BİLGİ FELSEFESİ (Epistemoloji)
'İnsan hiçbir zaman tarafsız olamaz. Susmak da bir görüştür…'' Edgar Faure
BİLGİ KURAMI (Epistemoloji): Bilgi Kuramının Konusu: Bilginin;
Kaynağı, Yapısı, Metotları, İmkanı, Sınırları ve değerleri ile ilgili problemlerin eleştirici bir gözle araştırılmasıdır.
TEMEL KAVRAMLAR Özne(suje):Bilen ,bilinç sahibi varlık
Nesne(Obje):Bilinen,bilince konu olan herşey
Gerçeklik(realite):Bilinçten bağımsız olarak varolandır.
Doğruluk(Hakikat):Gerçek ya da düşünsel olarak varolana ilişkin bilginin bir özelliğidir.(örnek:Yaprak yeşildir.)
Temellendirme:Bir düşüncenin,bir yargının (önermenin)doğruluğunu gösterme ve bu doğruluğun dayanaklarını gerekçelerini ortaya koymaktır.
2005 ÖSS Gören öznenin kendisi de görülebilirlik alanındadır. Bu cümleden çıkan sonuç aşağıdakilerden hangisidir? A) Öznenin de nesne olabileceği B) Ancak nesnenin nesne olabileceği C) Doğru bilginin olabileceği D) Gerçeğe ulaşılabileceği E) Nesneden uzaklaşılabileceği Yanıt:
2005 . Arabamın motoru çalışmıyor. Tamirciye gösterip“Karbüratörde ne var?” diye sorduğumda, “Hiç.” diyor.Bunun bir önerme olduğunu kabul edersek, bu önerme doğru olabilir mi? Elbette doğru olabilir. Ama bir önerme doğruysa gerçekliğin de onun söylediği gibi olması gerekir. Doğruluğun tanımı bu. Öyleyse karbüratörde bir hiç olması gerekir. Bu parçaya göre, doğru önermede bulunması gereken özellik aşağıdakilerden hangisidir?
A) İfadesinin kısa ve basit olması B) Yanlış yoruma kapalı olması C) Akla uygun olması D) Gerçeğe uygun olması E) Duruma göre değişebilmesi
yanıt
ÖSS
2002 ÖSS Düşünme, doğuştan gelen bazı yatkınlıklara dayalı olmasına karşın, öğrenmeyle gelişen bir etkinliktir. Bu açıdan, büyük düşünürler de dahil, herkes “düşünme öğrencisi” sayılabilir. Düşünmek bir borçlanmayı da beraberinde getirir. Düşünme sürecinde borcumuzu “yanlış”la öder, karşılığında “doğru”yu alırız.İnsanoğlu yanlış yapmaktan kurtulamayacağına göre, bu süreç asla bitmez. Her seferinde bilginin kristal kalesini yıkar, sonra yeniden daha yükseğini kurmaya başlarız. Bu parçada, düşünmeyle ilgili olarak aşağıdakilerden hangisi vurgulanmaktadır? A) Kesin bilgiye ulaşmanın en etkili yöntemi olduğu B) Yapılan hatalardan alınan derslerle sürekli geliştiği C) Soyut verilerden yola çıkarak somut sonuçlara ulaşma çabasından kaynaklandığı D) Yalnızca özgür ve bağımsız bir ortamda gelişebileceği E) Bütün soruların cevaplanabileceği varsayımına dayandığı
Yanıt
2003 ÖSS En büyük bilgi, bildiklerimizden başka bilgilerin de olduğunu bilmektir. Bu cümlede savunulan görüş aşağıdakilerden hangisiyle paralellik gösterir?
A) İnsan, aklıyla her şeyi bilebilir. B) Bilgiler bizim bildiklerimizle sınırlı değildir. C) En doğru bilgi, işimize en çok yarayan bilgidir. D) Doğru bilgiye yalnızca sezgilerle ulaşılamaz. E) Güvenilir bilgiler kendi deneyimlerimizden edindiklerimizdir.
2003 ÖSS
Gerçek sadece deneyimde vardır, hem de sadece herkesin kendi deneyiminde. Bu deneyimler, bir başkasına nakledildiği an öyküye dönüşür. Olaylardaki gerçeği, kesin gerçeği ispatlama olanağı yoktur. Olsa da bundan kaçınmak gerekir. Hayatın gerçekliği konusunu tartışmayı filozoflara bırakmalıyız. Gerçek olan, benim şu an denizin kıyısında oturuyor olmam, ay ışığının yansımasını denizin sularında görmem Gerçek olan benim. Bu parçadan aşağıdaki sonuçların hangisi çıkarılamaz? A) Yaşantıların öznel olduğu B) Gerçekliğin, yaşadıklarımızı fark etmemizle ilgili olduğu C) Gerçeğe ancak yaşayarak ulaşılabileceği D) Yaşanılanların başkasına aynen aktarılamayacağı E) Gerçekliği filozofların dışında kimsenin anlayamayacağı
Yanıt
Bilgi Kuramının Temel Soruları: 1-Bilginin değeri ile ilgili sorular; Varlığın doğru bilgisi var mıdır?Varsa bu bilgiler gerçek midir? Elde edilen bilgiler kesin midir? Kesin ve doğru bilgilerin ölçütü nedir? Hakikat var mıdır? Zihnimiz hakikate erişebilir mi?
2-Bilginin kaynağı ile ilgili sorular: İnsanın elde ettiği bilgilerin kaynağı nedir? Bilgilerimizin kaynağı akıl mıdır? Bilgilerimiz doğuştan mıdır? Bilgilerimiz sezgiye mi dayanır? Bilgi kuramının problemleri arasında,genel geçer doğru bilgi var mıdır? Sorusunun önemli bir yeri vardır. Bilgilerimiz,duyuma ve deneye mi dayanır?
BİLGİ
FELSEFESİ
Bilgi Kuramının Temel Problemi (Doğru Bilginin imkanı Problemi) 1.Doğru Bilginin İmkansızlığı (Septisizm) 2. Doğru Bilginin imkanı
Rasyonalizm (Akıl)
Empirizm (Deney)
Kritisizm(Eleştiri)
(Fayda)
Pragmatizm
Pozitivizm(olgu) .
Entüisyonizm
.
(Sezgi) (Çözümleleme )
Fenomenoloji Analitik felsefe
( Görüngübilim)
SOFİSTLER Mutlak bilgiye ulaşmanın mümkün olmadığını savunmuşlardır. Göreceli (Relativist) bilgi anlayışını benimsemişlerdir. Kurumları,değer yargılarını eleştirmişlerdir. İlk kez insan sorununu ele almışlardır. Para karşılığı ders veren öğretmenlerdir. Hitabet ve retorik üzerine dersler vermişlerdir.
DOĞRU BİLGİNİN İMKANSIZLIĞI
A-SOFİSTLER: -Mutlak doğrunun ,bilginin olamayacağını savunurlar TEMSİCİLERİ: Protagoras: İnsan her şeyin ölçüsüdür .’Rüzgar üşüyen için soğuk üşümeyen için soğuk değildir.’Her şey algılayana göre değişir.
Gorgias : Hiç bir şey yoktur Olsa bile bilinemezdi Bilinseydi bile başkalarına aktarılamazdı
ÖSS 1999
Protagoras: Gorgias Sofistler, düşünürlerin o zamana kadar üzerinde durmadıkları kültür, ahlak ve siyasetle ilgili sorunları ele alıp tartışmış, bu konuları felsefeye kazandırmışlardır. Bu, felsefenin gelişmesi açısından büyük bir katkıdır.
Bu parçada felsefi düşünmenin gelişmesinde aşağıdakilerden hangisinin öneminden söz edilmektedir?
A) Bir konuda, diğer filozofların da onaylayacağı görüşler oluşturmanın B) Bir felsefi soruna yeni bir cevap aramanın C) Felsefi sorunları birden fazla yöntemle incelemenin D) Felsefenin tartıştığı konular evrenini genişletmenin E) Bir felsefi konuyu tüm yönleriyle ele almanın
Pyrrhon:Biz varlıkları yalnızca bize göründükleri şekliyle bilebiliriz ve görünüşlerin ötesine geçemeyiz. Varlıklerın kendileri hiçbir zaman bilinemez. ‘BU NEDENLE HİÇBİR KONUDA YARGIDA BULUNAMAYIZ.’ Timon:Nesnelerin yapısı nedir? Kavranamaz Nesnelerin karşısında durumumuz ne olmalıdır?Yargıdan kaçınmak Nesneler karşısında doğru bir duruştan ne anlaşılır? Sarsılmazlık.’En yüksek mutluluk’ Karneades Akademi kuşkuculuğunun temsilcisi, Yunanlı filozofdur.Gerçeği bilebilmek için hiçbir ölçüt yoktur.Ona göre’Kesin gerçek’ten değil olsa olsa ‘gerçeğe benzer’den söz edilebilir.
