1
NİHAL EREM ATÖLYELERİN SAKLI VAKANÜVİS’İ 1972 - 2016
2
3
4
5
NÄ°HAL EREM RESSAM
6
7 İTHAF Verdiği uzun ömür için ALLAH’a şükür ile, hayata getiren annemi, babamı teşekkür ve rahmetle, yaşama sevinci veren bütün evlatlarımı, torunlarımı, tomurcuklarımı, sevgimle, akrabalarımı, yakınlarımı, içtenlikle, resim eğitimi veren hocam Ressam SETA HİDİŞ’i verdiği emeğiyle, yaptıklarıma kıymetli görüş ve fikirleri ile değer kazandıran, Sayın Mimar Ressam Haşim Nur Gürel’i saygıyla, özellikle de %10’a düşen görme yeteneğimi, getirdikleri ekran ile, okuyup yazmamı mümkün kılan ve eskiden çocuklarımın önerileri ile kalem almış olduğum anılarımı, dağıttığım resimlerimi bulup toplayan, maddi, manevi bedensel gayretleri ile zaman harcayıp bir eser meydana getiren, sunuma hazırlayan kıymetli oğlum M. Faruk Sile’yi ve eşi sevgili Ayşen Gürel Sile’yi, minnetle anıyor ve teşekkürler ediyorum. Adı geçen geçmeyen tüm tanıdıklarıma, akraba, arkadaş ve dostlarıma, son senelerimi geçirdiğim, ‘‘Suadiye Huzur Evi Beylerbeyi Şubesi’’ ve ‘‘Akasya Yaşam Merkezi’’ nin tüm kurucular, yöneticileri, sağlıkçıları, personeli ve bütün emek verenlerine, birlikte güzel günler geçirdiğimiz komşularıma, saygı, sevgi ve selamlar. Nihal Erem 30 Mayıs 2016 Akasya Yaşam Merkezi Maltepe - İstanbul
8
Ressam Nihal Erem’in hatıralarını kaleme aldığı kitabında resim çalışmaları ile ilgili şöyle diyor...
... Bu telefon konuşmasından sonra evlatlarım Faruk ve Ayşen geldiler. Ellerinde büyük bir ambalaj var. Hemen açmaya başladılar. Pencerenin önünde duran masanın üstüne, geniş ekranlı bir tabla yerleştirildi. Farukçuğum elektrik bağlantılarını kurdu. Bir gazete sayfası tabla üstüne kondu. Düğmenin biri açıldı, gazete aydınlandı! Diğer düğmelerin fonksiyonları belli oldu… Ekrana akseden yazılar büyüyor, netleşiyor, tablanın hareketiyle sağa sola, yukarı aşağı gidebiliyor ve ben okuyabiliyordum! Allahım ben yeniden mi doğdum? Sana nasıl şükür edeyim? “Haydi, artık yine oku yine yaz. Getirdiğimiz pastel boyalarla, renkli kağıtlar üzerine resimler yap!” diye çocuklarım, benim daha önceden yaptığım resimleri de, bir araya getirerek bastırmak istediklerini söyleyip beni yeniden harekete geçirmeye çalışıyorlar! Evet!
Kitaba aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz. https://issuu.com/faruksile/docs/nihalerem3.basim
Ben bugüne kadar pek çok resim yaptım. Fakat bunlar benim gözümde sanatsal değer taşıma iddiası ile ortaya çıkmamıştı. Sadece sevdiğim bir iç dürtüsü, bir ifade aracıydılar. Çoğunu da çocuklarıma, torunlarıma, sevdiklerime, tanıdıklarıma benden bir anı olsun diye dağıttım. Ancak kendi de ressam olan kardeşim, Mimar Nejat Erem birçok resmimin renkli fotoğraflarını çekmişti. Zamanla asıl renkleri değişikliğe uğrayan o fotoğrafları saklıyorum. Ressam, Seta Hidiş atölyesinde, senelerce arkadaşlarla
9
birlikte çalışmalarımız uzun süre neşe, sohbet, sanat tarihi çalışmaları ve resim olarak devam etti… Resim yaparken kendime özgü bir tarz yaratmayı düşünmedim. İçinde bulunduğum ruh hali beni daha çok etkilemiştir sanıyorum… İlk kişisel sergim 02-17 Eylül 1988’de Yapı Kredi Bankası Kazım Taşkent Galerisi (Galatasaray’da) açıldı. İkinci sergim çok sayın Adana Valisi Recep Birsin Özen himayesinde, Akbank Kültür ve Sanat Hizmetleri Galerisi’nde 16 Ekim-01 Kasım 1991 tarihlerinde Adana da açıldı. Bana, Recep Birsin beyefendi ile sayın eşi Gülay hanımefendinin, vali konağında beraber geçirdiğimiz günlerde gösterdikleri aile yakınlığını her zaman minnet ve teşekkürle hatırlar, kendilerine sağlıklar dilerim. Ne yazık ki seneler ve şartlar kıymetli resim hocam Seta Hidiş ile dersleri sona erdirdi. Grup arkadaşları dağıldı. Gözlerim az gördüğü için evimde suluboya ve pastelle resim yapmaya gayret ettim. Seta’yı en son Bebek’te oturduğu küçük dairede ziyaret etmiştim. Sonra oradan çıktığını öğrendim. Bir daha da haber alamamıştım. Üç sene evvel oğlum Faruk ile sevgili eşi Ayşen kızımla, ilk tanışmalarımızda, birçok müşterek taraflarımız olduğunu keşfetmiştik. Seta da onlardan biriydi…
Allaha şükür bir kısmını çocuklarım aldılar. Torunlarım Alev Sile Yalman, Ebru Sile Göksel, evlendiler de evlerine asmak için resimlerimi koyduğum dolabı karıştırmaya başladılar! Meğer neler varmış! Aralarında seçim için anlaşmışlar. Bazen de değiş tokuş yapabilirlermiş! Ne mutlu bana… Varlıklarını unuttuğum birçok resim, kapalı kaldıkları kapalı izbeden gün yüzüne çıktılar. Çocukluğumdan beri resim yapmayı sevdim. Babamın getirdiği renk renk suluboyalar, boy boy fırçalar, defterler benim için çok sevindiren hediyelerdi... ...
