Küçükçekmece'de
KÜÇÜKÇEKMECE’YE 4 ÖDÜL BİRDEN
“Altın Karınca Belediyecilik Ödülleri”nde 4 ayrı ödül alarak büyük bir başarıya imza attı.
ŞEHİR VE YAŞAM KÜLTÜRÜ DERGİSİ
AĞUSTOS-EKİM / SAYI 67
Küçükçekmece’de
DEV PROJELER HAYAT BULUYOR
YEŞİLÇAMIN DURU GÜZELİ HÜLYA KOÇYİĞİT “Cumhurbaşkanımızın 15 Temmuz gecesi kararlı duruşu hepimize güç verdi.”
MEYVE MASKELERİYLE GENÇLEŞİN Evde kendi hazırladığınız meyve maskeleriyle cildinizin yorgun görünümünden kurtulun...
I K R A P A R E C A M
R O Y I L I Ç A hilinde; a d i s je o r p ı k r ı Macera Pa n a m r O nları, u s la k u A ğ r o o S p k S lü ık m ç ü n A ö rk, 41 D lar, nı, • Skate Pa
ışı Ala Kafeterya • ı, r la n la A • Kaya Tırman n Çocuk Oyu • ir Kulesi ı, y r e la S n • la t, A le ö ik n G i ik •P rı, • Sun la r u k r a P ş ü y ü • Koşu ve Yür
Sevgili Küçükçekmeceliler; Öncelikle, tüm şehitlerimizle birlikte, 15 Temmuz darbesinde canlarını feda eden vatandaşlarımızı bir kez daha rahmet, minnet ve şükranla anıyorum. İstanbul’un en kalabalık ilçesi olan Küçükçekmecemiz, dev ulaşım yatırımları ve projelerle gelişen ve değişen bir ilçe olarak dikkat çekiyor. İstanbul Büyükşehir Belediyemizin ilçemiz sınırları içerisinde gerçekleştirdiği dev yatırımlarıyla ilçemiz İstanbul’da adeta bir ulaşım üssü konumuna yükselecek. Küçükçekmeceli vatandaşlarımız; Marmaray, Havaray, yeni metro hatları ve Köseköy-3. Havalimanı hızlı tren hatları ile sadece İstanbul değil, Türkiye’nin birçok önemli şehrine çok rahat ve hızlı bir şekilde ulaşım imkanına sahip olacak. Bizler hayata geçirdiğimiz ve planlamasını gerçekleştirdiğimiz projelerimizle; değişimin yüksek yaşam standartlarına ulaşmış, kentli yaşamın temelini atıyoruz. Bu anlamda her alanda yaşam
kalitesini yükseltecek çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Eğitim, kültür-sanat, sosyal belediyecilik, eğitim, gençlik ve spor alanlarındaki önemli yatırımlarımızla, Küçükçekmece’yi çok daha ileri noktalara taşımayı hedefliyoruz. Bunlardan biri olan Soğuksu Macera Parkı sadece Küçükçekmece’nin değil, ilçe dışından da gelecek birçok vatandaşımızın uğrak yeri olacak. Parkımızda çocuk ve gençlerimiz, kaya tırmanışı yapabilecek, skate parkta patenleriyle eğlenebilecek, 13 metrelik serbest düşüş yapıp, 60 metrelik zipline ile kayabilecek ve 3 katlı ip parkurunda spor aktivitelerini yemyeşil ağaçların arasında gerçekleştirebilecek. Gençlik Merkezi, Konutbirlik Katlı Kavşağı, Öğretmen Evi, İnönü ve İstasyon Mahalleleri Semt Konakları, Menekşe Deresi ve çevresi Rekreasyon Projesi, Kanarya Bilgi Evi, Aile Sağlığı Merkezi ve Muhtarlık binası, Diş Hastanesi Fevzi Çakmak Meydanı, Pazar Yeri ve Yer Altı Otoparkı gibi birçok önemli projelerimiz ile de Küçükçekmece çok farklı bir konuma yükselecek.
Temel Karadeni ≥ Belediye Başkanı
İÇİNDEKİLER
Küçükçekmece'de
04 05
KÜÇÜKÇEKMECE’DE DEV PROJELER HAYAT BULUYOR
14 15
BAKAN ÖZLÜ'DEN TEKSTİL SEKTÖRÜNE MÜJDE KÜÇÜKÇEKMECE'DE YENİ BİR DÖNEM BAŞLIYOR
22 25
TARİHİN EN BÜYÜK MİTİNGİ
26 27
CUMHURİYET BAYRAMI’NA MUHTEŞEM KUTLAMA
28 29
KÜÇÜKÇEKMECE’DE KÜLTÜR SANAT SEZONUNA RENKLİ AÇILIŞ
30 33
‘CUMHURBAŞKANIMIZIN 15 TEMMUZ GECESİ KARARLI DURUŞU HEPİMİZE GÜÇ VERDİ’
34 36
CİLT BAKIMINDA YARDIMCI MEYVE MASKELERİ
40 43
KÜÇÜKÇEKMECE BELEDİYESİ’NDEN ÖRNEK PROJE: Yaşlılara Hizmet Birimi
52 55
"ETNO'DA TÜRK TARİHİ YENİDEN CANLANDI
56 APİTERAPİNİN BÜYÜSÜ TEDAVİDE BİR YÖNTEM 60 ANNELER VE OĞULLARI 62 MİNİK ELLER AŞURE DAĞITTI
2
73 TÜRKİYE ÇÖZÜMÜN ANAHTARINI GÖSTERDİ 76 YEMEK MEKANLARI 78 EN ÇOK OKUNANLAR
KÜÇÜKÇEKMECE'DE
Küçükçekmece'de
AĞUSTOS-EKİM 2016 Sahibi Küçükçekmece Belediye Başkanlığı Adına TEMEL KARADENİZ Genel Yayın Yönetmeni ve Sorumlu Yazı İşleri Müdürü ÖMER KESER Yayın Kurulu ÖMER KESER MEHMET BUDAK Yayın Danışma Kurulu M. BESİM MÜFTÜOĞLU HAMZA GÖNENÇ AV. RECEP ŞENCAN MUSTAFA KUZUGÜDEN GÜVEN AYDIN MEHMET KAPLAN Editör İSMAİL ÖZCAN Haber- Araştırma- Dosya BANU KARAKAYA EKİCİ AYŞİN GÜNER ŞEYMA KELEKÇİ İNANÇ Fotoğraf AZİZ KAYA CİHAN KESKİN CENK TÜRKEZER Tasarım ŞAKİR ÇOLAK Tasarım-Baskı- Cilt FORART İLETİŞİM
'tan
Merhaba.. Küçükçekmece’de Hayat dergimizin yeni sayısıyla bir kez daha huzurlarınızdayız. Canlı, dolu dolu sayfalarımızda gündemden, sağlığa, eğitimden kişisel gelişim ve tarihe kadar birçok konuya sayfalarımızda yer verdik. Küçükçekmece Belediyesi’nin dev projelerinden öne çıkanları tanıttık. Başta Gençlik Merkezi olmak üzere, Soğuksu Macera Parkı, Gençlik Merkezi, Konutbirlik Katlı Kavşağı, Öğretmen Evi, İnönü ve İstasyon Mahalleleri Semt Konakları gibi birçok önemli yatırımlarımızı sizlerle paylaştık. Dünyanın en geniş köprüsü olma özelliğini taşıyan Yavuz Sultan Selim köprüsünü de tüm yönleriyle sayfalarımıza taşıdık. Sayfalarımızda İslam alimlerinin dünyaya yaptıkları katkılara dikkat çekerek, gerçekleştirdikleri keşiflerine yer verdik. Atatürk’ün batılılara verdiği yerinde ve çok anlamlı cevaplarla sizleri tarihsel bir yolculuğa çıkarmak istedik. Ayrıca, batılıların Türkler için söylediği sözlere de dikkat çektik. Kişisel bakım bilgileri, çocuklarımızın okul başarısını etkileyen faktörler, gezip görebileceğimiz mekanlar, evlerimizle ilgili bir çok şey önceki sayılarımızda olduğu gibi yine sayfalarımızı süsledi. Daha güzel günlerde buluşmak dileğiyle…
Küçükçekmece Belediyesi Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü Telefon: 444 4 360 Faks: 212 411 07 80 www.kucukcekmece.bel.tr kucukcekmece@kucukcekmece.bel.tr
Ağustos-Ekim
3
KÜÇÜKÇEKMECE'DE
Küçükçekmece’de Dev Projeler
HAYAT BULUYOR
İstanbul’un en kalabalık ilçesi olan Küçükçekmece, dev ulaşım yatırımları ve projelerle her geçen gün daha gelişen ve değişen bir ilçe olarak dikkat çekiyor. Küçükçekmece’de pek çok projeyi hayata geçirdiklerini ifade eden Küçükçekmece Belediye Başkanı Temel Karadeniz, dev yatırımlarla Küçükçekmece’nin adeta bir ulaşım üssü haline geleceğini ifade ediyor.
Küçükçekmece Belediyesi’nin son yıllarda gerçekleştirdiği dev yatırımlar ve projelerle önemli bir merkez haline geldiğinin altını çizen Küçükçekmece Belediye Başkanı Temel Karadeniz, ‘’Bizler, projelerimizle değişimin en önemli parçası olan yüksek yaşam standardının ve kentli yaşamın temeli atıyoruz. Bu anlamda, her alanda yaşam kalitesini yükseltecek projelerimiz devam ediyor. Özellikle sağlık, eğitim, spor, sosyal belediyecilik, kültür-sanat ve ulaşım alanındaki dev proje ve yatırımlarla Küçükçekmece çok daha ileri noktalara ulaşacak’’ dedi. İBB projeleriyle Küçükçekmece, İstanbul’un yeni ulaşım üssü olmaya hazırlanıyor. Küçükçekmece›ye kadar gelecek Marmaray, Havaray, yeni metro hatları ve Köseköy-3. Havalimanı hızlı tren hattı ile Küçükçekmeceli vatandaşlar çok rahat ve hızlı bir şekilde İstanbul’un
her yerine çok rahat bir şekilde seyahat edebilecek. Yüksek hızlı tren bağlantılarıyla şehirler arası ulaşımı da en etkin bir şekilde kullanabilecek. Bu bağlantılar, Küçükçekmece’nin değerine değer katacak. Bilindiği gibi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız Kadir Topbaş, geçtiğimiz Mayıs ayında İstanbullular’a 5 yeni raylı sistem hattı müjdesini vermişti. Bu hatların ikisinde Halkalı, adeta bir merkez nokta konumunda bulunacak. 33 kilometrelik Halkalı-Üçüncü havaalanı ile 33 kilometrelik Halkalı-Çatalca metro hatlarıyla bölge çok daha değerli bir hale gelecek. Proje tamamlandığında, banliyö hatları ile metro hatları Marmaray’a entegre edilmiş olacak. Halkalı-Gebze arasında kesintisiz işletmeciliğe geçilecek. Halkalı’dan Gebze’ye seyahat süresi 105 dakikaya inecek.
İŞTE KÜÇÜKÇEKMECE FARKINI HİSSETTİRECEK ÖNEMLİ PROJELER: GENÇLİK MERKEZİ İstanbul Büyükşehir Belediyesi tarafından Atakent Mahallesinde yapılacak olan yatırım 16.000 m2 lik sahip bir kompleks niteliğindedir. Soyak Parkapart evlerinin yanında inşaatı başlayacak olan çalışmanın kapalı inşaat alanı 50.000 m2. Proje aşamasında olan yatırım 2.000 kişilik yurt özelliği taşıyor. Yatırım dahilinde, yatakhaneler, yüzme havuzları, kapalı spor salonları, derslikler, konferans salonları, tiyatro ve sergi salonları, aktivite alanları, kütüphane ve sağlık birimi bulunacak.
4
KÜÇÜKÇEKMECE'DE
ATAKENT MAH. YENİ PARK VE AMFİ TİYATRO: Halkalı Yarı Olimpik Yüzme Havuzu karşısındaki Eda Camii yanında yapımı devam eden bu önemli proje 50 dönümlük bir alanda hizmet verecek. İlçemizdeki en büyük parklardan biri olacak olan yatırım aynı zamanda bir macera parkı olma niteliğinde. Yatırım dahilinde; açık amfi tiyatro, kapalı tiyatro salonu, sosyal tesis ve restaurant, kafeteryalar, dinlenme ve fitness, havuz ve kaya tırmanma alanı, skate park ve açık spor tesisleri bulunuyor.
KONUTBİRLİK KATLI KAVŞAĞI: Halkalı Altınşehir İstanbul Caddesi ile Yarımburgaz ve 4. Caddenin kesiştiği alanda yapımı devam eden kavşak, İBB tarafından ilçeye kazandırılacak önemli yatırım alanlarından. İstasyon, Atakent ve Yarımburgaz Mahallelerini birbirine bağlayacak olan 3 katlı kavşaktan gün içinde 30.000’in üzerinde araç geçmesi ve bölgedeki trafiğin rahatlatılması planlanıyor.
SOĞUKSU ORMANI MACERA PARKI Cumhuriyet Mahallesi’ndeki 41 dönümlük Soğuksu Çamlığının yeniden düzenlenmesini içeren bir yatırım. Bu rekreasyon projesi ile bu yeşil alanda sporu seven herkes kaya tırmanışı yapabilecek, skate park da patenleriyle eğlenebilecek, spor aktivitelerini açık alanda ağaçların arasında yapabilecek. Ayrıca yatırım dahilinde, piknik alanları, çocuk oyun alanları, kafeteryalar, koşu ve yürüyüş parkurları, suni gölet, seyir kulesi ve hayvan barınakları bulunacak. Çalışma dahilinde alandaki tüm ağaçlar numaralandırılarak kayıt altına alınmış.
dinlenme, gezi ve spor alanları, oyun alanları, süs havuzları, kafeteryalar, mescit ve 300 araç kapasiteli yeraltı otoparkı bulunacak. FEVZİÇAKMAK MEYDANI, PAZAR YERİ VE YER ALTI OTOPARKI 26 Mayıs 2015 tarihinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız Kadir Topbaş’ın katılımıyla temelini attığımız yatırım İBB tarafından ilçemize kazandırılan ve 62 bin metre kare kapalı alanda hizmet verecek bir yatırım. Yatırım dahilinde 1.166 araç kapasiteli yeraltı otoparkı ile 610 tezgahlı kapalı pazar yeri bulunmakta. HALKALI SAĞLIK OCAĞI VE KAPALI PAZAR YERİ
SULTANMURAT MEYDANI, PAZAR YERİ VE YERALTI OTOPARKI Sultanmurat Mahallesi’nde devam eden yatırımın kapalı inşaat alanı 15.700 metre kare. Yatırım dahilinde, 500 tezgahlık kapalı pazar yeri, kurban kesim alanı,
Halkalı Merkez Mahallesi, Aytaç Mevkii’nde, Tuna Caddesi üzerinde yapımına başlanan yatırım yaklaşık 10 dönümlük bir alanda yer alıyor. Yatırım dahilinde, 2 katlı kapalı pazar yeri, kapalı otopark, 20 muayene odalı aile sağlığı merkezi, belediye hizmet birimi, muhtarlık atölye ve derslikler bulunacak.
Ağustos-Ekim
5
KÜÇÜKÇEKMECE'DE
İNÖNÜ HAKAN CADDESİ SEMT KONAĞI İnönü Mahallesi, Hakan Caddesi üzerinde yapımı devam eden yatırım 2000 m2 kapalı inşaat alanına sahip. Yatırım dahilinde, etüt salonları, çok amaçlı toplantı salonu, sergi alanı ve kreş bulunmakta.
5 katlı binada, 8 adet muayene odası ve 1 adet laboratuardan oluşan aile sağlığı merkezi, 9 adet derslik 1 adet bilgisayar odası, kütüphane ve gösteri salonundan oluşan bilgi evi bulunacak. Binada Kanarya Mahallesi Muhtarlığı da yer alacak. KÜÇÜKÇEKMECE ÖĞRETMEN EVİ Yeşilova Mahallesi, Reyhan Caddesi üzerindeki eski öğretmen evinin bulunduğu yerde yapımı devam eden yatırımın toplam inşaat alanı 2.820m2. 44 yatak kapasiteli bir otel işletmesi tarzında inşa edilecek yatırımda; ayrıca, restoran, dinlenme ve aktivite alanları da bulunacak.
MENEKŞE DERESİ VE ÇEVRESİ REKREASYON PROJESİ Atakent Mahallesi’nde toplu konut alanları arasından geçen ve daha önce ıslahı yapılmış olan Menekşe deresi ve çevresinde yeni bir yaşam alanı oluşturulmakta. 220 dönümlük yatırım alanı dahilinde, koşu, bisiklet ve yürüyüş yolları, kış bahçeleri, aramik bitki bahçeleri, meydan, yaya geçiş köprüleri gibi donatılar bulunuyor. 7’den 70’e herkese hitap edecek bu alanda haftanın iki günü de her türlü altyapısı olan modern bir pazar kurulacak.
İSTASYON MAHALLESİ SEMT KONAĞI İstasyon Mahallesi’ndeki konağımız 2.710 metre kare. Yatırımın içeriğinde, 5 derslik ile 1 adet bilgisayar laboratuvarı, yatakhaneler, 2 çok amaçlı toplantı salonu, 2 adet geniş sohbet alanı ve bu birimlere hizmet eden mutfak yer almakta. KANARYA BİLGİ EVİ, AİLE SAĞLIĞI MERKEZİ VE MUHTARLIK BİNASI Kanarya Mahallesi’ndeki bina toplam 2000 m2’lik kapalı inşaat alanına sahip.
6
YENİMAHALLE KENTSEL DÖNÜŞÜM REZERV KONUTLARI Yenimahalle, İmaret Caddesi üzerinde, Tepeüstü Mezarlığının altında bulunan alanda inşaatına başlanmış olan yatırımın kapalı inşaat alanı 16.080 metre kare. Bu toplu konut projesi dahilinde 108 konut, 4 mağaza ve 67 araç kapasiteli kapalı otopark bulunmakta.
CUMHURİYET MAHALLESİ MEVLANA CAMİİ Cumhuriyet Mahallesi’ndeki yatırımın kapalı inşaat alanı 1.550 metre kare. 800 kişilik kapasitedeki camide Osmanlı mimarisine uygun olarak 32m yüksekli-
KÜÇÜKÇEKMECE'DE
ğinde iki minare de bulunmakta. Engelli vatandaşlar için de uygun olarak tasarlanan camide morg da yer alıyor. İKİTELLİ ŞENEVLER CAMİİ Mehmet Akif Mahallesi’nde yapımı devam eden yatırım yaklaşık bin 850 metre karelik kapalı inşaat alanına sahip. Osmanlı mimarisine uygun olarak tasarlanan camide 36 metre yüksekliğinde iki minare bulunmakta. 1500 kişi kapasiteli camideki cenaze namazı terası da 540 metre kare. Caminin alt kısmında bir konferans salonu ve derslikler bulunmakta. Camide ayrıca, cenazelerin yıkanması için gasilhane ve bekletilmesi için morg da mevcut. Mart 2015’de yapımına baş-
lanan cami açılışı Ramazan Bayramı’nda gerçekleştirildi. İSTANBUL CEMEVİ VE KÜLTÜR MERKEZİ Başkan Karadeniz, Mehmet Akif Ersoy Kalp ve Damar Hastalıkları Hastanesi’nin yanı başına da önemli bir yatırım yapacaklarını dile getirerek, 5355 metre karelik inşaat alanına sahip olacak İstanbul Cemevi ve Kültür merkezi’ni inşa edeceklerinin de müjdesini verdi. BELEDİYE SOSYAL TESİSLERİ Küçükçekmece Belediyesi ilçenin parklarında vatandaşların aileleriyle birlikte istifade edebileceği sosyal tesisleri yakın
zamanda 5 sosyal tesisi hayata geçirecek. YAPIMINA BAŞLANACAK PROJELER: 1. Cennet Meydanı, Pazar Yeri ve Yeraltı Otoparkı 2. İkitelli Pazar Yeri Ve Yeraltı Otoparkı 3. Küçükçekmece Sgk Hizmet Binası 4. Halkalı Spor Kompleksi 5. Kemalpaşa Sağlık Ocağı ve Belediye Hizmet Binası 6. Gençlik Merkezi
Ağustos-Ekim
7
KÜÇÜKÇEKMECE'DE
Dünyanın En Geniş Köprüsü
HİZMETE AÇILDI IC İçtaş – Astaldi JV tarafından yapılan Kuzey Marmara Otoyolu Projesi kapsamında yer alan 3. köprü, taşımacılığın ve ticaretin geleceği olarak görülüyor. 1973 yılında faaliyete geçen Boğaziçi Köprüsü ve 1988 yılında tamamlanan Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nden sonra İstanbul Boğazı’na yapılan 3. köprü, ilklerin köprüsü olarak adlandırılıyor. Çoğunluğu Türk mühendislerden oluşan bir ekip tarafından inşa edilen, yüksek
8
mühendislik ve teknoloji ürünü olan 3. Boğaz Köprüsü üzerinden 8 şeritli karayolu ve 2 şeritli tren yolu aynı seviyede geçiyor. Köprü, gerek estetik gerekse teknik özellikleriyle dünyanın sayılı köprüleri arasında yer alıyor. İlklerin köprüsü olan 3. Boğaz Köprüsü, 59 metrelik genişliği ile dünyanın en geniş, 1408 metrelik ana açıklığı ile üzerinde raylı sistem olan dünyanın en uzun asma köprüsü unvanını aldı. Köprünün bir başka ilki ise 322 metreyi aşan yüksekliği ile dünyanın en yüksek kuleye sahip asma köprüsü olması. 3. BOĞAZ KÖPRÜSÜ: ÇAĞDAŞ TÜRKİYE’NİN SİMGESİ 2013 yılında yapımına başlanan ve 2016 yılında tamamlanan 3. Boğaz Köprüsü, Kuzey Marmara Otoyolu projesi’nin Odayeri – Paşaköy kesiminde yer alıyor. Köprü üzerindeki raylı sistem, Edirne’den İzmit’e kadar yolcu taşıyacak. Marmaray ve İstanbul Metrosu ile entegre edilecek raylı sistemle Atatürk Havalimanı, Sabi-
ha Gökçen Havalimanı ve yeni yapılacak 3. Havalimanı da birbirine bağlanacak. Kuzey Marmara Otoyolu ve 3. Boğaz Köprüsü, “Yap, işlet, devret’ modeliyle gerçekleştiriliyor. 4.5 milyar TL yatırım bedeline sahip projenin yapım dahil işletmesi, 10 yıl 2 ay 20 günlük süre ile IC İçtaş – Astaldi JV tarafından yapılacak ve bu süre sonunda Ulaştırma Bakanlığı’na devredilecek. Kuzey Marmara Otoyolu ve 3. Boğaz Köprüsü Projesi, 2023 yılında dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olmayı hedefleyen Türkiye’yi bu hedefine daha da yaklaştırdı ve çağdaş Türkiye’nin simgelerinden biri oldu. 3. BOĞAZ KÖPRÜSÜ KONSEPT TASARIMI HAKKINDA Kuzey Marmara Otoyolu Projesi kapsamında İstanbul Boğazı üzerinde yapılan 3. köprünün konsept tasarımı yapı mühendisi “Fransız köprü üstadı” olarak nitelendirilen Michel Virlogeux ile İsviç-
KÜÇÜKÇEKMECE'DE
reli T-Engineering firması tarafından ortak olarak yapıldı. Köprü tasarımı konusunda dünyanın en tecrübeli isimlerinin başında gelen Virlogeux’nin imzasını taşıyan önemli köprülerden bazıları: Portekiz’in başkenti Lizbon’daki Tejo Nehri’nin üzerinden geçen ve 17.2 kilometrelik uzunluğuyla Avrupa’nın en uzun köprülerinden olan Vasco da Gama Köprüsü ve Fransa’da, yapıldığı 1 Ocak 1995’ten sonra dört yıl süreyle dünyanın en uzun asma köprüsü unvanının sahibi olan Seine Nehri üzerinde kurulu olan Normandiya Köprüsü’dür.
KUZEY MARMARA OTOYOLU
BU BÜYÜK PROJE İLE
Projenin, Odayeri – Paşaköy kesiminde; 19 adet kavşak ve bağlantı yollarına sahip yaklaşık 115 km’lik Kuzey Marmara Otoyol’u bulunmaktadır.
» Odayeri - İkitelli ve Paşaköy - Çamlık bağlantı yolları, hem otoyolun İstanbul’un şehir içi ile bağlantılarını sağlayacak hem de TEM Otoyolu’ndaki yoğun trafiği rahatlatacak.
Bu otoyol projesi; Odayeri - Paşaköy hattının, halen kullanılmakta olan 1. Boğaz Köprüsü ile 2. Boğaz Köprüsü’nün trafik yükünü rahatlatmak ve İstanbul’un ulaşım sorununu giderebilmek için Yap, İşlet, Devret modeli ile 20.04.2012 günü ihale edilen ve içerisinde 2016 yılında bitmesi planlanan 3. Boğaz Köprüsü’nü de kapsayan bir otoyol projesidir.
» Araçlar hem kesintisiz bir şekilde transit geçiş yapabilecek hem de İstanbul’un şehir içindeki ve mevcut boğaz köprülerindeki trafiği azalmış olacak. Böylece, önemli ölçüde yakıt tasarrufu da sağlanacak. » Yük taşıyan araçların ulaşım kısıtlamasının ortadan kalkmasıyla, ithalat ve ihracatımızdaki zaman maliyeti düşecek. » 3. Boğaz Köprüsü ve Kuzey Marmara Otoyolu Projesi, 2023 yılında dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olmayı hedefleyen Türkiye’yi bu hedefine daha da yaklaştıracak ve çağdaş Türkiye’nin simgelerinden biri olacak. » 3. Boğaz Köprüsü ve Kuzey Marmara Otoyolu’nun işletmesi, 10 yıl 2 ay 20 günlük süre ile IC İçtaş – Astaldi JV tarafından yapılacak. Bu süre sonunda Ulaştırma Bakanlığı’na teslim edilecektir.
Ağustos-Ekim
9
KÜÇÜKÇEKMECE'DE
KAZANDIRACAKLARI Şehir içindeki ve mevcut boğaz köprülerindeki trafik yoğunluğu azaltılarak yakıt tasarrufu sağlanacak Araçlar kesintisiz, emniyetli ve konforlu bir şekilde transit geçiş yapacak. Zaman tasarrufuyla beraber insanlar üzerinde oluşacak pozitif etkilerin artması sağlanacak. Trafik yoğunluğu ve beraberinde trafikte kaybedilen zaman; yorgunluk stres ve iş verimliliği kaybının en önemli nedenlerinden biridir.
Transit trafiğin 3. Boğaz Köprüsüne yönlendirilmesiyle birlikte, ulaşımdan kaynaklı hava kirleticilerin şehir içinde oluşturduğu etki azalacak. Yük taşıyan araçların ulaşım kısıtlamasının kalkmasıyla ithalat ve ihracatımızdaki zaman maliyeti azalacak. 3. Havalimanı ve Kanal İstanbul gibi mega projelerin şehir merkezi ile bağlantısı sağlanacak.
Marmara Bölgesi’nde oluşacak yeni ticari alanlar ve komşu illerle birlikte tüm bölge ekonomik açıdan daha da canlanacak.
3. Boğaz Köprüsü’nü de kapsayan Kuzey Marmara Otoyolu’nun, İstanbul(Kınalı) - Çanakkale - Savaştepe otoyolu ve İstanbul - İzmir otoyolu ile birleşmesiyle komşu şehirlere ulaşım süresi azalacak.
Hem karayolu hem de demiryolu geçişi sağlayan köprüyle, Asya ile Avrupa’yı birbirine bağlayan Türkiye’nin, taşımacılık alternatifleri ve ticaret kapasitesi artacak.
Köprüden geçecek olan demiryoluyla, Edirne’den İzmit’e kadar şehirlerarası ve şehir içi kesintisiz demiryolu taşımacılığı yapılacak ve bu raylı sistem Marmaray ve İstanbul Metrosu ile entegre edilerek
10
Atatürk Havalimanı, Sabiha Gökçen Havalimanı ve yeni yapılacak 3. Havalimanı da birbirine bağlanacak. Bu proje ile 2023 yılında dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olmayı hedefleyen Türkiye bu hedefine daha çok yaklaşacak ve 3. Boğaz Köprüsü modern Türkiye’nin simgelerinden biri olacak İnşaat ve işletme aşamasında binlerce kişiye sağlayacağı istihdam ve çeşitli sektörlere katacağı canlılıkla Türkiye ekonomisine önemli bir katkı sağlayacak. İstanbul'a kentin dinamiğine uygun, estetik ve çağdaş bir asma köprü kazandıracak. Dünyanın en önemli finans merkezi olmaya hazırlanan İstanbul’un, bölgeye yapılacak yeni yatırımlarla hedefine daha da yaklaşmasına katkı sağlayacak.
26 AĞUSTOS 2016’DA AÇILDI Köprü 26 Ağustos 2016 tarihinde görkemli bir törenle açıldı. Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nün açılışında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye tamamlanan, inşası süren, başlanacak olan projelerle hedeflerine adım adım ilerliyor” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bu son saldırıların da PKK, DAEŞ, FETÖ gibi terör örgütlerinin de arkasındaki güçlere sesleniyorum. Bu saldırının da PKK gibi FETÖ gibi terör örgütlerinin arkasındaki güçler, kendinize çeki düzen verin" dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Köprünün temelini “büyük bir coşkuyla” attıklarını anımsatarak, “Dalgalarını geçenler attı, istihza edenler oldu, ‘yaptırmayacağız’ diyenler oldu, buralara gelip gösteri yapanlar oldu ama biz dedik ki bu yoldan dönmek yok. ‘yapacağız’ dedik ve Allah’a hamd olsun, işte Halep oradaysa arşın burada” diye konuştu.
DÜNYA FİLMLERİ BURALARDA ÇEKİLECEK, SİZLER DE BUNU GÖRECEKSİNİZ Yavuz Sultan Selim Köprüsü’yle kıtaların üçüncü kez birleştiğini vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu: “Bu köprü hem tekerlekli araç geçişini hem raylı sistemi birlikte sağlıyor olması bakımından kendi alkanında dünyada öncü bir köprü. Böyle bir özelliğe sahip. İşte şu anda iftiharla gördüğümüz, seyrettiğimiz bu köprü dünyada birçok şeye, yayınlara, inanıyorum ki öncü olacak. Bununla iftihar edeceğiz. Bunu göreceksiniz. Dünya filmleri buralarda çekilecek bunu göreceksiniz.’ SALDIRILARI BOŞA ÇIKARMASAYDIK TÜRKİYE BU GÜNE ULAŞAMAZDI “Ülkemizin önünü kesmek için bilhassa 3 yıldır maruz kaldığımız çok sayıda saldırıya rağmen görüldüğü gibi yolumuza
kararlılıkla devam ediyoruz” diyen Erdoğan, Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nün temelinin atılmasından açılışına kadar geçen sürede Türkiye’nin yaşadıklarının, çok sayıda ülkenin “asırlık tarihinde” yaşadıklarını geride bırakacağını kaydetti. Erdoğan, “2013 yılının Haziran’ındaki ve Aralık ayındaki saldırıları başımız dik olarak karşılayıp boşa çıkarmasaydık, Türkiye bu güne ulaşamazdı. 2014 Mart’ındaki ve Ağustos ayındaki, 2015 Haziran’ındaki ve Kasım ayındaki milli irade sınavlarından başarılı çıkmasaydık, bugün burada olamazdık. 2015 Temmuz’unda başlatan terör eylemlerini, bölücü örgütü açtığı çukurlara gömerek hüsrana uğratmasaydık Türkiye bambaşka bir yere sürüklenirdi. Nihayet 2016 Temmuz’undaki silahlı darbe girişimini milletimizin kahramanlığı sayesinde durdurmasaydık, nerelere savrulabileceğimizi ifade etmek bile istemiyorum.”
Ağustos-Ekim 11
KÜÇÜKÇEKMECE'DE
Küçükçekmece Belediyesi 4 Ödülle
ALTIN KARINCA'YA DAMGA VURDU Marmara Belediyeler Birliği tarafından altıncısı düzenlenen ‘Altın Karınca Belediyecilik Ödülleri’ sahiplerini buldu. Küçükçekmece Belediyesi, dört ayrı kategoride dört ödül alarak büyük bir başarıya imza attı.
12
Beşiktaş Conrad Otel’de gerçekleşen ödül törenine katılan Küçükçekmece Belediyesi 4 ödül birden alarak törene damgasını vurdu. Küçükçekmece Belediyesi, Strateji Geliştirme Müdürlüğü, ‘Yüksek Güvenlik Afet Müdahale Kapasitesi Arttırma’ Projesi ile birincilik ödülü, Kültür ve Sosyal İşler Müdürlüğü ‘Müzik Akademisi’ ve ‘BelediyeMatik (Akıllı Ödeme Noktası)’ projeleri ile ikincilik ödülü, Bilgi İşlem Müdürlüğü, ‘Rüzgar Gülü Güneş Paneli, Kondisyon Bisikleti ile Elektrik Üretilmesi' projeleri ile Tabiata Saygı Özel Ödülü almaya layık görüldü.
Ödülleri İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ve Marmara Belediyeler Birliği BAŞKANI ve aynı zamanda Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı olan Recep Altepe'nin elinden alan Küçükçekmece Belediye Başkanı Temel Karadeniz'e Küçükçekmece Belediye Başkan Yardımcısı Besim Müftüoğlu ve birim müdürleri ile proje çalışanları eşlik etti. "YEREL YÖNETİMLER ŞEHİR VE ÜLKE AÇISINDAN ÖNEMLİ" Törende bir açılış konuşması gerçekleştiren İstanbul Büyükşehir Belediye
KÜÇÜKÇEKMECE'DE
Başkanı Kadir Topbaş yerel yönetimlerin şehir ve ülke açısından önemine değinerek, "Şehirler artık sorunların da çözüm noktası. Yerel yönetimler reflekslerin güçlü olduğu, halkın rahatlıkla ulaşabildiği her türlü beklentinin karşılandığı yerlerdir. Başarılı bir belediye başkanı olmak için ise halk talep etmeden, dünyayı takip ederek halka bir şeyler sunmak gerek" dedi. Marmara Belediyeler Birliği Başkanı Recep Altepe ise, "Hızla büyüyüp geli-
şen şehirler artık dünyaya yön veriyor. Yerel yönetimlerin önemi günden güne artıyor. Şehir yaşamını öne taşıyan her faaliyet ülkeleri de ön plana çıkarıyor" diye konuştu. Altın Karınca ödül töreninde, Afet Yönetimi, İmar Şehircilik ve Estetik, Kurumsal Yönetim ve Gelişim, Kültür ve Sanat, Toplum Düzeni ve Sosyal Hizmetler, Ulaşım ve Altyapı Hizmetleri, Yeşil Alan ve Çevre Yönetimi Hizmetleri, Ar-Ge ve
İnovasyon kategorilerinde ödüller verildi. Ayrıca diğer yıllardan farklı olarak, Tabiata Saygı Özel Ödülü, Tarihe Saygı Özel Ödülü’nün yanı sıra ana medya sponsoru Posta Gazetesi Özel Ödülü de sahiplerini buldu. Jüride İstanbul Teknik Üniversitesi, Marmara Üniversitesi ve Yalova Üniversitesi’nden önemli isimler yer aldı.
Ağustos-Ekim 13
KÜÇÜKÇEKMECE'DE
Bakan Özlü'den Tekstil Sektörüne Müjde
KÜÇÜKÇEKMECE'DE YENİ BİR DÖNEM BAŞLIYOR Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, Küçükçekmece'deki İstanbul Tekstil AR-GE Merkezi’nin açılışına katıldı. Bakan Özlü açılışta tekstil sektörüne büyük bir müjde verdi. İstanbul Tekstil ve Ham Maddeleri İhracatçıları Birliği önderliğinde Akdeniz, Ege, Uludağ ve Güneydoğu Anadolu Tekstil ve Ham Maddeleri İhracatçıları Birlikleri ve RWTH Aachen Teknik
14
Üniversitesi Tekstil Teknoloji Enstitüsü ortaklığıyla kurulan “İTA İstanbul Tekstil ARGE Merkezi”nin açılışı yapıldı.
“PROJELERLE İLGİLİ
Özel sektörün Ar-Ge çalışmalarını desteklemek için yeni bir çalışma hazırladıklarını söyleyen Bakan Özlü, “Projelerle ilgili ar-ge ve tasarım harcamalarının yarısını hibe desteği olarak vereceğiz” dedi.
HİBE OLARAK VERECEĞİZ’’
Küçükçekmece İstasyon Mahallesi’ne yapılan tesisin açılış törenine Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, Küçükçekmece Belediye Başkanı Temel Karadeniz, Türkiye İhracatçılar Meclisi Başkanı Mehmet Büyükekşi, İTHİB Başkanı İsmail Gülle, çok sayıda uluslararası akademisyen ve işadamları katıldı. Açılış töreni Bakan Özlü ve protokol üyelerinin konuşmalarını yapması ile başladı.
Rekabet Öncesi İşbirliği Projeleri Destek
AR-GE VE TASARIM HARCAMALARININ YARISINI Ar-Ge ile ilgili yeni bir proje üzerinde çalıştıklarını ifade eden Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, 'Bir ay içinde yeni bir destek mekanizması olan, Programı’nı hayata geçireceğiz. Bu kapsamındaki projeler için bütçe sınırı olmayacak. En az biri işletme olmak üzere iki veya daha fazla kuruluş tarafından ortaklık içinde yapılacak projeler destekten yararlanabilecek. Projelerle ilgili Ar-Ge ve tasarım harcamalarının yarısına hibe desteği vereceğiz.' diye konuştu.
KÜÇÜKÇEKMECE'DE
“26 MİLYAR DOLARA YAKLAŞAN BİR İHRACAT KALEMİMİZ OLUŞUYOR’’ Kaliteli üretimin ve Ar-Ge çalışmalarının önemine dikkat çeken Bakan Özlü, “Türkiye’nin ihraç ettiği erkek gömleğinin kilogram ortalama fiyatı 25 dolar civarında satılıyor. İtalya’nın ihraç ettiği gömleğin kilogram başına satış fiyatı ise 100 dolara yaklaşıyor. Bu gömleklerin kalitesi aşağı yukarı aynı, fiyat farkı marka ve tasarımdan kaynaklanıyor. Tasarıma getirdiğimiz destekler işte bu yüzden büyük önem taşıyor. Sanayi Mülkiyet Kanunu’nu yasalaştırdığımızda tasarımlar, markalar ve patentlerle ilgili yeni bir dönem başlayacak. Bunlarla ilgili
başvuru süreçleri kolaylaşacak, tescil süreçleri hızlanacak, koruma süreçleri ise daha etkin bir hale gelecek. İşte biz bu çalışmalarla artık katma değeri arttırmaya yoğunlaşmış durumdayız. Tekstil ve hazır giyim bizim için önemli bir sektör, bu iki sektörü bir arada değerlendirdiğimizde toplam 26 milyar dolara yaklaşan bir ihracat kalemimiz oluşuyor. İhracatımızın yaklaşık 5’te birini bu iki sektör oluşturuyor” şeklinde konuştu. “AR- GE ÇALIŞMALARINDA TÜRKİYE ÖZEL BİR EKSİKLİK YAŞIYOR’’ İhracatçı olabilmek için artık sadece üretmenin yetmediğini belirten Küçükçek-
mece Belediye Başkanı Temel Karadeniz, “Kaliteli üreten, Ar-Ge'yi düşünen bir yapı var etmemiz gerekiyor. Bu çalışmalardan dolayı bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak gerçekten heyecan duyuyorum. Özellikle Ar-Ge çalışmalarında Türkiye özel bir eksiklik yaşıyor. Çünkü biz çocuklarımızı farklı düşünmeye alıştırmıyoruz. Bu da farkında olmadan bizleri çok derinden etkiliyor” diye konuştu. Konuşmaların ardından, açılış kurdelesini kesen Bakan Özlü, daha sonra İstanbul Tekstil AR-GE Merkezi’ni gezerek yetkililerden makineler hakkında bilgi aldı. Merkezi gezen Özlü, katılımcılarla toplu hatıra fotoğrafı çektirdikten sonra merkezden ayrıldı.
Ağustos-Ekim 15
KÜÇÜKÇEKMECE'DE
Çocuk Üniversitesi
AÇILIYOR
Küçükçekmece Belediyesi eğitim konusunda çocuklara destek olmaya devam ediyor. Bu kapsamda açılacak olan üstün yeteneklilere yönelik ‘Çocuk Üniversitesi’ Küçükçekmeceli minik dahileri bekliyor.
Küçükçekmece Kaymakamlığı ve Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi işbirliği ile hayata geçirilen Küçükçekmece Belediyesi Çocuk Üniversitesi, Söğütlüçeşme Bilgi Evi binasında hizmet verecek. Çocuk Üniversitesi’nde, 4, 5, 6 ve 7’inci sınıftaki üstün yetenekli öğrencilere en az 1, en fazla 4 yıl boyunca hafta sonu ve hafta içi (okul dışı-akşam) eğitimler verilerek çocukların kendilerinin farkına varması ve kendilerini geliştirmesi sağlanacak.
16
“ÜSTÜN YETENEKLER KÖRELMESİN DİYE…”
Her zaman gençlere ve çocuklara eğitim konusunda destek olduklarını belirten Küçükçekmece Belediye Başkanı Temel Karadeniz, “Türkiye’deki 15 milyon öğrencinin 680 bininin üstün zekalı olduğu tahmin ediliyor. İstanbul özelinde düşünecek olursak 30 bine yakın üstün zekalı öğrenci bulunuyor ve bu öğrencilerin bir çoğu tespit edilmeden yetenekleri köreliyor. Özel yetenekli çocuklar her ne kadar çeşitli üstün özelliklere sahip olsalar da geleneksel eğitim metot ve müfredatlarına tabi tutulduklarında sadece bu avantajlarını kaybetmekle kalmayıp aynı zamanda kendilerine has öğrenme yeteneklerini de kaybedip dezavantajlı duruma düşüyor. Üstün zekalı ve yetenekli öğrencilere yönelik daha çok eğitim kurumuna, destekleyici programlara ve bunları uygulayacak uzmana ihtiyaç var. Bu nedenle biz de Küçükçekmece Belediyesi olarak Çocuk Üniversitesi’ni kurduk ve bu öğrencilerimize destek ve yardımcı olmak istedik” dedi.
ÇOCUKLAR OKULA, ÜSTÜN YETENEK WİSC-R TESTİ İLE ALINACAK Yüzlerce minik dehaya kapılarını açacak olan Küçükçekmece Çocuk Üniversitesi’nde ‘Fen’, ‘Edebiyat’, ‘Zeka ve Akıl Oyunları’, ‘Öğrenme Teknikleri ve Hayal’, ‘Okuma’, ‘Dil (İngilizce)’, ‘Robot’, ‘Drama’, ‘3D Tasarım’ ile ‘Oyun Kodlama ve Yazılım’ atölyeleri olacak. Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi akademisyenlerinden oluşacak 7 kişilik danışma kurulunun sıkı bir elemeden geçireceği çocuklarda başvuru için aranan şart ise, ‘Üstün Yetenekliler Testi Wisc-R’. testini başarmaları.
KÜÇÜKÇEKMECE'DE
VELİLER VE ÖĞRETMENLER DE EĞİTİLECEK Küçükçekmece Çocuk Üniversitesi ile üstün yetenekli çocukların keşfedilmesi, onların doğru okul tercih etmelerinin sağlanması, yetenek, ilgi ve kapasitelerine yönelik eğitim almaları, psikolojilerinin düzeltilerek topluma kazandırılması amaçlanıyor. Bu kapsamda verilecek seminerlerle ayrıca üstün yetenekli çocuklara nasıl davranılması gerektiği, onların nasıl keşfedilip yönlendirileceği de velilere ve öğretmenlere anlatılacak. Her konuda gençlere ve çocuklara destek olmayı amaç edinmiş Küçükçekmece Belediyesi bünyesinde ayrıca, Müzik ve Geleneksel Sanatlar Akademileri de bulunuyor.
Ağustos-Ekim 17
KÜÇÜKÇEKMECE'DE
Fun Run Series KÜÇÜKÇEKMECE’DE SONA ERDİ Belediye Başkanı Temel Karadeniz’in yaptığı organizasyona Küçükçekmece Kaymakamı Harun Kaya, İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Spor A.Ş Genel Müdürü İsmail Özbayraktar katıldı. İBB Halkalı Etap Futbol Stadı önünden başlayan Fun Run Series Küçükçekmece Etabı 7. kilometrede yapılan son dönüş ile birlikte yine aynı noktada sona erdi.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Spor A.Ş'nin "İstanbul'u Koşuyorum" sloganıyla düzenlediği "Fun Run Series" yol yarışları Küçükçekmece’de sona erdi.
BAŞKAN KARADENİZ START VERDİ
İBB Spor AŞ ve İlçe Belediyelerin işbirliği ile organize edilerek gerçekleşen 5 etaplık yarışların son etabı, Küçükçekmece İBB Halkalı Etap Futbol Stadı önünde start aldı. Ev sahipliğini Küçükçekmece
Sporcular koşu öncesi sunucu Ece Vahapoğlu eşliğinde ısındı. Yarışmanın startını Küçükçekmece Belediye Başkanı Temel Karadeniz, Spor A.Ş Genel Müdürü İsmail Özbayraktar ile birlikte verdi. Fun Run Series’ ödül töreni öncesi bir
18
konuşma yapan Küçükçekmece Belediye Başkanı Temel Karadeniz, “Bugünkü programa katılan herkes aslında kazandı. Buradaki ödül törenimiz sembolik ben arkadaşlarım ve kardeşlerimi ayrıca tebrik ediyorum. Unutmayın, spor yapan kazanır sporda kaybeden yoktur. Bu felsefe ile yola çıkıyoruz. Ben bugün Küçükçekmece’ye katığınız renk için hepinize teşekkür ediyorum” dedi. Spor A.Ş Genel Müdürü İsmail Özbayraktar ise yaptığı konuşmada şunları dile getirdi: “Küçükçekmece Belediye Başkanımıza desteklerinden dolayı teşekkür ediyorum. İnşallah bu koşumuzu geleneksel hale getireceğiz. Neden Küçükçekmece ’nin maratonu olmasın, duygusu ile devam edeceğiz.”
KÜÇÜKÇEKMECE'DE
Fun Run Series koşusunda dereceye
Özbayraktar’ın elinden aldı.
3- Zeynep Nur Türk: 29.26”
girenler kupalarını ve ödüllerini Kü-
Yarışma Sonuçları
Erkekler:
Kadınlar:
1- Mestan Turhan: 22.57”
Karadeniz ve İstanbul Büyükşehir Bele-
1- Damla Çelik: 27.06”
2- Fatih Korkunç: 23.19”
diyesi (İBB) Spor A.Ş Genel Müdürü İsmail
2- Esra Şanal: 28.06”
3-Aykut Taşdemir:23.23’’
çükçekmece Kaymakamı Harun Kaya, Küçükçekmece Belediye Başkanı Temel
Ağustos-Ekim 19
KÜÇÜKÇEKMECE'DE
Yenidoğan Sarılığı
İHMALE GELMEZ
vücuttan atılacak biçime getirilir.
Yenidoğan sarılığı, hayata yeni başlamış bebeklerde en sık görülen hastalıklardan birisidir. Normal doğan bebeklerin %60'ında görülürken erken doğan bebeklerin %80'inde görülebilmektedir.
Çocuk Sağlığı ve Hastalığı Uzmanı Dr. Murat Kılıç, yenidoğan sarılığının ihmale gelmemesi gerektiğini,bebeğinizin karın, kol ve bacaklarında sarılık varsa, sarılığın kaçıncı gününde olursa olsun hemen doktorunuza başvurmanız gerektiğini öneriyor.
20
Bebeğin karaciğerinin, aşırı miktarda üretilen biluribinin kandan temizlenmesini karşılayamadığı durumda, vücuttan yeteri kadar atılamayan bilirubin, dokularda ve kanda birikmeye başlar. Bebeğin derisine nüfus eden bilirubin, bebeğin sarı renkli bir görünüm almasına ve yenidoğan sarılığına neden olur. EN SIK GÖRÜLEN SEBEPLERİ NELERDİR? YENİDOĞAN SARILIĞI NASIL OLUŞUR? Yaşamın ilk 28 gününe "yenidoğan dönemi" denir. Bu dönemde en sık karşılaşılan sorunlardan birisi de sarılıktır. Cilde sarı rengi veren bilirubin isimli maddedir. Doğumdan sonraki ilk haftada hemen her bebekte bir miktar sarılık olur. Yenidoğan bebeklerde görülen sarılıkların çoğu ‘fizyolojik sarılıktır’; yani belli bir tehlike sınırını aşmaz ve bir iki haftada kendiliğinden geçer. Yıkılan alyuvarlar (kırmızı kan hücreleri), vücutta oluşan bilirubinin en önemli kaynağıdır. Normal bir bünyede bilirubin, karaciğerde işlenerek,
1. Fizyolojik (Normal) Sarılık Vaktinde doğan bebeklerin yaklaşık % 50'sinde, erken doğan bebeklerde ise daha yüksek oranlarda görülür. İlk 24 saatten sonra, genellikle doğumdan sonraki 2. veya 3. günde ortaya çıkar. Karaciğerin henüz olgunlaşmaması ve yeterince bilirubin atamamasına bağlı olarak sarılık oluşur. Genellikle ilk bir-iki hafta içinde kendiliğinden kaybolur ve bilirubin düzeyleri zararsızdır. Tedavi gerektirmez. 2. Yetersiz Anne Sütü Alımına Bağlı Sarılık Anne sütünün yetersiz alımına bağlı
KÜÇÜKÇEKMECE'DE
olarak, yenidoğanların yaklaşık % 5-10 unda gelişir. Belirtileri fizyolojik sarılığınkine benzer, ancak biraz daha şiddetlidir. Tedavisinde, anneye sütünün artması için uygun beslenme önerilerinin verilmesi çok önemlidir. Bazen bu çocukların hastaneye yatırılıp tedavi almaları gerekebilir. 3. Anne Sütüne Bağlı Sarılık Anne sütü alan bebeklerde nadiren görülür. Bazı annelerin sütlerinde olan özel bir maddenin, bebeğin bağırsaklarından çok fazla miktarda bilirubininin geri emilmesine sebep olduğu düşünülmektedir. Bu tip sarılık doğumdan sonraki 4-7. günde başlar. 3-10. haftaya kadar sürebilir. Genellikle zararsızdır. Nadiren hastaneye yatırılarak tedavisi gerekebilir. Bu annelerin bebeklerini emzirmeye devam etmeleri önerilir. 4. Kan Grubu Uyuşmazlığı - Rh uygunsuzluğu: Kan grubu annede "Rh (-), bebekte "Rh (+)'dir. İlk gebelikte şiddeti hafif olabilir. Ancak her yeni gebelikten doğan bebeklerde şiddeti gittikçe artar. Hastalığın şiddetinin azaltılabilmesi amacıyla ilk doğum (veya düşükten) itibaren, her hamilelikten sonra anneye "Anti D İmmunglobulin (RhoGam)" enjeksiyonu ilk 72 saat içinde yapılmalıdır. - ABO uygunsuzluğu: Kan gruplarının annede "0", bebekte "A" veya "B" olması durumunda görülür. Klinik Rh uygunsuzluğuna benzer, ancak daha hafiftir.
Bazen ağır da seyredebilir BEBEKLERİN SARILIK OLDUĞU NASIL ANLAŞILIR? Sarılık önce yüzde başlar, kandaki bilirubin seviyesi arttıkça sırayla göğse, karna, kol ve bacaklara doğru ilerler.Göz akı da sararır. Ciltteki sarı renk en iyi gün ışığında ya da florasan lamba altında görülür. Parmakla hafifçe burun ya da karın cildine bastırılıp kaldırıldığında sarı renk daha net bir şekilde belirlenebilir. BİLİRUBİN YÜKSELDİKÇE BEBEKTE NE GİBİ BELİRTİLER OLUŞUR? En başta bebeğin cildindeki sarılık giderek koyulaşıp belirginleşir. Bebek daha çok uyur, emmesi azalır (Bu durum sarılığı daha da arttırır.) BİLİRUBİN YÜKSELMESİ TEHLİKELİ OLABİLİR Mİ? Eğer bilirubin çok yükselip beyni etkilemişse (kernikterus), o zaman bebek tiz sesle ağlamaya başlar, başını geriye atar, havale de geçirebilir.Bu durumdaki bir bebekte ileriki yaşlarda çoğunlukla zekâ ve motor gelişim geriliği, işitme, görme sorunları oluşur. HANGİ BEBEKLER SARILIK AÇISINDAN DAHA DİKKATLİ TAKİP EDİLMELİDİR? • Anne-bebek arasında kan grubu uygunsuzluğu olan bebekler
• Erken doğmuş bebekler, • Doğum esnasında kafa derisi altında kanama meydana gelmiş olanlar, • İlk 24 saatte sarılığı belirlenenler, • Emme sorunu olup buna bağlı olarak iyi beslenemeyen bebekler, • Sarılığı iki haftadan uzun süren bebekler, • Büyük kardeşlerinde yenidoğan dönemlerinde ışık tedavisi gerektirecek kadar sarılık belirlenmiş olanlar. SARILIĞIN TEDAVİSİ NASIL YAPILIR? Fototerapi Kanda yüksek olan bilirubin maddesinin düzeyini düşürerek, beyne zarar vermesini önleyen bir yöntemdir. Bilirubin seviyesi yüksek ise bebeğe, özel lambalarla "fototerapi" denilen ışık tedavisi uygulanır.Bu ışık, bilirubini suda eriyebilecek bir şekle sokarak vücuttan atılmasını sağlar. Kan değişimi Kan grubu uyuşmazlığı olup da bilirubin düzeyi çok yükselmiş hastalarda kan değişimi yapılır. Işık tedavisi ve/veya kan değişiminden hangisinin uygulanacağına bebeğin gebelik haftası, birlikte olan diğer hastalıkları, doğumdan sonra kaç günlük olduğu ve bilirubin seviyesi gibi durumlar göz önünde bulundurularak karar verilir. Kan değişimi işlemi göbek damarları kullanılarak yapılır.
Ağustos-Ekim 21
KÜÇÜKÇEKMECE'DE
TARİHİN EN BÜYÜK MİTİNGİ 15 Temmuz hain işgal kalkışmasının ardından Türkiye’nin bütün kentlerinde devasa mitingler düzenlendi. 7 Ağustos'ta Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ev sahipliğinde düzenlenen miting ise sadece Türkiye’nin değil, tarihin en büyük mitingi olarak hafızalara kazındı. İstanbul Yenikapı’da düzenlenen ve yaklaşık 7 milyon kişinin iştirak ettiği mitinge Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ya-
22
nısıra, TBMM Başkanı İsmail Kahraman, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Başbakan Binali Yıldırım, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ve Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar da katılarak konuşma yaptılar. İşte Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın mitingde yaptığı konuşmanın satır başları:
11. Cumhurbaşkanımız Sayın Gül, parlamentomuzun değerli başkanı Gazilik şerefine ikinci defa nail olan TBMM Başkanı Sayın İsmail Kahraman, Sayın Ak Parti Genel Başkanı ve Başbakan, Sayın Genelkurmay Başkanımız, Sayın CHP Genel Başkanı, Sayın MHP Genel Başkanı, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin sayın Başbakanı, değerli misafirler, sevgili İstanbullular, 81 vilayetimizde meydanlarda bizleri takip eden kıymetli vatandaşlarım, dünyanın dört bir tarafında gönlü bizimle olan kıymetli kardeşlerim, 15 Temmuz gecesi bir kez daha istiklali
ve istikbali için, canı pahasına ülkesini FETÖ’ye, işgalcilere teslim etmeyen aziz milletim, sizleri en kalbi duygularımla, hasretle, muhabbetle selamlıyorum. Sözlerimin hemen başında 15 Temmuz gecesi, sokaklara meydanlara inerek, namlulaların, tankların, helikopterlerin, uçakların karşısına dikilme cesareti gösteren tüm kardeşlerime bir kez daha şükranlarımı sunuyorum. ŞEHİTLERE RAHMET, GAZİLERE ŞİFA DİLEĞİ Bu kardeşlerimizden, 172’si sivil, 63’ü polis, 5’i asker olmak üzere 240’ı şahadet makamına ulaştılar. Allah’tan rahmet diliyorum. Milletimizin başı sağ olsun. Yine o gece kahramanca darbecilerin üzerine yürüyen kardeşlerimizden 2195 tanesi gazilik rütbesine ulaşmıştır. Tedavileri süren yaralılarımıza Rabb’imden şifalar niyaz ediyorum.
KÜÇÜKÇEKMECE'DE
“İSİMLERİNİ TARİHE ALTIN HARFLERLE YAZDIRDILAR" O gece adeta ölümü öldürerek sokakları, meydanları dolduran milyonlarca vatandaşımız içinden şehitlik ve gazilik şerefine nail olanlar isimlerini tarihe altın harflerle yazdırdılar. Vatan uğruna verilen mücadelede bu rütbelere ulaşabilmek her zaman elde edilebilecek bir ayrıcalık değildir. Ne diyor İstiklal Şairimiz, “kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda, şüheda fışkıracak toprağı sıksan şüheda, canı cananı, bütün varımı alsın da hüda, etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda!” HEPİMİZİN GAZASI MÜBAREK OLSUN 15 Temmuz gecesi meydanları dolduran kardeşlerimizin her birinin vatanımızın korunmasında payı vardır. Onun için diyorum ki 79 milyon olarak hepimizin gazası mübarek olsun.
Darbe girişimine karşı tüm farklılıklarını bir kenara bırakarak, kadınıyla, çocuğuyla, yaşlısıyla, dünyayı kendine hayran bırakan tüm vatandaşlarımızın gazası mübarek olsun. Kardeşlerim, bu millet başka bir millet. Gerçekten Türk milleti 1000 yıl önce Malazgirt’te hani inançla Anadolu’nın kapılarını açmışsa, 15 Temmuz’da da aynı hissiyatla darbecilerin karşısına dikilmiştir.
sabotajlara karşı da güçlü olduğunu, yıkılmayacağını, rayından çıkmayacağını göstermiştir.
AYNI İRADEYLE FETÖ’YÜ PÜSKÜRTTÜK
Burada Cumhurbaşkanı, Genelkurmay Başkanı, Başbakanı, CHP ve MHP Genel Başkanı’yla, her vilayetten insanımızla verdiğimiz şu görüntü var ya, ülkemizin düşmanlarını en az 16 Temmuz sabahı kadar üzmüştür.
Osman Gazi 1299’da tarihin en kudretli devletini hangi temeller üzerine bina ettiyse, biz de o gece Türkiye’yi aynı ilkeler etrafında müdafaa ettik. Ecdadımız hangi idrakle Çanakkale’de kanının son damlasına kadar mücadele ettiyse, 15 Temmuz’da aynı iradeyle FETÖ’yü püskürttük. Gazi M. Kemal’in zafere ulaşmasını sağlayan inancın bir benzeri 15 Temmuz’da tüm şehirlerde adeta kol geziyordu. 15 Temmuz dostlarımıza bu ülkenin askeri
Aynı gece Türkiye’nin yerle yeksan olmasını bekleyen düşmanlarımız, ertesi güne bundan sonra işlerinin daha zor olduğunu görmenin kahrıyla uyandılar. ŞU GÖRÜNTÜ ÜLKEMİZİN DÜŞMANLARINI ÜZDÜ
Bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız. Türkiye’nin tüm renkleriyle, bağımsızlığına ve geleceğine yönelik atılan bu adımlar var ya, çok önemli. Bu, geleceğe yönelik vatanımıza sahip çıkmanın ilanıdır. Bu manzara 1000 yıllık vatanımızın tek bir taşına göz dikenlerin
Ağustos-Ekim 23
KÜÇÜKÇEKMECE'DE
ödemeyi göze alacakları bedelin ilanı ve ispatıdır. Bu manzara Türkiye’nin 2023 hedeflerine ulaşacağının ilanı ve ispatıdır. BİRBİRİMİZİ MAKAM İÇİN DEĞİL ALLAH İÇİN SEVECEĞİZ Bu manzara kardeşliğin, gerektiğinde bir hakikat olarak ortaya konabileceğinin ilani ve ispatıdır. Yolumuza dayanışma içerisinde geçeceğiz. Mütevazı olacağız, birbirimizi makam mevkii için değil, sadece Allah için seveceğiz. Böyle bir milletin evladı olarak, huzurlarınızda olmak bizlere hamdolsun, gurur veriyor. BU MİLLETE KİMSE BU ESARETİ ASLA GETİREMEYECEKTİR Gazi M. Kemal 1920 yılında İstanbul ve İzmir başta olmak üzere ülkenin büyük bölümünün işgal altında olduğu o kara günlerde “Milletimiz büyüktür, korkmayalım. O esaret kabul etmez, fakat onu bir araya toplamak ve ‘ey millet sen esaret kabul eder misin’ diye sormak lazımdır” diyordu. Şimdi burada bir kez daha, Gazi’den 96 yıl sonra aynı soruyu
24
soruyorum: Ey millet! Sen esaret ve zillet kabul eder misin? Bu millete, kimse bu esareti asla getiremeyecektir. MİLLETİN İNANCINI HİÇ HESABA KATMADILAR Bu bambaşka bir ruh. İmansız olanlar, imanlı olanların karşısında dayanamadılar. Bu FETÖ briçok sinsiliği hesap etti de, bir tek bu milleti hesap edemedi. Bu milletin imanını, inancını, dirayetini hiç hesaba katmadı. Zannetti ki, bunlar silaha falan gelmez. Ne oldu? Hani yetiştirdiğiniz bazı adamlar, TSK’nın içindeki bazı hainler, TSK’nın içindeki vatanperver askerlerimizi tenzih ediyorum, aynı şekilde polis teşkilatımızın içinde vatansever olanlar kendilerini ortaya koymasaydı işimiz çok daha zor olacaktı, sonuçta ne oldu? O hesabı yapamayanlar, yalnız bir ithamım var; hükümet askeri liselerin kapatılmasına yönelik açıklama yaptı. MİLLETİMDEN AYNI CEVABI ALACAKLAR Bazı eski askerler yanlış dediler, şimdi
ben de onlara sesleniyorum. İşte oradan yetiştirilmiş o tek tip FETÖ’cüler bu olayı yaptılar. Harp okullarımız duracak, tüm liselerimizden yetişenler gelsin rahatlıkla buraya girsin. Tek tip niye olsun? Harp Akademilerinde hangi eğitim veriliyorsa orada verilsin. Benzer teşebbüste bulunan herkes milletimden aynı cevabı alacaktır. Devlet ve millet olarak 15 Temmuz darbe girişimini çok iyi analiz etmeliyiz. Onların arkalarındaki güçleri de çok iyi değerlendirmeliyiz. FETÖ mensuplarını hala ağzına almaktan çekinenler var. Muktedir olanlar bunların isimlerini aynen ifade etsin ki bilmeyenler bu FETÖ kimdir bunu öğrensin. ADI PKK, FETÖ, DAEŞ OLSA DA FARK ETMEZ Ülkemize yönelik tehdidin görünürdeki maşalarıdır. Biliyoruz ki bu senaryo onların boyunu çok aşar. Elbette bu örgütü hukuk dairesine imha etmek mecburiyetindeyiz. TSK›dan yargıya, polis teşkilatından istihbarat kuruluşlarına kadar her yere sızabilen ihanet şebekelerine
KÜÇÜKÇEKMECE'DE
karşı kendimizi güçlendirmeliyiz. Adı PKK, FETÖ, DAEŞ de olsa, başka da olsa fark etmez. Örgütlerin isimleri, kadroları, söylemleri değişebilir ama hepsinin Türk devletinin düşmanları olduğu gerçeği değişmez. Geldiğimiz noktada saflar gayet net. Bir tarafta tüm siyasi partileri ve kesimleriyle Türkiye Cumhuriyeti Devleti vardır, diğer tarafta ise istismar ve sapkınlık içinde olan terör örgütleri vardır. Devletinden yana olan herkes bugün burada, Yenikapı’dadır. Buradan 79 milyona selam olsun, terör örgütlerinin mensupları kimi adliyede akıbetini bekliyor, kimi cezaevinde cezasını çekiyor, arkalarındaki güçleri çok iyi biliyoruz. Yakaladığımız bu birlik ve beraberlik ruhunu en iyi şekilde değerlendirerek bir milat haline dönüştürmeliyiz. TÜM BU GERÇEKLERİ HEP BİRLİKTE GÖRDÜK Üç haftadır her vesileyle ifade ettiğimiz bir hususu tekrarlamak istiyorum; 15 Temmuz bir yönüyle ordumuz içine sızmış FETÖ mensuplarının başlattığı girişimdir ama hadise bundan ibaret
değildir. PKK ve DAEŞ’in silahlı eylemleriyle elde edilmek istenen neticenin yeni bir safhaya çıkarılma girişimidir. 15 Temmuz ülkesine ihanet eden bir silahlı güç eliyle ülkemizi işgal girişimidir. Darbe başarılı olsaydı 1000 yıldır bizim olan bu coğrafyanın kimlere altın tepsi içinde sunulacağını hepimiz gayet iyi biliyoruz. 15 Temmuz gecesi tüm bu gerçekleri hep birlikte gördük. 15 Temmuz gecesi bu gerçeği Türk’üyle, Kürt’üyle, Laz’ıyla, Arap’ıyla 79 milyon hep birlikte gördüğümüz için, sokaklarda omuz omuza mücadele ettik. O gece insanlar, ülke ve millet olarak istiklalimizi ve istikbalimizi düşünmek suretiyle mermilerin önünde kucak kucağa şehit oldu. 81 İLE TEŞEKKÜR VE SELAM Demokrasi ve Şehitler Mitingi’nde katılan vatandaşlarıma, zafer demokrasinin meydan milletindir diyerek gösterdikleri güçlü duruş için teşekkür ediyorum. Partilerimizin genel başkanlarına, şahsım, milletim adına teşekkür ediyorum. Şu anda 81 vilayette, bizleri izleyen tüm halkıma, tüm ülkeme, milletime, selam-
lar, sevgiler saygılar gönderiyorum. YAPTIKLARININ BEDELİNİ ÖDEYECEKLER Darbe girişiminde bulunanlara karşı ilk andan itibaren kahramanca karşı koyan emniyet teşkilatımıza, fedakar polislerimize teşekkür ediyorum. Ömer Halis ki Özel Kuvvetler’e saldırı düzenlendiği zaman, komutanının verdiği talimatı anında yerine getirmek suretiyle, onu alnından vurarak öldürdü, kendisi de şahadete yürüdü. Silahlı Kuvvetlerimizin kendini ortaya koyan tüm birimlerine huzurlarınızda ayrıca teşekkür ediyorum. Bundan böyle altımızda, nerede kim var, yargıda kim var, inceleyeceğiz, bunları da kapıya koyacağız. Yaptıklarının bedelini ödeyecekler. Belediyeler tüm güçleriyle darbe girişimine karşı direnen vatandaşlarımıza ve güçlerimize destek olan, tüm belediyelerimize teşekkür ediyorum. Nerede bir Türk varsa, orada kalpleri bizim için atan kardeşlerimiz de vardı. Yurt dışındaki vatandaşlarımıza da şükranlarımı sunuyorum.
Ağustos-Ekim 25
KÜÇÜKÇEKMECE'DE
CUMHURİYET BAYRAMI’NA
MUHTEŞEM KUTLAMA Küçükçekmece Belediyesi, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nın 93. yıl dönümünü muhteşem bir konserle kutladı. Sanatçılar binlerce vatandaşla birlikte Cumhuriyet selfiesi çektirdi. Halkalı Meydanı’nda düzenlenen 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı konserinde Metin Özülkü şefliğinde Hakan Aysev, Burak Kut, Eda Özülkü, Ferda Anıl Yarkın ve Reyhan Karaca sahne aldı. Dev isimler Küçükçekmece’de Cumhuriyet için şarkı söyledi. Konsere Küçükçekmece Kay-
26
makamı Harun Kaya, Küçükçekmece Belediye Başkanı Temel Karadeniz ve Başkan Yardımcıları başta olmak üzere binlerce vatandaş katıldı.
bizim 15 Temmuz’da olduğu gibi dik durma günümüz. Onlarca şehit de versek bu ülkenin parçalanmasına müsade etmeyiz” diye konuştu.
“HEM ÜZGÜN HEM GURURLUYUZ”
BİNLERCE KİŞİ CUMHURİYET SELFIESİ ÇEKTİRDİ
İstiklal Marşı ve saygı duruşunun ardından söz alan Temel Karadeniz, herkesin Cumhuriyet Bayramı'nı kutlayarak, "Bugün hem çok gururlu hem de çok üzgünüz. Cumhuriyetimizin 93. yılı olduğu için gururlu, üç şehidimiz için üzgünüz. Biz her zaman Cumhuriyetimize sahip çıkacağız. Bu ülkenin bir tek çakıl taşını vermeyeceğiz. Başta Mustafa Kemal olmak üzere tüm şehitlerimizi rahmetle anıyorum" dedi. BUGÜN DİK DURMA GÜNÜ Küçükçekmece Kaymakamı Harun Kaya da “Cumhuriyetimizin 93. yılını yedi düvele karşı şanlı bayrağımızı dalgalandırarak kutlayanlara selam olsun. Bugün
En güzel parçalarını sevenleri için seslendiren sanatçılar teker teker performanslarını sergiledikten sonra, Metin Özülkü yönetiminde hep bir ağızdan şarkı söyleyerek konseri taçlandırdı. Konserde ayrıca sanatçıların vatandaşlarla birlikte Cumhuriyet selfiesi de çektirmesi renkli görüntüler oluşturdu. Konser sırasında Küçükçekmece Belediyesi tarafindan ise Cumhuriyetimizin 93. yılı dolayısıyla havai fişek gösterisi sunuldu. Ayrıca konser sonunda Küçükçekmece Belediye Başkan Yardımcısı Mehmet Besim Müftüoğlu sanatçılara teşekkür ederek çiçek takdim etti.
KÜÇÜKÇEKMECE'DE
Ağustos-Ekim 27
KÜÇÜKÇEKMECE'DE
Küçükçekmece’de Kültür Sanat
SEZONUNA RENKLİ AÇILIŞ Küçükçekmece Belediyesi yeni dönem kültür-sanat sezonunu, geçmişten günümüze önemli kültürel miraslarımızdan biri olan “Karagöz’ün Dünyası” başlıklı bir sergi ve “Karagöz Şarkıları” konseri ile açtı. Cennet Kültür ve Sanat Merkezi’nde gerçekleşen ve sanatseverlerin yanı sıra sinema, animasyon ve gölge tiyatrosu tarihine ilgi duyan ziyaretçilerin büyük
28
ilgi gösterdiği etkinliğe, Küçükçekmece Belediye Başkanı Temel Karadeniz, Belediye Başkan Yardımcısı Besim Müftüoğlu, Karagöz sanatçısı Cengiz Özek de katıldı. DİLEK TÜRKAN VE BEKİR ÜNLÜATAER’DEN KARAGÖZ ŞARKILARI “ Gölgeden Bedene, Işıktan Perdeye Karagöz’ün Dünyası” başlıklı serginin açılışıyla başlayan etkinlik, Bekir Ünlüataer ve Dilek Türkan’ın muhteşem konseriyle devam etti. Karagöz’de musikinin önemine dikkat çeken konserde sanatçılar, İstanbul müziğinin değişik formlarından oluşan Karagöz şarkıları seslendirerek, dinleyenlere müzik ziyafeti sundu. Sanatçılara, kemençede Derya Türkan,
lavtada Skratis Sınopoulos, kanunda Serkan Halili, ritmde ise Fahrettin Yarkın eşlik etti. “POPÜLARİTENİN PEŞİNDE DEĞİLİZ, POPÜLARİTEYE DÜŞMAN DA DEĞİLİZ” Konser sonunda sanatçılara çiçek takdim eden Küçükçekmece Belediye Başkanı Temel Karadeniz, “Sanatçılarımıza ve siz değerli sanatseverlere ilginizden dolayı teşekkür ederim. İstanbul’un gözü kültür ve sanat alanında Küçükçekmece’nin üstünde. Bu alanda yapacağımız her çalışma sizlerin teveccühüyle bizleri çok zenginleştirecek. Yeni kültür ve sanat sezonumuz Küçükçekmecemize hayırlı uğurlu olsun. Kültür ve sanat anlamında popülaritenin peşinde değiliz.
