, Uzay Evi nde neler var?
www.eyup.bel.tr - 444 30 00
Ali Kuşçu kimdir?
Ünlü Türk matematikçisi Ali Kuşçu´nun Fâtih Sultan Mehmet´e 1473 tarihinde kitabını sunması. Kitabın ismi el-Muhammediye fi El-Hisab´tır. Çift yanlış yöntemi, doğrusal denklemlerde bilinmeyen(ler)i hesaplamak için kullanılmaktaydı.
2
Ali Kuşçu (1403 - 1474) Türk-İslam Dünyası astronomi ve matematik alimleri arasında, ortaya koyduğu eserleriyle haklı bir şöhrete sahip Ali Kuşçu, Osmanlı Türkleri’nde, astronominin önde gelen bilgini sayılır. “Batı ve Doğu Bilim dünyası onu 15. yüzyılda yetişen müstesna bir alim olarak tanır.” Öyle ki; müsteşrik W. Barlhold, Ali Kuşcu’yu “On Beşinci Yüzyıl Batlamyos’u” olarak adlandırmıştır. Babası, Uluğ Bey’in kuşcu başısı (doğancıbaşı) idi. Kuşçu soyadı babasından gelmektedir. Asıl adı Ali Bin Muhammed’dir. Doğum yeri Maveraünnehir bölgesi olduğu ileri sürülmüşse de, adı geçen bölgenin hangi şehrinde ve hangi yılda doğduğu kesinlikle bilinmektedir. Ancak doğum şehri Semerkant, doğum yılının ise 15. yüzyılın ilk dörtte biri içerisinde olduğu kabul edilmektedir. 16 Aralık 1474 (h. 7 Şaban 879) tarihinde İstanbul’da ölmüş olup, mezarı Eyüp Sultan Türbesi hareminde bulunmaktadır. Ölüm tarihi; torunu meşhur astronom Mirim Çelebi’nin (ölümü, Edirne 1525) Fransça yazdığı bir eserin incelenmesi sonucu anlaşılmıştır. Mezar yerinin 1819 yılına kadar belirli olduğu ve hüsn-ü muhafazasının yapıldığı; ancak 1819 yılından sonra, Ali Kuşcu’ya ait mezarın yerine, zamanının nüfuzlu bir devlet adamının mezar taşının konmuş olduğu anlaşılmaktadır. Uluğ Bey’in Horasan ve Maveraünnehir hükümdarlığı sırasında, Semerkant’ta ilk ve dini öğrenimini tamamlamıştır. Küçük yaşta iken astronomi ve matematiğe geniş ilgi duymuştur.
Devrinin en büyük bilginlerinden; Uluğ Bey, Bursalı Kadızade Rumi, Gıyaseddün Cemşid ve Mu’in al-Din elKaşi’den astronomi ve matematik dersi almıştır. Önce Uluğ Bey tarafından 1421 yılında kurulan Semerkant Rasathanesi ilk müdürü, Gıyaseddün Cemşid’in, kısa süre sonra da Rasathanenin ikinci müdürü Kadızade Rumi’nin ölümü üzerine, Uluğ Bey Rasathaneye müdür olarak Ali Kuşcu’yu görevlendirmiştir. Uluğ Bey Zîc’inin tamamlanmasında büyük emeği geçmiştir. Nasirüddün Tusi’nin Tecrid-ül Kelam adlı eserine yazdığı şerh, bu konuda da gayret ve başarısının en güzel delilini teşkil etmektedir. Ebu Said Han’a ithaf edilen bu şerh, Ali Kuşcu’nun ilk şöhretinin duyulmasına neden olmuştur. Kaynakların değerlendirilmesi sonucu anlaşılmaktadır ki; Ali Kuşcu yalnız telih eseriyle değil, talim ve irşadıyle devrini aşan bir bilgin olarak tanınmaktadır. Öyle ki; telif eserlerinin dışında, torunu Mirim Çelebi, Hoca Sinan Paşa ve Molla Lütfi (Sarı Lütfi) gibi astronomların da yetişmesine sebep olmuştur. Bu bilginlerle beraber, Ali Kuşcu’yu eski astronominin en büyük bilginlerinden birisi olarak belirtebiliriz. Eserleri Ali Kuşcu’nun özellikle, matematik ve astronomi ile ilgili eserleri, gerçek ilmi kişiliğini ortaya koymaktadır. Bu eserlerinin adları şunlardır; 1.Risale-i fi’l Hey’e (Astronomi Risalesi) 2.Risale-i fi’l Fehiye (Fetih Risalesi) 3.Risale-i Hisap (Aritmetik Risalesi) 4.Risale-i Muhammediye (Cebir ve Hesap konularından bahseder) 5.Tecrid’ül Kelam (Sözün Tecridi) 6.Risale-i Adudiye 7.Unkud-üz zvehir fi Man-ül Cevahir (Mücevherlerin Dizilmesinde Görülen Salkım) 8.Vaaz 9.İstiarad
3
Samanyolu (Milkyway) Kuzey ve güney gök kürenin tamamını kapsayan bu 360 derecelik panoramik resim bizim ufak mavi gezegenimizi ve dolayısıyla güneş sistemimizi de içeren kozmik manzarayı gösteriyor. Bu görkemli gökada 400 milyar yıldızı barındırıyor ve 100.000 ışık yılı çapında. Samanyou gökadası'nın düzlemi görüntü boyunca bir ışık şeridi arz ediyor. Kullanılan projeksiyon izleyiciyi görüntü boyunca yatay olarak uzanan galaktik düzlemle gökadanın tam karşısına yerleştiriyor, sanki Samanyolu'na dışarıdan bakıyormuşuz gibi. Bu noktadan bakınca, sarmal yapıdaki gökadanın genel bileşenleri; diskleri, parlak küçük yıldızları içeren koyu ve parlak bulutsuları, gökadanın merkezi ve uydu gökadaları kadar net bir şekilde görülebiliyor.
Zincirli Prenses Gökadası (NGC 224, Messier 31, M31, Andromeda Galaxy) Gökada, mitolojik bir kavram olan Andromeda’nın Türkçedeki karşılığı zincire vurulmuş kız anlamına göre Zincirli Prenses olarak isimlendirilmiştir. M.S. 964 yılında Müslüman Gökbilimci Abdurrahman es-Sûfî tarafından keşfedilmiştir. Andromeda Takımyıldızı’nda bulunan bir sarmal gökadadır. Spitzer Uzay Teleskobundan elde edilen verilere göre bir trilyon yıldıza ev sahipliği yapmaktadır. Samanyolu gökadası ile arasındaki uzaklık yaklaşık olarak 2.2 milyon ışık yılıdır. 2006 ölçümlerine göre Samanyolu Andromeda’nın kütlesinin ancak ~80%’ine sahiptir. Andromeda’nın bir diğer özelliği ise çıplak göz ile Dünya’dan görülebilen en uzak gök cismi olmasıdır. Ayrıca Samanyolu’na en yakın büyük gökadadır.
Erboğa A Gökadası (NGC 5128, Centaurus A) NGC 5128 olarak da adlandırılan Erboğa A, merkezinde süper kütleli bir karadelik bulunan kendine özgü büyük kütleli bir eliptik gökadadır. Güney takımyıldızı Erboğa bölgesinde gözlenen bu gökada bizden 12 milyon ışık yılı uzaklıktadır ve gökyüzünün en belirgin radyo gökadası olarak kendini göstermektedir. Gökbilimciler, Erboğa A’nın parlak çekirdeği, güçlü radyo ışıması ve jet özelliklerinin gökadanın merkezindeki yaklaşık 100 milyon Güneş kütleli bir karadelik tarafından meydana getirildiğini düşünmektedir. Gökadanın yoğun merkez bölgesindeki madde, karadeliğe düşerken muazzam miktarlarda enerjiyi açığa çıkarmaktadır.
4
Meksikalı Şapkası (NGC 4594, Messier 104, M104, Majestik Sombrero Galaxy) Sombrero Gökadası Başak takımyıldızı yönünde bulunan bir Çubuksuz sarmal gökadadır. 1767 Mart ayında Pierre Méchain tarafından keşfedilmiştir. Parlak bir çekirdeği, alışılmadık derecede büyük bir merkezi şişlik ve eğik diskinde önemli bir toz şeridi vardır. Karanlık toz şeridi ve şişkinliği bu gökadaya sombrero görünümünü verir. Gökada, +8.3 görünen parlaklığı ile amatör teleskoplarla kolayca gözlemlenebilir. Büyük şişkinlik, merkezi süperbüyük kütleli kara delik ve toz şeridiyle tüm profesyonel gökbilimcilerin dikkatini çekmiştir.
Gökada Çifti (NGC 2207 ve IC 2163, Interacting Galaxies) NGC 2207 ve IC 2163 Büyük Köpek takımyıldızında, yaklaşık 144 milyon ışık yılı uzaklıkta bulunan sarmal gökada çiftidir. Her iki gökada da 24 Ocak 1835 tarihinde John Herschel tarafından keşfedilmiştir. NGC 2207 içinde şimdiye kadar üç süpernova gözlenmiştir (SN 1975A, SN 1999ec ve SN 2003H).
Stephan Beşlisi (NGC 7319, NGC 7318A, NGC 7318B, NGC 7317, NGC 7320, Stephan’s Quitnet) Stephan Beşlisi dörtlü bir oluşumun beş gökada olarak göründüğü, keşfedilen ilk yoğun gökada grubudur. Grup, Édouard Stephan tarafından1877’de keşfedilmiştir. Merkezin sağ üst tarafında bulunan sarmal gökadanın, bize diğer dördünden sekiz kat daha yakın olduğu 1961 yılına kadar keşfedilememişti. Geri kalan dört gökada karmaşık bir etkileşim süreci içindedir ve bir süre sonra birbirleriyle çarpışacaklardır. Yaklaşık 300 milyon ışıkyılı uzaklıktaki bu beşli, çoklu gökada çarpışmasını etkileyici bir biçimde göstermekte olup, grubun güçlü etkileşimleri halen sürmektedir. Gökada grubu, içinde bulunduğumuz Samanyolu gökadasından daha fazla ses patlaması yaratmaktadır ve patlama, gökadalardan birinin diğerlerine doğru çok yüksek bir hızla düşmesiyle meydana gelmektedir. Gökada düşerken saniyede 540.6 mil hızla hareket eden bir hidrojen gaz bulutunun arasından geçer ve bu hızın etkisi, hızlı bir jetin yarattığı ses patlamasına benzemektedir.
5
Kedi Gözü Bulutsusu (NGC 6543, The Cat’s Eye Nebula) Ejderha takımyıldızı yönünde bulunan bir gezegenimsi bulutsudur. Yapısal açıdan, bilinen en karmaşık bulutsulardandır; Hubble Uzay teleskobu ile düğümler, püskürtmeler ve yaysal yapılar gözlemlenmiştir. Merkezinde, 1000 yıl önce dış zarfını kaybederek bulutsuyu üretmiş olan parlak ve sıcak bir yıldız vardır.Frederick William Herschel tarafından 15 Şubat 1786 tarihinde keşfedilmiştir. 1864 yılında İngiliz amatör gökbilimci William Huggins tarafından incelemesi yapılan ilk gezegenimsi bulutsu olmuştur.
