Bilişim Teknolojileri Reklamlarında Toplumsal Cinsiyet Örüntüleri: BT Haber Örneği

Page 1

Bili im Teknolojileri Reklamlarında Örüntüleri: BT Haber Örne i

Toplumsal

Cinsiyet

Gamze Göker, Kültür ve leti im (K ), 2004 7/2, 95-132.

Teknolojinin ‘yansız’ ve ‘ideolojiden arınmı ’ oldu u kabulünün bir mitten ibaret oldu u, Frankfurt Okulu’ndan bu yana çok kez tekrarlanmı tır. Bilimin ve teknolojinin yansız olmadı ı, inanç ve geleneklerden fazlasıyla etkilendi i ve dolayısıyla ideolojik oldu u tartı maları, teknolojinin içinde üretildi i toplumun ürünü oldu unu, bundan ötürü varolan yeni sa , toplumsal cinsiyet ideolojisi ve militarizmin de etkisi altında kaldı ını göstermektedir. te bu çalı ma da teknolojinin daha özel bir alt alanı olarak bili im teknolojilerini (BT) irdelemekte ve ba ta toplumsal cinsiyet ideolojisi olmak üzere, bu teknolojinin içine gömülü bulunan mühendislik ideolojisi, yeni sa gibi ideolojileri açık etmeye çalı maktadır. Günümüzün en önemli ve gözde sektörlerinden biri olan bili im teknolojileri alanı ile bu alanın profesyonellerine yönelik yayın yapmakta olan süreli yayınlarda yer alan reklamlar arasındaki ili kide peki tirilen toplumsal cinsiyet ideolojisini görünür kılmayı amaçlamaktadır. Reklam, her zaman gündemde olan bir ikna etme aracı, bir popüler kültür üreticisi ve ürünüdür. Göstergeler yoluyla metni okuyanı, dinleyeni ya da izleyeni temel olarak satın almaya, sonrasında ise “yeni” bir anlayı a, “yeni” bir hayata ko ullandırma amacıyla üretilir. Dyer, reklamın kültürün dilini, imajlarını, de erlerini ve mitlerini kullandı ını belirtmektedir (Dyer’dan aktaran Da ta , 2003:86). Hay’e göre ise “Kültürel bir metin olarak reklam, çe itli göstergeleri kullanır. Bu göstergeler popüler kültürün objeleridir. Dolayısıyla metinlerde olu an anlam, çe itli söylemler aracılı ı ile olu ur ve bu söylemler ataerkillik, ırkçılık, kapitalizm vb. gibi toplumsal güç merkezlerini temsil eder (87). Reklamlar ayrıca Kellner’ın da belirtti i gibi, “sadece ürünleri de il, aynı zamanda toplumsal de erleri ve idealleri satmayı amaçlar” (Kellner’dan aktaran Da ta :91). BT süreli yayınlarında yer alan reklam metinlerinde kadının BT ile olan ili kisi ikincil, edilgen ekilde konumlandırılmakta, böylece egemen toplumsal cinsiyet ideolojisinin kadının teknolojiye ‘yakın’ ve ‘yatkın’ olmayan eklindeki konumlandırması do alla tırılmaktadır. Reklam incelemeleri sonucunda görülmü tür ki; bili im teknolojileri alanı, egemen toplumsal cinsiyet ideolojisinden beslenerek kadının teknoloji ile olan ili kisini ve kadının konumunu ikincille tirmektedir. BT süreli yayınlarında dola ıma sokulan mühendislik ve yeni sa ideolojileri ise egemen toplumsal cinsiyet ideolojisini peki tirmektedir. Ancak bununla birlikte, di er teknolojiler gibi BT de aynı zamanda üretim, kullanım, bakım/onarım gibi farklı teknolojik pratikler düzeyinde toplumsal cinsiyet ideolojisine müdahalede bulunmaya katkıda bulunmaktadır. Ara tırma alanı olarak haftalık BT Haber gazetesinin seçilmesinin nedenlerinden ilki, Türkiye’de bili im sektörüne, bili im profesyonellerine yönelik yayın yapan süreli yayınlar arasında reklam pastasından en büyük payı alıyor olmasıdır.1 Ücretsiz da ıtılması nedeniyle, di er yayınlarla kar ıla tırıldı ında yakla ık on bin gibi yüksek bir tiraja sahip olması, elli 1

nterpro Yayıncılık, Ara tırma ve Organizasyon Hizmetleri A. . rakamlarına göre; BT süreli yayınları arasında en çok reklam payına, yüzde 28 ile son kullanıcıya yönelik olarak yayımlanan aylık Chip dergisi sahiptir. BT profesyonellerine yönelik yayımlanan haftalık BT Haber gazetesi ise, yüzde 22.4 ile ikinci sırada yer almaktadır.

1


binden fazla okuyucuya ula ması ve dolayısıyla okunurluk ve yaygınlık oranının daha yüksek olması bir di er nedeni olu turmaktadır.2 1996’da yayımlanmaya ba layan gazetenin u an bili im sektörü yayınları arasında en eski ve ayakta kalabilmi sayılı BT yayınlarından olması da örnek inceleme alanı olarak BT Haber’in tercih edilmesinde belirleyici olmu tur. Ayrıca, inceleme alanı olarak bu yayını seçmemde yakla ık üç yıl BT Haber Ankara muhabiri olarak çalı mam da rol oynamı tır. Editoryal kadroda yer almak, haber hazırlanma sürecinin içinde bulunarak sözde ideolojisiz haber söyleminin üretim süreçlerinin yakından gözlemlenmesini sa larken, aynı zamanda reklam satı ı süreci ve haber- reklam ili kisini de kavrama olana ı vermi tir. Bu çalı mada toplam 24 sayıda yer alan 493 reklam metni incelenmi , dikkate de er özellikler ta ıyan 87 adet reklam ayrıntılı olarak çözümlenmi tir. Ancak bu makalede yer alan reklam metni çözümleme örnekleri, her bir inceleme kategorisini temsil edenler arasından seçilmi tir. Çalı mada kullanılan metin çözümleme yöntemini kısaca tanımlayacak olursak, Erol Mutlu’ya göre, ileti im araçlarının, özellikle televizyon mesajlarının anlamının apaçık ortada ve belirsizlikten uzak oldu u sayıltısına meydan okuyan, dolayısıyla bu sayıltıya dayanan mesaj çözümlemelerine (örne in geleneksel içerik çözümlemesi) kar ı geli tirilen ve film ve yazın ele tirisinde kullanılan yakla ımlardan yararlanılarak anlam üretiminin gerisinde yatan mekanizmaları anlamak için ileti im araçlarının biçim ve yapısını sorgulayan bir çözümleme biçimidir (1995:248). BT reklamları incelenirken niceliksel çözümleme yapılarak bu alanda gözlemlenen toplumsal cinsiyet ideolojisinin reklam metinlerine yansıması sayısal olarak da ortaya konmaya çalı ılmı tır. Bu çalı mada, ele tirel söylem çözümlemesi yöntemi, geleneksel metin çözümlemesi yöntemine eklenmi , bu ekilde toplumsal e itsizlik ili kilerinin reklam metinleri içinde ve aracılı ıyla nasıl üretildi inin açı a çıkarılması mümkün olmu tur. Bilindi i üzere ele tirel söylem çözümlemesi, metinler tarafından toplumsal iktidarın nasıl yeniden üretildi ini, temsil edildi ini inceleyen çözümleme yöntemidir (van Dijk’den aktaran rvan 2000:80). Bu ba lamda bu metin çözümlemesi yöntemi toplumsal ve siyasal sorunlar üzerine odaklanır, söylem yapılarının nasıl ve niçin in a edildiklerini, hangi toplumsal ili kileri yeniden ürettiklerini açıklamaya çalı ır. Bu çalı mada göstergebilimin temel metinsel çözümleme araçlarından da yararlanılmı tır. Daha çok görsel metinlerin çözümlemesinde kullanılan göstergebilimsel çözümleme yönteminde düzanlam, yananlam, kod, e retileme, düzde i mece gibi olgu ve ili kilere yo unla ılır (Chandler ve Fiske’den aktaran rvan 2000:84). Göstergebilimsel çözümleme yöntemi medya metinlerini yapılanmı bütünlükler olarak ele alarak, özellikle gizli, yani yananlamları çözümlemeye çalı ır. Metinlerarasılıksa bu metin çözümlemesi yönteminde üzerinde durulan bir ili ki biçimidir.

Bili im Teknolojileri, Mühendislik deolojisi ve Yeni Sa ngilizce’de “information technologies” eklinde ifade edilen terimin kar ılı ı olarak kullanılan ve enformasyon teknolojileri ile aynı anlama gelen “bilgi teknolojileri”, son yıllarda telekomünikasyonu da içine alacak biçimde bili im teknolojileri eklinde kullanılmaya ba lanmı tır. Avrupa Birli i 6. Çerçeve Programı’nın alt bile enlerinden birinin 2

