MESLEKĐ KANSERLER
Sıra No / Konu Amaç Öğrenim hedefleri
Alt başlıkları
Süresi Eğitim şekli Eğitici niteliği
39 / Mesleki Kanserler Mesleki kanserlerin çalışma hayatındaki önemi, çeşitleri, tanı ve korunma yöntemleri hakkında bilgi sahibi olmak. • Mesleki kanserler, • Mesleki kanserlere yol açabilecek etmenler, • Korunma yöntemleri, • Erken tanı yöntemleri, • Đlgili mevzuat hakkında bilgi sahibi olmak. • Mesleki kanserler ve IARC (Kanserojenler Listesi) sınıflaması • Mesleki kanserlere yol açabilecek etmenler • Korunma yöntemleri • Erken tanı yöntemleri • Đlgili mevzuat • Örnek vaka çalışması 2 saat 1 saat örgün eğitim zorunludur. Yönetmeliğin 47/c (tıp)* bendine uygun eğitimci * Halk sağlığı, göğüs hastalıkları, iç hastalıkları ve tıbbi onkoloji uzmanları.
Mesleki kanserler mesleğin veya işyerindeki maruziyetin sonucunda ortaya çıkan malign tümörlere verilen addır. Bu maruziyetler beta naftilamin gibi bazı özel kimyasallar tarafından veya Đyonizan radyasyon gibi bir fiziksel etken tarafından veya asbest benzeri bir toz tarafından veya hepatiti B gibi bir biyolojik etken tarafından oluşturulabilir. Spesifik bir karsinojenin sanayi işlemleri süreçlerinde ortaya çıkması ve işçiyi etkilemesiyle kansere neden olabilir. Ülkemizde olduğu gibi dünyada da mesleki kanserlerin sıklığı ve yaygınlığı konusunda veriler yetersizdir. Tüm kanserlerin %2-15 kadarının mesleki nedenli kanserler olduğuna dair yayınlar vardır. Bütün kanserlerin ortalama %4’ünün mesleki kanserler olduğu kabul edilmektedir. Ama mesane kanser gibi bazı kanserler bu oran %20’ye kadar çıkabilmektedir. Bilinen ilk mesleki etkilenimli kanser bir Đngiliz cerrah olan Percival Pott tarafından tanımlanmıştır. Erkek baca temizleyicilerinde “skrotal kanser” görülmesi şeklinde tanımlanmıştır. 1840 yılında bacaların kurumlarında ve islerinde çalışmanın etken olduğunun gösterilmesinden sonra genç şçilerin bacalarda çalışmasını önleyen bir yasa çıkarılmıştır. Bundan 100 yıl kadar sonda bir Frankfurt’ta çalışan bir Alman cerrah olan Rehn kömürle çalışan bir fabrikadaki 3 işçide mesane kanser saptamıştır. Đşyerlerindeki çalışanlar arasında görülen kanserlerin %20’si işyerlerindeki etkenlerden kaynaklanmaktadır. Đngiltere’de Galler’de yapılan tahmine göre 300 erkek işyerindeki bu önlenebilir etenlerden kaynaklanan kanserlerden dolayı ölmektedir. Uluslar arası kanser araştırma kurumu (IARC) insanlar için kanserojen olan maddeleri gruplandırarak tanımlamıştır. 874 kimyasal madde karmaşık bileşikler, mesleki etkilenimler kültürel alışkanlıklar, ve biyolojik ve fiziksel etkenler incelenmiştir. Ulaşılan sonuçlar 79 monograf içinde ve 8 ek doküman halinde yayınlanmıştır. Buna göre Uluslar arası Kanser Araştırma Ajansı (IARC) 150 kadar madde ve fiziksel etkeni kanserojen ya da potansiyel kanserojen
olarak değerlendirmektedir. Bunlardan 30 kadarının kesin olarak kanserojen olduğu belirlenmiştir. Sanayileşmeye paralel olarak gerek genel çevrede ve gerekse çalışma yerlerinde maruz kalınan kanserojen kimyasal ve fizik etkenlerin hem sayısının hem de maruz kalma yoğunluğunun arttığını bilinmektedir. Çeşitli mesleklerde çalışan insanların, işin özelliği nedeniyle kanserojen etkenlere maruz kaldığı, dolayısı ile de diğer insanlara göre daha yüksek sıklıkta kansere yakalandıkları bilinmektedir. Bu maddelerin başında katran, kömürün yanma ürünleri, benzen, naftilaminler, asbest, vinil klorür ve krom gelmektedir. Bu ilişkinin bir sonucu olarak; boya sanayiinde çalışanlarda mesane, plastik sanayiinde çalışanlarda karaciğer, asbestle uğraşanlarda mezotelyoma, katranla uğraşanlarda ise cilt kanserleri, toplumun diğer kesimlerine göre, çok daha sık görülmektedir. Mesleki kanserler arasında en sık görüleni mesane kanserleridir. Anilin boyaları ile çalışanlarda mesane kanserinin sık görülmesi nedeniyle mesane kanserlerine anilin kanseri adı verilmiştir. Ancak asıl etkenin anilin değil anilin yapımında kullanılan naftilamin ve benzidin olduğu daha sonra bulunmuştur. Akciğer kanserinde asıl etkenin sigara olduğu bilinmekle birlikte asbestle çalışılan işyerlerinde sigaradan bağımsız olarak akciğer ve solunumyolları kanserleri görülmektedir. Sigaraile birlikte olduğunda kanser gelişimi daha kolay olmaktadır. Benzenin solunum yoluyla alınmawsı sonucunda pansitopeni, lösemi ve aplastik anemiye neden olduğu ilk kez Prof.Dr. Muzaffer AKSOY tarafından tanımlanmış bir durumdur. Kanserin mekanizması Vücut hücrelerinin bir genetik bozukluğu olan kanser karsinojen maddelerin genotoksik etkileri tarafından tetiklenen bir durumdur. Karsinogenesisin birbirinden bağımsız beş veya altı aşaması olduğu bildirilmektedir. Ancak kanser oluşumunun 3 ana aşaması vardır. Bunlar; 1. Bir mutajen madde tarafından olayın başlatılması (initiation) aşaması 2.Akciğer fibrozisi gibi hücre proliferasyonunu stimule ederek tümörün gelişimine sebep olan (promotion) aşaması 3. Benign bir neoplaziden malign bir tümöre dönüşüm aşaması olan (progresyon) aşaması Tümör süpresör genlerdeki (örneğin p 53 geni) mutasyonlar özellikle önem arz eder ve bütün kanserlerin yarısında p 53 geninde mutasyon görülmüştür. 6000 olası mutasyon noktası vardır Birçok çevresel ve mesleki karsinojenler p 53 genindeki mutasyonla ilişkilidir. Ultraviyole ve deri kanseri, tütün ve oral kavite kanserleri örnek olarak verilebilir. P53 ile ilişkili diğer faktörler alkol, vinil klorid ve asbestozisdir. Birçok karsinojen aynı zamanda genotoksiktir ve mutasyona neden olur. Kanserojen olmayan ve kabul edilen ve izin verilen düzeylerde maruz kalınmış olan eşik sınır değerin altındaki etkilenimlerde mutasyon söz konusudur. Genotoksisitenin saptanması için Floresan Insitu Hibridizasyon (FISH) ve Ames gibi testler tanı koymada kullanılabilir. Ames testi kimyasalların mutajenitesini saptamak için yaygın olarak kullanılan bir testtir. Bir etkenin mutajenlik potansiyelinin toksik etkenin bulunduğu besiyerinde büyüyen bakteri kolonilerinin sayısını gösterir. Normal besiyerlerinin içeriğindeki büyümeyle karşılaştırıldığında genotoksik etkinin büyüklüğü ortaya konmuş olur.
FISH yöntemi ise kromozomal anormalliklerin değerlendirilmesinde kullanılır. Epigenetik karsinojenler (bunlara non-genotoksikler veya ko-karsinojenler de denir.) hücre üzerinde daha doğrudan etkisi olam maddelerdir. Hormonal dengesizlik immunolojik etkiler promoter aktiviteler gen expresyonunu etkileyen kromozomal aberrasyonlar ve anormal hücre proliferasyonuna sebep olan aktiviteler hücredeki bu etkiyi oluştururlar. Bu karsinojenler karsinojenitesi açısında bir eşik dozu olan maddelerdir ve maruziyet düzeylerini belirlemek mümkündür. Doz-cevap ilişkisini açıkça ortaya koymak minimal eşik dozun belirlenmesi mümkündür. Örneğin bütün işçiler üriner sistemin beta naftilamin tarafında oluşturulmuş tümörlerine sahip bütün işçiler beta naftilamine maruz kalan bütün işçilerin polimorfizm olarak farklı ilaca farklı yanıt verilmesi gibi bir durumdur. Tablo. Uluslararası Kanser Araştırma Kurumu (IARC) tarafından ortaya konmuş sınıflandırma Grup
Açıklama
Sayı
1
Karsinojen
87
2A
Büyük olasılıkla karsinojen
63
2B
Olası karsinojen
233
3
Đnsanlar için kanserojen olmadığı bilinenler
490
4
Đnsan için kanserojen değil
1 (caprolactam)
IARC tarafından kanserojen olduğu kabul edilen kimyasal maddeler şunlardır; Aminobifenil, Arsenik ve bileşikleri, Asbest, Benzen, Benzidin, N-N-Bis 2 naftilamin, biklorometil eter, dietil stil bestrol, Hardal gazı, hematit, Đsopropanol, melfolan, krom bileşikleri, kurum katran madeni yağlar, 1 naftilamin, nikel vinil klorür ve berilyum.
Kanser tipleri: Kanserojenlerin etkisi organa özeldir. Belirli etkenlerin yoğun kullanıldığı iş kollarında belirli organların kanserleri daha çok görülür. En yaygın görülen mesleki kanserler şunlardır; Akciğer %75, mesane %10, deri %1 ve diğerleri (hematopoetik sistem, larinks, nazal kavite ve karaciğer kanserleri Kanserlerin doğal seyri Mesleki kanserler uzun süreli etkilenimle karakterizedir. Tümünde bir uzun süreli etkilenim söz konusudur. Đlk etkilenim ile hastalığın ortaya çıkması arasında uzun bir süre vardır ve bu latent periyot 10-15 yıldan az değildir. Asbestle ilişkili mezotelyoma örneğinde olduğu gibi 40-50 yıla kadar çıkabilir. Hastalığın ortaya çıkışı halen çalışırken görülebildiği gibi emekli olduktan sonra da ortaya çıkabilir. Bununla birlikte mesleki kanserojenlere duyarlılık genç yaşlarda etkilenim olduğu zaman daha fazladır. Mesleki nedenli bir tümör klinik, patolojik ve görünüm olarak da normal bir kanserden farklı değildir.
Mesleki kanserlerin tanısı ve teşhisi: Bir grup işçi için mesleki kanserler normalde görülenden daha fazla sıklıkta bir kanser görülmesi bu kanserin mesleki kanser olduğunun bir göstergesidir. Đşle ilişkili olan bu maligniteler, baskın etiyolojik etken araştırılarak da ortaya konabilir. Örneğin akciğer kanseri sigara ilişkisi gibi Mesleki kanserleri işle ilişkisi olmayan kanserlerden ayırt etmeye yarayan bazı özellikler vardır. 1. Öykü: Hastalığın meslek öyküsü önemlidir. Ayrıntılı bir şekilde alınmalıdır. Örneğin bir fabrikada tatil günlerinde de çalışan, ağır etkilenim riski yüksek olan çalışma süresi uzun olan, çalıştığı ortamda etken yoğun olan, aynı işyerinde bile farklı etkilenim düzeyleri olduğu düşünüldüğünde işçinin çalıştığı ortamdaki sağlık risklerinin neler olduğunun bilinerek alıştığı ortamın sorulması ayrıntılı öykünün parçasıdır. 2. Tümör belirtileri: Toplumda yaygın görülmeyen kanserlerin birçoğu mesleki etkilenimler ilişkilidir. Böylece bir karaciğer anjiosarkoması polivinil klorid üretimi sırasında ortaya çıkan vinil klorit monomerine maruz kalmakla ilişkilidir. 1969’dan beri maruz kalan işçilerde herhangi bir vaka görülmemiştir ama bu vakaların vinil kloritle ilişkili olduğu bilinmektedir.
