MİR KUZEY 267 SAYI

Page 1

Kemal Çatalkaya

Çatalkaya, Yuvarlana Yuvarlana Gideceğiz

En İyi Denetçi Tüketicinin Kendisidir

Başkan Kaya, Yurt Dışı Gezisini Değerlendirdi

Fatsa Pazarcılar Derneği Başkanı Kemal Çatalkaya kış mevsiminin gelmesiyle işlerinin bıçak gibi kesildiğini söyledi. Bazı esnafların sergi bile açamadığını

Piyasada satılan gıda ürünleri ile ilgili olarak hijyen ve temizliğin önemine dikkat çekildi. Yapılan açıklamada en iyi denetçinin tüketicinin kendisi olduğu vurgulandı.

Yokuşdibi Belediye Başkanı Yener Kaya, yurt dışı gezisiyle ilgili değerlendirmelerde bulundu. Başkan Yener Kaya,

08

04

Yener Kaya

09

www.gazetekuzey.com

25 ARALIK 2012 Salı

GÜNLÜK

TARAFSIZ SİYASİ GAZETE

YIL: 1 SAYI: 267

FİYAT: 50 KR.

Ceza Evi’nin Kapanması Bizi Etkiledi

Yeşiller Matbaa Personeli Yemekte Buluştu

Fatsa Adliyesi Avukatlarından Hayati Yılmaz son yıllarda arazi davalarında ve geçimsizliğe dayanan boşanmalarda büyük artış olduğunu söyledi. Av. Hayati Yılmaz, 2012 yılında ağırlıklı olarak tazminat davaları, halk arasında yer davaları olarak bilinen tapu iptali ve tescil davaları, icra kaynaklı olarak icra davaları, iş davaları ve ceza davalarına baktıklarını belirtti.

2013 Hazırlıkları Sürüyor Av. Hayati Yılmaz

Ordu Belediyesinin 2013 yılı yatırım programı devam ediyor. Başkan Seyit Torun, dün de 4 mahalle de incelemelerini sürdürerek yapılması gerekenlerin programa alınması için yatırımcı müdürlüklere talimat verdi. Başkan Yardımcıları Ergun Alaybeyoğlu, Cengiz Okur ve daire müdürleri ile birlikte 3’DE

TEMA’dan Atık Kağıt Uyarısı

Yılmaz, “Eskiye dönüp baktığımızda şu dava, bu dava çok veya az diye bir istatistik yok ama 1999 yılından 2004-2005 yıllarına kadar trafik kazalarından kaynaklanan trafik poliçelerinden kaynaklı teminat bedellerini genellikle bizler alırdık.

7

Büyük Ata’nın Çok Amaçlı Salonu Açıldı Büyük Ata İlkokulu ve Ortaokulunda Okul Aile Birliğinin katkılarıyla yaptırılan çok amaçlı salonun açılışı Kaymakam Bekir Atmaca tarafından yapıldı.

Çambaşı’nda Bisiklet Keyfi

Kabadüz ilçesinde bulunan Çambaşı Kayak Merkezi farklı bir etkinlikle sezonu açtı. Çambaşı Kayak Merkezi’de katılımcılar hem bisiklet sürdü hem de kaydılar. Kabadüz Kaymakamlığı ve Ordu Bisiklet Safari Gurubu Çambaşı Yaylası’nda karda bisiklet sürme etkinliği gerçekleştirdi. 7’DE

“Boşanmaların Nedeni Geçimsizlik”

“Tapu Davaları Ağırlıkta”

7

Dervişoğlu Güven Tazeledi

Merkezi İstanbul’da bulunan KUYİAD (Kumrulu Yönetici İşadamları Derneği) olağan üstü kongresini yaparak kurucu başkan Özay Dervişoğlu güven tazeledi.

Ünal’dan, sivil toplum kuruluşlarına ziyaret

Birçok siyasi işadamı ve sanayicilerin katıldığı olağanüstü kurula katılımın çok büyük olması herkesi sevindirirken Başkan Dervişoğlu’nun listesinde Kumru’nun en büyük sanayici ve işadamları yer alıyor.

8

AK Parti Ordu Milletvekili Fatih Han Ünal, sivil toplum kuruluşları ve kurumları ziyaret etmeye devam ediyor. Milletvekili Ünal, Devlet Su İşleri(DSİ) Ordu Müdürlüğü’nü ziyaret ederken, Şube Müdürü Coşkun Alp’tan 2012

09

Yıldırım, OFK’nın Asıl Sahipleri Ordulular

Ünye Sağlık grup Başkanı Engin Araz, “Antibiyotiklerin yan etkileri ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir, bu nedenle gereksiz kullanmayın” dedi. 5’TE

Yrd. Doç. Dr.

Ahmet FİDAN Kafası Pisuvara Sokulasıcalar (II)

03 Nusret YEŞİLLER Harbi Amatörmüş

07 Muhsin YILMAZ Sanırım Orta Saha

10

Katılıma İlgi Çoktu TEMA Ordu Temsilcisi Nilgün Gözükan: “Bir ton kullanılmış kağıt geri kazanıldığında 16, bir ton gazete kağıdı geri kazanıldığında ise 8 çam ağacının kesilmesi engellenmiş oluyor.Türkiye’de her gün 20 bin yetişkin ağaç kesiliyor” dedi. 9’DA

Antibiyotikleri Gereksiz Yere Kullanmayın

Satırbaşı

Yeşiller Grafik Tasarım, Reklam, Matbaa, ve Mir Kuzey Gazetesi çalışanları yemekte ikinci kez bir araya geldiler. Kaynaşma ve birlik beraberliğin pekiştirilmesi amaçlı gerçekleşen yemeğe tüm personel iştirak ederken evli olan personellerin eşleri de yemeğe katıldı. 8’DE

Betül YEŞİLLER Tüketici Hakları

Özay Dervişoğlu Ordu Fikir Kulübü (OFK) Başkanı Levent Yıldırım, ”Ordu kültür, sanat ve edebiyat anlamında diğer illerimizden farklı bir yapıya sahiptir. Bu kentin insanları sanatı, kültürü her zaman destekler. Kent insanı sanatın içinde

05

04 Kadınlar Erkekleri Geçti

Ordu il genelinde kadın nüfusu erkekleri geçti. Ordu Ticaret ve Sanayi Odası’nın Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK), “Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi Nüfus

09


2 TÜRKİYE PARA PİYASASI

4,30

ALIŞ

GİRESUN

4,90

EURO

2,36

TRABZON

4,30

DOLAR

1,79

ORDU’da BUGÜN HAVALAR NASIL?

TÜRKİYE ALTIN PİYASASI

Hava Durumu

ORDU

Ü M

Ekonomi

Yüzde 50 Randımanlı Kabuklu Fındık

SATIŞ 2,37

24 AYAR ALTIN (GRAM)

1,80

ÇEYREL ALTIN

96,05 154,00

Parçalı Bulutlu EN DÜŞÜK : 4 C EN YÜKSEK : 8 C

Namaz Vakitleri

25/12/2012 Salı ORDU NAMAZ VAKİTLERİ İmsâk: Güneş: Öğle: İkindi: Akşam: Yatsı:

05:11 06.45 11:36 13.52 16:14 17:41

TE

BE

SS

dibini bile sıyırdık valla

artis gibiyim Yunus tüfeği yağladın mı

Günün Fıkrası Genç işadamı uçağa binmek üzere havaalanına geldi ve bilet denetimi yapılan masaya giderek elindeki valizleri teslim etti. “Biletimden anlayacağınız gibi, New York’a gidiyorum” dedi. Sonra da, valizlerini göstererek sözüne devam etti: “Ancak verdiğim yeşil valizini Londra’ya, mavi olanın da Paris’e gitmesini istiyorum.” Görevli bayan, adama şaşkınlıkla cevap verdi: “Özür dilerim efendim ama, bunu yapmamız mümkün değil.” Genç adam gülümseyerek: “Bunu duyduğuma çok sevindim” dedi. “Geçen sene yapmışsınız da!”

Haydi çalalım söyleyelim

Şifalı Bitkiler yorgunluğun fotoğrafıdır

Tarihte Bugün

BAŞ DÖNMESİ BİTKİSEL ÇÖZÜM Tanımı : (Vertigo) Denge duygusu bozuk olan kişilerdeki baş dönmesidir. Bu baş dönmesi kişiyi yatağa düşürecek şiddette olabildiği gibi sadece bir anlık kayma hissi verecek şekilde de görülebilir.

Yakup böle idare edeceksin işte

1936 : Şark Demiryolları hükümet tarafından satın alındı.

her zaman böle rahat değilim

1952 : Said-i Nursi’nin yargılanmasına başlandı. 1963 : Kıbrıs’ta Kıbrıs Mücadelesi Ulusal Örgütü, EOKA adanın her yanında Türklere karşı saldırılar düzenledi. Çok sayıda Kıbrıslı Türk öldü. Türk savaş uçakları Kıbrıs üzerinde uçuşlar yaptı.

Nedenleri : İç kulak hastalığından (Meniere hastalığı), sara, histeriye kadar bir çok nedenleri vardır.Diğer nedenler arasında da vasıta tutmaları, zehirlenmeler, tansiyon, anemi gibi nedenler sayılabilir. Baş dönmeleri süreklilik taşıyorsa mutlaka uzman bir doktora görünülmelidir. Öncelikle bu baş dönmesinin nedenleri araştırılmalıdır.

1963 : İsmet İnönü bağımsız milletvekilleriyle yeni bir koalisyon hükümeti kurdu. 1968 : Genelkurmay Başkanı Cemal Tural “İleride bizde Ay’a uçacağız” dedi.

ÖNERİLER

1972 : Türkiye’de Habora Yayınevi sahibi Bülent Habora 7,5 yıl hapse mahkûm oldu. Habora Lev Troçki’nin “Sürekli Devrim” kitabını yayımlamaktan yargılanıyordu.

Muhsin abi her gün Mado’ya gelse

*Bir litre suyun içine iki çorba kaşığı kişniş katılıp kaynatıldıktan sonra süzülerek bir çay fincanı içilir. *Bir fincan kaynar suyun içine bir çay kaşığı civanperçemi katılıp demlenmesi için kısa bir süre bekletildikten sonra içilir. Uyyy mandalina çürük çıktı *Bir fincan kaynar suyun içine bir çay kaşığı

1985 : Türkiye’nin ilk hayali ihracat davası sonuçlandı; Yahya Demirel 23 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırıldı.

tamam sakızı atacağım

1986 : Pınar Kür’ün “Bitmeyen Aşk” romanı “müstehcenlik” gerekçesiyle toplatıldı.

anason katılıp demlenmesi için kısa bir süre bekletildikten sonra içilir

*Dövülerek toz haline getirilmiş olan bir çay kaşığı çörek otu bir tatlı kaşığı süzmebal ile karıştırılıp yutulur.

Bu sayfamızda yer almak istiyorsanız, sizde fotoğraflarınızı gönderin... tebessum@gazetekuzey.com

1989 : Romanya Devlet Başkanı Nikolay Çavuşesku ve eşi Elena Çavuşesku idam edildi. Çavuşeşku çifti olağanüstü bir mahkemede yargılandılar.

KOÇ

BOĞA

İKİZLER

YENGEÇ

ASLAN

BAŞAK

TERAZİ

AKREP

YAY

OĞLAK

KOVA

BALIK

21 Mart - 20 Nisan

21 Nisan - 21 Mayıs

22 Mayıs - 21 Haziran

22 Haziran - 23 Temmuz

22 Temmuz - 23 Ağustos

24 Ağustos - 23 Eylül

24 Eylül - 22 Ekim

23 Ekim - 22 Kasım

23 Kasım - 22 Aralık

23 Aralık - 20 Ocak

21 Ocak - 18 Şubat

19 Şubat - 20 Mart

Bugün sosyal yaşamınızda oldukça romantik davranacaksınız. Bulunduğunuz ortamlarda dikkat çekecek ve katıldığınız toplantılarda öncelikle, sağduyulu davranışlarınızla karşı cinsin ilgisini çekeceksiniz. Hatta eski bir projeyi canlandırma sohbetleri yapabilirsiniz. Düşünce mekanizmanız daha da, hız kazanabilir.

Yakın ilişkiler, komşular ve iletişim konuları gündeme gelirken aile ve yuva ile ilgili konularda daha fazla ilgili olacaksınız. Enerjinizi ve vaktinizin tümünü yakın dostlarınızla ortak çalışmalar içinde kullanacaksınız. Bugün evinizi kapsayan konular üzerinde yoğunlaşacaksınız. Bazılarınız kardeşlerinize borç para vereceksiniz.

Bugün, arkadaşlık ilişkilerinize yargılayıcı bakmamalı, olayları olduğu gibi kabul etmelisiniz. Güven duymaya ihtiyacınız var. Olaylar karşısında yaratacağınız etki, her zamankinden çok daha etkili olacaktır. Gözlemciliğinizin size sağladığı yararı inkâr etmiyor ve dengelerinizi korumaya özen gösteriyorsunuz.

Bugün Ay’ın konumu, çocuksu heyecanlarınızı körükleyebilir. Uzun süredir şartlandığınız kurallarınızı bir kenara iterek, daha özgürce konuşabilir ve davranabilirsiniz. Ani değişimler size iyi gelecektir. Düşüncelerinizi gizleme gereği duymadan duygularınızı ortaya dökebileceğinizi gösteriyor ve çevreniz de, örnek olmak istiyorsunuz.

Maddi kısıtlamalar tarzınıza uygun değil. Bugün harcamalarınızı dikkatli yapmak zorundasınız. Bunun için, kırdığınız en yakın dostunuzun gönlünü almanın bir çare olduğunu unutmayın. Birlikte iyi işlere imza atabileceğinizi siz de biliyorsunuz. Günlük iş ilişkileri içinde karşılaştığınız insanlarda üstün nitelikler ararken, hiç beklemediğiniz yerlerden iş kaçırıyorsunuz.

Bugün, kendinizi olumsuz ruhsal bir gevşeme içinde hissedebilirsiniz. Seçim yapmanız gereken bir konuda kararsızlık gösterebilirsiniz. Bu nedenle inatçı bireyselliklerde dolaşmadan, yakın arkadaşlarınızdan yardım almayı denemelisiniz. Daha sonradan pişman olabileceğiniz adımlar atmayabilirsiniz.

Üzüldüğünüz kişisel sorunların kaynaklarını daha iyi analiz edebileceğiniz bir gündesiniz. Bu konuda ne kadar barışçıl düşünürseniz; ortak paydalarda birleşemediğiniz ilgili tüm kişiler için daha nazik kararlar alabileceksiniz. Bu sizin taviz vermeniz anlamına gelmiyor, aksine kişiliğiniz yüceliyor. Böbreklerinizle ilgili problemlere dikkat edin.

Bugün mantığınızı bir kenara bırakacak, sezgilerinizin peşinden gideceksiniz. İş bitirici davranışlarınız yüzünden çevrenizin talebi hiç bitmiyor. Merkür’ün geri hareketi, yatırımlar konusunda temkinli olmanızı gerektiriyor.Bugün, güçlü hafızanız sizi yanıltmayacak..Uzun süredir önemini kaybetmiş olaylar yeniden ortaya çıkabilir.

Kendinize güvenme özelliğinizi çevrenize de, aksettireceğiniz bir gün. İş yaşamınızda yeni kararlar almanızın zamanı geldi. Başlattığınız hiçbir işi yarım bırakmayı düşünmediğiniz ve olayları gurur haline getirdiğiniz için, başarı her geçen gün size yaklaşıyor. Bugün ailenizden baskı görmek istemeyebilir ve onlara bunu açıkça belirtebilirsiniz.

Cazibeniz dikkat çekiyor ve karşılıklı ilişkilerinizde fiziksel anlamda ilgi çekmenize rağmen, söz konusu duygular olduğu zaman, karmaşalar yaşıyorsunuz. Kendiniz ifade etmekte zorlandığınız için ilişkileriniz çıkmaza giriyor. Bugün takıntılı davranabilirsiniz. Hesaplarınızı doğru yapmalısınız. Kemiklerinizi için vitaminlerinizi almalısınız.

Bugün sınırlarınızı aşan hedefleriniz yüzünden, oldukça hareketli saatler geçireceksiniz. Girdiğiniz topluluklarda fikirlerinizi dikkat çekici bir şekilde sunmanız, çevrenizden olumlu tepkiler almanıza neden olacak. Planlarınızı yaparken, partnerinizin fikirlerini de almalısınız fakat sizin düşünceniz çok daha baskın ve belirgin.

Duygu ve akıl karmaşası yaşayabilirsiniz. Bugün, sizden beklentileri olan kişiler olacaktır. Onlara kendinizi ispat etmek için, ikna kabiliyetinizi kullanmalısınız. Değişik fırsatlardan yararlanmanız ve pirim yapmanız için, uygun bir gün. Metabolizmanızın çalışmasını engelleyecek yiyeceklerden uzak kalmalısınız. Sağlığınızla ilgili özverili davranın.


3

Kamyon 2013 Hazırlıkları Sürüyor Yandı Ordu-Giresun Havalimanı inşaatına taş taşıyan bir kamyon seyir halinde alev aldı.

Edinilen bilgilere göre, Ordu Giresun Havalimanı’na Divane köyü taş ocağından taş getiren Safet Demiryürek kontrolündeki 52 K 0020 plakalı kamyon Karadeniz Sahil Yolu'nda seyir halindeyken birden alev aldı. Demiryürek, aracına ilk müdahaleyi kendisi yaparken yangının büyümesi üzerine itfaiye ekiplerini aradı. Olay yerine gelen itfaiye ekipleri yangını kontrol altına alırken, kamyon kullanılamayacak hale geldi. Olay ile ilgili soruşturma sürüyor.

Ordu Belediyesinin 2013 yılı yatırım programı devam ediyor. Başkan Seyit Torun, dün de 4 mahalle de incelemelerini sürdürerek yapılması gerekenlerin programa alınması için yatırımcı müdürlüklere talimat verdi.

Başkan Yardımcıları Ergun Alaybeyoğlu, Cengiz Okur ve daire müdürleri ile birlikte yapılan değerlendirme programında sırasıyla Subaşı, Nizamettin, Selimiye ve Saray mahalleleri gezildi. Hava yağışına rağmen Başkan Seyit Torun, muhtarların taleplerini cadde ve sokakları gezerek incelerken, bazı mahalle muhtarları da taleplerini Başkan Seyit Torun’a muhtar evlerinde

ilettiler. Subaşı mahallesi muhtarı Aslan Şanlıtürk, Nizamettin mahallesi muhtarı Kadir Bekiroğlu, Selimiye mahallesi muhtarı Recep Günaydın ve Saray mahallesi muhtarı Sezgin Arslan’la görüşerek 2013 yılı yatırım programını oluşturmayı sürdüren Başkan Seyit Torun, geçmişe dönük birçok sorunun ortadan kaldırıldığını ve bugün itibarı ile doğalgaz

ve elektrik konusundaki sorunlar yüzünden cadde ve sokaklarda problemler yaşandığını belirtti. Bu sorunların çözümü noktasında ilgili kurumların yükümlülüklerini yerine getirmesi gerektiğini ifade eden Başkan Seyit Torun, “Görülüyor ki muhtarlardan gelen en yoğun şikayet, doğalgaz hatlarının geçtiği bölgelerde yaşanan olumsuzluklar yüzünden geliyor” dedi.

Kabadüz ilçesinde bulunan Çambaşı Kayak Merkezi farklı bir etkinlikle sezonu açtı. Çambaşı Kayak Merkezi’de katılımcılar hem bisiklet sürdü hem de kaydılar. zi’nde yine bundan sonra farklı etkinlikleri beraber yapacağız. Herkese teşekkür ediyorum. Bütün kayak sevenleri buraya bekliyorum” dedi. Etkinliğe il dışından katıldığını belirten Cengiz Türker, “Zonguldak’tan buraya yeni geldim. Ordu’nun bu güzel yaylasında bu etkinliğe katılmaktan çok mutluyum. Harika bir doğa harika, bir ortam” diye konuştu. Ordu Bisiklet Safari Gurubu üyesi Erdinç Palavan,” Daha önce Çambaşı’nda birçok etkinlik gerçekleştirdik. Ancak Çambaşı Kayak Merkezine karda ilk defa geliyoruz. İlk kez bisikletle kayak merkezinden iniş yapanlar olarak tarihe geçtik” şeklinde konuştu.

www.gazetekuzey.com

Mir Mehmetoğlu Gıda Mad. San. ve Tic. Ltd. Şti. Adına Tüzel Kişi Temsilcisi

Niyazi YEŞİLLER Sorumlu Yazı İşleri Müdürü İşletme Müdürü Muhsin Yılmaz Nusret Yeşiller Genel Yayın Yönetmeni Genel Koordinatör Mustafa Dalgacı Betül Yeşiller Görsel Yönetmen Haber Merkezi Engin YARAN Ahmet Alkan Sayfa Editörü Hukuk Danışmanı Özkan Yıldırım Av. Doğan Pehlivan Muhabirler Resul Koşar Taner Şen Beytullah Şeker

Reklam Erkan Kaş Ahmet Kaytaz Oğuzhan Yılmaz

Dizgi-Grafik Grafiker Yeşiller Grafik Tasarım Emrah Çoşkun www.yesillermatbaa.com İlkay Yeşiller Dağıtım İnternet Editörü Alp Medya Ajans Çiğdem Akyol Yayın Türü Yerel Süreli Gazetemiz İHA Abonesidir. Gazetemiz basın ahlak kurallarına uymayı taahhüt eder. Köşe yazıları ile ilgili hukuki sorumluluk yazarlara aittir. Baskı Tesisi Mir Mehmetoğlu Gıda Mad. San. ve Tic. Ltd. Şti. Yeşiller Grafik Tasarım Reklam ve Matbaa

Ahmet

FİDAN

Adres MKP. Mah. Şehit Polis Erkan Alışır Cad. No:29 Fatsa/ORDU Tel : 0452 407 10 11 Faks : 0452 407 10 12 E-Posta : gazetekuzey@gmail.com

Diğer taraftan gün boyu süren etkiliğe katılan katılımcılar kayak merkezinin kafeteryasın-

da ve dışarıya kurulan sahnede canlı müzik ile gönüllerince eğlendi.

Ordulu Nihayet Hamsi Gördü Soğukların iyiden iyice kendini hissettirdiği bugünlerde Karadeniz’de hamsi sezonu da açılmış oldu. Bu sezon geciken hamsi Ordu hamsisi olmasa da Ordulular kilosu 5 liradan da olsa hamsi hasretlerini azda olsa giderdiler. Soğukların iyice bastırmasıyla birlikte Karadeniz hamsi sezonu da açılmış oldu. Ordu'da balıkçı tezgahlarında yerini alan hamsi her ne kadar yerli hamsi olsa da Ordu açıklarından henüz hamsi gelmiş değil Perşembeli balıkçılar, kilosu 5 liradan sattıkları hamsinin bu yıl bol olan palamut nedeniyle yeterince çıkmadığını söylüyor. Ordu'da balıkçı tezgahlarında yerini alan hamsi her ne kadar yerli hamsi olsa da Ordu açıklarından henüz hamsi gelmiş değil. Perşembeli balıkçılar, kilosu 5 liradan sattıkları hamsinin şu anda bartın sinop gibi illerden sağlandığını belirtiyor. Ordu açıklarında henüz hamsi avının başlamadığını söylüyor. Balıkçılar şu anda kilosu 5 liradan satılan hamsinin aslında maaliyetinin altında satıldığını belirtiyor. Ordulular ise hamsi fi-

yatındaki beklentileri ise 2 lira. Hamsi fiyatlarının biraz daha ucuzlaması içinse Ordu açıklarında hamsi avcılığının başlaması gerekiyor.(orducu.com)

ahmet@ahmetfidan.com

SATIRBAŞI

www.ahmetfidan.com

Kafası Pisuvara Sokulasıcalar (II)

T

Çambaşı’nda Bisiklet ve Kayak Keyfi Kabadüz Kaymakamlığı ve Ordu Bisiklet Safari Gurubu Çambaşı Yaylası’nda karda bisiklet sürme etkinliği gerçekleştirdi. Çambaşı Kayak Merkezi’nde gerçekleşen etkinliğe katılan yüzlerce kişi gangnam style dansıyla doyasıya eğlenirken 500 kilogram hamsi tüketildi. Yokuşdibi Belediye Başkanı Yener Kaya, düzenlenen etkinlikle Çambaşı Kayak Merkezi’nde sezonun açıldığını söyledi. Etkinlikle çok güzel bir ortamın yakalandığını ifade eden Başkan Kaya, “Kar azda olsa bu etkinliğe katılımın yüksek olması çok gurur verici. Katılımcılar bizlerin neşe kaynağı oldular. Çambaşı Kayak Merke-

Yrd. Doç. Dr.

25/12/2012 Salı

uvalet kullanımı ve temizliği tam anlamıyla bir kültürdür. Medeniyettir. Erdemliliktir. Bu konuda lütfen ama lütfen özellikle bazı erkekler İNSAN olduklarını unutmasınlar. Aynaya baktıkarında yaratık görüyorlarsa karşılarında diyeceğim bir laf yoktur. Gerek evlerde, gerekse umumi (halka açık) yerlerde tuvalet temizliği o kişinin, o ailenin, o kurumun medeniyet seviyesini gösterir. Herkes kendine düşen payı alır veya almaz. MANTIK BOYUTU: Klasik tuvaleti kullanmak zor ve zahmetlidir. Klozet kullanmak kolay ve risklidir. (Riski, bizzat deriye değdiği için, çünkü (henüz hijyenik naylonlar yaygınlaşmadı). Erkekler için pisuvar kullanımı son derece kolay ve mantıklıdır. Burada da temizlenme sorunu söz konusudur. Çünkü çoğu pisuvarlarda suyun açma kapama düğmesi yoktur. Kısaca erkekler için en ideali temizlenmek için su varsa küçük boşaltım için pisuvar kullanımıdır. SAĞLIK & HİJYEN BOYUTU: Bu konuda söylenecek çok şey var. Son pisuvar tartışmasında da vurgulanan konu, ayakta küçük boşaltım yapmanın prostat kanserine neden olmasıdır. Prostat kanserine neden olması zannımca fazlaca bir abartı olsa bile, bundan daha önemlisi, erkek boşaltım yollarında kireçlenmeye neden o l d u ğ u d u r. Bunu şahsen ben birçok doktordan duydum. Bilimsel açıdan tam bir gerçeklik kanıtlanmasa da, mantıksal açıdan ayakta küçük boşaltım yapmanın böbrek taşı oluşmasını bile tetiklediği söylenmekteder. Çünkü gerek ayakta gerekse klozet kullanarak küçük boşaltım yapıldığında intikal bölgesinde (damarında) az da olsa idrar kalmaktadır. Bu da bir risktir. Yalnız bu riskten kurtulmak için, başkaca fiziksel önlemler bulunmaktadır. Bu da, ayakta boşaltım sonrasında, anüs ile boşaltım organı arasındaki intikal damarının elle bastırarak tam olarak boşalıp boşalmadığının kontrol edilmesidir. Ki bu konuda bazı erkekler bunu uygulamaktadır. Bu bastırma uygulamasını hem pisuvar kullanırken, hem de klozet kullanırken yapmak gerekmektedir. Klasik tuvaleti kullanırken bunu yapmaya çok fazla gerek yoktur. Zira söz konusu intikal bölgesi yeterince gerilmiştir. Hijyen: Tuvalet bir evin veya işyerinin veya kurumun en temiz (hijyenik) olması gereken yeridir. Bu nasıl sağlanır. Tuvaletlerde hijyeni sağlamak için en başta kültür boyutunda dile getirdiğim bilgilendirme yazısının mutlak surette bu yerlere yerleştirimesi gerekir. Bundan sonraki aşama, sık aralıklarla düzenli temizlik kontrollerinin yapılması sağlanmalıdır. Klasik tuvalet, insanlıktan yoksun bir kısım canlıların hoyratça kullanımı haricinde diğerlerine göre daha az ergonomik olsa da daha fazla hijyeniktir. Evlerde hijyen açısından en mantıklı tercih klozettir. Genel kullanımlı yerlerde ise, klozetler çok sık kontrol edil-

meli mutlaka naylon sargı sistemi kullanılmalıdır. Yine klozet kullanılmadan önce, arka taraftaki temizlik musluğu kapalıyken, varsa ıslak mendille yoksa tuvalet kağıdıyla içiniz rahatlayana kadar silinmelidir. Klasik tuvaletlerde ise, girmeden zaten sifon çekilmelidir. Bunun dışında, tuvalet musluğunun önündeki saplı ibrik ya hiç kullanılmamalı, ya da emin oluncaya kadar bu ibrik çalkalanmalıdır. TUVALET KAĞIDI GERÇEĞİ: İster klasik tuvalet isterse klozet olsun mutlak surette tuvalet kağıtsız bırakılmamalıdır. Özellikle özel işletme veya kamu kurumlarında bu başka bir medeniyet göstergesidir. Son kullananın tuvalet kağıdını alıp götürmesi bahanesine sığınmak ucuz bir kaçış yoludur. Konutlara evlere gelince: Tuvalet kağıdı bulunmayan tuvaleti olan bir evi düşünemiyorum. DİNSEL BOYUT: İslam dini temizlik dinidir. Hijyen dinidir. Bununla ilgili bir ton peygamber sözü bulunmaktadır. Bu paralelde, bir çok kaynak, ayakta idar yaparken idrar sıçratmaktan dolayı kabir azabı görüleceğini yazar. Bu ister sağlam kaynağa dayansın isterse dayanmasın son derece doğru ve gerekli bir uyarıdır. Bu nedenle dini bütün kişiler (takvalı olanlar) ayakta küçük boşaltım yapmaktan kaçınırlar. İster klasik tuvalette, ister klozette isterse açık arazide oturarak küçük boşaltım yapmak bir çok açıdan en ideal olanıdır. Ama bu insanların aceleciliği ve egoistliği nedeniyle mantıklı değildir. SONUÇ: Eğer camilerdeki umumi tuvaletlerden pisuvarlar kaldırılacaksa, bu durumda bahsini ettiğim yaratıklar, klasik tuvalette ayakta küçük boşaltım yapacaktır. Bu da diğer kullanıcılar açısından sorun doğuracaktır. Yani sağlık kılıfıyla sırf dinsel nedenle bir düzenleme yapmak çok daha büyük sorunun doğmasına neden olmaktadır. Umumi tuvaletlerde 45 derecelik idrar akış açısına göre yeniden tasarlanmış, su açma kapama musluğu bulunan şu ankine göre çok daha küçük boyutlarda pisuvarlar mutlak surette bulunmalıdır. Pisuvar bulunmayan tuvaletlerde yaratıklar klasik tuvaletleri girilmez hale getireceklerdir. Bu gerçek hiç bir zaman unutulmamalıdır. Eğer illa ki pisuvar bölümü kaldırılacaksa, mutlaka ve mutlaka klasik tuvalet içine (sağa veya sola veya kapı karşısına) ek pisuvar yerleştirilmelidir. Pisuvar standardı üstte dile getirdiğim şekil ve özelliklerde olmalıdır. İster Cami ister başka tuvaletlerde olsun, pisuvarlar belirtilen standartlarda korunmalıdır. Kullanımı konusunda ortaya koymuş olduğum noktaların dikkate alınması aklın yoludur. Not 1: Bu yazıyı yazdığım için utanmıyorum. Bir insanlık borcu olduğuna inanıyorum. Kendini aydın olarak gören bir insan olarak bu yazıyı yazmak toplumsal sorumluluğumun bir gereği olduğunu düşünüyorum. Arçeliğin güzel bir reklamı vardı 1993 lü yıllarda… “Medeniyet ayrıntılarda gizlidir” İnsan onuruna yaraşır medeni bir hayat temennisiyle esen kalın.

İslam dini temizlik dinidir. Hijyen dinidir. Bununla ilgili bir ton peygamber sözü bulunmaktadır. Bu paralelde, bir çok kaynak, ayakta idar yaparken idrar sıçratmaktan dolayı kabir azabı görüleceğini yazar.


4

25/12/2012 Salı

En İyi Denetçi Tüketicinin Kendisidir

Betül YEŞİLLER

yesillermatbaa@hotmail.com

Piyasada satılan gıda ürünleri ile ilgili olarak hijyen ve temizliğin önemine dikkat çekildi. Yapılan açıklamada en iyi denetçinin tüketicinin kendisi olduğu vurgulandı.

Ünye İlçe Tarım Müdürlüğü’nden alınan bilgiye göre gıda alanında hijyen ve temizlikte alınacak tedbirler şu şekilde: “Gıda Hijyen Yönetmeliğinin amacı, gıda güvenilirliği açısından tüketicinin korunmasını sağlamak amacıyla gıda işletmecisinin, gıdanın birincil üretiminden son tüketiciye arzına kadar uyması gereken gıda hijyenine ilişkin genel kuralları belirlemektir. Gıda işletmecisinin birincil üretim aşaması dahil üretim, işleme ve dağıtımın tüm aşamalarında gıda hijyenini sağlamak üzere uyması gereken genel hijyen kuralları ile sorumluluklarına ilişkin usul ve esasları kapsar. Gıda işletmecisi, kontrolü altındaki üretim, işleme ve dağıtım aşamalarının tümünün bu yönetmelikte belirtilen ilgili hijyen gerekliliklerinin sağlanmasından sorumludur. Gıda işletmecisi için gıda hijyenine ilişkin bu yönetmelikte belirlenen kurallar aşağıdaki genel ilkeler dikkate alınarak belirlenmiştir. Gıda güvenilirliğinin sağlanmasında sorumluluk öncelikle gıda işletmecisindedir. Gıda güvenilirliğinin birincil üretimden başlayarak son tüketiciye kadar gıda zinciri boyunca sağlanma-

sı gereklidir. Ortam sıcaklığında güvenilir bir şekilde muhafaza edilemeyen özellikle soğukta muhafazası gereken gıdalarda, soğuk zincirin korunması gereklidir. Tehlike analizi ve kritik kontrol noktaları/HACCP ilkelerine dayanan prosedürlerin iyi hijyen uygulamaları ile birlikte uygulanmasından gıda işletmecisi sorumludur. İyi uygulama kılavuzları, gıda işletmecisine gıda zincirinin tüm aşamalarında gıda hijyeni kuralları ile tehlike analizi ve kritik kontrol noktaları/HACCP ilkelerine uyum için yardımcı olan önemli bir araçtır. Bilimsel risk değerlendirmesine dayalı mikrobiyolojik kriterlerinin ve sıcaklık kontrol gerekliliklerinin belirlenmesi gerekir. İthal edilen gıdanın, en az yurtiçinde üretilen gıda ile aynı hijyen kurallarına veya eşdeğer bir kurala tabi olması gerekir. Gıdanın muameleye tabi tutulduğu alanlarda çalışan bütün personelin, kişisel temizliğini sürdürmeye azami itina göstermesi, temiz ve gerekli durumlarda uygun koruyucu kıyafet giymesi gerekir. Gıda ile taşınabilen bir hastalığı olan veya bu hastalığın taşıyıcısı durumundaki veya enfekte yara, deri enfeksiyonları, ağrılar veya ishal gibi şikâyetleri olan kişilerin herhangi bir şekilde doğrudan veya dolaylı bulaştırma ihtimali varsa, gıda ile temasına, gıdaları muamele etmesine veya gıdaların muameleye tabi tutulduğu alanlara girmesine izin verilmez. Gıda İşletmesinde kullanılan malzeme alet ve ekipman; etkili bir şekilde temizlenir ve gerekli durumlarda dezenfekte edilir, temizlik ve dezenfeksiyon işlemi bulaşma riskini önlemek için yeterli sıklıkta yapılır. Bulaş-

ma riskini en aza indirmeyi mümkün kılacak biçimde yapılmış ve bu amaca uygun malzemeden üretilmiş olması, çalışır durumda, bakımlı ve iyi şartlarda tutulması gerekir. Gıda işletmecisi, Gıda işinde çalışan personelin yaptıkları işin gerektirdiği gıda hijyeni konularında kontrol edilmelerini ve bilgilendirilmelerini ve/veya eğitilmelerini ve bu yönetmeliğin 22.maddesinin birinci fıkrasında belirtilen prosedürün geliştirilmesi ve sürdürülmesinden veya iyi uygulama kılavuzlarının uygulanmasından sorumlu olan personelin, tehlike analizi ve kritik kontrol noktaları/HACCP ilkelerinin uygulanması konusunda yeterli eğitimi almalarını, sağlar. Gıda işletmecilerinin sorumluluk alanları ile ilgili çalıştırdıkları personelin gıda hijyeni ile ilgili konularda eğitilmelerini sağlarlar. Ekmek üretiminde, dağıtımında ve satışında çalışan personel ile ekmek satış yerlerindeki ekmek satışı yapan personele, genel gıda hijyeni konularında eğitimlerini sağlamak amacı ile Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile Türkiye Esnaf ve Sanatkârlar Konfederasyonu arasında 06 Temmuz 2012 tarihinde "İşbirliği Protokolü" imzalandı. Yapılacak eğitim sonunda ekmek üreten, dağıtan ve satışını yapan tüm çalışan personele "Hijyen Eğitimi Katılım Belgesi" verilecek olup; yapılacak kontrol ve denetimlerde bu belge Gıda Kontrol Görevlileri tarafından istenecek. Ekmek ve ekmek çeşitlerinin üretimi ve piyasaya arzı Türk Gıda Kodeksi Ekmek ve Ekmek Çeşitleri tebliğinin amacı, tüketime sunulan ekmek, ekmek

çeşitleri, diğer ekmek çeşitleri ve ekşi hamur ekmeklerinin tekniğine uygun ve hijyenik şekilde üretim, muhafaza, taşıma ve pazarlamasını sağlamak üzere bu ürünlerin özelliklerini belirlemektedir. Tebliğ buğday unundan veya buğday ununa diğer tahıl unları karşılaştırarak yapılmış ekmeği, ekmek çeşitlerini, diğer ekmek çeşitleri ile ekşi hamur ekmeklerini kapsar. Bu tebliğ kurutulmuş ekmekleri, dondurulmuş hamur teknolojisi ile üretilen ekmekleri, yufka, bazlama, pide, simit ve benzerlerini kapsar. Türk Gıda Kodeksi Ekmek Ve Ekmek Çeşitleri Tebliği kapsamındaki ürünlerin özellikleri: a)Tebliğ kapsamında tanımı yapılan ekmek, sadece Türk Gıda Kodeksi Buğday Unu Tebliğinde yer alan TİP 650 ve daha yüksek kül içeren emeklilik buğday unlarından(TİP 850) yapılır. b) Duyusal bakımından ekmek çeşitleri, diğer ekmek çeşitleri ve ekşi hamur ekmeklerinin dış ve iç özellikleri aşağıdaki gibidir. 1.Dışından bakıldığında iyi pişmiş ve kabarmış, kendine has görünüşte, kokuda ve kabuk rengi dağılımı olabildiğince homojen olur, basık ve yanık olmaz. 2.Kesildiği zaman iç kısmı süngerimsi yapıda, gözenekler mümkün olduğunca homojen olur, hamurumsu, yapışkan ve kabuk iç ayrımı olmaz, yabancı madde ve karışmamış şekilde un, tuz, katkı maddeleri ile bunların topakları bulunmaz. 3.Ekmek içi homojen, kendine has renk, tat ve kokuda olur, yabancı tat ve koku hissedilmez. (ünyekent)

Ankara’da İhtiyar Delikanlılar Başkent Ankara’daki Ordulu yaşlı emekliler haftanın her Perşembe günü bir araya geliyorlar. Eski günleri yad edip Ordu’yu konuşan bu hemşerilerimizin her biri için birer canlı tarih dersek, pek abartmış sayılmayız, sanırım… Onların, Ankara’daki Ordulular Vakfının lokalindeki sohbetlerinde, zaman zaman da olsa 1940 lı yıllardaki Ordu’yu bile yaşayabilirsiniz. Güncel olayları engin tecrübeleriyle değerlendiren bu yaşlı kurtların sohbetlerinde bulunup

onları dinlemenin, gençlere çok şey öğreteceğini düşünüyorum. Çalıştıkları yıllarda hakimlik, banka müdürlüğü, teknikerlik, subaylık, öğretmenlik, avukatlık maliyecilik gibi meslekleri icra etmiş olan bu hemşerilerimizin arasında kimler yok ki; Ziya Sağesen, Taylan Ataoğlu, Hami Türkmen, Turgut Özsoy, Necati Tan, Şükrü Demirbaş, Hüseyin Güreşçi, Hasan Gönül, Selahattin Özel, Hamdi

Tatar ve Fatsalı Ali Bey; bu sohbetlerin baş müdavimleri arasındalar. İhtiyar delikanlılar olarak

www.yesillermatbaa.com

Tüketici Hakları

U

zun zamandır yazılarıma ara vermiştim ama bu konuyu sizlerle paylaşmamanın üzerimde verdiği yükünü azaltmak istedim. Hemen hemen hepimiz tüketiciyiz fakat kaçımızın tüketici haklarından haberdar olduğu ise tartışılabilir. Malum ilçede yaşıyoruz. Yeni yeni alışveriş mağazaları, markalaşmış teknolojik firmalar, dükkanlar boy gösteriyor ve tüketici olarak teknolojiye, modaya en başta da yeni olan herşeye direk sahip olma alışkanlığımızla hemen atılıyoruz. Fakat ne kadar memnuniyet duyuyoruz, bizleri ne kadar doyurabiliyorlar? Geçenlerde karşılaştığım sorunlardan bir tanesi İsmini vermek istemediğim bir teknoloji markasından aldığım bir adet telefon ve mp3. Girişte güven sonsuz nasıl olsa büyük bir firma. Beğenildi fiyat tamam tutar söylendi ,ödeme kartla yapıldı O memnuniyetle fişe bakılmadan cüzdana konuldu fakat kredi kartı ekstrasında gördüğüm akıllara zarardı. Mp3 iki kez alınmış gösterilmiş ve parasını da ödemişim. Aklıma bin bir türlü ihtimal geliyor.Neyse gittim firmaya,

ekstralar, fişler …Depoya bakalım ürün fazlaysa arkadaş iki kez girmiştir ürün fazla değilse…... şüpheli. Ürün fazla çıktı. Çalışanlar neyse iade faturayla ürünü almış iade etmişim gibi gösterip olayı kapattılar, firma yetkilisi de ürünü ben iade ettiğimi sanıyor büyük ihtimalle. Bir diğeri ise alışveriş mağazası. Her alışveriş mağazasının kendine göre kuralları varmış ve biz onlara uymalıymışız. Bilmiyordum, Yeni öğrendim. Aldığım ürünü akşam evde denedim ve sökük olduğunu fark edip ertesi gün mağazaya geri götürdüm. Ve bana tepki ikinci değişimi yapmıyoruz, ona göre ürün alın oldu ki Tepkilerim doğrultusunda kurt kesilen kasiyer kuzu olup ‘bize talimat böyle’ dedi. Bu olumsuzlukları çevremde paylaştığım zaman birçok insanın bu konuda şikayetleri olduğunu öğrendim ama kimse bu konuda ki şikayetlerini benim gibi alt makamlara sunup üst makamlara çıkaramadığınında farkındayım.Sebebi de tam olarak hakkımızı ne kadar savunacağımızı bilmediğimizden kaynaklanıyor. Sonuç olarak yine haksız biz oluyoruz.

Hemen hemen hepimiz tüketiciyiz fakat kaçımızın tüketici haklarından haberdar olduğu ise tartışılabilir.

Meteoroloji Kar ve Soğuk İçin Uyardı Karadeniz’e yağmur ve soğuk uyarısı geldi. Meteoroloji Genel Müdürlüğü tarafından yapılan açıklamada Orta ve Doğu Karadeniz başta olmak üzere, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da yağmur, Doğu Anadolu’da karla karışık yağmur ve kar bekleniyor.

tanımladığımız bu hemşerilerimizin, daha uzun yıllar sağlıklı olarak sohbetlerine devam etmelerini dileriz.

Kış Soğuklarına, C Vitamini Deposu Turunçgillerle Karşı Koyalım C vitamini deposu ve turunçgil ailesinden olan portakal, mandalina, greyfurt ve limon pek çok hastalığa çare oluyor. Kış mevsiminin gelmesiyle birlikte vücut direncimizi arttırmak için bol bol C vitamini tüketilerek, vücut direnci arttırılması tavsiye ediliyor. Turunçgil ailesinden olan portakal, mandalina, greyfurt ve limon bin bir hastalığa çare oluyor. Ünye pazarcı esnaflarında Yaşar Keleşoğlu, turunçgillerin kış mevsiminin meyvesi olduğunu ekim ayının ilk haftası satılmaya başladığını ve mayıs ayının son haftasına kadar devam ettiği söyledi. Bol miktarda C vitamini içeren meyvelerin grip, soğuk algınlığı,

halsizlik gibi hastalıklara iyi geldiğini söyleyen Keleşoğlu, “Portakal, grip, soğuk algınlığına iyi gelir. Cilt güzelliğinde etkilidir. Romatizma, astım, bronşit gibi hastalıklara ve kalp hastalıklarına iyi gelir” dedi. Mandalina ve portakalın lifli meyveler olduğunu belirten Keleşoğlu bu meyveleri soyduğumuz zaman içlerinde beyaz liflerin olduğunu, bunların gribe çok iyi geldiğini vurguladı. Keleşoğlu “Mandalina da portakalla aynı özellikleri taşı-

maktadır. Gribe, soğuk algınlığına ve kalp hastalıklarına iyi gelir” dedi. Greyfurdun da C vitamini içerdiğini yalnız greyfurdun besin değeri olarak farklı yanı olduğunu söyleyen Keleşoğlu “Greyfurdun suyunu sıkıp her sabah içtiğimizde kilo verdirir. Şeker hastalıkları için iyidir. Hazmı düzenler. İdrar söktürücüdür. Yorgunluğu giderir ve kan dolaşımını düzenler” diye konuştu. Limonun da turunçgil ailesinden olduğunu söyleyen Ke-

leşoğlu limonun faydalarını ise “Limon tansiyonu düzenler, elleri tırnakları güçlendirir. Kanı temizler ve hazmı kolaylaştırır” dedi. Keleşoğlu limonun yemeklerde, çorbalara ekşimsi tat vermek için de kullanıldığını belirtti. Bir meyvenin iyi olup olmadığının renginden anlaşıldığını söyleyen Keleşoğlu “İyi meyve kendini gösterir. Bir meyvenin ezik olduğu çürük olduğu ilk bakışta anlaşılır. Turunçgiller de renginden kendini belli eder. Kırmızımsı veya sarıdır. Sapsarı olanlar genellikle ekşidir. Kırmızı olanlar genelde tatlıdır” dedi. Keleşoğlu son olarak bu meyvelerden günde 2-3 tane yenirse insanın kolay kolay hasta olmayacağını sözlerine ekledi.

Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nce yapılan son değerlendirmelere göre, sabah saatlerinde Göller Yöresi, Antalya, Afyonkarahisar, Ankara, Konya ve Gölcük çevreleri ile İç Anadolu'nun doğusu, Orta ve Doğu Karadeniz, Doğu ve Güneydoğu Anadolu, Kastamonu ve Sinop çevrelerinde görülecek olan yağışların; genellikle yağmur ve sağanak, Doğu Anadolu'da karla karışık yağmur ve kar şeklinde olması bekleniyor. Yağışların; Rize, Artvin ve Trabzon çevrelerinde kuvvetli olacağı tahmin ediliyor. Gece saatlerinde Trakya, İç Ege, İç Anadolu, Batı Karadeniz'in iç kesimleri, Doğu Anadolu'nun

kuzeydoğusu ile Doğu Karadeniz'in iç kesimlerinde buzlanma ve don olayı bekleniyor. Orta ve Doğu Karadeniz Bölgesi’nde havanın, parçalı çok bulutlu, bölge genelinin aralıklı yağışlı geçeceği tahmin ediliyor. Yağışların; Trabzon, Rize ve Artvin (Hopa) çevrelerinde kuvvetli olmak üzere kıyılarda yağmur ve sağanak, iç kesimlerinde karla karışık yağmur ve yükseklerinde kar şeklinde olması bekleniyor. Gece saatlerinde Doğu Karadeniz'in iç kesimlerinde buzlanma ve don olayı bekleniyor. Rüzgarın; bölgenin doğunda, kuzey ve kuzeybatı yönlerden kuvvetlice (30-50 km/s) esmesi bekleniyor.


5

25/12/2012 Salı

Antibiyotikleri Gereksiz Yere Kullanmayın Ünye Sağlık grup Başkanı Engin Araz,”Antibiyotiklerin yan etkileri ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir, bu nedenle gereksiz kullanmayın” dedi. Ünye Sağlık grup Başkanı Engin Araz Antimikrobiyal ilaç grubunda yer alan antibiyotikler insanlarda, hayvanlarda ve bazen bitkilerde ortaya çıkan enfeksiyonları tedavi etmek amacıyla bakterileri öldürmek veya çoğalmasını durdurmak için üretilen ilaç olduğunu belirterek; ”Antibiyotikler bakteriyel enfeksiyonların tedavisinde kullanılan ilaçlardır; virüslere karşı etkili olan antimikrobiyal ilaçlar ise genellikle antiviral ilaçlar olarak adlandırılır. Her antibiyotik her bakteriye karsı etkili değildir. Kimyasal yapılarına ve bakterilere karşı etkilerine göre değişiklik gösteren 15'den fazla farklı antibiyotik sınıfı vardır. Bir antibiyotik, sadece bir veya birden fazla bakteri türüne karşı etkili olabilmektedir.” Ünye Sağlık grup Başkanı Engin Araz, Antibiyotik kullanımı konusunda bazı soru ve cevapları şöyle sıraladı: Antibiyotik direnci nedir? Araz, “Bir antibiyotiğin belli bir bakteriyi öldürme veya çoğalmasını durdurma özelliğini kaybetmesi halinde, o bakteri o antibiyotiğe karsı direnç geliştirmiş demektir Bazı bakteriler belli antibiyotiklere karşı doğal olarak dirençlidir (içsel veya doğal direnç). Normalde antibiyotiklere karşı duyarlı olan bazı bakterilerin genetik değişiklik yani mutasyon sonucu direnç göstermesi (kazanılmış direnç) daha endişe verici bir sorundur. Dirençli bakteri, antibiyotik karsısında hayatta kalarak çoğalmaya devam etmekte ve hastalığın daha uzun sürmesine ve hatta ölüme yol açmaktadır. Dirençli bakterilerin neden olduğu enfeksiyonların tedavisinde daha ciddi yan etkileri olabilen ve daha pahalı olabilen başka antibiyotiklerin kullanılması gerekebilir ve tedavi daha uzun sürebileceğini söyledi.” "Uygunsuz" antibiyotik kullanımı nedir? Antibiyotiklerin etkili OLMADIĞI virüsler çoğu kez soğuk algınlığı ve grip enfeksiyonlarına yol açar. Bu tür durumlarda, antibiyotik almak durumunuzu ivilestirmez: antibiyotikler ateşi veva hapşırık gibi bulguları hafifletmez.Yine doktorunuz-tarafından reçete edilen Antibiyotik dozlarını düşürürseniz ve antibiyotiği doğru sıklıkta almazsanız (ilacı talimatlara uygun olarak günde 2 veya 3 kez almak yerine günde bir kez alırsanız..vb), tedavi süresini kısaltırsanız, ilaç vücudunuz için yeterli olmayacaktır ve böylece bakteriler hayatta kalmaya devam ederek dirençli hale gelecektir. Antibiyotikleri ne zaman ve nasıl kullanacağınız hakkında daima doktorunuzun tavsiyelerine uyun.

bir problemdir? Dirençli bakterilerin neden olduğu enfeksiyonların tedavisi sorunludur. Bu durumda yaygın olarak kullanılan antibiyotikler artık etkilerini kaybettiği için doktorlar diğer antibiyotikleri tercih etmek zorunda kalmaktadırlar. Böylece hastaya doğru tedavinin uygulanması gecikebilmekte ve ölüm gibi komplikasyonlarla sonuçlanabilmektedir. Dirençli bakterilerin neden olduğu enfeksiyonların tedavisinde daha ciddi yan etkileri olabilen ve daha pahalı olabilen başka antibiyotiklerin kullanılması gerekebilir ve tedavi daha uzun sürebilir. Problem ne kadar ciddidir? Aynı zamanda birbirinden farklı birkaç antibiyotiğe dirençli olan (çoklu ilaç dirençli bakteriler olarak bilinen) yeni bakteridi) ilaların ortaya çıkmasıyla birlikte durum daha da kötüye gitmektedir. Bu tür bakteriler, en sonunda

mevcut bütün antibiyotiklere karşı direnç gösterebilirler. Antibiyotikler olmadan organ nakillerinin, kanser kemoterapisinin, yoğun bakım ve diğer tıbbi prosedürlerin mümkün olmadığı "antibiyotik öncesi cağ"a geri dönmemiz muhtemeldir. Böyle bir durumda ise, bakteriyel hastalıklar yayılabilir ve ölümle sonuçlanarak tedavisi mümkün olmayabilir. Antibiyotik direncinin en önemli sebebi nedir? Antibiyotik direnci, bakteri genlerindeki mutasyonların neden olduğu doğal bir olaydır. Ancak, aşırı ve uygunsuz antibiyotik kullanımı antibiyotik dirençli bakterilerin ortaya çıkmasını ve yayılmasını hızlandırmaktadır. Duyarlı bakteriler antibiyotiğe maruz kaldıklarında ölürler ve dirençli bakteriler büyümeye ve çoğalmaya devam edebilirler. Bu dirençli bakteriler yayılabilir ve hiç antibiyotik kullanmayan diğer insanlarda enfeksiyonlara neden olabilir.

siyonları veya cerrahi girişim sonrası ortaya çıkan enfeksiyonlar gibi nedenlerden binlerce insan ölmekteydi. Antibiyotiklerin kullanılmaya başlanması ile birlikte, başlangıçta duyarlı olan bakteriler direnç geliştirmeye başladılar ve bunun için çok çeşitli yöntemler geliştirdiler. Direncin giderek artmasının yanı sıra, son yıllarda geliştirilen yeni antibiyotiklerin az sayıda olması nedeniyle, antibiyotik direnci problemi su anda halk sağlığı acısından büyük tehlike oluşturmaktadır. Problemi çözmek için ne yapılabilir? Antibiyotiklerin etkili olmasını sağlamak herkesin sorumluluğudur. Antibiyotiklerin uygun biçimde kullanılması, dirençli bakterilerin gelişmesini azaltır ve antibiyotiklerin etkisinin korunmasına yardımcı olarak gelecek kuşakların da onlardan yararlanmasını sağlar. Bu nedenle, antibiyotiklerin ne zaman ve nasıl alınması gerektiğini bilmek önemlidir. Akılcı antibiyotik kullanımı hakkında toplum bilincinin geliştirilmesi amacıyla bazı ülkelerde yapılan başarılı kampanyalar sonucunda antibiyotik tüketiminde azalma görülmeye başlanmıştır. Antibiyotik direncinin azaltılmasında herkes önemli bir rol üstlenebilir. Antibiyotik kullanımı için doktorunuzun tavsiyelerine uyun. Mümkün olduğu zamanlarda uygun aşı kampanyalarına katılarak enfeksiyon kapma riskini önleyin. - -Kişisel hijyeninize dikkat edin; Örneğin hapşırdıktan veya öksürdükten sonra, diğer nesneler ve insanlarla temas etmeden önce, ellerinizi düzenli olarak yıkayın. -Evde bulunan artmiş antibiyotiklerinizi kullanmayın ; nasıl imha edebileceğiniz hususunda eczacınıza danışın ! vatandaşlarımız detaylı bilgi almak isterlerse www.antibiyotikfarkindalik.org sitesini ziyaret edebilirler. (ünyekent)

Problem geçmişe oranla daha mı kötü? Antibiyotikler bulunmadan önce, akciğer e n fek-

Antibiyotik direnci neden

Anlayan Kitap & Kırtasiye Mehmet ANLAYAN Cep: 0536 855 70 18

leri e Kırtasiye A itap v r a ç v e Ge r e ç K ürlü t r He Adres: M.K.P. Mah. A. Cevat Güvenkaya Cad. No:14/A Dereüstü/FATSA Tel: 0452 424 20 22 E-Mail: anlayankirtasiye@hotmail.com

Servislere ‘Kural’ Eğitimi Ordu’da taşımalı sistem kapsamında öğrenci taşıyan yüklenici firma sahip, yönetici ve şoförlerine ‘Okul Servis Araç Sürücülerinin Uyacakları Kurallar’ konusunda eğitim verildi.

Atatürk Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilen Ordu Milli Eğitim Müdürlüğü ile Ordu Emniyet Müdürlüğü işbirliği düzenlenen eğitim seminerine Ordu Merkez ilçede ilköğretim, ortaöğretim, özel eğitim öğrencilerinin taşımasını yapan yüklenici firma

sahipleri, servis aracı sürücüleri ve okul Müdürleri katıldı. 'Okul Servis Aracı Sürücülerinin Uyacakları Kurallar ve Gösterecekleri Davranışlar' konulu eğitim seminerinde Milli Eğitim Müdürlüğü Şube Müdürü Erkan Küçüksolak, 2012-2013 eği-

tim öğretim yılında ilköğretim, ortaöğretim ve özel eğitim de il Merkezinde taşınan öğrenci sayısının 3 bin 571, araç sayısının 306, taşıma merkezi okul sayısının 46, il genelinde İse taşınan öğrenci sayısının 31 bin 382 olduğunu belirtti. Bu öğrencilerin 261 taşıma merkezine bağlı 2 bin 823 araç ile taşındığını belirten Küçüksolak, iklim koşulların elverişsiz olması sebebiyle zor şartlarda taşıma yapılabildiğini, servis şoförlerinin güvenlik tedbirlerine harfiyen riayet etmeleri gerektiğini söyledi. Küçüksolak ayrıca bu kurallara uyulmaması halinde uygulanacak cezaların oldukça yüksek olduğuna dikkat çekti. Ordu Emniyet Müdürlüğü Trafik Şube Müdürü Fuat Toprak ise, okul servislerini ilgilendiren yönetmelik ile ilgili bilgiler vererek kurallara mutlaka uyulmasını istedi. (orduhayat)

OFK’nın Asıl Sahipleri Ordulular Ordu Fikir Kulübü (OFK) Başkanı Levent Yıldırım, ”Ordu kültür, sanat ve edebiyat anlamında diğer illerimizden farklı bir yapıya sahiptir. Bu kentin insanları sanatı, kültürü her zaman destekler. Kent insanı sanatın içinde olmayı arzu eder” dedi. “Etkinliklerimiz devam edecek” Ordu Fikir Kulübü Başkanı Levent Yıldırım, OFK’nın öğrencilere yönelik “Moral ve Motivasyon Semineri”, “Terör Gerçeği ve Türkiye” konulu

konferans gibi yaptıkları faaliyetlerden söz ederek, “Ordu Fikir Kulübü olarak bundan sonra da bu tür etkinlikleri gerçekleştirerek, Orduda fikirsel derinliği, fikirsel verimlilik oluşturmaya devam edeceğiz. Bu derneğin kurucusu bizler olabiliriz ancak bu derneğin asıl sahipleri Ordululardır. Biz Ordunun sosyo-kültürel olarak gelişmesini, edebiyatının gelişmesini, tari-

hinin bilinmesini, mimarisinin gelişmesini, Ordu’daki kültür hayatının zenginleşmesini arzu ettiğimiz için, derneğimiz bu hedefler doğrultusunda faaliyetlerine devam ediyor. Bundan sonrada çalışmaya devam edecek. Her ay üyelerimizle mutat toplantılar yapacağız. Ordu’yu her açıdan tartışabileceğimiz bir ortam yaratmayı planlıyoruz. ” diye konuştu.

Zorba, Ordu’ya Veda Ediyor

Samsun Devlet Opera ve Balesi’nin sahnelediği ‘Zorba’ balesi Ordu ve Trabzon seyircisiyle vedalaşmaya hazırlanıyor. Geçtiğimiz sanat sezonunda Ordu ve Trabzon’da sahnelenen,Trabzon’da ilk kez bir bale temsilinin gerçekleşmesi nedeniyle biletleri temsilden günler önce tükenen Zorba, 25 – 26 Aralık’taki temsilleri ile perdelerini kapatacak. Zorba balesi son olarak 25 Aralık Salı Ordu Kültür Sanat Merkezi'nde saat 20.00'de, 26 Aralık Çarşamba Trabzon Haluk Ongan Devlet Tiyatrosu Sahnesi'nde yine saat 20.00'de sahnelenecek. Girit'te küçük bir kasabada yaşayan Zorba adındaki bir adamın ve dostlarının yaşadıklarını anlatan, ünlü müzikleri ve sirtaki danslarıyla modern bir bale yorumu olan Zorba ba-

lesinin librettosunu Nikos Kazancakis'in daha sonra filmi de çevrilen Zorba adlı ünlü roma-

nından yola çıkarak yazan Lorca Massine, Zorba’nın koreografisini de gerçekleştiren isim.


