’ yer alýyor. Potoçari yakýnýndaki bir köyde yalnýz yaþayan Munira Salihoviç, yaklaþýk bir ay önce ameliyat olduðunu ve ayakta durduðunu, sancýlar çektiðini belirtti. Salihoviç, yýllarca çocuklarýnýn acýsýný hep yüreðinde hissettiðini ve çektiði bu acýlardan dolayý artýk bün-

7

Yunanistan’da PASOK ve YDP’nin oylarý düþtü

YUNANÝSTAN'DA, yapýlan bir kamuoyu araþtýrmasý, iki büyük siyasî parti olan iktidardaki PASOK ile ana muhalefet Yeni Demokrasi Partisi’nin (YDP) oy oranlarýnýn yüzde 20’nin altýna düþtüðünü ortaya koydu. Atina’da yayýmlanan haftalýk To Vima gazetesinin Kapa araþtýrma þirketine yaptýrdýðý araþtýrmaya göre, ana muhalefet YDP, iktidardaki PASOK’un 1,3 puan önünde yer alýrken, PASOK’u destekleyenlerin oraný yüzde 16,5, YDP’nin oyu ise yüzde 17,8 olarak belirlendi. Parlamentodaki diðer partilerin de oy kaybýna uðradýðýnýn belirlendiði araþtýrmada, Yunanistan Komünist Partisi’nin (KKE) oy oraný yüzde 7,5, milliyetçi Ortodoks Halk Partisi’nin (LAOS) yüzde 5,7, Sol Ýttifak Partisi’nin (SYRIZA) ise yüzde 3,6 olarak kaydedildi. Araþtýrmaya katýlanlarýn yüzde 67,6’sý da hükümetin Eylül ayýna kadar ekonomideki hedeflerini tutturamamasý durumunda erken seçim yapýlmasýndan yana olduðunu belirtti. Öte yandan, hükümetin malî krizden çýkmaya yönelik kemer sýkma politikasýný protesto ederek, 48 gündür her akþam Parlamento önündeki Sintagma meydanýnda toplanan ve kendilerini “býkkýn” ve “öfkeliler” olarak adlandýran vatandaþlarýn gösterileri sürüyor. Atina / aa

yesinin iflâs ettiðini kaydetti. Potoçari’ye 2002 yýlýnda dönen ve yalnýz yaþayan Meyra Cogaz da, kýsa süre önce karaciðer ameliyatý olduðunu ifade ederek, ‘’Artýk vücudum ve kalbim bu acýyý kaldýramýyor. Artýk gözle rim bu dünyaya ve bu acýlara bakmaktan býktý. Çektiðimiz acýlar saðlýðýmýza zarar veriyor, ancak elimizden de bir þey gelmiyor. Aþýrý üzüntüden karaciðerimden ame liyat oldum. Hastaneden taburcu olup evime döndüðümde günlerce bir bardak su verenim olmadý. Ýþte Av rupa’nýn ortasýnda, dünyanýn gözleri önünde iþlenen soykýrým bizi bu durumda býraktý’’ dedi.

Mýsýr'da muhalifler Tahrir’den ayrýlmýyor

Durakoviç, savaþ öncesinde çoðunluðu Boþnak 36 bin kiþinin yaþadýðý þehirde, þu anda yüzde 70'i Sýrp olmak üzere yaklaþýk 5 bin kiþinin yaþadýðýný, demoðrafik deðiþimin soykýrýmdan kaynaklandýðýný belirtti. : FOTOÐRAF: AA

Hüzün þehri Srebrenitsa 8 BÝN ERKEÐÝN KATLEDÝLDÝÐÝ SREBRENÝTSA’DA SOYKIRIM KURBANLARININ GERÝDE BIRAKTIÐI ANNELERÝNÝN BÝRÇOÐU AÞIRI ÜZÜNTÜ VE YALNIZLIKTAN DOLAYI HASTALIKLARA YAKALANDI. BOSNA'DAKÝ savaþ sýrasýnda Temmuz 1995’te 8 bin erkeðin katledildiði Srebrenitsa’da, soykýrým kurbanlarýnýn geride býraktýðý annelerin birçoðu aþýrý üzüntü ve yalnýzlýktan dolayý þimdi hastalýklarla baþbaþa kaldý. Avrupa’nýn 2. Dünya Savaþý’ndan sonra yaþadýðý en büyük katliâm olarak kabul edilen Srebrenitsa’da bugün soykýrýmýn 16. anma yýldönümü törenleri geniþ bir katýlýmla yapýlacak. Srebrenitsa’da acý ve gözyaþýný sadece bir gün deðil, 16 yýldýr yüreklerinin en derininde hisseden ve yaþayanlar ise kurbanlarýn geride býraktýðý anneler... Bosna-Hersek’in

Sýrbistan sýnýrý yakýnlarýnda, yemyeþil ormanlar arasýnda Türkçe ‘’Gümüþ’’ anlamý taþýyan Srebrenitsa, soykýrýmla birlikte geriye yalnýz ve gözü yaþlý anneleri býraktý. Ailelerinde neredeyse hiç erkek kalmayan anneler, eþlerinin, çocuklarýnýn anýsýný yaþatmak için her türlü zorluðu göðüsleyerek doðduklarý topraklarý terk etmedi. Adalet mekanizmasýnýn yavaþ iþlemesinden dolayý birçok savaþ suçlusunun serbest gezdiði ülkede, çocuklarýnýn katilleriyle göz göze gelmek istemeyen Srebrenitsalý anneler, günlerce dýþarý dahi çýkmadan yalnýz bir hayat yaþýyor.

BOÞNAKLARIN DÖNMESÝ ÝÇÝN ÝÞ ÝMKÂNI SAÐLANMALI SREBRENITSA Belediyesi Baþkan Vekili Çamil Durakoviç, þehrin 10 ile 15 Temmuz tarihleri arasýnda hatýrlandýðýný ve bu tarihler sonrasýnda þehre yönlendirilen dikkatin kaybolduðunu ifade ederek, ‘’Bu acý günlerde bile bize verilen sözler, dönüþ yolunda unutuluyor’’ dedi. Savaþ öncesinde çoðunluðu Boþnak 36 bin kiþinin yaþadýðý þehirde, þu anda yüzde 70’i Sýrp olmak üzere yaklaþýk 5 bin kiþinin hayatýný sürdürdüðünü ifade eden Durakoviç, þehrin demografik yapýsýndaki deðiþimin soykýrýmdan kaynaklandýðýný söyledi. Srebrenitsa’da daha önce yaþayan Boþnaklarýn geri dönmelerinin saðlanmasý için sistematik bir yaklaþým olmadýðýný söyleyen Durakoviç, ‘’Þu anda Srebrenitsa çok zor günler yaþýyor. Çünkü topraklarýna sahip çýkmak amacýyla gelen Boþnaklar, iþsizlik nedeniyle burayý terk ediyor. Son 2 yýlýn verilerine göre Srebrenitsa’dan ayrýlan sayýsý, geri

Rusya’da gemi battý

Lieberman: Türkiye, uzlaþma kapýsýný kapadý ÝSRAÝL Dýþiþleri Bakaný Avidor Lieberman, Türkiye’nin, Mavi Marmara olayýyla ilgili özür talebi ve Gazze ablukasýnýn sonlandýrýlmasýnda ýsrar ederek, Ýsrail ile uzlaþma yolunda “kapýyý kapadýðýný” söyledi. Lieberman, Ýsrail radyosuna yaptýðý açýklamada, Baþbakan Recep Tayyip Erdoðan’ýn Cuma günü yaptýðý konuþmaya atýfta bulunarak, Erdoðan’ýn Ýsrail’le uzlaþma, barýþ, iliþkileri normalleþtirme aramadýðýný, Ýsrail’i aþaðýlamayý ve bölgedeki konumuna zarar vermeyi istediðini öne sürdü. Lieberman, Ýsrail’de kadýnlarýn emeklilik yaþýnýn yükseltilmesiyle ilgili tartýþmalardan hareketle “(Erdoðan’ýn) Kadýnlar için emeklilik yaþý ile ilgili bir talepte bulunmadýðýna þaþýrdým. Bizimle baðlarýn normalleþtirilmesi niyetinde deðil... Kapýyý kapattý” dedi. Gazze’ye deniz ablukasýný kýrma amacýndaki aktivistlerin gemilerle yola çýkma eylemine de deðinen Lieberman, filonun, Ýsrail tarafýndan alýnan baþarýlý önlemlerle baþarýsýzlýða uðradýðýný kaydetti. Lieberman, Filistin Yönetimi Devlet Baþkaný Mahmud Abbas’ý da Ýsrail’den taleplerini önemli ölçüde arttýrmakla suçladý. Abbas’ýn halihazýrdaki taleplerinin Oslo Anlaþmasý’ndan bu yana en güçlü talepler olduðunu belirten Lieberman, Ýsrail’in ABD’nin vereceði güvenlik garantilerine güvenemeyeceðini ifade etti. Lieberman, bu tür garantilerin, geçmiþte Ýsrail’in Gazze Þeri di’nden ve Philadelphia Yolu’ndan geri çekildikten sonra bir etkisi olmadýðýnýn görüldüðünü savundu.

“FORMÜL BULUNACAÐINA ÝNANIYORUM” Ýsrail Kabine Sekreteri Zvi Hauser ise Türkiye konusunda Lieberman’dan farklý görüþleri dile getirdi. Hauser, Ordu radyosuna, Türkiye ile görüþmelerin devam ettiðini ve uzlaþma için “kurtarýcý bir formü lün” bulunabileceðine inandýðýný söyledi. Hauser, ancak bu formülün Ýsrail’in güvenlik kaygýlarýyla dengeli olmasý gerektiðinin altýný çizdi. Tel Aviv/aa

dönenlerden daha yüksek’’ dedi. ‘’Bosna’daki Sýrplar için Sýrbistan ne anlam ifade ediyorsa, Türkiye de bizim için ayný anlamý taþýyor’’ diyen Durakoviç, ancak bölgede Sýrbistan’ýn önemli yatýrýmlarý olmasýna raðmen Türkiye’den herhangi bir yatýrým olmadýðýný kaydetti. Durakoviç, þöyle konuþtu: ‘’Türkiye’de çok sayýda Srebrenitsa’nýn dostlarý olduðunu biliyoruz. Ancak þimdi onlarýn maddî yatýrýmlarýna çok acil ihtiyacýmýz bulunuyor. Eðer bu yatýrýmlar gelmezse burada Boþnak nüfusu tutamayýz. Boþnak nüfusun olmadýðý bir Srebrenitsa ikinci bir acý yaþar. Türkiye’nin güçlü bir devlet olduðunu ve önemli yatýrýmcýlarý bulunduðunu biliyoruz. Ýþ adamlarý buraya yatýrým yapsýnlar, bunu da mallarýnýn zekâtý saysýnlar. Savaþta 6 bin 250 Boþnak evi yýkýldý, bu evlerin yapýlmasý ve Boþnaklarýn da dönmesi için Srebrenitsa’da iþ imkânlarýnýn saðlanmasý gerekir.’’

VOLGA nehri üzerinde seyreden bir yolcu gemisinin battýðý, 96 kiþinin kayýp olduðu bildirildi. Reuters’ýn geçtiði habere göre bölgedeki acil durum yetkilileri, gemide 140 yolcu ve 33 personel bulunduðunu, bu kiþilerden 96’sýnýn kayýp olduðunu açýkladý. Ýki kiþinin cesedine ulaþýldýðýný belirten yetkililer, Bulgaria adlý geminin batma sebebinin ise henüz bilinmediðini söyledi. Volga’nýn Tataristan Cumhuriyeti sýnýrlarý içindeki Kansko-Ustinovsky eyaletinden geçen kýsmýnda TSÝ 12:58’de meydana gelen kazadan sonra civardaki iki teknenin bazý kazazedeleri kurtardýðý, diðer yolcularýn kurtarýlmasý ve kayýplarýn aranmasý çalýþmalarýnýn sürdüðü belirtildi.

Yetkililer iki iþçinin kurtarýldýðý tünelde 4 iþçinin de bulunduðunu sanýyor.: FOTOÐRAF: AA

Çin’de, 2 madenci 180 saat sonra kurtarýldý ÇÝN'ÝN güneybatýsýndaki Guangþi Cuang Özerk Bölgesi;nde kömür ocaðýný su basmasý sonucu mahsur kalan iþçilerden ikisi 180 saat sonra kurtarýldý. Guangþi Heþan Kömür Madenciliði Þirketi tarafýndan iþletilen ocakta 2 Temmuz’dan bu yana 18 iþçi mahsur kalmýþtý. Kurtarma ekipleri diðer iþçilerden zayýf sesler duyduklarýný söyledi. Yetkililer iki iþçinin kurtarýldýðý tünelde 4 iþçi daha bulunduðunu sandýklarýný açýkladý. Söz konusu tünelin havalandýrma borusu yerin 320 metre altýnda bulunuyor. Þinhua haber ajansý havalandýrma þeritlerinin çamurla dolduðunu ve kurtarma çalýþmalarýna katýlan 110 kiþinin çamurlarý basit aletlerle veya çýplak elle kazdýklarýný bildirdi. Su basmasý sýrasýnda ocakta bulunan iþçilerden 49’u kaçmayý baþarmýþ, daha sonra 4 iþçinin cesedi bulunmuþtu. Pekin / aa

MISIR'DA muhaliflerin devrimi yeniden canlandýrmak, Mübarek döneminden hesap sorulma sürecini hýzlandýrmak üzere önceki gün baþlattýðý gösteriler devam ediyor. Gece yi Tahrir Meydaný’nda geçiren 5 bin kadar gösterici, devrim süreci tamamlanmadan meydaný boþaltmayacaklarýný söylüyor. Mey danýn giriþ ve çýkýþlarýna barikatlar kuran mu ha lif ler, Mý sýr’ýn es ki Cum hur baþ ka ný Hüsnü Mübarek döneminin bürokratlarýnýn yargýlanmasýna iliþkin sürecin bir an önce tamamlanmasýný istiyor. Uzun süreden sonra binlerce gösterici ile sokaklara inen muhalefet, Tahrir Meydaný’na büyük çadýrlar kurdu. Gös te ri ci le rin kur du ðu sey yar has ta ne de protestoculara hizmet vermeye baþladý. Mý sýr’da yö ne tim de ki Yük sek As ke rî Kon sey’den yolsuzluklarla mücadele etmesini isteyen muhalifler, Mübarek’in bürokratlarý ile gösteriler sýrasýnda halka karþý þiddet kullanan güvenlik görevlilerinin yargýlanmalarýnýn yapýlmasýný talep ediyor. Talepleri yerine getirilinceye kadar alandan ayrýlmayý reddeden protestocular, Mübarek’in kapatýlan partisi Ulusal Demokrat Parti ile yine laðvedilen Mýsýr Devlet Güvenlik Teþkilâtý’nýn, suç gruplarýný kullanarak ülkeyi istikrarsýzlaþtýrma çabasý içinde olduðu ileri sürüyor. Kahire / aa

Japonya’da 7 büyüklüðünde deprem

JAPONYA'DA dün 7 büyüklüðünde bir deprem meydana geldi. ABD Jeolojik Araþtýrma Merkezinden yapýlan açýklamada yerel saatle 10.00’dan az önce, Japonya’nýn kuzeydoðu sahili açýklarýnda, yerin 18 kilometre altýnda meydana geldiði bildirildi. Japon yetkililer, Japonya’da 11 Mart’ta meydana gelen 9 büyüklüðündeki dev depremle ayný yerde meydana gelen bugünkü depremin sahilde veya dev deprem dolayýsýyla çalýþamaz durumdaki Fukuþima nükleer santralinde bir hasar meydana getirdiðine iliþkin bir iþaret bulunmadýðýný belirtti. Tokyo Elektrik Enerji Þirketi’nden (TEPCO) yapýlan açýklamada, Fukuþima nükleer santralinin sahile en yakýn kesimindeki iþçilerin kýsa bir süre için yerden daha yüksek bir yere tahliye edildikten sonra tekrar iþlerinin baþýna döndüklerini kaydedildi. Tokyo / aa

NATO’ya saldýrýlar azaldý

AFGANÝSTAN'DAKÝ Amerikan güçlerinin komutaný Orgeneral David Petraeus, NATO ve Afgan güçlerine karþý isyancýlar tarafýndan düzenlenen saldýrýlarda, son 5 yýl içerisinde yýllýk bazda bu sene ilk kez düþüþ görüldüðünü söyledi. Bu ay ortasýnda görevini býrakacak ve Eylül’de CIA baþkanlýðýný üstlenecek olan Petraeus, bugün yaptýðý açýklamada, 4-5 yýldýr bu tür saldýrýlarýn sürekli arttýðýný ifade ederek, bu yýl Mayýs ve Haziran aylarýnda, 2010’un ayný aylarýna göre bir miktar düþüþ olduðunu, Temmuz’da da düþüþ eðiliminin sürdüðünü ifade etti. Bu geliþme, Amerikan istihbarat kuruluþlarýnýn, Afganistan’daki isyancý saldýrýlarýnýn 2011’de yüzde 18 ila 30 oranýnda artacaðý yönündeki tahminlerin tutmadýðý anlamýna da geliyor. Kabil / aa

ÝSTANBUL VERGÝ DAÝRESÝ BAÞKANLIÐINDAN ÝLANEN TEBLÝÐ

" Yenibosna Vergi Dairesi mükelleflerine ait olup adý, soyadý ve ünvaný yazýlý mükellefler adýna salýnan vergi ve cezalar nedeniyle tanzim olunan ihbarnameler bilinen adreslerinde bulunamamalarý nedeniyle teblið edilemediðinden 213 sayýlý V.U.K.nun 103-106. maddelerine istinaden ilgililerin ilan tarihinden baþlayarak bir ay içinde vergi dairesine bizzat veya bilvekâle müracaatta bulunmalarý veyahut taahhütlü mektup veya telgrafla açýk adreslerini bildirmeleri halinde kendilerine süre ile kayýtlý resmi teblið yapýlacaðý, bir ayýn sonunda müracaatta bulunmayan veya adreslerini bildirmeyenler hakkýnda iþ bu ilanýn neþri tarihinden itibaren bir ayýn sonunda teblið yapýlmýþ sayýlacaðý ilan olunur." www.bik.gov.tr B: 45124


8

MEDYA POLÝTÝK

11 TEMMUZ 2011 PAZARTESÝ

s.bulut@saidnursi.de

Ýttihad-ý Ýslâm... ediüzzaman'ýn 1947 yýlýndan itibaren Türkiye ve dünya siyaset hayatýnýn yakýn ve uzak hitaben neþrettiði mektuplarýnda Avrupa ile münasebetlerin durumunu, hükümetin dýþ politikada takip edeceði temel düsturlarý yetkililere ders veriyor. Onun Kur'ân ve Sünnetten çýkardýðý “ahirzaman atlasýný” bilmeyenler, onun gerek Avrupa, gerek Hýristiyanlýk ve gerekse geleneksel dýþ politika ilgili görüþlerini anlamada büyük sýkýntý çekeceklerdir. Meselâ, milletimizin Ýstikbalini Ermenilerle izzetli barýþa baðlayan Bediüzzaman'ý hariciyemiz ne kadar anlayabilmiþtir… Yine Avrupa hükümetlerinin bundan böyle ittihad-ý Ýslâma taraf olacaklarýný ve hatta Avrupa barýþýnýn teþekkülüne þarktaki barýþý temellendirmesini Risâle-i Nur’u okumamýþlarýn anlayabilmesi gayet zordur. Merhum Menderes ile Said Nursî arasýnda mekik dokuyan merhum Tahsin Tola ve yine merhum Gýyaseddin Emre gibi kýymetli milletvekillerinin fedakârane gayretleriyle Demokratlar dýþ politikada isabetli bir çizgi takip etmiþlerdir. Menderes sonrasý 1965’te iktidara gelen Demokratlarla o dönemin Nur Talebeleri arasýndaki sýký münasebetler, AP dönemlerinde de bu çizginin devamýný netice vermiþtir. Ýttihad-ý Ýslâmýn anlaþýlabilmesi için evvelâ Birinci ve Ýkinci Avrupa tanýmlarýnýn öðrenilmesi gerekiyor. Sonra 1945 sonrasýnda geliþen Avrupa þartlarýnýn… Sonra Hz. Ýsa (a.s.) ve Hýristiyanlýðýn bu zamandaki büyük rolünün… Sonra AB'nin mahiyetinin… Sonra komünizm, sosyalizm ve bolþevizm halinde kurumsallaþmýþ global dinsizlik arasýndaki tarihî ve aktüel anlaþmalarýn… Daha sonra Kürtlerin ve Araplarýn ittihad-ý Ýslâmdaki rollerinin… Daha onlarca önemli maddeler halinde sýralayabileceðimiz temel prensipleri Bediüzzaman'dan öðrenmeyen ve hatta bazan siyasal Ýslâm refleksinin, bazan enaniyetin ve bazan da Kemalistlerden korkmanýn neticesiyle Bediüzzaman'a dudak büken siyasî kadrolarýn, dýþ politikada da muvaffak olmasý mümkün deðil. Bazý mukaddes tabirlerin þeklen aðýzlarda dolaþmasý ve içi boþaltýlmýþ olarak siyasette kullanýlmasý her Müslümaný üzmelidir. Dünyadaki bütün þartlardan bîhaber, hayâlî, mazideki muhallere takýlý ve menfaatini merkezîleþtirerek ittihad-ý Ýslâmý dâvâ edenleri hayâlen de olsa Ýslâm coðrafyasýnda gezdirmekte fayda varz. Darfur'a, Mogadiþu'ya, Orta Asya’ya, Afganistan’a, Kafkaslar’a, Irak’a ve Suriye'ye þöyle bir göz atalým. Aden, Sana sahillerinden Fizan çöllerine kadar hayâlî bir seyahat edelim. O topraklarda fitne ateþini yakanlarýn, ihtilâllerle parmak karýþtýranlarýn ve sonra da semavî bir belâ gibi mütemâdiyen bombalayanlarýn kimliklerini araþtýralým. Bu coðrafyalara yönelik kararlarýn alýndýðý adreslerin ve hakikî aktörlerin mahiyetlerini inceleyelim. Düne kadar ittihad-ý Ýslâm coðrafyasýný tetikçi diktatörleriyle kontrol edenler, bugün daha dehþetlisini yapýyorlar: Onlarca seneler sürecek þekilde kaos tarzýndaki iþgallerle Müslümanlarýn kanlarýný, canlarýný, namuslarýný ve servetlerini satýn alýnarak eðitilmiþ tetikçileriyle pay ü mal ediyorlar. Ve maalesef bu global saldýrgan dinsizlik cereyaný bir þirket mantýðýyla çalýþýyor. Neoliberallerin fonlarýyla etki altýna alýnmýþ BM, NATO ve kýsmen AB'de görevli operatörlerle Ýslâm coðrafyasý adeta Birinci Dünya Savaþý zulmünü tekraren yaþamaya mecbur býrakýlmýþ. Gerçek þu ki, Bediüzzaman'a arkasýný çevirerek Bediüzzaman sevilmiyor. Kemalizm ile hiçbir karede barýþmayan Bediüzzaman'ý okumadan ittihad-ý Ýslâmý konuþmak, abesle iþtigal mânâsýna gelir. Çünkü projenin zamanýmýzdaki mimarý Risâle-i Nur'dur. Ümit ederiz ki, yeni hükümetin üyeleri seleflerinin hatasýna düþmez, Avrupalý ve Amerikalý hakikî demokrat, Hýristiyan ve insaniyetperverlerle ittifak ederler ve dünyamýzý fevkalâde büyük bir felâketten kurtarýrlar. Teþhisin yanlýþ olduðunu anlayýp doðru muhataplarýný aramaya koyulduklarý gün, ferecin baþlangýç süresi sayýlabilir. Aksi takdirde Allah korusun Müslümanlar da kurtuluþu kýyametten bekleyeceklerdir…

B

Y

NUTUK’UN ALTERNATÝFÝ KARABEKÝR’ÝN ANILARI verilmesini isterler. Bu ziyaret sýrasýnda Tan gazetesi ilgilileri de uyarýlarý dikkate alacaklarýný vaat ederler. Nitekim bu uyarý üzerine Karabekir ile mülâkat ertesi gün artýk devam etmez ve ilk tefrikada kesilir. Daha da ilginç olan nokta, mülâkatýn, pek çok basýn organýnda olduðu gibi, Tan gazetesinde de eleþtirilmesidir. Zekeriya Sertel, gazeteyi ziyaret eden gençlerin uyarýsýndan bir gün sonra, Tan gazetesinde yayýnlanan iki yazýsýnda birden mülâkatý ve Karabekir’i eleþtirecektir. Bu, elbette son derece garip bir durumdu. Çünkü Tan gazetesi kendi kendini eleþtiriyordu. Bu, hiç kuþkusuz yönetimden kaynaklanan uyarýnýn etkisini ve gücünü de gösteriyordu. Mülâkat, nihayet CHP Meclis Grubu’nda da ele alýnacaktýr. CHP Meclis Grubu’nda bazý üyeler söz alarak, Karabekir’in beyanatýný üzüntü ile karþýladýklarýný belirtirler. (...) 24 Ekim 1940 tarihinde Matbuat Kanunu’nda yapýlan deðiþiklikle, “millî hisleri inciten veya bu maksatla millî tarihi yanlýþ gösteren yazýlarý neþredenler 50 Lira’dan 500 Lira’ya kadar aðýr para cezasý ile cezalandýrýlýrlar” maddesi, muhtemelen bu mülâkat ve sonuçlarý ile ilgili, fakat biraz geç kalmýþ bir tepkidir.

ATATÜRK, 1925 yýlýna deðin çok eleþtirildi. Eleþtirenler arasýnda rakipleri de vardý; arkadaþlarý da. Takriri Sükûn Kanun’undan sonra ise ona dokunulmazlýk saðlandý. Ölümüne kadar Atatürk’e yönelik bir eleþtiri artýk söz konusu olamazdý. Aksine, onu yeterince yüceltmeyen ve övmeyen bir kiþi, muhalif olarak görülürdü. Týpký bugün gibi. Atatürk ancak ölümünün ardýndan tartýþma konusu yapýlabilirdi; týpký tek adam kültüne dayanan rejimlerde sýkça görüldüðü üzere. Müstakbel Cumhurbaþkaný Ýsmet Ýnönü, günlüðünde Atatürk’ün ölümüne yakýn bir zamanda bu yönde bazý hazýrlýklarýn olduðunu duyduðunu yazýyor: “Maksat, Atatürk’ün ölümünün fýrsat bilinerek, bir tartýþma havasýnýn açýlmamasýydý. Böyle bir havayý açmaya ise, eski muhaliflerden bir kýsmý kendini uzun zamandan beri hazýrlýyordu.”

Kâzým Karabekir’in Tan gazetesi mülâkatý Kabaca özetlersek; Kâzým Karabekir, Cumhurbaþkaný Ýnönü ile barýþtý ve Atatürk’ün ölümünden sadece yedi hafta sonra yeniden milletvekili seçildi! Meclisin yeni döneminin açýlmasýndan sadece bir gün önce, 1938 yýlýnýn son günü, bir ara seçimle CHP Ýstanbul milletvekili olan ve yeni dönemde de meclis üyeliðini sürdüren Karabekir ile yapýlan bir mülâkatý yayýnlayacaðýný ilân eden 2 Nisan 1939 tarihli Tan gazetesi, mülâkatýn birkaç gün devam edeceðini de haber veriyordu. Yeni meclisin toplandýðý gün 3 Nisan’da Tan gazetesinde yayýnlanan mülâkatta, Karabekir, Atatürk’ü ve Atatürk dönemini þöyle deðerlendiriyordu: “Þahsen benim 15 sene menkûb vaziyette kaldýðýmý biliyorsunuz. Bu menkûbiyet müddeti bilhassa çoluðum çocuðum için pek acý geçti. Buna raðmen ben bildiðim yoldan þaþmadým. Her zaman için hakikatin müdâfii olarak kaldým. Fakat ne yazýk ki, bu 15 sene içinde, kýymetli fikirlerle ortaya çýkarak, hayatlarýný istihkâr edercesine çalýþan ve memlekete büyük hizmetler ifa eden bazý vatan çocuklarýnýn bir kenarda nasýl unutulduklarý, kimsenin gözünden kaçmamýþtýr. Onlarýn bütün hizmetleri yalnýz kökünden inkâr edilmekle kalmamýþ, belki onlara türlü isnatlar da yapýlarak, her biri dipdiri mezara gömülmek istenmiþtir. Bu suretle memleket bunlarýn olgun ve dolgun baþlarýndan istifadesiz býrakýlmýþtýr. Bütün bunlarda modern hurafenin büyük tesiri olmuþtur. (...) Reiskâra yaranmak için uluorta fikirler neþrinden evvel, hadiseleri olduðu gibi tesbit ederek, yeni nesile aynen anlatmamýz gerekir. Aksi hâlde, birçok kahramanlarý sefil olarak göstermek ve birçok kalpazanlarý, nâehlileri de lâyýk olmadýklarý vasýflarla tavsif etmek gafletine düþebiliriz. Matbuat sayfalarý bir tiyatro sahnesine benzetilmemelidir. Yani matbuat, liderleri temsil edilecek herhangi bir tarihî piyes gibi, rolleri istedikleri kimselere vermemelidir. (...) Matbuatýn yakýn vakte kadar çok defa sýrf reiskârý memnun etmek gayretini güttüðünü söylemeye mecburuz ve sýrf bu gayretle hâdisatý ve birçok tarihî vekâyii inkâr edecek kadar ileri de gitmiþtir.” Karabekir, altý yýl önce, 1933 senesinde basýnda polemik konusu olan bir tartýþmada da baský altýna alýndýðýný, basýnýn saldýrýsýna uðradýðýný belirterek þöyle devam ediyordu: “Ve ben bir müddet için, o vakte kadar olduðu gibi, bir kenarda nezaret altýnda yaþamaya mecbur kaldým. (...) Muhakkak olan nokta, bir takým þahsiyetlerin memlekete yanlýþ olarak gösterildikleri ve ifa ettikleri büyük hizmetlerin bir kalemde çizildiðidir. Hâdiseler yalnýz bir þahsýn dilediði tarzda ifadesiyle ortaya çýkamaz. (...) Yalnýz herhangi bir davacýnýn ifadesine göre hüküm vermek hiçbir zaman doðru olamaz.” Gazete muhabirinin, “Noktai nazarýnýza göre, mekteplerde okutulan tarihlerin, söylenen nutuklarýn ve konferanslarýn ve hatta inkýlâp derslerinin, bu bakýmdan tashih edi-

Ýnönü ve Karabekir’in mücadelesi

‘‘

Kâzým Karabekir: Büyük Nutuk’ta üzerinde ehemmiyetle durulmasý icap eden haksýzlýklar ve yanlýþlýklar mevcuttur.

lecek kýsýmlarý mevcut mudur?” þeklindeki bir sorusunu ise Karabekir þöyle yanýtlýyordu: “Evet, vardýr... Büyük Nutuk’ta da üzerinde ehemmiyetle durulmasý icap eden haksýzlýklar ve yanlýþlýklar mevcuttur.”

Mülâkatýn ardýndan basýn kanunu deðiþti Karabekir’in mülâkatýnda yer alan bu pek de alçakgönüllü sayýlamayacak ve ayný zamanda da dolaylý ve dolaysýz bir biçimde bizzat Atatürk’ü ve Atatürk dönemini hedef alan suçlayýcý sözleri, sert karþýlýk görecektir. Mülâkat, basýnda sert bir biçimde eleþtirilir ve yer yer gösterilere neden olur. Mülâkatýn Tan gazetesinde yayýnlandýðý 3 Nisan günü, önce Tan gazetesine ve daha sonra da diðer gazetelere giden 20-25 kadar üniversite öðrencisi, Tan gazetesinde yayýnlanan bazý yazýlarýn, Atatürk’ün hatýrasýna karþý saygýsýzlýk olduðunu belirtir ve buna artýk bir son

Karabekir’in Ýnönü’nün barýþ politikasý sonucunda bizzat Ýnönü ile yaptýðý anlaþmanýn çerçevesini zorladýðýný ve hatta bu çerçevenin dýþýna çýkmaya çalýþtýðýný söyleyebiliriz. Ýnönü-Karabekir mutabakatý, Ýnönü’nün de siyasî sorumluluðunu taþýdýðý bir dönemin, özel olarak da Atatürk’ün ve Atatürk döneminin her türlü tartýþmanýn dýþýnda kalmasý üzerine kurulmuþtu ve Karabekir, bu mülâkatla anlaþmanýn sýnýrlarý dýþýna çýkýyordu. Karabekir’i hedef alan siyasî saldýrýlarýn yoðunluðu ve þiddeti, Karabekir’in siyasî anlaþmalara sadýk kalmalarý gerektiði konusunda bir uyarý olarak yorumlanmalýdýr. Ýsmet Ýnönü, yeni dönemin vurgulanmaya deðer gördüðüm bu politikasýný Metin Toker’in kaleminden þöyle anlatýyor: “Benim þahsî bir politika yaptýðýmý sansýnlar istemiyordum. O takdirde tutumlarý deðiþecekti. Kendilerinde bir takým güçler vehmedeceklerdi. Kendimi kuvvetlendirmek için onlara muhtaç bulunduðum kanýsý gelecekti. Buna raðmen bazýlarýna gelmedi de deðil ya... Ama hizaya çabuk çektim. Onlarla temas, onlara fýrsat verilmesi, aslýnda beni kuvvetlendirmiyordu. Aksine, partide bir takým þüpheler, endiþeler yaratýyordu. Çünkü bizde âdet, her hareketin altýnda bir ‘baþka maksat’ aramaktýr. Buna raðmen eski muhaliflerin kazanýlmasý fikrini takip ettim ve [Celâl] Bayar bana yardýmcý oldu.” Ýnönü, eski muhaliflerin yeni dönemde yönetimde görev almalarýný saðlarken, eski muhalifler de Millî Mücadele’deki ve Ata-

türk dönemindeki siyasî anlaþmazlýklarý, çatýþmalarý ve siyasî tasfiyeleri, Atatürk ile olan anlaþmazlýklarýný gündeme getirmemeyi, eski dönemi ve yönetimi tartýþmamayý, bir baþka ifadeyle, eski defterleri kapatmayý, geçmiþe sünger çekmeyi kabul ediyorlardý. Ýnönü, günlüðünde Karabekir’in bu giriþimini þöyle deðerlendiriyor: “Karabekir serbest olur olmaz geniþ neþriyata baþladý. Eski fýrkacýlar endiþeleniyorlar. Bakalým... (...) Samimiyet, iddia ve gurur arasýndadýr. (...) Karabekir, meclisten ve neþriyatýn efkârý umumîyedeki fena intýbaýndan biraz inkýsâra uðradý. Fakat iddiasýnda musýrdýr.”

TALÝMATLA TARÝH YAZILIR Genelkurmay Baþkaný Iþýk Koþaner’in geçenlerde “gerçeklerin deðiþtirilmesi ve saptýrýlmasýyla tarihsel olgularýn farklýlaþtýrýlmak istendiði ve böylece Atatürk ve arkadaþlarýnýn mücadelesine farklý bir anlam yükleyerek alternatif tarih yazýlmaya çalýþýldýðýný ibretle ve esefle görüyoruz” þeklinde konuþmasý karþýsýnda, Karabekir hayatta olsaydý, eminim bu laflarý üzerine alýrdý; oysa sadece bir yýl önce 2010 yýlýnýn baþýnda bir önceki Genelkurmay Baþkaný Ýlker Baþbuð, Karabekir’i ilk kez anmýþtý. Belki de Koþaner bu nedenle Baþbuð’u eleþtirmektedir aslýnda! Keþke genelkurmay baþkanlarý aralarýnda anlaþsalar da, biz de hangi tarihi ezberleyeceðimizi bilsek de; yanlýþlara düþmesek! Resmî tarih böyledir iþte; komutanlar deðiþtikçe, o da deðiþir! Talimatla tarih yazmayý kabullenmiþ olanlar da zor durumda kalýrlar. Komutana göre tarih yazmak ve sonra deðiþtirmek de herkesin harcý deðildir tabiî.

OKUMA METÝNLERÝ “Türkiye’de Millî Þef Dönemi” kitabýmda konuyla ilgili geniþ ve ayrýntýlý bilgi vermiþtim. Bu vesileyle belirtmeliyim ki; Karabekir’in unutulmuþ olan bu mülâkatýnýn yýllar sonra yeniden hatýrlanmasýný da saðlamýþtým. CHP Meclis Grubu’ndaki tartýþmalarý, Karabekir’e yönelik eleþtirileri ve Karabekir’in savunmasýný, “Paþalarýn Kavgasý (Atatürk-Karabekir)” adlý kitapta bulabiliriz. CHP Meclis Grubu tutanaklarý, orijinal deðilse de, Karabekir’in bizzat tuttuðu notlardan oluþmaktadýr. Karabekir’in Ýkinci Dünya Savaþý yýllarýnda CHP Meclis Grubu’nda yaptýðý konuþmalarýn yine bizzat Karabekir’in tuttuðu notlardan oluþan bir derlemesi için “Ankara’da Savaþ Rüzgârlarý” adlý kitaba bakmanýz gerekir; bu kitap hakkýnda yazdýðým eski bir yazý için de Toplumsal Tarih dergisinin Mayýs 1995 tarihli sayýsýnda yayýnlanan “Ýkinci Dünya Savaþý’nda Kâzým Karabekir’in CHP Meclis Grubu Konuþmalarý” adlý makalemi hatýrlatmak isterim. Cemil Koçak Star, 10.7.2011

Karabekir ve Nutuk eleþtirisi YILLAR sonra Millî Mücadele tarihi ile Nutuk’un deðiþtirilmesi yönünde muhtemelen Ýnönü’nün müdahalesi üzerine Enver Ziya Karal, Millî Eðitim Bakaný Hasan Âli Yücel ve Karabekir arasýnda görüþmeler ve tartýþmalar olur. Uður Mumcu, “Kâzým Karabekir Anlatýyor” adlý kitabýnda bu görüþmeleri ve tartýþmalarý açýklamaktadýr. Hatta o zaman tutulmuþ bir tutanaðý da belge olarak sunmaktadýr. Karabekir’in itirazlarýnýn, Karal tarafýndan ve hangi gerekçelerle karþýlandýðýný ve reddedildiðini görmek için tutanaðý dikkatle incelemek gerekir. Red kararý herhalde bizzat Ýnönü’den kaynaklanýyordu. Karabekir, Ýnönü’nün Millî Þefliði’nde bütün bunlarý gerçekten de deðiþtirebileceðine inanmýþ mýydý? Buna inanmak güç görünüyor. Herhalde denemiþti. Oysa TBMM Baþkaný olduðu dönemde (1946-1948) bile bunu baþaramayacaktýr. Kâzým Karabekir’in “Ýstiklâl Harbimiz” adýný taþýyan asýl anýlarý ise, ancak 27 Mayýs 1960 Ýhtilâli’ni izleyen dönemde yayýnlanabilecektir. Ancak bu yayýn da dramatik geliþmelere neden olur. Anýlar toplatýlýr ve 5816 sayýlý Atatürk Aleyhine Ýþlenen Suçlar Hakkýndaki Kanun’a muhalefetten dava açýlýr. Davanýn beraatle sonuçlanmasý 1968 yýlýnýn Kasým ayýný bulacak ve anýlar ancak bu tarih-

ten, yani Millî Mücadele’nin sona ermesinden tam 45 ve Nutuk’un okunmasýndan da 41 yýl sonra kamuoyuna sunulabilecektir. Karabekir’in 1918 Ekiminden baþlayarak Ýzmir’in alýnýþýna kadar geçen olaylarý, bu arada binden fazla belge ile destekleyerek anlattýðý bu anýlar, öykünün ancak bir kýsmýný kapsamaktadýr. Anlaþýlan Karabekir, Nutuk’un hacmi ile kýyaslanabilecek kadar geniþ olan bu kitabýna birinci cilt derken, arkasýnýn da geleceðini düþünmüþ olmalýdýr. Devamýna belki de ölümü engel olmuþtur. Böyleyken bile metin Nutuk ile en azýndan hacim bakýmýndan kýyas kabul eder. Belgeler yönünden de benzer ölçülerdedir. Kanýmca, eðer Nutuk’a bir alternatif aranýrsa, Karabekir’in anýlarý her bakýmdan Nutuk’u dengeleyebilecek yegâne metindir. Ama bu arada meselâ Ali Fuat Cebesoy ile Rauf Orbay’ýn belgesel nitelikteki anýlarýný da unutmamalýyýz! Karabekir’in anýlarý, sert ve zaman zaman da suçlayýcýdýr. Millî Mücadele içindeki rolünün vurgulanmasýna yöneliktir ve Atatürk’ü de hedef almaktan kaçýnmaz. Karabekir de, en az Atatürk kadar iddialýdýr. Karabekir’in anýlarý, bir bakýma, Karabekir’in sert kiþiliðinin de bir yansýmasý olarak kabul edilebilir.


MAKALE

Y

11 TEMMUZ 2011 PAZARTESÝ

9

Ýman ve kalkýnma arasýndaki irtibat lî her þeyin O’nun kudret elinden çýktýðýna, iradesi dâhilinde olduðuna, mülkünde hiçbir þeriki olmadýðýna þüphesiz inanmak ve kalben tasdik etmek” demektir. Hepimiz imanýn, “kâinatýn yaratýcýsýna, meleklerine, kitaplarýna, elçilerine, ahirete (ölfersadoglu@yeniasya.com.tr dükten sonra diriliþe), kadere (olmuþ ve olacak her þeyi O’nun planlayýp programladýðýna) i nanma ve kabul etme” þeklinde formüle edildiðini biliriz. Ancak bu, sadece kuru bir “kalbî man kalkýnmayý gerektirir. Ama, bu taklidi de - tasdik ve lisan-ý ikrar”dan ibaret deðildir. Bilgi, ðil, tahkiki iman olmalýdýr. Yani, araþtýrarak, obje/nesne, olay ve soyut düþünceler, zihnimiinceleyerek, delillere dayanarak, akýl, kalp, vic- zin “uygun tepkiler, þuurlu “zihnî oluþumlar” dan ve sair bütün duygularý tatmin ederek elde alarak, zihnimizin basamaklarý ve teknelerinde edilen imandýr. tahlil edilir, senteze tabi tutulur, yoðrulur ve Ya ni, tah ki ke da ya nan i man, “Al lah’ýn en son kademede “itikat” (iman, yüksek inanç, bütün kâinatý kuþatan rububiyet ve idarecili- kesin kanaat) þeklinde oluþan bir süreci ifade ðine, atomlardan yýldýzlara kadar cüz'î ve kül- eder. Ayný zamanda kalp, vicdan gibi duygula-

Ý

ÝBRAHÝM AKGÜNLER iakgunler@gmail.com

rýmýza mal edilerek özümsenir, meleke/maharet hâline getirilerek pratiðe dökülür. Eðer bir inançta veya sistemde iman boyutu yoksa veya ihmal edilirse, pratik hayata yansýma sý yoktur veya etkisizdir. Týpký tazyiksiz suyun þofbeni, voltajý düþük elektriðin herhangi bir elektrikli cihazý çalýþtýramamasý gibi… Kader, ilâhî bir plan ve programdýr. Kadere iman eden, planlý ve programlý, düzenli bir hayat sürer. Ve keza Ýslâmýn þartlarý, ibadetler, imanýn gücü nispetinde yerine getirilir. Ýbadetler ise, ferdî, ailevî ve sosyal düzeni, dayanýþmayý, yardýmlaþmayý otomatik olarak saðlar. Ýþte, Müslümanlarýn ilmî, ekonomik ve teknolojik geliþme saðlamasý iman gücü nispetindedir. Zira Allah’a, kitaplara (Kur’ân’a), peygamberlere iman, teknolojinin en son sýnýrýný çizen ve onla-

Kitlelerin iradesi þahýslarýn elinde

Kâinatýn çekirdeði i'rac kandillerinde umumiyetle 31. Söz olan Mi'rac Risâlesinden dersler okunur. Bu yýl da öyle oldu. Bulunduðumuz muhitte mezkûr gecede bir kardeþimiz mezkûr risâleden bir bölümü ders yaptý. Kardeþler de dikkatle dinlediler. Dersin yapýldýðý bölümde bir nokta dikkatimizi çekti. Bu hususu kardeþlerle paylaþmak istedik. Ýlgili bölüm þöyle idi: “Ýþte þu kâinata nazar-ý hikmetle bakýldýðý vakit, azîm bir þecere mânâsýnda görünür. Ve þecerenin nasýl dallarý, yapraklarý, çiçekleri, meyveleri vardýr; þu þecere-i hilkatin de bir þýkký olan âlem-i süflînin, anâsýr dallarý, nebâtât ve eþcar yapraklarý, hayvanât çiçekleri, insan meyveleri hükmünde görünür. Sâni-i Zülcelâlin aðaçlar hakkýnda cârî olan bir kanunu, elbette þu þecere-i âzamda da câri olmak, muktezâ-i ism-i Hakîmdir. Öyle ise, muktezâ-i hikmet, þu þecere-i hilkatin de bir çekirdekten yapýlmasýdýr. Hem, öyle bir çekirdek ki, âlem-i cismânîden baþka, sâir âlemlerin numûnesini ve esâsâtýný câmi’ olsun. Çünkü, binler muhtelif âlemleri tazammun eden kâinatýn çekirdek-i aslîsi ve menþei, kuru bir madde olamaz.” (Sözler, s. 532) Burada Üstad kâinatýn yaratýlýþ tarzýný bir aðacýn yaratýlýþ þekline benzetiyor. Kâinatý adeta koca bir aðaç gibi tasvir ediyor. Kâinatýn bir çekirdekten yaratýldýðýný ve gördüðümüz þu âlemin dal, yaprak ve meyveleri hükmünde olarak atom ve moleküller, nebatlar, hayvanlar ve insanlarý misal gösteriyor. Ve kâinat çekirdeðinin mahiyetinin insan olduðunu söylüyor. Bu çekirdeðin de bütün âlemlerin numuneleri bünyesinde bulunduran bir çekirdek olduðunu ifade ediyor. Evet, kâinatýn çekirdeði insandýr. Maddî âlemden öte bütün manevî âlemlerin de çekirdeðini taþýyan insan. Bu insan da elbette ki en mükemmel çekirdek ve ayný zamanda en mükemmel meyve olan Resul-u Ekremdir (asm). Ýþte bu noktada bizim dikkati mizi çeken mezkûr paragrafýn son cümlesindeki ikaz ifadesi. Yani, “Çünkü, binler muhtelif âlemleri tazammun eden kâinatýn çekirdek-i aslîsi ve menþei, kuru bir madde olamaz” cümlesi. Bu cümle nasýl bir ikaz taþýyor? Kimleri ikaz ediyor? ‘Kuru bir madde olamaz’ tabiri ile ne denmek isteniyor? Ýþte aklýmýza takýlan bu hususlardý. Bu ifadeler bir çok mânâyý taþýyabilir. Ancak kýsa bir zihin egzersizi sonunda burada günümüz fen âlimleri için mühim bir ikaz ve teþvik olduðunu hissettik. Evet, bu ifade doðrudan Big Bang teorisyenlerine hitap ediyor. Çünkü bu teori sahibi olan zatlar kâinatýn yaratýlýþýndaki maddî yönü bir ölçüde keþfetmiþ kiþilerdir. Bu günkü ilmi verilere dayanarak, kâinatýn sonsuz küçük bir noktadan patlama yolu ile bu günkü haline geldiðini ispatlamýþlardýr. O küçük nokta ile Üstadýn kâinat çekirdeði ifadesi tam olarak örtüþmektedir. Gerçekten de siz bu gün küçük bir tohumun dahi çatlamasýný kâinat ölçeðinde büyütseniz bu bir “Big Bang, yani büyük patlama” olabilir. Ýþte ilmin keþfettiði bu maddî cihetin çok daha ötesinde bir çok manevî âlemlerin de olduðu yukarýdaki ifadede dile getiriliyor. Kâinatýn aslî çekirdeði sadece kuru bir maddeden ibaret deðildir, daha ötesi de var diye ehl-i ilmi ve ehl-i fenni ikaz ediyor. Bir ölçüde de teþvik ediyor. Daha ötesini de araþtýrmaya, dal budak gibi görünen âlemlerle birlikte, kâinatýn esasý ve kökü hükmünde olan manevî âlemlerin de fen ilimleri dairesinde araþtýrýlmasý hususu aklýn nazarýna gösteriliyor. Bugün fizik ilmi kâinatýn maddî yaratýlýþ þeklini fen yolu ile keþfetmiþ. Ama hâlâ mana yönünde ciddî sýkýntýlar var. Kâinatýn çekirdeði ve meyvesi insan ise, elbette ki insanda maddî yapýdan baþka hayal, akýl, ruh, his gibi manevî â lemler de var. Ýþte bu gün bilimin araþtýrmasý gereken husus kâinatýn diðer tarafýnýn da olduðu konusudur. Üstad, ‘kâinat çekirdeði kuru bir madde olamaz’ derken, iþin sadece madde olmadýðýný da ilim ehline ifade ediyor. Zaten son yüzyýldaki bilim dünyasýnýn en büyük çýkmazlarýndan birisi de bu idi. Yani iþin sadece maddî cihetinin ele alýnmasý. Ancak günümüzde bazý bilim adamlarý bu sýnýrlarýn ötesine geçmek için çok ciddî çalýþmalar yap maktalar. Umarýz ki bu bilim adamlarý Nurlar da ifade edilen bu mühim hakikatlere vakýf olurlar ve daha doðru ve istikametli bir þekilde çalýþmalarýna devam ederler.

rýn gösterdiði mu'cizelerden ilham alarak ilmî ve teknolojik çalýþmalara sevk eder. Ekonominin itici gücü de temelde imandýr. Zira Kur’ân’a ve getirdiklerine iman, tefekkür etmeyi, gözlemlemeyi, araþtýrmayý, incelemeyi, daima olumlu davranmayý, üretmeyi, yardýmlaþmayý ve paylaþmayý gerektirir. Ýman, ayný zamanda zekâtý ihyayý ve faizden kaçýnmayý icap ettirir. Ýmaný güçlü olan, ekonominin itici gücü olan zekâtý verir, miskinlik ve sömürü vasýtasý olan faize bulaþmaz. Bu da, ülkenin kalkýnmasý, iþ sahalarýnýn açýlmasý, insanlarýn iþ bulmasý ve alýnlarýnýn akýyla çalýþarak üretime katýlmalarý demektir. Cemaatle namaz ve hacda olduðu gibi bir araya gelir, kaynaþýr, danýþýr, fikir/ kültür/ tecrübe alýþ veriþinde bulunur. Bu ise, terakki, kalkýnma ve zenginlik demektir.