SEXTUS EMPRİCUS
Akademi kuşkuculuğun en önemli temsilcisidir. Kuşkuculuk dışındaki her tür bilimsel ve felsefi öğretiyi dogmatizm olarak niteleyen Romalı hekim ve filozoftur. 1-Duyular bakımından her insan farklı yaratılmıştır. 2-Algılar içinde bulunulan şartlara göre değişir. 3-Aynı şey farklı insanlarda ,farklı etkiler bırakır
2010 felsefe olimpiyat sorusu Eğer birisi çoğunluğun anlaştığı şeye katılmamız gerektiğini söylerse, bunun yararsız olduğunu söylemeliyiz. Çünkü öncelikle ‘doğru olan’, şüphesiz ki nadir olandır ve bu nedenle bir kişinin çoğunluktan akıllı olması mümkündür . SEXTUS EMPRİCUS
DOĞRU BİLGİ MÜMKÜNDÜR(DOGMATİZM) Dogma: Din yada otoritelerce ileri sürülen bilgilerin kanıt aranmaksızın doğru bilgi sayılması A-RASYONALİZM(AKILCILIK) Doğru bilgi mümkündür ve kaynağı akıldır.Doğru bilgi akla dayanır. RASYONALİST FİLOZOFLAR(Sokrates,PlatonAristoteles(ilkçağ) Farabi(ortaçağ)Descartes,Hegel
SOKRATES:
PLATON(EFLATUN)
Yunan filozofudur.Yunan felsefesinin kurucularındandır.SÖZÜ:Bir şey biliyorum o da hiçbirşey bilmediğimdir.Bir şeyleri değiştirmek isteyen insan önce kendisinden başlamalıdır.
Sokrates’in öğrencisidir.Var olanı iki ayrı dünyayla açıklar.’Duyular dünyası’ve ‘İdealar dünyası’Gerçek ,mükemmel ve değişmez olan ‘idealar dünyasıdır.Akılla kavranır.İçinde bulunduğumuz görünüşler dünyası ise duyularla kavranılır.Mükemmel değildir.Gerçek olan güzel kadın değil,güzelliktir.
ÖSS 1999 . Sokrates, konuşmalarında, kendisinin hiçbir şey bilmediği gerekçesiyle, karşısındaki kişiye sorular yöneltir. Bu sorular ve onlara aldığı cevaplarla, önce o kişinin ortaya koyduğu düşüncenin üstünkörülüğünü, temelsizliğini gösterir. Sorularına devam ederek, konuştuğu kişinin doğru düşünceye ulaşmasına yardımcı olur. Kendi deyişiyle “ruhta uyku halinde bulunan düşünceleri doğurtmaya” uğraşır. Sokrates’in bu yaklaşımının temelinde aşağıdaki görüşlerden hangisi vardır? A) Bilgiye, o konuda uzman kişilerin görüşleri alınarak ulaşılır. B) Bilgi, karşıt görüşlerin uzlaştırılmasıyla oluşur. C) Saklı olan doğrular, insanın sorgulama yoluyla düşündürülmesi sonucu ortaya çıkarılabilir. D) Apaçık olmayan gerçeklere, erdemli kişiler gibi, erdemsiz kişiler de ulaşabilir. E) Doğrular, duyularımızın ve aklımızın kavrayabilme gücüyle sınırlıdır.
Yanıt
.
1993 Dünya felsefe olimpiyat sorusu “Zaman
olmasaydı
“şimdi”
olmazdı,
“şimdi”
olmasaydı
zaman
olmazdı. Aristoteles.
1997
I. Türkiye Felsefe olimpiyat soruları: 1. Hesabı verilemeyecek bir yaşam, insan için yaşanmaya değmez. Platon. Sokrates’in Savunması.
2-Ancak yeterince bilmediğimiz bir şey üzerinde yargıda bulunduğumuz zaman yanılırız. Descartes. Felsefenin İlkeleri
ARİSTOTELES Rasyonalist filozoftur.Hocası platon’un idealar görüşüne karşıdır.’Gerçekten varolan’tek tek şeylerdir.İnsan’dır.Agaç’tır.Bilgiye ancak tümel önermelerle ulaşılabiliriz. FARABİ İslam felsefecisidir.Aristo’nun görüşlerini İslam inancıyla uzlaştırmaya çalışmıştır.En üstün varlık ve akıl Tanrı’dır.’Erdemli Şehir’ütopik yapıttır. DESCARTES Fransız matematikçi, bilim adamı filozoftur.Rasyonalisttir. Güvenilir bilgiye ulaşmak için şüpheye başvurur(metodik kuşkuculuk)Evreni ,farklı niteliklere sahip iki töz oluşturur(ruhmadde)Ruhun temel niteliği,düşünmek;maddenin ki ise yer kaplamaktır.(düalizm-ikicilik) HEGEL İdealist Alman filozoftur. Ona göre,Felsefi düşünme evrenin ne olduğunu kavramadır.Diyalektik yöntemle.Diyalektiğin bütün basamakları aşılmadan,gerçeğe ulaşılamaz.Diyalektik,karşıtlıkların uzlaşmasıyla ilerleyen bir düşünme ve ‘oluş’yöntemidir.Tez,antitez ve sentezdir
1-(M.Ö 480-410)Ona göre ‘İnsan her şeyin ölçüsüdür.Ona göre’Genel geçer ,doğru yargıların varlığı söz konusu değildir.Sofistlerin temsilcilerindendir.Tüm bilgilerimiz duyumlardan gelir ve duyu organlarının verdiği bilgiler bireylere g öre değişir.Algılar algılayanın içinde bulunduğu koşullara göre değişir.’Rüzgar üşüyen için soğuk,üşümeyen için değildir.’ 2- Yunan Sofistlerindendir. M.Ö. 285 yılında Atina'da doğmuştur. Hitabet sanatında etkili olduğu gibi, matematiğe de önem vermiştir 3-(D.M.Ö 483-375)Varlık üzerine bir bilginin imkansız olduğunu savunur.Gerçeği bilemiyeceğimizi 3 tezle kanıtlamaya çalışmıştır..Ona göre Varlık yoktur’ ‘Var olsaydı da bilinemezdi’ ‘Varlık bilinseydi de başkalarına bildirilemezdi’ 4-(D.M.Ö 365-275) ilkçağ felsefesinde kuşkuculuğu sistemli bir görüş,felsefi bir akıma dönüştürmüştür .Kuşkucu felsefe(septisizm)varlık alanında gerçek,bilgi alanında doğru,ahlak alanında iyi bilinemeyeceği için hiçbir konuda yargıda bulunamayacağını ileri sürer.Ona göre ,nesnelere ait bilgilerimizin hiçbiri ne doğru ne de yanlıştır.İnsan varlık ve onun bilgisi hakkında ‘yargıda bulunmaktan kaçınmalıdır.’Duyular ve akıl nesneleri olduğu gibi değil bize göründüğü gibi gösterirler .5-( M.Ö. 320-230) Yunanlı kuşkucu düşünürdür. Hocası Pyrrhon’un görüşlerini1-“Nesnelerin gerçek yapısı nedir?”yanıt: akatalepsia (kavranamaz),2-“Nesneler karşısındaki duruşumuz ne olmalıdır?”yanıt: epokhe (yargıdan kaçınmak), “Nesneler karşısında doğru bir duruştan ne kazanırız?”yanıt: ataraxia (sarsılmazlık)olarak özetlemiştir. 6-( M.Ö. 214-129) Akademi kuşkuculuğunun temsilcisi, Yunanlı filozofdur.Gerçeği bilebilmek için hiçbir ölçüt yoktur.Ona göre’Kesin gerçek’ten değil olsa olsa ‘gerçeğe benzer’den söz edilebilir. 