Halkevleri Bülteni Mart 2014

Page 1

!

SANDIKTA AK’LAMA SOKAKTA HESAP SOR

ÜLKEM‹Z‹ AKP’N‹N EL‹NE BIRAKMAYACA⁄IZ! “AKP’nin sokakta kaybettiği meşruluğu sandıkta yeniden kurmasına izin vermeyeceğiz!”

SF>2

SANDIK KURTARMAZ SOKAK AFFETMEZ Sandıktan ne çıkarırsa çıkarsın Erdoğan’ın çürümüş diktatörlüğü ayakta kalamayacak... SF>3

HALKIN KANINI DÖKTÜLER HALKA HESAP VERECEKLER Son 12 yılda binlerce işçi, asker, Kürt genci, direnişçi, kadın, çocuk öldü. Emri o vermişti. Hesabını da verecek. SF>4

HALKTAN ÇALDILAR HALKA HESAP VERECEKLER Akıllara durgunluk veren bu yolsuzluk paraları halkın cebinden çıktı, halkın geleceğinden çalındı. SF>5

ARTIK YETER B‹Z VARIZ! “Söz, yetki, karar halka” diyenler, yerel yönetim çalışmalarıyla kendi seçeneklerini yaratıyor. SF>6 Haziran’dan bu yana Erdoğan’ın emriyle 8 canımızı yitirdik. Mehmet’i, Ethem’i, Abdullah’ı, Medeni’yi, Ali İsmail’i, Ahmet’i, Hasan Ferit’i, Berkin’i unutmayacağız..

ANKETL‹ SEÇ‹M YALANLARI, MUHTEMEL SEÇ‹M H‹LELER‹ AKP’nin seçim anketleri ile karşı tarafın anketleri arasında yüzde 20’yi bulan fark var. Hileler kaçınılmaz. SF>7


!

SANDIKTA AK’LAMA

HALKEVLER‹

SOKAKTA HESAP SOR

2

Ülkemizi AKP’nin eline b›rakmayaca¤›z! Halkevleri halkın örgütüdür. AKP’yi köşeye sıkıştıran sokağın, direnişin, mücadelenin örgütüdür. Gidene ağam demedik, gelene paşam demeyeceğiz. Eşit, özgür, demokratik bir ülke için halkın haklarını sokakta savunacağız… cilerimizle birlikte “Eğitim Hakkı” mücadelesini örgütledik. Oya Ersoy Halkevleri Genel Baflkan›

Y

eni bir tarihsel eşikten geçiyoruz. Yıllardır neoliberal, gerici, cinsiyetçi, ırkçı, halk düşmanı politikaları birlikte uygulayanlar bugün kirli siyaset teknikleriyle siyaset alanını yeniden dizayn etmeye çalışıyorlar. Kendi sistemlerini yeniden kurarken Haziran İsyanı ile siyasetin öznesi haline gelen halkı etkisizleştirmek, sesini kısmak istiyorlar. Çünkü egemenler arasındaki iktidar kavgası bittiğinde halk düşmanı politikaları uygulamaya devam edecekler. Onlar; AKP’siyle, Cemaat’iyle, sermayesiyle, yedekte bekletilen sağ kadroları ile halkın karşısında hep beraber durdular. Halkevleri olarak; iktidara geldiği günden bu yana AKP talanına, yağmasına, faşizmine, gericiliğine karşı sokakta mücadele ediyoruz.

“Sağlık Hakkı” mücadelesinde sağlık emekçileri ile birlikteydik. Zamlara karşı meydanları doldurduk, ulaşım zamlarını turnikelerden atlayarak geri çektirdik. AKP’nin “3-5 çocuk doğurun”, “Kadın erkek eşitliğine inanmıyo-

rum” sözleriyle simgeleşen gerici saldırılarına karşı Halkevci kadınlar “bedenimiz de yaşamımız da bizimdir” diyerek sokaklardaydı. Şemsiyelerimiz tacizcilerin, tecavüzcülerin korkulu rüyası oldu. Kürt sorununda “AKP’nin, emperyalizmin karşısında, halkların yanında, demokratik çözümün

tarafıyız; eşit, özgür, kardeşçe bir ülke kuracağız” dedik. Irak’ın işgaline ve AKP’nin işbirlikçi politikalarına karşı “Karadeniz Uşağı Amerikan Uşağı Olmayacak” diye yürüdük. “Irak’tan yoksulların evine cenaze, patronların kasalarına para geliyor” diyerek Irak mağduru işçiler ve ailelerle birlik-

AKP’nin sokakta kaybettiği meşruluğu sandıkta yeniden kurmasına izin vermeyeceğiz!

te Meclis kapısına dayandık. Siyasal İslamcıların timsah gözyaşlarına karşı “Yaşasın Filistin, Filistin Yaşasın” kampanyasıyla ABD emperyalizmine, İsrail siyonizmine ve AKP işbirlikçiliğine karşı Filistin ve Lübnan halklarının yanında olduk. Gezi ile başlayan Haziran İsyanı’nda ülkenin dört yanında halkla birlikte TOMA’ları, gaz fişeklerinin önünde direnişi örgütledik. Yolsuzlukların ifşa edildiği gün sokağa ilk çıkan, AKP önlerine yürüyenlerdik. Sokaktan hiç ayrılmadık; ODTÜ yolunda, cemevi-cami projesinde, Kuzey Ormanları Savunması’nda, AKP seçim standlarının karşısında biz vardık. Bugün yaşanan iktidar kavgasıysa, bundan sonra bu ülkeyi kimin yöneteceğinin kavgasıyla, bu kavgada ‘halktan yana’ biz de varız! Halk düşmanı bu rejimin yeniden onarılmasına, bu sürecin halkın taleplerinin ve örgütlerinin yok sayılarak dizayn edilmesine izin vermeyeceğiz.

