MED CEZİR DERGİ

Page 1


Birinci sayfa



İnsan Ruhunda Gezintiler

Ikinci sayfa


Üçüncü sayfa


GEÇMİŞ ZAMAN ÇEKİMLERİ

Dördüncü sayfa



Sekizinci sayfa


de






M

allarýn ve hizmetlerin, ÝNSAN ihtiyaçlarýný doðrudan doðruya giderecek Þekilde kullanýlmalarýna TÜKETÝM denir. Tüketim, tanýmýnda da görüldüðü gibi insana mahsus, ihtiyaç için, mal / hizmet kullanýmýndan ibarettir. Bu yazýnýn amacý ise; bugün bu kullanýlan taným dýþýndaki tavýr , düþünce hatta ideolojiyi gözler önüne sermektir.

elde edilmiþtir. Bu iþin karlý olduðunu giren Kapitalist, Liberal ideolojiler bunu hem kendi halklarý hem sömürdüðü halklar üzerinde hâkim kýlmýþlardýr . Bu ideolojide mümkün olduðunca tüketim yapýlmasý ve baðlantýlý olarak üretim ile çok kazanç elde edilmesi esastýr. Öyle ki dünya cennetine kavuþuncaya kadar. (Yani sýnýrsýzdýr)

Tüketim baþlý baþýna bir kavram olarak tarafsýzdýr. Hiç bir düþünce ve görünüþün karþý olmadýðý ve zorunlu bulduðu bir kavramdýr. Yani hangi görüþ olursa olsun; tüketimi ve bunun belli vasýflarýndaki kýsmýný meþru görür… Tüketim sadece mallara mahsus deðildir. Hizmetler de bugün bir tüketim konusu içinde deðerlendirilmektedir. Fahiþenin hizmeti de (!?) bir tüketim konusudur ekonomik açýdan. Bu da ekonominin ahlaki önyargýlar taþýmadýðýnýn ispatýdýr. Tüketim baþlý baþýna bir ahlaka sahip deðildir , tüketicinin ahlaký neyse tüketimin ahlaký da olmaktadýr. Tüketim hakkýndaki kanaatimiz tüketim hangi sýnýrlar içinde kullanýldýðýyla doðru orantýlý olarak geliþecektir. Bununla ilgili farklý düþünce ve ideoloji olduðunu ve tüketim azlýðýçokluðuna göre sýralandýklarýný belirtmekte fayda var… Baþlýca ekonomik sistemlerin tüketime bakýþ tavýrlarý da ideolojilerinin bir ürünüdür. A) 20. YY tüm Doðu Bloðu ülkelerini peþinden sürükleyen Sosyalist, komünist, Marksist, Leninist, Maoist... Ýdeolojilerin tüketim anlayýþý yaklaþýk olarak bölüþümdeki eþitliði yakalamak adýna tüketim bastýrýlmasý ve devlet eliyle sýnýrlandýrýlmasý þeklinde geliþmiþ ve asrýmýzda bunun baþarýsýzlýðý fark edilmiþtir . B) Yine ayný yüzyýlda Avrupa ve Amerika'nýn destekleyip beslediði tüketim, resmi ideoloji olarak körüklenmiþ, sýnýf farký esasýnýn temelli olmasý ve insanlarýn daha üst sýnýfý taklide özel çaba sarfý dolayýsýyla tüketim ekonomisi oluþmuþ ve bunun yabancý topraklara empozesiyle özel kazançlar

C) Son olarak tüketimi ÝSRAF ve ÝHTÝYAÇ sýnýrlarýnda tutan ama uzun asýrlardýr temsilcisini bulamayan ilahi sistem. Ýslam ile kemale eren bu ilahi nizam; 'yeyiniz içiniz ama israf etmeyiniz' der, 'israf edenler, saçýp savuranlar Þeytanýn dostlarýdýr' der, 'Allah israf edenleri sevmez' der, 'neyi infak(hakký olana verme) edeceðiz diyenlere ÝHTÝY AÇTAN ARTA KALANI' der, 'saçýp savurma, büsbütün cimri de olma' der... Yani Ýslam da billurlaþan ilahi nizam tüketimi hem israfla üst sýnýrdan hem de ihtiyaçla alt sýnýrdan sýnýrlandýrarak tüketimi belirlemiþtir ... Bugün tüketim fert, aile, toplum, yönetim, devlet, uluslararasý topluluk ve uluslar üstü kuruluþlar tarafýndan körüklenmekte, yeni dünya düzeninin belki de tek ortak yönünü oluþturmaktadýr. Bunun ispatý niteliðindeki belli ürünlerin giremediði ve piyasaya hâkim olmadýðý bir yer kalmýþ deðildir. Baþlýcalar arasýnda; Levi's, Coca Cola, Pepsi, Marlboro, Camel, Mercedes, Sony... bulunmaktadýr. Tüketim, bugün eskinin misyonerleri yerine topluma giren ürünleriyle ince bir sömürü merkezi hazýrlamakta ahlak ve düþünce yerleþmesinde yardýmcý olmaktadýr . Bunun adaptasyonunu da uzmanlar hazýrlamakta…


Aslýnda bir ürün olarak adý geçen markalardan çok batý tipi tüketim körüklenmekte ve sonuçta bütünüyle batý tipi tüketicilik oluþturulmaktadýr. Bu tüketicilik o kadar geliþmiþ teknolojilerle pazarlanmaktadýr ki ruhumuz bile duymadan tiryaki olunmaktadýr. Tüketim tam bir çeþitliliði de barýndýrmakta ve inanýlmayacak tüketim malzemeleri zenginliklerimizi dýþarýya taþýmaktadýr.Örneðin aydaki arsalara isim verme ve tapu alma hayali bile tapulu olarak pazarlanabilmekte bunu alabilecekler de çýkmakta, telefon hatlarýyla fal pazarlanabilmekte bir nevi hayal bile tükettirilmektedir. Bir baþka yönden muhtemel savaþlar ve ilgili senaryolar gelirlerinin tamamýna yakýn kýsmý içinArap ülkelerine silah ve savaþ araç-gereçleri pazarlanmakta ve tüketimi için de özel senaryolar üretilmektedir.

Tüketim ekonomisinde bireylerin durumu: 1.Bankalar aslýnda astronomik faizlerle tüketici kredileri kullandýrmakta ve teminat gösterebilen kiþiler daha çok tüketebilmek için bu kredilere koþmaktadýr. Adý ister araba kredisi, ister ev kredisi. Ýster tarým kredisi olsun sonuçta tüketici kredisidir. 2.Ýnsanlarýmýzýn harcama tutkusu da yabana atýlýr gibi deðildir. Öyle ki küçük bir yerde ikamete zorunlu olan ama çok parasý olup da bitiremeyen kiþinin nasýlda yerindiðini belki sizde görmüþsünüzdür. 3.Tüketim yarýþý diyebileceðimiz hastalýk maalesef bireyleri tutsak etmiþ, ihtiyaç için deðil de tüketmiþ olmak, gösteriþ için tüketmek esas alýnmaktadýr.

Teknoloji tüketiciliði ile batýlý kapitalist güçler tüketimi körükleyebilmek için yeni teknolojiler üretmekte ve en kýsa zamanda yenisini üreterek 4.Ekonomik kurallar bireylerin gelirlerinin yeni tutkusu olanlar pazarlamaya çalýþartýþýndan daha hýzlý bir tüketim artýþý olduðunu maktadýrlar... Hangi konuya el atsanýz farklý bir ortaya koyuyor. Böylece ek bir gelir ya da uygulamayý giremezsiniz. Otomobil, uçak, gemi, borçlanmalar oluyor. elektrik, elektronik... sektörlerinde de ayný. Teknolojinin bu önderliði öyle konular var ki lüks bir 5.Tüketim arttýkça genel olarak mallarýn gündeme sahiptir... Pepsi ve Coca Cola uzayda kaliteleri düþüyor, fiyatlarý da yükseliyor içilebilecek bir içeceðin yapýmýyla uðraþmakta ve dolayýsýylatüketenler soyuluyor. tüketime hazýr hale getirmektedir. 6.Tüketimle ilgili bir de hastalýktan söz edelim. Tüketim ahlak tanýmamakta ve tabiri caizse Bazýlarý her yeni çýkaný tanýma, kullanma ve ya ahlaksýzca tüketim esas alýnmamaktadýr . Oysa tatma eðilimi taþýyorlar ben buna potansiyel olmasý gereken tüketimle ilgili bir ahlakýn tüketici diyorum. yerleþtirilmesi ve iliþkilerde esas alýnmasýdýr . Tüketim ahlaký, tüketimi yeni tanýyan Doðu Bloðu Toplum olarak artýk tüketemeyenleri hor Ülkelerinde alýnamayacaðý gibi tüketimin ilah görülen kiþiler, tüketebilen ayrýcalýklý sýnýflarý ise olarak yerleþtirilmesine çalýþan Batý Bloðu saygýn; üt ketememeyi risk tüketebilmeyi ise Ülkelerinden de alýnamaz. Bu hususuca tek merci olaðan deðerlendirmekteyiz. Ýslam'ýn tüketim ahlaký ve ÝSRAF ÝHTÝY AÇ sýnýrlarýdýr . Bugünkü anlamda tüketim tasarrufun ve Allah yolunda harcamanýn karþýsýndadýr . Tüketim hakkýndaki kanaatimiz inançlarýmýzdan, düþüncelerimizden ve ahlakýmýzdan Öyleyse tüketimdeki genel davranýþ modelimiz baðýmsýz olacaðýna inanmak saflýk olur . Bu vecibelerimizi yapmýþ bile olsak Allah'ýn verdiði konuda esas siz sahibi olan yaratanýmýz ve bizlere varlýðýyine O'nun rýzasýnauygun harcamaktýr. bildirdiði ilahi sistemidir.