Ben Ayşenciğimin ailesi hakkında bahsedildiğini duymuştum… Hatta Seta, Ayşen’in ağabeyinin evinde oturmuş ve biz orada çalışmıştık. Ayşen’den duyduğuma göre Seta bir huzurevinde kalıyormuş. Ne yazık ki ulaşmak mümkün olmadı. Yaptığım, yağlı boya, siyah-beyaz, sulu boya veya pastel çeşitli boyutlardaki, çerçeveli, çerçevesiz resimleri evde saklamak da bir sorun oldu…
Nihal Erem 11 Şubat 2012 Cumartesi Göztepe
10
11
ANNEM
Ressam Nihal Erem’in yıllar içerisinde yaptığı çeşitli resimleri bir araya getirmek üzere, eşim Ayşen Gürel Sile ile bir çalışma yapmaya karar verdik. Bazı eksiklerin tamamlandığı ve kendisinin katkısı ile yapılan bu kitabın, sizlere Ressam Nihal Erem ve sanatı hakkında daha kapsamlı fikir vereceğini umuyorum. Daima yanımda olan eşim Ayşen’e ve eserleri ile ilgili görüşünü rica ettiğimiz, birçok sanat etkinliklerinde, jürilerde yer alan, İstanbul Modern Sanatlar Müze’si Küratörlerinden Y.Müh.Mim.Haşim Nur Gürel’e, bu kitabın hazırlanmasında ayırdığı değerli vakit, yol gösterici tutum ve yorumları için özellikle teşekkür ederim. Şeker hastalığı nedeni ile görme yetisini büyük oranda yitiren annemiz, ülke ve dünya gündemini takip ederek halen tükenmeyen bir tutku ve enerji ile çalışmalarını sürdürmektedir. Daha nice yıllar gururumuz olması dileği ile... Faruk Sile 10 Haziran 2016 Çiftehavuzlar İstanbul
12
NİHAL ANNEM Senelerce bir sanat iddiası olmadan, sadece bir iç dürtü ile resim yapmış ve çalışmalarına da her zamanki alçak gönüllü kişiliği ile bakmış. Kaç yaşında olursanız olun, öz annenizden başkasına anne demek zordur, benim için hiç zor olmadı. Annem sevilmesi çok kolay, birlikte vakit geçirdiğinizde huzur duyduğunuz, uzaklarda olsak da iyilik dileklerini bize uçuran, çok özlese de görüşemediğinizde sitem etmeyen, buluşunca ise gerçek ve samimi mutluluğunu hissettiren bir kişi. Günlük rutininde hala pastel ve suluboya resim yapıyor, haberleri izliyor, bulmacaları çözüyor. Yeni çıkan tüm siyasi ve edebi kitapları gözleri iyi görmemesine rağmen projeksiyon aleti ile sabırla ama Faruk ve benden daha hızlı okuyor. Geçenlerde okuduğu kitapları bize verdi, kucakladık hepsini, huzur evinin asansöründe rastladığımız bir ziyaretçi : “Oda mı değiştiriyorsunuz? “diye sordu. Hayır, annemiz hepsini okudu eve götürelim diye bize verdi deyince,” Maşallah, Maşallah” sözleri hepimizi gülümsetti. Yaşı ve çevresi ile barışık bir Cumhuriyet Kızı Nihal Annemiz. Kaprissiz, hayatta önüne çıkan zorluk ve güzellikleri olgun bir teslimiyet ile kabul eden, bir barış dini olduğuna tüm kalbi ile inandığı dinine bağlı olmanın yanı sıra, dünyaya ve farklı inançtaki tüm insanlara sevgi ve saygı ile bakan, güzel yüreği, kargaşa içindeki dünyamızda hoş görüsü, barışçıl yaklaşımları ile içimizde bir umut ışığı yakıyor. Hayatını yazdığı “Kulaktan Göze, Gözden Ele” başlıklı kitabına ek olarak yazdığı pasajı, kişiliğini ve inancını anlattığı için sizlerle paylaşmak istedim. İngilizce çevirisini yaptığı Ömer Fevzi Mardin’in “Ehli Kitap Ailesi” başlıklı kitabından da bahsediyor aşağıda:
13
“
Ömer Fevzi Mardin Beyefendi, kitaplarında insanların kardeşliğini ve üç semavi dinin mensuplarının, Musevi, Hıristiyan ve Muhammedi olanların, aslında Allahın birliğine inanan, emirlerine uyan bir aile oluşturduklarını yazıyorken her üç kitaptaki ilahi emirleri araştırarak ve onları aynen kitaplardan örnek vererek açıklamalar yapıyor. Şimdi, son senelerde görmeye başladığımız, insanları barışa, anlaşmaya çağıran dinler arasında temel Allah’ın emirlerinin aynı olduğunu göstermek üzere vaktin geldiğini, 1952’de yazdığı “Ehli Kitap Ailesi” adlı kitabında belirtiyor. Emekler boşa gitmiyor. Ümit, bitmeyen bir güç kaynağı. Belki ben de bir şey yapmış olabilirim. Bilinen bir hikaye… Hızlı koşan tavşan değil, ağır fakat sağlam adımlarla giden kaplumbağa hedefe varıyor. Bazı yönlerden kaplumbağaya benzeyen salyangoz ( sümüklü böcek ) da, evi olan kabuğunu sırtında taşıyor. Fakat onun kabuğu daha kırılgan, dıştan bakınca pürüzlü. Gizli renkleri belirsiz, fark edilmiyor, toprak gibi sırlı… Ama içi sedef parlaklığında. O kabuk koruduğu canlıyı incitmiyor. Çünkü o yumuşakça, ürkek. Biraz dokunsanız hemen içeri çekilip saklanıyor. Gözü tok, az bir yeşillikle doyuyor. Rızkını aramak için, yavaş yavaş dolaşırken aç gözlü, bencil insanların doymak bilmeyen iştahlarının kurbanı olup, hayatını bile veriyor. O herkesin hor gördüğü yerlerde sürünen bir sümüklü böcek!... Ama çocukken oturduğumuz evin, bahçe seviyesindeki taşlığında, onun geçtiği yerlerde, arkasında bıraktığı parlak izleri görürdüm.
