MELİKŞAH ÜNİVERSİTESİ SÜREKLİ EĞİTİM MERKEZİ AİLE DANIŞMANLIĞI TEMEL EĞİTİMİ SERTİFİKA PROGRAMI
BİLİŞSEL TERAPİ
DERS SORUMLUSU Yard. Doç. Dr. Hüseyin DOĞAN
HAZIRLAYANLAR Nilay BOLATTAŞ Ömer ÖZER Nevzat BADEM
Kayseri - 2011
İÇİNDEKİLER
I.
BÖLÜM
ALBERT ELLİS’İN AKILCI DUYGUSAL DAVRANIŞ TERAPİSİ (REBT) Rebt’ İn Gelişimi
3 3
ANAHTAR KAVRAMLAR 3 İnsan Doğasına Bakış
3
A-B-C KİŞİLİK TEORİSİ
5
TERAPÖTİK İŞLEM
6
Terapötik amaçlar
6
Terapistin İşlevi Ve Rolü
6
Terapide Danışan Deneyimi
9
Terapist Ve Danışan Arasındaki İlişki
11
UYGULAMA: TERAPÖTİK TEKNİKLER VE PROSEDÜR Rasyonel Duygusal Terapi Uygulaması
12
Davranış Teknikleri
18
REBT UYGULAMALARI
II.
12
18
Bireysel terapi uygulaması
19
Grup Terapisinin Uygulaması
19
Kısa Terapi
20
Evlilik Terapisi
21
Aile Terapisi Uygulamaları
21
BÖLÜM
AARON TEMKİN BECK’İN BİLİŞSEL TERAPİSİ
22
BİLİŞSEL ÇARPITMALAR
23
BİLİŞSEL TEKNİKLER
24
BİLİŞSEL TERAPİ SÜRECİ VE KULLANILAN TEKNİKLER
27
REBT VE BECK’İN BİLİŞSEL TERAPİSİNDEKİ DİĞER FARKLILIKLAR
34
KAYNAKÇA
36
2
ALBERT ELLİS’İN AKILCI DUYGUSAL DAVRANIŞ TERAPİSİ (REBT) REBT’ İN GELİŞİMİ
Ellis akılcı duygusal terapiyi danışmanlarıyla yapmış olduğu psikoanalitik uygulamalar ve deneyimler sonucu geliştirmiştir. Ellis 1988 de psikoanalitik yaklaşımların daha fazla etkisiz olduğunu tartışmıştır çünkü bu yaklaşımlar bireylerin kendilerini daha kötü hissetmelerine neden olmaktadır. REBT, psikoanalitik okulun bir çıkışı olarak görülsede, filozofik ve de davranışsal ögeleri daha ağır basmaktadır. Doğu ve batı daki filozoflar tarafından bilişler, duygular ve davranışlar arasındaki ilişkiler sıklıkla vurgulanmıştır. ( Ellis, 1984, b) . “ insanlar şeylerden rahatsız olmazlar onlar şeylerle ilgili düşüncelerinden rahatsız olurlar” ( Dreyden ve Ellis 1988 p.214). Ellis ayrıca Adler’in görüşlerini de önemsemiştir. Özellikle onun “duygusal tepkilerimiz ve yaşam biçimimiz bizim inançlarımız ve yarattığımız bilinçle ilgilidir” savı ilgisini çekmiştir.
ANAHTAR KAVRAMLAR
İNSAN DOĞASINA BAKIŞ Rasyonel duygusal terapi insanın akılcı bir potansiyelle doğduğunu güçlü düşünebileceğini ancak irrasyonel ve rahatsızlık yaratacak düşünce biçimlerine de sahip olabileceğini öne sürer. Bireyler mutlu olmaya, kendini gerçekleştirmeye, aşık olmaya, kendilerini ifade etmeye, diğerleriyle ilişkiye girmeye ve kendilerini gerçekçi olarak değerlendirmeye yatkındırlar. Var olan potansiyellerini , kendilerine yıkıcı yaklaşarak, hoşgörüsüz davranarak , hatasız davranmaya yönelerek, mükemmelliyetçi davranarak, kendilerini suçlayarak engellerler.
Ellis (1979b) REBT ile ilgili bazı anahtar kavramlar listelemiştir: •
birey biriciktir onlar şartlarındaki rahatsızlıklarından dolayı ve bunları algılayış
biçimleri nedeniyle acı çekerler. •
Dış şartlardan çok onların algıladıkları şartlardan rahatsızlık duyarlar.
•
Kendi bilişlerini, duygularını ve davranışlarını değiştirebilme kapasiteleri vardır.
Alışılmış tarzlarının dışında ve onlardan farklı davranış biçimleri geliştirebilirler, diğerlerince reddedilince üzüntü yaşarlar.
3
•
Birey kendini ifade eden, kendini değerlendirebilen ve kendini destekleyen yapıya
sahiptir. •
Tüm insanların iki amacı vardır. Birincisi canlı kalmak ikincisi acıdan uzak kalarak
görece kendini mutlu hissetmektir.(1) •
Mantıklılık , mutluluk ve yaşamı sürdürmek için seçilen amaçlara ulaşmaya yol açan
düşünce yollarını içerirken, mantıksızlık ise bunlara ulaşmayı engelleyen ve işi karıştıran düşünceleri içemektedir. •
Hedonizmin (yaşamın tek amacının zevk olduğu düşüncesi) uzun dönemli ve kısa
hedefleri arasında, ya da şimdi ve buradaki mutluluklar ile şu andaki disiplinden kazanılan daha uzun hedefli mutluluklar arasında hassas dengeyi sağlayabilmeyi içerir.( ellis, 1973)
Ellis rasyonel terapi konusundaki ilk tazısında REBT , anlamak için temel olan 3 hipotez önermiştir. Birincisi, düşünce ve duygu yakından ilişkilidir. İkincisi düşünce ve duygu birbiriyle o denli yakın iki birbirlerine eşlik etmektedirler. Üçüncüsü hem düşünce hem de duygu kendi kendine konuşmaya ve içselleştirilmiş cümlelere dönüşme eğilimindedir. Pratik olarak insanların kendi kendilerine söyledikleri ifadeleri onların düşünceleri ve duygularıdır veya duyguları , düşünceleri haline gelmektedir. Uygun olan ve olmayan duygular REBT in üzerinde durduğu bir olgudur. Kaygı akılcı olmayan düşüncelere ve makul olmayan inançlara dayandığı için gerçekçi olan davranışı engellediği ve karıştırdığı için uygun olmayan duygu durumu olarak kabul edilmektedir. REBT, insanların hem mantıklı hem de mantıksız olmak için doğuştan olduğu kadar sonradan da kazanılmış güçlü eğilimleri olduğu görüşündedir. Ellis2e göre insanlar hem mantıklı olmak ve hoş şeyler üretmek için önemli potansiyele sahiptirler hem de hem kendilerine hem başkalarına zarar vermek , mantıksız olmak ve aynı hataları tekrarlamak için büyük potansiyele sahiptirler. Ellis, insanların mantıksızlığı nasıl geliştirdikleri ve nasıl korudukları sorusu üzerinde durmaktadırlar. Mantıksızlığın gelişim süreci telkin ve öğretilerle tamamlanmamaktadır. Ellis, insanların kendilerini mantıklı seçim yapma kapasitelerini geliştirmediklerini, mantıklarını kullanmayarak kişisel duygusal rahatsızlıklarını büyük ölçüde kendilerinin yarattığına inanmaktadır. Bunun yerine, çocukluk yıllarında kazanmış oldukları orijinal önyargıları ve batıl itikatları kendi kendilerine telkin etmektedirler.
4
A-B-C KİŞİLİK TEORİSİ
REBT, ABC çerçevesi içerisinde işlemektedir. Duygusal rahatsızlıklar irrasyonel düşünce kalıplarından dolayıdır. İrrasyonel kalıplar – meli, - malı, zorunluluklar ve yapılması gerekenler kapsamında irdelenir. REBT perspektifinden bakıldığında bir çok terapist, geçmiş yaşantılar, geçmiş olaylar ve erken çocukluk anıları üzerine odaklanır. Bazı terapistler de tanımlamayı, yorumu ve duyguları açıklama üzerine aşırı odaklanarak hata yaparlar. Bazı danışanlar şimdiki duygularını ve erken yaşantılarını ısrarla anlatırlar. Ellis , danışan ve terapistin beraberce çalışarak danışandaki hatalı bilişleri yakalamada işbirliği içinde olmaları gerektiğini vurgular.
A (harekete geçiren olay) ----------- B (İnanç ) --------------------- C (duygusal ve davranışsal !
Tepki)
! D (yadsınan müdahale)-------E (etki)---- F (yeni duygu)
A harekete geçiren olaydır, bir gerçeği veya olayın veya bir kişinin davranışını veya tutumunu içerir.
B , kişinin A hakkındaki inançlarından ve sözel olarak ifade ettiklerinden oluşur.
C, sonuç veya bireyin duygusal tepkisidir., yanlış olarak doğrudan A’yı izleyeceği varsayılmaktadır, mutsuzluk veya duygusal rahatsızlık ortaya çıkar. Ellis, insanların iyi veya kötü yönde olsun kendi duygusal kaderlerini büyük ölçüde kontrol ettiklerini düşünmektedir. Bu doğuştan sahip olduklarıyla sonradan kazandıklarıyla ve batıl itikatlarıyla sürekli olarak tekrarlamalarıyla kazanılır. ABC bakımından bu B de ne olduğuyla ilgilidir , böylece yaşamımızda bizi harekete geçiren çeşitli olayların duygusal ve davranışsal sonuçları inanç sistemimiz tarafından kontrol edilmektedir.
Ellis rahatsızlık veren hemen hemen her duygunun aşağıda belirtilen 3 temel mantıksız inançlardan bir ya da bir den çoğu ile yakından bağlantılı olduğunu ileri sürmektedir. 5
1-
“İyisini yapmalıyım ve tüm başarılarım takdir edilmeli, aksi halde işe yaramaz biri
olacağım” 2-
“Bana karşı nazik, düşünceli ve adaletli olmalısın halde puan kaybedersin”
3-
“Yaşama koşullarım iyi ve rahat olmalı, böylece istediğim her şeyi çok fazla çaba sarf
etmeden ve rahatsızlık duymadan elde edebilmeliyim aksi takdirde lanet bir dünyadır ve hayat yaşamaya değmez”
TERAPÖTİK İŞLEM
TERAPÖTİK AMAÇLAR Akılcı duygusal terapide,bir çok gelişme hastanın duygusal rahatsızlıklarını ve onları rahatsız eden kendi davranışlarını daha gerçekçi bir yaşam felsefesi oluşturarak azaltmasıyla devam eder ve onlara bir varış noktasına kadar rehberlik eder. Diğer önemli terapötik amaçlar yaşamdaki yanlışlıklar için kendini ve başkalarını suçlama eğilimini azaltmayı ve gelecekteki sorunlarla etkili bir şekilde baş etme yollarını öğretmeyi kapsar. REBT, insan sorunlarının felsefi köklü olduğu varsayımına dayalı felsefi yeniden organizasyon/ değerlendirme ile uğraşır. Böylece o öncelikle semptomları gidermeyi amaçlamaz, esas olarak bireylerin kendilerini rahatsız eden bazı temel değerleri ve özellikleri incelemelerine ve değiştirmelerine ortam hazırlar. Eğer bir danışanın korkusu evlilikte başarısız olma ise amaç yalnız özel korkuyu azaltmak değil bunun yerine hastadaki abartılmış düşünce biçimlerini ve korkuları irdeleme ve yüzleşme girişimidir. REBT terapistlerinin danışma sürecinde ulaşmak istedikleri özel amaçlar şunlardır: öz ilgi, sosyal ilgi, ilginin yönü, hoşgörü, verimlilik, olasılıkların kabulü, özel düşünme, kesin karar, ütopist olmama, rahatsızlıkları için sorumluluk alma (Ellis, 1979c, Aellis ve Bernard, 1986 Ellis ve Dryden 1987).
TERAPİSTİN İŞLEVİ VE ROLÜ Detaylandırılmış amaçları başarmak için terapistin özel görevleri vardır. İlk adım danışanlara bir çok irrasyonel / akılcı olmayan düşünce biçimlerini irdelemeyi ve olumsuz düşünceler yerine olumlu düşünceler geliştirebilmeyi öğretmek ve bunlara sahip olduklarını göstermektir. Danışanlar rasyonel olmayan inançlarını rasyonel olanlardan ayırt etmeyi öğrenirler. Danışanın bu farkına varışını sağlamak için terapist danışanın aslında sorgulamadan kabul ettiği veya yarattığı kendini rahatsız eden düşüncelere meydan okuyan bir bilim adamı işlevi görür. Terapist teşvik eder, ikna eder ve zaman zaman danışanı bu 6
propogandaya / kışkırtmaya karşılık verecek eylemlerde bulunmaya yöneltir. Terapötik işlemde ikinci adım danışanın farkına varma aşamasının ötesine götürür. Terapist danışana, mantıksız düşünmeye devam ederek ve kendisini rahatsız eden anlam ve felsefeleri tekrarlayarak, duygusal rahatsızlıklarını nasıl aktif tuttuklarını gösterir. Diğer bir deyişle danışanlar kendilerini telkin etttikleri için davranışlarının oluşturduğu sonuçlardan sorumludurlar. Terapist danışanlarına sadece mantıksız işlevlere / fonksiyonel olmayan tutumlara sahip olduğunu göstermesi yeterli değildir. Çünkü bu tip danışan muhtemelen “ şimdi başarısız olma korkusuna sahip olduğumu anlıyorum ve bu korkular abartılmış olabilir fakat halen başarısızlıktan korkuyorum “ deme durumundadır. Danışanları, irrasyonel düşüncelerinin ve duygularını fark etmelerinin ötesine götürmek için terapist 3. adım atar. Onlara düşüncelerini belirlemeye ve irrasyonel düşüncelerden kaçınmaya yardım etmeye çalışır. Çünkü rasyonel duygusal psikoloji hastaların mantıksız inançlarının, değiştirilmesinin gerçekte zor olduğunu kabul eder. Dolayısıyla terapist bu noktada hastanın kendini suçlama kısırdöngüsünü anlamada yardımcı olur. ( yaptıklarımdan ben sorumluyum ancak yapmadan da duramıyorum o zaman gerçek suçlu benim Ç:N). Terapötik işlemde dördüncü ve son adım danışanın gelecekte diğer irrasyonel inançlarının esiri olmaktan kaçınması için irrasyonel yaşam felefesi geliştirmesine karşı çıkmaktır. Sadece bir sorunu ve semptomu yakalamak yeni mantıksız inançların ortaya çıkmayacağını göstermez. Terapist için arzulanan şey irrasyonel düşünce biçimine saldırma ve danışanlarına nasıl bu düşüncelerle mücadele edileceğini ve olumsuz düşünceler yerine olumluların nasıl konulacağını göstermedir. Ve yeni tavır ve düşünce biçimlerini nasıl edineceklerini öğretmektir. Danışan ne kadar bilimsel olursa o kadar hoşgörülü olur.Ellis bu tarz düşünerek hastaların onların daha az rahatsız olabileceklerini düşünür.
REBT çerçevesi içinde çalışan bir terapist diğer uygulamacılardan farklı bir şekilde görev yapar. Çünkü REBT önemli bir şekilde bilişsel ve yol gösterici davranışsal işlemdir. O sık sık danışman ve danışan arasındaki yaygın ilişkiyi azaltır. Terapist esas olarak eğitimi vurgulayan ikna yöntemine başvurur. Ellis, rasyonel duygusal uygulayıcıların yaptıklarını şöyle açıklar ( 1989, ss 215-216)
•
Bir çok rahatsız davranışı motive eden birkaç temel irrasyonel düşünceyi danışanların
keşfetmesini sağlar •
Danışanların kendi fikirlerini anlamalarına yardım eder 7
•
Danışanlara düşüncelerinin mantıksız doğasını gösterir.
•
Danışan düşünüşünün akılcı olmayışına karşılık gelen mizah ve anlamsızlığı kullanır.
•
Bu inanışların ne kadar anlamsız olduğunu ve gelecek duygu ve davranışsal
rahatsızlıklara nasıl zemin hazırladığını gösterir. •
Bu fikirlerin nasıl yakalanabileceğini deneysel olarak yerleşen rasyonel düşüncelerle
gösterir. •
Danışanların duygu ve davranışlarını öz tahribat yollarını besleyen mevcut ve olası
irrasyonel düşünceler ve mantıksız varsayımları gözlemlemek ve azaltmaları için bilim adamı gibi nasıl düşünebileceklerini öğretir. •
Çeşitli duygusal ve davranışsal metotlarla duyguların üzerinde doğrudan çalışarak
danışanların kendi rahatsızlıkları ile mücadele etmeleri yönünde destekler ve irrasyonel düşünceleri deşerek bunu danışan yararına kullanır.
Wessler ve Wessler (1980) tipik bir REBT durumu değerlendirmesi tanımlar; kritik ilk oturum dostça ilişki oluşturma ve danışanın özgürce konuşmasını sağlamak, terapötik ilişki biçimi oluşturmaya odaklanır. Bir kez işbirliği ve uyuşma şekillenirse ilişki görünümüne daha az önem verilir. Terapi araştırması hedeflenen sorunların tanınmasıyla takip ediliri. Terapistler sonu belli sorular sorarlar, şöyle ki ; “ en çok hangi sorununuza yardım edilmesini istersiniz? terapiden en çok ne istersiniz?” Amaçların belirlenmesi terapinin ilk safhasında temel bir görevdir. Danışanlar duygularını, inanışlarını ve kazanmak istedikleri davranışları tanımlarlar. Terapist sorar: “ hangi şekilde siz şimdi sizden farklı hissetmekten düşünmekten ve hareket etmekten hoşlanırsınız? “. Danışanlar temel prensiplere ve REBT uygulamalarına odaklandırılır. Rasyonel duygusal terapistler sırrı terapötik süreç dışına taşır, onlar danışanlarına irrasyonel inanışların nasıl olumsuz sonuçlara yol açacağını göstererek rahatsızlığın bilişsel yapısı hakkında bilgi verirler. Danışanlarda sahip oldukları irrasyonel inanışları yersiz duygu ve davranışlara yol açtığını anladığı zaman terapist onları ortaya çıkarmak yerine niçin onlara sıkıca sarıldıkları konusunda danışanları düşünmeye davet eder. Ödev dikkatlice tasarlanır ve danışanı ölçülü hareketlere yöneltmek için planlanır ve duygusal davranışsal değişiklik hedeflenir. Bu ödevlere daha sonraki oturumlarda da devam edilir ve danışanlara kendilerini rahatsız eden düşünce ile mücadele etmek için etkili yolları öğretirler. Terapinin sonuna doğru danışanlar gelişmelerini gözden geçiri, planlar yapar, devam eden veya potansiyel problemler ile ilgili olarak stratejiler belirlerler. 8
Özet olarak REBT terapistleri danışanlara kendilerini suçlamalarının ana sebeplerinden birinin kendini suçlama olduğunu aktif olarak öğretirler. Bu suçlama duygusunun kendi performanslarıyla kendilerini azarlayarak durdurmak olasıdır. Bu da davranışsal ödevler ve sıkı takip ile mümkündür. Danışanlar, duygusal ve davranışsal rahatsızlıklara neden olan irrasyonel düşüncelerden kendilerini kurtarabilirler. REBT, diğer bir çok terapötik yaklaşımdan özgür, işbirliğine çok değer vermeyişi, rüyalarla çalışma, danışanın geçmişine odaklanma, duyguları sonsuz bir şekilde ifade etme ve araştırma ve herkesin başkasına yönelme fenomenine nazaran sürekli endişeyle yer vermemesiyle ayrılır. Ellis ( 1989) bu faktörlere uzun zaman vermenin danışanın daha iyi hissetmesiyle sonuçlanacağına fakat nadiren daha iyi olmada yardım eden hoşgörü terapisi olduğuna inanır.
TERAPİDE DANIŞAN DENEYİMİ
Danışanlar çoğunlukla duygusal davranışsal sorunlarının dış kaynaklı olduğunu düşünürler. REBT aracılığıyla danışanlar, bu sorunların esas olarak yanlış inanış sonuç olduğunu öğrenirler. Danışanlar bir kez kendi inanışlarının duygu ve davranışlarının önemli sebebi olduğunu kabul etmeye başlarlar ise, bilişsel yeniden yapılanma işlemine etkin olarak katılabilirler. ( Ellis ve Ycager 1989). Bu nedenle de danışanın rolü büyük ölçüde öğrencinin veya öğrenenin rolüdür. Psikoterapiye danışanın problem çözme ve duygusal değişikliği oluşturması mantıklı düşünceyi nasıl uygulayacağını öğrenmesi gibi yeniden eğitme işlevi olarak bakılır.
Dryden ve Ellis (1988) e göre psikolojik değişiklikler oluşturmak için danışanlar şunları yapmalıdırlar: •
kendi rahatsızlıklarını kendileri oluşturmaları gerçeğini kabul ederler ve bunu
değiştirecek yeteneğe sahiptirler. •
Kişisel sorunların köklerinin esas olarak gerçek olaylardan çok irrasyonel
mükemmeliyetçi inançlardan kaynaklandığını anlarlar. •
İrrasyonel inanışlarına kusur bulmayı bırakmayı ve onları rasyonel seçeneklerle uygun
hale getirmek için mücadele etmeyi öğrenirler. •
bilişsel duygusal ve davranışsal değişiklik yöntemini kullanarak yeni bir rasyonel
felsefenin oluşumuna doğru çalışma ve uygulama yapma anlaşması yaparlar.
9
Terapötik işlemler danışanın var olan deneyimlerine odaklanır. Birey merkezli ve varoluşçu merkezli yaklaşımlar gibi REBT de “şimdi ve burada deneyimlerine” ve ayrıca olumsuz otomatik düşüncelerin ve işlevsel olmayan sayıtlıların değiştirilmesine odaklanır. Terapist danışanın geçmişini araştırmaya ve geçmiş ile şimdiki davranışları arasında bağlantı kurmaya çok zaman harcamaz. Ve ebeveynleri ile kardeşleri ile olan ilişkilerini derinliğine araştırmaz bunun yerine terapötik işlem, danışanın temel irrasyonel yaşam felsefesi ne olursa olsun, onlar kendi dünya görüşlerini rahatsız eden düşüncelere inandıkları için şimdi rahatsız olduklarını vurgular. Onların irrasyonel felsefeyi nerede niçin ve nasıl elde ettikleri ikincil önem taşır. Esas sorun danışanların kendilerini rahatsız eden durumlar ile ifade ettikleri felsefelerinin nasıl farkına varabilecekleri ve düşüncelere karşı nasıl meydan okuyabilecekleridir. REBT teorisine göre yüzeysel görünüş sadece kişilik değişikliğine neden olmaz en iyi şekilde insanlara sorunlara sahip ve bu rahatsızlığın nedenlerinin olumsuz düşünce biçimleri olduğunu öğretir. Bunlarda geçmiş yaşantılarla şekillenmiştir. Anlayış doğru olduğu zaman bile otomatik olarak iyi bir durum yaratmaz. REBT anlayışı tam olarak bize kendimizi nasıl sabote ettiğimizi ve ediyor olduğumuzu göstermek ve bunu düzeltmek için neler yapabileceğimizi görmemize yardım etmek demektir. Ellis (1979 c, 1988), REBT te üç anlayış seviyesi tanımlar. Birincisi yaşamımızda ki olaylardan bizi rahatsız etmesi için seçtiğimiz gerçekle ilgilidir. C (sonuç noktasında kendimizi üzeriz aslında A (olayları canlandırma) noktasında olaydan etkilenerek üzülmeyiz kendimize irrasyonel inançlar inşa ederek ve bunları kabul ederek üzeriz, ikinci anlayış seviyesi aslında irrasyonel inancı hangi şekilde elde ettiğimize ve onlara nasıl devam ettirmeyi seçtiğimizle ilgilidir aslında bizim nasıl ve niçin ve ne zaman duygusal olarak rahatsız olduğumuz önemli değildir. Daha çok biz mutlakıyetçi inanışımızla kendimizi yeniden telkin etmeye devam ettiğimizden bugün bu şekilde kalırız. Bizim kendimizi şartlandırmamız başkaları daha önce şartlandırılmamızdan daha önemlidir. Üçüncü anlayış düzeyi kendimizi üzme eğilimimizi ve kişiliğimizi değiştirmek için hiçbir sihirli yol olmadığını anlamakla ilgilidir. Eğer biz sadece çalışmaya ve uygulamaya istekli isek değiştirebiliriz. İnanışın irrasyonel olduğunu kabul etmek değiştirmek için yeterli değildir. Kendimizi ne kadar mutsuz ettiğimizi ve üzdüğümüzü açıkça görmek önemli değildir. Bizim rahatsızlık yaratan inanışımızı aktif olarak değiştirmedikçe ve ona karşı harekete geçmedikçe pek iyileşme sağlayamayız. Eğer rahatsızlık döngüsünün devamını kırmayı umut edersek inanışlarımıza bilişsel duygusal ve davranışsal olarak kuvvetle ve ısrarla karşı çıkarsak, önemli olan budur. 10
3. anlayış seviyesine benzetme yapmak için 13. bölümde tanıtılan Stan ın kadın korkusunda çalıştığımızı farz edelim. O, çekici kadınlar tarafından tehdit edildiğini hisseder ve güçlü kadınlara nasıl tepki vereceğini ve kadının ona yapacaklarından korkar. 1.
Anlayış seviyesinde stan, kendi kadın korkusunun geçmiş nedenleri olduğunun
farkeder. Bu neden annesinin onu idaresi altına almaya uğraşması ile ilgili değildir. O daha çok onun , “annesinin onu etkisi altına almaya uğraşmamış olması gerekir” şeklindeki irrasyonel düşünce biçimi ile ilgilidir. O kadar mantıksızdır ki bu düşünce diğer kadınlar da ona hükmetmeye çalışıyorlar şeklinde genellenir. 2.
Anlayışın ikici düzeyinde Stan kadınlar tarafından tehdit edildiğini fark eder ve
onların varlığından rahatsızdır çünkü hala sonsuzlukla devam edeceğini düşünür. Kadınlarlayken panik yaptığını görür çünkü o kendisine “ kadınlar beni hadım edebilirler” der veya “onlar benim süperman olmamı beklerler” der. Veya başka irrasyonel düşünceler oluşturur. 3.
Anlayış seviyesi, aktif olarak mücadele ederek kendi irrasyonel inançlarını
değiştirmek için gayretle çalışmadıkça ve uygulama yapmadıkça ve karşı propoganda doğası şeyler yapmadıkça hemen değişmeyeceğini Stan tarafından kabulü ile ilgilidir. Bu nedenle onun ödevi cazibeli bir kadına yaklaşma ve tarihi / saati sorma olabilir. Bu tarihte irrasyonel zorlayışla nerelere varabileceği veya ne olabileceği ve katastrofobik (felaket) beklentiler ile mücadele edebilir. Korkuları hakkında konuşma önemli bir davranış değişikliği yaratmayacaktır. Önemli olan onu eyleme geçirecek ve irrasyonel düşüncelerini değiştirebilen yeniden bilişsel yapılanma sürecine doğru yönelmesidir. Stan reddedilme korkusu ile başa çıkma yollarını ve aynı zamanda reddedilme korkusu tespit edilmeden kendini nasıl koruyabileceğini öğrenecektir. TERAPİST VE DANIŞAN ARASINDAKİ İLİŞKİ
Terapist ve danışan arasındaki özel ilişki sorusu diğer bir çok terapide olduğundan bir anlamda REBT de yer alır. Şartsız olumlu saygının birey merkezli kavramlara yakın olan REBT kavramı kabul ve hoşgörüdür. Buradaki ana fikri danışanlara kendilerini suçlamadan kaçınmalarına yardım etmektir. Danışanlar davranışlarını düzenleyebileceklerinden amaç onların kendilerini kabulüne zemin hazırlamaktır. Davranışların ne kadar boş olduğu önemli değildir. Terapistle bir kişilik olarak hastalarını değerlendirmeyi reddedecek aynı zamanda onların saçma ve rahatszı edici davranışlarına karşı koymaya istekli olarak onlara tam kabul gösterirler. REBT ilişki merkezli terapiler gibi değildir ve kişisel sıcaklık değerine ve empatik anlayışa ve terapiste karşı bağımlılık duygusu geliştirerek üretici olabilen anlayışa ve sıcak 11
kabule yer vermez. Gerçekte REBT terapistleri danışanlarına öğretme, bibliyo terapi ve davranış belirlemesi kişisel olmayan çeşitli teknikleri kullanma yerine onlara sıcaklık vermeksizin kusurlu insanlar olarak kabul edebilirler. Fakat daima şartsız tam kabulü öğreterek model olmaya çalışırlar. Bazı REBT uygulayıcıları dostça ilişki ve birlikte çalışmaya Ellis2in yaptığından çok daha fazla önem verirler. Wessler ve Wessler (1980) “ Rogers ‘ın terapötik şartlarının ( şartsız olumlu saygı, empati, terapist ciddiyeti) önemli değişiklikler yarattı biz bu değişiklik durumlarının önemli olduğuna inanırız fakat onlar yönlendirmesiz durumlar kadar yönlendirici durumlara da uygulanırlar.” Danışan ve terapist arasında dostça bir ilişki gelişimi Digiuseppe ve Wessler (19809 tarafından terapötik kazanımlar için bir anahtar olarak vurgulanmıştır rasyonel duygusal terapistler kendi inanç ve değerlerini açmakta serbest ve dolaysız olurlar. Bazıları kendi kusurlarını danışanlarıyla paylaşmaya isteklidirler. Bu süre boyunca etkileşim teşvik edilmez ve oluştuğu zaman terapistlerin ona engel olması olasıdır.
UYGULAMA: TERAPÖTİK TEKNİKLER VE PROSEDÜR
RASYONEL DUYGUSAL TERAPİ UYGULAMASI
REBT terapistleri çok tipik ve tamamlayıcıdırlar ve bilişsel etkili davranış tekniklerini bireysel danışmalarda kullanırlar. Bu teknikler genel klinik sorunlara, anksiyete, depresyon, kızgınlık, evlilik sorunları kişiler arası ilişkilerde yetersizlik, ebeveyn başarısızlıkları, kişilik bozuklukları, obsesif kompulsif bozukluk, yeme bozuklukları, psikosomatik bozukluklar, cinsel işlev bozuklukları ve psikotik bozukluklara uygulanır.(Warren ve MC Belarrn 1987) Takip eden konu esas bilişsel duygusal davranışsal tekniklerin Ellis tarafından tanımlanan şeklinin kısa bir özetidir. Bilişsel yöntem: REBT uygulamaları genellikle terapötik işlemi güçlü bir bilişsel metadoloji ile birleştirirler. REBT , danışanlarının kendilerine söylemeye devam ettikleri şeyin çabuk ve direkt durumunu gösterir. Sonra onlara artık inanmaları için kendi öz ifadeleri ile nasıl ilgileneceklerini öğretir. REBT , onları gerçeğe bağlı felsefe elde etmeye teşvik eder. REBT önemli şekilde, düşünmeye , mücadele etmeye, müzakereye karşı koymaya,
12
yorumlamaya, açıklamaya ve öğretmeye dayanır. Bu bilişsel tekniklerin bir kaçı REBT terapistlerinde mevcut olduğu şekliyle şöyledir: 1-İrrasyonel inançlarla mücadele: REBT in ana bilişsel yöntemi , terapistin aktif olarak danışanın irrasyonel inancına karşı koyması ve onlara nasıl karşı koyacaklarını öğretmekten ibarettir. Pek çok soru hastanın olumsuz otomatik düşüncelerini değerlendirip, bunları olumlularla değiştirmelerine yardımcı olabilir. Görüşme sırasında terapist ve hasta olumsuz düşünceleri birlikte sorgulayıp alternatifler üretirken, görüşme dışında hastaların ev ödevleri ve kayıtlar yolu ile bunu sürdürmesi istenebilir.aşağıda olumsuz otomatik düşüncelerin rasyonel olup olmadıklarının değerlendirilmesi ile ilgili bazı sorular vardır: a)
bu düşünce için ne gibi kanıtlarınız var?bu durum için başka bir bakş açısı olabilirmi?
b)
Acaba başkası bu durumda nasıl düşünebilir?
c)
Yargılarınız acaba nasıl hissettiğinize mi yoksa gerçek hayatta ne yaptığınıza mı
dayanıyor? d)
Kendinize gerçekçi olmayan ve ulaşamayacağınız kadar yüksek standartlar mı
belirliyorsunuz? e)
Ya hep ya hiç tarzında mı düşünüyorsunuz?
f)
Eğer düşündüğünüz gibi olursa ne olur?
g)
Bir ay ,bir yıl ,on yıl sonra ne olacak?
h)
Sorunlarla baş etme becerinizi azımsıyor musunuz?
Danışanlar olumsuz otomatik düşüncelerini bırakıncaya veya onu kuvvetlice diğerinden ayırıncaya kadar özellikle yapılması zorunlu olanları, yapılması gerekenleri ve yapılırsa iyi olacakları tekrarlarlar. Danışanların kendilerine sormayı öğrenecekleri bazı soru ve ifadeler şöyledir: niçin insanlar bana dürüstçe davranmalı? Eğer denediğim her şeyde başarılı olamazsam tamamen çökmüş olacağımı nereden öğrendim? Eğer istediğim mesleğe sahip olamazsam bu hayal kırıklığı yaratabilir ancak kesinlikle katlanmalıyım. Eğer yaşam istediğim gibi gitmez ise bu felaket değil uygunsuzdur.
2- Bilişsel Ödev: REBT, danışanların sorunlarının bir listesini yapmalarını ister. Onların mutlakıyetçi ( - meli, - malı tarzı)inanışlarını sorgulama ve bu inanışları ile mücadele etmek için bu liste yapılır. Onlara, içlerindeki kendi mesajlarının bir parçası olan yapılması gerekenler ve yapılması zorunlu olanlar tarzı ödevler verilir. Bilişsel tedavilerde ev ödevlerinin önemli işlevleri vardır.bunlar şöyle özetlenebilir: a)
tedavi görüşmeleri dışında tedavinin sürmesi için bir yapı oluşturur. 13
b)
Tedavinin daha spesifik olmasını sağlar
c)
Tedavi görüşmesinde kazanılan iç görünün gerçek yaşama transferini kolaylaştırır.
d)
Ev ödevlerinin sonuçları hastanın iyileşmesi ile ilgili bir geri bildirimdir.
e)
Ev ödevleri hastanın tedaviye aktif katılımını sağlar. (3)
Ödevler kısmı günlük yaşamda karşılaşılan bir çok soruna uygulanan REBT in ABC kuramı uygulamasından ibarettir. Danışanlar REBT öz yardım formunu doldururlar, danışanlar kendilerini kısıtlayan inanışlara karşı koymalarını sağlayacak anlaşma ile kendilerini teşvik ederler. Örneğin, başarısızlık korkusu nedeniyle seyirci önünde rol yapmaktan korkan ancak yeteneği olan bireyin bir oyunda küçük bir rol alması istenebilir. “başarısız olacağım” “aptalca görüleceğim” veya “ kimse benden hoşlanmayacak” gibi olumsuz ifadelerin yerine Daha olumlu ifadeler mesela,” başarısız olsam bile bu beni aptal konumuna koymaz” “ rol yapabilirim hatta elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışacağım” “ hoşlanılmak güzel anka herkes beni sevmeli düşüncesi saçma ve mantıksız ve bu dünyanın sonu değil, yaptığım başka güzel şeyler var” gibi konulması talimatı verilir. Bunun arkasındaki kuram ve benzer ödevler insanların sık sık olumsuz kendini değerlendirmelerde bulunduklarını ve peşin hükümlü olarak kendilerini başarısız kıldıklarına işaret eder. Danışanlar seanslarda ödevleri yapmaya teşvik ediliri ve özellikle oturumlar arasında her günkü durumla ilgili olarak denenen davranışların anksiyete düzeylerine nasıl etkilediği tartışılır. Dolayısyla danışanlar aşamalı olarak anksiyete karşısında nasıl davranacaklarını ve irrasyonel düşünceleriyle nasıl baş edeceklerini öğrenmeye çalışırlar. Önver., ss:29-30
Terapi bir eğitim süreci olarak/ yeniden yapılanma süreci olarak algılandığından Ellis in terapiye ilişkin el kitaplarının okunması tavsiye edilir. Danışanlar kendi terapi oturumlarını eleştirebilir ve dinleyebilirler. Değişiklik yapmak zor iştir ve oturumların dışında ödevleri uygulama gerçek bir deneydir. 3- Kullanılan dili değiştirme: REBT , tam ve doğru olmayan dilin bozulmuş düşünce sistemlerinin bir nedeni olduğu ile uğraşır. ( günümüzde NLP uygulamaları örnek verilebilir. Ç:N.) Uygulamacılar , dilin düşünceyi şekillendirdiği ve düşünmenin dili şekillendirdiği yerlerde danışanların kullanmış oldukları sözcük kalıplarına dikkat etmeleri gerektiğini vurgular. Danışanlar, tercihlerle yapılması gerekenler/zorunluluklar, zorunlu olanlar ve yapılsa iyi olanların değiştirilebileceğini öğrenirler. “............eğer olmazsa ne olur*” “olmazsa uygunsuz olur” demeyi öğrenirler. Çaresizlik ve suçlama yansıtan sözcük kalıpları kullanan danışanlar yeni sözcük kalıpları kullanmayı öğrenirler. Onlar gizil güçlerini yapılması gerekenler ve zorunlu olanlarla, mutlakıyetçi tercihlerinin yerini değiştirerek kabul edebilirler. 14
Kendi dil kalıplarını değiştirme işlemi ve yeni ifadeler oluşturma isteği aracılığı ile danışanlar farklı düşünme ve davranmaya başlarlar ve sonuç olarak farklı hissederler.
4- Mizah kullanımı: Bir araştırma mizahın REBT terapistlerinin en popüler tekniklerinden biri olduğunu göstermiştir. Ellis kendisi danışanı soruna götüren abartılı düşünce biçimi ile mücadele etmede mizahı iyi şekilde kullanma eğilimine sahiptir. REBT, duygusal rahatsızlıkların, bir kimsenin kendini çok ciddiye almaktan ve yaşam olaylarında mizahı ve esprili bakış açısını kaybetmesi durumunda ortaya çıktığını söyler. Sonuç olarak danışmanlar bireyin aşırı ciddi taraflarına saldırıda bulunurlar ve onlara istinaden yaşam felsefelerine karşı koymada yardım etmek için mizaha yer verirler. Ellis oturumlarında ve muayenesinde özellikle rasyonel ve komik şarkılar kullanır ve insanları endişe ve depresyonda oldukları zaman şarkı söylemeye teşvik eder. O mizahın danışanların mütemadiyen sürdürdükleri düşüncelerin anlamsızlığını gösterdiğine inanır. Danışanlarını çok daha az ciddiye alarak onlara yardım ettiğini düşünen bir yaklaşımdır. 5- Duygusal teknikler: duygusal olarak REBT uygulamacıları şartsız kabul, rasyonel duygusal rol yapma, model oluşturma, rasyonel duygusal utandıran saldırılar hayal etme gibi alıştırmaları kapsayan bir prosedür kullanırlar. Danışanlara şartsız kabulün bir değer olduğu öğretilir. Hatta onların davranışlarının kabulü zor olsa bile onlar kendilerini duyarlı kişiler olarak görebilirler. Danışanlara algıladıkları kusurlarının kendilerini tahrip etmede nasıl kullandıkları gösterilir.terapistlerin danışanlarına kendilerini kabul etmeyi öğretmede kullandıkları tekniklerden biri de model oluşturmadır. Terapistler oturumlarda kendileri olabilmelidirler. Danışanlarının onayını aramaktan kaçınırlar ve olması gerekenler ile zorunluluklar ile yaşamazlar. Ve danışanlarına karşı çıktıkları için kendilerini riske attıklarının bilinci ile terapiyi sürdürürler. Onlar zor danışan modelini oluşturarak danışan tarafından kendilerini kabule zorlarlar. REBT terapistleri danışanların hüzünlü öykülerini hüzne uygun beden dili ile aktarmalarını teşvik etmezler. Duygusal ve güçlü terapötik stratejiler karışımını kullanmasına rağmen , O, seçici ve ayrımcı durumlarda böyle yapar. Bu stratejiler hem terapi hem de günlük yaşam ödevlerinde kullanılır.bu gibi tekniklerin amacı basitçe bir temiz deneyim sağlamak değil danışanlara düşüncelerini duygu ve davranışlarını değiştirmek için yardım etmektir bir yaşantı geçirmelerini sağlamaktır. Bu uyarıcı ve duygusal terapötik tekniklerden bazıları aşağıdakileri içerir:
15
1-
RASYONEL DUYGUSAL HAYAL: Bu teknik yeni duygusal kalıplar kurmak için
tasarlanmış yoğun zihinsel uygulama şeklidir. Danışanlar tam olarak gerçek yaşamda düşünmek, hissetmek ve davranmak istedikleri gibi düşündüklerini, hissettiklerini ve davrandıklarını hayal ederler. Danışanlara olacak kötü şeylerden birinin ve durumları hakkında abartılı üzüntü hissetmenin duygularını denemenin ve sonra düşüncelerini uygun duygu durumuna dönüştürmenin nasıl hayal edileceğini de öğretilebilir. Bir kez dahi olsa abartılı duygularını uygun duygu durumlarına dönüştürebilirlerse kendi yaşamlarında da bu değişimi yakalama şansı elde edebilirler.böyle bir teknik kişiler arası ilişkilere ve birey için sorun olan diğer durumlara da faydalı bir şekilde uygulanabilir.Ellis rasyonel duygusal hayalin birkaç hafta süresince hafta da birkaç kez uygulanırsa bu tip olaylar karşısında artık üzüntü hissedilmeyeceğini ifade eder. 2-
ROL YAPMA : rol yapmada hem duygusal hem de davranış bileşenleri vardır.
Terapist sık sık danışanın kendi rahatsızlığını oluşturmak için kendisine ne söylediğini ve uygun olmayan duygularını uygun olanlarla değiştirmek için neler yapabileceğini göstermek için sözü keser. Danışanlar bir durumda hissettikleri şeyleri ortaya koymak için belirli davranışları hikaye edebilirler. Odak noktası hoş olmayan inanışlar ile ilgili olan irrasyonel düşünceyi önemseme şeklindedir. Örneğin, bir kadın kabul edilemez korkusu ile üniversite mezunlarını öğrenci olarak kabul eden bir fakülteye başvurmaktan vazgeçebilir. Onun seçtiği okula kabul edilmeme düşüncesi aptal olduğu inancını ortaya çıkarır. O, dekanın üniversite mezunu öğrencilerle yaptığı bir mülakatta rol alır, üzüntüsünü ve ona sebep olan irrasyonel inanışını ifade eder ve kesinlikle kabul edilmesi gerektiği şeklindeki irrasyonel düşüncesini açıklar böyle bir kabul oluşturmasının anlamı kendisinin aptal ve yetersiz olduğu ile ilgili değildir. Bunu ifade ederek hem kendini kabul eder hem olumsuz otomatik düşüncesini sorgular hem de işlevsiz temel sayıltısından vazgeçer.
3-
UTANMA VE SALDIRI ALIŞTIRMALARI: Ellis (19889 belirli şekillerde
davranış üzerinde irrasyonel utanmadan insanları kurtarmak için alıştırmalar geliştirdi. Ona göre, eğer birisi bizim aptal olduğumuzu düşünürse felaket olmadığını kendimize söyleyerek utanma hissini inatla reddedebileceğimizi düşünür. Bu alıştırmaların ana noktası danışanların başkaları onları beğenmediği zaman bile utanç hissi oluşturmamaları üzerinedir. Bu işlem özellikle hem duygusal hem de davranışsal bileşenleri kapsar. Danışanlara başkalarının düşüncelerinden korktukları için bazı şeyleri yapmaktan kendilerini alıkoyduklarını söyleyerek bu riski almaları yönünde onlara ev ödevleri verilebilir. Danışanlar başkalarına ve kendilerine zarar verebilecek alıştırmalar yapmaya teşvik edilmezler. Sosyal düzen kurallarını 16
az olarak bozma sıklıkla faydalılığa hizmet eder.örneğin; danışanları otobüs ve tren duraklarında bağırmaya dikkat çekmek için kalın elbiseler giymeye ve şarkı söylemeye teşvik edebilirler. Bir konferansta aptal bir soru sorabilirler, kendilerine yetersiz hizmet sunan bir garsona bahşiş vermeyi reddedebilirler. Bu tip ödevleri yaparak danışanların, başkalarının davranışları ile ilgilenmediklerini görmeleri olasıdır. Danışanlar utanç ve rezillik duygularına kapılmadan kendileriyle ilgili alıştırmalar yapabilirler. Onlar kendi utanma duygularını kendilerinin yarattığı inancına varıncaya kadar ve daha az yasaklanmış davranışlarda bulununcaya kadar uygulamalara devam ederler. Danışanlar, sonuç olarak başkalarının tepkilerine izin vermeye devam etmek için hiçbir nedene sahip olmamayı, yapmak istedikleri şeyleri engelleyecek diğerlerinin tepkilerini ve beğenilmemeyi göze almayı öğrenirler. 4-
GÜÇ VE KUVVET KULLANIMI: Ellis, güç ve kuvvet kullanımını, danışanların
zihinsel anlayıştan duygusal anlayışa geçmede yardım etmek için bir yol olarak önerir. Danışanlar, irrasyonel inanışlarını ifade ettikleri güçlü diyaloglarını nasıl yöneteceklerini ve onlara nasıl güçlü karşılıklar verebilecekleri gösterilir. Bazen terapist danışanların kendilerini rahatsız eden irrasyonel felsefelerine kuvvetle bağlanarak rol yaparlar. Danışandan kendisini ikna etmeye çalışan terapistle tartışması istenir ve bu yanlış fikirlerden vazgeçmesi için güç ve enerjinin yukarda anlatılan utanma-saldırı alıştırmalarının temel bir parçası olduğu anlatılır.
DAVRANIŞ TEKNİKLERİ
REBT uygulayıcılar çok düzenli davranış terapi işlemleri özellikle bilgi şartlandırma, kendini idare etme ilkeleri, sistematik duyarsızlaştırma, dinlenme teknikleri ve model oluşturmayı kullanırlar. Davranış ödevlerinin özellikle gerçek yaşam durumlarında yapılması önemlidir. Bu ödevler sistematik olarak yapılır ve bir forma kayıt edilir ve analiz edilir. Bir çoğu hassaslığı azaltma, beceri eğitimi ve atılganlık eğitimini kapsar. REBT danışanları kendi hassaslıklarını aşamalı olarak azaltmaya ve zaman zaman yapmaktan korktukları şeyleri yapmaya teşvik edebilir. Örneğin, asansör korkusu olan bir şahıs günde 20-30 kez yukarı aşağı çıkarak ve inerek korkusunu azaltabilir. Danışanlar gerçekten yeni ve zor şeyler yaparlar ve bu şekilde daha güçlü olduklarını hissederler. Farklı hareket ederek “ ben daima başarısız olacağım çünkü şimdiye kadar bir çok kez başarısız oldum” gibi irrasyonel inanışlarını değiştirmeye yönelirler.
17
REBT UYGULAMALARI
REBT, anksiyete, düşmanlık, kişilik bozukluğu, psikotik bozukluk, depresyon, cinsiyet sorunları, evlilik, çocuk büyütme, gelişim çağı sorunları, sosyal beceri eğitimi ve kendini yönetme gibi alanlarda tedavi edici ve yol gösterici olarak uygulanmaktadır. Ellis tüm danışanlara mantık analizi ve felsefi yeniden yapılanma aracılığı ile yardım edilebileceğini iddia etmez. Bazıları şiddetli bir rasyonel analizi takip edebilecek kadar zeki değildir. Bazıları gerçekten çok uzaktır. Bazıları çok yaşlı ve uysal değildir. Bazıları felsefi olarak rasyonel analizleri kabul etmemek için savunma mekanizmalarını sıkça kullanır. Bazıları kronik çekingen veya sihirli çözümler aramada ısrarcı davranarak sorumluluk almaktan kaçınırlar. Bazıları önemli bir şekilde REBT uygulamalarında işbirliğine ve ev ödevlerini yerine getirmede etkisiz kalırlar. bazıları kendi gizemlerine bağlı temel değişiklikler yapmayı reddeder. REBT in uygulama alanlarından bazıları: 1- bireysel terapi 2- grup terapisi 3- kısa terapi 4- evlilik terapisi 5- aile terapisi.