7- (M.S. 180 - 250 ?)Hekim ve filozoftur.Ona göre1-Duyu bakımından her insanfarklı yaratılmıştır.2-Algılar,içinde bulunulan şartlara göre değişir.3-Aynı şeyler,farklı insanlarda farklı etkiler oluşur. 8-(M.Ö. 470-399)Yunan filozofu ve Platon’un hocasıdır.Görüş ve tartışmalarıyla gençleri kışkırttığı gerekçesiyle ölüme mahkum edilmiştir. ‘Kendini tanı-bil’temel ilkesidir . Hazırlayan:Mürgan ÖLMEZ
Emprizm(Deneycilik) Emprizm’in temsilcileri (J.Locke, D.Hume,Berkeley) J.Locke:İngiltere’de aydınlatmayı başlatan emprist(deneyci)filozoftur.İnsan zihni doğuştan boş bir levhadır(Tabula rasa)Bütün bilgilerimizin kaynağı deneydir.iç deney düşünmek,algılamak ,dış deney ise nesnelerin duyumsanmasıdır D. Hume: İskoç filozof, ekonomist ve tarihçidir.Düşünmek;izlenimler ve kavramlar arasında bağ kurmaktır.Bilginin oluşumunda duyumlar etkilidir(sensualizm).Zihnin olaylar arasında bağ kurma durumu olan nedenselliği, alışkanlık ve çağrışımla açıklayabiliriz Berkeley:İngiliz filozoftur. . Dünyada yalnızca ruhların ve bu ruhların idelerinin var olduğunu, buna karşılık maddenin var olmadığını ileri sürmüştür. Doğrudan ve aracısız olarak algıladığımız her şeyin kendi zihnimizdeki ideler olduğunu, doğuştan düşünceler bulunmadığını, tüm idelerimizin algısal deneyin sonucu olduğunu savunmuştur.
SENSUALİZM(DUYUMCULUK) Bütün bilgilerin kaynağı duyumlardır TEMSİLCİSİ: Condillactır.
Fransız düşünürdür.Ona göre,fikirlerimizin tek kaynağı duyumlardır.Zihnin dış dünyadan gelen duyumlarla oluştuğunu bir’mermer heykel’üzerinden anlatır.Duyum yoksa bellek de yoktur.
KRİTİSİZM(ELEŞTİREL FELSEFE) TEMSİLCİSİ: I.KANT
Alman filozoftur.’’Beni doğmatik uykumdan Hume uyandırdı.’der.’Bilgilerimiz deneyle başlar ama deneydendoğmaz.’Deney ,bilgilerimizin sadece hammaddesini oluşturur.İnsanzihninde Apriori(doğuştangetirilmiş)formlar(kategori) vardır.örn.Uzay,zaman gibi.Eser: (Saf Aklın Eleştirisi) Numen:Asıl gerçek dünya ,bilinemeyen alandır.(Eşyanın veya varlığın zihnimizde işlemlerden geçmeden önceki halidir.(deneyden önce) Fenomen:Görünen dünya,duyumlanır;bilinebilir olandır.Deneyden sonra
2009 13.Türkiye Felsefe Olimpiyatı sorusu Eğitimle kişilerde aydınlanmanın temellerini atmak kolaydır; ne var ki genç insanları böyle düşünmeye erkenden alıştırmak gerekir. Buna karşın tüm bir dönemi aydınlatmak uzun zaman gerektirir; çünkü böyle bir eğitime engel olan ya da onu zorlaştıran bir sürü dış engel vardır.
I.KANT
ENTÜİSYONİZM (Sezgicilik) Henry Bergson
Fransız düşünür,sezgiciliğin en önemli temsilcisidir. İnsan zekası maddeyi bilir ve kavrar.Ancak hayatı kavrayamaz. Çünkü hayat zaman içinde sürekli değişiklik gösterir. Hayat yaratıcı atılımdır. Hayatın bilgisini ancak sezgi kavrar ve bilir.
