Mevlid

Page 1



Süleyman Çelebi’nin Günümüzde Okunan

Mevlid-İ Şerifi Sivas Belediyesi Adına İmtiyaz Sahibi Mahir KUZUCU Belediye Başkan Yardımcısı Metin Denetimi Prof. Dr. Recep TOPARLI Başkan Danışmanı Sivas Belediyesi Tel : 444 58 44 bilgi@sivas.bel.tr

Bu yayın, Sivas Belediyesi Basın Yayın tarafından hazırlanmıştır. Grafik - Tasarım - Baskı Abm Grafikevi Tel:0346 223 72 77 - 221 75 35 www.abmgrafikevi.com Bu yayının bütün hakları Sivas Belediyesi’ne aittir. Basın Yayın ve Halkla ilişkiler Müdürlüğü tarafından bastırılmıştır.

1


Süleyman Çelebi

Ön Söz Türk milletinin hâkim olduğu topraklarda en çok bilinen ve okunan manzum eser, Süleyman Çelebi’nin 812/1409-1410 yılında kaleme aldığı ve Vesîletü’n-Necât adını verdiği Hz. Muhammed’in doğumunu ve hayatından bazı sahneleri anlatan mesnevisidir. Orta uzunlukta 750 beyit civarında bir hacme sahip olan bu eserin bazı bölümleri özel bir beste ile dinî törenlerde okunmak üzere muhtemelen mevlithanlar tarafından çıkarılmış, yüzyıllar içerisinde kısaltıla kısaltıla ortalama yüz - yüz elli beyitlik küçük bir mesneviye dönüşmüştür. Halk arasında Mevlid adıyla anılan bu küçük manzum eser çok sevilmiş, yazıldığı günden itibaren büyük bir rağbet görmüş, şöhreti günümüze kadar artarak devam etmiştir. Zaman içerisinde kutsal bir metin hüviyetini kazanan Mevlid; kandil gecelerinde, doğum ve ölümlerde, hacca gönderme ve askere uğurlama durumlarında, evlenme ve sünnet düğünlerinde okutulmuştur. Bu sebeple Türklerin yaşadığı yerlerde dünyayı, çevreyi ve içinde bulundukları toplumu kavramaya yeni yeni başlayan çocukların büyük çoğunluğunun ilk duyduğu manzum eserin Mevlid olduğunu söylemek abartılı bir ifade değildir. Hayatı hakkında fazla bilgi bulunmayan Bursalı Süleyman Çelebi tarafından 14. yüzyılın hemen başında mesnevi olarak telif edilen Mevlid Türk kültürü ve edebiyatı açısından mühim olduğu kadar Türk dili açısından da çok önemli bir eserdir. Türk dili üzerine araştırma yapan âlimlerce Eski Anadolu Türkçesi adı verilen döneme ait eserlerin en mühimlerinden birisi de Mevlid’dir. Türkçenin Anadolu’da yeni yeni kültür ve edebiyat dili olmaya başladığı devirde kaleme alındığı için bazı kelimeler ve ekler günümüzde arkaik duruma düşmüş, bu durum Mevlid’i okumada bazı yanlışlıklara sebep olmuş, buna bağlı olarak da anlaşılmasında bazı güçlükler doğurmuştur. Dinî ve kültürel törenlerde Mevlid’in beste ile okunması bu yanlış okumayı ve anlamayı daha da artırmıştır. 2


Mevlid-i Şerif

Türklerin Peygamber Efendimize duyduğu içten sevgiyi ve bağlılığı Türkçenin en muhteşem mısralarıyla dile getiren Mevlid’i Süleyman Çelebi tabii olarak yaşadığı dönemin edebî Türkçesi sayılan Eski Anadolu Türkçesi ile kaleme almıştır. Bu sebeple biz bu eseri halkın ve ilgili kişilerin rahat ve kolay okuyup anlayabilmeleri için Latin alfabesi ile yayımlamayı gerekli gördük. Latin alfabesine çevirirken Mevlid’in dil özelliklerini koruyarak Eski Anadolu Türkçesinin gramer yapısını olduğu şekliyle muhafaza etmeyi uygun bulduk. Mevlid’i kitaptan okumak isteyenlerin daha kolay anlayabilmeleri için her beytin altına bugünkü Türkçeye aktarılmış hâlini koyduk. Latin harflerine aktarılan Mevlid metninden dört - beş beyit ile bugünkü Türkçeye uyarlanan şeklini her açılan sayfanın sağına, asli harfleri ile karşılaştırmak isteyenler için de Arap alfabesi ile aynı sayfanın soluna yerleştirdik. Tarafımızdan yayımlanan Mevlid metni 215 beyittir. Bu metin oluşturulurken Rıza Efendi tarafından asli nüshaya bağlı kalınarak tashih edilen ve Mahmud Beg Matbaası’nda 1327 (1909/1910) yılında basılan Musahhah Mevlid-i Şerîf esas alınmış, gerekli görülen yerlerde Faruk Kadri Timurtaş’ın Kültür Bakanlığı tarafından 1980 yılında Bin Temel Eser Serisi içerisinde 3. Baskısı yapılan Süleyman Çelebi, Mevlid (Vesîletü’n-Necât) isimli eserinden ilgili beyitler eklenmiştir. Bu önemli eserin basımını gerçekleştiren Belediye Başkanımız Sami Aydın Bey’e kalbî şükranlarımı sunuyorum. Mevlid metninin okunmasında, günümüz Türkçesine aktarılmasında ve eserle ilgili diğer konularda değerli bilgilerine başvurduğum aziz dostum Prof. Dr. Hüseyin Akkaya ile eserin basımında emeği geçenlere teşekkür ediyorum. Prof. Dr. Recep TOPARLI

3


Süleyman Çelebi

Süleyman Çelebi ve Mevlidi (Vesîletü’n-Necât) Sözlükte “doğum yeri, doğum zamanı” anlamlarıına gelen mevlid kelimesi Türk edebiyatında yüzlerce şairin eser verdiği edebî bir türün adı olmuştur. Hz. Muhammed’in doğumu ve onun hayatından bazı kıssaları, Mirac mucizesini, vefatını anlatan manzum eserlere tür olarak mevlid adı verilmektedir. Esas itibarıyla Hazret-i Peygamber’in doğumunu anlatmak için kaleme alınan mevlidler, Türk edebiyatında en çok işlenen ve sevilen edebî türlerin başında gelir. Daha 16. yüzyılda tezkire sahibi Lâtifî yüzden fazla mevlid gördüğünü, eserinde ifade etmektedir. Sonraki asırlarda da pekçok şair tarafından farklı mevlid metinleri vücuda getirilmiştir. Ancak bunlardan hiçbiri Süleyman Çelebi’nin eseri kadar beğenilmemiş, çoğaltılmamış ve meclislerde okunmamıştır. Öyle ki “mevlid” denilince akla gelen ilk eser, onun edebî bir şaheser olarak kabul edilen Vesîletü’n-Necât’ı olmuştur. Türk edebiyatının en çok bilinen ve okunan manzum eserinin sahibi olmasına rağmen Süleyman Çelebi’nin ailesi ve hayatı hakkında sahip olduğumuz bilgiler oldukça azdır. Şairin 752-762 (1351/1352-1360/1361) yılları arasında Bursa’da doğduğu tahmin edilmektedir. Bazı kaynaklar onun, Sultan Murad Han’ın veziri İvaz Paşa’nın oğlu ve Atâyî’nin kardeşi; anne tarafından Şeyh Edebalı’nın oğlu ve Orhan Gazi’nin silah arkadaşı Şeyh Mahmud’un torunu olduğunu söylese de bu hususlar diğer kaynaklarca teyit edilmemiştir. Şairin nasıl bir eğitim aldığı, hangi medreselerde okuduğu da bilinmemektedir. Mevlid’in muhtevasından ve Bursa Ulu Camisi gibi önemli bir mabette imamlık vazifesini icra etmesinden iyi bir tahsil gördüğü anlaşılmaktadır.

4


Mevlid-i Şerif

Süleyman Çelebi’nin, “râhat-ı ervâh” terkibinin işaret ettiği 825/142122 yılında Bursa’da öldüğü kabul edilmektedir. Mezarı Bursa’da, Çekirge’ye mevkiine giden yol üzerindedir. Süleyman Çelebi’nin bilinen yegâne eseri, başta doğumu olmak üzere Hz. Muhammed’in hayatından bazı kısımların anlatıldığı, 812/14091410’da nazmedilen Vesîletü’n-Necât (Kurtuluş Vesilesi) isimli manzum mevlididir. Mesnevi nazım şekli ile aruz vezninin fâilâtün fâilâtün fâilün kalıbı kullanılarak yazılan Vesîletü’n-Necât, 750 beyit civarında, orta uzunlukta bir eserdir. Mevlid’deki ifadelerinden anlaşıldığı kadarıyla şair bu eserini yaşlılık yıllarında -Latîfî’nin ifadesine göre- Bursa Ulu Camisi’nde imamlık yaptığı yıllarda telif etmiştir. Şairin mevlidi yazma nedeni; camide Bakara suresinin 285. ayetini yanlış yorumlayan bir vaizin, peygamberler arasında bir fark bulunmadığını, bu sebeple Hz. Muhammed’in Hz. İsâ’dan ve diğer peygamberlerden üstün olmadığını söylemesidir. Hz. Peygamber’e samimiyetle bağlı olan şair bu sevginin asırları aşan bir tezahürü olarak Mevlidini nazmetmiştir. Sade, samimi bir Türkçe ile yazılan Süleyman Çelebi’nin Mevlidi, Türkçenin ve Türklerin hâkim olduğu her yerde yaygın bir şöhret kazanmış, hem halk hem de seçkin zümreler arasında büyük bir heyecanla okunmuştur. Başta Arapça, Arnavutça, Boşnakça, Çerkesçe olmak üzere değişik dillere çevrilen eser birçok şerhe de konu olmuş, sayısız kez yazma ve basma olarak çoğaltılmış, mevlid törenlerinde değişik makamlarla seslendirilmiştir. Vesîletü’n-Necât’a Türk insanının gösterdiği hüsn-i teveccühe, bugüne kadar başka hiçbir Türkçe eser ulaşabilmiş değildir.

5


Süleyman Çelebi

Kaynakça Ahmed: Mevlid, İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi, No. T 2314. Akkuş, Mehmet: “Vesîletü’n-Necât” Mevlid Külliyatı -Süleyman Çelebi Vesîletü’n-Necât ve Tercümeleri-, C. I, Editör Bilal Kemikli, İstanbul, Diyanet İşleri Başkanlığı Yay., 2016. Âşık Çelebi: Meşâ’irü’ş-Şu’arâ, haz. Filiz Kılıç, C. I, 1. bs., İstanbul, İstanbul Araştırmaları Enstitüsü Yay., 2010. Âşık Paşa: Garib-nâme, (Tıpkıbasım, karşılaştırmalı metin ve aktarma), haz. Kemal Yavuz, C. I/1, İstanbul, Türk Dil Kurumu Yay., 2000. Aymutlu, Ahmed: Süleyman Çelebi ve Mevlid-I Şerif, İstanbul, Berksoy Matbaası, 1958. Ersoy, Mehmed Âkif: Safahat, Altıncı Kitap, Âsım, haz. M. Ertuğrul Düzdağ, İstanbul, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Yay., 2008. Evliya Çelebi Seyahatnâmesi, haz. Zekeriya Kurşun-Seyit Ali KahramanYücel Dağlı, C, II, İstanbul, Yapı Kredi Kültür Sanat Yay., 1999. Firdevsî-i Rûmî: Kutb-nâme, haz. İbrahim Olgun-İsmet Parmaksızoğlu, Ankara, Türk Tarih Kurumu Yay., 1980. Hadislerle İslâm, C. I, 3. bs., Ankara, Diyanet İşleri Başkanlığı Yay., 2015. İsen, Mustafa: Künhü’l-Ahbâr’ın Tezkire Kısmı, Ankara, Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu, Atatürk Kültür Merkezi Yay., 1994. İsmail Belîğ: Güldeste-i Riyâz-ı İrfân, 1. bs., (Tıpkıbasım), Ankara, Anıl Matbaa, 1998. Kâtip Çelebi: Keşf el-Zünûn, haz. Şerafettin Yaltkaya-Kilisli Rıfat Bilge, Ankara, C. II, Türk Tarih Kurumu, 2014. Kemikli, Bilal: “Süleyman Çelebi ve Vesîletü’n-Necât” Mevlid Külliyatı -Süleyman Çelebi Vesîletü’n-Necât ve Tercümeleri-, C. I, Editör Bilal Kemikli, İstanbul, Diyanet İşleri Başkanlığı Yay., 2016.

6


Mevlid-i Şerif

Kocatürk, Vasfi Mahir: Büyük Türk Edebiyatı Tarihi, 3. bs., İstanbul, İstanbul Kültür Üniversitesi Yayınevi, 2016. Latîfî: Tezkiretü’ş-Şu’arâ ve Tabsıratü’n-Nuzamâ (İncelem-Metin), haz. Rıdvan Canım, Ankara, Atatürk Kültür Merkezi Başkanlığı Yay., 2000. Mehmed Tâhir: Osmanlı Müellifleri, C. II, [İstanbul], Matbaa-i Âmire, 1333. Okiç, M. Tayyib: “Çeşitli Dillerde Mevlidler ve Süleyman Çelebi Mevlidi’nin Tercemeleri”, Atatürk Üniversitesi İslâmî İlimler Fakültesi Dergisi, C. I, Erzurum, 1975. Pekolcay, A. Necla: “Mevlid”, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, C: XXIX, Ankara, Türkiye Diyanet Vakfı Yay., 2004. Pekolcay, Necla: “Süleyman Çelebi”, İslâm Ansiklopedisi, C. XI, 1. bs., İstanbul, Milli Eğitim Bakanlığı Devlet Kitapları Yay., 1970. Pekolcay, Necla: Süleyman Çelebi, Mevlid (Vesîletü’n-Necât), 1. bs., İstanbul, Dergâh Yay., 1980. Süleyman Çelebi: Mevlid (Vesîletü’n-Necât), haz. Necla Pekolcay, İstanbul, Dergâh Yay., 1980. Süleyman Çelebi: Vesîletü’n-Necât, Mevlid, haz. Ahmed Ateş, Ankara, Türk Dil Kurumu Yay., 1954. Şeyhoğlu Mustafa: Hurşîd-nâme (Hurşîd ü Ferahşâd), haz. Hüseyin Ayan, Erzurum, Atatürk Üniversitesi Yay., 1979. Timurtaş, Faruk Kadri: Süleyman Çelebi, Mevlid (Vesîletü’n-Necât), 3. bs., İstanbul, Kültür Bakanlığı Yay., Bin Temel Eser Serisi, 1980. Yelkenci, Raif: “İslâm Âleminde En Çok Okunan Türkçe Eser: Süleyman Çelebi’nin Mevlid Manzumesi”, En Son Dakika, 12 Ocak 1949. Ziya Paşa: Harâbât, [İstanbul], Matbaa-i Âmire, 1291.

7


‫‪Süleyman Çelebi‬‬

‫مناجات‬ ‫مفخر موجودات حضرت فخر عالم محمد مصطفى را‬ ‫صلوات‬ ‫هللا آدين ذكر ايده لم اوال‬ ‫واجب اولدر جمله ايشده هر قوله‬ ‫هللا آدين هر كيم اول اول اڭا‬ ‫هر ايشى آسان ايده هللا اڭا‬ ‫هللا آدى اولسه هر ايشك اوڭى‬ ‫هرگز ابتر اولمايه آنڭ صوڭى‬ ‫هر نفسده هللا آدين دى مدام‬ ‫هللا آديله اولور هر ايش تمام‬

‫‪8‬‬


Mevlid-i Şerif

Münâcât Mefhar-i Mevcûdât Hazret-i Fahr-i Âlem Muhammed Mustafâ-râ Salevât Varlıkların ve âlemin kendisiyle övündüğü Hazret-i Muhammed Mustafa’ya salavat getirelim. 1.

Allah adın zikr idelüm evvelâ Vâcib oldur cümle işde her kula

Öncelikle Allah’ın adını analım. Zira her işe Allah’ın adıyla başlamak gerekir. 2.

Allah adın her kim ol evvel ana Her işi âsân ide Allah ana

Allah, bir şeye adını anarak başlayanın işini kolaylaştırır. 3. Allah adı olsa her işün öni Hergiz ebter olmaya anun sonı Allah’ın adıyla başlanılan her iş kesinlikle sonuçsuz kalmaz. 4.

Allah adın her nefesde di müdâm Allah adıyla olur her iş tamâm

Her nefes alış verişte daima Allah’ın adını an. Zira her iş Allah’ın adıyla tamam olur.

9


‫‪Süleyman Çelebi‬‬

‫بركز هللا ديسه عشق ايله لسان‬ ‫دوكيلور جمله گنه مثل خزان‬ ‫اسم پاكين پاك اولور ذكر ايلين‬ ‫هر مراده ايريشور هللا ديين‬ ‫عشق ايله كل ايمدى هللا دييه لم‬ ‫درد ايله گوز ياش ايله آه ايده لم‬ ‫اوله كيم رحمت قيله اول پادشاه‬ ‫اول كريم و اول رحيم و اول اله‬ ‫بردر اول برلكينه شك يوقدرر‬ ‫گرچه ياڭلش سويلينلر چوقدرر‬

‫‪10‬‬


Mevlid-i Şerif

5.

Bir kez Allah dise aşk ile lisân Dökilür cümle güneh misl-i hazân

Dil aşk ile bir kez Allah dese, bütün günahlar sonbahar yaprakları gibi dökülür. 6.

İsm-i pâkin pâk olur zikr eyleyen Her murâda irişür Allah diyen

7.

Aşk ile gel imdi Allah diyelüm Derd ile göz yaş ile âh idelüm

8.

Gel, şimdi aşk ile Allah diyelim. Dert ile gözyaşı döküp ah edelin.

Ola kim rahmet kıla ol pâdişâh Ol Kerîm ü ol Rahîm ü ol İlâh

9.

Onun temiz adını anan arınır. Allah diyen her isteğine kavuşur.

Umulur ki kerim ve rahim olan o Allah rahmet eder.

Birdür ol birliğine şek yokdurur Gerçi yanlış söyleyenler çokdurur

Onun bir olduğu hususunda yanlış söyleyenler çok olsa da o Allah birdir, onun bir olduğunda herhangi bir şüphe yoktur

11


‫‪Süleyman Çelebi‬‬

‫جمله عالم يوغ ايكن اول وار ايدى‬ ‫يارادلمشدن غنى جبار ايدى‬ ‫وار ايكن اول يوغ ايدى انس و ملك‬ ‫عرش و فرش و آى و ڭون هم نه فلك‬ ‫صنع ايله بونلرى اول وار ايلدى‬ ‫برلگينه جمله اقرار ايلدى‬ ‫قدرتن اظهار ايدوب هم اول جليل‬ ‫برلگينه بونلرى قيلدى دليل‬ ‫اول ديدى بر كره وار اولدى جهان‬ ‫اولمه ديرسه محو اولور اول دم همان‬

‫‪12‬‬


Mevlid-i Şerif

10.

Cümle âlem yoğ iken ol var idi Yaradılmışdan ganî cebbâr idi

Hiçbir şey yokken o vardı. Hiçbir şeye ihtiyaç duymadan âlemi bir tertip ve düzen içerisinde yarattı. 11.

Var iken ol yoğ idi ins ü melek Arş ü ferş ü ay u gün hem nüh felek

O var iken insanlar, melekler, gök, yer, ay, güneş ve dokuz felek yoktu. 12.

Sun’ ile bunları ol var eyledi Birliğine cümle ikrâr eyledi

O bütün bunları örneksiz olarak yarattı. Onlar da onun birliğini tasdik ettiler. 13. Kudretin izhâr idüp hem ol Celîl Birliğine bunları kıldı delîl O yüce yaratıcı kudretini gösterip bütün bunları birliğine delil olarak ortaya koydu. 14.

Ol didi bir kerre var oldı cihân Olma dirse mahv olur ol dem hemân

Bir kere “ol” deyince kâinat var oldu. “Olma” dese o anda her şey yok olur.

13


‫‪Süleyman Çelebi‬‬

‫بارى نه حاجت قيله وز سوزى چوق‬ ‫بردر هللا اندن ارتق تڭرى يوق‬ ‫حشره دك گر دينيلورسه بو كالم‬ ‫نيجه حشر اوله بو اولمايه تمام‬ ‫گر ديلرسز بوله سز اوددن نجات‬ ‫عشق ايله درد ايله ايدڭ الصالت‬

‫‪14‬‬


Mevlid-i Şerif

15.

Bâri ne hâcet kılavuz sözi çok Birdür Allah andan artuk Tanrı yok

Sözü uzatmaya ne gerek var. Allah birdir, ondan başka Tanrı yok 16. Haşre dek ger dinilürse bu kelâm Nice haşr ola bu olmaya tamâm Bu söz mahşere kadar denilse de mahşer gerçekleştiğinde dahi söylenilmeye devam edilecek. 17.

Ger dilersiz bulasız oddan necât Aşk ile derd ile idün es-salat

Eğer cehennem ateşinden kurtulmak istiyorsanız aşk ile, içiniz yanarak Peygamberimize salat ü selam getirin.

15


‫‪Süleyman Çelebi‬‬

‫اى عزيزلر اوشده باشالرز سوزه‬ ‫بر وصيت قيالرز اال سزه‬ ‫اول وصيت كيم ديرم هر كيم طوته‬ ‫مسك گبى قوقوسى جانلرده توته‬ ‫حق تعالى رحمت ايليه اڭا‬ ‫كيم بنى بر دعا ايله آڭا‬ ‫هر كه ديلر بو دعاده بولينه‬ ‫فاتحه احسان ايده بن قولينه‬

‫‪16‬‬


Mevlid-i Şerif

1.

Ey azîzler uşda başlaruz söze Bir vasiyyet kılaruz illâ size

Ey azizler! İşte söze başlıyoruz. Bu vasiyetimizi ancak size yaparız. 2.

Ol vasiyyet kim direm her kim tuta Misk gibi kokusı cânlarda tüte

Söylediğim bu vasiyeti kim yerine getirirse o tavsiyenin miske benzeyen kokusu canlarda tütsün. 3.

Hak Teâlâ rahmet eyleye ana Kim beni ol bir duâ ile ana

Kim beni bir dua ile anarsa Hak Teala ona rahmet eylesin 4.

Her ki diler bu duâda bulına Fâtiha ihsân ide ben kulına

Bu duada bulunmayı dileyen kimse bana bir Fatiha okusun.

17


‫‪Süleyman Çelebi‬‬

‫فصل فى تسلسل انتقال نورالنبى عليه اكمل التحيات‬ ‫حق تعالى چون ياريتدى آدمى‬ ‫قيلدى آدمله مزين عالمى‬ ‫آدمه قيلدى فرشتهلر سجود‬ ‫هم آڭا چوق قيلدى اول لطف اسى جود‬ ‫مصطفى نورينى آلننده قودى‬ ‫بيل حبيبم نوريدر بو نور ديدى‬ ‫قيلدى اول نور آنڭ آلننده قرار‬ ‫قالدى آنڭ ايله نيجه روزگار‬ ‫صوڭره حوا آلننه نقل ايتدى بيل‬ ‫طوردى آنده داخى نيجه آى و ييل‬ ‫‪18‬‬


Mevlid-i Şerif

FASLÜN FÎ-TESELSÜLİ İNTİKÂLİ NÛRİ’N-NEBİYYİ ALEYHİ EKMELÜ’T-TAHİYYÂT 5.