1-
BİREYSEL TERAPİ UYGULAMASI
Bire bir uygulamada REBT özel bir soruna kısa dönemde odaklanmaya eğilimlidir. Ellis bir çok danışanın haftada bir oturumla görüşüldüğünü söyler. Danışanlar kendilerini baskı altında tutan sorunlarını tartışırlar. Ve bu durumlarda kendilerini üzen duyguları anlatırlar. Sonra terapist üzücü duyguya neden olan geçmiş olayları keşfeder. Danışana ödev verilerek irrasyonel inanışlarına karşı koymasına yardım eder. Terapist danışanın irrasyonel fikirlerini direkt olarak uygulamamalarını destekler ve bu düşünceler yerine daha rasyonel kalıplar geliştirmeleri yönünde teşvik eder.her hafta danışandaki gelişmeler kontrol edilir ve danışanlar daima önemli semptomlardan çoğunu kaybedinceye kadar ve daha hoşgörülü daha rasyonel yaşam tarzını öğreninceye kadar görüşmelere devam edilir. Bu süreçte danışanlar irrasyonellikleri ile nasıl mücadele edeceklerini öğrenirler.
Ellis, bir çok duygusal rahatsızlık çeken danışanının bireysel veya grup terapisine öğrendikleri şeyleri de uygulamaları için bir yıl devam etmelerini önerir.
18
2-
GRUP TERAPİSİNİN UYGULAMASI
REBT , grup terapisi için çok uygundur. Çünkü tüm bireylere grup oturumlarında REBT prensipleri uygulama ile öğretilir. Onlar riske girerek yeni davranışlar geliştirmeyi ve bol bol ödev yapma fırsatı bulurlar. Üyeler atılganlık eğitimi, rol yapma ve çeşitli riske girme aktivitelerini deneme fırsatına sahip olurlar. Sosyal becerileri öğrenir ve grup oturumlarında ve sonrasında diğerleri ile etkileşim uygulaması yaparlar. Hem diğer grup üyeleri ve lider onların davranışlarını gözlemleyebilir ve geri bildirimde bulunabilir. Bireysel terapide danışan genellikle gerçek raporlar ve sonrasını ifade eder fakat grup terapisinde danışanlar radikal felsefi değişiklikleri geliştirebilmek için tasarlanan irtibatlara angaje olabilir. Ellis bir çok REBT danışanının bazı noktalarda bireysel terapi kadar grup terapisini de denemelerini önerir.
3-
KISA TERAPİ
Tasarı olarak REBT kısa terapi olarak ta uygundur. Kısa zaman terapi görecek olan danışanlar için A,B,C yaklaşımı hem anlamaya hem de rahatsızlık yaratan tavırları değiştirmeye çalışır. 1- 10 oturumda yapılabilir. Özel sorunlu insanlar için işini kaybetme korkusu emeklilik gibi durumlarda REBT kısa sürede yardımcı olabilir. Bu gibi durumlarda danışanlara REBT prensiplerin, tedaviye ek öğretici malzemelerle (teyp, öz yardım formları gibi) nasıl uygulayacakları öğretilir. Faydalı bir araç danışanlar için terapi oturumlarını kayda almak ve daha sonra sık sık bu oturumları danışanlara dinletmektir. Bu işleme bağlanarak kendi sorunlarının doğasını daha iyi idrak eder ve kendilerine çare bulma yolunda görmeye başlarlar.
Hem zihinsel sağlık çalışanlarına hem de profesyoneller için REBT kriz durumlarında yardım etmek için faydalıdır. Rahatsızlığa neden olan sadece kriz değil olaylara nasıl yaklaştığımız nasıl yorumladığımızdır. Yaklaşım ve yorumlarımız tepkilere tepkilerimiz de rahatsızlığa neden olur. örneğin, karısının kendisinden ayrılacağını öğrenen orta yaşlı adamın durumuna bakalım, adı Sam. Karısı uzun süreli başka bir ilişkiye giriyor . Sam tamamen yıkılmış bir şekilde “beni kimse istemez”” ben sevimsiz hoşa gitmeyen biriyim” tarzı düşüncelerle terapiste başvurabilir. Sam ile yapılan terapötik çalışmada onu yanlış yönlendirilmiş bir programa benzediğini düşünmek faydalı olacaktır. Sam bu bilgiyi nasıl 19
karşılayacaktır. Eğer o karısını yıllardır kendisini seven ve kendisinden memnun olan biri görseydi ona olan duyguları çok güçlü olacaktı. Terapist Sam ın beklentilerini ve aynı zamanda kendini aşağılayan lanet okuyan ifadelerini ortaya çıkararak bunlar arasında bağlantılarla işe başlayabilir. Sam’ın kendini incinmiş, kullanılmış ve üzgün hissetmesine rağmen karısı tarafından aldatıldığında kendisini fazla harap etmemesi ve terk edilen biri olarak bu duyguları hissetmemeyi öğrenmesi mümkündür. REBT araçlarını kullanarak hiç bir kadının onunla hiçbir şey yapmak istemeyeceği gibi kendini kısıtlayıcı ve zora sokucu düşünceleriyle baş etmesini sağlamak mümkündür. Şayet bir kadınla ilişkiye girmek isterse kadınla beraber olmak ve buluşmak için neler yapması gerekiyor ise onları yaparak kendisi ile mücadeleye başlayabilir. Karısını yüceltme ve ona yüklediği güce kritik bir bakış yapabilir, eleştirebilir ve yeni ilişkisinde yeni bakış açıları anlamlar üreterek üzüntüsünü hafifletmeye çalışabilir. (“ aldatıldım ancak bu sevilmediğim anlamına gelmez”, “her kadın beni aldatacak diye bir şey yok”, “yeni ilişkim yeni başlangıçlar yapmam için bir fırsat olabilir” tarzı Ç.N.)
4-
EVLLİLİK TERAPİSİ : REBT uygulamacıları çiftleri özellikle birlikte görür.
Terapist her bireyin şikayetini dinler ve kısa zamanda suçu, depresyonu ve düşmanlığı azaltma girişiminde bulunur.eşlere farklılıklardan daha az rahatsız olsun diye veya farklılıkları bulup çıkarsınlar diye REBT prensipleri öğretilir. Çiftlerin ilişki üzerinde çalışmak isteyip istemediklerine karar vermeleri eklenir. Eğer onlar bazı temel sorunların neler olduğu konusunda hem fikirler ise sözleşme yaparlar çaba ve fedakarlıklar yoluyla sorunlarını çözmeye çalışırlar. Ve birbirleriyle dolaysız ve rasyonel bir şekilde nasıl konuşacaklarını öğrenirler. Her terapi terapiye gelen çiftler için özeldir ve her ilişki için tek tip bir düzenleme yapılamaz fakat iletişim, cinsiyet ve diğer beceriler öğretilebilir. Her birey REBT ilkelerini bireysel olarak öğrenir ve ilişkiye sunar böylece zamanla ilişkinin yapısı değişir sorunlar daha azalır.
5-
AİLE TERAPİSİ UYGULAMALARI : aile terapisin amaçları temel olarak bireysel
terapininkilerle aynıdır. Aslında aile üyelerine diğer üyelerin hareketlerini çok ciddiye alarak kendilerini rahatsız etme konusunda sorumlu olduklarını görmelerine yardımcı olunur. Diğer bir deyişle onlara” aile üyenizin şu davranışını olumsuz yorumlayarak kendinizi rahatsız ediyorsunuz” tarzı aşılanır. Onlara diğer aile bireylerinin onları istediği biçimde yönetme izni verdileri konusu ile ilgili olarak ilişkileri üzerinde düşünmeye teşvik edilirler. ( “başkalarının tuzağına düşmemek için bir asansör olduğunuzu düşünün ve şu levhayı asın..-kullanım dışı20
..siz asansörseniz diğerleri düğmeye bastığında sinirleneceksiniz basmadığında sinirlenmeyeceksiniz. Ç.N.) REBT aile üyelerine kendi harekelerinden öncelikle sorumlu olduklarını ve aile ortamlarında kendi tepkilerini değiştirmeyi öğretir. Rasyonel duygusal bakış açısı, aile bireylerinin ailedeki bir bireyi doğrudan değiştirmek için çok az güce sahip olduklarını düşünür. Bir aile olarak her bireyin kendi bireysel düşünme ve hissetme kalıplarını kontrol etme gücüne sahip olduğu gösterilir. ( bizler sadece kendimizi kontrol edebiliriz diğerlerini değil. Ç.N.). Bu nedenle her birey bir birim olarak aileyi dolaylı etkileyen kendi davranışlarını belirleme ve yönetme durumundadır.
21
AARON TEMKİN BECK’İN BİLİŞSEL TERAPİSİ Bilişsel kurama göre kişileri rahatsız eden duygusal sıkıntılar, doğrudan olayların ve yaşantıların kendisinden değil, bunların algılanma ve değerlendirilme biçiminden kaynaklanır. Bilişsel terapi bunu söylerken, ruhsal rahatsızlıkların tek nedeninin, bilişsel yapıdaki sorunlar olduğunu öne sürmemektedir, bilişsel, çevresel ya da bilişsel nedenlerin etkileşimiyle ortaya çıkabilen sorunların sürmesinde bilişsel etkenlerin önemli bir sürdürücü etken olduğuna vurgu yapılmaktadır. Ruhsal sıkıntılara ve davranış sorunlarına yol açan düşünceler, bilgi işleme sürecindeki yanlılıkların, kör noktaların veya bilişsel eksikliklerin sonucu olabilir. Bilişsel terapi, öncelikle duygu, davranış ve düşünceler arasındaki bağlantıları saptamaya çalışarak, bireyin yaşantılarını daha gerçeğe uygun ve uyumsal biçimde yorumlamasına çalışır. Sorun doğuran anlamlandırma ve yorumlama biçimlerinin yerine gerçeklikle daha uyumlu ve işlevsel olanları bulmaya ve göstermeye dayalıdır (edt.Köroğlu ve Türkçapar, 2009). Yirmi yıl önce bilişsel terapi, sadece depresyon tedavisi olarak tanımlanıyordu. Aaron Beck’in 1970’lerdeki yeni ufuklar açan çalışması (Cognitive Therapy and the Emotional Disorders,1976), depresyonun, kendilerini, bugünkü yaşantılarına ve geleceklerine olumsuz ve kötümser bakan depresyon hastalarının bilinçli olumsuz düşüncelerinin bir sonucu olduğunu ileri sürdü. Beck psikiyatrik bozuklukta onu diğerlerinden ayırt eden belirli bilişsel içerik bulunduğunu ve terapinin amacının ise hastanın düşüncesindeki çarpıtma ve önyargıları ve hastanın kendisine özgü bilişsel şemalarını tanımlamak ve değiştirmek olduğunu öne sürdü. Bilişsel modele göre nevrotik işleyiş, hastanın kendiliğinden tamamlanan olumsuz bilgi işlemesi ile korunur veya kötüleşir (Leahy,2007). Benzer bir yönelim ile Abramson ve çalışma arkadaşları (1978) depresyonun, olaylara olumsuz açıklama getirmenin sonucu olduğunu öne süren yorumlama modelini geliştirdiler. Araştırmacılar, depresif optimizm ve özgüven eksikliği olan kişilerin, olumsuz olayları ve yaşadıkları başarısızlığı diğer yaşantılara ve gelecekteki olaylara genelleyerek kendilerini hasta ettiklerini gözler önüne serdi. Beck’in bilişsel modeline benzer şekilde yorumlama modeli, depresyonlu bireylerin bilinçli düşünce süreçlerine vurgu yapıyor, hastanın başarı ve başarısızlık için nedensellik yorumlamalarına ve hastanın olumsuzlukları farklı durum ve zamanlara genelleme eğilimine odaklanıyordu (Leahy,2007). Bütün psikiyatrik bozukluklar için tek bir bilişsel terapi yoktur. Örneğin depresyonun bilişsel terapi modeli ve tedavisi panik bozukluk modeli ve tedavisinden önemli ölçüde
22
farklıdır. Bilişsel terapi, tek bir kalıbı her duruma uydurmaya çalışan basitleştirici ve indirgemeci bir yaklaşım değildir.