Đşle ilişkili kanserlerin tanısı Ayrıntılı meslek öyküsü- Bütün yaşamı boyunca çalıştığı işler Nedensel ilişkisi olduğu düşünülen etkenleri gösteren bir çeklist Etkene maruz kalıp kalmadığının kesinleştirilmesi Başka dış faktörler varsa bunların ortaya konması (Örneğin genç yaşta vardiya sistemi ile çalışma tümör belirtilerinin varlığı, başka vakaların olması, kanser için sıra dışı bir histolojik yapı veya sıra dışı yerleşim yeri, yaygın bilinen etiyolojinin olması 3. Yaş: Genç bir işçide kanser görülmesi durumunda bir mesleki etki düşünülmelidir. n Örneğin, üriner sitemde bir tümör oluşması 50 yaşın aşltında sık görülen bir durum değildir. 4 Hastaların bilgisi: Hastalar işyerlerinde kanseri ve ya hastalığı olan başka bir çalışan olup olmadığı hakkında bilgi verebilir. Bu dabir uyarı olmalıdır.
Mesleki kanserlerden korunma: Primer korunma hastalığın oluşumunu önlemek için yapılır. Sekonder korunma ise erken tanıdır. Tersiyer korunma ise erkenden tedavi ederek, rehabilite ederek hastalığın komplikasyonlarını en aza indirmeyi amaçlar. Tabi bu eğer hastalığın kesin tedavisi yoksa düşünülmelidir. Aşağıdaki tabloda korunma düzeylerinin hastalığın evresine göre uygulamaları şematize edilmiştir. Buna göre primer korunmanın hangi faaliyetleri kapsadığı diğer düzeylerde neler yapılması gerektiği aşağıdaki tabloda verilmiştir.
Hastalığın Evresi Duyarlılık Evresi (Sağlam Birey) Dokunun Değişimi Koruma Düzeyi
Pre-Semptomatik Evre
Herhangi bir anormallik yok Birincil
Sağlık eğitimi, Bağışıklama, Müdahele Şekli Çevresel önlemler ve sosyal politikalar
Klinik Evre (Hastalık Semptomatiktir)
Şifa veya Hastalık
Patogenez
Đkincil Presemptomatik tarama
Sakatlık ve Đyileşme
Üçüncül * Tedavi ve Rehabilitasyon * Sakatlığın kısıtlanması
1. Primer korunma; işçileri korumak için ve maluliyeti azaltmak için ptratik uygulamalar hakkında çalışanlar bilgili olmaldır. Modern yaklaşımlar risk temelli yaklaşımlardır ve dğrudan eğitimler ve pratik uygulamalrı hedef alan yaklaşımlardır. Mesleki Kanserlerin Önlenmesi için Yapılması Gereken Primer Korunma faaliyetleri: Risklerin ve tehlikelerin olup olmadığını tespit etmek, • Đşgücü ve işverenin eğitimi • Otomasyonla ve substitution ile maruziyeti elimine etmek • Mühendislik önlemleri ile maruziyetin azaltılması (Örneğin lokal havalandırma, kapalı çalışma, elle çalışmayı önleme, proseste fiziksel şeklin alternatifini kullanmak gibi) • Maruziyetin monitorizasyonu ve izlenmesi • Kişisel koruyucu ekipmanlar kullanarak işçilerin korunması • Etkenlere ulaşmayı sınırlı hale getirmek • Duş, el yıkama gibi hijyenik uygulamalarla ilgili kolaylıkların çalışanlara sağlanması • Yasal tedbirler
2. Sekonder korunma ise tarama prosedürleri ile aynı anlamdadır. Tarama uygulamaları erken tanıyı hedfleyen girişimlerdir. Birçok tarama uygulaması vardır. Tarama,, mesleki orijinli cilt kanserlerinde yararlı olabilir erken tedaviyi sağladığı için. Rutin deri inspeksiyonu eğer bilinen bir deri kanserojenine maruz kalınıyorsa mutlaka yapılmalıdır. Rutin idrar sitolojisi, (eğer önceden idrar yollarında kanser yaptığı bilinen bir madde kullanılan işyeri ise) yapılması gereken bir tarama testidir. Yararı vardır ama kanıtlanmamıştır. Beta naftilamin 1950’de kullanımdan kaldırılmıştır, ama halen birçok tarım işçisi idrar sitolojisi tarama programlarına katılmaya devam etmektedir.