Hak Teâlâ çün yaratdı Âdem’i Kıldı Âdem’le müzeyyen âlemi

Cenab-ı Hak Hz. Âdem’i yaratınca bütün kâinatı onunla süsledi. 6.

Âdem’e kıldı feriştehler sücûd Hem ana çok kıldı ol lutf ıssı cûd

Melekler Hz. Âdem’e secde ettiler. Lütfu bol olan Allahu Teala ona pek çok ihsanda bulundu. 7. Mustafâ nûrını alnında kodı Bil Habîbüm nûrıdur bu nûr didi Hz. Muhammed Mustafa’nın nurunu Hz. Âdem’in alnına koyup “Bu nur, Habibimin nurudur, bil” dedi. 8. Kıldı ol nûr anun alnında karâr Kaldı anun ile nice rûzigâr O nur, Hz. Âdem’in alnında karar kılıp uzun bir zaman onunla kaldı. 9. Sonra Havvâ alnına nakl itdi bil Turdı anda dahı nice ay u yıl Cenab-ı Hak daha sonra o nuru Hz. Havva’nın alnına nakl ettiğini, orada aylarca ve yıllarca kaldığını bil. 19


‫‪Süleyman Çelebi‬‬

‫شيت طوغدى آڭا نقل ايتدى بو نور‬ ‫آنڭ آلننده تجلى قيلدى نور‬ ‫ايردى ابراهيم و اسماعيله هم‬ ‫سوز اوزانور گر قاالنين دير ايسم‬ ‫اشبو رسم ايله مسلسل متصل‬ ‫تا اولنجه مصطفايه منتقل‬ ‫گلدى چون اول رحمة للعالمين‬ ‫واردى نور آنده قرار ايتدى همين‬ ‫گر ديلرسز بوله سز اوددن نجات‬ ‫عشق ايله درد ايله ايدڭ الصالت‬

‫‪20‬‬


Mevlid-i Şerif

10. Şit toğdı ana nakl itdi bu nûr Anun alnında tecellî kıldı nûr Hz. Şit doğduğunda bu nuru ona nakl etti ve bu nur onun alnında parıldadı. 11. İrdi İbrâhîm ü İsmâîl’e hem Söz uzanur ger kalanın dir isem Bu nur, Hz. İbrahim’e ve Hz. İsmail’e ulaştı. Eğer devamını söylersem söz çok uzar. 12. İşbu resm ile müselsel muttasıl Tâ olınca Mustafâ´ya müntakil Hz. Muhammed Mustafa’ya gelinceye kadar bu şekilde peş peşe, silsileyi takip ederek geldi. 13. Geldi çün ol Rahmeten li’l-âlemîn Vardı nûr anda karâr itdi hemîn Hz. Muhammed âlemlere rahmet olarak geldiğinde o nur hemen varıp onda karar kıldı. 14. Ger dilersiz bulasız oddan necât Aşk ile derd ile idün es-salat Eğer cehennem ateşinden kurtulmak istiyorsanız aşk ile, içiniz yanarak Peygamberimize salat ü selam getirin.

21


‫‪Süleyman Çelebi‬‬

‫شفيع العصاة فى يوم العرصات حضرت احمد‬ ‫ومحمود و محمد مصطفارا صلوات‬ ‫آمينه خاتون محمد آنه سى‬ ‫اول صدفدن طوغدى اول در دانه سى‬ ‫چونكه عبداللهدن اولدى حامله‬ ‫وقت ايرشدى هفته و ايام ايله‬ ‫هم محمد گلمسى اولدى يقين‬ ‫چوق عالمتلر بلوردى گلمدين‬ ‫اول ربيع االول آيى نيجه سى‬ ‫اون ايكنجى گيجه اثنين گيجه سى‬

‫‪22‬‬


Mevlid-i Şerif

Şefîu’l-usât fi yevmi’l-arasât Hazreti-i Ahmed ü Mahmûd u Muhammed Mustafâ-râ salevât Arasat Günü’nde asilerin şefaatçisi olan Ahmed, Mahmut, Mustafa adlarıyla da anılan Hz. Muhammed’e salat ü selam getirelim. 1.

Âmine Hatun Muhammed anesi Ol sadefden toğdı ol dür dânesi

Hz. Muhammed’in annesi Âmine Hatun’dur; o inci tanesi o sadeften doğmuştur. 2.

Çünki Abdullah’dan oldı hâmile Vakt irişdi hefte vü eyyâm ile

3.

Hem Muhammed gelmesi oldı yakın Çok alâmetler belürdi gelmedin

4.

Abdullah’tan hamile oldu. Hafta ve günler geçip doğum vakti yaklaştı.

Hz. Muhammmed’in doğumu yaklaştığında daha o gelmeden birçok alamet görüldü.

Ol Rebîü’l-evvel ayı nicesi On ikinci gice isneyn gicesi

Rebiü’l-Evvel ayının on ikinci gecesi Pazartesi günüydü.

23


‫‪Süleyman Çelebi‬‬

‫اول گيجه كيم طوغدى اول خيرالبشر‬ ‫آنه سى آنده نه لر گوردى نه لر‬ ‫ديدى گوردم اول حبيبڭ آنه سى‬ ‫برعجب نور كيم گونش پروانه سى‬ ‫برق اوروب چيقدى اومدن ناگهان‬ ‫گوكلره دك نورايله طولدى جهان‬ ‫گوكلر آچلدى و فتح اولدى ظلم‬ ‫اوچ ملك گوردم النده اوچ علم‬ ‫برى مشرق برى مغربده آنڭ‬ ‫برى طامنده ديكلدى كعبه نڭ‬

‫‪24‬‬


Mevlid-i Şerif

5.

Ol gice kim toğdı ol hayrü’l-beşer Anesi anda neler gördi neler

O gece insanların hayırlısı doğdu. Annesi o gece neler neler gördü! 6.

Didi gördüm ol Habîb’ün anesi Bir aceb nûr kim güneş pervânesi

Habibullah’ın annesi; “Güneşin, kendisine pervane kesildiği bir nur gördüm.” dedi. 7.

Berk urup çıkdı evümden nâgehân Göklere dek nûr ile toldı cihân

8.

O nur, ansızın evimden şimşek gibi çakıp çıktı. Bütün kâinat o nurla doldu.

Gökler açıldı vü feth oldı zulem Üç melek gördüm elinde üç alem

Gökler açılıp ardından karanlıklar aydınlandığında ellerinde bayrak olan üç melek gördüm. 9.

Biri maşrık biri mağribde anun Biri tamında dikildi Ka’be’nün

Onlardan biiri doğuda, biri batıda idi; bir diğeri de Kâbe’nin damında dikilip durdu.

25


‫‪Süleyman Çelebi‬‬

‫اينديلر گوكدن ملكلر صف صف‬ ‫كعبه گبى قيلديلر اوم طواف‬ ‫گلدى حوريلر بولك بولك بغور‬ ‫يوزلرى نورندن اوم طولدى نور‬ ‫هم هوا اوزره دوشندى بر ملك‬ ‫آدى سندس دوشه ين آنى ملك‬ ‫چون گورندى بڭا بو ايشلر عيان‬ ‫حيرت ايچره قلمش ايدم بن همان‬

‫‪26‬‬


Mevlid-i Şerif

10.

İndiler gökden melekler saf saf Ka’be gibi kıldılar evüm tavâf

11.

Geldi hûrîler bölük bölük buğur Yüzleri nûrından evüm toldı nûr

12.

Daha sonra huriler bölük bölük geldiler, onların yüzlerinin nurundan evim nurla doldu.

Hem havâ üzre döşendi bir döşek Adı Sündüs döşeyen anı melek

13.

Gökten melekler sar saf indiler ve evimi Kâbe gibi tavaf ettiler.

Havaya, bir melek tarafından Sündüs adlı bir yatak serildi

Çün göründi bana bu işler ayân Hayret içre kalmış idüm ben hemân

Bana bu işler apaçık göründüğü anda ben çok şaşırmıştım.

27


‫‪Süleyman Çelebi‬‬

‫ياريلوب ديوار چيقدى ناگهان‬ ‫اوچ بيله حورى بڭا اولدى عيان‬ ‫بعضلر ديرلركه اول اوچ دلبرڭ‬ ‫آسييدى برى اول مه پيكرڭ‬ ‫برى مريم خاتون ايدى آشكار‬ ‫بريسى هم حوريلردن بر نگار‬ ‫گلديلر لطف ايله اول اوچ مه جبين‬ ‫ويرديلر بڭا سالم اول دم همين‬ ‫چوره يانمه گلوب اوطورديلر‬ ‫مصطفايى بربرينه موشتيلر‬

‫‪28‬‬


Mevlid-i Şerif

14. Yarılup dîvâr çıkdı nâgehân Üç bile hûrî bana oldı ayân Duvar ansızın yarıldı ve üç huri bana birlikte göründü. 15. Ba’zılar dirler ki ol üç dilberün Âsiye´ydi biri ol mehpeykerün Bazıları o üç dilberden birinin, ay yüzlü Asiye olduğunu söylerler. 16. Biri Meryem Hatun idi âşikâr Birisi hem hûrîlerden bir nigâr Birinin Meryem Hatun olduğu belliydi. Birisi de güzel bir huri idi 17. Geldiler lutf ile ol üç meh-cebîn Virdiler bana selâm ol dem hemîn Alınları ay gibi olan o üç huri geldiler ve bana hemen nazaketle selam verdiler. 18. Çevre yanuma gelüp oturdılar Mustafâ’yı birbirine muştılar Gelip yanıma oturdular. Mustafa’yı birbirlerine müjdelediler. 29


‫‪Süleyman Çelebi‬‬

‫ديديلر اوغلڭ گبى هيچ بر اوغول‬ ‫ياراديال لى جهان گلمش دگل‬ ‫بو سنڭ اوغلڭ گبى قدرى جميل‬ ‫بر آنايه ويرمه مشدر اول جليل‬ ‫اولو دولت بولدڭ اى دلدار سن‬ ‫طوغيسردر سندن اول خلقى حسن‬ ‫بو گلن علم لدن سلطانيدر‬ ‫بو گلن توحيد و عرفان كانيدر‬ ‫بو گلن عشقينه دور ايدر فلك‬ ‫يوزينه مشتاقدر انس او ملك‬

‫‪30‬‬


Mevlid-i Şerif

19.

Didiler oğlun gibi hiçbir oğul Yaradılalı cihân gelmiş değül

Cihan yaradıldığı günden beri senin oğlun gibi hiçbir oğul dünyaya gelmedi.

20. Bu senün oğlun gibi kadri cemîl Bir anaya virmemişdür ol Celîl Yüce Allah, hiçbir anaya senin bu oğlun gibi değerli bir evlat vermemiştir. 21. Ulu devlet buldun ey dildâr sen Toğısardur senden ol hulkı hasen Ey gönüllerin sevgilisi Amine! Büyük bir saadet elde ettin. Güzel ahlakla donatılmış Hz. Muhammed senden doğacaktır. 22. Bu gelen ilm-i ledün sultânıdur Bu gelen tehvîd ü irfân kânıdur Bu gelen, Tanrı sırlarını öğreten ilmin sultanıdır. Bu gelen, Allah’ı bilmenin ve birlemenin kaynağıdır. 23.

Bu gelen aşkına devr ider felek Yüzine müştâkdur ins ü melek

Gökler bu gelenin aşkı sebebiyle dönerler. İnsanlar ve melekler onun yüzünü görmeyi çok isterler.

31


‫‪Süleyman Çelebi‬‬

‫بو گيجه اول گيجه در كيم اول شريف‬ ‫نور ايله عالملرى ايلر لطيف‬ ‫بو گيجه دنيايى اول جنت قيلور‬ ‫بو گيجه اشيايه حق رحمت قيلور‬ ‫بو گيجه شادان اولور ارباب دل‬ ‫بو گيجه يه جان ويرراصحاب دل‬ ‫رحمةً للعالميندر مصطفى‬ ‫هم شفيع المذنبيندر مصطفى‬ ‫وصفنى بو رسمه ترتيب ايتديلر‬ ‫اول مبارك نوره ترغيب ايتديلر‬

‫‪32‬‬


Mevlid-i Şerif

24. Bu gice ol gicedür kim ol şerîf Nûr ile âlemleri eyler latîf Bu gece öyle bir gecedir ki, o şerefli peygamber âlemleri nurla aydınlatır. 25. Bu gice dünyâyı ol cennet kılur Bu gice eşyâya Hak rahmet kılur O, bu gece teşrifiyle dünyayı cennete çevirir. Cenab-ı Hak bu gece bütün eşyayı rahmetiyle kuşatır. 26.

Bu gice şâdân olur erbâb-ı dil Bu giceye cân virür ashâb-ı dil

Gönül sahibi kimseler bu gece sevinirler. Onlar bu gece için canlarını verirler.

27. Rahmeten li’l-âlemîndür Mustafâ Hem şefîü’l-müznibîndür Mustafâ Hz. Muhammed Mustafa âlemler için bir rahmettir, hem de günahkârlara şefaat edendir. 28. Vasfını bu resme tertîb itdiler Ol mübârek nûra tergîb itdiler Hz. Muhammed’in sıfatlarını bu şekilde sıraladılar. Böylece o mübarek nurun gelişin büyük bir iştiyakla beklediler.

33


‫‪Süleyman Çelebi‬‬

‫آمينه ايدر چو وقت اولدى تمام‬ ‫كيم وجوده گله اول خيراالنام‬ ‫صوصدم غايت حرارتدن قاتى‬ ‫صونديلر بر جام طولوسى شربتى‬ ‫شربتى قرشومده طوتدى حوريلر‬ ‫بونى سڭا ويردى هللا ديديلر‬ ‫قاردن آق ايدى وهم صوغوق ايدى‬ ‫لذتى داخى شكرده يوق ايدى‬ ‫ايچدم آنى اولدى جسمم نوره غرق‬ ‫ايده مزدم نوردن كندومى فرق‬

‫‪34‬‬


Mevlid-i Şerif

29. Âmine eydür çü vakt oldı tamâm Kim vücûda gele ol Hayrü’l-enâm Vakit tamam olduğunda Hz. Âmine, “İnsanların en hayırlısı dünyaya gelecek.” dedi. 30. Susadum gâyet harâretten katı Sundılar bir câm tolusı şerbeti Hz. Âmine: “Şiddetli hararetten çok susadım. Bir bardak şerbeti bana ikram ettiler.” dedi. 31. Şerbeti karşumda tutdı hûriler Bunı sana virdi Allah didiler Hz. Âmine şöyle dedi: “Huriler şerbeti bana sundular ve bunu sana Allah verdi dediler.” 32.

Kardan ak idi vü hem soğuk idi Lezzeti dahı şekerde yok idi

Kardan beyazdı ve aynı zamanda soğuktu. Lezzeti de şekerde bile yoktu.

33. İçdüm anı oldı cismüm nûra gark İdemezdüm nûrdan kendümi fark Onu içtim, bütün vücudumu nur kapadı. Kendimi nurdan fark edemedim.

35


‫‪Süleyman Çelebi‬‬

‫گلدى بر آق قوش قناديله روان‬ ‫آرقامى صيغادى قوتله همان‬ ‫طوغدى اول ساعتده اول سلطان دين‬ ‫نوره غرق اولدى سموات و زمين‬ ‫صلوا عليه و سلموا تسليما‬ ‫حتى تنالوا جنةً ونعيما‬ ‫الصلوة والسالم عليك يا رسول هللا‬ ‫الصلوة والسالم عليك يا حبيب هللا‬ ‫الصلوة والسالم عليك يا سيداالولين واآلخرين‬

‫‪36‬‬


Mevlid-i Şerif

34. Geldi bir akkuş kanadıyla revân Arkamı sığadı kuvvetle hemân O anda bir akkuş geldi ve kanadıyla sııtımı kuvveetlice sıvazladı. 35.

Toğdı ol sâatde ol sultân-ı dîn Nûra gark oldı semâvât u zemîn

36.

O vakit dinin sultanı doğdu. Yeri ve göğü nur kapladı.

Sallû aleyhi ve sellimû teslîmâ Hattâ tenâlû cenneten ve naîmâ

Peygamber Efendimize teslim olarak salat ve selam getiriniz. Ta ki cennetin naim katına erişesiniz.

Es-salâtü ve’s-selâmü aleyke yâ Resûlallah Es-salâtü ve’s-selâmü aleyke yâ Habîballah Es-salâtü ve’s-selâmü aleyke yâ Seyyide’l-evvelîne ve’l-âhirîn Ey Allah’ın Resulü! Selat ve selam senin üzerine olsun. Ey Allah’ın Habibi! Selat ve selam senin üzerine olsun. Ey önce gelenlerin ve sonra gelecek olanların efendisi! Salat ve selam senin üzerine olsun.

37


‫‪Süleyman Çelebi‬‬

‫يارادلمش جمله اولدى شادمان‬ ‫غم گيدوب عالم يڭيدن بولدى جان‬ ‫جمله ذرات جهان ايدوب ندا‬ ‫چاغريشوبن ديديلر كيم مرحبا‬ ‫مرحبا اى عالى سلطان مرحبا‬ ‫مرحبا اى كان عرفان مرحبا‬ ‫مرحبا اى سر فرقان مرحبا‬ ‫مرحبا اى درده درمان مرحبا‬ ‫مرحبا اى بلبل باغ جمال‬ ‫مرحبا اى آشناى ذوالجالل‬

‫‪38‬‬


Mevlid-i Şerif

1. Yaradılmış cümle oldı şâdumân Gam gidüp âlem yeniden buldı cân Yaradılmışların tamamı sevince gark oldu. Sıkıntılar gitti, kâinat yeniden canlandı. 2.

Cümle zerrât-ı cihân idüp nidâ Çağrışuban didiler kim merhabâ

3.

Merhabâ ey âlî sultân merhabâ Merhabâ ey kân-ı irfân merhabâ

4.

Merhaba ey yüce sultan merhaba! Merhaba ey irfanın kaynağı merhaba!

Merhabâ ey sırr-ı Furkân merhabâ Merhabâ ey derde dermân merhabâ

5.

Cihan zerre zerre dile gelip seslenerek hep bir ağızdan “merhaba” dedi.

Merhaba ey Kur’an’ın sırrı merhaba! Merhaba ey derde derman merhaba!

Merhabâ ey bülbül-i bâğ-ı Cemâl Merhabâ ey âşinâ-yı Zü’l-celâl

Merhaba ey güzellik bağının bülbülü! Merhaba ey celal sahibi yüce Allah’ın dostu merhaba!

39


‫‪Süleyman Çelebi‬‬

‫مرحبا اى ماه وخورشيد خدا‬ ‫مرحبا اى حقدن اولمايان جدا‬ ‫مرحبا اى عاصى امت ملجائى‬ ‫مرحبا اى چاره سزلر اشفعى‬ ‫مرحبا اى جان باقى مرحبا‬ ‫مرحبا عشاقه ساقى مرحبا‬ ‫مرحبا اى قرة العين خليل‬ ‫مرحبا اى خاص محبوب جليل‬ ‫مرحبا اى رحمة للعالمين‬ ‫مرحبا سنسين شفيع المذنبين‬

‫‪40‬‬


Mevlid-i Şerif

6. Merhabâ ey mâh u hûrşîd-i Hudâ Merhabâ ey Hak’dan olmayan cüdâ Merhaba ey Allah’ın bize ay ve güneş olarak gönderdiği peygamber! Merhaba ey Cenab-ı Hak’tan hiçbir zaman ayrı olmayan peygamber! 7. Merhabâ ey âsî ümmet melcei Merhabâ ey çâresüzler eşfai Merhaba ey asi olan ümmetin sığınağı olan peygamber! Merhaba ey çaresizlere en çok şefaat edecek olan peygamber! 8. Merhabâ ey cân-ı bâkî merhabâ Merhabâ uşşâka sâkî merhabâ Merhaba ey ebedî olan can, merhaba! Âşıklara sakilik yapan peygamber merhaba! 9.

Merhabâ ey kurretü’l-ayn-ı Halîl Merhaba ey hâs-ı mahbûb-ı Celîl

10.

Merhabâ ey rahmeten li’l-âlemîn Merhabâ sensin şefîu’l-müznibîn

Merhaba ey İbrahim Peygamber’in göz aydınlığı olan peygamber! Merhaba ey yüce Allah’ın sevgililerinin en seçkini olan peygamber!

Merhaba ey âlemlere rahmet olarak gönderilen peygamber! Günahkârlara şefaat edecek olan sensin, merhaba!

41


‫‪Süleyman Çelebi‬‬

‫مرحبا اى پادشاه دو جهان‬ ‫سنڭ ايچون اولدى كون ايله مكان‬ ‫اى جمالى گون يوزى بدرمنير‬ ‫اى قمو دوشمشلره سن دستگير‬ ‫دستگيريسين قمو افتاده نڭ‬ ‫هم پناهى بنده و آزاده نڭ‬ ‫اى گوڭللر دردينڭ درمانى سن‬ ‫اى يارادلمشلرڭ سلطانى سن‬ ‫سنسين اول سلطان جمله انبيا‬ ‫نورچشم اوليا و اصفيا‬

‫‪42‬‬


Mevlid-i Şerif

11

Merhabâ ey pâdişâh-ı dü-cihân Senün içün oldı kevn ile mekân

12

Ey cemâli gün yüzi bedr-i münîr Ey kamu düşmişlere sen dest-gîr

13

Bütün düşkünlerin eliden tutansın. İster köle olsun ister hür olsun herkesin sığınağı da sensin.

Ey gönüller derdinün dermânı sen Ey yaradılmışlarun sultânı sen

15

Ey cemali güneşe, yüzü nurlu aya benzeyen peygamber! Ey bütün düşkünlerin elinden tutan peygamber!

Dest-gîrisin kamu üftâdenün Hem penâhı bende vü âzâdenün

14

Merhaba ey iki cihanın padişahı! Varlık ile mekân senin için yaradıldı.

Ey gönüller derdinin dermanı olan peygamber! Ey yaradılmışların sultanı olan peygamber!

Sensin ol sultân-ı cümle enbiyâ Nûr-ı çeşm-i evliyâ vü asfiyâ

Sen, bütün peygamberlerin sultanısın Sen, velilerin ve gönüllerini saflaştıranların gözlerinin nurusun.

43


‫‪Süleyman Çelebi‬‬

‫اى رسالت تختينڭ سن خاتمى‬ ‫اى نبوت مهرينڭ سن خاتمى‬ ‫چونكه نورڭ روشن ايتدى عالمى‬ ‫گل جمالڭ گلشن ايتدى عالمى‬ ‫اولدى زائل ظلمت جهل و ضالل‬ ‫بولدى باغ معرفت عين كمال‬ ‫ياحبيب هللا بزه امداد قيل‬ ‫صوڭ نفس ديدارڭ ايله شاد قيل‬ ‫گر ديلرسز بوله سز اوددن نجات‬ ‫عشق ايله درد ايله ايدڭ الصالت‬

‫‪44‬‬


Mevlid-i Şerif

16 Ey risâlet tahtınun sen hâtemi Ey nübüvvet mührinün sen hâtemi Ey peygamberlik tahtının son sahibi olan peygamber! Sen, peygamberlik mührünün yüzüğüsün. 17

Çünki nûrun rûşen itdi âlemi Gül cemâlün gülşen itdi âlemi

Senin nurun kâinatı aydınlattığında, gül yüzün de âlemi gül bahçesine çevirdi. 18

Oldu zâil zulmet-i cehl ü dalâl Buldı bâğ-ı ma’rifet ayn-ı kemâl

Sapkınlığın ve cehaletin karanlığı kayboldu. Marifet bahçesi kemale erdi. 19

Yâ Habîballah bize imdâd kıl Son nefes dîdârun ile şâd kıl

Ey Allah’ın sevgilisi! Bize yardım et. Son nefesimizde yüzünü göstererek bizi mutlu et. 20

Ger dilersiz bulasız oddan necât Aşk ile derd ile idün es-salât

Cehennem ateşinden kurtulmak dilerseniz aşk ile dert ile peygambere salat getirin.

45


‫‪Süleyman Çelebi‬‬

‫چونكه اول محبوب رحمن و رحيم‬ ‫قيلدى دنيايى جمالندن نعيم‬ ‫بربرينه موشتواليو هر ملك‬ ‫رقصه گيردى شوق وشاديدن فلك‬ ‫اشبو هيبتدن آمينه خوب رو‬ ‫بر زمان عقلى گيدوب گلدى گيرو‬ ‫گوردى گيتمش حوريلر هيچ كيمسه يوق‬ ‫گورمدى اوغلن تضرع قيلدى چوق‬ ‫حوريلر آلدى تصور قيلدى اول‬ ‫حيرت ايچره چوق تفكر قيلدى اول‬

‫‪46‬‬


Mevlid-i Şerif

21.

Çünki ol mahbûb-ı Rahmân u Rahîm Kıldı dünyâyı cemâlinden naîm

O peygamber, Rahman ve Rahim olan Allah’ın sevgilisi olduğu için dünyayı yüzünün güzelliğiye naim cennetine döndürdü. 22.

Birbirine muştulayu her melek Raksa girdi şevk ü şâdîden felek

Her bir melek diğerine peygamberi müjdeleyince gökler de sevinç ve mutluluktan dönmeye başladılar. 23.

İşbu heybetden Âmîne hûb-rû Bir zamân aklı gidüp geldi girü

Bu olağanüstü hadiseden dolayı güzel yüzlü Âmine Hatun’un aklı bir anlığına gitti, geri geldi. 24.

Gördi gitmiş hûrîler hiç kimse yok Görmedi oğlın tazarru’ kıldı çok

Âmine Hatun gördü ki huriler gitmiş, hiç kimse yoktur; oğlunu da göremeyince çok gözyaşı döktü. 25.

Hûrîler aldı tasavvur kıldı ol Hayret içre çok tefekkür kıldı ol

O, oğlunu hurilerin alıp götürdüğünü düşündü. Şaşkınlıkla derin düşüncelere daldı.

47


‫‪Süleyman Çelebi‬‬

‫چوره يانن استيو قيلدى نظر‬ ‫گوردى كيم بر كوشه ده خيرالبشر‬ ‫شويله بيت اللهه قرشو اول رسول‬ ‫يوز يره اورمش و سجده قيلمش اول‬ ‫سجده ده باشى ديلى تحميد ايدر‬ ‫هم گتورمش پارمغين توحيد ايدر‬ ‫دپرنور دوداقلرى سويلر كالم‬ ‫آڭاليامادم نه ديردى اول همام‬ ‫قوالغم آغزينه اوردم ديڭلدم‬ ‫سويلديگى سوزى اول دم آڭالدم‬

‫‪48‬‬


Mevlid-i Şerif

26.

Çevre yanın isteyü kıldı nazar Gördi kim bir köşede Hayrü’l-beşer

27.

Şöyle Beytullâh’a karşu ol Resûl Yüz yire urmuş u secde kılmış ol

28.

Etrafını görmek için bakındığında insanların en hayırlısı olan oğlunu bir köşede gördü.

O peygamber Kâbe’ye karşı yüzünü yere koyup secdeye varmış.

Secdede başı dili tahmîd ider Hem götürmiş parmağın tehvîd ider

O peygamber, secdede diliyle Allah’a hamd ediyordu. Parmağını da kaldırarak Allah’ı birliyordu. 29.

Deprenür dudakları söyler kelâm Anlayamadum ne dirdi ol hümâm

Dudaklarını kımıldatarak konuşurdu. Ancak ben onun ne dediğini anlayamadım. 30.

Kulağum ağzına urdum dinledüm Söylediği sözi ol dem anladum

Kulağımı ağzına tutup dinlediğimde söylediği sözü hemen anladım.

49


‫‪Süleyman Çelebi‬‬

‫ديركه اى مولى يوزم طوتدم سڭا‬ ‫يا الهى امتم ويرگل بڭا‬ ‫امتم ديدى سگا چون مصطفا‬ ‫وير صلوات سنده اڭا بول صفا‬ ‫گر ديلرسز بوله سز اوددن نجات‬ ‫عشق ايله درد ايله ايدڭ الصالت‬

‫‪50‬‬


Mevlid-i Şerif

31.

Dir ki ey Mevlâ yüzüm tutdum sana Yâ ilâhî ümmetüm virgil bana

Ey Allahım! Yüzümü sana çevirdim. Ya ilahi! Ümmetimi benim için bağışla! 32.

Ümmetüm didi sana çün Mustafâ Vir salavât sen de ana bul safâ

Mademki Hz. Muhammed Mustafa sana ümmetim dedi, sen ona salavat getir ve gönül huzuruna eriş. 33.

Ger dilersiz bulasız oddan necât Aşk ile derd ile idün es-salât

Cehennem ateşinden kurtulmak dilerseniz aşk ile dert ile peygambere salat getirin.

51


‫‪Süleyman Çelebi‬‬

‫صاحب الحلة والتاج و راكب البراق فى ليلة المعراج‬ ‫حضرت احمد و محمود و محمد مصطفايه صلوات‬

‫گل برو اى عشق اودينه يانيجى‬ ‫كندويى معشوقه عاشق صانيجى‬ ‫ديڭله گل معراجن او ل شاهڭ عيان‬ ‫عاشق ايسڭ عشق اودينه طورمه يان‬ ‫بردوشنبه گيجه سى تحقيق خبر‬ ‫ليلۀ قدرايدى اول گيجه مگر‬ ‫اول همايون بخت و اول قدرى يوجه‬ ‫ام هانى خانه سى ايدى گيجه‬

‫‪52‬‬


Mevlid-i Şerif

Sâhibü’l-hulleti ve’t-tâc ve râkibü’l-burâkı fî leyleti’l-mi’râc Hazret-i Ahmed ü Mahmûd ü Muhammed Mustafâ’ya salevât Taç ve hırka sahibi, Miraç Gecesi’nde Burak’ın binicisi olan; en çok hamd eden, övülmüş Hazret-i Muhammed Mustafa’ya salavat getirelim. 1. Gel berü ey aşk odına yanıcı Kendüyi ma’şûka âşık sanıcı Ey kendini aşk ateşine yandığını ve sevgiliye âşık olduğunu zanneden! Beri gel. 2. Dinlegil mi’râcın ol şâhun ayân Âşık isen aşk odına turma yan O şahın miracını açık açık dinle! Eğer âşıksan hiç durma, aşk ateşine yan! 3.

Bir düşenbih gicesi tahkîk-haber Leyle-i Kadr idi ol gice meğer

4.

Sağlam rivayetlere göre o gece, Kadir Gecesi olduğu kabul edilen bir pazartesi gecesi idi.

Ol hümâyûn-baht u ol kadri yüce Ümmü Hânî hânesi idi gice

Bahtı mübarek ve kadri yüce olan Peygamber, o gece Ebu Talib’in kızı olan Ümmü Hani’nin evindeydi.

53


‫‪Süleyman Çelebi‬‬

‫آنده ايكن ناگهان اول يوزى آق‬ ‫جنته وار ديدى جبرائيله حق‬ ‫بر مرصع تاج آل حله كمر‬ ‫هم دخى آل بر براق معتبر‬ ‫اول حبيبمه ايلت بنسون آنى‬ ‫عرشمى سير ايلسون گورسون بنى‬ ‫جبرئيل چون جنته واردى روان‬ ‫گوردى كيم بى حد براق اوتالر همان‬ ‫ايچلرنده بر براق آغلرقتى‬ ‫ييمز ايچمز قالمامش هيچ طاقتى‬

‫‪54‬‬


Mevlid-i Şerif

5

Anda iken nâgehân ol yüzi ak Cennete var didi Cebrâîl’e Hak

O yüzü ak olan Efendimiz orada iken Cenab-ı Hak Cebrail’e cennete git, dedi. 6

Bir murassa’ tâc al hulle kemer Hem dahı al bir Burâk-ı mu’teber

Cennetten değerli taşlarla süslenmiş bir tac ile hırka, kemer ve itibarı yüksek Burak’ı al, getir. 7

Ol Habîbüme ilet binsün anı Arşumı seyr eylesün görsün beni

8

O Burak’ı Habibime götür, binsin. Arşımı seyretsin ve beni görsün.

Cebreîl çün cennete vardı revân Gördi kim bî-had Burâk otlar hemân

Cebrail, cennete vardığında orada çok sayıda otlayan Burak gördü. 9

İçlerinde bir Burâk ağlar katı Yimez içmez kalmamış hîç tâkati

Yiyip içmediği için hiç takati kalmamış bir Burak, çok ağlamaktaydı.

55


‫‪Süleyman Çelebi‬‬

‫گوزلرندن ياشى جيحون ايلمش‬ ‫جگرينى دردايله خون ايلمش‬ ‫ديدى جبرائيل ندر آغالد وغڭ‬ ‫حزن ايله جان و جگر داغالد وغڭ‬ ‫باقى يولداشڭ ييوب ايچوب گزر‬ ‫سن ايڭيلرسين دى جانڭ نه سزر‬ ‫ديدى قرق بيڭ ييلدرر كيم يا امين‬ ‫عشقدر بڭا ييمك ايچمك همين‬ ‫ناگهان بر اون ايشتدى قوالغم‬ ‫اول زماندن بيلمزم صولم صاغم‬

‫‪56‬‬


Mevlid-i Şerif

10.

Gözlerinden yaşı Ceyhûn eylemiş Ciğerini derd ile hûn eylemiş

Gözyaşları Ceyhun Nehri gibi çağlamış; derdinden dolayı ciğeri kanla dolmuş. 11.

Didi Cebrâil nedür ağladuğun Hüzn ile cân u ciğer dağladuğun

Cebrail: Neden ağlıyor, hüzünle canını ve ciğerini dağlıyorsun? dedi. 12.

Bâkî yoldaşun yiyüp içüp gezer Sen inilersin de cânun ne sezer

Diğer yoldaşların yiyip içip gezdiği hâlde sen inliyorsun. Ne hissettiğini söyle. 13.

Didi kırk bin yıl durur kim yâ Emîn Aşkdur bana yemek içmek hemîn

Ey emin olan Cebrail! Kırk bin yıldan beri yiyip içmememin sebebi aşktır. 14.

Nâgehân bir ün işitdi kulağum Ol zamândan bilmezem solum sağum

Kulağıma ansızın bir ses geldi. O zamandan beri solumu sağımı bilmez oldum.

57


‫‪Süleyman Çelebi‬‬

‫يا محمد ديو بن چاغرديلر‬ ‫بر صدا برله كه يوركلر دلر‬ ‫اول زماندن بيلمزم كيم نولمشم‬ ‫اول آدڭ اسسينه عاشق اولمشم‬ ‫يورگم ايچنده اريدى ياغم‬ ‫عاشق اولدى گورمدين بو قوالغم‬ ‫جنتى باشمه عشقى طار ايدر‬ ‫ايشمى ليل ونهار اوش زار ايدر‬ ‫گرچه ظاهر جنت ايچره طورورم‬ ‫معنيده نارين عذابن ڭوررم‬

‫‪58‬‬


Mevlid-i Şerif

15.

