Gazze Raporu 2012

Page 1

GAZZE RAPORU Mart 2012


II

Gazze Raporu Mart 2012


Gazze Raporu Mart 2012

1

Giriş

G

azze Şeridi’nin sınırları 1948 yılında Arap-İsrail Savaşı sonrasında yapılan 1949 Ateşkes Anlaşması ile BM tarafından çizilmiştir. 1967 yılına kadar Mısır’ın kontrolünde kalan bölge 67 Savaşı’nın ardından yaşanan sınır değişiklikleriyle doğrudan İsrail’in işgali altına girmiştir. 1993 yılında imzalanan Oslo Anlaşması ile İsrail, en geç 1999 yılında, Gazze’yi de içine alan bağımsız bir Filistin Devleti kurulmasını kabul etmiş fakat işgal ettiği Gazze topraklarından -bölgenin geleceğini kendi başına şekillendirmek amacıyla- 2005 yılında çekilmiştir. Ancak bu çekilmenin ardından kısmi bir rahatlamaya kavuşmuş gibi görünen Gazze’de İsrail’in hukuki olmayan denetimi sürmüş ve İsrail bölgeyi fiili olarak her alanda kontrolü altında tutmaya devam etmiştir. Bugün hâlâ Gazze’nin Refah hariç

tüm sınırları, kara suları ve hava sahası İsrail’in kontrolü altında bulunmaktadır. İsrail, 2007 yılında bölge halkının seçimle başa getirdiği hükümet sebebiyle Gazze’ye ambargo uygulamaya başlamış, insani ihtiyaçların bölgeye giriş çıkışlarını yasaklamış, keyfî olarak kamu kurumları, hastaneler, okullar ve evlere saldırılarda bulunmuş ve bulunmaya da devam etmektedir. İsrail’in 2007 yılından bu yana Gazze’ye uyguladığı ambargonun boyutlarını ve sonuçlarını ana başlıklarla ortaya koyan bu çalışma, aynı zamanda bölgede sürekli yardım faaliyeti yürüten İHH İnsani Yardım Vakfı görevlileri ile 2011 yılında bölgeye giden ekiplerimizin gözlem ve tespitlerine yer vermektedir.


2

Gazze Raporu Mart 2012

Gazze nerededir? Erez Kapısı Beyt Lahiya

ula ş

Z

ru nlu zo

AK

DE

lan

uy gu an

GAZZE Karni Kapısı

İsr ail

ta

ra f

ınd

Cebelia

ım

sın ırı

Beyt Hanun

an

Uzunluğu 41 kilometre genişliği ise 6 ila 12 kilometre arasında değişen 360 kilometrekarelik bir alandan oluşan Gazze Şeridi Mısır sınırında, Filistin’in batısında, Akdeniz’e kıyısı olan bir bölgedir. Bölge, Filistin Ulusal Otoritesi’nin kontrolündedir. Bugün 1.657.155 kişinin yaşadığı Gazze’de nüfusun yaklaşık 1.105.000’i sekiz mülteci kampına (Jabalya, Gazze, Beyt Lahya, Beyt Hanun, Dir el-Belah, Hanyunus, Refah ve Abasan Kebir) dağılmış vaziyettedir. Bu mültecilerin sağlık, eğitim ve diğer insani ihtiyaçları Birleşmiş Milletler (BM), uluslararası yardım kuruluşları ve İslam ülkelerinden gönderilen yardımlarla karşılanmaktadır.

Ez Zeveyda Deyir el Bela

El Kurara

FİLİSTİN

Ben-i Süheyla Han Yunus Absan el Kibriya Tal es-Sultan

Refah

Refah Kapısı

MISIR

Sufa Kapısı Kerem Şalom kapısı

Uluslararası Kızılhaç Komitesi (Internati-onal Committee of the Red Cross-ICRC) 14 Haziran 2010’da yaptığı açıklamada ablukanın Gazze’deki durum ve 1,5 mil-yon insan üzerindeki etkisini “dayanılmaz ve yıkıcı” olarak tanımlamış ve “abluka-nın İsrail’in uluslararası insancıl hukuk çerçevesindeki yükümlülüklerini açıkça ihlal ettiği bir toplu cezalandırma niteliği taşıdığını” vurgulayarak bu duruma kalıcı çare olabilecek tek çözümün ablukanın kaldırılması olduğunu söylemiştir. BM İnsan Hakları Konseyi Uluslararası Vaka İnceleme Heyeti Raporu (Madde 38), 27 Eylül 2010


