we selected
1
2
Eskiden çocuklar kendi köylerindeki okullara giderlerdi.
Taşımalı eğitim uygulamasıyla 8-9 köydeki çocuklar toplanarak daha büyük okullara taşınmaya başlandılar.
3
4
Ülke genelinde sayısı binlerle ifade edilen bu boş okullar atıl hale geldi.
Bu okullara yeniden işlevlendirmek üzere 2011’de çalışılmaya başlandı.
ÖLÇEK 1/1 ve sonrasında HİM ekibi konu üzerine düşünmeye başladı.
Karar süreci, uygulama ve kullanım aşamalarında çok sayıda yerel ve gönüllü katılımını sağlamak en önemsenen konulardan birisi oldu.
5
6
Projeden haberdar oldukça HİM’e ulaşan köylülerle beraber çözüm yolları aranmaya başlanıldı.
Hedef, mimarlık öğrencilerinin üniversite eğitimlerini pratiğe geçirmelerini sağlarken, katılımcı tasarım modelini teşvik etmekti.
Öğrencilere,profesyonellere ve sponsor olacak kuruluşlara çağrıda bulunarak, tasarım atölyeleri düzenlendi.
Farklı disiplinlerden öğrencilere de açık olan proje, katılımcıların sosyal ve kültürel ilişkilerini güçlenmesine katkıda bulundu.
7
8
Atölyelerde çıkan fikirler ve ürünler doğrultusunda üretim süreci başladı.
Yeni işlev kazandırılmış ve yenilenerek kullanıma uygun hale getirilmiş yapı, tüm köylülerin ortak kullanımına açıldı.
*
Atıl Köy Okulları projeleri bizim öngördüğümüz ya da bize önerilen yerlerde gerçekleşmektedir. İlk projemiz Çaka’yı Ordu ilini daha önce Ölçek 1/1 çalışmaları altında tanıdığımız için ve Ordu Valiliği’nin atıl okulların dönüşmesine dair bir çalışması olduğunu öğrendiğimiz için pilot bölge olarak seçmiştik. Çaka’daki çalışmalarımızdan sonra Türkiye’nin farklı yerlerinden bize ulaşan kişiler vasıtasıyla Edirne, Erzincan, Konya, Diyarbakır ve Muğla da çalışmalara başladık. İzmir’de çalışma kararını ise İzmirde yaşamakta olan üyelerimizi inisiyatif alıp İzmir’de bir proje gerçekleştirmek niyetleri üzerine aldık.
*
Çaka: Yem’de sunum yapıldı, Salt’ta bir günlük atölye yapıldı Çaka’ya tekrar gidilip yerel farkındalığı arttırmak amacıyla ‘‘Çaka’nın Sesi’ adlı bir gazete çıkarıldı. Ordu: Valiliğe ve halka sunum yapıldı. Kızkapan: Kale’de sunum yapıldı. Ovakent: 3. Keşif gezisinde Ovakent’te çalışılmasına karar verildi, lise ve üniversite öğrencileriyle uygulama atölyesi yapıldı, okul yapısı ve arka bahçe düzenlemesi tamamlandı, ön bahçede yemekhane yapılması kararlaştırıldı. Datça: Tasarım atölyesi için hazırlık yapılmakta. Diyarbakır: Tasarım atölyesi için hazırlık yapılmakta.
Ovakent projesi İzmirde yaşayan üyelerimizin İzmirde bir atıl okul üzerine çalışma niyetini İl Milli Eğitim Müdürlüğü’ne açması ile başladık.
İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nün yönlendirmesi ile Ödemiş ve çevresinde zihinsel engelli iş okulu ihtiyacı olduğu öğrenildi.
Ödemiş’e gidilerek İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ile beraber çeşitli atıl köy okulları gezdik.
İkişer ay arayla yapılan 3 keşif gezisinde köylüler ile görüşmeler yapıldı.
Bir zihinsel engelli iş okulunun ihtiyaçları da belirlendikten sonra Ovakentte çalışılmasına karar verdik.
Tasarım çalışmalarına başlarken diğer projelerimizde olduğu gibi bir duyuru yaparak üniversite öğrencilerini sürece dahil olmaya çağırdık.
25 Ekim-9 Kasım tarihleri arasında 3 ayaklı bir atölye yaparak tasarım çalışmalarına başlandı. İzmir’de 3 tane zihinsel engelli iş okulu gezilerek, bu okulların ihtiyaçları ve nasıl bir eğitim verdikleri hakkında bilgi edinilmeye çalışıldı.