Bkz. http://www.interpro.com.tr

2


ba lı ı olan Enformasyon Toplumu Teknolojileri (Information Society Technologies, kısa ismiyle IST) ise hem enformasyon teknolojilerini hem de enformasyon toplumu kavramlarını içinde barındırmaktadır. Bu çalı mada ve konuyla ilgili ba ka metinlerde tercih edilen “bili im teknolojileri” kavramı ile “bilgi teknolojileri” ve “enformasyon teknolojileri” kavramları, aralarındaki tanım ve bakı açısı farklarını bir kenara bırakırsak aynı anlamda kullanılmaktadır. Bili im teknolojileri kavramı; donanım (hardware)3, yazılım/program (software)4, bilgisayar a ları (network), bilgisayar a yazılımları, sistem entegrasyonu, nternet, telekomünikasyon ve telekomünikasyon yazılımları ve hatta alana ili kin e itim ve danı manlı ı da içeren, kendi içinde çok hızlı de i en ve geli en ayrıntılı bir teknoloji dünyasına kar ılık gelmektedir. “Bili im toplumu”, “bilgi toplumu” ya da “enformasyon toplumu” olarak kullanılan kavram da, liberal ekonomik politik bakı açısına göre, içinde bulundu umuz ya da yakın gelecekte ula aca ımız toplum hedefinin bu teknoloji temelinde yükselmesini ifade eder. Ba ka bir deyi le, bili im toplumu kavramı ile anlatılmak istenen teknolojik ilerleme ve büyümenin devam etti i, yeni istihdam olanaklarının ortaya çıktı ı, bireyin ya am kalitesinin arttı ı, toplumdaki marjinaller için e itim ve sa lıkta fırsat e itli inin sa landı ı, teknolojilerin serbestçe ve rekabete dayalı ekilde kullanıldı ı, resmi ve özel tekellerin ortadan kalktı ı, sivil toplum örgütlenmelerinin önem kazandı ı, demokrasinin kalitesinin yükseldi i, yurtta ların karar alma süreç ve mekanizmalarına etkin ve tam katılımının gerçekle ti i, bireysel özerklik ve yaratıcılı ın arttı ı, toplumsal, etnik, ırksal ve siyasal uyuma ula ıldı ı bir toplumdur (Erkan; Aktan ve Tunç’tan aktaran Binark, 1999:21). Ancak bili im teknolojilerinin toplumu ve toplumsal ili kileri dönü türücü/geli tirici gücü mitle tirilirken, toplumsal e itsizli i üreten pratiklerden söz edilmemektedir. Bili im toplumu olgusunu tartı an ve liberal gelenekten beslenen ara tırmalar da teknolojik belirlenimcidir. Teknolojik geli melerin kaçınılmaz oldu u dü üncesi temeline dayanan teknolojik belirlenimcilik, kabaca tarif edilecek olursa, toplumların gelece inin önlenemez biçimde teknolojik geli melere ba ımlı oldu unu iddia eder. Bili im toplumu mitinin bu maskesinin altında gizlenen ise, öncelikle bili im teknolojilerine eri im sorunudur. Eri im sorunu bilgi zenginleri ve bilgi yoksulları / yoksunlarından olu an iki kutuplu-sınıflı toplum olgusunu ortaya çıkarır. “sayısal uçurum” (digital divide) olarak isimlendirilen bu durum, gelecek toplumlarının en büyük sorunlarından biri olarak algılanmakta, örne in AB programlarında bu sorunu ortadan kaldırmak, nternet ve genel olarak bili im teknolojilerini ücretsiz/ucuz olarak yaygınla tırmak amacıyla önlemler alınmaya çalı ılmaktadır. Örne in, Finlandiya, sveç, Danimarka ve Portekiz’de ço unlukla kütüphanelerde kamusal nternet eri im noktaları kurulmu tur. Ayrıca postaneler, gençlik merkezleri, i bulma kurumlarında da kamusal nternet eri im noktaları bulunmaktadır (Binark, 2003:145). Endüstri sonrası toplumda, endüstri toplumundaki mavi ve beyaz yakalı ayrımı ile bu kavramların tanımları de i ip, dönü meye ba lamı tır. Kabaca fizik gücü ile çalı anların mavi yakalı, beyin gücü ile çalı anların beyaz yakalı olarak adlandırıldı ı endüstri toplumundan, endüstri sonrası topluma geçildi inde bu tanımların da sınırları belirsizle meye, birbirine yakla maya ba lamı tır. Ancak endüstri döneminin mühendisleri ve onların teknokratik e ilimleri bugün yeni sa aracılı ıyla, bugünün mühendisleri ya da mühendis zihniyeti tarafından sürdürülmektedir. Nilüfer Göle’ye göre, bir meslek grubu olan mühendisler, üretim 3 4

Donanım, klavye, ekran, yazıcı, harddisk gibi bilgisayarın fiziksel parçalarına verilen isimdir. Yazılım, bilgisayarı ya da telekomünikasyon donanımlarını i leten programlara verilen genel isimdir.

3


süreci içindeki yerlerinin ötesinde birtakım toplumsal geli me modellerinin savunucuları olmu lardır. Nitekim toplumsal mühendislik olarak nitelenen bu ideolojide, sosyal konular ve sorunlarda da mühendislik yapılabilece i, yani mühendislerin üretim düzeyine getirdi i rasyonalite temelli ölçeklerin tüm toplum ölçe ine yaygınla tırılabilece i iddia edilmektedir (1998:9-10). Batı Avrupa ve A.B.D’de yükselen yeni sa akımın Türkiye’deki temsilcisi olarak bilinen Turgut Özal, buna paralel olarak, teknokratik söylemin de öncü isimlerindendir. Nitekim Özal’ın ba bakanlık yaptı ı 1980’li yıllar döneminde ve sonrasında bilgisayarla maya önem verilmi , bu yönde çe itli kamu yatırımları yapılmı tır. Bilgisayar teknolojilerine yapılan bu yatırımlar Özal’ın “ça atlama” sloganı ile örtü mü ve bu teknolojiler ile Türkiye’de zengin/yoksul, kent/köy ayrımının ortadan kalkaca ı öne sürülmü tür. Dolayısıyla bili im teknolojileri mitle tirilmi tir. Özalizm, toplumun her kademesinin çok geni biçimde karar mekanizmalarına katılmasına olanak vermemektedir. Özalizm, ekonomik ilerlemeci aklı kullandı ı oranda bireyin, toplumsal alanda etkin özne olmasına izin vermekte, teknolojik araçların kullanımını ise bu yolda onlara özel bir yapma/etme gücü atfederek a kınla tırmaktadır. Öte yandan dünyada 1980’li yılların ba larından itibaren yükselmeye ba layan, Thatcher ve Reagan’ın ki iliklerinde simgele en yeni sa ideoloji, “ideolojilerin öldü ü” söylemi ile de ko uttur. “ deolojilerin öldü ü” tezi ise yeni sa akımın küreselle me sürecinde yükseli e geçmesiyle paralellik gösterir. Küreselle menin tanımı; “malların, sermayenin, hizmetlerin, enformasyonun ve eme in tek tip düzenleme altında dünya çapında dola ımı” (Geray,1995: 33-48) eklinde yapıldı ında, son on yıldır popüler biçimde tartı ılan küreselle menin aslında çok da yeni bir olgu olmadı ı, emperyalizm kavramının ilk telaffuz edilmeye ba landı ı tarihlerden itibaren, küreselle me olgusundan söz edilebilece i anla ılmaktadır. Ancak bu tanıma, “bunun giderek anındala maya yönelmesi” ifadesi eklendi inde, bili im teknolojileri tabanında yükselen ve onun ciddi bir rol üstlendi i yeni bir küreselle meden sözedilebilir hale gelmektedir.

Teknolojinin deolojisi Teknoloji ideolojisinin “göstergelere sınıflarüstü, ebedi bir karakter vererek di er anlamları yok etmek istemesini” en radikal biçimde ele tiren dü ünce okullarından biri Frankfurt Okulu olmu tur. Habermas sözde ideolojisiz addedilen teknokrasinin gizil ideolojisini u ekilde açıklamaktadır: “Teknokratik bilinç bir yandan tüm eski ideolojilerden ‘daha az ideolojiktir’; çünkü ilgilerin doyurulmasını yalnızca yansıtan bir körlü ün opak gücüne sahip de ildir. Öte yandan, bugün ba at olan daha çok camsı arka plan ideolojisi, bilimi feti le tiren ideoloji; eski tipteki ideolojilerden daha kar ı konulamazdır ve daha geni etkilidir, çünkü pratik sorunların üstünü örtmekle, yalnızca belirli bir sınıfın kısmi iktidar ilgilerini haklandırmı ve ba ka bir sınıfın cephesindeki kısmi özgürle im gereksinimini bastırmı olmaz, tersine insan türünün özgürle imci ilgisine denk gelir”(2001: 59).

Marcuse ‘teknik aklın politik içeri ini’ bir geç kapitalist toplum teorisi için analitik çıkı noktası yaparken, Habermas, bilim ve tekni in kendisinin devrimcile tirilmesi olmadan bir özgürle im dü ünülemeyece ini öne sürmektedir (37). Marcuse ve Habermas’ın teknolojinin

4


kullanımına ili kin duru larını açıklarsak, Marcuse’e göre teknolojinin nasıl kullanıldı ı önemlidir: “Teknolojik evrenin makine parkının, politik amaçlar kar ısında kayıtsız oldu u konusunda diretilebilir-o bir toplumu yalnızca hızlandırabilir ya da yava latabilir. Bir elektronik hesap makinesi kapitalist bir rejime oldu u gibi sosyalist bir rejime de hizmet edebilir...” (40). Toplumsal sorunların teknolojik çözümleri temel alarak çözülebilece i, dolayısıyla yönetim kademelerinde teknik insanların bulundu u bir yönetim biçiminin siyasete gerek kalmaksızın refah düzeyi yüksek ve mutlu bir toplum yarataca ı söylemi bili im sektöründe egemendir. Frankfurt Okulu dü ünürleri, teknoloji-mühendislik temeline dayalı yönetim zihniyetini idealize eden teknokrat ideolojiyi, siyasetin a ırı bilimselle mesini, yani teknokratik iktidarların bilimsel me rulu a dayanmalarını ele tirmi , bunun demokratik alanı daralttı ını belirtmi lerdir. Çünkü Frankfurt Okulu dü ünürlerine göre, teknokratik bilinç, egemen söylem ve iktidar ili kilerini bu ekilde üretmekte ve me ru kılmaktadır. Habermas’a göre, teknik görevlerin çözümü kamusal tartı maya sunulmamı tır. Kamusal tartı malar daha çok sistemin sınır ko ullarını sorunsalla tırabilirler, bu nedenle devlet etkinli inin görevleri bu sınır ko ulları içinde teknik görevler olarak tezahür etmektedir. Bu yüzden yeni devlet müdahalecili i politikası, halk kitlesinin politikasızla tırılmasını gerektirmekte ve kitleler kendilerinin politikasızla tırılmalarına teknik ve bilimin sözde ideolojisiz rolleri dolayımı ile inandırılmaktadır (52-53). Görüldü ü üzere, teknoloji ve teknokrasi, egemen ideolojik ili kiler ve örüntüler içinde konumlandırılmakta ve bu iktidar ili kilerini yeniden üretmektedir. Nilüfer Göle, toplumsal mühendislik kavramını ele tirirken, Habermas’ın dü üncesine ko ut olarak teknokrasinin demokrasiyi dı ladı ını vurgulamaktadır: “E er demokrasi toplumun kararlara katılabilmesi, tartı abilmesi ise, teknokrat ideoloji gözünde zaten kararlar bilimsel yoldan me ruluk kazandı ı için tartı maya gerek yoktur, ayrıca ‘sokaktaki adamın’ bu konuda söyleyebilece i bir ey yoktur. Batı-dı ı toplumların geli me saplantısı, mühendislere Batı toplumlarında sahip olmadıkları kadar de i im misyonu yüklemektedir” (1998: 10-13). Yeni teknolojilerin etrafında varolan teknokratik, ilerlemeci, akılcı idealizmi ele tiren Kevin Robins, yeni teknokültürün, teknolojik yeniliklere olan takıntılı ilgisine ve teknolojik yenili e kar ı gösterdi i sorgusuz sualsiz itibar ve hürmete kar ı oldu unu dile getirmekte, kendini sunarken kullandı ı devrimci ve ütopyacı terimlerin tam tersine tutuculu un ta kendisine dönü tü üne inanmaktadır. Ona göre teknoloji hükümranlı ı ve a kınlı ıyla dolu eski fantazyalar yeniden ısıtılıp yeniymi gibi önümüze konulmaktadır (1999:23).

