Le Rûyê Êrdê Azadî Ücretsizdir!
11/11/2010 Perşembe / Sayı 5 / Haftalık
Ta r i h b i z e t a r i h t e n h i ç b i r ş e y ö ğ r e n m e d i ğ i m i z i ö ğ r e t i y o r - H e g e l Bu hafta, AKP hükümetinin başını çektiği sahte özgürlük ilüzyonunu halka "siz halen devletçiliği savunuyor musunuz? artık özgürlükler var." gibi açıklamalarına karşın, iki bine yakın kürt siyasetçinin 2 yıldır cezaevinde tutulması ve 18 Ekim'den bu yana Kürdistan Topluluklar Birliği (KCK) davasındaki ırkçı-faşist uygulamalar barış yolunda her türlü girişimde bulunan kürt hareketinin sabrını taşıracak dereceye varıyor. Kürtçe bir TV kanalı açan devlet, mahkemelerinde kürtçeyi halen "bilinmeyen bir dil" olarak tanımlama aymazlığını gösterebiliyor, kürtçe savunma taleplerini pişkince reddedebiliyor. Diyarbakır Valiliğinin "Adres kaosu yaşanır" kaygısıyla Türkçe isimlerin yanına
uygulayıcısı olarak karşımızda bulunuyor. "Ulu Önder"in Cumhuriyetin şafağında vaadettiği yalanlar bugün kürt halkına aynı o zaman olduğu gibi top, tüfek, yasaklama, sürgün ve hapsedilme olarak geri dönüyor.
Kürtçe isimlerin yazılması kararını iptal ettirmesi Türkiye Cumhuriyetinin hakim ırkçı ideolojisini gözler önüne seriyor. Kemalistlerin şeriat getirecekler diye ortalığı velveleye verdikleri AKP hükümeti eliyle bugün devlet Cumhuriyet'in üzerinde temellendiği inkar, imha ve yok sayma politikalarının neo-liberal bir
Bu hafta Yeryüzüne Özgürlük bültenini “Le Rûyê Êrdê Azadî” olarak yayınlamamızın sebebi; T.C. devletinin ırkçı-faşist uygulamalarına inat, "özgürleşme" adı altında enjekte etmeye çalıştığı yalanın sadece kürt halkına değil T.C. devletinin sınırlarına hapsedilmiş olan tüm insanlar için baskı, tehdit, yasaklama, hapsedilme ve imha olarak döndüğünü bir kez daha vurgulama ve kaos yaratma amaçlıdır.
UYGARLIĞA KARŞI İSYAN VE DİRENİŞ HABERLERİ - Alternatif Karalamalar Fanzinin organize ettiği Fanzin Sergisi'nin 2. ayağı Bursa'da gerçekleştirildi. Alternatif edebi fanzinlerin yanında Asiye, Veganarşi, İsyankar İşçi, Yabanıl, Son Durak, Uygarlığa Karşı ve Benzine gibi anarşist fanzinler de yer aldı. - Patronların güvencesiz ve kuralsız çalışma dayatmasına karşı Birleşik Metal-İş üyeleri Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'nü trafiğe kapattı.
- Hollanda'da çıkan squat yasası ile ev işgal etmek artık illegal hale geldi. Squatlar boşaltılmaya başlandı. Avrupa'nın sözümona en özgürlükçü ülkelerinden birisi olan Hollanda sağcı ve yabancı düşmanı politikalarla yeni baskı dalgasına hazırlık yapıyor gibi görünüyor. - Çek Cumhuriyeti'nde kamu çalışanları greve hazırlanıyor.
- Vicdani Retci İnan Süver karşı çıkmasına rağmen zorla hastaneye sevk edildi. İnan'ın tutukluluğu devam ediyor.
- Dünyanın en büyük bakır üreticisi olan Şili’deki Collahuasi madenindeki işçiler grevdeler. Bugün (9 Kasım) 5. gününü dolduran grev devam edecek.
- Ulaşım zammını protesto eden eylemciler, Mecidiyeköy Metrobüs Durağı’nda polisin engellemelerine rağmen turnikelerden ücretsiz geçti.
- Mersin Üniversitesi'nde ülkücü faşistler, devrimci Tayfun Çelik’i bıçaklayarak, özel araca binip kaçtılar. Polisler ise faşist kankalarını sadece izlediler.
- Haiti'deki kolera salgınında ölenlerin sayısının 583'e yükseldi.
- Dersim - Bingöl sınırındaki Şampaşa deresi üstünde yapılmak istenen ABDALAN regülâtörü ve HES konusunda bilgilendirme toplantısı Dersim halkının tepkisi nedeniyle yaptırılmadı. - Kandıra’nın Kocakaymaz, Topluca, Goncaaydın ve Üğümce köylülerinin kullandığı araziye bir organize sanayi bölgesi kurulması planlarına karşı Kandıra'da köylüler ayak-
- Kütahya'da uzun zamandırdevrimci öğrencilere yönelik faşistler ve polis işbirliğinde saldırılar gerçekleştiriliyordu. 9 Kasım'da üniversitede yaşanan saldırılar sırasında faşist bir öğrenci bıçaklanarak öldürüldü.
landılar. Köylüler toprakları için savaşmaya hazır olduklarını ifade ediyorlar. - Larnaka'da (Kıbrıs) ırkçılık ve yabancı düşmanlığı karşıtı Rainbow Festivaline milliyetçi faşistler saldırdı. Polis saldırganlara dokunmazken faşistler bir kişiyi bıçakladılar. - Selanik'te anarşist bir radyo olan Radio Revolt faşistler tarafından kundaklandı. Yaralanan yok. - Venezuella'da Mitsubishi işçileri şirketin 307 işçinin daha işten çıkarılması istemini, bu olayın öncesinde uzun grevler, işgal ve iki sendika üyesinin geçen yıl öldürülmesini protesto etti. - Exarheia'daki Plapouta ve Kallidromiou caddeleri üzerinde bulunan bir kumaş fabrikası bilinmeyen kişilerce bir el yapımı kundaklama aygıtıyla ateşe verildi. - Taksim Meydanı'nda polise yönelik saldırıda yaşamını yitiren Vedat Acar'ın cenazesi yakınları tarafından alınarak Van'a getirildi. Binlerce kişi katılarak Vedat'a ve eylemine desteklerini göstermek için cenazeye katıldı.
1
re katılarak YÖK'ü protesto ettiler.
- Kürt siyasetçilerin Kürtçe savunma yapmalarına izin verilmemesinin protesto edildiği ve ve onbinlerce kişinin katıldığı yürüyüşün ardından dağılan kitleye polisin saldırısı sonucu çatışmalar yaşandı.
- Yunanistan'da bombalı paket paniği büyüyor. Atina'da, Neo Kosmo semtindeki özel bir posta dağıtım şirketinde bulunan bir bombalı paket imha edildi. Peyania ve Markopulo semtlerinde de iki şüpheli paketin tespit edildiği, çok sayıda antiterör ve bomba imha ekibinin bölgeye sevk edildiği bildirildi. Ta Nea gazetesi, polisin bombalı paketlerle ilgili olarak Pangrati'de yakalanan iki kişinin üzerlerinden çıkan bir listeden, adları açıklanmayan bir Avrupa ülkesi ile bir Asya ülkesinin Atina'daki temsilciliklerine iki paket daha gönderilmiş olduğunu tespit ettiğini, paketleri arama çalışmalarının sürdürüldüğünü yazdı. Atina Venizelos Havaalanı'nın kargo bölümünde, Lüksemburg'daki Avrupa Mahkemesi ile Avrupa Polis Teşkilatı'na gönderilmek için bekleyen iki bombalı paket imha edildi. Angela Merkel'in ofisine bombalı paket gönderildiği anlaşıldıktan sonra, ülkedeki kargo uçuşları askıya alındı. Olaylarla ilgili 2 yoldaş gözaltında. İtalya'da bazı gazeteler bombalı paket olaylarını Yunanistan'da soygundan tutuklu isyancı anarşist Alfredo M. Bonanno ile bağlantılandırmaya çalışıyor.
- Anadolu Üniversitesi İki Eylül Kampusü’nde bir üniversitelinin bacağının bir diğerinin ise kolunun kırıldığı polis ve özel güvenlik saldırısı yüzlerce öğrenci tarafından protesto edildi. - 4 Yaşındaki Edanur, 125'inci Jandarma Er Eğitim Alay Komutanlığı'nda yapılan atış eğitimi sırasında bir kurşunun kafasına isabet etmesi sonucu öldü. - Uluslararası Baran Tursun Vakfı, T.C.'nin Ekim 2010 İnsan Hakları İhlal Raporunu açıkladı. Raporda T.C. devletinin aslında kendi halkına karşı kurulmuş bir mekanizma olduğu gerçekliği bir kez daha gözler önüne serilmiş oldu. - İsrail doğu Kudüs’te taş atan çocuklara ev hapsi vererek öldüremediği çocukları eve tıkmanın hesaplarını yapıyor. Ev hapisleri Filistinlilerin Kudüs Belediyesi tarafından evlerinin yıkılmasının gündeme geldiği dönemle aynı zamana geliyor; evsizleştirilen çocuklar ev hapsine mahkum ediliyor. - İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, bugünkü duruşmada müdahil olmak için başvuran Göçmen Dayanışma Ağı (GDA) aktivisti 9 kişi ile katıldığı bir televizyon programında mahkemeyi eleştiren ÇHD avukatı Güray Dağ'ın kendilerine ve cumhuriyet savcısına hakaret ettiğini ileri sürdü. Mahkeme heyeti, müdahillik başvurusunu reddederken, ayrıca GDA aktivistleri hakkında suç duyurusunda bulundu. - Meksika'nın Guadalajara kentinde Kırsal Kalkınma Müdürlüğü binasına konulan bir patlayıcı madde patladı. Patlamada yaralanan olmazken binanın camları kırıldı ve duvarlar hasar gördü. - Yüksek Öğretim Kurumu'nun kuruluşunun 29. yılında bir çok şehirde eylemler gerçekleştirildi. Ankara Anarşi İnisiyatifi Ankara'da, Devrimci Anarşist Faaliyet İstanbul'da yapılan eylemle-
2
- Düzce Organize Sanayi Bölgesi'nde pompa-hidrofor üretimi yapan Mas Daf Fabrikası’nda Birleşik Metal-İş üyesi oldukları için işten çıkarılan ve 2 Ağustos’tan bu yana fabrika önünde direnişlerini sürdüren işçilerin üzerine fabrikanın idari amiri Sezgin C, 81 BJ 899 plakalı aracını sürdü.
- Atina'da mektup bombalarıyla suçlanan iki yoldaştan açıklama: "Bu prosedürü tanımıyoruz ve kendimizi yazılı ve sözlü olarak savunmuyoruz.” - “Atina'nın Exarchia bölgesindeki sokaklarda 3 araç kundaklandı. Bizler saldırılarımızı paket bombalarıyla suçlanarak tutuklanan devrimci tutsaklar, Pangioti Argirou ve Gerasimo Tsakalou' ile dayanışmaya adıyoruz. Bu bizim rehin alınan yoldaşlarımızla dayanışmamızdır. Mümkün olan her araçla saldırın. Yakında görüşürüz….” - Atina'nın N.IONIA semtinde, bir elektrik şirketinin 7 aracı ateşe verildi!! Bütün araçlar tamamen tahrip oldu!! ve Atina'nın Peristeri semtindeki bir telefon şirketinin bir aracı, Kipseli semtinde bir araç ateşe verildi! - Londra’da 50.000 öğrenci eğitim kesintilerine karşı bir gösteri düzenledi. Göstericiler Millbank Tory idari binasını işgal etti. Camları ve içerideki malzemeleri tahrip ettiler. Polis 2000 göstericiyi dağıttı.
- Hayvan Özgürlüğü İnisiyatifi'nin kurban bayramına dair yaptığı eylem çağrısına ilk yanıt İstanbul'dan geldi. Beylikdüzü - Avcılar arası E5 karayolu üzerinde bulunan üst geçitlerde ve duraklarda asılı olan tüm kurban pankartları imha edildi. Çoğu İHH - İnsani Yardım Vakfı'nın olmak üzere hayvan katliamını öven afişler kesilerek tahrip edildi.
Katliam Günlerine Karşı Eylemler Başladı
- 43 yaşında ve 2 çocuk annesi olan Sakine Muhammedi Aştiyani, Mayıs 2006’da iki erkekle “yasadışı ilişki kurmaktan” mahkûm oldu ve 99 kırbaç cezasına çarptırıldı. Cezası infaz edilmiş olmasına rağmen, şimdi de “zina” suçundan mahkûm edilen Aştiyani, recm cezasına çarptırıldı. Sakine'nin idamını durdurmak için dünyanın dört bir yanında dayanışma eylemleri yapılıyor.
- Katliam günlerinin yaklaşmasına istinaden İstanbul'un dört ayrı bölgesinde kurban karşıtı eylemler gerçekleştirildi. Yazılamalar yapıldı. Hayvan katliamını öven ve bu katliamdan çıkar sağlayan kuruluşların pankartları imha edildi.
Eylem 1 - Gazi mahallesinde duvarlara ve bir halk otobüsü üzerine yapılan "Kurban Cinayettir!" ve "Kurban Canice Bir İbadettir" yazılamaları yapıldı.
Eylem 2 - Taksim TRT binası önüne asılı olan Kimse Yok Mu Dayanışma ve Yardımlaşma Derneğinin dev kurban pankartı kesildi. Eylem 3 - Cevizlibağ E5 üzeri ve Topkapı surlarına asılı olan birisi İHH'ya, diğeri Kimse Yok Mu Dayanışma ve Yardımlaşma Derneğine ait 2 adet dev pankart kesildi. Eylem 4 - Esenyurt'ta İHH'ya ait bir adet pankart kesildi.
Tüm hayvan hakları savunucularını, binlerce hayvanı boğazlamayı ve boğazlatmayı kendine görev ve rant alanı olarak belirlemiş olan İHH, THK, Kızılay, Mehmetçik Vakfı ve Et ve Balık Kurumları gibi kurumların katliam reklamlarını yok etmeye ve bu kurumlara yönelik eylemler gerçekleştirmeye çağırıyoruz. İHH gibi İsrail devletinin katliamına maruz kalmış bir kurumun, hayvanlara yaşattıklarını göz önünde bulundurursak, onların da "hayvanlar için bir İsrail devleti olduğunu" vurgulamakta fayda olduğunu düşünüyoruz. Ayrıca kurban katliamının yaklaştığı bu günlerde, herkesi bulundukları her yerde, mahallelerde ve belediye tarafından belirlenmiş hayvan katliam merkezlerinde yazılama ve ekonomik sabotaj vb. eylemler gerçekleştirmeye çağırıyoruz. Denize bir taş attık 5 halka oluştu, şimdi sıra fırtına yaratmakta! Kurban Bayram Değil, Katliamdır! Hayvan Katliamlarına Karşı Eyleme Geç! Hayvan Özgürlüğü İnisiyatifi
Karşı Özgürlük Üzerine Uygarlığa İsyan ve Direniş Haberleri Değinmeler Y aşarken sürekli istediğimiz, dilimize doladığımız, fiziksel ve ruhsal olarak gördüğümüz, hissettiğimiz bir yanılgıdır, rüyadır; özgürlük. Rüya ve yanılgıdır, çünkü hiçbir zaman yaşamadığımız, ama yaşadığımızı sandığımız, bize sunulanlarla, bize anlatılanlarla bildiğimiz özgürlük kavramı, uykumuzda gördüğümüz rüya kadar yanıltır bizi. Özgür olduğumuzu düşündüğümüz an, bizi o kadar rahatlatır ki her yaptığımız işte kendimizi özgür kılmak için uğraş veririz. Yaşamlarımızda belki de hissetmeyi en çok istediğimiz, hissettiğimizi sandığımız bir kavram olarak özgürlüğün, belki de söylenmesi gereken en kritik halkası, bireysel olarak mı, yoksa toplumsal olarak mı özgürlük istediğimizdir. Kendimizi ne kadar bireysel yaşamaya ve düşünmeye zorlasak da insan, sosyal olma zorunluluğu olan toplumsal bir varlıktır. Kendimiz için düşündüğümüzü, bir başkası için düşünmek zorunda olmadığımız gibi başkalarının da düşündüğünü kabul etme zorunluluğumuz yoktur. Fakat burada, kendimiz için düşündüğümüz şey, bireysel bir özgürlük olduğunda, bunun, paylaştığımız dünyaya yabancılaşıp kendimizin gördüğü bir rüyanın ötesine gidemediğini söylemekte yarar var. Özgürlük, bireysel düşünülmeye başlandığı anda diğer insanlar üzerinde kurulmaya başlanan kirli bir düşünceye dönüşür. Kendimize hak olarak gördüğümüz özgürlüğün aslında bize uygar dünya tarafından dayatılan özgür-
lük isteği olduğunu söylemek daha doğru bir söylem olacaktır. Birbirleriyle iletişim kuramayan ortak hedefler, söylemler üretemeyen insanlar kendi dünyalarının kapılarını kendileri kapatır. Bu kendine dönük, birbirine izole insanlar topluluğu, bizleri böyle düşünmeye iten uygar dünya efendilerinin en çok hoşuna giden şeylerden biridir hiç kuşkusuz. Birbirleriyle iletişim halinde olamayan, düşünemeyen, yaşadığı dünyaya yabancılaşan insanlar, özgürlük illüzyonuna da kapılarak kendilerine sunulan dünyada, yaşadıklarının farkında olamadan özgür olduklarını düşünür. Oysa özgürlük, tam da bu noktada bize sunulan seçenekleri sorgulamaya başladığımızda ve eyleme geçmeye çalıştığımızda ortaya çıkmaktadır. Sadece kendimiz için değil, yeryüzü için özgürlük dediğimiz anda, tüm canlılar için hep birlikte düşünülmeye başlanıldığında özgürleşmeye başlarız. Yoksa kendimiz için düşündüğümüz özgürlüğün tek başına hiçbir şey getirmeyeceği ve bu düşüncenin bizi insanlardan daha da uzaklaştıracağı ve sistemin işine yarayacağını söylemek doğru olacaktır. Özwgürlük bize sunulan seçeneklerin dışına çıkmaktır. Bize sunulanı ters çevirmek mücadelesini vermektir. Hayatımızın her yanını saran özgürlük karşıtı duvarları, yasaları, ibadetleri, kanunları, devletleri yıktığımız, yok ettiğimiz anda özgürlüğü anlayacağız. Savaş
- Pazar-Pazartesi gecesi banliyö tren ağı S-Bahn hattı üzerinde çıkan yangın nedeniyle ağır aksamalar yaşandı. Kendilerine “Sébastien Briard Komandosu” adını veren nükleer karşıtı grup, sabotaj eylemini üstlenerek, radyoaktif nükleer atıkların hafta sonu Fransa’nın kuzey batısındaki La Hague’dan Almanya’nın merkezindeki Gorleben’e taşınmasını protesto etmek için eylemi yaptıklarını bildirdi. - Fransa’dan gelen nükleer atıkların taşındığı “Castor” adlı özel konteynerlerin nakli sırasında, polis ile göstericiler arasında çatışma çıktı. Dannenberg tren istasyonu yakınlarında meydana gelen çatışmalarda, göstericiler bir polis aracının üzerine zift dökerek ateşe verdi. Bazı göstericiler ise demiryolu hattı üzerindeki sabitleyici taşları sökmeye çalıştı. - HES karşıtı köylüler direnişten vaz geçmiyor. Kastamonu Loç vadisinde yapılması düşünülen HES santraline karşı direnen köylüler geçtiğimiz hafta sonunu da eylemle geçirdiler. Eylemci köylüler destek vermek için bu hafta sonu köye giden aktivistler köy girişinde yaklaşık 75 kişilik jandarma grubunun engeliyle karşılaştı.Yıllardır bu vadide yaşayan köylüler dahi kimlik kontrolünden geçirildi, araçlarının belgeleri istendi. Köylülerin ve aktivistlerin çalışma sahasına girmelerine izin verilmedi. Köylüler ve aktivistler şirketin, izinsiz yasadışı bir şekilde çalışmalar sürdürdüğünü ifade ederek çalışmalara engel olmak istediler. Jandarma yetkilileri ise çevrecilerin çalışma yapılan alana girmesine izin vermeyeceğini bildirdi. Bu tartışmanın üzerine köylü kadınlar kendilerini zincirleyerek yaşananlara tepki gösterdi. - Borusan’ın Aksu Vadisinde yapmaya devam ettiği HES projesine yönelik Kadıköy Süreyya Operası önünde basın açıklaması gerçekleştirildi. Erzurum ispir vadisinde yaşanan ekolojik kıyımı ve yıkımı göstermek dikkatleri vadilerine çekmek isteyen Aksu vadililer Borusan’ın sanata olan desteğini ilgisini çevreye göstermediğini attıkları sloganlar ve pankartlarla gösterdiler. - Türk ordusu Dersim’de eylemsizlik durumundaki gerillalara yönelik operasyon başlattı.
3
İllegalite Alfredo M. Bonanno
Bu, "biçimsel" yasallık ile "gerçek" yasallık arasındaki çizginin hayata geçirilen baskıcı projelere göre dalgalandığını gösterir.
Bu çizgi, belirli bir zamanda devlet ve sermaye arasındaki ilişkiye göre değişir ve bu ilişki, belirli yasalardan yardım alınarak değil belirli alanlarda hakiki baskı faaliyetlerine dönüşecek sayısız kontrol ve caydırma üzerinde tesis edilmiştir. Siyaset ve illegalite arasındaki ilişki
Kurumsal bilgi sistemi tarafından çarpıtılmış veya örtbas edilmiş olan gerçeklerin yayılması "yasadışı" bir eylem teşkil eder. Tek bir yasaya karşı değil (sözüm ona "devlet sırrı" olayının dışında), devletin yasalarına saygı duyulması olasılığı üzerine dayanan sosyal kontrol yönetimine karşı gelen bir eylem. Bu nedenle devletin baskı organlarının, en az belirli bir yasanın açıkça çiğnenmesi kadar, hatta daha fazla ilgisini çeken geniş bir hareket alanı vardır. Belli bir anda, belirli haberler dolaşımda olacağı için devlet kontrol projesine, en az "illegal" kategoriye giren yıkıcı eylemler kadar şiddetli hasar verebilir.
Temel olarak, tüm politik eleştiri, yasallık alanında kalır. Esasen bu, sosyal yapıyı destekler ve sermayenin çelişkilerinin ve devletin bazı aşırı sert yönlerinin neden olduğu belirli bozukluk ve eksikliklerinin üstesinden gelmesine izin verir. Ancak hiçbir politik eleştiri, devletin ve sermayenin topyekün reddine ulaşamaz. Ulaşırsa, sosyal bir eleştiri haline gelir - anarşist eleştiri durumunda olduğu gibi - ve kurumsal yapıya yapıcı bir katkı olmaya son verecektir ve böylece "yasadışı" olacaktır. Kurumsal ve sosyal denge periyotları, radikal bir şekilde anarşist doğanın sosyal bir eleştirisinin varlığına izin vererek var olabilir, ancak bu, bu eleştirinin özünde "yasadışı" olan karakterini değiştirmez. Diğer taraftan, ceza kanununun yargısına aşırı derecede bağımlı olan bir hareket bile siyasi bir ilişki türünün ışığında başka bir biçimde düşünülebilir. Örneğin, savaşçı bir partinin silahlı mücadelesi kelimenin biçimsel anlamıyla şüphesiz yasadışı bir eylemdir, ancak bu bazen devletin ve sermayenin kendisini telafi etme ve yeniden yapılandırma projesi için işlevsel
hale gelebilir. Bu savaşçı bir parti ile devlet arasındaki anlaşmanın imkansız olduğu sonucunu doğurur. Bu göründüğü gibi anlamsız değildir. Savaşçı parti, kendisini, biçimde, farklı ama özünde eşit olan gelecek iktidarın inşası için, varolan iktidarı, istikrarsızlaştırma mantığı çerçevesine hapseder. Bu projede, askeri bir karşılaşma için bir kapının olmadığı anlaşılır anlaşılmaz, bir anlaşma yaparlar. İtalya'da bugün haklarında çok fazla konuşulan Kızıl Tugaylar'a af meselesi böyle bir anlaşmadır. Gördüğümüz gibi, basit anarşist eleştiri - içerikte radikal ve toptan - her zaman "yasadışı" kalırken, silahlı mücadele veren savaşçı partiler bile olsa bazen "yasallık" alanına girebilmektedir. Bu, açıkça yasallığın "dalgalanan" doğasını ve bunu sosyal kontrol seviyelerine uyarlamak için devletin kapasitesini gözler önüne sermektedir. Kontrolün uygulanması Baskı araçları sadece acımasız gücü en asgari düzeyde kullanır. Sosyal kontrol araçları olarak daha geniş bir boyutta önleyici bir şekilde işlerler. Buna potansiyel illegalitenin tüm biçimleri ve normal olanın dışında bir hareketin bir dizi koşuluyla başvurulur. Potansiyel illegalite, bugün yasa ile birlikte gelmektedir, ancak sansürün ileriyi gören gözü, olası sonunu önceden kestirmek için geleceğe bakar. Aynı şekilde, sosyal sapma, bugün öğrenmenin veya sürprizin olası bir nesnesi olabilir, yarın bu sosyal yıkımın somut bir görüntüsü haline gelecektir.. INSURRECTION SAYI 4, 1984
Minimum Güvenlik ( Stephanie McMillan’la)
4
YERYÜZÜNE ÖZGÜRLÜK’ü indirebileceğiniz internet adresi: http://www.internationala.org/