Başkan Erken Yeşerdi Anlayan’ı Ne Üzdü?
Adı Değişti, İçeriği Değişmedi Fındık Dalları Fatsa Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Tayfun Karataş; “5084 sayılı kanunun adı değişti ama içeriğinde çok büyük değişiklikler olmadı” diyerek ilimiz ve ilçemizde yatırımlara teşvik’in devam edeceğini söyledi. Fatsa Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Tayfun Karataş; “Kanun başka bir isim adı altında çıkacak ve içeriğinde muhtemelen şekillenen ama netleşmemiş bir takım
“Erbakan ve Yeni Bir Dünya”
9’da
Ordu Üniversitesi (ODÜ) Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Saim Zeki Bostan, “Son haftalarda hava sıcaklıklarının mevsim normallerinin üzerinde seyretmesi fındık dallarının erken yeşermesine neden oldu” dedi. 8’de
www.gazetekuzey.com
Türk siyasi hayatının önemli isimlerinden, renkli simalarından biri olan Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın ölüm yıldönümü tüm İl ve ilçelerde olduğu gibi Fatsa’da da çeşitli etkinliklerle kutlanacak. 6’da
desteklemeler olacak. SGK primleri bu ay normal ödenecek fakat Mart ayında primler indirimli bir şekilde ödenecek.” dedi. 3’te
FATSA’DAN KARADENİZ’E 27 ŞUBAT 2013 ÇARŞAMBA
GÜNLÜK TARAFSIZ SİYASİ GAZETE
YIL: 2
SAYI:322
FİYAT: 50 Krş.
Bizi Kimse Dinlemedi! Fatsa Ticaret Borsası Başkanı Ömer Karamolla yaklaşan borsa seçimi, aday olup olmayacağı ve fın dığın bugünkü durumu ile ilgili gazetemizi bir dizi açıklama yaptı.
PUSULA
Eğitim-Bir-Sen 6. İlçe Temsilcileri Toplantısı Antalya Alanya’da yapıldı. Toplantıya Fatsa’dan Eğitim Bir Sen İlçe Temsilcisi Halil Bekyürek katıldı. 9’da
Mustafa Kemal KAYMAK
Her şey devletten beklenmesin !
03
İŞİMİZE BAKAMADIK MADDİ OLARAK ETKİLENDİK
Ömer Karamolla fındığın bugünkü içler acısı durumunun sorumlusunun devlet ve üretici olduğunu söyledi. Karamolla fındık üreticisinin yapılan uyarıları dikkate almadığını belirterek “Biz sadece gerçekten inandığımız sözleri söyledik. Biz eski fındığınızı satmayın dedik ama uyarılarımızı dikkate alan olmadı. Dinlemeyince ne oldu, fındığın fiyatı 4.50 TL’ye kadar düştü” dedi.
Fatsa Ticaret Borsası Başkanı Ömer Karamolla ; “Biz görevimizi yaparken kendi işimize bakamadık, ondan dolayı maddi olarak ta etkilendik. Tabi bizden sonra gelecek olan kişilerin bu görevi daha iyi şekilde yapması gerekir. Kimsenin etkisinde kalmadan, bildiği yolda görev yaparsa sorun olmaz ama bunu yapmazsa hizmet veremez ve duramaz. Taraf olduğum yönündeki iddialar çok saçma.” 5’te
Her yıl ocak ayı itibariyle fındık rekoltesini hesaplayabilmek için gerçekleştirilen ‘karanfil 4’te sayımı’ artık yapılmayacak.
“Herkes Özürlülüğü Kendinde Arasın”
Fatsa Belediye Başkanı Hüseyin Anlayan Özel Eğitim ve Uygulama Okulu’na gerçekleştirdiği ziyarette otistik engelli öğrencilerin kişi başı atık pil toplama kampanyasında birinci olduğuna dikkat çekerek, “Kimse kimseye özürlü demesin, herkes özürlülüğü kendinde arasın” diyerek anlamlı bir mesaj verdi. Anlayan; “her işin başı eğitim” diyoruz, “eğitim küçük yaşlarda başlar” diyoruz ama bazı okullarımız pil toplama kampanyamıza hiç destek vermediği halde bu otistik çocuklarımızın eğitim gördüğü Eğitim Uygulama Okulu bu kampanyaya destek vererek dereceye girdi. Aynı zamanda çok önemli bir konu ise, kişi başına en fazla pil toplayan okul oldu.” 5’te
Vergisini Düzenli Ödeyenler Ödüllendirildi 24. Vergi Haftası nedeniyle, Fatsa ilçesinde 2012 yılında Gelir Vergisi ve Kurumlar Vergisi’nde ilk 3 dereceye giren kurum ve kuruluşlara başarı belgesi ve nostalji radyo verildi.
M. Kemal POYRAZ
Sevinç ve hüzün!