KÜÇÜKÇEKMECE'DE
Popülariteye düşman da değiliz. Bu sezonda 3 kültür merkezimizde etkinliklerimiz yoğun bir şekilde kaldığı yerden devam edecek. Tüm Küçükçekmecelileri Karagöz’ün dünyasına ışık tutan sergimizi görmeye davet ediyorum” diye konuştu. 10 ARALIK’A KADAR GÖRÜLEBİLİR ‘Karagöz’ün Dünyası’ başlıklı belgesel sergide, Cengiz Özek Koleksiyonu’ndan Karagöz figürleri, ‘Yaşayan Karagöz ustalarından Orhan Kurt, Ünver Oral ve Tacettin Diker’ e ait Karagöz örnekleri ile çağdaş sanatçılar Bedri Rahmi Eyüboğlu, Nuri Abaç, Zeki Kıral, Mengü Ertel, Yurdaer Altıntaş ve Tosun Bayrak’ın çalışmalarının yanı sıra Ara Güler’in 1960’lı yıllarda fotoğrafladığı Karagöz oyunu fotoğrafları yer alıyor. Karagöz’ün tarihsel yolculuğunu anlatan belgesel serginin, Küratörlüğünü Cengiz Özek yapıyor. Görsel Sanat Yönetmenliğini Küçükçekmece Belediyesi Sanat Danışmanı Erkan Doğanay’ın üstlendiği projede Gölge Oyunu’nun Memlük’ten Türkiye’ye ve buradan Yunanistan ve Balkanlar’a dağılımı izleyiciye belgeler üzerinden aktarılıyor. Sergi, 10 Aralık’a kadar CKSM’de izlenebilir.
Ağustos-Ekim 29
KÜÇÜKÇEKMECE'DE
‘Cumhurbaşkanımızın 15 Temmuz Gecesi Kararlı Duruşu
HEPİMİZE GÜÇ VERDİ’
Röportaj
ÜLKEMİZDE HEMEN HEMEN HERKES SİZİ SEVER VE TAKDİR EDER. DURUŞUNUZLA HER ZAMAN BİZLERE ÖRNEK OLDUNUZ. NASIL ÇİZGİNİZİ BOZMADAN BUGÜNLERE GELEBİLDİNİZ? İlkeli insan olmak, ne istediğini bilmek, dürüst olmak, eleştiriye açık olmak, araştırmacı olmak, işini aşkla, iştahla, içtenlikle yapmak her zaman hayat felsefem oldu. “İyi insan” olabilmek için çalıştım. Bu çizgimden de hiçbir zaman ödün vermedim. Sanırım buna borçluyum.
Sev Kardeşim, Sezercik, Tanrı Misafiri, Senede Bir Gün, Kezban ve daha sayılamayacak kadar çok Yeşilçam filminin yıldızı.
O Yeşilçam’ın duru güzeli. Türk sinema tarihine adını altın harflerle yazdırmış kalplerin kazananı... Bu sayımızın konuğu ünlü film yıldızı Hülya Koçyiğit… Onunla sadece 15 Temmuz’u, yeni Türkiye’yi, sinemayı ve oyunculuğu değil; sıradan bir gününü, ünlü olmayan Hülya’yı da konuştuk. Samimi ve cana yakın bir sohbete hazır olun…
30
GÜNÜMÜZDE YAPILAN FİLMLER YEŞİLÇAM’IN SICAKLIĞINI YANSITMIYOR. YEŞİLÇAM’DAKİ BU BÜYÜNÜN SIRRI NEDİR? Yeşilçam’ın en çekici yanı sıcaklığı oldu bence. Baktığımız zaman olumsuz yönleri yok muydu? Vardı elbette. Halk beğeniyor, halk öyle istiyor diye biraz da popülist bir anlayışla çok fazla kendini tekrar etmesi, sesli filme geçişte çok geride kalması, teknolojinin çok geç gelmesi, girişimcilik ruhunun azlığı, sansürle düşüncenin kısıtlanması, sadece içeride iş yaparak bununla tatmin olması, büyük yatırımcıların sinemaya herhangi bir yatırımda bulunmaması Yeşilçam’ın gelişimini olumsuz
etkileyen nedenlerin başındaydı. Ancak diğer açıdan baktığımda da çok amatörce, dürüstçe, ama saf bir şekilde temiz işler yapma gayesi içerisindeydi herkes. Yeşilçam güzel, çok güzel bir dönemdi çünkü halk sabırsızlıkla filmlerin gösterimini bekler, çıkınca da koşa koşa sinemaya giderdi… FİLM SETİNDE YAŞADIĞINIZ UNUTAMADIĞINIZ BİR ANINIZ VAR MI? Setlerde birçok anım oldu… Birçok tehlikeli sahnede yer aldım… Bazılarının izlerini hala taşırım… 1969 yılındayız… Gülşah’ı dünyaya getirmişim… Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde “Cemile” adlı film ile en iyi kadın oyuncu ödülünü almışım… Yani her şey yolunda ve aynı günlerde “Rabia Hatun” adlı bir film çekiyoruz. Çekimler için Yedikule Zindanları’nda çalıştık. İş bittikten sonra gözlerimde kaşınma, sulanma ve batma hissettim. Çekim bittiğinde eve geri döndüm. Eşim beni görünce yüzümün neden bu denli yanık olduğunu sordu, kıpkırmızıydım. Ancak sebebini anlayamadığım tüm rahatsızlığım gece boyunca devam etti. Izdırabım çoğaldı. Bir müddet sonra görememeye başladım. Bir yandan büyük bir acı çekiyorum, bir yandan da görememenin verdiği panik içindeyim. Kör mü oldum korkusu yaşıyorum… Gecenin bir yarısı, eş dost ricası ile bir göz doktorunun muayenesini açtırdık. Doktor bir süre sonra yeniden görebileceğimi söyledi. Ancak hala başıma ne geldiğinin farkında değildim. Ertesi sabah durumu anlatmak ve çalışmamın imkansız olduğunu söylemek için yapım şirketini aradım. Onlar da durumumu bildiklerini, rol arkadaşım Hüseyin Peyda’yı gece hastaneye kaldırdıklarını söylediler. Endişem daha da fazla artmaya başladı ve ne olduğunu sonunda yapımcıdan öğrendim… Çekim yaptığımız zindanı aydınlatma için kullanılan ultraviyole ışınları yayan lambanın camı meğerse kırılmış
KÜÇÜKÇEKMECE'DE
ve saatlerce bu zararlı ışınları gözümüze almışız. Bir hafta sonra, doktorun dediği gibi görmem normale döndü. Ancak Hüseyin Peyda benden daha kötü durumdaydı ve tek gözünü kaybetti… Ve sosyal güvenliğimizin olmadığı yıllarda bu ve buna benzer birçok kaza neticesinde, örgütlenip sosyal güvenlik şemsiyesinde sanatçıların toplanmasını sağladık. GÜNÜMÜZ OYUNCULARINDAN DA ÇOK BAŞARILI OLANLAR VAR. DÜŞÜNCELERİNİZİ ÖĞRENEBİLİR MİYİZ? Genç oyuncuları gerçekten çok başarılı buluyorum. İyi oyuncular yetişiyor ülkemizde. Sadece bir dizi ya da canlandırdığı bir karakter ile onlar hakkında hemen
fikir yürütmek bana biraz erken geliyor. Bu işe gönül vermiş, yaptığı işe aşık, her defasında kendisi ile yarış içinde olup hep bir öncekinden daha iyisini yapmaya çalışan, öğrenmeye açık, kendini oyunculuk anlamında zorlayabilen tüm oyunculara saygım sonsuz… Onları büyük bir ilgi ve sevgi ile takip ediyorum… SİZCE İYİ BİR OYUNCUDA OLMASI GEREKEN ÖZELLİKLER NELERDİR? Demin de söylediğim gibi işini aşkla yapması, hiçbir zaman “ben oldum” dememesi ve kendisi ile yarış halinde olması. Bu sadece oyunculuk için de değil, herkesin işinde bu çabada olması gerekir diye düşünüyorum.
BU HAYATTAKİ DURUŞUNUZ, SAMİMİYETİNİZ HEPİMİZİ ETKİLEMİŞTİR. NORMAL BİRİ OLARAK HÜLYA KOÇYİĞİT KİMDİR? Dışarıdan nasıl gözüküyorsam her zaman öyleyim. Peşin hükümlü olmadan, insanların dış görünüşlerinden çok içlerini görmeye, anlamaya çalıştım. Hoşgörülü ve affedici olarak her insanı olduğu gibi kabul ederek mutlu oluyorum. Çünkü yaratandan ötürü, yaratılanı seviyorum… Başta da söylediğim gibi insan denilen varlığa büyük bir saygı duyuyorum. İnsan onurunu okşamak, karşımdaki insanı memnun edebilmek benim mutluluğum…
Ağustos-Ekim 31
KÜÇÜKÇEKMECE'DE
HAYATTA EN ÇOK ÖNEMSEDİĞİNİZ ŞEY NEDİR? Ailem. ÇALIŞMADIĞINIZ BİR GÜNÜNÜZÜ NASIL GEÇİRİRSİNİZ? SIRADAN BİR GÜNÜNÜZÜ ANLATABİLİR MİSİNİZ? Organiğe olan merakım dolayısıyla evim bahçesinde küçük de olsa bir bostanım var. Sıcak, soğuk, kar, yağmur, çamur demeden mutlaka her gün birkaç saatimi bostanda geçiriyorum. Ekip, biçmek, toprak ile uğraşmak inanılmaz bir huzur ve keyif veriyor. Sonrasında oradan topladıklarım ile yemek yapıp, bunları ailemle, sevdiklerimle paylaşmaktan mutluluk duyuyorum. Keşfetmeyi çok severim. Merak ettiğim her şeyin peşine düşerim. Yeni yerleri görmek benim için huzur vericidir mesela. Bir türlü arınma da diyebiliriz. Bol bol kitap okur, film izler ve sevdiklerimle vakit geçirmeye çalışırım. DEMOKRATİK AÇILIMDAKİ AKİL İNSAN ROLÜNÜZLE, DEMOKRASİ NÖBETLERİNDE MİLLETİN YANINDA DURUŞUNUZLA ÖN PLANDAYDINIZ. YAŞANANLARLA İLGİLİ NELER DÜŞÜNÜYORSUNUZ? Gerçekten artık askeri darbelerin tarih olduğu bir dönemde, beklemediğimiz bir kalkışma ile karşılaştık. Milletçe başımıza geleni algılamaya çalıştığımız anda Cumhurbaşkanımızın büyük bir kararlılıkla halkı meydanlara, demokrasiye ve milli iradeye sahip çıkmaya davet etmesi, hepimize bir moral, bir güç verdi. Vatanı için, özgürlüğü için, demokrasi için, tek vatan, tek millet, tek devlet diye meydanlara çıkan bu aziz millet tankların, tüfeklerin önüne göğüslerini siper etti. Ve hainlerin ateşi neticesinde canlarını kaybettiler ve niceleri gazi oldu. Özgürlük için, laiklik için, demokrasi için, hukukun korunması için… Bu uğurda şehit olan olan 240 vatandaşımıza ve sayıları 2 binin üzerinde olan gazilerimize çok şey borçluyuz. Kaybettiğimiz canlar için Allah’tan rahmet, gazilerimize de sağlık diliyorum. O gece yaşanılanlar gerçekten akıl almazdı. Ve demokrasi için 27 gün boyunca da insanlar meydanlarda demokrasi bekçiliği yapmaya devam ettiler. Bu büyük direnişle ne kadar muhteşem insanlarımız olduğunu gördüm.
32
KÜÇÜKÇEKMECE'DE
BUNDAN SONRA SİZCE NELER OLACAK? NASIL BİR TÜRKİYE HAYAL EDİYORSUNUZ?
barışa ve huzura susamış. Bu birlik ve beraberliğin, barışın en içten kalbimle devamını diliyorum.
7 Ağustos Demokrasi ve Şehitler Mitingi alanında gördüğüm manzara beni çok duygulandırdı, ümitlendirdi, coşturdu. Bağımsız, laik, demokratik, sosyal, hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti aziz evlatları olarak tek vatan, tek millet, tek bayrak, tek devlet diyerek istiklal ve istikbaline sahip çıkmak için canını seve seve veren şehitlerimizi, gazilerimizi anmak için ve bütün dünyaya demokrasiye, milli iradeye bağlılığımızı, birlik beraberlik ruhuyla haykırmak için oradaydık. Güzel ülkemin, güzel insanları
Evlatlarımızı yetiştirirken evrensel değerler, hukuk, liyakat, eşitlik üzerine eğitmek, yönlendirmek biz sanatçıların, yazarların, eğitimcilerin, siyasilerin en büyük görevidir. BU HAYATTA BAŞARILI OLMAK İÇİN NELER GEREKLİ? GENÇLERE TAVSİYELERİNİZ NEDİR? Önceliklerine ve neye değer verdiklerine kendilerinin karar vermesi gerekir. Ben mutluluğu ailemde buldum, bir başkası macerada, bir başkası doğada bulabilir.
Bir başkası mesleki çabalarında bulabilir. Kişinin kendi tercihleri ön planda oluyor bu durumda. Onlara kendilerini dinlemeleri gerektiğini, neyin daha çok onları mutlu ettiğini yine kendilerinin karar vermesinin en doğru olacağını söyleyebilirim. ŞİMDİKİ NESİL SİZİ ÇOK SEVİYOR VE İZLEMEK İSTİYOR. SİZİ YENİ BİR PROJEDE GÖREBİLECEK MİYİZ? Üzerinde çalıştığım bir iki proje var ancak doğru zamanı bekliyorum. RÖPORTAJ: ŞEYMA KELEKÇİ İNANÇ
Ağustos-Ekim 33
KÜÇÜKÇEKMECE'DE
Cilt Bakımında Yardımcı
MEYVE MASKELERİ İnsanlar yaşlandıkça doğal olarak ciltleri de yaşlanır ve eski bebeksi hallerinden eser kalmaz. Bu hayatın olağan bir sonucudur. Bir gün cildiniz yaşlanıp kırışmaya başladığında üzülmek yerine doğanın ikramlarından istifade ederek onun daha sağlıklı görünmesine bakın. Armut Maskesi Bir tane yetişmiş armudun kabuğunu soyarak bir kasenin içinde çatalla tamamen ezin. Elde ettiğiniz marmelatı kalın
34
bir tabaka halinde yüzünüze sürün. 15
Ahududu Maskesi
dakika kadar bekledikten sonra yüzünü-
Ahudududa çok bol miktarda A vitamini bulunur. Bu da cildinize pürüzsüz ve kadife gibi bir görünüm kazandırır. Bir avuç dolusu ahududuyu cam bir kasenin içinde püre haleni gelene kadar ezin. Cildinizi temizledikten sonra ezilmiş ahududuyu cildinize uygulayın. 10 dakika beklettikten sonra cildinizi temiz su ile yıkayın. Cildinizin öncekinden daha yumuşak ve pürüzsüz olduğunu göreceksiniz.
zü temiz su ile yıkayın. Armut maskesi cildi beslemek ve serinletmek, için ideal bir maskedir.
Avokado Maskesi Bir tane avokadonun kabuklarını soyup çatalla ezin. İçine yarım tatlı kaşığı bal, bir tatlı kaşığı elma sirkesi ve bir tane çırpılmış yumurta sarısı ekleyip iyice karıştırın. Karıştırma sırasında içine üç yemek kaşığı zeytinyağını da yavaş yavaş ekleyin. Yüzünüze, boynunuza bol miktarda sürüp yarım saat bekleyin daha sonra
KÜÇÜKÇEKMECE'DE
bu bölgeleri ılık su ile yıkayın. Kırışıklıklar ve özellikle kuru ciltler için etkili bir maskedir. Ayrıca avokadoyu lapa halinde de tek başına cildinize kompres yaparak uygulayabilirsiniz. Hem cilt bakımınızı yapmış hem de kırışıklıklarınızın kaybolmasına yardımcı olmuş olursunuz. Çilek Maskesi Badem yağı ve süt kreması ile karıştırılarak cilde uygulanan çilek sizi rahatlatır. Bir avuç dolusu çileğin içerisine birkaç damla badem yağı ve bir tatlı kaşığı süt kreması katarak bir kasenin içinde püre haline gelene kadar çatal yardımı ile ezin ve yüzünüze sürün. 10 dakika bekledikten sonra cildinizi ılık su ile yıkayın. Eğer cildiniz alerjiye karşı duyarlı ise bu uygulamayı denemeyin.
Ağustos-Ekim 35
KÜÇÜKÇEKMECE'DE
Yaşlanmak sadece kadınlara özgü bir şey değildir. Erkeklerde yaşları ilerledikçe ciltlerinin değiştiğini izlemekteler. Cilt bakımının sadece hanımlara mahsus bir şey olduğunu düşüneceğinize siz de cildinize bakarsanız iyi yaparsınız. Cilt bakımı dendiğinde neden akla hemen hanımlar geliyor? Yoksa erkeklerin vücudunu saran şey cilt değil mi? Elbette ki cilt ve onların ciltleri de hanımlarınki gibi zamanla kırışır, her türlü cilt sorunları ile karşılaşırlar. Hatta erkeklerin kadınlardan daha büyük ve her gün bakım isteyen önemli bir sorunları vardır: Sakal ve bıyıklar! Her gün tıraş olmak, ya da onların bakımlarını yapmak zorundadırlar. Üstelik her gün tıraş olmak cildi de tahriş eder. Eğer bıyık ve sakallarınızı kesmiyorsanız onların öncelikle temizliğini ihmal etmeyin. Etraflarını toplayıp, fazlalıklarını alarak göze hoş görünmeyecek durumlarının önüne geçin. Yok, ‘biz bıyık ve sakal istemiyoruz’ diyorsanız, o zaman da tıraş olmayı ihmal etmeyin. Günlük tıraş cildinizi zamanla tahriş edecektir. Bunun için özellikle traş köpüklerinde bol miktarda bulunan alkol, mentol, nane, potasyum, sodyum hidroksit, kafur gibi maddelerin tümü tahriş edici malzemelerdir. Her gün
36
EH Bİ ZAHMET SİZ DE KIMILDAYIN
tıraş olan erkekler bu maddeler yüzünden ciltlerinin tahriş olduğunun çoğu kez farkında bile olmazlar. Oysa zaman zaman ciltlerinde kızarıklıklara rastlanır, kimi zaman kıl dönmesine neden olur. Hele hele akneleri de varsa, tıraş birçok sıkıntıya yol açar. Hassas ciltler için hazırlanan ürünleri tercih edin Bir kısım tıraş köpükleri özellikle hassas ciltler için hazırlanmış olup diğerlerine oranla daha yumuşaktır. Bunların içinde parfüm, limon, portakal, greyfurt, okaliptüs, kafur ya da nane gibi tahriş edici maddeler bulunmaz. Eğer hassas bir cilde sahipseniz tıraş olurken bu köpükleri tercih etmelisiniz. Makinenin veya jiletin tahriş ettiği cilde ayrıca özen göstermeniz gerekir. Tıraşınızı tamamladıktan sonra yüzünüz fazla kızarıyorsa, bunun nedeni büyük bir ihtimalle kullandığınız after shave’lerdir. Piyasada bulunan after shave’lerin hemen hepsi serttir. Tümü yüksek oranda parfüm, alkol
ve daha bir çok tahriş edici madde ile doludurlar. Zaten birçok erkek bunları parfüm niyetine kullanırlar. After shave olarak en uygun ürünler, cildi tahriş etmeyen alkolsüz toniklerdir. Bu tonikleri, tıraştan sonra güvenle kullanabilirsiniz. Sivilceli yüzler Uzmanlar, eğer yüzünüzde siyah noktalar ve sivilceler varsa, salisilik asit (BHA) içeren bir ürün kullanmanızı tavsiye ediyorlar. BHA’lar tıraşlı cilt bölgelerinde bile rahatlıkla kullanılabilir. Bunlar cildi hafifçe soyarak, gözeneklerin açılmasını sağlarlar. Böylece siyah noktalar ve sivilceleri önlerken cildi rahatlatırlar, kızarıklıkları, şişkinlik ve tahrişleri iyileştirirler. Güneşten korunun Erkeklerin yüzü çoğu zaman güneşten daha fazla etkilenir. Tıraşla hassas bir hale gelen, ardından sert tıraş losyonlarıyla tahriş olan cilt güneşte kolayca yanar ve sert renkli bir hale dönüşür. Orta yaştaki birçok erkeğin yüz cildi vücudundan çok farklı bir renkte ve yapıda olur. Bunun nedeni tamamen güneştir. Güneşten koruyucular sadece çocuklar ve kadınlar için değildir. Erkekler de kadınlar ve çocuklar gibi onları sürerek sokağa çıkabilirler.
KÜÇÜKÇEKMECE'DE
Tümer Metin'den Gençlere
ÖNEMLİ TAVSİYELER Eski milli futbolcu Tümer Metin gençlere, şansa inanmamaları gerektiğini söyleyerek tavsiyelerde bulundu. Metin, "Kişi, kendini bir şeye adarsa Allah'ta harekete geçer. Hedefiniz doğrultusunda bir hayaliniz olsun ve onu gerçekleştireceğinize inanın" diye konuştu. Futbol kariyerini yorumculukla sürdüren eski milli futbolcu Tümer Metin, Küçükçekmece Belediyesi tarafından düzenlenen ‘’Spor Sohbetleri’’ne konuk oldu. Metin, spor gündemine ilişkin önemli açıklamalar yaptı. Yasin Dallı’nın sunumuyla Cennet Kültür ve Sanat Merkezi’nde gerçekleştirilen söyleşide konuşan Türk futbolunun en önemli sol ayaklarından biri olan ünlü futbolcu, futbolu bırakmasıyla ilgili, “Yaşım geçti. Yeni arkadaşlara bıraktık futbolu. Futbolu ben bırakmasaydım, o beni bir yerde bırakacaktı. Benim futbolu
bıraktığım iyi olmuş diyorum. Futbol zor bir iş. Sadece görünen haftasonu 90 dakika oynanan müsabaka söz konusu değil. Antrenmanlar yorucu ve bir yaştan sonra insanı zorluyor” diye konuştu. “DÜNYA KUPASI YOLUNDA İŞİMİZ ZOR”
Dünya kupası yolunda Türk milli takımının şansının zor olduğunu belirten Metin, “Şansımız zor. Statü de farklı, en iyi birinciler katılıyor. En iyi ikinciler kendi aralarında play- off oynayacaklar. Son dönemde alınan sonuçlar da ışık tutuyor. İşimiz kolay değil. Ama Türk milli futbol takımının dünyada hangi organizasyon varsa her daim içinde olması gerektiğine inanıyorum. Bunu başka bir değerle anlatmak mümkün değil” dedi. “BEŞİKTAŞ ŞAMPİYON OLUR” Süper Lig’de ki yarışı da değerlendiren Tümer Metin, ‘Futbol bilgime dayanarak, Beşiktaş’ın şampiyon olacağını düşünüyorum’ diye konuştu. “SÖYLENTİLER ARTIK BENİ YARALAMIYOR” Bir dönem Beşiktaş’tan Fenerbahçe’ye transferiyle olay yaratan Tümer Metin,
konuyla ilgili olarak şunları söyledi: “Beşiktaşlıyım. Sıkı bir Metin Tekin hayranıyım. Şu anda kendisi program partnerim. Yaptığım işe, tuttuğum takıma, oynadığım takıma son derece sadık davrandım. 40 senelik oralıymışım gibi davrandım. Bu yüzden ayrılışlarım da hep problem oldu. Hakkımdaki ‘Beşiktaş’ı sattı gitti, para, askerlik’ söylentileri… Artık bunlar beni yaralamıyor. Zaman akıyor. Evet, bu işi para için yapıyoruz. Bu işi önce aşkla yapıyorsunuz sonra meslek ediniyorsunuz. Bıraktığınızda o parayı size kimse vermiyor. İyi para kazanmak, iyi takımda oynamak zaten futbolcunun hedefi olan bir şey” yanıtını verdi. METİN’DEN GENÇLERE TAVSİYELER Metin, gençlere şansa inanmamalarını gerektiğini söyleyerek; “Sol omzumda bir dövme var. “ Kişi kendini bir şeye adarsa, Allah’ta harekete geçer yazıyor. Bir şeylere inanın. Hedefiniz doğrultusunda hayal edin. Bir düşünüz olsun” tavsiyesinde bulundu. Tümer Metin, söyleşide öğrencilerin sorularını da yanıtladı. Söyleşi sonunda Küçükçekmece Belediye Başkan Yardımcısı Hamza Gönenç, Metin’e teşekkür ederek, çiçek verdi.
Ağustos-Ekim 37
KÜÇÜKÇEKMECE'DE
13 Ton Atık Pil Toplayıp
ŞAMPİYON OLDULAR
Küçükçekmece Belediyesi’nin ilçedeki okullarda verdiği destek ve bilinçlendir-
TAP (Taşınabilir Pil Üreticileri ve İthalatçıları Derneği) tarafından düzenlenen en fazla atık pil toplayan ilçe ve okulları yarışmasında Küçükçekmeceli öğrenciler 13 ton atık pille birinci oldu.
me faaliyetleri sonuç verdi. Küçükçekmece, İstanbul genelinde en çok atık pil toplayan ilçe oldu. Küçükçekmece Belediyesi’nin atık pil toplanmasını teşvik etmek amacıyla düzenlediği kampanyalar sonucu okullarda öğrencilerin topladığı atık piller 13 tona ulaşarak, TAP Derneği’ne teslim edildi. Atık pillerin toplanması konusunda 2007 yılından bu yana çalışmalarını sürdüren ve okullara APTOM atık pil makineleri yerleştiren Küçükçekmece Belediyesi, toplamda 50 ton atık pilin çevreye zarar vermesini engelledi.
38
“ÖĞRENCİLERİMİZE DUYARLILIKLARINDAN DOLAYI TEŞEKKÜRLER” Çevreye duyarlılıklarından dolayı öğrencilere teşekkür eden Küçükçekmece Belediye Başkanı Temel Karadeniz, “Piller, cıva ve kurşun gibi ağır metallerden oluşur. Bu ağır metaller insan vücuduna bir şekilde nüfuz ettiğinde, ciddi sağlık sorunlarına sebep oluyor. Yapılan araştırmalarda atık pillerde bulunan bir gram cıvanın o veya bu şekilde doğaya atılması durumunda; 20 ton sebze ve 10 milyon litre temiz suyu zehirlediği ortaya çıkmıştır. Bu sebepten pil toplayarak önemli bir başarıya imza atıp, ilçemize birincilik kazandıran öğrencilerimizi tebrik ederim” diye konuştu.
KÜÇÜKÇEKMECE'DE
Ağustos-Ekim 39
KÜÇÜKÇEKMECE'DE
‘’Duanıza Talibiz’’ Sloganıyla Yola Çıktılar, Gönülleri Fethettiler… KÜÇÜKÇEKMECE BELEDİYESİ’NDEN ÖRNEK PROJE:
YAŞLILARA HİZMET BİRİMİ Küçükçekmece Belediyesi'nin örnek projelerinden olan ‘Küçükçekmece Yaşlılara Hizmet Birimi’, kısa sürede büyük bir başarıya imza atarak, 8 bin 500 yaşlı vatandaşımıza hizmet verdi. Küçükçekmece Belediye Başkanı Temel Karadeniz’in özel isteğiyle kurulan ‘Yaşlılara Hizmet Birimi’, Küçükçekmece’nin yaşlı çınarlarına her konuda destek vererek, onların her türlü ihtiyaçlarını karşılıyor. Biz de bu hizmeti sizlere daha iyi tanıtmak için Yaşlılara Hizmet Birimi Koordinatörü Murat Karadeniz ile bir söyleşi gerçekleştirdik.
40
YAŞLILARA HİZMET BİRİMİ NE ZAMAN KURULDU? Türkiye’de büyük ses getiren ve örnek bir proje olan Yaşlılara Hizmet Birimimiz 2014 yılının son aylarında faaliyete geçti. Amacımız belediyemize çeşitli sebeplerden dolayı gelen değerli büyüklerimizin bir nevi yükünü hafifletmek ve hayır dualarını almak. “DUANIZA TALİBİZ” sloganıyla görev yapan birimimiz, saygı, sevgi, ilgi, hizmet ve merhamet odaklı bir uygulama ile görev yapıyor. İletişime geçildikten sonra Küçükçekmece Belediyesi’nin araçlarıyla binamıza gelen değerli büyüklerimiz, görevli arkadaşlarımız tarafından ilgiyle karşılanıyor, ikramlarda bulunuluyor. Daha sonra istekleri kısa sürede refakatçiler eşliğinde yerlerinden kalkmadan çözüme kavuşturuluyor. Daha sonra yine araçlarla adreslerine götürülüyor. Başkanımızın yaşlılara yönelik bu hizmetlerinin ne kadar isabetli ve yerinde olduğunu başta yaşlılarımız ve bir yaşlı
adayı olarak bizlere hatırlatması bizim onlara verdiğimiz saygı ve ilgiyi her gün kendimizden de özveri ve samimiyet katmak hizmet kalitemizi daha da iyiye taşımamıza sebep oluyor. Birim olduğumuzdan sonraki ilerleyen süreç bu birimin mensupları olarak ekibimizi gururlandırmış yaşlılarımıza yapacağımız hizmetlerimiz ve hayır duaları bizleri fazlasıyla duygulandırmıştı. Bedeni yorgun, yüzleri hüzünlü her biri kendi hikayesi olan eli öpülesi yaşlılarımızdan güç alıyoruz. Tatlı yorgunluklarımızın sonunda yaşlılığın ne demek olduğunu da anlıyoruz… Bir yanı çocuk kalan yaşlılarımızın yanında gençliğimizin kıymetini bilirken onların yanında hizmet verebilmenin hayır dualarının, bizleri kendi evlatları gibi görüp içten bir bakışla tebessümlerinin karşılığı ne olabilirdi ki…İnsan kıymetini bilmenin bir gereği olarak her şeyden önce Küçükçekmecemiz’de ikamet eden her biri birbirinden değerli
KÜÇÜKÇEKMECE'DE
büyüklerimize vefa örneği olarak başkanımızın öncülüğünde ve Sosyal Yardım İşleri Müdürlüğümüzce yaşlılarımızın standartlarına uygun konforlu ve sadece kendilerine ait bizleri gördüklerinde elleriyle selamlayan, gülümseyen ve her bir yaşlımızın kendini doğal ifade etmiş görselleriyle araç giydirilerek hizmetlerine sunuldu. Böylelikle aracımız bir seferde gerektiği durumlarda hizmet kalitemizi aksatmadan 14 kişiye kadar hizmet verebilecek hale gelmiş oldu. Ayrıca yaşlılarımızı misafir ettiğimiz alanda yaşlılarımız ve başkanımızın hatıra niteliğindeki fotoğrafımız ile de onların memnuniyetini ve rızalarını almış olduk. İlk etapta iki kişi olarak başladığımız birimimize her biri birbirinden değerli iki arkadaşımızın da katılımı ile dört kişilik bir ekip oluşturmuş olduk. Ardından araç içerisine Sosyal İşler Müdürlüğümüz ile taktırdığımız TV ile yaşlılarımızın Küçükçekmece Belediyesi’nin çalışmalarıyla ilgili tamamen bilgilendirmek amaçlı görseller, duyurular ve videolar ekledik. Yaşlılarımızın gelip bu hizmetten faydalanmalarını Küçükçekmeceli olmanın ayrıcalığını kendi gözleriyle görmelerini bekliyoruz.
HİZMETİNİZ NASIL İŞLİYOR? Öncelikle belediyemize çeşitli nedenlerle gelen yaşlılarımız bayan personelimiz tarafından karşılanıyor. Bu hizmeti yaptığımızı bilmeyen büyüklerimize öncelikle arkadaşlarımız bilgilendirme çalışmaları yapıyor. Daha sonra ikramlarda bulunuyoruz. Müdürlüğümüze bağlı olarak müsaadelerini alıp mini bir anket yapıyoruz. Belediyemizde görüştükleri müdürlük veya birimlerle ilgili memnuniyetleri soruluyor. Bu arada hangi işlemle alakalı olarak gelmişlerse istekleri doğrultusunda refakatçi personelimiz eşliğinde yardımcı olunuyor. Hizmetimiz ayrıca memnuniyeti artırmaya yönelik danışma hizmeti de görüyor. Sosyal Yardım İşleri Müdürlüğüne çeşitli hizmetler almak amaçlı gelen vatandaşlarımız mağdur edilmeden İyilik Merkezimize bırakılıyor. Yaşlılara Hizmet Birimimizde araç bekleyen yaşlılarımız araç dışarıda misafirlerimizi götürmek üzere çıkmış ise şoförümüzle irtibata geçerek misafirlerimiz olduğu hatırlatılıyor. Araç belediyemiz de ise yaşlılarımızı misafir olarak ağırladığımızdan 10 dk. sonra görevli arkadaşlarımız yaşlılarımızı evlerine bırakmak üzere geliyor. Bu durum gün
içinde yaşlı sayımıza ve trafik durumuna göre değişiyor. Yaşlılarımız araca bindirilirken şoförümüz refakatinde belediyemizin tanıtımı ile alakalı dergi, broşür, küçük ikramlarla Küçükçekmece logolu çantamız ile birlikte uğurlamış oluyoruz. Bu hizmetin duyurulması noktasında sizlerin de desteğiyle bu hizmeti duymayan, bilmeyen yaşlımız kalmayacak ümidiyle çoğu yaşlımızın bu hizmetten yararlanabilme ihtimali beni ve ekibimizi heyecanlandırıyor. Görüşmek ve tanışmak ümidiyle… BU HİZMETİNİZ TÜRKİYE’DE BİR İLK Mİ? Doğrusunu isterseniz bu konuda iddialı olmalı mıyız bilemiyorum ama çevremde paylaşımlarım, araç içerisinde farklı ilçelerden gelen yaşlı misafirlerimizle olan sohbetlerimizden, yakın çevremle olan münasebetlerim sohbetlerden takdir ve övgü ile bahsetmiş olmaları ben de bu kanaati oluşturdu. Özellikle sadece yaşlılarımızın hizmet alabileceği ‘yaşlılar hizmet aracı’ giydirilmiş olması yine sadece yaşlılarımızın hizmet alabileceği bir alan kurulması biraz iddialı konuşmamı sağlıyor.
Ağustos-Ekim 41
KÜÇÜKÇEKMECE'DE
İKİ YILDA KAÇ YAŞLIYA HİZMET VERDİNİZ? Hizmete başladığımız günden itibaren hizmet verdiğimiz yaşlı sayımız Sosyal Yardım İşleri Müdürlüğü’ne temel ihtiyaç , erzak ve eşya temini için götürdüğümüz ihtiyaç sahibi vatandaşlarımız hariç 8.500 kişi. Her birinin hayır dualarını almanın mutluluğu ve Küçükçekmece Belediyesi adı altında yürüttüğümüz bu hizmet değerli büyüklerimizin takdiridir. Yaşlılara Hizmet Birimi belediyemizin önemli bir birimi olmuştur.
42
YAŞLILARA HİZMET BİRİMİ OLARAK NE GİBİ ETKİNLİKLER DÜZENLİYORSUNUZ?
YAŞLILARIMIZIN BU HİZMET KARŞISINDAKİ DÜŞÜNCELERİNİ ÖĞRENEBİLİR MİYİZ?
Sosyal Yardım İşleri Müdürlüğü ve Yaşlılara Hizmet Birimi olarak 2015 Mart ayında Yaşlılar Haftası münasebetiyle Belediye Başkanımızın katılımıyla gerçekleştirdiğimiz bir kahvaltı programımız oldu. Bu katılım esnasında değerli büyüklerimizin yapmış olduğumuz hizmetle alakalı olarak memnuniyetlerini dile getirmeleri en az başkanımız kadar bizleri de memnun etti. Geçtiğimiz mart ayındaki Yaşlılar Haftası’nda da “Duanıza Talibiz” programını gerçekleştirdik.
“Yaşlılara Hizmet Birimi” olarak yapmış olduğumuz hizmetler yaşlılarımızı oldukça şaşırtıyor. Minnettarlıklarını ve Başkanımıza olan teşekkürlerini her fırsatta yeniliyorlar. Bizlere ve belediyemize ettikleri dualarla da ayrıca gayretlendiriyorlar. Biz “duanıza talibiz” diyerek başladığımız bu hizmetle her zaman onlara ve dualarına ihtiyacımız olduğunu yenileyerek her bir yaşlımızı belediyemize hizmet verebilmek için bekliyoruz.
KÜÇÜKÇEKMECE'DE
KAÇ KİŞİLİK BİR EKİPLE ÇALIŞIYORSUNUZ? Şuan ben dahil 4 kişilik dev bir kadro ile çalışıyoruz. Dev kadrodan maksat, bir yaşlıyı karşılamak, her şeyden önce kırmadan dökmeden incitmeden memnun edebilmek, sabırla, ilgi alaka göstererek bedenen ruhen destek olmak. Onunla araç beklerken, sohbet ederken derdine ve sevincine ortak olabilmek bizlere verilmiş bir görevden çok insan ruhunu ve yaşlıyı anlayabilmek bizlerin de bir yaşlı adayı olarak kendimizi onların yerine koyarak ayrı bir gayretle
özel bir çaba gerektirdiği için her bir meziyetimizi yüzümüz asılmadan hizmetin gerektirdiği şekliyle ifade edebilmenin zorluğundan bahisle dev bir kadroyuz. SON OLARAK NELER SÖYLEMEK İSTERSİNİZ? Yaşlılarımıza bu en zor dönemlerinde gerek evlerine gönderilmek üzere araç temini yaparak gerekse onların ihtiyaçlarına yönelik Yaşlılara Hizmet Birimi adı altında yaşlılarımızın kendilerini özel hissetmelerini sağlayan ve en önemlisi hayatlarının bu ikinci baharında hatırlanmalarından dolayı yaşlılarımız
adına Başkanımıza teşekkürlerimizi sunuyorum. Ayrıca kendi tercihleri doğrultusunda benim ve ekibimin yaşlılarımızın hayır dualarını almamızda vesile oldukları için başta Belediye Başkanımız Sn. Temel Karadeniz, Belediye Başkan Yardımcımız Sn. Hamza Gönenç, Sosyal Yardım İşleri Müdürümüz Sn. Veysel Kaya tüm gayretiyle özveri, ilgi ve hürmetiyle en önemlisi sabırları ve emekleri için personelimiz Mücevher Akyar , Ayşegül Albayrak ve Cengiz Toprak’a teşekkür ediyorum. RÖPÖRTAJ: Ayşin GÜNER
Ağustos-Ekim 43
KÜÇÜKÇEKMECE'DE
Çocuğunuz İçin
BUNU YAPIN Siz çocuğunuza ne verirseniz o da arkadaşına onu verecektir. Aklınızdan hiçbir zaman çıkartmayın; çocuğunuzun arkadaşlarıyla olan ilişkisi ne kadar güzel ve sağlam olursa, okul hayatı ve başarısı o kadar yüksek olacaktır.
44
Çocuğunuzun ileride topluma yararlı bir birey olması için daha bebekken başlayacağınız eğitim büyük önem taşır. Etrafını algılamaya başladığı günden itibaren anne-babanın gösterdiği her hareket, her davranış onun saf beynine derin izlerle kazınacak ve ölünceye kadar kendisine yol gösterecektir. Önceki iki sayımızda olduğu gibi bu sayımızda da çocuğunuzun iyi ve başarılı bir eğitim hayatı geçirmesi için önerilerde bulunacağız. Onlar için yapabileceğiniz çok şey
var. Burada daha çok onların arkadaş ilişkilerinin düzenli olması için verebileceğiniz katkılardan bahsedeceğiz. Onlara değer verip saygı duymak Öncelikle aile çocuğuna baştan itibaren değer vermeli. Onda ‘ben değerliyim’ hissi uyandırmalıdır. Onlara verdiğiniz değerin aynısını arkadaşlarına da veriniz. Bu çocuğun eğitimi için önemlidir. Arkadaşlarına değer verilip saygı duyulduğunu görmek onu da öyle davranmaya itecektir.
KÜÇÜKÇEKMECE'DE
ORTAK OYUNLARA İŞTİRAK ETMEK Bu eğitimi almalarına daha bebeklik yıllarında başlayın. Önce siz onunla ortak oyunlar oynayın. Sonra kardeşi olduğunda birlikte oynamalarına zemin hazırlayın. Bu eğitimi alan çocuk okulda kendisini dışlanmış hissetmeyip arkadaşlarının oyunlarına iştirak etmekte istekli davranacaktır. Bu onun sosyalleşmesinde önemli bir yer tutar. ORTAK DERS ÇALIŞMA Çocuğunuzu kreş ve benzeri yerlerde erken eğitime gönderebiliyorsanız onun orada öğrendiklerini evde birlikte oyun haline getirerek tekrarlayın. Bu hem öğrendiklerinin pekişmesini sağlayacak hem de ona öğrenmede ortaklık becerisi kazandıracaktır. Normal eğitime başladığında kardeşleri ya da arkadaşlarıyla müşterek çalışmasını öğretin. Geri olduğu konularda arkadaşından destek almayı, ileri olduğu konularda arkadaşına destek olmayı öğretin. Gerekirse bu konuda öğretmeninden de yardım alın. GRUPLAR OLUŞTURMAK Okul-Aile Birliklerinin, rehberlik görevlilerinin ve öğretmenlerinin desteğini alarak çocukların ilgi alanlarına göre gruplar oluşturmasını sağlayın. Börtü böceğe ilgi duyan çocukları bir grup ya-
pın. Futbol oynamayı sevenler, müzikten hoşlananlar.. vs gibi gruplandırın. Zaman zaman bu etkinliklere ders verme, emir verme gibi şeylerden arınarak siz de iştirak edin.
ortak mallarına sahip çıkıp muhafaza etmeyi öğrenen çocuk aynı davranışı okulunda da gösterecek ve etrafına güven verecektir. AİLE TANIŞMALARI
GÜVEN VERMEK VE GÜVEN DUYMAK Bebeklik döneminden itibaren ailenin güvenli bir yer olduğunu öğrenerek büyüyen çocuk yeni ailesi olan okuluna ve arkadaşlarına da güven duymakta ve onlara güven vermekte zorlanmaz. Küçükken kendi oyuncaklarına ve evin
Çocuklarınızın arkadaşlarını tanıyın. Onunla birlikte arkadaşlarının evlerine ziyaretlerde bulunun. Aile tanışmaları çocukların ne tür bir çevreye sahip olduklarının kontrolü açısından da önem taşımaktadır. Bu, yeni dostlukların başlamasına ve yeni çevreleri tanımaya da zemin hazırlar.
Ağustos-Ekim 45
KÜÇÜKÇEKMECE'DE
HEDİYELEŞMEK Çocuğunuza hediye vermesini öğretin. Daha bebeklik yaşlarından itibaren bu beceriyi kazanması için hevesinin geçtiği oyuncağını bir arkadaşına vermesini sağlayın. Arkadaşını mutlu gününde sadece ziyaret edip sevincini paylaşmasının bile hediye değeri taşıdığını ona öğretin.
ka bir karşılık olmadığını öğrensin. Bir oyuncağı illa da sözünüzü dinlediği ya da verilen görevi yaptığı için hak ettiğini düşünmesin. Buna dikkat edin ve özen gösterin. OKUL AİLE FARKI
rasyonel durumu göz önüne alır. Eğitim daha çok tek tipçidir. Sınavları ve ölçme değerlendirmeyi bu tek tipçilik üzerine inşa eder. Oysa sağ beyin sezgisel ve duygusal özellikleri harekete geçirir. Sanat, şiir ve hayal gücü gibi şeyler sağ beyinin
KARŞILIK BEKLEMEMEK
Okul bireyin sol beynine hükmeder, aile ise bütüncüldür. İnsanda sağ ve sol beyin aynı özelliklere sahip değildir.
Arkadaşlarına vereceği bir hediye, yapacağı bir yardım için karşılık beklememenin bir meziyet olduğunu ona öğretin. Daha ilk çocukluk döneminden itibaren kendisine alınan her hediyenin mutla-
Sol beyin insanda matematiksel zekâyı harekete geçirir, sağ beyin ise duygusal zekâyı. Sol beyin sayısal olduğu için kelime ezberleme, sayısal değerler gibi şeylerle ilgilidir. Okul daha çok bu
Hatta okulun aksine, sağ beyinle daha
46
işlevsel hale gelmesiyle açığa çıkar. Aile bütüncül olduğu için çocuklarının beyinlerinin her iki tarafıyla da ilgilidir. çok ilgilidir. Beyza Kutsal Berber Uzm. Klnk. Psk./ Aile Danışmanı
KÜÇÜKÇEKMECE'DE
TARİHİMİZ İBRET DOLU
Atatürk’ün VERDİĞİ DERS
Türk-İslam kültür ve medeniyetini küçümseyenler her zaman olmuştur. Oysa geçmişimiz, bu küçümsemeyi muhataplarının yüzüne çarpan örneklerle doludur. Atatürk’ün İngiliz Ateşesine Verdiği Cevap
şesi olan binbaşının bakışları Mustafa Kemal’in gözünden kaçmaz.
- Paşam kendisine neden ters bir tavır takındığını sordum, o da bana: - Mustafa Kemal’in Çanakkale’de babasını öldürdüğünü söyledi..
Tüm dünya ülkelerinin elçileri ve ateşeleri davet edilir.
Bütün davet boyunca kendisine dik dik bakmıştır ve bakmaya devam etmektedir. Ne olduğunu öğrenmek için yaverini gönderir.
Davet güzel bir şekilde devam etmektedir, fakat İngiliz Ate-
Yaver dönünce, Mustafa Kemal’e şöyle der:
- Git sor bakalım babasının Çanakkale’de ne işi varmış?
Cumhuriyet’in ilânından sonra İstanbul’da bir resepsiyon verilir...
Bunun üzerine Mustafa Kemal şöyle der:
Ağustos-Ekim 47
KÜÇÜKÇEKMECE'DE
MEVLANA TÜRBESİ Konya’da bulunan Mevlana Türbesi, Mevlânâ Celâleddin Rûmi’nin ölümünden sonra Alemeddin Kayser ve Muiniddin Pervane ile karısı Gürcü Hatun tarafından yaptırıldı.
48
Konya’da bulunan ve günümüzde müze olarak ziyaret edilen Mevlana Türbesi de Türkiye’nin en güzel kutsal mekanlarından biri olarak kabul ediliyor. Özellikle her yıl Aralık ayında düzenlenen ve ‘Şeb-i Arus’ yani ‘düğün gecesi’ olarak adlandırılan Mevlana’nın ölüm yıl dönümünde ziyaretçiler burayı dolduruyor. Türbe, Mevlânâ Celâleddin Rûmi’nin ölümünden sonra Alemeddin Kayser ve Muiniddin Pervane ile karısı Gürcü Hatun tarafından yaptırıldı. Türbe, çev-
resindeki mescit, semahane, meydanı şerif, matbah, derviş hücreleri, şadırvan, şebi aruz havuzu ve çelebi dairesiyle bir külliye halindedir. Külliyeyi meydana getiren yapılardan esas türbe binası Selçuklu devrine, türbenin yivli gövdesi ve külahı ile giriş koridoru, çelebi mezarları, post kubbesi Karamanoğulları devrine, mescit, semahane, türbeler, derviş hücreleri, matbah ve şadırvan ise Osmanlı devrine aittir. Türbenin bugünkü şekli; kare planlı bir
KÜÇÜKÇEKMECE'DE
zemin üzerinde üç tarafı kemerli ve bir tarafı kapalı mekan halindedir. Bu mekanın üzerini 16 dilimli sivri bir külah örter. Külahın tepesinde bir hilal içinde Mevlevi sikkesi bulunan yüksek bir alem vardır. Külahın üzerini firuze çiniler kaplar. Külaha Yeşilkubbe denir. Yeşilkubbenin altında Mevlana’nın ve oğlu Sultan Veledin gök mermerden yapılmış üstü puşide ile örtülü sandukaları vardır. Mevlevi Dergahı ve Türbe 1926 yılında
“Konya Âsar-ı Âtika Müzesi" adı altında müze olarak hizmete başlamıştır. 1954 yılında ise müzenin teşhir ve tanzimi yeniden gözden geçirilmiş ve müzenin adı "Mevlana Müzesi" olarak değiştirilmiştir. KİMDİR? Mevlana Celaleddin Rumi 1207 yılında Belh (Afganistan) şehrinde doğmuştur. Sufi ve din bilginidir. Mevlana, Anadolu’nun ünlü evliyalarından kabul edilir
ve hoşgörünün sembolü olarak anılır. Lakabı olan Mevlana efendimiz anlamına gelmektedir. İsminde yer alan Rumi ise Anadolu’da yaşadığını belirtmek için kullanılmıştır. Mevlana, Şems-i Tebrizi ile kurduğu manevi dostlukla da anılır. Babası Belh kentinde hocalık yapan ve Sultan’ul-Ulema lakabıyla bilinen Bahaeddin Veled’dir. 1232’de babasının ölümünden bir yıl sonra Konya’ya gelerek oraya yerleşmiştir. 17 Aralık 1273 yılında vefat etmiştir.
Ağustos-Ekim 49
KÜÇÜKÇEKMECE'DE
Dünyaca Ünlü Kaligrafi Ustası
DENIS BROWN GSA’DA Küçükçekmece Belediyesi Geleneksel Sanatlar Akademisi dünyaca ünlü kaligrafi ustası Denis Brown’u ağırladı. Brown, Kaligrafi ustalarına ve Küçükçekmeceli öğrencilere kaligrafinin inceliklerini anlattı. Geleneksel Sanatlar Akademisi'nde Mürekkep Sohbetleri Topluluğu tarafından Güven Sanat Sanatsal Malzemeler' in sponsorluğu ile 4 günlük bir workshop gerçekleştiren Denis Brown, Küçükçek-
50
mece’de kaligrafi ustaları ve Küçükçekmeceli öğrencilerle buluştu. KÜÇÜKÇEKMECE BELEDİYESİ’NE TEŞEKKÜRLER
Brown 18 saat boyunca öğrencilere, italik miniskül (küçük) harfler ve italik majüskül (büyük) harfler konularında bilgi verdi. Workshop sonunda ise katılımcılar sertifika almaya hak kazandı. Dünyaca ünlü kaligrafi ustasıyla buluşan Küçükçekmeceli geleneksel sanatlar meraklıları ise Küçükçekmece Belediyesi’ne ve emeği geçenlere teşekkür ederek minnetlerini dile getirdi. DENİS BROWN KİMDİR? Çocukluk yaşlarında kaligrafi ile ilgilenmeye başlayan Brown, Londra Roehampton Enstitüsünde kaligrafi üzerine
çalışmalarını yürütürken UK Society of Scribes and Illuminators tarafından (Birleşik Krallık Kaligraf ve tezhipçiler Cemiyeti) üyelikle onurlandırıldı. Brown bu cemiyetin en genç (20 yaşında) ve ilk İrlandalı kaligrafi sanatçısı oldu. Geleneksel yazı türleri üzerinde uzun soluklu çalışmalar yapan Brown, bu formların sınırlarını zorlayarak yüzlerce kelimenin resimleştiği çok tabakalı üç boyutlu yazı levhaları üretti. Yazının bilgisayar yoluyla dijitalleştiği günümüzde bu çalışmalarıyla Brown, geleneksel kaligrafiye 21. Yüzyıl yorumu getirmiştir. Denis Brown, tüm dünyaya estetik değerler içeren kaligrafiyi göstermek, öğretmek ve kendi sanatsal birikimlerini aktarmak adına interaktif kaligrafi eğitim diskleri hazırlamış, bunun yanında dünya genelinde birçok ülkede kaligrafi çalıştayları düzenlemiştir.
KÜÇÜKÇEKMECE'DE
Ağustos-Ekim 51
KÜÇÜKÇEKMECE'DE
"Etno'da Türk Tarihi
YENİDEN CANLANDI
Dünya Etnospor Konfederasyonu tarafından Küçükçekmece Belediyesi’nin ev sahipliğinde düzenlenen Etnospor Kültür Festivali renkli görüntülere sahne oldu. Binicilik, okçuluk ve güreş gibi ata sporlarının oynandığı festivale İstanbullular büyük ilgi gösterdi. Üç gün süren festivali yüz binden fazla vatandaş ziyaret etti.
52
Küçükçekmece Bezirganbahçe Meydanı’nda milli sporlarımıza sahip çıkmak, onları geliştirmek ve olimpiyatlara sporcu yetiştirmek amacıyla gerçekleşen festivale, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı, Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu, İstanbul Valisi Vasip Şahin, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Dünya Etnospor Konfederasyon Başkanı Bilal Erdoğan, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Çiğdem Karaaslan, AK Parti Milletvekilleri Tülay Kaynarca, Nureddin Nebati, Halis Dalkılıç, AK Parti İl Başkanı Selim Temurci, Okçular, Vakfı Kurucu Başkanı ve AK Parti İstanbul Milletvekili Haydar Ali Yıldız, Küçükçekmece Kaymakamı Harun Kaya, Küçükçekmece Belediye Başkanı Temel Karadeniz, TOKİ Başkanı
Mehmet Ergün Doğan ile milli sporcular ve sanatçıların yanı sıra çok sayıda İstanbullu katıldı. "BUGÜN 15 TEMMUZ ÖNCESİNDEN ÇOK DAHA FAZLA MÜCADELE ETMEK, HİZMET ETMEK ZORUNDAYIZ" Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak 15 Temmuz'dan sonra Türkiye'de hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını belirterek, "Hiçbir zaman millet olma bilincini biz bu kadar hissetmedik. 15 Temmuz ileride çok daha iyi algılanacak. Bizi geleneklerimizden koparmaya çalışanlara karşı 15 Temmuz'da tarihi bir duruş gösterdik. Bugün eskisinden daha fazla bu şuurla hareket etmek zorundayız. Çok daha fazla mücadele etmek, hizmet etmek zorundayız. Bu sorumlu-
KÜÇÜKÇEKMECE'DE
luğu çok daha fazla hissediyorum. İlkler her zaman zordur. Eminim ki ilerleyen zamanlarda bu organizasyon çok daha büyüyerek devam edecek. Cumhurbaşkanımızın da dediği gibi 7 düvele karşı biz bu duruşu demokrasi içinde devam ettireceğiz" diye konuştu. “GELENEKSEL SPORLARLA İLGİLİ YAPMAMIZ GEREKEN ÇOK ÇALIŞMA VAR” Gençlik ve Spor Bakanı Akif Çağatay Kılıç ise Bilal Erdoğan’a teşekkür ederek, “Güreş son yıllardaki çıkışıyla beraber bu
olimpiyatlarda en önemli temsil branşımız oldu. Taha kardeşimiz sizler gibi mindere çıktı ve ülkemize altın madalyayı kazandırdı. Önümüzdeki ay başında Kırgızistan’da yapılacak olan Geleneksel Oyunlar Festivali’nde ülkemiz yine ana kurucu ülkelerden birisi olarak orada yer alacak ve temsilimizi en iyi şekilde yapacağız. Ondan sonra şunu düşünmemiz gerekiyor. Geleneksel sporlarınızın yaşatılması ve icra edilmesi için ortaya koymamız gereken adımlar çok büyük masraf gerektirmeyen şeylerdir. Bizim kardeşlerimizin iyi güreşebilecekleri,
yetişebilecekleri alanların yapılması önemli. Bununla beraber farklı dallardaki geleneksel oyunların yaşatılması gerekiyor” dedi. “GELECEĞE KENDİ DEĞERLERİMİZLE YÜRÜRSEK, DÜNYAYA MİLLET NEYMİŞ GÖSTEREBİLİRİZ” Tüm İstanbullulara festivale gösterdikleri yoğun ilgiden dolayı teşekkür eden Dünya Etnospor Konfederasyonu Başkanı Bilal Erdoğan da, “Biz artık geleneksel sporlarımızın da ülkemizde hak ettiği
Ağustos-Ekim 53
KÜÇÜKÇEKMECE'DE
değeri görmesini istiyoruz. Bu festival Türkiye'de geleneksel sporlarımıza yeterince ilginin olduğunu gösterdi. Halkımız bu sporları seviyor. Tek yapmamız gereken geleneksel sporlarımızın biraz üzerine düşmek. Vatandaşlarımıza geleneksel sporlarımızla zaman geçirebilecekleri imkanları hazırlamak. Devlet kurumlarımızı geleneksel sporlarımıza daha çok destek verirken görmek istiyoruz. Vatandaşlarımız, bilmedikleri geleneksel sporlarımız konusunda bilgi sahibi oldular. Çocuklarımız, Anadolu'nun, Orta Asya'nın ve Balkanların bize ait renklerini gördüler ve bu etkinliklere bizzat katılıp güzel zaman geçirdiler. Biz geleceğe kendi değerlerimizle, kendi sporlarımızla, kendi müziğimizle yürümek istiyoruz. Böyle olduğu takdirde daha büyük bir duruş gösterebilir ve eskiden olduğu gibi yarın da dünyaya millet neymiş öğretebiliriz” diye konuştu.
54
“ÇOCUKLARIMIZ ARTIK GAZA NİYETİNE YA HAK DİYEREK, OK FIRLATARAK YETİŞECEK” Organizasyona ev sahipliği yapan Küçükçekmece Belediye Başkanı Temel Karadeniz de Küçükçekmece’de böyle bir festivali organize ettikleri için Dünya Etnospor Konfederasyonu Başkanı Bilal Erdoğan ve çalışma arkadaşlarına teşekkür ederek, “Bu bir diriliş, uyanış, silkiniş, kültürümüzle barışma ve buluşma festivalidir. Sumo güreşini duyduk, kriketi duyduk, beyzbolu duyduk. Mas güreşini, mangalayı yeni yeni duyuyoruz. Bize kendi kültürel değerlerimizle barışma şansı verilmedi ve kültürel değerlerimize karşı bir kompleks oluşturulmaya çalışıldı. Bizim çocuklarımız, ellerindeki tahta kılıçlarla, gölgelerin gücü adına he-man diyerek yetiştirilmeye çalışıldı. İnşallah çocuklarımız artık gaza niyetine ya hak diyerek ok fırlatarak yetişecek. Bizler, kültürel değerlerimizle barışmak adına
bugün bir fidan dikiyoruz. Bu fidanın çok kısa sürede ulu bir çınar olmasını diliyorum. Emeği geçenlere teşekkür ederim” diye konuştu. DİRİLİŞ ERTUĞRUL EKİBİ ETNOSPOR’DA Atlı Okçuluk, Atlı Cirit, Atlı Akrobasi, Kuşak Güreşi, Yağlı Güreş, Şalvar Güreşi, Kılıç Kalkan, Hedef ve Menzil Okçuluğu, Mas Güreşleri gibi geleneksel sporların yapıldığı festivalin ikinci gününde ‘Diriliş Ertuğrul’ dizisi oyuncuları festival alanına gelerek oba ziyaretinde bulundu. Vatandaşların yoğun sevgisiyle karşılaşan dizi oyuncuları, çok sayıda hatıra fotoğrafı çektirdi. Küçükçekmeceli vatandaşlar da ev sahibi olarak böyle bir etkinliğin ilçelerinde hayata geçirilmesinden dolayı Küçükçekmece Belediye Başkanı Temel Karadeniz'e de teşekkür etti.
KÜÇÜKÇEKMECE'DE
ÖDÜLLERİ PROTOKOL ÜYELERİ VERDİ Festivalin son gününde müsabakaların ardından düzenlenen ödül töreninde dereceye giren sporculara madalyalarını, protokol üyeleri verdi. Menzil sahasında düzenlenen, protokol menzil müsabakalarında 280 metreye ok atarak birinci olan Bilal Erdoğan'a ödülünü organizasyonun en genç sporcularından 11 yaşındaki Alperen Sivrikaya takdim etti. Başkan Karadeniz ise Bilal Erdoğan’a te-
şekkür ederek plaket hediye etti. Ayrıca Bulgaristan Türkleri Kültür ve Hizmet Derneği üyeleri de Başkan Karadeniz'e yöresel kıyafetlerini hediye etti. ATA SPORU VE MİLLİ KÜLTÜRÜMÜZ CAN BULDU Üç gün süren festivalde, 11 spor dalında, yurt içi ve yurt dışından 20 takım yer aldı. Festival boyunca, yağlı güreş müsabakaları, atlı cirit oyunları, mas ve
aba güreşleri, uzmanlar eşliğinde Osmanlı okçuluğu atış talimleri yapılarak, geçmişten günümüze geleneksel çocuk oyunları oynandı; Orta Asya ve Anadolu mutfağının eşsiz lezzetleri sunuldu. Böylelikle geleneksel kıl çadırlarda oba yaşamı tekrar canlandırıldı. Ayrıca, tarihi el sanatları çarşısı, kılıç kalkan gösterileri, atlı akrobasiler ve konserlerin eşlik ettiği festivalde katılımcılar ata sporlarını ve kültürünü yeniden yaşama fırsatı buldu.
Ağustos-Ekim 55
KÜÇÜKÇEKMECE'DE
Apiterapinin Büyüsü TEDAVİDE BİR YÖNTEM Günümüzde alternatif tedavi gittikçe yaygınlaşıyor. Uzakdoğu ülkelerinde ilk çağlardan beri uygulanan bitkisel tedavi metodu başta Almanya olmak üzere, günümüzde bazı batılı ülkelerde de ciddi araştırmalara konu oluyor. Sağlık Bakanlığı’nın yeni düzenlemesiyle bir tedavi yöntemi olarak kullanılmasına izin verilen apiterapi dikkatleri üzerine çekiyor. Apiterapi, arı ürünlerinin bir ya da birden fazla hastalığın önlenmesi veya iyileştirilmesi amacıyla kullanılması şeklinde tanımlanabilir. Her geçen gün sonuçlanan araştırmalar toplumların dikkatini bu konu üzerine çekmekte ve özellikle Uzakdoğu ülkelerinde başlayan ve dünyada hızla gelişen arı ürünleri ile tedavi yöntemleri hızla yaygınlaşmaktadır. Hatta, başta Japonya, Doğu Asya ülkeleri, Amerika, Kanada gibi ülkelerde apiterapi merkezleri kurulmuştur.
56
http://apiterapi.uzerine.com adresinde kaynakları da belirtilen bir makalede arı ürünlerinin faydaları aşağıdaki gibi sıralanmaktadır: BAL
Bal bir doğal enerji kaynağıdır. Bu nedenle çocuklar, yaşlılar, sporcular, hasta ve düşkünlerle birlikte normal sağlıklı insanlar tarafından da severek ve bilinçli olarak tüketilmektedir. Bal kemiklerde kalsiyum fiksasyonunu artırmaktadır. Bal iştah artırmakta, enerji ve direnç kazandırmaktadır. Balın besin içeriğinin insan sağlığına etkisinin yanısıra olağanüstü bir özelliği de vardır ki, bu özellik antimikrobiyal aktivitesidir. Balın bu özelliği nedeniyle Hipokrat zamanından beri hastalıklarda tedavi edici bir araç olarak kullanıldığı bilinmektedir. Eski Mısırlıların cerrahi pansumanda, göz iltihaplarının tedavisinde, Çinlilerin ve Hintlilerin de çiçek hastalığının yayılmasını önlemede hasta vücudunu bal ile kapladıkları bilinmektedir. Balın yaraların ve enfeksiyonların iyileşmesini sağlamak için kullanımı 1981yılında Dünya Sağlık Formu tarafından da önerilmiş olup, Pharmaceutical Journal’da (Eczacılık Dergisi 1982) apse, çıban, göz yangıları, ishal, üriner sistem
enfeksiyonları, dizanteri etkeni, deri ve ağız içi enfeksiyonlarına antimikrobiyal etkisinin olduğu rapor edilmiştir. Balın çeşitli hastalıklara karşı tedavi edici özelliğini incelemek amacıyla birçok araştırma yapılmıştır. Bu konuyla ilgili dikkat çekici çalışmalardan birisi 1991’de King Suud Üniversitesi tarafından yapılanıdır. Yapılan bu çalışmanın sonunda gastrit ve oniki parmak bağırsağı ülserine sahip hastalara, alternatif bir tedavi olarak balın tek başına veya antimikrobiyal bir ajanla uygun bir bileşiminin kullanılması önerilmiştir. Balın çeşitli araştırmalar sonucunda, doku oluşmasını hızlandırdığı, yara ve yanık izlerini azalttığı (Arman, 1980; Dumronglert, 1983), bazı ülkelerde doktorlar tarafından katarakt ve kojuktivit ile bazı kornea rahatsızlıklarında başarı ile kullanıldığı bildirilmektedir (Mikhailov, 1950). Ayrıca kornea ülserinin de saf bal ile veya vazelin yerine bal ile hazırlanan % 3 lük sulphidine pomadı ile başarılı bir şekilde tedavi edildiği görülmüştür. POLEN Polenin insanlar tarafından ilk kullanımı Eski Çin, Pers, Mısır ve Yunanistan’da olmuştur. Hurmanın poleninde gonatotropik hormonların bulunması, Bedevilerin kısırlık tedavisinde bu bitkinin polenini kullanmalarını doğrulamaktadır.
KÜÇÜKÇEKMECE'DE
Polenin, doğal bir besin kaynağı olması nedeniyle Avrupa’da insan beslenmesinde kullanımı hızla artmaktadır. Avrupa ülkelerinde son 30 yılda yapılan bilimsel çalışmalar ve klinik test sonuçları, polenin prostat, alerjik hastalıklar ve kanser türlerine etkisi üzerinde yoğunlaşmıştır( Dennis, 1966 ). Polen insanlar tarafından günlük olarak protein, vitamin ve mineral madde gereksinimini karşılamak için doğrudan doğruya kullanılabilmektedir. Ayrıca besleme amacıyla az miktarda alınan polenin sinerjik etki yaparak pek çok yarayışlı maddenin karşılıklı etkileşmesi ile metabolizmayı ve sindirimi iyileştirmekte olduğu bildirilmiştir( Krell, 1966 ). Polonya’ da 8-12 yaş grubu çocuklarda yapılan araştırmalara göre günde 20 g polen verilen öğrenciler ile polen verilmeyen öğrenciler arasında önemli derecede farklılıklar meydana gelmiştir. Polen alan öğrencilerin kan ile ilgili bütün değerlerinde artış saptanmış ve organizmada genel fizyolojik durum ile vücut direncinde iyileşme görülmüştür. Sinir sistemi üzerinde ki etkileri de dikkate değer bulunmuştur. Yine Polonya Farmakoloji ve Toksikoloji Enstitüsü tarafından yapılan araştırmalar sonucu polenin lipit (yağ) metabolizması bozukluğunda, kan serumunda ki trigliserit düzeyinin düşürülmesinde oldukça etkili olduğu belirlenmiştir. Polenin apiterapik kullanımından başka bir çok kullanım alanı vardır.
Bambusların beslenmesinde , Polen evcil hayvanların, özellikle yarış atlarının beslenmesinde ve laboratuar böceklerinin yemlerine eklenerek büyüme hızını artırmakta kullanılmaktadır. Arılar tarafından peteklere depo edilen ve arı ekmeği olarak bilinen polen özellikle çocukların beslenmesinde kullanılmaktadır. Doğal yada yapay olarak hazırlanan arı ekmeğinin bozulmadan uzun süre saklanabilmesi özelliği de önemlidir (Krell, 1996). Kozmetik sanayiinde, deriyi yenileyici ve besleyici olarak kullanılmaktadır. Polinasyon çalışmalarında kullanım. Hava kirliliğini belirlemede: 1980 yılından bu güne kadar yapılan çalışmalar bal arıları tarafından toplanan polenlerin çevrenin hava kirliliğini yansıtan metal-
ler, ağır metaller ve radyoaktif maddeler açısından önemli ipuçları verdiğini göstermiştir ( Free ,1983 ; Craze,1984 ). ARI SÜTÜ Arı sütü genel olarak vücutta hücre yenilenmesi, üretimi (hücre) ve metabolizması üzerinde etkili olduğundan organizmanın bütün dokularında canlılık ve bunun sonucunda sağlık, enerji, bağışıklık ve dinçlik meydana getirir. Bu yönüyle akla gelebilecek bütün sağlık problemlerinde önemli düzeyde motivasyon sağlar. Arı sütü kalp rahatsızlıklarından kansere kadar bir çok hastalıkta vücudu güçlendirmek, bağışıklık sistemini uyarmak amacıyla kullanılmaktadır. Özellikle yoğun antibiyotik kullanan radyoterapi ve kemoterapi olan hastalarda muhtemel karaciğer ve böbrek zararlarını önlemekte, fonksiyonlarını korumaktadır. Japonya’da 54 farklı hastalık üzerinde yapılan uygulamalarda ortalama % 80 dolayında iyileşme belirleyen araştırıcılar bu hastalıkların bazılarının iştahsızlık, kronik hastalıklar nedeniyle vücut savunma sistemi yetersizliği, metabolizma ve beslenme bozuklukları, adet bozukluğu, sindirim sistemi rahatsızlıkları,
Ağustos-Ekim 57
KÜÇÜKÇEKMECE'DE
dirişlerine de rastlanmaktadır. Sentetik antibiyotiklerin aksine uzun süre propolis kullanımı zararlı bakterilerde direnç oluşturmamakta, yararlı bakterileri de olumsuz etkilememektedir. Propolisin oldukça güçlü bir anestezik özelliği vardır ki kokayinden 10 kat daha güçlü olduğu kabul edilir. Bu nedenle Rusya’da uzun zamandır diş hekimliğinde anastezik olarak önerildiği ve kullanıldığı bilinmektedir.