M

latif@yeniasya.com.tr

on derece tehlikeli olmasýna ve büyük zarar vermesine raðmen, kitlelerin iradesi adeta ellerinden alýnýp þahýslarýn eline teslim edilmiþ durumda. Þahsýn bir emriyle, grup veya kitleler yatýp kalkýyor, durup yürüyor, saða sola dönüyor, þu veya bu partiye oy veriyor, vesaire... Böylesi yöntemlerin saðlam olduðu söylenebilir mi, güvenli olduðuna hiç inanýlýr mý? O halde, "þahs–ý vahid"e deðil, "þahs–ý mânevî"ye güvenip sýrtýný dayamalý. Þahs–ý vahide dayanmak, geçmiþte olmasa da günümüzde son derece risklidir, tehlikelidir. Bir kere, þahsýn yanýlmasýyla, yahut hataya

S

düþmesiyle, hükmettiði kitle de otomatikman yanýlgýya düþmüþ oluyor. Sakýncanýn büyüðü de iþte burada karþýmýza çýkýyor. Zira, bilhassa zamanýmýzda çeþitli yöntemlerle þahýslarýn yanýlmasý, yanýlgýya düþürülmesi veya farklý taraflara yönlendirilmesi pekâla mümkündür. Teknolojinin mû'cize sýnýrýna gelip dayandýðý bugünkü dünyada, ilâçla, siyanürle, zi hin kont ro lü me to duy la ve ya e lek tro manyetik müdahale yöntemleriyle, en güvenilir zannettiðiniz þahýslar dahi takip ve kon trol al tý na a lý na bi li yor. Hat ta, hiç u mulmadýk istikametlere sevk edilebiliyor; daha feci olaný, zaman içinde vücut kimyalarý dahi deðiþtirilebiliyor. O halde, þahýslara baðlanmamalý, iradesini þahýslarýn insafýna ve inisiyatifine terk etmemeli. Aksi halde, toptan yanýlmalar, toptan satýþa gelmeler, toptan þevk ve moral kýrýlmalarý kaçýnýlmaz olur. Özellikle hürriyet ve demokrasinin hükmettiði, hükümrân olmasý gerektiði çaðýmýzda, þahýs merkezli veya þahsa endeksli

TARÝHTE BUGÜN

11 Temmuz 1514

Çaldýran'a büyük sefer var stanbul'dan Ýran'a doðru 20 Nisan'da hareket eden Yavuz Sultan Selim kumandasýndaki Osmanlý Ordusu, 11 Haziran 1914'te tâ Erzincan'a kadar gelip dayanan Ýran Þâhýnýn hududuna vâsýl oldu. Ordu, Tercan yakýnlarýna varýp bir müddet konakladý. Ardýndan, aðýr aðýr ve konaklaya konaklaya yoluna devam eden Osmanlý ordusunda, zaman zaman açlýk, yorgunluk, bitkinlik emareleri görülmeye baþlandý. Bu aðýr yürüyüþ esnasýnda, bölgede yaþanacaðý artýk kesinleþmiþ durumdaki savaþ stratejisi belirlemeye çalýþan padiþah, bir yan dan da hem ken di as ke ri nin, hem de karþý tarafýn sabýr, tahammül ve dayanma gü cü nü test e der ce si ne, ba zan gün ler ce sessiz, sadasýz ve hareketsizce duruyordu. Öyle ki, bu durgunluk ve suskunluk hali, yer yer bir kýsým Yeniçerinin sabrýný taþýrdý. Hatta, askerlerin bir kýsmý, isyankârlýðý padiþahýn çadýrýna ok atmaya kadar vardýrdýðý zamanlar oldu. Bu vahim durum üzerine, Sultan Selim'in son derece kahýrlandýðý, celâllendiði ve atýnýn üzerine çýkarak, itaatsizlik gösteren askerlere þöyle bir hitapta bulunduðu rivayet ediliyor: "Evli–barklý olanlara desturdur. Geri dönüp karýlarýnýn yanýna gitsinler. Biz buraya geri dönmek için gelmedik. Rahat isteyen, bu yo la ya raþ maz. Bi zi is te yip, yo lu muzda can ve baþ feda edecek yiðitler ölümden hav fet mez. Ö lüm den kor kan lar ge ri dönsün. Düþmanla çarpýþacak mertler benimle gelsin. Cuma namazýný Tebriz'de kýlmaktýr dileðim. Eðer içinizde benimle gele-

Ý

Ýttihad–ý Ýslâmý tesis eden Sultan Selim

cek er kiþi yoð ise, ben yalanuz da giderim." Bu merdane ve cesurane konuþma, yýlgýnlý ða düþ müþ as ke ri ye ni den coþ tur ma ya yet ti. Ay lar dýr yol gi den Os man lý or du su, Çaldýran Ovasýna doðru yürümeye devam etti. Ýki ordu, 23 Aðustos'ta Çaldýran'da karþýkarþýya geldi. Osmanlý Padiþahý Yavuz Sultan Selim ile Ýran Þahý Þah Ýsmail'in, bizzat ordularýnýn baþýnda katýldýklarý Þark dünyasýnýn bu unutulmaz savaþý, ayný zamanda siyaseten Þiî–Sünnî çatýþmasý olarak tarihe geçti. O gün, sabahtan akþama kadar devam edecek olan savaþ sonrasýnda Þah Ýsmail, tahtý ile birlikte ordunun bütün mühimmatýný harp meydanýnda býrakarak geri çekilecek ve böylelikle Sultan Selim'in önünde, 'Ýslâm birliði'ni kurmanýn yolu açýlmýþ olacaktý.

GÜN GÜN TARÝH

Turhan Celkan

HAFTANIN SÖZÜ Aðýr toplar fos çýktý. yapýlarýn âkýbeti vahim oluyor. Etrafýmýza þöyle bir nazar gezdirdiðimizde, bunun misallerini açýkça görebiliyoruz. Gerek hariç ülkelerde ve gerekse ülkemiz dahilinde, siyasetten ticarete, spordan cemaati yapýlanmaya kadar, hemen her sahada þahýs endeksli þiddetli sarsýntýlara þahit olmaktayýz. Bir grup, bir kitle veya bir camia, þahsa ne kadar baðlanmýþsa, ne ölçüde serfüru edip onu parlatmýþsa, mukadder olan sarsýntýlar neticesi hasýl olan zarar ziyan da o nisbette büyük ve aðýr olmuþtur. Þahýslara, liderlere, yöneticilere elbette ki ihtiyaç vardýr. Lâkin, her hasenatý onlara vermek, her ba þa rý yý on la ra mal et mek ve ta ban da ki kit le yi a de ta hiçe sa yar casý na si lik, pa sif göstermek, büyük bir zulümdür, gadirdir. Belki, hatalar ve seyyiatlar baþa verilmeli, tâ ki binden bire insin; ayný þekilde, iyilik ve hasenat cemaate verilmeli, tâ ki birden bine yükselsin. Bu ulvî hakikate raðmen, ne yazýk ki, günümüz insaný baþka türlü enforme ediliyor. Bu durum ise, kitle psikolojisi açýsýndan büyük bir handikapla karþý karþýya bulunduðumuzu gösteriyor. *** Futbol camiasýnda geçen hafta patlak veren sarsýntýlar, birçok konuda bize önemli dersler veriyor. Yap tý ðý mýz a raþ týr ma ya gö re, ge liþ miþ medenî ülkelerde, spor kulübü baþkanlarý biz de ki ka dar bü yü tü lüp par la týl mý yor. Herkesin onlarý tanýmasý gerekmiyor. Hangi meselede olursa olsun, siz hadden aþarsanýz, mutlaka bir sýkýntýya düçar olursunuz. Bilirsiniz, "Derman hadden aþarsa, dert getirir." Bizdeki durum, maalesef bir hadden aþma, huduttan taþma, çýðýrdan çýkma vakýasýdýr. (Ýmralý'daki þahýstan gelen emirler de öyle. Seçilmiþler, kendi iradeleriyle deðil, o þahsýn emirleri doðrultusunda hareket ediyor. Bu durumda, ne kendi iradeleri, ne de seçmenin iradesi bir kýymet ifade ediyor. Bu meyanda daha baþka misâller de zikredilebilir.) O halde, þöyle bir durup düþünerek aklýmýzý baþýmýza devþirmemiz gerekmez mi? Ýþte, bu hadise bizlere dikkat diyor ve en baþta þunu ders veriyor: Sporda olduðu gi bi, siyasî, sosyal veya etnisite gibi kitleleri harekete geçiren konularda dikkatli davranýn. Aþýrýlýklara meyletmeyin. Þahýslarý büyük göstermeye çalýþmayýn. Ýradenizi þahýslarýn ipoteðine terk etmeyin. Þahýslara deðil fikirlere baðlanýn. Deðiþken fânilerin direktifiyle deðil, ilkelere, prensiplere göre hareket edin. Saðlam, ulvî, kudsî dâvâlara baðlanýn. Aksi halde, toptan yanýlýr, toptan satý þa gelebilirsiniz. Vesaire...

turhancelkan@hotmail.com

fikihgunlugu@yeniasya.com.tr www.fikih.info (0 505) 648 52 50

Kul hakkýnýn da affý mümkündür

Erdoðan Erman: “Ýþlenen günahlarýn ister istemez kul hakkýna terettüp eden yönü olabiliyor. Kul hakkýyla ilgili günahtan kurtuluþ nasýl olur? Öyle ya da böyle kul hakkýna giren günahlarý iþlemiþ bir insana ne tavsiye edersiniz?” ul hakký, ferdin zimmetine geçmiþ olan, baþkalarýna mahsus maddî ve manevî imkân ve menfaatler ile Müslümanýn baþkalarý lehine yapmakla yükümlü bulunduðu vazifelerdir. Ýnsanlarýn sosyal birer varlýk olmalarý ve toplumlar hâlinde yaþamalarý, birbirlerine karþý sayýlamayacak derecede haklar ve sorumluluklar doðurur. Karþýlýklý hak ve sorumluluklarýna riayet etmekle yükümlü bulunan Müslümanlar, bu yükümlülüklerini “kul hakký” ifadesi içinde formüle etmiþler ve riayet etmeye çalýþmýþlardýr. Günahlarýn ister kiþisel olaný, isterse kul hakkýna gireni olsun, affý için yapýlmasý gereken temel davranýþ piþman olmak, günahý itiraf etmek ve günahýn kirinden Allah’a sýðýnmaktýr. Bediüzzaman’ýn formülü þöyledir: “Kusurunu görse, o kusur kusurluktan çýkar. Ýtiraf etse, affa müstahak olur.” 1 Kusurunu bilen ve gören bir kimsenin suçu ve günahý, çoðu zaman hem kul tarafýndan, hem Allah tarafýndan affediliyor. Kul hakký için sadece verdiði zararýn tazmin durumu kalýr ki, bundan da bedel ödemek ve Allah’a sýðýnmak suretiyle kurtulmak mümkündür. Resûlullah Efendimiz (asm): “Müslüman Müslümanýn kardeþidir. Ona hýyanet etmez. Ona yalan söylemez. Ona yardýmý terk etmez. Her Müslümanýn ýrzý, malý ve kaný diðer Müslümanýn üzerine haramdýr. (Mübarek kalbini göstererek) Allah korkusu buradadýr. Bir kimseye þer olarak Müslüman kardeþini hor görmesi yeter” buyurmuþtur.2 Mahþer Gününde Ahkemü’l-Hâkimîn Cenâb-ý Allah’týr. Takdir O’nundur. Kul hakkýnýn mahþer günündeki yansýmasýný konu alan þu hadis-i þerifin verdiði haber tüylerimizi diken diken ediyor: Resûlullah (asm) Ashab-ý Kirâm’a: “Müflis kimdir, biliyor musunuz?” diye sordu. Ashab-ý Kirâm: “Bize göre müflis, parasýpulu olmayan ve malý bulunmayandýr” diye cevap verdi. Allah Resulü (asm) þöyle buyurdu: “Ümmetimden müflis olanlar þu kimselerdir: Kýyamet Günü namaz, oruç ve zekât ile gelir. Fakat amel defterinde; ‘Þuna sövdü!’, ‘’Þuna zina iftirasý yaptý.’, ‘Þunun malýný yedi.’, ‘Þunun kanýný akýttý.’, ‘Þunu dövdü!’ diye yazýlmýþ olarak gelir. Bu du rumda hasenatýnýn sevaplarýndan þu kimseye verilir. Ýyiliklerinin sevabýndan bu kimseye verilir. Eðer üzerindeki borç ödenmeden önce sevaplarý tükenirse, alacaklýlarýn günahlarýndan alýnýp onun üzerine yazýlýr. Sonra Cehenneme atýlýr.” 3 Ebû Katâde Haris b. Rib’iy (ra) bildiriyor ki, Resûlullah (asm): “Allah yolunda cihad ve Allah’a iman amellerin en efdâlidir” buyurmuþtu. Bir adam ayaða kalktý ve: “Yâ Resûlallah! E ðer Allah yolunda öldürülürsem, benden sâdýr olan günahlarým örtülür mü?” diye sordu. Allah Resûlü (asm): “Eðer sabrederek, sevabýný umarak ve arkaný dönmeden harbe yönelmiþ halde iken öldürülürsen, kul hakkýndan baþka günahlarýna kefaret olur. Bunu bana þüphesiz Cibril söyledi” buyurdu. 4 Keza baþka bir hadislerinde Allah Resûlü (asm) þöyle buyurmuþtur: “Kimin yanýnda kardeþinin vakar ve onurunu sarsacak cinsten veya kýymeti bulunan bir þeyden zulüm ve haksýzlýk ile elde edilmiþ bir hak varsa, altýn ve gümüþün bulunmayacaðý gün gelmeden önce bu gün, dünyada iken helâlleþsin. Yoksa sâlih ameli varsa, haksýzlýðý kadar alýnýr, hak sahibine verilir. Þayet hasenatý yoksa hak sa hibinin günahlarý alýnýr, onun üzerine yüklenir.”

K

5

Zikrettiðimiz hadis-i þeriflerden anlaþýlacaðý gibi, kul hakký bir Müslümanýn mânevî hayatý üzerinde önemli bir facia olarak bulunmakta dýr. Her Müslümanýn hayat hakký, þahsiyet ve onurunun korunmasý hakký, özel hayatýnýn gizliliði hakký, dinî ve vicdanî kanaat hakký, ikamet, seyahat, öðrenme, bilgi edinme, düþünce ve ifade hürriyeti, mülk edinme, çalýþma, harcama ve tasarrufta bulunma gibi kendi zatýna özgü doðuþtan getirdiði haklarý Ýslâm Dini tarafýndan korunmuþtur ve dokunulmaz ilân edilmiþtir. Müslüman’a iftira atmak, gýybetini yapmak ve haksýz yere kalbini kýrmak da hiç þüphesiz kul hakký kapsamýna girer. Kul hakkýnýn günahýndan ve vebalinden kurtulmanýn tek yolu, bu hakka riayet etmek ve karþý taraf ile gönülden ve içten helâlleþmektir. Helâlleþme saðlandýktan sonra tövbe ve istiðfarda bulunulursa, günahýnýn kirinden de arýnmýþ olur. Dipnotlar: 1- Lem’alar, s. 91., 2- Riyâzu’s-Sâlihîn, 234., 3- Müslim., 4- Riyâzu’s-Sâlihîn, 217., 5- Buhârî.


10

KÜLTÜR SANAT

11 TEMMUZ 2011 PAZARTESÝ

Y

Kocaeli,kültür envanterine kavuþtu syasar33@yahoo.com

Elini ateþe uzat ençlerde nefis çok daha diri. Ve onu destekleyen ne de çok þey var. Gençlerle okuma programlarýnda çok sorular gündeme geliyor. Baþka yerlerde gündeme gelmemiþ sorular. Ve de cevapsýz kalan soru da kalmýyor. Konu harama nazar etmek ile ilgili. Konuya önceden kendini hazýrlamýþ olan genç, hemen bildiði cevabý söylüyor. Ýlk bakýþta bir mahzur yokmuþ, gayr-i ihtiyarî ilk bakýþtan kiþi mesul deðilmiþ diye, býyýkaltý gülümseyerek cevap beklemeye baþlýyor. Ýþte sorulardan birisi: “Harama gayr-i ihtiyarî ilk bakýþtaki sýnýr nedir?”, yani ‘Bakýþýmýz uzun sürerse bunun hükmü nedir?’ Bu soruyu dinleyen gençler, bir açýk kapý bulmuþ gibi gülümsediler. Acaba buna ne cevap gelecek diye merak etmeye baþladýlar. Bu soru ile, nefis kendine yol bulmaya, saðdan yanaþmaya çalýþýyor. Oysa nefse güvenmemek, bir peygamber ahlâkýdýr. Haliyle, sohbet ortamýnýn meyvesi de farklý oluyor. Ýhtiyaca binaen ilhamen ikramlar boþ olmuyor. Nitekim gencin bu sorusuna verilen cevap dikkat çekti. “Elini uzattýðýnda ateþe karþý reflekslerin ne ise, harama bakarken ki refleksin de o olmalý. Ateþte ne kadar elini tutabiliyorsan, harama gayr-i ihtiyarî bakýþýnýn da o kadar olmasý lâzým.” Gencimiz bu cümleden sonra, cevabýný çok etkin þekilde bulmuþ olmanýn rahatlýðý içerisinde idi. Yani bunun Türkçesi þu, dayanabileceðin kadar günah iþle. Su, ateþi söndürdüðü gibi; ateþte yanmak kavramý da nefsin ateþini söndürdü. Týpký, ölümün lezzetleri acýlaþtýrdýðý gibi. ** Bir, ‘okuma eðitimi’ programýmýz daha sona erdi. Yalova’da, bir hafta, 25 gencimizle ‘Gençlik Rehberi’ni okuduk. Muhteþem bir etkileþim ortamý. Ýhtiyaç hissedenler, istediði kadar aldý. Bir farklý atmosfere girdiðimiz apaçýktý. Nasýl ki, orucun insanýn maddî ve manevî hayatýna ciddî bir katkýsý varsa, okuma programýnýn da böyle bir etkisi oldu. Yaz mevsiminde, okumanýn iyice dibe vurup, sefahatin kasýp kavurduðu bir mevsimde gerçekleþtirilecek bir okuma programý, bir genç dünyasý içerisinde çok büyük bir anlam içeriyor. Bu programlar, dünyevîleþmeden, günahlardan, anlamsýz zaman kavramýndan kendini arýndýrma anlamý içeriyor. Ýbadetlerin insan ruhuna sinen tarafý ön plana çýkýyor. Þehir hayatýndan, kalabalýklardan kendini çekme ve öze doðru bir yürüyüþ anlamý taþýyor. Ama ayný cümleleri hep duyagelenler için, yine ayný cümleleri duymak çok da bir anlam içermedi diyemeyiz. Daha önce duyanlar bir kez daha duydu ve geliþti. Yani topraktaki tohum sulandý. Her okuma, okuyaný bir basamak daha yukarý çekti. Her basamaðýn görüntüleri de farklý farklý. ** Ýlk kez okuma programýna katýlan gençlerimizi tebrik ediyorum. Bütün okuma programlarýmýza iþtirak edenleri de tebrik ediyorum. Haftalýk Pazar derslerimize katýlanlarý da tebrik ediyorum. Anlaþýlan bu programlara katýlan her arkadaþýmýzýn tebrik edilecek pek çok taraflarý bulunuyor. Konuya oradan yaklaþýnca, pozitif uyanýmlar kendini gösteriyor. ** Dinlenen her ders, bir þuuraltý yüklemesi yapýyor. Adeta her cümle, topraða atýlan bir tohum gibi oluyor ve günün birinde, ihtiyacý durumunda neþvünema buluyor. Aslýnda bu tam bir ebedî hayat yatýrýmýdýr. Yatýrým yapýlmayan bir süreçten, sonuç beklemek anlamsýzdýr. Çocuklarýmýzýn, gençlerimizin manevî hayatlarýna ciddî ciddî yatýrým gerekiyor. Yoksa þikâyetçi olmak anlamsýzdýr. ** Yalovalý dostlarýmýz, 25 bayan, 25 bay öðrencimizi aðýrladýlar. Yalova’da samimiyeti ön plana çýkmýþ kahraman Nur Talebeleri ile tanýþtýk. Hepsine teþekkürler ediyorum. Okuma programýmýzýn farklý boyutlarýný önümüzdeki günlerde gündeme getirmek istiyoruz. Yeni yeni programlarda görüþmek temennisiyle...

G

Programda, Sivil Dayanýþma Platformu adýna Ayhan Ogan, Adalet ve Özgürlükler Platformu adýna Nigar Gümrükçüoðlu, Ýslâmî Halk Hareketi Platformu adýna Muhammed Zahir Karakaþ,AnadoluPlatformuadýnaSýddýkAkdoðan,PeygamberSevdalýlarýPlatformu adýnaMehmetGöktaþileDoðu-BatýKardeþlikPlatformuadýnaMücahitGültekinbirerkonuþmayaptýlar.

Doðu-Batýkardeþliði 50 ÝL SÝVÝL TOPLUM ÖRGÜTÜNDEN OLUÞAN DOÐU-BATI KARDEÞLÝK PLATFORMU, ANKARA BULUÞMASI’NDA, KÜRT MESELESÝNÝ ENÝNE BOYUNA TARTIÞTI.

KOCAELÝ Büyükþehir Belediyesi, þehir tarihinin korunmasý ve yaþatýlmasýna yönelik son derece önemli bir çalýþmayý hayata geçirdi. Yaklaþýk üç yýl süren kapsamlý bir araþtýrmanýn sonucunda “Kocaeli Kültür Envanteri” kitabý hazýrlandý. 486 sayfalýk envanterde Kocaeli’nde yer alan 442 adet tarihî eser kayýt altýna alýndý. Sit alanlarý ve tescilli bütün kültür ve tabiat varlýklarý ilçe ilçe listelendi. Ayrýca kültür ve tabiat varlýklarýnýn grafikleri ayrýntýlý bir þekilde gösterildi. Kültür envanteri, ayný zamanda Kocaeli Kültür ve Tabiat Varlýklarýný Koruma Bölge Kurulu Müdürü olan Taner Aksoy tarafýndan hazýrlandý. Kocaeli Kültür Envanteri Kitabý Gar Sanat Galerisi’nde düzenlenen bir kokteyl ile tanýtýldý. Kocaeli Kültür ve Tabiat Varlýklarýný Koruma Bölge Kurulu Müdürü Taner Aksoy, Kocaeli Kültür Envanteri ile þehirdeki birçok yapýnýn tescilinin gerçekleþtirdiðini kaydetti. Þehrin tarihi, arkeolojik ve tabiat varlýklarýný tanýyanlarýn, yaþadýklarý þehre daha çok sahip çýkacaðýný ifade eden Aksoy, “Özellikle gençlerimizin bu konuda bilinçlenmesi çok önemli. Kocaeli Kültür Envanteri ile gençlerimiz tarihlerine sahip çýkarak onu koruma bilincine daha fazla sahip olacaklardýr” dedi. Kocaeli / Yeni Asya

Türkiye’nin çeþitli yerlerinden gelen birçok sivil toplum örgütü temsilcisi Kürt meselesini enine boyuna tartýþtý, deðerlendirmelerde bulundu.

ELÝF NUR KURTOÐLU ANKARA ANKARA, hafta sonu Doðu-Batý Kardeþlik Platformu’nu aðýrladý. Çalýþma ve Sosyal Güvenlik Eðitim Merkezi’nde Cumartesi günü düzenlenen “Doðu-Batý Kardeþlik Platformu Ankara Buluþmasý”nda, Türkiye’nin çeþitli yerlerinden gelen birçok sivil toplum örgütü temsilcisi Kürt meselesini enine boyuna tartýþtý, deðerlendirmelerde bulundu. Toplantýnýn açýlýþ konuþmasýný yapan Platform Sözcüsü Hasan Ünal, devletin bu güne kadar izlediði bütün yanlýþ politikalardan vazgeçmesi, egemen zihniyetin deðiþmesi ve dönüþmesi gerektiðini,

aksi halde bu mentalite ve ideolojik kurgu ile hiçbir sonuca varýlamayacaðýný ifade etti. Ünal, “Bu platformun temelleri Bursa’nýn el uzatmasýyla baþladý. Biz el uzattýk, kardeþlerimiz bizimle gönülden kucaklaþtýlar. Çözüm yolunda bir Bursa iken bugün 50 Bursa olduk. Türkiye’nin dört bir yanýndan Edirne’den Hakkâri’ye 50 il sivil toplum platformunun katýlýmý ile gerçekleþtirilen bu toplantýlarýn baþlamýþ olmasýyla bu sorunlarýn çözümünde en gerçekçi taraf ve öncülük görevi üstleneceðine inanýyoruz” diye konuþtu. Yaptýklarý çalýþmalarýn hayalken gerçek olduðunu belirten Ünal, “Güçlü birliktelik zemini artýk hayal deðil. Bir yýl içinde 3. kardeþlik buluþmasýný gerçekleþtirdik. Bu buluþma ve toplantýlarýn her kesimden ilgi görmesi

bizi daha da güçlü kýlmaktadýr. Bu ihtiyacýn karþýlýk bulmasý demektir. Çözüme ulaþma konusunda da bizim için teþvik edicidir” dedi. Diyarbakýr sözcüsü Ahmet Ay da doðu bölgeleri baþta olmak üzere 4 bin köyün yanmýþ olduðunu, 2 milyon yurttaþýn zorunlu göçe mecbur kaldýðýný, binlerce kiþinin büyük trajedilere sahne olan olaylarý yaþamak zorunda kaldýklarýný söyledi. Programda, Sivil Dayanýþma Platformu adýna Ayhan Ogan, Adalet ve Özgürlükler Platformu adýna Nigar Gümrükçüoðlu, Ýslâmî Halk Hareketi Platformu adýna Muhammed Zahir Karakaþ, Anadolu Platformu adýna Sýddýk Akdoðan, Peygamber Sevdalýlarý Platformu adýna Mehmet Göktaþ ile DoðuBatý Kardeþlik Platformu adýna Mücahit Gültekin birer konuþma yaptýlar.

“MEDRESETÜZZEHRA, ÖZEL OLARAK ÝNCELENMELÝ” TOPLANTIDA konuþan gazetemiz Genel Yayýn Müdürü Kâzým Güleçyüz, Bediüzzaman’ýn 1908’de gündeme getirdiði “Medresetüzzehra” projesinin baþlangýçtaki çýkýþ noktasýnýn Kürt çocuklarýnýn eðitimi olduðunu, ama 50’li yýllarda Kafkasya’dan Arap dünyasýna, Ortadoðu ve Orta Asya’ya, Ýran ve Hint yarýmadasýna uzanan geniþ bir coðrafyaya hizmet verecek uluslar arasý bir bölge üniversitesi olarak tekrar gündeme getirdiðini vurguladý. “Dýþarýda düþman aramak yerine içimizdeki cehalet, fakirlik ve ihtilâf hastalýklarýna çözüm bulmak lâzým” diyen Güleçyüz, þunlarý kaydetti: “Medresetüzzehra ihtilâfý, fakirliði cehaleti ortadan kaldýrma projesi. Vicdanýn ziyasý olan dinî ilimlerle modern fenlerin birbiriyle kaynaþtýrýlarak okutulacaðý, eðitim dillerinin ‘Arapça vacip, Türkçe lâzým, Kürtçe caiz’ ifadesiyle dile getirildiði bir proje. Türkiye Cumhuriyeti’nin resmî eðitim programlarý dini tamamen dýþlayan, dini öðretse bile kendi kalýplarý içinde veren bir formatta. Bugün aydýnlar dine karþý bir tavýr içindeyse en önemli sebebi dini dýþlayan eðitim sistemi. Said Nursî bu sorunlara çözüm arayanlar için çok önemli bir referans. Mutlaka özel olarak incelenmeli.”

BULMACA Hazýrlayan: Erdal Odabaþ (erdalodabas@mynet.com)

1 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10

2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12

Kâzým Güleçyüz

ÝlkZazacafilmin galasýyapýldý TÜRKÝYE’DE, Zazaca çekilen ilk uzun metrajlý film olan “Keke”nin galasý Bingöl’de yapýldý. Ýlginin yoðun olduðu galaya Bingöl Valisi Mustafa Hakan Güvençer, Ýl Emniyet Müdürü Ahmet Akbal, Belediye Baþkaný Serdar Atalay, kurum müdürleri ve çok sayýda vatandaþ katýldý. Bingöl Belediyesi Kültür Merkezi’nde düzenlenen gala gösteriminde filmi izleyen vatandaþlar zaman zaman duygulu anlar yaþadý. Ýzleyenler, birçok sahnede oyuncularý alkýþladý. Filmin Yönetmeni Fahrettin Özdemir, açýlýþ konuþmasýnda, “Ýlk uzun metrajlý Zaza dilinde çekilen bu filmi çok zor uðraþlarla hazýrladýk. Yeri geldi hüzünlendik, yeri geldi eðlendik. Bu verdiðimiz emeðin karþýlýðýný inþallah en kýsa sürede alacaðýz. Bu filmde emeði geçen baþta eski Valimiz Sayýn Ýrfan Balkanlýoðlu’na ve tüm dostlarýma teþekkür ederim’’ dedi. Bingöl / cihan

SOLDAN SAÐA— 1. Divan edebiyatýnda, bahar tasviri ile baþlayan kaside. - Ýlgilendiren, iliþkin, iliþik, ilgili. 2. Daðlarýn, taþlarýn kabul etmekten çekindiði, insanýn kabullendiði büyük emanet, ilâhî mesuliyet. 3. Ýslâmýn beþ þartýndan biri olan ve Müslümanlarýn günde beþ vakit, dinî kurallara göre yapmak zorunda olduklarý ibadet. - Üzüntülü düþünce durumu, kaygý. 4. Bir þeyin geçtiði veya önce bulunduðu yerde býraktýðý belirti. - Havada bulunan su buharý. - Kalýcýlýk, ölmezlik. 5. Sormakta olan. - Osmanlý donanmasýnda tuðamirale eþ bir rütbe. 6. Dost, yar. - (Tersi) Peygamber Efendimize (asm) ilk vahyin geldiði maðara. 7. Bir toplantýya katýlanlarýn, bir sorunla ilgili birkaç seçenekten birini tercih etmesi, rey. - Kuzey Atlantik Paktý’nýn kýsa yazýlýþý. 8. Birine geçici olarak býrakýlan ve teslim alýnan kiþice korunmasý gereken eþya, kimse vb. - Gemicilikte kullanýlan bir terim. 9. Samanla karýþýk tahýl. Binme, yük çekme, taþýma vb. hizmetlerde kullanýlan, tek týrnaklý hayvan. - Renyum elementinin simgesi. 10. Mezra. - Deðer, fiyat, kýymet. YUKARIDAN AÞAÐIYA— 1. Ýslâm tarihinde çift kýbleli mescit diye bilinen mescit. 2. Savaþa katýlan kadýnlara eski çaðlarýn Amazonlarýna benzetilerek verilen san. - Bir mastar eki. 3. Yenecek kadar olgun olmayan (meyve), olmamýþ. - Kitapçýk. 4. Sýcak ülkelerde yetiþen bir aðaç. - Ekmek. 5. Maydanozgillerden, 1-1,5 metre yüksekliðinde, sarý çiçekli, BÝR ÖNCEKÝ BULMACANIN CEVABI yapraklarý iplik biçiminde parçalý, hoþ kokulu, baharatlý meyve1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 leri anason gibi yemeklerde ve bazý içkilerde tat verici olarak U B A K A R A kullanýlan, hekimlikte gaz söktürücü olarak yararlanýlan çok yýl- 1 K A M E R 2 A S A L E T T S A K A R lýk otsu bir bitki. - Kimi yörelerimizde hala. 6. Köpek. - Çadýr, büyüklere mahsus çadýr. 7. Yitmekten emir. - Tren, tramvay 3 R A F A D A N A L A K A vb. taþýtlarda tekerleklerin üzerinde hareket ettiði demirden yol. 4 A B Ý M Ý S A F Ý R Ý Z 8. Seçkin büyükler. - Eski kitaplarda bölüm. 9. Hüseyin'in kimi 5 T Ý R A N U H A T E M Ý yörelerimizde söyleniþi. - Sýhhî tesisatta su borusunu üç yönlü 6 E Y A N G R A Þ E T Ý F kullanabilme durumuna getiren parça. 10. 1234-1282 Yýllarý a- 7 K E S A O N A Y L E N A rasýnda yaþamýþ bir Moðol hükümdarý. 11. Ýrityumu simgele- 8 A S A N T A L Y A T A Z yen harfler. - Kanýn rengi. - Turpgillerden, yapraklarý salata ola- 9 K Ý K A N E T A S A R A rak yenen baharlý bir bitki. 12. 3 yaþýna kadar olan at yavrusu. - 10 A Z A M E T K B A R E M Sýtma mikrobunu aþýlayan bir tür sivrisinek.


EKONOMÝ

Y

SERBEST PÝYASA

DOLAR

EURO

ALTIN

DÜN 1,6270 ÖNCEKÝ GÜN 1,6270

DÜN 2,3200 ÖNCEKÝ GÜN 2,3200

DÜN 80,80 ÖNCEKÝ GÜN 80,80

C. ALTINI DÜN 544,09 ÖNCEKÝ GÜN 544,09

Ýcradan satýlýk kuru yük gemisi

ÝSTANBUL’DA 1 milyon 100 bin dolar deðerindeki bir kuru yük gemisi, 660 dolar açýk arttýrma baþlangýç fiyatý ile icra yoluyla satýlacak. ‘’icramatik.com’’ isimli internet sitesinden alýnan bilgiye göre, Ýstanbul Bakýrköy 4. Ýcra Müdürlüðü, Zeytinburnu’nda Zeyport Limanýnda bir borçtan dolayý hacizli bulunan ‘’Azra’’ isimli gemiyi 660 dolardan satýþa çýkardý.

Gemi için birinci açýk arttýrma 20 Temmuz 2011 tarihinde, ikinci açýk arttýrma ise 25 Temmuz 2011 tarihinde gemide yapýlacak. Yapým yýlý 1985 olan gemi 0 yaþýndan büyük olduðu için satýþý ihraç edilmesi kaydý ile yapýlacak. Bu arada Ýzmir’de lüks bir site içerisinde bulunan 1 milyon 400 bin lira deðerindeki daire de 840 bin liradan satýþa çýkarýldý. Ankara / aa

11 TEMMUZ 2011 PAZARTESÝ

11

HABERLER

Carî açýðýn ilâcý üretim ARA MALI ÝTHALATI VE SANAYÝ ÜRETÝMÝ ARASINDA YÜZDE 86 DÜZEYÝNDE ANLAMLI BÝR ÝLÝÞKÝ OLDUÐUNU VURGULAYAN EBSO BAÞKANI ENDER YORGANCILAR, BUNUN ÜRETÝME DAYALI BÝR SANAYÝ POLÝTÝKASINI ZORUNLU KILDIÐINI BELÝRTTÝ. EGE Bölgesi Sanayi Odasý (EBSO) Yönetim Kurulu Baþkaný Ender Yorgancýlar, carî açýk sorununun, ithal edilen ara mallarýn girdi tedarik stratejisiyle Türkiye’de üretilmesi saðlanarak ortadan kalkabileceðini savundu. Ýtalya ile Çin arasýnda Türkiye’den baþka güçlü üretime sahip ülke bulunmadýðýna dikkat çeken Yorgancýlar, bu konumun sürdürülebilmesi için devletin sanayiciye dünyadaki rakipleriyle eþit imkânlar sunmasý gerektiðini savundu. Karþýyaka Rotary Kulübü’nün toplantýsýna katýlan EBSO Yönetim Kurulu Baþkaný Yorgancýlar, 2010 yýlýnýn Ocak-Mayýs döneminde 45 milyar 174 milyon dolarlýk ihracatýn bu yýl ayný dönemde yüzde 20,1 artýþla 54 milyar 263 milyon dolara yükseldiðine dikkat çekti. Yorgancýlar, yine ayný dönemlerdeki ithalatýn 68 milyar 165 milyon dolardan yüzde 43,8 artýþla 98 milyar 17 milyon dolara çýktýðýný hatýrlattý. 2010 yýlýnýn ilk 5 aylýk döneminde ihracatýn ithalatý karþýlama oranýnýn yüzde 66,3’ten 55,4’e gerilediðini vurgulayan Yorgancýlar, ara malý ithalatýndaki yükseliþe iþaret etti. 2010 yýlýnýn Ocak-Mayýs dönemindeki 49 milyar 428 milyon dolarlýk ara malý ithalatýnýn bu yýlýn ayný döneminde yüzde 41,3 artýþla 69 milyar 890 milyon dolara fýrladýðýný söyleyen Yorgancýlar, þöyle konuþtu: “2010 yýlýndaki 131 milyar dolarlýk ara malý ithalatýnýn 38,4 milyar dolarý enerjiden kaynaklanýyor. Ýhracatýmýzdaki durgunluk aþýlmaya çalýþýlýrken ithalata olan baðýmlýlýðýmýz dýþ ticaret açýðýný arttýrmýþ ve yeniden ara malý üretiminin önemini orta-

Vergi denetim birimleri tek çatý altýnda toplandý

ya çýkarmýþtýr. Girdi fiyatlarýnýn yüksek olmasý sebebiyle sanayimizin ara malý ithalatýna yoðunlaþmasý bu dönemde de devam etmiþtir. Ara malý ithalatý ve sanayi üretimi arasýnda yüzde 86 düzeyinde anlamlý bir iliþki vardýr. Bu da üretime dayalý bir sanayi politikasýnýn zorunluluðunu açýkça ortaya koymaktadýr. Carî açýðý Girdi Tedarik Stratejisiyle durdurabiliriz. Türkiye ekonomik potansiyeli yüksek bir ülke olmasýnýn avantajlarýný, AB ülkelerinin finansman sorunu ve coðrafyasýndaki siyasî belirsizlik devam ederken en etkin þekilde kullanmak zorundadýr. Belli sektörlerde baþlayan Girdi Tedarik Stratejisi çalýþmalarý ile yerli üretimin korunmasý, yurt dýþýndan ithal edilen ürünlerin Türkiye’de yapýlabilmesi en bü yük di le ði mizdir.” Ýzmir /cihan EBSO Yönetim Kurulu Baþkaný Ender Yorgancýlar

MALÝYE Bakanlýðý vergi denetim birimlerini tek çatý altýnda topladý. Maliye Bakanlýðýnda hizmet birimi olarak ‘’Vergi Denetim Kurulu Baþkanlýðý’’ ku rulmasýna dair kanun hükmünde kararname dünkü Resmî Gazete’de yayýmlanarak yürürlüðe girdi. Kararname ile yapýlan deðiþikliklerde Bakanlýk ‘’Teftiþ Kurulu’’ ve ‘’Hesap Uzmanlarý Kurulu’’ ifadelerinin yerini, ‘’Vergi Denetim Kurulu’’ aldý. Ver gi Denetim Kurulu, doðrudan Bakana baðlý olarak Baþkan, Baþkan Yardýmcýlarý, Grup Baþkanlarý ve Vergi Müfettiþlerinden (Vergi Baþmüfettiþi, Vergi Müfettiþi ve Vergi Müfettiþ Yardýmcýsý) oluþacak. Kararnameye göre, Kurula verilen görevlerin yerine getirilmesinde, uzmanlaþma ve iþ bölümünün saðlanmasý amacýyla uygun görülen yerlerde Bakan onayý ile doðrudan Baþkanlýða baðlý olmak üzere þu grup baþkanlýklarý kurulabilecek: ‘’Küçük ve Orta Ölçekli Mükellefler Grup Baþkanlýðý. Büyük Ölçekli Mükellefler Grup Baþkanlýðý. Organize Vergi Kaçakçýlýðý ile Mücadele Grup Baþkanlýðý. Örtülü Sermaye, Transfer Fiyatlandýrmasý ve Yurtdýþý Kazançlar Grup Baþkanlýðý.’’ söz konusu grup baþkanlýklarý, uygun görülen yerlerde ihtiyaca göre birden fazla sayýda kurulabilecek. Ankara / aa

YILDIZ TEKNÝK ÜNÝVERSÝTESÝ Ýdari ve Mali Ýþler Daire Baþkanlýðý HÝDROLÝK VE KIYI LÝMAN MÜHENDÝSLÝÐÝ LABORATUVARI ÝÇÝN SÝSTEM ALIMI, MEVCUT SÝSTEMÝN TAÞINARAK KURULMASI Hidrolik ve Kýyý Liman Mühendisliði Laboratuvarý için Sistem Alýmý, Mevcut Sistemin Taþýnarak Kurulmasý, alýmý 4734 sayýlý Kamu Ýhale Kanununun 19'uncu maddesine göre açýk ihale usulü ile ihale edilecektir. Ýhaleye iliþkin ayrýntýlý bilgiler aþaðýda yer almaktadýr: Ýhale Kayýt Numarasý : 2011/100599 1-Ýdarenin a) Adresi : Yýldýz Teknik Üniversitesi Rektörlüðü Merkez Kampüs Yýldýz Yokuþu Balmumcu 34349 BEÞÝKTAÞ ÝSTANBUL b) Telefon ve faks numarasý : 212 383 21 41 - 212 261 29 21 c) Elektronik Posta Adresi : imidb@yildiz.edu.tr ç) Ýhale dokümanýnýn görülebileceði internet adresi (varsa) : https://ekap.kik.gov.tr/EKAP/ 2-Ýhale konusu malýn a) Niteliði, türü ve miktarý : Ýhalenin niteliði, türü ve miktarýna iliþkin ayrýntýlý bilgiye EKAP'ta (Elektronik Kamu Alýmlarý Platformu) yer alan ihale dokümaný içinde bulunan idari þartnameden ulaþýlabilir. b) Teslim yeri : Yýldýz Teknik Üniversitesi Rektörlüðü Beþiktaþ Merkez Kampüsü Yýldýz Yokuþu Balmumcu 34349 BEÞÝKTAÞ/ÝSTANBUL- Davutpaþa Kampüsü Esenler/ÝSTANBUL c) Teslim tarihi : Sözleþmenin imzalandýðýnýn/idare tarafýndan yüklenicinin kendisine veya tebligat için gösterdiði adrese yapýlacak iþe baþlama talimatýnýn tebliðinden itibaren mal teslim edilecek/iþe baþlanacaktýr. Ýþin süresi 90 (doksan) takvim günüdür. Sözleþmenin imzalanmasýný takip eden 90 gün içerisinde yüklenici çalýþýr vaziyette teslimi gerçekleþtirecektir. 3- Ýhalenin a) Yapýlacaðý yer : Yýldýz Teknik Üniversitesi Rektörlüðü Merkez Kampüs Rektörlük Binasý Ýdari ve Mali Ýþler Daire Baþkanlýðý Satýnalma Müdürlüðü Yýldýz Yokuþu Balmumcu 34349 BEÞÝKTAÞ/ÝSTANBUL b) Tarihi ve saati : 09.08.2011 - 11:00 4. Ýhaleye katýlabilme þartlarý ve istenilen belgeler ile yeterlik deðerlendirmesinde uygulanacak kriterler: 4.1. Ýhaleye katýlma þartlarý ve istenilen belgeler: 4.1.1. Mevzuatý gereði kayýtlý olduðu Ticaret ve/veya Sanayi Odasý ya da ilgili Esnaf ve Sanatkarlar Odasý belgesi;

BUZDOLABINI iHRAÇ KOMPRESÖRÜNÜ ÝTHAL EDÝYORUZ Yorgancýlar, Avrupa’daki her 5 buzdolabýndan birinin Türkiye’de üretilmesiyle övünüldüðünü, ancak buzdolabýnýn hayatî parçasý kompresörün ithal edildiði ni anlattý. Yorgancýlar, ev tipi soðutucu lar da kul la ný lan kom pre sör le rin a na parçalarýnýn bakýr ve demirden üretildiðini, Çin’in geride kalan 5 yýlda bakýr ve demir cevherlerinin bulunduðu ülkelerdeki madencilik yatýrýmlarýný arttýrdýðýný örnek verdi. Türk sanayicisinin verimliliði, maliyet kontrolünü öðrendiðini, inovatif ürünlere yöneldiðini ifade eden Ender Yorgancýlar, Ar-Ge desteklerinden yararlanmak için Ar-Ge bölümünde en az 50 eleman istihdam edilmesi þartýnýn gözden geçirilmesini, bu sayýnýn indirilmesini istediklerini bildirdi. Türkiye’nin bulunduðu coðrafyada önemli bir konuma geldiðini anlatan Yorgancýlar, þöyle konuþtu: “Dünyanýn yaþadýðý krizlerden sonra büyümede önemli bir nok taya geldik. Sanayide Avrupa’da bile söz sahibiyiz. Ýtalya’dan Çin’e kadar olan bölgede bizim kapasitemizde ve kalitemizde üretim yapan kimse yok.”

