Þ. URFA’DA BEDÝÜZZAMAN MEVLÝDÝ BUGÜN
SÝPARÝÞLERE YETÝÞEMÝYORLAR HABERÝ SAYFA 6’DA
VEFATININ 51. YILDÖNÜMÜ
BAKLAVA ÜRETÝCÝLERÝNDE BAYRAM MESAÝSÝ
Y
HABERÝ SAYFA 11’DE
GERÇEKTEN HABER VERiR
ASYA’NIN BAHTININ MÝFTAHI, MEÞVERET VE ÞÛRÂDIR
YIL: 42
SAYI: 14.908
www.yeniasya.com.tr
25 AÐUSTOS 2011 PERÞEMBE / 75 Kr
TSK BU HALE NASIL GELDÝ? IÞIK KOÞANER’E AÝT OLDUÐU ÝDDÝA EDÝLEN SÖZLER DOÐRUYSA, ÞÝMDÝYE KADARKÝ ÞEHÝTLERÝN HESABI ÝLGÝLÝLERDEN MUTLAKA SORULMALI. TERÖRLE MÜCADELE ADINA YAPILAN VAHÝM YANLIÞLAR
Genelkurmay eski Baþkaný e. Org. Iþýk Koþaner'in görevde iken yaptýðý konuþmanýn kaydý olduðu iddiasýyla yayýnlanan ifadelerdeki itiraflar, terörle mücadele adýna yapýlan son derece vahim yanlýþlarý gözler önüne seriyor ve þimdiye kadarki þehitlerin ne kadarýnýn sevk ve idare hatalarý sebebiyle can verdiðinin sorgulanmasý gereðini gündeme getiriyor.
TARIMCIOÐLU: TSK’YI ÝÇERÝDEN SABOTE EDENLER VAR
YAZAR VE SÝYASETÇÝ KEMAL BURKAY:
ABkarþýtlarý iþbaþýnda
Emekli Askerî Hâkim Faik Tarýmcýoðlu, konuyla ilgili deðerlendirmesinde, “Çukurca’daki saldýrý da bir daha göstermiþtir ki, Türk Silâhlý Kuvvetlerini içeride de sabote eden birileri var. Bu kiþiler, ordunun hantal hareket etmesi için elinden geleni yapmaktadýr. Bu hantal iþleyiþ, þimdiye kadar orduya büyük kayýplar verdirdi" dedi. Haberi sayfa 4’te
Genelkurmay eski Baþkaný e. Org. Iþýk Koþaner
E. Askerî Hâkim Faik Tarýmcýoðlu
KADDAFÝ’NÝN DEVÝRDÝÐÝ KRALIN TORUNU
Sunusî’den çaðrý
20 yýldan fazla bir süredir Londra'da sürgünde yaþayan Libya'nýn veliaht prensi Muhammed Sunusî, Libya'da demokratik yapýlarýn oluþturulmasý çaðrýsý yaparak, “Libya, bir Afganistan, Irak ya da Yemen gibi deðil, kabileler iktidar istemiyor” dedi. 7’de
Kaddafi: Taktik icabý çekildik/7’de
PROF. DR. YUSUF ÞEVKÝ HAKYEMEZ:
BARZANÝ: PKK BÝZÝ DÝNLEMÝYOR
Anayasayý Meclisyapar
Kandil’eBaðdat müdahaleetmeli
KTÜ Ýktisadî ve Ýdarî Bilimler Fakültesi Dekaný Prof. Dr. Yusuf Þevki Hakyemez, ‘’anayasayý, anayasa hukukçularýnýn deðil, parlamentonun, yani milletvekillerinin yapmasý gerektiðini’’ söyledi. Hakyemez, “Anayasa konusunda, anayasa hukukçularý iþin detaylarýnda görüþlerini ortaya koyarlar, son þekli parlamento verir” dedi. Haberi sayfa 5’te
Hýrka-i Þerif’e ziyaretçi akýný
ISSN 13017748
Peygamberimiz Hz. Muham med’in (asm) vasiyeti üzerine Veysel Karani’ye býrakýlan ve Ýstanbul’daki önemli kutsal ema netlerden biri olan Hýrka-i Þerif, Fa tih’teki ayný isimli camide ziyaretçi akýnýna uðruyor.
Haberi 3’te
Bayram için Suriye endiþesi
Suriye’deki olaylarýn durulmamasý sýnýr ötesi bayramlaþ ma uygulamasý kapsamýnda her yýl dinî bayramlarda akrabalarýyla hasret gideren vatan daþlarý endiþelendiriyor. Akça kale Kaymakamý Þefik Aygöl, 10 bin civarýnda baþvuru bek lerken, bu rakamýn 4 bin 800 kiþi olduðunu söyledi. 5’te
FOTOÐRAF: AA
Yazar ve siyasetçi Kemal Burkay, ‘’Kürt sorununun çözümünü, Türkiye’nin AB ile bütünleþmesini istemeyen bazý kesimler, geçmiþte olduðu gibi yine süreci sabote etmek için çaba gösterdiler. Bana göre, bunlar demokratikleþmenin, sorunlarýn çözümünün önünde engel olan kesimlerin son çýrpýnýþlarýdýr’’ þeklinde konuþtu. Haberi sayfa 4’te
Somali’ye kalýcý çözüm projeleri
ÝHH, hazýrladýðý raporla, Somali’deki duruma kalýcý çözüm için projelerini açýkladý. Raporda kýsa, orta ve uzun vadede yapýlmasý gerekenler arasýnda, “Kuraklýðýn yoðun olduðu bölgelerde zengin yeraltý sularýndan faydalanarak çok sayýda yüzey ve derin su kuyularý açýlmasý, bölgede sürdürülebilir ve modern tarým ile hayvancýlýðýn desteklenmesi, meslekî eðitim kurslarýnýn açýlmasý, hastanelerin altyapýsýnýn geliþtirilmesi ve yeni hastaneler açýlmasý” gibi konular yer alýyor. Haberi sayfa 7’de
Irak’ýn kuzeyindeki bölgesel yönetimin baþkaný Mesud Barzanî, “Kandil Daðý PKK'ya ait deðil. Irak merkezî hükümetinin Kandil’e operasyon düzenlemesi gerekir” dedi 4’te
2
‘Kadir gecesini son on günde arayýnýz’
‘‘
Bu aþr-i âhir-i Ramazan’da her gece, hususan tek gecelerde Leyle-i Kadr’in bulunmak ihtimali kuvvetli olduðunu hadis-i þerif ferman ediyor. nsanlarda velî, Cumada dakika-i icabe, Ramazan’da Leyle-i Kadir, Esmâ-i Hüsnâda Ýsm-i Âzam, ömürde ecel meçhul kaldýkça, sair efrad dahi kýymettar kalýr, ehemmiyet verilir. Yirmi sene müphem bir ömür, nihayeti muayyen bin sene ömre müreccahtýr. Mektubat, s. 460 *** Aziz, sýddýk kardeþlerim, Evvelâ: Rivâyât-ý sahiha ile “Leyle-i Kadri nýsf-ý âhirde, hususan aþr-ý âhirde arayýnýz” ferman etmesiyle, bu gelecek geceler, seksen küsur sene bir ibadet ömrünü kazandýran Leyle-i Kadrin gelecek gecelerde ihtimali pek kavî olmasýndan istifadeye çalýþmak, böyle sevaplý yerlerde bir saadettir. Þuâlar, s. 437 *** Aziz, sýddýk kardeþlerim, Evvelâ: Hadîs-i þerifin sýrrýyla Ramazan-ý Þerifin nýsf-ý âhirinde, hususan aþr-ý âhirde, hususan tek gecelerde, hususan yirmi yedisinde, seksen küsur sene bir ibadet ömrünü kazandýrabilen Leyle-i Kadirin ihyasýna ve herbiriniz umum Nur talebeleriyle beraber, hususan bu biçare, çok kusurlu, hasta, zayýf kardeþinizi hissedar etmenizi ve herbirinizin dualarýnýzýn binler mânevî âminlerin teyidiyle dergâh-ý Ýlâhîde kabul olmasýný rahmet-i Ýlâhiyeden niyaz ediyoruz. Emirdað Lâhikasý, s. 268 *** Aziz, sýddýk kardeþlerim, Evvela: Bu aþr-i âhir-i Ramazan’da her gece, hususan tek gecelerde Leyle-i Kadrin bulunmak ihtimali kuvvetli olduðunu hadis-i þerif ferman ediyor. Onun için, Nurcular o nur-u azamdan istifadeye çalýþmak gerektir. Emirdað Lâhikasý, s. 213 *** Aziz, sýddýk kardeþlerim, Evvelâ: Seksen küsur sene ibadetli bir ömr-ü bâkiyi temin eden Ramazan-ý Þerifinizi bütün ruh-u canýmýzla tebrik ve her gecesi bir nevi Leyle-i Kadir hükmünde hakkýmýzda menfaattar olmasýný niyaz ederiz. Ve teþrik-i mesai sýrrýyla ve her has Nurcu, umum Nurcularýn mânevî kazancýna hissedar olmasýyla, mânen binler dille ibadet ve duâ ve istiðfar ve tesbihat yapmaya hakikî uhuvvet ve ihlâs ile mazhariyetinizi rahmet-i Ýlâhiyeden niyaz ediyoruz ve öyle de ümit ediyoruz. Emirdað Lâhikasý, s. 265 *** Seksen küsur sene bir ibadet ömrünü kazandýran Ramazan-ý Þerifteki ibadet ve duâlarýnýzýn makbuliyetine âmin diyerek rahmet-i Ýlâhiyeden herbir gece-i Ramazan bir Leyle-i Kadir hükmünde sizlere sevap kazandýrmasýný niyaz ediyoruz. Emirdað Lâhikasý, s. 267 *** Seksen küsur sene kýymetinde bulunan ve Ramazan-ý Þerif’in mecmuunda gizlenen hakikat-i leyle-i Kadri kazanmak için, Risâle-i Nur þakirtlerinin þirket-i mâneviye-i uhreviyeleri muktezasýnca, herbiri, mütekellim-i maalgayr sîgasý olan “Ecirnâ, irhamnâ, vaðfirlenâ” gibi tabiratta, “biz” dedikleri vakit, Risâle-i Nur’un sadýk þakirtlerini niyet etmek gerektir. Tâ herbir þakirt umumun namýna münacat edip çalýþsýn. Ve bu bîçare ve az çalýþabilen ve haddinden çok fazla hizmet ondan beklenen bu kardeþinize, o hüsn-ü zanlarý yanlýþ çýkarmamak için, geçen Ramazan gibi yardýmýnýzý rica ediyorum. Kastamonu Lâhikasý, s. 205 *** Aziz, sýddýk kardeþlerim, Bu gelecek leyle-i Kadri hakkýnýzda ve hakkýmýzda bin aydan daha hayýrlý olmasýný ve defter-i âmâlimize böyle geçmesini Cenâb-ý Haktan niyaz ediyoruz. Ve böylece, bayrama kadar “Allah’ým! Bu Ramazan’da Leyle-i Kadrimizi bize ve sadýk Risâle-i Nur talebelerine bin aydan daha hayýrlý kýl” duâsýný etmeye niyet ettik. Kastamonu Lâhikasý, s. 62
İ
LÂHÝKA
25 AÐUSTOS 2011 PERÞEMBE
‘‘
Y
Allah Kadir Gecesini ümmetime hediye etmiþ, ondan önce kimselere vermemiþtir. Câmiü's-Saðîr, No: 1040 / Hadis-i Þerif Meâli
Küçük iþlerimizde büyük irade tecellileri: Tevafuklar (1)
R
isâle-i Nur okurken en çok dikkatimi çeken yerlerden biridir ‘tevafuk bahisleri.’ Özellikle lâhikalarda sýkça karþýlaþtýðýmýz bu bahisler, kalp dünyamýza ayrý bir heyecan katar. Ýmânî meselelerle aklýmýz tatmin olurken bu gibi tevafuk bahisleri ile de kalp dünyamýz neþelenir, mutmain olur. Tevafuk için “Uyma, uygun gelme, uygunluk, rastlamak, münasebet, birbirine denk gelme.” þeklinde mânâlar yüklüyor lügatler. Risâle-i Nur için özel terim anlamýný düþünürsek, bunun en güzel karþýlýðýný yine nurun satýrlarýnda buluruz: “Ýrade-i âmme içindeki inayet-i hassa…” Umumi irade içinde, Cenâb-ý Hakk’ý tanýtmak için gayret sarf edenlere, bu amaç için yaþayanlara özel bir yardým gelmesi aklýmýza çok yakýn bir hakikattir. Evet küçüktür tevafuklar. Ama en küçük iþlerimizde dahi tesadüf olmadýðýný anlattýklarý için aslýnda büyüktürler. Bu mânâda hem ehemmiyetlidirler, hem de en küçük iþlerimizde dahi tesadüf olmadýðýný gösterdikleri için ‘lâtif tevhid delilleridirler.’ Kalbinizle görebileceðiniz bu tevhid delilleri, kalbinizden geçenleri bilen birini göste-
‘‘
“Tevafuk” kelimesinin Risâle-i Nur için özel terim anlamýný düþünürsek, bunun en güzel karþýlýðýný yine Nurun satýrlarýnda buluruz: “Ýrade-i âmme içindeki inayet-i hassa…” rir… En küçük iþ ve niyetlerinizi gözeten birinin varlýðýný hissedersiniz. Büyük ve kesretli dairelerde aradýðýný bulamayan, bulduklarý ile de huzuru tadamayan insanoðlu bu küçücük tevafuklarla, gönül huzuruna erer. Küçük þeylerle mutlu olmayý öðretir insana tevafuklar bu yönüyle… Muhterem ve mualla Üstadýmýz, bu gibi sebeplerden olsa gerek, tevafuklarýn küçüklüðüne bakmamýþ ve onlarý Nurlarýn satýrlarý arasýna kaydetmiþtir. Bazen küçük lokmalar, bazen bir kâse yoðurt, bazen bazen siyah kalemin kýrmýzý yazmasý… Ýþte bu yönüyle tevafuklar insana tevazuyu ve kanaati öðretir… Tevafuklar üzerinde geniþ mânâda bir çalýþma yapabilmek için Risâle-i Nur’un tamamýna bakmak gerektiðinin farkýndayým. Þimdilik bu büyük çalýþmayý tehir ederek, okuduðum yerlerdeki tevafuk bahislerini nazara alarak, tevafuk bahsine giriþ sadedinde
ergenekonya42@yahoo.com
bir çalýþma yapmýþ olmayý arzuluyorum. Tevafuklarýn birkaç deðiþik çeþitleri vardýr Risâlelerde. Bunlardan þimdilik görebildiklerim: - Tevafukat-ý nisebiye diye bahsedilen tevafuklar. Yani Risâlelelerin elle yazýlmasý döneminde, yazýlan sayfadaki belli kelimelerin alt alta gelmesi, belli adette olmasý ve belli tarihlere iþaret etmesi gibi. Özellikle Barla Lâhikasý’nda bu tür tevafuklarýn bir çok numunesini görebiliyoruz. Üstadýmýz bununla ilgili “Muntazam niseb-i adediye ve manidar bir münasebat-ý tevafukiye bize kanaat veriyor ki, tesadüfi deðil, belki alâmet-i kabul bir tevfiktir, bir tanzimdir” demektedir. (Kastamonu Lahikasý, s. 40) Üstadýmýzýn bu tevafuklara ehemmiyet verdiðini de þundan anlýyoruz. Yazýlmýþ bir Ýþaratü’l-Ý’câz eserine “Bir gün tashihat iþim yoktu” diyerek, niseb-i adediye ile ilgili tevafuklarý yakalamak için kitabý baþtan sona inceler. Bulduðu mânidar tevafuklu sayýlarý da talebeleri ile paylaþýr. (Age, s. 38) Yine Kastamonu Lahikasý’nda geçen “Kesretin en küçük daðýnýk ve en ziyade tesadüfe verilen kelimattaki hurufatýn vaziyetleridir. Hususan kitabette, madem hiç münasebeti olmayan ve ihtiyar-ý beþerî karýþmayan hurufatýn vaziyetlerinde bir tenasüp, bir nizam bulunuyor, elbette bir irade-i gaybiyye cihetinde vaziyetler veriliyor.” ifadeleri de bu tür tevafuklarýn küçüklükleri yanýnda ne kadar ehemmiyetli olduklarýný gösterir. (Age, s. 36) Bu konuda yine “Hiçbir þey daire-i ilim ve kudretinden hariç olmadýðý gibi, daire-i ilim ve meþietinden hariç deðildir ki böyle cüz’î ve daðýnýk þeylerde dahi bir tenasüp gözetiliyor ve tanzim ediliyor” ifadeleri de tevafuklarýn tevhid delilleri olduðunu izah etmektedir. (Age, s. 36) (El yazmasý kitaplardaki bu tür tevafuklarý elde etmek ve neþriyat ile nazarlara sunmak da ehemmiyetli bir hizmet gibi gözüküyor.) Risâle-i Nur’un parçalarýnda görebileceðimiz tevafuklu sayýlar da bu çeþit tevafuk sýnýfýna girerler herhalde: “3. Lem’a 3 nükte, 4. Lem’a 4 nükte, 7. Lem’a 7 nev-i ihbarat-ý gaybiyye, 11. Lem’a 11 nükte, 13. Lem’a 13 iþaret, 17. Lem’a 17 nota, 29. Mektub’un 7. Kýsmý 7 mesele, 29. Mektub’un 8. Kýsmý 8 mesele, 11. Þua 11 mesele ilâ âhir…” (Devamý haftaya)
VECÝZE Eðer herþey Cenâb-ý Hakk’a isnad edilmezse, bir ân-ý vahidde, gayr-ý mütenahî ilâhlarýn ispatý lâzým gelir. Ve bütün zerrat-ý kâinattan daha çok olan þu ilâhlarýn herbirisi, bütün ilâhlara hem zýd, hem misil olmasý lâzým geliyor. Mesnevî-i Nuriye, s. 62
HABER
Y
Genel Yayýn Müdürü
Yayýn Koordinatörü
Haber Müdürü Recep BOZDAÐ Ankara Temsilcisi Mehmet KARA Reklam Koordinatörü Mesut ÇOBAN Görsel Yönetmen: Ýbrahim ÖZDABAK
Kâzým GÜLEÇYÜZ
Abdullah ERAÇIKBAÞ
Abone ve Daðýtým Koordinatörü: Adem AZAT
Yeni Asya Gazetecilik Matbaacýlýk ve Yayýncýlýk Sanayi ve Ticaret A.Þ. adýna imtiyaz sahibi
Mehmet KUTLULAR Genel Müdür
Recep TAÞCI
Yazý Ýþleri Müdürü (Sorumlu) Mustafa DÖKÜLER Ýstihbarat Þefi Mustafa GÖKMEN Spor Editörü Erol DOYURAN
Yeni Asya basýn meslek ilkelerine uymaya söz vermiþtir.
Merkez: Gülbahar Cd., Günay Sk., No: 4 Güneþli 34212 Ýstanbul Tel: (0212) 655 88 59 Yazýiþleri fax: (0212) 515 67 62 Kitap satýþ fax: (0212) 651 92 09 Gazete daðýtým: Telefax (0212) 630 48 35 ÝlânReklam servisi fax: 515 24 81 Caðaloðlu: Cemal Nadir Sk., Nur Ýþhaný, No: 1/2, 34410 Ýstanbul. Tel: (0212) 513 09 41 ANKARA TEMSÝLCÝLÝÐÝ: Meþrutiyet Cad. Alibey Ap. No: 29/24, Bakanlýklar/ANKARA Tel: (312) 418 95 46, 418 14 96, Fax: 425 03 36 ALMANYA TEMSÝLCÝLÝÐÝ: Zeppelin Str. 25, 59229 Ahlen, Tel: 004923827668631, Fax: 004923827668632 KKTC TEMSÝLCÝLÝÐÝ: Avni Efendi Sok., No: 13, Lefkoþa. Tel: 0 542 859 77 75 Baský: Yeni Asya Matbaacýlýk Daðýtým: Doðan Daðýtým Sat. ve Paz. A.Þ.
Yayýn Türü: Yaygýn süreli
ISSN 13017748
25 AÐUSTOS 2011 PERÞEMBE
NAMAZ VAKÝTLERÝ Hicrî: 24 Ramazan 1432 Rumî: 11 Aðustos 1427
Ýller Adana Ankara Antalya Balýkesir Bursa Diyarbakýr Elazýð Erzurum Eskiþehir Gaziantep Isparta
Ýmsak 4.29 4.29 4.47 4.50 4.44 4.06 4.08 3.56 4.39 4.20 4.45
Güneþ 5.56 6.02 6.15 6.22 6.17 5.35 5.38 5.29 6.12 5.48 6.14
Öðle 12.48 12.58 13.07 13.18 13.13 12.28 12.33 12.24 13.07 12.40 13.07
Ýkindi 16.28 16.40 16.46 16.59 16.55 16.09 16.13 16.06 16.49 16.19 16.47
Akþam 19.28 19.42 19.46 20.01 19.57 19.09 19.14 19.08 19.51 19.20 19.48
Yatsý 20.48 21.06 21.06 21.25 21.22 20.31 20.37 20.33 21.15 20.40 21.09
Ýller Ýstanbul Ýzmir Kastamonu Kayseri Konya Samsun Þanlýurfa Trabzon Van Zonguldak Lefkoþa
Ýmsak 4.41 4.57 4.21 4.23 4.37 4.11 4.14 3.59 3.52 4.29 4.41
Güneþ 6.16 6.27 5.56 5.53 6.06 5.46 5.42 5.33 5.22 6.04 6.06
Öðle 13.13 13.21 12.54 12.47 12.59 12.44 12.34 12.31 12.16 13.02 12.55
Ýkindi 16.56 17.01 16.37 16.28 16.40 16.27 16.14 16.13 15.57 16.45 16.33
Akþam 19.59 20.02 19.40 19.29 19.40 19.30 19.14 19.16 18.57 19.48 19.33
3 Yatsý 21.25 21.25 21.07 20.52 21.02 20.57 20.34 20.42 20.20 21.16 20.50
Hýrka-i Þerif’e ziyaretçi akýný Bu yýl Ýstanbul’a getiriliþinin 400’üncü yýlý olan ve özel camekan içinde koruma altýnda tutulan Hýrka-i Þerif’i günün erken saatlerinden itibaren görmeye gelenler, duygu dolu anlar yaþýyor. Her yýl Ramazan ayýnýn ilk Cumasýnda sergilenmeye baþlanan kutsal emanet, arife günü ikindi namazýna kadar ziyaret edilebilecek.
PEYGAMBERÝMÝZ HZ. MUHAMMED’ÝN VEYSEL KARANÝ ELÝYLE BÝZE ULAÞAN HATIRASI HIRKA-Ý ÞERÝF’E ZÝYARETÇÝ AKINI SÜRÜYOR.
irtibat@yeniasya.com.tr
Öldürmek çare deðil enelkurmay eski Baþkanlarýndan Ýlker Baþbuð’un iz býrakan ve “devlet adýna itiraf” niteliði taþýyan çok önemli bir tesbitini tekrar hatýrlamamýz gereken günlerdeyiz. O beyanýnda “Terörle mücadelede devlet olarak en büyük baþarýsýzlýðýmýz, daða çýkýþlarýn önüne geçemeyiþimizdir” demiþti Baþbuð. Ve 30 bin kayýp veren örgütün þimdiye kadar beþ defa bitirildiðini, ama 5000 kiþilik dað kadrosunun yeni gelenlerle sürekli yenilendiðini söylemiþti. Ýþte terörist öldürerek problemin çözülemeyeceði gerçeðinin en net ifadesi bu tesbitlerde. Onun için, yýllardýr yapýlageldiði ve þimdi de tekrarlandýðý gibi daðý taþý bombalayarak, terörist avýna çýkarak bu iþi bitirmek mümkün deðil. Asýl çözüm, daða çýkýþlarýn önünü kesmek. Daða çýkýþlar niye bir türlü önlenemiyor? Bunu, PKK baðlantýlý KCK yapýlanmasýnýn yoðun þekilde sürdürdüðü “beyin yýkama” faaliyetleriyle izah edenler var. Peki, hayli zamandýr devam eden KCK operasyonlarý ile bu faaliyetlerin önüne geçilebiliyor mu? Cevabý ve tablo ortada. KCK ile “mücadele” de, daðdaki teröristlere karþý yapýlan operasyonlarýn mantýðý ile yürütüldüðü için, hem istenen neticeyi vermiyor, hem de maksadýn tam aksi yönde sonuçlar getiriyor. KCK operasyonlarýnda gözaltýna alýnýp tutuklanan belediye baþkaný ve siyasetçileri, elleri kelepçeli halde sýraya dizilmiþ halde gösteren fotoðraflar Türkiye’nin hâlâ baþýný aðrýtmýyor mu? Keza, 1994’teki DEP operasyonunda seçilmiþ milletvekillerinin Meclis çýkýþýnda karga tulumba gözaltýna alýnýp yýllarca hapiste tutulmasý ve bu çizgide kurulan neredeyse bütün partilerin ard arda kapatýlmasý, problemi çözdü mü, yoksa çok daha kronik ve çetrefilli bir hale mi getirdi? Ayný gerilim, þimdi BDP ekseninde sürüyor. Bütün bu yaþananlar, siyasî ve sosyal sorunlarý asayiþ ve zabýta mantýðýyla, adlî mekanizmalarý devreye sorarak çözmenin imkânsýzlýðýný defalarca gözler önüne sermiþken, ayný mantýðý BDP ve KCK üzerinden devam ettirmenin izahý ne? Eðer BDP bir siyasî parti ise ve adaylarýný baðýmsýz olarak seçtirecek bir seçmen tabaný varsa, onunla mücadelenin demokratik zeminde siyaset yoluyla verilmesi gerekir. Diðer yollar, hele baský ve dayatma yöntemleri çözüm getirmez. Erdoðan’ýn dediði gibi, bu partinin aldýðý oylarda terör örgütünün tehditleri önemli bir paya sahipse, halký bu tehditlerin baskýsýndan kurtarýp özgürce oy kullanabileceði bir ortama kavuþturma görev ve sorumluluðu da iktidara ait. Keza, KCK terör örgütü için toplumsal taban oluþturma ve daða militan yetiþtirip gönderme noktasýnda propaganda, eðitim ve beyin yýkama faaliyetlerinde bulunuyorsa, bunu engellemenin saðlýklý yolu seçilmiþ siyasetçileri tutuklayýp hapse týkmak deðil, o propagandalarý etkisiz hale getirecek alternatif bilgilendirme ve aydýnlatma çalýþmalarýna aðýrlýk vermek olmalý deðil mi? Bunun için bölge halkýyla çok sýcak ve samimî iliþkiler kurulup, yine Baþbuð’un ifade ettiði gibi, akýl ve kalplerini kazanmaya yönelik çalýþmalar yapýlmalý. Ancak sun’î, yapmacýk ve göstermelik tavýrlarla deðil, içtenlikle yaþayýp hissederek... Devlet görevlileri, hayatýn her alanýnda halkla iç içe olmalý. Düðünde, cenazede, camide, hasta ziyaretinde, iftarda... Özellikle üst düzey komutanlar, cami ve cemaatle namaz konularýndaki komplekslerinden kurtularak cemaate karýþmalý. Bu baðlamda, çocuklarý daðda olan ailelere yönelik ziyaretler yoðunlaþtýrýlmalý. Anne-babalar, evlâtlarýný, girdikleri yolda daha fazla mesafe almadan daðý terk edip eve dönmeye ikna etmeleri için teþvik edilmeli. Bunu saðlamak için, mümkün olan tüm argümanlar sonuna kadar kullanýlmalý. Eðitimci, psikolog, din adamý, kanaat önderi, güvenlik elemaný gibi kiþilerden oluþup ayný dili konuþacak uyumlu ikna timleri yoðun bir seferberlik halinde ailelere ulaþmalý ki, ayný evler evlâtlarý hakkýnda her an gelebilecek kara haberi bekleme kâbusundan kurtulup huzura kavuþsun. Ve terör bataklýðý tamamen kurutulsun.
G
FOTOÐRAFLAR: AA
PEYGAMBERÝMÝZ Hz. Muhammed’in (asm) vasiyeti üzerine Veysel Karani’ye býrakýlan ve Ýstanbul’daki önemli kutsal emanetlerden biri olan Hýrka-i Þerif, Fatih’teki ayný isimli camide ziyaretçi akýnýna uðruyor. Bu yýl Ýstanbul’a getiriliþinin 400’üncü yýlý olan ve özel camekan içinde koruma altýnda tutulan Hýrka-i Þerif’i günün erken saatlerinden itibaren görmeye gelenler, duygu dolu anlar yaþýyor. Hz. Peygamberin hýrkasýný görebilmek Denizli’den ziyarete gelen Necla Bozbay, yaptýðý açýklamada, kutsal emaneti görünce Hz. Muhammed’in hissedildiðini, onun çektiði sýkýntýlarýn akla geldiðini ifade ederek, ‘’Bu emanetleri görünce Hz. Peygamberin bize olan muhabbetini hissediyorsun. Bu duyguyu anlatamýyorsun. Onun bizleri sevdiðini iliðinde, kalbinde, ruhunda hissediyorsun. Allah bizlere de ayný sevgiyi vermeyi nasip etsin’’ dedi. Eþi ve çocuklarý ile ziyareti
25
gerçekleþtirmek için Hýrka-i Þerif Camisi’ne gelen Tuncay Kaynak da kutsal emaneti ilk defa ziyaret ettiðini söyledi. Kaynak, ziyaret sonrasý hislerin anlatýlamayacak kadar farklý olduðunu ifade etti. Kaynak, ‘’Mânevî havasý çok farklý, duygularýmý anlatamýyorum. Allah herkese görmeyi nasip etsin. Özellikle çocuklarýmý da getirdim ki mânevî havadan faydalansýnlar diye’’ þeklinde konuþtu. Her yýl Ramazan ayýnýn ilk Cumasýnda sergilenmeye baþlanan mukaddes emanet, arife günü ikindi namazýna kadar ziyaret edilebilecek. Hz. Muhammed’in (asm) miraca çýkarken giydiði hýrka olarak bilinen Hýrka-i Þerif, Ýslâm Peygamberinin vasiyeti üzerine Hz. Ali ve Hz. Ömer aracýlýðýyla Veysel Karani’ye verildi. Karani’nin vefat etmesi üzerine kardeþi Þýhabettin El Üveysi’ye geçen Hýrka-i Þerif, daha sonra Karani’nin 57. kuþak torunlarý Köprülü ailesinin himayesine geçti. Hýrka-i Þerif, her yýl olduðu gibi bu yýl da ramazan ayýnýn ilk Cuma günü ziyarete açýldý. Veysel Karani’den sonra günümüzde Karani ailesinin 59. kuþak torunlarý tarafýndan korumasý devam eden ve develerin boðazlarýnýn altýndaki tüylerinden dokunan 8 parçalý Hýrkai Þerif, cam bir vitrin içinde muhafaza ediliyor. Ýstanbul/aa
4
HABER
25 AÐUSTOS 2011 PERÞEMBE
Y
Burkay: AB karþýtlarý iþ baþýnda adursun@yeniasya.com.tr
Son diktatör aharý bekleyen kumrular gibi beklemiþiz meðer Arap baharýný. Devr-i istibdat sona eriyor, diktatörler birer birer çekiliyor. “Ýyiler âlemden göçtü, çekildi” diye üzülen þair þimdi “Kötüler âlemden göçtü çekildi” diye sevinir miydi acaba? Kim bilir, belki de film baþa sarýyor. Dünya deðiþiyor, her þey baþkalaþýyor. Ýnsan, deðiþen dünyanýn, farklýlaþan âlemin tek deðiþmeyeni. Kiminin kalbi yok; ne seveni var, ne sevileni... Kimi küçücük kalbine sýðdýrýr koca âlemi. Kimi Kabil’in izinde kan kokar elleri; ki mi Habil gibi masumane, garipliktir mesleði. Kimi Nemrut’tur, ceberruttur, ateþe verir her yeri; kimi Ýbrahim gibi ateþe dinlettirir kendini. Kâh olur secdeye varýr bedenler, kâh olur secde emreder diller. Kimi Hakk’a secdeyle varýr; kimisi secdesiz Hakka uzanýr. Kimi âlâ-yý illiyyin yolculuðunda, kimi esfel-i safilin çukurunda. Kimi mukaddes yükün hamalý, kimi yükünden habersiz davet eder azabý. Saðým solum, önüm arkam sobe! Ýbretlik dünyamdan ibretlik manzaralar... Tahrir’de hararetli dalgalanmalar, Trablus’ta hürriye tini arayanlar... Kiminin karargâhý kuþatýlmýþ, kiminin evi basýlmýþ. Game over, Hüsnü! Yolun sonu Kaddafi! Kimine kýrk satýr kimine kýrk katýr... Zulm ile abad olana berbad olmak yaraþýr. Modern çaðýn firavunlarý, milenyum Nemrudlarý! Kim bilir ne sanmýþtýnýz kendinizi. Böbürlenerek yürüyüþler, büyüklenmeler, hakir görmeler, husumetler, baskýlar, zulümler, cinayetler... Kan kusturduðunuz topraklar, kanýný emdiðiniz insanlar... Ne de çok güvenmiþsiniz kendinize, nasýl da sýmsýký yapýþmýþsýnýz her þeyi satýn alabileceðini düþündüðünüz servetinize, nasýl da baðlanmýþsýnýz efendilerinize. Meðer sen neymiþsin, meðer sen hiç bir þeymiþsin. Geçilmez sandýðýn kalelerin kumdanmýþ; gücün, kudretin bir atýmlýk barutmuþ. Döktüðün kanda boðulmak ibretlik kaderinmiþ. Meðer, büyük gözükenler ne de küçükmüþ, kudret bende diyenler ne de acizmiþ. Sen ki, her þeye gücün yeter her þeye sözün geçer sanýrdýn. El etek öptürür, beyin ezerdin. Þimdi kafeslerdesin, namlunun ucundasýn; yaðlý urganýn ilmiði boynunda, kimbilir hangi zebaninin listesindesin? Kaselislerinle birlikte ne de ibretliksin. Ah bir bilsem, bu hale nasýl düþtün, bir görsem. Son diktatör sen misin, bir inanabilsem, bir sevinebilsem. Biliyorum ki, sen kukladan baþka bir þey deðildin, esirdin. Sana hükmeden hemen yanýbaþýmýzda, hep içimizde. Diktatörce hallerimizden, firavun sofralarýmýzdan, paraya sahipleniþimizden, gücü kutsayýþýmýzdan, sahte efendiler arayýþýmýzdan tanýrým ben seni. Sen ki, içimizdeki zakkum çekirdeði...Enfüsi alemlerimizin serkeþ efesi... Nefsimin dizginlerini býrakan sarhoþ binici... Yeni diktatörlerin habercisi... Hep sendin kalbime kara çalan, aklýma hükmedip vicdanýmý karýþtýran. Hep dünyaya çaðýrdýn, ebediyyen dünyadayým zannettirdin. Bazen para verdin elime, bir þey sanayým diye kendimi; bazen silah taktýn belime, dize getireyim diye alemi. Emrin olur deyip cellâtlara emreden, ikbal için zulme ebkem kesilen, bunca cinayeti iþleyen yalnýz kuru bir beden miydi? Son diktatör! Seni bir yenebilsem; ben de kurtulacaðým, dünya da.
YAZAR ve siyasetçi Kemal Burkay, ‘’Kürt so rununun çözümünü istemeyen, Türkiye’nin AB ile bütünleþmesini istemeyen bazý kesimler, geçmiþte olduðu gibi yine süreci sabote etmek için çaba gösterdiler’’ dedi. Ýsveç’ten Türkiye’ye döndükten sonra ilk kez Diyarbakýr’a gelen Burkay, yaptýðý açýklamada, çatýþma döneminin 30 yýldýr iniþli çýkýþlý devam ettiðini, ilk kez rahmetli Tur-
gut Özal döneminde bir yumuþama olduðunu ve bir diyalog ortamý da baþladýðýný, ancak bunun devam etmediðini dile getirdi. Burkay, þöyle devam etti: ‘’Ama 2000’lerin baþýnda yeniden silâhlar sustu. 4-5 yýllýk bir dönem oldukça sakin geçti. Silâhlar susmuþtu. Ne yazýk ki bu dönem iyi deðerlendirilemedi. Öyle olunca yeniden gergin bir ortama girdik. Son dönemde açýlým süreci
ile hava yeniden yumuþamaya baþlamýþtý. O kanýdayým ki bunu iyi deðerlendiremedik. Hükümet daha da açýlým konusunda teþvik edilebilirdi. Oysa statükocu güçler açýlýma karþý çok sert tepkiler gösterdiler. Bu da hü kü me tin du rak la ma sý na yol aç tý. Yi ne ortamýn yumuþamasýný istemeyen, sorunlarýn çözülmesini istemeyen, hatta demokrasi istemeyen, Kürt sorununun çözümünü
B
TEBRÝK Kýrþehir AHÝ EVRAN ÜNÝVERSÝTE 'sini kazanan öðrencilerimizi tebrik ederiz. Kýrþehir'de kalacak yeriniz hazýr, okul kayýt iþlemlerinizde de özel olarak ilgilenilecektir. Ýrtibat telefonlarý: Ayhan SARI : (0 505) 688 59 17 Gürbüz KAYA : (0 533) 685 23 24 Necati CEYLAN : (0 543) 888 66 77
TEBRÝK ve DUYURU Malatya Ýnönü Üniversitesini tercih edip kazanan öðrencilerimizi tebrik ederiz. Malatya merkez'de kalacaklara ev ve yer konusunda yardýmcý oluyoruz. Ýrtibat: Hüseyin Gültekin : (0505) 284 32 40 Zafer Akýncý : (0542) 693 24 80 Mustafa Finek : (0544) 390 90 27
Malatya Yeni Asya Temsilciliði
TSK’YI ÝÇERÝDEN SABOTE EDÝYORLAR EMEKLÝ ASKERÝ HÂKÝM TARIMCIOÐLU, ÇUKURCA’DAKÝ SALDIRININ, TSK’YI ÝÇERÝDE DE SABOTE EDEN BÝRÝLERÝNÝN OLDUÐUNU BÝR KEZ DAHA GÖSTERDÝÐÝNÝ SÖYLEDÝ. EMEKLÝ Askeri Hâkim Faik Tarýmcýoðlu, “Çukurca’daki saldýrý bir daha göstermiþtir ki, Türk Silâhlý Kuvvetleri’ni (TSK) içeride de sabote eden birileri var. Bu kiþiler, ordunun hantal hareket etmesi için elinden gele ni yap mak ta dýr” de di. Ta rým cý oð lu, TSK’nýn hantal bir yapýya sahip olduðunu iddia etti. Bu hantal iþleyiþin orduya büyük kayýplar verdiðini ifade eden Tarýmcýoðlu, normal iþleyiþin saðlanmasý duru munda bugün yaþanan problemlerin hiç birinin olmayacaðýný kaydetti. Tarýmcýoðlu, “Çukurca’daki saldýrý bir daha göstermiþtir ki, Türk Silahlý Kuvvetleri’ni içeride de sabote eden birileri var. Bu kiþiler, ordunun hantal hareket etmesi için elinden geleni yapmaktadýr” diye konuþtu. Ordu içindeki iletiþim eksikliðinin, hantal bürokrasiden kaynaklandýðýnýn altýný çizen Tarýmcýoðlu, “Eðer, Hantepe olayýnda, koordinatlar tam olarak verilmiþ olsaydý o gün baskýn olmayacaktý. Ve askerlerimiz hayatýný kaybetmeyecekti. Ancak, Heronlar tarafýndan çekilen görüntüler, vaktinde birliklere bildirilmediði için maalesef bu sýkýntýlarý yaþýyoruz. Halbuki aný anýna bilgi paylaþýmý saðlansa daha baþa rý lý so nuç lar a lýr, bu gün ya þa dý ðý mýz problemleri bir daha yaþamayýz” görüþünü
Þandýr: Servis edilmeyen daha nice kasetler var MHP Grup Baþkanvekili Mehmet Þandýr, Genelkurmay eski Baþkaný Orgeneral Iþýk Koþaner’e ait olduðu iddia edilen ses kaydýna iliþkin basýnda yer alan haberleri deðerlendirirken, “Ýnanýnýz ki servis edilmeyen daha nice kasetler var. O kasetlerden biri de herkesin olabilir” dedi. Þandýr, TBMM’de düzenlediði basýn toplantýsýnda, bir baþka gazetecinin, ‘’Eski Genelkurmay Baþkaný Orgeneral Koþaner’e ait olduðu iddia edilen ses kayýtlarý internete düþtü. Yasadýþý dinlemelerin bir Genelkurmay Baþkaný’na kadar uzanmýþ olmasýný nasýl deðerlendiriyorsunuz?’’ sorusu üzerine, þunlarý söyledi: ‘’Üzüntülerimi ifade ediyorum. Türkiyemiz maalesef bu iktidar döne minde kendine yakýþmaz öyle olaylar yaþamaktadýr ki kabul edebilmek mümkün deðildir. Genelkurmay Baþkaný bile alan dinleme siyle dinleniyor, kasede alýnýyor ve tam terörle mücadelenin hýzlandýðý, ‘býçak kemiðe dayandý’ denildiði süreçte servis ediliyorsa, Türkiye’de devlet dýþý bir takým güçlerin hukuk dýþý yollarla yanlýþ yaptýklarýný görüyoruz ve bunu bir defa deðil, hemen her konuda ve her zaman yaþýyoruz. Hukuk dýþý yollarla elde edi len bilgilerin basýn tarafýndan kullanýlmasý da yanlýþ yapýlan bir baþka husustur. ’’ Þandýr, bir gazetecinin,’’Bu dinleme iþini kim yapýyor? Anlaþýlan o ki bu dinleme cihazlarýndan bir MÝT’de bir de emniyette var. Bunu kim yapýyor? Siz de parti olarak bu konuda maðdur oldunuz’’ sorusunu üzerine þunlarý söyledi: ‘’Yeni tartýþma yaratmak istemiyoruz ama MHP üzerinde toplumun gözü önünde çok acýmasýzca, ahlâksýzca, hukuk dýþý bir eylem yapýldý. Özellikle, siyasi iktidar bunu bir propaganda malzemesi olarak kullandý. Dün bizeydi bugün baþkalarýna. Ýnanýnýz ki servis edilmeyen daha nice kasetler var. O kasetler den biri de herkesin olabilir. Birileri yapýyor. O birilerini bulup yargýya teslim etmek hükümetin sorumluluðudur. Eðer bunlarý belirleyip yargýya teslim etmiyorsa zýmmen o suça ortak olmaktadýr.’’ Ankara / aa
Emekli Askeri Hâkim Faik Tarýmcýoðlu
dile getirdi. Tarýmcýoðlu, bir saldýrý anýndaki hiyerarþik onay sürecine de deðinerek, operasyonlara hava desteði verilecekse Ankara’nýn onayýnýn alýnmasý gerektiði, ancak bu onay sürecinin fazla uzatýlmamasýnýn alýnacak sonuçta etkili olacaðýna dikkat çekti. Ani durumlarda zaten bölge komutan-
lýklarýna izin verildiðine dikkat çeken Tarýmcýoðlu þöyle konuþtu: “Bu durum, terör birliklerine karþý yapýlacak müdahaleler için geçerlidir. Ancak, diyelim ki Ýran birlikleri sýnýrý geçtiðinde durumdan Ankara bilgilendirilmeli ve atýlacak adýmlarda Genelkurmay’ýn onayý gerekmektedir.” Çatýþmaya girecek bir time, bölge komu tanlýðý veya Diyarbakýr Hareket Baþkanlýðý’nýn onay verdiðini de dile getiren Tarýmcýoðlu, “Duruma göre, Genelkurmay Baþkanlýðý da bilgilendirilebilir. Ayrýca valinin de koordinasyon dâhilinde bilgilendirilmesi zaruridir. Destek gücünün hareket etmesi ise bu gücün hareket etme emrinin nereye baðlý olduðuna baðlýdýr. Bu kolordu komutaný da alay komutaný da olabilir” diye ko nuþ tu. Ta rým cý oð lu, Sil van sal dý rý sý nýn TSK’nýn yaþamýþ olduðu sýkýntýlarý gösteren bir örnek olduðunu dile getirdi. Tarýmcýoðlu, þöyle devam etti: “Bu iletiþim noksanlýðý tecrübesizlikten kaynaklanýyor. Gerekli adýmlar atýlmadý. Bu tecrübesizliði ortadan kaldýrmak için kaç tane daha Silvan, Çukurca, Hantepe gibi baskýnlara maruz kalmamýz gerekiyor, bilmiyorum. Bu nokta da, ar týk deðiþen komuta kademesinin gerekli a dýmlarý atmasý gerekiyor.” Ankara / cihan
istemeyen, Türkiye’nin AB ile bütünleþme sini istemeyen bazý kesimler geçmiþte olduðu gibi yine süreci sabote etmek için çaba gösterdiler. Ben son eylemlerde bu çabalarýn pa yý ol du ðu ka ný sýn da yým” Bur kay, BDP’nin bazý milletvekillerinin önünde siyasi engeller olmasýna raðmen 30 kiþiyle TBMM’ye gitmesi ve bunu yapmasý gerektiðini belirtti.Diyarbakýr / aa
“Kandil’e Baðdat müdahale etmeli’ IRAK’IN kuzeyindeki bölgesel yönetimin baþkaný Mesud Barzani, “Kandil Daðý, PKK’nýn deðil Irak’ýndýr. Oraya Irak merkezi hükümetinin güçleri gitmelidir” dedi. Kuzey Irak’tan yayýn yapan Kürtçe haber sitesi “nefel.com”a özel açýklamalarda bulunan Barzani, terör örgütü PKK’nýn sürdürdüðü savaþýn Kürt milletine hizmet etmediðini söyledi. Barzani, PKK’nýn sýnýr köylerine yerleþmesi üzerine defalarca köyleri terk etmelerini istediklerini, ancak örgütün kendilerini dinlemediðini belirtti. Kandil Daðý’nýn PKK ya ait olmadýðýný vurgulayan Barzani, I rak merkezi hükümetinin Kandil’e operasyon düzenlemesi gerektiðini dile getirdi. Barzani, Kuzey Irak’ta yapýlmasý planlanan Kürt konferansýnýn da bu þartlarda yapýlamayacaðýný kaydetti. PKK’nýn Ýran ve Türkiye’ye saldýrýlar düzenlemesinin Kuzey Irak için büyük bir problem ol maya devam ettiðini anlatan Barzani, “Türkiye ile Ýran’ýn farklý hesaplarý olabilir, bunu bir kenara býrakalým. Ancak bu Kuzey Irak için bir sorun olmuþtur. Ýran bir yandan PJAK ile savaþýyor, Türkiye diðer yandan PKK ile savaþýyor. PKK ile PJAK’ýn birbirinden farklý olmadýðýný biliyoruz. PKK bizi dinlemiyor. Bizim de bu savaþta taraf olma gibi bir niyetimiz yok. Çünkü biz Kürt ile Kürdün savaþmasýný istemiyoruz” diye konuþtu. Diyarbakýr / cihan
HABER
Y
25 AÐUSTOS 2011 PERÞEMBE
5
Bediüzzaman’ýn “Þark ikazý” cevher@yeniasya.com.tr
ediüzzaman’ýn bütün Kur’ânî tefsirleri gibi, terörle Türkiye’nin en baþta gelen proble mi haline gelen ve “Kürt sorunu” olarak tâbir edilen “mesele” hakkýndaki tesbitleri büyük önem taþýyor. Bediüzzaman, daha Osmanlý döneminde “Þark meselesi”ni gündeme getirmiþ ve çözümler aramýþtýr. Ecnebilerin “ýrkçýlýðý” tahrikle Doðu ve Güneydoðu’yu Osmanlýdan koparma plânlarýna karþý 1908’de Ýstanbul’da Sultan II. Abdülhamid’e bizzat takdim etmek istediði, ancak bürokratik engellere takýlan, ardýndan Sultan Reþad’a refakaten katýldýðý Rumeli gezisinde sunduðu “Þark Üniversitesi” teklifi, Bediüzzaman’ýn tedbirlerinin baþýnda geliyor. Bu maksatla Kosova’da kurulmasý düþünülen, ancak Balkan Harbinin istilâsýyla akim kalan üniversite projesine ayrýlmýþ on dokuz bin altýn liralýk tahsisatýn “Þark Üniversitesi” projesine tahsisi teklifi kabul edilir. Ama Ýkinci Dünya Harbi bu projeyi de akamete uðratýr. Cumhuriyet döneminde de Bediüzzaman bu önerisinde ýsrarlý olur. Kasým 1922’de geldiði Ankara’da Birinci Meclis’in gündemine getirir. Ülke ve millet meseleleri hakkýnda Meclis’i ve mebuslarý iknasý neticesinde, teklifin Meclis’te kabul edilmesini ve bütçeden tahsisat (ödenek) ayrýlmasýný saðlar. Ama o da hayata geçmez. Ardýndan 1955’te Baðdat Paktý’nýn kurulmasý üzerine “Reis-i Cumhura ve Baþvekile” baþlýklý,
B
Bayar ve Menderes’e yazdýðý mektupta, “ýrkçýlýk fikri”nin Ýslâm dünyasý, vatan ve millet için tehlikesine dikkat çeker… Irkçýlýk fikrinin Emevîler zamanýnda büyük bir tehlike verdiði, hürriyetin baþýnda “kulüpler” suretinde büyük zararý görüldüðü misâllerini veren Bediüzzaman, “Birinci Harb-i Umumîde yine ýrkçýlýðýn istimaliyle mübârek kardeþ Araplarýn mücâhid Türklere karþý zararý görüldüðünü” nazara verir. Ýslâmiyetin þiddetle reddettiði “ýrkçýlýk düþüncesi”nin þimdi de uhuvvet-i Ýslâmiyeye (Ýslâm kardeþliðine) karþý istimal edilebileceðini ve istirahat-i umumiye düþmanlarý gizli dinsizlerin yine o ýrkçýlýkla büyük zarar vermeye çalýþtýklarýna emâreler göründüðünü” haber verir. YEGÂNE ÇÂRE, ÝSLÂM KARDEÞLÝÐÝ… Menfî hareketle baþkasýnýn zararýyla beslenen ýrkçýlýðýn milliyetleri Ýslâmiyetle mezcolmuþ, “hakikî milliyetleri Ýslâmiyet olmuþ Türklere ve Araplar”a büyük zararlar vermesi cihetiyle büyük bir tehlike olduðunu belirtir. “Irkçýlýk fitnesi”ne karþý “Ýslâm kardeþliði”nin yegâne çâre olduðunu, yaþadýðý bütün devirlerde devletlilere anlatýr. (Emirdað Lâhikasý, 437-440) Eski Dâhiliye Vekili (Ýçiþleri Bakaný) zamanýn Halk Partisi Kâtib-i Umûmisi (Genel Sekreteri) Hilmi Uran’a yazdýðý mektupta, öncelikle “Bin seneden beri âlem-i Ýslâmiyeti kahramanlýðý ile memnun eden ve vahdet-i Ýslâmiyeyi (Müslümanlarýn birliðini ve bütünlüðünü) muhâfaza eden ve insanlýðýn küfr-ü mutlaktan ve dalâletten þanlý bir sûrette kurtulmasýna büyük bir vesîle olan Türk milleti ve Türkleþmiþ olanlarýn din kardeþleri” olan bu millete karþý, “eski zaman gibi, kahramancasýna Kur’ân’a ve iman hakikatlarýna
sahip çýkmalarýnýn gereðini” belirtir. Devamýnda, “Ýmâna sahip çýkmazsanýz ve doðrudan doðruya iman ve Kur’ân hakikatlerini tervîce (revaç bulmasýna) çalýþmazsanýz, size katiyen haber veriyorum ve katî hüccetlerle ispat ederim ki, âlem-i Ýslâmýn muhabbet ve uhuvveti yerine, dehþetli bir nefret vé kahraman kardeþi ve kumandaný olan Türk milletine bir adâvet (düþman lýk) ve Ýslâm âlemini mahva çalýþan mutlak inkâr altýndaki anarþîliðe maðlûp olup, Ýslâm dünyasýnýn kal’asý ve þanlý ordusu olan bu Türk milletinin parça parça olmasýna ve kuzeydoðudan çýkan dehþetli ejderhanýn istilâ etmesine sebebiyet verecek” diye ikaz eder. Akli halde, “Türk milletinin kabil-i iltiyam olmayan (bir daha tâmir edilemeyecek ve kaynaþamayacak) inþikaklara (bölünme ve parçalanmalara) mâruz kalacaðýný” ihtar eder. Bediüzzaman, ayný ikazý “Sizi tâife tâife, millet millet, kabile kabile yaratmýþým, tâ birbirinizi ta nýmalýsýnýz” (Hucurât Sûresi, 13) âyetini, farklý kavimlerin “birbirlerindeki hayat-ý içtimâiyeye âit münâsebetleri bilesiniz, birbirlerine muavenet (yardým) edesiniz; yoksa sizi kabîle kabîle yaptým ki, yekdiðerinize karþý inkâr ile yabânî bakasýnýz, husûmet ve adâvet edesiniz deðildir” diye tefsir ettiði Mektûbat’taki “millilyetçilik” bahsinde de yapar. (309-314) EN ÝSÂBETLÝ, TESÝRLÝ ÇÖZÜM… Esasen “TBMM Zabýt Ceridesi, cilt 20, 18. içtima, 2 Kânunuevvel 1341 Çarþamba” tarihli zabýtlarda belgelendiði üzere, evvela bölgenin içinde bulunduðu ve mâruz kaldýðý iç ve dýþ tahrikleri kaydeden Bediüzzaman’ýn, “O vakitte öyle bir müessesenin vücuduna (yapýlmasýna) esbab-ý mucibe (gerektiren sebepler) bir ise, þimdi on-
dur. Çünkü o zaman yalnýz bir hasm-ý dinî (din düþmaný) var idi. Þimdi cenuptan (güneyden), þimalden (kuzeyden), þarktan hem de cehâlet-i dahilî (içteki cehâlet) ile beraber ahlâk ve esasât-ý diniyeyi (dinî esaslarý) ifsad eden (bozan) esbab (sebepler) taaddüd edip (çoðalýp) halký fevzaya (kargaþalýða, anarþiye) sevk ediyor. O nâzik mevkide (bölgede) -ve öyle bir kavimde ki her þeyi din nokta-i nazarýndan muhâkeme eder. Esasat-ý diniyeyi i’lâ (yücelten) ve takviye eden böyle bir müesseseden baþka hiçbir tedbir ciddî semere (netice) vermez; verse de, muvakkattir (geçicidir)” izâhý, bölgedeki cehâlete, halký ahlâksýzlýk ve kargaþaya sevk eden etkilere karþý yegâne tedbirin eðitimle dini ve ahlâký takviye etmek olduðunun en açýk ifâdesidir. Bediüzzaman’ýn Birinci Meclis’e sunduðu “Þark Üniversitesi” hakkýndaki layihanýn (kanun teklifinin) gerekçesi, dünden bugüne “Güneydoðu meselesi”ne esaslý çâreleri hulâsa eder. Türkiye’nin karþý karþýya kaldýðý “Kürt sorunu”nu çözmede; “terörü tasfiye” ile bölgede güvenliðin temini, ekonominin tesisiyle yoksulluðun giderilmesinde esas umdeleri ihtiva eden sâlim, doðru, isâbetli, tesirli ilim ve irfan temelli “çözüm teklifi” olur. (Abdülkadir Badýllý. Mufassal Tarihçe-i Hayat, c. 1, 560-571) Ecnebilerin parmak karýþtýrmasýyla azan terö re ve tahrikle þehitlerin yeniden týrmanmasýna karþý devletin ve milletin Bediüzzaman’ýn tesbitlerine ihtiyacý var… Vefatýnýn yýldönümünde rahmetle anar; bugün Þanlýurfa Dergâh Camiinde okunacak “Bediüzzaman mevlidi”ne baþta bölge halký olmak üzere bütün Müslümanlarýn dâvetli olduðunu duyururuz…
SURÝYE’DEKÝ olaylarýn durulmamasý sýnýr ötesi bayramlaþma uygulamasý kapsamýnda her yýl dini bayramlarda akrabalarýyla hasret gideren vatandaþlarý endiþelendiriyor. Akçakale Kaymakamý Þefik Aygöl, bir süre önce Suriye ile yapýlan görüþmelerde bayramlaþma için kotanýn 10 bine çýkarýlmasýnýn saðlandýðýný ancak bu ülkedeki geliþmelerden dolayý bu sene baþvurunun beklenenin altýnda gerçekleþtiðini söyledi. Akçakale Gümrük Kapýsýnda 2005 yýlýndan itibaren Suriye ile karþýlýklý olarak bayramlaþmanýn yapýldýðýný ifade eden Aygöl, bir bayram Türk vatandaþlarýnýn Suriye’ye gittiðini, diðerinde ise Suriyelilerin Türkiye’ye geldiðini hatýrlattý. Uygulamanýn hayata geçirilmesinden bu yana müracaat sayýsýnda sürekli bir artýþýn yaþandýðýna dikkati çeken Aygöl, þunlarý kaydetti: ‘’2005 yýlýnda bin kiþiyle baþlayan süreç geçen yýl 5 bini aþtý. Bu sene kotanýn yükseltilmesi talep edildi. Suriye ile yapýlan görüþmelerde kotanýn 10 bine çýkarýlmasý saðlandý ancak Suriye’deki geliþmelerden dolayý bu sene baþvuru beklenenin altýnda gerçekleþti. Biz 10 bini zorlayacaðýmýzý düþünürken 4 bin 800 vatandaþýmýz bu konuda baþvurularýný yaptý. Bununla ilgili iþ ve iþlemler yapýldý, Suriye Arap Cumhuriyetinin oluruna sunuldu. Bugün veya yarýn tam olarak sonuç netleþecek. Ona göre vatandaþlarýmýzýn bayramlaþmak için gidip gitmeyeceklerine karþýlýklý olarak karar vereceðiz.’’ Þanlýurfa / aa
8 partiden teröre ortak tepki
BURSA’DA 8 partinin il baþkanlarý, ortak basýn toplantýsý yaparak, teröre ve destekçilerine karþý ortak bildiri yayýmlandý. Bildiride, ‘’Terörü destekleyen ve onlarýn unsurlarýný himaye eden devletleri, Türkiye’nin üzerindeki oyunlarýna son verip sorumlu davranmaya çaðýrýyoruz’’ denildi. AKP, CHP, MHP, DP, HAS Parti, BBP, DSP ve Ýþçi Partisi (ÝP) Bursa il baþkanlarý, Ördekli Kültür Merkezi’de ortak basýn toplantýsý düzenledi. Sekiz partinin il baþkanýnýn imza koyduðu bildiriyi AKP Ýl Baþkaný Sedat Yalçýn okudu. Terörün ve destekçilerinin lanetle kýnandýðý, toplumun tüm kesimlerine bu yönde ortak tavýr alma çaðrýsý yapýldýðý bildiride, þöyle denildi: “Terör örgütü ve üyelerine silâhlarýný býrakýp Türkiye Cumhuriyeti’nin adaletine teslim olma çaðrýsý yapýyoruz. Terörü destekleyen ve onlarýn unsurlarýný himaye eden devletleri Türkiye’nin üzerindeki oyunlarýna son verip sorumlu davranmaya çaðýrýyoruz. Bu devletleri ayný tavýr ve politikalarýnýn sürmesi durumunda Çanakkale ve Kurtuluþ destanlarýndaki ruhumuzla cevap verileceðinin de bilinmesini istiyoruz.’’ Bursa / aa
Bin 200 Suriyeliye sýnýr ötesinde günlük kumanya
BAÞBAKANLIK Afet ve Acil Durum Yönetimi Baþkanlýðý (AFAD), sýnýrýn hemen ötesinde bulunan yaklaþýk bin 200 Suriye Arap Cumhuriyeti vatandaþýna günlük olarak kumanya daðýtýmý yapýldýðýný bildirdi. AFAD’ýn Türkiye’de bulunan Suriye vatandaþlarýna yapýlan insani yardýmlara iliþkin açýklamasýnda, 23-24 Aðustos 2011 tarihlerinde 101 Suriye Arap Cumhuriyeti vatandaþýnýn kendi istekleri ile ülkelerine döndüðü, 10 kiþinin ise Türkiye’ye giriþ yaptýðý belirtildi. Sýnýrýn hemen ötesinde bulunan yaklaþýk bin 200 Suriye vatandaþýna günlük olarak kumanya daðýtýmýnýn yapýldýðý belirtilen açýklamada, bugüne kadar Türkiye’ye 16 bin 634 Suriye vatandaþýnýn geldiði, bugüne kadar geri dönüþ yapan Suriye vatandaþý sayýsýnýn ise 9 bin 892 olduðu, bugün itibarýyla da Türkiye’deki Suriye Arap Cumhuriyeti vatandaþýnýn 6 bin 742 olduðu kaydedildi. Ankara / aa
Harbiye Askerî Müzesi
Prof. Dr. Yusuf Þevki Hakyemez
Yeni anayasayý Meclis yapmalý TBMM BAÞKANI ÇÝÇEK'ÝN DAVET ETTÝÐÝ ANAYASA PROFESÖRLERÝNDEN HAKYEMEZ: ANAYASAYI, ANAYASA HUKUKÇULARININ DEÐÝL, PARLAMENTONUN YANÝ MÝLLETVEKÝLLERÝNÝN YAPMASI GEREKÝYOR. KARADENÝZ Teknik Üniversitesi (KTÜ) Ýktisadi ve Ýdari Bilimler Fakültesi (ÝÝBF) Dekaný Prof. Dr. Yusuf Þevki Hakyemez, ‘’Anayasayý, anayasa hukukçularýnýn deðil, parlamentonun yani milletvekillerinin yapmasý gerektiðini, anayasa hukukçularýnýn yapacaðý bir anayasanýn, demokratik bir anayasa olamayacaðýný’’ söyledi. TBMM Baþkaný Cemil Çiçek’in, 19 Eylül Pazartesi günü yeni anayasa çalýþmalarý kapsamýnda bir araya gelmek için davet mektubu gönderdiði anayasa profesörlerinden biri olan Prof. Dr. Hakyemez, yaptýðý açýklamada, en son seçimler öncesinde de hemen hemen tüm siyasî partilerin bu noktada yeni anayasaya katký saðlayacaklarýný belirttiklerini ifade etti. Hakyemez, ‘’Güzel bir meclis oluþtu. Güzel bir meclis oluþtuktan sonra da yeminler yapýldý ve sonra Meclis tatile girdi. 1 Ekim’de Meclis açýlacak. Meclisin öncelikli görevlerinden biri bu. Bu süreçte tabi ki anayasayý parlamentonun yapmasý gerekiyor ama anayasa hukukçularýnýn, iþin uzmanlarýndan da katký alýnmasý faydalý olur. O nedenle de Meclis Baþkanýnýn davetini ben olumlu görüyorum ve katýlacaðýmý belirtmek istiyorum’’ diye konuþtu. Anayasayla ilgili ilk kez öðretim üyelerine fikir danýþýldýðýna dikkati çeken Prof. Dr. Hakyemez, þöyle devam etti: ‘’Çünkü ilk kez Meclis yeni bir anayasa yapma, bütünsel olarak bir anayasa yapma konusunda inisiyatifi eline geçiriyor. Bu, aslýnda yaþanan geliþmenin önemini de ortaya koyuyor. Çünkü 1961 ve 1982 anayasalarýný Meclis deðil, darbeyi yapanlar yaptý. Gerçi orada da yine üniversitelerdeki hocalardan destek istendi,
onlardan formülasyonlar talep edildi, fakat þu andaki çok daha farklý bir þey. Çünkü sivil bir parlamento, tamamen kendi inisiyatifiyle birlikte, halktan almýþ olduðu yetkiyle birlikte bu süreci yönlendirmeye çalýþýyor. O noktada parlamento baþkanýnýn anayasa hukukçularýndan, iþin uzmanlarýndan fikir almasýný da olumlu görmek lazým. Anayasayý, anayasa hukukçularýnýn deðil, parlamentonun yani milletvekillerinin yapmasý gerekiyor. Kesinlikle anayasa hukukçularýnýn yapacaðý bir anayasa, demokratik bir anayasa olmaz. Burada anayasa hukukçularý iþin detaylarýnda görüþlerini ortaya koyarlar, önerilerini belirtir. Buna son þeklini verecek olan parlamentonun kendisi olmak zorundadýr.’’ ‘’MECLÝS ÇÖZÜME ULAÞINCAYA KADAR SÜRECÝ YÖNETMELÝ” TBMM’nin bu inisiyatifi ele aldýktan ve süreci baþlattýktan sonra kesintisiz bir þekilde bunu devam ettirmesi gerektiðini vurgulayan Hakyemez, þöyle dedi: ‘’Belki de Meclis Baþkanýnýn orada iþte usulle ilgili konuþacaðý temel noktalardan biri de bu olacaktýr. Çünkü Türkiye’de gündem çok hýzlý bir þekilde deðiþebiliyor. Hiç istemediðimiz þekilde deðiþebiliyor. Bazen olumlu yönde geliþmeler oluyor ve deðiþiyor. Özellikle istemediðimiz þekilde deðiþtiðinde ‘acaba anayasa süreci kesintiye uðrar mý’ bu biçimindeki endiþeler var. Biz Türkiye’de son yýllarda yaþanan geliþmelerde þunu gördük ki siyaseti uzun süreli takip ettiðimiz zaman, bazen bazý olumlu geliþmeler yaþandýðýnda bilinçli olarak bazý hususlar, bazý istenmeyen geliþmeler ortaya çýkabiliyor. Terör, bu noktada
bir örnektir maalesef. Onun için Meclisin kesintisiz bir biçimde bu süreci yönetmesi gerekiyor. Burada meclisin, siyaset inisiyatifi ele aldýktan sonra çözüme ulaþana kadar böyle bir süreci yönetmesi gerekiyor.’’ “TEMEL SORUNLARI AÞMAYA ÇALIÞIYORUZ” Prof. Dr. Hakyemez, Türkiye’nin anayasa baðlamýndaki temel sorunlarýnýn belli olduðunu anlatarak, þunlarý kaydetti: ‘’Vesayetin olduðu, özgürlüklerin tam anlamýyla saðlanamadýðý, devletin olmasý gerekenden daha ön planda tutulduðu bir yapý ve bu yapý aslýnda dünyada yaþanan geliþmelere ayak uydurmaya çalýþan Türkiye’de geliþmelere ayak baðý oluyor, engel oluyor. Zorlamalarla birlikte bunlarý aþmaya çalýþýyoruz. Bunu özelleþtirme örneðinde olsun, düþünce özgürlüðünde olsun görebiliyoruz ama biz isteriz ki hukukçular olarak, hukuk hiçbir zaman ayak baðý olmasýn, tam tersine ileriyi görsün, önümüzü açsýn. Ýþte yeni anayasadan beklentimiz de budur. Ýnsan onurunu esas almasý gerekiyor, yönetimi siyasete vermesi gerekiyor ve demokratik standartlarda hukuk devleti standardýnda bir rejim ihdas etmesi gerekiyor. Bunu saðladýðý zaman Türkiye’de gerçekten geliþmeler çok daha farklý, çok daha hýzlý ve çok daha olumlu yönde gerçekleþebilir. Umarýz ki bu süreç baþarýlý sonuçlanýr ve 100 yýla yaklaþan cumhuriyete, sivil, demokratik ve gerçek anlamda hukukun üstünlüðünü, insan onurunu esas alan bir anayasa ile birlikte bundan sonraki yolumuza devam edebiliriz.’’ Trabzon / aa
ðrencilik yýllarýmýzda mehter marþlarýný canlý ve hem de konser kalitesinde dinlemek için tek uygun yer Ýstanbul’daki Harbiye Askerî Müzesi idi. Sonralarý mehter konserleri yaygýnlaþtý. Ýyi de oldu. Ama sonrakiler zihnimin damaðýnda hiçbir zaman aslýnýn yerini tutmadý. Dinî deðerlere kale olan millî bir ruhu elde etmenin, tarihin þuuruna varmanýn, vatanseverlik ve þehitlik, gaza ve gazilik gibi kavramlarý duygularla kavrayabilmenin en iyi yolu bu tür faaliyetlere iþtiraktir. Uzun yýllardan sonra, bu kere de ailece mehteri dinlemeye ve müzeyi gezmeye gittik. Dokuz yaþýndaki bir çocuða, ziyaret sonrasýnda “Askerler niçin ölüyorlar (savaþ olmasa ve askerler de ölmeseler daha iyi olmaz mý)?” dedirten, ama cevabýný da düþündüren güzel bir ziyaret oldu. Eskiden beri bilirdik. Salý günleri tatildir. Biz de Çarþamba gittik. Ama mehteri yine de dinleyemedik, takým konser için yurt dýþýna çýkmýþ. Acaba, dedim, küçük de olsa bir yedek takýmý, vardiya usulü daimî görevde tutmak mümkün deðil mi? Askerî Müze ve Kültür Sitesi Komutanlýðý yetkilileri bir çözüm bulsalar da konser ümidiyle gidip eli boþ—ya da eli CD’li—dönmesek. Müzeyi gezerken iki husus dikkatimi çekti. Birincisi; Çanakkale Savaþýnýn anlatýldýðý temsilî savaþ sahnesi içeren salonda, sinevizyonu izlemek istediðimizde, görevli pek de istekli davranmadý. Israr edince de onbeþ dakikalýk görselin son beþ dakikasýnýn arýzalý olduðunu söyleyerek sinevizyonu baþlattý. Gerçekten ilk on dakikayý heyecanla izledik, ama sonra görüntü gitti, karanlýk salonda sesle baþ baþa kaldýk. Ne mevzu tamam oldu, ne de heyecanýmýz teskin edildi. Yok mudur bir çaresi? Ýkincisi de; müze turunun sonunda bir salona rastladýk. Kenan Evren Salonu. Biz öðrenci iken Kenan Evren henüz “müzelik” olmamýþtý. Dolayýsýyla eski ziyaretlerimde burasý yoktu. Ýçini merak ettim, kapý kapalýydý. (Yanýmdakiler, biraz da yorulduklarý için olsa gerek, ayný meraký duymadýlar). Görevliye içeriyi gezmek istediðimi söyledim ve “Niçin kapalý?” diye sordum. Aklýma gelen, baþýma—maalesef—gelmedi! Aklýma gelen cevap þuydu: “Ýhtilâllerden ve ihtilâlcilerden hesap soruyoruz, içeride ihtilâlcileri övücü cümleler resimler, vs. vardý. Onlarý deðiþtirip yeniliyoruz. Yani tadilat var. Hatalarýmýzý tadil ediyoruz.” Ama öyle olmadý. Cevap þuydu: “Ýzin dönemindeyiz, personelimiz yetersiz, sonraki geliþinizde gezebilirsiniz.” Ýhtilâlcilerden hesap sormak için yapýlmasý gereken ne çok þey var, deðil mi?
Ö
FOTOÐRAF: AA
Olaylar bayramlaþmaya baþvuruyu azalttý
drbattal@yahoo.com
TEBRÝK ve DUYURU Aksaray Üniversite'sini kazanan öðrencilerimizi tebrik eder, kalacak yer konusunda yardýmcý olacaðýmýzý duyururuz. Ýrtibat telefonlarý:
(0 505) 409 68 32 / AKSARAY
Aksaray Yeni Asya Temsilciliði
DUYURU Tokat Gaziosmanpaþa Üniversite'sini kazanan bay ve bayan öðrencilere kalacak yer temin edilir. Ýrtibat telefonlarý:
(0 356) 214 55 27 - (0 536) 762 17 20
Tokat Yeni Asya Temsilciliði
DUYURU Kastamonu Üniversitesi'ni kazanan bay ve bayan öðrencilere kalacak yer temin edilir. Ýrtibat telefonlarý:
(0 532) 696 27 33 - (0 366) 214 92 97
Kastamonu Yeni Asya Temsilciliði
6
YURT HABER
25 AÐUSTOS 2011 PERÞEMBE
Y
Bayram trafiðine hava ve karadan denetim POLÝS, BAYRAM TATÝLÝNDE KARAYOLLARINDA EK TEDBÝRLER ALACAK. ORTALAMA HER 30 KM.'YE BÝR EKÝP DÜÞECEK. BAZI YOLLARDA TRAFÝK HAVADAN KONTROL EDÝLECEK.
Þanlýurfa Dergâh Camiinde Bediüzzaman ve þehitlerin ruhuna mevlid-i þerif ve hatim okunacak.
Þanlýurfa Bediüzzaman Mevlidine hazýr Cenâb-ý Hakk’ýn rahmetine kavuþmuþtu. Mevlid-i Þerif, Hz. Ýbrahim’in (as) doðduðu makam ve Bediüzzaman Said Nursî’nin ilk defnedildiði yer olan Dergâh Camii’nde okunacak. Mevlide, gazetemiz Yönetim Kurulu üyeleri ile Bediüzzaman’ýn talebelerinden Abdullah Yeðin, Hüsnü Bayram, Abdülkadir Badýllý, Said Özdemir, Ahmet Aytimur’un da iþtiraki bekleniyor. Mevlid-i Þerif programýný, Kanalurfa Televizyonu ve www.sentezhaber.com haber portalý canlý olarak yayýnlayacak. Þanlýurfa / Nihat Çiçek
FOTOÐRAF: NECÝP EYVAZOÐLU
ÞANLIURFA’DA, baþta Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed (asm) ve bütün peygamberler olmak üzere, vefatýnýn 51. yýlý münasebetiyle Bediüzzaman Said Nursî ve mânevî þehitlerimizin ruhlarýna baðýþlanmak üzere Ramazan’ýn 25. gecesine rastlayan bu akþam yatsý namazýndan sonra Þanlýurfa Dergâh Camiinde mevlid-i þerif ve hatim okunacak. Büyük Ýslâm âlimi Bediüzzaman Said Nursî, Hicri 25 Ramazan 1379 (23 Mart 1960) yýlýnda Þanlýurfa’da misafir bulunduðu Ýpek Palas Oteli’nin 27 nolu odasýnda 51 yýl önce
Deniz Feneri Derneði, baðýþçýlarla ihtiyaç sahiplerini ayný iftar sofrasýnda buluþturdu.
Deniz Feneri, ‘alan el ile veren eli’ buluþturdu DENÝZ Feneri, “Yetim Sofrasý” projesi Sosyal Tesisleri’nde gerçekleþtirilen ifkapsamýnda ihtiyaç sahibi aileler ile gö- tarda bir konuþma yapan Deniz Feneri nüllüler ve baðýþçýlarý iftar sofrasýnda Genel Baþkaný Av. Mehmet Cengiz, buluþturdu. Yýllardýr “Ýftarda Buluþuyo- Somali’de 10 gün içinde gördüklerini ve yaþadýklarýný anlattý. ruz” projesi kapsamýnda Cengiz, Somali’de çocukyardým alan aileler ile gölarý kurtarmak için metnüllü ve baðýþçýlarý ayný ruk bir hastaneyi iþler hasofrada bir araya getiren le getirdiklerini belirteDeniz Feneri, bu Ramarek, ‘’10 günde bin 500 zanda ise “Yetim Sofrasý” civarýnda çocuk tedavi eprojesi kapsamýnda baþta dildi’’ dedi. Baþbakan Eryetim ve öksüz aileleri oldoðan’ýn Somali’ye gidiþimak üzere ihtiyaç sahibi nin bu ülke için yeni bir aileler ile gönüllü ve bamilat olduðunu belirten ðýþçýlar ayný sofrada iftar Deniz Feneri Genel Baþkaný Cengiz, bu açýlan hayýrlý yaptý. Birleþik Arap EmirAv. Mehmet Cengiz kapýdan baþta Türkiye ve likleri Halife Bin Zayed Al Naheyan Vakfý’nýn baðýþlarýyla Ýstanbul Ýslâm ülkeleri olmak üzere tüm medeni Topkapý’da bulunan Ýstanbul Büyükþe- dünyanýn insanlarýnýn girmiþ olacaðýný hir Belediyesi Topkapý Panorama 1453 söyledi. Ýstanbul / Ümit Kýzýltepe
THY, Kýzýlay ile birlikte uçaklarda Somali'ye yardým kampanyasý baþlattý. FOTOÐRAF: AA
Uçaklarda Somali’ye yardým kampanyasý TÜRK Hava Yollarý (THY), Türk Kýzýlayý ile birlikte baþlattýðý kampanya kapsamýnda uçaklarýnda Somali için yardým toplayacak. THY’nin ‘’Uludað’’ uçaðýný dolduran yolcular, uçak Ankara Esenboða Havalimaný’na inmek ü ze re Ýs tan bul A ta türk Ha va li ma ný’ndan hareket edip 8 bin metre yük sekliðe ulaþtýðýnda yardým kampanya sýnýn anonsu duydu. Anonsun ardýndan ellerinde üzerinde ‘’Merhameti nizle iyiliðin zirvesine’’ yazýlý kumbaralarý taþýyan kabin görevlileri, yolcular
arasýnda dolaþarak Somali için yardým topladý. Kýzýlay’ýn yardým kumbarasýna ilk parayý baðýþlayan THY Genel Müdürü Temel Kotil, yurt içi ve dýþýna günde 800 sefer düzenlediklerini belir terek, ‘’Yaklaþýk günde 100 bin yolcu taþýyoruz. Her yolcumuz 10 lira verse günde bir milyon lira yardým toplanýr. Ýnþallah önümüzdeki günlerde tüm uçaklarýmýzda bu yardýmlarý toplayacaðýz ve Kýzýlay’a teslim edeceðiz. Ora dan da Somali’ye gidecek. Hayýrlý ol sun’’ dedi. Ýstanbul / aa
Ýçiþleri Bakaný Ýdris Naim Þahin'in talimatýyla bayram tatili süresince polis karayollarýnda bir dizi tedbir alacak. Alýnacak tedbirler arasýnda bayram trafiðinin havadan denetimi de var.
POLÝS ekipleri, Ramazan Bayramý tatili dolayýsýyla, karayollarýnda kazalarý en aza indirebilmek için ek tedbirler alacak. Karayollarýnda ortalama her 30 kilometrede bir ekip görevlendirilecek, bazý güzergâhlarda ise helikopterle denetimler yapýlacak. Alýnan bilgiye göre, emniyet yetkilileri, Ramazan Bayramý tatili süresince karayollarýnda önemli oranda trafik yoðunlu bekliyor. Geçen yýllarda, sürücülerin yakýnlarýna ya da tatillerini geçirecekleri yerlere bir an önce ulaþmak istemeleri ve trafik kurallarýna yeterince uymamalarý nedeniyle tatil süresince çeþitli trafik kazalarý meydana gelmiþti. Bunlarýn önüne geçmek için Ýçiþleri Bakaný Ýdris Naim Þahin’in talimatýyla bayram tatili süresince trafikte ek tedbirler alýnacak. Bu tedbirler kapsa mýnda, trafikle ilgili þubelerin büro hizmetlerinde görevli personel, þehiriçi ve þehirlerarasý karayollarýnda trafiðin tanzimi ve denetimiyle görevli ekiplere takviye olarak görevlendirilecek. Uygulama kapsamýnda, önemli kavþak, geçit ve güzergahlarda sabit ekipler konuþlandýrýlacak ve þehirlerarasý yollarýn ortalama her 30 kilometrelik bölümüne bir ekip düþecek
þekilde görevlendirme yapýlacak. Trafik Hizmetleri Baþkanlýðýnca uygun görülecek gün ve zaman ilimlerinde Ankara-Eskiþehir-Afyonkarahisar, AnkaraKonya-Aksaray ve Ankara-Bolu-Düzce güzergâhlarýnda havadan helikopterle izleme ve denetleme de yapýlacak. Uygulamalar kapsamýnda þu tedbirler alýnacak: ‘’Trafik hizmetlerinden sorumlu birim amirleri bayram tatilinin özellikle baþlangýç ve bitiþ günlerinde, bizzat güzergahlarýnda bulunacak ve alýnan tedbirleri uygulatýp, gerekli koordinasyonu saðlayacak. Trafik personeli bayram tatili süresince maç, konser, toplantý gibi programlarda güvenlik nedeniyle görevlendirilmeyecek, gerektiðinde bu gibi etkinliklerde sadece trafiðin tanzimi ve denetimi amacýyla görevlendirilecek. Bayram tatili süresince trafik ekiplerinde akaryakýt kýsýtlamasýna gidilmeyecek. Terminallere giriþ ve çýkýþ yapan bütün otobüslerin takograflarý, þoförünün alkol durumu, taþýmacýlýk yetki belgeleri, zorunlu mali mesuliyet ve zorunlu ferdi kaza koltuk sigortalarý, þoförlerin sürücü belgeleriyle aracýn fenni muayene durumu titizlikle kontrol edilecek.” Ankara / aa
T. C. BABAESKÝ 1. ÝCRA MÜDÜRLÜÐÜ (TAÞINMAZIN AÇIK ARTIRMA ÝLANI) Dosya No: 2011-166 Esas. Örnek No: 27 Satýlmasýna karar verilen taþýnmazýn cinsi, niteliði, kýymeti, adedi, önemli özellikleri: 1-TAPU KAYDI : Kýrklareli ili, Babaeski Ýlçesi, Dindoðru mah. Çalýlý mevkii 4.188,80 m2 yüzölçümlü tam hisseli 398 ada, 80 parselde kayýtlý E Blok 1/30 arsa paylý zemin kat 2 nolu baðýmsýz bölüm olan taþýnmaz ÖZELLÝKLERÝ : Babaeski Ýlçesi Dindoðru mah. 20K3b pafta,398 ada, 80 parselin tamamý 4.188,80 m2'lik arsa olup; arsanýn üzerinde kooperatif inþaatý olan 5 adet blok bina mevcuttur. Dava konusu taþýnmaz 1/30 arsa paylý E Blok zemin katta bulunan 2 nolu baðýmsýz bölüm olup 120 m2 büyüklüðündedir.Taþýnmaz 3 yatak odasý, bir salon, bir mutfak, bir banyo ve wc'den oluþmaktadýr. Taþýnmazýn ýslak hacimleri seramik ve fayans kaplý olup diðer tabanlar laminant parke ile kaplýdýr. Duvarlarý plastik badanalý ve daire içi kapýlarý Amerikan kapý olup daire giriþ kapýsý çelik kapýdýr. Binanýn dýþý boyasýz ve bahçe düzenlemesi yapýlmamýþ olup yollarý ham toprak durumundadýr. Halen içerisinde oturulan daire þehir merkezine uzak konumdadýr. Buna göre taþýnmazýn bedeli 65.000.00,TL'dir ÝMAR DURUMU : Söz konusu parselin üzerinde A, B, C, D, E bloklarýndan oluþan 11 * 22 ebatlarýnda yapý kullanmasý alýnmýþ 1 adet dükkân ve 29 adet daire mevcuttur. Dindoðru mah. 20 K-III-b pafta, 398 ada, 80 parsel, 4.188.80 m2 1/1000 ölçekli Yapý Nizamý: Blok, Kat Adedi: 3, Ön Bahçe Mesafesi: Plandan, Yan Bahçe: Plandan, Arka Bahçe: Plandan, Bina Yüksekliði: 9.50 mt. SATIÞ SAATÝ : 10:00 - 10:10 Arasý MUHAMMEN BEDELÝ : 65,000.00 TL Satýþ Þartlarý 1- Satýþ 07.10.2011 günü yukarýda belirtilen saatler arasýnda Babaeski Ýcra Müdürlüðünün önünde açýk artýrma suretiyle yapýlacaktýr. Bu artýrmada tahmin edilen deðerin % 60'ýný ve rüçhanlý alacaklýlar varsa alacaklarý toplamýný ve satýþ ve paylaþtýrma giderlerini geçmek þartý ile ihale olunur. Böyle bir bedele alýcý çýkmazsa en çok artýranýn taahhüdü saklý kalmak þartiyle 17.10.2011 günü ayný yer ve saatler arasýnda ikinci artýrmaya çýkarýlacaktýr. Bu artýrmada da rüçhünlý alacaklýlarýn alacaklarý toplamýný, satýþ ve paylaþtýrma giderlerini geçmesi ve, artýrma bedelinin malýn tahmin edilen kýymetinin % 40'ýný bulmasý lazýmdýr. Böyle bir bedelle alýcý çýkmazsa satýþ talebi düþecektir. 2- Artýrmaya iþtirak edeceklerin, tahmin edilen kýymetin % 20'si nispetinde pey akçesi veya bu miktar kadar milli bir bankanýn teminat mektubunu vermeleri lazýmdýr. Satýþ peþin para iledir. Alýcý istediðinde 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Ýhale Damga vergisi, tapu alým masraflarý ile K.D.V. ve taþýnmaz teslim gideri alýcýya ait olacaktýr. Birikmiþ vergiler, Tellaliye bedeli ve tapu satým harcý satýþ bedelinden ödenir. 4- Satýþ bedeli hemen veya verilen mühlet içinde ödenmezse Ýcra Ýflas Kanununun 133'üncü maddesi gereðince ihale feshedilir. Ýki ihale arasýndaki farktan ve % 10 faizden alýcý ve kefilleri mesul tutulacak ve hiç bir hükme hacet kalmadan kendilerinden tahsil edilecektir. 3- Ýpotek sahibi alacaklýlarla diðer ilgililerin (*) bu taþýnmaz üzerindeki haklarýný hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialarýný dayanaðý belgeler ile on beþ gün içinde dairemize bildirmeleri lazýmdýr. Aksi takdirde haklan tapu sicili ile sabit olmadýkça paylaþtýrmadan hariç býrakýlacaktýr. 5- Þartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açýk olup gideri verildiði takdirde isteyen alýcýya bir örneði gönderilebilir. 6- Satýþa iþtirak edenlerin þartnameyi görmüþ ve münderecatýný kabul etmiþ sayýlacaklarý, baþkaca bilgi almak isteyenlerin yukarýda yazýlý dosya numarasýyla müdürlüðümüze baþvurmalarý ilan olunur. 09.08.2011 Ýþ bu ilan tebligat yapýlamayan ilgililere tebligat yerine kaim olmak üzere ilan olunur. (ÝÝK m.12) (*)Ýlgililer tabirine irtifak hakký sahipleride dahildir. www.bik.gov.tr B: 52488
RADARLI KONTROLLER DAHA önceki bayram tatillerinde meydana gelen kazalara iliþkin yapýlan incelemelerde, kazalarýn önemli bölümünün hýz ihlali, hatalý sollama, yakýn takip, yorgunluk, çalýþma ve dinlenme süresi ihlali gibi nedenlerden meydana geldiði tespit edildi. Bu tespitten yola çýkan polis ekipleri, bu bayramda ihlalleri önlemeye yönelik denetimlere özellikle aðýrlýk verecek. Polisin tatil süresince alacaðý diðer tedbirler ise þöyle:’’Radarlý hýz tespit ekipleri, baþta otoyollar ve bölünmüþ yollar olmak üzere, hýz ihlallerinin ve bu ihlaller sonucu trafik kazalarýnýn yoðunlaþtýðý yer ve yol kesimleriyle tespit edilen saat dilimlerinde seyir halinde denetimlerini sürdürecek. Araç durdurmanýn mümkün olmadýðý veya risk oluþturduðu durum larda denetimler, Karayollarý Trafik Kanunu’nun ilgili maddesine istinaden, ihlalde bulunanlarýn araç tescil plakasýna göre cezai iþlem uygulanmak suretiyle çevirme ekibi bulundurulmaksýzýn gerçekleþtirecek. Trafik denetim hizmetlerinde görevli bazý ekip ve personel, sivil ihbarlý denetimlerde görevlendirilecek.’’
SÜRÜCÜLER BÝLGÝLENDÝRÝLECEK ÖZELLÝKLE arefe ve bayram günlerinde ziyaretlerin arttýðý mezarlýk ve þehitliklerin etrafýnýn trafik düzeninin saðlanmasý için gerekli tedbirler uygulanacak. Alýnacak diðer tedbirler ise þunlar: ‘’Denetim amacýyla durdurulan araçlarýn basit teknik muayeneleri de yapýlacak. Sürücü ve yolcularýn emniyet kemeri takýp takmadýklarý kontrol edilecek, takmayanlardan emniyet kemerle rini takmalarý istenecek ve kendilerine gerekli bilgilendirmelerde bulunulacak. Ayný güzergâh üzerinde olup da birden fazla ilin sorumluluðunda olan önemli karayolu güzergâhlarý ve geçitlerde heyelan, yol çökmesi, yolda çalýþma, yaðýþ ve sel gibi trafik akýmýný ve güvenliðini etkileyen durumlarda, iller arasýnda koordinasyon saðlanarak, araçlarýn alternatif güzergâhlara yönlendirilmesi de dahil olmak üzere gerekli tedbirler ivedilikle alýnacak.’’
T. C. KONYA 6. ÝCRA MÜDÜRLÜÐÜ (TAÞINMAZIN AÇIK ARTIRMA ÝLANI) Dosya No: 2009/ 7147 Örnek No: 27 1- Tapu Kaydý : Satýlmasýna Karar Verilen Konya ili, Karatay ilçesi, Sakyatan köyü, Mengene Mevkii Cilt: 2 Sayfa:142 Pafta: M 29 B IV (19), Parsel: 145 te Tapuya kayýtlý 21.400,00 m2 alanlý tarlanýn tamamý açýk artýrma Suretiyle Satýlacaktýr. Hali Hazýr Durumu : Konya Ýli, Karatay Ýlçesi, Sakyatan köyü, Mengene mevkii Cilt: 2, Sayfa: 142, Pafta: M 29 b IV (19) parsel: 145 te kayýtlý kanaldan sulama imkâný bulunan köye uzaklýðý 5 KM olan üzerinde hiçbir yapý ve tesis bulunmamaktadýr. Teminat % 20 olup KDV' Si % 18 dir. Ýmar Durumu : Taþýnmaz Belediye Ýmar sýnýrlarý içindedir. Dosya içerisinde bulunan 09.06.2009 tarihli imar durum belgesine göre borç konusu taþýnmazýn bulunduðu M 29 b IV (19) Pafta, 145 parsel 1/25000 ölçekli nazým planýnda tarýmsal niteliði korunacak alan sahasýna isabet etmektedir. Muhammen Bedeli : 17.500,00 TL Satýþ Saati : 14:50 - 14:55 Arasý Satýþ Þartlarý : 1- Satýþ 27.09.2011 günü yukarýda belirtilen saatler arasýnda Konya Adliye Sarayý A Blok Zemin Kat Mezat Salonu No : 24 B KONYA adresinde açýk artýrma suretiyle yapýlacaktýr. Bu artýrmada tahmin edilen deðerin % 60'ýný ve rüçhanlý alacaklýlar varsa alacaklarý toplamýný ve satýþ ve paylaþtýrma giderlerini geçmek þartý ile ihale olunur. Böyle bir bedele alýcý çýkmazsa en çok artýranýn taahhüdü saklý kalmak þartiyle 07.10.2011 günü Konya Adliye Sarayý A Blok Zemin Kat Mezat Salonu No : 24 B KONYA adresinde yukarýda belirtilen saatler arasýnda ikinci artýrmaya çýkarýlacaktýr. Bu artýrmada da rüçhanlý alacaklýlarýn alacaðýný ve satýþ giderlerini geçmesi þartýyla en çok artýrana ihale olunur. Þu kadar ki, artýrma bedelinin malýn tahmin edilen kýymetinin % 40'ýný bulmasý ve satýþ isteyenin alacaðýna rüçhaný olan alacaklarýn toplamýndan fazla olmasý ve bundan baþka paraya çevirme ve paylaþtýrma masraflarýný geçmesi lazýmdýr. Böyle fazla bedelle alýcý çýkmazsa satýþ talebi düþecektir. 2- Artýrmaya iþtirak edeceklerin, tahmin edilen kýymetin %20'si nispetinde Türk Lirasý peþin para veya bu miktar kadar milli bir bankanýn teminat mektubunu vermeleri lazýmdýr. Satýþ peþin para iledir. Alýcý istediðinde 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Tapu alým harcý, damga vergisi ile K.D.V. alýcýya aittir. Birikmiþ vergiler ve tellaliye ücreti satýþ bedelinden ödenir. 3- Ýpotek sahibi alacaklýlarla diðer ilgililerin (*) bu taþýnmaz üzerindeki haklarýný hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialarýný dayanaðý belgeler ile on beþ gün içinde dairemize bildirmeleri lazýmdýr. Aksi takdirde haklarý tapu sicili ile sabit olmadýkça paylaþtýrmadan hariç býrakýlacaktýr. 4- Ýhaleye katýlýp daha sonra ihale bedelini yatýrmamak sureti ile ihalenin feshine sebep olan tüm alýcýlar ve kefilleri teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasýndaki farktan ve diðer zararlardan ve aynca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacaklardýr. Ýhale farký ve temerrüt faizi aynrýca hükme hacet kalmaksýzýn Dairemizce tahsil olunacak, bu fark, varsa öncelikle teminat bedelinden alýnacaktýr. 5- Þartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açýk olup gideri verildiði takdirde isteyen alýcýya bir örneði gönderilebilir. 6- Satýþa iþtirak edenlerin þartnameyi görmüþ ve münderecatýný kabul etmiþ sayýlacaklarý, baþkaca bilgi almak isteyenlerin yukanda yazýlý dosya numarasýyla müdürlüðümüze baþvurmalarý ilan olunur. Ýþ bu ilan tebligat yapýlamayan ilgililere tebligat yerine kaim olmak üzere ilan olunur. (*) Ýlgililer tabirine irtifak hakký sahipleride dahildir. (ÝÝKm.126) www.bik.gov.tr B: 54378
DÜNYA
Y
Ýsrail’den Gazze’ye iki hava saldýrýsý
ÝSRAÝL’ÝN Gazze’ye iki ayrý hava saldýrýsý düzenlediði bildirildi. Hamas güvenlik yetkilileri, Ýsrail’in düzenlediði ilk saldýrýda Ýslami Cihad üyesi bir direniþçinin hayatýný kaybettiðini belirtti. Gazze’de düzenlenen ikinci saldýrýya iliþkin Ýsrail ordusundan yapýlan açýklamada, Ýsrail’in güneyine havan topu saldýrýsý düzenleyen iki Gazzeli’yi hedef alan hava saldýrýsýnda direniþçilerin vurulduðu bildirildi. Kudüs / aa
Somali’ye kalýcý çözümler BÖLGEDE ÇALIÞMALARINI SÜRDÜREN ÝHH, HAZIRLADIÐI RAPORLA SOMALÝ’DEKÝ SORUNUN KALICI ÞEKÝLDE ÇÖZÜMÜ ÝÇÝN KISA VE UZUN VADEDE YAPILMASI GEREKENLERÝ SIRALADI. tini yaþayan Somali’de insanlar açlýktan ölme noktasýna gelirken, hayvan sürüleri de telef oluyor. Geçimini tarým ve hayvancýlýkla saðlayan halk, yiyecek bulma umuduyla günlerce aç ve susuz yürüyerek diðer þehir ve kasabalara göç ediyor. Sayýsý her geçen gün artan binlerce insan, baþþehir Mogadiþu ile sýnýra yakýn Kenya ve Etiyopya’daki mülteci kamplarýna sýðýnýyor. Raporda, günlük bin 600 kiþinin Kenya sýnýrýndaki Dadaab mülteci kampýna sýðýndýðý belirtilirken, Etiyopya sýnýrýndaki Dolo Ado mülteci kampý da bundan farksýz... ÝHH raporuna göre sorunun kalýcý olarak çözümü için uzun vadeli kalkýnma projelerinin uygulanmasý gerekiyor. Bölgede göçebe hayat yaþayan ve hayvancýlýkla uðraþan büyük bir nüfus var. Bunlarýn tabiî çevreye zarar vermeyen küçükbaþ ve büyükbaþ hayvan yetiþtirmeleri konusunda teþvik edilmeleri gerekiyor. Gönüllü bir þekilde yerleþim alanlarýnýn açýlmasý, halkýn sosyal ve ekonomik ihtiyaçlarýnýn karþýlanabilmesi için bu bölgelerin kýrsal bölgeden çýkarýlmasý da sorunun çözümüne katký saðlayacak adýmlarýn baþýnda geliyor. Ankara / aa
7
PENTAGON: KADDAFÝ HÂLÂ LÝBYA’DA PENTAGON, Libyalý muhaliflerin, baþþehir Trablus’un büyük bölümünü kontrol altýna almýþ göründüðünü, Libya lideri Muammer Kaddafi’nin ise ülkeyi terk etmediðini söyledi. Lapan, ABD’nin, Kongre’nin kimyasal silâhlarýn yanlýþ kiþilerin ellerine geçebileceði endiþesi sebebiyle Libya’da kimyasal silâh bulunan sahalarý izlediðini sözlerine ekledi. Washington / aa
Strauss-Khan serbest býrakýldý
Somali'de halk açlýkla mücadele ederken, bölgedeki birçok sorun çözülmeyi bekliyor. FOTOÐRAF: AA
PEKÇOK ülkede yardým faaliyetinde bu lunan ÝHH Ýnsani Yardým Vakfý’nýn hazýrladýðý ‘’Doðu Afrika Kuraklýk Raporu’’na göre, kuraklýktan etkilenen Somali, Kenya, Etiyopya, Uganda ve Cibuti’de 10.7 milyon insan yardým bekliyor. 2011 yýlýyla ilgili hazýrlanan raporda, bölgede yaþanan kuraklýk ve bunun sonuçlarý ile çözüm önerilerine yer veriliyor. 1991 yýlýnda iç savaþýn patlak verdiði Somali, o tarihten bu yana iç çekiþmelere, kabile savaþlarýna, siyasî ve ekonomik istikrarsýzlýða ve dýþ göçlere maruz. Ülke, günümüze dek halen ayný maðduriyetini korumaya devam ediyor. Ülkede yaþanan silâhlý çatýþmalar ve iç savaþ, tarým ve hayvancýlýk faaliyetlerinin olumsuz etkilerken, belli noktalardaki kamplarda toplanan halký da her türlü olumsuz etkiye açýk býrakmakta. Ancak bugün gelinen aþamada Somali’nin güney kesimlerinde yaþanan þiddetli açlýk felâketi sebebiyle 3,5 milyon insan, acil gýda yardýmýna ihtiyaç duymakta ve bu sayý gün geçtikçe artmakta. Bölgede açlýða ve yetersiz beslenmeye dayalý çocuk ve yetiþkin ölümleri de yaþanmakta. Son 60 yýlýn en büyük felâke -
25 AÐUSTOS 2011 PERÞEMBE
KISA VE ORTA VADEDE YAPILMASI GEREKENLER Raporda kýsa, orta ve uzun vadede yapýlmasý gerekenler de þöyle sýralanýyor: Kuraklýðýn yoðun olduðu bölgelerde zengin yeraltý sularýndan faydalanarak çok sayýda yüzey ve derin su kuyularý açýlmasý. Hastanelerin altyapýsýnýn geliþtirilmesi ve yeni hastaneler açýlmasý. Bölgede sürdürülebilir ve modern tarýmýn destek lenmesi. Balýkçýlýk gibi alternatif sektörlerin geliþtirilmesi teþ vik edilmesi. Hayvancýlýðýn desteklenmesi. Mesleki eðitim kurslarýnýn açýlmasý ve okuma yazma seferberliðinin baþlatýlmasý.
ULUSLAR arasý Para Fonu’nun (IMF) eski baþkaný Dominique Strauss-Kahn pasapor tu nu ge ri al dý. Stra ussKahn’ýn avukatý William Taylor, eski IMF baþkanýnýn “tamamen özgür” olduðunu belirtti. Yaklaþýk 3 ay önce bir otel çalýþanýna cinsel taciz iddiasýy la ABD’de tu tuk la na rak ev hapsine tabi tutulan StraussKhan, serbest býrakýldý. Strauss-Kahn hakkýnda açýlan davanýn iddianamesi, iddiada bulunan temizlik görevlisi Nafissatu Diallo’nun yeterince inandýrýcý olmadýðý ve delillerin yetersiz olduðu göze alýnarak, savcýnýn da talebi üzerine geri çekildi. New York / aa
Kuzey Amerika’da deprem paniði
AMERÝKA’NIN Kuzey eyaletlerinde yerel saatle 13:57’de hissedilen 5.9’luk bir deprem oldu. En son 1987 yýlýnda bir depremle sarsýlan Virgina ve civar eyaletlerde büyük panik ya þan dý. Dep rem sý ra sýn da Baþkan Obama’nýn Martha’s Vineyard Golf sahasýnda bulunduðu, Pentagon ve Beyaz Saray’ýn tahliye edildiði öðre nildi. Patlayan borular dolayýsýyla da Pentagon’u su bastýðý iddia edildi. Deprem’de can ve mal kaybý olmazken, telefon þebekeleri uzun bir süre hizmet veremedi. Bir çok gazete ve resmi binalarda da tahliyeler yaþandý. New York’lularýn en son 1944 yýlýnda yaþadýðý 5.8’lik depremden sonra en þiddetli sarsýntý olduðu öðrenildi. Washington / cihan
Ýngiltere’de dâvâlar sürüyor
ÝNGÝLTERE Adalet Bakanlý ðý, iki hafta önce yaþanan yaðmalama ve kundaklama olaylarý sebebiyle þimdiye kadar bin 400 kiþinin hâkim karþýsýna çýkarýldýðýný açýkladý. Zanlýlardan 327’si kefaletle serbest býrakýlýrken, 157’si farklý cezalara çarptýrýldý. 800 kiþi tutuklu olarak yargýlanmaya devam ediyor. Dâvâlar, jüri olmaksýzýn yargýlamalarý yürüten Sulh Ceza mahkemeleri tarafýndan görülüyor. Böylelikle, yargýlamalarýn hýzlý þekilde sonuçlanmasý hedefleniyor. Ýsyanlar sebebiyle hâkim karþýsýna çýkanlarýn yüzde 62’sinin tutuklu yargýlanmalarý dikkat çekiyor. Diðer zamanlarda bu oran yüzde 10 civarýnda seyrediyor. Mark Duggan isimli bir siyahinin polis tarafýndan ateþ açýlarak öldürülmesi sonucu Londra’nýn Totten ham semtinde baþlayan isyanlar ülkenin birçok þehrine yayýlmýþ ve binlerce iþyeri yaðmalanarak birçok bina ateþe verilmiþti. Londra / cihan
Libya'da muhalifler, baþþehir Trablus'un büyük bir bölümünü ele geçirmiþ durumda.
Taktik gereði çekildik LÝB YA lideri Muammer Kaddafi, Bab’ül Aziziye karargâhýndan “taktik gereði” çekildiklerini belirtti. El Oruba televizyonuna göre, Trablus’ta yerel bir radyoya konuþan Kaddafi, NATO’nun 64 hava saldýrýsýyla yerle bir olan karargâhtan çekilmelerinin “taktiksel bir hamle” olduðunu söyledi. Kaddafi ayrýca, NATO’ya karþý savaþýnda ‘’ya þehit olacaðýz ya da zafer kazanacaðýz’’ açýklamasýnda bulundu. Kaddafi’nin Bab’ül Aziziye karargâhý tamamen muhaliflerin kontrolüne geçmiþti. Trablus / aa
RUSYA’DAN ACÝL GÖRÜÞME ÇAÐRISI RUSYA Devlet Baþkaný Dimitriy Medvedev, Libya lideri Muammer Kaddafi ve muhalefete çatýþmalara son verip görüþmelere baþlamalarý çaðrýsýnda bulundu. Medvedev, “Biz Libyalýlarýn çözümü kendi aralarýnda bulmalarýný istiyoruz. Biz çatýþmalarýn bir an önce durmasýný ve taraflarýn bir an önce müzakere masasýna oturup Libya’nýn geleceði konusunda anlaþmaya varmalarýný ümit ediyoruz” dedi. Moskova / aa
Sünusi’den demokrasi çaðrýsý ÝNGÝLTERE’NÝN baþþehri Londra’da 20 yýldan fazla bir süredir sürgünde yaþayan Libya’nýn veliaht prensi Muhammed Sünusi, Libya’da demokratik yapýlarýn oluþturulmasý çaðrýsýnda bulundu. Sünusi, Alman haftalýk “Die Zeit” gazetesinin eki olarak yayýmlanan “Zeit Magazin” adlý dergiye yaptýðý açýklamada, Libya halký istediði takdirde kendisinin de ülkesine hizmet etmeye hazýr olduðunu belirterek, “Özgürlük bayraðýnýn Trablus’ta dalgalandýðýný görünce, inanýlmaz derecede mutlu oluyorum ve halkýmla gurur duyuyorum” ifadesini kulandý. Libya’nýn, yeniden kalkýnamayacak bir ülke olmadýðýný ifade eden Sünusi, “Libya, bir Afganistan, Irak ya da Yemen gibi deðil. Kabile sistemi çok farklý. Kabileler iktidar gücü istemiyor, sadece iyi bir þekilde yaþamak istiyor. Libyalýlar Müslüman fanatikler deðildir” þeklinde konuþtu. Muammer Kaddafi’nin 1969 yýlýnda bir darbeyle iktidara gelmesinden sonra Sünusi, 1988 yýlýnda, dönemin veliaht prensi olan hasta babasý Hasan ile Ýngiltere’ye gitmiþ, Hasan 1992 yýlýnda vefat etmiþti. Sünusi, o tarihten bu yana sürgünde yaþayan Libyalý muhaliflerle ABD, Fransa ve Ýngiltere’de toplantýlar düzenliyor ve muhaliflerle ülkesindeki kraliyet ailesine sadýk insanlarýn kendisine yaptýðý yardýmlarla yaþýyor. Berlin / aa
T. C. KAHTA 1. ÝCRA DAÝRESÝ (TAÞINMAZIN AÇIK ARTIRMA ÝLANI) Dosya No : 2007/183 TAL. Örnek No : 27* Satýlmasýna karar verilen taþýnmazlarýn cinsi, niteliði,kýymeti, adedi, önemli özellikleri : 1) Adýyaman Ýli, Kahta Ýlçesi, Güdülge Köyü 437 nolu parsel sayýlý taþýnmaz % 1-2 meyilli, killi-týnlý toprak yapýsýnda 1-2 metre derinlikte, taban suyu problemi olmayan 1. sýnýf tarým arazisi vasfýndadýr. Üzerindeki anýzlardan 2010 yýlýnda Buðday kültür bitkisi ekildiði anlaþýlmaktadýr. Taþýnmazýn toplam alaný 13.000 m2 olup borçlunun hissesi tamdýr. Muhammen Deðerleri: 39.000,00 TL.'dir. Satýþ þartlarý: 1- Taþýnmaz 30.09.2011 günü Kahta Adliyesi önünde, saat 09:30-09:40 arasýnda açýk artýrma suretiyle yapýlacaktýr. Bu artýrmada tahmin edilen deðerin % 60'ýna veya rüçhanlý alacaklýlar varsa alacaklarý toplamýnýn hangisi fazla ise ve satýþ giderleri toplamýný geçmek þartý ile ihale, olunur. Böyle bir bedelle alýcý çýkmazsa en çok artýranýn taahhüdü saklý kalmak þartýyla 10.10.2011 günü ayný yer ve saatlerde ikinci artýrmaya çýkarýlacaktýr. Bu artýrmada tahmin edilen deðerin % 40'ýna veya rüçhanlý alacaklýlar varsa alacaklarý toplamýnýn hangisi fazla ise ve satýþ giderleri toplamýný geçmek þartý ile en çok artýrana ihale olunur. Bu satýþta da böyle bir bedelle alýcý çýkmaz ise satýþ talebi düþecektir. 2- Açýk artýrmaya katýlmak isteyenlerin takdir edilen kýymetin %20'si nispetinde nakit pey akçesi (TL) ya da bu miktar kadar milli bir bankanýn kesin ve süresiz (Dosya numarasý belirterek) teminat mektubu vermeleri gerekmektedir. Satýþ peþin para iledir. Alýcý istediði takdirde kendisine 10 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Alacaklý Varlýk Yönetim þirketi olduðundan, Katma Deðer Vergisi Kanunu'nun 17/ 4-L maddesine göre ihale alýcýlarý KDV'den istisnadýr. Ýhale damga vergisi alýcý adýna tahahkuk edecek 14 tapu harcý satýn alana ait olacaktýr. Birikmiþ emlak vergisi borçlarý, tellaliye resmi ile satýcý adýna tahakkuk edecek tapu harçlarý satýþ bedelinden ödenir. Tahliye ve teslim giderleri ihale alýcýsýna aittir. 3- Ýpotek sahibi alacaklýlarla diðer ilgilerin (*) bu gayrimenkul üzerindeki haklarýný özellikle faiz ve giderlere dair olan iddialarýný dayanaðý belgeler ile (15) gün içinde dairemize bildirmeleri lazýmdýr; aksi takdirde haklarý tapu sicil ile sabit olmadýkça paylaþmadan hariç býrakýlacaktýr. 4- Satýþ bedeli hemen veya verilen mühlet içinde ödenmezse Ýcra ve Ýflas Kanununun 133'üncü maddesi gereðince ihale feshedilir. Ýki ihale arasýndaki farktan ve %10 faizden alýcý ve kefilleri mesul tutulacak ve hiçbir hükme hacet kalmadan kendilerinden tahsil edilecektir. 5- Þartname, ilan tarihinden itibaren herkesin görebilmesi için dairede açýk olup gideri verildiði takdirde isteyen alýcýya bir örneði gönderilebilir. 6- Ýlgililere yapýlan tebligatlarýn, teblið imkânsýzlýðý nedeniyle bilâ dönmesi durumunda gazetede yapýlan satýþ ilaný tebligat yerine geçecektir. 7- Satýþa iþtirak edenlerin þartnameyi görmüþ ve münderecatýný kabul etmiþ sayýlacaklarý, baþkaca bilgi almak isteyenlerin Müdürlüðümüzün 2007/183 TAL. sayýlý dosya numarasýyla müdürlüðümüze baþvurmalarý ilan ve teblið olunur. 10.08.2011 (ÝÝKm.126) (*) Ýlgililer tabirine irtifak hakký sahipleri de dahildir. *: Bu örnek, bu Yönetmelikten önceki uygulamada kullanýlan Örnek 64 'e karþýlýk gelmekte www.bik.gov.tr B: 54034
8
25 AÐUSTOS 2011 PERÞEMBE
“Halimiztamkepazelik” diyenGenelkurmayBaþkaný... ÝNTERNETE düþen þok ses kayýtlarýna bir yenisi eklendi. Dailymotion’da yayýnlanan ve Genelkurmay eski Baþkaný Orgeneral Iþýk Koþaner’e ait olduðu iddia edilen yeni ses kaydýnda yine þok sözler yer alýyor. Genelkurmay Baþkaný iken Ýlker Baþbuð’un Brüksel’de NATO’da görevli Türk komutanlara yaptýðý bir konuþma da daha önce internete düþmüþtü. Koþaner’in ses kaydý da Genelkur-
‘‘
Yürek burkan, terörle mücadelede göz göre göre verdiðimiz can kayýplarýný ifþa eden þok sözler.
may Baþkaný iken yapýlmýþ... Yüksek Askeri Þûra öncesi “Balyoz resti çekip” emeklilik istemesiydi Koþaner 2013’e kadar Genelkurmay Baþkanýmýz olarak görev yapmaya devam edecekti. Koþaner’in iki yýl da Kara Kuvvetleri Komutanlýðý yaptýðý düþünülürse, terörle mücadeleye yönelik “özeleþtiri” nevinden bu sözleri çok daha önem arz ediyor. Görevde iken kamuoyuna açýk pek konuþma yapmayan Koþaner’in tespitleri oldukça düþündürücü. Konuþma, BUGÜN’ün de yer verdiði basýna yansýyan birçok skandalý doðruluyor. Yürek burkan, terörle mücadelede göz göre göre verdiðimiz can kayýplarýný ifþa eden þok sözler. Koþaner, terörle mücadele için “kontrolsüz mayýn döþendiðini” kabul ediyor. “Alan hâkimiyeti” adýna arazide istihbarat almadan geliþigüzel yapýlan “arama-tarama” faaliyetlerinin “mayýnlara basarak” can kayýplarýna neden olduðunu dile getiriyor. “Hadi arýyorduk, tarýyorduk. Bu arada 10 kiþi mayýna basýyordu. 5 kiþi bil-
mem ne oluyordu. Düþüyordu. Yaralanýyordu. Neticede de hiçbir þey bulamýyorduk.” Iþýk Paþa, eðitimsiz birliklerin çatýþmalarda baþarýsýz olduðunu, tim komutanlarýnýn bile mevzide silahlarýný terk edip kaçtýðýný ifade ediyor. Profesyonel olmayan bu birlikler için “bir karaltý görür tak diye ateþ eder” diyen Koþaner, böyle bir panik hali sonrasý yaþanan vahim bir olayý da ifþa ediyor: “Vay basýldýk diye herkes silaha sarýlýr. Bir masum erimizi alnýndan vururuz. Vurduk mu? Haberiniz var mý? Var deðil mi?” Koþaner, bununla da kalmýyor. Yüzlerce þehit verdiðimiz karakollarýn hatalý yapýldýðýný, kum torbalarýyla yapýlan mevziilerde askerlerin hedef haline geldiðini de doðruluyor. Hantepe Karakolu’na yapýlan baskýnda bu tür hatalý bir mevziiye teröristlerin girip tepeden bomba attýðýnýn ÝHA’dan görüldüðünü söylüyor. “Tam bir kepazelik halimiz” diyor. Paþa’nýn Ýnsansýz Hava Araçlarý (ÝHA) ile ilgili de þok tespitleri var. ÝHA’larýn komutasýnda boþluk olduðunu kaydediyor. Hantepe’de teröristlerin baskýn öncesi görüntülendiðini ama sorumlu komutan arazide olduðu için hiçbir þey yapýlamadýðýný itiraf ediyor. Koþaner, emir-komuta boþluðunun giderilmesi, anlýk ve gerçek istihbarata dayalý profesyonel birliklerle baskýnlar yapýlmasý ve teknolojinin daha verimli kullanýlmasýný da haklý çözümler olarak öneriyor. Bütün bunlara bakýnca Iþýk Paþa’nýn bizzat anlattýðý olaylara iliþkin hukuk süreçlerini açmamak için direndiði görülüyor. *”Kol kýrýlýr yen içinde kalýr” mantýðýný sürdürdüðü anlaþýlýyor. Kara Kuvvetleri Komutanlýðý ve Genelkurmay Baþkanlýðý gibi kritik görevlerde 3 yýl art arda görev yapan Koþaner’in, görevi süresince bütün bu sorunlarýn çözümü için yapýsal deðiþikliklere neden gitmediðini de izah etmesi gerekiyor? Erhan Baþyurt Bugün, 24.8.2011
Hangisidahavahim? DÜNÜN internet sitelerine eski Genelkurmay Baþkaný Org. Iþýk Koþaner’e ait olduðu iddia edilen bir ses kaydý düþtü... Ýlke gereði yasal olmayan dinlemeleri haber yapmýyoruz. Fakat Türkiye PKK terörü ile 30 yýllýk mücadelenin sonucunda yeni bir hava harekâtýna baþlamýþken, Koþaner’in bu mücadeleye dair tarihi itiraf niteliðindeki konuþmasýna kayýtsýz kalamazdýk. Hem Genelkurmay’ý, hem de Koþaner’i ýsrarla aradýk... Cevap alamadýk. O kadar vahim ki itiraflar... Belli ki Iþýk Koþaner ve kuvvet komutanlarý istifa etmeden üç ay kadar önce karargâhta gizlilik derecesi hayli yüksek üst düzey bir toplantý yapýlmýþ... Ve bu toplantý ortam dinlemesiyle kayda alýnmýþ. Kim tarafýndan? Yine belli ki o toplantýya katýlan birileri tarafýndan,.. Hatýrlayýn, bir önceki Genelkurmay Baþkaný Ýlker Baþbuðun Brüksel’de yaptýðý bir konuþma da benzer þekilde internete düþmüþtü. Doðrusu karar veremedim... Bir zamanlar Kandil’i BBG Evi gibi izliyoruz’ diyen bir karargâhýn BBG Evi’ne dönmüþ olmasý mý daha vahim, yoksa bir Genelkurmay baþkanýnýn komutanlarýný karþýsýna alýp “Orduda emir komu-
ta birliðini saðlayamýyoruz” demesi mi? Dedikten sonra gereðini yerine getirmemiþ olmasý mý daha vahim, “Her yere kontrolsüz mayýn döþedik, ama bunu sivillere anlatamam” demesi mi? “Eðitim zafiyeti nedeniyle terörist diye masum erimizi kendimiz vurduk” itirafý mý daha vahim, “Sýnýr karakollarýmýz hatalý yapýlmýþ, Hantepe de hatalý. Halimiz tam bir kepazelik” açýksözlülügü mü? “Çatýþma anýnda tim komutanlarýmýz mevzie silahýný býrakýp kaçýyor” demesi mi daha vahim, ‘Roj TV, mevziini terk eden komutanlarýn silah numarasýný bile yayýmlýyor ve bu komutanlar utanmadan birliklerin içinde dolaþabiliyor” demesi mi? Uzatmak istemiyorum.., Koþaner’i dinledikçe askerin esas iþi dýþýnda her þeyle ilgilenirken ordunun hem idari hem de operasyonel açýdan nasýl delik deþik edildiðini daha iyi anlýyorsunuz... 30 yýllýk terörle mücadelenin askeri acýdan neden baþarýsýz olduðunu daha net görüyorsunuz... Eðer doðruysa bu konuþma... Iþýk Koþaner’in komutanlarýn tutukluluk süresinden çok önce tüm bu vahim idari zaaflardan dolayý istifa etmiþ olmasý gerekmez miydi? Eyüp Can / Radikal, 24.8.2011
DUYURU Konya Selçuk Üniversitesini tercih edip kazanan öðrencilerimizi tebrik ederiz. Konya ve ilçelerinde kalacaklara yer ve ev temin edilir. Ýrtibat Tel: (0505) 496 06 36-(0531) 678 16 14-(0332) 350 84 96
MEDYA POLÝTÝK
Y
Eleþtirinin kutsallýðý ve ordu düþmanlýðý DÜN internete Genelkurmay eski Baþkaný Org. Iþýk Koþaner’e ait olduðu iddia edilen bir ses kaydý düþtü. Ses kaydýndaki konuþulan eleþtirel konu baþlýklarý çok çarpýcýydý: ‘1. Her yere kontrolsüz mayýn döþedik. 2. Emir komuta birliðini saðlayamýyoruz. 3. Çatýþma anýnda tim komutanlarýmýz mevziiye silahýný býrakýp kaçýyor. 4. Eðitim zafiyeti nedeniyle terörist diye masum erimizi kendimiz vurduk. 5. Sýnýr karakollarýmýz hatalý yapýlmýþ, Hantepe de hatalý. Halimiz tam bir kepazelik. 6. ÝHA skandalýnda, teþkilat yapýmýzýn yanlýþ olduðu anlaþýldý. 7. Terörle mücadelede hiç kimsenin talimatýna ihtiyacýmýz yok. 8. Operasyonlarda artýk son bir yýldýr mantýklý iþ yapmaya karar verdik. 9. Artýk her þeyi yasal zemine oturtmak zorundayýz. Herkesin gözü üzerimizde. 10. Elimizdeki teknik imkânlarý kullanamýyoruz, eðitim ve tatbikatýmýz zayýf.’ Aslýnda... Ses kaydýndaki ifadeler, iþini yeryüzü standartlarýnda yapan bir ordu peþinde koþan yansýz insanlarýn çoktandýr söylediði eleþtirileri kapsýyor ve doðruluyordu... Ses bandýnda kabul edilen ve masaya yatýrýlan eleþtirileri daha önceden seslendirenler ‘asker düþmaný’ olarak suçlanmýþtý... Þimdi iddia doðru ise bu eleþtirilerin aynýsýný Genel-
kurmay Baþkaný gündeme getiriyordu... Çünkü savunma zafiyeti ve ordunun içinde bulunduðu durum ayyuka çýktý... Eleþtiriye tahammülsüzlük kurum ve kiþileri çürütüyor... Bin Ali, Hüsnü Mübarek, Kaddafi, aklýna eseni ya-
‘‘
Askeriye iyi niyetli çýrpýnmalarý ‘ordu düþmanlýðý’ olarak algýlamak yerine, haklý eleþtiriler olarak ciddîye alýp gereðini yapsa bunca insan ölmeyecekti.
pan, asla ve kata itiraz istemeyen, eleþtiriden hiç haz etmeyen ve sürekli abartýlý bir övünmenin fanfanlarýný taze tutan insanlar deðil miydi? *** Abartýlý övgü ve propaganda yerine eleþtiriye ve denetime açýk, demokratik mekanizmalarýn denetleyebildiði bir askeriye olsa, ortaya çýkan ses kaydýndaki konuþmalara gerek kalmayacak, askeriye de büyük acýlarla rahatlýkla avlanýr hale gelmeyecekti... Caydýrýcý bir güç olarak diriliðini koruyacaktý... Hatta bunca çocuðumuz boþ yere ölmeyecekti... *** (...) Akýlcý toplumlarýn ve bireylerin demokratik eleþtiriye
tahammül geliþtirmelerinin sebebi, itiraz kurumunun çok esaslý bir sübap olmasýndan kaynaklanýyor... Ýlke yerine keyfiyeti tercih edip, buna karþýn etrafta derin bir sessizlik yaratmanýn nihai maliyeti çok yüksek... *** Dün internete Genelkurmay eski Baþkaný Org. Iþýk Koþaner’e ait olduðu iddia edilen ses kaydý düþünce, toplumun tüm kurumlarýnýn ve yapýsýnýn birleþik kaplar benzeri olduðunu düþündüm... Örneðin, toplumun ve bireylerin son derece demokrat, eleþtiriye ve denetime açýk olduðu bir yerde bizimki gibi bir askeriye olamaz... Oluyor ise genel eðilimlere de bir bakmak, onu da eleþtirmek ve özeleþtiriye tabii tutmak gerekir... *** Demokrasinin özünde eleþtiri, itiraz ve meþru eylem var... Bunu anlamayan, bunu içine sindiremeyen, kendine çeki düzen vermek yerine etrafý alabildiðine sessizliðe büründürmeye kalkýþan sadece ‘harakiri’ yapar... Bugüne kadar en eleþtirilmeyen kurum askeriye idi, dünkü ses bandý, eleþtiriden, denetimden yoksun bir kurumun ne hale düþtüðünü en iyi gösteren örnek... Bu herkes için, hepimiz için geçerli... Askeriye iyi niyetli çýrpýnmalarý ‘ordu düþmanlýðý’ olarak algýlamak yerine, haklý eleþtiriler olarak ciddiye alýp gereðini yapsa bunca insan ölmeyecek, kurum da bu hale düþmeyecekti... Mehmet Altan / Star, 24.8.2011
‘Askerî vesayet’ ve ‘diskolar’ BÝR ülkede demokrasi ve hukuk iliþkisini “münferit” olaylarý dýþarýda býrakarak deðerlendirmek doðru bir tutum mudur? Hele de sorulduðunda “münferit” olarak nitelenen bu olaylar bu sýnýrý çoktan aþmýþ ve bayaðý “sistematik” bir hal almýþsa? Demokrasi ve hukuk iliþkisini kurmaya ya da geliþtirmeye çalýþan bir ülkede silahlý kuvvetlerin belirli sýnýrlar dýþýna çýkmasýnýn engellenmesi, bu sýnýrlarý aþan “paþalar”a demokratik cumhuriyetin olmazsa olmaz kurallarýnýn hatýrlatýlmasýna kimsenin itirazý olamaz ve olmamalýdýr. Bu çerçevede “askeri vesayete son vermek” demokratik bir cumhuriyette son derece meþru bir istek ve taleptir. Ancak, “vesayetine” son vermek istediðiniz kuruma yönelik deðerlendirmeniz sadece “paþalar” düzeyinde kalýyor, ve söz konusu “vesayet”i neredeyse yüz yýldýr erkek cinsinden vatandaþlarýnýn gözünde büyük ölçüde “meþru” kýlan kurum içi uygulamalara dönüp bakmýyorsanýz bu iþte bir yanlýþlýk var demektir. Demokrasinin varlýðý tabii ki bir ülkedeki sistemin temel ilkelerin ve iþleyiþinin bütününe bakýlarak test edilecektir. Ancak bu test “bütüne” bakarken “ayrýntýlarý” da atlamayacaktýr. (“Orman” ve “aðaç” misali.) Yani mesela –bir örnekle açacak olursak- bir ülkede hem demokrasinin (“ileri”si gerisi fark etmez) þahlandýðýndan söz edip ayný zamanda “parasýz eðitim” talep eden bir pankart açtýklarý için 18 aydýr tutuklu bulunan iki üniversiteli genci hepten defterden silmek en azýndan okkalý bir tutarsýzlýk örneðidir. O iki genç, iþledikleri o “suç”tan dolayý cezaevinde kaldýkça, sabahtan akþama demokrasinin
nimetlerini sýralasanýz bile inandýrýcý olamazsýnýz. Yani özetle, demokrasiler asýl olarak bu türden “münferit”(!) uygulamalarla test edilir. Gelelim ikinci örneðe: Askeriyede “disiplin koðuþlarý”na “diskolar” dendiðini mutlaka –artýk- siz de duymuþsunuzdur. Bana göre “askeri vesayet” bu ülkedeki varlýðýný ve aðýrlýðýný büyük ölçüde bu “diskolar”a borçludur. Askeriyedeki gündelik hayatýn “diskolar” dýþýnda kalan önemli bir bölümünü “kýþla dayaðý” olarak nitelendirdiðimi –kim bilir kaç yazý- hatýrlayanlar olacaktýr. “Kýþla dayaðý” askeriyede o derece olaðan bir yaþama biçimidir ki, bu çerçevede ölümle sonuçlananlarý hariç tutacak olursak doðrusu çok az sayýda kiþi ve çevrenin ilgisini çekmiþtir. Ýlgisizler içine “askeri vesayet” en fazla þikayet eden çevrelerin önemli bir bölümü de girmektedir. Söylediðim gibi “diskolar” meselesi baþka, “kýþla dayaðý”ný da aratan bir askeri geleneðimizdir. Yakýnlarda KKTC’de askerliðini yapan Uður Kantar’ýn (kendisi hâlâ komada) baþýna gelenler bir çoðumuzu sistemimiz içinde yer alan farklý bu “diskolar”ýn varlýðýndan haberdar etti. Terhisine iki hafta kala bölük komutaný tarafýndan “disko”ya götürülüp gardiyanlara “Alýn size stres topu getirdim” diyerek teslim edilen Uður, bu iþkence mahallinden komaya girmiþ halde çýktý. Acýlý babasý anlatýyor: Üç gün aç ve susuz býrakma; baþýnýn duvarlara vurulmasý; sýcaða raðmen saatlerce güneþ altýnda tutulma; dayak... Olayýn duyulmasýyla birlikte Genelkurmay’ýn “suçlu-
lar hakkýnda soruþturma açtýðý” bilgisini de hatýrlatayým. Soruþturmanýn “disko” amiri rütbeli hakkýnda deðil, gardiyan erler hakkýnda açýldýðýný da kaydedelim. “Ýþkenceci gardiyan erler”? Ýþkencecilerin tamamý “rütbeli” olsa “Bunlar böyledir, böyle rütbe kazanmýþlardýr!” deyip geçebiliriz. Ama “iþkenceci gardiyan erler” sýnýfý böyle deðil ki... Bu sýnýf tamamen sistemin bir ürünüdür. Yakýn geçmiþte Diyarbakýr Askeri Cezaevi baþta olmak üzere birçok askeri cezaevinde karþýmýza çýkan bu sýnýf bu vatanýn askerlik görevini yapan “öz evlatlarý”ndan oluþuyor. “Sistem” öyle kurulmuþ ve iþliyor ki, yýllarýn tecrübesiyle seçilmiþ “gardiyan erler” (“Kýþla dayaðý” faslýnda onbaþýçavuþlar) yoldaþlarýný komaya sokmak için ellerinden geleni büyük bir istek ve iþtahla yerine getiriyorlar... Allahtan her ülke gibi Türkiye’de kýmýldamaya baþladý. Eskiden hiç söz edilmeyen, eskinin matbuatýnýn-basýnýnýn aðzýna almadýðý bu uygulamalar artýk yeni medya kanallarýnýn devreye girmesi sayesinde “Asker Haklarý” adýný taþýyan bir internet sitesinde ifþa ediliyor. Bugün 17.000 giriþ alacak duruma gelen “Asker Haklarý” sitesini siz de ziyaret edin. Site, okurlarýndan gelen “milli sporlarýmýz” arasýnda yer alan “disko” ve “kýþla dayaðý” hikayelerini de yayýmlýyor. Bu konuda –mutlaka!sizin de bir hikayeniz vardýr. “Olsun, Vatan Saðolsun!” demiyorsanýz tabii ki... “Askeri vesayet”ten þikayetçi olanlar için de yararlý bir site bu. Kürþat Bumin Yeni Þafak, 24.8.2011
TEBRÝK ve DUYURU Isparta Süleyman Demirel Üniversitesini kazanan öðrencilerimizi tebrik ederiz. Isparta'da kalmak için erkek ve bayan öðrencilerimiz için yerlerimiz vardýr. Bu gelecek Leyle-i Kadrin hakkýnýzda ve hakkýmýzda bin aydan daha hayýrlý olmasýný ve defter-i âmâlimize böyle geçmesini Cenâb-ý Haktan niyaz ediyoruz.