12
Bu kapsamda, vergi dairesi çalışanlarının ilk ziyareti Topaloğlu Limited Şirketi sahibi Süha Topaloğlu ve Fatsa 1. Noter’e oldu. 4’te
SATIRBAŞI
“Milletin Ayaklarına Bağlanan Prangalar Çözüldü”
UYARILARIMIZ DİKKATE ALINMADI
Karanfil Sayımı Kaldırıldı
Yrd. Doç. Dr.
Ahmet FİDAN
Narsist Ben’in Tevazu Çığlıkları: Ben Ne Kadar Narsistim! 05
27 ŞUBAT 2013 ÇARŞAMBA
Sayfa
2
Manitama papatya topluyorum Aferin be Önderim
Namaz Vakitleri
TE
BE
SS
Hava Durumu
Ü M
ORDU’da BUGÜN HAVALAR NASIL?
Sağanak Yağmurlu EN DÜŞÜK : 8 C EN YÜKSEK : 17 C
ORDU NAMAZ VAKİTLERİ İmsâk: Güneş: Öğle: İkindi: Akşam: Yatsı:
04:34 05:59 11:48 14:51 17:24 18:43
Günün Fıkrası
Tarihte Bugün
Yine mi sakat var
1863 : Türkiye’de bilinen ilk Resim Sergisi İstanbul Atmeydanı’nda (Hipodrom) açıldı Serginin açılmasına Sultan Abdülaziz destek verdi. şu gol gelse artık
1880 : Haydarpaşa-İzmit demiryolu işçileri greve çıktı.
Üniversitede, dönemin ilk gününde rektör yeni gelenleri toplamış, üniversite kurallarını anlatırken sıra yurt olayına gelmiş. Rektör demiş ki : - Kız yurtları erkek öğrenciler için yasak bölge. Erkek yurtları kız öğrenciler için. Yasak bölgede yakalanan kişiye ilk seferinde 200 milyon ceza kesilecek. İkinci yakalanışında 300 milyon, üçüncü yakalanışında da 500 milyon ceza kesilecek. Sorusu olan var mı? Arka taraftan bir erkek öğrenci sesi : - Sezonluk bilet ne kadar?
1937 : Özel teşebbüsçe inşa edilen ilk Türk gemisi Belkıs, Haliç’te törenle denize indirildi.
En yakışıklı benim oğlum
1955 : Türkiyeli boksör Garbis Zaharyan, Yunanlı rakibi Emanuel Zambidis’i sayıyla yendi 1964 : Coca-Cola’nın dünya üzerindeki 1109’uncu fabrikası İstanbul’da açıldı Tamamiyle yerli yatırımla kurulan şirketin sermayesi 14 milyon liraydı 1971 : Türkiye Radyo ve Televizyon Kurumu (TRT) bir açıklama yaptı, parasızlık nedeniyle radyo yayınlarını 18,5 saatten 8 saate indirmek zorunda kalacağını bildirdi.
işte benim berberim
1975 : Tüm Öğretmenler Birleşme ve Dayanışma Derneği (Töb-Der) ve çeşitli devrimci kuruluşlar tarafından “ Hayat Pahalılığı ve Faşizmi Protesto “ mitingleri düzenlendi Malatya, Tokat, Kahramanmaraş, Erzincan ve Adıyaman’da ki mitingler saldırıya uğradı. 1978 : Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Kenan Evren Genelkurmay başkanlığına atandı. 1985 : Bazı Ege illerindeki okulların “Devrim” olan adları değiştirildi.
Simitçi bu tarafa gel bakalım
1993 : İnsan Hakları Derneği Elazığ Şubesi Başkanı Avukat Metin Can ve Dr Hasan Kaya öldürülmüş olarak bulundu
Oğlum birazcık gülsene
göreve hazır kıta
Bu sayfamızda yer almak istiyorsanız, sizde fotoğraflarınızı gönderin... tebessum@gazetekuzey.com
www.gazetekuzey.com
Mir Mehmetoğlu Gıda Mad. San. ve Tic. Ltd. Şti. Adına Tüzel Kişi Temsilcisi
Niyazi YEŞİLLER Sorumlu Yazı İşleri Müdürü İşletme Müdürü Muhsin Yılmaz Nusret Yeşiller Genel Yayın Yönetmeni Genel Koordinatör Mustafa Dalgacı Betül Yeşiller Görsel Yönetmen Haber Merkezi Engin YARAN Ahmet Alkan Sayfa Editörü Hukuk Danışmanı Özkan Yıldırım Av. Doğan Pehlivan Muhabirler Reklam Resul Koşar Erkan Kaş Taner Şen Oğuzhan Yılmaz Beytullah Şeker Dizgi-Grafik Grafiker Yeşiller Grafik Tasarım Emrah Çoşkun www.yesillermatbaa.com İlkay Yeşiller Dağıtım İnternet Editörü Şah Medya Ajans Çiğdem Akyol Yayın Türü Yerel Süreli Gazetemiz İHA Abonesidir. Gazetemiz basın ahlak kurallarına uymayı taahhüt eder. Köşe yazıları ile ilgili hukuki sorumluluk yazarlara aittir. Baskı Tesisi Mir Mehmetoğlu Gıda Mad. San. ve Tic. Ltd. Şti. Yeşiller Grafik Tasarım Reklam ve Matbaa
Adres MKP. Mah. Şehit Polis Erkan Alışır Cad. No:29 Fatsa/ORDU Tel : 0452 407 10 11 Faks : 0452 407 10 12 E-Posta : gazetekuzey@gmail.com
Şifalı Bitkiler
Brokolide bulunan sulforafan maddesi bağışıklık sistemini güçlendiriyor Alerji ve Klinik Bağışıklık Sistemi dergisinin online versiyonunda yayınlanan araştırmaya göre brokolide bulunan sulforafan maddesi bağışıklık sistemi hücrelerinde vücuda zarar veren serbest radikal molekülleriyle savaşan bir dizi antioksidan gen ve enzimi harekete geçiriyor. Serbest radikaller vücutta meydana gelen kimyasal işlemler sonucunda açığa çıkan yan ürünler ya da hava kirliliği gibi sebeplerle vücuda dışardan giren moleküllerdir.Bu moleküller vücutta oksidasyona neden olabilirler.Mesela damar tıkanıklığına neden olabilirler.Oksidasyon yaşlanmanın ana sebeplerinden biridir. UCLA Tıp Fakültesinde nanotıp bölümü başkanı ve araştırmada yer alan Dr. Andre Nel “yaşlanma hakkındaki hikayeler insanda her zaman merak uyandırmıştır” diyor. Yaşlanmada serbest radi-
kallerin etksini biliyoruz bugünkü çalışmalar,vücudun serbest radikalleri etkisizleştirmek için kullandığı mekanizmalar yerine,serbest radikalleri oluşturan sebepler üzerine yoğunlaşmıştı. Normal şartlarda vücutta serbest radikal oluşumuna neden olan mekanizmalar ile,bu serbest radikallerle savaşan antioksidan mekanizmaları arasında dinamik bir denge vardır. “Çalışmamız vücuttaki bu antioksidan mekanizmaları hakkında gittikçe artan bilgimize katkı sağlıyor” diyor Dr.Nel.”Bu yeni bilgilerle yaşlanmayı geciktirebilir ve etkilerini azaltabiliriz.” Vücuttaki prooksidan ve antioksidan güçler arasındaki hassas denge yaşlılıkla ilişkili,kalp hastalıkları,eklem hasarları,diyabet,bağışıklık sistemi sorunları gibi bir çok hastalığı etkileyebilir.
KOÇ
BOĞA
İKİZLER
YENGEÇ
ASLAN
BAŞAK
21 Mart - 20 Nisan
21 Nisan - 21 Mayıs
22 Mayıs - 21 Haziran
22 Haziran - 23 Temmuz
22 Temmuz - 23 Ağustos
24 Ağustos - 23 Eylül
Çevrenizde gelişen duygusal konulardan etkilenecek ve arkadaşlarınızla güçlü bağlar içinde olacaksınız. Grup çalışmalar için uygun bir gün ve kişisel çabalarınızı çevresel faktörlerle akıllıca birleştirmelisiniz. Koşulların sizden yana oluşu; bazı engellerin ortadan kalkmasıyla daha bir açıklık kazanıyor. Birçok fırsat kendiliğinden oluşacak.
Takıntılı bir kişi değilsiniz. Fakat bugün, çevrenizdeki olaylar kayıtsız kalamıyorsunuz Birlikte çalıştığınız kişilerin enerjilerin düşük temposundan, olumsuz etkileniyor ve çevrenizi yargılamadan edemiyorsunuz.. Bugün konuşmalarınızı kısıtlamak uğruna, kendinizi baskı altına hissedebilirsiniz. Akşam saatlerinde kısa yürüyüşler yapmalısınız.
Yönetici gezegeniniz Merkür’ün geri hareketi, iletişim konusunda size güçlü ve zorlu duygular veriyor. Kısa yolları kapsayan haberlerin sizin isteklerinizin paralelinde ilerleyeceğinden emin olabilirsiniz. Erkek kardeşlerin ve babanızla olan ilişkileriniz gündem kazanıyor. Arkadaşlarınızla işbirliği yapmanız sizi olumlu kılacaktır.
Yöneticilik konusunda çevreniz ders verecek davranışlar sergilemeniz, kendinizi iyi hissetmenize neden oluyor.. Bugün güven duygusuna ve onaya ihtiyacınız var. Fakat tepkilerinizin ani bir şekilde ortaya çıkması, birçok sorunu da beraberinde getirebilir. Mesleki hırslarınızla baş etmeyi öğrenmelisiniz.
Birlikte iş yaptığınız kişilerin nitelikli yönleri sizin için oldukça önemli. İş konusunda sempati toplayacağınız başarıların altına imza atacağınız bir dönem sizi bekliyor. Ortaklıklar konusunda sizden yaşça büyük kişilerin desteğini göreceksiniz. Hayallerinize oldukça yaklaşacağınız bir gün içindesiniz.
Sağlıklı düşüncelerin sağlam kafadan çıktığını bildiğiniz için, bugün görüşeceğiniz kişilerin hayallerinden çok akılcı yaklaşımlarına ihtiyacınız var. Hırslı ortamlarda bulunmak istemiyor fakat, iş bitirici yönlerinizle kesin çözümler elde ediyorsunuz. Spor yapmak için kendinize zaman ayırmalı ve eğlenceli ortamlarda bulunmalısınız.
TERAZİ
AKREP
YAY
OĞLAK
KOVA
BALIK
24 Eylül - 22 Ekim
23 Ekim - 22 Kasım
23 Kasım - 22 Aralık
23 Aralık - 20 Ocak
21 Ocak - 18 Şubat
19 Şubat - 20 Mart
Güçlü planların kişisi olmanız rağmen, fikirlerinizde abartıya kaçmanız yüzünden, bazen çevrenizden tepki alıyorsunuz. Yüksek ideallerinizi yaşama geçirmek için sizin desteğe ihtiyacınız yok. Bugün enerjinizi doğru yolda kullandığınız göreceksiniz. Kariyerinizi sağlamlaştırmak adına başlatacağınız çalışmalar olumlu ilerliyor.
Disiplin size yakışıyor. Finans konularınızın gündem kazanmasıyla, sert fakat akıcı planlar yapıyorsnuz.. Bugün değişim için uygun bir gün değil... Gizli anlaşmaların faydasınız göreceksiniz. Düşüncelerinizi hiç kimseyle paylaşmak istememekle, isabetli davrandığınızı ilerleyen günlerde daha iyi anlayacaksınız.
Bugün, gizli enerjinizi ortaya çıkarmak istemeyebilirsiniz.. Güçlü dürtülerinizin sizi yönlendirmesine izin vermeli, geleneksel tutumlu kişileri yargılamaktan vazgeçmelisiniz Kişisel yeteneklerinizi ve yaratıcılığınızı riskleri göze alarak, ortaya çıkaracaksınız. İyi niyetli yaklaşımlarınızdan dolayı siz kazanacaksınız. Biraz sabırlı olmayı öğrenmelisiniz.
Bugün kendinizi yeniden yapılandırma yolunu seçebilir ve eski şartlarınızı gözden geçirebilirsiniz. Farklı şeyler üretmek istiyorsunuz. Başarma iç güdüsü ile hareket etmeyi amaç edindiğiniz için, şans kapılarınızın daima size açık olması, manevi bir korunma çemberi içinde olduğunuzu gösteriyor
Bugün, görüşeceğinizin kişilerin, toplumsal başarılarınıza katkıları olabilir. Arkadaşlarınızla yapıcı ve yaratıcı yönlerinizi birleştireceksiniz. Birlikte çalıştığınız kişilerin uyumu sizin için çok önemli. Gerekli kişileri bir araya getirerek, istediğiniz kaliteyi sağlayabileceksiniz. Kısa seyahatlerin söz konusu olduğu bir gün.
Ay karşıt burcunuzda ilerliyor ve enerjiniz oldukça yüksek seyrediyor. Çevrenizdeki kişileri olumlu etkiliyorsunuz. Bugün katılacağınız toplantılarda karşı cinsin ilgisini çekerek, kaçamak yapma arzusu duyacaksınız. Kalbi dolu olanlar için, paylaşıma açık bir gün. Düşüncelerinizi baskı altında tutmaktan vazgeçiyorsunuz...
27 ŞUBAT 2013 ÇARŞAMBA
Sayfa
Adı Değişti, İçeriği Değişmedi
3
PUSULA Mustafa Kemal KAYMAK mkkaymak@hotmail.com
Her şey devletten beklenmesin !