SGK, ihbarla 10 bin 763 kiþiyi tescil etti ÇALIÞMA ve Sosyal Güvenlik Ýletiþim Merkezinin ‘’ALO 170’’ hattýna gelen ihbarlarla geçen yýl 10 binden fazla kiþi kayýt altýna alýndý. ‘’ALO 170’’ hattýna gelen ihbarlar, kayýt dýþý ile mücadele çalýþmalarýna geçen yýl önemli bir katký yaptý. Çalýþma ve Sosyal Güvenlik Ýletiþim Merkezi, çalýþma hayatý ve sosyal güvenlik hakkýnda her türlü, soru, öneri, eleþtiri, ihbar, þikâyet, baþvuru ve talepleri, etkin ve hýzlý bir biçimde çözüme kavuþturabilmek amacýyla kuruldu. Merkezin 170 numaralý hattý, 7 gün 24 saat aranabiliyor. Ýletiþim merke-

zinde görevli personelin yüzde 50’si özürlülerden oluþuyor. Çalýþma ve Sosyal Güvenlik Ýletiþim Merkezinin hattýnýn farkýndalýðýnýn artmasý, gelen baþvuru ve ihbar sayýsýna da yansýdý. ‘’ALO 170’’ hattýn geçen yýl kayýt dýþýlýk konusunda toplam 17 bin 643 ihbar geldi. Bu ihbarlarýn 12 bin 969’u sonuçlandýrýldý. Ýhbarlarýn deðerlendirilmesi sonucu, kayýt dýþý çalýþtýrýlan 10 bin 763 kiþinin tescili yapýldý. Bu yolla, kayýt dýþý faaliyet gösteren 865 iþ yeri de kayýt altýna alýndý. Hatta gelen 4 bin 19 ihbarýn da asýlsýz olduðu tespit edildi. Ankara / aa

4.1.1.1. Gerçek kiþi olmasý halinde, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduðu yýlda alýnmýþ, ilgisine göre Ticaret ve/veya Sanayi Odasýna ya da ilgili Esnaf ve Sanatkarlar Odasýna kayýtlý olduðunu gösterir belge, 4.1.1.2. Tüzel kiþi olmasý halinde, ilgili mevzuatý gereði kayýtlý bulunduðu Ticaret ve/veya Sanayi Odasýndan, ilk ilan veya ihale tarihinin içinde bulunduðu yýlda alýnmýþ, tüzel kiþiliðin odaya kayýtlý olduðunu gösterir belge, 4.1.2. Teklif vermeye yetkili olduðunu gösteren imza beyannamesi veya imza sirküleri; 4.1.2.1. Gerçek kiþi olmasý halinde, noter tasdikli imza beyannamesi, 4.1.2.2. Tüzel kiþi olmasý halinde, ilgisine göre tüzel kiþiliðin ortaklan, üyeleri veya kurucularý ile tüzel kiþiliðin yönetimindeki görevlileri belirten son durumu gösterir Ticaret Sicil Gazetesi, bu bilgilerin tamamýnýn bir Ticaret Sicil Gazetesinde bulunmamasý halinde, bu bilgilerin tümünü göstermek üzere ilgili Ticaret Sicil Gazeteleri veya bu hususlarý gösteren belgeler ile tüzel kiþiliðin noter tasdikli imza sirküleri, 4.1.3. Þekli ve içeriði Ýdari Þartnamede belirlenen teklif mektubu. 4.1.4. Þekli ve içeriði Ýdari Þartnamede belirlenen geçici teminat. 4.1.5. Ýhale konusu alýmýn tamamý veya bir kýsmý alt yüklenicilere yaptýrýlamaz. 4.2. Ekonomik ve mali yeterliðe iliþkin belgeler ve bu belgelerin taþýmasý gereken kriterler: Ýdare tarafýndan ekonomik ve mali yeterliðe iliþkin kriter belirtilmemiþtir. 4.3. Mesleki ve Teknik yeterliðe iliþkin belgeler ve bu belgelerin taþýmasý gereken kriterler: 4.3.1. Tedarik edilecek mallarýn numuneleri, kataloglarý, fotoðraflarý ile teknik þartnameye cevaplarý ve açýklamalarý içeren doküman: Ýstekliler teklif ettiði ürüne ait numune veya teknik bilgileri içeren orjinal katalog ya da broþürlerini teklifleri ile birlikte vermek zorundadýrlar. 5. Ekonomik açýdan en avantajlý teklif sadece fiyat esasýna göre belirlenecektir. 6. Ýhaleye sadece yerli istekliler katýlabilecektir. 7. Ýhale dokümanýnýn görülmesi ve satýn alýnmasý: 7.1. Ýhale dokümaný, idarenin adresinde görülebilir ve 50 TRY (Türk Lirasý) karþýlýðý Yýldýz Teknik Üniversitesi Rektörlüðü Merkez Kampüs Rektörlük Binasý Ýdari ve Mali Ýþler Daire Baþkanlýðý Satýnalma Müdürlüðü Yýldýz Yokuþu Balmumcu 34349 BEÞÝKTAÞ/ÝSTANBUL adresinden satýn alýnabilir. 7.2. Ýhaleye teklif verecek olanlarýn ihale dokümanýný satýn almalarý veya EKAP üzerinden e-imza kullanarak indirmeleri zorunludur. 8. Teklifler, ihale tarih ve saatine kadar Yýldýz Teknik Üniversitesi Rektörlüðü Merkez Kampüs Rektörlük Binasý Ýdari ve Mali Ýþler Daire Baþkanlýðý Satýnalma Müdürlüðü Yýldýz Yokuþu Balmumcu 34349 BEÞÝKTAÞ/ÝSTANBUL adresine elden teslim edilebileceði gibi, ayný adrese iadeli taahhütlü posta vasýtasýyla da gönderilebilir. 9. Ýstekliler tekliflerini, götürü bedel üzerinden vereceklerdir. Ýhale sonucu, üzerine ihale yapýlan istekliyle toplam bedel üzerinden götürü bedel sözleþme imzalanacaktýr. 10. Ýstekliler teklif ettikleri bedelin % 3'ünden az olmamak üzere kendi belirleyecekleri tutarda geçici teminat vereceklerdir. 11. Verilen tekliflerin geçerlilik süresi, ihale tarihinden itibaren 60 (altmýþ) takvim günüdür. 12. Konsorsiyum olarak ihaleye teklif verilemez. www.bik.gov.tr B: 44983

Geçen yýl satýlan 509 bin binek aracýn yaklaþýk 80 bin adedini araç kiralama þirketleri aldý.

Her 6 araçtan 1’ini kiralama þirketleri aldý HER geçen yýl daha da büyüyen oto kiralama sektörü, geçen yýl satýlan 509 bin binek aracýn yaklaþýk 80 bin adedini satýn aldý. Satýlan her 6 araçtan 1’ini satýn alan oto kiralama þir ketlerinin toplam cirosu 2 milyar dolara ulaþtý. Son yýllarda firmalara tanýdýðý birçok avantaj ile ön plana çýkan oto kiralama þirketleri, vergi, kasko ve araç bakýmýyla uðraþmak istemeyenlerin tercihi oluyor. Tüm Oto Kiralama Kuruluþlarý Derneði (TOKKDER) Baþkaný Önder Er dem, Türkiye’de kiralýk araç sayýsýnýn her geçen yýl arttýðýný, 2005 yýlýnda 50 bin olan kiralýk araç sayýsýnýn 2010 yýlýnda 128 bine, bugün de yaklaþýk 160 bine yükseldiðini anlattý. Bu araçlarýn yaklaþýk 130 bin adedinin operasyonel kiralamada, 30 bin adedinin de günlük kiralamada kul lanýldýðýný ifade eden Erdem, bunla ra ek olarak kamuda da kiralýk olarak 20 bin civarýnda araç olduðunun

tahmin edildiðini kaydetti. Araç filo larýnýn satýn alma yerine kiralanmasýnýn giderek artan bir alýþkanlýk haline geldiðini ifade eden Erdem, bunun sonucu olarak sektörün her yýl ciddî bir reel büyüme yaþadýðýný söyledi. Her yýl Türkiye’de satýlan binek araçlarýn ortalama yüzde 15’inin kiralama þirketleri tarafýndan satýn alýndýðýný ifade eden Erdem, ‘’Geçen yýl satýlan 509 bin binek aracýn yaklaþýk 80 bini, oto kiralama sektörünce satýn alýndý. Bu yýl oto kiralama sektörü tarafýndan 100 bin araç satýn alýnmasý öngörülmektedir. Sektörün beklentisi birkaç yýl içinde satýlan her 4 araçtan birini kiralama þirketlerinin alacaðý yönünde’’ dedi. Oto kiralama sektörünün yýllýk cirosunun 2 milyar dolara ulaþtýðýný anlatan Erdem, sektördeki otomobil sayýsýnýn yýl sonunda 180 bin, gelecek yýl da 200 bin adedi bulacaðýný tahmin ettiðini söyledi. Ankara / aa

Mersin çevresinde yeni bir ‘Marmara’ MERSÝN Ticaret ve Sanayi Odasý (MTSO) Yönetim Kurulu Baþkaný Þerafettin Aþut, Mersin hinterlan dýnda yeni bir ‘’Marmara’’ oluþturma çalýþmalarýnýn olduðunu söyledi. Aþut, Mersin hinterlandýnda bulunan Kahramanmaraþ, Osmaniye, Hatay ve Adana illerini içine alan yeni bir üretim ve endüstri merkezi olma yönünde bir çalýþma içerisinde olduklarýný ifade etti. Çalýþmalarýnýn 2023’teki 500 milyar dolarlýk ihracat hedefiyle paralel gittiðine iþaret eden Aþut, odalar ve sivil inisiyatifler olarak gerekli adýmlarýn atýlmaz ve gerekli alt yapý hazýrlýklarýnýn tamamlanmamasý halinde hedeflenen bu rakamdan pay alamayacaklarýna dikkati çekti. Aþut, ‘’Mersin hinterlandýnda olan Kahramanmaraþ’ýn sanayisi ve ekonomisiyle çok farklý

özellikleri var. Osmaniye, Hatay, Antakya ve Adana bu illerin hepsini bir araya getirip bir birleriyle rekabet eder deðil bir biriyle sinerji yaratan kentler haline getirmek ve illerimizi 500 milyar dolarlýk pastadan kârlý çý karmak hedefindeyiz’’ dedi. Türkiye’de artýk üretimin batýndan doðuya kaydýðýný belirten Aþut þöyle dedi: ‘’Üretim doðuya kayarken bugüne kadar alýþýlagelmiþ üretim teknikleriyle bir yere gidemeyeceðimiz açýk net gözükmektedir. Onun bizler Mersin hinterlandýnda olan illerle bir sinerji oluþturarak illerin ticaret ve sanayi odalarýyla görüþmeler ya parak bu bölgeyi yeni bir ‘’Marmara’’ yeni bir üretim üssü yapmak arzusundayýz. Bunu baþarabilirsek hem bölgeye hem ülkeye büyük faydalar getirebiliriz.’’ Kahramanmaraþ / aa

EPDK, yerli ve yabancý yatýrýmcýlar tarafýndan beklenen düzenlemeyi sonuçlandýrdý.

2 milyar euroluk güneþ santrali sýrada ENERJÝ Piyasasý Düzenleme Kurulu (EPDK), 2013 yýlýna kadar sisteme baðlanmasý planlanan yaklaþýk 2 milyar euro yatýrým tutarý olacak 600 megavatlýk (mw) güneþ enerjisi elektrik üretim santrallarýna yönelik yerli ve yabancý yatýrýmcýlar tarafýndan merakla beklenen düzenlemeyi sonuçlandýrdý. Kurul, önceki gün yaptýðý toplantýda, güneþten elektrik üretmek için lisans baþvurularýnýn nasýl yapýlacaðýna yönelik düzenleme yaptý. Buna göre güneþ enerjisine dayalý her bir üretim tesisi için yapýlacak yatýrým baþvurusunun ku-

rulu gücü 50 mw’yi geçemeyecek ve baþvurular en yakýn trafo merkezine yapýlacak. Bundan sonraki süreç ise þöyle iþleyecek; TEÝAÞ ve Enerji Bakanlýðý güneþ enerjisi santrallarýnýn baðlanacaðý trafo merkezleri ile kapasiteleri ilân edecek. Bu arada EPDK tarafýndan yayýmlanacak Ölçüm Tebliði çerçevesinde, yatýrým yapmayý planlayan özel þirketler, açýklanan trafo merkezlerinin kapasitelerini de dikkate alarak ilgilendikleri bölgelere yönelik belli bir süre güneþ ölçümleri yaparak sonuçlarý ile birlikte EPDK’ya baþvuracak.


12

ÝLAN

11 TEMMUZ 2011 PAZARTESÝ

Y

Y seri i l â n l a r Uygun Fiyata Satýlýk DEVREMÜLK Afyon Hilal Termal Tatil Köyünde 17-27 Eylül arasý kullanýma hazýr, 14.000TL satýlýk Not: Araba ile takas olunur. Gsm: 0542 240 03 42

ELEMAN Takým arkadaþlarý arýyoruz. Pazarlama departmanýna yetiþtirilmek üzere elemanlar alýnacaktýr. 0(212) 655 88 59

Otomotiv Sektöründe Yetiþtirilmek üzere 4 yýllýk üniversite mezunu bayan sekreterler alýnacaktýr. DORA OTOMOTÝV Tel: 0(212) 422 22 23

Topkapý'daki okulumuza resim, müzik, beden eðitimi ve çocuk geliþimi öðretmenlerine ihtiyaç duyulmaktadýr. 0532 605 00 02 0506 836 89 00

Web Ofsette çalýþacak makina ustasý ve yardýmcýlarý aranýyor. (0535) 278 52 18 saidaydin@yeniasya.com.tr Kýrtasiye sektöründe deneyimli pazarlama elemaný araç kullanabilen Tel : 0(212) 544 19 20 Gsm: (0506) 860 95 68 Grafik ve Tasarým elemaný aranýyor. Tel : 0(212) 544 19 20 Gsm: (0506) 860 95 68 Sultanahmet bölgesinde ki otelimiz için Ýngilizce bilen bay resepsiyon elemaný aramaktayýz. Ýrtibat tel : 0(212) 528 95 32 E Ehliyetli Kamyon Þoförü aranýyor. 0(212) 671.51.71

KÝRALIK DAÝRE

Sahibinden Denizli'de Kiralýk zemin dükkân Bayrampaþa Ulu Cami Yaný Ulu Çarþý Ýþhanýnda

T. C. ADALAR SULH HUKUK MAHKEMESÝNDEN/BAÞKANLIÐINDAN ÝLAN ESAS NO : 2011/3 Tereke. MÜTEVEFFA : LEVON AÐÇA; Bogus ve Satenik oðlu, Uzunlu, 01/07/1935 doðumlu, Ýstanbul, Þiþli, Bozkurt nüfusuna kayýtlý iken, 03/01/2011 tarihi itibariyle ölü. Davacý/Davacýlar tarafýndan aleyhinize açýlan Tereke (Resmi Defter Tutulmasý Ýstemli) davasýnýn yapýlan yargýlamasýnýn verilen ara kararý gereðince, müteveffa Levon Aðça (TC. No: 44146439812)'dan hak ve alacaðý olanlarýn varsa borçlularýnýn duruþmanýn atýlý bulunduðu 22/09/2011 günü saat 11:00'dan önce Mahkememize müracaatlarý hususu teblið yerine geçmek üzere ilanen teblið olunur. 16/06/2011 www.bik.gov.tr B: 45421

T. C. ÇAY ASLÝYE HUKUK MAHKEMESÝNDEN ÝLAN ESAS NO KARAR NO Davalý

: 2009/115 Esas. : 2011/68 Karar : 1- RAMÝ - Karacaören Kasabasý Çay/AFYONKARAHÝSAR 2- FÝRDEVS - Karacaören Kasabasý Çay/AFYONKARAHÝSAR 3- SEVÝM - Karacaören Kasabasý Çay/AFYONKARAHÝSAR 4-AHMET - Karacaören Kasabasý Çay/AFYONKARAHÝSAR 5- FATMA - Karacaören Kasabasý Çay/AFYONKARAHÝSAR 6- FATMA - Karacaören Kasabasý Çay/AFYONKARAHÝSAR 7- FADÝME - Karacaören Kasabasý Çay/AFYONKARAHÝSAR 8- AYÞE - Karacaören Kasabasý Çay/AFYONKARAHÝSAR 9- MELAHAT - Karacaören Kasabasý Çay/AFYONKARAHÝSAR 10- GÜLSÜM - Karacaören Kasabasý Çay/AFYONKARAHÝSAR 11- KADRÝYE - Karacaören Kasabasý Çay/AFYONKARAHÝSAR 12- ALÝ YAÞAR - Karacaören Kasabasý Çay/AFYONKARAHÝSAR 13- NAÝLE -Karacaören Kasabasý Çay/AFYONKARAHÝSAR 14- HALÝL -Karacaören Kasabasý Çay/AFYONKARAHÝSAR 15- BAYRAM - Karacaören Kasabasý Çay/AFYONKARAHÝSAR 16- HATÝCE - Karacaören Kasabasý Çay/AFYONKARAHÝSAR 17- KEMAL - Karacaören Kasabasý Çay/AFYONKARAHÝSAR 18- HAYRÝYE - Karacaören Kasabasý Çay/AFYONKARAHÝSAR 19- ÝBRAHÝM- Karacaören Kasabasý Çay/AFYONKARAHÝSAR 20- ÝZZET - Karacaören Kasabasý Çay/AFYONKARAHÝSAR 21- ÝZZET- Karacaören Kasabasý Çay/AFYONKARAHÝSAR 22- FATMA - Karacaören Kasabasý Çay/AFYONKARAHÝSAR 23- HANIM - Karacaören Kasabasý Çay/AFYONKARAHÝSAR 24- CEMÝL- Karacaören Kasabasý Çay/AFYONKARAHÝSAR 25- ÝBRAHÝM- Karacaören Kasabasý Çay/AFYONKARAHÝSAR 26- DÖNE - Karacaören Kasabasý Çay/AFYONKARAHÝSAR 27- RAMAZAN - Karacaören Kasabasý Çay/AFYONKARAHÝSAR 28- ALÝ UMUÞ- Karacaören Kasabasý Çay/AFYONKARAHÝSAR 29- VAHÝT - Karacaören Kasabasý Çay/AFYONKARAHÝSAR 30- ALÝ - Karacaören Kasabasý Çay/AFYONKARAHÝSAR 31- SULTAN - Karacaören Kasabasý Çay/AFYONKARAHÝSAR 32- NAZÝK - Karacaören Kasabasý Çay/AFYONKARAHÝSAR 33- MUZAFEER - Karacaören Kasabasý Çay/AFYONKARAHÝSAR 34- SEBAHAT- Karacaören Kasabasý Çay/AFYONKARAHÝSAR 35- HAYRÝYE - Karacaören Kasabasý Çay/AFYONKARAHÝSAR 36- YAÞAR - Karacaören Kasabasý Çay/AFYONKARAHÝSAR 37- MUAMMER - Karacaören Kasabasý Çay/AFYONKARAHÝSAR 38- ÖMER- Karacaören Kasabasý Çay/AFYONKARAHÝSAR Mahkememizden verilen 01/03/2011 tarih ve yukarýda numarasý yazýlý kararý ile (Kabul)Tam Kabulü ile 1- Dava konusu Afyonkarahisar ili, Çay ilçesi, Karacaören Köyü, Kapaklý mevkii 0 ada, 1806 parsel nolu taþýnmazýn 4835,84 m2 lik kýsmýnda davacý Botaþ Genel Müdürlüðü tarafýndan daimi irtifak hakký tesisi talep olunmakla irtifak hakký bedelinin 3.146,75 TL olduðunun tespitine, 2- Afyonkarahisar ili, Çay ilçesi, Karacaören Köyü, Kapaklý mevkii 0 ada, 1806 nolu parsel taþýnmazýn tapu fen memurunun raporunda A harfi ile gösterilen 4835,84 m2'lik alanda doðal gaz boru hattý geçirilmesi için davacý lehine daimi irtifak hakký tesisi ile (davalý yanýn aðaç dikmemek, bina vs.sabit eser yapmamak kaydýyla) iþ bu irtifak hakkýnýn tapuya tesciline, 3- Çay Ziraat Bankasý Þube Müdürlüðüne bloke edilen 3.146,75 TL irtifak hakký bedelinin ödemede tekerrüre sebebiyet vermemek kaydý ile hak sahiplerine hisseleri oranýnda ödenmesine, karar verilmiþ olup, yukarýda yazýlý olan davalýlar adýna kararýn ilanen tebliðine karar verilmiþ olup, Mahkeme kararý yerine geçerli olmak üzere ilgililere ilanen teblið olunur. www.bik.gov.tr B: 43638

zemin 11 nolu dükkân Kaloriferli-Kapalý Otoparklý Ýþyeri 300 TL (0533) 712 48 06 Sahibinden Denizli Mehmetçik mahallesi Diþ Hastanesi yanýnda Kombili Daire 100m2 2+1 Yeni Bakýmdan çýkmýþ 280 TL (0533) 712 48 06 75 m2, 1+1, 4 katlý, 1.KAT, Bina yaþý 5-10 yýl arasý, 500 TL depozit, kira 350 TL 0(212) 640 58 88 3+1, kombili, masrafsýz, orta kat, 120 m2, bina yaþý 5-10 yýl arasý, 3 katlý, 2.kat, kat kaloriferli, krediye uygun 700 TL (0536) 313 81 79 90 m2, 2+1, bina yaþý 5-10 yýl arasý, 3 katlý, 3.kat, doðalgaz sobalý kiralýk daire 500 TL kira, 1000 TL depozit (0536) 313 81 79

SATILIK DAÝRE

Sahibinden Eyüpsultan Akþemsettin Mah. ÝETT Son duraðý Ülker Ýlköðretim Okulu yanýnda kombili cadde üstü iki tarafý açýk 80m2 yeni 2+1 acil ihtiyaçtan satýlýk 115.000TL 0505 374 41 70 Ankara Hilal 92 Arsa ve konut kooperatifindeki 180m2 'lik daire, iþ merkezi ve arsa hisselerim ihtiyaçtan devren satýlýktýr. 0533 761 46 80 SAHÝBÝNDEN DENÝZLÝ Pýnarkent'te satýlýk Dubleks villa 214 m2 bahçeli 115.000 TL Tel: (0535) 423 83 79 Sahibinden DENÝZLÝ'de daire üçlerde 800.yüzyýl konutlarýnda 3+1 kaloriferli 120 m2 (0533) 712 48 06 ASYA TERMAL

KIZILCAHAMAM Tatil Köyü'nde SATILIK Devre mülk. 15.Dönem TemmuzAðustos (Sayran Konaklarý B2-2-15) ve 19.Dönem Aðustos-Eylül(Park Evleri C1-065-19) Müracaat Tel:0532-2637221 Kumburgaz 'da Sahibinden satýlýk dubleks daire 180m2 130.000TL Krediye Uygun 0542 512 54 28 Þirinevler 'de Hürriyet mahallesinde Sahibinden satýlýk kombili asansörlü 120m2 daire 115.000TL 0542 512 54 28 Satýlýk Triplex 350m2 kapalý alan 500m2 müstakil bahçe, deniz manzaralý. Beylikdüzü, Kavaklý, Ýstanbul 0532-2366370 Küçükköy Yenimahalle'de 3.Kat 100 m2 Doðalgazlý-Kombili Tapulu-Krediye uygun 120 bin lira Acil ihtiyaçtan satýlýk azda olsa pazarlýk payý var. 0537 712 39 91 400 TL Taksitle Tamamý 39.300 TL'den baþlayan fiyatlarla Samsun Panorama Evlerinde Site içerisinde % 82 yeþil alan, yarý olimpik açýk havuzu, fitness saðlýk kabini, oyun merkezi, çocuk oyun parký, 24 saat güvenlik, kamelyalar, otoparklar hayalinizdeki yaþama merhaba demek için Arsa Bizim Ýnþaat Bizim Ev Sizin Erken Gelen Kazanýyor Kampanyasýný Kaçýrmayýn. Çekiliþsiz kurasýz istediðiniz daireyi seçme imkaný Ön Kayýt Ýçin: Satýþ Ofisi:0362 428 07

65 Gsm: (0532) 494 85 00 www.alangayrimenkul.com.tr Sahibinden Denizli'de Üçler 800. yüzyýl Belediye Toki Konutlarýnda 3+1 Asansörlü Isý Ýzalasyonlu 120 m2 çevre düzenlemesi ve sosyal tesisleri faal 82.000 TL (0533) 712 48 06