Modern çalışmalar birkaç gizemi ortaya çıkarmıştır. Yapısının karmaşıklığına merkezdeki ikili yıldızın sebep olduğu düşünülmektedir, ancak şimdiye kadar merkezi yıldızın arkadaşı olan ikinci bir yıldıza dair herhangi bir kanıt bulunamamıştır. Ayrıca, iki farklı yöntemle yapılan kimyasal zenginlik ölçümlerinde çok büyük çelişkiler ortaya çıkmıştır. Hubble Uzay Teleskobu gözlemleri, bulutsu etrafında, çok uzun zaman önce yıldız tarafından ortaya çıkarılmış olan bir dizi zayıf halkalar saptamıştır. Bu mekanizma da tam olarak anlaşılamamıştır.
Karina Bulutsusu (NGC 3372, Carina Nebula, Eta Carinae) Karina Bulutsusu, çevresindeki açık yıldız kümesiyle birlikte büyük ve parlak bir bulutsudur. Eta Carinae ve HD 93129A, Samanyolu içindeki en büyük kütleli ve parlak yıldızlardır. Bulutsu, Karina takımyıldızı yönünde Dünya’dan yaklaşık olarak 6,500 ile 10,000 ışık yılı uzaklıkta bulunmaktadır ve çoklu O-tipi yıldızlar içerir. Bulutsu, gökyüzündeki en büyük salma bulutsudur. Her ne kadar meşhur Orion Bulutsusu’ndan dört kat daha büyük ve parlak olsa da, Güney yarımkürede yer aldığından daha az bilinen bir bulutsudur. Nicolas Louis de Lacaille tarafından 1751–52 yıllarında keşfedilmiştir. Büyük parlak bulutsunun küçük bir özelliği de Eta Carinae’nin çevresindedir. Bu küçük bulutsu, Homunculus Bulutsusudur ve 1841 yılında gökyüzünde görülen ikinci parlak yıldız olacak kadar büyük patlamayla Eta Carinae tarafından ortaya çıkarılmıştır.
Atbaşı Bulutsusu (IC 434, Barnard 33, Horsehead Nebula) Atbaşı Bulutsusu Avcı takımyıldızında bulunan karanlık bulutsudur. Avcı kuşağının en solundaki Zeta Orionis (ζ Ori) veya Alnitak’ın hemen yanında, büyük ve koyu renkli bir moleküler bulutun bir parçasıdır. Dünya’dan yaklaşık olarak 1500 ışık yılı uzaklıktadır. Işıyan gazların önünde, karanlık toz bulutlarından oluşan perdelenme sonucu “Atbaşına” benzeyen şeklinden dolayı en tanınan bulutsulardan biridir. Şekil ilk olarak 1888 yılında Harvard koleji gözlemevinde alınan B2312 fotoğraf plağında Williamina Fleming tarafından farkedildi.
6
Avcı Bulutsusu (NGC 1976, Messier 42, M42, Orion Nebula) Avcı Bulutsusu Avcı kuşağının güneyine düşen bulutsudur. En parlak bulutsulardan olan Avcı yaklaşık 15 ışık yılı çapındadır. Dünya’ya en yakın yıldız oluşum bölgesidir ve dünyadan yaklaşık 1.500 ışık yılı uzaktadır. Avcı Bulutsusu gökteki en parlak bulutsulardan biridir ve çıplak gözle rahatlıkla görülebilir. 1610 yılında, Nicholas Peiresc tarafından keşfedilmiştir. Avcı Bulutsusu’nu çevreleyen başka birçok (daha sönük) bulutsu mevcuttur ve bu bölgede birçok yıldız oluşmaktadır. Avcı Bulutsusu, büyük bir ihtimalle, gökteki tüm bulutsular içerisinde en aktif biçimde incelenen bulutsudur.
Helis Bulutsusu (NGC 7293, Messier 57, Helix Nebula) Helis Bulutsusu Kova takımyıldızı yönünde bulunan oldukça büyük bir gezegenimsi bulutsudur. Karl Ludwig Harding tarafından muhtemelen 1824’ten önce keşfedilmiştir. Bu bulutsu, parlak gezegenimsi bulutsular içinde Dünya’ya en yakın olanıdır. Uzaklığı yaklaşık olarak 215 parsek yani 700 ışık yılıdır. Görünüşte Halka bulutsusu’na, boyutu, yaşı ve fiziksel özellikleri nedeniyle de Halter bulutsusu’na benzemektedir.
Kelebek Bulutsusu (NGC 6302, Bug Nebula, Butterfly Nebula) Akrep takımyıldızı yönünde yaklaşık olarak 4,000 ışık yılı uzaklıkta bulunan çift kutuplu bir gezegenimsi bulutsudur. Bu, gözlenmiş en ilginç ve karmaşık gezegenimsi bulutsulardan biridir. Kelebek Bulutsusu orta yıldızlı bir gökadanın en sıcak nesnesidir, tayf bilgileri merkezindeki yıldızın yüzey sıcaklığını 200,000 °K olarak göstermektedir ki bu da bulutsuyu oluşturan yıldızın çok büyük bir yıldız olduğunu gösterir. Merkezi yıldız hiçbir zaman gözlenememiştir, ekvatoryal disk gaz ve toz bulutuyla çevrelenmiştir. Bu yoğun disk, yıldızın çift kutuplu yapısının bir sonucudur ve kum saatini andırmaktadır. Bulutsu, 1880 yılında Edward Barnard tarafından keşfedilmiştir.