Teravih namazý Çay molasý Risale-i Nur Dersi Kur'ân-ý Kerim Hatim duasý Tebrikleþme ve daðýlma SAAT: 21:30 - 23:00
YER: Yeni Asya Gazetesi Güneþli Tesisleri
Ýrtibat telefonlarý: Yeni Asya Temsilciliði (0 246) 218 66 75 - (0 505) 590 66 57 Sidre Eðitim Kültür ve Saðlýk Derneði (0 532) 216 64 76
Isparta Yeni Asya Temsilciliði
TEBRÝK ve DUYURU Muðla Üniversitesini kazanan öðrencilere kalacak yer konusunda yardýmcý olunacaktýr. Ýrtibat: Mehdi Tekin: (0506) 787 80 77 Semih Ünal: (0533) 388 90 99
Muðla Yeni Asya Temsilciliði
DUYURU Sivas Cumhuriyet Üniversitesi'ni kazanan öðrencilerimizi tebrik eder, bay ve bayan öðrencilerimize kalacak yerlerimizin mevcut olduðu duyurulur. Ýrtibat Telefonlarý (0536) 313 69 24 - (0507) 756 58 51
Sivas Yeni Asya Temsilciliði
MAKALE
Y
25 AÐUSTOS 2011 PERÞEMBE
9
Muhakemat’ta ‘insan tipleri’ üzerine (2) fersadoglu@yeniasya.com.tr
ünkü yazýmýzda Bediüzzaman’ýn Muhakemat’ýnda geçen “Ýnsanda müdebbir-i galip, ya akýl veya basardýr. Tâbir-i diðerle, ya efkâr veya hissiyattýr. Veyahut ya haktýr veya kuvvettir. Veyahut ya hikmet veya hükûmettir. Veyahut ya müyûlât-ý kalbiyedir veya temayülât-ý akliyedir. Veyahut ya hevâ veya hüdâdýr”1 ifadelerini aktarmýþtýk. Gayet tabiî ki, tek boyutlu varlýklar olmadýðýmýzdan, kimi zaman gördüklerimize göre, kimi
D
zaman fikir yürüterek karar veririz. Kimi zaman duygusal davranýr, kimi zaman hakperest... Kimi zaman güç ve kuvvete göre hareket ederiz. Kimi zaman hikmetle, ilimle, kimi zaman da olaylara devlete, iktidara göre bakarak karar veririz. Kimi zaman kalbi iþletir, hareket eder, kimi zaman onu devreden çýkarýrýz. Kimi zaman aklî meyillerimiz hakimdir. Kimi zaman arzularýmýzla (nefsimizin yönlendirmesiyle), kimi zaman Hüda’ya, yani Allah’ýn rýzasýna tâbi olarak hareket ederiz. Aslýnda “müdebbir-i galip” ile insanlarýn psikolojik tiplerinin tasnif edildiði de söylenebilir. Ýnsanlar 12 tipe ayrýlýr: Birinci tip: Akýl ön plandadýr. Kiþi ve hadiseleri aklýyla ölçer, biçer ve karar verir. Ýkinci tip: Gözlü tabakadýr, gördüklerine göre hareket eder. Gözüyle görmedikçe inanmaz, i-
nanmak istemez. Veya gözlemcidir, olaylarý müþahede ederek deðerlendirir. Üçüncü tip: Fikir endeksli bir yapýdadýr. Enine boyuna düþünerek, muhakeme ederek karar verir. Dördüncü tip: Duygusaldýr, hisleri nereye sü rüklüyorsa ona göre davranýr. Beþinci tip: Hakperesttir, kaide, kanun ve prensiplere uyar. Hukuk içinde kalýr. Kim haklý ise ondan yana olur. Hem kendi hakkýný, hem baþ kalarýnýn hakkýný arar. Altýncý tip: Kuvvet, güç endeksli davranýr. Güçlü ise, kuvve-i gadabiyesini vasat mertebeye çekmemiþse, gücüne dayanarak iþ yapar. Veya zenginden, güçlüden, soyludan taraf olur. Yedinci tip: Hikmetle hareket eder. Yani, ölçülü, dengelidir. En faydalý, en kýsa, en rantabl, en optimal yolu seçmeye çalýþýr.
Sekizinci tip: Devlet, iktidar yanlýsýdýr. Devlet ne derse, iktidar nasýl hareket ediyorsa, o çizgiyi benimser, takip eder. Dokuzuncu tip: Kalbin sesini dinler, akýl veya kuvve-i müfekkiresini iþletmez. Onuncu tip: Aklî temayüllerine göre hareket eder. Her þeyi akýl ve mantýkla halletme yoluna gider. Filozof gibi... On birinci tip: Arzularýna uyar. Nefsî istekleri doðrultusunda yaþar ve kararlar verir. On ikinci tip: Hüda, yani Allah’ýn rýzasýný arar. Ýhlasla hareket eder. Yani, iþinde daima yüce Yaratýcýnýn emirlerini esas alýr. Bu özellikler; bilgimiz, ferasetimiz, ihlâsýmýz, kýsaca nefsimizi terbiye etmemiz ölçüsünde þekillenir. Kendimizi test edebiliriz: Acaba bizde “müdebbir-i galip” nedir, hangi tipteniz?
Zýndýka komitesi ve cereyaný hocazade68@hotmail.com
Yarýn gece, kanatlanýr melekler! “Kadir gecesinin ne olduðunu bilir misiniz? Kadir gecesi, bin aydan hayýrlýdýr... O gece, esenlik doludur. Tâ fecre kadar.”1 enâb-ý Hak, Kadir Sûresi’nde böyle ferman ediyor. Bin aya denk bir sevap, ne demek; bu, ne büyük bir lütuf! Leyle-i Kadir olmasaydý, böyle bir sevap, ancak seksen üç yýlý aþkýn bir insan ömrünün marziyâtý Ýlâhiye dairesinde yaþanmasýyla mümkün olabilecekti. Yani seksen üç yýl Allah’ýn rýzasýna uygun iþler, hoþnut olmasýna sebep olan þeylerle geçmiþ olmasý halinde ancak bu sevaba eriþmek mümkün olabilecekken; seksen üç yýl deðil, seksen üç gün deðil, sadece sekiz saat bu ihsanýn takdirine yetiyor. Kadir gecesinde gözler açýk, gönüller hüþyâr; bu gece de, mahzun kalbe derman oluyor Yâr. Yeter ki O “yâr” olsun; yeter ki, Onun yardýmý doðsun… Bir geceye koca ömür sýðarken; koca ömre sýðacaklar sýðmamýþsa, vay haline bu hâldeki adamýn! Hâlbuki fýrsatlar fýrsatlarý takip ediyor, art arda. Þuhûr-i selâse de denilen ve üç mübarek ay olarak vasýflandýrýlan Recep, Þaban ve Ramazan aylarý içinde dört önemli gece var: Leyle-i Regaib, Leyle-i Mi’râc, Leyle-i Berat ve Leyle-i Kadir. Cumalarla Ramazan’ýn sevabý da, cabasý. Böyle büyük fýrsatlar, mü’minleri açýk açýk kayýrma; onlara kol kanat germe. Öyle deðil mi? Rabbimiz va’d etmiþ, Cennetine koyacak. Ama biz “kul” olursak! “Fýrsatlar” dedik ya, onu yakalamak; o günleri, geceleri fýrsata dönüþtürmek bir mü’mine pek de zor gelmemeli. Zaten dinin emirlerini iþlemek, nehiylerinden kaçýnmak Müslüman’ýn görevi. Þu mübarek gecelerle günlerde, biraz gayret zor mudur? Bakýnýz: “Her bir hasenenin (hayýrlý iþin) sevabý baþka vakitlerde on ise, Receb-i Þerifte yüzden geçer, Þaban-ý Muazzamda üç yüzden ziyade ve Ramazan-ý Mübarekte bine çýkar ve Cuma geceleri binlere ve leyle-i Kadirde otuz bine çýkar.”2 Mü ba rek gün le rin ve ge ce le rin ö ne mi, Ri sâle-i Nur’da böyle ifade ediliyor. Bire yüz, bire üç yüz, bire bin; yetmedi, bire otuz bin sevap! Az mý? Böylesi özel günlerde biraz farklý þeyler yapmak gerekiyor; nazik bedenleri yataktan yorgandan, koltuktan kanepeden kaldýrarak. Leylei Kadrin, kadrini bilmek adýna. Hz. Aiþe (r.a.) naklediyor: “Hazreti Peygamber (asm) Ramazan’ýn son on günü girince bütün geceyi ihya eder, ailesini uyandýrýr, kadýnlardan ayrý kalýrdý.”3 Biz de ona ümmetiz ya! “Kur’an Ramazan ayýnda ve Kadir gecesinde topluca, Beytü’l-izze denilen makama indirilmiþ ve yine Kadir gecesinde ilk olarak Hira daðýnda, Peygamberimize (asm) vahiy olarak gelmeye baþlamýþtýr.”4 Ramazan ayýnýn ve Kadir gecesinin üstünlüðü, Kur’ân’ýn bu ayda ve bu gecede inmesinden ileri gelmektedir. Kur’ân ayý Ramazan’da, indiði gün semada, kanatlanýr melekler; müminlerin duâsýyla inler durur felekler… “Ey âsî kullarýnýn hatalarýný maðfiret etmek þânýndan olan Gafûr-u Rahîm! Senden baþka ilâh yok ki bize imdat etsin. “Bizi azap ateþinden ve Cehennemden halâs et!” Âmin…
C
Dipnotlar: 1- Kadir Sûresi: 2, 3, 5. 2- Said Nursî, Tarihçe-i Hayat, 507. 3- Veh be Zu hay lî, Ýs lâm Fýk hý Ans. 3: 168 (Neylü’l-Etvâr, IV:270). 4- Ba ka ra Su re si, 182’nin tef si ri (Su ud, Kur’ân-ý Kerim ve Türkçe Açýklamalý Meali).
kadar nazar–ý millette kendilerini lanetten, nefretten bir derece kurtarmak için, kusurlarýmýzý arýyorlar ve hükumeti iðfal etmeye çalýþýyorlar." (Emirdað Lâhikasý, s. 47) * "Kýrk seneden beri benimle mücadele eden gizli zýndýka komitesiyle þimdi onlara iltihak eden komünist komitesinden bir kýsmý, ehemmiyetli birer resmî makam elde ederek karþýma çýkýyorlar. Hükûmet ise, ya bilmiyor veya müsaade ediyor diye çok emâreler bana endiþe veriyor." (Þuâlar, s. 333) * "Þimdiki kuvvetli bir sûrette hükmeyleyen zýndýka cereyaný..." (Lem'alar, s. 32) * "Gizli zýndýka komitesi, aleyhimize Halk Fýrkasýný ve Maarifi sevk etmesi cihetiyle..."
dýnlarýn ifsat edilmesinde, dinsizliðin meydan almasýnda, imân ve Kur'ân hizmetine mukabele edilmesinde, mâsum canlarýn yakýlmasýnda ve daha bir dizi mel'anetin iþlenmesinde "zýndýka komitesi" baþ rolü oynamýþ ve bilfiil vazife almýþtýr. Ancak, bütün bunlara raðmen ne gariptir ki, Üs tad Be di üz za man, yi ne de "zýn dýk lar"la veya onlarýn komiteleriyle uðraþmamýþ, doð ru dan doð ru ya "zýn dý ka ce re ya latif@yeniasya.com.tr ný"ný hedef alýp onlarla mücadele etmiþtir. insizlik ve imânsýzlýk mânâ ve mahiAçýkça ve gayet veciz bir ifade ile "Hey eye tin de ki "zýn dý ka"nýn, bu va tan da fendiler! Ben imanýn cereyanýndayým. Karhem komiteleri var, hem de bir cereþýmda imânsýzlýk cereyaný var. Baþka cereyan halinde hükmünü icraya çalýþýyor. yanlarla alâkam yok" diye haykýrmýþ ve ha Zýndýklar, "Ben imânýn cereyanýndayým" (Þuâlar, s. 301) yatýnýn sonuna kadar da ayný zýndýka ceredi yen as rýn mü fes si ri ve mü ced di di o lan Risâle–i Nur Külliyatýnda ayný paralelde yanýyla uðraþmaya devam etmiþtir. Bediüzzaman Hazretleriyle çok uðraþtýlar. sarf edilmiþ daha onlarca ifade bulunuyor. Neticede ise, bu metotla o dinsizlik cereOna hayatý zehir, dünyayý zindan etmeye Altý bin sayfalýk Külliyat tarandýðýnda a- yanýnýn ve komitelerinin beli kýrýlmýþtýr. vargüçleriyle çalýþtýlar. çýkça görülüyor ki, Üstad Bediüzzaman'ýn Nitekim, Emirdað'dan Urfa'ya doðru yapÝþ te, Üs tad'ýn ken di i fa de le rin den bu as ga ri 19 kez zehirlenmesinde, de falarca mýþ olduðu son yolcuðunda, yanýndaki tadehþetli komitenin hareket ve mahiyetine hapis ve sürgün cezasýna çarptýrýlmasýnda, lebelerine birkaç kez tekrar ile "Kardeþle dair birkaç cümle: e ser le ri nin ya sak lan ma ya ça lý þýl ma sýn da, rim! Ri sâ le–i Nur, bu va ta na hâ kim dir. * "Gizli zýndýka komitesi, elinden geldiði ahlâksýzlýðýn yaygýnlaþtýrýlmasýnda, bazý ka- Dinsizlerin, mason ve komünistlerin belini kýrmýþtýr. Biraz sýkýntý çekeceksiniz. Fakat, sonunda çok iyi olacak" demiþtir. 25 Aðustos 1925 Þükürler olsun ki, yaþanan geliþmeler Hz. Üstad'ýn bu sözlerini doðrulamýþ ve imânýn cereyanýndaki Risâle–i Nur, zýndýkaya galip gelmiþtir. Ancak, þu var ki: Zaafa uðrayan zýndýka, apka ve kýlýk–kýyafet zaman içinde þekil ve sûret deðiþtirerek de ile ilgili kànun, Mecolsa, varlýðýný devam ettirmektedir. lis'te 25 Ekim'de (1925) Haliyle, ona karþý yapýlan mücadele de görüþülmeye baþlandý kesintisiz þekilde devam edecektir. ve yaklaþýk bir ay süren Bu noktada þu hususa bilhassa dikkat ediltartýþmalarýn ardýndan meli: Zýndýklarýn Üstad Bediüzzaman'la var 25 Kasým günü bu kàkuvvetiyle uðraþmalarýna raðmen, Üstad ve nun kabul edildi. talebeleri onlara karþý "mukabele–i bilmisil" Ne var ki, þapkayý bu þeklinde bir mücadele içine girmemiþtir. milletin baþýna geçirme Yani, Bediüzzaman, þahýslarla veya komiyönündeki çabalar, ilgili telerle deðil, onlarýn fikirleriyle ve yaymaya kànunun kabul tarihin çalýþtýklarý menfî cereyanlarýyla uðraþmýþtýr. den aylar öncesinde Bu zamanda, en saðlam ve tutarlý olan 1925'te çýkarýlan Þapka Kànunundan sonra Ayvalýk'ta çekilmiþ bir memleket manbaþlamýþtý. me tot budur. Askerlerin bir bölümü, zarasý. Resmin altýna da gururla "Yüzümüzü Batý'ya çevirdik" ibaresi konulmuþ. Þa yet, böy le ya pýl ma yýp da þa hýs lar la, bekçiler, savcýlar, haBu arada, hedeflenen tatbýrakýlmýþlardý. gruplarla, hiziplerle uðraþýlacak olursa, nekimler ve hatta hemþireler i- bikat için de gerekli ön haMeclis'te baðýmsýz millettice meþkük ve hatarlý olur. Onlarla mücaçin, 1925 yýlýnýn tâ baþlarýnzýrlýklar yapýlmýþ ve sipariþ vekili olan Nurettin Paþa, dele edenlerde "Ya tam galip gelemezsek? dan itibaren þapkaya kadeüzerine Vakko'nun imâl etti- þapkaya muhalefette adeta Ya onlar da bir yerlerden kuvvet alýp aleymeli geçiþ uygulamasýna ge- ði binlerce þapkanýn Kastayalnýz kaldý. Yapýlan propa himize dönse?" þeklinde bitmez bir sýkýntý, çilmiþ ve Aðustos ayýna gel- monu'da halka daðýtýlmasý gandalarýn ve korku uyandý- stres, endiþe hasýl olur. diðinde bu meyanda epeyce temin edilmiþti. ran dayatmalarýn etkisiyle, Evet, þahýslarla uðraþmak, bazan galebi bir mesafe alýnmýþtý. Böylelikle, daha Meclis'ten mebuslarýn çoðu þapkaya yet, bazan da maðlubiyeti netice verir. Aðustos ayý sonlarýna doðru ilgili kànun çýkmadan, þaptaraftar oldu. Lâkin, fikirle, imânla, irfanla ve bahusus ise, M. Kemal, baþýnda Pana- kanýn baþa geçirilmesi için Fevzi Paþanýn da Meclis'e Kur'ân'ýn i'câzý ve tahkikî imân kýlýncýyla ma þapkasýyla Kastamonu gerekli tüm altyapý hazýrlarý þapka ile gelip gitmesi, mu- yapýlan bir "cihad–ý mânevî" metodunda, havalisinde seyahate çýktý. tamamlanmýþ oluyordu. hafazakâr mebuslarýn denmaðlubiyetin yeri yoktur ve olamaz. Zira, 25 Aðustos günü KastamoNitekim, Ankara'ya dönen gesini büsbütün bozdu. zýndýkaya karþý tescilli bir galibiyet zaten nu Belediye Salonunda topla- M. Kemal'i karþýlayanlarýn Neticede, iki–üç muhalif kazanýlmýþ ve bu galibiyet tâ kýyamete yanan kalabalýða hitap eden M. çoðunun þapkalý olmasý, bu mebus dýþýnda, Þapka Kàkýn bir zamana kadar devam edeceðine dair Kemal, elinde tuttuðu þapka- realitenin açýk bir ifadesiydi. nunu 25 Kasým günü Mec kudsî deliller var. yý göstererek, bunun medeniMeclis'te ise, zaten II. Gru- lis'te kabul edilmiþ oldu. ÇeO halde, riskli, þüpheli ve þahýslarýn indî yetin sembolü olduðu, mede- ba ait þahsiyetlerin hemen þitli vilayetlerde zuhur eden fikirlerinden doðan neticesi meþkük metotniyetin ise çok yakýcý bir ateþ tamamý önceden tasfiye ehalkýn direniþi de acýmasýzca larla hareket etmeye hacet, lüzum yoktur. olduðu, buna direnenlerin ise dilmiþ ve Þeyh Said Hadisesi bastýrýlarak kýrýldý. Þapka yü Elh asýl: Kahrolasý zýndýklarla birebir ve yýkýlýp mahvolmaktan kurtubahanesiyle Terakkiperver zünden, yüzlerce vatandaþa doðrudan uðraþmak yerine, onlarýn içinde lamayacaðý yönünde konuþ Fýrkasý da kapatýlarak temidam, binlercesine de aðýr bulunduðu cereyanla uðraþmak, daha isabetli, malarda bulundu. silcileri siyaseten devre dýþý hapis cezasý kesildi. daha emniyetli ve çok daha iyi netice alýcýdýr.
D
TARÝHTE BUGÜN
Kànundan evvel þapka denemesi Þ
GÜN GÜN TARÝH
Turhan Celkan
turhancelkan@hotmail.com
fikihgunlugu@yeniasya.com.tr www.fikih.info (0 505) 648 52 50
Yaþayan Ramazan sorularý
Ýzmir’den Gülden Erenler: “Mide rahatsýzlýðým var; kusup orucumu bozmaktan korkuyorum. Bu nedenle öðleye kadar niyetimi geciktiriyorum; eðer kusmazsam ve kusmayacaðýmdan emin olursam niyet ediyorum. Bunda bir sakýnca var mý?” ncelikle geçmiþ olsun diyorum. Allah size ve tüm hastalara, rahatsýzlara þifalar versin. Öte yandan, hasta olanlar için Cenâb-ý Allah oruçta kolaylýk saðlýyor, hastalarýn oruç tutmamalarýna izin veriyor. Bunu da hatýrlatayým. Cenâb-ý Hak þöyle buyuruyor: “Sizden ramazan ayýný idrak edenler onda oruç tutsun. Kim o anda hasta veya yolcu olursa tutamadýðý günler sayýsýnca baþka günlerde kaza etsin. Allah sizin için kolaylýk ister; zorluk istemez.”1 Eðer kendinizi dinleyerek oruç tutmaya karar vermiþseniz, bunda da bir sakýnca yok. Ýnþâallah makbule geçer. Kaba veya geç kuþluða kadar niyetinizi geciktirip,—bu süre zarfýnda oruç bozucu bir duruma meydan vermemek þartýyla—, oruç tutabileceðinize kanaat edince oruca niyet etmenizde bir sakýnca yoktur. Fakat geç kuþluðu geçmemek, öðleye vardýrmamak lâzým. Þunu bilmenizde yarar var: Oruç niyetle baþlar. Niyetin ise en faziletli zamaný sahur zamanýdýr. Sahur zamaný bu niyeti gösterip kararlýkla orucunuza baþlayýn; korkmayýn. Ýbadete baþlamýþ olursunuz. Aðýz dolusu kusmazsanýz orucunuz bozulmaz. Eðer bahsettiðiniz gibi aðýz dolusu kusarsanýz, bu da kefareti deðil kazayý gerekir. Bunun için de niyeti geciktirmenize gerek yoktur. Allah kabul etsin.
Ö
Abdurrahman Bey: “Fýtýr sadakasý ne demektir? Hükmü nedir? Ne zaman verilir? Ne kadar verilir? Somali’ye fýtýr sadakasý gönderilir mi?”
Fýtýr veya fýtra, “yaratýlýþ” demektir. Fýtýr Sadakasý ise, Ramazan Bayramýna kavuþan ve aslî ihtiyaçlarý dýþýnda belli bir miktar mala sahip olan Müslümanlarýn kendileri ve velâyetleri altýnda bulunan kimseler için yerine getirmekle yükümlü olduklarý mâlî bir ibadettir, bir yaratýlýþ sadakasýdýr. Vaciptir. Kiþi baþýna konmuþ bir malî ibadet olmasý cihetiyle baþgöz ve beden zekâtý da denmektedir. Fýtýr Sadakasý orucun kabulüne ve kabir azabýndan kurtulmaya vesiledir. Ayrýca Ramazan ayý içerisinde yapýlan hata ve kusurlara da bir kefarettir. Resûlullah Efendimiz’in (asm) oruçlunun boþ, çirkin ve kötü sözlerinin günahýndan arýnmasý ve fakirlere bir azýk olmasý için fýtýr sadakasýný emrettiðini Ýbn-i Abbas (ra) rivayet ediyor. Fýtýr Sadakasýný, aslî ihtiyaçlarý dýþýnda nisap miktarý mala sahip olan herkes vermekle mükelleftir. Bu malýn üzerinden zekâtta olduðu gibi bir yýl geçmesi þart deðildir. Bayram namazýndan hemen önce nisap miktarý mala kavuþan bir kimse Fýtýr Sadakasýný vermekle mükellef olur. Nisap ölçülerine sahip olmayan fakir Müslümanlar da Fýtýr Sadakasýný verebilirler. Peygamber Efendimiz (asm) þöyle buyurmuþtur: “Allah zenginlerin malýný fýtýr sadakasýyla temizler. Fakirler ise verdikleri zaman Allah fazlasýyla yerini doldurur.” Özürleri olsun olmasýn, oruç tutmayan kimseler de fýtýr sadakasý vermekle mükelleftirler. Fýtýr sadakasý kendilerine zekât verilebilecek kimselere verilir. Bir fitre ancak bir kimseye verilir. Fakire fitre verirken, bunun fitre olduðu söylenmese de olur. Ýçinden fitre niyetiyle vermesi kâfidir. Fýtýr sadakasýnýn verilme zamaný, dört mezhebin ortak görüþüne göre, Ramazan Bayramýnýn bir veya iki gün öncesi ile Ramazan Bayram Namazý arasýdýr. Hanefîler ve Þafiîlerce yaygýn görüþe göre ise, fýtýr sadakasý Ramazan ayý içerisinde de verilebilir. Yoksullarýn ihtiyaçlarýný bir an önce giderebilmeleri için ihtiyaç varsa, Ramazan ayý içinde olmak þartýyla, önce de verilebilir. Fýtýr Sadakasý bayramdan sonraya kadar verilmemiþ ise, zimmetten düþmez; zimmeti devam eder ve ilk fýrsatta kazaen verilmesi gerekir. Fýtýr sadakasýný herkes bizzat kendisi verebileceði gibi, aile fertleri namýna aile reisi de verebilir. Bayram gecesi doðan çocuðun fitresini de, aile reisi verir. Fitrede esas olan, bir fakirin bir günlük yiyeceðini temin etmektir. Diyanetin belirlediði rakam günümüz itibariyle bir kiþi için en az yedi buçuk liradýr. Artýk dünya küçüldü ve Afrika bizim komþumuz mesabesine geldi. Ve Afrikalý Müslümanlarýn dayanýlmaz açlýðýna küçük de olsa çare olmak bu gün her Müslüman’ýn boynunun borcu haline geldi. Bu nedenle fýtýr sadakasý Somali’ye gönderilebilir. Allah kabul etsin. Dipnotlar: 1- Bakara Suresi: 184, 185
10
KÜLTÜR SANAT
25 AÐUSTOS 2011 PERÞEMBE
alioktay@alioktay.net
Ramazan’a elveda osta veda zamaný þimdi. Hüzün dolu da olsa gelecek sene tekrar kavuþma ümidi ve heyecaný ile þimdilik elveda…
D
Elveda bizden sana ey Þehri Rahmet elveda Sen gidersin ille bizi Yaktý hasret elveda Nur ile zeyn oldu âlem Cümle mescidler temam Zikrü tesbihu teravih Gitti bunlar elveda.
Ramazan, eðlence ve belediyeler Geçen akþam bir televizyon kanalýnda gördüm. Muhafazakâr bir ilçe belediyesinin canlý yayýnlanan Ramazan etkinliðinden bir bölümü gösteriyorlardý. Sahnedeki ekibin salonu oldukça eðlendirdiði, hareketlendirdiði anlaþýlýyordu. Öyle ki tesettürlü bazý hanýmlar dahi müziðin ve oyunun ritmine kendilerini kaptýrmýþlar , ayakta oynuyorlardý. Oldukça üzücü bir görüntüydü bu. Ancak asýl problem bu görüntünün hemen hemen bir çok benzer ortamda tekrarlanmasý. O hanýmlarýn ve tesettürün aðýrlýðý nerede kaldý? Peki mübarek Ramazan da sahneye çýkaracak baþka sanatçý yok muydu? Ramazan'da ilâhî dinletmek dururken, Tasavvuf Müziðine her gün yer vermek gerekirken neden belediyelerimiz—hem de muhafazakâr bildiðimiz—farklý arayýþlar içine girerler ki? Bu sene neredeyse Ýstanbul'daki hemen hemen tüm ilçe belediyelerinin yaný sýra Anadolu'da da bir çok il ve ilçe belediyeleri Ramazan etkinlikleri düzenlediler. Araya serpiþtirdikleri birkaç tasavvuf müziði konseri dýþýnda ise normalde yýlýn herhangi bir zaman diliminde dinlenebilecek pek çok müzik türü ve grubunu, þarkýcýlarýný sahneye çýkarttýlar. Peki neden böyle yapýlýyor? Bunda etken olan birkaç sebep var. Kendimce tespit ettiðim, inandýðým bu sebepleri þöyle sýralamak isterim. Siyasetçiler için önemli olan þeylerin baþýnda , topluluk önüne çýkmak , konuþmak geliyor. Topluluk ise oy demek, hedef kitle demek. Ramazan çadýrlarýna gelen halk ise bu anlamda iyi bir propaganda alanýdýr. Peki programý izlemeye gelen insan sayýsý nasýl artar? Elbette popüler isimler, medyada yer bulan bay-bayan þarkýcýlar, popçular, isim yapmýþ kiþileri sahneye çýkararak. Dikkat ederseniz her iftar programý öncesi veya sonrasý belediye baþkanlarý, bir konuþma yaparlar. Hele o gün sahneye çýkan sanatçý tanýnmýþ bir isimse ve gelen insan sayýsý da fazla ise bu hiç de kaçýrýlmayacak bir fýrsattýr. Baþýmdan geçen küçük bir hatýrayý paylaþmak isterim. Yýllar evvel Ýstanbul da bir ilçe belediyesinin iftar etkinliði vesilesiyle sahneye çýkmýþtým. Saz ekibimizle tasavvuf müziðimizi icra ederken birden içeri dikkat çekici davranýþlarla bir grup giriverdi. Geldiler ve protokole oturdular. Az sonra bir görevli sahnede yanýma geldi ve bir not tutuþturdu elime. Notta milletvekili ….Bey ile Belediye Baþkaný … Bey in geldiði yazýyordu.
Bizim Aile Dergisi soruyor
Benden bekledikleri programý kesip gelenleri anons ve takdim etmemdi. Bu doðrusu benim sanat ve sahne anlayýþýma ters bir durum. Benzer bir durum da geçen yýl yine bir ilçe belediye programýnda yaþadým. Diðer tüm sanatçýlar için, anlattýðým bu olaylar aynen geçerli. Programa gelip dinlemek isteyen kiþi—kim olursa olsun—izleyicilerin dikkatini daðýtmadan usulca girer mümkün olan en uygun koltuða oturur ve programý izler. Ama biz de sistem öyle iþlemiyor. Siyasetçiler özellikle tam da programýn ortasýnda, halk toplanmýþken ve büyük bir gösteriþle alana giriyor ve o anda sahnede kimin olduðuna dikkat etmeden sahneye çaðrýlmayý veya takdim edilmeyi bekliyorlar. Bu da demin söylediðim nedenden yani sanatçýyý dolgu malzemesi ve propaganda vesilesi saymalarýndan kaynaklanýyor. Zaman zaman bu köþede yer verdiðim rahmetli Adnan Menderes ile Alaeddin Yavaþça Hoca arasýndaki hatýrayý bir kez daha hatýrlatmýþ olayým da aradaki farký siz kýyaslayýn. Baþta yazdýðým etkenlerden bir diðeri de belediyelerin kültür müdürlüðü koltuðunda oturan kimi idarecilerin veya sanatçý listesini belirleyen sorumlularýn müzik, sanat ve sanatçý bilgisindeki noksanlýklarýdýr. Ramazanda sahneye çýkacak onlarca deðerli isim ve grup varken koskoca Türkiye’de her Ramazan sadece belli isimler etrafýnda bu konserlerin icra ettirilmesi, þöhretli (iyi veya kötü fark etmiyor), medyatik, þarkýcý, popçu, arabeskçi kimselerin çaðrýlmasý iþte söylediðimiz sebeptendir biraz da. Rastgele birkaç belediyenin Ramazan etkinlik programýný alýn bakýn siz de göreceksiniz. Yine belediyelere sanatçý ve program saðlayan ajanslarýn ticarî baðlarý, aldýklarý ihaleler ve ikili iliþkileri bir diðer etken. Bazý belediyeler sürekli hep belli isimlerle ajanslarla çalýþýr. Bu ajanslar da aldýðý ihale bedeline en uygun fiyata gelecek belli isimleri lanse eder. Aslýnda bu ihalelerin ve iliþkilerin iyi bir incelemeye tabi tutulmasýnda yarar var. Evet sonuç olarak, Ramazaný sadece bir eðlence ve gelen insanlarý da eðlendirmeyi hizmet saymak belediyecilik olmasa gerektir. Bu mübarek aya herkesin gerekli hürmeti göstermesi þart.
Pide, hurma, tasavvuf müziði Sanýrým Ramazan’ýn olmazsa olmazlarýndandýr bu üçü. Yýlýn 11 ayýnda pide yemek nedense çok da tercih edilen bir þey deðil. Hurma gibi. Bir de Ýlâhîlerimiz var tabiî. Evet bu Ramazanda da pek çok televizyon kanalý Ýlâhîlerimizi tekrar keþfettiler. Bazý kanallar gerçekten iþinin ehli sanatçýlara tasavvuf müziði programý yaptýrdýlar veya konuk olarak çaðýrdýlar. TRT de Ender Doðan, TNT de Halil Necipoðlu gibi isimler iyi birer seçimdi. Onun dýþýnda da Ramazan programý yapan tüm kanallar bir þekilde canlý olarak ilâhîlere yer verdiler. Bu elbette bir ihtiyaçtan kaynaklanýyor ancak yeterli deðil. Televizyona ilâhî okutmak için çýkarýlan kiþilerin müzik bilgisi, sesi, yaptýklarý müziðin tarzý da dikkat edilmesi gereken olmazsa olmazlardan. Ama ne yazýk ki öyle kiþilerden ilâhî dinletiliyor ki ‘’Ýllâllah’’ diyesiniz geliyor. Tamamen piyasa, arabesk kokan, bestesi bir yerlerden kopyalanmýþ ezgileri ilâhî diye milyonlarca insana izletmek, kötü yorumlarý dinletmek çok yanlýþ. Bu ülkede Tasavvuf Müziðini hakkýyla, edebiyle, kültürüyle icra eden o kadar çok gerçek sanatçý var ki bize dinletilenler —istisnalarýný tenzih ederim —kötü bir taklitten baþka bir þey deðil. Dileðimiz, televizyon kanallarýnýn sadece Ramazanda deðil bütün yýl boyunca nitelikli Tasavvuf Müziði programlarý yaptýrmasý, ilahilere daha çok yer vermesi.
