gak şiir şeyi 01

Page 1



- şubatikibinyedi baskısı-


gak!

Patlama

sonrası bir tür

radyasyon yayılımıdır. Her güzel radyasyon gibi bu radyasyonun da bir yarılanma ömrü vardır. Bakın, gak’ın bu sayısında sadece Franko Buskas yer aldı. Sırasıyla Buskas’ın patlamasını, şiir şeyini ve bozuk şiirlerini okuyacaksınız. Çok şey beklemeyin. Franko Buskas’ın yerini zamanla gak’a sahip çıkanlar alabilirler. Kimse gak’a sahip çıkmayabilir de. Buskas, her iki ihtimali de sevdiğini ve sizlere böyle böyle yarılanmak istediğini belirtir. Hadi.


FRANKO BUSKAS’IN PATLAMASI ve RİSALELER VOL. 1








(DEVAM EDECEK)


FRANKO BUSKAS’IN ŞİİR ŞEYİ


BEARKKK

!


çöt mendime görsektimi vuru?

(YANİ ŞÖYLE DİYOR:



zort ! düşünüyorum da bütün dil teorileri tamamıyla boştur. çünkü onları da dil açmazıyla kurduk. mesela t = dil teorisi o = dilin zortlattırılmasıyla çıkan gözlemlenebilir sonuçlar örnekler t1 = "doğadaki seslerden türeyen kelimeler bellekte öncül etki yaratırlar." o1 = "kıpsss !" sonuç = t1 yanlıştır. t2 = "dil zaten dağarcıkta ve doğada olanı belirler." o2 = "kronotop" sonuç = e şimdi nasıl t2 doğrudur dicez? tatminkar bir dil ve onu kuracak peptit kombinasyonu imkansızdır. ve bütün bunlar da birer zortlatmadır.


kıpsss ! -Işu hermeneutik bakan dedeler iyiler hoşlar da bir şeyi kaçırıyorlar (bir şeyler hep kaçar). diyorlar ya hani, “saf deneyim yoktur. anlamın değişmesi fenomeni vardır (kızılderililer niye yaklaşan gemileri görmedi?). hepimiz, dolayısıyla şairler düpedüz başka şeyler görürüz.” bakalım: gültepe’ye bakarken serf ve derebeyi gördüğümü sanmıştım. dağlarca baksaydı belki gurbet görürdü. ama değil, çoraba sıkıştırılmış sigara paketi var. saf o dense? denince böyle değişik bi şiir oluyor. şair, dene bak.


-IIşimdi bugün kalkıp hakim paradigmanın şairinden ne gördüğünü isteme beşer. istersen sana tüm rakip şiirlerin yandaşları başka cevaplar verecektir. bundan sıkılmadın mı? artık birkaç şair iyi birkaç soru sorar hale geldi. bu iyi (nedir?). 1) hâlâ tek paradigmalı şiir hakimiyeti var (yok ya?). iyi de hakim paradigma hiç mi sorgulanmaz? 2) bugün şiir de artık o bildik inen çıkan grafiği çizmez oldu. kriz gelir, sıçrarız. sonra biriktirir biriktirir yine kriz getiririz. hop yine sıçrarız. bu mudur? bu değildir. şiirin dışında gestalt değişmesi var beşer. ‘bunu çok paradigmalı şiire sokmak gerek’ diyesim var, çekiniyorum (bu diyişini de tek paradigmayla bakıp-alacaklar, haberin olsun). tuzaklı birkaç kapı var. çoraba sıkıştırılmış sigara paketi var, kıpsss var… kıpsss !


bearkkk ! çoraba sıkıştırılmış sigara paketini yazmakla iş bitmiyor. kıpsss’ı mı duydun? bunu yaz. sonra şu da var. duymakla kalmadın, bearkkk ! diyesin var… de… (bearkkk !) yapısalcılar bunu paketlediler. pakete girince tadı kaçtı. hatırlayalım: saussure “dil sözü belirler ama yalnızca somut ifadelerde varolabilir” dedi. post-yapısalcılar ne dedi? bi bok demediler. bearrkk’ın elbet bir karşılığı var. mağaradaki çekişmeni hatırla. bunu korudun beşer. şimdi neden dili çekiştiriyorsun? olmuyorsa zorlama, siktret yapıyı! mağara adamının böğürtüsü… şiire girmedi. girse bi bok olacağından değil. bi de bu girsin. o kadar.