”
Nihal Erem, 11 Şubat 2012, Göztepe Biz annemizin çalışmalarını annemiz yaptığı için değil, gerçekten beğendiğimiz için sevdik ve heyecanla bir kitap fikri çıktı ortaya. Annemizi mutlu etmek ve çalışmaları ile gurur duyduğumuzu bu kitap ile duyurmak bizi motive eden neden oldu.
Hayatı ile ilgili kitabını Faruk yayınladığında dünyanın çeşitli köşelerinden ortaya çıkan hısımların, dostların onu bulmasının ve aramasının ve okuyanlarla anıların paylaşımının annemizi ne kadar mutlu ettiğini gördük. Bir kişi hiç üretmemiş olsa da insanllığı ile sevilip sayılabilir. Ama bir de yaşanan hayattan geride güzel ürünler bırakıyorsa insanlığına kattığı özgün bir değerdir. Bu nedenle eserlerinin bir kısmını toparladığımız bu kitabın yankılarının, ona yine mutluluk verecek şekilde dönmesini diliyoruz. Sadece düşünmek ve istemekle olmuyor tabii, tüm güzel şeyler gibi emek vermek ve zaman ayırmak gerekiyor. Çeşitli kimselere dağılmış resimlerin fotoğraflarının toplanması, hazırlık dönemindeki organizasyonlar, fotoğrafı olmayan resimlerin hepsi olmasa da büyük bir kısmının bulunup fotoğraflarının çekilmesi, Nejat Dayı’mızın seneler önce çektiği pozitif diaların tek tek rötuşlanarak, üzerlerindeki zarar görmüş kısımların elden geçirilmesi ve kitabın tasarımı sevgili eşim Faruk Sile’nin bilgisayar başındaki uzun saatler alan çabaları ile gerçekleşti. Çok sevdiğim Araksi Teyze’m dünyanın en güzel Paskalya Çöreği’ni yapar. Tarifini istediğimde kendi el yazısı ile en ince detayına kadar anlatmış, sonuna da “sevgiyle yoğurunca daha güzel olur” yazmıştı, bu kitap da anne sevgisi ile yoğruldu. Annemizin eserlerinden oluşan bir kitap hazırlayıp uzun seneler gizli kalmış bu güzellikleri sanat ve Nihal Erem severlerle buluşturmanın, ona verebileceğimiz en güzel armağan olduğunu düşündük.
Dilerim arkasında bıraktığı parlak izleri daha nice seneler takip ederiz. Sevgi ve saygı ile Kızı, Ayşen Gürel Sile 30-06-2016 İstanbul
14
15
16
RESSAM NİHAL EREM, ATÖLYELERİN SAKLI VAK’A-NÜVİS’İ*
Bir ressamın 40 yıllık görsel bellek kayıtları Nihal Erem küçük bir çocuk iken okula ilk gittiğinde ve kendilerinden resim yapmaları istendiğinde yapabileceğinden daha kötü bir resim yapmaya çalıştığını anımsıyor. Ve bunun psikolojik bir izahının olabileceğini düşündüğünü belirtiyor. “Öne çıkmayı, dikkatleri üstüne çekmeyi” sevmediğinin söz konusu olabileceğini” sorduğumda, “Belki de….” diyor. Seta Hidiş Atölyesi’ne 1972’de katılana dek, kendi başına çalışan, “resim yolu”na çocukluğundan başlayarak gönül vermiş, yaşamını resme adamış bir imge sevdalısı, akademik bir eğitim almamış otodidakt bir ressam, Nihal Erem. “Desen”, gördüğünü bakarak veya hayalden çizebilmek yetisi… Özellikle figüratif resim sanatının omurgası kabul edilen desenin Erem’in resim yeteneğinin en güçlü yanı olduğunu söylemek yanlış olmaz… Seta Hidiş’in İstanbul’un çeşitli semtlerindeki (Kadıköy, Moda, Cihangir, Osmanbey, Akaretler, Bebek…) atölyelerinin hangilerinde çalıştığını ve bu atölyelerin müdavimlerinin kimler
olduklarını, onun desenlerinden ve bazıları Erem’in başyapıtları kabul edilebilecek yetkinlikteki atölye iç mekan kompozisyonlarını inceleyerek çözümlemek mümkün gözüküyor. Ayrıca Seta Hidiş’in model olarak verdiği pozların neler olduğunu merak edenler için, Nihal Erem’in desen dosyaları onbeş yıllık bir sürecin kaydının tutulduğu belgeler olarak da görülebilirler. Desenlerinde dikkati çeken bir nokta da Nihal Erem’in kendisinin modele bakış noktası olarak en zor noktalardaki bakış açılarını yeğleyerek, oralara oturarak desen yaparak, en açmaz pozların “racoursi”lerin üstesinden gelebilecek bir desen becerisi geliştirmiş olduğunu kanıtlaması… Aslında Erem’in 1972’den 2000’li yıllara uzanan, otuz yılı aşkın ressam etkinliğinin ilk yarısında ürettiği resimler kronolojik sırasıyla incelendiğinde, Seta Hidiş’in öğrencilerine kendilerini ve resim yapma becerilerini geliştirmek için nasıl bir program uyguladığının izini sürmek de mümkündür… Desen, siyah/beyaz etütün ardından kurgulanan bir natürmort ile yağlıboya resme geçiş…Atölyeye gelmeye yeni başlayanlar için hemen hemen her zaman desen çalışmasını sürdürmek, kolajlar ile leke ve armoni arayışları ve yine en son aşama yağlıboya çalışmaya başlamak… Daha sonra manzara konulu ve figürlü yağlıboyalar, kompozisyon ve soyutlama çalışmaları… Nihal Erem Seta Hidiş atölyelerinin kaydını tutar ve en keyifli işlerini üretir 1972- 1986 döneminde… Özellikle yüksek bakış noktalarından bakılmışçasına kurguladığı atölye iç mekanları, perspektiflerinin kusursuz keskinlikleri ile sıra dışı bir desen ustalığını ve apaçık bir figüratif resim sevgisini açığa vururlar. Onun İçin Hidiş atölyelerinin 70’li yıllardaki en yetenekli desen ustası Nihal Erem’dir saptaması rahatlıkla yapılabilir. Nihal Erem’in bu yıllardaki figüratif işlerinden algılanan