Fatsa Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Tayfun Karataş” Tabi 5084 sayılı kanunun adı değişti ama içeriğinde çok büyük değişiklikler olmadı” diyerek ilimiz ve ilçemizde yatırımlara teşvik’in devam edeceğini söyledi. Tayfun Karataş teşvik yasasının devam edecek olması ile ilgili yaşanan süreci gazetemize değerlendirdi. Karataş” Giresun’da TOBB Başkanı ve Ak Parti Grup Başkan Vekili Nurettin Canikli’nin katıldığı bir toplantıda odalar olarak, teşvik yasasının devam etmesi noktasında ciddi taleplerimizin olduğunu gerek yazılı gerek sözlü bir şekilde ifade ettik. Bizim bu çabamıza karşı kayıtsız kalınmadı ve bu konuda hükümetimize canı gönülden teşekkür ederiz. SGK primleri bu ay normal ödenecek fakat Mart ayında primler indirimli bir şekilde ödenecek. YASA GENİŞLETİLECEK… Tabi 5084 sayılı kanunun adı değişti ama içeriğinde çok büyük değişiklikler olmadı. Kanun başka bir isim adı altında çıkacak ve içeriğinde muhtemelen şekillenen ama netleşmemiş bir takım
desteklemeler olacak. Örnek vermek gerekirse malumunuz Ordu ve Giresun ili yatırım teşvik programında 5.bölgede yer alıyor. Devam edecek olan teşvikte de 5.bölgede olmamızın getirdiği avantajla kişi başına 200 lira destek verilecek. Diğer bölgelerde Trabzon’da 100 lira, Samsun’da 100 lira civarında desteklemeler olacak. Ordu ilinde gerek Trabzon’a göre gerekse Samsun’a göre işletme sahiplerimiz avantajlı olacak. Bu noktada gerçekten kayıtsız kalmayan başta bölge milletvekillerimize, odalar birliğimize, iktidar partimize, hükümetimize, muhalefet partilerine canı gönülden teşekkür ediyoruz. Malumunuz piyasalarda zaten bir daralma söz konusu, hükümetimiz bu daralmaya karşı kayıtsız kalmadığı için teşekkür ediyoruz. Bunun uzaması ile ilgili ilk günden itibaren bize çok ciddi boyutta geri dönüşler oldu. Memnuniyet anlamında, bölgemize ciddi manada moral ve motivasyon anlamında katkı sağlamıştır. Yani hem maddi hem manevi noktada ciddi derecede katkı sağlayan bir teşviğin devam etmesi bölgemizi son derece mutlu etmiştir.
Dünya’nın ekonomik bir kriz içerisinde olduğu gerçeğinden yola çıkarak, ülkemizin de bu krizden hiç etkilenmediğini söylemek yanlış olur. Yani şu günlerde ülkemizin ekonomik göstergelerini tozpembe göstermenin doğru olmadığına inanıyorum. Ortada bir kriz var… Ancak Türkiye bu krizden diğer ülkelere göre daha kolay çıkabilecek durumda. Biz ne krizler gördük ve yaşadık… Hepsinin altından bir şekilde kalkıldı. Bunun altından da kalkılır. Önemli olan doğru adımları doğru zamanda, gecikmeden atmaktır. İşte devlet’te bölgemiz için önemli olan bir konuya daha el attı ve hayata geçiriyor. Geçtiğimiz aralık ayında süresi dolan teşvik yasasını yeniden çıkarıyor. Demek oluyor ki, kent ekonomisinin canlanması için bir adım daha atılmış oldu. Ama her şeyi hükümetten ve devletten beklemekte yanlış olur. Fakat iş dünyası öyle bir noktaya geldik ki, bir sabah uyandığımızda “sihirli bir değnek değecek ve gökyüzünden yağmur yağar gibi paralar akacak.” Hayali bile güzel ama yok öyle bir şey… Bunlar ancak masallarda olabilecek satırlar. Kimse kimseye bol keseden bir şeyler bağışlamaz, “ben yiyemedim al sen ye” demez… Bizimde bir şeyler yapmamız gerekir.
Bir an önce üzerimizdeki ölü toprağını atıp, yeniden canlanmalıyız. Örneğin “kriz var, vatandaşın cebinde de para yok” diyerek umutsuzca işyerini kapatacağı günü bekleyen esnaflarımıza seslenmek istiyorum. Krizin çözümü de, çaresi de sizsiniz! Bugüne kadar 3 liraya alıp haklı olarak 6 liraya sattığınız ürünleri artık 4 liraya satmalısınız. İş sirkülâsyonunu sağlamalı ve günlük para hareketini canlandırmalısınız. Bir ürünün rafta bekleme süresi, değer kaybı ve sürekli yenilen marka-modellerden dolayı bugüne kadar fiyatları sizler belirlemiş olabilirsiniz. Ancak bu fiyatlar artık rağbet görmüyor! Parası olmayan artık ucuz fiyata kaliteli ürün alırken, parası olanda en ucuzunu arayıp bulmaya çalışıyor. Yani, demek istediğim şudur ki, kendi firmanızı ve sattığınız ürünleri iyi pazarlamalısınız. Bunun içinde tanıtıma, kampanyalara ağırlık verilmelidir. Reklâm çalışmaları yaparak en ücra köşedeki vatandaşlara dahi ulaşmalı ve kendinizi anlatmalısınız. Şimdi diyeceksiniz ki, “siz gazeteci olduğunuz gibi aynı zamanda reklâmcısınız”… “Kendinize iş yaratmak için bu tavsiyelerde bulunuyorsunuz”… Ama kazın ayağı öyle değil. Ben reklâmın önemini ve iş dünyasına katkılarını anlatmaya çalışıyorum. Çünkü bizim halkımız, ucuz fakat kaliteli ürünleri kapı kapı dolaşarak bul-
muyor. Tanıtım broşürleri, Kampanya insörtleri, Afiş, Pankart, Cam giydirme gibi reklam araçları ve Gazete, Radyo, Televizyon reklâmlarından edindiği bilgi ve fiyatlar aracılığıyla işyerlerini tercih edip, almak istediği ürünü alıyor. Yani, krizden çıkmanın yolu iş yerine oturup, müşterilerin gelmesini beklemekten çok, müşteriyi getirmekten geçiyor. “Para mı var ki reklâm yapalım, biz çekimizi senedimizi ödeyemiyoruz” diyebilirsiniz. Ancak bu cevap, sorunların arkasına sığınmak ve gerçeklerden kaçmak anlamına gelir. Unutmayın, reklâm daha çok satış, daha çok kazanç demektir. Bugün büyük firmalar bile ulusal düzeyde yaptıkları reklâm çalışmalarıyla başarıya ulaşıyor ve daha fazla kazanıyorlar. Unutmayın, Fatsa da sizlerin reklâmcılık konusunda ki her türlü ihtiyacınıza cevap verebilecek birçok işletme ve yayın organı var. Bu işletmeler ve yayın organları bu şehre hizmet ediyor. Ve tüm Fatsa halkı bu hizmetlerden yararlanıyor. O nedenle; Reklâm yap ki; kazancın ikiye katlansın… Reklâm yap ki; işyerin canlansın… Reklâm yap ki; Fatsa yararlansın… Reklâm yap ki; Fatsa ekonomisi can bulsun…
an Pizzeria Çav Çav’d Menü! Eşsiz Fiyat Eşsiz -Tonno
(Domates sos,Ton Balığı,Peynir)
-Hamburger -Sandwiç
4,50 TL
-Köfte Izgara
5,50 TL
-Çav çav
(Domates Sos,Sucuk Sosis,Salam , Mantar,Biber ,Peynir)
-Gözleme
3,50 TL
-Calzone 1
13,00 TL
-Calzone 2
10,00 TL
-Calzone 3
13,00 TL
(Kapalı pizza,Sosis,Mantar,Peynir)
(Kapalı Pizza,Ispanak,Peynir)
(Kapalı Pizza,Sosis,Sucuk,Peynir
8,50 TL
(Izgara Tavuk,Cips,Kola ve Özel Ekmek)
7,50 TL
Orta Boy 12,00 TL Büyük Boy 15,00 TL
-Stagioni
(Domates Sos-Sosis-Mantar-Peynir)
Orta Boy 9,00 TL Büyük Boy 13,00 TL
Y O B K Ü Y Ü B İ K İ A D N I N A Y A N A L A A Z Z İ P A Z Z İ P Y O B A T R O
(peynirli-kıymalı)
(Hamburger,Cips,Kola)
Orta Boy 6,00 TL Büyük Boy 9,00 TL
-Formoggio
Orta Boy 8,00 TL Büyük Boy 11,00 TL
-Bacconi
Orta Boy 9,00 TL Büyük Boy 12,00 TL
-Funghi Baconi
Orta Boy 9,00 TL Büyük Boy 12,00 TL
(Domates Sos,4 Çeşit Peynir )
4,50 TL
-Hamburger Menü
(Domates sos,peynir)
(Izgara Köfte,Cips ve Özel Ekmek )
-Ayvalık tost
-Tavuk Izgara
10,00 TL
-Margheritta
-La Patata
(Domates Sos, Patates ,Peynir)
! ! A V A D E B Orta Boy 8,00 TL Büyük Boy 10,00 TL
-Funghi
(Domates Sos,Mantar ,Peynir )
(Domates Sos, Pastırma ,Peynir)
(Domates Sos, Pastırma ,Mantar,Peynir)
-Verdura
Orta Boy 9,00 TL Büyük Boy 12,00 TL
-Calrone
Orta Boy 9,00 TL Büyük Boy 13,00 TL
-Salam-Sucuk
Orta Boy 10,00 TL Büyük Boy 13,00 TL
(Domates Sos, Patlıcan,Kabak ,Garnitür,Biber)
(Domates Sos, Pastırma ,Salam,Peynir)
Orta Boy 8,00 TL Büyük Boy 11,00 TL
Orta Boy 9,00 TL Büyük Boy 12,00 TL
(Salam,Sucuk ,Peynir)
27 ŞUBAT 2013 ÇARŞAMBA
Sayfa
4
Vergisini Düzenli Ödeyenler Ödüllendirildi 24. Vergi Haftası nedeniyle, Fatsa ilçesinde 2012 yılında Gelir Vergisi ve Kurumlar Vergisi’nde ilk 3 dereceye giren kurum ve kuruluşlara başarı belgesi ve nostalji radyo verildi.