Toplumsal Cinsiyet ve BT Alanında Kadının kincil Konumu Robert W. Connell’ın tanımlaması ile toplumsal cinsiyet “insanların eril ve di il olarak, üremeye dayalı bölünmesi kapsamında veya bu bölünmeyle ba lantılı olarak örgütlenmi pratik anlamına gelir...toplumsal cinsiyet bir nesne olmaktan çok bir süreçtir ” (1998: 190191). Deniz Kandiyoti; toplumsal cinsiyet kavramı yalnız cinsiyet farkını de il, cinsiyet hiyerar isini de içeren bir kavram olarak ele alındı ı, böylece toplumsal cinsiyeti kavramada iktidar, merkezi bir terim olarak korundu u sürece bu kavrama daha yakın oldu unu ancak

5


belirsizlikler bulundu u için ataerkillik (patriarka) terimini ye ledi ini belirtmektedir (1997:169). Bu çalı mada ise “toplumsal cinsiyet”, Mutlu Binark’ta oldu u gibi, toplumsal sınıf, etniklik ve kültürel pratikler ile birlikte kimli in do alla tırılması i lemi yoluyla özneyi “bütün” olarak kuran, bir yandan özneyi sabitlemeye çalı an öte yandan sürekli kurulan/müdahale edilen bir kimliklenme süreci ögesi (1999:3) olarak kabul edilmektedir. Cinsel ideolojide en yaygın süreç toplumsal prati i “do alla tırma” yoluyla ö eleri tek bir bütün halinde birle tirerek sözkonusu yapının çökertilmesini içermektedir. Cinsiyete dayalı i bölümleri, hiç istisnasız sürekli bu ekilde yorumlanır. Örne in Cynthia Cockburn kadınların, aslında matbaa makinelerini çalı tırabildikleri halde, bu makineleri çalı tırmaya do al olarak yetersiz oldukları konusunda nasıl kandırıldıklarına dikkati çeker. (Connell 1998:321). Kadın ve teknoloji ili kisi tarih boyunca hep sorunlu olmu tur. Çünkü teknolojiye ‘yakın’ ve ‘yatkın’ olmadı ı dü ünülen kadın, ‘duygusal’, ‘do aya ait’ gibi özelliklerle birlikte tanımlanagelmi tir. Buna kar ın erkek, “akıl”, “kültür”, “bilim” ve “teknoloji” kavramlarını temsil etmi tir. Dolayısıyla, egemen toplumsal cinsiyet örüntülerinde kadınların toplumsal kimlik tanımları teknolojik olarak yetersiz oldukları eklindedir. Bu anlayı toplumsalla ma süreciyle birlikte ailede ba lamakta, e itim kurumlarında devam ettirilmekte ve kitle ileti im araçları tarafından peki tirilmektedir (Timisi 1996:1-3). Kadınlar eviçi teknolojilerinin tüketicisi oldukları sürece, bu ili ki içerisinde varolmaktadırlar. Teknolojiyle zaten sınırlı olan ba ları, teknolojinin “üretim” boyutunun neredeyse tamamen erkeklere bırakılmasıyla ya da bırakılmı gibi görünmesiyle biçimlenmektedir. Dolayısıyla görece teknolojiden uzak olan kadınlık kültürü ve kadınların her türlü üretimi, ikincil ve ‘daha az de erli’ eklinde konumlanmaktadır. Nesne ve pratik olarak teknoloji, toplumsal cinsiyet in asının gerçekle ti i toplumsal pratiklerin içinde üretilir ve i ler. Teknolojinin tasarımından, kullanma becerisine de in, teknoloji toplumsal cinsiyet rollerinin kurulması ile ili kilidir (Webster, Probert ve Wilson’dan aktaran Binark 1999:70). Bili im teknolojilerinin yaygınla ması, di er bir deyi le otomasyonun artması kadının çalı ma ya amındaki ikincil konumunda özde pek bir de i iklik yapmamı tır denilebilir. Kadınlar yine daha dü ük statülü i lerde, üstelik daha az ücretle ve sosyal güvenceden yoksun çalı mak zorunda kalmaktadırlar. Örne in Cummings, “Büro lerinin Otomasyonu ve Akılcıla tırma” adlı çalı masında, 1960 yılında büyük bir sigorta irketinin bir bölümünde 400 büro i çisinin çalı tı ını saptar. Erkekler yüksek düzeyli, kadınlar ise dü ük düzeyli i lerde çalı maktadır. Cummings, 15 yıl sonra aynı irketin teknolojik de i me ve otomasyon ile yeniden örgütlenmi yapısına bakarak, 400 büro i çisinden 175’inin i ini yitirdi ini, bunların yüzde 95’inin de kadınlardan olu tu unu saptar. Ayrıca, i letmenin otomasyon sonrası yeniden örgütlenmi yapısında kadınların istihdam edildi i i lere ödenen ücretler erkeklerinkinden daha dü üktür, daha az prestijlidir ve dikey hareketlilik olana ı sınırlıdır (Feldberg ve Glenn 1989’dan aktaran Binark 1999:87). Liesbeth van Zoonen, teknoloji alanındaki cinsiyetçi bakı açısının günlük ya amdaki yansımasını öyle açıklamaktadır:

6


“ Sa duyu, bizi kadın ve erkeklerin teknolojiyle ili kilerinin farklı oldu una inanmaya yönlendirir. Kadınlar araba sürer, erkekler o arabaları tamir eder; kadınlar evde ya arlar, erkekler o evleri in a ederler; kadınlar çama ır makinası kullanırlar, erkekler ise o makinaları ke federler; kadınlar do um kontrol hapı alırlar, erkekler bu hapı arıtırlar...Telekomünikasyon ve bilgisayar teknolojileri de benzer bir tablo sunarlar: erkekler radyoyu parçalarına ayırırken, kızlar radyo dinler; kadınlar video izlerler, erkekler ise zamanlayıcıyı kurarlar; kadınlar bilgisayar kullanır; erkekler ise onu deneyimler ve onunla oynarlar” (van Zoonen’dan aktaran Binark 1995:5).

Türkiye’de gerek do rudan BT sektöründe, gerekse farklı sektörlerin BT bölümlerindeki kadın istihdamı her geçen yıl artmaktadır5. BT sektöründe çalı an kadınların konumu ayrıntılı olarak incelendi inde, “bili imci” ya da “bili im profesyoneli” olarak tanımlanabilecek kadınları, çalı tıkları kurulu açısından iki grupta toplamak mümkündür. Bunlardan ilki, özel sektörde, do rudan bili im sektöründe çalı anlardan, di eri ise bir irket ya da kamu kurulu unun bili im teknolojileri ile ilgili bölümünde (kamudaki yaygın adıyla Bilgi lem Daire Ba kanlı ı) çalı an kadınlardan olu maktadır. 2000 yılına ait ayrıntılı veriler henüz kullanılabilir durumda olmadı ı için, Devlet statistik Enstitüsü’nün (D E) 1990 yılı ayrıntılı meslek sınıflamasına göre çalı an nüfus istatisti i verileri elde edilebilmi tir. Buna göre, toplam 7422 bilgisayar programcısının, 4155’i erkek, 3267’si kadın iken; toplam 198 sistem analizcisinin 121’i erkek, 77’si kadındır. Ancak bu veriler sektörde çalı an kadın sayısına ili kin çok sa lıklı bilgi vermemektedir. Üstelik D E’nin halihazırda üzerinde çalı ılmakta olan verileri arasında bili im/bilgi teknolojileri adı altında ayrı bir sektör bulunmamakta, ula ım, elektrik, elektronik gibi aslında birbirinden çok farklı sektörler aynı kategoride de erlendirilmektedir. Bu da devletin de elinde bili im sektörüne dair sa lıklı istatistiki verilerin olmadı ını göstermektedir. Liesbet van Zoonen’in de öne sürdü ü gibi toplumsal cinsiyet ve teknolojinin her bulu ması bir tür söylemsel hesapla madır. Çünkü, “Teknoloji, kültürün di er alanları gibi bir anlam mücadelesi alanıdır. Yeni enformasyon teknolojileri kadınlar yararına ve kadınlar için kullanılma potansiyellerini de içlerinde barındırır. Özellikle masaüstü yayıncılık, elektronik yayıncılık, e-posta ile haberle me ve nternet üzerinden küresel ve yerel bilgi bankalarına ula ma, haber ve sohbet gruplarına, forumlara katılma, nternet üzerinde (sanal) e itim vb. olanaklar STK’ların etkinliklerini desteklemekte ve yaygınla tırmakta, kadınların kendi sözlerinin dola ıma girmesine olanak tanımaktadır” (Binark 2001:203). Bu tür olanakların, BT’nin yazılımdan donanıma tüm alt alanlarında çalı an kadınları kapsayacak biçimde geli tirilip yaygınla tırılmasında, hizmetiçi e itimlerin önemi göz ardı edilemez. “Anla ılır Söz” Olarak Reklam Metinleri Reklam dili, düzanlamsal ve yananlamsal iletiyi birbirine eklemleyerek “anlatı”yı olu turmaktadır. Reklam metni, izleyici ya da okuyucular reklamlarda bulunan uzla ımsal kodları bildi i için, onlara anla ılır gelen bir ‘söz’ olarak izlenir. Kod’u “içinde göstergelerin düzenlendi i sistemler” (Fiske 1996: 91) olarak tanımladı ımızda, bu sistemlerin, bu kodu kullanan toplulu un tüm üyelerinin kabul ettikleri kurallar tarafından yönetildi ini hatırlatmakta fayda vardır. “Uzla ım tekrara dayanır: kodaçımını kolayla tırır, kültürel üyeli i ifade eder, deneyim benzerli ine dayanır, güven vericidir.” (Fiske 1996: 106). Yaygın 5

D E Toplumsal Yapı ve Kadın statistikleri ubesi’nden elde edilen bilgiye göre, Ankara’da 1990 yılında bilgisayara dayalı ofis teknolojisinde istihdam edilenlerin yüzde 59’unu kadınlar ve yüzde 41’ini erkekler te kil etmektedirler. Sistem analizcilerinin yüzde 39’unu, bilgisayar programcılarının yüzde 47’sini ve veri giricilerin yüzde 65’ini kadınlar olu turmaktadır (Ecevit, Ho gör ve Tokluo lu 1999).

7


biçimde kabul edilen uzla ımlar norm’a oldukça yakındırlar. Beklenilmeyenler, yani uzla ımsal olmayanlar normdan sapanlardır (Fiske 1996: 135). Ancak bu ikisi arasındaki çizginin sürekli hareket halinde oldu u ve genelde norm’a do ru oldu u unutulmamalıdır. Bu çalı mada da, reklam metinleri ideal okur gözüyle, uzla ımsal kodlar çerçevesinde ve norm olana yakın biçimde okunarak çözümlenmi tir. Yani, reklamların öngördü ü “psikolojik, kültürel ve tarihsel beklentiler dizgesini” (Eco 1991: 22) kullanarak anlayacak, anlamlandıracak ideal okur bakı ı gözönünde bulundurulmu tur. Alanında ilk olan bu çalı ma, “farklı deneyimlerden kaynaklanan ‘okuma’ farklılı ı olarak tanımlanan sapkın kodaçımını (Eco 1965’ten aktaran Fiske 1996: 107), di er bir deyi le sapkın okuma prati ini kendi sınırlılıkları nedeniyle dı arıda bırakmı tır. Ancak ba ka çalı malarda sapkın okumalar do rultusunda yapılacak çözümlemeler alana katkı sa layacaktır. Reklam çözümleme bölümüne geçmeden önce göstergebilimin temel kavramlarını açıklamakta fayda var. Düzanlam, göstergenin ortakduyusal, a ikar anlamına gönderme yapar. Yananlam, göstergenin, kullanıcıların duygularıyla ya da heyecanlarıyla ve kültürel de erleriyle bulu tu unda meydana gelen etkile imi betimlemektedir. Bu, anlamların öznelli e ya da en azından öznelerarasılı a do ru kaydı ı andır: bu anda yorum, yorumlayıcıdan etkilendi i kadar nesne ya da göstergeden de etkilenir (Fiske 1996: 116). Göstergebilimin, bu çalı mada adı belirtilerek ya da belirtilmeyerek en çok kullanılan kavramlarından biri de mittir. Mit bir kültürün, gerçekli in ya da do anın bazı görünümlerini açıklamasını ya da anlamasını sa layan bir öyküdür. Ye lenen anlamı, okurla metin birlikte üretmektedir ve bu i birli inde okur, ba at de er sistemine ve topluma belirli ili kiler dizgesiyle ba lı olan biri olarak in a edilir. Bu, i ba ındaki ideolojidir (212). Bili im teknolojileri ile toplumsal cinsiyet arasındaki ili kinin BT Haber gazetesinde yayınlanan reklamlarda ne ekilde kuruldu unu irdelemek üzere a a ıdaki özgün çözümleme kategorileri olu turulmu tur: 1. Mühendislik ideolojisi / beyaz yakalı teknoloji insanı imgesi, 2. Bilinebilir / öngörülebilir gelecek, 3. Etkenlik ve devingenlik(mobilite), 4. Teknolojiye egemen erkek aktör, 5. Feti le tirilmi ve cinsiyetlendirilmi teknoloji ve teknolojik ürün, 6. Yeni sa söylem / yeni ekonomi, 7. Yabancı sözcük kullanımı ve modernle me miti, 8. Teknolojinin do alla tırılması Reklam metinlerinde kullanılan figürlerin BT Haber sayılarına göre da ılımı öyledir: 24 sayıda yayımlanan toplam 493 reklam metninin 22 tanesinde tek ba ına kadın figürü kullanılırken, 82 tanesinde tek ba ına erkek figürü kullanılmı tır. Kadın ve erke in birlikte kullanıldı ı 40 reklamın hemen hepsinde oldu u gibi BT reklamlarında kadın ikincil, ba ımlı, dura an ve edilgen olarak temsil edilmektedir. 171 reklam metninde tanıtımı yapılan teknolojik ürün tek ba ına görülürken, hiçbir figürün kullanılmadı ı yalnızca yazı kullanılan

8


reklam metinlerinin sayısı ise 154’dür. 4 reklamda çocuk, 24 reklamda da hayvan ve do a foto rafları kullanılmaktadır. Çözümleme alt kategorilerinin sayılara göre da ılımının belirlenmesi ile toplam 87 reklam metninde sekiz kategorinin kaç kez temsil edildi i ortaya konulmaktadır. Buna göre, “mühendislik ideolojisi/beyaz yakalı teknoloji insanı imgesi” kategorisi 9, “bilinebilir/öngörülebilir gelecek” kategorisi 5, “etkenlik ve devingenlik (mobilite)” kategorisi 11, “teknolojiye egemen erkek aktör” kategorisi, 13, “feti le tirilmi ve cinsiyetlendirilmi teknoloji ve teknolojik ürün” kategorisi 29, “yeni sa söylem/yeni ekonomi” kategorisi 16, “yabancı sözcük kullanımı ve modernle me miti” kategorisi 9 ve “teknolojinin do alla tırılması” kategorisi 9 kez tekrar etmektedir. Yalnızca bu nicel sonuçlar bile, toplumsal cinsiyet ideolojisinin BT reklam metinlerine nasıl yansıdı ını açık biçimde göstermektedir. 1. Mühendislik deolojisi / Beyaz Yakalı Teknoloji nsanı mgesi Hayri Kozano lu, “yuppie” terimini ngilizce’de kullanıldı ı gibi “genç ehirli profesyonellerin” kısaltılmı ı (young urban professionals) olarak tanımlamaktadır. Yuppie terimi, “Preppy”den (zaten zirvede do mu burjuva sınıfın gençleri) sınıf atlama vurgusu ile özellikle ayrılmaktadır (1993:10). Yuppie’ler BT sektöründe çalı an beyaz yakalı teknoloji insanlarını simgelemektedir aynı zamanda. Yani, yeni sa ideolojinin dönü mü ve yeniden formüle edilmi mühendislik ideolojisinin de ta ıyıcısıdırlar. Yeni ekonomik düzen içinde profesyonel orta sınıfı olu tururlar. Bu ba lamda Türkiye’deki yuppie’ler küreselle en dünyada kendilerini Türkiye’nin gerçek vizyon sahipleri olarak görürler/konumlandırırlar. Bu ara tırmanın yapılma nedenini adeta özetleyen hepbizz.com (R1) reklamı, tüm teknoloji (bili im) profesyoneli mitinin/ideolojisinin billurla mı halidir. Yakla ık 40 ya ve üstü dört irket yöneticisinin görüntülendi i foto rafta deneyimli, profesyonel, ba arılı, karizmatik erkek “çetesi” imajı yaratılmaktadır. Foto raf nesnesinin az ya da çok alt açıdan verilmesi, genellikle foto rafı çekilen insan ya da nesnelerin yücele tirildi i ve onlara güç ve iktidar atfedildi i anlamına gelmektedir. Bu alt açı arttıkça, foto raf nesnesinin gücü de artar. Bu foto rafta da yöneticilerin yandan ve hafif bir alt açıyla görüntülenerek yüceltildi i ve bu yolla güçlü imajlarının peki tirildi i görülmektedir. Her ne kadar renkli foto raf, ileri teknoloji ve yenilik imgesi ile daha çok örtü se de özellikle son dönemde hem foto rafın estetik de erini hem de verilen mesajın etkisini arttırmak üzere reklam sektöründe siyah beyaz foto raflar tercih edilmektedir. Aynı zamanda bu metinde siyah beyaz foto raf kullanılması klasikle mi , dolayısıyla çok tercih edilen, belli bir tarihi bulunan bir ürün/hizmet vurgusunu da peki tirmektedir. Her birinin i inin erbabı, yani profesyonel oldukları foto rafın tümünde hissettirilen erkek yöneticiler, bizim göremedi imiz bir hedefe do ru, ba ları dik, gelece i gören, bilen gözler ile kararlı adımlarla yürümektedirler. Objektife bakmadıkları, baksalar dahi siyah gözlük taktıkları için gözleri, dolayısıyla nereye baktıkları görülememektedir.

9


R1 – hepbizz.com hepbizz.com (R1) reklamında açıkça görüldü ü gibi tüketim toplumlarında pazarlanan artık sadece ürünler/nesneler de il, bireyin özde le me (aidiyet) hissini ve ili kisini kurabilece i ya am tarzlarıdır. Ya am tarzlarının satı ı ya da pazarlanması olarak adlandırılabilecek i lem u ekilde somutlanabilir: Belli bir tarz/stilde giyinme, yeme içme alı kanlıklarına sahip olmak, bo zamanlarında belli etkinlikleri gerçekle tirmek, belli mekanlarda ya amak vb. Görülebilece i üzere, önerilen tüm ya am tarzlarının sınıfsal bir içeri i vardır. “Hepbizz.com” reklam metninde yer alan bili im sektörü yöneticilerinin ya am tarzı, üst orta sınıfın bir yandan dinamik, keyifli ama bir yandan da çalı ma eti i ve takım ruhu ile yo rulmu kendini üretme biçimidir. Bu sınıfsal konumun kendini üretme süreçleri, sadece BT Haber gazetesinde yer alan reklam metinleriyle de il, yazılı medya sektöründeki di er ürünler ile de üretilir. Örne in Focus, stanbul Life vb dergiler gibi.

10


Ayrıca, yeni teknolojilerden yararlanabildi i için ve sahip oldu u birtakım özellikleri nedeniyle (yabancı dil, herhangi bir hobi, statüsü nedeniyle kendine sa lanan olanaklar vb.) kendini daha alt statüde çalı anlardan ayrı bir yere koyarak, i inden keyif aldı ını dü ünmek, beyaz yakalı teknoloji insanında sık görülen bir özellik ve mühendislik ideolojisinin önemli yapı ta larından biridir. “Hepbizz” tamlamasındaki “bizz” sözcü ü bir aile göndermesi ile Türkçe birinci ço ul ahısı anlatırken, aynı zamanda özellikle tüm dünyada nternet alan adlarında kullanılan ve i anlamına gelen ngilizce “business” sözcü ünün kısaltması olan “.biz” uzantısına da gönderme yapmaktadır. “.com.tr” gibi ticari ki i ve kurulu lar tarafından kullanılan “.biz.tr” uzantısı Türkiye’de de kullanılmaya ba lanmı tır. Microsoft SharePoint (R2) reklamında da görüldü ü üzere, irketin veri kaybı sorununu engellemek üzere çözüm üretecek olan BT sorumlusu, “IT Manager”, oldu u tahmin edilen ki i, Microsoft’un bu ürününü almak için karar verecek veya genel müdüre alınması gerekti ini önererek, karar üzerinde çok etkili olabilecek bir ki idir. Dolayısıyla sınıfsal konumu itibariyle beyaz yakalı mühendis grubuna girmektedir. Ali Artun’un da vurguladı ı gibi, orta kademedeki yöneticiler eme in de i ik süreçleri ve sadece astları üzerinde de il, otorite hiyerar isinin belirli bölümleri üzerinde de denetime sahiptirler. Hatta bu orta düzey yöneticilere yatırım kararlarında bile söz dü ebilir ve bu kararların alınmasına katılabilirler (Braverman’dan aktaran Artun 1999:85). “Hem teknokratların, hem de orta kademedeki yöneticilerin, bir ayakları burjuvazi içinde, di er ayakları proleterya içindedir” (85).

