5 minute read

Konak Dergisi

2018 GÜZ SAYI 3

Advertisement

Merhabalar değerli okuyucumuz,

Üçüncü sayı ile birlikte, sizle yeni bir sayı ile buluşmanın heyecanı içerisindeyiz. Hayat kendi ikliminde akıp giderken bizler kış sayımızı, dopdolu ve derinlikli derlemeleri ile, sizlerle buluşturuyoruz. Modern zamanlarda hızla akan hayatın içerisinde kendimize dönük düşünme ve okuma yapmak ne kadar zorlaştı ise bir o kadar da ehemmiyeti arttı. Durup düşünmeyen ve değerlerini, kimliğini ve varoluşsal anlamını unutan, içi boşalan ve şekle, zahire önem veren bir zamanda yaşadığımızın farkında olarak; bu dönüşüm sürecimize teslim olmamak adına sizlerle buluşuyoruz. Yaprak misali rüzgara teslim olan değil, kökleri ile dimdik ayakta duran çınar ağacına yemin edip, bu metaforu örnek almak arzusundayız. Bu mahiyette köklerimizden aldığımız güç ve üzerimize düşen sorumluluk ile ateşin düştüğü yeri değil, nereye düşerse bizi yakar anlayışında olmak niyeti ile araştırıyor ve karşınıza muayyen aralıklar ile çıkmaya çalışıyoruz. Manadan güç almadan, madden boşlukta hisseden kişiler olarak daha fazla durup, daha fazla vakıf olup, daha fazla haberdar olarak derinlemesine konuşacağımız meselelerin çeşitliliği ile bu dertleri sizlere ulaştırıyoruz.

Dergimizde okuyacağınız konuların işlenmesi öğrenci bakışındaki hürriyeti, merak etmedeki genişliği göstermesinin yanı sıra, talep edilerek peşinden ekip olarak koşulması ile emeğin meyvelerini vereceğinin somut örneği olduğunu düşünüyoruz.

Sizleri dergimizin selamlama kısmında daha fazla tutmadan içindekiler kısmına davet ediyor ve bu sayımızın içeriği ile baş başa bırakıyoruz. Keyifli okumalar.

S.06 EDEP

‘Edeb bir tac imiş Nur-u Hüda’dan’ der Yunus Emre ve ‘Hiçbir bîedep vasıl değildir Hüdâ’ya’ diye tamamlar İmam Rabbani. O’na vasıl olabilmek o tacı başımızın üstünde taşımakla mümkünse ve bir Müslümanı diğerlerinden ayıran en önemli nişane, giyilmesi gereken o edep tacı ise önce bilmek lazım gelir ki, edep nedir? Bu sayımızda -edep- kavramının etimolojisini, ilişkili Kuran ayetlerini, en güzel edebin sahibi Efendimiz’in hadislerini, edep penceresinden El-Latif ve El-Halîm isimlerini, ‘edeb-iyat’ gibi ilişkili kavramları ve İmam Rabbani adabını inceledik. Edeb tacını giyenlerden olabilmek duasıyla, yazımızı siz değerli okuyucularımıza sunduk.

S.18 ŞEHZADELER ŞEHRİ AMASYA

Amasya binlerce yıldır Anadolu’nun en gözde şehirlerinden biri olarak birçok medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Karadeniz’e ulaşmak isteyen her ülkenin ele geçirmek istediği bu şehir Osmanlı döneminde ise en üst düzey yöneticilerin görev yaptığı bir yer olarak “Kasr’ul Selatin” ünvanını almıştır. Yanıbaşımızda, tarihi dokusu ve kendine özgü coğrafi konumu ile İslam medeniyetinin izlerini yaşatan bu şehrin, tefekkürü solutan tüm bu eserlerini; literatür eşliğinde elde ettiğimiz bilgilerle değerli okuyucularımıza sunuyoruz.

S.28 AMASYA DARÜŞŞİFASI

Dünyada müzikle ve su sesi ile tedavinin yapıldığı ilk yer olması özelliğiyle bilinen Amasya Darüşşifası, 1225 yılından bu yana ayaktadır. Bu süreçte 14 yıl başhekimlik yapmış olan Şerefeddin Sabuncuoğlu’nun şifahanedeki etkisi çok daha fazladır. Sahip olduğu bilgi ve becerisiyle döneminin ünlü hekimlerinden olan Sabuncuoğlu’nun günümüze ulaşan birçok eseri mevcuttur. Yazımlarının Türkçe olması ile dönem eserlerinden ayrılmaktadır. Birçok hastalığın tedavi yöntemlerinin ve Sabuncuoğlu’nun yaptığı deneylerin sergilendiği Amasya Darüşşifası’nı, güncel akademik kaynaklar ışığında sunuyoruz.

S.44

2007 BANGLADEŞ SİDR SİKLONU TIBBİ İNSANİ YARDIM ORGANİZASYONLARI

Her sayısında farklı bir afeti konu alan dergimizin bu sayısında 2007 Bangladeş Sidr Siklonu’nu her yönüyle ele aldık. ‘Siklon nedir? Rüzgar hızına göre sınıflaması nasıl yapılır? Tayfun ve kasırgadan farkları nelerdir? Siklonunun etkileri nelerdir ve yardım yapan kuruluşlar kimlerdir?’ sorularına cevaplar aradık ve sizlerin dikkatine sunduk.

