,,
O kadar yo ğun rnr rg gu gun duk ki fikirlerimizin fotoğrafını çekemedik. kitabı
,,
1. Bülent Ersoy*
Nasıl oynanır? Başlayan kişi (oyunkurucu) bir fotoğraf ve fotoğrafla bağdaşan bir kelime seçer. Kişi, kelimeyi söyler. Diğer oyuncular da bu kelimeye göre birer fotoğraf seçer. Fotoğraflar kapalı bir şekilde toplanır, karıştırılır ve açılır. Beşe kadar sayıldıktan sonra herkes başlangıçta oyun kurucunun belirlediği fotoğrafın hangisi olduğunu tahmin etmeye çalışırlar. Doğru fotoğrafı bulan 2 puan kazanır. Eğer bir oyuncu başka bir fotoğrafın doğruluğuna birilerini inandırırabilse, inandırdığı her kişi 3 puan kazanır. Oyunun Amacı: En çok puan toplamak. (Tabii ki kaynaşmak değil, çünkü biz benciliz.)
2. Nü Model*
Önce hayal ettik. Kırmızı ve ateşliydi. Sonra model geldi. Sınıfın ortasındaki taburenin üstünde çıplaktı. Teni yaralı ve lekeliydi. Acı çektiğini düşündük. Sonra başka bir nü modelin fotoğrafına baktık. Edward Weston çekmişti. Her şey bittiğinde onu soğan kırar gibi beş parçaya bölmek istedik. Parçalara ayrılışını fotoğraflamak istedik. Fırlayan etlerini görmek istedik. Tadını merak ettik. Ama ne biz çok çalışkan katillerdik, ne de o kanlı bir canlı. Biz tembeldik, o ise kendi halinde bir kırmızı biberdi.
3. Yirmiyedi*
* Yirmiyedi fotoğraf çekmemiz gerekiyordu. Çünkü çekat yirmiyedi kareden oluşuyordu. Artık bitsin diye... Ya selfie çekerken Alper’in flaş patlayan kocaman kafası çok güzeldi aslında. Artık bitsin diye toplu selfie falan çektik. Yani yirmi fotoğrafımız falan daha iyi. Bizimki yirmi, ama daha güzel.
4. Son Akşam Yemeği*
* Saat 3’te başladık. Hiç ara vermedik. Herkes artık bitmişti. 8 gibiydi. Pizzalar geldi. (12 taneydi) Yüzümüz aydınlandı. Havarilere selam olsun! Hallenuya!
5. Buraya bir
metin yazınız.*
* Öykü’ye anlatır gibi anlatıyorum. Bugün cumartesi sabahıymış gibi geliyor bize. Cumartesi yahu bugün, dedik sürekli. Eğer bugün cumartesi ise, biz cuma günü ne yaptık atölyede? Bu sayfaya ne koymalıyız? Yok eğer bugün cumaysa, daha atölyede bir şey yapmadık ki! Bu sayfaya ne koymalıyız?
Yoğunduk. Yorgunduk. O kadar yo ğun rnr rg gu gun duk ki hem de... 'Çıkışa Gel'de atölye yürütücümüzü, atölyeyi, paylaşımlarımızı, süreci, deneyimleri anlatan fotoğraflar çekip bir kitap yapmayı amaçlıyorduk. Ama o kadar yo ğun rnr rg gu gun duk ki... Kitap yaptık da fotoğraf çekemedik. - Bu da böyle bir anımız. + Hayır yaa kitabı da anlatmamız gerekiyor. Şöyle ki, biz yaşadığımız anları sonradan kurgulayarak fotoğrafın temsiliyetteki gücünden faydalanmak istedik. Bunun için fikirler bulduk. Fotoğrafların isimlerine ve neler anlatmasını istediğimize karar verdik. Lakin karar verdiğimiz fotoğrafları haftanın yoğunluğundan çekemedik. Bu nedenle hayalimizdeki her günün temsilini bu kitapta ölçülerine varıncaya kadar paylaştık. İsteyen bunu bir boş resim defteri ya da fotoğraf albümü gibi görüp, anlattıklarımızdan yola çıkarak tamamlayabilir. Ya da ilerleyen süreçte... GAA cipslerinden çıkan çıkartmaları topla, yerlerine yapıştır, şişeye koyup denize at! Dönerse senindir, dönmezse hiç senin olmamıştır. Cemre Yeşil'e sevgilerle,
ve
tüm
Sevgilerle, Sevgi, Sev! "Yeşil'i Sev GAA'yı Koru!"
atölye
katılımcılarına
Fotobaz & Çıkışa Gel Kesişimi Hatırası Fotoğraftakiler soldan sağa: Alper Boray, Öykü Okuyan, Betül Özcan, Şener Soysal, Betül Yazıcıoğlu, Begüm Akın, Furkan Çakmakçı, Selen Tuğrul, ............. ..............., ........... .......... (Selfie'yi Cemre Yeşil çekti)