Yeryüzünde bazı özel şehirler vardır. Doğayla tarihin, kültürle mimarinin muhteşem bir dengede buluştuğu İznik tartışmasız bu yerlerden biri. İznik’e gelenler her adımda bir açık hava müzesini gezmenin heyecanını yaşıyorlar. Şehir doğal güzellikler, tarihi eserler ve dini motiflerle adeta nakış nakış işlenmiş. Binlerce yıllık görkemli mazisinden süzülen ışık huzmeleri altında İznik bir medeniyetler geçidine dönüşüyor. Zamanın yavaşladığı, ruhun hafiflediği İznik, uzaktan bakmayı değil, içinde kaybolmayı hak ediyor. Dünyaca ünlü çinileri, Hıristiyanlık tarihinde dönüm noktası olan Aya Sofya’sı ve diğer güzellikleriyle İznik, görülmesi, hissedilmesi gereken bir şehir...
IÇINDEKILER 14-41
TARİHİ ESERLER
42-87
TÜRK DÖNEMİ ESERLERİ
88-107
DOĞAL GÜZELİKLER
ÇAĞLAR BOYU İZNİK İznik, Bursa’nın şirin, tarihi bir ilçesidir. İznik’teki yerleşim, milattan önce 5 bininci yıllara kadar uzanır. İznik ilçesi, tarihi seyirde yurt olduğu pek çok medeniyet sonucu bugün adeta bir açık hava müzesidir... İnsanlığın izini sürmek istiyorsanız İznik’e uğrayınız. Çünkü İznik, toplumların can damarlarından biri... Göl kıyısına kurulu bu minik ilçe, adeta milyonlarca yılın tarihini başında nöbet tutmakta...
Romalılar Döneminde İznik Roma İmparatorluğu, Dünya tarihinin önemli büyük imparatorluklarından biridir. İznik, konumu itibariyle Romalılara da cazip gelmiştir ve topraklarını genişleterek bu güzel toprak parçasına hakim olmuşlardır. Romalıların İznik’e hakim olması milattan önce ilk yüz yıla denk gelir... Kadim medeniyetler... Tahrip değil inşa ederler... Ancak öyle kıymetli toprak parçaları vardır ki medeniyetler o toprak parçasına sahip olabilmek için savaş ederler. İşte İznik de bunlardan biri ve en önemlilerinden...
Bizanslılar Döneminde İznik İznik önemini her çağda koruyan bir merkez olmayı başarmıştır. Bu yüzden Bizans İmparatorluğu da İznik’e kıymet vermiştir. Öyle ki İmparator I. Valentinianus İznik’e Metropol sıfatını fazla görmemiştir. Bazı mekânlar vardır.... Ruhları vardır onların... Bütün komutanları cezbeder... Bir kadın gibi alımlı ve uğruna savaşlar verilen şehirlerdir bunlar... İşte İznik de bunlardan... Bizans İmparatorluğu için de gözbebeği olmuş bir mekân...
İznik Konsilleri Roma ve Bizans dönemlerinde önemli bir dini merkez olan İznik, 325 yılında Hristiyanlar arasında çıkan anlaşmazlıkların çözüm önerilerinin konuşulduğu büyük bir toplantıya, Birinci Konsil’e, ev sahipliği yapmıştır. Dinler, yaşam tarzları ve türlü inançlar... İznik’in tarihinde farklı kültürlerden, dinlerden pek çok önemli olay vardır... Bu önemli olaylardan bir tanesi olan Birinci Konsil, İznik’in tarihi açısından da son derece önem arz etmektedir.