SATILIK ARSA Arnavutköy 'de Caddeye

cepheli 4300m2 müstakil tapulu kupon arsa 210.000TL 0532 438 33 86 0532 717 09 75 Bilecik Gölpazarýnda 500m2 arsalar tamamý 1.500TL'den baþlayan fiyatlarla 0534 558 02 68 Sakarya Kaynarca'da Ýstanbula 100 dakika mesafede dönümü 10.000'den 20.000'e kadar müstakil tapulu araziler 0536 770 04 97 Yalova Fevziye köyünde asfalt cepheli 4200m2 85.000TL 0532 631 12 25 Yalova 'da Sahibinden 2300m2 arazi 80.000TL 0532 631 12 25 Arnavutköy 'de Sahibinden yerleþim içerisinde elektriði, suyu çekilebilir. 500m2 tamamý 22.000 Yarý peþin yarýsý vadeli Hemen tapulu arsa, 0(212) 597 99 21 (0532) 552 5973 Trakya'nýn muhtelif yerlerinde sanayi-tarým hayvancýlýk veya kýsa ve uzun vadeli yatýrýmlýk imarlý, imarsýz arsa ve tarlalar için arayýn. Abdullah Gürman (0532) 323 94 27

T. C. FATÝH 1. AÝLE MAHKEMESÝNDEN ÝLAN ESASNO:2007/696 KARARNO:2011/465 Davacý GÜRSEL DAÞ vekili Av. Asaf Çiftçi tarafýndan davalý DANÝLELA VORWERK aleyhine mahkememizde açýlan tanýma davasýnýn açýk yargýlamasý sonunda: Mahkememizden verilen 30/06/2011 tarih ve yukarýda numarasý yazýlý kararý ile (Kabul) Tam Kabul karar verilmiþtir. KARAR: Yukarýda açýklanan nedenlerle; 1- Davanýn kabulü ile, TUNCELÝ ili, PERTEK (1574) ilçesi, BALLIDUT Mah/Köyü, Cilt No: 18, Hane No: 4, Bsn: 63'de nüfusa kayýtlý Haydar ve Þari'den olma 01/02/1972 Pertek doðumlu 20888713984 T.C. Nolu davacý GÜRSEL DAÞ ile Federal Almanya Vatandaþý Angelika Elisabeth ve Norbert Antonius August'dan olma 30/05/1977 Soest/Almanya doðumlu davalý DANÝELA VORWERK'in boþanmalarýna iliþkin Federal Almanya Cumhuriyeti Köln Sulh Mahkemesi'nin 318 F 61/07 sayýlý 07/09/2007 tarihinde kesinleþmiþ kararýnýn TANINMASINA, 2- Peþin harcýn mahsubu ile bakiye 5,30 TL harcýn davalýdan alýnmasýna, 3- Taraflarýn kararý tebliðinden itibaren 15 gün içinde Yargýtay'a gönderilmek üzere mahkememize ya da baþka yer mahkemesine baþvurarak temyiz edebileceklerine dair davacý vekilinin yüzüne karþý karar verilmiþ olup; Tüm aramalara raðmen adresi tespit edilemeyen davalý DANÝELA VORWERK'e teblið (karar tebliði) yerine geçmek üzere ilanen teblið olunur. 05/07/2011 www.bik.gov.tr B: 45089

ANTALYA ÝLÝ SERÝK ÝLÇESÝ KADRÝYE BELEDÝYE BAÞKANLIÐI SINAVLA ÝTFAÝYE ERÝ ALIM ÝLANI Kadriye Belediye Baþkanlýðý bünyesinde 657 sayýlý devlet memurlarý kanununa tabi olarak istihdam edilmek üzere, 21.10.2006 tarih ve 26326 sayýlý resmi gazetede yayýmlanan Belediye itfaiye yönetmenliðinin 15, 16 ve 17. maddeleri ile 11.04.2007 tarih ve 26490 sayýlý Resmi gazetede yayýmlanan Belediye itfaiye yönetmeliðinde deðiþiklik yapýlmasýna dair yönetmelikte belirtilen hükümler çerçevesinde; Belediyemizde münhal bulunan aþaðýda sýnýfý, unvaný, derecesi, adeti, KPSS puan türü, taban puaný ve öðrenim durumu belirtilen 5 Adet itfaiye Eri kadrosuna 2010 yýlý kamu personeli seçme sýnavýna (KPSS) girmiþ ve Belediyemiz sýnav komisyonunca belirlenen aþaðýdaki taban puanlarýna göre Belediyemize müracaat eden adaylar arasýndan, en yüksek puandan baþlamak üzere kadro ve öðrenim durumu itibariyle ilan edilen sayýnýn 3 katý aday belirlenerek sözlü sýnava çaðýrýlacaktýr. ATAMA YAPILACAK KADROLAR

BAÞVURUDA BULUNACAK ADAYLARDA ARANACAK GENEL VE ÖZEL ÞARTLAR: Ýlan edilen kadrolara atanmak için baþvuracak adaylarýn 657 Sayýlý Devlet Memurlarý kanunun 48. Maddesinin (A) fýkrasýnda belirtilen aþaðýdaki genel þartlara sahip olmalarý gerekmektedir. 1- Türk vatandaþý olmak, 2- Ýtfaiye Sýnavýnýn yapýlacaðý tarih itibari ile 30 yaþýný doldurmamýþ olmak 3- Tartýlma ve ölçülme aç karnýna, soyunuk ve çýplak ayakla olmak kaydý ile erkeklerde en az 1,67 m boyunda olmak ve boyun 1 m den fazla olan kýsmý ile kilosu arasýnda (+,-) 10 kg, kadýnlarda en az 1,60 m. boyunda olmak ve boyun 1 m. den fazla olan kýsmý ile kilosu arasýnda (+,-) 10 kg. dan fazla fark olmamak, 4- Askerlikle iliþiði olmamak, 5- Kalýcý bulaþýcý hastalýðý olmamak, görevlerini düzenli bir biçimde yapmaya engel olacak bedence ve akýlca bir sakatlýklarý bulunmamak, 6- Siyasi ve medeni haklarý kullanma ehliyetine sahip olmak, 7- Kamu Haklarýndan mahrum bulunmamak. Aðýr hapis veya 1 yýldan fazla hapis cezasý ile veya yüz kýzartýcý bir suç ile hüküm giymemiþ olmak, 8- Öðrenci Seçme ve Yerleþtirme Merkezi (ÖSYM) tarafýndan yapýlan 2010 yýlý Kamu Personeli Seçme Sýnavlarýna (KPSS) girmiþ, lisans mezunu (KPSSP3) 65, Ön lisans mezunu(KPSSP93) 60, lise ve dengi mezunu (KPSSP94) 55 ve üzeri puaný almýþ olmak. 9- Belediyemize baþvuran adaylarýn KPSS baþarý puanlarýna göre sýralanarak en yüksek puanlý adaydan baþlamak üzere atama yapýlacak boþ kadrolarýn 3 katý oranýnda aday sýnava çaðrýlacaktýr. Sýnava çaðrýlan adaylar için sýnava giriþ belgesi düzenlenecektir. Sýnava giriþ belgeleri Sýnav günü saat 09.00'da Yazý Ýþleri Müdürlüðünden alýnacaktýr.

SERÝ ÝLANLARINIZ ÝÇÝN email: reklam@yeniasya.com.tr Fax: 0 (212) 515 24 81 - 0(282) 653 66 67 0(282) 651 66 40 www.gurmanarsaofisi.com Çorlu/Tekirdað

VASITA 2006 GAZELLE sobol

çok temiz 44.500 km de vade ve takas olur, gaz 2752 model, 44500 km de, motor hacmi 18.012.000 cm3, motor gücü 101125 arasý, beyaz renk, manuel vites, dizel yakýt, takaslý, ikinci el 10.000 TL. 0(212) 640 58 88 2003 model Transit connect 160,000 km 12.000 TL kapalý kasa (0532) 365 06 37 /Ankara 2005 model Transit connect 151,000 km 14.000 tl kapalý kasa (0532) 365 06 37 /Ankara

ÇEÞÝTLÝ

Gebze Abdi Ýpekçi Mahallesinde (Tren Ýstasyonu Yaný) bulunan "Ucuzluk Japon Pazarý" Dükkânýmý Uygun Þartlarda Devretmek Ýstiyorum. (0537) 334 58 94 Acele Devren Satýlýk veya Kiralýk Pastane (0539) 260 53 08/Fatih

NAKLÝYE

Semerkand Þehiriçi Þehirlerarasý marangozlu 0212 217 29 30 0216 482 93 23 0532 590 16 03

PÝKNÝÐE DÂVET Geleneksel olarak düzenlediðimiz Ordu ve ilçeleri Yeni Asya Okuyucularý pikniðine bütün Ordulu Yeni Asya okuyucularýný ve dostlarýmýzý bekliyoruz. Tarih : 17 Temmuz Pazar Yer : Eski Pazar Camii Þehitlik Yaný - ORDU Ýrtibat: K. Müezzinoðlu (0505) 223 97 33 T. Namdar (0533) 367 13 50 BAKIRKÖY 8. ASLÝYE HUKUK MAHKEMESÝNDEN ÝLAN ESAS NO: 2010/480 KARAR NO: 2011/197 Davacý MUHAMMET UZUN aleyhine mahkememizde açýlan Nüfus (Ad Ve Soyadý Düzeltilmesi Ýstemli) davasýnýn yapýlan açýk yargýlamasý sonunda; HÜKÜM: 27244952612 TC nolu Davacýnýn oðlu Ebrar Uzun'un Ebrar olan adýnýn EBRAR BATIN olarak düzeltilmesine karar verilmiþtir, ilanen teblið olunur. www.bik.gov.tr B: 45588 10- Ayrýca saðlýk açýsýndan kapalý mekân, dar alan vs yükseklik gibi, fobisi olmamak kaydýyla itfaiye teþkilatýnýn çalýþma þartlarýna uygun olmak. (Bu konuda saðlýk raporu istenir.) 11- 657 sayýlý Devlet Memurlarý Kanununa tabi olarak çalýþmýþ veya çalýþýyor olmamak. BAÞVURU YERÝ VE ÞEKLÝ Baþvurular 15.07.2011 tarihinde saat 9:00 da baþlayacak, 18.07.2011 tarihinde saat 17:00'da sona erecektir. Baþvurular Antalya Ýli, Serik Ýlçesi Kadriye Belediye Baþkanlýðý Yazý Ýþleri Müdürlüðüne þahsen yapýlacaktýr. E-Mail ya da posta yolu ile yapýlacak baþvurular kabul edilmeyecektir. BAÞVURU ESNASINDA ADAYLARDAN ÝSTENÝLEN BELGELER: Aday tarafýndan noksansýz olarak doldurulacak olan Baþvuru Formu (Boþ Baþvuru Formu örneði kurumdan temin edilecektir) ekinde aþaðýdaki belgeler sunulacaktýr. 1- KPSS Sýnav Sonuç Belgesi 2- Nüfus Cüzdaný Fotokopisi (T.C.Vatandaþlýk No'su olan) 3- 3 adet Yeni çekilmiþ vesikalýk Fotoðraf (1 adet baþvuru formuna yapýþtýrýlacaktýr) 4- Diploma veya Geçici Mezuniyet Belgesi 5- Terhis belgesi veya askerlikle iliþkisinin bulunmadýðýna dair beyan 6-Sabýkasý olmadýðýna dair beyan 7- Hastaneden veya Saðlýk Ocaklarýndan alýnmýþ adayýn boy ve kilosunun yazýlý olduðu belge SINAV YERÝ VE ZAMANI Sýnav; Kadriye Belediye Baþkanlýðý Hizmet Binasýnda olup; 20.07.2011 Çarþamba Günü saat 10:00 da yapýlacaktýr. Dayanýklýlýk sýnavý, yine ayný gün saat 13.30 'da Belediyemiz futbol sahasýnda yapacaktýr (NOTSözlü sýnava girmeye hak kazanan adaylarýn yanlarýnda dayanýklýlýk testi için eþofman ve spor ayakkabýsý getirmeleri gerekmektedir.) SINAV KONULARI (Mülakat sýnav konularý) a) Türkiye Cumhuriyeti Anayasasý b) Atatürk Ýlkeleri ve Ýnkýlâp Tarihi c) 657 Sayýlý Devlet Memurlarý Kanunu d) Mahalli Ýdarelerle ilgili temel mevzuatý e) Dayanýklýlýk testi. DEÐERLENDÝRME: Sözlü sýnav mülakat þeklinde yapýlýr. Adaylarýn bu sýnava alýmlarý alfabetik soyadý sýrasýna göre olur. Baþvuranlar arasýndan en yüksek puana sahip adaydan baþlanmak üzere, ilan edilen kadro sayýsýnýn 3 katý aday belirlenerek, sözlü sýnava çaðýrýlýr. Sözlü sýnavda baþarýlý olabilmek için; 100 üzerinden en az 70 puan almýþ olmak gerekir. Baþarý notu, sözlü sýnav ve dayanýklýlýk testi esas alýnarak belirlenir. Yüksek puandan baþlamak üzere; Atama yapýlacak Kadro sayýsý kadar Asil ve Yedek aday belirlenecektir. Atama yapýlanlardan göreve baþlamayanlarýn yerine yedek adaylar arasýndan baþarý sýrasýna göre atama yapýlacaktýr. Atama yapýlacaklara sýnavýn bitiþ tarihini takip eden 2 gün içinde liste halinde Belediyemiz ilan panosunda ilan edilir. Ayrýca sýnav sonuçlarý kazanan adaylara yazýlý olarak bildirilecektir. Sýnav Komisyonu sýnav sonunda personel alýmý için ilana çýktýðý kadrolarda, baþarý puanlarýný düþük bulduðu veya herhangi bir þekilde gerçeði sakladýðý tespit edilenlerine sýnavlarý geçersiz sayýlýr ve bunlarýn atamalarý yapýlmaz. Bu gibi durumlarý tespit edilenlerin atamalarý yapýlmýþ olsa dahi atamalar iptal edilir. Bu kiþiler hiçbir hak talep edemezler ve haklarýnda Serik Cumhuriyet Baþsavcýlýðýna suç duyurusunda bulunulur. www.bik.gov.tr B: 45430


AÝLE - SAÐLIK

Y

ÇOCUKLARDA Fruktoz ve niþasta bazlý þekerden uzak durulmalý “GENETÝK ve hormonal problemler nedeniyle oluþan obezite vakalarýnýn, hiçbir þekilde aç kalarak zayýflamasý beklenemez, çünkü büyüme hormonu, insülin, leptin ya da kortizon gibi hormonlarda bir problem var demektir. Çocukluk dönemine obezite sorunu olan çocuklara, düþük kalorili açlýk diyeti, karbonhidratý düþük, proteini yüksek diyet asla önermiyoruz. Çünkü bu tip diyetler vücutta kas dokusunun kaybýna neden oluyor ve çocuðun büyümesi, geliþimi duruyor. Önemli olan dengeli ve saðlýklý beslenme biçimini ailece uygulamak. Çocuklarý obeziteden korumak için, aileler de glisemik endeksi düþük gýdalar tüketmeli. Beyaz pirinç yerine bulgur, beyaz ekmek yerine kepek, çavdar ve tahýllý ekmek tüketilmeli. Kolalý içecekler, hazýr meyva suyu yerine, meyve yenmeli. Kýzatma ve fast food türü hazýr yiyecekler yerine, kuru fasulye, nohut ve mercimek gibi bakliyatlarý tercih etmeli.”

11 TEMMUZ 2011 PAZARTESÝ

13

Migren,felçsebebiolabilir PAMUKKALE Üniversitesi Týp Fakültesi (PAÜ) Nöroloji Anabilim Dalý Öðretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Çaðdaþ Erdoðan, migren olarak adlandýrýlan günlük tekrar eden baþ aðrýlarýnýn tedavi edilmemesi halinde felç yapabileceðini söyledi. Erdoðan, insanýn yapýsýndan kaynaklanan migrenin ihmal edilmemesi gereken bir hastalýk olduðunu ifade etti. Günlük tekrar eden baþ aðrýlarýnýn yüzde 30’undan fazlasýnýn migren olduðunu belirten Erdoðan, þunlarý kaydetti: ‘’Migren biraz ihmal edilen bir baþ aðrýsý. Sürekli olarak tedavisi erteleniyor. Aðrýnýn alýnan aðrý kesicilerle geçebileceði düþünülerek doktora baþvurulmuyor. Aðrý geçer düþüncesiyle beklemek doðru bir çözüm deðil. Çünkü, aðrý giderek artýyor ve dayanýlmaz bir hal alýyor. Migren hastalarýnýn bazýlarýnda aðrýnýn geleceði, öncü dediðimiz belirtilerle tespit edilebilir. Bu hastalarýmýz diðer hastalarýmýza göre daha þanslý, önlemini önceden alabileceði için. Mesela ýþýk çarpmalarý ve çizgiler gelmeye baþlar.’’ Migren hastalarýnda baþlayan baþ aðrýsýnýn yük-

sek ýþýk ve seste daha da arttýðýný ifade eden Erdoðan, sözlerini þöyle sürdürdü: ‘’Eðer rahatsýzlýk baþladýysa hastanýn ýþýktan ve sesten kendisini izole etmesi gerekiyor. Bir anda baþlayan aðrý þiddetini artýrarak devam edeceði için uyumayý öneriyoruz. Sürekli aðrý kesici kullanýlmasýný istemiyoruz. Koruyucu tedaviyle günlük ihtiyaçmýþ gibi kullanýlan aðrý kesici baðýmlýlýðýný azaltmaya çalýþýyoruz.’’ Migrenin sonradan oluþabilecek bir hastalýk olmadýðýný dile getiren Erdoðan, ‘’Bir insanda migren varsa vardýr, yoksa yoktur ama bunu tetikleyen kiþisel özellikler vardýr. Yiyecekler, hava sýcaklýðý, yorgunluk sýklýðýný tetikler. Migren sonradan ortaya çýkan bir þey deðil. Genetik olmasa da yapýsal bir þey, bir insanda olup olmayacaðý bellidir’’ dedi. Migrenin baþ aðrýsý dýþýnda uyku bozukluðu, psikiyatrik hastalýklara ve iþ gücü kaybýna neden olacaðýný vurgulayan Erdoðan, ‘’Migren olarak adlandýrýlan günlük tekrar eden baþ aðrýsýnýn bazý hastalarda baþ dönmesine ve görme kayýplarýna neden olurken, bazý hastalarýmýzý da felç yapabiliyor’’ diye konuþtu. Denizli/aa

obezite tehlikesi OKUL ÇAÐINDAKÝ HER 10 ÇOCUKTAN 2’SÝ OBEZ. ÇOCUKLUK OBEZÝTESÝ ÝLERLEYEN YAÞLARDA, KALP VE DÝYABET HASTALIÐI, YÜKSEK KOLESTROL VE KAN BASINCI, KANSER VE FELÇ GÝBÝ CÝDDÎ HASTALIKLARA SEBEP OLUYOR. MÝLLÎ Eðitim Bakanlýðý verilerine göre, Türkiye’de çocuk obezitesi, son 20 yýlda 3 kat arttý. Bölgelere göre deðiþmekle birlikte çocuklarýn yüzde 21’i fazla kilolu veya obez. Okul çaðýndaki her 10 çocuktan 2’si ise obez. Çocukluk obezitesi ilerleyen yaþlarda, kalp ve diyabet hastalýðý, yüksek kolesterol ve kan basýncý, kanser ve felç gibi ciddî saðlýk sorunlarýna sebep oluyor. Ancak uzmanlar çocuklarda görülen obezitenin her zaman aþýrý yeme ve haraket eksikliðinden kaynaklanmadýðýna dikkat çekiyor. Düzce Üniversitesi Týp Fakültesi Çocuk Endokrinolojisi Uzmaný Prof. Dr. Ýlknur Arslanoðlu, özellikle çocuk obezitesinde hormonlarýn dengesiz çalýþmasýna baðlý olarak görülen kilo alýmýnýn dikkatle incelenmesi gerektiðine dikkat çekti: “Çocuk obezitesi yalnýzca çok yeme ve hareketsiz yaþama baðlý olarak çýkmýyor. Bazen tiroid,

böbreküstü bezi ve hipofiz gibi birtakým organlarýn doðuþtan bozukluðu veya hastalýðý da obeziteye neden olabiliyor.” Ancak topluma yayýlan çocuk ve yetiþkin obezitesi, aðýrlýklý olarak aþýrý yeme, dengesiz beslenme ve hareketsiz hayattan kaynaklanýyor. Arslanoðlu “Çocuk obezitesini engellemek için ailece doðru beslenme ve doðru yaþam tarzý hakkýnda bilgi edinip, uygulamak gerekli” dedi. Araþtýrmalar, çocukluk çaðýnda obez olanlarýn yüzde 60’ýnýn yetiþkinlik döneminde de obez olduðunu gösteriyor.

1970’lerde inceydik Obezitenin artýþýna paralel olarak geliþen çocuk obezitesi, 1970’lerle kýyaslandýðýnda dünyada da yaklaþýk 10 kat arttý. Fazla yemek ve hareketsizliðe baðlý olarak geliþen çocukluk obezitesi, klâsik yöntem olan ha-

raketi arttýrmak, doðru ve dengeli beslenmeyle ilgili ailelerin bilinçlendirilmesiyle çözüme ulaþtýrýlabiliyor. Ancak uzmanlar çocuklarda genetik ve hormonal problemler dolayýsýyla oluþan obezitenin altýnda yatan sebeplerin çok iyi araþtýrýlmasý gerektiðine dikkat çekiyor. Çocuklukta obezite ilk 2 yýlda ortaya çýkýyor. Aileler çocuklarýný, aile hekimi ya da bir uzmana götürerek yaþýna uygun olan boy, kilo ve baþ çevresi ölçümlerini yaptýrýrýp büyüme ve geliþimlerini takip ettirmeli. Vücudun fazladan aldýðý her 7 bin kalori, 1 kg yað olarak depolanýyor. Çocuklarda günlük kalori ihtiyacý ise cinsiyet, yaþ ve hareket durumuna göre deðiþiklik gösteriyor. 3 yaþýndaki bir çocuk için günlük kalori miktarý 1200-1300’ken, ergenlik dönemindeki erkek çocuðun ihtiyaç duyduðu kalori miktarý 2 bin 500-2 bin 800’e kadar çýkabiliyor.

Çaresi günde 15 dakika egzersiz yapmak HER gün 15 dakika düzenli egzersiz yapmanýn, obeziteyi önlediði açýklandý. Kanadalý uzmanlar, düþük kaliteli ve bilinçsiz diyetlerin obeziteyi tetiklediðine iþaret edildi. Kanada Saðlýk Bilgileri Enstitüsü ile Kanada Halk Saðlýðý Ajansý’nýn ortaklaþa gerçekleþtirdikleri çalýþma, ülkedeki her 4 yetiþkinden biri ve yine her 11 çocuktan birinin obez olduðunu ortaya koydu. Kanada Saðlýk Bilgileri Enstitüsü Araþtýrma ve Analizlerden Sorumlu Baþkan Yardýmcýsý Jeremy Veillard, ‘’Bu çalýþma bize, saðlýklý beslenme ve fiziksel aktivitelerin, insanlarýn saðlýðý üzerindeki olumlu etkilerini bir kez daha gösterdi. Her gün 15 dakika temel fiziksel egzersizleri düzenli olarak yapmak, ülkedeki 1 milyonu aþkýn yetiþkinin obezite sorununu ortadan kaldýracaktýr’’ dedi. Düþük kaliteli ve bilinçsiz diyetlerin obeziteyi tetiklediðine iþaret edilen raporda, Kanada genelinde 646 bin yetiþkin obez kadýn ve 405 bin de yetiþkin obez erkek bulunduðu belirtildi. ‘’Bilinçsiz ve düþük kaliteli diyetler, yetiþkin kadýnlarda 97 bin ve yetiþkin erkeklerde de 265 bin ilâve obez vak'asý anlamýna geliyor’’ denilen raporda ayrýca, obeziteye sebep olan diðer etkenlerin de, fiziksel egzersiz ve aktivitelerle ortadan kaldýrýlabileceðine dikkat çekildi.