17
resmettiği kişilere sevecen bakışının bir başka nedeni de, 1975’de 21 yıllık eşinden ayrılan ve sosyal çevresinin bir bölümünü kaybeden, iki oğlu ile yaşamının yeni bir dönemine girmek zorunda kalan ressam için, Seta Hidiş ve öğrencileri olan atölye arkadaşları ile iletişiminin ve birlikte çalışmalarının onun için özel yaşamındaki bu tatsız yeni durumu aşmak için bir anlamda “grup terapisi” yerine geçmesi, benzer bir işlevi yerine getirmesidir. Seta Hidiş’in etkisi ile giriştiği başarılı soyutlama denemelerine karşın, ressam Nihal Erem için son tahlilde, şaşırtıcı bir desen yeteneğine sahip “figüratif” bir ressam nitelemesi – üretiminin tümü değerlendirildiğinde – yerinde bir saptama olur. Sanatçının 1972 – 1986 döneminde kişisel sergi açmamış olması, kendisinin dile getirdiği, “içedönük ve kendisini saklamaya meyilli” karakter yapısı ile açıklanabilir. Hidiş’in onu “abstre”ye yönlendirmesi de Erem’in figüratif resim üretimini etkilemiş olabilir. Neticede ressamın en güçlü işlerini ürettiği 1970’ler hakettiği sergi ile taçlanamamıştır. Bunda o tarihlerde çok sınırlı sayıda sanat galerisine çok sayıda başvurunun yapılması ve perde arkası jürilerin olması da bir neden olabilir. Seta Hidiş’in Akademi karşıtı, Tatbiki yanlısı duruşunun o yılların çoğunluğu Akademili ressamlara öncelik tanıyan az sayıdaki sanat galerilerine baş vurmayı ve kabul edilmeyi zorlaştırmış olabilir. Bu aynı zamanda Akademili hocalardan ders alan öğrenci gruplarına kıyasla grup sergilerine ve yarışmalara katılım için de geçerlidir. Sonuçta Erem 1988 YKB Kazım Taşkent Sanat Galerisinde ve Adana’da Akbank Kültür ve Sanat Hizmetleri Galerisi’nde 16 Ekim-01 Kasım 1991 iki kişisel sergi yapabilmiştir. 1986 veya Seta sonrası döneminde Nihal Erem’in yaşam döngüsünü ressam arkadaşlarının ve oğulları Ömer ve Faruk’un evlerinden yaptığı resimler sayesinde izlemek mümkündür. Sanatçı son yıllarda daha çok pastel
kullanarak natürmort ve manzara resimleri yapmayı yeğlemektedir. Ressam Nihal Erem, fotografik belleğe ve üç boyutlu düşünebilme/hayal edebilme yeteneğine sahip ve doğru perspektifli iç mekan çizimlerine çok sayıda figürü yerleştirebilen çok zor resimlerin üstesinden gelebilen, “ressam” titrini bileğinin hakkıyla çevresine kabul ettirmiş bir kimlik… Soyutlamaları da, Raoul Dufy esinli natürmortları da kendi resim dilinin çeşitleme arayışları olarak görülebilirler. Kurşunkalem, suluboya, rapido, pastel, kolaj, guvaş, yağlıboya gibi farklı boya malzemelerinin hepsini yerinde ve hakkını vererek beceri ile kullanan titiz bir usta ressam…Eserlerinin bütününün çok boyutlu okumalara açık zenginliği, ressam Nihal Erem’in sanatçı etkinliğini, yapıtlarını, adını gelecek kuşaklara taşıyacak önemdedir. Sanatçının altı çizilmesi gereken en önemlli özelliklerinden birisi ise, gittiği, çalıştığı “yerlerin”, ilginç bulduğu “şeylerin” ve birlikte çalıştığı veya tanıdığı “insanların” başarı ile kaydını tutan usta bir “vakanüvis” ressam olması… Gizemli çetrefilli perspektifleri, kuş bakışı olabilecek noktalardan hayal ederek resmedebilen bir Ressam Nihal Erem…. Paleti ve fırçaları kurumasın, yarattığı resim imgeleri unutulmasın… Haşim Nur Gürel, 5 Ekim 2013 *) Osmanlı İmpatatorluğu devrinde, zamanın hadiselerini kaydetmekle vazifeli olan resmi devlet tarihçisi
18
19
SETA HİDİŞ ATÖLYELERİ’NDEN
20
21
Tuval üzerine yağlı boya 70 x 100 cm 1970’ler
22
Cihangir Seta Hidiş Atölyesi. Tuval üzerine yağlı boya 42 x 85 cm 1970’ler
23
Osmanbey’de St. Michel Lisesi’nin yan sokağındaki Seta Hidiş Atölyesi. Tuval üzerine yağlı boya 60 x 110 cm 1970’ler
24
Setan’nın Atölyesi, Kadıköy-Bahariye arkası, Bademaltı sokağında en üst kat. Terastan komşu evlerin görünüşü. Birincisi resim kağıdı üzerine yağlı boya, ikincisi aynı evler kolaj 50 x 70 cm 1972.
25
Tuval üzerine yağlı boya 50 x 70 cm 1973
26
Osmanbey’de St. Michel Lisesi’nin yan sokağındaki atölyede çalışmalar. Tuval üzerine yağlı boya 60 x 110 cm 1973
27
Cihangir Aslan Yatağı Sokağı’ndan Sormagir’e inen merdivenlerdeki binanın en üst katındaki Seta Hidiş Atölyesi’nde çalışmalar. Tuval üzerine yağlı boya 84 x 144 cm 1973 Ebru Sile Göksel koleksiyonu.
28
Kadıköy Mühürdar Seta Hidiş Atölyesi’nin ön balkonundan karşı kıyıya bakış. Tuval üzerine yağlı boya 50 x 70 cm 1974
29
Kadıköy Mühürdar Seta Hidiş Atölyesinden komşu evlerin görünüşü Kolaj - Yağlı Boya versiyonu da var 70 x 100 cm 1974
30
Kadıköy Mühürdar Seta Hidiş Atölyesinden arkadaki evin balkonu. Tuval üzerine yağlı boya 50 x 70 cm 1974
31
Kadıköy Mühürdar’dan Bahariye’ye çıkan sokakta Seta Hidiş Atölyesi terası. Seta poz veriyor. Tuval üzerine yağlı boya 50 x 70 cm. 1974
32
Kadıköy Mühürdar Seta Hidiş Atölyesinden.Boya tenekeleri. Tuval üzerine yağlı boya 40 x 60 cm 1974
33
Cihangir Aslan Yatağı Sokak. Seta Hidiş Atölyesi, Tuval üzerine yağlı boya 60 x 90 cm 1975
34
Kadıköy tarafı, kıyıdan bir desen. Tuval üzerine yağlı boya 54 x 75 cm 1975
35
Kadıköy Mühürdar Seta Hidiş Atölyesinden. Suntaya yapıştırılmış kağıt üzerine yağlı boya 50 x 70 cm 1975
36
Cihangir Seta Hidiş Atölyesi’nden bir köşe. Tuval üzerine yağlı boya 63 x 85 cm. 1975
37
Osmanbey’de Nuran Somuncuoğlu Apt. Seta Hidiş Atölyesinden. Tuval üzerine yağlı boya 54 x 64 cm 1975
38
Çardaklı bahçe. Kağıt üzerine sulu boya 50 x 57 cm 1984
39
Kağıt üzerine sulu boya 50 x 57 cm 1986
40
Kağıt üzerine sulu boya 40 x 60 cm 1987
41
Renkli kartona Pastel 50 x 70 cm 1988
42
43
İSTANBUL RESİMLERİ
44
45
Sarika Bornstein’ın evinden karşısındaki bakkal dükkanına bakış. Ayaspaşa Sarayarkası Sokak. Tuval üzerine yağlı boya 60x90 cm. 1970’ler
46
Cihangir’deki atölyeden karşıdaki çocuk parkına ve apartmanlara bakış. Tuval üzerine yağlı boya 68 x 111 cm 1975
47
Laleli Taş Han’da oynayan çocuklar. Hayalden kompozisyon. Tuval üzerine yağlı boya 55 x 110 cm 1979 Gülseren Zanbak koleksiyonu.
48
Burgaz Ada Kağıt üzerine sulu boya 50 x 70 cm 1981
49
Burgaz Ada Kağıt üzerine sulu boya 50 x 70 cm 1981
50
Lilo Verdi evi Suadiye, İstanbul. Kağıt üzerine sulu boya 42 x 52 cm 1982 Handan Şardağ koleksiyonu.
51
Kağıt üzerine sulu boya 50 x 70 cm 1985
52
Göztepe, penceremden kış. Kağıt üzerine sulu boya 50 x 70 cm 1985
53
Göztepe’deki evden karlı peysaj. Kağıt üzerine sulu boya 42 x 52 cm 1985
54
Burgaz Ada. Kağıt üzerine sulu boya 48 x 58 cm 1986
55
Göztepe’den peysaj. Renkli karton üzerine pastel. 50 x 70 cm 1986 2 - 17 Eylül 1988 Y.K. Kazım Taşkent Galerisi’nde açılan sergi davetiyesinde kullanılan resim.
56
Kağıt üzerine sulu boya 50 x 70 cm 1987
57
Ömer Sile’nin evinden Birinci Boğaz Köprüsü, İstanbul. Kağıt üzerine sulu boya 50 x 57 cm 1987
58
Göztepe İstanbul Kağıt üzerine sulu boya 35 x 50 cm 1987
59
İstanbul’da bahar; erguvanlar ve fıstık çamları üzerinden Boğaz manzarası, İstanbul. Kağıt üzerine sulu boya 46x58 cm. 1986
60
İstanbul’dan peysaj. Kağıt üzerine sulu boya 50 x 70 cm 1988
61
Kağıt üzerine sulu boya 48 x 58 cm Yılı bilinmiyor
62
Koyda tekneler. Kağıt üzerine sulu boya 50 x 70 cm Yılı bilinmiyor
63
Bodrum evin bahçesinden peysaj. Kağıt üzerine sulu boya 35 x 50 cm Yılı bilinmiyor
64
İstanbul Göztepe Kağıt üzerine sulu boya 50 x 70 cm Yılı bilinmiyor
65
İstanbul Göztepe Kağıt üzerine sulu boya 50 x 70 cm Yılı bilinmiyor
66
İstanbul Göztepe Kağıt üzerine sulu boya 50 x 70 cm Yılı bilinmiyor
67
Anadolu Hisarı Boğaz Kağıt üzerine sulu boya 50 x 70 cm Yılı bilinmiyor
68
Bodrum’dan peysaj. Kağıt üzerine sulu boya 50 x 70 cm Yılı bilinmiyor
69
Kağıt üzerine sulu boya 50 x 65 cm Yılı bilinmiyor
70
Suadiye Huzur Evi Beylerbeyi Şubesi balkonundan mehtapta Birinci Boğaz Köprüsü. Siyah karton üzerine pastel 35x50 cm. 2013 (Ayşen’ciğime Annesinden ithaflı)
71
MANZARALAR
72
73
Bodrum Uslu Pansiyon (Ayten Hanım) Kaldığı odadan aşağı bakış. Tuval üzerine yağlı boya 77 x 94 cm 1970’ler Gülçin Erman Aksekili koleksiyonu.
74
Kaşık Adası çardaklı giriş Tuval üzerine yağlı boya 42 x 52 cm 1980’ler
75
Bodrum Kağıt üzerine sulu boya 42 x 52 cm 1983
76
Lilo Verdi’nin Suadiye’deki evinin giriş bölümü. Kağıt üzerine sulu boya 42 x 52 cm 1984
77
Bodrum ev girişi. Kağıt üzerine sulu boya 35 x 50 cm 1985
78
Akbank, Adana Sergisi Davetiye Resmi (16 Ekim 1991) Renkli kartona Pastel 50 x 60 cm 1986
79
Marmaris’ten
Renkli kartona Pastel 50 x 70 cm 1986
80
Burgaz AdasÄąndan. Renkli kartona Pastel 50 x 70 cm 1987
81
Bodrum Körfezi’nden kaleye bakış; Cami ve tekneler. Kağıt üzerine sulu boya 45x70 cm. 1988
82
Kağıt üzerine sulu boya 45 x 70 cm 1988
83
Gökova Körfezi İngiliz Limanı Renkli kartona Pastel 50 x 70 cm 1988
84
Gece Bodrum. Kağıt üzerine sulu boya 50 x 57 cm 1988
85
Gökova Körfezi İngiliz Limanı Kağıt üzerine sulu boya 35 x 50 cm 1988
86
Bodrum Kağıt üzerine sulu boya 50 x 70 cm 1988
87
Bodrum Kağıt üzerine sulu boya 50 x 70 cm 1988
88
Bodrum Nejat Erem Evi arka bahçe Kağıt üzerine sulu boya 50 x 70 cm Yılı bilinmiyor.
89
DESENLER
90
91
Kağıt üzerine çini mürekkebi 40 x 40 cm 1978
92
Vazoda Sedef Çiçekleri Kağıt üzerine çini mürekkebi 42 x 47 cm 1979
93
Kağıt üzerine çini mürekkebi 34 x 43 cm 1979
94
Kağıt üzerine kurşun kalem 50 x 70 cm x 3 1980
95
Kağıt üzerine çini mürekkebi 50 x 70 cm 1980
96
Kağıt üzerine çini mürekkebi 50 x 70 cm 1980
97
Çiçeklerin üç evresi. Gonca, açmış, solgun. Kağıt üzerine çini mürekkebi 28 x 42 cm x 3 1980
98
Testi içinde çiçekler Kağıt üzerine çini mürekkebi 50 x 70 cm 1980
99
Kağıt üzerine çini mürekkebi 50 x 70 cm 1985
100
Cihangir Atölyesi’ndeki şömine, yılbaşı sonrası. Kağıt üzerine çini mürekkebi 43 x 58 cm 1985
101
Kağıt üzerine çini mürekkebi 50 x 70 cm 2003
102
Kağıt üzerine sulu boya 34 x 49 cm 1984
Kağıt üzerine kurşun kalem 34 x 49 cm 1984
103
Kağıt üzerine sulu boya 34 x 49 cm 1986
Kağıt üzerine sulu boya 34 x 49 cm 1986
104
105
NATÜRMORTLAR
106
107
Kestaneler Tuval üzerine yağlı boya 46 x 76 cm 1970’ler
108
Nihal Erem’in ilk yaptığı yağlı boya Tuval üzerine 60 x 90 cm 1972 Faruk Sile koleksiyonu
109
Tuval üzerine yağlı boya 70 x 110 cm 1975 Faruk Sile koleksiyonu
110
Natürmort Tuval üzerine yağlı boya 55 x 69 cm 1975
111
Natürmort Tuval üzerine yağlı boya 70 x 110 cm 1977 Duygu Sile Özkurt koleksiyonu.
