ISBN 9944-100-24-2
ÝSTANBUL BÜYÜKÞEHÝR BELEDÝYESÝ SANAT VE MESLEK EÐÝTÝMÝ KURSLARI (ÝSMEK) YAYINLARI Branþ Kitaplarý Serisi
Yayýna Hazýrlýk: ÝSMEK Yayýn Editörlüðü Editör: Muhammet ALTINTAÞ Mizanpaj: Doðan SEVEN Tashih: Dilek CAN, Hatice GÖZLEMECÝ Baský: Numune
ÝSTANBUL BÜYÜKÞEHÝR BELEDÝYESÝ SANAT ve MESLEK EÐÝTÝMÝ KURSLARI www.ismek.org - (0212) 531 01 41
HAT SAN ATI
TARÝHÇE, MALZEME VE ÖRNEKLER
Dr. Süleyman BERK
ÝSTANBUL BÜYÜKÞEHÝR BELEDÝYESÝ SANAT ve MESLEK EÐÝTÝMÝ KURSLARI www.ismek.org - (0212) 531 01 41
HAT SAN ATI
Resim 1- Hattat Ali Haydar Bey in celî tâl ik zer-endud levhasý el-Kâsibu habîbullah (Sultanahmed Camii).
Birinci Cihan Harbi nde askerlik münâsebetiyle tanýþtýðým Macaristanlý ressam ve subay bir arkadaþým vardý, ara sýra Ýstanbul câmilerini, müze ve kütübhânelerini birlikte gezer, her çeþid san at eserlerini ziyâret ve tedkîk ederdik. Bir gün, Sultan Ahmed Câmii ndeki Melek Paþazâde Ali Haydar Bey merhûmun ta lîk celîsi el-Kâsibu habîbullah levhasý önünde bulunuyorduk. Arkadaþým ona bakdý da, sonra bana dönerek: --- Dostum! Bu sizin yazýlarda bir hâl var. Çok dikkat ediyorum, ilk bakýþta sâde bir renk, geometrik bir sessizlik, baktýkça harekete geliyor, canlanýyor, cilveleniyor. Önce bir tatlý bakýþ, arkasýndan yavaþ yavaþ içe süzülen canlý bir akýþ, sessiz bir armoni içinde rûhu oynatan metafizik bir mûsiki var. Lâkin ondaki âhengi kulaklar duymuyor, içler dinliyor, dinledikçe bir baþka âleme yükseliyor. Bakarken ne oluyor anlamýyorum, içimi içine çeken büyüleyici bir çehre, bir güzellik denizi, sevimli titreþimlerle gönlümü ferahlatan bir hava, derken bir melek sesi ve nefesi kadar gizli ve ýlýk bir okþayýþ ve sarýlýþ içinde kalýyorum; o, ben; ben o oluyoruz gibi bir þey oluyor, sizde de böyle þeyler olur mu? demiþti.
Mahmud Bedreddin Yazýr, Medeniyet Âleminde Yazý ve Ýslâm Medeniyetinde Kalem Güzeli, c. I, s. 69
4
HAT SAN ATI
BAÞKAN DAN... Hüsn-i hat yani yazýlarýn en güzeli Tarih boyunca kalem tutan zarif eller, yazýyý nesilden nesile geliþtirerek güzel sanatlar seviyesine çýkartmýþlardýr. Özellikle Osmanlýlar zamanýnda özel ilgi gören bu sanatýmýz, padiþahlar tarafýndan dahi icra edilmiþtir Gerek padiþahlar gerekse halk tarafýndan çok sevilen hat sanatý, Latin alfabesine geçiþten sonra geleneksel sanatlarýmýz arasýndaki seçkin yerini almýþtýr.
çýkmamýz gerektiði gerçeði bütün açýklýðý ile önümüzde durmaktadýr. Çünkü geçmiþine sahip çýkmayan toplumlarýn geleceði de parlak olmamakta, böylelikle tarih sahnesinden silinip giden nice insan topluluðu bulunmaktadýr Yaygýn eðitimin ilkeleriyle gerçekleþtirilen bir yetiþkin eðitimi organizasyonu olarak tanýmlanan ve Ýstanbul Büyükþehir Belediyesi nin önemli sosyal doku projelerinden biri olan ÝSMEK, bugün gerek ulaþtýðý yüz binlerce kursiyer sayýsý, gerek eðitim verdiði 193 kurs merkezi ve 97 branþýyla adeta dünyanýn en büyük halk üniversitesi haline gelmiþtir. Genç, yaþlý, kadýn, erkek, özürlü, mahkum ayýrt etmeksizin toplumun her kesimine ulaþan ÝSMEK sadece ücretsiz eðitimleri ile deðil, seminerleri, sergileri, alanýnda önemli bir boþluk dolduran yayýnlarý ile de toplumsal bir hizmete imza atmaktadýr.
Bir dünya baþkenti olan kültürler beþiði Ýstanbulumuz, bütün sanatlarda olduðu gibi hat sanatýnda da önemli bir merkez olmuþtur. Nice hattat, tarihin tozlu sayfalarýna, þehrimizin adýný altýn harflerle kazýmýþlardýr. Osmanlýlar zamanýnda en parlak devrini yaþayan hat sanatýnýn, en nefis örneklerine, Ýstanbulumuzun simgesi haline gelen ulu minarelerde, yüce kubbelerde, hüzünlü mezar taþlarýnda kýsacasý hemen hemen bütün tarihi yapýlarýmýzda rastlamaktayýz. Bir hazine deðerindeki el yazmasý kitaplarýmýz, kütüphanelerde muhafaza edilen, müzelerde örnekleri sergilenen müstesna eserlerimiz de o dönemlerden bizlere kalan kýymetli yadigârlardýr.
Alanýnda uzman usta öðreticileri vasýtasýyla elleri geleceðe uzanan deðerli sanatkârlar yetiþtiren ÝSMEK, hazýrladýðý branþ kitaplarý ile sanat dünyasýna bir ýþýk tutmaktadýr. Saygýdeðer hat sanatçýsý ve ÝSMEK hat usta öðreticisi Süleyman Berk Beyefendi nin Hat Sanatý kitabý ÝSMEK Yayýn Editörlüðü bünyesinde yayýna hazýrlamýþtýr. Bu sanat kokan, enfes kitapta emeði geçen herkese de ayrý ayrý teþekkürlerimi sunuyorum
Geçen zaman, geliþen teknoloji ve deðiþen insan yaþamý, sanattaki incelikleri yok etmek için büyük gayret sarfetse de, geleneksel sanatlarýmýz ÝSMEK gibi kurumlar vasýtasýyla yaþatýlmakta, büyük bir özveri, titizlik ve itina ile geleceðe aktarýlmaktadýr. Kültürel deðerlerimize sahip
Sanatla güzelleþen, sevgi, saygý ve hoþgörü dolu bir yaþam dileklerimle
5
HAT SAN ATI
FOTOÐRAF DÝZÝNÝ Mehmed Özçay: 12, 20, 24, 27, 32, 37, 38, 39, 40, 41, 42, 43, 44, 45, 46, 48, 49, 52, 54, 55, 56, 57, 58, 59, 61, 64, 65, 66, 67, 68, 86, 78, 82, 83, 84, 100, 102, 106, 107, 110, 112, 114, 118, 119, 121, 126, 127, 128, 129, 130, 131, 132, 133, 136, 135, 140, 141, 142, 143, 146, 160, 161, 162, 163, 164, 165, 166, 167, 168, 169, 170, 175, 176, 177, 181, 182, 183, 184, 186, 187, 192, 193, 197, 210, 215, 216, 227, 228, 229 Mustafa Yýlmaz: 6, 7, 8, 9, 13, 14, 17, 18, 47, 53, 60, 74, 77, 85, 86, 87, 88, 89, 90, 91, 92, 93, 98, 104, 115, 116, 120, 122, 123, 124, 134, 137, 171, 173, 174, 175, 188, 191, 194, 195, 196, 206, 207, 211, 212, 213, 214, 219, 225 Bahadýr Taþkýn: 2, 3, 4, 5, 10, 21, 22, 23, 26, 30, 31, 33, 34, 63, 72, 73, 80, 95, 144, 179, 190, 222, 223, 224 Dr. Aras Neftçi: 1, 28, 29, 71, 138 Yavuz Özdemir: 117, 145, 172, 180, 185 Turgut Engin: 51, 96, 97, 125, 178 Abdüsselam Ferþadoðlu: 11, 36, 94 Hâdiye Cangökçe: 19 ve Mehmed Þevki Efendi Meþkleri Muhittin Serin Arþivi: 221 Ali Toy Arþivi: 189, 217, 218, 220, 226 Antik A.Þ. Arþivi: 15, 50, 69, 75, 81, 105, 135 Turan Sevgili Arþivi: 209
6
HAT SAN ATI
ÝÇÝNDEKÝLER Önsöz ...................................................................................................... 8 Genel Kýsaltmalar .......................................................................... 10
III. BÖLÜM Hat Sanatýnda Kullanýlan Malzemeler ................................ 69 3. 1. Kalem .......................................................................................... 70 3. 1. 1. Okuma Parçasý (Kamýþ Kalem) ..................................... 72 3. 2. Kâðýt............................................................................................. 73 3. 2. 1. Kaðýdýn Boyanmasý ve Aherlenmesi ......................... 73 3. 3. Mühre.......................................................................................... 74 3. 4. Mürekkep .................................................................................. 74 3. 5. Mýstar........................................................................................... 76 3. 6. Kalemtraþ .................................................................................. 76 3. 7. Mürekkep Hokkasý................................................................. 77 3. 8. Yazý altlýðý .................................................................................. 77 3. 9. Makta ......................................................................................... 77
I. BÖLÜM Hat Sanatý Tarihi............................................................................. 11 1. 1. Ýslâm Yazýsýna Genel Bir Bakýþ .......................................... 12 1. 1. 1. Arap Yazýsýnýn Doðuþu .................................................... 12 1. 1. 2. Ýslâm Yazýsýnýn San at Olarak Çeþitlenmesi ............ 12 1. 1. 3. Emevîler Döneminde Yazý ............................................. 13 1. 1. 4. Abbasiler Döneminde Yazý............................................ 14 1. 1. 5. Selçuklular da Celî Yazý ................................................... 16 1. 2. Osmanlý Yazý San atýnda Ekoller....................................... 18 1. 2. 1. Þeyh Hamdullah ve Ekolü.............................................. 19 1. 2. 2. Hattat Ahmed Karahisâri ve Ekolü............................. 22 1. 2. 3. Hâfýz Osman Efendi ve Ekolü........................................ 25 1. 2. 3. 1. San atý................................................................................ 26 1. 2. 4. Ýsmail Zühdî Efendi ve Ekolü......................................... 31 1. 2. 5. Mustafa Râkým Efendi ve Ekolü .................................. 33 1. 2. 5. 1. Mustafa Râkým ýn Celî Sülüs te Yaptýðý Yenilik. 35 1. 2. 6. Mahmud Celâleddin Efendi ve Ekolü ........................ 40 1. 2. 7. Mehmed Þevki Efendi ve Ekolü................................... 43 1. 2. 8. Hattat Sâmi Efendi ve Ekolü ......................................... 45
IV. BÖLÜM Hat Sanatýnda Tuðra Formu ..................................................... 79 4. 1. Tuðranýn Kýsýmlarý .................................................................. 81 4. 1. 1. Sere ......................................................................................... 81 4. 1. 2. Beyze...................................................................................... 81 4. 1. 3. Tuð ve Zülfe ......................................................................... 81 4. 1. 4. Kol (Hançer).......................................................................... 82 4. 2. Hattat Mustafa Râkým ýn Tuðra da Yaptýðý Yenilikler... 82 V. BÖLÜM Ýcâzetnâme........................................................................................ 85 5. 1. Hat San atýnýn Diplomasý (Ýcâzetnâme) ......................... 86
II. BÖLÜM Yazý Çeþitleri..................................................................................... 57 2. 1. Hat Sanatýnda Yazý Çeþitleri............................................... 58 2. 1. 1. Aklâm-ý Sitte ...................................................................... 59 2. 1. 1. 1. Sülüs................................................................................... 59 2. 1. 1. 2. Nesih .................................................................................. 59 2. 1. 1. 3. Muhakkak........................................................................ 60 2. 1. 1. 4. Reyhâni............................................................................. 61 2. 1. 1. 5. Tevkiî ................................................................................. 61 2. 1. 1. 6. Rikaa (Ýcâze Hattý)........................................................ 61 2. 2. Diðer Yazý Çeþitleri ................................................................. 61 2. 2. 1. Kûfi .......................................................................................... 61 2. 2. 2. Dîvâni...................................................................................... 63 2. 2. 3. Celî Dîvâni ............................................................................. 64 2. 2. 4. Ta lik........................................................................................ 65 2. 2. 5. Rik a ........................................................................................ 66
VI. BÖLÜM Celî Bir Yazýnýn Hazýrlanýþý ........................................................ 91 6. 1. Celî Sülüs Bir Hat Levhasýnýn Hazýrlanýþ Safhalarý...... 92 VII. BÖLÜM Lügatçe ve Deyimler .................................................................... 97 7. 1. Lügatçe ve Deyimler............................................................. 98 7. 2. Bibliyografya.......................................................................... 101 VIII. BÖLÜM Hat San atýndan Örnekler........................................................ 107 IX. BÖLÜM Hattat Mehmed Þevki Efendi nin Sülüs Nesih (TSMK-GY 190/1) Hattat Halim Özyazýcý nýn Rik a Meþkleri .........167
7
HAT SAN ATI
ÖNSÖZ Son yýllarda klasik san atlara karþý büyük bir ilginin
ekol sahibi hattatý Þeyh Hamdullah, kendinden önceki
olduðu bilinmektedir. Hat, Tezhip, Ebru, Minyatür, Cilt gibi
önemli hattat Yâkut un eserleri üzerinde çalýþmýþ, Hâfýz
klasik san atlarýmýza olan ilgi, bu sanatlarýn tarihine ve
Osman da Þeyh Hamdullah yazýlarý üzerinde çalýþarak
kullanýlan araç-gereçlere olan ilgi ve talebi peþinden
ekollerini tesis etmiþtir. XVIII. yüzyýl hattatý Ýsmâil Zühdî
getirmiþtir.
Efendi ve XIX. asrýn dâhi hattatý Mustafa Râkým, Hâfýz Osman ýn yazýlarý üzerinde uzun tedkîkatlar yaparak,
Bu ilgi, yazý san atýndaki geliþimi hýzlandýrdýðý gibi,
yazýda söz sahibi hattatlar olmuþlardýr. Sâmi Efendi nin
yazý san atý ve geleneksel san atlar üzerine yapýlan
terakkîsinde, eline geçen Ýsmâil Zühdî nin bir murakkaa sýnýn
çalýþmalarý da artýrmýþtýr. Yüksek lisans ve doktora tezleri
büyük tesiri olmuþtur.
yanýnda, nitelikli yayýnlar dikkat çekici seviyeye ulaþmýþtýr.
Tarihte olduðu gibi bugün de, Ýslâm yazý san atýnda
Ýstanbul Büyükþehir Belediyesi Sanat ve Meslek
öncülüðü ülkemiz yapmaktadýr. Bunda, þüphesiz bu san atýn
Eðitimi Kurslarý, sanat eðitimi konusunda Ýstanbul da büyük
sýký bir usta-çýrak iliþkisiyle öðretilmesinin rolü büyüktür.
bir görevi yerine getirmektedir. Yeni baþlayan kursiyerlere
Asýrlarýn oluþturduðu kuvvetli bir gelenek, yazýyý
yönelik sanat eðitimi yanýnda, ileri seviyedeki kursiyerlere
bozulmadan günümüze taþýmýþtýr. Yazý san atýnýn
açtýðý tekâmül ve ihtisas kurslarýyla ciddi bir sanat eðitimi
öðrenilmesinde önemli rolü olan güzel örneklerin
vermektedir. Sanat eðitimi alan kursiyerlere pratik eðitim
Ýstanbul da olmasý, sanatýn merkezi olarak burayý
yanýnda, öðretilen sanatýn tarihi ile ilgili akademik bilgi
göstermektedir. Müze ve kütüphânelerde, özel
verilmesine ve seminerler düzenlenmesine gayret
koleksiyonlarda, dîni ve sivil mimâri eserlerde önemli yazý
edilmektedir.
örnekleri bulunmaktadýr.
Yazý san atý sýký bir usta-çýrak iliþkisi ile
Hazýrlanan bu kitap, meraklýsýna, yazý san atý ile
öðrenilmektedir. Hoca ile talebe dersi bire bir yapmaktadýr.
ilgili gerekli bilgiyi vereceði gibi ana kaynaklara yönlendirme
Talebenin, hocanýn sözlerine ve eline dikkat kesilmesi
görevini de yerine getirecektir. Dipnotlarda ve
gerekmektedir. Hoca nýn kendisine verdiði dersi dikkatle çalýþmasý yanýnda, güzel örneklerin devamlý incelenmesinin
bibliyografyada zikredilen eserler, bu konuda gerekli
yazý taliminde önemi büyüktür. Tarihte ekol sahibi hattatlar,
yerlere yönlendirecektir. Daha ilk bölümde, Arap yazýsýnýn
kendilerinden önce gelmiþ usta hattatlarýn eserleri üzerinde
kaynaðý, yazýnýn sanata doðru seyri ve hat sanatýnýn çýkýþ
uzun süre çalýþarak ekollerini oluþturmuþlardýr. Osmanlý nýn
kaynaðý ile ilgili bilgiler verilmiþtir. Yazý sanatýndaki önemli
8
HAT SAN ATI ilk dönemlerden sonra, Osmanlý nýn hat sanatýna katkýlarý
güzîde sanatkârýmýzýn eserleri verilmiþtir. Yazý sanatýnýn
ve hat sanatýnýn kilometre taþlarý, muhtasar da olsa bu
tarih olmaktan kurtulduðunu bu eserlerden anlayabiliriz.
kitapta yer alan ana konulardýr. Ýslâm san atýnda kullanýlan
Fotoðraflar büyük ölçüde þahsî arþivimden alýnmýþtýr.
yazý çeþitleri; aklâm-ý sitte ve diðer yazý çeþitleri tek tek
Bunun yanýnda, sanatkâr dostum Ömer Faruk Dere, basým
ele alýnarak incelenmiþtir. Hat San atý nda kullanýlan
merhalesindeki eseri Hattat Hâfýz Osman Efendi kitabýndan
malzemelere ayrý bölüm ayrýlmýþtýr. Kamýþ kalem ve
bazý fotoðraflarla, fotoðraf arþivinde yer alan Topkapý
çeþitleri, kamýþ kalemden baþka kullanýlan kalemlerde
Sarayý Müzesi Güzel Yazýlar Bölümü 190/1 numaralý hattat
bahsedilmiþtir. Aherli kaðýt ve kaðýdýn terbiye edilmesi,
Mehmed Þevki Efendi nin sülüs nesih meþk murakkaasýnýn
aherlenmesi bu bölümde anlatýlmýþtýr. Kalem açmada
fotoðraflarýný hiç tereddütsüz kullanmamýz için vermesinden
kullanýlan kalemtýraþ, kalem aðzýnýn kat ve
dolayý teþekkürü hak etti.
þakkedilmesinde kalemin konulduðu makta, örnekleriyle
Meþkler bölümünde, Mehmed Þevkî Efendi nin
verilmiþtir. Ýnce ruhlu sanatkârlarýn, özenli malzemeleri
sülüs-nesih meþkleri yanýnda, XX. asrýn önemli hattatý
arasýnda mürekkep hokkasý ve divitin ayrý bir yeri
Halim Özyazýcý nýn (1898- 1964) rik a meþkleri konulmuþtur.
bulunmaktadýr. Tarih boyunca nice sanatkârýn çok büyük
Antalya eþrafýndan Hüseyin Tulpar Bey e, Halim Hoca nýn
emeklerle hazýrlattýðý bu malzemelerin numûneleri ilgili
meþklerini neþre müsaade ettikleri ve koleksiyonuma
bölümde yer almaktadýr. Geçmiþte sanatkârlarýn kullandýðý
kazandýrdýklarý için minnet borçluyum. Merhum Emin Barýn
âletleri görmesi ve tanýmasý, hat talebesi ile birlikte hat
koleksiyonundan çekimlere izin veren Tevfik Barýn a, ayný
meraklýlarýna da nostalji yaþatacaðý muhakkaktýr.
zamanda ÝSMEK ten mesâi arkadaþlarým Dr. Münevver ve
Hat San atý nda ayrý formuyla önemli yeri olan tuðra
Dr. Kaya Üçer çiftine koleksiyonlarýný istifademe cömertçe açtýklarý için teþekkür ediyorum.
hakkýnda geniþ bilgi verilerek tarihî perspektiften bakýlmýþtýr. Bir baþka önemli konu, bir hat levhasýnýn meydana getiriliþ
Öncelikle bu eserin yayýnlanmasýný saðlayan Ýstanbul
safhalarý bütün ayrýntýlarýyla altýncý bölümde anlatýlmýþtýr.
Büyükþehir Belediye Baþkaný Sayýn Kadir TOPBAÞ
Eser yedi ana bölümden oluþmaktadýr. Yedinci
Beyefendi ye, kendilerinden devamlý feyzaldýðým hocalarým
bölümde hat sanatýnýn þeçkin örneklerinden bir demet
Prof. Dr. Muhittin Serin ve Prof. M. Uður Derman beylere;
sunulmuþtur. Ayrýca, hattat Halim Özyazýcý nýn nesih ve
fotoðraflarý çeken sanatkâr dostlarým Mustafa Yýlmaz,
rik a meþkleri de bu bölüme konmuþtur. Yazý sanatýyla
Bahadýr Taþkýn, Dr. Aras Neftçi, Abdüsselâm Ferþadoðlu,
ilgili ana kaynaklar, seçme bibliyografyada yer almaktadýr.
Turgut Engin ve Galata Mevlevihânesi Müzesi Müdürü
Konularla ilgili daha geniþ ve derin bilgi bu kaynaklardan
Yavuz Özdemir e teþekkür ediyorum.
edinilebilecektir.
Çalýþmalarýmda büyük desteðini gördüðüm vefakâr
Yazý sanatýnda üstad hattatlarýn eserlerinin neþri
eþim Dilek hanýma her zaman þükran borçluyum. Kitabýn
çok önemlidir. Hat talebesinin bunlar üzerinde yapacaðý
hazýrlanmasýnda azami dikkat ve titizlik gösterilmiþtir.
tetebbûlar, onu mutlaka sanatýnda ileri noktalara
Olabilecek hatalarýmýzýn mazur görüleceði ümidiyle
taþýyacaktýr. Katalog kýsmýnda mümkün olduðunca fazla
Gayret bizden, baþarý Allah tan
eser konulmasýna gayret edilmiþtir. Levha yanýnda mimâri eserler üzerinde bulunan kitâbelerden de örnekler verilmiþtir. Ayný bölümde, geçmiþ hattatlarýmýz yanýnda
Dr. Süleyman BERK
günümüzün güzîde sanatkârlarýndan Ali Toy, Mehmet
Ekim 2006
Özçay ve Osman Özçay ýn eserlerinden örnekler verilmiþtir.
Akþemseddin- Fatih
Bu sanatlarýn, bir geçmiþ zaman sanatý olmayýp günümüzde de hakkýyla icrâ edildiðini göstermesi bakýmýndan bu üç
9
HAT SAN ATI
GENEL KISALTMALAR a.g.e. a.g.m. a.g.r. a.mlf. bkz. c. DÝA Env. No. Haz. h. IRCICA ÝA ÝKMHS m. MEB nþr. ö. s. sy. TÝEM ts. TSMA TSMK-GY TTK
: Adý geçen eser : Adý geçen makale : Adý geçen risale : Ayný müellif : Bakýnýz : Cilt : Türkiye Diyânet Vakfý Ýslâm Ansiklopedisi : Envanter Numarasý : Hazýrlayan : Hicrî : Ýslâm Tarih San at ve Kültür Araþtýrma Merkezi : Ýslâm Ansiklopedisi : Ýslâm Kültür Mirâsýnda Hat Sanatý : Milâdî : Milli Eðitim Bakanlýðý : Neþreden : Ölümü : Sahife : Sayý : Türk-Ýslâm Eserleri Müzesi : Tarihsiz : Topkapý Sarayý Müzesi Arþivi : Topkapý Sarayý Müzesi Kütüphanesi Güzel Yazýlar Bölümü : Türk Tarih Kurumu
10
HAT SAN ATI
I. BÖLÜM
HAT SANATI TARÝHÝ
11
HAT SAN ATI 1. 1. ÝSLÂM YAZISINA GENEL BAKIÞ
1. 1. 2. Ýslâm Yazýsýnýn Sanat Olarak Çeþitlenmesi
1. 1. 1. Arap Yazýsýnýn Doðuþu Arap yazýsýnýn ortaya çýkýþý hakkýnda Ýslâmî
Ýslâm'ýn ilk yýllarýnda yazýnýn, kullaným sahalarý ve
mevcuttur.1
kullanýlan malzemenin tesiri ile iki ayrý tarzý doðmaya
Bu bilgiler ihtilâflý olduðu gibi kesin de deðildir. Merhum
baþladý. Bunlar mushaf, kitabe ve önemli vesikanýn yazýldýðý
Nihad M. Çetin (ö. 1991) bu bilgi ve rivayetleri üç ana
sert ve köþeli yazý ile günlük iþlerde kullanýlan yumuþak
grupta toplamýþtýr.2 Birinci görüþ: Yazýnýn kaynaðý tevkîfî,
ve kavisli hatlarýn hâkim olduðu yuvarlak karakterli yazý
yani ilâhîdir. Buna göre, bütün yazýlarýn mucidi, ilk insan
tarzýdýr.8
kaynaklarda çok farklý ve çeþitli rivayetler
ve peygamber olan Hz. Âdem'dir. Hz. Âdem, yazýlarý
Yazýnýn asýl geliþme yolunu bulduðu yuvarlak
balçýklar üzerine yazmýþ, Nuh tufanýndan sonra da her
karakterli yazýnýn kalýn kalemle yazýlmýþ þekline kalemü l-
kavim kendi yazýsýný bulup öðrenmiþtir. Ýlk Arap yazýsýný
celîl adý verilmiþtir. Esasen, o devirde her iki karakterdeki
öðrenen Hz. Ýsmail olmuþtur. Ýkinci görüþ: Arap yazýsýnýn
yazýnýn kalýn kalemle yazýlan cinsine, bu ad verilmekte
"güney arabistan yazýsý" yahut "himyerî" yazýdan türediði
idi.9 Osmanlý mektebinde celîl ismi celîye dönüþmüþ ise
þeklindedir. Yazý Güney Arabistan'dan, ticarî münasebetler
de1 0 baþlangýçtaki celîl yazý ile Osmanlý celîsi arasýnda
sebebiyle, önce Þam bölgesine, daha sonra da Hicâz
-ikisinin de kalýn yazýlmalarý dýþýnda- bir iliþki yoktur.
bölgesine intikal etmiþtir. Üçüncü görüþ ise: Arap yazýsýnýn
Yazý Mekke'de mekkî, Medîne'de medenî adýný aldý.
nabat yazýsýnýn deðiþiminden elde edildiði þeklindedir.
Hz. Ömer ve Hz. Ali hilâfetleri döneminde yazý Basra ve
Bugün artýk ilmî araþtýrmalar sonucu kabul edilen
Kûfe'de, evvelâ geldiði þehirlere nispeten mekkî ve medenî
görüþ, Arap yazýsýnýn nabat yazýsýndan türediði, hatta onun
olarak isimlendirildi; kýsa süre sonra da yazý þehirlere
Nabatî yazýsýndan
nispetle basrî11 ve kûfî isimlerini aldý. Baþlangýcýndan beri,
Arap yazýsýna geçiþ, IV. ve V. milâdî asýrda olmuþ, yazýnýn
mushaf, kitabe ve önemli vesikanýn tespitinde kullanýlan
Hicaz bölgesine geçiþi, Havran, Petra ve el-Ulâ üzerinden
sert ve köþeli yazý Kûfe þehrinde geliþtirilerek kûfî ismini
gerçekleþmiþtir.4 Arap yazýsý, ârâmi halkasýyla Fenike
aldý.12 Böylece ilk defa yuvarlak karakterli yazý ve köþeli
yazýsýna baðlanmaktadýr. Arâmi yazýsýndan nabat yazýsý
yazý isim ve vasýf olarak kesin olarak ayrýldýlar. Daha
doðmuþtur. 5
1- Bkz. el-Belâzurî, Fütuhu'l-Buldan, Çev: Mustafa Fayda, Ankara, Kültür Bakanlýðý, 1987, s. 690-691; Ýbnü'n-Nedim, el-Fihrist, Beþrut, (ts), s. 4; el-Kalkaþandî (Ahmed b. Ali), Subhu'l-A'þa, III, Beyrut, 1987, s. 10-11; Muhammed Hamidullah, Muhtasar Hadis Tarihî ve Sahife-i Hemmam Ýbn Münebbih, Çev: Kemal Kuþçu, Ýstanbul, Bahar Yayýnevi, (ts), s. 15; Ýsmail Hami Dâniþmend, Ýzahlý Ýslâm Tarihi Kronolojisi, I, Ýstanbul, Bâb-ý âli Yayýnevi, 1960, s. 191-205; Selahaddin el-MÜNECCÝD, Dirâsât fî târihi'l-hatti'l-Arabî, Beyrut, Daru'l-Kitâbi'l-Cedîd,1972, s.12-27; Rýfký Melûl MERÝÇ, "Ýslâm Yazýsýnýn Menþei ve Ýntiþârý", (Der. Cüneyt EMÝROÐLU, Ýslâm Yazýsýna Dair), Ýstanbul, Sebil Yayýnevi1977, s. 101; Mahmûd Es'ad Efendi, Ýslâm Tarihi, Ýstanbul, Marifet Yayýnlarý, 1983, s. 158-159; Nihad M. ÇETÝN, Ýslâm Hat San'atýnýn Doðuþu ve Geliþmesi (Ýslâm Kültür Mirâsýnda Hat San'atý), s. 14-15; Ali ALPARSLAN, "Ýslâm Yazý Sanatý", Doðuþtan Günümüze Büyük Ýslâm Tarihi, c. XIV, Ýstanbul, Çað Yayýnlarý, 1993, s. 441-443; B. Moritz, Arabistan (Yazý) ÝA, I, 498-499; Ýbrahim CUM'A, Dirâsât fi tatavvuri'l-kitabati'lkûfiyye, Dâru'l-fikri'l-arabiyye, ts., s. 17. 2- Çetin, a. g. e., 14. 3- Çetin, DÝA, III, 276; a. mlf., ÝKMHS, 14. 4- B. Moritz, Arabistan (Yazý), ÝA, I, 499; Çetin, DÝA, III, 276; a. mlf, ÝKMHS, 15. 5- Müneccid, a. g. e. , s. 19 ; Çetin, ÝKMHS, 15. 6- Çetin, DÝA, III, 276 ; el-Müneccid, a. g. e., 19, 20. 7- Çetin, DÝA, III, 276 ; a. mlf, ÝKMHS, 14; Ali Aktan, Arap Yazýsýnýn Doðuþu, Geliþmesi ve Ýslâm Yazýsý Haline Gelmesi, Ýslâmî Araþtýrmalar , sy. 6 (1988), s. 62; Alparslan, Ýslâm Tarihi, XIV, 445. 8- Çetin, ÝKMHS, 17. 9- Çetin, ÝKMHS, 31. 10- Ali ALPARSLAN, Mimarî Yapýlarýn Yazý Sanatý Bakýmýndan Önemi , Boðaziçi Üniversitesi (Beþerî Bilimler) Dergisi, sy. 4-5, 1976-1977, s. 3; Çetin, ÝKMHS, 30. 11- Basrî hattan günümüze herhangi bir örnek gelmemiþtir. bkz. Müneccid, 75 12- Ýbrahim Cum'a, a. g. e., 19-20; Müneccid, a. g. e., 75; Mustafa el-HABÝB, "Yazý Ýle Mimarînin Kaynaþmasý" Görüþ, sy. 12 (Aralýk 1977), s. 44; Çetin. ÝKMHS, 20-21; Alparslan, Ýslâm Tarihi, XIV, 458; Mübahat S. KÜTÜKOÐLU, Osmanlý Belgelerinin Dili (Diplomatik), Ýstanbul, Kubbealtý Neþriyatý, 1994, s. 54.
geliþmiþ bir devamý olduðu
þeklindedir.3
geliþtirilmiþ ve bundan da Arap yazýsý
Nabat yazýsýndan Arap yazýsýna geçiþteki merhaleleri görme imkâný verecek kitabelerin en eskisi Ümmü'l-Cimâl (m. 250) ve en-Nemâre (m. 328) kitabeleridir. Bu kitabeler Araplara ait olduðu halde Nabat kültürünün etkisi ile nabat yazýsýyla yazýlmýþtýr.6 Bahsedilen kitabeler dikkatlice incelendiðinde, ilk devir Arap yazýsýnýn, nabat yazýsý harf þekillerine yakýnlýðý görülebilir. Arapça, Süryâni dili ve yunanca olarak yazýlan Zebed Kitâbesi (m. 512), artýk nabat yazýsýnýn Araplarca benimsendiðini, Arapça nýn da yazý dili olarak kendini göstermeye baþladýðýnýn iþaretidir. Ýslâm'ýn doðuþu sýrasýndaki Arap yazýsý ile, Þam'ýn güneydoðusunda bulunan milâdî 528 tarihli Üveys kitâbesi ve Þam'ýn güneyinde bulunan, milâdî 568 tarihli Harran kitabelerindeki yazýlar arasýndaki benzerlik çok ileri bir seviyededir.7
12
HAT SAN ATI sonralarý kûfi yazý geliþerek muhtelif bölgelerdeki ayný karakterdeki yazýlarýn ana ismi olmuþtur.13 Kûfî yazý daha sonralarý çok farklý þekillerde tasnif edilmiþtir. Yapýlarýna göre yapýlan tasnifte kûfî yazý beþ kýsma ayrýlmýþtýr; 1Basit kûfî, 2- Yapraklý kûfî, 3- Zemini süslü kûfî, 4- Örgülü kûfî, 5- Geometrik kûfî.1 4 Yazýldýklarý bölgelere göre de kûfî yazý üç kýsma ayrýlmýþtýr; çýktýðý bölge ve çevresinde yazýlanlar kûfî, çýktýðý bölgenin doðusunda yazýlan ve farklý özellikleri bulunanýna meþrik kûfîsi, yine çýktýðý bölgenin batýsýnda yazýlana ise maðrip kûfîsi adý verilmiþtir.1 5
Resim 2- Tûmâr yazýya bir örnek. (TSMK-K 882, 2a)
Resim 4- Kûfi yazý. (TSMK-EH, 16, 6a)
Meþrik kûfîsi ile maðrip kûfîsi arasýndaki merhalede kayravan kûfîsi ortaya çýkmýþtýr.1 6 1. 1. 3. Emevîler Döneminde Yazý (41-132/661-750) Hat sanatýnýn asýl geliþimi, daha çok yumuþak ve yuvarlak karakterli yazý üzerinde olmuþtur.17 Bu geliþme en belirgin þekilde Emevîler döneminde baþlamýþtýr.1 8 Emevîler döneminde meþhur hattat Kutbetu'l-muharrir kûfî yazý üzerinde deðiþiklik yaparak, dört çeþit yazý meydana getirmiþtir. Bunlar celîl, tûmâr, sülüs ve nýsf tan ibârettir.1 9 Emevîler in sonu ile Abbasîler in ilk yýllarýnda yaþayan Kutbetü l-Muharrir, daha önce kullanýlan ve kalem aðzý geniþliði belli olmayan celîl e nispeten, kalem aðzý
13- Çetin, ÝKMHS, 21 14- Ýbrahim Cum'a, a. g. e., 45-46. 15- Derman, ÝKMHS, 179-184 16- Derman, ÝKMHS, 183. 17- Çetin, ÝKMHS, 21. 18- Çetin, ÝKMHS, 20. 19- Clement HUART, Les Calligraphes et Les Miniatures de L'orient Musulman, Paris, Ernest, Leroux, Editer, 1908, s. 12; Müneccid, a. g. e., 81; Alparslan, Ýslâm Tarihi, XIV, 459; Kütükoðlu, a. g. e., 54.
Resim 3- Meþrik kûfisine bir örnek. (TSMK-EH 209, 2a)
13
HAT SAN ATI geniþliði belli olan tûmâr yazýyý icat etti.20 Bu yazý daha
eliflerin alt uçlarý sol tarafa doðru kývrýlmýþtýr. Bazý harflerin
sonra icat edilecek yazýlar için ana ölçü görevi görmüþtür.21
uç kýsýmlarýna tomurcuk þeklinde çiçek konulmuþtur.
