MİR KUZEY 200 SAYI

Page 1

Hiçbir Besin Anne Sütünün Çambaşı Derelerine Alabalık Bırakıldı ODÜ Akademik Yılını Açtı Yerini Tutamaz Orman ve Su İşleri Bakanlığının “Doğal Alabalık Yetiştirilmesi, Üretilmesi ve Orman İçi Suların Balıklandırılması” projesi kapsamında İkidere ve Alicin Derelerine toplam 5.000 adet Kırmızı Benekli Alabalık bırakıldı. Vali Orhan DÜZGÜN, ” Beş bin tane kırmızı benekli alabalık balık yavrusunu dereye bırakıyoruz” diyerek kırmızı benekli balıkların hem lezzetli, hem de şifa kaynağı olması bakımından son derece özel ve nadir bulunan balıklar olduğuna dikkat çekti. 3

Medical Park Ordu Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Jin. Opr. Dr. Nazan Aydoğdu, “Bebeğinizi emzirmek ona yalnızca sağlıklı, besleyici bir başlangıç sunmanın yanında, ona yakınlaşmak için gerekli sıcak, sevgi dolu ve kocaman bir eğlencedir. Bebek içinse güvende hissetmek ve ilgi görmek demektir. Pek çok kadın için en özel ve değerli anlar, bebeğini kendi bedeni ile beslerken, onunla paylaştığı psikolojik ve duygusal tecrübeleridir.”dedi. 9

Ordu Üniversitesi (ODÜ) 2012-2013 akademik yılı programı Cumhuriyet Yerleşkesi’nde Atatürk Anıtı’na çelenk sunumu ile başladı. Çelenk sunma törenine Ordu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tarık Yarılgaç, üniversite dekanları, öğretim görevlileri ve öğrenciler katıldı. Çelenk sunumu, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından Rektör Tarık Yarılgaç bir konuşma yaptı. Prof. Dr. Yarılgaç, kapalı alan probleminin çözülmesi için çalışmaların devam ettiğini belirtti. 7

Tarih

04

www.gazetekuzey.com Fiyatı: 50 kr

G ü n l ü k Ta r a f s ı z S i y a s i G a z e t e

Yıl: 1

Tel: 0452 407 10 11

Ekim 2012 Perşembe Sayı: 200

Bakan Şahin Fatsa’da Projeleri İnceledi İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin Ordu’dan Ankara’ya giderken Fatsa ilçesine uğrayarak belediyede çay molası verdi.

Bakan Şahin, Fatsa Belediyesi’nde yapımı devam eden ve programda olan projeler hakkında Başkan Hüseyin Anlayan’dan bilgiler aldı. Bu projeler Hatipli Beldesine yapılması düşünülen katı atık çöp tesisi, eski çöplük alanına yapılan kent ormanı projesi, spor kompleksi projesi ve otogar civarına yapılmasına düşünülen Belediye Hizmet Binası

olduğu öğrenildi. Bakan Şahin projeleri inceledikten sonra hiçbir açıklama yapmadı. Basın mensuplarının içeriye alınmadığı ziyaret sırasında İçişleri Bakanı İdris Naim Şahin Akçakale’de meydana gelen ve 5 kişinin ölümüyle sonuçlanan patlamayla ilgili ise hiçbir şey söylemeden ilçeden ayrılarak Çarşamba hava alanına hareket etti.

Dolunay Kolejinden Fatsa Emniyetinden Elma Pekmezinin Emeği

Bir Başarı Daha

Dolunay Koleji öğrencilerinden Pelin Mehel 11.si düzenlenen Matematik sempozyumunda ‘’Uygarlığın Gelişiminde Matematik’’adlı öykü yarışmasında teşvik ödülü aldı. Samsun 19 Mayıs Üniversitesi kongre kültür salonunda düzenlenen sempozyum 77 üniversiteden katılan bilim adamları, lisanüstü ve lisans öğrencileri, ilkokul ve ortaokul öğretmenleri ve öğrencilerin katılımıyla gerçekleşti. 7

SATIRBAŞI Depozito Koleksiyoncusu!

Yrd. Doç. Dr. Ahmet FİDAN www.ahmetfidan.com

ahmet@ahmetfidan.com

Yalan dünyadan gerçek âleme

Uyuşturucu Operasyonu 3 gün 3 gece İlçe Emniyet Müdürlüğü Asayiş Büro Amirliği Ekiplerince “Uyuşturucu-Uyarıcı Madde Kullanılması” olaylarına yönelik olarak yapılan çalışmalar neticesinde, K.Ö. ve H.E. adındaki şahısların, esrar maddesi kullandıkları, izinsiz ekim yaparak uyuşturucu madde elde ettikleri ve para karşılığı ticaretini yaptıkları tespit edildi. 7

Karadeniz bölgesinde bugünlerde her köyde evlerin büyük bölümünde elma pekmezi telaşı yaşanıyor.

Antalya’da Büyük Buluşma

Antalya’da 14-16 eylül 2012 tarihinde gerçekleştirilen Eğitim Bir-Sen 6. Türkiye Buluşmasına Fatsa İlçesini Temsilen Eğitim Bir Sen Fatsa Temsilcisi Halil Bekyürek katıldı.

Hasan GENÇAY gencayemlak@hotmail.com

İlçe ve Köylerde Tabela Çalışması 3

Büyük buluşmaya Eğitim Bir Sen’in Ordu İl yönetimi ve diğer ilçe temsilcileri de katılırken büyük buluşma sonuç bildirgesinin okunmasının ardından sona erdi. Türkiye ve dünya gündemine değinilen ve 20 maddeden oluşan sonuç bildirgesi şu şekilde: 8

Gelecek 50 Yıl İçin 4

Hemen hemen her evin önünde yakılan ateşlerde kazanlar kaynıyor. Fatsa ilçesine bağlı Ayazlı mahallesinde elma pekmezi yapan Şengül Yeşiller bu sene bahçelerde oldukça fazla elma yetiştiğini belirterek, “Biz elmayı ilk olarak ağaçtan döküyoruz. Daha son-

ra bahçeden evin yanına getirip komşularla üçe dörde bölüyoruz. Bu işimiz bir günün gece yarısına kadar devam ediyor. Daha sonra birbirinden ayırdığımız elmaları kazanda kaynatıyoruz. Elma ateşte iyice yumuşayınca bir sepete koyarak askıda suyunu süzüyoruz. 9

Enflasyon Yükselişe Geçti

6


2

04/10/2012 Perşembe

Yüzde 50 Randımanlı Kabuklu Fındık

ORDU: GİRESUN: TRABZON:

4,00 TL 4.50 TL 3,80 TL

Avrupa Para Birimi EURO

Amerika Para Birimi DOLAR

Alış:2,31 Satış: 2,32

gazetekuzey@gmail.com

Sizde Fotoğraflarınızı Gönderin Yayınlayalım

2 Karizma insan işte

Çeyrek Altın

Koç 21Mart-20Nisan

Boğa 21Nisan-21Mayıs

İkizler 22Mayıs-21Haziran

Kazançlarınızda; istediğiniz şartların gündeme gelmesi, özel çabalarınız sayesinde gerçekleşecektir. Görüşeceğiniz kişilerin vereceği destekler, sizi tatmin etmeyebilir. Maddi konularla ilgili düşünceleriniz, bir çok aktivitenin önüne geçebilir. Bugün, fırsatlar konusunda bazı aksilikler söz konusu olacaktır.

Kendinizi ve çevrenizi sorguluyor ve detaylardan yola çıkarak, kafanızda en mükemmel tabloyu oluşturmaya çalışıyorsunuz. Bugün, değişik fırsatların kombinasyonu karşısında karar verme güçlükleri yaşayabilirsiniz. Her an kendinizi mutlu edecek işler buluyor ve ilgi odağı oluyorsunuz. Fakat sizi takip etmekte zorlanıyorlar. Gün içinde daha da hareketli olacaksınız.

Bugün yaptığınız işlerle yetinmiyor, karakteriniz gereği sıra dışı işler yapmaktan, hoşlanıyorsunuz. Yoğun enerjiniz sizi yorgun ve keyifsiz yapabilir. İş ilişkilerinizde yaratıcı yönlerinizi çevrenizle paylaşmak istediğinizde, yalnız kaldığınızı görebilirsiniz. Zamanlama konusunda ölçülü olmalısınız. Bugün, hayal gücünüzü mükemmel çalışıyor. Yengeç 22Haziran-23Temmuz Sadece enerjinizi doğru kullanmalısınız.

Aslan 24Temmuz-23Ağustos

Başak 24Ağustos-23Eylül

Bugün çevrenizdeki kişileri tarzınızla etkileyecek ve biraz da baskıcı bir tutum sergileyeceksiniz. Kendinize güvenmenize rağmen, üstlerinizle konuşurken, daha sakin ve temkinli, olmalısınız. Kardeşlerinizin ve yakın dostlarınızın sizden bekledikleri destek ve istekleri olacak. Kısa yolları kapsayan işlerin gündem kazanmasıyla, yaşantınız hareketlenecek.

Geçmiş tecrübelerinizi, yaşama başarı ile geçireceksiniz.. Bugün, sıra dışı düşünceleriniz paylaşmak için, kendinizi farklı alanlar bulabilirsiniz. Sevdiklerinizi korumak adına, fazla sorumluluk alıyorsunuz. Geçmiş olaylarla ilgili sorgulamalar geçirebilirsiniz. İsteklerinizin gerçekleştirme konusunda farklı detaylar üzerinde durmanız, hiç de hoş değil.

Ordu Namaz Vakitleri

Sağanak Yağışlı

04/10/1883 İstanbul'u Paris'e bağlayan Orient Express ilk yolculuğuna çıktı. 04/10/1904 Almanya ile Osmanlı Devleti arasında telgraf anlaşması imzalandı. 04/10/1905 Orville Wright, uçakla 33 dakika havada kalarak, ilk uçan adam unvanını kazandı. 04/10/1911 İlk halk asansörü Londra’nın Earl’s Court metro istasyonunda hizmete başladı. 04/10/1922 Himayei Hayvanat Cemiyeti adıyla Türkiye’deki hayvanları koruma amacı güden ilk dernek kuruldu. 04/10/1923 Anadolu Müstakil Türk Ortodoksları lideri Papa Eftim, Milli Hükümeti destekleyen

Akrep 23Ekim-22Kasım

Yay 23Kasım-22Aralık

Oğlak 23Aralık-20Ocak

Kova 21Ocak-18Şubat

Balık 19Şubat-20Mart

beyannamesini yayınladı. 04/10/1926 Medeni Kanun yürürlüğe girdi. 04/10/1931 T.C. Merkez Bankası kuruldu. 04/10/1959 Dünya Serbest Güreş Şampiyonası Tahran’da yapıldı. Türkiye 57 ve 62 kiloda madalya aldı ve takım halinde Dünya İkincisi oldu. 04/10/1986 Türkiye, Avrupa İnsan Hakları Komisyonu’na kişisel başvuru hakkını kabul etti. 04/10/1993 Rusya Federasyonu’nda Boris Yeltsin’e bağlı ordu birlikleri, komünistlerin kapatma kararına karşı direndiği parlamento binasını bastı. Moskova’da olağanüstü hal ilan edildi.

hey yavrum balıklara bak bee

Manzarayı kes

Terazi 24Eylül-22Ekim

İmsâk: 4:55 Güneş: 6:21 Öğle: 12:24 İkindi: 15:37 Akşam: 18:15 Yatsı: 19:34

sahil keyfi

canım benim

Bu maç çok zevkli geçer

Maça kaçamak yaptık bugün

ASTROLOJİ

Yaşamınızın aktif bir dönemindesiniz. Özel yeteneklerinizi kullanmalı ve kendinizi ispat etmelisiniz. Özellikle bugün, güçlü işbirliklerine ihtiyaç duyuyorsunuz. Partnerinizin de ise destek vermesini isteyebilir ve bu konuda kapris yapabilirsiniz. Şartlarınızı daha da zorlaştırmamalısınız. Olayları en doğru şekilde değerlendirmelisiniz.

Ordu Hava Durumu

Alış: 1,77 En Düşük: 16 Satış: 1,78 102,25 TL 164,00 TL En Yüksek: 25

Başhekim birgün deliler hastanesinde hastaları ziyarete çıkar ve bir köşede delilerin kendi aralarında bir rakam söyledikten sonra güldüklerini görür ve dayanamaz sorar : - Neden söylediginiz her rakamdan sonra gülüyorsunuz? Delinin biri cevap verir: - Biz bütün bildiğimiz fıkralara numara verdik 5 dedigimiz zaman 5 numaralı fıkra aklımıza geliyor gülüyoruz 8 deyince 8 numaralı fikra aklımıza geliyor gülüyoruz demiş. Başhekim bir de ben söyleyeyim o zaman demiş 5 demiş çıt yok, 7 demiş çıt yok. Bakmış çıt yok ve sormuş: - Ben soyleyince neden gülmüyorsunuz? Delinin biri cevap vermis : - Başhekimim anlatmadan anlatmaya fark var.

aaa ben bu basını bir yerden tanıdım

24 Ayar Altın

Maddesel konularda sezgilerinize güvenebilirsiniz. Çevrenizdeki kişilerin size olan davranışlarınızı denetleme huyundan vazgeçmelisiniz. Bugün bir takım kişilerin fikirlerini benimsemeyebilirsiniz. Kuşkucu davranışlarınız sizi olumsuz etkiliyor. Yaşam kalitenizi arttıracak öğeler üzerinde durmanız, bazılarına ters gelebilir. Tansiyon iniş çıkışlarına karşı tedbirli olun.

ŞİFALI BİTKİLER

Dereotu

Partnerinizin sizinle aynı düzeyde olması, kişisel ve ortak çabalarınızı daha da verimli hale dönüştürebilir. Yakın iş arkadaşınızın bu konudaki sözlerine önem verin. Yaratıcılığınızı engellemeyen ve içinizdeki coşkuyu ortaya çıkaran işler yapmayı seviyorsunuz. Bu nedenle, iş harici kafanızda oluşturduğunuz projelerinize çok fazla zaman ayırmayın. Çünkü, bu anınızı etkiliyor.

Yakın çevrenizle ilgili değişimler söz konusu. Bazı ortak çalışmalar için uygun bir gün. Kardeşler veya akrabalarla ilgili yenilikler gündeme gelecektir. Onların bazı sorunlarına yardımcı olmak isteyecek ve değişik fikirler vereceksiniz. Maddesel katkılardan çok, yapacağınız manevi yardım, onları rahatlatacaktır.

Kendinizi aşma ve ifade etme konusunda istediğiniz performansı gösterebileceksiniz. Partnerinizle aranızda gelişen önemli durumlar, sizin sosyal aktivitenize olumlu yansıyacak İkna yeteneğinizin yüksek olduğu bir gündesiniz. Uzun süredir görmediğiniz dostlarınızın çağrılarına cevap vereceksiniz. Başarı grafiğinizle ilgili, tablonun yükselmesi söz konusu. Bugün Ay’ın bulunduğu konum, duygusal yaşantınızla ilgili kendinizi tanıma fırsatı veriyor.. Takıntılı yönlerinizin size zaman kaybettirebileceğini fark etmelisiniz. Mantığınızı zorlayacak ve kendinizi sınayacak sorunlarla karşı karşıya kalabilirsiniz. Kardeşlerinizin sizin yardımına ihtiyacı olacağı bir gün içindesiniz ve gereken desteği vermelisiniz.