Đşyerinde kanserle ilgili bir tarama yapılacaksa tarama kriterleri neler olmalıdır? • Sağlık sorunu önemli bir sağlık sorunumudur? • Erken aşamada tanısı konulabilen bir sağlık sorunumudur • Erken aşamada saptanırsa geç döneme göre tedavisi daha etkili midir? • Bu tarama testi uygun bir test midir? • Bu test toplum yani uygulanacak kişiler tarafından kolaylıkla kabul edilebilir mi? • Tanı ve tedavi için yeterli imkanlar var mıdır? • Kullanılan tarama testi ekonomik bir test midir? • Hangi alt grup hastalıklar taranmalıdır. • Bu tarama testi hangi sıklıkta uygulanmalıdır
Taramanın Avantajları: • Tarama testi ile tespit edilen bazı kanserler erken tanı prognozun iyi olması anlamına gelir • Bazı erken tanı durumunda tedavi daha radikal çözüm sağlar. • Test sonuçları negatif çıkarsa kişiler rahatlar
Taramanın Dezavantajları ise: • Testin uygulaması sırasında oluşabilecek komplikasyonlar • Yanlış pozitiflik olasılığı yüksekse oluyorsa boşuna girişim yapılmış olacak ve testin olası yan etkilerinin riski boşuna karşı karşıya kalınacaktır. • Test yeterince güvenilir değilse kaynaklar boşuna kullanılmış olacaktır • Uzamış morbidite (Yani tanıyı erkenden koyarsak ve prognoz değişmeyecekse boşuna kişi kendini daha uzun süre hasta hissedecektir.) • Yasal ve etik sorunlar ise her ülkede farklı düzeyde karşılaşılabilecektir .
Spesifik Karsinojenler: Metaller ve metalliferöz bileşikleri Arsenik, berilyum, kadmiyum, kromiyum(6) nikel ve demir insanlar için karsinojen olduğu kanıtlanmış olan maddelerdir. Metal kökenli karsinojenlerde esas hedef organ akciğerdir Ama başka organlarda da görülebilir
Etken Arsenik ve bileşikleri Berilyum Kadmiyum
Organ Akciğer ve Deri, Akciğer Akciğer, prostat
Kromiyum (6) Nikel Hematit madenlerindeki demir Demir ve çelik üretimindeki demir
Akciğer Akciğer ve Nazal sinüzler Akciğer Akciğer ve gastrointestinal sistem
Metal etkilenimleri daha çok maden ocaklarında oluşur. Bu metallerin ısıtılması, çıkarılması, rafine edilmesi asıl etkilenim yeridir. Daha sonraki sekonder endüstriyel proseslerde etkilenim daha düşüktür. Yukarıdaki tabloda da görüldüğü gibi hemen bütün metalik etkilenimler akciğer kanseri için risk oluşturan etken durumundadır. Başka bir deyişle akciğer kanserine neden olduğu bilinen başlıca etkenler şunlardır: Asbestoz, Arsenik, Klorometileterler, Krom (hexavalan), Tütün dumanı, Hardal gazı, Nikel, Poliaromatik hidrokarbonlar ve Radon. Akciğer kanserine neden olduğu ispatlanmamış anacak etkili olduğu konusunda kuşkular bulunan etkenler ise şunlardır: Akrilonitril, Berilyum, Kadmiyum, Formaldehid, Silika ve Vinil kloril monomer. Aromatik Aminler Kimyasal karsinojenler arasında en ço çalışılan ve bilinen maddelerdir. Mesane hedef organdır ama transizyonel hücre epitelyum yapısı olan üriner sitemin başka herhangi bir yerinde de görülebilir. Renal pelvis prostatik üretra gibi üst ürüner sitemdeki tümörler nadirdir. Ve mesleki kanser riskini gösteren tümörlerdir. Kanserojen etkisi olan aromatik aminler üriner sistemden salınan ve karaciğerde metabolize edilmiş olan ana bileşiklerdedir. Meslekler bu kimyasalların riskiyle ilişkili meslekler bu kimyasalların üretildiği ve çıkarıldığı sanayi iş kollarıdır. Mevzuatımızda yer alan bazı kanserojen etkili maddeler, ve etkiledikleri organlar ile bu etkenlerle karşılaşmış olmanın hastalık oluşuna kadar geçebilecek en uzun süresi (yükümlülük süresi) aşağıdaki tabloda verilmiştir. Sosyal Sigortalar Sağlık Đşlemleri Tüzüğüne göre yapılan sınıflandırmada kanserlerin yer aldığı gruplar aşağıodaki tabloda verilmiştir Tablo. Bazı kanserojen etkili maddeler, etkiledikleri organlar ve yükümlülük süreleri Sosyal Sigortalar Sağlık Đşlemleri Tüzüğüne göre sınıflandırmadaki yeri A-1-a A-5 A16 A-21-a A-24 B-1 C-1-b
Etken
Organ
Yükümlülük
Arsenik ve bileşikleri
Deri, solunum yolları, karaciğer Bronş Deri
1 yıl
Lökoz Mesane
10 yıl 10 yıl
Deri
5 yıl
Bronş, plevra, mezotelyoma
10 yıl
Krom, çinko, kadmiyum Alifatik, alisiklik hidrokarbonlar Benzol ve homologları Aromatik amin ve hidrazin türevi Kurum, zift, katran,asfalt, parafin, antrasen, mineral yağlar Asbest
1 yıl 1 yıl
E-1
Đyonlayıcı ışınlar
Akciğer, bronş
10 yıl
Değişik organ yerleşimi gösterebilen mesleki nedenli kanserlerin olası etkenleri aşağıda tablo halinde verilmiştir. Bu tablo klinik aşamada hastalık veya hasta ile karşılaşıldığında etkenin sorgulanabilmesi için anahtar olacağı için klinisyenlerin /işyeri hekiminin bilmesi gereken etkenler listesidir. Tablo. Değişik organ yerleşimi gösterebilen mesleki nedenli kanserlerin olası etkenleri Organ
Etken
Deri (skrotum dahil)
Arsenik, kömür katranı, mineral yağlar, ultraviyole ışınları, x ışınları Hardal gazı Asbest Đsopropanol üretimi, hardal gazı, nikel, radyum, mezotorium, ayakkabı imali,ahşap doğrama, Arsenik Đsopropanol imali,etonal imali,hardal gazı Radyum, mesothortum Benzen, x ışınları Benzidin, naftilamin, aminobifenil, boya imali,lastik ve kablo yapım, kömür katranı buharı Arsenik,asbest, krom bileşikleri, kömür katranı zifti, dökümhane işleri, hardal gazı, nikel,radyasyon
Farenks Periton (mezotelyoma) Nasal kavite, sinüsler Karaciğer (angiosarkom) Larenks Kemik Hemotopoetik sistem Mesane Akciğer, bronşlar
Bazı işkolları bazı kanserler için özellikle risk oluştururlar. Đşyeri hekimi görev yaptığı iş kolunun hangi hastalıklar için risk oluşturduğunu, hangi etkenlere maruziyet riskinin yüksek olduğunu bilmek ve öykü alırken tanı koyarken göz önünde bulundurmalıdır. Aşağıdaki tabloda hangi iş kolunun hangi hastalıklar için risk oluşturduğu tablo halinde verilmiştir. Tablo. Đş koluna göre kanser riskinin yüksek olduğu organlar. Đş kolu
Kanserin oluştuğu organ
Marangozlar Kaynakçılar Tekstil işçileri Lastik işkolu Kağıt işçileri Lehimciler Pestisitle çalışanlar Boyacılar ve boya imalatçıları Petrokimya Deri işçileri Kuru temizlemede çalışanlar
Lenfatik doku, paranazal sinüsler Akciğer Çeşitli bölgeler Mesane, akciğer,deri, hemotopoetik sistem Çeşitli bölgeler Akciğer, hemotopoetik sistem Akciğer, hemotopoetik sistem Akciğer, karaciğer, hemotopoetik sistem Çeşitli bölgeler Mesane ve çeşitli bölgeler Mesane, serviks, hemopoetik sistem, böbrek
Kömür işçileri Kimya işçileri Çimento işçileri Fırıncılar Tarımda çalışanlar
Mide, lösemi, solunum yolları Beyin, göğüs, serviks, akciğer, hemotopoetik sistem Akciğer, mide Akciğer Dudak, cilt, akciğer, testis
MESLEKĐ KANSERLERDEN KORUNMA Meslek hastalıklarının genel özelliğinde olduğu gibi mesleki kanserlerin de en önemli özelliği korunabilir olmalarıdır. Kontrol yönteminin şekli, zararlı madde ve etkenin yapısı (kimyasal veya toksik özelliği) vücuda giriş yolu, maruziyet süresi, çalışma ortam atmosferindeki konsantrasyonu gibi birçok faktöre bağlıdır. Mesleki Kanserlerden Korunmanın ilkeleri şunlardır: I. TEKNĐK KORUNMA ÖNLEMLERĐ a. Etkenin kaynağına yönelik önlemler, b. Đş yerindeki çalışma ortamına ait önlemler, c. Alıcıda korunma önlemleri, II. TIBBĐ KORUNMA ÖNLEMLERĐ a. Đşe giriş sırasında yapılan tıbbi muayeneler (işyerinde kanserojen olduğu bilinen madde varsa etkili olacağı hedef organlar özel olarak muayene edilmeli) b. Aralıklı tıbbi kontrol muayeneleri c. Eğitim ve uyarma
a. Etkenin kaynağına yönelik önlemler, 1. Kullanılan zararlı maddelerin değiştirilmesi (ikame) Örneğin; Boyada kurşun yerine çinko, baryum veya titanyum oksit kullanılması. Kibrit üretiminde beyaz fosfor yerine kırmızı fosfor kullanılması, Dökümhanelerde dökümlerin temizlenmesi için kum tozu yerine küçük çaplı çelik bilyalar kullanılması, Soğutucu olarak metil bromür yerine freon kullanılması 2. Kullanılan zararlı yöntemin değiştirilmesi (substitition) Örneğin;Püskürtme ile boyama yerine fırça ile veya daldırma yöntemiyle boyama partiküllerin havaya dağılmasını azaltır.
3. Kapalı çalışma yöntemi 4. Đşlemin yer ve süre olarak sınırlandırılması 5. Nemli, ıslak çalışma yöntemi 6. Lokal havalandırma 7. Yeterli bakım program b. Đş yerindeki çalışma ortamına ait önlemler, 1. Đşyeri düzeni 2. Genel havalandırma 3. Seyreltme (temiz hava sağlanması) 4. Kaynak ve alıcı arasındaki mesafenin artırılması (otomatik veya uzaktan kontrol) 5. Sürekli (sabit) dedektör kontrolü 6. Yeterli bakım programı c. Alıcıda korunma önlemleri, 1. Eğitim ve öğretim
2. Đşçilerin rotasyonu (maruziyet dozunu azaltmak) 3. Đşçinin havalandırılan kabine alınması 4. Kişisel dozimetri-monitörler 5.Yeterli bakım programı 6. Kişisel Koruyucu Ekipmanların Kullanımı a. Solunum sisteminin maskelerle korunması b. Derinin korunması; eldiven, önlük, bot, çizme, krem