6

25/12/2012 Salı

Afet Bilinci Eğitimleri Çalıştayı Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, “Biz AFAD ve hükümet olarak 2013 yılını inşallah bilinçlenme yönünde bir seferberlik yılı ilan edeceğiz” dedi. Başbakanlık Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) tarafından ‘Afet Bilinci Eğitimleri Çalıştayı’ düzenlendi. ‘Afete Hazır Türkiye’ sloganıyla gerçekleştirilen çalıştaya Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, AFAD Başkanı Fuat Oktay ile il afet ve acil durum müdürlükleri, Bakanlık kamu kurum ve kuruluşları ve sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri katıldı. Dedeman Otel’de gerçekleştirilen çalıştayın açılış konuşmasını yapan AFAD Başkanı Oktay, afet ve acil durum yönetimi konusunda birtakım hedefler belirlediklerini belirterek, “Bizim afetler yönetimimizin Türkiye’nin afetler yönetimini belirliyor olması lazım. Biz, bireysel değil, kurumsal yapıyı oluşturmak istedik. Misyonumuzu ‘afete dirençli toplum’ olarak belirledik” dedi. Afetler sonrası yapılan çalışmaları afetler öncesine çekmeye çalıştıklarını ifade eden Oktay, bu çalışmayı 2013-2017 stratejik planının ana hedefi yaptıklarını söyledi. Çalışmalar sürdürülürken kurumsallaşmayı da önemsediklerini dile getiren Oktay,

“Birliği sağlamak istedik. Uluslararası alanda öncü kuruluş olma noktasında bir amaç belirledik” şeklinde konuştu. Düzenlenen ‘Afet Bilinci Eğitimleri Çalıştayı’nın amacından da bahseden Oktay, standartların geliştirilmesinin eğitim seferberliğiyle başlatılabileceğine dikkat çekerek, “Eğitim boyutunda ortak dil oluşturmak istedik. Aynı konuyu konuştuğumuz halde farklı algılamaların oluştuğunu gördük. Bunun sonucunda da aynı dili konuşma kararı aldık” diye konuştu. Farkındalık yaratmak ve bilinçli bireylerin faaliyetlere katılımını sağlamak amacında olduklarını bildiren Oktay, çalışmaların tamamlanması için 8 aylık bir süreci öngördüklerini belirterek, “Afete hazır aile, okul, iş yeri ve afete hazır afet gönüllüsü gençlerin oluşturulmasını hedefliyoruz” dedi. “Bu Çalıştayın Amacı Kalıcı Uzun Vadeli Tedbirlere Katkı Vermektir” ‘Afet Bilinci Eğitimleri Çalıştayı’nın AFAD’ın kurulmasından

sonra yapılan en önemli çalışmalardan olduğunu ifade eden Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay ise, AFAD’ın kurulmasından sonra çok sayıda afet yaşandığını söyledi. Atalay, “Yaşanan afetlerden sonraki yaraları sarmak öncelikli çalışmaları oldu. 2011 yılı ortalarında bu görev bana verildiğinde burada daha kalıcı, etkili ve iyi neler yapabiliriz diye düşündük” şeklinde konuştu. Afete karşı bilinçlenme çalışmaları yürüttüklerini belirten Atalay, “Bu çalıştayın amacı kalıcı uzun vadeli tedbirlere katkı vermektir. Eğitim ilkeleri, standardı ve dilini belirlemek için çalışılıyor” dedi. “Hiçbir şeyi formalite yapmıyoruz” diyen Atalay, “Bundan sonra Türkiye afet ve acil

durum yönetimi konusunda çok farklı olacak, hiçbir şey eskisi gibi olmayacak dedik, inşallah da olmayacak” değerlendirmesinde bulundu. Afet ve acil durum yönetimi konusunda yaptıkları çalışmaları anlatan Atalay, “Türkiye’de ilk defa deprem stratejisi ürettik. Bu strateji bakanlıklar tarafından kabul edildi. Eylem planı yaptık. Daha bu çalışmalara yeni başladığımızda Van depremini yaşadık. Van’da çok zorlu bir kış geçirildi. Kar çok yağdı. Soğuk hava şartlarına rağmen çadır kentler, konteynırlar ve kalıcı kentlerin inşası sürdü. 16 bin kalıcı konutu teslim ettik. 20 bin konteyner verdik. Bugün yeni bir Van kuruldu” dedi.

Sebze ve Meyve Fiyatlarında Artış Bekleniyor Türkiye Ziraatçılar Derneği Genel Başkanı İbrahim Yetkin, meyve ve sebze fiyatlarındaki artışa dikkat çekerek, “Bilindiği gibi böylesine zararların ortaya çıktığı dönemlerde sebze ve meyve piyasasında fırsatçılar hemen harekete geçmekte ve daha ürünün kendisi gelmeden piyasada bu ürünlerin fiyatları hızla artmaktadır” dedi. Yetkin, Dernek Merkezi’nde basın toplantısı yaparak, meyve ve sebze fiyatlarının artacağına dikkat çekti. Yetkin, aşırı yağış ve fırtınadan en çok etkilenen kesimlerin başında seralarda sebze yetiştiren ve narenciye yetiştiren üreticilerin geldiğini belirterek, son yağışlardan ise en fazla etkilenen bölgenin Akdeniz Bölgesi olduğunu ifade etti. Kumluca ve çevresindeki seralarda yağışlar ve fırtınaya bağlı olarak domates, patlıcan, biber, roka, tere, fasulye ve salatalık gibi ürünlerde önemli zararların meydana geldiğini kaydeden Yetkin, Mersin bölgesinde domates, biber başta olmak üzere tüm sebzelerin seralardaki zarara bağlı olarak üretim kaybına uğradığını söyledi. Çukurova Bölgesi’nde tarım ürünlerinin büyük ölçüde su altında kaldığını kaydeden Yetkin, bölgede en fazla etkilenen ürünün domates olduğunu belirtti. Yetkin, meyve ve sebze fiyatlarında belirli bir artışın görülebileceğine değinerek, “Bilindiği gibi böylesine zararın ortaya çıktığı

dönemlerde sebze ve meyve piyasasında fırsatçılar hemen harekete geçmekte ve daha ürünün kendisi gelmeden piyasada bu ürünlerin fiyatları hızla artmaktadır” ifadelerini kullandı. Meyve ve sebze fiyatlarının aşırı şeklide artığına dikkat çeken Yetkin, “Özellikle meyve ve sebze sektöründe fiyat dalgalanmalarını önleyecek yüksek kar marjları söz konusudur. Domates üreticiden 50 kuruşa alınıyor. Markette 3 lira. Biber yerinde 70 kuruş, markette 4,5 TL. Bunu fırsatçılık olarak değerlendirmek ayıptır” dedi. Yeni Hal Yasası’nın fiyatları arttırdığını savunan Yetkin, “Fiyatların eskiye oranla düştüğüne inanmıyorum. Şimdikinden daha düşüğe fiyat olmaz diyorum. Büyük kuruluşlar üreticiden alıyorlar, 3-5 kuruş üreticiye veriyorlar, piyasaya bakıyorlar, ondan sonra piyasada oluşan fiyatların daha da üzerinde karla satıyorlar” şeklinde konuştu. Fiyatlarda gerçek anlamda düşmenin görülebilmesi için çözümü de açıklayan Yetkin, “Bu-

nun yolu Türkiye’de üreticilerin büyük kentlerde yerini almasıdır. Üretici Birlikleri İstanbul, Ankara, İzmir, Adana gibi büyük şehirlerde pazar sürecine dahil olamıyor. Bunun nedeni şu: Üretici Birlikleri’nin güçleri yok. Kanunda var. Üretici Birlikleri pazarda yer alır diye” diye konuştu. Üreticinin yetiştirdiği ürünü ilk gelene verdiğini anlatan Yetkin, “Ne zaman üretici birlikleri pazarda yer alır, satış merkezler-

linde rekabete girebilir, rekabet sürecine uygun fiyatı tüketiciye iletir o zaman piyasa doğru düzgün işler” dedi. Halkın da yüksek fiyatlara alıştığını savunan Yetkin, portakalın fiyatının 1 TL’yi geçmemesi gerektiğini fakat markette 2,5 TL’ye satıldığını kaydetti. Yetkin ayrıca tüketicileri her meyve ve sebzenin mevsiminde yenmesi gerektiği konusunda da uyardı.

Doğalgaz ve Elektriğe Zam Yok Bakan Yıldız, 2012 yılı sonuna kadar ve Ocak ayında doğalgaz ve elektriğe zam yapılmayacağını bildirdi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Bakanlar Kurulu toplantısı öncesinde Başbakanlık basın ofisini ziyaret ederek kadın gazetecilerin yaptığı kek ve böreğin tadına baktı. Enerji fiyatlarıyla ilgili gazetecilere değerlendirme yapan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Yıldız, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a doğalgaz ve elektrik zamları konusunda bir rapor sunduklarını ve bu doğrultuda 2012 sonuna kadar doğalgaz ve elektriğe zam yapılmayacağını bildirdi.

''2013 yılı Ocak ayına zamsız girmiş olacağız'' diyen Bakan Yıldız, şöyle konuştu: ''Bizim hesaplamalarımızı son haftaya bırakıyorduk ya, yani dolayısıyla doğalgazda zam olmayacak önümüzdeki ay içinde. Yani elektrikte ve doğalgazda biz bunu bir hafta öncesinden açıklamış olalım. Aslında ayın 30'unda, 31'indeki değerlendirmelerimizi öne aldık ve bu olumsuz hava koşullarında vatandaşlarımızın lehine Sayın Başbakanımıza sunduğumuz

Sağlık

Bağışıklığı Çocukluk Çağı Belirliyor Bağışıklık sisteminin çocukluk döneminde kuvvetlendirilmesi yetişkinlik döneminde sağlıklı yaşam açısından önem taşıyor. Ancak güçlü bağışıklık için mikroplara da ihtiyaç olduğunu unutmamak gerekiyor. Düzenli beslenmenin yanı sıra, çocukların sağlıklı ortamlarda büyümesi bağışıklık sisteminin gelişmesinde önemli rol oynuyor. Ancak sağlıklı ortam denildiğinde akla aşırı hijyen gelmemeli. Çünkü çocuklar bağışıklık sisteminin gelişebilmesi için çevredeki mikroplara da ihtiyaç duyuyor. Bağışıklık sisteminin anne karnında oluşmaya başladığını belirten Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Merve Başkan, “Bağışıklık ilk aylarda zayıftır ve zamanla geçirilen enfeksiyonlarla hafıza fonksiyonu gelişerek olgunlaşır ve vücudu korumaya başlar. Annenin gebelikteki beslenmesi, stresi, geçirdiği enfeksiyonlarla bağışıklık sistemi oluşmaya başlar. Doğduktan sonra da çocuğun beslenmesi, yaşadığı ortamın fiziksel durumu, enfeksiyonlar, kullanılan ilaçlar ve aşılar bağışıklık sistemini etkiler” dedi. Aynı ortamda, aynı ailede yaşayan ikizlerde bile bağışıklık sistemi farklılıklar gösterebiliyor. Fazla korumacı ailelerin çocukların bağışıklık sistemi yeterince gelişemediği için daha sık ve daha ağır enfeksiyonlar geçirme riski var. Dr. Başkan’a göre, bir çocuğun her yıl aşağı yukarı 7-10 kez üst solunum yolları enfeksiyonu geçirmesi son derece normal ve bağışıklık sistemini güçlendiren bir durum. Steril Ortamda Büyüyenlerde Bağışıklık Zayıflıyor Son yıllarda astım-alerjik otoimmun hastalıklar ve enfeksiyonların özellikle sosyo-ekonomik olarak gelişmiş ülkelerde daha sık görülmesinin hijyen hipotezi ile açıklandığını belirten Uzm. Dr. Merve Başkan, hijyen hipotezi hakkında şunları söyledi: “Bu hipoteze göre ortam sterilliği arttıkça bağışıklık sistemi kendine doğru çalışır ve kendine zarar vermeye başlar. Bazı otoimmun hastalıkların temelinde bu yatmaktadır. Öz çamaşır suyu gibi maddelerle evin sık sık temizlenmesi çocuğun bağışıklık sisteminin gelişmesini engeller. Çocuk ne kadar çok yaşadığı çevreyle ilişkide ise yaşıtları ile ve toprakla oynuyorsa bağışıklık sistemi o kadar güçlenir. Ailenin tek çocuğu olup steril çevrede yaşayan çocuklarda bağışıklık sistemi gelişemez ve çocuk sık sık hasta olur. Çok kardeşli kalabalık evlerde büyüyen çocuklar ise daha güçlü bağışıklık sistemine sahiptir. Toplumsal bir flora vardır ve çocuk bu flora ile iç içe yaşayarak bağışıklığını güçlendirir. “Enfeksiyon Yüzünden Çocuğu Kreşten Almayın” Bu bağlamda kreşe giden çocuklar eğer evde çok korumacı ve steril ortamda büyütülmüşler ise doğal olarak kreşin ilk yıllarında birçok mikroorganizma ile karşılaştıkları için sık enfeksiyon geçireceklerdir. Bu enfeksiyonların %80’i viraldir. Bu durumlarda gereksiz antibiyotik kullanımı ile çocuğun cilt, bağırsak ve boğaz florası bozularak bakteri direnci artar ve çocukta alerji, astım, atopi riski yükselir. Yapılan en büyük hata çocukların sık geçirdikleri üst solunum yolları enfeksiyonlarından ötürü çocuğu kreşten alarak kişisel gelişimine engel olmaktır. Unutulmamalıdır ki eninde sonunda çocuk okula başlayınca yine aynı mikroorganizmaları içeren toplumsal floraya girecek ve yine bu enfeksiyonları ilk yıllarında geçirecektir. Çocuk bu florayla ne kadar erken karşılaşırsa o kadar güçlü bağışıklık sistemi olur.” Anne Sütü Neden Önemli? Beslenme, bağışıklık sistemini en çok etkileyen çevresel faktörlerden biri. Bağışıklık sisteminde en önemli besin kaynağı ise anne sütü. Anne sütündeki immunglobulinler ve koruyucu diğer faktörler bağışıklığın temellerini atıyor. Çocukların yaşlarına uygun kaloriyi sağlayan 5-6 öğünden oluşan dengeli beslenmenin bağışıklık sistemini olumlu etkilediğini vurgulayan Dr. Başkan, beslenme yetersizliği kadar kan yağlarını arttıran obezitenin ise bağışıklık sistemini olumsuz etkilediğini söyledi. Başta D ve C olmak üzere sebze ve meyvelerdeki vitaminlerin bağışıklığı güçlendirdiğini vurgulayan Merve Başkan, çocuk beslenmesinde dikkat edilmesi gereken diğer noktalar hakkında ise şunları aktardı: Çocuğun Dengeli Ve Düzenli Beslenmesi Çok Etkili “Brokoli, lahana, kereviz, pazı, turp, ıspanak gibi yeşil yapraklı sebzeler özellikle kış aylarında mutlaka tüketilmeli. Bunların çiğ olarak ya da soğan ve sarımsakla pişirilerek tüketilmeleri önerilir. Balık içerdiği omega 3 yağları ile bağışıklığı destekler, haftada en az 1 öğün balık tüketimi çok önemli. Turunçgillerden portakal, mandalina ve limon tüketilmeli. Kışın çocuklarımıza hazırlayacağımız limonata hem çok sevecekleri bir içecek yerine geçecek hem de C vitamini içeriği ile çocuklarımızı enfeksiyonlara karşı koruyacaktır. Günde en az 1 portakal ya da 2 mandalina çocuğun günlük ihtiyacı olan C vitaminini sağlar.

rapor sonucunda doğalgaz ve elektriğe bu yıl zam yapmamış olacağız.'' Bakan Yıldız, 2013'ün Ocak ayının

da bu çerçevede doğalgaz ve elektrik zammı olmadan geçeceğini sözlerine ekledi.