112
Kağıt üzerine yağlı boya 50 x 70 cm 1980’ler
113
Ekose örtülü Natürmort Tuval üzerine yağlı boya 54 x 72 cm 1980
114
Kağıt üzerine sulu boya 27 x 46 cm 1983
115
Kağıt üzerine sulu boya 45 x 62 cm 1983 Faruk Sile Koleksiyonu
116
Kağıt üzerine sulu boya 48 x 60 cm 1983
117
Kağıt üzerine sulu boya 42 x 52 cm 1983
118
Kağıt üzerine sulu boya 45 x 62 cm 1983 Faruk Sile Koleksiyonu
119
Kağıt üzerine sulu boya 42 x 52 cm 1983
120
Kağıt üzerine sulu boya 34 x 49 cm 1984
121
Kağıt üzerine sulu boya 27 x 46 cm 1984
122
Kağıt üzerine sulu boya 27 x 46 cm 1984
123
Kağıt üzerine sulu boya 47 x 61 cm 1984
124
Kağıt üzerine sulu boya 45 x 52 cm 1984
125
Kağıt üzerine sulu boya 48 x 58 cm 1984
126
Kağıt üzerine sulu boya 27 x 46 cm 1984
127
Kağıt üzerine sulu boya 48 x 58 cm 1984
128
Kağıt üzerine sulu boya 27 x 46 cm 1984
129
Kağıt üzerine sulu boya 47 x 61 cm 1985
130
Kağıt üzerine sulu boya 49 x 61 cm 1985
131
Kağıt üzerine sulu boya 50 x 70 cm 1985
132
Kağıt üzerine sulu boya 27 x 46 cm 1985 Faruk Sile Koleksiyonu
133
Kağıt üzerine sulu boya 52 x 67 cm 1985
134
Kağıt üzerine sulu boya 42 x 49 cm 1985
135
Kağıt üzerine sulu boya 50 x 70 cm 1985
136
Kağıt üzerine sulu boya 49 x 61 cm 1985
137
Kağıt üzerine sulu boya 42 x 52 cm 1985
138
Kağıt üzerine sulu boya 27 x 46 cm 1985
139
Kağıt üzerine sulu boya 46 x 59 cm 1985
140
Kağıt üzerine sulu boya 48 x 58 cm 1985
141
Kağıt üzerine sulu boya 27 x 46 cm 1986
142
Kağıt üzerine sulu boya 48 x 68 cm 1985
143
Kağıt üzerine sulu boya 27 x 46 cm 1985
144
Kağıt üzerine sulu boya 27 x 46 cm 1985
145
Kağıt üzerine sulu boya 48 x 61 cm 1985
146
Kağıt üzerine sulu boya 45 x 62 cm 1985
147
Kağıt üzerine sulu boya 43 x 56 cm 1985
148
Kağıt üzerine sulu boya 27 x 46 cm 1985
149
Kağıt üzerine sulu boya 27 x 46 cm 1985
150
Kağıt üzerine sulu boya 47 x 58 cm 1986
151
Kağıt üzerine sulu boya 47 x 60 cm 1986
152
Tuval üzerine yağlı boya 57 x 100 cm 1986
153
Kağıt üzerine çini mürekkebi ve sulu boya 50 x 65 cm 1986
154
Kağıt üzerine sulu boya 45 x 52 cm 1986
155
Kağıt üzerine sulu boya 27 x 46 cm 1986
156
Kağıt üzerine sulu boya 42 x 49 cm 1988
157
Kağıt üzerine sulu boya 46 x 58 cm 1988
158
Kağıt üzerine sulu boya 49 x 61 cm 1988
159
Kağıt üzerine sulu boya 48 x 60 cm 1988
160
Kağıt üzerine sulu boya 35 x 50 cm 1989
161
Kağıt üzerine sulu boya 27 x 46 cm 1989
162
Kağıt üzerine sulu boya 40 x 40 cm 1990’lar
163
Kağıt üzerine sulu boya 27 x 46 cm 1990’lar
164
Kağıt üzerine sulu boya 50 x 70 cm x 3 1990’lar
165
Kağıt üzerine sulu boya 27 x 46 cm 1991
166
Kağıt üzerine sulu boya 35 x 50 cm Yılı bilinmiyor.
167
Kağıt üzerine sulu boya 30 x 50 cm Yılı bilinmiyor
168
Kağıt üzerine sulu boya 30 x 50 cm Yılı bilinmiyor
169
Kağıt üzerine sulu boya 50 x 65 cm Yıl bilinmiyor
170
Kağıt üzerine sulu boya 50 x 62 cm Yılı bilinmiyor
171
Kağıt üzerine sulu boya 46 x 68 cm Yılı bilinmiyor.
172
Kağıt üzerine sulu boya 43 x 56 cm 1985
173
SOYUTLAMALAR
174
175
Tuval üzerine yağlı boya 43 x 78 cm 1973
176
Sunta üzerine kağıt yağlı boya 50 x 70 cm 1973
177
Kadıköy Mühürdar Seta Hidiş Atölyesinden. Tuval üzerine yağlı boya 40 x 60 cm 1973
178
Natürmort soyutlama Tuval üzerine yağlı boya 60 x 90 cm 1975
179
Kağıt üzerine kurşun kalem 50 x 70 cm 1980
180
Renkli kartona Pastel 50 x 70 cm 1980
181
Kağıt üzerine sulu boya 45 x 56 cm 1983
182
Kağıt üzerine sulu boya 50 x 70 cm 2005
183
Kağıt üzerine sulu boya 50 x 70 cm 2005
184
185
KOMPOZÄ°SYONLAR
186
187
Tuval üzerine yağlı boya
İstanbul resmi, kompozisyonu bana ait, orijinal.
75 x 112 cm 1973 Alev Sile Koleksiyonu
188
Sokak Satıcıları Tuval üzerine yağlı boya 80 x 130 cm 1973
189
Çöp Toplayanlar Tuval üzerine yağlı boya 99 x 132 cm 1974 Faruk Sile Koleksiyonu
190
Hamamda yıkananlar Tuval üzerine yağlı boya 100 x 150 cm 1974 Alev Sile Koleksiyonu
191
Seta Hidiş Atölyesi Tuval üzerine yağlı boya 85 x 150 cm 1980’ler
192
Tuval üzerine yağlı boya 61 x 102 cm 1982
193
KOLAJLAR
194
195
Kolaj 50 x 70 cm 2002
196
Kolaj 50 x 70 cm 2002
197
Kolaj 50 x 70 cm 2005
198
Kolaj 50 x 70 cm 2005
199
Kolaj 50 x 70 cm 2005
200
Kolaj 50 x 70 cm 2005
201
Kolaj 50 x 70 cm 2005
202
Siyah beyaz kurşun kalem
Kolaj 20 x 30 cm Yılı bilinmiyor
Siyah beyaz kurşun kalem gri tonlama
203
Kolaj 35 x 50 cm Yılı bilinmiyor
204
Siyah beyaz kurşun kalem gri tonlama
Kolaj 20 x 30 cm Yılı bilinmiyor
205
Siyah beyaz kurşun kalem gri tonlama
Kolaj 20 x 30 cm Yılı bilinmiyor
206
207
PASTELLER
208
209
Renkli kartona Pastel 35 x 50 cm 1982
210
Renkli kartona Pastel 33 x 50 cm 1985
211
Renkli kartona Pastel 35 x 50 cm 1985
212
Renkli kartona Pastel 35 x 50 cm 1986
213
Renkli kartona Pastel 50 x 70 cm 1986 Faruk Sile Koleksiyonu
214
Renkli kartona Pastel 50 x 70 cm 1986 Faruk Sile Koleksiyonu
215
Renkli kartona Pastel 50 x 70 cm 1986 Faruk Sile Koleksiyonu
216
Renkli kartona Pastel 35 x 50 cm 1986
217
Renkli kartona Pastel 35 x 50 cm 1986
218
İngiliz Limanı Gökova Renkli kartona Pastel 50 x 70 cm 1986
219
Renkli kartona Pastel 50 x 70 cm 1986
220
Renkli kartona Pastel 33 x 50 cm 1986
221
Renkli kartona Pastel 33 x 50 cm 1986
222
Renkli kartona Pastel 35 x 50 cm 1986
223
Renkli kartona Pastel 35 x 50 cm 1986
224
Renkli kartona Pastel 35 x 50 cm 1986
225
Renkli kartona Pastel 35 x 50 cm 1986
226
Renkli kartona Pastel 35 x 50 cm 1987
227
Renkli kartona Pastel 35 x 50 cm 1987
228
Renkli kartona Pastel 35 x 50 cm 1987
229
Renkli kartona Pastel 42 x 67 cm 1988
230
Renkli kartona Pastel 50 x 70 cm 1988 Faruk Sile Koleksiyonu
231
Siyah kartona Pastel 35 x 50 cm 1988
232
Renkli kartona Pastel 50 x 70 cm 1998
233
Renkli kartona Pastel 35 x 50 cm 1998
234
Renkli kartona Pastel 50 x 70 cm YÄąlÄą bilinmiyor
235
Renkli kartona Pastel 35 x 50 cm YÄąlÄą bilinmiyor
236
Renkli kartona Pastel 35 x 50 cm YÄąlÄą bilinmiyor.
