Yiyicilerin rank kavgasi - BDSP

Page 1

AKP-Doğan kavgası, yiyicilerin rant ve çıkar kavgasıdır!

Bu pisliği devrim temizler! İşçiler, emekçiler! Bizler açlık ve sefaletin pençesinde boğuşurken düzenin gündeminde yeni bir kavga var. Kavganın bir tarafında AKP hükümeti, karşısında ise bu kez tekelci sermayenin en önemli gruplarından Doğan Grubu var. Tam bir cephe savaşına dönüşen dalaşma düzen güçlerini ikiye bölmüş durumda. Her iki taraf da elindeki medya organlarını seferber ederek rakibi karşısında üstünlük kurmak istiyor. Birbirlerini karşılıklı olarak çıkarcılıkla, şantajcılıkla, vurgunculukla ve ahlaksızlıkla suçluyor, kirli çamaşırlarını ortaya döküyorlar. Ortaya dökülenler henüz sınırlı olsa da, her birinin ne kadar çürümüş olduğunu ve geride ne kadar büyük bir pisliğin durduğunu göstermeye yetiyor. Kavga, Doğan Grubu medyasının “Deniz Feneri” yolsuzluğu üzerine yaptığı yayınla başladı. Doğan Grubu AKP’nin parçası olduğu dolandırıcılığı teşhir ederek ona karşı kontrollü bir saldırı başlatmıştı. Fakat AKP’nin buna yanıtı sert oldu. Doğan Grubu’na yönelik tehdit ve şantaja başvurdu, karşı suçlamalarda bulundu. Hilton vb. gibi konulardaki isteklerini hükümete dayatmak için böyle bir kampanyaya başvurduğuni iddia etti. Kardeşler! Bu dalaşmanın gerisinde, AKP hükümetinin, temsilcisi olduğu dinci sermaye gruplarına yönelik cömertliği vardır. Tayyip Erdoğan, Aydın Doğan’ın Mersin’de rafineri kurma isteğini “bizim Çalık’a söz verdim” diyerek geri

çevirmiştir. Dinci sermaye gruplarının özel çıkarlarının böyle açıkça kollanması, bu kesimin dinci hükümete dayanarak günden güne güçlenmesi, Doğan Grubu’nun koçbaşlığını yaptığı tekelci sermayeyi uzun dönemdir rahatsız etmektedir. Güncel dalaşma, sermayenin bu iki kesimi arasındaki bu çıkar çatışmasından kaynaklanmaktadır. Elbette AKP bugüne kadar tekelci sermayeye eşi bulunmaz hizmetlerde bulundu. Milyonlarca işçi ve emekçinin sefaleti ve açlığı pahasına yapılan bu hizmetlerden en önce de bugün AKP’ye karşı bayrak açan Doğan Grubu ve onun arkasında duran Koç Grubu yararlandı. Öyle ki,