7
Gökada Gülü (ARP 273, Rose Made Of Galaxies) Andromeda takımyıldızı yönünde yaklaşık olarak 300 milyon ışık yılı uzaklıkta bulunan etkileşen gökada çiftidir. Birbirlerinden 100,000 ışık yılı uzakta bulunan çift, ilk defa Halton Arp tarafından 1966 yılında derlenen Tuhaf Gökadalar Atlası’nda tanımlanmıştır. UGC 1810 olarak bilinen sarmal gökadaların büyüğü, yaklaşık olarak beş kat daha ağırdır. UGC 1813 olarak bilinen gökadanın diski, aşağıdaki gökadanın kütleçekim etkisiyle güle benzer bir şekilde bozulmaya uğramıştır ve çekirdeğinde aktif yıldız oluşumlarına dair izler taşımaktadır.
Yengeç Bulutsusu (NGC 1952, Messier 1, Taurus A, Crab Nebula) Boğa takımyıldızı yönünde yer alan bir süpernova kalıntısıdır. Bulutsu ilk olarak 1731 yılında John Bevis tarafından gözlemlenmiştir. Dünya’dan 4 Temmuz 1054 tarihinde görülen bir süpernova patlamasının (enerjisi biten yıldızların şiddetle patlamasına verilen ad) geriye kalan kırıntılardır. Bu tarih biliniyor; çünkü Çinli gökbilimciler bir yıldızın aniden gündüz bile görülebilecek kadar parladığını kayıtlara geçmişler. Bulutsu, tarihi bir süpernova patlaması sayesinde tanımlanan ilk gökcismidir. Bu yıldız parlaklığı sayesinde, 23 gün süresince gündüz gözlenmiş. Bulutsu, yengece benzediği için bu adı almıştır. Dünyadan yaklaşık 7000 ışık yılı (2 kpc) uzakta bulunan bulutsunun çapı 11 ışık yılıdır (3,4 pc) ve saniyede 1.800 km hızla genişlemektedir. 1968 yılında, bulutsunun merkezinde patlayan yıldızdan kalan, saniyede otuz kez dönen ve gama ışınlarından radyo dalgalarına kadar ışınım atımları yayan Yengeç atarcası keşfedildi. Bulutsu kendisini örten gök cisimlerini incelemek için bir ışınım kaynağı olarak davranır. 1950 ve 1960’larda Güneş’in tacı, içinden geçen Yengeç Bulutsusu’nun radyo dalgaları sayesinde haritalandırılmıştı. Son zamanlarda da Satürn’ün uydusu Titan’ın gazyuvarının kalınlığı, gazyuvarın bulutsudan gelen X ışınlarını engellemesi sayesinde ölçülebilmiştir.
Anten Gökadaları (NGC 4038, NGC 4039, Antennae Galaxies) Karga takımyıldızı yönünde bulunan bir etkileşen gökadalar çiftidir. Her ikisi de Frederick William Herschel tarafından 7 Şubat 1785 tarihinde keşfedilmiştir. Anten, bir gökada çarpışması sonucu ortaya çıkmıştır. Diğer beş adet gökadayla birlikte NGC 4038 grubu içindedir, çarpışma sonucu savrularak oluşan böcek antenlerine benzer görüntü bu ismi almasına yol açmıştır. İki gökadanın çekirdekleri büyük bir gökada oluşturmak üzere yol almaktadır. Gökadaların pek çoğu hayatlarında en az bir kez çarpışmaya maruz kalır. Bu, gelecekte muhtemelen bizim Samanyolu gökadamızla Andromeda gökadasının çarpışması ile de olacaktır. Gökada içinde iki adet süpernova keşfedilmiştir: SN 2004gt ve SN 2007sr. Yeni yapılan bir çalışma daha önceden bu gökadaların Samanyolu’na 65 milyon ışık yılından daha yakın olduğunu ortaya koymuştur (yaklaşık 45 milyon ışık yılı).
8
El Gordo Gökada Kümesi (ACT-CL J0102-4915, Galaxy Cluster El Gordo) İspanyolca “büyük” ya da “şişman kişi” anlamına gelen “El Gordo” ismi takılmıştır. Bu küme, birbirlerine saatte milyonlarca kilometreyle yaklaşan iki ayrık gökada alt kümesinden oluşmakta ve bizden o kadar uzaktadır ki ışığının bize ulaşması yedi milyar yıl sürmektedir.Bu küme,şimdiye kadar bu mesafede ve daha uzakta gözlenen kümeler içinde en kütleli, en sıcak ve en fazla X-ışını yayan kümedir.
Yıldız Oluşum Bölgesi (NGC 3603, Star Forming Region) NGC 3603 Karina takımyıldızı yönünde bulunan bir açık yıldız kümesi ve salma bulutsusu. Güneş sistemimize 20,000 ışık yılı uzaklıkta ve Samanyolu gökadasının yay kolu üzerindedir. John Herschel tarafından 14 Mart 1834 tarihinde keşfedilmiştir. Parlaklık ve yoğunluğuyla eşsiz bir bileşim gösteren NGC 3603, yüzyıldan fazla bir zamandır bir starburst bölgesi olarak yoğun çalışmalara konu olmuştur.
Yıldız Oluşum Bölgesi (S106, Sh2-106, Sharpless 2-106, Star Forming Region) Kuğu takımyıldızı yönünde bulunan salma bulutsusu ve yıldız oluşum bölgesidir. Bu H II bölgesi, Samanyolu’nun izole bir bölgesinde ve Dünya’dan yaklaşık olarak 2.000 ışık yılı uzaklıkta bulunmaktadır. Bulutsunun merkezinde, kutuplara doğru sıcak gaz yayan ve bu sayede çift kutuplu yapının oluşmasına neden olan, genç ve büyük kütleli bir yıldız bulunmaktadır. Yaklaşık olarak 2 ışık yılı bir alanı kapsamaktadır.
9
Kartal Bulutsusu (Messier 16, Eagle Nebula) IC 4703 katalogda yayma salma bulutsu veya H II bölgesi olarak yer alır. Bu bölgedeki aktif yıldız oluşumu 7000 ışık yılı uzaklıktadır. Bulutsunun merkezi yakınında yükselen ve Fil Hortumları veya Yaratılış Sütunları olarak tanımlanan yoğun, tozlu sütunlar ışıkyılları uzunluğundadır; ancak yıldızları oluşturmak üzere kütleçekimsel olarak büzülmektedir. Küme yıldızlarından gelen enerji yüklü ışınımlar, sütunların uçları yakınında bulunan malzemeyi aşındırarak, önünde sonunda içlerinde gömülü durumdayken oluşan yeni yıldızları ortaya çıkarmaktadır. Bulutsunun sol üst kenarından uzanan bir diğer tozlu yıldız oluşum sütunu ise Kartal Bulutsusu’nun Perisi olarak tanınmaktadır. Bulutsudaki en parlak yıldız 8.24 görünür parlaklığıyla iyi bir dürbünle kolayca gözlenebilir.
Retina Bulutsusu, Ölen Yıldız (IC 4406, IRAS 14192-4355, Dying Star, Retina Nebula) Kurt’un batı sınırında Kurt takımyıldızı yönünde yaklaşık olarak 2000 ışık yılı uzaklıkta bulunan bir gezegenimsi bulutsudur. Toz bulutları ve yumru benzeri bir şekli vardır. Ancak buna rağmen Dünya’dan bakıldığında dikdörtgen şeklinde görülür. Bu, bizim bakış açımızdan silindiri yandan görmemizin bir sonucudur. Eğer IC 4406 tepeden görülebilseydi büyük ihtimalle Halka Bulutsusu’na benzeyecekti. IC 4406, çift kutupludur ve ekvatorundaki maddenin kuvvetli konsantrasyonuyla uzayan bir küremsi cisim olarak görülür. Yapının bu türü çift kutuplu modelin doğal bir sonucudur. Sıcak gaz silindirin uçlarından akıp giderken, koyu renkli toz ve gaz moleküllerinden meydana gelen iplikçikler, çevre duvarları dantel gibi sarmaktadır. Bu yıldızlararası heykelin birinci dereceden sorumlusu olan yıldızı, gezegenimsi bulutsunun merkezinde bulabilirsiniz. Birkaç milyon yıl sonra IC 4406’nın içerisinde görülebilir olan kalan tek şey, solmakta olan beyaz cüce bir yıldız olacaktır.
Bükülen Gökada (ESO 510-G13, IRAS 13522-2632, Galaxy Playing Twister) ESO 510-G13 Suyılanı takımyıldızı yönünde yaklaşık 150 milyon ışık yılı uzaklıkta bulunan bir sarmal gökadadır. Gökadanın ekvatoryal toz bulutu çok çarpık ve bozuktur; bu da ESO 510-G13’ün bir başka gökada ile etkileşim halinde olmasının bir belirtisi olabilir. Bu durumda bu bozulma, sarmal gökada başlığı altında gökada oluşumu ve evrimi içerisinde gökada etkileşimlerinin mükemmel bir örneği olabilecektir.
10
Puro Gökadası (NGC 3034, Messier 82, Cigar Galaxy) Büyük ayı takımyıldızı yönünde yaklaşık 12 milyon Işık yılı uzaklıkta bulunan, prototip bir gökadadır. Alman gökbilimci Johann Elert Bode tarafından 31 Aralık 1774 tarihinde keşfedilmiştir. Bu starburst gökada, Samanyolu’ndan beş kez ve gökadamızın merkezinden de bir kat daha parlaktır.
Kurbağa yavrusu [İribaş] Gökadası (UGC 10214, Tadpole Galaxy) İribaş Gökadası kuzey takımyıldız Ejderha’ya doğru Dünya’dan 400 milyon ışık yılı uzaklıkta bulunan, parçalanmış çubuklu sarmal gökadadır. En dramatik özelliği 280 bin ışık yılı uzunluğundaki parlak mavi yıldız kümeleri izidir. Daha büyük bir gökadanın İribaş gökadasının yakınından geçtiği düşünülür (Dünya’nın perspektifinden soldan sağa) ve bu iki gökadanın çekim güçleriyle İribaş gökadasının bir bölümü dışarıya doğru savrulmuştur. Bu karşılaşma sırasında çekim gücüne bağlı kuvvetler, sarmal gökadanın yıldızlarını, gazını ve tozunu uzatarak bu dikkat çekici kuyruğu oluşturmuştur.
Tarantula Bulutsusu (30 Doradus, NGC 2060, NGC 2070, Tarantula Nebula) Kılıçbalığı takımyıldızı yönünde yaklaşık olarak 180,000 ışık yılı uzaklıkta yer almaktadır. Şayet Tarantula Bulutsusu 1500 ışık yılı uzaklığıyla Dünyamıza en yakın yıldız oluşum bölgesi olan Avcı bulutsusu ile aynı uzaklıkta olsaydı, gökyüzünde 30 derecelik (60 dolunay büyüklüğünde) bir alanı kaplayacak kadar büyük görünecekti. İnanılmaz derecede büyük ve ürkütücü bir görünüme sahip olan Tarantula Bulutsusu’nun kalbinde enerji yüklü gazlardan meydana gelmiş devasa kabarcıklar, koyu renkli tozdan meydana gelmiş uzun iplikçikler ve aşırı derecede büyük kütleli yıldızlar bulunmaktadır. Bu kalbin merkezinde ise bir zamanlar tek bir yıldız olduğu düşünülecek kadar birbirine yakın durumda yıldızlar içeren bir küme yer almaktadır.
11
Koltuk A Takımyıldızı, Kraliçe Takımyıldızı, Süpernova (SN 1680, Cassiopeia A, Supernova) Modern 88 takımyıldızdan biridir. Ayrıca, Batlamyus’un listelediği 48 takımyıldızdan biriydi. Kraliçe, tüm gözlemcilerin tanıdığı bir takımyıldızdır. Bunda, Büyük Ayı, Avcı gibi gökyüzünün en belirgin takımyıldızlarından biri olmasının rolü büyüktür. Kraliçe ayrıca gökyüzünün hiç batmayan takımyıldızlarındandır. Yani, bu takımyıldızı her gece, her mevsim görebilirsiniz. Kraliçe’nin hiç batmamasının nedeni, kuzey gökkutbuna yakın konumda yer almasıdır. Bu nedenle bizim bulunduğumuz enlemde hiçbir zaman ufkun altına inmez.
Yıldız Oluşum Bölgesi (N66, NGC 346, Star Forming Region) NGC 346 Tukan takımyıldızında Küçük Macellan Bulutu içinde bulunan salma bulutsudur. İskoç gökbilimci James Dunlop tarafından 1 Ağustos1826 tarihinde keşfedilmiştir. Güncel Hubble fotoğrafları, 5 milyon ile 4,5 milyar yıllık yaşlarda 70,000 civarında yıldız olduğunu göstermiştir. Bu yıldız kümesi, yaklaşık 210.000 ışık yılı uzaklıkta yer alan Küçük Macellan Bulutu içerisinde bulunan en büyük yıldız oluşum bölgesi içinde gömülü durumdadır. Yalnızca 3-5 milyon yaşında olan ve henüz çekirdeklerinde hidrojen yakmayan bu ön yıldızlar, gömülü yıldız kümesinin içerisine yayılmış durumdadır.
Messier 54 (M54, NGC 6715) Yay takımyıldızı yönünde yaklaşık olarak 87.400 ışık yılı uzaklıkta bulunan bir küresel yıldız kümesi. Charles Messier tarafından 1778 yılında keşfedilmiştir. Önceden Dünya’ya uzaklığı 50.000 ışık yılı olarak tahmin edilen kümenin Samanyolu’nun bir parçası olmadığı 1994 yılında keşfedildi. Aslında M54, Cüce Yay Eliptik Gökada’nın (SagDEG) bir parçasıdır. Modern çalışmalar sonucu M54’ün yaklaşık uzaklığı 87.000 ışık yılı ve yarıçapı 150 ışık yılı olarak hesaplanmaktadır. Aydınlatma gücü Güneş’ten 850.000 defa daha fazladır.
12
SNR B0525-66.1 (LHA 120-N 49, N49)
Kılıçbalığı takımyıldızı yönünde yaklaşık olarak 170.000 ışık yılı uzaklıkta bulunan bir süpernova kalıntısıdır. Büyük Macellan Bulutu içinde yer alan ve yaşı 5.000 yıl olarak tahmin edilen bulutsu, Doradus yıldızının 2 derece batısında yer alır. Patlama enerjisinin ortalama bir süpernova patlamasının hemen hemen iki katı olduğu tahmin edilmektedir. N49, bir H-alfa salma bulutsusu olarak 1956 yılında Karl G. Henize tarafından keşfedilmiş ve kataloğa eklenmiştir.
Herkül A Gökadası (Hercules A Galaxy) Herkül A, görünür ışık dalga boyunda bakıldığında oldukça sıradan eliptik bir gökadadır. Ancak radyo dalga boyunda görüntülendiğinde boyları bir milyon ışıkyılını aşan muazzam büyüklükte plazma fıskiyeleri ortaya çıkar. Yapılan detaylı incelemeler, 3C 348 olarak da bilinen merkez gökadanın Samanyolumuza kıyasla 1000 kat daha büyük kütleli olduğunu gösterirken, merkezdeki kara deliğin de bizim Samanyolumuzun merkezinde bulunan kara deliğe kıyasla yaklaşık 1000 kat daha büyük kütleli olduğuna işaret ediyor.
SNR B0509-67.5
Kılıçbalığı takımyıldızı yönünde yaklaşık olarak 160.000 ışık yılı uzaklıkta ve Büyük Macellan Bulutu içinde bulunan bir süpernova kalıntısıdır. 2004 yılında yapılan çalışmalarda silikon ve demir elementlerinin tespitine göre süpernovanın, SN 1991T benzeri tip bir süpernova olduğu tahmin edilmektedir. Süpernova patlamasının yaklaşık 400 yıl önce meydana geldiği tahmin edilmektedir. Gökbilimciler süpernova kalıntısını, X-ışını ve görünür dalga boylarında gözlemlemişler ve bu alışılmadık derecede enerjik süpernovanın enerjisinin belirlenmesinde yardımcı olacak bir ışık yankısı üzerinde çalışmalar yapmışlardır. Kabarcık şeklindeki gaz örtüsü 23 ışık yılı çapındadır ve saatte 18 milyon km’den yüksek bir hızda genişlemektedir.