En temel yaşamsal haklarımızın gaspına, doğanın talanına, kentlerin yağmalanmasına karşı Halkın Hakları mücadelesini örgütledik. HES’leri, termik santralleri, kentsel dönüşüm projelerini halkla birlikte direnerek durdurduk.

AKP’nin sokakta kaybettiği meşruluğu sandıkta yeniden kurmasına izin vermeyeceğiz! Halka karşı yarım kalmış saldırıları yürütmek üzere istihkam edilmeye çalışılan egemenler cephesinin de karşısında olacağız. Dayanacağımız tek yer, Haziran İsyanı’yla ortaya çıkan halkın gücüdür!

Derelerimiz, geleceğimiz için mücadele ettiğimiz Hopa’da AKP’ye meydan okuduk. AKP’nin adalet ve hukuk sistemini, Hopa Davası ile sokakta mahkum ettik.

Bu ülkede çalmayan, çırpmayan, halkın çıkarlarından başka çıkarları olmayan, halkın gücünden başka bir güce bel bağlamayan tek güç soldur, sosyalistlerdir.

AKP’nin gerici, piyasacı, cinsiyetçi eğitim sistemine karşı velilerimizle, öğretmenlerimizle, öğren-

Bu ülkeyi çetelerin, gericilerin, ırkçıların, mezhepçilerin, rantçıların eline bırakmayacağız.

Halkevleri Bülteni/Mart 2014, Halkevleri Bülteni yayg›n süreli yay›nd›r. Ücretsizdir. Halkevleri Derne¤i ad›na Sahibi ve Sorumlu Yaz› ‹flleri Müdürü: Oya Ersoy. Yay›n ‹dare Merkezi: Halkevleri Derne¤i Genel Merkezi Konur Sk. No:8/9 K›z›lay/Ankara Tel: 0312 419 27 17 Bas›m Tarihi: 20.03.2014 Bas›m Yeri: ART Matbaac›l›k / Kartepe, Kocaeli


3

!

SANDIKTA AK’LAMA

HALKEVLER‹

SOKAKTA HESAP SOR

Sand›k kurtarmaz, sokak affetmez! Sandıktan ne çıkarırsa çıkarsın Erdoğan’ın çürümüş diktatörlüğü ayakta kalamayacak, halkın kararlı direnişi, zorbayı da onunla iktidarı paylaşıp bugün dalaşan suç ortaklarını da tarihin çöplüğüne gönderecek

T

ayyip Erdoğan seçim meydanlarında, televizyon ekranlarında durmadan dinlenmeden bağırıyor, “SANDIK” diyor başka bir şey demiyor. Çünkü sokaktan, sokaktaki halktan korkuyor. Ülkenin dört bir yanında AKP’nin talanına, yalanına, zorbalığına karşı ayağa kalkan milyonlar, aylardır “hükümet istifa, Tayyip istifa” diyerek sokaklarda. Tayyip sandığa sığınsa da, sokaktan kurtulamıyor. Seçim stantlarını bile zor kurar hale gelen AKP’nin korkusu büyüyor, planları bozuluyor. Ortada demokrasinin “d”sini bırakmayan, meydanları yasaklayan, interneti sansürleyen, telefonla gazeteci kovduran, muhaliflerini hapishanelere dolduran, halka gaz bombaları ve TOMA’larla saldırı emrini veren Tayyip diyor ki “Sandık demokrasinin namusudur!” Memlekette hukuk, adalet namına bir şey bırakmayan, yaptığı hırsızlıklar, yolsuzluklar, aldığı rüşvetler, yağmaladığı ormanlar, kentler, ölüm emrini verdiği gençler dünyanın diline düşen Tayyip diyor ki: “Hesabı sandıkta sorun!” Tayyip’in niyeti bozuk. İstiyor ki halka karşı işlediği suçlardan yargılanmasın, yatlarına, katlarına, çocuklarına kimse dokunmasın. İstiyor ki Gezi direnişinden sonra hiçbir meşruiyeti kalmayan iktidarını hile-hurda, baskı, yalan, kışkırtma ve halkı düşmanlaştırma politikası ile aldığı oy oranına yaslanıp sürdürsün. İstiyor ki seçimden birinci parti çıksın. Sonra kendini “milli irade” ilan etsin. Bil-