R2 –Microsoft Sharepoint

11


R3 – Panasonic Pancom Teknolojiyi üreten ve satanların ideolojiden uzak olmadıkları, aksine ço unlukla egemen ideolojinin destekleyicisi ve ta ıyıcısı oldukları (R3) Pancom reklamı ile açıkça ortaya çıkmaktadır. Bilindi i üzere teknolojinin geli imi genellikle askeriyeden ba lamakta, daha sonra de i ip dönü erek siville mektedir. Reklamda bir notebook bilgisayarın açık duran ekranının üzerinde askeri bir bordo bere bulunmaktadır. Bordo bere, yakın zamana kadar Do u ve Güneydo u Anadolu bölgelerinde özellikle PKK’ya kar ı Türk Silahlı Kuvvetleri içinde yeti tirilmi özel harekat timlerinin giydi i üniformanın bir parçasını olu turmaktadır. Özel harekat timlerinin halk arasındaki isimleri ise “bordo bereliler”dir. “Sa lam kafa sa lam vücutta” sloganının yer aldı ı reklamda, sa lam vücut ile imlenen Panasonic bilgisayar iken, sa lam kafa da bordo bereli özel harekat timidir. Bilgisayar bir asker olarak ki ile tirilmektedir. Reklam veren Panasonic ve dolayısıyla bu teknolojik ürün, bu reklam aracılı ıyla egemen devlet ideolojisi / söylemi ve Türkiye’nin egemen bölümü ile özde le mekte, muhalif/alternatif tüm dü ünceleri ve bu dü üncelere sahip halk kesimlerini tümüyle dı lamaktadır. 2. Bilinebilir / Öngörülebilir Gelecek Nec Compucom (R4) reklamında kullanılan “Gelece i ararken...” ve “Gelecekle tanı manın zamanı geldi” sloganları ile yapıldı ı gibi, BT reklamlarında mu lak bir gelecek kavramı kullanılmaktdır. Gelecek mitinin kullanımı, düzçizgisel ve evrimci tarih yazımı ile de yakından ili kilidir. Bu tarih yazımında, gelecek, geçmi ten ya am tarzı olarak daha parlak/iyi ve teknolojik olarak daha ileri olarak kurgulanmaktadır. “Gelecekle tanı manın zamanı geldi” 12


sloganıyla reklamın hedef kitlesi, Nec monitörü satın alıp kullanarak, o sınırları ve tanımı çok da belli olmayan gelece e ortak olmaya davet edilmektedir.

R4 – Nec Compucom hepbizz.com (R1) reklamında dört bili im profesyonelinin baktı ı ve ilerledi i, çerçeve dı ında bırakılan ve okura gösterilmeyerek gücü artırılan, mistifiye edilen hedef, yüksek teknoloji ve bunun getirisi olarak elde edilecek kârdır. Bu temel paradigmanın metinlerini okumaya alı mı gözler, görmese de hedefin ne oldu unu bilebilmektedir. Dolayısıyla burada da daha önce üretilen metinlerle bu metin arasında bir metinlerarasılık bulundu undan söz edilebilir. Metinde aktörlerin ula maya çalı tı ı hedefin çerçeve dı ında bırakılması ile bili im uzmanlarının yaptıklarını, yapacaklarını ‘sıradan’ insanların görmesinin ve anlamasının çok mümkün olmadı ı anlatılmaktadır. Ayrıca bunun gösterilmesine ve anlatılmasına gerek duyulmadı ı ya da kasıtlı olarak gizlendi i de dü ünülebilir. Çünkü hedef ve yöntemlerin çok açık anlatılması demistifikasyona neden olur. Teknoloji sayesinde ‘bilinebilir’ ve ‘öngörülebilir’ olan gelecek mitinin kar ısında mu laklık, bilinemezlik, öngörülemezlik kavramları bulunur. Üstelik burada rasyonel olarak kavranamaz ve ölçülemez olma özelliklerinin geleneksel olarak kadına atfedildi ini de anımsatmakta yarar vardır. Böylece beyaz yakalı erkek mühendisler/teknokratlar aracılı ıyla emin ve güvenilir bir gelece e do ru ilerleme iddiası peki tirilmi olmaktadır. Bu aktörler, finanse ettikleri ve varolması için çalı tıkları gelece i görmektedirler.

13


3. Etken Erkek/Edilgen Kadın ve Devingen Erkek (Mobilite) / Dura an (Ba ımlı) Kadın Tıpkı kadının temsil edildi i tüm medya metinlerinde oldu u gibi Nec Compucom (R4) reklamında da kadını simgeleyen monitör “durmaktadır” ve ona “bakılmaktadır”. Buradan yola çıkarak, kadının toplumsal konumuyla ilintilendirilen bir teknolojik ürün sunumu ile kar ı kar ıya kaldı ımızı söyleyebiliriz. Bili im teknolojilerinin ürünleri, özellikle ekran gibi, hardisk’e oranla ikincil, hareketsiz ve sabit parçalar, kadın bedeniyle ve onun nesnele tirimine ko ut ekilde reklam metinlerinde simgelenmektedir. BT Vizyon (R5) reklamında da vurgulandı ı gibi, BT profesyonelleri için dünya üzerinde her ülke (Türkiye dahil) “her an gidilebilir” olarak görünmektedir. Hem foto rafta kullanılan figürden hem de imadan anla ılaca ı üzere, aktif ve etken rol yine erke e atfedilmektedir. Hem birincil anlamıyla reklam foto rafının söyledi i “dünya ayaklarımın altında, istedi im yere giderim” duygusu erke e atfedilmekte ve hem de ikincil anlamıyla BT toplantılarına giderek, i olanaklarını ve profesyonel bilgi birikimini arttırma yine erke e atfedilmektedir. Bu reklamda da yine gösterilenden (aktif devingen erkek aktör) çok gösterilmeyen (edilgen ba ımlı kadın) bize daha çok ey söylemektedir. Di er bir deyi le, BT ile olan ili kilerinde kadın emek gücü ikincil konumdadır.

R5 – BT Vizyon 14


hepbizz.com (R1) ve HP-UX (R6) reklamlarında dı mekanda ve hareket halinde (mobilize) olarak görülen erkek aktörler, ileri teknoloji ve kâr hedefine ula mak amacıyla bir etkinlik içinde gösterilmektedir. Hem çalı ma ya amı ile ilgili bir etkinlik içinde oldukları için kamusal alanda, hem de dı arıda, kamuya açık olabilen, kamusal bulu malara olanak veren bir kamusal mekanda görüntülendikleri için toplumsal olarak kadına atfedilenlerin tam tersi özelliklere sahiptirler. Benzeri reklam metinlerinde edilgen/etkilenen, özel alan ve mekanda temsil edilen, aktör de il ço unlukla nesne olarak gösterilen, dura an kadının tersine bu reklam metninin öznesi etken, kamusal alan ve mekanda yer alan, mobilize erkek aktörlerden olu maktadır. Hatta gizil olarak bu reklam metninin aktörü ya da öznesinin cinsiyetlendirilmi (erkek) bili im teknolojileri oldu u söylenebilir.

R6 – HP UX Sunucu

15


4. Teknolojiye Egemen Erkek Aktör BT reklamlarında en çok kar ıla tı ımız gizli ya da açık temalardan biri de “profesyonel = erkek” temasıdır. Aynı temayı “teknoloji/BT profesyoneli = erkek” olarak da okumak mümkündür. Huawei Technologies (R7) reklamında kullanılan erkek kürek takımı foto rafı ile profesyonellik ve takım ruhu vurgusu bir kez daha tekrarlanmaktadır. Aynı zamanda kasları geli mi vücutlardan da anla ıldı ı üzere uzmanla mak ve özveri ile çok çalı mak gerekmektedir. Distribütörleri ça ıran bu reklam ile “biz” duygusu yaratılmaya çalı ılmaktadır. “Birlikte çalı alım, birlikte büyüyelim” sloganı ile e er güçlerimizi, uzmanlıklarımızı, gerekiyorsa sermayemizi biraraya getirerek birlikte çalı alım ve bunun getirisi olarak da birlikte büyüyelim, kazanalım, kâr edelim denmektedir. Bu reklam metnindeki ça ırma teması oldukça sınırlı bir hedefe yönelmektedir. Çinli Huawei Technologies bu reklamı Türkiye’de ve Türkçe yayınlayarak, hedef kitlesini Türkiye’li distribütörlerle (da ıtıcı) sınırlandırmı tır. “Teknolojiye Egemen Erkek Aktör” kategorisi açısından en önemli sınırlandırma ise reklamın anlam içeri inin toplumsal olarak erkek olanla sınırlandırılmı olmasıdır. Çünkü erkekler tarafından üretilen erkek teknolojinin da ıtıcısının erkek olabilece i, bu ortaklı a katılmak için de erkek olmak gerekti i gibi bir izlenim yaratılmaktadır. Hatta biraz abartılı söylemek gerekirse erkek da ıtıcılar bir “erkek klübü”ne davet ediliyormu gibi hissedilmektedir.

R7 –Huwaei Technologies

16


“Teknolojiye egemen erkek” mitinin kar ısında “teknolojiye ba ımlı kadın” miti bulunmaktadır. Bu nedenle teknoloji reklamı foto raflarında kadın, a ırlıklı olarak teknoloji kullanan erke in yanında, daha ikincil bir pozisyonda ve teknolojiyi etkileyen de il, teknolojiden etkilenen, sadece kullanan olarak gösterilmektedir. Özellikle bili im sektörü basını içindeki deneyimime dayanarak söylemek isterim ki, bu yöneticiler yaptıkları i i sıkıcı de il, yaratıcılık gerektiren, özel bir i olarak görmektedirler. Hepbizz.com reklam filminde ve reklam metninde gönderme yapıldı ı gibi, blues çalmak ya da dinlemek gibi e lenceli bir i le u ra maktadırlar. Kendilerini hem ba arılı hem de ya amdan keyif almasını bilen insanlar (erkekler) olarak görmektedirler. HP-UX (R6) reklamında kullanılan foto raftaki erkek yönetici yerine, elleri cebinde hangi sunucu markasını seçece ine karar veren bir kadın yönetici dü ündü ümüzde reklamın tüm etki gücü kaybolmakta, reklamın iletti i mesaj altüst olmaktadır. Teknolojiyi üreten ve ona egemen olanın erkek oldu u söylemi o kadar güçlüdür ki, aktör olarak bir kadın konumlandırıldı ında ürün-hedef kitle örtü mesi dahi gerçekle ememektedir. Handspring (R8) reklamında kullanılan iki foto rafla ciddi i lerle u ra an, me gul erkek ve hafif, önemsiz eylerle u ra an kadın ikili i yaratılmı tır. Ayrıca her ne kadar SMS göndermekte oldu unu görsek de tanıtımı yapılan ürünü etkin bir biçimde kullandı ı hissettirilen erke in kar ısında, ürünün birçok özelli i olmasına ra men telefon gibi daha eski, kolay ve kadınlara atfedilen bir özelli ini kullanan ve hatta konu an de il, dinleyen bir kadın resmedilmekte, kadın edilgin olarak gösterilmektedir. Örne in foto rafta kadın, cihazı el bilgisayarı olarak kullanırken resmedilmi olsaydı, bu olumsuz etki azaltılabilirdi. Ayrıca SMS mesajı ile kadına “çerez ısmarlama” görevi/konumu erkek aktör tarafından verilmekte, böylece kadının metindeki konumu de ersizle tirilmekte ve karar verici konumdaki erke e ba ımlı kılınmaktadır. Bu küçük el bilgisayarı gibi yeni teknolojilerin insanın hayatını nasıl da kolayla tırdı ı ve bizi nasıl mutlu etti i ya da edece ine ili kin mit halihazırda kafamızda yer etmi durumdadır. Bize yalnızca kar ıla tı ımız her yeni benzeri mesajı üstüste eklemek kalmaktadır. Böylece yeni teknolojilerin ya amımızı kolayla tıraca ına dair inanç zihinsel haritamızdaki yerini sa lamla tırmaktadır.

17


R8 – Handspring Tek ba ına bir kadının yer aldı ı nadir BT reklamlarından biri olan Cisco (R9) reklamında kadının ciddiyetsiz ya da önemsiz i lerle ilgilendi i imlenmektedir. Benzeri metinlerde erkeklerin yanında kahve fincanı görülürken, bu metinde kadının yanında hamburger ve meyve suyu görünmektedir. Yani görece “light” (hafif) bir eylerle u ra tı ı için bir yandan yiyip içebilir denmektedir. Zaten klavye yerine mouse’u yo un olarak kullanıyor olmak nternet ve genel olarak bilgisayar kullanıcılı ı açısından daha ‘dü ük’ bir de er ta ımaktadır. Foto raftaki kadın da klavyeyi de il, mouse’u (fare) kullanıyor görünmektedir.

R9 - Cisco 18


CA (R10) reklamında kullanılan foto rafta yer alan kadın, kurulu ta çalı an ancak kurulu un bilgisayar sistemine saldırdı ından ku kulanılan personeli simgelemektedir. Kadının giyimi, saçı, yüzündeki anlam, bilgisayar korsanı olamamanın simgeleridir. Ve bu üphelinin erkek de il bir kadın olması hiç de tesadüfi de ildir. Tıpkı bir bilgisayar korsanına ait olamayacak kadar masum gözler ve gülü gibi, kadın olmak da benzeri bir anlamı ta ımaktadır. Reklamda, sahip oldu u özellikler nedeniyle “içten gelen tehlike” olamayacak ki i imgesi kurulurken özellikle bir kadın seçilmi tir. Çünkü bilgisayar korsanı imgesi kötü ya da en azından zeki bakı ları olan, alı ılmı ın dı ında bir görünümü olan, belki antisosyal bir görünüm sergileyen, “kesinlikle” erkek olma gibi özellikleri ta ımaktadır. Teknolojiye egemen erkek imgesi, kötü amaçlı eylemler sözkonusu oldu unda bile, “teknolojiden anlayan, teknolojiye egemen kadın” imgesini dı lamaktadır. Reklamda kadınlar hacker (bilgisayar korsanı) olabilecek kadar zeki ya da teknolojiye egemen de ildirler mesajı verilmektedir. Ama bir yandan da reklam, “ummadı ın ta ba yarar” sözünü hatırlatır biçimde yukarıda özellikleri sayılan bir kadının bilgisayar korsanı olabilece i, “içten gelen tehlike” olabilece i mesajını vererek çeli kili bir durum yaratmaktadır. Ya da reklam yalnızca kafalardaki o kalıpla mı “teknolojiye egemen erkek/teknolojiden anlamayan kadın” ikili inden yararlanmaktadır.

R10 - CA 5. Feti le tirilmi ve Cinsiyetlendirilmi Teknoloji ve Teknolojik Ürün Teknolojinin cinsiyeti yoktur. Ancak teknolojinin temsilleri ço unlukla bir cinsiyete sahiptir (Springer 1998:14). Makinelere cinsiyet atfetme iste i hep varolageldi i için birçok teknolojik ürün gibi bilgisayar da bu durumdan etkilenmektedir. Bir bilgisayarın tasarımı ne eril ne de di il nitelikleri do rudan ça rı tırır; kesin olan ey, mülayim ve cinselliksiz bir görünüm sergiledi idir. Kimi bilgisayar meraklıları di il olarak niteledikleri özelliklere sahip bilgisayarlara yöneliyorlar: Küçük boyutlar, akı kan ve sakin i leyi , empatik bir ba ile kullanıcının egosunu tatmin yetene i. Sonuç olarak, bilgisayarların metaforik cinsiyeti

19


konusunda bir uzla ım olmamakla birlikte cinsiyetle e le tirilebilece i konusunda kültürel bir önkabulden sözedilebilir (15-16). Nec Compucom (R4) reklam foto rafında monitörün kadın oldu unu do rudan imleyen bir i aret bulunmamaktadır. Ancak, monitörün resmedildi i mekanla ili kisi ve fiziksel özellikleri, bu teknoloji ürününün ki ile tirildi ini ve hatta cinsiyetlendirildi ini bize anlatmaktadır. öyle ki, kültürümüzde oldu u gibi Batı kültüründe de masumiyetin, saflı ın, temizli in rengi olan beyaz, gelinlikle en büyük simgesini buldu u gibi, erkekten çok kadına yakı tırılan bir renktir. Beyaz rengin, ince, zarif, hafif, fazla yer kaplamayan, adeta “uçucu” tasarımla birle ti ini gözönünde bulundurunca monitörün kadın olarak simgele tirildi ini dü ünmek kaçınılmaz hale gelmektedir. Sahne ile bir ili kisi olsun olmasın tüm kadınların “seyredilen” olarak belirlenmesinden hareketle de bu monitörün kadın olarak cinsiyetlendirildi ini söyleyebiliriz. Çünkü tümüyle kapalı ekran, siyah ekranıyla, asıl i levini yerine getirmek, yani “göstermek” yerine “görülmektedir”. Yani tıpkı kültürel olarak kadına atfedilen varolu biçimlerinden birini yerine getirmekte, seyredilmek üzere “görünmektedir.” Compaq sunucu reklamında oldu u gibi teknolojik ürün süperman simgele tirilmekte, süper bir güç atfedilerek feti le tirilmekte ve erkek cinsiyetlendirilerek ki ile tirilmektedir.

olarak olarak

R11 – Atlas Online Atlas Online (R11) reklamında ba lantı hızı ile yarı arabası arasında benzerlik kurulması, hızın, nternet teknolojisinin feti le tirilmesine iyi bir örnek olu turmaktadır. Ayrıca yarı arabasında otururken görülen muhtemelen erkek yarı çı, kaskı ve yarı kostümüyle arabanın bir parçası gibi algılanmaktadır. Yarı arabası benzetmesi yapılan nternet hızı, erkek olarak cinsiyetlendirilmekte, eril de erlerle e itlenmektedir. Zaten kavram 20


olarak hız, erkeklere atfedilen bir özellik oldu u için reklam metniyle kar ıla an okuru a ırtmamaktadır. Handspring (R8) reklamında, reklam metninin tam ortasında yer alan teknolojik ürün fallik (erkeklik ve iktidarı içeren bir biçimde) bir nesne olarak sunulmakta, ancak “sorumlulukları a ır” ifadesi ile eril, “kendisi çok hafif” ifadesi ile di il özellikler atfedilmektedir. Tıpkı bir kadın olarak temsil edilen Balerina Cif reklamında oldu u gibi, bütün a ır ve zor i leri bir çırpıda danseder gibi halleder, ama bunun kar ılı ında kendisinin hiçbir yükü yoktur. Anneler, evkadınları gibi. Symantec (R12) reklamında Çin Seddi’nin güvenlik konusundaki do al ve tarihi üstünlü ünden yararlanarak Symantec güvenlik duvarına da bu üstünlük atfedilmeye çalı ılmaktadır. Güvenlik duvarı zaten güvenlik amacıyla üretilen bir üründür, ancak Çin Seddi gibi neredeyse ola anüstü bir örnek e retilemesiyle ürünün güvenlik özelli i feti le tirilmektedir. Reklam alanında abartı en çok kullanılan yöntemlerden biridir, ancak bu durum, ürünün güvenlik özelli inin feti le tirildi i gerçe ini de i tirmemektedir.

R12 – Symantec

6. Yeni Sa Söylem/Yeni Ekonomi Birçok alanda oldu u gibi, e-ekonomi olarak da isimlendirilen, yeni ekonomi ve BT sektöründe birbirinden farklı ve ayrıca uzmanlık gerektiren alanlar olu mu tur. Özellikle son yıllarda artan bir e ilimle birbirine yakın ama aynı zamanda çok farklı alanların uzmanları kısa ya da uzun vadeli çe itli i birliklerine giderek BT tüketicilerine daha geni alana yayılan ürün ve çözümleri birarada verme yoluna gitmektedirler. Bununla birlikte, yeni sa 21


ideolojinin görünümlerinden biri “ irket evlilikleri”dir. Kısaca daha büyük kâr sa lamak amacıyla, farklı ancak birbirini tamamlayan uzmanlık alanlarından irketlerin sermaye ve deneyimlerini birle tirmeleri olarak tanımlayabilece imiz irket evlili i darbo aza girmi kapitalizmin önünü açmak için yaratttı ı kurtulu stratejilerinden biridir. Bu yöntem bir tür “imaj evlili i” sa ladı ı için marka açısından daha güçlü bir anlam kazanmakta, satılabilirli i artırmaktadır. BT süreli yayınlarında bu türden irket evlili i reklamlarına da sıkça rastlanmaktadır. Birçok BT reklamında gönderme yapılan kavramlardan biri olan e-devlet, yeni sa ideolojinin temel ta larından biridir. Devletin küçüldü ü ve etkin hale geldi i, vatanda lara e it, saydam ve güvenli hizmet verilen, devletin hizmetlerinin vatanda tarafından on-line denetlenebildi i vb. gibi özellikleri bulunan e-devlet aynı zamanda sivil toplumun geli mesi ve demokratikle me yolunda da önemli bir adım olarak kabul edilmektedir. Ancak bili im hizmetlerinden e it oranlarda yararlanamama, altyapı eksikli i gibi sorunlar nedeniyle ortaya çıkan “sayısal uçurum” kavramı da paralel olarak üzerinde durulan ve projeler geli tirilen bir konudur. Mikado reklamında tanıtımı yapılan “yıllık izin defteri, on-line geçi kontrol modülü, yemekhane takip modülü, ziyaretçi takip modülü, personel tanıtım kartı hazırlama” gibi programlar; yeni sa söylemde revaçta olan personel verimini artırma, hız, etkinlik gibi birtakım kavram ve hedeflere ula mada kullanılan araçlardır. Personel tarafını tümüyle yok sayıp patron / yönetici çıkarına uygun uygulamaları içeren bu tür yapılanmalar adeta bir “Büyük-Birader-Big Brother” gibi i ya amını denetlemektedir. Çalı anların önceden belirlenmi izin günleri dı ında izin kullanmasını, giri çıkı ve yemek saatlerini ve süresini, ziyaretçilerin geli ini ve kalma sürelerini denetleme gibi her türden fiziksel ve psikolojik denetlemeyi içeren uygulamalar özellikle büyük irket ve kalabalık personeli olan yerlerde kullanımı giderek yaygınla maktadır. Nortel Networks (R13) reklamında oldu u gibi, Amerikan filmlerinden de bildi imiz üzere Amerikalıların korkulu rüyası Çinliler, oyunu kuralına göre oynadıklarında, en az bir beyaz Amerikalı erkek kadar saygın olabilmektedir. Yeni sa ideoloji ve e-ekonominin iddiasına göre bili im teknolojileri, sınırları, dil farklılıklarını, ırksal özellikleri, hatta fiziksel farklılıkları görünmez kıldı ı, ortadan kaldırdı ı için ba arılı bir Çinli, beyaz yakalı mühendis sınıfına dahil olabilmektedir. Reklamda bu Çinli’nin Amerikan vatanda ı oldu u ya da Çin’de ya adı ına ili kin herhangi bir bilgi bulunmamaktadır. Ama zaten bu çok da önemli de ildir. Çünkü metinde de söylendi i gibi: “Chen gibi i adamları her yerdeler”. Yani ekonomik güçleri ve teknolojiyi kullanma beceri ve stratejileri sayesinde, istedikleri zaman ve aynı zamanda çıkarları öyle gerektirdi i için dünyanın her yeri onların sayılmaktadır. Belki de “sanal takım vitüözü Chen” artık bir Çinli bile sayılmamaktadır. Bu reklam metni küresel kapitalizmin i leyi i ile beyaz yakalı teknoloji insanının yerel kimlikler ba lantısından kopartıldı ına ve küresel dünyada nasıl dola ıma dokuldu una i aret etmektedir.

22


R13 – Neta Nortel Networks

7. Yabancı Sözcük Kullanımı ve Modernle me Miti Nec Compucom (R4) reklamında “Quality is visible” cümlesi kullanılmaktadır. Belki Nec ürünlerinin orijinal reklamlarında da bulunan bu cümlenin Türkiye’de yayımlanan bir gazetede yer alan reklam metninde oldu u gibi kullanılması ngilizce kullanımı tercihinin ba ka yan anlamları oldu unu bize göstermektedir. Bu tercih, yabancı dil, özellikle ngilizce ile yüksek teknoloji ve modernle me miti arasında kurulan ba lantıdan kaynaklanmaktadır. Bu örnek, ngilizce sözcük kullanımı ve modernle me projesi arasındaki ili ki açısından çarpıcı bir özellik ta ımaktadır. Ba ka bir deyi le, bu ve benzeri reklamlarda adeta “Ne kadar ngilizce sözcük, o kadar modern” önyargısıyla hareket edilmektedir. Bunun en önemli nedenlerinden biri tüm dünyada özellikle bili im teknolojileri alanında ngilizce’nin yaygın olarak kullanılıyor olmasıdır. ABD merkezli geli en BT sektöründe üretilen ve isimlendirilen ürünlerin orjinali ngilizce olan isimleri, Türkçe’ye çevrilmeden oldu u gibi kullanılmaktadır. Örne in Transcend (R14) reklamında kullanılan “Your supplier, your partner, your friend-Uygulayıcınız, i orta ınız ve arkada ınız” sloganında oldu u gibi, Türkiye’de, Türkçe yayın yapan bir gazetede ve Türkçe olarak yayımlanan bir reklamda bu sözün kullanılması modernlik, yüksek teknoloji ve hatta güvenilirlik imajının sa lanması için yabancı olana, yani yabancı dile referans verilmesi alı kanlı ından kaynaklanıyor görünmektedir. Özellikle Türkiye Bili im Derne i’nin gerek kitap olarak gerekse kendi web sitesinde kullanıma 23


sundu u Bili im Sözlü ü, her kavramı tam olarak kar ılamasa da, BT terimlerinin Türkçe kar ılı ı ihtiyacını büyük ölçüde gidermektedir. Ancak reklam metinleri dahil olmak üzere, sektörde yer alan ki iler gerek yazılı gerekse sözlü metinlerde bu Türkçe kar ılıkları kullanmaktansa, ngilizce kullanmayı tercih etmektedirler.

R 14 – Transcend

8. Teknolojinin Do alla tırılması “Beyaz, temiz, do a dostu” teknoloji olarak nitelendirilen BT reklamlarında do al ortamlarında görülen hayvan foto rafları kullanılmaktadır. Bunun yanı sıra örne in aysberg ya da Çin Seddi, Mısır piramitleri gibi simgeler kullanılarak BT’nin insana, do aya, insanın yüzyıllardır yarattı ı kültüre ne kadar yakın oldu u anlatılmaya çalı ılmaktadır. Özellikle hayvan simgesi aracılı ıyla teknoloji do a kar ıtlı ı tersine çevrilmeye çalı ılmaktadır. Bili im teknolojilerinin rengi olan mavinin yo un olarak kullanıldı ı Telnet-Turcom (R15) reklamında, teknolojinin ve teknoloji uzmanlı ının buzda ı imgesi ile do alla tırıldı ı görülmektedir. Uzmanlık ve profesyonellik gerektiren böyle bir alanı anlatmak için kullanılan buzda ı imgesi, bu alanın da tıpkı do a gibi kar ı konulamaz biçimde kendi kuralları oldu u, kendi iç i leyi i oldu unu imlemektedir. Dı arıdan müdahale istense de mümkün de ildir. “Do al” olarak bir buzda ı kadar korunaklı ve güçlü bir yapıdır.

24


R15 – Telnet Turcom “ leri Teknoloji Do asında Var” sloganının kullanıldı ı Transcend (R14) reklamlarında evcil olmayan, a ırlıklı olarak vah i hayvanların foto rafları yer almaktadır. Böylece hem do al olanın güçlü, iyi ve tercih edilir oldu u vurgulanmakta hem de teknoloji ile do a arasındaki kar ıtlık gizlenmeye çalı ılmaktadır. “Your supplier, your partner, your friendUygulayıcınız, i orta ınız ve arkada ınız” sloganını kullanan Transcend reklamı ile, bellek özelinde, teknolojinin i imizde bize yardımcı olan bir profesyonel, birlikte i yaptı ımız i orta ı ve aynı zamanda arkada ımız olarak her anlamda ne kadar yakınımızda oldu u vurgulanmaktadır. Sonuç Son dönemde çalı ma ya amına ve gündelik ya am pratiklerine yo un bir biçimde giren bili im teknolojileri (BT), olgunun “kadın”, “cinsiyetçilik” ve “toplumsal cinsiyet” gibi kavramlar etrafında incelenmesini zorunlu kılmı tır. Böylesi bir sorgulama süreci kadınların BT ve genel olarak teknolojik pratiklerle olan ili kilerini güçlendirmeyi amaçlayan feminist politikaların üretilmesine bir katkı sa layacaktır. Teknoloji-ideoloji ili kisini incelemek, bili im teknolojilerinin üretim, tasarım, tüketim, kullanım gibi her a amasında-birçok ideoloji

25


gibi- toplumsal cinsiyet ideolojisinin devreye girdi ini, hatta bu ideolojinin bu teknolojilerin içine gömülü oldu unu ortaya koymak açısından önem ta ımaktadır. Türkiye’de, bili im toplumu tartı maları ile 1980’li yıllarda tüm dünyada yükseli e geçen yeni sa ideolojinin birbirine ko ut geli mesi ve bu tartı malar içinde üretilen yazının bu ideoloji egemenli inde kalması, ele tirel ara tırma ve tartı ma örneklerinin sayıca çok az olması, “yeni sa ideolojinin payandası olarak BT”nin de incelenmesi gereken bir olgu oldu unu ortaya çıkarmı tır. Ele tirel bili im toplumu yazını ise, bili im toplumu mitini tartı arak, bu mitin gizledi i bölgeler ve sınıflar arası e itsizlik, Türkiye’de BT altyapı yatırımlarının ulusal ve uluslararası askeri güçler ile çokuluslu irketlerin talepleri do rultusunda yapılması konularını irdelemi , BT’ye ve internete eri imdeki e itsizlikler nedeniyle ortaya çıkan sayısal uçurum (digital divide) olgusuna e ilmi lerdir. Ancak bütün bu çalı malarda, BT’ye eri im ve kullanım konusunda varolan bölgesel ve sınıfsal e itsizliklerin toplumsal cinsiyet boyutu gözardı edilmi tir. Mühendislik ideolojisi, sözde ‘ideolojilerden arınmı ’, aslında kendisi de bir ideoloji olan ‘yansız’ bilim ve teknoloji söylemi üzerinde temellenen, tarihsel süreç içerisinde, 1900’lerin ba larından itibaren teknokrasiyle, daha yakın zamanda ise yeni sa ideoloji ile içiçe ilerleyen bir söylemdir. Aynı zamanda özellikle üçüncü dünya ülkelerinde gözlemlendi i biçimiyle, mühendislerin, “toplumsal mühendislik” olarak isimlendirilen göreve soyunarak, toplumsal sorunların teknoloji temelinde çözülebilece i, dolayısıyla yönetim kademelerinde teknik insanların bulundu u bir yönetim biçiminin siyasete gerek kalmaksızın refah düzeyi yüksek ve mutlu bir toplum yarataca ı dü üncesi BT sektöründe hakimdir. Kabaca söylemek gerekirse, bu ideolojinin üreticisi ve ta ıyıcısı beyaz yakalı, BT profesyoneli, ehirli erkekler ise; yeniden üreticisi ve do alla tırıcısı ise BT profesyonellerine yönelik yayın yapan süreli yayınlar ve bu yayınlarda yer alan reklam metinleridir. Teknolojik bir ürün ya da hizmetin tutundurulması ve satı ı noktasında önemli bir i lev gören reklam metinleri aynı zamanda, tanıtımı yapılan ürünü yücele tirmekte, asıl i levinden koparıp ona bir cinsiyetle ba lantılı çe itli insani özellikler atfedebilmektedir. Ço u zaman erkek özellikler atfedilen ürünler “akıllı, hızlı, güçlü, sorun çözen, vazgeçilmez, karizmatik, teknolojik olarak üstün” eklinde nitelenirken; kadınsı sayılan ürünler için “hafif, görece de ersiz, ikincil, cinselli i ön planda olan, güzel, narin, vazgeçilebilir, ya ama renk katan” türünden nitelemeler kullanılmaktadır. Mühendislik ve yeni sa ideolojileriyle, kadının bili im teknolojileri ile ili kisini sorunlu olarak kuran toplumsal cinsiyet ideolojisi arasında kar ılıklı birbirini destekleyen bir ili ki bulunmaktadır. Ancak, bili im teknolojileri alanı, tüm hegemonik ve toplumsal cinsiyet ideolojisi ile biçimlenmi durumuna ra men kadınlar için özgürle me, kurtulu ve kendini gerçekle tirme olanaklarıyla doludur. Bu alan da toplumsal cinsiyet ideolojisine müdahale edilebilecek di er alanlar gibi bir söylemsel/kültürel mücadele alanıdır. BT ile ilgili hizmetiçi e itimlerde, e iticilere kısa da olsa bir toplumsal cinsiyet e itimi verilmesi olumlu olacaktır. Bu e itimde kadın ile teknoloji ili kisinin sorunlu olmasının en önemli nedeninin toplumsal cinsiyet ideolojisi oldu u anlatılarak kadın kullanıcılara daha anlayı lı yakla ılması sa lanabilir. Ayrıca teknoloji ve toplumsal cinsiyet ili kisi bu hizmetiçi e itimlerin bir alt konusu olarak tüm e itim alanlara anlatılıp bu konuda bir duyarlılık, farkındalık yaratılabilir. Bu, konuyla ilgili ataerkil önyargıların de i tirilebilmesi için bir fırsat yaratabilece i gibi, e itim alan kadınların da teknolojiyi deneyimlemelerinde kendilerine daha güvenli olmasını sa layabilir. STK’lar ve