Selçuklular ve İznik Selçuklu Sultanı Alpaslan’ın Bizans ordularını Malazgirt’te 1071’de yenmesinden sonra, Selçuklular on birinci yüzyılın sonlarında Bizans içlerine kadar yürüdüler. Kutalmışoğlu Süleyman Şah, 1075 tarihinde Nicaea’yı aldı ve 1080 yılında Selçuklu devletinin başkenti yaptı. Adını da Nicaea’nın izi anlamında “İznik” olarak değiştirdi. İznik Selçuklular elinde 22 yıl kaldı... Bu kısa sürede bile İznik, kendisinin yeni sakinlerini misafirperver bir eda ile ağırlamayı ihmal etmedi...
İznik’in Osmanlılarca Fethi 1331 yılında Orhan Gazi yönetimindeki Osmanlı orduları tarafından fethedilen İznik, Osmanlı dönemiyle birlikte daha da canlanmaya başlamış; sanat, ticaret ve kültür merkezi özelliğini kuvvetlendirmiştir. Davud-u Kayseri, Ebul Fadıl Musa, Eşrefoğlu Abdullah Rumi gibi ünlü tasavvuflar İznik’te yaşar ve önemli eserler bırakılar. Yine Osmanlı döneminin ilk göz ağrıları denecek camiler, medreseler ve imaretler de İznik’te hayat bulur...
8
9
İznik Gölü Türkiye’nin beşinci büyük gölüdür İznik Gölü. Marmara Bölgesi’nde yer alan göllerin ise en büyüğüdür. Çevresindeki pek çok tarım arazisine su verir. Evliya Çelebi şöyle der: “Bir at İznik Gölü’nde yedi gün boyunca yıkansa ve suyundan içse eti ve yağı hem fazla hem de güzel olur.”
İznik Gölü, tarımdan turizme, balıkçılardan piknikçilere, adeta yöreye hayat veriyor. Maviyle kucaklaşan bu yemyeşil kıyılar hem İznik hem de civarda yaşayanlar için bir çekim alanı.
10
11
12
13
Gölün en önemli özelliklerinden birisi de tarihi bir bazilikaya ev sahipliği yapması. Yüzlerce yıldır mavi sularda unutulmuş ama yitmemiş mabet görenleri kendine hayran bırakıyor.
TARİHİ ESERLER HELENİSTİK, ROMA ve BİZANS DÖNEMİ ESERLERİ
Ayasofya Müze Camii Milattan sonra 787 yılında VII. Ekümenik Konsil’in toplandığı bu kilise, Hristiyanlık dini açısından oldukça önemlidir. İlçe merkezinde, kentin dört ana kapısına ulaşan yolların kesiştiği noktada yer almaktadır. Önce kilise... Sonra camii... Şimdi de müze... Bin küsur yıla tanıklık etmiş Ayasofya Kilisesi... Çokça badire atlatmış... Ama ayakta kalmayı başarmış... 16
17
Roma Tiyatrosu Göl kıyısında kurulmuş şirin bir tiyatrodur İznik Antik Tiyatrosu. Anadolu’da ayakta kalan görkemli imarlardan biridir. Yaklaşık inşa tarihinin milattan sonra birinci yüzyıl içerisinde olduğu düşünülmektedir. 18
19
20
21
Tiyatro kadim medeniyetlerdeki en canlı sanat dallarından biri olmuştur hep. Bazen trajedi bazen dram... Ama merkezde hep insan ve insanın sanata yansıyan bütün halleri... Ne çok kurguya ve hikayeye tanıklık etmiştir İznik Antik Tiyatrosu...
Beştaş Beştaş, Eski Roma Yolu üzerinde yer alıyor. ‘Dikilitaş’, ‘Nişantaşı’ adlarıyla da tanınan anıtın milattan sonra birinci yüzyılda C. Casius Philiscus adlı varlıklı bir Bithynialı anısına yapıldığı üzerindeki Helence kitabeden anlaşılıyor. Rivayete göre 12 metre yüksekliğindeki anıtın tepesinde bulunan altıncı taşın üzerinde vaktiyle bir kartal ya da zafer tanrıçası Nike’nin olduğu düşünülürmüş... 22
23
Tarihi Kapılar İznik’in sembolü olan tarihi kapılar; İmparator Vespasianus ve Titus dönemlerinde yapılmıştır.123 yılında İmparator Hadrianus Döneminde esaslı bir onarım görmüştür. Kentin ayakta kalabilen en görkemli kapıları İstanbul Kapı; Lefke Kapı ve Yenişehir Kapıdır. Göl Kapı ise yıkık durumdadır.
24
25
26
27
Su Kemerleri Doğu yönünden kente gelen ve Lefke Kapı’nın dışında biten suyolları, milattan sonra altıncı yüzyılda İmparator Jüstinien tarafından yaptırılmıştır. Su kemerleri antik dönemden yakın geçmişe kadar kentin su ihtiyacını karşılamaktaydı. Havuz Başı-Lefke Kapı arasındaki suyolu günümüzde de ayaktadır.
28
29
30
31
“İnanılmaz bir tufanın sonucu meydana gelmiş denize, sudan oluştuğu için aşığım. ruhlarımız kadar akışkan, şekilsiz su, yerçekiminden başka hiçbir şeyin tutsağı olmamıştır. Su, bedenimizi bütünüyle kucaklayarak bağrına basar, bedenimizin ağırlığından bizi kurtarır. Su, tüm yaşamın anası, varlığımızın hassas güvencesi.” Jacques Cousteau
32
33
İznik’in dört ana kapısı aslında birer zafer takıdır. Dört kapı dört medeniyet... İznik’in kapılar ve surlar şehri olan anılması çok manidardır bu yüzden... Yüzünü dünyanın bütün yönlerine dönmüş gibi... Herkese “buyurun gelin” der gibi...
Berber Kaya Mezar Anıtı Berber Kaya Mezar Anıtı milattan önce ikinci yüzyıla aittir. II. Prusias’ın anısına dikilmiştir. Anıt, Helenistik dönemin İznik’teki en önemli ve en canlı örnekleri arasında yer alır. İznik’in doğusunda, hafif yüksekte bir tepenin eteğinde bir anıt mezar... Tek parça bir kayadan müteşekkil... Taşların kalbi varsa eğer; Berber Kaya Mezar Anıtı o kalbin en canlı örneklerinden biri... 34
35
Taş Köprü İznik-Orhangazi kara yolunun 50 metre kuzeyinde yer alır Taş Köprü. Roma döneminde yapılmıştır. Tarihi İpek yolunun üzerine inşa edilmiş olan bu köprü, halkın daha kolay geçiş yapması için Kral Justinianus tarafından İznik’e hediye edilmiştir. Bahçelikler arasında bilge bir insan gibi durur Taş Köprü... İznik’e bakara adeta şöyle geçirir içinden “Kimler geldi kimler geçti...” 36
37
TÜRK DÖNEMİ ESERLERİ CAMİLER, TÜRBELER , MEDRESELER, HAN, HAMAMLAR ve İMARETLER
Yeşil Camii Yeşil Cami, İznik’in sembollerinden biridir. Adı ise minaresindeki yeşil çinilerden almıştır. Yapım tarihi 1391’dir. Mimarı Hacı Musa olan Yeşil Cami, tek kubbeli Osmanlı camilerinin en güzelleri arasındadır. Minareler şehadet parmağına benzer... Göğe doğru uzanırken Allah’ın bir olduğunu haykırır... Yeşil caminin çinilerle bezenmiş bu renkli minaresi de bu inancı yüzyıllar boyunca temsil etmekte... 40
41
Şeyh Kutbiddin Camii II. Beyazıt’ın vezirlerinden Çandarlı İbrahim Paşa tarafından on beşinci yüzyılda yaptırılmış olduğu düşünülmektedir. Çünkü Camii çok fazla yağma görmüş ve yıkılmıştır. Kitabesi ise kayıptır. Caminin kuzeydoğu tarafında İznik’in önemli alim ve ariflerinden biri olan Şeyh Kutbiddin yatmaktadır. Gönül kuvveti ile yapılan işler asla yok olmuyor... Şeyh Kutbiddin Camii de bunlardan yalnızca biri... Geçirdiği onca yağma ve talana karşı, ruhu ölmediğinden yeniden yanımızda durmaktadır... 42
43
Eşrefzade Camii Eşrefzade Mahallesi’nde bulunan cami, II. Beyazıt’ın oğlu Şehinşah’ın eşi Mükrime Hatun tarafından on altıncı yüzyılda yaptırılmıştır. Caminin ve türbenin duvarları Sultan IV. Murat tarafından çinilerle kaplatılmıştır. Kurtuluş Savaşı sırasında Yunanlılar tarafından tamamen yıkılan cami 1950 yılında aslına benzer boyutlarda yeniden inşa edilmiştir. Eşref-i Rumî medfundur caminin türbesinde. Nasıl diyordu büyük mutasavvıf şair Eşrefoğlu şiirinde: “gah muti gah asiyem, gah alim gah amiyem”... Kırmızı kiremitlerle örülü cami aynı zamanda çinilerle mamurdur... 44
45
Hacı Özbek Camii Eski Osmanlı camilerinden biri olan Hacı Özbek Cami, 1333 yılında inşa edilmiştir. Üzerinde 8 metre çapında şirin bir kubbe vardır. Kesme taş ve tuğla ile örülüdür. Halk arasında Çarşı Camii ya da Çukur Cami olarak da bilinir. *Kitabesinde şöyle yazar: “Bu mübarek mescidi imar etti. Allah’ın rızasını halis ve temiz bir şekilde isteyerek Hacı Özbek bin Muhammed, tarihi yedi yüz otuz dört senesindedir.” 46
47
Mahmut Çelebi Camii Şehir merkezinde bulunan cami, Çandarlı Hayreddin Paşa’nın torunlarından Mahmut Çelebi tarafından 1442 yılında yaptırılmıştır. Tek kubbeli caminin tuğla örgülü bir minaresi bulunmaktadır. Yenişehir Kapısı’na giderken sizi bekler Mahmud Çelebi Cami... Osmanlı medeniyetinin ihtişamını ve estetik anlayışını bu küçük camide görürsünüz... Aynı zamanda Bursa üslubuna da mütevazı bir örnektir... 48
49
Yakup Çelebi Zaviyesi ve Türbesi İznik otogarının doğusunda yer alan Yakup Çelebi Camii, Yıldırım Beyazıt’ın kardeşi olan Yakup Çelebi tarafından on dördüncü yüzyılda inşa ettirilmiştir. Bahçesindeki şirin türbe Yakup Çelebi adına yaptırılmış bir makam türbesidir. Çünkü Yakup Çelebi Bursa’da babası I. Murat Hüdavendigar’ın yanında gömülüdür. İznik’in duygu dolu mekanlarından biri... Osmanlı’nın gelecek nesillere hediye ettiği bir cami... 50
51
Orhan Gazi İmaret Camii Cami, Yenişehir Kapı dışında, Kırgızlar türbesi karşısındaki bahçenin içerisinde kalıntı halindedir. Orhan Gazi’nin 1334–1335 tarihinde yaptırıp bizzat eliyle ilk aşı dağıttığı imaret, 1963’te Prof. Dr. Oktay Aslanapa başkanlığında bir bilimsel heyet tarafından kazı çalışmaları sonunda caminin temelleri ve kitabesinin parçaları ile ortaya çıkarılmıştır. İnsanı yaşat ki devlet yaşasın düsturunun ete kemiğe bürünmesi gibidir imaretler... Aç olan, yolda olan, açıkta olan... 52
53
Kırgızlar Türbesi Osmanlı zamanına ait olan en farklı yapılardan biridir Kırgızlar Türbesi. Yenişehir Kapı yakınlarında bulunur. Türk kültür tarihi bakımından son derece önemli olan bu yapının inşa kitabesi maalesef yoktur. Türbe, mimarisi ile kalem işi süslemeleri bakımından büyük değer taşır. 54
55
Müslüman coğrafyanın kardeşliği her zaman dillere destan olmuştur. Kırgızlar Türbesi de bu kültürel akrabalık adına yapılmış ve hayatta duran nadide eserlerden biri olarak İznik’te yaşamaktadır.
Sarı Saltuk Türbesi XIV. yüzyıl yapısı olan türbe, Lefke Kapı dışında Bizans devri su kemerlerinin güneyinde bir bağ içinde yapılmış bir makam türbesidir. “Belde-i Bor’daki Saltuk türbesi Kim ziyaret itse kalmaz kürbesi” (Ahmedd Kuddusi) 56
57
Davud-i Kayseri Türbesi ve Çınarı Davud-i Kayseri, Osmanlı Devleti’nin ilk medresesi olan Süleyman Paşa Medresesi’nin ilk müderrislerindendir. Hadis, fıkıh gibi dini ilimlerin yanı sıra felsefe ve mantık gibi akli ilimlerde dersler ve eserler vermiştir. Düşünce sistemi ve görüşleri açısından dönemine ve döneminden sonraki düşünürlere öncülük etmiştir. Davud-i Kayseri’nin mezarı yaklaşık 1251 yıllık bir çınarın yanında olduğu bilinmekteydi ancak türbe ile ilgili herhangi bir belirti günümüze ulaşmamıştı. Türbe çalışmaları ve çevre düzenleme çalışması tamamlanarak ziyarete açılmıştır. 58
59
“Bir kimse birini severse, onun bu sevgisi, bu sevgiye kavuşmasına sebeb olanı da sevmeyi gerektirir.” (Davud-i Kayseri)
Alaaddin-i Mısri Türbesi Beyler Mahallesi Alaaddin-i Mısri sokağındadır. Üstü açık olan türbede ilk Osmanlı müderrislerinden Alaaddin-i Mısri yatmaktadır. 60
61
Abdülvahab Sancaktari Türbesi Türbe, İznik’in fethi sırasında sancaktarlık görevini ifade ederken şehit düşen Abdulvahab Sancaktari adına fetihten sonra yaptırılmıştır. Nice isimsiz kahraman vardır Osmanlı fetihlerinde... Her biri milletin selameti için canla başla çalışmış, mücadele etmiştir... Kimi bu yolda hayatını vermiş kimi de malını mülkünü...
Çandarlı Halil Hayreddin Paşa Türbesi Lefke Kapı dışında şehir mezarlığının içindedir. Kitabesinden Orhan Bey’in oğlu Murat Bey zamanında on dördüncü yüzyıl sonlarında Çandarlı Ali oğlu Halil’in izni ile yapıldığı anlaşılmaktadır. Hayrettin Paşa ile Ali Paşa’nın mezar taşlarının işçiliği ise harikadır. Hayreddin Paşa’nın kitabesinin ayaktaşı iç yüzünde şu cümle yer alır: “Hayruddin Paşa yedi yüz seksen dokuz yılında Serez şehrinde yokluk evinden bekâ evine göç etti.” 62
63
Çandarlı İbrahim Paşa Türbesi Çandarlı İbrahim Paşa türbesi, Lefke Kapı’ya varmadan sol tarafta yolun sonunda bulunur. Türbedeki kitabeli dört mezardan büyük olanı Halil Hayrettin Paşa’nın küçük oğlu İbrahim Paşa’ya aittir. Ayak taşı dış yüzünde şöyle yazar: “Halkın eşrafının başı, vezirlerin dayanağı, memleketlerin sulha kavuşturucusu, tehlikeleri bertaraf eden Hayreddin Paşa oğlu İbrahim Paşa (ikisinin de ahirette toprakları güzel koksun) intikal etmiştir.
Eşref Baba Türbesi İlçenin bir km kuzeydoğusunda zeytin ve elma bahçelerinin içerisindedir. On dördüncü yüzyılda inşa edilen türbede Eşref oğlu Abdullah Rumî’nin babası yatmaktadır. “Hak katında uludur İki cihan doludur Eşrefoğlu kuludur Pirim Abdulkadir’in” 64
65
Süleyman Paşa Medresesi Orhan Gazi’nin oğlu Süleyman Şah tarafından yine on dördüncü yüzyılda yaptırılmıştır. İznik’te günümüze gelebilen, ayakta kalmış en eski Osmanlı medresesidir. Klasik Osmanlı medreselerinin “U” plan tipine göre inşa edilmiştir. 66
67
“İnsana kıymet ve şeref veren yalnız ilimdir. Âlimler, zengin câhillerin karşısında, ancak ilim sayesinde yükselir.” Hz. Ali
II. Murat Hamamı
(Hacı Hamza Hamamı) Mahmut Çelebi Camii’nin yanındadır. On beşinci yüzyılda İnşa edilmiştir. Erkeklere ve kadınlara ait bölümleri olduğu İçin “Çifte Hamam” olarak da anılmaktadır. Hamamın erkekler bölümü bugün de işlevini sürdürmektedir. On beşinci yüzyılda yaşasaydınız, II. Murat Hamamı’na giderdiniz... Ilıklık ve sıcaklık bölümlerinden geçerdiniz... Suyun üzerinizden aldığı ağırlıkla dışarı çıkar ve bir yaş gençleşerek adımlarınızı atardınız İznik’in tarihi sokaklarına... 68
69
Meydan Hamamı Meydan Hamamı, on dördüncü yüzyıl ile on altıncı yüzyıl arasında inşa edilmiştir. I. Murat hamamı olarak da bilinir. Çifte hamam planındaki yapının sıcaklık bölümüm malakiri bezemelidir. Hamamda tuğla hatıllı taş duvar tekniği kullanılmıştır. Meydan Hamamı’nın minik ama heybetli bir görüntüsü vardır. 70
71
İznik Müzesi Sultan Orhan Gazi’nin eşi Nilüfer Hatun İznik’te 1388 yılında bir zaviye- imaret yaptırmıştır. Yeşil Cami’nin kuzeybatısında, Müze, Türbe ve Lefke sokaklarının bulunduğu yerde olan imaret günümüzde İznik Müzesidir. “Bu mamur olarak sürecek olan mübârek ve şerefli imaretin yapılmasını büyük hükümdar, kerem sahibi Hakan Sultan oğlu Sultan, Orhan’ın oğlu Murad emretti. Annesi merhume ve makfure Nilüfer Hatun için yedi yüz doksan senesinin Cumade’l-evvelinin başında.” 72
73
74
75
Helenistik dönemden Roma’ya, Emevilerden Selçuklulara pek çok uygarlığa ait eserin görülebileceği İznik Müzesi, başlı başına yaşayan bir tarih. Müze, Osmanlı’da Ters T planına sahip ilk yapı olma özelliğini taşıyor. İhtişamlı Roma’nın heykelleri, kıymetli Emevi - Abbasi sikkeleri, Osmanlı’dan yadigar pek çok eser ve nicesi İznik Müzesi’nde geçmişi bugüne taşıyor.