BİLİŞSEL ÇARPITMALAR 1. Beyin Okuma: Kişilerin size yönelik düşünceleri hakkında yeterli deliliniz olmadığı halde onların ne düşündüklerini bildiğimizi varsayarız. “benim başarısızın teki olduğumu düşünüyor.” 2. Falcılık: Geleceği tahmin edersiniz, her şey daha kötü olacak veya tehlikeli bir şey olacak gibi. “Bu sınavı geçemeyeceğim” ve “Bu işi alamayacağım.” 3. Felaketçilik: Olmuş veya olacak olan şeylerin dayanamayacağınız kadar korkunç ve çekilmez olduğuna inanırsınız. “Başaramazsam çok feci olacak.” 4. Etiketleme: Bazı genel olumsuz özellikleri kendinize veya başkalarına yüklersiniz. “Ben istenilmeyen birisiyim.” 5. Olumlu şeyleri önemsememe: Sizin veya başkalarının sahip olduğu olumlu şeylerin önemsiz olduğunu iddia edersiniz. “Bu başarılar çok kolay, dolayısıyla önemsiz.” 6. Olumsuz filtre: olumsuz şeyleri ayırarak hemen her zaman onlara odaklanırsınız ve nadiren olumlu şeyleri fark edersiniz. “beni sevmeyen şu insanların tümüne bir bak.” 7. Aşırı genelleme: tek bir olay üzerinden genel olumsuz şeyleri algılarsınız. “Bu bana her zaman oluyor, birçok şeyde başarısız olacağım galiba.” 8. İki uçtan birinde düşünme: Olaylara ve insanlara ya hep ya hiç terimleriyle bakarsınız. “Herkes tarafından reddedildim.” 9. Olması gerekenler: Her şeyi basitçe ne olduğunu anlamaya odaklanmak yerine nasıl olması gerektiği açısından yorumlarsınız. “Çok iyi yapmalıyım. Yapamazsam başarısızım demektir.” 10. Kişileştirme: Olumsuz olayları büyük oranda kendinize atfedersiniz ve belli olaylara başkalarının da sebep olduğunu göremezsiniz. “Evlilik benim başarısızlığımdan dolayı sona erdi.” 11. Suçlama: Olumsuz düşüncelerinizin kaynağı olarak bir başkasını görürsünüz ve kendinizi değiştirme sorumluluğunu almayı reddedersiniz. “Şu anki hislerimin sorumlusu tamamen o.”
23
12. Haksız mukayese: olayları gerçekçi olmayan standartlar açısından değerlendirirsiniz; örneğin öncelikle sizden daha iyi yapmış olanlara odaklanırsınız ve kendinizi onlarla karşılaştırırsınız.”O benden daha başarılı.” 13. Pişmanlık yöneltme: Şuan daha iyi olarak ne yapabileceğiniz yerine geçmişte neyi yapabileceğiniz fikrine odaklanırsınız. “Uğraşsaydım daha iyi bir işim olabilirdi.” 14. Ya şöyle olursa: Sürekli olarak ‘ya şöyle olursa?’ tarzında sorular sorarsınız. Aldığınız cevapların hiçbirisi sizi tatmin etmez. “Evet ama ya bunalıma girersem.” 15. Duygusal muhakeme: duygularınızın gerçeği yorumlamanıza rehberlik etmesine izin verirsiniz. Örneğin; “Canım sıkılıyor, demek ki evliliğim iyi gitmiyor.” 16. Kurtulma yetersizliği: Olumsuz düşüncelerinizle çatışabilecek her türlü kanıt veya argümanı reddedersiniz. Örneğin “Ben sevilmeyen biriyim” düşüncesine sahipseniz insanların sizi sevdiğine dair delilleri alakasız diye reddedersiniz. 17. Yargı odaklanması: başkalarını veya olayları basitçe tarif etmek, kabul etmek veya anlamak yerine kendinize iyi-kötü veya üstün-aşağı değerlendirmeleri açısından bakarsınız. Sürekli olarak kendinizi ve başkalarını yetersiz bularak, yapay standartlara göre değerlendirirsiniz. Kendiniz hakkındaki yargılarınız kadar başkalarının yargılarına da odaklanırsınız. “Kolejde iyi bir performans göstermedim.” (Leahy, 1996).
BİLİŞSEL TEKNİKLER Olumsuz düşünceleri belirleyin
Hasta depresyon, anksiyete ve öfke ile ilişkili düşüncelerini yansıtır. Örnek: Hasta daha kötü hissettiğinde ne düşünüyor olduğunu kendisi yansıtır. “Kendimi bunalımda hissettiğimde başarısız olacağımı düşünüyorum.”
Düşüncedeki inanç derecesini ve
Hasta olumsuz duygularını (ör.; mutsuz,
İnançla bağdaşan duygu derecesini
sinirli, öfkeli) belirledikten sonra her bir
değerlendirin.
duyguyla hangi düşüncelerin bağdaştırıldığını belli eder. Daha sonra ne kadar mutsuz olduğuna ve olumsuz
24
düşüncesine ne kadar inandığına (o’dan 100’e kadar) bir değer verir. Örnek: “Beni sevecek birini asla bulamayacağımı düşündüğümde kendimi %85 oranında mutsuz hissettim. Bu düşünceye %90 oranında inanıyorum.” Olumsuz düşünceleri tasnif edin.
Hasta düşünceyi, düşünce tarafından örneklendirilen düşünce (biliş) çarpıtmaların örnekleri falcılık, beyin okuma, yanlış etiketleme, felaketçilik, kişiselleştirme, ya hep hiç tarzında düşünme, olumlu şeyleri önemsememe ve aşırı genellemedir.
Düşünce doğru olsaydı ne
Terapist sorar: “eğer (düşünceniz)” doğru ise,
Anlama gelirdi?
bu sizin için ne anlam ifade eder? Bu niçin
(Dikey iniş)
bir sorun olsun? Ne olacak? “ Bu sorular verilen her cevap için sorulur. Örneğin: “ Eğer partide reddedilseydiniz, bunun sizin için çekici olmadığını anlamında geldiğini söylediniz. Çekici olmasaydınız ne olurdu?”
Gizli varsayım nedir?
Terapist hastanın gizli kurallarını inceler. Örneğin; hastanın “öyle ise böyle” veya “ meli, malı” cümleleri. Örneğin; “Eğer biri beni sevmiyorsa, o halde bu benim sevilmeyen biri olduğum anlamına gelir.”
Düşüncenin zarar ve faydaları nelerdir?
Terapist hastadan düşüncenin kendisi için avantajlarını ve dezavantajlarını listelemesini ve avantajlar ve dezavantajlar arasında 100 puan belirlemesini ister. Bu hastanın düşünceyi değiştirmeye olan motivasyonunu gösterir.
Kanıtlar nedir?
Hasta düşüncesini destekleyen veya reddeden kanıtları listeler. Kanıtlar ne kadar ağır
25
basıyor?, Kanıtın niteliği nedir? Olayı bakış açınıza alın.
Hastadan olayı 0’dan 100’e kadar aralıksız bir bütünlük boyunca incelemesi istenir. Olay gerçekleşirse aslında ne olur? Sonuçta daha kötü ve daha iyi ne olur, ne aynı kalır? Olay gerçekleşse bile, hala yapılabilecek olan şey nedir?
Çifte standart
Terapist hastaya sorar, “aynı standardı başkalarında da uygular mısın? Niçin evet (veya niçin hayır?)”
Düşünceyi tartışmaya geri dönün
Terapist ve hasta, hastanın olumsuz düşüncelerine karşı çıkmasının istenmesinde rol alır. Roller değişebilir.
Mantıklı analiz
Hasta haksız sonuçlar çıkartıyor mu? Örneğin; “Eğer sınavda başarısız olursam, ben başarısın biriyim demektir.”
Bilgi eksikliği
Hasta sonuca varmak için gerekli olan tüm bilgiye sahip mi? Örneğin; hasta göğüslerinde bir şişkinlik fark eder ve kanser olduğu sonucuna varır. Bir doktor ona daha fazla (doğru) bilgi verebilir mi?
Alternatif bir açıklama var mı?
Hastadan mümkün olduğu kadar çok alternatif sebepler ve sonuçları, özellikle daha az olumsuz olan alternatifleri incelemesi istenir.
Çözülecek bir sorun var mı?
Hasta sorununa bir sorun çözücü olarak yaklaşabiliyor mu? Sorun nedir; amaç ne olacak; ilgili kaynaklar, bilgiler yetiler ve hareketler nelerdir? Hasta sorunu çözmek için ne tür planların gerektiğine inanıyor?
Kabul
Hastanın, düzeltmeye veya onunla çatışmaya çalışmaktan ziyade, kabul etmeyi öğrenebileceği bir gerçeklik var mı?
26
Tecrübeli bilişsel terapist her hastayı aynı çözüm dolu çantayla yaklaşmaz. Terapist, hastanın özel durumlara ait bilişsel şemalarını, başa çıkma tarzını ve toplumsal realiteyi göz önünde tutarak, bir vaka kavramsallaştırması geliştirmeye çalışır(Persons, 1989). Bilişsel terapi ilk olarak bir direnç (recistance) modeline sahip olmadığı için eleştirilmiştir. Bu eleştiriler, bir çok yazar tarafından kişilik bozukluklarını değerlendirirken (Beck ve Freeman) ve kendini ketleme stratejilerini incelerken dile getirilmiştir. Ayrıca, bilişsel terapistler , bilişsel şemaları harekete geçirmek, düşünce ve duygu durumu değiştirmek için, davranışçı teknikleri, hipnozu ve betimsel sonuç çıkarma ve yeniden yapılandırmayı bütünleştirirler (Leahy, 1996).
BİLİŞSEL TERAPİ SÜRECİ VE KULLANILAN TEKNİKLER Bilişsel terapi, yapılandırılmış türde bir terapidir. Yani her seansta özel bir durum yoksa aşağı yukarı aynı temel bileşenler yer alır. Bir bilişsel terapi seansı aşağıda sıralanan öğelerden oluşur. Bir bilişsel terapi seansı aşağıdaki sıralanan öğelerden oluşur: 1. Duygudurum kontrolü 2. Hafta içi önemli olaylar 3. Önceki seansla bağlantı kurma 4. Ödev kontrolü 5. Gündem belirleme 6. Gündem maddelerinin ele alınması 7. Ödev verme 8. Seansın özetlenmesi 9. Hastadan geribildirim
Bu yapı, terapi sürecindeki görüşmeler boyunca aşağı yukarı hep aynı kalır. Süreç içinde, başlangıçta, terapist gündem belirleme, ödevleri belirleme ve özetlemelerde daha etkinken, giderek hastanın da etkinliği arttırıp daha fazla rol almaya başlar.
27
Duygudurum kontrolü ve hafta içinde yaşanan önemli olaylar: Bilişsel terapi seansı, hastanın genel olarak kendisini nasıl hissettiğinin araştırılmasıyla başlar. Burada amaç, hastanın o anda karşımızdayken kendini nasıl hissettiğini anlamaktır. Bu noktada istenen şey, hastanın özeti ya da neler yaşadığı değil, hastayı halen etkileyen önemli bir olay yaşayıp yaşamadığının öğrenilmesidir. Sorulan sorularla ortaya çıkan materyalde, terapide ele almaya değer önemli bir konu varsa, bu detaylandırılmaz ve gündem maddesi olarak kaydedilerek gündeme alınır. Önceki seansla bağlantı kurma: Burada amaç, terapideki bütünlüğü sağlamak, bir önceki seansta konulanları hatırlamak, ayrıca seansla ilgili, daha sonradan ortaya çıkan soruları cevaplamak ve seansla ilgili geribildirim almaktır. Ödev kontrolü: Ödev konusu gündem maddeleriyle ilintili ise, ödevin ele alınması bu gündem maddesiyle birlikte yapılabilir. Ödevde detaylı olarak ele almayı gerektiren bir özellik varsa ya da ortaya çıktıysa, ödevin ele alınması ayrıca bir gündem maddesi olarak ayrıntılı biçimde yapılabilir. Ödevin ele alınması, bilişsel terapinin değişim için çok önemli gördüğü bir öğenin vurgulanmasını sağlar. Ödevler alınmazsa izleyen seanslarda verilen ödevlere hastanın önem vererek yapması olasılığı azalır. Gündem belirleme: bilişsel terapiyi diğer terapilerden ayıran en önemli farklılık, her seansta ele alınacak olan konuların seansın başında belirlenmesidir. Gündem belirlemenin terapötik yanı, özünde hastanın genel ve karmaşık sorun yumağının parçalara bölünmesidir. Bu etkinlik bile kendi başına terapötik bir etki yaratabilir. Hastanın sorunu ağır bir biçimde yaşamasının nedenlerinden biri de, sorunu karmaşık, büyük ve ele alınamaz biçimde görmesidir, gündem belirlemeyle bu karmaşık ve birbiri içine geçmiş sorunlar tanımlanır ve sınırı çizilir. Gündem konularını genellikle bir ile üç konu oluşturur. Daha fazla madde konduğunda, genellikle çok kısa ele alınıp, üzerinde derinleşemez ki bu da etkinliği azaltır. Gündem maddelerinin ele alınışı: genellikle seansın ilk 5-6 dakikasında, gündem maddelerinin belirlenmesi ve maddelerin ele alınmaya başlanması istenir. Gündem maddeleri birden fazla olduğunda, terapi hedefleri açısından önemli olan birine ağırlık verilerek, diğerleri daha somut ve kısa olarak ele alınabilir, eğer maddeler eşit ağırlıkta ise süre de buna uygun bir şekilde paylaştırılabilir. Ödev verilmesi: seansın bu bileşeni, sıralamada genellikle gündem maddelerinin ele alınmasıyla beraberdir. Ödevler başlangıçta ağırlıklı olarak bilgi vermeye dönük ek çalışmalar veya bilgi almaya dönük ek çalışmalara şeklindedir. İlerleyen seanslarda ödevlerin içeriği, ortaya çıkan bilişsel değişikliği yaşantıyla desteklemek amacıyla oluşturulmuş üzerine gitme deneyleri, deney öncesi kendi kendine düşünceyi yapılandırma çalışmaları, davranış 28
değişikliği ve sonuçların gözlenmesi şeklinde olmaya başlar. Ödev verilirken dikkat edilmesi gereken konular, ödevin hastanın becerisine uygun olması, ödevin gerçekleştirilme süresinin makul olmasıdır. Ödevin ne olduğu, nasıl yapılacağı açıklandıktan sonra sean içinde örneklendirilmesi ve başlatılması, ödevi yaparken ne gibi engeller çıkabileceği ve bunların nasıl halledilebileceğinin konulması, ödevin ne olduğunun hem hasta hem de bizim tarafımızdan yazılarak kaydedilmesi, ödevin yapılma olasılığını arttırır. Seansın Özetlenmesi: Seans içinde önemli anlarda belli bir gündem maddesi tamamlandığında ya da bir konu netleştirilmek üzere özetlemeler kullanılır. Seansın sonlarında ise seansın önemli konuları içeren genel bir özetle yapılır. Bu hem bilgileri pekiştirir hem de netleşmeyi sağlar. Geribildirim: Bilişsel terapi seanslarının son öğesi, hastadan seansla ilgili bir değerlendirmenin istenmesidir. Burada özellikle olumsuz noktaların gündeme gelmesi istenir. Yönlendirilmiş Keşif Bilişsel terapi, bütün psikoterapilerde olduğu gibi ağırlıklı olarak sözel etkileşime ve soru sormaya dayalıdır. Bilişsel terapide soru sorma belki de diğer terapilere göre daha önem taşır. Soru sorma, bilgi almada temel araç olmanın yanı sıra temel terapötik işlevlere sahiptir. Bunların başlıcaları belirsiz soyut yakınmaları somut tekil sorunlara tercüme etmek, soruna değişik yaklaşımları araştırarak karar vermeyi sağlamak, uyum bozucu davranışların sonuçlarını araştırmak, başta otomatik düşünceler olmak üzere, bilişleri açığa çıkarmak, çarpık realiteden uzak bilişlerin geçerliliğini incelemek ve hatalarını göstermek, gerçeğe daha uygun alternatifler oluşturmaktır. Bilişsel terapide terapi içeriğini gerçekleştirirken kullanılan sorular Sokratik Sorgulama dediğimiz bir tarzda gerçekleştirilir. Yerinde sorularla hem kişinin merakı uyandırılır, hem de kişi bildiklerinden yola çıkarak bilmediklerini öğrenir. Yönlendirilmiş keşif beş aşamadan oluşur: 1. Bilgi edinme 2. Dinleme 3. Özetleme 4. Analitik sentez soruları 5. Uygulama soruları
Bilişsel tekniklerde, kişinin belirli bir durum özelinde yaptığı anlık değerlendirmeleri içeren otomatik düşünceler değişime en açık katmandır. Seans başlangıcında ele alınacak
29
sorular belirlendikten sonra bu sorunlarla ilgili bilişsel içeriğinde ele alınması seansın ana kısmını oluşturur. Otomatik düşüncelerin elde edilmesinde ilk yöntem hastaya sorun olan duygu-davranışı yaşadığı anda aklından ne geçtiğini sormaktır. Hasta olumsuz otomatik düşünceleri saptamayı öğrendikten sonra atılacak olan ikinci adım bu düşünceyi incelemektir. Burada amaç düşüncesini, içinde bulunduğu durum, ortam, yaşadığı olay, kendisi veya diğerleriyle ilgili ortaya atılmış bir varsayım olarak görmesi ve bu varsayımın gerçekliğe ne kadar uyduğunu incelemesidir. Bütün düşünce hatalarını incelerken otomatik düşünceleri değiştirmede kullanabileceğimiz teknikleri kullanabiliriz. Çifte Standart Tekniği: Bir arkadaşının başına aynı durum gelse ve kendisi gibi düşünse ona ne diyeceğini hastaya sormaktır. Alternatif açıklamalar: hastanın otomatik düşüncesinin yaşanan durumla ilgili bir açıklama, belirleme veya niteleme olduğu durumlarda kullanılabilecek bir tekniktir. Hastaya “Bu durum başka ne anlama gelebilir ve başka nasıl yorumlanabilir?” sorusu sorulabilir. Terimleri Tanımlama: bu teknik hastanın kendisini çaresiz, zayıf, değersiz, yetersiz, çekingen, korkak vb. gibi hayatta karşılığı olmayan kavramlarla tanımladığında bunların anlamsızlığını hastaya göstermektir. Bu, aynı zamanda etiketleme düşünce hatasına karşı kullandığımız bir tekniktir. Örneğin beceriksizim yerine bazı şeyleri yapamıyorum demek gibi… Doğrudan farklı düşünce getirme yaklaşımı: hastaya duygusal olarak sıkıntı yaşadığında gerçeğe uygun olmayan biçimde olumsuz düşünmek yerine daha olumlu ve gerçekçi bir şekilde düşünseydik ne olurdu bu sorulur. Deneysel teknik: Hasta, olumsuz düşüncenin geçerliliğini sınamak için bir deney yapar. Örneğin yapılan muayenelerinde herhangi bir kalp rahatsızlığı saptanamayan bir panik bozukluğu hastası, panik atağı sırasında oluşan çarpıntı sonucunda kalp krizi geçirip ölmekten korkuyorsa, bu nedenle de kalp atım hızı artıracak her türlü etkinlikten kaçınıyorsa hastanın bu inancını sınaması için ona birkaç kat merdiven çıkartarak deneme yapabiliriz. Derecelenmiş düşünce: Olayları siyah- beyaz şeklinde kategoriler halinde düşünmek yerine, hayatın, olayların genellikle ikisi arasında yer alan grinin tonlarından oluştuğunu göstermektir. Semantik yöntem: Duygusal olarak daha az yüklü ve gerçeğe daha uygun bir dil yerleştirererk olumsuz duyguyu azaltmaya çalışmaktır. Örneğin iş hayatıyla ilgili olarak 30
“başarılı olmalım” diye düşünen ve kaygı duyan bir iş adamı, duygusal olarak yüklü ve gerçeğe uygun olmayan bir beklenti seti içindedir. Bu kişiyle ilgili olarak “neden başarılı olmak zorundasın? , Bu nereden çıkıyor?, Bu nerede yazıyor”diye sorulabilir. Yeniden atfetme: herhangi bir durumla ilgili bireyin tek yönlü bir değerlendirme yapmak yerine (örneğin sadece kendisini ya da tam tersi başkalarını sorumlu görerek suçlaması) tüm etkenleri ve olasılıkları göz önüne alarak değerlendire yapmasıdır. Bu tekniğin en güzel yönü pasta dilimi tekniğidir. Rol oynama teknikleri: Hasta ve terapistin sırayla gerçeğe uygun olmayan olumsuz ve gerçeğe uygun olumlu düşünceleri seslendirmesidir. Olumsuz düşünceyi seslendiren saldırır, diğeri de savunmada kalır. Bu tekniği uygularken başta hasta, kendisini sıkıntıya sokan olumsuz durumları seslendirir, terapist bunlara gerçekçi yanıtlar veriri ve bir süre sonra da hasta tekniği öğrendiğinde roller değiştirilir. Buna benzeyen ‘korkutan fantezi ‘ veya ‘şeytanın avukatı’ tekniklerinde hastanın kötü hissetmesini sağlayan olumsuz değerlendirmeler ve otomatik düşünceler hasta tarafından seslendirilir ve hasta adına terapist bunları yanıtlar. Yarar-zarar analizi: Bu otomatik düşünceler doğruluğu, yanlışlığı veya gerçeğe uygunluğu-uygunsuzluğu ele alınamayacak kişisel kanılar şeklinde olabilirler. Yine bazı otomatik düşünceler, bazı koşullar altında gerçeğe uygun kanılar da olabilirler. Böylesi bir düşünce eğer kişide soruna yol açıyorsa, ele alınırken yarar- zarar tekniği kullanılabilir. Bilişsel terapide önceliğin bilişsel tekniklerde olması ve değişimde bilişsel değişikliğin vurgulanması davranışçı teknikleri sanki ikinci plana itiyormuş gibi görünebilir. Ancak bilişsel değişikliği oluşturmanın en etkili ve kalıcı yolu davranışçı tekniklerle gelişir. Çünkü insan öğrenmeleri başlıca üç yolla gerçekleşir: Yaparak-yaşayarak, gözlemleyerek, anlatılarak-dinleyerek. Bu üç yoldan en kalıcı ve etkili olanı yaşantıdır. Bilişsel terapide bilişsel ve davranışçı teknikleri kullanılır. Genellikle öncelikle bilişsel teknikler kullanılır bunlarla belirtiler biraz azaltılıp hasta bilişsel olarak hazırlanarak rasyoneli iyice açıkladıktan sonra, davranışçı tekniklere geçilir. Sadece istisna depresyon tedavisindedir. Bu tedavide ilk davranışçı teknikler kullanılır. Maruz bırakma (exposure) ve tepki önleme: Bilişsel terapide kullanılan en önemli davranışçı tekniktir. Bir kısım hastanın yaşantısına bakıldığında, sorunun, diğer insanların rahatlıkla ve sık sık yapabildikleri “ kapı açma, kapama, görünür pisliği olmadığı halde bazı nesnelere dokunamama, diğer insanlarla birlikteyken yeme/içme, gözlenme bakılma… gibi bazı etkinlikleri yaparken zorlanarak sıkıntı duydukları ve yapmaktan kaçındıkları diğer yandan insanların az çok yaptıkları veya önem vermedikleri el yıkama, temizlenme, silme, 31
kapı, pencere kontrolü gibi kimi davranışları sürekli veya fazla miktarda yaparlar. Bunun nedeni, kişinin kaçındığı durumlarda bir sıkıntı yaşaması, fazla ve sık yaptığı davranışlarla da rahatlamasıdır. Kişinin sıkıntısına çare olarak geliştirdiği bu iki strateji, kaçınma ve güvenlik önlemi alam aslında kişinin rahatsızlığını da oluşturmaktadır. İşte kişinin kaçındığı veya korktuğu durum veya nesnelere maruz bırakılması ve ardıdan ortaya çıkan tepkinin önlenmesi bu kısır döngüyü kırmada en güçlü tekniktir. Bu teknik uygulanırken önce kişinin kaçındığı veya kendisine sıkıntı veren durum veya nesnelerin tam bir listesi çıkarılır. Daha sonra da bu durumların ne kadar sıkıntı verdiğine ilişkin hastanın tahminleri “Rahatsızlığın Öznel Derecesi” çizelgesine göre saptanabilir ve orta düzeyde sıkıntı veren bir durumla maruz bırakma tedavinse başlanır. Tepkiyi önleme: Tepkiyi önleme hastanın kaygı ve sıkıntı uyandıran duruma maruz kaldıktan sonra sıkıntısını gidermek için gerçekleştirdiği davranışı yapmaması veya geciktirmesidir. Aşamalı etkinlik planlaması: Depresyon ve bazı kaygı bozukluklarında bireylerin gerekleştirmeleri gereken pratik konuları ertelemeleri ve kaçınmaları görülür. Bu birikenler, en sonunda tamamıyla kişinin gücünü aşar ve yapılması çok zor hale gelir. Bu da ertelemeye yol açar. Bu durumda kullanılan tekniklerden en önemlisi aşamalı etkinlik planlamasıdır. Bu teknikte, öncelikle kişi yapmak durumunda olduğu şeylerin bir listesini çıkarır. Daha sonra bunlardan birini seçerek bu işin gerçekleşmesi için hangi adımların atılması gerektiğini saptar. Örneğin; kinin hedefi sınıfı geçmekse bununla ilgili atabileceği adımlar derslere devam etmek, ders çalışmak ve sınavlara girmektir. Bilişsel terapi, bireyin bütün sorunlarının ve bu sorunların şiddetinin sadece bilişsel etkenler tarafından belirlendiğini öne sürmez. Yaşanan olayların, içinde bulunan ortamın ve kişinin çevresinin de sorunların oluşumunda bir rolü vardır. Kişinin duygusal tepkisi ve davranışı onun için bir sorun oluşturmakla birlikte duruma uygun tepkiler olup, büyük ölçüde yaşanan durum veya içinde bulunulan ortamdan kaynaklanıyorsa o zaman başvurulacak teknik çözüm sorun çözmedir. Bu teknikte, ilk önce kişinin üzerinde çalışacağı konuları tanımlaması gerekmektedir. Ardından bu sorunları güvendiği bir insanla paylaşması ve tartışmasının ardından bu sorunun nasıl değişebileceğine ilişkin olarak hangi yollar veya yöntemlerin kullanılabileceğini, herhangi bir kısıtlama olmaksızın düşünmesi ve bulduğu seçeneklerin tamamını yazması, daha sonra da bu seçeneklerin her birinin yarar ve zararlarını ya da artılarını ve eksilerini incelemesi ve bunlardan en uygun olanını seçip aşamalı etkinlik planlamasında olduğu gibi bu çözümün gerçekleşebilmesi için atılması gereken adımları saptaması gerekir.
32
Bilişsel terapiye göre zihinsel işleyin içinde yer alan otomatik düşünceler, kişinin inanç ve kurallarından kaynaklanır. Temel inançlarımız, ara inançlarımız, varsayımlarımız sıkıntılarının nedenlerini oluştururlar. Ara inançları ortaya çıkarmak ve kalıcı değişiklik yapabilmek için davranış deneyleri kullanılır. Mantıksal Çürütme: Bireyin ara inançlarının mantıksal tutarlılık ve anlamsal geçerlilik açısından sorgulanmasıdır. Hedefi, kişinin ara inançlarının ve kurallarının aslında istekleri olduğunu anlaması ve bir şeyin daha istenir olmasının o şeyin gerçekleşmesini zorunlu hale getirmediğini anlayıp kabul etmesidir ve buna dönük sorular sorulur. Ampirik çürütme: Hastanın inançlarının ampirik gerçeklikle uyumlu olup olmadığının sorgulanmasını içeren sorulardan oluşur. Pragmatik çürütme: Danışanın inancına karşı çıkmak yerine inanç siteminin pratik değer ve sonuçlarını bu inancı sürdürmenin yara ve zararlarını ele almak biçimindedir. Davranış deneyleri: Ara inançlar ve temel inançlara inanma düzeyi otomatik düşüncelere göre oldukça güçlü olduğu için sadece sözel tekniklerle değişimin sağlanabilmesi güçtür. İnsan öğrenmeleri içinde en etkili olan kişinin doğrudan yaşantı yoluyla öğrenmesidir. Bu da davranış deneyleriyle sağlanır.
33
REBT VE BECK’İN BİLİŞSEL TERAPİSİNDEKİ DİĞER FARKLILIKLAR
Hem Beck’in bilişsel terapisinde hem de REBT de gerçeklik testinin organizasyonu söz konusudur. Danışanlar, kendi yaşantılarına verdikleri yanlış anlamları deneysel düzeyde fark ederler.REBT ve Bilişsel Terapi arasında bazı önemli farklar vardır özellikle terapötik yöntem ve tarz bakımından. REBT önemli derecede teslimiyetçi, iknacı ve müdahale edicidir.Beck ise daha çok Sokratik diyaloğa önem verir. O daha çok danışanların yanlış kavramlarını kendileri için keşfetmeleri gereği üzerinde durur. Bilişsel terapi danışanların farklı kavrama tarzlarıyla değişik arasında bağlantı kurar ve bu yüzden o bozukluklara bağlı değişik terapötik araçlar kullanır.REBT bireyin kişiliğine ve danışanın direncine bağlı değişik teknikler kullanır. Bilişsel terapide terapist sıklıkla yanlış şekillenmiş ve düşmanca duygulara dikkat çekse de REBT terapistlerinden daha çok danışanla işbirliği içinde çalışır.
Beck doğru olmayan sonuçlara önem verir. O kesin düşüncelerin irrasyonel değil fakat daha çok genel ve aşırı olduğu fikrini öne sürer. Beck’ e göre insanlar kurallarla yaşar.ve onlar gerçekçi olmayan kural düzenekleri etiketledikleri, yorumladıkları ve değerlendirdikleri ve uygunsuz aşırı kurallar koydukları zaman sorun yaşarlar. Eğer danışanlar mutsuzluğa yol açan kurallarla yaşamaya karar verirlerse terapist onlara dikkate alabilecekleri alternatif kurallar önerebilir. Bilişsel terapi danışanın algısal çerçevesini tanımaya başlamasına rağmen, terapist danışanın inanç sistemi için kanıt istemeye devam eder. “------------------------için kanıt nerede?” sıkca sorulan sorulardan biridir.
Beck’in bilişsel terapisi ile REBT arasında başka farklılıklar da vardır fakat çoğu önemsiz ve terapistin kullandığı tarz ile ilişkilidir. Bir çok REBT uygulamacısı ılımlı ve yavaş hareket ediyor olabilir.
Bilişsel terapi uygulamaları yapan terapist bir anlamda televizyon dedektifi Kolombo’nun özelliklerini taşır. Durumsal olarak oldukça saf bir görünüm altında durumla ilgili tüm verileri ustaca bir araya getiren parlak bir zeka taşır. Amaçlanan hasta ile ilgili verileri olabildiğince yansız ve yorumsuz olarak toplamaktır. Başka bir deyişle bu işlem sırasında hastanın temel düşünce ve inanç sistemleri tehdit edilmeksizin sorgulanmaktadır. Epiktetus, M.Ö. “yaşantımızı belirleyen olaylar değil olaylarla ilgili algılamalarımızdır” demiştir. Bilişsel 34
terapiler bu algıları ve dolayısıyla duyguları belirleyen düşünce sistemleri üzerinde odaklanır. Hastaya düşünce biçimlerini daha iyi anlamasını, düşünce biçimlerini çeşitli bilişsel çarpıtmalar yönünden ele almasını ve düşüncelerini daha uyumlu olanlarla yer değiştirmesini öğretir. Özetle hastanın hastalığını daha iyi anlamasını, anlamsız gibi görünene anlam verebilmesini ve uygulanacak tedavinin rasyonelini daha iyi anlamasını, kavramasını sağlayarak hasta ile terapistin işbirliğini kolaylaştırır. (Sungur MZ. 1997).
Bilişsel-davranışçı terapi uygulamaları sırasında üzerinde önemle durulması gereken konulardan biri, tekniklerin standart biçimde kullanılmasıyla ilgilidir. Standart veya paket tedavi programları başarısız olmaya mahkumdur. “Hastalık yok, hasta vardır” ilkesinden yola çıkarak tedavinin her hasta için, o hastanın bireysel ve kültürel özellik ve gereksinmeleri göz önünde bulundurularak düzenlenmesi gerekir. Çünkü tanılar aynı olsa da hastalığın gidişi her bireyde farklılıklar gösterecektir. Diğer yandan her tedavi yaklaşımının kendine özgü ilkeleri olsa da, tümüyle bu ilkelere yapışarak tedavi yapmaya çalışmak, hastayı unutup kuram ve tekniklere odaklanmak anlamına gelir. Böyle bir tutum ise terapisti “uygulamacı” olmaktan çıkarıp “kuramcı” yapar. Oysa iyi terapist kuramcı değil uygulamacıdır. Başka bir deyişle, başarılı bir tedavi için kuramla gerekli ancak yeterli değildir. (Sungur MZ. 1997).
Son olarak; bilişsel-davranışçı terapiler tüm psikiyatrik sorunların çözümünde kullanılabilen sihirli değnek değildir. Ruhsal bozukluklar, bilişsel-davranışçı yaklaşımlar popüler olmadan önce de farklı yaklaşımlarla tedavi edilebilmekteydi. Bazı klinisyenler bu gerçeği bilişsel-davranışçı terapilerin öğrenilmesinin pek de gerekli olmadığı biçimindeki savlarına kanıt olarak kullanmaktadırlar. Gerçekten de iyileşmeyi belirleyen tek etken seçilen yaklaşım değildir. Hatta hiçbir teknik yöntem kullanmadan yalnızca hastayı dinlemek, ona ilgi ve empati gösterip, zaman ayırmak bile bazı olgularda önemli yararlar sağlayabilmektedir. Ancak, aynı hastalıkta birden fazla tedavi yaklaşımının etkili olduğunu bilmek, uygulamada bunlar arasında bir seçim yapmamak anlamına gelmemelidir. İnsülün bulunmadan önce de, çeşitli bileşikler aracılığıyla kan şekeri düşürülebilmekte idi. Ancak bu, insülünün bulunuşunun önemini ve değerini azaltmamıştır. İyi klinisyenler uygun tedavi yaklaşımını seçebilmek ve bu yaklaşımı hastanın bireysel özellikleri ve gereksinmelerine uyarlayarak kullanabilenlerdir. Terapistin seçim yapabilmesi ise ancak bir dizi terapi yaklaşımı konusunda yeterli bilgi ve beceri kazanmış olabilmesiyle mümkündür(Sungur MZ. 1997).
35
KAYNAKÇA:
Corey G. Psikolojik Danışma Psikoterapi Kuram ve Uygulamaları (T. Ergene Çev.)..Mentis Yayınları.2005 . Ankara.
Hackney, H. ve Cormier, S. (2008). Psikolojik danışma ilke ve teknikleri: Psikolojik yardım süreci el kitabı. (T. Ergene ve S. Aydemir Sevim, Çev.). Mentis Yayıncılık. Ankara.
Köroğlu E., Türkçapar H. (2009) Psikoterapi Yöntemleri Kuramlar ve Uygulama Yönergeleri . HYB Yayıncılık 1. Baskı. Ankara.
Köroğlu E. (2005 ). Düşünsel Duygulanımcı Davranış Terapisi İlkeleri Bilişsel Davranışçı Psikoterapiler. HYB Yayıncılık 1. Basım . Ankara.
Leahy L. R. (2004). Bilişsel Terapi ve Uygulamaları . Çeviri: H. Hacak-Mu. MacitF.Özpilavcı 2. basım,Litera Yayınları, İstanbul.
Leahy L. R. (2009). Bilişsel Terapi Yöntemleri. Çeviri: Türkçapar H. , Köroğlu , HYB Yayıncılık, 2. basım. Ankara.
Sungur M.Z: (1997). Bilişsel ve Davranışçı Terapilerin Gelişim Öyküsü. Ege Psikiyatri Sürekli Yayınları, 4:50-66.
Türkçapar M. (2007). Bilişsel Terapi, Temel İlkeler ve Uygulama. . HYB Yayıncılık, 4. Basım. Ankara.
36