13
Kuasar (Quasar) Kuasar çok büyük bir galaksinin merkezindeki sıkıştırılmış alandır. Ayrıca bu alanın merkezi birçok büyük kütleli karadelik çevrelemektedir. Büyüklükleri yaklaşık olarak Schwarzschild yarıçapının 10 ile 10000 katı olarak değişmektedir. Kuasar bir karadeliğin etrafından olan büyüme diski tarafından kuvvetlendirilir.
Cygnus X-1 Kara delik olduğu düşünülen bir gök cismidir. Ünlü kuramsal fizikçi Stephen Hawking bunun bir kara delik olmadığını savunurken Thorn bunun bir kara delik olduğunu söylemektedir.
Plaskett Yıldızı (IRAS 07015-0346, V838 Mon) Rozet Bulutsusu’nun yaklaşık iki derece kuzeydoğusunda, adını Kanadalı gökbilimci Plaskett’ten alan ilginç bir yıldız yer alır. Plaskett Yıldızı, bilinen en büyük kütleli ikili yıldızdır. İkiliyi oluşturan yıldızların her biri Güneş’in en azından 55 katı kütleye sahiptir. İkili birbirine o kadar yakındır ki, herhangi bir teleskopla ayırt etmek olanaksızdır. Gökbilimciler tayfölçümü yaparak burada iki yıldız olduğunu söyleyebiliyorlar. İkili, birbiri etrafında yaklaşık 14 günde bir dolanmaktadır. Bu kadar büyük kütleli yıldızlar, kısa ömürlüdür. Bu nedenle bu ikilinin bir milyon yaşından genç oldukları tahmin edilmektedir.
14
Uzay Teknolojisinden Hayatımıza Yansımalar LED Lambaları Uzayda, Uzay gemilerindeki bitki yetiştirme deneylerinde bitkilerin ışık ihtiyacı karşılansın diye tasarlanmıştır. Dünya’da, Sağlık alanında kas ve eklem yeri ağrılarında anlık rahatlama sağlamak, kan dolaşımını hızlandırmak için ve ayrıca aydınlatma için kullanılmaktadır.
Kızılötesi Termometreler
Uzayda, Astronotların kulak zarlarının saldığı enerjiyi ve ayrıca yıldızların ve gezegenlerin sıcaklığını ölçmek için tasarlanmıştır. Dünya’da, Yeni doğanların ve hasta olanların vücut ısılarını ölçmek için kullanılmaktadır.
Uzayda, Uzay gemilerindeki ve geminin dışında görev yapan robotların algılama ve hareket etme kabiliyetlerinin artması için tasarlanmıştır. Dünya’da, Daha doğal bir deri görünüşü ve dokusu eklenerek eklemlerini kaybetmiş insan ve hayvanlar için protez olarak kullanılmaktadır.
Yapay Kol ve Bacaklar
Geliştirilmiş Yuvarlak Lastikler Uzayda, Zincir gibi iç içe işlenmiş, hem alternatiflerinden daha hafif hem de çok güçlü olan bu lastik uzay araçlarının iniş yaparken kullandığı paraşütler için tasarlanmıştır. Dünya’da, Bu lastik geliştirilmiştir ve uzun ömürlü, daha dayanıklı araba lastiği olarak kullanılmaktadır.
15
Kimyasal Madde Belirleme Uzayda, Uzay gemilerinde ortamdaki potansiyel tehlikeli aşındırıcı maddeler için uyarıda bulunan rutubet ve pH algılayıcı sensörler tasarlanmıştır. Dünya’da, Kimyasal savaşlardan kalan maddeleri, zehirli endüstriyel atıkları ve potansiyel tehditleri tespit etmek için kullanılmaktadır.
Video İyileştirme ve Analiz Sistemleri Uzayda, Uzaydan çekilmiş görüntülerinin ayrıntılı olarak elde edilebilmesi için geliştirilmiştir. Dünya’da, Uydulardan elde edilen görüntülerle Dünya’nın herhangi bir yerini görüntüleyebilmek, ulaşımda harita ile yol bulmak ve polislerin ya da özel ajanların anlık olarak görüntüleri takip edebilmeleri için kullanılmaktadır.
Dondurarak Kurutma Teknolojisi Uzayda, Uzay gemilerindeki yer kısıtlamasından dolayı yiyeceklerin boyutlarını küçültmek için tasarlanmıştır. Dünya’da, Yiyecekler uzun süreli olarak saklanırken, büyük ölçüde besin değerlerini koruyup ağırlıklarının ve boyutlarının küçültülmesi için kullanılmaktadır.
İtfaiye Teçhizatı Uzayda, Astronotların uzay boşluğundaki yolculukları için yüz maskesi, oksijen tüpü, kısa mesafe telsizi gibi aletler tasarlanmıştır. Dünya’da, Bu yüz maskesi ve oksijen tüpleri insanları gaz zehirlenmelerinden koruyucu bir etkiye sahip olduğu için yangın afetlerinde itfaiyeciler tarafından kullanılmaktadır.
16
Ateşe Dayanıklı Güçlendirme Uzayda, Uzay araçlarının etrafına kaplanmış olan materyalin atmosfere giriş ve çıkışlarında sürtünmeden oluşan aşırı ısının etkisini azaltmak için tasarlanmıştır. Dünya’da, Bu madde geliştirilerek ateşe dayanıklı boya ve yapıştırıcılarda, geniş yüzeylerin ısı yalıtımlarında kullanılmıştır.
Akıllı Süngerler Uzayda, Astronotların kasklarında kullanılmıştır ve ani sarsıntıların verebileceği zararları önlemek için tasarlanmıştır. Dünya’da, Çarpışma sonrasında yavaş yavaş eski haline dönen bu akıllı süngerler uçak yoluculuklarında iniş sırasında yaşanan sarsıntıları azaltmak için kullanılmıştır. Visko yastık ve yatak olarak insanlar kullanmaktadır.
Zenginleştirilmiş Bebek Maması Uzayda, Astronotların tüketmesi gereken besinlerin bileşim maddelerini zenginleştirerek, besinsel olarak daha zengin ve daha az yer kaplayan yiyecekler tasarlanmıştır. Dünya’da, Bu teknoloji bebeklerin öncelikli olarak tüketmesi gereken besinler için uygulanarak bebek maması olarak kullanılmaktadır.
Yapısal Analiz Programı Uzayda, Uzay gemilerinin, uzayda kullanılan araçların tasarımı ve ayrıca stresi, titreşimi, sesle ilgili özellikleri test etmek için bir bilgisayar programı tasarlanmıştır. Dünya’da, Bu program daha sonra lüks arabalardan eğlence trenlerine kadar bir çok aracın tasarımı için kullanılmıştır.
17
Taşınabilir Kablosuz Süpürge Uzayda, Uzayda kullanılacak matkabın motor tasarımını en uygun şekle getirmek ve enerji kaybını en az seviyede tutmak için bir bilgisayar programı tasarlanmıştır. Dünya’da, Bu program geliştirilerek günümüzde kullanılan kablosuz elektirikli süpürge tasarımında kullanılmıştır.
Su Arıtımı Uzayda, Uzay istasyonunda yaşayan astronotların kısıtlı su imkanlarından dolayı kullanılmış su atıklarının tekrar içme suyu olarak kullanılabilmesi için tasarlanmıştır. Dünya’da, Dünya’nın her yerinde, en zorlu kaynaklardan bile, ihtiyacı olan kimseler için düşük maliyetli temiz su üretimi için kullanılabilmektedir.
Gelişmiş Yazılımlar Uzayda, Uzaydaki hava durumunun anlık görselleştirilmesi ve yayınlanmasında, Mars ve Ay gibi gezegenlerin yüksek çözünürlükteki haritalarında ve Uluslar arası uzay istasyonunu ve mekiğini anlık takipte kullanılır. Dünya’da, Dünya’da bu yazılımlar fotograf ve videolardaki çözünürlük ve kaliteyi artırma, görsel tasarımları geliştirme, simulasyon çalışmalarında ve tıbbi operasyonlarda kullanılmaktadır.
İnternet Bağlantılı Dondurma Teknolojili Ocaklar Uzayda, Astronotların deney çalışmalarını Uluslar arası Uzay İstasyonu’nda laptoplar üzerinden uzaktan yürütebilmeleri için tasarlanmıştır. Soğutma ve ısıtma özelliklerini bir arada barındıran bu alet, kişiye özel önceden programlanmış ısıtma anı gelinceye kadar yemekleri soğuk tutar. Dünya’da, Uzaktan kontrol edilebilen bu tip aletler zamanla dünya’da perdeler, ısıtma sistemleri, klimalar, televizyonlar ve insansız çalışan arabalar gibi çeşitli alanlara uyarlanmıştır.
Güneş Enerjisi Panelleri Uzayda Yakıt götürmek zor olduğundan ve götürülen piller ve aküler çabucak tükeneceğinden, uzayda uyduların uzun süre hizmet verebilmelerini sağlamak ve uzayda yeterli enerji elde edebilmek için güneş pilleri geliştirildi. Dünya’da Hesap makinelerinde, fotosel kullanılan her yerde bu teknolojiyi görmek mümkün.
18
Uzayda, Teflonun yalıtkanlığının yüksekliği sebebiyle elektrik bağlantılarının güvenliğinde, mekiklerin ve astronot kıyafetlerinin kaplama malzemelerinde kullanılır.
Teflon
Dünya’da Teflon günümüzde yaygın olarak tavalarda ve çoğu sanayi malzemesinin kaplamasında kullanılmaktadır.
Polikarbonat Cam Uzayda, Astronotların başlarına geçirdikleri uzay başlıklarında kullanılır. İnsan gözünü zararlı morötesi (UV-Ultra Viole) ışıktan korur, çizilmezdir. Dünya’da Gündelik kullanımımızda güneş gözlüklerinde ve modern kaynak maskelerinde kullanılır. Hatta dayanıklılığı arttıran bu cam kaplama teknolojisi, ev ve araba camlarının üretimine kadar geniş bir kullanım alanı bulabilir.
Darbe Emici Tabanlık Uzayda Neil Armstrong’un aya ayak bastığında çizmelerin tabanlarında darbe emici olarak geliştirilen jel yapılı tabanlıklar. Dünya’da 1980’lerde ilk kez spor ayakkabılarında kullanılmaya başlandı.
Cırtcırt (Amerikan Fermuarı) Uzayda Yerçekimsiz ortamda malzemelerin kontrolsüz savrulmalarını önlemek için geliştirilen cırcırt. Dünya’da Birçok giysi, çanta, malzemeleri bir arada tutma vesaire olarak günlük hayatımızda kullanılıyor.
19
www.eyup.bel.tr - 444 30 00