Arkadaşlarınız arasında gözünüze farklı gelen kişilerle duygusal bağlarınızı güçlendirme adına, başarılı çalışmalar içindesiniz. Orijinal fikirlere her zaman açıksınız. Bugün, hareketli ve neşeli bir gün sizi bekliyor. Duygusal sezgilerinizde artış var. Arkadaşlarınızı ve dostlarınızı aramak için çeşitli fırsatlar yaratacaksınız. . Çevresel koşullarınızı kendiniz yaratıyorsunuz

Dereotu ülkemizde sıkça rastlanan ve maydanozgiller ailesinden olan bitkilerden birisidir. Türk yemeklerinde ve salatalarda sıkça kullanılan bu bitki birçok derde de şifa olmaktadır. Dereotu hem kokusu hem de tadıyla insanı kendisine çeken ve kullanımı çok yönlü olan bir bitki olduğundan şifa bulmak isteyenler için kullanımı en kolay bitkilerden bir tanesi haline gelmiştir. Dereotunun faydaları Dere otunun kökleri ve çiçeği birçok rahatsızlığa iyi gelir. Bu yüzdende köklerini ayırıp sadece çiçeğini yemeliyiz diye düşünmemelisiniz. Dere otunun faydaları ise gerçekten çok

fazladır. Dereotu iştah açar, soğuk algınlığına iyi gelir, kanseri önler, kemik gelişimine olum yönde etki sağlar, hazmı kolaylaştırarak zayıflamaya olanak sağlar, enerji verir, vücutsal hormonları büyük oradan düzenler ve ağrı kesici olarak kullanılabilir. Bunların yanı sıra yeni doğum yapmış anneler için süt arttırma işlevi görür. Fakat hamilelik döneminde yenmemesi gerekir. Çünkü içerisindeki bazı toksinler hamilelerde yan etkiler yapmaktadır. Dereotunu ise kaynatarak suyunu içebilir, yemeklerde veya salatalarda kullanabilirsiniz. Bunların yanı sıra direk dereotunu yiyerek de kullanabilirsiniz.


04/10/2012 Perşembe

Çambaşı Derelerine Alabalık Bırakıldı Orman ve Su İşleri Bakanlığının “Doğal Alabalık Yetiştirilmesi, Üretilmesi ve Orman İçi Suların Balıklandırılması” projesi kapsamında İkidere ve Alicin Derelerine toplam 5.000 adet Kırmızı Benekli Alabalık bırakıldı.

Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü tarafından bilinçsiz ve aşırı avlanma sonucu nesilleri tehlike altına giren, Kırmızı Benekli Alabalıkların çoğaltılması amacıyla hazırlanan proje kapsamında düzenlenen programa; Vali Orhan DÜZGÜN, Eski Ordu Valisi Mustafa MALAY, İl

Jandarma Komutanı Albay Şeref ÇAKMAK İl Emniyet Müdürü Hakan Kırmacı, , Kabadüz Kaymakamı Engin AVCI, Yokuşdibi Belediye Başkanı Yener KAYA, XI.Bölge Müdürü Emin KARAMAN, Ordu Orman ve Su İşleri Şube Müdürü Nilüfer İlksen KANDEMİR katıldı. Vali Orhan DÜZGÜN, ” Beş

bin tane kırmızı benekli alabalık balık yavrusunu dereye bırakıyoruz” diyerek kırmızı benekli balıkların hem lezzetli, hem de şifa kaynağı olması bakımından son derece özel ve nadir bulunan balıklar olduğuna dikkat çekti. Kırmızı Benekli Balıkların, ırmağa ve doğaya bırakılmasıyla hem bu balıkların neslinin devamının amaçlandığını hem de olta balıkçılığı yoluyla turizmi teşvik edeceğini belirten için Vali DÜZGÜN,”emeği geçen Orman ve Su işleri Müdürlüğü çalışanlarına teşekkür ediyorum” dedi. “Proje kapsamında Ordu’da 2009 yılında 110 adet, 2010 yılında 150 adet, 2011 yılında ise 170 adet olmak üzere toplam 430 adet Anaç adayı Doğal Alabalık örneklenmiş olup, örneklenen bu balıklar Trabzon Şube Müdürlüğü Altındere Alabalık Üretme İstasyonuna gönderilmiştir” diyen Vali DÜZGÜN,

2009 yılında başlayan üretim faaliyetleri sonucu 5.000 adet yavru balık üretiminin gerçekleştirildiğini ifade etti. Daha sonra, Vali Orhan DÜZGÜN, Eski Ordu Valisi Mustafa MALAY, İl Jandarma Komutanı Albay Şeref ÇAKMAK, İl Emniyet Müdürü Hakan Kırmacı, Kabadüz Kaymakamı Engin AVCI, Yokuşdibi Belediye Başkanı Yener KAYA, XI.Bölge Müdürü Emin KARAMAN tarafından 5.000 adet Kırmızı Benekli Alabalıklar İkidere ve Alicin Derelerine bırakıldı. Doğal Dere Alabalığı salımı ile doğal alabalık türlerinin üretimi ve üretilen bireyler ile orman içi su kaynaklarındaki alabalık popülasyonlarının optimum düzeye ulaştırılması, bozulan alabalık habitatlarının iyileştirilmesi sonucunda sportif balık avcılığının geliştirilmesi ile orman köylüsünün sosyo ekonomik yönden kalkındırılması amaçlanıyor.

Camiler ve Din Görevlileri Haftasını Kutluyorum

Başkan Seyit Torun bu hafta içerisinde kutlanacak olan “ Camiler ve Din Görevlileri Haftası “ nedeni ile bir mesaj yayımladı. Başkan Torun mesajında şu görüşlere yer

verdi; Din hizmetlerinin yürütüldüğü mekanlar olan camiler ve din hizmetlerini sunan görevlilerin önemini hatırlatmak üzere, her yıl ekim ayının ilk haftası “ Ca-

miler ve Din Görevlileri Haftası “ olarak kutlanmaktadır. Camilerimizin hayatımızda, kültürümüzde ve medeniyetimizde çok önemli bir yeri vardır. Çünkü camilerimiz, dini ve manevi duygularımızın en yoğun yaşandığı ve yaşatıldığı, insani ilişkilerde inceliğin, fedakarlığın, birlik ve beraberliğin, dostluk ve kardeşliğin, paylaşma ve dayanışmanın, büyük küçük herkesin hayatında hatırası bulunan, kutsal saydığımız mekanlarımızdır. Din görevlilerimiz ise, çok yoğun bir mesai ile çalışarak halkımıza 24 saat hizmet verme gayreti içindedirler. Bu hizmet doğum ile başlar, yaşam boyu devam eder ve ömrümüzün sonunda yine bir din görevlisi ile son bulur. Din görevlileri toplum içinde

çok saygın ve farklı bir yere sahiptir. Sosyal hayatta halkımız yaşamlarını onların düşüncelerine göre şekillendirmiş her sıkıntılı durumda onların düşüncelerinden yararlanma imkanı aramıştır. Onun için din görevlilerimiz din hizmetlerini yerine getirmenin yanında insanların hayatının şekillenmesinde önemli bir rol üstlendiğinin bilinciyle hareket ederek örnek kişi olma özelliğini dikkatle muhafaza etmelidir Bu duygu ve düşüncelerle, dini ve sosyal hayatımızın ayrılmaz parçası olan, Diyanet İşleri Başkanlığı mensuplarının “ Camiler ve Din Görevlileri Haftası”nı kutluyor, camilerimizin yapımında emeği geçen herkesi saygı ile anıyor, din görevlilerimizin daha güzel imkanlara kavuşmasını diliyorum.

İlçe ve Köylerde Tabela Çalışması Ordu Valisi Orhan Düzgün, Ordu’nun ilçe ve köylerinin adres tabelalarının yenilendiğini söyledi. Ordu Valisi Düzgün, Ordu’da 4 bin 500 adet tabelanın Ordu İl Özel İdaresi tarafından köy ve ilçelere takılmaya başladığını belirterek, “Aklın yolu birdir projesi kapsamında Ordu’nun ilçe ve köylerinde 4 bin 500 tane tabelandırma yapılacak. Şu anda yapılmaya başlandı. Önümüzdeki aylarda tamamlanacaktır. Sadece ilçeler değil, köyler, cazibe alanları, kültür varlıklarının

bulunduğu yerler, Ulugöl’den ikizce Laleli Cami’ne kadar tabelandırma yapılıyor. Tabelalara köylümüz halkımızın sahip çıkması gerekiyor. Tabelaları korumalıdırlar. Çünkü ilimize gelen vatandaşların yanı sıra 112 acil sağlık hizmetleri ekipleri de o bölgelere ulaşmak için bu tabelaları kullanıyorlar. Vatandaşlarımız bu tabelaları iyi korumalıdırlar” dedi.

İmtiyaz Sahibi Mir Mehmetoğlu Gıda Mad. San. ve Tic. Ltd. Şti. Adına Tüzel Kişi temsilcisi Niyazi Yeşiller

Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Muhsin Yılmaz

İşletme Müdürü Nusret Yeşiller

Sayfa Editörü Özkan Yıldırım

Genel Koordinatör Betül Yeşiller

Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Dalgacı

Grafiker Emrah Çoşkun

Haber Merkezi Ahmet Alkan

Muhabirler Taner Şen Mustafa Kemal Poyraz

Dizgi-Grafik Yeşiller Grafik Tasarım Reklam ve Matbaa

Hukuk Danışmanı Av. Doğan Pehlivan

Yayın Türü Yerel Süreli

Reklam Ahmet Kaytaz Oğuzhan Yılmaz

Baskı Tesisi Mir Mehmetoğlu Gıda Mad. San. ve Tic. Ltd. Şti. Yeşiller Grafik Tasarım Reklam ve Matbaa

Dağıtım Alp Medya Ajans Adres MKP. Mah. Şehit Polis Erkan Alışır Cad. No:29 Fatsa/ORDU Tel: 0452 407 10 11 Faks: 0452 407 10 12 e-posta: gazetekuzey@gmail.com

Gazetemiz İHA Abonesidir. Gazetemiz basın ahlak kurallarına uymayı taahhüt eder. - Köşe yazıları ile ilgili hukuki sorumluluk yazarlara aittir.

3

SATIRBAŞI Yrd. Doç. Dr. Ahmet FİDAN www.ahmetfidan.com ahmet@ahmetfidan.com

Depozito Koleksiyoncusu! İnsanoğlunun sahiplenme duygusunun sistematik bir mantıkla ortaya konulmuş en masumane görüntüsüdür koleksiyonculuk. Çeşit çeşit tür tür koleksyonlar gördüm. Pul, kibrit, misket, kertenkele, kelebek, para, çiçek, resim, jeton, oyuncak, ayakkabı, otomobil,yaprak, taş, böcek, vesikalık resim, düğme, kartpostal, daktilo, radyo, cep telefonu, anahtar, anahtarlık, şapka, kalem, ajanda, istiridye, denizkabuğu benim bizzat gördüklerim. Görmediğim ismini bile kısa zamanda sayamayacağım kadar çeşitlilikte koleksiyonlar var. Koleksiyonculuk, ilk etapta herhangi bir şeye olan ilgi iken, zamanla o şeyden birkaç tanesinin sahibi oludukça ve, kişinin içinde biriktirme ruhu da varsa hemen başlamıştır bir kere. Bu süreç, ilgi duyduğu şeyi sistematik olarak biriktirmekle başlayıp çöpçülüğe kadar dayanmakta. Aslında bazen haberlerde izlediğimiz çöp evlerin yaratıcıları, bu işi cozutmuş kolleksiyoncuların bir başka türüdür. Onlara göre her şey lazımdır ve gereklidir. O an gerekli olmasa bile daha sonra gerekebilir. Bu nedenle atmazlar, atAmazlar. Bu arada koleksiyonculuğun kısa bir tanımını yapamadan geçemeyeceğim. Koleksiyonculuk, insanların ilgi duyduğu şeylere karşı sahiplenme, dürtüsü ve biriktirme alışkanlığıyla desteklenmiş olan, her hangi bir cismin, varlığın sistematik olarak, (nitelik ve nicelik olarak) toplanmasıdır. Bu süreç kişinin biriktirmeye başladığı şey hakkında "ben bunların koleksiyonunu yapayım" düşüncesi aklından geçer geçmez başlar, biriktirdiği şeyin bütün tür veya çeşitlerini tamanladığı zamana kadar devam eder. Ama nadiren bu süreç tamamlanır. Çünkü koleksiyonculuğu yapılan şeyin tamamlanması bir hayaldir, tatlı bir idealdir. Basit bir hobi olarak başlayan koleksiyonculuk yer yer bir tutku/ihtiras, bir hayat biçimi hatta bir saplantı haline gelebilir. Bu durumlarda kişi kendisini bile tanıyamaz tanımlayamaz. Yani koleksiyon bir kişinin yaşam biçimi haline gelmiş olsa bile koleksiyoncular çoğu zaman kendilerini haklı çıkarmak için yarı istihza ile, "çöpçülük yapıyoruz işte" diyerek durumu geçiştirirler. Koleksiyonun her hangi bir değerinin olup olmaması önemli değildir. Bu üçüncü kişiler açısından hiç bir değer taşımayan şeyler de olabilir, paha biçilemeyecek kadar kıymetli bir servet te… Bence bir koleksiyondan bahsetmek için nicelik olarak en az yüz çeşide ulaşılmış olması gerekir. Buraya kadar yazımızın moda sokma, alıştırma kısımlarıydı. Şimdi dönelim asıl konumuza. Başlangıçta koleksiyonu ve koleksyionculuğu tanımlarken, biriktirilen şeylerin "maddi varlıklar" olması gerektiğinden bahsetmiştim. Ancak hayat her zaman tanımlar üzerinde yürümez. Hayatta aslında 3 ana renk varmış gibi görülse de,(*) üç renktten milyonlarca renk doğmakta. Bu yüzden maddi olmayan şeylerin de koleksiyonunun yapıldığını düşündüm ve bu yazıyı kaleme aldım. En masumundan en korkuncuna bir çok maddi olmayan koleksiyonlar yapılmakta. Arkadaş koleksiyonculuğu, zirve koleksiyonculuğu, (dağın zirvesine çıkılır, oraya imza atılır veya kendine özgü KALICI işaret konulur), Birçoğumuzun filmlerde gördüğü cinayet koleksiyonculuğu, balık yeme koleksiyonculuğu (kişi dünyada var olan bütün balıkların etini yemeye adamıştır. Koleksiyoncunun yaşamının bir köşesinde bir ömür boyu varolan bütün balık türlerinden yemiş olma ideali vardır.) Veee, Depozito Koleksiyoncusu: Aslında yazı başlığını okuduğunuzda, muhtemelen depozitolu gazoz şişesi, hediyeli gazoz kapağı, kola kapağı, damacana veya mutfak tüpleri vb. depozitolu ne varsa onların koleksiyonundan bahsedeceğimi sanmış olabilirsiniz. Ben de zaten tam bunları yazacaktım dermişim. ) Peki depozitolu ürünlerin koleksiyonu değilse nedir depozito koleksiyonu ve nasıl bir kişidir depozito koleksiyoncusu. Efendim, depozito, adından da anlaşılacağı gibi, değerinin maliyetiyle doğrudan bir ilgisinin olmadığı, üzerine yüklenen değerin bir zaman aralığına bağlı olduğu veya olmadığı ama her an maddi bir varlığa dönüştürülebilecek şeylerdir. Nasıl ki, depozito, kullanılmış veya kullanılmakta olan asıl şeyin değerinin arta kalmış kullanıl(a)mayan kısmıysa, depozito koleksiyonculuğu da bir kişinin ömrünün ilk günlerinden bu yana, tanıdığı yakınlarının özel hayatlarını, sırlarını, gizlerini, kirli çamaşırlarını yazmaksızın kafasının içinde biriktirmesidir. Bu bazı kişilerde fetiş bir dürtü haline gelebilir. Tabir caizse, çok yakından tanıdıklarının dert babası veya anası olma sıfatıyla hakkında bütün ayrıntıları bilme isteğidir. Tabi burada biriktirilen, yakın görülen kişinin özel veya tüzel mahremleridir. Ve depozito koleksiyoncuları, bildiklerini bir kağıda veya teknolojik bir cihaza kaydetmeyi akıllarından bile geçirmezler. Çünkü bilirler ki, bunların değil başkalarıyla paylaşılması, kağıda yazılması veya dijital bir ortama kaydedilmesi bile bütün koleksiyonu yok eder, tılsımını bozar. Depozito koleksiyonculuğunun tılsımı, biriktirilen şeylerin bizzat kafatasın içinde bulunan harddiskte kayıtlı kalmasıdır. Beyinde tutuldukça ve beyinde biriktirildikçe koleksiyonun zenginliği veya değeri artmaktadır. O şeyler, koleksiyoncunun ölümüyle yok oluverir. En azından bu gün için bu günkü teknolojiye göre. Yakın gelecekte ölen birinin beynindeki gizleri ve saklı tutulan bilgileri kopyalama tekniği icad edilirse, depozito koleksiyonculuğu da koleksiyona malzeme olanlar ve koleksiyocular için büyük bir risk oluşturur.Depozito koleksiyoncuları fedakar insanlardır. Verici insanlardır. Zaten onların ketumluğuna güvenildiği için koleksiyona malzeme olan kişiler gönül rahatlığıyla açılabilirler. Bu anlamda, psikologlar formel anlamda iyi bir depozito koleksiyoncularıdır. Depozito koleksiyonunun değeri, normal koleksiyonlarda olduğu gibi, koleksiyon malzemesinin (insanın) önemi ve bu kişilerin sayısıyla ölçülür. Bu pazarı da şimdiye kadar dünyada formel anlamda kimsenin irdelemediği düşünmediği bir konuya değinerek geçirmiş olduk. Kafanız bulandıysa, bırakın bulanık kalsın. Durultmaya çalışmayın. Kendi kendine durulmasını bekleyin. Arada bir duru bir kafa için bulanık hallere ihtiyaç vardır derim.Sevgilerimle efendim. Sağlıklı ve mutlu günler.


4

04/10/2012 Perşembe

Gelecek 50 Yıl İçin

Belediye Binası Aynı

Kaynağı Ordu Belediyesi tarafından karşılanan Ordu İçme Suyu Projesi çalışmaları devam ediyor.

Yer konusunun netleşmeye başladığını ve kara yollarından da olumlu bir cevabın alınmadığını ifade eden Başkan Torun, Belediye hizmet binasının aynı yere yapılacağının sinyallerini de böylece vermiş oldu.

Ordu’nun gelecek 50 yıllık içme suyu ihtiyacına cevap verecek olan çalışmalar kapsamında İçme Suyu Arıtma Tesisinin yeri kazılarak inşaat yapımına başlandı. Bu proje kapsamında 1 adet 15.000m3’lük su deposu, 1 adette mevcut 10.000m3’lük su deposunun su kapasitesi artırılması için, 4.000m3 kapasiteli su deposu ile bu depoları cazibe ile besleyecek 700,900 ve 1200’lük Dukfil Font borulardan oluşan 16 kilometrelik isale hattı ve 1 adette içme suyu tesisi yapılıyor. Şahincili mahallesinde bulunan 15.000m3 kapasiteli su deposunu ve diğer çalışmaları yerinde inceleyen Başkan Seyit Torun, çalışmaların Ordu’nun

gelecekteki 50 yıllık içme suyu ihtiyacına cevap verecek şekilde yürütüldüğünü söyledi. Yeni yapılan depolar ile 16 kilometrelik isale hattının 400 iş gününde tamamlanacağını açıklayan Başkan Seyit Torun, yeni içme suyu arıtma tesisinin de 540 iş gününde bitirilmesinin planlandığını belirtti. Başkan Seyit Torun Ordu Belediyesinin geleceği en ince detaylarına kadar hesaplayarak çalışmalarını yürüttüğünü söylerken, yapılan bu çalışmaların tamamlanmasıyla birlikte içme suyu temini ve dağıtımındaki elektriğe bağımlılığında ciddi oranda düşeceğini ifade etti. Ordu Belediyesinin halazır içme suyu temini ve dağıtımında ayda yaklaşık 300.000TL.ci-

varında elektrik maliyeti olduğunun altını çizen Başkan Seyit Torun, “Bu tesislerin tamamlanmasıyla birlikte içme suyu teminin de ve suyun büyük oranda kullanıldığı bölgelerde dağıtımın, suyun cazibeli verilmesi nedeniyle elektrikten tasarruf yapılmış olacağı gibi elektrik kesintilerinden de eskisi kadar etkilenilmeyecektir” dedi. Yürü-

tülen projenin önemli bir çalışma olduğuna vurgu yapan Başkan Seyit Torun, “Bu projenin tamamlanması ile birlikte artık hem elektrik kesintilerinde beklemekten kurtulacağız,hem ciddi anlamda elektrik tasarrufu yaparak ekonomiye artı kazandıracağız. İçme Suyu konusunda Ordu gelecek 50 yılını kurtaracaktır” şeklinde konuştu.

Rahvan Kahve Ünyelilerin Hizmetinde Ünye Belediye Başkanı Ahmet Arpacıoğlu Ünye Binicilik Tesislerinde bulunan Rahvan Kahve’yi yerinde inceledi. İncelemeler sırasında konuşan Başkan Arpacıoğlu: “Bu kafemizden kara yönelik bir çalışma değildir. Bunun için fiyatlar gayet uygundur” dedi.Arpacıoğlu sözlerine şöyle devam etti: “Ünye’mizin en güzel alanlarından bir tanesini farklı bir boyutta bu gün sizlerle beraber görüyoruz, izliyoruz. Bir ata sporu olan at biniciliği ve yarışlarıyla alakalı çalışmalarımızı bu güne kadar birçok yarışmalar yaparak ve sporun her türlüsüne destek vererek gösterdik. Her alanda olduğu gibi atlı sporlara da desteğimiz devam ediyor. Bu manada Ünye de at yarışlarımız ve binicilik merakı olan arkadaşlarımız spor yapmak isteyen dostlarımıza binicilik tesisimizin 24 saat açık olduğu ifade etmek istiyorum. Burada her türlü atlarımız mevcut. Ünye binicilik tesisleri çimento fabrikasının yanından dönüldüğünde güney bölgesi tarafında hemen karşınıza çıkacaktır. Özellikle küçük yavrularımıza dâhil atlarımız mevcuttur. Orta boy atlarımız ve büyük

boy atlarımız da var. Burada bu işin uzmanı olan arkadaşlarımız 24 saat hizmet vermek için bütün hemşerilerimin emrinde. Burada bulunan bu alanı fevkalade güzel zamanlar da ortak olarak kullandık. Ve bizleri bu zamanda yalnız bırakmayan tüm dostlarımıza bir kez daha teşekkür ediyoruz. Fiyatlar uygun olacak Bu yarışlarımızı bu etkinliklerimizi yaparken burada ailelerimizin ihtiyacını giderecek yerlerin olduğu çok net olarak görüldü. Bu manada burada bir kafe inşa ettik. Bu kâfemizde gelen ailelerimize her türlü yiyecek içecek ihtiyaçlarını karşılamak üzere burada hizmet vermeye devam ediyoruz. Bu tesisimiz de 24 saat sporsever dostlarımıza hizmet vermeyi esas aldık. Fiyatlar ve sağlık açısından kara yönelik bir çalışma olmadığından buranın fiyatlarının da fevkalade uygun olduğu görülecektir. Sağlıklı şartları en iyi şekilde olan bu kafemizden vatandaşlarımız, hemşerilerimiz, kızlarımız, ha-

nımlarımız, çocuklarımız gönül rahatlığıyla faydalanabilirler. Ünye de yapmış olduğumuz bütün sosyal tesislerimiz hiç bir özelleştirme olmadan sadece vatandaşlarımızın emrinde olacaktır. Daha önce de ifade ettiğimiz gibi göreve geldiğimiz günden itibaren gerçekleştirdiğimiz bütün sosyal tesislerimiz Atatürk parkında olduğu gibi kent ormanında olduğu gibi burada olduğu gibi ve bundan sonra devam edecek tesislerimizde olduğu gibi asla özelleştirilmeyecek buralar sadece ve sadece halkımıza hizmet edecek. Başka şahıs ve kurumlara asla hizmet etmeyecektir. Bu konuda kararlılığımız devam ediyor. Ve bunu bir kez daha

buradan açık olarak ifade ediyorum. Önümüzdeki günlerde açacağımız Atatürk parkındaki ilave sosyal tesislerimiz de keza aynen sadece vatandaşlarımıza hizmet edecektir. Bu manada bu tesislerimiz ve bu çevre düzenimiz bitti. Burada çocuklarımızın çok rahat oyun sahaları olabilecek. İnsanlarımıza kafenin dışında burada çok rahat geniş oturma alanlarımız mevcut. Buralarda vatandaşlarımız dilediği gibi faydalanma imkânına sahiptir. Ben bizlere bu güne kadar destek veren ve bizlerin hep yanında olan bütün dostlarımıza bir kez daha teşekkür ediyorum. Hayırlı uğurlu olmasını diliyorum.

Ordu Basını Artık Türkiye’nin Gündeminde Ordu Gazeteciler Cemiyetinde bir basın toplantısı düzenleyen Başkan Aydın, Ordu basının artık Türkiye’de önemli bir yere sahip olduğunu ve örnek alındığını ifade etti.

Ordu Gazeteciler Cemiyetinin de bünyesinde bulunduğu Türkiye Gazeteciler Federasyonu’nun 7. Olağan Genel Kurulu 23 Eylül 2012 tarihinde Ankara’da yapılan genel kurulda Ordu Gazeteciler Cemiyeti Başkanı olarak Türkiye Gazeteciler Federasyonu Yöne-

tim Kurulu üyeliğine seçilen ve 29 Eylül 2012 Cumartesi günü yapılan görev dağılımında ise Türkiye Gazeteciler Federasyonu Genel Başkan Yardımcısı olarak görev alan Recep Aydın, yaptığı konuşmada şunları kaydetti; "Ordu basın tarihinde ilk defa ulusal özellik taşıyan ve gazetecileri aynı çatı altında toplayan bir kuruluşta genel başkan yardımcısı olarak görev almış olmam, benim değil Ordu basınının başarısıdır. 5 yıldır görev yaptığım Ordu Gazeteciler Cemiyeti Başkanlığı süresi içerisinde Ordu basınının güçlü bir yapıya kavuşması, mesleğimizin ve meslektaşlarımızın sorunlarının çözümü noktasında gösterdiğimiz gayret ve

çalışmalar bizi bugünlere taşıdı. Bu başarımız Ordu Gazeteciler Cemiyeti’ni gerek bölge gerekse Türkiye genelinde tanınır ve izlenir bir duruma getirdiği gibi bir çok gazeteciler derneği’nin örnek aldığı bir tablo ortaya çıkarmıştır. 5 yıl süren bu gayret, bu başarı ve ilkeli hareketimiz Ordu basınını Türkiye Gazeteciler Federasyonu bünyesinde en üst seviyede temsil edilebilir düzeye eriştirmiştir. Bundan sonra Türk basınının çağın gelişen şartlarına uygun şekilde gelişmesini sağlamak, Türkiye’nin demokratik ve hukuk devlet anlayışına ulaşmasına katkıda bulunmak, gazetecilik mesleğinin önündeki engellerin kalkması için çaba

göstermek, Ordu basınının etkin ve güçlü hale gelmesine ön ayak olmak için mücadele edeceğimi özellikle belirtmek istiyorum." Yetmiş yedi basın meslek örgütünün bağlı olduğu Türkiye Gazeteciler Federasyonu Genel Başkan Yardımcılığı görevine gelmesinde büyük katkı ve desteklerini gördüğünü belirttiği basın emekçisi gazeteci arkadaşlarına teşekkür eden Aydın; "Görevde bulunduğum süre içerisinde her zaman bizim yanımızda olan başta Ordu valisi Orhan Düzgün, Belediye Başkanı Seyit Torun, sivil toplum kuruluşları, siyasi partilerimize ve emeği geçen tüm herkese teşekkürlerimi sunuyorum" dedi.

Yere Yapılacak

Belediye hizmet binasının yapımı noktasında Turizm ve Kültür Bakanı Ertuğrul Günay'ın da gerekli katkıları sunacağını kaydeden Torun, yeni hizmet binası projesini ise Belçika’da ve Dünyanın bir çok ülkesinde Avrupa Birliği binaları dahil olmak üzere yüzlerce büyük projede imzası olan, hemşerimiz ünlü Türk Mimar Şefik Birkiye’nin tasarlayacağını söyledi. Yer konusunun netleşmeye başladığını belirten Torun; "Tabi önceden de ifade ettiğimiz gibi yapılan bütün değerlendirmelerin sonucunda artık yer konusu netleşmeye başladı. Proje konusunda da, bir ön proje anlamında Şefik Birkiye ile de görüştüğümüzü zaten daha önce anlatmıştık. O da bu konuyla ilgili bir çalışma yapacak. Önümüzde ki gün-

lerde inşallah konuyu netleştirmiş olacağız" dedi. Karayolları arazisi netlik kazanmadı Şuan için kara yollarından herhangi olumlu bir cevabın gelmediğine de dikkat çeken Torun son olarak şöyle konuştu; "Turizm ve Kültür Bakanımız Ertuğrul Günay bize gerekli desteği vereceğini söylemişti. Zaten biz konuyu İçişleri Bakanımızla da görüşmüştük. Genel müdürlerimizle ve Valimizle de görüştük. Şu anda kara yolları arazisinin Valiliğe bile verileceğinin garantisi yok. Biliyorsunuz Karayolları arazisi, Valiliğin oraya taşınması talebiyle gündeme gelmişti. Şu anda Kara yolları zaten orayla ilgili olumlu bir cevap vermedi."

Memur-Sen’den Milli

Eğitim’e ziyaret

Ünye Memur Sen İlçe Başkanı Davut Şişman ve yönetim kurulu üyeleri, Ünye Milli Eğitim Müdürü Musa Erdem’i ziyaret ederek, görevinde başarı dilediler. Şişman, ilçede eğitim ve öğretim alanında yapılacak her türlü hizmeti desteklediklerini ifade etti. Ünye Milli Eğitim Müdürü Musa Erdem de ziyaretten duyduğu memnuniyeti ifade etti. İlçede yapılan ve planlanan hizmetlere ilişkin Erdem, şunları kaydetti: “Yeni eğitim sistemi ile 24 bin öğrenci ve bin 400”ün üzerinde öğretmen ile 42 okul da hizmet vermekteyiz. Yeni sisteme sıkıntısız olarak, Ordu merkez ve birçok ilçe başta olmak üzere farklı olarak 9 okulda müstakil eğitim ve öğretime geçtik. Sınıf bazında mevcutların birçoğunu 30 öğrenciye düşürdük. Bu şekilde öğretmenin öğrenciye ayırabileceği zaman, ilgi ve dikkati daha da artmaktadır. İlçemizde yüzde 37 civarında olan okul öncesi eğitim oranını önce yüzde 45’lere orta vade de yüzde 90-100’lere çıkarmayı hedefliyoruz. Bayramca ve Gölevi Mahallelerinde yapılacak olan bağım-

sız anaokulu arsasını tahsis eden Belediye Başkanımız Ahmet Arpacıoğlu”na da teşekkür ediyoruz. Çalışmaları yakından takip eden İçişleri Bakanımız İdris Naim Şahin’e teşekkür ediyoruz. Ünye’de 5 yıl içinde de tüm okullarımızda tekli eğitime geçmeyi hedeflemekteyiz.” Okulların kapasitelerini göre kontenjan uygulamasına geçtiklerini belirten Erdem, “Okullardaki yığılmaların önüne geçtik ve sınıf mevcutlarını standartlara çekmeye başladık. Kapasite üstü öğrenci alımını kaldırıldı. Kapasitesi dolan okul yeni gelen öğrenciye yer olmadığına dair yazı verecek böylece haksız öğrenci kayıtlarının da önüne geçmiş olduk” dedi. Erdem, ilçede 5 okulda Fatih Projesi’nin uygulamaya geçtiğini, okulların apım ve tamiratlarının hızla devam ettiğini, sağlık meslek lisesi yapımı için bakanlıkta onay beklendiğini de sözlerine ekledi.


