09 Ağustos 2011

Page 1

DAVETLER ÝPTAL, ÝFTARLAR SOMALÝ’YE ÝTSO Baþkaný Hasan Hüseyin Kaçýkoç, bu yýl Ramazan

ayý boyunca verecekleri bütün iftar yemeklerini iptal edip, bedelini Somali’ye baðýþlayacaklarýný bildirdi. Haberi sayfa 3’te

AFRÝKA’YA 950 BÝN SMS / 3’TE

Y GERÇEKTEN HABER VERiR

Faruk Çakýr’ýn gezi notlarý YARIN’dan itibaren gazetenizde...

ASYA’NIN BAHTININ MÝFTAHI, MEÞVERET VE ÞÛRÂDIR

YIL: 42

9 AÐUSTOS 2011 SALI / 75 Kr

SAYI: 14.892

www.yeniasya.com.tr

Tümg. Hýfzý Çubuklu

Org. Hüseyin Nusret Taþdeler

E. Org. Hasan Iðsýz

Andýççý generallere yakalama MAHKEME KARARINI VERDÝ

MERKEZ BANKASI:

EURO 2.5, DOLAR 1.75 TL'YÝ GEÇTÝ

Endiþe derinleþti riskler çoðaldý

Döviz yükseliyor borsa düþüyor

Merkez Bankasý Para Politikasý Kurulu’nun 4 Aðustos’ta gerçekleþtirdiði ve önemli kararlarýn alýndý ðý ‘’ara toplantý”da kurul üyeleri, bazý Av ru pa ül ke le rin de ki kamu borcu sorunu na ve küresel büyü meye iliþkin endiþelerin giderek derin leþ ti ði ve Tem muz 2011 Ku rul top lan tý sýnda dikkat çekilen risklerin belirginleþtiði yönündeki tesbitlerini dile getirdiler. Haberi sayfa 11’de

Euro Ýstanbul serbest piyasada 2,5 lirayý aþarak TL karþýsýnda tüm zamanlarýn rekorunu kýrarken, do lar 1,7520 lirayla güne baþlayarak 2009 Mart baþýndan bu yana en yüksek seviyesine ulaþtý. Borsa da haftaya düþüþle baþladý. Haberi 11’de

Altýn rekor yeniledi Haberi sayfa 11’de

ÝNTERNET ANDICI DÂVÂSINDA, BÝR MUVAZZAF ORGENERALLE BÝRLÝKTE 14 KÝÞÝ ÝÇÝN YAKALAMA EMRÝ ÇIKARILDI. Ýstanbul 13. Aðýr Ceza Mahkemesi, “kamuo yunu yönlendirme amaçlý internet siteleri'' dâvâsý kapsamýnda, YAÞ kararýyla Kara Kuvvetleri Eðitim ve Doktrin Komutanlýðýna atanan Org. Hüseyin Nusret Taþdeler ile Tümg. Hýfzý Çubuklu ve e. Org. Hasan Iðsýz'ýn da aralarýnda bulunduðu 14 sanýk hakkýnda yakalama emri çýkarttý.

BÝR KORAMÝRAL, ÝKÝ KORGENERAL

Haklarýnda yakalama kararý verilen diðer subaylar: Kora. Mehmet Otuzbiroðlu, korgeneraller Mehmet Eröz ve Ýsmail Hakký Pekin, Tümg. Mustafa Bakýcý, Tuðamiral Alaettin Sevim, Albay Sedat Özüer, emekli Albay Fuat Selvi, Hulusi Gülbahar, Cemal Gökçeoðlu, Mehmet Bülent Sarýkahya ile Ziya Ýlker Göktaþ. Haberi sayfa 4’te

Kast sistemi ve genç subaylar / ANKARA'NIN MESAJLARINI ÝLETECEK

Davutoðlu bugün Þam’da

Baþ ba kan Re cep Tay yip Erdoðan’ýn talimatýyla Dýþiþleri Bakaný Ahmet Davutoð lu bugün Suriye’ye gidiyor. Davutoðlu’nun Þam'da yapaca ðý gö rüþ me ler de Tür ki ye’nin me saj la rý ný i letme si bekleniyor. Haberi sayfa 7’te

Kâzým Güleçyüz’ün yazýsý sayfa 3’te

OCAK'TAKÝ YÜZDE 19 ARTIÞ, HAZÝRAN'DA YÜZDE 6.7'YE GERÝLEDÝ

Sanayide üretim hýz kesiyor

Sanayi üretimi bu yýl Haziran’da, geçen yýlýn ayný ayýna göre yüzde 6,7 arttý. TÜÝK verilerine göre, sanayi üretimi, geçen yýlýn ayný ayýna göre, Ocak'ta yüzde 19, Þubat'ta yüzde 13,9, Mart'ta yüzde 10,2, Nisan'da yüzde 8,8, Mayýs'ta yüzde 8 artmýþtý. Haberi sayfa 11’de

Tecrit, Esad’ý Ýran’a iter Ýngiliz Guardian gazetesi yazarý Simon Tisdall, Suriye’deki þiddetten kaçan Suriyelilerin Türkiye’ye sýðýndýðýný ve bunun Türkiye için problem oluþturmaya baþladýðýný belirtirken, Ankara’nýn bir endiþesinin de tecrit edilen Esad’ýn Ýran ile daha da güçlü ittifak içine girme ihtimali olduðuna dikkat çekti. Haberi 7’de

Ýsrail’in özüre niyeti yok

Ýsrail Baþbakan Yardýmcýsý Moþe Ya’alon, geçen yýlki Mavi Mar mara gemisi operasyonundan sonra Türkiye ile Ýsrail arasýnda mey dana gelen gerginliði sona erdirmek için Ankara’nýn ileri sürdüðü þartlarý sert bir þekilde eleþtirdi ve Türkiye’nin taleplerini “küstahlýk” olarak nitelendirdi. Haberi sayfa 7’de ISSN 13017748

ORG. TAÞDELER VE TÜMG. ÇUBUKLU

Kaçýrýlan askerler için heyet Haberi sayfa 5’te

Afganistan’da 8 sivil daha Haberi sayfa 7’de


2

LÂHÝKA

9 AÐUSTOS SALI

‘‘

Y

Ramazan ayýna bu ismin verilmesinin sebebi, günahlarý yakýp erittiði içindir. Câmiü's-Saðîr, No: 1429 / Hadis-i Þerif Meâli

MUSTAFA SAÝD ÝÞERÝ

Oruç, bütün duygulara tutturulmalýdýr

saidiseri@yahoo.com

Oruç aynasýnda Esma-i Hüsnâ tecellileri

‘‘

O

Orucun ekmeli ise, mide gibi bütün duygularý, gözü, kulaðý, kalbi, hayali, fikri gibi cihazat-ý insaniyeye dahi bir nevi oruç tutturmaktýr.

YEDÝNCÝ NÜKTE amazan’ýn sýyâmý, dünyada âhiret için ziraat ve ticaret etmeye gelen nev-i insanýn kazancýna baktýðý cihetteki çok hikmetlerinden bir hikmeti þudur ki: Ramazan-ý Þerif’te sevab-ý a’mâl, bire bindir. Kur’ân-ý Hakîmin, nass-ý hadisle, herbir harfinin on sevabý var; on hasene sayýlýr, on meyve-i Cennet getirir. Ramazan-ý Þerifte herbir harfin on deðil, bin; ve Âyetü’l-Kürsî gibi âyetlerin herbir harfi binler; ve Ramazan-ý Þerifin Cumalarýnda daha ziyadedir. Ve Leyle-i Kadir’de otuz bin hasene sayýlýr. Evet, herbir harfi otuz bin bâki meyveler veren Kur’ân-ý Hakîm, öyle bir nuranî þecere-i tûbâ hükmüne geçiyor ki, milyonlarla o bâki meyveleri Ramazan-ý Þerifte mü’minlere kazandýrýr. Ýþte, gel, bu kudsî, ebedî, kârlý ticarete bak, seyret ve düþün ki, bu hurufâtýn kýymetini takdir etmeyenler ne derece hadsiz bir hasârette olduðunu anla. Ýþte, Ramazan-ý Þerif adeta bir âhiret ticareti için gayet kârlý bir meþher, bir pazardýr. Ve uhrevî hasýlat için gayet münbit bir zemindir. Ve neþvünemâ-i a’mâl için, bahardaki mâ-i Nisandýr. Saltanat-ý rububiyet-i Ýlâhiyeye karþý ubudiyet-i beþeriyenin resm-i geçit yapmasýna en parlak, kudsî bir bayram hükmündedir. Ve öyle olduðundan, yemek içmek gibi nefsin gafletle hayvanî hâcâtýna ve mâlâyâni ve hevâperestâne müþtehiyâta girmemek için, oruçla mükellef olmuþ. Güya muvakkaten hayvaniyetten çýkýp melekiyet vaziyetine veyahut âhiret ticaretine girdiði için, dünyevî hâcâtýný muvakkaten býrakmakla, uhrevî bir adam ve tecessüden tezahür etmiþ bir ruh vaziyetine girerek, savmý ile Samediyete bir nevî aynadarlýk etmektir. Evet, Ramazan-ý Þerif, bu fâni dünyada, fâni ömür içinde ve kýsa bir hayatta, bâki bir ömür ve uzun bir hayat-ý bâkiyeyi tazammun eder, kazandýrýr. Evet, birtek Ramazan, seksen sene bir ömür semerâtýný kazandýrabilir. Leyle-i Kadir ise, nass-ý Kur’ân ile, bin aydan daha hayýrlý olduðu, bu sýrra bir hüccet-i kàtýadýr. Evet, nasýl ki bir padiþah, müddet-i saltanatýnda, belki her senede, ya cülûs-u hümayun namýyla veyahut baþka bir þâþaalý cilve-i saltanatýna mazhar bazý günleri bayram yapar. Raiyetini, o günde umumî kanunlar dairesinde deðil, belki hususî ihsânâtýna ve perdesiz huzuruna ve has iltifatýna ve fevkalâde icraatýna ve doðrudan doðruya lâyýk ve sadýk milletini has teveccühüne mazhar eder. Öyle de, Ezel ve Ebed Sultaný olan on sekiz bin âlemin Padiþah-ý Zülcelâli, o on sekiz bin âleme bakan, teveccüh eden fermân-ý âliþâný olan Kur’ân-ý Hakîmi, Ramazan-ý Þerif’te inzal eylemiþ. Elbette o Ramazan, mahsus bir bayram-ý Ýlâhî ve bir meþher-i Rabbânî ve bir meclis-i ruhanî hükmüne geçmek, mukteza-yý hikmettir. Madem Ramazan o bayramdýr. Elbette bir derece süflî ve hayvanî meþagilden insanlarý çekmek için, oruca emredilecek. Ve o orucun ekmeli ise, mide gibi bütün duygularý, gözü, kulaðý, kalbi, hayali, fikri gibi cihazat-ý insaniyeye dahi bir nevi oruç tutturmaktýr. Yani, muharremattan, mâlâyâniyattan çekmek ve herbirisine mahsus ubudiyete sevk etmektir. Meselâ, dilini yalandan, gýybetten ve galiz tabirlerden ayýrmakla ona oruç tutturmak; ve o lisaný, tilâvet-i Kur’ân ve zikir ve tesbih ve salâvat ve istiðfar gibi þeylerle meþgul etmek; meselâ gözünü nâmahreme bakmaktan ve kulaðýný fena þeyleri iþitmekten men edip, gözünü ibrete ve kulaðýný hak söz ve Kur’ân dinlemeye sarf etmek gibi, sair cihazata da bir nevî oruç tutturmaktýr. Zaten mide en büyük bir fabrika olduðu için, oruçla ona tatil-i eþgal ettirilse, baþka küçük tezgâhlar kolayca ona ittibâ ettirilebilir. Mektubat, 29. Mektub, 2. Risâle

R

LÛGATÇE:

sýyâm: Oruç. hurufât: Harfler. neþvünemâ-i a’mâl: Amellerin yeþermesi ve büyümesi. mâ-i Nisan: Nisan yaðmuru. tecessüden: Beden haline gelerek, cesetle-

þerek. cülûs-u hümayun: Padiþahýn tahta çýkýþý. ekmel: En mükemmel. muharremat: Haram kýlýnan þeyler. mâlâyâniyat: Abes, boþ, manasýz þeyler.

ruç, bir uructur, yükseliþtir. Oruç, yerçekimine direnmek ve gökçekiminin cazibesine kapýlmaktýr. Nefsânî arzularý terk etmek, Ýlâhî tecellilere ayna olmaktýr. Oruç insanî bir aynadýr. Allah’ýn Esma-i Hüsna’sýnýn en güzel ve en mükemmel yansýmalarý oruç aynasýnda görülür. Ýnsan açlýðýný hissettiði oranda minnettar olur ve þükreder. Diðer zamanlarda gerçek açlýðý tatmayan bir nefis, gerçek þükrü de eda edemez. Açlýk acýsýnýn farkýnda olmadýðý için yoksullara gerçek anlamda acýyamaz ve yardýmcý olamaz. Ancak oruçtaki açlýkla Allah’ýn Rahman, Rezzak, Mün’im, Meþkûr gibi isimlerinin bilincine varýlýr. Nefis kendini sýnýrsýz hür zanneder. Kul olduðunu unutur. Sayýsýz nimetlerle terbiye edildiðini hatýrlamak istemez. Oruç ile anlar ki, nimetler kendi mülkü deðildir. Kendine malik de deðildir. Allah izin vermediðinde en küçük bir nimete bile elini uzatamaz. Bu mânânýn yaþanmasýyla Allah’ýn Rab, Mürebbi, Malik gibi isimlerine parlak bir ayna olmaya liyakat kazanýlýr. Nefis, kendini güçlü ve kudretli zanneder. Virüslerden kuyruklu yýldýzlara kadar, onu korkutan þeylerden gaflet eder. Oruç ile insan aczini ve zaafýný tam anlamýyla hisseder. Allah’ýn Kadir, Muktedir gibi isimlerinin tecellilerini yakînen anlar, görür ve hâliyle gösterir. Nefis, ruhun ulvî zevklerini bilmez. Konuþan nefis oldukça, ruh susar. Oruç ile nefis susar. Ruhun, kalbin, aklýn, sýrrýn sesleri iþitilir. Ruhun ve diðer latifelerin gýdasý ise Kur’ân nurlarýdýr. Oruç ile melekleþen bir ruh, gerçek manada Allah’a muhatab olur. Kur’ân’ý, ilk indiði zamandaki gibi–derecesine göre Resûl-i Ekrem’den (asm), Hz. Cebrail’den (as), Mütekellim-i Ezelî olan Allah’tan iþitiyor gibi—dinleyebilir. Allah’ýn Mütekellim ismine en güzel bir ayna olur. Oruç ile göz, kulak gibi azalar da bir nevî oruç tutarlar. Geçici iþlerini terk etmekle, kendilerine mahsus kulluk tavýrlarýna bürünürler. Oruç ile göz Basîr ismine, kulak Semi’ ismine çok parlak bir ayna mahiyetini kazanýr. Oruç ayný zamanda hem maddî, hem mânevî bir perhizdir. Üst üste yemek yemekten kaynaklanan hastalýklardan oruç sayesinde korunulur. Açlýða sabýr mânâsýndaki bir oruç ise mânevî hastalýklarýn ilâcýdýr. Orucun maddî/mânevî perhiziyle Allah’ýn Þâfî, Sabur isimlerinin tecellileri parlamaya baþlar. Oruç, Ýsm-i Azam’ýn altý nuru olan Kuddüs, Adl, Hakem, Ferd, Hayy ve Kayyum isimlerine en güzel âyinedarlýðý netice verir. Kuddüs isminin bir tecellisi olarak oruç öyle bir kalkan olur ki, nefis ve þeytanýn her türlü desiselerini engeller. Oruç günahlarýn mânevî kirlerinden temizlenmeyi de saðlar. Ýlâhî zikrin iklimi olmasýyla Kuddüs ismine baþka bir yönden ayna olmaya vesiledir. Oruç ile hayattaki denge yakalanýr. Normal zamanlarda isteklerini ve öfkelerini kontrol etmekte zorlanan insanoðlu, oruç ile þehevî ve gadabî kuvvelerini dengeler ve Adl ismine mükemmel bir ayna olur. Oruç sayesinde insan yaratýlýþ gayesine kilitlenir. Kendisine emanet olarak verilen tüm cihazlarý hikmetli ve iktisatlý bir þekilde kullanmayý baþarmasýyla Hakem isminin tecellisine mazhar olur. Oruç benlik ve enaniyeti zayýflatýr. Oruçlu yüzler, kesretten vahdete yönelir. Kesrete açýlan nefsânî kapýlar oruçla kapanýnca, vahdete ruhtan nurânî kapýlar açýlýr. Allah’ýn Ferd isminin en güzel vahdânî tonlarý oruçta derç edilmiþtir. Oruç, hayattýr ve Allah’ýn Hayy ismine en güzel âyinedarlýktýr. Oruç ile beden zayýflar, ruh kuvvet kazanýr. Oruç ile bütün duygular yeniden canlanýr. Oruç bir faaliyettir ve insaniyetin zenbereðidir. Oruç ile mide fabrikasý durur, fakat ruhun, kalbin, aklýn tezgâhlarý faaliyete geçer. Oruç uhrevî tezgâhlarý iþletmesiyle Kayyum isminin en faal maânevî fabrikalarýnýn birincilerindendir.

Ay ve Nur’un esrarý hasangunes@hotmail.com

M

übarek Ramazan ayý ince bir hilâlle baþlayýp bedir hali olan dolunaya doðru hýzla yol alýyor. En nihayet her yýl olduðu gibi tekrar baþladýðý þekle dönüp bizlere muazzam hasýlatý býrakarak elveda diyecek. Güneþin görüntüsü deðiþmezken, Ay seyircilerine, her gün farklý görünümler, farklý manzaralar ve farklý vazifeler arzeder, hatýrlatýr… Güneþ mi önemlidir, yoksa Ay mý? Elbette Güneþ, ancak hâdise Ay’da biter. Çünkü Güneþ’te herkes müttefik iken Ay’da her gün için baþka bir yorum farký vardýr. Ay, Güneþ’i yorumlar ve tefsir eder. Ramazan’ýn baþlangýcýný tespit eden Rüyet-i Hilâl’de olduðu gibi, anlayýþ ve kabuller mezhepler ve meþrepler adedince deðiþir. Ay bu kadar önemli ki, Müslümanlar “Hilâl”i sembol yapmýþlar. Hicret esnasýnda Peygamberimizi (asm) karþýlayan Medineli çocuklarýn sevinçleri “Bedir üzerimize doðdu” mýsralarýyla baþlayan ilâhide kendini buluyordu. Evet, bir mânâda iki cihan güneþi olan Peygamberimiz (asm) gerçekte ziyasýný, nurunu Ýslâm güneþinden, Âlemlerin Rabbinden alan bir Ay idi… Çünkü O, sadece kendisine vahyedileni söylüyordu... Þu içinde seyahat ettiðimiz uçsuz bucaksýz kâinatta her birinde en az yüz milyar yýldýz bulunan yüz milyar galaksiden birisi olan Samanyolu galaksisinde, Yerküre, Güneþ ve Ay üçlüsü tesadüfe havalesi mümkün olmayan bir tevafuka sahiptir. Yerküre’den baktýðýnýzda, Ay ve Güneþ ayný büyüklükte görünür. Birbirinden çok farklý büyüklükte ve çok farklý hareketler yapan bu üç gök cisminin birisinden bakýnca diðer ikisinin ayný büyüklükte görünmesi harika bir tevafuktur, muazzam bir mucizedir. Elbette iki gök cisminin eþit büyüklükte yaratýlmasý da bir mucizedir, ancak farklý büyüklükteki ve farklý yörüngelerde hareket eden cisimleri fark-

lý mesafelere yerleþtirerek ayný görünümün saðlanmasý daha muazzam bir mucizedir. Bu tevafuku anlamak için biraz matematiðe müracaat etmekte fayda var. Ay’ýn çapý 1 birim olarak kabul edilirse, Güneþ’in çapý 400 birimdir. Baþka bir ifade ile Güneþ’in çapý, Ay’ýn çapýnýn 400 katýdýr. Ancak Güneþ’in Yerküre’ye olan mesafesi de Ay’ýnkinden tam 400 kat fazladýr. Evet, Güneþ’i Ay’dan 400 kat büyük yaratan yerlerin ve göklerin sahibi, harika bir hesap ve ince bir ayar ile Güneþ’i tam 400 kat uzaklýða yerleþtirerek ikisinin Dünya’dan ayný büyüklükte görünmesini saðlamýþ. Tabi bütün bu hesaplar yapýlýrken, þu dünyamýzý yaþanýr hâle getiren Güneþ, Ay ve Yerküre arasýndaki milyonlarca faktör ve hesap da ihmal edilmemiþtir. Bir kýsým insanlar fark etmese de galaksiler büyüklüðünde bir pergel, atom hassasiyetinde bir açýölçer ve daha keþfedilmeyen nice ölçü cihazlarý, top güllesinden yetmiþ kat hýzla uçuþan kürelerin arasýnda dünya kurulalý beri büyük bir hikmetle, sessiz sedasýz çalýþýyor. Ayný büyüklükte gözükmesinin hikmeti nedir? Soruyu cevaplamak için biraz daha yakýnlara bakalým. Evlerimizdeki duvar saatleri istisnalar hariç Ay ve Güneþ gibi yuvarlak ve büyüklükleri de onlarýn gökyüzündeki görüntüleri kadardýr. Bir de kendimize bakalým: Ýnsanlar birbirlerini simalarýyla muhatap alýrlar. Evet, simalarýn büyüklüðü konuþma ve görüþme mesafesi de ayný hesaba göredir. Biz gözümüze göre saat dizayn ederken Cenâb-ý Hak da gök cisimlerini, simamýzý ve gözlerimizi ayný hesaba göre dizayn etmiþ. Misâller çoðaltýlabilir… Simalarýn mahþer gününde Ay’ýn bedir hâli gibi parlamasý, Âlemlerin Rabbinin muhteþem sanatlarýna ve harika icraatlarýna karþý hayret ve þükür secdesinin çokluðundandýr. Þimdi konuyu daha iyi anlamak için Kur’ân-ý Kerim’e kulak verelim. Cenâb-ý Hak Yûnus Sûresinde (10/5) ferman ediyor: “Güneþi ziya (ýþýk), Ay’ý nur yapan, yýllarýn sayýsýný ve hesabý bilmeniz için Ay’a menziller düzenleyen O’dur. Allah, bunlarý ancak hak ile yaratmýþtýr. Bilen insanlar için âyetlerini ayrýntýlý olarak açýklar.”

Âyette bahsedilen “hak ile yaratmak” bu harika ölçüler olsa gerektir. Risale-i Nur’dan Mektubat isimli eserde Ay’ýn takvimcilik vazifesine þu cümle ile dikkat çekilir: “Her bir gününe, ayrý bir þekilde bir Kamer’i (Ay) göstererek, evkatýn (vakitlerin) hesabý için takvimcilik yaptýrýr.” Demek ki, bu kadar muazzam icraat, bu kadar büyük masraf ve bu kadar harika iþlerin bir hikmeti de hem harika bir gece lambasý, hem de vakitlerin hesabý ve takvimcilik için… Evet, vakit ve zaman, özellikle Ramazan bu kadar mühim… Malum Ay takvimi Güneþ takvimine göre daha kýsa olmasý sebebiyle sabit deðildir, bütün seneyi dolaþýr, bütün mevsimleri ziyaret eder. Bu sebeple gün, hafta, ay, yýl ve hatta hangi yýl olduðu hesaplanabilir. Yerküre’nin küre þeklinde olmasý dikkate alýndýðýnda, deðiþmesiyle bütün memleketlere ömür boyu ve eþit olarak Ramazan ve oruç sevabý kazandýrýr. Bütün seneleri ve koca ömrü semeradar yapar. Hac için de ayný þekilde düþünmek mümkün. Peygamberlerin varisleri olan hakiki âlimler, müctehidler ve müfessirler de birer Ay’dýr. Onlar nurdur. Ýslâm güneþinden aldýklarý ziya ve ýþýk ile nurlanarak, Kur’ân güneþini bize yansýtmaktadýrlar. Baþta ifade edildiði gibi Güneþ ve Ay’ýn vazifeleri farklý… Güneþ’te bütün Müslümanlar müttefik olduðu için hâdise Ay’da düðümleniyor. Asr-ý Saadet gündüz güneþi gibidir. Muhkemat denilen temel hükümler de ayný þekilde Kur’ân güneþi olmaksýzýn olmaz. Ancak gece hükmündeki ahirzaman karanlýklarýnda Ay hükmündeki varisler olan “hakikî âlimler” vazgeçilmezdir ve “Nur” olmaksýzýn yol ve iz bulmak mümkün deðildir. Yakýnlýklarý, uzaklýklarý, görünümleri ve onlarla meþguliyet ve hizmet Güneþ ve Ay misâlinde olduðu gibidir.


HABER

Y

Genel Yayýn Müdürü

Yayýn Koordinatörü

Haber Müdürü Recep BOZDAÐ Ankara Temsilcisi Mehmet KARA Reklam Koordinatörü Mesut ÇOBAN Görsel Yönetmen: Ýbrahim ÖZDABAK

Kâzým GÜLEÇYÜZ

Abdullah ERAÇIKBAÞ

Abone ve Daðýtým Koordinatörü: Adem AZAT

Yeni Asya Gazetecilik Matbaacýlýk ve Yayýncýlýk Sanayi ve Ticaret A.Þ. adýna imtiyaz sahibi

Mehmet KUTLULAR Genel Müdür

Recep TAÞCI

Yazý Ýþleri Müdürü (Sorumlu) Mustafa DÖKÜLER Ýstihbarat Þefi Mustafa GÖKMEN Spor Editörü Erol DOYURAN

Yeni Asya basýn meslek ilkelerine uymaya söz vermiþtir.

Merkez: Gülbahar Cd., Günay Sk., No: 4 Güneþli 34212 Ýstanbul Tel: (0212) 655 88 59 Yazýiþleri fax: (0212) 515 67 62 Kitap satýþ fax: (0212) 651 92 09 Gazete daðýtým: Telefax (0212) 630 48 35 ÝlânReklam servisi fax: 515 24 81 Caðaloðlu: Cemal Nadir Sk., Nur Ýþhaný, No: 1/2, 34410 Ýstanbul. Tel: (0212) 513 09 41 ANKARA TEMSÝLCÝLÝÐÝ: Meþrutiyet Cad. Alibey Ap. No: 29/24, Bakanlýklar/ANKARA Tel: (312) 418 95 46, 418 14 96, Fax: 425 03 36 ALMANYA TEMSÝLCÝLÝÐÝ: Zeppelin Str. 25, 59229 Ahlen, Tel: 004923827668631, Fax: 004923827668632 KKTC TEMSÝLCÝLÝÐÝ: Avni Efendi Sok., No: 13, Lefkoþa. Tel: 0 542 859 77 75 Baský: Yeni Asya Matbaacýlýk Daðýtým:Doðan Daðýtým Sat. ve Paz. A.Þ.

Yayýn Türü: Yaygýn süreli

ISSN 13017748

9 AÐUSTOS 2011 SALI

NAMAZ VAKÝTLERÝ Hicrî: 9 Ramazan 1432 Rumî: 27 Temmuz 1427

Ýller Adana Ankara Antalya Balýkesir Bursa Diyarbakýr Elazýð Erzurum Eskiþehir Gaziantep Isparta

Ýmsak 4.10 4.07 4.29 4.29 4.21 3.46 3.47 3.34 4.17 4.01 4.26

Güneþ 5.43 5.47 6.02 6.07 6.02 5.22 5.24 5.13 5.57 5.35 6.01

Öðle 12.51 13.01 13.10 13.21 13.16 12.32 12.36 12.28 13.11 12.43 13.10

Ýkindi 16.36 16.50 16.54 17.09 17.05 16.18 16.23 16.16 16.59 16.28 16.56

Akþam 19.48 20.03 20.06 20.23 20.19 19.30 19.35 19.30 20.12 19.40 20.08

Yatsý 21.13 21.34 21.31 21.53 21.51 20.57 21.04 21.00 21.43 21.05 21.35

Ýller Ýstanbul Ýzmir Kastamonu Kayseri Konya Samsun Þanlýurfa Trabzon Van Zonguldak Lefkoþa

Ýmsak 4.18 4.37 3.57 4.02 4.18 3.47 3.55 3.35 3.31 4.05 4.24

Güneþ 6.00 6.13 5.40 5.39 5.53 5.30 5.29 5.17 5.08 5.48 5.54

Öðle 13.17 13.24 12.58 12.51 13.03 12.47 12.38 12.34 12.19 13.06 12.59

Ýkindi 17.07 17.11 16.48 16.38 16.48 16.38 16.22 16.24 16.06 16.56 16.41

Akþam 20.21 20.23 20.03 19.50 20.01 19.52 19.34 19.38 19.18 20.11 19.52

3 Yatsý 21.55 21.51 21.37 21.19 21.27 21.26 21.00 21.12 20.46 21.45 21.14

“Çaresiz anne çocuðunu vermek istedi” KÝMSE Yok Mu Derneði ile birlikte açlýk ve yoksullukla mücadele eden Sudan’a yardým götüren sanatçý Reyhan Karaca, gördüklerinin hayatýný deðiþtirdiðini söyledi. Karþýlaþtýklarý için, “Manzara çok kötüydü.” deðerlendirmesini yapan Karaca, çaresiz kalan bir annenin çocuðunu kendisine vermeye çalýþtýðýný belirtti. Karaca, “Manzara gerçekten çok kötü. Hiçbir yerde görmediðim kadar çok çocuk gördüm. Birçoðu aç. Tepelerine hortumla yaðmur yaðýyor ve çocuklar yaðmurda sürükleniyor. Karýnlarýný duyuramýyorlar. Duyuranlar da adýný bile bilemediðimiz yemek bile denmeyecek þeyler yiyorlar. Kalitesiz gýdadan dolayý bazý çocuklar enteresan bir þekilde þiþman, zayýf olanlar da kemikleri adeta plastik gibi. Anlatmak çok zor. Saðlýklarý bozuk çeþitli hastalýklara yakalanmýþ çocuklar var. Çocuklar ayaklarýnda terlik bile olmadan yaðmur sularý arasýnda geziyor ve yatýyorlar” dedi. Ýnsanlarýn çaresiz bir halde olduðunu aktaran Karaca, “Bir anne çocuðunu bana vermek için arabanýn içine soktu. ‘Al çocuðumu kurtar’ diye çocuðu kucaðýma verdi. Bir anne evladýný verecek kadar kötü bir durumda ise bunun üzerine söyleyecek hiçbir þey yok” dedi. Ýstanbul / cihan

950 bin SMS DÝYANET Ýþleri Baþkaný Mehmet Görmez, Afrika için düzenlenen SMS kampanyasýnda son rakamlara göre 950 bin SMS’e ulaþýldýðýný açýkladý. Diyanet Ýþleri Baþkaný Mehmet Görmez, komþularýyla iftar yemeðinde bir araya geldi. Diyanet Ýþleri Baþkaný Görmez, Afrika için düzenlenen yardým kampanyasý hakkýnda da bilgi verdi. Afrika’da son 3 ayda 23 bin çocuðun açlýk yüzünden öldüðünü hatýrlatan Görmez, Somali’nin Hz. Ali’nin kardeþi Cafer Tayyar’ýn oðlu Ýsmail aracýlýðýyla Ýslam ile tanýþtýðýný aktardý. Görmez, medyada yer alan, kampanyaya gönderilen SMS’lerin oparetörler tarafýndan bir kýsmýnýn kesilerek yerine ulaþacaðý yönündeki tartýþmaya da cevap verdi. Baþkan Görmez þöyle konuþtu: “Afrika için düzenlediðimiz SMS kampanyasýnda son rakamlara göre 950 bin SMS halkýmýz tarafýndan gönderildi. Operatörlerle yaptýðýmýz mukaveleye göre bu rakamdan hiçbir kesinti yapýlmaksýzýn, yardýmlarýn tamamý Afrika’ya ulaþtýrýlacaktýr. Bundan hiçbir kuþkunuz olmasýn.” Ankara / aa

irtibat@yeniasya.com.tr

Kast sistemi ve genç subaylar Þubat’ýn bütün hýzýyla devam ettiði günlerde Yeni Asya olarak tertiplediðimiz bir programda “asker adýna” yapýlan yanlýþ ve haksýz uygulamalarý detaylý þekilde eleþtirmiþtik. Program bitiminde yanýmýza gelen yeni emekli olmuþ genç bir subay, TSK mensuplarýnýn büyük ekseriyetinin, dile getirdiðimiz hususlarda bizimle ayný görüþte olduðunu söyledi. Bu da normal ve olmasý gereken birþey. Çünkü Genelkurmay adýna yapýlan açýklamalarda—baþka bir niyet ve kasýtla da olsa—sýk sýk tekrarlandýðý gibi, bu ordunun mensuplarý milletin içinden çýktý. Dolayýsýyla, millet ne ise onlar da o. Çocuk yaþta girilen askerî okullardaki “beyin yýkama” süreçlerine, TSK mensuplarýný, rütbeleri yükseldikçe toplumdan uzaklaþtýrýp koparan mekanizmalara raðmen bu gerçek deðiþmiyor. Bütün o torna ve tezgâhlardan geçtikten sonra bazýlarý yabancýlaþsa dahi, özünü muhafaza edip aile ve toplumla olan baðlarýný koruyanlar herþeye raðmen büyük çoðunluðu oluþturuyor. Ve bu durumun “yukarý”ya yansýmasý, terfîler için kurulan eleme-seçme sistemiyle önleniyor. Geçen yýl referandum tartýþmalarýnda yüksek yargý baðlamýnda gündeme getirilen “kast sistemi” bu yönüyle TSK için de ziyadesiyle geçerli. Bu sistemle, resmî ideolojinin kýrmýzý çizgileri açýsýndan uygun görülmeyen subaylar, görevlerinde ne kadar baþarýlý olurlarsa olsunlar, belli bir rütbenin üzerine terfî etmelerine izin verilmeyip, en verimli çaðlarýnda emekli edildiler. Dahasý, birçoðu da YAÞ’ýn yargýsýz ihraç kararlarýyla, üstelik tüm özlük haklarýndan mahrum edilerek büyük maðduriyetlerle ordudan atýldý. Ve bir “kapalý devre” sistemi içinde, hep mâlûm zihniyetin kalýplarý içinde hareket edeceðinden emin olunan kiþilerin terfîsine izin verildi. Mevcut general kadrosunun yarýya yakýnýnýn, hiç kýt’aya çýkmamýþ, savaþ tecrübesi olmayan, hattâ terörle mücadele için gerekli vasýflardan mahrum, ama TSK adýna yapýlan hukuk dýþý ve antidemokratik uygulamalarda aktif ve etkili görevler üstlenmiþ kiþilerden oluþmasý, bundan. Konumlarýný bu kast sistemine borçlu olanlarýn, sýkýþtýklarý zaman, yaptýklarý yanlýþlarý “Alt kademeler sýkýþtýrýyor” gerekçesiyle açýklama çabasýna girmeleri ise tam bir paradoks ve çeliþki. Bu baðlamda bir zamanlar ortaya atýlmýþ olan “Genç subaylar rahatsýz” gibisinden haberler de. Çünkü “alt kademeler” öyle düþünmüyor. Tam tersine, genç subaylar darbelerin en büyük zararý bizzat orduya verdiðini kavramýþ, demokrasi ve hukukun önem ve önceliðine inanmýþ, ülke ve dünyadaki geliþme ve gidiþatýn yönünü doðru okuyan, bilinçli ve aydýn insanlar. Onun içindir ki, 2003-4’teki darbe hazýrlýklarý sýrasýnda tabanýn nabzýný tutmayý akýl eden komutanlar bunu yaptýklarýnda gördüler ki, genç subaylar hiçbir þekilde darbeye destek vermiyor. En azýndan bir kýsmýný o hazýrlýklardan vazgeçiren en önemli sebeplerden biri bu olsa gerek. Keza Ergenekon ve Balyoz gibi dâvâlarýn açýlmasýnda, “içeriden” verdikleri bilgi ve belgelerle bu süreçlere katký verenler yine genç subaylar. Genç subaylar, son geliþmeleri de toplumdaki genel kanaate paralel þekilde bir “arýnma, temizlenme ve tasfiye süreci” olarak görüp, bu çerçevede ümitli bir bekleyiþle takip ediyor olmalýlar. Nitekim “üst kademeler”deki son geliþmeleri, “Yaptýklarýyla orduyu yýpratan ve gençlerin de önünü týkayan dinozorlar nihayet sahneden çekiliyor” ve “Üst rütbelilere hukuk dokunuldukça bizim özgürlük alanýmýz geniþliyor” þeklinde yorumladýklarýna iliþkin duyumlar bunun iþareti. Ancak dâvâlarda kurunun yanýnda yaþýn da yanma ihtimalinin varlýðýný düþündüren ipuçlarý ve uzun tutukluluk sürelerinin yol açtýðý gereksiz maðduriyetler, herkes gibi onlarý da rahatsýz ve tedirgin ediyor. Ve sürecin, bunlarýn daha fazla devamýna meydan vermeden sürdürülmesini bekleyenler arasýnda genç subaylar da yer alýyor. Asýl önemli beklenti ise, topyekûn sistemi düzeltecek reformlarýn bir an önce gerçekleþmesi.

28

Afrika için düzenlenen yurt genelindeki yardým faaliyetlerine Diyanet Ýþleri Baþkaný da destek veriyor. FOTOÐRAF: AA

Ýftar yerine Somali’ye yardým TÜRKÝYE'DEN, BAÞTA SOMALÝ OLMAK ÜZERE AÇLIK ÇEKEN AFRÝKA'YA YARDIMLAR SÜRERKEN, ISPARTA'DA ÖRNEK BÝR UYGULAMA YAPILIYOR. ISPARTA Ticaret ve Sanayi Odasý (ITSO) Baþkaný Hasan Hüseyin Kaçýkoç, bu yýl Ramazan ayý boyunca verecekleri bütün iftar yemeklerini iptal edip, gelirini açlýk sýkýntýsý yaþayan Somali’ye baðýþlayacaklarýný bildirdi. Ýftar için harcanacak geliri, 11 milyon insanýn açlýk sebebiyle ölüm sýnýrýnda yaþadýðý ve her gün yüzlercesinin hayatýný kaybettiði Somali’ye göndereceklerini söyleyen Kaçýkoç, Somali için bir yardým kampanyasý da baþlatacaklarýný ifade etti. Isparta / aa

Afrika’ya yardým yola çýktý

9

Türkiye'de toplanan ihtiyaç malzemelerinin ilk bölümü Afrika'ya gönderildi.

TÜRKÝYE’DEKÝ yardým kampanyalarýnda Afrika’da açlýkla mücadele eden insanlar için toplanan ihtiyaç maddelerinden ilk parti Ankara’dan uçakla kara kýtaya gönderildi. Türk Kýzýlayý, TÝKA ve Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý tarafýndan kuraklýk sebebiyle açlýkla pençeleþen Doðu Afrika ülkelerine yönelik gerçekleþtirilen yardým kampanyasý ile toplanan temel ihtiyaç maddelerini taþýyan ilk yardým uçaðý, Ankara Esenboða Havaalaný’nda düzenlenen törenle söz konusu ülkelere doðru yola çýktý. Ankara / cihan

Kuveyt Türk’ten kampanya KUVEYT Türk, “Afrika yalnýz deðil’’ adýyla bir yardým kampanyasý baþlattý. Kuveyt Türk’ün yazýlý açýklamasýna göre, ilk aþamada kurum çalýþanlarý ve müþterilerinin davet edildiði yardým kampanyasý, Kýzýlay ile ortaklaþa baþlatýldý. Kampanya, ay ortasýnda yola çýkacak Kýzýlay yardým gemisine yetiþtirilmeye çalýþýlacak. Yardýmlar, Kuveyt Türk’ün ‘’707707-6’’ TL, ‘’707707-114’’ avro, ‘’707707-113’’ dolar hesap numaralarýna yatýrýlabilecek. Ýstanbul / Yeni Asya


4

HABER

9 AÐUSTOS 2011 SALI

Y

Sayýþtay, kýþlalarda denetim süreci baþlattý

cakir@yeniasya.com.tr

Ramazan israf ayý da deðil! amazan eðlence ayý deðil derken, bir tehlike daha kapýmýzý çaldý: Ramazan’da israf. Oruç ile israfýn yan yana gelmesi mümkün deðil, ama ‘ahir zaman alâmeti’ olsa gerek, bu mübarek ayda da diz boyu israf edenler var. “Edenler var” deyip kabahati baþkalarýna da atmayalým. Önce kendimizi (en baþta kendimi) hesaba çekelim: Oruç tutuyoruz diye ‘iftar’larýmýzý ‘israf’lara vesile mi ediyoruz? Ýsraf, her zaman kötüdür; ama hele ibadet ayý Ramazan ayýnda yapýlýrsa kat kat kötüdür. Bir istatistik yapýlsa belki de bu mübarek ayda ekmek israfýnýn arttýðý bile ortaya çýkabilir. Fýrýnlarýn önünde uzun ‘sýcak pide’ kuyruklarý oluþmuþ. Peki o pidelerin tamamý tüketilebiliyor mu? Ýftarda sýcak pidesiz oruç açamayan bizler, sahurda ne yapýyoruz? Þahýs olarak israf bataðýna düþme tehlikesiyle karþý karþýyayýz. Bu yetmiyormuþ gibi, ‘kurum’lar da ayný hatayý iþliyor. Gösteriþli iftarlar biraz da ‘israf’ kokmuyor mu? 5 yýldýzlý otellerdeki iftarlara harcanan paralarla neler yapýlacaðýný kim hesaplayacak? Þaka deðil, bir kiþinin iftar yemek bedeli neredeyse asgari ücrete eþ! Böyle iftar, böyle ibadet, böyle yardýmlaþma olur mu? Bu noktada ‘hizmet’ için iftar çadýrlarý açan belediyelere de bir çift söz söylemek gerekecek. Ýftar çadýrlarý baþlangýçta iyi gitti, ama son yýllarda sanki ölçü kaçtý gibi. Meselâ, “En kalabalýk iftarý biz veriyoruz, bu iftarýmýzla ‘rekorlar kitabýna gireceðiz’” diye övünmek Ramazan’ýn mânâ ve ehemmiyetine uyar mý? Ramazan’dan ve iftardan maksat, insanýn açlýk sebebiyle aczini anlamasý, daha ‘iyi’ kul olmasý deðil mi? Elbette Ramazan tek baþýna bu deðil, ama hiç bir þekilde nimetleri israf etmek de deðil! Ýstanbul’da bir grup, iyi bir ‘eylem’ yapýp 5 yýldýzlý otellerde þahane iftar davetleri verenleri uyarmýþlar. Grup, Beþiktaþ’taki Conrad Otel’in karþýsýndaki parkta toplanýp çorba ve hurma ile iftar açmýþ ve “Ýftar menü 316 TL, asgari ücret 658 TL”, “Ýstanbul için utanç vakti”, “Ýki ailenin bir otel iftarýyla bir aile bir ay doymak zorunda” ve “Burada israf var” yazýlý pankartlar asmýþlar. (Radikal, 8 Aðustos 2011) Zenginlerimiz kusura bakmasýnlar, ama “Ben zekâtýmý veriyorum, kiþi baþý 200 TL’lik iftar da yaparým. Bu benim param, benim hakkým” demesinler. Çünkü “sevad-ý azam”a, yani “halkýn çoðunluðunun yaþadýðý hayat þartlarýna” uymak lâzým. Aksi halde zengin ile fakir arasýndaki uçurum büyüR ve fakirden zengine ‘beddua’ yaðar. Nasýl ki “duanýn tesiri büyüktür” ayný þekilde “beddua”nýn da tesiri hafife alýnmamalý... Ýsraf her hal ve þart altýnda uzak durulmasý gereken bir davranýþtýr. Hele hele Ramazan ayýnda israf tuzaðýna düþmek, tam da ‘deccal’ýn tuzaðýna düþmek anlamýna gelir. Bu bakýmdan en baþta kanaat önderleri olmak üzere bütün hamiyet sahipleri hem þahýs olarak israf etmemeli, hem de edenleri uygun bir lisan ile uyarmalý. Hele hele Afrika’da yaþanan açlýk, susuzluk ve kýtlýk günlerinde ‘israf sofralarý’ kurmak çok yanlýþ. Bu bakýmdan bazý kuruluþlarýn iftar davetlerini iptal edip harcanacak muhtemel parayý Afrika’ya yardým olarak göndermesi çok isabetli. Temennimiz baþta belediyeler olmak üzere sivil toplum kuruluþlarýnýn da ‘iftar israfýndaki yarýþý’ný bir kenara býrakmasý. Ayrýca çok da ihtiyaç olmayan iftar davetlerinin hiç deðilse bu yýl iptal edilip, bu iþ için ayrýlan paralarýn hakiki muhtaçlara ulaþtýrýlmasý daha isabetli olur... Ramazan ayý eðlence ayý olmadýðý gibi, israf ayý da deðildir vesselâm.

R

ASKERÝ harcamalarýn denetimi alanýnda, Türkiye’de bir ilk yaþanýyor. Sayýþtay, yeni kanunun saðladýðý yetkiyi kullanarak; orduevleri, askeri gazino, kantin ve kýþlalarda denetim süreci baþlattý. Akþam Gazetesinin haberine göre TBMM adýna harcama denetimi yapan Sayýþtay, orduevleri, askeri gazino, kantin, kýþla gazinolarý da içine alacak biçimde, baþkanlýk bünyesinde ‘Güvenlik Sektörü’ denetim grubu oluþturdu. Haberine göre, grup, Türk Silahlý Kuvvetleri (TSK) bünyesindeki orduevleri, askeri gazino, kantin ve kýþlalardaki harcamalarýn ‘Fotoðrafýný çekmek’ üzere, TSK ile resmi yazýþma aþamasýnda.

Askeri gazino ve kantin denetimleri, yasanýn geçtiðimiz aralýk ayýnda parlamentoda tartýþýlmasý sýrasýnda eleþtirilen, ‘Gizlilik’ istisnasý kapsamýnda olmayacak. Denetim sonuçlarý kamuoyuna açýklanabilecek. Kýsa süre önce baþlayan ve önümüzdeki yýl haziran tamamlanmasý beklenen denetim raporu, TBMM’ye gönderildikten sonra, Sayýþtay’ca 15 gün içinde kamuoyuyla paylaþýlacak. Orduevleri, gazino ve kantinlerin ekonomik büyüklüðü, cirolarý, verimlilik esasýna göre çalýþýp çalýþmadýklarý bilinmiyor. Bu raporla kamuoyu ilk kez, diðer mali kurumlar gibi asker yönetimindeki iþletmeler hakkýnda da fikir

sahibi olabilecek. Denetimler sonunda kamu zararý saptanýrsa, ‘Sorgu-savunmarapor’ süreci iþletilecek. Bu; konunun Sayýþtay Yargýsý’na taþýnmasý anlamýna gelirken, sorumluluðu saptanan asker kiþilerden de kamu zararýnýn tazmini istenecek. Ýstisnai olmakla birlikte, kasýt saptanýrsa da asker kiþiler hakkýnda, suç duyurusunda da bulunulabilecek. Yeni yasa öncesinde, söz konusu harcamalar, TSK Ýç Hizmet Kanunu’nun 104. Maddesi nedeniyle Sayýþtay’ca denetlenemiyordu. Türk mali yönetimi, asker-sivil iliþkilerine yeni bir boyut getiren denetimin bu unsuruyla ilk kez tanýþýyor. Ýstanbul/Yeni Asya

Andýççý generallere YAKALAMA EMRÝ ÝSTANBUL 13. AÐIR CEZA MAHKEMESÝ, ORGENERAL TAÞDELER ÝLE TÜMGENERAL ÇUBUKLU’NUN DA ARALARINDA BULUNDUÐU 14 SANIK HAKKINDA YAKALAMA EMRÝ ÇIKARTTI. ÝSTANBUL 13. Aðýr Ceza Mahkemesi, ‘’Kamuoyunu yönlendirme amaçlý internet siteleri’’ davasý kapsamýnda, Yüksek As ke ri Þu ra ka ra rý kap sa mýn da Ka ra Kuvvetleri Eðitim ve Doktrin Komutanlýðýna Orgeneral Hüseyin Nusret Taþdeler ile Tümgeneral Hýfzý Çubuklu’nun da aralarýnda bulunduðu 14 sanýk hakkýnda yakalama emri çýkarttý. Ýstanbul 13. Aðýr Ceza Mahkemesi, ‘’Ka muoyunu yönlendirme amaçlý internet siteleri’’ne iliþkin dâvânýn iddianamesini hazýrlayan Özel Yetkili Ýstanbul Cumhuriyet Savcýsý Cihan Kansýz’ýn 22 sanýk hakkýnda yakalama emri çýkarýlmasý konusundaki talebine iliþkin incelemesini tamamladý. Mahkeme heyeti, YAÞ kararýyla Kara Kuvvetleri Eðitim ve Doktrin Komutanlýðýna atanan Orgeneral Hüseyin Nusret Taþdeler, eski 1. Ordu Komutaný emekli Orgeneral Hasan Iðsýz, Koramiral Mehmet Otuzbiroðlu, korgeneraller Mehmet Eröz, Ýsmail Hakký Pekin, tümgeneraller Hýfzý Çubuklu, Mustafa Bakýcý, Tuðamiral Alaettin Sevim, Albay Sedat Özüer, emekli Albay Fuat Selvi, Hulusi Gülbahar, Cemal Gökçeoðlu, Mehmet Bülent Sarýkahya ile Ziya Ýlker Göktaþ hakkýnda yakalama emri çýkarýlma-

Tümgeneral Hýfzý Çubuklu

sýna karar verdi. Heyet, davanýn, ayný mahkemede görülen ‘’Ýrtica ile Mücadele Eylem Planý’’ dâvâsý ile birleþtirilmesine de hükmetti. Özel Yetkili Ýstanbul Cumhuriyet Savcýsý Cihan Kansýz tarafýndan hazýrlanan iddianamede, Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 312/1. maddesinde ‘’Cebir ve þiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldýrmaya veya görevlerini yapmasýný kýsmen veya tamamen engellemeye teþebbüs eden kimseye aðýrlaþtýrýlmýþ müebbet hapis cezasý verilir’’ hükmünün yer aldýðý belirtilerek, sanýklar hakkýnda soruþturmanýn 2 yýlý aþkýn bir süredir devam

Orgeneral Hüseyin Nusret Taþdeler

ettiði ve toplanan delillerin bir bütün olarak deðerlendirilmesi durumunda sanýklarýn TCK’nýn 312. maddesindeki suçu iþledikle rinin anlaþýldýðý ifade edilmiþti. Ýddianamede, þüphelilerin eyleminin Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun (CMK) 100/3. maddesinde sayýlan suçlardan olmasý, bu nedenle CMK’nýn 100/2. maddesi uyarýnca tutuklanma nedeninin var sayýlmasý ve eylemin kanunda öngörülen muhtemel cezasý dikkate alýnarak sanýklar hakkýnda tutuklanmalarýna karar verilmesi amacýyla yakalama kararý çýkartýlmasý istenmiþti. Ýstanbul/aa

Emekli özel harekâtçýlar: ÇAÐIRSALAR YÝNE GÝDERÝZ Kardeþlerimiz

Oðuz Acar ve Þule Yüzbaþý'nýn dayýsý

Süleyman Güneþ'in vefatýný teessürle öðrendik. Merhuma Cenâb-ý Hak'tan rahmet ve maðfiret diler, kederli ailesi ve yakýnlarýna sabr-ý cemil niyaz eder, taziyetlerimizi sunarýz.

Kahramanmaraþ Yeni Asya Okuyucularý

Afrika ölürken insanlýðýmýzý hatýrlamak frika can çekiþiyor, obezlerin dünyasýn da insanlar açlýktan ölüyor. Ölen yalnýz insan mýdýr? Kurumuþ bedenler bir bir topraða düþerken, beraberinde insanlýðýn ölü þünü de haykýrýyor. Kýtlýðýn yaþanýlmaz hale getirdiði topraklarda yükselen aðýtlar, insan yýðýnlarý içindeki ‘insan’ kýtlýðýndan haber veriyor. Leþ sineklerinin üzerine üþüþtüðü masum yavrular son nefesini vermeye hazýrlanýrken Ýslâm alemi Ramazan’ý kutluyor. Milyonlar ölüm oru cundayken, mükellef sofralarýmýz bizi bekliyor. Somaliler aðlarken gülenler çoðalýyor. ‘Ýnsanlýk’ þuurunun hakim olduðu bir dünya, insanlarýn açlýktan can verdikleri bir dünya mýdýr? Akif’in bir serzeniþi vardý. “Müslümanlýk nerde! Bizden geçmiþ insanlýk bile.” Önce insanlýðýmýzý hatýrlamak… Derisi kemiklerine yapýþmýþ, ölümle pençeleþen bebecikleri kendi çocuklarýmýzýn yerine koyarak vicdanýmýzý kýpýrdatmak… Afrika’dan yükselen çýðlýklara kulaklarýný týkayan, þikemperver nefsini memnun edebilme telaþýyla kendinden geçen onca milletin hislerini oynatmak… Müslümaným diyen onca devletin dünyaya saðlýk, barýþ ve esenlik mesajlarý verdiði bir dünyada, iskelete dönüþ müþ çocuk bedenlerinin çorak çöllerde ölüme terk edilmesi ne büyük bir trajedidir, nasýl bir çeliþkidir? Bu trajedileri bitirmek, Bilal-i Habeþilerin yurdunda insanlýðýmýza dair bütün çeliþkileri ortadan kaldýrmak… Þefkat ve merhamet ayýnda insanlýðýmýzý hatýrlamak… Afrika için yeterli deðil midir? Dayanýþma, yardýmlaþma ve paylaþma ayý Ramazanýmýza kavuþtuk þükürler olsun. Þimdi; rengarenk, ýþýl ýþýl mahyalarýmýzdan süzülen insanlýk mesajlarýný hayata geçirme zamanýdýr. Açlýkla imtihanýmýzda ölümüne aç kalanlarý an layabilme anýdýr. Kuþ sütünü dahi eksik etmediðimiz sofralarýmýzdan utanýp ekmeðimizi dualarýmýzla birlikte uzak diyarlara gönderme zama nýdýr. Þimdi insanlýðýmýzý hatýrlama, Müslümanlýðýmýzý hayata geçirme vaktidir. Bizler kaç çeþit yemeðin soframýza layýk olduðunu, hangi tatlý çeþidinin soframýza daha çok yakýþtýðýný düþünürken bir lokma ekmeðe muhtaç bir kardeþimiz son nefesini veriyor olabilir. Yavrusuna bir yudum su, bir lokma ekmek bulabilmek için canhýraþane koþuþturan bir annenin feryadý arþý titretirken “Komþusu açken tok yatan bizden deðildir”i rafa kaldýmýþ bir halde Müslümanlýðýmýza þükrediyor olabiliriz. Milyonlarca insan hiç bitmeyen bir açlýðýn pençesinde can vermeye hazýrlanýrken týkabasa doyduðumuz han-ý iþtihalardan ‘elhamdülillah’ nidalarýyla ayrýlabiliriz; lakin… Bir derde deva olamayacaksa, bir feryada ku lak veremeyecekse insanlýðýmýz, bir parça ekmeði paylaþamayacaksa elimiz, bir açý doyuramayacaksa cebimiz, bir vefiyata sýzlayamayacaksa yü reðimiz; Afrika ölürken yalnýzca adýmýz Müslümansa, bil ki imtihanýmýz çok daha çetindir. ‘Yaþ’ öncesi ordu cephesinde yaþananlar, deðiþen Türkiye’nin sevinç çýðlýklarý, ileri demokrasinin ayak sesleri, þike operasyonlarý, küme düþme korkusundan depresyona girmiþ taraftarlar, Güneydoðu’nun içler acýsý halleri, adý batasýcasý siyasetin kirli oyunlarý… hep ‘yaþ’ iþler… Ýnsanlýðýn can çekiþtiði bir dünyada ‘insaným’ diyebilmenin ürkütücü çe liþkisi daha çok korkutuyor beni. Afrika ölürken insan kalabilmek nasýl bir imtihandýr?

A

Baþbakanlýk'ta genel deðerlendirme toplantýsý

Hükümetin terörle mücadelede özel harekat polislerini aktif hale getirme kararýna emekli özel harakatçýlardan destek geldi.

TAZÝYE

ahmetdursun81@hotmail.com

HÜKÜMETÝN terörle mücadelede özel ha râ kat po lis le ri ni ye ni den dev re ye sokma planý tartýþmalarý sürüyor. Emekli özel harekat polisleri ise meslektaþlarýnýn geliþen teknoloji ve iyileþtirilen demokrasi þartlarýnda terörle mücadelede baþarýlý olacaðýný düþünüyor. Türkiye Polis Emeklileri Derneði Genel Baþkaný Mustafa Acar, “Özel harekat polisi kesinlikle baþarýlý olur” iddiasýnda bulunuyor. 17 yýl özel harekâtta çalýþan emekli polis memuru Kadir Þenel de, “Biz bir tim askerin taþýdýðý silâhý tek

baþýmýza yüklenir operasyonlara çýkardýk, meslektaþlarýmýz kesinlikle baþarýlý olacaktýr” dedi. Teklif gelmesi halinde daða çýkmaya hazýr olduðunu belirten Þenel þöyle devam etti: “Özel harekâtýn elinden alýnan aðýr silâhlarýn yeniden verilmesi gerekir. Çok çatýþmaya girdik, ya ra lan dýk ama çaðýr salar yine gider mücadele ederiz.” Muhalefet partilerinin ‘1990’lý yýllara geri dönüyoruz’ diyerek eleþtirdiði özel harekat polislerinin terörle mücadelede yeniden aktif hale gelmesi, emekli polisleri de heyecanlan-

dýrdý. Türkiye Polis Emeklileri Derneði Bursa Þube Baþkaný Hilmi Hancýoðlu, son terörist saldýrýlarda þehit olan gençlerin ocaklara ateþ düþürdüðünü söyledi. Hancýoðlu, özel harekat polislerinin yeniden terörle mücadelede aktif rol alacak olmasýný desteklediklerini kaydetti. Türkiye Polis Emeklileri Sosyal Yardýmlaþma Derneði Genel Baþkaný Mustafa Acar ise özel harekât polislerinin kýsa süre eðitim alan 20 yaþýndaki gençlere oranla daha baþarýlý olacaðýný dile getirdi. Bursa/cihan

BAÞBAKANLIK'TAKÝ genel deðerlendirme toplantýsý düzenlendi. Dün saat 12.25’te Baþbakanlýk Merkez Bina’da, Baþbakan Recep Tayyip Erdoðan’ýn baþkanlýðýnda baþlayan toplantýya; Genelkurmay Baþkaný Orgeneral Necdet Özel, Dýþiþleri Bakaný Ahmet Davutoðlu, Milli Savunma Bakaný Ýsmet Yýlmaz ve bazý bürokratlar katýldý. Toplantý, yaklaþýk 1 saat sürdü. Toplantýda, gündemdeki iç ve dýþ geliþmelerin deðerlendirildi. Ankara/aa

Aðýr yaralý polis hastanede þehit düþtü

HAKKARÝ'NÝN Çukurca ilçesinde polis aracýnýn geçiþi sýrasýnda yola döþenen mayýnýn patlamasý sonucu aðýr yaralanan Van’ýn Özalp ilçesi nüfusuna kayýtlý polis memuru Murat Çelikhasý tedavi gördüðü hastanede þehit oldu. Devriye görevi sýrasýnda mayýn patlamasý sonucu kalbi duran ve saðlýk ekiplerinin müdahalesiyle yeniden hayata döndürülen polis memuru Murat Çelikhasý, helikopterle Van’a sevk edildi. Van’daki Yüzüncü Yýl Üniversitesi Araþtýrma Hastanesi’nin Yoðun Bakým Ünitesi’nde tedavi altýna alýnan Çelikhasý sabah saatlerinde vefet etti. Mayýnýn patlamasý sonucu 1’i aðýr 4 polis memuru yaralanmýþtý. Bu arada Hakkari’nin Çukurca ilçesinde terör örgütü PKK’ya yönelik operasyonda 20 kiþi gözaltýna alýndý. Van-Hakkari/aa


HABER

Y

9 AÐUSTOS 2011 SALI

5

Yeni anayasa uzun ömürlü olmalý TBMM BAÞKANI ÇÝÇEK, “YENÝ ANAYASA, YAPILDIKTAN SONRA TEKRAR TARTIÞMA KONUSU OLMAMALI. UZUNCA SÜRE VARLIÐINI SÜRDÜREBÝLMELÝ’’ DEDÝ. TBMM Baþkaný Cemil Çiçek, yeni anayasanýn, yapýldýktan sonra tekrar tartýþma konusu olmamasý, uzun süre herkesin mutabakatýyla kabul edilmiþ bir anayasa olarak varlýðýný sürdürebilmesi gerektiðini söyledi. Çiçek, Memur-Sen Genel Baþkaný Ahmet Gündoðdu ve beraberindeki heyeti kabulünde yaptýðý konuþmada, mevcut anayasanýn öncelikler, kurumlar arasý dengeler, yazýlým tarzý dahil olmak üzere birçok yönüyle günümüz ihtiyaçlarýna cevap vermediðini söyledi. Türkiye’nin, son kullanma tarihi geçmiþ bir anayasa ile yoluna devam etmek zorunda kaldýðýný ancak bunun daha fazla sürdürülemeyeceðini kaydeden Çiçek, ‘’Türkiye’nin, belli bir sorunu çözmek için yeni bir anayasaya ihtiyacý yok. Türkiye’nin yüksek standartta bir demokrasi ihtiyacý var. Bu, her kesim, her bölge, her düþüncede olan insan için bir ihtiyaç haline geldi’’ dedi. Siyasi partilerin de seçimlere giderken halka yeni anayasa vurgusu yaptýðýný ifade eden Çiçek, þöyle devam etti: ‘’Böyle genel mutabakatýn söz konusu olduðu bir noktada, bu

dönem parlamentosunun, milletin taleplerini karþýlayacak bir çalýþma baþlatacaðýný umuyorum. Bildiðim kadarýyla partiler kendi içlerinde böyle çalýþmalar yapýlýyor.