diğini okumaya, asıp kesmeye, çalıp çırpmaya, insan öldürmeye devam etsin. ARTIK YETER! Tayyip sokaktan korkup çareyi sandıkta arıyorsa bir bildiği var. Biliyor ki yenerse sokaktaki halk onu yenecek. 12 yıllık iktidarında halkın arkasından türlü dolap çevirirken onun oyununu bozan hep sokak oldu. Bu ülkede hangi hak kazanıldıysa, hangi yağma pro-

jesi durdurulduysa, hangi savaş engellendiyse, hangi hak, hangi orman, hangi dere, hangi park korunduysa bunu sokakta mücadele edenler başardı. O yüzden güvenceli iş için direnen TEKEL işçisi hala kabusu. Onun için Kürtler, Aleviler düşman, onun için kadınlar karşısına dikilince ne diyeceğini şaşırıyor. Onun için üniversitelilerden kaçıyor, onun için GEZİ’yi bir kez olsun dilinden düşüremiyor. Yatıyor, kalkıyor Gezi diyor.

Ancak artık kaçışı yok! SANDIK AKP’Yİ KURTARAMAYACAK! Sandıktan ne çıkarırsa çıkarsın Erdoğan’ın çürümüş diktatörlüğü ayakta kalamayacak, halkın kararlı direnişi, zorbayı da onunla iktidarı paylaşıp bugün dalaşan suç ortaklarını da tarihin çöplüğüne gönderecek. Artık kaçışı yok! SOKAK AFFETMEYECEK! Haziran İsyanı’nı okullarına,

tribünlere, işyerlerine, kent meydanlarına, park forumlarına taşıyanlar, AKP’nin katlettiği direnişçilerin, yolsuzluğun, hırsızlığın, sansürün, zorbalığın, kadın düşmanlığının hesabını sokakta soranlar, Berkin Elvan’ın ardından ülkenin tüm kentlerinde sokakları dolduran yüz binler, Tayyip Erdoğan iktidarının, bu çürümüş düzenin sürmesine izin vermeyecek, yeni bir ülkeyi sokakta mücadeleyle kuracak.


!

SANDIKTA AK’LAMA

HALKEVLER‹

SOKAKTA HESAP SOR

4

Halk›n kan›n› döktüler, halka hesap verecekler! AKP, İsyan’da yitirdiklerimizle birlikte, savaşlar, işçi ve kadın cinayetleri, muhalefete yönelik saldırı, ihmal, yanlış yapılaşma, işkence ve korumadıkları nedeniyle ölen binlerin faili. Her isim simgeleşemedi ama her ölüm halkın öfkesini biriktirdi. AKP bu katliamların hesabını vermek zorunda RTE: ‘Haddinizi bilin’ Erdoğan’ın Pamukova hızlı tren kazası sonrası bakanın istifa etmesi ile ilgili soruya verdiği bu yanıt, 41 yolcunun ölümünü önemsemiyordu. Elbette Karadeniz sahil yolu nedeniyle gerçekleşen toprak kaymalarını, artan trafik kazalarını, TCDD’nin ihmali nedeniyle hayatını kaybeden Ebru Gültekin’i de… RTE: ‘Deprem vergileri duble yol oldu’ Van’daki iki depremde toplam 644 kişi hayatını kaybetti. 2009’daki sel felaketlerinde İstanbul İkitelli’de 31 kişi, Trakya’da 7 kişi öldü. RTE: ‘Polisim biber gazı da atar’ Biber gazından ölen Hatice İdin, İbrahim Sevindik, Musa Dağ, Mehmet Uytun, Hacı Zengin, Kazım Şeker, Metin Lokumcu’nun arasına, Haziran İsyanı sırasında, yeni isimler eklendi. RTE: ‘Emri ben verdim’ Haziran İsyanı ve sonrasında Mehmet, Ethem, Abdullah, Medeni, Ali İsmail, Ahmet, Hasan Ferit, Berkin öldürüldü. 10 binin üzerinde direnişçi yaralandı. RTE: ‘Analar ağlamasın’ Tayyip Erdoğan “Analar ağlamasın” dedi. Ama 2003’ten 2009’a kadar sırasıyla 31, 75, 105, 111, 146, 171, 80, 162, 150; toplamda 1131 asker öldü. İçişçileri Bakanlığı verilerine göre, 2003-2011 arasında 1628 PKK’li öldürüldü. Ve elbette bunların yanında sayılarına ulaşamadığımız er ve subayların intihar ve kaza süsü verilen ölümleri var. RTE: ‘Kadın da olsa çocuk da olsa gereken yapılacaktır’ 14’ünde Ceylan Önkol, 13’ünde Uğur Kaymaz ve daha pek çok

Kürt çocuğu AKP’nin savaşı nedeniyle hayatını kaybetti. Sadece 2012’de, mayın ve patlama sonucu yedi çocuk, kolluk kuvvetlerince şiddete uğrayan iki çocuk, resmi hata ve ihmal sonucu da beş çocuk öldü. RTE: ‘Tarih diktatörleri affetmemiş’ Erdoğan döneminde Türkiye’de yaşanan katliamlarda yüzlerce kişi hayatını kaybetti. Savaş uçaklarının bombaladığı Roboski’de 34, Cilvegözü’ndeki patlamada 17, Reyhanlı’daki saldırıda resmi sayılara göre 53 kişi yitirildi. İç savaş kışkırtıcılığı yapan AKP, cihatçılara destek verdi. Kafa kesenlerin yargılanmasına izin vermedi. Sivas Katliamı davası zamanaşımından düşürüldü. Fail Hizbullahçılar AKP döneminde serbest bırakıldı.

RTE: ‘Kadın erkek eşit değildir’

RTE: ‘Ben de işkence gördüm’

AKP iktidarında kadın cinayetleri yüzde 1400 arttı. Her gün 5 kadın öldürülüyor. Sadece basına yansıdığı kadarıyla 2010’da 217, 2011’de 257, 2012’de 165, 2013’te 214 kadın erkekler tarafından öldürüldü. AKP’nin yargısı, koruma talep eden kadınları eve geri gönderdi, yüzlerce kadın öldürüldü. Yüzlerce kadın, baskı nedeniyle intihar etti.

2004’te 1040 kişi gözaltında işkence gördü, 9 kişi hapishanede tedavi edilmediği için öldü. İşkencede ölen Engin Çeber ve uzun süre tahliye edilmeyen Güler Zere’nin ölümü AKP tarihine kara leke olarak düştü. Onlarca hasta mahpus tedavi edilmediği için hapishanelerde öldü. Hapishane nakil aracında çıkan yangında 5 mahpus öldü.

RTE: ‘Mesleğin kaderinde var’

RTE: ‘Gençlik tinerci mi olsun’

Türkiye ölümlü maden kazalarında birinci sırada. Kot kumlama işçileri slikozis hastalığından ölüyor. Tersanelerde neredeyse 200 işçi hayatını kaybetti. İnşaatlarda yüzlerce işçi iş kazalarında öldü. Ev işçilerinin ölümleri, istatistiklere bile geçemedi. Son on yılda en az 10 bin işçi iş cinayetlerinde öldü.

Muğla’da üniversiteli Şerzan Kurt, polis tarafından öldürüldü. “Kızlı erkekli evler” şikayeti nedeniyle bir üniversiteli balkondan düşüp hayatını kaybetti. Üniversiteliler harç parası için çalıştıkları inşaatlarda hayatını kaybetti. Gençler, yarışa dayalı ÖSS’de başarı sağlayamadığı için intihar ediyor.

RTE: ‘Atanamayan öğretmen kalmayacak’ Ataması yapılmadığı için 34 öğretmen intihar etti. 6 yaşındaki Efe Boz, üzerine lavabo düştüğü için, 7 yaşındaki Şahin, üzerine kapı düşerek öldü. Konya’daki Kuran kursu patlamasında 17 kız çocuğunun öldü. RTE: ‘Ne yapmışız? Adam mı öldürmüşüz?’ Borçlarını ödeyemeyip intihar edenler, taraftarların ölümü, küvezde ölen bebekler, ambulans gelmediği için ölen Muharrem bebek, Ayaz bebek, 17 Aralık’ta meclis önünde kendini yakan genç, gay olduğu için babası tarafından öldürülen Ahmet Yılmaz ve diğer nefret cinayetleri, LGBTİ intiharları ve oğul Burak Erdoğan’ın yaptığı trafik kazası ile sanatçı Tanürek’i öldürüşü ile bu soruyu yanıtlamak gerek.


5

!

SANDIKTA AK’LAMA

HALKEVLER‹

SOKAKTA HESAP SOR

Halktan çald›lar, halka hesap verecekler! Akıllara durgunluk veren bu yolsuzluk paraları halkın cebinden çıktı, halkın geleceğinden çalındı. Hırsızların iktidarından hesabı halktan başkası soramaz. Hakları için isyan eden halk kendisine düşman olan bu hırsızlar iktidarını yıkacak, kendisinin olanı, kendisinden çalınanı geri alacak

“Ç

almadık” diyemiyor, “Sayıştay raporları Meclis’e gelirse duman oluruz” diyor, Meclis’in sesini kısıyor, gizlemek için ellerinden geleni yapıyorlar ama nafile. İktidarın elinin değdiği her yerden büyük yolsuzluklar açığa çıkıyor. Bir avuç azınlık servetini katlarken halkın işsizlikle, sefalet ücretleriyle, borçla, geçim derdiyle cebelleştiği ülkemizde Karun kadar zengin bir Başbakan... Evinde “yastık altında” kalmış 1 milyar doları bulunan Başbakan’ın, “rivayete” göre İsviçre’deki 8 gizli banka hesabında da 40 milyar dolar var. Küçük oğlunun vakfının iki yıl önce 160 milyon lirası vardı. Sonra Okmeydanı’nda, Etiler’de, Kartal’da milyar dolarlık araziler Erdoğan aile şirketinin paravanı olan bu vakfa aktarıldı. Büyük oğlanın 60 milyon dolarlık 6 gemiciği var. Dahası var. Damatta var, küçük kızda var, amcada var… Bütün aile bir oluyor, günlerce taşıyor, sıfırlayamıyorlar. Banka müdürünün ayakkabı kutusunda 4,5 milyon dolarlık bahşiş, Erdoğan’ın “makaracı” eski bakanı Egemen Bağış’ın çikolata kutusunda 500 bin liralık bağış, Zafer Çağlayan’ın kolunda 700 bin liralık hediye saat, Muammer Güler’in oğlunun cebinde 3-5 kuruş dediği 1 trilyon… Bunlar daha ifşa olanlar, ifşa olmayanlar da var.