Yâ Muhammed diyüben çağırdılar Bir sedâ birle ki yürekler deler

Yürekleri delen bir seda ile “Ey Muhammed” diyerek çağırdılar. 16. Ol zamândan bilmezem kim n’olmışam Ol adun ıssına âşık olmışam O zamandan beri ne olduğumu bilmiyorum. O adın sahibine âşık olmuşum. 17.

Yüreğüm içinde eridi yağum Âşık oldı görmedin bu kulağum

Yüreğimin yağı eridi. Görmeden kulağım, ona âşık oldı 18.

Cenneti başuma aşkı tar ider İşümi leyl ü nehâr uş zâr ider

Onun aşkı cenneti başıma dar eder. İşte bu sebeple gece gündüz ağlamaktayım. 19.

Gerçi zâhir cennet içre tururam Ma’nîde nârın azâbın görürem

Her ne kadar görünüşte cennetteyim ama gerçekte cehennem azabı içindeyim.

59


‫‪Süleyman Çelebi‬‬

‫گر ايره مزسم وصالينه آنڭ‬ ‫ايديسرم تركينى جان و تنڭ‬ ‫جبرئيل ديدى براقه اى براق‬ ‫ويردى حق مقصودڭى قيلمه فراق‬ ‫كيمده كيم عشقڭ نشانى واردرر‬ ‫عاقبت معشوقه آنى ايرگورر‬ ‫گل برو معشوقڭه ايرگوره يم‬ ‫يورگڭ زخمينه مرهم اوره يم‬ ‫آلدى جبرائيل براقى اول زمان‬ ‫تا جناب احمده گلدى همان‬

‫‪60‬‬


Mevlid-i Şerif

20. Ger iremezsem visâline anun İdiserem terkini cân ü tenün Eğer ona kavuşamazsam ruhumu ve bedenimi terk edeceğim. 21.

Cebreîl didi Burâk’a ey Burâk Virdi Hak maksûdunı kılma firâk

Cebrail Burak’a dedi ki:”Ey Burak! Cenab-ı Hak senin dileğini verdi, artık ağlama” 22.

Kimde kim aşkun nişânı var-durur Âkıbet ma’şûka anı irgürür

23.

Kimde aşkın nişanı varsa en sonunda onu sevgiliye ulaştırır.

Gel berü ma’şûkuna irgüreyim Yüreğün zahmına merhem urayım

Beri gel, sevdiğine götüreyim. Kalbindeki yaraya merhen süreyim. 24.

Aldı Cebrâîl Burâk’ı ol zamân Tâ cenâb-ı Ahmed’e geldi hemân

O zaman Cebrail, Burak’ı alıp hemen Hazret-i Ahmed’in huzuruna geldi.

61


‫‪Süleyman Çelebi‬‬

‫حق سالم ايتدى سڭا اى مصطفا‬ ‫كيم مبارك خاطرڭ بولسون صفا‬ ‫ديدى كيم گلسون قونقالرم آنى‬ ‫عرشمى سير ايلسون گورسون بنى‬ ‫بو گيجه ظاهر اولور اسرار حق‬ ‫گوستريسردر سڭا ديدار حق‬ ‫زمزمه يله طولدى كون ايله مكان‬ ‫عرشه واردى ديديلر فخرجهان‬ ‫هم سكز جنت قپوسين آچديلر‬ ‫يولڭ اوستينه جواهر صاچديلر‬

‫‪62‬‬


Mevlid-i Şerif

25.

Hak selâm itdi sana ey Mustafâ Kim mübârek hâtırun bulsun safâ

Ey Mustafa! Mübarek gönlün sefa bulsun diye Cenab-ı Hak sana selam söyledi. 26.

Didi kim gelsün konuklaram anı Arşumı seyr eylesün görsün beni

27.

“Huzuruma gelsin, arşımı seyretsin, beni görsün.” dedi.

Bu gice zâhir olur esrâr-ı Hak Gösteriserdür sana dîdâr-ı Hak

Bu gece Hakk’ın sırları sana açılacak, Cenab-ı Hak sana cemalini gösterecek. 28. Zemzemeyle toldı kevn ile mekân Arşa vardı didiler Fahr-ı cihân Bütün kâinat güzel bir seda ile dolunca, cihanın övüncü olan Hazret-i Muhammed arşa ulaştı, dediler. 29. Hem sekiz cennet kapusın açdılar Yolun üstine cevâhir saçdılar Geçtikleri yollara cevherler saçıp cennetin sekiz kapısını açtılar, 63


‫‪Süleyman Çelebi‬‬

‫گل گيده لم حضرته يا مصطفا‬ ‫منتظردر آنده اصحاب صفا‬ ‫سڭا جنتدن گتوردم بر براق‬ ‫دعوت رحمندر اى نور حق‬ ‫طوردى ييرندن هماندم مصطفا‬ ‫قودى تاجى باشينه اول پر صفا‬ ‫چكدى اول دمده براقى جبرئيل‬ ‫اوڭينه دوشدى اڭا اولدى دليل‬ ‫طرفة العين ايچره سلطان امم‬ ‫گلدى قدسه ايردى و بصدى قدم‬

‫‪64‬‬


Mevlid-i Şerif

30. Gel gidelüm hazrete yâ Mustafâ Muntazırdur anda ashâb-ı safâ Ey Mustafa! Gel, huzura gidelin. Gönlü saf olanlar, orada seni beklemektedir. 31. Sana cennetden getürdüm bir Burâk Da’vet-i Rahmân’dur ey nûr-ı Hak Sana cennetten bir Burak getirdim. Ey Cenab-ı Hakk’ın nur olarak yarattığı Hazret-i Muhammed! Bu sana Rahman olan Allah’ın davetidir. 32.

Turdı yirinden hemân-dem Mustafâ Kodı tâcı başına ol pür-safâ

Mustafa hemen yerinden kalktı, sevinçle tacı başına koydu. 33.

Çekdi ol demde Burâk’ı Cebreîl Önine düşdi ana oldı delîl

Cebrail Burak’ı o anda çekti. Kılavuz olaak önüne düştü. 34.

Tarfetü’l-ayn içre sultân-ı ümem Geldi Kuds’e irdi vü basdı kadem

O ümmetlerin sultanı göz açıp kapayıncaya kadar Kudüs’e ayak bastı.

65


‫‪Süleyman Çelebi‬‬

‫انبيا ارواحى قرشو گلديلر‬ ‫مصطفايه جمله اكرام قيلديلر‬ ‫پس گچوب محرابه اول خيراالنام‬ ‫انبيا ارواحينه اولدى امام‬ ‫ايكى ركعت قيلدى اقصى ده نماز‬ ‫اويله امر ايتمش ايدى اول بى نياز‬ ‫گوردى گوك اهلى عبادتده قمو‬ ‫هر برى بر دورلو طاعتده قمو‬ ‫كيمى تسبيح و كيمى تحميد اوقور‬ ‫كيمى تهليل و كيمى تمجيد اوقور‬

‫‪66‬‬


Mevlid-i Şerif

35. Enbiyâ ervâhı karşu geldiler Mustafâ’ya cümle ikrâm kıldılar Peygamberlerin ruhları Mustafa’yı karşılayıp hepsi ona ikramda bulundular. 36.

Pes geçüp mihrâba ol Hayrü’l-enâm Enbiyâ ervâhına oldı imâm

Yaratılmışların en hayırlısı, mihraba geçip peygamberlerin ruhlarına imam oldu. 37.

İki rek’at kıldı Aksâ’da namâz Öyle emr itmiş idi ol bî-niyâz

Mescid-i Aksa’da iki rekât namaz kıldı. Hiçbir şeye ihtiyaç duymayan Allah öyle emretmişti. 38.

Gördi gök ehli ibâdetde kamu Her biri bir dürlü tâatde kamu

Gök ehlinin tamamının ibadet etmekte olduğunu gördü. Onların her biri farklı şekillerde ibadet etmekteydiler. 39.

Kimi tesbîh ü kimi tahmîd okur Kimi tehlîl ü kimi temcîd okur

Bazısı “sübhanallah”, bazısı “elhamdülillah” bazısı “lailaheillallah” diyordu. Bazısı da Allah’ı yücelten sözleri tekrar ediyordu.

67


‫‪Süleyman Çelebi‬‬

‫كيم قيام ايچره كيمى قيلمش ركوع‬ ‫كيمى حقه سجده قيلمش باخشوع‬ ‫كيميسينى عشق حق آلمشدرر‬ ‫واله و حيران و مست قالمشدرر‬ ‫هپ گوك اهلى جمله قارشو گلديلر‬ ‫مصطفايه خيلى اكرام قيلديلر‬ ‫مرحبا بك يا محمد ديديلر‬ ‫آى شفاعت اسى احمد ديديلر‬ ‫هربرى قوتلوالدى معراجنى‬ ‫ديدى اوروندڭ سعادت تاجنى‬

‫‪68‬‬


Mevlid-i Şerif

40.

Kim kıyâm içre kimi kılmış rükû’ Kimi Hakk’a secde kılmış bâ-huşû’

Bazısı kıyamdaydı, bazısı rükû ediyordu. Bazısı da huşu ile Allah’a secde etmekteydi. 41. Kimisini aşk-ı Hak almış-durur Vâlih ü hayrân ü mest kalmış-durur Bazısını Allah aşkı sarmıştı; hayret içerisinde hayran ve sarhoş bir biçimde kendilerinden geçmişlerdi. 42. Hep gök ehli cümle karşu geldiler Mustafâ’ya hayli ikrâm kıldılar Gök ehlinin tamamı Hazret-i Muhanmed’i karşılayıp pek çok ikramda bulundular. 43. Merhaben bik yâ Muhammed didiler Ey şefâat ıssı Ahmed didiler Ey Muhammed, ey şafaat sahibi Ahmed! Sana selam olsun dediler. 44. Her biri kutluladı mi’râcını Didi urundun saâdet tâcını Her biri miracını tebrik ederek, “Saadet tacını takındın.” dedi.

69


‫‪Süleyman Çelebi‬‬

‫اول گيجه طورمدى جوالن ايلدى‬ ‫شويله كيم افالكى سيران ايلدى‬ ‫هربرندن درلو حكمت گوردى اول‬ ‫تاكه واردى سدره يه ايرشدى اول‬ ‫جبرئيلڭ طوراغيدر اول مقام‬ ‫نه فلك تاكيم طوتاليدن نظام‬ ‫قالدى جبرائيل مقامنده همين‬ ‫ديدى آڭا رحمة للعالمين‬ ‫بيلمزم بو يوللرى بن نيده يم‬ ‫كيم غريبم بونده قنده گيده يم‬

‫‪70‬‬


Mevlid-i Şerif

45. Ol gice turmadı cevlân eyledi Şöyle kim eflâki seyrân eyledi O gece hiç durmadan hareket etti. Öyle ki bütün gökleri gezip dolaştı. 46.

Her birinden dürlü hikmet gördi ol Tâ ki vardı Sidre’ye irişdi ol

Sidre’ye ulaşıncaya kadar her yerde çeşitli hikmetler gördü. 47.

Cebreîl’ün turağıdur ol makâm Nüh felek tâ kim tutalıdan nizâm

O makam, dokuz kat gök felek yaratıldığından beri Hazret-i Cebrai’in durup kaldığı yerdir. 48.

Kaldı Cebrâîl makâmında hemîn Didi ana Rahmeten li’l-âlemîn

Hazret-i Cebrail o makamda kaldığında âlemlere rahmet olarak gönderilen Peygamberimiz ona şöyle dedi: 49. Bilmezem bu yolları ben n’ideyim Kim garîbem bunda kanda gideyim Ben bu yolları bimiyorum, ne yapayım? Buraların yabancısıyım, nereye gideyim?