Sadece partiler açýsýndan deðil bu sürece katký verecek herkes için ön hazýrlýða ihtiyaç var. Çünkü yeni anayasa, yapýldýktan sonra tekrar tartýþma konusu olmamalý. Uzunca süre herkesin mutabakatýyla kabul edilmiþ bir anayasa olarak varlýðýný sürdürebilmelidir. Bunun için toplumun her kesiminin siyasi partilerimize aktif olarak katký vermesi gerekmektedir.’’ Memur-Sen Genel Baþkaný Ahmet Gündoðdu da yeni anayasa için ellerini taþýn altýna koyduklarýný ifade etti. Gündoðdu, bu kapsamda yeni anayasayla ilgili 50 bin kiþi ile yüz yüze anket gerçekleþtirdiklerini, 100 kanaat önderi ile mülakat yaptýklarýný, sonuçlarý 12 Eylül’de kamuoyu ile paylaþacaklarýný bildirdi. Ahmet Gündoðdu, Ekim ayý sonunda da Uluslararasý Yeni Anayasa Kongresi ile milletin yeni anayasadan ne beklediðine iliþkin ayrýntýlý sunum yapacaklarýný kaydetti. TBMM’DEN AFRÝKA’YA YARDIM KAMPANYASI TBMM Baþkanlýðý, Afrika’da açlýkla mü-

cadele edenlere yardým amacýyla kampanya baþlattý. TBMM Baþkaný Cemil Çiçek, Mecliste grubu bulanan siyasi partilere, yardým çaðrýsýnda bulundu. Çiçek, AKP, CHP, MHP ve BDP’nin TBMM grup baþkanlýklarý ile TBMM Genel Sekreterliðine gönderdiði yazýda, Afrika kýtasýnýn doðusunda yaþanan kuraklýðýn yol açtýðý kýtlýk, açlýk ve susuzluk nedeniyle baþta Somali olmak üzere tüm bölge halkýnýn büyük bir insanlýk dramý ile karþý karþýya olduðunu belirtti. Bölgede milyonlarca insaný etkileyen bu durumun salgýn hastalýk ve ölümlere neden olduðunu ifade eden Çiçek, halkýn çaresiz þekilde hayatta kalma mücadelesi verdiðini vurguladý. Çiçek, Türk Kýzýlayý aracýlýðýyla acil insani yardýmda bulunmak için TBMM Baþkanlýðý tarafýndan yardým kampanyasý baþlatýldýðýný belirterek, kampanyanýn tüm milletvekillerine ve Meclis personeline duyurulmasýný istedi. Yardýmlarýn, Ziraat Bankasý TBMM Þubesinde açtýrýlan ‘’3298467-6012’’ numaralý hesaba yatýrýlabileceði bildirildi. Ankara/aa

Ortadoðu’ya ilham veriyoruz CUMHURBAÞKANI ABDULLAH GÜL, JAPONYA'NIN EN BÜYÜK EKONOMÝ GAZETESÝ NIKKEI’YE VERDÝÐÝ MÜLÂKATTA “ORTADOÐU’NUN TAMAMI TÜRKÝYE’YÝ ÝZLEMEKTEDÝR VE BÝZDEN ÝLHAM ALMAKTADIR” DEDÝ. JAPONYA’NIN en büyük ekonomi gazetesi Nihon Keizai Shimbun (Nikkei) Cumhurbaþkaný Abdullah Gül ile yaptýðý mülakatý tam sayfa olarak yayýmladý. “Türkiye’nin Yükseliþi; Bölgesel Liderliðe” baþlýðýyla yayýmlanan mülakatta, “Çok kutuplu dünyada Türkiye özgün diplomasisiyle dikkatleri üzerine çekiyor” yorumu yapýldý. Türkiye’nin Ortadoðu’daki Arap ülkelerinde demokratikleþme alanýnda model olup olamayacaðýnýn sorulmasý üzerine Gül, Ortadoðu’nun Türkiye’yi izleyip ilham aldýðýný ifade ederek, “Ortadoðu’nun tamamý Türkiye’yi izlemektedir ve bizden ilham almaktadýr. Her ülkenin kendi modeli olduðu için, Türkiye’nin Ortadoðu’daki Arap ülkelerine demokratikleþme alanýnda model olduðunu söylemekten ziyade ilham veren bir varlýðý mevcuttur” karþýlýðýný verdi. Mülakatta Gül, Türkiye’nin Müslüman bir ülke olmasýyla birlikte, demokrasiyi gerçekleþtirmiþ, ekonomide baþarýlý olmuþ, güçlü bir orduya sahip ve hukukun üstünlüðünün her geçen gün güçlendiðini kaydetti. “Sovyetler yýkýldýðý zaman bölgenin demokratikleþmesinin baþlamasý gerekirdi” diyen Gül, Libya ve Suriye’de yaþanan olaylarý da Nikkei’e deðerlendirdi. Gül, mülakatta otokratik devlet yapýlarýný Batýlý güçlerin statükonun korunmasý için araç olarak gördüðünü belirterek “Bazý Batýlý geliþmiþ ülkeler Ýslam dünyasýndaki demokratikleþmeden korktu. Ancak ‘Arap Baharýnda’ halklarýn devrime liderlik etmesiyle birlikte, bu hareketlere destek vermekten baþka çareleri kalmadý” diye konuþtu. Suriyedeki durumu “çok üzücü” þeklinde nitelendiren Gül, Suriye’de reform gerekliliðinin çok açýk olduðunu kaydetti. Abdullah Gül, gazetedeki mülakatýnda iktidardaki Baas partisinin otokratik politikalarýnýn devam edemeyeceðini belirterek, Suriye yönetiminin geçiþ

þansý olduðunu ama bunu yapmadýðýný bildirdi. Gül, Libya ile ilgili olarak da tek bir kiþinin otokratik yönetimine dayalý olamayacaðýný, sonuç olarak halkýn ayaklandýðýný ve ülkenin iç savaþ durumuna düþtüðünü belirtti. Türkiye’nin soðuk savaþ döneminde kanat ülke konumunda olduðunu hatýrlatan Gül’ün Türkiye’nin coðrafi açýdan doðu, batý, kuzey ve güneyin kesiþtiði noktada yer aldýðýný belirttiði kaydedilirken, “Çok kutuplu dünyada Türkiye’nin özgün diplomasisi ile dikkatleri üzerine çektiði” deðerlendirmesi yapýldý. BÖLGE ÜLKELERÝNDE ÝSTÝKRAR VURGUSU Haberde, Kafkaslar ve Orta Asya bölgesinin istikrarýnýn önemli olduðunu belirten Gül, bölgedeki Türki Cumhuriyetler ile Türkiye’nin baðlarýnýn kuvvetli olduðunu ve bölgenin istikrarýnýn Türkiye’nin menfaatine olduðunu kaydetti. Cumhurbaþkaný Gül’ün “Bölgemizde (istikrara yönelik) sorunlar olduðunun bilincindeyiz” sözlerine yer verilen gazetenin haberinde, Türkiye’nin Ortadoðu, Balkanlar ve Kafkaslar’da diplomasiyle mevcut sorunlarý ve gelecekte çýkabilecek sorunlarýn çözümünü amaçladýðýný kaydetti. Gazetenin dýþ politikada eksen kaymasý olup olmadýðýna yönelik sorusunu da yanýtlayan Gül, bu söylemin doðru olmadýðýný, Türkiye’de demokrasi, serbest pazar ekonomisi, insan haklarý, hukukun üstünlüðünün kuvvetlenmesi gibi unsurlara bakarak, politikasýnda deðiþiklik olup olmadýðýnýn Türkiye’nin deðerlerine bakýlarak anlaþýlabileceðini söyledi. BÜYÜK ÜLKELERÝN AB SÜRECÝ SANCILI Türkiye’nin AB üyelik süreci ve bazý AB ülkelerinin Türkiye’nin üyelik müzakerelerine

CHP’den hükümete samimi destek sözü CUMHURÝYET Halk Partisi (CHP) Genel Baþkan Yardýmcýsý ve Bursa Milletvekili Sena Kaleli, hükümetin Genelkurmay Baþkanlýðý’nýn Milli Savunma Bakanlýðý’na baðlanmasýna yönelik açýklamalarýný samimiyetle desteklediklerini söyledi. Bursa Valisi Þahabettin Harput’un Bursa milletvekillerine verdiði iftar yemeðinde konuþan Kaleli, Türkiye’de hak ve hukuk ihlallerinin azaltýlmasýnda herkesin katký koymasý gerektiðini kaydetti. Konuþmasýnda TSK’nýn Ýç Hizmet Kanunu’nun 35’inci maddesinin deðiþtirilmesi ve Genelkurmay Baþkanlýðý’nýn Bakanlýða baðlanmasýna yönelik açýklamalara da deðinen Kaleli, þunlarý söyledi:”Biz samimiyetle de-

mokratikleþmenin önündeki engellerin kaldýrýlmasýna desteðe hazýrýz. Özgürlüklerin artýrýlmasýna yönelik tüm önerilerde samimiyiz. Genelkurmay’ýn Milli Savunma Bakanlýðý’na baðlanmasý ve 35’inci maddenin kaldýrýlmasýna yönelik çalýþmalarýn yanýndayýz. Biz demokrasi ve özgürlükler konusunda tüm milletvekillerinin ayný samimiyette olduðuna inanýyoruz. Bu inançla Türkiye’de daha yerleþmiþ demokrasi olgusuna katký koymaya hazýrýz” diye konuþtu. Bursa/cihan

Cumhurbaþkaný Abdullah Gül, Japonya'nýn en büyük ekonomi gazetesi Nikkei'nin sorularý cevaplandýrdý.

tepkileri olduðu yönündeki soruya ise Gül, Türkiye’nin büyük bir ülke olduðunu ve büyük ülkelerin AB üyeliðinin her zaman sancýlý olduðunu vurguladý. Haberde, AB içerisindeki bazý politikacýlarýn dar görüþlü hareket ederek bu konuyu kendi iç politik kararlarý için kullandýðýný belirten Gül, Türkiye’nin Avrupa’nýn bir parçasý olduðunu ve bütünleþme sürecini tüm gayretiyle devam ettirdiðini kaydetti. Türkiye’nin Ýkinci Dünya Savaþý sonra-

sýnda hem dýþ politika hem de ekonomi alanýnda Avrupa ve Amerika ekseninde yer aldýðý yorumu yapýlan haberde, “Türkiye için AB üyeliðine ulaþmak uzun yýllara dayanan stratejik bir hedef” ifadelerine yer verildi. Gazete “Bunun gerçekleþmesine (AB üyeliðine) giden yol engebeli görünse de Cumhurbaþkaný Gül’ün “Türkiye, Avrupa’nýn bir parçasýdýr” vurgusuyla sonuna kadar AB üyeliðinin hedefleneceðine dair görüþ bildirdiði yönünde yorumunu yaptý. Tokyo/aa

Kaçýrýlan askerler için heyet ÝNSAN Haklarý Derneði (ÝHD), 9 Temmuz 2011 tarihinde Diyarbakýr Bingöl Karayolu’nun Ziyaret Köyü mevkiinde yol kesen PKK’lý teröristlerin kaçýrdýðý Astsubay Abdullah Söpçeler, Uzman Çavuþ Zihni Koç ve Saðlýk Teknisyeni Aytekin Turhan’ý teslim almak için bir heyet oluþturdu. Kaçýrýlan Uzman Çavuþ Zihni Koç’un babasý Veysel Koç, sanatçý Ferhat Tunç’un kesin aralarýnda bulunacaðý heyetin 5 veya 6 kiþiden olu-

þacaðý açýklandý. ÝHD Ýstanbul Þubesi’nde konuyla ilgili yapýlan basýn toplantýsýnda devletten iyi niyet göstergesi olarak askeri operasyonlarýn durdurulmasý istendi. Heyette bulunacak olan Veysel Koç ise akan kanýn durmasýný isteyerek herkesi yardým etmeye çaðýrdý. Heyetin tanýtýmý ve amacý ÝHD Ýstanbul Þubesi’nde kamuoyuna duyuruldu. ÝHD Genel Baþkaný Öztürk Türkdoðan, heyetle ilgili bilgi verdi. Ýstanbul/cihan

AYM’ye 45 raportör yardýmcýsý ANAYASA Mahkemesi Baþkanlýðý, raportör yardýmcýsý adaylarý alacak. Resmi Gazete’de dün yayýmlanan Anayasa Mahkemesi Baþkanlýðýnýn ilanýnda, 45 kadro için raportör yardýmcýsý adayý alýnacaðý, aday adaylarýnýn yazýlý ve mülakat sýnavýna tabi tutulacaðý bildirildi. Sýnava katýlacaklarýn 657 sayýlý Devlet Memurlarý Kanunu’nun 48. maddesinde yer alan genel þartlarý taþýmalarý, hukuk, siyasal bilgiler, iktisat, iþletme, iktisadi ve i-

dari bilimler alanlarýnda en az dört yýllýk yükseköðrenim yapmýþ olmalarý ve KPSSP 103 puan türünden en az 75 puan almalarý þartlarý getirildi. Giriþ sýnavýna katýlmak isteyen aday adaylarýnýn mahkemenin ‘’www.anayasa.gov.tr’’ adresli internet sitesinden temin edecekleri giriþ sýnavý baþvuru formunu eksiksiz doldurarak 15 Aðustos 2011 ile 16 Eylül 2011 arasýnda Anayasa Mahkemesi’ne teslim etmeleri gerekiyor. Ankara/aa

drbattal@yahoo.com

Deðiþmeyene ve deðiþene dair ... on yazýmda, dindarlýktaki aþýnmalarý yazarken, bizzat yaþadýðým bir olayý da açýkça yazmak istemiþ, ama yanlýþ anlaþýlmak korkusuyla vazgeçmiþtim. Sonra, yazým hakkýnda konuþtuðum bazý arkadaþlarýmýn da teþvikiyle o konuyu da yazmaya karar verdim: Geçen hafta, dostlarla teravih namazý için Hacý Bayram-ý Veli’nin manevî huzuruna gittik. Çevre düzenlemesi yapýlmýþ. Mekân temizlenip açýlýp “turizme kazandýrýlmýþ”. Güzel. Ama acaba mekânýn mânevî havasý bozulmaya baþlamýþ olabilir mi? Þekil kotarýlýrken öz nasýl korunabilir? Çok düþündüm. Eyüp Sultan ile de mukayese ettim. Teveccüh nedeniyle cemaat camiye sýðmadýðý için olsa gerek, caminin ön avlusunda açýk alanda erkekler, caminin içinde de hanýmlar namaz kýldý. Ýçerideki hanýmlarýn mânevî havasý, inþallah, iyi imiþtir de dualarý bize de fayda etmiþtir. Zira biz dýþarýda, bir yandan belediye reklam tabelalarý, bir yandan çevrede namaz kýlmayýp su gösterisini izleyen ve bu sýrada evlatlarýna laf anlatamadýklarý için bizi de rahatsýz eden “yerli turistler”, önden (!) geçen beynamazlar arasýnda namaz kýlmaya çalýþtýk. Hele bir de mikrofon ve ses düzeni bozuk olunca, kalbim, zaten pamuk ipliðiyle baðlý olduðumuz Kâbeyle irtibat kurmakta zorlandý ve hatta kýblenin yönünü bir türlü bulamadý desem yeridir. Sebep? Bence yine ayný kavram: Dünyevîleþme. “Turizm, tenezzüh ve seyahat” adýna mânâ ve muhtevayý kaybediyoruz, hatta belki de “safiyeyi kafiyeye feda” ediyoruz. *** Bir dostum bana þu sorularý sordu: Resmî dairelerde ve gayrý resmî dairelerde, çalýþanlarýn masalarýnýn arka tarafýndaki duvara M. Kemal’in portresini asmalarý mecburi midir? Mecburiyetin kaynaðý nedir? Müeyyidesi nedir? Varsa bu mecburiyet, varsa demokrasiye uyar mý? Hükümet bu konuda ne yapmayý düþünüyor? Ben de kendisine bu konuyu köþemde gündeme getirmek hususunda söz verdim. Bu sorularý onun ve onun gibi hakiki demokratlarýn hesabýna ve kendi namýma ilgililere soruyorum. (Ýlgililerin kim olduðunu aslýnda biliyorum, ama buraya yazmýyorum. Bakalým acaba üzerlerine alýnacaklar mý?) Cevabýný merak ediyorum. Bekliyorum. Sizden ya da onlardan. *** YAÞ toplantýlarý sonrasýnda yapýlan normalleþme yorumlarýný okudum. Güzel. Ama bir önemli eksik var: Askerin normalleþmesi için kanaatimce en önemli sosyal þart, askerlerle sivillerin, samimi ve sýradan iliþkiler kurabilmeleri. Bunun için ise, baþta cumhurbaþkaný ve baþbakan olmak üzere, tüm sivil siyasetçi ve bürokratlarýn askerlerle gayrý resmî ortamlarda bir araya gelebilmeleri gerekir. Bunun en önemli þartý ise, hiç tereddütsüz, orduevlerinin izolasyonu ve kapalýlýðý konusunda askerin direncini kýrmak olmalý. 1950 sonrasýnda kýþlalarda cami yapmaya baþlayan hakiki demokratlarýn yolundan gittiðini iddia edenlerin, býrakýn geçmeyi onlara yetiþebilmek için dahi, yapacaðý çok þey var.

S

Suruç’ta silahlý kavga: 4 ölü ÞANLIURFA’NIN Suruç ilçesinde çýkan silahlý kavgada, ölü sayýnýn 4’e çýktýðý bildirildi. Alýnan bilgiye göre, Suruç’ta 2 ailenin fertleri arasýnda çýkan ve 2 kiþinin öldüðü silahlý kavgada, hastaneye kaldýrýlan 6 yaralýdan 2’si daha öldü. Olay yerine sevk edilen polis ve jandarma ekipleri, kavganýn yaþandýðý Cumhuriyet Mahallesinde yoðun güvenlik önlemi aldý. Ýlçeye Þanlýurfa’dan da çevik kuvvet ekibi sevk edildi. Kavgayla ilgili baþlatýlan soruþturma sürdürülüyor. Bu arada olayýn çocuklarýn kavgasýna büyüklerin de karýþmasý sonucu yaþandýðý iddia edildi. Þanlýurfa/aa


6

YURT HABER

9 AÐUSTOS 2011 SALI

Y

HABERLER

Ýftar sofrasý kaynaþtýrýyor ÝFTAR GELENEÐÝ BÝRLÝK, KARDEÞLÝK VE KAYNAÞMAYA VESÝLE OLUYOR. BÜTÜN YURTTA DÜZENLENEN TOPLU ÝFTARLAR SEVGÝ VE KARDEÞLÝK ÝÇÝN ZENGÝN VE FAKÝRÝ, ÝÞÇÝ ÝLE ÝÞVERENÝ AYNI SOFRADA BULUÞTURUYOR.

Teravih namazý sýrasýnda cami en kalabalýk anlarýný yaþýyor.

Ýzmir’in merkezinde teravih namazý yoðunluðu

ÝZMÝR’ÝN önemli semtlerinden Alsancak’ýn tek camisi Hocazade Camisi teravih namazlarýnda dolup taþýyor. Þair Eþref Bulvarý ile Ali Çetinkaya Bulvarý’nýn kesiþtiði köþede bulunan cami, iftar sonra teravih namazýný kýlmak isteyen vatandaþlarý aðýrlýyor. Çeþitli semtlerden eþleri ve çocuklarýyla camiye gelen Ýzmirliler, namaz öncesi birbirleriyle sohbet ediyor. Caminin imamý Ahmet Kuzgun ve Müezzin Kazým Korucu tarafýndan kýldýrýlan teravih namazý sýrasýnda cami en kalabalýk anlarýný yaþýyor. Ýmam Kuzgun, teravih namazlarýnda caminin dolup taþtýðýný, özellikle hafta içlerinde bahçede bile yer bulunmadýðýný söyledi. Kadýnlarýn cami bahçesindeki odalarda namazlarýný kýldýklarýný belirten Kuzgun, yaþlýsý genci, çok sayýda Ýzmirli’nin camide teravih namazý kýlmanýn mutluluðunu yaþadýðýný ifade etti.

Kayýðý karayolunda ‘yürüttüler’

TRABZON’DA bir tamirhanede yaptýrýlan kayýðýn, asfalt yolda odunlar üzerinde kaydýrýlarak denize indirilme çabalarý, Karadeniz fýkralarýný aratmadý. Trabzonlu balýk meraklýlarý, yeni av sezonunda kul lanmak üzere, kentin Akçaabat ilçesine baðlý Söðütlü beldesindeki tamirhanede, yeni bir kayýk yaptýrmayý kararlaþtýrdý. Ancak, yapýlan kayýðýn denize nasýl indirileceðini hesaplayamayan 13 kiþi, kayýðýn altýna, yörede felek olarak bilinen odun parçalarý yerleþtirerek, kayýðý karayolu kenarýna çýkarttý. 13 Karadenizli nin, daha sonra trafiðin aktýðý asfalt karayolu kenarýnda, hiçbir güvenlik önlemi almadan kayýðý bu þekilde kaydýrarak denize ulaþtýrma çabalarý, komikliði ile bilinen Karadeniz fýkralarýný aratmadý. Karadenizliler ayrýca, çabalarýný amatör kamara ile görüntüleyip bir sosyal paylaþým sitesinde paylaþtý. Görüntüler, sitede ilgiyle izlenen videolar arasýnda. Trabzon/aa

Kur’an’ý en güzel okumak için yarýþtýlar

KADIN Vaizler Ve Kur’an Kursu Öðreticileri 3. Türkiye Kur’an-ý Kerimi Güzel Okuma finalinde Ýstanbul Fatih Malcý Mehmetpaþa Kur’an Kursu Öðretmeni Birsen Öztop birinci oldu. Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý Din Hizmetleri Genel Müdürlüðü tarafýndan Camiler ve Din Görevlileri Haftasý kapsamýnda Kocaeli’nin Ýzmit ilçesi Fevziye Camisi’nde düzenlenen finalde, birinciliði Birsen Öztop elde ederken, ikinciliði Erzurum Palandöken Yeniþehir Yatýlý Kur’an Kursu öðretmeni Nefise Kýyýcý, üçüncülüðü ise Kayser Melikgazi Ambar Özkoyuncu Kur’an Kursu öðretmeni Tuba Aksoy elde etti. Yarýþmada 1. olan Öztop 6 bin TL, 2. olan Kýyýcý 5 bin TL, 3. olan Aksoy ise 4 bin TL ödül alacak. Kocaeli/aa

Mýsýrlý hafýzdan Manyas’ta Kur’ân ziyafeti

ANTALYA’NIN Akseki ilçesine baðlý Cendeve Köyü geleneklerinden vazgeçmiyor. Köyde, her akþam köy halkýndan bir kiþi, köylülere iftar yaptýrýyor. Köyde yýllardýr geleneksel olarak her akþam bir kiþi iftar için yemek hazýrlýyor. Köyün kadýnlarý, hergün üç çeþit yemeði köy konaðýnda birlikte piþiriyor ve iftar saatine yetiþtiriyor. Ezanýn okunmasýnýn ardýndan önce akþam namazýný kýlan köyün erkek ve kadýnlarý, namazýn ardýndan muhtarlýðýn yemekhanesinde biraraya gelerek oruç açýyor. Bu birlikteliðe, çevre köylüler de davet ediliyor ve her akþam yaklaþýk 200 kiþi birlikte iftar yapýyor. Köy Ýhtiyar Heyeti Üyesi Ramazan Çelik, atalarýndan öðrendikleri bu geleneði yaþattýklarýný, hiçbir zaman bu geleneklerinden vazgeçmediklerini söyledi. Ýlk zamanlarda köyün ileri gelenlerinin Ramazan ayý süresince iftar verdiðini anlatan Çelik, ‘’Ancak daha sonra köylülerin tamamý iftar vermeye baþladý. Ýftar yemeklerimiz sadece köy halkýna deðil, komþu köylere de açýk’’ dedi. Akseki/aa

5 bin kiþinin yemeðini 40 kiþi hazýrlýyor DENÝZLÝ’DE belediye tarafýndan kurulan iftar çadýrýnda 5 bin kiþiye, meslek odalarý ve hayýrseverler tarafýndan verilen iftar yemeði için 40 kiþi, yüzlerce soðan soyup, kasalarca domates, biber, salatalýk, patates doðruyor. Belediyenin iftar çadýrýnda yemekleri hazýrlayan þirketi sorumlusu Fatih Kaçar, yemek verenlerin istekleri doðrultusunda iftar için çorba, pilav, salata, tatlý hazýrladýklarýný söyledi. Ýftar için günlük yüz kilo et kullandýklarýný ifade eden kaçar, ‘’40 çalýþanýmýzla yemeklerimizi titizlikle hazýrlýyoruz. Ýftar verecek kiþi bize ne vermek istediðini söylüyor. Biz de o doðrultuda malzemelerimizi alarak iþimize baþlýyoruz. Günlük ortalama 15 kasa domates, 3 çuval biber, 2 çuval soðan, 100 kilo pirinç, 6 çuval patlýcan, 2 çuval patates, 60 kilo yoðurt, 3 teneke 18 litrelik yað kullanýyoruz. 5 bin ekmek kullanýlýyor. Nohut, kuru fasulye yemekleri yapacaðýmýz zaman ise her bir menü için 5 çuval baklagil kullanýyoruz’’ diye konuþtu. Denizli/aa

Ümraniye’de 100 bin kiþiye iftar ÜMRANÝYE Belediyesi, Alemdað Caddesinde 1,5 kilometrelik alana, yaklaþýk 100 bin kiþilik büyük bir iftar sofrasý kurdu. Ýftar sofrasý, Alemdað Caddesi son durak mevkisinde bulunan Ramazan etkinlikleri alanýndan santral mevkisindeki belediye binasýnýn önüne kadar uzandý. Yaklaþýk 10 bin masa yan yana dizilerek oluþturulan iftar sofrasý ara so kaklarda da devam etti. Toplam 300 garsonun servis yaptýðý iftar için aralarýnda polisler, Ümraniye Belediyesi zabýta ekipleri ve görevli personelin de bulunduðu bin 500 kiþi görev yaptý. Ýftarda vatandaþlara pilav, et kavurma, tulumba tatlýsý, iftariyelik, meyve suyu, ekmek ve su ikram edildi. Sofralara 100 bin adet su, meyve suyu ve ekmek konulurken, pilav için 15 ton pirinç, et kavurma için 20 ton et kullanýldý. Yemekler alana yemek þirketine ait özel Týr’lar tarafýndan getirildi ve iftardan 1 saat önceden daðýtýlmaya baþlandý. Ýstanbul/aa

Gýda Bankasý yoksulun umudu oldu VAN Valiliði Sosyal Yardýmlaþma ve Dayanýþma Vakfý (SYDV) tarafýndan kurulan ve her ay 3 bin 500 ailenin ihtiyaçlarýný karþýlayan ‘’Gýda Bankasý’’nda Ramazan ayý dolayýsýyla yardým miktarý iki katýna çýkarýldý. Van’da ihtiyaç sahibi 3 bin 500 aile her ay kendilerine verilen çek kar þý lý ðýn da, Gý da Ban ka sý’ndan hiç bir ücret ödemeden market alýþveriþlerini yapýyor. Ramazan ayýnda ise bu aileler her ay yaptýklarý alýþveriþin iki katý kadar ürün alabiliyor. SYDV Müdürü Mehmet Suat Aydoðan, Gýda Bankasý uygulamasýnýn 2005 yýlýndan

bu yana devam ettiðini belirterek, vakfa kayýtlý 23 bin aile arasýndan 3 bin 500’üne, 12 ay boyunca düzenli olarak gýda yardýmý yapýldýðýný söyledi. Yardým kriterlerinin genelgeler doðrultusunda belirlendiðini ifade eden Aydoðan, küçük çocuk sahibi dul kadýnlar, eþi cezaevinde bulunan maðdur kadýnlar ile yüzde 40’ýn üzerinde özürlü olup, evde bakým ücreti almayan kiþilerin gýda bankasýndan yararlandýðýný belirterek, ikiz veya üçüz sahibi yoksul ailelere de 2 yýl boyunca her ay düzenli olarak bez ve mama yardýmý yaptýklarýný bildirdi. Van/aa

Gündüz uyu, gece çalýþ

Ramazan'da kan baðýþý

ORUÇ tutarken kavurucu sýcaklarda çalýþanlarýn, mesai saatlerini ayarlamalarý halinde, gece çalýþýp gündüz uyumalarýnda dinen sakýnca bulunmuyor. Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý Din Ýþleri Yüksek Kurulu Üyesi Hüseyin Kayapýnar, insanýn zorluða olabildiðince katlanmasý gerektiðini ifade etti. Kayapýnar, þunlarý kaydetti; ‘’Ama kiþi çalýþýyor, iþi aðýr ve iþini gece yapma imkâný varsa ona da ‘Niye böyle yapýyorsun?’ diyemeyiz. Oruç tutarken aðýr iþlerde çalýþanlarýn, mesailerini geceye aktarmalarýnýn bir sýkýntýsý olmaz. Bu, oruçtan kaçýþ olarak deðerlendirilmemeli. (Gece çalýþýp, gündüz uyuyunca) oruç olmaz mý olur. Eðer kiþi o iþte çalýþtýðý taktirde oruç tutamayacak durumda olursa mesaisini deðiþtirebiliyorsa, deðiþtirebilir, yýllýk izni varsa izne çýkabilir.’’ Ankara/aa

TÜRK Kýzýlayý Düzce Þubesi’nin her yýl Ramazan ayýnda azalan kan baðýþýnýn artýrýlmasý için iftar sonrasý kurduðu kan toplama çadýrýna vatandaþlar yoðun ilgi gösteriyor. Kan toplama çadýrlarýna gelen vatandaþlar, doktorlarýn kontrolünde kan verme iþleminin ardýndan dinlendiriliyor. Kan veren vatandaþlara çadýr önüne kurulan masalarda bisküvi ve içecek ikramýnda bulunan Türk Kýzýlayý yetkilileri, Türkiye’nin yýlda 1 mil yon 800 bin ünite kana ihtiyacý olduðunu, vatandaþlarýn bu konuda daha duyarlý olmalarý gerektiðini söylüyor. Yetkililer, kampanyanýn Ramazan ayý boyunca farklý noktalarda kurulacak kan toplama çadýrlarýnda devam edeceðini kaydetti. Düzce/aa

Camileri çocuklara sevdirelim

RAMAZAN dolayýsýyla Türkiye’den davet alan Mýsýrlý ünlü hafýzlardan Usame Ebunnur, Balýkesir’in Manyas ilçesindeki Çarþý Camisinde Kur’ân ziyafeti sundu. Ýl genelinde birçok camide Ramazan boyunca Kur’an ziyafeti sunacaðý belirtilen Usame Ebun nur, Manyas Çarþý Camisinde akþam namazý sonra sý Kur’an okudu. Mýsýrlý hafýz, Kur’an tilaveti ile dinleyenleri mest etti. Kur’ân tilavetini Manyas Belediye Baþkaný Hasan Kahraman da dinledi. Manyas Müftü Vekili Ýbrahim Alýnmaz, Ramazan etkinlikleri kapsamýnda Manyas halkýný Mýsýrlý hafýz Usame Ebunnur ile buluþturduklarýný söyledi. Manyas/aa

Faciayý çocuðun dikkati önledi

KÜTAHYA’NIN Emet ilçesinde bebek ürünleri satýlan maðazada çýkan yangýn, 7 yaþýndaki çocuðun dikkati sonucu fark edilerek söndürüldü. Önceki gece, Hamam Mahallesi Simav Caddesi’ndeki 3 katlý a partmanýn birinci katýnda bebek ürünleri satýlan Be kir Öztürk’e ait maðazada henüz belirlenemeyen ne denle yangýn çýktý. Sokakta oynarken binadan duman yükseldiðini gören apartman sahibinin torunu Ýsmail Bulamaz (7), dedesine ve diðer yakýnlarýna haber verdi. Daha sonra dýþarý çýkan 2 kattaki apartman sakin leri, itfaiyeden yardým istedi. Emet Belediyesi itfaiye ekipleri, yangýný yaklaþýk 1,5 saatte söndürdü. Elek trik kontaðý sonucu çýktýðý tahmin edilen yangýn ne deniyle maðazadaki eþyalarýn çoðu kullanýlamaz hale geldi. Yangýnýn nedeninin belirlenmesi ve hasar tespiti için çalýþma baþlatýldý. Kütahya/aa

SÝÝRT Ýl Müftüsü Faruk Arvas, Ramazan ayýnýn fýrsat bilinerek çocuk ve gençlerin camiye alýþtýrýlmalarýný istedi. Ramazan ayý nedeniyle camilere gelen çocuklara karþý hoþgörülü olunmasýný ve iyi davranýlmasý gerektiðini belirten Ýl Müftüsü Arvas, Hz. Muhammed (ASM)’ýn çocuklara karþý tutumu, onlara karþý

sevgi ve hoþgörüsünün herkes için örnek olduðunu kaydetti. Arvas, þunlarý söyledi: “Örnek davranýþlarýnýn yaný sýra bu konuda bir çok hadisi þerifte bu konuda emirler vermek tedir. Ramazan ayýný fýrsat bilerek çocuk ve gençlerimizi camiye alýþtýrmalýyýz. Onlara Ramazan ayýnýn mânevî atmosferini yaþatmalý-

yýz. Camiye gelen çocuklara hoþgörülü olmalýyýz. Eksikliklerini, yanlýþlýklarýný, hatta yaramazlýklarýný onlarý dýþlayarak, camiden kovarak deðil, onlarý aramýza alarak tatlý bir dille, gönüllerini kazanarak gidermeye çalýþmalýyýz. Aksi halde o çocuklarý, camilerden ve hatta dini duygulardan uzaklaþtýrmýþ oluruz. O za-

man da bize teslim edilmiþ birer emanet olan o çocuklara ihanet etmiþ ve görevimizi yerine getirmemiþ duruma geliriz. Bu konuda görevlilerimizin ve cemaatimizin duyarlý ve sabýrlý olmalarýný istiyorum.” Arvas, bu konuda Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý’nýn görüþünün de bu yönde olduðunu belirtti. Siirt/cihan


Y

DÜNYA

9 AÐUSTOS 2011 SALI

Hama halký, yabancý asker istemiyor SURÝYE’DEKÝ ABD BÜYÜKELÇÝSÝ ROBERT FORD: HAMA HALKI YABANCI ASKERÎ MÜDAHALE ÝSTEMÝYOR. TANK destekli Suriye askeri birliklerinin doðudaki Deyr Ez Zor þehrine yönelik operasyonlarý sürerken, Suriye’deki ABD Büyükelçisi Robert Ford, daha önce Hama’ya düzenlenen tank destekli saldýrýnýn bir “vahþet” olduðunu belirtti. Büyükelçi, “ABC This Week”e verdiði demeçte, geçen ay þehri ziyaret ettiðinde þehir sakinlerinin kendisine, “yabancý bir askeri müdahale istemediklerini söylediklerini” ifade etti. Bazý gruplara göre þehirde bir hafta süren operasyonlarda 130, bazýlarýna göre ise 300’ü aþkýn kiþi öldürüldü. Amman / aa

ÝNGÝLÝZ gazeteci Simon Tisdall, Ýngiltere Dýþiþleri Bakaný William Hague’nin Suriye’deki þiddet olaylarý konusunda yapabileceði çok bir þeyin olmadýðýný belirterek, Türkiye’nin bu konuda en önemli aktörlerden biri olduðuna vurgu yaptý. Guardian’da kaleme aldýðý “Türkiye, Suriye’ye Ýngiltere’nin veremediði mesajý gönderiyor” baþlýklý köþe yazýsýnda Tisdall, Baþbakan Recep Tayyip Erdoðan’ýn Suriye’yi ‘azarlamak’ için Dýþiþleri Bakaný Ahmet Davutoðlu’nu Þam’a göndereceðine dikkat çekerek, Ýngiltere’nin bu konuda yapabileceði çok bir þeyin olmadýðýný ifade etti. Türkiye’nin uyarýlarý dikkate alýnmadýðý takdirde Erdoðan yönetiminin Esad rejimine yönelik diplomatik ve ekonomik tedbirleri gündeme getirebileceðini söyleyen Tisdall, bunun da ötesinde Türk ordusunun sýnýrda bir güvenlik hattý oluþturabileceðini iddia etti. Ülkedeki þiddetten kaçan Suriyeli halkýn Türkiye’ye sýðýndýðýný ve bunun Türkiye için problem oluþturmaya baþladýðýný savunan Guardian yazarý, Ankara yönetiminin diðer bir endiþesinin de tecrit edilen Esad’ýn Ýran ile daha da güçlü ittifak içine girme ihtimalinin olduðuna dikkat çekti. Yazýda ayrýca, bu olaylarýn PKK ile mücadeleye zarar verebileceði de belirtildi. Londra / cihan

ÝSRAÝL Baþbakan Yardýmcýsý ve Stratejik Ýþlerden Sorumlu Bakaný Moþe Ya’alon, geçen yýlki Mavi Marmara gemisi operasyonundan sonra Türkiye ile Ýsrail arasýnda meydana gelen gerginliði sona erdirmek için Ankara’nýn ileri sürdüðü þartlarý sert bir þekilde eleþtirdi ve Türkiye’nin taleplerini “küstahlýk” olarak nitelendirdi. Ya’alon, önceki gün toplanan ve özür konusunda herhangi bir karara varmadan daðýlan Ýsrail’in Sekizler olarak adlandýrýlan iç kabinesinin toplantýsýna iliþkin Ýsrail radyosuna yaptýðý açýklamada, “Türkiye’nin özür ve buna ek olarak Gazze’ye ablukanýn kaldýrýlmasýný taleplerini küstahlýk” olarak deðerlendirerek, “Türkiye bizi köþeye sýkýþtýrarak, Ýsrail’in üzerinden Arap dünyasýnda, Hamas ve Hizbullah’ýn gözünde prim yapma peþinde” iddiasýnda bulundu. Tel Aviv / aa

BAÞBAKAN Recep Tayyip Erdoðan’ýn talimatýyla Dýþiþleri Bakaný Ahmet Davutoðlu bugün Suriye’ye gidiyor. Davutoðlu’nun gerekli görüþmeleri yaparak Türkiye’nin mesajlarýný iletmesi bekleniyor. ABD Dýþiþleri Bakaný Hillary Clinton da, Dýþiþleri Bakaný Ahmet Davutoðlu ile yaptýðý telefon görüþmesinde, Türkiye’nin Suriye’ye baský yapmasýný istedi.

Clinton’dan Srebrenitsalý annelere

GAZZE'DE kontrolü elinde bulunduran Hamas ile, Batý Þeria’da kontrolü elinde bulunduran El Fetih gruplarý, karþýlýklý olarak hapse atýlan karþýtlarýnýn Ramazan ayýnýn sonuna kadar serbest býrakýlmasý konusunda anlaþtý. Kahire’de yapýlan görüþmeleri El Fetih adýna yürüten Azzam el Ahmed yaptýðý açýklamada, her iki tarafýn mahkûmlarýn büyük bölümünü serbest býrakmýþ olduðunu, kalanlarýn da yakýnda býrakýlacaðýný söyledi. Filistin’deki her iki hareket, uzlaþma görüþmelerindeki týkanýklýðý aþmak için belirli adýmlar atýlmasý konusunda anlaþýrken, mahkûmlarýn býrakýlmasý bu çerçevede ele alýndý. Kahire / aa

AFGANÝSTAN Devlet Baþkaný Hamid Karzai, ülkenin güneyinde 8 sivilin öldüðü NATO’nun hava saldýrýsý hakkýnda soruþturma açýlmasý emrini verdi. Devlet Baþkanlýðýndan yapýlan açýklamada, NATO’nun Helmand’da düzenlediði, 8 sivilin ölümüyle sonuçlanan hava saldýrýsýnýn soruþturulmasý için bir ekibin görevlendirildiði bildirildi. Helmand valisi Gülab Mangal da NATO’nun bölgede düzenlediði hava saldýrýsýnda aralarýnda kadýn ve çocuklarýn da bulunduðu 8 sivilin hayatýný kaybettiðini kaydetti. Ölenlerin, bomba uzmaný bir direniþçinin ailesi olduðu, saldýrýda bu kiþinin de öldüðü belirtildi. Kabil, Paris / aa

DIÞÝÞLERÝ BAKANI DAVUTOÐLU ÞAM’DA

BM Mülteciler Yüksek Komiserliði (BMMYK), Somali’nin baþkenti Mogadi þu’ya beþ yýldýr ilk kez yardým uçaðý gönderdi. BMMYK Sözcüsü Andrej Maheciç, Somali’de kýtlýðýn vurduðu bölgelerden göç akýnýnýn sürdüðü Mogadiþu’ya, 31 ton barýnma malzemesi taþýyan kargo uçaðýnýn indiðini bildirdi. Mogadiþu’ya bu dramatik insan akýnýnýn üstesinden gelebilmek için karadan ve denizden yapýlan yardým daðýtýmýnýn çok yavaþ kaldýðýný belirten Maheciç, lerleyen günlerde yardým uçuþlarýna devam edileceðini kaydetti. BM’nin verilerine göre, Somali’de son aylarda on binlerce kiþi yetersiz beslenme sonucu öldü. Cenevre / aa

Hamas ve El Fetih mahkûm anlaþmasý

Karzai: NATO’nun sivil katliamlarý araþtýrýlsýn

Dýþiþleri Bakaný Ahmet Davutoðlu

BM yardýmý 5 yýl sonra ilk kez Somali’de

Küstah Ya’alon

Sadr: ABD askeri kalýrsa, saldýrýrýz Irak’ýn önde gelen liderlerinden olan Þii din adamý Mukteda El Sadr, ABD güçlerinin 31 Aralýk’tan sonra da kalmaya devam etmeleri halinde bu birliklere saldýrýlar düzenleyeceklerini söyledi. Belirli sayýda Amerikan askerinin, yýl sonunu izleyen dönemde de Irak’ta kalmasý için ABD ile görüþmeler yapýlacaðýnýn Iraklý yetkililerce açýklanmasýnýn ardýndan Sadr, kendisine ait internet sitesinde bir açýklama yaptý. Sadr’ýn açýklamasý, Irak’taki önemli bir gücün, ABD askeri varlýðýnýn devamýndan yana olmadýðýný ortaya koydu. Iraklý yetkililer, belirli sayýda Amerikan askerinin, Irak güçlerinin eðitimi için kalmaya devam etmesini istediklerini açýklamýþtý. Amerikalý askeri yetkililer de Iraklýlardan gelecek tekliflere açýk olduklarýný ifade ediyor. Baðdat / aa

hibrahimcan@windowslive.com

Küresel sosyal kriz geliyor! ugün yabancý gazetelere baktýðýnýzda içiniz kararacaktýr. Ýsrail’de, Ýngiltere’de, Þili’de, Yunanistan’da milyonlarca insan sokakta hükümetini protesto ediyor. Ýngiltere, Kuzey Londra’da binalar ve araçlar yakýlýyor, dükkânlar yaðmalanýyor. Tarihi bir binanýn alevler içindeki görüntülerini “sanki uçak bombaladý” ifadesiyle þaþkýnlýkla izliyor insanlar. Bu huzursuzluðun yayýlmasý ihtimali Ýngiltere yönetimini korkutuyor. Ýsrail’de üçyüzbin kiþi –Ýsrail’in nüfusu dikkate alýndýðýnda ciddî bir rakam- sosyal adalet talebi ve temel yaþam masraflarýnýn düþürülmesi talebiyle sokaklara döküldü. “Uðruna ölmeye hazýr olduðumu ülkede yaþayamýyoruz” diyor bir gösterici. Ülkenin her yerinde gösterici çadýrlarýndan oluþan isyan ateþleri yanýyor. Gelecek ay bir milyon kiþinin katýlacaðý gösteriler planlanýyor. Göstericiler eþitlik ve adalet ilkelerine dayalý olarak kurulduðu söylenen ülkede, gelir daðýlýmýnda büyük adaletsizlikler olduðunu, gýda fiyatlarýnýn 2005 yýlýndan bu yana yaklaþýk yüzde 13 arttýðýný söylüyor. Ýlginç bir afiþ ise dikkatleri çekiyordu: “Mýsýr burasý!” Kimbilir belki de Ýsrail’in onlarca yýldýr Filistin’li masumlara yaptýðý zulmün cezasýný, Cenab-ý Hak Ýsrail halký aracýlýðýyla verecek. Þili’de öðrenciler hükümetin eðitim sisteminde reform çaðrýsýyla baþlattýklarý gösterileri bina yakma ve yaðmalamaya döndürünce polisle çatýþtýlar. Þilili bir yazar ülkesindeki havayý “altý ay önceki Arap baharýna” benzetiyor. Baþbakan Sebastian Pinare, diktatör Augusto Pinochet’ten bu yana en sevilmeyen lider ilan edildi. Öðrencilerin baþlattýðý olaylar toplumun tüm kesimlerine yayýlýyor. Yunanistan’ýn içine düþtüðü büyük borç krizi ve bu krizle baþ etmek için hükümetin uyguladýðý kemer sýkma politikalarý halký sokaða dökmeye devam ediyor. Dikkat ettiyseniz, tüm bunlar Batý ülkeleri. Ýtalya, Ýrlanda ve Ýspanya’daki ekonomik krizin bu ülke halklarýný sokaða dökmesi de yakýn. Amerikalýlar da katýlýrsa dünya nüfusunun önemli bir kýsmý sokaklarda olacak. 2008 yýlýnda baþlayan küresel kriz, deðiþik boyutlarýyla dünyayý çalkalamaya devam ediyor. Þimdi yeni ve daha büyük bir krizden söz ediliyor. ABD’nin kredi notunun düþürülmesinin tetikleme iþlevi göreceði iddia ediliyor. Peki neler oluyor? Ýnsanlar neden bu kadar huzursuz? Sorun yalnýzca ekonomik mi? Tüm bu sorularýn aslýnda sosyologlar tarafýndan araþtýrýlýp, bulunacak cevaplarýn acilen geliþtirilecek politikalara temel yapýlmasý gerekiyor. Aslýnda dünya uzun zamandýr adaletsiz ve þükürsüz bir küresel tüketim toplumuna dönüþüyordu. Adaletsizlik, israf ve maneviyat eksikliði dünya insanýný mutsuzluða götürüyor. Bu mutsuzluk da en küçük bir kývýlcýmda milyonlarý sokaða dökmeye yetiyor. Ýnsaný mutlu etmek için geliþtirilen yüksek iletiþim teknolojileri ise örgütlenmeyi, iletiþim kurmayý, toplanmayý kolaylaþtýrýyor. Sosyal iletiþim aðlarýndan haberleþen insanlar bir gecede örgütlenip sokaklara dökülebiliyor. Ve toplanan kontrolsüz kalabalýklar, küçük tahriklerle polisle çatýþmaya, binalarý yakmaya ve yaðmalamaya baþlayabiliyor. Bizce bu durum dünyanýn gelmekte olan ekonomik krizinden bile daha büyük bir sorun. Mutsuz ve huzursuz insanlar patlamaya hazýr bombalar gibiler. Ve bir kývýlcým ülkeleri içinden çýkýlmaz sýkýntýlara düþürmeye yetebilir. Umarýz ülkelerin liderleri yaklaþan bu küresel sosyal krizin farkýna varýp, bir an önce önlem alýrlar. Aksi halde küresel bir kaos kaçýnýlmaz olacaktýr.

B

Tecrit, Esad’ý Ýran'a iter”

ABD Dýþiþleri Bakaný Hillary Clinton, Bosna’daki savaþ sýrasýnda Temmuz 1995’te 8000 Boþnak erkeðin katledildiði Srebrenitsa kentindeki kadýnlarýn kurdu ðu derneðe mektup gönderdi. Srebrenit sa Kadýnlarý Derneði Baþkaný Hayra Çatiç, derneðin adresine gelen mektupta, savaþ suçlusu Ratko Mladiç’in yakalanma sýndan memnuniyet duyulduðunun ifade edildiðini, yakýnlarýný kaybeden Srebrenitsalýlar için her türlü desteði vermeye hazýr olduklarýnýn belirtildiðini söyledi. Srebrenitsa’da Temmuz 1995’te yapýlan soykýrýmýn kurbanlarýnýn defnedilmesi için Potoçari’de kurulan mezarlýk 2003’te ABD’nin eski devlet baþkaný Bill Clinton tarafýndan açýlmýþtý. Saraybosna / aa

Körfez ülkeleri Suriye için toplanýyor

KUVEYT'ÝN, Suriye’deki büyükelçisini istiþarede bulunmak üzere geri çaðýrdýðý bil dirildi. Kuveyt Dýþiþleri Bakaný Þeyh Mu hammed El Salim El Sabah, Kuveyt parlamentosunda basýna yaptýðý açýklamada, ‘’Suriye’deki büyükelçimizi istiþare için çaðýrdýk’’ dedi. El Sabah ayrýca, Körfez ülkeleri dýþiþleri bakanlarýnýn Suriye’deki durum hakkýnda görüþmelerde bulunmak üzere bir araya geleceklerini belirtti. S. Arabistan da bir gün önce Þam’daki büyükelçisini geri çaðýrmýþtý. Kuveyt / aa

7


8

MEDYA POLÝTÝK

9 AÐUSTOS 2011 SALI

Y

PROF. DR. ÞÜKRÜ HANÝOÐLU: vehbihorasanli@ttmail.com

Çivisi çýkmýþ bir kurumu düzeltmeye nereden baþlamalý? avcýlar iddianamelerini sundukça insanýn kaný donuyor. Türk Silâhlý Kuvvetleri emekliliðini isteyen Genelkurmay baþkanýnýn ifade ettiði gibi suç örgütü haline dönüþmüþ durumda, maalesef. En son “internet andýcý” ve “amirallere suikast” iddianamesi de kabul edildi ve bazý yüksek rütbeli komutanlar hakkýnda tutuklama kararý çýkarýldý. Ýþin ucu eski Genelkurmay Baþkaný Baþbuð’a kadar gidecek gibi görünüyor. Özellikle benim de 15 yýl hizmet ettiðim ve Yüksek Askeri Þura kararý ile ayrýldýðým Bahriye’nin durumu ise içler acýsý. Casusluktan tutun da komutanlara suikastlarýn planlandýðý, ahlaksýzlýk olaylarýnýn yaþandýðý adeta askerliðin dýþýnda her türlü suçun planlandýðý bir örgüt haline getirilmiþ. Ýddianameler ortaya çýktýkça daha fazla bilgi sahibi oluyoruz. Maalesef kulaktan dolma haberlerin çoðunun gerçek olduðu ortaya çýkýyor. Mesela Bahriye mektebinde Deniz Kuvvetleri Komutanýna suikast maksadý ile yemeðinin zehirlendiði hatta bu yüzden yüzlerce Bahriye mektebi öðrencisinin hastaneye kaldýrýldýðýný duyunca önce inanamamýþtým. “Bu kadarý da olmaz diye” düþünmüþtüm. Lakin gerçektende bazý yakýnlarýmýn hastaneye kaldýrýldýðýný hatta ölüm tehlikesi geçirdiðini öðrenince durumun vahametini daha iyi anlamaya baþladým. Evet, baþta bahriyemiz olmak üzere silahlý kuvvetlerin çivisi çýkmýþ durumda. Peki, ne yapmalý? Baþbakan’ýn Yüksek Askeri Þura toplantýsý öncesinde generallerin emeklilik kararýný krize dönüþmeden çözmesi güzel bir geliþme. Fakat yeterli mi? Bence kesinlikle yeterli deðil. Basýnda çýkan ve benim de çeþitli defalar yazdýðým reformlar gerçekleþmeye baþlasa bile bataklýk kurutulmadan çare bulunmasý mümkün deðil. En baþta eðitim kurumlarýnýn ýslah edilmesi gerekir. Aslýnda silâhlý kuvvetlerin ve özellikle de bahriyenin bu duruma gelmesi bir sürpriz deðil. “Bahriyede 15 Yýl” kitabýnda ve Bizim Radyo’da sunmuþ olduðum programlarda belirtmiþ olduðum gibi askeri okullar feci bir durumda. Namaz kýlmak isteyen öðrenciye öcü gibi bakýldýðý, oruç tutmanýn yasak edildiði, dini kitaplar okuyan öðrencilerin acýmasýzca okuldan atýldýðý bir okuldan yetiþen öðrenciden ne bekleyebilirsin ki? Kara Harp Okulunda cami olduðu halde Deniz ve Hava Harp Okulunda camiyi býrakýn, bir mescit dahi yok. Bu öðrenciler insan deðil mi? Robot mu yetiþtiriyorsun ki ibadet etmek isteyen insanlara zulüm derecesinde ibadetlerine mani oluyorsun? Lafý uzatmaya gerek yok. Askeri okullar çok kötü durumda. Demokrasinin temel ilkelerini öðretmeyi býrakýn faþizmin en aðýr þartlarýnýn belletildiði, dine ve dindarlara nefretin dayatýldýðý, ibadetini yapmak isteyen öðrencilere en aðýr cezalarýn verildiði bir eðitim kurumu düzeltilmeden askeri kurumlarý nasýl düzeltebilirsin? En baþta yapýlmasý gereken iþ askeri okullara cami açýlmasýdýr. Dinini diyanetini bilmeyen asker her türlü fenalýðý yapar bundan hiç þüpheniz olmasýn. Allah’tan korkmayan kuldan korkar mý? Bahriye Mektebinde bir yatsý namazýný kýlarken nöbetçi subayý beni görmüþtü de çýðlýk atmýþtý. Yemin ederim bu olayý yaþadým. Hatta beraber paylaþtýðýmýz koðuþtaki 14 arkadaþým buna þahittir. Sanki zina suçu iþliyorum, iyi mi? Dindar olmayan sýnýf arkadaþlarým bile bu olaydan çok rahatsýzlýk duymuþtu. Bir tanesi “Yahu namazýný bozsaydýn da bu terbiyesiz adamýn konuþmasýna fýrsat vermeseydin” diyerek bana üzüntüsünü bildirdi. Diðer koðuþ arkadaþlarýmýn hepsi adeta tek ses çýkarýrcasýna “Niye bozacakmýþ, namaz kýlmak ayýp mý yahu?” diyerek bu arkadaþýmý susturdular. Ýþte size 30 yýl önce yaþanmýþ bir fotoðraf karesi. Bu zihniyetle yetiþen öðrencilerin geldikleri nokta ise þu anda iddianamelere geçen olaylar. Bir komutaný öldürmek için yüzlerce öðrencinin hayatýný tehlikeye atacak kadar gözü dönmüþ insanlar. Bu adamlarýn eline silâh veriyoruz iyi mi? Hadi dindarlýðý býrakalým þanlý ecdadýmýz hakkýnda ne söyleniyor, hiç düþündünüz mü? Bir gemide Barbaros Hayrettin Paþa’ya hakaret eden ikinci komutana askerlik terbiyesine uymadan aðzýma geleni söylemiþtim. Ýlginçtir sicil amirim olduðu halde en ufak bir ceza veremedi. Demek ki bin yýllýk dine ve Ýslâma hizmet etmiþ bir kurumda daha fazla edepsizliðe cesaret edemediler. Fakat aradan 30 yýl geçti. Dindar öðrenciler baþta olmak üzere geçmiþiyle barýþýk onurlu insanlar ordudan tek tek atýldý. Geriye iþte gördüðünüz kimseler kaldý. Daha fazla yarayý deþmeden sadece þu kadarýný söyleyerek yazýma son veriyorum. Önce þu askeri okullarda yapýlan din düþmanlýðýna son verin. Namazsýz, camisiz askeri birliklerdeki bu vahþi komünist uygulamayý kaldýrýn, vesselam…

S

Atatürk dinde radikal reform yapmak istedi ÝKÝNCÝ MEÞRUTÝYET GARPÇILARI’NIN “DÝN AVAMIN ÝLMÝ, ÝLÝM HAVASSIN DÝNÝDÝR” VECÝZESÝ, ATATÜRK’ÜN SÝYASÎ PROGRAMININ DA AYRILMAZ BÝR PARÇASI ÝDÝ. Ýngilizce olarak yayýnlanan “Atatürk, Entelektüel Bir Biyografi” adlý çalýþmanýz, benzeri olmayan bir ilk çalýþma. Çünkü Atatürk’ü Atatürk kýlan, deðerlerini ve hatta politikalarýný belirleyen entelektüel geçmiþinin izini sürüyor. Amacýnýzý, nasýl bir ihtiyaca binaen bu çalýþmayý yaptýðýnýzý sorarak baþlamak isterim. u çalýþmayý hazýrlamaktaki amacým, sizin de sorunuzda deðindiðiniz gibi, üzerine yüzlerce kitap yazýlan –ki “Atatürk ve Meteoroloji” baþlýklý ve konulu bir çalýþma bile var- bir devlet kurucusunun düþüncelerinin köklerine ulaþarak, bunlarýn onun dünya görüþü ve temel fikirlerini nasýl þekillendirdiðini ve uyguladýðý siyasî program üzerinde ne gibi tesirler icra ettiðini ortaya koymaktý. Ýlginçtir ki hayatýnýn deðiþik cepheleri üzerine çok sayýda eser kaleme alýnan Mustafa Kemal Atatürk’ün düþüncelerin kaynaklarý üzerine kapsamlý bir analiz yapýlmamýþtýr.

B

BÝLÝMCÝ, ELÝTÝST, SOSYAL DARWÝNÝST

Atatürk’ün fikri beslenme kaynaklarý ayný zamanda çaðdaþý diðer Osmanlýlarýn da kaynaðýydý. Osmanlý’dan Cumhuriyete geçiþi saðlayan da bu kuþak oldu zaten. Onlarý belirleyen temel unsurlar nelerdi? Atatürk bu kuþaðýn bir üyesiydi. Kendisi ayný zamanda harekette çok önemli roller oynamamýþ olmakla beraber ikinci kuþak bir Jön Türk ve karar alýcý mevkilerde bulunmamakla birlikte bir Ýttihad ve Terakki üyesiydi. Dolayýsýyla Atatürk, Jön Türklük düþüncesi ve Ýttihad ve Terakki’nin Ýkinci Meþrutiyet’in ilk yýllarýnda benimsediði tezlerin bir bölümünü paylaþan bir kiþiydi. Bu çerçevede 1903-1907 yýllarý arasýnda Kahire’de yayýnlanan Türk dergisinin savunduðu türde bir Türkçülük, Jön Türk düþüncesinin temel dayanaklarýndan birisi olan bilimcilik (scientism), gene bu düþüncenin fazlasýyla etkilendiði Gustave Le Bon elitizmi, dönemin Osmanlý entelektüellerini derinden etkileyen Sosyal Darwinizm benzeri düþünceler Atatürk’ün de dünya görüþünü belirleme alanýnda önem taþýr. Mustafa Kemal dönemdaþlarýndan farklý olarak baþka bir þeylerin etkisinde kalmýþ olabilir mi? Farklý bir okuma vesaire yapmýþ olma ihtimali var mýdýr?

Hayýr, böyle bir etkiden bahsedebilmek mümkün deðil. Zaten kimse çaðdaþlarýndan farklý etkilerin altýnda kalamaz. Mustafa Kemal Atatürk de çaðdaþlarý gibi 19. Asýr sonu 20. asýr baþý dünyasýnýn ve Osmanlý toplumunun ürünüydü.

ESKÝ-YENÝ ÇATIÞMASINI ÇOK ÇETÝN YAÞADI

Onun da entelektüel alt yapýsý kuþkusuz herkes gibi ilk olarak çocukluðunda oluþtu. Çocukluðunun geçtiði Selanik ve Selanik’in o dönemdeki düþünce iklimi, ailesini, sosyal çevresini ve onu nasýl etkilemiþtir? Mustafa Kemal Atatürk Avrupa-yý Osmanî’de doðmuþ, orada sosyalleþmiþ ve orta öðrenimini de orada tamamlamýþtý. Daha sonra yüksek eðitimini payitahtta yapmýþtý. 1905 yýlýnda Suriye’ye görev ile gitmesine kadar tüm yaþamý imparatorluðun Avrupa topraklarýnda geçmiþti. Bunun kendisinin dünya görüþünün þekillenmesinde ciddî etkisi olmuþtur. Bunun ötesinde Selânik, Tanzimat sonrasýnda ortaya çýkan eski-yeni çatýþmasýnýn en belirgin biçimde yaþandýðý þehirlerden birisiydi. Burada yeni, modern ve seküleri; eski ise geleneksel ve dinîyi temsil ediyordu. Mustafa Kemal böyle bir dünyada doðmuþ ve büyümüþtü. Annesi ile babasý arasýnda hangi okula gideceði konusundaki tartýþmadan itibaren de kendisini fiilen bu çatýþmanýn içinde bul-

muþtu. Kendisinin bu alanda tercihini modern ve seküleri temsil eden “yeni” için yaptýðý þüphesizdir.

HAYATI EFSANELEÞTÝRDÝ

Aslýnda Atatürk’ün hayatýnýn diðer bölümleri gibi çocukluðu da Türkiye halkýna yaygýn olarak masal kliþeleri içinde ve bir sürreel tüle sarýlarak gösterildi hep. Siz bize o döneme iliþkin ayrýca ne söylersiniz, reel anlamda? Bu dönem Atatürk’ün dünya görüþünün þekillenmesinde çok önemli rol oynamýþtýr. Dolayýsýyla Cumhuriyet kurucusunun hayatýnýn bu dönemini de genel olarak Tanzimat sonrasý Osmanlý Ýmparatorluðu, özel olarak da Rumeli ve Selânik baðlamlarýnda deðerlendirmek lâzýmdýr. Bunu efsâne haline getirmek, bize açýklayýcý bir çerçeve saðlamaz. Ama bu efsâneleþtirmenin Atatürk’ün hayatýnýn çocukluk dönemiyle sýnýrlý kalmadýðýný belirtmek gerekir.

SUBAYLARIN AYRI BÝR SINIF OLDUÐUNA ÝNANDI

Hayatýnýn akýþý üzerinden ilerleyelim yine. Askeri okulda aldýðý eðitim onda nasýl bir zihniyetin oluþmasýný saðladý? Asker, bir siyasetçi, devlet adamý ve nihayetinde insan olarak bu eðitimden nasýl etkilendi Mustafa Kemal Atatürk? Bu eðitim, bilhassa Mekteb-i Harbiye-i Þâhâne’deki eðitimi, Atatürk’ün dünya görüþü üze-

olduðu anlamýna gelmez. Burada söz konusu olan göreceli bir önem farklýlýðýdýr.

HALKI ÖNEMSER AMA GÜVENMEZDÝ

Atatürk halka, yönetici erke nasýl bakýyordu? Atatürk, dönemin pek çok entelektüeli ve Enver Paþa ve Ýsmail Hakký Paþalar gibi askerî lideri gibi Gustave Le Bon elitizminden etkilenmiþti. Günlüklerinde kullandýðý bazý ifadeler bu etkiyi ortaya koymaktadýr. Bu nedenle Atatürk “halk”ý kendisi için çalýþýlmasý gereken bir kategori olarak görüyor, ama onunla beraber iþ yapmayý, yâni halkýn karar alma sürecine katýlmasýna ihtiyatlý bir biçimde yaklaþýyordu. O halkýn yararýna olacak yeniliklerin halkýn muhalefetine raðmen gerçekleþtirilmesinin gerekli olduðunu düþünüyordu ki, bu alanda Le Bon’un Atatürk tarafýndan okunan eserleriyle ciddî paralellikler kurmak mümkündür. Le Bon’un da Atatürk’ün uygulamalarýný övmesi ve onun bir “dahi general” olduðunu düþünmesi ilginçtir. Atatürk radikal karakterdeki siyasî programýný uygulayabilmek için iktidarý tamamen kontrol altýnda tutmak istiyordu.

Din de özellikle kontrol etmek istediði bir alan mýydý? Atatürk’ün dine ‘gerçek’ bakýþý neydi? Din alanýn-

duðu fikri, Türk Tarih Tezi, Güneþ Dil Teorisi kimlerin etkisiyle nasýl oluþuyor peki? Bu fikirler dönemin yaygýn antropolojik kuramlarý (bilhassa Alman yayýlmacý –diffusionist- antropoloji ve diðer fizikî antropoloji teorileri) ile Freud’un psikolojik analizlerinden esinlenerek seslerin sembolizmini vurgulayan popüler Alman dil teorileri çerçevesinde üretilmiþlerdi. Bilhassa milliyetçiliðin, bu dönem sonrasýnda antropoloji üzerinden yapýlmasýnýn ne denli ehemmiyetli olduðunun altýný çizmek gerekir.

BAZI TEZLERÝ DÖNEM ÝÇÝN BÝLE FAZLA ÝDDÝALI

Tüm bunlar, bu iddialar gerçekten ama gerçekten inandýðý þeyler miydi sizce yoksa yeni kurulmuþ bir devletin, oluþturulmaya çalýþýlan yekpare mermer bütünün çimentosu olsun diye ihtiyaç hissettiði þeyler mi? Bu konuda kesin bir kanaat ileri sürebilmek zordur. Burada bu fikirlerin oluþtuklarý baðlamda, yâni 1930’lar dünyasýnda, bugünkünden oldukça farklý görüldüðünü unutmamamýz gerekir. Ancak “Türklerin tüm uygarlýðýn kurucusu olduklarý” benzeri tezler dönem için dahi fazla iddialý olarak deðerlendirilebilinir. Hiç þüpheye düþmüyor mu iddialarýndan, inandýklarýný hiç sorgulamýyor mu? Kendisinin ve çevresindeki entelektüellerin Türk Tarih Tezi’ni sonuna kadar savunduklarýný söyleyebilmek mümkündür. Nitekim 1938 yýlýnda Türk Tarih Tezi’nin “kat’i zaferi” resmen ilân edilmiþti. Buna karþýn Türk Dil Tezi ve dil reformu konusunda bir takým kuþkular 1936 sonrasýnda dile getirilmeye baþlanmýþtý.

DÝNDE RADÝKAL BÝR REFORM YAPMAK ÝSTEDÝ

Mevcut þartlarda olabildiði kadarýyla devrimlerle uygulamaya geçirdiðiyle, yapabildiði ile onun kafasýndaki ideal arasýndaki fark çok mu büyüktü peki?

rinde önemli bir tesir icra etmiþti. Bu alandaki en önemli etki kendisinin Freiherr von der Goltz’un 1883-1884 Harbiye reformu sonrasýnda Osmanlý subaylarýna aþýlanan “kendilerinin ayrý bir toplumsal sýnýf olduklarý” fikrini içselleþtirmesidir. Bunun yaný sýra kendi neslinin diðer subaylarý gibi Atatürk de Goltz’un endüstri devrimi sonrasý dünyada savaþlarýn sadece ordular arasýnda deðil milletler arasýnda yapýlacaðý, bu nedenle bu yeni “millet-i müsellâha”larý (silahlý milletleri) idare etmekte subaylara daha fazla rol düþeceði düþüncesinden fazlasýyla etkilenmiþti. Bu fikrin dayandýðý “savaþýn kaçýnýlmaz” olduðu yolundaki Sosyal Darwinist tezin de Jön Türk düþüncesiyle uyum halinde olduðunu belirtmek uygun olur.

ÖNCE ‘SÝYASÝ SAVAÞ’I KAZANDI

Onun pragmatik biri olduðu, Kurtuluþ savaþýndaki asýl baþarýsýnýn askeri olmaktan önce siyasi olduðu düþüncesine katýlýr mýsýnýz? Atatürk’ün pragmatik bir devlet adamý olduðu herkesin üzerinde hemfikir olduðu bir konudur. Ýstiklâl Harbi siyasî, diplomatik ve askerî cepheleri olan bir mücadeleydi. Ben de bunlardan en zorunun siyasî cephe olduðunu düþünüyorum. Savaþan ordularý ortaya çýkartmak dahi ciddî bir siyasî örgütlenmeyi gerekli kýlýyordu ki, Mustafa Kemal’in bu alandaki baþarýsý bence diðerlerinden daha önemlidir. Bu pek tabiî diðerlerinin önemsiz

daki fikirleri 19. asýr sonu bilimciliðinden fazlasýyla etkilenmiþti. Bununla beraber, meselâ, dönemin Sovyet liderlerinden farklý olarak dinî de ýslah etme fikrini savunuyordu. Bu ilk bakýþta çeliþkili görülen yaklaþým, Ýkinci Meþrutiyet Garpçýlarý’nýn “din avamýn ilmi, ilm havassýn dinidir” vecizesine uygundur ve Atatürk’ün siyasî programýnýn da ayrýlmaz bir parçasý haline gelmiþtir.

ANTÝ-KLERÝKAL LAÝKLÝK

Atatürk’ün laiklikten anladýðý neydi tam olarak? Atatürk pek çok çaðdaþý gibi Üçüncü Cumhuriyet Fransasý’ndaki laikliðin, laikliðin saf hali ve “tanýmý” olduðunu düþünüyordu. Bu anti-klerikal vurgusu güçlü laikliðin 1905 yýlýndaki zaferi pek çok Osmanlý entelektüelini derinden etkilemiþti. (Anti-klerikalizm: Kilisenin ayrýcalýklarýna, mülklerine, toplumsal ya da siyasal nüfuzuna karþý çýkan, ruhban sýnýfýný hedef alan akým ve eðilimler. F.Ö)

HEDEFÝ ‘ULUSÇU DEVLET’TÝ

Milliyetçilik kavramýna da bilhassa önem atfediyordu deðil mi? Atatürk, Türkçülük fikirlerinden derin biçimde etkilenmiþ bir devlet adamýydý. Bu etki de toplumda liderlik rolleri oynamasýndan çok evvel gerçekleþmiþti. Dolayýsýyla inþa edilmesinde baþrolü oynadýðý ulus-devleti de milliyetçi temeller üzerine oturtmak baþlýca amaçlarýndan birisi oldu. Türklerin tüm ýrklardan üstün ol-

Bunu bilebilmek de çok güç, çünkü “onun kafasýndaki ideal”i tam olarak bilemiyoruz. Ama bazý alanlarda Atatürk’ün daha radikal deðiþimler arzuladýðýný yazýlarýndan ve ifadelerinden çýkartmak mümkün olabiliyor. Dinde reform bu alanlarýn en baþta gelenidir.

KEMALÝZMÝN YARATICISI ATATÜRK DEÐÝL

Kemalizm Atatürk’e raðmen oluþmuþ bir ideoloji midir? Bizatihi Kemalizm Atatürk’ün ürettiði bir ideoloji deðildir. Zaten Atatürk’ün bir ideoloji üretmek gibi bir amacý da olmamýþtýr. Ayrýca kendisinin yazýlarý, vecizeler ve söyledikleri kapsamlý bir ideolojinin altyapýsýný oluþturacak nitelikte deðildir. Türkiye’de Atatürkçülük dönem dönem ihtiyaç duyuldukça cilalanýp yeniden dolaþýma sokulmuþ. Atatürkçü düþünce, Atatürk ilkeleri, Atatürk milliyetçiliði gibi kavramlarla bir siyasi düzen oluþturulup yürütülmekte… Bu kavramlar aracýlýðýyla ‘oluþturulan’ýn Atatürk ile, onun yapmak istediði ile alakasý ne? Kemalizm/Atatürkçülük deðiþen þart ve ihtiyaçlar çerçevesinde sürekli biçimde yeniden üretildiðinden bugün getirildiði noktada Atatürk’ün fikirleriyle baðlantýsý oldukça az bir ideoloji haline gelmiþtir. Kemalizm 1930’lu yýllarda farklý biçimlerde (sað ve sol Kemalizm) olarak üretilmiþti. Daha sonra bunlarýn deðiþik yorumlarý da ortaya çýktý. Ancak Atatürk bu ideolojinin yaratýcýsý deðildir. Zaten böyle bir amacý da yoktu. Konuþan: Fadime Özkan Star, 8.8.2011


MAKALE

Y

9 AÐUSTOS 2011 SALI

9

En meþhur doktorlar: Su, hareket, perhiz ve oruç

fersadoglu@yeniasya.com.tr

eþhur týp üstadý Falcon, ölüm döþeðinde iken, baþucuna toplanan meslektaþlarýna þöyle demiþ: “Ölümüme üzülmeyin; arkamdan üç büyük he kîm býrakýyorum.” Baþucundaki doktorlar hemen aðzýna doðru eðilmiþler ve söyleyeceði isimlere dikkat kesilmiþler. Falcon þu isimleri vermiþ: “Su, hareket ve perhiz!” *** Ýbadetin ruhu ihlâstýr. Oruç dahil, ibadetleri Al-

M

lah emrettiði için ifa ederiz. Ancak, Hakim-i Mutlak olan Rabbimiz, yarattýðý maddî bir nesneye, onlarca fayda, güzellik ve hikmet taktýðý gibi, elbette oruca da binlerce hikmet takmýþtýr. En meþhur doktorlar ‘su, hareket, perhiz’ olduðuna göre Ramazan-ý Þerif iyi bir doktordur: Zira oruç, “Ýnsana en mühim bir ilâç nevinden maddî ve mânevî bir perhizdir. Ve týbben bir hýmyedir ki, insanýn nefsi yemek, içmek hususunda keyfemâyeþâ hareket ettikçe, hem þahsýn maddî hayatýna týbben zarar verdiði gibi, hem helâl-haram demeyip rast gelen þeye saldýrmak, adeta mânevî hayatýný da zehirler. Daha kalbe ve ruha itaat etmek, o nefse güç gelir, serkeþâne dizginini eline alýr. Daha insan ona binemez; o insana biner. “Ramazan-ý Þerifte, oruç vasýtasýyla bir nevî perhize alýþýr, riyazete çalýþýr ve emir dinlemeyi öðrenir. Bîçare zayýf mideye de, hazýmdan evvel yemek yemek üzerine doldurmakla hastalýklarý

celb etmez. Ve emir vasýtasýyla helâli terk ettiði cihetle, haramdan çekinmek için akýl ve þeriattan gelen emri dinlemeye kabiliyet peydâ eder. Hayat-ý mâneviyeyi bozmamaya çalýþýr.” (Mektûbât, Yeni Asya Neþriyat, s. 392.) *** Uzmanlar, “Ramazan’da nasýl beslenmelisiniz?” sorusuna þöyle cevap veriyor: * Sahura mutlaka kalkmalýsýnýz. Bu sayede aç kalacaðýnýz süre azalacaðýndan metabolizmanýz daha iyi ve düzenli iþleyecektir. * Sahurda ve iftarda hafif, hazmý kolay ve az yaðlý yemekler tüketmelisiniz. Yemekleri yavaþ yavaþ ve çok iyi çiðneyerek yemelisiniz. * Uzun süre boþ kalan midenize birden yüklen memeli, iftara çorba ile baþlamalýsýnýz. Sonra hafif bir salata veya zeytinyaðlý ile devam edip daha sonra ana yemeðe geçmek daha doðru olacaktýr. * Kýzartýlmýþ ve çok yaðlý yiyeceklerden, özellikle hamur iþleri ve hamur tatlýlarýndan kaçýnmalýsýnýz.

* Yemek piþirirken katý yaðlardan kaçýnmalý ve kýrmýzý eti mümkün olduðunca az sulu sebze yemekleri halinde tüketmelisiniz. * Ramazanda tatlý ihtiyacýnýzý; taze ve kuru meyveler, sütlü tatlýlar ve kompostolar ile karþýlamaya çalýþmalýsýnýz. * Kalorisi yüksek yiyeceklerden uzaklaþmalýsýnýz. * Gün boyunca su içilemediði için, iftardan sonra yatana kadar ve sahurda bol bol su içmelisiniz. Geleneksel çay, yeþil çay veya bitki çaylarýndan da tüketebilirsiniz. * Öðünlerde sebze yemeklerini veya zeytinyaðlýlarý eksik etmemeli, etleri ýzgara, haþlanmýþ ya da fýrýnda piþirmelisiniz. * Kahve tüketimini azaltmalý, kahve yerine bitkisel çaylardan yararlanmalýsýnýz. * Gebe ve emzikliler, kalp-damar hastalarý, diyabet ve tansiyon hastalarý oruç tutmayabilir ya da karar vermeden önce mutlaka doktorla rýna danýþmalýdýr.

Karadeniz lâhikasý huseyineren@yeniasya.com.tr

Masumlaþtýran Ramazanlar çinden geçtiðimiz, içimizden geçen Ramazan’ý nasýl bir algý ile karþýlýyor ve uðurluyoruz? Geçiþleri çeliþkiler yumaðýna, garaipler girdabýna dönüþtürüyor olmayalým? Anlaþýlmasý ve yaþanýlmasý gereken bir Ramazan ile anladýðýmýz ve yaþadýðýmýz Ramazan arasýndaki farklýlýklar; zihnî çarpýklýðýn, idrak daðýnýklýðýnýn, algý bozukluðunun ifadesi deðil mi? Neden eski Ramazanlarý hayýfla hatýrlar, özlemle yâd ederiz? Ramazan deyince bankalar kredi avýna çýkmazdý, nasýl yaparým da acýkmaz ve susamam hesabý yapýlmazdý, reklâmlarla tüketim ayýna dönüþtürülmezdi. Sihirbazlýk nedir? Sihirbazlýk dinimizce yasakken nasýl bir Ramazan eðlencesi olur? Faiz açýk bir haramken Ramazanla nasýl iliþkilendirilir de o kapýya çaðrýlýr? Kudsiyetinden koparýlmýþ, eðlenceye ve tüketime dönüþtürülmüþ Ramazanýn içinden geçeriz de o bizim içimizden mânâ-i hakikisi ile geçer mi? Ýçi oyulmuþ, mânâsýndan soyutlanmýþ, zamanýn algýsýna, kapitalizme kurban edilmiþ bir Ramazan bizi, komþumuzu, komþu kýtalarý kurtarabilir mi? Ebedî saadet, sonsuz sevinç kazandýrabilir mi? Sahurda ve iftarda týka basa yemek veya aça kalmaktan ibaret deðil Ramazan. Akþamlarý sihirbazlarla eðlenmek hiç deðil. Gündüzleri AVM’lerin aðýna takýlarak alýþ veriþ yapmak, reklâmlara aldanýp kre di çek mek i çin ban ka la rýn yo lu tut mak da deðil. Nimet farkýndalýðý, þükür þenliði, acizlik yüceliði… Bedenin aðlamasý, ruhun gülmesi... Midenin daralmasý, kalbin geniþlemesi... Ulvî hislerin uyanýp semalar ötesine yükselmesi… Fikrin hisse binip âlemleri ziyarete gitmesi… Balçýk ile yýldýz arasýnda salýnan beþer i le in sa nýn, in san ol ma er de min de a sý lý kal ma sý. Nef sin gem len me si, þey ta nýn zincirlenmesi… Nefis tutsaklýðýndan kurtulmak, özgün özgürlüðü yakalamak... Bunun en özgün hâli de iftar dakikalarý; o tatlý bekleyiþ, o tadýna doyumsuz sabýr, o ifadelendirilmez “an”sýz sonsuz zamanlar. Neden çocukluðumuzun ramazanlarýný ararýz? Masumluðumuzu kaybettiðimizden, algýlarýmýzýn bozulmasýndan, idrakimizin afaka daðýldýðýndan, akýl kalp ayrýlýðýndan, his fikir ayrýþmasý ve çatýþmasýndan mý? Bundandýr ki Ramazanlar panayýra, akþam la rý eð len ce ye, gün düz le ri tü ke ti me indirgendi. Ýnsaný masumlaþtýran, melekleþtiren Ramazan yine içimizden geçiyor; onda deðiþen bir þey yok, deðiþen biziz. Çocuk masumluðuna yeniden eriþirsek o unutulmaz Ramazanla rý yeni den ya þar ve ya þa tý rýz. Komþumuzla, komþu kýta ile. Çocuk masumluðunda Ramazaný idrak etme, bizi masumlaþtýran Ramazaný yaþa ma duâsýyla.

Ý

VECÝZE Ýþte ey ihtiyar ve ihtiyareler! Biliniz ki, ihtiyarlýktaki zaaf ve acz, rahmet ve inâyet-i Ýlâhiyenin celbine vesiledir. Lem'alar, 26. Lem’a, 9. Ricâ, s. 237

“‘Ve þâvirhüm fi’l-emr’* emriyle, kardeþlerimle bir meþverete muhtacým.” (Emirdað Lâhikasý, s. 23) evsim yaz.. Tefekkür mevsimi.. Benim de bu mevsimde en sevdiðim faaliyetlerden birisi tefekkür etmek, kâinatý, insaný ve dünyayý.. Ýmanî tefekkürün kapýsýný açmak için Karadeniz sahillerini seyre çýktým.. Yaptýðýmýz biraz tefekkür, biraz da gezi. Gezi çalýþmalarýný gazeteye göndermek istemedim. Zira gazetemiz çok mühim vazifeleri deruhte ettiði için her þeyi de gazeteye göndermek istemiyordum. Tecrübeli ve birikimli kalem erbabý aðabey ve kardeþlerimizin verimli çalýþ malarýna da engel olmak istemezdim. Ama geçenki yazýmýzýn (Samsun-Ayvacýk tefekkürleri) lâhika sayfasýndan yayýnlanmasý ve bu yazýyý okuyan Ayvacýklý aðabeylerimiz üzerindeki müspet etkisi benim þimdi paylaþacaðým tefekkürleri yazmama sebep oldu. Belki tefekkür diyebilirsiniz, ama ben buna “Karadeniz lâhikasý” dedim. Zira hizmetlerin önemi için.. Yozgat ve Çorum üzerinden Samsun’a varýyoruz. Kalabalýk bir þehir karþýmýzda. Akþamleyin Samsunlu gayretli aðabeylerden Kemal beyin evine misafiriz. Kemal aðabeyimiz lisede Kimya öðretmeni. Öðretmenliði hizmete vesile yapan aðabeyimizin bir çok talebesi de Risale-i Nur’la tanýþmýþ. Oðlu Mustafa da bilgisayar öðretmeni. Yine Mustafa kardeþimiz lisenin yakýnlarýnda bir dershaneyle ilgileniyor. Bu dershanede 7-8 tane liseli genç kalýyor. Her hafta öðretmen kardeþlerimiz sýrayla bu gençlerle ilgileniyor. Burada dikkatimi çeken iki mesele var: Birincisi: Üstad Bediüzzaman, özellikle öðretmen nurcularla ayrý bir ilgileniyor. Zira Üstad Bediüzzaman’a göre bu zamanda iman eðitiminde öðretmenlere büyük vazife ve sorumluluklar düþüyor. Öðretmen kardeþlerimizin bu açýdan mesuliyetleri açýk. Nura müþtak çocuklar, gençler ellerimizin altýnda. Nurlarý sadece kendimize hasretmeyelim. Bunu prensib edinen Kemal bey ve ailesini ve þahsýnda tüm ehl-i hizmet öðretmenleri tebrik ederiz. Ýkincisi: Ýlgilenen insan olmayýnca talebe yetiþmiyor. Dershanelerimiz için düþündüðümüzde her dershanede müdebbir ve vakýf elemaný ihtiyacý açýkça görülüyor. Ama benim asýl tefekkür ettiðim ise þu: Her ilde bir dershane açmak kolay deðil. Hadi bu olsa da (çok þükür

M

cihan-cambaz@hotmail.com

hemen her ilimizde var), bazý iller var ki 10-15 þehir kadar büyük. Meselâ Samsun nüfusu bile bazý illerden 4-5 kat büyük. Bir çok büyük ilçe var. Aralarýndaki mesafe çok uzak. Böyle durumlarda sadece merkez dershanesinin ihtiyaçlarý karþýlamadýðý açýk. Bir de böyle her dershanede bir vakýf istihdam etmek mesele. Türkiye þartlarý malumunuz. Gezerken her hizmet mahallinde bunlarý düþündüm. Ona göre aðabeylere sorular yönelttim. Amacým bunu belki de meþveretinize sunmak, hem de devamlý yaptýðým gibi çözüm önerisi sunmak. Birinci teklifim: Dershane açmanýn mümkün olmadýðý yerlerde çözüm Üstaddan: “Her bir adam eðer hanesinde dört beþ çoluk çocuðu bulunsa, kendi hanesini bir küçük medrese-i nuriyeye çevirsin.” Evet bence çok ideal ve uygulanabilir ve pratik bir çözümdür bu. Gerçekten her yerde dershane açmak kolay deðil. Ama kurulmuþ her evi dershane yapmak mümkün. Haftada sadece 1-2 saatini derslere ayýrdýðýmýzda hem talebe dersleri, hem de büyükler için dersler takip edebilir ve devam edebilir. Düþündüðümüzde herkes kendi mahallesindeki çocuk, genç ve büyüklerle bir ders yapabilir. Her mahallede, belki de apartmanda-–þimdilerde bir apartmanda 30 daire oluyor. Yaklaþýk 100-150 kiþi. Neredeyse bir mahalle kadar—bu þekilde derslerin yapýldýðýný düþününce, ders halkasý nasýl da geniþliyor deðil mi? Bir þehirde talebe hizmetinin yapýldýðý 4-5 dershaneye mukabil yüzlerce dersane demek bu. Ve her bir insan için ve her bir anne-baba için çocuðunun imanla yetiþmesi nasýl arzulanan bir þeyse, bunun ne kadar büyük bir ihtiyaç olduðu açýk. Burada sayýlara takýlmýyoruz. Ama imaný kurtulan sen isen, sayýnýn önemini anlarsýn iþte… Bu düþüncem de aylar öncesine dayanan bir tefekküre uzanýyor. Müstakil bir çalýþma olarak yine paylaþacaðým inþaallah. Þimdilik diðer tekliflere devam ediyoruz. Ýkinci teklif: Her il ve ilçede dershane açsak bile her yerde vakýf elemaný veya müdebbir bulmak her zaman mümkün olmuyor. Bu

noktadan Samsun’daki çalýþmalarý tebrik ettim. Öðretmen arkadaþlarýn takip ettiði dershanede 7-8 talebe kalabiliyor. Tabi eðitimcilerin öðretmen olmasý da önemli bir ayrýcalýk oluyor herhalde. Çünkü öðretmenlik mesleðinin tecrübesiyle öðrencilerin mizaçlarýna göre muhatab oluyorlar. Bu da hiç þüphesiz müsbet bir Risale-i Nur havasý oluþturuyor. Bu açýdan öðretmen kardeþlerimize (ben de öðretmenim) Üstadýn tavsiyesini hatýrlatmak istedim. Ýnþaallah haddimi aþmýyorumdur. Bu sadece bir rica. Ama ahirzaman yangýnýný yüreðinde hissedenler için vazgeçilemez bir vazife. Ýleride bu konuyla ilgili bir çalýþma da düþündüðümden kýsacasý þunu söylemek istiyorum: Hemen her ilde öðretmen aðabey ve kardeþlerimizle meþveret edilmeli. Bir eðitimci grup kurulabilir. Eðitim komisyonlarý bunun için ideal. Ve her öðretmenin meslek grubuna göre öðrenci grublarýyla bir ders baþlatýlmasýna vesile olunabilir. Sýnýf öðretmenleri ilköðretimle, lise öðretmenleri de kendi gruplarýyla ders baþlatabilir. Bu þekilde her mahalde, her gruptan talebeyle en az bir ders yapýlabilir. Bunun ne kadar münbit bir zemin olduðunu þimdiden tasavvur edebiliyor musunuz? Nura müþtak binlerce genç var ve bu gençler Nurlarý tanýyýnca bizden fazlasýyla yaþayacak ve talebe olabilecek kapasiteye sahipler. Tabii ki kendilerindeki ufku görecek aðabey ve öðretmenlerin onlarý keþfetmesini bekliyorlar. Ben de öðretmenim vesilesiyle Nurlarý tanýdým. Elhamdülillah en çok bana Nurlarý tanýtan öðretmenimi seviyorum. Üniversite yýllarýmda da fakültedeki hocam bu vazifeyi ifa etti. Ona da çok teþekkür ederim. Hem de sonsuz. Biri Nafiz hocam, diðeri de Ankara’dan Ahmet hocam. Þimdi onlarýn haberi yok belki ama ben onlara duâ ediyorum. Nasýl güzel bir iþ deðil mi? Arkandan hayýr duâ alýyorsun. Evet fazla söze hacet yok. Cennet ucuz deðil... Zamanýn müsaadesizliðinden ve teknik eksikliklerimden dolayý ancak yazabiliyorum. Biraz müþevveþ oldu oldu. Hakikatlerin güzelliðine bakalým inþâallah. Bu arada bu konularda hizmetimizin çok acil ihtiyaçlarý olduðu için sizin de teklif ve eleþtirilerinizi bekliyorum. Onun için uygun telefon numaramý da ekliyorum: (0554)571 01 12 Dipnot: * “Ýþlerinde onlarla istiþare et.” (Âl-i Ýmran Sûresi: 159)

Ýki hasta aðabeyimize duâ edelim OSMAN ZENGÝN osmanzengin@yeniasya.com.tr

unlardan biri, Ýzmit Bahçecik beldesinin medar-ý iftiharý, dâvâsýndan hiç inhiraf etmemiþ, kahraman hizmet ehli Cemal Serim aðabey. Bu aðabeyimizi, o beldeye yolu

B

düþen herkes tanýr. Ehl-i hizmet, iþi-gücü Risale-i Nur’a hizmet olan Cemal aðabeyimiz, bir müddetten beri saðlýk problemleri yaþýyor. En son Gölcük ziyaretimizde onu da ziyaret edip halleþmiþtik. Tedavi ve ameliyat durumlarýný takib ediyor, telefonla görüþüp bilgi alýyorduk. Tedavisinin devam ettiðini öðrendik ve acil þifa için duâ etmemiz talep edildi. Ýkinci aðabeyimiz de; aslen Erzincanlý, fakat uzun yýllar Bursa’da hizmetlerde bulun-

GÜN GÜN TARÝH

Turhan Celkan

muþ olan ve Bursa Ulucami’nin eski imamlarýndan Mehmed Erdoðan hocamýz. O da bir müddetten beri rahatsýzdýr ve þu anda Erzincan’da ikamet etmektedir. Ameliyat olduðunu ve yatarak tedavi olduðunu öðrendik. Þu mübarek Ramazan günü hürmetine, bu iki aðabeyimize de, þirket-i mânevînin birer mensubu olan hepinizden duâlarýnýzý taleb ediyoruz. Bu iki aðabeyimize duâlarýmýzla, haklarýnda hayýrlar dileyelim.

turhancelkan@hotmail.com

fikihgunlugu@yeniasya.com.tr www.fikih.info (0 505) 648 52 50

Malýn þükrü ve zekât emri Remzi Bey: “Zekât emrinin yeterince dinlenmediðini ve anlaþýlmadýðýný görüyoruz. Malýn þükrü nasýl yapýlýr? Bir servet sahibi mal varlýðýndan dolayý mahþer sualinden nasýl kurtulur?” alýn þükrü, malý verene teþekkür etmektir. Teþekkür etmek, dil ve kalp ile olmakla beraber, davranýþ haline de gelmelidir. Teþekkür etmek nasýl davranýþ haline gelir? Meselâ bir mal sahibinden emanet bir þey alan birisi, aldýðý emaneti korur, kýrýp dökmez, saçýp savurmaz, mal sahibinin hassasiyetlerini gözetir, talimatlarýna uyarsa teþekkürü davranýþ haline getirmiþ olur. Ayrýca mal sahibine diliyle teþekkür etmeyi de þüphesiz ihmal etmez. Fakat emaneti mal sahibinin talimatlarýna uygun kullanmadýðý ve saçýp dökerek kullandýðýný var sayalým. Bu durumda dilde kalan bir teþekkürü mal sahibi makbul saymayacaktýr. Þimdi; asýl mal sahibi olan Allah, emanet olarak verdiði mal ile ilgili bazý emir ve talimatlar göndermiþ: Ýsrafa haram demiþ. Çalýþmayý tavsiye etmiþ. Sadakayý teþvik etmiþ. Ýsar hasletini, yani baþkasýný kendi nefsine tercih etmeyi övmüþ. Zekâtý emretmiþ. Asýl mal sahibi olan Allah’ýn ancak bu emirlerine uymakla, verdiði mal ile ilgili olarak Allah’a teþekkür etmiþ oluruz. Ayrýca dilimizle de teþekkürü pekiþtirebiliriz. Fakat hayýrsýz yerlerde malý keyfimizce harcar, sadaka için tutucu olur ve cimrilik yapar, lezzetlerde nefsimizi baþkasýna tercih eder ve zekâtý vermez isek, yalnýz dilde kalmýþ bir þükrün makbul olmayacaðý malûmdur. Öte yandan Acýma Sahibi Olan Allah’ýn, mal sahibinden fakir ve muhtaçlara karþý acýma beklemesi, Merhamet Sahibi Olan Allah’ýn merhamet etmeyi emretmesi, Cömertçe Veren Allah’ýn vermeyi ibadet kapsamýna almasý, Her Þeyde Ýktisadý Gözeten Allah’ýn iktisat etmeyi istemesi, Sonsuz Kemal Sahibi Olan Allah’ýn, nefsine baþkasýnýn nefsini tercih etmeyi teþvik etmesi birer þükür emri olarak algýlanmalýdýr. Bu durumda mal için þükür mânâsý taþýyan davranýþlarýmýzý þöyle sýralayabiliriz: 1- Mümkün mertebe sadaka vermeyi ve isar hasletini yaþamayý, yani nefsimize bizden daha fakir ve muhtaç olanlarýn nefislerini tercih etmeyi prensip haline getirmek. 2- Verirken minnetle deðil, baþa kakarak deðil, övünerek deðil, böbürlenerek deðil; merhametle vermek, þefkatle vermek, sevgiyle vermek, tevazu ile vermek. Verdikten sonra nefsimize paye vermemek için, artýk, ne verdiðimizi, kime verdiðimizi neredeyse unutmak. 3- Malýmýzýn zekâtýný eksiksizce hesaplayýp gönül rahatlýðý içinde vermek. 4- Malýmýzý hayýrsýz yerlerde harcamaktan sakýnmak. 5- Tutumlu olmak, fakat cimri olmamak; cömert olmak, fakat müsrif olmamak. Bu beþ maddeyi yaþamayý baþardýðýmýz an, malýmýz için þükür içinde olduðumuzu da söyleyebiliriz. Aksi takdirde dilden “Ya Rabbi, Sana þükürler olsun.” deyip baþkasýna hiç faydamýz dokunmazsa gerçek mânâda þükrettiðimiz söylenemez. Bu beþ maddeyi kendinde toplayan tek farz ibadet ise zekâttýr. Zekâtta sadaka mânâsý vardýr, zekâtta îsar hasleti vardýr, zekâtta merhamet vardýr, þefkat vardýr, tevazu vardýr, minnet, baþa kakmak, övünmek, böbürlenmek yoktur. Çünkü zekâtý veren fakirin hakkýný veriyor. Fakire olan borcunu ödüyor. Fakirin kendisinde olan emanetini iade ediyor. Allah’ýn emrini yerine getiriyor. Nefsi bundan dolayý herhangi bir paye isteyecek açýk kapý bulamýyor. Kezâ, kiþinin cimri olmadýðýný, cömert olduðunu Allah katýnda göstermesi için, zekâtýný doðru hesaplayýp vermesi, zekâttan çalmamasý yeterli bir davranýþtýr. Allah’ýn cömert dediði ve övdüðü kiþiler, zekâtýný doðru bir hesapla hesaplayýp gönül rahatlýðýyla veren kiþilerdir. Allah’ýn yerdiði kiþiler ise, zekâttan çalan, az bir þey hesaplayýp verirken de minnetle veren kiþilerdir. Bu bakýmdan; Allah’ýn bize verdiði mala karþýlýk þükür görevimizi yapmamýz, zekâtýmýzý vermemize baðlýdýr. Baþka bir ifadeyle, zekâtýný veren, þükreden insandýr. Zekâtý vermemek veya zekâttan çalmak ise þükürsüzlüktür. Son söz olarak, þükreden insanlarla ilgili olarak Allah’ýn þöyle bir müjdesi bulunduðunu da hatýrlatmadan geçmeyelim: “Hatýrlayýn ki, Rabbiniz size, ‘Þükrederseniz muhakkak arttýrýrým. Nankörlük ederseniz, bilin ki, azabým çok þiddetlidir.’ diye bildirdi.” 1 “Siz þükredip iman ederseniz, Allah size niçin azap etsin? Allah þükredenlerin en küçük bir iyiliðine kat kat mükâfat verir. O her þeyi hakkýyla bilir.” 2

M

Dipnotlar: 1- Ýbrahim Sûresi: 7. 2- Nisâ Sûresi: 147.