Ondördüncü sayfa



E

ski zamanlardan bir zamandý. Þairlerin dili keskin deðildi öyle. Her þiir susup söyleme arasýndaki bir cinnet halini anlatýrdý. Anlamsýz bir gariplik vardý her þairin üzerinde. Geceleri o kadar uzun geçmezdi. Her þey kafalarýný yastýklarýna koyana kadardý. Ýstikrarý yaþarlardý, yaþamlarý yazarlardý. Yarým kalan cümleler her daim üç nokta ile tamamlanýrdý. Belirli belirsiz anlamlarla… Tamamlanmýþ anlamlar o zamanlarda kendilerine sýðýnacak limanlar ararlardý. Karanlýk günler her zamandan daha karanlýktý. Daha yakýndý çünkü. Ölüm yakýndý, yýkým yakýndý. Derken saatler kendilerini bile göstermekten aciz olduklarýnýanladýklarýnda… Zamanýn adý kayýpken yani. Kaybolmuþken tüm zamanlý zamansýzlýklar… Bir bebek sesi tüm çarklara bir çomak sokuyordu. Bir bebek sesi. Bir çýðlýk. Bir "ol" emri. Babasý odaya doðru koþtu yarý buruk bir yüz ifadesi ile. Tahtalarý gýcýrdayan kapýyý sessizce açmaya çalýþtý ama nafile. Gözlerini kapamýþtý. Kulaklarý siren taarruzuna yakalanmýþ gibi çýnlýyordu. Ses gelmiyordu. Görüntü ise zaten yoktu.

Neden sonra kendine geldiðinde; eþini ve eþinin kucaðýndaki çocuðunu gördü. Gülümsüyordu. Diz çöktü, ellerini açtý Veren'e, þükretti verilene. Ona güzel bir isim vermek isteðiyle yandý, tutuþtu. Ebcetle koydu ismini: Ragýyf. K imseler a nlamamýþtý. "Olsun." dedi. Onlar da anlamamak da mazur. Uzun lafýn kýsasý adýný onlar verdi, yaþýný ise Tanrý. Büyüdü. Derken babasý, ilk hocasý. Mahalle mektebi, taceddin dergâhý. Babasý önce sözü öðretti ona. Sözün sahibinin k im olduðunu ise sonra. Ki kavranýlabilir olsundu isteði. Ki cemali ö nceden gelsin v e sonunda sureti. Kendine bir resim çizdi çocuk. Adýný Asým koydu. Kendine bir þiir yazdý, sonunu Asým'a sattý. Asým'ý aldý ellerine. Önce sevdi, sonra baðrýna bastý. Kalbi Asým'la atýyordu. Asým'la gülüyor, Asýmla aðlýyordu. Onunla yürüyor, onunla koþuyordu. Kendine çizdiði bir resimdi Asým, resme sattýðý bir þiirdi. Ama kendisiydi her þeyden önce, istikbale armaðan ettiðiydi. Ununu eles bezminden almýþtý, suyunu kalu belada katmýþtý. Resmini Araf' da çizmiþ, hamurunu çölde yoðurmuþtu.


Evet, Asým yoðrulmuþtu ama dýþarýda cadý kazanlarý kaynýyordu. Geceler üstüne üstüne gelmeye baþlýyordu. Sokakta acý çýðlýklar duyuluyordu. Taþlar baðlanmýþ, köpekler salýnmýþtý. Ne idüðü belirsiz ayak sesleri duyuluyordu. Postallar çiçekleri eziyordu. Dalgalanmasý gerekenin dalgalanmadýðý yerde korku vardý. Umutsuzluk vardý. Elem vardý. Kalbi daralmaya baþlamýþtý. Sonra gözlerini kapadý, ne için yaratýldýðýný düþündü. Kün dedi. Evet kün. Bu sözü bir yerlerden hatýrlýyordu. Elini kalbinin üzerine koydu. Asým'ýn ellerinden tuttu. Tir tir titriyordu. Bir þeyler söyleyecek oluyordu ama hemen secdeye kapanýyordu. Artýk hýçkýra hýçkýra aðlamaya baþlamýþtý. " Eðer ona ..." diyordu. " Eðer ona sýðýndýysanýz…" dedi ve gün doðumundan çok sonra dostu Süleyman'ýn korku dolu çýrpýnýþlarý ile uyandý. " Ne oldu?" d edi S üleyman. " Yalvarýrým. Bu halin ne senin aziz dostum, söyle bana, ki yanmak gerekirse bu nar-ý ateþte b ýrak d a s eninle yanayým." B ir s üre h iç k onuþmadan Süleyman'ýn gözlerinin içine baktý. Birkaç dakika b öyle g eçti. N eden s onra konuþmaya baþladý: " Dýþarýda bir yerlerde umutsuzluk var. Ýnsanlarda bir yýkým var. Ruhlarýný satarken gördüm insanlarý ve bedenlerini yüklenip kaçarlarken ya da kuytu dehlizlere açýlan her girift dönemeçte korkuyla kaçarlarken gördüm. Ona sýðýndým, onu bildim, ondan bildim. Azimden sonra bildim ki tevekkül gerek. Ama tevekkül, aziz dostum, tek baþýna olmaz bize destek. Okuduklarým kitaplarda kalmýþ, defterler sararmýþ…"

" Süleyman, kardeþim! Taþlarý dahi mi sökemeyeceðiz baðlandýklarý yerden? Bu makûs talihi de mi yenemeyeceðiz. Bu köpek soylarýný katamayacak mýyýz sopamýzýn ucuna ve baðýramayacak mýyýz: Biz… Biz ki…" þair kendinden geçiyordu. Süleyman onun bu haline daha fazla dayanamayarak izin istedi ondan. Onu kendiyle baþ baþa býrakmýþtý. Yine düþünmeye baþladý þair. Sonra kalktý yerinden. Kalemi çýðlýkla baðýrýyordu: " Yarýn umuttur, kardeþlerim! Yarýn, aþktýr ve yarýn istiklaldir. Yarýn, yarýnýmýz istikbaldir." Þair bitap düþmüþtü. O süngüsünü yüreðinde taþýyan harb mahlûlü ayaða kalkacak hal bulamýyordu. " Kardeþlerim!" diyordu. " Hak ettiðimiz gibi yönetilmekten korkmuyorum. Ýstiklali hak edin, istiklalimizi…" Derken gün doðdu, yarýn oldu. Özlem oldu. Ýstikbal, istiklale umut oldu. Makber yazýlmadý hiçbirine. Kanlý þiirler yazýldý, hepsi bu. Destanlar y azýldý. Hilal yazdý, yýldýz nokta koydu. Hasýlýkanla yazdý, hilalle yazýldýlar. Ama þairin yüreði hala yanýyordu. Duvarlara sýðamaz oldu. Aldý kalemini eline. Sanki Bedir' de Zülfikar'ý kýnýndan çekiyordu. Alev alev yanan gözlerini kaldýrdý havaya ve batýrdý kalemini hokka niyetine kalbinin tam ortasýna. Gözünden çaðlayan yaþlar pýhtýlaþmýþ kaný bir tiner gibi inceltti. Ýþte bu kanlý ve ikrarlý kalemden bir milletin sinesi yarýldý ve kâðýda kýrk bir mýsra serpildi. Þair ise hala aðlýyordu. Bir fecr vaktiydi. Bir þeyler söyleniyordu. Ve þair yalnýzca bunlarý dinliyordu.















Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.