İnsanda iki yeti vardır a-Zeka -Evrene hükmetmek için var, tanımak için değil -Madde alanında geçerli -Bilim zekanın ürünüdür. b-İçgüdü -Özünü verir(varlığın,maddenin) -Evren
sürekli oluşum halindedir -Olanı zeka ile özünü içgüdü ile anlarız -Ama oluşu ne zeka ne de içgüdü bilemez -Oluşu zeka +içgüdü=sezgi ile biliriz -Sezgi metafiziği de bilmemizi sağlar -Sezgi ile ulaşılan bilgi kesin biçimde dile getirilemez çünkü dil yetersizdir. -Doktorun muayene etmeden hastalığı anlaması gibi
GAZALİ
Doğru bilginin kaynağı sezgidirBilgi insana bağlı değildirMutlak bilgi kendi başına vardır ve ona sezgi ile ulaşılabilir. Şüphe ile başlar -Ona göre duyu verileri güvensizdir -Akıl yetersizdir.Çok fazla felsefi sistem olması bunun kanıtıdır. -Doğru bilgiye inanç yolu ile ulaşılır. -Kesin bilgi ancak sezgi ile elde edilir. -Felsefe dine hizmet etmelidir. -Aklın yerini inanç,felsefenin yerini din alır(Farabi’ye karşı çıkış) -Sezgiciliğin öncüsüdür
POZİTİVİZM(OLGUCULUK) TEMSİLCİSİ:
A.Comte
Fransız sosyolog,ve filozoftur. Sosyolojinin isim babası olarak tanımlanır.Evrimcidir. üç hal yasası ,düşüncenin
a)Teolojik b) Metafizikc) Pozitivist aşamalardan geçişine dayanır. Metafizik bir kenara bırakılmalı,deney ve gözlem esas olmalıdır.
ANALİTİK FELSEFE
Wittgenstein
(Mantıkçı Pozitivizm-Neo Pozitivizm) Wittgenstein,Schlick,carnap,Reichenbach -Bilime dayanan bilgi doğru bilgidir -Bilim tarih içinde gelişir -Bilim eserlerle ifade edilir -Eserler dil ile ifade edilir -Eserleri incelemek için dili incelemek gerekir -Doğru olup olmadığını anlamak için analiz gerekir -Dil analizi:Önermelerin kuruluşu ve yapısını incelemektir
1996 FELSEFE OLİMPİYATI
Dilin sınırları, dünyanın sınırlarıdır. Wittgenstein
PRAGMATİZM:FAYDACILIK-YARARCILIK
William James
İnsanın temel amacı kendi varlığını korumak ve geliştirmektir -Bu da ancak eylemle olur -O halde düşünce eyleme bağlıdır -O halde yarar sağlayan ,problemin çözümünde işe yarayan bilgi doğru bilgidir
FENOMENOLOJİ (GÖRÜNGÜBİLİM)
EDMUND HUSSERL
(1859- 1938) Amacı her şeyden önce, felsefeyi tabansız önyargılarından kurtarıp ayakları yere sağlam basan bir araştırma yapısına kavuşturmaktır . Felsefenin görevi, fenomenler dünyasına girmek ve orada şeylerin özsel yapısını görüp anlamaktır.
2006 ÖSS
Kaf Dağı’nın ardında Zümrüdüanka kuşu var mı yok mu? Var dediğimizde de yok dediğimizde de fark etmiyorsa bunu bilmenin benim için önemi yoktur. Bununla birlikte, “Kaf Dağı var, onun ardında da Zümrüdüanka kuşu var.” diyorsam ve bu bilgiler benim işime yarıyorsa bunlar doğrudur. Bunları söyleyen kişinin görüşü, bilgi kuramıyla ilgili aşağıdaki yaklaşımlardan hangisine uymaktadır? A) Kuşkuculuk B) Pragmatizm C) Empirizm D) Sezgicilik E) Fenomenolojizm
1-(1770-1831)İdealist Alman filozoftur. Ona göre,Felsefi düşünme evrenin ne olduğunu kavramadır.Diyalektik yöntemle.Diyalektiğin bütün basamakları aşılmadan,gerçeğe ulaşılamaz.Diyalektik,karşıtlıkların uzlaşmasıyla ilerleyen bir düşünme ve ‘oluş’yöntemidir.Tez,antitez ve sentezdir.Eser: Tinin Fenomenolojisi 2-1632–1677 ) 17.yy rasyonalistlerindendir(akılcı) Bilgileri akıl-duyu-sezgi türü olarak açıklar.İçinde yaşanılan fizik evrene natura-natura(yaratılmış doğa) der.Doğadaki tüm olayların matematiksel açıklaması vardır.Eser. Ethica3-(1646-1716)Alman filozoftur.Rasyonalisttir.Felsefe,matematiksel kavramlarla kesinleştirildiğinde,ayrılık ve çelişmeleri kalkar ve felsefe kav ramları ‘evrensel bir dil’oluşturur.Var olan nesneler,Monadların(ruhsal,birbirine benzemeyen,bölünmez özler )bir araya gelmesiyle oluşur.Eser: İnsan zihni üzerine yeni denemeler 4--(1632 –1704)İngiltere’de aydınlatmayı başlatan emprist(deneyci)filozoftur.İnsan zihni doğuştan boş bir levhadır(Tabula rasa)Bütün bilgilerimizin kaynağı deneydir. iç deney düşünmek,algılamak ,dış deney ise nesnelerin duyumsanmasıdır.Eser: Yönetim Üzerine İki İnceleme 5-( 1711–1776) İskoç filozof, ekonomist ve tarihçidir.Düşünmek;izlenimler ve kavramlar arasında bağ kurmaktır.Bilginin oluşumunda duyumlar etkilidir(sensualizm).Zihnin olaylar arasında bağ kurma durumu olan nedenselliği, alışkanlık veçağrışımla açıklayabiliriz..Eser: İnsanın Anlama Yetisi Üzerine Bir Soruşturma6-(1724-1804) Alman filozoftur.’’Beni doğmatik uykumdan Hume uyandırdı.’der.’Bilgilerimiz deneyle başlar ama deneyden doğmaz.’İnsan zihninde Apriori(doğuştan getirilmiş)formlar(kategori) vardır.örn.Uzay,zaman gibi.Eser: (Saf Aklın Eleştirisi)7-(1859-1941) Entüisyonizm’in (Sezgicilik) temsilcisidir. ”Sezgi doğru bilginin kaynağıdır.”demiştir.8-(1058 Horasan-1111)Eş'ariyye akımındandır.Tanrının akılla değil ancak imanla sezgiyle anlaşılabileceğini savunur.Tanrı .dünyadaki tüm ‘oluş’ların nedenidir.Ancak kalp gözüyle(iç görüyle)bilinebilir.Eser: Tehâfüt -ülFelâsife(Felsefenin tutarsızlığı)9-(1798-1857)Fransız sosyolog,ve filozoftur. Sosyolojinin isim babası olarak tanımlanır.Evrimcidir. üç hal yasası ,düşüncenin a)Teolojik b) Metafizikc) Pozitivist aşamalardan geçişine dayanır.10-1889– 1951) Avusturya’lı filozof, matematikçidir. “Dilin sınırları dünyanın sınırlarıdır.” Düşüncesinden yola çıkarak bilginin temelinde mantığın olduğunu ve bilginin sınırlarını da yine mantığın belirlediğini söyler. “Konuşulamayan ve üzerinde mantık yürütülemeyen şeyler hakkında susulmalıdır”.Eser: Analitik Dil Felsefesi 11-1842-1910)Pragmatizmin(Faydacılık)kurucusu olan ABD’li filozoftur.SÖZÜ:"Pek çok kişi, kafasındaki önyargıları başka bir şekilde düzenlerken düşündüğünü zannetmektedir.Doğrunun biricik ölçütü başarıdır; düşünceler eylemde bulunmak için yararlandığımız aletlerden başka bir şey d eğildir, doğru düşünce en fazla kazanç getiren, en faydalı düşüncedir. 12-(1859-1938) Alman filozoftur. Fenomenoloji’nin temsilcisidir.Ona göre “Fenomen bilincin kavradığı kadarıyla , bilinç için ve bilince göre varlıktır.Bilinç , bilginin oluşumunda nesnel olana yönelir ve nesneyle aramızda duygu,önyargı vb. bulunur.” Hazırlayan:Mürgan ÖLMEZ
1-HEGEL 2-SPİNOZA 3-LEİBNİZ 4-LOCKE 5-HUME 6-KANT 7-BERKELEY 8-GAZALİ 9-COMTE 10-WİTTGEİNSTEİN 11-W.JAMES 12-E.HUSSERL