HUMBADALA GIMGI DİLEM! UMLA HUMBADALA?


bozuk ! -Ibitti mi? bitmedi. alışılmış iki şiir var (var mı?). aç iki hendek, kıçının dibinde. gak desen düşersin, guk desen düşersin (düşmek iyidir). belki akordun bozuksa düşmezsin. hadi düşmedin. evrensel paradigmalar çatışması var (var mı? nerden baktın?). onu ne yapacaksın? anlam mı bilgi mi? sentezciler var evet. düttürü leylalar (yapma, hepsi mi?)… diyelim nasıl olduysa atladın bunu da. elindeki gene dil. oyna dur. oynadın gördük (bırak oynasın). derin suda sığ atıp tutmalar… görsel ifade mi? koy. koydun gördük (bırak koysun). dada’nın temcitleri (dada’dan ne çıkardığına bağlı)… BOZUK… BUNLARIN HEPSİNİ KABUL EDER, HEPSİNE KARŞI ÇIKAR beşer. bozukluğu bundan. yani bozuk şiir, ifadenin alışılmış dikatominin dışında durması veya bilgi ve anlam kategorilerinin birbirinden koparılması veya gerçekliğin bütünlüğünü oluşturan döngüsel üretim sisteminin soyut ve mutlak bir töze indirgenmesi yoluyla alternatif dil üretim mekanizmalarının geriletilmesi veyahut da belirlenebilir ve güven düzeyi düşük şiiri yazmak yoluyla kolektif benlik ve bellek üzerinde kontrolden bağımsız bir yıkıcı etki yaratmak falan değildir. başka bir şeydir.


-IIbozuk bir kaza sesidir. harala gürele içinde patlar ve biter. bozuk şairi zortlatmaz. bunları dürmüştür. zaten sana duymaya alıştığın bir kaza sesini duyurmayacaktır beşer. seni bozuk sesi dinlemeye, bozuktan ders çıkarmaya davet edecektir. “akordun mu bozuk? yapma. öyle kal.” diyecektir. zira Franko Buskas şöyle der: “kaza diyorum gaza yerine. kazayı ellerinize öyle çıplak bırakıyorum. kazayı yiyin (saf kazanın tadını alın diye)… şiirin gövdesine kaza sonrasında aralanan kafatasımdan akıttığım bozuğu döküyorum. kazamız mübarek olsun, amin.”)

(DEVAM EDECEK)


FRANKO BUSKAS’IN BOZUK ŞİİRLERİ


ben uçamıyorum napmak gerek herkes icat bana ordan öyle gelip de bağırma o kafamın bastırılması şeyaltına bütün derdimmiş bu zaten zor çıkmışım bakın babam suskun deli ben de delliyim bi ‘l’m fazla bunlardan uzun uzun bir ev yaptımsa suç benim mi hem ben aşk zannetmiştim öğretmenimin ağzını ne çabuktu o günler dünyamızın dönmesi, belirli dün ve haftalar o kadınla benim eğitimsiz korteksim iç içe girdiydi de orda kaşım çıktı o kadın işte o kadın kaşıma güldü ben ne dedim yok dedim bu benim değil bu kaş benim değil Allah’ın ben mesela aşk sanmadım kaşımı


sırtımda duran - geceleri uyandırıyor mu? uykudan uyandıran kaşımı doktorları öptüm o da beni öptü o zaman yok öpmedi kimyanın bir denemesiyim ayrı bakar insanlar, ordan korktum önce


istesem bu şiiri bir kilometre yazarım tarifi bende hem malzeme olsa ne şiirler yaparım ismimi tahtaya önce ben yazdım dememdendir ya da donma noktanı kime söylediysen gel sen bunu o da bilir kenara şeyler diyeyim sana herimme ılgım dulas kmilem irendi jılga meha, mesri teme keşki biaz normula ossa aydım ama değilim ölsem dediğim gibi kesilerek nefesten ya da tekin değil diye korksam bu şiirden sana da saklardım sahneye iki sandalye karşılıklı ağlayalım karnımızı tutarak başımı da tutabilirim ya da sen söyle


ben senin gözlerinin yapıştığını gördüm yer etti bende kırmızının adı helva başka orada kibar bir isim daha olacaktı dolanan siyahı söylemiş miydim dolandığı yerler kontrol edilmiyor isteseler tek tek arkana bakarsın içinden ananas suyu gelir bir o ıslak şarkılı çenen var onunla lise ve otobüs ve karga (normalden eğikliğini biliyorum mesela her şeyin seni üzdüğü yerden?) seninle horlayalım mı dünyaya sen ordan ben burdan yıkalım gürültüyü meselâlarımı ufaladım ister topla bana telefon edince susan ağzının kenarında bi şey var istifa etsem ses bulmaz mı beni


