3 minute read

Erdoğan Kavaz ile Röportaj

1. Çok küçük yaşta tiyatroya ilginiz olduğunu söylemişsiniz sizi tiyatroya yönlendiren, size öncülük eden biri var mıydı?

Advertisement

Başından beridir bana öncülük eden hayal gücüm, kalbim ve mantığımın karışımı aslında. Bitmeyen bir coşku ile arıyorum uyumsuzun uyumunu, kafası hayli karışık insan türünü, Dünya gezegenini… Bu bütünün içinde ne yapabileceğimi düşününce aklıma hep anlatmak geliyor. Bu anlatma istegi hiç susmadı içimde hatta hep dışarı aktı. O yüzden disiplinlerarası işler beni hep heyecanlandırdı. Bu yüzden de tiyatro/performans ile de ilgileniyorum çocukluğumdan beri.

2. Tiyatroyu meslek olarak yapma kararı aldığınızda aileniz ve çevreniz tarafından nasıl karşılandınız? Hayallerinizi desteklediler mi?

Yapabileceğimden şüphe duymadı kimse ama koşullarından korktular. Ekonomik olarak sürdürülebilirlik konusunda yeterince örnek olmadığından böyle düşünmüşlerdir. Mesela başta annemi bayağı düşündürdü ama sonra benim inancım ve isteğim karşısında uçup gitti bu kaygılar. Kalbimin attığı her şey zaten kolaylıkla açıldı. Zorlandığı zamanlarda bile bir yolu bulundu. Bulunur da zaten.

3. oyunculuk konusunda emin adımlarla ilerliyorsunuz, bir idolünüz var mı?

Sadece oyuncu olarak ilerlemeyi hiç düşünmedim. Dediğim gibi tiyatronun etkisi ve keyfi çok başka benim için. Her alanı beni heyecanlandırır. Yönetmek, yazmak, oynamak, müzik ve efekt seçmek vb. Çok yönlü sanatçılar bana ilham vermiştir. Herhangi birini seçemiyorum. Kendimin idolü olmak için uğraşıyorum gene en çok kendimle.

4. Bugüne kadar oynamaktan en çok zevk aldığınız rol hangisiydi?

Attis tiyatrosunun projesi olan “Troyalı Kadınlar” diyeceğim. Bilindik konvansiyonel tiyatrodan çok uzkata ve inanılmaz kafa açan bir proje olduğu için. Theodoros Terzopoulos’un birçok dile çevrilmiş ve yine Dünya tiyatro tarihine mal olmuş bir oyunculuk metodunu da öğrendiğim için bu deneyimi seçiyorum. Bu sayede Avrupa’da ve Asya’da çok seçkin A kalite festivallerde yer aldım.

5. Yakın zamanda yeni bir projenin içinde bulunacak mısınız? Planlarınız nelerdir?

Son bir senedir tiyatro oyunu ile ilgili bazı proje teklifleri aldım fakat yoğun programım nedeniyle yer almamayı seçtim. Gelecek sezon için tasarılarım başladı bile. Tekrardan buluşacağım buradaki seyirciyle. Özledik birbirimizi biliyorum.

6. Sizi örnek alan, sizin gibi ilerlemek isteyen birçok Kıbrıslı genç olacaktır, onlara tavsiyeleriniz nelerdir? Nasıl bir yol izlesinler?

Bana ulaşsınlar! Aileleriyle gelip soru işaretlerini gidersinler. Muhakkak soru sorsunlar. Kendilerine alan için yatırım

yapsınlar. Entelektüel ve fiziksel olarak kendilerini geliştirsinler. Bir de inansınlar. O olmadan harekete geçemiyoruz ya da verim alamiyoruz. Hiçbir şey imkânsız değildir!

7. Kıbrıs’ta tiyatro denince aklınıza neler geliyor?

Güncellemesi gelmiş ama güncellenmeyen bir mobil uygulama ikonu. Aklıma gelen görüntü bu… Yani hala 15- 20 yıl önceki tat ve estetik arayışlar var. Yeni soluk zamanıdır. Bu konuda yeni jenerasyona güveniyorum.

8. Tiyatro ile sinema arasında bir seçim yapmak zorunda kalsanız hangisini seçerdiniz? Neden?

İkisi birbirinden çok farklı alanlar. Hangisi içimden gelirse onu seçerdim. Projeye ve kiminle çalışacağıma bağlı. Bu daha belirleyici olurdu.

9. En sevdiğiniz yazarlar hangileridir?

Frederico Garcia Lorca, Berkun Oya, Harold Pinter, Annie Baker, Melih Cevdet Anday.

10. Bir role hazırlanırken nelere dikkat edersiniz?

Her detaya… Bir dedektif gibi her detayı görmek ve gün yüzüne çıkarmak benim işim. Sonra bu bilgilerin nedenlerini anlamak. Hemen ardından 3.boyuttaki yansımalarını keşfetmek. Nasıl bir enerjisi vardır? Omurgası nasıldır? Sesi ve nefes ritmi nasıldır? Tüm bunlar ne veya kimler tarafından nasıl etkilenir? Korkuları nelerdir ve nasıl tetiklenir? Oyunun içindeki temsiliyeti nedir? Bu etki en fazla nasıl seyirciye geçer? Bu gibi soruları herhangi biri için sorun. Hemen o kişiye dönüşmeye başlarsınız.

This article is from: