Y GERÇEKTEN HABER VERiR
ASYA’NIN BAHTININ MÝFTAHI, MEÞVERET VE ÞÛRÂDIR
YIL: 42
12 TEMMUZ 2011 SALI/ 75 Kr
SAYI: 14.864
www.yeniasya.com.tr
Tüketim ve borçla büyümeye dikkat
YUNANÝSTAN GÝBÝ OLMAYALIM
AKP ÝLE MUTABAKAT SAÐLANDI
MB UZMANINDAN UYARI: CÂRÎ AÇIKTAKÝ HIZLI ARTIÞ, YUNANÝSTAN, ÝSPANYA, ÝTALYA VE ABD’DE OLDUÐU GÝBÝ, TÜKETÝME DAYALI BÜYÜMENÝN BÝR SONUCU.
CHP yemin etti
TASARRUF ETMÝYOR, HARCIYORUZ
HANE HALKI BORCU 7 YILDA 6 KAT ARTTI
uMerkez Bankasý Danýþmaný Zafer Yükseler: 2005-2010 döneminde, Türkiye'de cârî iþlemler açýðýnýn yükselmesinin temel nedeni tasarruf oranýndaki düþüþ. Tasarruf etmiyor, tüketiyoruz. Bu durum, yurt içi talep aðýrlýklý büyüme stratejisi uygulayan Yunanistan, Ýspanya, Ýtalya ve ABD gibi ülkelerde de görülüyor.
u Finansman imkânlarýndaki artýþ ve tüketicilerin finansman kaynaklarýna eriþiminin kolaylaþmasý, tüketici kredilerini ve hane halký borçluluðunu arttýrdý ve kiþilerin tasarruf eðilimlerini zayýflattý. 2003 yýlýnda hane halký borcunun GSYH'ye oraný yüzde 3 iken, 2010'da yüzde 17,3'e yükseldi. Haberi sayfa 11’de
u AKP ve CHP'lilerin görüþmesinden sonra yapýlan ve 'Siyaset kurumu için sorunlarýn gündeme getirileceði, tartýþýlacaðý, deðerlendirileceði ve çözüm bulunacaðý yegâne ortam TBMM'dir. Siyasî partiler sorunlarýn çözümü için TBMM zemininde olmalýdýr'' denilen ortak açýklamanýn ardýndan CHP'liler Mecliste yemin ettiler. n4’te
CUMHURBAÞKANI ABDULLAH GÜL:
Çözüm hem kolay, hem zor
TRABZONSPOR KULÜBÜ BAÞKANI SADRÝ ÞENER VE TÜRKÝYE FUTBOL FEDERASYONU ESKÝ BAÞKANI MAHMUT ÖZGENER'ÝN DE ARALARINDA BULUNDUÐU 22 KÝÞÝ DAHA GÖZALTINDA
Þikede ikinci dalga
FOTOÐRAF: AA
uFutbolda þike iddialarýna yönelik soruþturma kapsamýnda, dün 22 kiþi daha gözaltýna alýndý. Gözaltýna alýnanlar arasýnda, Trabzonspor Kulübü Baþkaný Sadri Þener, Türkiye Futbol Federasyonu eski baþkaný Mahmut Özgener, A Millî Takýmý eski sorumlusu Mehmet Levent Kýzýl ile kaleci Serdar Kulbilge de bulunuyor. Soruþturma çerçevesinde, geçen hafta da 59 kiþi gözaltýna alýnmýþ, bu kiþilerden Fenerbahçe Spor Kulübü Baþkaný Aziz Yýldýrým’ýn da aralarýnda bulunduðu 26’sý tutuklanarak cezaevine gönderilmiþti. Haberi sayfa 14’te
ZAHÝD AKMAN DA ARALARINDA
Deniz Feneri e.V’de 4 tutuklama uAnkara Cumhuriyet Baþsavcýlýðýnýn yürüttüðü Almanya’daki ‘’Deniz Feneri e.V.’’ baðlantýlý soruþturma kapsamýnda RTÜK üyesi Zahid Akman ile Kanal 7 televizyonunun 3 yöneticisi tutuklanarak cezaevine konuldu. Haberi 5’te
16 YILDIR DÝNMEYEN ACI— Bosna-Hersek’teki savaþta 11 Temmuz 1995 tarihinde 8 bin erkeðin katledildiði Srebrenitsa’da, soykýrýmýn 16. yýldönümü anma törenleri, kurbanlarýn mezarlarýnýn bulunduðu Potaçari’de geniþ katýlýmla yapýldý. Haberi sayfa 7’de
Rum kesiminde patlama / 7’de
uCumhurbaþkaný Gül, ‘’Yeni anayasa çalýþmalarýnda Kürt meselesiyle ilgili kýrmýzý çizginin nereye kadar olmasý gerektiði’’ sorusu üzerine, Türkiye’nin en önemli sorununun bu olduðunu vurgulayarak, “10 sene önce, 20 sene önce daha kolay, daha az maliyetle çözülürdü. O kadar þehit, o kadar hayatýný kaybeden insanlar...” dedi. Gül, ‘’Bu dönem çözüleceðine inanýyor musunuz’’ sorusunu da ‘’Bana göre hem kolay, hem zor’’ diye cevapladý. n5’te
FÝYATI 6 KURUÞ ARTTI
DÝYANET AÇIKLADI
Benzine yine zam
En düþük fitre 7.5 lira
u Dünyanýn en pahalý akaryakýtýný tüketen Türkiye'de benzinin litre fiyatý 6 kuruþ daha zamlandý. Ýstanbul’da 4,16 liradan satýlan 95 oktan kurþunsuz benzinin litresi 4,22 liraya yükseldi. Geçen hafta da motorine zam yapýlmýþtý. n11’de
uBir kiþinin günlük asgarî gýda ihtiyacýný göz önünde bulunduran Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý Din Ýþleri Yüksek Kurulu 2011 yýlý Ramazan ayýnda en düþük sadaka-i fýtýr miktarýný 7,5 lira olarak açýkladý. n5’te
Kaddafi, Ýsrail’den destek arýyor uLibyalý iki diplomatýn geçen haftalarda gizlice Ýsrail’e geldiði ve görüþmeler yaptýðý bildirildi. Libyalýlarýn ziyaretlerinin amacý, Ýsrail tarafýndaki yetkilileri, ülkesindeki isyancýlara karþý tavrý nedeniyle Batýlý ülkelerin sert eleþtirisine uðrayan Libya lideri Muammer Kaddafi’ye destek için iknaya çalýþmak olarak yorumlandý. n7’de
ISSN 13017748
Trafik terörden beter
Namaz koruyor
uHaberi sayfa 6’da
uHaberi sayfa 16’da
2
LÂHÝKA
12 TEMMUZ 2011 SALI
‘‘ Ýktisat etmeyen milletler fakir düþer
‘‘
Y
Ramazan'dan sonra en faziletli oruç, Ramazan’a hürmeten Þaban ayýnda tutulan oruçtur. En faziletli sadaka Ramazan’da verilendir. Câmiü's-Saðîr, No: 747 / Hadis-i Þerif Meâli
Beytü’l-ankebuttan hissemize düþenler
Ýktisatsýzlýk yüzünden müstehlikler çoðalýr, müstahsiller azalýr. Herkes gözünü hükûmet kapýsýna diker. O vakit hayat-ý içtimaiyenin medarý olan san’at, ticaret, ziraat tenakus eder. O millet de tedennî edip sukut eder, fakir düþer.
YEDÝNCÝ NÜKTE sraf, hýrsý intaç eder. Hýrs üç neticeyi verir: Birincisi: Kanaatsizliktir. Kanaatsizlik ise sa’ye, çalýþmaya þevki kýrar. Þükür yerine þekvâ ettirir, tembelliðe atar. Ve meþrû helâl, az malý (Hâþiye-1) terk edip, gayr-ý meþ rû, külfetsiz bir malý arar. Ve o yolda izze tini, belki haysiyetini feda eder. Hýrsýn Ýkinci Neticesi: Haybet ve hasârettir. Mak sudunu kaçýrmak ve istiskale mâruz kalýp teshilât ve muavenetten mahrum kalmak, hattâ “El-harîsu hâibun hâsirun” yani, “Hýrs, hasâret ve muvaffakiyetsizli ðin sebebidir” olan darb-ý mesele mâsadak olur. Hýrs ve kanaatin tesiratý, zîhayat âleminde gayet geniþ bir düsturla cereyan ediyor. Ezcümle, rýzka muhtaç aðaçlarýn fýtrî kanaatleri, onlarýn rýzkýný onlara koþturduðu gibi, hayvânâtýn hýrsla meþakkat ve noksaniyet içinde rýzka koþmalarý, hýrsýn büyük zararýný ve kanaatin azîm menfaatini gösterir. Hem zayýf umum yavrularýn lisan-ý halleriyle kanaatleri, süt gibi lâtif bir gýdanýn, ummadýðý bir yerden onlara akmasý ve canavarlarýn hýrsla noksan ve mülevves rýzýklarýna saldýrmasý, dâvâmýzý parlak bir surette ispat ediyor. Hem semiz balýklarýn vaziyet-i kanaatkârânesi, mükemmel rýzýklarýna medar olmasý ve tilki ve maymun gibi zekî hayvanlarýn hýrsla rýzýklarý peþinde dolaþmakla beraber kâfi derecede bulma malarýndan cýlýz ve zayýf kalmalarý, yine hýrs ne derece sebeb-i meþakkat ve kanaat ne derece medar-ý rahat olduðunu gösterir. Hem Yahudi milleti hýrs ile, ribâ ile, hile dolabý ile rýzýklarýný zilletli ve sefaletli, gayr-ý meþrû ve ancak yaþayacak kadar rýzýklarýný bulmasý ve sahrâniþinlerin, yani bedevîlerin, kanaatkârâne vaziyetleri, izzetle yaþamasý ve kâfi rýzký bulmasý, yine mezkûr dâvâmýzý kat’î ispat eder. Hem çok âlimlerin Haþiye-2 ve ediplerin Haþiye-3 zekâvetlerinin verdiði bir hýrs sebebiyle fakr-ý hâle düþmeleri ve çok aptal ve iktidarsýzlarýn, fýtrî kanaatkârâne vaziyetleriyle zenginleþmeleri kat’î bir surette ispat eder ki, rýzk-ý helâl, acz ve iftikara göre gelir, iktidar ve ihtiyar ile deðil. Belki o rýzk-ý helâl, iktidar ve ihtiyar ile mâkûsen mütenasiptir. Çünkü, çocuklarýn iktidar ve ihtiyarý geldikçe rýzký azalýr, uzaklaþýr, sakilleþir. “Kanaat, tükenmez bir hazinedir.” (Fethu’l-Kebîr, 2:309.) ha dî si nin sýr rýy la, ka na at bir de fi ne-i hüsn-ü maiþet ve rahat-ý hayattýr. Hýrs ise, bir mâden-i hasâret ve sefalettir. Hâþiye-1: Ýktisatsýzlýk yüzünden müstehlikler çoðalýr, müstahsiller azalýr. Herkes gözünü hükûmet kapýsýna diker. O vakit hayat-ý içtimaiyenin medarý olan san’at, ticaret, ziraat tenakus eder. O millet de tedennî edip sukut eder, fakir düþer. Haþiye-2: Ýran’ýn âdil padiþahlarýndan Nuþirevâný Âdil’in veziri, akýlca meþhur âlim olan Büzürcmehr’den (Büzürg-Mihr) sormuþlar: “Neden ulema, ümera kapýsýnda görünüyor da, ümera ulema kapýsýnda görünmüyor? Halbuki, ilim emâretin fevkindedir.” Cevaben demiþ ki: “Ulemanýn ilminden, ümeranýn cehlindendir.” Yani, ümera, cehlinden ilmin kýymetini bilmiyorlar ki, ulemanýn kapýsýna gidip ilmi arasýnlar. Ulema ise, marifetlerinden, mallarýnýn kýymetini dahi bildikleri için, ümera kapýsýnda arýyorlar. Ýþte Büzürcmehr, ulemanýn arasýnda fakr ve zilletlerine sebep olan zekâvetlerinin neticesi bulunan hýrslarýný zarif bir surette tevil ederek nâzikâne cevap vermiþtir. (Hüsrev) Hâþiye-3: Bunu teyid eden bir hadise: Fransa’da ediplere, iyi dilencilik yaptýklarý için dilencilik vesikasý veriliyor. Lem’alar, 19. Lem’a, 7. Nükte
sa’y: Gayret, çalýþma, emek. haybet: elde edemeyiþ, mahrumluk. sahrâniþin: çadýrda yaþayan, göçer, bedevi. mâkûsen mütenasip: ters orantý. müstehlik: tüketici. müstahsil: üretici. tedennî: gerileme, al -
çalma. sukut: düþme, alçal ma. define-i hüsn-ü maiþet: Ýyi geçinme kaynaðý, hazinesi. mâ den-i ha sâ ret: Kaybetmenin sebebi, aslý. haybet: Elde edemeyiþ, yokluk, mahrumluk.
Barla rehberine duyulan ihtiyaç ir zamanlar Barla için “kuþ uçmaz, kervan geçmez bir yer” denilirdi. Ama þimdi kuþlar da uçuyor, kervanlar da geçiyor. Gerek yurt içinden, gerekse yurt dýþýndan kadýn-erkek, genç-ihtiyar, çoluk-çocuk hatta müslim-gayrýmüslim pek çok insanýn uðrak yeri oldu bu þirin beldemiz. Yaþlar ayrý, baþlar ayrý. Renkler ayrý, cinsler ayrý. Belki yaþadýklarý dünyalar da ayrý. Barla’da rengârenk insan manzaralarýný gö rünce þu sorularý kendinize sormadan geçemezsiniz: Bu insanlar kim? Nereden geliyorlar, nereye gidiyorlar? Burada ne arýyorlar? Bu insanlarý Barla’ya çeken sýr nedir? Risale-i Nur’da geçen þu satýrlarý birlikte okuyalým: “Barla, ehl-i îmanýn manevî imdadýna gönderilen Risale-i Nur Külliyatý’nýn telif edilmeye baþlandýðý ilk merkezdir. Barla, millet-i Ýslâmiyenin, husûsan Anadolu halkýnýn baþýna gelen dehþetli bir dalâlet ve dinsizlik cereyanýna karþý, Kur’ân’dan gelen bir hidayet nûrunun, bir saadet güneþinin tulû ettiði beldedir. Barla, rahmet-i Ýlâhiyenin ve ihsan-ý Rabbanînin ve lûtf-u Yezdanînin bu mübarek Ana dolu hakkýnda, bu kahraman Ýslâm milletinin evlatlarý ve âlem-i Ýslam hakkýnda, hayat ve mematlarýnýn, ebedî saadetlerinin medarý olan eserlerin lemean ettiði bahtiyar yerdir.” (Tarihçe-i Hayat, s. 240) Çünkü Barla, ilk medrese-i Nuriye þerefini kazandýðýndan mübarek bir yerdir. Mahrumiyetin ve sýkýntýlarýn had safhada olduðu 1920’li yýllarýn sonunda Sýddýk Süleyman bir gün “Biz yazýyoruz, biz okuyoruz, Üstad bu kadar zahmeti niye çekiyor?” diye içinden geçirir. Ona bunlarý düþündüren ve sorduran þüphesiz ümitsizlik tufanýnýn o gün azgýnlaþtýrdýðý þartlardý. O böyle düþünürken Bediüzzaman, birden “Kardaþým göreceksin, ben bunlarý bütün dünyaya okutturacaðým” diyerek ona ve onun gibi düþünenlere ümit veriyordu. Kendisinden de bizzat dinlediðim merhum Bayram Yüksel’in buna benzer bir hatýrasý da þöyledir: “Bir gün bulaþýk yýkýyordum, Üstadýmýz da balkonda (Barla’daki Hacý Enver’in balkonunda) okuyordu. Aramýzda on beþ metre kadar mesafe vardý. Ýçimden dedim. Bu Barla çok mahrumiyetli bir yer, mübarek Üstad, geldiði zaman burada duruyor. Hâlbuki Isparta daha güzel, her þey mükemmel ve Isparta’da hem talebe çok, hem hizmet geniþ, vasýta filan da bol, diye içimden böyle konuþtum. Üstad beni çaðýrdý. ‘Gel evlâdým Bayram’ dedi. ‘Evlâdým sen burayý kerih görme, burasý çok mühim, cidden çok mühim, burasý ileride nurlanacak inþaallah’ dedi.” Ýki olay arasýnda belki otuz-otuz beþ sene geçmiþtir. Ufuklar henüz aydýnlýk deðildir. Ama Bediüzzaman’a göre ne karanlýk, ne de ümitsizlik vardýr. O hep ümitvardýr. Bir asýr önce de “Ümitvar olunuz. Þu istikbal inkýlâbý içinde en yüksek gür seda Ýslâm’ýn sedasý olacaktýr” diyordu. O gün hayal kabul edilen sözler bugün gerçek oldu. Nura susayan gönüller nurlu beldele re, nurun parladýðý yerlere koþuyor artýk. Bugün Nurun bayramýndan söz edebiliyorsak, þüphesiz Barla’yý iyi okumak ve iyi tanýmaktan geçiyor. Nur sevdalýlarý Barla’ya koþuyorlar, hakký ve hakikati öðrenmek için. Ancak Barla ziyaretle rinde bazen istemeden yanlýþ bilgilere kulak misafiri olmak zorunda kalýyoruz. Gelen ziyaretçiler bazen yanlýþ bilgilere yönlendiriliyor, kaþ yapayým derken göz çýkartýlýyor. Malum ifrat da, tefrit de zarardýr. Nur â þýk la rý na Bar la’da reh ber lik ya pa cak doðru kiþi ve bilgilere elbette çok ihtiyaç var. O günlerden bugünlere geliþin hikâyesini ortaya koymak gerekiyor. Siz rehberinizi iyi seçerseniz herhalde aldanmazsýnýz, yolunuzu doðru bulursunuz. Barla Rehberinde, 1926 yýlýnýn soðuk bir kýþ mevsiminden günümüze uzanan acý-tatlý çetin bir mücadelenin veya nurlu bir yolculuðun ayak izleri, belki de tozlarý bulunmalý. Þimdi yaz mevsimi. Ýnsanlar Anadolu’nun bu þirin beldesinde geçen nurlu olaylarý birlikte yaþamaya koþuyor.
B
İ
LÛGATÇE:
ahmed@ahmedozdemir.com
ey tü’l-an ke but, da ya nýk sýz ve kuvvetsiz olan örümceðin evidir. Bediüzzaman Hazretleri’nin ifâdesiyle “Ýnkýlâb-ý siyâsî cihetiyle dininden havf eden [korkan] adamýn dinde hissesi, beytü’l-ankebut [örümcek evi] gibi zayýf düþmüþ cehalettir, onu korku tur; tak lit tir, o nu te lâ þa dü þürt tü rür.”1 izahý ile beytü’l-ankebutun zâhirî zaafýna dikkat çekilmiþtir. Yüce kitabýmýz Kur’ân-ý Kerîm’de “Allah’tan baþka dostlar edinenlerin durumu, kendine yuva yapan örümceðin durumu gibidir. Evlerin en dayanýksýzý ise þüphesiz örümceðin yuvasýdýr. Keþke bilseler.”2 buyurulur. Acaba Rabbimizin bu âyette örümceðin aðýna dikkat çekmesi ve kullarýný örümceðin yuvasý ile uyarmasýnýn altýnda yatan sýrlar neler olabilir? Yaptýðým incelemede, âyette “ankebut” kelimesi ile diþi örümceðin kastedildiði belirtilmektedir. Yine yapýlan araþtýrmalarda örümcekler ile ilgili çok ilginç tespitler yapýlmýþtýr. Bu tespitler, Kur’ân’da “en güvenilmez ev” olarak tavsîf edilen diþi örümceðin evinden niçin bahsedildiðini ortaya koymaktadýr. Canlýlar genelde evlerini; sýcaktan, soðuktan, düþmanlardan ve her türlü zarardan korumak için inþâ’ ederler. Oysa örümcek, evini, yok etmek, zarar vermek, evine yanlýþlýkla uðrayanlarý yemek için inþâ’ eder. Bu nedenle de Kur’ân’da evlerin en güvenilmezi, örümceðin evi olarak bildirilmiþtir. Bu “güvenilmez” beyanýnda belki de örümcek evindeki tehlike ve hazýrlanan tuzaða da iþâret olmalýdýr. Ýlginçtir ki, en saðlam ham maddeden yapýlan diþi örümceðin evi, en az güvenilir evdir. Elbette her ayette olduðu gibi bu ayette de çok önemli sýrlar ve dersler olmalýdýr. Örümcek, yuvasýný ve avýný Rabbimizin ona verdiði Ýlâhî sevk ve tecellî ile inþâ’ eder. Böylece ankebutun avlarý için çok tesîrli ve kuvvetli bir tuzaðýdýr yuvasý. Yaklaþan küçük canlýlar için âdeta sonun baþlangýcý olur o tuzak. Hatta diþi örümcek bu tuzaða en yakýn dostlarýný hatta erkek eþini dahi düþürür
B
bakicimic@hotmail.com / www.feyzinur.com
ve kendine rýzýk yapar. Demek ki insanlar için çok ibretli dersler yüklü olan bu sa nat-ý Rab ba ni ye yi, yü ce Rab bi miz, Kendisinden baþkalarýna yönelen ve onlardan netice bekleyen kullarýna bir uyarý ve ikâz olarak beyan emiþ olmalýdýr. Örümcek aðýna ve evine iki cihetle bakmak gerekir. Birinci cihet, ondaki harika olan sanat-ý Rabbânî ve Kudret-i Sâniin tecelli-i esmâsýdýr. Ýkinci cihet ise dayanýksýz ve kuvvetsiz oluþu ve sebepler ciheti ile verdiði derstir. Bu yönüyle de örümcek evi ibretli dersler verir ve yaþanan hicret hâdisesi ile çok manîdârdýr. Hepimizin bildiði gibi Resûl-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm, Hz. Ebû Bekir (ra) Efendimiz ile hicret esnasýnda gâr hâdisesiyle yaþadýklarý olay Bediüzzaman Hazretleri’nin de ifâdesiyle þöyledir: “Mânevî tevâtür derecesinde bir þöhretle, Resûl-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm, Ebu Bekri’s-Sýddýk ile, küffârýn takîbinden kurtulmak için tahassun ettikleri Gâr-ý Hira’nýn kapýsýnda, iki nöbetçi gibi, iki güvercin gelip beklemeleri3 ve örümcek dahi, perdedâr gibi, harîka bir tarzda, kalýn bir aðla maðara kapýsýný örtmesidir.”4 Ýþte yukarýda da belirtildiðine göre maðaranýn kapýsýnýn giriþini “iki nöbetçi gibi, iki güvercin gelip beklemeleri ve örümcek dahi, perdedâr gibi, harîka bir tarzda, kalýn bir aðla maðara kapýsýný örtmesi” hakîkati çok ibretlidir. Çünkü tehlike yüzde yüz iken “O zâtýn (asm) evvel ve âhir bütün ahvâl ve harekâtý nazar-ý dikkatten geçirilirse, herbir hareketi, herbir hali hârikulâde deðilse de onun sýdkýna delâlet eder. Ez cümle: ‘Ðâr’ meselesinde, Ebû Bekri’sSýddýk ile berâber halâs ve kurtuluþ ümî-
di tamâmýyla kesildiði bir anda ‘Korkma, Allah bizimle berâberdir.’5 diye Ebu Bekri’s-Sýddýk’a verdiði tesellî ve tavk-ý beþerin fevkinde bir ciddiyetle, bir metânetle, bir þecâatle, havfsýz, tereddütsüz gösterdiði vaziyet, elbette sýdkýna ve nokta-i istinâdý olan Hâlýkýna i’timâd ettiðine güneþ gibi bir burhandýr.”6 hakîkati ne kadar manîdâr ve önem arzetmektedir. Ayrýca bizlere çok ince ve önemli i’tikâd ve inanç dersleri vermektedir. Yüce Allah (cc) Habîbini ve kâinatýn sebeb-i vücûdu olarak yarattýðý en müstesnâ kulunu zâhirî esbâbýn en tehlikeli gibi görüldüðü bir zamanda; korkaklýkta darb-ý mesel olmuþ iki güvercine yuva yaptýrarak ve beytlerin (evlerin) en zayýfý olan örümcek evi ile koruyarak Müessir-i Hakîkî sadece ve sadece Kendisi olduðunu ve sebeplerin zatýnda bir tesîrinin olmadýðýný göstermiþtir. Böylece Allah (cc), en tehlikeli bir zamanda en zayýf olan örümceðin evi ile Resûl-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm’ý korumuþtur. Bizler de zâhirî ve dünyevî olaylar karþýsýnda, en zor gibi görünen anlarýmýzda zayýf görülen esbâbla korunabiliriz. An cak Yüce Rabbimize olan itikâd ve teslimiyette “Korkma, Allah bizimle berâber dir.”7 âyeti gereðince teslim olmak þartýyla. Çünkü Resûl-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm’ýn duruþu gibi duruþ yapabilmek, teslim ve tevekkül ile tevhid inancýna uygun davranmak, ehl-i îmânýn tevekkülünün þe’ni olmalýdýr. Böylece zayýf görünen ve gördüðümüz esbâb en zayýf durumda bile yüce Allah (cc) tarafýndan en kuvvetli muhafýz olabilir. Bazen de çok kuvvetli kabûl ettiðimiz esbâb ve eþhâslar da çok zayýf olabilir. Dipnotlar: 1- Münâzarât, 2007, s:113 2- Ankebut Sûresi; 41 3- Kadý Ýyaz, Þifa, 1:349 4- Mektubat, 2004, s:152 5- Tevbe Sûresi, 9:40 6- Ýþârâtü’l-Ý’câz, 2006, s:263 7- Tevbe Sûresi, 9:40.
HABER
Y
Genel Yayýn Müdürü
Yayýn Koordinatörü
Haber Müdürü Recep BOZDAÐ Ankara Temsilcisi Mehmet KARA Reklam Koordinatörü Mesut ÇOBAN Görsel Yönetmen: Ýbrahim ÖZDABAK
Kâzým GÜLEÇYÜZ
Abdullah ERAÇIKBAÞ
Abone ve Daðýtým Koordinatörü: Adem AZAT
Yazý Ýþleri Müdürü (Sorumlu) Mustafa DÖKÜLER Ýstihbarat Þefi Mustafa GÖKMEN Spor Editörü Erol DOYURAN
Yeni Asya Gazetecilik Matbaacýlýk ve Yayýncýlýk Sanayi ve Ticaret A.Þ. adýna imtiyaz sahibi
Mehmet KUTLULAR Genel Müdür
Recep TAÞCI
Yeni Asya basýn meslek ilkelerine uymaya söz vermiþtir.
Güney Koreli gençler, köy okulu tamir ediyor
KORE savaþýnda Anadolu halkýnýn kendileri için yaptýðý fedakârlýðý unutmayan Güney Koreli üniversite öðrencileri, Manisa’nýn Selendi ilçesinde hummalý bir çalýþma sergiliyor. Kyung Hee Üniversitesi’nde okuyan 10 genç, “Uluslararasý Gençlik Gönüllü Çalýþma Kamplarý” projesi kapsamýnda Terziler köyünün okulunu tamir ediyor, boyuyor ve bahçesini düzenliyor. Köy halkýnýn yakýn ilgisi ve misafirperverliðinden etkilenen öðrenciler, dinlenme saatlerinde hal diliyle anlaþtýklarý çocuklarla beþtaþ oynuyor. Kendileri için hazýrlanan odalarda kalan Güney Koreliler, köylülerle kýsa sürede kaynaþmýþ. Yakýndaki Pýnarlar gölünü de ziyaret edip fotoðraf çektiren öðrenciler, ülkelerinde “lüks meyve” olarak kabul edilen kirazlarý da afiyetle yiyor. Gönüllü öðrencilerin tercümanlýðýný yapan Belgüzar Üzümcü, Güney Kore’deki üniversitelerde genetik, elektrik ve gýda mühendisliðiyle iþletme ve iletiþim programlarýnda okuyan bu gençlerin, 15 Temmuz 2011’e kadar misafir olacaðýný aktardý. Katýldýklarý tatil programý çerçevesinde Terziler Köyü Ýlköðretim Okulu’nun tamir, boya ve bahçe düzenlemesi iþlerini yapacaklarýný kaydeden Üzümcü, okulu birlikte düzenleyip daha güzel bir görünüme kavuþturmayý amaçladýklarýný söyledi. Manisa / cihan
Erzin ÝHL mezunlarý pilav gününde buluþtu
HATAY'IN Erzin ilçesinde Ýmam Hatip Lisesi (ÝHL) mezunlarý, 2. Geleneksel Pilav Günü’nde buluþtu. Kur’ân-ý Kerim tilaveti ile baþlayan programda neyzen ekibinin konseri dinleyenlerden büyük alkýþ aldý. Erzin ÝHL mezunlarý ‘Geleneksel Pilav Günü’nde buluþtu. Türkmenkýzý Tesisleri’nde yapýlan program Kur’ân-ý Kerim tilaveti ile baþladý. Antakya’dan gelen neyzen sanatçýsý Þahin Gezginci’nin konseriyle taçlanan programda birlik ve beraberlik mesajlarý verildi. Ýmam matip mezunlarýný bir araya getiren programda konuþan ÝHL Müdür Yardýmcýsý Tahir Tatar, “Birlik olmalýyýz. Ýmam Hatip’li olduðumuzu unutmamalýyýz. Biz bu devletin ve milletin kumuyuz, çimentosuyuz. Önümüze çýkan her engeli aþmak zorundayýz. Asrýmýzda teknik geliþmeler ve ekonomik büyümeler sonucunda huzur dengesi bozuldu. Mânevî ve ahlâkî bunalýmlar arttý. Ýmam Hatip Lisesi mezunu ve mensubu olan bizler bu dengeleri saðlamak zorundayýz.” diye konuþtu. Tatar ayrýca, Erzin Ýmam Hatip Lisesi bünyesinde Anadolu Ýmam Hatip Lisesi’nin kurulacaðýný da müjdeledi. Hatay / cihan
Merkez: Gülbahar Cd., Günay Sk., No: 4 Güneþli 34212 Ýstanbul Tel: (0212) 655 88 59 Yazýiþleri fax: (0212) 515 67 62 Kitap satýþ fax: (0212) 651 92 09 Gazete daðýtým: Telefax (0212) 630 48 35 ÝlânReklam servisi fax: 515 24 81 Caðaloðlu: Cemal Nadir Sk., Nur Ýþhaný, No: 1/2, 34410 Ýstanbul. Tel: (0212) 513 09 41 ANKARA TEMSÝLCÝLÝÐÝ: Meþrutiyet Cad. Alibey Ap. No: 29/24, Bakanlýklar/ANKARA Tel: (312) 418 95 46, 418 14 96, Fax: 425 03 36 ALMANYA TEMSÝLCÝLÝÐÝ: Zeppelin Str. 25, 59229 Ahlen, Tel: 004923827668631, Fax: 004923827668632 KKTC TEMSÝLCÝLÝÐÝ: Avni Efendi Sok., No: 13, Lefkoþa. Tel: 0 542 859 77 75 Baský: Yeni Asya Matbaacýlýk Daðýtým:Doðan Daðýtým Sat. ve Paz. A.Þ.
Yayýn Türü: Yaygýn süreli
ISSN 13017748
12 TEMMUZ 2011 SALI
NAMAZ VAKÝTLERÝ Hicrî: 11 Þaban 1432 Rumî: 29 Haziran 1427
Ýller Adana Ankara Antalya Balýkesir Bursa Diyarbakýr Elazýð Erzurum Eskiþehir Gaziantep Isparta
Ýmsak 3.37 3.30 3.57 3.51 3.43 3.13 3.12 2.56 3.40 3.29 3.52
Güneþ 5.21 5.23 5.40 5.44 5.37 4.59 5.01 4.49 5.33 5.13 5.38
Öðle 12.51 13.01 13.10 13.21 13.16 12.32 12.36 12.28 13.11 12.43 13.10
Ýkindi 16.40 16.56 16.58 17.15 17.12 16.22 16.28 16.22 17.05 16.32 17.01
Akþam 20.09 20.27 20.27 20.46 20.43 19.52 19.58 19.53 20.36 20.01 20.30
Yatsý 21.44 22.10 22.02 22.29 22.27 21.29 21.37 21.37 22.19 21.36 22.07
Ýller Ýstanbul Ýzmir Kastamonu Kayseri Konya Samsun Þanlýurfa Trabzon Van Zonguldak Lefkoþa
Öðrencilere Avrupa vatandaþlýðý bilinci BAZI AB ÜLKELERÝNÝN KATILIMIYLA GERÇEKLEÞEN PROJE KAPSAMINDA, KONYA’DA ÝLKÖÐRETÝM ÖÐRENCÝLERÝNE VE ÖÐRETMENLERÝNE EÐÝTÝM VERÝLEREK AVRUPA VATANDAÞLIÐI BÝLÝNCÝ OLUÞTURULACAK. SELÇUK Üniversitesi (SÜ) Ahmet Keleþoðlu Eðitim Fakültesi Dekaný Prof. Dr. Ali Murat Sünbül, Görsel Ýþitsel ve Kültür Yürütme Ajansý (EACEA) tarafýndan desteklenen ‘’Ortak Avrupa Birliði Vatandaþý Geliþtirme Projesi (VOÝCE)’’ kapsamýnda, Konya’daki ilköðretim öðrencilerine ve öðretmenlerine eðitim verilerek, Avrupa vatandaþlýðý bilincinin oluþturulmasýnýn saðlanacaðýný bildirdi. Sünbül, fakülte binasýnda düzenlenen proje tanýtým toplantýsýnda, Almanya Hannover Üniversitesi koordinatörlüðünde yürütülen projeye, Avusturya, Estonya, Slovenya’daki eðitim kuruluþlarýnýn da katýldýðýný söyledi. Türkiye’nin de projeye iki ortak ile katýldýðýný anlatan Sünbül, Konya Ýl Milli Eðitim Müdürlüðü ve SÜ Ahmet Keleþoðlu Eðitim Fakültesi’nin de proje kapsamýnda çalýþmalarýný sürdürdüðünü belirtti. Projenin genel amacýnýn, insan haklarý, demokrasi
ve farklý kültürlere yönelik saygý, anlayýþ ve hoþgörüyü temel alarak, hayat boyu öðrenme sürecinin, Avrupa vatandaþlýðý bilinci oluþturmadaki rolünün güçlendirilmesi olduðunu ifade eden Sünbül, þunlarý kaydetti: ‘’Projenin özel amacý ise etkin bir Avrupa vatandaþý olma yolunda, öðrencilerin kiþisel geliþimleri için gerekli olan temel becerileri ve yeterlilikleri edinmelerini saðlamaktýr. Bu baðlamda öðrenmeyi öðrenme, sosyal ve vatandaþlýk becerilerini geliþtirmek projenin temelini oluþturmaktadýr. Projenin iþlevsel amacý da öðretmen eðitiminin Avrupa boyutunda kalitesini artýrarak, pedagojik yaklaþýmlar ve okul yönetimi açýsýndan geliþmeleri desteklemektir. Projenin önceliði, tüm öðrenciler tarafýndan temel becerilerin edinilmesini destekleyecek öðrenme ve öðretme yaklaþýmlarýnýn geliþtirilmesi ve buna ek olarak
öðrenci motivasyonunu artýracak, okuldaki eðitim ile sivil toplum arasýndaki baðlarý güçlendirecek öðrenme ve öðretme yöntem materyallerinin geliþtirilmesidir.’’ 2012 yýlý Aralýk ayýna kadar Konya Ýl Milli Eðitim Müdürlüðü ile SÜ Ahmet Keleþoðlu Eðitim Fakültesi’nin, projenin amaçlarýna uygun olarak çalýþmalar gerçekleþtireceðini anlatan Sünbül, bir ihtiyaç analizi sonucunda öðrenmeyi öðrenme, sosyal ve vatandaþlýk becerilerini geliþtirmeye yönelik öðrenci ve öðretmen eðitimi modül ile materyallerinin geliþtirilmesi, sýnýf içi uygulama ve deðerlendirmelerinin yapýlmasý gibi çalýþmalarýn gerçekleþtirileceðini dile getirdi. Konya’da, iki gün boyunca proje ortaklarý ile proje kapsamýnda ihtiyaç analizleri yapacaklarýný bildiren Sünbül, bu analizler neticesinde öðrenci ve öðretmen materyalleri üzerinde çalýþýlacaðýný sözlerine ekledi. Konya/aa
Hackerler tehdit ediyor BÝLGÝSAYAR ve internet teknolojisiyle birlikte hayatýmýza giren virüsler ülkelerin güvenliðini tehdit ediyor. Hackerlerin ilk önce þaka yapmak, yeteneklerini geliþtirmek ve kýzgýnlýklarýný ifade etmek için geliþtirdikleri zararlý yazýlýmlar olarak bilinen virüsler, ülkelerin güvenliðini tehdit eder hale geldi. ESET Türkiye Genel Müdür Yardýmcýsý Alev Akkoyunlu, zararlý yazýlýmlarýn zaman içerisinde farklý amaçlar için kullanýlmaya baþlandýðýný ve bu durumun ülkelerin ve kurumlarýn güvenliðini tehdit eder hale geldiðini söyledi. Hackerlerin, bütün vakitlerini bilgisayar baþýnda geçirip, dünyanýn neresinde hangi zararlý yazýlýmlarla, nasýl gelir elde edebileceklerini düþünüp uyguladýklarýný belirten Akkoyunlu, “Temel hedef, zararlý yazýlýmlar yoluyla gelir elde etmek. Virüslerle insanlarýn þifre, parola, kredi kartý bilgileri, doðum yeri, adres, kimlik numarasý, mail adresi gibi kiþisel bilgilerine ulaþmak. Bu bilgilerle birlikte artýk pek çok þey gerçekleþtirilebiliyor” dedi Bu konuda dünyanýn organize çetelerle karþý karþýya olduðuna deðinen Akkoyunlu, Virüslerden korunmanýn ilk yolunun bilinçli ve dikkatli bir bilgisayar kullanýcýsý olmaktan geçtiðine dikkat çekti. Kayseri / cihan
Zabýta memuru Muhammed Þafi Aslan , terör saldýrýsýnda iki gözü ve iki bacaðýný kaybetmiþti. FOTOÐRAF: AA
Terörün yýkýmýný çocuklarýyla unuttu TERÖRMAÐDURUZABITAMEMURU,HAYATAAÝLESÝYLEBAÐLANDI. VAN’DA 9 Mart 2006’da canlý bomba ile gerçekleþtirilen terör saldýrýsýnda iki gözünü ve iki bacaðýný kaybeden zabýta memuru Muhammed Þafi Aslan, þimdilerde biri saldýrýdan sonra dünyaya gelen iki çocuðu ve eþi ile hayata tutunmaya çalýþýyor. Edinilen bilgiye göre, Beþyol Meydaný’nda park halindeki Van Belediyesine ait zabýta aracýna yönelik 9 Mart 2006’da terör örgütü üyesi tarafýndan intihar saldýrýsý düzenlendi. Saldýrýda terörist ile biri zabýta memuru 3 kiþi yaþamýný yitirdi, 19 kiþi de yaralandý. Yaralananlardan biri de zabýta memuru Muhammed Þafi Aslan’dý. Aslan, saldýrýda iki gözü ve iki bacaðýný kaybetti, ancak aylarca süren hayat mücadelesinin ardýndan hayatta kalmayý baþardý. Gerçekleþen göz nakliyle yeniden görebilen, fakat tekerlekli sandalyeye mahkûm bir hayat süren ve aradan geçen 5 yýllýk sürede 36 kez ameliyat masasýna yatarak her seferinde tarifsiz acýlar çeken Aslan, þimdilerde biri saldýrýdan sonra dünyaya gelen iki çocuðu ve kendisini hiçbir
zaman yalnýz býrakmayan eþi ile hayata sýmsýký sarýlýyor. Eminpaþa Mahallesi’nde babadan kalma derme çatma bir evde eþi ve çocuklarýyla hayatýný sürdürün Muhammed Þafi Aslan, yýllardýr çektiði acýlardan çok, unutulmanýn acýsýný yaþadýðýný dile getirerek, terör maðdurlarý olarak seslerini duyuramadýklarýndan yakýnarak kendisi gibi teröre bedel ödeyen insanlarýn bir zaman sonra unutulduðunu söyledi. Terör yüzünden görev arkadaþý Enver Tanrýtanýr’ýn öldüðünü, kendisi gibi onlarca kiþinin ise sakat kaldýðýný, büyük acýlar çektiðini vurgulayan Aslan, sözlerine þöyle devam etti: ‘’Biz onlarýn yüzünden her þeyimizi kaybettik, ama hiçbir zaman sesimizi duyuramadýk. Bazý kesimlerin terör saldýrýsýnda ölen canlý bombayý anma günü düzenlemesi ve bir milletvekilinin canlý bombayý övmesi beni derinden yaraladý. Çýkýp canlý bombanýn ölüm yýl dönümünü unutmayanlar, bizim gibi terör maðdurlarýný yýl dönümlerinde niye anmýyorlar? Bu insanlar ölen arkadaþýmý ve kaybettiklerimi geri getirebilir mi?’’ Van / aa
Ýmsak 3.38 4.02 3.16 3.27 3.44 3.06 3.23 2.55 2.57 3.23 3 .54
Güneþ 5.35 5.50 5.15 5.16 5.30 5.05 5.07 4.52 4.45 5.22 5.34
Öðle 13.17 13.24 12.57 12.51 13.03 12.47 12.37 12.34 12.19 13.05 12.59
Ýkindi 17.13 17.16 16.55 16.43 16.53 16.45 16.26 16.31 16.11 17.03 16.43
Akþam 20.46 20.46 20.28 20.13 20.23 20.18 19.55 20.03 19.41 20.36 20.11
3 Yatsý 22.33 22.24 22.16 21.53 22.00 22.05 21.31 21.50 21.20 22.25 21.42
irtibat@yeniasya.com.tr
Doðu-Batý buluþmasý ürkiye, örgütlü azýnlýðýn sessiz milyonlar üzerinde kurduðu baský ve tahakkümden çok çekti. Zaten buna göre dizayn edilen sistem ve rejim, millete uzak ve yabancý unsurlarca oluþturulan örgütlü yapýlarý hem destekledi, hem de onlardan kuvvet alarak kendisini tahkim ve takviye etmeye çalýþtý. Bu sistemde ezilen de hep millet ekseriyeti oldu. Oysa meþrutiyet için “Hakimiyet-i millettir” ifadesini kullanan ve bu mânânýn ancak “mevcudiyet-i milleti göstermek”le mümkün olabileceðini vurgulayan Bediüzzaman’ýn ifade ettiði gerçek, Türkiye’de yaþanan bu olgunun tam tersi bir durumu gerektiriyor. Ve oraya gidiþ süreci demokrasiyle baþladý. Ne zaman ki, sessiz milyonlar demokrasinin ve özgürlüklerin önemini sezip fark ettiler, ondan sonra durum tersine dönmeye yüz tuttu. Türkiye’nin 12 Eylül tünelinden çýkýþ sancýlarý yaþadýðý 90’lý yýllarýn ilk yarýsýnda dikkat çekici bir yükseliþ trendine giren gönüllü kültür kuruluþlarýnýn kaydettiði geliþme, bunun önemli tezahürlerinden biriydi. O süreç saðlýklý ve istikrarlý bir þekilde geliþebilseydi, Türkiye’de sivil toplum bugün çok daha iyi bir noktada olurdu. Ama o potansiyelin bir parti üzerinden siyasete kanalize edilmesi, bu geliþmeyi inkýtaa uðrattý. 28 Þubat sürecinde bunun sýkýntýlarý yaþandý. O sýkýntýlarýn tam olarak aþýldýðý söylenemese dahi, son dönemde yeni bir toparlanma sürecinin yaþandýðý müþahede edilirken, 90’larýn gönüllü kültür teþekkülleri, 2010’lu senelerde STK’lar olarak yeniden doðuyor ve ortak platformlarda bir araya geliyorlar. Ýki ay kadar önce Konya STK’larýnýn düzenlediði; Ýstanbul’dan Diyarbakýr’a, Ýzmir’den Batman’a, Bursa’dan Erzurum’a, Isparta’dan Gaziantep’e, Afyon’dan Erzincan’a, Çanakkale’den Malatya ve Mersin’e... Türkiye’nin her köþesinden 86 STK temsilcisinin katýldýðý 8. Ufuk Turu buluþmasý, bu geliþmenin güzel örneklerindendi. Hafta sonunda da bir baþka anlamlý buluþmaya; Bursa ve Diyarbakýr STK’larýnýn öncülüðünde oluþturulan Doðu-Batý Kardeþlik Platformunun düzenlediði toplantýya katýlma imkâný bulduk. Ankara’daki “Adalet, özgürlük ve kardeþlik temelinde Kürt sorununa çözüm önerileri” konulu toplantýyý organize eden platform, geçen sene Bursa STK’larýnca baþlatýlan giriþimle doðmuþ. Aralarýnda Yeni Asya camiasý mensuplarýnýn da bulunduðu bir grup Bursalý STK üyesi, “Acaba Güneydoðu ve Kürt sorunu olarak adlandýrýlan meselenin çözümü noktasýnda bizim de bir katkýmýz olabilir mi?” düþüncesiyle çýktýklarý yolda, önce bir heyet oluþturup bölgeye giderek neredeyse bütün illeri ziyaret etmiþ ve oradaki STK temsilcileriyle tanýþarak samimî diyaloglar kurmuþlar. Sonra bölge STK’larý iade-i ziyarette bulunmuþ. Ardýndan Aðustos-2010’da Bursa ve 2011 Ocak’ýnda Diyarbakýr buluþmalarý organize edilerek, “Kürt sorunu” olarak anýlan konu hakkýnda teblið ve raporlar sunulmuþ, konuþmalar yapýlmýþ, müzakere ve fikir teatileri cereyan etmiþ. Varýlan neticeler sonuç bildirileriyle açýklanmýþ. Ankara’da yapýlan ve bizim de katýldýðýmýz buluþma, bu zincirin en son halkasý. 50 civarýnda STK’nýn temsil edildiði programda, sorunun çözümü noktasýnda büyük önem taþýyan demokrasi, özgürlük ve hak talepleri dile getirildi, sivil anayasa üzerine görüþler seslendirildi. Ama onun dýþýnda bazý genel tesbitler de ifade edildi. Ramazan Kayan’ýn “cemaatler üzerindeki siyasî vesayet”e dikkat çeken uyarýsý ve ayný noktada bizim yaptýðýmýz tahþidat, bunlardandý. Bu meyanda, Kürt ve sorun kelimelerinin yan yana telâffuzunun en çok Kürtleri rahatsýz etmesi gerektiðini; Kürtlerin haklý olarak yakýndýðý sýkýntýlarýn aslýnda bu ülkede yaþayan hemen herkes için geçerli olduðunu; çözümün devletçi, milliyetçi ve küresel kapitalist þablonlara dökülmemiþ özgün Ýslâmî düþüncede mevcut olduðunu ve bunu da Said Nursî’nin ortaya koyduðunu anlatýp, Medresetüzzehra projesinden kýsaca bahsettik ve müsbet hareket prensibine vurgu yaptýk. Emek verenlerini yürekten kutladýðýmýz Doðu-Batý buluþmalarýnýn baþarýsýnýn da Bediüzzaman modeliyle mümkün olacaðýna inanýyoruz.
T
4
HABER
12 TEMMUZ 2011 SALI
Y
Stefan Füle’den Ankara’ya iki mesaj AVRUPA KOMÝSYONU YETKÝLÝSÝ, AB-TÜRKÝYE MÜZAKERE SÜRECÝNE ÝVME KAZANDIRMAK ÝÇÝN GELÝYOR cakir@yeniasya.com.tr
Bir adým at, yanlýþ düzelsin oðu zaman ‘küçük’ yanlýþlarý görmezden geliyoruz ve bu tavrýmýz neticede büyük yanlýþlara sebep oluyor. Nasýl ki bir gemi kaptaný, “Ne var, þurada iki dakika uyuduk. Gemi karaya oturduysa benim kabahatim ne?” diyemez, öyle de tekrarlanan ‘küçük hata’larýn sebep olduðu ‘büyük hata’larýn sorumluluðunu da baþkalarýna havale edemeyiz, etmememiz icap eder. Bize ulaþan bir okuyucu mesajýnda þöyle denilmiþ: “Dýyarbakýr’da KPSS’ye girdim. Temmuz’un 9’u, sýcaklýk 42 derece. Sýnava girdiðimiz sýnýflara güneþ vuruyor, perde de yok. Sabah 2 saat, öðleden sonra 2.5 saat (14:30’da baþlýyor). Sýnýflar öyle sýcak ki, sýnavý yapan kiþileri o sýnýfta oturtsanýz yarým saat oturamaz. Temmuz’un ortasýnda 4.5 saat süren bir sýnavýn ortamýna neden dikkat edilmez? Sýnýflarýn en azýndan perdeli olmasýna bakýlmalý. Kafayý sadece güvenliðe takmýþlar. Saygýlarýmla.” Bakýnýz, görünüþte küçük bir ‘hata’, ama sebep olduðu neticenin farkýnda mýyýz? Belki de bu öðrenci, fizikî þartlar müsait olmadýðý için kazanmasý mümkün olan memuriyeti kazanamayacak. Baþka bir aday, daha uygun bir okulda, sýnýfta imtihana girdiði için ‘kafa’sý daha rahat olmuþtur ve ayný bilgi seviyesine sahip olsalar bile biri kazanacak, biri kazanamayacak olabilir. Peki, bu apaçýk bir haksýzlýk deðil mi? Tamam, bu ve benzeri yanlýþlar bir defa olur, iki defa olur, haydi üç defa olsun. Ama sürekli olmasý, yanlýþlarýn hep tekrarlanmasý ve dile getirilen þikâyetlerin dikkate alýnmamasý insaný düþündürüyor ve usandýrýyor. Türkiye’yi idare edenlerin yapmasý gereken þey, benzer þikâyetler dile getirildiði ilk gün; bir sonraki imtihan için gereðini yapmaktýr. Öyle ya, Diyarbakýr’daki iklim þartlarý ile Kars’taki ya da Rize’deki þartlar ayný deðil. Fizikî mekânlar da farklýdýr. O halde rahat bir imtihan mekâný için bulunmasý gereken asgari þartlar çok önceden tesbit edilmeli, þartlara uygun olmayan okullarda imtihan yapýlmamalý. Bu yanlýþlar biraz da -kusura bakmasýnlar- karar merciinde bulunanlarýn Türkiye’yi tanýmamasýndan kaynaklanýyor. Þikâyete konu olan uygulamanýn çaresi yok mu? Ýmtihan yapýlacak binalarýn, dersliklerin uygun olup olmadýðýný kontrol etmek çok mu zor? Her halde bu þikâyet ilk defa dile getirilmiyordur. Þikâyetlere konu olabilecek dersliklerin pencerelerine birer perde asýlsa ne kaybedilir? “Bunlar bahane. Dersine iyi çalýþan her halde sorulara cevap verebilir” denilmemeli. Bahane de olsa, haklý bir bahane gibi görünüyor. O halde gereðini yapmak lazým. Mesela, bu günlerde ilköðretimden ortaöðretime geçiþ imtihan sonuçlarý açýklandý ve öðrenciler gitmek istedikleri liseler arasýnda seçim yapmakla meþgul. SBS sonuçlarýyla ilgili her türlü bilgi internet ortamýnda mevcut, ama velilerin çoðu bu bilgilere ulaþýp karar vermekte zorluk çekiyor. Çünkü sistem hemen her yýl deðiþiyor. Bu sene de tercih noktasýnda yeni bir sistem uygulanýyor. Veliler 12 okul tercihini bir defada yapmak durumunda. Her ne kadar “her þey internet ortamýnda var” ise de, yüzlerce okul arasýnda, binlerce bilgiyi tahlil edip doðru ve hatasýz “tercih listesi” hazýrlamak her velinin harcý deðil. Netice itibarýyla bu þikâyetleri dikkate alýp sistemi anlaþýlýr hale getirmek yetkililerin iþidir. “Her þey internette var, e-kayýt imkâný tanýdýk” demekle iþ bitmiyor. Önemli olan velilerin bu imkânlardan faydalanabilmeleridir. Bu mümkün olmadýktan sonra ne kadar ileri gidilse de, hükmen gerideyiz demektir...
Ç
TEBRÝK Muhterem kardeþimiz Faik Altun'un kýzý
Nurdan Altun ile
Mehmet Akif Karadaþ 'ýn
izdivaçlarýný tebrik eder, genç çifte ömür boyu mutluluklar dileriz.
Baþakþehir Yeni Asya Okuyucularý
AVRUPA Komisyonu’nun Geniþlemeden Sorumlu Üyesi Stefan Füle, týkanan AB-Türkiye müzakere sürecine yeni bir ivme kazanadýrmak ama cýyla 12-13 Temmuz’da Türkiye’de temaslarda bulunacak. AB Haber’in Avrupa Komisyonu’ndan edindiði bilgilere göre, Füle yeni kurulan hükümete þu iki temel mesajý verecek:
“1- Avrupa Komisyonu olarak Türkiye-AB müzakere sürecinin arkasýndayýz. Türkiye’nin reformlarý yeniden canlandýrmasýna ihtiyaç bulunuyor. Bu çerçevede Türkiye’ye her türlü yardýma hazýrýz. 2-Ankara protokolü uygulanmalý. Bu baðlamda yapýlacak jest sürecin önünün açýlmasýna yardýmcý olacaktýr.”
GÜL: ÜMÝT EDÝYORUM KÝ BDP’LÝ VEKÝLLER DE YEMÝN EDER CUMHURBAÞKANI Abdullah Gül, CHP’li milletvekillerinin andiçecek olmasýnýn, kendisini büyük bir memnuniyete sevk ettiðini belirterek, þunlarý söyledi: “Ýþte gördüðünüz gibi diyalog kapýlarý açýk olunca, karþýlýklý oturup konuþulunca her þey halloluyor. Ümit ediyorum ki; BDP’ye baðlý milletvekilleri de Meclise katýlýrlar, yemin görevlerini yerine getirirler ve milletvekilliði faaliyetlerini gerçekleþtirmeye baþlarlar. Bütün bunlarý biz konuþarak halledeceðiz, baþkasý halledecek deðil. Kendi ülkemiz, kendi memleketimiz, kendi vatandaþlarýmýz hepimiz birbirimizin kardeþiyiz. O açýdan son geliþme beni büyük bir memnuniyete sevk etmiþtir.’’ Sofya / aa
Bununla birlikte Kýbrýs Rum tarafýnýn Füle’ye Ankara temaslarý öncesi kendi görüþünü bir kez daha ilettiði bildirildi. Geçtiðimiz hafta Füle ayrýca AP üyesi Rum parlamenter ile Strasbourg’da biraraya gelmiþti. Füle’nin Ankara temaslarýnda bilhassa yeni Anayasa konusunda geniþ uzlaþýnýn öneminin altýný önemle çi-
zeceði belirtilirken sivil Anayasa çalýþmalarýna Avrupa Komisyonu’nun desteðinin tam olduðu aktarýldý. TBMM’deki son siyasi kriz konusunda AB’nin görüþünün belli olduðuna dikkati çeken Komisyon kaynaklarý, sorunun Meclis çatýsý altýnda çözümlenmesinin önemli olduðunu vurguladýlar. Brüksel
ERDOÐAN: BEKLENTÝMÝZ BUYDU BAÞBAKAN Recep Tayyip Erdoðan, TBMM’ye geliþinde gazetecilerin ‘’Nasýl deðerlendiriyorsunuz?’’ sorusu üzerine ise ‘’Hayýrlý oldu, güzel oldu. Zaten beklentimiz de buydu biliyorsunuz, bunun hep açýklamasýný yaptýk. ‘Çözüm yeri TBMM’dir’ dedik. Demek ki aklý selim ile hareket edilirse herþey olur’’ diye konuþtu. Baþbakan Erdoðan, BDP Grup Baþkaný Selahattin Demirtaþ’ýn, ‘’Ötekileþtirildik, bu sürecin dýþýnda tutulduk’’ þeklinde açýklamalarýnýn olduðunun hatýrlatýlmasý üzerine, þunlarý söyledi: ‘’Kimsenin ötekileþtirildiði yok. Onlarýn da yeri burasýdýr. Bana göre gecikmeden onlar da kararlarýný verip... Türkiye Cumhuriyeti’nin baþkenti Ankara, demokratik parlamenter sistemin merkezi de TBMM’dir. Onlarýn da geleceði yer burasýdýr. Bunun dýþýnda yapýlanlarýn hepsi, aslýnda temsil ettikleri milletvekilliði sýfatý ile uyumlu deðildir. Ýnanýyorum ki onlar da en kýsa zamanda gelip, burada yeminlerini yapacaklardýr.’’
Stefan Füle
Þahin: Kýsa zamanda sonuç alýnýr
ÝÇÝÞLERÝ Bakaný Ýdris Naim Þahin, Diyarbakýr’ýn Lice ilçesinde 2’si asker 3 kiþinin kaçýrýlmasýna iliþkin konu üzerinde çalýþmalarýn devam ettiðin belirterek, “Kýsa zamanda sonuç alýnacaðýný bekliyoruz’’ dedi. Þahin, Ulaþtýrma Bakanlýðý Demiryollar, Limanlar ve Havameydanlarý (DLH) Ýnþaatý Genel Müdürlüðünde gerçekleþtirilen Ordu_Giresun Havaalaný inþaatý yapým sözleþmesi imza töreninde basýn mensuplarýnýn gündeme iliþkin sorularýný cevapladý. Bir gazetecinin Diyar bakýr’ýn Lice ilçesinde terör örgütü PKK mensuplarýnýn 2’si asker 3 kiþiyi kaçýrmasýna yönelik sorusu üzerine Þahin, konu üzerinde çalýþmalarýn devam ettiðin belirterek, “Kýsa zamanda sonuç alýnacaðýný bekliyoruz’’ diye konuþtu. Þahin, ‘’PKK olduðu kesin mi?’’ sorusuna ‘’Ýlk bilgiler öyle’’ cevabýný verdi. Ýçiþleri Bakaný Þahin, ‘’Askerler sýnýr dýþýna çýkarýlmýþ olabilir mi? Bu konuda bir bilgi var mý?’’ sorusuna da ‘’Çalýþmalarýn devam ettiðini söyledim. Olay ülke sýnýrlarýnda gerçekleþmiþtir, çalýþmalarýn kapsama alaný ülke sýnýrlarýyla sýnýrlý deðildir’’ karþýlýðýný verdi. Ankara / aa
ASGÝAD: Sivil anayasa biran önce hazýrlanmalý
Mutabakatýn metninin açýklanmasýnýn ardýndan CHP'li milletvekilleri, hükümetin programýyla ilgili yapýlan oturumda yemin etti. FOTOÐRAF: AA
CHP iki hafta sonra yemin etti AKP VE CHP HEYETLERÝ ARASINDA YAPILAN GÖRÜÞMELERÝN ARDINDAN CHP'LÝ MÝLLETVEKÝLLERÝ MECLÝS GENEL KURULU'NA GELEREK YEMÝN ETTÝ. AKP ve CHP heyetleri arasýnda yapýlan görüþmelerde mutabakat saðlanarak, yemin krizi çözüldü. CHP’li milletvekilleri iki hafta sonra TBMM Genel Kurulu’na gelerek yemin etti. Geçen Cuma günü biraraya gelen AKP ve CHP yöneticileri dün görüþtü. Görüþmeye AKP’den Grup Baþkanvekilleri Nurettin Canikli ve Ahmet Aydýn ile Genel Baþkan Yardýmcýsý Haluk Ýpek, CHP’den Grup Baþkanvekili Akif Hamzaçebi, Kýrklareli Milletvekili Turgut Dibek ve Ýstanbul Milletvekili Aydýn Ayaydýn katýldý. Meclis’te yapýlan görüþme sonrasýnda AKP ve CHP heyetleri mutabakat metni hazýrladý. Ortak metin, CHP Genel Baþkaný Kemal Kýlýçdaroðlu’nun onayýný aldý. Baþbakan Tayyip Erdoðan’ýn AKP’yle yaptýðý toplantý sonrasýnda, AKP ve CHP üyeleri yeniden biraraya geldi. Toplantýda 1.5 sayfalýk bir metin üzerinde mutabakat saðlandý. Toplantýlarýndan çýkan sonuç ‘’basýn açýklamasý’’ baþlýðýyla duyuruldu. Yazýlý açýklamada, toplantýlara katýlan AKP ve CHP heyetlerinin imzasý yer aldý. Açýklamada, TBMM’nin, Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran, Kurtuluþ Savaþý’ný yöneten ve olaðanüstü þartlarda dahi toplanarak, bugün yaþanýlanlarla kýyaslanamayacak, çok
daha büyük sorunlarýn üstesinden gelen bir Meclis olduðu vurgulandý. Halkýn egemenliði ve milletin iradesinin, seçilmiþ ve vekalet ve ril miþ mil let ve kil le ri a ra cý lý ðýy la TBMM’de hayata geçirileceði ifade edilen açýklamada, þöyle denildi: ‘’Bu çerçevede tüm siyasi partilerin ve milletvekillerinin, milletimizin kendilerine verdiði bu onurlu görevi yerine getirmeleri için TBMM’de olmalarý gerektiðine inanýyoruz. 12 Haziran seçimleri sonrasýnda bazý milletvekillerinin yemin etmeyerek, yasama faaliyetlerine katýlmamalarý eksikliktir. Son
KILIÇDAROÐLU: MÝLLÝ ÝRADEYE SAYGIMIZIN GEREÐÝ Krizin sona ermesiyle ilgili CHP Genel Baþkaný Kemal Kýlýçdaroðlu, “Milli iradeye duyduðumuz saygýnýn gereði yerine getirildi” diye konuþtu.
seçimlerle birlikte yüzde 95 seviyelerinde yüksek bir temsil oranýný yansýtan TBMM, milletimizin yeni bir anayasa yapýlmasý talebiyle birlikte birleþtirilerek deðerlendirildiðinde, tüm siyasi partiler için uygun bir uzlaþma zemini oluþturmaktadýr. Ortaya çýkan bu tarihi fýrsat, toplumsal sözleþme tanýmýna uygun bir anayasa yapýlmasý hedefi için kullanýlmalýdýr. Siyaset kurumu için sorunlarýn gündeme getirileceði, tartýþýlacaðý, deðerlendirileceði ve çözüm bulunacaðý yegane ortam TBMM’dir. Siyasi partiler, sorunlarýn çözümü için TBMM zemininde olmalýdýr. Bu inançla, anayasa dahil, tüm mevzuatýn hukukun üstünlüðü çerçevesinde ve kuvvetler ayrýlýðý ilkesi dikkate alýnarak, özgürlükleri geniþletici bir anlayýþla yorumlanmasý ve uygulanmasý gerektiðine i nanýyoruz. Sonuç olarak, Meclisin açýlýþýndan bugüne kadar yasama faaliyetlerine katýlmamýþ olan milletvekillerinin yemin ederek, Meclis çalýþmalarýna iþtirak etmelerini ve katký saðlamalarýný arzu ediyoruz.’’ CHP’li milletvekilleri Genel Kurul’a “Egemenlik Milletindir” kokartýyla girdi. Mutabakatýn ardýndan CHP’liler, hükümetin programýyla ilgili yapýlacan oturumda yemin etti. Ankara / aa
Kuzey Irak’tan hemþirelik stajý için geldiler DÝCLE Üniversitesi Rektör Yardýmcýsý Prof. Dr. Arslan Bilici, öðretim üyesi deðiþimi ve ortak bilimsel toplantýlarla baþlayan sürecin, Irak’taki Duhok Üniversitesi’nden 38 hemþirelik yüksekokulu öðrencisinin, Dicle Üniversitesi hastanelerinde staj yapma, bilgi ve deneyimlerini artýrma programýyla devam ettiðini söyledi. Dicle Üniversitesi (DÜ) ile Irak’taki Duhok Üniversitesi arasýnda yapýlan iþbirliði çerçevesinde gelen 38 hemþire adayýnýn staja baþlamasý sebebiyle Dicle Üniversitesi Týp Fakültesi Konferans Salonunda tören düzenlendi.
Prof. Dr. Bilici, törende Türkçe ve Kürtçe olarak yaptýðý konuþmada, devletin baþlatmýþ olduðu ‘’Komþularla Sýfýr Problem’’ politikasýnýn komþu ülkelerle gerçekleþen ekonomik, politik ve sosyal iliþkilere bir hareketlilik kazandýrdýðý gibi üniversiteler arasý bilimsel iliþkilere de önemli bir ivme kazandýrdýðýný belirtti. Dicle Üniversitesi olarak, bu çerçevede geçen yýl baþta Irak’ýn Kuzeyindeki üniversiteler olmak üzere Suriye, Ýran, Lübnan gibi ülkelerdeki üniversiteler ile karþýlýklý ziyaret ve görüþmeler gerçekleþtirdiklerini ifade eden Bilici, þöyle
dedi: ‘Ýþte bu çalýþmalarýmýz meyvesini vermeye baþladý. Öðretim üyesi deðiþimi ve ortak bilimsel toplantýlarla baþlayan süreç, bugün Duhok Üniversitesi’nden 38 hemþirelik yüksekokulu öðrencisinin Dicle Üniversitesi hastanelerinde staj yapma, bilgi ve deneyimlerini artýrma programýyla devam etmektedir.’’ Duhok Üniversitesi Hemþirelik Yüksek Okulu öðretim görevlisi ve proje koordinatörü Safiye Sabri de böyle bir iþbirliðinden büyük memnuniyet duyduklarýný kaydetti. Diyarbakýr / aa
ADIYAMAN Sanayici ve Genç Ýþ Adamlarý Derneði (ASGÝAD) Baþkaný Mehmet Fatih Bilgiç, hükümetin öncelikle, herkesi kucaklayýcý bir anayasayý biran önce hazýrlamasý gerektiðinin elzem olduðunu dile getirdi. Bilgiç, özellikle toplumun tümünü kucaklayýcý yeni anayasa ve yeni saðlýk projelerinin vatandaþýn hayatýný kolaylaþtýrýp sos yal barýþý kuvvetlendireceðini kaydetti. Bakanlar kuruluna yapýlan takviyeyi de deðerlendiren AS GÝAD Baþkaný Bilgiç, kabinedeki deðiþiklikleri çok olumlu bulduklarýný, baþarýlý olacaðýna inan dýklarýný söyledi. Bilgiç, kabineye yapýlan takviye lerin ve ekonomi ile alakalý kadronun eðiþtirilmemesinin istikrar açýsýndan çok önemli katký saðlayacaðýný ifade etti. Bilgiç, yeni hükümetten beklentilerini ise þöyle açýkladý: “Bir an önce yeni bir anayasa oluþturup, biran önce ekonomiye odaklanmalarýdýr. Özellikle Güneydoðu Anadolu bölgesi için yeni teþvik alanlarýnýn oluþturulmasý ve iþ adamlarýný bu bölgeye yatýrým yapmayý cazip hale getirecek reformlarýn yapýlmasýdýr. Ýkinci önceliðimiz de Avrupa Birliði sürecinin hýzlandý rýlmasý. Ekonomi ve bütçe yönetimi, istihdam, ARGE ve inovasyon konularýnda da yeni projeksiyonlar bekliyoruz. Dünyadaki ekonomik krizin etkilerinin yoðun þekilde hissedildiði bir dönemde, ekonomi içerikli bakanlýklara, bakanlar kuru lunda daha çok yer verilmesinden dolayý da farklý bir sevincimiz oldu.’’ Adýyaman / cihan
Türker, 3. turda yeniden baþkan
DSP Olaðanüstü Kurultayý’nda, genel baþkanlýða yeniden Masum Türker seçildi. Büyük Anadolu Oteli’ndeki kurultayda, genel baþkanlýk için ya pýlan oylamanýn üçüncü turunda, 531 delegenin 418’inin oyunu alan Türker, yeniden DSP Genel Baþkaný oldu. Diðer aday Emrah Konuralp ise 112 oy aldý. Merkez Disiplin Kurulunu da Türker’in listesi kazandý. Türker, yeniden genel baþkanlýða seçilmesinin ardýndan kendisine destek verenlere teþekkür etti. ‘’Ben deðil, DSP kazanmýþtýr. Bütün arkadaþlarla bundan sonra da bera beriz’’ diyen Türker, arkadaþlarýna parti içi kavga yerine hep birlikte çalýþma teklifinde bulundu. Türker, solda birliðin adresinin, iktidarýn alternatifinin de DSP olduðunu vurguladý. Ankara / aa
HEPAR’ýn kapatýlmasýndan vazgeçildi
MÝLLETVEKÝLÝ genel seçimlerinin ardýndan kapatýlacaðý açýklanan Hak ve Eþitlik Partisi’nin (HE PAR), kapatýlmayacaðý bildirildi. HEPAR Basýn ve Halkla Ýliþkiler Merkezinden yapýlan yazýlý açýklamaya göre, ‘’Partinin kapatýlmasý veya siyasi müca deleye devam kararý verilmesi’’ amacýyla toplanan olaðanüstü kurultayda, ‘’Seçimlerden bu yana geçen bir aylýk süre içerisinde ülkede cereyan eden siyasi olaylar, tutum ve tavýrlar ile partinin örgüt ve finans yapýsýnýn tartýþýldýðý’’ belirtildi. Kurultayda, ‘’HEPAR’ýn üye, örgüt ve finansal yapýsýnýn tümüyle yeniden düzenlenerek siyasi mücadeleye devam’’ kararý alýndýðý kaydedildi. Genel Baþkan Osman Pamukoðlu, 23 Haziran’da yaptýðý yazýlý a çýklamada, ‘’Partiyi açmak kadar, kapatmak da bir stratejik karardýr. Partiyi kapatýyorum. Yapýlacak olaðanüstü kurultayla da yasal iþlem sonuçlandýrýlacaktýr’’ ifadesini kullanmýþtý. Ankara / aa
HABER
Y
12 TEMMUZ 2011 SALI HABERLER
Meclisler, hükümetler, dokunulmazlýklar drbattal@yahoo.com
okunulmazlýklar konusunda ve bilhassa yanlýþ bilinenler hususunda daha önce de yazdým. Milletvekilleri için, fikirlerini serbestçe açýklama hakký baðlamýnda “kürsü dokunulmazlýðý” ve “yasama faaliyetlerine katýlma hakkýna dokunulmazlýk” anlamýnda olmak üzere, arama, gözaltý ve tutuklama yasaðý, demokrasinin olmazsa olmazlarýndan sayýlýr. 1876 anayasasýnda dahi var olan bu dokunulmazlýklarý, býrakýn kaldýrmayý, kapsamýný daraltmak dahi demokrasiye noksanlýk getirir. Dokunulmazlýðýn elbette bazý sýnýrlarý var. Suçüstü hali gibi. Bugün bunlara girmeyeceðim. Dokunulmazlýk sadece yasama organý mensuplarýna özgü deðil ve olmamalý. Meselâ, bakanlar kurulunun “milletvekili olmayan” üyeleri de bu dokunulmazlýklardan faydalanýr. Bu da normal sayýlýr. Yine meselâ hakim-savcýlar da “yargýlama faaliyetini hakkýyla yapabilmek” adýna, arama, gözaltýna alma ve tutuklamaya karþý bir tür dokunulmazlýk zýrhýna sahiptir. Bunun
D
da bazý sýnýrlarý var elbette. Ayný þekilde, kamu görevlileri, askerler ve benzeri meslek mensuplarý için de bir tür dokunulmazlýk zýrhý var. Ancak bu dokunulmazlýk sadece haksýz ve gereksiz þikâyetlere karþý koruma biçiminde. Bu koruma, þikâyetin haklý olup olmadýðýný idari bir süzgeçten geçirmeyi ve devletin her memurunu her þikâyette savcýnýn ve dolayýsýyla kamuoyunun önüne atmamayý amaçlýyor. Bugünlerde bazý kamu görevlilerinin ve kamuya mal olmuþ bazý kiþilerin savcýlarca sorgulanmasý ve tutuklanma talebiyle mahkemelere sevk edilmesi vesilesiyle konu yeniden gündemde. Seçilmiþlerin dokunulmazlýðý ile atanmýþlarýn dokunulmazlýðý arasýnda fark var. Kanaatimce bu doðru. Peki ya mahallî meclisler. Mahallî parlamentolar sayýlabilecek olan mahallî meclislerin üyeleri dokunulmazlýk yönünden TBMM mensubu gibi mi olmalý, yoksa memur gibi mi mütalâa edilmeli? Kanuna bakýlýrsa ikincisi geçerli. Yani bu meclislerin bir tür icracý meclisler olduðu varsayýlýyor ve icracýlarý koruyan kurallar yeterli görülüyor. Kanaatimce bu bakýþ açýsý yanlýþ.
Mahallî meclisler kanun yapma gücüne sahip olup olmayacaðý baþka mesele. Ama yerel anlamda hizmetler için politika üretiyorlarsa ya da üretmelerini istiyorsak, TBMM üyelerine verdiðimiz dokunulmazlýklarý ve bilhassa kürsü dokunulmazlýðý zýrhýný onlara da giydirmek gerektiðini düþünüyorum. Peki ya küçük hükümetler... Yani baþbakana ya da bir bakana baðlý olmayan, ama genel idare içinde yer alan özerk kurullarýn ya da üst kurullarýn üyeleri? Meselâ Enerji Piyasasý Düzenleme Kurulu, Rekabet Kurulu, Bankacýlýk Düzenleme ve Denetleme Kurulu... Bunlar bir tür küçük hükümet gibi, kanunlarý uygulamakla ve bu amaçla icraî kararlar almakla görevli ve yetkililer. Hükümete karþý baðýmsýzlar. Bunlarýn bir tür yürütme organý, yani hükümetçik gibi olmalarý, dokunulmazlýðýn amacý, kriterleri ve sýnýrlarý açýsýndan bu kurullarýn üyelerini de diðer devlet memurlarýndan ayrý düþünmemizi gerektiriyor. Hatta bu üst kurullar içinde biri var ki durumu birkaç yönüyle diðerlerinden farklý: RTÜK, 2005 deðiþikliði ile anayasanýn 135. maddesine yerleþtirilmiþ ve özerkliðe ve güvenceye kavuþturulmuþ olan bir üst
5
kurul. Ama daha da önemlisi þu: Bu üst kurul icracý olmaktan ziyade denetleyici bir görev ifa ediyor, üyeleri TBMM gruplarýnca seçiliyor. Dolayýsýyla küçük bir TBMM gibi. Oysa dokunulmazlýk yönünden bu kurulla diðerleri arasýnda fark yok. Bu durumda ya bu kurulun üyelerinin dokunulmazlýklarý da bu anayasa hükmünün yaklaþýmýna göre düzenlenmeli. Yani milletvekili dokunulmazlýklarýnýn bir benzeri, milletvekillerini temsil eden bu kurulun üyelerine de verilmeli ve bu “küçük meclis”in, kötü niyetli kiþilerce, yargý da alet edilerek, çalýþamaz hale getirilmesi engellenmeli. Ya da bu kurul bir tür küçük meclis olarak tasarlanmaktan vazgeçilmeli ki, çeliþki ortadan kaldýrýlabilsin. Görüldüðü gibi, ülkemizde dokunulmazlýklar konusu idarî yapý ile de ilgili. Ve yapýsal deðiþiklikler sebebiyle hayli daðýnýk ve karýþýk hale gelmiþ durumda. O halde bu sistem tümüyle gözden geçirilmeli. Ama acele etmeden ve çok dikkat ederek. Aksi halde, aynen RTÜK örneðindeki gibi “kaþ yapayým derken göz çýkarma” riski var.
Gazeteciler yargý kýskacýnda
TÜRKÝYE Gazeteciler Sendikasý (TGS) Baþkaný Ercan Ýpekçi, gazeteciler hakkýnda açýlmýþ dâvâlarýn sayýsý 10 binleri bulduðunu söyledi. TGS, kuruluþunun 59. yýldönümü kapsamýnda ‘’Tutuklu ve Hükümlü Gazeteci Yakýnlarýyla Dayanýþma Günü’’ düzenledi. Maçka Sanat Parký’ndaki etkinlikte konuþan TGS Baþkaný Ercan Ýpekçi, cezaevlerinde halen tutuklu ve hükümlü olarak 70 gazetecinin bulunduðunu belirterek, þunlarý söyledi: “2009 yýlý baþýndan bu yana cezaevine girip çýkan ve tutuksuz yargýlanan 41 gazeteci daha var. Sadece Ýstanbul Bakýrköy Adliyesi’nde, gazeteciler hakkýnda açýlmýþ 2 binden fazla dâvâ bulunuyor. Ülke genelinde deðerlendirildiðinde ise gazeteciler hakkýnda açýlmýþ dâvâlarýn sayýsý 10 binleri buluyor. Bütün bu mücadelenin içinde yoluna devam eden TGS’nin kuruluþ yýl dönümü dolayýsýyla bugün gerçekleþtirdiðimiz dayanýþma gününde tutuklu ve hükümlü gazeteci yakýnlarýnýn cesaretlerini artýrmak, onlarýn acýlarýný paylaþmak ve kendi aralarýndaki iletiþimi yaygýnlaþtýrmak istiyoruz.’’ Ýstanbul / aa
FOTOÐRAF: AA
Fitre miktarý en az 7,5 lira olarak belirlendi Cezaevi müdürü gözaltýnda BURSA Cezaevi Müdürü A.Ö’nün bir soruþturma kapsamýnda gözaltýna alýndýðý bildirildi. Alýnan bilgiye göre, Bursa Emniyet Müdürlüðü Organize Suçlarla Mücadele Þube Müdürlüðü ekipleri, ‘’rüþvet almak, vermek ve aracýlýk etmek, görevi kötüye kullanmak ve cezaevine dýþarýdan malzeme sokulmasýna göz yummak’’ suçlarýndan Bursa E Tipi Cezaevi Müdürü Abdülkadir Ö, ile 4 gardiyan ve 2 mahkum yakýnýný gözaltýna aldý. Zanlýlarýn ifadelerinin tamamlanmasýnýn ardýndan adliyeye sevk edilecekleri bildirildi. Bursa / aa
“Ýsrail’inKimyaOlimpiyatýnda ne iþi var” eylemi KENDÝLERÝNÝ ‘’Ankara Ýnanç Özgürlüðü Platformu’’ diye adlandýran bir grup, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araþtýrma Kurumu’nun (TÜBÝTAK) organize ettiði 43. Uluslararasý Kimya Olimpiyatý’na Ýsrail’in katýlmasýný protesto etti. TÜBÝTAK binasý önünde toplanan grup adýna yapýlan açýklamada, TÜBÝTAK’ýn ev sahipliðini yaptýðý 43. Uluslararasý Kimya Olimpiyatý’na katýlan 70 ülkeden birinin Ýsrail olduðu belirtilerek, ‘’Terör örgütü Ýsrail, insanlýða ve bilime karþý bugüne kadar katliamdan baþka bir þey kazandýrmamýþtýr. Buna raðmen Türkiye’de düzenlenen her türlü organizasyona dahil olarak insanlarýn ve insanlýðýn dikkatini daðýtmakta ve uluslararasý zeminde yaptýðý katliamlarýn hesabýný ödemeden kendini legalleþtirme çabalarý göstermektedir’’ denildi. Polisin güvenlik önlemi aldýðý açýklamanýn ardýndan grup daðýldý. Ankara / aa
Römork devrildi: 4 ölü KAYSERÝ’NÝN Yahyalý ilçesinde traktörden ayrýlan römorkun su kanalýna devrilmesi sonucu 4 kiþi öldü. Alýnan bilgiye göre, Yahyalý ilçesine baðlý Çubuklu köyünde, tarlasýna giden Hanifi Koçak’ýn kullandýðý 38 HF 763 plakalý traktöre baðlý römork, traktörden ayrýldý. Römorkun traktörden ayrýldýðýný bir süre sonra fark eden Hanifi Koçak, römorkta bulunan ailesi ve komþularýnýn kýzýný kurtaramadý. Yol kenarýndaki su kanalýna devrilen römorktaki Hanifi Koçak’ýn eþi Münire Koçak, oðullarý Osman ve Mehmet Koçak ile komþularýnýn kýzý Hatice Karakaya hayatýný kaybetti. Cesetlerin, otopsi için Yahyalý Devlet Hastanesi morguna kaldýrýldýðý, olayla ilgili soruþturma baþlatýldýðý bildirildi. Kayseri / aa
Kömür ocaðýnda göçük: 1 ölü KARAMAN’IN Ermenek ilçesinde, kömür ocaðýnda meydana gelen göçükte, 1 kiþi öldü. Edinilen bilgiye göre, Pamuklu köyünde faaliyet gösteren özel sektöre ait bir kömür ocaðýnda göçük meydana geldi. Ýþçi Ercan Yaðcý (40) göçük altýnda kaldý. Çalýþma arkadaþlarý tarafýndan göçük altýndan çýkarýlan Yaðcý’nýn cesedi, Ermenek Devlet Hastanesi morguna kaldýrýldý. Olayla ilgili soruþturma baþlatýldý. Karaman / aa
DÝYANET Ýþleri Baþkanlýðý, önümüzdeki Ramazan ayýnda fitre miktarýný 7.50 lira olarak belirledi. Ülkenin sosyo-ekonomik durumu ve bir kiþinin günlük asgari gýda ihtiyacýný göz önünde bulunduran Din Ýþleri Yüksek Kurulu, 2011 yýlý Ramazan ayýndan 2012 yýlý Ramazan ayýnýn baþlangýcýna kadar en düþük sadaka-i fýtýr miktarý 7,5 lira olarak tespit etti. Ayrýca alýnan kararda, bu miktarýn, asgari miktar olduðunun, sadaka-i fýtýrda verilecek meblað konusunda bir üst sýnýrýn olmadýðý hatýrlatýldý. Bu hususta ideal olanýn, herkesin kendi hayat standartlarýna göre asgari günlük gýda harcamalarýna denk düþecek bir meblaðýn vermesi tavsiye edildi. Söz konusu meblaðýn, gýda gibi ayni olarak veya para þeklinde nakdi olarak ödenebileceði açýklandý. Adana / cihan
Deniz Feneri e.V’ye 4 tutuklama Cumhurbaþkaný Abdullah Gül, resmi ziyaret gerçekleþtirdiði Bulgaristan'ýn baþkenti Sofya'da, Cumhurbaþkaný Georgi Pýrvanov tarafýndan resmi törenle karþýlandý.
Çözüm hem kolay, hem zor CUMHURBAÞKANI ABDULLAH GÜL, KÜRT MESELESÝNÝN BU DÖNEM ÇÖZÜLMESÝNÝ HEM KOLAY, HEM ZOR OLDUÐUNU SÖYLEDÝ. CUMHURBAÞKANI Abdullah Gül, “Kürt meselesinin bu dönem çözüleceðine inanýyor musunuz’’ sorusunu ‘’Bana göre hem kolay hem zor’’ karþýlýðýný verdi. Gül, resmi ziyaret için bulunduðu Bulgaristan’ýn baþkenti Sofya’da temaslarýný izleyen gazetecilerle düzenlediði sohbet toplantýsýnda, ziyaretine ve gündeme iliþkin deðerlendirmelerde bulundu, sorularý cevaplandýrdý. Gül, ‘’yeni Anayasa çalýþmalarýnda Kürt meselesiyle ilgili kýrmýzý çizginin nereye kadar olmasý gerektiði’’ sorusunu da þöyle cevapladý: ‘’Türkiye’nin en önemli sorunu bu. Bu sorunlar 10 sene önce, 20 sene önce daha kolay, daha az maliyetle çözülürdü. Bugün daha sýkýntýlý. O kadar þehit, o kadar hayatýný kaybeden insanlar... Þehitlerimiz hepimizi büyük eleme sevk ediyor. Psikolojik eþikler aþýlýyor bazen. Hiç geciktirmeden, realist þekilde ele alýnmasý gerekir. Yol haritasý da þudur; hepimiz ayný ülkenin çocuklarý olduðumuza göre ortak çok büyük bir anlayýþ var ve de-
mokratik, hukuk ve evrensel deðerler... Bunlarý yan yana getirdiðimizde bu iþlerin içinden çýkýlýr.’’ Gül, ‘’Bu dönem çözüleceðine inanýyor musunuz’’ sorusunu da ‘’Bana göre hem kolay hem zor’’ diye cevapladý. BAKAN YARDIMCILIÐINA DÝKKAT EDÝLMELÝ Cumhurbaþkaný Gül, baþka bir soru üzerine, MGK’nýn Diyarbakýr’da toplanmasýný hiç düþünmediðini belirtti. Yeni hükümet döneminde bakan yardýmcýlýðý kurumunu nasýl deðerlendirdiði sorulan Gül, yeni uygulamayla ilgili dikkat edilmesi gerektiðini söyledi. Gül, bakan yardýmcýlýðýnýn düþünüldüðü þekilde fonksiyon görmesi için titiz davranmak gerektiðini ifade ederek, ‘’Yoksa arzu edilenin dýþýnda netice verir ki, bu da sýkýntýlý olur. Devletin yükünü çeken bürokrasi her bakanlýkta çok önemli. Devletin yükünü çeken bürokrasi. Her þeyin kývamý ve referanslarý çok iyi tespit edilmeli’’ dedi.
KAPALI REJÝMLERE YER YOK Gül, Bulgaristan Cumhurbaþkaný Georgi Pýrvanov ile Cumhurbaþkanlýðý Sarayý’ndaki baþ baþa ve heyetler arasý görüþmelerin ardýndan ortak basýn toplantýsý düzenledi. Açýklamalarýnýn ardýndan basýn mensuplarýnýn sorularýný da cevaplayan Cumhurbaþkaný Gül, görüþmelerde Libya ve Ortadoðu ülkelerinde yaþanan olaylarýn deðerlendirilip deðerlendirilmediði ve bölgeye yansýmalarýnýn nasýl olabileceði yönündeki soru üzerine, görüþmelerde konuyu deðerlendirdiklerini belirtti. Cumhurbaþkaný Gül, þöyle konuþtu: ‘’Bu konuyla ilgili görüþlerim gayet açýk. Olup bitenlerin aslýnda çok sürpriz olmamasý gerekir. Bugünkü dünyada kapalý, otoriter rejimlere artýk yer yoktur. Dolayýsýyla bazý ülkeler bunu kolaylaþtýrýyor, bazý ülkeler ise bu deðiþime direniyor. Direnmenin bir anlamý yok. Sonunda her þeyin halkýn arzusu ve iradesi þeklinde olmasý gerekir. Kim buna öncülük ederse ülkesindeki karmaþaya fýrsat vermemiþ olur. O yüzden biz bu ülkelerin demokratikleþme eðilimini, reformlarý güçlü bir þekilde destekliyoruz.’’ Sofya / aa
Fiþleme emri Sarýýþýk’tan MANÝSA 1. Piyade Er Eðitim Tugay Komutanlýðý yaptýðý dönemde hazýrlattýðý EMASYA Planý için ilde yüzlerce kiþi hakkýnda bilgi toplayan Tuðgeneral Naim Babüroðlu’nun, þehit ailelerini de fiþlediði ortaya çýktý. Tuðgeneral Naim Babüroðlu’na, bu emri dönemin Ege Ordu Komutaný Orgeneral Þükrü Sarýýþýk tarafýndan verildiði iddia edildi. Konu hakkýnda bilgi veren Yurt Savunmasý Gazileri Þehit Aileleriyle Dayanýþma ve Ýnsan Haklarý Derneði (YURTSAV) Baþkaný Dilaver Girgin, Ankara merkezli derneklerinin Türkiye genelinde þubeleri bulunmasýna raðmen 2002 yýlýnda Orgeneral Þener Eruygur’un yazýlý talimatýyla muhatap alýnmamasý ve yeni derneklerin kurulmasý talimatý verildiðini iddia etti. Art niyetli kiþilerin þehit ailelerini kullanmak istediðini belirten, sýk sýk Ankara’ya çaðrýldýklarýný anlatan Girgin, “Bu toplantýlarda bize, ‘PKK
Orgeneral Þükrü Sarýýþýk
Meclis’te. Meclis’e siyah çelenk koyun’ deniyordu. Biz Meclis yerine partinin önüne çelenk koyunca adeta azarlanýyorduk. Cenaze törenlerinde iktidar aleyhine sloganlar atmamýz isteniyordu. Çok baský yaptýlar” diye konuþtu. Dilaver Girgin, Þükrü Sarýýþýk’ýn Ege Ordu Komutanlýðý görevini yürütürken
þehit derneklerini kapatma talimatý verdiðini de söyledi. Sarýýþýk’a bir mektup yazdýðýný belirten Girgin þöyle konuþtu: “Mektuptan sonra Manisa’ya geldi. Babüroðlu’nun yanýnda bana, Arýnç ve Baþbakan ile yakýn olduðumu, toplantýlarýna katýldýðýmý söyledi. AK Parti’ye kaydolanlarýn dernekten silinmesi talimatý verdi. Ýrticai faaliyet içinde bulunduðumu, TSK’ya karþý tutum ve tavýr içinde olduðumu ileri sürdü. Babüroðlu’na dönüp, ‘Sana emrediyorum, bunun hakkýnda soruþturma aç’ dedi. Ben ve diðer þehit aileleri hakkýnda soruþturma emri vermesinin yasal olmadýðýný, askerî kimlik taþýmadýðýmýzdan soruþturma açamayacaklarýný söyledim. Açýlacak bir soruþturmada ifade vermeyeceðimi, söz ve eylemlerimde suç unsuru varsa savcýlýða suç duyurusunda bulunmasý gerektiðini belirttim.” Ýzmir /cihan
ANKARA Cumhuriyet Baþsavcýlýðýnýn yürüttüðü Almanya’daki “Deniz Feneri e.V.” baðlantýlý soruþturma kapsamýnda RTÜK Üyesi Zahid Akman’ýn da arasýnda bulunduðu 4 kiþi tutuklandý, bir kiþi serbest býrakýldý. Þüphelilerin nöbetçi Ankara 13. Sulh Ceza Mahkemesindeki sorgusu tamamlandý. Mahkeme, yaklaþýk 4,5 saatlik sorgunun ardýndan RTÜK Üyesi Zahid Akman ile Kanal 7 Yönetim Kurulu Baþkaný Zekeriya Karaman, Genel Müdür Yardýmcýsý ve Yönetim Kurulu Üyesi Ýsmail Karahan ve Genel Yayýn Yönetmeni Mustafa Çelik’in tutuklanmasýna karar verdi. Kanal 7 Finans Müdürü Erdoðan Kara ise serbest býrakýldý. Soruþturmayý yürüten Cumhuriyet savcýlarý, ‘’suç iþlemek amacýyla örgüt kurmak’’, ‘’nitelikli dolandýrýcýlýk’’ ve ‘’sahtecilik’’ iddialarýyla þüphelilerin tutuklanmalarýný talep etmiþti. Tutuklanmalarýna karar verilen Zahid Akman, Zekeriya Karaman, Ýsmail Karahan ve Mustafa Çelik, iþlemlerinin tamamlanmasýnýn ardýndan polis eþliðinde adliyenin ön kapýsýndan çýkarýldý. Burada, Emniyete ait minibüse bindirilen þüpheliler, cezaevine gönderildi. Bu arada Baþbakan Recep Tayyip Erdoðan, Esenboða Havaalaný’nda gazetecilerin RTÜK Üyesi Akman’ýn tutuklanmasý ile ilgili sorusu üzerine ‘’Þu anda iddianame hakkýnda hiç bilgim yok. Ýddianame hakkýnda da bilgim olmayýnca bir þey söylemem uygun olmaz’’ dedi Ankara / aa
Lokumcu’nun ölüm sebebi kalp krizi
TRABZON Adli Týp Kurumu Baþkanlýðý, Artvin’in Hopa ilçesindeki olaylar sýrasýnda hayatýný kaybeden emekli öðretmen Metin Lokumcu’nun kalp krizi sonucu öldüðü yönünde rapor düzenledi. Alýnan bilgiye göre, Trabzon Adli Týp Kurumu Baþkanlýðý, Hopa ilçe merkezinde gerçekleþtirilen AKP mitingi öncesinde çýkan olaylar sýrasýnda hayatýný kaybeden Metin Lokumcu’nun otopsisini tamamladý. Otopsi raporda, Lokumcu’nun vücudunda herhangi bir darp ya da yara izine rastlanmadýðý, kalp krizi sonucu öldüðünün belirlendiði belirtildi. Rapor, soruþturmayý yürüten Hopa Cumhuriyet Savcýlýðýna gönderildi. AKP Genel Baþkaný ve Baþbakan Recep Tayyip Erdoðan’ýn Artvin’in Hopa ilçesinde 31 Mayýs 2011’de yaptýðý miting öncesi ‘’Ezilenlerin Sosyalist Partisi’’, ‘’Halkevleri’’, ‘’Özgürlük ve Dayanýþma Partisi (ÖDP)’’ yazýlý pankart ve flamalar taþýyan grup, Cumhuriyet Meydaný’nda gösteri düzenlemiþ, baþta hidroelektrik santrallerinin yapýmýnýn durdurulmasý olmak üzere çeþitli konularda pankartlar açýp slogan atan gruba polis müdahale etmiþti. Yaþanan arbedenin üzerine polis, taþ ve çeþitli maddeler atan gruptakileri biber gazý ve su sýkarak daðýtmaya çalýþmýþ, bu sýrada Cumhuriyet Meydaný yakýnýnda yere düþen emekli öðretmen Metin Lokumcu, kaldýrýldýðý Hopa Devlet Hastanesinde kurtarýlamamýþtý. Trabzon / aa
6
YURT HABER
12 TEMMUZ 2011 SALI
HABERLER
Trafik kazalarý terörden beter
Hava yoluyla gelen turist sayýsý yüzde 15 arttý.
BU YILIN ÝLK 5 AYINDA MEYDANA GELEN 116 BÝN 107 TRAFÝK KAZASINDA, 76 BÝN 794 KÝÞÝ YARALANIRKEN, BÝN 148 KÝÞÝ ÖLDÜ.
Antalya, 5 milyon turist hedefine ulaþmak üzere
ANTALYA’YA hava yoluyla gelen turist sayýsý, geçen yýlýn ayný dönemine göre yüzde 15 artýþ göstererek 4 milyon 907 bin 232 oldu. Antalya Kültür ve Turizm Müdürlüðünden edinilen bilgiye göre, 9 ve 10 Temmuz’da havayoluyla gelen 129 bin 186 turistle kente gelen turist sayýsý 4 milyon 907 bin 232’ye ulaþtý. Geçen yýl ayný dönemde 4 milyon 281 bin 659 turisti aðýrlayan Antalya’da, hava yoluyla gelen turist sayýsýnda yüzde 15’lik artýþ oldu. Akdeniz Turistik Otelciler ve Ýþletmeciler Birliði (AKTOB) Baþkaný Sururi Çorabatýr, Antalya’nýn turizmde iyi bir sezon geçirdiðini söyledi. Kültür ve Turizm Bakanlýðý ile yapýlan tanýtýmýn da bunda etkili olduðunu belirten Çorabatýr, ‘’Turist sayýsý 5 milyona yaklaþtý. Geçen yýla göre yüzde 15’lik artýþ kaydedildi. Bu rakamlar bizi mutlu ediyor. 2015 yýlýnda 15 milyon turist hedefine ulaþacaðýmýza inanýyorum’’ dedi. Antalya/aa
BU yýlýn ilk 5 ayýnda meydana gelen 116 bin 107 trafik kazasýnda, bin 148 kiþi öldü. Ayný dönemde 57 bin 673 sürücünün ehliyetine el konuldu ve 5 bin 407 yayaya da ceza kesildi. Emniyet Genel Müdürlüðü Trafik Hizmetleri Baþkanlýðý verilerinden derlenen bilgilere göre, 2011 yýlýnýn ilk 5 ayýnda toplam 15 milyon 720 bin 217 araç trafikte seyretti. 22 milyon 36 bin 541 sürücünün bulunduðu bu dönemde, 116 bin 107 trafik kazasý meydana geldi. Bu kazalarýn 947’si kayýtlara ‘’ö lümlü’’ olarak geçti. Kazalarda 76 bin 794 kiþi yaralanýrken, bin 148 kiþi de öldü. Geçen yýlýn ilk 5 ayýnda meydana gelen 112 bin 150 kazada, bin 260 kiþinin öldüðünü gösteren istatistiki verilere göre, 2010-2011 yýllarýnýn ilk 5 aylýk karþýlaþtýrmasýnda ölümlü ka-
El arabasýyla 6 milyon dolar getirdi
DÜNYANIN birçok noktasýna el arabasý ve kürek ihracatý gerçekleþtiren Mardemir, ürettiðinin yüzde 95’ini yurtdýþýna pazarlýyor. Azerbaycan, Romanya, Irak, Tunus, Cezayir, Moldova’dan gelen talepleri karþýlayabilmek için 24 saat üretim yaptýklarýný dile getiren Mardemir Yönetim Kurulu Baþkaný Ramazan Kanat, “Önceden talep sahiplerini fuarlarda arýyorduk, þimdi ihracat portalý Turkishexporter.net talepleri e-posta ile bize gönderiyor” dedi. 26 ülkeye el arabasý ve kürek ihracatý yapan Mardemir, ürettiðinin yüzde 95’ini ihraç etmesiyle dikkat çekiyor. 2010 yýlýndan beri çalýþtýklarý Turkishexporter.net aracýlýðýyla ihracat aðlarýný daha da geliþtirdiklerini ifade eden Kanat, “Ýhracat çalýþmalarýmýzda önceden fuarlara katýlýyor, talep sahiplerine ulaþmaya çalýþýyorduk. Þimdi ise talepler her gün e-posta ile bize ulaþýyor. Dünyanýn herhangi bir yerinden gelen alým talebini deðerlendirip, kolaylýkla ihracat yapýyoruz. Biz bu sistem sayesinde yýlda 6 milyon dolarlýk ihracat gerçekleþtiriyoruz” dedi. Konya/cihan
Y
AKDENÝZ Bölgesi’nin en uç noktasýnda yer alan ve konumu itibariyle Türkiye’nin Ortadoðu’ya açýlan kapýsý olan Hatay’ýn Yayladaðý ilçesindeki sýnýr kapýsýnda giriþ çýkýþlarýn, Suriye’deki olaylarýn ardýndan yüzde 20’ye varan oranda azaldýðý belirtildi. Vizesiz geçiþ uygulamasýnýn ardýndan günübirlik giriþ çýkýþlarýn yoðun olarak yaþandýðý Hatay’daki sýnýr kapýlarýnda, Suriye’deki olaylarýn ardýndan durgunluk yaþanýyor. Geçtiðimiz yýl Haziran ayýnda 38 bin 650 kiþinin giriþ çýkýþ yaptýðý Yay ladaðý Sýnýr Kapýsý’ndaki bu rakam, bu yýlýn ayný döneminde 31 bin 663’e geriledi. Yayladaðý Esnaf ve Sanatkârlar Odasý Baþkaný Recep Tuncer, vizesiz geçiþle
Afyon Hilal Termal Tatil Köyünde 17-27 Eylül arasý kullanýma hazýr, 14.000TL satýlýk Not: Araba ile takas olunur. Gsm: 0542 240 03 42
ELEMAN
baþlayan hareketliliðin azaldýðýný söyledi. Suriye’deki olaylarýn ardýndan yerini durgunluk ve sessizliðe býraktýðýný vurgula yan Tuncer, artýk kapýdan giriþ çýkýþlarýn yüzde 20 azaldýðýný kaydetti. Türk ve Suriyelilerin yaný sýra Lübnan, Suudi Arabistan, Kuveyt, Katar gibi ülkelerden giriþ çýkýþ yapan la rýn sa yý sýn da da yüz de 100’e varan bir gerileme olduðunu ifade eden Tuncer, son bir hafta içerisinde bu ülkelerden hiç giriþ çýkýþ olmadýðýný söyledi. Reyhanlý Ticaret ve Sanayi Odasý Baþkaný Nihat Kýlýç da, Suriye’deki iç karýþýklýk nedeniyle Cilvegözü Sýnýr Kapýsý’nda da giriþ çýkýþlarýn önemli oranlarda azaldýðýný söyledi. Hatay/aa
Takým arkadaþlarý arýyoruz. Pazarlama departmanýna yetiþtirilmek üzere elemanlar alýnacaktýr. 0(212) 655 88 59
Otomotiv Sektöründe Yetiþtirilmek üzere 4 yýllýk üniversite mezunu bayan sekreterler alýnacaktýr. DORA OTOMOTÝV Tel: 0(212) 422 22 23
Topkapý'daki okulumuza resim, müzik, beden eðitimi ve çocuk geliþimi öðretmenlerine ihtiyaç duyulmaktadýr. 0532 605 00 02 0506 836 89 00 Web Ofsette çalýþacak makina ustasý ve yardýmcýlarý aranýyor. (0535) 278 52 18 saidaydin@yeniasya.com.tr Kýrtasiye sektöründe deneyimli pazarlama elemaný araç kullanabilen Tel : 0(212) 544 19 20 Gsm: (0506) 860 95 68 Grafik ve Tasarým elemaný aranýyor. Tel : 0(212) 544 19 20 Gsm: (0506) 860 95 68
Özel Duyu Özel Eðitim ve Rehabilitasyon Merkezine Ýþitme Engeliler Öðretmeni alýnacaktýr. Ücret Dolgundur. (0532) 374 68 07 (0505) 778 34 39 Antakya/Hatay Sultanahmet bölgesinde ki otelimiz için Ýngilizce bilen bay resepsiyon elemaný aramaktayýz. Ýrtibat tel : 0(212) 528 95 32 E Ehliyetli Kamyon
Þoförü aranýyor. 0(212) 671.51.71
KÝRALIK DAÝRE
Sahibinden Denizli'de Kiralýk zemin dükkân Bayrampaþa Ulu Cami Yaný Ulu Çarþý Ýþhanýnda zemin 11 nolu dükkân Kaloriferli-Kapalý Otoparklý Ýþyeri 300 TL (0533) 712 48 06 Sahibinden Denizli Mehmetçik mahallesi Diþ Hastanesi yanýnda Kombili Daire 100m2 2+1 Yeni Bakýmdan çýkmýþ 280 TL (0533) 712 48 06 75 m2, 1+1, 4 katlý, 1.KAT, Bina yaþý 5-10 yýl arasý, 500 TL depozit, kira 350 TL 0(212) 640 58 88 3+1, kombili, masrafsýz, orta kat, 120 m2, bina yaþý 5-10 yýl arasý, 3 katlý, 2.kat, kat kaloriferli, krediye uygun 700 TL (0536) 313 81 79 90 m2, 2+1, bina yaþý 5-10 yýl arasý, 3 katlý, 3.kat, doðalgaz sobalý kiralýk daire 500 TL kira, 1000 TL depozit (0536) 313 81 79
SATILIK DAÝRE
Sahibinden Eyüpsultan Akþemsettin Mah. ÝETT Son duraðý Ülker Ýlköðretim Okulu yanýnda kombili cadde üstü iki tarafý açýk 80m2 yeni 2+1 acil ihtiyaçtan satýlýk 115.000TL 0505 374 41 70 Ankara Hilal 92 Arsa ve konut kooperatifindeki 180m2 'lik daire, iþ merkezi ve arsa hisselerim ihtiyaçtan devren satýlýktýr. 0533 761 46 80 SAHÝBÝNDEN DENÝZLÝ Pýnarkent'te satýlýk Dubleks villa 214 m2 bahçeli
115.000 TL Tel: (0535) 423 83 79 Sahibinden DENÝZLÝ'de daire üçlerde 800.yüzyýl konutlarýnda 3+1 kaloriferli 120 m2 (0533) 712 48 06 ASYA TERMAL KIZILCAHAMAM Tatil Köyü'nde SATILIK Devre mülk. 15.Dönem TemmuzAðustos (Sayran Konaklarý B2-2-15) ve 19.Dönem Aðustos-Eylül(Park Evleri C1-065-19) Müracaat Tel:0532-2637221 Kumburgaz 'da Sahibinden satýlýk dubleks daire 180m2 130.000TL Krediye Uygun 0542 512 54 28 Þirinevler 'de Hürriyet mahallesinde Sahibinden satýlýk kombili asansörlü 120m2 daire 115.000TL 0542 512 54 28 Satýlýk Triplex 350m2 kapalý alan 500m2 müstakil bahçe, deniz manzaralý. Beylikdüzü, Kavaklý, Ýstanbul 0532-2366370 Küçükköy Yenimahalle'de 3.Kat 100 m2 Doðalgazlý-Kombili Tapulu-Krediye uygun 120 bin lira Acil ihtiyaçtan satýlýk azda olsa pazarlýk payý var. 0537 712 39 91 400 TL Taksitle Tamamý 39.300 TL'den baþlayan fiyatlarla Samsun Panorama Evlerinde Site içerisinde % 82 yeþil alan, yarý olimpik açýk havuzu, fitness saðlýk kabini, oyun merkezi, çocuk oyun parký, 24 saat güvenlik, kamelyalar, otoparklar hayalinizdeki yaþama merhaba demek için Arsa Bizim Ýnþaat Bizim Ev Sizin Erken Gelen Kazanýyor Kampanyasýný Kaçýrmayýn. Çekiliþsiz kurasýz istediðiniz daireyi
MAYIS AYINDAKÝ KAZALARDA CAN KAYBI AZALDI Emniyet yetkilileri, 2011 yýlýnýn mayýs ayýnda karayollarýnda yaþanan kazalara iliþkin istatistiki verileri de çýkardý. Geçen yýlýn Mayýs ayýnda meydana gelen 24 bin 816 kazada 314 kiþi ölürken, 2011 yýlýnýn Mayýs ayýndaki 25 bin 663 kazada 299 kiþi karayollarýnda öldü. 57 bin 567 aracýn trafikten men edildiði Mayýs ayýnda, 673 bin 328 sürücüye ceza kesildi. Söz konusu ayda, 12 bin 180 sürücünün belgesine el konul du ve 20 bin 47 sü rü cü de Cumhuriyet savcýlýðýna sevk edildi. Mayýs ayýnda 428 bin 636 kiþiye de trafik eðitimi verildi.
Düðün yemeðinden 25 kiþi zehirlendi
Suriye’deki olaylar gümrükleri de etkiledi
ESKÝÞEHÝR’DE bir evde verilen düðün yeme ðinden 25 kiþi zehirlendi. Orhangazi Mahallesi Cemal Caddesi 4 numarada meydana gelen o layda, Fatma Ö.’nün düðününe gelen konuklara ikram edilen yemekler 25 kiþinin zehirlenmesine neden oldu. Düðünde ikram edilenlerden yiyen 25 kiþi mide bulantýsý, baþ dönmesi þikâyet leri ile hastaneye baþvurdu. Hastane acil servi sinde tedavi altýna alýnan 25 kiþi için yapýlan tetkiklerde yemekten zehirlendikleri ortaya çýktý. Yemekten zehirlenen 25 kiþinin hayati tehlikesi olmadýðý öðrenilirken olayla ilgili soruþturma baþlatýldý. Eskiþehir/cihan
Y se ri i l â n l a r Uygun Fiyata Satýlýk DEVREMÜLK
za sayýsý 8,4 oranýnda azaldý. Kazalardaki can kayýplarýnda ise azalma 8,9 oldu. Karayollarýnda denetimleri sýklaþtýran emniyet yetkilileri, bu yýlýn ilk beþ ayýnda 3 milyon 672 bin 975 sürücüye ceza kesti. Bu alanda geçen yýlýn rakamý ise 3 milyon 913 bin 312 idi. Söz konusu dönemde yayalara kesilen ceza ise 3’ü peþin, 5 bin 404 de ihbarlý olmak üzere toplam 5 bin 407 oldu. Yayalara kesilen trafik cezalarýnda yüzde 43,5, sürücülere kesilen cezalarda ise yüzde 6,1 oranýnda azalma kaydedildi. Yine ayný dönemde ceza kesilen 57 bin 673 sürücünün ehliyetine el konuldu ve 96 bin 265 sürücü de Cumhuriyet savcýlýðýna sevk edildi. 2011 yýlýnýn ilk 5 ayýnda trafikten men edilen araç sayýsý da 327 bin 482 oldu. Ankara/aa
seçme imkaný Ön Kayýt Ýçin: Satýþ Ofisi:0362 428 07 65 Gsm: (0532) 494 85 00 www.alangayrimenkul.com.tr Sahibinden Denizli'de Üçler 800. yüzyýl Belediye Toki Konutlarýnda 3+1 Asansörlü Isý Ýzalasyonlu 120 m2 çevre düzenlemesi ve sosyal tesisleri faal 82.000 TL (0533) 712 48 06
SATILIK ARSA
Arnavutköy 'de Caddeye
cepheli 4300m2 müstakil tapulu kupon arsa 210.000TL 0532 438 33 86 0532 717 09 75 Bilecik Gölpazarýnda 500m2 arsalar tamamý 1.500TL'den baþlayan fiyatlarla 0534 558 02 68 Sakarya Kaynarca'da Ýstanbula 100 dakika mesafede dönümü 10.000'den 20.000'e kadar müstakil tapulu araziler 0536 770 04 97 Yalova Fevziye köyünde asfalt cepheli 4200m2 85.000TL 0532 631 12 25 Yalova 'da Sahibinden 2300m2 arazi 80.000TL 0532 631 12 25 Arnavutköy 'de Sahibinden yerleþim içerisinde elektriði, suyu çekilebilir. 500m2 tamamý 22.000 Yarý peþin yarýsý vadeli Hemen tapulu arsa, 0(212) 597 99 21 (0532) 552 5973 Trakya'nýn muhtelif yerlerinde sanayi-tarým hayvancýlýk veya kýsa ve uzun vadeli yatýrýmlýk imarlý, imarsýz arsa ve tarlalar için arayýn. Abdullah Gürman (0532) 323 94 27
SERÝ ÝLANLARINIZ ÝÇÝN email: reklam@yeniasya.com.tr Fax: 0 (212) 515 24 81 - 0(282) 653 66 67 0(282) 651 66 40 www.gurmanarsaofisi.com Çorlu/Tekirdað
VASITA
2006 GAZELLE sobol
çok temiz 44.500 km de vade ve takas olur, gaz 2752 model, 44500 km de, motor hacmi 18.012.000 cm3, motor gücü 101125 arasý, beyaz renk, manuel vites, dizel yakýt, takaslý, ikinci el 10.000 TL. 0(212) 640 58 88 2003 model Transit connect 160,000 km 12.000 TL kapalý kasa (0532) 365 06 37 /Ankara 2005 model Transit connect 151,000 km 14.000 tl kapalý kasa (0532) 365 06 37 /Ankara
ÇEÞÝTLÝ
Gebze Abdi Ýpekçi Mahallesinde (Tren Ýstasyonu Yaný) bulunan "Ucuzluk Japon Pazarý" Dükkânýmý Uygun Þartlarda Devretmek Ýstiyorum. (0537) 334 58 94 Acele Devren Satýlýk veya Kiralýk Pastane (0539) 260 53 08/Fatih
NAKLÝYE
Semerkand Þehiriçi Þehirlerarasý marangozlu 0212 217 29 30 0216 482 93 23 0532 590 16 03
ZAYÝ
42286986050 T.C. Nolu Kimliðimi Kaybettim. Hükümsüzdür. Þadan Yavuz Hýzýr Oto 24-01-2011 Tarihli C 601731 Nolu Faturamý Kaybettim Hükümsüzdür. Þükrü Nayir-Ýzmir
DÜNYA
Y
12 TEMMUZ 2011 SALI
7
16 yýldýr dinmeyen acý TÖRENLER, KURBANLARIN MEZARLARININ BULUNDUÐU POTOÇARÝ’DE GENÝÞ KATILIMLA YAPILIYOR. 16. YILDA TOPRAÐA VERÝLECEK 613 CENAZENÝN, TÖRENLERÝN YAPILACAÐI ALANA GETÝRÝLÝÞÝNDE GÖZYAÞI VE HÜZÜN HAKÝMDÝ .
Halk, Kur'an-ý Kerim okuyup, dua ederek kurbanlarýn ardýndan gözyaþý döktü. FOTOÐRAF: AA
BOSNA-HERSEK’TEKÝ savaþta 11 Temmuz 1995 tarihinde 8 bin erkeðin katledildiði Srebrenitsa’da, soykýrýmýn 16. anma yýl dönümü törenleri, kurbanlarýn mezarlarýnýn bulunduðu Potaçari’de geniþ katýlýmla yapýlýyor. Avrupa’nýn Ýkinci Dünya Savaþýndan sonra yaþadýðý en büyük trajedi olan Srebrenitsa soykýrýmýnýn 16. yýldönümünde, yine hüzün ve gözyaþý hakim... Anneleri evlatsýz, çocuklarý babasýz býrakan bu soykýrýmýn acýsý, aradan geçen 16 yýla raðmen hiç bitmedi. Srebrenitsalý kadýnlarý yalnýz býrakmamak için on binlerce Boþnak, törenlerin yapýlacaðý alanda bir gün öncesinden toplanmaya baþladý. Tuzla kentinin Nezuk kasabasýnda 3 gün önce baþlatýlan ölüm yürüyüþüne katýlan yaklaþýk 5 bin kiþi de önceki akþam saatlerinde yürüyüþlerini Potoçari Mezarlýðý’nda tamamladý. Yürüyüþe katýlanlar, geldikleri Potoçari çevresinde kurduklarý çadýrlarda geceyi geçirdi. ‘’Beyaz zambaklar’’ gibi dizilen uçsuz bucaksýz mezar taþlarýnýn bulunduðu Potoçari’de toplanan kalabalýk, gece boyunca dua edip, Kur'ân-ý Kerim okuyup, kurbanlarýn arkasýndan gözyaþý döktü. Bu gözyaþlarý, 16 yýl önce katledilen, daha sonra bedenleri parçalara bölünüp çeþitli toplu mezarlarda bulunan, uzun çalýþmalar sonucu kimlikleri belirlenen kurbanlar için akýtýldý.
FÝLÝSTÝN VE KOSOVA’YI TANIMAKTA GÖRÜÞ AYRILIÐI YAÞIYOR AMA
AB, Güney Sudan’ý tanýdý FÝLÝSTÝN ve Kosova’nýn baðýmsýzlýðý konusunda görüþ ayrýlýklarýna düþen 27 Avrupa Birliði (AB) ülkesi, Güney Sudan konusunda hemfikir olarak, yeni Afrika ülkesini tanýdýklarýný açýkladý. Sudan’dan baðýmsýzlýðýný kazanan Güney Sudan’ýn baþkenti Juba’da geçtiðimiz cumartesi günü yapýlan bayrak töreninin ertesi günü AB’den baðýmsýzlýðý tanýma açýklamasý geldi. AB’nin açýklamasýnda, “Bu tarihi günde AB ve üyeleri, Güney Sudan Cumhuriyeti’nin baðýmsýzlýðýný memnuniyetle kabul etmiþtir.” denildi. Güney Sudan’da geçtiðimiz Ocak’ta yapýlan referandumda halkýn yüzde 98’i baðýmsýzlýktan yana oy vermiþti. Afrika’nýn en büyük yüzölçümüne sahip ülkesi Sudan’da 1995 ile 2005 yýllarý arasýnda yaþanan iç savaþta yaklaþýk 2 milyon insan hayatýný kaybederken, 4 milyon Sudanlý da yuvalarýný terk etmek zorunda kaldý.AB’nin kararý üzerine açýklama yapan bazý siyaset uzmanlarý, Birliðin Güney Sudan karþýsýnda duruþunun Kosova’yla çeliþtiðini dile getirdi. AB ülkelerinden Güney Kýbrýs, Yunanistan, Romanya, Slovakya ve Ýspanya, 2008’de baðýmsýzlýðýný ilan eden Kosova’yý tanýmamakta ýsrar ederken, Güney Sudan’da acele etmeleri eleþtirilere se bep oldu. Öte yandan baðýmsýz Filistin konusunda da AB ülkelerinin bölünmüþ durumda olduðuna dikkat çekildi. Ortadoðu’daki geliþmelerin gölgesinde kalan Güney Sudan’ýn baðýmsýzlýðýný kazanmasý, Nil sularýnýn paylaþýmý, Kuzey ve Güney arasýnda kalan zengin petrol yataklarýna sahip Abyei bölgesinin paylaþýmý gibi konular baþta olmak üzere bölgede önemli geliþmelere yol açacak gibi gözüküyor. Güney Sudan’da yapýlan baðýmsýzlýk referandumundan sonra bölgede iç çatýþmalar artmaya baþladý. JOHANNESBURG /cihan
HOLLANDALI ASKERLER Srebrenitsa’nýn iþgali üzerine 16 yýl önce sýðýndýklarý BM bünyesinde görev yapan Hollandalý askerlerin bulunduðu fabrikada, bugün 613 kurbanýn tabutu bulunuyordu. Hollandalý askerler, kendilerine sýðýnanlarý, öldürüleceklerini bildikleri halde Çetniklerin eline teslim etmiþti. Aradan geçen 16 yýl sonra, cesetleri toplu mezarlarda parçalanmýþ halde bulunan Srebrenitsalý kurbanlarýn cenazeleri, yeþil örtüye sarýlý tabutlarýn içinde, insana yaraþýr þekilde topraða verilmek üzere Potoçari Mezarlýðý’na omuzlar üzerinde taþýndý. Cenazelerin fabrikadan törenin yapýlacaðý alana taþýnma süreci ise saatler sürdü. Ancak kurbanlarýn tabutlarý çok hafifti. Çünkü bir çoðunun bedeninin bir kýsmý hâlâ bilinmeyen yerlerde saklý duruyordu. Tabutlar içinde ise kimisinin bacaðý, kiBAÞBAKAN YARDIMCISI ARINÇ DA KATILDI TÜRKÝYE'YÝ temsilen Baþbakan Yardýmcýsý Bülent Arýnç’ýn katýldýðý Srebrenitsa’daki resmi törenler, saat 11.00’de (TSÝ 12.00) Potoçari Mezarlýðý’nda baþladý. Çeþitli ülkeleri temsil eden yetkililerin soykýrým anýtýna çelenkleri koymasý ve Hollandalý askerlerin savaþ zamanýnda kullandýðý fabrikada yapýlan protokol konuþmalarýnýn ardýndan, 613 kurbanýn cenazesi Bosna-Hersek’in Reis-ul Ulemasý Dr. Mustafa Ceriç tarafýndan kýldýrýlan namazýn ardýndan topraða verildi.
misinin sadece kaburgalarý, kimisinin ise sadece kafatasý bulunuyordu. Potoçari Mezarlýðý’nda cenaze namazlarýnýn kýlý nacaðý alana tek tek dizilen tabutlarýn baþýnda yaþanan manzara ise yürekleri burktu. Her tabutun baþýnda aileleri ve yakýnlarý gözyaþý dökerek dayanýlmasý zor bir tablo oluþturdu. Ölümlerin üzerinden 16 yýl geçmesine raðmen, tabutlarýn baþýnda yaþanan acý sanki dün gibiydi. Tabutlar baþýnda aðlayan kadýnlar, bir taraftan kaybettikleri için gözyaþý döküyor, diðer taraftan yakýnlarýný 16 yýl sonra olsa bile insana yaraþýr bir þekilde topraða verecek olmanýn buruk sevincini yaþýyordu. Srebrenitsalý 613 kurbanýn yakýnýnýn 15 yýllýk hasreti bugün sona eriyordu. Çünkü tabutlarý gözyaþlarýyla ýslatan kadýnlar kaybettikleri yakýnlarýnýn ardýndan bugün ‘’doya doya aðlýyordu’’... Annelerin acýsýna ortak olan kalabalýk ise hüzünlü bir þekilde 16 yýl önce dünyanýn gözleri önünde yaþanan trajedinin ortaya koyduðu sonucu görüyordu. Baþý belli, ancak sonu adeta görülmeyen tabutlarýn baþýnda aðlayan kadýnlardan birisi de Nura Mustafiç idi... 16 yýl önce kaybettiði 3 oðlundan, cesetleri bulunan 2 oðlunun tabutuna sarýlan Mustafiç, ‘’Bu tabutlar, bu olaylara göz yuman dünyanýn ayýbý’’ þeklinde duygularýný dile getirdi. Srebrenitsa/aa
Kaddafi, Ýsrail’den destek arýyor
Ýsrail aktivistleri sýnýr dýþý etti
LÝBYALI iki diplomatýn geçen haftalarda gizlice Ýsrail’e geldiði ve görüþmeler yaptýklarý bildirildi. Ordu radyosunun haberine göre, Libyalý diplomatlar, Ýsrail muhalefetinin lideri, Kadima Partisi Baþkaný Tzipi Livni ve Knesset üyelerinden, eski bakan Meir Þetrit ile görüþtü. Radyo, iki diplomatýn isimlendirmediði diðer bazý Ýsrailli yetkililerle de görüþtüklerini kaydetti. Libyalýlarýn ülkeye giriþ için nasýl vize aldýklarýnýn henüz kesinlik kazanmadýðý belirtilen haberde, Dýþiþleri Bakanlýðý’nýn, Ýçiþleri Bakaný Eliyahu Yiþai’nin gelmelerine onay verdiðini söylediðini dile getirdi. Ziyareti düzenleyen Paris’teki Ýsrail Büyükelçiliði yetkililerinin de konuyla ilgili yorumda bulunmayý reddettiði vurgulandý. Ýsrail Ýçiþleri Bakanlýðý ise, Lib yalý diplomatlara Ýçiþleri Bakaný Yiþai’nin izin verdiði iddialarýný yalanladý. Radyo, Libyalýlarýn ziyaretlerinin amacýnýn, muhtemelen Ýsrail tarafýndaki yetkilileri, ülkesindeki isyancýlara karþý tavrý nedeniyle Batýlý ülkelerin sert eleþtirisine uðrayan Libya lideri Muammer Kaddafi’ye destek için iknaya ça lýþmak olarak yorumladý. Tel Aviv/aa
ÝSRAÝL, cuma günü Ben-Gurion havalimaný üzerinden gelerek Batý Þeria’ya geçmek isteyen Filistin yanlýsý eylemcilerden 38’ini sýnýr dýþý etti. Ýsrail radyosunun haberine göre, Filistin yanlýsý eylemcilerden 38’i, Lufthansa ve Easyjet havayollarýna ait uçaklarla ülkelerine gönderildi. Radyo, ülkeye giriþine izin verilmeyen 85 yabancýnýn ise halen Ramle’deki Givon cezaevinde tutulduðunu bildirdi. Tel Aviv/aa
Paris-Þam arasý çok gergin
FRANSA, Suriye’deki diplomatik temsilci likleri önünde yapýlan protesto gösterilerine yönelik tepkisini dile getirmek üzere Suriye’nin Paris Büyükelçisi Lamiya Þekkür’ü Dýþiþleri Bakanlýðýna çaðýrdý. Görüþmede, Halep ve Þam’daki gösterilere Suriyeli yetkililerin müdahale etmemesi protesto edildi. Þam ve Halep’teki gösterilerde Fransýz bayraklarý yakýlmýþtý. Suriye’deki Fransýz diplomatik temsilciliklerinin yaný sýra ABD’nin Þam’daki Büyükelçiliði önünde de yine aleyhte gösteriler düzenlenmiþti. ABD de yaptýðý açýklamada, Suriye hükümetini gösterileri organize etmekle suçlayarak, Amerikan karþýtý “kýþkýrtmaya” son verilmesini istemiþti. ABD ve Fransa’nýn Þam Büyükelçileri, Hama kentini ziyaret ettikleri için önceki gün Suriye Dýþiþleri Bakanlýðýna çaðrýlmýþtý. Suriye Dýþiþleri Bakanlýðý, Amerikalý Büyükelçi Ford ve Fransa’nýn Þam Büyükelçisi Eric Chevallier’nin, Hama ziyaretlerinin “ABD ve Fransa’nýn Suriye’nin içiþlerine müdahalesinin açýk bir kanýtý” olduðu açýklamasýný yapmýþtý. Paris/aa
Patlama ülkede olaðanüstü gündem yaþattý. FOTOÐRAF: AA
Rum kesiminde patlama þoku KIBRIS Rum kesiminde ‘’Evangelos Florakis Deniz Üssü’’nde dün sabah meydana gelen patlamanýn þoku yaþanýyor. Konuyla ilgili açýklama yapan Rum Milli Muhafýz Ordusu (RMMO) Komutaný Korgeneral Petros Çalikidis, Zigi’de RMMO’ya ait ‘’Evangelos Florakis Deniz Üssü’’ndeki patlamanýn, üç yýl önce el konulan bir gemiden indirilen konteynerlerdeki mühimmatta meydana geldiðini bildirdi. En az 12 kiþinin öldüðü ve 55’ten fazla kiþinin yaralandýðý dün sabahki patlama sonrasýnda, halka kan baðýþý çaðrýsýnda bulunuldu. Kýbrýs Rum yönetimi lideri Dimitris Hristofyas olay yerine gitti ve Rum Bakanlar Kurulunu olaðanüstü þekilde topladý. Bugün (dün) için planlanan Rum Ulusal Konsey toplantýsý ile siyasi partilerle yapýlacaðý açýklanan ekonomi konulu toplantý ise ertelendi. Patlamada en az 12 kiþinin hayatýný kaybettiði, Limasol Hastanesi’ne 55’in üzerinde yaralý olduðu bildirildi. Deniz üssünün hemen yanýndaki Vasiliko bölgesinde bulunan Rum Elektrik Ýdaresi’ne (AÝK) ait elektrik santralinde de yangýn çýktý. Yangýn saat 09.30’da kontrol altýna alýndý, ancak santralde büyük hasar meydana geldi. Olay yerindeki gazeteciler, ‘’Vasiliko santralinde korkunç bir görüntü meydana geldiðini’’ duyurdu. Rum yetkili makamlarý, halka, elektrik enerjisi tüketimini mümkün olduðunca azaltma ve jeneratörü olanlara, þebekeye yüklenmemek için derhal bunlarý kullanma çaðrýsýnda bulunuyor. Kan Merkezi ise, ortaya çýkan kan ihtiyacýnýn giderilmesi için halka acilen her gruptan kan baðýþý yapýlmasý çaðrýsý yaptý. Kan vermek isteyenlerin gün boyunca Engomi’deki kan merkezine ve bütün hastanelerin kan bankalarýna gitmesi istendi. Lefkoþa/aa
TAZÝYE
Kardeþlerimizden Þenyurt Keçili'nin annesi salihatý nisvandan
Cahide Haným
'ýn vefatýný teessürle öðrendik. Merhumeye Cenâb-ý Hâk'tan rahmet ve maðfiret diler, kederli ailesi ve yakýnlarýna sabr-ý cemil niyaz eder, taziyetlerimizi sunarýz.
Cizre Yeni Asya Okuyucularý
BAKIRKÖY 1. ASLÝYE HUKUK MAHKEMESÝ HAKÝMLÝÐÝNDEN ÝLAN Bakýrköy 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 14/06/2011 tarih, 2011/126 esas, 2011/105 karar sayýlý kararý ile Ýstanbul, Kâðýthane, Çaðlayan Mahallesi, cilt 1, hane 481'de nüfusa kayýtlý 11/01/1993 doðumlu davacý Aysel Yavuz'un nüfusta Aysel olan isminin Evra olarak düzeltilmesine karar verilmiþtir. www.bik.gov.tr B: 45261
8
12 TEMMUZ 2011 SALI
MEDYA POLÝTÝK
Y
Askervehakimmaaþlarýyinegörünmüyor osmanzengin@yeniasya.com.tr
Çin’de hýrsýzlýk olmazmýþ! ursalý arkadaþým ve meslektaþým, makina mühendisi Necati Sevgin, Çin’e yaptýðý seyahatten sonra anlatmýþtý bize. Onun sözlerini duyunca çok þaþýrmýþtýk. “Çin’de doðru-dürüst hýrsýzlýk olmuyormuþ. Çünkü orada hýrsýzlýk yapaný hemen idam ediyorlarmýþ. Onun için de, pek kimse cesaret edemezmiþ” deyince, hayret etmiþtik. Bizde, çok kimsenin yanlýþ mânâ verdiði hýrsýzýn elini kesme cezasýna kýyameti koparanlar, Çin’deki bu idam iþine ne derler acaba? Evet, insanlýðýn ve cemiyet hayatýnýn en büyük belâlarýndan biridir hýrsýzlýk. Sen tut, zavallý insanlarýn elindeki parasýný, malýný-mülkünü çal ve insanlarý zorda býrak... Öyle ki, belki de bir tarafa ödeyeceði borcu için ayýrdýðý paranýn çalýnmasý ve dolayýsýyla borcu da ödenemediðinden haksýz yere hapse girenler, hatta hýrsýzýn bu yolda canýna kýydýðý, öldürdüðü insanlar da oluyor maalesef. (Hýrsýzýn elinin kesilmesine karþý çýkanlar, hýrsýzýn bu yolda öldürdüðü insanlara ne demeli acaba?) Ýþte, bu haksýz ve cemiyet hayatýný zîr-ü zeber eden hâle bütün dinler karþýdýr. Zaten insanlýðýn selâmeti için, hani Bediüzzaman Hazretlerinin insanlarý nebîsiz býrakmayacaðýný söylediði Cenab-ý Hakk’ýn, yine O’nun tarafýndan gönderilen peygamberleri ve onlarýn þeriatlarý (dinleri), insanlara doðru yolu göstermiþtir. Hýrsýzlýk hususunda Ýslâmiyet had cezasýný ikame etmiþtir. Bu yüzden, yani haksýzlýk olmasýn, kimse kimseye zulüm ve haksýzlýk yapmasýn, yapamasýn diye koymuþtur Ýslâmiyet bu had cezasýný ki bu, bir âyet-i kerime ile sabittir. Yani, burada dikkat çeken en büyük þey, hýrsýzýn, yapacaðý suça karþý cezasýnýn ne olduðunu bilmesidir. Dolayýsýyla, bu bir caydýrýcý cezadýr. Suç iþlenmeden, daha iþin baþýnda önünü keserek, hýrsýzlýðý zorlaþtýrmýþtýr. Hani, Nasreddin Hocanýn, su getirmek için çeþmeye yollayacaðý çocuða, su getirmeden önce testiyi kýrmamasý için attýðý tokadýn sebebini soran çocuða, “Testiyi kýrdýktan sonra ne ehemmiyeti var?” demesi gibi. Bu þekildeki bir ceza yüzünden kimse kolaylýkla hýrsýzlýk yapamýyordu. Öyle ki, Ýslâmýn ilk çaðlarýnda hýrsýzlýk yüzünden eli kesilen insan sayýsý, iki elin parmaðý kadar bir sayýya ulaþmamýþtýr bile. Yani bu suça verilecek cezanýn korkusu yüzünden, kimse hýrsýzlýða teþebbüs edemiyordu. Bununla alâkalý Almanya’dan birisinin anlattýðý enteresan bir hadiseyi de nakledeyim sizlere: Almanya’da bir fabrikanýn öðle paydosunda; Alman Hans ve Helmut ile, bizim Mehmed sohbet etmektedirler. Bir ara sohbetin mevzuu hýrsýzlýk meselesine gelir. Helmut “Ya Mehmed, sizin dininiz çok acýmasýz, hýrsýzýn elini kesiyorsunuz, nasýl zalimlik bu böyle?” diyor. Mehmed de ”Bizim cezamýz caydýrýcý, onun korkusundan kimse pek hýrsýzlýk yapamýyor” falan diye izah ediyor. Tabii Helmut ikna olmuyor bir türlü. Mehmed ona, eskiden hem Asr-ý Saadet’ten, hem de Osmanlý zamanýndan misaller veriyor. O zaman, insanlarýn yarýsýnýn bir elinin kesik olduðunu zannederek Avrupa’dan incelemeye gelenlerin olduðunu, ama geldiklerinde þaþýrdýklarýný, çünkü eli kesik insan neredeyse göremediklerini; Allah’ýn kanununun insanlarýn kanunu gibi olmadýðýný, en çok maðdur tarafý müdafaa ettiðini, cezanýn suç tahakkuk etmeden belirtildiðinden, caydýrýcýlýktan dolayý hýrsýzlýðýn olmadýðýný, ama insanlarýn yaptýðý kanunlara raðmen hýrsýzlýðýn gittikçe arttýðýný söylüyor. O arada Hans da anlatýlanlardan ikna olarak Mehmed’e hak veriyor, ama Helmut yine ikna olmayarak, “Yok siz çok zalimsiniz” diyor. Birkaç gün sonra yine bir öðle paydosunda Hans, Mehmed’i görüyor ve “Seninkini (Helmut) bir görmeliydin Mehmed, burnundan soluyordu” deyince Mehmed soruyor “Niye?” diye. “Geçen ikimiz ayný vardiyadaydýk. Sabah geldi, ama dehþet saçýyor, ’Bir yakalayayým geberteceðim onu, býçaklayacaðým’ diye baðýrýyordu. Ne olduðunu sordum. Meðer, biri biskletini çalmýþ. Onu yakalarsa öldüreceðini söylüyormuþ. Ben de, ‘Ne oldu Helmut? Hani Mehmed’e çok zalimsiniz’ diyordun. Hýrsýzýn elinin kesilmesine razý olmuyordun, þimdi senin bisikletin çalýnýnca adamý öldürmekten bahsediyorsun dedim” diyor. Evet, özellikle günümüzde hýrsýzlýðýn bilmem kaç çeþidiyle insanlarýn maðdur olmasýna sebeb olunurken, insanlarýn yaptýðý kanunlar bunlara bir çare bulamýyor. Ýþte, bizde bile görüyoruz, bir tarafýn menfaatine göre yapýlan beþerî kanunlarýn iki de bir deðiþtirilmesini. Gerçi, Çin gibi devletler kendilerince bir çare bulmuþ, ama bu Ýslâmiyetin tasvib etmeyeceði haksýz bir ceza. En iyisi, testiyi kýrmadan önce hatýrlatýlan tokat gibi, suç iþlenmeden önce, o fiili iþlerse katlanacaðý ceza hatýrlatýlarak, o iþten vazgeçirilmesi. Hem, insanlarý yaratan Allah’ýn koyduðu kanunlarýn, maðdur tarafýn hakkýný, hukukunu muhafaza ettiði gerçeði de unutulmamalý.
B
BÝZ bu konuyu yazmaktan býktýk ama nedense Maliye Bakanlýðý yaptýðý yanlýþtan býkmadý. (...) Önümde geçtiðimiz haftanýn gazeteleri var; bu gazetelerde 15 Temmuz itibariyle hangi memurun ne kadar maaþ alacaðýný gösteren tablo var. Bu tablonun kaynaðý da Maliye Bakanlýðý. Bu tablodan devlet memuru müsteþarlarýn, genel müdürlerin, öðretmenlerin, kaymakam ve baþkomiserlerin, polis memurlarýnýn, uzman olan ve olmayan doktorlarýn, mühendislerin, profesör ve araþtýrma görevlilerinin, vaiz ve avukatlarýn 15 Temmuz’da ne kadar maaþ alacaklarýný kuruþu kuruþuna görüyoruz. Görmediðimiz, göremediðimiz, NEDENSE, subaylarýn ve hakimlerin maaþlarý. Subay maaþlarýný 28 Þubat günlerinden beri, hakim maaþlarýný ise sanýrým 2006 senesinden beri göremiyoruz. Yanýlmýyor isem, bu iki meslek mensuplarýnýn maaþlarý nispi olarak diðer devlet memur-
larýndan daha yüksek olduðu için bu tabloda, umarým þimdilik, yer almýyorlar. Bu aþamada iki noktaya açýklýk getirmem gerekebilir. Türkiye’de memur maaþlarý düþüktür, bu
‘‘
Memur maaþlarý tablosunda subay maaþlarýný 28 Þubat günlerinden, hakim maaþlarýný ise sanýrým 2006 senesinden beri göremiyoruz.
çerçevede, nispi olarak daha yüksek de olsalar, subay ve hakim maaþlarý da düþüktürler; azýmsanmayacak ayni avantajlara raðmen, bir orduya komuta eden bir orgeneralin, çok önemli kararlara imza atan hakimlerin maaþlarýnýn
çok yüksek olduðunu söylemek mümkün deðildir ama sýkýntýlý konu bu iki meslek grubunun maaþlarýnýn saklanýyor olmasýdýr. Ýkinci önemli nokta ise mahremiyet konusudur; kimi çevreler asker ve hakim maaþlarýnýn saydam olmamasýný mahremiyet ilkesi ile açýklamak istemektedirler ama müsteþar, profesör, genel müdür maaþlarýnýn saydam olduðu bir sistemde mahremiyet ilkesini sadece asker ve hakim maaþlarý için istemek olsa olsa komiktir, ayrýcalýk göstergesidir. Mahremiyet ilkesi önemli ise memurlarýn tümünün maaþlarý açýklanmaz; bir kesimin maaþlarýnýn açýklanmasý, baþka bir kesimin açýklanmamasý anlaþýlabilir, kabul edilebilir deðildir ve normali, vergi gelirleriyle ödenen maaþlarýn tümünün saydam olmasýdýr. Yaklaþýk altý ay önce Sayýn Maliye Bakaný ile Ýstanbul Ticaret Üniversitesi’nde bir panelde karþýlaþtýðýmý, bu durumu da kendilerine sorduðumu hatýrlýyorum; Sayýn Bakan da bu konuda bir sorun olmadýðýný, gelecek defa (yani
bugün, 15 Temmuz maaþlarý) açýklayabileceklerini söylemiþ idi. 15 Temmuz maaþlarý açýklandý, asker ve hakim maaþlarý yine listede görünmüyorlar. Bu durum, neresinden bakarsanýz bakýn, rahatsýz edicidir, ileri demokrasi ilkelerine de pek yakýþmamaktadýr. Tekraren ifade ediyorum, hepimiz çok zor koþullarda görev yapan askerlerin ve hakimlerin maaþlarýnýn hiç de yüksek olmadýðýný biliyoruz ama kaymakamlarýn da, müsteþarlarýn da, doktorlarýn da iþleri hiç kolay deðil ve bu ortamda askerlerin, hakimlerin maaþlarýnýn açýklanmamasý farklý bir vesayet çaðrýþýmýndan baþka etki yapmýyor. Görüldüðü gibi vesayet meselesi çok boyutlu bir mesele ve öyle SADECE Balyoz soruþturmasýyla aþýlabilecek bir þey de pek deðil. Çok kapsamlý kurumsal, hukuksal düzenlemeler, pratiklerin gözden geçirilmesini gerektiriyor. Eser Karakaþ / Star, 11.7.2011
Futbolkültüründennebekleniyordu? FUTBOL, küresel siyasetin bir yansýmasý olarak Türkiye toplumunda da eðlence arayýþýndan çok iktidar ve zenginlik yolunun bir parçasý oldu. Askeri darbe, iþkence, yolsuzluk, yoksulluk ve elbette ki yoksunluk sarmalýnda kývranan ülke ve halklarýn idaresinde futbol, her derde deva bir ilaç gibi piyasaya sürüldü. Özellikle Arjantin’den Ýtalya’ya, Brezilya’dan Ýspanya’ya kadar askeri cuntalarýn cirit attýðý ülkelerde futbol, kulüpleri ve kültürüyle halka bir afyon gibi boca edildi. Futbol kültürünün hýzla ürettiði lümpen ve saldýrgan insan tipinin önü alýnamaz oldu. Her yerde, her þeyde ve her zaman futbolun rengini, ruhunu ve hedefini önceleyen fanatik güruhlar türetildi. Takýmý için yaþamak, takýmýnýn renkleriyle bezeli bir dünya saplantýsýyla hareket etmek makul ve makbul addedildi. Futbolun beslediði militarist mantýk, askeri iliþki biçimi bizzat devlet teþvikiyle idealleþtirildi. Askeri literatür ve hiyerarþi spor gazete ve ekranlarýndan taþýp kulüplere, stadyumlara istikamet belirler oldu. Taraftar ile fanatik, taraftar ile militan arasýndaki fark tefrik edilemez duruma geldi. Milliyetçilik rüzgârýný þiddetlendiren, çatýþma kültürünü besleyen futbol sevgisinin masum bir centilmenlik duygusu olmasýnýn imkâný yoktu. Fakat fiziki baþarý, psikolojik
üstünlük ve hýzlý zenginleþme sürekli reklam edilip öne çýkarýldý. Böylece, futbol kültürünün günah ve kötülükieriyle hesaplaþmanýn önüne geçildi. Hýzla küreselleþen dünyada futbola, hem rasyonel açýdan hem de fonksiyonel olarak ideal bir birey ve toplum inþa etmenin eðlenceli aracý rolü biçildi. Profesyonelleþme, uz-
‘‘
Türkiye’de futbol her zaman askerî vesayetin önemli bir parçasý olmadý mý? Kulüp yöneticilerinin askerle, istihbaratla karanlýk iþler kotardýðýný gösteren geliþmeler bu ülkede az mý yaþandý?
manlaþma, siyasal ve toplumsal desteði maksimum düzeye çýkarma konusunda yaþanan rekabet beraberinde birçok kirlenmeyi getirdi. Kirlilik saf olarak sporun kendisinden kaynaklanmadý belki. Ancak spora yüklenen anlam ve sportif faaliyetler etrafýnda halkala nan iliþkiler aðý kirlenmeyi hýzla yaygýnlaþ-
týrdý. Futbol kara para, fuhuþ, kumar, þantaj, uyuþturucu, silah ticareti, borsa spekülasyonu ve sair alanlarda mafya kültürünün rahatlýkla maskelendiði bir zemine dönüþtürüldü. Tabiatý icabý mafya kültürü, iktisadi ve siyasi açýdan büyümek için daha çok insanýn yozlaþtýrmasýnýn yolunu aradý. Yozlaþtýrma harekâtý için her türlü araca ve aktöre tereddüt etmeden abandý. Bu açýdan Fenerbahçe baþta olmak üzere bazý kulüp yöneticilerine yönelik þike operasyonu aslýnda þaþýrtýcý bir yön taþýmýyor. Aklý baþýnda hiç kimse “zinhar þike yoktur!” diyebilecek durumda deðil. Olsa olsa þikenin boyutlarý ve aktörlerinin aðýrlýðý tartýþma konusu olabilir. Bir kültür ve kurum olarak Türkiye’de futbol her zaman askeri vesayetin önemli bir parçasý olmadý mý? Kulüp yöneticilerinin askerle, istihbaratla karanlýk iþler kotardýðýný gösteren geliþmeler bu ülkede az mý yaþandý? 12 Eylül’den, Susurluk’tan 28 Þubat sürecine kadar yaþanan kirli iliþkileri futbol kültüründen nasýl soyutlayacaðýz? “Ne saðcýyým, ne solcu! Futbolcuyum futbolcu!” replikleriyle koskoca bir toplum ihtilal yönetimince depolitize edildi. Ýnsanlýk adýna veya inandýðý dava adýna söz söyleyen, iþ yapan insanlar deðil futbol kültürü adýna boþ konuþan, lüzumsuz iþ üreten insanlardan teþekkül eden bir toplum kendiliðinden
ortaya çýkmadý herhalde. Baþkanýyla, futbolcularýyla, formasýnýn rengiyle FB, GS, BJK, TS vs. gibi kulüplerine dokunulmazlýk addeden kitlelerin aklý nasýl çalýþýr, imaný-vicdaný nasýl teþekkül eder, anlamak zor!? Efsaneleriyle, kahramanlýklarýyla, ihanetlerime, diriliþleriyle futbol yoðun bir biçimde mistifike ediliyor. Futbol formasý-stadý, yöneticileri-taraftarlarý, dostu-düþmaný, galibiyetimaðlubiyeti ile iyiden iyiye mistik öðelerle donatýlýyor ve dinleþtiriliyor. Gerçek din ve ahlak duygularýndan yoksunlaþtýrýlan kitlelerin yalancý dini, oportünist ahlaký futbol kültürü üzerinden inþa ediliyor. Aðlatan veya güldüren, gururlandýran veya utandýran, savaþtýran veya barýþtýran bir güce sahip olan futbol bu aþamada bir spor mudur, bir din-ideoloji midir? Sadece Kemalist darbe kültürü ve kurumlarýyla hesaplaþmak adaletin tesisi için yeterli olamaz. Birey ve toplumu Allah tarafýndan bahþedilen anlam arayýþýndan uzaklaþtýran futbol kültürü ve temsilcilerine de sözümüz olmalý. Ýnsanlarýn dilini ve ahlakýný yozlaþtýrma aþamasýnda mistik deðerlerle donatýlýp dinleþtirilmiþ futbol kültürünün þike, mafya gibi kötülükler üretmesine fazla þaþmamak gerek. Þaþmak deðil bu kültürün ürettiði kötülüklerle mücadele etmek hepimiz için elzemdir. Kenan Alpay / Akit, 11.7.2011
KaddafilerveLibyalýYahudiler KADDAFÝ ve baskýcý rejimine karþý ayaklanan yüz binlere de hakaretti. Ayný þey Suriye için de geçerli elbette. Bu ülkede sokaða dökülen yüz binleri de yabancý ajan, onun bunun kuklasý, uþaðý gibi görenler ayný hakareti tekrarlayýp duruyorlar. Libya’ya dönersek, buradaki Kaddafi ve rejiminin Ýsrail’e yýllardýr düþman olduðunu, Filistinlileri desteklediðini cümle âlem biliyor. Zaten iki ülke arasýnda herhangi bir resmi iliþki de yok. Ýki ülke arasýnda var olan iliþki gayri resmi boyutta ve bu son yýllarda biraz daha geliþme eðilimi gösteriyordu. Esasen, Libya-Ýsrail gayri resmi iliþkilerinin temeli Libyalý Yahudilere dayanýyor. 1911 Ýtalyan iþgali sýrasýnda çoðunluðu Bingazi ve Trablus’ta olmak üzere Libya’da 20-30 bin civarýnda Yahudi yaþýyordu. Ýkinci Dünya Savaþý, Ýsrail devletinin 1948’de kurulmasý ve 1967 Arap-Ýsrail Savaþý sonrasýnda Yahudi nüfusun çoðu Ýsrail, Amerika ve Ýtalya’ya göç etti. Söylenenlere göre, bugün Ýsrail’de yaþayan Libyalý Yahudiler ve yakýnlarýnýn sayýsý 100 bin civarýnda. Ýtalya’da da hayli önemli bir nüfus var. Belki 10-15 bin kadar. Amerika’da önemli bir nüfus yaþýyor. Ýngiltere’de de... Bunlar bugün çok iyi bir þekilde organize
olmuþ durumdalar. Hepsi evvel emirde Libya’yý terk eden Yahudilerin geride býraktýklarý mal ve mülklerin Libya tarafýndan tazmin edilmesini istiyorlar, bu amaçla faaliyette bulunuyorlar. Özellikle Ýtalya’daki gruplar bu konuda çok çalýþýyorlar. Hatta çeþitli ül-
‘‘
Son yýllarda Kaddafiler Ýsrail’e karþý duyduklarý husumetten vazgeçmeye baþlamýþ görünüyorlar.
kelerdeki gruplar Libya Yahudileri Diasporasý çatýsý altýnda toplanmýþ bulunuyorlar. Bunlarýn liderleri zaman zaman gayri resmi yollardan Kaddafi’nin temsilcileri ile deðiþik yerlerde buluþup görüþüyorlar. Bunlardan Ýngiliz Libya Diasporasý Baþkaný Raphael Luzon geçen yýl eylülde bizzat Muammer Kaddafi ile baþ baþa görüþmüþ bulunuyor ve
basýna verdiði demeçte Kaddafi’nin Yahudilere karþý tavrýnýn yumuþadýðýný, Libya hükümetinin isteklerine daha olumlu bakmaya baþladýðýný söylüyor. Muammer Kaddafi geçen yýl Roma’ya yaptýðý ziyarette de Libyalý Yahudilerle görüþmüþ, Libya’yý terk eden Yahudilerin ülkeye geri dönebilecekleri çaðrýsýný tekrarlamýþtý. Kaddafi’nin dýþ iliþkilerde sözü geçen oðlu Seyfülislam’ýn da geçmiþte benzer çaðrýyý yaptýðý, hatta Yahudilerin tazminat alabileceklerini söylediði zaten biliniyor. Ancak, tazminatlarýn Ýsrail’de yaþayan Yahudileri kapsamayacaðýný da söylüyor Seyfülislam. Kýsacasý son yýllarda Kaddafiler Ýsrail’e karþý duyduklarý husumetten vazgeçmeye baþlamýþ, Libyalý Yahudiler vasýtasýyla Ýsrail nezdinde avantaj saðlamak için kollarý sývamýþ görünüyorlar. Nitekim, Libya Yahudileri Dünya Organizasyonu adlý kuruluþun Baþkaný Meir Kahlon 2005-2007 yýllarý arasýnda kendisi dahil 3 yetkilinin Amman’da gizlice Libyalý yetkililerle görüþtüðünü, görüþmede tazminatlar konusunun öne çýktýðýný söylüyor. Kahlon, ayrýca Libyalý yetkililerin Ýsrail’de yaþadýklarý için kendilerine doðrudan para veremeyeceklerini; ancak Ýsrail’de Libya Partisi kur-
malarý halinde para verebileceklerini söylediklerini ifade ediyor ve ‘Bunu elbette reddettik.’ diyor. Bu ifadelerden Kaddafilerin Ýsrail’de Libyalý Yahudiler vasýtasýyla nüfuz elde etmeyi planladýklarý açýkça anlaþýlýyor. Libyalý yetkililer ile Libya Yahudileri Diasporasý arasýndaki temaslara son örnek de çok yeni. Bu ay baþlarýnda bir Ýsrail gazetesinde yer alan habere göre, yukarýda söz ettiðim Raphael Luzon 29 Mayýs 2011 günü kendisine Libyalý yetkililerden Libya’nýn geleceði ile ilgili olarak düzenlenecek diyalog konferansýna katýlma çaðrýsý ihtiva eden bir faks mesajý aldýðýný, bunun üzerine Libya Dýþiþleri Bakan Yardýmcýsý Halit Kaim’i telefonla aradýðýný, onun da kendisine çaðrýnýn bizzat Muammer Kaddafi tarafýndan yapýldýðýný belirttiðini söylüyor. Sonuçta kendilerinin kaybeden ata oynamayacaðýný da belirtip çaðrýyý kabul etmediklerini de ekliyor ve muhalif lider Mustafa Abdülcelil’den de benzer bir çaðrý beklediðine, zaten kendisinin Bingazi’deki devrim liderleri ile yakýn iliþkileri olduðuna iþaret ediyor. Kaddafiler ve Libyalý Yahudi Diasporasý arasýndaki iliþkiler ve ayrýntýlarý böyle. Diaspora ile güçlü iliþkiler kurmak için can atan da Kaddafiler. Fikret Ertan Zaman, 11.7.2011
MAKALE
Y
12 TEMMUZ 2011 SALI
9
Ölüm gününü bilmek! fersadoglu@yeniasya.com.tr
eçenlerde bir haber iliþti kulaðýmýza. Televizyon kanalýnýn biri þöyle bir ilân veriyordu: “Doðum gününü söyle, ölüm gününü söyleyeyim.” Daha sonra da, “biyolojik yapý”dan yola çýkarak “ölüm vaktinin haber verilebileceði”, baþa gelen musîbet ve kazalarýn nazara alýnamayaca-
G
huseyineren@yeniasya.com.tr
Yalnýzlýk yalýnlýðý akikat kalabalýklarda mý aranýr, hikme ti so kak lar mý söy ler? Ka la ba lýk gürültüsünde, gürültü kalabalýðýnda gerçeðin güldür güldür aktýðý görülmüþ mü? Hangi büyük insan kalabalýklardadýr; önde ve yalnýz yürür, diðerleri onu takip eder. Kalabalýk düþünceleri yalnýzlaþtýrarak tekliðe yaklaþan, zihni berraklaþtýran, kalbi temizleyen; hakikat büyüklüðüne, hikmet çokluðuna eriþir. Çoklukla hemhal olan, çok kelâm sarf eden çok kere yanýlgýlara girer; gördüðü eksik, algýladýðý yarým, gerçeði göreceli, hakikati gölgelidir. Þehirlerin sahici olmayan ýþýklarý gerçeði gece gibi örter. Çöl yalnýzlýðý yýldýzlar kadar berrak, ay kadar aydýnlýktýr; hakikat yaðmurlarý, hikmet rüzgârlarý zamanýn sýfýrlandýðý, mekânýn yalnýzlaþtýðý yerlere mekân tutar. Kalabalýklarda bilgi vardýr, yalnýzlýkta hikmet. Hakikat, yalnýz yürekleri sever, orada kök salar; tekrar kalabalýklara akar. Geceyi aydýnlatan yalnýz yýldýzlardýr, bir Ay’dýr. Yakamoz kalabalýðý aldatýr, dalga çokluðu boðar. Kalabalýklar sahte güler, yalnýzlar sahici tebessüm eder. Biri anlarda yuvarlanýr, diðeri “an”da derinliði yakalar. Yükseklik yüceliði, yalnýzlýk derinliðindedir. Hangi yüce insan kalabalýklara karýþ mazdan önce yalnýz yaþamamýþtýr ve yalnýzlýk en sadýk dostu deðildir? Kalabalýklar çoklukla kalbi karalar, yüreði yaralar, duygularý deler, düþünceleri çeler. Özgünlüðünü, özgürlüðünü elinden almak ister. Kalýba sokmaya, kendine benzetmeye, þekle hapsetmeye çalýþýr. Beceremeyince de dýþarý atar, öteler, ötekileþtirir, örseler. Kalabalýklarýn yaptýðý çok katlý kutu kutu binalar neyin imgesidir? Çizilmiþ yollar, çevrelenmiþ siteler, zoraki parklar, suni havuzlar; akvaryum yaþantýsýndan baþka nedir? Denizden, daðdan, yýldýzdan, Aydan uzak lýk ne zavallý yalnýzlýktýr; kendini kendinden koparýr, kalabalýk dehlizine atar, çokluðun kör kuyusuna týkar. Kalabalýklarda zihnen ve kalben yalnýz olan, hadiselerin çerçöpüne pek bulaþmayan; billurdan ruhunu kâinatýn kulaðýna yaklaþtýrýr; yýldýzýn sesini, sesin sesini, çiçeðin senfonisini, Ayýn naðmesini, güneþin nidasýný, arýnýn bal bestesini, galaksilerin kalp atýþýný, topraðýn can havlini, göðün gök gürültüsünü dinler. Zihin trafiði karýþýk, gönül semasý gürültü ile örtülü, ruhu kalabalýklarda sýkýþan akvaryum yaþantýlarda can çekiþir.
H
VECÝZE Bir mâsumun hayatý, kaný, hattâ umum beþer için olsa da, heder olmaz. Ýkisi nazar-ý kudrette bir olduðu gibi, nazar-ý adalette de birdir. Cüz'iyatýn küllîye nispeti bir olduðu gibi, hakkýn dahi mizan-ý adalete karþý ayný nispettir. O nokta-i nazardan, hakkýn küçüðü büyüðü olamaz. Lâkin, adalet-i izafiye, cüz'ü külle feda eder. Fakat muhtar cüz'ün sarihen veya zýmnen ihtiyar ve rýza vermek þartýyla. Ene'ler nahnü'ye inkýlâp edip mezci, cemaat ruhu tevellüt ederek, külle feda olmak için fert zýmnen rýzadâde olabilir. Bediüzzaman, Sünuhat, s. 27
ðý kaydediliyordu. Düþündüm ve ürperdim: “Acaba ben ölüm günümü öðrenmek ister miydim? Öðrenirsem, ne olurdu?” Katiyyen razý olmadý gönlüm! Neden? Çünkü, bu “bilinmezlikte” çok sýrlar, güzellikler saklý. Neden ölüm vaktimi öðrenmek istemem? Daraðacýna adým adým gideceðinizi düþününüz! Ölümü bilmemek, baþýmýza gelecek kaza ve musîbetleri bilmemek de ayrý bir nimettir. Çünkü, belli bir saat, gün, sene içinde idam edileceðini bilen ve hiçbir kurtulma ümidi ve þansýnýn olmadýðýný düþünen bir insanýn hayatýnýn nasýl allak bullak olduðunu, zehire döndü ðünü ve daraða cýna çýkýncaya kadar tekrar tekrar öldüðünü düþününüz! Öte yandan, gerçekten “doðum tarihi ile ölüm vaktini çýkarmak” mümkün müdür? Kimi zaman duyar veya þahit oluruz:
36. kattan düþtü, ölmedi, sadece bacaðý kýrýldý, öbürü sandalyeden düþüp öldü! Ve bir diðeri, yataðýnda, hiçbir þeyi yok iken ruhunu teslim etti! Ayný otobüste, ayný þartlarda, ayný uçuruma yuvarlanan bir otobüste, yan yana oturan birinin ölmesi ve diðerinin yaralanmasý veya yara almadan kurtulmasý, bu iþlerin tesadüfî olmadýðýný ve sadece “biyolojiye” baðlý bulunmadýðýný ispat etmiyor mu? “Cenâb-ý Hakîm-i Mutlak, þu dâr-ý tecrübe ve meydan-ý imtihanda çok mühim þeyleri, kesretli eþya içinde saklýyor. O saklamakla çok hikmetler, çok maslahatlar baðlýdýr. Meselâ, Leyle-i Kadr’i umum Ramazan’da, saat-i icâbe-i duâyý Cumâ gününde, makbul velîsini insanlar içinde, eceli ömür içinde ve Kýyâmetin vaktini ömr-ü dünya içinde saklamýþ.
“Zîrâ, ecel-i insan muayyen olsa, yarý ömrüne kadar gaflet-i mutlaka, yarýdan sonra daraðacýna adým adým gitmek gibi bir dehþet verecek. Halbuki, âhiret ve dünya muvâzenesini muhâfaza etmek ve her vakit havf ve recâ ortasýnda bulunmak maslahatý, iktizâ eder ki, her dakika hem ölmek, hem yaþamak mümkün olsun. Þu halde mübhem tarzdaki yirmi sene mübhem bir ömür, bin sene muayyen bir ömre müreccahtýr.” (Sözler, Yeni Asya Neþriyat, s. 309) En iyisi, üstelik paramýzý alarak, hayatýmýzý periþan etmek isteyen þarlatanlara kulak asmamak. Hayat güzeldir. Gaybý bilmemek ve yerine göre “unutkanlýk” da güzeldir. Dengeyi muhafaza edip, ne “unutkanlýk gafleti”ne dalmalý, ne de herþeyi “ayan beyan bilme arzusu” kapýlmalý.
Çaðýmýzýn dehþetli bir hastalýðý stres ve bir stres kliniði namaz Ý nsanýn en kýymetli metaý, ruhu. Ýnsanýn en süratli hassesi, ruhu. Ýnsanýn en bilinmeyen ve çözülmeye muhtaç sýrrý, ruhu. Ýnsana en fazla sýkýntý veren, ruh sýkýntýsý. Ýnsana en çok ferahlýk veren, ruh ferahlýðý... Ruhumuzun ve tüm varlýklarýn sanatkârý ve yaratýcýsý Yüce Allah (cc), yüce hitabý Kur’an-ý Hakim’in Ýsra Sûresi 85. âyetinde “(Ey Resulum) Sana ruhun ne olduðunu soruyorlar. De ki: ‘Ruh, Rabbimin emrinden ibarettir. Bu hususta size pek az bilgi veril di.” buyurarak, “ruh” denen gizemin gerçek mahiyetinin Kendi katýnda olduðunu bildirmektedir. Zamanýmýza kadar detaylý bir izah getirilmeyen birçok Kur’ânî ve Ýslâmî mevzuya, Kur’ân’dan ve Hz. Resûlullah’tan aldýðý il hamla tatmin edici izahlar getiren Bediüzzaman, Sözler isimli eserinin 6. Söz’ünde “ruh” için: ”Göz öyle bir hassedir ki, ruh bu â le mi o pen ce re i le seyreder” tâbirini kullanarak, bu ký sa ve öz tabirle ruha geniþ ve anlaþýlýr bir ta rif ge ti rir. De mek ki ruhumuz bu âlemi gözümüzle seyrederken, kulaðýmýzla iþitir, dilimizle tad alýr, aklýmýzla idrak eder, vb. zahiri ve batini duygularýmýzla, hususiyetlerine göre, maddi ve manevî olarak hisseder. Ruhun tarifi ve mahiye ti ay rý bir ko nu ol mak la bir lik te biz bu yazýmýzda ruhun bir marazý olan stres ve onun tedavisinden bahsedeceðiz. Stres, ruha mad dî–manevî yapýlan tazip, baský ve e ziyetler
olmaksýzýn ruhu tedavi eden en iyi ilâçtýr! Yaratýlýþýn en ulvî mucizelerinden biri olan ve Hayy isminin bir tecellîsi olan ruhu tatmin edecek ve hastalýklarýna devâ olacak olan; âlemlere rahmet olarak gönderilen ve lâtif cisminin ulvî ruhuna tabi olmasýyla elli abdullahsahin56@hotmail.com bin senelik mesafeyi bir anda kat eden, Miraç merdiveniyle Rabbin huzuruna çýkýp sonucu ruhun hastalanmasý ve zehirlenme- rü’yetine mazhar olan Yüce Resul’ün, ruh si halidir. sür’atinde, ruhlara gýda ve merhem olarak Ruhumuzun bunalmasý, ceset ve ruhumu - getirdiði namaz hediyesi ve devasý olacaktýr. zu tazip eder. Gerçi strese maruz kalan; el, Ruhun en tatlý gýdasý namaz, içindeki tekol, göz, kulak ve diðer maddî hassalarýmýz fekkürî hâlâtla, temsilde hata olmasýn, bir deðil, her þeyden önce manevî hassalarýmý- füzenin uydusuna kilitlendiði an gibidir. Kuzýn merkezi olan ruhtur. Tabii ki tedavisi de lun ruhunun, namazýn miracýyla Rabbi katýmaddî deðil, rûhî olacaktýr. na yükseldiði, Sultanýnda fanî olarak, ruhuÞâfî isminin tecellisi ve imtihan gereði nun mutmain olduðu en ulvî hal... Bunalan hastalýklarý veren ve yine ayný Ýsmin mukte- ruhlar için kâinat kadar geniþ bir pencere… zasýnca her türlü hastalýðýn þifasýný da veren Sonsuz bir acz ve zaaf içinde bulunan kuÞafî-i Hakiki (cc) Kur’ân Eczahanesinde: lun, ruhunun tedavisi ve saadet-i ebediyeyi ”Müminlerin kalpleri, Allah anýldýðýnda ür- ka zan mak i çin, rah met ka pý sý ný çal ma sý perdiði gibi..” (Enfal, 2-4; Hac, 34-35); yine manasýndaki, kâinat Sultanýnýn bu ulvi e“Allah’ý anarak yumuþar” (Zümer, 23) ve “..i- mir ve davetine uymama gibi bir lüksü olaman edenlerin kalpleri Allah’ý anarak sükû- bilir mi? Elbette olamaz. Ayrýca þunu da na erer. Kalpler Allah’ýn zikri ile huzur bu- hatýrdan çýkarmamalý ki, baþta namaz ol lur.” (Ra’d, 28) buyurarak, tüm dertlerimize mak üzere bütün emr-i Ýlâhiye ittibamýz gerçek devayý bahþeder. sonucu kazandýðýmýz amal-i saliha ruhuTüm hekimlerin pîri ve kalplerin sevgilisi muzun gýdasý, tüm nehy-i Ýlâhiyi ihtiva eYüce Resul (asm) ise, ruhun bu huzur ânýný, den seyyiat ve günahlar ise ruhumuzu kaBilal-i Habeþi’ye söylediði: ”Kum yâ Bilâl! Fe natan hastalýk ve zehirlerdir. erihnâ bi’s-salâti” (Kalk ey Bilâl! Bizi namazÖyleyse namaz konusunda tavizsiz parola la rahatlat!” (Ebu Davud, Edeb, 78, no: 4986) þu olacak: Kendisine, bütün varlýklar üstünulvî sözleriyle ifade etmektedir. de, insan olma gibi varlýk tâcý giydirilen her Ruh ve kalplerin en fazla bunaldýðý, “Fit- kul, günde 5 defa, bütün dünyevî aðýrlýklarýne-i Ahirzaman” ve “Bunalýmlar Asrý” diye i- ný geride býrakýp, ruh suratinde Onun rah simlendirilen çaðýmýzda bir peygamber vari- met kapýsýný çalacak, namazla mirac-ý Ýlâhisi olan Bediüzzaman ise, Kur’ân’ýn mevzu- yeye vasýl olup nurundan feyizyab olacaktýr. bahis âyetlerinden aldýðý ilhamla, Sözler iNamaz tabii ki sadece ruhî hastalýklarýn simli eserinin 21. Söz, Ýkinci Ýkaz’ýnda, ”Evet, deðil, daha birçok maddî ve manevî derdin fýtraten ebediyeti isteyen ve ebed için halk o- ilâcýdýr. Bu hususta batýlý bir düþünürün yýllunan ve ezeli ve ebedi bir Zatýn âyinesi olan lar önce söylediði, ”Maddî ve ruhî hastalýklar ve nihayetsiz derecede nazik ve letafetli bu- konusunda Müslümanlarýn namazýný 21. lunan ziþuur bir sýrr-ý insânî, zînur bir latife- Yüzyýlda doktorlarýn reçetesinde görürseniz, i Rabbaniye, þu kasavetli, ezici ve sýkýntýlý, hiç þaþýrmayýn” sözleri çok manidardýr. geçici ve zulümatlý ve boðucu olan ahvâl-i Üstad Bediüzzaman’ýn talebelerinden ve dünyeviye içinde, elbette teneffüse pek çok benim de akrabam olan, 2009’da ebediyete muhtaçtýr. Ve ancak namazýn penceresiyle uðurladýðýmýz Prof. Dr. Ýbrahim Canan Aðanefes alabilir.” sözleriyle ve yine ayný eserin bey, Erzurum Üniversitesi’nde Ýlahiyat dok4. Söz’ünde “Halbuki, namazda ruhun ve toru iken yaptýðý istatistikî bir araþtýrmasý kalbin ve aklýn büyük bir rahatý vardýr. Hem sonucunda, namaz kýlanlarýn kýlmayanlara cisme de o kadar aðýr bir iþ deðildir. Hem, oranla göz hastalýklarýna yakalanma oranýnamaz kýlanýn diðer mübah dünyevî amelle- nýn daha düþük olduðunu söylemiþti ve sözri, güzel bir niyet ile ibâdet hükmünü alýr. konusu araþtýrmayý bana da göstermiþti. Bu Bu sûrette bütün sermâye-i ömrünü vesileyle, baþta muazzez Üstadýmýza, ona âhirete mal edebilir. Fânî ömrünü kavuþan Canan aðabey ve diðer talebelerine bir cihette ibkâ eder.” sözleriyle, Allah’tan (cc) rahmet niyaz ediyoruz. ruhun bu ulvî tedavisini gözler Ce nab-ý Hak ruh la rý mý za gý da ve ru hî önüne serer. Günümüz týb - hastalýklarýmýza deva olan olan her namabýnda kabul edilen en iyi te- zýmýzý, Yüce Resulün (asm) namazlarý gibi davi, yan etkileri en az olan nurlandýrsýn. tedavidir. Bu cümleden oBir baþka Muhavere’de buluþmak temenlarak “namaz”, yan etkisi nisiyle Allah’a emanet olun.
GÜN GÜN TARÝH
Turhan Celkan
turhancelkan@hotmail.com
fikihgunlugu@yeniasya.com.tr www.fikih.info (0 505) 648 52 50
Yetîmâne hüzünler haramdýr
Avustralya’dan okuyucumuz: “Ýþaratü’l-Ýcaz’da müzikle ilgili olarak, ‘Yetimane hüzünleri, nefsanî þehevatý tahrik eden sesler, haramdýr.’ deniyor. Burada geçen ‘yetimane hüzünler’ ne demektir? Açar mýsýnýz?” u kýsým Bakara Suresinin yedinci âyetinin tefsiridir. Bakara Suresinin yedinci ayeti mealen þöyledir: “Allah, onlarýn kalplerini ve kulaklarýný mühürlemiþtir. Gözleri üzerinde de bir perde vardýr. Onlar için büyük bir azap vardýr.”1 Bediüzzaman’a göre, bu ayette anlatýlmak istenen þudur: Kalp ve vicdan iman nuru ile yüksek hakikatlere mazhar olduklarýnda hayat, ýþýk ve kemalat kaynaðý iken, küfre ve inkâra sapýlmasý durumunda karanlýklý, ýssýz ve muzýr bir haþarat yuvasý olurlar ve hakka ve hakikate karþý kendilerini kilitlerler. Kalbe küfür girmesi durumunda kulaða ait de pek büyük bir nimet kaybedilmiþ olur. Öyle ki, zarý iman nuru ile ýþýklanan kulak, kâinatýn her bir zerratýndan hâl diliyle gelen zikir ve tesbih seslerini iþitir ve anlar. Hatta o iman nuru sayesinde rüzgârlarýn güzel ýslýklarýný, bulutlarýn yüksek naralarýný, denizlerin dalgalarýnýn anlamlý naðmelerini, yaðmurun ince þýpýrtýlarýný, kuþlarýn mânâlý civcivelerini, sularýn derin þýrýltýlarýný ve hakeza her cins varlýðýn ulvî tesbihatýný ve yüksek zikirlerini iþitir ve anlar. Kâinat adeta bir musiki dairesi gibi olur. Türlü türlü avazlarla, çeþit çeþit terennümatla kalplere Rabbânî heyecanla dolu yüksek aþklarý vermek sûretiyle kalpleri ve ruhlarý nurani âlemlere götürür, yüksek zevklere gark eder.2 Fakat gerçekte böyle yüksek hakikatlere lâyýk olan o güzel kulaklar küfür ve dalâlet pislikleri ile týkandýðý zaman, o lezzetli, mânevî, yüksek ve güzel seslerden mahrum kalýr. Mânevî lezzet veren avazlar ve güzel sesler, böyle kirli kulaklarda yetimane aðlamalar zannedilir ve matem çýðlýklarýna dönüþür. Baþka bir ifadeyle, kalpte ve ruhta küfrün ve dalâletin yer etmesi nedeniyle kirlenen kulaklar, zerrelerden kürelere kadar varlýklarýn yüksek zikir seslerini matem çýðlýklarý ve yetimane aðlamalar olarak algýlar. Kalp inançsýzlýðýn getirdiði boþlukla, geçici dostluklara bel baðlar. Oysa geçici dostluklar umulmadýk bir zamanda bitecek, dostlar beklenmedik bir anda ayrýlacaklardýr. Dünyada baþlayan ayrýlýklar, nihayet ölümle perçinlenecek ve her ölüm Allah için olmayan dostlarý birbirinden ayýracaktýr. Ne var ki böyle dayanýlmaz ayrýlýklar, hep sevgiye lâyýk, hep sevmeyi seven ve hep muhabbete âþýk olan kalplerde ebedî yetimlikler, yetimane hüzünler, çaresiz acýlar ve dermansýz yaralar açacaktýr. Korkunç vahþetler ve sonsuz yalnýzlýklar kalpte ve ruhta onarýlmaz travmalar meydana getirecektir. Ýþte bu sýrdandýr ki dinimizce bazý sesler helâl, bazýlarý da haram kýlýnmýþtýr. Kalbe yüksek haz ve ulvî feyiz veren ve Ýlâhî aþklarý dillendiren sesler dinimizce helâldir. Yetimane hüzünleri ve nefsin þehvetini tahrik eden sesler ise haram kýlýnmýþtýr. Bu ölçü bizim müzik parçalarýný dinlerken esas a lacaðýmýz ölçüdür. Yani bir müzik parçasý veya bir müziðin sesleri ve sözleri, þirk, isyan, Allah’a itaatsizlik, kaderi tenkit, kaderden þikâyet ve haram duygularý, haram istek ve arzularý dile getiriyor ise, böyle müzik parçasý da, böyle müzik sözleri de, sesleri de dinlenmemelidir. Buna cevaz yoktur. Bediüzzaman Hazretleri burada hüzünleri iki grupta dikkatimize sunuyor: 1-Ulvî hüzünler. 2Yetimane hüzünler. 1-Ulvî hüzünler: Kulun Allah’a kulluðunu konu alan hüzünlerdir. Yani kulun günahlarý nede niyle gözyaþý dökmesi, tövbe ve istiðfar ederken aðlamasý, Allah’ýn azabýný, celâlini ve kahrýný düþünüp korkup aðlamasý, Allah için sevdiði dostlarýnýn günahlarýnýn baðýþlanmasý için duâ ederken hüzünlenmesi, dostlarýn ayrýlýklarýnda onlarý Allah’a emanet ederken kalbin rikkate gelip duygulanmasý ve gözlerden yaþlar süzülmesi, ölüm ve ayrýlýklarda isyan hisleri ile deðil, teslim, þükür ve duâ hisleri ile kalbin aðlamasý, ölen bir dostunun kabir azabýnýn kaldýrýlmasý için dua ederken gözlerden yaþlar gelmesi ulvî hüzünlerdendir. Böyle hüzünler sevaptýr. Allah katýnda kýymetlidir. Bir damlasý cehennem ateþini söndürür, kulu cehennemden azat eder. Nihayet Peygamber Efendimiz (asm) Allah korkusundan aðlayan göze cehennem ateþinin dokunmayacaðýný3 ve böyle kimseye Allah’ýn kýyamet günü azap etmeyeceðini4 ve Allah korkusundan bir sinek baþý kadar da olsa yaþ akýtan gözün kýyamet günü aðlamayacaðýný müjdeliyor.5 2-Yetimane hüzünler ise, kýsaca kulun Allah için olmayan hüzünleri ve gözyaþlarýdýr. Dünyevî aþklar ve ayrýlýklardan kaynaklanan, dünyevî kaygýlardan ve kuruntulardan beslenen, dünyevî endiþelerin ve arzularýn tetiklediði hüzünler bu sýnýfa girerler. Böyle hüzünler Allah katýnda hiçbir deðere sahip olmadýðý gibi, ahirette de ne cennete girmeye, ne günahlarýn baðýþlanmasýna, ne de cehennemden kurtulmaya hiçbir fayda saðlamazlar.
B
Dipnotlar: 1- Bakara Suresi: 7, 2- Ýþarataü’l-Ýcaz, 72, 3- Camiü’s-Saðir, 3/1211, 4- Camiü’s-Saðir, 4/1564, 5Camiü’s-Saðir, 4/1336
10
KÜLTÜR SANAT
12 TEMMUZ 2011 SALI
Y
erol530@hotmail.com
Tebessümle hatýrladýklarýmýz nsanlarýn yaþadýklarý, arkadaþlarý ile beraber bulunduklarý ve teþriki mesai yaptýklarý yerlerde mutlaka sonradan birbirlerine anlatabilecekleri hatýralarý olur. Her geçen zaman mazinin derinliklerine akýp giderken, acýsýyla, tatlýsýyla hafýzalarda, hayallerde býraktýðý hoþ sedalarla zaman olur hatýrlayanlara güldürür, bazen de dudaklarda acý ve buruk bir tebessüm býrakýr. Hayatýn son safhalarýný beraber geçiren insanlarýn beraber bulunduklarý bu çok nüfuslu aile içerisinde geçen zaman geçip giderken geriye eminim çok gizemler, hatýralar, sýrlar, anekdotlar olur. Hem de çok olmuþtur. Ancak anlatanlar, yaþayanlar ve duyanlar kýsa zamanda peþpeþe sessiz gemi ile yolculuða çýktýklarýndan pek görenler, duyanlar olmaz. Yine de bildiklerimizden, gördüklerimizden ve tebessüm edebileceklerimizden birkaç tanesini ifade etmeye çalýþalým. Kurumda göreve baþladýðýmda çalýþkan ve gayretli bir personel dikkatimi çekiyordu. Dört katlý binaya her gün omzuna aldýðý mutfak tüpünün dolusunu alýr, asansörü kullanmadan koþarak katlara çýkarýr, boþunu da tekrar ayný tempo ile aþaðýya getirir býrakýrdý. Ona çok imrenmiþ, çok takdir etmiþtim. Ona olan hüsnü niyetimi zaman zamanda davranýþlarýmla da hissettiriyordum. Bende çalýþkanlýðý ile ilgili iyi bir kanaat hâsýl olmuþtu. Kendisine asansörü kullanmasýný söylediðimde sadece: “Böyle iyi” deyip geçiþtiriyordu. Bu yanýlgý ve gerçeðin ters taraftan görülmesi yaklaþýk iki sene sürmüþtü. Bir gün çalýþan personele Abdil isimli personelin baþarýlý çalýþmalarýndan övgü ile bahsedince, acý tebessümlerinden itiraz ima ettiklerini fark ettim. Düþüncelerimi pekiþtirmek için, her gün asansör kullanmadan, dolu tüpü omzuna alarak koþar adýmlarla katlara götürüp, boþunu da ayný tempo ile getirdiðini örnek verdim. Artýk bu durumun anlatýlmasý gerektiðine karar veren personelin birisinden gerçeði geçte olsa öðrenmiþ olmanýn þaþkýnlýðýný yaþadým: “O arkadaþ, yýllardýr týrmanma sporu yapar! Her gün dolu mutfak tüpünü omzuna alýr, merdivenlerden koþarak en üst kata çýkar. Ayný tüple merdivenlerden koþarak iner. Tüp deðiþtirme iþine karýþmaz. Boþalan tüpleri baþka bir görevli arkadaþ takip eder, deðiþtirir!” Gece nöbetinden çýkan baþka bir personel, gece çalýþmalarýnda hastalanan, problem olan, sýkýntý yaþayan insanlarla ilgili bilgi vermek için odama geldi selam verdi. Gecede vukuat olmadýðý bildirdikten sonra benimle ilgili sitayiþ dolu sözler söyledi. Arkasýndan ilâve ederek hatta beni bu gece rüyasýnda çok iyi, mutlu, huzurlu ortamlarda gördüðünü anlattý. Sükûnetle anlattýklarýný dinledim. Sözlerini tamamladýktan sonra, muhasebeye gidip ifade vermesini söyledim. Bana öylece boþ boþ baktý. Söylediðimi, anlamadýðýný ifadelerinden tahmin ettiðim için, ciddî bir tavýrla ifade vermesi gerektiðini tekrar ettim ve gönderdim. O hiçbir þey anlamadan, nöbet yorgunluðunun ve uyku mahmurluðunun þaþkýnlýðý ile muhasebeye gitti. Oradaki görevlilere niçin ifade istediðimi anlamadýðýný söylemiþ. Görevli memur bana gelerek konuyu anlamadýðýný söylemesi üzerine, “O arkadaþýnýz görev esnasýnda uyumuþ, rüya görmüþ, rüyasýný da gelip bana anlatýyor, biraz sorgulayýn” derken gülümseyiþimden durumu anlayan memurlar, Mustafa’yý sorguya almýþlar. “Nasýl uyuduðunu, saat kaçtan kaça kadar rüya gördüðünü, rüyada neler gördüðünü, müdürü rüyada gördüðün zaman, yanýnda kendilerinin de olup olmadýðýný?” þaka ile karýþýk sorgu bittikten sonra bana geldiler: “Olmuþ bir kere, bir daha olmayacak, söz verdi” demeleri üzerine, görev sorumluluðu ve bilinçli, baþarýlý çalýþma yapmak konularýnda birkaç kelâm edip espriye noktayý koyduk. Yine bir gün cenazeyi alýp araca koymak için sayý tamam olduðunu tahmin edip morga girdiðimizde tam tabutu tutacaðýmýz zaman bir taraf boþ kalýyor. Dalgýn ve telaþla dýþarý çýkýp bir kiþi daha çaðýrýp sayýyý dörde tamamlayýp giriyoruz. Tekrar sayý azalýyor, dalgýnlýðýma veriyorum ve tekrar adam çaðýrmak için çýkýyorum. Üçüncü giriþte de sayý yetmeyince tuhaflýðý sezdim ve kaç kiþi olduðumuzu sordum. Meðer benim saydýðým sayý doðruymuþ ancak içimizden biri cenazeden korktuðu için tam içeri girerken dönüp kaçýyormuþ. Arkadaþlarýndan mazeretini öðrendikten sonra bir baþka kiþiyle sayýmýzý tamamlayýp cenazeyi kaldýrdýk.
Ý
6 bin yýllýk kalede kazý çalýþmasý baþladý DOÐAL kale özelliði taþýyan Hasankeyf’in ardýndan Kemah ilçesindeki Kemah Kalesi’nde de ilk kazý çalýþmasý baþladý. Yüzey araþtýrmalarýna göre 6 bin yýllýk tarihi geçmiþe sahip olan Kemah Kalesi, Erzurum Kültür ve Tabiat Varlýklarýný Koruma Bölge Kurulu’nun geçtiðimiz yýl verilen onayý ile Kültür ve Turizm Bakanlýðý, Erzincan Valiliði ve Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü tarafýndan kazý çalýþmalarý, “1. Dönem Kemah Kalesi Kazýsý’ adýyla baþlatýldý. Ýlk iþlem kalenin giriþ kapýsý olarak bilinen, iki giriþ kapýsý arasýndaki 100 metrelik yolda yapýldý. Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Öðretim Üyesi ve Kemah Kalesi Kazý Baþkaný Prof. Dr. Hüseyin Yurttaþ, yaklaþýk 6 bin yýl öncesine ait bir kültürel varlýðýn üzerinde çalýþma yapmaya baþladýklarýný söyledi. Erzincan / cihan
KaragözÝstanbul’ugezdirdi ZAMBAK ÇOCUK KUKLA TÝYATROSU’NUN HAZIRLADIÐI OYUNLAR 6 AY ÝÇÝNDE 320 DEFA SAHNE ALDI. OYUNLARI TÜRKÝYE GENELÝNDE 166 BÝN ÖÐRENCÝ ÝZLEDÝ. ZAMBAK Yayýn Grubu, sosyal sorumluluk projesi kapsamýnda hazýrlanan ‘Benekli’, ‘Orman Sakinleri’ ve ‘Karagöz Ýstanbul’u Gezdiriyor’ adlý tiyatro oyunlarý Türkiye’nin birçok yerinde sahnelendi. Zambak Kukla Tiyatrosu Ocak ayýnda baþlayan tiyatro etkinleri 6 aylýk süreçte 320 oyunda sahne aldý. Tiyatro oyunlarýný ise toplam 166 bin öðrenci izledi.
Benekli, yalan söylememeyi öðretti Zambak Çocuk Kukla Tiyatrosu, ‘Benekli’ adlý tiyatro oyunu anasýnýfý, 1 ve 2. sýnýflara hitap etti. Ýstanbul Sarýyer Ýlçesi’nde sahnelenmeye baþlayan tiyatro oyunu Türkiye’nin 62 il ve ilçede çocuklarla buluþtu. Ortalama 50 dakika süren oyun 242 seans oynandý
yaklaþýk 126 bin öðrenci izledi. Benekli oyununda öðrencilere, yalan söylemenin kötü bir alýþkanlýk olduðu gösteriliyor. Oyunda tanýmadýðý birinin bahçesinden meyve çalan bir öðrencinin baþýndan geçenler anlatýlýyor. Masal okurken uykuya dalan kahramanýn karþýsýna, rüyasýnda benekli bir köpek çýkýyor. Hayal perdesinde son bulan oyunda doðru sözlü olma, izinsiz bir þey almama, büyüklere saygý ve hayvanlarý sevme konularý iþleniyor. Diðer oyun “Orman Sakinleri” ise ilköðretim 1, 2 ve 3. sýnýflara yönelik hazýrlandý. Bu oyunda da tembelliðin, baþkalarýnýn zaaflarýndan faydalanma ve kurnazlýk yapmanýn kötülüðünü, çalýþarak baþarmanýn iyiliðini ve iyilerin tembel olmayacaðýný anlatýyor.
ÝSTANBUL’DA 40 BÝN ÖÐRENCÝ ÜCRETSÝZ ÝZLEDÝ ZAMBAK Çocuk Kukla Tiyatrosu, ‘Karagöz Ýstanbul’u gezdiriyor’ oyunu Ýstanbul’un 39 ilçesinde sahnelendi. Bu tiyatro ana sýnýfý, 1, 2 ve 3. sýnýf öðrencilerine yönelik hazýrlandý. Oyunun konusunda çocuklara tiyatroyu sevdirmek, hem de onlara yaþadýklarý þehrin tarihi ve kültürel mekânlarýný daha iyi tanýtmak amaçlanýyor. Ýstanbul Milli Eðitim Müdürlüðü ve Zambak Yayýnlarý iþbirliðiyle sahnelenen ‘Karagöz Ýstanbul’u Gezdiriyor’ oyunu Ýstanbul’da 39 ilçede sahnelenen 135 oyun ile 40 bin öðrenciyle ücretsiz olarak buluþtu. ‘Karagöz Ýstanbul’u gezdiriyor’ baþlýklý oyunda, ailesi ile Ankara’dan Ýstanbul’a taþýnan Ali’nin baþýndan geçenler anlatýlýyor. Taþýndýktan sonra Ali’nin arkadaþlarý Ankara’da kalmýþ ve onlarý çok özlemektedir. Ali, eve geldiði zaman hep televizyon izler ama televizyon izlemek onu mutlu etmez. Sokaða çýkýp yeni arkadaþlar edinmeye çalýþýr. Bir süre sonra Kerem adlý çocukla tanýþýr. Ali, Keremle kýsa sürede kaynaþýr ve ondan kendisini Ýstanbul’da gezdirmesini ister. Ali’nin babasý çalýþtýðý, annesi de küçük kardeþiyle ilgilendiði için ailesi ona Ýstanbul’u gezdirememektedir. Kerem ise babasýný izni olmadan bunu yapamayacaðýný söyler. Tam o sýrada karþýki evin camýndan (hayal perdesi) Hacivat gözükür ve onlara Ýstanbul’u gezdirmek istediðini söyler. Ali ve Kerem’de týpký Hacivat gibi birer kukla olup hayal perdesinde gözükürler. Hacivat çocuklarý Karagözle tanýþtýrýr ve Karagöz onlarý Ýstanbul’da gezdirmeye baþlar.
MevlânâMüzesiziyaretçileri içinrehberkitapyayýnlandý
7 DÝLDE YAYINLANACAK Mevlânâ Müzesi’nde ki eserlerin tamamýna yakýnýnýn hem kaynaklarýný, hem hikâyelerini yazdýklarý kitapta vermeye çalýþtýklarýný dile getiren Bakýrcý, þöyle devam etti: ‘’Ýngilizce ve Türkçe hazýrlanan bu kitabýn önümüzdeki
Bakýrcý, ‘’Konya’da yaþayan, Mevlânâ Müzesi’nde görev yapan ve uzun yýllar hizmet eden, bu hizmet karþýlýðýnda da birikimlerin yayýnlar yoluyla ziyaretçilerle paylaþma noktasýnda uygun olur düþüncesiyle kitabý yararlý bulduk. Hz. Mevlânâ’yý ve Mevlânâ Müzesi’ni tanýtma noktasýnda bir katkýmýz olduysa ne mutlu bize’’ dedi.
günlerde 7 dilde olmasý kararlaþtýrýldý. Kitabýmýzda Selçuklu turkuazý ve Konya mavisi renkler seçildi. Ýlk defa editörlerle yayýn eviyle birlikte bir kitap çalýþmasý yapýldý. Yerli ve yabancý ziyaretçiler için Hz. Mevlânâ’yý ve Mevlânâ Müzesi’ni tanýtan hoþ bir eser yazýldýðý düþüncesindeyiz. Bu hikayelerle birlikte görsellik çok önemliydi. Eserlerin fotoðraflarýyla birlikte hikâyesini anlattýk.’’ Konya/ aa
BULMACA Hazýrlayan: Erdal Odabaþ (erdalodabas@mynet.com)
1 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10
2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12
GÜMÜÞHANE Valisi Enver Salihoðlu, ‘’Ýlim adamý, akademisyen, sanatçý, siyasetçi ve iþ adamý yetiþtirmiþ Zigana köyümüzde Doða Okulunun açýlýþýný anlamlý buluyorum’’ dedi. Gümüþhane’nin Torul ilçesi Zigana köyünde Zigana Köyü Muhtarlýðý, Zigana Köyü Çevre Koruma ile Zigana Coðrafyasý derneklerince ‘’Zigana 4. Lames Þenliði’’ düzenlendi. Vali Salihoðlu, yaz aylarýnda çok sayýda þenlik düzenlendiðini, zaman zaman bu þenliklerde doðanýn kirletildiði yönünde þikayetler geldiðini belirterek, ‘’Ancak, bugün burada bir doða okulunun açýlýþýnýn yapýlmasý, bu þenlikte doðaya ne kadar önem verildiðinin bir ispatýdýr. Diðer etkinliklerimize de örnek olmasýný diliyorum’’ diye konuþtu. Zigana köyünün birçok ilim adamý, akademisyen, sanatçý, siyasetçi ve iþ adamý yetiþtirdiðini belirten Salihoðlu, burada Doða Okulunun açýlýþýný anlamlý bulduðunu kaydetti. Zigana Coðrafyasý Derneði Baþkaný Savaþ Aydýn, doðayý bilen, seven ve koruyan nesiller yetiþtirmek amacýyla Doða Okulunu açtýklarýný belirterek, Gümüþhane, Zigana Daðý ve Zigana coðrafyasýný eðitim mekaný olarak kullanacaklarýný kaydetti. Gümüþhane/ aa FOTOÐRAF: AA
MEVLÂNÂ Müzesi’nde uzun yýllar hizmet eden Müze Müdür Vekili Dr. Naci Bakýrcý, yerli ve yabancý turistlere rehber kaynak olacak, Mevleviliðin engin hoþgörüsü ve sevgisini yüreðinde taþýyacak bir müze ziyareti deneyimini yaþamalarý için kitap yazdý. Birikimlerini ziyaretçilerle paylaþmak istediðini ifade eden Bakýrcý, yazdýðý ‘Konya Mevlânâ Müzesi’ kitabýnda, Hz. Mevlânâ’yý, Mevlânâ Müzesi’ni ve Müze’deki eserlerin tamamýna yakýnýnýn hem kaynaklarýný hem hikâyelerini anlatýyor. Bakýrcý, kitabýnýn rehber kitap özelliði taþýdýðýný, yerli ve yabancý ziyaretçiler açýsýndan, Mevleviliðin engin hoþgörüsü ve sevgisini yüreðinde taþýyacak bir müze ziyareti deneyimini yaþamalarýna yardýmcý olacaðýný umduklarýný söyledi. Mevlânâ Müzesi’ni her yýl yaklaþýk 2 milyon yerli ve yabancý turistin ziyaret ettiðini anýmsatan Bakýrcý, ‘’Mevlânâ Müzesi ziyaretçilerimizden dörtte birini yabancý ziyaretçi oluþturmaktadýr. Bu da 500 bin yabancý ziyaretçi olduðunu göstermekte’’ dedi.
