HABER Gazetesi - Aralık / December 2015 - Nr-58

Page 1

HOLLANDA PARLAMENTOSU'NDA SKANDAL ! Teeven krizi hükümeti düşme noktasına getirdi Hollanda’da koalisyon hükümeti, eski Güvenlik ve Adalet Bakanı Müsteşarı Fred Teeven’nin savcı olduğu 2001 yılında bir uyuşturucu baronuyla yaptığı anlaşmadan dolayı zor günler geçiriyor. Söz konusu anlaşmaya ilişkin meclisin eksik bilgilendirildiğini ileri süren muhalefet partilerinin

ortak verdiği güvensizlik önergesi, parlamentoda çok az farkla reddedildi. Eski Müsteşar Fred Teeven’nin yaptığı anlaşmaya ilişkin bilgilerin meclisten bilinçli saklandığı iddialarına katılmayan Başbakan Mark Rutte, hükümet olarak bu konudan gerekli dersleri çıkardıklarını söyledi.

HABER ARALIK / DECEMBER 2015

Yıl/Jaar : 7

ISSN:1879-9981

www.haber.nl

Sayı/Nr:

ALIN SKANDLARINI Y A DET L AK A MUT UN! OKUY Sayfa 7'de

58

İYI GAZETESI N E N I N ’ A HOLLAND

MEHMET SOYTÜRK

Mutluluk, kanaat etmek ve şükretmekten geçer...

16 ve 17'de

Çift kültürün zenginliğine bir projeksiyon İBRAHIM KARAMAN

4'te

2016'ya girerken

İLHAN KARAÇAY

6'da

Ahenk içinde birlikte yaşamak zor değil

POLİS SİLAH KULLANDI; BURASI GELDERMALSEN

Anayurdunuz doğduğunuz yer mi, doyduğunuz yer mi? Size ve çocuklarınıza göre anayurdu tam olarak neresi, düşündünüz mü? Türkçe'de babavatan kelimesi olmadığı için Batı dillerinin aksine anavatan deniliyor. Hollandalı Türkler için ise ilginç bir durum söz konusu oldu. Anavatanları Türkiye, babavatanları Hollanda olan ciddi bir Türk popülasyonu mevcut. Üçüncü kuşak ve sonrası için baktığımızda ise tam tersi bir durum gözlemleniyor. Gençlerimizin artık yavaş yavaş, ‘anavatan Hollanda babavatan Türkiye’ bakış açısını da değerlendirmek durumundayız.

5'te

4, 6, 8, 10, 13, 14 ve 17'de

SVB KANUNSUZ HAREKET ETMEYE DEVAM EDİYOR 5'te

ARNHEM’DE 20.YIL COŞKUSU

Araştırması yeniden ayrıştıracak nitelikte Motivaction araştırmasında Türk gençlerini zan altında bırakmıştı.

Bakan Lodewijk Asscher özür dileyecek mi?

KİMLİK KONTROLÜ CEZASINDAN KURTULMANIN YOLU 27'de

15'te

HOLLANDA'DAKİ İNSAN HAKLARI KARNESİ ZAYIF ÇIKTI

8'de

Çifte aidiyeti teşvik eden politikalar üretilmeli VEYİS GÜNGÖR

10'da

3. Dünya Savaşı çıkar mı ?

METİN YAZAREL

12'de

Ya sev, ya ait olduğun yere git!

ZEYNEL ABİDİN KILIÇ

13'te

Memleketim, Memleketim?

5'te Sayfa 3'te

EMİN ATEŞ

11'de

NAMAZ KILMASI ENGELLENEN ÖĞRETMEN İŞTEN AYRILDI

AHMET SUAT ARI

BAKIŞ AÇISI DEĞİŞİYOR MU?

Kadir Canatan önderliğinde hazırlandı

Doğal Lezzet

24'te

14'te


HABER

2

ARALIK / DECEMBER 2015

www.aktiereizen.nl Yeni yılınızı kutlar, esenlikler dileriz Başkan Aziz Zeyrek E-mail: info@tov-arnhem.nl Website: www.tov-arnhem.nl

Yeni yılınızı kutlar, başarılar dileriz. Durmuş Doğan Hooglandsekerksteeg 8a 2312 HR Leiden Telefoonnummer: 071 - 512 20 70 Faxnummer: 071 – 513 83 63

2016 yılının size ve sevdiklerinize yeni umutlar getirmesi dileğiyle. Avukat Sevim Kara

info@advocatenkantoorkara.nl www.finma.nl

Leemansweg 2 | 6827 BX Arnhem T. 085 600 47 47 | info@raqam.nl

www.raqam.nl

Yeni yılınızı kutlar, esenlikler dileriz.

Yeni yılınız kutlu olsun. 2016 size ve sevdiklerinize hayırlı olsun. Laan op Zuid 392 3071 AA Rotterdam Telefoon:010-480 81 84 Telefax:010-480 09 68 Website:www.amanos.nl Email:info@amanos.nl

İyi yıllar ve başarı dolu işler dileriz. Rahmi Gemril

Voor vacatures en extra informatie bezoek onze website Tel: 033 4571001 Fax: 033 4330516 www.deisbo.nl

Zielhorsterweg 83 3813 ZX Amersfoort info@deisbo.nl

Telefoonnummer: (010) 257 99 01

www.advocatenkantoorkara.nl

Broekstraat 32, 6828 PZ Arnhem

2016'da bütün müşterilerimize başarı dolu işler dileriz.

Westblaak 5 F 3012 KC Rotterdam

Gemril Pluimveeservice B.V. Snelliusweg 40-18 • 6827 DH • Arnhem

www.gemril.nl

info@finma.nl

Yeni yılınızı kutlar kutlar, herşeyin gönlünüzce olması dileği ile başarılarınızın devamı ve işlerinizde kolaylıklar temenni ederiz.

Mehmet Soytürk

Schuttevaerweg 9-B 3044 BA Rotterdam

Tel: 010- 415 43 10 Fax 010- 415 52 67

SİPOR İslam Okulları CITO bitirme sınavlarında bu yıl da üstün başarı göstermiştir.

2016'nın bütün öğrencilerimize başarı getirmesini dileriz. Postadres: Postbus 51188 3007 GD Rotterdam

Bezoekadres: Zegenstraat 120 Rotterdam 010 - 495 15 80

BORA BOUW 2016'nın hayırlara vesile olmasını diler, yeni yılınızı kutlarız. Rıza Bora Binckhorstlaan 340 2516 BL ‘s-Gravenhage Tel: +31 (0)70 8 100 100 Fax: +31 (0)70 7 371 095

Yeni yılınız kutlu olsun. Arif Balcı

www.blcwinkelinventaris.nl info@blcwinkelinventaris.nl Tel: 040 - 21 32 286 Fax: 040 - 21 32 285

Quinten Matsyslaan 37 5642 JC Eindhoven

Yeni yılınız kutlu olsun. Şerif Aktürk

Nijverheidsweg 39 4879 AP Etten-Leur Nederland

T: +31 (0) 76-50 369 92 F: +31 (0) 76-50 369 19 E: info@ozgazi.com


3

HABER

ARALIK / DECEMBER 2015

Yeni yılınızı kutlar, işlerinizde kolaylıklar ve başarılar dileriz. Hasan Aras

www.euba.org Binckhorstlaan 340 B 2516 BL Den Haag

Yeni yılınızı kutlar, işlerinizide başarılar dileriz.

www.guler.nl

Yeni yılınız kutlu ve mutlu olsun.

Hikmet Gürcüoğlu www.sancak.nl info@sancak.nl

Productieweg 48 2382 PD Zoeterwoude

Yeni yılınızı kutlar, sağlık ve mutluluk getirmesini dileriz. Brouwersdijk 34 • 3314 GR Dordrecht Tel:078-648 93 08 Email: info@guler.nl

Yeni yılınız kutlu ve mutlu olsun.

Yeni bir yıla giriyoruz. Yeni yılda huzur, mutluluk, daha çok dayanışma ve bol başarılar dileriz.

Osman Çelik

Groothandelsmarkt 69-78 3044 HC Rotterdam T : +31.10.4378812 - 4371482 F : +31.10.4621494

www.tur-ned.nl

Evert van de Beekstraat 55 1118 CM Schiphol

Tel: 020 - 655 40 33 E-mail:info@komfly.nl

Raşit Bal

Erasmusstraat 141 3035 LD, Rotterdam

ABONE OLUN Aylık sadece

2,91

Her ay postayla evinizde

info@cmoweb.nl www.cmoweb.nl

Abone olmak için 28. sayfadaki formu doldurunuz.

GAZETENIZ ADRESINIZE GELSIN 1 YILLIK 35 EURO'YA ABONE OLABİLİRSİNİZ Bir telefon ya da e-mail yeter: 010 - 290 09 00 abone@haber.nl

Araştırması yeniden ayrıştıracak nitelikte Bakan Lodewijk Asscher'in daha önceki Motivaction araştırmasında Türk gençlerini zan altında bırakmasının ardından, yeni araştırma sonuçlarının ortaya çıkmasıyla Türk gençlerinden özür dilemesi Türk toplumunda bir beklenti halini aldı.

Hollanda’da yaklaşık 3 bin kişiyi kapsayan araştırmada, ülkede yaşayan Türk ve Faslı gençlerin önemli bir bölümünün, toplumdan dışlandıklarını düşündükleri ortaya çıktı. Sosyal ve Kültürel Planlama Bürosu’nun (SCP) Türk, Faslı ve Surinamlıların da aralarında olduğu göçmen kökenli gençler arasında yaptığı bir araştırmaya göre, bu kesimdeki gençlerin büyük kesiminin kendilerini Hollandalı olarak tanımlamadıkları ortaya çıktı. SCP’den yapılan açıklamada, uyumdan sorumlu bakanlı-

ğın talebiyle 3 bini aşkın genci kapsayan araştırmaya katılan Türk ve Faslıların yaklaşık yarısının dışlanmışlık hissi yaşadıkları ve genellikle içinde yaşadıkları etnik toplumla iletişim halinde oldukları kaydedildi. Medya ve siyaset dünyasına yönelik olumsuz düşüncelere sahip oldukları belirtilen Türk ve Faslı gençlerin yüzde 90’ının, DAEŞ terör örgütüne de karşı oldukları bildirildi. Söz konusu araştırmanın Hollanda’da geçen sene yaptırılan ve Türk gençlerinin bü-

yük bölümünü radikal eğilimlere sempati duymakla suçlayan araştırmayla bağlantılı olarak gerçekleştirildiği belirtildi. Hollanda’da geçen sene Kasım ayında çok kültürlülük enstitüsü Forum’un Motivaction adlı kuruma yaptırdığı araştırmanın sonuçları, ülke gündeminde uzun süre tartışma konusu olmuştu. Türk gençlerinin büyük bölümünü DAEŞ gibi radikal unsulara destek vermekle itham eden araştırma sonucu, özellikle Türk toplumunda sert tepkilere yol açmıştı. “Asimilasyona varan entegrasyon politikaları kabul edilemez”

SCP’nin son araştırması kapsamında Başbakan Yardımcısı Lodewijk Asscher ile görüşen Türk kökenli avukat Ülkü Öğüt ile siyasetçi Münire Manisa, genel anlamda ortaya çıkan sonuçların olumlu olduğunu söyledi. Türk ve Faslı gençlerin yaşadıkları dışlanmışlık hissinin normal olduğuna değinen Öğüt, bunu doğuran en önemli sebebin, yanlış entegrasyon politikalarından kaynaklandığını ifade etti. Türk gençlerinin kültürlerini koruyarak toplumda var olmak istediğini anlatan Öğüt, “Oysa asimilasyona varan tarzda entegrasyon politikaları kabul edilemez. Gençler buna

tepki gösteriyor. SCP’nin araştırmasının en önemli sonuçlarından biri de kuşkusuz Türk gençlerinin DAEŞ gibi terör örgütleriyle aralarına koyduğu mesafe. Bunu zaten biliyorduk, araştırma bunu bir kez daha gösterdi” diye konuştu. Manisa ise söz konusu araştırmadan sonra entegrasyon odaklı tek taraflı politikaların artık değişmesi gerektiğini dile getirdi. Türk ve Faslı gençlerin kendi kültürlerini yaşamaya çalışmalarının garipsenecek bir yanının olmadığına işaret eden Manisa, bu kapsamda ilgili bakanlıkla sürekli iletişimde olacaklarını kaydetti.


HABER

4

ARALIK / DECEMBER 2015

ÇİFT KÜLTÜRÜN ZENGİNLIĞİNE BİR PROJEKSİYON Hollandalı Türkler için ise ilginç bir durum söz konusu. Anavatanları Türkiye, babavatanları Hollanda olan ciddi bir Türk popülasyonu mevcut. Üçüncü kuşak ve sonrası için baktığımızda ise tam tersi bir durum gözlemleniyor. Gençlerimizin artık yavaş yavaş, ‘anavatan Hollanda babavatan Türkiye’ bakış açısını da değerlendirmek durumundayız.

İBRAHİM KARAMAN Bildiğiniz gibi Uyum ve Entegrasyon Bakanı Lodewijk Asscher yaptırdığı yeni araştırmada Türk ve Faslı gençlerin kendilerini Hollandalı hissetmedikleri sonucunu elde etti ve bunu açıkladı. Bakan, Motivaction araştırmasının neden olduğu kırılmada manevralar yapıp tamir etme çabası gösterirken, bu son araştırmayla yeni ayrışmalara yol açacağının farkında ya da bilincinde değildir diye mi düşüneceğiz? Eğer ki yeni bir manipülasyon söz konusu değilse bu konuya Hollandalı Türkler olarak bizim de ciddi olarak eğilmemiz gerekmektedir. Fakat bakanın ‘imaj sabıkasına’ bakacak olursak, geçmişte entegrasyon politikalarının iflas ettiğini söyleyen birisi olarak, bu araştırma sonucunu nerede ve nasıl konumlandıracağını kestiremiyoruz. ‘Kendini Hollandalı hissetmek’le amaçlanan tamamen bir asimilatif bakış açısıysa, bizim buna soğuk duracağımız açıktır. Önce birkaç tanımı mercek altına yatıralım. Bundan 6 yıl önce ‘Hollandalı Türkler’ tanımlamasını ağırlıklı olarak medyada ilk biz kullanmıştık. Aylar, yıllar içinde bu tanımlama her kademe ve sektördeki insanlarımız tarafından o kadar beğenildi ki, diğer medya kuruluşlarında ve sosyal çevrelerde de genel kullanım görme-

ibrahim.karaman@haber.nl ye başladı. Daha çok Türkiye orjinli kullanılan ‘gurbetçi’ kelimesini ise yavaş yavaş tedavülden kaldırmayı önerdik ilk defa bu yıl. Bunun ana nedenlerinden birisi artık burada yerleşik hayata geçiş ve toplumsal hayata katılımın gittikçe gelişmesidir. Gurbetçi kelimesi, Türkiye’de yaşayan insanların bakış açılarında da modern zamanlarda eskisine nazaran daha çok zaafiyet çağrıştırmakta. Hollandalı Türk olmanın arkasında yatan ana gerçeklik, iki dilliliktir. İki dillilik her Hollandalı Türk bireyin hayatına kaçınılmaz olarak girmektedir. Bu çoğumuz için anne ve babanın farklı anadilleri olmasından değil, farklı bir ülkede yaşama zorunluluğundan kaynaklanmaktadır. Artık gençlerimiz için 'ard arda iki dillilikten' ziyade, “eş zamanlı iki dilli” olma durumu sözkonusudur. Genel olarak aynı anda edinilen iki dil zihne ek yük getirmeksizin ortaya çıkar ki, birinci kuşağa göre bu daha avantajlı fırsatlar ortaya çıkaracaktır. Çift dillilik konusunda yapılan araştırmaların neredeyse tamamı, insanın gelişiminde olumlu öğeler barındırıyor. Anadili, anavatan gibi kelimeler çokluk anne ile ilişkilendirilse de, asıl olarak aslı, esası kapsamaktadır. Burdan hareketle,

anavatan kelimesi asıl vatan, babavatan kelimesi de ikinci vatan kavramlarına atfen kullanılıyor. Anadili ise, çocuğun konuşmaya başladıktan sonraki aşamada, kendi birincil ihtiyaçlarını ifade ederken konuştuğu dil olarak algılayabiliriz. Gerçek şu ki değişen dünya koşullarında, birden fazla dili konuşabilmek, birden fazla kültürü bünyesinde toplamak ve çifte aidiyet pratik anlamda oldukça fayda sağlamaktadır. İki dillilik ve iki kültür menşei kişiye hayatta kazandırdıkları açısından son derece değerli. Yapılan araştırmalar, iki dilli kişilerin tek dillilere kıyasla özellikle yönetici işlerde daha fazla, toplumun beklediği kodlarla hareket etme yetisine sahip olduğunu ortaya koymuştur. Bu insanların daha fazla bilişsel esnekliğe ve adaptasyon gücüne sahip olduğu ve farklı ve özgün düşünmede daha becerikli oldukları da belirlenmiştir. Çift dilli insanların üst dil becerilerinde daha yetkin oldukları ve yaşlılıkla gelen demansa karşı daha dirençli oldukları da ortaya çıkarılan sonuçlar arasındadır. Anadile ek olarak ikinci dili küçük yaşlardan itibaren öğrenmenin sayısız faydaları vardır ancak ikinci dil birinci dil pahasına değil, onu da destekleyecek şekilde öğrenilmeli, öğretilmelidir.

Türkçe'de babavatan kelimesi olmadığı için Batı dillerinin aksine anavatan deniliyor. Hollandalı Türkler için ise ilginç bir durum söz konusu oldu. Anavatanları Türkiye, babavatanları Hollanda olan ciddi bir Türk popülasyonu mevcut. Üçüncü kuşak ve sonrası için baktığımızda ise tam tersi bir durum gözlemleniyor. Gençlerimizin artık yavaş yavaş, ‘anavatan Hollanda babavatan Türkiye’ bakış açısını da değerlendirmek durumundayız. Her iki durumda da, tabiri caizse, ne yardan, ne serden vazgeçmek sözkonusu değildir. Hem Hollanda hem Türk kültürünü haiz olmak, bizleri "iki arada bir derede kalmak" yönüyle nitelendirilmek yerine, her iki ülkenin de güçlü toplumsal yapılarını bünyesinde toplayıp, daha güçlü, daha zengin bireyler yetişmesini temin edecektir. Hollanda'nın dünyadaki oturmuş toplumsal ve ticari yapısını, Türkiye'nin hızla gelişen toplumsal ve ticari yapısıyla karmak ve her iki kültürün en güçlü yönlerini birleştirmek, Hollandalı Türkleri toplumsal kültürün sabit parametleri yapacak, vazgeçilmez hale getirecektir. Gençlerimizin kabiliyetleri, yıllar içinde oluşturdukları donanımın yanısıra; bilimsel, teknolojik ve metodolojik kazanımları bireysel özelliklerini de öne çıkaracaktır. Buna sadece eklenmesi gereken birkaç artıları daha olmalıdır. Telaffuz, dile hakimiyet, dil zenginliği gibi şeyler iyi bir eğitimden geçen Türk gençlerinin sonradan hızlı geliştirebilecekleri öğelerdir. Hollandacaları mükemmel olan gençlerimizin, Türkçelerini de ciddi ele aldıkları takdirde kısa zamanda güçlendireceklerine inanıyorum. Toplantılarda kendilerini Türkçe olarak yeterince ifade edemediklerini düşünen gençlerimizin pasif duruşları, sivil toplum kuruluşlarımızın üzerinde duracağı bir konu olmalı. Bu konular etrafında zihin jimnastiği yapıp, çift dil, kültür ve aidiyetin nasıl bizlere güç ve zenginlik imkanını sunabileceği konusunu irdelememiz gerekiyor. Bu sayede var olan potansiyelleri hızla ortaya çıkarabiliriz. Hollanda'da kök saldığımız müddetçe, çifte kültür ve çifte aidiyet durumunu yaşıyor olacağız. İlk bakışta dezavantajlı olan durumun pek çok da avantajlı yönleri mevcut. Biz projeksiyonlarımızı bu koşullara çevirmek durumundayız. Çift dillilik, çift kültür ve çifte aidiyet birçok avantajları olan bir durumdur. Artık hollandalı politikacılar da bu bilmsel verilerle ve araştırmalarla ortaya çıkan gerçekleri kabullenip, politikalarını ona göre oluşturmalı ve dışlayıcı politika ve manipülatif açıklamalarına son vermeliler.

Bedelli askerlik sonunda 1000 Euro'ya indi Hükümet programını açıklayan Başbakan Ahmet Davutoğlu, yurt dışında yaşayan yurttaşlar için bedelli askerlik müjdesi vermiş ve bedelli askerliğin ücretini 6 bin Euro'dan 1000 Euro'ya düşüreceklerini söylemişti. Askerlik Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnameler'de (KHK) değişiklik öngören kanun tasarısı, TBMM Başkanlığı'na sunuldu. Yurt dışında yaşayan Türk vatandaşlarının Türkiye'deki askerlik hizmetlerini yerine getirmiş olmak için ödemeleri gereken 6000 Euro, 1000 Euro'ya düşürülecek. Tasarıya göre, yurt dışında yaşayan Türk vatandaşları, bağlı bulundukları yurt dışı temsilcilikleri aracılığıyla askerlik şubelerine başvurmak suretiyle, 1000 Euro ya da karşılığı kadar yabancı ülke parasını ödemeleri kaydıyla askerlik hizmetini yerine getirmiş sayılacak. Mevcut düzenlemede ödenmesi gereken söz konusu ücret 6000 Euro. HANGİ ŞARTLAR ARANACAK?

Bu düzenlemeden yararlanacak Türk vatandaşlarında şu şartlar aranacak: - Yurt dışında doğarak ya da kanuni rüşt yaşına kadar ikamet etme amacıyla yabancı bir ülkeye giderek oturma ya da çalışma izni ile yurt dışında yaşıyor olmak veya kanuni rüşt yaşına kadar Türk vatandaşlığının yanında başka bir ülkenin de vatandaşlığını kazanmış olmak. - Başvuru sırasında bulunulan yaşın en az yarısı kadar süre ile yabancı ülkede ikamet etmiş olmak. - Kanuni rüşt yaşına kadar alınan eğitimin en az 5 yıllık bölümünü yabancı ülkede tamamlamış olmak. - Başvuru tarihi itibariyle halen yurt dışında yaşıyor olmak. Söz konusu düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihten önce dövizli askerlik hizmetinden yararlanmak üzere başvuranlar da 1000 Euro ödeyerek askerlik hizmetini yerine getirmiş sayılacak. Ancak fazladan yapılmış ödemeler iade edilmeyecek.


www.tolgaadvocatuur.nl 5

ARALIK / DECEMBER 2015

Geldermalsen’da protestocular belediyeyi bastı

HABER

Polis silah kullandı Hollanda’nın Utrecht şehri yakınlarındaki 27 bin nüfuslu Geldermalsen’de göçmen karşıtları belediye binasını bastı. Göstericiler, ilçede 1500 kişilik bir sığınma merkezi kurulması planlarını protesto etti. Sayıları 2 bini bulan öfkeli protestocular, belediye binası önünde polisle karşı karşıya geldi. Güvenlik güçleri, havai fişek ve ellerinde şişelerle saldıran kalabalığı dağıtmakta zorlandı. Eylemciler güvenlik

barikatını aşarak belediyeye girmeye çalıştı. Çok sayıda kişi gözaltına alındı. Bu arada belediye meclisinin sığınma merkeziyle ilgili toplantısı bölündü. Dışarıdaki olaylar nedeniyle meclis üyeleri polis tarafından tahliye

edildi. Göstericiler daha sonra ara sokaklara dağıldı. Durumun kontrol altına alındığı bildirildi. Geçtiğimiz Ekim ayında da ırkçı bir grup Suriyeli göçmenlerin kaldığı bir binaya saldırmıştı.

SVB kanunsuz hareket etmeye devam ediyor

Avukat Rasim Küçükünal’ın uzmanlık alanlarından birisi olan ‘Türkiye’deki Malvarlık araştırmaları’ konusu hakkında yeni bir mahkeme kararı çıktı. Rasim Küçükünal’a göre emekli AİO ek ödeneği alan vatandaşların yurt dışındaki malvarlıklarını araştıran SVB, illegal yoldan yürüttüğü araş-

tırmalar sonucunda buradaki emekli vatandaşlarımızdan yüklü miktarlar geri istiyor. Küçükünal: “Normal şartlarda icra kanunlarını göz önünde bulundurarak vatandaşın aylığından çok düşük bir miktara el koyabilirler (genel olarak en fazla € 30/40). Buna ‘beslagvrije voet’ deniliyor. Ancak SVB

yeni durumda bu icra kurallara bakmadan vatandaşların aylığından ayda € 500 gibi bir miktara kadar el koyuyor. Bu durumu durdurmak için müvekkilimizin davasında ‘Yıldırım Mahkemesi’ne başvurarak bu duruma karşı olduğumuzu bildirdik ve itirazlarımızı duyurduk. Hakim SVB’in kanunları ihlal ettiğinden dolayı icra işlemlerin tamamını bütün dava süreci durdurulmasını kararlaştırdı” dedi. Bu tür olayların istisna olmadığını belirten avukat Rasim Küçükünal, “Hatta şu an yurt dışındaki mal varlıklarına el koymaları yavaş yavaş başlamakta” ifadesini kullandı.

"Borçlarım var, çıkmazdayım!" diyorsanız... Borçlarınızın geri ödenmesi imkansız bir hal mi aldı? Umutsuz bir durumda mısınız? Hollanda'da temize çıkmak için imkanlar var: 'Yeniden borç yapılandırma programı'. Sulh yoluyla ya da hukuki yolla sorunlarınıza çözüm üretebilirim. • Sulh yoluyla (minnelijke schuldhulpverlening) • Hukuki yolla (WSNP) Avukat olarak 6 yıldır bu tür davalara bakıyorum. Deneyimlerimden faydalanarak iyi bir sonuç alabilirsiniz. Size her aşamada detaylı bilgi verebiliyorum. Bu alandaki işlemleri yetkili merciler genelde çok karışık hale getiriyorlar. Lisan problemi ise işi daha da zorlaştırıyor. Bunlar size engel olmasın! Prosedürlere başlamadan önce uzman avukata danışmanız sizin için faydalı olacaktır. Borç davalarının yanı sıra, Jeugdzorg davalarına ve Ceza Hukuku Davalarına da bakıyorum. Bunların içerisinde büyük ve ağır davalar da var. Görüşmek üzere. Avukat Tolga Gümüş

Ceza davaları - Strafzaken Çocuk davaları - Jeugdzaken (OTS/UHP) Kişisel iflas davaları - WSNP (schuldsanering)

www.tolgaadvocatuur.nl t.gumus@tolgaadvocatuur.nl

Simit Sarayı Amsterdam Dappermarkt Yakında

Simit Sarayı Amsterdam Arena Bijmerplein 1006 1102 ML Amsterdam

Tel: 010 - 226 03 73 Aelbrechtskade 52b Rotterdam


HABER

6

ARALIK / DECEMBER 2015

2016'YA GIRERKEN Hollanda’daki etnik kökenliler, tarihin en çirkin ve en zor yıllarını yaşamaktalar. Ortadoğu'da meydana gelen çatışmalar, Hıristiyan alemi tarafından 'İslam'a karşı savaş' olarak algılanmaya başlandı. Şimdi Batı ülkelerinde bir islamofobi hastalığı salgın halindedir. Bu nedenle de, özellikle Müslümanlar'ın koşulları çok zor durumdadır. İLHAN KARAÇAY İslam adına yapılan, İslam ile bağdaşmayan olayların kurbanı olmayalım. Yaşayan her varlık erozyona uğrar. Kimi çirkinleşir, kimi güzelleşir. Dış görünümün çirkinleşip güzelleşmesi kimileri için önemlidir, kimileri için ise önemsiz. Aslında önemli olan ruh güzelliğidir. Ruhu güzel olan, her koşulda, hem mutlu olur ve hem de mutlu eder. Mutlu olmayan insanlar, ellerinde olmadan, etrafı da mutsuz ederler. Çok duyarlı insanlar, kendileri mutlu olsa da, mutsuzların ıstırabını çekerler. Mutsuz insan duyarlı da olsa, mutsuzluğun yarattığı ıstırap ile huysuzlaşırlar. Kalp kırarlar ve gönül yakarlar. Kimileri daha aşırılığa kaçar ve suç işler. Suç işleyeni affetmek için yasa çıkarılır. Kraliçenin veya Kralın affı da beklenir. Kalp kıran ve gönül yakanın affı bayramlara, yılbaşlarına kalır. İnananlar için bu bir yerde, ‘ahiretten önce aklını başına almak’ demektir. İnanmayanlar da, medeniyet ve demokrasi aşkına aklını başına devşirir ve affetme ile affedilmeyi prensip edinir.

ilhan.karacay@haber.nl Medeni ve demokrat oldukları halde ‘af’ kelimesini duymak istemeyenler bile vardır. ‘Benim lügatımda af kelimesi yok’ diyenlere rastlamışsınızdır. Kimileri, bırakın affetmeyi, kinini, nefretini ve intikam duygularını ömür boyu söndüremez. Öyle ya, bir çocuğa tecavüz ettikten sonra öldüren sapık nasıl affedilir? Bu çok zordur ama, aslında doğru olan yine de ‘af’ olgusunu içe sindirmektir. Bazı hallerde çoğumuzun kabullenemeyeceği ‘af’, camilerde ve kiliselerde en çok duyulan kelimedir. Bundan dersini alan alır, dersini alamayan da, en azından affedemediği kişi kadar bir hata işler. 2016'ya gireceğimiz bu günlerde aftan medet umanları kategorilere ayırmak lazım. Kimi anasından, babasından, kardeşlerinden, akrabalarından veya dostlarından af bekler, kimi de devletten. Örneğin, Hollanda’da ikamet ve çalışma izinleri olmadığı için af bekleyenler vardır. Her yıl onbinlerce ilticacı kabul eden Hollanda ve diğer Batı ülkeleri, buralarda yıllarca çaılışan, ev sahibi olan ve çoluk çocuğu ile yaşamakta olan 'kaçak işçi'lere hala ikamet izni vermemektedir.