Hayatýmýzdizimi?
TELEVÝZYONSUZ evlerin garip karþýlandýðý bir zamandayýz... Diziler, reklâmlar, son dönemde moda haline gelen evlilik programlarý ise ilgi ve merakýmýzýn odak noktasýnda… Çay saatlerinin seyredilecek diziye göre ayarlanýp, aile sohbetlerinin kaybolmaya yüz tuttuðu bir hayat þekli. Evimize destursuz giren mahrem hayatlar. Çocuklarýmýzýn nasýl bir tehdit altýnda olduðunun farkýnda mýyýz? Bizim Aile Dergisi bu düþüncelerle dizilerin kiþiler üzerindeki etkilerine deðiniyor. YTÜ Ýnsan ve Toplum Bilimleri Bölümü Öðretim Üyesi Yrd. Dç. Dr. Süleyman Doðan konuk olmuþ bu ay Bizim Aile’ye. Kitle iletiþim araçlarýnýn hayatýmýzdaki yerini deðerlendiren Doðan, dizilerin vazgeçilmezler arasýnda yer aldýðýna dikkat çekiyor. Yrd. Dç. Dr. Süleyman Doðan’la diziler ve etkileri üzerine yapýlan sohbet
seyredilenleri deðerlendirilmesi gerektiði üzerine ilginç tespitler içeriyor. Hilal Çorbacýoðlu, günümüz insanlarýnýn psikolojisini analiz ettiði yazýsýnda ekrandakiler ‘gerçekten kurgu mu?’ diye soruyor. Fatma Yýlmaz’ýn Tataristan Müslüman Kadýnlar Birliði Baþkaný Nailya Ziganshine ile yaptýðý söyleþi de ilgi çekecekler arasýnda yer alýyor. Çocuk Hali’nde Nurdan Altun çocuk ve okul hakkýnda önemli tüyolar verirken, Aktüalite sayfasýnda Kübra Akdemir anneliðin önemine dikkat çekiyor… Kadýn Dünyasý ‘herkesin bizden daha bilgili olduðunu düþünelim’ derken, tefekkür sayfasý görebilmenin güzelliðini anlatýyor. Düþünceler, Hikâye, Hayatýn Ýçinden, Ýnternet ve Eðitim sayfalarýnýn zenginleþtirdiði Bizim Aile Eylül sayýsýnda dizilerin sanýldýðý kadar masum olmadýðýný fark ettiriyor…
Y
Uzun yýllar ulusal yayýnlarda çizerlik yapan usta karikatüristler Küçükçekmece Belediyesi Sefaköy Kültür ve Sanat Merkezi’nde yapýlan söyleþiye katýldý.
Çizgi ustalarýmýz ‘karikatür’ dersindeydi ÇÝZERLERÝMÝZ ÝBRAHÝM ÖZDABAK VE HAYREDDÝN EKMEN KÜÇÜKÇEKMECE BELEDÝYESÝNÝN DÜZENLEDÝÐÝ SÖYLEÞÝDE BÜYÜK ÝLGÝ GÖRDÜ. ÇÝZGÝNÝN ustalarý Küçükçekmece Bilgi Evleri Karikatür Kulübü öðrencileriyle bir araya geldi. Uzun yýllar ulusal yayýnlarda çizerlik yapan usta karikatüristler Küçükçekmece Belediyesi Sefaköy Kültür ve Sanat Merkezi’nde yapýlan söyleþiye katýldý. Gazetemiz karikatüristlerimiz Ýbrahim Özdabak ve Hayrettin Ekmen ile Devrim Kunter ve Goncagül Güngör’ün oluþturduðu grup, meraklý karikatürist adaylarýnýn sorularýný cevapladý. Sefaköy Kültür ve Sanat Merkezi’nde gerçekleþtirilen söyleþi programýna katýlan karikatüristlerimiz Ýbrahim Özdabak ve Hayrettin Ekmen ile Devrim Kunter ve Goncagül Güngör, öðrencilere önemli tavsiyelerde bulundu.
ÖZDABAK: KARÝKATÜRÜN ZAMANLAMASI VAR Çok sayýda öðrencinin ilgi gösterdiði söyleþide, ilk sözü alan ünlü karikatürist Ýbrahim Özdabak, insanoðlunun çizgiyle var olduðunu söyledi. Ýnsanlarýn maðaralara çizdikleri resimlerle iletiþim kurmaya baþladýðýný belirten Özdabak, ardýndan kelime ve cümlelerin geldiðini vurguladý. Karikatürü dünyanýn en zor ayný zamanda en kolay iþi olarak nitelendiren Özdabak, “Karikatürün bir zamanlamasý vardýr. On saniye içerisinde okuyucuyla çizer arasýndaki iletiþim kurulur. Esprinin ayný fýkrada olduðu gibi okuyucu tarafýndan doðru zamanda algýlanmasý gerek” diye konuþtu. Her insanýn mesleðinin yanýnda bir de meþgalesinin bulunmasý gerektiðini söyleyen Özdabak, karikatürün, yapýmý basit ve az maliyetli olmasý nedeniyle doðru tercih olacaðýný vurguladý.
Özdabak, insanlarýn maðaralara çizdikleri resimlerle iletiþim kurmaya baþladýðýný, ardýndan kelime ve cümlelerin geldiðini vurguladý.
EKMEN: TARÝHTEKÝ GERÇEK OLAYLARI ÇÝZEREK BAÞLADIM Hayreddin Ekmen gençliðinde okuduðu çizgi romanlarý saçma bulup tarihteki gerçek olaylarý çizerek bu iþe baþladýðýný belirtirken, çizgi romanlarý yurtdýþýnda yayýnlanan çizer Devrim Kunter ise geliþen teknoloji sayesinde karikatürü meslek edinmek isteyenlerin eskiye göre daha avantajlý olduðunu ifade etti. Çizmeye meraklý olanlarýn desen ve fotoðraf taklit çalýþmalarý yapmasý gerektiðini kaydeden Kunter, “Ancak burada en önemli þey çalýþmaktýr. Her yer-
BULMACA 1 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10
Ekmen, gençliðinde okuduðu çizgi romanlarý saçma bulup tarihteki gerçek olaylarý çizerek bu iþe baþladýðýný belirtti.
de Picasso’dan bahsediliyor. Çünkü devrinin en çok resim çizmiþ insanýdýr. Eðer çalýþýrsanýz birçok yetenekli çizerden daha iyi çizersiniz” dedi.
ayrý bir ilgi gören Goncagül Güngör de çizmeye meraklý öðrencilere eðitim alabilecekleri kurumlarla ilgili bilgi verdi. Sektörde çizim yeteneðinin deðerlendirilebileceði birçok alanýn bulunduðuna dikkat çeken Güngör, eðitim konusunda üniversite ve özel akademileri önerdi. Karikatüristler söyleþinin ardýndan bol bol imza daðýttý.
ÖÐRENCÝLERDEN SORU YAÐMURU Samimi bir sohbet ortamýnda gerçekleþen söyleþide öðrenciler merak ettikleri birçok konuyu karikatüristlere sordu. Öðrencilerden
Hazýrlayan: Erdal Odabaþ (erdalodabas@mynet.com)
2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12
SOLDAN SAÐA— 1. Halk isyanýnýn kanlý bilançolar oluþturduðu komþu devlet. - Arap yarýmadasýnýn kuzeybatý bölümünü ve Kýzýldeniz kýyýlarýný kaplayan Suudî Arabistan krallýðýnýn bir bölümü. 2. Sonsuza kadar, mütemadiyyen. - Ýstikbal, gelecek. 3. Yunanistan halýkndan olan kimse.- Küçük týrpan. 4. Bedduâ, inleme. Muðlanýn bir ilçesi.- Simitte orta. 5. Afrika'da bir nehir.- Cansýz, ruhsuz madde. - Utanma, hicab hissi.6. Bir teþkilata mensup kimse. - Güvenilen, itimat edilebilir olan. - Pena’da sessizler. 7. Bir erkek adý. - Erkekliðini giderme, iðdiþ etme. 8. Bakteri ve mantarlara karþý etkili olan ve özellikle aðýz, boðaz ve vücudun çeþitli dahili kýsýmlarana uygulanacak çözeltilere de %1 oranýnda katýlan koku giderici etkisi de bulunan bir bileþik. - Dile getirilmemiþ ama anlatýlmak istenen arzu. 9. Fabrika yapýmý her türlü kumaþ, bez vb. dokuma. 10. Üðütülmüþ tahýl.- Faydalý, verimli.- Gelir getiren mülk.
1 2 3 4 5 6 7 8 9
10
1
BÝR ÖNCEKÝ BULMACANIN CEVABI
A K Ý N A K E S O D
2
3
4
5
6
7
8
9 10 11 12
K A R A L A M A P A
A R O M A K A D A M
D Ý N A R A N A R A
E K Ý Z K K E R A T
M A H Ý K Ö T E K E
Ý T Ý M A T Ü T A K
K Ü T Ü R Ü M Ü N A
O R Ý T T Þ U L U S
Þ Ý K A Y E T A L A
A Z A L A N U T A B
M E T A N E T Ý K A
YUKARIDAN AÞAÐIYA— 1. Genellikle siyanojenik bitkilerin tüketilmesiyle veya hidrosiyanik asidin gaz durumunda alýnmasýndan sonra sitokrom oksidaz enziminin baskýlanmasýyla histotoksik anoksi sonucunda ölüme neden olan zehir. - Baþlýca içeceðimiz. 2. Rablýk, ilâhlýk. 3. Evcil geyik. - Kalay, kurþun karýþýmlý metal tutþturucu. 4. Yayýnlanmýþ mahkeme kararý. - Býkkýnlýk, bezginlik belirtir bir kelime. 5. Karabük iline baðlý ilçelerden biri. - Onamaktan emir. 6. Arapçada baba. - Kur'ân alfabesinde bir harf. 7. Seyrek dokunmuþ el iþlesi kumaþý. - Bilinmeyen eski tarih. 8. Ehad kelimesinde sessizler. - Fotoðraf gösterim sanatý. 9. Yunanca sonra anlamýna gelen ön ek. - 10. Geçerli olan, yürürlükte olan. -Takma saç. 11. Kazaklarda seçilmiþ baþkan. - Ýki, nesne arasýndaki boþluk. 12. Allah'ý anma eylemi.- Þehir planý.
EKONOMÝ
Oðlundan aylýk almak için boþananýn, aylýðý kesilir SORU 1: Bulunduðum mahallede bir kadýn var. Oðlu vefat etmiþ. Kadýn eþinden boþandý ve oðlu üzerinden SGK’dan ölü aylýðý alýyor. SGK’nýn anlaþmalý boþananýn kestiði aylýk buna girer mi? (Hanifi TÜMER/Ýstanbul) CEVAP 1: 5510 sayýlý yasada, eþinden boþandýðý halde boþandýðý eþiyle fiilen birlikte yaþadýðý belirlenen eþ ve çocuklarýn, baðlanmýþ olan gelir ve aylýklarý kesilir hükmü bulunmaktadýr. Günlük hayatýmýzda genellikle kanunda yer alan bu hüküm, ölen babasý üzerinden yetim aylýðý almak için kocasýndan boþanan bayanlar için uygulanmaktadýr. Ancak kanun hükmü açýktýr. Her kim ki, SGK’dan aylýk almak için eþinden anlaþmalý (muvazaalý) boþanýrsa ancak resmiyette boþandýðý eþiyle fiilen birlikte yaþarsa bu kiþilerin aylýklarý kesilir.
DÖVÝZ SATIÞ
ALIÞ
EFEKTÝF SATIÞ
1 ABD DOLARI
1.7750
1 AVUSTRALYA DOLARI
1.8611
1.8733
1.8525
1 DANÝMARKA KRONU
0.34471
0.34641
0.34447
1 EURO
2.5685
2.5809
2.5667
1 ÝNGÝLÝZ STERLÝNÝ
2.9339
2.9492
2.9318
1.7836
1.7738
1.7863 1.8845 0.34721 2.5848 2.9536
1 ÝSVÝÇRE FRANGI
2.2495
1 ÝSVEÇ KRONU
0.28034
2.2640
1.7994
1.8075
1 KUVEYT DÝNARI
6.4649
6.5501
1 NORVEÇ KRONU 1SUUDÝARABÝSTAN RÝYALÝ 100 JAPON YENÝ
EFEKTÝF ALIÞ
6.3679
6.6484
0.32778
0.32999
0.32755
0.47560
0.47118
2.3287
2.3047
0.33075 0.47917
2.3375
2010 sonu itibariyle takip edilen 564 bin 201 dâvânýn 292 bin 438’ini hukuk davalarý, 161 bin 805’ini ceza dâvâlarý, 3 bin 933’ünü idare mahkemelerinde açýlan dâvâlar, 6 bin 161’ini vergi dâvâlarý, 7 bin 197’si ni ic ra d âvâla rý, 92 bin 667’sini de icra takipleri oluþturuyor. Hukuk dâvâlarýnýn yüzde 58,6’sýnýn Hazine aleyhine açýldýðý dikkati çekerken, icra dâvâlarýnýn yüzde 80,1’inin Hazine tarafýndan açýldýðý, icra takiplerinin de yüzde 93,3’ünün yine Hazine tarafýndan baþlatýldýðý belirtiliyor. Toplamda da Hazinenin 381 bin 11 dâvâda dâvâcý, 183 bin 190 dâvâda ise dâvâlý olduðu görülüyor.
DÜN 719 ÖNCEKÝ GÜN 731
C. ALTINI
Ýkinci 500’ün lideri Erbosan
FOTOÐRAF: AA
CEVAP 3: Deðerli okur, en erken SSK þartlarýnda emekli olabilirsiniz. Emeklilik için 49 yaþýný doldurmanýz ve en az 5300 gün prim ödeme gün sayýsýna sahip olmanýz gerekmektedir.
DÜN 105,85 ÖNCEKÝ GÜN 108,10
ULUSLARARASI kredi derecelendirme kuruluþu Moody’s, Japonya’nýn ‘’Aa2’’ olan uzun vadeli kredi notunu bir basamak düþürerek ‘’Aa3’’e çekti, not görünümünü ise ‘’duraðan’’ olarak belirledi. Kuruluþtan yapýlan açýklamada, kararda, Japonya’nýn düþük büyüme beklentisi, yüksek bütçe açýðý ve kamu borçlarý ile Japonya hükümetinin 2009’daki küresel ekonomik resesyondan bu yana borçlarýný daha da artýrmasýnýn etkili olduðu belirtildi. Moody’s, zayýf büyüme beklentileri nedeniyle Japonya’nýn yüksek kamu borçlarýný ödemekte zor la na bi le ce ði ne dik ka ti çe ke rek, Ja pon ya hükümetinin bütçe açýðýný azaltmak için daha çok ça ba gös ter me si ge rek ti ði ni vur gu la dý. Kuruluþ ayrýca, yaklaþýk son beþ yýldýr sýk sýk hükümetin deðiþmesinin ülkede uzun vadeli ekonomik ve mali stratejilerin uygulanmasýný engellediðine iþaret etti. Japonya Maliye Baka ný Yos hi hi ko No da, Ja pon pa ra bi ri mi Yen’de devam eden aþýrý deðerlenmeyi kontrol altýna almak ve ihracatçýlara destek olmak üzere 100 milyar dolar tutarýnda kredi kolaylýðý saðlayacaklarýný bildirdi.
FAALÝYET Raporuna göre, 2010 sonu i ti ba riy le ke sin le þen 96 bin 246 dâ vânýn 56 bin 472’si Hazine lehine, 39 bin 774’ü de Hazine aleyhine sonuçlandý. Rakamlar, devletin hukuk dâvâlarýný daha çok kaybettiðini, idari ve icra dâvâlarýný ise kazandýðýný ortaya koydu. 2010 yýlýnda sonuçlanan 59 bin 662 hu kuk dâvâsýnýn 26 bin 67’si Hazine lehine, 33 bin 595’i ise Hazine aleyhine neticelendi. Bu þekilde Hazine, her 100 dâvâdan 56’sýný kaybetti. Buna karþýlýk idari dâvâlarýn yüzde 78’i, icra dâvâlarýnýn da yüzde 89,6’sý Hazine lehine karara baðlandý. 16 bin 835 icra dâvâsýnýn 15 bin 81’ini, bin 526 idari dâvânýn da bin 191’ini Hazine kazandý. Hazine avukatlarýnýn müdahil olarak katýldýðý 18 bin 223 ceza dâvâsýnýn da 14 bin 133’ü devlet lehine sonuçlandý. Ankara / aa
SORU 3: 12.06.1975 doðumluyum. 20.02.1980 tarihinde sigorta baþlangýcým var. Bu þartlarda ben en erken ne zaman emekli olabilirim? (Ahmet SEVÝNÇ/Ýstanbul)
ALTIN
DÜN 2,5690 ÖNCEKÝ GÜN 2,5820
Mo ody’s, Ja pon ya’nýn notunu düþürdü
HUKUK DÂVÂLARI KAYBEDÝLÝYOR, ÝDARÝ DÂVÂLAR KAZANILIYOR
nel tarafýndan yerine getiriliyor. Bu þekilde her Hazine avukatý, ortalama 460 dâvâyý takip zorunda bulunuyor. Hazine avukatlarý, devletin taraf olduðu tapu iptal ve tescil davâlarýndan evlat edinmenin iptaline, tüketici dâvâlarýndan ihtiyati hacize, dolandýrýcýlýk, zimmet ve irtikap dâvârýndan taciz, fena muamele gibi suçlar nedeniy le açý lan kamu dâvâlarýna, vergi dâvâlarýndan Kaçakçýlýk Kanunu dâvâlarýna kadar pek çok dâvâda kamuyu temsil ediyor. Hazine avukatlarý, yoðun bir icra takibi ile de uðraþýyor.
EURO
DÜN 1,7780 ÖNCEKÝ GÜN 1,7840
ART arda rekor kýrarak 1900 dolarý aþan altýnda hýzlý düþüþ yaþandý. Altýn, önceki gün 18 ayýn en keskin bir günlük düþüþünü kaydettikten sonra yüzde 1’in üzerinde deðer kazandý. Fiyatlardaki keskin düþüþte ABD’nin üçün cü var lýk alý mý programý ný açýklayaca ðý beklentisi etkili oldu. Japonya’nýn kredi notu nun indirilmesinin ardýndan risk iþtahý geri lerken, Asya’daki fiziki altýn piyasasýnda oluþan güçlü talep fiyatlarý destekledi. Altýnýn ons fiyatýndaki düþüþ sonrasý iç piyasada da fi yat lar ge ri le di. Pa zar te si 180 li ra yý gö ren çeyrek altýn 173 liraya gerilerken. Altýnýn gra mý da 109 liradan 106 liraya indi.
DÂVÂLARIN DAÐILIMI
MALÝYE Bakanlýðý bünyesinde görev yapan Hazine avukatlarýnýn 2010 yýlý sonu itibariyle devlet adýna takip ettiði dâvâ ve icra sayýsý 564 bin 201 olarak belirlendi. Maliye Bakanlýðý Baþhukuk Müþavirliði ve Muhakemat Genel Müdürlüðü Faaliyet Raporundan derlenen verilere göre, devletin hukuk danýþmanlýðýnýn yaný sýra Genel Bütçe kapsamýndaki idarelerin yargý önünde temsili görevini de yürüten Hazine avukatlarý, yoðun bir iþ yükü altýnda bulunuyor. 2010 yýlý sonu itibariyle 564 bin 201 dâvâ ve icra takibi, 1.226 Hazine avukatý ile 689 idari perso-
DOLAR
Çeyrek 173 liraya geriledi
BAÞHUKUK MÜÞAVÝRLÝÐÝNÝN FAALÝYET RAPORUNA GÖRE, 2010 SONU ÝTÝBARÝYLE HAZÝNE AVUKATLARININ TAKÝP ETTÝÐÝ DÂVÂ VE ÝCRA SAYISI 564 BÝN 201. HER HAZÝNE AVUKATI ORTALAMA 460 DÂVÂYI TAKÝP ETMEK ZORUNDA KALIYOR.
49 yaþ 5300 günle emekli olursunuz
ÝSTANBUL Sanayi Odasý’nýn (ÝSO) hazýrladýðý ‘’Türkiye’nin Ýkinci 500 Büyük Sanayi Kuruluþu Araþtýrmasý’’na göre 2010 yýlýnda satýþ vergileri hariç net üretimden satýþlara göre Erbosan Erciyas Boru San. ve Tic. A.Þ. ilk sýrada yer aldý. Türkiye’nin Ýkinci 500 Büyük Sanayi Kuruluþu Araþtýrmasý sonuçlarý, ÝSO’da düzenlenen basýn toplantýsýyla açýklandý. Üretimden satýþlara göre Erbosan 123 milyon 729 bin 722 lira ile ikinci 500 büyük sanayi kuruluþunda ilk sýrayý aldý. Erbosan, ayný sýralamada bir önceki sene altýncý sýrada yer almýþtý. Erbosan’ý, 123 milyon 577 bin 911 lira ile Koç Haddecilik, 123 milyon 505 bin 460 lira ile Tamsa Fayans izledi. 2009 yýlýnda ilk sýradaki kuruluþun üretimden satýþlarý 98,2 milyon lira olarak gerçekleþmiþti. Ýstanbul / aa
Bayramýn tadýný Lovells ile keþfedin
Özürlü çocuðu olan baba erken emekli olamaz SORU 4: Evde özürlü bir çocuðum var. Özürlü çocuðu olanlarýn erken emekli olacaðý söyleniyor. Ben çocuðun babasýyým. Bu konuda babalara da erken emeklilik hakký var mý?
NOT: Sorularýnýz için e-posta: sosyalguvenlik@yeniasya.com.tr ahmetarican34@gmail.com
1.8144
0.47474 2.3133
0.28391
Hazine dâvâ yorgunu
SORU 2: Ben ev hanýmýyým. SGK’ya isteðe baðlý prim ödüyorum. Kocam geçen ay trafik kazasý geçirdi. Durumu kötüye gidiyor. Kocam SSK emeklisi. Eðer kocam ölürse, ben de isteðe baðlýlýktan emekli olursam, hem kocamýn hem kendimin aylýðýný birlikte alabilir miyim? (Etfal ARI/Bursa)
CEVAP 4: Deðerli okur, 5510 sayýlý yasanýn 28'nci maddesine göre, emeklilik veya yaþlýlýk aylýðý baðlanmasý talebinde bulunan kadýn sigortalýlardan baþka birisinin bakýmýna muhtaç derecede malül çocuðu bulunanlara, prim ödedikleri gün sayýsýnýn dörtte birisi prim ödeme gün sayýlarýnýn toplamýna ilave edilmekte ve bu þekilde erken emekli olunmaktadýr. Kadýn sigortalýnýn, memur, iþçi, esnaf veya þirket ortaðý sigortalý olmasý arasýnda hiçbir fark yoktur. Bu düzenlemeden bütün kadýn sigortalýlar faydalanabilir. Ancak, özürlü çocuðu olan babalara tanýnmýþ böyle bir hak ve imkan yoktur.
2.2674
0.28014 1.7927
SERBEST PÝYASA
SATIÞ
2.2461
0.28326
1 KANADA DOLARI
Emekli aylýðý olan kadýn kocasýndan ölüm aylýðý alýr
CEVAP 2: Hanýmefendi sormuþ olduðunuz soru çok önemlidir. Çünkü, ülkemizde eþler vefat ettiðinde yalnýzca birisinin maaþýnýn alýnabileceði þeklinde yanlýþ bir algý vardýr. Kocasý ölen bir kadýn nasýl kocasýnýn ölüm aylýðýný SGK’dan alabilirse, karýsý ölen bir koca da eþinin ölüm aylýðýný SGK’dan alýr. Bu durum, 5510 sayýlý reform yasasýndan sonra da deðiþmemiþtir. Koca ve karýnýn birbirinin aylýðýný alabilmelerinde tek þart, evlenmeyip dul kalmalarýdýr. Ancak, bu konuda ince bir ayrýntý vardýr. Eðer hayattaki kadýn veya kocanýn kendi emekli aylýðý da var ise, eþi üzerinden yalnýzca yüzde 50 oranýnda ölüm aylýðý alýr. Hayattaki kadýn veya kocanýn kendi emekli aylýðý yoksa, eþi üzerinden baðlanacak aylýðýn yüzde 75’ini alýr.
DÖVÝZ SATIÞ
ahmetarican34@gmail.com.
ALIÞ
ALIÞ
Cinsi
Cinsi
11
23 AÐUSTOS 2011
MERKEZ BANKASI DÖVÝZ KURLARI
25 AÐUSTOS 2011 PERÞEMBE
Y
Baklava üreticilerinde ‘bayram’ mesaisi -
Ramazan bay ramýnda bayramlaþmaya gelen konuklarýna baklava ikram etmek isteyenlerin taleplerine karþýlýk vermeye çalýþan baklavacýlar, bayrama bir hafta kala gece-gündüz çalýþmaya baþladýlar. Kayseri’de evlerinde klasik yöntemlerle ürettikleri baklavalarý ticarî araç yaparak iþletmeler kuran onlarca ev kadýnýndan Serpil Özaþýr, bayram için daha çok tatlý, su böreði ve pasta sipariþi aldýklarýný kaydetti. Özellikle ‘’Güllü ve Açma’’ baklavaya büyük talep olduðunu ifade eden Özaþýr, geçen yýl bayramda sattýklarý her biri ortalama 3 kilogram gelen 400 tepsi baklavanýn bu yýl 500 tepsiye ulaþmasýný yani 1,5 tonluk satýþ yapmayý planladýklarýný bildirdi. Gaziantepli baklavacý Ömer Güllü de, elden veya kargoyla, baþta ABD olmak üzere, Almanya, Polonya, Ýngiltere, Hollanda, Dubai ve Suudi Arabistan gibi çok sayýda Avrupa ve Ortadoðu ülkelerinden gelen baklava sipariþlerini yetiþtirmeye çalýþtýklarýný söyledi. Yurt dýþý sipariþleri telefon ya da internet yoluyla aldýklarýný belirten Güllü, Gaziantep’te günde yaklaþýk 10 ton baklava üretimi yapýldýðýný, bayramda bu miktarýn 15 tona kadar çýktýðýný anlattý. Güllü, bayrama 2-3 gün kala önceden verilen sipariþleri yetiþtirmek için yeni sipariþ almadýklarýný bildirdi. Kayseri / Gaziantep / aa
2. Alkolsüz Ýçecekler Zirvesi Ýstanbul’da 2’NCÝ Uluslararasý Meyve Suyu, Meyve Nektarý ve Alkolsüz Ýçecekler Zirvesi 7-8 Eylül 2011 tarihlerinde Ýstanbul’da gerçekleþtirilecek. Türkiye adýna zirvenin ev sahipliðini Meyve Suyu Endüstrisi Derneði (MEYED) üstleniyor. Konuyla ilgili açýklama yapan MEYED Genel Sekreter Ebru Akdað, Türkiye’nin meyve suyu pazarýndaki önemine dikkat çekerek, “Türkiye’nin mey-
ve suyu iç pazarý büyük bir potansiyele sahip. Meyve ve sebze üretiminde dünyanýn en büyük ülkelerinden birisi olan Türkiye, konsantre ve saf meyve suyu üretimi kapasitesi açýsýndan da bir çok avantajý bünyesinde barýndýrýyor. Bu zirve sayesinde üreticilerimiz yeni ticari baðlantýlar ve iþ fýrsatlarýný deðerlendirme þansýna sahip olacak” dedi. Ýstanbul / Yeni Asya
TÜRKÝYE’NÝN yeni premium çikolata markasý Lovells, Ramazan Bayramý’na özel yeni ambalajlarý ile raflardaki yerini aldý. Lovells Napoliten Bayramlýk 275 gramlýk þýk kutusunda Napoliten formatýnda 10 farklý lezzette çikolata sunuyor. Yeni Lovells Pralinler ise özel Lovells çikolatasýnýn, ganaj (farklý tatlarla lezzetlendirilmiþ kremalý çikolata) ile bir araya getirilmesiyle oluþturuldu. 280 gramlýk Lovells Pralin Bayramlýk’ýn þýk kutusunda 14 farklý pralin çeþidi sunuluyor. Ekonomi Servisi
T. C. TOKAT 1. ÝCRA MÜDÜRLÜÐÜ(TAÞINIR AÇIK ARTIRMA ÝLANI ) SAYI:2011 /1541 Esas. Bir borçtan dolayý hacizli ve aþaðýda cins, miktar ve kýymetleri yazýlý Mallar satýþa çýkarýlmýþtýr. Birinci artýrma 16/09/2011 günü saat 15:05-15:15 da Oðulbey Mah. Gaz Deposu/Otoparký TOKAT adresinde yapýlacak ve o günü kýymetlerinin % 60 'ýna istekli bulunmadýðý taktirde 21/09/2011 tarihinde ayný yer ve saatte 2. artýrma yapýlarak satýlacaðý. Þu kadarki, artýrma bedelinin malýn tahmin edilen kýymetinin) % 40'ýný bulunmasýna ve satýþ isteyenin alacaðýna rüçhaný olan alacaklarýn toplamýndan fazla olmasýnýn baþka paraya çevirme ve paylarýn paylaþtýrma masrafýný geçmesinin þart olduðu, mahcuzun satýþ bedeli üzerinden % 18 oranýnda KDV'nin alýcýya ait olacaðý ve satýþ þartnamesinin icra dosyasýnda görülebileceði, masrafý verildiði taktirde þartnamenin bir örneðinin isteyene gönderilebileceði, fazla bilgi almak isteyenlerin yukarýda yazýlý dosya numarasýyla Müdürlüðümüze baþvurmalarý ilan olunur. 11/08/2011 MUHAMMEN KIYMETÝ ADEDÝ CÝNSÝ VE ÖNEMLÝ ÖZELLÝKLERÝ 25.000,00 TL 1 Adet 60 S 0071 plaka sayýlý 2008 model Volkwagen marka Crafter tipli BJM016727 Motor nolu, WV1ZZZ2EZ86037774 Þasi nolu ön ve arka tamponlarý arka stoplar, ön farlarý, yan kabartma çýtalarý, araç torpido ve göðüs kýsmý teybi, ön göðüse baðlý düðmeleri, kontrol panelleri, motor beyni, þoför koltuðu ve arka sýra tek koltuk harici diðer koltuklarý ve air bag bulunmayan anahtarý ve ruhsatý bulunmayan minibüs. Not: Araç Rehinli olup Ýhaleye Katýlacaklardan % 20 Teminat alýnacaktýr. www.bik.gov.tr B: 54032
12
EÐÝTÝM
25 AÐUSTOS 2011 PERÞEMBE Sayfa Sorumlusu: Muhammed Zorlu - Umut Avcý
Y bilisim@yeniasya.com.tr
Eðitimcinin Ramazaný, Ramazanýn eðitimidir oðunlaþan Ramazan gündeminde gönüller farklý bir hava teneffüs ediyor, ruhlar melekûtî soluklarda inþiraha kavuþuyor, duygular bambaþka bir edaya bürünüyor. Bu mübarek Ramazan-ý Þerifin bize kazandýrdýðý güzellikler manzumesindedir. Bu özellikleri anlamak ve anlatmak eðitimciye yüklendiði misyonun gereðidir. Talim, tatbik ve tebliðin yani öðrenme, uygulama ve yaþamakla örnek bir kiþilik sergilemenin tezahürüdür. Somalideki yaþanan insanlýk dramý, ilk sýralarda yer alýyor. Ýnsanî ve Ýslâmî kamuoyunun ilgisini çeken bu konu yürekler daðlýyor. Allah’a hamd olsunki himmet ve gayret ehli olan herkesi yardýma sevk ediyor. Bu hasasiyeti alkýþlamak lâzým. Peki, bundan baþka problemler yok mu? Elbette ki hayýr; felâket ve helâketler asrýnda yaþýyoruz. Asýl felâket, muzýr felâket dine gelen musibettir, diyen asrýn imamý ve baþöðretmeni mânevî tahribatýn boyutlarýný gözler önüne seri-
Y
yor. Mimsiz medeniyetin sebep olduðu durum milyarca insanýn manevî, kalbî ve ruhî açlýkla karþý karþýya getirdiði bir vakýadýr. Bize göre asýl felâket fen ve felsefeden gelen, nesilleri imansýzlýk girdabýnda boðulmasýdýr. Materyalist felsefenin maddeci anlayýþ kalpleri öldürmüþ, ruhlarý söndürmüþ insanî deðerleri payimal etmiþtir. Ehl-i hamiyeti aðlatan bu acýklý tablo, ruh âleminin ummanýnda feverana sebep olmuþtur. “Dünya mânevî bir buhran geçiriyor. Garb cemiyeti içinde doðan bir taun felâketi gettikçe yeryüzüne daðýlýyor. Ýnsanlýk bu sarî illete ne gibi çarelerle karþý koyacak, garbýn çürümüþ bâtýl formülleri ile veya Ýslâm âleminin ter ü taze iman esaslarýyla mý? Büyük kafalarý gaflet içersinde görüyorum” ifadeleriyle büyük dâvâ adamý bizi asýl hedefe motive ediyor, eðitimin ve eðitimcinin gündemini oluþturuyor. Ýnsanlýðýn medeniyet yolculuðunda týkandýðý bu durum her zaman her meselenin fevkinde ilgi ve alâkaya lâyýktýr. “Karþýmda müthiþ bir yangýn var, alevleri göklere yükseliyor, içinde evlâdým yanýyor, imaným tutuþmuþ yanýyor. O yangýný söndürmeye imanýmý kurtarmaya koþuyorum. Yolda biri beni kösteklemeye çalýþmýþsa ne ehemmiyeti var. Dar görüþler, dar düþünceler.” Muhabbet fedailerine sahabe mesleðinin kudsiyetini ifade ediyor. Gayesi nur, hedefi nur, mes-
leði nur, meþrebi nur olanlar, asrý saadeti yaþayarak ahirzaman cemaatinin misyonunu yerine getirmenin bahtiyarlýðýný yaþýyor. Meyve Risalesinin dördüncü mesesinde dile getirdiði gibi, en büyük dâvâ iman kurtarmak dâvâsýdýr. Ramazan ayý atmosferinde bunu daha iyi idrak ediyoruz. Ýnþaat yapýnca mimara, iþ için iþçiye, diþin aðrýnca diþçiye, muhasebe için mali müþavire, dâvâ için avukata ihtiyaç duyduðun gibi, tahkiki bir iman için de bir eðitimciye, bir rehbere ihtiyaç olduðu zaruridir. Eserleri ve zikzaksýz istikametli hayatýyla ders verdiði nur mektebi irfanýnýn baþ öðretmeni bakýn ne diyor: “Ben bu zamanda öðretmenlere veli nazarýyla bakýyorum.” Mesleðin önemini nazara veriyor. Öðretmenin ortasý yok, ya minarenin tepesi, ya kuyunun dibi. Büyük bir pedagog, eþsiz bir sosyolog, harika bir psikolog olarak asrýn getirdiði bütün teredütleri izale ederek, imana rehber, hakikata kýlavuz, hayata öncü olan kiþiliði ile insanlýk âlemi model oluþturmaktadýr. Muhabbet fedailerinin gayesi, hayatý korumaktýr, söndürmek deðil. Eðitimcinin gayesi, bu yüce hedefleri muhtaç olanlara kazandýrmaktýr. Enerjsini ve eforunu bu sahada harcamaktýr. Müjdelemektir, ümitsizlik aþýlamak deðil. Sevindirmektir, üzmek deðil
Kolaylaþtýrmaktýr, zorlaþtýrmak deðil Sevgiyle, ilgiyle yaklaþmaktýr, nefretle ürkütmek deðil. Bahçývan hassasiyeti ile hareket etmek, öfke, hiddet ve þiddet ile gülleri incitmek deðil, goncalarý beslemektir. Þefkatle donanmaktýr, merhametle kucaklamaktýr, güzele iyiye bakmaktýr, menfiye, çirkine nazar etmemektir. Fýtrat eksenli bir anlayýþla, yaparak, yaþayarak bir eðitimle ferdi planda, ailede, cemiyet hayatýnda büyük kazanýmlar saðlayacaktýr. Ramazan, bu süreç için biçilmiþ kaftandýr. Ýftarý, imsaký, mukabelesi, teravihi birer eðitim alanýdýr. Okumak, okuduðumuzu yaþamak, yaþadýðýmýzý ihlas ve samimiyetle yaþatmaya çalýþmaktýr asýl görevimiz. Eðitim ve öðretim faaliyetlerinde en önemli lokomotif motivasyondur. Talebe; ilgi duyan, arzulayan, taleb eden, istekli olan kiþidir. Bu dinamik süreci, ilgi, bilgi, sevgiyle baþlar, marifetle noktalanýr. Bu sayede karanlýk dünyalar aydýnlanýr, gönüller fethedilir, kalp ve ruhlar, iman-ý billâh, marifetullâh, muhabetullâha kavuþarak ruhanî dinamikleri devreye sokarak insan hakiki bir insan ederek onu mesut ve bahtiyar eder. Yoðun duygularýn yaþandýðý bu kutlu ay mesleki formasyonumuza büyük ivmeler kazandýrýyor. Eðitimci yine yapacaðýný yapýyor.
