21 yuzyil becerileri bilgi toplumu

Page 1

1

BÖLÜM …

BİLGİ TOPLUMU ve OKULUN İŞLEVLERİ

Turgay ÖNTAŞ 118134507 Gazi Üniversitesi Eğitim Bilimleri Enstitüsü Sınıf Öğretmenliği ABD Doktora Bilimsel Hazırlık Programı

Konu Başlıkları      

Giriş Bilgi-Veri-Enformasyon Kavramları Enformasyon Çağı Küreselleşme ve Eğitimin Durumu Dijital Çağda Trendler Bilgi Toplumunda Okul

 Bilgi Toplumunda Eğitim Programları  Bilgi Toplumunda Eğitim Programları  Bilgi Toplumunda Öğrenci  Sonuç  Özet  Kaynakça


Bilgi Toplumu ve Okulun İşlevleri

Bilgi Toplumu ve Okulun İşlevleri

Giriş İnsanlık tarihinin gelişimi farklı dönemlere damgasını vuran ve çığır açan icat, teknoloji, keşif gibi inovatif unsurların ortaya çıkışıyla belirlenmiştir. İnsanlığın gelişimini ve bugünü anlayabilmek ve değerlendirebilme adına geçmişi irdelemek bugüne ayna tutmamızı kolaylaştıracaktır. Bu nedenle toplumların kültürel çeşitliliğini ve gelişimlerini anlayabilmek için tarihte var olmuş dağınık toplum türlere ve toplumsal dünyayı dönüştüren değişimlere bakmak gerekir. İnsanlık tarihi geçmişten günümüze kadar üç önemli aşamadan geçmiş, üç önemli devrim yaşamış ve dönüşüme uğramıştır (Kocacık, 2003 ). Bu dönüşümler sırası ile şöyledir: 1-Tarım toplumuna geçiş Yaklaşık yirmi bin yıl önce bazı avcı ve toplayıcı gruplar yaşamlarını sürdürebilmek için evcilleştirilmiş hayvanları yetiştirmeye ve belirli toprak parçalarını ekmeye başladılar. Kır toplumları esas olarak evcil hayvanlara dayanırken, tarım toplumları tahıl yetiştiren, tarımı uygulayan toplumlardır (Giddens, 2000). İnsanlığın birinci dönüşüm aşaması olan tarım toplumunun egemen ideolojisi, savaşı da besleyen tek tanrılı dinlerdi. İnsanoğlunun tarım devrimiyle yerleşik düzeni benimsemesi, bir üretim aracı olan toprağın mülkiyeti üzerine kurulu toprak ağalığı yönetimini devam ettirme anlayışı egemenliğini sürdürmüştür. Ancak yönetim konumunda farklı anlayışların ortaya çıkmasıyla, siyaset dinle belirlendiğinden mezheplere bölünmüştür. Tarım devrimi, teknolojinin oluşturduğu ideolojik düzenlemeye dayalı olan yapılanma, sonuçta Endüstri Devrimi teknolojisiyle değişime uğramıştır (Kongar, 2001). 2-Endüstri (sanayi) devrimi, insanlık tarihinin ikinci dönüşüm aşaması olmuştur. Sanayileşme, 18. yy İngilteresi‟ndeki insanların yaşamlarını sürdürdükleri araçları etkileyen karmaşık bir teknolojik değişimler kümesinin kısa adı olan sanayi (endüstri) devrimiyle başlamıştır. Bu değişimler arasında iplik eğirme makinesi, buhar makinelerinin kullanılması vardır. (Giddens, 2000). Endüstri devriminin egemen ideolojisi (tarım döneminde olduğu gibi ) savaş ve teröre kaynak olan milliyetçiliktir (Kongar, 2001). Milliyetçiliğin gelişimi üç ayrı yönde gerçekleşmiştir. İlki Faşizm‟dir. Irkçı, diktatörlükler biçiminde Almanya ve İtalya‟da gerçekleşen Faşizm, ikinci dünya savaşı sonunda çökmüştür. İkincisi Komünizm‟dir. Sınıf diktatörlüğü olarak Sovyetler Birliği ve Çin‟de görülen bu akım da soğuk savaş sonrası döneminden sonra çökmüştür. Üçüncüsü de ileride değinilecek olan “İnsan haklarına dayalı demokrasi”dir. Endüstri devrimi, hem gelişen sermaye sınıfının diyalektik olarak

2


Bilgi – Veri- Enformasyon Kavramları

güçlendirdiği vatandaş-kentli işçileri üretmiş, hem de büyüyen pazar arayışları içinde “milliyetçilik ideolojisini” doğurarak, bugünkü ulus-devletleri yaratmıştır (Kongar, 2001). 3- Üçüncü büyük teknolojik devrim İletişim-Bilişim Devriminin ideolojisi, insan hakları, yani demokrasidir. İnsan hakları ve demokrasi kavramları Sovyetler Birliği yıkılana ve soğuk savaş bitene kadar kabul görmeyen bir kavramdır. Günümüzde bu kavramlar ideolojik hedefler olarak ön plana çıkmaktadırlar (Kongar, 2001). Ancak bir toplumun Endüstri devrimini yaşaması, yukarıda da değinildiği gibi nasıl onu zorunlu olarak demokrasiye değil de Almanya ve İtalya‟da görüldüğü gibi, ırkçı ya da Sovyetler Birliği‟nde ve Çin‟de görüldüğü gibi sınıfsal diktatörlüklere dönüşmesine yol açıyorsa, aynı şekilde İletişim-Bilişim Devrimi de zorunlu olarak temel hak ve özgürlüklerin gelişmesine değil, tersine bunların denetlenmesine yol açan etkenler de yaratabilir (Kongar, 2001).

Bilgi – Veri- Enformasyon Kavramları Bilgi kavramı Latince “informato” kökünden gelmekte “biçim verme”, “biçimlendirme” ve “haber verme” anlamında kullanılmaktadır (Balay, 2004). Bilgi, ham olarak elde bulunan işlenmemiş nesnel gerçeklerdir. Çoğu kez kendi başlarına bir anlam ifade etmemektedirler. Veriyi veri olarak sakladığımızda bize hiçbir katma değer sağlamamaktadır. Enformasyon, düzenlenmiş veri olarak tanımlanabilir (Selçuk, 2011). Veriden çok daha zengin bir içeriğe sahip olan enformasyon, karar alımına destek olmak amacıyla verilerin analiz edilerek işlenip anlamlı bir biçime dönüştürülmüş halidir. Bilgi, özel bir amaca yönelik olarak bilgilerin çeşitli Analiz, sınıflama ve gruplama işlemlerinden geçirilerek, ileri zaman diliminde kullanıma hazır hale getirilme işlemidir. Kişisel anlamda düzenlenmiş enformasyondur. Çalışanlar çok fazla enformasyona sahip olabilirler. Ancak bu enformasyonları yaptıkları işe değer katarak, katma değer sağlayacak şekilde kullanabildikleri zaman bilgi elde edildiği söylenebilir. Aksi halde çalışanların bilgili olduğu söylenemez. Yani bilgi enformasyonla uygulamanın birleşimidir. Uygar bir toplum eğitime, insana ve bilgiye verdiği önem ve değer ile ölçülür. Bütün uygarlığın ulaştığı düzey “bilgi toplumu” olarak adlandırılmaktadır. Çağımız “bilgi çağı” olduğu kadar aynı zamanda “kalite çağı”dır. İnsan kalitesine, sistem kalitesine, liderlik ve yönetim kalitesine önem vermemiş olanlar bugün uygar milletlerin çok gerisindedirler. Mal ve hizmet kalitesine ancak bu saydığımız bileşenlerin varlığı ile ulaşılabilir (Aktan, 1999).

3


Enformasyon Çağı

Enformasyon Çağı 21.yüzyıl siyasi, sosyal, teknolojik, genetik vs. alanda pek çok gelişmenin hızlı bir biçimde yaşandığı ve “ Enformasyon Çağı” olarak nitelendirilen bir dönemdir. Tarihsel olarak D. R. Headrick (2002)‟in belirttiği üzere enformasyon devrimi bilimsel devrimlerin arkasından ortaya çıkan, dün olduğu gibi bugünde etkisini sürdüren, geçmişi Aydınlama ve Romantizmin Avrupa ve Amerika‟yı derinden etkilediği siyasi devrimlerin ve sanayi devriminin yönlendirici olduğu zaman dilimidir. Toffler (1992)‟ın da “Gücün Değişim Çağı’nın şafağı sökmektedir” ifadesiyle bugünün dinamiğinin değişim olduğunu vurgulamıştır. Bu bağlamdan hareketle günümüzün toplumsal dünyasında etkin olmak farklı perspektifleri içinde barındırarak farklı konjonktürlerde belirlenmiş üretim, deneyim ve iktidar ilişkilerini dikkatle çözümlemeyi gerektirir (Castells,2005). Tablo:1:İkinci ve üçüncü dalga ekonomilerinin karşılaştırmalı analizi (Baş, 1998) DİNAMİKLER

İKİNCİ DALGA

ÜÇÜNCÜ DALGA

(Sanayi Toplumu)

(Bilgi Toplumu)

Üretim unsurları

Toprak, emek, sermaye

Özellikle bilgi

Varlıklar

Maddi varlıklara dayalı

Maddi olmayan varlıklara dayalı

Üretim ve ürün yapısı

Seri üretim, kalite üretimi

Esnek teknoloji, ürün esnekliği sonucunda bireyselleşme

Emek yapısı

Fiziksel emeği ile tekrarlanan,

Bilgi işçiliği ile yaratıcı emek, yarı

mekanik emek, tam zamanlı

zamanlı çalışma, evden çalışma

çalışma, fabrikada çalışma Yenilik

Seyrek

Sürekli

Ölçek

Büyük ölçek

Küçük ölçekli, uygun ölçekli

Organizasyon

Dikey, bürokratik, sert, uzun vadeli

Değişim mühendisliği faaliyet bazlı, ağ örgütler, esnek, anti bürokratik

Önem nakliyede, otobanlar, yollar,

Önem iletişimde, ağlara dayalı

köprüler, liman tesisleri

elektronik sistemler

Vakit nakittir kuralı ile sıralı ve

Eşanlı mühendislik ve gerçek

adım adım mühendislik

zamana yaklaşım

Sosyopolitik yapıyla ekonomik

Ev dışı iş, büyük ve güçlü devlet,

Ev içi iş küçük ve etkin devlet,

yapının ilişkileri

dev kentler, aşırı kentleşme,

kent dışına çıkma ve yayılma,

ekonomik çatışmaların önemliliği,

sosyopolitik düzenlemelerin

çoğunluk egemenliği, yapay

önemliliği, azınlığın önemsenmesi,

demokrasi, dolaylı demokrasi

koalisyonlar, doğrudan demokrasi

Alt yapı Hız

4


Küreselleşme ve Eğitimin Durumu

Ekonomik sistemde yaşanan değişimlerin yaşamın çeşitli alanlarına etkisiyle bilgi toplumunun yapısı ortaya çıkmıştır. Bilgi toplumunda eğitimde yaşanan değişim eğitimcilerden beklentileri de değiştirmiştir. Tablo.2:Büyük Değişim ve Yönetici Rolleri Endüstriyel toplumdan

Bilgi toplumuna

Zorlama teknolojiden

İnsan yönelimli yüksek teknolojiye

Ulusal ekonomiden

Dünya ekonomisine katılmaya

Kısa dönemlilikten

Uzun dönemliliğe ilgi duymaya

Merkeziyetçilikten

Yerinden yönetimciliğe

Kurumsal yardımdan

Kendine yardıma

Temsili demokrasiden

Katılımcı demokrasiye

Hiyerarşik iletişim ve kontrolden

Ağlara

Gelişmiş ülkelerin ilgi ve çabalarından

Gelişen ülkelerin ilgi ve çabalarına ilgiye

Ya “o” ya “şu” düşüncesinden

Çoklu seçme seçeneklerine doğru gerçekleşmiştir.

Bu değişim kürsel ölçekte yaşanan çok yönlü değişimin bir sonucudur. John Naisbtt, geniş sosyal, politik, ekonomik ve teknolojik değişmeleri anlatmada “megatrend” kavramını kullanmıştır.

Küreselleşme ve Eğitimin Durumu Küreselleşmenin iki kaynağı vardır. Birincisi teknolojik, diğeri siyasal kaynaktır. Teknoloji kaynağını da iki farklı devrim oluşturmaktadır. İlki iletişimi teknolojisi devrimi (telefon), ikincisi ise bilişim teknolojisinin devrimi (bilgisayardır). Bu ikisi yani telefon ve bilgisayar bir arada geliştiği için yeni bir teknoloji “İletişim ve Bilişim Devrimi” doğmuştur (Kongar, 2001). Ticaret sistemiyle başlayan küreselleşme; teknolojiye, bilgi alışverişine, ekonomiye ve dolayısıyla kent ölçeğine ve toplum ilişkilerine yansımış durumdadır (Çevik, 2010). Küreselleşme işleri yok etmekte, kamu kaynaklarını eritmekte, çevreyi tehdit etmekte ve tüm bunların yanında güçlü ve zayıf arasındaki farkı arttırmaktadır (Elgar,2004). Bilgiye erişimde meydana gelen gelişmeleri enformasyona erişim biçimlerinin dönüşümü olarak adlandıran Ojalvo, kitle iletişim araçları inanılmaz bir şekilde gelişmekte ve yaygınlaşmakta olduğundan, dünyamızın artık eriyerek bilgiye dönüşmüş maddeselliğinin sanal ve küresel ağlarla bağlandığından, her türlü bilginin ağırlıksız olarak bir ortamdan

5


Küreselleşme ve Eğitimin Durumu

diğerine kolayca aktarılabildiğinden bahsetmektedir (2008). Bugün bir bilim adamı evinden çıkmadan bilgi alışverişini kolaylıkla bilgisayarından internet yardımıyla sağlayabilir. Ortaokula giden bir çocuk, Newton‟dan daha fazla fizik bilgisine sahiptir. Bugün televizyonlar başında çok büyük kitleler gelişmeleri birlikte takip edebilmekte, birlikle üzülüp birlikte sevinmektedir. Tüm bu gelişmeler ile birlikte bilgi büyük değer kazanmıştır. Teknolojinin gelişmesiyle, bilimsel alanda bilgi üretimleri artarken, diğer alanlarda paylaşılan bilginin fazlalığı yeni üretilen bilgi olarak algılanmış ve bilgi üretimi azalmıştır. Bu zıtlık, paylaşılan bilgide artmanın aksine bilgi üretiminde azalmaya sebep olmuş, bilginin değerini arttırmıştır. Bilgi sahibi olan kişi ve toplumlar ile olmayan kişi ve toplumlar arasında bir uçurum oluşmaya başlamıştır. Böylelikle kişi ve kurumlardan başlayıp tüm toplumu etkileyen kimlik sorunları ortaya çıkmaktadır (Castells, 1994). Küreselleşme ile birlikte devletin eğitim alanında konumunu gözden geçirme adına devletin konumunu önce belirlemeliyiz. Küresel toplumda devletin konumunu 5 farklı alanda düşünebiliriz:  Yeni küreselleşme ve devlet: Küreselleşmenin uluslar üstü yapı alması ile devletin ulus devlet düzeyinden çıkmasının yolu açılmıştır. Devlet uluslar üstü yapıyı örgütlerken küreselleşmenin aygıtlarından yararlanmaktadır.  İşlerin yeniden organizasyonu ve çalışanların mesleklerden ayrılması: ekonomik yapının küresel dünyanın güdümüne girmesi ve sermayenin yer değiştirme potansiyelin olması dolayısıyla küresel sermayenin oluşumu üretimin coğrafyasını değiştirmiştir. Aynı zamanda ekonomik yapının maksimum verimliliğe odaklanması da işlerin yapısal sürecinde değişimleri beraberinde getirerek mesleklerin kişilerin tekelinden çıkmasına yol açmıştır.  Ulus devletlerin çöküşü ve kültürel kimliklere yoğunlaşma: ırksal düzlemde ortaya konulan kimlikler yerini etnik ya da değil kültürel ortaklıklara dönüşmektedir. “Marka kimlikler” oluşmaktadır.  Bilgi ve gücün yeniden düzenlenmesi:  Ağ devletinin doğuşu (Carnoy & Castells, 2001) Küresel gelişmeler doğrultusunda eğitim paydaşlarının rollerinde de ciddi değişimler olmuştur. Bu değişimler tabloda belirtilmiştir:

6


Dijital Çağda Trendler

Tablo.3:Değişen Eğitim Modeli Ölçütler Öğretmenin rolü

Sanayi toplumu eğitim

Bilgi toplumu eğitim

modeli

modeli

Her şeyi bilen öğretmen,

Yönlendirici, yol gösterici

bilgi aktarıcı, alanında uzman öğretmen Dinleyici, edilgen, bireysel

Aktif, işbirliğine dayalı takım

çalışma

çalışması

Yöneticinin rolü

Yönetim lideri

Öğretim-yönetim lideri

Öğrenme yöntemi

Sınıfta öğrenme

Kişisel araştırma

Öğrenme şekli

Bireysel çalışma ile öğrenme

Takım çalışmasıyla öğrenme

Eğitim programları

Standart eğitim programları

Değişken eğitim programları

İşgören geliştirme

Hizmet-içi eğitim

Örgütsel öğrenme

Başarı ölçütü

Ezberlenmiş bilgi

Kavramları çok boyutlu

aktarımının esas alınması

olarak tanımlayabilme

Öğrencinin rolü

Kaynak: (Aytaç,1999,75)

Dijital Çağda Trendler Frey (2010), eğitim dünyasında değişimi güdüleyen sekiz eğilimin yer aldığını belirtmiştir: 1. Öğretmenden öğrenmeye geçiş: Eğitim, geleneksel olarak, iki temel öğeden, öğretme ve öğrenmeden oluşur ve bunların içinde en çok vurgulanan öğretmedir. Tarih boyunca, bilginin öğretmenden öğrenen kişiye aktarımı, yüz yüze yapılmıştır. Bir öğretmen bir odanın karşısında durur ve öğrenmesi için bilgiyi öğrenciye verir. Bu yaklaşım, öğretmenin öğrettiği her konuda uzman olmasını gerektirdiğinden, buna “sahnedeki bilge” eğitim biçimi denir. Geleceğin eğitim sistemi, öğretmenin ağırlıklı olarak vurgulanmasından öğrenmenin ağırlıklı olarak vurgulanmasına doğru bir geçiş yaşayacak. Uzmanlar, eğitim yazılımını yaratacak ve öğrenciler, ilgilendikleri konuları herhangi bir zamanda ya da herhangi bir yerde, kendilerini rahat hissettikleri hızda öğrenecekler. Gelecekte, öğretmenler konu uzmanından çok rehber ya da koç gibi davrandıkları bir role geçecekler. 2. Bilginin üssel büyümesi: İnsanlığın sahip olduğu bilgi her geçen gün artarak devam etmektedir. Gutenberg‟in zamanında, insanlar doğdukları yerin 20 millik çevresi

7


Dijital Çağda Trendler

içinde yaşıyor ve ölüyordu, bunun nedeni de seyahat etmekten korkmaları değil ellerinde güvenilir haritalar olmamasıydı. O çağda, insanların çevrelerindeki dünyaya ilişkin çok sınırlı bir anlayışı vardı. Bilgi akışı, toplumun sadece birkaç seçkin kişisi tarafından kontrol ediliyordu ve bilgi birikimi kavramının güce eşit olduğunu çok iyi anlamışlardı. Günümüzde yayınlanan bilimsel dergilerin sayısı ve makaleler hemen her yıl katlanarak artmaktadır. Bilginin eskimesi çok hızlı gerçekleşmektedir.  iTunes üzerindeki şarkı sayısı 3,5 milyonun üzerinde,  Amazon‟daki kitap sayısı 4 milyonun üzerinde,  Çevrim içi blog sayısı 60 milyonun üzerinde,  Wikipedia‟ya giriş 4 milyonun üzerinde,  Myspace üzerindeki kullanıcı hesabı 100 milyonun üzerinde,  Youtube üzerindeki video sayısı 6,1 milyonun üzerinde. 3. Eğitim yazılımı boşluğu  Açık eğitim hareketi, Açık eğitim hareketi, açık kaynak yazılım hareketinden (örneğin Linux) esinlenmiştir. İnternetin güçlü iletişim yeteneklerini karıştırır ve sonucu ders notları ve ders kitapları gibi eğitim ve öğrenme malzemelerine uygular. Açık eğitim malzemeleri, dünyadaki herkes tarafından yeni biçimlerde ücretsiz olarak tekrar tekrar kullanılan metin, resimler, ses, video, etkileşimli simülasyonlar ve oyunları kapsar.  MIT, OpenCourseWaveConsortium:12 üniversitedeki 1800 derse girebilirsiniz.  Connexions,194 ülkeden bir milyondan fazla insanın kullandığı yazarlar topluluğu tarafından geliştirilen 3,768 modülden 199 derse ulaşılabiliyor.  Wikiversity, ücretsiz öğrenme malzemelerinin ve faaliyetlerinin yaratılması ve kullanılması için bir topluluk şeklinde hizmet veren Wikipedia‟nın bir bölümüdür. Wikiversity, tamamen öğrenme, öğretme, araştırma ve hizmete tahsis edilmiş çok boyutlu bir sosyal organizasyondur. Başlıca amaçları, bütün dillerde her yaş grubu için ücretsiz içerik, çoklu ortam eğitim malzemeleri, kaynaklar ve eğitim programları yaratmak ve buna anasistem hizmeti vermektir.  Moodle, eğitimcilerin etkili çevrimiçi öğrenme toplulukları yaratmasına yardımcı olmak için tasarlanmış Open Source ücretsiz yazılım paketini kullanan bir ders yönetim sistemidir. Moodle, 820.000‟den fazla derse kaydolan 20.000‟in üzerinde site olduğunu iddia ediyor.

8


Dijital Çağda Trendler

4. Okuryazarlar ve çok iyi eğitim görmüşler arasındaki farkın açılması: New York Times‟a göre, her yıl İngilizceye 20.000 yeni kelime ekleniyor. Bu sürekli genişleyen kelime dağarcığının arkasındaki birincil itici güç, bilim ve teknolojinin devam eden gelişimidir. Yeni bilim ve teknolojinin yaratılmasının yanında, genel amacını, özelliklerini ve işlevini teknik terimlerle açıklama ihtiyacı yer alıyor. Ortaya çıkan yeni kavramlar daha fazla araştırma çektikçe ve odak noktası haline geldikçe, yeni kelimeler ve konuşma dilinde kullanılan konuyla ilişkili deyimler, bu kavramların etrafında anlam ve yapı oluşturulmasına yardımcı oluyorlar. Genç öğrenciler, yeni kelimeleri hızla öğrenebilirler: Ortalama her yıl 3.000 yeni kelime ki bu da günde 8 kelime yapar. Elbette bu sayı, bir öğrenciden diğerine büyük ölçüde farklılık gösterir. İngilizcede, en sık kullanılan 2.000 kelime, belirli bir uzmanlık alanında olmayan yazılı metinlerde kullanılan kelimelerin yüzde 80‐85‟ine ve konuşma dilinde yaklaşık yüzde 90‐95‟ine karşılık geliyor. Ne var ki, İngilizcedeki toplam kelime sayısı, en fazla

yaklaşık

bir

milyondur

ve

en

yetenekli

bilim

adamlarımızın

ve

mühendislerimizin bazılarının kelime dağarcığı 200.000 kelime civarındadır. İşlevsel okuryazar ve çok iyi eğitim görmüş arasındaki mesafe büyüyor. Belirli bir konuda uzmanlaşan bazı insanlar, maksimum anlama becerisini dünyanın geri kalanını kavramanın çok ötesine taşıyor. Bunu yaparken de, karşılaştıkları kavramları ve olguları tarif etmek için tamamen yeni kelime dağarcıkları yaratırlar. Genellikle, bu süper uzmanlar, sıklıkla araştırma konusunu gerçekten anlayan tek canlı insan oldukları bir araştırma topluluğu içinde yaşarlar. Şimdiye kadar, çok iyi eğitim görmüş bu kişilerin araştırma anlayışlarını gelecek nesillere geçirmelerinin başlıca aracı, teknik

dergilerde

yayınlanan

araştırmalar

olmuştur.

Yayınlamanın

katı

gerekliliklerinden dolayı, bu araştırmaların yazılması aylar sürer ve az sayıda insanın anlayabileceği bir kelime dağarcığıyla yazılırlar. Yakında, araştırmaları yayınlamanın bir alternatifi, eğitim yazılımlarının yaratılması olacak. Eğitim yazılımını geliştirmek, geçmişte zahmetliydi ve kötü kullanılıyordu, ancak aşağıda tarif edilen yeni eğitim yazılımı sunucusu, bunu tamamen değiştirme potansiyeline sahiptir. Eğitim yazılımı, araştırmaları yayınlamanın ya da kitap yazmanın bir alternatifi olacak ve çok iyi eğitim görmüş kişilerin dünya anlayışlarını yaymaları için ek bir kanal görevi görecek. 5. Toplumla “temas noktalarının” değişmesi-derslik temas noktası: “Temas noktaları” dünyanın geri kalanıyla irtibat kurduğumuz yerlerdir. Örneğin, ortalama bir insan, fiziksel dünyayla üç temel fiziksel temas noktası ya da arayüz aracılığıyla irtibat

9


Dijital Çağda Trendler

kurar: yürüdüğümüz ayakkabılar, uyuduğumuz yatak ve oturduğumuz sandalye. Bunlar, fiziksel vücudumuz için temel temas noktalarıdır. 6. Öğrenmenin itici güçleri: İnsanlar neden öğrenmeye ihtiyaç duyar? İnsanlar neden öğrenmek ister? Motivasyonları nedir? Bir kişinin aklını bilgi birikimi ve bilgiyle doldurma arzusunu kontrol eden itici güçlernelerdir? Maslow‟un İnsan İhtiyaçlarının Hiyerarşisi, psikolojide bir teoridir. Abraham Maslow bu teoriyi 1943 tarihli A Theory of Human Motivation [İnsan Motivasyonu Teorisi] raporunda önermiştir. Teorisi, insanların, „temel ihtiyaçlarını‟ karşıladıklarında, belirli bir hiyerarşi oluşturan „üst ihtiyaçları‟ sırayla tatmin etmeye çalıştıklarını ileri sürüyor. Maslow‟un ilk hiyerarşisi iki gruplama üzerine kuruluydu: eksiklik ihtiyaçları ve gelişim ihtiyaçları. Eksiklik ihtiyaçları içinde, daha üst bir ihtiyaca geçmeden önce her alt ihtiyacın karşılanması gerekir. Tüm bu ihtiyaçlar karşılandığında, ileriki bir tarihte bir eksiklik tespit edilirse, birey eksikliği ortadan kaldırmak için harekete geçecektir. 7. Aşırı bireysellik çağı: Toplum olarak, “Jones‟lardan geri kalmama”nın parçası olan statü rekabetiyle gittikçe daha az ilgiliyiz. Komşumuzun kullandığı araba türüyle, seyrettikleri televizyon tipiyle ya da kullandıkları cep telefonu türüyle artık o kadar da ilgili değiliz. Onun yerine, kendi özel ihtiyaçlarımızı tatmin edecek ürünler bulmayla çok daha fazla ilgileniyoruz. Piyasada 100 milyon ürüne yaklaştığımız bir çağda yaşıyoruz ve bir ürünü nasıl tanımladığınıza bağlı olarak, kimileri bu sayıyı çoktan aştığımızı iddia edebilir. Artık, çok geniş bir tüketici grubunun ihtiyaçlarıyla çok daha uyumlu ürünler olduğunu ve tüketicilerin eşsizlik ve bireysellik için bankamatik kartlarıyla oy verdiğini söylemek yeterlidir. O kadar ki buna aşırı bireysellik çağı adını veriyoruz. Aşırı bireyselleşmiş çözümler için ihtiyacımızı yönlendiren çeşitli faktörler var; bunlar arasında vaktimizi, kişiliğimizi ve çok sayıda aynı şeyi isteyen 6 milyardan fazla başka insanın yaşadığı bir dünyada kendimizi özel hissetme yönündeki ezici ihtiyacı sayabiliriz. Bugün ortalama bir insan, 1920‟lerdeki bir kişiden iki saat daha az uyuyor. Gecede 8,9 saatten 6,9 saate geldik ve bugün birçok insan eğer uyumadan yapabilseydi, uykuyu tamamen atlardı. Zaman, en büyük kısıtlamalarımızdan biri olduğu için, sürekli bize zaman kazandıracak ürünler arıyoruz ve eğer yıldızlar bir dizi şeklinde sıralandığında

10


Dijital Çağda Trendler

ay ışığıyla aydınlamış gecelerde etkili biçimde çalıştırabileceğimiz, solaklar için üretilmiş, denkleştirilmiş o cep boyutundaki cihazı bulabilirsek, satın alacağız. 8. Tüketicilerden üreticilere geçiş: Baskın olarak pasif bir toplumdan daha aktif bir topluma geçtiğimiz için, insanlar artık sadece kenarda oturup izlemek istemiyorlar. Katılmak istiyorlar. Bütün bir yeni nesil araç ve ekipman, insanların tüketici rolünden üretici rolüne geçmesine imkân tanıyor. Bu geçiş, çevrimiçi haber sütunlarının sonunda yorum bölümlerinin ortaya çıkmasıyla başladı. İnsanlar, bir haberin doğru ve vakitli olup olmadığı ya da herhangi bir şekilde haber değeri taşıyıp taşımadığı hakkındaki düşüncelerini dile getirmeye başladılar.Evan Williams ve Meg Hourihan'ın şirketi Pyra Labs, 1999‟da Blogger‟ı (daha sonra Google satın alındı) piyasaya sürdüğünde, Web için kullanıcı tarafından üretilen içerik dünyasında büyük bir değişim başladı. Birdenbire, blog sitesi oluşturmak herkes için kolaylaştı ve milyonlarca insan denemeye başladı. MySpace, Temmuz 2003‟te, Tom Anderson, Chris DeWolfe ve küçük bir bilgisayar programcısı ekibi tarafından kuruldu. MySpace, kullanıcıların kendi web sitelerini ve arkadaşlarıyla bağlantı kurmalarına imkân tanıyan bir site olarak, hızla, Ağustos 2006‟da yaratılan 100 milyon kullanıcı hesabıyla, yeni ortaya çıkan sosyal ağ kurma kategorisinde baskın oyuncu haline geldi. Benzer şekilde, Chad Hurley, Steve Chen ve Jawed Karim, Şubat 2005‟te YouTube‟u piyasaya sürdüğünde, insanların videolar üretmesi ve çevrimiçi yayınlaması çok kolaylaştı. YouTube, son derece popüler ve ücretsiz bir video paylaşım sitesi olarak, kullanıcıların video klipleri yüklemesine, görüntülemesine, paylaşmasına ve notlandırmasına izin veriyor. Sonuç olarak, her gün YouTube‟a yüklenen ortalama 65.000 yeni video kliple, milyonlarca insan, video tüketicisinden video üreticisine geçiş yaptı. Bunların her biri, kolay elde edilmiş başarı hikâyelerine örnek olmakla birlikte, kullanıcı tarafından oluşturulan içerik dünyasının kendine ait sorunları var. Her biri, zorluklarla kendi eşsiz yöntemiyle başa çıkmayı beceriyor. Ancak bu örneklerin en iyi gösterdiği şey, halkın katılma ve kendi düşüncelerini ve fikirlerini çevrelerindeki dünyayla paylaşma ihtiyacıdır (Frey, 2010). Bilgi toplumunda okullardan beklentilere ilişkin iş dünyasının ihtiyaçlarının belirlenmesi gerekir. Bu amaçla yapılan araştırma sonuçları şöyledir:

11


Dijital Çağda Trendler

İşgücü Araştırması: (Kay, Corporate Voices for Working Families, 2006) “Mezunlarımız gerçekten çalışmaya hazır mı? Tablo.4:Lise mezunlarının işe başladıklarında başarılı olmaları için sahip olması gereken önemli özellikleri nelerdir? İş ahlakı

80%

İşbirliği

75%

Etkili İletişim

70%

Sosyal Sorumluluk

63%

Eleştirel Düşünme&Problem Çözme

58%

Tablo.5:İşverenlerin Lise mezunlarını iş aldıklarında gördükleri önemli eksiklikler? Yazılı İletişim

81%

Liderlik

73%

İş Ahlakı

70%

Eleştirel Düşünme&Problem Çözme

70%

Kendini yönlendirme (inisiyatif alma)

58%

Tablo.6:5 yıl içerisinde önem kazanacak beceriler nelerdir? Eleştirel düşünme

78%

Enformasyon teknolojisi

77%

Sağlık

76%

İşbirliği

74%

İnovasyon

74%

Kişisel finans sorumluluğu

72%

12


13

Bilgi Toplumunda Okul Bilgi toplumunda okulların geliştirilmesi için okulların 9 zekâ alanına sahip olması gerekir: (MacGilchrist, Myers, & Reed, 2004)

Etik zeka Manevi zeka

Stratejik zeka

Duyuşsal zeka

Okul geliştirmede 9 zeka

Meslektaşlık zekası

Bağlamsal zeka

Akademik zeka Yansımalı zeka

Pedagojik zeka

Şekil 1:Okulların Geliştirilmesi için 9 zekâ alanı

Etik zekâ: Akıllı okulların çalıştırıcı güçlerindendir.

Okulun amaçlarında ya da

misyonundaki ifadelerle bütünlenen değerlerin ve inançların açık bir şekilde ifade edilmesiyle görünür hale gelir. Etik zekâya sahip okulların öz saygıları yüksektir. Bu kendini beğenmişlik anlamına gelmez. Etik zekânın ilkeleri şöyledir: 

Adalet: Bir okul içinde fiziki ve insan kaynaklarının nasıl organize edildiği ile ilgilidir. Demokratik bir toplumda öğrencilerin sosyal adalet ve insan hakları kavramlarını öğrenebilmesi ve içselleştirebilmesi için adalet önemli bir değerdir.

Dâhil olma: Okuldaki tüm paydaşları kapsar. Çocukların tümüne değer verme ve iyi olmaları\sağlıklı\mutlu olmaları dâhil olma ile ilgilidir.


Bilgi Toplumunda Okul

Haklar ve sorumluluklar:”Yetkilendirme” bu zekânın sloganıdır. Akıllı okul, öğrencilerini öğrenme ve öğretmen konularında düşünmeleri ve yorum yapmaları için cesaretlendirmelidir.

Diğerlerine saygı: Akıllı okullar gerçekleştirilen her şeyi saygı çerçevesinde yaparlar. Akıllı okullarda kabadayı tavırlarına asla izin verilmez. Eşit fırsatlar, gücün kullanımı gibi değerlere önem verilmelidir.

Manevi zekâ: Maneviyat görünen ve bilinen dünyanın arkasını görmemizi sağlar. Değerleri bulmamamızı ve bulduğumuz değerlere sadık kalmamızı sağlar. Manevi zekâ okulların dürüst olmalarını ve kendilerinin farkında olmalarını gerektirir. Manevi zekânın ilkeleri şöyledir: 

Anlamın araştırılması: Ölüm, acı çekme, güzellik, iyi ve kötü ile karşılaşma insanların mücadele etmek zorunda oldukları meydan okumalardır. Bu nedenle bu meydan okumaların araştırılması gerekir.

Aşkınlık

Toplum olma duygusu: Okul toplumun yaşamlarına ve gelişimlerine değer vermek durumundadır. Herkesi topluma katkı sağlayacak değerli bir birey olarak görmek gerekir.

Bağlı ilişkili olma

Bağlamsal zekâ: Okulun kapasitesinin kendisini daha geniş bir toplum ve parçası olduğu dünyanın bağlantısı olarak görebilmesidir. Bu kapasite bir okula kendi toplum içeriğini ne baskın çıkıp ezerek ne de ondan uzaklaşarak okuyabilmesini mümkün kılar ve aynı zamanda bu kapasitesi hem pozitif hem de negatif yönlerine yanıt verebilir. Aynı zamanda kendi kendine organize olan kapasiteyle tanımlanır. Bağlamsal zekânın ilkeleri şöyledir: 

İçsel bağlam

Yerel bağlam

Ulusal bağlam

Küresel bağlam

Stratejik zekâ: Okulun herkes tarafından paylaşılması gereken amaçlarını ve hedeflerin netliği ve standartların elde edilmesiyle esas olduğu okulun etkililiğini literatüründen bulgular içerir. Bu tip zekânın kullanımı, bir okulun gelimse elde edinimi ihtiyacı hareketini planlayabilmesini ve uygulamaya koymada ileriyi görmek için kapasitenin olduğunu gösterir. Bu kapasite bir plan kurma becerisini içerir ki bu planda gelişme içinde uzun dönem

14


Bilgi Toplumunda Okul

öncelikleri yeni bağlamsal bilgiler ışığında düzenli tekrar gözden geçirme ve tekrarlama altında tutulur. Stratejik zekânın ilkeleri şöyledir: 

Stratejik düşünme

Gelişim planı

Yönetim düzenlemeleri

Paylaşılmış liderlik

Duygusal zekâ: Duygusal zekâ, hem öğrencilerin hem de öğretim kadrosunu sahip olduğunu ifade ettiği ve değer verdiği duygulara hitap eden bir okul kapasitesi ile ilgilidir. Howard Gardner (1983) kişiler arası ve kişi içi (içsel) zekâyı birbirinden ayırır. Kişi içi zekâ diğer insanları anlama kabiliyetidir. Duygusal zekânın ilkeleri şöyledir: 

Öz farkındalık

Diğerlerinin farkında olma

Duyguları yönetme

Duygusal okuryazarlığı geliştirme

Meslektaş zekâsı: Mesleksel zekâ, eğitim kadrosunun özellikle sınıf içindeki uygulamalarını geliştirebilmek için birlikte çalışabilme kapasitesiyle ilgilidir. Öğretmenlerin öğrenmelerini sürekli olarak değişik şekillerde destekleme ihtiyacının tanınması gerekir. Zümresel zekânın desteklenmesi bireylerin farklı yapabilmesinin yanı sıra tüm kadro bir diğerinin uygulamasını değiştirmek için birliktedir. Zümresel zekâ okulun gelişmesi ile öğretmenlerin öğrenmesi arasındaki ilişki anlayışından ortaya çıkar ve öğretmenlerin değişikliğin ana etkenleri olma kapasitesi ile ilgilidir. Meslektaş zekâsının ilkeleri şöyledir: 

Ortak amaçlara bağlılık

Bilgi oluşumu ve oluşturulması

Çok düzeyli öğrenme

Güven ve merak

Yansıtıcı zekâ: Temel beceriler ve genelde okulun etkinliğini yönetme ve yansıtma süreçlerini özelde öğrenenlerin kazanımları ve süreci kapsar. Süreci yansıtma ve öğrenenlerin kazanımlarının alanıdır ve bu yüzden akademik zekâ ile yakından alakalıdır. Bu yansıma

15


Bilgi Toplumunda Okul

kapasitenin önemli bir parçası bir yandan da öğrencilerin düşük beklenti tehlikesini, farkındalığı diğer yandan da öğrenenin mutlu olmasıdır. Yansıtıcı zekânın ilkeleri şöyledir: 

Yansıma için zaman ayırma

Öz değerlendirme

Derin öğrenme

Öğrenme için geri bildirim

Pedagojik zekâ: Pedagojik zekâ okulun kendisini bir öğrenme örgütü olarak görmesi ile tanımlanır. Öğrenme ve öğretme sınanır ve geliştirilmesi amaçlar ki böylece katı bir tutucu merkez haline gelmezler. Zekânın bu boyutu, öğrenme ve öğretme arasındaki dinamik ilişkiyi tanımlar ve bu yüzden kullanacak uygun stratejilere karar verirken amaç için uygunluk görüsü alınır. Aynı zamanda düşünme ve öğretme arasındaki dinamik gelişmesinin önemini anlar. Pedagojik zekânın ilkeleri şöyledir: 

Öğrenme için yeni vizyonlar yeni amaçlar

Öğrenme için öğretim

Açık sınıflar

Akademik zekâ: Üst seviye ve derin akademik bilgi değerleri ile ilgilidir. Bu tür zekâ katma değer kavramı, etkili öğrenme ve öğretme nitelikleri ve yüksek beklentilerin anahtarını içine alır. Bu tip zekâ öğrencilerinin birbirleriyle olan alakalarını aktif bir şekilde destekleyen bir etik ile farklı kılınmıştır. Öğrencinin sorunlarına, katkılarına ve anlam bulmak için araştırmalarına değer verir. Akademik zekâ öğretmenlerin öğrenmesine değer verir ve destekler. Öğrenenin, öğrenmesiyle karmaşık bir şekilde bağlantılı olduğunu tanımlar.

Bilgi Toplumunda Eğitim Programları İletişim ve bilişim devrinde demokrasiye ve insan haklarına saygılı bunları yaşam biçimi haline getirmiş bireyler yetiştirmek okulların temel görevi olacaktır. Bu amaçla temel becerileri 3 ana grupta toplayabiliriz: I.

Öğrenme ve inovasyon becerileri

 Eleştirel düşünme ve problem çözme:  İletişim  Dayanışma-işbirliği

16


Bilgi Toplumunda Okul

 Yaratıcılık ve inovasyon (Kay, 2010) II.

Bilgi, medya ve teknoloji becerileri

 Bilgi okuryazarlığı  Medya okuryazarlığı  ICT okuryazarlığı III.

Yaşam ve kariyer becerileri

 Esneklik ve uyumsama  Girişkenlik ve kendini yönetme  Sosyal ve karşılaştırmalı kültürel beceriler  Üretkenlik ve hesap verebilirlik  Liderlik ve sorumluluk (Kay, 2010) Bilgi toplumunda okullar yukarıdaki becerilere odaklanarak 21. Yüzyıl insanın gelişimine katkı sağlayabilir. Bilgi Toplumunda Okul Yöneticisi  Yüksek düzeyde stratejik planlama kapasitesine olmalı, olay ve ilişkilerin ardındaki büyük resmi görebilmelidir.  Yüksek düzeyde pazarlama yeteneğine sahip olmalıdır.  Okullara yeni pazarlama ilgileri yaratmalı ve yeniden yapılaşmış kamu fon kaynağı sağlamalıdır.  Okulların, geniş bir öğrenci kesiminin ve toplumun ihtiyaçlarını karşılayabilecek program ve hizmetler sunabilmesini sağlamalıdır.  Okulların hayat boyu eğitimin bir parçası olmasını sağlamalıdır.  Okulların, okul destek hizmetleri dağıtımının merkezi olmasını sağlamalıdır.  Ulusal program çerçevelerinin, okulun özerk yapısını her koşulda azaltmadığının bilincinde olmalıdır.  Toplumun okulların karar alma süreçlerine, geçmişe göre daha aktif bir katılım göstermelerini sağlamalıdır.  Okulların amaç ve ürünlerine daha çok vurgu yapılacağını bilmeli, eğitim düzeyi oldukça yüksek bir toplumda öğrencilere en iyiyi sunmanın toplumun temel söylemi ve ilgisi haline geleceğini unutmamalıdır. (Balcı, 2001)

17


Bilgi Toplumunda Okul

Bilgi Toplumunda Öğrenci  En az bir yabancı dili iyi bilen  Bilgisayar okur-yazarlığı olan  Bilgiye nasıl ulaşacağını bilen yani öğrenmeyi öğrenmiş olan,  Yapıcı ve yaratıcı olan,  Disiplinlerarası çeşitli projelerle ekip çalışmasına katılan  Yerelliği anlayan ve küresellikle birleştiren  Risk alabilen ve gerektiğinde “hayır” diyebilen (Aslan, 1998)

Sonuç Sonuç olarak bilgi toplumunda eğitimin sosyal amacı ve sorumluluğu konusunda Drucker şu noktalara dikkat edilmesi gerektiğini belirtmektedir: 1. Bilgi toplumu içinde ve bilgi toplumu için yapılan eğitimin sosyal bir amacı olmalıdır. 2. Eğitim sistemi açık bir sistem olmalı, eğitim almak isteyenlerin önündeki engeller kaldırılmalıdır. 3. Sadece eğitim kurumlarında değil, hemen hemen bütün kurumlarda eğitime ayrı bir önem verilmelidir. 4. Tüm mesleklerde devamlı eğitim imkânları hazırlanmalı ve insanlara eğitim ihtiyacının devamlılığı hissettirilmelidir. 5. Diplomanın, yeteneğin takdiri yerine yeteneğin önüne dikline bir engel haline gelmemesine özen gösterilmelidir (Drucker, 1993). Okullarda gerek duyulan bilginin, organizasyonun rekabet gücünü artırabilir hale gelebilmesi için akılcı yenilikçi yaratıcı bilgi paylaşımını ön plana çıkaran bir kurum kültürü gereklidir. Bu da, bilgiye ve insana yapılan yatırımın en kazançlı yatırım olduğunun bilincinde olan yöneticilerle gerçekleştirilir Aksi halde teknoloji ve süreçler ne kadar gelişmiş olursa olsun, artık 21. Yüzyılda stratejik bir önem taşıyan bilgiden kaynaklanan rekabet üstünlüğüne sağlanamayacaktır. Özet Bilgi toplumu, statik bilginin depolandığı bir cemaat değil paylaşımın egemen olduğu açık toplumdur. Bilginin üssel olarak büyüdüğü günümüzde statik programlarla belirsiz bir

18


Bilgi Toplumunda Okul

geleceğe öğrenci hazırlamak kömürle çalışan ütü ile günümüzde perde ütülemeye benzemektedir. Bugün bilgi toplumunda yaşarken dijital öğrenme ve temas noktaları çevremizi kuşatmaktadır. Toplumsal gelişimin düzenleyicilerinden biri olan okullarda bilgi ve dijital öğrenme çağında gelişimlerini gözden geçirmelidirler. Paydaşlar okullardan beklentilerini ve sunacakları hizmetleri geleceğin yetişkinlerine bugünden sunmalıdırlar.

19


KAYNAKÇA

KAYNAKÇA Aktan, P. C. (1999). 21.Yüzyıl İçin Global Hedefler. Mercek Dergisi , 91-96. Aslan, M. (1998). 21.Yüzyılda Eğitim(Postmodern Çağda Eğitim). Yeni Türkiye 21.Yüzyıl Özel Sayısı I , 877-880. Aytaç, T. (1999). Öğrenen Örgüt:Okul. Milli Eğitim , 75-78. Bacanlı, H. (1999). Duyuşsal Davranış Eğitimi. Ankara: Nobel Yayın Dağıtım. Balay, R. (2004). Küreselleşme, Bilgi Toplumu ve Eğitim. Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesi Dergisi , 61-82. Balcı, A. (2001). Etkili Okul ve Okul Geliştirme. Ankara: PegemA Yayıncılık. Baş, İ. (1998). Dalgalarla Gelen Gelecek Kurgubilimci Guru:Alvin Toffler. AD Business Notebook , 28-30. Carnoy, M., & Castells, M. (2001). Globalization, the Knowledge society and the Network State:Poulanzas at the millennium. Global Network , 1-18. Çakır,R. (2008). Örgütsel Zekânın Geliştirilmesine İlişkin Yapılan Bir Çalıştayın Örgütsel Zeka Düzeyinin Geliştirilmesine Etkisi, Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yayımlanmamış Doktora Tezi, Erzurum Çevik, M. (2010, Ocak 19). Bilgi Toplumu: ‘Network Cities’ Yaklaşımı ve Enformasyon Toplumunun Sosyolojisi . Mayıs 18, 2011 tarihinde Planlama.Org: http://www.planlama.org/new/makaleler/bilgi-toplumu-network-cities-yaklasimi-veenformasyon-toplumunun-sosyolojisi.html adresinden alındı Drucker, P. (1993). Yeni Gerçekler. İstanbul: Türkiye İş Bankası Yayınları. Elgar, E.(2004) The Network Society: A cross-cultural perspective, Edited by Manuel Castells Frey, T. (2010). Eğitimin Geleceği. şubat 28, 2011 tarihinde alındı. Gardner, Howard. (1983). Çoklu Zeka Görüsmeler ve Makaleler. Enka Okulları Vakfı. istanbul. Giddens, Anthony. (2000), Sosyoloji, Ayraç Yayınları, Ankara. Hollanders, H., & Soete, L. (2010). UNESCO Science Report The Current Status of Science around the World. Paris: UNESCO.

20


KAYNAKÇA

Kay, K. (2010, September). 21st Century Knowledge and Skills in Educator Preparation. Mayıs 11, 2011 tarihinde Partnership for 21st Century Skills: http://www.p21.org/documents/aacte_p21_whitepaper2010.pdf adresinden alındı Kay, K. (2006, October 2). Corporate Voices for Working Families. Mayıs 2, 2011 tarihinde Partnership for 21st Century Skills: http://www.p21.org/documents/NSBA%20P21%20Overview.pdf adresinden alındı Kocacık, F. ( 2003 ). Bilgi Toplumu ve Türkiye. Cumhuriyet Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Mayıs Cilt:27 No:1 , 1-10. Kongar, Emre. (2001), Küresel Terör ve Türkiye, 3 b, Remzi Kitabevi, İstanbul MacGilchrist, B., Myers, K., & Reed, J. (2004). The Intelligent School. London: Sage Publications. Ojalvo, R, (2008) Enformasyon toplumunda kentte olmanın yeni biçimleri ve kent anlayışının dönüşümü, Yüksek Lisans Tezi, İTÜ Mimarlık F. Kütüphanesi Selçuk, Z. (2011, Şubat 19). Hangi Bilgi? Radikal Gazetesi , s. 14. Susanne, F., & Huddleston, T. (2011). Toplum Yararına Okullar. İstanbul: ERG. Tekin, M, Çiçek, E, (2006) Bilgi Çağında Bilgi Toplumu ve Bilgi Ekonomisi TUİK. (2010, Ağustos 18). 2010 YILI HANEHALKI BİLİŞİM. Mayıs 18, 2011 tarihinde Türkiye İstatistik Kurumu: http://www.tuik.gov.tr/PreHaberBultenleri.do?id=6360 adresinden alındı

21


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.