astım, bronşit, kronik kabızlık, asabilik uykusuzluk ve karaciğer rahatsızlıkları olarak bildirmektedirler. Aynı araştırıcılar kanserde tümör oluşumunun ve büyümesinin arı sütü tarafından engellediğini de belirtmektedirler. Arı sütünün çeşitli iltihabi hastalıklarda başarı ile kullanılabileceğini destekleyen bir çalışma da Bulgaristan’da yapılmıştır. 125 iltihabi hastalık üzerinde yapılan araştırmada arı sütünün organizmada immino-biyolojik aktiviteyi arttırarak hastalığın önlenebileceği sonucuna varılmıştır. Arı sütünün karaciğer yağlanmasını önleyebileceği destekleyen unsur yapısında bol miktarda asetil kolinin bulunmasıdır. Çünkü asetil kolin ile yağlanma arasında negatif korelasyon vardır. Arı sütünün 50-100 mg dozu bile total kolesterol düzeyinde % 14 lipit düzeyinde ise % 10 azalma sağlanmıştır. Ayrıca arı sütünün yüksek dozlarda kullanımı antiviral etki oluşumuna neden olduğundan gribe karşıda oldukça başarılı sonuçlar alınmıştır. PROPOLİS Propolis, sağlık için vücut yoluyla alınması gereken 22 besini bünyesinde taşıması açısından içinde bulunduğumuz yüzyıl da keşfedilen mükemmel doğal ilaç olarak kabul edilmiş ve önem kazanmıştır. Propolisin yapısında bulunan ve büyük
58
önem taşıyan flavonoidler ve terpenler oldukça kuvvetli antioksidan, antisteril etkili birleşiklerdir. Özellikle flavonoidlerin kalp damar sistemi üzerine olumlu etkileri olduğu, kan dolaşımını düzenlediği, kılcal damar çatlamalarını azalttığını, mide mukozasını ülsere karşı koruduğu, mide yaralarını küçülttüğü, iç salgı sistemini düzenlediği ve halsizliğe karşı olumlu etkileri olduğu belirlenmiştir. Bir çok kaynakta propolisin düzenli ve sürekli alınması durumunda sindirim, solunum ve dolaşım sisteminde ve tüm vücuttaki hastalık etmenlerine karşı etkin bir savunma gerçekleştirildiği bil-
Propolisin bazı kanser türlerinde kullanımı yapısındaki cynamic asit ve terpenoidlerin sitotoksik activitesi ile ilgilidir. Bu yönüyle propolis, bağırsak, böbrek, meme, burun ve pharynx kanserinde başarılı bir şekilde kullanılmaktadır. Uruguay menşeyli propolisle yapılan bir çalışmada meme kanserini yavaşlattığının bulunması bu yargıyı güçlendirmektedir ( Novatny et al, 1999). ARI ZEHİRİ Arı zehirinin birçok rahatsızlığa iyi gelmesi nedeniyle üretimi ve tıpta kullanımı her geçen gün artmaktadır. Farmokolojik olarak arı zehiri kan dolaşımını artırıcı, bakteri öldürücü, radyasyona karşı koruyucu, tansiyon düşürücü etkileri ve bağışıklık sistemini aktive edici etkilere sahiptir. Arı zehiri ile herhangi bir tedaviye başlamadan önce mutlaka arı zehiri alerji testi yaptırılmalıdır. Arı zehiri tedavisi,
KÜÇÜKÇEKMECE'DE
tüberküloz, bel soğukluğu, endokardit rahatsızlıklarında ve hamilelikte kullanılmamalıdır. İnsanların tedavisinde arı zehirinin toplanarak kullanımı yerine, ergin işçi arıların doğrudan hastayı iğnelemesi yaygın olarak kullanılan bir yöntemdir. Bu yöntemde; arılar kovan önünden, kuluçkalık veya ballık bölümünden açılan küçük bir delikten kavanozla toplanabilirler. Toplanan 10-100 adet işçi arı, yaklaşık iki hafta şeker şurubuyla beslenir ve hasta üzerinde günlük sokma işleminde kullanılır. Arı zehirinin eczacı veya fizik tedavi uzmanı gözetiminde, arı iğnesi hazırlanarak, enfeksiyonlu bölgeye enjekte edilebileceği gibi kremlerin, merhemlerin yapısında kullanılması da mümkündür. Bugün için arı zehiri tedavisi Çin, Japonya, Güney Kore, Rusya, Bulgaristan, Slovakya, Çek Cumhuriyeti, Macaristan, Polonya, Romanya, Avusturya, Almanya, İsviçre ve Fransa’da kullanılmaktadır. Günümüzde 9 Avrupa ülkesinde arı zehiri içeren 22 farklı ürün kullanılmaktadır. Dünyada bir çok araştırmacı arı zehiri ile, özellikle köpek, kedi, at gibi hayvanlar üzerinde deneyler yapmışlar ve başarılı sonuçlar elde etmişlerdir. Özellikle arthritis(eklem iltihabı) ve romatizma, M.S., kronik ağrılar, depresyon, tümörler, böbrek problemleri, kas spazmları,
göz hastalıkları, meme hastalıkları, bademcik, vajinitis, ürtiker ve prostat rahatsızlıklarında başarıyla kullanıldığı belirlenmiştir. Multiple sklerosis hastalığı bugün dünyada tıp otoritelerince tedavi edilemez hastalıklar arasında gösterilmektedir. Arı zehiri ile 1500 MS hastası üzerinde yapılan ve 6 ay süren bir çalışmada tedaviye alınan 4 değişik grupta % 30-86 arasında bir başarı elde edilmiştir. Bu sonuç MS için gelecekte umut vericidir. Çağın vebası olarak nitelendirilen AİDS üzerinde yapılan çalışmada arı zehirinin HİV virüsünün bağışıklık sistemini çöktürücü etkisini kişinin bağışıklık sistemini güçlendirerek önce yavaşlattığı sonra da gelişimini durdurduğu ortaya konulmuştur (Tolon,B. 2002). Kanser vakalarında ise arı zehirinin merhem, tablet veya iğne yoluyla vücuda uygulanmasıyla umut verici gelişmeler kaydedildiği belirtilmektedir. İNME RİSKİNİZİ AZALTIN Kolesterol ve trigliserit gibi kanda dolaşan yağlar yükseldiğinde damarlarda plak oluşumuna sebep olmakta ve bununla birlikte damar tıkanıklığı riskini de artırmaktadır. Önleyici tedbir olarak başta hekime gitmek olmalı. Ancak bazı bitkilerle de kendinizi korumayı ihmal etmeyin.
Yapılan birçok araştırma çayın içeriğinde bol miktarda bulunan flavanoid olarak adlandırılan kateşinlerin vücuda etkisinin olumlu yönde olduğunun kanıtlandığını anlatan Diyetisyen Doç. Dr.Barış Öztürk, “Özellikle son yıllarda fiziksel aktivite azlığı, sağlıksız beslenme ve beslenme davranış bozukluğu gibi yaşam tarzının artışıyla birlikte kalp damar hastalıkları artmakta ve buna bağlı yaşam ömrü azalmaktadır. Yeni yapılan çalışmalar ise düzenli çay tüketiminin kan damarları için oldukça faydalı olduğunu göstermektedir. Özellikle kalbe giden damarlara etki edip koroner kalp hastalıkları, kardiyak ölüm ve inme riskini azaltmaktadır. YEŞİL ÇAYI DÜZENLİ OLARAK TÜKETİN Çayın bu olumlu etkilerinden yararlanmak istiyorsak özellikle yeşil çayı düzenli tüketmeliyiz. Her besin ve bitkisel ürünler gibi çayı da kontrollü tüketmekte yarar vardır. Günde 5 bardaktan fazla tüketmemeye özen göstermeliyiz. Hamilelik ve emzirme dönemlerinde, antibiyotikler kalp ilaçları gibi düzenli ilaç tüketenler tansiyon hastaları anemi hastaları yüksek tansiyon hastaları gibi belirlenmiş hastalığı olan kişilerin bir diyetisyen kontrolünde tüketim miktarlarını ayarlamaları yararlı olacaktır şeklinde konuştu.
Ağustos-Ekim 59
KÜÇÜKÇEKMECE'DE
ANNELER VE OĞULLARI Ataerkil aile düzeninde erkek çocuk beklentisi ağır bastığından bu çocuklar, bebeklikten ergenlik çağına kadar kızlara nazaran fazla ilgi görüyorlar. Bu anlayış annelerle oğulları arasında zaman zaman gel gitlere yol açıyor. Zaman zaman ilişkilerin düzensiz seyretmesine sebep oluyor. Aileye dair bir çok çalışmanın yer aldığı www.ailem.com sitesi erkek evlat sahibi annelere yardımcı olmak için bir yığın bilgiyi toplayarak bunları muhtevasına katmış. Burada yer alan tavsiyeler oğlunuzla ilişkilerinizi sağlıklı yürütmeniz konusunda sizlere yol gösterebilir.
Annenin oğluyla ilişkisinde kaygılarını kontrol edebilmesi önemli. Ayrıca erkekler de tıpkı kızlar gibi annelerinden öğüt beklerler. Bu nedenle anne gerektiğinde bu öğütleri verebilmeli. Suçlayıp aşağılamak, gencin özgüvenini olumsuz etkileyeceğinden, gence kendi fikirlerini empoze etmek yerine, dinlemeyi anlamayı ve düşünmeyi öğretecek şekilde davranmalı. Anne ile oğlunun çok yakın olması, gelecekte annenin çocuğunu başka bir kızla paylaşmakta sorun yaşamasına neden olabiliyor. Bazı anneler oğlunun büyüdüğünü görmekte zorlanıyor ve ona hala bir bebekmiş gibi davranabiliyor.
BİRLİKTE OKUYALIM: Önerilerin en önemlisi oğlumuz büyüdüğünde annenin onu, eşi gibi görüp davranmaması ve onun bir ergen olduğunu unutmamasıdır. Annenin oğluyla ilişkisinde mesafe olmalı ama bu mesafe kopukluğa da yol açmamalı.
60
ANNELER OĞULLARIYLA EN ÇOK HANGİ KONUDA ÇATIŞIYOR? • Odasının dağınık olması • Yemek yememesi • Kıyafetlerini kirletmesi ya da ütüsünü bozması
• Ders çalışmaması • Arkadaş seçiminin eleştirilmesi • Eve geliş gidiş saatlerinin düzensizliği • Bilgisayar başında uzun saatler geçirmesi.. ANNE VE OĞUL ARASINDAKİ İYİ İLETİŞİMDE NELER YAPMALI, NELERDEN KAÇINMALI? - Oğlunuzun büyümesine izin verin: Türk aile yapısında erkek çocuklara sorumluluk verilmemesi, gelecekteki yaşamlarında da sorunlara yol açıyor. Büyüyebilmesi için en azından kendisi ile ilgili sorumlulukları alabilmesi gerekir. - Kendinizle kıyaslamayın. Kıyaslamak oğlunuzun kendisini mutsuz ve yetersiz hissetmesine neden olur. Bunun yerine annenin oğlundaki farklılıkları görüp, bu yönleri geliştirmesine yardımcı olması gerekir. - Genç erkeklere ‘arkadaş’ gibi davranmak yerine, annesi olduğunuzu, daima ona destek vereceğinizi hissettirin. Çünkü onun anneye ihtiyacı var. - Onlarla inatlaşmaktan kaçının: Ergenlik çağında erkekliklerini ispatlamak amacıyla anneyle çatışmaya girmek, sık görülen bir durumdur. Genç erkekler bu dönemde annelerinin desteğini isterler. Bu dönemde onlarla inatlaşmak, aşırı ve mantıksız yasaklarda diretmek ilişkinin zorlaşıp bozulmasına yol açar. İnatlaşmak evden kaçma, okulu bırakma gibi sonuçlar doğurur. - Yeterli zaman ayırın, onu dinleyin: Çatışmalı ergenlik döneminde oğlunuzla iletişimi bırakmayın. Arkadaşlarını küçümseyip ‘saçını beğenmedim, o çocuk tembel, onunla niye arkadaşlık ediyorsun’ gibi cümleler kurarak yaklaşmayın. Bu tür yaklaşımların çocuğunuzu sizden uzaklaştıracak davranışlar olduğunu unutmayın.
KÜÇÜKÇEKMECE'DE
Ağustos-Ekim 61
KÜÇÜKÇEKMECE'DE
Minik Eller AŞURE DAĞITTI Küçükçekmece’de dev kazanlarda pişirilen aşureler binlerce vatandaşa ikram edildi. Minik eller tarafından süslenen aşurelerin dağıtımını, Küçükçekmece Belediye Başkanı Temel Karadeniz ve İstanbul Cemevi Başkanı Gazi Arslan birlikte yaptı. ‘’Birlikte daha güçlü, daha güzeliz’’ temasıyla, Küçükçekmece Belediyesi tarafından hazırlanan aşureler bin-
62
lerce vatandaşa ikram edildi. Hürriyet Caddesi'ne kurulan stantlarda minikler aşure yapmanın püf noktalarını öğrenirken, dev kazanlarda kaynayan aşureler Küçükçekmece Belediye Başkanı Temel Karadeniz ve 72 öğrenci tarafından süslendi. Başkan Karadeniz, çocuklarla birlikte aşure kazanının başına geçerek vatandaşlara aşure ikramında bulundu. Aşureler ay- yıldız ve Küçükçekmece logosu ile süslendi. "AŞUREYİ PEYGAMBER EFENDİMİZ’İN SOYUNUN DEVAMI OLARAK KABUL EDİYORUZ" Aşurenin geleneksel bir tat olduğunu belirten Başkan Karadeniz, "Aşure geleneksel bir tatlımız. Çeşitli bakliyat ve kuruyemişin bir araya gelerek oluşturduğu bir tat. Biz bu tatlının kültürümüze dair derin izler taşıdığını düşünüyoruz.
Biliyorsunuz Muharrem ayında Kerbela gibi Müslümanları derinden etkileyen bir hadise var. Peygamberimizin biricik evlatları, torunlarının 72 kişiyle birlikte katli söz konusu. Ama katliamdan Zeynel Abidin isimli bir Ehlibeyt mensubu kurtuluyor. Bir anlamda Ehlibeyt’in devamı o nesille oluyor. Daha sonra Zeynel Abidin adına bir kurban kesiliyor. Biz aslında Peygamber Efendimiz'in soyunun ve değerlerinin devamı olarak aşureyi kabul ediyoruz" dedi. İstanbul Cemevi Başkanı Gazi Arslan da birlik beraberlik vurgusu yaptığı konuşmasında ‘‘Biz tüm renklerimizle birlikte güzeliz, birlikte Türkiye’yiz’’ dedi. Küçükçekmece Belediyesi tarafından Muharrem ayı boyunca toplam 117 bin adet aşure vatandaşlara ikram edildi.
KÜÇÜKÇEKMECE'DE
Ağustos-Ekim 63
KÜÇÜKÇEKMECE'DE
Küçükçekmece Gökyüzü Gözlem Şenliği İle
BİR İLKE DAHA İMZA ATTI Çocuklara ve gençlere her konuda destek olan Küçükçekmece Belediyesi, bu kez ‘Gökyüzü Gözlem Şenliği’ ile bir ilke daha imza attı. Küçükçekmece Göl Kenarı Amfi Tiyatro da gerçekleşen ‘Gökyüzü Gözlem Şenliği’nin açılışına, Küçükçekmece Belediye Başkan Yardımcısı Mehmet Besim Müftüoğlu, İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Astroloji Uzay Bilimleri Başkanı Prof. Dr. Tansel Ak ve LookUp Uzay Kulübü üyesi Kadir Yiğit Yücel katıldı. “MERAK GELİŞİM İÇİN ÖNEMLİ BİR FIRSAT” Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın ardından programda söz alan Küçükçek-
64
mece Belediye Başkan Yardımcısı Besim Müftüoğlu, “İnsanlık tarihi hep merak üzerine kurulmuş. İnsanoğlu kafasını kaldırmış, gökyüzünü merak etmiş. Ben de elektrik elektronik mühendisliği mezunuyum. Geçmişte merak ettiklerimin ilerleyen zamanlarda gerçekleştiğini gördüğümde çok mutlu oluyorum. Merak gelişim için çok önemli bir fırsat. Umarım bu etkinlik Türkiye’de bir astronomi hareketi başlatır ve uzay ajansı kurulmasına vesile olur. Umarım biz de Çin
gibi dünyanın en büyük teleskobunu yaparız” dedi. Besim Müftüoğlu ayrıca şenlikte planetaryum çadırına girdi, yıldızları ve uzayı yakından inceleme fırsatı buldu. Üç boyutlu gözlük ile Mars’ta gezinti yaptı. “TELESKOPLAR İNSANIN DÜNYAYA BAKIŞINI DEĞİŞTİRDİ” Teleskoplar hakkında detaylı bir sunum gerçekleştiren Tansel Ak ise, “İnsanoğlu var olduğundan beri gökyüzü dikkatini çekmiştir. İnsanın görebildiği en parlak yıldız güneştir. Teleskoptan önce yapılan ölçümlerin çoğu basit aletlerle ve insan gözüyle olmuştur. Yıldızlar çok uzak olduğu için onları sönük görüyoruz. Teleskop sönük yıldızları görebilmek ve bir bütün gibi duran yıldızları ayrı ayrı görebilmek için yapılmıştır. Teleskoplar bilimde bir kırılma oluştur-
KÜÇÜKÇEKMECE'DE
du. Teleskoplar insanın dünyaya bakışını değiştirmiştir” diye konuştu. Ak, ayrıca böyle bir etkinlik düzenlediği için Küçükçekmece Belediyesi’ne ve LookUp Uzay Kulübü’ne teşekkür etti. Sunum sonunda ise Küçükçekmece Belediyesi Eğitim Şefi Oktay Kurt, Tansel Ak’a plaket ve çiçek takdim etti. Şenlikte çocuklar, “Ay’ın Evreleri Atölyesi”, “El Planetaryumu Atölyesi”, Gök Atlası Atölyesi, Güneş Saati Atölyesi, “Su Roketi Atölyesi”, “Teleskop Yapımı Atölyesi” gibi çeşitli atölyelerde hem bilgilenip hem de uzayın gizemine yolculuk yaptılar. İki gün süren şenlikte, gündüz teleskoplarla güneş gözlemi havanın kararması ile ise gece gözlemi yapıldı. Şenlikte ayrıca Prof Dr. Tansel Ak “Teleskoplar ve Öte Gezegenler”, Prof. Dr. Osman Demircan “Milim Milim Bilim”, Prof. Dr. Ethem Derman “7’den 70’e Astronomi”, Uğur İkizler “Kendi Teleskopunu Kendin Yap”, Halil Bağış “Makro ve Mikro Evrenler”, Kadir Yiğit Yücel “Uzay Çöpleri”, Prof. Dr. Talat Saygaç “Evren ve Canlılar” ve Dr. Bilge Demirköz “Türkiye’de Uzay Radyasyonu Çalışmaları” konularında bilgi vererek, uzayın ve astronominin ilginç taraflarını meraklılarına anlattı. Minik Astronot adlı tiyatro oyununun da sahnelendiği şenlikte sürpriz etkinlikler yer aldı.
Ağustos-Ekim 65
KÜÇÜKÇEKMECE'DE
Yavuz Seçkin
GÜLMEKTEN KIRDI GEÇİRDİ Küçükçekmece Belediyesi kültür ve sanat programları kapsamında Sefaköy Kültür ve Sanat Merkezi’nde sahneye çıkan ünlü şovmen Yavuz Seçkin Küçükçekmeceli hayranlarıyla bir araya geldi.
66
Yaptığı stand-up gösterisiyle Küçükçekmecelilere keyifli bir akşam yaşatan Yavuz Seçkin’i Belediye Başkan Yardımcıları Besim Müftüoğlu ve Recep Şencan’da izledi. “BEN DE KÜÇÜKÇEKMECE’DE DOĞDUM” Ünlü şovmen, Ahmet Çakar, Fatih Terim, Kadir İnanır, Hakkı Bulut, Bülent Ersoy, Ümit Besen gibi pek çok ünlü ismin taklitlerini yaparak, izleyicilerden büyük ilgi gördü. Stand-up gösterisine, izleyicileri
de dahil eden Seçkin, şovuyla Küçükçekmecelilerden tam puan aldı. Yavuz Seçkin, kendisinin de Küçükçekmece’de doğduğunu ifade ederek, ilçedeki kültür merkezlerini çok beğendiğini ve gerçekleştirilen kültür-sanat etkinliklerini de takdir ettiğini dile getirdi. Seçkin, gösterinin ardından tüm katılımcılarla tek tek selfie çektirdi. Küçükçekmece Belediye Başkan Yardımcısı Besim Müftüoğlu, ünlü şovmene teşekkür ederek, günün anısına çiçek verdi.
KÜÇÜKÇEKMECE'DE
Türk Milleti Hakkında
KİM NE DEMİŞ? ‘Türklerin ruhu yeniden parlayacak ve silah kullanmak için doğan bu kahraman milletin tarihi eski ışığını bulacaktır.’
Feld Mareşal Von Moltke Alman Genelkurmay Başkanı
Feld Mareşal Von Moltke Kimdir? Alman mareşali askeri strateji uzmanı. Moltke, 26 Ekim 1800’de doğdu. Kopenhag Kraliyet Askeri Okulundan mezun oldu. Bir müddet Danimarka ordusunda çalıştı. 1822 senesinde Prusya ordusuna geçti. Burada Harp Akademisine devam etti. Moltke, 1832 senesinde tekrar Prusya ordusuna Kurmay Subay olarak girdi. 1835 ila 1839 seneleri arasında Osmanlı ordusunda
Müşavir olarak çalıştı. 24 Haziran 1839 Nizip Savaşında Osmanlı Başkumandanı Hafız Mehmed Paşanın maiyetinde Kurmay Subay olarak görev yaptı. Bu görevinden sonra 1845-1846 senelerinde Roma’da Prusya Prensi Henr’nin Yaverliğinde bulundu. 1855 senesinde Prens Frederick Wilhelm’in Yaverliğine getirildi. Frederick Wilhelm İmparator olunca Moltke’yi Genelkurmay Başkanlığına getirdi.
Ağustos-Ekim 67
KÜÇÜKÇEKMECE'DE
Biz Onlara Değil, ONLAR BİZE BORÇLU
Batı medeniyetine sahip ülkeler buldukları her fırsatta Türkiyemize ‘öteki’ muamelesi yapsalar da gerçeği değiştiremezler. Bugün sahip oldukları müspet ne varsa onu Müslüman bilim adamlarına borçlular. Battani: (858 – 929)
Dünyanın en meşhur 20 astronomu arasındadır. El-Battânî, Harran’ın Battân kasabasında doğdu (859–929). Asıl adı Muhammet bin Cabir bin Sinan er-Rakki el-Harranî’dir. Ebu Abdullah künyesi ve Battânî ismiyle meşhur olmuştur. Dünyanın gelmiş geçmiş en meşhur 20 astronomundan biri kabul edilir. Battânî’nin çalışmalarının tamamı astronomiyle ilgilidir. Battânî bugünkü Halep’in 160 km doğusunda Fırat nehri kıyısındaki Rakka şehrinde bir rasathane (gözlem evi)
68
yapmış; Güneş ve Ay’ın görünür çaplarında yıl boyunca meydana gelen değişiklikleri ölçmede, önceki ilim adamlarının yaptığı çalışmalara katkılarda bulunmuş; Güneş, Ay ve gezegenlerin hareketlerini, yörüngelerini daha doğru bir şekilde belirlemeye çalışmıştır. Güneş’in Dünya’dan en uzak bulunduğu noktadaki hareketini keşfetmiş, Dünya’nınkine göre Güneş’in yörünge eğimini ve Dünya’nın dönüş eksenindeki değişme değerlerini bulmuştur. Kendisinden beş asır sonra gelen Kopernik’in 23° 35ı olarak bulduğu Dünya’nın ekliptik eğimini o, 23° olarak hesaplamış, bugün bilinen açı değerini yaklaşık yarım dakikalık bir farkla bulmayı başarmıştır. Beyruni: (973 – 1051) Türk bilim adamı. Asıl adı Ebul Reyhan Muhammed bin Ahmed bin Ahmed El Biruni (Beyruni, Beruni) olup Ortaçağın yetiştirdiği en büyük bilim adamıdır. Babasını küçük yaşta kaybetti. Türkçe’nin dışında Farsça, Sanskritçe, Süryanice, İbranice ve Arapça biliyordu. İbni Sina ile çağdaştılar. Astronomi, matematik, fizik, maden bilimi, indoloji ve tıp alanında çalışmıştır. Gazneli Mahmut’un Hindistanı
fethi üzerine bir süre Hindistan’da yaşadı ve Hint bilim ve kültürünü inceledi. Daha sonra Gazne’ye yerleşti. Enlem ve boylamların hassas bir biçimde saptanması için yöntem geliştirdi. Dünya’nın kendi ekseni etrafında döndüğünü İslam ülkelerinde ilk söyleyen kişidir. 18 kıymetli taş ve mineralin özgül ağırlığını hesapladı. 1000 yılında “Asari Bakiye” (Eski yapıtlar) isimli kitabı yazdı. 1030 da Gazne hükümdarı Mesud’a atfen yazdığı “Al kanun Al Mesudi” isimli kitapta yüksekliği bilinen deniz kenarındaki bir dağın tepesinden yatayla ufuk arasındaki açının ölçülmesi ile yeryuvarı yarıçapının hesaplanacağını göstermiştir (R=3333 arap
KÜÇÜKÇEKMECE'DE
mili=6426 km). 1018-1025 arasında Tahdid isimli kitabı yazdı. 1032 de Hint Tarihi eserini yazdı. Düzgün çokgen çizimi ile uğraştı. Dünyanın döndüğünü ilk bulan bilim adamıdır.
İstahri:
İbn-i Rüşt:
Ebu Maşer:
(10. yüzyıl) Minyatürlü coğrafya kitabı yazan bir bilgin. (785 – 886) Med-cezir (gel-git) olayını ilk keşfeden bilgindir.
İbn Nefis:
(1126 – 1198) “Coğrafya” adlı eserinde: “Bilginler arasında yeryüzünün bir küre şeklinde olduğu konusunda ittifak vardır” demiş ve eserleri yüzyıllarca Avrupa’da okutulmuştur. Mevlana Celaleddin Rumi:
İbni Havkal:
İbni Havkal bundan 10 asır önce ilmi değeri yüksek bir coğrafya kitabı yazmıştır. Kitap uzun yıllar batıda ders kitabı olarak okutuldu.
İbn Nefis pulmoner dolaşı ile birlikte kılcal damar ve koroner dolaşımları da ilk keşfeden kişi olmasıyla tanınmıştır. Zira bunlar dolaşım sisteminin temelini oluşturmaktadır; nitekim kendisi bu keşifleri sebebiyle dolaşımsal fizyolojinin babası ve "Orta Çağın en büyük fizyoloğu" olarak görülmüştür.
(1207 – 1273) ‘Eğer bir zerreyi (atomu) kesersen, ortasında bir güneş ve güneş etrafında durmadan dönen gezegenler bulursun.’ diyerek, atomu ilk tarif eden kişi olmuştur.
Ağustos-Ekim 69
KÜÇÜKÇEKMECE'DE
SIĞINMACILAR İNSANLIĞIMIZI YÜZÜMÜZE VURUYOR
70
KÜÇÜKÇEKMECE'DE
DÜNYANIN İMTİHANI: SIĞINMACILAR Dünyamız 2. Dünya Savaşı’ndan sonraki en büyük göç dalgasını yaşıyor. Birincinin sebebi Batılılar olduğu gibi bu ikinci dalganın sebebi de şüphesiz yine onlar. Faturayı ise her zaman olduğu gibi yine Müslümanlar ödüyor. Dünyamız II. Dünya Savaşı’ndan sonraki en büyük göç dalgasına tanıklık ediyor. Batı’nın bir türlü doymayan iştahının getirdiği sömürü düzeni ve aynı amaca hizmet eden terör ve iç savaşlar agöç dalgasını her gün tetikliyor. Dünya genelinde başka bir ülkeye kaçan insanların sayısı 51 milyon. Bu, İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra yaşanan en büyük göç dalgası. Dünyanın farklı bölgelerinde yaşanan siyasi krizler ve çatışmalar nedeniyle ülkesini terk edenlerin
sayısı her geçen gün artıyor. İnsan hakları örgütleri, dünya genelinde sığınmacıların sayısının 51 milyona ulaştığına dikkat çekiyorlar. Sığınmacıların çoğu kaçış yolundaki kötü ve tehlikeli koşullar nedeniyle hayatını kaybediyor. Uluslararası Af Örgütü’nün Almanya temsilcisi Selmin Çalışkan, geçen yıl (2015) 26 Eylül’deki Mülteci Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, son bir yıl içinde 2 bin 500 kaçak göçmenin Avrupa’ya ulaşmaya çalışırken Akdeniz’de boğularak hayatını kaybettiğini söylemişti. Birçok uluslararası kuruluş sık sık Avrupa’nın bu ölümlere son vermesi çağrısında bulunuyor. Bununsa pratikte tek bir çözüm yolu var: Avrupa’ya yasal geçiş yollarının oluşturulması ve kaçak göçmenlerin güvence altına alınmaları. Avrupa Birliği’nin 2007 ve 2013 arasında sınır ve gözetleme duvar-
larının imarı için yaklaşık iki milyar euro harcadı, bu sürede sığınmacıların koşullarının iyileştirilmesi için harcanan para ise sadece 700 milyon Euro. Tek başına bu bile ekonomik imkanların nasıl bencil ve hoyratça harcandığını göstermeye yetiyor. Mülteci sorunuyla ilgili yapılan görüşmelerin ardı arkası kesilmiyor. Bunların en önemlisi AB-Türkiye arasına gerçekleştirilen seri görüşmelerdi. Bir diğeri de Roma’daki Başbakanlık Sarayı’nda İtalya ve Avusturya başbakanlarının yaptığı toplantı oldu. Sığınmacı krizinin ele alındığı görüşme sonrası mevkidaşlar, ortak açıklama yaptılar. İtalya Başbakanı Renzi, görüşmelerinin önemine işaret ederek, yüksek tansiyonlu bir dönemden geçildiğini söyledi. Renzi, ekonomik konuların ve terör tehdidinin, Avrupa’nın her zamankinden daha
Ağustos-Ekim 71
KÜÇÜKÇEKMECE'DE
da çok Avrupalı gibi hareket etmesini gerekli kıldığını hatırlatıyor. Avusturya Başbakanı Faymann ise Avrupa’nın geri kabul anlaşmalarını hep birlikte ele alıp uygulamasının önemli olduğunu vurgulayarak, ülkesinin geçen yıl 90 bin sığınma talebi aldığını ve bunun Avusturya nüfusunun yüzde 1’ine denk geldiğini söylüyor. YÜK TÜRKİYE’NİN OMUZLARINDA Batı’nın doymak bilmeyen iştahının körüklediği iç savaşların getirdiği yeni göç dalgasının büyük yükü Türkiye’nin omuzlarında bulunuyor. TBMM Mülteci Alt Komisyonu Başkanı, Ak Parti Antalya Milletvekili Atay Uslu, dünyada 60 milyondan fazla mülteci yaşadığını belirterek, “Türkiye’de de 3 milyon civarında sığınmacı yaşıyor. Türkiye şu anda dünyanın en çok sığınmacı barındıran ülkesi. 3 milyonluk bu nüfus Malta’dan, Slovenya’dan, Estonya’dan, Letonya’dan, Lüksemburg’dan daha büyük bir oran. Türkiye’nin yüzde 4’ü sığınmacılardan oluşuyor. Avrupa’da bu rakam çok düşük, 500
72
milyonluk Avrupa’da bizim kadar sığınmacı yok, Avrupa’daki sığınmacı oranı binde 4 bile değil” diyor. Türkiye’de yaşayan 3 milyon civarındaki sığınmacıdan 2.8 milyonunu geçici koruma altındaki Suriyeliler oluşturuyor. Komisyon başkanı insan haklarına da yeterli saygının gösterilmediğini vurgulayarak, Avrupa’da sığınmacılar hızlı bir şekilde Hıristiyanlaştırıldığını ve bunlara engel olmak için diye sözleşme teklifinde bulunduklarını belirtiyor. Uslu’nun sığınmacı çocuklar için çizdiği tablosu son derece iç karartıcı: ‘Fransa’da Calais Kampı vardı, dağıtıldı, 160 çocuk kayboldu. Almanya İnterpol’ü itiraf ediyor, diyor ki: Bize gelen 6 bin sığınmacı çocuk kayboldu, yok. Avrupa, bu konuda duyarsız. Kapılarını açmayarak Akdeniz’de ölümlere sebep oluyor. Son 5 ayda, Afrika’dan Avrupa’ya geçmek isteyen sığınmacıların 2 bin 500’ü öldü. Ege’de ölümler durdu. Biz insanlar ölmesin istiyorduk, şimdi ölümler durdu ama ölümler Akdeniz’e kaydı, Son on yılda dünyada 25 bin sığınmacı ölmüş.’
KÜÇÜKÇEKMECE'DE
Türkiye Çözümün ANAHTARINI GÖSTERDİ Baştan beri Türkiye’nin tezlerine kulak tıkayan bölge dışı güçlerin kötü ve çirkin niyeti Fırat Kalkanı Harekatı’yla açığa çıktı. Eğer sığınmacı sorununa köklü çözüm aranıyorsa bu harekatla Türkiye, çözümün yolunu göstermiş oldu. Üstelik bu sadece Suriye ile sınırlı da değil. Türkiye,24 Ağustos 2016 tarihinde sabah namazından önce Suriye sınırından içeriye harekat başlattı. Fırat Kalkanı adı verilen operasyon Cerablus kentine yoğunlaştı. 14 saat içinde kent terörist
gruplardan temizlenerek Özgür Suriye Ordusu’nun kontrolüne girdi. Yerel güçler kente girdiklerinde Cerablus bir hayalet şehir halindeydi. Yaklaşık on gün boyunca teröristlerin tuzakladığı bombalar ve mayınlar temizlendi. Peşinden de evlerini terk etmiş Suriyelilerin, Türkiye’nin kontrolünde kente geri dönüşleri başladı. Türkiye ilk günden itibaren sağlık ve gıda yardımında bulunduğu Cerablus’a kısa süre içinde su ve elektrik sağladı. Ülkemizde yaklaşık 3 milyon Suriyeli göçmen yaşıyor. Bir yandan terör örgütleri bir yandan rejimin zulmü 6 milyon Suriyelinin evlerini ve ülkelerini terk etmelerine yol açtı. Türkiye baştan beri uluslararası camiaya haklı bir çağrıda bulunuyor: Türkiye sınırı boyunca uçuşa yasak güvenli bir bölge oluşturulsun ve Suriyeliler kendi topraklarında tutularak ihtiyaçları karşılansın.
Bölgeye müdahale eden güçler bu çağrılara kulak tıkadılar. Çünkü Türkiye sınırının boşaltılıp oralara terör örgütlerinin yerleşmesini sağlamak ve bu yolla Türkiye’yi taciz edip diz çöktürmek hepsinin ortak hedefiydi. Nihayet DAEŞ’in ülkemize yönelik tacizleri artınca Türkiye, ‘iş başa, hizmet padişaha düştü’ deyip Fırat Kalkanı Harekatı’nı başlatarak yaraya derin bir neşter attı. İlk planda sadece kendi sınırını güvene almakla kalmadı; kendi topraklarından sökülüp atılmış Suriyelilerin de yurtlarına, evlerine dönmesini sağladı. Ülkemizin dünyaya kazandırdığı bu tecrübe sığınmacı sorununa nasıl çözüm bulunacağını açık bir biçimde gözler önüne sermiş oldu. Bölge dışı güçlerin daha çirkin ve kirli emelleri yoksa, artık gidilecek yol bellidir.
Ağustos-Ekim 73
KÜÇÜKÇEKMECE'DE
Koruyucu Aile Bakımı Altındaki
ÇOCUKLARIN RUH SAĞLIĞI Ocak-Mart sayımızda sizlere koruyucu aile olmanın şartlarını anlatmıştık. Bu sayımızda da 'Koruyucu Aile' olmanız halinde karşılaşabileceğiniz sorunlar karşısında size sağlanabilecek desteklerden bahsedeceğiz. Siz kimsesize kim olurken karşılaşabileceğiniz zorlukların da kolaylıkla üstesinden gelebileceksiniz. Çocukla sorunların çözümlenmesinde sağlanan destekler. Koruyucu aile ve yanına yerleştirilen çocuk ile öz aile vakanın özelliklerine göre belirlenen aralıklarla, düzenli olarak mevzuat kapsamında izlenmektedir. Bu izlemelerde; - Ekibin bir parçası olarak hareket etmeniz, - Bakım sürecinde kuruma çocuk hakkındaki bilgileri aktarmanın gerekliliğini bilmeniz, - Koruyucu aile hizmetinden yararlandırılacak çocukla masallardaki gibi bir hayat sürecekleri yönünde duygulara sahip olabilmektedirler. Ancak birlikte yaşam, hayal edilenden farklıdır. Bu nedenle yapılan izlemelerde bu duruma ilişkin duygularınızı da paylaşmanız önemlidir.
74
İzlemelerin sürecin çocuk yararına olup olmadığının gözlemlenmesinin yanı sıra danışmanlık verilmesi amaçlı olduğunu bilmeniz kendinizi daha güçlü hissetmenizi sağlayacaktır BİRLİKTE YAŞAMDA SİZİ NELER BEKLİYOR?
Yerleştirmenin ilk haftaları herkes için bir uyum dönemi olacaktır. Bu dönemde sunacağınız en önemli şey, sürekli ve tutarlı bir aile yapısıdır. Çünkü çocuklar farklı yaşantılarla koruyucu aile bakımına gelmekte, dolayısıyla yaşam tarzınıza ve beklentilerinize uyum sağlamaları, tekrar, açıklama ve sabır istemektedir. Çocuğun aile bireylerine hitap şekli ile ilgili yaptığı seçimlere saygı gösterilmeli bu konuda çocuğa baskı yapılmamalıdır.
KURUMLA İŞBİRLİĞİNİN ÖNEMİ VE GEREKLİLİĞİ
Aileler, kendi çocuklarını büyütürken nasıl sorunlar yaşıyorsa, koruyucu aile hizmeti verilirken de herhangi bir aşamada çocuktan, çocuğun kendi ailesinden ya da sizin koşullarınızdan kaynaklanabilecek sorunlar yaşayabi-
KÜÇÜKÇEKMECE'DE
lirler. Bu tür sorunlarla karşılaşıldığında sorunu görmezden gelmek yerine vakit geçirmeksizin kurumla paylaşmanız çocukla iletişiminizi sağlıklı sürdürmenize ve çocuğun sağlıklı gelişimine yardımcı olacaktır. Koruyucu aile olarak çocukla ilgili her tür bilgiyi kurumla paylaşmanız çocuk için sorun olabilecek durumların objektif bir gözle erken süreçte belirlenmesine ve sorun oluşmadan müdahale edilmesine olanak tanıyacaktır. Böylece çocukla beraber keyifli zaman geçirmeyi sağlamış olacaksınız.
• Benimle ilgili alınacak kararlarda, benim de bir yetişkin gibi isteklerimin olabileceğini düşünerek davranmalarını isteme hakkım var. • Benim için verilen hizmetler hakkında bilgi verilmesi ve eğitim, sağlık hizmetlerinden yararlanma hakkım var. • Annem, babam ve kardeşlerimle ilişkilerimi sürdürme hakkım var. • Sorun yaşıyorsam bunu sosyal çalışma görevlimle konuşma hakkım var. • Bu haklar sağlanmadığında, isteme hakkım var.
ÇOCUĞUN HAKKI VAR
• Haklarım konusunda sosyal çalışma görevlim ile konuşarak bilgi alabilirim.
• Güvende olma ve korunma hakkına sahibim.
ÇOCUK NE İSTİYOR
• Yetişkinlerden beni dinlemelerini isteme hakkım var.
• Sevilmeyi, • Kendi ismimi kullanabilmeyi,
• Kendimi mutlu hissedeceğim ve korkmadan yaşayabileceğim bir ev ortamı sağlamalarını, • Onları içimden geldiği gibi çağırmama izin vermelerini, • Beni anlamalarını, anlattıklarımı dinlemelerini, • Eğitim almamı sağlamalarını, • Yaşadığım evin kurallarını bilmeyi, • Benim yaşıma ve yapabileceklerime uygun davranmalarını, • Büyüdüğümde daha iyi yaşayabilmem için öğrenmem gerekenlerden yaşıma uygun olanları öğretmelerini ve yapmam için izin vermelerini, • Benim de kendi annem, babam ve kardeşlerim olduğunu kabul etmelerini istiyorum.
Ağustos-Ekim 75
KÜÇÜKÇEKMECE'DE
YEMEK MEKANLARI ÜSKÜDAR’DA KANAAT LOKANTASI
Kanaat Lokantası tarihi bir işletme. Üsküdar meydanında bulunan mekan babadan oğula geçerek günümüze kadar gelmiş. İşletme eskiyi yaşatmak için bugün bile hesap ödenirken kredi kartı kabul etmiyor. Ama aradan geçen uzun yıllar Kanaat Lokantası’nın mutfağının lezzetine lezzet katmış. Etli nohutu ve sütlü tatlıları öylesine meşhur ki, şehrin en uzağından bunun için gelenler var.
‘Ne de olsa zengine yemek yapıyoruz’ diyerek mi, ya da başka nedenlerle mi bilinmez, daha özenli, daha leziz şeyler yaparak ün yapmış ve esnaf için vazgeçilmez olmuşlar. Bu mekanlar genellikle esnaf lokantası olara ünlenmişler. Bu lokanta da Karaköy’ün eski esnaf lokantalarından biri. Adından da anlaşılacağı gibi köftesi ve piyazı meşhur. Karaköy katlı otoparkının karşı köşesinde bir işletme burası. Köftesi ve piyazı gerçekten nefis.
KARAKÖY’DE NATO LOKANTASI Türkiye’nin Nato’ya katılmasından sonra, 1952 yılında açılan Nato Lokantası, özellikle öğlen saatlerinde Karaköy esnafının akınına uğruyor.
KÖFTECİ SAMİ USTA: KARAKÖY İstanbul yeni yeni büyümeye başlarken esnaflar belirli noktalarda yoğunlaşmayı başarabilmişler. Onların yoğunlaştığı yerlerde kurulan yemekhanelerin bir kısmı
76
Müşteri memnuniyetine, temizliğe, sağlığa verilen önem ilk sırada gelmektedir. Kullanılan malzemenin kaliteli ve taze olmasına özen gösteriliyor. Sac kavurması ve döneri oldukça meşhur. Haftanın iş günlerinin her birinde özel bir yemek çıkıyor. Eğer et konusunda hassassanız ve lezzetli bir et yemeğini özlediyseniz gidebileceğiniz en güzel restoranlardan biri.
KÜÇÜKÇEKMECE'DE
yenlerin bile kuru fasulye yemeye başladıkları bir mekan Erzincanlı Ali Baba. Fiyatları da uygun olan bu mekana eğer, yaz aylarında giderseniz, cami avlusunun hemen karşısında, sokağa koydukları masalarda etrafı seyrederek yiyebilirsiniz yemeğinizi. KUZGUNCUK: METET DÖNER Ekmek olarak lavaş kullanılan bir yemek mekanı. Döner közde yapılıyor. Böylece tadına tat katılmış oluyor. Burası, Kuzguncuk’ta közde döner yapan tarihi bir lokanta. Lavaş arasına közde pişmiş döner, turşu ve manda yoğurdu buraya gitmişken mutlaka tatmanız gerekenler arasında. Mekanın müdavimleri arasında çok sayıda meşhur sima bulunuyor.
ERZİNCANLI ALİ BABA Süleymaniye, zaten tarihi dokusuyla insanları kendine bağlamayı başarmış bir semtimiz. Burasını sevmeyenimiz, gidip gezmeyenimiz hemen hemen yok gibidir. İşte bu semtte kuru fasulyeyi sevme-
FAYTON LOKANTASI: KADIKÖY Restaurantın bulunduğu bina yaklaşık 250 yıllıktır. 1914 yılında Lejyon askerlerinin de bir müddet yatakhane olarak ikametini sağlayan bu yer, Rumlara ait olup, Dimitrakopulo şaraplarının deposuydu ve satış mağazasıydı. Mekan beş kargir dükkândan meydana gelmiş. Uzun yıllar fayton atölyesi olarak işletilmiş, tarihi bir binada yer alıyor Fayton. Bırakın turistleri İstanbul’da yaşayanlar bile pek bilmiyor. Zaten her akşam rezervasyonla sınırlı sayıda kişiyi alıyorlar içeri. Cuma ve Cumartesi akşamları canlı müzik de yapılıyor. Köftesi ve mezeleri lezzetli.
Ağustos-Ekim 77
KÜÇÜKÇEKMECE'DE
En Çok
KÜRK MANTOLU MADONNA SABAHATTİN ALİ Yapı Kredi Yayınları "Her gün, daima öğleden sonra oraya gidiyor, koridorlardaki resimlere bakıyormuş gibi ağır ağır, fakat büyük bir sabırsızlıkla asıl hedefine varmak isteyen adımlarımı zorla zapt ederek geziniyor, rastgele gözüme çarpmış gibi önünde durduğum "Kürk Mantolu Madonna"yı seyre dalıyor, ta kapılar kapanıncaya kadar orada bekliyordum." Kimi tutkular rehberimiz olur yaşam boyunca. Kollarıyla bizi sarar. Sorgulamadan peşlerinden gideriz ve hiç pişman olmayacağımızı biliriz. Yapıtlarında insanların görünmeyen yüzlerini ortaya çıkaran Sabahattin Ali, bu kitabında güçlü bir tutkunun resmini çiziyor. Düzenin sildiği kişiliklere, yaşamın uçuculuğuna ve aşkın olanaksızlığına (?) dair, yanıtlanması zor sorular soruyor.
78
CASUS PAULO COELHO Can Yayınları - Roman Dizisi Yanlış devirde doğmuş bir kadınım ben, hiçbir şey düzeltemez bunu. Gelecekte hatırlanacak mıyım, bilmiyorum ama şayet hatırlanırsam mağdur bir kadın olarak değil, cesur adımlar atmış ve ödemesi gereken bedeli korkmadan ödemiş biri olarak görülmek istiyorum. Mata Hari'nin tek suçu özgür bir kadın olmaktı: Sınırlar ve sınırlamalarla dolu bir dünyada kaderine boyun eğmeyen bir kadın... Paulo Coelho, 20. yüzyıl başında casuslukla suçlanarak idama mahkûm edilen Mata Hari ile avukatı arasındaki yazışmalardan yola çıkarak kurguladığı Casus'ta bu olağanüstü kişiliği bir roman kahramanına dönüştürerek hayatın ve aşkın gizemlerini sorguluyor.
KÜÇÜKÇEKMECE'DE
Okunanlar
BENİ ÖDÜLLE CEZALANDIRMA ÖZGÜR BOLAT Doğan Kitap Çocuk Eğitiminde Doğru Bildiğimiz Yanlışlar! Acaba ödülle ilgili tüm bildiklerimiz yanlış mı? - Ödül, neden motivasyonu düşürür? - Ödülle değerler neden öğretilemez? - Ödülle büyüyen çocukları ne tür tehlikeler bekler? - Mutlu ve başarılı bir çocuk gerçekte nasıl yetiştirilir? Bunun gibi merak edilen birçok sorunun yanıtını eğitim bilimci Dr. Özgür Bolat, son 70 yılda yapılan bilimsel araştırma ve gerçek vakalarla net bir şekilde ortaya koyuyor. Kılavuz niteliğindeki bu kitabı okuduğunuzda mutlu, özgüvenli, sorumluluk sahibi ve başarılı bir çocuk yetiştirmek için önemli bir adım atmış olacak, çocuğunuzla ilişkinizde anlamlı değişiklikler yaşayacaksınız.
MÜPTEZELLER EMRAH SERBES İletişim Yayıncılık - Roman Dizisi "Üzülme baba," dedim, "alt tarafı bir ev, alt tarafı beton parçası ya. Çalışır ederiz, yine alırız. Ben de çalışırım bundan sonra, söz, alırız bir ev daha." "Ona üzülmüyorum ki ben," dedi babam. "Her ay evin taksitini ödedik de ne oldu. Bak, uçup gitti elimizden balon gibi. Keşke seni ağlatmasaydık çocukken. Keşke sana o akülü arabayı alsaydık." Güzel olmak isteyen alkolikler, berduşlar, kardeşler… Zembereği boşalmış hayat memat ezberleri, tek gözlü geceler. Yeraltının karın gurultusuna, belalı bir gündüze sarılan cuaralar. Müptezeller, uğultuların, yoksunluğun ve kaybeden delikanlıların romanı. Lime lime, ufalanarak. Emrah Serbes, kenarların soluğunu, dünyaya katlanamayan, kendine gömülen çocukları haykırarak anlatıyor. Yaz biter, güz biter, hep kış gelir.
Ağustos-Ekim 79
I K R A P A R E C A M
R O Y I L I Ç A hilinde; a d i s je o r p ı k r ı Macera Pa n a m r O nları, u s la k u A ğ r o o S p k S lü ık m ç ü n A ö rk, 41 D lar, nı, • Skate Pa
ışı Ala Kafeterya • ı, r la n la A • Kaya Tırman n Çocuk Oyu • ir Kulesi ı, y r e la S n • la t, A le ö ik n G i ik •P rı, • Sun la r u k r a P ş ü y ü • Koşu ve Yür
E C E M K E Ç K Ü Ç Ü K
İ V E N E M T E R ÖĞ HİZMETE GİRİYOR A D N I K A Y K O Ç
Projellueyorr
Hayat Bu
444 4 360 |
kucukcekmece.istanbul |
kucukcekmecemiz | Temel KARADENiZ Belediye Başkanı