Gazze Raporu Mart 2012

3

Seçimlerinden ötürü cezalandırılan bir halk 2006 yılının Şubat ayında Filistin’de yapılan seçimlerde Hamas’ın Gazze’de büyük bir başarı kazanmasının ve 2007’de yönetime geçmesinin ardından İsrail, uluslararası hukuk kurallarına tamamen aykırı bir şekilde, Gazze halkını seçiminden ötürü cezalandırmak için bölgeye siyasi ve ekonomik birçok yaptırım uygulamaya başladı. Gazze Şeridi’ni “düşman bölge” ilan edip “terör”ü bahane eden İsrail, Hamas yönetimi üzerinde baskı oluşturmak amacıyla Gazze’ye mal ve eşya giriş çıkışının sınırlamalara tabi tutulacağını açıkladı. İsrail ve İsrail’in uluslararası destekçileri tarafından ağır bir şekilde hukuksuz olarak uygulanan ambargo, Gazze’yi eğitimden sağlığa, ekonomiden güvenliğe pek çok sorunun yaşandığı bir açık hava hapishanesine dönüştürdü. 2007 ortalarında İsrail’in hiç bitmeyen operasyonları ve iç kışkırtmalar sebebiyle Gazze’de yer alan iki güçlü taraf -Hamas ve Fetih- arasında ciddi bir çatışma yaşandı. Olaylarda 200’ü aşkın Filistinli hayatını kaybetti. Seçimlerin galibi olması dolayısıyla yasal olarak bölge yönetiminin başında bulunan Hamas, bu defa uluslararası camianın ekonomik ve siyasi alanda uyguladığı ambargoyla karşı karşıya kaldı. Ambargoyla birlikte Gazze’nin dünyaya açılan sınır kapıları bir bir kapatıldı, Gazzelilerin dünyayla tüm bağlantısı kesildi. 27 Aralık 2008 tarihine gelindiğinde İsrail, ambargoyla ölüme terk ettiği insanları tamamen yok etmek istercesine, 22 gün süren Dökme Kurşun Operasyonu’nu başlattı. Operasyonda sivil halka karşı kullanımı yasak olan kitle imha silahı beyaz fosfor bombaları kullandı. 17 Ocak 2009 tarihine kadar bölgeye havadan ve karadan düzenlediği saldırılarda 1.500 sivili katletti; ölenlerin çoğunluğu ise nüfusun yarısından fazlasını oluşturan çocuklardı. Saldırılarda 5.000’den fazla kişi yaralandı, 4.000’in üzerinde bina yıkıldı, 200.000 ev zarar gördü, 50.000 Gazzeli evsiz kaldı. Hastaneler, camiler, okullar, fabrikalar, iş yerleri ve hatta BM tesisleri yerle bir edildi. Gazze’nin tek üniversitesi olan Gazze İslam Üniversitesi vuruldu. 29 ambulans tahrip edildi. 122 sağlık merkezi vuruldu. Kurtarma ve tedavi hizmetleri engellendi. 280 okul zarar gördü. Saldırılardan etkilenen 9.000 öğrenci tahliye edildi. 164 öğrenci ve 12 öğretmen öldürüldü. 454 öğrenci ile 5 öğretmen yaralandı. Saldırılar boyunca Gazze’de eğitim-öğretim durdu, okullar kapatılmak zorunda kaldı. 1.500 imalathane/fabrika, 31 güvenlik tesisi, 20 cami harap oldu. 400.000 Gazzeli temiz içme suyuna erişemeyecek duruma geldi. Sebze seraları, zeytinlikler ve diğer tarım arazileri büyük zarar gördü. Gazze’nin kuzeyinde bulunan tarım alanlarının %60’tan fazlası kullanılamaz hâle geldi. İsrail’in saldırılarda orantısız ve sistematik bir güç kullandığı, ağırlaştırılmış metal patlayıcılar (Dense

Inter Metal Explosive/DIME) ve fosfor bombası gibi hâlen uluslararası hukuk çerçevesinde herhangi bir düzenlemeye tabi tutulmamış türden imha edici silahlar kullandığı BM İnsan Hakları Konseyi tarafından oluşturulan soruşturma komisyonunca hazırlanan Goldstone Raporu’yla da belgelendi.


4

Gazze Raporu Mart 2012

Gazze’de uygulanan ambargo 2007’de Hamas’ın fiili olarak Gazze’nin yönetimine gelmesinin ardından bölgeye yönelik ağır bir ambargo uygulamaya başlayan İsrail, Gazze’ye giriş-çıkışın sağlandığı beş kapıdan dördünün kontrolünü elinde bulundurmaktadır. İsrail, haftalar ya da aylarca bu kapıları kapatmakta ve temel ihtiyaç maddelerinin, sağlık malzemelerinin ve insani yardımların bölgeye giriş-çıkışını keyfî olarak engellemektedir.

Geçiş noktaları 1.

Refah Kapısı: Mısır kontrolündedir. Bu kapıdan günde ortalama 300 kişinin Gazze’den çıkışına izin verilmektedir. İhtiyaç malzemelerinin ve insanların Gazze’ye girişi ise çok büyük sorun olmaktadır. Ramallah yönetimi tarafından verilen Filistin kimliği olmayan kişiler Gazze’ye girememektedir. Gazze’den çıkış talep eden kişilere aylarca sonraya gün verilmekte; bu süre içerisinde hastalar hayatlarını, işçiler işlerini, öğrenciler devamsızlıktan okullarını kaybetmektedir.

2.

Erez Kapısı: Geçimlerini sağlamak için İsrail’e giden Gazzeliler için ana çıkış noktası olan bu kapı, 2007’den bu yana Filistinlilerin geçişine kapatılmıştır.

3.

Karni Kapısı: Bu kapı ticari malların bölgeye girişi için kullanılmaktaydı. 2007’den önce de sıklıkla kapatılan kapı, Hamas’ın 2007’de yönetime gelmesinin ardından tamamen kapatılmıştır.

4.

Sufa Kapısı: İnşaat malzemelerinin Gazze’ye girişi için kullanılan kapı 2007’den bu yana çoğu zaman kapalıdır.

5.

Kerem Şalom Kapısı: Ticari ürünler ve insani yardım malzemelerinin girişinin yapıldığı kapı 2007’den bu yana çoğu zaman kapalıdır.

Heyet, Dördüncü Cenevre Sözleşmesi’nin 33. maddesine göre sivillerin işgal altında toplu cezalandırmaya maruz bırakılmasının yasak olduğunun önemine dikkat çekmektedir: “Hiçbir ‘korunan kişi’ şahsen işlemediği bir suçtan ötürü cezalandırılamaz. Toplu cezalandırmalar ve bütün buna benzer korkutma ve terör yaptırımları yasaklanmıştır.” Heyet, Gazze’ye abluka uygulanmasının arkasında yatan temel sebeplerden birinin Hamas’ı seçtikleri için Gazze halkının cezalandırılması olduğunu düşünmektedir. Bu hususun yanı sıra Gazze’ye yönelik kısıtlamalar birlikte ele alındığında İsrail’in eylem ve politikalarının uluslararası hukukta “toplu cezalandırma” olarak tanımlanan eyleme eş değer olduğu konusunda şüpheye yer kalmamaktadır. BM İnsan Hakları Konseyi Uluslararası Vaka İnceleme Heyeti Raporu (Madde 54), 27 Eylül 2010


Gazze Raporu Mart 2012

5

Ambargonun Gazze’de Yol Açtığı Tahribatlar Gazze’de ambargo nedeniyle sivil halk ekonomi, sağlık, eğitim vb. birçok alanda temel haklarından mahrum yaşamaktadır. İsrail tarafından orantısız olarak kullanılan güç, hem çevrede hem de insanlar üzerinde ciddi tahribatlara yol açmaktadır. Gazze’de Erez, Karni, Sufa, Kerem Şalom ve Refah olmak üzere beş sınır kapısı bulunmaktadır. Ancak bölgeye yiyecek, yakıt ve tıbbi malzeme vb. insani yardımların geçişini sağlayan bu kapıların kullanımı 2007’den bu yana İsrail tarafından tamamen engellenmektedir. Ağır bir yokluk ve yoksulluk içerisinde olan Gazze halkı, Refah’a sınır olan topraklarından kazdığı tüneller aracılığıyla temel ihtiyaçlarını karşılamaya çalışmaktadır.

Gazze’de içler acısı bir durum olduğu tespitinde Heyet yalnız değildir. Gazze’deki durum “sürdürülemez” olarak tanımlanmıştır. 21. yüzyılda böyle bir durumun müsamaha ve kabul ile karşılanması tamamıyla gayrimümkündür. Birilerinin Gazze halkının yaşam standartlarını kabul edilebilir sınırlar dâhilinde görmesi inanılmaz bir şeydir. BM İnsan Hakları Konseyi Uluslararası Vaka İnceleme Heyeti Raporu (Madde 275), 27 Eylül 2010


6

Gazze Raporu Mart 2012

A. Ekonomi ● Temel geçim kaynakları tarım, küçük imalat ve balıkçılık olan Gazze’de uygulanan sistemli fakirleştirme siyaseti nedeniyle bugün 15 yıl önceki üretimin yarısı dahi yapılamamaktadır. ● Gazze’de pek çok insan yiyecek bulma sıkıntısıyla ya da yiyecek satın almak için gerekli parayı bulma sıkıntısıyla karşı karşıyadır. ● İsrail, Gazze sahili boyunca denizin üç mil açığından itibaren başlayan alanı “yasak bölge” ilan ederek Filistinlilerin kendilerine ait deniz sahasının %85’ine erişimlerini engellemektedir. Geçimini balıkçılıkla sağlayan aileler bu durumdan büyük ölçüde etkilenmektedir. ● Gazze’de endüstri alanında çalışan iş yerlerinin %95’i kapanmıştır. Mevcutların %5’i de %20 ila %50 kapasiteyle çalışmaktadır. ● Gazze’de işsizlik %45’in üzerindedir. ● Gazze’de insanlar günlük 2 dolardan az bir gelirle yaşamlarını sürdürmek zorunda bırakılmıştır. ● Özellikle 2007’den bu yana yaklaşık 180.000 memur ile 210.000 işçi ve serbest meslek sahibinin %80’i işsiz kaldığından halkın alım gücü düşmüş, emtia girişinin çok sınırlı olduğu bölgede fiyatlar hızla artmıştır. ● 2005 yılında İsrail’e çalışmaya giden 21.000 işçinin işine son verilmiş, bu durumdan kaynaklanan ekonomik kayıp bir milyar doları aşmıştır. Ayrıca İsrail bazen aylar boyunca sınır kapılarını kapatmaktadır. Gazze’den İsrail’e çalışmaya giden ve her akşam geri dönen işçiler geçişlerin kapatılması nedeniyle çalışamamakta, aileler geçim sıkıntısı ve açlık tehlikesiyle karşı karşıya kalmaktadır.

B. Enerji ● Ekim 2007’den itibaren Gazze’de yakıt tedarikine ilişkin büyük sınırlamalar getirilmiş, elektrik ve yakıt elde etme imkânları büyük ölçüde kısıtlanmıştır. ● Sadece %30 kapasiteyle çalışan bir elektrik santralinin bulunduğu Gazze’de her gün 8 ila 12 saat düzenli elektrik kesintileri uygulanmaktadır. Sürekli bir enerji probleminin yaşandığı Gazze’de hastaneler, iş yerleri ve evler bu durumdan son derece olumsuz etkilenmektedir. ● Gazze’de elektrik ve su gibi kamu hizmet alanlarında UPS cihazlarına ve jeneratörlere zaruri bir bağımlılık söz konusudur; ancak yedek parça bulmada yaşanan sıkıntılar nedeniyle bu cihazlardan da yeterli verim alınamamaktadır.

C. Su ● Ambargo nedeniyle kamu hizmetlerinin sekteye uğradığı Gazze’de her gün yaklaşık 80 milyon litre


Gazze Raporu Mart 2012

kanalizasyon suyu hiçbir işlemden geçmeden doğaya boşaltılmaktadır. Deniz suyundaki kirlenmeden dolayı artan sağlık sorunlarına bir de yer altı ve yer üstü su kaynaklarına kanalizasyon suyunun karışması durumu eklenince bölgedeki suyun yalnızca %5 ila %10’u güvenli bir şekilde kullanılabilmektedir. ● Su yoluyla bulaşan hastalıklar nedeniyle nüfusun %26’sında çeşitli hastalıklar görülmektedir.

D. Sağlık ● Elektrik kesintileri, temiz su sıkıntısı, yedek parça olmayışı gibi birçok faktör tıbbi cihazların çalışır ve hazır hâlde bulundurulmasını ve bakımlarının yapılmasını zorlaştırmaktadır. ● Sivillerin seyahat özgürlüğüne getirilen kısıtlamalar nedeniyle acil tıbbi bakım ihtiyacı içerisindeki hastalar yaşamlarını yitirmektedir. Hastaların tedavi maksadıyla yurt dışına çıkış izinleri uzun ve bezdirici prosedürlere bağlanmıştır. ● Yurt dışına çıkışa getirilen sınırlandırmalar tıbbi personelin mesleki bilgi ve becerilerini geliştirmeleri imkânını da ortadan kaldırmaktadır. ● Gazze’de yaşanan elektrik kesintileri sürekli tedavisi gereken -diyaliz hastaları, kanser hastaları gibihastaların hayatını tehlikeye sokmaktadır. ● İlaç ve tıbbi araç-gerecin bölgeye girişinin engellenmesi sebebiyle hastalar ölüm tehlikesiyle karşı karşıya kalmaktadır. ● Gazze’deki saldırılar bölgede maddi alanda tahribata yol açarken insanların psikolojileri üzerinde de büyük bir sarsıntıya yol açmaktadır. Bölgedeki çocukların %90’ında travma sonrası stres bozukluğu görülmektedir.

E. Güvenlik ve keyfî uygulamalar ● İsrail, elinde bulundurduğu nükleer silahlarla Hamas’ın elindeki kısa menzilli roketleri karşılaştırarak tehdit altında olduğunu iddia etmekte ve bu bahaneyle sık sık Gazze’ye saldırmaktadır. ● Hamas hükümeti 2006 yılı başından bu yana İsrail’e yönelik kışkırtıcı eylemlerden özellikle kaçınmıştır. Ancak buna rağmen İsrail, bombalama ve tutuklama eylemlerini sürdürmüş, bölgedeki gerilim siyasetini kendi güvenlik kaygılarını dünyaya ispatlamada gerekçe olarak kullanmıştır. ● İsrail askerleri keyfî olarak sivillerin üzerine ateş açmakta, sivil ölümleri ve yaralanmalarına sebep olmaktadır. ● İsrail, Gazze ve Batı Şeria’da 10.000’den fazla Filistinliyi keyfî olarak tutuklamış ve hapsetmiştir.

7


8

Gazze Raporu Mart 2012

F. Saldırılar ● İsrail topçu birlikleri 2005 yılının Eylül ayında başlattıkları ve dokuz ay süren saldırılarında Gazze’nin kuzey bölgesine 6.000’den fazla top mermisi fırlatarak bölgede yıkıcı bir etki yaratmış, plajda piknik yapan çocukların dahi ölümüne yol açmıştır. ● BM İnsani İlişkiler Koordinasyon Dairesi (Office for the Coordination of Humanitarian Affairs-OCHA) 2008’deki Dökme Kurşun Operasyonu’nun hemen öncesinde Gazzeli balıkçılara yönelik kısıtlamaların daha da genişletildiğini açıklamıştır. Kısıtlama uygulanan bölgeye giren Filistinli balıkçılar İsrail Donanma Kuvvetleri’nin açtığı uyarı ateşlerine maruz kalırken bazı durumlarda da doğrudan saldırılara hedef olmaktadır. İsrail askerleri balıkçı teknelerine yaptıkları müdahaleler sonrasında teknelere el koymaktadır. ● Bölgeyi işgal ettiği günden bu yana keyfî olarak insanların üzerine tank sürme, ateş açma, bilinçli yaralama, hanelere zarar verme, tarım alanlarını tahrip etme gibi saldırılar düzenleyen İsrail, sadece 27 Aralık 2008-17 Ocak 2009 tarihleri arasında