Nereden geldi bu paralar? Nereye gitti bu paralar? Yolsuzluklar bir bir ifşa oldukça hayretlere düşüp, “Nereden gelmiş bu kadar para?” diye sormayalım, boş ceplerimize bakalım! El yakan faturalarımıza, kredi kartı borçlarımıza, banka borçlarımıza bakalım!

Tüketicilerin bankalara borcu 2003’e göre yüz kat arttı, 201 milyar TL oldu. Kredi kartı borçları 17 kat arttı, 72,2 milyar TL oldu. AKP iktidarında devletin iç borcu 2,5 kat artarak 229 milyar dolara; Türkiye’nin dış borcu 2,5 kat artarak 337 milyar dolara çıktı. AKP kendisinden önceki 56 yıl boyunca harcanan toplam paranın iki katını (1,5 trilyon dolar) harcadı. Ama ortalama büyüme oranı değişmedi, işsizlik oranı yükseldi, cari açık fırladı… “Babalar gibi” sattıkları SEKA’yı, TEKEL’i, TÜPRAŞ’ı, Erdemir’i, madenleri, limanları, santralleri hatırlayalım! AKP’den önce bütün hükümetler 8 milyar dolarlık satış yapmıştı, AKP 38 milyar dolarlık sattı. Ulaşım ücretlerine, adım adım

zamlanan sağlıkta katkı paylarına, özelleşen okullara bakalım! Maden şirketlerine yağmalattıkları ormanları, köyleri, dağları; HES’çilere kurban ettikleri dereleri, rüşvet alabilmek için beton çarklarını çevirdikleri kentleri hatırlayalım! Halk değil hükümet ve üç beş şirket istedi diye yapılan 3. Köprü’ye, 3. havalimanına, Atatürk Orman Çiftliği’ndeki “başkanlık sarayına”, Nevşehir’de yağmalanan tarihi evlere, Çamlıca’nın tepesine kondurulan cemaatsiz camiye bakalım! Değerli kamu arazilerini, SİT alanlarını Başbakan’ın kontrolünde şantiyeye çeviren, yoksulun evini yıkan, arazilerimizi zorla elimizden alan, dönüp fahiş fiyatlarda yeniden bize satan TOKİ’ye bakalım!

AKP iktidarında üçte biri TOKİ eliyle olmak üzere yılda ortalama 53 milyar dolarlık inşaat yapıldı. İşini bilen bakanların ülkesindeki çoğu genç 4 milyon 908 bin işsize, 1 milyonu aşkın taşeron işçiye, ataması yapılmayan 300 bin öğretmene bakalım! İstanbul’da, Adana’da, Antakya’da, Antep’te, İskenderun’da, Urfa’da deyip kelle başı para ile alınıp-satılan cihatçılara, kah Nijerya’ya, kah Libya’ya, kah Suriye’ye kaçırılan silahlara bakalım! 6 işsizden 5’ine ödeme yapmayan İşsizlik Sigortası Fonu’nda biriken 70 milyar liraya bakalım! Deprem vergisi diye toplanıp da Kocaeli’nde Van’da depremzedeler için kullanılmayan 47 milyar dolara bakalım! Tayyip Erdoğan döneminde yıllık

1,5 milyar doları bularak rekor kıran “örtülü ödenek”e bakalım! Halkın hakları, halkın ürettikleri, halkın ortak zenginlikleri, halkın geleceği AKP eliyle talan edildi; sermayenin kârına kâr, sermayenin iktidarı AKP’nin gizli kasalarına kirli servet olarak yansıdı. Hesap belli, hesab›n› soracaklar da Kasalara, kutulara, İsviçre bankalarına tıkılan, AKP’li hırsızlar iktidarının sefahati için kullanılan bu servet halkın ödenmemiş, çalınmış, dolandırılmış, talan edilmiş servetidir. Hakları için isyan eden, mücadele eden halk kendisine düşman olan bu hırsızlar iktidarını yıkacak, kendisinin olanı, kendisinden çalınanı geri alacaktır!


!