Okul gezilerinden sonra ertesi gün Ovakente giderek hem köylüler ile görüşmeler gerçekleştirdik, hem de okulu yerinde görerek ilk fikirlerinin oluşması için gruplar halinde ve toplu olarak çalıştık.
Atölyenin ilerleyen aşamalarında birer hafta arayla İzmirde toplanarak tasarımlar geliştirildi.
Projeye devam etmek isteyen katılımcılar ve dernek üyelerinin tasarımı tamamlamasından sonra, proje bütçesini hazırlayarak fon arayışına başladık.
17-18-19 Haziran tarihlerinde Işıkkent Koleji ve Round Square oluşumu kapsamında yurtdışından gelen 25 lise öğrencisi ile okulun dış cephesi ve bahçesini konu alan bir atölye gerçekleştirdik.
9-23 Temmuz tarihlerinde ise üniversite öğrencileri, yeni mezunlar ve dernek üyelerinden oluşan 37 kişilik bir ekiple uygulama atölyesi gerçekleştirdik.
Okulun yanında iki katlı bir evde kaldığımız bu 15 günlük sürede okulda çalışan köyden ustalarla ile beraber bir yandan okulda ve bahçede çalışılırken, bir yandan da köydekilerle yakın ilişkiler geliştirildi.
Atölye katılımcılarının projeyi sahiplenmeleri sonucunda eksik kalan işler için Ağustos ayında birhaftalık bir uygulama atölyesi daha gerçekleştirdik.
Eylül 2014 itibari ile okul binasının yenilenmesi ve arka bahçede tarım atölyesi yapılması ile peyzaj düzenlemesi işlerini bitirmiş olduk.
İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü okulun açılmasına yönelik çalışmalara başlamış durumdadır. Kalan son işimiz yemekhane inşaatını kasım ayı içerisinde tamamlayacağız. Diğer projelerimizde olduğu gibi Ovakent Projesi de inşaat süreci ile bitmeyip, sonrasında yapılacak ziyaretler ve geri bildirimlerle süreç takip edilmeye devam edecektir.
Ovakent Zihinsel Engelli İş Okulu
Kargı Ferhat Akbulat İlkokulu
Çaka ilkokulu
“Taksim için daha iyi bir proje istiyoruz! Taksim için bir değişim gereklidir. Şehrimizin can damarı olan Taksim Meydanı’na hepimizin çok daha huzurlu bir şekilde çıkabilmesi için, hepimizin katılımıyla gerçekleşen bir proje işleyişi istiyoruz.
DÜŞÜNÜYORUZ |TARTIŞIYORUZ | UYGULUYORUZ
Taksim hepimizin; trafikte bekleyenin, sabah okula, işe yetişmeye çalışanın, balkonda oturup mahalleliyle konuşanın, ramazanda iftar çadırında orucunu açanın, sokakta simit satanın, parkta top oynayanın, boğazda balık tutanın... Kısacası hepimizin. Biz İstanbullular, Taksim’i hep beraber yenileyebiliriz. Hepimiz bu sürece dair olup sözümüzü söyleyebiliriz.”
(Herkes İçin Mimarlık’ın Change.org websitesınde yürüttüğü imza kampanyasından)
DÜŞÜNÜYORUZ |TARTIŞIYORUZ | UYGULUYORUZ
25/26 ŞUBAT CUMARTESİ / PAZAR 11:30 >>
MSGSÜ
KAYIT: info@herkesicinmimarlik.org
HERKES İÇİN TAKSİM 02.2012
Herkes İçin Mimarlık, Gezi Parkı’na Topçu Kışlası’nın yeniden inşa edileceği haberlerinin yayılmaya başlamasıyla birlikte Taksim Platformu’nun yaptığı çağrıya cevap vererek Gezi Parkı toplantılarına katılmaya başladı. Daha sonraki süreçte kendi hareket planını oluşturmak için bir açık çağrı ile çeşitli disiplinlerden öğrencileri Herkes İçin Taksim Atölyesi’nde bir araya getirdi. Bu atölyede farklı katmanları ve etkileri olabilecek çok sayıda fikir ve strateji üretildi.
GEZİ PARKI ŞENLİKLERİ 1-10 03.2012-10.2012
“Tek istediğimiz, bizlere ne istediğimiz sorulmadan, bizler için (!) yapılan bir yenileme projesiyle elimizden alınacak parkımızın, küçük değişikler yapılsa ne kadar etkin kullanılabileceğini herkese göstermek.” Çağrısıyla düzenlenen Gezi Parkı Şenlikleri, şimdiye kadar Taksim Meydanı’nı aktif olarak kullanıp da Gezi Parkı’na o ya da bu nedenle bir türlü yolu düşmemiş kişilere, Gezi Parkı’nın da “kullanılabileceğini” gösterdi. Kamusal alanların “kentin farklı kullanıcılarını bir araya getirme” hedefini hayata geçirmiş oldu.
SANA SORAN OLDU MU? 03.2012 - AÇIK ÇAĞRI + ATÖLYE
Herkes İçin Mimarlık, Taksim’e yapılacak yeni bir düzenlemeyi yaratıcı enerjiye açma amacıyla; Taksim senin için ne ifade ediyor? Nasıl bir Taksim hayal ediyorsun? Mevcut proje Taksim’i nereye götürür? Bu süreçte şeffaflık ve katılımcılık nasıl sağlanabilir? sorularını otaya atarak Sana Soran Oldu Mu? diyerek açık çağrı yapıp buna paralel Salt Galata’da atölye düzenledi. Üretilen işler Gezi Parkı Şenliklerinde sergilenmiştir.
Alı Önalp
Samim Magriso
Hayrettin Günç
Ayşe Dede
TAKSİM’DE NELER OLACAK? 11.2012 - AÇIK KAYNAK GRAFİK
Kentin en önemli meydanına oldu bitti ile böylesine bir müdahale planlanırken, bu müdahalenin kamunun hayatını nasıl etkileyeceğini öğrenmesi amacıyla açık kaynaklı grafikler üretilip, kopyalanması, değiştirilmesi ve dağıtılması için poster ve bröşür formatında yüksek çözünürlüklü olarak yayınlandı.
SÖZ
1. İSTANBUL TASARIM BIENALI, 2012 İstanbul’daki güncel kentsel müdahaleleri gündemine alan bir paralel evren tasarlayarak; televizyon, gazete ve faks makinesi aracılığıyla gelen haberlerle, içinde bulunulan koşullara dair farklı anlayışlar, politikalar, stratejiler ve öngörülerin mümkün olduğu alternatif bir gerçeklik yaratılması amaçlanmıştır. Proje Danışmanı: Korhan Gümüş Küratör: Emre Arolat
OCCUPYGEZI LIBRARY
#OCCUPYGEZI MİMARLIĞI OCCUPYGEZIARCHITECTURE.TUMBLR.COM İstanbul’daki protestolar mimarlara ve tasarımcılara basit bir şeyi gösterdi: Mimarlık, mimarların elinden alındığı durumlarda yeni bir tanımlaramalar ihtiyaç duyuyor. Sokakta ve Gezi Parkı’nda karşılatığımız her strüktür yerine ait kendi hikayesini barındıran eşsiz süreçleri anlatıyor. Strüktürlerin kısa yaşamı göz önünde bulundurulursa bu belgeleme çalışmasının gelecekteki incelemelerda önemli bir yeri olacağına inanıyoruz. Bu çalışma 2. İstanbul Tasarım Bienali çerçevesinde sergilenecektir.
#OCCUPYGEZI SPEAKER’S POINT
67.0000
#OCCUPYGEZI BARRICADE KAZANCI FRONT VIEW
SIDE VIEW
PLAN
AXONOMETRIC
İTAATSİZLİK ARŞİVİ 03.2014-06.2014 Herkes İçin Mimarlık olarak 22 Nisan - 15 Haziran 2014 tarihleri arasında Salt Beyoğlu’nda gezilebilecek olan İtaatsizlik Arşivi (Park) / Disobedience Archive (The Park) sergisinin tasarım çalışmasını gerçekleştirdik. SALT envanterinde adeta bir kazıya girişerek mevcut mobilyaları tekrar kullanma ve arşivin atıl parçalarını taze bir sergiye dönüştürmeyi hedefleyen bir öneri geliştirdik. Bilinçli bir eylem olarak arşivin izlenebilir olması ve rahat “ev” ortamını oluşturabilmek için, yumuşak yüzeyli parçaları seçip kullandık. (Küratörler: Marco Scotini, Andris Brinkmanis)
Yeniden kullanım
Sergi Planı
#occupygezi mimarlığı, Londra Victoria and Albert Museum’da Disobedience sergisinde.
Taksim Paneli - Eyüp Bel Kültür Merkezi - 03.2013
Gezi’den Sonra Taksim - MSGSÜ - 10.2013
Protestop ve Kamulan Alan Studio X New York - 10.2013
1989’dan beri hizmet vermekte olan Beyoğlu Sineması, İstanbul’da bağımsız filmlerin gösterildiği sayılı sinema salonlarından biri. Yakın zamanda kapanan Alkazar, Rüya, Sinepop ve Emek Sinemalarının yanısıra hala ayakta kalmaya çalışan Majestik, Yeşilçam, Atlas sinemaları gibi Beyoğlu Sineması da varlığını sürdürebilmek için zor günler geçiriyordu. Herkes İçin Mimarlık Derneği olarak yavaşça kaybolan bu kültürü canlandırmak adına bir kampanya ile beraber Beyoğlu Sinemasını canlandırmak adına bir proje başlattık.
Bu kampanya ve projeyi geliştirme aşamasında bize destek olmak isteyen sivil kuruluşlara, sinemaseverlere, tasarımcılara ve her yerden insana ulaşmak, tanışmak ve beraber tartışmak amacıyla bir açık toplantı çağrısı yaptık.
Gerçekleşen toplantıya bir çok sivil toplum kuruluşu temsilcisi, mimar, sinemasever ve öğrenci katıldı. Kampanya geliştirme, mimari müdahale, kurumsal kimlik-grafik ve iletişim başlıkları ile ilgili tartışmalar yapıldı. Kurulabilecek bağlantılar konuşuldu.
Toplantıda konuşulanlara dair tutulan notların tamamı düzenlenip kategorilere ayrıldı. Bir facebook grubu üzerinden çeşitli fikirlerin konuşulmasına devam edildi. Birer hafta arayla her başlık için facebook grubuna yapılan açık çağrılar ile mikro toplantılar gerçekleştirildi.
Tüm toplantıların verileri, düzenlenip dosyalandıktan sonra profesyonel ekiplerle yapılması planlanan toplantılarda kullanılmasına karar verildi.
Bir reklam ajansı olan El Turco Dijital ile bir kampanya tasarımı üzerine, bir prodüksiyon ajansı olan Sarraf Galeyan Mekanı ile de bir tanıtım videosu çekilmesi üzerine birer toplantı yapıldı.
El Turco Dijital ile yapılan toplantılar sonucunda bir slogan ve poster fikri şekillendi. “AVM’den Çık, Sinemana Sahip Çık!” sloganıyla sunulan poster Facebook’ta tamamen organik olarak 879 defa paylaşıldı ve 65.792 kişiye ulaştı. Atlas, Beyoğlu ve Yeşilçam sinemlarının girişlerinde kullandı.
Sarraf Galeyan Mekanik ile ise bir tanıtım videosu çekilmesi üzerine fikirler geliştirildi. Bu video için 2013 İstanbul Film Festivali döneminde Beyoğlu Sineması’nda çeşitli röportajlar yapıldı. Aralarında Güven Kıraç, Sevin Okyay gibi isimlerle yapılan röportajların bulunduğu video sosyal medyadan sunuldu.
Yaz döneminde girilmesiyle beraber Beyoğlu Sineması, Herkes İçin Mimarlık Derneği’nin tasarımı ve şantiye takibini yaptığı bir tadilata girdi. Özellikle fuaye bölümünde önemli değişiklikler gerçekleşti. Üzerine kült filmlerden önemli repliklerin yazılı olduğu polikarbon duvar fuayeye farklı bir kimlik kazandırdı.
Tadilat dönemi bittikten sonra, sanatçılara açık çağrı, abonelik sistemleri, Beyoğlu bölgesindeki eski işletmeleri kapsayan bir ağ oluşturulması gibi konuların konuşulduğu bir atöye çağrısı daha yapıldı. Bu atölyede ayrıca 2012 senesi seçkisinin bir festival şeklinde yayınlanması üzerine konuşuldu.
Yaz dönemi ikişer haftalık iki ayrı seçki ile tamamlandı.