işçi ve emekçilerin yaşam şartlarının her bakımdan kötüleştiği AKP hükümeti döneminde Doğan Grubu dört kat, Koç Grubu da beşbuçuk kat büyümüştür. Sadece Petrol Ofisi ve TÜPRAŞ bile AKP’nin bu gruplara yaptığı peşkeşin büyüklüğü konusunda bir fikir vermektedir. TÜSİAD’ın başını çektiği tekelci sermaye gruplarının bugüne kadar AKP’yi desteklemelerinin gerisinde bu vardır. Ancak AKP “islami sermaye” denilen tekelci kesimin özel çıkarların temsil ettiği ölçüde, siyasi gücü ve hükümet olanakları öncelikle onlara hizmet etmektedir. Dahası, tekelci burjuvazinin bu kesimi, elde ettiği politik avantajlara dayanarak iktidarda daha etkin bir konum kazanmaya, devlete hakim olmaya ve topluma kendi iktidar mevzilerini güçlendirecek bir biçim vermeye çalışmaktadır. Asıl sorun buradan çıkmaktadır. İşçi ve emekçiler! Yaşanan dalaşma, emeğimizin ürünü zenginliklerin paylaşılması üzerinde yürüyen bir rant kavgasıdır. Hayatımızın ve geleceğimizin üzerinde tepişen kodamanların çıkar kavgasıdır. Din, iman, türban diyerek bizler kandıran AKP, Çalıklar’ın, Albayraklar’ın, Fetullahçılar’ın çıkarlarının tesilcisidir. AKP’nin arkasında duran bu gruplar, ranttan ve vurgundan, özelleştirmeden ve peşkekten de en büyük payları kaparak her geçen gün palazlanmaktadır. “Deniz Feneri”, bu cephedeki vurgun ve yağma çarkının bir dişlisidir sadece. İşçi ve emekçilerin inançları, umutları ve oyları bu çarkın döndürülmesi için kullanılmaktadır. Öte yandan, “basın özgürlüğü” gibi bir hakkı kendisine perde yapmaya çalışan Doğan Grubu’nun ne olduğu da iyi biliniyor. Kendisi de aynı pisliğin içine gömülü olduğu içindir ki, saldırısı tehdit ve şantajlarla karşılanıyor.

Fakat sorun, Doğan Grubu’nun ötesinde, TÜSİAD’da simgelenen büyük burjuvazinin geleneksel kesimlerinin sorunudur. AKP’nin politik gücünü yandaş sermaye grupları için daha belirgin biçimde kullanması, kapatma davasına rağmen sergilediği pervasızlık, TÜSİAD’ın giderek ağırlık koymasına yolaçmaktadır. Bu kirli çıkar kavgasının ortasında kalan biz işçi ve emekçilerin çoğu şu an bu dalaşı izlemekle yetiniyoruz. Her tarafından pislik akan bir düzende yaşadığımızın farkına varıyoruz, fakat başka bir çıkış yolu bulamadığımızdan umutsuzluk ve çaresizlik içerisinde boynumuzu büküp oturuyoruz. Kardeşler! Bu çürümüş ve kokuşmuş düzen ve onun çatışan kodamanları karşısında çaresiz değiliz. Bu çürüme ve kokuşmayı ancak biz temizleyebiliriz, temizlemek zorundayız. Çünkü, sözkonusu olan bizim emeğimiz ve hayatımızdır. Bu çürümüş ve kokuşmuş düzen güçleri bizim ürettiklerimizin yağmasından daha çok pay almak için çatışıyorlar. Bunun için seyirci değil, taraf olmalıyız. Kendi sınıf çıkarlarımızın tarafında, çürümüş düzenin ve bu düzende egemen olmak için kendi dalaşan asalak sermayenin karşısında olmalıyız. Bu asalak takımını, tüm pislikleriyle birlikte hayatımızdan temizlemeliyiz. Bize bunun için toptan bir temizlik gereklidir. Bu temizliği de ancak bir devrimle gerçekleştirebiliriz. Ancak bir devrim yoluyla bu pislikten kurtulabilir, hayatımızı bu kapitalist soyguncu çetesinin elinden çekip alabiliriz. Sömürüsüz, yağmasız, temiz bir dünyayı, sosyalizmi hep birlikte kurabiliriz. Kahrolsun çürümüş sermaye düzeni! Yaşasın devrim ve sosyalizm!

Bağımsız Devrimci Sınıf Platformu

BDSP

Sosyalizm İçin Kızıl Bayrak 132 * Fiyatı: 25 YKr * Eylül 2008 * Sahibi ve S. Yazı İşleri Md.: Gülcan CEYRAN EKİNCİ * EKSEN Basım Yayın Ltd. Şti. * Mollaşeref Mah. Millet Cad. 50/10 Fatih/İstanbul * Tel/Fax: 0 (212) 621 74 52 * * Baskı: Özdemir Mat Davutpaşa Cad Güven Sanayi sit C Blok No: 242 Topkapı İstanbul * 577 54 92


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.