Gazze Raporu Mart 2012

gerçekleştirdiği Dökme Kurşun Operasyonu’nda 1.400 sivili katletmiş, bu rakam ağır yaralı olup daha sonra hayatını kaybedenlerle birlikte 1.500’ü aşmıştır. ● Gazze’de 28 Eylül 2000’den Ocak 2011’e kadar Yahudi yerleşimcilerin saldırıları, İsrail’in bombalamaları ve geçiş noktalarında İsrail’in Filistinli hastaların tedavilerini engellemesi sonucu 5.081 kişi hayatını kaybetmiştir.

G. İnsani yardım çalışmalarına yönelik engelleme ve saldırılar ● 2009 yılında Gazze’ye yardım götürmek için Viva Palestina isimli bir kara yolu konvoyu oluşturulmuştur. Konvoyda 200 araç, sağlık malzemeleri ve insani yardım malzemeleri yer almıştır. Mısır üzerinden Gazze’ye giriş yapacak olan konvoy Mısır’ın engellemesiyle karşılaşmış, uzun bir bekleyişin ardından Refah Sınır Kapısı’ndan Gazze’ye giriş yapmıştır. Konvoy, araçları ve insani yardım malzemelerini bölge halkına bağışlamıştır. ● 31 Mayıs 2010’da uluslararası sulardan Gazze’ye insani yardım götüren Özgürlük Filosu’na saldıran İsrail, 9 insani yardım gönüllüsünü katletmiş, 56’sını yaralamıştır. Saldırının ardından BM Güvenlik Konseyi, Gazze’deki duruma atıfta bulunarak ambargoyu “sürdürülemez” olarak nitelemiştir.

H. İnsani durum ● 2007 yılından bu yana Gazze’de uygulanan ambargonun sebep olduğu insani durum endişe verici boyutlara ulaşmıştır. Uluslararası kamuoyu ve BM Güvenlik Konseyi konu ile ilgili kaygılarını çeşitli raporlarla karar alıcı mercilere duyurmuş ve çözüm için ivedilikle harekete geçilmesini istemiştir. ● Ambargo nedeniyle genel bir fakirliğin söz konusu olduğu Gazze’de insani yardımlara zaruri bağımlılık oranı %80’lere ulaşmıştır. ● Gazze’de yaşayanların %54’ü gıdaya ulaşamazken %12’si sınırlı oranda ulaşabilmektedir. ● Ambargonun uygulamaya konduğu tarihte mülteciler arasında “aşırı yoksulluk” çekenlerin sayısı 100.000 iken bu rakam bugün üç katına çıkarak 300.000’e ulaşmıştır. ● Gazze’de yaşayanların %61’i açlık tehlikesiyle karşı karşıyadır. ● Beslenme alışkanlıklarında meydana gelen zorunlu değişiklik nedeniyle özellikle çocuklarda vitamin ve mineral eksikliğine bağlı sorunlar yaşanmaktadır. ● İsrail’in saldırı ve yıkımları sonucu Gazze’de 86.000 evin yeniden inşası gerekmektedir. ● Gazze’de 25.000 yetim çocuk bulunmaktadır. ● Gazze’nin bugün 1.657.155 olan nüfusunun 1.105.000’i mülteci kamplarında yaşamaktadır.

9


10

Gazze Raporu Mart 2012

Çözüm önerileri Gazze’de yaşanan insani krizin çözülmesi için bölgeye uygulanan ambargonun tamamen kaldırılması gerekmektedir. Bu çerçevede Gazze için çözüme yönelik yapılması gerekenleri şu şekilde sıralayabiliriz:

● Gazze’ye uygulanan ambargo bir an öce kayıtsız şartsız son bulmalıdır. ● Bölgedeki insanların gıda güvenliği garanti altına alınmalıdır.

● Filistin ürünlerinin bölge dışına çıkışı uluslararası güvence altına alınmalı, ülkeler Filistin ürünlerini ithal etme konusunda belirli teşvik kotaları oluşturmalıdır.

● Yardımların bölgeye ulaştırılması önündeki siyasi ve askerî engeller kaldırılmalı ve Gazze’ye yönelik yardımlar sistemli biçimde arttırılmalıdır.

● Filistin’in enerji ihtiyacı konusunda İsrail’e bağımlılığını sona erdirecek yatırımlar teşvik edilmeli, yatırımların ve yatırımcıların korunması için uluslararası bir mekanizma kurulmalıdır.

● Gazze’ye giriş-çıkışların önündeki keyfî engeller kaldırılmalıdır.

● Bağımsız Filistin Devleti’nin kuruluşu çalışmaları hızlandırılmalıdır.

● İsrail saldırılarının son bulması için İslam İşbirliği Teşkilatı, Arap Birliği ve BM’nin yanı sıra tüm İslam ülkeleri birlikte hareket etme kararı almalıdır.

● İsrail’in geri adım atmaması durumunda Gazze’deki Filistinli memur ve işçilere iş başı yaptırılmalı, Filistin Devleti kurulana kadar uluslararası bir fon oluşturularak maaşlar bu fondan ödenmelidir.

● Gazze’de ekonomik hayatın canlandırılabilmesi için insanlara iş imkânı sağlanmalı, bunun için de İsrail’in engellemeleri sona erdirilmelidir.

● İnsani yardımların bölgeye ulaşabilmesi için güvenli bir yardım koridoru açılmalıdır.


Gazze Raporu Mart 2012

11

İHH İnsani Yardım Vakfı’nın Gazze’de gerçekleştirdiği yardım faaliyetleri İHH İnsani Yardım Vakfı kurulduğu günden bu yana Filistin meselesini yakından takip etmekte ve çözüm için destek olmaktadır. İHH, işgal altındaki Filistinlilere insani yardım götürürken insan hakları alanında da Filistinlilerin haklarını savunmak için azami gayret sarf etmektedir. Ayrıca Suriye, Lübnan, Ürdün ve diasporada yaşayan Filistinli muhacirlere de destek vermektedir. Aşağıda Gazze Şeridi’nde 2009 yılından bu yana gerçekleştirilen yardım çalışmalarından bazı örnekler yer almaktadır:

A. Ayni-nakdi ve dönemsel yardımlar ● 2009 yılında “Sponsor Aile Sistemi” ile Gazze’de 2.533 yetimin bakımı üstlenilmiş, bu rakam Mart 2012’de 9.731’e yükselmiştir. ● HH kurulduğu günden bu yana her kurban döneminde Gazze’de kurban kesimi yapmakta ve ihtiyaç sahiplerine dağıtmaktadır. ● Gazze’de her yıl Ramazan ayında gıda yardımı yapılmakta ve sıcak yemek dağıtılmaktadır. ● Her yıl devlet okullarında okuyan ihtiyaç sahibi öğrencilere kitap, kırtasiye malzemesi ve çanta dağıtımı yapılmaktadır. Her sezon yaklaşık 30.000 avroluk dağıtım gerçekleştirilmektedir. ● Her yıl kurban ve Ramazan bayramlarında yetim öğrencilere kıyafet yardımı yapılmaktadır. ● İsrail saldırıları sonucu evleri yıkılan 1.000 aileye 2.000’er avro nakdi yardım yapılmıştır. ● 1.300 şehit ailesine aile başı 1.000 avro nakdi yardım yapılmıştır. ● Bir yıl boyunca Gazze genelinde tanesi 40 avrodan 1.250 adet gıda paketi dağıtımı yapılmıştır. ● Dökme Kurşun Operasyonu’ndan sonra 70 devlet okulunda Gazze Millî Eğitim Bakanlığı ile birlikte psikolojik destek ve rehabilitasyon çalışmaları yapılmıştır. Yaklaşık 20.000 öğrencinin katıldığı programların maliyeti 25.000 avro olmuştur. ● 2010 yılında Gazze’nin Mugraga bölgesinde meydana gelen sel felaketinin ardından bölgede arama-kurtarma çalışmaları yapılarak güvenlik nedeniyle evlerinde kalamayan mağdurlara sıcak yemek dağıtılmış, selden zarar gören evler için nakdi yardım yapılmıştır. Yapılan yardımların toplam değeri 55.000 avrodur. ● 2010 yılında Gazze Şeridi’nde yaşayan 30 çiftin evlenmesine destek olunmuştur. Projenin toplam maliyeti 30.000 dolardır.


12

Gazze Raporu Mart 2012

● Gazze’nin çeşitli noktalarında Gazze Sağlık Bakanlığı’na bağlı doktorlar ile ortaklaşa iki ay boyunca 600 kişiye ilk yardım dersi verilmiştir. Programın maliyeti 20.000 avrodur. ● Gazze’nin üç bölgesinde toplam 1.200 çocuğa altı aylık psikolojik destek ve rehabilitasyon programı sağlanmıştır. Programın maliyeti 35.000 avrodur. ● Beyt Lahya bölgesinde 100 aileye mantar üreticiliği konusunda eğitim verilerek yetiştirmeleri için mantar temin edilmiştir. Projenin maliyeti 13.000 avrodur. ● 10 aile için üçer çift tavşan, tavşanlar için kümes ve altı aylık yem yardımında bulunulmuştur. Proje için aile başına 600 avro yardım yapılmıştır. ● Unlu mamullerin üretimi ile ilgili altı aylık bir kurs düzenlenmiştir. 300 kadının faydalandığı kurs süresince yapılan mamuller satılarak katılımcıların aile bütçelerine katkı sağlamalarına da imkân tanınmıştır. Programın maliyeti 23.000 avrodur.

