10 KASIM ATATÜRK'Ü ANMA GÜNÜ VE ATATÜRK HAFTASI İLE İLGİLİ YAZILAR ATATÜRK AKIL İLE DİNİ MEZCETMİŞTİR 1* Atatürk, akıl ile dini mezcetmiş askerî, siyasi ve idari bir dâhidir. 2* İsmet İnönü ile birlikte Peygamber Efendimizin savaş taktiklerini inceliyorlardı. 3* Hazreti Ömer, Atatürk’ün en çok beğendiği ve takdir ettiği ve çok defa O’ndan övünçle söz ettiği bir kişidir.
Din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletlerin devamına imkân yoktur. ATATÜRK, 1930 Kaynak: Devlet’in Kavram ve Kapsamı, Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği Yayınları, Ankara 1990
NUTUK’U DİKKATLE OKUYANLAR O’NUN DİNİNE SAHİP ÇIKTIĞINI APAÇIK GÖRÜRLER 4* Atatürk Kültür, Dil ve Tarih Yüksek Kurumu Atatürk Araştırma Merkezi yayınlarından, 2006 yılı baskı tarihli “Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri I-III” kitabının “Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri I” bölümünün 98. sayfasında Atatürk şöyle demektedir: 5* “Bizim dinimiz için herkesin elinde bir ölçü vardır. Bu ölçü ile hangi şeyin bu dine uygun olup olmadığını kolayca takdir edebilirsiniz. Hangi şey ki akla, mantığa, amme menfaatine uygundur; biliniz ki o, bizzat dinimize uygundur. İslamiyet son 1
ve kâmil dindir. Akla, mantığa ve hakikate uymaktadır.” GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
AKILCI DÜŞÜNÜRLERİN BİLE “ALLAH VARDIR.” DEMELERİ DİNİN AKLA TERS OLMADIĞINI GÖSTERİR 6* Batılı bilim adamları gibi Batılı bazı akılcı düşünürler de akılcı olmalarına rağmen dinin akla ters olmadığını ifade etmişlerdir. 7* Descartes, Gottfried Wilhelm Leibniz, Nicholas Malebranche akılcı insandı ama “Allah vardır.” diyorlardı. 8* Shakespeare ve Goethe de Allah’a inanıyordu. 9* Bunlar gibi başka Batılı düşünürler de iman hakikatlerinin akla ters olmadığını rahatlıkla her ortamda belirtebiliyorlardı.
ATATÜRK VE DİN ÂLİMLERİ 10* Atatürk önemli din âlimleri Hasan Basri Çantay, Ahmet Hamdi Akseki, Şemsettin Günaltay, Rıfat Börekçi’nin en samimi arkadaşlarıydı ve devamlı onlarla beraberdi. 11* O, kendi toplumunda yanlış biliniyor ve yanlış takdim ediliyor. Marksist ve Leninistler Müslüman bir ülkede Müslümanlara doğrudan hücum edemezler. O’nun namına dine hücum ederler. Bu Atatürk’ü istismardır. 12* Atatürk’ün yazdırdığı dinî kitapların başlıcaları; Elmalılı Hamdi Yazır’ın Kur’an tefsiri olan Hak Dini Kur’an Dili, Hasan Basri Çantay’ın 3 ciltlik Kur’an meali ve Ömer Nasuhi Bilmen’in hukukla ilgili kamusudur (büyük sözlük). Hak Dini Kur’an Dili dünyadaki en iyi Türkçe Kur’an tefsiridir. Hasan Basri Çantay’ın 3 ciltlik Kur’an meali ise en iyi Türkçe Kur’an mealidir. Yine en iyi kitaplardan olan Sahih-i Buhârî ve Riyâzüs Sâlihîn’in Türkçe tercümeleri Atatürk döneminde yaptırılmıştır. 2
ATATÜRK VE LAİKLİK 13* “Devletin dini yoktur.” denilmesi devletin dinsiz olduğu anlamını taşımaz; devlet dinsiz değildir. 14* Laik bir devlet olmamız irticanın önünü kesmiştir. Demokrasi ve laikliğin olduğu bir dönemde Türk halkının geriye gitmesi imkânsızdır. İrtica geriye dönmek demektir. 15* Laiklik; dinin devletten ayrılması, idarenin de dine karışmamasıdır. Herkesin istediği inanca sahip olması ve kınanmamasıdır. Dini idareye ve siyasete alet yapmamadır. 16* Dini politikaya alet edenler, dine en büyük kötülüğü yapanlardır. 17* Laikliğe karşı görüntü verme işini Amerika ve İngiltere’nin menfi kısmı yapıyor. Bu hava dıştan başlıyor. İçerideki uzantıları ise Marksist ve Leninistlerdir. Marksist ve Leninistler, Müslüman bir ülkede dine doğrudan hücum edemezler. Bu nedenle sinsi bir yol takip ederek Atatürk namına dine hücum edip radikallere olta ve zarf atmaktadırlar. Böylece iç kargaşa çıkarmak istemektedirler. Bu Atatürk’ü istismardır ve dinsizliği idareye ve siyasete alet etmektir. 18* Laiklik, dinsizliğin idareye ve siyasete alet edilmesine fırsat tanımaz; çünkü laiklik sekülerizm (dinsizlik) değildir. 19* Atatürk laikliğin dinsizliğe alet edilemeyeceğini belirtmiştir. 20* İlmi metafizikten ayırmak mümkün değildir. 21* Atatürk, hurafelere ve din istismarına karşıdır; bu ise gerçek dindarlıktır. 22* Laiklik, hurafecilere ve din istismarcılarına da fırsat tanımaz.
MİLLETİMİZİN BÜYÜKLÜĞE SIÇRAMASI 23* 3
Milletimizin büyüklüğe sıçramasında, Atatürk’ün hedef
gösterdiği muasır uygarlık düzeyini geçmesinde polisimizin görevi çok büyüktür. Dâhilden ve hariçten gelen her türlü tecavüze karşı devletin askerinin ve polis gücünün bütünleşmesi bir vecibedir. Polis, asker ve toplum sacayağının sağlamlığı yükselişimizin en önemli vesilesidir.
TOPLUM ASKERLE BÜTÜNLEŞECEK 24* Toplum-asker bütünleşmesi şartlarının oluşumuna yardımcı olmalıdır. Milletimiz bir gün büyüklüğe sıçrayarak toplum askerle bütünleşecektir. Hangi şartlar altında bütünleşecekse bütünleşecektir. 25* Böylece “Türk milletinin çağdaş uygarlık yükselmesi ve yücelmesi” ana hedefi gerçekleşecektir. 26* Ayrıca, ülke içinde kötülükle mücadelede toplum ile asker birlikteliğinin en başta gelen faktör olduğunu bilip ona göre davranmalıdır. 27* Zaten askerde öyle bir ruh vardır ki iyilerle çok alakadardır. O ruh; ins de olabilir, cin de olabilir, şahıs da olabilir, şahs-ı manevi de olabilir. Şahs- manevi Osmanlıca bir kelimedir. Bir topluluğun taşıdığı manevi kuvvetleri ve meziyetleri ifade etmek için kullanılmaktadır.
ATATÜRK, İSTİKLAL MÜCADELEMİZİN BAYRAKTARIDIR 28* İstiklal mücadelemizin bayraktarlığını yapıp bugünlere ulaşmamızda vesile olması bakımından Atatürk çok önemlidir. 29* Türkiye için hayati bir meseleyi başarmış ve büyüklüğe sıçramamızın önünü açmıştır. 30* Şanlı ve kahraman bir millet, I. Dünya Savaşı yenilgisi zamanında Mustafa Kemal gibi şanlı, başarılı bir kumandanı bulduğundan O’nu özellikle kahramanlık damarıyla alkışlamış, başına koymuştur. 4
GAZİLİK ÜNVANININ ÖNEMİ VE GAZİ MUSTAFA KEMAL 31* Atatürk, imzasını daha çok Gazi Mustafa Kemal diye atmıştır. 32* “Ölürsem şehidim, kalırsam gaziyim.” düsturu ile millet olarak hareket etmişizdir. 33* Çanakkale, Dumlupınar, Sakarya’ya Atatürk katılmış ve O’na bundan dolayı “Gazi” denilmiştir. Ordumuz, Mustafa Kemal’in yarbay rütbesiyle katıldığı Çanakkale’de büyük bir yardıma mazhar olmuştur. İngiliz orduları kumandanı Hamilton’un, Çanakkale savaşıyla ilgili olarak “Sizin ordularınız içinde beyaz atlı ve sarıklı insanlar savaşıyorlardı.” dediği herkes tarafından bilinen bir gerçektir. 34* Bu milletin ordusu, Güneydoğu’da PKK ile mücadele ederken havadan halka şehitlik ve gazilik çağrısı yapan bildiriler atmıştır.
ATATÜRKÇÜLÜĞÜN BAŞLICA SORUMLULUKLARI 35* Cumhuriyet ve demokrasi rejimimizi güçlendirmektir. 36* Türk milletinin çağdaş uygarlık düzeyine yükseltilerek yüceltilip modernleşmesi yolunda daha ileri gitmektir. 37* Türkiye’nin insan haklarına dayalı Batı tipinde demokratik bir hukuk devleti olduğunun bilincinde olmaktır. 38* Atatürk milliyetçiliğine bağlı olmaktır. 39* Bu ana hedefler doğrultusunda ilerlediğine tam inanmaktır. Atatürk milliyetçiliğinin başlıca hususiyetleri ve sorumlulukları şunlardır: 40* Atatürk’ün “Ne mutlu Türk’üm diyene” özdeyişinin ve yine Atatürk’ün Kurtuluş Savaşı sonrası söylediği “Türkiye 5
Cumhuriyetini kuran Türkiye halkına Türk milleti denir.” sözünün birleştiriciliği ile ülkesini dâhildeki her türlü tehlikeden korumaktır. 41* Dayanışmaya ve yardımlaşmaya sebeptir, dışa karşı faydalı bir kuvvet temin eder, kardeşliği daha çok kuvvetlendirecek bir vasıtadır. 42* “Yurtta sulh, cihanda sulh.” parolasıyla dünyadaki kötülüklere meydan okuyup milliyetini kale yaparak bütün dünyayı susturup saldırıları def etmektir; insanlığı düşman hücumundan koruyan bir kale olmaktır. 43* Ordumuzdaki “Ben ölsem şehidim, öldürsem gaziyim.” fikriyle hayatını ve bütün dünyasını severek ve iştiyakla feda edebilmektir, böylece insanlık düşmanlarına karşı caydırıcı güç olmaktır, mazlum milletlere karşı sömürgeci ve işgal mantığıyla hareket ederek saldırmak isteyen büyük devletlere geri adım attırtmaktır. 44* Geri adım attırmada, Türk milletinin ordusunun kılıcının rolü büyüktür. 45* Bir anlamda insaniyete hizmetkârlıktır, ağlayan insanlığın yüzünü güldürmektir. 46* Etnik kökeni hatıra bile getirmemek, maddi ve manevi çatışma konusu yapmamaktır. 47* Diğer ırkları da küstürmeyen bir milliyetçiliktir.
ATATÜRKÇÜLÜK İRTİCAYA FIRSAT VERMEZ 48* Demokrasi ve laikliğin olduğu bir dönemde Türk halkının geriye gitmesi imkânsızdır. İrtica geriye dönmek demektir. Ancak radikallere ve iktidar peşinde olanlara çeşitli ikazlar yapılmalıdır. 49* Radikallere gerekli ikazlar yapılmazsa Çorum, Gazi Osman Paşa, Maraş, Sivas olaylarının tekrar yaşanma ihtimali olduğundan dolayı bu konu çok önemlidir. 50* Eski Genelkurmay Başkanlarımızdan biri “Türkiye’de Cezayir ve İran’daki gibi bir kalkışma olduğunda, Türkiye’nin 6
Cezayir ve İran’dan çok daha beter olacağı” konusunda uyarıda bulunmuştur.
7