04/10/2012 Perşembe

5

Ordu’nun Arkeoloji Müzesi İhtiyacı Ortaya Çıktı Şimşek, Türk-Mısır Ordu Valisi Orhan Düzgün, “Osmanlı eserleri Allah’a şükür ki toprak altında değil” dedi. İş Forumu’nda Vali Orhan Düzgün, il merkezine 20 kilometre uzaklıktaki Bayadı köyü sınırları içinde bulunan Kurul Kalesi’nde geçen yıl başlatılan ve devam eden kazı çalışmalarını inceledi. Vali Düzgün, inceleme sonrasında gazetecilerden gelen soruları cevapladı. Düzgün, "Osmanlı eserleri Allah'a şükür ki toprak altında değil. Osmanlı eserlerini de restore ediyoruz. Ulubey ilçesindeki Akoluk Köprüsü, İkizce ilçesindeki Laleli Camii, Fatsa’daki Hacı Hulusi Camii de son 2-3 yıl içinde restore ederek kültür hayatına kazandırdığımız eserleridir. Burayı Pontus olarak isimlendirmeyin. Bu topraklar, bütün insanlığa ait topraklardır. Bizim atalarımız da başka topraklarda yaşamışlar. Bizim atalarımızın yaşadığı topraklara da sahip çıkılıyor. Bu eserler, bu toprakların güzelliğidir. Pontus’u da doğrudan Yunan ile Rum ile bağdaştırmamak lazım. Bu topraklarda pek çok medeniyetler yaşamış. Biz bu topraklara geldiğimizde buradaki halk da terk edip buraları gitmemişler. Bugün bu milleti oluşturan unsurlar tabii ki Orta Asya’dan gelen unsurlarla beraber topraklarda

yaşayan insanlar da var. Kötü insan yoktur. Bazı insanların kötü yönleri olabilir. Bu kültür varlıkları, Anadolu’nun tarihi zenginliğidir. Bu zenginliklere sahip çıkarsak, siz güçlü olursanız bu toprakların altından hangi medeniyetler çıkarsa çıksın onlar bizim zenginliğimiz olarak kalır. Siz zayıf olursanız, 'bizim' dediğimiz toprakları bile gün gelir kaybedebilirsiniz. Önemli olan, bu toprakları zenginliği ile birlikte koruyarak güçlü bir devlet olarak yaşayabiliriz" diye konuştu

"30 KİŞİLİK BİR EKİPLE KAZI ÇALIŞMALARI YÜRÜTÜLÜYOR" Kurul Kalesi'ndeki çalışmalar hakkında bilgi veren Vali Düzgün, “Kurul Kalesi milattan önce 5-6. yüzyıla dayanan tarihi bir yerleşim yeridir. Burada 2010 yılında arkeolojik kazı çalışmalarını Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın izniyle Müze Müdürlüğümüzün denetiminde Gazi Üniversitemizin danışmanlığında başlattık. Bu yılda geçtiğimiz günlerde Gazi Üniversitesi'nden 10 kişilik bir akademisyen ve öğrenci gurubumuz geldiler. Burada Bayadı köyünden ve Ordu’dan te-

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği tarafından düzenlenen Türk-Mısır İş Forumu’na ÜTSO Başkanı Hasan Şimşek’te katıldı.

min ettikleri işçilerin yardımıyla yaklaşık 30 kişilik bir ekiple kazı çalışmaları yürütülüyor. Tabii arkeolojik kazı alanının bir kazı evine ihtiyacı vardır. Dışarıdan gelen akademisyen ve öğrencilerin konaklayabilecekleri, kazı alanından çıkartılan kültür varlıklarının restorasyonu yapılarak müzeye teslim edileceği bir mekan olması gerekiyordu. DOKA ve ORTAB tarafından eski köy okulumuzu kazı evine çevirdik. Burada çalışan arkadaşlarımız orada konaklıyor. Kazı sezonuna arkadaşlarımız biraz geç başladılar. Önümüzdeki yıl daha uzun süre kalacaklarının sö-

zünü verdiler. Gördüğünüz gibi her kazılan yerin altından yeni yapılar ortaya çıkıyor. Kale yapısı, tapınak ve değişik yapıtlar ortaya çıkıyor. Aynı zamanda da taşınır kültür varlıkları da ortaya çıkıyor" diye konuştu. “Buradan çıkan eserlerin Ordu’da sergilenmesi için bir arkeoloji müzesi ihtiyacı ortaya çıkmıştır” diyen Vali Düzgün, sözlerine şöyle tamamladı: “Müze ile ilgili bazı çalışmalarımız projelerimiz var. 2013 yılı içinde diğer müzelerde sergilenen eserlerimizi Ordu’ya getirerek sergileyebileceğimiz bir arkeoloji müzesini Ordu’ya kazandırmak istiyoruz."

Lisanslı Depoculuğun Faydası Seneye Olur Ünye Ziraat Odası Başkanı İsmail Şirin, fındık fiyatlarının düşük seyretmesi ve manipülasyon iddialarını değerlendirdi. larını istediği gibi aşağı yukarı çekme gücüne sahip olur. Bunu söylerken kimseyi suçlamak istemiyorum ama bunların yapıldığını biz biliyoruz” dedi.

Devletin fındığı serbest piyasaya terk etmesi ile üreticinin sahipsiz bırakıldığını belirten Şirin, “Fındıkta manipülasyon veya oyun oynandığı iddialarına girmeden önce bu işin evveliyatına bakmak gerek. Fındığı serbest piyasaya bırakıldığında yeterli argümanlar oluşmadığı için bu iş tek taraflı. Yani devlet 8-10 tane ihracatçı-

ya fındığı bırakmış oluyor. Fındık ihraç eden 20-25 ihracatçı var ama bunlardan 5-6 tanesi yüzde 80’ini ihraç ediyor, diğerleri de geri kalanını ihraç ediyor. Onun için milyonlarca üretici yeterli argümanlar oluşmadan 8-10 tane üreticinin eline bırakılırsa, o insanların insafına bırakılmış olur. O insanlarda istediği gibi oyun oynayarak fındık fiyat-

LİSANSLI DEPOCULUĞUN FAYDASI SENEYE OLUR Lisanslı depoculuğun faydasının gelecek seneye olacağını belirten Şirin, “Önümüzdeki günlerde lisanslı depoculuk açılacak. Bu yıl için olay bitmiş durumda. 2009 yılından beri uygulanmadı, işlemlere başlanmadı. Üreticinin elinden 2012 fındığı çıktıktan sonra yürürlüğe konulacak. O yüzden bu sene için çok faydası yok ama seneye mutlaka faydası olacaktır. Ha tek başına çözüm müdür? Asla ve asla çözüm değildir” diye konuştu. ÜRETİCİ DESTEKLERİ BEKLİYOR “Devlet desteği olmazsa ol-

maz, ürün çok oldu yıllarda mutlaka devlet alım desteği yapmalı” diyen Ünye Ziraat Odası Başkanı İsmail Şirin şöyle devam etti: “Bu sene aslında fındık çok değil ama çok deniliyor. Aslında bu bana göre bir manipülasyon. Normalde 550 bin ton fındık rekoltesi var ama insanlar hiç sıkılmadan 700 bin ton 800 bin ton diyebiliyor. Böyle bir ortam oluşturulmuş durumda. Üreticinin yüzde 70’i fındığını tüccara emanet bırakmış durumda. Geriye kalan yüzde 30’luk fındığı bu sene lisanslı depoya koymak fayda sağlamaz ama önümüzdeki sene fayda sağlar. Yani fındık serbest piyasaya bırakılıyorsa devlet para desteklemesi yapmalı ve fındığın fazla olduğu sene devlet fındık alımı yapmalı. Burada üretici alan bazlı destekleri dört gözle ve her zamankinden daha çok bekliyor” dedi.

Bir Avuç Başarılı İş Adamı ORDUSİAD Başkanı A.Kadir Engin fındık sektöründeki gelişmeleri dikkat ve üzüntü ile takip ettiklerini söyledi. Bu sektör yurdumuza her yıl ortalama 1,5 milyar dolar döviz girdisi sağlamaktadır diyen Engin, fındığın tarım sektörünün lokomotifi olduğunu söyledi. Engin, “Yurt dışına giden, fındığın % 60’dan fazlasını işlenmiş olarak ihraç eden bir avuç başarılı iş adamı fiyatlarda manipülasyonla suçlanmaktadır” dedi. Engin, “Üç yıldır serbest piyasa kurallarına terkedilen fındığın, ana oyuncusu FİSKOBİRLİK devre dışı bırakılmış daha sonra da TMO bu işten çekilmiştir. Yeni inşa edilen yüz binlerce ton fındık deposu ve FKB tesis-

leri atıl kapasite oluşturmuştur. Geçen sene 7 TL’ye satılan fındık, bu yıl rekolte yüksekliği nedeniyle 4TL’ye düşmüştür. Liberal ekonomi kurallarına ve arz talebe göre oluşan bu fiyat, her seferde bazı politik ve sosyal kuruluşlar tarafından, tüccar ve sanayicilerimizi suçlayan demeçler verip tribünlere oynamayı tercih etmişlerdir” diye konuştu. “Üreticiye destek verilmeli” Alan bazlı destekle yaklaşık 5,5 TL’ye varan fiyatların tüketiciyi tatminden uzak olduğunu söyleyen Engin, Üreticiye tatmin edici gübre ve yakıt desteği ve-

rilmesi gerektiğini söyledi. Engin açıklamalarına şöyle devam etti;Dünyada demode olmuş granül gübrelerin tonu 700 -800 TL olup köylü bunu kullan-

maktadır. Bu kötü gübreler yerine geç salınımlı tonu 1.6002000. TL gübreler kullanılarak randımanlı ve kaliteli fındık üretimi desteklenmelidir.

Türk-Mısır İş Forumu, TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu’nun ev sahipliğinde Mısır Arap Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Dr. Muhammed Mursî’nin katılımıyla gerçekleştirildi. Toplantıdaki konuşmasında Türk-Mısır İş Konseyi’nin 1992’den bu yana, Türkiye ve Mısır iş dünyaları arasında köprü olduğunu hatırlatan TOBB Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, “Mısır ve Türkiye ekonomisindeki fırsatları toplantıda anlatıldı. Ülkelerimizin iş adamları da ikili iş görüşmelerinde bulundular, ortak proje imkanlarını değerlendirdiler. Bugün gerçekleştirdiğimiz Türk-Mısır İş Forumu, aramızdaki köprüleri daha da güçlendirecek. Yeni dönemde, inşallah, son 20 yıldır yaptığımızın

çok daha fazlasını yapacağız” dedi. Mısır Ticaret Odaları Federasyonu Başkanı Ahmed Al-Wakîl’in Mısır ekonomisinin kalkınması için büyük şans olduğunu belirten Hisarcıklıoğlu, “Gerek İslam Odalar Birliğinde, gerekse Akdeniz Odalar Birliğinde Mısır adına çok önemli çalışmalar yapıyor. Güçlü ikili ilişkileri ile hem İslam Coğrafyasında hem de Akdeniz Coğrafyasında Mısır’ın sesi oluyor. Bu kapsamda Al Wakîl ile Türk- Mısır Ticaret ve Sanayi Odası’nın kuruluş anlaşmasını imzalamıştık. Türk- Mısır Ticaret ve Sanayi Odası’nı, devletlerimizin de desteğiyle en kısa sürede iş dünyalarımızın hizmetine sunacağız “ diye konuştu.Foruma, ÜTSO Başkanı Hasan Şimşek’te katıldı.

Çivisiz Ahşap Cami Restorasyonu Bitti İkizce’deki 500 yıllık, tamamı ahşaptan ve hiç çivi çakılmadan yapılan tarihi Laleli Camisi, restore edilerek ibadete açıldı.

Yaklaşık 300 bin liraya Ordu Valiliği'nin girişimleri sonucu, 2 yıl önce başlatılan çalışmayla Samsun Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu tarafından aslına uygun olarak restore ettirilen Laleli Camisi’nde tavan, çatı ve bahçe bölümleri yeniden düzenlendi. Restorasyonun bitmesiyle birlikte caminin ibadete açıldığını belirten İkizce Müftüsü Necip Eren, Türkiye'nin en eski ahşap camilerinden Laleli Camisi’nin iki katlı olduğunu ve iç avlusu ile dış avlusunda toplamda 400 kişinin aynı anda ibadet yapabildiğini söyledi. Ülkemizde bu tür camilerin eşine çok az rastlanmakta olduğuna dikkat çeken Müftü Ere; “Daha önce ciddi bir restorasyon görmeyen bu camimiz aslına uygun bir şekil-

de yeniden onarıldı. Caminin büyük bir bölümünü oluşturan ahşap kısımlar ve kapısı 500 yıl önceki orijinal haliyle aynen durmakta. Çalışmalar esnasında hiçbir tahta yerinden oynatılmadı. Aslında olduğu gibi camiye tek bir çivi dahi çakılmadı. Biz 500 yıllık bu tarihi esere sahip çıkabildiğimiz için çok mutluyuz. Bu zamana kadar böylesine önemli bir eserin günümüze taşınması oldukça güzel" dedi. Caminin temelsiz şekilde taş üzerinde duruğuna işaret eden Eren; "Buradaki amaç ahşap tahtaların toprak ve suyla temasının kesilerek, oluşabilecek çürümeleri engellemek. Bunda başarılı olunmuştur. Cami yerden en az 40-50 santimetre yüksek. Caminin altı bu yükseklikten faydalanarak havalanmakta" ifadelerini kullandı.


6

04/10/2012 Perşembe

Üniversitelere Büyük Görev Düşüyor

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, üniversitelerdeki araştırma ve geliştirme faaliyetleriyle ilgili olarak, “Hedefimiz araştırma ve geliştirme faaliyetlerine ayrılan kaynağı cumhuriyetimizin 100. yılı olan 2023’te Gayri Safi Milli Hasılamızın yüzde 3’üne çıkarmaktır. Bu büyük bir hedef, iddialı bir hedeftir. Biz bu hedefe ulaşmakta kararlıyız ve buna kilitlenmiş durumdayız” dedi.