Bu beklentiye ‘Züğürdün tesellisi’ gözüyle bakılabilir ama, geçmişe baktığımız zaman, böyle bir affın gerçekleşmesinin ihtimal dışı olmadığını anlarız. Zira, 10 Ocak 1967 tarihinde Prenses Margriet’in Pieter van Vollenhoven ile evlenmesinden sonra bir af çıkarılmıştı. Tam 49 yıl önce gerçekleşen o af, şimdiki modern çağa göre, ‘Peri masallarında kalmış bir af gibi’ görülebilir. Ama bence Hollanda devleti, burada vergi vermekte olan 'kaçak işçileri' af edecek bir yasa çıkarmalıdır artık. Bakın, Hollandalılar da karşılıklı saygı ve hoşgörüden (!) yanalarmış!!! Yani ‘af’tan yana. Hollanda halkının 2016 yılıyla ilgili beklentisi konusunda yapılan ankette, karşılıklı saygı, hoşgörü ve sevginin ön plana çıktığı gözlenmiş. Yapılan bir araştırmada çoğunluk, başkalarına yönelik dileklerinde “sağlık ve mutluluğa” ilk sırada yer vermiş. Kendileriyle ilgili beklentiler için, “İnsanlara daha iyi ve daha saygılı davranılmalı” diyen halk, topluma yönelik dilekleri konusunda da “Hoşgörü, sevgi ve karşılıklı saygı” demiş. Yani Hollanda halkı da açıkça ‘af’ demiş. O halde biz de bu af furyasına katılalım ve

Hollanda’ya rekor sayıda (!) mülteci geldi

Hollanda‘ya bu yılın ocak-kasım döneminde gelen sığınmacı sayısının 1994’ten bu yana en yüksek düzeye ulaştığı bildirildi. Güvenlik ve Adalet Bakanlığından yapılan açıklamada, kasım iti-

barıyla ülkeye iltica başvurusunda bulunanların sayısının 54 bine yükseldiği belirtildi. Bakanlık verilerine göre, gelenlerin yarıdan fazlası Suriyelilerden oluşurken Eritre kökenliler 8 binle ikinci sırada yer alıyor. Hollanda’ya bu denli yüksek sığınmacı akını en son 1994 yılında 52 bin 500 ile kaydedilmişti. Sığınmacı sayısının artmasından sonra harekete geçen Bakanlık, bir süre önce Göç ve Yabancılar Daire-

sindeki çalışan sayısının artırılması ve kurumun hafta sonunda da hizmet vermesini kararlaştırmıştı. Hollanda’daki ilticacıların önemli bir bölümü barınma yurtlarındaki doluluk nedeniyle bazı şehirlerde geçici olarak spor salonlarında, eski hapishanelerde ve kullanılmayan binalarda kalıyor. Ülkeye gelenlerin bir bölümünün iltica başvuruları reddediliyor. Farklı nedenlerle iltica başvuruları kabul edilmeyerek geçici gözaltı merkezlerinde tutulan sığınmacılar, gerektiğinde ülkelerine geri gönderiliyor. Aile birleşimi yoluyla gelenler ise genellikle ikamet izni alabiliyor.

herkesi ‘af’ edelim. Hollanda’daki etnik kökenliler, tarihin en çirkin ve en zor yıllarını yaşamaktalar. Ortadoğu'da meydana gelen çatışmalar, Hıristiyan alemi tarafından 'İslam'a karşı savaş' olarak algılanmaya başlandı. Şimdi Batı ülkelerinde bir islamofobi hastalığı salgın halindedir. Bu nedenle de, özellikle Müslümanlar'ın koşulları çok zor durumdadır. İnsanlara daha iyi ve daha saygılı davranmak isteyen, hoşgörü ve sevgiden yana olan Hollandalılar’dan özel bir isteğimiz olacak. İslam ile bağdaşmayan çetelerin, İslam adına yaptıklarını bahane ederek camilerimizi, okullarımızı ve işyerlerimizi yakan kendi canilerine de mesaj versinler ve frenlesinler. Şimdi değişen hiçbir şey yok. Yani dilekte bulunmak ve dua etmek de işe yaramıyor. Eeee ne yaparsınız? Bizi yönetmeye kalkışanlar arasında Geert Wilders gibileri var oldukça, dilek ve dualarımız hiç işe yaramayacak gibi. Ama biz yine de dileyelim ve dua edelim. Taaa ki, vicdansızlar imana gelene kadar !!! Mutlu yıllar dileğimle...

Çocuğunun öğretmenini döven babaya ceza

Den Haag’da çocuğunun ilkokul öğretmenini döven adama 100 saat topluma hizmet cezası verildi. Şüpheli adam tehdit suçlamasından ise beraat etti. Hakim, kamu görevlisi birine saldırdığı için şüpheliye bu cezayı verdiğini açıkladı. Annie MG Schmidt ilkoku-

lunun öğretmeni geçtiğimiz yıl bir öğrencinin velileri tarafından boş bir sınıf lokalinde dövülmüştü. Mahkemede baba savunmasında çocuğunun kendisine ‘Öğretmenim bana cinsel tacizde bulundu’ demesi üzerine böyle bir işe kalkıştığını ifade etti. Şüpheli baba, öğretmenin tam olarak ne yaptığını ise mahkemede söylemek istemedi. Dayak yiyen öğretmen ise olaydan sonra ağlarken öğrencileri tarafından bulunmuş ve bir süre çalışamamıştı. Öğretmeni suçlayan çocuk ise okuldan atılmıştı.

Rabobank 9 bin kişiyi işten çıkartıyor

Dünyanın büyük bankaları arasında yer alan Hollanda merkezli Rabobank’ın 9 bin kişiyi işten çıkaracağı bildirildi. Bankadan yapılan açıklamada, söz konusu tenkisatın 2016-2018 yıllarında yapılacağı belirtildi. Bu süre zarfında çalışanların bir bölümünün doğal yollardan işten çıkarılmasının öngörüldüğü ifade edilen açıklamada, zorunlu işten çıkarılmaların ise mümkün olduğunca önleneceği vurgulandı. Banka, yeniden yapılanma çalışmaları çerçevesinde gerçekleşecek tenkisatla 2020’de brüt karında 2 milyar euro artış planlıyor. 2011’den bu yana üçüncü kez yeniden yapılanmaya giden banka, bu süre zarfında yaklaşık 10 bin kişiyi işten çıkardı. Dünya genelinde 39 bin çalışana sahip Rabobank’ın Hollanda’daki personel sayısı, 22 bin civarında. Bankanın aldığı karara tepki gösteren sendikalar, işten çıkarılacaklar için iyi bir sosyal plan yapılmasını istedi.


7

HABER

ARALIK / DECEMBER 2015

Teeven krizi hükümeti düşme noktasına getirdi Hollanda’da koalisyon hükümeti, eski Güvenlik ve Adalet Bakanı Müsteşarı Fred Teeven’nin savcı olduğu 2001 yılında bir uyuşturucu baronuyla yaptığı anlaşmadan dolayı zor günler geçiriyor. Söz konusu anlaşmaya ilişkin meclisin eksik bil-

gilendirildiğini ileri süren muhalefet partilerinin ortak verdiği güvensizlik önergesi, parlamentoda çok az farkla reddedildi. Eski Müsteşar Fred Teeven’nin yaptığı anlaşmaya ilişkin bilgilerin meclisten bilinçli saklandığı iddialarına

katılmayan Başbakan Mark Rutte, hükümet olarak bu konudan gerekli dersleri çıkardıklarını söyledi. Rutte, alınan derslerden sonra meclisin güvenini kazanmak için çaba göstereceklerini kaydetti. Ancak muhalefet parti-

HOLLANDA'DA POLİTİK SKANDAL

ANALİZ: M. FATİH KARAMAN

Hollanda'nın son yıllardaki en büyük politik skandallarından birisi yaşandı geçtiğimiz son haftalarda. Daha doğrusu, skandal daha önce yaşandı; ancak boyutu yeni yeni ortaya çıkmaya başladı. VVD'li bir bakan, bir devlet sekreteri ve meclis başkanını istifaya götüren olay nasıl yaşandı? Zamanın Devlet Başsavcısı Fred Teeven, 1995 yılında uyuşturucu mafya babası ve eski araba galerisi sahibi Cees H. ile bir anlaşma yaptı ve bu anlaşmanın faturası yıllar sonra Fred Teeven bakanlık görevini yürütürken karşısına çıktı. Olay tam olarak neydi peki? Cees H. bilinen bir uyuşturucu kaçakçısıydı. 90'lı yıllarda yüz binlerce kilo uyuşturucuyu gemilerle uluslararası pazara soktuğu biliniyordu. 1993 yılında tutuklandığında uyuşturucu kaçakçılığının boyutu ortaya çıkmıştı. Daha önceki cezalarından açık kalanlarla birlikte tam 8 yıl hapis cezası aldı. Devlet, Cees H.'dan kazandığı paraların vergisini almak istedi; ancak Cees H.'ya karşı açılan davada illegal yollardan gelir elde ettiği iddiası yeterince kanıtlanamadı. Luxemburg'ta bir banka hesabında bulunan milyonlar Hollanda'da bir banka hesabına, devletin gözyummasıyla, vergiden muaf olarak yatırıldı ve savcılığın elindeki belgeler yeterli olmayınca Cees H. sadece 700 bin florin (gulden) vergi alındı. Böylece paranın geri kalanı olan 4.7 milyon florin Cees H.'ya legalize edilmiş olarak dönmüş oldu. Uyuşturucu kaçakçılarından devletin vergi alması (yani gelir elde etmesi) o zamanlar 'Plukze-Operatie' yani 'Kişiyi yolma-operasyonu' olarak adlandırılıyordu. Cees H. ile zamanın savcısı Fred Teeven'in anlaşması ise Teeven'in başka bir uyuşturucu kaçakçısı hakkında Cees H.'dan bilgi edinmesi karşılığı olarak açıklandı. Ancak bu yazılanlar anlaşma sağlandıktan sonra da Teeven'a sorun olacak şekilde telakki edilmedi. Konu daha öncelerde de gündeme gelmişti ve Fred Teeven yaptığı anlaşmaya sözkonusu olan miktarın 1,25 milyon florin olduğunu savunmuştu. Ne zaman ki bu miktar 1,25 değil de 4,7 milyon olduğu ortaya çıktı, işte o zaman Teeven'e yol gözüktü. Çünkü meclisi bu konuda kandırmış, bilerek yalan söylediği ortaya çıkmıştı. Konuyla ilgili bir araştırma komisyonu kuruldu. Fred Teeven miktarın ne kadar olduğunu söylemekten hep kaçındığı için araştırma komisyonu adeta duvara tosladı. Araştırma komisyonu o zamanın faturalarının ve banka bilgilerinin silindiğini ve bu yüzden kesin belge sunamayacaklarını belirtti. Mart 2015'te Devlet sekreteri Fred Teeven ve Bakan Ivo Opstelten, anlaşma miktarının denildiği gibi 1,25 milyon florin olmadığı ve çok daha fazla olduğu kesinleşince istifa etmek zorunda kaldılar. İstifaların ardından batı dünyasındaki politikanın zayıf noktası bir kez daha ortaya çıktı. Bakanlar ve devlet sekreterleri yalan yanlış iş yapabilirler; ancak bu ortaya çıkınca istifa ettik-

lerinde bu saygıyla karşılanır ve üzerine gidilmezler. Başbakan Rutte, Opstelten ve Teeven'in istifasından sonra yaptığı açıklama bunu gösteriyor. Rutte şöyle demişti: "Kendileri istifa etmelerinin mecburiyetini gördüler ve istifa ettiler. Bu kararlarını saygıyla karşılıyorum ve kendilerine yaptıkları işlerden dolayı teşekkür ediyorum". İstifalardan sonra Teeven ve Opstelten konusu biraz arka plana düştü, tam unutulmaya yüz tutmuşken, bu kez de Meclis Başkanı Van Miltenburg'ün konuyla ilgili kendisine anonim bir mektup ve açıklama geldiği ve onun da bunu gizlediği ortaya çıktı. Olay şu şekilde gelişti: Adalet Bakanlığından bir memur, Adalet Bakanı Opstelten ve Devlet Sekreteri Fred Teeven'in her seferinde meclisi yalan yanlış bilgilendirdiğini ve olayları geçiştirmek için uydurma şeyler söylediğini bir mektupla, gerekli ispatlarla birlikte gizli bir şekilde meclis başkanı Van Miltenburg'a yazıyor. Söz konusu memur, bu mektubu yazarken mecburen ismini gizli tutması gerektiğini, Adalet Bakanlığı'nda memurların bir üstü hakkında zor durumda bırakacak şeyler yazmasının baskı unsuru olduğunu yazarak, isminin ortaya çıkmasının kendisinin işten atılacağı anlamına geldiğini belirtiyor. Mektupta yazan en önemli bilgi ise, Bakan Opstelten ve Teeven'in söyledikleri yalanları ortaya çıkaracak belgeler. Memur Meclis Başkanı Van Miltenburg'ten bu konuyu derinlemesine araştırmasını ve yalan söyleyenlerin ortaya çıkmasını istediğini belirtiyor. Meclis Başkanı Van Miltenburg ise bu mektubu aldığında ne yapıyor dersiniz? Mektubu imha ediyor ve hiç almamış gibi davranıyor. Konuyla ilgili basında spekülasyonlar başlıyor ve Nieuwsuur gazetecisi Bas Haan'ın gayretiyle bu mektup ta gün yüzüne çıkıyor. Mecliste konu ile ilgili soru önergesi veriliyor ve muhalefet partileri Meclis Başkanı Van Miltenburg hakkında zor sorular sormaya başlıyor. Soru önergelerin görüşüleceği günden 3 gün önce Van Miltenburg görevi bıraktığını, "Meclis Başkanlığının böyle tartışmalarla karalanmaması için istifa ettiğini" söylüyor. İstifa ettiği için de mecliste Van Miltenburg'ün sözümona sorumluluğu ele alınmaktan vazgeçiliyor. Muhalefet partileri tekrar açıklama yapıyor: 'Meclis Başkanı'nın istifa etmesini saygıyla karşılıyoruz' (!). Ama devamında da hükümet hakkında gensoru önergesi veriyor muhalefet ve hükümet az kalsın düşme noktasına geliyor. Adalet Bakanlığında memurlara yapılan baskılar, bakanın ve devlet sekreterinin meclisten bilgi saklaması, meclis başkanının görevini kötüye kullanıp gelen mektubu imha etmesi, olayların ortaya çıkması ve dahası. Klasik bir Hollywood film senaryosundan geri kalmayan bu olaylar bakalım yeni yılda politikada dengeleri nasıl değiştirecek? Görünen o ki Senato'da çoğunluğu olmayan Rutte Hükümeti'ni yeni yılda zor günler bekliyor.

lerinin hükümete karşı blok halinde hareket etmesinin, Liberal Parti (VVD) ile İşçi Partisi’nin (PvdA) oluşturduğu koalisyon hükümetini ilerleyen günlerde zorlayabileceği yorumu yapılıyor. Parlamento’nun alt kanadı Temsilciler Meclisi’nde çoğunluğu elinde bulunduran hükümetin, Senato’da azınlıkta kaldığından, meclisten geçen kanunların senatoda oylanması sırasında muhalefet partilerinin desteğine ihtiyacı olacağına işaret ediliyor. Hükümeti zorda bırakan kriz, Teeven’nin savcı olduğu 2001 yılında bir uyuşturucu

baronuyla yaptığı anlaşmaya ilişkin haberlerin geçen mart ayında medyada yer almasından sonra başlamıştı. Adalet Bakanlığı, o dönem hesaplarına el konulan uyuşturucu baronuna, anlaşma kapsamında Lüksemburg’daki hesabından 1 milyon 250 bin Hollanda guldeni iade edildiğini açıklamış, ancak daha sonra bu tutarın 4 mil-

yon 700 bin Hollanda guldeni olduğu ortaya çıkmıştı. İktidarın büyük ortağı Liberal Partili Adalet Bakanı Ivo Opstelten ile Müsteşar Teeven, bu olaydan sonra meclise yanıltıcı bilgiler verdikleri gerekçesiyle 9 Mart’ta istifa etmişlerdi. Meclis Başkanı da geçen hafta benzer gerekçeyle görevinden ayrıldı.

AIDS HER YIL ORTALAMA 1 MILYON CAN ALIYOR AIDS, son 34 yılda yaklaşık 34 milyon kişinin yaşamına mal olurken, Türkiye'de 2014 sonuna kadar 9 bin 582 kişide HIV virüsü tespit edildi. ABD'nin Los Angeles kentinde, 5 Haziran 1981'de ilk kez bir grup eşcinselde rastlanan AIDS nedeniyle son 34 yılda yaklaşık 34 milyon kişi öldü.

Türk Dermatoloji Derneği Veneroloji Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ve Birleşmiş Milletler (BM) HIV/AIDS Ortak Programı (UNAIDS) 2014 verilerine göre, AIDS nedeniyle son 34 yılda yaklaşık 34 milyon kişinin hayatını kaybettiğini bildirdi.

Gentle Incasso

1999 dan beri

1999' dan beri hizmetinizdeyiz

national and international debt collection payment solutions National and international debt collection& & payment solutions Gentle Incasso, hem şirketten şirkete, hem de şirketten kişiye tahsilat yapan, para tahsil piyasasında uzman bir icra bürosudur. Alacaklı ve borçlu arasında iki tarafı tatmin eden bir sonuç almak için deneyimlidir. Biz, birçok icra bürolarından farklı olarak ‘no-cure-no-pay’ esasına göre çalışmıyoruz. Dosya masrafı olarak az bir meblağ ödeyerek, alacağınızın itinalı bir şekilde incelenmesi garantisini alırsınız. Alacağınızın, ‘sulh yoluyla alınamaz’ haberiyle sizi hayal kırıklığına uğratmayız. Mahkemeye giden bu uzun ve genellikle pahalı yolu, en medeni ölçüler içinde ve mantık çerçevesinde önlemek bizim işimizdir.

İşletmeci olarak paranızı tahsil etmek için ne kadar uzun beklediğinizi biliyoruz. Özellikle ekonomik sıkıntının yaşandığı bu dönemde, borçluların büyük bir kısmı, ödeme süresini uzatıyor ve daha da kötüsü iptal yoluna bile gidiyor. Bu da işletmeci olarak hiç istemediğiniz bir durumdur. Bu konuda sizden de, yapılan anlaşmaları yerine getirmeniz beklenmektedir.

Hizmetlerimizden faydalanmak için ilginizi çektiğimizi umuyoruz. İlgi duyarsanız veya hizmetlerimiz hakkında daha fazla bilgi almak isterseniz, bizimle temasa geçiniz.

Gentle Incasso Tel: 075 - 771 46 36 Fax: 075 - 635 70 49

info@gentleincasso.nl www.gentleincasso.nl


HABER

8

ARALIK / DECEMBER 2015

AHENK IÇINDE BIRLIKTE YAŞAMAK ZOR DEĞIL

Türkevi’nde Sarı Saltuk anlatıldı

Bundan daha 20 yıl öncesine kadar Hollanda çok kültürlülüğün benimsendiği bir ülke idi ve farklılıklar bir tehdit değil bir zenginlik olarak görülmekteydi.

AHMET SUAT ARI Yanılmıyorsam 1993 yılının bir kış günüydü. Zamanın başbakanı Ruud Lubbers CDA Enschede teşkilatının düzenlediği bir toplantının şeref misafiriydi. Bu vesileyle de benim de aralarında bulunduğum CDA üyesi bir grup Türk ve Türk STK’larının oluşturduğu Enschede Türk Platformu yöneticileri kendisiyle sohbet etme imkanı bulmuştuk. O sohbetin en kayda değer özelliği Sayın Lubbers’ın bizleri Hollanda vatandaşı olmaya davet etmesiydi. Hem de TC vatandaşlığımızı bilhassa muhafaza etmemiz gerektiğinin altını kalın çizgilerle çizerek! Sayın Lubbers’ın bu konudaki çizgisinde bir sapma olmadığından eminim. Zira kendisi bir çok platformda çok kültürlüğün önemine vurgu yapmaya devam etmektedir. Ancak ülkedeki genel yaklaşım Lubbers’ınkinden fersah fersah uzaktır. Gün geçmiyor ki aidiyet, ona bağlı olarak da sadakatle ilgili bir tartışma olmasın. Bu ülkeye ‘uyum sağlamak’tan anlaşılan kendi geçmişinle arandaki köprüleri yakıp tam anlamıyla teslim olmaktır. Anadilini çocuklarınla konuşmak ‘uyum’a engel olduğu düşüncesiyle tasvip edilmediği gibi, düşüp kalktığın insanların kendi kökeninden olup olmadığına bile bakılmaktadır. Kısacası asimile olmanız alenen talep edilmektedir. Daha önceki bir kaç makalemde de değindiğim gibi kaş yapayım derken göz çıkarılmaktadır. Zira bu yaklaşım iki kültürü birbirine yaklaştırmaktan çok ayrıştırmaya sebep olmaktadır. Sadece bununla da kalmayıp gerek gündelik hayatta gerekse farklı platformlarda ayrımcılığı da körüklemektedir. Buna bir de gerek medyada gerekse siyasilerin söylemlerinde hakim olan çifte standard eklenince ayrışma iyice körüklenmektedir. Hollanda’nın geleceği için çok önemli olan gençler başta olmak üzere Türk toplumun geneli bu durumdan oldukça rahatsızdırlar. Bu rahatsızlıklarını da diğer başka benzer grupların yaptığının aksine, kendi kabukla-

rına çekilerek göstermektedirler. Ancak bunun hep böyle olacağını kimse garanti edemez. Bazan bir kıvılcım mazallah sosyal patlamalara neden olabilir! Farklı kültürlerin birlikte yaşamasıyla alakalı gerek Hollanda’da gerekse, dünya çapında sayısız araştırma mevcuttur. Bu araştırmaların ekserisi farklılıkların uyum içinde bir arada yaşamasının karşılıklı saygı ve kabul ile mümkün olduğunu göstermektedir. Toplum mühendisliği projeleriyle gerçekleştirilmek istenen tek tipliliğin hiç bir zaman uzun süreli olmadığı da bir çok araştırmayla sabittir. Farklılıkların ortadan kaldırıldığı görüntüsü veren toplumlarda da esasen baskıdan dolayı zoraki bir tek tiplilik söz konusudur. Yakın tarih bunun sayısız örnekleriyle doludur. Yıllarca baskıyla bir arada tutulan toplumların ilk fırsatta birbirlerini boğazladıklarına daha dün eski Yugoslavya ve Sovyet Rusya cumhuriyetlerinde gördük. Bir başka örneği de yıllarca inkar politikalarıyla yok saydığımız Kürtler üzerinden oluşturulan çatışma değil mi? Üstelik Türkle Kürdün dilleri dışında aralarında pek de önemli bir farkları olmadığı halde! Birlikte yaşamanın uyumlu bir şekilde devam etmesine en güzel örneği Osmanlı teşkil eder. Osmanlı tebası olan her unsur yüzyıllarca kendi kimliğini muhafaza etmiş ve çatışmasız bir birliktelik sürdürmüşlerdir. Ne zaman ki farklılıklar birbirlerine tahammül edemez hale gelmiş o zaman çatışmalar başlamıştır. Her ne kadar son yıllarda farklı bir görüntü verse de, bunun modern dünyadaki örneği ise ABD’dir. ABD, aynı Osmanlıda olduğu gibi bir Amerikalı kimliği oluşturmuş ve kimsenin kökeni bu kimliğin oluşmasına engel teşkil etmemiştir. Maalesef ABD’de bu durum günden güne terk edilmektedir. Bugün başkan adayı olma yolunda önemli favorilerden olan birisi Hürriyet Anıtı’nı bile utandıracak laflar telaffuz etmektedir!

suat.ari@haber.nl Yine Hollanda’ya dönüp şu tespitle devam edelim. Bundan daha 20 yıl öncesine kadar Hollanda çok kültürlülüğün benimsendiği bir ülke idi ve farklılıklar bir tehdit değil bir zenginlik olarak görülmekteydi. O zamanlar yerli toplum içindeki farklı grupların emansipasyonları (eşitlik temelinde toplum hayatına katılım) tamamlanmış sıra göçmenlerin emansipasyonuna gelmişti. Bu durum 90’ların ortalarından itibaren sosyolojik olguların yanlış okunmasından dolayı değişmeye başladı. Frits Bolkestein, Pim Fortuyn ve Paul Scheffer gibi tanınmış siyaset ve bilim adamları toplum mühendisliğine soyunup göçmenleri dizayn etme gayreti içine girdiler. Artık çok kültürlülük bir tehdit olarak görülür olmuş ve göçmenlerin emansipasyonu yerine zorunlu ‘uyum’ telaffuz edilir olmuştur.Gelinen nokta ise herkesin malumudur. Halbuki ahenk içinde birlikte yaşamanın reçetesi gayet basittir. Her şeyden önce insanların farklıklarına saygı göstereceksiniz ve onları öylece kabul edeceksiniz. Bunu yaparken de yasaları ve evrensel değerleri ölçüt olarak alacaksınız. Her ne kadar herkes kendisini bir gruba ait olarak hissetse de onları bir fert olarak görüp, kendi yaptıklarından sorumlu tutacaksınız. Herhangi bir fert veya grubun hangi saiklerle olursa olsun yaptığı bir eylemin hesabını art niyetiniz olmasa bile, ondan sormayacaksınız. Onların kendi kimliğine sahip çıkmalarını Hollandalılığı red olarak okumayacaksınız. Onlara ve kendilerini ait hissettikleri ülke, toplum, inanç, kültür gibi unsurlara karşı çifte standardı bırakıp adil olacaksınız. İş pazarı, eğitim, kültür gibi alanlarda ayrımcılık yapmadan fertlerin liyakatına göre hareket edeceksiniz. Farklı kültürlerin farklı ihtiyaçları olduğu gerçeğini kabul edip onların gerçekleştirilmesinin önüne geçmeyeceksiniz ve en önemlisi de bir adım da siz atacaksınız! O zaman farklılıklar zenginlik olacaktır!

Türkevi Topluluğu’nda geçen ay da Sakarya Üniversitesi, Sosyoloji Bölümü Prof. Dr. H. Musa Taşdelen’in sunumuyla “Avrupa'da ilk Türk Diaspora Tecrübesi: Sarı Saltuk Vizyonu" semineri gerçekleştirildi. Kolonizatör bir Türk Derviş’i olan Sarı Saltuk anlatımlarıyla ilk tanışmasını anlatarak başlayan sosyolog Musa Taşdelen, her geçen gün Sarı Saltuk’a, şahsiyetine, en önemlisi de ‘vizyonu’na ilgi duyduğunu belirtti. Taşdelen, Balkanların Müslümanlaşmasında Sarı Saltuk’un çok önemli rol oynadığına dikkat çekti. Sarı Saltuk’un sadece Balkanlarla sınırlı olmadığını, aynı zamanda Avrupa Türk tarihinde de önemli bir aktör olduğunu söyleyen Taşdelen,

Sarı Saltuk’un o dönemde Anadolu’da yaşayan Mevlana Celaleddin Rumi, Yunus Emre, Hacı Bektaşi Veli’nin de çağdaşı olduğunu, hatta Sarı Saltuk’un Hz. Mevlana’nın danışmanı olduğunu da belirtti. Sarı Saltuk’un sıradan bir derviş olmadığını, O’nun ‘küresel vizyonu’ olduğunu söyledi. Sarı Saltuk’un Balkanlar başta olmak üzere, Anadolu, Afrika, Orta Asya, hatta Japonya’ya kadar uzanan bir coğrafyada gönüllere girmeyi başarmış bir Türk dervişi olduğuna dikkat çeken Taşdelen, 12 dil bilen Sarı Saltuk'un insanların inancına, diline, dinine ve rengine bakmadan yardım eden, sürekli veren, hiç bir ayırım yapmadan hizmeti esas aldığını anlattı.

Hollanda’nın başkenti Amsterdam’da ‘Dünya İnsan Hakları Günü’ çercevesinde, Dünya Uygur Kongresi Başkanı Rabia Kadir’in sürgünde 10. Yılı anma programı yapıldı. Hollanda Uygur Vakfı, Türkevi Topluluğu ve Avrasya Sivil Toplum Forumu tarafından organize edilen Rabia Kadir; Sürgünde 10. Yıl Anma Programına Hollanda’da yaşayan Türk ve Akraba topluluklar da büyük ilgi gösterdiler. Program, katılımcılara Uygur Pilavı ikmamıyla başladı. Program çerçevesinde Hollanda’da etkin olan Uygur,

Nogay, Kırım ve Irak Türkmen dernekleri tanıtım standleri açarken yemek ikramında da bulundular. Anma programında Rabia Kadir’in son on yılda yaşadıklarını anlatan kısa bir belgesel gösterildi. Günün anlamına dair bir konuşma yapan Türkevi Topluluğu başkanı Veyis Güngör, Rabia Kadir’i on yıl önce Hollanda’da misafir ettiklerini, sonraki yıllarda da farklı organizasyonlarla Doğu Türkistan davasını başta Türkler olmak üzere Avrupa kamuoyunda tanıtmaya katkıda bulunduklarını belirtti.

Amsterdam'da Sürgünde 10. Yıl Anma Programı

Ferah ve şık bir ofis hayal edin.. ve Moess BV bu hayalinizi gerçekleştirsin Uzman kadrosu ile Moess BV, Tavan ve Duvar işlerinizi en uygun fiyatlar ile tedarik ve montajını sağlamaktadır.

Systeemplafonds en systeemwanden Nieuw en gebruikte glazenwanden

Jan van Galenstraat 18, 3115 JG Schiedam T: 010-426 5445 info@moesstotaalafbouw.com www.moesstotaalafbouw.com


9

HABER

ARALIK / DECEMBER 2015

Rotterdam Mevlana Camii'de sıla gecesi

Hollanda Diyanet Vakfı’na (HDV) bağlı Rotterdam Mevlana Camii’nde düzenlenen ‘Sıla Gecesi’ yoğun ilgi gördü. Türkülerden ve ilahilerden örneklerin seslendirildiği gecenin açılışında bir konuşma yapan Rotterdam

Mevlana Camii Başkanı Adnan Berkcan, geleneksel olarak düzenlenen programla cemaatimiz ve vatandaşlarımız arasındaki bağlara güç kazandırılmasının hedeflendiğini belirtti. Berkcan, 2015 yılında yapılan faaliyetleri de

salonda bulunanlara anlattı. Rotterdam Başkonsolos Yardımcısı Ulvi Darendeli, Mevlana Camii yönetimine bu anlamlı etkinlik için teşekkür ederek, “Avrupa’da kültürümüzü, gelenek ve adetlerimizi yaşatma ve ge-

7 imamın konferasna katılmasına izin verilmedi

lecek nesillerimize aktarma noktasında camilerimize ve derneklerimize büyük görevler düşmektedir. Ailece biraraya gelerek ‘sıla’ özlemini bir nebze de olsa giderme adına birkaç yıldır organize edilen bu program için emeği geçenleri kutluyorum.” dedi. Mevlana Camii Din Görevlisi Osman Çelik ise çocukların Hollandaca dilini mükemmel öğrenmeleri gerektiğini bir o kadar da anadilimiz Türkçe’yi de çok iyi öğrenmelerinin önemine değindi. Yaklaşık 2,5 saat süren programda şiirler ve türküler okundu, din görevlilerinden oluşan grup ise ilahiler seslendirdi.

Nuhr 2016'da franchise modeline başlıyor

2

016 yılının ikinci haftasında başlayacak olan 2016 Turizm Fuarı'na bu yıl da büyük bir takımla katılacak olan Nuhr'un CEO'su Ahmet Karacadal'la yeni yıl hedeflerini konuştuk. Ahmet Karacadal yeni yıla yeni bir projeyle gireceklerini söylerken, Nuhr

için franchise modelini geliştirdiklerini aktardı. Karacadal: "Nuhr artık marka olma yolunda çok ciddi adımlar attı. Hollanda genelinde 9 büromuz bulunmakta ve her bir büromuz vatandaşlarımız tarafından hem bilet, hem de tatil açısından ilgi görmekte. Bunu daha da geliştirme adına Nuhr için franchise modelini başlatıyoruz. Nuhr tabelası altında işletmeciler ciddi gelir kaynaklarıyla birlikte güzel bir işletme yürütebilecekler. Hollanda başta olmak üzere tüm Avrupa için franchise modelini başlatacağız. Konu ile ilgili bilgi edinmek isteyen kişilerin Utrecht'te 13-17 Ocak

günleri arasında Turizm Fuarı'nda bizimle irtibata geçebilirler. Onun yanı sıra info@nuhr.nl adresini kullanıp da bizimle mail yoluyla iletişime geçebilirler" dedi. Franchise modeliyle Nuhr'a bağlı bir ofis açmak isteyen kişilere de tavsiyelerde bulunan Karacadal, "2016 yılı içerisinde Hollanda genelinde Nuhr bürolarını 20'ye çıkarmak istiyoruz. Küçük şehirlerde birer, büyük şehirlerde ise 2 veya 3'er olmak üzere 11 adet yeni büro açmayı hedefliyoruz" ifadelerini kullandı. Ahmet Karacadal yeni yılla birlikte 'Erken al, ucuz al' sloganıyla da hareket edeceklerini ifade ederken, "Vatandaşlarımız seyahatlerini ne kadar erken planlayıp biletlerini erken alırlarsa o kadar avantajlı fiyatlardan faydalanabilecekler" dedi.

H o l l a n d a’ n ı n Eindhoven kentinde, 24 Aralık Perşembe yapılması öngörülen konferansa konuşmacı olarak davet edilen 7 Ortadoğu kökenli imama izin verilmedi. Eindhoven Belediye Başkanı Rob van Gijzel, belediye meclisine gönderdiği yazıda, söz konusu kararın Terörle Mücadele ve Ulusal Güvenlik Koordinatörlüğünün (NCTV) tavsiyesi üzerine alındığını bildirdi.

PVV'nin eski AP milletvekiline pedofiliden hapis cezası istemi

Hollanda’da küçük yaştaki kızlarla cinsel ilişkiye girmeye teşebbüs suçlamasıyla yargılanan aşırı sağcı Özgürlük Partisi’nin (PVV) eski Avrupa Parlamentosu (AP) üyelerinden Daniel van der Stoep hakkında 5 ay hapis ile 240 saat çalışma cezası talebinde bulunuldu.

NSA artık toplu kayıt tutamayacak

Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü (KSYÖ) Genel Direktörü Büyükelçi Ahmet Üzümcü'ye Legion d'Honneur nişanı verildi. Dışişleri Bakanlığında yapılan törende, Fransa'nın en üst düzey nişanı olan Legion d’Honneur madalyası Büyükelçi Üzümcü'ye, Fransa Dışişleri Bakanı Laurent Fabius tarafından takdim edildi.

Hollanda’da burka yasağı

Hollanda’da İçişleri Bakanlığının hazırladığı, yüzü tamamen örten giysilerin (burka) kamuya açık bazı alanlarda giyilmesine yasak getiren yasa önerisi, bakanlar kurulunda kabul edildi. Bakanlar kurulu toplantısından sonra yapılan açıklamada, hükümet üyelerinin, Danıştayın tavsiyesinin ardından ilgili öneriye onay verdiği bildirildi. Parlamentonun alt kanadı Temsilciler Meclisi ve üst kanadı Senato’da kabul edildikten sonra yürürlüğe girecek olan yasa önerisine göre, söz konusu giysiler eğitim, sağlık ve kamu kurumlarıyla toplu taşıma araçlarında giyilemeyecek.

Yeni yıl, yeni hukuk Her yıl olduğu gibi bu yılda yeni yılla birlikle farklı hukuki alanlarda yenilikler bizi bekliyor. Bunların takibi için hükümetin resmi sitesi www. overheid.nl sitesinden bilgi edinebilirsiniz. Vergi hukuku, sosyal güvenlik hukuku ve iş hukuku gibi bir çok konuda yenilikler olacak hukukta. Uzmanlık alanımız olan yabancılar hukukunda bir örnek verecek olursak, eşini yurtdışından getirmek isteyen kişinin gelirinin 1 Ocak 2016'dan itibaren 20 Avro artarak, minimun 1525,- Avro olması gerekiyor. Bir diğer uzmanlık alanımız olan iş hukukunda, önümüzdeki yılın en önemli değişikliği ise emeklilik yaşının 67'ye çıkması. Yeni yılın daha adaletli geçmesi dileğiyle!

www.kilicadvocatuur.nl

Prinsengracht 739-741 1017JX Amsterdam T 020 475 00 05 F 020 488 02 54 E info@kilicadvocatuur.nl


HABER

10

ARALIK / DECEMBER 2015

ÇIFTE AIDIYETI TEŞVIK EDEN POLITIKALAR ÜRETILMELI… Hollanda’nın politikası: 'Güzel Türkçe ve güzel Hollandaca konuşan bireyler kazanırlar ve kazandırırlar olmalıdır'. Türkçe ve Hollandaca konuşan Hollandalı Türk gençlerinin bir çok alanda ama en önemlisi de Türkçe'nin konuşulduğu coğrafyada Hollanda’nın kalkınması ve ilişkilerine hatta menfaatlerine katkısını hesap etmeli ve bunun şuuru içinde olmalıyız.

VEYİS GÜNGÖR Başbakan Yardımcısı, Sosyal İşler ve İstihdam Bakanı Lodewijk Asscher’ın geçtiğimiz günlerde yaptığı yeni açıklamlarla aidiyet meselesi yeniden gündemimize oturdu. Yapılan araştırmalar sonucu gösteriyormuş ki, Türk ve Fas’lı gençler kendilerini Hollandalı hissetmiyorlarmış. Eee ne yapalım bay Lodewijk Asscher? Kolaysa, siz Türk ve Faslı gençlere ‘kendilerini Hollandalı hissettirin’ o zaman diyesi geliyor insanın. On yıllardır uyguladığınız entegrasyon politikalarının daha doğrusu asimile politikalarının sonucu bu işte. Araştırmaların sonucu doğruysa karşınızda, kendini Hollandali hissetmeyen bir nesil var. Ne yapacaksınız peki şimdi? Bu köşeden defalarca yazdık. Kimliğimizin nasıl şekillenmesi getektiğini ifade etmeye gayret ettik. Hollanda’da geleceğimizi nasıl inşa etmek istediğimizi belirttik. Hem içinde yaşadığımız ülke Hollanda’ya hem aidiyet duyduğumuz Türkiye’ye hem de gönül coğrafyamızın uzandığı dünya topluluklarına karşı hissettiğimiz sorumlulukları formüle ettik. Bütün bunlar bizim burada varolma sürecimizin olmazsa olmazları dedik. Biz, bir zamanlar dünyaya yön vermiş bir medeniyetin çocukları olarak, insanlığın çatışma

veyis.gungor@haber.nl yaşadığı 21. Yüzyıl Avrupa’sında bize ait olan ‘merhamet’ değerinin yeniden bireyin kurtuluşu olacağını yazdık. Bu aslında, aynı zaman da yeni bir medeniyet tasavvurudur dedik. Madem bu konu bir defa daha Hollanda gündemine geldi, o zaman düşüncelerimizi yeniden hatırlatalım, ifade edelim. Belki bu sefer anlaşılabiliriz. Öncelikle belirtmek isteriz ki, Hollanda’da yaşayan Türkler veya müslümanlar olarak kendimizi ne kadar Türkiye’ye ait hissediyorsak, aynı zaman da Hollanda’ya da ait’iz. Eğer bu aidiyette bir sorun yaşanıyorsa bunun tek suçlusu olarak bizleri işaret etmeyiniz. Bu doğru olamaz. Siz, Hollanda karar vericileri olarak, bizim dünyamızı anlamakta eksik kaldığınızı kabul etmelisiniz. Belki, bizim kendimizi sizlere anlatmakta hatalı olduğumuzu ifade ederseniz, size haklılık payı verebiliriz. Bu noktada bizim eksikliklerimiz var, kabul ediyoruz. Özellikle Türkler, daha içine kapanık bir toplum modeli seçerek Hollanda’da yaşamaya devam ediyorlar. Bunu tartışabiliriz. Ama, Türk ve Faslı gençler kendilerini Hollandalı hissetmiyorlar ifadesi çözüm odaklı bir yaklaşım değil, ayrıştırmacı bir formulasyondur. Me-

seleye çözüm odaklı bakacaksak, Türk ve Fas’lı gençlerin ‘çifte aidiyet’e mensup olduklarını ve bunun getirdiği sorumlulukların olduğunu kabul etmemiz gerekecektir. Devamla birlikte, ortak çalışarak bu çifte aidiyet duygusuna ve sorumluluğuna sahip olan nesillerin, hem içinde yaşadıkları Hollanda için hem aidiyet duydukları ülke ve toplumlar için nasıl faydalı hizmetler gerçekleştirebilecekleri üzerinde kafa yormamız, politikalar üretmemiz gerekmektedir. Çoğu zaman ifade ettiğimiz gibi, çifte aidiyetin, Hollanda toplumu için, Hollanda’nın uluslararası ilişkileri için bir şans ve zenginlik olduğunu kabul etmemiz ve bu sinerjinin insanlık barışına katkısı üzerinde de kafa yormalıyız. Sözkonusu zenginliğin ekonomik, sosyal, kültürel ve insani boyutları üzerine projeler üretip, hayata geçirmemiz yeni toplum anlayışının olmazsa olmazları olmalıdır. Örneğin, Hollanda’da yetişen Türk gençlerinin Türkçe öğrenmelerinden korkmamalıyız. Aksine teşvik etmeliyiz. Hollanda’nın politikası: 'Güzel Türkçe ve güzel Hollandaca konuşan bireyler kazanırlar ve kazandırırlar olmalıdır’. Türkçe ve Hollandaca konuşan Hollandalı Türk

gençlerinin bir çok alanda ama en önemlisi de Türkçenin konuşulduğu coğrafyada Hollanda’nın kalkınması ve ilişkilerine hatta menfaatlerine katkısını hesap etmeli ve bunun şuuru içinde olmalıyız. Sonuç olarak ifade etmeliyim ki, bizim için çifte aidiyet bir realitedir. Kaçınılmazdır. Var olmamızın bir parçasıdır. Kısacası bizim sosyolojimizdir. Bu böyle biline. Dolayısıyle; çifte aidiyetin Hollanda için bir tehlike olmadığı idrak edilmelidir. Tam aksine hem Hollanda’da yaşayan Türkler için hem de Hollanda için bir zenginliktir. Toplumun dönüşümü için bir şanstır. Yerinde ve optimal olarak değerlendirilmelidir. Karar vericiler ‘Hollanda’daki Türk ve Fas’lı gençler kendilerini Hollanda’ya ait hissetmiyorlar’ propogandası yerine, olaya bir de yukarıdaki yaklaşımdan bakmayı denesinler. Belki Türk ve Fas’lı gençleri Hollanda toplumuna kazandırdırler. Ve insanlık kazanır.

Not: 2016 yılının tüm insalık için hayırlara vesile olmasını, kutuplaşma yerine birlikte çalışmanın ön plana çıkması dileklerimle…

“TÜRK TOPLUMUNUN DÜNÜ, BUGÜNÜ VE GELECEĞİ TARTIŞILDI” Kısa adı PVON olan Bizim Hollanda Platformu tarafından, ‘Hollanda Türkleri’nin Dünü, Bugünü ve Yarını’ başlıklı panel düzenlendi. Yunus Emre Eğitim Merkezi’nde gerçekleşen panele Rotterdam Başkonsolosu Sadin Ayyıldız, yardımcı Konsolos Ulvi Darendeli, Hollanda Türkler İçin Danışma Kurulu (İOT) Müdürü Ahmet Azdural, Rotterdam Büyükşehir Belediyesi eski Başkan Yardımcısı Hamit Karakuş, Pedagog Hatice Gözüküçük, STK temsilcileri ile vatandaşlarımız katıldı.

Başkonsolos Sadin Ayyıldız, “Bu akşamki tartışmayı ve diyaloğu çok sevinerek izledim, çünkü Hollanda’da yaşayan vatandaşlarımızın yaşadığı ortak sorunların neredeyse tamamı bu programda tartışıldı. Konuşmacıların kendi bakış açılarından verdikleri bilgiler son derece önemliydi. Göreve başladığım günden bugüne kadar değişik platformlarda, başta eğitim olmak üzere yatırımcılarımızın sorunları, gençlerin önündeki sorunlar, asimilasyon vs. birçok meseleyi konuşma imkanı bulduk.”

GELECEĞİMİZİ ÇOK PARLAK GÖRÜYORUM “Ziyarete gelen her vatandaşımızla konuştuğumuzda ortak konuyu Türkçe dersleri oluşturdu. Benim şahsi kanaatim, anadil eğitim olmazsa olmazdır. STK'lar, anadil konusunda biraraya gelebiler. Başka ülkelere Türkiye’den resmi öğretmenler geliyorsa, buraya neden gelmesin! ” şeklinde konuştu. Hollanda Türk İslam Kültür Dernekleri Federasyonu kurucularından Mehmet Emin Ateş’in yönettiği panelde, ‘Göçün 50. Yılında Hollanda’da Türk Toplumu’ konusunda sunum yapan IOT Müdürü Ahmet Azdural, 60’lı yılların başında Hollanda’da işçi çocuklarının sadece yüzde 10’u nun yüksek bir eğitimi takip edebildiğini, şimdilerde ise bu oranın yüzde 50’ye yükselmiş durumda olduğunu söyledi. Azdural, “Günümüzde ise ikinci ve üçüncü kuşak Türk gençlerinin yüzde 48’i yüksek eğitimi takip ediyor. Türkler arasında ev sahibi olanların oranı yüzde 40 dolayında seyrediyor. Bir ev sahibi olanlar,

Hollanda’da genel olarak orta sınıfa dahil oluyorlar. Özellikle ikinci kuşak gençlerin yarısı Hollanda’da ev sahibi.” “Hollanda’daki Türk toplumu olarak geçen 50 yılda, kendi öz sermayemizi en iyi (en karlı) şekilde kullandık, ama yabancı sermayeyi ise kullanamadık. Burada sermaye derken sadece finansal açıdan değil kültürel sermayeden sözediyoruz. Parlamento ve belediye gibi Hollanda kamu yönetimi organlarında, Türklerin nüfus sayısı temel alındığında, daha yüksek oranda temsil edildiğini görüyoruz. “Sonuç olarak Hollanda’da geride bıraktığımız 50 yılda, bireysel işçi göçünden yerleşik toplum hayatına geçmiş bulunuyoruz. Bizler artık burada kalıcıyız. Bu toplumun ayrılmaz bir parçasıyız. Geleceğimizi buna göre kurgulamalıyız. Hollanda’da başta eğitim alanı olmak üzere mevcut fırtsatlardan daha iyi yararlanarak kendimizi geliştirmeliyiz. Hollanda toplumu ile daha iyi, daha sıkı ilişkiler kurmalıyız.” açıklamasında bulundu. 2 dönem Rotterdam Büyük-

Perspective Care, hasta ve yaşlı bakım hizmetini ana dilde ve kültüründe evde ve dışarda sunan bir kurumdur. Bu alanda 8 yıllık tecrübeye sahibiz. Günlük aktivite ve grup aktiviteleri yanında, hastalarımızın işlerini kolaylaştırmak için bünyemizde bulunan maatschappelijk advies, gemeenschapshuizen en samenwerkingsorganen op het gebied van welzjin organlarımızla Hollanda mevuzatına uygun hizmet sunuyoruz. Farklı etnik kökenden gelen ve Hollanda'da hayatını sürdüren insanların hayat kalitesini arttırmayı hedeflediğimiz modern yapılarda sevgi evleri oluşturup insanlarımıza güvenli hizmetler sunmaktayız.

Postadres: Postbus 2796 • 3500 GT Utrecht Tel: 0686468658 • 0633651058 E-Mail: perspectivecare@gmail.com

şehir Belediye Başkan yardımcılığı yapan ve halen Platform 31 müdürlüğünü yapan Hamit Karakuş, geçtiğimiz 10 yıl içinde Rotterdam’ın sorunlarıyla yakından ilgilenme imkanının olduğunu belirtti. Pedagog Hatice Gözüküçük ise şöyle konuştu: “Hollanda Türkleri’nin dünü, bugünü ve geleceğini konuşmak, hepimizi hem daha sağlam hem daha emin adımlarla ilerlememizi sağlayacağına inanıyorum. Velilerin eğitimdeki rolleri gitgide değişiyor, eskiye göre velilerimiz daha bilinçli ve duyarlı ancak yeterli demek doğru değildir. Batı kültüründeki bireysel yaşamda daha çok birey merkezli anlayış hakim. Birey egosunun öne çık-

tığını görüyoruz. Bizim kültürümüzde sadece kendini düşünen bir anlayış asla kabul görmez. Toplumsal yozlaşma deyince bir toplumun kendi kültüründen gitgide uzaklaştığı bireysel yozlaşmaya doğru gidildiği anlaşılır. Batı toplumunun son 50 yılında bunu görmek çok daha mümkün. Türk toplumu olarak elimizi taşın altına koyalımki, bu gibi şeyler başımıza gelmesin. Egoist bireycilik ve Türk toplumundaki olumsuz değişiklikler altında yatan düşünceler; kibir, saygısızlık, doyumsuzluk, hoşnutsuzluk, soğuk ve mesafeli davranışlardır." Katkıda bulunanlara plaket takdiminin yapıldığı panel, karşılıklı soru ve cevaplarla sona erdi.

Perspective Care

Zorginstellingen Erkend zorginstelling en maatschappelijke dienstverlening

Bezoekadres: Rietveldenweg 54-A unit 1016 5222 AS • 'S-Hertegenbosch


11

HABER

Arnhem’de 20.yıl coşkusu ARALIK / DECEMBER 2015

Arnhem Hoca Ahmet Yesevi Türk Kültür ve Eğitim Merkezi kuruluşunun 20. Yılında üyelerini ve görev yapmış yöneticilerini düzenlediği programda buluşturdu. Arnhem Türkiyem Camii salonunda

gerçekleşen programda sanatçılar Ali Kınık ve Gökhan Tekin programa katılanlara coşkulu anlar yaşattılar. Programda yapılan anlamlı konuşmalar ve müzik bölümünün yanı sıra Suriye’deki Bayırbucak Türkmenleri

de anıldı ve Hollanda Türk Federasyon’un düzenlemiş olduğu yardım kampanyasına katkı amaçlı satışlar yapıldı. Programa Kuran- Kerim ve İstiklal Marşı’nın yanı sıra bütün şehitler için bir daki-

Hollanda’dan polis devleti olma yolunda yeni hamle Paris saldırılarından sonra oluşan güvenlik tartışmalarının ardından Hollanda meclisinde yeni bir yasa teklifi sunuldu. Yeni yasaya göre polis yetkilileri Hollanda’daki tüm bilgisayarlara gizlice girme hakkı tanıyor. Gizlilik bekçileri ve Bilgi ve İletişim (ICT) uzmanları: “Paris’teki saldırılar polis devleti kurmak için kullanılıyor” dedi. Güvenlik ve Adalet Bakanı Ard van der Steur ve İçişleri Bakanı Ronald Plasterk Hollanda Meclisinde ‘INTEG-

RALE AANPAK JIHADISME’ eylem planlarından 4 yeni yasa önerileri sundular. Yasa tasarılarından biri polise bütün bilgisayarlara sızmak için ileri derecede imkanlar sağlıyor. Her ne kadar yasa önerilerinin ismi basın bülteninde bildirilmemişse de, gazetecilerin Güvenlik ve Adalet Bakanlığı’na yaptığı soruşturma üzerine 2013’ten bu yana yapımda olan tartışmalı III. Bilgisayar Suçluluğu yasası olduğu ortaya çıktı. Bu yasa polise gizlice bilgisayarlara sızma, veri kopyalama, ekleme ve silme gibi eşi görülmemiş imkanlar tanıyacak. Bunun yanı sıra polisler vatandaşları bilgisayarın kamerasından izleyebilecek, mikrofonları dinleyebilecek

ve yazılanları canlı takip edebilecekler. Bu durum sadece potansiyel tehlikeli teröristler için değil, herkes için kullanılabilecek. Polis şüpheli birine rastlayabilmek için masum insanların bilgisayarlarına da sızabilecek. Bits of Freedom (BOF)’a göre bu yasa “Bu alanda dünyadaki en ileri derecede gelen yasa”. BOF Teknik Medeni Haklar araştırmacısı Rejo Zengers: “Eğer hükümet çok kullanılan tanınmış yazılımlarda güvenlik sorunu olduğunu anlarsa, bu güvenlik sorununu kapatmadan, ilk önce polisin sorunu kullanarak bilgi edinmesini sağlayabilir. Bakan bununla bütün toplumu güvenilir yapmak yerine güvensizleştirir" dedi.

kalık saygı duruşu ile başlandı. Arnhem Hoca Ahmet Yesevi Türk Kültür ve Eğitim Merkezi gençleri tarafından şiirler ile süslenen programda ilk olarak sözü başkan İbrahim Günay aldı. Katılan davetlilere ve Hoca Ahmed Yesevi Türk Kültür ve Eğitim Merkezinin günümüze gelmesinde katkıları olan herkese teşekkür etti. Konuşmasında geçmişe kısaca değinen Günay, katılanlara gelecek adına da önemli mesajlar verdi. Gençlerimizin milli şuura sahip ve Türkçeye vakıf bireyler olarak yetişmelerinin önemine değinen Günay “Gençlerimize gerekli önemi gösterip, onlara Türkçeyi ve Türk Kültürünü öğretemezsek 3, 4 nesil sonra geleceğimiz maalesef çok parlak olmaz. Bundan

dolayı teşkilatımızın değerini bilerek ve gençlerimizi buralara göndererek onların bilinçli bireyler olarak yetişmelerini sağlamalıyız.” dedi. Merkezin kuruluşundan günümüze kadar 6. Başkan olduğunu belirten Günay, her türlü zorluklara ve sıkıntılara rağmen mücadeleden vazgeçmediklerini ve gelecekte de vazgeçmeyeceklerini belirtti. Konuşmasından sonra İbrahim Günay geçmişte Arnhem Hoca Ahmet Yesevi Türk Kültür ve Eğitim Merkezi’nde görev yapmış olan başkanlara plaket takdim ederek teşekkür etti. İbrahim Günay’dan sonra söz alan Arnhem Kadın Kolları başkanı Şerife Demirel birlik mesajı vererek Türk Dünyasındaki soydaşlarımız ile

sağduyulu olmaya davet etti. Arnhem Hoca Ahmet Yesevi Türk Kültür ve Eğitim Merkezi’nin kuruluşundan günümüze kadarki faaliyetlerinden karelerin bulunduğu slayt gösterisinden sonra sözü Hollanda Türk Federasyon Genel Sekreteri Erim Uğurlu aldı. Uğurlu Federasyon’un faaliyetlerine değinerek insanlarımızı açıklamalarında ve yazışmalarında dikkatli olmaya davet etti. Sosyal platformlarda kırıcı ve uygun olmayan paylaşımların çoğaldığına dikkat çeken Uğurlu, milletimizin bundan dolayı kutuplaştığına işaret etti. Erim Uğurlu son olarak Hollanda Türk Federasyon’un Bayırbucak Türkmenleri için başlatmış olduğu kampanya hakkında bilgi verdi.

Leerdam Halk Derneği yeni yönetimini seçti

G

eçtiğimiz günlerde Leerdam Halk Derneği 16. Genel Kurul Toplantısı’nı yaparak yeni Yönetim Kurulunu belirledi. Yapılan Olağan Genel Kurul Toplantısı’nda LHD’nin geçmiş döneme ait faaliyetleri sunuldu ve mali rapor üyeler tarafından onaylandı. Olağan Genel Kurul Toplantısı’nda ayrıca LHD’nin yeni Yönetim Kurulu da belirlendi. Bir önceki dönem başkanlık yapan Haydar Yeter, oybirliği ile Yö-

netim Kurulu Başkanlığına devam etmesine karar verildi. LHD’in yeni Yönetim Kurulu aşağıdaki isimlerden oluştu: Yönetim Kurulu: Başkan Haydar Yeter, Genel Sekreter Ali Tansel, Sayman Mehmet Arslan, Üye Necdet güven. Üye Mehmet Mutun, Üye Mahmut Bilici, Üye Mevlüt Yılmaz. Denetleme Kurulu: Başkan Kadir Onurlubaşgil, Başkan Yardımcısı Mahir Tatlı, Üye Nihat Arslan

€59

’dan

BAŞLAYAN FIYATLARLA VERGILER DAHILDIR

023-751 06 00

Şimdi Ücretsiz Corendon App

Hayallerinizi Corendon’la Yaşayın


HABER

12

ARALIK / DECEMBER 2015

3. DÜNYA SAVAŞI ÇIKAR MI ? Şimdilik Doğu ve Batı ayrımı olarak tanımlanan küresel kriz, Rusların İran'ı kışkırtmasıyla mezhepsel derinlik kazanabilir. Türkiye coğrafi konumu ve kültürel akrabalık bağları nedeniyle, maalesef bu cehennemin tam da ortasında.

METİN YAZAREL Tarihin en büyük diplomasi krizi Türkiye ile Rusya arasında yaşanıyor. Diplomatik kriz dünya savaşına yol açarmı bilinmez. Burnumuza gelen kan ve barut kokusunu takip ettiğimizde yolumuz mutlaka İslam coğrafyasında bir ülkeye çıkıyor. Şii İran'ın öncülüğünde, Ortadoğu mezhep kavgalarına teslim edilmek isteniyor. Artık, 3. Dünya Savaşı çıkar mı sorusu, gülüp geçilecek cinsten basit ve komik bir soru olmaktan çıktı. İnsanlık evrensel değerlere saygı ve birlikte yaşama iradesini yitirdi. Şimdilik Doğu ve Batı ayrımı olarak tanımlanan küresel kriz, Rusların İran'ı kışkırtmasıyla mezhepsel derinlik kazanabilir. Türkiye coğrafi konumu ve kültürel akrabalık bağları nedeniyle, maalesef bu cehennemin tam da ortasında. Suriye krizi Rusların kışkırtmasıyla birlikte küresel boyut kazanarak 3. Dünya savaşının çıkmasına doğru evrilebilir. 1.Dünya savaşında olduğu gibi, Türkiye bir oldu bittiyle çıkacak savaşa müdahil olabir. Bölgede kan ve barut kokusu üzerinden yürütülen mezhepsel ayrışmaya dayalı kutuplaştırma siyaseti, telafisi mümkün olmayan sonuçlara gebe olabilir. Suudi Arabistan, Katar ve Türkiye birlikte ittifak etseler dahi

metin.yazarel@haber.nl Türkiyenin tavrı belirleyici olur. Dışarıdan Rusya destekli İran itilafı Esadı kullanarak, mezhepsel dengeleri alt üst ettirebilir. Selefi Araplar ile Sünni Türklerin aynı safta durmasına misilleme olarak, Şii İran'ın Hırıstiyan Ruslarla ittifak kurmasını, salt enerji politikalarıyla izah etmek eksik ve hatalı olur. Bölgedeki Sünni Kürtlerin durumuna gelince, Sunni Kürtler her zaman olduğu gibi konjonktüre göre hareket ediyorlar. Esed rejimiyle işbirliği eden Süriye Kürtleri hariç, vaziyetleri ikircimli, arasat'ta kalmışlar görünümünde. Tarihi süreç içerisinde Mezepotamya denen bölgede dengeler nasıl değişirse değişsin, bölgenin kader ve yazgısını daima etnik ve dinsel ayrımlar tayin etmiştir. Ortadoğunun kaderini değiştirecek olaylarda kullanılan terör örgütlerinin işledikleri vahşetleri dini referanslara, cihat gibi kavramlara dayandırması, Kuran'ın şiddeti onayladığı anlamına gelmez. Dini metinleri herkes işine geldiği gibi yorumlasa dahi Kuran şiddeti onaylamaz. Haçlı seferlerine meşruiyet kazandırmak isteyen Kilisenin Ruhban sınıfı gibi bir sınıfı islam kabul etmez. Kilise; şefkat, merhamet ve sevgi peygamberi Hz. İsanın kitabı incilde ki bazı pasajları

şiddet önerir şekilde yorumlatmış olsada, İslam bu yanılğıyı kabul etmez. Semavi kitaplarda ayetler kendi kendine konuşmaz. Kutsal metinleri, konuşturan insan, yorumlayan da akıl üstü bilinçtir. Kitab-ı Mukaddesi savaşı destekleyecek şekilde yorumlatıp, Haçlı seferlerini organize ettiren bilinç, aynı yöntemlerle Cihat kavramını işleyerek, Kuranı da şiddeti destekleyen bir kitap olarak yorumlatma çabası içerisinde. İran Mollaları hariç, İslam Ulemasını ayetlerin yanlış tefsir edilmesine müsade etmez diye bilirim. Hiç kimse Türkiyeden gönül coğrafyasında, yanıbaşında çıkan yangına duyarsız kalmasını beklemesin. Öyle bir beklenti hem tarihi gerçeklik, hem de dinin emrettiği kardeşlik duygusuyla bağdaşmaz. Bu durumda Türkiye tarihi sorumluluğunun farkında olarak hareket edip yaraları sarmalı. Türkiye'nin tavrı savaş taraftarı değil, akan kan ve gözyaşını durdurmak, mazlum ve madurların hak ve hukuklarını korumaktan yana bir tavır olmalı. Yaklaşan yeni yıl münasebetiyle 2016 yılının tüm insanlığa huzur ve barış getirerek, hayırlara vesile olmasını diler, yeni yılınızı tebrik ederim.