Kalem aðzý geniþliði muayyen olmayan celîl 1. 1. 4. Abbâsîler Döneminde Yazý (132-656/750-1258)
kaleminin tûmar a mahsus kalem aðzý geniþliði 24 beygir (birzevn) kuyruðu
kýlýdýr.22
Bu da yaklaþýk 15 mm. ye eþittir
ki23 celî kaleminde de asgarî ölçü budur. Bu yazý resmî
Emeviler in sonu ve Abbâsîler in baþlarýnda
yazýþmalarda kullanýlmýþtýr. Tarihte ilk defa hattat unvaný
kaynaklarýn bahsettiði iki önemli sanatkâr, yazýyý Kutbe'nin
ile karþýmýza çýkan þahýs Kutbetü'l-muharrir'dir. Kutbe,
baþlattýðý yönde geliþtirmiþlerdir. Bunlardan biri ez-Zahhak
Arap hattýný sanat olarak geliþtiren ilk þahýs ve kendinden
b. Aclân diðeri ise, Ýshak b. Hammad el-Kâtip'tir. 31
sonra gelen büyük hattatlar silsilesinin baþý olarak kabul
Abbâsîler'in ilk devrinde yaþayan meþhur vezir ve ayný
edilir.24 Ýsminde bulunan muharrir sýfatý, hattat anlamýna
zamanda hattat olan Ebû Ali Muhammed b. Ali (Ýbn Mukle)
gelmektedir. Gerçek yazý sanatkârý ile yazýsý sadece güzel
(ö. 328/940), o zamana kadar uzun tecrübe ve arayýþlarla
Muharrir dir.25
elde edilen harf þekillerini belli ölçülere baðladý.32 Artýk
Yazýyý sanatlý bir þekilde yazma endiþeleri olmayýp, sadece
kûfînin etkisinden kurtulup, aklâm-ý sitteye dönmeye
kitap istinsâhý ile uðraþanlara ise verrâk adý verilmiþtir.
baþlayan yazýya yeni bir þekil verdi. Bunda sahip olduðu
olaný birbirinden ayýran en eski kelime
Uzun zaman sonra muharrir kelimesinin karþýlýðý hattat , verrak kelimesinin karþýlýðý ise kâtip olmuþtur. Muhtemelen milâdî XII. yüzyýldan itibaren muharrir sýfatýnýn yerini hattat sýfatý almýþtýr.26 Baþlangýçta kalýn yazýlar için sadece celîl ismi kullanýlmýþtýr. Bu isim, çeþitleri oluþmamýþ biri yuvarlak diðeri düz karakterli yazýlarýn büyük boyda yazýlanlarýna verilen bir isim idi.27 Celîl yazýnýn üst seviyedeki devlet yazýþmalarýnda kullanýlan kalem aðzý kalýnlýðý belirli olan cinsine, dürülüp, bükülen kâðýt yahut deriye nispeten tûmâr adý verildi. Kalemu'l-celîl'in ince boyda yazýlanýna kitap istinsâhýnda kullanýldýðý için neshî , verraklarca kullanýldýðýndan da verrâkî adý verildi; bu yazý ince muhakkak özelliði göstermektedir. Üst seviyedeki devlet yazýþmalarýnda kullanýlan kalemu't-tûmârýn üçte biri nispetinde olanýna üçte bir manasýna gelen sülüs adý verilmiþtir.28 Emeviler döneminde devlet merkezi Þam'da
Resim 5- Ali b. Hilâl Yazýsý ( TSMK-Baðdad 125, 34 a)
yazý þâmî ismini almýþtýr ki bu yazý kûfî yazýnýn bir kolu
20- el-Müneccid, a. g. e., 81; Çetin, ÝKMHS, 21. 21- Çetin, ÝKMHS, 21. 22- Kalkaþandî, a. g.e . III, 53; Çetin, ÝKMHS, 23. 23- Alparslan, DÝA, VII, 265. 24- Müneccid, a. g. e., 81. 25- Çetin, ÝKMHS, 21; 26- Çetin, ÝKMHS, 29. 27- Çetin, ÝKMHS, 30. 28- M. Uður Derman, "Selçuklu'dan Osmanlý'ya Celî Sülüs Hattýnýn Geliþimi", IV. Millî Selçuklu Kültür ve Medeniyeti Semineri Bildirileri, 25-26 Nisan 1994 (Ayrý Basým), Konya, Selçuk Üniversitesi, Selçuklu Araþtýrmalarý Merkezi, 1995, s. 91; bkz. Çetin, ÝKMHS, s. 22-23; Alparslan, Ýslâm Tarihi, XIV, 459460; el-Kalkaþandî, a. g. e., s. 54-61. 29- Müneccid, a. g. e., 81. 30- Müneccid, a. g. e., 82. 31- Çetin, ÝKMHS, 21-22. 32- Çetin, ÝKMHS, 24.
olarak sayýlmýþtýr.29 Emeviler döneminde þöhret bulmuþ bir diðer isim de Hâlid b. Ebi'l-Heyyâc'dýr; bu þahýs Medine'de Mescid-i Nebevî'nin kýble duvarýna Kur'an-ý Kerim'in son yirmi dört sûresini altýnla ve muhtemelen celîl kûfî ile yazmýþtýr. Emeviler döneminden o zamanýn hattýna delâlet edecek bir örnek zamanýmýza ulaþmamýþ, muhtemelen Abbasiler devrinde yok edilmiþlerdir. 3 0 Endülüs Emevileri nde kullanýlan celîl yazýnýn zemininde süsleme unsurlarý kullanýlmýþtýr. Dik harflerde zülfe kullanýlmamýþ,
14
HAT SAN ATI
Resim 6- Hasankeyf te bulunan Eyyûbiler dönemi Sultan Süleyman Camii celî sülüs kitabesi.
hendese bilgisinin de etkisi vardýr.33 Yazýyý düzene
kaidelerine baðlý kalmýþsa da daha çok Ýbn Bevvâb'ýn
koyarken nokta, elif ve daireyi ölçü olarak aldý.34 Noktayý
yazýlarýna zerâfet kazandýrýp, bir üslûp meydana
harflerin boyu, elifi dik harflerin boyu, daireyi ise çanak
getirmiþtir.42 Yâkût'un bilhassa muhakkak ve reyhânîde
þeklindeki harflerin geniþliði için ölçü olarak koydu. Böylece
ortaya koyduðu estetik kurallar, âhenk ve nisbet Osmanlý
aklâm-ý sitteyi ölçü içerisine alýp düzene soktu. Ýbn-i Mukle
hat mektebinin doðuþuna kadar Ýslâm âleminde ideal
kalem-i tûmâr-ý kûfi'den bahsetmiþtir ki, kendi ifadesiyle
örnekler olarak kabul edilmiþtir. Mustakimzâde, Yâkût'un
bu hat cinsi harflerinde yuvarlaklýk olmayan, tamamen
Kýbletü'l-Küttab (yazýcýlarýn öncüsü) diye þöhret bulduðunu
düz hatlardan meydana gelen kûfidir.35 Bu hat daha sonra
kaydeder.43 Abbâsîler'in siyasi hayatlarýnýn bitiþi ve
ma'kýlî olarak isimlendirilmiþtir.
Yâkut'un vefatýndan sonra Baðdat, san'at merkezi olma özelliðini kaybetmiþ, yerini önce Kâhire'ye daha sonra
Ýbn Mukle'den bir asýr sonra gelen ve onun
Ýstanbul'a býrakmýþtýr.44
mektebinin ikinci merhalesini temsil eden Ýbnü'l-Bevvâb (ö. 413/1022), Ýbn Mukle'nin seviyesine ulaþmak için, yýllarca
Fâtýmîler döneminde kûfî yazýnýn celîl örnekleri
onun yazýlarýný inceledi ve taklit etti; Ýbn Mukle yazýsýný
kullanýlmýþtýr. Bu dönemde celîl yazýnýn kullanýmýnda
geliþtirdi ve güzelleþtirdi.36 Merhum Nihad M. Çetin'in
zeminde çiçek ve rûmî motifler bulunmaktadýr. El-Hakim
ifadesiyle; "... benzerleri arasýnda ortak husûsiyetleri en 33- Ali ALPARSLAN, Ýbn Mukle'nin Ýslâm Yazýsýna Hizmeti, "Tarih Boyunca Paleografya ve Diplomatik Semineri 30 Nisan/2 Mayýs 1986 Bildirileri", Ýstanbul, Ýstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, 1986, s. 11. 34- Adolf GROHMANN, Arabische Palãographie (I. Teil), Wien, 1967, s. 16; Issam el-Said and Ayþe Parman, Geometric Concepts In Islamýc Art, World of Islam Festival Puplishing Company Ltd. London, 1976, s. 131; Alparslan, Ýslâm Tarihi, XIV, 463. 35- Müneccid, a. g. e., 81. 36- Çetin, ÝKMHS, 24; bkz. Mustakimzâde Süleyman Sa'deddin Efendi, Tuhfe-i Hattâtîn, Ýstanbul, Türk Tarih Encümeni Külliyatý, Ýstanbul, 1928, s. 331332; Habib Efendi, Hat ve Hattâtân, Ýstanbul, 1305, s. 44-48, (45-48. sayfalar arasýnda Ýbn Bevvab'ýn yazdýðý hat ve kalem hakkýndaki kasîdesi "Kasîdei râiyye-i Ýbn Bevvâb maa Þerh" mevcuttur.); A. Süheyl ÜNVER, Hattat ALÝ BÝN HÝLAL Hayatý ve Yazýlarý, Ýstanbul, Yeni Laboratuvar Yayýnlarý ndan 1958, s. 5. 37- Çetin, ÝKMHS, 26. 38- Selahaddin el-MÜNECCÝD, Yakût el-Musta'simî, Beyrut, Daru'l-Kitâbi'l-Cedîd, 1985, s. 17; Çetin, ÝKMHS, 27. 39- Mustakimzâde, Tuhfe-i Hattâtîn, 575; Çetin, ÝKMHS, 27. 40- Alparslan, Ýslâm Tarihi, 464. 41- el-Müneccid, Yâkut el-Musta'simî, 28; Nihad M. ÇETÝN, "Yâkût Musta'simî, ÝA, XIII, 354; a. mlf., ÝKMHS, 27. 42- Çetin, a. g. e., 27. 43- Mustakimzâde, 575. 44- Muhittin SERÝN, Hattat Þeyh Hamdullah, Hayatý, Talebeleri, Eserleri, Ýstanbul, Kubbealtý Akademisi Kültür ve San'at Vakfý, 1992, s. 14.
bâriz þekilde taþýyan hat üslûplarýný seçti ve çok muhtelif kanallarýna yöneltti."37 Ýbn Mukle ve Ýbnu l-Bevvâb ýn celîl yazýsýna örnek elimizde olmamakla birlikte, Ýbnu l-Bevvâb yolunda yazýlmýþ celîl bir yazý örneði mevcuttur. Ýbnü'l-Bevvâb'dan iki asýr sonra, Ebu'l-Mecd Cemâleddin Yâkût b. Abdullah el-Musta'simî (ö. 698/1298), yazýya yeni bir nefes verdi.38 Yakût uzun süre Ýbn Mukle ve Ýbn Bevvâb'ýn yazýlarýný inceleyerek, yazýda yeni bir tavýr ortaya koymuþtur.39 Onun sayesinde aklâm-ý sittenin kâideleri daha bir belirginleþerek, yazý güzelleþmiþtir.40 Yakût'un yaptýðý en büyük deðiþiklik, o güne kadar düz kesilen kalemin aðzýný eðri kesmesi ve eðimini artýrmasýdýr.41 Daha önce de belirtildiði gibi Yâkut, Ýbn Mukle ve Ýbn Bevvâb yazýlarýndan istifade etmiþ, onlarýn
15
HAT SAN ATI
Resim 7- Hasankeyf te bulunan Eyyûbiler dönemi Sultan Süleyman Camii çeþme üstü kitâbe.
Camii, el-Ezher Camii harim duvarý, el-Akmer Camii nde
dönemde Namazgâh Camii yazýlarý makýlî, Özkent Celâleddin
bu örnekler görülebilir. Bu dönemden Halife el-Muntasýr'ýn
Hüseyin Türbesi portali tezyinî kûfî, Muhammed b. Nasr
kudretli kumandanlarýndan Emirü'l-Cuyûþ Bedrü'l-Cemâlî
Türbesi nde ise tezyinî celî sülüs örnekleri yer almaktadýr.
tarafýndan yaptýrýlan El-Cuyûþî Camii (m. 1085) mihrabýnda
Buradaki celî sülüs yazý yalýn olarak deðil tezyinatla birlikte
bulunan tezyinî kûfî yanýnda mihrap içerisinde mevcut
kullanýlmýþtýr.
celî sülüs yazý önemli eserlerdendir. Fatýmî eserlerinden
Gazneliler döneminde de mimarî eserlerde tezyinî
incelenen tüm yazýlarýn zeminlerinde tezyinat
kûfî kullanýlmýþtýr. Aslan Câzib Türbesi kubbe kasnaðý ve
bulunmaktadýr.45
pencere üstleri tuðladan yapýlan parçalarla tezyinî kûfîye
Karahanlýlar döneminde tezyinî kûfî ve mâkilî ile
rastlanýr.
birlikte celî sülüs tezyinatlý olarak kullanýlmýþtýr. Bu 1. 1. 5. Selçuklular da Celî Yazý Selçuklular da mimarî eserlerde celî sülüs ve kûfî kullanýlmakla birlikte celî sülüs daha çok tercih edildi. Celî sülüs hem yalýn hem de zemini süslü olarak, kûfîler ise tezyinî olarak kullanýlmýþtýr. Bu dönemdeki yazýlarýn ortak özelliði harflerin cýlýz, dik harflerin yukarýdan aþaðý doðru incelmesidir. Ayrýca, yazýda kalem hareketlerinin özelliklerini görmek mümkün deðildir. Horasan Selçuklularý devrinde yapýlýp bünye deðiþikliði geçirmeden zamanýmýza kadar gelen camilerden, Zavare Mescid-i Cumasý'nda (m. 1136) bulunan kuþak
Resim 8- Hasankeyf te bulunan Eyyûbiler dönemi Sultan Süleyman Camii çeþme üstü kitâbe.
45- Bu konudaki örnekler için bkz. Suut Kemal YETKÝN, Ýslâm Sanatý Tarihi, Ankara, Ankara Üniversitesi Ýlâhiyat Fakültesi, Türk ve Ýslâm Sanatlarý Tarihi Enstitüsü Yayýmlarý: 2, 1954, Levha, 67-82.
16
HAT SAN ATI
Resim 9- Hattat Ali b. Yahya Sûfi nin celî sülüs hat ile yazdýðý Amasya II. Bâyezid Camii Kitabesi
þeklinde kûfî yazýnýn zemini kývrýk dallý motiflerle
abidevî bir eserdir. Burada kûfî ve celî sülüs yazý kullanýlmýþ,
Ayný dönemden Ardistan Mescid-i
celî sülüs yazý zemininde kývrým dallý motifler yeralmýþtýr.
Cumasý nda (m. 1160) kubbeye geçiþ bölgesinde ve
Kitabelerdeki celî sülüs harfleri yayvan olup, dik harfler
mihrapta zemini kývrýk dallý motiflerle süslü celî sülüs
yukarýdan aþaðý doðru incelmektedir.48
süslenmiþtir. 46
örneklerini görmek mümkündür. Burada celî sülüs satýr esasýna göre
Bu dönem celî sülüsünün ortak özelliði, harflerin
yazýlmýþtýr.47
çok basit ve küt, dik harflerin yukarýdan aþaðý doðru
Anadolu Selçuklularý döneminde mimarî eserlerde
incelmesidir. Yazýlarda Osmanlý döneminde göreceðimiz
kûfî, muhakkak ve celî sülüs yazý kullanýlmýþtýr. Bu dönem
estetik, kalem hareketlerinin hakký ve özellikleri, istifte
eserlerinden yazýlarýyla dikkat çeken Divriði Ulu Camii (m.
harflerin birbirini kucaklamasý gibi güzellikleri görmemiz
1129) portalinde zemini süslü celî sülüs kullanýlmýþtýr.
mümkün deðildir. Bu dönemde yazýlan kûfî yazýlar celî
Burada dik harfler oldukça uzun ve harfler küttür. Milâdî
sülüse göre daha baþarýlý sayýlabilir.49
1253 yýlýnda I. Alaaddin Keykubad'ýn kýzý Hond Hatun
Orta Asya da Hâkim Tirmizî Türbesi nde bulunan
tarafýndan inþa olunan Erzurum Çifte Minareli Medresesi
celî yazýlar çok baþarýlý, istif ve harfler mükemmeldir. Dik
yazýlarý da celî sülüs ile olup zemininde kývrýk dallý motifler
harfler dengeli bir þekilde daðýtýlmýþ diðer harflerin
bulunmaktadýr. Yazýlar o dönemin özelliðini
daðýlýmýnda da çok baþarýlý olunmuþtur. XIV. yüzyýla ait
aksettirmektedir. Anadolu Selçuklularý döneminden Konya
olan bu mezarýn yazýlarýndaki baþarý Osmanlý da ancak
Sýrçalý Medrese (m. 1242), yine ayný dönemden Divriði
XVI. yüzyýlda yakalanabilmiþtir.
Sitti Melîk Türbesi (m. 1195) portali, Divriði Ulu Camii (m.
Semerkand, Bibi Haným Camii nin gerek çini üzeri
1229) inþâ kitabesi yazýlarýnda celî sülüs zemini kývrýmdal
gerek taþ üzerine mahkûk celî yazýlarýnýn harfleri tenâsüb
rûmî ve geometrik desenlerle süslüdür. Aksaray Sultan
olarak oldukça baþarýlý ve canlýdýrlar. XV. yüzyýl baþlarýna
Haný portali (m. 1229), Konya Ýnce Minareli Medrese (m.
46- Suut Kemal YETKÝN, Ýslâm Mimarisi, Ankara, Ankara Üniversitesi Ýlâhiyat Fakültesi, Türk ve Ýslâm Sanatlarý Tarihi Enstitüsü Yayýnlarý: 2, Ankara, 1959, s. 144. 47- YETKÝN, a. g. e. , 146-147. 48- YETKÝN, a. g. e. , 212. 49- Bazý müellifler, bu dönemdeki celî sülüslere neshî adýný vermiþlerdir ki, bu isimlendirme yanlýþtýr. Zirâ bu yazýlarýn üslûp ve kaide açýsýndan böyle isimlendirilmesi mümkün deðildir. Bkz. A. Survey of Persian Art, London, 1939, s. 1770-1774; Semra ÖGEL, Anadolu Selçuklularý nýn Taþ Tezyînâtý, Ankara, Türk Tarih Kurumu, 1987, s. 89-90.
1258) portali ve Konya Karatay Medresesi (m. 1251- 1252) yazýlarý örgülü kûfî ve ma'kýlî yazý kullanýlmýþtýr. Kubbe kasnaðýnda kullanýlan kûfî, o zamana kadar görülen yazýlardan farklýlýk göstermektedir. Tercan, Mama Hatun Kümbeti, Selçuklular ýn bir kolu olan Saltuklular dan kalma
17
HAT SAN ATI
Resim 10- Ali b. Yahyâ Sûfi nin Topkapý Sarayý Bâb-ý Hümâyûn üzerindeki celî sülüs Müsennâ kitabesi; Tuðra Sultan II. Mahmud a ait olup, Hattat Râkým tarafýndan çekilmiþtir.
ait olan bu yazýlarda, istifteki çizgi uyumu zamanýna göre
celî sülüse terk etmiþtir.50
dikkat çekici seviyededir. Kûfî yazýnýn mimarî eserlerde kullanýmý Anadolu
1. 2. OSMANLI YAZI SANATI NDA EKOLLER
Selçuklularý na kadar devam etmiþ, Osmanlý da Fatih devrine kadar da zaman zaman süs unsuru olarak kullanýlmýþ,
Ýslâm yazý sanatý en hýzlý geliþmeyi Osmanlý hat
Fatih devrinden sonra kûfi yazý bu alanda yerini tamamen
50- Alparslan, Beþerî Bilimler Dergisi, 2-3.
18
HAT SAN ATI
Resim 11- Hattat Þeyh Hamdullah tarafýndan celî sülüs hatla yazýlan Ýstanbul Davud Paþa Camii kitâbesi.
mektebinde yaþamýþtýr. Özellikle Fatih Sultan Mehmed
halâvetini görmek mümkündür. Bâb-ý hümâyun
döneminden itibaren, yazý sanatýnda ekoller geliþmiþ ve
kitabelerinin istifi çok girift ve baþarýlýdýr; özellikle müsennâ
yaklaþýk her yüz yýlda bir geliþme yaþanmýþtýr.
