1 minute read

HENDESE 7.SAYI: AKILLI ŞEHİR

Künyesinde de yazdığı üzere Hendese dergisi aynı zamanda bir düşünce dergisi. Bu sayıda Yunus Çolak’ın kaleminden Gülzar Haydar’ın düşünce dünyasına konuk oluyoruz ve bize şu muhteşem cümlelerden ikram ediyor: “…Karşısında yuvarlanacağımız uçurum ile savaşmak anlamsızdır, ancak yuvarlanmamak için dümeni kullanma hakkımıza sahip çıkmamız gerekir.” “…İstanbul, onun için, kentlerdeki krizin konuşulabileceği ve bir çözüm ışığı sunabilecek yegâne yerdir.”

Estetik ve zarafet anlayışlıyla Prof. Dr. Sadettin Ökten hocamızdan izler taşıyan genç mimar yazarımız Enes Aluç’un şu sözünü şehrin görünür yerlerine asmak gerekir “(İstanbul’un) Bir müze objesi gibi seyredilmeye değil, makul nüfus ve dolaşım ile yaşatılmaya ihtiyacı var”. Bir başka mimarımız Semih Akşeker’in uyarıları da bizi derinden sarsıyor: “İnsanoğlunun yeryüzünde en yüce gayesi kent/uygarlık kurmak değil, öncelikle kimseye zulmetmemek, merhamet ve adaleti tesis etmeye çalışmaktır.”

Advertisement

Dikkat buyurursanız dergilerden bahsederken edebiyat sokağı tabirini kullanmış şair. Demek ki bu hususta yalnız değiliz. Hendese dergisi olarak hemen her sayımızda az veya çok şehre dokunan yazılar barındırıyoruz. Bu sayıda da yaşadığımız şehre dair hayallerimiz yakamızı bırakmıyor. Bu sefer “Akıllı Şehir” kapak konusuyla meseleye farklı bir açıdan bakıyoruz. Dr. Fatih Gündoğan’ın deyimiyle şehrimizi “yaşadığımız çağın enstrümanlarıyla” idealimizdeki İstanbul’a yaklaştırabilir miyiz diye sorguluyoruz.

Farklı ihtisas kollarından okuyucularımızı da düşünerek “neymiş peki bu yaşadığımız çağın enstrümanları?” diye de sorguluyoruz. İşte bu enstrümanların arasında belki de en başta gelenlerinden birisidir yapay zekâ. Yapay zekâyı Abdullah Karadağ’ın kaleminden okurken El-Cezeri ile Karel Capek zihinlerimizde birbirine yaklaşacak. İlmin insanlığın ortak mirası olduğunu bir kez daha idrak edecek ve bize hizmet için tasarladığımız robotlardan gün gelip de nasıl korktuğumuzun farkına varacağız.

Akıllı şehrin ayrılmaz bir parçası da sürdürülebilir bir çevre politikasıdır. Fatih Hoşoğlu’nun yazısı iklim değişikliği odağında bu önemli konuya değiniyor.

This article is from: