KEÇİ KIŞ 2014

Page 1

KIS¸ 20

ı

ı ık

“Sanatla beraber dünyanın iyileşeceğine inanarak büyüdük!” büyüdük !” Altan Erkekli

Şişhane Yokuşu’ndan �f Şatosu’na büyülü bir yolculuk... Nazlı Eray

Öğretmeni öğrenciye bakarak görmek Zoran Drvenkar

# Benim�çinEdebiyat

14 2


DĂźnya sĂśzle iyileĹ&#x;ecek, sĂśz de sanatla... ĹžiĹ&#x;hane YokuĹ&#x;u’ndan ďż˝f Ĺžatosu’na bĂźyĂźlĂź bir yolculuk Äą Ĺžairin yayÄąncÄąlÄąk yolculuÄ&#x;u

6 10

Ă–Ä&#x;retmeni ĂśÄ&#x;renciye bakarak gĂśrmek k

14

“Sanatla beraber, dĂźnyanÄąn iyileĹ&#x;eceÄ&#x;ine inanarak bĂźyĂźdĂźk !â€? k k k k

18

Bir okurun kitap eki yĂśneticiliÄ&#x;ine toslama hikâyesi

YayÄąncÄąlÄąk bir okul, editĂśrlĂźk bir yolculuk YeryĂźzĂźnĂźn edebiyat kulesi Bir inat yolculuÄ&#x;u olarak edebiyat dergileri Ĺ&#x; k Ĺ&#x;Äą k Devlet, yayÄąncÄąlÄąÄ&#x;Äąn neresinde ? KitabÄąn sanatçĹlarÄąndan tasarÄąm notlarÄą k Bir devlet politikasÄą olarak çocuÄ&#x;a saygÄą Yeni medya ve edebiyat k k

Uzun zamandÄąr sĂśzĂźn ciddi bir hastalÄą Äą var. Nefret temelinde kurulan bir ileti im dili, bir zamanlar birbirimize dokunma aracÄąmÄąz olan sĂśzĂźn yoksulla masĹ‌ Di er deyi le bu, sĂśzĂźn reddidir. Calvino bunu ça Äąn hastalÄąklarÄąndan biri olarak gĂśrmĂź tĂź. Ba kalarÄąnÄą dinlemek istememe, dÄą ÄąmÄązda olanÄąn içimizde oldu una inandÄą ÄąmÄąz eye e it olmasÄąnÄą dileme ve tĂźm bunlarÄąn sonucu olan ho gĂśrĂźsĂźzlĂź Ăź getiren bir hastalÄąk bu. En yalÄąn haliyle dĂźnyalarÄąmÄąz arasÄąna duvarlar Ăśrmek de il midir bu ? Ă–nyargÄąyla, kinle ve nefretle... Keçi’nin bu sayÄąsÄąnda usta kalemler, yolu birbirimizi dinlemekten geçen onca içerikle bize yolda lÄąk ediyorlar. Keçi KIĹž sayÄąsÄąnÄąn dosya konusunu edebiyat dĂźnyasÄąnÄąn yo un katÄąlÄąmÄąyla gerçekle en 4. Zeynep Cemali Edebiyat GĂźnĂź olu turuyor. Edebiyat yayÄąncÄąlÄą Äąna Äą Äąk tutan ve yeni sorular sordurtan bu konferansÄąn içeriklerinin yanÄą sÄąra 33. stanbul Kitap FuarÄą, yurtdÄą Äą kitap fuarlarÄą ve çok daha fazlasÄą yine bu sayÄąda okurlarla bulu uyor.

20 22 30 34 36 40 44 48

ďż˝NADINA EDEBďż˝YAT • KIĹž 2014 • 2 Š GĂźnÄąĹ&#x;ÄąÄ&#x;Äą KitaplÄąÄ&#x;Äą Keçi edebiyat e-dergisi 6 ayda bir Ăźcretsiz yayÄąmlanÄąr. TĂźm yayÄąn haklarÄą saklÄądÄąr. YayÄąmlanan yazÄą, gĂśrsel ve bilgiler kaynak gĂśsterilmeden alÄąntÄąlanamaz. mzalÄą yazÄąlardaki gĂśrĂź ler yazarlarÄąna aittir. Sahibi: M A Organizasyon Restorasyon YayÄąncÄąlÄąk Ltd. Ĺžti. adÄąna Mine Soysal EditĂśr: Halil TĂźrkden Bu sayÄąya katkÄąda bulunanlar: Banu Ăœnal, Hande Demirta , Mehmet Erkurt, MĂźren Beykan Grafik tasarÄąm: Huban Korman Grafik uygulama: Eda Tu sal Son okuma: Canan Topalo lu Reklam: Meltem ge www.keciedebiyat.com twitter.com/keciedebiyat facebook.com/keciedebiyat instagram.com/keciedebiyat info@keciedebiyat.com 0212 212 99 73 Profilo Plaza, Cemal Sahir Sok. 26/28 B3 MecidiyekĂśy 34387 stanbul

Avrupa edebiyatÄąnÄąn ĂśzgĂźn kalemlerinden Zoran Drvenkar, Berlin’in do usunda hiçbir zaman duvar gĂśrmeyi ini, “HayatÄąmÄązdaki bazÄą eylerin Ăźstesinden kabul etmeyerek, benimsemeyerek gelebiliriz,â€? sĂśzleriyle açĹklÄąyor. NasÄąl ? Tutkuyla, mĂźcadeleyle, dayanÄą mayla ve a kla... SĂśz ba ka nasÄąl iyile ir ki ? Altan Erkekli, “Biz, sanatla beraber dĂźnyanÄąn iyile ece ine inanarak bĂźyĂźdĂźk !â€? diyor. Ă–yle ki, bu umudu halen ta Äąyoruz. DĂźnyanÄąn iyile mesi için Ăśnce sĂśzĂźn iyile mesi gerek. SĂśzĂźn gĂś sĂźne ba ÄąmÄązÄą dayayÄąp kalbini dinlemeli. SĂśzĂźn ĂśnĂźnĂź kesen duvarlarÄą, sansĂźrĂź, yasaklamalarÄą ve ĂśnyargÄąyÄą kabul etmemeli, benimsememeli. DĂźnya bir gĂźn sanatla iyile ecek, ama bu Ăśncelikle sĂśzĂź iyile tirmekle olacak. Konu arak, birbirimizin yazdÄąklarÄąnÄą okuyarak, birbirimizi dinleyerek, tartÄą arak‌ Kitaplarda, dergilerde, konferanslarda, sÄąnÄąflarda, odalarda... KaçĹ yok; sanata ve edebiyata olan umut bu yÄąl da yĂźcelecek, sĂśz bunlarla iyile ecek. DĂźnya da eninde sonunda sĂśzle iyile ecek. DĂźnya iyile meli ki, Can YĂźcel’in dizeleri gerçek olsun: “Bu dĂźnya, yoruldu mu ku lar konsun diyedir.â€? Halil TĂźrkden


DOSYA

iyat

deb E n i ç ‹ m i n # Be

4. ZEYNEP CEMAL‹ EDEB‹YAT GÜNÜ

2014

18 EK‹M 2014 Cumartesi Kadir Has Üniversitesi

4

k

ş

ı

ıı ı

k

k

k ıı ş ış

ı

ı ıı ı şı ı ı k ı ı k ı

k

ı ık ı ı ı ı ı

ık

ı

ı

ı k

k

k

ı

k

ık ı ı

ı


k

ZCEG.4

2014

4

k Ĺ&#x;

Ĺ&#x; k

NazlÄą Eray Ça da çocuk edebiyatÄąmÄąza ĂśdĂźllĂź kitaplar arma an eden, fantastik eserleriyle sevilen usta yazar NazlÄą Eray, edebiyat macerasÄąnÄąn nasÄąl ba ladÄą ÄąnÄą, çocuklara ve gençlere yazarken geçti i altÄąn yollarÄą anlattÄą.

Edebiyat duygumun ve serĂźvenimin nasÄąl ve ne zaman ba ladÄą Äą soruldu unda ortaokul yÄąllarÄąma gidiyorum. 16 ya Äąnda bir ortaokul son sÄąnÄąf Ăś rencisiyken “MĂśsyĂś Hristoâ€? adlÄą ĂśykĂźyĂź kaleme aldÄą Äąm yÄąllara... stanbul’un eski bir kĂś esinde, Ĺži hane’de, Tepeba Ĺ’nda bundan çok uzun yÄąllar Ăśnce, stanbul bĂśyle bir stanbul de ilken, yarÄą karanlÄąk bir dĂźnyada bir ak amĂźstĂź, bir beyaz kâ Äąda “MĂśsyĂś Hristoâ€? adlÄą bir ĂśykĂź yazdÄąm. Bu benim ilk hikâyemdi. MĂśsyĂś Hristo, Ĺži hane Yoku u’ndaki Saadet ApartmanĹ’nÄąn kapÄącÄąsÄąydÄą. MĂśsyĂś Hristo, bir yaz gĂźnĂź bir ku olup Kuledibi’ne uçuyor. Gece gĂźndĂźz, tĂźm gĂźn boyunca o çok sevdi i Pera’yÄą ku bakÄą Äą izliyor. Ya lÄą kapÄącÄą orada hayatÄąnÄąn muhasebesini yapÄąyor. KapÄącÄą dairesine dĂśnmemek, kendisini bekleyen karÄąsÄą Madam Marina’dan kaçmak istiyor, ama yapamÄąyor. Birço umuz gibi tekrar o rutin hayata geri dĂśnĂźyor, onu ya lÄą gĂśz-

6

lerle bekleyen karÄąsÄąna, â€œĂ‡ok yoruldum,â€? diyor. KapÄącÄą bir gĂźn sĂźren o ĂśzgĂźrlĂź Ăźn tadÄąnÄą çĹkarmÄą , fakat ondan bir parça dahi alamayaca ÄąnÄą anlayarak eski hayatÄąna geri dĂśnmĂź . Uçan bir kapÄącÄą, MĂśsyĂś Hristo... Ben bu hikâyeyi yazdÄą Äąm zamanlarda daha SĂźpermen, Harry Potter yoktu, uçan bir adam ya da di er fantastik Ăś eler ortada yoktu.

F16 sortisi gibi ! Ă–ykĂźyĂź bitirdi imde, kendimden çok emin bir halde zarfa koydum ve okulumun edebiyat kulĂźbĂźnĂźn kapÄąsÄąnÄąn altÄąndan attÄąm. Ĺžimdi dĂź ĂźnĂźyorum da, bunu neden bir hocaya vermedim veya bir arkada Äąma okumadÄąm; enteresan bir ey. Di er deyi le, bu benim için bir F16 sortisi gibi bir eydi. Geriye baktÄą Äąmda, o ya lardaki kendime gĂźvenimi ve ĂśykĂźmĂźn okunaca Äąndan emin olu umu takdir ediyorum. Ă–yle

ki, okul Ăźcra bir yerdeydi, belki de edebiyat kulĂźbĂźnĂźn kapÄąsÄą hiç açĹlmayacaktÄą, dahasÄą ben oraya Ăźye bile de ildim. Genç ya Äąnda, Ăśnemsenmeyen bir Ăś renciydim. Eve dĂśndĂź Ăźmde, ‘Bana deli derler mi ?’ diye dĂź Ăźnmeye ba ladÄąm. YazdÄą Äąm ĂśykĂźde uçan bir adam vardÄą sonuçta. O esnada Jean-Paul Sartre ve Albert Camus’nĂźn de aralarÄąnda bulundu u birçok yazar Paris’teydi. Ama benim gerçekĂźstĂźcĂźlĂźkten haberim yoktu. Ama yine de inanÄąyordum hikâyeme ve mucize gerçekle ti. Bir gĂźn telefon çaldÄą, okula ça ÄąrdÄąlar. Gitti imde edebiyat kulĂźbĂźnde hocalar ve benden bĂźyĂźk Ăś renciler bana a kÄąn a kÄąn bakÄąyor, tebrik ediyorlardÄą; MĂśsyĂś Hristo’yu, uçmasÄąnÄą ve bunun aklÄąma nereden geldi ini soruyorlardÄą. HayatÄąmda ilk defa yazarlÄąk duygusunu orada hissetmi tim. BugĂźn “MĂśsyĂś Hristoâ€?, dĂźnya edebiyatÄąnÄąn Ăśnemli antolojilerinde o gĂźn yazÄąldÄą Äą gibi, hiçbir de i ime u ramadan, birçok dile çevrilmi biçimde ya Äąyor. MĂśsyĂś Hristo bu hikâyeyi okuyamadÄą, çok ya lÄąydÄą ve biz o mahalleden ta ÄąnmÄą tÄąk.

BunlarÄąn bana ve edebiyatÄąma Ăśyle bir etkisi oldu ki, “Monte Kristoâ€? adlÄą bir kadÄąn ĂśykĂźsĂź ortaya çĹktÄą. Bu ĂśykĂźde Nebile adlÄą, hayatÄąndan bezmi , kocasÄąyla anla amayan, ilgisiz iki çocu a sahip, ev i lerinden sÄąkÄąlmÄą bir ev kadÄąnÄą vardÄąr. Nebile, tÄąpkÄą bir mahkĂťm gibidir evin içinde. Monte Kristo Kontu gibi kilerdeki bir çatalla, duvarÄą yava yava kazarak, hiç kimseye belli etmeden yan dairenin sahibi Selahattin Bey’in karanlÄąk odasÄąna çĹkÄąyor. Yani eski hayatÄąndan, kocasÄąndan ve o yeknesak, sÄąradan dĂźnyasÄąndan ve esaretten kurtuluyor. Ă–te yandan o karanlÄąk oda, Selahattin Bey’in foto raflarÄąnÄą banyo etti i karanlÄąk odadÄąr ve Nebile, hayatÄąnÄą o odada kapatma olarak sĂźrdĂźrĂźr; çßnkĂź adam evlidir. Nebile, Selahattin’le aydÄąnlÄąk dĂźnyada beraber olaca Äą gĂźnĂźn hayallerini kuruyor. “Monte Kristoâ€? hikâyesi de bĂśyledir. TĂźm bunlar, çocuklu umda okudu um ve zihnimde yer etmi , bĂźyĂźdĂź Ăźmde de beni yazmaya iten ĂśykĂźler.

‚f Ĺžatosu’ndan Selahattin Bey’in karanlÄąk odasÄąna... Çocuklu umda Roald Dahl’Ĺ, Comtesse De SĂŠgur’u çok severdim. Buna ek olarak Alexandre Dumas’nÄąn Monte Kristo Kontu adlÄą romanÄąnÄąn da hayatÄąmda Ăśnemli bir yeri vardÄąr. Monte Kristo Kontu, Marsilya, f Ĺžatosu... Orada kalÄą Äą, oradan kurtulmak istemesi, duvarÄą yava yava kazmasÄą, rahibin ona yardÄąm edi i... Ă–lĂźsĂźyle yer de i tirerek tabutun içinde f Ĺžatosu’ndan kendini uçurumdan a a Äą atÄą Äą ve o anafordan kurtulu u; dĂźnyaya ĂśzgĂźr bir insan olarak dĂśnĂź Ăź ve intikam alÄą Äą...

Arthur Rimbaud sendromu 16-17 ya larÄąmdayken Arthur Rimbaud beni çok etkilemi ti. Tabii yine Galatasaray Lisesi’nde, kolejde Ăś renci oldu um yÄąllar. Jean Genet, Charles Baudelaire, Paul Verlaine ve Arthur Rimbaud okudu umuz yÄąllardÄą. 18 ya Äąna kadar Rimbaud’yu bitirmi , tĂźketmi tim. Ya am Ăśy-

kÄąĹ&#x; 2014

7


aksi Ăśrnekler de oldu. Beni bilen çocuklar soruyu do ru cevaplamÄą lar. Gelip Ăśpenler, te ekkĂźr edenler, sÄąk sÄąk ziyaret eden, “Sizin sayenizde garson olmak yerine hukukçu oldum,â€? diyenler...

kĂźsĂźne baktÄą Äąmda, onun Fransa’yÄą terk edip Afrika’daki Aren’e gitmesi, orada silah tĂźccarlÄą Äą yapmasÄą, baca ÄąnÄąn kesilmesi, genç ya ta Ăślmesi ve bu karÄą Äąk hayatÄą çarpÄącÄąydÄą. FransÄąz edebiyatÄąnÄą allak bullak eden o dev airin yok olmasÄą, bana mĂźthi bir ey gibi gelmi ti. Bunun etkisiyle, Rimbaud’yu çok benimsedim. Uzun bir sĂźre yazamadÄąm, çevremdekiler ve o ufak hayran kitlem çok ĂźzĂźlĂźyordu yazmadÄą Äąm için. Ben buna “Arthur Rimbaud sendromuâ€? adÄąnÄą verdim. Ĺžehir de i tirmek, uzun yÄąllar bir hastane odasÄąnda kalmam, hayatla ĂślĂźm arasÄąnda duru um, Kafkaesk bir e itim... Ben artÄąk Arthur Rimbaud’ydum ve hastaneden çĹktÄą Äąmda, ilk kitabÄąm Ah BayÄąm Ah hazÄąrdÄą.

Bir baĹ&#x;ka ‚stanbul Aradan uzun yÄąllar geçti. Ă–YS’de fantastik edebiyatla ilgili bir soru olmu um. Bu soruyu bilen, sÄąnav sonuçlarÄąnda 20 bin sÄąra ileri atlÄąyormu , o derece Ăśnemli bir soru. Soruyu bilen bilmi , bilmeyenler de bana, “Siz kimsiniz, biz sizi hiç tanÄąmÄąyoruz. Sizin yĂźzĂźnĂźzden kaybettim,â€? gibi tepkilerle geldi. Çocuklar nereden bilsin, mĂźfredatta yoktum ki... Hepsiyle teker teker ilgilendim, sosyal medyadan yazdÄąm. â€œĂ‡ocuklar ben NamÄąk Kemal, Samipa azade Sezai falan de ilim. Kar ÄąnÄązda duran, etten kemikten bir yazarÄąm. Benden yararlanÄąn, bana sorun,â€? dedim. O zamanlar mĂźfredatta yoktum, daha sonra girdim. Bunun tam

8

Ĺžimdi gĂśzlerim doluyor anÄąmsadÄąkça. Ben çocuk kitaplarÄą yazmaya ba ladÄą Äąm zaman, 1960’lÄą yÄąllarÄąn ortasÄąnda bÄąraktÄą Äąm stanbul’u, o eski Rimbaud’yu, Saadet ApartmanĹ’nÄą, Ĺži hane Yoku u’nu, MĂśsyĂś Hristo’yu, Tepeba Ĺ’nÄą yazÄąyordum. Bu benim vazgeçemedi im co rafyam. Aradan uzun yÄąllar geçmi ve stanbul çok bĂźyĂźk bir de i im geçirmi . stanbul bir ceket, trençkot giymi ; onu çĹkarmÄą ba ka bir ey giymi , de i mi . nci Pastanesi’ni, ĂźstĂź hâlâ ĂśrtĂźlĂź olan Frej ApartmanĹ’nÄą, Merkez ApartmanĹ’nÄą... Hepsini bulmu lar ve bir eyler yapmÄą lar. BirtakÄąm eyler yine de duruyor.

7 Mart 2015

Beni okuyan çocuklarÄąn gĂśrdĂź Ăź co rafya gerçek olsun istiyorum. zmir’i veya stanbul’u yazdÄą Äąmda gerçek olanÄą okusunlar istiyorum. Bu benim için çok Ăśnemli. Bir konferansta bir çocuk sĂśz alÄąp, “Bu kitap niçin resimlendirildi?â€? diye sordu. “Ben kendi dĂź gĂźcĂźmle, içindeki ki ileri ve yerleri hayal etmeyi tercih ederdim; bu resimler benim dĂź lerimi kÄąrdÄą,â€? dedi. Ola anĂźstĂź bir yorumdu bu. Gençler gerçekten ola anĂźstĂź, onlara yazmak bĂźyĂźk bir zevk. Ăœstelik, yeti kine yazdÄą Äąm kitapla çocuk ve gençlik edebiyatÄąna yazdÄą Äąm kitap arasÄąnda hiçbir fark gĂśzetmiyorum. AynÄą hazÄąrlÄą Äą yapÄąyor, aynÄą heyecanÄą duyuyorum. Çocuklar da bu heyecanÄąma ortak oluyorlar. Ĺži hane yoku undan bir eski çocuk, bir eski Arthur Rimbaud, unutulmu ve ba ka bir ehre gitmi bir çocuk onlara sesleniyor. Onlar da bu sese sahip çĹktÄąlar, hissettiler ve ĂśnĂźmde altÄąn bir yol açĹldÄą. TÄąpkÄą 1976’da ilk kitabÄąm Ah BayÄąm Ah ’Ĺ yazdÄą Äąm zamanki gibi... :

KatkÄąlarÄąyla

www.gunisigikitapligi.com

facebook.com/gk.gunisigikitapligi

twitter.com/_Gunisigi

instagram.com/gunisigi_kitapligi


k

ZCEG.4

2014

4

Äą

Äą Äąk

Enver Ercan Genç airlerin kÄąlavuzu, usta dergici, editĂśr, air Enver Ercan, airlik serĂźvenini ve Cemal SĂźreya’dan Oktay RÄąfat’a birçok airle anÄąlarÄąnÄą esprili bir dille anlatÄąrken, editĂśrĂźn gĂśrevlerinden birinin de edebiyata yeni yazarlar kazandÄąrmak oldu unu hatÄąrlatÄąyor.

BugĂźn çocuk ve gençlik edebiyatÄą yayÄąncÄąlÄą Äą çok geli mi durumda. Benim çocuklu umda bu bĂśyle de ildi. Babam kitaplara çok dĂź kĂźn olmasÄąna ra men bana sadece birkaç kitap almÄą tÄąr. Onlardan bir tanesini hatÄąrlÄąyorum; Beyaz Ku ular. Kapa Äąnda ku u resmi olan, içeri ini hatÄąrlamadÄą Äąm bir kitap. YazarÄąnÄą Tevfik Fikret diye hatÄąrlÄąyordum. Ama sonradan Ăś rendim ki, bilinçaltÄąm bana oyun oynamÄą tÄą. Fikret’in bĂśyle bir kitabÄą yoktu; belki de onun bir eserinden uyarlanmÄą tÄą. Beyaz Ku ular ince bir kitaptÄą. Çocuklar okusun diye Ăśyle yayÄąmlanmÄą tÄą sanÄąrÄąm.

“He - Manâ€? dizisinde ĂślĂźm olur mu ? KÄązÄąm ufaktÄą ve ona masallar okumak istiyordum. HĂźrriyet Gazetesi’nde çalÄą tÄą Äąm yÄąllardÄą. O sÄąrada Mevlâna’nÄąn Mesnevi ’sini karÄą tÄąrÄąyordum ve orada çok gĂźzel hayvan ĂśykĂźlerine denk geldim. O ĂśykĂźlerden çok gĂźzel masallar uyar-

10

ladÄąm, okudum. KÄązÄąmÄąn da çok ho una gitmi ti bu uyarlama masallar. Daha sonra bir yayÄąncÄą arkada Äąm bunu Ăś rendi ve onun ÄąsrarÄąyla birkaç ĂśykĂź daha ekleyerek kitap haline getirdik. Bu durum daha sonra bana korkutucu gelmeye ba ladÄą. Çocuk yazarÄą de ildim ve elime geçen çocuk kitaplarÄąnÄą okudu umda ço u saçma geliyordu. Bu kitaplarda bir çocu un a zÄąyla konu an cĂźmleler vardÄą. Bu bana hep itici gelmi tir. 50 ya Äąnda adam, bir çocu un a zÄąndan nasÄąl konu ur ? Mahalledeki çocuklarÄą topladÄąm, bu masallarÄą onlara okudum ve takÄąldÄąklarÄą yerlere i aretler koydum. Gerçekten de karÄą Äąk geldi onlara, sendelemeye ba ladÄąlar. Daha sonra bu zorlandÄąklarÄą yerler dĂźzeltildi ve kitap o haliyle yayÄąmlandÄą. TĂźm bu dĂźzeltmeleri gĂśrĂźnce anladÄąm ki, çocuk ve gençlik edebiyatÄą yayÄąncÄąlÄą Äą ve yazarlÄą Äą çok zor bir i .

He-Man karakterinin TĂźrkiye’de yayÄąmlanmasÄą için bir arkada Äąm TĂźrkçe’sini yazmamÄą istedi. Ben de yazdÄąm; gĂźzel de oldu. Ama Amerika’daki yayÄąncÄądan bir rapor geldi, “He-Man’in hiçbir kitabÄąnda kimse Ăślmez. Sen hepsinin sonunda birini ĂśldĂźrmĂź sĂźn !â€? dediler. Ben de bir daha hiç yana madÄąm o i e.

EditĂśrlĂźk, biraz da sezgi iĹ&#x;i ! O zamanlar yayÄąnevlerinin yakla ÄąmÄą imdiki gibi de ildi. Bir edebiyat Ăś retmeni buluyorlar, ona ßç be masal yazdÄąrÄąp yayÄąmlÄąyorlardÄą, iyi çizer de yoktu. O bĂźyĂźk yayÄąncÄąlar, kitabÄą Anadolu’ya %70 indirimle satÄąyorlardÄą. Çok karma Äąk geldi bu i ler ve o nedenle uzak durdum. EditĂśrĂźn en Ăśnemli Ăśzelli i, sezgisel yanÄądÄąr. Hiç okumadÄą Äą bir kitabÄą “basarÄąmâ€? diyen editĂśrler vardÄąr. ÇßnkĂź kar ÄąlarÄąndaki adamÄąn iyi bir ey yapÄąp yapmadÄą ÄąnÄą bilirler. Ă–rne in, nkÄąlâp Kitabevi’nden ayrÄąlmama yakÄąn zamanlarda bir Marduk kitabÄą gelmi ti; Burak Eldem’in kitabÄąydÄą. “Hiçbir ey yapmayÄąn, basÄąn bu kitabÄą,â€? demi tim. ÇßnkĂź akÄąllÄą bir adam oldu unu biliyordum. Nitekim kitap 20 baskÄą yaptÄą, toplamda 60 bin adet sattÄą. TĂźrkiye’de “sultanâ€? temalÄą romanlarÄąn ilk yayÄąmlanÄą Äąnda bĂźyĂźk payÄąm vardÄąr, o romanlarÄą ba latan yayÄąncÄąlardan biriyim. Safiye Sultan ’la ba lamÄą tÄą o akÄąm. Bir yayÄąncÄąyla 5 bin mi, 10 bin mi basalÄąm diye dĂź ĂźnĂźrken, kitap 300 bin sattÄą. in ba Äąnda sadece sezgisel olarak sataca ÄąnÄą dĂź ĂźnmĂź tĂźm.

Kaç yazar yetiĹ&#x;tirdiniz ? Bu alandaki en Ăśnemli sÄąkÄąntÄąlardan biri, yeni yazar yeti tirmektir. “Ben iyi bir dergiciyim, iyi bir yayÄąncÄąyÄąm, iyi editĂśrĂźm,â€? diyerek gururlananlara Ăśnce unu

sorarÄąm: Kaç yazar kazandÄąrdÄąn edebiyat dĂźnyasÄąna ? Bu alanda ne kadar iyi oldu un, bu sorunun cevabÄąnda gizlidir. Bir gĂźn VarlÄąk ĂśdĂźlleri için Ăśn elemeleri yaparken, bir çocu un dosyasÄą geldi elime. 18 ya Äąnda bir çocuk Ăśyle bir iir yazmÄą : â€œĂ‡ekin ĂźstĂźmden gĂś Ăź, beni ĂślĂźm temizler... GĂśvdesi çatlak bir tekneyim, hazÄąrlayÄąn kayalarÄą...â€? nanamadÄąm ve çocu a mektup yazarak, ba ka bir dosya daha getirmesini sĂśyledim. Erdo an Alkan, “AblasÄą yazmÄą tÄąr,â€? demi ti. Ben bu çocu un eserini yarÄą maya sokarÄąm ve ĂśdĂźlĂź kazanÄąr, ama do ru bir ey mi yapmÄą olurdum ? Bir gĂźn bir kÄąz geldi dergiye, “Ben ĂśykĂź yazÄąyorum,â€? dedi. Ben de, “Herkes yazÄąyor; beni heyecanlandÄąracak bir eyler yaz getir,â€? dedim. KÄąz bir an a ÄąrdÄą, onun dĂź ĂźndĂź Ăź editĂśr de ildim. Televizyonlarda kadÄąn bedeninin cinsel obje olarak sĂśmĂźrĂźsĂź Ăźzerine bir makalesi oldu unu sĂśyledi. “Beni ilgilendirmez, çok yapÄąlÄąyor,â€? dedim. SonrasÄąnda, arkada Äąyla yaptÄą Äą bir çalÄą mayÄą gĂśsterdi. Feminist bir yakla Äąmla, Michel Tournier’in Cuma adlÄą romanÄąnda, Robinson’un adayÄą bir kadÄąn olarak algÄąladÄą ÄąnÄą iddia edip, bunun Ăźzerine yazmÄą lar. te o zaman, “Ben bunu yayÄąnlarÄąm,â€? dedim ve MĂźge plikçi’yi o gĂźn ke fettim. Bu anlamda gururluyum; Tuna Kiremitçi, MĂźge plikçi, Sema Kaygusuz, Ĺžebnem igĂźzel, AkÄąn Sevinç, Nilay Ă–zer, SĂźreyya Evren... Destekledi im, yetenekli oldu unu gĂśrdĂź Ăźm ve gurur duydu um arkada lar onlar. Benim yazarlÄąk serĂźvenim biraz daha farklÄą. DĂśrt ya Äąnda çizmeye ba layan çizerler var; ben dĂśrt ya Äąnda iir yazmaya ba ladÄąm. NasÄąl mÄą ? Ablam, benim adÄąmla yerel bir dergiye iirler yollardÄą ve yayÄąmlanÄąrdÄą. Resmi olarak, dĂśrt

kÄąĹ&#x; 2014

11


bĂźyĂźk hatayÄą temizlemekti. BĂśylelikle bir meslek sahibi oldum.

ya Äąnda iir yazmaya ba ladÄąm bĂśylelikle. Ablam iir yazmayÄą bÄąrakÄąnca, ben de iir hayatÄąma ara vermi oldum. Ne ironidir ki, bugĂźn yazdÄą Äąm iirler, o gĂźnlerde ablamÄąn benim adÄąmla yayÄąmlattÄą Äą iirlere benziyor.

BaktÄąn olmuyor, bÄąrakÄąrsÄąn ! 16-17 ya larÄąmda, herkesin mutsuz oldu u ya larda ben de mutsuzdum; stiklal Caddesi’nde dola Äąyordum. Seyyar kitapçĹda iir kitaplarÄą gĂśrdĂźm ve birkaçĹnÄą aldÄąm. Eve gidip okudu umda, “Ben de bunlar gibi yazarÄąm,â€? dedim. Kitaplar mÄą kĂśtĂźydĂź, yoksa bendeki cahil cesareti miydi, bilmiyorum, ama bir ayda 60 iir yazdÄąm. Talihsizliktir ki, bir çay bahçesinde kaybettim onlarÄą. Bir sĂźre sonra yine ba ladÄąm yazmaya, iirler ço aldÄą ve onlarÄą kitapla tÄąrmak istedim. O zamanlar VarlÄąk diye bir derginin varlÄą Äąndan bile bihaberdim. OsmanlÄą MatbaasÄą diye bir yere gittim, borç harç bularak kitabÄą bastÄąrdÄąm. Da ÄątÄąmcÄąmÄą da kendim buldum. Orada kitap satÄąlmayÄąnca, ileri gelen galerici a abeylere kitabÄą elden satmaya ba ladÄąm. Bu sayede ilk kitabÄą tĂźkettim. Hemen ardÄąndan bir a abeyimiz Melih Cevdet Anday’a iir kitabÄą yazdÄą ÄąmÄą anlatmÄą . Anday, Cumhuriyet’te benim ilanlarÄąmÄą yayÄąmladÄą. O zamanlar çok kĂśtĂź iirler yazÄąyordum, ama toplamda 11 ilanÄąm çĹkmÄą tÄą gazetede. Bir sĂźre sonra anladÄąm ki, yazÄąn hayatÄąmda buraya geli serĂźvenim, o en ba ta yaptÄą Äąm

12

Yine bir gĂźn Cemal SĂźreya yeme e ça ÄąrdÄą ve iirlerimi gĂśstermemi istedi. â€œĹžiirlerimi okuyacaksanÄąz veririm,â€? dedim. O da iirlerimi okuduktan sonra, “Ne kadar zamandÄąr iir yazÄąyorsun ?â€? diye sordu. “Birkaç yÄąldÄąr,â€? dedim; “ yi, birkaç yÄąl daha u ra , baktÄąn olmuyor, bÄąrakÄąrsÄąn,â€? dedi. O iirleri yÄąrtÄąp attÄąm, ama Cemal SĂźreya’yla dostlu umuz çok uzun sĂźrdĂź. Beni keyifsiz ve ĂźzgĂźn gĂśrdĂź Ăź zamanlardan birinde, “Enver, kendine mektup yazmayÄą hiç dĂź ĂźndĂźn mĂź ?â€? diye sordu. Mektubu yazdÄąrdÄą ve “kendime gĂśndermekâ€? Ăźzere postaneye gĂśtĂźrdĂź beni. YayÄąncÄąlÄąk bĂśyle bir ey, yayÄąmlamanÄąn perde arkasÄąnda o insanlarla, yazarlarla tanÄą Äąyorsunuz.

Mutfakta yazan adam Oktay Rifat da benim için Ăśyleydi. KarÄąsÄąnÄą çok sevdi i için çalÄą ma masasÄąnÄą mutfa a koyan ve orada çalÄą an bir airdi. Attilâ lhan, “Neden bu adam bu kadar gĂźzel yemek yapÄąyor, ĂźstĂź ba Äą yemek kokuyor?â€? diye sorardÄą. Me erse Oktay Rifat romanlarÄąnÄą mutfakta yazÄąyormu . YazdÄąklarÄąnÄą okutmak için beni sĂźrekli evine ça ÄąrÄąrdÄą, ele tiriye açĹk bir airdi, ama balÄąkçĹlÄą Äąna laf sĂśyletmezdi. Sabahattin Kudret Aksal da onlardan biriydi. Oldukça ketum biriydi Aksal; arabasÄą oldu unu ĂśldĂźkten sonra Ăś rendim, hangi siyasi partiye yakÄąn oldu unu hiç Ăś renemedim. Aksal, iirle matematik arasÄąndaki ili kiyi kavramak ve matemati i iirde uygulamak için mutlaka okunmasÄą gereken biridir. YayÄąmlama serĂźvenimize dĂśnĂźp baktÄą Äąmda, Cemal SĂźreya, Oktay Rifat, Sabahattin Kudret Aksal, Ece Ayhan, Can YĂźcel; hepsi keyifli insanlardÄą... :


KONUK

Ă–Ä&#x;retmeni ĂśÄ&#x;renciye bakarak gĂśrmek k Avrupa edebiyatÄąnÄąn gßçlĂź ve ĂśzgĂźn kalemlerinden Zoran Drvenkar, yazÄąn yolculu u, Berlin ya amÄą, sansĂźr ve Ăś retmen - Ăś renci ili kisi gibi pek çok konudaki gĂśrĂź lerini Keçi’yle payla tÄą.

SĂśyle i: Halil TĂźrkden

Bir zamanlarÄąn Yugoslavya’sÄąnda, bugĂźnĂźn HÄąrvatistan’Ĺnda Krizevci’de doÄ&#x;dun, ama hayatÄąnÄąn bĂźyĂźk bĂślĂźmĂź Berlin’de geçti. Kendi dilinde yazamaman ve gÜçmen olman yazarlÄąÄ&#x;ÄąnÄą etkiledi mi ? nsanlar sĂźrekli bu soruyu soruyor. ÇßnkĂź, Yugoslavya gibi bir yerden Berlin’e gelmek herkese garip geliyor. Ama çocukken bir sorun yoktu. TĂźrkler, Yugoslavlar ve Almanlar bir arada mutluyduk. Elbette o zamanlar sĂźrekli kovalamacalar, sata malarÄąmÄąz oluyordu, ama mutluyduk, hepimiz aynÄąydÄąk. Ait olmadÄą ÄąnÄąz bir yerde ya adÄą ÄąnÄązda edebiyatÄąnÄąz, kaleminiz etkilenebilir; ama ben oraya aittim. Berlin benim evimdi. O nedenle oradaki ya am tarzÄą yazdÄąklarÄąmÄą çok etkilemedi. AynÄą ey dil için de geçerli. Almanca benim dĂź Ăźnce dilim oldu ve anadilimde yazmayÄą Ăśzlemedim, Almanca daha kolaydÄą. Berlin’de bĂźyĂźyen ve yaĹ&#x;ayan bir yazar olarak, kentin çokkĂźltĂźrlĂźlĂźÄ&#x;Ăź ve farklÄąlÄąklarÄąn bir aradalÄąÄ&#x;Äą seni nasÄąl etkiledi ? Ă–rneÄ&#x;in, Berlin DuvarĹ’nÄąn yÄąkÄąlmasÄąnÄąn yazÄąn yolculuÄ&#x;unda nasÄąl bir etkisi var ?

14

DuvarĹn batĹsĹnda ya Ĺyordum, ama hiçbir zaman duvarĹ kabul etmedim. Do uya bakĹnca hiçbir zaman duvar gÜrmedim. Benim için Üyle bir duvar var olmadĹ. SanĹrĹm hayatĹmĹzdaki bazĹ eylerin ßstesinden, kabul etmeyerek, benimsemeyerek gelebiliriz. Elbette duvarĹn yĹkĹlmasĹ hepimizi sevindirdi, insanlarĹn kucakla masĹ harikaydĹ, ama arada duvar olup olmamasĹ hiçbir zaman umurumda de ildi.

“KitaplarÄą deÄ&#x;il, o kitaplardaki dĂźĹ&#x;Ăźnme Ĺ&#x;eklini kopyaladÄąm.â€? Çocukluk ve gençlik yÄąllarÄąnda neler okudun ? Seni besleyen kaynaklar nelerdi ? Senin için kitaplar seçen, rehberlik eden birileri var mÄąydÄą ? Beni besleyen pek çok kaynak vardÄą, onlar olmasa imdi burada olamazdÄąm. Sadece yazar olarak de il, birey olarak da buralarda olamazdÄąm. Okumaya be ya Äąnda ba lamÄą tÄąm ve 11 ya Äąna kadar kĂźtĂźphanedeki tĂźm kitaplarÄą okumu tum. Ucuz, içinde bolca çĹplaklÄąk olan, 60 sayfalÄąk romanlardÄą ço u. Biraz

bĂźyĂźdĂź Ăźmde daha ciddi kitaplar aldÄąm elime. “Sen bunu okursan daha iyi olur,â€? ya da “Bunu okumasan iyi olur,â€? diyen kimseler yoktu çevremde. Her eyi okudum. Ailem bÄąrakÄąn kitap okumayÄą, kendi kĂś eme çekilip çok kitap okudu um için kÄązar ve kitabÄą elimden alÄąrdÄą. Okuyaca Äąm kitaplarÄąn seçiminde, nasÄąl bir insan olaca Äąm konusunda hiç kimse beni bir eylere itmedi. Ne yaptÄąysam yalnÄązca yapmak istedi im için yaptÄąm. lk iirimi yazdÄą Äąmda da aynÄąsÄą oldu. Belki çok kĂśtĂźydĂź o iir, kimse okumadÄą ve ilgi gĂśstermedi. HayatÄąm boyunca ne istiyorsam onu yaptÄąm; iir yazmak istedim, yazdÄąm ve ben çok be endim. stedi im yoldaydÄąm çßnkĂź. “Birileri okusunâ€? motivasyonu bir yazar için tehlikelidir. Okudu um kitaplarÄą de il, o kitaplardaki dĂź Ăźnme eklini kopyaladÄąm. Her yazar da bunu yapmalÄą. Ba kalarÄąnÄąn yazdÄąklarÄąndan çok, nasÄąl yazdÄąklarÄąndan Ăś renece imiz çok ey var. lk yazmaya ba ladÄą Äąm zamanlar, yazdÄąklarÄąmÄąn %90’Ĺnda o yazarlarÄąn etkisi vardÄą. Ama imdi tam tersi bir durum var. BugĂźn yazdÄąklarÄąma bakÄąldÄą Äąnda, ba ka yazarlarÄąn etkisi %10 oranÄąnda. ÇßnkĂź bu sĂźreç kendi yazÄąnÄąmÄą, kendi tarzÄąmÄą geli tirmemi sa ladÄą.

Klasikler parfĂźm gibi... Klasiklere yaklaĹ&#x;ÄąmÄąn nasÄąl ? GençliÄ&#x;inde klasik okumayÄą sever miydin ? ÇaÄ&#x;daĹ&#x; edebiyat eserleri senin için nerede duruyor ? AslÄąnda yazÄąlan eyin ça da ya da klasik olmasÄąnÄą zamansal olarak ayÄąrmÄąyorum. DĂź Ăźnme biçimi Ăśnemli yazarÄąn. Bu dĂź Ăźnme biçiminin hangi zamana ait ol-

du u Ăśnemli. Ça da edebiyattaki dĂź Ăźnme biçimi gerçekten ça da . Ăœstelik, hikâyenin gerçekli ini hissettiriyor okura. Klasikler parfĂźm gibi. Kokusunu alabiliyorsunuz, ama gerçekli ini hissedemiyorsunuz. Bana klasikler hiçbir zaman gerçekmi duygusunu vermedi. Zaman, mekân ve ya am ekli olarak çok uzakta hissettim. Klasikler içinde Dostoyevski’yi ayÄąrÄąrÄąm, onun kokusu çok ba ka, gerçek kokuyor yazdÄąklarÄą. Hikâyeyi yazma ve dĂź Ăźnme ekli hep ça da kalacaktÄąr.

SÄąradan bir birey olarak Zoran’Ĺ yazar yapan Ĺ&#x;ey nedir ? Kendi okurun olsan neler gĂśzlemlerdin “yazarâ€? kimliÄ&#x;inde ? HayatÄąmda yaptÄą Äąm hatalar, do ruya ula ma yolculu um, bir daha hata yapmamak için gĂśsterdi im Ăśzen, arkada lÄąklar, dostluklar, yakÄąnlÄąklar ve a k, beni yazar yapan eylerin ba Äąnda geliyor. BunlarÄąn bir karÄą ÄąmÄąyÄąm aslÄąnda. Edebiyat Ăśyle bir ey ki, kĂśtĂź karakterlerimde bile ben varÄąm.

kÄąĹ&#x; 2014

15


rede bu 20 sayfa ?â€? diye sordu umda, “O kÄąsma ihtiyacÄąmÄąz yok, kitap bĂśyle de gĂźzel,â€? demi ti. Daha sonra anladÄąm ki, kitabÄąm liseli Ăś rencilere okutuluyormu , editĂśrĂźm o nedenle bĂśyle bir ele tiride bulunmu . Kitap basÄąldÄąktan sonra, o bĂślĂźmĂźn çĹkarÄąlmasÄąna izin verdi im için mutluydum. Liseli bir çocu un bu kadar saldÄąrgan bir içeri e ihtiyacÄą yoktu. AyrÄąca, bir editĂśrle çalÄą ÄąyorsanÄąz ele tirilere açĹk olmalÄąsÄąnÄąz.

Çocuklar, gençler ve yetiĹ&#x;kinler için de yazÄąyorsun. Ă–rneÄ&#x;in, SoÄ&#x;uktan Korkmayan Tek KuĹ&#x; yaĹ&#x;Äą olmayan bir anlatÄąya sahip, ama çocuklar için yazdÄąÄ&#x;Äąn bir kitap. Hikâyenin hangi yaĹ&#x; grubuna akabileceÄ&#x;ini, dokunabileceÄ&#x;ini nasÄąl keĹ&#x;fediyorsun ? Çocuklar için yazmayÄą hiç dĂź Ăźnmedim. Karakterlerimi dĂź ĂźndĂźm ve bu karakterler çocuk edebiyatÄąnÄąn içine aktÄą. Çocuklar, gençler ve yeti kinler için yazmak zorluklara yol açmÄąyor. Sonuçta karakteri dĂź ĂźnĂźyorum ben. Ama aynÄą dĂśnemde iki farklÄą kulvar için yazmak çok zor, yapamÄąyorum bunu. Ăœzerinden biraz zaman geçmesi gerek. En çok hangi yaĹ&#x; grubuna yazmak istiyorsun ? 6 -10 ya lar arasÄą, çocuklarÄąn dĂźnyayÄą ke fetme yÄąllarÄą. 11’den itibaren umut etmeye, â Äąk olmaya, kavga etmeye ve çe itli yaralar almaya ba lÄąyorlar. Bu nedenle 8 -16 ya arasÄąna yazmayÄą seviyorum. OnlarÄąn bu yolculu unda, hayata ili kin ilk gerçek deneyimlerinde onlara e lik etmek harika. Bu gruba yazarken ilk dĂź ĂźndĂź Ăźm ey de umut, çßnkĂź tam da bu ya larda umu-

16

da ihtiyaçlarĹ var. Onlarla aramda kurulan dil ve onlarĹn benim dilime gßvenmeleri de iyi hissettiriyor.

KĂźtĂźphanecinin iĹ&#x;i ne ? TĂźrkiye’de her alanda sansĂźr ve otosansĂźrĂźn kÄąskacÄąnda yaĹ&#x;Äąyor, Ăźretiyoruz. yi Ăśrnek olarak genelde BatÄą gĂśsteriliyor. BatĹ’da sansĂźr ve otosansĂźre dair gĂśzlemlerin var mÄą ? Edebiyata etki eden bir sansĂźrden sĂśz etmek mĂźmkĂźn mĂź ? Bu konu iki yĂśnlĂź. Bir yanda yayÄąnevleri var. YayÄąnevleri yazara ne istedi ini sĂśylemeli. Ba arÄąlÄą bir kitap için yazarÄą iyi bir yolda yĂźrĂźtmeli. Yazar ve yayÄąncÄąnÄąn kar ÄąlÄąklÄą mutlu olmasÄą lazÄąm, iyi kitap ancak Ăśyle gerçekle ir. in di er yanÄąnda da, para kazanmak var. Ă–ncelikle para kazanmayÄą dĂź Ăźnen, çocuklara hep bir eyler Ăś retme kaygÄąsÄąnda olan yayÄąncÄąlar ve yazarlar var ne yazÄąk ki. KitaplarÄąmdan birinin son 20 sayfasÄąnda iki genç erkek bir kadÄąnÄą a a ÄąlÄąyor ve sonra birbiriyle cinsel ili kiye giriyorlardÄą. KitabÄąm bitti inde editĂśrĂźm keyifle okudu unu, ama son 20 sayfayÄą çĹkarmak zorunda kaldÄąklarÄąnÄą sĂśyledi. “Ne-

SansĂźr konusunda, ABD ve ngiltere çok korkunç. Almanya’da i ler daha sa lÄąklÄą ilerliyor ve rahatsÄąz edici bir sansĂźr yok. Amerika’daki bir yayÄąnevi, bir kitabÄąmÄąn haklarÄąnÄą satÄąn almÄą tÄą ve kitap ngilizce’ye çevrilirken bazÄą bĂślĂźmleri kesmek istediklerini sĂśylemi lerdi. ki genç kadÄąn birbirine â Äąk oluyor, kitabÄąn kÄąsa bir bĂślĂźmĂźnde romantik bir anlarÄąnÄą anlatÄąyorum. Kitapta hiçbir biçimde saldÄąrgan ve zedeleyici ifadeler yoktu. Amerika’daki yayÄąncÄąlar kitabÄą kĂźtĂźphanelerin de satÄąn almasÄą için o bĂślĂźmĂź çĹkarmak istediklerini sĂśylediler. KĂźtĂźphaneler kitaplardaki seks sahnelerini mi tarÄąyorlar ? Bu mu kĂźtĂźphanecinin i i ?

‚yi ĂśÄ&#x;retmeni ĂśÄ&#x;renciye bakarak gĂśrmek YaĹ&#x;amĂśykĂźne bakÄąldÄąÄ&#x;Äąnda, okuldan ve eÄ&#x;itim sisteminden pek haz etmeyen bir ĂśÄ&#x;renci olduÄ&#x;un gĂśrĂźlĂźyor. BugĂźnĂźn eÄ&#x;itim sistemini dĂźĹ&#x;ĂźnĂźnce ĂśÄ&#x;retmenlere bir mesajÄąn var mÄą ?

anlÄąyorum. SorularÄąma ve Ăśrneklerime verdikleri cevaba bakarak... Bu bulu malar halen kĂśtĂź olan e itimcileri de gĂśsteriyor. KitaplarÄąmÄąn e lenceli kitaplar oldu unu herkes biliyor. Onlarla bulu malarÄąmÄązda kitaptaki Ăśrnekler Ăźzerinden akala Äąyorum, ama bazÄą çocuklar o kadar kapana kÄąsÄąlmÄą , o kadar katÄą bir e itimden geçmi ki, ne yapsam gĂźlmĂźyorlar. E lenceli sorular soramÄąyor, hatta soru sormaktan korkuyorlar. NasÄąl sevebilirim ki bĂśyle bir sistemi ? NasÄąl bir insan olaca Äąma karar veren sistemden yÄąllarca uzak dururken, kitaplarÄąmÄą okuyan çocuklarÄąn makinele ti ini, tektip bireyler haline geldi ini gĂśrĂźnce, e itim denilen kavrama olan Ăśfkem daha da artÄąyor. Ă– retmenlere ilk Ăśnerim, dikkatli olmalarÄą. ÇßnkĂź bir “ eyâ€? de il; bir insan yeti tiriyorlar. yi bir insan olma yolunda onlara yolda lÄąk ediyorlar. Çok sabÄąrlÄą olmalarÄą, umutlarÄąnÄą hiç yitirmemeleri gerek. :

Okuldan nefret ederdim. Ă– rencilik yÄąllarÄąmda okul sÄąnÄąrlarÄą içinde olmak bile beni korkutuyordu. Ĺžimdi bir yazar olarak çocuklarla okul bulu malarÄąmÄązda iyi Ăś retmenler de oldu unu, bazÄą okullarÄąn bu i i ba ardÄą ÄąnÄą gĂśrĂźyorum. NasÄąl mÄą anlÄąyorum ? Ă– retmenlere bakarak de il, çocuklarÄąn tepkilerine bakarak

kÄąĹ&#x; 2014

17


a

d Yollar

sÄąk sÄąk alkÄą larla kesilen konu masÄąnÄą, “Birileri de, ev, apartman yapÄąp, oradan kazanaca Äą parayÄą sinema sektĂśrĂźne yatÄąrsa, bu Ăźlkenin hikâyelerine ve genç yeteneklerine inansa, buradan ne ĂśykĂźler çĹkacak !â€? cĂźmleleriyle sonlandÄąrdÄą.

Bu yÄąlki kitap fuarÄąnÄąn temasÄą “SinemamÄązÄąn 100. yÄąlÄąâ€? vesilesiyle dĂźzenlenen sĂśyle inin yĂśneticili ini yapan editĂśr MĂźren Beykan, Ăźlke nĂźfusunun %30’unun çocuk olmasÄąna, çocuk ve gençlik edebiyatÄąndaki iyiye gidi e kar Äąn, sinemada çocuklar ve gençler için yeterli sayÄąda eser Ăźretilmedi ine dikkat çekti. TĂźrkiye’de bu alandaki en ba arÄąlÄą Ăśrneklerden biri olarak Hababam SÄąnÄąfÄą ’nÄą gĂśsteren Beykan, RÄąfat Ilgaz’Ĺn çok sevilen eserinin sinemada da ba arÄąyla i lendi ini ve aslÄąnda çocuk izleyici gĂśzetilerek çekilmeyen bu filmlerin bugĂźn hâlâ çocuk, genç ve yeti kinlerce birlikte izlendi ini belirtti.

“Hababam SÄąnÄąfÄą bir isyandÄąr !â€? Deneyimli tiyatro ve sinema oyuncusu Altan Erkekli, çocukluk yÄąllarÄąnda kahramanlarÄąnÄąn kÄąsÄątlÄą oldu unu, içine kapalÄą ve otoriteye ba lÄą bir hayat ya andÄą ÄąnÄą hatÄąrlatarak unlarÄą sĂśyledi: “KadÄąkĂśy Maarif Koleji’ndeki Ăś retmenim sayesinde in aat mĂźhendisli i hayalimden tiyatroya dĂśnĂź yaptÄąm. Ă– retmenim, ‘ nsan ili kilerini en iyi organize edecek, hayata geçirecek olan binalar de il sanattÄąr,’ demi ti. Biz, sanatla beraber, dĂźnyanÄąn iyile ece ine inanarak bĂźyĂźdĂźk.â€? Geçmi te, otoriter bir toplumda

18

MĂźren Beykan

Altan Erkekli

33. UluslararasÄą stanbul Kitap FuarÄą kapsamÄąnda, tiyatro ve sinema oyuncusu Altan Erkekli; yazar, çevirmen, radyo programcÄąsÄą Sevin Okyay ve GĂźnÄą Äą Äą KitaplÄą Äą YayÄąn YĂśnetmeni MĂźren Beykan, “Sinemada EdebiyatÄą Seslendirmekâ€? adlÄą sĂśyle ide bir araya geldiler.

Sevin Okyay

“Sanatla beraber, dĂźnyanÄąn iyileĹ&#x;eceÄ&#x;ine inanarak bĂźyĂźdĂźk !â€?

bile, edebiyat ve sinemamÄązda yaratÄącÄą ve ĂśzgĂźr eserler ortaya çĹktÄą ÄąnÄąn altÄąnÄą çizen Erkekli, “Hababam SÄąnÄąfÄą bir isyandÄąr, ĂśzgĂźrlĂźk istemidir, her eye sevgiyle bakabilme yetisidir ve elbette erk onu sevmez,â€? ifadelerini kullandÄą. Seslendirme sanatçĹlÄą Äą da yapan Altan Erkekli, sinemaya “EjderhanÄą NasÄąl E itirsinâ€? adlÄą iki filmle uyarlanan ve TĂźrkiye’de GĂźnÄą Äą Äą KitaplÄą Äą tarafÄąndan yayÄąmlanan “HĹçkÄądÄąkâ€? dizisinden kÄąsa bir bĂślĂźmĂź seslendirdi. Kitaptaki farklÄą karakterleri prova yapmadan seslendirerek salondakilere keyifli anlar ya atan usta sanatçĹ, “Seslendirme bamba ka bir teknisyenlik i i; aynÄą gĂźn ßç farklÄą karakter olabilme i idir,â€? diyerek, sinemadaki seslendirme serĂźvenine de de indi. Seslendirme sanatçĹlÄą ÄąnÄąn Ăśzel bir titizlik ve çalÄą ma gerektirdi ini hatÄąrlatarak, çocuk filmlerini ciddiye almayanlarÄą, â€œĂ–n çalÄą ma yapmayÄąp a Äąz dolduran, ama zihni doldurmayan cĂźmlelere sÄą Äąnanlar,â€? sĂśzleriyle ele tirdi.

“Behiç Ak, NazlÄą Eray ve Sevgi SaygĹ’nÄąn eserleri neden sinemaya uyarlanmaz ?â€? Usta kalemlerimizden Sevin Okyay, çocuklarÄąn bir kitle olarak ele alÄąnmamasÄąnÄąn ve onlara yĂśnelik projelerin yarÄąda kalmasÄąnÄąn nedenlerini ele aldÄą. “Eskiden, anneleri ellerinden tutup, çocuklarÄą kitapçĹlara gĂśtĂźrĂźrdĂź. Ĺžimdi çocuklar ne okuyaca ÄąnÄą bilen, gelip kitabÄąnÄą kendisi seçebilen bir kitle,â€? dedi. EdebiyatÄąmÄązda nitelikli, bĂźyĂźlĂź gerçekçi eserler de verildi ini sĂśyleyen Okyay, “Behiç Ak, NazlÄą Eray ve Sevgi SaygÄą gibi isimlerin eserleri neden sinemaya uyarlanmaz ?

Belki de çocuk kitabÄąna inanmÄąyorlar !â€? diyerek ele tirisini dile getirdi. Edebiyat uyarlamalarÄąna yĂśnelik de erlendirmeler de yapan Okyay, kitabÄą okumu ve sevmi birinin uyarlamada bir kusur bulmamasÄąnÄąn zor oldu una i aret etti; Ăśzellikle uzun dizi kitaplarÄąnÄąn uyarlamasÄąnda sorunlar, kopukluklar ya anaca ÄąnÄą belirtti. Sinemadaki edebiyat uyarlamalarÄąnda yapÄąm tasarÄąmÄąnÄąn Ăśnemli oldu una dikkat çeken Okyay, “Okumak yalnÄąz bir i . Bir kitabÄą okudu un zaman o kitapta olmayan eyler de hayal edersin. Sinemada hayal ettiklerimizi bulamayÄąnca hayal kÄąrÄąklÄą Äąna u rarÄąz. Uyarlamada bunu sĂźrdĂźrmek kolay de ildir,â€? dedi. Philip Pullman’Ĺn ĂźnlĂź dizisinin ilk kitabÄą olan AltÄąn Pusula ’nÄąn sinema uyarlamasÄąnÄąn hiç be enilmedi ini, ancak tiyatrosunun ngiltere’de iki yÄąl kapalÄą gi e oynadÄą ÄąnÄą hatÄąrlatan Okyay, uyarlamalarda eserin ele alÄąnma biçiminin Ăśnemini vurguladÄą. :

“DĂźnyada, figĂźranlarÄąn seçiminden makyĂśze kadar bu i bilimsel olarak yapÄąlÄąyor; o nedenle filmler dĂźnyanÄąn her tarafÄąna satÄąlabiliyor,â€? diyen deneyimli oyuncu, sinemamÄązÄąn birçok sorununun temelinde, kurumsalla ma ve uzmanla mÄą i bĂślĂźmĂź eksikli inin yattÄą ÄąnÄą belirtti. Erkekli,

kÄąĹ&#x; 2014

19


KONUK

Bir okurun kitap eki yĂśneticiliÄ&#x;ine toslama hikâyesi Gazeteci, yazar Sibel Oral gĂźnĂźmĂźzde edebiyatÄąn Ăśnemli kalelerinden biri olan kitap ekleri ve kitap eki okuru oldu u ilk gĂźnden bir kitap ekinin editĂśrlĂź ĂźnĂź yaptÄą Äą gĂźne kadarki serĂźvenini de erlendirdi.

Kaç ya ÄąndaydÄąm bilmiyorum, ama kÄąrmÄązÄą kurdele siyah ĂśnlĂź Ăźme i nelenmi , gĂźzel yazÄą defterime yÄąldÄązlar konmu ; okulda Ăś retmenlerin oku dedi ini okumaktan sÄąkÄąlmaya ba ladÄą Äąm dĂśneme gireli epey olmu tu. Evet, kitaplar iyiydi. Ă–zellikle çocuklu unu cadde Ăźzerinde bir apartmanÄąn altÄąncÄą katÄąnda geçiren bir çocuk için kaçĹnÄąlmazdÄą. Mutlulu u anlattÄą Äą kadar, mutsuzlu un da var oldu u bir dĂźnyanÄąn kapÄąlarÄąnÄą açĹyorlardÄą. O zamanlar babam her gĂźn Cumhuriyet gazetesi alÄąrdÄą. Babam i yerine aldÄą Äą gazetenin Kitap ve Bilim Teknik eklerini bir sĂźre sonra eve getirmeye ba ladÄą. Kitap ve Bilim Teknik eklerinin ar ivinden ben sorumluydum. Ă–nceleri teknik ve sÄąkÄącÄą bir i olarak gĂśrdĂź Ăźm – tarih sÄąralamasÄą, kÄąvrÄąlan sayfalarÄą dĂźzeltme– bu sorumlulu un, hayatÄąmÄą de i tirece ini tahayyĂźl edemezdim.

20

Etle sĂźtle deÄ&#x;il; kitaplarla bĂźyĂźmek ! Ar ivinden sorumlu oldu um Cumhuriyet Kitap, sÄąkÄącÄą çocukluk ve ilkgençlik odamda bana yeni bir dĂźnya kurdu. DĂźnyalar içinde bir dĂźnya; kitaplarla, hikâyelerle dolu, insanlarla dolu bir dĂźnya... Her hafta kendime oradan kitaplar seçer, onlarÄą alÄąr ya da babama satÄąn aldÄąrÄąr ve çeker giderdim bu dĂźnyadan. Sonra bĂźyĂźdĂźm, hem de etle sĂźtle de il, kitaplarla bĂźyĂźdĂźm. ArdÄąndan ba ka kitap ekleri geldi. Radikal Kitap mesela, ikinci gĂśz a rÄąm. YÄąllar sonra Radikal Kitap’ta yazacak ve bununla gururlanacaktÄąm. Derken gazeteci oldum, kitap yazan oldum. Hem okuyor, hem yazÄąyordum. YayÄąn dĂźnyasÄą ve gazeteler de bĂźyĂźdĂź. ÇalÄą tÄą Äąm gazetenin genel yayÄąn yĂśnetmeni bana kitap eki yapÄąp yapamayaca ÄąmÄą sorduktan bir ay sonra, artÄąk Taraf Kitap YayÄąn YĂśnetmeni’ydim. Ama hayÄąr; Ăśncelikle o kitap ekinin okuru olmak zorundaydÄąm. SÄąkÄącÄą ve gÄąrtla Äąna kadar soruna batmÄą bir dĂźnyadan kaçmaya yer

arayan, kendine kitap eklerinin sayfalarÄąnda yeni dĂźnyalar bulan o kÄąz çocu uydum aslÄąnda. Ama bir sorun vardÄą. Okur olmak ahane bir eydi. Yazar olmak, kitap ekine yazÄą yazmak da ahane bir eydi, ama bir kitap eki yapmak, onu yĂśnetmek, kararlar vermek, hiç de ahane de ildi. Kurallar vardÄą. Kitap eki e er ilan almazsa, kapanÄąrdÄą. lan almasÄą için ilan veren yayÄąnevinin kitabÄąnÄą el ĂźstĂźnde tutmak lazÄąm gelirdi. Ticari kaygÄąlar vardÄą, alan memnun satan memnun olmalÄąydÄą. “Size ilan verdik, ama bizim hiçbir kitabÄąmÄązÄą tanÄątmÄąyorsunuz,â€? diyen yayÄąncÄąlar ne olacaktÄą ? Emrivaki yollanan yazÄąlar yayÄąmlanmayÄąnca ilanÄąnÄą geri çekenler ne olacaktÄą ? KitabÄą hakkÄąnda olumsuz ele tiriler yayÄąmlandÄą Äąnda kĂźsenler ne olacaktÄą ? Durun, bu kadar da kĂśtĂź de ildi aslÄąnda. Yani bĂśyle olmayanlar da vardÄą, rolleri de i tirdi imiz de oldu. “KitaplarÄąyla ilgili o kadar yazÄą yayÄąmlÄąyoruz, yazarlarÄąnÄą Ăśne çĹkarÄąyoruz, neden bize hiç ilan vermiyorlar ?â€? dediklerim mesela. “Senin kitap ekini çok seviyoruz, ama ilke olarak ana gazetenin politik duru unun kar ÄąsÄąndayÄąz,â€? diyenler mesela. Herkes kendine gĂśre haklÄąydÄą, ama okurun bunlarÄąn hiçbirinden haberi yoktu. Kimse, okur ne olacak diye sormuyordu. Peki, bu kitap eki neden çĹkÄąyordu ? Kitap, okura o ekin sayfalarÄąndan gĂśz kÄąrpsÄąn diye de il miydi ?

Kitap eki yapmanÄąn en gĂźzel tarafÄą yayÄąnevlerinden yĂźzlerce kitap gelmesidir. O kitaplar ayÄąklanÄąr, uzaktaki okullarÄąn kĂźtĂźphanelerine ya da cezaevlerine gider. ÇßnkĂź kitaba ula amayan okurlar vardÄąr. RahatlÄąkla ula abilenlerin i i ise kendi iradesine, seçicili ine, deneyip yanÄąlmasÄąna kalmÄą tÄąr. Kitap ekleri elbette yayÄąncÄąlÄąk sektĂśrĂź için Ăśnemli ama edebiyat dĂźnyasÄą için daha Ăśnemli. Gazetelerin kĂźltĂźr sanat sayfalarÄąnÄąn durumu malum. Edebiyat bir sĂźre daha kendine asla o sayfalarda yer bulamayacak. Tek mecrasÄą edebiyat dergileri ve kitap ekleri. Bunu asla unutmamak ve okur olarak sahip çĹkmak gerek... Bana gelince; imdi, çocukken ar ivini yaptÄą Äąm hayatÄąma giren ilk kitap ekinin yazarÄąyÄąm, istedi imi istedi im gibi yazÄąyorum. Okur için yazÄąyorum. Ama bir daha bir kitap ekinin ba Äąna gelirsem ne yaparÄąm, i te onu hiç bilmiyorum. :

“Ekâ€?, ek gelir demekti belki de... DuygusallÄą a, romantik hallere hiç gerek yok. Kitap eki, adÄą ĂźstĂźnde “ekâ€?, Ăśncelikle ek gelir demekti belki de. Ama ben umudumu hiç kaybetmedim. Okur bilirdi, okur onca sayfanÄąn arasÄąndan kendine gĂśz kÄąrpan kitabÄą gĂśrĂźrdĂź. Yeri geldi inde, kitap ekini ele tirmeyi de bilirdi.

kÄąĹ&#x; 2014

21


k

ZCEG.4

2014

4

k

Äą

Äą Äąk

k k

Feridun Andaç Ele tirmen, editÜr, yazar Feridun Andaç, yayĹnevlerinin yakĹn geçmi te kat etti i yolu Üzetliyor; editÜrlß ßn yayĹncĹlĹktaki yerini, Ünemini ve nasĹlĹnĹ payla Ĺyor.

dÄą. Adam YayÄąnlarĹ’nÄąn handikabÄą, sonradan ba ka i lere soyunmasÄą oldu; mesela kitabevi açĹldÄą, da ÄątÄąm irketi kuruldu. Bizde yayÄąncÄąlarÄąn hep hayal etti i eylerin ba Äąnda da ÄątÄąmcÄąlÄąk ve kitabevi i letmesi gelir, ama bunlar da yayÄąncÄąlÄą Äąn sonunu getirebiliyor. ĂœçßncĂź olarak da, fuar deneyimine de inmek gerekiyor. Ne kadar ele tirsek de, TĂœYAP Kitap FuarĹ’nÄąn Ăśyle ya da bĂśyle TĂźrkiye’de yayÄąncÄąlÄą a Ăśnemli katkÄąlarÄą olmu tur. Birçok yayÄąnevinin kendisine çekidĂźzen vermesinin, yeni yayÄąnevlerinin çĹkmasÄąnÄąn nedenidir. Kitap fuarlarÄą biraz da sinema gĂźnleri gibidir. Sinema gĂźnleri nasÄąl sinemamÄąza yeni yĂśnetmenler kazandÄąrmÄą sa, kitap fuarlarÄą da edebiyatÄąmÄąza yeni yayÄąncÄąlar kazandÄąrmÄą tÄąr.

TaĹ&#x;larÄąn yerinden oynadÄąÄ&#x;Äą yÄąllar Eskiyi bilmek, her zaman yeniyi kurmakla ilgili olmu tur. Ăœstelik, ya adÄą ÄąmÄąz dijital ça Äąn hÄązÄą her eyi altĂźst edip dĂśnĂź tĂźrĂźrken, biz hâlâ matbaanÄąn çocuklarÄą olarak basÄąlÄą yayÄąn dĂźnyasÄąndan sĂśz edebiliyoruz. Bu bir paradoks olsa da, eskiyi birçok bakÄąmdan bÄąrakmak zor. Hele hele son 10 yÄąlÄąn dijital devrimine tĂźmĂźyle teslim olmak zor. Zorun zoru olan bu dĂśnemeçte, yayÄąnevi emasÄąndan ve editĂśrlĂźkten sĂśz edebilmek için, 1980’lere, Ăśncesine ve bugĂźne bakmak gerekir.

Ăœç Ăśnemli deneyim YayÄąncÄą demek; yazar, kitap, yayÄąnevi, matbaa, da ÄątÄąm, satÄą , tanÄątÄąm, kitabevi ve okur demektir. Var olu larÄą ve birbirlerine ba lÄąlÄąklarÄą de i miyor. Bu ba lÄąlÄąklarÄą ve yayÄąnevi içindeki konumlanmalarÄą daha iyi anlamak için Ăśncelikle, 1980 sonrasÄą yayÄąncÄąlÄą ÄąmÄązÄą kÄąsaca Ăśzetlemek gerekir.

22

1980 sonrasÄąnda yayÄąnevlerinin yayÄąn çizgileri ve yayÄąn politikalarÄąnÄąn olu masÄą ve yayÄąncÄąlÄą Äąn sektĂśr olarak benimsenmesiyle ortaya birtakÄąm yeni meslekler ve u ra lar çĹktÄą. Bu dĂśnem için birkaç Ăśnemli deneyimi aktarmam gerekiyor. Birincisi, YAZKO (Yazarlar Kooperatifi) deneyimi; ikincisi, Adam YayÄąnlarĹ’nÄąn kurumsal bir yayÄąnevi olarak yayÄąn sektĂśrĂźne getirdi i açĹlÄąm; ßçßncĂźsĂź de, TĂœYAP Kitap FuarĹ’dÄąr. YAZKO, ĂśrgĂźtlenme modeli olarak iyi bir deneyimdi. 12 EylĂźl’ßn getirdi i ko ullarda, hem yazarlarÄąn, hem yayÄąncÄąlÄą Äąn, hem de ifade ĂśzgĂźrlĂź ĂźnĂźn engellendi i bir sĂźreçte, yazarlar bir araya gelerek Yazarlar Kooperatifi’ni kurdular. kinci olarak, Adam YayÄąnlarÄą deneyiminden sĂśz etmek gerekir. Adam YayÄąnlarÄą, kurumsal yayÄąnevinin in a edilmesi sĂźreci açĹsÄąndan Ăśnemli bir Ăśrnektir. Her eyden Ăśnemlisi, Adam’Ĺn bir planÄą var-

YayÄąnevi içinde editĂśrĂźn konumunu ele almadan Ăśnce, editĂśrlĂźk ve dizi editĂśrlĂź Ăź kavramlarÄąnÄą Adam YayÄąnlarĹ’nÄąn getirdi ini belirtmek gerekir. Adam bu dĂśnemde, dĂźzeltme ve redaksiyonu da ayÄąrdÄą, ikisinin aynÄą ey olmadÄą ÄąnÄą, hatta editĂśrlĂźkle de aynÄą ey olmadÄą ÄąnÄą gĂśsterdi. YayÄąnevi logosundan kapak tasarÄąmÄąna, arka kapak yazÄąlarÄąndan kitap kĂźnyelerinin nasÄąl yazÄąlmasÄą gerekti ine kadar, hem kurumsal kimli i hem de i lev kazandÄąran tasarÄąmÄą Ăśne çĹkardÄą. 1980’li yÄąllara geldi imizde, o yÄąllarda kurulan Can YayÄąnlarÄą, Metis Kitap, leti im YayÄąnlarÄą, AyrÄąntÄą YayÄąnlarÄą, Bilgi YayÄąnlarÄą, YapÄą Kredi YayÄąnlarÄą ve Cem YayÄąnevi de kendilerine çekidĂźzen vermek durumunda kaldÄąlar. Bu yÄąllarÄąn devamÄąnda, HĂźrriyet, Milliyet ve Sabah gibi gazeteler de yayÄąncÄąlÄąk yapma konusunda Äąsrar ettiler, ama sonunu getiremediler. Aradan sÄąyrÄąlÄąp çĹkan bir tek Do an Kitap oldu.

Bilgi YayÄąnevi’nde Attilâ lhan, Can YayÄąnlarĹ’nda Erdal Ă–z, YapÄą Kredi YayÄąnlarĹ’nda Enis Batur’un varlÄą Äą, birçok yayÄąncÄą için Ăśrnek durumlar ortaya çĹkardÄą. Bu sĂźreçlerde editĂśr, yayÄąn yĂśnetmeni, dĂźzeltmen, redaktĂśr gibi ayrÄąmlar belirlendi. Daha Ăśnce butik yayÄąnevlerinde gĂśrĂźlen yazar-yayÄąncÄą Ăśrne ini Erdal Ă–z, Can YayÄąnlarĹ’nda ustalÄąkla ortaya koydu. Ă–te yandan bu, yayÄąncÄąlÄą ÄąmÄąz açĹsÄąndan irdelenmesi gereken de bir olgudur. ÇßnkĂź Erdal Ă–z her eyi yapan tipik patron Ăśrne ini de olu turmu tur. O bir maestro gibi, kitabÄąn kapa Äą da dahil her eyiyle ilgilenen biriydi.

‚ki bĂźyĂźk ĂśÄ&#x;retmen TĂźrkiye’de ileti im teknolojilerinin sadece kitap yayÄąncÄąlÄą Äąna de il, tĂźm yayÄąncÄąlÄąk sektĂśrĂźne ve medyaya yayÄąlmasÄąyla birlikte editĂśrlĂźk mesle inin altÄą çizilmeye, alanÄą açĹlmaya ba landÄą. EditĂśrlĂźk Ăźzerine dĂź ĂźnĂźrken, bu alandaki kendi deneyimlerimi aktarmak isterim. YayÄąn dĂźnyasÄąna 1975 yÄąlÄąnda, okuryazar ve meraklÄą biri olarak Sait Maden’le adÄąm attÄąm. EditĂśrlĂźk benim listeye aldÄą Äąm bir meslek de ildi; ko ullar ve insan ili kileri, editĂśrlĂź Ăź Ăś renmemi ve yapmamÄą sa ladÄą. Sait Maden’in ofisinde, onun Ankara’daki a ÄąnÄą ve birçok matbaayÄą tanÄąma; onunla konu ma olana ÄąnÄą yarattÄąm. O dĂśnem edebiyat yayÄąncÄąlarÄąnÄąn yolu, Sait Maden’in yanÄąndan geçiyordu. ÇßnkĂź, gerçekten iyi de bir kitap tasarÄąmcÄąsÄąydÄą. Bu Ăś renme sĂźrecimde kar Äąmda iki bĂźyĂźk Ăś retmen vardÄą: Biri Sait Maden, di eri de De YayÄąnevi’ne sÄąklÄąkla gelme nedenim olan Memet Fuat. DĂźnya KitaplarĹ’nda editĂśrlĂźk yaptÄą Äąm yÄąllarda Memet Fuat’Ĺn Adam YayÄąnlarĹ’ndaki maestrolu u beni çok etkilemi ti, edebi anlamda beni cezbeden biriydi.

kÄąĹ&#x; 2014

23


EditĂśr nedir, ne deÄ&#x;ildir ? YayÄąnevlerini ele aldÄą ÄąmÄązda, editĂśrlĂź Ăź, editĂśrĂź irdelemek kaçĹnÄąlmazdÄąr. EditĂśr ne yapar ? AslÄąnda her eyi Ăśzetleyen bir cĂźmlem var. EditĂśr bahane de il, çÜzĂźm Ăźretip Ăśneri getiren ki idir. Bu elbette bir editĂśrĂź tanÄąmlamak için yeterli de il, ama editĂśr kitabÄąn onarÄącÄąsÄą, yazarÄąn kitabÄąyla birlikte var olu nedenidir. EditĂśr, yazarla yapÄąt arasÄąnda gĂśrĂźlmeyen gĂśzdĂźr; onarÄącÄą, gĂśzlemleyici ve kitabÄąn içeri inden kapak arkasÄą yazÄąsÄąna kadar her eye hâkim olandÄąr. zleyen, gĂśren, anlayan, soran, sorgulayan, ele tirebilen, ĂśzgĂźr bir editĂśr, kitabÄąn maestrosudur. EditĂśr bu nedenle yeterli ĂśzgĂźvene sahip olmalÄądÄąr. Bunu yaratan da bilgidir, deneyim daha sonra gelir. YayÄąnevinde editĂśr, hem i veren hem de i leri takip eden, yĂśnlendirendir. i yazarla ve kitapladÄąr, ama ilk i i yayÄąn yĂśnetmeniyledir. kinci adÄąmÄąnda yazar ve çevirmenle çalÄą Äąr; sonrasÄąnda redaktĂśre ve dĂźzeltmene i verebilir. TasarÄąmcÄąya bilgi ta Äąyan, uygulamacÄąnÄąn çalÄą ma seyrinde yanÄąnda olan, tanÄątÄąm bĂślĂźmĂźne kitap ve yazarla ilgili bilgiler verendir. Bir yayÄąnevinde editĂśrlĂźk kurumu iyi i lerse, yayÄąn yĂśnetmenleri de bu do rultuda çalÄą Äąrsa, editĂśr, yayÄąnevinin omurgasÄąnÄą olu turur. EditĂśrĂźn di er asal i i de yayÄąnevine Ăśnokumalardan sonra gelen yazarÄą ve dosyayÄą irdelemek, yayÄąnevi için ĂśzgĂźn yazar, yapÄąt ve proje arayÄą Äąnda olmaktÄąr. TĂźm bunlarÄą yapan bir editĂśr kimdir? Hanzo mu, eytan mÄą ? nsanÄą bilen, gĂśren, anlayan, okuyan, dĂź Ăźnen, ara tÄąran, merak eden, ke feden ve tutkulu bir Ăś renme yolcusu... E er bĂśyle biri de ilseniz, editĂśrlĂźk size gĂśre de ildir.

EditÜrlßk, bir yanĹyla uygulamalĹ, di er yanĹyla da usta çĹrak ili kisiyle Ü renilebilecek bir i . AltĹnĹ çizmek isterim ki, yazarlĹ Ĺn yolu editÜrlßkten geçmedi i gibi, editÜrlß ßn yolu da yazarlĹktan geçmez. EditÜrlßk bir birikim ve sßreç i idir. Usta çĹrak ili kisinde gÜrerek, deneyerek ve yanĹlarak Ü renilir.

Gençler bu kez “cesaretâ€? ĂśykĂźleri yazÄąyor! Çocuklara okumayÄą sevdiren usta ĂśykĂźcĂź Zeynep Cemali’nin anÄąsÄąna, GĂźnÄą Äą Äą KitaplÄą Äą tarafÄąndan dĂźzenlenen Zeynep Cemali Ă–ykĂź YarÄą masÄą be inci yÄąlÄąnda ! Milli E itim BakanlÄą Ĺ’nÄąn tĂźm yurtta duyurdu u yarÄą maya 6, 7, 8. sÄąnÄąf Ăś rencileri, 2015 için belirlenen “cesaretâ€? temasÄąnda yazacaklarÄą ĂśykĂźlerle katÄąlacaklar.

EditĂśr antrenĂśre benzer EditĂśrlĂźk mesle ine ba lanÄąrken, aslÄąnda kendi kurallarÄąnÄązÄą kendiniz olu turursunuz. ÇßnkĂź, bir editĂśr hiçbir zaman Ăśteki editĂśre benzemez. Bir doktor, mĂźhendis ya da Ăś retmen gibi. Bir doktorun di er doktora benzemedi i gibi. AynÄą eyi yapÄąyor gibi gĂśrĂźnse de, hiç de aynÄą de ildir. Yazarla editĂśr ili kisi de Ăśnemlidir. Kimi yazarlarÄąn editĂśre so uk baktÄą ÄąnÄą gĂśrĂźrĂźz. Oysa editĂśrlerden çekinmeye gerek yoktur. yi yazarlarÄąn da iyi editĂśrlerden Ăś renece i çok ey var. ÇßnkĂź editĂśr, yazarÄąn kitabÄąnÄąn daha iyi olmasÄą için çalÄą andÄąr, yayÄąnevinde bunun için yer alÄąr. EditĂśr, yazarÄąn Ăś retmeni de ildir; onu ayÄąklayan, yerinde uyaran ve yaratÄącÄąlÄą ÄąnÄąn ĂśnĂźnĂź açandÄąr. Bu yanÄąyla editĂśr biraz da antrenĂśre benzer. Sahaya çĹkÄąp gol atmaz, ama nasÄąl gol atÄąlaca ÄąnÄą çok iyi bilir. Bu mesle in asÄąl can damarÄą da iyi bir editĂśrĂźn nasÄąl yeti ti i sorusundadÄąr. yi editĂśr bir editĂśrĂźn yanÄąnda mÄą, yoksa iyi bir yayÄąn yĂśnetmeninin ekibinde mi yeti ir ? Her ikisinin de gerekli oldu unu dĂź ĂźnĂźyorum. yi bir editĂśr de, iyi bir yayÄąn yĂśnetmeni de editĂśr yeti tirebilir. TĂźm bunlar için olanaklarÄą olan ama istikrar ve kararlÄąlÄąk eksikli i olan bir toplumuz. Sabretmeyen, bir eylerin olgunla masÄąnÄą beklemeyen ve ans vermeyi sevmeyen bir toplumuz. “Hadi gel yaparsÄąn,â€? ya da “yaparÄąmâ€? demekle yapÄąlmaz. :

“YĂźzlerindeki kararlÄąlÄąk, gelecek gĂźnlerin mu tusu gibiydi.â€? Zeynep Cemali’nin GĂźzelce’de Bir Kaçak, Memo kitabÄąndan tema cĂźmlesi.

son baĹ&#x;vuru 20 MAYIS 2015 2015 temasÄą CESARET

. Gecenin karanlÄąk uçurumunda kaybolurken tutunduÄ&#x;umuz son dalda iz bÄąrakmamÄązdÄąr fark yaratan. Bu ĂśykĂź de benim dalÄąmda kalan iz aslÄąnda. Ça la dil Ata 2014 Ă–dĂźllĂźsĂź

SEÇ‚C‚ KURUL Ayfer GĂźrdal Ăœnal Behçet Çelik Neslihan Ă–ndero lu Yalvaç Ural Dr. MĂźren Beykan

BAĹžVURU

Postayla GĂźnÄąĹ&#x;ÄąÄ&#x;Äą KitaplÄąÄ&#x;Äą Zeynep Cemali Ă–ykĂź YarÄąĹ&#x;masÄą Profilo Plaza, Cemal Sahir Sok. 26/28 B3 MecidiyekĂśy 34387 ‚stanbul E-postayla yarisma@gunisigikitapligi.com

24

www.gunisigikitapligi.com

facebook.com/gk.gunisigikitapligi

twitter.com/_Gunisigi

kÄąĹ&#x; 2014

instagram.com/gunisigi_kitapligi

25


k

ZCEG.4

2014

4

k

Ĺ ĹĹ

ÄąĹ&#x;

MĂźren Beykan Zeynep Cemali Ă–ykĂź YarÄą masÄą Proje Ba kanÄą ve

genelgeçer kalÄąplara teslim oluyor, ablonlarÄąn dÄą Äąna çĹkamÄąyor diye hayÄąflanÄąyorduk; ama “umutâ€? temasÄąnda umut vaat eden ĂśzgĂźr ĂśykĂźlerle dikkatimizi çektiler. Hele kÄąz Ăś renciler, ĂśzgĂźrce yazabileceklerini, hatta fantastik kurgular dĂź leyebildiklerini ispatladÄąlar ki, aya ÄąmÄązÄą yerden kestiler demek do ru olur. Ăœstelik, bu fantastik ya da bĂźyĂźlĂź gerçekçi ĂśykĂźlerin ço unlukla Anadolu kentlerinden gelmesi hepimizi ayrÄąca sevindirdi, yarÄą manÄąn bu yÄąlki temasÄąnÄą daha da anlamlÄą kÄąldÄą.

GĂźnÄą Äą Äą KitaplÄą Äą YayÄąn YĂśnetmeni MĂźren Beykan, Zeynep Cemali’nin anÄąsÄąnÄą ya atmak için dĂźzenlenen ve be inci yÄąlÄąna giren yarÄą manÄąn ayrÄąntÄąlarÄąnÄą, çocuk ve gençlik edebiyatÄąmÄązdaki izini anlatÄąyor.

“GĂźnlĂźk ya amda birçok kez gĂśrdĂź ĂźmĂźz, duydu umuz halde Ăśnemsemedi imiz, belki de farkÄąna varmadan geçip gitti imiz kßçßk ayrÄąntÄąlarla bir ĂśykĂźde kar Äąla tÄą ÄąmÄązda hazine sandÄą ÄąnÄąn anahtarÄąnÄą bulmu gibi oluruz. Yazar çok iyi bildi imiz bir eyden sĂśz ediyordur. Bu, bizde bir sahicilik duygusu uyandÄąrmasÄąnÄą ve ona inanmamÄązÄą sa lar. Ă–yle ki, yazÄąlanlarÄąn kurgu oldu unu bildi imiz halde, gerçekmi gibi algÄąlarÄąz...â€? Ă–ykĂź ustalarÄąmÄązdan Cemil Kavukçu, yarÄą mamÄązÄąn internet sayfasÄąnda ĂśykĂź sanatÄąnÄą anlattÄą Äą â€œĂ–ykĂź Ă–ykĂźâ€? adlÄą yazÄąsÄąnda dillendiriyor bunlarÄą. Bu yÄąl “umutâ€? temasÄąnda yazan Ăś renciler bizlere hazine sandÄąklarÄą sundular; a ÄąrtÄącÄą hayal gßçleri, sĂźrprizli sonlar... Zeynep Cemali’nin BallÄą ÇÜrek KafeteryasÄą adlÄą romanÄąndaki, “Belki yÄąllardÄąr ilk kez gĂźlĂźmsedi,â€? cĂźmlesinin Äą Äą Äąnda yazmÄą lardÄą; hemen hepsi umudun bir ba -

26

ka yorumunu, ya ama sÄąkÄą sÄąkÄą tutunmanÄąn felsefesini yaptÄąlar. 2014’ßn ilk ayÄąndan mayÄąs ortalarÄąna dek GĂźnÄą Äą Äą KitaplÄą Ĺ’na 600’e yakÄąn ĂśykĂź ula tÄą. Umut deyince, neler neler gelmi gençlerimizin aklÄąna. Genelde, ayrÄą dĂź mĂź aile bireylerinin birbirine kavu masÄąnÄą, hastalÄąktan ya da yoksulluktan kurtulmayÄą, iyi bir meslek sahibi olabilmeyi, uzak diyardan Ăźlkeye kavu mayÄą umut etmekler ba rollerdeydi. Ancak, kelebe e tutunmu bir çiçek tozunun bilinçaltÄąndaki çiçek olma umudu gibi, sava tan kaçarak çadÄąr kente ula maya çalÄą an sÄą ÄąnmacÄąlarÄąn keder dolu umudu gibi, bir dene in simĂźlasyondan kurtulma umudu gibi, bir topun onunla sevinç bulacak engelli bir çocu a ula ma umudu gibi sÄąradÄą Äą umutlar da, a Äąrtan kurgularla yazÄąlmÄą tÄą. Gençler yazarken, Ăś retmenlerini ya da ebeveynlerini memnun etmek u runa,

“Umutâ€? ĂśykĂźleri koleksiyonunun bu niteli i 2014 sonuçlarÄąnÄą da etkiledi: Her yÄąlkinden farklÄą olarak, ĂśykĂźnĂźn bĂźyĂźsĂźne kapÄąlmÄą ßç de il, be çocu umuzu kucakladÄą seçici kurul ve dereceye giren ilk ßç ĂśykĂźyle yetinmedi; ayrÄąca iki gĂźzel ĂśykĂźyĂź de Seçici Kurul Ă–zel Ă–dĂźlß’ne de er buldu. Geçen yÄąllarda oldu u gibi, dereceye girmese de, seçici kurul Ăźyelerinin gĂśnlĂźne de en be ĂśykĂź de 2014 Ă–dĂźllĂź Ă–ykĂźler KitapçŠĹ’nÄąn “OkumalÄąk Ă–ykĂźlerâ€? bĂślĂźmĂźnde yer almaya hak kazandÄą. Gençlerimizi kutlamak sevinç hepimize. Bu yÄąl devlet okullarÄąndan yarÄą mamÄąza katÄąlÄąm Ăśzel okullara yakla tÄą. En çok umut ĂśykĂźsĂź stanbul’dandÄą yine; Ankara ve zmir’in ĂśykĂźcĂź gençlerini Konya, Bursa ve Sakarya izledi. lk defa GĂźmĂź hane, BartÄąn ve Kastamonu’dan ĂśykĂźler geldi. Ne ki, Erzincan, Van, Hakkâri, KÄąrÄąkkale, U ak gibi bazÄą illerden ses yok. Umudumuz gelecek yÄąllara. 2014 seçici kuruluna emek veren usta yazarlar, Adnan Binyazar, Mavisel Yener, Leyla Ruhan Okyay ve Ăźlkemiz çocuk edebiyatÄąnÄąn dĂź ĂźnĂźrlerinden Prof. Dr. Sedat Sever’di. Seçici kurulunda yer aldÄą Äąm yarÄą manÄąn raportĂśrĂź ise her zamanki gibi Hande Demirta ’tÄą. Hepsine, çocuk ve gençlik edebiyatÄąna verdikleri

bßyßk emek ve gençleri edebiyatla bulu turma çabalarĹna tutkulu katkĹlarĹ için te ekkßr az kalĹr.

Gençler 2015’te cesaretle yazacaklar ! Ufukta 2015 yarÄą masÄą gĂśz kÄąrpÄąyor. Seçici kurulunda yine ĂźnlĂź yazarlar; Yalvaç Ural, Behçet Çelik, Neslihan Ă–ndero lu ve Ayfer GĂźrdal Ăœnal’Ĺn gĂśrev alaca Äą 2015 Zeynep Cemali Ă–ykĂź YarÄą masĹ’nÄąn temasÄą, “cesaretâ€? olarak belirlendi. Temaya kÄąlavuzluk edecek cĂźmle ise, Zeynep Cemali’nin, Toros Da larĹ’ndaki kĂśyĂźnde çocuk ya Äąnda kan davasÄąyla kar Äąla an Memo’nun ĂśykĂźsĂźnĂź anlattÄą Äą GĂźzelce’de Bir Kaçak, Memo adlÄą romanÄąndan: “YĂźzlerindeki kararlÄąlÄąk, gelecek gĂźnlerin mu tusu gibiydi.â€? Edebiyat ustamÄąz Cemil Kavukçu, â€œĂ–ykĂź yazmanÄąn tek bir sÄąrrÄą vardÄąr: Olabildi ince iyi ĂśykĂźler okumak. Ă– renmek istedi imiz her ey onlarÄąn içinde vardÄąr,â€? diyor. Bu yarÄą ma sayesinde, Ăś rencilerin ĂśykĂź olma yolundaki nice yazÄąsÄąnÄą okuyoruz; onlarÄąn da daha çok ĂśykĂź okuyaca Äąna, çevrelerindeki canlÄą ĂśykĂźleri fark edeceklerine, bu dĂźnyayÄą payla tÄąklarÄą ba ka ba ka canlÄąlarÄąn da kendi ĂśykĂźleri içinde ya amakta olduklarÄąnÄąn ayÄąrdÄąna varacaklarÄąna, dĂźnyanÄąn bir bĂźtĂźn olarak ĂśykĂźsĂźnĂź seveceklerine gĂźveniyoruz. YarÄą mak bahaneyken, edebiyatÄąn gĂźcĂźnĂź duyumsamak gençlere i aret edilebilecek en bĂźyĂźk keyif. YarÄąna dair umudu ço altan bir keyif. stanbul’dan Ozan Aksu’nun ĂśykĂźsĂźnĂź noktaladÄą Äą gibi: “Belki de uzun zamandÄąr ilk kez gĂźlĂźmsedi çocuk. GĂźne le beraber yeni bir umut, yeni bir ya am do uyordu çocuk için...â€? Her gĂźn hepimiz için do uyor gĂźne , ama en ba ta ta yĂźrekleri ÄąsÄątmasÄąnÄą dileyelim. :

kÄąĹ&#x; 2014

27


sÄą

a m Ĺ&#x; Äą r a kĂź Y y Ă– i l ma e C p Zeyne

Keçi, 2014 yÄąlÄąnda “umut â€? temasÄąyla ĂśdĂźl alan ĂśykĂźlerin yazarlarÄąna KÄąĹ&#x; sayÄąsÄąnda yer veriyor ve ilkgençliÄ&#x;e adÄąm atan her çocuÄ&#x;u edebiyat yolunda beraber yĂźrĂźmeye, ĂśykĂźlerle yaĹ&#x;amaya davet ediyor !

DELF N TUNA • stanbul • 8. sĹnĹf Ü rencisi

“

Saadet adĹnda bir kom umuz vardĹ, altmĹ Ĺna merdiven dayamĹ tĹ, ama yetmi lerinde bir kadĹn kadar ya lĹydĹ. KĹr saçlarĹ beline kadar iner, hep iki yandan Ürßlß olurdu. GÜzleri vardĹ bir de, gÜzleri... Asla hazĹr olamazdĹnĹz insanĹn ruhuna bakan o gÜzler için. Buz mavisi, neredeyse gÜzßnßn akĹyla aynĹ renk gÜzlerinde, gÜzbebe i zor seçilirdi. Esmer bir kadĹndĹ, gÜzlerinden beklemezdiniz o rengi, ama asĹl a Ĺrtan bu hayata kßsmß ya lĹ kadĹnĹn keskin bakĹ larĹydĹ. te o, baktĹ Ĺnda en az ßç saniye oldu unuz yere çakardĹ sizi... (Mavi GÜzlß KadĹn Üykßsßnden)

2014’ßn umut ĂśykĂźleri ! Gençlerin dikkatini ĂśykĂźye çekerek, edebiyatÄąmÄąza yeni ĂśykĂźcĂźler kazandÄąrmayÄą amaçlayan Zeynep Cemali Ă–ykĂź YarÄą masÄą 5. yÄąlÄąna do ru yĂźrĂźyor. Her yÄąl Cemali’nin roman ve ĂśykĂź kitaplarÄąndan seçilen bir cĂźmlenin kÄąlavuzluk etti i farklÄą bir temayÄą i leyen ve edebiyatÄąmÄązÄąn yetkin kalemlerinin seçici kurulunda yer aldÄą Äą yarÄą maya katÄąlan binlerce genç bugĂźne dek “karde likâ€?, “ho gĂśrĂźâ€?, “arkada lÄąkâ€? ve “umutâ€? Ăźzerine yazdÄąlar. 2015 yÄąlÄąnda gençler, ĂśykĂźlerini “cesaretâ€? temasÄąyla kaleme alacaklar. Her yÄąl oldu u gibi, 2014’te de dereceye giren gençler ĂśdĂźllerini usta kalemlerin elinden aldÄąlar; ĂśykĂźleri ise 2014 Ă–dĂźllĂź Ă–ykĂźler KitapçŠĹ’nda yayÄąmlandÄą.

“

CEREN N�SANUR ATIŞ • stanbul • 6. sĹnĹf Ü rencisi

DEN Z ANGIN • Trabzon • 7. sĹnĹf Ü rencisi

“

Daha dikkatli baktĹ denize. Evet, dalgalarla salĹnan oydu. Yßre i hop etti Elif’in. BabasĹnĹn yelkenlisi, gÜzleri gibi tßrkuvaz rengindeydi. GÜzlerine inanamadĹ. O gßzel renk, mavi ile ye ilin cßmbß ß, hasreti ve birlikteli i olan tßrkuvaz rengi imdi masmavi denizde, dalgalarla koyun koyuna ve limana do ru geliyor. Biraz daha yakla tĹ Elif’in tßrkuvaz rßyasĹ. Belki her gßn yeniden gÜrdß ß ve her gßn yeniden inanmak istedi i tek rßyasĹ... (Yelkenli Üykßsßnden)

(Umut Sahaf ĂśykĂźsĂźnden)

SILA HAT PO ULLARI • stanbul • 8. sĹnĹf Ü rencisi

“

28

Ne kadar sĂźredir yĂźrĂźdĂź ĂźmĂźz konusunda en ufak bir fikrim bile yoktu. DahasÄą korkunç bir kar fÄąrtÄąnasÄą ba lamÄą tÄą ve bir tĂźrlĂź dinmek bilmiyordu. BazÄąlarÄąmÄązÄąn yiyeceklerini, bazÄąlarÄąmÄązÄąn battaniyelerini, bazÄąlarÄąmÄązÄąn ise umutlarÄąnÄą almÄą gitmi ti. SandÄąktaki bĂźtĂźn battaniyelere sarÄąnmÄą tÄąm, ama yine de fayda etmiyordu. Çok ama çok Ăź Ăźyordum. Yola çĹktÄą ÄąmÄązdan beri ilk defa umutsuzlu a kapÄąldÄą ÄąmÄą hissettim. GĂśzya larÄąm, yanaklarÄąmÄą delip geçen karlarla bo u uyordu. GĂśkyĂźzĂźne baktÄąm. Hava, gri fÄąrtÄąna bulutlarÄąyla kaplanmÄą tÄą. Sadece kendimin duyabilece i bir sesle sordum gĂśkyĂźzĂźne: “Ne zaman bitecek ? Çok yoruldum...â€? (KutupyÄąldÄązÄą ĂśykĂźsĂźnden)

Eski kitapçĹ, ismini ya lÄą kitap kurdu Umut Amca’dan almÄą tÄąr... Umut Amca bu i in okulunu okumamÄą belki; ama yÄąllarÄąnÄą, hatta ĂśmrĂźnĂź kitaplara adamÄą bir alaylÄądÄąr. NasÄąrlÄą, ihtiyar elleri sanki dĂźnyanÄąn tĂźm kitaplarÄą bu ellerden geçmi hissini verir. KitaplarÄąn maddi de erlerinden daha iyi bilir manevi de erlerini. Umut Amca her sabah umutla açar baba yadigârÄą eski ekmek teknesini... Ekmek teknesi dedi ime bakmayÄąn; bu tozlu, eski kitap kokulu dĂźkkân Umut Amca için her eydir...

ÇA LA D L ATA • Ankara • 7. sĹnĹf Ü rencisi

“

Kßçßk oyunca Äą Ăśyle bir sĂźzdĂź, belliydi tavan arasÄąnda yeni oldu u. Daha betonla an bir sokak gibi grile memi ti elbisesi. AyakkabÄąlarÄą tavan arasÄąnda eskimi olamayacak kadar yeniydi. KafasÄąnÄąn iki yanÄąnda toplanmÄą saçlarÄą, karamel rengi bukleler halinde omuzlarÄąna dĂśkĂźlĂźyordu. Kßçßk Dilenci aniden hatÄąrladÄą bu gĂśzleri. Birkaç saat Ăśnce, Koca Kutu’da gĂśrmĂź tĂź onu. Çok de il, kÄąsacÄąk bir sĂźreli ine. Ama hatÄąrlamÄą tÄą i te onu, karanlÄąkta ona bakan mavi gĂśzlerini... (Kaybolan, GĂśzlerinin çinde ĂśykĂźsĂźnden)

kÄąĹ&#x; 2014

29


k

ZCEG.4

2014

4

k Mine Soysal GßnĹ Ĺ Ĺ KitaplĹ Ĺ Genel YayĹn YÜnetmeni ve yazar Mine Soysal, e itimde edebiyat sansßrßne, topluma bula an otosansßrßn tehlikeli boyutlarĹna çarpĹcĹ Ürnekler vererek, edebiyatĹn dßnyanĹn bellek kulesi oldu unu hatĹrlatĹyor.

Edebiyat dĂź ĂźnĂźrĂź Terry Eagleton, “Edebiyat, bizi sÄąnÄąrlÄą varlÄą ÄąmÄązÄąn ve duyularÄąmÄązÄąn Ăśtesine ta Äąyan bir ruhsal protez gibidir; ona tutunmamÄązÄą ve bu sayede sÄąnÄąrlarÄąmÄązÄąn Ăśtesine eri memizi sa lar,â€? diyor. SÄąnÄąrlarÄą yaratanlar neler ? Toplumsal kabulleri, iyi ile kĂśtĂźyĂź belirleyenler; Ăźretim biçimleri, ekonomik sistemler, siyasi erk, inançlar, gelenekler, Ăś retiler... BĂźtĂźn bu çarklarÄąn arasÄąnda edebiyat, yĂźkselen bir bellek kulesi gibidir. HarcÄą dil olan, her ta Äą bir ba ka ĂśykĂźyĂź anlatan, temelleri kĂźltĂźr tarihinin karanlÄąk ça larÄąna uzanan, sonsuzdan gelip sonsuza varacak olan belki de tek yapÄądÄąr. EdebiyatÄąn insanla bulu masÄą, bir hĂśyĂź Ăź kazmaya benzer. Kitaptan kitaba, yazardan yazara kat etti imiz gĂśrĂźnmez yollar, kat kat, evre evre, bazen incecik izleri, bazen kalÄąn tabakalarÄą takip eder. Okudukça severiz, neyi sevdi imizi anladÄąkça durulur, sebat ederiz. YeryĂźzĂźnĂźn edebiyat kulesine, ancak okuduk-

30

ça tĹrmanĹrĹz. O kulede bir ta olmak da, ona tek bir ta eklemek de mucizevidir. nsanlĹ Ĺn edebiyat kulesine tĹrmanma macerasĹna atĹlmanĹn en bßyßleyici vakti, ya am yoluna yeni koyuldu umuz çocukluk ve ilkgençlik yĹllarĹdĹr. E er çocuklukta, ilkgençlikte bu maceraya atĹlamazsak, yeti kin Ümrßmßzde bizi bekleyen zorunluluklar, sorumluluklar, kabullerle i leyen ve bizi Ü ßtßveren tßm çarklardan kaçĹp kurtulmayĹ beceremeyiz. Gecelerde, yollarda, parklarda, yalnĹzlĹklarĹmĹzda edebiyata sĹ ĹnmayĹ, ona tutunmayĹ beceremezsek, çabuk yorulur, çabuk Üfkelenir, çabuk vazgeçer, çabuk kayboluruz. TĹpkĹ ßlkemizdeki gibi...

Edebiyattan vazgeçmek ! Bu denli evrensel, sonsuz ve sÄąnÄąrsÄąz bir kaynak olan edebiyata en uzak gßç, siyasi erk olmalÄądÄąr. Oysa, TĂźrkiye’de durum bunun tam tersidir. E itim politikala-

rÄąmÄąz ĂśzgĂźr bireyler yeti tirmek için de il, kurulmu çarklara sorgusuz sualsiz katÄąlÄąp, kolayca Ăś ĂźtĂźlecek tektip canlÄąlar yaratmayÄą amaçlar. nsanlarÄą tektiple tirmeyi amaçlayan e itim anlayÄą Äą, edebiyata da aynÄą ekilde davranabilece ini dĂź ĂźnĂźr ve ilk i olarak, açĹk ya da gizli sansĂźr mekanizmalarÄą kurar. Bunun için, Ăśncelikle edebiyat kitaplarÄąnÄąn uygun olup olmadÄą ÄąnÄą dĂź ĂźnĂźr, dĂź ĂźndĂźrtĂźr. nsanÄą edebiyatla ancak izinle ya da zorlamayla, ama ille de kontrollĂź bulu turmaya çalÄą Äąr. Ortaya listeler, yasak yazarlar, yasak tĂźrler, Ăśtelenen temalar, neredeyse imha edilmi metinler çĹkar. Siyasi erk bu noktada, çĹkarlarÄą u runa pompaladÄą Äą ahlaki yargÄąlarla toplumun hassasiyetleriyle oynamayÄą amaçlar. Bunun için ne yapar ? Ă–rne in, Edip Cansever’in “Masa da MasaymÄą Haâ€? iirindeki “Bir bira içmek istiyordu kaç gĂźndĂźr / Masaya biranÄąn dĂśkĂźlĂź ĂźnĂź koyduâ€? dizeleri sansĂźrlenir. John Steinbeck’in Fareler ve nsanlar kitabÄą ve Vasconcelos’un Ĺžeker PortakalÄą kitabÄą mĂźstehcen bulunur, yasaklanÄąr. Edebiyatta sansĂźrĂźn tokadÄąnÄą yiyen sayÄąsÄąz isim sÄąralayabiliriz... SansĂźrĂźn en hÄązlÄą etkisi, halkÄąn edebiyat okumaktan uzakla masÄądÄąr. Okudu undan zevk almamak, bozulmu metinleri anlamamak, ne yazÄąk ki, bunu çok çabuk sa lar. Neyin uygun, neyin uygun olmadÄą ÄąnÄą bilememek, seçimler yapmak zorunda hissetmek, i in tuzu biberi olur. Bu durumda en iyisi, edebiyattan hepten vazgeçmektir.

Edebiyat ne iĹ&#x;e yarar ? KitabÄą içeri ine bakmadan nesnele tiren yasakçĹ e itim zihniyetine gĂśre kitap, yararlÄą olmalÄą, bilgi vermeli, mutlaka bir i e yaramalÄądÄąr. Peki, edebiyat ne i e

yarar ? Son tahlilde, insan olmamĹza yarar elbette, ama edebiyatĹn i e yaramak gibi bir amacĹ yoktur. Edebiyat, insanla ya am arasĹnda sayĹsĹz kÜprßler kurmakla yetinir. Hangi kÜprßyß, ne zaman, ne nedenle geçece ini, sadece insanĹn kendi bilebilir. Okuru, kitabĹn temalarĹ, karakterleri, mekânlarĹ, kurgusu ßzerine ele tirel bakĹ sa layacak felsefi tartĹ malara davet etmek yerine, salt anafikir sormak, kuru Üzetler çĹkarttĹrmak, sĹnav sorularĹyla yetinmek; edebiyatĹ engellemenin, sansßrlemenin en gÜze batmayan, ama en kesin sonuç veren yoludur. Bunun gibi, toplumu kßtßphanesiz bĹrakmak da edebiyata ula mayĹ engeller. Bßtßn bunlar, gelece in okuruna da, okuryazarlĹk idealine de ta koymaktĹr ! SanatĹ ve Üzgßr dß ßnceyi imha eden siyasi erkin i i artĹk daha kolaydĹr. Toplumsal sansßr aileden Ü retmene, kßtßphaneden çar Ĺya, medyadan e lenceye kadar her alana hĹzla ve sinsice yayĹlĹr.

Topluma bulaĹ&#x;an otosansĂźr ! SansĂźrĂźn ba tetikçisi ĂśnyargÄądÄąr. Ă–nyargÄąlar, her konu ve durumda, her nedenle ve her ya ta i ini eksiksiz gĂśren Azrail gibidir ! Siyasi erkin korku toplumu yaratma çabalarÄą sayesinde, kimi e itimciler otosansĂźrĂź çabuk kanÄąksÄąyor, içselle tiriyor. 100 Temel Eser gibi sÄąnÄąrlayÄącÄą, sa Äąr listeler de buna hizmet ediyor. Ă–te yandan, edebiyat okuryazarlÄą Äąna ili kin son derece sÄą ve yetersiz birikimi olan insanÄąmÄąz, çocuklarÄą, gençleri hiç dĂź Ăźnmeden kategorize ediyor; onlarÄą okuyor ya da okumuyor diye grupluyor. Bununla da yetinmiyor; “do ru dĂźrĂźst kitaplar okuyorâ€? ya da “bo eyler

kÄąĹ&#x; 2014

31


bir ülkede ya ıyoruz. Bu, çok korkutucu bir gidi tir. Çünkü artık otosansürün ba rolünde, edebiyata hepten uzak, yasakçı, ahlakçı tutum içindeki yeti kinler vardır.

‹lk adım, otosansüre başkaldırmak !

okuyor” diye ayırıveriyor. Do ru dürüst kitap denilenlerin ço unun edebiyatla pek ilgisi yoktur. Ya bilgilendirici, didaktik kitaplardır ya da klasikler gibi bilinen, denenmi , bir tür sınandı ı zannedilen yapıtlardır. Bo denilen okumalarsa, ço unlukla fantastik, polisiye ya da bilimkurgu edebiyatına aittir. Çizgi romandır. Hepsi de edebiyat okumaya heveslendiren, maceranın da felsefenin de hası kitaplardır. Son 15 yılda ke fedilen en ba arılı sansür yollarından biri de cinsiyet ayrımcılı ının körüklenmesidir. Oysa kızlar ve o lanlar için ayrı ayrı edebiyat yapamazsınız! Edebiyat, cinsiyetleri de il, bütün insanları evrenin labirentlerinde dola tırandır. Otosansür tuza ına günümüzde yayıncıların bile dü ebildi ini görmek, endi emi daha da artırıyor. Edebiyat kitaplarına eklenen bir takım onay belgeleri ya da i i edebiyat olmayan farklı disiplinlerin denetimine göre yayın yapmak da bir tür otosansürdür ve sonuçları ürkütücüdür. Çocuklarımızın gelece inde çe itli yol ve biçimlerle ortaya çıkardı ımız otosansür canavarı en tehlikelisidir. 10-15 ya larında çocukların bir edebiyat eseri hakkında, “Bana böyle bir kitabı nasıl okutursunuz ?!” diye hesap sorabildi i

32

Edebiyat okumaya ba layacak; edebiyatın “zararsızlı ını” kendi ya amımızda deneyimleyece iz. Sözcüklerden, duygulardan, dü üncelerden korkmayaca ız. Korku salmaktan medet uman ki i, kurum ve yakla ımlara kulak asmayaca ız. Hem kendimizi, hem yeni nesilleri, edebiyatın binlerce yıldır kusursuzca i leyen muhte em do asından esirgemeyece iz. E itim Bakanlı ı, edebiyatın tarafında duracak. Yayınevlerinin yayın çizgilerini yargılayan, seçen de il, e itimcileri ça da edebiyatla donatan olacak. Bakanlık, sınırsızca önerece i edebiyat eserlerinin eksiltilmeden, do ru ve telif haklarına en uygun biçimde yayımlanmı olmasına dikkat edecek. Ö retmenlerimizse, çocukları ve gençleri edebiyatla bulu turmada ba rolün kendilerinde oldu unu; çocu u asıl biçimleyenin kendileri oldu unu unutmayacaklar. Ö retmenin simgeledi i okul, çocu u ya entelektüel bir birey olma yoluna sokarak özgürle tirecek ya da çocuklu unun do al güçlerini tırpanlayacak, onu çorakla tıracak ve ö ütecektir. E er bu gidi i de i tirmezsek, e itimde edebiyat sansürünün bugün geldi i tüyler ürpertici sonuç, çok kısa bir sürede gelecek umudumuzu tümden yok edebilir. Beklemek, sessiz kalmak, görmezden gelmek, sansürün kara çadırının tepemize çökmesine, ülkemizi karanlı a bo masına izin vermek demektir. :


a

d Yollar

“ nat Yolculu u: Edebiyat Dergicili inde Yeni Sesler, Yeni Biçimlerâ€? adlÄą panelde edebiyat dergisi çĹkarmanÄąn Ăśnemi, dergilerin hayatta kalabilmesi için yapÄąlmasÄą gerekenler, yazar ve editĂśrler için dergi çĹkarmanÄąn anlamÄą, dergilerin edebiyata katkÄąsÄą ve dijital yayÄąncÄąlÄąk gibi konular tartÄą ÄąldÄą.

“Bir neslin vasiyetnamesi...â€? Panelin yĂśneticili ini Ăźstlenen editĂśr Halil TĂźrkden, konu masÄąna ba larken Cemil Meriç’in, “Bir ehrin iç sokaklarÄą gibi mahrem, samimidirler. Devrin çehresini makyajsÄąz olarak onlarda bulursunuz. Bir neslin vasiyetnamesidir dergi,â€? cĂźmlelerini alÄąntÄąladÄą. “Dergiler, Cumhuriyet sonrasÄąnda giderek her akÄąm ve dĂź Ăźnce için bayrak i levi gĂśrmeye ba ladÄą. Ya ar Kemal’ler, Orhan Veli’ler ve Sabahattin Ali’ler için birer okul gibiydi; birço u ilk yazÄąsÄąnÄą dergilerde yayÄąmladÄą,â€? diyen TĂźrkden, bir dĂśnem edebiyatÄąn nabzÄąnÄąn dergilerde attÄą ÄąnÄą; Ăśte yandan bugĂźn artan nĂźfus ve okuma oranÄąna ra men edebiyat dergilerinin okunmadÄą Äą, takip edilmedi i bir manzarayla kar Äą kar Äąya olduklarÄąnÄą vurguladÄą. Dijital yayÄąnlarÄąn, da ÄątÄąm sorununu ortadan kaldÄąran yeni bir kanal olmakla birlik-

34

Halil TĂźrkden

Karin Karaka�lĹ

33. UluslararasÄą stanbul Kitap FuarÄą çerçevesinde dĂźzenlenen “ nat Yolculu u: Edebiyat Dergicili inde Yeni Sesler, Yeni Biçimlerâ€? adlÄą panelde, Notos Dergisi YayÄąn YĂśnetmeni Semih GĂźmĂź , Agos gazetesinden gazeteci, yazar Karin Karaka lÄą ve Keçi edebiyat dergisi editĂśrĂź Halil TĂźrkden bir araya geldi.

Semih GĂźmĂźďż˝

Bir inat yolculuÄ&#x;u olarak edebiyat dergileri

te, dijitalde edebiyatĹ okutmanĹn da zorluklarĹ bulundu unu, dijitalde içeri i daha da ince eleyip sĹk dokumak gerekti ini dile getiren Tßrkden konu macĹlarla, edebiyat dergisi çĹkarmanĹn anlamĹ, dergileri ayakta tutabilmek için Üdenen bedeller, dergilerde editÜr ve yazar olmanĹn motivasyonu ßzerine sÜyle ti.

“Birini bÄąrak deseler, hiç dĂźĹ&#x;Ăźnmeden kitabÄą bÄąrakÄąrdÄąm.â€? Notos Dergisi YayÄąn YĂśnetmeni, yazar Semih GĂźmĂź , “EdebiyatÄąn dĂźnyanÄąn neresinde olursa olsun edebiyat dergisi olmadan ya amasÄą mĂźmkĂźn de ildir. Kitaplar, ya adÄą ÄąmÄąz ânÄąn edebiyatÄąnÄą yansÄątmakta yeterli de ildir. Hepsi farklÄą anlayÄą ta, çok farklÄą yazarlarÄąn elinden çĹktÄą Äą için bizi bir kaosa sĂźrĂźkler. Yeni ve ĂśzgĂźn içerikler Ăśnce dergilerde yer bulur,â€? cĂźmleleriyle dergilerin edebiyat tarihimiz açĹsÄąndan Ăśneminin altÄąnÄą çizdi. “EdebiyatÄąn ve ya amÄąn nereden gelip nereye gitti ini anlamak için, dergilerden ba ka tutunabilece imiz yayÄąn yoktur,â€? ifadesini kullanan GĂźmĂź , dergi yayÄąncÄąlÄą Äąndaki deneyimlerini payla tÄą ve birincil sorun olarak da ÄątÄąm ve satÄą Äą i aret etti. “TĂźrkiye’de edebiyat dergisi da ÄątÄąmÄą çok yetersiz. Derginizin bĂźtĂźn ille-

re ula abilmesinin bĂźyĂźk bedelleri var. Bu nedenle genelde dergi da ÄątÄąmlarÄąnÄąn yarÄąsÄą stanbul ve çevresinde olur. Bu durum, edebiyat dergicili i için kÄąsÄąr bir dĂśngĂźye yol açĹyor,â€? sĂśzleriyle, dergicilikte ba arÄąlÄą olmak için, alÄą Äąlan biçim ve anlayÄą lardan ba ÄąmsÄąz bir yayÄąncÄąlÄą Äąn art oldu unu belirtti. yi dergicilik için biçim ve anlayÄą Äąn Ăśnemini vurgulayan GĂźmĂź , “Dergi, aylar sĂźren bir hazÄąrlÄą Äąn sonunda ortaya çĹkar. Geleneksel biçimlerde dergiyi yapar, okurun ĂśnĂźne koyarsanÄąz, okur sayÄąsÄą sÄąnÄąrlanÄąr. BugĂźn tĂźm Ăźlkede yakla Äąk 300 dergi yayÄąmlanÄąyor, ama 60 ve 70’lerdeki kadar nicelikli ve nitelikli bir dergi dĂźnyamÄąz yok,â€? diyerek, edebiyata katkÄąnÄąn ancak nitelikli edebiyat dergileriyle sa lanabilece ine dikkat çekti. Ă–zellikle genç yazarlarÄąn Ăśne çĹkmasÄą içinde, dergilerden iyi bir araç olmadÄą ÄąnÄą belirten GĂźmĂź , dergi yayÄąncÄąlÄą ÄąnÄąn kendisi için Ăśnemine, “35 yÄąldan uzun sĂźredir, hem dergicilik, hem de yayÄąncÄąlÄąkla u ra Äąyorum. Birini bÄąrak deseler, hiç dĂź Ăźnmeden kitabÄą bÄąrakÄąrdÄąm. Kitap yayÄąmlarken, ba kalarÄąnÄąn kitabÄąnÄą yayÄąmlÄąyorsunuz. Derginin her sayÄąsÄą ise kendi eseriniz,â€? sĂśzleriyle de indi. YayÄąncÄąlÄąk gelene imizde tutucu bir yakla Äąm oldu unun, dijital yayÄąncÄąlÄą Äąn olanaklarÄąndan ve yeni mecralardan yararlanmak gerekti inin altÄąnÄą çizdi.

“BĂźtĂźn basÄąn, dijitalin sÄąnavÄąnÄą verecek.â€? Gazeteci, yazar Karin Karaka lÄą konu masÄąna ba larken, “HayatÄąn kendisinin dayattÄą Äą bir dergi ihtiyacÄą yok. Gazetelerin bile artÄąk internetten takip edildi i bir dĂśnemde, dergilerin aylÄąk akÄą ÄąnÄą takip etmek ayrÄą bir mĂźcadele,â€? diyerek, dergi yayÄąmlamanÄąn da, okumanÄąn da birer tutku oldu unu belirtti.

“EdebiyatÄąn hayata açĹlaca Äą yer, edebiyat dergileridir,â€? diyen Karaka lÄą, yeni bir yazarÄąn ilk okulunun dergiler oldu unu hatÄąrlatarak, kendisi gibi pek çok genç yazarÄąn Ya ar Nabi NayÄąr Gençlik Ă–dĂźlß’yle edebiyata adÄąm attÄą Äąna dikkat çekti. “Okuru oldu unuz bir dergide, okuru oldu unuz yazarlarla aynÄą sayfalarda yazdÄą ÄąnÄązda, bir sĂźreklili in halkasÄą oluveriyorsunuz ve yazmaya devam etmek için de bir sebebiniz bulunuyor,â€? cĂźmleleriyle, dergilerin yazÄąn hayatÄą için Ăśneminden sĂśz etti.

Dergilerin ba ÄąmsÄąz kalabilmesinin, içeri i sansĂźrden ve otosansĂźrden kurtarabilmenin zorluklarÄąna i aret eden Karaka lÄą, dergilerin, hem da ÄątÄąm gibi teknik sorunlarla, hem de içeri i diri tutmakla mĂźcadele etti ini belirtti. “Edebiyat dergicili i, kendini yalnÄąz hisseden birilerine ula Äąp, aya ÄąnÄąn altÄąnda bir zemin olu turmaktÄąr,â€? diyerek, bir zamanlar dergilerin insanlarÄą bir araya getirdi ini, ama gĂźnĂźmĂźzde bamba ka bir dĂźnya dĂźzeni oldu unu anlattÄą. Karaka lÄą, “BĂźtĂźn basÄąn, dijitalin sÄąnavÄąnÄą verecek. Zaman ve dĂźnya oraya gidiyor,â€? sĂśzleriyle tanÄąmladÄą Äą dijital yayÄąncÄąlÄą Äąn Ăśnemli fÄąrsatlar sundu unu ve dijitalde içeri i okutmak için tĂźrlĂź yollar denemek gerekti ini, bu noktada sosyal medyanÄąn Ăśnemini vurguladÄą. :

kÄąĹ&#x; 2014

35


k

ZCEG.4

2014

4

Äą

ĹĹ Ĺ

lĂźyor. YayÄąncÄąlÄąk sektĂśrĂź son 10 yÄąldÄąr hemen hemen her yÄąl yakla Äąk %10 bĂźyĂźme kaydediyor.

YayÄąncÄą - devlet iliĹ&#x;kisinde sĂźreklilik

Metin Celâl Tßrkiye YayĹncĹlar Birli i Ba kanĹ, yayĹncĹ, ele tirmen, air Metin Celâl, yayĹncĹlĹ ĹmĹzĹ etkileyen Ünemli gßncel konularĹ, devletin edebiyatĹ te vik programĹnĹ ve yasal geli meleri de erlendirdi.

UluslararasÄą YayÄąncÄąlar Birli i’nin (International Publishers Association – IPA) yaptÄą Äą ara tÄąrmaya gĂśre; TĂźrkiye 42.337 çe it yeni ba lÄąkla, yani yeni yazÄąlan kitapla dĂźnyada kitap Ăźretiminde 11. sÄąrada. lk ßç sÄąrada ABD, Çin ve Almanya’nÄąn bulundu u bu sÄąralamada, pazar bĂźyĂźklĂź Ăź açĹsÄąndan da TĂźrkiye 1.682.000 avro ile 12. sÄąrada. KĂźltĂźr endĂźstrisi olarak ifade edilen bu havuzda, genelde hep olumsuz bir tavrÄąmÄąz vardÄąr. TĂźm dĂźnyada kitap okuma tablosunun giderek kĂśtĂźle ti i dĂź ĂźnĂźlĂźrken, IPA’nÄąn bu sÄąralamasÄąnda kitap yayÄąncÄąlÄą ÄąnÄąn payÄą %30. Kitap yayÄąncÄąlÄą Äą, sinema ve gĂśsteri sanatlarÄą ve dergilerin ilk ßçß olu turdu u bu pastaya baktÄą ÄąmÄązda, dĂźnyanÄąn kĂźltĂźr endĂźstrisinin yarÄąsÄąnÄą bizim ahlanÄąp vahlandÄą ÄąmÄąz kitap ve dergi yayÄąncÄąlÄą Äą olu turuyor. Amerika, Almanya, Çin, Fransa, ngiltere, talya, spanya, Brezilya, GĂźney Kore, Hindistan, TĂźrkiye ve Kanada, dĂźnyada-

36

ki yayÄąncÄąlÄąk Ăźretiminin %84’ßnĂź kar Äąlayan Ăźlkeler. Bu da çok ilginç ve dĂźnyanÄąn geneli açĹsÄąndan ĂźzĂźcĂź bir durum elbette. TĂźrkiye’ye dĂśnĂźp, YayÄąncÄąlÄąk Federasyonu’nun verilerine bakÄąldÄą Äąnda, 2014’ßn ilk dokuz ayÄąnda yayÄąncÄąlÄąk sektĂśrĂźnĂźn %9.6 daha fazla Ăźretim yaptÄą Äą gĂśrĂźlĂźyor. Geçti imiz yÄąl yayÄąncÄąlÄąk sektĂśrĂźndeki Ăźretimin bĂźyĂźmesi %12’ydi. Ekim-KasÄąm aylarÄąnda yÄąlÄąn en bĂźyĂźk Ăźretimi yapÄąlÄąyor; hem e itim sezonu açĹlÄąyor, hem de stanbul Kitap FuarÄą dĂźzenleniyor. Umuyoruz ki, bu yÄąl da bĂźyĂźme kaydedece iz. Ă–te yandan, yayÄąncÄą dostlarÄąmÄązÄąn da bildi i gibi, kitap satÄą larÄąnda sÄąkÄąntÄąlar var. Kitabevlerinin sayÄąsÄąnda azalmalar gĂśrĂźyoruz, bĂśyle de bir paradoks ya Äąyoruz. Gelen kĂśtĂź haberlerle her yÄąl durumun daha vahim olaca Äąndan endi e ediyoruz, ama gelen rakamlara bakÄąldÄą Äąnda, bĂźyĂźmeye devam etti imiz gĂśrĂź-

YayÄąncÄąlÄą ÄąmÄązÄąn sĂźrekli ili kide oldu u iki bakanlÄąk var: KĂźltĂźr ve Turizm BakanlÄą Äą ile Milli E itim BakanlÄą Äą. YayÄąncÄąlar Birli i olarak ili kilerimizi Ăśncelikle bu iki bakanlÄąkla sĂźrdĂźrmeye çalÄą Äąyoruz. Bu noktada temel sorunlarÄąmÄązdan biri, devletin kurumlarÄąnda ve sĂśylemlerinde sÄąk sÄąk dile getirilen “sĂźreklilikâ€? kavramÄą. “Devlette sĂźreklilik vardÄąr,â€? cĂźmlesini çok sÄąk duyarÄąz. Ama bugĂźne kadarki deneyimlerim gĂśsteriyor ki, bizim i lerimizde devletle sĂźreklilik yok. Ă–rne in, geçti imiz yÄąl KĂźltĂźr BakanĹ’nÄąn de i mesiyle Ăśnemli bĂźrokratik kadrolar, daire ba kanlarÄą, Ăśzellikle de bizi ilgilendirenler de i ti. Bu de i im sonunda tĂźm ili kiler ve çalÄą malar sÄąfÄąrlanÄąyor; Ăśnceki memur giderken elindeki dosyalarÄą aktararak gitmiyor ve yeni gelen tekrar Ăś renmeye ba lÄąyor. SĂźreklilik ve buna benzer sÄąkÄąntÄąlar nedeniyle, her yÄąl rutin olarak devam eden i lerimiz sekteye u ruyor. Kitap alÄąmlarÄą, uluslararasÄą fuarlara katÄąlÄąm, TEDA (TĂźrk EdebiyatÄąnÄąn DÄą a AçĹlÄąmÄą) deste i gibi konularda kurumlarÄąn toplanmasÄąnda Ăśnemli gecikmeler oldu. Bu duruma dÄą arÄądan bakÄąldÄą Äąnda, siyasi otoritenin kĂźltĂźr politikalarÄąnda nasÄąl bir de i iklik dĂź ĂźndĂź Ăź ve kurumlarÄąn neden bir tĂźrlĂź toplanamadÄą Äąna yĂśnelik Ăźpheler, soru i aretleri olu abiliyor. KĂźltĂźr BakanlÄą Ĺ’yla ili kilerimizde Ăśnemli bir gĂźndem maddesi de TĂœSAK (TĂźrkiye Sanat Kurumu) yasa tasarÄąsÄądÄąr. TĂœSAK Ăźzerine basÄąnda Ăśnemli tartÄą malar, iddialar dĂśnĂźyor. Bu yasa tasarÄąsÄąyla zannediliyor ki, sadece Devlet Tiyatro-

larĹ, Opera ve Bale kapatĹlacak, her ey devlet kontrolßnde olacak, i ten çĹkarmalar olacak... YasanĹn o tarafĹnda bunlar da var. Ama tamamĹnĹ okudu unuzda, edebiyatĹ, yazarlarĹ ve yayĹncĹlarĹ da ilgilendiren Ünemli maddeler oldu u gÜrßlecektir.

Yazar desteÄ&#x;i nereye doÄ&#x;ru ? Benzer bir tartÄą ma da “yazar deste iâ€? konusunda ortaya çĹktÄą. Bu Ăśncelikle yeni Bakan’Ĺn, KĂźtĂźphaneler ve YayÄąnlar Genel MĂźdĂźrlĂź ß’nĂźn icat etti i bir destek konusu de il; Ertu rul GĂźnay’Ĺn bakanlÄą Äą dĂśneminde yĂśnetmelik hazÄąrlanmÄą ve yayÄąmlanmÄą tÄą. BasÄąnda o zamanlar Radikal ve Cumhuriyet dÄą Äąnda hiçbir gazete bunu haber yapmamÄą tÄą, daha sonra da unutuldu zaten. UnutulmasÄąndaki en Ăśnemli neden de, devletteki sĂźreklilik sorunudur. YakÄąn zamanda devlet, edebiyat te viklerini açĹkladÄą Äąnda, basÄąnda mĂźthi bir tartÄą ma çĹktÄą. Ama bu geç kalÄąnmÄą bir tartÄą ma oldu, zamanÄąnda daha sÄąkÄą bir haber takibi ve gĂźndeme getirilmesi gerekiyordu. Devletin edebiyatÄą desteklemesi, te vik etmesi, YayÄąncÄąlar Birli i’nin her zaman gĂźndeminde olan bir eydir. Devletin kĂźtĂźphanelere iyi bir bĂźtçeyle kitap almasÄą, TĂźrkiye edebiyatÄąnÄąn de erli yazarlarÄąnÄąn birçok dile çevrilmesi için çeviri deste i vermesi ve çok tartÄą Äąlan yazar te vik programÄą da bizim Ăśnerilerimizdi. Ă–zetle devletin, biz sinemaya, tiyatroya yardÄąm ediyoruz; biraz da edebiyata destekte bulunalÄąm, gibi bir dĂź Ăźncesi yoktu. YayÄąncÄąlar Birli i olarak, TEDA deste ini Erkan Mumcu’nun bakanlÄą Äą sÄąrasÄąnda, 2005’te Ăśnermi tik. YayÄąncÄą kĂśkenli biri oldu undan heyecanla kar ÄąlamÄą tÄą. Son-

kÄąĹ&#x; 2014

37


DĂźnya

verilmesi gerekir, ele tirilerimizi bu yÜnde geli tirmeliyiz. SÜz konusu yÜnetmeli in de i tirilmesi için gereken mßcadeleyi de verelim.

MEB yayĹncĹlĹk yapabilir mi ? raki bakanlarla da devam eden sßreçte oldukça yol katettik. 2014 yĹlĹnda geldi imiz noktada, destek için 2.250.000 TL tutarĹnda bir Üdenek harcandĹ. Buna paralel olarak, 10 yĹl Ünce 470.000 civarĹnda olan kitap ve dergi alĹmlarĹ bßtçesi, bugßn 10.550.000 TL tutarĹnda. Geçti imiz yĹl devlet kßtßphanelerine 1.202.000 adet kitap ve 263 dergi satĹn alĹndĹ; bunlarĹn bßyßk bir ço unlu u da edebiyat dergisidir.

Vazgeçmek mi, iyileĹ&#x;tirmek mi ? Çok tartÄą Äąlan yazar destek programÄąna bakÄąldÄą Äąnda, yĂśnetmelik ilk yapÄąlÄąrken, karar verecek kurulun yazar ĂśrgĂźtlerinden olu masÄą gerekti ini belirtmi tik ve kabul edilmi ti. Ancak, daha sonra yapÄąlan yĂśnetmelik de i ikli inde bu madde, “edebiyat alanÄąnda adÄąmlar atmÄą veya tanÄąnmÄą , bilinen ki ilerâ€? gibi yoruma çok açĹk bir hale getirildi. Bununla birlikte, destek programÄąndaki effaflÄąk meselesi de ele tirdi imiz bir ba ka noktadÄąr. TĂźm bunlara kar Äąn, ben ahsen, bu desteklerin kaldÄąrÄąlmasÄą taraftarÄą de ilim. Bu destek programÄąna ayrÄąlan 450.000 TL’nin kaldÄąrÄąlmasÄąndan ziyade, bunu dĂźzeltmek ve edebiyata, yayÄąncÄąlÄą ÄąmÄąza uygun hale getirmek taraftarÄąyÄąm. Ele tirilerimizi bu yĂśnde geli tirmeliyiz. 2014’te devlet sinemaya 26.979.000 TL, tiyatroya 4.312.000 TL ayÄąrÄąrken; edebiyat eserlerine de 463.000 TL Ăśdenek ayÄąrmÄą . Bu ba lamda, edebiyata daha fazla destek

38

YayÄąncÄąlar olarak devletle ili kimizin di er kanadÄąnÄą da Milli E itim BakanlÄą Ĺ’yla olan diyalo umuz olu turuyor. MEB’de KĂźltĂźr BakanlÄą Ĺ’ndan çok daha hÄązlÄą ve fazla gĂśrev de i iklikleri oldu. Siyasi geli melere ba lÄą olarak sĂźrekli de i ti. Ăœstelik MEB, KĂźltĂźr BakanlÄą Äą gibi sektĂśrle, sektĂśrĂź temsil eden kurumlarla çalÄą maya alÄą kÄąn bir yapÄą de il. MEB, bir yĂśnetmelik hazÄąrlar, ilan eder, uygular; kimse duymaz, farkÄąna bile varmaz; insanlar yĂśnetmeli i uygulandÄą Äąnda gĂśrĂźr ve ele tirmeye ba lar. Nitekim MEB, Ekim ayÄą ba Äąnda yeni bir “yayÄąn yĂśnetmeli iâ€? yayÄąmladÄą. Bu, sÄąrf yayÄąncÄąlarÄą de il, yazarlarÄą da ilgilendiren bir yĂśnetmeliktir. Okudu umuzda, MEB tekrar kĂźltĂźr yayÄąncÄąlÄą Äąna giriyor, diye yorumladÄąk ki, bu yayÄąncÄąlÄąk sektĂśrĂź için endi e vericidir. Talebimiz devletin yayÄąn yapmamasÄądÄąr, yayÄąncÄąlÄąk sektĂśrĂźnĂźn ĂśnĂźnĂź açmasÄądÄąr. YayÄąncÄąlar olarak en bĂźyĂźk endi emiz, çocuklarÄąn ders kitabÄą dÄą Äąndaki kitaplarla, edebiyatla bulu masÄąnÄą engelleyici uygulamalardÄąr. BakanlÄą Äąn yardÄąmcÄą e itim araçlarÄąnÄą destekledi i açĹk açĹk dile getirilir, ama sonra gizli genelgelerle, “Ders kitaplarÄą dÄą Äąnda bir yayÄąna ihtiyaç yoktur,â€? duyurusu yapÄąlÄąr. Ă– retmenler de kitap listelerini, e itim sezonu ba Äąnda yayÄąmlanan bu genelgeye gĂśre dĂźzenler. Bunun yanÄą sÄąra, okullara hangi yayÄąnevlerinin kitaplarÄąnÄąn sokulup sokulmayaca Äąna yĂśnelik direktifler de bulunuyor. Durum gittikçe daha vahim bir hale geliyor. :

fuarla

rÄąnda

Frankfurt’tan Bolonya’ya fuar mevsimi ! Frankfurt, dĂźnyanÄąn en bĂźyĂźk kitap fuarÄąna; Bolonya ise dĂźnyanÄąn en kapsamlÄą çocuk ve gençlik kitaplarÄą fuarÄąna her yÄąl ev sahipli i yapÄąyor. DĂźnyada yayÄąncÄąlÄąk sektĂśrĂźnĂźn dikkatle takip etti i bu iki fuardan biri olan 66. Frankfurt Kitap FuarĹ’nÄą geride bÄąraktÄąk. Keçi, Frankfurt’tan kalan ve Bolonya 2015’e do ru esen kitap rĂźzgârÄąna hÄązlÄą bir bakÄą sunuyor.

Almanya’da her yÄąl binlerce yayÄąnevini bir araya getiren Frankfurt Kitap FuarÄą, 8 -12 Ekim 2014 tarihlerinde dĂźzenlendi. KapÄąlarÄąnÄą 66. defa açan dĂźnyanÄąn en bĂźyĂźk kitap fuarÄąnda bu yÄąl onur konu u Finlandiya oldu. Fuarda 105 Ăźlkeden 7000 sektĂśr temsilcisi, kitap, e-kitap ve dijital ĂźrĂźnlerini sergiledi. Binlerce gazetecinin takip etti i fuar, 270 bin ziyaretçiyi a ÄąrladÄą.

leri kendilerine ayrÄąlan sergi ve gĂśrĂź me bĂślĂźmlerinde eserlerini tanÄąttÄą ve telif gĂśrĂź melerini sĂźrdĂźrdĂź. AyrÄąca, TĂźrk EdebiyatÄąnÄąn DÄą a AçĹlÄąmÄą (TEDA) kapsamÄąnda farklÄą dillerde basÄąlmÄą birçok kitap sergilendi ve TĂźrkiye’den eserleri kendi dillerinde yayÄąmlamak isteyen farklÄą Ăźlkelerden birçok yayÄąneviyle gĂśrĂź meler yapÄąldÄą.

Bolonya 2015’e doÄ&#x;ru... 52. Bolonya Çocuk KitaplarÄą FuarÄą, 30 Mart-2 Nisan 2015 tarihleri arasÄąnda dĂźzenlenecek. 1963 yÄąlÄąndan bu yana çocuk ve gençlik edebiyatÄąnÄąn en Ăśnemli fuarÄą olarak gĂśrĂźlen ve dĂźnyanÄąn dĂśrt bir yanÄąndan bu alanÄąn Ăśnemli temsilcilerini bir araya getiren Bolonya Çocuk KitaplarÄą FuarĹ’na 2014’te 74 Ăźlkeden 1200 stand ve 30 bini a kÄąn ziyaretçi katÄąlmÄą tÄą.

TĂźrkiye’den 200 yayÄąnevi katÄąldÄą 65 yÄąldÄąr aralÄąksÄąz devam eden Frankfurt Kitap FuarĹ’na 1985’ten bu yana katÄąlan TĂźrkiye’nin 348 metrekarelik ulusal standÄąyla yer aldÄą Äą fuarda, 200 yayÄąnevinin 3000’e yakÄąn kitabÄą tanÄątÄąldÄą. Salon 3’teki 48 metrekarelik ulusal standÄąmÄąz çocuk kitaplarÄąna ayrÄąldÄą ve 12 yayÄąnevi kurumsal olarak temsil edildi. YayÄąnev-

DĂźnyanÄąn çocuk ve gençlik edebiyatÄąna emek veren yayÄąncÄąlarÄąna, The rights place for children's content sloganÄąyla ça rÄąda bulunan fuar, çocuk kitaplarÄą ve illĂźstrasyon sanatÄą için bĂźyĂźk Ăśnem ta Äąyor. Bolonya 2015, her yÄąl oldu u gibi Hans Christian Andersen Ă–dĂźlĂź, Astrid Lindgren Anma Ă–dĂźlĂź (ALMA), Bolonya Ragazzi Ă–dĂźlĂź ve Bolonya En yi Çocuk YayÄąncÄąsÄą Ă–dĂźlĂź gibi prestijli ĂśdĂźllere de ev sahipli i yapacak. :

kÄąĹ&#x; 2014

39


ZCEG.4

2014

k 4

Äą

Äą

Äą

Äą Äą

Feridun Oral

MĂźren Beykan

Ăœlkemizin ĂśzgĂźn desen dilleriyle Ăśne çĹkan ve sevilen ßç sanatçĹsÄą Feridun Oral, Huban Korman ve Sadi GĂźran, GĂźnÄą Äą Äą KitaplÄą Äą YayÄąn YĂśnetmeni MĂźren Beykan’Ĺn kitap tasarÄąmÄąna ve illĂźstrasyonuna ili kin sorularÄąnÄą yanÄątladÄąlar. Ăœç sanatçĹ, kitap resimleme ve tasarÄąmÄąnda, yazar, editĂśr, tasarÄąmcÄą ve illĂźstratĂśr ileti iminin pĂźf noktalarÄąnÄą irdelerken metin-desen uyumu, tektiple me tehlikesi gibi Ăśnemli konulara de indiler.

MĂźren Beykan: Az kitap okunuyor; kitap çok yapÄąlÄąyor, ama az okunuyor. OkumayÄą sevmiyoruz; kÄąsa olsun istiyoruz, hatta çocuklar için inceleri daha çok seviyoruz... Bu sesler çe itli alanlardan yĂźksek sesle çĹkmaya devam ediyor. Ama de i meyen tek ey gĂśrsellik; de i medi, hatta çok arttÄą. GĂśrsel olana bakmak, incelemek istiyoruz. Ă– retmenler ne derse desin, çocuklar ya larÄą ilerlese de desenli kitaplara Ăśzel ilgi gĂśsteriyorlar. TasarÄąm, ya amlarÄąmÄązÄąn her alanÄąnda farklÄą oranlarda bulunuyor. Ama asÄąl basÄąlÄą kitap ve yayÄąnlarda çok Ăśnemli bir yere sahip. Kitap tasarÄąmÄą, sanatla i lenen, ancak kullanÄącÄąyÄą gĂśz ĂśnĂźne aldÄą ÄąmÄązda i levsel bir i . Hele çocuk kitaplarÄą dĂź ĂźnĂźldĂź Ăźnde, sipari le çizilen ve yazÄąlanlar var. Kitap tasarÄąmÄąnÄą iki cĂźmleyle nasÄąl ifade edebiliriz ?

40

Huban Korman

Sadi GĂźran

DĂźnyanÄąn en zor iĹ&#x;lerinden biri ! Sadi GĂźran: Ço u zaman sipari oluyor. YayÄąnevinden gelen kitaplarda genelde ortak bir çalÄą ma olmuyor. Yazarla tanÄą madÄą ÄąmÄąz durumlar da oluyor. Oysa çalÄą Äąrken, sanki beraber Ăźretmi iz gibi yakla malÄą. Ă–te yandan, yazarla çizerin ortak çalÄą tÄą Äą, tanÄą Äąp birlikte bir ĂśykĂź yazdÄąklarÄą ve kitabÄąn yava yava olu tu u durumlar da var, ama çok az. Feridun Oral: TasarÄąmÄąn çocu un dÄą dĂźnyayla ileti iminde, estetik duygularÄąnÄąn ve yaratÄącÄąlÄą ÄąnÄąn geli mesinde çok bĂźyĂźk katkÄąsÄą var. KitaplarÄąmda da buna Ăśzen gĂśstermeye çalÄą Äąyorum; çßnkĂź okulĂśncesi kitaplar, çocu un hayatÄą tanÄąma kÄąlavuzu gibi. lham kayna Äąm do a oldu u için, hayatÄą ve do ayÄą ço-

cuklara do ru yansÄątabilmek amacÄąyla ara tÄąrmalar yapÄąyorum. Bir çocuk gibi gĂśzlemci olmaya çalÄą Äąyorum. Ă–rne in, bir ĂśrĂźmce in a yaparkenki halini hiçbir zaman gĂśrme ansÄąmÄąz olmayabilir. Ama ßç dĂśrt ay Ăśncesinde bir ĂśrĂźmce in nasÄąl a yaptÄą ÄąnÄą tesadĂźfen gĂśrdĂźm. Hatta deneysel muzÄąrlÄąklar bile yaptÄąm. Ă–rĂźmcek, a ÄąnÄą Ăśrerken yaprak attÄąm; o yapra Äą ba lantÄą yerlerinden koparÄąp attÄą. SonrasÄąnda, avucumdaki unu a a Ăźfledim ve ĂśrĂźmcek haklÄą olarak kÄązdÄą, a Äą bÄąraktÄą. Bu bilgi kitaplarda çocuklar için gerekli ya da gereksiz mi, bilemiyorum, ama benim için bir kaynak olu turdu. Do ada ya da ehirde, hayvanlarÄą gĂśzlemlemeye çalÄą Äąyorum. Ă–rne in, biz uyandÄą ÄąmÄąz zaman hayvanlar çoktan beslenmelerini tamamlamÄą oluyorlar. Erken kalktÄą ÄąmÄąz bir sabah, bir karganÄąn bir cevizi kÄąrmak için neler yaptÄą ÄąnÄą gĂśrebiliriz. Bunlar daha sonra kitaplarÄąmda hikâyele ebiliyor ya da kitaba kßçßk anekdotlar, gĂśrseller olarak girebiliyorlar. BĂśylelikle, gĂśrsellikle bilgi vermeye çalÄą Äąyorum, ders vermeyi sevmiyorum. ÇßnkĂź bunlarÄą çocu un kendisinin yakalamasÄą lazÄąm.

Huban Korman: 30 yĹldĹr reklam ajanslarĹnda çalĹ tĹ Ĺm için ba ka bir gÜzle bakĹyorum. O kitaplar benim için artĹk do ru konumlanmasĹ ve do ru ki iye ula masĹ gereken bir ßrßn. Bu nedenle kitabĹn kapa Ĺ çok Ünemli, çßnkß tßketiciyle bulu tu u ilk yer. KitabĹ eline alanĹn beni gÜrmesini ve meraklanĹp arkasĹnĹ okumasĹnĹ istiyorum.

Çocuk kitabÄą resimlemek dĂźnyanÄąn en zor i lerinden biri. Gerçekten çok emek harcÄąyorsunuz; çßnkĂź Ăśnce kendinize be endirmeniz gerekiyor ve ben kendime kar Äą çok acÄąmasÄąz olabiliyorum. BazÄą kitaplarÄą iki kere resimledi im oluyor, o zorlu un içinden çĹkÄąp çocuklara ula mak istiyorsunuz. Hedef kitleniz bazen çok farklÄą ya gruplarÄąndan ve kĂźltĂźrlerden olu abiliyor, çetin bir sava vermek zorundasÄąnÄąz. Yazarla çizerin ekip çalÄą masÄąna çok inanÄąyorum, yÄąllarca Ăśyle çalÄą tÄąm. YazarÄąn duygusunu almak ya da onu tanÄąyor olmak bile Ăśnemli. SaçĹnÄą nasÄąl taradÄą Äą bile bazen bir fikir verebiliyor.

ÇocuklarÄąn inanÄąlmaz iletiĹ&#x;im dilleri MB: Resimli çocuk kitabÄąnda desenin de yazÄą gibi algÄąlanmasÄą sĂśz konusu de il mi ? KarikatĂźrcĂź yazar Behiç Ak, desenler yoluyla çocu u dĂź ĂźndĂźrmeyi, soru sordurmayÄą tercih etti ini vurguluyor. Huban Korman da ça rÄą tÄąran eyleri çizmeyi seviyor. OkulĂśncesindeki çocuklarÄąn resmi, yazÄą gibi algÄąlamasÄąnÄą

ve desenli metin olu turmayĹ nasĹl de erlendiriyorsunuz ? SG: Bant, yeni adĹyla Bantmag 10. yĹlĹnĹ kutlayan ba ĹmsĹz bir dergi. Dergide reklamdan tasarĹma pek çok i yapĹyoruz. BunlarĹn yanĹnda, sevdi im için çocuk kitabĹ da yapĹyorum. Kimi zaman, aynĹ gßn içinde çocuk kitabĹ için çok mutlu bir

kÄąĹ&#x; 2014

41


Yurtdı ında bir yayıncı, “Senin çalı malarında tav anın gözüne baktı ım zaman insan gözü görüyorum,” demi ti. Bir gün bir ey çizerken a zım kulaklarımda sırıtıyordum, i yapıyordum ve sırıtacak bir ey yoktu ortada. Ama çizdi im karakter öyle bir karakterdi i te. Duygu böyle geçiyor herhalde.

Yazı ve çizim arasındaki ili kide, yazarların güzel duygular yakaladı ını dü ü-

SG: Kitap kapa ı sınıfta el kaldıran çocu un eli gibi. Ne kadar hevesliyse o kadar el sallıyor. Kapak tasarımına böyle yakla mak gerekiyor. Kitabı çok iyi anlamak, editörle çok iyi ileti imde olmak gerekiyor. Gerisi biraz da içgüdüsel çıkıyor. HK: Kitap kapa ı yapmayı çok seviyorum, çok heyecan verici. Binlerce kural var, ama aslında hiçbir kural yok. Kitabı yansıtacak eyi bulmak, sanki binlerce eyin arasından küçük bir kitap parçası bulmak gibi. Bir moda dergisi karı tırırken bile bir ey yakalayabiliyorsunuz. Kitap kapa ı yapmak, tipografi sevdi im için de beni çok etkiliyor.

Sadi Güran

MB: Kitabın en çok görünen yeri de kapa ı... Estetik, ya grubu, i levsellik, albeni ve daha dü ünülmesi gereken pek çok ayrıntı var. En zor i kapak yapmak de il mi ?

Okura ula mak çok kıymetli bir duygu oldu u için onu elletmek, baktırmak, arka kapa ı çevirmesini sa lamak heyecan verici. FO: Kapak benim için kitabın vitrini gibi. Okulöncesi kitaplar için konu ursam; Feridun Oral

sun, hangi dili konu ursa konu sun, çocuk benim için çocuktur ve onların kendilerine ait inanılmaz ileti im dilleri var. Dünyaya gelen her çocu un a lama sesi aynı. Kültürü ve ya am biçimi ne kadar farklı olursa olsun, bir tilki her yerde tilkidir. Kitaplarımda bir bayku bir fareyle dost olabiliyor. Bunları okuyan, kitaplarıma bakan çocukların bu evrensel dili görmesini diliyorum.

HK: Benimki mesleki bir deformasyon belki de, ama aslan resmi koyup altına, “Bu bir aslandır,” yazamazsınız. Farklı bir ey yapmak gerekir. Örne in, “bel” denildi inde benim aklıma sadece kadın beli gelmiyor; ince belli bardak geliyor, ba ka eyler de geliyor. Böylelikle daha güzel yakalıyorum, bu da insanların çok ho una gidiyor. Çocukların soyut eyleri görünce a ırmaları da iyi bir ey, onlara tek bir dünya gösteremeyiz. Duyarlı ve payla ımcı olabilme ihtiyaçlarıyla birlikte ba ka bilgileri de vermeye çalı ıyorum. Hangi kültürden olursa ol-

42

En zor iş kapak yapmak mı ?

kitap içinde birçok eyi a ırı görsellikle anlattı ınız için bunlardan yalnızca birini kapa a ta ımak zor oluyor. Bu biraz, semt pazarlarında albenisi olan meyvelerin en öne konmasına benziyor. Bu konuda da yine do aya, arılara bakıyorum. Arılar hangi meyvelerin üzerinde dola ıyorsa, en ilaçsız, organik dedi imiz meyvenin o oldu unu anlıyorum. Yamuk yumuk da olsa onu tercih ediyorum. :

Sadi Güran

Feridun Oral

FO: Do a, dostluk gibi temaları çok belli hikâyeleri evrensel bir dille anlatmaya, bunu da hayvan karakterler üzerinden yapmaya çalı ıyorum. Do anın bir parçası oldu umuzu hiçbir zaman unutmamamız gerekiyor. Günlük ya am içinde koptu umuz zamanlar oluyor; deprem ve sel gibi afetlerle do a bize kendini sürekli hatırlatıyor. Dolayısıyla, kitaplarım hayvan temalı olsa da, aslında hep insanı i aret ediyor.

nüyorum. Ben de okuyorum ve bu sayede yazarın dünyasına geçiyorum. Sıra onun anlattı ı dünyayı desenle yaratmama geliyor, onun duygularını biliyor olmak çok i ime yarıyor. Çocuklara bunun sayesinde daha kolay ula ıyoruz.

Huban Korman

Kalem kâ ıtla i e giri me ânını çok sevdi im için illüstrasyonlarım genelde hem zevk almaya, hem de sorunu çözmeye yönelik oluyor. Bir süre sonra tasarım i in içine giriyor ve iki alan arasında gidip gelirken, fazla teknik de i tirmiyorum. Örne in, dergide madenciler dosyası yapmı tık. Orada biraz La Fontaine gibi anlatmı tım, ama i lenen konular çok sertti. Bu gibi durumlarda hayvanları kullanmayı seviyorum, özellikle gençler konuyla ilgisi olmayan ilginç bir çizim görünce, do rudan konunun içine giriyor ve bamba ka eyler ö renebiliyorlar.

Huban Korman

an resimlerken, bir saat sonra, ba ka bir makale için trans cinayetleri gibi korkunç bir konuda i yeti tirmem gerekebiliyor.

kış 2014

43


k

ZCEG.4

2014

4

k

k Äą Äą Ayfer GĂźrdal Ăœnal

Ara tÄąrmacÄą, yazar Ayfer GĂźrdal Ăœnal, çocuk ve gençlik edebiyatÄąnÄąn Nobel’i sayÄąlan Hans Christian Andersen Ă–dĂźlß’nĂźn jĂźrisinde yer alma deneyimini, çocu a birey olarak saygÄąnÄąn nasÄąl bir devlet politikasÄą olabilece ini tartÄą Äąyor. Edebiyat ve e itim dĂźnyasÄąnÄą stanbul 2018’e davet ediyor.

Çocuk ve gençlik edebiyatÄąnda uluslararasÄą alanda iki temel ĂśdĂźl bulunuyor. Biri; dĂźnyaca ĂźnlĂź çocuk kitaplarÄą yazarÄą Astrid Lindgren’in anÄąsÄąna sveç Kraliyet Ailesi’nce dĂźzenlenen ve 700 bin dolar maddi ĂśdĂźlĂź bulunan ALMA (The Astrid Lindgren Memorial Award). Di eriyse, Danimarka Kraliyet Ailesi tarafÄąndan himaye edilen ve Hans Christian Andersen anÄąsÄąna verilen Hans Christian Andersen Edebiyat Ă–dĂźlĂź; maddi bir kar ÄąlÄą Äą olmayan, ancak bu alanÄąn Nobel’i olarak bilinen, madalya ve beratla taçlandÄąrÄąlan bir ĂśdĂźl. UluslararasÄą Çocuk KitaplarÄą Kurulu’nun IBBY (International Board for Books for Young People) bir araya getirdi i jĂźride 10 Ăźye bulunuyor. Bu Ăźyelerin seçimi için 75 Ăźye Ăźlkeye adaylarÄąnÄą gĂśndermeleri için ça rÄąda bulunuluyor. AdaylarÄąn çocuk ve gençlik edebiyatÄąnda uzmanlÄą ÄąnÄą kanÄątlamÄą , iki yabancÄą dilde okuma yapabilmesi gerekiyor. ngilizce ve spanyolca okuma yapabildi im

44

için Çocuk ve Gençlik YayÄąnlarÄą Derne i (ÇGYD) 2012 yÄąlÄąnda beni aday gĂśstermi ti. 1936’dan bu yana tĂźm dĂźnyadan Ăźyelerin yer aldÄą Äą jĂźriye seçilen ilk TĂźrk oldum. Bu katÄąlÄąmÄąn inanÄąlmaz bir heyecanÄą ve çalÄą ma temposu var. Dokuz ay içinde, yakla Äąk 31 yazarÄąn be er kitabÄąnÄą, yani 155 kitabÄą incelemek, notlar almak zorundasÄąnÄąz. Bu tempoya ayak uydurmak ve Ăśzen gĂśstermek, 2012’den sonra 2014 jĂźri Ăźyeli ini de getirdi.

Ulusal çocuk enstitĂźleri JĂźri Ăźyeli i sĂźrecinde tĂźm dĂźnyadan yĂźzlerce kitap incelemi oldum. Geriye dĂśnĂźp baktÄą Äąmda, dil olarak dezavantajlÄą durumda oldu umuzu ve bu durumun Ăźstesinden gelecek altyapÄą hazÄąrlÄą ÄąmÄązÄąn olmadÄą ÄąnÄą dĂź ĂźnĂźyorum. Andersen Ă–dĂźlĂź için bir dosya hazÄąrladÄą ÄąnÄązda, bir yazar kendisini en iyi temsil etti ine inandÄą Äą be eserini sunuyor;

her eserin bir ya da iki bÜlßmßnßn tam çevirisi gerekiyor. Brezilya ve sveç gibi ßlkelerin ulusal çocuk enstitßleri bulunuyor. Bu enstitßler bir devlet politikasĹ olarak kurulmu , desteklenmi . Bir yazar bÜyle bir yarĹ maya katĹldĹ Ĺnda, ona çeviri deste inde bulunmak için bu enstitßler harekete geçiyor.

yÄąz gibi yakla Äąmlarla, daha editĂśr masasÄąnda bo ulmu olan fikirler ĂśnĂźmĂźze gelen Ăśrneklerde hayat bulmu , nefes alan eserler olarak duruyorlardÄą. Çizerlerimizin, yazarlarÄąmÄązÄąn kar ÄąsÄąna çĹkan bu yĂźzeysel yakla Äąm, onlarÄąn daha tutuk ve hissiz i lere yĂśnelmelerine neden oluyor.

Ă–rne in sveç bĂśyle bir fÄąrsata sahip oldu u için, yarÄą maya be kitap sundu unda, be kitabÄąn da ba tan sona ngilizce çevirisini sunabiliyor. Bu jĂźri için çok Ăśnemli, ayÄąrÄącÄą bir nokta. ÇßnkĂź, tamamÄą çevrilmi bir kitap, bir bĂślĂźmĂźnĂź okudu unuz kitaba gĂśre daha yakÄąn hissettiriyor jĂźriye. Kitap çeviri oldu u için, dil meselesi bir anda ĂśykĂźnĂźn ĂśnĂźne geçiyor.

Ă–zgĂźrlĂźk sorununun izdĂź ĂźmĂź, hayatÄąn pek çok alanÄąnda oldu u gibi, sanatsal Ăźretimimizde de gĂśrĂźlĂźyor. Yazar ne kadar cesur olursa olsun, bu tarz Ăśrnekler sorunu somutla tÄąrÄąyor. Ă–rne in, BelçikalÄą yazar Bart Moeyaert’in ÇĹplak Eller (Bare Hands) adlÄą kitabÄą jĂźriyi karpuz gibi ikiye bĂślmĂź tĂź. Ăœlkesinde ßç ĂśdĂźl almÄą , ayrÄąca 1998 Alman Gençlik EdebiyatÄą Ă–dĂźlß’nĂźn de sahibi bir kitaptÄą. Kitapta, iki yakÄąn arkada , Ward ve Bernie var, bir de Ward’un kĂśpe i Elmer...

Bu enstitĂźler, bu yĂśndeki çalÄą malar, salt çocuk edebiyatÄąna de il, çocu a ve bireye saygÄąnÄąn, bu bakÄą Äąn bir devlet politikasÄą olarak ya ama geçirilmesi anlamÄąna geliyor. Ă–yle ki biz, çocuk ĂślĂźmleri, çocuk gelinler, mevsimsel çocuk i çiler, çocu a taciz gibi konularÄą a amadÄą ÄąmÄąz, çÜzemedi imiz için, daha bu konularÄą konu amÄąyoruz bile.

Edebiyatta cesur bir yaklaĹ&#x;Äąm ! Ă–te yandan, Ăźlke olarak cesur bir yakla ÄąmÄąmÄąz olmadÄą ÄąnÄą dĂź ĂźnĂźyorum. Konuya ve içeri e yĂśnelik bir cesaretten sĂśz ediyorum. Ă–rne in, yarÄą mada son be e kalan yazarlar mĂźltecilik, e cinsellik, engellilik, iddet, ilaç ba ÄąmlÄąlÄą Äą, yoksulluk ve ÄąrkçĹlÄąk gibi temalarda eserler ĂźretiyorlardÄą. Resimli kitaplarda bu fark daha çok ortaya çĹkÄąyordu. ÇßnkĂź, hem renk hem çizim tarzlarÄą alÄą Äąlageleni zorluyordu. Ăœlkemizde bunu kimse okumaz, analar babalar sevmez, okullara sokama-

ki arkada ve Elmer, yeni yÄąl arifesinde çiftçi Betjeman’Ĺn çiftli ine giriyorlar. Çiftçi onlarÄą fark ediyor ve kĂśpe i elleriyle ĂśldĂźrĂźyor. KitabÄąn adÄą da buradan geliyor zaten. Kitap ilerledikçe, geçmi teki bir ba ka yeni yÄąl arifesinde Ward’un, çiftçinin kazÄąnÄą oyun sÄąrasÄąnda ĂśldĂźrdĂź ĂźnĂź Ăś reniyoruz. Di er bir ayrÄąntÄą da, Ward’un annesinin çiftçi Betjeman’la bir ili ki ya amasÄą... TĂźm bunlardan yola çĹkarak masum bir kazanÄąn, bastÄąrÄąlmÄą ve farklÄą bir hedefe yĂśneltilmi bir Ăśfkeye yol açtÄą ÄąnÄą gĂśrĂźyoruz. KitabÄąn sonunda, Ward’un mu, yoksa Betjeman’Ĺn mÄą haklÄą oldu u, birbirlerini ba Äą layÄąp ba Äą lamayacaklarÄąnÄąn yorumu, okura ve okurun tasavvuruna bÄąrakÄąlmÄą .

Gerçeklik mi, korumak mÄą ? ÇĹplak Eller iyi yazÄąlmÄą bir eserdi ve karakterlerin ya Äą olan 11’in ĂźstĂźndeki okurlar için uygundu. JĂźriyi ikiye ayÄąran tartÄą ma tam da burada ba lamÄą tÄą. Bir

kÄąĹ&#x; 2014

45


taraf, dßnyada bu kadar felaket varken, çocuklara uygulanan zulßm bu kadar gerçekken ve tßm bunlara kar Ĺ bir kalkan olu turulamazken; çocuk edebiyatĹndaki sertlik dozunun ele tirilmesinin yanlĹ oldu unu dß ßnßyordu. Bu ele tirinin çocu a bir iyili inin dokunmadĹ ĹnĹ dß ßnßyorlardĹ. Jßrinin geri kalanĹysa, dßnyada kÜtßlßk var diye, bunu illa çocuk eserlerine yansĹtmaya gerek olmadĹ ĹnĹ dß ßnßyordu. Dostluk, sevgi ve dayanĹ ma gibi temalarĹn i lenmesini destekliyorlardĹ.

Jßride gerçekli i savunan grup, çocuklarĹn masum oldu u yanĹlgĹsĹndan uzakla Ĺrsak ve onlarĹ gerçeklerle yßzle tirirsek, asĹl o zaman çocuklarĹ koruyabilece imizi dß ßnßyor. Di er grup, vakitsiz bir yßzle menin gßvensizlik do urabilece inden endi e duyuyordu. TartĹ ma oldukça ate li, gßçlß ve uzun sßrmß , eser tßm boyutlarĹyla sorgulanmĹ tĹ.

46

‚stanbul 2018’e doÄ&#x;ru... IBBY’nin 2018 yÄąlÄąnda dĂźzenleyece i dĂźnya kongresi, ÇGYD aracÄąlÄą Äąyla stanbul’da gerçekle ecek. 2014’te Mexico City’nin ev sahipli i yaptÄą Äą, 2016’da Auckland’de gerçekle ecek bu Ăśnemli etkinlik, 2018 yÄąlÄąnda TĂźrkiye’de olacak. TĂźrkiye’nin Do u-BatÄą bulu masÄąna olanak tanÄąyan stratejik konumu da etkinli in içeriksel anlamda Ăśnemini artÄąrÄąyor. stanbul 2018, Ăśzellikle de e itimciler için Ăśnemli fÄąrsatlar sunacak bir kongre niteli inde. Ă– retmenler, geli tirdikleri projelerin bildirilerini kurula sunabilir ve kongrede sunum yapma fÄąrsatÄą yakalayabilir. Tema ve konu çe itlili i anlamÄąnda, çok zengin bir konumdayÄąz. Bu nedenle karde okullarla ya da edebiyat birikimimizle yaratabilece imiz projeler olabilir.

Hans Christian Andersen jĂźrisinin en Ăśnemli taraflarÄąndan biri de, o odadan birinciyi belirlemeden çĹkÄąlmayaca Äą kuralÄądÄąr. Uzun sĂźren tartÄą malar sonucunda, yazar Bart Moeyaert, Andersen Ă–dĂźlß’nĂź alamadÄą.

AynÄą ekilde, BatĹ’daki e itimcilere bakÄąldÄą Äąnda, fazlasÄąyla on-line Ăśdev verildi ini gĂśrĂźyorum. Kitap okumasÄąnÄą yapan çocuk, Ăśzetini ya da de erlendirmesini on-line olarak yayÄąnlÄąyor, arkada Äą ona bir yorumda bulunuyor, di er Ăś renciler de tartÄą maya dahil oluyor ve notlandÄąrma bunun Ăźzerinden yapÄąlÄąyor. Ne yazÄąk ki, Ăźlkemizde fazla uygulanan bir yĂśntem de il bu. Ă–nceleri “olanak yok, bilgisayar ya da internet yok,â€? deniyordu. Ĺžimdi her evde, her okulda bulunan olanaklar bunlar.

Ă–nemli farklardan biri de, anlatÄąm tekniklerinde bulunuyor. 2014 yÄąlÄą Andersen madalyasÄą sahibi bir yazar, antropoloji profesĂśrĂź Nahoko Uehashi, çocuk gĂśzĂźnĂź hiç yitirmeden Japon mitolojisinden yararlanmÄą ve be ayrÄą fantastik dĂźnya kurmu tu. Çizerler konusunda da durum aynÄą; ĂśzgĂźnlĂźk, biriciklik ve çocuk bakÄą açĹsÄą oldukça Ăśnemli.

Ă–zetle, hangi alanda çalÄą Äąrsak çalÄą alÄąm, yenilikleri izlemek; uyum sa lamak için geli meye, yeniden Ăś renmeye açĹk olmak hepimizin ortak derdi. Bir çizer arkada ÄąmÄąn hiç unutamadÄą Äąm bir sĂśzĂź vardÄąr. “Ayfer HanÄąm, ben en çok kime ĂźzĂźlĂźrĂźm, biliyor musunuz ? Ă– renmesi durmu insana!â€? Ă– renmemizin hiç durmamasÄąnÄą dilerim. :


k

ZCEG.4

2014

4

Geleneksel medya olarak adlandĹrdĹ ĹmĹz radyo, televizyon, gazete, dergi gibi araçlar kayĹp gidiyor mu, nereye gidiyor? Bu soru Üzellikle ileti im kuramcĹlarĹ ve kullanĹcĹlarĹ tarafĹndan sĹklĹkla soruluyor. Bunun cevabĹ yeni medyanĹn ne kadar yeni oldu unda saklĹdĹr. Yeni medya ne kadar yeni ki ? Teknoloji ba lamĹnda, bir yenisi çĹktĹ Ĺnda di eri eski oluveriyor. Foto raf çĹktĹ Ĺnda, resim Ülecek mi denildi, ama Ülmedi. Televizyon çĹktĹ Ĺnda, sinema Ülecek mi diye soruldu, ama Ülmedi, çok daha iyi bir yere geldi. Bu nedenle medya gibi karma Ĺk yapĹlarda, tanĹmĹ ve çerçeveyi iyi bilmek gerekiyor.

Gßlenay BÜrekçi Halil Tßrkden Kßltßr sanat gazetecili inin Ünemli isimlerinden Gßlenay BÜrekçi ile edebiyat alanĹndaki yazĹlarĹyla tanĹnan editÜr Halil Tßrkden, yeni medyanĹn sundu u olanaklardan edebiyat ve medya ili kisine kadar pek çok ba lĹ Ĺ tartĹ Ĺyor.

Halil TĂźrkden: Yeni medya, edebiyatÄąn seyrine nasÄąl mĂźdahale ediyor ya da nasÄąl dahil oluyor ? Sen hem geleneksel hem de yeni medya araçlarÄąnÄą kullanan biri olarak nerede duruyorsun ? GĂźlenay BĂśrekçi: Dr. Jekyll ve M r. Hyde gibiyim. GĂźndĂźzleri ofisteyim, ak amlarÄą da blo u yapÄąyorum. Egoist Okur’u olu turmam biraz mecburiyettendi. O dĂśnemde, ço u gazetecinin bildi i gibi tensikatlar oluyordu kurumda, bir anda 200 ki i i ten çĹkarÄąlabiliyordu. Bu nedenle yapacak ba ka bir i gerekliydi. Egoist Okur bĂśyle bir can simidi olarak do du, sonra da ba lÄą ba Äąna bir dergi haline geldi. Saf ve DĂź Ăźnceli RomancÄą adlÄą kitabÄąnda Orhan Pamuk, harikalar odasÄą diye bir eyden bahseder. RĂśnesans Avrupa’sÄąnda ya ayan insanlarÄąn evlerinde, o gĂźne kadar ya adÄąklarÄąnÄąn, yaptÄąklarÄą her eyin

48

kaydĹnĹ tuttuklarĹ birer oda varmĹ . Seyahate giden birinin deniz kabuklarĹnĹ toplayĹp kavanoza koymasĹ ya da okudu u kitaplarĹn bir kÜ ede durmasĹ gibi. Ben de Habertßrk’te gazetecilik yapĹyorum, ofisim var, ama blog benim harikalar odam; iyi kÜtß okuma deneyimlerimi payla tĹ Ĺm bir yer.

Yeni medya yeni kaçĹĹ&#x; noktasÄą mÄą ? HT: Yeni medya mecralarÄą bir kaçĹ noktasÄą gibi. Yeni medyayÄą tartÄą Äąrken Ăśncelikle onu tanÄąmlamalÄą, nasÄąl ifade edece imizi dĂź Ăźnmeliyiz. Yeni medya, sosyal medya, dijital medya, sanal dĂźnya... Bu de i im ve dĂśnĂź Ăźm beraberinde dilimize yeni kelimeler, yeni kavramlar getirdi. Bu kavramlarÄą birçok eyin yerine kullanabiliyoruz; aslÄąnda açĹk bir tanÄąmÄą yok, ama dĂźnyayÄą ele geçiren kavramlar bunlar.

Sosyal medya platformlarÄą içinde yazÄąlÄą içeri in yayÄąnlandÄą Äą en etkili yerlerden biri bloglar. Senin de uzmanla tÄą Äąn bir alan blog âlemi. Geleneksel olarak ele alabilece imiz gazete ile blog arasÄąnda biçim ve kullanÄą lÄąlÄąk anlamÄąnda ne gibi farklÄąlÄąklar ortaya çĹktÄą ? Egoist Okur’un sana getirdi i fÄąrsatlar ve yeni yĂśntemler nelerdi ? GB: En basit ve en açĹk olandan ba larsam, dijital ortamda multimedyayÄą kullanabiliyorum. YazÄąyÄą sadece resim ve foto raflarla de il; videoyla, ses kayÄątlarÄąyla, akla gelebilecek bir sĂźrĂź Ăś eyle destekleyebiliyorum. Gazetede olmayan bir fÄąrsat bu... Televizyonda sunulan bir multimedyayÄą, gazetede yayÄąmladÄą Äąm yazÄąyÄą blogda aynÄą anda, aynÄą kompozisyon içinde kullanabiliyorum.

olasÄąlÄąkla okunmazdÄą. DolayÄąsÄąyla, bu dili ke fetmek gerekiyordu. nternet dilinde, daha bireysel yazÄąlar yazmak gerekiyor. ÇßnkĂź do rudan ileti im kurmak istedi in, buna çoktan hazÄąr olan bir kitle var. Ben onlardan hiçbir deneyimimi gizlemiyorum, hatalarÄąmÄą da, okudu um bir kitapla ilgili duygularÄąmÄą da... Onlar da bana mektup yazÄąp, uyarÄąlarÄąnÄą ve dĂźzeltilerini payla abiliyorlar.

Yeni okuma biçimleri HT: Yeni medya ve edebiyat ili kisine bakÄąldÄą Äąnda, biraz da okuma kĂźltĂźrĂźnĂź irdelemeliyiz. Haberlerin spot metinlerinin bile okunmadÄą Äą bir zamanda ya Äąyoruz. Ă–zellikle Twitter kullanÄąmÄąnda, payla Äąlan haberin linkine tÄąklamadan, haberi okumadan o haberin de erlendirildi i, payla ÄąldÄą Äą gĂśrĂźlĂźyor. EdebiyatÄąn medya Ăźzerindeki etkilerine bakÄąldÄą Äąnda, farklÄą okuma biçimlerini ortaya çĹkardÄą Äą gĂśrĂźlebilir. Ă–rne in, son yÄąllarda diziye ve filme uyarlanan edebiyat eserleri var. Bu eserleri yeniden gĂźndeme getiren, okutan ve Ăźzerine tartÄą tÄąran çalÄą malar bunlar. Sonuç aslÄąnda yine aynÄą. Araç eski; ama içerik anlamÄąnda yeni i ler yapÄąlÄąrsa, geleneksel medyada da yeni okumalar yapÄąlabilir.

kincisi, yeni medyada korkunç bir hĹz kazanĹyorsunuz. Bu gece okudu unuz kitabĹn yazĹsĹnĹ o gece yazĹp siteye koyabilirsiniz. Size gÜnderilen bir yazĹyĹ ânĹnda yayĹmlayabilirsiniz.

GB: Bu derece iyi uyarlamalar, çalÄą malar var elbette, ama yapÄąlan i in sĂźreklili i olmasÄą gerekiyor medyada. Ă–rne in, bloglar ve sosyal medyada bu sĂźreklili in gereklili i açĹkça gĂśrĂźlebilir. Milyonlarca blog var, ama çok azÄą sĂźreklili i olan, okunmaya de er i ler. Zamanla elenecekler, zamana dayanamayacaklar olacaktÄąr onlarÄąn içinde de.

AyrĹca, Egoist Okur’a ba ladĹktan sonra internetin ayrĹ bir dili oldu unu Ü rendim. Gazete ya da dergiye yazdĹ Ĺm gibi yazamazdĹm, yazsaydĹm da bßyßk

Ă–rne in, çok gĂźzel dergiler var. Ancak bunlarÄąn bĂźyĂźk bir kÄąsmÄą Notos’u, Milliyet Sanat’Ĺ taklit eden dergiler. Milliyet Sanat’ta okudu un bir rĂśportajÄą, “yeniâ€?

kÄąĹ&#x; 2014

49


diyerek yayĹmlanan bir dergiyi, fanzini açtĹ Ĺnda, orada da gÜrebiliyorsun. Daha Üzgßn içerik ve temalara ihtiyacĹmĹz var gibi. Belki sĹrf polisiye roman dergisi ya da sĹrf iir dergileri çĹksa daha verimli olabilir. Fanzinler, dergiler ba ĹmsĹz birer yayĹn organĹysa, içerik olarak da ba ĹmsĹz ve Üzgßn olmalĹ.

Yeni medya, yeni sorunlar HT: Yeni medya ve edebiyatla ili kimiz ba lamÄąnda, getirdi i fÄąrsatlarÄą geride bÄąrakÄąrsak; yeninin ne gibi sorunlarÄą olabiliyor? Bir blog kurucusu ve yĂśneticisi olarak sana ne gibi sÄąkÄąntÄąlar do urdu?

Daniel HĂśra

Ä&#x;lu

Tßrkçesi: Ayça Sabuncuo

imize nĂźfuz Kurallar ve normlar ten ak girmek ederken, mĂźcadeleye çĹpl ak mÄą ? anm kuĹ&#x; Äą zÄąrh , dur zor mi

KATÄ°LÄ°N GĂ–ZYAĹžLARI Anne-Laure Bondoux rt

iĹ&#x;tirmek, Bir katil için hayatÄą deÄ&#x; ulsuzca geçmiĹ&#x;ten kaçmak ve koĹ&#x; sevmek mĂźmkĂźn mĂź ?

DAMDAKI MELEK

anlamsÄąz,â€? GĂźnĂźn birinde, “Her Ĺ&#x;ey Ä&#x;un diyen biri çĹksa, tutundu verirdin? anlamlar uÄ&#x;runa neyini

t,

Baffert, Payet, Ripper Roumiguière rt

Tßrkçesi: Mehmet Erku

anlÄąk bir DĂśrt genç arkadaĹ&#x;, kar ursuz sÄąrrÄąn gĂślgesinde dĂśrt huz inde ! peĹ&#x; abÄąn cev bir tek , ruh

Äąn ve Bir genç için, ĂśnyargÄąlar let ada rin etle etik sal toplum ir ? terazisindeki aÄ&#x;ÄąrlÄąÄ&#x;Äą ned

ĹžI

SINIF MEYDAN SAVA

ALEVE DOKUNMAK

Luca Bloom

Zoran Drvenkar

Ä&#x;lu

Tßrkçesi: Dilman Murado

TĂźrkçesi: Murat Ă–zbank

Tßrkçesi: Mehmet Erku

Ä&#x;lu

Tßrkçesi: Dilman Murado

Äąkkaya

TĂźrkçesi: Abdulgani ÇĹtÄąr

a ve Birbirine yabancÄą bir bab gĂźne, oÄ&#x;ulun tanÄąĹ&#x;mak için kaç Äą var ? yac ihti e trey me kilo kaç

isi

50

HT: talyan air Marinetti’nin FĂźtĂźrist Manifesto’sunda, Vertov’un kamerayÄą elektronik bir gĂśz olarak gĂśrĂź Ăźnde ya da Brecht’in radyoyu çift yĂśnlĂź dĂź Ăźnmesinde oldu u gibi, 1900’lerin ba Äąndan bu yana, hepsinde yer alan aynÄą umut duygusu, sanatÄąn toplumla bulu masÄą, yeni medya ve edebiyat ili kisinde gerçek olacaktÄąr. Yeni medyanÄąn en Ăśnemli farklarÄąndan biri de bu belki de. SanatÄą, edebiyatÄą e it derecede herkesin kullanÄąmÄąna açmasÄą... :

Janne Teller

bitti. SĂśzcĂźkler bilendi, uzlaĹ&#x;ma sÄąndaki ara i enc ĂśÄ&#x;r ve en retm Ă–Ä&#x; mi ? savaĹ&#x;Äąn kazananÄą olabilir

YĂœRĂœYEN KENTLER diz

HT: nternet yayĹncĹlĹ Ĺnda bu tßr saldĹrĹlarĹn dĹ Ĺnda bir de telif ve payla Ĺm sorunlarĹ ortaya çĹkabiliyor.

GB: KullanÄąm anlamÄąnda olumlu geli meler olaca ÄąnÄą dĂź ĂźnĂźyorum, o konuda umutluyum. Ama Ăśnemli taraflardan biri de, geleneksel olanÄąn, gazete ya da dergilerin, bloglarla, dijital ortamlarla i birli i içine girmesidir. Birbirlerini taklit etmekten çok, bilgi ve birikim payla ÄąmÄą verimli olacaktÄąr. DĂźnyanÄąn en prestijli ĂśdĂźllerinden biri olan, Amerika’da gazetecilik, mĂźzik, edebiyat gibi alanlarda verilen Pulitzer Ă–dĂźlß’nĂź, iki yÄąl Ăśnce bir blog almÄą tÄą. Bu oradaki dayanÄą manÄąn sonuçlarÄąndan biridir.

ÇIPLAKLAR

Iva ProchĂĄzkovĂĄ

BURAYA KADARMIĹž

AĞAÇ TAKİ

MAVÄ° KIRAZLAR dizisi

GB: Teknik olarak bihaberdim ba larken. Birçok eyi blo u yaparken Ăś rendi im için, Ăśnemli sorunlar ya adÄąm. Bunlardan en korkuncu, bir defasÄąnda ya adÄą Äąm hacklenme giri imi olmu tu. Ă–te yandan, yardÄąmsever okurlarÄąn Facebook ve Twitter’dan verdi i destekle bu durumlarÄąn içinden çĹkmayÄą ba armÄą tÄąm. Bu tarz saldÄąrÄąlar, yeni medyanÄąn gĂźvenlik tehditlerinden. Bu yardÄąmla ma ve dayanÄą manÄąn, iki gazete arasÄąnda olmasÄą çok zor; çßnkĂź maddi bir rekabet var. Ama internette bir anda birlik ve beraberlik olu abiliyor.

Dijitalle mede i ler bu kadar korsanla Ĺrken, içeri in Üzgßnlß ß daha da Ünem kazanĹyor. AslĹnda, hem basĹlĹ mecrada hem dijitalde can alĹcĹ olan, içeriktir. Bir kitabĹ dijital olarak yayĹmlamak, e-kitap olarak pazarlamak en kolay i lerden biri. Ama basĹlĹ bir kitabĹ PDF formatĹna dÜnß tßrßp, hiçbir de i iklik yapmadan yayĹmlamak, sorunlu bir yayĹncĹlĹ Ĺ beraberinde getiriyor. BasĹlĹ bir kitapta ya da dijital bir dergide, e-kitapta, içeri in, biçimin aurasĹna ve do asĹna uygun hale getirilmesi gerekir.

. .. tĹ a iy b e d e a y n ß d e ’d 8 ON

Ä°HANET ALTINI

KIRMIZI BAĹžLIKLI KIZ AÄžLIYOR

Fulya Yavuz Tßrkçesi: Mßren Beykan,

Tßrkçesi: Ayça Sabuncuo

Philip Reeve

sinin Distopik bilimkurgu dizi yeni bir ikinci kitabÄąnda, gĂśzler erika’ya kente ve â€œĂślĂź kÄątaâ€? Am ! dĂśnĂźyor

Beate Teresa Hanika Ä&#x;lu

ÄązlÄąk Taciz karĹ&#x;ÄąsÄąndaki asÄąl yaln mi, si me me gĂśr in kimsen mÄą ? gĂśzlerini kapalÄą tutmasÄą

www.on8kitap.com

Korsan yayÄąncÄąlÄą Äąn “dijital korsanlÄąkâ€? gibi bir dĂśnĂź Ăźm ya adÄą ÄąnÄą, artÄąk kitaplarÄąn PDF formatÄąnda serbest payla Äąma açĹldÄą ÄąnÄą gĂśrebiliyoruz. Bu, yayÄąncÄądan yazara, matbaadan sanatçĹya i in ucundan tutan herkesi zedeleyen bir kullanÄąm.

www.on8kitap.com

www.facebook.com/on8kitap www.twitter.com/on8kitap www.instagram.com/on8kitap


Fuarlardan

Rďż˝

ÇOCUK SESLE

bu kez ni sayÄąsÄąnda ye ra n so n e d rin sĂśyle ti. kĂźtĂźphanele arlarÄą ve halk evleri Ăźzerine n fu yÄą p ta ya ki a rl i, a ç e kl K Äą gezen çocu erken nelere Kitap FuarĹ’n iz “KitabÄą seç im i ltt e n yĂś 33. stanbul e Äą eline ilerin ÄąlÄąr ? Bir kitab okurlar kend p ç n ya e r g le e ve n r e a d adÄąlar. evin Çocukl tenlikle yanÄątl yapar ? YayÄąn iç e rÄą n r la ru itĂś d so E i ? ib in g dikkat eders r oluyor mu?â€? tedi in yerle is k e ltm ze Ăź aldÄą Äąnda d

“ KitabÄąn bazÄą bĂślĂźmlerinde az resim oluyor, editĂśr olup oralara resim eklemek isterdim.â€?

“KalÄąn kitaplarÄą sevmiyorum, kitap dediÄ&#x;in hÄązlÄąca bitmeli.â€?

Orhun 9

“ YayÄąnevinde iyi kitaplarla kĂśtĂź kitaplar birbirinden ayrÄąlÄąr.â€?

Sevgi 1 4

“ BazÄą kitaplarda çok tekrarlar oluyor, editĂśr olup o tekrarlarÄą çĹkarmak isterdim. Hem kitabÄą uzatÄąyor hem de sÄąkÄąyor. YayÄąnevinde de bunlar yapÄąlÄąyordur herhalde.â€?

10 Berkant 52

Delfin 8 “ KapaÄ&#x;Äą ya da inceliÄ&#x;i beni alakadar etmiyor. FanatiÄ&#x;i olduÄ&#x;um yazarlar arasÄąndan seçim yaparÄąm.â€?

Ceren Nisanur 1 2

“ Yazarlar kitabÄą yazÄąyor ve yayÄąnevine gĂśnderiyorlar, orada da basÄąyorlar. EditĂśr kitaplarda yapÄąlan yanlÄąĹ&#x;larÄą dĂźzeltir, kitapla baĹ&#x;ka ne iĹ&#x;i olsun ki !â€?

Arda 1 2

“ BazÄą kitaplarda sayfa dĂźzenlemeleri çok kĂśtĂź, okurken yorulduÄ&#x;um yazÄą tipleri var. OnlarÄą deÄ&#x;iĹ&#x;tirmek isterdim. Konusu ilgimi çeken, ama içi kĂśtĂź dĂźzenlenmiĹ&#x; kitaplarÄą yarÄąda bÄąrakmak zorunda kalÄąyorum.â€?

Kaan 14

“ BazÄą kitaplarÄąn sayfalarÄą yÄąrtÄąk oluyor, onlarÄą tamir etmek isterdim.â€?

Ezgi 1 0

“ Eski zamanlardan, tarihsel konularÄą seviyorum. OnlarÄą gĂśrĂźnce kaçĹrmÄąyorum.â€?

Yunus Emre 11 “ Kitap almadan Ăśnce zaten internetten araĹ&#x;tÄąrÄąyorum. Kitap alÄąrken fazla dĂźĹ&#x;ĂźnmĂźyorum.â€?

SÄąla 1 3

“ Daha kßçßkken ince kitaplarÄą seçerdim , ama geçen yÄąldan beri kalÄąn kitaplar da okuyorum.â€?

“ YayÄąnevinde kitaplardaki fazlalÄąklar atÄąlÄąr, editĂśrler falan dĂźzeltmeler yaparlar, gereksiz yerleri çĹkarÄąrlar.â€?

Kaan 1 4

Ceren 11

“ Ä°lk olarak konusuna bakarÄąm. Konuyu beÄ&#x;enmezsem kapak falan fark etmez.â€?

Jinda 1 2

GÜkçe 9

“ EditĂśr kitabÄąn konusunu belirler, yazara sĂśyler, yazar da o konuya gĂśre yazar. â€?

Seren 1 4 “ EditĂśr olsam az hata yapan bir yazarla çalÄąĹ&#x;mak isterdim.â€?

“ Konulara dikkat ediyorum , ama bazÄą kapaklar dikkatimi çekince konuyu Ăśnemsemiyorum. İçi de Ăśnemli dÄąĹ&#x;Äą da. İçi kĂśtĂźyse kapak gĂźzelse ya da içi gĂźzelse kapaÄ&#x;Äą kĂśtĂźyse olmaz. Ä°kisi de iyi olmalÄą.â€?

Ahmet 9 “ BĂźyĂźk kitaplar yapmak isterdim, çok bĂźyĂźk.â€?

Tutku 7 “ EditĂśr olup kendi sevdiÄ&#x;im tĂźrdeki kitaplarÄą daha çok basmak isterdim. Macera ve korku kitaplarÄąndan daha çok çĹkarÄąrdÄąm.â€?

Ä°hsan 11

“ KitabÄą kapaÄ&#x;Äąna gĂśre seçerim. KapaÄ&#x;Äąnda ejderhalar var Ĺ&#x;u kitabÄąn. Koskocaman ejderhanÄąn kitabÄąn kapaÄ&#x;Äąnda olmasÄą inanÄąlmaz bir Ĺ&#x;ey.â€?

Melike 8 “ KitabÄąn Ăśnce konusuna ve arka kapaÄ&#x;Äąna bakarÄąm.â€?

Ediz 1 2

kÄąĹ&#x; 2014

53


a

rd Fuarla

rin (ON8) kitabÄąyla Ahmet BĂźke ĂśdĂźllerini aldÄąlar.

Kitaplar arasÄąnda 33. buluĹ&#x;ma geride kaldÄą ! 33. UluslararasÄą stanbul Kitap FuarÄą, dokuz gĂźn boyunca binlerce ziyaretçiyi a ÄąrladÄą. HayatÄąnda ilk defa onca kitabÄą bir arada gĂśren çocuklar, yÄąlÄąn temasÄą olan sinema için yollara dĂź enler, Orta Avrupa’dan bir konuk Macaristan; edebiyatÄąn baharatÄą olan ĂśdĂźller ve bir tĂźr engizisyonu sansĂźr... Keçi, kitap dolu geçen bu dokuz gĂźnĂź edebiyat yayÄąncÄąlÄą ÄąnÄą ilgilendiren ba lÄąklarla derledi. TĂœYAP TĂźm FuarcÄąlÄąk YapÄąm A.Ĺž. tarafÄąndan TĂźrkiye YayÄąncÄąlar Birli i i birli iyle dĂźzenlenen 33. UluslararasÄą stanbul Kitap FuarÄą, 8 -16 KasÄąm 2014 tarihleri arasÄąnda 503 bin okurun ziyareti, 35 Ăźlkeden 91 yayÄąnevinin ve toplamda 850 yayÄąncÄąnÄąn katÄąlÄąmÄąyla gerçekle ti. Pek çok yazarÄą okuyucuyla bir araya getiren fuarda, sĂśyle iler, paneller, çocuklar için etkinlikler ve dinletileri içeren 270 faaliyet gerçekle tirildi. FuarÄą ilk gĂźnĂźnde 43 bin 500 ki i ziyaret etti.

Bu yÄąlki temasÄą “SinemamÄązÄąn 100. YÄąlÄąâ€? ve Onur YazarÄą Attilâ Dorsay olan fuarda Dorsay hakkÄąnda bir sergi dĂźzenlendi ve yazÄą serĂźvenini anlatan bir de kitap yayÄąmlandÄą. AyrÄąca, fuar boyunca sinemayla ilgili, oyuncu, yĂśnetmen ve sinema yazarlarÄąnÄąn katÄąldÄą Äą 50’ye yakÄąn etkinlik dĂźzenlendi. Her yÄąl bir Ăźlkenin onur konu u oldu u fuarda bu yÄąl, Macar edebiyatÄą ve Macar kĂźl-

54

tĂźrĂź “Macaristan: Bir Bahçeden Bir Bahçe’yeâ€? ba lÄą Äą altÄąnda tanÄątÄąldÄą. lgili etkinliklerde bu Ăźlkenin Ăśnde gelen yazarlarÄą yer aldÄą. AyrÄąca fuar katÄąlÄąmcÄąlarÄą bu yÄąl Macar mĂźzikleri e li inde Macar yemeklerinden tatma olana Äą da buldu. Her yÄąl kitap fuarÄąyla e zamanlÄą gerçekle tirilen 24. UluslararasÄą stanbul Sanat FuarÄą (ART ST 2014) da 16 KasÄąm’a kadar ziyaretçilerini a ÄąrladÄą.

Fuar zamanÄą ĂśdĂźl mevsimi Fuarda, çocuk ve gençlik edebiyatÄąnda geçti imiz yÄąlÄąn en iyi kitaplarÄą da ĂśdĂźllerini aldÄą. UluslararasÄą Çocuk KitaplarÄą Kurulu’nun (IBBY) Ăźyesi olan Çocuk ve Gençlik YayÄąnlarÄą Derne i’nin (ÇGYD) her yÄąl dĂźzenledi i YÄąlÄąn KitaplarÄą seçimi için, çocuk ve ilkgençlik kitaplarÄą yayÄąmlayan 200’den fazla yayÄąnevine yaptÄą Äą ça rÄą sonucunda, 31 yayÄąnevi bu yÄąl için belirlenen dallara ve Ăślçßtlere uygun 149 kitabÄą aday gĂśsterdi. 2013 için belirlenen altÄą dalda dĂśrt kitaba ĂśdĂźl verildi, iki kitap ise jĂźri Ăśzel ĂśdĂźlĂźne de er bulundu. ÇGYD’nin fuar kapsamÄąnda dĂźzenledi i tĂśrende, 2013 YÄąlÄąn Çocuk RomanÄą seçilen Ya asÄąn Ç Harfi Karde li i! (GĂźnÄą Äą Äą KitaplÄą Äą) kitabÄąyla Behiç Ak ve 2013 YÄąlÄąn Gençlik RomanÄą seçilen Mevzumuz De-

2013 YÄąlÄąn Resimli Ă–ykĂź KitabÄą dalÄąnda Arslan Sayman’Ĺn yazdÄą Äą ve Deniz Ăœçba aran’Ĺn resimledi i Piraye’nin Bir GĂźnĂź (YapÄą Kredi YayÄąnlarÄą); YÄąlÄąn Çocuk KitabÄą TasarÄąmÄą dalÄąnda Saeed Ensafi’nin tasarÄąmÄąnÄą yaptÄą Äą Tablodaki Prenses (Evrensel Çocuk KitaplÄą Äą, Yazan: Tevfik Ta , Resimleyen: Sahar Bardaie) ĂśdĂźllendirildi . YÄąlÄąn Çocuk KitabÄą TasarÄąmÄą dalÄąnda, tasarÄąmÄąnÄą Nahide Dikel’in yaptÄą Äą Kedinin KanadÄą Olsa (YapÄą Kredi YayÄąnlarÄą, Yazan: Filiz Ă–zdem, Resimleyen: Emine Bora) ve YÄąlÄąn Çocuk RomanÄą dalÄąnda Feyza Hepçilingirler’in yazdÄą Äą TĂźrkĂź Çocuk (KÄąrmÄązÄą Kedi YayÄąnlarÄą) JĂźri Ă–zel Ă–dĂźlß’ne de er gĂśrĂźldĂź.

YayÄąncÄąlar yayÄąnlama ĂśzgĂźrlĂźÄ&#x;Ăź için fuarda buluĹ&#x;tu ! stanbul Kitap FuarĹ’nÄąn yayÄąncÄąlar açĹsÄąndan en Ăśnemli bulu malarÄąndan biri, TĂźrkiye YayÄąncÄąlar Birli i (TYB) tarafÄąndan Avrupa Birli i deste iyle yĂźrĂźtĂźlen “YayÄąnlama Ă–zgĂźrlĂź Ăź Yolundaâ€? projesinin ilk paneli oldu. TYB YayÄąnlama Ă–zgĂźrlĂź Ăź Komitesi Ba kanÄą RagÄąp Zarakolu’un yĂśnetti i panele, UluslararasÄą Yazarlar Birli i (PEN) ngiltere Komite Ba kanÄą, çevirmen, yazar Maureen Freely, yazar Ahmet Ăœmit ve yazar, yayÄąncÄą Mine Soysal konu macÄą olarak katÄąldÄą. Panelin ilk konu macÄąsÄą olan Ahmet Ăœmit, â€œĂœlkemizde dĂź Ăźncelerin yayÄąmlanmasÄą her zaman sÄąkÄąntÄąlÄądÄąr. Ben de romanlarÄąmÄą yazarken endi eye kapÄąlÄąyorum,â€? diyerek ßç kitabÄąnÄąn okullarda erotik sahneleri nedeniyle zararlÄą bulundu unu belirtti. “Cinayet sahnesi anlatÄąyorum zorlarÄąna gitmiyor, sevi me sahnesi zorlarÄąna gidiyor,â€? diyen Ăœmit konu masÄąnÄą, â€œĂ–zgĂźr bir edebiyat için, TĂźrkiye’nin gelece i için

baskÄąlara, yasaklara hep birlikte kar Äą çĹkmak zorundayÄąz, ba ka yolu yok,â€? sĂśzleriyle sonlandÄąrdÄą. Maureen Freely, ngiltere’deki durumun tahmin edilenden daha vahim oldu unu, “Birço umuz istedi imiz her eyi yazabilece imiz yanÄąlsamasÄąna kapÄąlmÄą durumda ve bu yanÄąlsama bizi kĂśr ediyor. Oysa durum tam tersi,â€? sĂśzleriyle anlattÄą. Britanya’daki Hakaret YasasÄą nedeniyle yayÄąncÄąlarÄąn ve yazarlarÄąn yĂźklĂź tazminat davalarÄąyla kar Äą kar Äąya kaldÄąklarÄąnÄą aktaran Freely, “Hukuk sistemi, sÄąradan vatanda medya tarafÄąndan bir hakarete u radÄą Äąnda ceza vermezken, zengin ve gßçlĂź olanlarÄąn eylemlerinin ele tirisi yasaklanabiliyor,â€? dedi. Mine Soysal ise panelde devletin yayÄąncÄąlÄą a mĂźdahalesinin ciddi oranda arttÄą Äąna dikkat çekti. Milli E itim BakanlÄą Ĺ’nÄąn 2 Ekim’de yĂźrĂźrlĂź e soktu u yeni yĂśnetmeli i ele tiren Soysal duydu u endi eyi, “BakanlÄąk okullarda okutulacak edebiyat kitaplarÄąnÄą, bu kitaplarÄąn hangi temalarda ve konularda okutulaca ÄąnÄą kendi belirleyecek. Bu yĂśnetmelik, edebiyat ve yayÄąncÄąlÄą Äą devlet denetimine sokan son yÄąllarÄąn en muhte em sansĂźr fermanÄą,â€? sĂśzleriyle dile getirdi. Yeni yĂśnetmeli i “Topluma sindirilen otosansĂźrĂźn kilit ta Äąâ€? olarak nitelendiren Soysal konu masÄąnÄąn sonunda, “Elbirli iyle, siyasi ve ekonomik çĹkarlarÄą bir kenara bÄąrakarak, nitelikli yayÄąncÄąlÄąk için daha çok çalÄą malÄąyÄąz,â€? diyerek edebiyatÄąn engellenmemesi ça rÄąsÄąnÄą vurguladÄą. :

kÄąĹ&#x; 2014

55


B‚LYELER hiç Ak zan ve resimleyen: Be

Ya

yla li i ! adlÄą çocuk romanÄą Ya asÄąn Ç Harfi Karde er gĂśrĂźlen de en bird le ĂśdĂź iki 2014 yÄąlÄąnda resimledi i ve yazdÄą Äą Behiç Ak, kßçßkler için a Äąyla ve çevresiyle sok arÄą ukl bu kitabÄąnda, çoc ndiriyor. barÄą Äąk ya amaya Ăśze

ioÄ&#x;lu TĂźrkçesi: Hilmi Çeltikç Ă–dĂźllĂź ngiliz yazar, nda, TĂźrkçe’deki ilk romanÄą i, paranÄąn de erini yitirdi nÄąn acÄą am tek ya amÄąn u u yiyece e ula mak old rin çle gen Äą yay dĂźn zorlu bir gĂśzĂźnden anlatÄąyor.

R KISA PANTOLONLULA ÇETES‚ Zoran Drvenkar TĂźrkçesi: Murat Ă–zbank i Avrupa edebiyatÄąnÄąn dâh uk çoc bir lĂź yĂźk edi yazarÄą, kom ’de. romanÄąyla daha TĂźrkçe Cesareti, arkada lÄą Äą ve dayanÄą mayÄą yĂźcelten a roman, sinema tadÄąnd bir edebiyat ba yapÄątÄą.

G‚ZEML‚ GĂœNLER Sevgi SaygÄą 3 Memo’nun MacerasÄą

u unu Polisiyenin gizemli sol Ĺyan çocuk edebiyatĹna ta u dol n eca hey yazarĹn da, ßçlemesinin son kitabĹn rin nle ege gez ka ba Memo karĹ tĹ Ĺ ve insan kopyalarĹnĹn yor. bir maceraya sßrßkleni

56

Resimleyen: Sadi GĂźran

anĹnda, Raife Polat ilk çocuk rom az Ĺlm ayr n mßzikle do anĹ Ĺrken, birlikteli ini duyumsat t rne inte n telif haklarĹnda zikten mß k roc , Ĺna ĹlĹ Ĺnc yay ok Ühret olmaya kadar birç or. iniy de uya kon cel gßn

M‚DAS VE S‚H‚RBAZ smet Bertan

ar 4 Anadolu’da Bir Zamanl dolu’da Ana Äą 3000 yÄąl Ăśnce, ç Bat ler’in Frig an kur k arlÄą uyg bir bĂźyĂźk an çĹk a yol an ba kenti Gordion’d if ke az tulm unu cin dĂśrt gen yolculuklarÄą.

HAYAL KIZ Leyla Ruhan Okyay

ekçioÄ&#x;lu Resimleyen: Ă–zge Ekm ar, Ă–ykĂźleriyle sevilen yaz ecanÄą okumayÄą sĂśkmenin hey al hay n, u u çoc içindeki bir yi ini oyunlarÄąndan vazgeçme anlatÄąyor. Aile, okul ve arkada lÄąk Ăźzerine ĂśykĂź. gĂźlĂźmseten renkli bir

www.on8kitap.com

YARINDAN SONRA Gillian Cross

DEV‚N ŞARKISI Raife Polat

www.on8kitap.com

www.facebook.com/on8kitap www.twitter.com/on8kitap www.instagram.com/on8kitap


Desen: Behiรง Ak

facebook.com/gk.gunisigikitapligi

twitter.com/_Gunisigi

instagram.com/gunisigi_kitapligi


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.