10

KÜLTÜR SANAT

9 AÐUSTOS 2011 SALI

Y

erol530@hotmail.com

Ramazan ayý düþünceleri az mevsiminde güzellikler, rýzýklar, rahmet ve bereketler daðlarda, baðlarda, bahçelerde bolca tezahür edip görülmektedir. Þimdi yeryüzü sayfasýndaki hikmetli iþleyiþteki nizamý, intizamý, say ve gayreti, þefkat ve merhametin göz kamaþtýran ihtiþamýný satýr satýr okumak, temaþa etmek, tefekkürlerle seyretmenin zamaný. Her yerde ve her zaman ufuklardan, bulutlardan, gök kubbenin derinliklerinden ve yeryüzünün süslü, renkli, sanatlý ve estetikli varlýklarýnýn yaratýlýþ gayesini hayatýn akýþý içerisinde, iç dünyamýzda, ruhumuzun derinliklerinde hak ettiði deðeri vererek, tanýyarak, manen yücelmeliyiz ahsen-i takvim sýrrýyla, ebedi sonsuzluklara. Gördüðümüz her mahlûkat ve mevcudat hayatýný, canýný ve varlýðýný hiçe sayarak vazifesini mükemmeliyet içerisinde yapmaya çalýþmasýnda akýl sahibi bizler için alacaðýmýz ibretler ve derslerin olmasý gerekiyor. Bir arkadaþýmýzýn bahçesinde kayýsý aðacý sýrtýndaki meyve yükü ile yerlere kadar eðilmiþ olmasý ve dallarýnýn uçlarý secde edercesine topraða temas etmesi düþündürücü. Yine bir belgeselde ýssýz daðlarýn baþýnda, doðum sancýsý ile kývranan bir ceylanýn annelik þefkat ve merhameti ile her türlü sýkýntýlara katlanmasýndan, yavrusuna olan fedakârca, karþýlýksýz hizmetten ve muhabbetinden alacaðýmýz çok dersler var. Dað baþýnda anne karnýndan vücudunun yarýsýyla baþýný çýkarýp sarkmýþ yavrunun hayata gözlerini açtýðý o anda görülen acizliði, zayýflýðý, þefkat, merhamet ve himayeye muhtaçlýðý ile ayný anda annenin acý çeken vücudu da sahibi olan Rabbimize emanet; þifayý, hayatý, rýzký, vazife sorumluluðunu veren O’dur. Anne çektiði acýdan kurtulunca arkasýna bile bakmadan daðlara doðru çekip gitmemesi ya da yavrunun kendini toparlayýnca annenin göðsüne varýp Rahmet hazinesinden gelen rýzkýný bulmasý ve benzeri faaliyetler akýl sahibi insanlara her halükârda kendi vazifeleri ve sorumluluklarýný hatýrlatmaktadýr. Yavrularý için aç kalan, yemeyip yavrularýna yediren, kuluçka döneminde aç, susuz, soðuk, sýcak demeden bekleyen, hayatýný yavrusu için tehlikeye atan canlýlar; insanlarýn Allah’a olan ibadet ve vazifelerinde daha hassas ve titiz olmasý gerektiðinin dersini veriyor. Rahmet ve bereketlerin bol olduðu Ramazan ayýnda her canlý ve cansýz varlýklarýn verilen görevlerini yapmalarý ve emre itaat etmelerinden ibret alarak, kendi vazifelerimizde daha çok hassasiyet göstermemiz gerektiði dersini çýkarmalýyýz. Bu idrak ve þuur içersinde huzurevinde bulunan insanlara Ramazan ayýnda sevgi, þefkat ve güler yüzle odalarýnda ziyaretler yaparak, sohbetler ederek, istek, arzu ve ihtiyaçlarýný öðrenerek, gönüllerini ve dualarýný almanýn faziletini unutmamak gerekir. Onlarýn yüzlerine yýllarýn hatýralarý ve birikimleri ile zamanýn kazýdýðý ömür çizgileri, duruþlarý ve bakýþlarýndaki yorgunluðun, durgunluðun kendimize býraktýðý derslerden ve ibretlerden nasiplenmeyi temenni ediyorum. Mübarek Ramazan vesilesi ile hayýr dualara, teþekkürlere ve manevi kazançlara ilave olarak bir yaþlýnýn dilinden, sevinç ve sürûr dolu terennümlerinden Ramazan manilerini naklediyorum:

Y

On bir ayda bir gelirsin Camileri doldurursun Kýlmayana kýldýrýrsýn Sübhan Allah, Sultan Allah Her dertlere derman Allah Ramazan geldi, duydunuz mu? Kulaðýnýza koydunuz mu? Mü’minlere uydunuz mu? Sübhan Allah, Sultan Allah Her dertlere derman Allah Akýp gelir, akýp gelir Camilere, bakýp gelir Nurdan kandil yakýp gelir Sübhan Allah, Sultan Allah Her dertlere derman Allah

Tarihî üç caminin izlerini taþýyor YAPIMINA 24 yýldýr devam edilen ve Sivas Divriði Ulu Cami, Ýstanbul Þehzadebaþý Camisi ile Bursa Ulu Camisinde kullanýlan mimarinin harmanlanmasý olan Giresun’un Bulancak ilçesindeki Sarayburnu Camii, Karadeniz’de Cumhuriyet tarihinde yapýlan tek Osmanlý ve Selçuklu mimari özelliklerini taþýyan eser olacak. Sarayburnu Camii ve Külliyesini Yaptýrma ve Yaþatma Derneði Yönetim Kurulu Üyesi Hicabi Dizdar, 13 Haziran 1987 tarihinde temeli atýlan caminin sadece alt yapýsý için 2 yýl çalýþýldýðýný söyledi. Eynesil ilçesinde yaþayan Hacý Mustafa Eren’in baþlattýðý cami inþaatýnýn, Eren’in 1991 yýlýnda vefatýnýn ardýndan vatandaþlarýn gayretiyle 24 yýldýr sürdürüldüðünü ve zaman zaman çevre il ve ilçelerden gelen kiþilerin hayýr için caminin yapýmýnda çalýþtýðýný belirten Dizdar, ‘eski usul’ olarak tabir edilen kesme taþ iþçiliðiyle yapýmýna devam edilen caminin, Sivas Divriði Ulu Cami, Ýstanbul Þehzadebaþý Cami ile Bursa Ulu Cami’nin harmanlanmasý olan Sarayburnu Camisi’nin, Karadeniz’de Cumhuriyet tarihinde yapýlan tek Osmanlý ve Selçuklu mimari özelliklerini taþýyan eser olduðuna dikkat çekti. Giresun / aa

Beyazýt isminin, aslýnda doðru söyleniþ ve yazýlýþla Bayezid olduðunu kaydeden Gürlek, “Ýstanbul’un ortasý Bayezid’dir” dedi. Gürlek, Beyazýt Camisi’nin yapýldýktan sonraki açýlýþýna dair bilgiler de aktardý. FOTOÐRAF: AA

Beyazýt’ta Bayezid’i anlattý! BEYAZIT KÝTAP FUARI'NDA, ESKADER'ÝN DÜZENLEDÝÐÝ TOPLANTIDA, KÜLTÜR TARÝHÇÝSÝ DURSUN GÜRLEK, BEYAZIT OLARK BÝLDÝÐÝMÝZ BAYEZÝD'ÝN HÝKAYESÝNÝ ANLATTI. Türkiye Diyanet Vakfý tarafýndan 30 yýllýk geçmiþine deðinen Sarýköse, meþhur “Ýstanbul’un velisi, delisi, SOHBETLER 26 AÐUSTOS’A düzenlenen ve bu yýl 30.’su gerçekle- fuarý ziyaret eden kitapseverler için kedisi çoktur.” sözünün Beyazýt için þen ve 200 yayýnevinin katýldýðý Türki- kültür ve sanat alanýnda Ýstanbul ve eksiksiz geçerli olduðunu esprili bir KADAR SÜRECEK ye Kitap ve Kültür Fuarý’nda bu yýl ‘Be- Ramazan’ýn ruhunu yansýtan bir soh- dille aktarýrken söz delice kitapseyazýt Sohbetleri’ adý altýnda bir program oluþturuldu. Beyazýt’ta açýlan fuar alanýnýn hemen yanýna kurulan sohbet çadýrýnda, kültür sanat adamlarý ile yazarlar, muhtelif konularý ve bilhassa eski Ýstanbul ve Ramazanlarýna dâir hâtýralarýný dile getirecekler. Edebiyat Sanat ve Kültür Araþtýrmalarý Derneði'nin (ESKADER) desteðiyle düzenlenen sohbet toplantýlarýnýn ilk konuðu Dursun Gürlek oldu. Programýn baþýnda Türkiye Kitap ve Kültür Fuarý Genel Koordinatörü Osman Sarýköse, kýsa bir açýlýþ konuþmasý yaptý. Fuarýn

bet ortamý oluþturduklarýný belirtti. Ardýndan Kültür Tarihçisi olan Dursun Gürlek, Beyazýt ve çevresindeki mekanlara dair mühim anektodlarý içeren bir konuþma gerçekleþtirdi. Beyazýt isminin, aslýnda doðru söyleniþ ve yazýlýþla Bayezid olduðunu kaydederek sözlerine baþlayan Gürlek, “Ýstanbul’un ortasý Bayezid’dir” dedi. Beyazýt Camii’sinin yapýldýktan sonraki açýlýþýna dair bilgileri aktarýrken II. Bayezid’in ‘Bayezid-i Veli’ lakabýyla anýldýðýný sözlerine ekledi. Ýstanbul’a dair

BULMACA Hazýrlayan: Erdal Odabaþ (erdalodabas@mynet.com)

1

2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12

1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 SOLDAN SAÐA— 1. Hicaz’da Peygamberimizin türbesinin bulunduðu þehir.-Fransa’da evli kadýnlara verilen san. 2. Derviþlerin giydikleri, tiftikten yapýlmýþ ince külah.- Delik ve yýrtýðý uygun bir parça ile onarma, kapatma. 3. Meþhur bir hint destaný.- Atardamar ve toplardamarlarýn içinde dolaþarak hücrelerde özümleme, yadýmlama görevlerini saðlayan plazma ve yuvarlardan oluþmuþ kýrmýzý renkli sývý. 4. Eski dilde bayram.Büyük kötülük, lanetlenecek iþ veya davranýþ. 5. Yeniden, bir daha, tekrar, gene.Mermerde sert Damarlý ksým. 6. Bir yüzeyde boy sayýlan iki kenar arasýndaki uzaklýk.Köpek.- Kabaca ulan. 7. Yabancý.- Þýrnak iline baðlý ilçelerden biri. 8. Japonya’da bir þehir.- Ýyinin kýsaca söyleniþi. 9. Bir rus yapýmý savaþ uçaðý türü.- Halk arasýnda periþanlýk.- Herhangi bir sayýda olan þey, adet. 10. Hedefi vurma. Taze deðil. YUKARIDAN AÞAÐIYA— 1. Osmanlýlarda yaþý geçkin olan kadýn tutsaklara verilen ad.- Bir tembih sözü. 2. Yerler, arzlar.- Dumanýn deðdiði yerde býraktýðý kara leke. 3. Yapýlarý dýþ etkilerden korumak amacýyla üzerlerine yapýlan çoðu kiremit kaplý bölüm.- Ruhsal yaþama ve bedene egemen olmayý amaçlayan Hint felsefe sistemi. 4. Yerine koyma, yerine kullanma.- Bir iþte baþta gelen. 5. Niçin, neden.- Sürdürme, devam ettirme. 6. Çoðunlukla valilerce yönetilen ve yönetim bakýmýndan bir tür baðýmsýzlýðý olan büyük il.- Bir yapýda iki döþeme arasýnda yer alan daire veya odalarýn bütünü. 7. Yaratýlmýþ bütün canlýlar.- Dizi, sýra. 8. Kansýzlýk. 9. Birdenbire duyulan acý, aðrý, þaþýrma, ürkme veya sevinç anlatan BÝR ÖNCEKÝ BULMACANIN CEVABI bir söz.- Erken.- Dar ve kalýn1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 ca tahta. 10. Yazý makinesi.Yýlýn on iki bölümünden her 1 H A L Ý F E Ý N E F Ý S biri. 11. Çeliþkili ve tutarsýz i2 E L E M Ý N L A L A C A ki cümleyi birbirine baðlamaya yarayan bir söz.- Kayalýk 3 V A S A T Ý Ý K A L A S kýyýlarda, sýð sularda yaþayan 4 A R A M O R A A Z A Z A 25-35 santimetre uzunluðun- 5 H M A A T Ý A R Ý K E N da, kýrmýzý benekli, mavi veya 6 K T T R E S R A K A T Ý yeþil balýk 12. Kiþinin sevinç, güven ve her türlü etkinliði- 7 A M A S R A S T B S T L nin normal olmayan bir bi- 8 Y E M R A H Ý N E S R E çimde arttýðý ruh hastalýðý.- 9 A R A H P Ý L A K Ý A R Bir þeyi yapmayý önceden is10 K A N D Ý L B N A Z Ý Ý teyip düþünme, maksat.

verliðe gelince “Cenab-ý Hakk bizim kitap hastalýðýmýza hiçbir zaman þifa vermesin” þeklinde bir niyâzda bulunmayý da ihmâl etmedi. Ýstanbul’u Ýstanbul yapan beþ belde olduðunu ve bilinen Bilâd-ý Selâse'ye (Üç belde: Eyüp, Galata, Üsküdar) ek olarak, ‘Sur içi’ ve Boðaz’ýn beþ önemli noktayý oluþturduðunu kaydetti. Beyazýt’ýn giderek kaybolan ve kalan tek tük çýnarlarýndan bahsederken daha Osmanlý dönemindeyken ortadan kaldýrýlan efsanevî dut aðaçlarýnýn da hikâyelerini aktardý.

GÜRLEK Beyazýt Camii Külliyesi’ne dahil olan medrese ve hamamýn yaný sýra, deniz üzerine inþa edilen ilk camii olan Kýlýç Ali Paþa Camii’sinin hikâyesinden ve Mercan’daki Ýbnül-emin Mahmut Kemal Ýnal’ýn Konaðý’ndaki hatýralardan da bahsetti. “Sohbette iksir vardýr. Eskiden Ýstanbul’da sadece tarikat þeyhleri deðil, ‘sohbet þeyhleri’ de vardý. “Aðaç kökünden, insan kulaðýndan beslenir.” diyen Hz. Mevlânâ, dinleyerek öðrenmenin kýymetini en güzel þekilde vurgulamýþtýr. Güzel konuþan insanlardan istifade edilmesi gerekir. Mütecessis (araþtýrýcý) olamayan müteþebbis de deðildir.” dedi. 1970’ten beri Ýstanbul’u araþtýrdýðýný ama hala bitiremediðini ifade etti. Dursun Gürlek, iftar öncesi tadý damakta kalan “hoþ” sohbetini dinleyicilerle paylaþtý ve program hatýra fotoðraflarý ile son buldu. Beyazýt Sohbetleri 26 Aðutos’a dek sohbet çadýrýnda hergün saat 18.00’de, farklý konuklarýyla dinleyicilerini bekliyor. Ýstanbul/Yeni Asya

TRT 6’da Kur’ân ve Bediüzzaman belgeseli

Na’atlar Efendimiz (asm) için söylendi

TRT 6’da (TRT Þeþ), Bediüzzaman Said Nursî anlatýlacak. “Nurs’tan Barla’ya uzanan Kur’ân hizmeti: Bediüzzaman Said Nursî” adlý belgesel program bugün saat 22.00’de TRT 6’da yayýnlanacak. Nurs’ta çekimleri yapýlan programda, Bediüzzaman’ýn Kur’ân hizmetleri, Diyarbakýr’daki Seydalar ve okunan Risâle sohbetleri yayýnlanacak. Ülkemizde bir bütün olarak doðusundan-batýsýna, kuzeyinden-güneyine Kur’ân sevgisi temelinde yapýlan bazý çalýþmalarý ekrana taþýmayý amaçlayan belgesel programýn konsept danýþmanlýðý ve metin yazarlýðýný Adem Özkan, yapýmcýlýðýný Adoart Prodüksiyon olarak Abdülkadir Özsoy yapýyor. Ýstanbul/ Yeni Asya

11 ayýn sultaný Ramazan ayýnda anlamlý programlarýn hayat bulduðu ‘Temaþa-i Ramazan’da bu kez ‘Na’atlar ve Teþvihler’ konseri gerçekleþtirildi. Na’atlar ve Teþvihler’ konseri, Bursa Büyükþehir Belediyesi, Merinos Parký’nda gerçekleþtirildi. Klasik Türk müziðinin önemli gruplarýndan biri olan Ýncesaz grubundan Derya Türkan ve Murat Aydemir ile Fahrettin Yarkýn, Ferruh Yarkýn, Bora Uymaz, Necmettin Yýldýrým, Salih Bilgin ve Gökhan Önder’in de aralarýnda bulunduðu usta müzisyenler, ‘Na’atlar ve Teþvihler’ konserinde ayný sahneyi paylaþtý. Hz. Muhammed (asm) için yazýlan ve övgü içeren ilahilerin yer aldýðý repertuarý seslendiren sanatçýlar, huzur dolu bir akþama adýný yazdýrdý. Vatandaþlar, ilgiyle izledikleri konserde çok anlamlý ve keyifli bir programa þahit olduklarýný belirterek, sanatçýlarý alkýþ yaðmuruna tuttu. Bursa / cihan


EKONOMÝ

SERBEST PÝYASA

DOLAR

EURO

ALTIN

DÜN 1,7470 ÖNCEKÝ GÜN 1,7380

DÜN 2,4840 ÖNCEKÝ GÜN 2,4810

DÜN 95,80 ÖNCEKÝ GÜN 93,30

Kredi kartý sayýsý 48,8 milyon

KREDÝ kartý sayýsý, 2010 yýlý sonu itibariyle 48 milyon 803 bine ulaþtý. Bankacýlýk Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun Bankacýlýkta Yapýsal Geliþmeler Raporu’nagöre, 2003-2005 döneminde çok hýzlý artan POS sayýsý, bu dönemden sonra yýllýk ortalama yüzde 10 artarak 2010 yýlýnda 1,8 milyona ulaþtý. POS sayýsý bakýmýndan dünyada ilk sýralarda bulunan Türkiye, banka baþýna düþen POS sayýsý açýsýndan da Brezilya’nýn ardýndan ikinci sýrada yer aldý. Kredi kartý sayýsý, Türkiye’de son 10 yýlda yaklaþýk 4 katýna çýktý. Türkiye’de 2001 yýlý sonu itibarýyla 12 milyon 905 bin olan kredi kartý sayýsý, 2010 yýlý sonuna gelindiðinde 48 milyon 803 bin oldu. Son 10 yýlda ATM sayýsý her yýl ortalama yüzde 9,4 oranýnda artarak, 2010 yýlý itibarýyla 27 bin 604’e ulaþtý.

11

C. ALTINI DÜN 643,24 ÖNCEKÝ GÜN 626,71

HABERLER

9 AÐUSTOS 2011 SALI

Y

Piyasalarda ABD dalgasý ABD'NÝN NOTUNUN ÝLK KEZ KIRILMASI VE AVRUPA ÜLKELERÝYLE ÝLGÝLÝ ENDÝÞELER SEBEBÝYLE ÝMKB'DE ÝLK SEANSTA YÜZDE 4.7 KAYIP YAÞANDI. EURO REKOR KIRDI, DOLAR 1,76'YA YAKLAÞTI; ALTIN ZÝRVEYÝ YENÝLEDÝ. Bakan Zafer Çaðlayan önemli açýklamalarda bulundu

G7: Gereken her türlü tedbir alýnacak

Çaðlayan: Kriz ihracat pazarlarýmýzý daraltýr

EKONOMÝ Bakaný Zafer Çaðlayan, Avrupa’da yaþanan kriz dalgasýnýn Türkiye’yi en çok ihracat pazarlarýnda talep daralmasý þeklinde etkileyeceðini söyledi. Mersin Ýdman Yurdu’nu kabulünde gazetecilerin Avrupa’da yaþanan kriz dalgalanmasýna karþý Türkiye’de ek tedbir alýnýp alýnmayacaðýnýn sorulmasý üzerine Bakan Çaðlayan, ekonomi yönetimi olarak dýþarýdaki geliþmeleri yakýndan izlediklerinin altýný çizdi. 2009 küresel krizinin Türkiye’yi teðet geçtiðini, yeni krizin ise teðetinde ötesinde daha az etkileyeceðini belirten Çaðlayan, “Bize etkisi en çok ihracat pazarlarýnda talep daralmasý þeklinde olacaktýr” dedi. Güney Kore’ye yapacaðý ziyarette büyük firmalarýn CEO’larýyla bir araya geleceklerini dile getiren Çaðlayan, “Dünyanýn en büyük oyuncularýnýn Türkiye’ye gelip yatýrým yapmasý için çabalarýmýz var” diye konuþtu. Ankara/cihan

G-20 ülkeleri maliye bakanlarý ve merkez bankalarý baþkanlarý, ‘’finansal istikrarý, büyümeyi ve likiditeyi des teklemek için koordineli biçimde gerekli bütün tedbirleri alacaklarýný’’ bildirdi. Paris/aa

ECB Ispanya ve Ýtalya’nýn tahvillerini almaya hazýr Avrupa Merkez Bankasý’ nýn (ECB) Ýspanya ve Ýtalya’nýn tahvillerini satýn almaya hazýr olduðu açýklandý. Fransa Maliye Bakaný François Baroin, özel Europe 1 radyosuna yaptýðý açýklamada, hafta sonu Ýtalya ve Ýspanya’nýn kemer sýkma önlemlerini duyurmasýnýn, ECB’nin, bu ülkelere yardým etmeyi yasal olarak deðerlendirmesini saðladýðýný belirtti. Baroin, Avrupa Merkez Bankasýnýn yatýrýmcýlarýn çekilmesi halinde Ýtalya ve Ýspanya’nýn tahvillerini satýn almak için müdahale edeceðini söyledi. Paris/aa

Ticaret kanunu maddeleri yeniden düzenlenmeli

ANKARA Ticaret Odasý (ATO) Baþkaný Salih Bezci, iþ yaþamýnýn saðlýklý iþleyebilmesi için yeni Türk Ticaret Kanun’nun bazý maddelerinin yeniden düzenlenmesi gerektiðini belirtti. ATO’dan yapýlan açýklamaya göre, Baþkan Bezci, ATO Yönetim Kurulu üyeleri ile birlikte Gümrük ve Ticaret Bakaný Hayati Yazýcý;yý makamýnda ziyaret etti. Bezci, burada yaptýðý konuþmada, 13 Ocak 2011’de Meclis’te kabul edilen yeni Türk Ticaret Kanunu’nun ticari hayatý rahatlattýðýný ancak bazý maddelerinin uygulamada sorunlar oluþturabileceðini ifade etti. Ankara/aa

Karpuzfiyatlarýucuzlayacak

RAMAZAN ayýnýn ilk haftasýnda fiyatý artan karpuzun, gelecek hafta yeniden ucuzlamasý bekleniyor. Ramazan öncesi marketlerde kilosu 25-30 kuruþtan satýlan karpuzun kilo fiyatý 1 liraya yaklaþtý. Türkiye Sebze ve Meyve Komisyoncularý Federasyonu (TÜSEMKOM) Baþkaný Yüksel Tavþan, Ramazan ayýnýn hasat mevsimine denk gelmesi nedeniyle, ülkenin dört bir yanýnda bol ürün bulunduðunu, bu nedenle vatandaþýn Ramazan ayýnda uygun fiyatlarla sebze ve meyve tükettiðini bildirdi. Karpuzda bir miktar fiyat artýþý yaþandýðýný ifade eden Tavþan, þunlarý söyledi: ‘’Sebze ve meyve fiyatlarýnda Ramazan ayýyla birlikte fazla bir artýþ olmadý. Vatandaþýmýz gayet uygun fiyatlarla sebze ve meyve tüketebiliyor. Sadece karpuzda bir miktar fiyat artýþý yaþandý. Ramazan ayýnýn ilk haftasý olmasý ve hava sýcaklýklarýnýn çok yüksek olmasý karpuza talebi artýrdý. Ayrýca, Çukurova bölgesindeki karpuz hasadý bitmeye baþladý. Bu nedenlerle karpuz biraz pahalandý. Ancak, gelecek haftadan itibaren Anadolu’nun dört bir tarafýnda yerli karpuz ve kavun hasadý baþlayacak. Gelecek haftadan itibaren fiyatlarýn yeniden gerilemesini bekliyoruz.’’ Kayseri/aa

En fazla iþ kazasý Pazartesi oluyor

TÜRKÝYE Metal Sanayicileri Sendikasý’nca (MESS) yapýlan araþtýrmaya göre, en fazla iþ kazasý, haftanýn ilk iþ günü olmasý nedeniyle ‘’tatil rehavetinin yaþandýðý’’ Pazartesi günlerinde oluyor. MESS tarafýndan her yýl düzenli olarak yapýlan ‘’MESS Üyelerinde Ýþ Kazalarý ve Meslek Hastalýklarý Ýstatistikleri’’ araþtýrmasýnýn 2010 yýlý sonuçlarý yayýmlandý. MESS üyesi 154 iþ yerindeki toplam 120 bin 776 mavi ve beyaz yakalý çalýþana iliþkin verilerin yer aldýðý istatistiklerde, ölüm, maluliyet, sürekli ve geçici iþ görmezlik ile ‘’iþ günü kaybý oluþturmayan’’ basit iþ kazalarýna ait rakamlar da bulunuyor. Buna göre, geçen yýl, MESS üyesi iþ yerlerinde 4 bin 918 iþ kazasý ile 11 meslek hastalýðý yaþandý. Çalýþanlarýn yüzde 4,1’i iþ kazasýna maruz kalýrken, erkeklerin yüzde 4,4’ü, kadýnlarýn ise yüzde 0,7’si iþ kazasý geçirdi. Ýþ kazalarý sonucunda yaklaþýk 88 bin ‘’kayýp iþ günü’’ kaydedilirken, bölgelere göre daðýlýmda en fazla gün kaybý Ýstanbul’da meydana geldi, bunu Ankara, Bursa ve Ýzmir izledi. Sonuçlar, en fazla iþ kazasýnýn, haftanýn ilk iþ günü olmasý nedeniyle ‘’tatil rehavetinin yaþandýðý’’ Pazartesi günleri olduðunu ortaya koydu. 2010 yýlýnda en fazla iþ kazasý bin 179 kaza ile Kocaeli’nde yaþandý, bunu bin 25 ile Ýzmir, 840 kaza ile de Bursa izledi.

S&P: Kredi notunun indirilmesi ihtimali var

ABD’NÝN kredi notunun düþürülmesi ve ekonomisine yönelik resesyon endiþeleri ile Ýtalya ve Ýspanya baþta olmak üzere Avrupa ülkeleriyle ilgili endiþeler sonrasýnda piyasalar dalgalandý. Asya borsalarý küresel yetkililerin yatýrýmcý güvenindeki çöküþü engelleme çabalarýna raðmen geriledi. Japonya’da Tokyo Borsasý’nýn temel göstergesi Nikkei 225 Endeksi haftanýn ilk iþlem gününde yüzde 2.18 (202.32 puan) azalarak 9 bin 97 puandan kapandý. Asya’da ayrýca Çin’de Þanghay Borsasý’nda SE Composite Endeksi yüzde 3.38 ve SE Endeksi yüzde 3.38, Tayland Borsasý yüzde 2.89, Hindistan Borsasý yüzde 2.63, Avustralya Borsasý yüzde 2.69, Singapur Borsasý yüzde 4.60, Güney Kore Borsasý yüzde 4.06, Endonezya Borsasý yüzde 4.99, Hong Kong Borsasý yüzde 3.76 ve Tayvan Borsasý yüzde 3.82 deðer kaybetti.

ÝMKB ÝLK SEANS YÜZDE 4.7 DÜÞTÜ ABD’nin kredi notunun düþürülmesinin ardýndan ilk iþlemlerde yurtdýþýna paralel yüzde 2 düþüþle açýlan, ancak daha sonra bankalar öncülüðünde kayýplarýnýn bir kýsmýný telafi eden ÝMKB’de kayýplar, yurtdýþý piyasalarda satýþlarýn hýzlanmasýnýn ardýndan artarak yüzde 3’ü geçti. Ýlk yarýnýn sonunda satýþlarýn hýzlanmasý sonrasýnda endeks yüzde 4.74 düþüþle 53 bin 600 puanla gün ortasýný tamamladý. Avrupa borsalarýnda ve ABD vadeli hisse senedi piyasalarýnda da yüzde 2’nin üzerinde düþüþ yaþandý. EURO 2,5 LÝRAYI, DOLAR 1,75’Ý AÞTI Döviz piyasasýnda yükseliþ görüldü. Euro 2,5 lirayý aþarak Türk Lirasý karþýsýnda tüm zamanlarýn rekorunu kýrdý. Geçen haftayý 1,73-1,74 düzeyinde tamamlayan dolar bankalararasý piyasada güne

1,75’in üzerinde baþladý. Dolar açýlýþta 1,7560’a kadar yükseldi. Ancak kur daha sonra 1,75 sýnýrýna geriledi. PETROL 2 DOLAR GERÝLEDÝ Ham petrol fiyatlarý kredi derecelendirme kuruluþu S&P’nin ABD’nin notunu düþürmesinin ardýndan artan talepteki görünüme dair endiþelerle varil baþýna 2 dolardan fazla deðer kaybetti. Brent petrolü 106 dolara, ABD ham petrolü 83 dolara geriledi. ALTIN REKOR YENÝLEDÝ Piyasalardaki gerilim ‘güvenli liman’ olarak görülen altýný ateþledi. Altýnýn ons fiyatý ABD’nin notunun düþürülmesinin ardýndan yatýrýmcýlarýn riskli varlýklardan çýkmalarýyla 1715 dolarýn üzerine çýkarak rekor kýrdý. Cumhuriyet altýný 640, çeyrek altýn 155, gram altýn ise 96 liradan satýlýyor.

Uluslararasý kredi derecelendirme kuruluþu Standard & Poor’s Genel Müdürü John Chambers, “ABD’nin gelecekte yeni bir not indirimi þansýnýn üçte bir oranýnda olduðunu’’ söyledi. Chambers, ABC televizyonunda ‘’This Week’’ programýnda yaptýðý açýklamada, ‘’gelecek altý ile 24 ayda ABD ekonomisine iliþkin þartlar deðiþmez, ABD’nin mali pozisyonu daha da kötüleþir ya da siyasi týkanýklýk daha da artarsa, ülkenin kredi notunun gelecekte indirilmesi ihtimalini üçte bir oranýnda gördüklerini’’ ifade etti. S&P Genel Müdürü Chambers, ABD’nin kredi notunun yeniden ‘’AAA’’ya yükselmesi için ‘’Washington’da daha fazla uzlaþmanýn yaný sýra en sonunda federal borcun ekonomideki payýnýn düþmesi ve istikrarýn gerektiðine’’ iþaret etti.

Moody’s: 2013’ten önce not düþebilir Uluslararasý kredi derecelendirme kuruluþu Moody’s da ABD’de mali disiplinin zayýflamasý veya ekonominin belirgin þekilde bozulma kaydetmesi halinde 2013’ten önce not indirim kararý alýnabileceði konusunda uyardý. ABD’nin kredi notu için 2 Aðustos’ta alýnan teyit kararýnýn, bütçe açýðýnýn 2013’e kadar daha fazla azaltýlacaðý ve ekonomik toparlanmanýn süreceði beklentisiyle alýndýðýný açýklayan Moody’s, ABD’nin borç/GSYH rasyosunun 2015’e kadar yüzde 75’in çok üzerine çýkmamasý gerektiðini, AAA notunun korunmasý için sonraki dönemde bunun düþmesi gerektiðini de ifade etti.

Merkez Bankasý: Riskler derinleþti MERKEZ Bankasý Para Politikasý Kurulu’nun 4 Aðustos’ta gerçekleþtirdiði ve önemli kararlarýn alýndýðý ‘’ara toplantýya’’ iliþkin yayýmlanan toplantý özetinde, bazý Avrupa ülkelerindeki kamu borcu sorununa ve küresel büyümeye iliþkin endiþelerin giderek derinleþtiði belirtildi. Toplantý özetine göre, Kurul, toplantýda son dönem geliþmelerini deðerlendirerek, 21 Temmuz 2011 tarihli toplantýda ele alýnan ve Enflasyon Raporunda özet olarak yer alan risk senaryolarýný gözden geçirdi. Kurul üyeleri, bazý Avrupa ülkelerindeki kamu borcu sorununa ve küresel büyümeye iliþkin endiþelerin giderek derinleþtiðini ve Temmuz 2011 Kurul toplantýsýn da dikkat çekilen risklerin belirginleþtiðini tespit etti. Özellikle, Euro bölgesi çevre ülkelerinde süregelen kamu borcu sorunlarýnýn bazý merkez ülkelere de yansýmasý ve bunun sonucu olarak Ýspanya ve Ýtalya gibi ülkelerin kamu borçlanma maliyetlerinin yakýn tarihin en yüksek düzeylerine eriþmesi, küresel ekonomiye dair belirsizlikleri hýzlý bir þekilde artýrdý. Bunun yaný sýra, yakýn dönemde küresel iktisadi faaliyete iliþkin verilerin giderek kötüleþmesi ve beklentilerin belirgin olarak altýnda kalmasý da risk iþta hýndaki bozulmayý hýzlandýrdý. Toplantý özetinde, ‘’Bütün bu önlemlerin amacý, küresel ekonomiden kaynaklanabilecek olasý bir finansal çalkantý durumunda, piyasaya ihtiyacý olan likiditenin zamanýnda, kontrollü ve etkili bir þekilde saðlanabilmesi için gerekli altyapýyý hazýrlamaktýr’’ ifadesine yer verildi. Ankara/aa

Üretim artýþý hýz kesti SANAYÝ üretim endeksi, 2011 yýlý Haziran ayýnda, geçen yýlýn ayný ayýna göre yüzde 6,7 artarken, Mayýs ayýna göre ise yüzde 1,1 artýþ kaydedildi. Türkiye Ýstatistik Kurumu (TÜÝK), 2011 yýlý Haziran ayý sanayi üretim endeksi sonuçlarýný açýkladý. Buna göre, Sanayi üretimi bu yýl Haziran’da, geçen yýlýn ayný ayýna göre yüzde 6,7 arttý. Mayýs ayýna göre ise yüzde 1,1 artýþ kaydedildi. Sanayi üretimi, geçen yýlýn ayný ayýna göre, Ocak’ta yüzde 19, Þubat’ta yüzde 13,9, Mart’ta yüzde 10,2, Nisan’da yüzde 8,8, Mayýs’ta ise yüzde 8 artmýþtý. Haziran’da geçen yýlýn ayný ayýna göre, sanayinin alt sektörlerinden madencilik ve taþ ocakçýlýðý sektöründe yüzde 2,2 azalma kaydedilirken, imalat sanayindeki artýþ yüzde 7,5, elektrik, gaz, buhar, iklimlendirme ü-

retimi ve daðýtýmý sektöründe de yüzde 4 artýþ gerçekleþti. Ana Sanayi Gruplarý Sýnýflamasýna göre, Haziran’da geçen yýlýn ayný ayýna göre en yüksek artýþ yüzde 14,6 ile sermaye malý imalatýnda kaydedildi. Bunu yüzde 12 ile dayanýklý tüketim malý imalatý, yüzde 6,7 ile dayanýksýz tüketim malý imalatý, yüzde 4,1 ile ara malý imalatý, yüzde 3,2 ile de enerji üretimi izledi. Ýmalat sanayi alt sektörlerine bakýldýðýnda, Haziran itibariyle yýllýk üretim artýþýnda ilk sýrayý yüzde 28,1 ile mobilya sektörü aldý. Bu sektörü, yüzde 25,6 ile deri ve ilgili ürünlerin üretimi, yüzde 23,8 ile baþka yerde sýnýflandýrýlmamýþ makina ve ekipman üretimi izledi. Takvim etkisinden arýndýrýlmýþ endeks, Haziran’da geçen yýlýn ayný ayýna göre yüzde 6,9 arttý. Ankara/aa


12

9 AÐUSTOS 2011 SALI

HABER

ANTÝ MADDE TESPÝT EDÝLDÝ

Y Kalp krizi geçirenlere sosyal destek verilmeli

KALP krizi geçirdikten sonra yalnýz yaþamanýn ölüm ihtimalini artýrdýðý bildirildi. ABD’de yapýlan ve sonuçlarý ‘’American Journal of Cardiology’’ dergisinde yayýmlanan araþtýrma, kalp krizini izleyen 4 yýl süresince yalnýz yaþayanlarda ölüm ihtimalinin yalnýz yaþamayanlara göre yaklaþýk yüzde 35 daha fazla olduðunu ortaya koydu. Araþtýrmayý yapan ekibin lideri Yale Týp Fakültesinden Emily Bucholz, kalp krizinden sonra sosyal desteðin önemine deðinerek, yalnýz yaþayan hastalara aileleri, dostlarý ve komþularýndan yeterli sosyal desteði almalarýný temin etmek için özel ilgi gösterilmesi gerektiðini söyledi. New York / aa

Güneþ yanýðýndaki ‘acý’ protein bulundu

Yeni bulgular, dünyanýn manyetik alanýnýn anti maddeyi kapana kýstýrabileceði teorisini teyit ediyor.

DÜNYAYI SARAN ANTÝ MADDE KUÞAÐI ÝLK KEZ TESPÝT EDÝLDÝ. ANTÝ MADDE, GELECEÐÝN UZAY ARAÇLARININ YAKITI OLARAK KULLANILABÝLÝR. DÜNYA’YI sarmalayan antipr ot o n a d ý v e r i l e n in c e a n t i madde kuþaðý ilk kez tespit edildi. Astrophysical Journal L etters dergisinde yayýmlan an b i l i m se l m a k a l e d e , b u bulgularýn, dünyanýn manyetik alanýnýn anti maddeyi kapana kýstýrabileceði teorisini teyit ettiði vurgulandý. Gözlemi yapan Ýtalyan ekip, geleceðin uzay araçlarýnýn yakýtý olarak anti maddenin kullanýlabileceðini belirtti. Antiprotonlar, güneþten ve güneþ s i s te m i n i n ö t e s i nd e n g e l e n ve k oz m ik ý þý n ad ý v er ile n yüksek enerji parçacýklarýnýn d o ð a s ý n ý i n c e le m e k ü z e re 2 006 ’ da u za ya gö n de r i l e n P a m e l a ( P a y l o ad f o r A n t i-

m a t t er M a t t er Ex p l or at i on a n d L i g h t- nu c l e i A s t r o p h ysics) uydusu ile tespit edildi. Bu k o zm i k ý þ ý n p a r ç a c ý k l ar ý d ü ny a n ý n a tm o s f e r i n i o l uþ turan moleküllere çarpýp parçacýk yaðmuruna yol açabiliyor. Kozmik ýþýn parçacýklarýný n ç o ð u v e y a ç a r p ý þ m a s o nu c u o l u þ a n b u p a r ç a c ý kl a r , dünyayý zararlý ýþýnlardan koruyan simit biçimli manyetik alanlar olan Van Allen kuþakl a r ý t a r a f ý nd a n y a k a l a n ý y o r . Pamela uydusunun hedefleri arasýnda, çokça bulunan norm a l m a d d e a r a s ý nd a k i p r o ton ve helyum atomunun çekirdeði gibi az say ýdaki anti ma d d e p a r ç a c ý k l a r ý n ý t e s p i t etmek bulunuyor. Ankara / aa

ENERJÝ KAYNAÐI MAKALEYE göre, Pamela uydusu Güney Atlantik bölgesinden geçerken, anormal bir þekilde, normal parçacýk veya kozmosun bir baþka yerinden geldiði sanýlan onbinlerce kat daha fazla antiproton tespit etti. Bunun Van Allen kuþaklarýna benzer antiproton kuþaklarýnýn kanýtý olduðunu belirten Ýtalyan bilim adamlarý, bu kuþaðýn dünyanýn yakýnýndaki en büyük antiproton kaynaðý olduðunu kaydettiler. Araþtýrmada yer alan Bari Üniversitesi’nden Alessandro Bruno, kýstýrýlan antiprotonlarýn, atmosferin bileþenleriyle etkileþime girdiðinde özellikle alt tabakalarda ortadan kaybolduklarýný belirterek, birkaç yüz kilometre irtifanýn üzerinde bu kaybýn belirgin þekilde azaldýðýný, üst tabakalarda çok daha fazla miktarda antiprotona rastlandýðýna iþaret etti. Gözlemlerinin en önemli bölümlerinden birinin antiprotonlarýn harika bir enerji kaynaðý olduðuna dikkat çeken Ýtalyan bilim adamlarý, bunlarýn, benzinin yanmasýyla ortaya çýkan bir kimyasal tepkimeden 10 milyar kat daha fazla enerji ürettiklerini kaydetti.

ÝNGÝLÝZ bilim adamlarý, gü neþ yanýklarýnda deride hissedilen acýnýn kaynaðýný buldu. Sonuçlarý Science Translational Medicine dergisinde yayýmlanan araþtýrmada, ultraviyole ý þýnlarýnýn sebep olduðu deride ki iltihaplanmada acýya ve kýzarýklýða, CXCL5 proteininin sebep olduðu ortaya çýktý. Londra’daki King’s College üniver sitesi bilim adamlarý, gönüllü denekler üzerinde yaptýklarý a raþtýrmada, güneþte fazla kalýndýðýnda deride oluþan deðiþiklikleri gözlemledi. Ultraviyole ýþýna maruz kaldýktan sonra giderek hassaslaþan deriden, an fazla acýnýn hissedildiði dönemde örnekler alan bilim adamlarý, bunlarda CXCL5 proteinini saptadý. Güneþ yanýðýnýn acýsý arttýkça, CXCL5’in oranýnýn da arttýðý tespit edildi. CXCL5 proteininin diðer aðrý ve acýlarda oynadýðý rol de araþtýrýlacak. Ankara / aa

Güney Kore’de þifre deðiþtirme kampanyasý

GÜNEY Kore’nin en yaygýn sosyal paylaþým sitesi olan Nate-Cyworld, þifre deðiþtirme kampanyasý baþlattý. NateCyworld kullanýcýlarý kiþisel sayfalarýna girdiklerinde “Lütfen þifrenizi deðiþtiriniz!” uyarýsýný görüyorlar. Kullanýcýlar þifrelerini deðiþtirmedikleri takdirde, bir süre sonra baþka bir sayfaya yönlendiriliyorlar. Þifre deðiþtirme sayfasýna yönlendiri len kullanýcýlar “Þifrenizi deðiþtirmezseniz servisimizi kullanamayacaksýnýz!” mesajý ile karþýlaþýyor. Site yetkilileri geçen ay yaþanan þifre çalýnma olayýndan ders çýkardýklarýný, kullanýcýlarýna ikinci bir maðduriyet yaþatmak istemediklerini söyledi. Seul / cihan

Üst katlarda oturanlar, þehirdekilere göre geç oruç açmak durumunda.

Burç Halife’dekiler geç iftar yapýyor DUBAÝ’DEKÝ Burç Halife kulesinin üst katlarýnda oturan kiþilerin þehirdekilere göre iftara daha geç baþlamalarý gerektiði bildirildi. Dubai Ýslami Ýþler ve Hayýrsever Aktiviteler Departmaný tarafýndan yayýnlanan fetvada 828 metrelik kulede oturanlarýn üç ayrý zaman diliminde sahura baþlamasý ya da oruçlarýný açmasý gerektiði ifade edildi. Kulenin yüksekliðinden dolayý þehirde güneþ batmýþ gözükse de özellikle üst katta oturanlar bir müddet daha güneþi görebiliyor. Fetvaya göre kulede 150’nci katýn üzerinde oturanlarýn oruçlarýný üç dakika daha geç açmasý gerekiyor. 80 ile 149’uncu kat arasýnda

oturanlarýn iki dakika daha beklemesi tavsiye edilirken 79’uncu kata kadar oturanlarýn þehirdekilerle ayný anda iftar yapabileceði belirtildi. Emirates Today gazetesine konuþan departman üst düzey müftüsü Dr Ahmed El Haddad, kulenin en üst katlarý ile zemine yakýn olanlar arasýnda özellikle akþam, yatsý ve sabah namazý vakitlerinde zaman farký olduðunu söyledi. Yetkili ayrýca uçakla seyahat edenleri güneþin battýðýný görür görmez oruçlarýný açmama konusunda uyardý. Bu kiþilerin seyahat ederken üzerinde bulunduklarý ülkenin yerel saatine uymasý gerektiði hatýrlatýldý. Dubai / cihan

Silinebilir özellikteki "i2R e-Paper", 260 kez kullanýlabilecek.

E-kâðýt, aðaç tasarrufu saðlayacak TAYVANLI bilimadamlarý ‘’i2R e-Paper’’ adýný verdikleri silinebilir ve 260 kez kullanýlabilecek bir kâðýt üretti. Endüstriyel Teknoloji Araþtýrma Enstitüsü Baþkan Yardýmcýsý ve Enstitü’nün Görüntü Teknoloji Merkezi Genel Müdürü John Chen, kâðýdýn, ticarî aþamaya getirilmesi halinde büyük aðaç tasarrufu saðlayacaðýný söyledi. Kâðýtta, faks makinelerinde kullanýlan termal yazýcýlarýn benzerinin kullanýldýðýný dile getiren Chen, kâðýttaki yazýlarýn bir düðmenin çev-

rilmesiyle silinebildiðini ve kâðýdýn 260 kez kullanýlabileceðini açýkladý. Chen, geleneksel görüntü cihazlarýndakilerin aksine kendi teknolojilerinin elektrot gerektirmediðini, kâðýtlarýnýn çok hafif, yumuþak ve yeniden yazýlabilir olduðunu, bu sebeple ‘’i2R e-Paper’’ýn gerçek bir ekâðýt olduðunu ifade etti. Bir A4 büyüklüðündeki e-kâðýdýn maliyetinin 2 dolar olduðu bildirilirken, kâðýdýn 2 yýl içinde tüketicilerin hizmetine sunulabileceði kaydediliyor. Taypey / aa


Sayfa Sorumlusu: Muhammed Zorlu - Umut Avcý

BÝLÝÞÝM - TEKNOLOJÝ

Pardus’u Tanýtmak

ONUR GÜZEL guzelmu@gmail.com

rkadaþýnýzý ya da anne/babanýzý Pardus kullanmaya ikna ederken yapýlmamasý gereken yanlýþlar... Pardus 2011 çýktý, hem Türkiye’de hem de dünyada sabýrla bekleyen herkesi sevindirdi. Beðendiðimiz, güzel bulduðumuz diðer þeylerde olduðu gibi, Pardus 2011’i de sevdiklerimizle paylaþmak istiyoruz. Ne yazýk ki, iþlerin hayal ettiðimiz gibi gitmemesi muhtemel. Ýyi düþünmeden söyleyeceðimiz bir söz, karþýmýzdaki kiþide olumsuz önyargýlar oluþmasýna sebep olabilir. Ýyi bir strateji belirlemeli, hazýrlýklý olmamýz lazým. Yaklaþýk 3 senedir, pek çok stantta görev alýp Pardus tanýtýmý yapmýþ bir gönüllü olarak, bu konuda epey tecrübeli olduðumu söyleyebilirim. Aþaðýdaki önerilerimi sýrasýyla uygularsanýz, karþýnýzdaki kiþi Pardus kullanmaya baþlamasa bile, enazýndan olumlu bir görüþe sahip olacaktýr. Yazýmýza bir dizi uyarýyla baþlayalým. Kesinlikle karþýnýzdaki kiþinin teknik bilgisini aþan terimler kullanmayýn. Karþýnýzdakinin kafasýný karýþtýrýrsýnýz. “En iyi yol bildiðim yoldur” mantýðýyla hareket edecek, denemeye çekinecektir. Eðer bilmiyorsa ve sizden öðrenecek gibi durmuyorsa “iþletim sistemi” bile demeyin, onun yerine “bilgisayarýn ana programý” tanýmýyla basitleþtirin. Eksik bir taným, evet, ama bilgisayar dersi iþlemiyoruz zaten.

A

"PARDUS NEDEN DAHA ÝYÝ?" SORUSUNUN CEVABINI ANLATIN Kararlýdýr: Bir Windows kullanýcýsýnýn en büyük sýkýntýlarýndan biri, zamanla sistemin yavaþ çalýþmaya baþlamasý. Oysa Pardus, yýllar sonra bile ilk günkü hýzýnda. Windows’un aksine, güncellemeleri kurmak da sistemi yavaþlatmýyor.

Hýzlýdýr: Sistem kaynaklarýný daha az kullandýðý için daha hýzlý çalýþýyor. Ayný anda daha fazla uygulamayý rahatlýkla çalýþtýrabiliyor. Uygulamalarý kullanýrken veya geçiþ sýrasýnda takýlma/donma da yaþanmýyor. Ayný anda daha fazla uygulamayý rahatlýkla çalýþtýrabiliyor. Uygulamalarý kullanýrken veya geçiþ sýra sýnda takýlma/donma da yaþanmýyor. Türkçe’dir: Pardus içerisindeki yazýlýmlarýn tamamýna yakýný Türkçe. Türkçe olarak destek alabileceðini, Türkçe olarak yeni bir istek talebinde bulunabileceðini belirtin. Eðer daha çekici gelirse, geliþtiricilere kendi dilinde saydýrabilir! “Yapabilir” dediysek, “yapýn” demedik :). Güvenlidir: Pardus’un altyapýsýnýn virüs bulaþmasýna uygun olmadýðýný söyleyin. Eðer þanslýysanýz “Kimse Pardus için virüs hazýrlamaya uðraþmýyordur da ondan, ehehe” diye þýk bir pas atacaktýr size, “sadece Pardus depolarýndan yazýlým kurulduðu için bunun mümkün olmadýðýný” söyleyip golü atýn. Uyumludur: Donanýmlarý sisteme tanýtmak için sürücü yazýlýmlarýna ihtiyaç duymadýðýný, kolay ve sorunsuz bir kullaným saðladýðýný söyleyin. Ücretsizdir: Pardus, evet ücretsizdir. Sadece iþletim sistemi için deðil, ofis yazýlýmý, antivirüs, CD/DVD yazma aracý ve pek çok diðer yazýlým için de para ödemenizi gerektirmez. Bu ülkenin milyonlarca dolarý, bu topraklar üzerinde kalýr. Özgürdür: Pardus’un yukarýdakilerden çok daha önemli olan özelliði budur: Özgürdür! Belki, baþlangýç aþamasýnda anlatmasý çok zor ama þöyle aktarabilirsiniz: Pardus ile kullandýðýnýz teknolojinin “sahibi” olursunuz, “müþterisi” deðil. ÖZGÜR YAZILIM ÖRNEKLERÝ VERÝN Etrafýnýzdaki insanlarýn bildiðinden emin olduðunuz, bilgisayar kullanýcýlarýnýn aþina olduðu özgür yazýlýmlardan her fýrsatta bahsedin. Bunlarýn Pardus’ta da mevcut olduðu-

nu, rahatlýkla kullanmaya devam edeceklerini söyleyin. Bu konuda yardýmýnýza yetiþecek pek çok yazýlým var: Google Chromium, Mozilla Firefox, FileZilla (FTP istemcisi), VLC Player... Aklýnýza gelen diðer özgür yazýlým ürünlerini eklemekten de çekinmeyin. Bildiði isimleri duymak, kendisini daha rahat hissetmesini saðlayacaktýr. Pardus’ta kullanacaðý yazýlýmlarýn yabancýsý olmayacaðýný düþünüp, cesaret kazanacaktýr. Alternatif Kavramýna Alýþtýrýn Karþýnýzda kinin kalkanýný indirdiniz, bildiði yazýlýmlardan bahsederek tanýdýk bir ortamda hisset-

mesini saðladýnýz. Yine de daha fazla tanýdýk bir þeyler bekleyecek. Bunu fark ettiðiniz anda, bilgisayar üzerindeki alýþkanlýklarýndan yola çýkarak, kendini eksik hissetmeyeceðini söyleyin. Ýnternet’te gezebilecek, þarkýlarýný dinleyebilecek, filmlerini izleyebilecek, belge/sunumlarýný hazýrlamaya devam edebilecek, e-posta veya anlýk iletiler (bildiðiniz MSN iþte) gönderebilecek.

9 AÐUSTOS 2011 SALI bilisim@yeniasya.com.tr

Tek fark, bunu bildiði, alýþmýþ olduðu programlarla yapmak yerine, yeni bir yazýlýmla yapacak olmasý. Unutmayýn, karþýnýzdaki kiþi, bir arkadaþý önerdiðinde, filmlerini Windows Media Player ile deðil de, KMPlayer/Gom Player gibi alternatiflerle izlemeye baþlayan, sýradan bir bilgisayar kullanýcýsýndan baþkasý deðil. Alternatif yazýlýmlarý kullanabilir ve rahatlýkla alýþabilir. Yine de ýsrarcý olmayýn. Gerçek hayattan bir örnek vereyim: Babam, biraz da yaþýnýn vermiþ olduðu çekingenlikle, yeni þeylere önyargýlý yaklaþýr. Kiþilik olarak da deðiþime açýk birisi deðildir. Ev bilgisayarýnda Pardus’un açýlýþ menüsünü görmeye, Windows’ta öntanýmlý tarayýcýnýn Firefox olmasýna kýzar. Ben de karþýlýk vermem. Nasýl olmuþsa, ofisteki bilgisayarýna OpenOffice.org setini kurmuþ. Lisanslý Microsoft Office olmasýna raðmen, açýk kaynak kodlu alternatifi OpenOffice.org’u daha çok seviyormuþ. Yetmemiþ gibi, en son ofisine gittiðimde, benden, bilgisayarýna yeni bir Ýnternet tarayýcý kurmamý istedi. Windows XP ile birlikte gelen Internet Explorer 6’nýn sekme özelliðinin olmamasýndan sýkýlmýþ meðersem. Alternatif yazýlýmlarýn bulunma sebebi, özgürlüktür. Alýþmýþ olduðu programlarýn linux sürümü olmamasý deðil. Meþhur yazýlýmlar Linux sürümü çýkarmadýðý için alternatifler çýkmýþ gibi anlatmayýn. Hem yanlýþ bir bilgidir, hem de tanýtmak için doðru bir strateji olduðu söylenemez. WÝNDOWS YAZILIMLARINI NEDEN ÇALIÞTIRAMAYACAÐINI ANLATIN “Alternatifler iyi güzel de, ya Windows’taki x yazýlýmý?” diye mutlaka soracaktýr. Bunu sormasý, kendi kafasýnda Windows’u sorguya çektiðinin göstergesidir. Noel Baba’nýn aslýnda var olmadýðýný öðrenen bir çocuðun, yaþadýðý hayal kýrýklýðýna benzer bir duygu içerisindedir. Windows’un tek seçenek olmadýðýný öðrenmiþ, dahasý, daha kötü olduðunu duymuþtur. Bu, Pardus’u tanýtýrken en dikkatli olunmasý gereken aþamadýr. Çünkü hata yaparsanýz, Pardus’u anlatmaya çalýþtýðýnýz kiþinin gözünde Windows tekrar deðer kazanacaktýr. Windows’ta alýþkýn olduðu yazýlýmý kulla namayacaðýný söyleyin (hemen yüz ifadesi deðiþecektir, ilgisini kaybettiniz) ve tekrar konuþmasýna müsaade etmeden sebebini açýklayýn. Eðer baþarýlý olursanýz, karþýnýzdakinin tekrar ilgi ve dikkatini kazanýrsýnýz. Pardus ve Windows’un farklý teknik altyapýlara sahip olduðunu, bu yüzden yazýlýmlarýn sadece hazýrlandýklarý altyapýda çalýþtýðýný açýklayýn. Az önce her iki iþletim sisteminin de eþit derecede yeteneksiz olduðunu söylemiþ oldunuz. Suçlamaya, suçlamayla yanýt vermek, yapýl mamasý gereken bir hata. Diðer yandan, tartýþmaya doðru argümanlarla devam etmek önemli. Aksi takdirde, konuþmanýn faydalý bir þekilde sonuçlanma ihtimali epey düþüyor. Pardus’u tanýtýrken, Windows’a çamur atmamak önemli. Kirletip göstermek yerine, zaten kirli olan yönlerini gösterin. Kapalý kaynak kodlu, sahipli yazýlýmlara da düþmanlýk göstermeyin. Onlar da bazý açýlardan iyi olabilirler. Ama Pardus daha iyi. :) Pardus, yenilik, özgürlük ve heyecan barýndýrýyor içinde. Karþýnýzdakine bu kapýyý aralayýn ve bu heyecanlý ünyanýn içine girme sini bekleyin... Unutmadan ekleyeyim: Kesinlikle, kimseyle polemiðe girmeyin! (Özgürlük Ýçin e-dergisinin 30. Sayýsýndan alýnmýþtýr.)

Pardus ile nasýl tanýþtýnýz? Neden Pardus? SEKÝZÝNCÝ sýnýf öðrencisiyken sýnýftaki bir arkadaþýmýn bana Pardus 2007.2 caracal caracal cD’sini göstermiþti. Bende heveslenerek hemen bilgisayarýma kurmuþtum. Yaþým itibariyle ilk baþlarda zorluk çeksem de o günden beridir Pardus kullanýyorum. “Neden Pardus?” sorusu için alýþýlmýþýn dýþýnda bir cevap vermek gerekirse “Neden Pardus kullanmayayým ki?” sorusu her þeyi açýklayacaktýr. (Onur ASLAN) *** Pardus’la bir köþe yazýsýyla tanýþtým, sonrasýnda bilgisayarýma kurdum denedim, hatta “Çalýþan cD”leri kullanarak arkadaþlarýma hava attým. Arkadaþlarým bilgisayardan bihaber kimseler olduðundan epey keyifli ve kolay oldu :). Pardus yeni þeyler keþfetmek, kalýplarýn dýþýna çýkmak için ideal diyebilirim. (Zeynep DÝKÝCÝ) *** 2007 yýlýnda bir gazetenin biliþim ekindeki bir haberle beraber tanýþma þansým oldu. Biliþim ekinde Linux’tan, özgür yazýlým felsefesinden ve Pardus’un TÜBÝTAK bünyesinde geliþ tirildiðinden bahsediyordu. Okuduklarým beni etkilemiþti, ancak hiç Linux kullanmamýþtým ve bu benim için bambaþka bir gezegene yol culuk gibiydi. Yani bir çok bilinmezlikle dolu bir yolculuk. Ancak ekte yer alan Pardus’un logosunu gördüðüm anda aklýma “Mutlaka Pardus kullanmalýyým!” düþüncesi yerleþti. Önce likle o bizden biriydi. O da Anadoluluydu ve

Türkçe’ydi. (Abdülkerim AYDIN) *** Pardus’la bir bilgisayar dergisiyle tanýþtým. Pardus’u tanýtýrken virüs geçirmez diye bir ibare gördüðümde ilgimi çekmiþti. Daha sonralarý Bilim Teknik’in de cD vermesi ve kurulumu anlatmasýyla Pardus kullanmaya baþladým. Neden Pardus? Öncelikle kendi ülkemde yapýlan ve yürütülen bir proje ve destek vermek ya da en azýndan kullanmak gerektiðini düþünüyorum. Kullanýcý odaklý ve sýnýrsýz denetim... (Mustafa GÖKAY) *** Pardus ile ilk olarak okulumdaki öðretmenim sayesinde tanýþtým. Açýk söyleyeyim özgür yazý lým felsefesini anlamadan önce anlatýlýrken içerisinde “Türk” kelimesi geçtiði için merak ettim ve denedim. Sonraki zamanlarda topluluðun büyük etkisi oldu diyebilirim. (Tuðsan ÜNLÜ) *** Pardus’la okulda “Açýk kaynak kodlu iþletim sistemleri” dersinde tanýþtým. Sonrasýnda Par dus’un tamamen Türk yapýmý olmasaydý beni cezbeden. Geçen yýl ders nedeniyle bir de KDE ile tanýþýnca tadýndan yenmedi. (Filiz GÜNEL) *** Pardus’u 2007 yýlýnda bir bilgisayar dergisinde gördüm. Çok eskiden yine bir bilgisayar dergisiyle birlikte verilen Knoppix dýþýnda da herhangi bir Linux daðýtýmýný ne duygum ne kullandým. Biraz araþtýrýnca Pardus’un TÜBÝ-

TAK tarafýndan ortaya çýkartýlmýþ bir Linux daðýtýmý olduðunu öðrendim ve 2007.2 caracal caracal’ý bilgisayarýma kurdum. Ýlk tecrübemde Pardus bana görünüm olarak çok farklý geldi, ilgimi çekti. Ýçinde bizden bir þeyler olduðunu bilmem de onu býrakamamamdaki en önemi etkendir. Sadece kullandýðýnýzda yaþayabilece ðiniz tecrübeyi sözlerle anlatabilmem mümkün deðil. (Ozan AYDIN) *** Yazýlým geliþtirme ve bilgisayar konusunda ilgimin azaldýðý uzunca bir dönemin en dip noktasý olan 2006 yýlýnýn son aylarýnda bir forum sayfasýndaki tartýþmadan Pardus adýnda bir çalýþma olduðunu öðrendim. Sonrasý bir çorap söküðü hikayesidir. Öncelikle ülkemizin ulusal çýkarlarýna hizmet eden bir proje olmasý benim için Pardus’u her zaman ilk sýrada tuttu. Ayrýca yabancý dilim çok iyi olmadýðý için geliþtiriciler ve toplulukla ana dilimde iletiþim kurabiliyorum ve katký verebiliyorum. Türkiye’deki en geniþ kullanýcý topluluklarýndan birisine sahip olmasý da önemlidir. (Ali E. ÝMREK) (özgürlük için e-dergisinin 28. Sayýsýndan derlenmiþtir.) Derleyen: Zübeyir ERGENEKON

13

PROGRAM TANITIMI

ESET SysInspector BÝLGÝSAYARINIZ hakkýnda detaylý bilgiler gösteren, bilgisayarýnýzda çalýþýr durumda olan iþlemler, servisler, kayýt defteri, sürücüler ve diðer kritik dosyalarý gösteren ve her kýsým için detaylý bilgiler sunan bir sistem keþfedici programdýr. ESET SysInspector, sistem özelliklerini gösteren benzeri programlardan farklý olarak her kayýt ve uygulama ile ilgili olarak güvenlik açýsýndan durum bildirmektedir, böylece bilgisayarýnýzda çalýþan uygulamalarýn güvenliðinizi ne kadar tehdit ettiðini de öðrenmiþ oluyorsunuz. Bunun dýþýnda að baðlantýlarýnýz ve TCP/UDP baðlantýlarýný da izleyebileceðinizden herhangi bir güvenlik problemini farketmenizi de saðlamaktadýr. Program Ücretsizdir. Windows XP/Vista/7 uyumludur. Programýn dili Ýngilizcedir. Link: http://download.eset.com/download/sysinspector/ 32/ENU/SysInspector.exe

Facebook’ta Ýngilizce sohbete aldanmayýn! PROAKTIF koruma lideri ESET, sosyal paylaþým platformu Facebook aracýlýðýyla yayýlan yeni ve tehlikeli bir tru va atý tespit etti: Win32/Delf.QCZ. Facebook’un mesajlaþma uygulamasýný kullanan bu yeni truva atý “Hi how are you” mesajý ile kullanýcýlarý kandýrmaya çalýþýyor. ESET’in yaptýðý araþtýrmalara göre Win32/Delf.QCZ truva atý Avrupa ve Doðu Avrupa’daki ülkelerden hýzla Orta Doðu’ya doðru yayýlýyor. Yeni truva atý Ukrayna, Rusya, Belarus, Slovakya, Çek Cumhuriyeti’nden sonra Sýrbistan ve Karadað gibi ülkelerde en üst seviyedeki tehdit unsuru oldu. ESET Zararlý Yazýlým Araþtýrma Uzmaný Robert Lipovsky yararlý bir program izlenimi veren ama aslýnda kötü amaçlý bulaþýcý yazýlým olan truva atýnýn güncel olmayan antivirüs programýný devre dýþý býra karak bilgisayarlarý tehlikelere açýk hale getirdiðini belirtti. Lipovsky, Win32/Delf.QCZ truva atýnýn yayýlmak için Facebook’un mesajlaþma uygulamasýný kullandýðýný belirtti. Lipovsky, kullanýcýlarýn “Hi how are you” þeklinde bir mesaj al dý ðý ný, me sa jýn kul la ný cý nýn ar ka daþ listesindeki birinden gelmiþ gibi göründüðünü fakat aslýnda bot adý verilen zombi bilgisayarlardan oluþan ve saldýrgan tarafýndan uzaktan yönetilebilen bir çeþit að tarafýndan gönderildiðini söyledi. Hatta bazen inandýrýcý olsun diye mesaj içinde kullanýcýnýn adýnýn bile yer aldýðýný, kullanýcýnýn mesaja týkladýðýnda flash player yüklemesi için yönlendirildiðini ama aslýnda zararlý yazýlýmlarýn bu sýrada indirilmeye baþlandýðýný belirtti. Sosyal platformlarda dikkat edilmesi gereken beþ önemli kural Facebook kullanýcýlarý öncelikle kendilerine gelen Ýngilizce mesajlar konusunda dikkatli olmalýlar. Youtube’u referans gösteren video linklerine de þüphe ile yaklaþmalýlar. Güncel antivirus yazýlýmý kullanmak bu yeni tehditte çok etkili çünkü kullanýcý bir þekilde linki týklasa bile bilgisayarý güvende olacak. Þüpheli görünen baðlantýlara týklamayýn. Mesajlaþmak için kullandýðýnýz dil Ýngilizce ise sohbetiniz þüpheli göründüðünde dikkatli olun. Mutlaka güncel ve güvenilir bir antivirüs yazýlýmý kullanýn. Sosyal medya güvenlik ayarlarýnýzý gözden geçirin ve yalnýzca gerçek hayatta tanýdýðýnýz insanlarla arkadaþlýk edin. Sosyal paylaþým platformlarýndaki uygulamalar sanal suçlular tarafýndan üretilmiþ olabilir. Kiþisel bilgilerinizi paylaþýrken çok dikkatli olun.


14

SPOR

9 AÐUSTOS 2011 SALI

Y

Belgeler polise teslim edildi

Avni Aker lige hazýr olacak

GALATASARAY SPOR KULÜBÜNE YÖNELÝK SÜRDÜRÜLEN SORUÞTURMA KAPSAMINDA POLÝSÝN ÝSTEDÝÐÝ BELGELER KULÜBÜN AVUKATLARI ARACILIÐI ÝLE POLÝSE TESLÝM EDÝLDÝ.

TRABZONSPOR'UN karþýlaþmalarýný oynadýðý Hüseyin Avni Aker Stadý'nda 11. Avrupa Gençlik Olimpik Oyunlarý'nýn açýlýþ ve kapanýþ törenleri nedeniyle bozulan zeminin, ligin baþlayacaðý tarihe kadar hazýr hale getirileceði bildirildi. Zeminin bozulmasýnýn ardýndan baþlayan bakým çalýþmalarý nedeniyle UEFA Þampiyonlar Ligi 3. Ön eleme turundaki Benfica maçýný Ýstanbul'da oynayan bordo-mavililer, UEFA Avrupa Ligi'ndeki Athletic Bilbao maçýný da yine bu kentte oynamak zorunda kalacak. 25 Aðustos'ta Athletic Bilbao ile yapacaðý rövanþ maçýný Türk Telekom Arena Stadý'nda oynamak isteyen Karadeniz ekibi, 9 Eylül'de baþlayacak lig maçlarýný ise Hüseyin Avni Aker Stadý'nda yapabilecek. Hüseyin Avni Aker Stat Müdürü Alparslan Özdemir,yaptýðý açýklamada, statta 11. Avrupa Gençlik Olimpik Oyunlarý'nýn açýlýþ ve kapanýþ törenleri nedeniyle çimlerin yarýsýnýn tamamen, diðer yarýsýnýn ise kýsmen zarar gördüðünü belirtti.

GALATASARAY Spor Kulübü'ne yönelik yürütülen soruþturma kapsamýnda polisin istediði belgeler, kulübün avukatlarý aracýlýðýyla emniyete teslim edildi. Ýstanbul Emniyet Müdürlüðü'ne gelen Galatasaray Spor Kulübü avukatý Mahinur Dengiz, 3. katta bulunan Organize Suçlarla Mücadele Þube Müdürlüðü'ne çýktý. Emniyette yaklaþýk 1.5 saat kalan avukat Dengiz, çýkýþta basýn mensuplarýna açýklama yaptý. Dengiz yaptýðý açýklamada ''Bizden istenilen bütün evraklarý biz cuma günü aslýnda teslim edecektik, fakat tercümesi gereken yabancý dilde olan evraklarýmýzýn ancak tercümesini yaptýk verdik. Dosya halinde verdik cevabýný bekliyoruz'' dedi. Dengiz, ''1 milyon dolar iddiasý ile ilgili belge verildi mi'' sorusuna ise ''Var, istenilen bütün belgeleri verdik'' cevabýný verdi.

Malatyaspor baþkaný hak arýyor

Þike yüzünden küme düþtük FUTBOLDA þike iddialarýna yönelik soruþturma kapsamýnda, Malatyaspor Kulübü Baþkaný Mustafa Korkmaz, Ýstanbul Emniyet Müdürlüðüne geldi. Emniyet Müdürlüðünün Vatan Caddesi'ndeki yerleþkesine gelen Korkmaz, burada yaptýðý açýklamada, 2005-2006 sezonunda yaþandýðýný iddia ettiði þike olaylarý nedeniyle kulübünün küme düþtüðünü ve maðduriyetlerinin giderilmesi amacýyla soruþturmayý yapan Cumhuriyet Savcýsý Mehmet Berk ile görüþtüklerini, savcýnýn kendilerini Emniyet Müdürlüðüne yönlendirdiðini söyledi. 2005-2006 sezonuna yönelik maðduriyetleri bulunduðunu savunan Korkmaz, þöyle konuþtu: ''Þikeden maðdur olan ilk kulüplerden birisi Malatyaspordur. 2005-2006 sezonunda Denizlispor ile Malatyaspor arasýnda þikeyle alakalý olaylar tespit edilmiþ olmasýna raðmen, Malatyaspor'un maðduriyetinin giderilmesine yönelik hiçbir þey yapýlmamýþtýr. Malatyaspor'un kaybedilmiþ maddi ve manevi tüm haklarýnýn iadesini talep ediyoruz. Malatyaspor'un lige tekrar býraktýðý yerden devam etmesini istiyoruz. O dönemde Denizlispor baþkanýnýn Malatyasporlu futbolculara taahhüt etmiþ olduðu paralar, bunu organize eden Özcan Kore isimli Çek Cumhuriyeti'nde yaþayan iþ adamý vasýtasýyla bu çocuklara verilmiþtir. Kore, parasýný alamadýðýndan dolayý Denizlispor'a bir mektup yazarak para talebinde bulunmuþtur. Bu olay daha önce basýna yansýmýþtýr. Buna raðmen federasyon bir iþlem yapmamýþtýr. Gaziantepspor ile olan son maçýnda Malatyaspor'un Çek futbolcularý, para taahhüt edilerek oynatýlmamýþtýr. Onatýlmadýðý içinde Malatyaspor küme düþmüþtür. ''

Galatasaray'ýn yeni transferi Uruguaylý kaleci Fernando Muslera havaalanýnda hayranlarýnýn çok yakýn ilgisiyle karþýlaþtý. FOTOÐRAF: A.A

Muslera:Çokbüyükbirtakýmageldim GALATASARAY'IN yeni transferi Uruguaylý kaleci Fernando Muslera, çok büyük bir takýma geldiði için mutlu olduðunu söyledi. Galatasaray TV'ye açýklamalarda bulunan Muslera, teknik direktör Fatih Terim ve kaleci antrenörü Taffarel'le önceden tanýþýp konuþtuðunu dile getirerek, ''Þu anda çok büyük bir takýma geldiðim için çok mut-

luyum. Daha önce Lazio'da kupalar kazandým, milli takýmla kupa kazandým. Galatasaray da her zaman sonuna kadar mücadele eden ve kazanmak için oynayan bir kulüp. Burada da gerek ligde, gerekse Avrupa kupalarýnda sonuna kadar kazanmak için mücadele edeceðim'' dedi. Copa America'daki iyi performansýyla ilgili ve taraftarlarýn kendi-

sini sabýrsýzlýkla beklediði þeklindeki bir soruyu da Muslera þöyle cevapladý: ''Öncelikle çok teþekkür ediyorum ilgileri için, beni sýcak karþýlamalarýndan dolayý. Þundan emin olabilirler, sahada yüzde yüzümü vereceðim. Kazanmak için, ailemi, takým arkadaþlarýmý, kendimi ve taraftarlarýmýzý mutlu etmek için her þeyimi vereceðim.''

BEÞÝKTAÞ-UERDÝNGEN MAÇI BUGÜN ALMANYA'NIN KREFELD ÞEHRÝNDEKÝ GROTENBURG STADINDA OYNANACAK MAÇ SAAT 20,00'DE BAÞLAYACAK. YENÝ sezon hazýrlýklarýný Hollanda'da sürdüren Beþiktaþ, çalýþmalarýna bugün yaptýðý tek antrenmanla devam etti. Teknik direktör Carlos Carvalhal yönetimindeki antrenmana milli takýmlarýna giden Bebe, Almeida, Ekrem, Ýsmail Köybaþý, Sivok ve Holoska katýlmadý. Antrenman öncesi futbolcularla fotoðraf çektirmek isteyen taraftarlar oyunculara zor anlar yaþattý. Yaðmurlu bir havada gerçekleþen antrenmanda, Pazar günü oynanan ve 1-1 biten Otelul Galati maçýnda forma giyen oyuncular rejenerasyon çalýþmasý yaptý. Ayrýca teknik adam Carvalhal'in genç futbolcular Muhammed, Aytýnç, Mehmet Akyüz ve

Veli'ye antrenör Roland Koch gözetiminde yaklaþýk bir saat boyunca þut çalýþtýrmasý dikkati çekti. Carvalhal, antrenman sonunda genç futbolcu Aytýnç'ý yanýna alarak 15 dakika boyunca top rakip oyuncuda iken nasýl pozisyon almasý gerektiðini anlattý. Romanya þampiyonu olan Galati karþýsýnda sol arka adalesine darbe alan Egemen'in önemli bir sakatlýðý olmadýðý ifade edildi. Siyah-beyazlýlar, Hollanda kampý çerçevesinde son hazýrlýk maçýný Almanya'nýn KFC Uerdingen takýmýyla bugün oynayacak. Almanya'nýn Krefeld kentindeki Grotenburg Stadý'nda oynanacak karþýlaþma TSÝ 20.00'de baþlayacak.

Beþiktaþ, Romanya þampiyonu Otelul Galati ile 1-1 berabere kaldý.

F.BAHÇE KUVVET VE ÇABUKLUK ÇALIÞIYOR FUTBOLCULAR TEKNÝK DÝREKTÖR AYKUT KOCAMAN YÖNETÝMÝNDE GÜNDE ÇÝFT ANRENMAN YAPARAK YENÝ SEZONA HAZIRLANIYOR. FENERBAHÇE, yeni sezon hazýrlýklarýný dün sabah yaptýðý antrenmanla sürdürdü. Can Bartu Tesisleri'nde, teknik direktör Aykut Kocaman yönetiminde basýna kapalý gerçekleþtirilen günün ilk antrenmanýnda, futbolcularýn saha ve salonda, kuvvet ve çabukluk çalýþmalarý yaptýklarý bildirildi. Sahada yaptýklarý ýsýnma hareketleriyle antrenmana baþlayan sarý-lacivertlilerin, daha sonra salona geçerek kuvvet çalýþmalarý yaptýklarý ve ardýndan yeniden sahaya dönerek, çabukluk çalýþmalarýyla antrenmaný tamamladýklarý belirtildi. Milli takým kamplarýnda bulunan Mi-

roslav Stoch, Volkan Demirel, Mert Günok, Gökhan Gönül, Serdar Kesimal, Emre Belözoðlu, Selçuk Þahin ve Semih Þentürk'ün yer almadýðý antrenmanda, kasýðýnda aðrý hisseden Güiza'nýn takýmdan ayrý çalýþtýðý ifade edildi. Bu arada Ýstanbul'a gelerek takýma katýlan Andre Santos'un, Brezilya Milli Takýmý'nýn kampýna gittiði için antrenmanda yer almadýðý, izinli olan Mamadou Niang ve Diego Lugano'nun da çalýþmaya katýlmadýðý belirtildi. Sarý-lacivertli takým, akþam saatlerinde gerçekleþtirdiði günün ikinci antrenmanýyla hazýklýklarýný sürdürdü.

Makedon oyun kurucu Vlado Ilievski 31 yaþýnda.

Anadolu Efes Makedon Vlado Ilievski ile anlaþtý BEKO Basketbol Ligi ekiplerinden Anadolu Efes, daha önce kulübün pilot takýmý Antbirlik formasýný da giyen Makedon oyun kurucu Vlado Ilievski ile anlaþmaya vardý. Anadolu Efes'ten yapýlan açýklamaya göre, lacivert-beyazlý kulüp, son olarak Slovenya'nýn Union Olimpija takýmýnda forma giyen 31 yaþýnda ve 1.88 metre boyundaki oyuncu ile 1 yýlý opsiyonlu 2 yýllýk sözleþme imzaladý. Anadolu Efes Genel Menajeri Engin Özerhun, geçmiþte Türkiye'de forma giyen ve iyi tanýdýklarý bir oyuncuyu transfer ettiklerini belirterek, ''Ilievski takýmýmýza büyük güç katacaktýr. Avrupa'nýn önemli takýmlarýnda oynamýþ Ilievski, tecrübesi ile takýmýmýza önemli destek verecek'' þeklinde konuþtu. AVRUPA'NIN GÜÇLÜ EKÝPLERÝNDE OYNADI Basketbola Makedonya'da Nemetali Strumica'nýn genç takýmýnda baþlayan Ilievski, ilk önemli tecrübesini Partizan'da yaþadý. Ilievski, 2000 yýlýnda Efes Pilsen'in pilot takýmý Antbirlik formasý giydi. Dana sonra Slovenya'nýn Olimpija Ljubljana, Ýspanya'nýn Barcelona, Ýtalya'nýn Lottomatica Roma ve Virtus Bologna, Montepaschi Siena ve Ýspanya'nýn Tau Ceramica takýmlarýnda forma giydi.

Estonya maçýna Ýngiliz hakem TÜRKÝYE ile Estonya arasýnda 10 Aðustos çarþamba günü oynanacak özel karþýlaþmayý Ýngiltere Futbol Federasyonu'ndan Lee Probert'in yöneteceði açýklandý.Ali Sami Yen Spor Kompleksi Türk Telekom Arena’da saat 21. 30'da baþlayacak maçta Probert'in yardýmcýlýklarýný Mike Mullarkey ve Jake Collin yapacak. Maçýn dördüncü hakemi ise Hüseyin Göçek olacak.

BEKO Basketbol Ligi'nde yeni sezon fikstürü Cuma çekiliyor BEKO Basketbol Ligi'nde 2011-12 sezonu fikstürü, 12 Aðustos Cuma günü Ýzmir'de belirlenecek. Türkiye Basketbol Federasyonu Ligler Direktörlüðünden yapýlan açýklamaya göre, 2011-12 sezonu fikstürü kura çekimi töreni, Ýzmir Swissotel Grand Efes'te, 12 Aðustos Cuma günü saat 14.00'de baþlayacak. Kura çekiminde TBF yöneticilerinin yaný sýra kulüp temsilcileri ve medya mensuplarý hazýr bulunacak.


Y Üç þey vardýr ki, bunlarý yapan, imanýn lezzetini tatmýþ olur: (1) Bir Allah’a iman edip Ondan baþka ilâh olmadýðýna inanan; (2) malýnýn zekâtýný tam bir samimiyetle her sene vaktinde veren; (3) diþleri dökülmüþ, yaþlý, hasta ve cýlýz hayvaný vermeyen... Bu zat, mallarýnýn orta vasýfta olanlarýndan verir; çünkü Allah, en iyisini istemediði gibi, en kötüsünü vermenizi de emretmemiþtir. (Tâc, 2: 24)

Ýnkâr edenler: “Kur’ân’ýn ona bir defada indirilmesi gerekmez miydi?” dediler. Hâlbuki Biz onu senin kalbinde iyice yerleþtirmek için parça parça indirdik ve âyet âyet sana bildirdik. (Furkan/25:32) Derleyen: ORHAN GÜLER

9 RAMAZAN 1432 / 9 AÐUSTOS 2011 SALI

Temcîd ÞEÂÝR-Ý RAMAZAN OSMAN ZENGÝN

amazan’ý hatýrlatan kelimelerden biri de, “temcîd”dir. Daha ziyade eskiden meselâ bizim çocukluðumuzda da, sahur yerine veya sahura eþ mânâda bu kelime kullanýlýrdý. Aslýnda vakit olarak ayný zamanla alâkalý olduðundan belki de karýþtýrýlýyordu. Fakat, sahur yemekle alâkalý iken, temcîd daha ziyade Cenab-ý Hakk’ýn büyüklüðünü bildirmek veya Peygamberimizi (asm) medheden kasîdelere verilen isimdir ki, sahur vaktinde müezzinler tarafýndan minarelerden okunarak hem bu güzel âdet devam ettirilir, hem de Müslümanlar sahura uyandýrýlmýþ olurdu. “Mecdetme, þereflendirme yüceltme” manâlarýna gelen temcîd, sahur ile ayný anda olduðundan,

R

bazý yerlerde sahura, “temcîd” de denir. Hatta halk arasýnda meþhur olmuþ bir tâbir vardýr “temcîd pilavý gibi” diye. O da þudur: Eskiden (sahuru anlatýrken bahsettiðimiz gibi) sahur yemekleri aðýr bir çeþitten meydana gelirdi–ki bunlarýn baþýnda pilav gelirdi—ve bu pilava da “temcîd pilavý” denirdi. Hanýmlarýný keyiflerine çok koþturan erkeklerin pilavlarýný, bazen sahurda hazýrlayamayan hanýmlar, akþam iftardan kalan pilavý ýsýtarak sahurda servis yaptýklarýndan, bayat olarak telâkki edilen bu pilâva “temcid pilavý” denmiþ ve sonradan, býktýrýcý bir þekilde bir þeyden çok bahseden kimselere “Ne temcîd pilavý gibi iki de bir bundan bahsediyorsun?” denmiþtir.

HAYATIN ÝÇÝNDEN NEVÝN ALAN

Kocaeli Kitap Fuarýnda anlatýmlara devam. Neþriyatýmýzýn büro aðabeyi Salih Oral aðabeyimiz gene þevkle çocuklara anlatýmlar yapýyor ve kitaplarýn özelliklerini çocuklarýn merakýný çekecek þekilde aktarýyordu. Ýþte on yaþlarýnda bir oðlumuz stantta kitaplarý karýþtýrýyor. Eline aldýðý ki-

3.

Tartýþan adam tapla alâkalý bilgi beklerken aðabeyimiz iþ baþýnda. Canla baþla tanýtýmý bitirdiðinde aðabeyimiz meraklý oðlumuza soruyor: “Bediüzzaman’ý tanýyor musun?” Oðlumuzun cevabý hepimizin tüylerini havalandýrýyor. Seyrettiði filmden (Hür Adam) aklýnda kalan cevabý çok güzeldi: “Atatürk’le tartýþan adam mý?”

Yâ Hasîb! ESMA-Ý HÜSNA AYNASI M. FAHRÝ UTKAN

â Hasîb, herkesin hayatý boyunca yapýp ettiklerinin, bütün tafsilât ve teferruâtýyla hesabýný iyi bilen, her þeye ve herkese her ihtiyacý için kâfi gelensin. Ya Hasîb, neticesi hesapla bilinecek ne kadar miktar ve kemiyet varsa, hepsinin neticelerini hiçbir ameliyeye/iþleme muhtaç olmadan doðrudan doðruya ve apaçýk bilirsin. Herkese her ihtiyacý için yeterlisindir. Bu yeterlilik, Sen’in varlýðýnýn devam ve kemalini gösterir. Parçalarý bütünüyle bilen, biz kullarýnýn hesapla benzerlerini bildiði ölçüleri hesap etmeden bilensin. Bütün üstün niteliklere sahip olan, hiçbir eksiði ve kusuru olmayan sadece Sen’sin. Kýyamet günü biz kullarýný, hesaba çekecek ve sorgulayacaksýn. Kendi kereminden fazlasýyla verir, Rahmetin ile belâ ve musibetleri def edersin. Ýhtiyaçlarýmýz için duâ ettiðimizde, ihtiyaçlarýmýzý karþýlarsýn. Ayný zamanda, hesaba çeken ve þahit olan ve gözetleyensin. Hesabýmýzý kolay eyle Yâ Hasîb!

Y


Y

Ey Halim-i Kerîm! Beni hilmine ve keremine mazhar kýl! Huyumu yumuþak, gönlümü cömert eyle! Öfkelendiðimde hilmi ve rýfký, elimi uzattýðýmda tevazuu ve mahviyeti bana mihmandar kýl! Beni arkadaþlarýma dost, komþularýma refik, akrabama rahim, insanlara rauf eyle! Bizi Cehennem azabýndan koru! Âmin.

9 RAMAZAN 1432 9 AÐUSTOS 2011 SALI

Kendisine küs olan Safinaz’a elinde bir tepsi baklavayla giden Fadime’ye, Safinaz: “Kýz Fadime, bayram deðul seyran deðul. Hem sen benle küs deðil misun? Nerden çiktu bu paklava daa?” der. Fadime; “Hoca ‘Ramazan’da dargunlar baruþmalu’ dedi, baruþmaya geldum, eðer istemeysan paklavamu ver da gideyum” der.

SEMA CEYHAN

SÜLEYMAN KÖSMENE

Eski ‘tat’lar ÇOCUKLUÐUMUN RAMAZANLARI EKREM KILIÇ

amazan’ýn geliþi, çocuklar tarafýndan, evlerdeki telâþlý hazýrlýklardan sezilirdi. Her evde, kendi imkânlarýna göre, Ramazan ayý için elden gelen en güzel yiyecekleri sunmak maksadýyla listeler yapýlýr ve bunlarýn temîni için gayret sarfedilirdi. Yaz ve kýþ mevsiminde yiyeceklerin çeþitleri deðiþirdi. Mevcut nîmetlerden olabildiðince çoðunun iftar sofralarýnda bulundurulmasý için çalýþýlýrdý. Taze et her istenildiði zaman bulunmazdý. Tavuk, hindi, kaz gibi kümes hayvanlarýna âit etler de ayda – yýlda bir kavuþulan lüks nîmetlerdendi. Bilhassa kýþýn, yaz sonunda hazýrlanan kavurma, pastýrma, et sucuðunun yanýnda salamura zeytin, peynir, çeþitli pekmezler ve reçeller ile hoþaflýk üzüm, erik, kaysý kurusu, samanlar içinde sak-

R

lanan yumurta pek az sofrayý süsleyebilirdi. Yiyeceklerin demirbaþý un, yað, salça, bulgur, pirinç, tarhana, eriþte, peynir, pekmez, yoðurt, soðan, sarmýsak idi. Yazlarý domates, patates, patlýcan, biber, yeþil fasulye gibi muhtelif sebzeler ve çeþitli otlar bolca tüketilirken, kýþ mevsiminde kurufasulye, nohut, mercimek neredeyse her öðünde nöbetleþe yer alýrdý. Yaz mevsiminde bað ve bahçelerde yetiþen bol ve çeþitli meyve bulunurdu. Þimdilerde unutulan nice yemek çeþidi, evdeki hanýmlarýn mahâretli elleri ile bu ana maddelerden meydana getirilirdi. Küçük þehirlerde ve kasabalarda hazýr gýdalar, henüz bilinen bir þey deðildi. Halkýn büyük çoðunluðu mahallî imkânlara uygun þekilde yiyecek stok ederdi. Küçük yerleþim yerlerinde çarþýdan hazýr olarak alýnabilecek tek gýda, aklýmda kaldýðýna göre, tahin helvasý idi. Kahvaltýlarda kullanmaya alýþtýðýmýz çay o günlerde her eve girmemiþti. Lüks bir ikram malzemesi olarak ancak misafir geldiðinde kahve ve çay yapýlýrdý. Hattâ bir ara uzun yýllar kahve bulunamadýðýndan, bildiðimiz nohut koyu bir renk alýncaya kadar kavrulur, çekilir ve “nohut kahvesi” adýyla sunulurdu.

Ýlim nuru NUR ÂYETÝNÝN TEFSÝRÝ M.ALÝ KAYA

ehalet, bilgisizlik karanlýktýr, ilim ise bu karanlýðý aydýnlatan ve cehâleti gideren nurdur. Yüce Allah buyurur: “Allah kimin gönlünü Ýslâm’a açmýþsa, o kiþi Rabbi katýndan bir nur üzere olmaz mý? Kalpleri Allah’ý zikretme hususunda katýlaþmýþ olanlara yazýklar olsun. Onlar apaçýk sapýklýk içindedirler.” (Zümer, 39:22) Bu âyette yüce Allah ilme nur adýný vermiþtir. Kur’ân-ý Kerim insanlarý cehalet zulmetinden imanýn hidayet nuruna çýkaran bir ilim nurudur. Kur’ân-ý Kerim bir nurdur ve yüce Allah “Bu Kur’ân Rablerinin izniyle insanlarý karanlýktan aydýnlýða, Allah yoluna çýkarmak için inzal ettiðimiz bir kitaptýr” (Ýbrahim, 14:1) buyurur. Buna benzer, Allah’ýn inzal ettiði kitaba ve ilme “nur” adýný veren onlarca ayet vardýr. Ýmam-ý Þafiî (ra) hocasýnýn kendisine “Ýlim nurdur. Bu nur Allah’a isyan edenlerin kalbinde yer etmez” dediðini nakleder. Bediüzzaman Said Nursî hazretleri “Vicdanýn ziyasý din ilimleri, aklýn nuru fen ilimleridir. Ýkisinin imtizacý ile hakikat tecelli eder. Ýftirak ettikleri vakit birincisinden taassup, ikincisinden hile ve þüphe tevellüt eder” (Münâzarat, 127) buyurmuþtur. Dolayýsýyla ilim nurdur ve bütün ilimler, hakikatler Allah’ýn ilminden aksettiði için nurdur ve gerek fenni gerekse dini ilimler sonuçta aklý ve kalbi aydýnlatmakta ve vicdaný ýþýklandýrmaktadýr. Ýnsanlar ilimle ancak eþyanýn mahiyetini ve hakikatini kavrayarak onlardan istifade etmektedirler. Bediüzzaman Said Nursî hazretleri Allah’ýn “Ýlim Sýfatý” ile ilgili olarak þu bilgileri verir: “Þu kâinatta görünen ef’al ile tasarruf edip icad eden Sâni’in, bir muhit ilmi var. Ve o ilim, onun zâtýnýn hâssa-i lâzýme-i zaruriyesidir, infikaki muhaldir. Nasýlki Güneþ’in zâtý bulunup ziyasý bulunmamak kabil deðil; öyle de binler derece ondan ziyade kabil deðildir ki, þu muntazam mevcudatý icad eden zâtýn ilmi ondan infikak etsin. Þu ilm-i muhit, o zâta lâzým olduðu gibi, taalluk cihetiyle herþeye dahi lâzýmdýr. Yani, hiçbir þey ondan gizlenmesi kabil deðildir. Perdesiz, Güneþ’e karþý zemin yüzündeki eþya, Güneþ’i görmemesi kabil olmadýðý gibi; o Alîm-i Zülcelâl’in nur-u ilmine karþý eþyanýn gizlenmesi, bin derece daha gayr-ý kabildir, muhaldir. Çünkü huzur var. Yani herþey daire-i nazarýndadýr ve mukabildir ve daire-i þuhudundadýr ve herþeye nüfuzu var. Þu camid Güneþ, þu âciz insan, þu þuursuz röntgen þuâý gibi zînurlar; hâdis, nâkýs ve ârýzî olduklarý halde, onlarýn nurlarý, mukabilindeki her þeyi görüp nüfuz ederlerse; elbette vâcib ve muhit ve zâtî olan nur-u ilm-i ezelîden hiçbir þey gizlenemez ve haricinde kalamaz. Þu hakikata iþaret eden kâinatýn hadd ü hesaba gelmez alâmetleri, âyetleri vardýr.” (Mektubat, 2004, s. 409-410) Ýlim Allah’ýn subûtî sýfatlarýndan olduðu için her þeye þumulü vardýr. Aynen hayat ve nur gibi her þeyin mahiyetini ve hakikatini aydýnlatmakta ve nurlandýrmaktadýr. Bu nedenle ilim öðrenmek kadýn erkek bütün Müslümanlara farzdýr. (Ýbn-i Mâce, Mukaddime, 17) Kullar içinde Allah’tan ancak âlimler korkar. (Fatýr, 35:28) Allah ilim sahiplerini yüceltir. (Mücadele, 58:15) Peygamberimiz (asm) buyurdular: “Ýlim tahsil etmek maksadýyla bir yola giden kimseye Allah Teâlâ Cennet yollarýndan açar. Melekler, ilim tahsil edene karþý memnuniyetleri ve tevazularý sebebiyle kanatlarýný yere sererler. Göklerde ve yerde olan her þey, hatta su içindeki balýklar, âlim için Allah’tan rahmet diler. Âlimin, bilmeden ibadet eden kimseye üstünlüðü, on dördündeki ayýn, görünen diðer yýldýzlara üstünlüðü gibidir. Âlimler peygamberlerin varisleridir. Peygamberler ne altýn ne de gümüþ býrakmýþlardýr, onlar miras olarak sadece ilmi býrakmýþlardýr. Kim ilmi almýþsa büyük ve deðerli bir þey almýþ demektir.” (Ebû Davud, Ýlim, 1)

C Embriyolojik yaratýlýþ süreci ACBÜ’Z-ZENEB DR.BAHRÝ TAYRAN

cbü’z-zeneble ilgili tohum benzetmesinden üç detayý anlamaktayýz. Bunlar, tohumun içindeki “embriyo, besin maddeleri, koruyucu kabuktur.” Ýnsanlar da týpký tohum gibi, týpký yumurta gibi birinci kademe yaratýlýþlarý tamamlanacak ve bu insan tohumundan Kur’ân’dan öðrendiðimiz meþhur “sevva” fiilinin etkinlik alanýna girerek “tesviye edilme”, yani embriyolojik yaratýlýþ sürecine geçecektir. Burada tesviye etme sürecinin detayýna girmeyeceðiz. Kur’ân’da bu ikinci yaratýlýþýn hýzlý olacaðý pek çok ayette ifade edilmektedir, þu ayette olduðu gibi: “Baþka deðil, sadece bir tek sayha olmuþ, derhal hepsi (bütün insanlar) huzurumuza celb edilmiþlerdir” (Yasin 36/53). Âyette geçen “tek bir sayha”nýn bütün insanlarýn yaratýlýþý için yeterli olacaðý ifadesinden çok hýzlý olacaðý anlaþýlmaktadýr. Bunun, bildiðimiz zaman birimlerine göre neye uygun olduðunu elbette ki bilemeyiz. Ancak madem ki acbü’z-zeneb, hardal tohumu ve bakla biter gibi yaratýlacaðýmýza bir örnek olarak verilmiþtir ve bu tohumlarda adýna embriyo dediðimiz canlý hücreler bulunmaktadýr. Bunlar bize bir kýyas olmasý bakýmýndan þöyle bir hesaplama imkânýný vermektedir:

A

RAMAZAN’DA AÇILAN KAPILAR ABDÝL YILDIRIM

elâmet, her türlü korku endiþeden uzak, güvende olma hâlidir. Ýnsanlar hayatlarýný korkusuzca, huzur ve güven içinde geçirmek isterler. Ýþte Ramazan ayý, tam bir huzur ve güven limanýdýr. Çünkü bu ayda þeytanlar baðlanmýþ, nefisler terbiye edilmiþ, insanlarýn kalbine muhabbet ve þefkat duygusu doldurulmuþ olduðu için, huzur bozucu olaylar fazla görülmez. Oruçlu insan sabýrlý, hoþgörülü ve içi sevgi doludur. Münakaþaya, münazaraya ve kavgaya yer yoktur. Özelikle bayram günleri kalpler daha da yumuþamakta, küskünler

S

Bir insan zigotu yaklaþýk olarak bir miligramýn 2500’de biri aðýrlýðýndadýr (1/2500 mg). Eðer kýyamet sonrasý her bir insanýn acbu’z-zeneb’deki hücre aðýrlýðý yukarýda belirttiðimiz gibi olursa 100 milyar insanýn toplam hücresel aðýrlýðý sadece 40 kg gelecektir. Ýþte acbü’z-zenebin hardal tanesi gibi “Hadis”de ifade edilmesi ve bakla biter gibi insanlarýn mezarlarýndan çýkmalarý sýrasýnda “parmak uçlarýna varýncaya kadar tesviye edileceðinin” (Kýyamet: 75/4) bildirilmesinden anlýyoruz ki, ikinci bir embriyonal süreçle bu yaratýlýþ tamamlanacaktýr. Burada yaratýlýþýn ne kadar hýzlý olacaðýný bilemesek de aþaðýdaki hesaplamayý bir kýyas unsuru olarak yapabiliriz. Eðer bu hücre bir saniyede ikiye bölünerek çoðalýrsa normal bir insan büyüklüðüne ve aðýrlýðýna sadece 46 saniyede ulaþacaðý gibi eðer bir dakikada veya 1 saatte ikiye bölünürse bu 46 dakika veya 46 saatte insan büyüklüðüne ve aðýrlýðýna ulaþmasý için yeterli olacaðý anlamýna gelmektedir. 1 saniyede ikiye bölünürse, 46 saniyede. 1 dakikada ikiye bölünürse, 46 dakikada. 5 dakikada ikiye bölünürse, 230 dakikada. 10 dakikada ikiye bölünürse, 460 dakikada. 20 dakikada ikiye bölünürse, 920 dakikada. 1 günde ikiye bölünürse, 46 günde.

Selâmet kapýsý barýþmakta, aralarýndaki kin ve düþmanlýða son vermektedirler. Bu huzur ve güven ortamý sosyal hayata da yansýdýðý için, Ramazan ayýnda asayiþ olaylarý en aza inmektedir. Bu durum güvenlik güçlerinin ve mülki amirlerin de iþini kolaylaþtýrmaktadýr. En büyük selâmet ise, Cehennem kapýlarýnýn kapanmasýdýr. Hz. Ýbrahim (as) ateþe atýldýðýnda, “Ey ateþ serin ve selâmetli ol” emri üzerine Cehennem gibi alevlerin birden suya dönüþmesi, Ýbrahim Aleyhisselâm hakkýnda selâmet olduðu gibi; bu ayda Cehennem kapýlarýnýn kapanmasý, mü’minler için selâmet kapýsýnýn açýlmasý demektir.


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.