S.56

2007 BANGLADEŞ SİDR SİKLONU’NDA AFETE BAĞLI SAĞLIK SORUNLARI

2007 Bangladeş Sidr Siklonu gerçekleşmeden önlem alınabilir miydi? Erken uyarı sistemi nedir ve nasıl işler? Siklonun neden olduğu hasarı önlemede yeterli olmuş mudur?’ Sorularıyla yola çıktığımız bu yazımızda hem sorularımıza cevaplar aradık hem de siklonun yol açtığı bulaşıcı hastalıklar ve yetersiz beslenme olmak üzere önde gelen halk sağlığı problemleri ve buna yönelik alınan önlemleri ayrıntılı olarak inceledik. Yalnızca halkın maruz kaldığı değil, aynı zamanda kamu personeli ve yardım ekiplerinin de risk altında olduğu tehditleri kapsamlı bir şekilde inceleyip siz değerli okuyucularımıza sunduk.için bu sayıda yerini aldı.

S.64 AHISKA TÜRKLERİ

Bu derlememizde, Kafkasya bölgesi incelemelerimize bir yenisini ekledik. Önceki sayılarımızda yer alan Acaralılıarın, Tatarların ve Çerkeslerin sürgününe sahitliğimizi bir başka Kafkas toplumu olan Ahıska Türklerinin göç serüvenine ve yaşanılan sorunlarına taşıdık. Göçmenlerin yaşadığı sürecin yanı sıra Ahıskalıların etnik ve sosyokültürel yapılarını da ele alarak sizlerle buluşturduk.

S.74 ARAP BAHARI

Kimilerine göre “bahar”, kimilerine göre “kışa dönüşen bir süreç”. Arap ve Müslüman ortak paydasındaki ülkelerde demokrasi, fikir hürriyeti, adalet ve ekonomik güç talepleri ile ortaya çıkan ve yeni gelişen sosyal medya platformları ile hızla yayılan bir sivil itaatsizlik örneği olarak tarihe damga vurdu. Bu dalgadan nasibini alan her ülkede sonuç farklı farklı oldu. Bu derlememizde bu sürecin her ülkedeki tarihsel arka planı ile birlikte neticelerini okuyacaksınız.

S.88 EĞİTİM POLİTİKASI

Göçmenlere uygulanan eğitim politikalarının ülkeden ülkeye ne tür farklılıklar içerdiğini İspanya, Fransa, Almanya ve Türkiye örnekleri üzerinden inceledik. Ülkelerin kendilerine has göçmen mevzuatlarını, artıları ve eksileri ile masaya yatırdık. Dil eğitiminden topluma uyumlarına, üniversite eğitimlerinden meslek kazandırma kurslarına kadar geniş bir perspektifte incelediğimiz eğitim politikalarının; hayata yansımalarını sorunlar çerçevesinde ele aldık.

S.104

EDEBÎ ŞAFAK ARAYIŞI: FECR-İ ATİ EDEBİYATI

20. yüzyıl edebiyatımızın henüz başında ortaya çıkan ve “gelecekteki şafağı” arzulayan Fecr-i ti Edebiyatı, II. Meşrutiyet sonrası üzerindeki baskılardan bir süreliğine kurtulmuş olan basın ve yayın ortamında kendine yer edinebilmiş ve Ahmet Haşim, Fuat Köprülü, Yakup Kadri, Refik Halit, Celal Sahir, Ali Canip gibi edebiyatımızda ün yapmış kişileri kısa süre de olsa bir araya getirebilmiştir.

S.112

ABDÜLHAK HAMİT TARHAN

Hangi şair bir güzel kıza onu görmeyenlerin nazarında tecsim edecek kadar cismaniyyet vermiş? Hangi kalem mehasin-i tabiiyyeyi hakkıyla taklid etmiş? Bizim yazıp da en güzel bulduğumuz şiirleri bize ilham eden tabiattır. O şiirler, suda görülen akse benzer ki, mutlaka hariçte bir müsebbibi olur.

S.132 MEDENİYETLERİN TIP TARİHİ

İnsanlığın başlangıcından beri var olan tebabet, zaman geçtikçe yeni keşiflerle beraber çeşitli disiplinlere bölünmüştür. Bu bölünme tıp eğitiminde uzmanlaşmayı da beraberinde getirmiştir. Lakin genelden özele doğru ilerleyen bu süreç, beden ve ruhtan oluşan insana bütüncül bakabilme yetisini azaltmıştır. Bu derlememizde geleneksel ve tamamlayıcı tıp tedavilerini İslam, Mısır, Hint, Çin ve Yunan medeniyetlerinin tıp anlayışları ve tedavi yöntemleri ışığında güncel akademik kaynaklardan edindiğimiz bilgilerle sizlere sunuyoruz.

Aşağıya tıklayarak dergimizin tüm içeriğine ulaşabilirsiniz.

This article is from: