İZ BIRAKMAK

Page 1


Bu kitap; çocuklarımızın pandemi döneminde kendi duyguları, renkleri ve sözleri ile oluşturdukları masallardan bir araya geldi. Minik ama kocaman sevgi dolu kalpleriyle, uçsuz bucaksız hayalleriyle yazıp resimledikleri masalları okurken yüzümüzü gülümsetecek, içimizi ısıtacak.


Benim Tatlı Köpeğim

Bu kitabın tüm telif ve yayın hakları Fikir ve Sanat Eserleri

Pofuduk

Kanunu gereğince yazarına aittir. Yazarın yazılı izni olmadan

öykünün bir bölümü ya da tamamı ticari amaçla çoğaltılamaz. Ancak eleştiri, tanıtım ve sanatsal etkinliklerde yazar, eser ve yayınevi adı verilerek alıntı yapılabilir.

HAZIRLAYAN

FERHAT HALEZEROĞLU

Duru ARAS


Benim Tatlı Köpeğim

Bu kitabın tüm telif ve yayın hakları Fikir ve Sanat Eserleri

Pofuduk

Kanunu gereğince yazarına aittir. Yazarın yazılı izni olmadan

öykünün bir bölümü ya da tamamı ticari amaçla çoğaltılamaz. Ancak eleştiri, tanıtım ve sanatsal etkinliklerde yazar, eser ve yayınevi adı verilerek alıntı yapılabilir.

HAZIRLAYAN

FERHAT HALEZEROĞLU

Duru ARAS


Sizinle bir anımı paylaşmak istiyorum. Benim çok sevdiğim

evcil bir hayvanım var. Adını da merak ediyorsanız söyleyeyim:

Pofuduk çok sadık, uysal

insanlarla vakit geçirmeyi seven bir köpektir. Aynı zamanda benim

en iyi dostum.

Ailece Pofuduk’u

çok seviyoruz. Ailemizin bir üyesi olan Pofuduk hayatımızın da bir parçası.


Sizinle bir anımı paylaşmak istiyorum. Benim çok sevdiğim

evcil bir hayvanım var. Adını da merak ediyorsanız söyleyeyim:

Pofuduk çok sadık, uysal

insanlarla vakit geçirmeyi seven bir köpektir. Aynı zamanda benim

en iyi dostum.

Ailece Pofuduk’u

çok seviyoruz. Ailemizin bir üyesi olan Pofuduk hayatımızın da bir parçası.


Evimizin bahçesinde çikolata yerken küçük bir parça koparıp

Pofuduk’a verdim.

Onu görünce bende ağlamaya başladım. Annemi aradım.

Kısa süre sonra Pofuduk acılar içinde kıvranarak havlamaya başladı.

Acil bir şekilde gelmesini istedim.


Evimizin bahçesinde çikolata yerken küçük bir parça koparıp

Pofuduk’a verdim.

Onu görünce bende ağlamaya başladım. Annemi aradım.

Kısa süre sonra Pofuduk acılar içinde kıvranarak havlamaya başladı.

Acil bir şekilde gelmesini istedim.


Annem eve gelince Pofuduk’u kucağına aldı. Birlikte

veteriner

hekime götürdük.

Veteriner hekim Pofuduk’u kontrol ettikten sonra: ‘Köpekler ve kediler insanların yediği

yiyemez örneğin çikolata’dedi. bazı yiyecekleri

Veteriner daha sonra masanın üzerinde bulunan kitabı bana uzattı:

‘Duru, köpeklerle ilgili bu kitabı okumanı istiyorum. Çok sevdiğin

Pofuduk için

neler yapılması gerektiğini öğrenebilirsin’ dedi.


Annem eve gelince Pofuduk’u kucağına aldı. Birlikte

veteriner

hekime götürdük.

Veteriner hekim Pofuduk’u kontrol ettikten sonra: ‘Köpekler ve kediler insanların yediği

yiyemez örneğin çikolata’dedi. bazı yiyecekleri

Veteriner daha sonra masanın üzerinde bulunan kitabı bana uzattı:

‘Duru, köpeklerle ilgili bu kitabı okumanı istiyorum. Çok sevdiğin

Pofuduk için

neler yapılması gerektiğini öğrenebilirsin’ dedi.


Bu olaydan sonra hayvanları sevmek kadar sevdiğin hayvanın sorumluluğunu almanın da ne kadar önemli olduğunu anlamış oldum.

Özlem Giderme Ayşe AKSOY


Bu olaydan sonra hayvanları sevmek kadar sevdiğin hayvanın sorumluluğunu almanın da ne kadar önemli olduğunu anlamış oldum.

Özlem Giderme Ayşe AKSOY


Çünkü aile büyüklerimizi yani dedemi ve anneannemi özlemiştim. Bir yaz günü

Ama annem, babam ve ablam

evimizde

sürekli televizyon izliyorlardı.

oturuyor ve

televizyona bakıyorduk.

Televizyonu nasıl kapatırım diye düşünürken o da ne birden

elektrikler kesildi. Ama ben televizyona bakmak istemiyordum.

Ve şimdi tam sırasıydı televizyonun önüne geçip seslendim: Anne, baba, abla yeter artık ben bundan çook sıkıldım.




Annem hemen söze atlayıp: - ‘Neden sıkıldın’ ? dedi.

Ben de ‘televizyondan, tabletten ve bilgisayardan

sıkıldım’ dedim.

Aile büyüklerimizi özledim. Lütfen gidelim olur mu? Annem ve babam kafalarını sallayıp ‘evet’ dediler aynı anda.

Ve sonunda yola çıktık. Yolda

rengarenk kuşlar gördüm.

Ve gözlerimi kapattım, gözümü açtığımda ne gördüm biliyor musunuz?

Dedemi

ve

anneannemi gördüm ve sarılarak

özlemimi giderdim.


Merhaba ben

Azra.

Hamsterleri

Atlas İle Zeytin

çok seviyorum. Bir tane de

benim olmasını istiyorum. Bunun için annemi ikna etmem gerekiyor. Çünkü evimizde bizimle birlikte yaşayan bir kedimiz var.

Azra ARAS


Merhaba ben

Azra.

Hamsterleri

Atlas İle Zeytin

çok seviyorum. Bir tane de

benim olmasını istiyorum. Bunun için annemi ikna etmem gerekiyor. Çünkü evimizde bizimle birlikte yaşayan bir kedimiz var.

Azra ARAS


A Annemler

s a l t dı A

Atlas’ın Hamster ile

anlaşamamasından ve ona zarar

verebileceğinden endişe ediyorlardı.

Fakat Atlas sürekli Hamsterimi kovalıyordu. Onu gözlüyordu. Atlas huzursuz olmuştu. Zeytin’in kafesini temizlerken onu yere bıraktım. Sonra yemini almak için mutfağa

Her şeye rağmen ben ona bütün sorumluluğunu alacağıma söz vermiştim. Sonunda onu ikna etmeyi başarabilmiştim. Ertesi gün evimize Hamsterim geldi. Adını

Zeytin koymuştum.

Onu çok seviyordum.

doğru gittim. O sırada eğer annem fark etmeseydi

Atlas Zeytin’e zarar verecekti.



O gün benim için çok zor olsa da şunu anladım: Atlas ile Zeytin anlaşamıyorlardı.

Zeytin’i aldığımız kişiye

geri vermemiz gerekiyordu. Bu duruma çok üzülmüş, çok ağlamıştım.

Bu sayede

bir şeyi ne kadar çok istersek isteyelim

sonuçlarını iki kere

Unutulmaz Yolculuk

düşünmemiz gerektiğini de anladım. Koray ATAY


O gün benim için çok zor olsa da şunu anladım: Atlas ile Zeytin anlaşamıyorlardı.

Zeytin’i aldığımız kişiye

geri vermemiz gerekiyordu. Bu duruma çok üzülmüş, çok ağlamıştım.

Bu sayede

bir şeyi ne kadar çok istersek isteyelim

sonuçlarını iki kere

Unutulmaz Yolculuk

düşünmemiz gerektiğini de anladım. Koray ATAY


Uzun zamandır planladığımız yolculuğun

Bu benim için çok heyecan verici.

zamanı gelmişti.

Artık heyecandan uyuyamıyorum.

Bu yıl yaz tatilinde annemin memleketine

Türkmenistan’a, anneannemin ve dedemin yanına gitmeyi planlıyorduk.

Yarın büyük gün.

Sabah erkenden annemin tatlı sesiyle uyandım.

Yolculuk için hazırlanmaya başladık. Uçağımızın kalkmasına üç saat vardı. Benim için sanki saatler durmuş, zaman bir türlü geçmiyordu. Sonunda

havaalanına

gelebilmiştik.


Uzun zamandır planladığımız yolculuğun

Bu benim için çok heyecan verici.

zamanı gelmişti.

Artık heyecandan uyuyamıyorum.

Bu yıl yaz tatilinde annemin memleketine

Türkmenistan’a, anneannemin ve dedemin yanına gitmeyi planlıyorduk.

Yarın büyük gün.

Sabah erkenden annemin tatlı sesiyle uyandım.

Yolculuk için hazırlanmaya başladık. Uçağımızın kalkmasına üç saat vardı. Benim için sanki saatler durmuş, zaman bir türlü geçmiyordu. Sonunda

havaalanına

gelebilmiştik.


Bulutlar bana

yumuşak

yastıklar gibi görünüyordu.

Üstlerine oturup

yeryüzünü izlemeyi

hayal ediyordum.

Bulutların kenarından Havaalanının ve uçakların

kendimi karınca gibi hissettirdi. büyüklüğü

Uçağa bindiğimizde cam kenarındaki koltuğa oturduğum için çok şanslıydım.

Uçağımız havalanınca pencereden dışarıyı seyretmeye başladım. Şimdi onlar, karınca gibi oldu.

bir parça koparıp yesem

şeker gibi tatlı mıydı? Bu fikrimi

anneme de söyledim.

‘Bulutlar yeryüzündeki

suların buharlaşıp

gaza dönüşmüş hali. Onun şekerli olduğunu sanmıyorum üstüne otursan da aşağıya düşersin’ dedi.

Hayali bile güzeldi...


Bulutlar bana

yumuşak

yastıklar gibi görünüyordu.

Üstlerine oturup

yeryüzünü izlemeyi

hayal ediyordum.

Bulutların kenarından Havaalanının ve uçakların

kendimi karınca gibi hissettirdi. büyüklüğü

Uçağa bindiğimizde cam kenarındaki koltuğa oturduğum için çok şanslıydım.

Uçağımız havalanınca pencereden dışarıyı seyretmeye başladım. Şimdi onlar, karınca gibi oldu.

bir parça koparıp yesem

şeker gibi tatlı mıydı? Bu fikrimi

anneme de söyledim.

‘Bulutlar yeryüzündeki

suların buharlaşıp

gaza dönüşmüş hali. Onun şekerli olduğunu sanmıyorum üstüne otursan da aşağıya düşersin’ dedi.

Hayali bile güzeldi...


Birkaç saat sonra uzakta görünen şehir büyümeye başladı. Kemerlerimizi bağladık ve uçak inişe geçti. Havaalanında anneannem ve dedem bizi bekliyordu. Kocaman sarıldık.

a r e

c , a i d M e m t bi

İsmail’in Hayali

keşfetmem gereken

yeni bir ülke var.

Khansa BILAL ALİ MUHACIR


Birkaç saat sonra uzakta görünen şehir büyümeye başladı. Kemerlerimizi bağladık ve uçak inişe geçti. Havaalanında anneannem ve dedem bizi bekliyordu. Kocaman sarıldık.

a r e

c , a i d M e m t bi

İsmail’in Hayali

keşfetmem gereken

yeni bir ülke var.

Khansa BILAL ALİ MUHACIR


İsmail doktor olup köyüne dönmüş

Eski zamanlarda Güzel bir

köy varmış,

ve bir süre sonra evlenmiş.

adı da Gül köymüş,

İsmail’in eşi

üç tarafı dağmış,

İsmail’in babasına

kötü davranmaya başlamış. O köyde huzur içinde yaşayan bir aile varmış

İsmail’den babasını evden atmasını istemiş.

Anne, baba ve çocukları

İsmail de eşinin isteğini yerine getirmiş.

İsmail.

Annesi ve babası İsmail’i çok severmiş. İsmail okula gidiyormuş ve hayali

doktor olmakmış.

Soğuk ve yağmurlu

bir günde

İsmail’in babası kapıyı çalmış ‘Bana bir yorgan verin hava çok soğuk çok üşüyorum’ demiş.

İsmail de oğlu Ahmet’ten, dedesi

için bir yorgan getirmesini istemiş.


İsmail doktor olup köyüne dönmüş

Eski zamanlarda Güzel bir

köy varmış,

ve bir süre sonra evlenmiş.

adı da Gül köymüş,

İsmail’in eşi

üç tarafı dağmış,

İsmail’in babasına

kötü davranmaya başlamış. O köyde huzur içinde yaşayan bir aile varmış

İsmail’den babasını evden atmasını istemiş.

Anne, baba ve çocukları

İsmail de eşinin isteğini yerine getirmiş.

İsmail.

Annesi ve babası İsmail’i çok severmiş. İsmail okula gidiyormuş ve hayali

doktor olmakmış.

Soğuk ve yağmurlu

bir günde

İsmail’in babası kapıyı çalmış ‘Bana bir yorgan verin hava çok soğuk çok üşüyorum’ demiş.

İsmail de oğlu Ahmet’ten, dedesi

için bir yorgan getirmesini istemiş.


Ahmet yorganı getirmiş ve ikiye bölmüş. Babası Ahmet’e yorganı neden kestiğini sormuş. Ahmet “Birini sana saklıyorum babacığım çünkü sen babana nasıl

davranıyorsan oğlun da sana bir

gün aynısını yapar” diye cevap vermiş.

Gülücük

İsmail, oğlunun cevabı karşısında çok üzülmüş ve babasından defalarca kez

özür dilemiş.

Buğlem KAHRAMAN


Ahmet yorganı getirmiş ve ikiye bölmüş. Babası Ahmet’e yorganı neden kestiğini sormuş. Ahmet “Birini sana saklıyorum babacığım çünkü sen babana nasıl

davranıyorsan oğlun da sana bir

gün aynısını yapar” diye cevap vermiş.

Gülücük

İsmail, oğlunun cevabı karşısında çok üzülmüş ve babasından defalarca kez

özür dilemiş.

Buğlem KAHRAMAN


Öykü, deniz kenarında küçük bir kasabada annesi babası ve çok sevdiği kedisi

minnoş ile

birlikte yaşayan bir çocukmuş. Annesi ona her gece yatmadan önce

masal

Öykü,

gökkuşağını

görebilmek için her yağmur yağdığında kedisi ile birlikte cam kenarına geçip onun çıkmasını beklermiş ama bir türlü göremezmiş.

okurmuş. Bir gün yine annesi

Güneşli bir günde kedisi ile bahçede oynarken

okuduğu masalda ona

aniden hava kararmış ve

gökkuşağından bahsetmiş.

yağmur yağmaya

başlamış. Öykü ıslanmamak için hemen eve girip

Bu da Öykünün çok ilgisini çekmiş

cam kenarına geçmiş.

ve onu meraklandırmış.

Her zaman yaptığı gibi yağmuru

izlemiş.


Öykü, deniz kenarında küçük bir kasabada annesi babası ve çok sevdiği kedisi

minnoş ile

birlikte yaşayan bir çocukmuş. Annesi ona her gece yatmadan önce

masal

Öykü,

gökkuşağını

görebilmek için her yağmur yağdığında kedisi ile birlikte cam kenarına geçip onun çıkmasını beklermiş ama bir türlü göremezmiş.

okurmuş. Bir gün yine annesi

Güneşli bir günde kedisi ile bahçede oynarken

okuduğu masalda ona

aniden hava kararmış ve

gökkuşağından bahsetmiş.

yağmur yağmaya

başlamış. Öykü ıslanmamak için hemen eve girip

Bu da Öykünün çok ilgisini çekmiş

cam kenarına geçmiş.

ve onu meraklandırmış.

Her zaman yaptığı gibi yağmuru

izlemiş.


Birdenbire

yağmur kesilmiş ve

bulutların arasından çıkan güneş ışığı Öykü’nün yüzüne vurmuş. Öykü şaşırmış ve yüzünde bir

gülümseme oluşmuş.

Tam o anda karşısında kocaman bir

gökkuşağı

belirivermiş.

Balkona çıkıp uzun zamandır hayalini kurduğu

gökkuşağını hayranlıkla

izlemeye koyulmuş. Uzun bir süre izledikten sonra gökkuşağı yavaş yavaş gözden kaybolmuş.

Öykü hayalleri gerçek olduğu için çok mutlu olmuş.


Birdenbire

yağmur kesilmiş ve

bulutların arasından çıkan güneş ışığı Öykü’nün yüzüne vurmuş. Öykü şaşırmış ve yüzünde bir

gülümseme oluşmuş.

Tam o anda karşısında kocaman bir

gökkuşağı

belirivermiş.

Balkona çıkıp uzun zamandır hayalini kurduğu

gökkuşağını hayranlıkla

izlemeye koyulmuş. Uzun bir süre izledikten sonra gökkuşağı yavaş yavaş gözden kaybolmuş.

Öykü hayalleri gerçek olduğu için çok mutlu olmuş.


Küçük

papatya annesi ve

kardeşleri ile

Küçük

Papatyanın Hayatı

birlikte yaşıyordu. Yağmur yağıyor

güneş açıyor

ve

hepsi çok mutlu bir şekilde büyüyorlardı. Günlerden bir gün şiddetli bir rüzgar esmeye başladı. Küçük papatya çok korkuyordu. Annesine sımsıkı sarıldı.

Annesi

“Korkma benden ayrılınca

kendi hayatına başlayacaksın” diyerek

Zeynep KURT

onu teselli etti.


Küçük

papatya annesi ve

kardeşleri ile

Küçük

Papatyanın Hayatı

birlikte yaşıyordu. Yağmur yağıyor

güneş açıyor

ve

hepsi çok mutlu bir şekilde büyüyorlardı. Günlerden bir gün şiddetli bir rüzgar esmeye başladı. Küçük papatya çok korkuyordu. Annesine sımsıkı sarıldı.

Annesi

“Korkma benden ayrılınca

kendi hayatına başlayacaksın” diyerek

Zeynep KURT

onu teselli etti.


Ve o gün gelmişti. Küçük papatya annesinden

Papatya büyüyordu. Bir sabah uyandığında

ayrılmış rüzgarda savruluyordu.

çiçek açtığını gördü ve çok

Gözlerini açtığında toprak parçasına

mutlu oldu.

papatya etraftan bir takım sesler duydu.

tutunduğunu anladı.

Küçük

Günler geçiyor küçük papatyanın

Sesleri dinliyor ve anlamaya çalışıyordu.

üzerine

yağmur taneleri

düşüyordu ve küçük papatya çok korkuyordu. Güneşli bir günde toprağı delerek dışarı çıktı.

Evet, bunlar insan sesleriydi. Kızın adı Annesi ile

Ayşe idi

papatyalara yaklaşıp severek kokladı.

Ayşe’nin annesi “Kızım bunlar çok güzel papatyalar, üstelik çok da faydalılar.

Her taraf yeşilliklerle doluydu ağaçlar

kuş sesleri

cıvıldıyordu…

ile

Çayları tam bir

şifa kaynağı

“ dedi.

Küçük papatya ne kadar faydalı olduğunu öğrenmişti ve çok mutlu oldu.


Ve o gün gelmişti. Küçük papatya annesinden

Papatya büyüyordu. Bir sabah uyandığında

ayrılmış rüzgarda savruluyordu.

çiçek açtığını gördü ve çok

Gözlerini açtığında toprak parçasına

mutlu oldu.

papatya etraftan bir takım sesler duydu.

tutunduğunu anladı.

Küçük

Günler geçiyor küçük papatyanın

Sesleri dinliyor ve anlamaya çalışıyordu.

üzerine

yağmur taneleri

düşüyordu ve küçük papatya çok korkuyordu. Güneşli bir günde toprağı delerek dışarı çıktı.

Evet, bunlar insan sesleriydi. Kızın adı Annesi ile

Ayşe idi

papatyalara yaklaşıp severek kokladı.

Ayşe’nin annesi “Kızım bunlar çok güzel papatyalar, üstelik çok da faydalılar.

Her taraf yeşilliklerle doluydu ağaçlar

kuş sesleri

cıvıldıyordu…

ile

Çayları tam bir

şifa kaynağı

“ dedi.

Küçük papatya ne kadar faydalı olduğunu öğrenmişti ve çok mutlu oldu.


Mehmet bir gece Ay’a bakarken ayın

konuştuğunu fark etmiş ve Ay’a seslenmiş; -‘Ay nasıl konuşuyorsun’?

Ay ile Mehmet

Ay demiş ki;

-‘Bana bir cadı büyü yaptı. O yüzden konuşabiliyorum’. Mehmet demiş ki:

-‘O büyüyü bozabilir miyiz’? Ay demiş ki: -Ben konuşmak istemiyorum ama cadı bana büyü yaptığı için konuşabiliyorum. -Ben her zaman çizgi romanlarında cadı görüyordum. Meğerse gerçekmiş. -Bu büyüyü bozmanın tek bir yolu var. -Ne peki? -Bir

Eren DUYMAZ

yıldızdan ışık tozu isteyeceksin. Ve o tozlarla

uçmayı deneyeceğim. Ve cadının evine gidip büyüyü bozmasını isteyeceğiz.


Mehmet bir gece Ay’a bakarken ayın

konuştuğunu fark etmiş ve Ay’a seslenmiş; -‘Ay nasıl konuşuyorsun’?

Ay demiş ki;

-‘Bana bir cadı büyü yaptı. O yüzden konuşabiliyorum’. Mehmet demiş ki:

-‘O büyüyü bozabilir miyiz’? Ay demiş ki: -Ben konuşmak istemiyorum ama cadı bana büyü yaptığı için konuşabiliyorum. -Ben her zaman çizgi romanlarında cadı görüyordum. Meğerse gerçekmiş. -Bu büyüyü bozmanın tek bir yolu var. -Ne peki? -Bir yıldızdan ışık tozu isteyeceksin. Ve o tozlarla uçmayı deneyeceğim. Ve cadının evine gidip büyüyü bozmasını isteyeceğiz.


Yıldız şöyle demiş:

-Verebilirim ama bir şartım var. Ay şöyle demiş: -Hemen söyle hemen yapacağım. Yıldız demiş ki: -Tozlarla ne yapacağınızı söyleyin. Ay durumu anlatmış. Bunun üzerine Yıldız: -‘Tamam vereceğim ama bir ricam var. Cadı benim arkadaşımı kaçırdı, cadıyı yenip benim arkadaşımı getirebilir misiniz’? demiş. Ay şöyle cevap verdi: -Tamam

Yıldız kardeş.

Peki bu cadının evi nerede?


Mehmet cevap vermiş: -Ben biliyorum arkandaki korkunç ormanda. Yıldız Mehmet’i dinledikten ve durumu anladıktan sonra tozları vermiş

Mehmet’e.

Mehmet tozları üstüne dökmüş ve uçmaya başlamış ama bir sorun varmış.

Tam tamına bir buçuk saati varmış çabucak cadının evine gitmeleri gerekiyormuş. Mehmet uçarak Ay ise havada gidiyorlarmış. Ve sonunda cadının evini bulmuşlar. Mehmet kapıyı çalmış ve karşılarına çirkin, ihtiyar bir cadı çıkmış. Ve cadı kalın bir sesle: -Sizde kimsiniz? -Ben Mehmet. -Ben de

Ay.


-Niye geldiniz? Mehmet cevap vermiş; -Ay konuşmak istemiyor ama siz

Ay’a

büyü

yapmışsınız. Büyüyü bozabilir misiniz?

Cadı Mehmet’in ricasını kıramamış ve bozmuş büyüyü. -Teşekkürler cadı sizden bir ricam daha var. Bir yıldızın arkadaşını kaçırmışsınız onu verebilir misiniz? Cadı onu veremeyeceğini söyleyerek hemen buradan gitmelerini söylemiş. Mehmet bir akıl oyunu yapmış cadının evinin arkasından dolaşmış. Tozu

Ay’a veren yıldızın

arkadaşını almış ve kaçmışlar.

Cadı fark etmeden oradan uzaklaşıp yıldıza arkadaşını vermişler. Herkes mutlu bir şekilde yaşamaya devam etmiş.


-Niye geldiniz? Mehmet cevap vermiş; -Ay konuşmak istemiyor ama siz

Ay’a

büyü yapmışsınız. Büyüyü bozabilir misiniz? Cadı Mehmet’in ricasını kıramamış ve bozmuş büyüyü. -Teşekkürler cadı sizden bir ricam daha var. Bir yıldızın arkadaşını kaçırmışsınız onu verebilir misiniz? Cadı onu veremeyeceğini söyleyerek hemen buradan gitmelerini söylemiş. Mehmet bir akıl oyunu yapmış cadının evinin arkasından dolaşmış. Tozu

Gizemli Orman

Ay’a veren yıldızın

arkadaşını almış ve kaçmışlar. Cadı fark etmeden oradan uzaklaşıp yıldıza arkadaşını vermişler. Herkes mutlu bir şekilde yaşamaya devam etmiş.

Ufuk KAPLAN


Ufuk, Mert ve Zeynep atlara bindiler ve çiftliğin Günlerden sıcak bir yaz günüydü. Okullar tatil olmuştu. Ufuk ve ailesi dağlık bir köyde yaşayan dedesinin çiftliğine gitmişlerdi.

Çiftlik çok büyüktü. İçinde, atlar, tavuklar,

içinde keyifle tur attılar.

Ormana yönelecekleri sırada dedesi onlara;

‘’Çocuklar sakın ormana doğru gitmeyin! Hemen buraya gelin. Bu orman sizin için çok tehlikeli ve

horozlar, inekler, köpekler, kuzular ve

gizemli.’’ diye seslendi. Ufuk ve abisi bunun üzerine

ördekler yaşıyordu.

ormanı daha çok merak etmişlerdi. Gece bir plan

Ufuk, abisi Mert

ve ablası Zeynep ile beraber hemen

yaptılar ve sabah güneş doğarken gizlice beyaz atı

çiftlikteki hayvanları sevmeye koştular.

alıp ormana doğru yola çıktılar. Atın üstündeyken birden at şahlanarak Ufuk ile abisini yere fırlattı.

Ufuk: ‘’İyi ki buraya gelmişiz, hayvanlar

İki kardeş bir ağacın

çok tatlı ve her yer

dibine düşüverdiler.

yemyeşil.’’ dedi.

Tam o sırada dedesi torunlarına seslendi:

O sırada ağaç

‘’Haydi çocuklar! Yemek yiyeceğiz, gelin.’’

hareket edip

Yemekten sonra ailece atların yanına döndüler.

konuşmaya başladı:


Ufuk, Mert ve Zeynep atlara bindiler ve çiftliğin Günlerden sıcak bir yaz günüydü. Okullar tatil olmuştu. Ufuk ve ailesi dağlık bir köyde yaşayan dedesinin çiftliğine gitmişlerdi.

Çiftlik çok büyüktü. İçinde, atlar, tavuklar,

içinde keyifle tur attılar.

Ormana yönelecekleri sırada dedesi onlara;

‘’Çocuklar sakın ormana doğru gitmeyin! Hemen buraya gelin. Bu orman sizin için çok tehlikeli ve

horozlar, inekler, köpekler, kuzular ve

gizemli.’’ diye seslendi. Ufuk ve abisi bunun üzerine

ördekler yaşıyordu.

ormanı daha çok merak etmişlerdi. Gece bir plan

Ufuk, abisi Mert

ve ablası Zeynep ile beraber hemen

yaptılar ve sabah güneş doğarken gizlice beyaz atı

çiftlikteki hayvanları sevmeye koştular.

alıp ormana doğru yola çıktılar. Atın üstündeyken birden at şahlanarak Ufuk ile abisini yere fırlattı.

Ufuk: ‘’İyi ki buraya gelmişiz, hayvanlar

İki kardeş bir ağacın

çok tatlı ve her yer

dibine düşüverdiler.

yemyeşil.’’ dedi.

Tam o sırada dedesi torunlarına seslendi:

O sırada ağaç

‘’Haydi çocuklar! Yemek yiyeceğiz, gelin.’’

hareket edip

Yemekten sonra ailece atların yanına döndüler.

konuşmaya başladı:


‘’Siz neden bu gizemli ormana geldiniz? Hemen buradan gidin. Yoksa çok kötü şeyler olacak.’’ dedi. Ufuk ve abisi korkup kaçmaya çalıştılar. Ancak Ufuk’un dizi kanıyordu ve ağlamaya başlamıştı: ‘Abi ben çok korkuyorum, lütfen buradan gidelim!’’ dedi. Abisi Ufuk’u kucağına alıp koşarken bir taraftan ona cesaret veriyordu’. Korkma kardeşim, ben yanındayım. Buradan kurtulacağız.’’ Bunlar olurken çiftlikte yokluklarını ilk babaannesi fark etmiş ve evdekilere haber vermişti. Ağlayarak jandarmayı arayan babaanne: ‘’ ‘Torunlarım kayboldu, lütfen yardım edin’. dedi. Ufuk ve abisi

ormanın en derinlerine doğru

kaçıyorlardı. Hava kararmaya başlamıştı ve soğumuştu.

Ufuk soğuktan abisine sarılmış: ‘Abi çok

korkuyorum burada ölecek miyiz?’ dedi.

O sırada kurt ulumaları gelmeye başlamıştı ve ağaçlar sürekli hareket ediyordu. Abisi Ufuk’u: ‘Korkma kardeşim, bizi bulacaklar.’ diyerek teselli ediyordu. Tam o sırada annesi ile

dedesinin sesi duyuldu. Jandarmalarla birlikte onları kurtarmaya gelmişlerdi. Ufuk hemen koşup dedesine sıkıca sarıldı. Dedesi ise ona: ‘Torunum bu gizemli ormana gitmemenizi

söylemiştim. Neden büyük sözü dinlemediniz?

Bak başınıza çok kötü şeyler geldi.’ dedi. Ufuk ise ‘Haklısın dedecim bir daha olmayacak.’ dedi.


‘’Siz neden bu gizemli ormana geldiniz? Hemen buradan gidin. Yoksa çok kötü şeyler olacak.’’ dedi. Ufuk ve abisi korkup kaçmaya çalıştılar. Ancak Ufuk’un dizi kanıyordu ve ağlamaya başlamıştı: ‘Abi ben çok korkuyorum, lütfen buradan gidelim!’’ dedi. Abisi Ufuk’u kucağına alıp koşarken bir taraftan ona cesaret veriyordu’. Korkma kardeşim, ben yanındayım. Buradan kurtulacağız.’’ Bunlar olurken çiftlikte yokluklarını ilk babaannesi fark etmiş ve evdekilere haber vermişti. Ağlayarak jandarmayı arayan babaanne: ‘’ ‘Torunlarım kayboldu, lütfen yardım edin’. dedi. Ufuk ve abisi

ormanın en derinlerine doğru

kaçıyorlardı. Hava kararmaya başlamıştı ve soğumuştu.

Ufuk soğuktan abisine sarılmış: ‘Abi çok

korkuyorum burada ölecek miyiz?’ dedi.

O sırada kurt ulumaları gelmeye başlamıştı ve ağaçlar sürekli hareket ediyordu. Abisi Ufuk’u: ‘Korkma kardeşim, bizi bulacaklar.’ diyerek teselli ediyordu. Tam o sırada annesi ile

dedesinin sesi duyuldu. Jandarmalarla birlikte onları kurtarmaya gelmişlerdi. Ufuk hemen koşup dedesine sıkıca sarıldı. Dedesi ise ona: ‘Torunum bu gizemli ormana gitmemenizi

söylemiştim. Neden büyük sözü dinlemediniz?

Bak başınıza çok kötü şeyler geldi.’ dedi. Ufuk ise ‘Haklısın dedecim bir daha olmayacak.’ dedi.


Sen bir çoban köpeğisin ve bir sahibin var. Sahibinin ismini bilmiyorsun ona sadece

Sahip ve Çoban Köpeği

“Sahip” diyorsun. Bir gün sahibin seni arabasına koydu ve bir yerlere gidiyordunuz. Sen onun seninle masumca oyun oynadığını düşünüyordun. Ama o ormanlık bir yerde arabayı durduruyordu. Hiç beklemediğin bir şekilde seni ağaca bağlıyordu. Kurtulmak için uğraşıyordun ama ipini koparmaya gücün yetmiyordu. Sahibin artık gitmişti. Sen olduğun yerde ağlarken bir tavşanın sana doğru geldiğini görüp yardım etmesi için

Hakan Kuzey ARI

havlamaya başlıyordun.


Sen bir çoban köpeğisin ve bir sahibin var. Sahibinin ismini bilmiyorsun ona sadece

Sahip ve Çoban Köpeği

“Sahip” diyorsun. Bir gün sahibin seni arabasına koydu ve bir yerlere gidiyordunuz. Sen onun seninle masumca oyun oynadığını düşünüyordun. Ama o ormanlık bir yerde arabayı durduruyordu. Hiç beklemediğin bir şekilde seni ağaca bağlıyordu. Kurtulmak için uğraşıyordun ama ipini koparmaya gücün yetmiyordu. Sahibin artık gitmişti. Sen olduğun yerde ağlarken bir tavşanın sana doğru geldiğini görüp yardım etmesi için

Hakan Kuzey ARI

havlamaya başlıyordun.


Tavşan bir anda korkup saklandı. Sen arkanı

Ve oradan uzaklaştın. Yolda bir kuzuya rastladın ve

döndüğünde ise o dişi ile hemen senin

ona saldırmak yerine içgüdüsel olarak onu

koparamadığın bağlı olduğun ipi kesip gözden

yanına aldın çünkü sen bir

kayboldu. İçinden kim olduğunu bilmediğin bu

İleride bir çiftlik gördün ve yanındaki kaybolmuş

gizli kahramana teşekkür ediyordun. İleride

kuzunun sağ salim annesine kavuşmasını sağladın.

kendisini bu ıssız yerde bırakan sahibinin

Hemen solunda penceresi ve ışığı açık evi görüp

arabasıyla kaza yaptığını gördün.

havlamaya başladın. Kapı yavaşça açıldı, seni içeri

Yine içinden “Sen beni ölüme terk edip

davet ettiler. Artık bir

gittin ama ben sana yardım edeceğim.”

Sen bu sıcak yuvada sahibini kaza yerinde

dedin. Yakınlardan sesleri gelen

bırakmadığın için vicdan azabı çekmeden

orman korucularına doğru yüksek sesle havlayarak ve dikkatlerini çekerek kazayı görüp

sahibini

kurtarmalarını sağladın.

çoban köpeğiydin.

çiftçi senin yeni sahibindi.

yeni yuvanda, yeni dostların ve sahibinle hak ettiğin gibi mutluluk içinde yaşamaya başladın.


Tavşan bir anda korkup saklandı. Sen arkanı

Ve oradan uzaklaştın. Yolda bir kuzuya rastladın ve

döndüğünde ise o dişi ile hemen senin

ona saldırmak yerine içgüdüsel olarak onu

koparamadığın bağlı olduğun ipi kesip gözden

yanına aldın çünkü sen bir

kayboldu. İçinden kim olduğunu bilmediğin bu

İleride bir çiftlik gördün ve yanındaki kaybolmuş

gizli kahramana teşekkür ediyordun. İleride

kuzunun sağ salim annesine kavuşmasını sağladın.

kendisini bu ıssız yerde bırakan sahibinin

Hemen solunda penceresi ve ışığı açık evi görüp

arabasıyla kaza yaptığını gördün.

havlamaya başladın. Kapı yavaşça açıldı, seni içeri

Yine içinden “Sen beni ölüme terk edip

davet ettiler. Artık bir

gittin ama ben sana yardım edeceğim.”

Sen bu sıcak yuvada sahibini kaza yerinde

dedin. Yakınlardan sesleri gelen

bırakmadığın için vicdan azabı çekmeden

orman korucularına doğru yüksek sesle havlayarak ve dikkatlerini çekerek kazayı görüp

sahibini

kurtarmalarını sağladın.

çoban köpeğiydin.

çiftçi senin yeni sahibindi.

yeni yuvanda, yeni dostların ve sahibinle hak ettiğin gibi mutluluk içinde yaşamaya başladın.


Merhaba ben Burcu. Dedektifliği çok severim. En büyük hayalim bir gün iyi bir

Kayıp Kedi Mia

dedektif

olmak. Her gece yatağıma bu hayalle giriyorum. Rüyalarımda her gece bir maceranın içinde buluyorum kendimi… Mesela en son gördüğüm rüyada; sıcak bir Ağustos günü saat 15.30’du. Günlerden cumartesi yıl 2019. Ay, gün, yıl ve saat. Dedektifler için çok önemli. Yolda yürüyordum. Ağaçlara ve direklere afiş asan bir kadın gördüm. Hemen yanına gittim ve neler olduğunu sordum : ‘Ne oldu teyze? Neden

Ahmet EMİR YELE

üzgünsün’? dedim. ‘Ah yavrum! sorma.

kedimi arıyorum.

Kayıp

Gördün mü’ ? diyerek afişteki

kediyi gösterdi bana. Afişi aldığım gibi eve gittim.



Dedektiflik büroma asistan aramaya başladım. Hayret! En yakın

arkadaşım tembel Faruk

istedi bu asistanlık görevini.

Eee ne yapayım. Aldım işe onu. Ne olduğunu, ne araştıracağımızı, neyin kayıp olduğunu Faruk’a anlattım. Anlamamışa benziyordu ama neyse … Parka gittik. Başladık kediyi aramaya. Sorduk, soruşturduk ama boşuna. En sonunda Faruk’un aklına bir fikir geldi. Bana dönüp: ‘Burcu, kediler nelerden korkar’? diye sordu. Bunun üzerine tam bir saat düşündük. Sonunda bulduk. ‘Tabii ya, nasıl düşünemedim şapşi!’ dedi. Kendi kendine. Sordum. ‘Hey! Faruk neyi düşünemedin?

Kediler köpeklerden korkar.

Daha yeni anlattı öğretmen. Hatırlasana.’


Dedektiflik büroma asistan aramaya başladım. Hayret! En yakın

arkadaşım tembel Faruk

istedi bu asistanlık görevini.