237
Renkli kartona Pastel 30 x 50 cm YÄąlÄą bilinmiyor
238
Renkli kartona Pastel 35 x 50 cm YÄąlÄą bilinmiyor.
239
Renkli kartona Pastel 33 x 50 cm YÄąlÄą bilinmiyor.
240
Renkli kartona Pastel 35 x 50 cm YÄąlÄą bilinmiyor.
241
Renkli kartona Pastel 35 x 50 cm YÄąlÄą bilinmiyor.
242
Renkli kartona Pastel 35 x 50 cm YÄąlÄą bilinmiyor.
243
Renkli kartona Pastel 50 x 70 cm YÄąlÄą bilinmiyor. Faruk Sile Koleksiyonu
244
245
SERGÄ°LERDEN
246
247
Seta Hidiş
Nihal Erem, Seta Hidiş’in Arkeoloji Müzesi’nde düzenlediği Sergide, Ömer Sile ve Liselotte Auer (Lilo Verdi) ile birlikte.
Kaşık Adası’nda Seta Hidiş Atölyesi öğrencilerinin açtıkları sergide.
248
Nihal Erem Seta Hidiş’in diğer öğrencileri ile birlikte bir gezide.
YKB Kazım Taşkent Galerisi Kişisel Sergisinde.
Prof. Said Kuran ile birlikte Sergide.
249
Seta Hidiş Lilo Verdi ve Nihal Erem Yapı Kredi Bankası Kazım Taşkent II Galerisinde açılan kişisel sergisinde bir aradalar.
250
İstanbul Kompozisyonunun son dokunuşlarını yaparken.
251
Nihal Erem kendisi gibi Ressam olan kardeşi Mimar Nejat Erem ile birlikte Sergi açılışında.
252
253
YAŞAMDAN
254
Bebek Nihal
Nihal babasÄą Hulki Erem ile.
Ord. Prof. M. Hulki Erem
Nihal annesi Saliha Erem ile.
255
Nihal kardeşi Nejat Erem ile bahçede oynarken.
Erem kardeşler ilkokula giderken.
Nihal Erem Gençlik yılları.
256
Nihal Halikarnas Balıkçısı olarak da bilinen Yazar Cevat Şakir Kabaağaçlı ile birlikte.
Nihal oğulları Ömer ve Faruk ile birlikte.
Nihal torunları Alev, Ebru ve Duygu ile.
257
Göztepe Parkı’nda oğlu Faruk Sile ile.
Ayşen Gürel Sile ve Faruk Sile annelerini kucaklıyorlar..
Saklıköy Faruk Sile evinde Sinan, Ebru, Ömer, Cana, Faruk, Duygu, Cem ile birlikte.
Adeline Dekkers’i ziyaret için Hollanda’ya gittiğinde.
258
Nihal Erem GÜztepe’deki evinde.
259
260
Nihal Erem 9 Ekim 1926 tarihinde İstanbul’da Ord. Prof. Hulki Erem ile Öğretmen Saliha Erem’in ilk çocukları olarak dünyaya geldi. İngiliz High School ve İstanbul Kız Lisesi’nde eğitim gördü. İngilizcesini ilerletmek için Adeline Dekkers’den özel dersler aldı. Kardeşi Mimar/Ressam Nejat Erem gibi Nihal Erem’in resim yapma yeteneği de daima dikkat çekmiştir. 1970 ile 1992 yılları arasında Ressam Seta Hidiş Atölyesi’ne devam eden Nihal Erem, kişisel ve karma sergilere katılmıştır. Cumhuriyet neslinin aydın kadınlarından olan Nihal Erem, aynı zamanda çağdaş din eğitimi aldığı Ömer Fevzi Mardin’in kitaplarını İngilizce’ye çevirmiştir. 2015 yılına kadar resim çalışmalarını sürdüren sanatçı, şeker hastalığına bağlı olarak zayıflayan görüşü nedeni ile artık resim yapamıyor olsa da, halen İstanbul Akasya Yaşam Merkezi’nde, bilgisayarlı projeksiyon cihazı sayesinde, nerede ise gününün tamamını yazarak ve okuyarak geçirmektedir. Nihal Erem’in iki oğlu, üç torunu ve kendi değimiyle de dört tomurcuğu vardır.