NİYET MEKTUBU. Birlikte Yapmak Herkes İçin Mimarlık, mimarlığı ve pratiğini sorgulayan bir düşünce bulutu ile oluştu. Kuruluşundan bu yana öncelikli gayesi, beraber yapmakta ve tüm olanakları denemekte ısrarcı bir katılımcılığı meydana getirmek oldu. Mimarlığın gelenekselleşmiş pratiğinin dışında bir şeylerin mümkün olabileceğini düşünen, her durumda farklı metotlar uygulamaktan çekinmeyen bir yaklaşımla projelerimizi gerçekleştiriyoruz. Her zaman ismimizdeki “herkes” ile beraber bir mimarlık üretmeye çalışıyoruz. Mimarlığın hazır cevaplarının olamayacağını, her durumda yeni koşullara göre yaklaşımlar ile şekillenebileceğini düşünüyoruz. “Katılımcılık” kavramına da hazır bir model ile yaklaşmıyoruz. Mevcut katılma süreçlerine odaklanmaktan çok, beraber nasıl yapacağımıza kafa yorup her durumda kendi katılımcılık modelimizi yeniden üretiyoruz. Mimarlığın egemenliğini kurmadan, mimarlığı paylaşarak üretimler yapıyoruz. Ve küçük müdahalelerin büyük etkiler yaratabileceğine inanıyorken, artık etkilerini görme şansını da buluyoruz. Sahil kenti Ordu’nun sahile 4,5 saat uzaklıktaki, sabit telefon hattı ulaşmamış köyünde, çocuklarını taşımalı eğitimle daha da uzaklara göndermemek için okul yapan köylülerin çabasını gördük; onların mücadelesine kendi imkânlarımızca destek olduk. İstanbul’un en bilinir, görünür kılınmış alanındaki Gezi Parkı’na dair projenin birkaç video görüntüsüyle duyurulup kimseye danışılmadan yapılmak istenmesini gördük; lakin sadece “karşıyız” demedik. Kimsenin adına konuşmadan, herkesi parkı tecrübe etmeye ve kendi yorumunu üretmeye davet ettik. O parkta yaşamaya, o parkta yaşayanlara kulak vermeye, tüm yorumları duyurmaya çalıştık. Hiçbir zaman Kadıköy’deki 14 m2’lik ofisimizde oturarak herhangi bir yer için uzaktan fikir bildirmeye, proje üretmeye kalkışmadık. Görerek, yaşayarak, keşfederek ve deneyerek birlikte üretmeyi anlamlı bulduk. Herkes İçin Mimarlık’a dâhil olanlar yalnızca mimarlık öğrencileri ve mimarlar değil. Sosyolog, psikolog, tasarımcı, mühendis, eğitimci ve diğer uğraşlarla ilgilenenler ile günden güne artan bir üye ve gönüllü ağımız mevcut. YAP İstanbul Modern projemizde de, bu ağın ve bizimle beraber üretmek isteyen herkesin katkı koyabileceği, her gelişmesini sürekli bir öğrenmenin parçası sayacağımız katılımcı bir süreç oluşturmak için çalışacağız. Bizim sürecimiz başvuru belgelerini hazırlamaya başladığımız an oluşmaya başladı, projemizin ortaya çıkaracakları ile de devam edecek. İstanbul Modern’in, gündelik hayat ile ilişkisinin zayıf olduğunu ve çevresinden kopuk bir yer algısı oluşturduğunu düşünüyoruz. Bahçesinin tartışmalı müşterekliği ortada iken, davet metninde yer alan ‘ortak kullanım’ niyetinin kimleri kapsadığına ve benzeri unsurlara odaklanarak metnin bağlamını tartışmayı da değerli görüyoruz. Projede istenilen kullanım ve düzenleme kavramlarını genişletmeyi, her projemizin kendine özgü koşulları ile tekrar tekrar üretmeyi önemsediğimiz sürdürülebilirlik, geri dönüşüm ve yeniden kullanım yöntemlerini de yine birlikte yaparak kurmayı hedefliyoruz. Bu süreçte, ‘mimari son ürün’ de sürecin diğer parçaları ile eş değerde olacak. Belki parmakla gösterilebilecek bir son ürün de olmayacak, bir araya gelmeye harcanan çabanın sunumu başlı başına bir ürün olacak. Ve süreç, ardından katılımın sürekli devam ettiği bir durum ortaya çıkaracak. Denemeden çıkarım yapmak yerine, deneyerek görmeyi tercih etmemizden kaynaklı olacak ki ne yaşayacağımıza dair bir öngörümüz yok. Projede yer almamız; yeni bir davete, yeni bir keşfe, birlikte tecrübe etmeye olanak sağlayacak ve proje süreci, yolu düşen, yolu kesişen herkesin ortak üretimi olacak.