Mirkuzey 1464 19 11 2016 cumartesi

Page 1

Numan Kurtulmuş’un Ünye ziyareti

ŞEHİDİMİZİN İNTİKAMI ALINDI PKK terör örgütünün Türkiye’deki en önemli mevzilerinden Şırnak’ın Bestler-Dereler bölgesinde Şehidimiz J. Uzm. Çvş. Sercan Öklük Bestler-Dereler -2 adıyla operasyon başlatılarak, bölge Mehmetçik tarafından temiz3’TE leniyor.

Başbakan Yardımcısı Hükümet Sözcüsü Ünyeli hemşerimiz Prof. Dr. Numan Kurtulmuş, çeşitli programlara katılmak üzere 5’TE Ünye’ye geldi.

“Anayasa’da uzlaşma aranmalı” CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Ordu Milletvekili Seyit Torun, Anayasa’nın bir uzlaşma metni olduğunu belirterek, “Anayasa uzlaşma ile hazırlanmalıdır. Ama ‘bunu ben yaptım oldu, ben yaparım olur’ diye dayatırsanız bunun uzun süreli olması ve geçerli olması 5’TE mümkün değildir” dedi.

Fındığa TMO müdahalesi geliyor AK Parti Ordu Milletvekili Oktay Çanak, fındık fiyatının 15 liradan 9.75 seviyesine gerilemesi üzerine Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) ve Tarım Kredi Kooperatifleri vasıtasıyla müdahale alımları yapılması için çalışma yapıldığını 5’TE açıkladı.

TMO’nun alım yapması şart oldu!

Karadeniz çiftçisinin ve fındık üreticisinin her daim yanında olan Fatsa Ziraat Odası Başkanı Ziraat Müh. İbrahim Ethem Kibar, fındık fiyatlarının 9 lira 75 kuruş seviyesine düşmesini sert bir dille eleştirerek, devletin TMO aracılığıyla fındığa acil koduyla müdahale alımı yapma3’TE sı gerektiğini söyledi.

Balıklarda biyoçeşitlilik artıyor

Orman ve Su İşleri Bakanlığı, Doğa Koruma ve Milli Parklar(DKMP) Genel Müdürlüğü, ülkemizde yetiştiricilik yoluyla balık üretiminde artık milyonlarca alabalık 4’TE üretip, tabiata salıyor. 19 KASIM 2016 CUMARTESİ

YIL: 5

SAYI:1464

GÜNLÜK TARAFSIZ SİYASİ GAZETE

HER ŞEY BAL TADINDA GEÇTİ

FİYAT: 50 Krş.

Kimyasal gübre yerine ‘çiftlik gübresi’

Fındık üretiminde kullanılan organik çiftlik gübreleri toprağın ihtiyacını karşılayarak, kalite ve ve4’TE rimde artış sağlıyor.

Ünye Belediyesi ödüle doymuyor

Tarihi Kentler Birliği tarafından 15 yıldır düzenlenen, ‘Tarihi ve Kültürel Mirası Koruma Proje ve Uygulamalarını Özendirme Yarışması’nın ödül töreni YAPEX Restorasyon Fuarında yapıldı. 6’DA

Tecavüzcüyü ödüllendiren yasaya sert tepki!

Ordu Valiliği, Ordu Büyükşehir Belediyesi ve Ordu Arıcılık Araştırma Enstitüsü’nün ortaklaşa düzenlediği “Bal Festivali” başladı. 15 Temmuz Demokrasi Meydanı’nda 2 gün sürecek “Bal Festivali”nin açılış törenine,

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Prof.Dr.Numan Kurtulmuş, Vali İrfan Balkanlıoğlu, Ordu Milletvekili Oktay Çanak, Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Enver Yılmaz, Ordu Cumhuriyet Başsavcısı Ahmet Çiçekli,

Büyük fırsatta son 1 hafta “Hayvancılıkta üretici desteklenmeli”

Altınordu Belediye Başkanı Engin Tekintaş, 6736 sayılı kanunun Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren borçların yapılandırma süresinde son 1 hafta olduğunu ve sürenin 25 Kasım 2016 tarihinde mesai bitiminde sona ereceğini 5’TE söyledi.

Hayvancılık sektörünün desteklenmesi amacıyla öngörülen 2017 tarımsal destekleme bütçesinin yüzde 30’a yakın bir kısmının hayvancılık sektörüne ayrılması beklenirken, desteğin yerli ve küçük üreticilere yapılması gerektiğinin altını çizen TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Son 4 yılda büyükbaş ithalatı yaklaşık 1.4 milyona 6’DA ulaştı” dedi.

Vali Yardımcıları Mehmet Erhan Türker, Halil Karbuz, İl Emniyet Müdürü Suat Çelik, İl Jandarma Komutanı Albay Sedat Sarıkaya, İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürü Kemal Yılmaz, Ordu

Arıcılık Araştırma Enstitüsü Müdürü Feyzullah Konak, daire müdürleri, siyasi parti ve sivil toplum kuruluşları temsilcileri, bal üreticileri ile çok sayı4’TE da vatandaş katıldı.

Gençler sabah namazında buluştu! Tarımda ‘usta’laşma dönemi başlıyor

Gençlik ve Spor Bakanlığı Gençlik Hizmetleri Genel Müdürlüğünün başlatmış olduğu sabah namazı programları 81 ilde gençler gençlik merkezlerinin organizesiyle 18 Kasım Cuma günü camilerde sabah 3’TE namazında buluşturdu.

TZOB, Meslek Yeterlilik Kurumu ile yaptığı işbirliği ile, tohum, fidan, meyve ve sebze yetiştiricilerinin ulusal meslek standartlarını belirledi.

6’DA

TBMM’de kabul edilen, tecavüzcünün mağdurla evlenmesi durumunda cezasının ertelenme6’DA sini öngören teklife tepkiler gecikmedi.

Fındık için bor katkılı gübre önerisi

Sabancı Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Çakmak, “Doğu Karadeniz’deki çay ve fındık üreticilerinin daha verimli ve kaliteli ürün alabilmeleri için kullandığı gübrelerin borla zenginleştirilmesi 4’TE gerekiyor.” dedi


2

19 KASIM 2016 CUMARTESİ

Sağlık

Her 5 kişiden birinde KOAH riski var Kronik obstrüktif akciğer hastalığı KOAH’ın ortaya çıkma sebebinin en başta sigara olduğunu belirten Göğüs Hastalıkları ve Tüberküloz Uzmanı Dr. Fulya Gürkan, 40 yaş üstü erişkinlerin yüzde 20’sinde KOAH rahatsızlığının görüldüğünü söyledi. Dünyada 50 milyon kişiyi etkileyen, her yıl 3 milyondan fazla insanın ölümüne sebep olan ve dünyada ölümler içerisinde 4. sırada yer alan KOAH hastalığının en önemli belirtisini öksürük, balgam ve nefes darlığı olarak açıklayan Gürkan, “Ülkemizde 5 milyondan fazla kişi bu hastalıktan etkileniyor. KOAH, oldukça sık görülen, önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalıktır. Erken teşhis ve düzenli tedaviyle birlikte KOAH ile yaşamak çok daha kolay. Halkımızın KOAH konusunda yeterli bilgiye sahip olmaması, hastalığın erken teşhisini ve tedavisini güçleştirmektedir. Oysa hastalık erken dönemde teşhis edilebilirse, KOAH ile mücadeleden sonuç alınabilir ve bu hastalık sebebiyle meydana gelen ölümler azaltılabilir” dedi. KOAH hastalarının bu hastalıktan kurtulmak için sigarayı mutlaka bırakması gerektiğinin önemine değinen Görkün, “Sigara dışında sigara dumanına maruz kalmak, tütün, nargile, puro kullanımı, tezekte odun yakılması, kimyasal gaz, dumanlı yerlerde çalışmak da KOAH’a sebep olabiliyor. Ayrıca hareketsizlik, fiziksel aktivitelerin azalması da KOAH için bir risk faktörü oluşturuyor. KOAH teşhisinin nefes ölçüm testi ve solunum ölçüm testi ile konulmaktadır. 40 yaş üstü erişkinlerin yaklaşık yüzde 20’sinde KOAH rahatsızlığı görülmektedir. Kişi sigara kullanıyorsa, öksürük, balgam, nefes darlığı şikayetleri varsa mutlaka göğüs hastalıkları uzmanına başvurması gerekiyor” diye konuştu. Her yıl kasım ayının üçüncü haftasının Dünya KOAH Günü olarak kutlandığını hatırlatan Gürkan, “Çünkü, KOAH önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalık. KOAH’ın en önemli tedavisi sigaranın bırakılmasıdır. 20 yıl yaklaşık günde 1 paket sigara içen bir kişi, sigarayı bırakma merkezlerine mutlaka başvurulması gerekiyor” şeklinde konuştu.(iha)

www.mirkuzeygazetesi.com.tr

Mir Mehmetoğlu Gıda Mad. San. ve Tic. Ltd. Şti. Adına Tüzel Kişi Temsilcisi

Niyazi YEŞİLLER YAYIN KURULU Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Hamdi Büklü Sayfa Editörü Mutlu Baymak Haber Merkezi Hüseyin Güneş Akbulut Erkan Kaş Çiğdem Akyol

Genel Müdür Nusret Yeşiller

Hukuk Danışmanı Av. Doğan Pehlivan

Genel Yayın Yönetmeni Betül Akbulut

Dizgi-Grafik Yeşiller Grafik Tasarım www.yesillermatbaa.com

İnternet Editörü Seyhan Yeşiller

Baskı Sorumlusu Ekrem Ezim

Temsilcilikler Korgan:Kenan Patak Çatalpınar: Adil İşnel

Yayın Türü Baskı Tesisi Yerel Süreli Mir Mehmetoğlu Gıda Mad. San. ve Tic. Ltd. Şti. Yeşiller Grafik Tasarım Reklam ve Matbaa Gazetemiz basın ahlak kurallarına uymayı taahhüt eder. Köşe yazıları ile ilgili hukuki sorumluluk yazarlara aittir. Gazetemiz İHA Abonesidir. Adres Sakarya Mah.Sakarya Cad. No:43/B Fatsa/ORDU Tel : 0452 407 10 11 Faks : 0452 407 10 12 E-Posta : gazetekuzey@gmail.com

“Dünyaya gelen her 10 bebekten 1’i prematüre” akciğerde oluşturduğu sorunlar nedeniyle olur. Bu nedenle bu bebekler, solunum cihazında çok yakından ve dikkatle takip edilmelidir. Hava kaçakları, normalde akciğerin etrafında olmaması gereken havanın akciğer ile akciğer zarı arasına kaçmasıdır. Akciğerin tam gelişmemesi. Apne (solunum durması ve kalp hızının azalması), saptanırsa, bebeğe solunumunu uyarması için kafein verilmelidir” dedi.

Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Uzmanı Doç. Dr. Ceyhun Dalkan, dünyaya gelen her 10 bebekten 1’inin prematüre olarak doğduğunu, hayata erken ve şanssız başlayan prematüre bebeklerin varlığına ve sorunlarına dikkat çekmek için ise 17 Kasım’ın tüm dünyada Dünya Prematüre Günü olarak kutlandığını belirtti. Gebelik sürecinde anne adayları yakından takip edilmeli Öncelikle prematüreliğin önlenmesi için gebelik sürecinde, anne adaylarının yakından takip edilip, olası sorunlarının düzeltilip, prematüreliğin önlenmesi gerektiğini söyleyen Doç. Dr. Ceyhun Dalkan, en sık prematüre doğum nedenleri arasında, anormal yerleşimli plasenta, kese suyunun fazla olması (polihidramnioz) ve kesenin erken yırtılması sayılabileceğini ifade etti. Prematüre bebeğin, özellikle 37’nci gebelik haftasından önce, gelişimini tamamlamadan doğan bebekler olarak tanımlandığını söyleyen Doç. Dr. Dalkan “34’üncü ve 37’nci gebelik haftaları arasında doğanlara geç prematüre denir. Bu bebeklerin kiloları ve görünümleri normal, zamanında doğan bebekler gibi olsa da, doğum sonrası yaşadıkları sorunlar prematüre bebekler gibidir. Bu bebekler, ısılarını, kan şekerlerini normal sınırlarda tut-

makta sorunlar yaşamakta ayrıca solunum sıkıntıları, zamanında doğan bebeklere göre daha sık olmaktadır. Bu nedenle deneyimli ekiplerce yakından takip edilmeleri daha uygun olur” dedi. “Prematüre bebekler doğum sonrası yakından takip edilmeli” Doç. Dr. Dalkan, prematüre doğan bebeklerin, çeşitli organ gelişimlerini tam tamamlayamadan ve yağ depoları tam dolmadan doğdukları için doğum sonrası ciddi sorunlara da açık olduklarını söyledi. Prematüre bebeklerin solunum, kalp-damar, kan-metabolizma, mide, bağırsak, nörolojik ve göz problemlerine açık ve yatkın olduklarını da ifade eden Doç. Dr. Dalkan, olası sorunların bilinerek, doğum sonrası yakından takip edilmesi gerektiğine dikkat çekti.

“Prematüre bebeklerde anne sütü hayati derecede önemlidir” Doç. Dr. Dalkan şu ifadeleri kaydetti: “Patent Duktus Arteriozuz (PDA): Kanın akciğerden ters yöne gitmesine neden olan kalp hastalığıdır. Tansiyon düzensizlikleri. Düşük kalp hızı. Anemi (kansızlıkla) ile igili problemler. Kan verilmesi gerekebilir. Kan şekeri, magnezyum ve kalsiyum düzensizlikleri için bebekler yakından takip edilmelidir. Böbrek yetmezliğine yatkınlık. Beslenme zorlukları; emme ve yutma güçlükleri. Sindirim güçlükleri. Nekrotizan enterokolit (NEK), bağırsak duvarında zedelenmeye bağlı ağır bir hastalıktır. Bu nedenle prematüre bebeklerde anne sütü hayati derecede önemlidir.

Intraventriküler Hemoraji: Beyin boşluğu içinde kanamadır. Bebeğin yoğun bakımdayken belirli aralıklarla beyin ultrasonu çekilmeli. Periventriküler lökomalazi, beyin boşlukları etrafındaki dokuların zayıflamasıdır. Prematüre Retinopatisi: Bebeğin gözünde anormal damarlanma sonucunda, körlüğe kadar giden bir durumdur. Bebek belirli aralıklarla deneyimli göz doktoru tarafından muayene edilmeli ve gerekirse lazerle tedavi edilmelidir. Bebek 1 aylık olduğunda göz muayenesi yapılmalıdır.” “34 hafta altında doğan bebeklere ultrason çekilmeli” Doç. Dr. Ceyhun Dalkan, prematüre bebeklerin, taburcu edilmeden önce herhangi bir sorunu kalmadığı, kendi ısısını sağlayabildiği, anne göğsü veya biberonla beslenebildiği, kalp ve solunum durmasının olmadığı ve ailenin bebeğe bakabilecek durumda olduğundan emin olunduğunda taburcu edilmelisi gerektiğine dikkat çekerek, bebek taburcu olmadan önce, taburculuk ve sonrasındaki takip planlarının iyi yapılması, 34 hafta altında doğan bebeklere ise beyin ultrasonu çekilmesi gerektiğini vurguladı.(iha)

Yaşanacak solunum problemleri için öneriler “Solunum sıkıntısı, akciğer gerilimini azaltan surfaktan eksikliği nedeniyle ortaya çıkar” diyen Doç. Dr. Dalkan, “Bebek solunum cihazına bağlı olarak takip edilip, akciğer gelişimi için surfaktan verilmelidir. Kronik akciğer hastalığı, solunum sıkıntısı nedeniyle kullanılan solunum cihazı ve oksijen tedavilerinin

Evlilikler de aile müdahalesine dikkat

Psikiyatrist/Psikoterapist Yrd. Doç.Dr.Rıdvan Üney, evliliklerde aile müdahalelerine dikkat edilmesi gerektiğini belirtti. Psikiyatrist/Psikoterapist Yrd. Doç.Dr.Rıdvan Üney, “Aile, toplumun en küçük birimi olarak kabul edilir. Aile denince genellikle aynı evde oturan anne ve baba ile varsa onların evlenmemiş çocukları anlaşılır. Bu tip aileye “çekirdek aile” denir. Günümüzde çekirdek aile sayısı giderek artmaktadır. Ancak buna rağmen, aile büyüklerinin de aynı evi paylaştığı aile tipleri devam etmektedir. Çocukların bakımı için alınan aile büyükleri desteği de ailedeki kişi sayısını artırmaktadır” dedi. Yeni evlenen çiftlerin genelde ayrı bir evde oturmayı tercih ettiini belirten Psikiyatrist/Psikoterapist Yrd.Doç.Dr.Rıdvan Üney, “Ancak ailelerle ilişkiler aynı evde oturmasalar bile sorun olabilir. Ancak evlilikle birlikte kişilerin davranışları bir anda değiş-

mez. Bununla beraber, evlenen çiftin ailesinin davranışları da çabucak değişmez. Yeni evelenen çiftin evlilikle ilgili bilgisi, beklentileri, zihinlerindeki karı-koca rolleri farklı farklıdır. Evlenirken seçecekleri evin konumu, ailelerle, arkadaş ve komşu ilişkileri konusu tartışmaya neden olabilir. Bunların dışında evli çiftin yemek yeme alışkanlıkları, damak tatları, evdeki davranış şekilleri arasında da farklılıklar olabilecektir. Kişilerin ailelerinde gördüğü ve yaşadığı gelenek ve bakış açısı da, yeni evli çiftin arasında sorun olabilecektir. Çiftlerin kimden venasıl yardım alacakları, sorunların üstesinden nasıl gelecekleri konusu önemlidir.” diye konuştu. Yeni evlenen çiftlerin en önemli sorunlarından birisin de aileleriyle ilişkilerin düzenlenmesi konusunda olduğunu kaydeden Psikiyatrist/Psikoterapist Yrd. Doç.Dr.Rıdvan Üney, “Ailesiyle sıkı bağları olan kişiler, evlendik-

ten sonra da bu bağları aynı düzeyde korumak isterler. Hatta evlendiği kişiyi, bu aileye giren yeni birey olarak tanımlamak isterler. Bu nedenle evlendikleri kişiden beklentileri de büyük olabilmektedir. Hatta bazen zorlayıcı olabilmektedir. Aileler de bu sıkı bağı koparmak istemeyebilir” diye konuştu. Psikiyatrist/Psikoterapist Yrd. Doç.Dr.Rıdvan Üney, aile ilişkilerinin meydana getirdiği sorunları şöyle sıraladı; “Çiftlerden birisi ailesine yakın bir ev tutmak ister. Evlenen birey, sıkça kendi ailesini ziyaret etmeyi ister. Sürekli ev oturması ya da yemek organizasyonu yapar. Evli çiftin ailesi, habersiz ve emri vaki şeklinde ev ziyareti yaparlar. Yaptığı yemekleri eleştirir. Annem gibi yemek yapamıyorsun der ve bu beklentisini sürekli dile getirir. Yemek ya da ev oturması için eşinin fikrini sormaz. Çocuk planı yapılırken, annesinin çocuğa bakması konusunda diretir. Ailesiyle birlikte olmak için bahane üretir. Eve gelmeden önce mutlaka ailesine uğrar. Evli çiftlerden birinin ailesi; evin düzeni, harcamaları konusunda fikir beyan eder. Fikrini çifte dayatır. Evdeki düzeni sıkça eleştirir. Çift ailesiyle evdeki olup bitenleri ve sorunlarını sürekli paylaşır. En ufak sorunlarda aileden yardım ister. Evin anahtarı çiftin ailelerine de verilir. Karı kocadan birisinin; diğerinin ailesiyle sorun yaşadığında, müdahale etmez.”

Yaşanan sorunların asıl nedeninin çiftin evlilik kurumundaki rollerini benimseyememesi ya da sınır problemleri olduğunu ifade eden Psikiyatrist/Psikoterapist Yrd.Doç.Dr.Rıdvan Üney, sorunların üstesinden gelmek için şu önerilerde bulundu; “Evlilikle birlikte kendinizin yeni bir çekirdek aile oluşturduğunuzu bilin. Evlenme bir mahremiyetin başlangıcıdır. Kendi ailenizin mahremiyetini düşünün. Sorunlarınızı dışarıya yansıtmayın. Yeni evde, yeni bir düzen oluşacaktır. Bu düzen sizin ortak kararınızla olacaktır. Kimsenin düzenine benzemek durumunda değildir. Ev ziyareti ya da eve birilerinin kabulü ancak çiftin beraber verecekleri bir karardır. Böyle durumlarda eşlerden birisinin tek başına karar vermesi krize neden olur, unutmayın. Evlilikte çiftlerin her birisi kendi ailesinden sorumludur. Eşiniz üzerinden sorunları çözmeyin (Eşim gelmek istemiyor yerine, biz gelmek istemiyoruz deyin.) Evlilikteki çatışmaları öncelikle; çift olarak, beraber çözmeye çalışın. Kendi ailenizi kendiniz kontrol etmelisiniz. Bu durumda size sadece kızıp küsebilirler, bu da sadece birkaç gün sürer. Eşiniz kontrol etmeye kalkarsa yaşam boyu süren sorunlar oluşur. Eşinizin yaptığı yemeği annenizin yemeğiyle karşılaştırmayın. Anne babalar üzerinden tartışmayın. Birbirinize özen gösterin, evlilik en iyi bu şekilde korunur.”(iha)


3

19 KASIM 2016 CUMARTESİ

ŞEHİDİMİZİN İNTİKAMI ALINDI

/ Hamdi BÜKLÜ 1’den devam Şırnak’ın Çırav Dağı Risor mevkisinde hain PKK’lı teröristlerle girdiği çatışmada kahra-

manca mücadele vererek, şehadete eren Şehit J. Uzm. Çvş. Sercan Öklük’ün adına başlatılan operasyona silah arkadaşlarının da katıldığı bilgisi verildi. Geçtiğimiz günlerde Bestler-De-

reler bölgesinde, terör örgütünü etkisiz hale getirmek ve kış hazırlıklarını imha etmek amacıyla başlatılan operasyonda, 19 terörist etkisiz hale getirildi. Bestler-Dereler bölgesinde düzenlenen operasyon, insansız hava araçlarının da desteği oldu. Türk Silahlı Kuvvetlerince yapılan bilgilendirmeye göre, 23. Jandarma Sınır Tümen Komutanlığı sorumluluğunda ve emir komutasında, 3 Kasım’dan itibaren Şırnak’taki 1’inci Jandarma Komando Tugay Komutanlığı, Siirt’teki 3’üncü Komando Tugay Komutanlığı ile Van, Şırnak ve Siirt jandarma özel harekat birliklerinin katılımıyla Bestler-Dereler bölgesinde, bölücü terör örgütü mensuplarını etkisiz hale getirmek ve kış hazırlıklarını imha etmek amacıyla Şehit Jandarma Uzman Çavuş Sercan Öklük Bestler-Dereler-2 Müşterek Ope-

rasyonu başlatıldı. Bölücü terör örgütünün sözde Botan saha karargâhının bulunduğu, coğrafi özellikleri itibarıyla barınmaya müsait olduğundan sürekli kullanılan ve yaklaşık 600 kilometrekarelik alanı kapsayan Bestler–Dereler bölgesindeki operasyon süresince, insansız hava araçlarının da desteğiyle 19 terörist etkisiz hale getirildi, bir terörist de sağ yakalandı. Ayrıca bölgede, önceki dönemlerde yapılan operasyonlarda etkisiz hale getirilen 7 teröristin cesedi bulundu. Birlikler tarafından yapılan temas aramasında da bölücü örgüte ait birçok yer üstü ve yeraltı yaşam ve barınma alanı ile depo, sığınak, ağır silah, silah, bunlara ait mühimmat ve motorlu araç gereç ile bol miktarda yaşam malzemesi ele geçirilerek imha edildi.

TMO’nun alım yapması şart oldu! / Hamdi BÜKLÜ 1’den devam Fatsa Ziraat Odası Başkanı Ziraat Müh. İbrahim Ethem Kibar, son günlerde 9 lira 75 kuruşa kadar düşen fındık fiyatlarıyla ilgili bir basın toplantısı düzenledi. Başkan Kibar, Karadeniz ekonomisinin can damarı olan Fındığımızın sezona 12 liradan başlayarak 15 liraya kadar yükseldikten sonra 10 liranın altına düşmesinin tek sebebinin Fındığımıza sahip çıkılmaması olduğunu belirtti. Cumhuriyet tarihinin en düşük rekoltesiyle karşı karşıya olduğumuzu her açıklamasında üzerinde basarak yineleyen Başkan Kibar, “Rekoltenin böylesine düşük olduğu bir sezonda fiyatların bu seviyeye düşmüş olmasının hiçbir yetkili makamca açıklaması olamaz. Ayrıca Karadeniz bölgesi siyasi açıdan bu kadar güçlü olduğu halde üreticimizin alın teri olan fındığın bu hale düşmesi kabul edilir ve açıklanır değildir” dedi. ARTIK AÇIKLAMA İSTEMİYORUZ, MÜDAHALE İSTİYORUZ! Üreticinin ürününü zararına satmasına engel olacak yolu gösteren Başkan Kibar, “Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından Fındıkla ilgili yapılan her açıklama sonrası fiyatları dalga geçercesine daha da düşürüldü. Üreticilerimiz artık açıklama duymaktan bitmiş durumda. Fındıktaki tekelleşmenin önüne geçmek için somut adımlar atılmalı ve hazine adına 50 ila 100 bin ton arası fındık aldırılması gerekmektedir. Devletimizin böyle

bir hazırlık içerisinde olduğunun duyulması bile fiyatları tatmin olunacak seviyelere çıkarabilir. Bu hamle ihracat talebinin karşılanmasının mümkün olmadığı böyle bir sezonda üreticilerimizin zararına ürün satmasının önüne geçecektir” diye konuştu.

HÜKÜMET MÜDAHALE ETSE, HEDEFİNE ULAŞTIRMAZLAR Bu sene ürünün olmadığını ve talebin karşılanmayacağını belirten Başkan Kibar, “Fındık fiyatlarının bu seviyelere ulaşmasının tek sebebi yıllardır dile getirdiğimiz tekelleşme gücüdür.

Hükümet tekelleşme oyununa müdahale etmelidir ve üreticilerimizin mağdur edilmesine seyirci kalmamalıdır. Bugün Hükümetimiz Müdahale alımı konusunda bir hamle yapsa, Şu kurumu yetkilendiriyorum ve piyasadan 14 liradan 50 bin ton fındık alacağım dese emin olalım tekelci firma fiyatları hemen yükseltip 20 bin ton fındık alınmasına bile müsaade etmez. YUKARI YÖNLÜ HAREKET ETMESİNİ ENGELLİYOR! Bu sene ürün yok! Talebin karşılanması mümkün değil! Üreticilerimiz darboğazda! Böl-

gemiz ekonomisi can çekişiyor! Artık dayanamıyoruz ve bu fiyatlardan fındık satıyoruz bu durum fiyatların ilerleyen zamanlarda yukarı yönlü hareket etmesini engelliyor! Bu fiyatlardan Fındık satan üreticimiz zarar ediyor birçok çiftçimiz esnafa ve bankalara olan borcunu ödeyemeyecek durumda, müşterisi çiftçi ve ek geliri fındık olan esnafımız iflasın eşiğinde Devlet yetkililerimize çağrımız bu çığlığımıza kulak verin” şeklinde konuştu. TÜM DÜNYAYA GÖSTERDİK Fındığın ülkemiz açısından stratejik bir ürün olduğunun altını çizen Başkan Kibar, “15 Temmuz’da ülkemiz çok ciddi bir mücadeleden geçti. Ülke olarak halkın iradesinden daha büyük bir irade olamayacağını tüm dünyaya gösterdik. Halen olağanüstü hal durumundayız. Fakat 10 milyon insana dolaylı yoldan getiri sağlayan, üretiminde hiçbir döviz girdisi harcamadan, ülkemize yıllık yaklaşık 2,5 – 3 milyar dolarlık bir ihracat getirisi olan bir tarım ürününe devletimizin ‘ben destekleme haricinde Fındığın fiyatına karışmam Fındık fiyatı serbest piyasa şartlarında alıcı bulur’ deme lüksü olamaz. Fındık ülkemiz acısından Stratejik bir üründür. BÜTÜN PAYDAŞLARI AÇISINDAN GEREKLİ Dünya üretiminin % 75 ine sahip olduğumuz bir üründe devletimizin mutlak 20 yıllık, 30 yıllık stratejik planlama yapması gereklidir. Bu planlama sektörün bütün paydaşları açısından gereklidir. Bugün bu planlama-

yapan Akkuş Kaymakamı Hüseyin Atila, “Bugün Ordu Valiliğinden aldığım tebligat doğrultusunda İçişleri Bakanlığı tarafından Akkuş Kaymakamlığı görevinden açığa alınmış bulunmaktayım. Hakkımdaki suçlamaların yanlışlığının bir an önce ortaya çıkması temennisiyle. Tüm Akkuş halkımıza ve tanıdıklarıma önemle duyurumdur” dedi.

/ Hamdi BÜKLÜ 1’den devam Ordunun Fatsa İlçesinde, Gençlik Merkezi Müdürlüğü sabah namazı programlarıyla gençleri sabah namazında camilerde biraraya getirdi. Fatsa’da Mescidi Aksa Camii, Topaloğlu Camii ve İmam Hatip Camiinde sabah namazın da buluşan gençler, semaya ellerini açarak, mazlum ve zülüm altında olan insanlık için dua etti. Gençleri tek safta buluşturan etkinlik ile ilgili konuşan Gençlik Merkezi Müdürü Beraat Şahin, “Zaman zaman gençlerimizle farklı yerlerde sabah namazları programları icra ediyoruz. Gençlerin milli ve manevi birlik içinde biraraya gelerek birlik ve beraberlik duygularının canlı tutulmasını sağlamak istiyoruz. Namazın yaşı yok. Gençliğe güvenerek vaktim bol ilerde kılarım diyerek farzların ertelenmesinin yanlışlığını izah ediyoruz. Çanakkale ruhunun her daim canlı tutulmaması için manevi birliğin taze kalması gerekiyor buda inançtan geçiyor. Bizlerde Gençlik Merkezleri olarak bu tür prog-

ramlarla farklı kitlelerden gençleri biraraya getirerek kaynaşmalarını ve dualarla demlenmelerini arzu ediyoruz. Tüm Türkiye de 81 ilde bugün yapılan sabah namazı programlarında olduğu gibi, Fatsa dada farklı camilerin ön saflarında gençler yer aldı. Sabah Namazı buluşmalarında gençlere ulaşmamızda destek olan İlçe Milli Eğitim Müdürümüz Ekrem Cinoğlu, İlçe Müftümüz Hüseyin Can, İlçe KYK Müdürümüz Salim Sadan, Cihannuma İl Başkanımız Mustafa Sezen, Ensar Vakfının İlçe Başkanı Yılmaz Özcan, AGD İlçe Başkanı Zekeriya Kılıç, YETİMDER ve Egitim Bir Sen Yönetim Kurulu Üyesi Beytullah Geçtan, İmam Hatip Müdürümüz Salim Şahin’e ve çağrımıza kulak verip sabahın nurlu saatinde bizlerle olan tüm STK’lara ve dostlara teşekkür ederim “dedi. Namaz programının ardından Kuran-ı Kerim okunarak dualar edildi. Namaz bitiminde Gençlik Merkezinin hazırladığı kahvaltı programı camilerde, KYK yurdunda ve Gençlik Merkezlerinde yapılarak gençlerle hasbihaller gerçekleştirildi.

yı yapmaz isek Tekelleşmenin gücü yarın üreticiyi tekele alıp, ihracatçı ve fındık manavları sayılarını da azaltacaktır” ifadelerini kullandı. TEKELCİ FİRMA ALAY EDİYOR, BİRİLERİ ‘DUR’ DEMELİ Başkan Kibar; Devletimizin ilgili makamları tarafından yapılan her açıklama sonrası Fındık fiyatları dalga geçercesine düşürülüyor. Tekelci firma Fındık fiyatlarının daha da düşeceği spekülasyonlarıyla dış alıcıları frenliyor. Orta ölçekli ihracatçılar satıcı bulamıyor ve zarar ediyor. Bunun acilen araştırılması lazım.

İnanır memleket hasreti giderdi

YUKARI YÖNDE HAREKETLENMESİNE SEBEP OLDU Hükümet tekelleşme oyununa müdahale etmelidir ve üreticilerimizin mağdur edilmesine seyirci kalmamalıdır. Son günlerde kamuoyunda müdahale alımı konusunda çıkan dedikodular bile fiyatların yukarı yönde hareketlenmesine sebep oldu. İlerleyen günlerde Hükümet tarafından yapılacak somut adımlar sonrasında fiyatların tatmin edilecek seviyeler ulaşmasını ümit ediyoruz. Çünkü Karadeniz bölgesi hiç bu kadar siyasi arenada güçlü olmamıştı” cümlelerine yer verdi.

Akkuş Kaymakamı açığa alındı / Hamdi BÜKLÜ Ordu’da, Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında Akkuş Kaymakamı açığa alındı. Ordu’da, Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) darbe girişimine ilişkin soruşturma kapsamında Akkuş Kaymakamı açığa alındı. Konuyla ilgili açıklama

Gençler sabah namazında buluştu!

Ordulu ünlü aktör Kadir İnanır, Ordu’nun Fatsa ilçesindeki yakın dostları ile bir araya gelerek özlem giderdi. Bolaman Mahallesi’nde yakın arkadaşları ile bir araya gelen ürlü aktör Kadir İnanır, dostluklara çok önem verdiğini, memleketine karşı özlem çektiğini belirtti. Uzun zamandır Fatsa’ya gelemediğini belirten İnanır, “İşlerimin yoğunluğu, çatışma bölgelerindeki muhtelif seyahatlerim memleketimden bizleri uzaklaştırdı. Burada yaşayan ailem, arkadaşlarım ve akrabalarımla beraber topraklarımızdan kopmuş değiliz. Bir karışta olsa ayağı toprağa basmayan insan mut-

suz insan demektir benim anlayışımla. Toprağın kokusu ve dokusu insanın kimliğinde var olduğu sürece kendini güçlü hisseder. Bu seyahatimde tam anlamıyla tat alamadım. Çünkü rahmetli ağabeyimin eşini kaybettim. Onun için Fatsa’ya geldim. Yazın ilk fırsatta daha uzun gelip hem bölgenin sorunları, hem kültürel sorunları hem de aile dost özlemlerini birleştirerek biraz uzun süre kalmak istiyorum. Bizim memleketimiz Karadeniz, bizim ülkemiz kocaman bir Türkiye” dedi. Kadir İnanır, hemşehrileri ile bol bol hatıra fotoğrafı çektirdikten sonra Ordu’ya hareket etti.(iha)


4

19 KASIM 2016 CUMARTESİ

HER ŞEY BAL TADINDA GEÇTİ

1’den devam “Bal Festivali”nin açılışında bir konuşma yapan Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Prof.Dr.Numan Kurtulmuş, balda markalaşmanın önemine değinerek, “Arıcılık Enstitüsünün kurulmasıyla birlikte önemli bir eksiği tamamlamış olacağız. Ordu’da hem bal çok üretiliyor, hem şeker çok tüketiliyor idi. Bunun ortadan kaldırılması ve gerçekten sağlıklı, kaliteli bal üretilmesi ve üretilen balın marka haline getirilmesi konusunda Ordu Arıcılık Araştırma Enstitüsünün, Valiliğini ve Büyükşehir Belediyesinin organizesi ile düzenlenmiş olan bu festival, aslında bir yerde de hepimize özellikle çiftçilerimize eğitici mahiyette bir yol göstericilik yapıyor. Arı zaten kendisinden imkanı sağladığınız zaman her türlü balı üretiyor. Bunun en kaliteli şekilde üretilmesi, en sağlıklı şekilde üretilmesi ve bunun marka haline dönüştürülmesi hedefimiz olmalıdır. 17 bin ton balı sıradan bir bal olarak üretmek başka bir şey, 17 bin tonu marka haline getirerek üretmek başka bir şey. Eğer bunları markalaştırabilirsek belki ekonomik değeri on katı, yirmi katı artırmamız mümkündür. Bunun için gayret edeceğiz. Buradaki çabanın o bakımdan önemli olduğunu ifade ediyorum. Emeği geçen arkadaşlarımıza da çok teşekkür ediyorum” dedi.

Ordu Arıcılık Araştırma Enstitüsü bünyesinde kurulacak akredite laboratuvar sayesinde baldaki sahteciliğin önleneceğini belirten Vali İrfan Balkanlıoğlu, “Bal son derece önemli bir ürün. Beslenmesi için Allah’ın insanlara en büyük lütfu. Bal’ın besleyici olması, şifalı olması, insan için gerekli olan birçok vitamin ve minerali barındırması, bakımından son derece önemli bir gıda ürünü. Bundan dolayı herkes bala çok önem verir. Fakat ödediğimiz para karşılığında gerçek balı alıyor muyuz? İnşallah bu tereddüt sona erecek. Ordu’da kurulan Arıcılık Enstitüsü ile akredite laboratuvarda ballar tahlil edilecek, arı ürünleri ile birlikte ve bu uluslararası akreditasyona sahip laboratuvarda ‘test edilmiştir’, ‘onaylanmıştır’ damgasını gördüğü zaman tüketici güvenle alacak. Dolayısıyla merdiven altı sahte bal üreten kişiler ile gerçek bu işi yapan kişiler ayrılmış olacak. Zahmet çekip hatta terör bölgelerinde bal üretimi yapan arıcılarımız haksız rekabet ile karşı karşıya kalmamış olacaklar. Son dönemde polen ve arı sütü de gündeme geldi. Bir de propolis denen bir madde var. Hastalık ve zararlılara karşı mikrop bakteri gibi şeylere karşı kendisini korumaya alıyormuş, virüse bile etkili bir madde. Arı iğnesi ve zehirim eğersem şifaymış kilosu milyonlarca liraya gelecek şekilde üretip değerlendiriyorlar. Kurulacak olan laboratuvar ile bunlar üre-

tileceği gibi içine konacak makine ve materyaller ile buradaki arıcılarımız bizzat kendileri de üretim yapabilecekler, fabrikadan kendileri de faydalanacak. Pazarlanabilecek testi yapılmış materyaller elde edecekler” diye konuştu. Ordu’nun söz sahibi olduğu üç önemli tarımsal ürününü desteklediklerini ifade eden Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Enver Yılmaz, “Arım; Balım, Peteğim adı altında Arıcılık Enstitüsü bünyesinde Türkiye’nin değil, Avrupa’nın en güzel laboratuvarını, en sağlıklı, en modern laboratuvarını yaptık. Yılsonu itibariyle inşallah hizmete girmiş olacak. Bu laboratuvar hizmete girdiğinde, bu laboratuvarın etiketini alan bal, Türkiye’yi bırakın dünyanın her noktasında gönül rahatlığıyla satılabilme imkanına kavuşmuş olacak. Bu laboratuvar sadece Türkiye’de Ordu’da var. Neden sadece Ordu’da biliyor musunuz? Çünkü, Ordu, Türkiye’nin en fazla bal üreten ili olduğu için. Dünyada bal üretiminde Çin birinci, Türkiye ise ikinci durumda. Türkiye’de ise Ordu birinci durumdadır. Ordu ili olarak dünya bal üretiminin yüzde birini karşılıyoruz. Dolayısıyla bizim sahip çıkmamız gereken bir ürün. Peki şimdiye kadar hiç sahip çıkılmış mı? Çıkılmaya teşebbüs edilmiş ama küçük mahiyette olmuş. Büyük organizasyonlar olamamış. Geçtiğimiz hafta biz bu mahiyette festivalimizi kivide de yaptık. Aynı durum kivi için de geçerli, bal içinde geçerli. Zaten üç tane stratejik ürünümüz var. Fındık bir,

bal iki, kivi üç. Bunlar bizim milli değerimiz. Bu milli değerlerimizi sahiplenmek, korumak, geliştirme ve o patenti ruhsatlandırıp laboratuvar tescili ile birlikte çıkardığımız takdirde inanıyorum ki Ordu’muz bu alanda da kendisini hem Türkiye’de hem de dünyada hissettirecektir. Burada üreticilerimiz var Bu üreticilerimizin yanı sıra bugün biz burada Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü, Arıcılık Araştırma Enstitüsü marifetiyle Valiliğimiz ve Büyükşehir Belediyemiz himayelerinde 20 tane bayan bal üreticimize 500 tane kovanı ücretsiz bir şekilde vereceğiz. Peki bu kovanlardan ne üretilecek? Arı sütü üretilecek. Kilogramı kaç lira olacak? 7 ile 10 bin lira arasında olacak. Düşünebiliyor musunuz memlekete katılan katma değeri. Sadece az önce söylediğimiz gibi bal da değil, kivi de değil, bizim bu desteklerimiz inşallah devam edecek” şeklinde konuştu. Konuşmaların ardından, Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Prof.Dr.Numan Kurtulmuş, Vali İrfan Balkanlıoğlu, Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Enver Yılmaz ve protokol mensupları tarafından üreticilerin açtığı stantlar gezildi. Programda, “Kadın Arıcılara Kovan Desteği ve Arı Sütü Üretimi” projesi kapsamında düzenlenen eğitim programına katılan Altınordu, Ulubey ve Gülyalı ilçelerindeki 20 kadın üreticiye sertifikaları, Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Prof.Dr.Numan Kurtulmuş tarafından verildi.tüm hemşehrilerimiz davetlidir

Balıklarda biyoçeşitlilik artıyor

1’den devam Bu kapsamda 2005 yılında Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’nce orman içi suların (dere, göl, gölet gibi) yerli türlerimizle balıklandırılması gayesiyle başlatılan “Doğal Alabalık Üretimi, Yetiştirilmesi ve Orman İçi Suların Balıklandırılması Projesi” kapsamında Trabzon Altındere, Mersin Çamlıyayla ve Bolu Abant Üretme İstasyonlarındaki çalışmalar halen devam ediyor. Sağım Çalışmaları Başladı… Maçka Altındere Alabalık Üretme İstasyonu’nda 2016/2017 dönemi sağımı çalışmaları başladı. Sağım süreci Şubat 2017 tarihine kadar devam edecek. Sağım için istasyona Ardahan, Artvin, Bayburt, Bolu, Erzincan, Erzurum, Giresun, Gümüşhane, Ordu, Kahramanmaraş, Kırklareli, Rize, Sakarya, Trabzon, Tunceli, Zonguldak, Kayseri ve Sinop illerinden anaçlar alındı. İstasyonda 3.4 milyon yumurta kapasiteli kuluçka sistemli ve fiber yetiştirme havuzlarında üretilen yavru balıklar yeterli olgunluğa eriştikten sonra su sıcaklığının da uygun hale gelmesiyle, gelecek yaz damızlıkların alındığı su kaynaklarına salınacak.

2005 yılında başlayan balıklandırma projesinde 2015 yılında 1 milyon 510 bin alabalık orman içi sulara kavuştu. 2016 yılında ise 3 milyon 16 bin alabalık derelere salındı. Projenin yapılış gayesi hakkında bilgiler veren Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürü Nurettin Taş; “Orman içi sulardaki tabii alabalık popülasyonlarının çoğaltılması, bozulan alabalık habitatlarının rehabilitasyonu, gen kaynakların korunması, tabii türler hakkında farkındalığın arttırılması ile sportif olta balıkçılığının geliştirilmesinin hedeflendiği proje ile; ülkemizin biyolojik çeşitliliğinin korunması ve sürdürülebilir bir anlayışla gelecek nesillere intikali sağlanmış olacak” dedi. Genel Müdür Taş; “Biyolojik çeşitliliğimiz gelecek nesillere devredilecek bir emanettir ve bu çeşitliliğitabii yaşam ortamlarıyla birlikte koruyarak çoğalmalarını sağlamak ise Bakanlığımızın önemli hedefleri arasında yer alıyor. Bu gaye ile yapmış olduğumuz üretim çalışmalarımız özveriyle devam edecek. 2023 yılında 50 milyon alabalık yavrusunu orman içi sulara bırakmayı hedefliyoruz” dedi. (iha)

Fındık için bor katkılı gübre önerisi

Kimyasal gübre yerine ‘çiftlik gübresi’ 1’den devam Türkiye’nin en önemli ihraç ürünlerinden biri olan fındıkta kış öncesi ağaçlara bakım yapılıyor. Serbest piyasada fındık 9.7510 TL arası satılsa da üreticiler ürünlerinin kalitesinin düşmemesi için bakımlarını eksik etmiyor. Ordulu birçok vatandaş, yörede hayvan gübresi olarak bilinen çiftlik gübresini fındık bahçelerine taşıyıp gübreleme yaparak verimi arttırmayı hedefliyor. Yetkililer çiftlik gübresinin fındık için önemli olduğunu belirtirken, bu tür organik gübreleri bahçelerine uygulayan üreticiler de kalitenin arttığını ifade ediyor. Birçok üretici gibi bahçesine sonbahar bakımı yapan 56 ya-

şındaki Sefer Arzık, uyguladığı hayvan gübresinin verimi olumlu anlamda etkilediğini söyledi. Yıllardır hayvan gübresini bahçelerine uyguladığını ifade eden Arzık, “Ben 40 yıldır üreticiyim ve düzenli olarak hayvan gübresini bu mevsimde fındık ocaklarına uyguluyorum. Uygulanacak alanı kazdıktan sonra gübreleme yapınca etkisi daha fazla oluyor. Hayvan gübresinin çok faydasını gördük. Benim fındığım her yıl 54-55 randıman aralığında geliyor” dedi. “Toprak için çiftlik gübresi çok önemli” Gübreleme konusunda açıklamalarda bulunan Ordu Gıda,

Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü Kemal Yılmaz ise, gübrenin toprak için çok önemli olduğunu söyledi. Birçok üreticinin kullandığı çiftlik gübresinin önemine vurgu yapan Yılmaz, “Fındık yetiştiriciliğinde gübreleme çok önemli bir konudur. Topraktan alınan besin maddelerinin tekrar toprağa kazandırılması için gübreleme son derece önem arz eder. Gübrelemede kimyasal gübreler kullanıldığı gibi organik ve çiftlik gübresinin kullanımı yaygındır. Biz 3-4 yılda bir kullanılmasını istediğimiz çiftlik gübresinin toprağa son derece faydası olup, toprağın fiziksel yapısının düzeltilmesi konusunda büyük önem taşımaktadır. Çiftlik gübresinin sonbahar ve erken ilkbahar döneminde uygulanması çok faydalıdır” diye konuştu. “Doğru gübreleme verimi arttırır” Fındık bahçesine uygulanan çiftlik gübresinin uygulanma yönteminin önemli olduğunun altını çizen Yılmaz, gübrenin ocak çevresine atılması gerektiğini ifade etti. Uygulama yöntemleri hakkında bilgiler veren Yılmaz, “Çiftlik gübresini 3-4 yılda bir uygulamamız gerekir ve her fındık

ocağı başına 50-60 kilo çiftlik gübresi dökülmelidir. Önemli bir hususta gübrenin 6 ay veya 1 yıl beklendikten sonra bahçeye uygulanması önemlidir. İyi muhafaza edilmiş ve bu sayede iyi yanmış 100 kiloluk çiftlik gübresinde 1 kilo azot oluşur ve bu da bitki için büyük önem taşır. Uygulama yöntemlerinde de üreticilerimiz yanlış yapıyorlar. Çiftlik gübresini ocağın tam ortasına uyguluyorlar. Bu tür yapılan uygulamanın ürüne hiçbir konuda fayda sağlaması söz konusu değil. Bu sebeple gübre ocağın izdüşüm alanına yani 50 cm’lik banda atılıp toprağın 15 cm kazılıp gübrenin toprakla karıştırılması çiftlik gübresinden alınacak faydayı maksimuma çıkaracaktır” şeklinde konuştu.(iha)

1’den devam Sabancı Üniversitesi Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Çakmak, Ulusal Bor Araştırma Enstitüsü (BOREN) himayesinde düzenlenen “Uluslararası Tarımda Bor Sempozyumu”nda yaptığı açıklamada, Türkiye’de bor eksikliği olan toprakların saptanmasının önemine dikkati çekti. BOREN’in 5 yıldan bu yana yürüttüğü bölge ve bitki odaklı bir tarama çalışmasının bulunduğunu hatırlatan Çakmak, Türkiye’de bor eksikliğinin en fazla yağmur alan Karadeniz Bölgesi’nde görüldüğünü söyledi. Türkiye genelinde toprakların yüzde 25’inde bor eksikliği bulunduğunu aktaran Çakmak, şöyle devam etti: “Bir bor gübrelemesi programı başlayacaksa bu mutlaka çay, fındık ve ayçiçek yetiştirilen bölgelerde odaklanmalı. Bu bölge topraklarında hem bor miktarı az hem de yetiştirilen üründeki bor isteği diğer tarım ürünlerine göre daha fazla. Çay, fındık ve ayçiçeği üreticileri gübreleme

yaparken bildikleri alışa gelmiş bazı gübreler vardır. Fakat Doğu Karadeniz’deki çay ve fındık üreticilerinin daha verimli ve kaliteli ürün alabilmeleri için kullandığı gübrelerin borla zenginleştirilmesi gerekiyor. Bor beslenmesiyle üründe sadece nicelik değil nitelik de artıyor. Çaydaki koku ve aromanın arttığı gibi.” Çakmak bor gübrelemesinin maliyetine ilişkin, “Bor geniş alanlarda bile çok az miktarda kullanıldığında etkili olabildiğinden çok ekonomiktir. Bor katkılı bir gübre herhangi bir gübre satış bayisinden temin edinilebilir. Uygulamada ise bor azotlu ve fosforlu diğer gübrelere çok az miktarda ekleyerek atılabilir. Yaygın kullanım için bor katkılı yeni azotlu fosforlu gübreler geliştirilmeli.” değerlendirmesinde bulundu.


19 KASIM 2016 CUMARTESİ

Numan Kurtulmuş’un Ünye ziyareti

1’den devam Ünye Belediyesi tarafından Kalibya World Otel’de düzenlenen kahvaltı programına katılan Numan Kurtulmuş, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve muhtarlarla programda bir araya geldi. Programa Kurtulmuş’un yanı sıra, Ordu Valisi İrfan Balkanlıoğlu, Ordu Milletvekili Oktay Çanak, Ordu Büyükşehir Belediye Başkanı Enver Yılmaz, Ordu Garnizon Komutanı Albay Sedat Sarıkaya, İl Emniyet Müdürü Suat Çelik, Ordu Vali Yardımcısı Ünye Kaymakam Vekili Fatih Görmüş, Ünye Belediye Başkanı Ahmet Çamyar, Ak Parti Ordu İl Başkanı Uğur Çelenk, Ak Parti Ünye İlçe Başkanı Arif Ergün ve ilçe belediye başkanları da katıldı. Ünye’ye yapılan yatırımlara ilişkin konuşmasında bilgi veren Ünye Belediye Başkanı Ahmet Çamyar, Ünye’nin en temel dört meselesi olduğunu ifade ederek, “Ünye’nin temel dört meselesi var. Bunların en başında Ünyeport olarak ifade ettiğimiz Ünye Limanımız geliyor. İkincisi İç Anadolu bağlantı yolu, üçüncüsü üniversite alanı, dördüncüsü ise OSB’dir. Bunların tamamında bir noktaya kadar adımlar atıldı. Ancak bunların tetikleyici olan proje en az 7 bin kişinin istihdam edileceği Ünyeport son derece önem arz etmektedir. Siyasilerimiz, STK’la birlikte büyük projeler yol almaya devam etti. Bununla ilgili Sayın Başbakan Yardımcımız başta olmak üzere sizden destek ve gayret zaten vardı bunu bekliyoruz” dedi. Ünye OSB tüzel kişilik kazandı

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Prof. Dr. Numan Kurtulmuş, programda ülke siyasetine ilişkin yaptığı konuşmanın ardından Ünye ve Ordu’daki yatırımların son durumunu değerlendirdi. Ünye’nin dört temel meselesinden biri olan Ünye OSB’ye ilişkin Kurtulmuş, “Ünye ile ilgili çalışmaları ve Ordu’nun geneli ile ilgili çalışmaları da önemli bir koordinasyon çerçevesinde sürdürüyoruz. Ünye Belediye Başkanımız Ünye ile ilgili 4 proje saydı. Bunlardan birisi olan OSB’nin artık tüzel kişilik kazanması sabah Bakan beyin attığı imza ile birlikte gerçekleşmiş oldu” dedi. Ünye ile ilgili projeleri yakinen takip ediyorum Ünye ile ilgili projeleri yakinen takip ettiğini iade eden Prof. Dr. Numan Kurtulmuş, şunları söyledi: “Ünye Kampus binası ile ilgili yer tespiti, proje çalışmaları belli bir aşamaya geldi. İnşallah orada da hızlanacaktır. Ünye ile ilgili diğer projeleri de yakinen takip ediyoruz. İnşallah öyle bir noktaya gelir ki belli yerlerde trafiğe kapatılmış olan tarihi yerleri gezebilecek belki elektrikli, akülü arabalarla turistik bir şekilde gezdirilecek bir imkan olur. Burası bir turizm beldesi olarak canlanmış olur. Bu otelin Ünye’ye kazandırılmış olması fevkalade önemlidir. Otelin değerli sahibi arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Allah hayırlı bol kazançlar versin. İnşallah bu otel Bu anlamda insanların konaklaması bakımından ciddi bir güç oluşturacaktır.”

İstismarı Kongresi Ünye’de 2018 yılında Türkiye’nin ev sahipliğinde gerçekleşecek olan Çocuk İstismarının önlenmesi kongresinin 3.sünün Ünye’de gerçekleştirileceğini ifade eden Prof. Dr. Numan Kurtulmuş, “2018 yılında burada Uluslararası bir kongreyi tertipleyeceğiz. Bunun kararı verildi. Uluslararası alanda çocuk istismarının önlenmesi ile ilgili kongreye Türkiye ev sahipliği yapacak. Türkiye’de de Ünye ev sahipliğini yapacak. Bununda hayırlı olmasını diliyorum” dedi. İnsanlarımız Hayrına Bütün mesaimizi harcamak mecburiyetindeyiz “İnsanlarımız hayrına bütün mesaimizi harcamak mecburiyetindeyiz” diye konuşan Kurtulmuş, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Burada en temel meselelerden bir tanesi istihdamın arttırılması, istihdamın arttırılması için çeşitli çalışmalarımız devam ediyor. Akkuş’ta Cezaevi’nin hızlı bir şekilde yapımı ile ilgili süreç başlamıştır. Ünye limanının harekete geçmesi ile çok sayıda istihdam oluşturulacak ve bölgenin çehresi değişecektir. Üniversite kampusunun yeni

bir kampus haline gelmesi ile birlikte, belki ilave fakültelerde buraya getirilerek hem öğrenci bakımından, hem burada çalışacak insanlar açısından da ilave bir istihdam oluşmuş olacak. İnşallah ağız tadıyla, huzur içerisinde Ünye’yi Ordu’yu daha ileri götürecek çalışmalara imza atmak nasip olur. Hep birlikte omuz omuza, yan yana kim üzerine ne sorumluluk düşüyorsa o sorumlulukları yerine getirerek, yerel yönetimlerimizle, merkezi yönetimimizle, merkezi hükümetimizin birimleri ile hep birlikte bu çalışmaları sürdürürüz. Bütün bu makamlar, mevkiler bunların hepsi gelip geçicidir. Her birimiz bulunduğumuz bu yerlerdeki çalışmaları milletin hayrına, bütün mesaimizi harcamak mecburiyetindeyiz. İnşallah bunun sonucu olarak da kendi hemşerilerimize, vatanımıza, milletimize değerli katkılarda bulunuruz” “Türkiye zor bir süreçten ama kararlı bir şekilde yoluna devam ediyor” ifadesini kullanan Numan Kurtulmuş, ülkemizin içinde bulunduğu süreç, terör örgütleri ile yapılan mücadeleler konusunda açıklamalar bulundu.

Uluslararası Çocuk

Fındığa TMO müdahalesi geliyor

1’den devam AK Parti Ordu Milletvekili Oktay Çanak, 2009’da alınan kararla fındık fiyatının o tarihten bu yana serbest piyasa tarafından belirlendiğini hatırlattı. Serbest piyasa şartlarında fındığın bir dönem 20 lirayı aştığını da hatırlatan Milletvekili Çanak, geçen yıl ile bu yıl fiyatların üreticinin istediği seviyede olmadığını ve sürekli

bir düşüş yaşadığına dikkat çekti. Çanak, “Geçen yıl fiyatın artacağı beklentisi ile üreticilerimiz fındığını satmadı ve depolama yaptı. Bu yıl da fiyatın artacağı beklentileri olup aynı depolama tarzı benimsenince ortaya çıkan fındık rekoltesi yüksek oldu. Bu tablo fiyatın düşmesine sebep olan etkenlerden biridir” dedi. Tüm bunlara rağmen üreticinin yaşadığı mağduriyetin ortadan

kaldırılması için bir çalışma yaptıklarını belirten Milletvekili Çanak, “Şu anda Ankara’da Alan Bazlı Destek ödemesinin kaldırılarak fındığa fiyat belirlenerek doğrudan müdahale edilmesi uygun mu, değil mi tartışması var. Ancak bizim milletvekilleri olarak gayretimiz üreticinin elindeki Alan Bazlı Destek imkanı alınmadan doğrudan müdaha-

le alımı yapılmasını sağlamak yönünde oldu. Bu durum yakın zamanda netleşecek. Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) ve Tarım Kredi Kooperatifleri vasıtasıyla bir ödenek ayrılarak fındığa müdahale edilmesi konusu karara bağlayacak. Sayın Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanımız bu konuda bir açıklama yapacak” diye konuştu.

5 “Anayasa’da uzlaşma aranmalı”

1’den devam Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkan Yardımcısı ve Ordu Milletvekili Seyit Torun, Ordulu basın çalışanları ile kahvaltıda bir araya geldi. Bir otelde düzenlenen kahvaltıya Torun’un yanı sıra CHP Ordu İl Başkanı Av. Atila Şahin, parti üyeleri ve Ordu’da görev yapan basın çalışanları katıldı. Programda konuşan CHP Genel Başkanı Seyit Torun, ülkenin Anayasa ve başkanlık sistemi dışında birçok sorunu olduğunu ifade ederek, bu durumu kabul etmenin mümkün olmadığını belirtti. “Demokratik parlamenter sistem bu ülke için geleneği olan bir yapıdır” Mevcut Anayasa’da yüzün üstünde madde değiştiğini, değişmesi gereken maddeler olduğunda da bunun ortak akılla olması gerektiğini söyleyen Torun, “Anayasa’nın yüzün üstünde maddesi değişmiş, eğer değişmesi gereken maddeleri varsa o da ortak akılla, ortak anlayışla değerlendirilir. Anayasa bir uzlaşma metnidir. Anayasa bütün kesimleri içinde barındıran, top-

lumu geleceğe taşıyan kurallar manzumesidir. Ama bunu ben yaptım oldu, ben yaparım olur diye dayatırsanız bunun uzun süreli olması ve geçerli olması mümkün değildir. Şimdi birileri ‘bizim tecrübemizi bir kenara bırakalım yeni bir şey kuralım’ diyor. Bunu kabul etmemiz mümkün değil. Demokratik parlamenter sistem bu ülke için çalışılmış, tarihi geçmişi olan, geleneği olan bir yapıdır. Bu yapının eksiği olabilir, tamamlanması geren yerleri olabilir, bunlar yapılabilir ama bunu topyekun ortadan kaldırıp ne olduğunu bilmediğimiz, hala kendilerinin dahi açıklayamadığı bir yapıyı kabul etmemiz mümkün değildir” diye konuştu.(iha)

Büyük fırsatta son 1 hafta

1’den devam Vergi borcu yapılandırmasının büyük bir fırsat olduğunu belirten Başkan Engin Tekintaş, yapılandırma ile birlikte vergi ve vergi cezaları, gecikme faizleri, gecikme zamları ve belediye alacaklarının yeniden yapılandırılmasının büyük bir imkân olduğunu, söyledi. Başkan Engin Tekintaş, yaptığı açıklamada, “31 Ekim’den 25 Kasım’a kadar uzatılan vergi borcu yapılandırma süresinde son 1 hafta. Tüm hemşehrilerimizin bu son haftayı çok iyi değerlendirmelerini ve vergi borcu olan mükelleflerimizin biran önce yapılandırma başvurusunda bulunmaları gerekmektedir. Daha önce 31 Ekim olan ancak yoğun başvuru nedeni ile 25 Kasım tarihine kadar ertelenen “Vergi Bor-

cu Yapılandırması”ndan yararlanmak isteyen mükelleflerimizin Altınordu Belediyesi Ruhsat ve Denetim Müdürlüğü’ne başvurmaları halinde yapılandırma fırsatından yararlanmış olacaklar” diye konuştu. “ÖDEME KOLAYLIĞI SAĞLANIYOR” Yapılandırılan borçlar tercihe göre peşin veya taksitler halinde ödenebilecek. Peşin ödemelerde yapılandırılan borçlara herhangi bir kat sayı ya da faiz uygulanmayacak. Yapılandırılan borçların taksitle ödenmek istenmesi halinde ise başvuru sırasında 6, 9, 12 veya 18 eşit taksitte ödeme seçeneklerinden biri seçilebilecek. Detaylı bilgi için www.Altinordu.bel.tr veya 444 40 52- 2250104 nolu telefonlardan detaylı bilgi alına bilinir.


6

19 KASIM 2016 CUMARTESİ

Ünye Belediyesi ödüle doymuyor

1’den devam Ünye Belediyesi ise Kadılar Yokuşu Sokak Sağlıklaştırma ve Kentsel Tasarım Projesi ile yarışmada en iyi uygulama ödülüne layık görüldü. Her yıl restorasyon ve yapı sektörüyle, tarihi belediyeleri, akademisyenleri ve uzmanları bir araya getiren fuar kapsamında düzenlenen ‘Tarihi ve Kültürel Mirası Koruma Proje ve Uygulamalarını Özendirme Yarışması’na 47 belediye 83 proje ile katıldı. Yarışmaya katılan belediyelerin ödül aldığı koruma projeleri YAPEX Fuarındaki Yarışma Sergisinde katılımcılarla paylaşıldı. Törende kültürel miras ve işlevlendirmenin önemini belirten Çevre ve Kültür Değerlerini Koruma ve Tanıtma Vakfı (ÇEKÜL) Başkanı Prof. Dr. Metin Sözen, “Tüm kesimleri bir araya getir-

meyen bir ulus yarınlarını güçlü kılamaz. ÇEKÜL Vakfının 26 yıldır vurguladığı kamu-yerel-sivil-özel işbirlikleri artık kurulmaya başladı. Ne yaparsak yapalım kültüre pay ayırmak zorundayız. Özel sektör de dahil olmak üzere önceliğimiz kültür olmalıdır. 6 yıldır Antalya’da düzenlediğimiz YAPEX Restorasyon Fuarının boyutu her geçen gün artıyor. Bu toplantılarda aklımızı, beraberliğimiz ve mutluluğumuzu paylaşıyoruz. Tarihi Kentler Birliğinin 15 yıldır devam eden ‘Özendirme Yarışması’na ilk başladığımızda koyduğumuz hedefler çok da anlaşılmamıştı. Ama şimdi ismini neden ‘Özendirme Yarışması’ koyduğumuz aldığımız sonuçlardan ve yerel yönetimlerin kültürel miras alanında yürüttükleri başarılı çalışmalardan anlaşılıyor. Anadolu topraklarındaki bu büyük kültürün sahibi olduğunu yerel yönetimler

fark etmeye başladı. Bu nedenle hemşerilik kültürünü hatırlayanlar kentlerini geleceğe taşıyabilir. ‘Yurdumuz’ diyebilmek için önce yurttaş olmak gerekir” dedi. Tarihi Kentler Birliği Özendirme Yarışmasına katılımın her geçen yıl daha da arttığını söyleyen Tarihi Kentler Birliği ve Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz ise, “Katılan projelerdeki düzey artışı bizi mutlu ediyor. YAPEX Restorasyon Fuarı ve her yıl düzenlediğimi ‘Özendirme Yarışması’ belediyelerimizin koruma bilincini geniş kitlelere yayılmasına vesile oluyor. Türkiye’de Tarihi Kentler Birliği üyelerimizle birlikte kültürel mirasımızı yaşatmak için 16 yıldır çalışıyoruz ama Halep, Şam ve Bağdat gibi tarihin mirasın yoğun olduğu komşularımızdaki savaş ve yıkımlar bizleri derinden etkiliyor. Bu yıkımın en kısa zamanda sona ermesini gönülden diliyoruz” diye konuştu. Törende Kadılar Yokuşu Sokak Sağlıklaştırma ve Kentsel Tasarım Projesi ile en iyi uygulama ödülünü Ünye Belediye Başkanı Ahmet Çamyar aldı. Ödül töreninde bir açıklama yapan Ünye Belediye Başkanı Ahmet Çamyar, “Tarihimize yaptığımız, geleceğimize yaptığımız yatırımdır. Çünkü o dönemde o eserlerin içerisinde nice yaşanmışlıklar var. Her bir taşını koyarken ayrı bir duyguyla hareket ettik. Bu kentin en az 50-60 yıl yani uzun bir süre bu eserler kalsın ve bizim

dönemimizde bu eserler restore edildi diyebilmek için ciddi şekilde ekibimizle birlikte çalışıyoruz. Daha önce Yalı kilisemizde yaptığımız çalışma en iyi uygulama ödülüne layık görülmüştü. Saray Hamamımız Haziran 2017 gibi faaliyete geçmiş olacak. Müze evimiz ise Türkiye’de ender müzelerden biri haline geldi. Bugün de burada Kadılar Yokuşunda ki çalışmalarımız en iyi uygulama ödülüne layık görülmüş oldu. Devamında bakıldığında da bakırcılar arastamız ve o bölgede projesini bitirdik, ihale aşamasındayız ve orada çömlekçilik sanatının icra edileceği bir alan inşa edeceğiz. Yine devamı noktasında da Kefeli Han’ı restore etmiş olacağız. Biraz öncede Müzeler Genel Müdürümüzle görüştük. Önümüzde ki hafta da Ankara’da görüşeceğiz ve Ünye Kalemizde kazı çalışmalarına hız vereceğiz” dedi. “KÜLTÜR SARAYININ PROJE İHALESİ BU AY İÇERİSİNDE EKAP’A GİRİLMİŞ OLACAK” Yapex Antalya ödül töreninde Kültür Saraylarından Sorumlu Dair Başkanı’nın kendinisi aradığını söyleyen Ünye Belediye Başkanı Ahmet Çamyar, bir müjde de verdi. Başkan Çamyar, Ünye Kültür Sarayı’nın proje ihalesinin bu ay içerisinde EKAP sistemine gireceğini söyledi. Proje ihalesinden hemen sonra ise yapım ihalesi yapılacak.

“Hayvancılıkta üretici desteklenmeli”

1’den devam TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Gerek Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanımız Faruk Çelik, gerekse Başbakanımız Binali Yıldırım’ın söylemleri hayvan varlığının artırılması ve ithalatın

çözüm olmadığını destekler nitelikte olmasına rağmen, ithalat rakamları yerli üreticinin sektördeki yerini hafifletiyor. Son dört yılda büyükbaş hayvan ithalatı yaklaşık 1,4 milyona ulaşmış durumda. Amerika’dan sonra sığır ithalatında ikinci sırayı alan Türkiye’de politika hayvancılık sektörünü desteklemek olsa da verilen teşvikler üretimi değil ithalatı artırıyor. Oysaki teşvikler üretimi artırmak için kullanılmalı” diye konuştu. “2020’DE 1,5 MİLYON TON ETE İHTİYACIMIZ OLACAK” TÜİK verilerine göre Türkiye’de kişi başına düşen sığır eti

miktarının 2007 yılında 6,125 kg iken 2015’e kadar yüzde 100 artarak 12,8 kg’ı bulduğunu ifade eden Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar Konfederasyonu (TESK) Genel Bakanı Bendevi Palandöken, “Nüfusun aynı oranda artması durumunda 2020’de yaklaşık 1,495 ton sığır ihtiyacı doğacaktır. Artış beklendiği gibi bu şekilde olur ve yerli üretim desteklenmez ise ithalat rakamları çok artar. 2017 tarımsal destekleme bütçesinde hayvancılık sektörüne ayrılan bölümünün yerli üretimi desteklemede verimli kullanılması durumunda ekonomi ve hayvancılık sektörü dışa bağımlı olmaktan kurtulacaktır” şeklinde

konuştu. Küçük işletmelerin desteklenmesiyle hayvancılık sektörünün gelişebileceğini anlatan Palandöken, “Sanayileşmiş yerli üreticiyi desteklemek sektörü tekelleşmeye mahkûm bırakacağı için kırmızı et üretiminin arttırılabilmesi için besiciliğin yaygınlaştırılması ve büyükbaş hayvan sayılarının artırılması gerekmektedir. Hayvancılık sektöründe sığır ithalatında dünya sıralamasında ikinci sıradayız. Hayvancılık sektörünü desteklemek için savunulan politikaların doğrudan yerli küçük üreticiyi destekler nitelikte olması gerektiği kanaatindeyim” dedi.

bir teklif verdi. Önerge Meclis Genel Kurulu’nda kabul edildi. CHP ve MHP’nin karşı çıktığı önerge salı günü Meclis Genel Kurulu’nda görüşülecek. Bu yasa teklifine tepkiler gecikmedi. CHP Fatsa İlçe Başkanlığı Hukuk İşlerinden Sorumlu Başkan Yardımcısı Avukat Onur Canbaz, “Kamuoyunun da dün akşam mecliste yapılan görüşmeler sonrasında büyük tepkisini çekmiş olan bu önergenin bizlerin temsilcisi olan vekiller tarafından oylanmasını dahi düşünemiyoruz. Ülkemizin dört bir yanından Karamandan, Ardahan’dan çocuklarımıza yönelik cinsel istismar haberleri geliyorken, münferit olaylarla kız çocuklarımız yaşta evlendiriliyorken, bizler tecavüzcüleri aklamak için değil! Mecliste bu olayların önüne geçmek için vekillerimizden yasa düzenlemesi yapılmasını bekliyoruz. Ancak, görüyoruz ki, dini ge-

rekçelerle ve çıkarılacak yasa metniyle 4000 hükümlünün serbest kalacağı gerekçe gösterilerek, çocuklarımız tecavüzcülerine kurban olarak teslim ediliyor. Kadının tecavüzü ile evlendirilmesi fikri hem evlilik kurumunun hem tecavüzün hem de tecavüz sonrası kadının psikolojisinin bilinmemesinden ve hafife indirgenmesinden ve en önemlisi de kadının bir kimlik olarak kabul edilmemesinden kaynaklanmakta Bu öneri ancak ve ancak kadına yönelik işlenen suçları özendirir. Çünkü bu bakış açısı tecavüzü cinsellik olarak görmekte ve tecavüzleri normalleştirmektedir. Oysaki tecavüz bir cinsellik değil temel insan haklarına yapılmış alçakça bir saldırıdır. Getirilmek istenen metin: “.. 16/11/2016 tarihine kadar işlenen cinsel istismar suçunda, mağdurla failin evlenmesi durumunda, Ceza Muhakemesi Kanununun 231 inci maddesindeki koşullara bakılmaksızın hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, hüküm verilmiş ise cezanın infazının ertelenmesine karar ve-

rilir. Bu durumda suça azmettiren veya işlenişine yardım edenler hakkında kamu davasının düşmesine veya infazın ortadan kaldırılmasına karar verilmesi..” şeklindedir. 2005 yılına kadar Türk Ceza Kanununda yer alan bu ilkel madde 2005 yılında yapılan değişiklik ile kaldırılmıştır. Gelinen noktada Kadın ve Çocuk Hakkı ihlalleri için evrensel hukuk normları çerçevesinde mücadele ederken fikir zihniyet ve uygulamalarda tekrar 10 yıl geriye gidiş kabul edilmesi mümkün değildir. CHP Fatsa İlçe Başkanlığı olarak “19 Kasım Dünya Çocuk İstismarını Önleme Günü’ ve ‘20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü’ ve ‘25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü ‘ öncesinde bu önergenin acilen geri çekilmesini istiyoruz. Önergenin geri çekilmesi için mecliste mücadele veren vekillerimizin yanındayız. Çocuk ve Kadın haklarını yok sayan bu önergeyi verenler ve destekleyenleri ise kınıyor bu yanlıştan biran önce dönülmesini talep ediyoruz” diye konuştu.

Tecavüzcüyü ödüllendiren yasaya sert tepki!

/ Hamdi BÜKLÜ 1’den devam CHP Fatsa İlçe Başkanlığı Hukuk İşlerinden Sorumlu Başkan Yardımcısı Avukat Onur Canbaz, “CHP Fatsa İlce Başkanlığı olarak, AKP’li milletvekilleri tarafından meclise önerge olarak sunulan tecavüz mağdurlarının tecavüzcüsüyle evlendirilmesini meşrulaştıran yasa düzenlemesini protesto etmek için basın açıklaması yapıyoruz” dedi. TBMM’de skandal bir önergeye imza atarak, tecavüzcünün mağdurla evlenmesi durumunda cezasının ertelenmesini öngören

Tarımda ‘usta’laşma dönemi başlıyor

1’den devam Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, artık tohum, fidan, meyve ve sebze yetiştiricilerinin ulusal meslek standardı olduğunu bildirerek, “Mesleki Yeterlilik Kurumu ile yaptığımız işbirliği sonucu, tohum, fidan, meyve ve sebze yetiştiricilerinin ulusal meslek standartlarını belirledik” dedi. Bayraktar, yaptığı açıklamada, Türkiye’de Ulusal Yeterlilik Sistemi kurmak ve işletmek amacıyla 2006 yılında 5544 sayılı Kanunla Mesleki Yeterlilik Kurumu’nun (MYK) kurulduğunu belirtti. Ulusal Yeterlilik Sistemi’nin, ulusal meslek standardı ve ulusal yeterliliklerin hazırlanması, mesleki eğitim programlarının meslek standardı ve yeterlilikler doğrultusunda geliştirilmesi ve güncellenmesi amacı taşıdığını bildiren Bayraktar, “işgücünün mesleki yeterliliklerinin meslek standardı ve yeterliliklere uygun bir şekilde belirlenmesi ve belgelendirilmesinin sağlanması gibi birçok faaliyetin gerçekleştirilmesini sağlama hedefi bulunmaktadır” dedi. İşbirliği protokolümüz sürüyor MYK’nın, Ulusal Yeterlilik Sistemi’nin oluşturulması için öncelikle sektörünü temsil etme yetkinliğine sahip kurum ve kuruluşlarla işbirliği yaparak ulusal meslek standartlarının hazırlanmasını sağlamaya çalıştığını belirten Bayraktar, şunları kaydetti: “Bu çerçevede tarım, avcılık ve balıkçılık sektöründe ulusal meslek standartlarının belirlenmesi amacıyla Türkiye Ziraat Odaları Birliği ile MYK arasında 22 Temmuz 2014 tarihinde işbirliği protokolü imzalanmış ve ulusal meslek standardı hazırlama çalışmaları başlatılmıştır. Protokol kapsamında yer alan ulusal meslek standartlarının taslakları, ilgili kurum temsilcileri ve mesleğin icracıları ile çalıştaylar yapılarak hazırlanmış ve MYK’ya iletilmiştir. MYK’nın incelemelerini tamamlanmasını takiben uygun bulunan taslaklar ilgili tarafların görüşüne sunulmuştur. Gelen görüşler değerlendirilmiş ve taslak ulusal meslek standartları, görüş ve değerlendirme formu ve ilgili diğer dokümanlar MYK’nın ilgili sektör komitesince incelenmiştir. Sektör komitesi tarafından incelenen taslak ulusal meslek standartlarından ‘Tohum Yetiştiricisi’, ‘Fidan Yetiştiricisi’, ‘Meyve Yetiştiricisi’, ‘Sebze Yetiştiricisi’ ulusal meslek standartları MYK Yönetim Kuruluna sunulmuş ve onaydan sonra 25 Ekim 2016 tarihli Resmi Gazete’nin mükerrer sayısında yayımlanmıştır.” İşbirliği protokolü çerçevesinde çalışmaların devam ettiğini, dört ulusal meslek standardıyla ilgili çalıştayların da yapıldığı, tarafların görüşleri alındıktan sonra MYK Sektör Komitesi’nde görüşülmek üzere hazır hale getirildiği bilgisini veren Bayraktar, şöyle devam etti:

“Bu dört ulusal meslek standardı, ‘Tarla Bitkileri Yetiştiricisi’, ‘Tütün Yetiştiricisi’, ‘Süs Bitkileri Yetiştiricisi’ ve ‘Peyzaj Ustası’ ulusal meslek standartlarıdır. Hazırlanan ulusal meslek standartları, mesleki eğitim programlarının geliştirilmesi ve güncellenmesi ile bireylerin mesleki yeterliliklerinin belirlenmesi ve belgelendirilmesinin sağlanmasında temel kaynak olarak kullanılacaktır. Tarım sektöründe mesleki yeterlilik belgelerine sahip nitelikli işgücü istihdamının yaygınlaştırılması, tüketiciye daha kaliteli ve sağlıklı ürün yetiştirilmesi ve ayrıca işin gerektirdiği bilgi ve becerilere sahip, yeniliklere ayak uydurabilen kişilerin istihdam edilmesi önemlidir. Bu kişilerle, dünyada hızla değişen işgücü yapısına, kaliteli, sağlıklı üretim ve çalışma biçimine tarımımız da ayak uyduracaktır.” “Verimliliği yakalayamazsak rekabet edemeyiz” Bilgi olmadan, araştırma, eğitim olmadan tarımda verimliliğin yakalanamayacağını bildiren Bayraktar, “verimliliği yakalasak da uluslararası piyasalarda rakiplerimizle rekabet edemez, tarım ve gıda ihracatımızı artıramayız. Türk ekonomisine en büyük destek, daha fazla ihracat yapmaktan, ham ürünleri işleyip, katma değerini artırarak yurtdışına satmaktan geçer. Tarım ve gıdada 17-18 milyar dolarlık ihracatı en kısa zamanda 40 milyar dolara çıkarmamız, 5,5 milyar dolarlık dış ticaret fazlamızı da ikiye, üçe katlamamız gerekiyor” dedi. Bayraktar’ın verdiği bilgiye göre, yetiştiriciler, iş sağlığı ve güvenliği önlemlerini alarak, çevre koruma mevzuatı ve kalite gerekliliklerine uygun çalışacak. Fidan yetiştiricileri, iş programı ve arazi hazırlığı yapan, damızlık ve anaç parsellerini kuran, bakım ve aşılama işlemlerini yapan, fidan ve üretim materyallerini yetiştiren, söküm işlemlerini yapan ve mesleki gelişim faaliyetlerine katılan kişiler olacak. Meyve yetiştiricileri, açık arazilerde ve örtü altında iş programı yapan, bahçe tesisi oluşturan, bakım işlerini yapan veya yaptıran ve mesleki gelişim faaliyetlerine katılan nitelikli kişilerden oluşacak. Tohum yetiştiricileri, tarla hazırlığı, ekim, bakım, hasat işlemlerini yapan ve mesleki gelişim faaliyetlerine katılan nitelikli kişiler olacak. Sebze yetiştiricileri ise açık arazide ve örtü altında iş planı yapan, arazi hazırlığı ile ekim, dikim ve bakım işlemlerini yapan veya yaptıran, hasat ve hasat sonrası işlemleri gerçekleştiren ve mesleki gelişim faaliyetlerine katılan nitelikli kişilerden meydana gelecek. Önümüzdeki yıllarda uygulamaya geçilecek. Yetiştirici ve usta olmak isteyenler, meslek standardıyla ilgili eğitim alacak, bu eğitimler sonrası yeterlilik belgesi sınavına girecekler. Sınavı geçenler belge sahibi olacaklar.


7

19 KASIM 2016 CUMARTESİ

“6 dalda meslek standardı hazırlandı”

Bu yıl 7’incisi düzenlenen Karayolu Trafik Güvenliği Sempozyumu ve Sergisi kapsamında ATO Kongre Merkezinde “Şoförlerin Eğitimi ve Denetiminin Trafik Güvenliğine Katkısı“ konulu panel gerçekleştirildi. Oturum başkanlığını TBMM Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyon sözcüsü Prof. Dr. Mustafa Ilıcalının yaptığı panelde “Şoförlerin Eğitimi ve Denetimlerinin Trafik Güvenliğine Katkısı” masaya yatırıldı. Panelde konuşan Türkiye Şoförler ve Otomobilciler Federasyonu (TŞOF) Başkanı Fevzi Apaydın, ülkemizde yük ve yolcu taşımacılığının yaklaşık yüzde 90’ının karayolları vasıtasıyla gerçekleştirildiğini söyledi. “ŞOFÖRLÜK KİŞİSEL BİGİYİ GEREKTİREN MESLEK DALI OLMALIDIR” “Şoförlük” mesleğinin kişisel bilgi ve beceriyi gerektiren ve bedeni çalışmaya dayanan bir meslek dalı olması gerektiğini anlatan Apaydın, “507 Sayılı Yasada meslek olarak kabul edilmiş ve ulaştırma sektöründe faaliyet gösteren esnaf odalarımızda kayıtlı üyeler iken 5362 Sayılı Yasanın “ODAYA KAYIT ŞARTI” olarak vergi kaydını zorunlu kılması nedeni ile esnaf statüsünden çıkarılmış ve kendi hallerine terk edilmişlerdir. Şoförlere mesleki eğitim verilmesi ve mesleki faaliyetlerin denetlenmesi ancak şoförlerin meslek odasına kayıtlı olmasına bağlıdır. Ticari araç sürücüleri kadar da özel araç sahipleri de bu eğitime tabi

olmalıdır ki biraz daha mesafe alınmış olsun. Son yıllarda ticari araç kullanan şoförler maalesef esnaf odalarına kayıtlı değildir” dedi. “HER SÜRÜCÜ MUTLAKA BELGELENDİRİLMELİ” Federasyon olarak şoförlüğün, standartlara bağlanmış eğitim ve belgelendirme süreçleri sonucu elde edilmiş bir mesleki belge ile yapılması gerektiğini savunan Apaydın, “Sürücü belgesi olan herkesin şoför olarak iş piyasasına girmesine ve mesleğe özgü bir eğitim almadan çalışma yaşamını sürdürmesine karşıyız. 1993’den 2000’li yılların başlarına kadar federasyonumuza bağlı odalar vasıtasıyla yürütülen ticari taşıt kullanma belgesi eğitimi ile sınav ve belgelendirme bunlardan birisidir. Söz konusu belgenin aranma zorunluluğu mevzuat ile düzenlenmiş, yürürlükten kaldırılıncaya kadar ülke genelinde şoförlük mesleğine bir çeki düzen verilmiştir. Ticari taşıt kullanım belgelerinin yürürlükten kaldırılmasından sonra ortaya çıkan eğitim boşluğunu Federasyonumuz, Emniyet Genel Müdürlüğü ile iş birliği yaparak 7 bölgede 2011 yılında Eskişehir’de başladığımız ve 2013 yılında Ankara’da noktaladığımız 20 ilde Ticari Araç Sürücülerini Bilgilendirme Toplantıları gerçekleştirilmiştir” diye konuştu.

ulaştırma hizmetlerinde çalışan şoförlere Mesleki Yeterlilik Belgesi (SRC) alma şartı geldiğini söyleyen Fevzi Apaydın, “Belge ile şehirlerarası yolcu ve yük taşımacılığının mesleki yeterliliğe sahip kişilerce yapılarak, nispeten disipline edilmeye çalışılmış, ancak belediye sınırları içerisindeki taşımacılıkla ilgili düzenleme getirilmemiştir. Toplam nüfusun yüzde 78’ini barındıran Büyükşehir belediyelerimizin sınırları içindeki yolcu taşımacılığı; Büyükşehir Belediyelerin görev ve yetki alanı içerisindedir. Ancak buralarda çalışan şoförlerin nitelik ve şartlarına ilişkin belirlenmiş bir standart ve uygulama birliği yok. Bazı belediyeler eğitimi zorunlu tutmakta ve eğitim sonucunda kişilere verilen kartların/belgelerin aranmasını sağlamakta, bazı Belediyeler ise herhangi bir düzenleme yapmıyor. Bu farklı uygulamalar şoförlük mesleğinin gerçek anlamda bir meslek olarak görülmemesi yaklaşımından doğmaktadır” şeklinde konuştu. “HER EHLİYETİ OLAN ŞOFÖRLÜK MESLEĞİNİ YAPMAMALI” Zaman zaman kamuoyuna da yansıyan şoförlerin karıştığı bir takım olumsuz vakalar yaşandığını ifade eden Apaydın, “Hepimizin canımızı, malımızı, geleceğimizin teminatı olan çocuklarımızı teslim ettiğimiz şoförlerin eğitilmesini, sürücü belgesi sahibi olan herkesin bu işi yapamaması gerektiğini yıllardır söylüyoruz. Şoförlerin mutlaka kapsamlı eğitimden geçirilmesi gerektiğini üstüne basarak vurguluyoruz. Yapılan pek çok araştırmada hem temel ehliyet eğitiminin hem de ticari araç sürücü

eğitiminin nitelik ve nicelik olarak yetersizliği ortaya konulmaktadır. Federasyonumuz ulaştırma sektöründe uluslararası düzeyde geçerli, güvenilir ve standart bir eğitim, sınav ve belgelendirme ihtiyacı bulunduğunun farkındadır” dedi.

“SON 4 YILDA ŞOFÖRLÜĞÜN 6 DALINDA STANDART HAZIRLADIK” Türkiye Şoförler ve Otomobilciler Federasyonu olarak, son 4 yılda bağlı oldukları üst kuruluşları TESK’ in koordinesinde Taksi Şoförlüğü, Minibüs Şoförlüğü, Otobüs Şoförlüğü, Kamu Personel Servis Şoförlüğü, Okul Servis Şoförlüğü ve Kamyon Şoförlüğü mesleklerinin mesleki standartlarını belirlemiş ve söz konusu standartlar MYK’ın onayından sonra Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girdiğini açıklayan TŞOF Başkanı Fevzi Apaydın, “Mesleki Yeterlilik Kurumu ile imzalanan işbirliği protokolü çerçevesinde 6 meslekte şimdi de mesleki yeterlilikleri hazırlamaya başladık. Yürürlükteki mesleki standartları esas alarak yine sektördeki uzmanlarla birlikte söz konusu meslekleri icra edecek kişilerin ne tür yeterliliklere sahip olmaları gerektiğini belirleyeceğiz. Amacımız, bu çalışmanın ardından, özellikle büyükşehir belediye sınırları içindeki yolcu taşımacılığında, Mesleki Yeterlilik Kurumu’nun mesleki yeterlilik belgelerinin geçerli olacağı bir sistem oluşturarak, daha güvenli bir taşımacılık ortamı oluşmasına katkı vermektir. Federasyonumuz özellikle bu alandaki eğitim ve belgelendirme konusu ile yakından ilgilenmektedir” diye konuştu.

“BELEDİYE SINIRLARI İÇİNDE BELİRLENMİŞ STANDART YOK” 2003 yılında yürürlüğe giren 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu kapsamında yer alan

Düzenli işleyen şebeke hatları inşa edildi

üzerine, hatlarda yenileme çalışmaları yapılarak vatandaşların sorunları ortadan kaldırıldı.

19 ilçenin tamamında altyapı ve içme suyu sorunlarını gidermeye yönelik yatırımlara ağırlık veren Ordu Büyükşehir Belediyesi, Gülyalı ilçesinde düzenli ve sistemli hizmet verecek içme suyu şebeke hattı inşa etti. OSKİ, ÇALIŞMALARINI GELECEĞİ PLANLAYARAK YAPIYOR Avrupa ve Türkiye’nin deniz üzerine yapılan ilk havalimanı olan Ordu Giresun Havalimanı’nın bulunduğu Gülyalı ilçesinde şehirleşmeyle birlikte artacak nüfusa yönelik planlama yapan

OSKİ, ilçeye düzenli ve sistemli hizmet verecek içme suyu şebeke hattı döşedi. Gülyalı ilçesi Yeniköy Mahal-

lesi’nde içme suyu hatlarının her geçen gün artan nüfusa hizmet veremeyecek durumda olmasından dolayı sık sık arıza vermesi

3. Biyomalzeme Günü ODÜ’de yapıldı

500 METRE İÇME SUYU HATTI DÖŞENDİ Yürütülen çalışmaların ardından, bölgeye modern bir şebeke hattı yapmaya başlayan OSKİ ekipleri, 20 hanenin içme suyu ihtiyacını karşılayabilen şebeke hattını 100 haneye hizmet verebilecek şekilde inşa etti. Ekipler, çalışmalar kapsamında bölgeye 500 metre içme suyu hattı döşedi.

Lisans ve lisansüstü öğrencilerine yönelik 3. Biyomalzeme Günü Ordu Üniversitesinin ev sahipliğinde gerçekleşti. Ordu Üniversitesi, Hacettepe Üniversitesi, Boğaziçi Üniversitesi ve Türkiye Bilimler Akademisi desteğiyle yürütülen 3. Biyomalzeme Günü Fen Edebiyat Fakültesi Konferans Salonu’nda yapıldı. Etkinliğe Rektör V. Prof. Dr. Ş. Metin Kara, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Tevfik Noyan, Fen Edebiyat Fakültesi Dekan V. Prof. Dr. Öznur Ergen Akçin, Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekan V. Prof. Dr. Hasan Sevgili, Güzel Sanatlar Fakültesi Dekan V. Derya Bostancı, Medical Park Ordu Mesul Müdürü Uzm. Dr. Mehmet Sağra akademisyenler, lisans ve lisansüstü öğrenciler katıldı. Etkinliğin açılış konuşmasını yapan Ordu Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Kimya Bölümü Öğretim Üyesi ve Merkezi Araştırma Laboratuvarı Müdürü Doç. Dr. Filiz Kuralay, “ Ordu Üniversitesinin 10. yılında 3. Biyomalzeme etkinliğini Üniversitemiz ev sahipliğinde; Türkiye Bilimler Akademisi, Boğaziçi Üniversitesi ve Hacettepe Üniversitesi desteğiyle yürütmekteyiz. Bu etkinliği yapmaktaki amacımız lisans ve lisansüstü öğrencilerimizi biyomalzeme alanında bilgilendirmek. Biyomalzeme etkinliğinin birincisi 2013 yılında Boğaziçi Üniversitesinde, ikincisi 2014 yılında Hacettepe Üniversitesinde düzenlendi. Alanında önemli çalışmalar yapan çok değerli hocalarımız davetli konuşmalarını gerçekleştirerek karşılıklı bilgi alış verişinde bulunulacak.” dedi. Konuşmasına programı nedeniyle katılamayan Rektör Prof. Dr. Tarık Yarılgaç’ın selam ve başarı dileklerini ileterek başlayan Rektör V. Prof. Dr. Ş. Metin Kara, “ Ordu Üniversitesinde böylesine önemli bir etkinliğe ev sahipliği yapmış olmak bizim için gurur verici. Boğaziçi Üniversitesi, Hacettepe Üniversitesi ve Türkiye Bilimler Akademisinin desteğiyle gerçekleştirilen bu etkinlikte çok seçkin bilim insanları bizimle birlikte. Bu etkinliğin Üniversite-

mizde düzenlenmesine vesile olduğu için Doç. Dr. Filiz Kuralay Hoca’ma ve katılımcılara teşekkür ediyorum.” şeklinde konuştu. Etkinlik Hacettepe Üniversitesi Biyokimya Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Adil Denizli’nin sunumu ile başladı. Denizli, Türkiye’deki ilk biyomalzeme çalışmalarının Hacettepe Üniversitesi tarafından başlatıldığını belirterek, biyomalzemenin tarihsel gelişimi, biyomedikal malzemelerin sınflandırılması, küresel biyomalzeme pazarı, yapay organlar, moleküler baskılama, biyomalzemelerin uygulamaları konularında katılımcıları bilgilendirdi. Bir buçuk gün süren etkinliğe Ortadoğu Teknik Üniversitesi, Hacettepe Üniversitesi, Ankara Üniversitesi, Sabancı Üniversitesi, Bilkent Üniversitesi, Koç Üniversitesi, Gazi Üniversitesi, Dokuz Eylül Üniversitesi, Yalova Üniversitesinden alanlarında uzman öğretim üyeleri davetli konuşmacı olarak katıldı. Biyomalzemelerden Mühendislik Ürünü Organlara, Biyomalzemelerde Modifikasyon Stratejileri, Nanoteknolojinin Biyomedikal Uygulamaları, Mekanik İletimin Hücre Davranışları Üzerine Etkisi, Farklı Dokuların Rejenerasyonu İçin Çok Katmanlı Yapay Matrikslerin Tasarımı, Doku Mühendisliği ve Rejeneratif Tıpta Biyomühendislik Yaklaşımları, Peptit Amfifil Hidrojellerin Doku Mühendisliği Uygulamaları, Sinir Rejenerasyonunda Peptit Nanofiberlerin Kullanımı, Koagülasyon Yolaklarının İzlenmesinde Hasta Başı Yöntemler, Mikrodamlacıkların Manipülasyonu ve Bazı Biyolojik Uygulamaları, Mikroakışkan Kağıt Tabanlı Analitik Cihazlar, BIMREL Yaklaşımı ile Fonksiyonel 3-Boyutlu Malzeme Üretimi, Poliamit Katkılı Yeni Doku İskelesi Malzemeleri konularında katılımcılar bilgilendirildi. Program Rektör V. Ş. Metin Kara’nın Prof. Dr. Adil Denizli’ye, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Tevfik Noyan’ın Prof. Dr. Menemşe Gümüşderelioğlu’ na, Fen Edebiyat Fakültesi Dekan V. Öznur Ergen Akçin’in Dr. Volkan Özgüz’e teşekkür belgelerini vermesinin ardından sona erdi.


8

19 KASIM 2016 CUMARTESİ

Sobayı söndürmeden uyumayın! Uzmanlardan grip uyarısı

Ordu’da kış aylarının hissedildiği bu günlerde meteoroloji bölge müdürlüğünden fırtına ve sert rüzgâr sonrası olası Karbonmonoksit zehirlenmelerine karşı uyarı yapıldı. Ordu’da her yıl onlarca insan Karbonmonoksit zehirlenmeleri sonrası hayatını yitiriyor. Rüzgarlı ve fırtınalı akşamlarda yatmadan önce sobanın söndürülmesi gerektiğini söyleyen uzmanlar, “Karbonmonoksit zehirlenmelerinin yorgunluk, halsizlik, baş sönmesi, bulantı ve kusma gibi başlıca belirtileri vardır. Önce pencereler açılarak oda havalandırılmalı, ardından mutlaka 112 Acil servis aranmalı ve yardım istenmelidir” dedi. YANMAMASINDAN DOLAYI ORTAYA ÇIKAR Sobanın en fazla üçte ikisinin kömürle doldurulması gerekti-

ğini belirten uzmanlar, “Lodoslu ve fırtınalı havalarda soba yakılmaması gerekiyor. Ayrıca baca kapakları kullanılmalı ve soba yanıyorsa da kesinlikle uyunmamalıdır. Eğer bu uyarılara dikkat edilmezse karbon monoksit zehirlenmeleri gündeme gelebilir. Karbon monoksit kömür, petrol, doğalgaz ve odun gibi maddelerin tam olarak yanmamasından dolayı ortaya çıkar. Belirtilen yakıtların kullanıldığı yerlerdeki baca sistemlerinin iyi çekememesi sonucu rüzgârlı havalarda karbon monoksit birikimi olabilir. Böyle yerlerde uzun süre kalan kişilerde zehirlenme olabilmektedir” diye konuştu. BACANIN TIKALI OLMADIĞINDAN EMİN OLUN Karbon monoksitin kokusu ve rengi olmadığı için son ana kadar varlığının hissedilmediğine belirten uzmanlar, “Özellikle uykudayken sobadan sızan gaz,

vatandaşın son uykusu oluyor. Bu nedenle vatandaşların bu tehlikeyi göz ardı etmeden uyumaları gerekiyor. Malumunuz bölgemiz insanı ucuz ve kalitesiz ürünler alarak, kendilerini ölüme bir adım daha yaklaştırıyor. Baca temizliğinin iyi yapıldığından, boruların ve bacanın tıkalı olmadığından emin olmadan kömür sobası kullanmaması gereken vatandaşların ayrıca gece geç saatlerde esebilecek olan sert rüzgârları da akıllarından çıkarmamaları gerekiyor” şeklinde konuştu. ÖLÜM NEREDEYSE KAÇINILMAZ OLUYOR Sert rüzgârlar nedeniyle bacadan çıkan duman, rüzgâr nedeniyle geri bastığını belirten uzmanlar, “Bu da sessiz ölüm yani Karbonmonoksitin odaya dolmasına ve vatandaşın karbonmonoksit solumasına neden oluyor. Sonuçta da ölüm neredeyse kaçınılmaz oluyor. Karbonmonoksit gazı zehirlenmesi nedeniyle geçmişte bir gecede yok olan aileler akla getirildiğinde tehlikenin boyutu daha iyi anlaşılabiliyor” ifadelerini kullandı.

Uzmanlar, “Soğuk algınlığı ve üst solunum yolları enfeksiyon virüsünün bulaşması halinde şiddetli baş ağrısı, vücut ağrısı, kırgınlık, öksürük ve yüksek ateş belirtileri oluyor. Ayrıca yüksek ateş seyreden gribin yüzde 1 -3 arasında değişen oranla ölüme de yol açabiliyor. Gripten korunmanın en iyi yolunun aşıdır. Çünkü aşı, risk grubundaki kişilerde grip virüsüne bağlı komplikasyonların önlenmesi ve hastalığın daha hafif geçirilmesini sağlayarak hastaneye yatışı azaltmaktadır” dedi.

Ordu genelinde havaların soğumasıyla birlikte hastalık riskleri de artmaya başlıyor. Özellikle hava değişimlerinin sık olduğu, yağmurlu ve rüzgarlı günlerde bu risk daha da artıyor. Uzmanlar ise özellikle soğuk günlerde daha dikkatli olunması gerektiğini belirtiyor. Bu dönemde ise ciddi bir hastalık salgını oluşuyor. Grip olan kişiden çok çevredekiler risk görüyor. Ordu’da havaların son günlerde ani değişim göstermesi grip, soğuk algınlığı ve üst solunum yolları enfeksiyon virüsünün bulaşmasına davetiye çıkarıyor. Ordu’da havaların son günlerde ani değişim göstermesi

grip, soğuk algınlığı ve üst solunum yolları enfeksiyon virüsünün bulaşmasına davetiye çıkarıyor. Kış aylarına yaklaştığımız bu günlerde çok sık rastlanan gribe karşı korunmada en etkili yöntemlerden birisinin aşı olduğunu belirten uzmanlar, grip aşısının yapılmasının bu zamanlarda gerektiğini bildirdi. Uzmanlar, virüslerinin neden olduğu gribin, toplumda yaygın olarak görülen ve hastaneye yatışı gerektirebilecek ölçüde ciddi bir hastalık olduğunu kaydetti. VÜCUT O MİKROBU BİR HAFTA TAŞIYOR Grip virüsünün belirtilerini kırgınlık, öksürük, vücut ağrısı şeklinde olduğunu ifade eden

“KRONİK AKCİĞER HASTALIĞI OLAN OLMASIN” Herkesin grip aşısı olmasını önerdiğini hatırlatan Uzmanlar, “Ancak yaşlılarda, gebelerde, sağlık personelinde, kreşe giden çocuklarda, kronik akciğer hastalığı, kalp hastalığı, nörolojik hastalıkları, kan hastalıkları, diyabetes mellitus, böbrek hastalıkları, karaciğer hastalıkları olan hastalarda, immünsuprese hastalarda, 19 yaş altında olup uzun süreli aspirin kullananlarda ve obez bireylerde hastalık ciddi seyredebilir ve ölüme yol açabileceği için aşılamanın yapılması önem arz eder” diye konuştu. Bilindiği üzere gribin oluşması ile birlikte öksürükte beraberinde geliyor. Öksürük ile yayılan hava kabarcıkları ise çevresindeki diğer insanları ciddi şekilde tehdit ediyor. Grip olan bir kişi ise bu mikrobu 1 hafta taşıyor.


9

19 KASIM 2016 CUMARTESİ

Akademi Ligi’nde 9.hafta geride kaldı Güzelordu, Görele’ye konuk oluyor

Coca Cola Bölgesel Gelişim Liglerinde mücadele eden Orduspor’un altyapı takımların 9.haftadaki rakibi Çorum Belediyespor oldu. Orduspor u19, u17, u16, u15 ve u14 takımlarının mücadele ettiği Akademi Liglerinde 9.hafta geride kaldı. Orduspor altyapı takımları geçtiğimiz hafta Çorum Belediyespor takımının altyaştaki kategorisine göre takımları ile mücadele etti.

Orduspor U19 Yalçın Gürsoy yönetimindeki Orduspor U19 takımı, ligde sadece 2 mağlubiyeti olan Çorum Belediyespor U19 takımı karşısında kendi sahasında 4-1 mağlup oldu. Orduspor U19 takımının tek golü Emre Yeni’den geldi. Orduspor U17 Çorum Belediyespor U17 takımı ile deplasmanda karşılaşan Orduspor U17 takımı, ilk yarı ve ikinci yarıda yediği gollerle saha-

dan 2-0 mağlup ayrıldı. Orduspor U16 Aldıkları sonuçlarla üst sıralardan kopmayan Mucit Yamaner’in öğrencileri, Çorum deplasmanından ise mağlubiyetle döndü. Orduspor U16 takımı 3-1 yenilirken, ligdeki 2.yenilgisini aldı. Durugöl Tesislerinde oynanan maçta Orduspor U15 takımı, Çorum Belediyespor U15 takımı-

nı, 3-0 gibi net bir skorla yenmeyi başardı. Orduspor U15 takımının gollerini Erce Güngör (2) ve Mustafa Gürkan Varlık kaydetti. Orduspor U14 Ligde oynadığı ilk 8 maçı da kaybeden Orduspor U14 takımı, 9.maçında da sahadan yenilgi ile ayrıldı. Orduspor U14 takımı Ordu’da oynanan maçta sahadan 2-0 mağlup ayrıldı.(spor52)

Bölgesel Amatör Lig 4.Grup’ta yer alan Ordu temsilcisi Güzelorduspor, ligin 9.haftasında Görelespor’a konuk olacak. Bölgesel Amatör Lig 4.Grup’ta geçen hafta Bay geçmesine rağmen liderliğini koruyan Güzelorduspor, Görelespor deplasmanına gidiyor. Güzelorduspor, ligin 9.haftasında Giresun temsilcisi Görelespor ile kar-

şı karşıya gelecek. Ligde oynadığı 7 maçta 5 galibiyet ve 5 beraberlik ile 1.sırada bulunan Güzelorduspor’un rakibi Görelespor ise 8 maçta 4 galibiyet 1 beraberlik ve 3 yenilgi aldı. Görelespor kendi sahasında oynadığı son 2 maçtan yenilgi ile ayrıldı. Görelespor-Güzelorduspor karşılaşması bugün saat 14:00’de oynanacak.

İbrahim Şahin 19 Eylül’e dönüyor

Gülşah Duman rakip olacak ! Yeni sezonda Mersin Basketbol Kulübü Doğuş Hastanesi ile sezona başlayan Orduspor Kadın Basketbol Takımı eski oyuncusu Gülşah Duman, TKBL ekibi Bornova Beckerspor’a transfer oldu. Geçtiğimiz sezona AGÜ’de başlayan ancak Kasım ayında Orduspor Kadın Basketbol Takımına transfer olan 1993 doğumlu ve 1.72 boyundaki guard Gülşah Duman, 2016-2017 sezonu Kasım ayında yine transfer yaptı. Duman sezon başında anlaştığı Bilyoner.com Kadınlar Basketbol Ligi’nin yeni takımı Mersin Basketbol Kulübü Doğuş Hastanesi

ayrılarak, Orduspor’un liginde yer alan Bornova Beckerspor’a transfer oldu. Gülşah Duman geçen sezon Orduspor forması ile ligde 18 maçta 3,3 sayı, 2 ribaund ve 0,9 asist ile oynarken, Euro Cup’ta ise 6 maçta 4,7 sayı, 2,5 ribaund ve 1,7 sayı ortalamaları tutturan Duman, yeni sezonda Mersin Basketbol Kulübü Doğuş Hastanesi’nde sadece 1 maçta 8 dakika süre alabildi. Orduspor, Kadınlar Basketbol 1.Ligi’nin 5.haftasında karşılaştığı Bornova Becker ile 23.haftada kendi sahasında karşılaşacak. (spor52)

2010-2011 yılında Orduspor’un Süper Lig’e çıkan kadrosunda yer alan forvet oyuncusu İbrahim Şahin, şans bulması halinde Denizli Büyükşehir Belediyespor forması ile yeniden 19 Eylül çimlerine çıkacak. Spor Toto 3.Lig 13.haftasında sahasında Denizli Büyükşehir Belediyespor’u konuk edecek Orduspor’a eski bir dost rakip olacak. 2010-2011 sezonunun devre arasında Orduspor’a Si-

Eski Menekşe Türkiye’ye döndü Geçen sezon başında Orduspor Kadın Basketbol Takımı’na transfer olan ve ekonomik nedenlerden dolayı ayrılan Tijiana Krivacevic, sezon başı gittiği Perfumerias Avenida takımından ayrılarak Girne Üniversitesi’ne transfer oldu. Geçen sezon transfer olduğu Orduspor’dan ekonomik sıkıntılardan dolayı takımdan ayrılmak zorunda kalan 26 yaşındaki İsveç Milli Takım oyuncusu Tijana Krivacevic, 2016-2017 sezonuna İspanya Ligi’nin son şampiyonu

Perfumerias Avenida takımında başlamıştı. EuroLeague’de oynadığı 3 karşılaşmada 8.3 sayı, 3.3 ribaund, 1.0 asist ve 1.0 top çalma ortalamaları ile mücadele eden 1.96 boyundaki oyuncu, Bilyoner.com Kadınlar Basketbol Ligi takımlarından Girne Üniversitesi ile anlaştı. Küme düşen Potanın Menekşeleri’nin en etkili oyuncusu olan Krivacevic, yeniden Türkiye’ye dönerken, Girne Üniversitesi 26 yaşındaki oyuncunun 2.takımı oldu.

Pazar günü 19 Eylül Stadyumu’nda Denizli Büyükşehir Belediyespor’u konuk edecek Orduspor’da, takımın en istikrarlı ismi olan Asımcan Çaykıran cezasından dolayı forma giyemeyecek. Orduspor’da, sezon başı 12’si lig, 1’i Türkiye Kupası olmak üzere 13 maçtada ilk 11’de sahaya çıkan ve hiç süre kaçırmayan Asımcan Çaykıran ilk kez forma giyemeyecek. 18 yaşındaki savunma oyuncusu Darıca Gençlerbirliği maçında gördüğü

sarı kart ile cezalı duruma düştü. Stoper olmasına rağmen sezon başında solbekte şans bulan ve verilen şansı iyi kullanan Asımcan Çaykıran, 2016-2017 sezonunda Orduspor’un oynadığı 13 maçın tamamında 90 dakika sahada kalmıştı. Orduspor’da, Denizli Büyükşehir Belediyespor maçı öncesinde sakatlığı bulunan Yasin Öztop’un yanı sıra forma giymesi beklenen Emre Gemici’nin 3’er sarı kartı bulunuyor.

En istikrarlı isim cezalı !

vasspor’dan transfer edilen Şahin, 11 maçta 3 gol atarken Orduspor sezon sonu Süper Lig’e çıkmıştı. Kısa bir süre Orduspor’da şans bulan 32 yaşındaki forvet oyuncusu, Denizli Büyükşehir Belediyespor forması ile bu sezon çıktığı 3 maçta 1 gol sevinci yaşamıştı. Şahin son 5 haftadır maç kadrosunda yer almıyor. (spor52)


www.mirkuzeygazetesi.com.tr

SP R

19 KASIM 2016 CUMARTESİ

Karar verildi, kural hatası yok ! PFDK’dan yine ceza ! Kadınlar Basketbol 1.Ligi’nde iki hafta Elazığ’da oynanan Elazığ İl Özel İdare maçında yaşanan hakem skandallarıyla ilgili şikayette bulunan Orduspor’a iyi haberler gelmedi. Orduspor Kadın Basketbol Takımı, Türkiye Kadınlar Basketbol 1.Ligi’nin 8. haftasında deplasmanda Elazığ İl Özel İdarespor’a 78-75 yenilmişti. Maçtan çok maçın içinde yaşanan olaylar karşılaşmanın önünde geçmişti. Maç içinde Orduspor lehine verilen sportmenlik dışı faullerin yanı sıra, 23.dakikada Yanique Gordon’un saçma bir şekilde oyun dışı bırakılması ve özellikle son topun Orduspor’da olduğu an sahaya atılan top sonrasında Orduspor’un aleyhine karar çık-

ması sonrasında Başantrenör Hakan Yiğit, maç sonrasında şikayette bulunduklarını ve maç tekrarı istediklerini belirtmişti. Orduspor Kadın Basketbol Takımı’nın isteği ise sonuçsuz kaldı. Türkiye Basketbol Federasyonu Disiplin Kurulu tarafına gönderilen 15 dosyayı yaptığı toplantıda görüşerek karara bağladı. Orduspor maçından ise istenilen sonuç çıkmadı. Elazığ İl Özel İdare Spor Kulübü taraftarlarının maç içinde yaptıklarından dolayı kulübe 3.500,00-TL para cezası verilirken, Orduspor cephesinde ise Güvenç Gürol’a 30 gün hak mahrumiyeti’nin yanı sıra 4.000,00-TL para cezası verildi. (spor52)

Menekşeler galip gelmek istiyor Kadınlar Basketbetbol 1.Ligi’nde son iki maçtır mağlup olan Orduspor Kadın Basketbol Takımı 2016-2017 sezonunda ikinci kez Mersin’de parkeye çıkıyor. Geçtiğimiz hafta kendi sahasında Çankaya Üniversitesi’ne mağlup olarak kendi sahasındaki ilk mağlubiyetini alan Orduspor Kadın Basketbol Takımı, 2.kez Mersin’de parkeye çıkıyor. Sezonun ilk haftasında Mersin’de Mersin Bşb.Gelişim’e konuk olan ve 58-53 yenilgi ile ayrılan Potanın Menekşeleri, 10.haftasında da Mersin Üniversitesine konuk olacak. Ligde deplasmanda oynadığı 4 karşılaşmada da parkeden yenilgi ile ayrılan Orduspor Kadın Basketbol Takımı, deplasmanda ilk galibiyetini alarak

deplasman karnesine ilk galibiyeti yazdırmak istiyor. Ligde oynadığı 8 maçta 4 galibiyet ve 5 mağlubiyet ile 13.sırada yer

alan Orduspor Kadın Basketbol Takımı, 6 galibiyet ve 3 mağlubiyeti olan Mersin Üniversitesi ile karşılaşacak.

Kadınlar Basketbol 1.Lig’i 10.hafta açılış maçına çıkacak iki takımın mücadelesi Cuma günü saat 17:00’de başlayacak.

Takım neden oynamıyor ? Metin Altınay farkı ! Geçtiğimiz sezon son 5 hafta takımn başına gelen ve yeni sezonda da Orduspor’la anlaşan Metin Altınay, ayrılan oyuncular olmasına rağmen sezon başında hem hazırlık maçlarında hem de ilk 4 haftada oynattığı futbolla takdirleri toplamıştı. Oyuncular Metin Altınay döneminde bireysel olarakta üst düzeye çıkarken, -9 puan dezavantajını da kısa sürede kapatmıştı.

Orduspor, ligin 12.haftasında deplasmanda Darıca Gençlerbirliği’ne 2-0 mağlup olarak Turgut Kural yönetimindeki kötü gidişine devam etti. Taraftarlar ise bir türlü takımdan ayrılmayan Kural’a şu soruyu soruyor.

”Söylesene Turgut Hoca, takım neden oynamıyor ?” 7 hafta önce takımın başına gelen Turgut Kural’ın Orduspor macerasında son viraja gelindi. Orduspor’un çok tartışılan teknik direktörü takımın başında çıktığı

7.maçında 5.mağlubiyetini aldı ve hayal kırıklığına devam etti. Kural’ın kadro tercihi, oyun anlayışı ve maç içindeki değişiklikleri tartışılırken, ilk 6 hafta yenilmeyen Orduspor sonraki 6 haftada ise 1 puan aldı.

Kural takım için yetersiz ! Altınay’ın ayrılmasının ardından 6.haftadaki Bergama maçıyla Orduspor kariyerine başlayan Turgut Kural’ın mayası ise Orduspor ile bir türlü uyuşmadı. Kural’la ilk maçında Bergama Belediyespor’u 1-0 yenen Orduspor oynadığı futbolla eleştirilirken, daha sonraki haftalarda oynadığı 6 maçtan ise toplamda 1 puan aldı. İlk 6 haftada puanını 3 yapan ve sıralamada yerini değiştiren Orduspor, sonraki haftalarda rakiplerinin galibiyetler almasına karşın 1 puan alarak, sezon başında başladığı yer olan 18.sıraya geri döndü.(spor52)

Orduspor’a, Spor Toto 3.Lig 11.haftasında 19 Eylül Stadyumu’nda Sakaryaspor ile oynadığı maç sonrasında taraftarlardan dolayı para cezası verirken, yönetici Kadir Işık’a ise hak mahrumiyeti verildi. Orduspor’un iç sahada aleyhine sonuçlanan maçlarının ardından hem taraftarlar hem de kulüp yöneticilerin tepkileri sonrasında PFDK’ya sevki sonuçsuz kalmıyor. Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu, Sakaryaspor maçı sonrasında Orduspor’a yine ceza yağdırdı. Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu’nun Sakaryaspor maçı sonrasında almış olduğu kararlar ise şu şekilde:

OrdusporKulübünün, 12.11.2016 tarihinde oynanan ORDUSPOR – SAKARYASPOR A.Ş. Spor Toto 3. Lig 3. Grup müsabakasında, taraftarlarının neden olduğu çirkin ve kötü tezahürat nedeniyle ve bu eylemin aynı sezon içinde ev sahibi kulüp olduğu müsabakada 3. kez gerçekleştirilmesinden dolayı 4.000.-TL Para cezası ile cezalandırılmasına, Aynı müsabakada Orduspor Kulübü yöneticisi KADİR IŞIK’ın, müsabaka hakemine yönelik sportmenliğe aykırı hareketi nedeniyle takdiren 21 GÜN HAK MAHRUMİYETİ ve 5.000.-TL Para cezası ile cezalandırılmasına karar verildi.


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.