71


‫‪Süleyman Çelebi‬‬

‫جبرئيل ديدى رسوله اى حبيب‬ ‫صانمه غل بو يرده سن سنى غريب‬ ‫سنڭ ايچون يارادلدى نه فلك‬ ‫انس وجن وحوروجنت هم ملك‬ ‫بونده ختم اولدى بنم سيرانگهم‬ ‫ماوراسندن دخى يوق آگهم‬ ‫بڭا بويله امر ايدوبدر ذوالجالل‬ ‫آچمه يم بن بوندن اوته پروبال‬ ‫گر گچم بر ذره دڭلو ايلرو‬ ‫يانارم باشدن آياغه اى اولو‬

‫‪72‬‬


Mevlid-i Şerif

50. Cebreîl didi Resûl’e ey Habîb Sanmagıl bu yirde sen seni garîb Cebrail Hazret-i Peygamber’e: Ey Allah’ın sevgilisi! Burada sen kendini yabancı olarak zannetme. 51. Senün içün yaradıldı nüh felek İns ü cinn ü hûr u cennet hem melek Dokuz kat gök, insanlar, cinler, huriler, melekler ve cennet senin için yaratıldı. 52. Bunda hatm oldı benüm seyrângehüm Mâverâsından dahı yok âgehüm Benim yolculuğum burada bitti. Daha ötesini bilmiyorum. 53. Bana böyle emr idüpdür Zü’l-celâl Açmayam ben bundan öte perr ü bâl Celal sahibi olan yüce Allah, bundan öteye kanat açıp geçmememi emretti. 54.

Ger geçem bir zerre denlü ilerü Yanaram başdan aşağa ey ulu

Ey ulu zat! Eğer buradan biraz ileri geçersem baştan aşağa yanarım.

73


‫‪Süleyman Çelebi‬‬

‫ديدى جبرائيله اول فخر جهان‬ ‫پس مقامنده طور ايمدى سن همان‬ ‫چون ازلده بڭا عشق اولدى دليل‬ ‫يانارايسم يانه يم بن اى خليل‬ ‫راه عشقده كيم صاقنور جانينى‬ ‫اول قچن گورسه گرك جانانينى‬ ‫راه عشقى صانمه غافل سرسرى‬ ‫بلكه كمتر نسنه در ويرمك سرى‬ ‫گر ديلرسز بولو سز اوددن نجات‬ ‫عشق ايله درد ايله ايدڭ الصالت‬

‫‪74‬‬


Mevlid-i Şerif

55 Didi Cebrâîl’e ol Fahr-ı Cihân Pes makâmında tur imdi sen hemân Cihanın kendisiyle övündüğü Hazret-i Muhammed, Cebrail’e: Öyle ise sen şimdi burada dur.” dedi. 56

Çün ezelde bana aşk oldı delîl Yanar isem yanayım ben ey Halîl

Ey dost! Mademki aşk ezelde bana kılavuz oldu. Bırak beni, yanarsam yanayım. 57

Râh-ı aşkda kim sakınur cânını Ol kaçan görse gerek cânânını

Aşk yolunda canını feda etmekten çekinen kimsenin, cananını görmesi mümkün değildir. 58

Râh-ı aşkı sanma gâfil serserî Belki kemter nesnedür virmek seri

59

Ey serseri! Aşk yolunu değersiz sanma. O yalda başını vermek bile çok az bir şeydir.

Ger dilersiz bulasız oddan necât Aşk ile derd ile idün es-salât

Eğer cehennem ateşinden kurtulmak istiyorsanız aşk ile, içiniz yanarak Peygamberimize salat ü selam getirin

75


‫‪Süleyman Çelebi‬‬

‫فصل فى ظهور رفرف‬ ‫سويلشوركن جبرئيل ايله كالم‬ ‫گلدى رفرف اوڭنه ويردى سالم‬ ‫آلدى اول شاه جهانى اول زمان‬ ‫سدره دن گوتوردى و گيتدى همان‬ ‫بر فضا اولدى او دمده رونما‬ ‫نه مكان وار آنده نه ارض وسما‬ ‫كيم نه خاليدرنه مالى اول محل‬ ‫عقل او فكر ايتمز او حالى فهم او حل‬ ‫رفع اولوب اول شاهه يتمش بيڭ حجاب‬ ‫نور توحيد آچدى وجهندن نقاب‬

‫‪76‬‬


Mevlid-i Şerif

FASLÜN FÎ ZUHÛRİ REFREF 60.

Söyleşürken Cebreîl ile kelâm Geldi Refref önine virdi selâm

Hazret-i Cebrail ile konuşurken Refref önüne geldi ve selam verdi. 61.

Aldı ol şâh-ı cihânı ol zamân Sidre’den götürdi vü gitdi hemân

Cihanın padişahı olan Hazret-i Peygamberi o anda Sidre’den alıp götürdü. 62.

Bir fezâ oldı o demde rû-nümâ Ne mekân var anda ne arz u semâ

O anda orada yer, gök ve mekânın olmadığı bir boşluk gözüktü. 63. Kim ne hâlîdür ne mâlî ol mahal Akl u fikr itmez o hâli fehm ü hal 64.

O yer ne doludur ne boştur; akıl ve fikir o durumu anlayamaz ve kavrayamaz.

Ref ’ olup ol şâha yetmiş bin hicâb Nûr-ı tevhîd açdı vechinden nikâb

Hazret-i Peygamber için yetmiş bin perde kaldırıldı. Tevhit nuru, yüzünden örtüyü açtı. 77


‫‪Süleyman Çelebi‬‬

‫هربريسندن گچركن ايلرو‬ ‫امر اولندى يا محمد گل برو‬ ‫چون قموسينى گوروب گچدى اوته‬ ‫واردى ايرشدى اول اولو حضرته‬ ‫شش جهتدن اول منزه ذوالجالل‬ ‫بى كم او كيف آڭا گوستردى جمال‬ ‫ذاتا ً اول سلطان مازاغ البصر‬ ‫ايلمشدى حقه تخصيص نظر‬ ‫آشكاره گوردى رب العزتى‬ ‫آخرتده اويله گورر امتى‬

‫‪78‬‬


Mevlid-i Şerif

65. Her birisinden geçerken ilerü Emr olundı yâ Muhammed gel berü O perdelerin her birisinden ileri geçerken: Ey Muhammed! Daha beri gel diye emrolundu. 66. Çün kamusını görüp geçdi öte Vardı irişdi ol ulu Hazret’e Hepsini görüp daha öteye geçtiğinde, varıp Cenab-ı Allah’a kavuştu. 67. Şeş cihetden ol münezzeh Zü’l-celâl Bî-kem ü keyf ana gösterdi cemâl Altı yönden (sağ, sol, ön arka, alt ve üst) münezzeh olan celal sahibi yüce Allah, sayıya ve niteliğe sığmayan güzelliğini ona gösterdi. 68. Zâten ol sultân-ı mâ zâğa’l-basar Eylemişdi Hakk’a tahsîs-i nazar Gözü gördüğünden şaşmayan Yüce Peygamber, zaten nazarını Allah’a yöneltmişti. 69. Âşikâre gördi Rabbü’l-izzeti Âhiretde öyle görür ümmeti Yüce Allah’ı apaçık gördü. Ümmeti de ahirette öyle görecektir.

79


‫‪Süleyman Çelebi‬‬

‫بى حروف او لفظ و صوت اول پادشاه‬ ‫مصطفايه سويلدى بى اشتباه‬ ‫ديدى كيم محبوب و مطلوبڭ بنم‬ ‫سوديگڭ جان ايله معبودڭ بنم‬ ‫گيجه گوندز طورميوب ايستديگڭ‬ ‫نوله كيم گورسم جمالين ويدگڭ‬ ‫گل حبيبم سڭا عاشق اولمشم‬ ‫جمله خلقى سگا بنده قيلمشم‬ ‫نه مرادڭ وارايسه قيلم روا‬ ‫ايله يم بردرده بيڭ درلو دوا‬

‫‪80‬‬


Mevlid-i Şerif

70.

Bî-hurûf u lafz u savt ol pâdişâh Mustafâ’ya söyledi bî-iştibâh

O yüce Allah hiçbir şüpheye mahal bırakmayacak bir biçimde; harfsiz, sözsüz ve sessiz Peygamberimizle konuştu. 71.

Didi kim mahbûb u matlûbun benem Sevdüğün cân ile ma’bûdun benem

“Candan sevdiğin, muhabbet beslediğin ve talep ettiğin mabudun benim.” dedi. 72.

Gice gündüz turmayup istedüğün N’ola kim görsem cemâlin didüğün

73.

“Gece gündüz sürekli olarak istediğin, keşke cemalini görsem dediğin (mabudun benim” dedi)

Gel Habîbüm sana âşık olmışam Cümle halkı sana bende kılmışam

Gel habibim. Sana âşık olmuşum; bütün halkı sana bağlı kılmışım. 74.

Ne murâdun var ise kılam revâ Eyleyem bir derde bin dürlü devâ

Ne isteğin varsa yerine getireyim. Bir derde bin türlü deva yaratayım.

81


‫‪Süleyman Çelebi‬‬

‫مصطفا ديدى ايا رب رحيم‬ ‫اى خطاپوش او عطاسى چوق كريم‬ ‫اول ضعيف امتلرم حالى نوله‬ ‫حضرتڭه نيجه آنلر يول بوله‬ ‫گيجه گوندز ايشلرى عصيان قمو‬ ‫قورقرم كه ييرلرى اوله طمو‬ ‫يا الهى حضرتڭدن حاجتم‬ ‫بودرر كيم اوله مقبول امتم‬ ‫حق تعالى دن ايرشدى بر ندا‬ ‫يا محمد بن سڭا قيلدم عطا‬

‫‪82‬‬


Mevlid-i Şerif

75.

Mustafâ didi eyâ Rabb-i Rahîm Ey hatâ-pûş u atâsı çok kerîm

Peygamberimiz, “Ey rahim, hataları örten, ihsanı çok olan Rabbim!” dedi. 76.

Ol zaîf ümmetlerüm hâli n’ola Hazretüne nice anlar yol bula

“O zayıf ümmetlerimin hâli ne olacak? Onlar senin katına nasıl girecekler?” dedi. 77. Gice gündüz işleri isyân kamu Korkaram ki yirleri ola tamu Gece gündüz isyan içinde oldukları için onların cehennneme gitmelerinden korkuyorum.” dedi. 78.

Yâ İlâhî hazretünden hâcetüm Bu-durur kim ola makbûl ümmetüm

“Ey Allahım! Senden isteğim şudur: Ümmetim senin katında makbul olanlardan olsun.” dedi. 79. Hak Teâlâ’dan irişdi bir nidâ Yâ Muhammed ben sana kıldum atâ Hak Teala’dan, “Ey Muhammed! Ben senin isteğini verdim.” nidası geldi.