Başbakan Erdoğan, Ankara Üniversitesi'nin 2012-2013 akademik yılı açılış törenine katıldı. Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Morfoloji binasında gerçekleştirilen törene ayrıca Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, Tarım Gıda ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, YÖK Başkanı Ali Demir ve üniversite hocaları katıldı. Törende, saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın ardından Ankara Üniversitesi Klasik Türk Müziği Korosu birbirinden güzel eserleri davetlilere dinletti. Ankara Üniversitesi'nin kısa tanıtım filminin ekrana yansıtılmasının ardından ise Ankara Üniversitesi Öğrenci Konseyi Başkanı Çağatay Zincirlioğlu bir konuşma yaptı. Ardından konuşan Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erkan İbiş, konuşmasının başında terörü lanetlemek istediğini belirterek, şehitleri rahmetle andığını ifade etti. Rektör İbiş, Ankara Üniversitesi'nin 1946 yılından itibaren değerlerine sahip çıktığını belirterek, üniversitelerle çifte standardın olmaması gerektiğini söyledi. Törende konuşan Başbakan Erdoğan ise, Ankara Üniversitesi’nin köklü geçmişine uygun vizyonu bulundu-

ğunu ifade ederek, üniversitenin kendi payına düşün görevi gerçekleştirmekten başka gayesi bulunmadığını söyledi. Ankara Üniversitesi’nin bütün mensuplarını başarılarından dolayı kutladığını ifade eden Başbakan Erdoğan, Ankara Üniversitesi’nden önümüzdeki dönemde çok daha büyük projeler beklediğini kaydetti. Ankara Üniversitesi’ni bölgenin en büyük üniversitelerinden bir tanesi olarak görmek istediğini ifade eden Erdoğan, “Biz de sizlere gerekli desteği vermeye hazırız ve vereceğiz” dedi. Ankara Üniversitesi’nin mekan sıkıntıları konusunda gerekli talimatı verdiğini ve bu sorunun da en kısa sürede çözüleceğine vurgu yapan Başbakan Erdoğan, “Ankara Üniversitesi’ni el birliğiyle dünya çapında bir marka haline getireceğimize inanıyorum” diye konuştu. “Üniversitelerde daima farklı görüşler, farklı düşünceler olabilir. Bu gayet doğaldır. Ama farklılık adına toplumun ve ülkenin gerçeklerinden de kopulmaması, sağduyunun muhafaza edilmesi büyük önem taşıyor. Ankara Üniversitesi’ni işte bu farklılık ve aykırılıkla sağduyu arasındaki dengeyi kurabilmiş eğitim kurumlarımızdan biri olarak görüyorum. İnanıyorum ki, önümüzdeki dönemde de burada ülkemiz için, milletimiz için hayırlı hizmetler, bu anlayış doğrultusunda çok daha fazla üretilmeye devam edecektir.” Türkiye’nin 2023 hedefleri olduğunu hatırlatan Başbakan Erdoğan, “Bu hedefe ulaşmak için üniversitelerimize de önemli görevler düşüyor” diyerek, Türkiye’nin bilim alanında dünyanın en önemli ülkeleri haline getirilmek zorunda olduğunu söyledi. İktidara geldiklerinden beri en büyük yatırımı eğitime yaptıklarını söyleyen Başbakan Erdoğan,

“Samimi olarak söylüyorum, bütçemizin yüzde 50’sini, personelimizin de neredeyse yüzde 50’sine yakınını eğitime ayırıyoruz” şeklinde konuştu. “2002 yılında 53’ü devlet, 23’ü vakıf olmak üzere toplam 76 olan üniversite sayısını 103’ü devlet, 65’i vakıf olmak üzere 168’e çıkarttık. 2002 yılında üniversitelerimizde toplam 76 bin 90 akademik personel görev yapıyordu, geçtiğimiz yıl itibariyle bu sayısı 111 bin 495’e yükselttik. Üniversite öğrencilerimizin en önemli sorunu olan barınma sıkıntısını çözmek için 81 ilimizin tamamında çok ciddi yurt yatırımları yaptık. Bugün 81 il ve 137 ilçemizdeki 333 yurt ile 291 bin 200 yatak kapasitesi ile öğrencilerimize hizmet veriyoruz. Son 10 yılda 113 bin 117 yatak kapasiteli 265 yurt ve bloğu hizmete aldık. Kredi Yurtlar Kurumumuzun bu yıl ki yatırım programında 109 bin 760 yatak kapasiteli yurt projeleri bulunuyor. Bunlardan 56 bin 210 kapasiteli 81 yurdun inşaatı şuanda sürüyor. İnşallah Kasım ayında bunlar tamamlanmak suretiyle 40 bin yatak kapasiteli 52 yurdu toplu bir açılış töreniyle hizmete açacağız.” Başarılı öğrencilere para desteğinde bulunduklarını hatırlatan Başbakan Erdoğan, “Başarılı öğrencilerimizi ödüllendirmek için öğrenci seçme sınavında tüm dallarda ilk 100’e giren öğrencilere aylık 780 lira burs veriyoruz. Yani başarıyı karşılıksız bırakmıyoruz. ‘Marifet iltifata tabidir’ diyoruz” diye konuştu. Harçlar konusuna da değinen Başbakan Erdoğan, bu yıldan itibaren harçların kaldırıldığını söyleyerek, “Biz bu dönemden itibaren harç uygulamasını kaldırdık. Artık devlet üniversitelerinde okuyan öğrencilerimiz aldıkları bu eğitim karşısında harç ödemeyecekler. Harçların kaldırılmasın-

dan 1 buçuk milyon öğrencimiz faydalandı. Bu sadece açık öğretim dışı. Aynı uygulamayı açık öğretimde de yaptık. Burada da 2 milyona varan öğrencimiz istifade etti. Yani toplamda 3 buçuk milyon öğrencimiz bu uygulamadan istifade etti” dedi. Eğitime verilen önceliği gelecek yıllarda da kesintisiz ve giderek artan devam ettireceklerini söyleyen Başbakan Erdoğan, Türkiye’de üniversitelerin daha büyük misyonları hayata geçirmelerini istediklerini ifade etti. Başbakan Erdoğan, “Üniversitelerimizin bilimin, bilim insanlarımızın desteği, yol göstericiliği olmadan daha büyük başarılara biz ulaşamayız. Her alanda üretken, iyi yetişmiş, işini en iyi şekilde yapmakla kalmayıp daha ötesinin arayışı içinde olan gençlere ihtiyacımız var” diyerek şunları kaydetti: “Üniversite tarafından desteklenmeyen bir ekonomi politikası, sanayileşme çabası, sosyal gelişme programı, dış politika, kültür politikası eksik kalır. Bunun için biz üniversitelerimizde, bilim kuruluşlarımızla birlikte çalışmayı, bilim insanlarımızın desteğini almayı hep prensip edindik, buna önem verdik. Gerek teknik bilimlerde, gerek sağlık bilimlerinde, gerek sosyal bilimlerde ülkemizin önünü açacak, Türkiye’yi dünya bilim sıralamasında öne geçirecek her çalışma bizim için takdire şayandır. Bu doğrultuda pek çok destek programı hayata geçmiştir. Önümüzdeki dönemde bu desteği çok daha ileri boyutlara taşıyacağız. Hedefimiz araştırma ve geliştirme faaliyetlerine ayrılan kaynağı cumhuriyetimizin 100. yılı olan 2023’te Gayri Safi Milli Hasılamızın yüzde 3’üne çıkarmaktır. Bu büyük bir hedef, iddialı bir hedeftir. Biz bu hedefe ulaşmakta kararlıyız ve buna kilitlenmiş durumdayız.”

Enflasyon Yükselişe Geçti Gıda fiyatlarındaki artış enflasyonu Eylül ayında artırdı. TÜFE ve ÜFE yüzde 1.03 arttı. Yıllık TÜFE yüzde 9.19'a yükseldi. Gıda fiyatlarındaki artışla Eylül'de enflasyon yükselişe geçti. Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre, Eylül ayında TÜFE ve ÜFE'de yüzde 1.03 artış oldu. CNBC-e anketinde TÜFE'de yüzde 1.04 artış bekleniyordu. Yıllık enflasyon TÜFE'de yüzde 9.19, ÜFE'de yüzde 4.03 olarak gerçekleşti. Akaryakıt ürünleri ve alkollü içkiler ve tapu haçlarında vergi oranları zamlanmıştı. Ekim ayı başından itibaren elektrik ve doğalgaza gelen zamların da etkisiyle bu ayki enflasyonun yüksek çıkması bekleniyor. ÇEKİRDEK ENFLASYON YÜZDE 0.12 Merkez Bankası'nın yakından takip ettiği çekirdek enflasyon yerine geçen, enerji, gıda ve alkolsüz içecekler, alkollü içkiler ile tütün ürünleri ve altın hariç enflasyon yüzde 0.12 oldu. Yıllık bazda yüzde 6.68 olarak

gerçekleşti. GIDA ARTTI, GİYİMDEKİ DÜŞÜŞ RAHATLATTI TÜFE'de ana harcama grupları itibariyle bir ay önceye göre en yüksek artış yüzde 2.26 ile çeşitli mal ve hizmetler grubunda gerçekleşti. Eylül ayında endekste yer alan gruplardan gıda ve alkolsüz içeceklerde yüzde 2.14, ulaştırmada yüzde 1.65, haberleşmede yüzde 1.54, lokanta ve otellerde yüzde 1.48, konutta yüzde 0.82, alkollü içecekler ve tütünde yüzde 0.29, ev eşyasında yüzde 0.24, eğlence ve kültürde yüzde 0.09, sağlıkta yüzde 0.05 artış, eğitimde yüzde 1.19, giyim ve ayakkabıda yüzde 2.62 düşüş yaşandı. BİR YILDA EN ÇOK ARTIŞ ALKOLLÜ İÇKİ VE TÜTÜNDE TÜFE’de yıllık bazda en yüksek artış yüzde 18.88 ile alkollü içecekler ve tütün grubunda

gerçekleşti Onu konut (yüzde 12.05), gıda ve alkolsüz içecekler (yüzde 10.39), lokanta ve oteller (yüzde 9.74) artışın yüksek olduğu diğer harcama grupları izledi.

madencilik ve taşocakçılığı sektöründe yüzde 1,52, imalat sanayi sektöründe yüzde 0.94, elektrik, gaz ve su sektöründe yüzde 0.92 artış meydana geldi.

TARIM VE SANAYİDE ARTIŞ Sektörel bazda bakıldığında tarımda yüzde 1,40, sanayide yüzde 0.95 artış görüldü. ÜFE sonuçları sanayinin alt sektörleri bazında değerlendirildiğinde en yüksek aylık artış yüzde 7.44 ile ham petrol ve doğalgaz çıkarımı alt sektöründe gerçekleşti. Sanayinin üç sektöründen;

ZAM ŞAMPİYONU PATLICAN Eylül ayının zam şampiyonu yüzde 33.49'luk artışla patlıcan oldu. Onu yüzde 29.34'le yumurta, yüzde 26.43'le çarliston biber, yüzde 21.47'yle marul, yüzde 15.10'la taze fasulye ve yüzde 11.21'le metro ücreti takip etti. Fiyatı en çok düşen ürün yüzde 19.47'yle taze balıklar oldu.

SAĞLIK KÖŞESİ

Sonbahar Migreni Tetikliyor Mevsim geçişleri migren ataklarını tetikleyebiliyor. Şiddetli baş ağrılarından korunmak içinse öncelikle öğün atlamamak ve stresten uzak durmak gerekiyor. Günlük yaşam aktivitesini önemli ölçüde etkileyen bir baş ağrısı çeşidi olan migren ülkemizde her 6 kişiden birinde, kadınlar arasında ise daha sık olarak her 4 kadından birinde ortaya çıkıyor. Bazı hastaların günlük yaşamlarını aksatacak kadar şiddetli ve sık görülebilen migren ataklarına özellikle sonbahar gibi mevsim geçişlerinde daha sık rastlanıyor. Bunun nedeni ise lodos rüzgarının yol açtığı basınç nedeniyle oluşan halsizlik ve yorgunluğun migren ağrılarını tetiklemesi. Aile Hastanesi Nöroloji Uzmanı Dr. Özlem Ahat Şahin, mevsim geçişlerinde migren ataklarından korunmak için neler yapılması ve nelerden kaçınılması gerektiğini anlattı. TEK TARAFLI VE ZONKLAYICI AĞRIYA DİKKAT Migren atakları genellikle 4 ile 72 saat arasında sürüyor ve kişi ataklar arasında normal bir yaşam sürüyor. Çoğunlukla tek taraflı, yoğun ve zonklayıcı tarzda bir baş ağrısı oluyor. Günlük yaşam kalitesini oldukça düşürebilen migrende baş ağrısı, belirtilerden sadece birini oluşturuyor. Bu hastalığa aynı zamanda görme bozukluğu eşlik edebiliyor. Parlayan ışıklar, kör noktalar, görmenin bozulması veya zig zag şekiller görülmesi gibi yakınmalar ortaya çıkabiliyor. Aura, bir başka deyişle ön haberciler olarak adlandırılan bu belirtiler migren hastalarının sadece 10′unda eşlik ediyor. Ayrıca bulantı, kusma veya ishal de görülebiliyor. Bunların yanı sıra ışığa, sese ve kokuya karşı aşırı hassaslık gelişebiliyor. Migrenli hasta boyun ve omuzlarda sertleşme, el ve ayaklarda karıncalanma, konsantrasyon güçlüğü, konuşma güçlüğü ve nadir olarak da felç veya şuur kaybı ile karşılaşabiliyor. Migren, özellikle hassas, alıngan, dış olaylardan fazla etkilenen, yaptığı işi en iyi şekilde yapmak isteyen mükemmeliyetçi kişilerde daha çok görülüyor. Erkeklerde görülme sıklığı yüzde 10 iken, bu oran kadınlarda 15-20’ye yükseliyor. Kadınlardaki migren ağrılarının bu kadar sık görülmesi nedenleri arasında hormonal faktörler ve stres gibi çevresel faktörlerin etkisi olduğu düşünülüyor. Ayrıca 1. derece yakınlarında migren rahatsızlığı olanların, alerji ve baş dönmesi sorunu yaşayanların da migrene daha

yatkın oldukları görülüyor. Bunların yanı sıra şehirde yaşayanlar, strese maruz kalanlar, eğitim durumu düşük ve gelir düzeyi yüksek olan kişilerde de bu hastalığa biraz daha sıkça rastlanılıyor. MİGREN ATAKLARINDAN KORUNMANIN 8 YOLU Nöroloji Uzmanı Dr. Özlem Ahat Şahin, her hastanın migren atağını uyaran sebepleri tespit edip bu tetikleyici faktörlerden uzak durması gerektiğini belirtiyor. • Stresin sizi etkilemesine izin vermeyin, gerekirse uzmanından destek alın. • Parlak ışık, yüksek sesli ortamlar ve keskin kokulardan uzak durun. • Uykusuz kalmayın veya çok fazla uyumayın. Kişisel farklılıklarla beraber günde yaklaşık 6-8 saat arası uyku tavsiye ediliyor. • Kesinlikle öğün atlamayın. Öğün atlanması hipoglisemiye (kan şekeri düşüklüğüne) neden olduğu için migren ataklarını tetikleyebiliyor. • Lodoslu havalarda mümkün olduğunca dışarı çıkmayın. Lodos rüzgarlarının getirdiği rutubetli hava; halsizlik, bitkinlik ve vücuttaki elektrolitik dengeyi bozduğu için migren atalarını tetikleyebiliyor. • Çikolata, eski peynir, yağlı yiyecekler, portakal, domates, muz, çiğ soğan, salam, sosis, fındık, Çin yemekleri ile alkolden uzak durun. • Günde ortalama 2-3 litre su içmeye özen gösterin. • Düzenli spor yapmayı ihmal etmeyin. Sporun her dalında salgılanan seratonin hormonu stresten uzaklaşmamızı sağlıyor. Bu nedenle haftada en az 3 kez yapılması öneriliyor. MİGRENE NELER YOL AÇIYOR? • Öğün atlamak, • Fazla uyumak veya uyku eksikliği, uyku düzeninde değişiklik, • Temizlik maddeleri veya kokulu deterjanlar, • Uçak yolculukları, • Doğum kontrol hapları, • Sigara ve diğer tütün ürünleri, • Su kaybı, • Kadınlarda adetle ilgili hormonal değişiklikler, • Fazla karbonhidratı bir anda almak gibi kan şekerinin düşmesine neden olan durumlar, • Fiziksel travma, • Başa basınç uygulama (bazen migreni azaltıyor).