B. Eğitim, sağlık ve iskân alanındaki çalışmalar Eğitim ● 750 öğrencinin eğitim gördüğü Daru’l-Erkam Türkiye Filistin İlkokulu’nun tamir, tadil ve tefriş çalışmaları yapılmış, sınıflara LCD projektör takılmış ve 60 bilgisayarlık iki bilgisayar merkezi kurulmuştur. Öğrencilerin yaklaşık yarısının şehit ve esir çocuklarından oluştuğu okulda çocuklar ücretsiz eğitim görmektedir. ● Refah, Hanyunus, Tell el-İslam, Nasır Bölgesi ve Cebaliye’de kadınlar için dikiş-nakış kursları açılmıştır. Bu kurslardan her üç ayda bir 200 kişi mezun olarak diploma almaktadır. Üç yılda yaklaşık 2.400 kişi bu kurslarda eğitim alarak meslek sahibi olmuştur. Bir kurs merkezinin yıllık gideri yaklaşık 20.000 avrodur. ● Refah, Tell el-İslam, Cebaliye bölgelerinde üç bilgisayar merkezi kurulmuştur. Şehit ve esir çocukları için kurulan merkezlerden ihtiyaç sahibi ailelerin çocukları da istifade etmektedir. Merkezlerin yıllık gideri 60.000 avrodur. ● Gazze İslam Üniversitesi’nin İsrail saldırılarında yıkılan laboratuvar ve bilgisayar merkezleri yeniden inşa edilmiş, konferans salonunun tamiri yapılmıştır. Proje 720.000 avroya mal olmuştur. ● 2009’daki Furkan Savaşı’nda bir bölümü zarar gören Teknoloji Üniversitesi’nin tamiratı yapılmıştır. Projenin maliyeti 30.000 avrodur. ● Gazze İHH Ofisi’nde bulunan Osmanlı Kültür Merkezi’nde bilgisayar, yabancı dil (İngilizce), yöneticilik ve iş idaresi kursları verilmektedir. Kurslardan yılda 250 kişi mezun olmaktadır. Programın maliyeti 20.000 avrodur.


Gazze Raporu Mart 2012

● Refah bölgesinde açılan hafızlık kursundan yılda 240 çocuk hafız olarak mezun olmaktadır. Programın maliyeti 20.000 avrodur.

Sağlık ● Kurulduğu günden bu yana Filistin’deki ihtiyaç sahiplerine ilaç ve tıbbi malzeme temini noktasında çalışan İHH, Furkan Savaşı’ndan sonra Gazze’deki hastanelerde tedavisi mümkün olmayan 59 yaralıyı Türkiye’ye getirerek tedavilerini yaptırmıştır. ● 2010 yılında düzenlenen kara konvoyuyla GazzeRefah bölgesine götürülen böbrek taşı kırma ünitesi Cemiyetü’l-İslami Sağlık Merkezi’ne kurulmuştur. Projenin maliyeti yaklaşık 60.000 avrodur. ● Binası Beythanun Belediyesi tarafından inşa edilen Kadın Doğum Hastanesi’nin bütün tefrişatı yapılarak hizmete açılmıştır. Projenin maliyeti 500.000 avrodur. ● 2010 yılında düzenlenen kara konvoyu ile Tell elİslam bölgesinde bulunan el-Huda Sağlık Merkezi’ne ultrason, endoskopi cihazı, çeşitli sarf malzemeleri ve ilaç götürülmüştür. Bölgedeki diğer sağlık merkezlerine de çeşitli yardım malzemeleri dağıtılmıştır. ● 2011 yılı itibarıyla Sponsor Aile Sistemi çerçevesinde Gazze’de 10.500 yetimin bakımı üstlenilmiştir.

13

Yetimlerimize eğitim yardımları ve sağlık taramaları yapılmaktadır. Projenin maliyeti 8.820.000 TL’dir.

İskân ● Gazze Şeridi’nin sınır bölgesinde evleri İsrail saldırıları sonucu yıkılan altı aile için üç katlı, altı daireli bir bina yapılmıştır. Projenin maliyeti yaklaşık 130.000 avrodur. ● Furkan Savaşı’nda Karame, Huzaa (Sadece buradaki saldırıda 50 ev yerle bir edilmiştir.) ve Nuseyrat bölgelerinde yıkılan evlerin yapımı için çalışmalar başlatılmıştır. İnşasına başlanan evlerden üçü 2011 yılı Kasım ayında sahiplerine teslim edilmiştir. Projenin maliyeti 160.000 avrodur. ● Karame, Huzaa ve Nuseyrat bölgelerinde ihtiyaç sahibi ailelere ait evlerin tamiri yapılmış, 10 evin inşası tamamlanan sahiplerine teslim edilmiştir. Bu evlere 2010 yılı Mayıs ayında Gazze’ye insani yardım götüren Özgürlük Filosu’na yapılan İsrail saldırısı sonucu şehit olan yolcuların isimleri verilmiştir. Projenin toplam maliyeti 75.000 avrodur. ● İsrail saldırıları nedeniyle kullanılamaz duruma gelen Gazze Limanı, Özgürlük Filosu’na ait gemilerin girişi için onarılmıştır. Yaklaşık üç ay süren çalışma sonrasında liman alanı derinleştirme, kıyı tamir ve yol yapım çalışmaları yapılmıştır. Projenin maliyeti 100.000 avrodur.


14

Gazze Raporu Mart 2012

Sonuç 1948 yılından bu yana işgal altında yaşayan Filistinliler barış ve huzur istiyor. Ancak İsrail tarafından Batı Şeria ve Gazze Şeridi’ne sıkıştırılan; yaşama, çalışma ve özgür hareket etme hakları gasp edilen Filistinlilerin yaşam koşulları 2006 yılında Gazze’de yapılan seçimlerin ardından daha da dayanılmaz bir hâl aldı. Seçimler sonucunda Hamas’ın Gazze yönetimine gelmesiyle birlikte İsrail Gazze Şeridi’ni “düşman bölge” ilan etti ve bölgeye yönelik bir ambargo başlattı. Gazze’ye mal ve eşya giriş-çıkışını büyük ölçüde yasakladı ve yakıt tedarikine ilişkin katı sınırlamalar getirdi. Filistinlilerin kendi topraklarından çıkışlarını engellemek için Gazze’nin birçok yerine kontrol noktaları kurdu. Erez, Karni, Sufa, Kerem Şalom gibi noktalarda oluşturduğu kontrol merkezleriyle Filistinlileri neredeyse hareketsiz bırakan bir politika yürütmeye başladı. Hükümetlerin reel-politik kaygılarla Gazze’de yaşanan hukuka aykırı bu ambargoyu görmezden gelmelerine karşın, uluslararası ve ulusal bazı sivil toplum kuruluşları gerçekleştirdikleri yardım organizasyonları ile dünya kamuoyunun Gazze’de yaşanan gayriinsani durumdan haberdar olmasını sağladı. Kurulduğu günden bu yana Filistinlilerin gasp edilen haklarının iadesi için çalışmalar yapan ve bölgeye insani yardım götüren İHH İnsani Yardım Vakfı, ambargonun son bulması için iki büyük organizasyona dâhil oldu. 2009 yılında

gerçekleştirilen Viva Palestina kara yolu konvoyu ile Mısır’daki Refah Sınır Kapısı’ndan Gazze’ye 200 araçla giriş yaptı ve bu araçları bölge halkına bağışladı. İHH, 2010 Mayıs’ında Gazze Özgürlük Filosu adı altında düzenlenen bir başka uluslararası organizasyonun da önemli bileşenlerinden biri oldu. Denizden Gazze’ye insani yardım götürmek için yola çıkan filo, 31 Mayıs günü Akdeniz açıklarında, uluslararası sularda, İsrail silahlı güçlerinin saldırısına uğradı. Gazze’ye uygulanan ambargonun tüm dünyaya duyurulmasını amaçlayan Özgürlük Filosu’na yapılan saldırıda 9 insani yardım gönüllüsü öldürüldü, 56 gönüllü yaralandı ve tüm filo katılımcıları tutuklanarak hapsedildi. Yaralılardan Uğur Süleyman Söylemez hâlâ komada bulunmaktadır. Filoya yapılan saldırının ardından Gazze ambargosu ve Filistinlilerin maruz kaldığı hak ihlalleri dünya kamuoyunun gündeminde önemli yer buldu ve Gazze ambargosunun hukuka aykırı bir yaptırım olduğu hükümetler ve dünyanın önde gelen sivil toplum kuruluşları tarafından yinelendi. Gazze’de yaşayan Filistinlileri eğitim, sağlık, ekonomi, güvenlik alanında pek çok sorunla karşı karşıya bırakan ambargo, bölgeyi bir açık hava hapishanesine dönüştürmüş durumda. Ambargonun sebep olduğu insanlık dışı koşullara maruz kalan Gazze halkı bugün hâlâ bir umut kendilerine uzatılacak yardım elini bekliyor.


Gazze Raporu Mart 2012

15

Kaynakça 1.

European Union Border Asistance Mission in Rafah, http://www.eubam-rafah.eu/ node/351; http://www.pchrgaza.org/files/2010/Illegal%20Closur.pdf

2.

ORSAM (Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi), Gazze Sorunu: İsrail ablukası, uluslararası hukuk, Palmer Raporu ve Türkiye’nin yaklaşımı, Rapor no: 71, Eylül 2011

3.

Dünya Gıda Programı (World Food Programme) Raporu, http://reliefweb.int/sites/ reliefweb.int/files/resources/Full_Report_1389.pdf

4.

BM İnsan Hakları Konseyi Uluslararası Vaka İnceleme Heyeti Raporu, 27 Eylül 2010, http://news.bbc.co.uk/2/shared/spl/hi/middleeast/03/v3_israel_palestinians/maps/ html/population_settlements.stm

5.

http://hopeandplay.org/index.php?option=com_content&view=article&id=76%3 Acampaign-to-wake-up-the-british-parliament&catid=15%3Aoccupied-palestineterritories-fundraising-events&Itemid=51

6.

Al-Zaytouna Centre for Studies and Consultations, http://www.alzaytouna.net/ arabic/?c=1523&a=137069

7.

http://www.hukuk.gazi.edu.tr/editor/dergi/12_41.pdf



Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.