83


‫‪Süleyman Çelebi‬‬

‫امتڭى سڭاويردم اى حبيب‬ ‫جنتمى آنلره قيلدم نصيب‬ ‫اى حبيبم نه در اول كيم ديله دڭ‬ ‫برآوج طوپراغه منت ايلدڭ‬ ‫بن سڭاعاشق اوليجق اى شريف‬ ‫سنڭ اولمزمى دوعالم اى لطيف‬ ‫ذاتمه مرآت ايدندم ذاتڭى‬ ‫بيله يازدم آدڭ ايله آدڭى‬ ‫هم ديدى كيم يا محمد بن سنى‬ ‫بيلورم گورمگه طويمزسڭ بنى‬

‫‪84‬‬


Mevlid-i Şerif

80. Ümmetüni sana virdüm ey Habîb Cennetümi anlara kıldum nasîb Ey sevgili Peygamber! Ümmetini sana bağışladım. Cennetimi onlara tahsis ettim. 81. Ey Habîbüm nedür ol kim diledün Bir avuç toprağa minnet eyledün Ey sevgili Peygamberim! Senin istediklerin benim katımda bir avuç toprak kadar bile değildir. 82. Ben sana âşık olıcak ey şerîf Senün olmaz mı dü âlem ey latîf Ey şerefli ve latif olan Peygamber! Ben sana âşık olduğumda dünya da ahiret de senin olmaz mı? 83. Zâtuma mir’ât idindüm zâtunı Bile yazdum adum ile adunı Seni kendime ayna edindim. Benim adımla senin adını birlikte yazdım. 84. Hem didi kim yâ Muhammed ben seni Bilürem görmeğe toymazsın beni “Ey Muhammed! Beni seni biliyorun; Sen beni görmeye doymazsın.” dedi.

85


‫‪Süleyman Çelebi‬‬

‫عودت ايدوب دعوت ايت قوللرمى‬ ‫تاگلوبن گوره لر ديدارمى‬ ‫سن كه معراج ايليوب ايتدڭ نياز‬ ‫امتڭ معراجنى قيلدم نماز‬ ‫هر قچن كيم بو نمازى قيله لر‬ ‫جمله گوك اهلى ثوابن بوله لر‬ ‫چونكه هر درلو عبادت بونده در‬ ‫حقه قربيتله وصلت بونده در‬ ‫صدق ايله بش وقت اولندقچه ادا‬ ‫اللى وقتين اجرين ايلر حق عطا‬

‫‪86‬‬


Mevlid-i Şerif

85. Avdet idüp da’vet it kullarumı Tâ gelüben göreler dîdârumı Dönüp kullarımı davet et. Gelsinler ve benim cemalimi görsünler.”(dedi.) 86. Sen ki Mi’râc eyleyüp itdün niyâz Ümmetün mi’râcını kıldum namâz Sen miraca çıkıp yalvardın. Ümmetinin miracını da namaz olarak takdir ettim.(dedi) 87.

Her kaçan kim bu namâzı kılalar Cümle gök ehli sevâbın bulalar

Bu namazı kıldıklarında gökteki meleklerin sevabını alırlar.(dedi) 88.

Çünki her dürlü ibâdet bundadur Hakk’a kurbiyyetle vuslat bundadur

“Çünkü her çeşit ibadet, Allah’a yakınlık ve kavuşma bu namazın içindedir.” (dedi) 89. Sıdk ile beş vakt olundukça edâ Elli vaktün ecrin eyler Hak atâ “Beş vakit namaz içtenlikle kılındığında Cenab-ı Hak elli vaktin sevabını verir.”(dedi)

87


‫‪Süleyman Çelebi‬‬

‫ماحصل اول آنده طقسان بيڭ كالم‬ ‫سبق ايدوب بولدقده انجام و ختام‬ ‫طرفة العين ايچره اول فخر جهان‬ ‫ام هانى اوينه گلدى همان‬ ‫هرنه واقع اولدى ايسه سرتسر‬ ‫جمله سين اصحابنه ويردى خبر‬ ‫ديديلر اى قبل ٔه اسالم و دين‬ ‫قوتلو اولسون سڭا معراج گزين‬ ‫بز قمومز قوللرزسن شاه سين‬ ‫گوڭلمز ايچنده روشن ماهسين‬ ‫امتڭ اولدوغمز دولت يتر‬ ‫حذمتڭ قيلدوغمزعزت يتر‬ ‫‪88‬‬


Mevlid-i Şerif

90. Mâ-hasal ol anda doksan bin kelâm Sebk idüp buldukda encâm u hitâm Özetle, orada doksan bin kelamdan sonra söz bittiğinde, 91. Tarfetü’l-ayn içre ol Fahr-i Cihân Ümmü Hânî evine geldi hemân Cihanın övüncü olan Peygamberimimz bir göz açıp kapayıncaya kadarki süre içinde Ümmü Hânî’nin evine geldi. 92. Her ne vâki’ oldı ise serseter Cümlesin ashâbına virdi haber Olanların tamamını bütün ayrıntılarıyla ashabına anlattı. 93. Didiler ey kıble-i İslâm u dîn Kutlu olsun sana Mi’râc-ı güzîn “İslam’ın ve dinin kıblesi! Hiçbir kimseye nasip olmayan Miraç sana kutlu olsun.” dediler. 94. Biz kamumuz kullaruz sen şâhsın Gönlümüz içinde rûşen mâhsın “Bizler kuluz, sen padişahsın. Gönlümüzde parıldayan bir aysın” (dediler) 95. Ümmetün olduğumuz devlet yeter Hizmetün kılduğumuz izzet yeter “Senin ümmetin olmak saadeti ve sana hizmet etmenin şerefi bize yeter.”(dediler) 89


‫‪Süleyman Çelebi‬‬

‫دعا و التجا‬ ‫يا الهى اول محمد حقيچون‬ ‫اول شفاعت كانى احمد حقيچون‬ ‫سدره و عرش معال حقيچون‬ ‫اول سلوك و سير اعالحقيچون‬ ‫اول گيجه سويلشيلن سوزحقيچون‬ ‫اول گيجه حقى گورن گوز حقيچون‬ ‫سرفرقان نور اعظم حقيچون‬ ‫قدس و كعبه مروه زمزم حقيچون‬ ‫گوزى ياشى حقيچون عاشقلرڭ‬ ‫بغرى باشى حقيچون صادقلرڭ‬ ‫‪90‬‬


Mevlid-i Şerif

DUÂ VE İLTİCÂ 1. Yâ İlâhî ol Muhammed hakkı-çün Ol şefâat kânı Ahmed hakkı-çün Ey Allahım! O Muhammed hakkı için, o şefaat kaynağı olan Ahmed hakkı için, 2. Sidre vü Arş-ı muallâ hakkı-çün Ol sülûk ü seyr-i a’lâ hakkı-çün Sidretü’l-Münteha ve yüce Arş hakkı için, o kutsal Miraç ve en yüce yolculuk hakkı için, 3. Ol gice söyleşilen söz hakkı-çün Ol gice Hakk’ı gören göz hakkı-çün O gece söyleşilen söz hakkı için, o gece Allah’ı gören göz hakkı için, 4. Sırr-ı Furkân nûr-ı a’zam hakkı-çün Kuds ü Ka’be Merve Zemzem hakkı-çün İyiyi kötüden ayırdeden Kur’an’ın sırrı ve en büyük nur hakkı için, Kudüs, Kâbe, Merve ve Zemzem hakkı için, 5. Gözi yaşı hakkı-çün âşıklarun Bağrı başı hakkı-çün sâdıklarun Âşıkların gözyaşlarının hakkı için, Doğruların bağırlarının yarası hakkı için, 91


‫‪Süleyman Çelebi‬‬

‫عشق اودندن جگرى بريان ايچون‬ ‫درد ايله قان اغاليان گريان ايچون‬ ‫صدق ايله يولڭده قائم قول ايچون‬ ‫حضرتڭه طوغرى واران يول ايچون‬ ‫شول زمان كيم مدت عمرو حيات‬ ‫آخر اوله ايره هنگام ممات‬ ‫ياالهى صاقله غل ايمانمز‬ ‫ويره لم ايمان ايله تا جانمز‬ ‫بز گنهكار عاصى مجرم قوللرى‬ ‫يارليغايوب قيل گنهلردن برى‬

‫‪92‬‬


Mevlid-i Şerif

6. Aşk odından ciğeri biryân içün Derd ile kan ağlayan giryân içün Aşk ateşiyle ciğeri yanan için, Dert ile kanlı gözyaşı döken için, 7. Sıdk ile yolunda kâim kul içün Hazretüne toğru varan yol içün Senin yolunda doğrulukla sebat edenler için, senin huzuruna varan doğru yol için, 8. Şol zamân kim müddet-i ömr ü hayât Âhir ola ire hengâm-ı memât Hayatın ve ömrün süresi tamamlanıp sona erdiğinde, ölüm kargaşası ortaya çıktığuında, 9. Yâ İlâhî saklagıl îmânumuz Virelüm îmân ile tâ cânumuz Ey Allahım! İmanımızı koru da ruhumuzu iman ile teslim edelim. 10. Biz günehkâr âsî mücrim kulları Yarlığayup kıl günehlerden berî Biz günahkâr, asi, suçlu kulları, bağışla ve güahlardan uzat tut.

93


‫‪Süleyman Çelebi‬‬

‫قبرمز ايمان ايله پر نور قيل‬ ‫مونسى غلمان ايله هم حور قيل‬ ‫هم دخى ميزانمزايله ثقيل‬ ‫جنته گيرمگه لطفڭ قيل دليل‬ ‫مصطفايه همجوارايت يا كريم‬ ‫جنة الفردوس ايچنده يا رحيم‬ ‫لطف ايله گوستربزه ديدارڭى‬ ‫نعمتڭله طويله غل قوللرڭى‬ ‫عفو ايدوب عصيانمز قيل رحمتى‬ ‫اول حبيبڭ يوزى صويى حرمتى‬

‫‪94‬‬


Mevlid-i Şerif

11.

Kabrümüz îmân ile pür-nûr kıl Mûnisi gılmân ile hem hûr kıl

Kabrimizi iman ile nurlandır. Arkadaş olarak da gılman ve huri ver. 12.

Hem dahı mîzânumuz eyle sakîl Cennete girmeğe lutfun kıl delîl

Mizanımızın sevap kefesinin ağır olmasını lütfet. Cennete girmeye ihsanını kılavuz eyle. 13.

Mustafâ’ya hem-civâr it yâ Kerîm Cennetü’l-Firdevs içinde yâ Rahîm

14.

Ey kerim ve rahim olan Allah! Firdevs cenneti içinde Mustafa’ya komşu eyle.

Lutf ile göster bize dîdârunı Ni’metünle toylagıl kullarunı

Lütfunla bize cemalini göster. Kullarını da nimetinle ağırla. 15. Afv idüp isyânumuz kıl rahmeti Ol Habîb’ün yüzi suyı hürmeti O sevgili peygamberinin yüzü suyu hürmetine isyanımızı bağışlayıp rahmet et.

95


‫‪Süleyman Çelebi‬‬

‫سڭااليق قوللرايله همدم ايت‬ ‫اهل دردڭ صحبتنه محرم ايت‬ ‫هم سليمان فقيره رحمت ايت‬ ‫يولداشن ايمان مقامن جنت ايت‬ ‫يا الهى قيلمه بزى ضالين‬ ‫بودعايه جمله ڭز ديڭ آمين‬ ‫امتندن راضى اولسون اول معين‬ ‫رحمة هللا عليهم اجمعين‬

‫‪96‬‬


Mevlid-i Şerif

16. Sana lâyık kullar ile hem-dem it Ehl-i derdün sohbetine mahrem it Sana layık olan kullar ile arkadaş et. Dertlilerin sohbetine sırdaş et. 17.

Hem Süleymân-ı fakîre rahmet it Yoldaşın îmân makâmın cennet it

Sana her zaman muhtaç olan Süleyman Çelebi’ye rahmet et. Onun yoldaşını iman, makamını da cennet eyle. 18.

Yâ İlâhî kılma bizi dâllîn Bu duâya cümlenüz diyün âmîn

19.

Ey Allahım! Bizi sapkınlardan eyleme. Bu duaya hepiniz ‘amin’ deyin.

Ümmetinden râzî olsun ol Muîn Rahmetullâhi aleyhim ecmaîn

Herkese yardımcı olan Allah, Hazret-i Muhammed’in ümmetinden razı olsun. Allah’ın rahmeti o ümmetin tamamının üzerine olsun.

97




Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.