m.ozturkozturkcu@hotmail.com
ÖÐRETMENLÝK YILLARI-2
Dadaþlar diyarý rzurum il emrine tayinimiz irâdemizin dýþýnda çýkmýþtý. Tayini yapan Ýl Milli Eðitim Komisyonu bizi Çat kazasýna baðlý Alevî vatandaþlarýmýzýn oturduðu Maðara köyüne vermiþti. Köye gitmek için Çat garajýna vardýðýmýzda bizi ilçeye götürecek üstü açýk bir kamyondan baþka hiçbir araç yoktu. Mecburen bindiðimiz kamyonla kýþ mevsiminde Çat’a bir akþam üzeri varmýþtýk. Ertesi gün, akþama doðru traktörlerle Yavi diye bir beldeye, oradan da yaya olarak yürüdükten sonra Gökçeþeyh köyüne varýp bir gece konakladýktan sonra köyün gençleri, karlý yollardan bizi atlarla Maðara köyüne götüreceklerdi. Baþka þekilde Maðara köyüne varmamýz mümkün deðildi. Köye vardýðýmýzda aylarca kapalý bulunan köy okulunu açarak öðrencilerin gelmesini saðladýk. Eðitim öðretime devam ettik. Aradan iki ay geçmesine raðmen yollarýn karla kaplý olmasýndan dolayý hiçbir yerle irtibat saðlayamamýþtýk. Bu arada beni merak eden rahmetli babam Çat Ýlköðretim Müdürlüðü’ne bir telgraf çekerek durumumu sormasý üzerine, giden cevabî yazýda kullanýlan resmi dil acayipti. Aynen þöyle cevap verilmiþti: “Oðlunuz hâlen Maðara’dadýr, iyidir selâmlar.” Bu ifadeler üzerine babam Çat’a gelir. O sýralar On Ýki Eylül Darbesi’nin en hareketli günleri yaþanmaktadýr. Bir akþamüstü ilçeye gelen rahmetli babamla amcamýn oðlu Süleyman Efendi karakola “yabancý” olarak alýnýr. Bütün ýsrarlara raðmen karakolda bekletilen babamýn imdadýna, çaðrýlan Ýlköðretim Müdürü yetiþir. Derken tayinimiz oraya yakýn olan Gökçeþeyh köyüne yapýlmýþtý. Zemin ve sebeplerin daha bir rahat olduðu bu köyümüzde, akþamlarý köylülerin toplandýðý köy odalarýna davet edilirdik. Hiç unutmuyorum, gençlere hitaben okuduðumuz Gençlik Rehberi adlý Nur’lu eserlerdeki hakikatler ile diðer köylülerle paylaþtýðýmýz nuranî sözler ve hakikatlerle donatýlan geceler, mânevî bir atmosferin zenginliðini yaþatýyordu hepimize. Dadaþlar diyarýnýn Gökçeþeyhli köylüleri bunlardan pek memnun kalmýþlardý.
E
Ayak deðmeyecek yer BEDÝÜZZAMAN Hazretlerinin son senelerinde hizmetinde bulunan merhum Þaban Akdað Aðabey, Sidre’den onun suyunu getirir, çamaþýrlarýný yýkar ve benzeri hizmetlerinde bulunurdu. Bir gün Hazret, suyu sýkýlarak iþi bitmiþ bir limon vcý kabuðunu Þaban Ýsmail Hakký A Abi’ye vererek; ‘Bunu ayak deðmeyecek bir yere at!’ der. V. Þaban Abi de; ‘Olur, Üstadým.’ Der ve bir kaç adým uzaklaþarak o limon kabuðunu ayak deðmeyecek yere (mideye) birkaç çiðnemede atar, vesselâm.
MÝZAH
HÜRRÝYET ÜZERÝNE ürriyeti lûgatlar, ‘esir veya köle olmayýp kendi kendinin efendisi olma, kendi kendine yaþama’ diye tarif ediyorlar. Evet, ancak sýnýrsýz addedilir, hudut konmazsa, hürriyet olmaktan çýkar. Zirâ þahsî hürriyet, baþkasýnýn hürriyetine dayandýðýnda biter, bitmelidir de. Hürriyetin temelinde, ne kendine ne de baþkasýna zarar vermemek yatar. Öyleyse baþkasýna zarar vermemek þartýyla insanýn her istediðini yapmasý hürriyet midir? Bir kayýt ve sýnýrlama olmazsa, insanýn isteklerinin sonu gelmez, sefahet ve rezaletinin hududu olmaz. Bu suretle de gerçekten hür deðil, nefsinin ve þeytanýn esiri hâline gelir. Günümüzde özgürlük adý altýnda insanlara ve bilhassa gençlere serbestlik tanýnýyor. Verilen bazý hürriyetlerin arkasýnda ne olduðu þüpheli: Ýnsan gerçekten istediði gibi hareket edebiliyor mu, yoksa onu esâret altýna alacak vartalara mý düþürülüyor? Meselâ sefih medeniyetin elinde sermaye yapýlan kadýnlar özgürlüklerini mi yaþýyorlar? Özgürce seçimini yapmýþ denilerek sayýsýz erkeðin kölesi oluyorlar. Sözde koca baskýsýndan ve ona itaattan kaçarak pek çok erkeðe hizmetkâr durumuna düþen kadýn, özgürlük hakkýný mý kullanýyor? Piyasada baþkalarýnýn malý ve namusuna ortak olmayý özgürlük olarak takdim edenler var. Demek ki, sýnýrsýz özgürlük hürriyet deðildir. O kelime hürriyetin yerini de asla tutamaz. Zira hürriyette hür olmak vardýr. Özgürlükte serbestlik içerisinde pek çok esirlik gizlidir. Hele hudut çizilmezse sýnýrsýz vahþeti de beraberinde getirir. Ailesindeki bazý problemlerden dolayý evini terk eden gençler hür müdür? Ya da evlâtlarýn, sözde kendi rahatlarý için sokaða attýklarý ana-babalar, huzurevlerine hapsedilen yaþlýlar hür müdür? Bir kuþ yuvasýna özgürce musallat olan yaramaz çocuðun, yavru bir kuþu oradan
H
ismailhakkiavci@mynet.com
alýp telef etmesi hürriyetini kullanmasý mý oluyor? Öðrenciler özgürdür ve onlara daha fazla özgürlük saðlanmalý diye, sýnýfta her istediklerini yapsýnlar mý? Teneffüste arkadaþýný boðazlamasýna özgürlük adýna müsaade mi edelim? Kýz arkadaþýný taciz etmesine göz yumarak onu özgür mü býrakalým? Demek ki hürriyetin yerini tutmayan özgürlüðün de, bir hududu ve kýsýtlamasý olmalýdýr. Görülüyor ki, ancak kanun veya kaideler çerçevesinde sýnýrlandýrmayla asýl hürriyet ortaya çýkmaktadýr. Nizamsýzlýk, kargaþa, herkesin istediðini yapmaya kalkmasýna hürriyet denilemez. Ýnsanlar asýl hürriyetini sýnýrlarý belirlenmiþ çerçevede kalmasýyla saðlayabilir. Hapishaneler zaten bu sýnýrlarý aþanlar için vardýr. Özgürlükten dem vuranlar, özgürce hareket ederek diðer insanlarýn hürriyetine musallat olup, hatta canýna kastedenleri niye hapishanelere atýyorlar? Yoksa onlarý oraya atmakla özgürlük mü vermiþ oluyorlar? Demek ki insanlarý serbest ve özgür býrakmak, hürriyetlerini saðlamýyor ve hürriyet mânâsýný da taþýmýyor. Dünyanýn en hür ve özgürlüklerin yaþandýðý memleketin Türkiye olduðuna az bir dikkatle kanaat getirebiliriz. Umumiyetle menfi iþlerde ve insanlarýn zararýna olan þeylerde azamî özgürlük var. Gerçek dindarlar, memleket ve millete faydalý iþler yapan ve yapacaklar için ise, hürriyetin kýsýtlandýðýna dair misâller çoktur. Her þeyi söyleyemiyor ve yazamýyoruz. Meselâ; ‘Mehmetçikleri öldürmeleri için kolaylýk
saðlanan, hatta yardýmcý olunarak her çeþit destek ve istihbarat verilen teröristlere tanýnan özgürlük; niye Mehmetçik’e, kendini korumasý ve düþmana karþý koyabilmesi hakký ve hürriyeti tanýnmýyor?’ deme hürriyetine sahip miyiz? Eski çaðlara göre; ‘insanlar hür oldular, ama yine abdullahtýrlar.’ Yâni, ‘insana karþý hürriyet, Allah’a karþý kulluðu netice vermektedir.’ Allah’a kul olan hakkýyla hürdür. Ýnsanlarý Yaratan onlara en uygun nizamý da göndermiþtir. Bir nizama ve kanuna uymayan hürriyet; bir nevi esirliktir. Ýnsan hür ve serbest bir ortamda ancak kabiliyetlerini sergileyebilir ve terakki eder. Ýnsana yakýþan da budur. ‘Ekmeksiz yaþarým, hürriyetsiz asla!’ diyen Bediüzzaman’dan (Risâle-i Nur’dan) aslýnda ve gerçekten hürriyet tariflerini þöyle özetleyebiliriz: Hürriyet, hayat makinesinin buharýdýr. Nefsini firavunlaþtýrmamaktýr. Âdil kanunlardan baþka hiçbir þey ve kimsenin þahsa tahakküm etmemesidir. Kanun ve nizam çerçevesinde herkes meþrû hareketlerinde tam serbest olmalýdýr. Yaratýcý’nýn koyduðu kanun dýþýndaki hürriyet, ancak istibdattýr; nefse esir olmaktýr ve canavarcasýna hayvanlýk veya vahþettir. Mü’min hakkýyla hür olduðundan halka tezellülle tenezzül etmez. Ýmana kuvvet verdikçe hürriyet de o derece kuvvet bulur. Hür yaþamak istemeyen bazý nemelâzýmcý, kayýtsýz ve saygýsýzlar ise, nefsin istibdadý ve rezil esareti altýna girmeyi tercih ediyorlar. Ýmanýn bir hassasý olan þer’î hürriyet, Allah’ýn kullarýna bir ihsanýdýr. Ýman ne kadar mükemmel olursa, hürriyet o derece parlar. Daha fazlasýný mezkûr külliyata havâle ederiz, vesselâm.
nacitepir@hotmail.com
Alkol, uyuþturucu ve sigara baðýmlýlýðý Konuya bir fýkra ile baþlayalým: Deliye demiþler “Niçin içki içmiyorsun?” O da demiþ ki, “Ýçenler benim gibi oluyor; ben de içip kimin gibi olayým?” Ýnsaný hem bedenî, hem de ruhî yönden baðýmlý (Dependence) hale getiren alkollü içkiler ve diðer uyuþturucu maddeler ile sigara, ölçülemeyecek derecede zararlara yol açmaktadýrlar. Bu baðýmlýlýðýn maddî sebebi, alkollü içkilerin vücutta meydana getirdiði “ofori hali”dir (yalancý bir canlýlýk, sahte iyimserlik, iyiyi kötüyü düþünmeme). Kýsa bir süre için beliren bu halin tekrar meydana gelmesi için daha fazla kullanýlmasýna meylettirir. Bu ise az bir miktardan baþlayýp, alýþkanlýk halini alýr. Onun için Ýslâmiyet, sarhoþ edici içkileri haram kýlmýþ ve en büyük günahlardan saymýþtýr. Peygamberimiz (asm) bir hadisinde “Çoðu sarhoþ eden içkilerin, azý da haramdýr” buyurmuþtur. Diðer bir hadisinde de þöyle buyurmaktadýr: “Ýçki (sarhoþ eden içecekler), bütün kötülüklerin anasýdýr.” Çünkü aklý giderip sarhoþ ettiði için bütün davranýþlar kontrolden çýkar ve cinayete varan her türlü zarara yol açabilir. Buna kýyasla diðer bütün uyuþturucu maddeler içinde durum aynýdýr. Bunlarýn hepsi de insana kimlik kazandýran, onu diðer canlýlardan ayýrýp onlara hakim kýlan akla düþmandýr. Onun için Ýslâmiyet, insana ve insanlýða düþman olan sarhoþ edici maddeleri kesin olarak yasaklayarak, insana verilen en büyük nimet olan aklýný koruyup, bir disiplin altýna almýþtýr. Sigara baðýmlýlýðýna gelince; her ne kadar alkol ve uyuþturucu maddeler gibi sarhoþ etmese de, saðlýk yönünden korkunç tahribatý olduðu bilinen bir gerçektir. Sigara baðýmlýlýðýnýn sebebi, sigara içen insanlarda, zamanla vücutta, sigarada bulunan “Nikotin”e karþý duyulan istektir. Son araþtýrmalara göre, sigaranýn % 80 kanser riski taþýmaktadýr. Yüce dinimiz sigarayý doðrudan haram kýlmamýþtýr. Fakat, hiçbir faydasý olmayan, üstelik saðlýða zararlý olduðu için, israf saymýþtýr. Ýsrafý ise, Allah bir âyetinde “Yiyiniz, içiniz israf etmeyiniz” emriyle yasaklamýþtýr. Yine Peygamberimiz (asm) bir hadisinde ‘Külli müsrifin haram” diye buyurarak, israfý yasaklamýþtýr. Dolayýsýyla, hiçbir faydasý olmadýðý gibi, saðlýk ve malî açýdan büyük zararlara sebep olan sigara baðýmlýlýðý israfa giden bir yoldur. Zararlý madde baðýmlýlýðýnýn mânevî sebebine gelince: Ýnançsýzlýk veya iman zayýflýðý yüzünden kiþinin þahsî olgunluða eriþememiþ olmasý, bu yüzden de hayatta karþýlaþtýðý zorluklarý aþmaya çalýþmasý yerine, bu zorluklardan kaçmaya çalýþmasýdýr. Geçmiþteki elemleri, gelecekteki korku ve endiþeleri düþünmemek için her þeyi unutmak isteðidir. Bu hal ise akýldan daha çok hissiyatýn hakim olduðu gençlik devresinde görülür ve çeþitli taþkýnlýklara yol açar. Bediüzzaman'ýn bu konuyla ilgili dikkat çekici bir tespiti þöyle; “…Ve o gençliðin su-i istimali (taþkýnlýðý) ile gelen hastalýkla hastanelere, kalp ve ruhun gýdasýzlýk ve vazifesizliðinden neþ’et eden (meydana gelen) sýkýntýlarla meyhanelere, sefahethanelere veya mezaristana düþeceklerini bilmek istersen, git hastanelerden ve hapishanelerden ve meyhanelerden ve kabristandan sor! Elbette ekseriyetle, gençlerin gençliðinin su-i istimalinden ve taþkýnlýklarýndan ve gayr-i meþrû (helâl olmayan) keyiflerin cezasý olarak gelen tokatlardan eyvahlar ve aðlamalar ve esefler iþiteceksin.” (Þualar, s:.186.) Alkol ve uyuþturucu maddelerin en baþta görünürdeki zararý, en çok etkiledikleri beynin, insanýn davranýþlarýný intizam altýna alan “Ýnbisyon Merkezleri”ni depresyona uðratarak, dengeleri bozar. Bunun sonucunda da kiþinin düþünce ve davranýþlarýnda düzensizlik meydana gelir ve çeþitli suçlara, felâketlere sürüklenir. Alkollü içkilerin sebep olduðu baþlýca hastalýklar: 1- Alkol, “Mukozalar” için tahriþ edici olduðundan, “gastrit” ve “ülser” gibi çeþitli mide hastalýklarýna yol açar. 2- Damarlarda geniþleme yaparak, yalancý bir vücut ýsýsý meydana getirir. Vücut bu durumda daha çok ýsý kaybeder. 3- Kandaki yað seviyesini yükselttiðinden, “Damar Sertliði”ne sebep olur. 4- Saralý hastalarda sara nöbetlerine sebep olur. 5- Görme bozukluðu ve çift görme (Diplopi) meydana gelir. 6- Alkol baðýmlýsý kiþilerin cinsiyet hücrelerinin kromozomlarýnda çeþitli anormallikler olacaðý için, bunun neticesi olarak, çocuklarýnda “Zekâ geriliði”, “Sara” ve “Akýl Hastalýðý” gibi anormalliklere daha çok rastlanmaktadýr. 7- Karaciðerin irileþmesi ve körelmesiyle ölüme yol açan “Siroz” hastalýðýna sebep olur. Diðer uyuþturucu maddelerin sebep olduðu zararlar, alkolden daha az deðil. Alkolün sebep olduðu zararlarlahemen hemen aynýdýr. Netice olarak: Hangi türü olursa olsun, zararlý madde baðýmlýlarý sadece kendilerini deðil, gelecek nesli ve toplumu büyük felâketlere sürüklemektedirler. Onun içindir ki, toplum olarak insanlýðýn maddî ve mânevî felâketine sebep olan bütün zararlý maddelerle mücadelede, gereken hassasiyeti göstermek ve elbirliðiyle her türlü tedbire baþvurmak zorundayýz!
SPOR
Y
25 AÐUSTOS 2011PERÞEMBE HABERLER
Beþiktaþ'ýn tur endiþesi yok
Süper Lig'de yeni sezon fikstürü bugün çekiliyor SPOR Toto Süper Lig'de 2011-12 sezonu fikstür çekimi bugün Ýstanbul'da yapýlacak. Futbol Federasyonu, fikstür çekiminin Süper Lig'in yayýncý kuruluþu olan Lig TV'nin Ayazaða Cendere yolundaki merkez stüdyolarýnda saat 13.00'de baþlayacaðýný açýkladý. Fikstür çekimine Futbol Federasyonu Baþkaný Mehmet Ali Aydýnlar, yönetim kurulu üyeleri ile Spor Toto Süper Lig'de yer alan kulüplerin baþkan ve yöneticilerinin katýlacaðý duyuruldu.
TEMSÝLCÝMÝZ UEFA PLAY-OFF TURU RÖVANÞINDA ÝSTANBUL'DA 3-0 YENDÝÐÝ RUSYA'NIN ALANIA TAKIMIYLABUGÜNDEPLASMANDAKARÞILAÞACAK. BEÞÝKTAÞ, UEFA Avrupa Avrupa Ligi play-off turu rövanþýnda bugün Rusya'nýn Alania takýmýyla karþýlaþacak. Ýstanbul'daki ilk maçý 3-0 kazanarak tur için büyük avantaj yakalayan siyah-beyazlýlar, Rusya'nýn Vladikavkaz kentinde oynanacak rövanþta da iyi bir sonuç alarak gruplara kalmak istiyor. Vladikavkaz'daki Spartak Cumhuriyet Stadý'nda oynanacak karþýlaþma TSÝ 20.00'de baþlayacak. Karþýlaþmayý Romanya Futbol Federasyonu'ndan Alexandru Dan Tudor yönetecek. Müsabakada Tudor'un yardýmcýlýklarýný Cristian Constantin Nica ile Aurel Onita yapacak. Karþýlaþmanýn 4. hakemi ise Radu Marian Petrescu. Beþiktaþ'ta, geçen sezondan kalan kýrmýzý kart cezalýsý Quaresma, ismi bu tur için UEFA'ya bildirilmeyen Sidnei ile sakatlýklarý bulunan Simao, Ersan ve Bebe forma giyemeyecek. Sakatlýðý bulunan Necip'in durumu ise bugün belli olacak. AVRUPA'DA 152. MAÇINA ÇIKACAK Beþiktaþ, Vladikavkaz'da yapacaðý play-off turu rövanþ maçýyla birlikte Avrupa kupalarýnda 152. karþýlaþmasýna çýkacak. Siyah-beyazlýlar, bugüne dek Avrupa kupalarýnda yaptýðý toplam 151 maçtan 54'ünü kazanýp, 30'unda berabere kalýrken, 67 müsabakada ise rakiplerine yenildi. Avrupa arenasýnda bugüne kadar rakip fileleri toplam 186 kez havalandýran ''Kara Kartallar'', kalesinde ise 222 gol gördü.
G.Saray Atletico Madrid'in yýldýzý Forlan'ý ýsrarla istiyor.
Forlan G.Saray'ý deðil, Ýnter'i seçti ÝSPANYOL basýný, UEFA Avrupa Ligi playoff'unda deplasmanda Portekiz'in Vitoria Guimaraes takýmýyla karþýlaþacak Atletico Madrid'de maç kadrosunda olmasýna raðmen takýmla Portekiz'e gitmeyen Uruguaylý Diego Forlan'ýn, Ýtalya'nýn Ýnter takýmýna transferinin "an meselesi" olduðunu iddia etti. Forlan'ýn salý sabahý Atletico Madrid teknik direktörü Gregorio Manzano ile konuþtuðu ve takýmla birlikte Portekiz'e gitmemek için izin alýp, Madrid'de kaldýðý bildirildi. Atletico Madrid Kulübü de internetteki resmi twitter hesabýndan mesaj atarak, "Forlan, baþka bir takýma transferi ihtimaliyle ilgili görüþme yaptýðýndan, dün sabah Manzano'dan Guimaraes'e gitmemek için izin istedi. Manzano, onun Madrid'de kalmasýna izin verdi, çünkü Atletico önemli bir maça çýkýyor ve yüzde 100 kapasitede oyunculara ihtiyacý var" diye yazdý. Ýspanyol basýný, Forlan'ýn görüþtüðü takýmýnýn Ýnter olduðunu ve çok kýsa bir zamanda bu transferin resmileþeceðini ileri sürdü. Öte yandan Wolfsburg'da oynayan Diego'nun Galatasaray yetkilileriyle gizli bir görüþme yaptýðý bildirildi.
13
Türkiye-Kazakistan maçý biletleri satýþa çýkarýldý
UEFAAvrupaLigiplay-off turundaArenaStadý'ndabugünAthleticBilbaotakýmýileilkmaçtaaldýðý0-0'lýksonucunrövanþýndakarþýlaþacakolanTrabzonspor,turaodaklandý.
TRABZONSPOR ARENA'DA AVRUPA SINAVINA ÇIKIYOR UEFA Avrupa Ligi play-off turunda Türk Telekom Arena Stadý'nda bugün Ýspanya'nýn Athletic Bilbao takýmý ile ilk maçta aldýðý 0-0'lýk sonucun rövanþýnda karþýlaþacak olan Trabzonspor, maça odaklandý. Ýlk kez bir Ýspanyol takýmýný eleyerek UEFA Avrupa Ligi'nde gruplara kalmayý hedefleyen bordo-mavililerde yarýnki maç öncesi adeta nefesler tutuldu. Bordo-mavili takýmýn taraftarlarý da karþýlaþmaya Benfica maçýndan daha çok ilgi gösteriyor. Saatýþa çýkarýlan 49 bin biletin þu an itibariyle 34 binin satýldýðý belirtildi. Karadeniz ekibinin, 3 Aðustos'ta Avrupa Þampiyonlar Ligi 3. ön eleme turunda Benfica ile Atatürk Olimpiyat Stadý'nda yaptýðý karþýlaþmayý ise 32 bin kiþi izlemiþti. YOLUMUZA DEVAM ETMEK ÝSTÝYORUZ Kulüp genel sekreteri Hasan Yener, AA muhabirine yaptýðý açýklamada, bugün çok önemli bir karþýlaþmaya çýkacaklarýný, maça konsantre olduklarýný söyledi. Sahadan galibiyetle ayrýlarak Avrupa kupasýnda yollarýna devam etmek istediklerini ifade eden Yener, ''Bunun için Athletic Bilbao
‘‘
TürkTelekomArenaStadýnda bugünAhleticBilbaoile yapacaðýmaçaodaklanan bordo-mavililerrakibini yenerekAvrupa'dayoluna devametmekistiyor.Alman hakeminyöneteceðimaçsaat 21.00'debaþlayacakveD Smart'tancanlýyayýnlanacak.
engeleni geçmek istiyoruz. Ýlk maçta iyi bir sonuçla sahadan ayrýldýk. Bunun pekiþmesi için ikinci maçtan galibiyetle ayrýlmalýyýz'' dedi. Taraftarlarýn bu maçta 12. adam deðil, 1. adam olduðunu daha önce dile getirdiklerini söyleyen Yener, ''Taraftarlarýmýz maça büyük ilgi gösteriyor. Arena Stadý'nda onlarýn desteði ile turu geçeceðimize inanýyoruz'' diy konuþtu.
SAHAYA ÇIKACAK MUHTEMEL 11 Trabzonspor'da, bugünkü karþýlaþmada kart cezalýlarý Burak, Adrian ve Colman forma giyemeyecek. Uzun süredir sakatlýklarý bulunan Onur, Piotr Brozek, Tayfun ve Murat Tosun kadroda yer almýyorlar. Teknik direktör Þenol Güneþ'in cezalý oyuncularýn yokluðunda kart cezasý biten Zokora ile Alanzinho'yu orta alanda görevlendirmesi, forvette de Benfica ile yapýlan rövanþ maçýnda ilk 11'de sahaya sürdüðü Pawel'i tekrar oynatmasý bekleniyor. Karadeniz ekibinin bugünkü karþýlaþmaya Tolga, Mustafa, Giray, Glowacki, Celustka, Zokora, Serkan, Alanzinho, Halil, Pawel ve Henrique 11'i ile çýkmasý bekleniyor. ALMAN HAKEM YÖNETECEK Trabzonspor'un Ýspanya'nýn Athletic Bilbao takýmý ile Türk Telekom Arena'da oynayacaðý karþýlaþmayý Almanya Futbol Federasyonu'ndan Knut Kircher yönetecek. Saat 21.30'da baþlayacak karþýlaþmada Kircher'in yardýmcýlýklarýný Jan-Hendrik Salver ile Stefan Lupp yapacak. Müsabakanýn dördüncü hakemi ise Marco Fritz.
Bursaspor Anderlecht önünde tur arýyor TEMSÝLCÝMÝZ EVÝNDE 2-1 YENÝLDÝÐÝ BELÇÝKA EKÝBÝ ÖNÜNDE SÜRPRÝZ YAPMAYA HAZIRLANIYOR. BURSASPOR, UEFA Avrupa Ligi playoff turunda bugün Anderlecht ile oynayacaðý rövanþ maçý için Belçika'ya gitti. Yeþil - beyazlý kafile, saat 11.00'da Yeniþehir Havaalaný'ndan kalkan Türk Hava Yollarý'na ait özel bir uçak ile Brüksel'e hareket etti. Teknik Direktör Ertuðrul Saðlam’ýn yaný sýra Bursaspor Baþkaný Ýbrahim Yazýcý ve yönetim kurulu üyeleri de Belçika'ya gitti. Bursaspor, Brüksel’de Sofitel Brussels Le Louýse Otel'de
konaklayacak. Teknik Direktör Ertuðrul Saðlam, Constant Vanden Stock Stadyumu'nda Türkiye saati ile saat 20.00'de basýn toplantýsý düzenleyecek. Ardýndan ise yeþil - beyazlý takým, maçýn oynanacaðý stadyumda antrenman yapacak. Daha sonra otele dönecek olan ekip, maç saatini bekleyecek. Bursaspor takýmý, saat 21.30'da oynanacak maçtan sonra ise Türk Hava Yollarý'na ait özel uçak ile saat 00.30'da tekrar Bursa Yeni-
þehir Havalaný'na gelecek. Bu arada Sercan Yýldýrým, Volkan Þen ve Ýbrahim Kaþ’ý takýmdan gönderen Bursaspor'un, bugün saat 21.30'da baþlayacak ve Kanaltürk televizyonundan naklen yayýnlanacak Anderlecht karþýsýna þu muhtemel 11'le çýkmasý bekleniyor: Carson, Serdar Aziz, Ýbrahim Öztürk, Stepanov, Vederson, Krita, N'Diaye, Ýsmail Haktan, Ozan Ýpek (Mehmet Sak), Turgay Bahadýr, Bangura.
A MÝLLÝ Futbol Takýmý'nýn 2012 Avrupa Þampiyonasý grup elemelerinde 2 Eylül Cuma günü Ýstanbul'da Kazakistan ile yapacaðý maçýn biletleri satýþa çýkarýldý. Biletix'ten satýþa sunulan biletlerin fiyatlarý, 1. kategori 20 TL, 2. kategori 15 TL ve kale arkalarý da 10 TL olarak belirlendi. Türk Milli Takýmý'nýn grup elemelerdeki iddiasý açýsýndan büyük öneme sahip karþýlaþma, 2 Eylül Cuma günü Ali Sami Yen Spor Kompleksi Türk Telekom Arena'da saat 20.00'de oynanacak.
Tedavisi tamamlanan Aziz Yýldýrým tekrar Metris'te FUTBOLDA þike iddialarýna yönelik soruþturma kapsamýnda tutuklanan Fenerbahçe Spor Kulübü Baþkaný Aziz Yýldýrým, tedavi amacýyla yatýrýldýðý hastaneden Metris Cezaevine geri gönderildi. Þiþli Etfal Eðitim ve Araþtýrma Hastanesi Baþhekimi Prof. Dr. Suat Turgut tarafýndan yapýlan yazýlý açýklamada, kronik hastalýklarý nedeniyle tetkik ve tedavi altýna alýnan Yýldýrým'ýn deðiþtirilen ilaçlarýna olumlu cevap verdiði belirtilerek, konsültasyon ve tanýsal iþlemlerinin tamamlandýðý, týbbi tedavisi ve diyetinin düzenlendiði kaydedildi. Açýklamada, Yýldýrým'ýn kontrol ve tetkikler için 3 hafta sonra yeniden hastaneye getirilmek üzere taburcu edildiði vurgulandý.
Eto'o Rus Anzhi'de yýlda 29 milyon dolar alacak RUS futbol takýmý Anzhi Mahaçkala'nýn, Kamerunlu futbolcu Samuel Eto'o'nun transferi konusunda Ýnter Milano ile anlaþmaya vardýðý açýklandý. Mahaçkala'dan yapýlan açýklamada, Eto'o'ya, dünyanýn en yüksek ücretini alan futbolcu unvanýný kazandýracak görüþmelerde uzlaþmaya varýldýðýbildirildi. Açýklamada, ''Samuel Eto'o'nun transferine iliþkin yürütülen görüþmelerde uzlaþmaya varýldý. Transfer koþullarý her iki tarafýn da beklentilerini karþýlýyor'' ifadesi kullanýldý. Her ne kadar transfer ücreti konusunda resmi bir bilgi verilmese de, Ýtalyan basýnýnda, Anzhi'nin Eto'o'ya sezon baþýna 29 milyon dolar vereceðine dair haberler yayýmlanýyor. Rus kulübünün, transfer için Ýnter'e 40 milyon dolara yakýn bir ödeme yapacaðý belirtiliyor.
Cumhurbaþkaný Gül'e þike konusunda bilgi verildi TÜRKÝYE Futbol Federasyonu (TFF) Baþkaný Mehmet Ali Aydýnlar, Cumhurbaþkaný Gül’e yaptýklarý nezaket ziyaretinde, son haftalarda Türkiye’nin gündemini meþgul eden þike soruþturmasýnýn da gündeme geldiðini söyledi. Cumhurbaþkaný Gül’ün futbolla çok yakýndan ilgili olduðunu belirten Aydýnlar, soruþturma hakkýnda Gül’e bilgi verdiklerini ve kendisinden destek istediklerini kaydetti. Görüþme yaklaþýk bir saat kadar sürdü.
EKRANDA BUGÜN Saat: 21.00 Trabzonspor- Athletic Bilbao (D Smart) Saat: 20.00 Alania-Beþiktaþ (D Smart) Saat: 21.30 Anderlecht-Bursaspor (KanalTürk)
14
SPOR
25 AÐUSTOS 2011 PERÞEMBE
Y
Litvanya'da Avrupa Þampiyonu olabiliriz A MÝLLÝ Basketbol Takýmý kaptaný Hidayet Türkoðlu, geçen sene dünya ikinciliðini elde ettiklerini, ancak Avrupa Þampiyonasý'nýn çok farklý olduðunu vurgulayarak, ''Geçen sene ile yaþamamaya çalýþýyoruz. Dünya Þampiyonasý ile Avrupa Þampiyonasý çok farklý organizasyonlar'' dedi. Hidayet, Avrupa Þampiyonasý'nda geçen seneki baþarýnýn devamýný getirmek istediklerini kaydederek, ''Amaç tabii ki geçen seneki baþarýnýn üzerine bir þeyler daha katabilmek ve bu baþarýnýn devamýný getirmek. Þampiyonaya kadar istenilen form düzeyine geleceðiz'' diye konuþtu. Þu anda hücum olarak milli takýmýn istenilen seviyede olmadýðýný anlatan tecrübeli oyuncu, þöyle devam etti: ''Hücum olarak belki þu an istediðimiz yerde deðiliz, ama bu bizi hiçbir zaman düþün-
‘‘
A MilliBasketbolTakýmý kaptanýHidayetTürkoðlu, "Geçenseneileyaþamamayaçalýþýyoruz.Dünya ÞampiyonasýileAvrupa Þampiyonasýçokfarklýorganizasyonlar.Litvanya'daAvrupaÞampiyonluðunedenolmasýn"dedi.
dürmedi. Çünkü biz çok kaliteli oyunculardan kurulu bir ekibiz. Bu bir haftada her zaman bir þekilde form bulacaðýmýz periyotlar olacaktýr, panik yapmýyoruz. Geçen seneki en büyük baþarýnýn savunmadan geldiðini gördük. Bu sene
A Basketbol Milli Takýmý Almanya'daki turnuvada baþarýsýz maçlar sonunda 4. oldu.
daha iyi savunma yapýyoruz. Fizik olarak iyi olmadýðýmýz için hücumda aksaklýklar oluyor, kötü yüzdeyle atýyoruz. Ancak bu düzelecektir, kendimize güveniyoruz.'' ENES KENDÝNÝ GÖSTERMELÝ Hidayet Türkoðlu, genç oyuncu Enes Kanter'in Almanya'daki turnuvada iyi oynadýðý maçlarýn olduðunu dile getirerek, ''Enes, bu takýmýn bir parçasý olduðunu hissetmeye baþladý'' dedi. ''Litvanya'da Enes'e gerek duyacaðýmýz maçlar olacak'' diyen Hidayet, ''O yüzden onun bu durumu sevindirici. Sonuçta genç arkadaþýmýz. Uzun sene milli takýmýn taþýyacak genç arkadaþlarýn takýma dahil olmasý bizi mutlu etti. Biz her an bir arkadaþýmýzýn çýkýp sorumluluk almasýný saðlayan bir takýmýz. Bunu geçen sene de gördük'' ifadelerini kullandý. Almanya'daki turnuvada ilk kez oynayan Ömer Aþýk ve Semih'in kendilerine göre biraz eksikleri olduðunu dile getiren Hidayet, ''Adidas Ýstanbul Cup'taki maçlar, onlarýn kondisyon olarak biraz daha iyi olmalarýný saðlayacaktýr. Onlar bu takýmýn çok önemli parçalarý'' þeklinde konuþtu. KENDÝMÝZE GÜVENÝYORUZ Türkoðlu, Litvanya'da Avrupa þampiyonu olabilecek bir takýma sahip olduklarýný söyledi. Kendilerine her zaman güvenen bir takým olduklarýný kaydeden Hidayet, ''Litvanya'da Avrupa þampiyonluðu neden olmasýn. Biz kendine güvenen bir takýmýz. Geçen sene de bunu en iyi þekilde gösterdik. Kimse bize güvenmezken, biz oyuncular olarak hiçbir þeyi umursamadýk. Sahaya çýkýp elimizden gelen en iyisini yaparak, baþarýlý olduk. Bu sene de ayný þekilde olacaðýna inanýyorum'' diye konuþtu.
FENERBAHÇE 2 GÜN ÝZÝNLÝ: Yeni sezon hazýrlýklarýnýn ikinci etabýný Almanya'da tamamlayarak Ýstanbul'a dönen Fenerbahçe'de Teknik direktör Aykut Kocaman,
antrenman ve hazýrlýk maçlarýnda bir hayli efor sarf eden oyuncularýna iki gün izin verirken, sarý-lacivertliler yarýn yapacaðý idmanla hazýrlýklarýný sürdürecek.
GÖZLER UEFA'DA UEFA ÞAMPÝYONLAR LÝGÝ KURA ÇEKÝMÝ BUGÜN YAPILACAK. MONACO'DAKÝ KURA ÇEKÝMÝNDE ÞÝKE SORUÞTURMASI KAPSAMINDA ZOR BÝR DÖNEMDEN GEÇEN TEMSÝLCÝMÝZ FENERBAHÇE'NÝN GRUPTAKÝ RAKÝPLERÝ BELLÝ OLACAK. UEFA Þampiyonlar Ligi'nde gruplarýn belirleneceði kura çekimi bugün yapýlacak. Monaco'da TSÝ 18.45'te gerçekleþtirilecek kura çekiminde, Þampiyonlar Ligi'ne direkt olarak katýlan Fenerbahçe'nin grubu ve rakipleri de belli olacak. UEFA Þampiyonlar Ligi'nde grup maçlarý 1314 Eylül'de baþlayacak. Avrupa'nýn kulüpler bazýndaki en önemli kupasýnda final maçý ise 19 Mayýs 2012'de Almanya'nýn Münih kentindeki Allianz Arena'da oynanacak. Kura çekimine Fenerbahçe'nin yaný sýra Barcelona, Manchester United,
Chelsea, Real Madrid, Porto, Inter, Milan, Shakhtar Donetsk, Valencia, CSKA Moskova, Olympique Marsilya, Zenit, Ajax, Bayer Leverkusen, Olympiakos, Manchester City, Lille, Basel, Borussia Dortmund, Napoli ve Otelul Galati takýmlarý direkt olarak katýlacak. Kupada önceki akþam oynanan playoff maçlarý sonunda Bayern Münih, Genk, Dinamo Zagreb, Villarreal ve Apoel de tur atlayarak Þampiyonlar Ligi'ne katýlmaya hak kazandý.Fenerbahçe'nin kura çekimine 3. torbadan katýlmasý bekleniyor.
COÞKULU KARÞILAMA: Almanya'daki yurt dýþý hazýrlýk kampýný tamamlayan Fenerbahçe Futbol Takýmý, Ýstanbul'a döndü. Sabaha karþý Ýstanbul'a gelen sarýlacivertli kafileyi, Sabiha Gökçen Uluslararasý Havaalaný'nda taraftarlarý coþkulu biçimde karþýladý.
BOKSTAGENÇLERDEN2BAÞARI ÝRLANDA'NIN baþkenti Dublin'de devam eden Avrupa Gençler Boks Þampiyonasý'nýn ikinci gününde Türk boksörlerden Muhammed Acý ve Hasan Demir, rakiplerini yenerek bir üst tura yükseldi. Artý 91 kiloda Muhammed Acý, Ermeni rakibi Vakhtang Mkrtchyan'ý teknik nakavtla yenerek bir üst tura yükselmeyi baþardý. 64 kiloda ringe çýkan Hasan Demir, Moldovalý Petru Ur-
su'yu 155 gibi farklý bir skorla geçerek, bir üst tura çýkan diðer Türk sporcu oldu. 52 kiloda Yasin Yýlmaz ise Rus rakibi Vasilly Vetkin karþýsýnda baþarýlý bir performans sergilemesine karþýn karþýlaþmayý 1311 kaybederek þampiyonaya veda etti. 91 kiloda Zafer Elasan, Letonyalý rakibi Nikita Stepanous'a 114, 49 kiloda Ümit Zengin Litvanyalý Viktor Komkov'a 209 sayý ile yenilerek elendi.
Yunanistan'da Volu ve Kavala takýmlarý tekrar küme düþürüldü YUNANÝSTAN'DA, þike yaptýklarý gerekçesiyle lige eksi puanla baþlamalarý kararlaþtýrýlan Olympiakos Volu ve Kavala futboltakýmlarý, spordan sorumlu Kültür ve Turizm Bakanlýðý'na baðlý profesyonel spor komisyonunun (EEA) kararýyla 4. Lig'e düþürüldü. EEA'nýn gerekçeli kararýnda, Olympiakos Volu ve Kavala takýmlarýnýn, þike suçlamasýyla ömür boyu spor müsabakalarýna katýlmama cezasý alan kulüp baþkanlarý Ahilleas Beos ve Makis Psomiadis ile baðlarýný tamamen kopardýklarýný kanýtlayamamalarý üzerine, 4. Lig'e düþürüldükleri belirtildi. Yunan basýnýnda çýkan haberlerde, iki takýmýn küme düþürülmesinin ardýndan Panseraykos ve Larissa takýmlarýnýn birinci lige alýnmak için dilekçe verdikleri belirtildi. Olympiakos Volu ve Kavala takýmlarý, þike yaptýklarý gerekçesiyle kýsa bir süre önce Futbol Federasyonunun (EPO) kararýyla küme düþürülmüþ, ancak federasyonun tahkim kurulu tarafýndan tekrar birinci lige alýnmýþtý. VOLU TARAFTARLARI POLÝSLE ÇATIÞTI Bu arada, Volos'ta, EEA'nýn kararýný protesto eden Olympiakos Volu taraftarlarý protesto gösterileri düzenledi. Kent merkezindeki PASOK il örgütü bürolarýnýn önünde toplanarak çöp bidonlarýný ateþe veren göstericileri, polis göz yaþartýcý bomba kullanarak daðýttý. Çýkan olaylarda yaralanan 7 kiþi hastaneye kaldýrýlýrken, 17 kiþinin gözaltýna alýndýðý bildirildi.
Ýbrahim Kaþ Mersin'de SÜPER Lig takýmlarýndan Mersin Ýdmanyurdu, Bursaspor'dan Ýbrahim Kaþ'ý renklerine baðladý. Kulübün resmi internet sitesinde yer alan açýklamada, kýrmýzýlacivertli ekibin, güçlü bir kadro kurabilmek adýna, transfer çalýþmalarýný titizlikle sürdürdüðü belirtildi. Transfer çalýþmalarý kapsamýnda Bursaspor'da forma giyen Ýbrahim Kaþ'ýn, Mersin Ýdmanyurdu'nun renklerine baðlandýðý ifade edilen açýklamada, stoper ve sað bek mevkilerinde görev yapan oyuncu ile 1 yýllýk anlaþma imzalandýðý kaydedildi.
Y
25 RAMAZAN 1432 25 AÐUSTOS 2011 PERÞEMBE
Ey Melik-i Rahîm! Mülk Senin. Bana emaneten verdiðin mülkte beni þakir kýl! Hamd Senin. Hayatýmda ve ölümümde beni hamdedenlerden eyle! Havl Senin. Zorlandýðým yerde bana sabýr ver! Kuvvet Senin. Unuttuðum zaman beni affeyle! Kibriya Senin. Yanýldýðým zaman beni baðýþla! Kemal Senin. Noksanlýðým ve kusurum olduðunda beni muaheze etme!
Temel, Ramazan ayýnda oruç tutmayan küçük kýzýnýn yemek yediðini görünce: “Gel kizum, benum yanumda yemek ye” der. Kýzý: “Buba sen oruçli deðil misun ki?” Temel: “Oruçliyum kizum, sen benum yanumda yemek yerken melekler Allah’tan benum günahlarimun affýný isteyorlar daaa.”
SÜLEYMAN KÖSMENE
RAMAZANNÂME ABDULLAH ÞAHÝN
SEMA CEYHAN
Yirmi beþ gündür nurlara gark olmuþuz Ümidimiz ki, Ramazan’ýn hürmetine affolmuþuz Ýnsan yaratýlýp, Allah’a muhatap olmuþuz Daðlara, kâinata bedel Allah’a kul olmuþuz
ESMA-Ý HÜSNA AYNASI
Kuvâ-yý insâniyye NURDAN BÝR VECÝZE BÂKÎ ÇÝMÝÇ
“Kuvâ-yý Ýnsâniyye Tahdid Edilmediðinden Cinâyeti Büyük Olur “Hayvanýn hilâfýna, insandaki kuvveler, fýtrî tahdid olmamýþ. Onda çýkan hayr ü þer, lâyetenâhî gider. Onda olan hodgâmlýk, bundan çýkan hodbinlik, gurur, inad birleþse; öyle günah oluyor ki beþer þimdiye kadar ona isim bulmamýþ. Cehennem’in lüzumuna delil olduðu gibi, cezasý da yalnýz Cehennem olabilir. Hem meselâ: Bir adam, tek yalancý sözünü doðru göstermek için, Ýslâm’ýn felâketini kalben arzu eder. Þu zaman da gösterdi: Cehennem lüzumsuz olmaz, Cennet ucuz deðildir.” (Lemaat) nsanýn duygularý fýtraten sýnýrlanmamýþtýr. Bu nedenle de vasatta kalamýyor ve çok cinayetler iþliyor ve de zulümler irtikab edebiliyor. Ýnsanlarda hayvanlarýn zýddýna ve tersine kuvâlar yanî duygular ve duyular sýnýrlanmamýþ ve sonsuz býrakýlmýþtýr. Ondan hayýr ve þer, sonu olmayan haller ortaya çýkmaktadýr. Ýnsanda bulunan duygulardan biri de kendini, nefsini düþünmek ve bundan çýkan bencillik, enâniyet ve kibirlilik, gurûr, inattýr. Bunlar birleþtiði vakit, öyle dehþetli günâhlar vuku bulur ki, insanlýk bunlara þimdiye kadar bir isim bulamamýþtýr. Ancak bu hâli Cehennem paklar ve bu dehþetli zulüm ve günâhlar Cehennemle hakîkî cezasýný bulabilir, baþka bulamaz. “Yaþasýn zalimler için cehennem.” “Hem meselâ bir muhteris ve bencil adam tek bir sözünü doðru çýkarmak ve göstermek için dehþetli bir arzu ile Ýslâmiyet’in felâketini kalben arzu eder. Ne büyük bir helâket!”
M. FAHRÝ UTKAN
a Hak, Sen, varlýðý hiç deðiþmeden duransýn. Yani, varlýðýn daima sabittir. Zatýn, yokluðu kabul etmediði gibi, herhangi bir deðiþikliði de kabul etmez. Hakikaten var olan yalnýz Sen’sin. Ya Hak! Sen’i inkâr etmek mümkün deðildir, ispat edilmene gerek duyulmayan ve zorunlu olarak varlýðý kabul edilensin. Dolayýsýyla, Sen’in varlýðýn, kabul edilmesi gerekenlerin ilki olmalýdýr. Varlýðýný inkâr etmek imkânsýzdýr. Sen’in varlýðýný gösteren deliller olmasa da Sen varsýn. Bütün varlýklar â-
Y
ÇOCUÐUN RAMAZAN’I
Ý
MERVE ÝRÝYARI
anunî Sultan Süleyman, henüz sizler gibi çocuk iken, bir Ramazan günü tefekkür için sarayýn en yüksek ve tenha yerine çýkmýþ. Uçsuz bucaksýz bir arazi imiþ Ýstanbul, huzur kokulu, iman dolu… Bir ara uykuya dalmýþ. Rüyasýnda hiç bilmediði bir yerdeymiþ. Her yerde arabalar, binalar, çok deðiþik insanlar. Bakamamýþ bile yüzlerine. Renkli bir ekranda saraya benzer bir þey görmüþ. Dinleyince kendine seslenilmiþ ve çýkanlar karþýsýnda yüzünü cübbesinin içine gizlemiþ. Arkadan ona bir el dokunmuþ. “Bu senin þehrin Asitane, bir
K
Ya Hak! lemi Sen’in varlýðýna apaçýk delillerdir. Sen’in her sözün ve fiilin haktýr. Gönderdiðin peygamberler ve indirdiðin kitap ve sayfalar hak olduðu gibi dinin de haktýr. Hiçbir þeyi Sana ortak koþmadan ibadet etmek de bizim üzerimize haktýr. Sana dayandýrdýðýmýz her þey hak ve gerçektir. Sen’in varlýðýna, bütün isim ve sýfatlarýna inanmak en doðru (hak) inanç þeklidir. Hak olmakla gerçeklerin gerçeði olduðun gibi, Sen’i bilmek bilginin en gerçeðidir. Bizi Sen’i hakkýyla bilenlerden eyle Ya Hak!
Küçük Süleyman Þah gün gelecek seni kötü anlatacaklar. Ama o devrin çocuklarý seni asla kirletmeyecekler, aksine þu gördüðün minikler seni yine eski tahtýna oturtacaklar…” Rüyasýndan uyanan ve gözlerini açan küçük Süleyman Þah endiþelenmiþ, ama çocuklarýn, asýrlar sonraki yaþýtlarýnýn onu seveceklerini ve gerçekleri yapacaklarýný öðrenince tevekkülünü Allah’a býrakmýþ. O gün iþtahý çok olmamýþ ama tarihine çok büyük kahraman olarak ismini, kazýnmayan altýndan bile deðerli harfler ile yazdýrmýþ…
Y Zenginlerden ancak beþ kiþiye sadaka almak helâl olur: (1) Allah yolunda cihad eden, (2) zekât toplanmasýnda vazifeli olan, (3) zengin iken borçlanan, (4) zekât malýný fakirden bedelini ödeyerek satýn almýþ olan, (5) fakir komþunun zekât malýndan verdiði hediyeyi alan… (Tirmizî, Zekât: 23; Ýbni Mâce, Zekât: 26; Müsned, 3: 377)
Biz Kur’ân’dan mü’minler için bir þifa ve rahmet olan þeyi indiriyoruz. Zalimler içinse o, hüsrandan baþka bir þey artýrmaz. (Ýsrâ/17:82)
Derleyen: ORHAN GÜLER
25 RAMAZAN 1432 / 25 AÐUSTOS 2011 PERÞEMBE
Talebelerin iftarlarý GEÇMÝÞ ZAMAN OLUR KÝ
Kendi ellerimizle kendimizi tehlikeye atmak
“El-vedâ” nidâlarý ÇOCUKLUÐUMUN RAMAZANLARI
BÝR ÂYET - BÝR YORUM
ADEM PALA
EKREM KILIÇ
YRD. DOÇ. DR. ATÝLLA YARGICI
amazan’da haliyle iftar sofralarý daha bir çeþitli oluyor. Ancak, talebelikte nöbetçi olan için bu çeþitliliðin bol olduðu sofralarý hazýrlamak zor. Gündüz okuldasýnýz, haliyle akþam sofra hazýrlamak vücudun direnci de azaldýðýndan güç oluyor. Çok þükür ki, arada sýrada aðabeyler evlerine davet eder, sýcak ev yemeklerinden de tadardýk o sýralar. Gitmediðimiz günlerde de sað olsun belediye sýcak yemek çýkartýyordu. Aðabeyler bizim de faydalanmamýzý saðlamýþlardý. Çok þükür Ramazan’da iftar sofralarýnda pek sýkýntý çekmedik.
R
*** Ýftara çok az bir zaman kalmýþtý. Nöbetçi kardeþler arabayla iftar yemeðini almaya gitmiþler, biz de kardeþler ile birlikte güne has konular üzerinde geçmiþi de içine katarak konuþuyorduk. O sýralar ayakta pencereden dýþarýyý seyrederken bir anda baþým döner gibi oldu. “Enerji kaybýndan dolayý, sanýrým tansiyonum düþtü benim kardeþler” diyerek gülüþtük. Meðerse o sýrada Cenâb-ý Allah uyarý mahiyetinde bir zelzele göndermiþ, onun sebebiyle sallanmýþýz. Bir anlýk gaflet sebebi ile Rabbim bizi aðýr sýkýntýlar vererek imtihan etmesin.
“Allah yolunda infak edin, harcama yapýn. Kendi ellerinizle kendinizi tehlikeye atmayýn. Ýhsan edin. Muhakkak ki Allah ihsan edenleri sever.” (Bakara: 2/195) ivayete göre Medine’de bulunan ensar, her zaman bol bol sadaka verir ve mallarýný infak ederlerdi. Bir sene bir musibet oldu ve onlar da sadakayý terkettiler. Bunun üzerine âyet nazil oldu. (Ýbn-i Kesir, I, 286) Bu âyet, insanýn birçok açýlardan kendisini tehlikeye atabileceðini gösteriyor ve bu durumlardan sakýndýrýyor. Her þeyden önce ülkemize bir düþman saldýrýsý vaki olduðunda bizim malýmýzýn ve ailemizin baþýnda oturmamýz bizi ve ülkemizi tehlikeye atmak demektir. Gücü yeten herkes düþmanla savaþmakla mükelleftir. Çünkü düþmana karþý savaþýlmadýðý takdirde düþman vatanýmýzý iþgal eder, çocuklarýmýzý, eþlerimizi esir alýr, malýmýza mülkümüze el koyar. Böylece biz kendimizi, dinimizi, her þeyimizi tehlikeye atmýþ oluruz. Diðer taraftan zekât ve sadaka vermemekle de kendimizi tehlikeye atmýþ oluruz. Çünkü zekât ve sadaka vermek Allah’ý maldan daha çok sevmek demektir. Zekât vermeyen insan, malý taparcasýna seven, malý ilâh yerine koyan insandýr. Bu büyük bir tehlikedir. Sonra zekât ve sadaka verilmediði takdirde, toplumda zenginler daha zengin, fakirler daha fakir olacak ve toplumdaki denge bozulacak bu da bir çok huzur bozucu olaylarýn meydana gelmesine sebep olacaktýr. Fakirlerde zenginlere karþý biriken, meydana gelen kin ve düþmanlýk duygularýný zekât ve sadaka ile ancak sevgiye, barýþa dönüþtürmek mümkündür. Diðer taraftan, bir insan sürekli günah iþlediði halde, bunun þuurunda olmayýp tövbe etmezse, bu durumda da insan kendisini tehlikeye atmýþ olur. Devamlý günah iþleyip de kendisinin Allah tarafýndan affedilmeyeceðine inanan, böyle düþünen bir kimse de kendisini tehlikeye atmýþ demektir. Çünkü Allah’ýn rahmetinin geniþ olduðunu, Allah’ýn tövbe edilen her günahý baðýþlayacaðýný bilmiyordur. Bu da onun günahlarýn çoðalmasýna, iyiliklerden tamamen uzaklaþmasýna sebep olacaðýndan büyük bir tehlikedir. O halde insan, ihsan etmelidir. Yani iyilik yapmalýdýr. Savaþ zarurî ise askere kaydolup savaþa katýlmak bir büyük ihsandýr. Malýndan mülkünden fakirlere ve yoksullara yardým etmek ihsandýr. Günahlardan dönmek, Allah’a tövbe etmek bir ihsandýr. Allah’a ibadet etmek bir ihsandýr. Nitekim Peygamberimiz’e (asm) “Ýhsan nedir?” diye sorulduðunda, “Senin Allah’ý görüyormuþçasýna O’na ibadet etmendir. Sen onu görmesen de, O seni görür” demesi, ibadetin de insanýn kendisi için yaptýðý büyük bir iylik olduðunu gösteriyor. Ýþte Allah, kendisini, kendi eliyle tehlikeye atanlarý deðil, bu anlamlarda iyilik yapan muhsinlere seveceðini bildiriyor. Hangimiz Allah tarafýndan sevilmek istemeyiz? Bütün bu ihsanlarý yaptýðýmýz takdirde, Allah tarafýndan sevildiðimiz gibi, diðer insanlar tarafýndan de seviliriz. Çünkü ihsan edenleri sevmeyen yoktur. Ýnsanlar ihsanýn, iyiliðin kuludur, kölesidir. Allah bizi her anlamda ihsan eden, kendi eliyle kendisini tehlikeye atmayan insanlardan eylesin. Âmin.
R
Davet kapýsý RAMAZAN’DA AÇILAN KAPILAR ABDÝL YILDIRIM
amazan, rahmet sofrasýna bir davettir. Bu rahmet sofrasý ki, her türlü nimet o sofrada mevcuttur. Evvelâ, en büyük nimet olan, iman nimeti bu sofrada hazýr bulunur. Ýnsan sair zamanlarda fazla fark etmediði imanýn lezzetini Ramazan sofrasýnda çok daha derinden hisseder. Elemsiz lezzetin yalnýz imanda olduðunu fark eder. Ramazan, huzura ve sevince davettir. “Oruçlunun iki sevinci vardýr: Birisi iftar vaktinde orucunu açtýðý zamanki sevinci, birisi de Rabbine kavuþtuðu zamanki sevincidir.” (Buhari, Savm: 9) Ramazan, cehennemden âzad olmak, cennete davettir. Böyle bir davete icabet etmemek ise, en büyük gaflet ve dalâlettir.
R
âmilerde terâvih namazý sýrasýnda okunan ilâhiler, Ramazan’ýn on beþine kadar “merhabâ”; onbeþinden sonra ise “el-vedâ” nidâlarý ile dolu olurdu. Büyükler, iþin kolaylaþtýðýný ifâde mânâsýnda: “Artýk yokuþ aþaðý inmeye baþladý.” derlerdi. Gerçekten de yarýdan sonra Ramazan ayý çok hýzlý geçerdi. Bu hýzda, bayram hazýrlýklarýnýn heyecâný büyük rol oynardý. Bir âilenin bütün giyecekleri, takým elbise ve kundura dýþýnda, hep evde hanýmlar tarafýndan üretilirdi. Ýç çamaþýrlarý, pijama, kýþ için iki bez arasýna pamuk döþenmiþ “içlik”, patiskadan veyâ Amerikan bezi denilen ve daha ucuz olan bir çeþit bezden yapýlýrdý. Kýz ve erkek çocuklarýn her türlü giyeceði gibi önlük, yakalýk, gömlek de ev iþi idi. Yünden veya pamuktan örülmüþ çorap, kollu ve kolsuz kazak, yelek, hýrka elde örülürdü. Kadýnlarýn giyeceði entâri, þalvar ve diðer kýyâfetler bu iþlere mahsus basma, pâzen, saten, ipekli ismi verilen muhtelif cinslerde kumaþlardan hep evlerde dikilirdi. Bayanlar evden çýktýklarý zaman, yakýn bir yer ve mahalle içi gezmelerde siyah-beyaz kareli bir bezden; sâir zamanlarda siyah ipekli kumaþtan mâmûl çarþaf giyerlerdi. Bu kýyâfetin mahallî adý “bürük” idi. Hanýmlar ve yetiþkin kýzlar tülbent ve yazma denen baþörtülerini devamlý takarlardý. Hazýr satýlan kundura, ceket ve pantolonlar köylüler ve alt gelir grubu kimseler tarafýndan alýnýr; varlýklý kimseler bunlarý beðenmezlerdi. Erkek elbiseleri terzilerde ölçü, prova, son prova gibi merâsimlerle neredeyse bir ayý bulan bir sürede tamamlanýrdý. Ayakkabý için yine kunduracýda ölçü vermek, uygun kalýp varsa, hayli vakit beklemek gerekirdi. Yaþlýlar mesh ve lastik ayakkabý giyerlerdi. Yazýn bile ayaðýnda meshle dolaþanlar görülürdü. Bu, en kolay temin edilen bir ayakkabý çeþidi idi. Lastik ayakkabýlarýn iyisi “cizlavet” marka idi. Çocuklar kýþýn lastik çizme, yazýn pek de saðlam olmayan hazýr pabuç giyerlerdi. Yetiþkin veya çocuk, erkeklerin yýlýn herhangi bir mevsiminde ayakkabý ve elbise almasý âdet deðildi. Ya Ramazan ya Kurban bayramlarýna denk getirilerek temin edilen giyecekler, birkaç yýl giyilirdi. Elbiseler eskiyince ya fakîr tanýdýklara hediye edilir veyâ kumaþý iyi ise terzide tersine çevirilerek küçükler için yeniden dikilirdi ki bu iþleme “tornistan” adý verilirdi. Tornistan bir elbise, ancak küçük cebin soldan saða geçmiþ olmasý sebebiyle anlaþýlabilirdi. Ortaokul seviyesinden baþlayýp bütün öðrenciler ve bütün erkeklerin baþlarýna þapka giymeleri bir mecbûriyet olup baþý açýk gezen kimseye de pek iyi gözle bakýlmazdý. Çocuklar için bayramlar dâima yeni bir elbise ve ayakkabý demekti. Hâli vakti yerinde olanlar daha Ramazan baþýnda terzi ve kunduracýlara sipariþlerini verirlerdi. Parayý son zamanlarda temîn edenlerle veresiye iþ gördürenler, ekseriyetle bayrama yakýn vakitleri seçerlerdi. Ama, bu durumda ýsmarlanan kýyafetin bayrama yetiþtirilememesi tehlikesi de yok deðildi. Çoðunlukla yeni giyecekler bayram sabahý, namazý müteâkip sâhiplerine teslim edilebilirdi. Bu süre içinde yetiþti – yetiþmedi endîþesi hem sipâriþ sâhibinde, hem esnafta noksan olmazdý. Çocuklarýn bayrama birkaç gün kala aldýklarý yeni kýyafetlerini yatarken baþuclarýnda, hattâ kunduralarýný koyunlarýnda sakladýklarý az görülen, duyulan olaylardan deðildi.
C