Zigana’daDoðaOkuluaçýldý
“MillîMücadeleHatýralarým”
BÝR KÝTAP
MÝLLÎ Mücadele’nin ilk kývýlcýmlarý Ýstanbul’da bir avuç vatanseverin de fedakârca gayretleriyle atýlmýþtý. Ýþi gücü býrakýp tam baðýmsýzlýk uðruna bu mücadeleye atýlanlar arasýnda kimler yoktu ki… “Millî Mücadele Hatýralarým” adlý kitap, Rizeli ünlü Kalkavan ailesinin çýnarlarýndan olan Ýlyas Sami Bey’in Millî Mücadele hatýratýdýr. Büyük Zafer’e giden yolun ayrýntýlarýný bu kitapta göreceksiniz. Esere ilâve edilen sözlük ve indeks de meraklýlarýn ve araþtýrmacýlarýn kitaptan yararlanmasýný kolaylaþtýrmýþ. Ýlk baskýsý 1957’de yayýmlanan bu hatýrat, Kurtuluþ Savaþý üzerine yapýlan birçok araþtýrmada kaynak olarak da gösterilmiþ. (Tel.: [0216] 492 59 74 * www.kaknus.com.tr * info@kaknus.com.tr)
SOLDAN SAÐA— 1. Ýleriyi görme, algýlama. - Muamelenin kimi yörelerimizde söyleniþi. 2. Resmî yazýþmalarda kullanýlan, büyük boy yazý kâðýdý. 3. Aðýz suyu, salya. - Almanlarýn ünlü bayan casusu. 4. Oksijenli asitlerin alkollerle birleþmesinden oluþan sývýlar. - Mektup. - Zamanýn en küçük parçasý. 5. Bir suikast silâhý. - Allahýn sevgi ve ilgisinden yoksun olma, beddua. 6. Enenmiþ, burulmuþ, erkekliði giderilmiþ. - Kara Kuvvetleri Komutanlýðýnýn kýsa yazýlýþý. 7. Sýhhi tesisatta su borusunu üç yönlü kullanabilme durumuna getiren parça. - Üye. - Topraðýn kaymasýný veya suyun akmasýný önlemek için yapýlan kalýn duvar. 8. Zaman zaman kendini kaybederek olduðu yere düþme, vücutta þiddetli çýrpýnmalar ve aðýz köpürmesi ile ortaya çýkan bir sinir hastalýðý, tutarýk. - Gündelik çalýþan iþçi. 9. Rus Kazaklarýn baþbuðuna verilen ünvan. - Bir olayýn gününü, ayýný ve yýlýný bildiren söz veya gün. 10. Resulü Kibriya efendimizin mübarek sözleri. YUKARIDAN AÞAÐIYA— 1. Bolluk, gürlük. - Ýlenme, beddua. 2. Merkezi tekke. - Bir uzaklýk nidasý. 3. Bir yerde oturanlar, sakinler. - Kur’ân alfabesinde bir BÝR ÖNCEKÝ BULMACANIN CEVABI harf. 4. 100 m² deðerinde yüzey ölçü birimi. -Tabaka1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 lanmýþ ceylan derisi. - Okuma yazmasý olmayan. 5. Roma’nýn eski adý. - Doðu Anadolu’da bir ýrmak. 6. 1 B A H A R Ý Y E K A Ý T Ýnsan ve hayvanlarda yaþamayý saðlayan ve ölümle vü- 2 E M A N E T Ý K Ü B R A cuttan ayrýlan madde dýþý varlýk. - Ezanla ilgili. 7. Çok A 3 N A M A Z A T S AK Y yüksek elektrik ve ýsý iletkenliði, kendine özgü parlaklýðý Ý Z Ý N EM A B E K A Z 4 olan, oksijenli birleþimiyle çoðunlukla bazik oksitler veU R Ý Y A L A ren madde. 8. Bir dileðin gerçekleþmesi amacýyla kutsal 5 S O R A N olduðuna inanýlan bir güce niyette bulunmak. -Dinsiz. 6 E N Ý S E R A R Ý H Ý N 9. Birinin deðerini, ahlâkýný anlamaya yarayan ölçüt. - 7 L E S A O O Y Y N A T O Yýlan. 10. Eski Japonlarda bir sosyal sýnýf. - Genellikle. 8 E M A N E T L B A N E F 11. Gök gürültüsü. -Arap alfabesinin ilk harfinin adý. 9 M A L A M A T A T A R E 10 E K E N E K K B E D E L 12. Güvenli. - Bunama
EKONOMÝ
Y
DÜN 1,6420 ÖNCEKÝ GÜN 1,6270
DÜN 2,3090 ÖNCEKÝ GÜN 2,3200
ALTIN DÜN 82,00 ÖNCEKÝ GÜN 80,80
C. ALTINI DÜN 552,02 ÖNCEKÝ GÜN 544,09
EURO
DOLAR
8 TEMMUZ 2011
MERKEZ BANKASI DÖVÝZ KURLARI
SERBEST PÝYASA
Cinsi
ALIÞ
1 ABD DOLARI
DÖVÝZ SATIÞ
ALIÞ
12 TEMMUZ 2011 SALI
Cinsi
ALIÞ
1 ÝSVÝÇRE FRANGI
EFEKTÝF SATIÞ
1 ÝSVEÇ KRONU
DÖVÝZ SATIÞ
EFEKTÝF ALIÞ
SATIÞ
1.8995 0.25250
1.9117 0.25513
1.8967 0.25232
1.9146 0.25572
1.6846 5.8329
1.6922 5.9097
1.6784 5.7454
1.6986 5.9983
1.6150 1.7359
1.6228 1.7473
1.6139 1.7279
1.6252 1.7578
1 KANADA DOLARI
0.30917 2.3063
0.31069 2.3174
0.30895 2.3047
0.31140 2.3209
1 NORVEÇ KRONU
1 EURO
1 SUUDÝ ARABÝSTAN RÝYALÝ
0.29717 0.43194
0.29917 0.43272
0.29696 0.42870
0.29986 0.43597
1 ÝNGÝLÝZ STERLÝNÝ
2.5758
2.5893
2.5740
2.5932
100 JAPON YENÝ
1.9810
1.9942
1.9737
2.0018
1 AVUSTRALYA DOLARI 1 DANÝMARKA KRONU
1 KUVEYT DÝNARI
Yunanistan gibi olmayalým CARÝ AÇIÐIN, HIZLI BÜYÜMEDEN DEÐÝL TÜKETÝMDEN KAYNAKLANDIÐINA ÝÞARET EDÝLÝRKEN, BATMA NOKTASINA GELEN YUNANÝSTAN'IN DA YURTÝÇÝ TALEP AÐIRLIKLI BÜYÜME STRATEJÝSÝ UYGULADIÐINA DÝKKAT ÇEKÝLDÝ. MERKEZ Bankasý Danýþmaný Zafer Yükseler’in hazýrladýðý çalýþmada, son dönemde yükselen cari açýðý, hýzlý büyümeye baðlamanýn gerçekçi olmadýðý belirtildi ve büyümenin de temelini oluþturan tüketimin et kisine dikkat çekildi. Merkez Bankasý Danýþmaný Yükseler’in ‘’Türkiye’nin Karþýlaþtýrmalý Cari Ýþlemler Dengesi ve Rekabet Gücü Performansý (1997-2010 dönemi)’’ konulu çalýþmasý, bankanýn internet sitesinde yayýmlandý. Cari iþlemler performansýnda önemli faktörlerden yatýrým ve tasarruf oranlarýna bakýldýðýnda Türkiye’deki tasarruf açýðýnýn dikkat çektiði çalýþmaya göre, 1997-2010 döneminde tasarruflarýn GSYH’ye oraný 15 ülke genelinde yüzde 22,7, Türkiye’de yüzde 17,8 olarak hesaplandý. Alt dönemler itibariyle, yatýrým ve tasarruf oranlarý incelendiðinde, 20052010 döneminde, 15 ülke genelinde tasarruf fazlasýnýn arttýðý, Türkiye’de ise tersi bir eðilim yaþandýðý ve önemli bir tasarruf açýðýnýn ortaya çýktýðý görüldü. Tasarruf açýðý, yatýrým oranýnýn yükselmesinden çok tasarruf oranýnýn gerilemesinden kaynaklandý. 2005-2010 döneminde, 15 ülke içinde tasarruf oranýndaki gerileme dolayýsýyla tasarruf/cari iþlemler dengesi açýðý artan ülkeler, sýrasýyla, Yunanistan, Ýspanya, Fran sa, Ýtalya ve ABD oldu. ‘’ÝTHALAT ARTIÞINI YAVAÞLATMAK OLDUKÇA GÜÇ GÖZÜKÜYOR’’ DÝÞ dengede 2010’da gözlenen bozulmanýn, 2011 baþlarýnda güçlenerek devam ettiði kaydedilen çalýþmada, þu de ðerlendirmeler yapýldý: ‘’Mevcut iç ve dýþ ekonomik konjonktür ile firmalarýn yatýrým tercihleri dikkate alýndýðýnda, dýþ dengedeki bozulmayý tetikleyen ithalat
HANE HALKININ BORCU YÜZDE 3’TEN YÜZDE 17,3’E ÇIKTI TÜRKÝYE’DE hanehalký ve firmalarýn tasarruf etme eðilim ve imkanlarýnýn, son yýllarda, önemli ölçüde zayýfladýðý gözleniyor. Hane halký borçluluðundaki artýþ ve firmalarýn iþletme artýðý (iþletme faaliyetlerinden elde edilen gayrisafi gelir) elde etme kapasitelerinin zaman içinde azalmasý, ekonomi genelinde tasarruf oranlarýnýn yetersiz kalmasýna neden oluyor. 2003 yýlýnda hane halký borcunun GSYH’ye oraný yüzde 3 iken, 2010’da yüzde 17,3’e yükseldi. Sanayi ve hizmetler sektörü genelinde, 2002 yýlýnda iþletme artýðýnýn ciroya oraný yüzde 23,4 düzeyindeydi, oran, 2008’de yüzde 15,3’e geriledi. Çalýþmaya göre 1997-2010 döneminde, 15 ülke ile Türkiye’nin cari iþlemler dengesi performansý karþýlaþtýrýldýðýnda þu iki nokta ön plana çýkýyor: ‘’Birincisi, Türkiye’nin tasarruf oranýnýn düþük olmasý ve son yýllarda bu oranýn gerilemesidir. Özellikle, 2005-2010 döneminde, 15 ülke genelinin aksine, Türkiye’de cari iþlemler açýðýnýn yükselmesinin temel nedeni tasarruf oranýndaki düþüþtür. Finansman imkânlarýndaki artýþ ve tüketicilerin finansman kaynaklarýna eriþiminin kolaylaþmasý, tüketici kredilerini ve hanehalký borçluluðunu artýrmýþ ve kiþilerin tasarruf eðilimlerini zayýflatmýþtýr. Ýkinci husus, incelenen dönemde Türkiye 15 ülkeye, özellikle yükselen piyasa ekonomilerine, karþý rekabet gücü kaybetmiþ tir. Bu durum, yükselen enerji ithal faturasýna ek olarak, enerji-dýþý ithalatta da artýþa yol açmýþ, 15 ülke piyasalarýna yönelik ihracatýmýzý ise olumsuz etkilemiþtir.’’ artýþýnýn yavaþlatýlmasýnýn oldukça güç olduðu görülmektedir. Ekonominin rekabet gücü kaybý nedeniyle yerli ve yabancý firmalarýn döviz kazandýrýcý alanlara yatýrým yapmaktan kaçýndýklarý, genelde dýþ ticarete konu olmayan konut, gayrimenkul, alýþ veriþ merkezi, ofis binasý, iletiþim ve enerji gibi yatýrým alanlarýný tercih ettikleri görülmektedir. Bu ya-
11
HABERLER
Yabancýlar gayrimenkul alýp kiraya veriyorlar.
Yabancýlar gayrimenkulü yatýrým amaçlý alýyor
CENTURY 21 Türkiye Genel Müdürü Hüseyin Altaþ, Türkiye’den gayrimenkul alan yabancýlarýn artýk yaþama amaçlýdan ziyade yatý rým amaçlý aldýklarýný belirterek, ‘’Çünkü banka faizlerinden daha fazla getiri elde ediyorlar’’ dedi. Altaþ, yabancý gerçek kiþilerin Türkiye’de mütekabiliyet ilkesine göre mülk sahibi olabildiklerini, mütekabiliyet ilkesi olmayan ülkele rin vatandaþlarýnýn ise Türkiye’de þirket kurarak, gayrimenkulleri o þirket üzerinden aldýk larýný söyledi. Türkiye’de son dönemlere kadar yabancýlara gayrimenkul satýþlarýnýn hep sahil bölge lerinde ol duðu nu, bunlarýn da ha çok orada yaþama düþüncesiyle aldýklarýný ifade eden Altaþ, ‘’Fakat þimdi Türkiye, Ýstanbul gayrimenkulde ilgi odaðý. Türkiye’de gay rimenkul alan yabancýlar artýk yaþama amaçlýdan ziyade yatýrým amaçlý geliyorlar, çünkü banka faizlerinden daha fazla getiri elde ediyorlar. Yatýrým amaçlý gelenler özellikle stüdyo ve 1 artý 1 dairelerle ilgileniyorlar. Bu gayrimenkulleri alýp kira geliri saðlamayý hedefliyorlar’’ dedi. Edinilen bilgiye göre, þimdiye kadar bir yýl içinde Türkiye’de ev satýn alýmý yoluyla giren doðrudan yabancý yatýrým miktarý 3 milyar dolara kadar çýktý. Ýstanbul / aa
Çelikte en büyükler arasýnda 5 Türk firmasý
2003 yýlýnda hane halký borcunun GSYH'ye oraný yüzde 3 iken, 2010'da bu oran yüzde 17,3'e yükseldi. : FOTOÐRAF: AA
Cari açýk 5 ayda 37 milyar dolarý aþtý
týrým tercihleri ve tüketicilerin yüksek teknolojili tüketim ürünleri satýn alma eðilimleri birlikte dikkate alýndýðýnda, önümüzdeki dönemde de dýþ dengedeki bozulmanýn süreceði tahmin edilmektedir. Böyle bir durumun, Türkiye’nin uluslararasý piyasalardaki pozisyonunu zayýflatacaðý ve ülke açýsýndan risk oluþturacaðý düþünülmektedir.’’ Ankara / aa
TÜRKÝYE’NÝN cari Ýþlemler hesabý açýðý, yýlýn ilk 5 ayýnda, geçen yýlýn ayný dönemine göre yüzde 121,3 artarak, 37 milyar 274 milyon dolar oldu. Merkez Bankasý tarafýndan açýklanan 2011 yýlý Mayýs ayýna iliþkin ödemeler dengesi verilerine göre, cari açýk 2011 yýlý Ocak-Mayýs döneminde bir önceki yýlýn ayný dönemine göre 20 milyar 435 milyon dolar artýþ gösterdi. Geçen yýlýn ilk 5 ayýnda, cari açýk 16 milyar 839 milyon dolar düzeyindeydi. Geçen yýl Mayýs’ta 2 milyar 944 milyon dolar açýk veren cari iþlemler hesabýnda, bu yýlýn ayný ayýnda 7 milyar 753 milyon dolar açýk meydana geldi. Cari iþlemler açýðýnýn artmasýnda dýþ ticaret açýðýndaki artýþ etkili oldu. Ankara / aa
Krediler 625 milyar TL’ye ulaþtý TOPLAM krediler bu yýl yüzde 16.8 artýþla 625.3 milyar TL’ye ulaþtý. Ntvmsnc’de yer alan habere göre, bankacýlýk sektörü kredi toplamý 1 Temmuz’da geçen yýl sonuna göre yüzde 16.8, yýllýk bazda ise yüzde 35.8 artýþla 625.3 milyar lira oldu. Bankacýlýk Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun haftalýk verilerine göre, 24 Hazi ran haftasýnda 619.5 milyar lira olan kredilere göre haftalýk bazda artýþ oraný ise yüzde 0.93 olarak gerçekleþti. Krediler 2010 sonunda 535.3 milyar lira seviyesindeydi. BDDK verilerine göre, tüketici kredileri 1 Temmuz haftasýnda geçen yýl sonuna göre yüzde 21.1, yýllýk bazda da yüzde 43.5 artýþla 156.3 milyar liraya çýktý. Ayný tarihte konut kredileri geçen yýl sonuna göre yüzde 16.6, yýllýk bazda yüzde 36 artýþla 70.89 milyar liraya çýkarken, ihtiyaç kredileri ise
Benzine zam AKARYAKIT þirketleri, benzinin litre fiyatýna 6 ku ruþ zam yap tý. 4,16 liradan satýlan 95 Oktan kur þun suz ben zi nin lit re si 4,22 li ra ya çýktý. Geçen hafta motorine yapýlan zammýn ardýndan bu hafta baþýnda da benzinde fiyat ar tý rý mý na gi dil di. Ýs tanbul’da 4,16 liradan satýlan benzinin litresi 4,22 li ra ya yük sel di. Ben zi nin lit re si Ýz mir’de 4,21; Ankara’da da 4,23 liraya týrmandý. Ankara /cihan
geçen yýl sonuna göre yüzde 28.7, bir yýl önce ayný döneme göre ise yüzde 30.3 artýþla 58.99 milyar liraya yükseldi. Verileri deðerlendiren Garanti Yatýrým Stratejisti Tufan Cömert, yýlbaþýndan bu yana kredilerdeki artýþ oranýnýn yüzde 17 olduðunu belirterek, açýklanan verilerin, son 4 aydýr kredilerde görülen tablonun aynen korunduðunu gösterdiðini ifade etti. Cömert, yayýmladýðý notta, “Mevcut veriler bize yeni bir bilgi vermiyor. Önceki haftalarda da belirttiðimiz gibi, sadece munzam artýþlarý ile arzu edilen yüzde 20-25 kredi büyümesine düþülmesi mümkün görünmüyor. Bu nedenle TCMB dýþý finansal otoritelerden de yeni önlemler gelmesini bekliyoruz. Cari açýk kaygýlarýna baðlý olarak TL üzerindeki baskýnýn da sürmesini bekliyoruz” dedi.
KIRÞEHÝR PÝKNÝÐE DÂVET Her yýl yapýlan Geleneksel Kýrþehir Üniversite mezunlarý ve Yeni Asya Gazetesi okuyucularý aile pikniði; TARÝH : 17 Temmuz Pazar günü Saat : 10:00-17.00 arasý YER : Güzler parký Dinekbað / KIRÞEHÝR KATILIMCILAR Nejat EREN (Eðitimci yazar yönetim kurulu üyesi) Sebahattin YAÞAR (Eðitimci, Gazeteci yazar) Not: Yazarýmýz kitaplarýný da piknik alanýnda imzalayacak. Pikniðe bütün Yeni Asya okuyucularý dâvetlidir. Ýrtibat: Ýlimdar KAYA (0506) 367 05 24 Þahin TOKMAK (0533) 650 04 75 Necati CEYLAN (0543) 888 66 77
DÜNYANIN en büyük çelik üreticileri listesinde 5 Türk firmasý da yer aldý. Metal Bulletin tarafýndan her yýl geleneksel olarak hazýrlanan ‘’Dünyanýn En Büyük Çelik Üreticileri Listesi’’nin 2010 yýlý versiyonu açýklandý. 2010 yýlýnda 2 milyon ton ve üzerinde ham çelik üretimi gerçekleþtiren üreticilerin girebildiði listede, dün ya ge ne lin de 116 fir ma yer al dý. Tür ki ye’den 5 firmada dünyanýn en büyük çelik üreticileri arasýna girdi. 2010 yýlýndaki bir önceki yýla göre üretimini yüzde 23,6 artýrarak 90,5 mil yon ton luk çe lik ü re ti mi ger çek leþ ti ren Lüksemburg merkezli ArcelorMittal listenini ilk sýrasýnda yer aldý. Listeye giren 116 üretici firma ve grubun 57’sini Çinli üreticiler oluþtururken, Türkiye’de yerleþik kuruluþlardan Erdemir Grubu 7,1 milyon tonluk üretimi ile listenin 47’inci sýrasýnda yer aldý. Erdemir’i 4,4 milyon tonluk üretimi ile listenin 72’inci sýrasýnda yer alan Habaþ, 3,6 milyon tonluk üretimi ile listenin 76’ýncý sýrasýnda yer alan Ýçdaþ, 2,3 milyon tonluk üretimi ile listenin 108’inci sýrasýnda yer alan Diler Grubu ve 2,1 milyon tonluk üretimi ile listenin 110’uncu sýrasýnda yer alan Çolakoðlu Metalurji takip etti. Ankara / aa
DRD Filo Kiralama’ya JCR-ER’dan yüksek not
ULUSLARARASI nitelikte derecelendirme kuruluþu JCR Eurasia Rating, ülkemizin % 100 yerli sermayeli en büyük operasyonel filo kiralama þir keti olan DRD Derindere Filo Kiralama’yý kredi reytingi ve yatýrým yapýlabilir kategorilerinde baþarýyla deðerlendirdi. JCR Eurasia Rating, DRD Derindere Filo Kiralama’yý “BBB-“ gibi sektör ortalamalarýnýn çok üstünde olumlu olarak deðerlendirirken, genel görünümünü ise “Stabil” olarak belirledi. Sektörel dalgalanmalara göreceli olarak baðýþýk bir yapýya sahip olduðu ve küresel standartlarda araç baþýna gelir özellikleri deðerlendirme kapsamýnda vurgulanan DRD Derindere Filo Kiralama, 14 bin adete yaklaþan araç filosu, 800 adeti aþan Türkiye çapýnda modern servis noktasý ve 1300’ü aþkýn itibarlý müþteri portföyüyle dikkat çekiyor. Ekonomi Servisi
12
12 TEMMUZ 2011 SALI Sayfa Sorumlusu: Muhammed Zorlu - Umut Avcý
BÝLÝÞÝM - TEKNOLOJÝ
Y bilisim@yeniasya.com.tr
Programlamaya giriþ-3 VOLKAN AKTAÞ Web: www.volkanaktas.com Mail: volkanaktas@yahoo.com
Programlama öðrenmede izlenecek yöntem rogramlama öðrenirken izlenecek yöntemlere geçmeden önce þu soruyu kendimize sormalýyýz: “Ben tek bir programlama dilini öðrenip bütün programlarýmý onunla mý yapmalýyým, yoksa birden fazla programlama dili öðrenip projeleri onlarla mý yazmalýyým?” Ben burada ikinci þýkký yani birden fazla programlama dili öðrenmeyi seçiyorum. Bu þekilde istenen projenin niteliðine göre en uygun programlama dilini seçip projeyi o dille gerçekleþtiriyorum. Bir veri tabaný projesini VB. NET ile yapmak bana daha elveriþli geliyor. VB.NET’in string komut imkânlarý daha geniþ ve veri tabaný eriþimi için saðladýðý imkânlar da yeterli iken örneðin C dilini burada kullanmak iþimizi ziyadesi ile uzatacaktýr. Hýz gerektiren bir internet uygulamasýnda ise Perl ya da Python gibi bir dil kullanmak yerine VB. NET ile gerçekleþtirmeye kalkmak ise programýn yavaþ ve hantal çalýþmasýna neden olacaktýr. Sonuç olarak fanatik olup da bir tek dili takým tutar gibi tutmaya gerek yok.
P Sevgili Yeni Asya Biliþim & Teknoloji Sayfasý Okurlarý, Bu hafta tanýtým bölümümüzde bulunan site; geçen hafta yüzüncü sayýmýzda sinyalini verdiðimiz taban projemizin ilk adýmýný teþkil eden, biliþim & teknoloji sayfamýzýn web sitesi hazýrlýðýydý. Haftalýk olarak yayýma giren biliþim & teknoloji sayfamýzda teknoloji haberlerini günbegün siz okurlarýmýza ve biliþim & teknoloji meraklarýna aktararak kesintisiz bir iletiþimi hedefliyoruz. Allah'ýn (c.c.) izni ile bu hedefimizi, destek ve teþvik eden muhterem þahýslar vesile ile gerçekleþtirmiþ olduk. Sitemizin hâlâ eksik yönleri maalesef mevcut, bunlarý zaman içerisinde gidererek daha kaliteli hizmetler ile karþýnýzda oluruz inþâallah. Bu kadar hasbihalden sonra, kýsaca web sitemize deðinelim; web sitemizin genel þablonunda da göründüðü gibi menülerimizde bir çok biliþim alanlarý mevcut, bu alanlarda yapýlacak hizmetlerden numune olarak - her bir bölümler için- Yazýlým alanýnda kendini geliþtirmek isteyen okuyucularýmýz Yazýlým alanýnda oluþturulacak alt bö-
lümler ve gerekse yakýnda hizmete sunucaðýmýz farklý bir platformda alt kategorilerinde, kendilerini geliþtirme imkaný bularak; ayný ilgi alanýna sahip olan diðer okuyucularýmýz ile destek alýp verebilecekleri bir ortamda buluþmuþ olacaklar. Peki iyi güzelde temel bilgiler yok mu diyen okuyucularýmýz içinde hayýrlý ve güzel haberlerimiz var. Yazýlým, Donaným, Sistemler, Programlar gibi bölümler kimi okuyucularýmýza yabancý gelebilir. Bu nedenle temel bilgisayar dersleri baþlýðý altýnda, en temel noktalardan iþletim sisteminizde pratik kýsayollar ve arkaplanda kalan fakat iþimize yarayan bilgiler ve program kullanýmlarý hakkýnda derslerimiz ile biliþim dünyasý hakkýnda fikir sahibi olmalarýný hedefliyoruz. Diðer bölümler ile de takipçilerimizi bilgilendirmek ve memnun etmek adýna hedefimizde olup daha gerçekleþtiremediðimiz projelerimizin çalýþmalarýný sürdürürken, baþlangýcýnda olduðumuz bu projemizde desteklerinizi ve dualarýnýzý bekliyoruz inþâallah. Teþekkür Ederiz. Yeni Asya Biliþim & Teknoloji Ekibi
Öðretim yöntemine gelince bence bir dili ya da o dilin komutlarýný tamamýyla öðrenmeden önce baþlangýç aþamasýnda algoritmayý öðrenmeli ve algoritmayý bize kavratacak örnekler ve sorular çözmeliyiz. Örneðin bir web browser programý yapmaktan çok daha fazla bize programlama mantýðý ve algoritmasýný kavratacak olan örnek klavyeden girilen bir sayýnýn faktöriyelini ya da karekökünü bulan program olacaktýr. Ýkincisi kod olarak belki birincisinden çok daha kýsa olacaktýr ancak bize kazandýracaðý çok daha fazla olacaktýr. Program yazmanýn baþlangýç aþamasýnda çözeceðimiz bu tür problemler bizim kavramlar arasýnda iliþki kurma, program yapýsýný kurma, mantýksal baðlantýlar ve çýkarýmlar yapma gibi becerilerimizi geliþtirmeyi saðlayacaktýr. Bana göre bir programýn algoritmasýný kurmak programýn % 90’ýný, kodlamasýný yapmak ise % 10’unu oluþturur. Bu aþamayý bitirip programcýlýk mantýðýný kavradýktan sonra artýk yukarýda belirlediðimiz kriterler uygun olan dil ya da dillerin öðrenimine geçilebilir.” Yazýmýzýn sonuna geldik. Bir sonraki yazýmýzda algoritmanýn ne olduðunu anlatýp önemini anlatmaya çalýþacaðýz.
“Risâletiyle beraber saltanatla müþerref olan Hazret-i Süleyman Aleyhisselâm, hem mâsumiyetine, hem de adâletine medâr olmak için, pek geniþ olan aktâr-ý memleketine bizzat zahmetsiz muttalî olmak ve raiyyetinin ahvâlini görmek ve dertlerini iþitmek, bir mu’cize sûretinde Cenâb-ý Hak ihsan etmiþtir.” Sözler
BÝLÝÞÝM HABER... BÝLÝÞÝM HABER... BÝLÝÞÝM HABER... BÝLÝÞÝM HABER...
“Uyuyan Wi-Fi” taþýnabilir cihazlarda pil ömrünü katlayabilir DUKE Üniversitesindeki bir yüksek lisans öðrencisi mobil cihazlarda Wi-Fi teknolojisinde deðiþikliðe giderek pil ömrünü katlayabilecek bir geliþtirme yapmýþlar. Ayný ortamdaki birden fazla Wi-Fi baðlantýsý kurmuþ cihazlarýn enerji tüketimi cihazlarýn veri aktarýmý için kendi sýralarýný beklerken sýrasýnda uyanýk kalmalarý gerektiðinden artýyor. Bu da cihaz sayýsý arttýkça baðlý tüm cihazlarýn enerji tüketiminin bir miktar artmasý anlamýna geliyor. Geliþtirilen yazýlým, bir cihazýn yanýnda baþka bir cihaz veri indirme yaparken uyumasýna olanak tanýyarak bu problemin önüne geçiyor. SleepWell olarak adlandýrýlan bu yeni sistemin geliþtiricisi Justin Manweiler, SleepWell’i þu þekilde açýklamýþ: “Büyük þehirler ayný zamanda iþe baþlayýp ayný zamanda iþ çýkýþý yapan çalýþanlar yüzünden yoðunlukla karþýlaþýyorlar. Eðer çalýþma plan-
PROGRAM TANITIMI Adobe® Dreamweaver® CS5 yazýlýmý, tasarýmcý ve geliþtiricilere standartlarý temel alan web sitelerini güvenle oluþturma gücü verir. Görsel olarak veya doðrudan kodlarla tasarlayýn, içerik yönetimi sistemleriyle sayfa geliþtirin ve Adobe’nin yeni CS Live çevrimiçi hizmeti Adobe BrowserLab ile entegrasyon sayesinde tarayýcý uyumluluðunu güvenilir bir þekilde test edin.
Sitenizi görsel olarak tasarlayýn Güncellenmiþ CSS tabanlý baþlangýç sayfalarý ile standartlarý temel alan web sayfalarý oluþtururken bir adým önde baþlayýn. Canlý Görünüm’de CSS Denetimi’ni etkinleþtirin ve doðru kenar boþluklarýný ve dolgularý elde etmek için tasarýmýnýzý görsel olarak ayarlayýn.
lamalarý daha esnek olsaydý, bazý firmalar çalýþma saatlerini diðerleriyle çakýþmayacak þekilde deðiþtirebilirlerdi. Böylece toplam çalýþma süresi ayný kalýrken daha fazla boþ vakit olurdu. Ayný þey ayný anda internete eriþmeye çalýþan cihazlar için de geçerli. SleepWell’in aktif olduðu bir Wi-Fi eriþim noktasý faaliyet döngüsünü diðerleriyle çakýþmayacak þekilde erteleyebilir ve böylece performansta gözle görülür bir düþüþ olmadan enerjiden tasarruf saðlanabilir.” Zaman geçtikçe yaygýnlaþan akýllý telefonlarýn belki de en çok þikâyet edilen tarafý hâlâ ikinci gününü tamamlayamayan bataryalar iken böyle geliþmelerin olmasý sevindirici. Görünüþe göre yapýlan müdahaleler yazýlým seviyesinde, bu yüzden teknoloji son halini aldýðýnda halihazýrdaki kablosuz eriþim noktalarý bellenim(firmware) güncellemesi ile SleepWell desteði kazanabilirler.
Tarayýcýlar arasýnda uyumluluðu saðlayýn. Sayfalarýnýzý Adobe BrowserLab ile birden fazla tarayýcý ve iþletim sisteminde test edin. Tarayýcý görünümlerini tek tek, yan yana veya piksel hassasiyetinde karþýlaþtýrma için birbirinin üstünde, soðan kabuðu yöntemiyle karþýlaþtýrýn.
FLV video entegre edin Ýstediðiniz FLV dosyasýný doðrudan Dreamweaver’a içe aktarýn ve seçtiðiniz yürütücü görünümünü ekleyin. Görüntü boyutu, otomatik baþlatma ve döngü gibi seçenekleri kolayca belirleyin, videonuz web için hemen hazýr olacaktýr. Önemli Notlar: Dreamweaver yazýlýmýný indirebilmeniz için Adobe sitesine ücretsiz kayýt olmanýz gerekebilir. Link: http://www.adobe.com/tdrc/ADA/production/AdobeDownloadAssistant.exe
Artýk Android’e Google haritalar kaydedilebilecek GOOGLE servislerini hiç durmadan geliþtirmeye devam ediyor. Yaptýklarý son geliþtirme ise Android üzerindeki Google Maps’a. Bundan böyle Google Haritalar kullanýcýlarý istedikleri harita bölgesini çevrimdýþý iken kullanmak üzere Android cihazlarýna indirebilecekler. Servis henüz Labs aþamasýnda olsa da denemek isteyenlerin en azýndan Android 2.1 ve üstü bir Android cihaza ve Google Maps uygulamasýnýn 5.7 numaralý son sürümüne sahip olmalarý gerekmekte. Uygulama içerisinde Menü->More->Labs yoluna giderek “Download Map Area” seçeneðini iþaretlemeleri gerekiyor. Bundan sonra haritaya
döndüðünüzde herhangi bir Places sayfasý alaný indirmeyi saðlayan seçeneði barýndýrýyor olacak. Yaklaþýk 16 km çapýndaki alan indirildikten sonra ise çevrimdýþý kullanýlabilir hale gelecek. Kullanmaktan kasýt ise sadece haritaya 6 metre yükseklikten bakýlabiliyor olunmasý. Yani hâlâ yol tarifi, Places aramalarý, 3 boyutlu bina görüntüleri ya da uydu görünümü için internet baðlantýsý gerekiyor. Baþka bir sorun ise indirilen haritalarýn 30 gün sonra otomatik olarak silinecek olmasý. Böyle olunca basýlý haritadan pek de fazlasýný sunmayan bu yeni özellik veri paketi üyeliði olmayan kullanýcýlar için güzel bir harita seçeneði olacaktýr.
14
SPOR
12 TEMMUZ 2011 SALI
Y
ÞÝKEDE ADI GEÇÝYORDU
2. DALGA 22 GÖZALTI FUTBOLDA ÞÝKE ÝDDÝALARINA YÖNELÝK SORUÞTURMADA DÜN SADRÝ ÞENER, MAHMUT ÖZGENER, LEVENT KIZIL VE KALECÝ SERDAR KULBÝLGE GÖZALTINA ALINDI.
FERRARÝ KAÇTI MI? FUTBOLDA þike soruþturmasý kapsamýnda adý geçen Beþiktaþ'ýn Ýtalyan oyuncusu Ferrari bir süredir Ümraniye Nevzat Demir Tesisleri'nde antrenmana çýkýyordu. Ancak son iki gündür tesislere gitmeyen Ferrari'nin Türkiye'den kaçtýðý öðrenildi. Ýtalyan oyuncunun, 20 Matteo Ferrari Þubat 2011 tarihinde oynanan ve 42 Fenerbahçe'nin galibiyetiyle sonuçlanan maçta gördüðü kýrmýzý kart nedeniyle teknik takibe girdiði ve gözaltýna alýnabileceði öðrenildi. Ferrari'nin de yaþanan bu durumu fark edip 8 Temmuz tarihinde Türkiye'den ayrýldýðý ifade edildi. Ýtalyan oyuncunun o maçta Fenerbahçeli Lugano'ya Beþiktaþ ceza sahasý içinde dirsek atýp kýrmýzý kart görmesi uzun süre konuþulmuþtu.
F.Bahçe hisseleri düþtü, Trabzonspor yükseldi Trabzonspor Kulübü Baþkaný Sadri Þener sabah Ýstanbul'da gözaltýna alýnýp, saðlýk kontrolünden geçti.
FederasyoneskibaþkanýMahmutÖzgenerifadeverdi. G.Birliði kalecisi Serdar Kulbilge saðlýk kontrolünden sonra emniyete götürüldü.
GÖZALTINAALINAN22KÝÞÝARASINDATRABZONLUÝÞDAMIZEKÝMAZLUMDABULUNUYOR.
Futbol Federasyonu A MÝllî Takým eski sorumlusu yönetici Levent Kýzýl da Ýstanbul'da gözaltýna alýndý.
ÝSTANBUL Özel Yetkili Cumhuriyet Savcýlýðýnýn yürüttüðü, Spor Toto Süper Lig ve Bank Asya 1. Lig'inde 2010-2011 sezonunda bazý maçlarda þike yapýldýðý, teþvik primi verildiði iddiasýna iliþkin soruþturma çerçevesinde, dün sabah Organize Suçlarla Mücadele Þube Müdürlüðünün baþlattýðý operasyonlarda, 22 kiþinin gözaltýna alýndýðý öðrenildi. Gözaltýna alýnan 22 kiþi arasýnda, Trabzonspor Kulübü Baþkaný Sadri Þener, Türkiye Futbol Federasyonu eski baþkaný Mahmut Özgener, A Milli Takýmý eski sorumlusu yöneteci Mehmet Levent Kýzýl ile kaleci Serdar Kulbilge de bulunuyor. Soruþturma çerçevesinde, geçen hafta da 59 kiþi gözaltýna alýnmýþ, bu kiþilerden Fenerbahçe Spor Kulübü Baþkaný Aziz Yýldýrým'ýn da aralarýnda bulunduðu 26'sý tutuklanarak cezaevine gönderilmiþti. ÞENER VE ÖZGENER GÖZALTINDA Trabzonspor Baþkaný Sadri Þener, Ýstanbul'da gözaltýna alýndý. Þener, Haseki Eðitim ve Araþtýrma Hastanesi'nde saðlýk kontrolünden geçirildi. Þener, hastaneden çýkarýlýþýnda gazetecilerin "Neden gözaltýna alýndýnýz" sorusuna "Emniyete gidiyoruz. Yavaþ sorun, yavaþ cevap verelim" diye cevap verdi.
Þener, daha sonra polis aracýyla Ýstanbul Emniyet Müdürlüðü'ne götürüldü. Öte yandan görevinden ayrýldýktan sonra Ýzmir’de tatilini geçiren Futbol Federasyonu eski baþkaný Mahmut Özgener’e Ýstanbul Emniyeti tarafýndan tebligat gönderildi. Anadolu Ajansý'nýn haberine göre sabah saatlerinde Emniyet Müdürlüðü'ne gelen Mahmut Özgener soruþturma kapsamýnda ifade veriyor. ÝÞADAMI ZEKÝ MAZLUM ÝFADE VERDÝ Futbolda þike iddialarýna yönelik soruþturma kapsamýnda Trabzon'da iþadamý Zeki Mazlum gözaltýna alýndý. Mazlum'un þehir merkezinde bulunan evinde arama yapýldý. Özel güvenlik þirketi bulunan Zeki Mazlum'un, Trabzonspor'un bazý kuruluþlarýn özel güvenlik iþlerini yürüttüðü öðrenildi. ESKÝ TFF YÖNETÝCÝSÝ KIZIL DA GÖZALTINDA Þike iddialarýna yönelik soruþturma kapsamýnda eski Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) yöneticisi ve Milli Takýmlar sorumlusu Mehmet Levent Kýzýl gözaltýna alýndý. Alýnan bilgiye göre, Haseki Eðitim ve Araþtýrma Hastanesine getirilen Kýzýl, burada saðlýk kontrolünden geçirildi. Eski TFF yöneticisi Kýzýl, daha sonra Vatan Caddesi üzerinde
bulunan Ýstanbul Emniyet Müdürlüðüne getirilerek arka kapýdan içeri alýndý. Alýnan bilgiye göre, Haseki Eðitim ve Araþtýrma Hastanesine getirilen Kýzýl, burada saðlýk kontrolünden geçirildi. Eski TFF yöneticisi Kýzýl, daha sonra Vatan Caddesi üzerinde bulunan Ýstanbul Emniyet Müdürlüðüne getirilerek arka kapýdan içeri alýndý. A.GÜCÜ YÖNETÝCÝSÝ KARAKAYA GETÝRÝLDÝ Þike iddialarýna yönelik soruþturma kapsamýnda Ankaragücü'nün eski yöneticisi Mümtaz Karakaya Ankara'da gözaltýna alýndý. Sabah saatlerinde saðlýk kontrolünden geçirilen Karakaya, daha sonra Ankara Emniyet Müdürlüðü Kaçakçýlýk ve Organize Suçlarla Mücadele Þube Müdürlüðüne getirildi. Karakaya, Emniyet'e ait bir araçla Ýstanbul'a gönderilmek üzere Esenboða Havalimaný'na götürüldü. KALECÝ SERDAR KULBÝLGE EMNÝYETTE Soruþturma kapsamýnda gözaltýna alýnan, geçen sezon Gençlerbirliði'nde oynayan, bu sezon Anakaragücü'ne transfer olan kaleci Serdar Kulbilge, Haseki Eðitim ve Araþtýrma Hastanesine getirildi. Kulbilge, saðlýk kontrolünün ardýndan emniyete götürüldü.
ÝSTANBUL Menkul Kýymetler Borsasý'nda (ÝMKB) iþlem gören Fenerbahçe Sportif hisseleri þike soruþturmasýnýn baþladýðý tarihten bu yana yaklaþýk yüzde 35,25 deðer yitirdi. Fenerbahçe Kulubü Baþkaný Aziz Yýldýrým'ýn gözaltý altýna alýnmasý ile birlikte aþaðý yönlü hareketini sürdüren Fenerbahçe hisseleri, dün Yýldýrým'ýn tutuklanmasý ile birlikte yeni haftanýn ilk iþlem gününe de düþüþle baþladý. Futbolda þike soruþturmasýndan önce 71,25 liradan haftayý kapatan Fenerbahçe hisseleri yeni haftanýn ilk iþlem gününde 46,10 liraya kadar gerileyerek, soruþturmanýn baþladýðý tarihten bu yana yüzde 35,25 deðer yitirdi. Trabzonspor Sportif hisselerinde ise soruþturma öncesine göre sýnýrlý seviyede yükseliþ görüldü. Soruþturma öncesinde 17,85 liradan iþlem gören hisseler, 19,85 lira seviyelerine kadar yükselirken, hisselerin deðer kazancý yüzde 11,20 oldu.
F.Bahçe'ye G.Saray taraftarlarýndan destek DÜZCE'DE yeni sezon hazýrlýklarýný tamamlayan Fenerbahçe'ye Ýstanbul'a dönerken Galatasaraylý taraftarlar destek verdi. Kaynaþlý ilçesindeki Fenerbahçe Topuk Yaylasý Kamp ve Dinlenme Tesisleri'ne formalarýyla gelen 3 Galatasaraylý taraftar, tesisin önünde Fenerbahçeli taraftarlarla birlikte sarý-lacivertli takýma destek verdi.
AZÝZ YILDIRIM ÝSTÝFASINI VERMEZSE YÝNE BAÞKAN FENERBAHÇE'DE þike operasyonu soruþturmasý çerçevesinde tutuklanarak Metrit Cezaevi'ne gönderilen Baþkan Aziz Yýldýrým’ýn tutuklu yargýlanacak olmasý Sarý-Lacivertli kulübün tüzüðü gereði ‘’Baþkanlýðýnýn sona ermesi’’ anlamýna gelmiyor. Baþkaný ayrý, yönetim kurulu ayrý seçilen Fenerbahçe’de tüzükte yer alan maddeye göre ‘’Baþkan ya da her hangi bir yönetici’’ yargýlandýðý suçtan ‘’Hüküm’’ giyerse, baþkanlýðý ya da yöneticiliði otomatikman sona eriyor. Ancak bu tutuklama kararýndan sonra Yýldýrým’ýn istifa kararýný kulübe göndermesi bekleniyor. Aziz Yýldýrým’ýn istifasýný göndermesi durumunda ise uygulanacak birkaç senaryo var.. ÝSTÝFASINI GÖNDERMESÝ ÞART 1) Halen tutuklu bulunan asbaþkanlar Þekip Mosturoðlu ve Ýlhan
Ekþioðlu’ndan yoksun bir biçimde 2’nci Baþkan Nihat Özdemir baþkanlýðýnda toplanacak olan Fenerbahçe Yönetimi Yýldýrým’ýn istifasýný oylayacak. Oylama sonucunda önümüzdeki yýl Mayýs ayýnda yapýlmasý planlanan olaðan kongreye kadar bu istifa kabul edilmeyip, yola bu þekilde devam kararý alýnabilir. 2) Yönetim istifayý kabul edip kendi arasýndan bir baþkan seçerek olaðan kongreye kadar durumu idare edebilir. 3) Ya da yönetim de istifa edip, olaðanüstü kongre kararý alýr.. Kulüp 1 ay içinde kongreye gider.. Gelen yönetim 2012’nin mayýs ayýnda yapýlacak olaðan kongreye kadar görev yapar. Tüm bu senaryolar Aziz Yýldýrým’ýn istifasýný göndermesi üzerine kurulu.. Yýldýrým istifa göndermezse, kulüpte normal iþleyiþ sürecek.
MARADONA MESSÝ'YE SAHÝP ÇIKTI ARJANTÝNLÝ efsanevi futbol adamý Diego Maradona, Copa America'da ortaya koyduðu performans nedeniyle eleþtirilen Arjantin Milli Takýmý oyuncularýndan Lionel Messi'ye destek verdi. Maradona, Arjantin'in Ole gazetesine yaptýðý açýklamada, Messi'ye yöneltilen eleþtirilerin haksýz olduðunu belirterek, Messi'ye yeterince seçenek sunulmadýðýný söyledi. Kupadaki ilk iki maçýnda Kolombiya ve Bolivya ile berabere kalan Arjantin takýmýnýn hücum futbolu oynamadýðýný belirten Maradona, ''Messi'ye haksýzlýk yapýldý. Ona güvenilmesini istiyorum. Takýmda ona seçenek sunulmuyor'' diye konuþtu.
Yýldýrým'ýn baþkanlýðýnýn sona ermesi için istifasýnýn þart olduðu bildirildi.
SPOR
Y
12 TEMMUZ 2011 SALI
15
HAYIRLI EVLÂT OLDU, BABASINI UNUTMADI
‘‘
1990'da Çekoslavakya'da görevi baþýnda vefat eden Boks Federasyonu eski baþkaný ve hakemi Ahmet Cömert adýna düzenlenen boks turnuvasý 26 yýldýr ailesi tarafýndan yaþatýlmaya çalýþýlýyor.
650. Tarihî Kýrkpýnar Yaðlý Güreþleri'nin finalinde, Ali Gürbüz ve Recep Kara arasýndaki baþpehlivanlýk güreþi Antalya Belek Belediyesi güreþçisi Gürbüz'ün zaferiyle sonuçlandý.
Baþpehlivanlýk sevinci 650. TARÝHÎ KIRKPINAR GÜREÞLERÝ FÝNALÝNDE TECRÜBELÝ RAKÝBÝ RECEP KARA'YI YENEREK ÝLK DEFA BAÞPEHLÝVAN OLAN ALÝ GÜRBÜZ, "BABAMIN BIRAKTIÐI YERDEN DEVAM EDÝYORUM" DEDÝ. BU yýl 650'ncisi yapýlan Tarihi Kýrkpýnar Yaðlý Güreþleri'nde Ali Gürbüz, Baþpehlivan oldu. Edirne Sarayiçi mevkisinde Baþbakan Recep Tayyip Erdoðan'ýn da izlediði 58 dakika süren güreþte Gürbüz, rakibi Kara'yý yendi. Pehlivanlar güreþe kontrollü baþladý. Mücadelenin ilk 10 dakikasýnda birbirinin açýðýný kollayan pehlivanlar, önemli bir atak ve oyun yapmadý. Kalan dakikalarda da rakibini yenecek oyuna girmeyen pehlivanlar, 30 dakikalýk normal sürede yeniþemedi. Daha sonra puanlama güreþi baþladý. Puanlamada 5 dakikalýk sürede de pasif güreþen iki pehlivana birer ihtar verildi. Er Meydaný'ný dolduran 20 bini aþkýn izleyici zaman zaman ýslýklarla pehlivanlarýn pasif gü-
Baþbakan Recep Tayyip Erdoðan, güreþin ardýndan Baþpehlivan Ali Gürbüz ile ikinci Recep Kara ve üçüncüler Fatih Atlý ile Þaban Yýlmaz'a ödüllerini verdi.
reþini protesto etti. Müsabakanýn 18'inci dakikasýnda pasif güreþi sürdüren Recep Kara'ya ikinci ihtar verildi. Ayný gerekçeyle 22 dakikada Ali Gürbüz'e ikinci ihtar uygulandý. Bu dakikadan sonra güreþ biraz hare-
ketlendi. Puanlamanýn 28'inci dakikasýnda Kara'nýn oyununa karþýlýk vererek bastýran ve arkasýna geçen Gürbüz þampiyon oldu. Gürbüz, omuzlarda tribünleri selamlarken Kara'nýn oldukça üzgün olduðu görüldü.
Baþpehlivan Ali Gürbüz, ''Çok mutluyum. Herkese nasip olmayacak bir þey Kýrkpýnar'da baþpehlivanlýk. Babamýn býraktýðý yerden devam ediyorum. Mehmet Yeþil Yeþil takým arkadaþým. Üçüncü kez baþpehlivan olamadý. Ama onun yarým býraktýðý altýn kemeri Antalya'ya götürüyorum'' dedi. 650. Tarihi Kýrkpýnar Yaðlý Güreþleri'nde ikinci Recep Kara, üçüncülüðü ise Þaban Yýlmaz ile Fatih Atlý elde etti. Bu arada, Kýrkpýnar'da defalarca baþpehlivan olan ve iki kez altýn kemerin ebedi sahibi olan Ahmet Taþçý'ya, Kültür ve Turizm Bakanlýðý tarafýndan sanatsal deðeri yüksek kalemkarlýk ve dövme teknikleriyle yapýlmýþ Osmanlý motifleriyle bezenmiþ pirinç kemer Baþbakan Erdoðan tarafýndan takýldý.
B
Cömert adýnýn verilmesi hem de Ýstanbul'da olmasýyla katýlým çok arttý. 45 ülkeye kadar ulaþtý.
Bu sporcularýn ulaþým ve konaklama iþleri sizin kanalýnýz tarafýndan mý yapýlýyor?
Boks Federasyonu ile birlikte yapýyoruz. Biz daha çok promosyonel, tanýtým harcamalarý ve bir takým ek desteklerim de oluyor. Sponsorluk rakamlarýný babamýn adýna verilmiþ bir turnuvada böyle bir þey konuþmak da istemiyorum. Yapabileceðimiz neyse maksimum yapmak isterim. Ama þu hale gelmesini de arzulamam. Bu turnuva bir vefa borcudur. Türkiye'nin tanýtýmýný çok iyi yapan bir turnuva. Ahmet
oks Federasyonu eski baþkanlarýndan Ahmet Cömert'in 1990 yýlýnda hakem olarak görevli gittiði Çekoslavakya'da vefat etmesinin ardýndan onun hatýrasýný yaþatmak için düzenlenen "Ahmet Cömert Boks Turnuvasý" bugün 26 yaþýný doldurdu. Saðlýðýnda bu turnuvanýn hamisi olarak bilinen Ahmet Cömert'in adýnýn ölümsüzleþmesi için bu uluslararasý organizasyonu bugünlere getiren ve Türk spor camiasýnda sevilen bir Babasýnýn hatýrasýný yýllardýr yaþatmaya çalýþan oðlu Attila Cömert, arkadaþýmýz Erol Doyuran'a, "Yeni neslin Ahmet Cömert'i tanýmasý için çalýþýyoruz" dedi. isim olan oðlu Attila Cömert Cömert 50 yýlýný boks sporuna adamýþ. Dolayýsýyla okonu ile ilgili sorularýmýzý cevaplandýrdý. Babanýz Ahmet Cömert boksta ünü Avru- nun adýna lâyýk olabilecek bir turnuva ve ülkemizi pa'ya yayýlmýþ bir hakemdi. 1990 yýlýnda vefat çok iyi tanýtan bir turnuva olmasýný isterim. Bu turetti. Daha sonra onun hatýrasýný yaþatmak için nuvanýn hakkýný vermek lâzým. Klasýný düþürmemek turnuva düzenlediniz. Bu fikir nasýl doðdu? lâzým. Ben þunu yapmak istemiyorum. Burada imÝlk 5 tanesi Ýstanbul Boðaziçi Boks Turnuvasý adý kanlarým çerçevesinde ben tamamýný da karþýlayaaltýnda yapýldý. O zamanlar babam federasyonda bu yým, yapayým þeklinde olmasýný arzulamam. O zaiþi baþlatan kiþilerden bir tanesiydi. Çok popüler ol- man anlamý gider. Çünkü o bize verilmiþ bir anma ve du. Ýstanbul Boðaziçi Boks Turnuvasý diye. Babam bir vefa olayý. Onu da görmek isteriz, yaþamak isteriz. bu turnuvanýn adeta hamisiydi. Canlandýrýp, popüBu turnuva sonunda görevini yapmýþ bir evler hale getirdi. Bu turnuvadan çok heyecan duyar- lat olarak manevi bir haz duyuyor musunuz? dý. Çünkü onun bebeði gibiydi. 1990 yýlýnda kendiTabi. Onu anmak, onu Türkiye'ye mal olmuþ bir sini görevi baþýnda Çekoslavakya'da kaybettik. Gö- kiþiliðini yine nesilden nesile Türkiye'ye mal olrevi baþýnda þehit oldu, boks þehidi oldu. Daha önce muþluðunu görmek, hissetmek, onu tanýmayanlarý gazilik mertebesine de ulaþmýþtý. Onun anýsýna sa- da yeni nesil olarak tanýtmak, Ahmet Cömert kimðolsun o dönemde bakanlýðýmýz, genel müdürlüðü- dir, ölümünden 21 yýl sonra yine yeni bir nesil gelmüz ve federasyonumuz bu turnuvanýn adýný Ah- miþtir. Bu yeni nesile Ahmet Cömert buymuþ, bu met Cömert olarak deðiþtirin dedi. Altýncýsýndan i- kiþiymiþ diye Ahmet Cömert adýnýn verildiði spor tibaren “Ahmet Cömert Boks Turnuvasý” þeklinde salonunda bunu yaþatmak güzel bir þey. Bunun mabaþladý. Turnuva çok popüler oldu. Hem Ahmet neviyatýný ailece çok iyi hissediyoruz.
I S Aman dikkat I Allah’a inancý olmasa eðer, fayda umsa, kardeþini yer… R Kiþi, Seçim hengâmýnda âsâyiþ mühim; G Derler: “Kurt, dumanlý havayý sever.” A SEYFEDDÝN YAÐMUR isirgan60@hotmail.com N
ÜM Ý T V Â R O L UN U Z : Þ U Ý S T Ý K B A L Ý N K I L Â B I ÝÇÝNDE EN YÜKSEK GÜR SADÂ ÝSLÂMIN SADÂSI OLACAKTIR
Y 12 TEMMUZ 2011 SALI
Vatandaþlar, çorbalarýný kurulan masalarda içtikten sonra yapý lan duâ ile birlikte evlerinin yolunu tutuyor. FOTOÐRAF: CÝHAN
Sabah namazýndan çýkanlara çorba ve çay ikramý yapýlýyor
FOTOÐRAF: AA
KAYSERÝ’DEKÝ Seyyid Burhaneddin Hazretleri Türbesi’nde sabah namazýný kýlanlara, çýkýþta çorba ve çay ikramýnda bulunuluyor. Sabah namazýnda Seyyid Burhaneddin Hazretleri Türbesi insanlarýn akýnýna uðruyor. Namaz sonrasýnda okunan Kur’ân'ý Kerim’i dinleyen vatandaþlar, çýkýþta salavat getirip hayýr duâlarýnda bulunuyor. Daha sonra gönül insanlarý tarafýndan çorba ve çay ikramýnda bulunuluyor. Vatandaþlar, çorbalarýný kurulan masalarda içtikten sonra yapýlan duâ ile birlikte evlerinin yolunu tutuyor. Kimi vatandaþ ise türbede Kur’ân'ý Kerim okumaya devam ederken, kimi vatandaþ dua ediyor. Türbenin önüne kurulan masalarda çorbalarýný afiyetle içen vatandaþlar, bir sonraki Cuma günü buluþmak üzere birbiriyle helalleþip ayrýlýyor. Sabah namazý sonrasýnda yapýlan bu gönül iþi, her Cuma günü tekrarlanýyor. Kayseri/cihan
Araþtýrma sonucu vücutta biriken elektromanyetik yükün Allah’a secde ile dýþarý boþaltýldýðýnýn belirlendiðini dile getiren Mýsýrlý bilim adamý, araþtýrmalarýn insan boyunun küçüldükçe elektromanyetik dalgalara uðrama oranýnýn daha da azaldýðýný gösterdiðini söyledi.
Namaz hastalýklardan koruyor KAHÝRE’DE YAPILAN BÝR BÝLÝMSEL ARAÞTIRMADA, NAMAZIN BAÞTA KANSER OLMAK ÜZERE BÝRÇOK HASTALIKTAN KORUDUÐU, BÝRÇOK BEDENSEL VE PSÝKOLOJÝK HASTALIKLARA DA ÝYÝ GELDÝÐÝ TESBÝT EDÝLDÝ. MISIR’IN baþkenti Kahire’de bulunan Ulusal Iþýn Teknolojisi Merkezi’nde yapýlan bir bilimsel araþtýrma, namazýn, baþta kanser olmak üzere birçok hastalýktan koruduðunu ortaya çýkardý. Araþtýrmayla ayrýca secdenin hamile kadýnlar için de oldukça yararlý olduðunu ve ceninin þekil bozukluðuna uðramasýný engellediðini, bunun yanýnda yine birçok bedensel ve psikolojik hastalýklara iyi geldiði tespit edildi. Bugün’de yer alan haberde, Iþýn Teknolojisi Merkezi Bölümü Baþkaný Biyoloji profesörü
Muhammed Ziyaeddin Hamid, bu çaðda insanlarýn her yönden elektromanyetik dalgalara maruz kaldýðýný ve bu nedenle daha fazla ýþýn aldýðýný belirterek, vücutta biriken bu yükün mutlaka dýþarý atýlmasý gerektiðini bildirdi. Araþtýrma sonucu vücutta biriken elektromanyetik yükün Allah’a secde ile dýþarý boþaltýldýðýnýn belirlendiðini dile getiren Mýsýrlý bilim adamý, bilimsel araþtýrmalarýn insan boyunun küçüldükçe elektromanyetik dalgalara uðrama oranýnýn daha da azaldýðýný gösterdiðini söyledi.
Yedi azanýn yerle temasý enerjiyi boþaltýyor ÝNSANIN secde halindeyken elektromanyetik dalgalara daha az maruz kaldýðýný ve alnýn yere deðmesiyle vücuttaki elektromanyetik yükün dýþarýya boþaltýldýðýný tespit ettiðini kaydeden Profesör Ziyaeddin, secde halinde olan bir insanýn yedi organýnýn yerle temas etmesinin boþaltýmý hýzlandýrdýðýný ve bunun yorgunluk ve bazý hastalýklara iyi geldiðini ifade etti. Araþtýrmalarýn elektrik yükünün vücuttan saðlýklý bir þekilde atýlmasý için secde anýnda kýbleye dönmek gerektiðini gösterdiðini bildiren Profesör Ziyaeddin, Kâbe’nin yeryüzünün merkezi olduðunu ve yeryüzünün merkezine yönelmenin vücuttaki elektrik yükünü dýþarý atmak için en uygun pozisyon olduðunu söyledi. Beþ vakit farz namazýn vücuttaki elektrik yükünün dýþarý atýlmasý için yeterli olduðunu belirten Mýsýrlý bilim adamý, uyku esnasýnda vücutta oluþan unsurlarýn sabah namazýyla dýþarý atýldýðýný ve insanýn güne saðlýklý ve canlý bir þekilde baþladýðýný kaydetti. Öðle, ikindi ve akþam namazlarýnýn günün yorgunluðunu ve stresini azalttýðýný ve insana psikolojik bir rahatlama saðladýðýný söyleyen Profesör Ziyaeddin, yatsý namazýyla gün boyu vücutta oluþan yükün geri kalanýnýn dýþarý atýldýðýný ve insanýn rahat bir þekilde uykuya dalmasýnýn saðlandýðýný belirtti.
ABD’de trafiðe çýkma izni almayý baþaran ilk uçan otomobilin fiyatý 250 bin dolar civarýnda. Seri üretimi ise 2012’de baþlayacak.
Uçan otomobile trafik izni TRANSÝTÝON adlý araç ABD’de trafiðe çýkma izni almayý baþaran ilk uçan otomobil oldu. Terrafugia’nýn ürettiði kanatlý otomobil, artýk trafiðe çýkabilecek. ABD Ulusal Otoyol Trafik Güvenliði Dairesi, Transition’ý ‘yolda gidebilir hava aracý’ olarak sýnýfladý. Henüz konsept üretim aþamasýnda olan uçan otomobilin seri üretiminin 2012’de baþlmasý planlanýyor. Üretici firma parça tedariðinde henüz sýkýntýlar yaþýyor. Þimdilik sadece tek yolcuyla uçabilen uçan otomobilin fiyatý da 250 bin dolar civarýnda. Seri üretime kadar tasarýmsal yeniliklerle taþýma kapasitesi artýrýlýrken fiyatýnýn da düþürülmesine çalýþýlacak.