SANDIKTA AK’LAMA

HALKEVLER‹

SOKAKTA HESAP SOR

6

Art›k yeter, biz var›z! 2014 yerel seçimlerine haz›rlananlar sadece halk›n iradesini ve taleplerini yok sayarak sand›k hesaplar› yapanlar de¤il. “Söz, yetki, karar halka” diyenler, mahallelerden belediyelere halk›n muhtarlar›yla, meclisler etraf›nda örgütlenen yerel yönetim çal›flmalar›yla kendi seçeneklerini yarat›yor Ankara’da solun ortak aday› KAYA GÜVENÇ Ankaralıların piyasacı sağ bir belediyeciliğe, faşist belediye başkan adaylarına mahkum olmadığını söyleyen sosyalistler AKP’li Melih Gökçek ve CHP adayı Mansur Yavaş karşısına Ortak Sol Aday Kaya Güvenç’le çıktı. Ankara’da seçim çalışmaları hız kesmeden devam ediyor. ‘AKP’nin talanına karşı

çare biz kendimiz; sen-ben-biz yöneteceğiz’ diyerek yola çıkan Ortak Sol Aday Meclisi; programını halkla birlikte direnişin içinde sokakta, kampuslarda, mahallelerde oluşturuyor. Program gençlerin, kadınların, Alevilerin, Kürtlerin, LGBTİ bireylerin, emekçilerin yaşadıkları kentte söz ve karar hakkını, insanca bir yaşamı temel alıyor.

Hopa’da üretenler yönetsin diye ENVER KORZAY ‘Bizden faşiste, yolsuza, rantçıya oy çıkmaz’ diyen Hopalılar Halkevleri ve ÖDP’nin aktif destek verdiği Halkçı Demokratik Yerel Yönetim Meclisi’nin adayı Enver Korzay ile seçimlere hazırlanıyor. Meclis, mahalle ve ev toplantılarıyla seçim çalışmalarını sürdürürken diğer yandan da mevcut belediyenin ihale oyunlarına,

rantçı uygulamalarına karşı Hopa halkının haklarını savunuyor. Korzay ve meclisin yaptığı halk toplantılarında kültür, sanat merkezleri eksikliği, işsizlik, uyuşturuve kontorlü ulaşım le, cuyla mücade su sayaçları Hopalıların ilk dile getirdiği sorunlar oluyor. Meclis, üretenlerin yönettiği bir ilçe için yönetime aday.

Oylar Halk›n Muhtarlar›na!

‘Yaşadığımız mahalleleri kendimiz yöneteceğiz’ diyenler halkın muhtarları ile seçimlere giriyor. Mahallerle, forumlarda, mahalle meclislerinde, halk toplantılarında belirlenen Halkın

Defne’yi MAL‹K

KILIÇ ile halk meclisleri yönetecek

Hatay’da ÖDP, Halkevleri, Defne Halk Meclisi, Defne Dayanışması, Aknehir ve Yeşilpınar belediyelerinin mevcut başkanları, çeşitli dernek ve meslek örgütlerinin üyeleri demokratik, halkçı bir belediye için güçlerini birleştirdi. Yeşilpınar eski Belediye Başkanı Malik Kılıç’ı Defne Belediye Başkanlığı’na aday olarak gösterdi.

Halkın öz yönetim organlarını yaratma hedefiyle mahallelerde kurulan Halk Meclisleri etrafında örgütlenen yerel seçim çalışması kadın ve gençlik meclisleriyle güçlendi. Antakyalılar AKP’nin savaş politikalarına, mezhepçiliğine karşı aktif mücadele eden solun gerçek bir seçenek olduğu bir yönetim kurmaya hazırlanıyor.

Halkç› bir yerel yönetim için fiENOL ÇEL‹K hopa Kemalpaşa’da ilk defa yerel yönetim programının tartışıldığı bir seçim dönemi yaşanırken, Kemalpaşa Halkçı Yerel Yönetim Meclisleri seçimlere Şenol Çelik’le giriyor. ‘Artık yeter! Biz varız’ diyerek yola çıkan Kemalpaşalılar belediye başkan adayıyla yapılan mahalle gezilerinde beldeye dair hayata geçirilmesi gereken projeleri ve halkın

Muhtar adayları insanca yaşanabilir mahalleler yaratmak için yola çıktı. Halkın haklarına sahip çıkacak, mahallenin sorunları için mahalleliyle birlikte mücadele edecek, parkların ve yeşil

doğrudan katıldığı bir yönetimi kurmayı tartışıyor. Beldenin sahilinden meydanlarına, ortak sosyal alanların düzenlenmesinden belediye binasındaki atıl katların nasıl değerlendirileceğine kadar bütün belediye programı halkla birlikte şekilleniyor. Meclis LazHemşin şovenizmine karşı “Barış ve kardeşlik için biz varız” diyor.

alanların değerlendirilmesinden kurslara, kültür sanat etkinliklerinden mahallenin temel ihtiyaçlarına kadar her türlü soruna birlikte çözüm üretecek bir muhtarlık hedefiyle seçimlere hazırlanan

halkın muhtarları sokak temsilcilikleri ve mahalle meclisleri ile mahalleyi birlikte yönetmeye hazırlanıyor. Halkın Muhtar Adayları kenti değiştirmeye mahallelerinden başlıyor.


7

!