7

25/12/2012 Salı

Ceza Evi’nin Kapanması Bizi Etkiledi Fatsa Adliyesi Avukatlarından Hayati Yılmaz son yıllarda arazi davalarında ve geçimsizliğe dayanan boşanmalarda büyük artış olduğunu söyledi. Kendisi ile röportaj isteğimizi kırmayan Av.Hayati Yılmaz ile sohbetimizin konusu 2012 yılı değerlendirmesi oldu. 2012 yılında ağırlıklı olarak tazminat davaları, halk arasında yer davaları olarak bilinen tapu iptali ve tescil davaları, icra kaynaklı olarak icra davaları, iş davaları ve ceza davalarına baktıklarını belirten yılında Av.Hayati Yılmaz, “Ceza davaları da her dönem ortaya çıkan davalardır. Sırasıyla bu yıl bu davalar ağırlıklı olarak geldi. 14 senedir avukatlık yapıyorum. Eskiye dönüp baktığımızda şu dava, bu dava çok veya az diye bir istatistik yok ama 1999 yılından 2004-2005 yıllarına kadar trafik kazalarından kaynaklanan trafik poliçelerinden kaynaklı teminat bedellerini genellikle bizler alırdık. Avukatlar vasıtasıyla tahsilâtı yapılırdı. Sigorta şirketlerine müracaatları yapılıp ta yani kişi ölmüş veya sakat kalmışsa trafik poliçesinden kaynaklanan teminat bedellerini tazminat davası niteliğinde avukatlar takip ederdi. Ama 2005 sonrası bu işi avukatlar haricinde bu alanda sigorta alacaklarını takip eden özel şirket niteliğinde kişilerde devreye girip avukatlara gerek kalmaksızın bu işleri takip etmeye başlamış oldular. Bu da avukatların sahip olduğu bir imkânın azalmasına, bir iş kolunun bir davanın azalmasına sebep olmuş oldu” dedi. “Tescil Davalarında Artış Var” Fatsa’nın ne çok büyük bir yerleşim merkezi ne de çok küçük bir yerleşim merkezi olduğuna dikkat çeken Av.Hayati Yılmaz, “Mesela Fatsa’da ben mesleğe başladığımdan beri halk arasında yer davaları diye bilinen tapu iptali ve tescil davaları her dönem önümüze gelen sıklıkla karşılaştığımız bir dava tipidir. Bu dava her dönem vardır. Boşanma davaları her dönem güncelliğini korumuştur vardır ve adliyelerde en çok başvurulan açılan dava türlerinden birisidir ki bundan sonra da bu davalar devam edecektir. Keza ister trafik kazası kaynak-

lı olsun, ister başka türlü olsun tazminat davaları da her dönem adli mercileri meşgul edecek olan dava tiplerinden bir tanesidir. Daha da önemlisi ceza davaları her dönem olacaktır ama bu ceza davaları son zamanlarda tutuklama belli alanlarda sınırlandırıldığı için ceza davaları bir de devlet tarafından avukat tutma diye bilinen uygulamadan dolayı ceza davaları da her dönem karşımıza çıkmakla beraber avukat tutma sayısı azalmış oldu” diye konuştu. “Ceza Evinin Kapanması Etkiledi” Özellikle Fatsa’daki cezaevinin kapanması da avukat tutma sayısında azalma gösterdiğini ifade eden Yılmaz, “Fatsa’daki cezaevinin kapanması buradaki avukatların ceza davası almasını, davanın gelmesini azaltan bir etken olmuş oldu” dedi. “Boşanma Davaları Geçimsizliğe Dayalı” Boşanma davalarında aldatmaya dayanan ve sadakatsizliğe dayanan davaların az olduğunu belirten Avukat Hayati Yılmaz, “Medeni Kanundaki ifadesiyle zinaya dayanan boşanma davaları çok çok nadiren açılmıştır. Bu tip aldatma türünden, sadakatsizlik sonucu açılan dava türleri azdır veya evli karı-koca ilişkilerinde aldatma çok azdır ya da en azından resmiyete yansıyan bilinen yoktur. Fakat şiddetli geçimsizlik uygulamada boşanma davaları yüzde 70-80 oranında şiddetli geçimsizliğe dayanan boşanma davalarıdır. Karı-koca arasındaki klasik kişilik, karakter, ekonomik nedenler vb. sebeplerden kaynaklanan geçimsizlik üzerine boşanma davaları açılıp görülmektedir” diye konuştu. “Eşimle hiç rakip olmadık” Mesleğini eşi Semra Yılmaz ile aynı ofiste sürdüren Av.Hayati Yılmaz, “Hiç karşı karşıya geldiğiniz davalar oldu mu” sorumuza ise, “Eşimle beraber çalıştığımız için

Av.Hayati Yılmaz rakip olmadık, rakip olarak karşılıklı bir davaya taraf olamadık. Bu davada eşim davacı veya davalı vekil ya da ben davacı veya davalı vekil şeklinde eşimle karşılıklı bir davada görev almadık. Zaten eş olan avukatların aynı davada davalı ve davacı olarak bulunmaları hem avukatlık kanunlarına aykırı hem de etik olarak kaliteli bir insana yakışan bir durum değildir ve vicdan olarak ta rahatsız edici bir durumdur” şeklinde cevap verdi. “Ekonomik Krize Rağmen İcra Davası Sayısı Az” Ekonomik krize rağmen icra davası sayısının az olduğuna dikkat çeken Yılmaz, “Ekonomik kriz arttıkça icra davaları, ceza davaları ekonomik krizle beraber kişilerin kavgası, dövüşü eksik olmamış oluyor. Genel bir ekonomik durgunluk var fakat vatandaş eskisi gibi rahat borçlanmamış hani ekonomide bir dağılma var ama yine de olmamış. Şu an ekonomik bir durgunluk var bu ekonomik durgunluğa karşılık çok büyük bir icra takip sayısında patlama yok. Tabi ki icra takibinde de yıllara göre bir geriye düşüş yok artış var. Artış var ama bu krizle orantılı bir artış anlamında değil, ekonomik bir artış değil. Vatandaş ayağını yorganına göre uzatmaya da alışmaya başlamış.

İcraya düşecek kadar borçlanmamaya başlamış” dedi. “Deniz Ticareti Davaları Şimdilik Yok” Fatsa Adliyesinde deniz ticareti davaları ile ticari davaların şimdilik görülmediğini sözlerine ekleyen Av.Hayati Yılmaz, “Fakat çok az yılda bir veya iki yılda bir çıkar. Ama diğer ceza davaları, boşanma davaları, tapu iptali ve tescil davaları, icra davaları, iş hukukundan kaynaklanan davalar sıklıkla eskiden beri görünen davalardır. Fatsa bu anlamda ne çok küçük bir ilçe ne de çok büyük bir ilçe ama Fatsa’da her dönem bizden önce de bizim dönemimizde de bundan sonra da ceza davaları, boşanma davaları, tazminat davaları, tapu iptali ve tescil davaları, iş davaları, icra davaları çeşitlilik olarak Fatsa Adliyesi’nde sıklıkla görülecektir. Gelecekte belki Fatsa büyüdükçe deniz ticareti davalarıyla beraber büyük bir liman açılması halinde ve şirketler çoğalıp ta uyuşmazlık çıktığı müddetçe şirket davaları veya ticari davalarda belki gelecekte görülebilecektir. Şu ana kadar ticaret hukukundan kaynaklanan ticari davalar hariç diğer tüm dava türleri Fatsa’da sıklıkla, çoklukla olan ve görülen dava türleridir” dedi.

Büyük Ata İlkokulu ve Ortaokulunda Okul Aile Birliğinin katkılarıyla yaptırılan çok amaçlı salonun açılışı Kaymakam Bekir Atmaca tarafından yapıldı. Salonun açılışına Fatsa Kaymakamı Bekir Atmaca, İlçe Milli Eğitim Müdürü Ahmet Gürsel Avcı, İlçe Milli Eğitim Şube Müdürleri Atilla Yiğit ve Hüseyin Biberoğlu, Okul Aile Birliği Başkanı Hasan Ergeç okul müdürleri, öğretmenler ve öğrenciler katıldı. Açılıştan sonra bir konuşma yapan İlçe Milli Eğitim Müdürü Ahmet Gürsel Avcı, “Açılışını yaptığımız salon sayesinde Büyük Ata İlkokulu ve Ortaokulu öğretmen ve öğrencileri kültürel faali-

yetlerini ve toplantılarını bundan sonra rahatça bu salonda yapabileceklerdir. Bu salonun hizmete sunulmasında emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi. Fatsa Kaymakamı Bekir Atmaca ise bu salonun okula kazandırılmasında emeği geçen herkese, okul aile birliğine ve okul yöneticilerine teşekkür etti. Ayrıca açılışı yapılan salonda Büyük Ata İlkokulu ve Ortaokulu öğrencileri tarafından şiir okundu ve şarkılar söylendi.

OMÜ’de Oryantiring Etkinliği Etkinliğe; Ağaçlandırma ve Doğal Yaşam Topluluğu Akademik Danışmanı Prof. Dr. Ergin Öztürk, Yaşar Doğu Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu Spor Yöneticiliği Bölüm Başkanı Doç. Dr. Mehmet Yalçın Taşmektepligil, Topluluk Başkanı Muhsin Oğul ve topluluk üyeleri katıldı. Etkinlik öncesi Spor Yönetici-

gazetekuzey@gmail.com

Harbi Amatörmüş

Büyük Ata’nın Çok Amaçlı Salonu Açıldı

OMÜ Ağaçlandırma ve Doğal Yaşam Topluluğu tarafından Kurupelit Kampüsü içerisinde oryantiring etkinliği düzenlendi.

Nusret YEŞİLLER

liği Bölümü antrenör hocaları 2.1 km parkurda 12 hedef belirleyerek, etkinliğin nasıl gerçekleşeceği hakkında yarışmacılara ayrıntılı bilgi ve harita verdiler. Yarışmanın sonunda katılımcılar etkinlikten çok hoşlandıklarını ve bu etkinliğin daha geniş kitlelere yapılmasının faydalı olacağını belirttiler. OMÜ Ağaçlandırma

ve Doğal Yaşam Topluluğu Akademik Danışmanı Prof. Dr. Ergin Öztürk ise, doğal yaşam içerisinde yön bulma, kısa sürede isabetli karar verme ve muhakeme yeteneğini geliştirmeye çok büyük katkı sağlayan bu etkinliğin daha geniş katılımlarla önümüzdeki günlerde tekrarlanacağını söyledi.

O sene bu sene!’’ (Futbola az çok aşikar olan Fatsalılar bu sloganın neyi çağrıştırdığından habe-

ri vardır.) Evet bu sene bir başka başladık lige. Takımı bilmem ama Fatsalılar olarak, taraftar olarak daha bir içindeydik futbolun. Gerek yönetimin çalışmaları gerek Fatsalıların futbola ve Fatsa takımına olan özlemi, içtenliği beraberinde getirmişti. Belki de bana öyle geldi Fatsa basının içinde bulunmam nedeniyle, lakin görülen köy kılavuz istemez demek en oturaklı deyim olurdu bu cümlenin sonuna. Şehir stadının neredeyse tamamının dolu olması bunu doğrular nitelikteydi. Lakin ilerleyen zamanla çatlak sesler gelmeye başladı kamuoyundan. Tüm bu olumlu şeylerin yanında kötü giden bir şeyler vardı. Beklentilere yakışmayan bir gidişat. Taraftarı Fatsalıları üzen bir gidişat. Asıl üzücü olan ise bu gidişatın başrolde olan takımda olmasıydı. Beraberinde süre gelen puan kayıpları taraftarı çıldırtan bir diğer etkendi. Ve en temel noktadaydı bu sorun. *** Ligde ilk yarının sondan 3. maçı ve ben tribündeyim. Sadece ben mi? Soğuk havaya rağmen neredeyse tamamı dolu tribünün. Soğuğa inat iç ısıtan bir heyecan. Maç başlıyor heyecan artıyor. İlerleyen dakikalarda aman Allah’ım oda ne diyorum! Bana mı öyle geliyor yoksa takımda oynayan 3-4 kişimi var. 11 kişi nerede. Takımda sağ kanat işliyor sadece. Görebildiğim göze çarpan belli başlı sırt numaraları. Futbolcuların belki ruhları sahada ama bedenleri yok. Bir iki derken üçüncü pas rakipte. Ah o 3-4 oyuncuda olmasa vay halimize diyorum. İlk yarı bitiyor ve duyuyorum ki diğer rakipler puan kaybı yaşamış. Maçın önemi bir kat daha arttı. İkinci yarı bir hışımla başlıyor. Dakikaları sayamadım ama sanırım 10dk dan fazla olamaz. Oyuncularımız yoruldu, tabiri caizse şişti. Evet zemin ağırdı bel ki ama yorulmayı da hak etmek lazım değil mi? Yoruldum demeye yüzü olmalı insanın. Neyse ki penaltı pozisyonu

yetişti imdadımıza. 1-0 öndeyiz ama ne önde. Bu öndelik skor anlamında sadece, yoksa rakip bastırıyor, rakip önde basıyor. İleriye atağı savuşturmak için atılan birkaç toptan biri atak olacak ama ileride in-cin top koşturuyor. Onları kim aldı sahaya demeyin. Eee sahanın bir yarısı boş olunca fırsat bildiler besbelli. Nitekim olacak oldu ve dakika 90+1 Rakip beraberlik golüne ulaştı, taraftarın sabır taşı çatladı… Demem o ki takıma takviye şart. Takım ruhu şart. İş geliyor bu ruhu taşıyacak oyunculara. Fatsa yı seven, Fatsa ya maddiyat olarak değil maneviyat olarakta bakabilen oyunculara. Bulmak hiçte zor değil aslında Fatsa’nın her caddesi her sokağından topçu çıkıyor. Benim yaşım 26 ben Fatsa da ne genç futbolcuların görmezden gelinip ziyan olduğunu gördüm ki siz tevellütü daha fazla olanlara sorun birde. Merak ettim sormadan edemeyeceğim. Takımda Fatsalı kaç futbolcu var? *** Gözüm sahada, kulaklarım etrafta. Herkes teknik direktör olmuş. Şu oyuncu çıkmalı şu böyle olmalı şu şöyle olmalı. Çoğu da haklı. Tuhaf olan birilerinin bu durumu göremiyor olması. ‘’Göremiyor mu yoksa içini göremediğimiz o yedek kulübesi boş mu?’’ Diye soruyorum kendime. *** Ligin adı Bölgesel amatör lig anladık ta, oyunda buna bu kadar uyumlu olmak zorunda mıydı? Bu ahenk beni şaşırttı doğrusu. Harbi amatörmüş diyorum kendi kendime. Koca 90 dakikaya bir şut sığmaz mıydı diyorum. Son dakikalarda kaçırılan puanlara girmiyorum bile. Tribün daha ne yapsın. Neden çileden çıkmasın. *** O sene bu sene sloganını daha uzun seneler kullanacağız gibi geliyor bana. O seneden kastedileni anladık da, bu sene diye gösterilen yerde bir şey yok. *** Diliyorum ki devre arasında olumlu gelişmeler olur. Bizde tebriklerimizi sevinçlerimizi yazarız.

Ligde ilk yarının sondan 3. maçı ve ben tribündeyim. Sadece ben mi? Soğuk havaya rağmen neredeyse tamamı dolu tribünün.

ALLAH Rahmet Eylesin Kurtuluş mahallesi Kıyanköy sakinlerinden Bilal, Abdullah ve merhum Mehmet Karakoç’un kardeşi Halime Atlı ve Murat Karakoçun babası, İstanbul Bolamanlılar Derneği Yönetim Kurulu üyesi Ömer Karakoç’un amcası Halil oğlu İsmet Karakoç vefat etmiştir. Cenazesi 23 Aralık 2012 Pazar günü öğle namazına müteakip Orta Büyük Camiinde namazı kılındıktan sonra Bolaman Palazlı mahallesindeki aile kabristanlığına defnedildi. Fatsa Kurtuluş mahallesi sakinlerinden merhum Mehmet Ültay’ın eşi, Hasan ve Ahmet Ültay’ın annesi Hasime Ültay vefat etmiştir. Cenazesi dün öğle namazına müteakip Orta Büyük Camiinde namazı kılındıktan sonra Tayalı köyü Çaldum mahallesindeki aile kabristanlığına defnedildi.


8

25/12/2012 Salı

Yeşiller Matbaa Personeli Yemekte Buluştu Yuvarlana Yuvarlana Yeşiller Grafik Tasarım, Reklam, Matbaa, ve Mir Kuzey Gazetesi çalışanları yemekte ikinci kez bir araya geldiler. Kaynaşma ve birlik beraberliğin pekiştirilmesi amaçlı gerçekleşen yemeğe tüm personel iştirak ederken evli olan personellerin eşleri de yemeğe katıldı. Yaklaşık 2 saat boyunca hem yemek yiyerek hem de sohbet ederek zaman geçiren Grafik Tasarım, Reklam, Matbaa, ve Mir Kuzey Gazetesi çalışanları Gazetenin kuruluş tarihi olan 13 Şubat 2013 akşamı tekrar buluşmayı kararlaştırdılar. Grafik Tasarım, Reklam, Matbaa, ve Mir Kuzey Gazetesi Sahibi Niyazi Yeşiller personelin kaynaşması amacıyla zaman zaman yemekler düzenlediklerini ifade ederek,

“Personeller olarak her gün bir aradayız ancak bu tür yemekte kardeşlik duygusunun daha da pekiştiğine inanıyorum. Grafik Tasarım, Reklam, Matbaa, ve Mir Kuzey Gazetesi çalışanları olarak bir yıldan fazla süreyi geride bıraktık. Aramızdan ayrılanlar oldu, aramıza yeni katılanlar oldu. Başarı çıtamızın her geçen gün artması için ne gerekiyorsa yapacağız” dedi. Personeller ise rahatsızlığı nedeniyle hastanede tedavi gören Gökçe Yeşiller’in aralarında olmadığı için üzüntü duyduklarını dile getirerek, “Kendisine acil şifalar diliyoruz” temennisinde bulundular.

Dervişoğlu Güven Tazeledi Merkezi İstanbul’da bulunan KUYİAD (Kumrulu Yönetici İşadamları Derneği) olağan üstü kongresini yaparak kurucu başkan Özay Dervişoğlu güven tazeledi. Birçok siyasi işadamı ve sanayicilerin katıldığı olağanüstü kurula katılımın çok büyük olması herkesi sevindirirken Başkan Dervişoğlu’nun listesinde Kumru’nun en büyük sanayici ve işadamları yer alıyor. Alanında Türkiye’nin önemli isimlerinin yer aldığı liste uzun zamandır beklenen ve olması gereken bir liste olurken Dernek Başkanı Özay Dervişoğlu ‘Görev süremize daha 1 yıl gibi bir süre olmasına rağmen, çeşitli sebeplerden dolayı, kongre kararı almış bulunmaktayız. Hem aramızda yorulan arkadaşlarımızı dinlendirerek, yerine yeni arkadalar katarak dinamizm kazandırmak, hem de bu makamlara yapışmadığımızı göstermek için başkanlığa ve yönetime talip arkadaşlar varsa onlara yol açmak için, sosyal medyadan ve mesaj yoluyla da bildirdiğim üzere, kongremizde aday çıkması halinde aday çıkan arkadaşımıza bu görevi büyük bir mutlulukla devredeceğimi ve karşısına da

Gideceğiz

Fatsa Pazarcılar Derneği Başkanı Kemal Çatalkaya kış mevsiminin gelmesiyle işlerinin bıçak gibi kesildiğini söyledi.

Bazı esnafların sergi bile açamadığını belirten Başkan Çatalkaya, “Kışın gelmesiyle işlerimiz tamamen durmuş durumda diyebilirim. Vatandaşın parasının nerde olduğunu bilmiyoruz. Mücadele ediyoruz ama faydası yok. Her sene kış sezonunda bunu yaşıyoruz tezgâhımızı dahi açamıyoruz. 1-2 ay boyunca mücadele etmek zorundayız, yuvarlana yuvarlana gideceğiz. Ufak tefek kazancımız oluyor ama çok da

fazla işimizi görecek derecede değil. Yağmurlardan, fırtınalardan dolayı açabildiğimiz yere tezgâhımızı açıyoruz. Uzaklara şu anda zaten çıkamıyoruz yakın yerlere açıyoruz ama hayat durmuş sanki oralarda. Piyasada şu anda para tamamen bitik. İnşallah zamanla açılır dua etmekten başka çaremiz yok. Para olmadan hiçbir şey olmuyor. İşler ne kadar aktif ve canlı olursa hayat mücadelemiz devam eder” dedi.

Ordu’da Ceviz Üretimi

asla aday olarak çıkmayacağımı söylemiştim. Derneğimizin yönetimine talipli kimse yoksa yeni yönetimle bu görevi devam ettireceğimizi de belirtmiştim. Benimle bu yola çıkan, sonuna kadar dik duruş sergileyen, tüm eski yönetici ve mevcut yönetimde benimle çalışmak isteyen ve beni onurlandıran tüm arkadaşlarıma huzurlarınızda sonsuz teşekkürlerimi sunarken, bu yolda adı listemde olan bütün arkadaşlarımın ismi yüreğimde hep onur nişanesi olarak kalacaktır. Belki hatalarımız ve eksiklerimiz olmuştur ama şunu bilin ki bu onurlu görevim süresince Özay Dervişoğlu sizlerin başını öne eğdirecek hiç bir olayın içinde olmamıştır bundan sonra da olmayacaktır. Belki bazen gönüllere göre konuşmadık, ama biz gönüle göre konuşmamayı, gönlümüzden geçtiği gibi konuşmayı, sizlerden, bu toprağın insanlarından öğrendik’’ dedi.

Ordu’da ekolojik yönden fındık tarımı yapılamayacak arazilerde ceviz yetiştiriciliğine ağırlık verilirken il genelinde 2 bin 274 dekar arazide yaklaşık 5 bin ton ceviz yetiştirildiği belirtildi. Rakamlara göre, en fazla ceviz üretimi 210 dekar arazide Bin 260 ton olarak İkizce’de gerçekleşirken, onu 114 dekar arazide 596 ton ile Aybastı, 736 dekar arazide 500 ton ile Akkuş,

135 dekar arazide 487 ton ile Kumru takip etti. Ordu Merkez ilçede 165 dekar alanda 360 ton ceviz üretildiği belirtilirken, Ünye’de ise 190 dekor alanda 331 ton ürün elde ediliyor.

Kredi Alırken Eş Onayı Kalkıyor Bankalardan kredi alırken alınan eş onayı yeni düzenlemeye göre kalkarak, aranmıyor.Ünye Tüketici Sorunları Hakem Heyeti Başkanı Sinan Haznedar kredide eş onayının yeni çıkan bir yasa olduğunu, iki üç ay öncesinde kefil olurken veya bankadan kredi çekerken eş onayı gerektiğini söyledi. Kişinin hak ve hürriyetleri açısından konunun yeniden ele alındığını belirten Haznedar, “Çünkü 18 yaşını geçmiş herkes hürdür ve reşittir. Reşit olan herkes herhangi bir sözleşmeyi imzalayabilir. İnsan parasını kendisi kazanabiliyorsa, tek başına çalışma hayatının içerisine girebiliyorsa her türlü sosyal ilişkilerini kendi başına yönlendirebiliyorsa, seçme ve seçilme hürriyetine sahipse, kredisinin de kendi müracaatını yapar, kefil olmak isterse kendisi olur, olmak istemezse olmaz. Bununla ilgili eşine sormak zorunda değil açısından düşünülerek kaldırılıyor” dedi. Bu uygulamanın vatandaş yönünden olumlu yanının olmadığına işaret eden Haznedar,

“Bu düzenleme kişi hak ve hürriyetleri açısından düşünülmüş. Bu uygulamanın olumlu yanından çok, olumsuz yanı olacağını, yani bu eş onayının kaldırılmasının vatandaş tarafından olumsuz olacağını düşünüyorum” diye açıkladı. Kartları bütçemiz nispetinde kullanalım Tüketicinin kredi kartı kullanımında dikkatli olması gerektiğini söyleyen Sinan Haznedar, “Cebimizdeki kart bize silah olarak ters dönebilir. Kartları bütçemiz nispetinde kullanmalıyız. Vatandaş kart alırken bu kartın üstesinden gelebilecek miyim sorusunun cevabını vermeli” dedi. Kredi kartı aidatları

Kredi kartı aidatlarına ilişkin Haznedar, şunları kaydetti: ”Kredi kartlarına bütün bankaların hepsi hemen hemen yıllık kart aidat ücreti adı altında ücret kesmektedir. Bunları hesap ekstresiyle birlikte gönderiyorlar. Bu bankacılık denetleme ve düzenleme kurulu tarafından meşru görülmüş. Bu yasal ama yüksek bir fiyat olmayacak. Demiş ki Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu 3 lira 5 lira gibi belli bir miktar alınabilir. Bunun üstünde de alacaksa tüketiciyle yeniden sözleşme yapmalı. Sözleşmede can alıcı nokta şu, banka sana 2013 yılı için 50 lira 2014 yılı için 60 lira 2015 yılı için 85 lira kredi kartı kart aidatı ücretini ben senden alırım dediyse sende tamam veririm diye imza-

ladıysan hiçbir hak talep edemezsin. Kart aidatlarını geriye alamazsın. Böyle bir şey yoksa sözleşmenin içeriğinde o boşluklarda, boşlukları bankadakiler kendi kendine doldurmuşlar sana hiçbir şey sormamışlarsa orada kart aidat ücreti alınır diye daire ibaresi varsa tüketiciler hakem heyetlerimize müracaat ederek geri alabilirler. ‘Banka kartı alırken kart aidat ücreti alınacaksa kartı istemiyorum’ diyeceksin. Banka bunu kabul ediyorsa kart verecek, etmiyorsa kart vermeyecek. Hesap işletim ücretinden de yıllık belirli bir miktar para alınıyor. Hesabı belirli bir süre kullanmadığın zaman o zaman tekrar para yattığı zaman banka para kesiyor. Buna da banka diyor

ki hesap işletim ücreti. Bundan dolayı benden neden para alıyorsun? Bu hesap işletim ücretlerinde sözleşmede varsa bunları kaldırmıyorlar. Yani şuanda bunlar tamamen kaldırılmıyor, ama sözleşmede varsa ne kadar alınır? Yıllık, bunlarda karşılıklı tüketici ile banka arasında belirli şartlar müzakere edilerek imza altına alındıysa, bankalar o oranın üzerine çıkamayacak. Her şey sözleşmede gizli. Tüketici bankaya gittiğinde bankadan kredi kartı alırken yapılan

sözleşmenin içeriğinde, orada dersen ki ben burada hesap açtırıyorum ama benden kart ücreti almayacaksın. Bankada bunu kabul ederse senden kart ücret alamaz. Alırsa onu mahkemede geri alırsın. Banka bunu sana söylemek zorunda. Banka derse ki, hesap açtıran herkese her yıl hesap işletim ücreti adı altında 30 lira 40 lira alacağım. Sende bunu kabul edersen imza alacak senden. Sonrada her yıl hesap işletim ücretini alır. Kredi kartı da ücreti de aynı şekilde alınır.”


9

25/12/2012 Salı

Milletvekili Ünal’dan Ziyaretler AK Parti Ordu Milletvekili Fatih Han Ünal, sivil toplum kuruluşları ve kurumları ziyaret etmeye devam ediyor. Milletvekili Ünal, Devlet Su İşleri(DSİ) Ordu Müdürlüğü’nü ziyaret ederken, Şube Müdürü Coşkun Alp’tan 2012 yılında yapılan çalışmalar ve 2013 yılında yapılacak çalışmalar hakkında bilgi aldı. Milletvekili Ünal, burada yaptığı konuşmada “Yağmurlu bir günde DSI Şube Müdürlüğü’nü ziyarete geldik. Ordu’nun dereleri meşhurdur. Islahı da sorundur. Bunların ıslahı da DSİ’nin görevidir. 2011-2012 yılında yapılan hizmetler 2013 yılında yapılacak olan hizmetler içinde görüş alışverişine geldik. Her zaman bu kurumumuzun yanında olduk, bundan sonrada ihtiyaç duyulduğu noktada desteğimizi vereceğiz. Kendisinden yapılan ve yapılacak hizmetleri dinlemek istiyoruz. İlçelerimiz de dahil bu dereler ile ilgili ıslahlar ile ilgili çok önem arz ediyor. Taşkınlarda en önemli sıkıntımız dere yataklarına yapılmış evlerdir. Sele kapılması ya da yıkımla karşılaşması bazen can kaybına d a sebebiyet veriyor. En son Samsun’da böyle bir olay yaşandı. Dere ıslahı deyince sadece derenin akarını kontrol etmek ile kalmayıp o arazi bölgesine yakın evlerinde dikkat etmesi gerekiyor. Böyle bir afet ile hiçbir vatandaşımız karşılaşmasın” dedi.

“2013 Yılında 10 Projemiz Var” DSİ Ordu Şube Müdürü Coşkun Alp ise, “DSİ’nin görevi sulanabilir araziyi sulamak, su kaynaklarını en iyi şekilde değerlendirmektir. Bizim sulanabilir arazimiz olmadığı için böyle bir projemiz yok. Taşkın korumalarımız yoğunlukta. Ünye içme suyunu tamamladık. Arıtma hattı devreye girdi. Sonuçta bunun devri yapılacak. Ordu içme suyunun çalışmaları devam ediyor. 5 kilometre irsaliye hattı yapıldı. 4 bin tonluk depo bitti. 15 bin tonluk depoda ocak ayı gibi tamamlanacak. Arıtmanın zemininde bir problem olduğu için şuanda arıtmaya başlayamadık. Taşkın olayları bizim için önemlidir. Biz Ordu’nun bütün derelerini gezdik. Nerede bir taşkın yaratacak, menfez, ya da debiye uygun olmayan bir yapı, oralarda bir dolgu hafriyat artığı gibi bir takım sıkıntılar varsa bunu belirledik. Bölgeye verdik. Köprü yapılması gerekiyorsa köprü teklifini götürdük. Daha rantabl çalışacağız. 2012 yılı içerisinde beş

tane taşkın projesi bitirdik. Önümüzdeki yıl 10 adet ihale yapmayı planlıyoruz. 9 Ocak tarihinde Civil Irmağı sahil bölümünde 4,5 kilometre çift taraflı 9 kilometre duvar inşaatı yapılacak. Şuanda ilanda ihalesi yapılacak. Bu güne kadar büyük sıkıntı yaşamadık. Yaşamamak için önceden önem almak gerekiyor. Bizde bu önemlerimizi alıyoruz” diye konuştu. Eğitim -Bir-Sen Ordu Şubesi Ziyareti Milletvekili Ünal, DSİ ziyaretinin ardından Eğitim-Bir-Sen Ordu Şubesi’ni ziyaret etti. Milletvekili Ünal’ı ziyaretinden Eğitim-BirSen Ordu Şube Başkanı İsmail Çelenk karşıladı. Milletvekili Ünal, Eğitim-Bir-Sen Ordu Şubesi’ne yaptığı ziyarette, “Geçmişte öğrenciler baraka gibi yerlerde eğitim görüyorlardı. Bizim dönemimizde Ordu’ya 2 bin 47 derslik kazandırıldı” açıklamasında bulundu. Ünal şöyle konuştu: “Bizler AK Parti iktidarı olarak her zaman sivil toplum örgütleri ile her zaman bir araya gelmeyi bilen bir

iktidarız. Dönemimiz boyunca da her alanda kendileri ile yasalar koşulduğu zaman istişare içinde olma gayretinde olduk. Özgürlük ve demokrasinin gelişimi son on yılda AK Parti döneminde çok önemli mesafeler almıştır. Biz özellikle sivil toplum örgütlerinin bu konuda da önemli katkı sağladığına inanıyoruz. Varlıklarının vazgeçilmez bir unsur olarak, demokrasinin daha güçlenmesi adına sivil toplum örgütlerimizin varlığının ve iradesinin güçlü bir şekilde devam etmesi gerektiğine inanıyoruz. Onun için biz her fırsatta birlik ve beraberliğimizi her platformda göstermeye devam edeceğiz. Arkadaşlarımız ile zaman zaman görüşüyoruz. Bu eğitim camiasında ki bir sendikamız olması nedeniyle özellikle şunu ifade etmek istiyorum. Eğitim bizim en önemli gördüğümüz kuruluşlarımızın başında geliyor. Bizler gelecek nesillerimizi öğretmenlerimizin eliyle şekillendireceğiz. Öğretmenlerimize fiziki imkanlar sağlamak, geçmişte adeta barakalarda eğitim alan

TEMA’dan Atık Kağıt Uyarısı TEMA Ordu Temsilcisi Nilgün Gözükan: “Bir ton kullanılmış kağıt geri kazanıldığında 16, bir ton gazete kağıdı geri kazanıldığında ise 8 çam ağacının kesilmesi engellenmiş oluyor.Türkiye’de her gün 20 bin yetişkin ağaç kesiliyor” dedi.

TEMA Ordu Temsilcisi Nilgün Gözükan, atık kağıtların geri dönüşümle, tekrar kullanılmasının sağlanmasının ekonomiye büyük oranda katkısı olduğunu belirterek, "Bir ton kullanılmış kağıt geri kazanıldığında 16 çam ağacı, bir ton gazete kağıdı geri kazanıldığında ise 8 çam ağacı kesilmek-

ten kurtuluyor" dedi. Türkiye'de yılda bir milyon ton kağıt ile, gereksiz yazışmaların yapıldığını, gereksiz yazışmaların yapılmaması halinde 2 milyon 500 bin ağacın kesilmesinin engelleneceğini vurgulayan Gözükan, Orman Bakanlığı tarafından hazırlanan bir raporu örnek gös-

tererek, "Bir büro elemanı yılda 81 kilo yüksek vasıflı kağıdı çöpe atıyor. İnsanların birbirine gönderdiği mektupların yüzde 44'ü okunmuyor. Yalnızca 100 bin ailenin gereksiz yazışmaları durdurması halinde her yıl 150 bin ağacın kesilmesi önlenecek" açıklamasında bulundu. Gözükan, sözlerine şöyle devam etti: "Bir ton kullanılmış kağıt geri kazanıldığında 16 çam ağacının, bir ton gazete kağıdı geri kazanıldığında ise 8 çam ağacının kesilmesi önlenmiş olacak. Ancak doğanın yaşaması için önemi ifade edilemeyecek geri dönüşüm olayının yüzde 70'i ilkel şartlarda, çöp toplayıcıları tarafından gerçekleştiriliyor. Ülke genelinde çöplerden geçimini sağlayan 200 bin kişi bulunuyor. Dolayısıyla daha sağlıklı ve verimli geri kazanım için kağıt atıkların okul, konut, işyeri ve benzeri sahalarda diğer çöplerden ayrı toplanması gerekir." Atık kağıtların geri dönüşümü-

nün, ormanları kurtarmasının yanısıra, hava ve su kirliliğini önemli oranda azalttığına dikkat çeken Gözükan, şunları söyledi: "Atık kağıt yerine yeni ağaçlar kullanmak 2 kat daha fazla enerji ve 3 kat daha fazla su kullanımına sebep oluyor. Mesela, araştırmalar İstanbul'da günde 9 bin ton çöp toplandığını gösteriyor. Bu çöpün bin 300 tonu yeniden değerlendirilebilir, kullanılmış kağıtlardan oluşuyor. 300 ton kağıdın üretimi için Türkiye'de her gün 20 bin yetişkin ağaç kesiliyor. Dolayısıyla her gün 20 bin adet yetişkin ağaç çöpe atılıyor ve 80 bin metrekare orman alanı tahrip ediliyor. Bir ton kullanılmış kağıt geri kazanıldığında ise, 17 adet yetişkin ağacın kesilmesinin ve 70 metrekare ormanlık alanın tahrip edilmesinin önüne geçilmiş oluyor. Böylece 4 bin 100 kwh elektrik enerjisi, 32 bin litre su, bin 700 litre fuel-oil tasarrufu yapılıyor. 270 kg gazın atmosfere karışması önleniyor." (orduhayat)

Kadınlar Erkekleri Geçti Ordu il genelinde kadın nüfusu erkekleri geçti. Ordu Ticaret ve Sanayi Odası’nın Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK), "Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi Nüfus Sayımı Sonuçları"na göre yaptığı çalışmada, Ordu il genelinde kadın nüfusu erkekleri geçerken, 19 ilçeden 9’un da kadın nüfusu erkeklerden sayıca fazla çıktı. Buna

göre, Aybastı’da 12 bin erkek bulunurken 12 bin 252 kadın, Çamaş’ta 4 bin 972 erkek bulunurken 4 bin 978 kadın, Çaybaşı’nda 6 bin 916 erkeğe karşılık 6 bin 934 kadın, Gölköy’de 16 bin 333 erkeğe karşılık 16 bin 477 kadın nüfusu bulunuyor. Gülyalı’da 3 bin 947 erkeğe karşılık 4 bin 33 kadın bulunurken, Gürgentepe’de 7 bin 886

erkek, 8 bin 74 kadın, Kabataş’ta6 bin 27 erkek 6 bin 202 kadın, Kumru’da 16 bin 130 erkek 16 bin 156kadın, Mesudiye’de 6 bin 366 erkek 6 bin 373 kadın ve Ulubey’de 8 bin 638 erkek 8 bin 903 kadın bulunuyor. Ordu il geneli nüfusu 714 bin 390 olarak belirlenirken bunun 356bin 675’i erkek, 357 bin 715’i kadın olarak belirlendi.

öğrencilerimize dünyaya açmak ve hazırlamanın zorluğunu taktir edersiniz. Şimdi çok şükür bu on yıllık dönemimiz de 2 bin 47 dersliği Ordu ilimize kazandırdık. Bu bizim için büyük bir referanstır. 857 akıllı tahtamızı yerleştirdik ama hepsine kazandırmak istiyoruz. Öğrencilerimizin daha modern bir şekilde eğitimlerini almalarını sağlamak hedefindeyiz.” “Başörtüsü Özgürlüğü Tüm Kamusal Alanda Yer Almalıdır” Eğitim-Bir-Sen Ordu Şube Başkanı İsmail Çelenk ise, “Eğitim-Bir-Sen olarak Ordu’da 3 bin’in üzerinde üye sayısı ile Ordu’nun en büyük sivil toplum örgütüyüz. Biz Mesudiye’den Akkuş’a kadar okul geziyoruz.

Günde 6 öğretmenler odası ziyaret ediyoruz. Burada öğretmenlerimizin sıkıntısını yerinde dinliyoruz. Bu derdi sıkıntıyı siyaset ile çözüyoruz. Bugün öğretmenlerin alanlardaki sıkıntılarını bire bir ileteceğimiz içinde bu ziyaretini fırsat biliyoruz. 12 Eylül referandumunda Eğitim-Bir-Sen güçlü bir şekilde ‘Evet’ demiştir. Milletin menfaatine yönelik memur-sen olarak biz her zaman olmuşuzdur. Kılık kıyafet özgürlüğünün, başörtüsü özgürlüğünün bütün kamusal alanında her yerde olmasını istiyoruz. İnsan istediği gibi giyinmesini istiyoruz” şeklinde konuştu. Milletvekili Ünal'a ziyaretlerinde Merkez İlçe Başkanı Uğur Çelenk, Belediye Meclis Üyeleri ve partililer eşlik etti.

Başkan Kaya, Yurt Dışı Gezisini Değerlendirdi Yokuşdibi Belediye Başkanı Yener Kaya, yurt dışı gezisiyle ilgili değerlendirmelerde bulundu.

Başkan Yener Kaya, Ak Parti İl Başkanı Hüseyin Akyol, Perşembe Belediye Başkanı Selami Çarkçı ve Saraycık Belediye Başkanı Mustafa Candan ile birlikte gerçekleştirdiği Avusturya gezisini değerlendirdi. Kaya, Wonder Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Kara ve Askın Group Yönetim Kurulu Başkanı Aşkın Akyazı'nın davetlisi olarak Avusturya'ya gittiklerini belirterek, "Gezi

Gazetemize Abone Olunuz!

sayesinde hem bölgedeki kayak merkezlerini inceledik, hem de oradaki belediyelerin çalışma yöntemlerini yerinde gördük. Oradaki kayak merkezlerini yerinde inceleyerek beldemize yapılacak olan Çambaşı Kayak Merkezi'nin alt yapısı hakkında bilgi sahibi olduk. Kendi adıma gezinin olumlu geçtiğini düşünüyor, daha öncesinde yurt dışı gezisine çıkmamanın pişmanlığını yaşıyorum" dedi.

0452 407 10 11


SP R

Teknik Direktörü Sinan Bayraktar, “Birçok gol pozisyonuna da girdik ama ilk yarıda tabelayı değiştiremedik.

Başkan Türkmen, TSYD’nin Davetlisi Türkiye Spor Yazarları Derneği tarafından Antalya Belek'te yapılacak olan 'UEFA kriterleri ve ulüpleri bekleyen tehlikeler' konulu panele Orduspor Kulüp Başkanı Doç.Dr.Nedim Türkmen konuşmacı olarak davet edildi. TSYD Genel Başkanı Naci Arıkan tarafından davet edilen Başkan Türkmen, 25-28 Aralık 2012 tarihleri arasında gerçekleşecek olan TSYD'nin 50. yıl Sporun zirvesi Eğitim Semineri' programında konuşmacı olarak yer alacak.

Hakem Hacısalihoğlu’na Büyük Tepki Fatsa Belediyespor Teknik Direktörü Sinan Bayraktar 1930 Bafraspor maçında rakibin hata yapmasını bekleyip ikinci golü bulmayı beklediklerini ancak buldukları pozisyonları değerlendiremediklerini söyledi.

Muhsin YILMAZ

gazetecimuhsin@gmail.com

Sanırım Orta Saha İlk 20 dakika oyuna iyi başlamadık ama 20 dakikadan sonra oyuna ağırlıklarını koyduklarını belirten Fatsa Belediyespor Teknik Direktörü Sinan Bayraktar, “Birçok gol pozisyonuna da girdik ama ilk yarıda tabelayı değiştiremedik. İkinci yarı oyuna daha planlı, programlı başladık, penaltıyla beraber golü de bulduk üstünlüğü de koruduk. Biraz kendi savunmamızda bekleyip rakibin yapacağı hatalardan ikinci golü bulmaya çalıştık. Neticesinde çok net pozisyonlar da bulduk. Pozisyonları değerlendirebilseydik maçı kazanma

13. Haftanın Sonuçları

şansımız yüksekti. Hakeminde çok kötü bir yönetimiz vardı. İkili mücadelelerde, bütün faullerde ve kartlarda takdir haklarını Bafraspor’dan yana kullandı. Bunlar mazeret değil ama önemli bir etken. Maçın sonunda verilen 7 dakikalık uzatma hem seyircimizin hem de bizim psikolojimizi bozdu. 7 dakika uzatma ben ne futbolculuk dönemim de ne de hocalık yaptığım dönemde şu ana kadar hiç görmedim. Futbolda ambulanslık bir durum olur, maç fazla durur bunun üzerine bu şekilde bir uzatma verilir. Futbolda 7 daki-

ka çok önemli bir zaman en fazla 4-5 dakika uzatma verilir. Penaltı veriyorsun, o penaltıyı verdiğin zaman son adam olarak kırmızı kartı da vereceksin. Bunlar mazeret değil aslında ama bizim gibi bir takımın 1-0’lık skoru koruması lazımdı. Biz artık bundan sonraki son 2 maçı kazanıp devreye öyle girmek istiyoruz. İlk yarı sonunda liderle aramızda en fazla 3 puan fark olacak. Ben özellikle oyuncularımın ilk 20 dakikadan sonraki gösterdikleri mücadeleden dolayı kutluyorum bizlere güzel bir maç izlettiler” dedi.

14. Haftanın Maçları

Takımını Yalnız Bırakma Geçtiğimiz günlerde yeni otobüsüne kavuşan Orduspor, büyük taraftarıyla bir bütün olarak isimlerini tarihe yazdırıyor. Aralık ayı sonuna kadar devam eden kampanyada büyük Orduspor taraftarı, Süper Lig’de daha güçlü bir Orduspor için; Orduspor boşluk ad boşluk soyadını yazıp, Turkcell, Vodafone, Avea hatlı cep telefonundan 10 TL karşılığında 3544'e gönderiyor, ismini tarihe yazdırıp, Avrupa yürüyüşünde takımına sahip çıkıyor. Bu zamana kadar SMS atıp takımına destek olan tüm taraftarlarımızın ve yeni destek olacak tüm taraftarların adları otobüsün üzerinde yer alacaktır. Orduspor Kulübü

1

930 Bafra maçı bir kez daha gösterdi ki Fatsa Belediyespor’un çok ciddi orta saha sorunu

var. Bizler Fatsalı basın mensupları olarak Fatsa Belediyespor’un hücum yaptığı tarafa geçeriz. Fotoğraflarımızı oradan almak isteriz. Her zaman olduğu gibi Pazar günü öyle yaptık. Hava da öyle soğuktu ki maça gelen herkes buz gibi havayı yaşadı zaten. Fatsa Belediyespor ev sahibi konumuyla atak oynasaydı heyecandan belki üşümezdik ama nerdeeee. Neredeyse 1930 Bafraspor ilk 20-25 dakika 2-0 öne geçecekti. İlk yarıda bir Necati ile bir de Oktay Kambolat ile cılız vuruşlar oldu. Oysaki yağmurlu bir havada, zeminin yağ gibi kaydığı bir ortamda, ceza sahası dışından şut bombardumanı görmeyi isterdik. Maalesef ilk yarı bunu göremedik. İkinci yarının başında tam da isteğimiz dakikalarda penaltıdan golü bulduk. Fatsa Belediyespor golü bulduğu zaman nedense bir türlü 2.gol için baskı kuramıyor. Skoru korumanın peşinde desek; o da olmuyor. Eğer rakip takım, deplasmanda elini kolunu sallaya sallaya, senin ceza sahana yaklaşabiliyorsa orta sahayı çok rahat geçiyor demektir. Yine hücum hattında pozisyon bulamıyorsa orta sahadan ya da kanatlardan pas alamıyor demektir. Bafra maçında son haftalarda takımın

en iyisi olan Cem Akbaba sağdan birkaç etkili top gönderdi ama gol vuruşu gelmedi. Şimdi devre arası transfer yapılsa eksik mevkilere futbol alınsa sonuç değişir mi? Bana göre 1-2 takviye ile olacak iş değil. Görünüşe göre en az 5 takviye lazım ki; o kadar masraf göze alınır mı bilemem. Bunun için Fatsa Belediyespor’un kalan iki maçtan mutlak 6 puan çıkarması, rakiplerinin de puan kaybetmesi lazım. İkinci yarıya kafa kafaya girecek bir puan durumu olması lazım ki transfer yapılsın, yoksa masrafa hiç de gerek yok. Maçın sonunda 4.hakem neden 7 dakika uzatma gösterdi anlamış değilim. Burada seyircinin aşırı tepkisi çok doğal. Böyle bir maçta en fazla 4 dakika verilmesi gerekirdi. Verilmesi değil gerçek de oydu bana göre. Madem hakkaniyet uyguluyorsun, o zaman uzatmadaki futbolcu sakatlanmasını neden dikkate almadın. Başkana bir kere söyledim, maçları video kaydına aldırın diye ama pek oralı olmadı. Bu işler masa başında bitiyor. Hak aranması lazım. Bafra maçı baştan sona çekilseydi kaç dakika uzatma verilmesi gerektiği net olarak belli olurdu. “Şu anda lig uzun maraton, futbolda bu tür sonuçlar var” söylemleri var. Ben ne zamanki “matematiksel olarak şansımız devam ediyor” söylenene kadar O Sene Bir Dahaki Sene mi Acaba” demiyorum.

Eğer rakip takım, deplasmanda elini kolunu sallaya sallaya, senin ceza sahana yaklaşabiliyorsa orta sahayı çok rahat geçiyor demektir.


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.