Eee ne yapayım. Aldım işe onu. Ne olduğunu, ne araştıracağımızı, neyin kayıp olduğunu Faruk’a anlattım. Anlamamışa benziyordu ama neyse … Parka gittik. Başladık kediyi aramaya. Sorduk, soruşturduk ama boşuna. En sonunda Faruk’un aklına bir fikir geldi. Bana dönüp: ‘Burcu, kediler nelerden korkar’? diye sordu. Bunun üzerine tam bir saat düşündük. Sonunda bulduk. ‘Tabii ya, nasıl düşünemedim şapşi!’ dedi. Kendi kendine. Sordum. ‘Hey! Faruk neyi düşünemedin?

Kediler köpeklerden korkar.

Daha yeni anlattı öğretmen. Hatırlasana.’


‘Eveeet. Öğretmen onunla ilgili çalışma da göndermişti. Hatırladım’. Faruk, ne yapacağımızı bilmiyor, ben de ne yapsak diye düşünüp duruyordum. “Buldum. Mahallenin köpeklerine soralım. Onlar bilir.” dedim. Evet

macera şimdi başlıyor!

Hemen arka bahçeye gittik ve oradaki köpeklere Mia’nın resmini göstererek; ‘Bu kediyi tanıyor musunuz’ diye sorduk?. Köpekler, kedi resmini görünce bize doğru koşmaya başladılar. Bizde onlardan kaçmaya başladık ve karşımıza çıkan ilk ağacın dallarına tırmandık. Doğru ya köpekler ağaca tırmanamaz.

Nefes nefese kalmıştık.


‘Eveeet. Öğretmen onunla ilgili çalışma da göndermişti. Hatırladım’. Faruk, ne yapacağımızı bilmiyor, ben de ne yapsak diye düşünüp duruyordum. “Buldum. Mahallenin köpeklerine soralım. Onlar bilir.” dedim. Evet

macera şimdi başlıyor!

Hemen arka bahçeye gittik ve oradaki köpeklere Mia’nın resmini göstererek; ‘Bu kediyi tanıyor musunuz’ diye sorduk?. Köpekler, kedi resmini görünce bize doğru koşmaya başladılar. Bizde onlardan kaçmaya başladık ve karşımıza çıkan ilk ağacın dallarına tırmandık. Doğru ya köpekler ağaca tırmanamaz.

Nefes nefese kalmıştık.


Birden Faruk: ‘Burcu, elindeki Kayıp

Kedi Mia

afişini bana atar mısın ?’ dedi. ‘Atarım ama kağıt hafif yere düşebilir’. dedim. Faruk: ‘kağıdı rulo haline getirip içine bir dal parçası koyup öyle atabilirsin’. dedi. Dediği gibi yaptım ve afişi attım. Faruk afişe dikkatlice baktı.

Faruk: ‘Aaa! Burcu, kafanı yukarı kaldır’ dedi. Afişteki

Mia’nın resmi

Burcu’nun tepesindeki kediye çok benziyordu. İkimizde birbirimize baktık. Miayı bulmuştuk.

‘Yaşasın’! diye haykırdık.

Olayı çözmemize rağmen bir sorun vardı. Aşağı nasıl inecektik?


Birden Faruk: ‘Burcu, elindeki Kayıp

Kedi Mia

afişini bana atar mısın ?’ dedi. ‘Atarım ama kağıt hafif yere düşebilir’. dedim. Faruk: ‘kağıdı rulo haline getirip içine bir dal parçası koyup öyle atabilirsin’. dedi. Dediği gibi yaptım ve afişi attım. Faruk afişe dikkatlice baktı.

Faruk: ‘Aaa! Burcu, kafanı yukarı kaldır’ dedi. Afişteki

Mia’nın resmi

Burcu’nun tepesindeki kediye çok benziyordu. İkimizde birbirimize baktık. Miayı bulmuştuk.

‘Yaşasın’! diye haykırdık.

Olayı çözmemize rağmen bir sorun vardı. Aşağı nasıl inecektik?


Faruk bize yardım etmesi için, yoldan geçen bir adama seslendi. Adam ağaca yaklaştı. ‘Korkmayın çocuklar! Onlar, benim köpeklerim kimseye zarar vermezler’. dedi. Köpekleri ağaçtan uzaklaştırdı. Bizde rahatça aşağı indik. Aslında boş yere korkmuştuk. Hemen

afiş dağıtan teyzeyi

bulduk. Kedisini ona teslim ettik. Teyze bize çok teşekkür etti. Kedisini kaybeden teyze ile konuşmamıza kulak misafiri olan yaşlı bir dede: ‘Yavrularım siz dedektiflik işinde oldukça başarılısınız, benim köpeğimi de bulur musunuz?’ dedi. Çok mutluyduk. Yeni işimizi de almıştık.

İnanıyorum ki bir

gün rüyalarım gerçek olacak…


Faruk bize yardım etmesi için, yoldan geçen bir adama seslendi. Adam ağaca yaklaştı. ‘Korkmayın çocuklar! Onlar, benim köpeklerim kimseye zarar vermezler’. dedi. Köpekleri ağaçtan uzaklaştırdı. Bizde rahatça aşağı indik. Aslında boş yere korkmuştuk. Hemen

afiş dağıtan teyzeyi

bulduk. Kedisini ona teslim ettik. Teyze bize çok teşekkür etti. Kedisini kaybeden teyze ile konuşmamıza kulak misafiri olan yaşlı bir dede: ‘Yavrularım siz dedektiflik işinde oldukça başarılısınız, benim köpeğimi de bulur musunuz?’ dedi. Çok mutluyduk. Yeni işimizi de almıştık.

İnanıyorum ki bir

gün rüyalarım gerçek olacak…



Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.