04/10/2012 Perşembe

7

ODÜ 2012-2013 Akademik Yılını Açtı Fatsa Emniyetinden Ordu Üniversitesi (ODÜ) 2012-2013 akademik yılı programı Cumhuriyet Yerleşkesi’nde Atatürk Anıtı’na çelenk sunumu ile başladı.

Çelenk sunma törenine Ordu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tarık Yarılgaç, üni-

versite dekanları, öğretim görevlileri ve öğrenciler katıldı. Çelenk sunumu, saygı duruşu

ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından Rektör Tarık Yarılgaç bir konuşma yaptı. Prof. Dr. Yarılgaç, kapalı alan probleminin çözülmesi için çalışmaların devam ettiğini belirterek, “Akademik yılı açılış programı üniversitemizde 7. defa yapılıyor. Hakikaten bizim için gurur verici çok güzel günlerden bir tanesidir. Yaklaşık 6 yıl önce 6 binlerde olan öğrenci sayımız bugün 12 bin 500’lere, toplamda da 15 binlere sayan bir nüfusa hitap ediyoruz. Hakikaten ordu için, Karadeniz Bölgesi için güzel rakamlardır. 110 öğretim elema-

nı sayımız bugün 450’ler seviyesindedir. Kısmetse yıl sonu itibari ile 500’leri geçecek seviyelere ulaşacaktır. Yine kapalı alanlara baktığımızda 35 bin metrekarelerle başlayan, hatta ilk yıllarında barakalar şeklinde başlamış diyebileceğimiz üniversitemiz bugün 101 bin metrekare kadar büyüyebilmiş kapalı alan problemini çözmek için çalışmalara devam etmektedir. Bunarlın hepsini birlikte başarıyoruz, başarmaya da devam edeceğiz” dedi. Konuşmaların ardından çelenk sunma töreni sona erdi.

İlginç Öğrenci-Rektör Diyaloğu

Ordu Üniversitesi (ODÜ) 2012-2013 akademik yılı açılış törenine rektör-öğrenci diyaloğu damgasını vurdu. Ordu Üniversitesi’nin Cumhuriyet Yerleşkesi’nde Atatürk Anıtı’na çelenk sunma töreninin ardından ODÜ Sağlık Meslek Yüksek Okulu 3. sınıf öğrencisi Fatma Kaya, ODÜ Rektörü Prof. Dr. Tarık Yarılgaç’a üniversitede yaşadıkları sorunları anlattı. Öğrenci, “Sağlık Yüksek Okulu öğrencileri olarak geldiğimizde ne sınıfımız ne de sıralarımız vardı. İki yıldır bu okul hallolmadı. Kantin kalabalık, yemekhane sorunumuz var” dedi. Rektör Yarılgaç da, “Annenbaban kaç yıllık evli, bu za-

mana kadar kaç eve sahip oldunuz?” diye soru yöneltti. Öğrenci de, “Annem ile babam 23 yıllık evli. Hiç evimiz yok. Burada sizin öğrenciler kalıyor, hem de birinci sınıf öğrencileri. Annesinden, babasından yeni ayrılmış öğrenciler bunlar. Yemekhane sorunu da var” dedi. Daha sonra Rektör Prof. Dr. Tarık Yarılgaç, yurdun kendileri ile hiçbir alakası olmadığını, Kredi Yurtlar Kurumu’na bağlı olduğunu, bununla ilgili bütün işlemleri takip ettiklerini, diğer sorunların da çözüleceğini dile getirdi.

Havva Hatun Cami Yaptırma Yaşatma Eğitim ve Kültür Derneği Başkanı Zeki Atmaca, camiinin maliyetinin yüksek olması sebebiyle parasal olarak sıkıntı çektiklerini dile getirdi.

rek gerçekleştirilen aramalarda da H.E.’nin ikametinde ve arazisinde 46,5 kg. kubar esrar maddesi, 3 kilo 710 gr. Hint Keneviri tohumu ve 80 kök dişi Hint Keneviri bitkisi elde edildi. Aynı tarihte Cumhuriyet Başsavcılığına sevk edilen şüphelilerden K.Ö. denetim altında serbest bırakılırken, H.E. çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak Ünye Kapalı Ceza Evi’ne gönderildi.Olaylarda toplam 46 kilo 515 gr kubar esrar maddesi, 3 kilo 733 gr. Hint keneviri tohumu, 90 kök ekili Hint Keneviri, 17 gr. Bonzai şeklinde tabir edilen uyuşturucu madde ve 5 gr. uyuşturucu olduğu değerlendirilen beyaz renk tanımsız toz madde elde edildiği bildirildi.

Bir Başarı Daha

Dolunay Koleji öğrencilerinden Pelin Mehel 11.si düzenlenen Matematik sempozyumunda ‘’Uygarlığın Gelişiminde Matematik’’adlı öykü yarışmasında teşvik ödülü aldı.

ve destek verilirse camiyi inşallah en kısa zamanda bitireceğiz. “Maliyet 500 Bin Lira” Caminin ortalama maliyeti 500.000 TL civarında şu ana kadar 100.000 TL civarında masraf yaptık. Daha işin başındayız. Ortalama 1/5 ‘ini bitiriyoruz. Camiler Haftası nedeniyle bu hafta Cuma günü Fatsa genelinde camilerde bizim için para toplanacak. Müftü bey beldeler için de söz verdi, onunla beraber duruma göre borcumuzu ödeyeceğiz. Camiler Haftası nedeniyle tüm Fatsalı kardeşlerimizin, imam arkadaşlarımızın bu günlerini kutluyorum. Bize maddi ve manevi desteklerini esirgemeyen tüm Fatsalı arkadaşlara teşekkür ediyorum” dedi.

İzgören, Ünye TSO’da Sunum Yaptı Ünye Ticaret ve Sanayi Odası’nın (ÜTSO) konuğu olan Şirket Eğitim Uzmanı Ahmet Şerif İzgören, iş adamları ve öğrencilere ‘At Şu Adımı’ başlığı altında mücadele ruhu, girişimcilik, bilgi, proje yönetimi, liderlik konulu seminer verdi. Ünye TSO Rifat Hisarcıklıoğlu salonunda düzenlenen konferansa, İl Genel Meclis Üyesi Fahri Şahin, AK Parti Ünye İlçe Başkanı Ahmet Çamyar, iş adamları, oda üyeleri ve öğrenciler katıldı. Konferansın açılış konuşmasını yapan ÜTSO Başkanı Hasan Şimşek, günümüz ekonomisi-

İlçe Emniyet Müdürlüğü Asayiş Büro Amirliği Ekiplerince “UyuşturucuUyarıcı Madde Kullanılması” olaylarına yönelik olarak yapılan çalışmalar neticesinde, K.Ö. ve H.E. adındaki şahısların, esrar maddesi kullandıkları, izinsiz ekim yaparak uyuşturucu madde elde ettikleri ve para karşılığı ticaretini yaptıkları tespit edildi. Adli makamlardan çıkartılan arama izni ile Fatsa ilçesi polis sorumluluk bölgesinde gerçekleştirilen aramalarda, K.Ö.’den yaklaşık 30 gr. kubar esrar maddesi ile 23 gr. Hint Keneviri tohumu ele geçirildi. Aynı olay kapsamında jandarma sorumluluk bölgesinde İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri ile müşte-

Dolunay Kolejinden

Havva Hatun Yardım Bekliyor Camiler Haftası nedeniyle “Bu hafta Cuma günü camilerde Fatsa genelinde bizim için para toplanacak” diyerek tüm Fatsalılardan destek beklediğini söyledi. Camiinin temeli hakkında bilgiler verirken herkesin Camiler Haftasını kutlamayı da unutmayan Zeki Atmaca: “Caminin şu anda 2. katının yani kurs katının temelini atmak üzereyiz. 2–3 gün içerisinde 2. katı atacağız ondan sonra maddi duruma ve gelire göre caminin 1,5 katı daha var, ona da devam edeceğiz. Eğer maddi durumumuz el verirse devam etmeyi düşünüyoruz, eğer maddi durum yetersiz kalırsa biraz durdurmaya çalışacağız. Çünkü meblağlar büyük, masraflar büyük, parasal yönden büyük sıkıntımız var. O yüzden desteğe ihtiyacımız var

Uyuşturucu Operasyonu

ni yakından incelediklerinde dededen kalma geçmiş kuralların artık geçersiz olduğunu kolaylıkla görebildiklerini, değişime ayak uydurmanın en önemli yolunun eğitimden geçtiği kanaatinde olduklarını dile getirdi. Ahmet Şerif İzgören yaptığı konuşmada dinleyicilere iş hayatı konusunda tavsiyelerde

bulundu. İzgören, "Meslek yaşantınızda kimse sizin hakkınız yiyemez. Hakkınızı yiyecek biri varsa o da sizsiniz" ifadelerini kullandı. İzgören, kendi yaşamından örneklerle konuşmasını sürdürdü. Konferansın sonunda günün hatırasına Ahmet Şerif İzgören'e plaket takdim edildi.

Samsun 19 Mayıs Üniversitesi kongre kültür salonunda düzenlenen sempozyum 77 üniversiteden katılan bilim adamları, lisanüstü ve lisans öğrencileri, ilkokul ve ortaokul öğretmenleri ve öğrencilerin katılımıyla gerçekleşti. Sempozyuma yoğun programından dolayı katılamayan Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer adına Talim ve Terbiye Kurulu Başkan Yardımcısı Prof.Dr. Cengiz Alacalı katıldı. Dolunay Koleji Müdürü Orhan Irmak konuyla ilgili yaptığı açıklamada, kendilerine bü-

yük gurur yaşatan öğrencileri Pelin Mehel’e başarılarının devamını dileyerek, “Pelini bu yarışmaya teşvik eden ve destekleyen matematik öğretmeni Sevim Akarsu’ya ve Pelin’in her zaman en büyük destekçisi olan ailesine şükranlarımı sunuyorum. Bu yarışma Profesör seviyesinde insanların katıldığı seviyeli bir çalışma. Bu yarışmaya katılmaya cesaret etmesi bile Pelin için önemli iken öğrencimiz katılmış ve teşvik ödülüne layık görülmüştür. Öğrencemizi ve emeği geçen herkesi bir kez daha kutluyorum” dedi.


8

04/10/2012 Perşembe

Antalya’da Büyük Buluşma

Kumru’da Balıklar Ölüyor

Antalya’da 14-16 eylül 2012 tarihinde gerçekleştirilen Eğitim Bir- Kumru’nun tam ortasından geçerek Sen 6. Türkiye Buluşmasına Fatsa İlçesini Temsilen Eğitim Bir Sen Fatsa’da denize kavuşan Elekçi Irmağı bu kez balıklar ile gündemde. Fatsa Temsilcisi Halil Bekyürek katıldı.

Büyük buluşmaya Eğitim Bir Sen’in Ordu İl yönetimi ve diğer ilçe temsilcileri de katılırken büyük buluşma sonuç bildirgesinin okunmasının ardından sona erdi. Türkiye ve dünya gündemine değinilen ve 20 maddeden oluşan sonuç bildirgesi şu şekilde: -Dinimiz Islama ve Hz. Peygamberimize hakaret eden fikir ve hürriyet kapsamında değerlendirilemeyecek, açıkça provokasyon amacı taşıyan filmi planlayanları, çekenleri, oynayanları ve dünya kamuoyuna internet aracıyla yayanları esefle kınıyoruz. Eğitim-Bir-Sen olarak derhal sorumlular hakkında soruşturma başlatılmasını ve suçluların cezalandırılmasını bekliyoruz. İslam dünyası olarak haklı tepkilerimizi İslam’ın özüne ve Müslüman’ın ferasetine yakışacak şekilde vererek, filmi çekenlerin ve arkasındaki Siyonist güçlerin oyununa gelmememiz gerektiğine inanıyoruz. -Suriye’de kan akıtmaya ve katliam yapmaya devam eden, Esat yönetimindeki Baas rejimini kınıyoruz. Katliamları seyreden, gerek ülkemizdeki gerekse dünyadaki destekçilerini anlamakta güçlük çekiyoruz. Bütün ülke ve uluslar arası kuruluşları katliamı durdurmak için birlikte hareket etmeye çağırıyoruz. -Türkiye’nin gelişmesini engellemek isteyen ve yakın ülkelerdeki karışıklıkları, fırsat bilenler terörü azdırma ve terör örgütünü maşa olarak kullanma yarışına girmişlerdir. Son günlerde terör saldırılarının artmasını terör örgütünün ve yandaşlarının son çırpınışları olarak görüyoruz. Birlik ve beraberliğin mayasının çalındığı bu topraklar ve medeniyet mefkûremiz, terörü yenmeye ve Çanakkale ruhu

ekseninde Anadolu’da kardeşlik türküsünü seslendirmeye devam edecek idraki bizlere sunmuştur. Terörün her türlüsüne karşı olan milletimiz, terörü sona erdirmekle kalmayacak, arkasındaki güçlere de haddini bildirecektir. -Yakın siyasi dönemin en büyük projesi bizzat millet tarafından ilan edilen yeni anayasadır. Milletin bu projesine başta siyasi partiler olmak üzere bütün kişi ve kuruluşlar katkı sunmalıdır. Yeni Anayasa’nın yazım süreci 2012 sonuna kadar tamamlanmalı, 2013 yılı içerisinde yürürlüğe girecek şekilde halkın onayına sunulmalıdır. -Yeni anayasa, hükümleri ve ruhuyla insanı esas almalı, bütün vatandaşları kucaklamalı, tanımlama dayatması yerine tanıma erdemi içermeli, bu ülkenin vatandaşlarını Türkiyelilik çerçevesi içerisinde bir ve eşit görmeli, doğuştan gelen hakları sınırlamamalı aksine teminat altına almalı, din ve vicdan özgürlüğüne yönelik mevcuttaki sınırlamaları sona erdirmelidir. -Türkiye’de kadın erkek eşitliğine yönelik çalışmalar kayda değerdir. Ancak benzer çalışmaların ve sonuçların kadınkadın eşitliliğinin sağlanması bakımından gerçekleştirilmesi elzemdir. Bu çerçevede kamuda başörtülü görev yapmayı mümkün kılan, mecliste başörtülü kadınların yer almasını sağlayan, kadınların başörtüsüyle eğitim hakkından yararlanmasına imkân veren ve bütün bunları teminat altına alan yasal ve anayasal düzenlemeler, milletimizin haklı ve ortak beklentisidir. -Eğitim sisteminde müfredat, kademeli eğitim, din eğitimi seçeneklerinin artırılması, seçimlik dersler aracılığıyla bireylere daha fazla seçme hakkının ta-

nınması gibi birçok alanı kapsayan ve milletin taleplerini karşılayan reformlar gerçekleşmiştir. Ancak reformlardaki doğru yaklaşım, uygulama süreçlerinde aynı hassasiyetle sürdürülememiştir. İlkokula başlama yaşı ve rapor alma zorunluluğu, sınıf mevcutları, derslik sayısının artırılamaması, öğretmenlere yönelik norm kadro ve yer değiştirme odaklı sorunlar, okulların fiziki donanımlarının yaş gruplarına uygun şekle getirilmesindeki eksiklikler ve benzeri sorunlar, yapılan reformların hak ettiği kamuoyu desteğinin elde edilmesine engel olacak mahiyettedir. Bu durum Milli Eğitim Bakanlığı’nın uygulamaya ilişkin üslubundan ve sosyal paydaşlarla iletişim kurmamasından kaynaklanmaktadır. -Eğitim sisteminde yapılan reformların fikri sahibi olan Eğitim-Bir-Sen, reformların uygulama sürecine dönük talep ve önerilerini de başta Milli Eğitim Bakanlığı olmak üzere bütün kamuoyuyla paylaşmıştır. Öneri ve taleplerimizin zamanında dikkate alınmamasından kaynaklanan sorunlar ortaya çıkmaya başlamıştır. Riskler ve olumsuzluklar artmadan önerilerimiz dikkate alınarak uygulamalardaki aksaklıklar ivedilikle giderilmelidir. -Eğitimde tarihi değişiklik olan yeni eğitim sistemine ilişkin reformun amacına ulaşması için, ikili öğretim yapan eğitim kurumunun kalmaması, sınıf mevcutlarının 24–30 aralığında olması, 120 bini aşan öğretmen ihtiyacının karşılanması gerekmektedir. Bu çerçevede siyasi irade kamu maliyesi ve bütçe disiplini gibi gerekçelere sığınmadan üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmelidir. -Türkiye’deki her birey gibi öğretmenlerin de aile bütünlüğünün sağlanması Anayasal bir haktır. Öğretmenler evlerinin yanında değil, eşlerinin ve çocuklarının yanında olmak istemektedirler. Bu konuda imkân ve fırsatları oluşturmak Milli Eğitim Bakanlığı’nın öncelikli görevleri arasındadır. -Karma eğitim mecburiyeti başta olmak üzere 28 Şubat sürecinin bütün yasakları ve dayatmaları kaldırılmalı, eğitimde özgürlükler, bilimsel ve pedagojik kriterler ile toplumsal hassasiyetler esas alınmalıdır. -4 + 4 +4 yeni eğitim sistemi-

ne karşı çıkanlar, ideolojik bakış ve saplantı içerisinde olan kişi ve kuruluşlardır. Bu kişi ve kuruluşlar, eylemlerinde 5–6 yaş grubundaki çocukları kullanmaktan çekinmemiş, teröre lojistik destek veren örgütlerin eylemlerinde boy göstermesine izin vermiş, eğitimin amaç ve hedefleriyle bağdaşmayan fiillerin altına imza atmışlardır. Milletimize ve eğitim camiasına çağrımız, milletin değerleriyle kavga etmeyi görev saymış bu örgütlere itibar etmemeleri, bu örgütlerin çağrılarını ellerinin tersiyle itmeleridir. -Bir milletin ruhunu inşa eden eğitimdir, eğitimin mimarı ise öğretmenlerdir. Öğretmenleri itibarsızlaştırmak ve değersizleştirmek eğitim sistemini ve toplumu çökertir. Buradan başta Milli Eğitim Bakanlığı ve iktidar mensupları olmak üzere herkesi öğretmenleri değersizleştirecek ve itibarsızlaştıracak söz, davranış ve eylemlerden kaçınmaya davet ediyoruz. -Son yıllarda bütçeden eğitime ayrılan payın artması ve ilk sırada olması takdir ettiğimiz bir durumdur. Fakat öğretmenin bütçesine aktarılan payın artırılmaması ise “eğitim en önemli sorun” söylemiyle örtüşmemektedir. Emsalsiz bir görevi üstlenen öğretmenlere emsaliniz yok diyerek ek ödeme verilmemesi yanlışından bir an önce dönülmelidir. Eğitim çalışanlarının yetkili sendikası olarak kalkınan Türkiye’nin adalet mağduru öğretmenlerine hak ettikleri ek ödemenin verilmesini istiyoruz. -2012–2013 yılına ait öğretim yılına hazırlık ödeneği bütün eğitim çalışanlarına verilmelidir. -Kamu görevlilerine grev ve siyaset hakkı tanınmalıdır. -Öğretmen ve yöneticilerin norm kadrolarında fazlalık oluşmaması için öğretmenlerin alan değişikliği kapsamı geniş tutulmalı, yöneticilerin normu kadrolarının belirlemesinde yeni düzenleme yapılmalıdır. - Teknik hizmetler, Genel idari ve Yardımcı hizmetler sınıfı çalışanlarının atama ve yer değiştirme işlemleri öğretmenlerde olduğu gibi bir düzenlemeye bağlanmalıdır. - Görevde yükselme ve unvan değişikliği yönetmeliğine ilişkin yönetmelik değişikliği bir an önce yapılarak unvan değişikliği sınav süreci başlatılmalıdır.

Kabadüz, Obeziteye Karşı Yürüdü Sağlık Bakanlığı’nın ‘’Hareket Hayattır’’ sloganıyla başlattığı obeziteyle mücadele ve 3-4 Ekim Dünya Yürüyüş Günü kapsamında fiziksel aktivitenin önemine dikkat çekmek amacıyla Kabadüz’de yürüyüş düzenlendi. Kabadüz Kaymakamı Engin Avcı başta olmak üzere asker öğrenci,polis ve vatandaş obeziteye karşı pankart açarak 4 kilometre yürüyüş yaptı. Toplum Sağlığı Merkezi Sağlık Gurup Başkanı Dr.Ayşegül Gündoğdu, obezitenin tüm hastalıkların alt yapısını oluşturduğunu söyledi. Obeziteye dikkat

çekmek için yürüyüşe katılanlara tişört dağıttıklarını ifade eden Gündoğdu, "Toplum Sağlığı Merkezi olarak insanlarımızı obezite(fazla kilo) konusunda bilinçlendirmek istiyoruz. Bu nedenle vatandaşlarımızı bilgilendirme çalışmalarımız bundan sonra da farklı şekillerde devam edecektir” diye konuştu

Sürekli eleştirilen Elekçi Irmağı’nda yaşayan balıklar artık yavaş yavaş nedeni bilinmeyen bir sebepten dolayı ölüyor. Bir vatandaşın ihbarı ile gittiğimiz ırmakta pislikten zor görünen ölü balıkları görür görmez ırmakta ne oluyor sorusunu akıllara getirirken ihbarı yapan vatandaş hayvan pisliklerinden dolayı ırmağın pislendi-

ğini ve balıkların öldüğünü iddaa ediyor. Hatta bununla da kalmayan vatandaş burada yüzen çocuklar var onları sürekli kovuyorum. Irmağın pis olduğu için yetkili bir isme gittim ama sonuç alamadım diyen vatandaş bu ırmakta yıllar önce balıkların haddi hesabı yoktu tertemizdi şimdi ise tek tük olan balıklar kendi kendine ölüyor.

Kıranlı: Şehirlere ve Geleceğe Sahip Çıkalım Ünye Fen Adamları Derneği ve Teknikerler Birliği Ordu İl Temsilcisi Musa Kıranlı, daha iyi kentler ve daha iyi yaşamlar için şehirlere ve geleceğe sahip çıkılması mesajı verdi.

Kıranlı, Dünya Mimarlar Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, şunları kaydetti. “İklim değişikliğinin etkilerinin ve kirletici gaz salınımlarının azaltılması, kaynaklar ve enerjinin daha iyi yönetiminin sağlanması; kentlerin toplumsal olarak daha kapsayıcı, erişilebilir ve eşitlikçi olmasının sağlanması, ayrımcılığın ve güvensiz konut koşullarının ortadan kaldırılması; kimlikli, uygar kentlerin ve ortamların desteklenmesi ve oluşturulması; doğal veya insan kaynaklı krizler ve afetlere karşı koyabilecek biçimde kentlerin geliştirilmesi;

herkes için ekonomik, sosyal, eğitim ve yaratıcı olanakların geliştirilmesi; tüm bireyler için güvenli ve sağlıklı koşulların sağlanması; kentlerimizin toplumsal barışın ve dayanışmanın mekânları olarak düzenlenmeleri yönünde bir 'gelişim ve değişim' için her zaman her yerde elimizi taşın altına sokacağımızdan hiç kimsenin şüphesi olmasın. Dünya Mimarlar Günü dolayısıyla mimarların ve toplumumuzun gününü kutluyor; 'uygar ve esenlikli bir gelecek' dileğiyle duyarlı tüm kesimleri şehirlerimize ve geleceğimize sahip çıkmaya davet ediyorum.”

Ağaçlar Budanıyor Ordu Belediyesi bodur ağaçları buduyor. Ordu Belediyesi sonbaharın gelmesiyle birlikte, cadde ve sokakları süsleyen bodur

ağaçları budamaya başladı. İsmet Paşa Caddesinde sürdürülen ağaç budama işlemi halkında dikkatini çekerken, objektifimize böyle takıldı.


04/10/2012 Perşembe

Fiziksel Hareketsizlik 4. Önde Gelen Ölüm Riskidir

Ünye Sağlık Grup Başkanı Engin Araz, 3-4 Ekim Dünya Yürüyüş Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, “Fiziksel hareketsizlik dünya genelindeki ölümlerin 4. önde gelen risk faktörü olarak belirlenmiştir” dedi. Araz, ülkemizde bireylerin yüzde 71,9'unun hareketsiz yaşadığının belirlendiğini, sağlıklı yaşam için haftada ortalama 30 dakika fiziksel aktivitenin yapılması gerektiğini söyledi. Engin Araz, 3-4 Ekim Dünya Yürüyüş Günü dolayısıyla gazetemize yaptığı açıklamada, fiziksel aktivitenin bedensel, ruhsal ve sosyal sağlığımız üzerine olan etkilerine dikkat çekti. Günümüzde toplumun fiziksel aktivite konusunda bilgi düzeyinin yetersiz olması, fiziksel aktivitenin sağlık için öneminin yeterince anlaşılmaması ve giderek daha hareketsiz bir yaşam tarzının benimsenmesinin bazı hastalıkları beraberinde getirdiğini belirten Araz, ‘’Fiziksel hareketsizlik, toplumda obezite, kalp-damar hastalıkları, hipertansiyon, diyabet, osteoporoz gibi kronik hastalıkların görülme sıklığını arttıran önemli

nedenlerden biri olmuştur. Fiziksel hareketsizlik dünya genelindeki ölümlerin 4. önde gelen risk faktörü olarak belirlenmiştir. Dünya genelinde fiziksel hareketsizlik, kötü beslenme ile birlikte ortalama toplam sağlık harcamalarının yaklaşık yüzde 2'si ile ilişkilendirilmektedir. Fiziksel aktivitenin arttırılması sağlık harcamalarının dolayısıyla ekonomik maliyetin azaltılmasında uygulanabilir’’ dedi. Haftada 30 dakika fiziksel aktivite yapılmalı Araz, sağlıklı yaşam için haftada 30 dakika fiziksel aktivite yapılması gerektiğini vurgulayarak şunları kaydetti:”Dünya Sağlık Örgütü tarafından yetişkinler için haftanın beş günü en az 30 dakika orta şiddette fiziksel aktivite yapılması önerilmektedir. 5-17 yaş grubu için ise kardiovasküler hastalıklar, diyabet, obezitenin önlenmesi, sağ-

lıklı bir kas-iskelet sistemi gelişimi, anksiyete ve depresyon riskinin azaltılmasının sağlanmasında günde en az 60 dakika orta şiddette fiziksel aktivite yapılması gerektiği belirtilmektedir. Orta şiddette fiziksel aktivite, solunum ve kalp atış hızında küçük artışlara neden olan orta düzeyde fiziksel efor gerektiren fiziksel aktivitedir. Örneğin tempolu yürüyüş- saatte yaklaşık 5 km. Bireyler kendi belirledikleri ve sevdikleri bir fiziksel aktiviteyi günlük yaşamları içerisine dâhil edebilecekleri gibi, gün içerisinde yapılan bazı işleri bedensel güç kullanarak, daha tempolu ve çok tekrarlar yaparak fiziksel aktivite etkinliklerini oluşturabilirler. Ancak seçilen aktivitenin düzenli ve devamlı olması gerektiği unutulmamalıdır. Bakanlığımızca gerçekleştirilen "Türkiye Beslenme ve Sağlık Araştırması "yayımlanmış rapor sonuçlarına göre ülkemizde bi-

reylerin yüzde 71,9'unun hareketsiz yaşadığı belirlenmiştir. Fiziksel aktivitenin arttırılmasının sadece bireysel değil, toplumsal bir sorun oluğunu vurgulayan Engin Araz, “Toplum tabanlı, çok sektörlü, multidisipliner ve kültürel yaklaşım gerektirmektedir. Bu nedenle toplumun obezite ile mücadele konusunda bilgi düzeyini arttırmak, yeterli ve dengeli beslenme ve düzenli fiziksel aktivite alışkanlığını teşvik etmek amacıyla Türkiye Sağlıklı Beslenme ve Hareketli Hayat Programı hazırlanmıştır” dedi.

Hiçbir Besin Anne Sütünün Yerini Tutamaz Medical Park Ordu Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Jin. Opr. Dr. Nazan Aydoğdu, “Hiçbir besin anne sütünün yerini tutamaz” dedi.

Medical Park Ordu Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Jin. Opr. Dr. Nazan Aydoğdu, “Bebeğinizi emzirmek ona yalnızca sağlıklı, besleyici bir başlangıç sunmanın yanında, ona yakınlaşmak için gerekli sıcak, sevgi

dolu ve kocaman bir eğlencedir. Bebek içinse güvende hissetmek ve ilgi görmek demektir. Pek çok kadın için en özel ve değerli anlar, bebeğini kendi bedeni ile beslerken, onunla paylaştığı psikolojik ve duygusal tecrübeleridir.”dedi.

Fatsalı Hüseyin İnci’ye arkadaşları sıra dışı bir doğum günü yaptılar. Metehan Çullu, Semih Aydoğdu, Tamer Balaman Kemalcan Güven, Emre Cin, Alperen Bağlan, Osmancan Ölüç, Ercan Seçmez, Serhat Çalparmak, Tolga Balaman ve Barış Baş arkadaşları Hüseyin İnci’yi evinden kavga var diyerek dışarıya çağırdılar. “Adamın dibisin Hüseyin İnci” ve “Bu Adamın Bugün Doğum Günü” yazılı pankartlar hazırlayan gençler daha sonra arkadaşlarını omuzlara alarak yaktıkları bir doğum günü pastası ile birlikte Fatsa caddelerinde tur attılar. Bu adamın bugün doğum günü şeklinde

tezahürat yaparak caddelerde tur atan gençler son olarak Hüseyin İnci’nin evinin önüne gelerek burada gitar eşliğinde oyunlar oynadılar. Kısacası gençler alışa gelmişin dışında bir doğum günü partisi gerçekleştirdiler. Gençler caddelerde tur atarken vatandaşların şaşkın gözlerle onlara baktıkları ve ne olduğunu anlamaya çalıştıkları gözlendi. Arkadaşları tarafından kendisine çok ilginç bir doğum günü partisi sürprizi yapılan Hüseyin İnci, çok şaşırdığını ve mutlu olduğunu belirterek, “Böyle bir şeyi 40 yıl düşünsem aklıma gelmezdi. Tüm arkadaşlarıma çok teşekkür ederim” dedi.

Jin. Opr. Dr. Aydoğdu, “Emzirmek ile insan yavrusuna, ona özel sütü verir. Kendi türümüze özel sütü üretiriz. Diğer memelilerin sütü de kendi yavruları için mükemmeldir. Bu nedenle, genellikle inek sütünden hazırlanmış ( Bazen keçi sütü ve soya fasulyesi de kullanılır.) sanayi ürünü mamalar hiçbir zaman anne sütünün yerini tutamazlar. Her ne kadar bilimsel reçetelerle hazırlansalar da bebeğin her ihtiyacını karşılayabilecek mükemmellikte değildirler. Anne sütü, bebek büyüyüp gelişirken farklı gereksinimlerine yanıt verecek şekilde değişen canlı bir sıvıdır.”diye konuştu. “Anne sütünün faydaları saymakla bitmez” diyen Jin. Opr. Dr. Nazan Aydoğdu ,”Yeni doğan bebek için en ideal besindir. En doğal ve her an taze besindir. Her zaman temiz ve mikropsuzdur. Tamamen ve kolaylıkla sindiri-

lir. Anne sütü alan bebeklerde karın ağrısı ve kabızlık daha az görülür. Doğumdan sonra gelen sarı ağız sütü başta olmak üzere anne sütü, bebeği hastalıklardan korur. Koruyucu maddeler nedeniyle bebekler, kulak enfeksiyonu, alerji, kusma, ishal, bronşit, bronşiolit, ve menenjite daha az yakalanırlar. Emzirme çene ve dişeti ve diş gelişimini en iyi şekilde destekler. Zeka gelişimini destekler ve anne bebek bağını en iyi şekilde kurar.Anneler emzirmeyi istemeli, yardıma ihtiyaçları olduğunda gerekli bilgi ve desteği kadın doğum hekimleri, ebeler ve diğer sağlık personelinden, alabileceklerini bilmelidirler ve bebeklerini bu değerli hediyeden mahrum bırakmamalıdır. Unutmayalım, sağlıklı nesiller için mutlaka emzirmek gereklidir” şeklinde konuştu.

9

Hasan GENÇAY gencayemlak@hotmail.com

Yalan dünyadan gerçek âleme Gelişinde bir sen, gidişinde dünya ağladı. Kurduğun her cümlede, söylediğin her sözde, bizlere bir nasihat vardı. Senden dersini alabilenler aldı. Almayanlar hayata devam etseler de hep sınıfta kalacaklar. Yaşadığın kadar daha yaşasaydın, söylediğin kadar daha söyleseydin, onlar yine dersini anlamazlardı. Evet, ustam… Bizleri ve türküleri öksüz koydun. Seni anlatmaya sözler, kelimeler yetmez. Yetse de; o güzel cümleleri kurmaktan ben aciz kalırım. Ama şunu bil ki ustam; son yolculuğa çıkışında sen çok şanslıydın… Nedeniyse, bütün devlet erkânı son yolculuğunda yanındaydı. Birçok şair, ozan. üç beş kişiyle konur kabre. Mezara girdikten sonra anlaşılır çoğunlukla… Sen yine de şanslısın be ustam… Geç ve az olsa da yaşarken kıymetin bilindi. Bilinmesi kötü değil, çok da güzel… Dilerim değerlerin değerini öldükten sonra değil, yaşarken biliriz. Her zaman olduğu gibi söylenecek çok şey var. Ama bazen susmakta çok şey anlatır anlayana… Ölüm haberini aldığım anda yazdığım bir şiirimle burada noktayı koyuyorum. Sizler bu yazıyı okurken bu şiir aynı zamanda bestelenmiş ve seslendirilmiş olarak internet sayfalarında olacaktır…

SUSTU USTA Vakit tamam söz tükendi Yandı yürek öz tükendi Ecel geldi naz tükendi Bozlakların sustu ustam Bozkırların küstü ustam

Türkülerin yasta şimdi Telin suskun pasta şimdi Sanma denir NEŞET kimdi Bozlakların sustu ustam Bozkırların küstü ustam

Çıkmaz sesin nefes bitti Kırdın gittin sen kalemi Sensiz koydun bu âlemi Saz mızraptan ayrı öttü Yüreğe koydun elemi Ustaların hası gitti Bozlakların sustu ustam Bozlakların sustu ustam Bozkırların küstü ustam Bozkırların küstü ustam Hasan Gençay 25 09 2012

Elma Pekmezinin Emeği

3 gün 3 gece

Karadeniz bölgesinde bugünlerde her köyde evlerin büyük bölümünde elma pekmezi telaşı yaşanıyor. Hemen hemen her evin önünde yakılan ateşlerde kazanlar kaynıyor.

Herkesi Şaşırttılar Fatsa ilçesine bağlı Ayazlı mahallesinde elma pekmezi yapan Şengül Yeşiller bu sene bahçelerde oldukça fazla elma yetiştiğini belirterek, “Biz elmayı ilk olarak ağaçtan döküyoruz. Daha sonra bahçeden evin yanına getirip komşularla üçe dörde bölüyoruz. Bu işimiz bir günün gece yarısına kadar devam ediyor. Daha sonra birbirinden ayırdığımız elmaları kazanda kaynatıyoruz. Elma ateşte iyice yumuşayınca bir sepete koyarak

askıda suyunu süzüyoruz. Bu işte yine bir gün sürüyor. Son işimizde elmanın suyunu kaynatmak oluyor. Zaten en zor iş de bu. Ateşin başında saatlerce elmanın suyu kaynıyor ve en sonunda bal oluyor” dedi. Yaptıkları elma pekmezini satmak için değil sofralarına koymak için emek verdiklerini ifade eden Şengül Yeşiller, “Çok yoruluyoruz ama sofradaki lezzeti her şeye değiyor. Bir nevi doğal ilaç üretiyoruz” diye konuştu.


www.gazetekuzey.com

04/10/2012 Perşembe

Tel: 0452 407 10 11

Huzurumuzu Bozmaya Çalışanlar Var Orduspor basın sözcüsü Levent Yıldırım, Orduspor tesislerinde düzenlediği basın toplantısında geride kalan bir haftayı değerlendirdi. Birkaç gündür yazılı basında çıkan Hector Cuper’in devre arasında Fenerbahçe’nin başına geçeceği ile çıkan haberler sitem eden Yıldırım,”Bizim hocamızla 31 Mayıs 2012 tarihine kadar sözleşmemiz var. Ama iyi giden bir Orduspor’un önünü kesmek isteyenler var. Biz bunlara asla müsaade etmeyeceğiz diyen Yıldırım, biz hocamızdan, hocamız bizden memnun. Kaldı ki hocamızla sezon sonuna kadar sözleşmemiz olduğu gibi, hocamızla ileriye yönelik projelerimiz var. Hocamızın buraya, Orduspor’un başına gelişi bu programlar doğrultusunda olmuştu. Orduspor kulübü olarak projelerimizi harfiyen yerine getirdik, getirmeye de de-

vam edeceğimiz için hocamız bizlerle daha uzun yıllar birlikte olacaktır” şeklinde konuştu. Galatasaray galibiyeti tesadüf değildi Süper ligin 6.haftasında oynanan ve Orduspor’un 2-0’lık galibiyeti ile sona eren karşılaşmanın tesadüf olmadığını ifade eden Yıldırım,”Orduspor takım olma yolunda her geçen gün ileriye gitmesi bizleri son derece mutlu ediyor. Galatasaray karşısında alınan haklı galibiyet, teknik direktör Hector Cuper’in takıma kattığı enerjinin göstergesidir. Galatasaray karşısında alınan galibiyet Avusturya’da iyi kamp dönemi geçiren takımımızın hazırlıklarını ülkemizde de çok iyi

geçirmesinden kaynaklanıyor. Takımımız 6 haftada 12 puan alarak yenilmezlik liderliğini sürdürdü. Bundan sonraki haftalarda da aynı başarıyı sürdürmek istediklerini ifade eden Yıldırım, bizim öncelikle takımdan isteğimiz deplasmandan en az bir puan, iç sahada ise 3 puan. Bunu bu yıl başararak Avrupa’ya gitmek istiyoruz” dedi. Kupa ve Karabük maçlarını almak istiyoruz Galatasaray karşılaşmasının artık geride kaldığını söyleyen Orduspor basın sözcüsü Levent Yıldırım,” Şimdi hedefimiz Ziraat Türkiye Kupasında Kastamonu engelini geçerek tur atlamak, ardından Cuma

akşamı Karabükspor engelini kayıpsız geçerek 3 puanı kendi hanemize yazdırmak istiyoruz diyen Yıldırım, Karabükspor son haftalarda iyi sonuçlar alan bir takım. Bu nedenle Karabük maçı zor bir karşılaşma olacak. Umarım bu karşılaşmadan da 3 puan alarak ligdeki yükselişimizi sürdürürüz diyen Orduspor basın sözcüsü Levent Yıldırım, burada herkes işini yapıyor. Hocamızın istekleri doğrultusunda hareket ediyoruz. Herkesin imreneceği birlik beraberliğimiz var. Bu birlik ve beraberliğimizi sürdürerek Orduspor’u sezon sonunda hak ettiği yere getireceğiz şeklinde konuşan Yıldırım, bu konuda herkesin elini taşın altına sokmasını” istedi.

Orduspor Süper Ligde Üyelerden Ünyespor’a Destek Ünye, Akkuş, Çaybaşı ve İkizce İl Genel Meclisi üyeleri, Ünyespor’a 10 bin TL destekte bulundu. Ordu İl Genel Meclisi Daimi Encümeni Fahri Şahin, “Kulüp yönetmek daima fedakarlık ister. Ünyespor bizim göz bebeğimiz” dedi.

Görme engelliler futbol takımı süper ligde. Adana ve Mersin’de oynanan yedişer karşılaşma sonrasında Orduspor görme engelliler futbol takımı oynamış olduğu 14 maçtan 10 galibiyet, 3 beraberlik ve 1 mağlubiyet ile grubunu 2.sırada tamamlayarak süper lige çıktı. Mart ve Ekim aylarında oynanan karşılaşma sonrasında Orduspor görme engelliler futbol takımı kaptanı Vedat Yavuz attığı 20 golle gol kralı olurken, mor beyazlıların süper lige yolundaki en büyük gücü oldu. Tarihinde ilk kez süper lige çıkmayı başaran Orduspor görme engelliler futbol takımı kaptanı Vedat Yavuz, 2012 yılının kendileri açısından çok iyi geçtiğini söyledi. Çok iyi çalışma imkanlarımız oldu diyen Yavuz,”Bizleri destekleyen başta kulüp başkanımız

Nedim Türkmen’e çok teşekkür ediyorum. Takım arkadaşlarım ile birlikte çok çalışarak Orduspor’un tarihinde ilk kez süper lige çıkmasını sağlayarak başkanımıza en büyük ödülü vermiş olduk diyen Yavuz, kazandıkları kupa ile Elazığspor maçı öncesinde 19 Eylül stadında şampiyonluk turu atmak için girişimlere başladıklarını” ifade etti. Londra olimpiyatlarında istedikleri başarıyı elde edemediklerini ifade eden Yavuz,” Bizim oraya gideceğimiz 6 ay önce belli oldu. Daha önce oraya gi-

decek olan takımlar olimpiyatlara bir buçuk yıl önce hazırlanmaya başlamışlardı. Hali ile onlar bizlerden daha fazla çalıştılar ve de başarılı oldular. Ayrıca bizler maçlarımız 50-100 kişiye oynarken orada 6 bin taraftar önünde maçlar oynamak bizleri fazlasıyla heyecanlandırdı. Türkiye görme engelliler futbol takımının tarihinde ilk kez olimpiyatlara katıldığını ifade eden Yavuz, bu tür sporcuların Gençlik Spor Genel Müdürlüğü bünyesinde çalışması halinde daha başarılı olacaklarını” söyledi.

Ünyespor Kulüp binasına gelen İl Genel Meclis Üyeleri, Ünyespor Kulüp Başkanı İrfan Şahin, Ünyespor Teknik Direktörü Murat Sözkesen ve futbolcularla bir araya geldi. Ziyarette konuşan İl Genel Meclisi Daimi Encümeni Fahri Şahin, kulübe geçmişten bu güne bir çok destek verildiğini ve kendilerinin yeni jenerasyon olarak destek vermeleri gerektiğini söyleyerek, “Ünyespor bölgemizde Orduspor’dan sonra halkımızla bütünleşmiş bir spor kulübüdür. Ünyespor’umuz her zaman için bizim göz bebeğimizdir. Bildiğiniz gibi spor kulüpleri, yönetimi spor kulüplerinin işlevi, spor kulüplerinin güçlendirilmesi daima fedakarlık isteyen bir iştir. Bu itibarla bugün Ünyespor’umuza halkımızın verdiği desteğe bir güç katmak üzere İl Genel Meclisi üyesi arkadaşlarımızla birlikte Ünyespor’umuzu ziyaret ettik. Şu ana kadar Ünyespor’umuza gerçekten çok büyük destekler verildi, zira bu kulübümüz 1938’lere kadar dayanan bir tarihi geçmişe sahip köklü bir kulüp. Dolayısı ile onlardan sonra gelen jenerasyon olarak üzerimize düşen görev bütün Ünye’mizle birlikte bu kulübümüzü zirvelere taşımaktır. Biz il Ge-

* Kurumsal Kimlik, Logo, Kartvizit * Dergi, Katolog, Broşür, İnsert * Plaket, Kupa, Laminasyon Kaplama * Puzzle, Afiş, Bilboard * Araç Giydirme, Işıklı Işıksız Led Tabela * Matbaamız Maliye Antlaşmalıdır. * Resmi Evrak Basımı Yapılır. * Agfa (Avalon-AzuraC95) CTP Makinasi * Roland 200 Ofset Baskı * 115 EM Polar Bıçak * Strafor (Köpük) Kesim Makinası * Selefon Makinası * Konica-Minolta Dış Mekan Baskı Makinası * Heidelberg Baskı Makinası * Konica-Minolta Dijital Baskı Makinası * Kırım Makinası *

nel Meclisi üyesi arkadaşlar olarak kulübümüze kombine biletlerden 10 bin liralık bilet almak sureti ile bir desteği de vermiş bulunmaktayız, hayırlı uğurlu olsun” dedi. İl Genel Meclisi Üyelerinin Ünyespor’a verdiği destekten dolayı teşekkür eden Kulüp Başkanı İrfan Şahin, “Ünyespor Kulübü 1957 yılından bu yana faal olarak hiç kesintisiz devam etmiştir. 1980’li yılların başından itibaren profesyonel kulüp olarak o günden bu yana profesyonel hayattan hiçbir şekilde kesintiye uğramadan yoluna devam etmiştir. İlimizde faaliyet gösteren iki profesyonel futbol kulübünden birisidir.

Ünyespor’un ciddi anlamda bu bölgede ve Karadeniz’de seveni vardır. Bugün Orduspor başarısı ile Orduspor-Galatasaray maçını en az 20 milyon kişi izlemiştir ve 20 milyon kişi Ordu’yu tanımıştır. Ünyespor’un maçlarını birçok yerde birçok seyirci izliyor. Spor aynı zamanda tanıtım, kaynaştırma ve birlerleştirme amacını taşıyan bir araçtır. Sporsuz siyaset olmaz, ekonomi olmaz hepsi birbirini tamamlayan unsurlardır. Ünyespor’da Ünye’mizin bir koludur, gözüdür kulağıdır. Çok kıymetli İl Genel Meclis üyelerimiz bizleri ziyaret ettiler onurlandırdılar maddi destek verdiler. Hepsine çok teşekkür ediyoruz” diye konuştu.


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.