Yrd. Doç. Dr. Mehtap Türkay, “Klimalarda bakteri filtresi kullanýlmalýdýr. 25 derece civarý sýcaklýk, en uygun ýsý derecesidir. Ortamýn aþýrý soðutulmamasýna dikkat edilmelidir” dedi. Klimanýn çok düþük ýsýlara ayarlanmasýnýn yüz felcine bile neden olabileceði belirtildi.

Klimaileserinleyeyim derken,zatürreolmayýn AKDENÝZ Üniversitesi Halk Saðlýðý Anabilim Dalý Öðretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Mehtap Türkay, bilinçsiz klima kullanýmýnýn baþta zatürre olmak üzere pek çok solunum yolu hastalýðýna neden olabileceðini bildirdi. Yrd. Doç. Dr. Mehtap Türkay, yaz aylarýnda klima kullanýmýndaki artýþa dikkati çekerek, vatandaþlarý, klima konusunda tedbirli davranmalarý için uyardý. Türkay, ortamýn havasýz, klimanýn bakýmsýz olmasý ve düþük ýsýlarda klima kullanýmýnýn, beraberinde bir çok hastalýk getireceðini belirterek, klimanýn neden olduðu solunum yolu enfeksiyonlarýnda belirtilerin ilk 12 saat içinde kendini gösterdiðini kaydetti. Belirtiler arasýnda baþ aðrýsý, burun týkanýklýðý, kulak týkanýklýðý ve gözlerde yanma olduðunu anlatan Türkay, ‘’Eðer klimayý bütün gün kullanýyorsak, en azýndan 1-2 saate bir odayý havalandýrmak gereklidir. Çünkü klimalar, ortamda bulunan havayý sir-

küle ederek çalýþtýðý için, kirli havayý iç ünitenin içinden geçirerek tekrar bulunduðu ortama býrakýr. Bu da ortamýn saðlýksýz olmasýna neden olur’’ dedi. Türkay, klimalarýn yýllýk bakým ve temizliðinin yapýlmasýnýn önemine iþaret ederek, þöyle konuþtu: ‘’Klimalarda bakteri filtresi kullanýlmalýdýr. 25 derece civarý sýcaklýk, en uygun ýsý derecesidir. Ortamýn aþýrý soðutulmamasýna dikkat edilmelidir. Klimalarýn üflediði havaya direkt maruz kalmamaya özen gösterilmelidir. Klimalarý oldukça sýk kullanmaya baþladýðýmýz þu günlerde, ateþ, öksürük, halsizlik þikayeti olan kiþiler, bu bulgularýn basit bir gribal enfeksiyon olmayýp, zatürre baþlangýcý olabileceðini akýllarýnda bulundurmalý ve bir göðüs hastalýklarý uzmanýna baþvurmalýdýr.’’ Yrd. Doç. Dr. Türkay, klimanýn çok düþük ýsýlara ayarlanmasýnýn yüz felcine bile neden olabileceðini kaydetti. Antalya/aa

1yaþýnakadar‘kemik damlasý’kullanýlmasýþart Kemik damlasý ilâcýnýn bebeðin 1 yaþýný doldurKOCAELÝ Özel Konak Hastanesi Çocuk Saðlýðý ve Hastalýklarý Uzmaný Dr. Müjgan Keskin Gökdu- masýna kadar kullanmasýnýn tavsiye edildiðini kayman, halk arasýnda ‘kemik damlasý’ olarak bilinen i- deden Gökduman, “6’ýncý aydan sonra multi-vitalacýn bebeklerin kas ve doku geliþiminde önemli rol min halinde diðer vitaminleri A vitamini, C vitamini oynadýðýný söyledi. Gökduman, söz konusu ilâcýn ve E vitamini içeren multi-vitamin halinde veriyoruz. 6’ncý ayýndan sonra þurup þeklinkullanýlmamasý durumunda raþide veriyoruz. Bu þekilde çocuðun 1 tizm gibi önemli hastalýklarýn yaþýný dolduruncaya kadar bu damlayý meydana gelebileceðini ifade etti. kullanmasýný saðlýyoruz.” þeklinde koDr. Müjgan Keskin Gökduman, nuþtu. Gökduman, damlanýn haricinbebeðin dünyaya gelmesinden 15 de ilk 6 ay boyunca anne sütü önergün sonra D vitamini destekli kediklerini ifade etti. Annelerin ‘Benim mik damlasý ilâcý verildiðini dile sütümde her türlü vitamin var. getirdi. Söz konusu ilâcýn günde 3 Damlayý vermesem olur’ þeklinde defa verilmesi gerektiðini söyleyen bir hataya düþtüklerine dikkat çeGökduman, kemik damlasýnýn beken Gökduman, “Damlayý kullanbeðin kas ve doku geliþiminde ömadan olmaz. Çünkü anne sünemli olduðunu, kullanýlmamasý Dr. Müjgan Keskin Gökduman tünde D vitamini içeriði oldukça durumunda rahatsýzlýklarýn meydana gelebileceðine dikkat çekti. Dr. Gökduman, eksik. Eksik olduðu için bu damlayý takviye ediyo“Damla verilmezse, kullanýlmazsa yürüme geç olu- ruz” uyarýsýnda bulundu. Çocuðun iki yaþýna geyor, kaslarda zayýflýk oluyor. Çocuðu sarýp sarmalar- linceye kadar damlanýn kullanýlmamasý durularsa güneþe çýkarmazlarsa raþitizm dediðimiz ke- munda ameliyat olmadan sadece ilâç tedavisiyle miklerde zayýflýk ve kalsiyum eksikliðinden meyda- bacaklardaki eðriliðin ve basamamanýn düzelebina gelen hastalýklar oluþuyor. Bu hastalýk çocuklarýn leceðini ifade eden Gökduman, kemik damlasý ibacaklarýnda eðrilik yamukluk ve basma güçlüðü, lâcýnýn doktor ve hemþireler tarafýndan ücretsiz olarak ailelere daðýtýldýðýný söyledi. Kocaeli / cihan yürüme güçlüðüne yol açýyor” dedi.


14

SPOR

11 TEMMUZ 2011 PAZARTESÝ

Y

Aysal: Fenerbahçe þerefli bir rakibimiz

‘‘

Baþkan Ünal Aysal, "Genel kuruldaki sözlerimi, ‘Ünal Aysal, Aziz Yýldýrým'a gönderme yaptý, kürsüden þike golü attý‘ þeklinde yorumlayan gazetecilik anlayýþýný esefle karþýlýyor ve kýnýyorum" dedi.

GALATASARAY Kulübü Baþkaný Ünal Aysal, sarýkýrmýzýlý kulüpte önceki gün yapýlan olaðanüstü mali genel kurulda, futbolda þike iddialarýna yönelik soruþturmayla ilgili görüþlerinin yer aldýðý bölümün Hürriyet gazetesindeki yorumlanýþ þekline sert tepki gösterdi. Baþkan Aysal, sarý-kýrmýzýlý kulübün internet sitesi aracýlýðýyla yaptýðý açýklamada þu ifadeleri kullandý: ''Fenerbahçe dahil birçok kulübümüzün yaþadýðý olaylar böylesine sýcak bir dönemdeyken ve Galatasaray Kulübü olarak bu konu-

da pek çok yanlýþý önleyecek örnek bir tavrý daha ilk günlerde almýþken, genel kurulumuzdaki 'Galatasaray'ýn böyle bir ortamda hiçbir leke almamasýný saðlayan geçmiþ tüm baþkanlarýmýza, yöneticilerimize, sporcularýmýza þükranlarýmý sunarým' sözlerimi, 'Ünal Aysal, Aziz Yýldýrým'a gönderme yaptý. Kürsüden þike golü attý' þeklinde yorumlayan gazetecilik anlayýþýný esefle karþýlýyor ve kýnýyorum. BÝZÝM AMACIMIZ SAHADA GOL ATMAK Kamuoyunu yanýltabilecek nitelikteki böyle bir yorum spor dünyasýnda zaten zayýflamýþ olan dostluk kavramýnýn iyiden iyiye yok olmasýna, yerine düþmanlýk kavramýnýn güçlenmesine yol açabilir. Bir kez daha açýklýkla belirteyim, hiçbir kulüp bizim düþmanýmýz deðildir. Her kulüp gibi Fenerbahçe de bizim saygý duyduðumuz þerefli bir rakibimizdir. Yaþadýklarý talihsiz olaylar karþýsýnda rekabet duygularýmýzý da bir kenara býrakmýþ durumdayýz. Bizim amacýmýz tüm rakiplerimize yeþil sahada gol atmaktýr, baþka sahalarda deðil. Galatasaray kültürünün böyle bilinmesini ve benimsenmesini tüm medyamýzdan bir kez daha önemle rica ediyorum.''

Ediz Avrupa Þampiyonu GENÇ YÜZÜCÜMÜZ EDÝZ YILDIRIMER AVRUPA GENÇLER YÜZME ÞAMPÝYONASI'NDA 800 METRE SERBESTTE ALTIN MADALYA KAZANARAK TÜRKÝYE'YÝ KÜRSÜYE TAÞIDI.

Ediz Yýldýrýmer geleceðin Türk yýldýzý.

TÜRKCELL Genel Müdür Yardýmcýsý Koray Öztürkler, Avrupa Gençler Yüzme Þampiyonasý'nda 800 metre serbestte altýn, 1500 metre serbestte de bronz madalya kazanan Ediz Yýldýrýmer'in elde ettiði baþarýlarýn kendilerini onurlandýrdýðýný ifade etti. Gençlik ve Spor Genel Müdürlüðü ve Yüzme Federasyonu ile iþbirliði içinde yürüttükleri ''Geleceðe Koþanlar'' projesiyle, Türkiye'yi baþarýyla temsil edecek genç sporcularýn yetiþmesine destek verdiklerini belirten Öztürkler, milli yüzücü-

nün baþarýsýyla ilgili yaptýðý açýklamada, ''Yüzme Milli Takýmý'na ana sponsor olarak bu desteðimizi daha da artýrdýk. Yüzme Milli Takýmýmýzýn Turkcell ana sponsorluðunda yarýþtýðý ilk þampiyonada milli yüzücümüz Ediz Yýldýrýmer'in elde ettiði baþarýlar bizi hem onurlandýrýyor hem de yolumuzda daha kararlý yürümemiz için motivasyon kaynaðý oluyor. Ediz'i tüm kalbimizle kutluyor, kendisinin tüm genç sporcularýmýza ilham kaynaðý olmasýný umuyoruz'' þeklinde ifadeler kullandý.

Hidayet: NBA'de lokavt bitmezse Fenerbahçe veya Efes'e gelebilirim (A) MÝLLÝ Basketbol Takýmý, Litvanya'da 31 Aðustos18 Eylül tarihlerinde düzenlenecek 2011 Avrupa Þampiyonasý hazýrlýklarý çerçevesinde, 10-14 Temmuz tarihleri arasýnda ilk kamp çalýþmasýný yapmak üzere Antalya'ya gitti. Antalya'dan 14 Temmuz Perþembe günü Ýstanbul'a dönecek olan (A) Milli Basketbol Takýmý, Bormio kampý için 16 Temmuz Cumartesi günü Ýtalya'ya giderek, Bormio'da kondisyon kampýna baþlayacak. Ýtalya'daki aðýr çalýþmanýn ardýndan 31 Temmuz'da Ýstanbul'a dönecek (A) Milli Takým, burada bir haftalýk çalýþma yapacak. ''12 Dev Adam'', 8 Aðustos'ta ise Ýzmir'e gidip, 1113 Aðustos tarihleri arasýnda düzenlenecek World Cup turnuvasýndaki maçlarýný oynayacak. Turnuvanýn ardýndan 14 Aðustos'ta tekrar Ýstanbul'a dönecek (A) Milli Takým, 3 gün burada kalacak ve ardýndan 18 Aðustos'ta Almanya'daki turnuvaya katýlmak üzere bu ülkeye gidecek. 19-21 Aðustos tarihleri arasýndaki Almanya turnuvasýnýn ardýndan bir daha Ýstanbul'a dönecek milliler, 24-25 Aðustos'taki Adidas Ýstanbul Cup ile turnuva maçlarýný tamamlayacak.

NBA'de yaþanan lokavt nedeniyle geleceðe dair bir yol haritasý çizip çizmediði yönündeki soruyu yanýtlayan A Basketbol Milli Takýmý kaptaný Hidayet Türkoðlu, ''Bekliyoruz. Yol haritasýný çizmek zor. Gidiþatýn durumuna Hidayet Türkoðlu göre yol haritasý çizebilirim. Lokavt þu an yeni baþladý. Belli bir þeyi konuþmak için erken. O nedenle bekliyoruz. Duruma göre karar vereceðim'' derken, Türkiye'de oynama durumunun belirmesi halinde takým tercihi konusunda ise þunlarý söyledi: "Futbolda Fenerbahçe'yi tuttuðum için oradaki arkadaþlar beni kendi takýmlarýnda görmek istiyor. Yýllardýr bana emek veren Anadolu Efes'i de unutmamalarý gerektiðini düþünüyorum. Bende çok emekleri var. Türkiye'ye dönme noktasýna gelirsem ikisi arasýnda tercih olabilir'' diye konuþtu.

Beþiktaþ'ta Þükrü Gülesin anýlýyor BEÞÝKTAÞ Kulübü'nün efsaneleþmiþ milli futbolcularýndan Þükrü Gülesin, ölümünün 34. yýlýnda bugün Ýstanbul'da düzenlenecek törenle anýlacak. Þükrü Gülesin için Emirgan Mezarlýðý'ndaki kabri baþýnda saat 11.00'de anma töreni düzenlenecek. Akaretler'deki kulüp binasý önünden anma töreni için saat 10.15'te servis kaldýrýlacak. Þükrü Gülesin, 10 Temmuz 1977 tarihinde kalp krizi sonucu hayata gözlerini yummuþtu.

Fenerbahçe Kulübü Baþkaný Aziz Yýldýrým sorgusu sýrasýnda þekerinin 240'a çýkmasý ve düþürülememesi üzerine yeniden ayný hastaneye sevk edildi. FOTOÐRAF: A.A

ÞEKERÝ 240'A ÇIKTI, YÝNE HASTANEYE SEVKEDÝLDÝ FUTBOLDA þike iddialarýna yönelik soruþturma kapsamýnda gözaltýna alýnan ve sevk edildiði Þiþli Etfal Eðitim ve Araþtýrma Hastanesinden akþam saatlerinde adliyeye getirilen Fenerbahçe Spor Kulübü Baþkaný Aziz Yýldýrým, Ýstanbul 14. Aðýr Ceza Mahkemesindeki sorgusu sýrasýnda þekerinin 240'a çýkmasý ve düþürülememesi üzerine yeniden ayný hastaneye sevk edildi. Yýldýrým'ýn Beþiktaþ'taki Ýstanbul Adliyesi'nde nöbetçi Ýstanbul 14. Aðýr Ceza Mahkemesince yapýlan yaklaþýk 5 saati bulan sorgusu sýrasýnda, duruþma salonuna 2 kez saðlýk ekipleri çaðrýldý. Aziz Yýldýrým'ýn sorgusu baþladýktan yaklaþýk 2 saat sonra duruþmaya kýsa bir süre ara verildi. Sorgulama, verilen aranýn ardýndan devam ederken, bir süre sonra mahkeme salonundan dýþarý çýkan Yýldýrým'ýn avukatý, çaðýrdýðý doktorla birlikte salona geri döndü. Ýçeriden bir süre sonra çýkan saðlýk ekipleri, aradan zaman geçtikten sonra tekrar içeri çaðrýldý. Adliye binasý dýþýna getirilen bir ambulansýn dýþýnda, ilerleyen saatlerde ikinci bir ambulans da adliye giriþ kapýsýnýn tam yanýna çekildi 112 ACÝL DOKTORLAR ÇAÐRILDI Aziz Yýldýrým'ýn sorgu sýrasýnda þekerinin yükselmesi ve geçen zamanda düþürü-

‘‘

Futbolda þike soruþturmasýndan tekrar mahkemeye çýkarýlan Fenerbahçe Külübü Baþkaný Aziz Yýldýrým, þekerinin 240'a çýkmasý ve düþürülememesi üzerine yeniden Þiþli Etfal Eðitim ve Araþtýrma Hastanesi'ne sevkedildi.

lememesi üzerine Yýldýrým, Ýstanbul Adliyesinden taburcu edildiði Þiþli Etfal Eðitim ve Araþtýrma Hastanesine yeniden gönderildi. Aziz Yýldýrým'ýn doktoru Serdar Erkan, adliye çýkýþýnda basýn mensuplarýna yaptýðý açýklamada ''iki defa kendisini kötü hissettiðini söyledi ve kontrol ettik. Þekerine baktýk. 240 çýktý. 112 Acil doktorlarýný çaðýrdýk. Ambulansa gidildi ve serum takýldý. Þekeri düþmedi. Bunun üzerine, ifade veremeyecek duruma geldiði için hastaneye sevk edildi'' diye konuþtu.

F.BAHÇELÝ TARAFTARLAR TOPUK YAYLASINA AKIN ETTÝ Fenerbahçeli taraftarlar, akýn akýn Topuk Yaylasý Tesisleri'ne gelerek, teknik heyet ve futbolculara tezahüratlarla moral verdi. Ýstanbul'dan ve çevre illerden otobüsler ve özel otolarýyla tesislere gelen yaklaþýk 2 bin taraftar, saha kenarýndan antrenmaný izledi. Taraftarlar çalýþmayý izlerken, ''Daraðacýnda olsak bile son sözümüz Fenerbahçe'', ''Büyük baþkan, Aziz Yýldýrým'',

SERUM TEDAVÝSÝ UYGULANIYOR Hastane yetkililerinden alýnan bilgiye göre, Hastaneye getirilen Aziz Yýldýrým'ýn acil gözlem odasýnda bir süre tetkiklerinin yapýlmasýnýn ardýndan müþahede altýna alýndý. Yýldýrým'a serum tedavisi uygulanacaðý bildirilirken, Yýldýrým'ýn taburcu olabilmesi için sabah saatlerinde yapýlacak, aç ve tok karnýna kan þekeri testlerinden sonra karar verilecek. Öte yandan, Fenerbahçe Kulübü As Baþkaný Nihat Özdemir, Aziz Yýldýrým'ýn kardeþi Acar Yýldýrým, Yýldýrým'ýn avukatlarý ve 10 kiþiye yakýn yönetim kurulu üyesi hastaneye gelerek, Yýldýrým'ýn saðlýk durumu hakkýnda bilgi aldýlar. TARAFTARLAR YALNIZ BIRAKMADI Bu arada, Aziz Yýldýrým'ýn Þiþli Etfal Eðitim ve Araþtýrma Hastanesinden saat 21.00 sýralarýnda getirildiði Ýstanbul Adliyesi önünde de Fenerbahçeli taraftarlar sorgu boyunca bekleyiþini sürdürdü. Polis, basýn mensuplarýna zaman zaman sözlü sataþmalarda bulunan taraftarlar ve gazeteciler arasýnda ise barikat kurarak, taraftarlarýn bir taþkýnlýk yapmasýný önledi.

''Yýkýlmayan son kale Fenerbahçe'', ''Fenerbahçe ile kimse baþa çýkamaz'' þeklinde tezahüratlaryaptý. Daha sonra taraftarlar, ''Çoçuklar inanýn, inanýn çocuklar, güzel günler göreceði, güneþli günler, Fenerbahçe düþmanlarýný yeneceðiz, sokaklarý cehenneme çevireceðiz '' þeklinde bir süre tezahürat yaptý. Fenerbahçeli futbolcular tezahüratlar üzerine taraftarlarýn yanýna giderek, onlarý alkýþladý. Taraftarlar da ''Þampiyon Fenerbahçe'' diye baðýrdý.

Gözler Federasyonda FUTBOLDA ÞÝKE ÝDDÝALARINA YÖNELÝK SORUÞTURMA KAPSAMINDA GÖZLER BUGÜN TFF'YE ÇEVRÝLDÝ. TÜRKÝYE'YÝ sarsan futbolda þike iddialarýna yönelik soruþturma birinci haftasýný doldururken, gözler Türkiye Futbol Federasyonu'nda (TFF) yarýn yapýlacak toplantýlara çevrildi. TFF yarýn hareketli bir gün geçirecek. Federasyonun Ýstinye'deki merkezinde öðle saatlerinde önce Spor Toto Süper Lig'de yer alan kulüplerin baþkanlarýyla bir araya gelecek olan TFF Yönetim Kurulu daha sonra kendi içinde toplanarak, durum deðerlendirmesi yapacak. TFF Yönetim Kurulu'nun yarýnki görüþmelerin ardýndan bir karar açýklamayacaðý, izlenecek yol haritasý üzerinde durulacaðý öðrenildi.

TFF Baþkaný Mehmet Ali Aydýnlar, hafta baþýnda yaptýðý açýklamada, soruþturmanýn bitmesinin çok uzun süreceðini belirterek, dolayýsýyla kendilerinin delillere göre hareket etmek zorunda olduðunu söylemiþti. Aydýnlar, basýn mensuplarýnýn, ''15 Temmuz'a kadar UEFA'ya Þampiyonlar Ligi ön elemesinde oynayacak takýmýn isminin bildirilmesi gerekiyor. 15 Temmuz'a kadar bir karar verecek misiniz?'' þeklindeki sorusuna, ''Zamanýn farkýndayýz. Zaman darlýðý var. Bu süreyi iyi deðerlendireceðiz. Bu takvime uyacaðýz diyebilirim'' cevabýný vermiþ, savcýlýktan herhangi bir belge almadýklarýný ifade etmiþti.


Y

Sayfa Sorumlularý: Recep Bozdað (recepbozdag@yeniasya.com.tr )

Sýnýrlý sayýda Nissan Juke DIG-T için özel fiyat

NÝSSAN, Temmuz ayýnda 190 beygir güç üreten Juke DIG-T Sport Pack 4x2 düz vites ve Micra modellerinde otomobil severler için özel fýrsatlar sunuyor. Sýnýrlý sayýda bulunan Nissan Juke DIG-T Sport Pack 4x2 düz vites Temmuz ayýna özel tanýtým fiyatý 55 bin 500 TL ile Nissan bayilerinde Kompakt Crossover tercih edenleri bekliyor. Þehrin Anahtarý Nissan Micra’nýn kampanya fýrsatý Temmuz ayýnda da sürüyor. Nissan, Temmuz kampanyasý kapsamýnda 29 bin 282 TL’den baþlayan tavsiye edilen anahtar teslim satýþ fiyatlarýna sahip Micra için 16 bin liralýk kredi kullananlara 13 bin 282 liralýk peþinatla ayda 413 liralýk taksitli 48 ay vade ile ödeme imkâný sunuyor.

Volkswagen’in sitesinden “Canlý Destek Merkezi”

OTOMOTÝV kategorisinde “En Ýyi Web Sitesi” dalýnda Türkiye internet Oscar’larý olan Altýn Örümcek Ödülü’nü alan Volkswagen Binek Araç’ýn web sitesi binekarac.vw.com.tr hizmetlerine bir yenisini ekledi. Destek.vw.com.tr adresinden de ulaþýlan Canlý Destek Merkezi adý verilen dijital platformda, site ziyaretçileri, akýllarýna gelen her türlü soru veya konuyla ilgili Volkswagen Müþteri Hizmetleri Temsilcisi ile anýnda mesajlaþma fýrsatý buluyor.

Peugeot’da 2012 modeller için Temmuz fýrsatý

PEUGEOT fýrsatlarý Temmuz ayýnda da sürüyor. Peugeot, 7 bin 490 TL’ye varan cazip fiyat avantajlarýnýn yaný sýra “Þimdi al, Ocak 2012’de ödemeye baþla” fýrsatý sunuyor. Peugeot 2012 model yýlýna da hazýr, Temmuz ayýnda açýklanan özel 2012 model yýlý fiyatlarý, Aðustos ayý teslimleri için alýnan ön sipariþler için uygulanýyor. Peugeot, Temmuz ayýnda müþterileri için önemli fýrsatlar sunuyor. Bütün binek ve kombi modeller için geçerli olan kredi kampanyasý ile Temmuz ayýnda bir Peugeot sahibi olan müþteriler Peugeot Finans’dan kullandýklarý kredinin ilk taksidini Ocak 2012’de ödüyorlar. Ayrýca bütün bu cazip kredi þartlarýnýn yaný sýra, 3008 modelinde 7 bin 490 TL., 5008 modelinde 4 bin 370 TL ve 207 modelinde 5 bin TL’ye varan indirim fýrsatý sunuyor.