âyet, istif olarak mükemmeldir.
Osmanlý döneminde yazýda görülen ilk ciddi geliþme
Müsennâ yazýnýn alt kýsmýnda bulunan tarih kitâbesi,
hattat Yahya Sûfi51 ve oðlu Ali b. Yahya Sûfi52 ile görülür.
girift istifi ve devrine göre harflerin yapýlarýndaki güzellik
Yahya Sûfi nin Fatih Camii avlu pencerelerinde iç ve dýþ
dikkat çekmektedir. Kitabe harf yapýsý ve istifi ile bütünüyle
kýsmýnda bulunan yazýlar incelendiðinde, harflerin hareke
deðerlendirildiðinde, Râkým öncesi mükemmel bir örnek
ve süs iþaretlerinden arýndýrýlmýþ hâli göze çarpar. Ancak
olarak kabul edilebilir. Ayný dönemde sülüs ve nesih
harflerde istenen olgunluk henüz yoktur. Harfler satýh
yazýda Yâkut el-Musta sýmî üslûbu hâkimdir.
üzerine dengeli bir biçimde yayýlmýþ durumdadýr. Dik
Fatih döneminden sonra temelleri II. Bâyezid in
harfler, özellikle Fatih Camii avlu pencereleri iç taraftaki
valiliði döneminde Amasya da atýlan aklâm-ý sitte deki
yazýlarda uzunca ve hâlâ küt bir haldedir. Bu dönemin
uyanýþ, II. Bâyezid in padiþah olmasý ve Þeyh Hamdullah ýn
belirgin bir özelliði, dik harflerin üzerinde satýr halinde kûfi
Ýstanbul a gelmesiyle hýz kazanmýþ ve aklâm-ý sitte de
yazý bulunmaktadýr. Ayný özelliði, hattatý belli olmayan
yeni bir devre baþlamýþtýr. Bu dönemde özellikle sülüs ve
Çinili Köþk yazýlarýnda da görmekteyiz. Yalnýz burada üst
nesih yazý büyük bir geliþme dönemine girmiþtir.
kýsýmda bulunan yazýlar muhakkak hattý iledir. 53
1. 2. 1. Þeyh Hamdullah Hayatý ve Ekolü
Ali b. Yahyâ Sûfi nin yazýlarý, Fatih Camii kitabesinde
Osmanlý Hat Ekolü nün kurucusu olan Þeyh
harfler satýra nisbeten yayýlmakla beraber, dik harflerin yer yer kümelendiði görülmektedir. Kitabe hareke çok
51- Yahya Sûfî: Edirnelidir. Abdullah Sayrafî yi taklit etmiþtir. 882/1477 de vefat etmiþtir. Fatih Camii þadýrvanlý avlusunda pencere üstü Fatiha sûresi kendisinindir. (bkz. Nefeszâde, 46; Suyolcuzâde, 43; Mustakimzâde, 583584; Ekrem Hakký AYVERDÝ, Fatih Devri Hattatlarý, 49-50; Rado, 46.) 52- Ali b. Yahya Sûfî: Yahya Sûfî nin oðludur. Fatih devri hattatlarýndan olup özellikle celî sülüs ve müsennâ yazýda üstat idi. Celî sülüs te açtýðý çýðýr Râkým a kadar devam etmiþtir. Yazýlarýnda harflerin tenâsübü, terkibin mükemmeliyeti ve harflerin satýra diziliþteki baþarýsý, hemen fark edilir. (bkz. Nefeszâde, 47; Suyolcuzâde, 83; Mustakimzâde, 333; Ayverdi, a. g. e., 16-21; Rado, 46.) 53- Fatih Camii ve Çinili Köþk yazýlarý için bkz. Tahsin Öz, Topkapý Sarayý nda Fatih Sultan Mehmet II. ye Ait Eserler. Ankara, Türk Tarih Kurumu, 1953, s. 13-15 (Resim 27) ; Abdülhamit Tüfekçioðlu, Erken Devir Osmanlý Mimarîsinde Yazý, Ankara, Kültür Bakanlýðý, s. 360-363. 54- Hicr Sûresi, 45-48. 55- Saff Sûresi, 13. 56- Alparslan, Beþerî Bilimler, 7; (Kitâbeler ve okunuþlarý ile ilgili bkz. Abdurrahman
az, tezyinî iþaretler ise yok denecek kadardýr. Bu kitabede baþarýlý olmasa da istif denemesine giriþilmiþtir. Ali Sûfî nin, sekiz yýl sonra yazdýðý, Topkapý Sarayý Bâb-ý hümâyun kitabesi, kitabe üstü müsennâ âyet,54 sað kapý yuvasýndaki âyet55 ile sol kapý yuvasýndaki ketebe yazýlarý þüphesiz Râkým a kadar celî sülüsün en güzel örnekleri olarak kabul edilmektedir.56 Bu kitabelerde, harf yapýsý olarak çok mükemmel bir seviye yakalanmýþtýr. Fatih Camii kitabesine göre harflerde kalem hakkýnýn
19
HAT SAN ATI
Resim 12- Hattat Þeyh Hamdullah tarafýndan nesih hatla yazýlan Kur an-ý Kerîm. (TSMK-YG 913)
20
HAT SAN ATI
Resim 13- Hattat Þeyh Hamdullah tarafýndan celî sülüs hatla yazýlan Ýstanbul Sultanahmed Fîruzaða Camii kitâbesi.
Hamdullah, 1429 yýlýnda Amasya da dünyaya geldi. Babasý,
ekolündeki öncülüðünden dolayý kendisine kýblettü l-
Buhâra Türklerinden olan ve Amasya ya göç eden Mustafa
küttâb, hattatlarýn öncüsü ; kýdvetü ehli l-hatt, hattatlarýn
Dede dir. Babasý ayný zamanda Sühreverdiyye tarikatinin
baþý gibi sýfatlar verilmiþtir.57
þeyhidir. Þeyh Hamdullah, imzalarýnda daima babasýna
Þeyh Hamdullah Amasya da ilim tahsili yanýnda,
izafeten ibnu þ-þeyh sýfatýný kullanmýþtýr. Þeyh
Hayreddin Mar aþî den Yâkut yolunda aklâm-ý sitte yi meþk
Hamdullah ýn isminin baþýnda bulunan þeyh sýfatý, Okçuluk
etmiþtir.58 Yâkut el-Musta sýmî yazýlarý üzerinde uzun
Tekkesi Þeyhi olduðundan verilmiþtir. Osmanlý yazý
süren çalýþmalar yaptý. Þeyh Hamdullah yazýlarý incelendiði zaman, Yâkut harflerinin en güzellerini alarak ekolünü oluþturduðu görülür.59 Amasya da vali olan II. Bayezid ile dostluk kurdu ve ona hat dersleri verdi. II. Bayezid tahta çýktýktan kýsa bir süre sonra Þeyh de Ýstanbul a gelerek Saray a intisap etti. Þeyh in sanat hayatýndaki gerçek terakkî Ýstanbul a geliþinden sonra baþlamýþtýr.60 Padiþah kendisine, yazý yazarken hokkasýný tutacak kadar ilgi göstermiþ ve kendisini devamlý desteklemiþtir. Þeyh Hamdullah ýn kaynaklarda, ömrü boyunca 47 Kur ân-ý Kerîm, sayýsýz en âm ve Kur an cüzü yazdýðý kaydedilmiþtir. Ýstanbul Bâyezid, Sultanahmed Firuzaða, Davud Paþa Edirne Bâyezid Camii celî sülüs kitabeleri Þeyh ÞEREF, Topkapý Sarayý Humâyunu , TOEM, 1 Kanûn-i evvel 1326, cüz, 5, s. 174; Ekrem Hakký AYVERDÝ, Fatih Devri Mimarîsi, Ýstanbul Fetih Cemiyeti Neþriyatý, Ýstanbul, 1953, s. 143, 146, 150, 303, 310, 315.) 57- Süleyman Sa'deddin, Tuhfe-i Hattâtîn, Ýstanbul, Türk Tarih Encümeni Külliyatý, 1928, s. 185 58- Tuhfe-i Hattâtîn, 58; Melek Celâl. Þeyh Hamdullah. Ýstanbul, 1948, s. 6; M. Uður Derman. Ýslâm Kültür Mirâsýnda Hat San atý, Ýstanbul, IRCICA, 1992, s. 191; Muhittin Serin. Hattat Þeyh Hamdullah. Ýstanbul, Kubbealtý Neþriyâtý, 1992, s. 28 59- Serin, Þeyh Hamdullah, 28 60- Derman, ÝKMHS, 191
Resim 14- Þeyh Hamdullah ýn Karacaahmed 8. adada bulunan Kabir Kitabesi.
21
HAT SAN ATI Hamdullah hattý iledir.61 Sultan II. Bâyezid, Þeyh Hamdullah tan Yâkut üslûbu dýþýnda bir tavýr geliþtirmesini arzu etmiþ, ayrýca kendisine Saray hazinesinde bulunan Yâkut yazýlarýný vermiþtir. Uzun araþtýrmalardan sonra Þeyh, Yâkut un yazýlarýndan seçmeler yaparak Osmanlý Hat Mektebi nin temellerini atmýþtýr.62 Þeyh Hamdullah ile birlikte Mushaf yazýmýnda reyhâni hat yerine nesih yazý kullanýlmýþtýr. Yâkut mektebinde Mushaf kitabetinde aklâm-ý sitte nin karýþýk olarak kullanýmý da terk edilerek sadece nesih yazýya öncelik verilmiþtir. Aklâm-ý sitte, Þeyh Hamdullah mektebi ile olgunluk kazanmýþ, koltuklu kýt a yazýmý da Þeyh Hamdullah ile baþlamýþtýr. Þeyh Hamdullah nesih yazýda, Yâkut taki durgunluk ve donukluðu kaldýrarak, canlýlýk ve kývraklýk getirmiþtir. Harflerin yapýsýna büyük deðiþiklik getirmiþ, harflerin satýra oturuþu düzelmiþtir. Hareke ve harfler birbirleri ile uyumlu hâle gelmiþlerdir. Yazý bütünüyle uyumlu bir hüviyet kazanmýþtýr.63 Þeyh Hamdullah mektebinde aklâm-ý sitte de gösterilen baþarý, maalesef celîde gösterilememiþtir. Harfler
Resim 15- Hattat Karahisari hattýyla sülüs karalama.
hâlâ küt ve basit, istif de karýþýktýr. Yine de celi ile yazdýðý
giyimli, nur yüzlü, Arapça ve Farsça ya vâkýf, üç dille þiir
kitabeler, celi sülüs yazýnýn tarihi geliþimi içerinde önemli
söyleyebilecek kadar kültürlü bir zat olduðundan bahsedilir.
bir yere sahiptir.
Çocuðu olmadýðýndan, yazý talebesi ve kendinden sonra yolunu devam ettiren Hasan Çelebi yi evlatlýk almýþtýr. H.
1520 yýlýnda vefat eden Þeyh Hamdullah ýn cenâze
963/ 1556 yýlýnda doksan yaþlarý civarýnda vefat etmiþ,
namazýný, devrin Þeyhülislâmý Zenbilli Ali Efendi Ayasofya
Sütlüce de Ýshak Cemâleddin Halvetî nin yanýna
Camii nde kýldýrmýþtýr. Þeyh Hamdullah, Üsküdar
gömülmüþtür.64
Karacaahmed Mezarlýðý na defnedilmiþtir. Kabri hâlâ ziyaret
Þeyh Hamdullah tan sonra Kanuni döneminde hattat
edilmektedir.
Karahisâri tarafýndan Yâkut ekolüne dönüþ görülmüþtür.
1. 2. 2. Hattat Ahmed Karahisâri ve Ekolü
Karahisâri, aklâm-ý sitte de Yâkut ekolüne yeni bir güzellik
Doðum tarihi kesin olarak bilinmeyen Ahmed
kazandýrmýþtýr. Fakat, geliþen Þeyh ekolü karþýsýnda
Þemseddin Karahisâri nin, Afyon da doðduðu imzalarýndan
tutunamayarak kendisinden bir nesil sonra terkedilmiþtir.
anlaþýlmaktadýr. Yazýlarýna attýðý imzalarýnda Esedullâhi
61- Muhittin Serin, Þeyh in 30 Mushaf, 50 En am-ý þerîf ve cüz, 121 murakaa ve kýt a, 8 ilmî eser ve altý duâ mecmuasýný tespit etmiþtir. Bkz. Serin, Þeyh Hamdullah, 79-186. 62- Konu ile ilgili daha geniþ bilgi için bkz. Nefeszâde Ýbrahim Efendi. Gülzâr-ý Savâb, Ýstanbul, Güzel Sanatlar Akademisi Neþriyatý, 1939, s. 48; Tuhfe-i Hattâtîn, 185-186; Melek Celâl, Þeyh Hamdullah, 9. 63- Yâkût yazýsý ile Þeyh Hamdullah yazýsýnýn geniþ mukayesesi için bkz. Serin, Þeyh Hamdullah, 36-42 64- Ahmed Karahisârî nin hayatýyla ilgili daha geniþ bilgi için bkz. Menâkýb-ý Hünerverân, 25; Nefeszâde, 59-60; Suyolcuzâde, 9-10; Habib, Hat ve Hattâtân, 84-86; A. Süheyl ÜNVER, Hattat Ahmet Karahisari, Ýstanbul, 1964, 13 s.+ 7
Kirmâni nin talebesi olduðunu kaydetmiþtir. Esedullahi Kirmâni, Yâkut ekolüne baðlý bir hattattýr. Karahisâri, Þeyh Hamdullah ýn yazý talebelerinden Ýshak Cemâleddin Halvetî ye intisab ederek tasavvuf yoluna da girmiþtir. Kaynaklarda uzun boylu, zayýf yapýlý ve temiz
22
HAT SAN ATI
Resim 16- Hattat Karahisari tarafýndan muhakkak ve reyhani hatlarýyla yazýlan mushaf. (TSMK-H.5)
Karahisâri nin özellikle celî sülüste terkip kabiliyeti
yazýda istif ve terkip bakýmýndan Þeyh Hamdullah tan
vardýr. Þeyh Hamdullah da harf mükemmeliyeti yanýnda
ileridir.65
Karahisâri deki terkip mükemmeliyeti de olsaydý, Râkým la
65- Ali ALPARSLAN. Osmanlý Hat Sanatý Tarihi, Ýstanbul, Yapý Kredi Yayýnlarý, 1999, s. 56.
yakalanan geliþme daha erken olabilirdi. Karahisâri, celî
23
HAT SAN ATI
Resim 17- Kaynaklarda, inþâ edildiðinde Karahisârî tarafýndan yazýldýðý bahsedilen Süleymaniye Camii kubbe yazýsý, Sultan Abdülmecid zamanýndaki Fossati tamirinde Hattat Abdülfettah Efendi ye yazdýrýlmýþtýr. Resimde görülen kubbe yazýsý Hattat Abdülfettah Efendi ye aittir.
Resim 18- Hattat Karahisârî talebesi Hasan Çelebi tarafýndan celî sülüs hat ile yazýlan Süleymaniye Camii kitâbesi.
Karahisari nin müze, kütüphane ve özel
harflerdeki metin tavýrlar dikkat çekmektedir.67 Topkapý
koleksiyonlarda eserleri mevcuttur. Kaynaklara göre
Sarayý Kütüphânesi Hýrka-i Saadet Dairesi nde 5 numarada
Süleymaniye Camii kubbe yazýsý ve külliyenin mutfak
kayýtlý büyük boy Mushaf onun sanatýný aksettiren önemli
yazýsý Karahisârî nindir. Fakat, Süleymaniye kubbe yazýsý 66- Süleymâniye Camii yazýlarý için bkz. M. Uður Derman, Süleymaniye Camii nde Hat Sanatý , Mimarî Mirasýn Bugünü. Ýstanbul, IRCICA, 1996, S. 303-305. 67- Karahisâri nin bu eseri için bkz. Alparslan, Osmanlý Hat Sanatý Tarihi, 56; ayný eserde (s. 56) Karahisâri nin sanatý için yazýlan þu satýrlar dikkat çekicidir: Ahmed Karahisârî, aklâm-ý sitte de Yâkut-ý Musta sýmî ekolünü, Ýstanbul da yeniden, fakat ondan kat kat güzel bir noktaya ulaþtýrarak yaþatan ve onu lâyýkýyla temsil eden büyük bir sanatkâdýr. Bu yüzden, onun sanatýný temsil ettiði ekolün estetik anlayýþý içinde mütâlaa etmek îcâb eder. Sülüs yazýlarýnda ciddî ve azametli; muhakkak yazýlarýnda da âbidevî bir duruþ ve görünüþ sezilir. Hattâ sülüs ve celî yazýda istif ve terkip bakýmýndan Þeyh Hamdullah tan ileridedir.
Fossati nin XIX. asýrdaki restorasyonunda hattat Abdülfettah Efendi tarafýndan, Râkým üslûbunda yeniden yazýlmýþtýr.66 Ýstanbul Türk- Ýslâm Eserleri Müzesi nde bulunan bir En am daki müselsel besmele ve kûfi kompozisyon Karahisâri nin sanattaki farklý konumuna iþaret etmektedir. Özellikle müselsel besmeledeki duruþ güzelliðiyle birlikte
24
HAT SAN ATI
Resim 19- Hattat Hâfýz Osman Efendi ye ait sülüs nesih bir kýt a. (TSMK-GY 146 6a)
bir þâheserdir.68 Kaynaklarda, Sinan Türbesi yazýlarý
Hâfýz Osman Efendi, Þeyh Hamdullah yazý ekolünün
Karahisârî ye atfedilirse de tarih olarak mümkün deðildir.
incelîklerini öðrenmek için Nefeszâde Seyyid Ýsmâil
Zira, Sinan, Karahisârî den 32 yýl sonra vefat etmiþtir. Kezâ,
Efendi den71 yeniden meþke baþladý. Bu meþkle, Þeyh
Piyale Paþa Camii kapýlarý dýþýndaki yazýlarýn da Karahisârî ye
vadisinin bütün özelliklerini öðrendi ve h. 1090/1678 den
ait olmasý mümkün deðildir. Zira, bu cami hattatýn
68- Bu Kur an ýn Kültür Bakanlýðý tarafýndan 2000 ve 2003 yýlý olmak üzere iki defa týpký basýmý yapýlmýþtýr. 69- Tarihte hattat olarak adý geçen üç Derviþ Ali vardýr. Bunlar sýrasýyla; I. Derviþ Ali (ö. 1084/1673) ünlü hattat Hâfýz Osman (1642-1698) ýn hocasýdýr. (bkz. Suyolcuzâde Mehmed Necib, Devhatü l-Küttâb, Ýstanbul, Güzel Sanatlar Akademisi, 1942, s. 49; Müstakimzâde, 336; Derman, DÝA, IX, 191, 192); II. Derviþ Ali (ö. 1128/1716), I. Derviþ Ali den ayýrmak için Anbârizâde veya Ýmam Derviþ Ali diye de bilinir. (bkz. Suyolcuzâde, 50; Mustakimzâde, 338; Rado, 123; Derman, DÝA, IX, 192); III. Derviþ Ali (ö. 1200/1786), Hüseyin Hablî nin talebesidir. Kalenderhâne Camii imam-hatipliðini de yaptý. Râkým kendisinden meþketmiþtir. Râkým ýn bir devir nesih yazýlarý kendisine benzer. (bkz. Mustakimzâde, 340; Derman, DÝA, IX, 192-193.) 70- Suyolcuzâde Mustafa Eyyûbi: H. 1028/1619 tarihinde dünyaya geldi. Eyüp te doðduðu için Eyyûbî , Suyolcu Ömer Aða nýn oðlu olduðu için de Suyolcuzâde lâkabýyla anýlmaktadýr. Davhatü l-küttâb müellifi Suyolcuzâde Mehmed Necîb Efendi nin büyükbabasýdýr. Baþlangýçta Dede ismiyle bilinen bir hattattan ders almýþtýr. Bu zâtýn vefatý ile I. Derviþ Ali den aklâm-ý sitte meþkederek icâzetnâme almýþtýr. Sultan IV. Mehmed devrinin seçkin hattatlarýndandýr. Suyolcuzâde, Þeyh Hamdullah Mektebi nin son halkasý olarak kabul edilir; zîra yetiþtirdiði Hâfýz Osman yeni bir mektebin sahibi olmuþtur. Yetiþtirdiði en önemli talebeleri; Hâfýz Osman (1642-1698), Hocazâde Mehmed (ö. 1695), Câbizâde Abdullah (ö. 1736) týr. Elli kadar mushaf, yüz kadar en am yazdýðý rivâyet olunur. 1097/1686 tarihinde vefat ederek Eyüpsultan da topraða verildi. Mezarý tahrip olunca, mezartaþý kitâbesi Ýstanbul Türk ve Ýslâm Eserleri Müzesi nde muhafaza altýna alýndý. Daha geniþ bilgi için bkz: Suyolcuzâde, 73; Mustakimzâde, 536-537; M. Uður Derman, Hattat Suyolcuzâde Eyyûbî, Mustafa Efendi , Yeþilay, sy. 413 (Nisan 1968) s. 18-20; Rado, 104; Alparslan, Osmanlý Hat Sanatý Tarihi, ; Dere, Hâfýz Osman Efendi, Yüksek Lisans Tezi. 71- Nefeszâde Ýsmail Efendi: Ýstanbulludur; Nefeszâde olarak bilinir. Gülzâr-ý Savâb müellifi Nefeszâde Seyyid Ýbrahim Efendi nin akrabasýdýr. Sülüs ve nesih yazýyý Halid Erzurûmî den meþketmiþtir. Þeyh Hamdullah vâdisinde
vefatýndan 21 yýl sonra yapýlmýþtýr. Talebeleri arasýnda Hasan Çelebi (ö. 1594 ten sonra), Ferhad Paþa (ö. 1574) ve Derviþ Mehmed (ö. 1591) sayýlabilir. 1. 2. 3. Hattat Hâfýz Osman Efendi ve Ekolü Hattat Hâfýz Osman Efendi h. 1052/1642 yýlýnda Ýstanbul Haseki de dünyaya gelmiþtir. Babasý, Haseki Sultan Camii müezzini Ali Efendi dir. Küçük yaþta Kur ân-ý Kerim i ezberlediði için kendisine hâfýz lakabý verilmiþtir. Köprülü Fâzýl Ahmed Paþa (1637-1691) himâyesinde öðrenim görmüþ ve bu esnada yazýya ilgi duymuþtur. Yazýyý, önce I. Derviþ Ali den69 meþk etmiþtir. Derviþ Ali, o sýralar çok yaþlý olduðundan, bu kabiliyetli genci, önde gelen talebelerinden olan Suyolcuzâde Mustafa Eyyûbi Efendi ye70 gönderdi. Hâfýz Osman, Suyolcuzâde den h. 1070/1686 tarihinde, on sekiz yaþýnda icâzet aldý.
25
HAT SAN ATI
Resim 20- Hattat Hâfýz Osman Efendi nin ilk hocasý I. Derviþ Ali nin sülüs nesih bir kýt asý.
sonra tamamen Þeyh Hamdullah üslûbunda yazmaya
geçiren Hâfýz Osman, tedavi sonucu rahatsýzlýðý hafif
baþladý. Þeyh Hamdullah üslûbunu elde etmek için, onun
geçirmiþ, fakat bu durum yazýlarýna olumsuz tesirde
eserlerini tetkik ettiði gibi, Saray da bulunan bir Þeyh
bulunmuþtur.76 Hastalýðý esnasýnda, kalem açma hizmetini
mushafýný da takliden yazmýþtýr.72 Sultan II. Mustafa, Hâfýz
talebesi Çinicizâde Abdurrahman Efendi77 görmüþtür.78
Osman Efendi ye çok hürmet gösterir; yazý yazarken
Ömrünün sonlarýnda Silahtar da oturmuþtur.
hokkasýný tutardý. Bir ders esnasýnda Padiþah Artýk Hâfýz
Hâfýz Osman Efendi, genç denilebilecek bir yaþta,
Osman gibi bir hattat yetiþmez deyince, Hâfýz Osman
elli sekiz yaþýnda 29 Cemâziyelevvel 1110/ 3 Aralýk 1698
Efendi nin Efendimiz gibi hocasýna hokka tutan padiþahlar
tarihinde vefat etmiþtir. Kabri, Kocamustafapaþa Sümbül
geldikçe, daha çok Hâfýz Osman lar yetiþir hünkârým
Efendi Camii haziresindedir.
cevabýný verdiði çok meþhurdur.73
1. 2. 3. 1. San atý
Bir gün hocasý Suyolcuzâde ile Sadrazam Fâzýl Ahmed Paþa (1635-1676) nýn bulunduðu bir mecliste
Hâfýz Osman Efendi kendi üslûbunu yakalamak için
sadrazam, Hâfýz Osman dan bir Mushaf yazmasýný ister;
önce, Þeyh vadisinde yazan bu mektebin önemli isimleri
bu arada hocasýnýn kim olduðunu sorar. Hâfýz Osman,
I. Derviþ Ali, Suyolcuzâde Mustafa Eyyûbi ve Nefeszâde
hocasý Suyolcuzâde yi iþaret ederek Efendi hazretlerinden
Ýsmail Efendi den ders almýþ; Þeyh yazýlarý üzerinde uzun
me zûnum cevabýný verir. Bu cevaptan çok mütehassis
çalýþmalarda bulunmuþtur. Hâfýz Osman yazýlarýnda bulunan
olan Suyolcuzâde, dýþarý çýktýklarýnda talebesinin alnýndan
özellikler yer yer Þeyh Hamdullah yazýlarýnda mevcuttur.
öper ve ona hayýr dua eder.74 Yine karlý bir kýþ günü,
Hâfýz ýn yaptýðý bu özelliklerin yazýlarýnda karar bulmasýdýr.
Haseki den Eyüpsultan a yalýnayak derse gitmesi, hocasýnýn
rakipsiz olduðu bilinmektedir. H. 1090/1679 tarihinde vefat etmiþtir. Bkz. Tuhfe-i Hattâtîn, 129; Rado, 102. 72- M. Uður Derman, Hâfýz Osman , DÝA, c. XV, s. 99 73- Derman, DÝA, 98 74- Tuhfe-i Hattâtîn, 301-302. 75- Tuhfe-i Hattâtîn, 302. 76- Tuhfe-i Hattâtîn, 303 77- Çinicizâde Abdurrahman Efendi: Ýstanbulludur. Sülüs ve nesih yazýyý Ramazan Efendi den öðrenmiþ ve ondan icâzet almýþtýr. Gubârî yazý yazmýþtýr. Padiþahýn mevlidhanlýðýný yapmýþtýr. Derviþ tabiatlý olduðu rivayet edilir. H. 1137/1724 yýlýnda vefat etmiþtir. Tuhfe-i hattâtîn, 253-254; Çýð, Hattat Hâfýz Osman Efendi, 7; Rado, 131. 78- Tuhfe-i Hattâtîn, 303
takdir ve sevgisini kazanmasýna vesile olmuþtur. Aðakapýlý Ýsmail Efendi nin Hüsn-i hattý biz bildik, Osman Efendimiz yazdý sözü çok meþhur olmuþtur.75 Sünbüliye tarikatine intisablý olan Hâfýz Osman, Sümbül Efendi Dergâhý þeyhi Seyyid Alaaddin Efendi den mânevi eðitim almýþtýr. Ölümünden üç yýl kadar önce felç
26
HAT SAN ATI
Resim 21- Hattat Hâfýz Osman hattýyla bir hilye-i þerif, (Sadberk Haným Müzesi 11671 Y12).
Padiþah hattatý olunca, Þeyh üslûbunu daha iyi elde
ulaþtýrmýþtýr. Þeyh Hamdullah tan Hâfýz Osman a kadar
edebilmek maksadýyla, Topkapý Sarayý nda bulunan Þeyh
gelen hoca silsilesi þöyledir: Þeyh Hamdullah, Þükrullah
Hamdullah mushafýndan taklid sahifeler yazmýþtýr. Bir
Halîfe, Pir Mehmed Dede, Hasan Üsküdâri, Halid Erzurûmi,
manada, klâsik yoldan, Þeyh Hamdullah yolundan
II. Derviþ Ali ve Mustafa Eyyûbi.79
ayrýlmadan sülüs ve nesih yazýyý kemâl noktasýna
79- A. Süheyl Ünver. Hattat Hâfýz Osman, Ýstanbul, 1967, s. 7
27
HAT SAN ATI
Resim 22- Hattat Hâfýz Osman hattýyla nesih En am-ý Þerîf (Ömer Faruk Dere Fotoðraf Arþivi).
Hâfýz Osman ile Þeyh Hamdullah yazýlarý
düþürülerek harfe hareket verilmiþtir.
karþýlaþtýrýldýðýnda þunlar söylenebilir:80
7- Hâfýz Osman, ortada ve sonda yazýlan ayýn harfinin ortasýný devamlý kapalý yazmýþtýr.
1- Dik harfler devamlý olarak satýra yarým nokta sola meyilli yazýlmýþtýr.
8- Hâfýz Osman da vav , fe ve kaf harflerinin baþ kýsmý öne eðik durumdadýr.
2- Rý ve vav gibi bülbül týrnaðý bulunan harflerin týrnaklarýnýn yukarý olan aþýrý meyilleri törpülenmiþtir.
9- Þeyh Hamdullah keþîdeyi çok kullanmýþken,
3- Ayýn harfinin baþ kýsmýnýn sola olan düþüklüðü
Hâfýz fazlaca kullanmamýþtýr.
düzeltilmiþtir.
10- Þeyh Hamdullah nesih yazýda kapalý cezm hiç
4- Lafza-i celâl de sondaki he harfi küçüldüðü
kullanmamýþtýr.
gibi, he harfinden önceki lam harfinin açýklýðý artmýþ
11- Hâfýz Osman harfleri, Þeyh Hamdullah harflerine
ve yukarý çýkýþ daha narin bir hâl almýþtýr.
nazaran daha küçüktür.
5- Ýsm-i Nebi yazýmýnda ha harfinden mim
Hâfýz Osman Efendi, sanat vadisinde ilerleyiþ
harfine geçiþte Þeyh te bulunan açýklýk Hâfýz da kapanmýþ,
serüvenini bizzat kendisi kaleme almýþtýr. Burada, Þeyh
ikinci mim harfi de küçülerek, isim daha narin bir hâl
Hamdullah a olan hayranlýðýný ve çalýþma gayretini
kazanmýþtýr. 6- Sin harfinin ikinci dendaný yarým cezim aþaðý
80- Daha geniþ bilgi için bkz. Dere, Hâfýz Osman Efendi, 38-50.
28
HAT SAN ATI
Resim 23- Hattat Hâfýz Osman hattýyla sülüs nesih bir kýt a. (TÝEM, 2469)
görmekteyiz. Hâfýz Osman ýn nesih hatla yazdýðý ve Topkapý
Allah ýn kullarýnýn en zayýfý ve bu isme en az lâyýk
Sarayý nda olan bu belge Arapçadýr ve tercümesi þöyledir:
olana Kur an hâfýzý Osman 81
Benim yazýma dikkatlice ve insafla bakan kiþi!
Hattat Hâfýz Osman Efendi, sülüs, nesih, muhakkak,
Allah binlerce, binlerle merhamet etsin. Þunu bil ki ben,
reyhâni ve tevkiî (rikaa) yazý çeþitleriyle eser vermiþtir.
ilâhi lütûflara mahzar olmuþ ve Ýbnu þ-þeyh olarak bilinen
Sülüs leri, ileride celî sülüste büyük atýlým yapacak olan
Hamdullah ýn zamanýna ulaþamadým. Onun yanýna gidip
Mustafa Râkým (1758-1826) a örnek olan Hâfýz Osman, celî
gelerek bu güzel san atý nasýl öðrettiðini göremedim. Onun
sülüsle de eser vermiþtir.82 Bugün, kolaylýkla görülebilecek
terbiyesinden geçme mertebesine de nâil olamadým. Fakat
Üsküdar Doðancýlar Þehit Süleyman Paþa Camii çeþmesi
birçok latîf kýt asýný toplayarak onlar üzerinde mütâlaalar
kitabesi ile Karacaahmed Mezarlýðý nda Siyavuþ Paþa
yaptým ve ondan nakiller yapmaya kendimi mecbur
mezartaþý Hâfýz Osman ýndýr.83
gördüm. Gece gündüz çalýþarak, sonsuz ilim ve kudret
Hâfýz Osman ýn sanatýnýn en parlak yýllarý 1678-
sahibi olan Allah ýn yardýmý ile bu seviyeye ulaþtým.
81- TSMK - EH. 2213; Ayrýca bkz. Dere, Hâfýz Osman Efendi, 27-28. 82- Hâfýz Osman ýn, Hattat Mustafa Râkým a tesiri hakkýnda geniþ bilgi için bkz. Süleyman Berk. Hattat Mustafa Râkým Efendi, Ýstanbul, Kaynak Yayýnlarý, 2003, s. 85 83- Ýmzasý bulunmayan bu eserlerin Hâfýz Osman a aidiyeti, üstad Necmeddin Okyay da bulunan yazma bir tarih kitabýndaki nottan naklen; M. Uður Derman, Hâfýz Osman ýn Yazý Sanatýmýzdaki Yeri , Hayat Mecmuasý, sy. 52 (1967), s. 9
Allah tan, ulaþamadýðým baþka derece ve merhalelere de nâil kýlmasýný, en kalbî hislerimle niyâz ederim. Çünkü, bu çalýþmalarým gençlik yýllarýmda olmuþtur. Þimdi ise zaman þüphesiz, daha ileri safhalara ilerleme zamanýdýr.
29
HAT SAN ATI
Resim 24- Hatat Hâfýz Osman Efendi ye ait sülüs nesih bir kýt a.
1688 yýllarý arasýdýr.84 Özellikle 1690 yýlýndan sonraki
Hâfýz Osman Efendi, Kur ân-ý Kerim, En âm-ý þerîf,
yazýlarýnda nesih harfleri küçülmüþ ve daha olgun bir hâl
Delâil-i hayrât, kýt a, murakkaa, karalama, hilye ve kitabe
almýþtýr.85
þeklinde bir çok eser vermiþtir. Kaynaklarda, hayatý boyunca yirmi beþ Kur an yazdýðý kayýtlýdýr. Eserleri, Ýstanbul da
Hâfýz Osman ýn yazýda yeni üslûp oluþturmasýndan
Topkapý Sarayý Müzesi, Türk ve Ýslâm Eserleri Müzesi,
baþka, yaptýðý diðer önemli bir yenilik, Hilye-i þerif formu
Vakýflar Hat Sanatlarý Müzesi, Süleymaniye Kütüphanesi,
oluþturmasýdýr. Hz. Peygamber in beþerî ve ahlâki vasýflarýnýn
Ýstanbul Arkeoloji Müzesi Kütüphanesi, Sadberk Haným
yazýyla anlatýlma þekli olan hilyenin, bugün de en çok
Müzesi, Sakýp Sabancý Müzesi, Bursa, Türk ve Ýslâm Eserleri
kullanýlan formu, ilk defa Hâfýz Osman tarafýndan
Müzesi, Ýstanbul Üniversitesi Kütüphanesi ve birçok özel
geliþtirilmiþtir.86 Baþmakam denilen kýsýmda Besmele ,
koleksiyonda görülebilir.88
göbek kýsmýnda genellikle Hz. Ali rivayeti olan metin; bu kýsmýn dört köþesinde Hulefâ-i râþidîn (Hz. Ebûbekir, Hz.
Hâfýz Osman yazýda birçok talebe yetiþtirmiþtir.
Ömer, Hz. Osman, Hz. Ali) isimleri; göbek kýsmýnýn hemen
84- Derman, Ýslâm Kültür Mirâsýnda Hat San atý, 199; a. mlf. P Sanat Dergisi, 142. 85- Ünver. Hattat Hâfýz Osman, 6. 86- M. Uður Derman. Yazý San atýmýzda Hilye-i Saadet , Ýlgi, Yýl. 13, sy. 28 (Aralýk 1979), s. 35. 87- Hilye hakkýnda geniþ bilgi için bkz. Derman. Yazý San atýmýzda Hilye-i Saadet , Ýlgi, 32-39; M. Uður Derman. Türk Hat Sanatýnýn Þâheserleri. Ýstanbul, Kültür Bakanlýðý, 1982, L. 49; Ali Yardým. Peygamberimiz in Þemâili. Ýstanbul, Damla Yayýnlarý, 1997, s. 55-60 88- Hâfýz Osman Efendi nin talebeleri ve eserlerinin toplu listesi için bkz. Dere, Hâfýz Osman Efendi, Talebeleri için s. 12-24, eserleri için s. 67-199.
altýnda Hz. Peygamberle ilgili bir âyet, alt kýsýmda da göbekte yazýlý metnin devamý bulunacak þekilde tasarlanan bu hilye formu, bugünkü bilgilerimize göre ilk defa Hâfýz Osman tarafýndan tasarlanmýþtýr.87
30
HAT SAN ATI
Resim 26- Hattat Ýsmail Zühdî Efendi ye ait bir levha. (Özel Koleksiyon)
baþka, Eyüp Defterdar da Þah Sultan Türbesi ndeki celî yazýlar,95 Ortaköy sýrtlarýnda talebesinden Þânizâde Atâullah
Resim 25- Hatat Hâfýz Osman En am ýndan bir sahife. (Özel Koleksiyon)
Efendi nin yaptýrdýðý çeþmenin h. 1198/1784 tarihli celî
Bunlarýn içinde en çok tanýnanlarý, Yedikuleli Seyyid
kitâbesi96 ile Fatih Niþancý Camii haziresinde h. 1219/1804
Abdullah Efendi, Rodosizâde Abdullah Efendi, Ýkinci Derviþ
tarihli Hatice Haným mezartaþý kitâbesi, Ýsmail Zühdî nin
Ali, Hasan-ý
Üsküdâri dir.89
önemli eserlerindendir.
