noel

Page 1

NOEL KUTLAMALARI Noel kelimesi, Latince “doğuş” anlamına gelen natalis kelimesinden türeyerek Batı dillerine geçmiştir.Hristiyan kültüründe yılbaşı kutlamalarını ifade için kullanılmaktadır. Yılbaşı kutlaması, bir noel kutlaması olup aynı zamanda Christmas (kırismıs) kelimesi ile karşılanır. Christmas kelimesi aslen “Christ-Mass” kelimesine dayanır ve “Mesih’in Doğumunun kutlanması” anlamında kullanılır. Bu kelimedeki Chrisst kelimesi ise,Yunanca yağ anlamında chrisma kelimesinin türevi olan Christos kelimesinden gelmektedir. Christos “yağlanmış” demektir. Çoktanrılı Greko-Roman pagan kültüründe tanrı heykelleri önünde tapınılırken kutsanma ve bereket ifadesi olarak yağlanan heykellere “yağla kutsanmış” anlamında christos denilmiştir.Kelime zamanla İsa için kullanılır hale gelmiştir. Dolayısıyka İsa, asıl Christos yani “yağla kutsanmış bereket tanrısı”na dönüştürülmüştür. Christ-mass kelimesinin ikinci kısmı olan “mass” kelimesi ise Farsça kökenli mazda kelimesinden türeyen mizd kelimesinin Latince karşışığı olan missa kelimesinden Batı dillerine geçmiştir.Mazda tanrı ve mizd ise tanrı adına yenilen akşam yemeği anlamına gelir. Fars kökenli Mitraizm, Roma pagan kültüründe yaygın hale gelmiş dinlerden biriydi;tanrı Mithra’nın yeryüzüne inerek,Zodiak (uzayda güneşin iki tarafından 8 derecelik bir açıyla uzanan ve kendisine bağlı 12 yıldızı bulunduğuna inanılan kemer şeklinde yıldız kümesi)’ın 12 simgesine karşılık gelen 12 havarisiyle dünyayı dolaştığına sonunda insanlığın günahları için kendini feda ettiğine inanılırdı. Mitraistlerin bilinen festivali bir boğanın öldürülerek tanrıya adanması, kanının içilip etinin yenmesi uygulamasını içermekteydi. Hristiyan Pazar ayininin şekli itibariyle bundan etkilelendiği anlaşılmaktadır. Dolayısıyla Christmass,tanrı içilen yapılan bu Mitraist ayininin Hıristiyan şekli olarak ortaya çıkmıştır. Yılbaşı-Noel kutlaması bunun devamıdır. Tarihi ve etnolojik kaynaklara göre, yılbaşı kutlamaları Christmas’a dayanır;Christmas ise Noel ile birleştirilir. Mitraist uygulamalardan etkilenen Christmas’ın aslı ise eski Roma’daki Hıristiyanlık öncesinde varolan ve Aralık sonunda kutlamaları başlayan Saturnali festivaline dayanır. Mitoloji kitaplarında, Saturnali’nin antik yerel Latin tanrılarından biri olan Saturnus’la ilgili olduğu rivayet edilir. Saturnali festivaline başka çok-tanrılı inanç ögeleri de karışmaktaydı. Eski Roma’da putperest ayinlerinin en önemlilerinden birisi de “güneş tanrısı” Mitra’ya tapınmaktı. Mitra’nın doğum günü olarak 25 Aralık kabul edilirdi. Hıristiyan bilginlerine göre İsa Peygamber’in doğum günü de tam olarak bilinemediği için 25 Aralık Batı Hıristiyanlığı tarafından İsa’nın doğum günü olarak kabul edildi. Her ne kadar İsa Peygamber Cumartesi günleri ibadet geleneğini devam ettirmişse de, Pazar(Sunday/güneş günü) günlerinin Hıristiyanlarca ibadet günü kabul edilmesi de bu döneme rastlar ve aslen “güneş festivali”nden kaynaklanır. Kilise babalarından Tertullian bu dönüşüm ve etkileşimden bahseder. Hıristiyanlık öncesine ait Saturnali festivalinin, Hıristiyanlar tarafından İsa Peygamberin doğum günü olarak her yılın Aralık ayı sonunda Christmas kutlamasına dönüştürülmesi ilk kez M.S 353 veya 354 yılında Roma’da Papa Liberius zamanında olmuştur. Hıristiyan ilahiyatçılara göre bazı putperest festival ve ayinlerinin Hıristiyanlarca da kutlanmasının nedeni o dönemlerde Roma’daki Hint-İran kökenli Mitra inancına karşı Hıristiyanlığı korumaktı. Bu nedenle bazı putperest festivaller kabul görmüş ve onlara Hıristiyan adları verilmiştir. İşte, Christmas bunların en çok bilinen örneğidir. Günümüzde Christmas, Batı Hıristiyanları tarafından 25 Aralık tarihinde kutlanır ve yılbaşında 1 Ocak’ta Noel eğlenceleri ile birleşir. Bu 25 Aralık-1 Ocak tarihi, eski Roma takviminde Güneş Tanrısı Mitra’nın doğum günüyle,Saturnali festivalindeki “gündönümü”nün birleşimi olarak bir hafta süreyle kutlanırken,Batı Hıristiyanlarınca İsa Peygamber’in doğum günü kutlamasına dönüştürülmüştür. Doğu


Hıristiyanları ise aynı kutlamayı 6 Ocak’ta yaparlar. Fark, bir tarihlendirme ihtilafından ibarettir. Zaten Hz.İsa’nın doğum tarihinin kesin olarak bilinmediğinde Hıristiyan araştırmacılar ittifak ederler. İşte bu Christmas ve yılbaşı eğlenceleri, zamanla Noel efsanesiyle birleşmiştir. Noel kelimesi Santa Claus adlı bir efsanevi Hıristiyan azizi için “noel baba” ifadesinde kullanılmaya başlamıştır. Bilinen kırmızı kıyafeti, büyük çorpları, uzun beyaz sakalı ve baca deliğinden girip şömineden çıkması gibi hayali ve komik bulunan özellikleri ilk kez 1870’de Thomas Nast adlı bir ressam tarafından çizilmiş ve ayrıca Clement C. Moore’un “Noel babanın ziyareti” adlı şiirinde anlatılmıştır. Evi de buzlar ülkesi olan kuzey kutbu olduğu için mecburen ren geyiği ile çekilen bir kızaklı araç kullandığı efsanesi yayılmıştır. Tarihte 4.yy’da (352’de Aralık ayında ölmüş) bugünkü Antalya’nın Demre ilçesinde Hıristiyan piskoposu olarak yaşayan Santa(aziz) Nikolas adlı Hıristiyan azizinin yardımseverliği hikayesi , zamanla Noel Baba adıyla çocuklara hediyeler getiren bir efsaneye dönüşmüştür. Hıristiyan ilahiyatçılarına göre aslında Hıristiyan inançlarında yeri olmayan Noel kutlaması, Hıristiyanlığa eski çok tanrılı Roma kültüründen geçmiş ve Hıristiyanlığın yaygın olduğu ülkelerde Christmas ve yılbaşı kutlamalarının bir parçası haline getirilmiştir. Aziz Nikolas ismi zamanla Santa Claus’a dönüşmüş ve Hollanda’da Sinter Klaus,Amerika’da ve Kanada’da Santa CLAUS,İngiltere’de Peder Christmas,İspanya, Brezilya ve Peru’da Noel Baba denilmiştir.Batı ülkelerinin çoğunda yılbaşı kutlamalarına Christmas denilir ve insanlar birbirlerini “mutlu doğum kutlaması” anlamında “ merry Christmas” ifadesiyle kutlarlar. Başka ülkelerde ise yılbaşına Noel denilir. Santa Claus’un yani Noel Babanın,Demre’de yaşadığı ileri sürülmüşse de,1087 yılında İtalyan tüccarlarının onun mezarından cesedini çalarak İtalya’ya götürdüklerine inanıldığı için bugün onun adıyla bilinen Hıristiyan ziyaret yeri,İtalya’nın güneyindeki küçük bir Katolik kasabası olan Bari’dedir. Yukarıda belirtildiği gibi Noel kelimesi,Latince “doğuş”anlamına gelen natalis kelimesinden türeyerek Batı dillerine geçmiş ve Christmass-Yılbaşı kutlamalarını ifade eden bir kelime olarak kullanılır olmuştur.Yılbaşı eğlencelerinde Hıristiyanlar tarfından kullanılan süslü çam ağacı, bazı kaynaklara göre Yunan ve Roma çok tanrılı kültürlerindeki Attis tanrısına ibadet ayininden kaynaklanır. Attis’in bereket tanrısı olduğuna ve sonradan bunu görmek için çam ağacında vücut bulduğuna inanılırdı. Çam ağacına bereket sembolü olarak tapınılırdı. Başka kaynaklarda noel’deki çam ağacının İskandinav dini inançları ve efsanelerindeki kutsal olduğuna inanılan bir çam ağacı inanışına dayandığı anlatılır. Efsaneye göre İskandinav tanrılarından Odin dünyayı yarattıktan sonra kendisini evrenin ağacı denilen hiç solmayan bir çam ağacına asar. Böylece hikmet ve bilgiye dönüştüğüne inanılır. Bu çam ağacı efsanesinde Odin’in kendisini feda edişi,Hıristiyanlarca İsa’nın çarmıha gerilişine benzetilir. Bir başka genel kabul gören anlayışa göre çam ağacı ve mumlar antik Aryan inanç geleneğinde Yule festivalinden kaynaklanmaktadır. Çam ağacı ölümsüzlüğü temsil eder, mumların ise kötü ruhları ve cadıları kovmak için yakıldığına inanılırdı. Mumlar yakılarak ağaca bağlanırdı. Gündüzlerin çok kısa olduğu İskandinav ülkelerinde Hıristiyanlık’tan önce var olan Yule(yule kelimesi muhtemelen yılın dönüşümünü ve değişimi temsilen Nordik dillerdeki tekerlek anlamında hjol-wheel kelimesinden gelmekteydi) kutlanması, yılın en kısa “gündüz”ünde yapılan bir pagan kutlamasıyla Yılbaşı-Noel kutlaması olarak 25 Aralık tarihine denk geliyordu. Noel-Yılbaşında domuz eti yenilmesi de putperest Yule festivalinin uygulamalrından gelmektedir. Bu gelenek, yani çam ağacı,yılbaşında özellikle domuz eti ve mumlar Avrupa’da devam etmiş her türlü kutlamada mumlar ya da daha geniş aydınlatma yöntemleriyle sürdürülmüştür. Ağaca asılan küçük ay,güneş ve yıldız süsleri de Babil tanrılarının simgeleridir. Yahudiliğe ve Hıristiyanlığa eski Mezopotamya, Yunan ve Roma inançlarından geçmiş ve günümüze kadar gelmiştir.


Da vinci romanı ile noel kutlamaları sorgulanır ve kökenleri sorgulanır bir hale geldi.Hıristiyanlık inanışında ve kültüründe kutlamayı hiristiyanlığa benimseten ve bu kutlamayı başlatanların başlatan doğu kiliseleri olduğu bilinir.Bu kutlamada 6 Ocak tarihi bu bakımdan önemli. O gün Hz. İsa'nın Hz. Yahya tarafından vaftiz edildiğine inanılıyor ve bayram sayılıyor. Dolayısıyla Milan Fermanı'yla Hıristiyanlığın Roma'da serbest bırakıldığı döneme kadar yani M.S. 313 yılına kadar Hz. İsa'nın doğumunun kutlanması diye bir adet yok. Noel kutlamalarının bu dönemde pagan Roma'yla uzlaşı arayışına giren ve Roma halkına Hıristiyan inancını kabul ettirme arzusu duyan kilisenin bazı 'orta yol' arayışına dayandığı düşünülebilir. Nitekim 'Selam sevindiren ışık' ya da 'Selam sevincin ışığı' diye başlayan ilk Hıristiyan ilahisi Roma inancında ilah kabul edilen Güneş'le Hz. İsa imajının bir araya getirilmesini yansıtıyor. 25 Aralık günü de esas olarak Roma dininde 'Yenilmez Güneşin Doğumu Bayramı'na denk geiyor. Bu ilahinin söz konusu özelliğinin kanıtı Hıristiyanların ilahiyi okurken Kudüs'e değil doğuya yani Güneş'e dönmelerinin gelenek oluşu. Güneş kültürünün aynı dönemde Hıristiyanlığa dahil edildiği, kilise mimarisinden başlayıp mezarlık düzenlemesine kadar bunun yansımasının görüldüğü söylenebilir. Roma Güneş tapımında pazar gününün 'Güneşin günü' sayılıp ibadete ayrılmışlığının da Hıristiyanlar tarafından aynen kabul edildiğini söylemeye gerek yok... Tabii pazar gününün kilise inancına dahil edilirken isim değiştirerek 'Rabbin günü' sayıldığını da Bu değişimden asırlar sonra da Hıristiyanlar asırlarca şenlikli bir Noel ya da 'yılbaşı' kutlamasını akıllarına getirmediler. Paskalya da dahil söz konusu kutsal günler asırlarca ibadet ve ayinlerle geçti. Kasım ayının son haftasından başlayarak aralık ayı boyunca kilise mensuplarının oruç tuttukları, halkın da perhiz yaptığı biliniyor.

Yılbaşı kutlamalarının Hıristiyanlıkla doğrudan hiçbir ilgisi yok. İslam dünyasındaki genel tavrın olumsuz olmasının sebebi yılbaşında eğlenme alışkanlığının Batı'dan gelmişliğine bakarak ve kutlamanın Noel'le yakınlığı düşünülerek bunun Hıristiyanlıkla alakalı olduğu inanışı.

Akçam (Noel) Ağacı İle Yılbaşı Kutlamaları Türk Adetidir Tarihi İlk Sümerler Yazdı Bizim Batı hayranı Liderler Avrupa Birliği üyeliği için uğraşmaya devam ededursun, Noel (Kristmas) kutlamalarının Türk adeti olduğu ortaya çıktı. Sümerolog Dr. Muazzez İlmiye Çığ, tarihin Sümerlerle başladığını açıklayarak Türklerin atası Sümerlerin Hz. İsa’dan dörtbin yıl önce Güney Irak’a yerleştiklerini ve medeniyetin başlangıcı ilk yazıyı tabletlere kaydederek bütün dünyaya örnek olduklarını belirtti. Bu gerçeğin ansiklopedilerde de kaydı var diyen Sümerolog Çığ, Sümer tabletlerinin Türkiye’de yetmişdört bin adedinin okunarak arşivlendiği de Bn. Çığ tarafından açıklandı. ÇAM AĞACININ TARİHÇESİ. Çam (Akçam) (KÖKNAR) ağacının ise Sümerlerce kutsal bir hayat ağacı olarak bilindiği binlerce yıllık tabletlerden anlaşılmış bulunmaktadır. SÜMER (TÜRK) EFSANESİ. Efsaneye göre yeryüzünün tam ortasında, yerin göbeği sayılan yerde yüce bir AKÇAM ağacı gökyüzüne kadar uzuyor... Gökyüzünde hayırlı ruhların başı, sıkı kaftan giyen uzun ve ak sakallı ÜLGEN’in sarayı vardı ve Ülgen (Burada Noel Babanın prototipi olacak?) Gündüz ile geceyi ve güneşi yöneterek günleri güneşle idare ediyordu... 22 Aralık’ta (yılın en kısa gününde) Gece gündüzle savaşıyor ve gün geceyi mağlup ediyor ve o günden başlayarak geceler kısalıp günler uzuyor. Sümerler ondan sonra Ülgene dua etmeye başlarlar, güneşi geri verdiği için ona teşekkür ederler, ağaç etrafında şarkılar söyleyip oyunlar oynarlardı. Türklerde Güneş çok kutsal sayılmaktaydı.. Rivayete göre, duaları Ülgene (Güneş Tanrısına) yetişsin diye ağacın altına hediyeler koyup, dileklerini ağaca bağladıkları bandlara kaydederlerdi. Bu kutlamalar bir hafta 1 Ocak’a kadar devam ederdi... Güneş de o günden itibaren, Güneş Tanrısının duasına cevap olarak, gökyüzünde daha uzun kalıp, günleri ısıtıp uzatmaktaydı... Tanrıcılık dininin başlamasından sonra bu şölen (Tanrının gelişi - doğumu) olarak kabul edilmeye


başlandı. Buna Nartugan denirdi (Mongolca’da Nar güneş, tugan da ‘doğan’ anlamına gelmektedir. (Yani güneşin doğduğu gün) İlk Türklerin An’anesi Nasıl Değiştirilip Adapte Edildi... Beşbin yıl önce, ilk olarak Türkler tarafından kutlanan Aralık Ayı’nın 22’si (en kısa günü) zaman içinde Hıristiyanlar tarafından 25 Aralık Hz. İsa’nın doğum günü olarak ilan edilmiştir. Hz. İsa musevi olduğundan 1 Ocak’ı da Hz. İsanın sünnet günü olarak kaydeden Hıristiyanlar, Çam süslemeyi ve yılbaşını ikibin yıldanberi – yani Sümer Türklerinden üç bin yıl sonra ilk önce Almanya’da kutlamaya başlamışlar sonra da bu adet Fransa üzerinden tüm Avrupaya ve Hıristiyan dünyasına dağılmıştır. Hz. İsa Aralık Ay’ında Doğmamıştır. Aralık yağmurlu ve soğuk olduğundan o aylarda eskiden çobanların tarlalara çıkmadığı bilinmektedir. Roma İmparatorunun da halkın rahatsız olmaması için nüfus sayımının kış günlerinde yapılmamasını istediği kayıtlarda vardır. İncil Ne Diyor?: Hıristiyanların kutsal kitabı İncil’e göre, Hz. İsa Sonbaharda doğmuştur (BAK: İncil LUKA 2.1.20). Bunu Hıristiyan teologları (Tanrıbilimcileri) de kabul etmektedirler. Ama buna rağmen NOEL (Kristmas) 25 Aralık'ta kutlanmaktadır. Bu kutlamaların geleneği Çam (Akçam) ağacı Filistin veya Mısır’da bulunmadığına göre, Hıristiyanların bu geleneği Sümerlerden (İlk Türklerden) aldıkları ortadadır. DÜNYADAKİ EN ESKİ TARİHE VE MEDENİYETE SAHİP TÜRK MİLLETİ artık KÖHNE BATI MEDENİYETİNİ ÖRNEK ALMAKTAN VAZGEÇMELİ, GEÇMİŞİYLE GURUR DUYARAK BAŞINI DİK TUTMALIDIR.


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.