Toyota Türkiye, yýlýn ilk yarýsýnda üretimini yüzde 16 arttýrdý

PARÇA tedarikinde yaþanan sýkýntý dolayýsýyla 21 Nisan–2 Mayýs tarihleri arasýnda üretime sekiz gün ara veren Toyota Türkiye, bu yýlýn ilk yarýsýnda 44 bin 164 otomobil üretti. Toyota Türkiye’de bu yýlýn ilk yarýsýnda geçen yýlýn ayný dönemine oranla yüzde 16,49 artýþla toplam 44 bin 164 adet araç üretildi. Geçen yýl Ocak-Haziran döneminde 37 bin 912 adet otomobil üretilmiþti. Toyota Türkiye, bu yýl OcakHaziran döneminde 37 bin 453 adet otomobil ihraç etti. Geçen sene ayný dönemde 34 bin 233 araç ihracatý gerçekleþtiren Toyota Türkiye, ihracatýný geçen yýla göre yüzde 9 oranýnda arttýrdý.

Ümit Kýzýltepe (umitvar@yeniasya.com.tr)

OTOMOBÝL

MOBÝL OFÝS YENÝLÝKLERÝ

11 TEMMUZ 2011 PAZARTESÝ Sayfa Tasarým: Sedat Serdar

sedat@yeniasya.com.tr

ÝÇ MEKÂN

BlackBerry® PlayBook™ tablet içeren sürücü bölümünün ergonomisi, Frendzy’yi gerçek bir iletiþim objesi yapýyor. Research In Motion (RIM) tarafýndan yakýn zamanda lansmaný yapýlan tablet, ön panele baðlý ve aracýn mobil ofis iþlevini somutlaþtýrýyor. BlackBerry PlayBook ultra portatif bir tasarýma sahip (7“ dokunmatik ekran, aðýrlýðý 425 gram, boyutlarý 130 mm x 194 mm x 10 mm) ve üst düzey performans sunuyor; Adobe® Flash® destekli son nesil web navigasyon, yüksek çözünürlüklü multimedya, ileri güvenlik fonksiyonlarý ve þirketlerin ihtiyaçlarýnýn anýnda dikkate alýnmasý gibi imkânlar sunuyor. BlackBerry PlayBook, kullanýcýlarýn yolculuklarý sýrasýnda iþlevsel bir çalýþma alanýndan ve ödünsüz bir ulaþým imkânýndan yararlanmalarýný saðlýyor.

Sürücü kokpitindeki panelden yeþil ýþýklar yayýlýyor. Bunlar “iþ” modunu gösteriyor ve aracýn dýþ rengine göndermede bulunuyor. “Aile” modunda, daha sýcak bir atmosfer var: Yeþil ýþýklar turuncuya dönüþüyor, böylece konsept model aile için düþünülmüþ. Kampinglerin iþlevsel kolaylýðýna öncelik verildiðinden, ahþap malzeme bolca kullanýlýyor. Hem sýcaklýðýn hem de dayanýklýlýk ve kalýcýlýðýn sembolü olduðundan, ahþap iki kullaným modu arasýnda baðlantý yapýlmasýný saðlýyor. Pratik bir bakýþ açýsýndan, tavan hacimli eþyalara uyum saðlýyor, mýknatýslar yükün zemine sabitlenmesini saðlýyor ve modüler yerleþtirme sistemleri profesyonel hayatý kolaylaþtýrýyor. Yekpare arka banket, zeminle bütünleþirken, yolcu koltuðu daha geniþ alan býrakmak için öne doðru yatýrýlabiliyor.

ELEKTRÝK MOTORLU ARAÇ

Kom pakt SUV A udi Q3, yý lýn son çey re ðin de Tür ki ye’de Her tür lü yol þartýnda en üst seviye de kul la nýþ lýlýk sunan sportif, verimli ve çok yön lü A udi Q3, 2011 yý lý nýn son çey re ðin den Türkiye’de… Ýlk planda, biri TDI, iki si TFSI ol mak ü zere, üç mo tor se çene ði i le satý þa su nu la cak Q3, 49 bin 500 Eu ro’dan baþ layan fi yatlar la a lý na bi le cek.

Ki a’ýn res mî in ter net si te si ye ni len di Ki a’nýn resmî in ternet site si yenilen di. www.kia.com.tr ad resinden u la þýla bi len si te nin ye ni ver siyo nu þýk ve hare ket li ta sarý mý i le dikkat çe ki yor. Kia’nýn bi nek ve tica rî mo del le ri nin ayrýntý lý þe kilde tanýtýldý ðý si te de, araç la rýn fi yatla rý, bütün tek nik ö zel lik ve do naným la rý, Tür ki ye ge ne li ne yayýl mýþ Ki ayet ki li satý cý ve servisle rin adres, te le fon bil gi le ri, en son kampan ya lar ve gün cel ha ber le re kolay ca u laþ mak müm kün.

2010 Paris otomobil Fuarý’nda tanýtýlan DeZir gibi, Frendzy de elektrik motorlu bir araç. Frendzy Kangoo Z. E.’nin motor þanzýman grubuna sahip, fakat önündeki logo altýnda bulunan þarj prizi ZOE Preview’inkiyle ayný. Frendzy’nin elektrik motorlu araç alanýndaki en büyük yeniliði, Akustik/Müzik Araþtýrma ve Koordinasyon Enstitüsü (IRCAM) ile ileri þekilde gerçekleþtirilen sesler konusundaki çalýþma olmuþ.

SE AT I bi za’ya ye ni do na ným pa ke ti

RENAULT: FRENDZY

Hem iþ, hem aile için LAURENS VAN DEN ACKER'ÝN YÖNETÝMÝNDE GERÇEKLEÞTÝRÝLEN YENÝ KONSEPT ARAÇ FRENDZY BÝR ÇOK AMAÇLI OTOMOBÝL: HEM TÝCARÎ, HEM BÝNEK ARAÇ, AÝLELERÝN OLDUÐU KADAR PROFESYONELLERÝN DE BEKLENTÝLERÝNE CEVAP VERMEYÝ AMAÇLIYOR. RENAULT çok amaçlý bir aracýn tanýtýmýný yapýyor. Günümüzde, iþ hayatý ve özel hayat artýk iç i çe geçmiþ olduðundan sürücü bir dünyadan diðerine istediði gibi geçiþ yapabiliyor ve Frendzy bu gelgitlerde hayatý kolaylaþtýrýcý bir rol oynamayý hedefliyor. Konsept ve Show Araçlar Tasarým Direktörü Axel Breun, “Frendzy esnek ve çok iþlevli kullaným eðilimini ideal þekilde yansýtan harika bir araç. Ýþ için etkin ve modern, aile ile sportif ve sýcak” yorumunda bulunuyor.

15

DIÞ TASARIM Yolcu tarafýnda, orta direk yok, “klâsik” bir kapý ve 37 inçlik büyük bir ekranýn dahil olduðu sürgülü bir yan kapý var: Bunlar iþ dünyasý için. Sürücü tarafýnda ise, yine orta direk yok, ama zýt yönlü açýlan iki camlý kapý var: Bu da aile dünyasý için. Ýki farklý dünyada da, yükleme ve araca binme inme kolaylýðý garanti ediliyor! Hafta içinde, Frendzy durma anýnda olduðu gibi sürüþ halindeyken de, büyük dýþ ekranýyla yararlý bilgiler veya reklâm mesajlarý verebi-

len profesyonel ihtiyaçlara uygun bir araç. Hafta sonunda ise, otomobil rahat yolcu koltuðu ve arkadaki büyük banketiyle tam bir aile modeline dönüþüyor. Sürücü böylelikle aracýný anlýk ihtiyaçlarýna göre uyarlayabiliyor : «Ýþ» modunda, dýþ dikiz aynalarý dikey, iç aydýnlatma yeþil; «aile» modunda ise dýþ dikiz aynalarý yatay konuma geçiyor, iç mekân ise turuncu renkli bir ýþýkla aydýnlatýlýyor. Aracýn dýþýnda, ön/arka far ve stop lambalarýnda kullaným modunu hatýrlatan renk hatýrlatýcýlarý var.

SE AT’ýn, Ca zi be Mer ke zi I bi za a ile si ye ni do na ným pa ke ti ‘Co pa’ i le a lý na bi li yor. Ge niþ do na ným özel lik le ri ve 1.200TL’lik Co pa pake ti, I bi za mo del le ri ni da ha ca zip ha le ge ti ri yor. I bi za ve I bi za Sporto urer mo del le ri nin stan dart la rý ný çok uy gun bir fi ya ta yük selt me im kâ ný nýn su nul du ðu CO PA pake ti, 15” A lü min yum A la þým Jantlar, Göv de Ren gi Yan Ay na lar ve Ka pý Kol la rý, Co pa Ö zel Dö þe me ve Me ta lik Renk gi bi do na ným özel lik le ri ni kap sý yor.

2011 yýlýnýn ilk 6 ayýnda Türk tüketicisi Fiat dedi Tofaþ bünyesindeki Fiat, 2011 yýlýnýn Ocak-Haziran döneminde toplamda 64 bin adedin üzerinde binek otomobil ve hafif ticarî araç satýþý gerçekleþtirerek Türkiye’nin en çok tercih edilen otomot iv markasý oldu. Bu yýlýn ilk 6 aylýk döneminde binek otomobil+hafif ticarî araç satýþlarýný % 60 oranýnda arttýran Fiat, ulaþtýðý % 15.2’lik payla da toplam millî pazardaki liderliðini sürdürdü.

Cruze ailesinin artýk Hatchback’i de var!

CHEVROLET Cruze Sedan modeli 2009 yýlýnda satýþa sunulduðu bütün pazarlarda büyük bir beðeni ile karþýlandý. Chevrolet’nin pazara sunulduðu günden beri pekçok ödüle sahip Cruze Sedan modelinin, yeni hatchback versiyonu artýk Türkiye pazarýnda. Cruze Hatchback, ayný Sedan gibi müþterilere 5-kapýlý dinamik tasarýmlý bir otomobilin yaný sýra ayný kalite standartlarýný ve güvenlik donanýmlarýný sunmaya devam edecek. Chevrolet Cruze, sportif hatchback tasarýmý, bütün donaným seviyelerinde standart sunulan Elektronik Stabilite Kontrol Programý (ESC), 8 hava yastýðý, kaliteli iç mekân malzemeleri ile Türkiye pazarýnda müþterilerden yüksek talep göreceði tahmin ediliyor. Chevrolet Cruze Hatchback’in baþlangýç fiyatý 33.158 TL’den baþlýyor.

Subaru Legacy’den Temmuz’a özel

Volvo’lar en yeni haliyle karþýnýzda VOLVO S80, XC70 ve V70; Volvo’nun modern toplumun ihtiyaç ve isteklerine göre tasarlanmýþ otomobiller üretme odaðýný öne çýkaran bir dizi özellik ile geliþtiriliyor. Kullanýcý dostu Volvo Sensus bilgi-eðlence sistemi, otomobil kullanmayý daha güvenli ve daha konforlu hale getiren arttýrýlmýþ teknoloji ve daha yüksek performans ile daha düþük yakýt sarfiyatý saðlayan rafine aktarma organlarý, bu yeni özellikler arasýnda bulunuyor. Volvo Sensus, Volvo Cars’ýn sürücü ortamýný nasýl daha rafine hale getirdiðinin mükemmel bir örneði. Yeni bilgi ve eðlence sistemi, ilk olarak 2010 yýlýnda Volvo S60 ve V60’ta kullanýlmaya baþlandý. Þimdi Volvo XC60, V70, XC70 ve S80 de ayný özelliðe sahip oluyor.

LEGACY Sedan ve Legacy SW modellerinde özel indirimler uygulayan Subaru, yaz aylarýyla birlikte sunduðu cazip fýrsatlara devam ediyor. Temmuz ayýnda Subaru sahibi olmak isteyenler, peþin alýmlarda 7 bin TL’ye varan indirimlerden yararlanabiliyor. Legacy’nin Sedan modellerinde anahtar teslimde 7 bin TL’ye varan (6 bin 884 TL) indirim kararý alan Subaru, Legacy’nin SW (Station Wagon) versiyonu için, benzinli araçlarda 6 bin TL’ye (5 bin 900 TL), dizel araçlarda ise 5 bin TL’ye (4 bin 600 TL) varan peþin alým indirimleri saðlýyor.

Prado’lar ters döndü!

ARAZÝ aracý segmentinde bir fenomen haline gelen ve þýklýðý ile þehir yollarýnýn da vazgeçilmezi olan Land Cruiser Prado Türkiye’nin þehirlerini dolaþýyor. Üretiminin üzerinden geçen 60 yýlý çeþitli faaliyetler ile kutlanan Toyota Land Cruiser Prado, takla stand maketi üzerinde Türkiye turnesinde... 12 Temmuz’a kadar Antalya’yý ziyaret edecek olan Prado, “Takla Stand Turnesi” kapsamýnda daha sonra sýrasýyla Ýzmir, Muðla, Bursa, Ankara, Adana, Ýzmit ve Denizli’de birer ay boyunca popüler noktalarda halka sergilenecek.

Türkiye yollarýnda 250 bin Accent TÜRKÝYE'DE ilk olarak 1994 yýlýnda satýþa sunulan ve ülkemizin en çok tercih edilen otomobillerinden biri haline gelen Hyundai Accent, 250 binlik satýþ adedine ulaþtý. Ýlk olarak 1994 yýlýnda satýþýna baþlandýktan sonra 1997 yýlýndan itibaren Hyundai Assan Ýzmit Fabrikasý’nda üretilen Accent, Hyundai’nin bütün dünyada en çok tercih edilen modelleri arasýnda. Bugüne kadar ülkemizde iç pazar için 234 binden fazla Accent üretilirken, 143 binden fazla Accent ise çeþitli ülkelere ihraç edildi. Bugün ülkemizde yerli üretim Accent Era ve ithal Accent Blue modelleri ayný anda satýlýyor.


ÜMÝ T V Â R O L U NU Z : Þ U Ý S TÝ K B A L Ý N KI L ÂBI Ý Ç Ý N D E E N Y Ü K S E K G Ü R S A D Â Ý S LÂ M I N S AD Â S I O L AC A KTIR

Y BÝTKÝLERÝMÝZ ÇALINIYOR 11 TEMMUZ 2011 PAZARTESÝ

DÜNYANIN HÝÇBÝR YERÝNDE OLMAYAN 3 BÝN 500 ENDEMÝK BÝTKÝ BULUNAN TÜRKÝYE'DEN, YILLARDIR ÇEÞÝTLÝ YÖNTEMLERLE BU BÝTKÝLERÝN KAÇIRILDIÐI, GEN BANKALARINDA DEÐERLENDÝRÝLDÝÐÝ, GENETÝK HARÝTALARININ ÇIKARILDIÐI ÝLERÝ SÜRÜLDÜ. ÇUKUROVA Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Botanik Bilim Dalý Baþkaný Prof. Dr. Atabay Düzenli, bitki kaçakçýlýðýyla Türkiye’nin milyarlarca dolar zarara uðratýldýðýný belirterek, ‘’Yýllardýr süregelen bu kaçakçýlýða karþý ön lem alýnmamasý bitki casuslarýnýn adeta iþtahýný kabartýyor. Ýzinsiz bitki toplamanýn önüne geçmek için yeni kurallar ve yaptýrýmlar olmalý’’ dedi. Prof. Dr. Düzenli, Türkiye’de dünyanýn hiçbir yerinde olmayan 3 bin 500 endemik bitki bulunduðunu, bu bitkilerin yýllardýr çeþitli yöntemlerle kaçýrýldýðýný, ardýndan yurt dýþýndaki laboratuvarlarda, gen bankalarýnda deðerlendirildiðini, genetik haritalarýnýn çýkarýldýðýný savundu. Dünyada sadece bir bölgede yetiþen bir bitkiden örnek alýnýp genlerinin çözülebildiðini ifade eden Düzenli, kaçýrýlarak gen haritasý çýkarýlan bir bitki ile ilgili ilâçlar üretmenin, o bitkiyi ortadan kaldýracak virusler geliþtirmenin ve yine o bitkinin genlerine baþka genler de monte ederek o bölgedeki baþka bitki türlerini ortadan kaldýrmanýn da mümkün olduðunu’’ anlattý. Düzenli, ‘’Yani bir bitkiyi ‘canavar bitki’ haline getirmek þu anki teknoloji ile çok kolay. Genleri çözülmüþ bitkiler tekrar bir tarlaya ekildiðinde içeriðindeki genetik deðiþim yüzünden o bölgedeki bitki örtüsünü yok etmekte ve o bölgedeki diðer bitki örtüsünü belirli böcek türlerine veya mantar türlerine zayýf hale getirebilmektedir’’ dedi.

RÝZE’YE GELEN ÝSRAÝLLÝ ARTIÞI DÝKKAT ÇEKÝCÝ Her yaz mevsiminde bitki casusluðun arttýðýný, bununla ilgili birçok haberin medyada görülebileceðini anlatan Düzenli, ‘’Kaçakçýlar akla hayale gelmedik yöntemlere baþvururken daha çok da turist kimliðini kullanýyorlar. Turist kimliði adý altýnda daðlarýmýza yaylalarýmýza gezmeye gelen þahýslar aslýnda birer bitki kaçakçýsýdýr’’ diye konuþtu. Düzenli, Rize Turizm Müdürlüðü’nün verilerine göre, Rize’ye gelen turistlerin ülkelere göre daðýlýmlarý incelendiðinde, Ýsraillilerin artýþýnýn dikkat çekici olduðunu belirterek, þunlarý kaydetti: ‘’Yerli halk ve yaylacýlýk yapan insanlar bu konularda bilgi sahibi olmadýðýndan, ‘turist’ dediðimiz kiþiler bu insanlara iyi niyetle yanaþýp, çiçeklerin ve bitkilerin yerlerini rahatlýkla öðrenebiliyorlar. Ço ðu ülkede bitki kaçakçýlýðýna karþý sýký önlem alýnýp, bitkilerin yoðunlukta olduðu bölgelerde giriþ ve çýkýþlar kontrol edilirken ülkemizde hiçbir denetimin olmamasý casuslarýn iþine yarýyor.’’

Dünyada sadece Erzurum Karayazý’da yetiþen ters lâlenin son kalan 57 adet soðanýný yurtdýþýna çýkarmaya çalýþan 2 Hollandalý, geçtiðimiz günlerde Kapýkule'de yakalanmýþtý. Hollandalýlarýn kullandýðý cipte çoðu endemik 160 türe ait 5 bin 236 adet bitki tohumu, bitki kökü ve fidesi bulunmuþtu.

ÝÞÝN ÝÇÝNDE ULUSLAR ARASI ÝLÂÇ FÝRMALARI DA VAR DÜZENLÝ sadece Kaçkar Daðlarý deðil, Toroslardan Cudi Daðýna kadar Türkiye’nin neredeyse tamamýnýn bu tehlikeyle karþý karþýya olduðunu savunarak, ‘’Daðlarýmýz, ovalarýmýz, yaylalarýmýz adeta sebil olmuþ. Doða turlarý gibi çeþitli adlar altýnda yabancýlar bitki türlerimizi yaðmalýyor. Tabiî iþin içinde uluslar arasý ilâç firmalarý da var’’ dedi. ‘’Vaktiyle Bergama’daki koskoca Zeus Sunaðý’ný aþýrmayý baþaran Avrupalýlar, fýrsat buldukça canlý türlerimize de ayný aç gözlülükle yaklaþmaktadýr. Bunu yaparken de Türkiye’deki yasal boþluklardan ya da ilgisizlikten yararlanýyorlar’’ diyen Düzenli, bazý Türk bilim adamý meslektaþlarýnýn da farkýnda olmadan casuslarla iþbirliði yaptýðýný, kaçakçýlarýn, yurt dýþýna eðitim için giden öðrencileri bile kullanarak çok özel bitki materyallerini ele geçirdiklerini kaydetti. Kaçakçýlarýn turist gibi gelerek tabiat turlarý ya da kamplarda topladýklarý bitkileri kargo yoluyla ülkelerine gönderdiklerini vurgulayan Düzenli, kara yoluyla gelen bitki ajanlarýnýn ise araçlarýna özel bölmeler yaptýrdýklarýný ileri sürdü. Düzenli, Türkiye ilâç ve kozmetik ürünlerinin hammaddesi olan 4 bine yakýn endemik bitki türü ile endemik olmayan çok sayýda bitkinin gen merkezi olmasýnýn kaçakçýlarýn iþtahýný kabarttýðýný kaydetti. Adana / aa

Ý ER B HA T E M A H ER M

Dernek baþkaný Çatýr, 'bir kap suyu kapýnýzýn önünden eksik etmeyin' diyerek çaðrýda bulundu.

Sokak hayvanlarý için su býraktýlar SAKARYA'NIN Adapazarý ilçesinde bir grup hayvansever, yaz sýcaðýnda su bulmakta güçlük çeken sokak hayvanlarý için mahalle aralarýna plastik kaplar içinde su býraktý. Sakarya Doða ve Hayvan Haklarý Koruma Derneði üyeleri, yaz sýcaðýnda susuz kalan sokak hayvanlarýna vatandaþlarýn dikkatini çekmek için çalýþma baþlattý. Bir grup hayvansever, sýcakta sokak sokak dolaþarak hayvanlara plâstik kaplar içinde su býraktý. Hayvanseverler, su býraktýklarý alanlara vatandaþlarýn dikkatini çekmek için ‘onlar için bir kap su koy, su gibi aziz ol” yazýlý pankartlarý astý. Bakýmýný üstlendiði sakat köpeðiyle faaliyete katýlan Dernek Baþkaný Ýrem Çatýr, sokak hayvanlarýnýn sýcakta su bulmakta güçlük çektiðini söyledi. Suyun insanlar için olduðu kadar bütün canlýlar içinde önemli olduðunu anlatan Çatýr, insanlarý bilinçlendirebilmek adýna böyle bir faaliyet düzenlediklerini söyledi. Vatandaþlara ‘bir kap suyu kapýnýzýn önünden eksik etmeyin’ diyerek çaðrýda bulunan Çatýr, “Çok sýcak günler geçiriyoruz. Susuzluk çok önemli. Ama maalesef insanlarýmýz hayvanlarýn bizim kadar maðdur olmayacaðýný düþünüyorlar. Halbuki bizden daha fazla maðdurlar. Açlýða dayanabiliyorlar, ama susuzluða asla. Susuz bir hayvan ancak sekiz gün yaþayabilir. Bir kap suyu kapýnýzýn önünden eksik etmeyin. Kapýnýzýn önüne, çöpünüzün kenarýna su koyun.” dedi. Sakarya / cihan

Filistin’e YouTube desteði DÜNYANIN en büyük video aðý YouTube, Filistin’deki halkla daha yakýnlaþmak için özel bir sosyal yardým projesine baþladý. Teknoloji dünyasý, siyasetin kanayan yaralarýný sarmak için adýmlar atmaya çalýþýyor. Ýnternetin en güçlü video paylaþým platformu olan YouTube, Filistin sorununa dikkat çekmek için adým attý. Ýsrail‘in, Filistin‘e yaptýðý haksýzlýklarý bir de hiç mikrofon tutulmayan taraftan dinlemek isteyen YouTube Haberler ve Politika Yöneticisi Steve Grove madalyonun öteki yanýna göz attý. Teknoloji sitesi ShiftDelete. Net’in haberine göre, geçtiðimiz yýl yayýnlanan bir videodan etkilenen Grove, sürekli Ýsrail tarafýndan anla týlan hikâyeye Filistin tarafýndan bakmak için bölgedeki blogger ve internet kullanýcýlarýyla bir araya geldi. YouTube‘un Filistin’deki yatýrýmlarýný ve bölgede yaþananlarý sitenin resmî blog sayfasýnda paylaþan Groeve direniþi destekleyen sayfalarýn da link’lerini paylaþtý. Groeve‘un paylaþtýðý sayfalarý ve Filistin’li blog kullanýcýlarýyla olan fotoðraflarýna bu adresten ulaþabilirsiniz.


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.