Nogay Vakfı kurucularından Mehmet Can Hakk'a yürüdü

Hollanda Türk Dünyası Çalışma Grubu üyesi, Hollanda Nogay Vakfı kurucularından ve Mali Sekreter Mehmet Can(45), uykuda geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybetti. Can’ın beklenmedik bir şekilde ha-

yatını kaybetmesi ailesini ve dostlarını üzdü. CENAZEYE GENİŞ BİR KATILIM OLDU Çevresi tarafından sevilen ve sayılan Mehmet Can için, Hollanda İslam Merkezi Vakfı (SİCN) Rotterdam Fatih Camii’nde cenaze namazı kılındı. Cenaze namazında Hollanda Nogay Vakfı yönetimi tam kadro hazır bulunurken ayrıca SİCN yöneticileri, Hollanda Azerbaycan Türk Kültür Derneği

Başkanı İlhan Aşkın, Hollanda Batı Trakya Türk Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı İbrahim Emin, Hollanda Yozgatlı İşadamları Derneği Başkan Yardımcısı Durak Altıok, Batim Başkanı Uğur Arısoy, Hollanda Kırım Derneği Başkanı Mehmet Pekcan, Güney Hollanda Eyalet eski Meclis üyesi Bahattin Erbaş, yakın dostları ve akrabaları katıldı. Mehmet Can Kimdir? Mehmet Can, 1969 Konya Kulu’da dünyaya geldi. 1991′de Hollanda’ya yerleşti. Can,

Hollanda’da hayatını Nogay davasını anlatarak geçirdi. Nogay Vakfını Kurucu üyesi ve Genel ve Mali Seketerlik görevlerini yürüttü. TEMA Hollanda gönüllüsü ve Türk Dünyası Çalışma grubu yöneticiliği yaptı. Mehmet Can , Osman ve Esma adlı iki çocuk sahibiydi.

FACEBOOK ILANIYLA 6 AYLIK BEBEĞINI SATTI Bolivya'da Facebook ilanıyla 6 aylık bebeğini sattığı tespit edilen anne ile bebeği satın alan kadın tutuklandı. Bolivya'da Facebook üzerinden bebek alım satımı yapan iki kadının tutuklandığı bildirildi. Yetkililer, 6 aylık kız bebeğini sosyal medya ilanıyla 250 dolara satan anne ile bu bebeği satın alan iki kadının insan kaçakçılığı suçundan tutuklandıklarını belirtti. Santa Cruz'un çocuk koruma yetkilisi Rosy Valencia, bebeğini satın alan 18 yaşındaki kadının, bebeği, kendisini terk eden adama karşı koz olarak kullandığını söyledi. Valencia, adamın polisi araması üzerine kadınların gözaltına alındıklarını ifade etti. Yetkililer, bebeğini satan 32 yaşındaki kadının, bebeğin doğum masraflarını karşılamak için bu yola başvurduğunu açıkladı.

AMSTERDAM’DA HIRSIZLIĞI ÖNLEMEK IÇIN YENI YÖNTEM

Amsterdam'ın Yeni-Batı (NieuwWest) bölgesinde çoğalan hırsızlık vakalarına yeni bir önlem alınıyor. Bu bölgedeki 500 eve Sahte-TV'ler yerleştirilecek. Bu cihazlarla evde birilerinin televizyon izlediği izlenimi oluşturulabiliyor. Led teknolojisiyle bir LED televizyonun ışığını simüle eden cihazlar hırsızları dışarda tutuyor. Amsterdam'ın en çok hırsızlıkla boğuşan bölgesi olan Yeni-Batı bölgesinde pilot proje olarak başlatılan Sahte-TV projesi, hırsızlık olaylarını azaltmak için başlatıldı. Led teknolojisiyle bir LED televizyonun ışığını simüle eden cihazlar hırsızları dışarda tutuyor.

2016'da sizin de işyerinizi güvenlikle donatalım! Telefon veya tabletinizle istediğiniz her an kameralarınızı izleyebilirsiniz! Hem de HD kalitesiyle.

GÜVENLİK

SİSTEMLERİNDE

DOĞRU ADRES

Beveilig uw woning, kantoor of winkel met het beveiligingssysteem van ADACAMS

Schiedamseweg 213 3026 AN Rotterdam

Tel: 010-462 35 69 www.adacams.nl


13

ARALIK / DECEMBER 2015

HABER

YA SEV, YA AIT OLDUĞUN YERE GIT! İşte bu durumdan rahatsızlar ve sürekli kendilerine “Yahu, biz adamların ülkelerine gittik, ülkelerini yağmaladık, insanlarını kendimize benzettik, ama şimdi aynı adamlar bizim 50 yıldır bünyemizdeler, kendimize benzetemedik” diye soruyorlar. Asıl hazmedemedikleri budur. Bırakın artık bu ucuz hesapları. Yanlış yapıyorsunuz. Benim çocuğum, Hollanda’yı benim yurduma tercih etti ve “ben buraya aitim” dedi. Ona sahip çıkın, ona değer verin, onu ötekileştirmeyin, ona fırsat verin; ait olduğu bu ülkenin geleceğini omuzlasın. Çünkü sizin ona çok ihtiyacınız var. ZEYNEL ABİDİN KILIÇ “Sevdiklerinize gül verin, gülünüz yoksa gülüverin” (Hz. Mevlânâ) “İnsanlar sevilmek için yaratıldılar, eşyalar ise kullanılmak için. Dünyadaki kaosun nedeni; eşyaların sevilmeleri ve insanların kullanılmalarıdır.” (Cemil Meriç) Dünya yurdu… 50 yıl önce dünya yurduna yollanmışım. Yaşayacağım bazı göçler gibi, bu göçümüz de gayr-ı ihtiyari olmuş. Dünya yurduna yollanırken, “Sakın ha, orayı yurt edinme, sen oraya ait değilsin. Biraz oyalanmadan sonra ebedi yurduna geri döndürüleceksin… Şu kurallar çerçevesinde yaşarsan cenneti, bu kurallar dışında yaşarsan cehennemi yurt edineceksin” diye kulağıma fısıldanmış. İnsanın nereye ait olduğu aslında yaşadığı bu ilk göçle kulağına fısıldanan sözde gizli. “Ben kimim, nereden geldim, nereye aitim ve nereye gidiyorum?” sorularına verilecek doğru cevaplar insanın nereye ait olduğunu da ortaya kor aslında. Dünya, insanın yurduysa, insan dünyanın her yerine aittir. Bu aidiyet duygusunu da bu ikisinin sahibi dışında kimse insanın elinden alamaz. Ama ortada, dünyaya bile sığmayan ve dünyayı hem kendine hem etrafına dar eden birileri var. O yüzden de insanlar aidiyet sorunu yaşıyorlar… İnsan, sürekli göç etmekle ve yurt edinmekle geçirmiş ömrünü. Bu yüzden de nereye ait olduğu hususunda hep bir ikilem yaşamış. Dün özyurdu Mekke’den kovulan sahabelerin Habeş Kralı’nın himayesinde Habeşistan’ı yurt edinmeleri ve kendilerini oraya ait hissetmeleri nasıl bir gerçek olarak karşımızda duruyorsa, bugün de vahşi kapitalizm ve ırkçı emperyalizmin sömürü planları çerçevesinde milyonlarca masum insanın ölerek, zindanlara sokularak, sürülerek yurt değiştirdiği ve korkunç bir aidiyet sorunu yaşadıkları gerçeği ile karşı karşıyayız. Bu kanlı ve kirli oyunu, kaygı, endişe ve üzülerek izliyoruz. Dünyaya gönderilirken; oranın huzur, barış, adalet, hakkaniyet, sevgi, dostluk ikliminden istifade edeceğimiz gibi, onun yükünü, külfetini, acısını, tasasını, savaşını, kavgasını da paylaşmamız gerektiğini biliyorduk. Zira biz, hak-bâtıl kavgasının Habil ve Kabil ile başladığına ve hep süreceğine inanıyoruz.

zeynelabidin.kilic@haber.nl

Anayurdum… Henüz 15 yaşında iken Anayurdum Türkiye’mden, babamın 15 yıldır yurt edindiği Baba yurdumuz olan Hollanda’ya geldim, getirildim. Köy ve kasabada yetişen, eğitim gören, oraların sıcak insani ilişkileri içerisinde yaşayan, toplumsal hayatın kokusunu alan, o dokuyu içselleştiren biri olarak Hollanda’ya ilk geldiğim günün soğukluğunu, iticiliğini, ürkütücülüğünü asla unutamam. Anayurdum bir ana sıcaklığı ile beni kucağına geri çağırırken, baba vatanımız Hollanda âdeta “ne işin var burada, geldiğin yere geri dön” der gibiydi. Benim ve benim gibilerin burada bir yer-yurt edinememelerinin, buraya ait olamadıklarını ifade etmelerinin sebeplerinden biri de bu durum olsa gerek… Hollanda bana çok güzellikler yaşattı. Burada edindiğim dostluklar, yaşanmışlıklar, toplumsal anlamda omuzuma yüklenen görev ve sorumluluklar, gönüllü hizmette en ön saflarda koşmalar… İnsanî ve dinî anlamdaki değerleri özgürce yaşayabilme şansını belki de anayurdumda yakalamayacaktım. Burayı yurt edindim, sevdim ama buraya ait olmadığım her seferinde bana hatırlatıldı. Bundan dolayı da hep gidecek gibi hareket ettim; ama asla burada olduğumu unutmadan, buradaki görev ve sorumluluklarımı aksatmadan… 35 yıl sonra, anayurduma doğru, geriye göç başlatmak istedim. Bu sefer de, aynı yaşlardaki oğlum çıktı karşıma… “Ben Türkiye’de yapamam” dedi ve geri dönüş planını rafa kaldırdık. Ben, ait olmadığımı hissettiğim baba yurdum Hollanda’dan ait olduğumu hissettiğim anayurdum Türkiye’ye göç etmek isterken, oğlum,“Ben buraya aitim” diyerek baba-anayurdu olan Hollanda’yı seçti.Hollanda’nın izlediği her türlü ayrımcı ve ötekileştiren politikalarına; son 7 yıldır etkisi azalmadan süren ekonomik krize rağmen. Gençlerin geleceğine dair endişe ettikleri bir zamanda bile oğlum kendisinin buraya ait olduğunu söylüyorsa, bu mesajı iyi okumak, iyi anlamak, algılamak lazım. Hâl böyleyken, bugünün politikacıları popülist düşüncelerini şovenist söylem hâline dönüştürdüler. ‘Bizim buraya ait olmadığımızı, geldiğimiz yere geri dönmemizi’ yüksek sesle dillendirmeye başladılar. Bizler bu sesleri duymazlıktan geliyoruz, aslında bu sesler, geleceğimiz için acı acı çalacak olan çan-

Hollanda'ya gelen ilk Türklerden Hasan Güney vefat etti

İlk kuşağın önemli simalarından Hasan Güney kaldırıldığı hastanede hayatına veda etti. Hayatının büyük bir kısmını dernek, vakıf, federasyon gibi birçok kuruluşlarda yıllardır yöneticilik yaparak, Hollanda’daki Türk toplumuna hizmet etmeye adamış gönül adamıydı.

Ayrıca 30 yılı aşkın bir süredir Leiden HDV Mimar Sinan cami başkanlığını yapmış, TİKDF’nin kurucu üyelerinden olan ve Leiden’de ikamet eden Hasan Güney, 3 Aralık 2015 günü gece saat 01:25 de yatmış olduğu Leiderdrop hastanesinde Hakk’ın rahmetine kavuştu.

Hasan Güney kimdir? 1948 Erzurum-Aşkale Topalçavuş köyü doğumlu. 1970 yılından beri Hollanda’da ikamet etmekteydi. 1977 yılından beri de Hollanda Diyanet Vakfı (HDV) ve Türk İslam Kültür Derneklerinde farklı kademelerde görevlerde bulundu. Evli, 4 çocuk ve 4 torun sahibiydi. Hasan Güney Hollanda’da Türk toplumu uğrunda en çok mücadele eden şahsiyetlerden biriydi. Mayıs 2015’te kendisiyle geniş bir röportaj yaptığımız Rahmetliyi minnet ve rahmetle anıyor sevenlerine bol sabırlar ve metanet diliyoruz.

ların sesinden başka bir şey değildir. Eğer tedbir alınmazsa, eğer bu söylemlerin yönü değiştirilmezse; bir gün bu gidişatın bedeli ağır bir şekilde ödetilecek, haberiniz olsun.

Babayurdu… Adamlar hangi ülkeyi işgal edip sömürgeleştirdilerse, ilk yaptıkları şey, o ülke insanlarına kendi dillerini, hatta kültür ve geleneklerini dayatmak, insanları kendi değerlerinden koparmak olmuştur. Şimdi karşılarında başka bir örnek var: Çocuk burada doğmuş, eğitimini burada almış, burada yetişmiş ve çok büyük bir şirkette yönetici olmuş, işveren olmuş, siyasetçi olmuş ancak, nereye ait olduğunu, hangi değerleri taşıması gerektiğini hiç unutmamış. Parlamentoda namazını kılmış, mahkemede müvekkilini başörtüsüyle savunmuş, şirkete sakalıyla gitmiş, işçisine cuma izni vermiş… Ama bu ülkeye ve bu ülke insanına hizmet etmekten de geri durmamış, bu ülkenin sorunlarına çözüm önerileri sunmuş, bu ülkeye asla yük olmamış, aksine yükü omuzlamış. İşte bu durumdan rahatsızlar ve sürekli kendilerine “Yahu, biz adamların ülkelerine gittik, ülkelerini yağmaladık, insanlarını kendimize benzettik, ama şimdi aynı adamlar bizim 50 yıldır bünyemizdeler, kendimize benzetemedik” diye soruyorlar. Asıl hazmedemedikleri budur. Bırakın artık bu ucuz hesapları. Yanlış yapıyorsunuz. Benim çocuğum, Hollanda’yı benim yurduma tercih etti ve “ben buraya aitim” dedi. Ona sahip çıkın, ona değer verin, onu ötekileştirmeyin, ona fırsat verin; ait olduğu bu ülkenin geleceğini omuzlasın. Çünkü sizin ona çok ihtiyacınız var.

Yürek yurdu… Ana – baba ve dünya yurdunun hikâyeleri böyle de yürek yurdunun ki nasıl, daha mı farklı? 31 yıl önce altın bir kafese kapatılan bir güvercin çığlığı geldi kulaklarıma. Yanıktı, içliydi, dertliydi çığlıklar. Yurdundan edilen o güvercin, 31 yıl önce yüreğine birini yazmış, birini hapsetmiş. Hem kendi mahkûm hem de yüreğine hapsettiği sır mahkûm… Hem altın kafesteki beden hem de beden yurdundaki yürekte saklanan giz, 31 yıl sonra oraya ait olmadıklarını haykırıyorlar. Demek ki altın kafese de konulsa bedenler, onu anlayacak, dinleyecek, sarıp sarmalayacak, sahip çıkacak, sevgiyle uzatılan bir dost eline, bir dost yüzüne ihtiyaç hissetmekte. Aidiyet de bu olsa gerek. Bulunduğun yerde varlığından haberdar olunması, anlaşılması, insan yerine konulması, özgür kalması…

Savaş hep vardı… Yavuz Sultan Selim’in son anları. Arkadaşı olan Hasan Can, Yavuz’un bu hâlini görünce “Padişahım artık Allah ile beraber olmak zamanınız herhâlde geldi!” der. Koca Sultan, Hasan Can’ın yüzüne hayretle bakar ve şunları söyler: “Hasan!... Sen beni bu zamana kadar kiminle beraber zannediyordun?” Biz de, barış türküleri eşliğinde savaş çığlıkları atanlara, kan dökmek isteyenlere ve savaşın çıkmasını bekleyenlere Yavuz’un diliyle soralım: Be hey gafil kardeşim! Sen daha ne savaş yolu gözlüyorsun, ne diye savaş çığırtkanlığı yapıyorsun; İkinci Dünya Harbi’nin hemen ardından başlayan ve son çeyrek asırdır da en ağır bir şekilde devam eden kirli, kanlı sürecin adı nedir ki; sen savaş yolu gözlüyorsun…Yani, sen dünyayı savaştan berî mi sanırsın? İlla da ‘savaş’ diyorsunuz, öyle mi? İnsanlığın geldiği, getirildiği noktayı dehşetle, endişeyle izliyoruz. Ellerinde, asırlık projelerini hayata geçirmek için bütün yolları deneyen, öldürmeyi kurtuluş reçetesi olarak gören bir Batı dünyası ve o projenin uygulanma alanı olarak belirlenen bir de Doğu/İslam dünyası var… Hak-bâtıl kavramı burada kendini daha da belirginleştiriyor. Adem (as) ile başlayan “hakkı üstün tutan” barış, adalet ve dayanışmacı medeniyet, oğul Kabil ile başlayan “kuvveti üstün tutan” çatışmacılıkla bozulmuştur. Ne çok da savaş sevdalısı varmış meğer. Oturdukları yerden ahkâm kesenler, dillerinde barış türküleri, yüreklerinde kin, ellerinde canlara kıyacak en ağır silahlar. Sevsinler sizin barış severliğinizi… Türkiye’de bunca kutuplaştırma ve ötekileştirme çalışmaları yürütülürken, savaş çığırtkanlığı yapmanın, efelenmenin mantığını da anlamış değilim. Sen eğer, Çanakkale ruhunu yeniden inşa etmeden böyle bir çılgınlığa girişirsen karşında savaşacak düşman bile bulamazsın. Ötekileştirdiğin, kamplara böldüğün o insanlar sana düşman olarak yetecektir zaten… Bir topluma hak, hukuk ve adalet hakim olursa, orada batıl olan bütün değerlendirmeler geçerliliğini yitirir. Hak gerçekten varsa, onun zıddı olan bâtıl yok olur. Kainat boşluğu reddeder… Bir yerde hak, hukuk varsa orada olumsuzluklar yaşayamaz. Bunun tersi de olabilir. Bâtılın, adam kayırmacılığın egemen olduğu bir toplumdan tüm insanlık değeri çekilir, gider. Egemen güçlerin dünyayı getirdikleri yer maalesef burası. Burada hayat yok, buradan ancak insanın ölüsü çıkar..

Westsingel 25 3811BA AMERSFOORT Tel: +31(0) 643 270 527 info@keskinconsult.com

www.keskinconsult.com


HABER

14

ARALIK / DECEMBER 2015

MEMLEKETIM.....MEMLEKETİM? Bugünlerde çok kritik bir dönemden geçiyoruz, elimizdeki büyük potansiyeli değerlendirmek, dışlanmışlığı, başkalaştırılmışlığı fırsatlara çevirmek zorundayız. Elimizdeki kuvvet ise sahip olduğumuz zenginlik olan kültürel çeşitliliğimiz. Bizim toplum, atalarının geldiği ülkeyi vatan gibi görürken, içinde büyüdüğü, yetiştiği ülkeyi de ikinci vatanı yapma gücüne ve potansiyeline sahiptir. Çift kültürlü, çift dilli, hatta çift uyruklu olmak birer zenginliktir.

EMİN ATEŞ İlkokuldan sonra Türkçe ve İngilizce eğitim yapan Kadıköy Koleji'ne başladığımda babamın cami cemaatindan bazıları duyuracak şekilde "Hoca oğlunu gavur mektebine vermiş" diye söylenmişler. Rahmetli babam ise daima "BİR LİSAN, BİR İNSAN" der, kardeşimi ve beni bir yabancı dil öğrenmeye teşvik ederdi. O günlerin üstünden elliyi aşkın sene geçti. Dünya bambaşka hale geldi. Teknoloji öyle gelişti ki artık ülkeler bir ekran kadar yakın, başka kıtalardaki tanıdıklarınızla istediğiniz an görüntülü telefon görüşmesi yapabiliyorsunuz, oturduğunuz memleket neresi olursa olsun çevrenizde başka onlarca, yüzlerce ülkelerden gelen insanlar var, dilleri farklı, kültürleri farklı, dinleri farklı amma hepsinde bir ortak taraf var: İçinde oturdukları memleket. O aynı. Göçler zorunlu ya da macera amacıyla, savaşlar ve tabi felaketler insanları birden bire memleketim dedikleri yerlerden ediyor. Geçici olarak yurt edinmeler var. Bir de yola çıkıp kendine yeni memleket edinmeler var. Bütün bu gelişmeler "Benim memleketim neresi?" sorusuna verilecek cevabı giderek zorlaştırıyor! Türkiye'den geçici olarak Hollanda'ya çalışmaya gelen neslin üçüncü, dördüncü kuşağı şimdi burada büyüyor, okula gidiyor çalışıyor ve buranın yerli insanları gibi başka ülkelere taile gidiyorlar. Uluslararası jeopolitik gelişmeler insanları göç ya da iltica etmeye zorladıkça toplumsal barışın karşı karşıya kaldığı baskı artıyor. Eskiden başka ülkelerden işgücü ithal edenler şimdi mülteci akımı ile başa çıkmaya çalışıyorlar. Avrupa'daki insanların çoğunluğunun

emin.ates@haber.nl hafızaları kısa zaman dilimlerini hatırlayabildiği için bir müddet sonra kendi içlerindeki yabancı kökenlilerin davet ettikleri işçilerin nesli mi, yoksa merhamet gösterip veya uluslararası anlaşmalara uyup da buyuru ettikleri mültecilerin nesli olduğunu ayırt bile edemeyecekler. Kendi durumları geriye gittikçe günah keçisi arayanlar aşırı sağcı popülist ve ırkçı politikalara prim verecekler. Toplumsal barış gittikçe kırılgan hale gelecek ve ülkenin büyük ihtiyacı olan genç ve enerjik nesil ise sırf saçının veya cildinin rengi, dili veya dini veya değişik kültürü yüzünden verimsizliğe itilme tehdidi ile karşı karşıya kalacaktır. Bugünlerde çok kritik bir dönemden geçiyoruz, elimizdeki büyük potansiyeli değerlendirmek, dışlanmışlığı, başkalaştırılmışlığı fırsatlara çevirmek zorundayız. Elimizdeki kuvvet ise sahip olduğumuz zenginlik olan kültürel çeşitliliğimiz. Bizim toplum, atalarının geldiği ülkeyi vatan gibi görürken, içinde büyüdüğü, yetiştiği ülkeyi de ikinci vatanı yapma gücüne ve potansiyeline sahiptir. Çift kültürlü, çift dilli, hatta çift uyruklu olmak birer zenginliktir.Bulunduğumuz duruma bu açıdan bakmalı ve daima bu zenginliği toplumun yararına değerlendirebileceğimiz yollara başvurmalıyız. Yetiştiğin kültürün yanısıra bir başka kültürü de taşımak bence bulunmaz bir nimettir; yeter ki iyi değerlendirelim. Hollandalı gençliğin yarıdan fazlası yüksek eğitimdeyken bitirince başka ülkelere, diyarlara gidip, yeni bir dil öğrenmek, yeni kültürleri tanımak ve böylece kendisini küresel bir insan olarak yetiştirmek isterken, biz niye taşıdığımız iki kültürün de

sentezini yapmayalım? Bu artılarımızın Hollandaya ne katkıları oluru araştırmayalım? Neden memleketim deyince iki memleketi kastetmeyelim. İşin aslına bakarsan bir iki ülkenin nimetlerinden kolayca faydalabilecek hale gelmişiz. Hollanda Türkiyede ikinci büyük yatırımcı ülke ise, Hollandalı işletmelere Türkiye'deki işlerinde en kolay yardımcı olabilecek elemanlar bizim toplum içinden çıkar. Türkiye'yi atlama taşı yaparak Türkiye'nin doğusundaki ülkelere ticari olarak açılacak olan işletmeler için de oraların kültürüne aşina olanların katkısı tartışılmaz. Bütün bunlar iyi güzel de çektiğimiz ayırımcılık, dışlanmak, geri kalmaya, marjinal olmaya itilmek ne olacak? Burada Kadıköy Koleji'ndeki başöğretmenimin devamlı tekrarladığı öğüdü hemen aklıma geliyor: "Evlatlarım unutmayın öpülecek tek el KENDİ elinizdir!". Kendimizi anlatmak, yeniden tanıtmak ve artı değerimizi göstermek ancak ve ancak kendi elimizle olacak, başkalarının eliyle değil! Hollanda'ya ne kadar bağlı olduğumuzu, Hollanda için neler yapabileceğimizi, Hollanda'nın kültürünü taşıdığımızı, dilini Hollandalılar kadar konuştuğumuzu her zaman var gücümüzle ortaya koymalıyız. Çünkü bizim akranlarımızdan eksiğimiz yok. Kendi zenginliğimizi biz üstüne basa basa anlatmalı ve göstermeliyiz. Bunu başkalarından bekleme lüksümüz yok. Bizleri "biz" olduğumuz için, "zenginliğimiz" için kabullenmeliler yoksa "azınlık"olduğumuz veya "zayıf ve mazlum" olduğumuz için değil. Gözümüzü ve kalbimizi Hollanda'ya odaklayarak geleceğimizin sağlam temellerini atma yolunda toplumsal

seferberliğe başlamanın zamanı geldi ve geçmek üzere. İş başa ve elimize düştü. o yüzden 'Memleketim ve Memleketim' diyelim.

İNSANLARIN DOSTU BİR DOSTUN ARDINDAN.... Gerçekten 40 yılda ilk kez eşimle birlikte başka bir kıtaya tatile çıktık, Üç gün sonra 1979'tan beri arkadaş ve ailece dost olduğumuz, Leiden'deki Türklerin hamisi, yorulmaz cemiyetçi Hacı Hasan Güney'i kaybettiğimizin haberini üzüntü ile aldık. Türk İslam Kültür Cemiyeti'nin unutulmaz başkanı, toplumumuzun birliği ve dirliği için yılmadan çalışan, Leidene dışardan gelen Türklere evini açıp ağırlayan, insan sevgisi ile dolu aziz insan Hacı Hasan yeri doldurulamayacak bir boşluk bırakıp ahirete göçtü. Ben Türk İslam Kültür Dernekleri Federasyonu'nda yöneticilik yaparken çok organizeleri, etkinlikleri birlikte yaptık. Federasyon yönetim kurulu üyesi olmadı ama ateşli bir federasyoncu idi. Toplumun haklarının savunulmasının ancak büyük bir birlik ve beraberlikle olacağına inanır, o yolda usanmadan çaba gösterirdi. Leiden Camii'nin bugünkü konumuna gelmesi, Leiden'deki Türklerin birlik ve beraberliğinde hep Hasan Güney'in emeği vardır. Genç nesiller Hasan Güney'in yaşamını incelerlerse toplum için fedakarlığın, insanları kayıtsız şartsız sevmenin ne olduğunu öğrenirler. Hasan Güney Hollandaya işçi olarak gelip de edindiği çift zenginliği Leiden'deki Hollandalı ve Türklerin refahı ve huzuru için harcayan bir cemiyet insanı idi. Mekanı cennet olsun.

ONBEPERKT TAPAS ETEN


15

HABER

ARALIK / DECEMBER 2015

Kimlik kontrolü cezasından kurtulmanın yolu Hollanda’da geçtiğimiz yıl yaklaşık 20.000 kişi kimlik kartları yanlarında olmadığı veya kendilerini tanımlamayı reddettikleri için para cezası aldı. Özellikle (18-30 yaşları arası) gençler sık sık ceza alıyor. Gençler, 30 yaş üstü kişilerden 4,5 kat daha çok ceza aldılar.

Peki bu Kimlik Yasası tam olarak nasıl işliyor? Kimlik kartını göstermek hangi durumlarda mecburi ve cezai uygulaması nasıl çalışıyor? İşte bu sorunun cevabı: Resmi olarak, kimlik kartını yanında taşımak zorunlu değil. Hollanda’da kimlik kartını yanında taşıma değil, gös-

terme zorunluluğu var. Privacy First’ten Hukukçu Vincent Böhre; “Bu karar, İkinci Dünya Savaşı’ndan bu yana kimlik kartını yanında taşımaya karşı bir direniş olduğu için, özel verildi. İkinci Dünya Savaşı’nda herkes kendisini kimlik kartıyla tanımlamak zorundaydı’’ dedi. Böhre’nin bu sabah, verilen ceza sa-

010 - 497 7080

yısını duyduğunda, ilk merak ettiği şey kaç kişinin cezaya itiraz ettiği oldu. Böhre; “İnsanların yakında oturdukları ve kimliklerini yanlarında bulundurmadıkları çok görülüyor. Böyle bir durumda polise ‘Benimle gelin, size kimliğimi evde göstereceğim’ diyebilirsiniz. Kimlik kartı gösterme ve kendini tanımlama yasası bu şekilde işliyor” dedi. Hükümet ise, kimlik kartının kontrol edilebileceği birkaç durumu belirledi. Bunlardan birkaç örnek: • Gece yarısı sanayi çevresinde dolanan bir araba. • Kamusal alanda rahatsızlığa neden olan işsiz gezen gençler. • Eğlence mekanlarında oluşan huzursuzluk/şiddet-

li tehlike veya isyan tehlikesi mevcut olan kamusal gösterilerde. • Futbol maçları veya gösteriler gibi etkinliklerde oluşabilecek ayaklanmalar ya da kavgalarda.

Neden çok genç cezalandırılıyor? Polise göre bunun sebebi, rahatsızlık çıkaranların gençlik grupları ve işsiz gezen gençlerden oluşuyor. Polis; “Den Haag ve Rotterdam düzenli olarak festivallerin, etkinliklerin ve gösterilerin yapıldığı ve gençlik gruplarının çok uğradıkları şehirlerdir”dedi. Yapılan araştırmalara göre en çok cezalar Den Haag ve Rotterdam’da veriliyor.

ALBAYRAK & YILMAZ AVUKATLIK BÜROSU AÇILDI

Hollanda'nın Rotterdam kentinde, Türklerin ve diğer göçmenlerin çoğunlukta yaşadığı Zuid bölgesinde, Türk asıllı avukatlar tarafından ALBAYRAK&YILMAZ adlı avukatlık bürosu açıldı. Avukat Nursel Köse – Albayrak ve Avukat Havva Yılmaz – Altındağ tarafından çalışmaların yürütüleceği ALBAYRAK & YILMAZ Hukuk Bürosu geçtiğimiz günlerde Rotterdam’da açıldı. Avukat Nursel Köse – Albayrak, açılışını yaptıkları Avukatlık Bürosunun sadece Rotterdam kentine değil diğer kentlerdeki müvekkillerine de hizmet vereceğini söyledi.

TOESLAG DAVALARINDA ARTIŞ VAR Nursel Köse – Albayrak, “Ben 2 yaşındayken aile birleşimi yoluyla Hollanda’ya geldik, burada büyüdüm, eğitimimi burada tamamladım, aslen Sinopluyuz. Ofisimizde aile, iş, tazminat hukuku ve idari hukuk alanında hizmet vereceğiz. Müvekkil kitlemiz her geçen gün artış kaydediyor. Benim uzman olduğum alan, iş hukuku. Öte yandan özellikle son dönemlerde ‘Toeslag’ dediğimiz ve vergi dairesiyle alakalı davalarda epey artış var. Türkiye ile bağlantılı olarak çalıştığımız avukatlık büroları mevcut. Aile hukuku kapsamında her türlü davaya da bakıyoruz.” “Halen Havva Yılmaz – Altındağ ve ben avukat olarak hizmet veriyoruz, yakın bir zamanda bir üçüncü arkadaşımız da aramıza katılacak. Öte yandan üç yardımcı arkadaşımız ve birde sekreterimiz mevcut. İleride ümit ediyoruz ki, kadromuz daha da genişler. Arkadaşım Havva hanım ile uzun zamandır tanış olduğumuz için bu ofisi beraber açma kararı aldık, bayan olmamızın avantajlarını da kullanmak istiyoruz. Aramızda iş bölümü yaparak, uzmanlık alanımıza göre davalar alıyoruz.” dedi.


HABER

Mutluluk, kanaat etmek ve şükretmekten geçer ARALIK / DECEMBER 2015

Finma BV. Yönetim Kurul Başkanı ve HOTİAD Onursal Başkanı

MEHMET SOYTÜRK

Finma BV. Yönetim Kurul Başkanı ve HOTİAD Onursal Başkanı Mehmet Soytürk ile hoş bir sohbet gerçekleştirdik. Beğeneceğinizi ve keyif alarak okuyacağınızı umuyoruz… Onu, 35 yıldır içerisinde olduğu ticari çalışmalarıyla değil, İşadamları Derneği HOTİAD’ın kuruluş aşamasındaki azimli, gayretli ve fedakâr girişimleriyle tanıdık. HOTİAD’la özdeşleşen bir isim. İlk günlerinde omuzlarına aldığı o yükü usanmadan 5 yıl başkanlık yaparak, gece gündüz en ileriye taşıyarak, HOTİAD’ın bugünlere gelmesine vesile oldu. O bu başarıyı kendine hasretmiyor, büyük bir tevazu ve vefa örneği sergileyerek, bunun bir ekip işi ve ruhuyla gerçekleştiğinin altını çiziyor ve o dönemdeki çalışmaları yürüten güçlü bir ekip olduğuna dikkat çekiyor. Elbette bu gibi oluşumlarda ekibin büyük bir önemi var ancak, dümen başındakinin ortaya koyduğu vizyon çok daha önemli. Bu hakkı da kendisine teslim etmek gerek. İlk kez gittiğim Finma adlı şirketin kapısını oğlu Yusuf Bey açtı. Babası gibi ince, nazik, tevazu sahibi birisi. Yazıhanesine girdiğimde bürosunda çalışır hâlde buldum. Hollandalı bir çalışanıyla birlikte bir odayı paylaşıyordu. Kucaklaştık, işini bitirmesini söyledim, bilgisayara bir-iki komut verdikten sonra koltuğunu bana döndürerek her zamanki güler yüzüyle sordu: “Sana ne ikram edeyim Zeynel’im?” Cevaben “Sade bir kahve” istedim. Kahvenin, çekilmiş ve özel olduğunu, biraz beklemem gerektiğini

söyledi ve oturdu koltuğuna. Söyleşiye, “Nasılsın abi, her şey yolunda mı?” diye hâl hatır sorarak kapı araladım. “Şükürler olsun. Allah’ın bize verdiği bütün nimetler karşılığında şükretmeyi bilmeliyiz. Kanaat etmektir, elindekiyle yetinmektir, şükür... Bana göre de mutluluk budur. Biz tam manasıyla kanaat etmeyi ve şükretmeyi bilemiyoruz. O nedenle de mutlu olamıyoruz. Sağlığımız yerinde, etrafımızdaki insanların büyük sıkıntıları yok, iyi insanlarla beraberiz, birlikteyiz, daha ne isteyelim Yaradan’dan?” diyerek, hayata bakış açısını ve dünyevi görüşünü ortaya koyuverdi. Söyleşimize Mehmet Soytürk’ü tanıyarak başlayalım istedik... Finma veliahdı torun Ahmet Can Soytürk de bu hoş sohbete benimle birlikte iştirak ederek, o da benim gibi, dedesini biraz daha yakından tanımanın mutluluğunu tattı. ff Mehmet Soytürk’ü tanıyabilir miyiz? İki erkek evladın küçüğü olarak 1957 yılında Trabzon’un-Araklı İlçesinin, eski adı Aho olan Ayvadere köyünde dünyaya geldim. Yemyeşil ormanların ve yüksek dağların eteklerine serpiştirilmiş şirin bir köyümüz vardı. O dönemde köyümüzde yol yoktu, elektrik yoktu ama her şey çok güzeldi. Belki de çocuk gözüyle öyle görünürdü bizlere. Köyde o tarihlerde ortaokul olmadığı ve abimin okul hayatı başladığından dolayı 1966 yılında ailecek Trabzon’a taşındık. Babam da 1964 yılında Hollanda’ya göç etmişti. He-

Söyleşi serimize bu sayıda, yine iş dünyasının çok önemli bir ismiyle devam ediyoruz. Kendini yetiştiren, topluma adayan, büyük bir azim, mücadele örneği sergileyen, nezaket sahibi, kibar, aydın, hoşgörü ve tevazu sahibi biri; hakiki bir beyefendi o.

nüz 9 yaşındayken ilk göçle tanıştım. Evli, bir çocuk ve iki torun sahibiyim. Finma BV. Yönetim Kurulu Başkanıyım.

ff Hollanda’ya göçle ilgili bilgi verebilir misiniz? Babam rahmetli, Avrupa’ya çalışmak amacıyla gelen diğer işçilerden farksızdı; o da birkaç yıl çalışıp dönecekti, ama öyle olmayacağını anladığında da, 1969 yılının Ekim ayında henüz ortaokul ikinci sınıfa yeni başlamışken bizi Hollanda’ya, aile birleşimi çerçevesinde yanına aldırdı. Rotterdam’ı ikiye ayıran Maas Nehri’nin sağ tarafına, Kuzey’e yerleştik. O dönemde mahallede bir Türk ailesi olarak neredeyse sadece biz vardık ve hep el üstünde tutulduk. Komşular beni paylaşamazlardı. Her akşam başka bir eve zorla misafir edilirdik. Ve ben o dönemde henüz okula başlamadan 3 ay gibi kısa bir sürede, kendimi ifade edecek şekilde Hollandacayı öğrenmiştim. ff Unutamadığınız hatıralar var mı? Türk olmak o tarihlerde bir ayrıcalıktı. İnanılmaz bir değer veriyorlar, aşırı bir ilgi duyuyorlardı bizlere. Bizim geldiğimiz dönemlerde İspanyol, İtalyan ve Portekizler de vardı. Onlar, ülkelerindeki ekonomik düzelmeyle birlikte buradan demir almaya başladılar ve hemen hemen tamamı ülkelerine geri döndüler. Burada kalanların çoğu da asimilasyona uğradı, Hollanda toplumu içerisinde kayboldular. Mahallede hepsi Hollandalı olan, ama bir de Antonio adında İspanyol bir arkadaşım vardı. Ben daha

önce tramvayı hiç görmemişim. Ara sıra binmek hoşuma gidiyordu. Bir gün yine bindim ve vatmana ‘merhaba’ diyerek yerime geçmeye hazırlanırken, kumral bir yapıda olduğum ve kırık bir lisanla merhaba dediğim için benim bir yabancı olduğumu anlayan vatman benimle konuşmaya başladı. Ve bana tramvayın sürülüşüyle alakalı bilgi verdi. Bir insana, bir çocuğa verilen değeri ortaya koyması bakımından bu benim çok hoşuma gitmişti. Ve 45 yıl olmasına rağmen hâlâ unutamıyorum.

ff Nasıl bir evliliğiniz oldu, görücü usulü mü, severek mi evlendiniz? Evliliğimiz görücü usulü ile oldu. Belçika’daki bir akrabamızın kızını annem görmüş, beğenmiş. Bize de ‘annenin beğenip uygun gördüğü kız ile evlenmek düşer’ dedik ve evlendik. İyi ki de öyle olmuş. Birbirimizi tanımamamıza rağmen, yaşımız küçük olduğu için evlenmeyi henüz düşünmüyorduk. Erken evlenmenin büyük avantajlar var. Ben oğlumla, torunumla top oynadım; torunumun çocuğu ile de oynamayı hayal ediyorum amma dezavantajları da var elbette. Yü k

omuzlara erken biniyor, babalık hissini doyasıya yaşayamıyorsunuz. Zira sen zaten çocuksun. Oğlum Yusuf, babam vefat edene dek, babama daha çok ‘baba’ diye sahip çıkmıştır belki de.

ff Hollanda’da nasıl bir yaşamın içerisine atıldınız? Ortaokul ikiden ayrılıp gelmeme rağmen burada lisan bilmediğimiz için beni ilkokula kaydettiler. Babam ve annem de o yıllarda Hollanda eğitim sistemini bilmiyorlar. Karşı taraf ne derlerse onu yapıyoruz. Ortaokulda da lisan sorunu nedeniyle istenilen sonucu alamayınca beni bir meslek okuluna gönderdiler. O dönemin yaşamı daha renkliydi; özellikle arkadaşlarla gezmek, eğlenmek gençler için çok cazipti. Meslek okulunu da tamamlayamadan ayrıldım. PTT’ye, telefon santralleri bakım memuru olarak girdim. Askere gidene dek PTT’de çalıştım. O tarihlerde Bedelli Askerlik kanunu yoktu. 1978 yılında, dönmemek kaydıyla 18 aylık askerlik hizmetini yapmak için Türkiye’ye gittim. Askerlik sonrası kendi işime başlamak için bir girişimde bulundum; sermayem yetersiz gelince iş aramaya başladım. Trabzon Turizm İl Müdürlüğünde 400 TL aylık maaşla tercüman olarak iş buldum. O dönemde 200 Gulden civarında bir meblağa denk düşüyor. Türkiye şartlarında azımsanacak bir ücret değil aslında. Ama bu da beni tatmin etmedi. Askerlik döneminde kendi işimin patronu olmayı kafama koymuştum. Bunun için de en uygun yerin Hollanda olduğunu düşünerek, 1980 yılında ikinci kez

16 RÖPORTAJ:ZEYNEL-ABİDİN KILIÇ

Hollanda’ya ayak basmış oldum. Gelir gelmez kolları sıvayarak babamın oturma odasının bir köşesini bir masa attım, üzerine bir telefon, bir faks, birkaç raf ve dosya derken, odayı çalışma ofisi hâline getirdim. Telefon o dönemde her evde yok. Kötü bir çevirmeli telefon bile 300 Gulden civarında. Abonman bedeli çok yüksek. 35 senede insanlığın nasıl bir evrim geçirdiğini görüyorsunuz değil mi? Ticaret Müşavirliğine gittim, yapacağım iş ile alakalı bilgi aldım, sağ olsunlar beni doğru bir şekilde bilgilendirip, yönlendirdiler ve o gün, 35 yıldır da cirosu her gün biraz daha artarak devam eden Finma’nın temelleri atıldı. Rotterdam Westplein caddesinde 5 numarada tarihî bir bina vardı. Batan gemileri kurtaran Smit Tak adında çok büyük bir firma tarafından kullanılıyordu o bina. Ben de eve sığamadığım, büro açmaya karar verdiğim bir sırada o binadaki bölümlerin kiraya verildiğini duydum ve oradan bir oda kiraladım. Çok özel ve güzel bir binaydı. 1984 yılında ilk yazıhanemize böylece kavuşmuş olduk. 1985 yılında ise şirketimizi Limited Şirketine dönüştürdük (BV) Çok genç yaşta iş dünyasının içerisine girmiş oldum. ff Finma hakkında biraz bilgi verebilir misiniz, ne yapar Finma? Finma B.V. şirketi 1980 yılında Rotterdam kurulmuş olup başta Türkiye olmak üzere fındık ve fındık mamulleri ithalatı yap-


17

HABER

ARALIK / DECEMBER 2015

Okumaya fırsatım olduğu zamanlarda tarihî eserleri okurum. Gençlik dönemimizde arabesk revaçtaydı ama ben o tarz müziğe karşı hiç ilgi duymadım. Milliyetçi bir düşünceye sahiptim amma bizim zamanımızda Barış Manço ve Cem Karaca müzik noktasında benim tercihimdi. Halk ve sanat müziğini de büyük bir zevk ve keyifle dinlerim. İnsanların samimi olmasını çok önemserim. Açık sözlülük ve samimiyet ararım. Yalandan, hileden, desiseden… Elimdekilerle yetinmeyi bilmekten, insanlara hürmet ve ikram etmekten mutlu olurum. Haksızlığa uğrayanların durumu beni üzer…Özellikle Türk kadınının hak etmediği yerde olması. Dürüstlük, samimiyet ve insan sevgisi hayatımın merkezinde… MINI BIR TAVSIYE... En küçük güzel şeyleri doya doya yaşayın. En kötü ve olumsuz şeyleri de hemen unutun. Hayat o kadar kısa ki, üzülmeye vakit yoktur. Hayatta mutlu olmanın sırrı budur.

maktadır. Hollanda’da depolanan fındık ve fındık mamulleri buradan dünyanın birçok ülkesine ihraç edilmektedir. Yılda yaklaşık 3000 ton ithalatla Hollanda’nın Türkiye’den ithal ettiği toplam fındık miktarının % 45’inden fazlasını ithal ederek ülkemiz Türkiye’ye yılda yaklaşık piyasa fiyatlarına bağlı olarak 30 milyon dolar civarında bir döviz girdisi sağlamaktadır. Hollanda piyasasının ihtiyacının % 35’ni karşılamakta olan şirketimiz hâlen Hollanda piyasasında yaklaşık 15 yıldır branşında liderliğini devam ettirmektedir. İthal edilen fındık ve fındık mamulleri yarı hammadde olup, çikolata sanayi, dondurma ve bisküvi sanayinde kullanılmaktadır. Bunun yanı sıra az olmakla birlikte ambalaj sanayi ve büyük fırınlar için fındık temin etmektedir. Ayrıca şirketimiz 2004 yılından beri organik fındık ve organik fındık mamullerin ithalatı da yapmaktadır. Yeni oluşan UTZ projesi çalışmalarına da iştirak etmektedir . Bunun yanı sıra uluslararası gıda güvenliği mevzuatı doğrultusunda ISO 9001 /HACCP /UTZ ve organik ürünler için ECOCERT ve SKAL sertifikalarına sahiptir, Ağırlıklı olarak Türkiye’den yapılan ürün transferi Azerbaycan, Gürcistan, İtalya ve İspanya gibi ülkelerden de yapılıyor. Türkiye fındık üretiminde piyasadaki en büyük oyuncudur. Dünyadaki üretimin yüzde 80’ini

Türkiye üretirken, tüketiminde yüzde 75’i de karşılıyor. Özellikle son 15 yıldır kendi branşında fındık ithal eden 5 büyük firmanın en büyüğü biziz Hollanda’da.

ff Siz bu devlerle yarışarak nasıl ayakta kaldınız peki? Hollandalılar tüccar insanlardır. Ticareti iyi bilirler. Eskiden 1800 yılların başında ‘Doğu İndia Hattı’ dedikleri bir hattan Avrupa’nın ürünlerini Doğu ülkelerine taşırlar, dönüşte de Karadeniz’den fındık alıp, Hamburg ve Londra limanlarında satarlarmış. Türkiye’de 1980 yılları başında sanayi alanda başlatılan devrim ve fındık üretimi ve sonrası işlemlerin büyük bir hızla ve daha az masrafla yapılabilmesi bizim buradaki diğer büyük şirketlerle yarışmamızı sağladı. Ben o insanlarla yarıştım ve kazandım. Onları mağlup etmenin sevincini ayrıca yaşıyorum. Elbette burada şanslı olduğumu da söylemeliyim. Fındık işi çok zordur. Bu işi yapmaya çalışanlar oldu ama yürütemediler. ff 50 yılı nasıl değerlendiriyorsunuz? Bana göre Türkler 50 yılda önemli bir mesafe kat ettiler. Dünyada, 50 yıllık göç hayatında asimile olmamış başka bir toplum göstermezsiniz. HOTİAD Başkanı olduğum dönemlerde sık sık bir araya geldiğimiz Erasmus Üniversitesinde görevli bir profesör yaptırdığı araştırma sonuçlarını benimle paylaşırken şunları ifade etmişti: “En kötü Hollandaca konu-

şan, en az karma evlilik yapan, en az zararlı olan ve en girişimci olan millet Türklerdir. Bu özelliklere haiz olan başka bir millet bulamazsın iki Türk bir araya geliyor bir dernek kuruyor; 3 Türk bir araya geldi mi devlet kurmaya çalışıyor” Ben de “Hocam, bu maddelere bir örneği daha olmayan bir madde daha eklemek lazım, o da Türk kadınlarının konumudur” dedim ve düşüncemi şöyle açıkladım: “Ayrımcılık olarak kabul etmeyin ama, Dünya’daki kadınlar bir yanadır, Türk kadınları bir yanadır. Siz bana tarihinde, ulusuna İstiklal Savaşı kazandırmış bir başka ülke kadını gösteremezsiniz. Siz bana, Cumhuriyetten bugüne kadar hak ettiği hâlde, hiçbir şey alamamasına, şiddeti en ağır şekilde yaşamasına ve hâlâ yaşamasına rağmen erkeğine bağlı bir başka ulusun kadınını gösteremezsiniz. ‘Abi’ ve ‘abla’ tanımlamaları başka bir dilde yoktur. Bir kadın kendini güvende hissetmediği bir ortamda orada bulunanlara ‘abi’ dediğinde oradakilerin her biri ona asla kötü gözle bakamaz. Bu maddeleri de araştırma raporuna kaydedin ” Öğretim görevlisinin, söylediklerimi onaylayan bakışını hiç unutamam. Türkler, 50 yıl sonra Hollanda’da sosyal, siyasi, ticari, eğitim, kültür-sanat ve örgütlenme adına hayatın her alanında yer edinmişlerdir ve hayli başarılıdırlar da. Bunları yaparken de asimile olmadan yapmak ayrı bir başarı ve gururdur. Önümüzdeki dönemde 25 bin üniversite mezunu toplumsal hayata katılacak ve Hollanda’nın yeniden inşasında önemli rol oynayacaklar. Bunun da müsbet bir getirisi olacaktır elbette. ff Daha iyi bir konumda olmamız için ne yapmalıyız? Ucuz işlerle uğraşıyoruz bazen. Bunun da toplumumuzun eğitim seviyesiyl e

alakalı olduğunu düşünüyorum. Eğitim seviyemiz yükseldikçe yapılmakta olan bazı yanlışlarımız da yok olacaktır. Ve gelecek daha aydınlık ve müreffeh olacaktır, buna inanıyorum. Biraz empati yapalım ve kendimizi bir Hollandalının yerine koyarak meseleleri değerlendirmeye çalışalım. Bazen kraldan çok kralcı söylemlerle gündeme gelen Aboutaleb örneği var mesela önümüzde. Bir Hollandalı gelse Trabzon’a Belediye Başkanı olsa, ben onun en az benim kadar Trabzonlu, Trabzonsporlu ve Türk olmasını isterdim. Bu gayet normal değil midir? Hollandalıların’ da böyle bir davranış içerisine girmesini ve Aboutaleb’ten böyle hareket etmesini beklemelerini anlamak lazım. Öyle bir hakları vardır, diye düşünüyorum. ff Hollanda’nın siyasi iklimini nasıl değerlendiriyorsunuz? Hollanda’nın izlediği yabancılar, göç ve mülteci politikasını beğenmiyorum. Demokrasinin, özgürlüklerin, insan haklarının beşiği olarak bilinen Avrupa ülkeleri sığınmacı/mülteci sayısını 10 veya 20 binlerde sınırlarken beğenmedikleri ve sürekli bu alandaki eksiklikleri olduğunu söyleyerek eleştirdiği Türkiye’nin 3 milyon civarında mülteciye kucak açtığını şaşkınlıkla izliyorlar. Kimin daha demokrat, kimin daha insan haklarına saygılı ve kimin daha hakkaniyet ölçüsünde hareket ettiği ortada “Benim teröristim senin teröristinden iyidir” mantığıyla hareket edildiği sürece mülteci politikasının hakkaniyetli bir şekilde yürütüldüğünü kimse iddia edemez. Adam, düşmanına silah çekene kucak açarken, kendine silah çektiği iddiasıyla bir diğerine kapıyı kapatıyor. Böyle bir mülteci politikası olamaz. ff Hollanda, haklarımızı almak için bir mücadeleye girmiş gibi gözüküyor… Hollanda ile Türkiye arasında yapılan Sosyal Güvenlik Antlaşmasının başka bir örneği yoktur. Şimdi bu antlaşmayı feshetmenin yollarını arıyor Hollanda. Bence Hollanda, Türkiye’den gelen işçilerin birkaç yıl içerisinde geri döneceği düşüncesiyle, Türkleri Hollandalılarla eşit haklara sahip hâle getiren bir antlaşmaya imza attılar ama çok pişmanlar. Baktılar ki, Türkler geldiler ve gitmiyorlar; burada çok bir masraf etmiyorlar. Her

şeyini ikinci elden ve çöpten temin ediyorlar, yatırımlarını da Türkiye’ye yapıyorlar, bunu önlemek yatırımların yönünü Hollanda’ya çevirmek için aile birleşiminin yolunu açtılar. Bu plan da ters tepti. Önce bir kişi çalışıyordu şimdi evde eli iş tutan herkes çalışıyordu ama yatırımlar yine memlekete yapılıyordu. İşte bu yanlışlar, yeni yanlışlara kapı araladı ve kovmak için 45, 55 yaş yasalarını çıkardı. Sonra ondan da vazgeçti. Diğer ülkelerden gelen işçiler için yapılan antlaşma bir köle sözleşmesi gibidir. Avrupa Birliği ’de Türkiye’den gelenleri ayrı bir statüyle değerlendiriyor. Bu sözleşme büyük ve önemli bir kazanımdır. ff Yaşadıklarınızdan yola çıkarak gelecek kuşağa neler tavsiye dersiniz? Her şeyden önce kişi nerede yaşamak istediğine önce bir karar vermelidir. Türkiye’yi sevebilirsin ama burada yaşıyorsan kafan ve kalbinle burada olacaksın. 2008 yılında, HOTİAD Başkanlığım döneminde arkadaşlarla “Türklerin ve diğerlerinin Hollanda’ya katma değeri nedir?” başlıklı bir araştırma yapmıştık. Çıkan sonuç, Türklerin katma değerinin diğer göçmen grupları ve Hollandalılardan kat kat fazla olduğunu ortaya koymuştu. Bir Türk, Hollanda’ya 2.3 oranında katkı sunarken diğerlerinin ortalaması 1.8’de kalmıştı. Zamanın Ekonomi Bakanı Brinkhorst ile bir toplantıda bu araştırma sonucun paylaşınca, “Sayın Soytürk, siz bizim bu durumu bilmediğimizi mi sanıyorsunuz?” diye bilenen bir gerçeği teyit etmişti.

ff HOTİAD’ı anlatır mısınız biraz, nasıl doğdu? Hollanda genelinde Türkiye insanının bir araya gelerek kurduğu 2000 dernekten bahsediliyor. Bu dernekler içerisinde temsil edilmeyen bir grup vardı , o grup da, 20 milyon Euro ve üstü ciroları olan ‘üst düzey işadamları’ idi. Birbirlerini tanımayan, sorunlarını ilgili mercilere ulaştıramayan, çözüm bulamayan; ciroları milyonları bulsa da sosyal hayatları sıfırlanan bu insanların da bir çatı altında toplanılması gerektiği üzerinde teklifler, çağrılar aldık. İlk toplantımız Delft’te bir otelde yapıldı ve ben o toplantıda bir tek İlhan Döne’yi tanıyordum. Düşünebiliyor musunuz, içerisinde bulunduğumuz acınası durumu? Birkaç toplantı sonrası bazı ön araştırma, analiz ve tah-

liller yapması için bir çalışma grubu oluşturduk. O çalışma grubuna başkan olarak beni uygun gördüler. Uzun bir çalışmanın ardından, 2004 yılında yapıyı oluşturduktan sonra da dernek başkanı olarak bizim adımızı öne sürdüler ve Vlaardingen’de Delta Otel’de görkemli bir programla HOTİAD’ın resmi olarak hizmete başladığını kamuoyuna duyurduk. Oluşturduğumuz yönetim kurulu çok mükemmel, kapasiteli, donanımlı bir ekipti. Verdikleri büyük mücadele, emek, gece gündüz yapılan büyük fedakârlık ve büyük bir gayretle HOTİAD’ı günümüze taşıdılar. Tüzüğümüz, dikta bir anlayışa zemin hazırlamamak için başkanlığı, 2 + 2 yıllık bir dönem sonrası devretmeyi öngörüyordu. Her şeyi zamanında yapacaksın ve zamanında bırakacaksın. Zira o makamda oturduğun müddetçe her şey olağan bir hâl alır ve başında bulunduğun kurum kan kaybetmeye başlar. Heyecanınız tükenir, bu da kurumunuzu tüketir. HOTİAD’ın beni aştığını gördüm. Denetleme kuruluna giderek olağan genel kurul isteğimi ilettim. Bu durumun da herkese örnek olmasını istedim. Zira her şey güzel giderken başkanlığı devretmek pek yaşanmış bir vakıa değildi. Bu durumun, şahsıma fayda verse de kuruma zarar vereceğini bildiğim için, HOTİAD’ın zirvede olduğu bir dönemde kurumu sekteye uğratmamak düşüncesiyle başkanlık görevimi hiç tereddüt etmeden bir başka arkadaşa tevdi ettim. Yönetim kurulu kararı ve onayıyla ben, 2 artı 2 ve artı 1 yıl başkanlık görevinde bulundum. O dönemde canla başla çalışan çok fedakâr bir ekibimiz vardı, bugün de aynı ruh ve heyecanla harekete eden bir birlikteliği görmek beni son derece mutlu ediyor. Geçen gün ödül töreninde o muhteşem tabloyu gördük.

ff Başarınızın sırrı nedir? Şansınız olacak. İstekli, azimli, istikrarlı olacaksın. Konjonktürel yapıya uygun çalışacaksın; yani yeniliğe açık olacaksın. Yenilikleri ilk kullananlardanım. Bu konuda, Türkler arasında hep ön saflarda yer aldım. ff Hayattan ne öğrendiniz? Hayatın çok kısa olduğunu öğrendim. Geçmişte fındık kabuğunu doldurmayacak şeyler için üzüldüğüme yanarım. Hayat çok kısa üzülmeye zaman yok.


HABER

18

ARALIK / DECEMBER 2015

TiCARi SAYFALAR

Ticari Sayfalar'da 49,- EURO'dan başlayan fiyatlarla ilan verebilirsiniz.

'se koy sepete

MERAM SUPERMARKET MERAM SUPERMARKET Kruiskamp 132 • 3814 PE •Amersfoort

MERAM SUPERMARKET Meridiaan 30-32 3813 AW Amersfoort Tel: 0651691025

Sera Supermarkt

GROOTHANDEL IN HORECA BENODIGDHEDEN

� Taze meyve ve sebze reyonu � Et reyonu � Bol miktarda güleryüz

JILPAQ Holding www.jilpaqholding.com

Tel: (013) 455 11 19 Mail: info@jilpaq.nl

Ledeboerstraat 39 5048 AC TIlburg

Design: Websayfa.nl

ÜCRETSİZ DANIŞMA HATTI: AMSTERDAM

DEN HAAG

DEVENTER

0800-0815

EDE

EINDHOVEN

ROOSENDAAL

ROTTERDAM

E L F I - RANDSTAD Letselschade & Advies ve Kaza Avukatı, Kaza Uzmanı bir EMRE Internationaal Holding B.V. kuruluşudur.