SANDIKTA AK’LAMA

HALKEVLER‹

SOKAKTA HESAP SOR

AKP anketlerle güç gösterisi yapmaya çalışıyor. Ama Cemaat’in anketlerine göre AKP yüzde 30’un dahi altına düştü. Seçimler ise ülke tarihinin en kirli oyunlarına sahne olacak. AKP’nin seçimleri istediği farkla kazanmasının tek yolu hile yapması

Yalanlar ve hileler A

KP, kitleleri yönlendirmek ve oy durumunu kendi lehine değiştirmek için her şeyi deneyecek. Amaç, en azından 2009 yerel seçimlerindeki oy oranını tutturmak. Yaklaşık 12 senedir suç ortaklığı yapmış olan Cemaat ve AKP tarafından her türlü maniplasyon ve hile aracı kullanılacak. YALAN ANKETLER NE ‹fiE YARIYOR? AKP, ısmarlama seçim anketleriyle, tabanını güçlü olduğuna ikna etmeye çalışıyor. AKP’nin açık ara farkla önde olduğu anketler, “güçlü ve iktidar” olan AKP’den seçmenin kopmasını engellemek ve partisine güven duymasını sağlamak için ısmarlanıyor. Bu yüzden de AKP’ye seçim anketi yapan A&G, ANAR, Pollmark gibi şirketler, gerçekçi rakamlar kullanmıyor. Bu şirketler, Erdoğan’ın dahi razı olduğu yüzde 38’lerden bahsetmek yerine yüzde 49’a varan oranlar kullanıyor. Aynı zamanda, AKP’yi Türkiye genelinde, İstanbul, Ankara gibi büyükşehirlerde en az yüzde 5’lik farklarla birinci gösteren anketler, AKP’nin yapacağı hilelere dayanak olarak gösterilebilir. Seçim sonrasında “Anketlerde zaten bu sonuç çıkmıştı” beyanatları verilecektir.

ANKETLER NEDEN GERÇEKÇ‹ DE⁄‹L? Seçim anketleri, bilimsel bir temelden yoksun medyatik araçlar. Anketlerin, genellikle hangi il-ilçede, hangi örneklemlerle yapıldığı açıklanmıyor. Açıklananlarda ise anketlerin 20-30 ilde ya da sınırlı sayıda kişiyle yapıldığı, adayın dikkate alınmadığı, genel seçim anketi gibi yapılmış olduğu görülüyor. Açıklanan sonuçlar şaibeli. Habertürk’e anket yapan Konsensüs şirketi, tapelerle gündeme gelmiş,

Tayyip Erdoğan’ın oğlu Bilal ve Fatih Altaylı arasındaki konuşmalarda Altaylı anketlerde “maniplasyon yapacağı”nı söylemişti. Aynı Altaylı, 19 Mart’ta yayımladığı anketlerde bu sefer maniplasyon yapmadığına “yemin billah ederek” yüzde 45 ile AKP’nin birinci parti olduğunu, Ankara’da CHP’nin birinci geldiğini açıkladı. Operasyonel Twitter hesaplarından “AKP’nin kendi yaptırdığı anketler” duyurusuyla il il anketler yayımlandı. Bu anketlerde Türkiye’de CHP’nin birinci parti

olarak Ankara, İstanbul, Hatay’ı aldığı, Urfa’da BDP’nin birinci olduğu gösterildi. Toplam AKP oyuna ise yüzde 29 denildi. Karşılıklı anketler arasında AKP’nin oyunun yüzde 29’dan yüzde 49’a kadar oynaması anketlerin ne kadar güvenilmez olduğunu ortaya koyuyor. SANDIKTA CEMAAT-AKP KAVGASI Seçimlerde başvurulacak hileler anketlerle sınırlı değil. Yine Twitter’dan “AKP’nin sırları”nı yazan Cemaat kalemi, AKP’nin hile yapmak için seçimlere özel bir

ekip kurduğunu ve sandık başkanlarına teklif götürmekten il-ilçe seçim kurullarındaki hakim ve savcıları özel olarak belirlemeye kadar birçok yöntemi kullanacağını beyan etti. Bu iletilerde 2009 seçimlerinde İstanbul Çekmeköy’ün sahte oy torbalarıyla kazanıldığı ve “kendilerinin de bundan haberdar olduğu” itirafı yer aldı. Cemaat ve AKP ortaklığında önceki seçimlerde de, özellikle Kürt bölgelerinde, birçok hile yapılmıştı. Şimdi her iki tarafın kadroları bu yöntemleri birbirlerine karşı koz olarak kullanacak.

BAfiVURULMASI MUHTEMEL H‹LELER • Oy pusulaları ve tutanakların sahtelerinin depolanması, seçim sırasında kullanılması. • Sahte oy kullanacak kişiler için hayali adresler çıkarılması. • Aynı adresin birden fazla seçmen tarafından kullanılması • Seçmenlerin AKP’nin güçlü olduğu başka bir ilçeden transfer edilmesi.

aktarılırken “oynama” yapılması • Yabancılara oy kullandırılması (AKP’nin Suriyelileri TC vatandaş yapıp oy kullandırması) • Ölülerin seçmen listesine alınması, ölmüş kişiler adına oy kullanılması • Oy kullanma bittiğinde, torbaların yolda değiştirilmesi

• Mükerrer (birden fazla) oy kullanımı

• Gelmeyen seçmenler adına oy kullanılması

• Oy tutanaklarının değiştirilip sahte imzalar atılması.

• Seçimlerin değerlendirildiği SEÇSİS bilgisayar sisteminin güvenli olmamasından dolayı, sonuçlara müdahale edilebilmesi

• Sonuçlar ilçe seçim kurullarından merkeze


!

SANDIKTA AK’LAMA

HALKEVLER‹

SOKAKTA HESAP SOR

8

AKP ile birlikte düzeni de y›k›lmal›d›r

Söz, yetki, karar, iktidar halka! Y

alanın, talanın ve zorbalığın iktidarı AKP çöküyor. Çökerken çürümüş bir diktatörlüğe dönüşüyor. AKP’nin ortaya saçılan pislikleri; onu iktidara getiren emperyalistlerin, sermayenin, cemaatlerin; onu iktidar yapan düzenin halk düşmanlığını ve çürümüşlüğünü de gözler önüne seriyor. 12 yıllık AKP iktidarı döneminde hukuk paçavraya çevrildi. Hırsızlık günlük icraat haline getirildi. Yolsuzluk devletin, belediyelerin, partinin her düzeyine yerleşti. Şantaj iş bitirmenin aracı haline geldi. Tayyip Erdoğan’ın ve yandaşlarının çıkarları için medya, yargı, kamu kurumları baskı ve tehditle çalıştırıldı. Hakkını arayan halk ise karşısında muhatap olarak şiddeti buldu. Bu 12 yıllık karanlık döneme artık bir son verilmeli, bu halk AKP’den kurtulmalıdır. AKP’den kurtulurken aynı çürümüş düzenin başka siyasi partiler tarafından sürdürülmesi de kabul edilemez. Ne makyajlar ne de yamalar bu krizden halk yararına bir sonuç çıkarır. AKP ile birlikte düzeni de yıkılmalıdır. Tüm alanlarda halkın çıkarlarını esas alan kalıcı, yapısal, çok yönlü dönüşümler bir zorunluluktur. İnsanlığımızı, emeğimizi, geleceğimizi, ülkemizin kaderini hırsızlara, katillere, emperyalistlere, cemaat otoritelerine teslim etmiyoruz!

HALKIN AC‹L fiARTLARI Halkın eşitlik, özgürlük ve adalet taleplerini temel alan yeni bir hukuk sistemi kurulmalıdır! Kamusal kaynaklarımızı, kentlerimizi, doğayı yağmalayanlar, halkın kanını dökenler hesap vermelidir! AKP ve suç ortakları emperyalist işgal, savaş ve iç savaş politikalarına, cihatçı çetelere verdikleri desteğin hesabını vermelidir. Bölgeyi kan gölüne çeviren tüm açık, gizli anlaşmalar iptal edilmelidir. Örgütlenme, eylem, ifade ve iletişim özgürlüğü güvence altına alınmalıdır!

Halkın, parasız bilimsel eğitim, parasız sağlık, temiz, yeterli ve ulaşılabilir su ve sağlıklı beslenme hakkı, enerji hakkı, barınma hakkı, sağlıklı bir çevrede yaşama hakkı, ulaşım hakkı, güvenceli çalışma hakkı, iletişim hakkı güvence altına alınmalıdır. Asgari ücret, insanca yaşam koşullarını sağlayacak düzeye çıkarılmalıdır. Başta taşeron çalıştırma olmak üzere tüm güvencesiz çalıştırma biçimleri yasaklanmalı, iş güvencesi, tüm çalışanlar için temel bir hak olarak tanınmalıdır. Sendikal örgütlenme özgürlüğünün önündeki tüm engeller kaldırılmalıdır.

Egemen din ya da mezhebin kurallarını toplumsal yaşamın temel belirleyeni haline getirmek inanç özgürlüğü dahil olmak üzere tüm özgürlüklerin, eşitliğin, kardeşliğin inkarıdır. Cemaat, kurum veya kişi, hiçbir dinsel otoritenin ve dini kuralın toplumsal yaşamın, kamu düzeninin, kamusal hizmetlerin belirleyeni olmadığı, farklı din ve mezheplere inanma ya da inanmamanın ayrımcılık ve baskı konusu haline getirilmediği özgür, laik bir düzen kurulmalıdır. Alevilerin eşit yurttaşlık talepleri hayata geçirilmelidir. Kadınların özgürlüğü ve eşit yurttaşlığı önünde-

ki yasal, toplumsal, siyasal, ekonomik tüm engeller kaldırılmalıdır. Kadınlara yönelik her tür şiddet, ayrımcılık, kadınların bedeni ve yaşamına yönelik her tür gerici, erkek egemen müdahale en ağır biçimde cezalandırılmalıdır. Kimse cinsel kimlik ve yöneliminden dolayı ayrımcılık ve baskı görmemelidir. Kürt sorunu ve yaşanan 30 yıllık savaş Türkiye toplumunun bütün kesimlerinin ortak sorunudur. Kürt halkının demokratik taleplerinin güvence altına alındığı, halkın doğrudan müdahil olduğu toplumsal ve demokratik bir barış süreci başlatılmalıdır.


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.