Hayreddin Paşa Medresesi Hayrettin Paşa Medresesi on dördüncü yüzyılda Yeşil Cami yakınında, cami ile surlar arasındaki bir alanda yapılmıştır. Yaptıran Hayreddin Paşa’dır. Bu medreseden günümüze hiçbir kalıntı gelemediği gibi, yeri konusunda da herhangi bir bilgi yoktur. Hadis okutulduğundan ötürü de bu medreseye Darül-Hadis Medresesi ismi verildiği bilinmektedir. “İlim kalplerin hayatı, sağduyunun kandili, medenî oluşun esası, kurtuluşun merdiveni, mutluluğun temeli, şerefin kaynağı ve saâdetin özüdür.” Nûşirevan-ı Âdil 76
77
Orhan Gazi Hamamı Orhan Gazi Hamamı, Kırgızlar Türbesi’nin az ilerisinde bulunur. 1964 yılına kadar bilinmeyen Hamam, yapılan bilimsel kazılar neticesinde ortaya çıkartılmıştır. Medeniyetin en önemli unsurlarından olan temizlik, Osmanlı’lar döneminde kurumsallaşarak hamamlar şeklinde neşvünema bulmuştur... 78
79
İsmail Bey Hamamı Beyler Mahallesi, Sultan Hamam sokaktadır. Halk arasında Mescid Hamam olarak da bilinir. On dördüncü yüzyılda Beylikler devrinden kalan hamamın iç mimarisi çok ilginçtir. Hamamın üstü spiral kubbe ile örtülmüştür. İçbükey on iki spiral dilimli kubbenin merkezinde ve her diliminde aydınlık açıklıklar görülür. Hamamın kubbesi izleyenleri hayran bırakmaktadır . Su... Sadece maddi temizliğin değil aynı zamanda manevi temizliğin de sembolüdür... Duruluğu ve berraklığı ile su kültürü Osmanlı İmparatorluğu’nda daime göz önünde olmuştur. İsmail Bey Hamamı’nda geçirilen birkaç saat hem beden kirini alır; hem de suların sesi insanın zihnindeki gürültüyü yok eder...
İznik Çinisi İznik çinisi ilk olarak 15. yüzyılda ortaya çıkmıştır. O dönemde yapılan Bursa Yeşil Camii ve Türbesinde (1421), Bursa Muradiye Camii’nde (1426) ilk örneklerine rastlanır. 16. yüzyıldaysa Osmanlı Devleti’nin de güçlenmesi ve yeni yapıların ortaya çıkmasıyla İznik çinisi en ihtişamlı günlerini yaşadı. Bu dönemde yapılan Süleymaniye Camiinde ve Selimiye gibi eserlerde İznik çinisiyle süslemeler yapılmıştır. 17. yüzyılda ise İznik Çinisi kaybolmaya başlamış ve 18. yüzyıl başlarında tamamen yok olmuştur. 300 yıl aradan sonra İznik çinileri tekrar üretilmeye başlanmıştır. XV. ve XVI. yüzyıllarda Osmanlı Türk Medeniyet Sanatı’nın zirvelerinden biri olan İznik çinisinin camilerde, saraylarda, Türk ve dünya müzelerinde mevcut örnekleri hala hayranlıkla izleniyor. 80
81
Şair Faruk Nafiz Çamlıbel şöyle söyler: “Bizi oyalandırır bir hâk görsek duvarında, Bize heyecan verir bir parça kırık çini.” İznik Çinisi, yeryüzü ile gökyüzünün bir araya gelmesi gibidir... Yeşil ve mavinin...
82
83
DOĞAL GÜZELLİKLER
Yeşille Hemhal Olmak Şehrin yanı başındaki saklı cennetler, doğanın olağanüstü ahengini kusursuz şekilde yansıtıyor. Hacıosman, Avdan, Müşküle ve Köristan yaylarında, zamanın yeşile çaldığı huzur dolu geziler, alternatif turizm adına ön plana çıkıyor. Sansarak Kanyonu kampçılık, dağcılık ve fotoğrafçılık faaliyetleri için nadir görülen güzelliği ile doğa meraklılarını cezbediyor. 86
87
Sansarak Kanyonu İznik, doğa tutkunları için muhteşem bir atmosfer sunuyor. Sansarak Kanyonu da bunlardan biri. 8 km uzunluğundaki parkuruyla Sansarak Kanyonu kamp ve dağ yürüyüşleri için adeta biçilmiş kaftan. Kanyonda foto safariler düzenleniyor; ayrıca Hacı Osman Yaylası’nda çim kayağı yapılabiliyor.
88
89
Sansarak Kanyonu muhteşem doğasıyla, kamp veya kanyon gezisi yapmak isteyenlerin uğrak noktaları arasında yer alıyor. Kanyon, el değmemiş tabiatı ile doğanın derinliklerinde kaybolmayı vaad ediyor. 90
91
Sansarak Kanyonundaki 8 km’lik parkur, en zor trekking alanlarından biri olarak kabul ediliyor. Kanyon’da yürüyüşe başlamadan önce 500 yüz yıllık Osmanlı köyü Sansarak’ta bulunan köy evlerine selam verirseniz, selamınız yerde kalmaz.
Tacir Kanyonu Tacir Kanyonu İznik merkeze 17 km uzaklıkta. Kanyonun uzunluğu 12 km. İçerisinde 2 m ile 40 m arasında değişen 268 adet büyüklü küçüklü şelale ve 63 adet gölet bulunuyor.
92
93
Tacir Kanyonu muhteşem doğasıyla hafta sonu kamp veya kanyon gezisi yapmak isteyenlerin uğrak noktaları arasında yer alıyor. Tacir Kanyonu; muhteşem doğası, zorlu parkurlarıyla maceraperestler için bir varış noktası. 94
95
Günbatımı Sırtı Günbatımı Sırtı, İznik ‘e 16 km uzaklıkta bulunuyor. 8 km uzunluğunda olan parkur hafta sonraları doğa yürüyüşü yapmak isteyenlerin uğrak noktası.
96
97
Günbatımı Sırtında sadece trekking değil, MTB dağ bisikleti, Ultra Maraton gibi doğa sporları yapılabiliyor. Bu parkur, çevre il ve ilçelerden yoğun ilgi görüyor.
98
99
Her Tanesinde Hayat Var Binlerce yıllık şifa ve lezzet kaynağı zeytin, kutsal kitaplarda dahi övülmüş. Marmara Bölgesi’nin en zengin zeytin bahçelerinin gölgesi İznik’e vuruyor. İznik’te sofralık zeytin ve zeytin yağının en saf hali, geleneksel yöntemlerle üretiliyor; bahçelerden mutfaklara ziyafet taşıyor. 100 101
Anıtsal Ağaçlar Anıtsal ağaçlar bakımından İznik oldukça zengin mekânlarımızdan biridir. Çınar ağaçları bir yandan insanlara oksijen sağlarken diğer yandan da tarihle olan bağlarını hatırlatır. Çınar ağaçları... Kimi yüz kimi beş yüz yaşında... Nelere şahit olmuşlardır bu topraklarda... Canlı, nefes alıp veren bu ağaçlar insana tarihi bir güven aşılar... 102 103
İznik Ultra Maraton İlki 2012’de düzenlenen İznik Ultra Maratonu, tarihin ve doğanın içinde heyecan dolu bir macera vaad ediyor. Bir yanınızda İznik Tarihi Kapıları, bir yanınızda İznik Ayasofya... Macera gece – gündüz devam ediyor. Zeytin ağaçlarıyla çevrili bir ormandan geçerden İznik Gölü’nün maviliği gözlerinizi kamaştırıyor. Türkiye’nin en büyük uluslar arası ultra maratonu olma özelliğini taşıyan İznik Ultra’ya her yıl yerli ve yabancı yüzlerce sporcu katılıyor.
104 105
106 107
Her yıl Nisan’da düzenlenen organizasyon, 130 kilometrelik İznik Ultra Maratonu, 42 kilometrelik İznik Dağ Maratonu, 80 kilometrelik Orhangazi Ultra Maratonu ve 10 kilometrelik İznik Halk Koşularından oluşuyor.
108 PB