papatya topladı çuvallar içinde her şey göl sevgilim seni severken gözenekli doku dünyada aşkı farz et ki sevgilim elmasını çiğneyebilen düşürdü onu ha bilimin elması şey yapması biliyorsun biraz gizli ikimizin yel değirmeninde tersini dizlerine sürerek ve bundan korkan bir din adamı sen de sure bir elinin yastıklarla oynaşıyormuşsun ben de kardeşimi sevmiştim şimdi tuhafım içimde kıvırcığını bildiysem suç mu sen istediğin kadar saklasan böyle kalmadı onlardan öyle ben senin kaç peteğini kaldırdım içimde çiçeklerini saydım burgularını çözdüm yapışan kırmızılarını açılan bela derdi sevgilim seninle fırlatılmış bir zerre ışık için çok suyum var eğer boynunu her şeyi ve ayak ucundansa or’dan bana or’dan olmaz gerisi sert sesinle kırıştırdımsa senin yalın saman gibi dil dil bir’lerin beni tekerler aşkım


hop diye ummaktır beni biraz bilsen bunları arama böyle bebek nasılsa gelmez bana bitti dedik köşeyi faydası zararı dönünce samanların arasında ortaçağ içinde kedi köpek ya da karşında işte sevgilim seninle ördek boyunca kahraman ya da üzgün başı ıslak seninle sevgilim Lübnan’da olandan fazlası var bir sevgilim bomba bom bom demedi mi yok iki sevgilim seninle Lübnan’da yanalım yok bom üç köşesi resimlerimizin bunlar yok Muş’ta bom dört olmazsa olalım Lübnan’ın seninle olan dedim orda kimse onlar kimse olalım dedim yok kaçtın hiç özel günümüz yok seninle


dedin ki kafasını yükseklere fırlattığımın, isimler önemli çok orda demiştik değişsek mi diye isimler demek bundan önemli çok dünyada büyük oyuncak* var ben de o olmak için böyle şeyim hayatlarımızı bir süreliğine değişsek mi zaten insan bi şeyden anlamaz ama olsun hayat harika yüzünü sarı mendillere sür, akciğerimin birini al ye bana da tadını de


*

BÜYÜK OYUNCAĞIN BÜYÜKLÜĞÜ NERDEN GELİRİN HİKAYESİ

1- büyük oyuncak sahibinindir başka çocuklar sulanmasın 23- büyük oyuncakla oyun olmaz adı oyuncak onun 45- büyük oyuncak nesnedir ama meselesi vardır 6- büyük oyuncak bi amerikadadır bi amerika rüyasından çıkmamıştır 789- büyük oyuncakla ve lâ ve ve olur, ondan çocuklar ölür 10- büyük oyuncağın uzak akrabaları da vardır teknolojisi peknolojik değildir 1112- büyük oyuncağın kapitalizmle isterseniz belki kesinlikle muhtemelen ilişkisini kuramayabilirsiniz 13- böyük 13- höyük


amerika kendine peki düzen ver olgun bir tırpanım bak biçtiğim yerler var sevgilim dijital sevicem seni ne bu şiddet uzaktan basmam öyle sevdiğimi o adamı düğmelerine ben söylemedim terlesem iyileşiriz bak patriot kan yok ses yok o yakından ya pearl harbour? kan mesela var ses de var zılgıtı sen amerikasın yersin gemileri tanımiin daldı kabileye de her genç tanımiin kabile gelen hangi savaşan adı aldı AHA hangi patladı kabilen apış aranda da isteyen patlayan şeyi altın gümüş sandı götünde patlar amerika bu nümayiş tanımiin ŞİŞŞŞ !?


MAĞARA …LOG’LARI “konuşurken bazen şiir çıkar”

la belle epoque* - neye karşısın? - güce. - kim güçlü? - baba, devlet, amerika. - kendi gücünü seviyo musun? - evet. - nah güce karşısın, siktir.

*

‘Dürüst Ömer ve İçsesli Şiir Dizisi’nden (Franko Buskas – Franko Buskas ortak yapımıdır)


gak bitti.

gak biti, darlama darsık tımdı. kıtsımı mındık dırlar. ona göre.




Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.