26


üniversitelerin kadın merkezlerinin kamu kurulu larında ve irket içi e itimlerde e itim verecek e iticilerin bu do rultuda e itilmesi yönünde kampanyalar düzenlemesi çok yararlı olacaktır. BT sektöründe yöneticiler ba ta olmak üzere, her düzeyde çalı an kadınlara cinsiyet körlü ünün a ılmasına yönelik e itimler verilmesi de yararlı olacaktır. Çünkü bu kadınların büyük bir bölümü, bu çalı mada incelenen reklam metinlerindeki cinsiyetçi kodları açımlamalarını engelleyecek ölçüde, toplumsal cinsiyet ideolojisinin etkisi altındadır. Çe itli AB ülkelerinde AB Toplumsal Fonları aracılı ıyla kadınların yeni istihdam alanlarında çalı ma ya amına girmelerini te vik eden e itim projeleri uygulanmaktadır. Bu projelerden biri Danimarka’nın Odense kentinde belediye tarafından finanse edilen Kadınlar çin Açık Enformasyon Merkezi’dir (Binark 2003:150). 1986’da açılan bu bili im teknolojileri e itim merkezi, sadece kadınlara yönelik ücretsiz BT kursları düzenlemektedir. Ayrıca 1991’den bu yana gezici bilgisayar okur-yazarlı ı e itiminin gerçekle tirilmesini ve bilgisayar a larına eri imi sa layan “enformasyon otobüsü” hizmeti verilmektedir. Benzeri bir BT tırı ya da karavanı uygulamasının Türkiye’de de yapılması kadınların hem bilgisayar ve nternet aracılı ıyla yeni bilgilere ula masının önündeki engelleri azaltmı olacak hem de yeni i olanakları yaratma konusunda katkı sa layacaktır. Örne in Milli E itim Bakanlı ı’nın ilkö retim ö rencileri için “gezici bilgisayar laboratuarları” gibi benzeri bir projesi bulunmaktadır. Mutlu Binark’ın “Türkiye’de Kadınlar Tıklıyor” E itim Projeleri adıyla andı ı iki proje 2003 yılında yürütülmeye ba lanmı tır (153). Bunlardan biri Türkiye Bili im Vakfı’nın (TBV) yürüttü ü “Ev Hanımlarına Bedava Bilgisayar ve nternet E itimi” adlı projedir. Di eri ise, Kadın Adayları Destekleme ve E itme Derne i (Ka-Der) tarafından yürütülen “ nteraktif Kadın Projesi” dir. lkinde bin ev kadınını bilgisayar okur-yazarı yapmak hedeflenirken, ikincisinde herhangi bir STK ya da siyasi parti üyesi üç bin kadına nternet kullanımı kursu verilmesi amaçlanmaktadır (Binark 2003: 153). Benzeri projelerin sayılarının artırılması ve kadınlar arasındaki etnik, ekonomik, co rafi farklılıkların en aza indirilerek kadınların ücretsiz olarak BT olanaklarından yararlanması yönünde görev üstlenecek kurumlardan biri de Ba bakanlık Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlü ü olmalıdır. Sivil toplum örgütlerinin, Türkiye’de birkaç üniversite tarafından uygulanmakta olan “Karde Köy” projeleri örne inde görüldü ü gibi, BT olanaklarından yoksun yerle im yerlerinde ya ayan, özellikle ilkö retim ça ındaki çocuklara yönelik e itim çalı maları yürütmelerinin yararlı olabilece i dü ünülmektedir. Bu tür çalı malar bilgi zenginleri ve bilgi yoksulları arasındaki sayısal uçurumu kapatmak açısından da önemli olacaktır. Ayrıca u anda çe itli kadın grupları tarafından kullanılan e-grupların sayısının arttırılması ve içeriklerinin zenginle tirilerek, tartı ma konularının çe itlendirilmesi katılımcı kadın sayısını arttırdı ı gibi, varolan grupların da hareketlenmesini, renklenmesini sa layacaktır. Sivil toplum örgütleri, sayıları çok az olan toplumsal cinsiyet-teknoloji ili kisini irdeleyen proje ve ara tırmalara destek vererek bu konuda Türkiye’ye ait bilgi birikiminin artmasına katkıda bulunabilirler. Tüketiciyi koruma derneklerinin, yakın zamanda Türkiye’de çe itli televizyonlarda yayımlanan cinsiyetçi reklamlara kar ı aldıkları tavır ve uygulamalarda oldu u gibi, teknoloji reklamlarındaki cinsiyetçi mesajlara yönelik çalı malar da yapmaları bu konuda bir duyarlılık yaratmak açısından önemli olacaktır. Toplumsal cinsiyet ideolojisinin, kız ve erkek çocuklarının teknoloji ile olan ili kilerini, sosyalle me sürecinin ilk a amalarından itibaren, özellikle okullarda verilen e itimle yönlendirdi i gözlemlenmektedir. Bu ba lamda kız çocuklarının ba ta matematik korkusu

27


olmak üzere, genel anlamda teknofobiyi yenmelerine yönelik e itim çalı maları yapılması ve özellikle kız çocuklarının matematik ve fen derslerine yönelmelerini sa lamak gerekmektedir. Bu ara tırmanın sonuçlarının politikle mesi ve bu do rultuda uygulamalar yapılmasında politik özne öncelikle STK’lar, üniversitelerde bulunan kadın sorunları ara tırma merkezleri, kadın çalı maları bölümleri olacaktır.

Kaynakça Artun, Ali (1999). Fordizmin ve Mühendisin Dönü ümü. Ankara. TMMOB Da ta , Banu (2003). Reklamı Okumak. Ankara. Ütopya Yayınevi. Binark, Mutlu (2003). “Avrupa Modeli Enformasyon Toplumu Politikası ve Kadınların Bilgisayar ve nternet’i Kullanmaları”. A vrupa Birli i ve Türkiye’de leti im Politikaları. Der: Mine Gencel Bek. Ankara. Ümit Yayıncılık. 2003. 135-161 Binark, Mutlu (2001). “Çalı ma Ya amında Bilgisayarların Toplumsal Cinsiyete Ba lı Kullanımı ve cinsiyetçili in lemesi: Eme i kincille tirilen Kadınlar ve Cinsiyet Kör Seçkin Kadınlar”. leti im 10. 163-213 Binark, Mutlu (1999). Enformasyon Teknolojilerinin Toplumsal Cinsiyete Ba lı Kullanımı: Japonya ve Türkiye Örne i. Yayınlanmamı Doktora Tezi. Ankara Üniversitesi S.B.E. Connel, R.W. (1998). Toplumsal Cinsiyet ve ktidar. Çev.Cem Soydemir. stanbul. Ayrıntı Ecevit, Yıldız ve Ay e Gündüz Ho gör ve Ceylan Tokluo lu (1999). Bili im Sektöründe Çalı an Kadın Profili. Bili im Kurultayı Bildirisi Eco, Umberto (1991). A lımlama Göstergebilimi. stanbul. Düzlem Yayınları. Fiske, John (1996). leti im Çalı malarına Giri . Çev: Süleyman rvan. Ankara. Ark Yayınları. Geray, Haluk (1995). “Küreselle me ve Masaüstü Sömürgecilik”. Mürekkep. Kı -Bahar.3348 Göle, Nilüfer (1986). Mühendisler ve deoloji. stanbul: Metis Yayınevi. Habermas, Jürgen (1993). ‘ deoloji’ Olarak Teknik ve Bilim. Çev. Mustafa Tüzel. stanbul:YKY rvan, Süleyman (2000). “Metin Çözümlemelerinde Yöntem Sorunu”. U S 2000, 22. Oturum. Kandiyoti, Deniz (1997). “Ataerkil Örüntüler: Türk Toplumunda Erkek Egemenli inin Çözümlenmesine Yönelik Notlar”. Cariyeler, Bacılar, Y urtta lar. stanbul. Ayrıntı Yay. Kozano lu, Hayri (1993). Y uppieler Prensler ve Bizim Ku ak. stanbul. leti im Yay.

28


Mutlu, Erol (Ekim 1995). leti im Sözlü ü. Ankara.Ark Yay. Robins, Kevin (1999). maj: Görmenin Kültür ve Politikası. Çev. Nurçay Tüko lu. stanbul.Ayrıntı. Springer, Claudia (1998). Elektronik Eros. Çev. Hakan Güne . stanbul:Sarmal Timisi, Nilüfer (1996). Medyada Cinsiyetçilik. T.C. Ba bakanlık Kadının Statüsü ve Sorunları Genel Müdürlü ü. Ankara.

29


Ek 1. Reklam Listesi : R1 - hepbizz.com BT Haber/366 s.2 R2 - Microsoft Sharepoint BT Haber/351 s.4 R3 - Panasonic Pancom BT Haber/386 s.25 R4 - NEC Compucom BT Haber/351 s.2 R5 - BT Vizyon BT Haber/351 s.4 R6 - HP UX Sunucu BT Haber/366 s.5 R7 - Huwaei Technologies BT Haber/357 s.28 R8 - Handspring BT Haber/366 s.7 R9 - Cisco BT Haber/373 s.6 R10 - CA BT Haber/386 s.11 R11 - Atlas Online BT Haber/353 s.2 R12 - Symantec BT Haber/375 s.21 R13 - Neta Nortel Networks BT Haber/386 s.19 R14 - Transcend BT Haber/366.s13 R15 - Telnet Turcom BT Haber/357 s.21

30


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.