UTRECHT

Haftanın 7 Günü Açığız

Bos en Lommerweg 159/161 1055 DS Amsterdam Tel: 020-6860623

Yangın Tüpleri ve makaraları Yıllık denetim ve bakım

 

Piyasadan uygun fiyatlarla hizmetinizdeyiz

www.happyblus.nl info@happyblus.nl

Murat Houden Tel: 06-16 02 39 33

Omstreeks Amsterdam, Rotterdam, Utrecht en Den Haag!

www.avantibakkerij.nl Avanti Bakkerij Van Randwijcklaan 10 /12 3814 AL Amersfoort Tel. 033-2852531

Tel: 010-4230513 Openingstijden: Maandag t/m Zondag 07:30 - 22:00

Laan op Zuid 480 • 3071 AB Rotterdam


19

HABER

ARALIK / DECEMBER 2015

İHH Hollanda yeni bizmet Rotterdam'da Aytaç Kuruyemiş binasının açılışı yapıldı

Kısa adı Hollanda IHH olan Uluslararası İnsani Yardım Vakfı’nın Amsterdam’daki yeni binasının açılış resepsiyonu, IHH’ya gönül vermiş olan bay ve bayanların katılımı gerçekleştirildi. Programda açılış kurdelası kesildikten sonra, çeşitli konuşmalar yapıldı. Program sunucusu Murat Kurt, daha büyük yere IHH’nın büyüme

performansından dolayı ihtiyaç duyulduğunu, bir yılda beşbinden fazla insana hizmet verildiğini, 21 fakir ülkede su, yetim, ziraat, eğitim, kurban, ramazan gibi yüzlerce yardım projesi gerçekleştirdiklerini ve Hollanda ve Avrupa ülkelerinde teşkilatlanma faaliyetlerine öncülük ettiklerini belirterek artan iş hacminin artık daha büyük bir yere ih-

tiyaç olduğunu gösterdiğini, bundan dolayı 330 m2’lik yeni binaya gönüllülerinin katkıları ile geçtiklerini belirtti. Programda konuşma yapan TC Lahey Büyükelçiliği Müsteşarı Selim Topçu ve Amsterdam Başkonsolos Muavini Mehmet Akif Özyol’da IHH’nın çalışmalarını yakından takip ettiklerini, Hollanda’da böyle bir kurumun olmasından

Almanya’da olan CyMedics teknolojisi ile ile Şifa Clinic, sağlık ve ağrı tedavisi yanında güzelleştirme ve zayıflama gibi hizmetler de sunuyor. Açılışta bir konuşma yapan CyMedics üretici firmanısının yetkilisi bu teknoloji ile daha kalıcı ve daha etkin sonuçlar al-

dıklarını anlattı. “Hollanda’da Şifa Clinic bir numaralı partnerimiz” diyerek uzun vadeli çalışmaların ipucunu verdi. Şifa’nın sahibi Saliha Akkurt Ataşever, “Yeni klinikte fizik tedavisi de vermeye başlayacağız. Kupa tedavisi yanında peygamberimizin hadisinde tav-

memnuniyet duyduklarını ve yapılan yardım projelerinin insanlık için çok önemli çalışmalar olduğunun altını çizdiler ve IHH’ya yeni yerinde daha başarılı çalışmalar organize etmesi temennisinde bulundular. IHH dönem başkanı Selami Yüksel’de misafirlere hoşgeldiniz diyerek ve Fransada’ki katliamı kınayarak başladığı konuşmasında dünyadaki mağdur insanlarla ve yapılan çalışmalarla ilgili rakamlar verdi. IHH yönetim kurulu üyesi Hüseyin Gündüz’de yaptığı sunumda, IHH’nın yapmış olduğu yardım projeleri hakkındaki istatistikleri görüntüler eşliğinde verdi. Konuşmalardan sonra açılış gününe özel yapılan IHHNL logolu pasta kesildi ve IHH’ya gönül vermiş hanımların hazırladığı yiyecekler davetlilere ikram edildi.

Şifa Clinic Arnhem’de ikinci şubesinin açılışını yaptı Şifa Clinic Arnhem’de ikinci şubesinin açılışını yaptı. Yeni binaya taşınan Şifa Clinic çalışma alanlarını da artırdı. Arnhem’in merkezinde Şifa Acupunctuur olarak başlayan ve benzerleri arasında ilk olan Şifa Clinic yeni binasına geçerek ve çalışma alanlarını genişleterek halka hizmet vermeye devam ediyor. Şifa Clinic’in sahibesi Saliha Akkurt Atasever ve eşi Abdullah Atasever yeni şubelerinin açılış töreninde misafirleri ve sevenleriyle bir araya geldi. Açılış töreninde kalabalık bir misafir topluluğunu ağırlayan Şifa Clinic sahipleri dualar ile kurdeleyi kestiler. Şifa Clinic’de alternatif ve geleneksel tıbbın yükselen değeri akupunktur, en son teknoloji ile buluşuyor. Üretim merkezi

siye edilen hacamat tedavisi de uyguluyoruz. Son derece hijyenik bir ortamda hacamat tedavisi yapıyoruz ve çok olumlu sonuçlar elde ediyoruz. Yeni şubemizde bayanlar için özel spor salonu da olacak” dedi.

açıldı

Hollanda’da Türk girişimciler kervanına bir halka daha eklendi. Rotterdam’ın Beijerlandselaan – Groene Hilledijk AVM’de, önceki gün Aytaç Kuruyemiş’in resmi açılışı geniş katılımla gerçekleşti. Türk kahvesi ile ünlü Aytaç kuruyemiş ürünlerinin satışının yapılacağı işyerinin açılışına Rotterdam Charlois ilçe belediye başkan yardımcısı Zeki Baran, Rotterdam Anakent Belediye meclis üyesi Aydın Peksert, Hollanda Türk İslam Kültür Dernekleri Federasyonu (HTİKDF) Başkanı Arif Yakışır, belediye yetkilileri, komşu esnaflar, işadamları ile davetliler katıldı. Açılışa iştirak eden davetlilere hoş geldin konuşması yapan Aytaç Kuruyemiş sahibi genç girişimci Adnan Altın (39), “İlerleyen zamanlarda çeşitli bölgelerde şubeleşmek istiyoruz. Ürünlerimizi kaliteli ve hijyenik bir ortamda müşterilerimize sunuyoruz. Günlük taze kavurduğumuz ürünlerimizi müşterilerimize en güzel şekilde sunmak en önemli prensibimizdir.” dedi. Rotterdam Charlois ilçe belediye başkan yardımcısı Zeki Baran, “Ekonomik krize rağmen Türk müteşebbislerimizin böylesi güzel mekanlar açması

bizleri gururlandırıyor. Bu ülkede yatırım yapmamız bir başka ifadeyle bu ülkede kalıcı olduğumuzun ispatıdır.” ifadesini kullandı. Rotterdam Anakent Belediye meclis üyesi Aydın Peksert, “Ürünlerini en kaliteli şekilde sunma garantisi veren Aytaç’ı tebrik ediyorum. Burada yaşayan toplum olarak Türkiye’ye bir özlem duyuyoruz ama bugün bu açılışı gerçekleşen Aytaç ile bu özlemimiz bir nebze olsun dindi. Aytaç, gerek kuruyemiş gerekse kahvesiyle Türkiye’yi ayağımıza getirdi.” açıklamasında bulundu. Hollanda Türk İslam Kültür Dernekleri Federasyonu (HTİKDF) Başkanı Arif Yakışır ise şunları söyledi. “Hollanda’da 23 binin üzerinde Türk girişimcimiz var. Ekonomik krizin henüz sürdüğü bir dönemde genç müteşebbislerimizin yeni işyeri açmaları büyük bir cesaret. Umarım bol kazançlı ve bereketli olur.” Groene Hilledijk 210 Rotterdam Zuid adresindeki Aytaç Kuruyemiş’in açılış kurdelesi kesildikten sonra müzik eşliğinde davetlilere Türk çayı, kuruyemiş, kayısı ve hurma dolması ikram edildi.

Hollanda’nın Rijswijk şehrinde Queen of Beauty Kuaför ve Güzellik Salonu seçkin davetliler eşliğinde hizmete açıldı. Yeni hizmete açılan ve bu sektöre yeni bir ışık getiren “Queen of Beauty” Bayan Kuaförü ve Güzellik Salonu’nun açılış kurdelesini, hayırlı olsun dilekleriyle, Hollanda Azerbaycan Türk Kültür Derneği Başkanı İlhan Aşkın ile Güney Hollanda eski Eyalet Meclis Üyesi Bahattin Erbaş birlikte kestiler. Rotterdam ve Den Haag kentlerinin tam ortasında bulunan Rijswijk kentinde böylesi bir salonu öncelikle yoğun talep üzerine açtıklarının altını çizen işletme sahibi

Azeri Türklerinden Samira Akhundzade, hedeflerini bayan kuaförlüğü sektörüne yeni bir boyut getirmek olarak ortaya koydu. Akhundzade, Queen of Beauty Bayan Kuaför ve Güzellik Salonu ‘nda verilen hizmetlerimiz saç kesiminden, gelin saçı yapımına, manikürden pediküre, cilt bakımından makyaja kadar geniş bir yelpazeyi oluşturuyor. Tamamen bayanlara hitap eden salonumuzda haftanın 6 günü, randevulu sistemle hizmet üretilecek. Nişan, düğün ve özel günlerde hizmet alacak olan bayanlarımızın mutlaka daha önceden randevu almalarını rica ediyoruz.” dedi.

Rijswijk'te yeni bir kuaför

TATLI VE KAHVALTININ ADRESİ: ALMİNA

Henüz kapılarını 2 ay evvel açan Almina Pastanesi, toplumun her kesiminden kabul görüyor. Rotterdam’ın Beijerlandselaan Groene Hilledijk çarşısında Ekim ayın-

da ‘Bismillah’ diyen Almina Pastanesi, Rotterdam’ın yanısıra civar kentlerden de müşterilerini en iyi şekilde ağırlamayı sürdürüyor. Almina Pastanesi sahibi Yılmaz

Ekici, “Yaklaşık 13 yıldır tatlı ve kuru pasta imalatı yapıyoruz ve işyerlerine toptan satış olarak sunuyoruz. Hollanda’nın yanısıra bazı Avrupa ülkelerine de servisimiz mevcut. Kendi imalatımız olan baklava, tatlı çeşitleri, kuru pasta ve yaş pastayı direkt müşteriye sunmak için Rotterdam Groene Hilledijk caddesinde şubemizi açtık.” “Şuana kadar gelinen noktada vatandaşlarımızın yanısıra birçok STK temsilcileri, toplumumuzun değişik kesimlerinden insanlarımız Almina’yı benimsedi. Bu durum bizi fazlasıyla memnun ediyor. Haftanın 7 günü açık olan işyerimizde özellikle sabahleyin kahvaltı ve çorba servisi yoğun ilgi gördü. Amacımız önümüzdeki yıllarda şube sayımızı artırmak.” dedi.


HABER

20

ARALIK / DECEMBER 2015

BULMACA USTALARI

BULMACA

İŞ BAŞINA!

Hazırlayan: Abdurrahman Gündüz

İspanya'nın plaka imi

Hollandaca evet

İstikrarlı

Tolga Advocatuur (alt resim)

Danimarka plaka imi

İtalya'nın plaka imi

Yağış türü

Hindistan prensi

Bilinmeyen tanrı

Litre

Ondalık

Polis merkezi Şehir Uzun hikaye Fas plaka imi

Bir göl

Meslek

Bir hayvan

Dişi kurt

Kırmızı İlk gösterim Soru eki

BAB şirketi direktörü (üst resim) Anımsama edatı Bir nota

Helezonik Köklü soylu

Hakemlerin öttürdüğü

Küçükünal Avukatlık CEO'su

İsviçre'de göl

Sporda kategori

Almanya'nın imi

Bir ova

Türk parası imi

Vakit

Tesadüf

Çoklu bir meyve

Takvim çeşidi

İlkel su taşıtı Afrika'da nehir

Hazır

Erkeğe göre eşi

Kara Kuvvetleri Komutanlığı

Mesafe

Eski aydınlatma aracı

Bir kadın ismi

Ünlü giyim şirketi

Latife

Uyanık

Lüks tekne Küçük tencere

Güreşte yenilgi

Su yolu

Çıplak resim At ayakkabısı Çatı Bir ağaç türü

Kükürt imi

Gelişme, yükselme

Kısaca lüfer

Avrupa'da bir nehir Ara

Dudak cilası

Rutbece amir

Kaygı

Türk Lirası

Kabe'de tek tur

Toprak doldurma aracı

Dilsiz

Sesleniş

Bir yanardağ

Popülasyon At ayakkabısı

Bir kümes hayvanı Fakat, ama Kasa görevlisi

Tekerlek çemberi, İspit Soğutma aracı

Burundan gelen geniz sesi

Musibet


21

HABER

ARALIK / DECEMBER 2015

FIKRA- EĞLENCE Büyüyünce Ne Yapacaksın?

Şeytan hem ağlıyor hem de bir şeyler söylüyor.

Misafir, küçük kıza sordu: -Büyüyüp, annen kadar olunca ne yapacaksın bakalım? -Rejim yapacağım teyze. :)

Bizim politikacı merak etmiş, kulak kabartmış. Şeytan: - Olur mu böyle olur mu, diyormuş, kardeş kardeşi vurur mu?

Sünnettir Nasreddin Hoca'nın evine bir gün üç molla misafirliğe gelir. Üçü de birbirinden obur şeylermiş. Hoca ne yemek çıkarmışsa silip süpürmüşler. O kadar ki sahanlarda yemek bitince, bunu da "sünnettir" diye ekmekle iyice sıyırıvermişler. Bu sırada odaya Hoca'nın oğlu girmiş. Mollalar Hoca'yı memnun etmek için: -Aman ne güzel çocuk... Adı ne bunun? diye sormuşlar. -Adı Farzdır, demiş. Mollalar şaşırıp birbirlerine bakmışlar: -Bu ne biçim isim Hoca Efendi? demişler. Şimdiye kadar böyle bir isim hiç duymamıştık. Hoca hemen taşı gediğine koymuş: -Yahu, sünnet diyeyim de onu da mı yiyin? Hem Suçlu Hem Güçlü Adamın biri yolda gidiyormuş ensesine şöyle okkalı cinsinden bir tokat yemiş, arkasına dönüp bakmış iri yarı bir adam. -Ne oldu ya? Neden bana vurdunuz? demiş. Adam da: -Seni bir arkadaşıma benzettim pardon kardeşim, demiş. -Ama bu kadarda sert vurulmaz ki canım, demiş. Adam da: -Sanane be adam arkadaşıma istediğim gibi vururum, demiş. Kıtlık Sebebi İki adam ışıklarda karşılaşmış. Birisi çok şişman diğeri de çok zayıfmış. Şişman adam zayıfa dönerek: -Seni görende kıtlık var sanır, demiş. Zayıf adam da: -Seni gören de kıtlığın sebebini anlar, demiş. Kardeş Kardeşi Vurur mu? Meydanlarda atıp tutan politikacılarımızdan biri hacca gitmiş. Hac vazifesini yerine getirirken sıra gelmiş şeytan taşlamaya... Eline almış taşları, iç huzuru ile başlamış Allah ne verdiyse şeytan taşlamaya . Ama o da ne? Taşın düştüğü yerden bir feryat, bir yakınma yükseliyor ki sormayın gitsin...

Bir Kötü Bir de Ondan Kötü Haber Doktor hastalarından birini aramış. Telefonda aralarında şöyle bir diyalog geçmiş : –Sana bir kötü bir de çok kötü haberim var. Önce hangisini söylememi istersin demiş. – İlk önce kötü haberi söyleyin.. – Tahlilleriniz sonucunda maalesef sadece yirmi dört saat ömrünüz kaldı... – Bu kötü haberse bundan daha kötü ne olabilir ki?! – Dünden beri size ulaşmaya çalışıyorum, telefonunuz kapalıydı. Erkekler Nasıl Yemek Yapar Bir tencere dolusu sıcak suya makarna poşetini boşaltıp maç seyretmeye başlıyoruz. Maçın ilk yarısının ortalarına yaklaşınca kalkıp altını kapatıyoruz. Tencerenin içinden seçtiğimiz makarnayı fayansa doğru kavisli bir şekilde fırlatıyoruz. Yapışırsa pişmiş demektir. Devre arasında hala içinde su kaldıysa tencerenin kapağını kapatıp lavabodaki en kirli tabağın üzerine doğru döküyoruz..( o zaman hem tabak temizleniyor hem de makarnalar çatalla yenebiliyor ) Üzerine ketçap döküp yiyoruz. Not!: Fayansa fırlattığınız makarnayı bir ara oradan alın. Sayıca fazlalaşınca bazen hangisini fırlattığınız karışıyor. Kayserilinin Prensibi Kayserili bir genç yeni işe başlamış. 1 aylık çalışma sürecinin sonunda ilk maaşını almak için bankamatiğe gittiğinde anlaştıkları maaşın 300 TL üzerinde bir ücret yatırıldığını görmüş. Hiç sesini çıkartmadan, sevinerek maaşı çekmiş. Aradan bir ay daha geçmiş. Tekrar maaşını çekmeye gitmiş, bakmış bu seferde 150 TL eksik yatmış. Hemen muhasebeye gidip itiraz etmiş. “Neden maaşım eksik yattı” diye. Bunun üzerine muhasebeci “Neden geçen ay 300 TL fazla para yatırdığımızda itiraz etmediniz de, şimdi eksik yatınca itiraz ediyorsunuz” demiş. Adam sakince cevap vermiş:

“Prensibimdir ilk hatayı her zaman affederim” :) Konserve Domates Temel'le Dursun konuşuyorlardı. Dursun Temel'in başındaki şişliği görünce merak edip sordu: -Temel o başindaki şişluk nedu? -Fadime kafama domates atti... -Uyy domates kafa mi şişirur ula? -Konservesi şişiriyi uşağum. Kısmen Doğru Çocuk, büyük bir merakla babasına sordu: -Babacığım, elinde yanan bir meşale olduğunda vahşi hayvanlar dokunamıyorlarmış öyle mi? Babası biraz düşündükten sonra: -Evet oğlum... Şöyle söyleyeyim, elinde meşaleyle vahşi

hayvandan daha hızlı koşabiliyorsan, doğrudur. Uyuyor Numarası Uykuyu çok seven Uğur'un sabah kalkıp okula gitmesi hep olay oluyordu. Onu uyandırmak için defalarca seslenmek zorunda kalan abisi, o gün yine: -Hadi Uğur okula geç kalacaksın, kalk artık uyuyor numarası yapma! deyince, içeriden Uğur'un sesi geldi: -Uyuyor numarası yapmıyorum abicim gerçekten uyuyorum. Kürsüdeki Adam Babası, okula yeni başlayan Onur'a sordu: -Nasıl oğlum, okulunu beğendin mi? Onur cevapladı: -Evet baba her şey güzel. Arkadaşlar, oyunlar hepsi iyi

KARiKATÜR

Bu sayfa işadamı Ismail Yıldırım'ın sponsorluğuyla hazırlanmaktadır.

ama kürsüde duran bizden büyük bir adam var, her şeyimize karışıyor. Rahatımızı bozuyor. Müsrif Kadın Kayserili iki arkadaş aralarında konuşurken, biri diğerine karısından dert yandı: -Yahu bizim hanım çok müsrif. Para yetişmiyor. İnanmazsın pazartesi 100 lira istedi. Salı 200 lira, çarşamba 400, dün de 700 lira... -Acıdım sana vallahi, nereye harcıyormuş bu parayı? -Ne bileyim ben, verdiğim yok ki... No Smoking İş adamı Temel bir gün smokiniyle bir partiye gitmiş, kapıda no smoking yazıyormuş hemen smokinini çıkarmaya başlamış. Hanımı: -"Ula niçin çıkariysin?"

İSMAİL YILDIRIM İŞADAMI, ZWOLLE

-"Paksana kari smokinle cirilmez yazayi!" Türkler ve Japonlar Japonlar ile Türkler arasında temel bir düşünce tarzı farklılığı vardır. Şöyle özetleyebiliriz : Japonlar: Biri yapabiliyorsa, ben de yapabilirim. Hiç kimse yapamıyorsa, ben yapmalıyım. Türkler: Biri yapabiliyorsa ben neden yapayım? Hiç kimse yapamıyorsa, ben nasıl yapayım? :))


El yıkamada neredesiniz? HABER

22

ARALIK / DECEMBER 2015

Dünyanın en önde gelen araştırmacı şirketlerinden biri olan Win/Gallup şirketi, yaptığı yeni bir araştırmayla çok ilginç verilere ulaştı. Dünyadaki birçok ülkede 64 bin kişinin katılımıyla yapılan yeni araştırmada insanlara ‘Tuvalet kullanımından sonra elinizi sabunla yıkıyor musunuz?’ sorusu soruldu. Alınan sonuçlara göre Avrupa’da en temiz eller Boşnaklar ve Türkler’e ait. En az yıkanan eller ise Hollandalılara ait olduğu gözlemlendi. Avrupa’nın iki müslüman ülkesi Türkiye ve Bosna Hersek günlük abdest almadan dolayı en yüksek el yıkama oranıyla dikkat çekerken, Hollanda’da insanların sadece

Dünyadaki birçok ülkede 64 bin kişinin katılımıyla yapılan yeni araştırmada insanlara ‘Tuvalet kullanımından sonra elinizi sabunla yıkıyor musunuz?’ sorusu soruldu.

yüzde 50’si tuvalet sonrası ellerini sabunla yıkadığı ortaya çıktı. Bosna Hersek’te bu oran yüzde 96 iken Türkiye’de yüzde 94 olarak göze çarptı. Avrupa dışında dikkat çeken diğer ülkeler ise şu şekilde: Çin ve Japonya’da dünyanın en düşük sabun kullanımı dikkat çekiyor, yüzde 23 ve yüzde 30 ile. Galler’in Aberystwyth Üniversitesi’nde yapılan bir diğer araştırmaya göre, selamlaşmada kullanılan el sıkışmada en fazla bakteri geçişi olduğu tespit edildi. Yetkililer: “El verme çoğu kültürlerde selamlaşma için kullanılan bir yöntem, ancak bu yöntem bakterilerin direkt elden ele geçişini sağlıyor” dediler.

Ak Parti mektuplarına araştırma komisyonundan sonuç çıktı

1

Kasım seçimlerinden önce Hollanda Türklerine Başbakan Davutoğlu imzalı Ak Parti seçim mektubunun gönderilmesi Hollandalı makamlar tarafından sakıncalı bulunmadı. Hollanda Veri Koruma Kurumu CBP yaptığı açıklamada gönderilen mektubun insanların gizlilik hakkını ihlal etmediğini ve bu yüzden konuyla ilgili başka

Türkiye AB ile tekrar masada

Brüksel’de gerçekleştirilen Hükümetlerarası Katılım Konferansı’nın 11. toplantısında 17 numaralı Ekonomik ve Parasal Politika faslı müzakerelere açıldı. Böylelikle Türkiye’nin AB katılım müzakerelerinde açılan fasıl sayısı 15 oldu. Toplantıya Türkiye adına AB ile Müzakere Heyeti Başkanı Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır, Ekonomiden sorumlu Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Avrupa Bir-

liği Konseyi adına ise dönem başkanlığını yürüten Lüksemburg Dışişleri Bakanı Jean Asselborn, müteakip dönem başkanlığı adına Hollanda Dışişleri Bakanı Bert Koenders ve Avrupa Komisyonu adına Avrupa Komşuluk Politikası ve Genişleme Müzakerelerinden sorumlu AB Komisyonu Üyesi Johannes Hahn katıldı. Bu fasıl, AB’nin ekonomi politikası, serbest rekabete dayanan açık piyasa ekonomisi prensibi temelinde rekabet gücünün arttırılması, inovasyonun teşviki, sürdürülebilir kalkınmanın sağlanması, büyüme ve istihdamın arttırılması gibi ortak hedefler doğrultusunda üye ülkelerin ekonomi politikalarının uyumlaştırılmasını kapsıyor.

Serdar Gözübüyük’ün gurur verici yükselişi

Hakem Serdar Gözübüyük UEFA’nın kaliteli hakemler kategorisinde 2. Gruptan 1. Gruba yükseldi. Hollanda Futbol Federasyonu KNVB tarafından bugün bildirilen habere göre 1. Gruba yükselen Serdar Gözübüyük, daha sık UEFA Avrupa Ligi ve Şampiyonlar Ligi maçlarında görev alma hakkı kazanıyor. Serdar Gözübüyük konuyla ilgili

yaptığı açıklamada: “Bu gerçekten çok iyi bir haber ve takdir edildiğimin göstergesi. Bir hakem olarak biz de sporcuyuz ve en yüksek seviyeye çıkmak için uğraş veriyoruz. Bu da benim uluslararası kariyerim için büyük bir adım ola-

cak” dedi. 30 yaşındaki gururumuz Serdar Gözübüyük, 2012 yılından beri FİFA Uluslararası Hakem statüsünde. O günden bugüne kadar 12 uluslararası maçta görev yapan Gözübüyük, 1 Şampiyonlar maçı, 10 Avrupa Ligi maçı ve bir de Dünya Kupası elemelerinde bir maçta görev aldı.

araştırma yapılmayacağını duyurdu. Mektup üzerine Hollanda’da konuyla alakalı tepkiler oluşmuş ve Dışişleri Bakanı Koenders, T.C. Lahey Büyükelçisi Sadık Arslan’ı Dışişleri Bakanlığı’na çağıracağını duyurmuştu. Hollanda Meclisi olaya karışmış ve mektubu Hollanda’nın içişlerine müdahele olarak yorumlamış ve bu mektup olayını rahatsız ve tehdit edici olarak nitelemişti.


23

HABER

ARALIK / DECEMBER 2015

Ünlü yönetmen coppola, Fatiha’yı iyi anlamış Amerikalı ünlü yönetmen Francis Ford Coppola, Marakeş Film Festivali’nde yaptığı bir konuşmayla İslam’ı savundu. Film Festivali’nin basına tanıtım toplantısında, sorulan bir soruya Fatiha Suresi’nin İngilizce çevirisini okuyan ve İslam’ın çok güzel ve bir barış

dini olduğunu söyleyen Coppola, “Kuran’ı okursanız ilk cümleleri ‘ Rahmân ve Rahîm olan Allah’ın ismiyle, Hamd o âlemlerin Rabbi, O Rahmân ve Rahim, O, din gününün maliki Allah’ın’dır” dedi. İslam’ın ne kadar barış, sevgi, merhamet ve tolerans dolu bir din olduğundan bah-

seden Coppola, “13. Yüzyılda medeniyetlerin beşiği olan bu dini tanıyan ve bilen herkes bilir ki, en önemli iki cümle ‘Allah Rahman ve Rahim’dir. O Allah’a, insanlara zulmetmediği konusunda güveniriz.” Salonda bulunan bazı kişilerin Coppola’nın bu sözlerinin ardından göz yaşlarını

tutamadığı gözlemlendi. Francis Ford Coppola dünyanın en ünlü film rejisörlerinden biri. En tanınmış filmleri arasında ‘Baba’ üçlüsü (The Godfather Trilogy) filmleri bulunan Coppola’nın filmleri çok sayıda Oscar ödülüne layık görüldü.

Rotterdam'da IUR önünde PKK protestosu

Son günlerde IUR rektörü Ahmet Akgündüz’e yapılan baskı operasyonlarına bir yenisi daha eklendi. Üniversite binası önünde 30 kişilik bir grup Ahmed Akgündüz’ü protesto etti. Konuyla ilgili bir basın açıklamasa yapan IUR Genel Sekreteri Ahmet Dündar, protestoyu düzenleyen

grupların, PKK, ADHK (Avrupa Demokratik Haklar Konfederasyonu), Alevi Kültür Derneği, KVS (Koerdische Volks Stichting Rotterdam) ve AvegKon (Avrupa Ezilen Göçmenler Konfederasyonu) olduğunu ifade etti. Yapılan açıklama şu şekilde: "Saygıdeğer basın mensupları, PKK Bayrak ve

flamaları ve Öcalan posterleri ile Prof. Dr. Akgündüz’ü protesto etmeye gelen 30 kişilik bir grup IUR binası önünde %90 Türkiye Cumhuriyeti Devletine ve Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a anarşist, katil diyecek kadar hakaret edildi. Bu protestonun siyasi ve PKK menşeli olması dikkat çekti; Öcalan ve PKK bayrağının yer aldığı aynı karede orta parmağını gösteren bir görevli dikkat çekti. Kendilerinin kayıt altına alındığını fark eden grup 1 saat içinde dağılmak mecburiyetinde kaldı. Saygılarımızla, Ahmet Dündar Islamitische Universiteit Rotterdam"

“Rotterdam İslam Üniversitesi negatif algı kurbanı”

H

ollanda medyasında çıkan ve Rotterdam İslam Üniversitesini hedef alan bazı haberler hakkında, İslam Üniversitesi’nden bir basın açıklaması geldi. Yapılan açıklamada geçtiğimiz günlerde üniversite önünde PKK tarafından yapılan protesto ve Hollanda medyasının çeşitli mecralarında haber olarak çıkartılan ve rektör Ahmed Akgündüz’ü hedefe koyan

haberlere değinildi. Yapılan açıklama şu şekilde: Ertuğrul Gökçekuyu imzalı açıklamada 'Rotterdam İslam Üniversitesi,yeni bir algı operasyonu yapanları kınıyor' denildi. Gökçekuyu: "Batı’da genel manada karşılaştığımız gibi Hollanda’da varlığını sürdürmeye devam eden ve terörü zahiren destekleyen belli başlı gurupların uzantıları ve fikir dostları, Ermeni katliamı kartını bir propaganda aracı olarak Rotterdam İslam Üniversitesi Rektörümüz aleyhine kullanmak üzere harekete geçirmiştir. 5 Aralık 2015 tarihinde IUR binası önünde protesto yapan 30 kişilik PKK fırkaları terör gibi çok ciddi bir meseleyi sanki bir etnik meseleymiş gibi göstermeye çalışmış ve başarısız olmuştur. Bunun yanı sıra Hollanda

siyasetinde amatör gündem mühendisliği ile siyasileştirme politikası yapanları görüyor ve kınıyoruz. Kurumumuz, bu ucuz karalama politikalarını ve Devletler Hukukunu çiğneyen bu tür uluslararası meseleleri gündeme getirmekle, medya üzerinden ulaşılmaya çalışılan algı operasyonunu kınamaktadır. Bilinmelidir ki, toplumların algılarını yönlendirmek isteyenler Hollanda Medyasından – Telegraaf ve Nu.nlyayınladıkları FAON’un (De Federatie Armeense Organisaties Nederland) Sayın Rektörümüze karşı ‘Ermeni soykırımı suç duyurusu’şeklinde servis ettiği bu Milli meselede, Sayın Rektörümüz, uzman ve söz sahibi bir akademisyen olup,bu sözde Ermeni Soykırımı hakkında sayısız eseri ve kitapları mevcuttur" dedi.

Helal Et, e meyv sebze ve izi çeşitlerim aze pt her gün ta uz. sunuyor

2016 yılının bütün müşterilerimize sağlık, mutluluk, başarı ve bol kazanç getirmesini diliyoruz.

SİZİ DE . BEKLERİZ

STAR MARKET

Laan op Zuid 1178 3071 AC Rotterdam

010-210 59 67 0641-366 801 KIMLIK KARTI


HABER

24

ARALIK / DECEMBER 2015

İŞTE 2014 YILI OLAYLARININ KRONOLOJİSİ 2014 Yılı Hollanda İnsan Hakları Raporu Hollanda toplumsal hayatına ayna tuttu Hollanda toplumu; 2000’li yılların başından itibaren hızlıve köklü bir dönüşüm yaşamıştır. Bu dönüşüm, başta göçmenler ve azınlık gruplar olmak üzere dışardan bu ülkeyi gözlemleyen herkesi şaşırtmıştır. Çünkü bu ülkenin ünlü hoşgörüsünün yerini yabancı düşmanlığı ve İslam karşıtlığı, insaniliğin ve sosyalliğin yerini sosyal hakların kırpılması, demokrat ve çoğulculuğun yerini uzlaşma kültürü ve tekseslilik, çok kültürcülüğün yerini ise çok kültürcülük karşıtlığı ve asimilasyon taraftarlığı almıştır. İstanbul Sebahattin Zaim Üniversitesi öğretim görevlisi Kültürel antropolog Kadir Canatan'ın önderliğinde hazırlanan 2014 Yılı Hollanda İnsan Hakları Raporu hem ilginç bulguları derlemesi hem de kronolojik sıralamaları yansıtması bakımından faydalı bir kaynak olabilecek nitelikte. Sosyolog, kültürel antropolog, hukukçu ve gazeteci olmak üzere farklı alanlarda

OCAK ff Şimdiye kadar yaklaşık 10 Hollanda vatandaşı Suriye’de öldü. ff Suriyeli sığınmacılara 6 milyon avro yardım toplandı. ff Lahey kentinde Belediye Meclisi Üyelerine Kuran-ı Kerim dağıtıldı. ff Türklerin mal varlıkları yasal olmayan yollardan araştırma konusu yapılıyor. ff Hollanda’da istihdam açığı artıyor. ff “Hollanda’da Deneyimlenen Ayrımcılık” araştırması yayınlandı. ff Tartışma: Medya haberinde kişilerin etnik kökenleri belirtilmeli mi?

ŞUBAT ff Bir tartışma: Amsterdam şehrinde gerçekte ikili bir toplum yapısı bulunmadığı açıklandı. ff Türkiye’de mal varlıkları araştırmasına mahkeme izni çıkmadı. ff Yerel Seçimlere girmek üzere “İslam Demokratlar” partisi kuruldu. ff Rotterdam’da Laleli Camii’nin açılışı yapıldı. ff Savaşa gitme hazırlığı yaptığı ileri sürülen 10 kişinin pasaportunu Hollanda iptal etti. ff İktidardaki Liberal Parti’nin Rotterdam’da astığı afiş rahatsızlığa yol açtı.

MART

ff Hollanda Danıştay’ı, Türklerin aldıkları dulluk ve yetim ödeneğinde kesinti yapılamayacağına karar verdi. ff Yüzden fazla kişi Wilders’in ayrımcı ifadelerine suç duyurusunda bulundu. ff STK’lar Wilders’a tepki gösterilmesi için topluma çağrıda bulundu. ff Hollanda’da ekonomik kriz en çok çocukları etkiliyor. ff Rotterdam İslam Üniversitesi ve “Oku ve Yaşat Vakfı”nın hazırladığı Hollandaca Kur’an-ı Kerim meali yayınlandı. ff Irkçı lider Pim Fortuyn’ı öldüren Van der Graaf, şartlı tahliye ediliyor. ff Wilders’ın ayrımcı açıklamaları için şikâyet başvurusu yapmak isteyenler karakol önünde uzun bir kuyruk oluşturdu. ff “İşçi Göçü” çerçevesinde Hollanda’ya gelen ilk Türk (Necati Genç) vefat etti.

NİSAN

ff Almelo şehrindeki Ermeni Havari Kilisesi’nin 24 Nisan’da “Soykırım Anıtı”nın açılacağının duyurulması Türkler tarafından tepkiye neden oldu. ff Batılı olmayan göçmenleri kriz yoğun etkiledi. ff Türklerin yerel seçimlerde yüzde 39 oranında katılım sağladığı belirtildi. ff Kaçak ikamet edenlerin hem para hem de hapis cezasıyla cezalandırılması planından, iktidar ortağı Sosyal Demokrat Parti’nin isteği üzerine vazgeçildi. ff 2000 yılından itibaren yurtdışında ikamet edenlere ödenen çeşitli ödeneklerde kesintilerin yapılmasına karşı açılan davada, Danıştay kesintiyi haksız bularak iptal etti. ff Hollanda’da 6 Türk’e kraliyet nişanı verildi. ff İnsan Hakları Enstitüsü, Hollanda›da ayrımcılıkla ilgili şikâyetlerde artış olduğunu açıkladı. ff 1915 Olayları’na ilişkin olarak açılan anıt protesto edildi. Türk STK’lar anıtın toplumda huzursuzluğa yol açabileceği uyarısında bulundu. ff Aşırı sağcı Özgürlük Partisi, camii yapımını tartışma konusu yaptı ve camilerin “mantar gibi çoğaldıklarını iddia etti. ff Hollandalı siyasetçiler, Türkiye’nin Hollanda’nın iç işlerine müdahale ettiğini savundular.

uzman, ama Batı dünyasını ve özellikle Hollanda toplumunu tanıyan kişilerin kendi aralarında yaptıkları bir işbölümü neticesinde altı aylık bir süre içinde yazıldı. 2014 yılı boyunca Hollanda’da yaşanan önemli olaylar ve haberler yazılı basın üzerinden taranarak oluşturulan raporda HABER Gazetesi'nin eski sayılarından faydalanılması da dikkat çekti. Haber başlıkları ve kronolojik veriler, sadece Hollanda'daki gelişmeleri rapor etmek için değil, aynı zamanda 2014 yılında hak ve özgürlük alanlarıyla ilgili konuları tespit etmek ve bunların aktüel analizini yapmak üzere veri tabanı olarak kullanılmış. 2014 Hollanda İnsan Hakları Raporu, ülkedeki gelişmeleri insan hak ve özgürlükleri perspektifinden yorumluyor.Hollanda'daki insan hakları meselesini belirli bir grupla sınırlandırmak mümkün olmasa da, bu raporun odak noktasını özelde Hollandalı Türkler, genelde ise diğer göçmenler ve azınlıklar oluşturmakta.

ff Lahey Meclis Üyesinin “Allah” adına yemin etmesi onaylanmadı.

MAYIS

ff Aşırı sağcı lider Wilders, Hollanda’nın AB ve ortak para biriminden ayrılmasını istedi. ff Serdar Gözübüyük, Hollanda’da sezonun en iyi hakemi seçildi. ff Danıştay, yasal konumu olmayan yabancılar için geçerli olan oturum vizesi başvurusunun Türklere uygulanamayacağına karar verdi. ff Talim EC tarafından düzenlenen ve Milli Görüş tarafından desteklenen, “1. Eğitim Fuarı” yapıldı. ff Türk gençleri Hollandalı-Türk Öğrenciler Meclisi’ni kurdular. ff Sosyal Kültürel Plan Büro’nun açıklamasına göre kriz döneminde iş pazarında ayrımcılık artıyor. ff Hollanda Parlamentosu ırkçılık karşıtı konuşmasından dolayı Dışişleri Bakanı Timmermans’ı alkışladı. ff İslami cemaat ve kuruluşlarla hakkında yapılan oturumda sunulan önergeler parlamentonun alt kanadını oluşturan temsilciler meclisinde reddedildi. ff AB seçimlerinde Wilders’ın partisi PVV, Rotterdam’daki sandıkta birinci çıktı. ff Hollanda Dışişleri Bakanı Timmermans, Wilders’ın İslam karşıtı kampanyasıyla ilgili görüşme yapmak üzere Suudi Arabistan’a gideceğini açıkladı.

HAZİRAN

ff Ijmuiden kentindeki Hollanda Diyanet Vakfı’na bağlı Kuba Camisine saldırı girişiminde bulunuldu. ff Türkevi Araştırmalar Merkezi, Ahmet Yesevi ve fikirlerini tanıtmak amacıyla Hollandaca bir kitap hazırladı. ff Den Haag’da, IŞID’in Türkmenlere yönelik saldırılarını kınamak amacıyla Türk, Türkmen ve Azeriler tarafından «Türkmenlere Destek Mitingi» yapıldı. ff Türkiye’den Hollanda’ya yıllık 40 bin vize başvurusu yapıldı. ff Amsterdam’daki Yahudi kuruluşlarının güvenlik önemleri arttırıldı. ff Faslılara yönelik sarf ettiği ayrımcılık içeren sözleriyle tepki çeken Guido van Woerkom ombudsman olarak atandı.

TEMMUZ

ff Rotterdam Başkonsolosluğu çocukları ellerinden alınan aileler için Danışma Birimi oluşturdu. ff Burka giyen bir kadın şehir içi otobüsüne bindirilmedi. ff Son iki yılda Suriye’ye savaşmaya giden 14 Hollanda vatandaşının öldüğü bildirildi. ff Overijsel Eyaleti, Ermeni Soykırımı’nı kabul etti. ff İki Türk üniversite öğrencisi Hollanda›nın öğrencilere uyguladığı vize ücretini düşürmek için açtıkları davayı kazandı. ff Suriye’ye gençlerin gidişini engellemek için Belediyeler camilerle görüşme kararı aldı. ff Geri dönüş yasası, 1 Temmuz 2014 tarihinden itibaren resmen yürürlükten kaldırıldı.

AĞUSTOS

ff Lahey’deki yerel İslami Parti’nin lideri, Hıristiyan Demokrat Lider Sybrand’a karşı şikayette bulundu. ff Kabine radikalleşmeyi ele alıyor. Kabine cihatçıların pasaportlarını ellerinden alacak. ff IŞID ile ilgili Twitter mesajı atan Fas kökenli memurun işine son verildi. ff Hollanda’da 30 kişi IŞID’ın saldırılarını protesto

etmek için açlık grevi başlattı. ff Hükümetin radikalleşme tedbirleri kapsamında bazı imamlara Hollanda vizesi verilmeyecek. ff Lahey şehrinde Suriye ve Irak’taki gruplarla bağlantılı oldukları iddia edilen Türkiye kökenlilerin yaşadığı 4 farklı eve operasyon yapıldı.

EYLÜL

ff Hükümetin Müslüman gençlerin radikalleşmesi bağlamında hazırladığı plana muhalefet kanadı destek verdi. ff Ayrımcılık Şikâyet Vakfı’nın araştırmasına göre Hollanda’da ayrımcılıkla ilgili şikâyet başvuruları iki katına çıktı. ff Hollanda Güvenlik ve Adalet Bakanlığı araştırması Türk gençlerinin radikalleşmediğini ortaya koydu. ff Hollanda’da “Blikopener” isimli ders kitabında Türkler, Müslümanlar ve İslam hakkında yönlendirici ve önyargılı sorular ve bilgiler verildiği ortaya çıktı. ff Karma evlilikler konusunda doktora yapan sosyolog Leen Sterckx bu tür evliliklerin entegrasyonu ilerletici bir rol oynamadığını söyledi. ff Hollanda Çocuk Hakları Kollektifi, Hollanda’nın çocuk haklarını ihlal ettiğini açıkladı. ff “Türkiye’nin camiler yoluyla Hollanda’da hükmünü sürdürdüğü” iddia edildi. ff Siyonistler hakkında tweet atan memur İşçi Partisi’nden ihraç edildi. ff Sosyal İşler Bakanı Asscher, Cami öğrenci yurtlarında katı bir denetim yapılacağını bildirdi. ff Volkskrant adlı gazetenin redaktörü Wilders’in kovuşturulmasının ters etki yaratacağını iddia etti.

EKİM

ff Kaçakların neredeyse yarısının ücretli iş yaptıkları belirlendi. ff Suriye’ye cihat için kızların da gittiği ortaya çıktı. ff Sosyal ve Kültürel Planlama Bürosu’nun yaptığı araştırmaya göre; Hollanda’ya göç azaldı. ff Hollanda’da 2,5 milyon kişinin yoksulluk sınırının altında yaşadığı tespit edildi. ff Suriye’ye gitmeye hazırlandığı iddia edilen 8 kişinin pasaportuna el konuldu. ff Hollanda’ya gelen mülteci sayısı arttı. Mülteciler arasında Suriyeliler ilk sırada yer alıyor. ff Hollanda’ya aile birleşimi ile gelen göçmenlerin sayısında büyük azalma olduğu belirtildi. ff Türklerin kendi ülkelerinden evlenme oranı yüz 60’tan yüzde 15’e geriledi. ff Etten-Leur’da bir cami kundaklanmaya çalışıldı. 2014 yılı içinde basına yansıyan cami saldırılarının sayısı 5’e çıktı.

KASIM

ff Uluslararası Ceza Mahkemesi, Mavi Marmara saldırısının savaş suçu kapsamında görülmesi için suçun ağırlık derecesinin yeterli olmadığına karar verdi. ff İnanç gruplarının temsilcileri Hollanda toplumunda gerilimleri azaltmak amacıyla bir araya geldi. ff Türk kökenli 2 milletvekili İşçi Partisi'nden ihraç edildi. ff Partisinden ihraç edilen Tunahan Kuzu ve Selçuk Öztürk milletvekilleri Hollanda meclisinde kendi gruplarını kurdular. ff T.C. Dışişleri Bakanlığı’nın sitesinde yapılan açıklamalar nedeniyle Türkiye ile Hollanda arasında gerginlik yaşanıyor. ff Sosyal İşler ve İstihdam Bakanı Asscher, entegrasyon hedeflerinin gerisinde kalındığını açıkladı. ff Bir gelenek ve çocuk bayramı olan “Zwarte

Piet” (beyaz adamın kölesi) Hollanda’da ırkçılığı körüklediği iddiasıyla tartışma konusu oldu. ff Entegrasyonu engelledikleri gerekçesiyle Türk dini örgütler gözetim altına alındı. ff Türk örgütleri hakkında güncelleştirilmiş bir yayın yapan Hollandalı araştırmacılar “Bakan Asscher, Türkler hakkındaki raporumuzu yanlış anladı” dedi. ff Hollandalıların yüzde 80’inin Müslümanlarla ilişkisi olmadığı belirlendi. ff Hollanda İstatistik Kurumu, Hollanda doğumlu olan Batılı olmayan gençlerin sosyo-ekonomik bakımdan hala geride olduklarını bildirdi. ff Rotterdam kentinde radikalleşme konusundaki bildirimler arttı. ff Aşırı sağ parti PVV, “Hollanda’daki tüm camiiler kapatılmalıdır" dedi. ff Yüksek ve düşük eğitimli Hollandalılar arasındaki eşitsizlik büyüyor. ff Yapılan kamuoyu araştırmasına göre seçmenlerin yarıdan fazlası entegrasyonun başarısız olduğunu dile getiriyor. ff Forum tarafından yaptırılan araştırma kamuoyunda tartışma yarattı. Araştırma, Türk gençlerinin büyük çoğunluğunun IŞID sempatizanı olduğu belirtiliyor. ff Başkan yardımcısı Asscher, Wilders’ın camileri kapatma önerisine “kabul edilemez” dedi. ff PVV milletvekili De Graaf “Hollanda’yı İslam’dan arındırmak istiyoruz” dedi. ff Fas kökenli rap sanatçısı Hozny, aşırı sağcı lider Wilders’i şarkısında tehdit ettiği gerekçesiyle 80 saat çalışma cezası ve 2 aylık hapis cezası aldı. ff Yapılan bir araştırmada Türklerin kendi içlerine yönelik oldukları belirlendi.

ARALIK

ff Sosyal İşler Bakanı Asscher, Hollanda’da entegrasyonun endişe verici bir şekilde geride kaldığını belirtti. ff İş kısıtlılığı olan kişilere iş bulma amacında olan yeni yasanın ayrımcılığa yol açacağı ileri sürüldü. ff Verwey-Jonker Enstitüsü Hollanda’nın ayrımcılıkla ilgili davaları ayrımcılık yerine incitme veya tehdit temelinde kovuşturduğunu açıkladı. ff PVV, İslam karşısında sert bir pozisyon belirledi. Tüm camilerin kapatılmasını talep ediyor. ff Almanya’nın Dresden şehrinde İslam karşıtı gösteriye rekor düzeyde katılım oldu. ff İncil ve Kuran’ın Hollanda meclisinde bulundurulmasına son verildi. ff Kamu savcısı, ayrımcılıktan dolayı Wilders’ı kovuşturacak. ff Aile birleşiminde 21 yaş şartı Türkler için kaldırıldı. ff Arnhem ile Türkiye arasında ticaretin geliştirilmesi için Arnhem’de Ticaret Komisyonu kuruldu. ff Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, NOS’a yaptığı açıklamada Türkiye’nin Hollanda’da yaşayan vatandaşların uyumuna katkı sağlamak istediğini söyledi. ff Hollandalı Milli Takımı’nın eski futbolcusu Seedorf, ırkçılıkla mücadele kapsamında özel elçi seçildi ff Aşırı sağcı Wilders ifade verdi ve “daha az Faslı” istediğini açıklayan sözlerinin arkasında durduğunu söyledi. ff Yüksek İdare Mahkemesi, Türkiye’ye dönen ailelerin çocuklarına gönderilen ödeneklerdeki kesintilerin yasal olduğuna karar verdi. ff Hollanda polisi, kendi veri tabanında Müslümanlara yönelik ayrımcılık olaylarını derledi ve 150 olayı Hollanda parlamentosuna rapor etti. ff Sosyal Kültürel Planlama Bürosu’nun (SCP) araştırmasına göre, ekonomiye güven artırıyor, ancak halk göçmenlerin uyumu ve sığınmacılar konusunda endişeli.


25

HABER

ARALIK / DECEMBER 2015

HOTİAD’ın ‘Yılın Başarı Ödülleri’ sahiplerini buldu “Yılın Öğrencisi” ödülüne Mete Erdurcan layık görüldü. “Yılın sporcusu” ödülü binici Ceylan Avinal’e verildi. “Yılın Kültür ve Sanat” ödülüne ses sanatçısı Karsu Dönmez layık görüldü. “Yılın Genç Girişimcisi” ödülünü ise Evren Mahir Bal ile Sedat Altunbaş paylaştılar.

H

ollanda Türk İşadamları Derneği’nin (HOTİAD) ikincisini düzenlediği “Yılın Başarı Ödülleri” sahipleri-

ne verildi. HOTİAD Başkanı Hikmet Gürcüoğlu yaptığı açıklamada işadamları derneği olarak Türklerin elde ettiği başarıları görünür

kılma amacında olduklarını ifade etti. Rotterdam Klasik Türk Müziği Korosu’nun bir konser verdiği gecede izleyiciler sevilen Türk Sanat Mü-

ziği şarkılarını dinleme fırsatı buldular. Türk Sanat Müziği dinletisinin ardından sanatçı Funda Müjde stand-up sho-

wuyla davetlileri güldürdü. Daha sonra ise ‘Yılın Başarı Ödülleri’nin takdimine geçildi. Jüri üyeleri 4 dalda ödülleri şu şekilde belirledi: “Yılın Öğrencisi” ödülüne Mete Erdurcan layık görüldü. “Yılın sporcusu” ödülü binici Ceylan Avinal’e verildi. “Yılın Kültür ve Sanat” ödülüne ses sanatçısı Karsu Dönmez layık görüldü. “Yılın Genç Girişimcisi” ödülünü ise Evren Mahir Bal ile Sedat Altunbaş aldı. Hollanda Türk İşadam-

ları Derneği’nin (HOTİAD) ikincisini düzenlediği “Yılın Başarı Ödülleri” sahiplerine verildi. Lahey Büyükelçisi Sadık Arslan ödül töreninde konuşma yaptı. Arslan konuşmasında Hollanda’da yaşayan Türklerin topluma önemli katkıları olduğunu belirterek, Türk toplumuyla gurur duyduklarını söyledi. Hollanda’daki Türklerin hem yüzde yüz Hollandalı hem de yüzde yüz Türk olduğunu söyleyen Arslan, ödül alan kişilere özel olarak tebrik etti.

“HOKAF İŞ ADAMLARI KOMİSYONU” YOLDA

Bu yılın başında kurulan ve yapılanma çalışmalarını tüm hızıyla sürdüren Hollanda Karamanlılar Federasyonu (HOKAF), Hollanda’daki Karaman’a bağlı köy derneklerinin yöneticileriyle istişare toplantısı gerçekleştirdi. HOKAF İşadamları Komisyonu’nun biran evvel hayata geçirilmesini isteyen

köy derneklerinin yöneticileri, Dordrecht kentindeki Sancar Holding merkezinde bir araya geldiler. HOKAF ve Sancar Holding tarafından tertip edilen toplantıya Rotterdam, Den Haag, Amsterdam, Utrecht, Dordrecht, Vlaardingen ve Schiedam kentlerinden köy derneklerinin yöneticileri katıldı. Hollanda’da

AMSTERDAM'DA DA TOPLANTILAR DEVAM EDİYOR

Hollanda’daki en fazla hemşeri nüfus potansiyeline sahip (yaklaşık 50 bin Karaman ilinden) sivil toplum örgütü Hollanda Karamanlılar Federasyonu (HOKAF), Hollanda’daki Karaman kökenli girişimcilerle buluşma toplantılarına Amsterdam'da da devam etti. Amsterdam'da gerçekleşen toplantıya Hollanda Kara-

manlılar Federasyonu (HOKAF) adına Başkan Mustafa Duyar, İşadamları Komisyonu Başkanı Nebi Sancar, Teşkilatlanma Başkanı İlhami Gülmüş ile Medya/Tanıtım Temsilcisi Mehmet Ali Topcu katıldı. SİZLERİN DESTEĞİNE İHTİYACIMIZ VAR Bir yıl evvel kurulan federasyonun özellikle iş adamları

güçlü ve bir o kadar da ciddiye alınan bir HOKAF için yapılanmaya ağırlık ve öncelik verdiklerini söyleyen HOKAF Başkanı Mustafa Duyar, “Geçtiğimiz Ocak ayında kurulan ve alt yapı çalışmalarını sürdüren federasyonumuz, gençlik ve kadın kolları oluşumunu tamamlamak üzere. Öte yandan federasyonumuzun olmazsa olmazlarından ‘İşadamları Komisyonu’ kurulması da son derece önemlidir. Bu komisyonun sağlıklı ve uzun vadeli işlevini sürdürebilmesi için iyi bir kadronun iş başına gelmesinin gerektiğine inanıyoruz. Bu bağlamda köy dernekleri temsilcilerinden söz konusu komisyona önerebilecekleri isimleri öğrenmek için toplandık.” şeklinde konuştu.

komisyonunun hayata geçirilmesinin önemine değinen HOKAF Başkanı Mustafa Duyar, “Hollanda’nın birçok bölgesinde girişimci hemşerilerimiz var. Bu hemşeri girişimcilerimize ulaşmak için bölgesel toplantılar yapıyoruz. Bugün de Amsterdam’da siz değerli iş adamlarımızla bir araya geldik. HOKAF olarak sizlerin yanında yer almak istiyoruz. Bunun için de sizlerin desteğine ihtiyacımız var. Maksadımız sizleri dinlemek ve sizleri tanımaktır. Birlik ve beraberlik içinde olursak üstesinden gelinmeyecek hiçbir sorun yoktur. Hollanda’da farklı sektörlerde, köklü şirket sahibi hemşerilerimizin olduğunu duyuyoruz. Bu hemşeri girişimcilerize ulaşıp, HOKAF’a kazandırmak, üye yapmak istiyoruz.” şeklinde konuştu.

148 + 43 + 69 - 34 + 57 = ? 468 / 36 = ? 790 x 18 = ? 6936 - 1326 = ? etik ental aritm tirir Soroban m rilerini geliş e c e b m le z gö Dinleme ve sağlar Odaklanma eliştirir becerisini g Matematik i rmak sistem Çift el 4 pa zandırır Özgüven ka

Ben bu işlemleri 3-5 saniyede yapabiliyorum. Ya sen?

SOROBAN MENTAL ARİTMETİK NEDİR? Sormen tarafından uygulanan Soroban Mental Aritmetik; Uzakdoğu'da yüzlerce yılın birikimi ile geliştirilmiş bir eğitim programıdır. Çocuklara zihinsel ve işlevsel yetenekler kazandırır, matematik becerilerini geliştirir. Çocukların aritmetik işlemlerini hesap makinesi, kağıt-kalem gibi hiçbir araçgereç kullanmadan, hızlı ve doğru bir şekilde zihinden çözebilmelerini sağlar.

GELECEĞİN DAHİLERİNİ YETİŞTİRİR


HABER

26

ARALIK / DECEMBER 2015

Namaz kılması engellenen öğretmen işten ayrıldı Rijswijk Lyceum okulunda İngilizce öğretmeni olan Bay Landbrug, ders verdiği sınıfın yanındaki depoda namaz kılmak isteyince okul müdürünün gazabına uğradı. Özel bir mescit istemeyip, teneffüslerde depoda kimseye rahatsızlık vermeden namazlarını eda etmek isteyen öğretmen, kimsenin bundan rahatsız olmamasına rağmen, okul yönetimi ta-

rüne ve yönetime çok kırıldığını belirten Landbrug, yeni yıldan itibaren okuldan ayrılma kararı aldı. Ders verdiği öğrencilere yeni yılda artık kendilerine öğretmenlik yapmayacağını belirten Landbrug, Noel’den sonra geri dönmeyeceğini ifade etti. Öğrenciler ise bu olay karşısında şaşkınlıklarını gizleyemeyerek okul bahçesinde öğretmenlerinin kalması için protesto düzenledi. Veliler de duruma isyan ederek, öğretmene destek oldular. Facebook’da Landbrug’e destek amaçlı, şu an 2500’e yakın beğenisi olan, ‘Steun de heer Landbrug’ sayfası da açıldı.

rafından bundan menedildi. Öğretmen Bay Landbrug, Ekim ayı sonunda okul müdürü tarafından konuşmaya çağrıldı ve kendisine Rijswijk Lyceum’de namaz kılmasının yasak olduğu söylendi. Okul müdürü, öğrencilerin de namaz kılmalarının yasak olduğunu ve bu yüzden kendisinin de bu yasağa uyması gerektiğini öğretmene belirtti. Bu olaydan sonra okul müdü-

“Bir sınıf ya da bir temizlik odası yeterli” Devlet okulu olan Rijswijks Lyceum, velilere bu durumu bir mektup aracılığıyla bildirdi. Müdür Jeroen Bos; “Bay Landbrug bizden namazlarını kılmak için özel bir yer tahsis etmemizi istedi, maalesef böyle bir politikamız yok’’ diye yazdı. Bay Landbrug ise hiç bir zaman bir mekan isteminde bulunmadığını, sadece kimseye engel olmayacak bir mekanda, teneffüslerde namaz kılmak için izin istediğini açıkladığı söyleminde “Bir sınıf ya da bir temizlik odası benim için yeterli olacaktı” ifa-

AYRIMCILIKLA MUCADELE Hollanda

Diyanet

Vakfı

Danışma Büromuza ırkçılığa ve ayrımcılığa uğramış insanlar başvurabilir veya bilgi alabilirler. → Irkçı ve etnik atıflar, → Din ve görüş farklılığı, Ayrımcılığı Bildir → Engellilik, → Cinsiyet, Cami Saldırıları Bildir → Dış görünüş, E-posta yazın: → Sosyal statü, → Yaş v.b. info@ayrimciliklamucadele.nl

Avrupa'nın ilk ve tek Türk Aküpünktürü Hommelseweg 29 · 6821 LA Arnhem +31 26 880 01 02 · www.sifaacupunctuur.nl

Hommelseweg 29 6821 LA Arnhem Tel: 0655 - 16 19 05 Tel: 026 - 880 01 02 www.sifaacupunctuur.nl info@sifaacupunctuur.nl

DENK Partisi öğretmene sahip çıktı

DENK Partisi Milletvekilleri Tunahan Kuzu ve Selçuk Öztürk, Rijswijks Lyceum’de namaz kılma imkanı kısıtlanan İngilizce Öğretmeni Bay Landbroek’un durumu hakkında Meclis’te Eğitim, Kültür ve Bilim Devlet Sekreteri Hans Dekkers’a yazılı

sorular yöneltti. Olayın meclise taşınmasıyla birlikte okullarda namaz kılma imkanı ulusal düzeyde ilgi göreceğe benziyor. Milletvekilleri Kuzu ve Öztürk Devlet Sekreterine şu soruları yönelttiler:

»» Bir okul müdürü, namaz kılmak isteyen bir öğretmene bunu yasaklama yetkisinin olmadığını düşünüyoruz, bu konuda bizimle aynı fikirde misiniz? Yoksa neden bu fikirde değilsiniz? »» Müdürün bu kararıyla, din özgürlüğünü kısıtladığına hem fikir misiniz? Değilse neden hemfikir değilsiniz? »» Müdürün kararının İnsan Hakları Beyannamesine, yani her insanın dini özgürlüklerini rahatça yaşayabilme imkanına ters olduğu kanaatinde misiniz? »» Bir devlet okulunda haklı olarak Noel kutlamaları yapılabilirken, bir öğretmenin de kendi dini vecibelerini yerine getirmesi en doğal insani hakkı değil midir? Değilse neden değildir? »» Bu olayın, İslam’a karşı git gide genişleyen bir korku ve endişeden ötürü olduğunu düşünüyor musunuz? Eğer öyleyse bu konu hakkında ne yapacaksınız? Hayır ise neden öyle düşünüyorsunuz? »» Bu konuyu sonuna kadar araştırmaya düşünüyor musunuz ve okul müdürünün pozisyonu hakkında idari sonuçlar alacak mısınız?

Keurmeester Serdar Altay Tegen inlevering 's. tie / voor alle auto €39 van deze adverten

APK

• • • • •

BENZINE: €69 : L DIESE

€ 29,€ 49,-

APK Keuringsstation Reperatie en onderhoud alle merken Inkoop en verkoop Banden Accu's

Hillegondastraat 11-13 3051 PA Rotterdam

MİGREN'de n %100'e vara nı tedavi imka

olmadığını belirtti. Bazı kolej ve üniversitelerde mescitlerin kurulabilmesi için son yıllarda şiddetli tartışmaların oluştuğu gözlemleniyor.

GARAGE MERCEDES

Bitkisel ilaçlarla tedavi Hacamat (kupa) tedavisi Tıbbi masaj Çağımızın İğne ile tedavi şifası

Sigara, alkol ve ilaç bağmlılığı Romatizmal hastalıklar HACAMAT Solunum yolu hastalıkları Kısırlık, Kusma tedavisi Saliha Atasever-Akkurt Adet düzensizliği, Menopoz Guatr, Şeker hastalığı Migren, baş ağrıları, kas ağrıları Stres, Depresyon, Panik atak Uyku bozuklukları Kalp damar hastalıkları Sedef, Allerjik, Egzama Kronik yorgunluk, Aşırı terleme Selülit, Şişmanlık, El ayak yanmaları Daha yüzlerce hastalık tedavisi

delerini kullandı. Öte yandan Devlet Okulları ve Genel Okullar ülkesel derneği VOS/ABB’den Martin van den Bogaerdt, bu tür çatışmaların liselerde yaygın

Tel: 010 - 418 50 69 Mob: 0619 - 75 83 25


27

HABER

ARALIK / DECEMBER 2015

HDV 120 genci umreye gönderdi Hollanda Diyanet Vakfı tarafından düzenlenen “120 Gençle Umre Programı”na katılan 158 kişilik Umre kafilesi Kutsal beldeye hareket etti. Amsterdam havaalanından hareket eden Umre kafilesi, Lahey Din Hizmetleri Müşavir Vekili ve Hollanda Diyanet Vakfı Başkan Vekili Dr. Mehmet Malkoç ile Deventer Din

Hizmetleri Ataşesi Dr. Yusuf Acar tarafından uğurlandı. Uğurlamada HDV Hac ve Umre çalışanları Cevdet Keskin ve Abdullah Kaya hazır bulundu. Din görevlileri Süleyman Coşkun, Lütfiye Öztürk, Bünyamin Yıldız, Hacı Muhammed Evliyaoğlu ve kafile başkanı Şakir Şahin riyasetinde umre ibadeti için yola çıkan gençlere ve ailelerine Amsterdam Havaalanında yapılan uğurlama töreninde bir konuşma yapan Dr. Mehmet Malkoç “Bu organizasyon Hollanda Diyanet Vakfının gençlere verdiği değeri ortaya koymaktadır. Sizler Efendimize gitmektesiniz. Yapacağınız bu kutsal yolculuk, kendinizi bulmanız ve kendinizi değiştirmeniz için bir vesiledir. HDV olarak bizler siz gençlerimizden gelecekte çok faydalı hizmetler bekliyoruz. Başınızda değerli

hocalarımız var, onlardan istifade etmeye gayret edin” şeklinde konuştu. Deventer Din hizmetleri Ataşesi Dr. Yusuf Acar tarafından yapılan dua ile umreci kafilesi kutsal topraklara uğurlandı. Hollanda Diyanet Vakfının bu yıl ilk defa kendi şirketi vasıtasıyla düzenlemiş olduğu bu umre programına 120 genç ve 38 yetişkin olmak üzere toplam 158 kişi katıldı. Umre kafilesine biri bayan olmak üzere 5 din görevlisi rehberlik ediyor.

Prenses Amalia’nın koruması silahını tuvalette unuttu Hollanda Kralı Willem Alexander’ın kızı Amalia’nın kadın koruması, Amalia’nın gittiği Den Haag’daki Hrıstiyan Sorghvliet okulunda tuvaletlerde silahını unuttu. Tuvaletteki diğer öğrencilerin kadını uyarmasıyla hemen dönüp silahını aldığını belirten kaynaklar, kadın polisin küçük bir dikkatsizliği yüzünden moralinin çok bozulduğu ifade edildi. Polis yetkililewri ta-

DENK trafik cezalarının yarı yarıya inmesini istiyor Denk Partisi trafik cezalarının yarı yarıya indirilmesini istiyor. DENK Partisi basın sözcüsü tarafından gönderilen basın bildirisinde “DENK olarak her yıl bütçenin deliklerini kapatmak için kullanılan trafik cezalarının yarı yarıya düşürülmesini istiyoruz” denildi. Yapılan açıklamada DENK

Parti Başkanı Tunahan Kuzu: “Son yıllarda trafik cezalarına baktığımızda her yıl yükselen bir trend görüyoruz. 1990’da yıllık 200 milyon Euro trafik cezalarından gelir elde edilirken, her 10 yılda ikiye katlayarak bugünlerde 10 Milyar Euro olduğunu görüyoruz. Bunun cefasını maalesef Hollanda

halkı çekiyor. Trafik cezalarının azalması hakkında yapılan araştırmalar, ceza miktarların yüksekliğinden değil, tam tersine ceza yememe düşüncesi ve ekonomik krizden dolayı oluşan yollardaki trafiğin azalması olduğunu gösteriyor. " denildi.

KONYALI OTANTIK

Adana Kebap

Döner Kebap

RT

I

N

T C

E

L QUAL

Y

TA

T

O

IF I C AT

IO

Açık büfe kahvaltı

(Her pazar 10:00-13:00 arası)

Gegrilde kipfilet

Putsebocht 113 3073 HE Rotterdam

010-484 63 48 info@konyali.nl www.konyali.nl

rafından yapılan açıklamada olayın 13 Ekim tarihinde meydana geldiği belirtilirken, kadın korumaya konuyla ilgili bir ceza almadığı ifade edildi. Hollanda’da kraliyet ailesi üyeleri polislerden oluşan özel bir birlik tarafından korunuyor.


HABER

28

ARALIK / DECEMBER 2015

İslami ilkokullar en başarılısı çıktı R

son sınavlarına ortalama 7,3 almışlar. Diğer eyaletlere göre en düşük Flevoland eyaletinin öğrencileri oldu. Buradaki öğrencilerin ortalaması 6,88'de kaldı. Geçtiğimiz yıl 6,2 ortalama ile en kötü ilçe Drenthe olmuştu. Son sınavın ülke geneli ortalaması ise 7’nin biraz altında.

TL Nieuws tarafından yapılan yeni bir araştırmaya göre İslami ilkokullardaki öğrencilerin son sınav sonuçları göze alındığında diğer ilkokulların öğrencilerine göre çok daha iyi bir sonuç ortaya koydukları tespit edildi. Sıralamada birinci olan İslami ilkokullar 7,42 puanla diğer okullara nazaran en yüksek puanı aldı. İkinci sıradaki okullar ise 7,24'lük ortalamay-

la Reformist ilkokullar oldu. Yüzden fazla okulu bulunan gruplar içerisinde en yüksesk ortalamayı Reformist okullar alırken, 7,10 ortalama puan ile 'genel özel' (Algemeen Bijzonder) ilkokullar oldu. Hollanda’da bulunan 42 adet İslam ilkokullar, bu başarılı ortalamayla dikkat çekiyor. Hollanda medyasında sürekli hor görülen bu okulların gitgide her yıl ortalamasını yükseltmesi dikkatlerden

kaçmadı. Sıralamada en düşük ortalamayı ise devlet okulları alıyor. Buradaki öğrenciler son sınavlarına ortalama 6,89 puan almışlar. Eyaletlere göre ortalama Eyaletlerdeki farklı sonuçlara bakıldığında ise Limburg’daki öğrencilerin Hollanda’daki diğer öğrencilerden çok daha iyi oldukları gözlemleniyor. Limburg’lu öğrenciler

Karşılaştırma 2013'ten beri açıklanan ilkokulların Cito sonuç ortalamaları, her yıl geleneksel olarak medyada yer buçluyor. Çoğo okullar ise baştan beri bu açıklamalara sıralama listesi olarak kullanılmasından dolayı karşı. Her yıl okulların sonuçları, benzer okulların sonuçlarıyla karşılaştırılıyor ve bütün okulların rapor sonuçları çıkarılıyor. Bu sonuçlara ilkokul öğrencilerinin sosyal, ekonomik ve kül-

Araştırmaya göre sonuçlar şu şekilde: (100'den fazla okulu bulunan gruplar) - Reformist : 7,24 (156 okul) - Genel özel: 7,10 (285 okul) - Katolik: 7,05 (1901 okul) - Protestan-Hristiyan: 6,98 (1560 okul) - Serbest Reformist: 6,97 (105 okul) - Devlet: 6,89 (1997 okul) 100'den az okulu olan gruplar: - İslami: 7,42 (42 okul) - Antroposofik: 6,95 (65 okul) - Protestan Hristiyan – Katolik işbirliği: 6,84 (54 okul)

türel kökeni de dahil ediliyor. Böylece ebeveynlerin eğitim seviyesine ve Hollanda doğum-

lu olmayan öğrencilerin sayısına bakılıyor.

Hollanda Türkleri kutuplaşmaya çare aradı

www.alaralife.com Hollanda'daki tüm kadınlarımızı yenilikçi ve özgün sezon trendleriyle buluşturuyoruz.

%20

en indirimd ın faydalan

Türkevi Topluluğunun geleneksel Amsterdam Tartışmalarının 42.’si 20 Kasım 2015 tarihinde gerçekleştirildi. Bu sefer “Toplumdaki Kutuplaşmaya Karşı Neler Yapılabilir?” sorusu özel ve genel davetli misafirlerin katılımıyla enine boyuna irdelenip tartışıldı. Amsterdam Tartışmalarına toplumdaki konumları gereği özel olarak davet edilen misafirlerin bir genel değerlendirmesiyle başlandı. Misafir konuşmacıların hepsi aşağı yukarı aynı derecede gelinen noktadan duydukları rahatsızlığı ifade ederken, bunda payı olan gelişmelere de dikkat çektiler. İlk olarak söz verilen Murat Gedik (Türk Federasyonu Genel Başkanı) siyasetteki kaypaklığın buraya da sirayet ettiğini, tarafsız olması gereken kurumların da bu niteliğini siyaset uğruna yitirdiğini ifade etti. Gedik buna ilaveten medeni ilişkilerin siyasetteki kirlenmeye çare olabileceğini de söyledi. Daha sonra söz alan Ahmet Azdural (IOT Müdürü) ise dünyanın bir şiddet sarmalına girdiğini ve Suriye’deki savaşın bunda büyük rolü olduğunu söyledir. Toplumlarda her dönem kutuplaşma olduğunu ve içinde yaşadığımız Hollanda

www.alaralife.com websitemizden bütün ürünlerinizi Alara01haber koduyla alın, Ocak ayında %20 indirimden faydalanın!

toplumunda da kutuplaşmanın var olduğunu, hatta ırkçılığın bile sıradanlaştığını belirten Azdural, herkesin kendine ait bir dünya görüşünün olabileceğini, bu dünya görüşünün özgürce ifade edilebilmesi gerektiğini, ancak bunun ifade edilmesi ve uygulanması esnasında aşırılığa kaçılmaması, başkalarının özgürlüğünü kısıtlanmaması gerektiğine vurgu yaptı. Kendisi de aday adayı olan Durmuş Doğan (TOVER) ise Türkiye’deki siyasetin buraya birebir taşınmasının bizim Türkiye siyasetine açlığımızdan değil, Türkiye’deki siyasetin menfaatinin olmasından kaynaklandığını ve bizim oraya doğrudan müdahil olmak yerine, gelecek nesillerin menfaati için yaşadığımız ülkeye odaklanmamız gerektiğini ifade etti. Fehmi Uzun (Bizim Hollanda Platformu) fiziken Hollanda’da yaşadığımız halde, beynimizin hala Türkiye’de olduğunu ve bunun da Türkiye’deki her tartışmayı buraya taşımamıza sebep olduğunu belirttiği konuşmasında, toplumumuzun demokrasiyi içselleştiremediğini, sandıktan istediği sonuç çıkmayınca bunu kabul etmek yerine farklı tercihleri olanları aşağılamayı seçtiğini söyledi. Tartışmadan çıkarılabilecek en somut sonuç, farklı farklı düşüncelerin var olduğu bir toplumda yaşamamıza rağmen, bu farklılıkları pek hoş görmeyip bundan rahatsızlık da duyduğumuzdur. Bu durum katılımcıların tümü tarafından kaygı verici bir gelişme olarak kabul edilmiş ve böyle gitmesinin toplumun huzurunu tümden bozacağı için müdahale edilmesi gerektiği üzerinde hemfikir olundu.


29

HABER

ARALIK / DECEMBER 2015

TEBRiK...TAZiYE...DiLEK...TEMENNi...TEBRiK...TAZiYE...DiLEK... TEMENNi...TEBRiK...TAZiYE...DiLEK...TEMENNi...TEBRiK...TAZiYE... TAZiYE ÔÔYaşamının

büyük bir kısmını dernek, vakıf, federasyon ve HDV gibi birçok kuruluşlarda yıllardır yöneticilik yaparak, Hollanda’daki Türk toplumuna hizmet etmeye adamış, ayrıca 30 yılı aşkın bir süredir Leiden HDV Mimar Sinan Camii Başkanlığını yapmış, TİKD Federasyonunun kurucu üyelerinden, Leiden’de ikamet eden ve Erzurum eşrafından olan değerli büyüğümüz, HASAN GÜNEY’in, 3 Aralık Perşembe günü vefat ettiğini teessürle öğrenmiş bulunuyoruz.. Merhuma Allah’tan rahmet diler, eşi, çocukları, yakınları ve bütün sevdiklerine sabır ve başsağlığı diliyoruz.

hayatını kaybettiğini teessürle öğrenmiş bulunmaktayız. Merhuma Allah'tan rahmet, kederli ailesine sabır ve başsağlığı dileriz.

TEBRIK ÔÔSevgili Sami ve Sergül Oğuz'un

ÔÔYeminli tercüman,

Sosyal Danışman ve yerel siyasetçilerimizden Sevgili Şerafettin Babacan’ın amcası Mustafa Babacan’ın hakkın rahmetine kavuştuğunu üzülerek öğrenmiş bulunmaktayız. Merhuma Allah'tan rahmet, kederli ailesine sabır ve başsağlığı dileriz.

ÔÔHollanda

ÔÔMehmet Ali Özkan'ın kıymetli eşi

ve Rotterdam Ayasofya Camii Başkanı Sevgili Hakkı Özkan’ın yengesinin genç yaşta vefatını teessürle öğrenmiş bulunmaktayız. Merhumeye Allah'tan rahmet, kederli ailesine sabır ve başsağlığı dileriz.

ÔÔHelal Food sahiplerinden Abdur-

rahman Akbulut’un amcası Hacı Raif Akbulut’un hakkın rahmetine kavuştuğunu üzülerek öğrenmiş bulunmaktayız. Merhuma Allah'tan rahmet, kederli ailesine sabır ve başsağlığı dileriz.

ÔÔAP

adaylarından yerel siyasetçilerimizden Sevgili Ali Osman Biçen’in eniştesinin vefatını üzülerek öğrenmiş bulunmaktayız. Merhuma Allah'tan rahmet, kederli ailesine sabır ve başsağlığı dileriz.

ÔÔHollanda

Türk Dünyası Çalışma Grubu üyesi, Hollanda Nogay Vakfı kurucularından ve Mali Sekreter Sevgili Mehmet Can’ın (45), uykuda geçirdiği kalp krizi sonucu

minik Erva’ya dünyamıza hoş geldin diyor, genç çifti ve ailelerini tebrik ediyor, sağlık ve mutluluk dolu uzun ömürler diliyoruz.

Mehteran ekibinden Sevgili Gazi Özkara’nın ablasının vefatını üzülerek öğrenmiş bulunmaktayız. Merhumeye Allah'tan rahmet, kederli ailesine sabır ve başsağlığı dileriz.

HOŞ GELDIN BEBEK! ÔÔHollanda

Seyfettin ve Sıdıka Eser çiftinin, Lubeyne Zara adını verdikleri bir kız evlatları dünyaya geldi. Genç çifti ve dede ve anneanne olarak Hasan ve Nesibe Kaya’yı tebrik ediyor, bebeğe hayırlı ömürler diliyoruz.

ÔÔHollanda Cevher ve Muhammed

Demir çiftinin, Yaren Su adını verdikleri bir kız evlatları dünyaya geldi. Genç çifti, dede - anneanne olarak Seyrani ve Songül Turan’ı tebrik ediyor, bebeğe hayırlı ömürler diliyoruz.

ÔÔHollanda Uğur ve Ferhan Eren

çiftinin 1 Aralık 2015 tarihinde Erva adını verdikleri nur topu gibi bir kız çocukları dünyaya geldi. Türk İslam Kültür Dernekleri Federasyonu Genel Sekreteri ve ASBİR Hollanda Temsilcisi Göksel Soyugüzel'e dördüncü kez dedelik unvanı kazandıran

mahdumu Halid ile Osman ve Döndü Akça'nın kerimesi Ayşegül Akça 28 Kasım 2015 Cumartesi günü düzenlenen sade bir merasimle nişanlandıklarını ilan ettiler. Ayşegül ile Halid’i kutluyor, iki cihan saadeti diliyoruz.

ÔÔİlahiyatçı ve Birlik Camii hafızlık

kursu hocalarından Sevgili Mehmet Emin Dündar’ın mahdumu Ahmet Dündar ile İsmail Hakkı Kılıç'ın kerimesi Ayşe ile 1 Aralık 2015 Pazar günü düzenlenen sade bir düğün merasimi ile dünya evine girdiler. Ahmet ile Ayşe’yi kutluyor, iki cihan saadeti diliyoruz

ÔÔKazım ve Elmas Akkanoğlu’nun

ŞİFA DİLEĞİ ÔÔHollanda’nın duayen gazete-

cilerinden Sevgili İlhan Karaçay'ın kalple ilgili ciddi bir rahatsızlık sonucu müşahede altına alındığını üzülerek öğrenmiş bulunuyoruz. Hastamıza ve yakınlarına geçmiş olsun diyor, acil ve hayırlı şifalar diliyoruz.

ÔÔQfast Telecom BV. sahibi Sevgili Ömer Soner’in kıymetli babasının rahatsızlığı sonucu müşahede altına alındığını üzülerek öğrenmiş bulunuyoruz. Hastamıza ve yakınlarına geçmiş olsun diyor, acil ve hayırlı şifalar diliyoruz.

ÔÔSPIOR

Müdürü Sevgili Cihan Gerdan'ın ailece büyük bir kaza geçirdiğini üzülerek öğrenmiş bulunuyoruz. Gerdan ailesine ve yakınlarına geçmiş olsun diyor, acil ve hayırlı şifalar diliyoruz.

ÔÔDoğuş

mahdumu ve Birlik Camii Gençlik önceki başkanlarından Sevgili İrfan Akkanoğlu ile Cemil ve Hatice Sağlam’ın kerimesi Özlem 12 Aralık Cumartesi günü düzenlenen sade bir düğün merasimi ile dünya evine girdiler. Özlem ile İrfan’ı kutluyor, iki cihan saadeti diliyoruz.

Gazetesi yazarlarından Sevgili Hüseyin Kerim Ece’nin rahatsızlığını ve Sevgili Ergün Madak'ın rahatsızlığı sonucu hastanede müşahede altına alındığını ve başarılı bir operasyon geçirdiğini öğrenmiş bulunuyoruz. Hastalarımıza ve yakınlarına geçmiş olsun diyor, acil ve hayırlı şifalar diliyoruz.

ÔÔSV Nieuwe Utrecht Spor Kulübü

ÔÔRotterdam

emektarlarından Sevgili İmdat ve Bahçegül Soner’in mahdumu Kenan ile Shoukry Abd Elftah ve Jolanda van Leeuwenkamp’ın kerimesi Suemaya 26 Aralık 2015 Cumartesi günü düzenlenen sade bir merasimle nişanlandıklarını ilan ettiler. Sumaya ile Kenan’ı kutluyor, iki cihan saadeti diliyoruz.

Klasik Türk Sanat Müziği Korosu solistlerinden ve Hollanda Mehteran ekibinden Sevgili Mehmet Demirbaş’ın rahatsızlığı sonucu hastanede müşahede altına alındığını ve başarılı bir operasyon geçirdiğini öğrenmiş bulunuyoruz. Hastamıza ve yakınlarına geçmiş olsun diyor, acil ve hayırlı şifalar diliyoruz.

ÔÔRotterdam Birlik Camii önceki

ÔÔComputech firması sahibi Sevgili

yöneticilerinden Sevgili Mustafa ve Emine Çelikkaya’nın kerimesi ile Sühelya Can Mehmet ve Serpil İlgin’in mahdumu Mücahit Mustafa 20 Aralık Aralık Pazar günü düzenlenen sade bir düğün merasimi ile dünya evine girdiler. Özlem ile İrfan’ı kutluyor, iki cihan saadeti diliyoruz.

Cemal Özpınar’ın rahatsızlığı sonucu hastanede müşahede altına alındığını ve başarılı bir operasyon geçirdiğini öğrenmiş bulunuyoruz. Hastamıza ve yakınlarına geçmiş olsun diyor, acil ve hayırlı şifalar diliyoruz.

COLOFON

HABER

Hoofdredacteur (Genel Yayın Yönetmeni) İbrahim Karaman ibrahim @haber.nl Redactie: (Yayın Kurulu) Mehmet Güzelyurt Merve Karaman Rabia Karaman Rasim Gencer Selman Karaman Özlem Hasip Art Direction & Fotografie: Fatih Karaman fatih@haber.nl Advertenties: Office: 010-290 09 00 Nur Öztürk / nur@haber.nl 0641-22 68 79 Interviews & Correspondenten: Zeynel Abidin Kılıç Özlem Hasip Merve Karaman Ayşe Özkaya Keziban Karaçor Şüheda Karaman Repr. Amsterdam Fatih Uluçay Repr. Utrecht İbrahim Uzunosmanoğlu Repr. Eindhoven Ali Yücel Repr. Limburg Göksel Soyugüzel Muzaffer Bozaslan Repr. İstanbul Dr. Hüseyin Keleş Repr. Ankara Nuh Kaygısız Abonnementen: abone@haber.nl e-mail & website: info@haber.nl www.haber.nl

HABER GAZETESİ'NE ABONE OLMAK İSTİYORUM Adresinize gelsin, evinizde ya da işyerinizde rahat okuyun. Çocuklarınız okusun, sevdikleriniz okusun... Duyarsız kalmayın, çevrenizden haberiniz olsun... Adı - Soyadı / (Naam):

Posta Adresi / (Adres):

12 sayılık abone bedeli olan 35,- EURO’nun 1 defaya mahsus olmak üzere altta yazılı olan banka hesabımdan çekilmesine onay verdiğimi beyan ederim. Ondergetekende verleent hierbij tot wederopzegging machtiging aan: HABER om een bedrag af te schrijven van 35,- EURO eenmalig. indien u het niet eens bent met de afschrijving, kunt u binnen 30 dagen uw bank om terugboeking verzoeken.

Banka no / (Rek.nr.):

Tarih / (Datum): Posta Kodu ve şehir / (Postcode & Woonplaats ): İmza / (Handtekening): E-posta / (E-mail): of telefoon:

Yandaki bilgileri eksiksiz doldurup aşağıdaki e-mail ya da posta adresimize verilerinizi ulaştırdığınızda aboneliğiniz başlatılacaktır. İnternet sitemiz üzerinden de abone olabilirsiniz. www.haber.nl

Posta adresi: HABER Stolwijkstraat 47A 3079 DN Rotterdam

abone@haber.nl Tel: 010 -290 09 00


HABER

Genel yayın yönetmenimiz İbrahim Karaman, Bursa'da Levent Akçay ve Mehmet Akçay'ın işlettiği Enteras Restoran'ı ziyaret etti. Rotterdam'ın meşhur Kapsalon'unu Türkiye'ye götüren Levent Bey müşterilerin Kapsalon'u çok sevdiklerini ifade etti.

Gazetemizin editörlerinden Selman Karaman, İstanbul'da avukat ve yazar İsmail Küçükkılınç'ı ofisinde ziyaret etti. İsmail Küçükkılınç aynı zaman da tarihle ilgili iddialı yazılarıyla tanınıyor.

Hollanda Türk Federasyon Başkanı Murat Gedik, "Dünya Uygur Kongresi" Başkanı Rabia Kadir ile düzenledikleri Ülkü Buluşmaları proğramında hatıra fotoğrafı çektirdi. Proğramda 'Türk tarihinde devlet yapısı, saray kültürü ve emperyal vizyon' konulu bir sunum yapıldı.

ARALIK / DECEMBER 2015

Samsun Ak Parti Eski Milletvekili Musa Uzunkaya, gazetemizi Ankara'daki Akparti Genel Merkezi'nde beğeniyle inceledi. 3 dönem milletvekilliğinden sonra danışmanlık yapmaya başlayan Musa Uzunkaya, sık sık Ankara'da bulunuyor.

Tanınmış kuaforlerden Yeliz Kaya geçtiğimiz günlerde yeni bir eğitim döneminin ardından öğrencilerine bir final gecesi yaşattı. Öğrencilerin hepsi diplomalarını alırken, Yeliz Hanım emeği geçen çalışma arkadaşlarıyla objektiflere poz verdi.

30

Gazeteminiz köşe yazarlarından duayen gazeteci İlhan Karaçay abimiz geçtiğimiz günlerde bir rahatsızlıktan dolayı hastahanede tedavi gördü. Meslektaşı Veyis Güngör ve Türkevi Yönetim Kurulu Üyesi Kamil Saygı kendisini geçmiş olsun ziyaretinde bulundular. Biz de İlhan abimize geçmiş olsun diyor, uzun sağlıklı yıllar diliyoruz.

Rotterdam Başkonsolosluğu görevine yeni başlayan Sadin Ayyıldız'a TOVER işadamları derneği yonetim kurulu 'hayırlı olsun' ziyaretinde bulundu. Ziyarette Sadin Ayyıldız Hollanda'da yaşanan Türklerin birlik ve beraberliğine vurgu yaparken,TOVER Başkanı Durmuş Doğan dernek ve üyeler hakkında bilgi vererek ileride yapmayı planladıkları faaliyetleri anlattı. Ziyarete TOVER Başkanı Durmuş Doğan ve yönetim kurulu uyeleri Arzu Şenel, Fatih Ocak, Aydın Narin, Çağdaş Ertem, Savaş Akcay da iştirak etti.

Deniz Radyo sahibi Özcan Özbay'ın bu yıl ikincisini organize ettiği Okey Turnuvası Ottoman Sarnıç Restoran'da yoğun bir katılımla yapıldı. Hollanda'nın her tarafından gelen yaışmacılar, hem okey oynadı hem birbirleriyle hasbihal ettiler. HOTİAD Başkanı Hikmet Gürcüoğlu, İşadamları Adil Karakaya, Veysel Hut, Mehmet Terkivatan da turnuvaya katılanlar arasındaydı.


31

ARALIK / DECEMBER 2015

HABER

Gentle İncasso CEO'su Nuri Şekercan, Amsterdam Başkonsolosu Tolga Orkun'la MÜSİAD Hollanda'nın organize ettiği toplantıda hatıra fotoğrafı çektirdi. Amsterdam'ın tanınmış esnaflarından Nur Juwelier'in sahibi Nuri Konuksever, aynı zaman da Hollanda Safa Vakfı ile Hac ve Umre organizasyonları düzenliyor. Bu vesileyle sık sık Mekke ve Medine'ye giden Nuri Bey, Kabe'nin önünde bir hatıra fotoğrafı çektirdi.

TOV Arnhem İşverenler Derneği Başkanı Aziz Zeyrek, Arnhem'de yeni açılan Meltem Plaza'ya 'hayırlı olsun' ziyaretinde bulundu. Arnhem'in kıdemli basın yayın mensubu Mustafa Koyuncu ise hediye anını fotoğrafıyla ölümsüzleştirdi.

Pazar gününü Den Helder'daki mültecilere ayıran Nilgün Şahin ve arkadaşları, onların asıl ihtiyacı "İçten bir tebessüm, sıcak bir selam ve hatır soranlarla bir-iki kelam" deseler de, onlar için hediyeler hazırlayıp götürmeyi ihmal etmediler.

Göreme Ayran sahibi Mehmet Demirel bu kez de Hamburg'taydı. Göreme Ayran'ın yakında Hamburg'ta olacağınının müjdesini de vermiş oldu.

Vlasakkerloop maratonunun bir koşusu olan 'yarım maratona' geçen yıl da olduğu gibi bu yıl da Keskin Consult sponsor oldu. Hollanda'nın tek Türk isimli maratonu olan 'Keskin Yarım Maratonu başarıyla sonuçlandı. 'Keskin Halve Maraton' koşusunun yan sıra, 10 mil, 10 ve 5 kilometre, ve 1,2 ve 3 kilometre gençler koşusu var. Kardeş Harun Keskin de maraton koşucuları arasındaydı.

Adacams şirketinin vazgeçilmezleri Gökhan ve Harun Bey. Kendilerini her gün yeni bir yerde güvenlik kamera sistemleri takarken görebilirsiniz. Adacams Hollanda'nın o kadar çok yerinde Güvenlik kamera sistemleri taktı ki, artık gözü kapalı bir şekilde bu sistemleri takabiliyorlar.

mr. Rasim Küçükünal mw. mr. Dilek Küçükünal-Abotay Aile Hukuku

Çalışma ve İş Hukuku

Ceza Hukuku

Sosyal Güvenlik Hukuku

Çocuk Hukuku

Para tahsili ve icra takibi

Ticaret Hukuku

Uluslararası ihtiyati tedbir

www.kucukunal.nl Prof. Kamerlingh Onneslaan 154 3112 VM Schiedam M: info@kucukunal.nl T: 010 - 238 08 30 F: 010 - 238 08 31

Belediyeler veya SVB tarafından başlatılan, yurt dışı malvarlığı araştırma davalarında uzman avukatlık bürosu

Veenendaal Belediyesi Meclis Üyesi Gökhan Çoban, Veendenaal'daki mültecilerin barınakları için yardım etti. Kendi şehriyle gurur duyduğunu ifade eden Gökhan Çoban, yardımlardan sonra mülteci bir çocukla satranç oynadı.

Bu fotoğraf Gorinchem Belediyesi Meclis Üyesi İlhan Tekir'den geldi. Geldermalsen'da çıkan mülteci kampı kargaşasından sonra, Gorinchem halkı, HDV Gorinchem Süleyman Çelebi Camii'nin ders lokalinde, cami yetkilileri, kilise ve diğer kurumların katkılarıyla mültecilere kıyafet desteğinde bulundular.


HABER

ARALIK / DECEMBER 2015

ZAHET, Hollanda’da yaşayan yardıma ihtiyacı olan herkese hizmet veren bir sağlık kurumudur. Yabancılar için bakım hizmetini kolay erişilebilir yapıyoruz. Kültürel farklılıkları kabul ediyor, bir zenginlik olarak görüyoruz. Hizmetlerimizi hastaların kültürel farklılığını göz önüne alarak sunuyoruz. Hizmetlerimizde; hastaların dini inançlarına, ananevi gelenek ve alışkanlıklarına azami dikkat gösteriyoruz. Hastalarımıza kendi dillerinde hitap ederek, onları kendi evlerinde hissetmelerini sağlıyoruz. Daha fazla bilgi almak ve hizmetlerimizi yerinde görmek için, sizi BEEKUBBERGEN’deki bakımevimize bekliyoruz.

ile en T E H ZA r günle u l t u m lsun. sizin o

KENDİ DİLİNİZDE VE KÜLTÜRÜNÜZDE SAYGI, SEVGİ, ŞEFKAT VE KALİTE VAZGEÇİLMEZ PRENSİPLERİMİZ

Stichting ZAHET Verbindingsweg 13 6573 BS Beek-Ubbergen

T. 024-7630420 F. 024-7630421 E. info@zahet.nl


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.