m ı d r a y l i c a a d ’ n a V i ğ i l r e b sefer ı rdım çalışmalar Doğu Afrika ya
22
a Günleri Yetim Dayanışm
30
OCAK ŞUBAT MART
48
KARANLIĞA
GÖZ YUMMA!
BiR AME LiY BEDELi AT
1Li50 RA
0212 631 2121 www.ihh.org.tr
Bașarıyla tamamlanan katarakt ameliyatları sayesinde 50.000 Afrikalı artık görüyor. Hedefimiz 100.000 Afrikalı’nın gözlerine ıșık olmak.
İHH İnsani Yardım Vakfı bültenidir. Ocak - Şubat - Mart 2012 Sayı: 48 İnsan Hak ve Hürriyetleri İnsani Yardım Vakfı adına sahibi Av. F. Bülent YILDIRIM Genel Yayın Yönetmeni Ümit SÖNMEZ Editör Amine TUNA ERTÜRK Yayın Kurulu Murat YILMAZ Hafize Zehra KAVAK Osman ATALAY Zeliha SAĞLAM Niyazi Özgür YÜCE Musahhih Ümmühan ÖZKAN Tasarım SİYAH MARTI Basım İhlas Gazetecilik Tel: (212) 454 30 00 Adres Büyük Karaman Caddesi Taylasan Sokak No: 3 Fatih / İSTANBUL Tel: (212) 631 21 21 Faks: (212) 621 70 51 info@ihh.org.tr www.ihh.org.tr
Değerli okuyucumuz, 20 yılın sonunda faaliyet sahası 5 kıtada 130 ülkeye ulaşan vakfımız, hem Türkiye içerisinde hem de savaş, afet ve kriz bölgelerinde yoksulların, yetimlerin ve yolda kalmışların imdadına koşuyor, infak edenler ve muhtaçlar arasında köprü oluyor, iyiliğin yayılması ve çoğalmasına katkıda bulunuyor. Geçtiğimiz üç ay içerisinde ağırlıklı gündemimizi oluşturan Van seferberliği ve Doğu Afrika yardımları bu sayımızda öne çıkan faaliyet konularımız arasında. Depremin ardından ilk birkaç saat içerisinde afet bölgesine ulaşan ekiplerimizin kriz koordinasyonundan temel ihtiyaç malzemeleri dağıtımına, arama kurtarma çalışmalarından çadır, prefabrik ve konteyner kurulumuna kadar gerçekleştirdikleri yardım faaliyetlerini ayrıntılı bir şekilde Van dosyamızda bulabilirsiniz. Bölgede hâlen hayati olarak ihtiyaç duyulan malzemelerden oluşan acil ihtiyaç listesine de dosyamızda yer verdik. İHH’nın temmuz ayında Türkiye kamuoyuna “Doğu Afrika’da ölümcül kuraklık” sloganıyla duyurduğu Doğu Afrika yardım kampanyası kapsamında Somali, Kenya ve Etiyopya’da ihtiyaç sahiplerine temiz içme suyu, kuru gıda, et ve kıyafet gibi temel ihtiyaç malzemeleri dağıtımları da devam ediyor. Somali hükümeti ve farklı yerel gruplar arasında yaşanan iç çatışmalar sebebiyle zaman zaman can güvenliğinin sağlanamadığı bölgede, ekiplerimiz sadece başkent Mogadişu’da değil ülkenin farklı noktalarında kuraklıktan etkilenen ve su ve gıda bulmak umuduyla göç yollarına düşen insanlara ulaşmak için çaba gösteriyor. İHH, Türkiyeli hayırseverlerin yanı sıra afet bölgesine yardım ulaştırmak isteyen Malezya, Kuveyt, Birleşik Arap Emirlikleri, Bosna-Hersek, Endonezya, Almanya gibi farklı ülkelerde bulunan sivil inisiyatifler için de bir aracı kurum görevi üstlenmiş durumda. 2007 yılında başlattığımız Sponsor Aile Sistemi uygulamasının dört senenin sonunda geldiği noktayı da yetim faaliyetlerimiz içerisinde inceleyebilirsiniz. 36 ülkede 23.282 yetimin Türkiyeli hayırseverler tarafından aylık bağışlarla desteklendiği ve periyodik olarak kıyafet, gıda ve eğitim yardımlarından yararlandığı uzun soluklu projemiz, gönüllülerimizin ve bağışçılarımızın gayretleriyle her geçen gün daha fazla yetime ulaşıyor. Bu iyiliğe ortak olan tüm gönül dostlarımıza 23.282 yetimimiz adına şükranlarımızı sunuyoruz. El ele vererek iyiliği çoğaltmak umuduyla…
OCAK ŞUBAT MART
48
YA DOSre mi 04
İHH Van dep aları m yardım çalış
ER FAALİYEliTyaLtları
Katarakt amee 54.909 sayesind görüyor Afrikalı artık
52
M GÜNikDa E acil
Doğu Afr maları yardım çalış
22
MAYI HAYAT BUL BEKLEYEN PROJELER
58
J RÖPORuTllA atif
Şuayb Abd
28
GÖNÜLLÜİ ER FAALİYETL
63
.282 Yetim 42 e ve Bölgede 23 lk Ü 36 : R E L T 44 FAALİYE iversiteli oluyor Açeli yetimler ünpsikolojik destek 44 değişti 45 Yetim ailelerine emi’nde “sponsorluk bedeli” st Sponsor Aile Si re gıda yardımı 46 le Suriyeli mülteci rdım 46 ya il Tayland’a ac t veriyor 47 Su kuyuları haya laketinin yaraları sarılıyor 48 l fe Pakistan’da se II. Abdülhamit Camii açıldı 49 a d h’ ar rg Muzaffe
M GÜNDnışEm a
Yetim Daya nleri Gü
30
GÖZLalkEınMın
Suriye h çetin sınavı
68
ER FAALİYKEuTrbLanda
tık kıtalar dolaş
34
GÖZLEM in
Malavi iç yola çıkmak
70
LER FAALİYçaElıTşm aları Yetim
40
ATLAR BAŞKA HAaYn Ahmad:
Faiz det Hüsn-ü Şeha
50 rçekleştirildi e g ı ış ıl ç a e n etimha Haripur’da y mleri evlendirdik 51 ti e y Pakistanlı ları 54 ım rd a plantısı 55 Eğitim y mücadele to nsı 55 le k ü rl ö k e Dubai’d konfera atıldı 56 vi Marmara Bakü’de Ma ICHAD’ın toplantısına k a İHH, Doha’d aktivistleri ra a li’nde 56 7 rm a M i v Ma Film Festiva “Marmara Tiyatrosu” 5 a c ti li o P s n e a L d i n k rı in la ls a e H 15. yılı kutlam 7 Al Jazeera’nin azaki için anma töreni 5 iy M i İyilik elçis azze hala uzak 66 GÖZLEM: G
74
dosya
4
epremi İHH Van dalışmaları yardım ç
İHH VAN DEPREMİ YARDIM ÇALIŞMALARI 2
3 Ekim’de Erciş merkezli meydana gelen 7.2 büyüklüğündeki deprem Van ve bağlı yerleşim merkezlerinde büyük yıkıma yol açtı. Daha bu depremin yaraları sarılamadan 9 Kasım’da meydana gelen 5.6 büyüklüğündeki ikinci bir deprem yine can kaybına ve hasara neden oldu. İki depremde toplam 644 kişi hayatını kaybetti. Artçı sarsıntıların uzun süre devam ettiği Van’da devlet dairelerinde, okullarda, hastanelerde, kamu kurumlarında ve konutlarda büyük hasar var. Hasarlı yapılara girilmemesi yönünde uyarıların yapıldığı şehirde binlerce insan açıkta kaldı. Kış şartlarının etkisini iyice hissettirdiği ve ortalama sıcaklığın sıfırın altında seyrettiği şehirde halk soğukla mücadele etmenin yollarını arıyor. Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD)’na göre kendi imkânları ile Türkiye’nin farklı şehirlerine göç eden ve valiliklere müracaat ederek resmî kurumların misafirhanelerinden yararlananların sayısı 35.000’i aştı. Ancak Van’ın farklı noktalarında kurulan çadır kentlerde binlerce kişi hâlâ zor şartlarda yaşam mücadelesi veriyor. Depremden sonra ilk üç saat içerisinde çevre illerdeki ekiplerini Erciş’e sevk ederek afet bölgesine ulaşan ve ivedilikle acil yardım çalışmalarına başlayan İHH, hâlen deprem bölgesinde genel kriz koordinasyonuna destek sağlanmasında aktif olarak çalışıyor; sıcak yemek, gıda, içme suyu, battaniye, çadır, ilaç ve tıbbi malzeme gibi temel ihtiyaçların dağıtımını; prefabrik ev ve konteynerlerin kurulumunu ve psikolojik danışmanlık ve rehabilitasyon hizmetlerini sürdürüyor.
dosya
5
epremi İHH Van dalışmaları yardım ç
dosya
6
epremi İHH Van dalışmaları yardım ç
İHH VAN’DA NELER YAPTI ? 1. Kriz koordinasyonu
D
epremin hemen akabinde civar şehirlerde bulunan İHH ekipleri ile irtibat kurularak bölgeye acilen ulaşmaları sağlandı. Depremin merkez üssü olan ve en çok yıkımın meydana geldiği Erciş’te ilçe kaymakamlığının oluşturduğu kriz masasında ilk 12 saat boyunca koordinasyonu sağlayan İHH Yönetim Kurulu Üyesi Av. Gülden Sönmez’in başkanlığındaki ekiplerimiz, öncelikle ilçedeki mahallelerde enkaz tespit çalışması yaptı. Saha çalışmasının ardından Türkiye’den ve yurt dışından gelen resmî ve sivil arama-kurtarma ekipleri donanımları ve hareket kabiliyetlerine göre enkaz sahalarına yönlendirilerek kendilerine gerekli lojistik destek sağlandı. Kriz masasında görev alan İHH gönüllüleri arasında oluşturulan ayrı bir ekip de enkaz ve kayıp ihbarlarını alarak listeleri hazırladı. Sağlık hizmetleri için gelen gönüllüler de sağlık merkezlerine yönlendirildi. Ayrıca Van merkezde ve civar köylerde ihtiyaç tespiti yapılarak saha bilgisi yerel yöneticilerle, yerel ve uluslararası sivil toplum kuruluşlarıyla paylaşıldı.
2. Arama-kurtarma çalışmaları
A
cil müdahale eğitimi almış profesyonellerden oluşan 37 kişilik arama-kurtarma ekibi depremden 13 saat sonra Erciş’e ulaşarak enkaz tespit çalışmalarına iştirak etti. İlk dört gün arama-kurtarma çalışmalarına katılan ekibimiz Erciş’te yıkılan binaların enkazından toplam 12 kişiyi sağ çıkardı. Arama-kurtarma çalışmalarına ek olarak malzeme ve ekipman sıkıntısı çeken diğer acil yardım ekiplerine malzeme desteği verildi.
37 kişilik İHH arama kurtarma ekibinin 5 gün süren çalışmaları sonunda 12 kişi enkazdan sağ olarak kurtarıldı.
dosya
7
epremi İHH Van dalışmaları yardım ç
3. Acil Yardım Kampanyası: “Yardımın merkez üssü siz olun!”
D
epremin meydana geldiği 23 Ekim tarihinden itibaren Van halkı için yardım kampanyası başlatan İHH, bugüne kadar cep telefonu ile kısa mesaj gönderimleri, Twitter, Flickr, Facebook gibi sosyal ağlar, el ilanları, gazete, dergi ve TV reklamları ile yardım kampanyasını tüm Türkiye’de ve partner kuruluşlar aracılığı ile de farklı ülkelerde duyurdu. Kampanya kapsamında hem nakdi bağışlar hem de kullanılmamış kıyafet, gıda, battaniye, ısıtıcı, su, temizlik maddeleri gibi ayni yardımlar kabul edildi. Kampanyaya Türkiye’den ve dünyadan çok sayıda gönüllü ilgi gösterdi; dernek ve resmî kurumlardan bağışlar ulaştırıldı. Türkiye’nin farklı illerinde gönüllülerimiz kermesler ve salon programları düzenledi, ayni yardım toplama organizasyonları gerçekleştirdi. Malezya, Kuveyt, Avustralya, Kanada, İngiltere, ABD, Mısır, Hollanda, Birleşik Arap Emirlikleri, Katar, Endonezya, Güney Afrika Cumhuriyeti, Pakistan ve Irak’tan Van’a gerek acil müdahale gerekse uzun vadeli projeler için hem bireysel hem kurumsal bağışlar yapıldı; Endonezya, İngiltere, Pakistan, Malezya ve Somali’den 25 gönüllü İHH’nın afet bölgesindeki saha çalışmalarında görev aldı.
İHH Van Yardım Kampanyası “Yardımın merkez üssü siz olun!”
Ayni yardım (TL)
Nakdi yardım (TL)
Türkiye’den ve yurt dışından gelen toplam bağış tutarı
6.102.835
1.752.749
(Son güncelleme: Aralık 2011)
dosya
8
epremi İHH Van dalışmaları yardım ç
4. Gönüllü koordinasyonu
T
ürkiye’de 78 ilde gönüllüleri ve partner kuruluşları bulunan İHH, depremi takip eden saatler içerisinde İstanbul, Ankara, Antalya/Alanya, Erzurum, İzmir, Kayseri, Konya, Kahramanmaraş, Bingöl, Adıyaman, Sakarya, Muş, Ağrı, Bursa, Diyarbakır, Bitlis/Tatvan, Uşak, Kütahya, Adana, Malatya, Bolu ve Elazığ’dan gelen gönüllülerden oluşan ekipleri koordine ederek deprem bölgesine sevk etti. Depremden sonra ilk dört gün içerisinde bölgeye ulaşan gönüllü sayısı 304’ü buldu. Aralık ayı sonu itibarıyla afet bölgesinde görev alan gönüllülerin sayısı ise 988’e ulaştı. Profesyonel yardım görevlilerinin öncülüğündeki saha çalışmalarında yer alan gönüllülerimiz ekmek, battaniye, gıda, kıyafet, ısıtıcı gibi temel ihtiyaç malzemelerinin dağıtımını yaptı; acil barınma ihtiyacını karşılayacak çadır ve barakaların kurulumunda görev aldı; bölgeye yapılan yardımların depolanmasında çalıştı; yardım malzemelerinin şehir ve köylerde belli noktalara sevkiyatını sağladı ve gezici aşevine destek verdi.
Depremden sonra ilk dört gün içerisinde afet bölgesine ulaşan İHH gönüllülerinin sayısı 304’ü buldu. Aralık sonu itibarıyla bu sayı 988’e ulaştı.
dosya
9
epremi İHH Van dalışmaları yardım ç
5. Temel ihtiyaçların karşılanması İHH Tatvan gönüllüleri 20 kişilik berber ekibiyle Erciş’te İHH’nın kurduğu deprem çadırında ekim ayı başından Kurban Bayramı’nın sonuna kadar depremzedelere ücretsiz hizmet verdi.
D
epremi takip eden ilk günlerde İstanbul ve Anadolu’nun çeşitli illerinden gelen yardımların depolanması için Van şehir merkezinde depremden etkilenmemiş üç bina kiralandı ve 1.000m²lik iki çadır kuruldu. Gelen ayni yardımların toplandığı bu depolardaki malzemelerin Van ve çevre köylere dağıtımı İHH ekipleri tarafından yapılmaktadır. Depolarda ayrıca farklı şehirlerden farklı kurum ve kuruluşların bölgeye sevk ettiği yardımlar da muhafaza edilmektedir.
dosya
10
epremi İHH Van dalışmaları yardım ç
a. Gıda dağıtımları Depremin ilk gününden itibaren arama-kurtarma çalışmaları ile eşzamanlı başlayan yardım dağıtımları ile birlikte gezici aşevimiz de depremzedelerin hizmetine sunuldu. Deprem bölgesinde yerel yönetim ve STK’lar ile ortak yapılan çalışmalar sonucunda aralık ayı itibarıyla 1.375.576 TL değerinde kahvaltılık, sebze, meyve, et, bebek maması, bakliyat, un, yağ, su ve süt dağıtımı yapıldı.
Gıda Yardımları
(Son güncelleme: Aralık 2011)
Kahvaltılık, bakliyat, un, yağ, süt, su, bebek maması, bisküvi, meyve,sebze
396.145 adet
844.159 TL
Et ve et ürünleri
9.586 paket
531.417 TL
TOPLAM
1.375.576 TL
dosya
11
epremi İHH Van dalışmaları yardım ç
Gezici aşevimizden aralık ayı sonu itibarıyla toplam 483.000 kişiye sıcak yemek dağıtımı gerçekleştirildi. b. Gezici aşevi Günlük 10.000 kişi kapasiteli gezici aşevimiz Erciş ilçesinde depremin ikinci gününden itibaren iki hafta süreyle depremden etkilenen aileler ile yurdun ve dünyanın çeşitli yerlerinden gelen arama-kurtarma ve yardım ekiplerine günde iki öğün sıcak yemek dağıtımı yaptı. Sonraki günlerde Van merkeze sevk edilen aşevimizden aralık ayı sonu tibarıyla toplam 483.000 kişiye sıcak yemek dağıtımı gerçekleştirildi.
dosya
12
epremi İHH Van dalışmaları yardım ç
c. Tekstil ve ev eşyası Van ve Erciş’te kıyafet ihtiyacı bulunan kadın, erkek ve çocuklar için 194.449 adet mont, etek, pantolon, kazak, bot, penye, iç çamaşırı gibi kışlık giysi ve ayakkabı dağıtımı yapıldı. Ayrıca battaniye, yorgan, kilim vb. 100.112 adet ev tekstili, 1029 adet soba, 722 adet de mutfak malzemesi depremzedelere dağıtıldı.
d. Hijyenik malzeme Aralık 2011 tarihi itibarıyla deprem bölgesinde 2.945 adet çocuk bezi, hijyenik ped, sabun ve deterjan gibi toplam 30.366 TL’lik temizlik malzemesi dağıtımı gerçekleştirildi.
dosya
13
epremi İHH Van dalışmaları yardım ç
e. Sağlık Deprem bölgesinde Aralık 2011 itibarıyla 150.202 TL değerinde 17.359 adet ilaç ve tıbbi malzeme ve 59 adet ortopedik malzeme dağıtımı yapıldı. Malzeme dağıtımlarının yanı sıra bölgede depremin ilk haftasından itibaren özellikle yetim çocuklara yönelik rehabilitasyon çalışmaları da yürütülmekte. Gönüllü psikolog, pedagog ve eğitimcilerin gözetiminde oluşturulan çocuk merkezlerinde çocuklara psikolojik desteksağlanmakta.
dosya
14
epremi İHH Van dalışmaları yardım ç
f. Barınma Depremi takip eden ilk günlerde en az maliyetle en çok sayıda insanın barınma ihtiyacını karşılamak adına öncelikle bölgeye kışlık çadırlar ve ısıyı muhafaza etmek için destekleyici folyolanmış izocamlar sevk edildi. İlerleyen günlerde kış şartlarının ağırlaşmasıyla birlikte kışlık çadırların yetersiz kalması üzerine 12 m²lik 100 adet prefabrik ev partiler hâlinde bölgeye ulaştırıldı. Kalabalık aileler için ise 21 m²lik toplam 48 konteyner kurulacak.
Çadır: Aralık 2011 itibarıyla Van şeh-
ri ve köylerinde 3.664 adet çadır ve branda dağıtıldı. Ayrıca Erciş’te Kışla mahallesinde depremde yakınlarını kaybeden aileler için 550 m²lik taziye çadırları kuruldu.
Prefabrik: Van valiliğinin tahsis ettiği 40 dönümlük arazi üzerinde 50 çadır ve 100 adet prefabrik konut kuruldu. Çadır ve prefabrikler için ortak kullanım alanları olarak aşevi, çamaşırhane, banyo ve tuvaletlerin de kurulumu devam etmekte. Altı kişilik bir aile için tasarlanmış olan
prefabrikler 12 m2 kullanım alanına sahip ve içerisinde ranza, masa, sandalye, halı, elektrikli ısıtıcı, yatak ve battaniye tefrişatı bulunmakta. 200 kilograma kadar kar kaldırma kapasitesine sahip olan prefabrikler ısı izolasyonu sayesinde şiddetli rüzgâra karşı dayanıklı. Uzun ömürlü, kısa sürede imal edilme ve dört kişi tarafından 10 dakikada kolayca kurulabilme özelliğine sahip prefabrikler ihtiyaç hâlinde sökülüp başka yerde de kullanılabilmekte.
dosya
15
epremi İHH Van dalışmaları yardım ç
Konteyner: Aralık ayının ikinci
haftasından itibaren bölgeye konteyner sevkiyatına başlandı. Konteynerler prefabrik konutlar ile aynı arazi üzerine kurulacak. Konteynerler banyo, tuvalet, mutfak ve iki ayrı oda olmak üzere toplam 21 m² kullanım alanına sahip. İçerisinde iki adet ikili ranza (yatak süngeriyle birlikte), bir açılabilir kanepe, beş nevresim takımı, altı yastık, altı battaniye, iki halı, iki elektrikli ısıtıcı, bir masa ve dört sandalye, bir portatif gardırop, altı kişilik yemek takımı, altılı bıçak seti, bir yemek kabı, iki tencere bu-
nalizasyon gibi altyapının kurulmasının ardından konteynerların ocak ayı sonu itibarıyla depremzedelere teslim edilmesi planlanmakta.
Gönüllü desteği: İstanbul, Ankara,
İzmir, Konya, Adıyaman, Antalya, Batman, Bitlis gibi Türkiye’nin farklı şehirlerinden İHH gönüllüleri depremde her şeyini kaybeden 140 aileye konut tahsis etti.
lunmakta. Arazide elektrik, su ve aylık Konteynerlerde oturan aileler
gıda yardımından da faydalanacaktır. Gıda yardımı çerçevesinde her ay 3 litre yağ, 2 kg domates salçası, 1 kg çay, 5 kg bulgur, 3 kg mercimek, 3 paket nohut, 3 kg kuru fasulye, 10 paket makarna, 4 kg pirinç, 5 paket şeker, 2 kg zeytin, 2 kg peynir, 2 kg reçel, 1 kg tahin, 2 kg üzüm pekmezinden oluşan gıda paketleri verilecek.
dosya
16
epremi İHH Van dalışmaları yardım ç
Ayni Yardım Dağılımı Son Güncelleme: Aralık 2011 Adet
Tutar (TL)
Gıda
396.145
844.159
Et ve et ürünleri
9586
531.417
Tekstil
188.560
1.402.600
Ayakkabı
5.889 çift
140.009
İlaç ve tıbbi malzeme
17.359
150.202
Temizlik malzemesi
2.945
30.366
Ev tekstili
100.112
846.210
Çadır-Branda
3.664
505.291
Çadır kurulumu için teknik malzeme
8.598
13.514
Mutfak malzemesi
722
7.945
Elektrikli eşya
35
627
Ev eşyası
7028
185.680
Ortopedik malzeme
59
4.222
Soba
1.029
129.455
Yakacak
800
3.540
Oyuncak
364
1.782,43
Ranza
28
2.520
Konteyner
48
506.880
Prefabrik
100
650.000
Konteyner (Duşluk)
2
25.960
Konteyner (WC)
3
30.450
Genel Toplam
6.012.835 TL
g. Sponsor Aile Sistemi çalışması Depremin ilk haftasından itibaren yürütülen çalışmalar sonucunda bugün Van’da 114 yetim çocuğumuz Sponsor Aile Sistemi çalışmasına dâhil edildi. Hayırseverlerin ayda 90 TL vererek bir yetime sponsor oldukları kampanya çerçevesinde yetimlerimiz düzenli nakdi yardımla desteklenecek, ayrıca periyodik gıda, kırtasiye ve kıyafet yardımlarından da faydalanacak.
Siz de Van’da en az bir yıllık süre ile her ay 90 TL karşılığında bir veya birden fazla yetimin bakımını üstlenebilir ya da yetim fonuna her türlü bağış ve desteği sağlayabilirsiniz. Bu iyilik kervanına katılmak için
http://www.ihh.org.tr/yetimtalep/yeni/ adresinden sponsor aile formu doldurabilir, 0212 631 21 21 numaralı telefondan bilgi alabilirsiniz.
dosya
17
epremi İHH Van dalışmaları yardım ç
VAN ACİL İHTİYAÇ L İSTESİ İHH e
kiplerinin s aha çalışma ları sonucu edilen ihtiy tespit aç listesi şu ş e kildedir: • Konteyn er
• Prefabr ik oda ve • Mutfak konutlar malzemele • Isıtıcılar ri • Yatak • Her tür lü muhafa • Bebek b za edilebil ezi ir gıda • Umumi banyo ve • K adın hijye tuvaletler n kitleri • İçme su yu • Genel te mizlik ürü nleri (sabun, şa
mpuan, h avlu vb.)
dosya
18
epremi İHH Van dalışmaları yardım ç
Van-Erciş’te güzel bir gelecek için Ayşe Olgun
B
inlerce hayatı birkaç saniye içerisinde hiç olmadığı kadar değiştirerek canlı bir kenti koca bir çadır kente dönüştüren 7.2 büyüklüğündeki depremin ardından gönüllü psikolog ve anaokulu öğretmenlerinden oluşan beş kişilik bir ekiple Erciş’e ulaştık. İHH olarak Kurban Bayramı’nda Van-Erciş’teki çadır kentlerden birinde depremzedeler için açtığımız “Psikolojik Destek ve Eğlence Çadırı” ile deprem çocuklarına yönelik eğitici ve eğlendirici faaliyetler gerçekleştirdik.
Çadır kentte yaşam Ekip olarak kaldığımız ve çalışma yaptığımız 99 çadırın bulunduğu çadır kentte yaklaşık 500 depremzede barınıyor. Depremzedeler dondurucu hava şartlarında elektrikli sobalar ve battaniyelerle ısınmaya çalışıyorlar. Üç öğün yemek dağıtan iki dernek, bir mobil hastane ve otomatik çamaşır makinelerinin bulunduğu bir çamaşırhanenin hizmet verdiği çadır kentte, akşamları su dağıtımları yapılıyor. Saniyeler içerisinde evlerini, işlerini, yakınlarını, düzenlerini kısacası günlük yaşamda sahip oldukları her şeyi kaybeden depremzedeler yaşadıklarını büyük bir kaygı içerisinde anlatıyorlar. Gün içerisinde insanlar her an ilk deprem anında yaşadıkları korkuyu tekrar hissediyorlar. Bu tür felaketlerin en masum ve yıkımdan en fazla etkilenen grubunu ise her zaman olduğu gibi yine çocuklar oluşturuyor. Çadır kentteki 250-300 çocuk sabahın erken saatlerinden itibaren çadırlarından çıkıyor, soğuk hava şartlarına aldırmadan geç saatlere kadar dışarıda vakit geçiriyor. Çocuklardan bazıları depremden sonra çadır da olsa kapalı
alanda kalmaya korkuyor, bazıları da tam tersi çadırdan çıkmak istemiyor. Bölgeden iki öğretmenin de katıldığı ekibimizle açtığımız rehabilitasyon çadırımızdaki çalışmalarımız sabahın erken saatlerinden akşama kadar devam ediyor. Çocuklarla birlikte oyunlar oynuyor, resimler çiziyor, şarkılar söylüyor, yaptığımız travma odaklı çalışmalarla şahit oldukları o büyük yıkımın olumsuz etkilerini kırmaya çalışıyoruz.
Yetim ziyaretlerimiz 600’den fazla insanın yaşamını yitirdiği Van-Erciş depremi geride 205 yetim bıraktı. Erciş merkezde kurulan İHH Yetim Kriz Masası’na gelen başvurular ile kaymakamlık tarafından tespit edilen deprem yetimlerini İHH’nın bölgedeki sorumlusu ile çadırlarında veya kaldıkları evlerde ziyaret ettik. İHH, anne babalarını yitiren çocukları Sponsor Aile Sistemi çerçevesinde destek kapsamına aldı. Bundan sonra Van-Erciş yetimlerinden 140’ının barınma, gıda, giysi, sağlık ve eğitim ihtiyaçlarına İHH olarak katkıda bulunacağız.
dosya
19
epremi İHH Van dalışmaları yardım ç
dosya
20
epremi İHH Van dalışmaları yardım ç
Enkazdan çıkan hayatlar Enkaz altından çıkarılan 14 yaşındaki Büşra ile kaldığımız çadır kentteki çadırlara yaptığımız bayram ziyaretinde tanıştık. Depremde enkaz altında kalan Büşra’nın ayakları kırılmış: “Deprem sırasında bir öğrenci evinde 15 arkadaşımla birlikte matematik çalışıyorduk. Öğrenci evi altıncı kattaydı. Sarsıntı başladığında bulunduğumuz odadan çıkıp koridora yöneldiğimizde önce yer yarıldı ve birden uçsuz bucaksız bir boşluğa kaydığımızı hissettim. Kıyametin koptuğunu ve sonsuzluğa doğru sürüklendiğimizi düşündüm. İlk kata düşmüştük. Üzerimizi evin tavanı kapattı. Bazı arkadaşlar sakin ol-
mamız gerektiğini söylüyordu. Enkaz altında olduğumuzu yanımdaki arkadaşlardan birinin telefonuyla ailemize bildirdik. Mesajın ulaşmayacağını düşünmüştüm. Enkaz altında üç saat kaldık. Bacağımı kıpırdatamıyordum. Bizi kurtarmak için gelen sesleri işittiğimde ise, yaklaşan adımların her hareketinde enkazın bize zarar vereceği korkusuna kapılıyordum; çünkü bulunduğum yerin hemen altında bir arkadaşım vardı; kıpırdamamalıydım.” 30 yaşındaki Mevlüde Karakaş ise depremde 16 yaşındaki kızını ve üç çocuk babası olan 42 yaşındaki ağabeyini kaybetmiş: “Deprem anında ben mutfaktaydım. Kızlarım Rumeysa ile Hayrunnisa ise odalarındaydı.
Sarsıntıyla birlikte oturduğumuz altı katlı bina âdeta yerin içine girdi. Kızım Rumeysa’yı kurtaramadık. Oğlum Yusuf Taha ise binanın çatı katındaydı, yarım saat enkaz altında kaldı. Depremde kardeşimi ve kızımı kaybettim. Evladımın acısı o kadar derin ki kardeşiminkini unutturuyor bana.” 30 yaşında iki çocuk annesi Figen Hanım ise depremden bir gün önce oturduğu binanın bir üst katına taşınmış. Biri 4, biri 12 yaşlarında iki oğlu var. Depremin tümüyle yerle bir ettiği evini anlatırken yaşadığı travmayı okuyorsunuz yüzünden: “Kendimize ve çocuklarımıza ilk kez mobilya takımı almıştık. Daha borçlarını bile ödeyememiştik. »
dosya
21
epremi İHH Van dalışmaları yardım ç
Deprem günü yeni taşındığımız için çok yorgunduk. Geç saate kadar uyuduk. Saat 2’ye doğru büyük bir sarsıntıyla ev yerinden oynadı. Ben, küçük oğlum Nihat’ı kucağıma alarak hızla apartmandan çıktım. Çıkar çıkmaz koca bina yerle bir oldu. O şokla büyük oğlumun varlığını unutmuşum. Babası hatırladı Hamidullah’ı. Hamidullah bir alt kata düşmüş ve boynu incinmişti. Onu enkazdan kurtarma ekipleri çıkardı.”
Edremit depremi 9 Kasım’da meydana gelen 5.6 büyüklüğündeki ikinci deprem sırasında biz Van’da şehir merkezinde ilk depremde sağlam kalabilmiş binalardan birindeydik. Akşam saat 20.00 sularında o günkü çalışmamız bitmiş, 10 kişilik bir grupla koridorda ertesi günkü programımıza ilişkin çalışıyorduk ki, bulunduğumuz bina korkunç bir şekilde sallanmaya başladı. Ölümle yaşam arasında ince bir çizgideydik sanki.
Şehadetler getiriyor, sonunu kestiremediğimiz o anın bir an önce bitmesi için dua ediyorduk. Her şey 15 saniye sürmüştü ama bu kısacık anda sarsıntının şiddetinden ötürü yerimizden dahi kıpırdayamamıştık. Sarsıntı biter bitmez binayı hızlı bir şekilde sakince terk ettik. Hava çok soğuktu. Bulunduğumuz caddeye toplanan depremzedelerin bir kısmı ağlıyor bir kısmı da panik ve korku içindekileri teskin etmeye çalışıyordu. Edremit depremi yavaş yavaş kaygı ve korkularından kurtulmaya çalışan depremzedeleri bir kez daha derinden sarsmıştı. Bölgede kaldığımız 10 günün ardından acısıyla tatlısıyla birlikte güzel anlar yaşadığımız Erciş’in misafirperver ve sıcak insanlarından ayrılmak kolay olmadı. Ayrılırken bizleri biraz olsun rahatlatan ise Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın çadır kentte açtığı Sevgi Kreşi ile yaptığımız çalışmanın devam edecek olması idi.
Van’ı neler bekliyor? Van-Erciş’te ilk depremin üzerinden günler geçtiği hâlde artçı sarsıntılar uzun süre devam etti. Meydana gelen her artçı insanlarda büyük bir tedirginliğe sebep olurken onların normal hayata dönmesini zorlaştırıyor. VanErciş’e ulaşan maddi manevi her türlü yardım depremzedelerin yaşamlarına kaldıkları yerden devam edebilmeleri için hayati önem taşıyor. Yardımların sürekliliğini sağlayarak depremzedeleri gelecek kaygısından uzaklaştırıp yalnız olmadıklarını hissettirmek bölge halkına yapılacak en büyük hizmet olacak. Ayrıca psikoloji, psikiyatri, okul öncesi eğitim ve rehberlik ve danışmanlık hizmetlerinin insani yardım çalışmalarına paralel olarak bölgede etkin olarak yürütülmesi depremzedelerin günlük hayata adapte olabilmeleri için son derece önemli.
gündem
22
ika acil Doğu Afr ı alışmalar yardım ç
İHH DOĞU AFRİKA ACİL YARDIM ÇALIŞMALARI İ
HH, son 60 yılın en şiddetli kuraklığının yaşandığı Doğu Afrika’da temmuz ayı başından bu yana acil yardım çalışmalarını sürdürüyor. Kenya, Etiyopya ve Somali’de muhacir kamplarında ve göç yollarında hayatta kalma mücadelesi veren insanlara gıda ve sağlık yardımları yapıyor, su kuyusu, okul ve konut inşası gibi uzun vadeli projeleri bir bir hayata geçiriyor.
Somali İHH’nın Somali’de yaşanan kuraklığın etkilerini azaltmak için yaptığı çalışmalar 2011 Mart ayı içerisinde başladı. Somali’nin başkenti Mogadişu ile Aşağı ve Orta Shabelle bölgelerinde mart ayından bu yana 2 milyonun üzerinde insana insani yardım ulaştırıldı. İHH’nın Somali’ye yaptığı yardımlar Aralık 2011 itibarıyla toplam 15.596.436 TL bütçeye ulaştı.
Kenya Kenya-Somali sınırındaki Dadaab bölgesinde Ifo, Dagahley ve Hagadari kamplarında Aralık 2011 itibarıyla toplam 557.200 kişiye insani yardım malzemesi dağıtıldı. Ülkede yürütülen yardım çalışmasının bütçesi 4.683.521 TL’ye ulaştı.
Etiyopya Aralık ayı itibarıyla Etiyopya’da yapılan yardımların bedeli 1.511.310 TL’ye ulaştı.
gündem
23
ika acil Doğu Afr ı alışmalar yardım ç
Sponsor Aile Sistemi ile Desteklenen Yetimler Son güncelleme (12.12.2011)
Yetim Sayısı
1
Somali
3.008
2
Etiyopya
1.018
3
Cibuti
50
4
Toplam
4.076
Doğu Afrika Kuraklık Kampanyası Çerçevesinde Vakfımıza Gelen Bağışlar Son güncelleme (12.12.2011)
Ayni yardımların değeri
8.500.000 TL
Nakdi yardımların değeri
57.681.000 TL
Genel Toplam
66.181.000 TL
gündem
24 maları
alış yardım ç
Somali’ye 700 tonluk yardım İHH İnsani Yardım Vakfı, Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD)’nın 18 Ekim’de yola çıkan yardım gemisiyle Somali’ye temel gıda maddeleri ve ihtiyaç malzemelerinden oluşan 700 tonluk yardım gönderdi. Dışişleri Bakanlığı, Sağlık Bakanlığı, Diyanet İşleri Başkanlığı, TİKA, Devlet Hava Meydanları İşletmesi, Kızılay, Türkiye Diyanet Vakfı ve İHH gibi sivil toplum kuruluşlarının iş birliği
ile 18 Ekim’de Mersin Limanı’ndan hareket eden gemide 16 milyon TL tutarında ve yaklaşık 5.000 tonluk insani yardım malzemesi bulunuyordu. Doğu Afrika’ya yönelik yardım çalışmalarına temmuz ayından bu yana devam eden İHH’nın bölgeye gönderdiği yardım malzemeleri arasında bebe bisküvisi, un, sıvı yağ, şeker, kırtasiye malzemesi, ayakkabı, kumaş vb. temel ihtiyaç maddeleri yer alıyor.
gündem
25
ika acil Doğu Afr ı alışmalar yardım ç
Somalili çocuklarımız evlerine döndü Somali’de tedavi imkânı bulamadıkları için 13 Eylül’de İHH, TİKA ve Türk Hava Yolları iş birliği ile Türkiye’ye getirilen 5’i kalp hastası 14 çocuk bir ay süren tedavilerinin ardından ülkelerine döndü. 5’i Mehmet Akif Ersoy Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde, 9’u ise Esenler Avicenna Hastanesi’nde tedavi gören çocuklardan beş aylık Hani Ahmed İstanbul’a geldi-
ğinde sadece 2,5 kilo ağırlığındaydı. Hani Ahmed bir aylık tedavinin ardından 6 kiloya ulaştı. Yaşları 2 ila 15 arasında değişen beş çocuk ise kalp rahatsızlıkları nedeniyle bir dizi operasyon geçirdi. Refakatçileri ile birlikte kalan ve tedavi ve barınma masrafları İHH tarafından karşılanan çocuklar 14 Ekim’de ülkelerine döndü.
gündem
26
ika acil Doğu Afr ı alışmalar yardım ç
Kuveyt’in yardımları İHH ile Somali’ye ulaşacak Kuraklıkla mücadele eden Somali’ye bugüne kadar üç yardım gemisi gönderen İHH İnsani Yardım Vakfı sadece Türkiye’de değil farklı ülkelerde toplanan bağışları da bölgeye ulaştırıyor. Kuveytli Kavafil ve Direct Aid kurumları ülkelerinde topladıkları yardımları İHH’nın 6.000 ton kapasiteli gemisi ile Somali’ye gönderdi. Türkiye’den ayrılan ve Kuveyt’in Shuwaikh Limanı’nda yükleme işlemleri tamamlanan gemi 27 Kasım’da Mogadişu’ya ulaştı.
Somali’de yetimhane kompleksinin temeli atıldı İHH, son 20 yılına iç savaş, siyasi istikrarsızlık ve doğal afetlerin damgasını vurduğu Somali’de bir yandan kuraklığa karşı acil yardım çalışmaları yaparken bir yandan da bölge halkı için uzun vadeli projeleri hayata geçiriyor. Başkent Mogadişu’da inşa edilecek yetimhane kompleksinin temeli Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ ve Somali Büyükelçisi Cemalettin Kani Torun’un katıldığı bir törenle atıldı. Yaklaşık 2 milyon dolara mal olacak yetimhaneden yatılı olarak 200 yetim faydalanacak. Komplekste erkek ve kızlar için ayrı iki yatakhane, 1.400 kişi kapasiteli bir okul, klinik, Kur’an okulu, su kuyusu, market ve cami bulunacak. 12.000 m² alan üzerine inşa edilecek yetimhane kompleksinin bir yıl içerisinde tamamlanması planlanıyor.
gündem
27
ika acil Doğu Afr ı alışmalar yardım ç
Dadaab’da tanıklıklar Ali Ayçil Kurban Bayramı’nı İHH’nın davetlisi olarak Kenya-Somali sınırındaki Dadaab Mülteci Kampı’nda geçirdik. Bu benim Afrika kıtasında bir ülkeye ilk seyahatimdi. Dadaab Kampı’nı oraya gitmeden önce televizyondan defalarca izlemiş, Somalili mülteciler hakkında ekranların gösterebildiği ölçüde fikir sahibi olmuştuk. Ancak ekranlara sığan hayatla hayatın gerçeği arasında telafi edilemez bir açık bulunduğuna bir kez daha tanıklık ettik. Sayıları 700.000’e varan mültecilerin çadırlarının ortasında durup her şeyin yolunda gittiği coğrafyalarda hayal bile edilemeyecek manzaralara bakınca kendinizle, dünyayla, insanlıkla bir kez daha ciddi bir yüzleşme içerisine giriyorsunuz. Fakat bazıları var ki, onlar artık bu yüzleşme faslını çoktan geçmiş. Yapılması gereken neyse onu yapmaya başlamışlar. İHH’nın Dadaab’daki gönüllü gençleri bunun güzel bir örneği. İHH dışında bölgede sürekli bulunan ve belli bir sistem dâhilinde yardım organize eden başka bir sivil yardım kuruluşu da bulunmuyor zaten. Yalnızca bayram münasebetiyle kurban yardımında bulunmak için gelen muvakkat gönüllüler var. Bu gönüllü kuruluşların da -Malezyalı bir ekip hariç- tamamı ya Türkiye’den ya da Avrupa’daki Türklerden oluşuyor. Sözü fazla uzatmayacağım. Açıkçası ben, İHH’nın hem İslam dünyası hem de insanlık için ne denli önemli bir kuruluş olduğunu Dadaab Kampı’nda gözlemleme fırsatı buldum. Bu kurumun Mavi Marmara eksenli siyasi manşetlere sıkıştırılamayacak denli geniş bir insanlık görevinin ve tecrübesinin olduğunu da orada gördüm. Umuyorum ki, gelecekte insanın insana muhtaç olduğu her yere ellerini uzatabilecek kadar güçlenirler. Bize dünyanın başka yerlerinde neler olduğunu gösterdikleri için onlara teşekkür ediyorum.
Röpor taj
28
SOMALİ’DE ÖLENLER İNSAN, TIPKI GERİDE KALANLAR GİBİ... İHH İnsani Yardım Vakfı’nın Somali partneri ZamZam Foundation’ın Başkanı Şuayb Abdullatif ile Somali’de yaşanan kuraklık krizini konuştuk. Röportaj: H. Zehra Kavak Tercüme: Gül Şen, Emrin Çebi Şuayb Bey, son aylarda takip ettiğimiz üzere Somali’de ciddi bir insani kriz yaşanıyor. Somali’de insani durum hâlihazırda nasıl? Somali halkı neler yaşıyor?
Somali’de hayat tarım ve hayvancılığa yani bir anlamda yağmura bağlı. Son iki yıldır ise hiç yağmur yağmadı. Somali’de ölenler insan, tıpkı geride kalanlar gibi...
Şu an Somali oldukça zor bir durumda. Somali’de yaşanan krizin sebebi bilindiği gibi uzun süreli kuraklıklar. Somali’deki kuraklığın etkisi son yıllarda, özellikle de son altı yılda, ciddi boyutlara ulaştı. Bildiğiniz gibi Somali’de hayat tarım ve hayvancılığa yani bir anlamda yağmura bağlı. Yağmurların azalması Somali halkı için gerçekten büyük bir sorun teşkil ediyor. Hayvanlar, hatta insanlar açlık ve susuzluk nedeniyle hayatlarını kaybetme noktasına gelebiliyor. Somali’nin güney ve orta kesimlerinde durum böyle.
Bildiğimiz kadarıyla Somali’de yıllardır süren bir istikrarsızlık var. Siyasi, sosyal ve ekonomik koşullar iyi değil. Yani Somali halkı zaten açlık ve benzeri problemler yaşıyordu. Peki, ne oldu da bu kriz derinleşti ve insanlar birden ölüm noktasına geldiler? Evet, haklısınız. Kuvvetli ve etkili bir hükümetin, istikrarlı bir siyasetin, gü-
ven atmosferinin olmayışı ülkedeki insani krizin temel sebeplerinden. Ancak geçtiğimiz yıl içerisinde tırmanan krizin asıl sebebi, kuraklık nedeniyle kaynakların azalması. Evet, Somali’de istikrarlı bir siyasi yapı yok, hükümet yetersiz. Ancak bu yeni bir şey değil. İnsanları asıl açlıktan ölme noktasına getiren kuraklığın şiddetli bir şekilde yayılması. Geçtiğimiz yıllarda Somali’nin bazı kesimlerinde yağmur yağıyordu fakat son iki yıldır oralarda da hiç yağmur yağmadı.
Peki, böylesi insani krizlerin önlenmesi ve mevcut insani krizin çözülmesi için neler yapılmalı sizce? Bu oldukça önemli bir soru. Somali’de yapılan çalışmaların öncelikle sürekliliği olmalı. Modern tarım tekniklerinin yaygınlaştırılması ve baraj yapımı gibi çalışmaların çok önemli olduğunu düşünüyorum. Tarım arazilerinin düzenlenmesi, su kuyuları ve su kanalları açılması, tarımsal üretimin artırılması gerekiyor. Somali’nin bunlara ihtiyacı var. Bunlara ek olarak ülkenin kalkınması için istihdam ve geçim kaynaklarının artırılması, ağır ve hafif
29
RöporGtöanüjllü Faaliyetleri İHH sadece belli bir alanda çalışmıyor. Eğitim ve sağlık projeleri gerçekleştiriyor, su kuyuları açıyor, yetimleri destekliyor. Bu sebeple Somali halkı İHH’ya ve Türkiye halkına müteşekkir.
sanayi alanlarında da yatırım yapılması şart. Öyle sanıyorum ki bu alanlarda ilerleme olduğu takdirde kitleleri mağdur eden felaketler yaşanmayacaktır. Diğer yandan Somali’nin ihtiyaç duyduğu istikrar ve güven atmosferinin de sağlanması gerekmektedir. Dünya Somali’nin yanında yer almalı, Somali tekrar istikrara kavuşmalı.
Bölgeye ulaşan yardımların dağıtımı noktasında herhangi bir sıkıntı var mı? Mogadişu dışına yardım ulaştırılamadığı söyleniyor. Bu durum hakkında neler söylemek istersiniz? Bu bilgi tam olarak doğru değil. Kuraklık Somali’nin güney ve orta kesimlerinde etkili. Başkent Mogadişu da güney kesimde yer alıyor. Yardımlar doğrudan Mogadişu’ya ulaşıyor, orada toplanıyor. Bunu bilen halk da Mogadişu ve çevresine geliyor. Yardımlar burada adil bir şekilde dağıtılıyor. Mogadişu dışında güney bölgelerde yaşayan insanlara da yardımlar ulaştırılıyor. Biz ZamZam Foundation olarak Mogadişu dışında da önemli oranda dağıtımlarda bulunduk. Diğer kurum-
lar Mogadişu dışına fazla çıkmadı. Bunda özel koşullar da etkili oldu. Yani kısacası yardımlar Mogadişu dışına ulaşmıyor diyemeyiz. Biz ulaştırıyoruz. Ancak Mogadişu’da nüfus yoğunluğu olduğu için dağıtımlar daha çok Mogadişu ve çevresinde yapılıyor.
Şu an açlıktan ölme noktasına gelen insanlar için neler yapılıyor peki? Evet, Somali’de insanlar açlıktan, susuzluktan ölüyorlar. Biz ulaştırdığımız yardımlarla bu krizi bir nebze olsun hafifletmeye çalıştık. Mesela artık susuzluktan ölen olmuyor. Ama açlıktan ve hastalıktan ölenler var. Bu durumun önlenebilmesi için ilk etapta yardımların aralıksız devam etmesi gerekiyor.
Somali’de zor bir durum yaşanıyor. Böyle bir krizle karşılaşmak, insanları böyle bir durumda görmek nasıl bir duygu? Somali’de ölenler insanlar, tıpkı geride kalanlar gibi... Türkiye’deki bir kişi Somali’deki kardeşinin aç olduğunu bil-
diği için üzülür, yemek yiyemez, belki uyuyamaz. Ama bunu bizzat yaşamak maalesef anlatılabilecek gibi değil.
İHH 15 yılı aşkın bir süredir Somali’de projeler hayata geçiriyor. İHH’nın oradaki insanların yaşamlarına sizce nasıl bir katkısı var? Somali insanı İHH’yı görüyor, neler yaptığını biliyor, takdir ediyor. İHH Somali’de iyi bilinen bir organizasyon. Evet, 15 yıl hiç de az bir süre değil. İHH sadece belli bir alanda da çalışmıyor. Eğitim ve sağlık projeleri gerçekleştiriyor, katarakt ameliyatları yapıyor, okullar medreseler açıyor, su kuyuları açıyor, yetimleri destekliyor. Bu sebeple Somali halkı İHH’ya ve Türkiye halkına müteşekkir.
Son olarak eklemek istediğiniz bir şey var mı? Ben sizlerin aracılığıyla Türkiye halkına ve hükümetine Somali halkına verdikleri destekten dolayı teşekkürlerimi iletmek istiyorum.
gündem
30 anışma
y Yetim Da
YETİM DAYANIŞMA GÜNLERİ İ
statistikler; dünya üzerinde savaşlar, doğal afetler, yokluklar ve sağlık problemleri nedeniyle her gün binlerce çocuğun yetim kaldığını söylüyor. Sadece Irak’ta devam eden savaş boyunca yaklaşık 5 milyon çocuğun yetim ya da kimsesiz kaldığını düşünürsek manzaranın ürkütücü boyutlarını kestirmek hiç de zor değil. Ancak dünya genelinde yetim ve kimsesiz çocuklar konusunda yeterli hassasiyet ve duyarlılığın oluştuğunu söylemek pek mümkün değil. İHH İnsani Yardım Vakfı bu noktadan hareketle yetim çalışmalarını iki paralelde sürdürüyor. Bunlardan biri dünya üzerinde çeşitli nedenlerle yetim ya da kimsesiz kalmış ve insan tacirleri, organ mafyası ya da misyoner kuruluşların hedefi hâline gelmiş çocuklara ulaşmak, diğeri ise çocukların yetim kalmasına sebep olan savaşlar, işgaller, afetler ve ölümcül hastalıklara karşı kamuoyunda duyarlılık oluşturmak.
Yetim Dayanışma Günleri ve bu yıl beşincisi düzenlenecek olan Uluslararası Çocuk Buluşması organizasyonu etkinlikleri dünya üzerinde hâlihazırda bulunduğu varsayılan 165 milyon yetimin karşı karşıya kaldığı sorunları ve ihtiyaçlarını Türkiye’nin ve dünyanın gündemine taşımayı hedefliyor.
Mart ayında 36 ülke ve bölgede yetimlerle birlikte… İHH, yetim çalışmalarını yerinde denetlemek, yetimlerle tanışmak, kaynaşmak ve moral desteği sağlamak amacıyla 16-31 Mart tarihlerinde “Yetim Dayanışma Günleri” düzenliyor. 2012’de aynı tarihlerde ikincisi düzenlenecek olan çalışmanın -tıpkı Ramazan ve Kurban çalışmaları gibi- sürekli hâle getirilmesi planlanıyor. Yetim Dayanışma Günleri’nde, dünyanın çeşitli bölgelerinde bakımını üstlendiğimiz 23.282 yetim çocuğumuzu Türkiye’den sponsor olan aileler ve gönüllülerle buluşturuyor; yetimlerimizi gönüllülerimiz, bağışçılarımız, sağlık görevlileri ve basın mensupları ile kendi ülkelerinde ailelerinin yanında ya da kaldıkları yetimhanelerde ziyaret ediyoruz. Ziyaret edilen bölgelerde ihtiyaç durumuna göre kıyafet dağıtımı, kırtasiye yardımı, sağlık taraması, evlenme çağındaki yetimlerin düğün organizasyonları, sünnet organizasyonları, battaniye-yatak dağıtımı, gıda yardımı, yetimhanelerin ihtiyaçlarının karşılanması, yetim ailelerine geçimlerini sağlamaları için çeşitli malzeme ve ürün yardımları gerçekleştiriliyor. Yetim Dayanışma Günleri, yetimlere yönelik projelerin hayata geçirilmesinin dışında, İHH’nın faaliyet bölgelerinde partner kurumların yetim çalışmalarının yakından denetlenmesi ve raporlanması, kurumlara yetim çalışmalarında ileriye dönük önerilerde bulunulması açısından da fayda sağlıyor. Filistin, Irak, Lübnan, Yemen, Burkina Faso, Somali, Sierra Leone, Etiyopya, Çad, Gana, Sudan, Tanzanya, Cibuti, Moritanya, Endonezya-Açe, Pakistan, Arakan, Bangladeş, Sri Lanka, Filipinler-Moro, Kırgızistan, Afganistan, Tayland-Patani, Keşmir, Kosova, Makedonya, Arnavutluk, Ekvador, Haiti, Tacikistan, Çeçenistan, Bosna-Hersek, Kazakistan, Ruanda, Malavi ve Türkiye olmak üzere toplam 36 ülkede yetim çalışmaları yapan İHH, 2012 Yetim Dayanışma Günleri kapsamında 22 ülkeyi ziyaret edecek. Geri kalan 14 ülkede ise; çalışmalar bölgede bulunan partner kuruluşlar aracılığıyla gerçekleştirilecek.
gündem
31
acil a ğuDAafryikaanışmrı YeDtiom m alış ala yardım Güçnleri
Yetim Dayanışma Günleri (16-31 Mart 2011) Tanıklıklar Ben Hatice Ensar Uçar. İHH İnsani Yardım Vakfı’nın gönüllüsüyüm. 2011 İHH Yetim Dayanışma Günleri çerçevesinde düzenlenen program için yedi kişilik bir ekiple Filipinler’e gittik. Moro’da İHH’nın gönüllülerin desteğiyle inşa ettirdiği yetimhanenin açılışını yaptık. Ziyaret ettiğimiz yetim çocuklarla birlikte alışverişe, pikniğe, geziye gittik; çok eğlendik. Yanımızda Türkiye’den getirdiğimiz küçük hediyeler vardı; balon, çikolata, şeker vb. ama inanın en çok ihtiyaç duydukları şey ellerinin tutulması, başlarının okşanması ve bizlerin onların yanında bulunmamızdı. Pikniğe gittiğimiz gün çocuklara çeşitli hediyeler verdik. Yanımda vereceğim bir şey kalmamıştı, baktım üzerimde İHH yeleği var, çıkarıp onu uzattım çocuklara. Bilmiyorum bir evin tapusunu kendilerine versem bu kadar sevinirler miydi? Oradaki çocukların gözlerindeki neşeyi gördüm, onların ortamlarını soludum; şimdi onlar için daha çok şey yapmak istiyorum. Kendi çocuklarımı nasıl düşünüyor ve eksikleri olmasın istiyorsam ve bunun için uğraşıyorsam Filipinler’deki çocuklar için de aynısını istiyorum. Geri dönüş zamanı gelmişti, sabahın ilk ışıklarıyla birlikte yetimhaneye gittik. Çocuklar için vakit bir hayli erkendi; buna rağmen hepsi dışarıda, cıvıl cıvıl karşıladı bizi. Onlardan ayrılmak hepimiz için çok zor oldu. O an hissettiğim burukluğu hiç unutamıyorum. İnşallah oraya ailemle birlikte gitmek de nasip olur. Şimdi onlar için bir kermes organizasyonu yapmayı planlıyoruz.
gündem
32
yanışma Yetim Da i Günler
Yetim Dayanışma Günleri (16-31 Mart 2011) Tanıklıklar Adım Orhan Demirel, peyzaj mimarıyım. Ankara İnsani Yardım Derneği Yetim Birimi’nde gönüllü olarak çalışıyorum. Geçen yıl yedi kişilik bir ekiple İHH Yetim Dayanışma Günleri etkinlikleri çerçevesinde Bangladeş’e gittim. İHH Yetim Birimi evlenme hazırlığı içinde olan yetimler için evlilik merasimi organize etmişti. Bölgede başlık parasının kızlar tarafından erkeklere veriliyor olması kızların evlenmesini zorlaştırıyor. Bu nedenle evlenemeyen yetim kızlarımızın başlık paralarını ödeyerek düğün organizasyonlarını gerçekleştirdik. Yine yetim çocuklarımız sağlık taramasından geçirildi, sünnet çağındaki çocuklarımıza sünnet merasimi düzenlendi, yetim aileleri ziyaret edildi. Bilmiyorum orada gördüklerimi size tam olarak nasıl anlatabilirim; çünkü oranın şartlarını buradan anlamak gerçekten zor. Yağmurlu bir günde kötü bir evde kalan bir aileyi ziyaret ettik. Evdeki kadın iki gündür yağmur yağdığı için ot toplamaya gidemediklerini ve aç kaldıklarını söyledi. Mülteci kamplarındaki sefaleti gördük. Türkiye’ye döndüğümde bir ay uyuyamadım. Gördüğüm manzaralar aklımdan çıkmadı. Özellikle yetim çocuklarımızla vedalaşırken onların boynuma sarılarak ağlamaları aklımdan çıkmıyor. Bizler 90 TL ödeyerek onların aylık masraflarını gerçekten karşılamış oluyoruz, bunu anladım. Bu meblağla orada bir aile bile geçinebilir. Yardımlarımızın artarak devam etmesi gerekiyor diye düşünüyorum.
gündem
33
ika acil Doğu Afr ı alışmalar yardım ç
faaliyetler faaliyetler
faaliyetler
faaliyetler
faaliyetler
faaliyet faaliyetler
faaliyetler faaliyetler faaliyetler >faaliyetler faaliyetler faaliyetler faaliyetler
faaliyetler
faaliyetler
faaliyetler
faaliyetler
34 r le t e faaliy rban
Ku
KURBANDA KITALAR DOLAŞTIK İHH İnsani Yardım Vakfı, Türkiyeli hayırseverlerin vekâlet yoluyla bağışladığı 37.500 hisse kurbanı 95 ülke ve bölgede ihtiyaç sahiplerine ulaştırdı.
ÇAD
KIRIM
PATANİ GAZZE
35 r le t e faaliy rban
Ku
İ
HH İnsani Yardım Vakfı, hayırseverlerin vekâlet yoluyla bağışladığı 37.500 hisse kurbanı 95 ülke ve bölgede ihtiyaç sahiplerine ulaştırdı. İHH’nın bu yılki kurban bölgeleri arasında bayrama ilk giren ülke Filipinler/Moro oldu. Ekiplerimiz Moro’da 500 hisse kurbanın kesimini gerçekleştirdi. Son 60 yılın en ağır kuraklığını yaşayan Afrika ülkelerinden Somali ise en yoğun kurban bağışı yapılan ülkelerin başında yer aldı. Ülkede 11.500 hisse kurban kesimi yapılarak dağıtımları gerçekleştirildi. Türkiye’de de Van dâhil 60 ilde kurban kesimi ve dağıtımı yapıldı. 23 Ekim’de meydana gelen ve büyük yıkıma sebep olan 7.2’lik depremin ardından hâlen bölgede çadır, battaniye, giysi, ayakkabı ve gıda dağıtımında bulunan, çocuklar için rehabilitasyon merkezleri kuran ve gezici aşevi hizmeti veren İHH ekipleri, bayramı Van halkıyla birlikte çadırlarda karşıladı, kapı kapı dolaşarak kurban paylarını ihtiyaç sahiplerine dağıttı.
BOSNA-HERSEK
ARNAVUTLUK NEPAL
36 r le t e faaliy rban
Ku
KIRGIZİSTAN
ROMANYA SOMALİ
İHH 1992’de kuruluşundan bu yana savaş, iç karışıklık ve afetlerin vurduğu kriz bölgelerinde kurban organizasyonları düzenliyor; mülteciler, yerinden edilmişler, yetimler ve kimsesizlere ulaşıyor. Vakıf personeli ve gönüllülerden oluşan ekiplerimiz kurban paylarını ihtiyaç sahiplerine ulaştırmanın yanı sıra söz konusu bölgelerde İHH’nın faaliyetlerini yerinde görüyor; okul, yetimhane, hastane, cami, mescit, eğitim merkezi gibi vakıf eserlerini denetliyor; hayata geçirilebilecek yeni projeler için saha çalışması yapıyor.
Tüm İslam âleminde ülfetin, kardeşlik ve dayanışma duygularının doruğa ulaştığı bu dönemde kurbanlarınızı paylaştığınız tüm ihtiyaç sahipleri adına teşekkürlerimizi sunuyoruz.
KENYA ,DADAAB
37 r le t e faaliy rban
Ku
Kurban 2011 Tanıklıklar Abdülhamit Ateş (Gürcistan, Ahıska) İHH’nın bu yılki kurban organizasyonu çerçevesinde Ahıskalı kardeşlerimize kurban paylarını ulaştırmak üzere Ahıska’ya gidiyoruz. Yunus ağabeyin evinde misafiriz. Bize ikramlarda bulunuyor. Yunus ağabey 2007 yılında vatana dönüş yapabilmiş. Babası 1944’te Özbekistan’a sürülmüş, oradan Azerbaycan’a göç etmişler. 2007 yılından beri burada yaşıyorlar. Babası 2009 yılında Azerbaycan’a akraba ziyaretinde bulunmak için vatandan ayrılmış ama geri dönmek istediğinde Gürcistan sınır kapısından geçişine izin verilmemiş. İki yıldan fazladır nine ile ayrı yaşıyorlar. Nine de vatanı eşine tercih etmiş, dedenin dönmesini bekliyor. Sadece bu durum bile Ahıskalıların vatanlarına dönüş ve orada yaşamak için ne kadar büyük bir arzu duyduklarının göstergesi. Gürcistan Parlamentosu 2007 yılında Ahıskalıların geri dönüşü için izin yasası çıkarmış. Bu yasaya göre Ahıskalılara Ahıska’da yaşama hakkı verilmiş, ama uygulamada bir şey değişmemiş. Her şey sadece kâğıt üzerinde kalmış. Şu ana kadar 5.000’den fazla aile geri dönüş için müracaat etmiş fakat sadece 75 kişi için onay verilmiş.
38 r le t e faaliy rban
Ku
Kurban 2011 Tanıklıklar Hüseyin Goncagül (Polonya) Bayramın ikinci günü Çeçen ailelerin, dul ve yetimlerin barındığı büyük mülteci kampını ziyaret ettik. Yaklaşık 10 yıldır bu kampta kalan mülteci çocuklar özellikle meçhul gelecekleri için yarına hazırlanmak zorundalar. Çoğunluk kadın ve çocukların yaşadığı kampın günlük ihtiyaçlarının BM ve Polonya devleti tarafından görüldüğünü öğrendik. Kişi başına aylık 10 dolar harçlık veriliyormuş. Bu miktar çocukların ne kıyafet ne de kitap kırtasiye ihtiyaçlarını karşılayabilmek için kâfi. Tatar Müslümanların Çeçen kardeşlerine ilgi ve alakası çok sıcak ve yakın. Buradaki iltica şartları Türkiye’ye nispeten iyi. Çünkü en azından bir kimlik verdikleri için okula gitme ve hastanede tedavi görme şansları var. Kampa girerken onların konuştukları dili yani ne Çeçenceyi ne de Polonyacayı bildiğimizden ortak sloganımız olan ”Selam Aleyküm” ve “Bayram mübarek” sözleriyle tokalaşıp selamlaşıyoruz. Daha sonra onların da yardımıyla sıraya giren herkese adil bir şekilde eldeki tartı aleti ile kurban eti dağıtımına geçiyoruz.
ÇAD
39 r le t e faaliy rban
Ku
Kurban 2011 Tanıklıklar Oğuzhan Olaş (Jammu Keşmir) Bölgede Hindistan ordusunun yoğunluğu hemen fark ediliyor. 700.000’e yakın Hint askerinin burada konuşlandığı söyleniyor. Gittiğiniz her yerde, attığınız her adımda ağır silahlı askerler gözünüzün içine bakıyor. Havaalanından çıkar çıkmaz yüksek duvarlarla çevrili asker askerÎ garnizonlar dikkat çekiyor. Ana yollarda hızınızı kesen asker askerÎÎ barikatlarla sık sık karşılaşıyorsunuz. Hint askerleri her yerde; şehirlere ve kasabalara hâkim bütün tepelere helikopter pistleri ve asker askerÎ üstler yerleştirilmiş. Bölgede görüşme imkanı bulabildiğimiz entelektüellerin en fazla şikâyet ettikleri konu Keşmir meselesinin uluslararası arenada hak ettiği değeri görmemesiydi. Oysa Keşmir’de yıllardır yaşanan çile ve ızdırabın sonucu olarak 80.000’i aşkın insan hayatını kaybetmiş, 100.000’i aşkın çocuk yetim ve kimsesiz kalmış. “Asya’nın cenneti” tasvirini hak eden Jammu Keşmir, çatışmalarda uğradığı yıkımla Türkiye’den maalesef en az 50 yıl geride kalmış durumda. Ancak Keşmirliler gayretli, sabırlı ve kendine güvenleri yüksek. Özgür Keşmir idealinin bir gün gerçek olacağından en ufak şüpheleri yok.
40 r le t e faaliy osyal Yardımlar
S
YETİM ÇALIŞMALARI 1
992 yılından bu yana savaş, işgal ve doğal afet bölgelerinde sürdürdüğü yetim çalışmalarına 2007 yılından itibaren Sponsor Aile Sistemi çalışmasını ekleyen İHH, Ocak 2012 itibarıyla dünyada Türkiye dâhil 36 ülke ve bölgede 23.282 yetimin bakımını üstlendi. Türkiye’de 30 şehirde devam eden çalışma kapsamında da 1.964 çocuğumuz Sponsor Aile Sistemi’ne dâhil edildi. Sponsor Aile Sistemi ile yetimleri ve yetim ailelerini destekleyen İHH Ramazan, kurban, eğitim, sağlık vb. sosyal yardım projeleriyle de yetimlere yönelik dönemsel yardımlarına devam ediyor.
Siz de en az bir yıllık süre ile her ay 90 TL karşılığında bir yetimin bakımını üstlenebilir ya da imkânlarınız ölçüsünde yetim fonuna her türlü bağış ve desteği sağlayabilirsiniz. Bu iyilik kervanına katılmak için http://www.ihh.org.tr/ yetimtalep/yeni/ adresinden sponsor aile formu doldurabilir, 0212 631 21 21 numaralı telefondan bilgi alabilirsiniz.
41 r le t e faaliy osyal Yardımlar
S
Yetimlerimizle bayramlaştık İHH İnsani Yardım Vakfı Kurban Bayramı’nda da yetimlerin yanındaydı. 95 ülkede gerçekleştirilen kurban çalışmalarında dul ve yetimlere öncelik veren vakfımız, yetimlerin bayramlıklarını da unutmadı. Kurban Bayramı münasebetiyle dünyanın çeşitli bölgelerine giden ekiplerimiz gittikleri bölgelerdeki yetimlere bayramlık kıyafetler hediye ettiler. Türkiye’de 3.000 yetimi giydiren İHH Etiyopya, Malavi, Moritanya, Somali, Sudan, Irak, Lübnan, Arnavutluk, Bosna-Hersek, Pakistan ve Filistin’deki çalışmalarıyla toplam 8.950 yetime bayramlık hediye etti. Açe, Moro, Pakistan ve Bangladeş’te hizmete açılan yetimhaneleri de ziyaret eden ekiplerimiz, yetimlerle teker teker bayramlaştı, yanlarında götürdükleri çeşitli hediyelerle bayram sevinçlerine ortak oldu. Ayrıca inşası devam etmekte olan Patani, Malavi ve Afganistan’daki yetimhaneler de yerinde incelendi, çalışmalar hakkında bilgi alındı. 650.000 çocuğun sadece AIDS nedeniyle yetim kaldığı Malavi’de Boğaziçi Üniversitesi’nden bir grup öğrencinin girişimleriyle Blantyre şehrinde inşa edilen yetimhane ziyaret edildi. Ocak ayında inşaatı tamamlanarak hizmete girecek olan Malavi Boğaziçi Yetimhanesi 40 yetime yuva olacak.
36 ülke ve bölgede 23.282 yetim İHH İnsani Yardım Vakfı yetim çalışmaları kapsamında her geçen gün yeni ülke ve bölgelere ulaşıyor, daha fazla yetimin elinden tutuyor. Bu yıl Bosna-Hersek, Malavi, Keşmir, Tacikistan, Kırgızistan, Patani, Ruanda ve Türkiye’de de Van ili İHH yetim çalışmaları kapsamına alındı. Aralık 2011 itibarıyla Bosna’da 50, Malavi’de 30, Keşmir’de 50, Tacikistan’da 30, Kırgızistan’da 29, Patani’de 50, Ruanda’da 30, Van’da ise 114 yetim artık sizlerin desteğiyle büyüyecek. Ayrıca yıl içerisinde 7.345 yetim çocuğumuz Sponsor Aile Sistemi kapsamına alındı.
42 r le t e faaliy osyal Yardımlar
S
36 Ülke ve Bölgede 23.282 Yetim AFRİKA Burkina Faso 80 • Somali 3.008 • Sierra Leone 300 • Etiyopya 1.018 • Çad, 195 • Gana 100 • Sudan 404 • Tanzanya 297 • Cibuti 50 • Moritanya 200 • Malavi 30 • Ruanda 30
LATİN AMERİKA Ekvador 7 • Haiti 52
ORTADOĞU Filistin 10.479 • Irak 2.238 • Lübnan 380 • Yemen 50
43 r le t e faaliy osyal Yardımlar
S
BALKANLAR Bosna-Hersek 50 • Kosova 65 • Makedonya 184 • Arnavutluk 458
TÜRKİYE 2.126
KAFKASYA Çeçenistan 170
GÜNEYDOĞU ASYA Açe 86 • Pakistan 509 • Arakan 54 • Bangladeş 50 • Sri Lanka 300 • Filipinler-Moro 40 • Patani 50
ORTA ASYA Keşmir 50 • Afganistan 98 • Kırgızistan 29 • Tacikistan 30 • Kazakistan 15
44 r le t e faaliy osyal Yardımlar
S
Açeli yetimler üniversiteli oluyor Açe İstanbul Yetimhanesi’nin ilk misafirlerinden Wildanun Sudirman, Yuni Rahmayanti ve Novita Sari büyüdü ve üniversite çağına geldi. Eğitimlerine Türkiye’de devam etmeye karar veren Açeli üç kızımız İstanbul’da TÖMER ve yurt dışından gelen kız öğrencilere yönelik sosyal ve kültürel çalışmalar yapan uluslararası öğrenci derneği Sefire-i Âlem’de Türkçe öğrenmeye ekim ayında başladı. Türkiye’de sürdürecekleri eğitim hayatları boyunca barınma ve eğitim giderleri İHH tarafından karşılanacak Açeli kızlarımız sizlerin katkılarıyla eğitimlerini tamamladıktan sonra ülkelerine dönüp Açe’nin geleceği için çalışacaklar. Açe’de 2004 yılında yaşanan tsunaminin ardından 232.000 kişi hayatını kaybetmiş, çok sayıda çocuk da yetim kalmıştı. Felaketin ardından bölgeye giden İHH İnsani Yardım Vakfı, burada yetimler için Açe İstanbul Yetimhanesi’ni inşa ederek yetim çocuklara sahip çıkmıştı. Açe İstanbul Yetimhanesi bugün 85 Açeli çocuğu misafir ediyor.
Yetim ailelerine psikolojik destek İHH İnsani Yardım Vakfı yetim çalışmaları kapsamında yetim ailelerine yönelik psikolojik destek projesini hayata geçirdi. İHH yetkililerinin ve gönüllü uzmanların gözetiminde yapılan çalışmalar psikolojik destek talebinde bulunan 16 aile ile başlatıldı. Proje Neslihan Arıcı, Sümeyye Rale Çalış, Hatice Kübra Aslan ve Sezgin Bulut’tan oluşan gönüllü ekibin gözetmenliğinde devam ediyor. Proje kapsamında psikolojik desteğe ihtiyacı olan yetim anneleri ve yetimler düzenli terapi görüyor ya da ilgili tedavi merkezlerine yönlendiriliyorlar.
45 r le t e faaliy osyal Yardımlar
S
Sponsor Aile Sistemi’nde “sponsorluk bedeli” değişti Kıymetli iyiliksever dostumuz, 1992 yılından bu yana savaş, işgal ve doğal afet bölgelerinde gerçekleştirdiği yetim çalışmalarına 2007’de Sponsor Aile Sistemi’ni dâhil eden İHH İnsani Yardım Vakfı, sizlerin desteğiyle Türkiye’de ve dünyada yardıma muhtaç yetim ve kimsesiz çocuklara ulaşıyor.
Dört yıldır herhangi bir değişikliğe uğramadan uygulanan sponsorluk bedeli, yetim çocuklara giden yardımların döviz bazında azalmaması için Amerika ve Avrupa’da yaşanan ekonomik kriz ve döviz kurlarındaki dalgalanmalar da göz önünde bulundurularak değiştirilmiştir.
Bildiğiniz gibi vakfımız yetim çalışmalarını eğitim, sağlık, barınma vb. sosyal yardım projeleriyle dönemsel yardımlar ve düzenli yardımlar olmak üzere iki ayrı kategoride sürdürüyor. 2007 yılından itibaren hayata geçirdiği Sponsor Aile Sistemi uygulaması çerçevesinde Türkiye ile birlikte dünyada 36 ülke ve bölgede 23.282 yetim düzenli yardımlarla destekliyor.
1 Ocak 2012’den itibaren uygulamaya girecek olan yeni düzenlemeye göre, bir yetimin barınma, beslenme, sağlık ve eğitim masraflarına katkı sağlayan sponsorluk bedeli aylık 90TL olacaktır.
Bu sistem sayesinde yetim çocuklarla onları desteklemek isteyen siz gönüllü aileler arasında köprü olan vakfımızın, bugünün ekonomik şartları nedeniyle aylık sponsorluk bedelini güncellemek durumunda kaldığını sizlere bildirmek isteriz.
İnanıyoruz ki, savaş, doğal afet ve kuraklık nedeniyle yetim kalmış çocuklarımıza sizin hayırsever ellerinizden uzanan bu iyilik halesi, her geçen gün biraz daha güçlenerek tüm dünya için umut olmaya devam edecek. Bizlere bu kutlu çalışmada verdiğiniz her türlü katkı için minnettarız. Saygılarımızla İHH İnsani Yardım Vakfı
46 r le t e faaliy osyal Yardımlar
S
Suriyeli mültecilere gıda yardımı Suriye’de hükümete bağlı ordu birliklerinin sivillere yönelik saldırıları mart ayından bu yana devam ediyor. Saldırılar sebebiyle can güvenliği kalmayan binlerce Suriyeli Lübnan’a sığınmış durumda. İHH İnsani Yardım Vakfı Lübnan’da zor koşullarda yaşam mücadelesi veren Suriyeli mülteci ailelere yardım çalışmalarını aralıksız sürdürüyor. Geçtiğimiz aylarda Vadi Melid ve Meşte bölgelerinde mültecileri ziyaret eden ekiplerimiz 250 aileye gıda ve tüp gaz dağıtımında bulundu. Lübnan’a sığınan 3.500 mülteciye ilk günden itibaren yardım ulaştıran İHH, mülteci ailelerin ihtiyaçlarının tespiti konusunda çalışmalarına devam ediyor. İHH’nın Suriyeli mültecilere yönelik yardım çalışmaları önümüzdeki günlerde de devam edecek.
Tayland’a acil yardım Her sene muson yağmurlarının taşkınlara sebep olduğu Tayland’da, temmuz ayında başlayan ve üç ay devam eden yağışlar 602 kişinin ölümüne sebep oldu. 2,3 milyon insanı etkileyen sel felaketinin ülkede 5,1 milyar dolarlık zarara yol açtığı tahmin ediliyor. Son 50 yılın en büyük sel felaketinin vurduğu Tayland’da İHH, acil yardım çalışması gerçekleştirdi. İHH ekibi, selden en çok etkilenen başkent Bangkok ve Pathum Thani şehirlerinde 700 aileye gıda yardımında bulundu.
47 r le t e faaliy osyal Yardımlar
S
Su kuyuları hayat veriyor İHH’nın temiz içme suyuna erişimde sıkıntı yaşanan coğrafyalarda yürüttüğü su kuyusu açma çalışmaları devam ediyor. 2000 yılında başlayan su kuyusu projeleri Afrika ve Asya ülkelerine bereket oluyor, kurumuş topraklara hayat veriyor. İHH, geçtiğimiz üç ay içerisinde Afrika’da Etiyopya, Somali, Burkina Faso, Çad, Kamerun ve Kenya’da; Asya’da da Keşmir ve Kırgızistan’da 172 su kuyusunu daha hizmete açtı. Kampanya kapsamında hizmete açılan kuyu sayısı 2011 Aralık ayı itibarıyla 2.572’ye ulaştı.
48 r le t e faaliy osyal Yardımlar
S
Pakistan’da sel felaketinin yaraları sarılıyor İHH İnsani Yardım Vakfı, son iki yıl içerisinde art arda gelen sel felaketleri ile boğuşan, milyonlarca kişinin evsiz kaldığı ve bazı eyaletlerde alt yapının büyük oranda zarar gördüğü Pakistan’da uzun vadeli projelerini bir bir hayata geçirmeye devam ediyor. Aralık ayında Pakistan’a altı günlük bir ziyarette bulunan İHH İnsani Yardım Vakfı görevlileri ve Bursa İHH
gönüllülerinden oluşan 21 kişilik ekip, yetimhane ve cami açılışları gerçekleştirdi, 100 çocuğa bisiklet hediye etti, 15 genç çift için düzenlenen düğün törenine katıldı ve İHH’nın Haripur, Rara ve Msal yetimhanelerinde yetim çocuklarla bir araya geldi.
49 r le t e faaliy osyal Yardımlar
S
Muzaffergarh’da II. Abdülhamit Camii açıldı Pencap eyaletinin güneyinde bulunan yaklaşık 2,5 milyon nüfuslu Muzaffergarh şehrinde Bursa İHH gönüllülerinin bağışlarıyla geçen yıl temeli atılan ve II. Abdülhamit Han ismi verilen cami hizmete açıldı. Indus ve Chenab nehirleri arasında yer alan şehirde coğrafi konumu sebebiyle geçtiğimiz yıl yaşanan sel felaketinden en çok etkilenen bölgelerden biri olan Hamzawala’da inşa edilen caminin açılışında İHH İnsani Yardım Vakfı görevlileri, Bursa İHH gönüllüleri ve İHH’nın partner kuruluşu Khubaib Foundation yetkilileri de hazır bulundu. 150 m²lik cami Hamzawala’nın yerlilerinden bir hayırseverin bağışladığı arazi üzerine inşa edildi.
50 r le t e faaliy osyal Yardımlar
S
Haripur’da yetimhane açılışı gerçekleştirildi Pakistan’ın kuzeyindeki Khyber Pakhtunkhwa eyaletinin Haripur bölgesinde 2010’da yaşanan sel felaketinin ardından projelendirilen ve hızlı bir şekilde yapımı tamamlanan Haripur Emir Sultan Yetimhanesi hizmete açıldı. Bursa İHH gönüllüleri tarafından yaptırılan ve 2 milyon TL’ye malolan yetimhane 210 yetime ev sahipliği yapacak. Yetimhane açılışında Khyber Pakhtunkhwa Eyalet Valisi Mesud Kavuser, Türkiye’nin İslamabad Büyükelçisi Babür Hızlan ve çok sayıda Türk ve Pakistanlı davetli de hazır bulundu. Emir Sultan Yetimhanesi’nin bulunduğu 100 dönümlük kompleks içerisinde toplam dört yetimhane, iki yemekhane, spor ve konferans salonları, anaokulundan üniversiteye kadar eğitim kurumları ve sosyal alanlar inşa edilecek. Haripur Yetim Eğitim Kompleksi tamamlandığında 800 yetimin barındığı, 2.000 öğrencinin eğitim gördüğü bir kompleks olacak.
51 r le t e faaliy osyal Yardımlar
S
Pakistanlı yetimleri evlendirdik Hamzawala’da İHH heyetinin gerçekleştirdiği programlar arasında toplu düğün organizasyonu da vardı. 15 çiftin evlendirildiği düğün töreninde tüm masraflar İHH tarafından karşılandı. İHH heyeti yeni evli çiftlere çeşitli hediyeler takdim ederken program düğün yemeği ile son buldu.
52 r le t e faaliy ağlık Yardımları
S
Katarakt ameliyatları sayesinde 54.909 Afrikalı artık görüyor Afrika genelinde gözle ilgili rahatsızlık yaşayan 12 milyon insanın yarısı katarakt hastası. Sahra Kuşağı üzerinde yer alan Nijer, Çad, Mali, Burkina Faso, Etiyopya gibi ülkelerde ortalama 40.000 insana bir doktor düşerken milyonlarca insan hayatları boyunca doktor yüzü görmüyor. 2007 yılında “Siz görürseniz onlar da görecek” sloganı ile Afrika’da katarakt ameliyatları projesini başlatan İHH İnsani Yardım Vakfı, sizlerin desteğiyle katarakt hastalarının gözlerine ışık olmaya devam ediyor. Kasım ayı sonu itibarıyla dört senenin sonunda Afrika Katarakt Projesi ile muayene edilen kişi sayısı 190.505’e, ameliyat edilen kişi sayısı ise 54.909’a ulaştı. Proje hâlen Sudan, Sierra Leone ve Etiyopya’da devam ediyor. Hayırseverlerin 150 TL ile bir kişinin göz ameliyatına sponsor olabildiği proje ile 100.000 hastanın gözlerinin açılması hedefleniyor.
53 r le t e faaliy ağlık Yardımları
S
AFRİKA KATARAKT PROJESİ (Son güncelleme: Kasım 2011)
Ülke
Saha taraması
Muayene
Ameliyat
Togo
15.000
5.000
300
Benin
12.900
4.300
390
Gana
6.900
2.300
281
Çad
1.740
580
150
Sierra Leone
22.890
7.630
1.000
Nijer
6.630
2.210
525
Sudan
283.695
94.565
27.982
Etiyopya
117.483
39.161
14.281
Somali
104.262
34.759
10.000
TOPLAM
571.500
190.505
54.909
54 r le t e y faali ğitim Yardımları
E
EĞİTİM YARDIMLARI İ
HH İnsani Yardım Vakfı 2011-2012 eğitim yılı başında Balkanlar’da dört ülkede kırtasiye yardımlarında bulundu. Yardımlardan Arnavutluk, Bosna-Hersek, Bulgaristan ve Makedonya’da toplam 845 çocuk yararlandı. Ekim ayında gerçekleşen organizasyonda Makedonya’da Üsküp-Çair, Saray, Studenicanit, Haraqines, Dolneni, Krusevo, OsllomesKırçova ve Tetova-Kalkandelen’de 300 çocuğa kurşun kalem, defter, çanta, boya kalemi, cetvel, resim defteri, kalemtıraş, suluboya ve silgiden oluşan kırtasiye paketleri hediye edildi. Bulgaristan’ın kuzeyinde 12 okulda yapılan dağıtımlarda da 200 çocuğa çanta, defter, cetvel, kalem, silgi, boya ve renkli kalem setleri verildi. Arnavutluk’un güneybatısında yer alan Fier şehrinde ise 235 çocuğa çanta, 5’er adet defter, kalem, pergel, cetvel seti ve öğretici kitap setleri dağıtıldı. Bosna-Hersek’in Srebrenitsa şehrinde de 110 çocuğa okul çantası, kalem ve kalemlik, kuru boya seti, 6’şar adet A4 defter ve keçe uçlu boya kalemleri armağan edildi.
faaliyetler
Dubai’de körlükle mücadele toplantısı İslam Kalkınma Bankası ve Uluslararası Körlükle Mücadele Ajansı (IAPB)’nın sponsorluğunda 20-21 Kasım tarihlerinde Birleşik Arap Emirlikleri’nde Dubai’de düzenlenen körlükle mücadele toplantısı, göz sağlığı alanında çalışan Noor Dubai, Dünya Sağlık Örgütü, İHH İnsani Yardım Vakfı, Al-Basar International Foundation, Sheikh Zayed Foundation, Middle East Africa Council of Ophthalmology (MEACO), CHEF International ve Vision 2020 gibi farklı örgütleri bir araya getirdi. Glokom, göz sağlığı ve diabetik retinopati, öğrencilere göz sağlığı hizmeti, koruyucu göz bakımı, önlenebilir körlük, görme bozukluğu gibi temel göz sağlığı konularında Dünya Sağlık Örgütü tarafından çizilen yol haritasının değerlendirildiği ve kamu sağlığına yönelik öneriler ve çözümlerin tartışıldığı toplantıda İHH, Dış İlişkilerden Sorumlu Başkan Yardımcısı Durmuş Aydın ve Afrika Katarakt Projesi Koordinatörü İhsan Özyürek tarafından temsil edildi. Toplantıda beş yıldır Afrika ve Asya’da katarakt ameliyatları yapan İHH’nın saha tecrübeleri paylaşıldı.
Bakü’de Mavi Marmara konferansı Özgürlük Filosu’na düzenlenen kanlı baskın, olayın tanıkları tarafından Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de yapılan “Mavi Marmara ile Azadlığa” konferansı ile bir kez daha anıldı. Ekim ayında Asya Diyalogu Sosyal Birliği tarafından düzenlenen konferansa Mavi Marmara gemisi yolcuları, Azerbaycan parlamentosu üyeleri, siyasetçiler ve sivil toplum kuruluşu temsilcileri katıldı. Azeri kamuoyunun yoğun ilgi gösterdiği konferansı çok sayıda basın kuruluşu da yakından izledi.
55
faaliyetler
56
İHH, Doha’da ICHAD’ın toplantısına katıldı 12 Aralık’ta Katar’ın başkenti Doha’da düzenlenen İslami İşbirliği Teşkilatı İnsani Yardım Departmanı (ICHAD)’nın toplantısına İHH da katıldı. Toplantıda vakfımızın 20 yıllık saha tecrübesi İHH Yönetim Kurulu Üyesi Hüseyin Oruç tarafından katılımcılarla paylaşıldı. İnsani Yardım Departmanı Direktörü Büyükelçi Atta al-Manan Bakhit’in başkanlığında ve Katar Kızılay Derneği’nin ev sahipliğinde yapılan toplantıya vakfımız ile birlikte Katar, Kuveyt, Suudi Arabistan, Sudan ve İngiltere’den de STK temsilcileri katıldı. Toplantıda ICHAD’ın kurumsal yapısı, kriz bölgelerindeki insani ve siyasi olaylardaki rolü, kapsamının genişletilmesi ve güçlendirilmesi gibi konular ele alındı. Toplantıda vakfımız adına bir konuşma yapan Hüseyin Oruç, İHH’nın saha tecrübelerini heyetle paylaştı, insani yardım çalışmaları ile ilgili tavsiyelerini dile getirdi.
Iara Lee
Mavi Marmara aktivistleri Helsinki Lens Politica Film Festivali’nde Her yıl Finlandiya’nın başkenti Helsinki’de düzenlenen Lens Politica Film and Media Art Festivali bu yıl “Direniş” temasıyla izleyicilerle buluştu. 16-20 Kasım tarihleri arasında gerçekleşen festivalde 31 Mayıs 2010’da Özgürlük Filosu’nun amiral gemisi Mavi Marmara’ya yapılan saldırının tanıklarından aktivist ve belgesel yapımcıları Iara Lee ve David Segarra’nın filmlerine de yer verildi. Venezuelalı aktivist, gazeteci ve belgesel yapımcısı David Segarra’nın 2011 yapımı “Fire on the Mavi Marmara” (Mavi Marmara Ateş Altında) adlı belgeseli festivalin açılış filmi olarak izleyiciye takdim edildi. Mavi Marmara’da yakından tanık olduğu İsrail saldırısından yola çıkarak “zalim”, “mazlum” ve “direniş” öğelerine yer verdiği belgeselinde Segarra, Filistin meselesinin yanı sıra “Yahudi soykırımı”, “büyük göç” ve “1973 yılında Şili’de yaşanan askerî darbe” konuları etrafında birbirinden farklı tarihî olayların mağdurlarına yer veriyor. Kore asıllı Brezilyalı belgesel yapımcısı Iara Lee de David Segarra gibi 31 Mayıs 2010’da Mavi Marmara’daydı ve saldırı anı görüntülerini İsrail askerlerinden gizleyerek yayımlamayı başarabilen tek kişiydi. Lee’nin Finli film severlerle buluşan yapıtı ise “Cultures of Resistance” (Direniş Kültürleri) adını taşıyor. Güney Amerika, Afrika ve Ortadoğu’da farklı coğrafyalarda çatışma bölgelerinde yapılan kayıtlardan oluşan belgesel “direniş”ten ilham alan sanat eserlerine odaklanıyor. Festivalin davetlileri arasında yer alan İsveçli müzisyen ve aktivist Dror Feiler, İHH İnsani Yardım Vakfı İletişimden Sorumlu Başkan Yardımcısı Ümit Sönmez ve Mavi Marmara mağdurlarının avukatı Cihat Gökdemir, gösterimlerin ardından düzenlenen atölye çalışmalarında birer konuşma yaparak Mavi Marmara hakkında soruları yanıtladılar. David Segarra
faaliyetler
57
Al Jazeera’nin 15. yılı kutlamalarında “Marmara Tiyatrosu” Katar merkezli uluslararası haber kanalı Al Jazeera 15. kuruluş yıl dönümünü Doha’da kutladı. Kutlamalar 11 Kasım’da Katar Sanat ve Kültür Bakanlığı ve Al Jazeera ortak yapımı olan ve Al Jazeera çalışanlarının rol aldığı “Marmara Tiyatrosu” oyununun prömiyeri ile başladı. Katar Ulusal Tiyatrosu’nda sahnelenen oyun dev ekranlarda yayınlanan Mavi Marmara’da çekilmiş gerçek görüntüler ve Mısır’ın en tanınmış oyuncularından Wajdi al-Arabi’nin canlandırdığı Başpiskopos Hilarion Capucci’nin gemide yolculara hitaben yaptığı konuşma sahnesiyle başladı. 10’u Türk toplam 70 tiyatro sanatçısının sahne aldığı oyunda Türkçe, İngilizce ve Arapça olmak üzere üç dil kullanıldı. Oyunun yazarı Muhammed Abdulmuti;
“Marmara Tiyatrosu”nu yazarken Mavi Marmara’daki Al Jazeera muhabirleri Osman al-Bitiri, Jamal elShayyal ve Ali Sabri’nin tanıklıklarını, gemideki diğer aktivistlerin kişisel blogları ile günlüklerini ve hazırlık aşamasındayken oyunun yönetmeni Salim el-Cuhuşi ile beraber İHH İnsani Yardım Vakfı Başkanı Bülent Yıldırım’la yaptığı röportajı kaynak olarak kullandığını belirtti. Oyunda canlandırılan karakterler arasında filo yolcularından Müslüman Âlimler Uluslararası Birliği Üyesi Şeyh Ekrem Kassab, İsrail Meclisi Knesset Üyesi Hanin Zuabi, Moritanya Ulusal Filistin Halkına Destek Heyeti Genel Sekreteri Muhammed Gulam Veled alHac al-Şeyh ve sivil toplum kuruluşlarının önde gelen temsilcileri yer alıyor.
İyilik elçisi Miyazaki için anma töreni Van depreminin ardından insani yardım çalışmalarına katılmak üzere Japonya’dan gelen doktor Miyazaki Atsushi ve Miyuki Konnai 9 Kasım’da meydana gelen 5.6’lık artçı sarsıntıda yıkılan bir otelin enkazı altında kalmışlardı. Enkaz altından ağır yaralı olarak çıkarılan ancak tüm çabalara rağmen kurtarılamayan Miyazaki Atsushi, bütün Türkiye’yi yasa boğmuştu. Japonya’da Miyazaki için düzenlenen ve Japon yetkililerin yanı sıra Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın da katıldığı anma töreninde İHH Selimhan İbrahim Kılıç tarafından temsil edildi. Kılıç, Miyazaki ile birlikte enkazdan sağ çıkarılan Miyuki Konnai’nin ailesi ve çalışma arkadaşlarına da geçmiş olsun ziyaretinde bulundu.
58yı a lm u b t haya jeler o r p n e y bekle
58
Lübnan / Engelli çocuklara sponsorluk projesi
1
948’de Filistin topraklarının işgalinden bu yana yüz binlerce Filistinli komşu coğrafyalarda mülteci olarak yaşam mücadelesi veriyor. Lübnan da, Ortadoğu’da yurtlarından edilen Filistinlilere nesillerdir ev sahipliği yapan ülkelerden biri. Lübnan’da bulunan yaklaşık 400.000 Filistinli mültecinin yarısı hâlen mülteci
kamplarında ikamet etmekte. Bu proje ile mülteci kamplarında zihinsel engelli, otizm ya da beyin felci vb. hastalıkları bulunan özel bakıma ve ilgiye muhtaç çocukların ailelerinin aylık 50 dolarlık maddi yardımla desteklenmesi planlanmakta. 12 ay sürecek sponsorluğun toplam bedeli bir çocuk için 600 dolardır.
ayı lm u b t a y a h jeler o r p n e y bekle
Nepal / Cami projesi
G
üney Asya’da yer alan 29 milyon nüfuslu Nepal dünyanın en fakir ve az gelişmiş ülkelerinden biri. Nüfusun dörtte biri yoksulluk sınırının altında yaşamakta. Yaklaşık 2 milyon Müslüman’ın yaşadığı ülkede üçüncü büyük din konumundaki İslam hızla yayılıyor. Bu coğrafyada özveriyle çalışan dernek ve vakıflar bu sürece olumlu katkılar sağlıyor. Sunsari eyaletinde yaklaşık 7.000 kişilik bir Müslüman nüfusa sahip Ramnagar Bhutaha kasabasında faaliyet gösteren Jamiatul Islah Al-Islamia Derneği de bunlardan biri. Bu proje çerçevesinde derneğe ait mevcut caminin Müslüman nüfus için yetersiz kalması sebebiyle yeni bir cami inşa edilmesi planlanmakta. Cami, Müslümanlar için toplu ibadet etme imkânı sağlayacağı gibi hafızlık eğitiminin verildiği bir merkez de olacak. Jamiatul Islah Al-Islamia Derneği’ne ait arazi üzerinde inşa edilecek caminin fon sağlandıktan sonra 18 ay içerisinde tamamlanması öngörülmekte. Projenin toplam maliyeti 100.000 dolardır.
59
60yı a lm u b t haya jeler o r p n e y bekle
60
Bangladeş / Çocuk eğitim merkezi projesi
G
üney Asya’da Myanmar ve Hindistan’la sınır olan Bangladeş 158 milyonluk nüfusuyla dünyanın en kalabalık ülkelerinden biri. Ülke nüfusunun %90’ı Müslüman’dır. %47’lik oranla dünyada okuma-yazma oranı en düşük ülkelerden biri. Başkent Dakka’da 15 milyonluk nüfusun 1,5 milyonu şehrin iki tarafına kurulmuş gecekondu mahallerinde sağlık, eğitim ve güvenlik gibi temel kamu hizmetlerinden yoksun bir şekilde baraka ve kulübelerde yaşamakta. Bölgede okul çağında olan ancak okula gitme imkânı bulunmayan çocuklar insan kaçakçılarının, hırsızlık çetelerinin, fuhuş mafyalarının kurbanı olmakta. Proje ile Dakka’nın yoksul semtlerinde devlet okullarıyla eşdeğer ilköğretim dersleri verecek 10 eğitim merkezi açılması planlanmakta. Çocukların merkezlere devamlılığını
teşvik etmek amacıyla okul bünyesinde vitamin ve enerji bakımından zengin öğle yemeği ve gerektiğinde sağlık hizmeti de verilecek. Eğitim merkezlerinde emekli öğretmenler ve eğitimli işsiz gençler görevlendirilerek belli ölçüde istihdam oluşturulması da amaçlanmaktadır. Proje kapsamında 10 merkezde yetimler, çocuk işçiler ve engelliler başta olmak üzere yazılı, sözlü sınavlar ve referans yöntemiyle seçilecek eğitimlerini yarım bırakmış veya hiç okula gitmemiş 1.000 çocuğa hızlandırılmış ilköğretim dersleri verilmesi planlanmakta. Proje gerekli fon sağlandıktan sonra bir ay içerisinde başlatılacak. Öğrencilerin kitap, kalem, çanta, kıyafet ve öğle yemekleri gibi temel ihtiyaçlarının karşılanacağı projenin kira ve organizasyon masrafları ile birlikte toplam maliyeti 215.000 dolardır.
ayı lm u b t a y a h jeler o r p n e y bekle
Sri Lanka / Sağlık ocağı projesi
S
ri Lanka, resmî adıyla Sri Lanka Demokratik Sosyalist Cumhuriyeti Güney Asya’da, Hindistan’ın 31 kilometre güneyinde bulunan bir ada ülkesi. Ülkenin nüfusu yaklaşık 22 milyon civarında. 1983 yılında Sri Lanka hükümeti ile adanın kuzeyi ve doğusunda bağımsız bir devlet kurmak isteyen Tamil gerillaları arasında iç savaş başlamış, yoğun çatışmalar milyonlarca insanı yerinden etmiş ve altyapıda büyük zarara yol açmış. Bu proje ile ülkenin doğusunda yer alan Batticaloa şehrine bağlı Manchanthoduvai kasabasında bir sağlık merkezi hizmete açılacak. 3.000 haneli kasabada sağlık hizmetleri veren bir kurum bulunmamakta. Projenin bölgenin ihtiyacını karşılaması hedeflenmekte. Proje kapsamında 124m² alan üzerine iki muayenehane ve iki ofis odasından müteşekkil bir sağlık ocağı inşa edilecek. Projenin inşaat malzemeleri, işçilik ve yönetim giderleri ile birlikte toplam maliyeti 29.400 avrodur.
61
62yı 62 a r lm le u t b e t fahaaliyya nönüpllürFoajealiyleetlreri
bekleyeG
Doğu Makedonya / Cami onarım ve tefrişat projesi M
akedonya’nın en yoksul köylerinde gerçekleştirilecek bu proje ile Ustrumca ve İştip’te inşaatı tamamlanamamış, yarım kalmış ya da restore edilmesi gereken 10 caminin onarımı ve bakımının yapılması ve iç teşrifatının tamamlanması hedeflenmekte. Çalışma yapılacak bölgeler ve çalışma detayları aşağıdaki gibidir:
Proje Maliyeti
Köy/Bölge
Müslüman Nüfus
Yapılacak Çalışma
St. Baldovçi – Ustrumca
230
Caminin onarımı ve elektrik tesisatı
9.660 €
Gradoşor – Ustrumca
890
Din görevlisi için kalacak yerin inşası ve cami için parmaklık
8.650 €
Piperovo-Ustrumca
150
Teneşir
1.100 €
Dobralinçi-Ustrumca
150
Tuvalet ve gasilhane
1.505 €
İloviça-Ustrumca
400
Cami ve minare onarımı
2.036 €
Bansko-Ustrumca
1.100
Badana ve halı
2.518 €
Yüksek Mahalle- Ustrumca
575
Cami için halı
500 €
Yeni Mahalle-Ustrumca
323
Cami onarımı
1.000 €
Ernekük-Ustrumca
150
Tuvalet ve teneşir
1.837 €
3.000
Minare için merdiven, üst kat için parmaklıklar, cami çevre korkulukları, cami girişi yol düzenlemesi, badana, banyo ve tuvalet
8.500 €
Viniça-İştib TOPLAM
37.306 €
63 r le t e faaliy önüllü Faaliyetleri
G
GÖNÜLLÜ FAALİYETLERİ G
önüllülük prensibi üzerine inşa edilmiş bir kuruluş olarak İHH’nın faaliyetlerinde en büyük pay, gece gündüz demeden vaktini, emeğini ve sabrını vakfeden gönül dostlarımıza ait. İHH gönüllüleri şevk ve sabırla giriştikleri organizasyonlarla bir yandan Türkiye’de ve dünyada ihtiyaç sahiplerinin sorunlarının çözümüne yönelik kalıcı projelere imza atıyor; bir yandan da konferans, sergi, seminer gibi organizasyonlarla İHH’nın insani yardım misyonunu anlatıyor. Geçtiğimiz üç ayda da gönüllülerimiz Van’a acil yardım, yetim, su kuyusu vb. projeler başta olmak üzere İHH çalışmaları ile ilgili çeşitli faaliyetler gerçekleştirdi.
Gençlerimiz Afrikalı yetimlere sahip çıkıyor Daha önce gerçekleştirdikleri “Kitap Ayracı” projesi ve çeşitli etkinliklerle Afrika’da yapılan katarakt ameliyatlarına ve yetim projelerine destek olan, son olarak da Malavi’de bir yetimhane projesini üstlenen Boğaziçili öğrenciler yetimler yararına yeni bir organizasyona daha imza attı. Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerinden Kampüsten Dünyaya dergisi ve Kitap Ayracı projesi ekibi, 11 Aralık’ta akademisyen, yazar ve sanatçıların katılımıyla Üsküdar Bağlarbaşı Kültür Merkezi’nde Afrikalı Yetimler Gecesi düzenledi. Programda konser, şiir dinletisi, üniversite öğrencilerinin proje tanıtımları, sinevizyon gösterileri yer alırken “Açlık, Obezite ve Ölüm” konulu uluslararası karikatür yarışmasının ödülleri de sahiplerine verildi. Program Dhoruba Bin Wahad, Hakan Albayrak, İbrahim Sadri, Mesut Kurtiş, Ali Ayçil, Bünyamin Doğruer, Cüneyt Suavi, Dağıstan Çetinkaya, Hasan Aycın, İhsan Kabil, Mesut Karaşahan, Mesut Uçakan, Tarık Tufan, Vehbi Vakkasoğlu, Yusuf Armağan, Yusuf Kot gibi değerli isimleri de bir araya getirdi.
64 r le t e faaliy önüllü Faaliyetleri
G
“Sınırlar sizin, Afrika bizim olsun” 16 Temmuz Gençlik Hareketi “Sınırlar sizin, Afrika bizim olsun” kampanyasıyla Somali’de 30 farklı isimde 30 su kuyusu yaptırıyor. Su kuyusu açılması için tişört, poster ve ayraç satışlarından elde ettikleri geliri İHH’ya bağışlayan Hareket’in su kuyularına verecekleri isimler şu şekilde: Şehit Furkan Doğan, Şehit Şeyh Ahmet Yasin, Şehit Ömer Muhtar, Necmettin Erbakan, Adnan Demirtürk, Şehit İskilipli Atıf Hoca, Şehit Hasan el-Benna, Şehit İmam Abdullah Harun, Şehit Bahattin Yıldız, Aliya İzzetbegoviç, El-Hacc Malik Şahbaz (Malcolm X), Bilal-i Habeşi, Hz. Sümeyye, II. Abdülhamid Han, Zeynep Gazali, Şehit Metin Yüksel, Şehit Mücahid Şener, Şehit Seyyid Kutup, Özlem Özyurt, Şeyh Şamil, Şehit Bülent Tuna, Şehit Bilal Yaldızcı, Necip Fazıl Kısakürek, Muhsin Yazıcıoğlu, Bediüzzaman Said-i Nursi, Abdulkadir Geylani, Şehit Faruk Aktaş, Hacı Veyiszade Mustafa Kurucu Efendi, İsa Yusuf Alptekin ve Tahir Büyükkörükçü.
Sancak’tan Somali’ye yardım köprüsü Balkanlar’da Bosna-Hersek ve Kosova arasında stratejik bir coğrafyada yer alan ve her iki ülkede yaşanan savaştan doğrudan etkilenen Sancak’ta, Somali için yardım kampanyası düzenlendi. Sancak’ın Novi Pazar şehrinde Bereket Vakfı ve Svetianik Vakfı’nın ortaklaşa düzenledikleri yardım çalışması ile elde edilen gelir, İHH aracılığıyla Somali’deki yardım çalışmalarında kullanılacak.
Bahreyn’den Somali’ye köprü olduk Bahreyn’de Promise Africa üyeleri Somali için düzenledikleri yardım kampanyasından elde edilen geliri İHH’ya bağışladı. Bahreynli gönüllülerin bağışları ile afet bölgesinde gıda dağıtımları yapılacak, su kuyuları açılacak, yetim çocuklara kıyafet yardımında bulunulacak. Promise Africa grubundan 9 kişilik bir ekip Dadaab’ı ziyaret ederek üç gün boyunca İHH’nın saha çalışmalarını yerinde gözlemledi. Yine Bahreynli Al-Islah Society bünyesinde bir grup ortaokul ve lise öğrencisi vakfımızı ziyaret etti. Gençler İHH’nın tarihçesi ve çalışmaları hakkında bilgi aldı.
65 r le t e faaliy önüllü Faaliyetleri
G
Gönüllü çalışmalarımız yayılıyor Gönüllülerimiz Cevahir ve Olivium alışveriş merkezlerinde vakıf çalışmalarını ve kurban kampanyasını tanıtım için kurulan stantlarda görev aldılar. Bağlarbaşı Kültür Merkezi’nde gönüllülerimiz Filistinli yetimler yararına bir gece düzenlediler. İHH Ortadoğu Masası Koordinatörü Hasan Aynacı’nın yaptığı açılış konuşması ile başlayan gece İbrahim İnecik’in sunuculuğu eşliğinde Grup Genç, Serdar Tuncer, Mustafa Cihat, Ömer Karaoğlu ve Semazen ekibi ile devam etti. Balarısı Çocuk Yuvası ve Bilgi Evi öğrencileri vakfımızı ziyaret ederek Somalili çocuklar için doldurdukları kumbaralarını bağışladılar. İHH Başakşehir gönüllüleri Yetim Destekleme Merkezi’nde bir araya geldi. Merkezde, gönüllü çalışmaları hakkında bilgilendirme ve yardımlaşma konulu bir sunum gerçekleştirildi. İHH Çankırı gönüllüleri Somali yararına düzenledikleri kermesle Somali’de iki su kuyusuna sponsor oldu. İHH Samsun gönüllüleri Arnavutluk ve Bosna-Hersek’te İHH’nın Sponsor Aile Sistemi kapsamındaki yetimlerin bayramlık giderlerini karşılamak için düzenledikleri biletli salon programıyla bir araya geldi. Somali yararına kermes düzenleyen İHH Van gönüllülerimiz elde ettikleri geliri vakfımıza bağışladılar. İHH Muş gönüllüleri düzenledikleri gıda kermesinden elde ettikleri gelirle 30 yetim çocuğumuza bayramlık giysi hediye etti. İHH Gönen gönüllüleri Somali için iki kamyon ayni yardım toplayarak vakfımıza bağışta bulundu. İHH Yozgat gönüllüleri Kurban Bayramı’nda yetim çocukların bayramlık kıyafet masraflarını karşılamak için bir hafta süren bir kermes düzenlediler. Kütahya, Aydın, Elazığ, Erzurum, Çankırı, Gönen, Rize ve Almanya’da gönüllülerimiz Somali yararına yardım organizasyonları gerçekleştirdiler. Tokat Niksar’da düzenlenen salon programıyla da gönüllülerimiz Somali’de bir aile için geçim kaynağı olacak un öğütme makinesi projesine sponsor oldular.
Van seferberliği Şehir Üniversitesi öğrencileri ve İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi öğrencileri Van için kermes düzenleyerek elde ettikleri geliri vakfımız aracılığı ile Van’a gönderdi. İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi öğrencileri de Van yararına konser düzenledi. Çankırılı gönüllülerimiz Van yararına kermes düzenleyerek depremzedelere destek oldu. İstanbul’da Ümraniye, Kumkapı, Kartal, Kâğıthane, Güngören ve Zeytinburnu gönüllülerimiz Van depremzedelerine destek amaçlı kermesler düzenlediler, ayni yardım topladılar. Erzurum, Kırklareli, Trabzon, Diyarbakır, Kocaeli, Isparta, Maraş, Tokat ve İstanbul Pendik’te de gönüllülerimiz yardım kampanyaları başlattılar, İHH’nın Van Acil Yardım Kampanyası’na ayni bağışlarıyla destek oldular.
gözlem
66
GAZZE HÂLÂ UZAK… Recep Köse
H
er kurban, dünyanın dört bir yanındaki kardeşlerimizle yakınlaşmak için bir sloganla çıkıyoruz yola. Bu yılki sloganımız “Bir Kurban Kadar Yakın”. Gazze; yani Filistin, bize ne kadar yakın? Bu sorunun cevabını Filistin meselesini yakından takip eden insanlar olarak az çok biliyor olsak da ulaşılmazlığın, uzaklığın boyutlarını görmek ve insanlığı harekete geçirebilmek için tekrar tekrar Gazze yollarına düşmek gerekiyor. 2011 Kurban Organizasyonu için gitmeye hazırlandığım Filistin’e daha önce üç kez gitmeyi denemiş ancak sadece 2009’da düzenlenen Viva Palestina kara konvoyu ile Gazze’ye girebilmiştim. 2010 yılında yüzlerce barış gönüllüsüyle çıktığımız Özgürlük Filosu yolculuğunda filomuz İsrail askerlerinin silahlı saldırısına uğramış, dokuz arkadaşımız öldürülmüş, onlarcası yaralanmış, filodaki herkes tutuklanarak sınır dışı edilmişti. Gazze’ye girmek için üçüncü girişimimizde
Burası Gazze 9 gün kaldığımız bölgede doğusundan batısına, kuzeyinden güneyine tüm Gazze’yi gezip görme imkânı bulduk. 2008’in Aralık ayında başlayan ve 22 gün süren Dökme Kurşun Operasyonu’nun ardından girdiğimiz Gazze’de o günden bu yana çok şey değişmiş. Burada konuştuğumuz herkesten öğrendiğimize göre de bu değişimin en büyük öncülerinden biri Mavi Marmara olmuş. Saldırılar sonrası harabeye dönmüş sokaklardaki yıkık binalar kaldırılmış ve etrafta neredeyse saldırıların yıkımına dair hiçbir şey kalmamış. Gördüğümüz birkaç yıkık bina ise İsrail’in yakın zamanda bombaladığı binalar. İsrail’in bombalamaları buradaki halk için artık rutinleşmiş gibi; Gazze sokakları cıvıl cıvıl çocuklarla dolu ve çarşı pazar oldukça hareketli.
ise yine tutuklanarak beş saat nezarette tutulduktan sonra hava limanından Türkiye’ye sınır dışı edilmiştik. Bu kez yedi kişilik bir ekiple çıktığımız kurban seferinde Gazze’ye Mısır üzerinden geçmeyi planlıyoruz. Bayram tatilinin başlamasına iki gün var ve Refah Sınır Kapısı kapanacak. Vakit dar, sınır kapısı Gazze’ye giriş yapmak isteyen Filistinlilerle dolu. Kapıdaki hareketlilikten Gazze’ye giriş-çıkış yapılabildiği anlaşılıyor. Bu durum bizi sevindiriyor. Kapıdan geçebilmek için işlemlere başlıyoruz. Kahire’de Türkiye Büyükelçiliği’nden aldığımız evrakları ve Filistin devletinden aldığımız kabulleri sınır kapısındaki gümrük görevlilerine veriyoruz ve başlıyoruz beklemeye. Zaman akıyor, gelenler geçiyor, çıkanlar gidiyor, nöbetler değişiyor, alanda sabit olan sadece biziz. Uzun bekleyişimizin sonunda muvaffak oluyoruz Gazze’ye girmeye...
67
liyetleri gözleGm önüllü Faa
Gazze sokaklarında kurban bereketi Gazze’de bayramın ilk günleri aile ve akraba ziyaretlerine ayrılıyor. Biz de bu geleneğe uyarak ziyaretlerde bulunuyoruz. İlk ziyaret ettiğimiz ev Gazze’nin sınır bölgelerinden birinde yapılan Furkan Doğan evi oluyor. Dökme Kurşun Operasyonu sırasında İsrail askerleri tarafından yıkılan ev, İHH tarafından aslına uygun olarak yeniden inşa edilmiş ve eve Mavi Marmara şehitlerinden Furkan Doğan’ın adı verilmiş. Ev sahibi aile ile tanışıp bayramlaşıyoruz. Bayram günlerinde Gazze’de en fazla konuşulan olaylardan biri de Şalit karşılığında serbest bırakılan tutuklular. Bu olayla birlikte Filistin’de tabiri yerindeyse yer yerinden oynamış. Biz de serbest kalan bu kişilerden biri ile görüşüyoruz. 23 yıllık tutukluluk hayatından sonra yeniden özgürlüğüne kavuşmuş olmak onun için hâlâ inanılması zor bir durum. Kurbanlıkların kesilip pay edilmesinin ardından dağıtımlar için yola çıkıyoruz. Gazze’nin yetimlerine, dullarına, yaralılarına ve parçalanmış ailelerine ulaşıyoruz sokak sokak. Yer yer yıkıntılar arasından, yer yer kampların dar sokaklarından, yer yer de İsrail sınır birliklerini gören yollardan geçiyor ve kurban paylarını dağıtıyoruz.
İsrail savaş gemilerinin gölgesinde Her koldan abluka altında olan Gazze’ye ne havadan ne denizden ulaşmak imkânsız, karadan ulaşmak ise oldukça meşakkatli ve zor. Gazze’nin tek havaalanı olan Arafat Havaalanı yıllar önce bombalandıktan sonra kullanılamaz hâle gelmiş.
Gazze Mavi Marmara Şehitleri Anıtı
Gazze’ye uygulanan ölümcül ablukanın en büyük şahitlerinden olan Mavi Marmara şehitlerinin adına yapılan anıt ise ablukanın üç ana kolundan biri olan Gazze Limanı’nda bulunuyor. Burada hem anıtı ziyaret ediyor hem de balıkçılarla denize açılıyoruz. Denizde yaşanan ablukanın en büyük mağdurları balıkçılar. Onlarla üç mil sınırına doğru ilerlerken anlattıklarını dinliyoruz; en büyük şikâyetleri yeterince açılamamak, açılamayınca hâliyle yeterince avlanamıyorlar. Üstüne üstlük bu sınırlamaya balıkların sahile indiği dönemlerde daha da daraltma getiriliyor ve sınır bir mile kadar düşürülüyormuş.
Gazze’den ayrılırken Gazze’ye uygulanan ambargo son bulmuş değil ama Filistinlilerin moralleri artık çok yüksek ve kendilerine daha fazla güveniyorlar. Bu durum da onların söylediklerine göre Mavi Marmara’nın bereketi; çünkü Özgürlük Filosu ve Mavi Marmara bizi ve davamızı dünyaya tanıttı, artık dünyanın çok farklı ülkelerinden insanlar buraya Filistin davası için geliyor, diyorlar.
gözlem
68
SURİYE HALKININ ÇETİN SINAVI Osman Atalay
1
946 yılında Fransız mandasından kurtulan Suriye, iç karışıklıkların ve peş peşe yaşanan askerî darbelerin ardından 1963 yılında Baas Partisi’nin eline geçmiştir. Partinin lideri Hafız Esad, iktidarı boyunca hem parti hem de ordu içerisindeki konumunu sürekli yükseltmiş, 1965’te Baas Millî İdaresi’ne seçilmiş, 1967’de Suriye iç politikasının tek belirleyicisi olmuş, 1970 yılına gelindiğinde ise parti içerisindeki tüm muhalifleri tutuklatarak ülkenin ve Baas Partisi’nin tek adamı hâline gelmiştir. 1971 yılında benzer şekilde kurulan diktatörlüklerde görüldüğü üzere göstermelik bir referandumla oyların %99’unu alarak iktidarını meşrulaştırmıştır.
Muhaliflere yönelik baskılar şiddetleniyor… 1970 ve 80’ler boyunca Suriye’nin en güçlü muhalefeti olan Müslüman Kardeşler hareketine karşı çok acımasız ve kanlı bir harekât başlatılmıştır. 7 Temmuz 1980’de çıkarılan 49 sayılı kanunun birinci maddesine göre; Müslüman Kardeşler Cemaati’ne mensup olan herkes suçlu kabul edilir ve idamına karar verilir. 1980 başlarında kardeş Rıfat Esad komutasındaki özel askerî birlikler Palmira Hapishanesi’nde 550 Müslüman Kardeşler üyesini herhangi bir yargılamaya tabi tutmadan idam etmiştir. (Rıfat Esad bugün Hama katliamının da sorumlusu olarak biliniyor. İngiltere ve Fransa’da yaşamını sürdürüyor.). 1982 yılında Hama’da Rıfat Esad emrindeki 12.000 askerin üç hafta süren saldırıları sonucunda şehir tanklar ve uçaklarla
Suriye nüfusunun %10’unu teşkil eden Nusayri azınlığa mensup olan Hafız Esad, ülke yönetimini ele geçirdikten sonra devlet kurumlarını yakın akrabaları ile Nusayri azınlıktan kişiler arasında paylaştırmıştır. 1970’te başlayan tek adam iktidarı boyunca ülkeyi demir yumrukla yöneten Hafız Esad, hiçbir muhalif harekete izin vermemiş ve yurt dışına kaçan siyasilere suikastlar düzenleyerek onların sürgünde dahi yaşamalarına müsaade etmemiştir. Bu dönemde basın yayın kuruluşları, STK’lar, siyasi partiler ve büyük ticari işlerin tamamı devlet kontrolü ve tekelinde tutulmuştur.
bombalanmış, olaylarda 40.000 kişi hayatını kaybetmiştir. Uluslararası insan hakları gözlemcilerinin raporlarına göre en az 20.000 kişi hâlâ kayıptır.
Babadan oğula iktidar 2000 yılında Hafız Esad’ın ölümü ile birlikte oğullarından Beşar Esad Suriye yönetiminin başına getirilir. Bir göz doktoru olan ve siyasetten bir hayli uzak duran Beşar Esad’ın devlet başkanlığı kendisi için de Suriye halkı için de sürpriz bir karardır. Yerine düşünülen kardeşinin trafik kazasında hayatını kaybetmesi sonucunda zorunlu bir şekilde ülkenin başına geçen Beşar Esad’ın modern, ılımlı, Batı’ya sıcak bakan, İngiltere’de eğitim görmüş ve Sünni bir ailenin kızı ile evli olması Suriye halkı için yeni bir umut olur. Suriye muhalifleri, Suriye halkı Beşar Esad’ın yönetime gelmesiyle birlikte
yeni ve farklı bir Suriye beklentisi içerisine girer. Beşar Esad’ın 10 yıllık iktidarı boyunca özellikle Suriye diasporası, liberaller, solcular ve İslamcı kanattan aydınlar, siyasetçiler, sanatçılar hükümete siyasi yasakların kaldırılması ve özgür bir Suriye’nin yeniden kurulması için defalarca çağrıda bulunurlar. Ancak Beşar Esad 10 yıl boyunca tüm muhalefeti oyalar ve devlet başkanlığı süresince 3.000 muhalifin gözaltına alınmasına göz yumar.
Arap Baharı tüm Ortadoğu’yu sarıyor 2011 Ocak ayında Arap isyanlarının/ devriminin Tunus’la başlayıp Yemen, Mısır ve Libya’ya doğru hızlı bir şekilde sirayet etmesiyle birlikte Suriye içinde de özgürlük isteyenlerin sesi yükselmeye başlar. 18 Mart’ta Deraa şehrinde çıkan olaylar büyüyerek Hama, Humus, Derizor, İdlib, Banyas, Lazkiye, Şam ve Halep gibi şehirlere yayılır. Bu
69
liyetleri gözleGm önüllü Faa
Değişimi anlamak
kaybettiği bildiriliyor. Kontrollü bir karartma uygulayan Esad hükümeti, ülkeye Arap-İslam dünyası ve Batı’dan insan hakları örgütleri ve basın-yayın kuruluşlarının girmesine izin vermediğinden gerçek ölü, kayıp ve yaralı sayıları bilinemiyor.
tarihten itibaren halk cuma günleri sokaklara çıkarak Beşar Esad’dan sadece reform yapmasını ve Suriye’de Beşar Esad’ın değil, Baas’ın baskıcı, diktatör yönetiminin lağvedilmesini ister. Mart, nisan, mayıs aylarında yapılan gösterilerde halkın Beşar Esad’dan hâlâ umudu vardır. Göstericilerin Esad ile Baas yönetimini ayrı tutan yaklaşımları çok açık bir şekilde görülmektedir. Ancak olayların büyümesi karşısında üç kez Suriye halkına seslenerek reform sözü veren Esad, verdiği sözlerin arkasında durmamıştır.
Zulüm devam ediyor Bugün Suriye’de her geçen gün şiddetlenen gösterilerde çocuklar ve kadınlar katlediliyor; tutuklamalar, gözaltılar, cami ve evlerin bombalanmasına devam ediliyor. Olayların başlangıcından bu yana 5.000’i aşkın ölü, 30.000’den fazla tutuklu ve en az 3.000 kayıp olduğuna dair haberler geliyor. 185 çocuğun işkence ve kurşun yaralanmaları sonucu hayatını
Değişim kaçınılmaz Halkın etnik, mezhep ve dinî açıdan çok renkli bir yapıya sahip olduğu (%10’u Nusayri, %10’u Hristiyan, %80’i Sünni) ve Kürt, Türkmen, Asuri, Dürzi, Arap gibi farklı unsurların 40 yıldır tek parti ve tek adam iktidarı tarafından diktatör bir anlayışla idare edildiği Suriye, geri dönüşü olmayan bir yola girmiş bulunuyor. Suriye halkı 40 yıldır asker, polis ve istihbarat güçleriyle ülkenin tüm kurum ve kuruluşlarına yerleşmiş bulunan Esad ailesi, akraba ve yakınlarından kurtulmak istiyor. Dedeleri ve babalarının yaşadığı zorluklara, baskılara, işkencelere artık yeter diyen Suriyelilerin isyanında liberal, sol, İslamcı, milliyetçi tüm renkleri görmek mümkün. Suriye Ulusal Konseyi Nusayri, Asuri, Kürt, Arap katılımcılarıyla birlikte, özgür ve adil bir anayasa oluşturarak yeni bir Suriye kurmanın hayali ile Baas rejiminin artık son bulmasını ve kendisini yönetecek idarecileri özgürce seçebileceği günlerin bir an önce gelmesini istiyor.
Azınlığın çoğunluğa hükmettiği günümüz postmodern dünyasında, hele iletişim ve bilgi teknolojilerinin zirvede olduğu bir dönemde, 18 ila 50 yaş arasındaki jenerasyonun sosyolojik değişiminin ve dönüşümünün yaşandığı Arap coğrafyasında, insanların diktatörlere “yeter artık” diyerek sadece özgürlük, adalet ve sosyal paylaşım bilinci ile meydanlarda 10 ay boyunca ölümü göze almalarının sebeplerini çok iyi okumak gerekiyor. Bugün Suriye’de yaşanan halk isyanı bazı çevrelerce acımasız bir biçimde eleştiriliyor ve 40 yıldır yaşadığı baskı ve işkencelere başkaldıran bir halk, Batı yanlısı ve Batı’nın oyuncağı olmakla itham ediliyor. Suriye’de yaşanan olaylara siyasi, ideolojik ve jeopolitik çıkarlar açısından bakmak yerine adalet, vicdan, merhamet merkezinden bakmadıkça gerçeklerin anlaşılması mümkün değil. Suriye halkı Tunus, Mısır ve Libya halkları gibi, Yemen ve Bahreyn halkları gibi özgür iradeleri ile adalet ve hürriyet istiyor. Bosna, Kosova, Çeçenistan, Afganistan, Filipinler-Moro, Tayland-Patani, Keşmir, Irak, Filistin halkları gibi katliam ve haksızlıklara karşı mücadele ediyor. Zalim diktatörler bazen Sırp Ortodoks olur, bazen Katolik, bazen Budist olur, Nusayri olur, bazen de Müslüman. Bize düşen görev elimizi reel politik kitaplara değil, İslam’ın kitabına, vicdanımıza koyarak olaylara bakmak ve değerlendirmektir. Arap Birliği’nin almış olduğu yaptırım kararı ile Suriye, dönüşü olmayan bir yola girmiştir. Suriye halkının da Tunus, Mısır ve Libya gibi bir an önce özgürlüğüne kavuşmasını ve diktatör baskıcı rejimden kurtulmasını temenni ediyoruz.
gözlem
70
MALAVİ İÇİN YOLA ÇIKMAK! Murat Yılmaz
A
frika’nın güneyinde Zambiya, Tanzanya, Mozambik ve kıtanın üçüncü büyük gölü olan Malavi Gölü’yle çevrili küçük bir ülke Malavi. Sanki yeryüzünde ne kadar yeşil varsa bu ülkede bir araya gelmiş gibi. Sessiz, sakin ve güler yüzlü insanlarıyla yüreklere esenlik veren bir coğrafya burası. Havası temiz, suyu bol Malavi’nin. Zaten, ülke yüz ölçümünün beşte birini kaplayan Malavi Gölü, lezzetli balıkları ve kullanılabilir tatlı suyuyla
İslam’ın Malavi’ye gelişi Malavi tarihi de diğer Afrika ülkelerinin tarihine benzer. Uzun ve acıklı bir hikâyedir bu. Sömürgeci şiddet ve baskı dönemleri kara kıtanın en kara günleridir. Bugün de günde sadece bir öğün mısır bulabilen Nsangeni’nin çocukları bunun en yakın şahitleri. Dövülmüş, sulandırılmış ve pelte hâline getirilmiş mısır yer bu çocuklar. Günde sadece bir kez. 13 milyona varan Malavi nüfusunun -her ne kadar kayıtlarda %13 olarak belirtilse de- gerçekte yarıya yakını Müslümanlardan oluşuyor. İslam bu ülkeye Zanzibarlı davetçiler eliyle ulaşmış. Bantu kökenli yerlilerle akrabalık kuranlar da Arap davetçiler. Bunlar ülkedeki Swahili toplumunu meydana getirmiş. Malavi halkının kitleler hâlinde İslam’ı kabul etmesi ise hâlâ ülkenin en büyük kabilesi olan Yaoların hak dini kabul etmesiyle gerçekleşmiş. Yao etkisiyle Lomve, Njanja ve Manganja gibi kabileler de İslamiyet’i benimsemişler ve bundan sonra İslam
binlerce yıldır neşe veriyor Malaviliye. Malavi Gölü de insanı gibi asla cimri değil; Shire Nehri ile Hint Okyanusu’na kadar sevgi ve bereketini iletiyor insanlığa. Kurak mevsim ekim ayında bitip kasım girdiğinde yağmur zamanı başlıyor Malavi için. Yağmur Malavi’de şiir gibi yağar. Siz sadece oturur izlersiniz bu harika gösteriyi ve eğer karşınızda eflatunlara boyanmış bir de chakaranda ağacı varsa kendinizden geçer, Rabbinize şükredersiniz.
dini kıta içine doğru yayılmaya başlamış. 19. yüzyılın ortalarına doğru ise yine Zanzibarlı tüccarlar eliyle Nkhotakota’da kurulan ticaret merkezi bölgedeki hareketliliği arttırmış, 1860’lara gelindiğinde İslamiyet tüm bölgede yayılmış.
Sömürge idaresi Malavi’de sömürgeciliğin tarihi 15. yüzyıla dayanmakta. Portekiz işgal ve sömürge coğrafyası sadece Malavi ve çevresinde değil Kenya’dan Mozambik’e ve Afrika’nın doğu sahil şeridi üzerinden Angola’ya kadar doğudan batıya uzanmakta. 1530’larda Zambezi Nehri’ni takiben Portekizliler bölgeyi işgal etmişler ve esir edilen Müslümanları köleleştirerek Brezilya’daki plantasyonlara götürmüşler. Birkaç yüzyıl devam eden Portekiz vahşeti 19. yüzyılın sonlarında el değiştirerek İngiliz sömürge yönetimine geçmiş. 1891’de İngiltere ve Portekiz arasında yapılan anlaşmayla Nyasland (Malavi) İngiltere yönetimine terk edilmiş.
71
liyetleri gözleGm önüllü Faa
Malavi’de misyoner faaliyetler Malavi bundan sonra bağımsızlığını kazandığı 1964 tarihine kadar hemen her alanda çok ciddi tahribata uğramış. Tüm yer altı ve yer üstü kaynakları sömürülen ülkenin 19. yüzyılın ortalarından itibaren de misyonerlik faaliyetleriyle inançları tarumar edilmiş. Bu tarihlerde Mangochi’de başlayan misyoner çalışmaları David Livingstone önderliğinde açılan misyoner okullarıyla tüm coğrafyaya yayılmış. Müslümanlara ancak 1930’da birkaç okul açmaları için izin verilmiş ve fakat bir yıl sonra kilise baskısı ile bu okullar da kapatılmış. Yaklaşık bir asra varan tüm bu süre içersinde vaftiz olup Hristiyan ismi almayan hiçbir çocuk okula gidememiş.
gözlem
72
Müslüman topluluk her türlü zorluğa rağmen Malavi’de nüfusun çoğunluğunu oluşturmaya devam etmiş. 1950’lere gelindiğinde bile nüfusa oranları %60’ların üzerinde olmuş. Fakat denenen yeni yöntemlerle baskı dalgalarının boyu her seferinde daha da yükselmiş ve Malavi bu afetten kendini kurtaramamış. Bugün dahi karnını doyurmak için bir lokma ekmeğe, giyinebilmek için bir metre kumaşa ihtiyacı olan milyonları düşündüğümüzde, Hristiyanlık dışında başka hiçbir inanca hayat tanımayan “inançkıyıcılar”la baş etmenin çok ciddi bir çaba gerektirdiği anlaşılmakta. Tüm zengin kaynaklarına rağmen yokluklarla hemhâl olmuş Malavi’nin gerçeklerine İHH’nın kurban çalışmalarıyla bir kez daha şahit olduk. Malavi’de hemen her şey misyonerlerden sorulmakta. Protestanlar, Katolikler, Evanjelistler, Yehova Şahitleri, Anglikanlar, Babtistler, Metodistler… Bu misyoner gruplar ülkeyi âdeta sokak sokak parsellemişler. Her bir yapı bizdeki külliye mantığıyla çalışıyor ve gördüğümüz kadarıyla da önceden planlanmış ve merhale merhale hesabı kitabı ya-
pılmış olarak faaliyet gösteriyor. Mesela tarihî şehir Nkhotakota’ya gidiyorsunuz. Burada Anglikanlar çalışıyor. Manzara şöyle: devasa bir Anglikan kilisesi, yanında büyük bir Anglikan hastanesi, onun yanında Anglikan misafirhanesi, sonra bir Anglikan okulu, onun da yanında kocaman bir Anglikan meslek edindirme okulu… Her şey o kadar açık ki, “Biz buraların en büyüğüyüz” diyorlar. “Bizden habersiz buralarda kuş uçamaz. Hastalanırsanız ancak bizim hastanemizde tedavi olabilirsiniz. Eğitim görmek istiyorsanız bizim okullarımıza gidebilirsiniz. Bir mesleğiniz mi olsun istiyorsunuz? Buyurun, hay hay. İşte size bu coğrafyada geçerli bir meslek edinebileceğiniz okul. İşiniz mi yok? Zaten bizim okullarımızdan mezun olan çocuklara biz iş garantisi veriyoruz. Sokakta mı kaldınız? Buyurun, bizim misafirhanelerimizde konaklayabilirsiniz! Paranız mı yok? Kiliseye gelen yoksullara, okullarımıza gelen çocuklara biz para da veriyoruz, aş da!” Böylesine derin misyoner çalışmalarının yapıldığı Nkhotakota’da yemeye bir dilim ekmeği olmayan Müslümanların sayısı dudak uçuklatacak boyutlardayken bu inançkıyıcılara daha ne kadar da-
73
liyetleri gözleGm önüllü Faa
yanabilir oradaki kardeşlerimiz, bunu kestirmek gerçekten güç. Ülkenin tamamına yayılan bu tabloyu yollardan vızır vızır geçen ve üzerinde kâh Caritas, kâh SOS Children yazan misyon arabaları tamamlıyor. 6 milyonu aşkın bir nüfusa sahip Malavi Müslümanlarının bu sene sadece 90’ı hacca gidebilmiş. Geçen sene ise bu rakam sadece 40 imiş. Sıradan bir misyoner örgütün tek seferde yurt dışı gezilerine götürdüğü çocukların sayısı bile bunun çok üzerinde. İslam dünyasının Malavi diye bir derdi olmadığı ise kesin. Buradaki Müslümanların Müs-
lüman kalmak için çırpınışlarını gördükten sonra, bu durumdan bihaber olan İslam ümmetinin hâlini düşünüyoruz. Oysa Malavili Müslümanların imanlarını koruyabilmek için olağanüstü güçlere sahip olmaları gerekiyor. Bakacak ama görmeyecek. Acıkacak ama istemeyecek. Hastalanacak ama ölme pahasına misyoner hastanesine gitmeyecek. Cahil kalmasını göze alarak çocuğunu misyoner okullarına göndermeyecek. Hangimiz böyle bir cambazlığa evet diyebiliriz ki? Yani görünen o ki, bizler kocaman bir İslam dünyası olarak kardeşlerimizi arenadaki aslanlara teslim etmişiz!
başka lar hayat
74
FAİZAN AHMAD : HÜSN-Ü ŞEHADET Mustafa Emin Büyükcoşkun
K
üçükken çok şehadet marşı dinledim, fakat bir şehidin ardından şahitlik etmenin bana düşeceğine hiç ihtimal vermezdim. Ne var ki, “Nepal’de de Müslüman mı varmış?” diyerek çıktığımız Ramazan seferi meğerse bir şahitlik yolculuğuymuş aynı zamanda. Faizan Ahmad ile İHH’nın Ramazan 2011 kampanyası vesilesiyle Nepal ziyaretimizde tanıştık. Ufak tefek, biteviye mütebessim, nazik ve birikimli bir Müslüman’dı. Asya ve Afrika’da, İHH kampanyalarında tanıştığım pek çok teşkilat adamından daha farklı bir yapısı, idrak ve inşa kabiliyeti vardı. Muhatabını iyi dinleyen, buna mukabil derdini de iyi anlatan, insanların şahsiyetine saygı gösteren, ama toplumsal sorumluluklarının bilincinde müdahalelerden de kaçınmayan bir yaklaşıma sahipti.
Katmandu’da öğle namazını eda etmek üzere Kaşmiri Mescidi’ne girdiğimizde (27 Eylül Salı sabahı şehit edildiği mescit) üzerimdeki tişörtü kastederek şöyle bir uyarıda bulunmuştu; “Mustafa kardeşim, bilemiyorum ülkenizde nasıl yorumlanıyor ama Asya’nın bu kısmında, üzerinde suret bulunan bir kıyafetle mescide girilmesini ve namaz kılınmasını insanlarımız genelde pek hoş karşılamazlar ve size kınayan gözlerle bakabilirler, bundan rahatsız olabilirsiniz.” Gayet tabii ve halis bir niyete sahip bu uyarı bile Faizan Ahmad’in kişiliği hakkında bize çok önemli ipuçları veriyor. Aramızdaki yaş, ehliyet ve liyakat farkına rağmen üstad gayet haklı uyarısını ne benim nefsime ağır gelecek ne de reaksiyoner bir etki bırakacak şekilde, gayet özenli bir dille yapmıştı. Muhatabını marufa davet ederken onun benliğine yönelmiş dolaylı bir tahkirden de özenle kaçınmasını bilmişti. Türkiye’de mescitlerde hacı amcaların hüsniniyetle yapılmış olsa da muhabbetten ve nezaketten uzak uyarı-
larına alışmış bir genç olarak Faizan Ahmad’in bu davranışı bende pek çok çağrışım yarattı. Üstada dair bunun gibi pek çok hatırayı aktarmak mümkün. Ne var ki tüm bunlar kaybolanı, yitip gideni geri getirmekten ne kadar da ırak; sadece gitgide solan bir hafızayı uyandırmaya kadirler. Faizan Ahmad öğrenimini pek çok Nepalli Müslüman gibi Hindistan’da tamamlamış, ardından Pakistan’da yüksek lisansını yapmış. Katmandu’da Sosyal İşler Bakanlığı’nda memur olarak çalışan Ahmad bir yandan da İslami Sangh Nepal Vakfı’nın genel sekreterliğini yürütmekteydi. Kendisi de mühtedi olan ve genç yaşlarında İslam’la şereflenen Faizan Ahmad, ziyaretimizde bize özellikle yeni ihtida eden Müslümanlarla ilgili çalışmalarından bahsetmiş, onlara yönelik hem ilmî hem de sosyal destek programlarını anlatmıştı. Sırf bu çalışma dahi gayet özveri, vizyon ve hassasiyet isteyen, çok farklı bir paradigmadan bambaşka bir anlam, inanç ve değer dünyasına adım atan yeni Müslümanların ümmete dâhil olma süreçlerini kolaylaştıracak, güçlendirecek oldukça nitelikli bir tasarımın ürünüydü. Faizan Ahmad eğitim ve kültür faaliyetlerine büyük önem veren, bu programların gelişimine ve belirli bir perspektifte yürütülmesine titizlikle emek sarf eden bir Müslüman’dı. Kur’an-ı Kerim’in Nepal diline tercümesi projesinde de ciddi çabası vardı. Bizde alışılageldiği üzere, eğitim kurumu inşa etmeyi beton dökmek için bağış toplamaktan ibaret sayan yaklaşıma karşı üstad, eğitim çalışmalarında her türlü detayı ince ince hesaplayan, programlayan, uzun vadeli ve etkili bir şekilde tasarlayabilen bir birikimin sahibiydi. Bratnagar’da ziyaret ettiğimiz medrese kompleksinin inşaatını gezdirirken henüz
başka lar hayat ortaöğretim kademesinde yeni eğitim vermeye başlayacak bu kurumun lisansüstü düzeyde eğitim verebilecek bir akademiye dönüşmesine dair planlarından bahsetmişti heyecanla. O anlatırken heyecanını paylaşmamak, benim gibi romantik sahnelere kayıtsız bir genç için bile mümkün değildi. Faizan Ahmad’in samimiyeti, hakikaten samimiyetin ne olduğuna dair bir ders niteliğindeydi. Üstadın önemli bir özelliği mevcudu ve şimdiyi iyi okuması, bundan hareketle maziye, âna ve geleceğe dair kurguyu da bu perspektifle yapmasıydı. Müslümanların hâkim olmadığı, salim olmayan bir paradigmanın otoritesi altında hayatlarını sürdürmek durumunda olduğu bir konjonktürde, ne pragmatizme kapılarak ne de sürdürülebilirliği olmayan bir radikalizme savrularak ilkeli ve tutarlı bir hayat siyasetinin takipçisiydi Faizan Ahmad. Nepal’deki Maocu iktidarın Müslümanlara yönelik genel itibarıyla müspet yaklaşımının sebebini sorduğumuzda, bunun iktidarın 2006’da ilga olan kraliyet
75
kökenli Hinduist oligarşiye karşı laik siyaseti güçlendirmek maksadıyla tüm dinlere eşit mesafede durma politikasından kaynaklandığını anlatmıştı. Kendilerinin bu araçsalcı yaklaşımın bilincinde olmakla beraber bu imkânı sonuna kadar zorladıklarını, mesela nüfus sayımlarında “azınlık” statüsünde konumlarını güçlendirmek için ciddi kampanya yürüttüklerini, öte yandan bu durumun Müslümanlar hakkında bir fişleme uygulamasına dönüşmemesi için de önlem aldıklarını anlatmıştı. Sorumuzun ardındaki demokrasi ve sekülarizm kastının ise gayet iyi farkına vararak “ne yapalım” dercesine omuz silkmek yerine, ironik bir tebessümle “farkındayız” mesajı vermişti. Siyasi ve iktisadi anlamda son derece zayıf araçlara ve yeni yeni Müslümanlaşan bir tabana sahip olmalarına karşın, sistem içindeki varoluşlarını ve mücadelelerini ilkelerden ödün vermeden sürdürmeye azmetmiş bir tavır, düzene eklemlenmenin mükemmel deneyimini yaşayan bizler için anlamlı bir örneklik olsa gerek. Bugüne kadar, birtakım vesile ve vazifelerle dünyanın muhtelif bölgelerinde farklı Müslüman topluluklarıyla tanışma imkânını yakalamış biri olarak Nepal seyahatimiz beni ziyadesiyle etkilemişti. Bu etkilenişte ise bilhassa üstad Faizan’ın olağanüstü karakterinin önemli bir katkısı vardı. Dönüşümde seyahat intibalarımızı anlatırken onun hakkında “Nepal’in Aliya’sı” benzetmesini kullandığımı hatırlıyorum. Gerçekten de üstad Faizan, rahmetli Aliya İzzetbegoviç’in o bilge, mütevazı, mütebessim duruşunun Nepal’daki yansıması gibiydi. Belki de aynı kültür ikliminin, aynı medeniyetin yitik mirasının yok olmaya yüz tutmuş nadide örneklerindendi ikisi de. Hamasetin ve ego patlamasının anlayamayacağı, emperyal rüyalarla, iktidar arzusuyla yanıp tutuşanların farkına varamayacağı türden bir hassasiyete sahiplerdi. Faizan Ahmad hem İslam ümmeti hem de ümmetin mâdûn evlatlarından Nepal Müslümanları için acı ve büyük bir kayıp oldu. Bir Ahmad gider, bin Ahmad gelir demek isterdim, ne var ki durum gidenin yerine yenisini üretemediğimiz bir kuraklığa işaret ediyor. Şehadetinin makbul olmasını temenni ediyoruz.
başka lar hayat
76
FAIZAN AHMAD (1970-2011) Faizan Ahmad 1970 yılında Sunsari’nin Bokhraha köyünde doğdu. Aligharh Üniversitesi İktisat Fakültesi’nden mezun oldu. Aynı zamanda Ajamgharh Cemaatü’l-Felah’tan İslami ilimler eğitimi aldı. Ardından Pakistan’a gitti ve iktisat yüksek lisansı yaptı. ElHira Eğitim Derneği’ne katılıp Bhutaha Sunsari’de İslami bir okul olan Hilal Okulları’nda müdürlük görevinde bulundu. Örnek kişiliği ile okulu öncü bir kurum hâline getirdi ve Müslüman topluluğa rehberlik etti. Dört yıldır Nepal çapında eğitim, kültür ve sağlık konularında çalışmalar gerçekleştiren İslami Sangh Nepal Vakfı’nın genel sekreterliğini yapan Faizan Ahmed evli ve Hamza (11), Adnan (6) adında iki erkek ve 40 günlük bir kız çocuk babasıydı. 27 Eylül 2011’de, Nepal’in başkenti Katmandu’da sabah namazı çıkışında, başından ve göğsünden beş mermi ile vurularak şehit edildi.
baĹ&#x;ka lar hayat
77
bas覺ndah ih
78
79 a d n ı s ba ihönhüllü Faaliyetleri G
ÖDÜLLER KURMACA DALI
Beyaz Güvercin en iyi kurmaca film ödülü Sony NEX-FS100K video kamera
JÜRİ ÜYELERİ ÖZEL ÖDÜLLER JÜRİ ÖZEL ÖDÜLÜ
Beyaz Güvercin en iyi belgesel film ödülü Sony NEX-FS100K video kamera
Yetim çocukları ziyaret etmek üzere Afrika’ya yönelik bir seyahat ve Sony HXRNX70U Video Kamera
ANİMASYON DALI
MANSİYON ÖDÜLLERİ
BELGESEL DALI
Beyaz Güvercin en iyi animasyon film ödülü Apple iMac 21.5 inç bilgisayar ve WACOM Cintiq 21UX Pen Display çizim ekranı
İLETİŞİM
Büyük Karaman Cad. Taylasan Sok. No : 3 PK. 34320 Fatih / İstanbul www.beyazguvercin.org • info@beyazguvercin.org
SONY HDR-CX550VE video kamera Intuos4 Large Pen Tablet çizim ekranı
DERVİŞ ZAİM İHSAN KABİL RIDVAN ŞENTÜRK SEMİH KAPLANOĞLU ÜMİT SÖNMEZ YUSUF KAPLAN