1. 2. 4. Ýsmail Zühdî Efendi ve Ekolü
1 Þevval 1221/12 Aralýk 1806 tarihinde vefat eden Ýsmâil Zühdî, Edirnekapý mezarlýðýna defnedildi. Kabir
Ordu ya baðlý Ünye kazasýnda dünyaya geldi. Doðum
89- Hâfýz Osman Efendi nin talebelerinin toplu listesi ve hayat hikayeleri için bkz. Dere, Hâfýz Osman Efendi, 12-24. 90- M. Uður Derman, Hattat Ýsmail Zühdî Efendi , Hayat Mecmuasý, sy. 49 (27 Kasým 1969), s. 26; a. mlf. Ýsmail Zühdü, Yeni Türkiye Diyanet Vakfý Ýslâm Ansiklopedisi (DÝA), Ýstanbul, Türkiye Diyanet Vakfý, 2001, s. 125 91- Ahmed Hýfzý Efendi nin hayatý için bkz. Mustakimzâde Süleyman Sadedin Efendi, Tuhfe-i Hattâtîn, Ýstanbul, Türk Tarih Encümeni Külliyatý, 1928, s. 86-87; Rado, Türk Hattatlarý, 169; Devhatü l-Küttâb, 43; Derman, ÝKMHS, 203 92- Ýbnülemin, 472; A.Süheyl Ünver. Hattat Ýsmail Zühdü Efendi, Ýstanbul 50 San at Sever Serisi, 1, 1953, s. 1; Derman, Hayat Mecmuasý, sy. 49 (27Kasým 1969), s. 26; a. mlf. , ÝKMHS, 204; a.mlf. , DÝA, s. 125; Bu kaynaklardan Son Hattatlar s. 472 de ve Derman, ÝKMHS, 204 de 1180/1766 yýlýnda icazet aldýðý belirtilmesine raðmen, Derman, DÝA, 125 te bunun zaman olarak mümkün olamayacaðý belirtilmiþtir. Zira, belirtilen tarihten üç yýl sonra 1183 tarihinde Ýsmail Zühdî, kardeþi Mustafa Râkým a sülüs-nesih yazýdan icazet vermiþtir; belirtilen tarihte Ýsmail Zühdî baþarýlý bir hattattýr. Yine M. Uður Derman ýn tespitiyle, en eski eseri 1175/1761 tarihini taþýdýðýndan, bu tarihten evvel icâzet almýþ olmalýdýr. 93- Derman, Hayat Mecmuasý, 26; a. mlf. DÝA, s. 125. 94- Derman, Hayat Mecmuasý, 26 95- Eyüp Þahsultan Türbesi içerisinde bulunan paftalý celî sülüs yazýlarla ilgili bkz. Süleyman Berk, Eyüpsultan da Celî Sülüs Kuþak Yazýlar , Tarihi Kültürü ve Sanatýyla V. Eyüpsultan Sempozyumu, 11-13 Mayýs 2001, s. 109-110 96- Bu çeþme ile ilgili bkz. Affan Egemen, Ýstanbul un Çeþme ve Sebilleri, Ýstanbul, Arýtan Yayýnlarý, 1993, s. 780-781; Berk, Hattat Mustafa Râkým Efendi, 34.
tarihi belli deðildir. Genç yaþta, takriben 1750 yýllarýnda90 babasý Mehmed Kaptan tarafýndan Ýstanbul a getirildi. Ýlim tahsili yanýnda, Ahmed Hýfzý Efendi den91 sülüs ve nesih meþk etti. Bu arada Mehmed Emin isimli bir baþka hattattan da istifade ederek icâzetini ve Zühdî mahlasýný aldý. Ýcâzeti zamanýmýza kadar gelmediðinden hangi tarihte icâzetname aldýðý bilinmemektedir.92 Kendisinden önce yaþamýþ ve ayný ismi taþýyan hattat Ýsmail Zühdî (ö. 1144/1731) den ayýrt etmek için Yeni , Ýkinci ve Zühdî-i Sâni olarak da anýlmýþtýr.93 Sultan III. Mustafa devrinde Enderûn-i Hümâyun a yazý hocasý oldu, vefatýna kadar bu görevde kaldý.94 Kýrk Mushaf, birçok hilye-i saadet, murakkaa, kýt a ve levha yazdý. Bugün, müze ve özel koleksiyonlardaki eserlerinden
31
HAT SAN ATI
Resim 27- Hattat Ýsmail Zühdî Efendi ye ait celî sülüs bir levha. Ýmza kýsmýnda Veli Efendi Çayýrýnda yazýldýðý belirtilmiþtir. (Türk Petrol Vakfý Koleksiyonu)
kitâbesi, talebesi ve kardeþi Mustafa Râkým (1758- 1826)
özelliði olmuþtur.98 Ýsmail Zühdî Efendi yazýdaki üslûbuyla
tarafýndan nazmedilip yazýldý. Kabri, hat meraklýlarýnca
kendinden sonra gelen hattatlarý derinden etkilemiþtir.
hâlâ ziyaret edilmektedir.
Vakit bulduðunda mesire yerlerine giden Ýsmail
Celî de eski tarza baðlý olan Zühdî Efendi, sülüs ve
Zühdî Efendi, buralarda boþ durmamýþ ve yazdýðý kýtalarýn
nesih yazýlarýnda, Þeyh Hamdullah ve Hâfýz Osman dan
altýna, mekânýn adýný da kaydetmiþtir. Veliefendi Çayýrý,
sonra harf ve kelimelere zarif bir görünüþ kazandýrmýþtýr.
Sâdâbâd, Yedikule Bostaný ve Çeþme Meydaný gibi
Sülüs ve nesih yazýlarýnda Hâfýz Osman yolunu en güzel
mahallerin isimlerini belirttiði yazýlarý bulunmaktadýr. Kuþ
þekilde, Ýsmâil Zühdî geliþtirmiþtir.
formu þeklinde besmele istifi, yaþadýðý devre göre yenilik sayýlabilecek terkip ve tertipteki yazýsýdýr. 9 9
Hat sanatý tarihinde Ýsmail Zühdî Efendi nin önemi, özellikle sülüs ve nesih yazýda, Þeyh Hamdullah ve Hâfýz
Ýsmail Zühdî Efendi nin yazmýþ olduðu sülüs nesih
Osman dan sonra bir atýlým gerçekleþtirmiþ olmasýdýr.
bir murakkaa, yýllar sonra 1310 yýlý Ramazan ýnda hattat
Kendisinden evvel yaþamýþ bu iki hattatýn eserleri üzerinde
Sâmi Efendi nin eline geçmiþtir. Murakkaa üzerinde çalýþan
uzun süre çalýþýp tetkiklerde bulunduktan sonra, beðendiði
Sâmi Efendi, celî sülüste yeni bir döneme girmiþtir.100
harf ve kelimeleri seçerek, kendi üslûbunu ortaya
97- Ünver, 50 San at Sever Serisi, 1; Derman, Hayat Mecmuasý, 26 98- Derman, DÝA, 126; a.mlf. Sabancý Koleksiyonu, 100. 99- Topkapý Sarayý Müzesi Güzel Yazýlar Bölümü 314/40 numarada olan ve altýn mürekkebiyle iþlenen bu yazýnýn tarihi sehven h. 1013/1604 olarak atýlmýþtýr. Bkz. Derman, Hayat Mecmuasý, 26; a. mlf. DÝA, 126 100- Bu murakkaanýn Sâmi Efendi nin eline geçiþiyle ilgili daha geniþ bilgi için bkz. M. Uður Derman, Hattat Sâmi Efendi nin Diþ Kirasý , Hayat Tarih Mecmuasý, sy. 12 (Ocak 1969), s. 20-22
koymuþtur.97 Fakat sülüs ve nesih yazýda üslûbu Hâfýz Osman a daha yakýndýr. Elinden tashihsiz harf çýkarmadaki mahareti onu, hattatlar arasýnda öne çýkaran bir diðer
32
HAT SAN ATI
Resim 28- Hattat Mustafa Râkým Efendi nin Fatih Nakþýdil Türbesi avlu giriþ kapýsý üzerindeki celî sülüs kitâbesi.
Enderundaki yazý hocalýðý dolayýsýyla imzalarýnda
sülüs'te geçmiþ bütün üslûplarý silen Râkým mektebi, Sâmi
Kâtib-i Saray-ý Sultâni , Hâce-i Enderûn-i Hümâyun
Efendi de kemâl noktasýný bulmuþtur.106 Sert ve durgun
sýfatlarýný kullanmýþtýr. 1 Þevval 1221/12 Aralýk 1806
bir üslûba sahip olan Mahmud Celâleddin mektebi, bu
tarihinde vefat eden Ýsmail Zühdî Efendi, Edirnekapý
özelliðinden dolayý Râkým mektebi karþýsýnda
kabristanýna defnedilmiþtir. Celî sülüs baþ taþý ile celî talik
tutunamamýþtýr.107
ayak taþý kardeþi hattat Mustafa Râkým Efendi tarafýndan
Sanat hayatýnda devamlý arayýþ ve yenilik içinde
yazýlmýþtýr. Manzum ayaktaþý yine kardeþi tarafýndan
olan, serbest nükteleriyle bunu yazýlarýnda gösteren Râkým,
nazmedilmiþtir.
yeni ortaya koyduðu celî üslûbunu ancak, aðabeyi ve
Ýsmâil Zûhdi ile alâkalý olarak, merhum Necmeddin
hocasý olan Ýsmâil Zühdî nin vefatýndan sonra ortaya
Okyay ve merhum Mâcid Ayral birlikte, M. Uður Derman
çýkarmýþtýr.108 Râkým ýn eserleri kronolojik olarak tasnif
Bey e þu tespitte bulunmuþlardýr; Tashihsiz olarak elinden
edildiði zaman durum açýkça görülebilir. Aðabeyinin
güzel harf çýkartmakta, Ýsmâil Zûhdi Efendi nin geçmiþ
vefatýndan sonra, Râkým celî sinde hýzlý bir geliþme görülür.
üstatlar içinde benzeri gelmemiþtir.101
Mustafa Râkým, celî den baþka padiþah tuðralarýný da hat ve þekil yönünden ýslah ederek, bu konuda da
Bilinen en meþhur talebesi ayný zamanda kardeþi
inkýlâp yapmýþtýr. Tuðranýn harflerine kalem hakkýný
olan hattat Mustafa Râkým Efendi dir. 1. 2. 5. Mustafa Râkým Efendi ve Ekolü
101- Derman, ÝKMHS, 204 102- Alparslan, Ünlü Türk Hattatlarý, 90; M. Râkým Dosyasý, Derman Arþivi, Dosyada Necmeddin OKYAY dan naklen þöyle bir not mevcut: Bir defaya mahsus olmak üzere, mahalle mektebinde ilk yazý gösterdiðim Ahmed Cenâb Bey in elinde bir (Hâfýz Osman Murakkaa sý) vardý. Takdîr-i ilâhî ile onu bana bir aralýk sattý. Çýkartmýþ olduðum (Mustafa Râkým a ait) fotoðraflarla bunu bir de karþýlaþtýrdým ki, Râkým bu murakkaadan çalýþarak tirfil in açýk yerini dahi aynen taklit etmiþ. Hakký Bey bize gelmiþti. Bir tatbikat yaptýk, hayretlere gark oldu. Sonra Emîn (Yazýcý) ve biraderi Ömer (Vasfi) Efendi ye bu murakkaý aldým götürdüm. Fotoðraflarý çýkarýp karþýlaþtýrdýlar. Râkým Efendi nin yazýyý Hâfýz Osman ýn bu meþkinden yazdýðýný görünce, ondan sonra Hâfýz Osman Efendi ye ehemmiyet vermeye baþladýlar. 103- Alparslan, Ýslâm Tarihi, 491- 492. 104- Ýsmail Hakký BALTACIOÐLU, Sanat, Sühulet Kütüphanesi, 1934, Ýstanbul, s. 64; Derman, ÝKMHS, 34; Alparslan, Ýslâm Tarihi, XIV, 492. 105- Derman, ÝKMHS, 35. 106- Derman, TA, XIX, 58. 107- Derman, ÝKMHS, 35; Baþlangýçta Sultan Abdülmecid in tesiriyle, Mahmûd Celaleddin mektebine tabi olan Kadýasker Mustafa Ýzzet Efendi, birgün talebesi Muhsinzâde Abdullah Bey e, Abdullah Bey, Abdullah Bey! Gidilecek yol Râkým yoluymuþ, biz bunu anlamakta niye gecikmiþiz? demiþtir. (Derman, Sabancý Koleksiyonu, 120) 108- Derman, Türk Hat Sanatýnýn Þaheserleri, Lv. 22; Sâmi Efendi bu konuda, Üstada tazim böyle olur. Bulmuþ olduðu þiveyi, olur ki gücenir diye hocasý ölünceye kadar meydana koymamýþtýr. Ondan sonra bulmuþ olduðu yolu yürütmüþtür demiþtir. (M. Râkým Dosyasý, Derman Arþivi).
Celî sülüs te ve tuðrada yaptýðý inkýlâpla, mektep sahibi olan Mustafa Râkým, bunu saðlayabilmek için uzun süre Hâfýz Osman yazýlarý üzerinde çalýþmýþtýr.102 Râkým ýn yazý sanatýndaki yeri deðerlendirilirken üç hususa dikkat çekilir: 1- Celî sülüs harflerinin estetiðinde saðladýðý baþarý 2- Celî sülüs ün istifinde saðladýðý âhenk. 3- Tuðra ölçülerinde yaptýðý estetik yenilik103 Râkým ýn yaptýðý bu deðiþiklik ve yenilikler inkýlâp kelimesi ile ifade edilmiþtir.104 Celî sülüs ve tuðra, Râkým ýn yaptýðý büyük deðiþim sebebiyle Râkým öncesi-Râkým sonrasý þeklinde bir ayýrýma tâbi tutulmuþtur.105 Celî
33
HAT SAN ATI
Resim 29- Hattat Mustafa Râkým Efendi tarafýndan celî sülüs hat ile yazýlan Fatih, Nakþýdil Türbesi kuþak yazýsýndan bir bölüm.
vererek ýslah etmiþ, kürsü kýsmýnda istifi yeniden tertip
görseler pesend edip, alnýndan bûs ederlerdi. Yazdýðý
ederek kürsüye tok bir görünüm kazandýrmýþtýr.
yazýlarda sülüs kaleminden itibâren bir karýþa kadar bir kalemle yazý yazsa hüsnünü muhafaza ederdi. Bütün
Râkým ýn, sanattaki kudretini ve yerini þu hüküm
esrâr-ý hat ta vakýf olup, Rabb-ý Bedîin yedinde ihsân
çok güzel özetlemektedir: Yalnýz þu kadarýný söyleyelim
eylediði perkâr-ý kudretini bir kuluna bahþ etmiþ deðildir.
ki bir Sinan, Türk mimarlýðýnda, Michelange, heykeltraþlýkta
Bundan böyle de gerçi tecelliyât-ý ilâhiyesi mahdûd
ne yapmýþsa, daha ziyâdesini Râkým yazýda yapmýþtýr.109
olmamakla berâber böyle bir zâtýn âlem-i hat ta
Titiz bir sanatkâr olan Râkým, yaptýðý herþeyi düþünerek
yetiþmesine imkân göremem. Bu sözüme Fatih de,
ve hesap ederek yapmýþtýr. Bu kudretteki eserler de ancak
Cihangir112 ve Tophâne de yazdýðý celî yazýlar bürhân-ý
böyle meydana getirilebilir.110 Topkapý Sarayý Müzesi Arþivi nde
celîdir ki, kýyâmete deðin mislini kimse vucûda bulunan111
ve
getiremeyecektir. Kaldý ki, bu abd-i fakîr pergâr-þinaslýk da
Sultan Mahmud a hitaben yazýldýðý anlaþýlan bir arîzada,
olan mahareti de inzimâm ederek istif meselesini de bir
Mustafa Râkým ýn sanat kudreti þu þekilde anlatýlmaktadýr:
hatt-ý mustakîme irca ile üst ve altýný mýstara yerleþtirmiþtir. Þi r u inþâ ve kitabet-i cedîdede yed-i tûlâsý cümlenin
Benim Efendim,
müsellemidir. Rahmetullâh-i aleyhi rahmeten vâsiaten.
Buyurmuþsunuz ki, yazýlarýný Mustafa Râkým
Cenab-ý Hak turâb-ý menþûri kadar sizleri pâyidar
hazretleri gibi yazsýn. Ayâ, cihanda anýn mislini yazan
109- Ýsmail Hakký BALTACIOÐLU, Türk Yazýlarýnýn Tetkikine Medhal , Darü lFünûn Ýlâhiyat Fakültesi Mecmuasý, sy. 5-6 (Haziran, 1927), s. 30. 110- Ünver, Tarih Dünyasý, 275. 111- Bu ariza TSMA.E. 1193, numarada olup 24.5 x 12 cm. ölçülerinde ve krem rengi Alikurna kaðýdýna yazýlmýþtýr. 112- 1290/1873 yýlýnda yanan eski Cihangir Camii nde Râkým ýn celî sülüs bir kuþaðý mevcut idi. TÝEM deki Râkým Efendi nin kuþak yazý kalýplarý tasnif edildiðinde, bu yazýnýn 2646 Envanter numaralý Mülk suresi yazýsý olabileceði kanaatine varýlmýþtýr. Konu ile ilgili daha geniþ bilgi için bkz. Süleyman BERK, Cihangir Camisi Yazýlarý , AD Art Dekor, sy. 89 (Aðustos 2000), s. 156-164.
gelmiþ midir ki bu fakîr yazabileyim? Kendi mikdârýmca yazabildiðim bu kadardýr. Vâzýulasl Hamdullah Efendi ve Hâfýz Osman Efendi nin ahsen olan murakkâtýndan yazýp ve onlardan da en güzel harflerini intihâb ederek bu uslûba eriþtirmiþtir ve hatt-ý müselsel olarak müfredât hurûfu muttasýlan bir Murakkaa yazmýþlardýr ki, sâlifuzzikr üstâdân
34
HAT SAN ATI
Resim 30- Hattat Mustafa Râkým Efendi nin çizdiði papaðan taslaðý ve ayný taslaðýn içini doldurduðu yazý-resim. (M. Uður Derman koleksiyonu)
ve serîr-i saltanatýnýzda berkarar buyursun. Âmin.
Râkým celî'sinin azametini ve farkýný ortaya koyacaktýr. Râkým'da önce harfler yapý olarak geliþmiþ ve güzelleþmiþ,
Ýlm-i hattýn sýr olan bekâretini
daha sonra da istifteki yerlerine en güzel þekilde
Fâþ edip celîle gösterdi.
oturmuþlardýr.
Bu arîzada, Râkým ýn sanat kudreti, güzel tespitlerle
1. 2. 5. 1. Mustafa Râkým ýn Celî Sülüs te
ortaya konmuþtur. Bunlar sýrasýyla; Râkým ýn, Þeyh
Yaptýðý Yenilik
Hamdullah ve Hâfýz Osman ýn sülüs harflerinden seçmeler
Mustafa Râkým ým celî sülüs te yaptýðý deðiþim þu
yaparak, celîde bir üslûp oluþturmasý, bu üstadlarýn sülüs
baþlýklarda toplanabilir. Bunlar:
harflerindeki canlýlýðý celî harflerine tatbik etmesidir. Arîzada, istife getirdiði yeniliðe de iþaret edilmiþtir. Râkým ýn müselsel113
1- Harflerin bünyesini ýslah etmiþtir.
olarak yazdýðý hurûfat meþkine iþaret edildikten
2- Harflerin kalýnlýðý ile kalem kalýnlýðý arasýndaki
baþka, hat sanatýnda böyle bir zatýn yetiþmeyeceði
ideal ölçüyü yakalamýþtýr.
belirtilmiþtir ki, bu konu ile ilgili olarak, hattat Sâmi Efendi; Râkým geçilemez, onu geçmek isteyen geri döner! demek suretiyle Râkým'ýn büyüklüðünü ifade etmeye
3- Ýstifte baþarý saðlamýþtýr.
çalýþmýþtýr.114
Mustafa Râkým a gelinceye kadar hattatlar, celî
Râkým'ýn celî sülüs yazýsýndaki estetik güzelliklerin açýkça görülebilmesi için daha önce ortaya konan örneklere
113- Bu müselsel hurufat meþkinin iki kýtasý bugün, Emin Barýn koleksiyonundadýr. Bu meþklerle alâkalý olarak bkz. Derman, Türk Hat Sanatýnýn Þaheserleri, Lv. 30; a. mlf., ÝKMHS, 205; Berk, Hattat Mustafa Râkým Efendi, 64. 114- M. Uður DERMAN, Büyük Bir Hat Sanatkârýmýz: Sâmi Efendi Hayat Tarih Mecmuasý, 5 (Haziran, 1969), s. 7.
bakýlmasý, Osmanlý dönemi örneklerinin ise dikkatle incelenmesi gereklidir. Bu konuda kýsa bir karþýlaþtýrma
35
Resim 31- Hattat Mustafa Râkým Efendi ye ait celî sülüs levha. (TSMK-GY 1319)
HAT SAN ATI
36
HAT SAN ATI
Resim 32- Hattat Mustafa Râkým Efendi nin sülüs bir yazýsý.
sülüs harflerinde ölçüyü bir türlü saðlayamamýþlardýr. Ayný
Bu durum Râkým a kadar devam etmiþtir. Râkým, Hâfýz
harfin yazýmýnda bile standart tutturulamamýþ, yazý sadece
Osman ýn sülüs ölçülerini büyüterek, celî sülüse baþarý ile
kalýn yazýlabilmiþtir.115 Osmanlý da baþlangýcýndan, Fatih
tatbik etmiþtir.119 Bu sebeple Râkým ýn celî harfleri canlý
devrine kadar celî sülüs, mimarîde bir süs unsuru olarak
ve hareketli bir yapýya sahiptir.120 Bu durum, harfler tek
görüldüðü için baðýmsýz ele alýnmamýþ, bu sebeple de celî
tek incelendiðinde açýk bir þekilde görülebilir.
sülüs te gerek harf yapýsý, gerekse istif yönünden aklâm-ý
Yazýda harflerin veya harfleri teþkil eden kýsýmlarýn,
sitte derecesinde baþarý saðlanamamýþtýr. 1 1 6
genel bir tabirle istifi oluþturan çizgilerin istif sahasýna
Râkým ýn celî sülüs te yaptýðý yenilik
uyumlu bir þekilde ve ayný nispette yayýlmasý yani istif
deðerlendirilirken þu hüküm çokça kullanýlýr: Hâfýz Osman ýn
örgüsünün her tarafýnýn ayný yoðunlukta olmasý istifte
sülüs te yaptýðýný, Râkým celî de yapmýþtýr."117 Sâmi
organik bütünlüðün temini, çizgiler arasýnda denge, uyum,
Efendi nin þu tespiti bu hükmü doðrular mahiyettedir: 115- Derman, ÝKMHS, 34; a. mlf., Baþlangýcýndan Bugüne Türk Sanatý, 385. 116- Baltacýoðlu, Türklerde Yazý Sanatý, 45; Derman, Baþlangýcýndan Bugüne Türk Sanatý, 385. 117- Baltacýoðlu, Türklerde Yazý Sanatý, 46; Derman, ÝKMHS, 35; Alparslan, Ünlü Türk Hattatlarý, 90; a. mlf., Ýslâm Tarihi, 491-492. 118- Alparslan, Ünlü Türk Hattatlarý, 90; M. Uður Derman Bey in, Necmeddin Okyay dan tespit ettiði þekliyle, Sâmi Efendi þöyle söylemiþtir: Râkým ýn yazýlarýný küçülttüðünüz vakit, Hâfýz Osman ýn aynýný bulursunuz. Lâkin öyle Hâfýz Osman yazýlarý sizin elinize nereden geçecek. (M. Râkým Dosyasý, Derman Arþivi). 119- Derman, ÝKMHS, 35; Alparslan, Ýslâm Tarihi, XIV, 491-492. 120- Baltacýoðlu, Türk Plastik Sanatlarý, 117.
Hâfýz Osman ýn sülüslerini büyütürseniz Râkým ýn celîsini, Râkým ýn celîsi ni küçültürseniz Hâfýz Osman ýn sülüslerini bulursunuz."118 Osmanlý hat mektebinde sülüs te, Þeyh Hamdullah ve Hâfýz Osman la birlikte harflerin estetik ölçüsünde baþarý saðlanmýþ, fakat celî de bu ölçü bir türlü saðlanamamýþtýr.
37
HAT SAN ATI
Resim 33- Hattat Mustafa Râkým Efendi nin Nakþî Tâcý þeklinde istiflediði yazýsý. (TSMK-Arda 90)
38
HAT SAN ATI
Resim 34- Hattat Mustafa Râkým Efendi nin Eyüp Mihriþah Sultan Türbesi için hazýrladýðý hilye. (TÝEM 2732)
39
HAT SAN ATI canlýlýðý celîye aktarmýþtýr. 1 2 4 Râkým la ayný asýrda yaþayan Mahmud Celâleddin de Þeyh Hamdullah ve Hâfýz Osman yazýlarý üzerinde çalýþmýþ, sülüs ve nesih te latif bir tavra sahip olmakla birlikte, celî sülüs harfleri donuk ve katý kalmýþtýr.125 de
harfler
birbirleriyle alâkasýz ve daðýnýk bir görünüm
Resim 35- Hattat Mahmud Celâleddin Efendi ye ait sülüs celi sülüs bir levha. (Kaya Üçer Koleksiyonu).
almýþtýr.
Mahmud
ritim ve ahengin bulunmasý güzel bir istifin temel
Celâleddin'in celîlerinde
unsurlarýdýr. Râkým, harflerdeki tenâsübü ve ölçüyü
hareke ve diðer tezyinî
saðlamakla beraber, gerek satýr, gerekse katmerli istiflerde
iþaretler seyrek olduðundan,
harfleri birbirleri ile kaynaþtýrmýþtýr. Ýstifte harfler âdeta
harfler bütün donukluðu ve
birbirlerini kucaklamýþlardýr. Harflerin tenâsübünde, istifteki
katýlýðý ile ortaya çýkar.
yer ve duruþlarýna göre, bazý tasarruflarda bulunmuþtur.
1.2.6
Harflerin ölçüsünü yerine göre büyültmüþ yerine göre ise
Celâleddin Efendi ve Ekolü
küçültmüþtür, istif icabý bunu yerine göre denemiþtir.121 Bu durum istifte yazýnýn güzelliðine güzellik katmýþ, harf gövdeleri donup
kalmamýþtýr.122
Mahmud
Aslen Daðýstanlý olan
Nakþýdil Türbesi yazýlarý,
Mahmud Celâleddin Efendi,
özellikle Nakþýdil Ýmaret Çeþmesi üzerindeki müsennâ
babasý Þeyh Mehmed Efendi
âyet ve aslý Atina Benaki Müzesi nde olan papaðan
ile birlikte Ýstanbul a gelmiþtir.
þeklindeki istif, harflerin onun elinde nasýl yumuþadýðýnýn
Doðum tarihi belli deðildir.126
delilidir. Ayrýca Râkým, istiflerinde tezyinî iþaretleri çok
Ýlk yazý derslerini Ak
fazlaca kullanmamýþtýr; Râkým yazýlarý, harf gövdeleri ile
Resim 36- Hattat Mahmud Celâleddin in Eyüp Þeyh Murad Tekkesi nde bulunan kabir taþý.
Ýstifte
ön plandadýr. Ancak harfler yerlerine oturduktan sonra
Molla Ömer Efendi ve Hoca Râsim Efendi nin talebelerinden
belli sayýda, yazýyý boðmayacak miktarda hareke ve tezyinî
Abdüllatif Efendi den almýþtýr. Yamakzâde Sâlih Efendi ve
iþareti kullanmýþtýr. Þu bir gerçektir ki, Osmanlý'da istif,
Ebubekir Râþid Efendi ye yazý dersi almak için yaptýðý
Râkým'la birlikte geliþme yoluna girmiþtir.
müracaatlar ise, dik baþlýlýðý sebebiyle reddedilmiþtir. Bunun üzerine, Hâfýz Osman Efendi (1942-1698) nin
Önceki yüzyýllarýn celî yazýlarý ile Râkým'ýn harf, kelime gruplarý ve istifleri karþýlaþtýrýlýrsa Râkým ýn harflerindeki canlýlýk, azamet ve istiflerindeki güzellik daha
121- M. Bedreddin Yazýr buna kaide üstü durumlar ismini vermiþtir. (bkz. Kalem Güzeli, III, 308-309). 122- Baltacýoðlu, Türk Yazý Sanatý, 47-48. 123- Ahmed Süreyyâ, Osmanlýlarda Sanâyi-i Nefîse ez-Cümle Hutûtu Bedîa , Sýrât-ý Mustakîm, sy. 174 (14 Muharrem 1329), s. 282. Hattat Hasan Rýzâ Efendi nin (1849-1920) oðlu olan Ahmed Süreyyâ (Saltuk) bu makâlesinde, Râkým celîsinin özelliklerini dört madde halinde belirtmiþtir. Bunlar özetle: Harflerin týknazlýðý, hareketliliði, tenâsübü ve istifin âhengidir. 124- Alparslan, Ünlü Türk Hattatlarý, 90; a. mlf., Ýslâm Tarihi, XIV, 491. 125- Derman, Kök, 14; Alparslan, Ünlü Türk Hattatlarý, 103-104. 126- Ýbnülemin, 187. Doðum tarihi kesin olarak bilinmeyen Mahmud Celâleddin Efendi nin, doðum tarihi ile ilgili olarak, M. Uður Derman, Sabancý Koleksiyonu, s. 104 de þöyle bir bilgi mevcuttur: Doðum yýlý belli olmamakla birlikte gördüðümüz 1188/1774 senesinde yazýlmýþ mükemmel bir murakkaasýndan 1163/1750 tarihi civarýnda doðduðu neticesini çýkarýyoruz.
iyi görülebilir. Râkým öncesi celî harflerinde mevcut donukluk ve orantýsýzlýk, yerini tenâsüp ve canlýlýða býrakmýþ, istif daðýnýklýktan kurtulmuþtur. Râkým istiflerinin diðer bir özelliði ise, harflerin uzaktan rahatça görülebilecek toklukta oluþlarýdýr. Harfler yazýlacaklarý yahut asýlacaklarý yere göre güzellik ölçüsüne kavuþmuþlardýr. 1 2 3 Râkým, Þeyh Hamdullah, özellikle Hâfýz Osman yazýlarý üzerinde çalýþmýþ, Hâfýz Osman ýn sülüslerindeki
40
HAT SAN ATI
Resim 37- Hattat Mahmud Celâleddin Efendi ye ait celî sülüs bir levha. (Mehmet Çebi Koleksiyonu).
eserlerine bakarak kendi kendini yetiþtirmiþtir. 127
Celâleddin Efendi yolunda eserler vermiþseler de, padiþahýn ölümü ile bu yol terkedilmiþtir.
Sülüs ve nesih yazýda kendine has güzel bir tavra sahip olmuþ ve çok kuvvetli ve kudretli eserler ortaya
Râkým ile Mahmud Celâleddin in arasýndaki farkla
koymuþtur. Celî sülüs te ise ayný baþarýyý gösterememiþtir;
alâkalý olarak, hattat Ömer Vasfî Efendi, Sâmi Efendi den
celî sülüs harfleri donuk ve küt kalmýþtýr. Celî nin istifinde
naklen þu hadiseyi anlatýrmýþ; Vaktiyle Ýstanbul un tanýnmýþ
de harfler birbirinden baðýmsýz gibi kalmýþ, hareke ve
hattatlarýndan biri cuma günleri kendisinden celî dersi
tezyinat iþaretlerini baþarýlý bir þekilde daðýtamamýþtýr.
almaya gelen öðrencilerine Mustafa Râkým çýðýrý ile
Ayný asýrda yaþayan celî sülüs üstâdý hattat Mustafa
Mahmud Celâleddin çýðýrý arasýndaki ayrýlýðý akla gelmeyen
Rakým ýn celî sülüs te yaptýðý atýlým ve deðiþimin yanýnda,
bir yolda anlatýrmýþ. Bu yazý üstadýnýn uzun boyu, uzun
Mahmud Celâleddin in celî anlayýþý tutunamamýþtýr.128
sakalý varmýþ. Ayaða kalkar, dimdik durur, sonra sakalýný
Sultan Abdülmecid in, Mahmud Celâleddin in
127- 101. Habib, 166; Ýbnülemin, 187; M. Uður Derman, Mahmud Celâleddin Kültürde ve Sanatta Kök, c. 1, sy. 20-22 (Ekim-Kasým-Aralýk 1982), s. 14; a. mlf. ÝKMHS, 205 128- Ýbnülemin, 188; Derman, KÖK, 14; a.mlf., ÝKMHS, 206; Süleyman BERK, Hattat Mustafa Râkým da Celî Sülüs ve Tuðra Estetiði, s. 94-95.
talebesi Mehmed Tâhir Efendi (?-1846) nin talebesi olmasý sebebiyle bir ara bütün hattatlar padiþah sevkiyle Mahmud
41
Resim 38- Hattat Mahmud Celâleddin Efendi nin talebesi Mehmed Tahir Efendi nin celî sülüs bir levhasý.
HAT SAN ATI
42
HAT SAN ATI 1. 2. 7. Hattat Mehmed Þevki Efendi Sülüs ve nesih yazýnýn zirve ismi olan Þevki Efendi h. 1244/1828 yýlýnda Kastamonu Seyyidler de Ýstanbul a getirilerek ilmî tahsili yanýnda, dayýsý hattat Mehmed Hulûsi Efendi den sülüs ve nesih dersleri aldý. Hulûsi Efendi den h. 1257/1841 yýlýnda icazetini aldý. Menþe-i Küttâb-ý Askerî de rik a hocalýðý yaptý. Ayrýca Sultan II. Abdülhamid in þehzâdelerine iki yýldan fazla yazý dersi verdi. Esas görev yeri Harbiye Nezâreti Mektûbi Kalemi ndeydi.132 Ýcâzetini verdikten sonra hocasý kendisine Ben yazýyý sana bu kadar öðretebilirim; yazýyý ilerletmen için Kazasker e götüreyim
Resim 39- Hattat Mehmed Þevkî Efendi nin Amme Cüz ünden bir sahife. (Gülbün Mesara Koleksiyonu).
deyince: Ben sizden baþka hocaya
Resim 40- Hattat Mehmed Þevkî Efendi nin Merkez Efendi kabristanýnda bulunan mezar taþý kitabesi.
dünyaya geldi.131 Küçük yaþta
ileri doðru uzatýp, gözlerini açar, ileri atýlýr gibi durup Ýþte
gitmem cevabýný vermiþtir. Bu cevap
Mustafa Râkým elifi dermiþ. Sonra sakinleþir, sakalýný
üzerine hocasý, Þevki Efendi ye hayýr duada bulunmuþtur.
göðsünün üzerine dayar, gözlerini kapar Ýþte Mahmud
Aslýnda bu sebat ve vefâ, Þevki Efendi Mektebi nin
Celâleddin elifi dermiþ."129 Hattat Necmeddin Efendi,
doðmasýna vesile olmuþtur. Eðer Kazasker Mustafa Efendi ye
Râkým ile Mahmud Celâleddin arasýndaki farký, dinlerdeki
devam etseydi, Kazasker yoluna mensup Þefik Bey,
mezhep ayrýlýðýna benzetmiþtir. Ýkisinin kaynaðý da Þeyh
Muhsinzâde Abdullah Efendi, Abdullah Zühdî Efendi ve
ve Hâfýz Osman a varýr.130
Hasan Rýza Efendi gibi isimlere bir yenisi eklenmiþ olacaktý.
Mahmud Celâleddin Efendi nin, mushaf ve dua
Fakat kendisi, ekol sahibi her hattatýn yaptýðýný yaparak
kitaplarý yanýnda, hilye ve kýt a þeklinde de eserleri
Þeyh Hamdullah, Hâfýz Osman, Ýsmail Zühdî Efendi ve
mevcuttur. Eyüp, Mihriþah Sultan Türbesi celî sülüs iç
Mustafa Râkým ýn yazýlarýný inceleyerek ve onlarýn yolundan
kuþak yazýsý Mahmud Celâleddin Efendi ye aittir. H.
yürüyerek kendi üslûbunu oluþturmuþtur. 1 3 3
1245/1829 yýlýnda vefat etmiþ ve Eyüp Niþancý Þeyh Murad
13 Þaban 1304/7 Mayýs 1887 tarihinde vefat eden
Dergâhý na defnedilmiþtir. Mezartaþý kitâbesi þöyledir:
Þevki Efendi, Merkezefendi Kabristaný nda hocasý ve dayýsý
Huve l-Hayyu l-Bâkî Meþâyih-i hattâtînden
129- Baltacýoðlu, Türk Plâstik Sanatlarý, 117 130- Baltacýoðlu, Yeni Adam, sy. 447, s 7. 131- Ýbnülemin, 397 ve Derman, ÝKMHS, 214 te doðum tarihini h. 1244/1828 olarak; A. Süheyl Ünver, Hattat Mehmed Þevki, Ýstanbul, 50 San at Sever Serisi-6, 1953, s. 1 ve Rado, 225 te Ünver den naklen doðum tarihi 1245/1829 olarak vermiþlerdir. 132- Derman, ÝKMHS, 214 133- Ünver, Hattat Mehmed Þevki Efendi, 1; Derman, ÝKMHS, 214
Cennetmekân merhum ve maðfûr Mahmud Celâleddin Efendinin Ruhîçûn el-Fatiha Sene 1245
43
HAT SAN ATI
Resim 41- Hattat Mehmed Þevkî Efendi nin Kur ân-ý Kerîm inden bir sahife. (TSMK-GY.309-111, 2b)
44
HAT SAN ATI Mürekkebi ile hazýrlamýþ ve çok iyi tashih etmiþtir. Bu kalýplardan
Þevki Efendi, Râkým ýn celî sülüs teki özellik ve
müzehhibler levhalarý hazýrlamýþ
güzellikleri aynen sülüs yazýsýna aktarmýþtýr. Sülüs yazýlarý
yahut taþa hakkedilmiþtir.
kývrak ve metindir. Þevki Efendi, itinalý ve tekellüflü yazan bir hattattý. Bu sebeple yazýlarý pürüzsüz ve çok temizdir.
Sâmi Efendi nin müze ve
Celî sülüs ün eþsiz hattatý Sâmi Efendi Þevkî nin elinden
koleksiyonlardaki yazýlarýndan
istese de fenâ harf çýkmaz demiþtir. Þevki Efendi nin
baþka
özellikle h. 1290/1873 ten sonraki yazýlarý kemâl noktasýna
Nûrosmaniye 135
ulaþmýþtýr. Bu bakýmdan, bu tarihten sonraki yazýlarý Þevki
kapýsý üstü celî talikleri
Efendi nin örnek yazýlarýdýr.
mükemmeldir. Bâyezid kapýsý
Kapalýçarþý ve Fesçiler
üzerinde de II. Abdülhamid adýna
Þevki Efendi nin sülüs yazýlarýndaki olgunluk yanýnda,
tertiplediði tuðra bulunmaktadýr.
harflerin satýra diziliþleri mükemmeldir. Bu yönüyle,
Nallý Mescid, Þehzâdebaþý, Atikali
harflerde akýcýlýk hemen göze çarpmaktadýr. Sülüs ve nesih
Paþa camileri celî sülüs yazýlarý
harflerinde olgunluk ve mükemmellik Þevki Efendi ile
yanýnda Yenicami Sebili celî sülüs
yakalanmýþtýr. Ayný þekilde nesih yazýda, harflerin satýra
kitâbesi çok meþhurdur. Sâmi
diziliþi ve satýra oturuþu, Þevki Efendi nin yazýdaki önemli
Efendi nin Yeni Cami sebili kitabesi
maharetlerindendir.
celî sülüs yazýlarý, celî sülüs öðrenmek isteyenlere âdeta hoca
Bakkal Ahmed Ârif Efendi ve Fehmi Efendi en önemli
Sâmi Efendi bu
talebelerindendir. Fehmi Efendi, Þevki Efendi nin hakký
olmuþtur. 136
olduðu halde fazla tanýnmayan talebesidir. Fehmi Efendi nin
kitabede celî sülüs ün bütün
bugün, Medine de Mescid-i Nebevî de büyük boy hilyesi
nüktelerini göstermiþtir.137
bulunmaktadýr.
Resim 42- Hattat Mehmed Þevkî Efendi nin hocasý Mehmed Hulûsi Efendi için yazdýðý celî sülüs kabir taþý kitabesi.
Mehmed Hulûsi Efendi nin ayak ucuna defnedilmiþtir.
Sâmi Efendi (1838- 1912) XX. asrýn baþlarýnda h. 1310/1893 ten sonra bir atýlým yaparak, celî sülüste eksik
1. 2. 8. Hattat Sâmi Efendi
kalan kýsýmlarý tamamlamýþtýr.138 1310/1893 Ramazanýnda
Râkým Efendi mektebine dahil fakat farklý bir þîve
eline geçen Ýsmâil Zühdî nin sülüs-nesih murakkaasýndan
sahibi olan Sâmi Efendi, 16 Zilhicce 1253/13 Mart 1838
seçmeler yaparak Râkým ýn eksikliklerini tamamlamýþtýr.
tarihinde Ýstanbul da dünyaya geldi. Babasý Yorgancýlar
Celî sülüs'ün en önemli unsurlarý Sâmi Efendi de kemâl
kethüdasý hacý Mahmud Efendi dir. Asýl adý Ýsmail Hakký dýr.134
bulmuþtur. Celî sülüs'teki iþaretler (tirfil, mim, mimli tirfil,
Sýbyan Mektebi nde Boþnak Osman Efendi den
hurûf-u mühmele ve harekeler) yanýnda rakamlar da Sâmi
sülüs-nesih meþketti. Daha sonralarý celî sülüs yazýyý
Efendi de kemâl noktasýna varmýþtýr. Tezyinat iþaretlerinin
Râkým ýn talebesi Mahmud Þakir Recâi Efendi (1804-
düz kýsýmlarý Sâmi Efendi'de daha deðirmi bir hal alarak
1874) den aldý. Talik yazýyý önce Kýbrýsîzâde Ýsmâil Hakký
kývraklýk ve canlýlýk kazanmýþtýr. Meselâ, tirfilin sol kýsmý,
Bey (1785- 1862) den sonra Ali Haydar Bey (1802 1870) den
þeddenin sol kolu Râkým'a göre Sâmi Efendi'de daha
meþketti. Dîvâni yazýyý Ebûbekir Nâsýh Efendi (1813 1885), 134- Eskiden, kalem efendilerine ikinci bir isim, mahlâs vermek âdet olduðundan Ýsmail Hakký ya da Sâmi ismi verilmiþtir. Sâmi Efendi nin mezar taþýnda ismi Ýsmâil Hakký Sâmi olarak geçmektedir. Bkz. M. Uður DERMAN, Büyük Bir Hat Sanatkârýmýz: Sâmi Efendi , Hayat Tarih Mecmuasý. sy. 5, Haziran 1969, s. 4. 135- Bu kitabenin yeniden yapýlýþý serüveni için bkz. Refiî Cevad ULUNAY, Hatâ Düzelir , Milliyet, 08. 07. 1959; a. mlf., Ýnandý Teres , Milliyet, 17-18 Eylül 1961. 136- Derman, Yeni Cami Sebili nin Kitâbesi, Lâle, 4 (Aralýk 1986), s. 15. 137- Derman, a. g. m., 15. 138- M. Uður DERMAN, Hattat Sâmi Efendi nin Diþ Kirasý , Hayat Tarih Mecmuasý, sy. 12 (Ocak, 1969), s. 22; a. mlf., Türk Hat Sanatýnýn Þâheserleri, 36.
rik a yazýyý Ebûbekir Mümtaz Efendi (1810 1871) den meþketti. Sâmi Efendi asýl maharetini celî sülüs ve celî talik yazýda ortaya koymuþtur. Yazýlarý daha çok zerendûd ile hazýrlanmýþtýr. Mürekkeple yazýlmýþ yazýsý yok denecek kadar azdýr. Kendisi yazýlarýný genellikle siyah kaðýda Zýrnýk
45
HAT SAN ATI
Resim 43- Hattat Sâmi Efendi nin celî sülüs levhasý. (Merkez Efendi Camii)
yumuþak ve deðirmi bir hal almýþtýr. Harekelerde ötrenin
bir fark yoktur. Râkým harflerine göre Sâmi Efendi
baþ kýsmýnda baþlangýç noktasý Sâmi Efendi'de bir es
harflerinde canlýlýk mevcuttur. Sâmi Efendi'de harf zülfeleri
çizerek baþlamýþ, Râkým Efendi'de ise burasý düz bir þekil
yarým nokta daha fazladýr; Râkým da bir buçuk nokta olan
almýþtýr. Dolayýsýyla Sâmi Efendi'nin bu yumuþak hareketi
elif zülfesi Sâmi Efendi de iki noktadýr. Elif harfi Sâmi
ötreye bir canlýlýk ve yumuþaklýk kazandýrmýþtýr. Sâmi
Efendi'de dibe doðru, son üç noktada hafif bir kývrým
Efendi'de ötre kuyruðunun alt kýsmý, Râkým'a göre biraz
yaparak, Râkým'a göre daha bir hareketlilik kazanmýþtýr.
daha besli bir hâldedir. Diðer harekelerde iki üstat arasýnda
Esasen bu durum dik harflerin tamamýnda mevcuttur. Rý,
46
HAT SAN ATI
Resim 44- Hattat Sâmi Efendi nin zýrnýk mürekkebiyle hazýrladýðý bir celî sülüs levha kalýbý. (Süleyman Berk koleksiyonu)
vav gibi kuyruklu harflerin satýra meyli Râkým'da bir buçuk
iþaretleri celî sülüs e Râkým la girmeye baþlamýþtýr. Çok
nokta iken, Sâmi Efendi'de bu meyil daha fazla ve iki
titiz bir sanatkâr olan Sâmi Efendi, yazýnýn tashihi ile fazlaca
nokta kadardýr. Sin diþlerinde mevcut
uðraþýr, elinden altý ayda yazý çýktýðý olurmuþ.139 Râkým ýn
kývraklýk ve canlýlýk Sâmi Efendi'de
tamamlayýcýsý olarak kabul edilen Sâmi Efendi, celî sülüs
daha belirgin bir hal almýþtýr.
ve tuðrada Râkým mektebine dahil olmakla birlikte farklý
Râkým'da nun harfinin çanaðý sol
bir þiveye sahiptir.140
Resim 45- Hattat Sâmi Efendi nin mezar taþý kitabesi. Fatih Türbesi Haziresi.
tarafta baþ kýsma bir buçuk
Hayatýnýn sonlarýný felçli olarak geçiren Sâmi Efendi
nokta kala bitmiþken, Sâmi
16 Recep 1330/ 1 Temmuz 1912 tarihinde vefat etmiþtir.
Efendi de sol kýsmýn bitiþ noktasý,
Kabri, Fatih Camii haziresinde olup, mezar taþý kitâbesi
nun baþlangýcý ile neredeyse
talebesi Kâmil Akdik tarafýndan celî sülüs ile yazýlmýþtýr.
ayný seviyededir.
Hüseyin Hâþim Bey'in Sâmi Efendi hakkýnda yazdýðý kasidesinin bir beyti þöyledir:141
Sâmi Efendi yazýda tezyinat unsurlarýný bol miktarda
Râkým da eðer görse celî hattýný derdi
kullanmýþtýr. Bu durum onun
Samî-i senâ
celî divânî ile fazlaca meþgul
pâye bu vâdide yemandýr
olmasýndan kaynaklanmýþtýr.
Üstat merhum Necmeddin Okyay, hocasý da olan
Râkým Efendi'nin istiflerinde
Sâmi Efendi nin vefatýna düþürdüðü tarihte, onun vefatý ile Râkým yolunun üstadsýz kaldýðýna iþaret eder. Tarih
harfler, kendi yapýlarý ile ön
þöyledir:142
plandadýr, bazý istiflerinde
139- Kemankeþ Bâhir in bir sözü var: Sâmi Efendi merhumun yazýlarýný Râkým Efendi görse idi, mutlaka hayýr duâ eder idi. Zîra yazýda çok titiz davranmýþtýr. Kök, sy. 15 (Mayýs 1982), s. 43. 140- Derman, Hayat Tarih Mecmuasý, sy. 5 (Haziran, 1969), s. 7; a. mlf., ÝKMHS, 217. 141- Ýbnülemin, 359 142- M. Uður DERMAN, Hattat Sâmi Efendi, Hayatý ve Eserleri, 50 San at Sever Serisi, 18-1962, Ýstanbul, s. 2.
tezyinat unsurlarý yok denecek kadar azdýr. Bunun sebebi daha önceki devirlerde de harekenin
dahi çok kýsýtlý kullanýlmýþ olmasýdýr. Hareke ve tezyinat
47
HAT SAN ATI
Resim 46- Hattat Sâmi Efendi nin Þehzâdebaþý Camii nde bulunan celî sülüs kitâbesi.
Resim 47- Hattat Sâmi Efendi nin Kapalýçarþý Fesçiler Kapýsý üzerinde bulunan celî tâlik kitabesi.
Serfürû eyler cihan, târih-i Necmeddin için, Göçtü
Daha sonra Aziz Efendi den sülüs ve ta lik, hacý Kâmil Efendi den sülüs, divanî ve celî divanî, nihayet Sâmi Efendi den de ta lik, celî ta lik ve celî sülüs meþketti. Celî yazýda, hocasý Sâmi Efendi den sonra o yolun en usta takipçisi oldu. Hýrka-i Þerif Camii hatipliðini de yapan Ömer Vasfi Efendi 1928 yýlýnda vefat etti. Kabri, Eyüp Gümüþsuyu ndadýr (bkz. Ýbnülemin, 262-267; Derman, Ýki Kardeþ Hattatýmýz Ömer Vasfi Efendi (1880-1928), Neyzen Emin Efendi (1883-1945), 50 San at Sever Serisi, Ýstanbul, 1966, 9 s.; Rado; 251; Derman ÝKMHS, 226-227). 147- Neyzen Emin YAZICI: 1883 yýlýnda Ýstanbul da dünyaya geldi. Ýlk yazý derslerini Rüþdiye Mektebi nde iken aldý. Aðabeyi Ömer Vasfi, Sâmi Efendi ye derse gittikçe onu da götürdü. Aðabeyi gibi düzenli ders almadý. Aðabeyinin yazýlarýný tashih ederek celîde maharetini arttýrdý. Dinî ve lâdinî musikîde de behre sahibi idi. 3 Þubat 1945 tarihinde vefat ederek aðabeyinin yanýna defnedildi (bkz. Ýbnülemin, 80-84; Derman, Ýki Kardeþ Hattatýmýz, 9 s.; Rado, 255-256; Derman, ÝKMHS, 226-227). 148- Mustafa Halim ÖZYAZICI: Babasý Kýrýmlý, anasý Sudanlý olan Halim Efendi 14 Ocak 1898 tarihinde Ýstanbul da dünyaya geldi orta tahsili sýrasýnda hattat Hâmid Bey den Rik a meþketti. Daha sonra Medresetü l-Hattâtîn de devrin önemli hat üstatlarý, Hasan Rýza, Kâmil Efendi, Hulûsi Efendi ve Tuðrakeþ Ýsmail Haký Bey den yazý meþketti. Her yazý cinsini büyük bir kudretle yazdý. 1963 yýlýnda emekliliðine kadar Güzel Sanatlar Akademisi nde yazý dersi verdi. 30 Eylül 1964 tarihinde vefat etti (bkz. Ýbnülemin, 104-106; Derman, Hattat Mustafa Halim Özyazýcý (1898-1964), 50 San at Sever Serisi, Ýstanbul, 1965, 3 s.; Rado, 260-261; Derman, ÝKMHS, 227; Süleyman BERK, Hattat Halim Efendi nin Bilinen Tek Hilyesi , Tarih ve Düþünce, sy. 2002/7(Temmuz 2002), s.56-64). 149- Hâmid AYTAÇ: 1893 yýlýnda Diyarbakýr da doðan Hâmid Bey, ilk yazý derslerini de orada aldý. Ýstanbul a gelerek önce Hukuk daha sonra da Sanâyi-i Nefîse Mektebi ne devam etti ise de tamamlayamadý. Geçimini saðlamak için piyasaya yazý iþleri yaptý. Hattat Nazif Bey den yazý dersine baþlamýþsa da ancak bir ders devam edebildi. Harf inkýlâbýndan sonra matbaacýlýk yaptý, ancak yazýyý býrakmadý. Zamanýn büyük hattatlarý ile görüþtükçe onlardan istifade etti. Her cins yazýyý büyük bir kudretle yazan Hâmid Bey çok titiz bir sanatkârdý. 18 Mayýs 1982 tarihinde vefat eden üstat, Karacaahmed Kabristaný nda, Þeyh Hamdullah ýn yanýnda medfundur. (bkz. Ýbnülemin, 119-123; Ali Alparslan, Hattat Hamid Aytaç, Hayat Tarih Mecmuasý, sy. II, 1972, s. 16-22; Rado, 267-269; M. Hüsrev SUBAÞI, Aytaç, Hamit , Türkiye Diyanet Vakfý Ýslâm Ansiklopedisi, Ýstanbul, Türkiye Diyanet Vakfý, 1991, c. IV, s. 287-289; Derman, ÝKMHS, 229; Hattat Hâmid Aytaç la ilgili geniþ bir deðerlendirme için bkz. Hattat Hâmid Aytaç (Âmidî) Anma Paneli - Eylül 1996, Ýstanbul, Diyarbakýr Büyükþehir Belediyesi, 1997; Hattat Hâmid Aytaç Kitabý, (Hazýrlayan Ýsmail Yazýcý). Ýstanbul, Kitabevi, 2002, 216 s. )
Sâmi, kaldý Râkým mesleki üstâdsýz. 1330 H. Sâmi Efendi den sonra talebeleri, Nazif Bey,143 Tuðrakeþ Ýsmail Hakký Bey,144 Aziz Efendi,145 Ömer Vasfi Efendi146 ve Neyzen Emin Yazýcý147 celî sülüs te Râkým yolunda, Sâmi Efendi þivesinde yazmýþlardýr. Son devrin önemli hattatlarýndan Halim Özyazýcý148 ve Hâmid Aytaç149 da ayný vadide eser vermiþlerdir. Son iki üstad doðrudan olmasa da, Sâmi Efendi nin eserlerinden istifade ile celî yazýda maharet sahibi olmuþlardýr. 143- Mehmed Nazif Bey: 1846 yýlýnda bugün Bulgaristan da kalan Ruscuk ta doðdu. Aslen Kýrýmlýdýr. Ýstanbul a hicretten sonra Enderun a intisap etti. Þefik Bey den sülüs ve nesih meþketti. Daha sonra Sâmi Efendi den celî sülüs, celî ta lik, divanî ve tuðra meþketti. Erkân-ý Harbiye Dairesi hattatlýðý yapan Nazif Bey, ayný yerde mümeyyiz oldu. Celî sülüs te Ýsmâil Zühdî ve Râkým yolunu takip eden Nazif Bey in celîleri tokça görünümlüdür. Bunun sebebi, yazýlarýný yazdýktan sonra pertevsuzla (mercek) tashih etmesiydi. 1913 yýlýnda vefat eden Nazif Bey, Yahya Efendi Kabristaný na defnedildi. (bkz. Ýbnülemin, 232-235; M. Uður Derman, Hattat Nazif Bey, 50 San at Sever Serisi, Ýstanbul, 1965, 3 s.; Rado, 242-244). 144- Tuðrakeþ Ýsmail Hakký ALTUNBEZER:1873 yýlýnda Ýstanbul da doðdu. Ýlk yazý derslerini hattat olan babasý Ýlmî Efendi den aldý. Divan-ý Hümâyun kalemine girdi ve burada Sâmi Efendi den, divanî, celî divanî, celî sülüs ve tuðra meþketti. Müzehhib Bahaeddin Bey den tezhip öðrendi. Ressam olmasýnýn verdiði avantajla, yazýda çok güzel istifler meydana getirdi. 1945 yýlýna kadar Güzel Sanatlar Akademisi nde dersler verdi. 19 Temmuz 1946 tarihinde vefat ederek, Karacaahmed Mezarlýðý na defnedildi (bkz. Ýbnülemin, 97-101; Derman, Tuðrakeþ Ýsmail Hakký Altýnbezer, Hayat Tarih Mecmuasý, sy. 6, 1971 , s. 43-51; Rado, 258-259; Derman, ÝKMHS, 255). 145- Aziz Efendi: 1871 yýlýnda Trabzon/Maçka da doðdu. Küçük yaþta Ýstanbul a gelerek, evvelâ Bakkal Arif Efendi den sülüs-nesih meþkederek 1896 yýlýnda yazdýðý hilye ile icâzet aldý. Ta lik yazýyý Hasan Hüsnü Efendi den, celî sülüs ve celî ta liki de Sâmi Efendi den meþketti. Davet üzerine gittiði Mýsýr da uzun süre kalarak orada yazýlar yazdýktan baþka talebe de yetiþtirdi. 16 Aðustos 1934 te vefat etti, kabri Edirnekapýsý Necatibey Mezarlýðý ndadýr (bkz. Ýbnülemin, 68-72; Serin, Hattat Aziz Efendi, 119 s.; Rado, 251; Derman, ÝKMHS, 220). 146- Ömer Vasfi Efendi: 30 Nisan 1880 tarihinde Ýstanbul/Tophane de doðdu. Rüþdiye Mektebi nde okurken Çukurcumalý Kadri Efendi den yazý meþketti.
48