Bu kapsamda, vergi dairesi çalışanlarının ilk ziyareti Topaloğ-
lu Limited Şirketi sahibi Süha Topaloğlu ve Fatsa 1. Noter’e oldu.
Vergisini düzenli ödeyen mükelleflere yönelik yapılan ödül töreninde Fatsa Vergi Dairesi Müdürü Cihan Sarı bir konuşma yaptı. Sarı, konuşmasında “Gelir İdaresi Başkanlığı her yıl geleneksel olarak vergi haftası kutluyor. Bizlerde Fatsa vergi dairesi olarak Fatsa’da vergi ödevlerini zamanında yerine getiren düzenli beyannameleri veren ve ödeyen mükelleflerimizi belirledik. İlçemizde Topaloğlu Limited Şirketi adına Süha Topaloğlu birinci oldu. Ordu Defterdarlığının düzenlemiş olduğu başarı belgesi ile Gelir İdaresi Başkanlığı-
Fatsa 435 Proje İle Fatsa İlçe Milli Eğitim Müdürü Ahmet Gürsel Avcı, Mehmet Akif Ersoy Ortaokulunu ziyaret ederek idareci ve öğretmenler ile toplantı yaptı. Müdür Avcı, TÜBİTAK ile Milli Eğitim Bakanlığı’nın ortaklaşa yürüttüğü “Bu Benim Eserim” proje yarışmasında Ordu ilinde 435 proje ile birinci olduklarını belirterek, “Proje hedefini gerçekleştirmemizde emeği bulunan Matematik ve Fen ve Teknoloji öğretmenlerimize, idarecilerimize teşekkür ediyorum” dedi. Kaymakam Bekir Atmaca’nın büyük katıklarıyla, öğrenci velilerinden hiçbir para talep etmeden, I. dönem deneme sınavı
yapıldığını söyleyen Müdür Avcı, “II. Dönemde de deneme sınavı yapacağız. Birinci dönem yaptığımız deneme sınavının başarı ile gerçekleşmesinde katkı sağlayanMehmet Akif Ersoy Ortaokulu idareci ve öğretmenlerine teşekkür ederiyorum” diye konuştu. Çalışan personelin onure edilmesi gerektiğinin altını çizen Fatsa İlçe Milli Eğitim Müdürü Ahmet Gürsel Avcı, “Başarıyı ödüllendirmek lazım. “Marifet iltifata tabidir.” Bir kağıt parçası belki maddi bir önemi olmayabilir ama manevi önemi çok büyük” diye konuştu. Öğretmenlerin isteklerini ve sorunlarını dinleyen Müdür Avcı, “Sizleri İlçe Milli Eğitim Müdürlü-
ğüne bekliyorum. Her türlü isteğinizde ve sorununuz da yanıma rahatlıkla gelebilirsiniz. Ben de sonuçta bir öğretmenim. Benim asli görevim sizin özlük haklarınızı
nın göndermiş olduğu nostalji radyo’yu takdim etmek için buradayız. Bundan sonrada başarılı vergi mükellefleri arasında kendisini görmek istiyorum” dedi. Topaloğlu Limited Şirketi imtiyaz sahibi Süha Topaloğlu ise “Bizim için gurur ve onur verici bir durum. Bizimle birlikte bu başarıya imza atan iş arkadaşlarıma, bayilerimize çok teşekkür ediyorum. Hedefimiz bu durumu önümüzdeki yıllarda da devam ettirmektir. İyi bir vatandaş olarak ülkemize ve milletimize katkıda bulunmaya devam edeceğiz. Bu başarı bize yine yük yükledi.
Kurumların vergi ödemeleri gerekiyor. Kurumlara ülkemizin ihtiyacı var. Türkiye’nin özel sektör-
lere ihtiyacı var. Her vatandaşın elinden geleni yapması gerekir” dedi.
Karanfil Sayımı Kaldırıldı Birinci
takip etmek” diyen Fatsa İlçe Milli Eğitim Müdürü Avcı, Mehmet Akif Ersoy Ortaokulu idareci ve öğretmenlerine çalışmalarında başarılar dileyerek okuldan ayrıldı.
Her yıl ocak ayı itibariyle fındık rekoltesini hesaplayabilmek için gerçekleştirilen ‘karanfil sayımı’ artık yapılmayacak. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı'nın bu yönde aldığı kararın kendilerini memnun ettiğini belirten Ordu Gıda, Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü Musa Sağlam, “Bakanlığımızın almış olduğu bu karar bizleri de bu manada memnun etti. Çünkü en sağlıklı kararında bu olduğunu düşünüyoruz. Artık çotanak sayımı ile fındıktaki rekolte tahmini bilinecek. Bu da haziran ayı sonunda, temmuz ayı başlarında olacak. Dolayısıyla karanfil sayımı artık yapılmayacak. Şu manada sanayici ve üretici arasındaki tedirginlik sıkıntı
oluşturuyordu. Karanfil sayımının kaldırılması güzel oldu” dedi.
27 ŞUBAT 2013 ÇARŞAMBA
Sayfa
Eski Fındığınızı Satmayın Dedik, Ama
Bizi Kimse Dinlemedi! Fatsa Ticaret Borsası Başkanı Ömer Karamolla yaklaşan borsa seçimi, aday olup olmayacağı ve fın dığın bugünkü durumu ile ilgili gazetemizi bir dizi açıklama yaptı. başka bir suçlu yok. Biz günlük olarak üyelerimize en yüksek fiyatı mesaj olarak gönderiyoruz ve köylümüzün de bilmesi için totemlerle yazı yazıyoruz. Anında fiyatta değişiklik olduğu zaman çiftçimiz ve üyelerimiz fiyattan haberdar oluyor. Borsa olarak Fatsa Ticaret Borsası fındığa yön veren bir kurum oldu” dedi.
Ömer Karamolla fındığın bugünkü içler acısı durumunun sorumlusunun devlet ve üretici olduğunu söyledi. Karamolla fındık üreticisinin yapılan uyarıları dikkate almadığını belirterek “Biz eski fındığınızı satmayın dedik ama uyarılarımızı dikkate alan olmadı. Dinlemeyince ne oldu, fındığın fiyatı 4.50 TL’ye kadar düştü” dedi. FINDIĞA YÖN VEREN KURUM OLDUK… Fatsa Ticaret Borsası Başkanı Ömer Karamolla “Biz borsa yönetimi olarak görevde bulundu-
ğumuz 4 yıl boyunca neler yaptırdık diye düşünecek olursak; kantar yaptırdık, bütün üyelerimize nemölçer aldık, üniversiteye yardım ettik, hastanelere yardım ettik yani Fatsa Ticaret Borsası 4 yıl boyunca üyelerine hizmet edip çiftçinin arkasında durmuştur. Aynı zamanda biz sadece gerçekten inandığımız sözleri söyledik. Ama ne oldu, bizi kimse dinlemedi. Biz eski fındığınızı satmayın dedik ama uyarılarımızı dikkate alan olmadı. Dinlemeyince ne oldu, fındığın fiyatı 4.50 TL’ye kadar düştü. Bunun tek suçlusu tabi ki devlet ve üretici,
FINDIK YANARSA PARA EDER… Ömer Karamolla 2013 mahsülü fındığın bugünkü durumu ile ilgili şu açıklamayı yaptı: ” Fındık yanarsa para eder, ama eğer yanmazsa fiyatı daha da düşer. Mart ayını görmek lazım.Şu an fındığın yaprakları açtı. Hava şartları derece olarak eksileri görüp fındık yanarsa para eder ama yanmazsa da fiyat düşer. Ziraat odalarına fındık konusunda tepkimizi koyduğumuzda karanfil sayımı yapıyorlardı ama bu sene karanfil sayımı yapamadılar. Bu sene Mart, Nisan ayında çikolata sayısı yapılacak ona göre rekolte açıklaması yapılacak. Biz tepkilerimizi borsa olarak belirttik “yanlış zamanda yanlış bilgiler veriliyor” diye. Ondan dolayı karanfil sayımı rekolte yapılması durduruldu” ADAY DEĞİLİM… Fatsa Ticaret Borsası Başka-
nı Ömer Karamolla önümüzdeki aylarda yapılacak olan borsa yönetim seçimi ile ilgili de yaptığı açıklamada yeniden aday olmayacağını belirterek şunları söyledi:” Ben ve arkadaşlarım 4 yıl boyunca görevimizi layıkıyla yaptık. Borsa başkanlığına aday değilim. Bundan sonra aday olacak üç arkadaşımız adayımız var. İnşallah yeni seçilecek olan arkadaşlarımız bizden daha iyi, daha başarılı şekilde görevini yaparlar. Biz görevimizi yaparken kendi işimize bakamadık, ondan dolayı maddi olarak ta etkilendik. TARAF HİÇ DEĞİLİM… Tabi bizden sonra gelecek olan kişilerin bu görevi daha iyi şekilde yapması gerekir. Kimsenin etkisinde kalmadan, bildiği yolda görev yaparsa sorun olmaz ama bunu yapmazsa hizmet veremez ve duramaz. Taraf olduğum yönündeki iddialar çok saçma. Sonuçta herkesin gönlünde bir aslan yatar ve bir oyum var kime istersem atarım. Bu görevi yapabilecek kişiyi tabi ki desteklerim. Tutupta bu görevi doğru düzgün yapamayacak insanı desteklemem. Yarın bana gelip “sen bunu destekledin, bu adam yanlış çıktı” diye hesap sorarlar”
Başkan Anlayan’dan Anlamlı Mesaj:
“Herkes Özürlülüğü Kendinde Arasın” Fatsa Belediye Başkanı Hüseyin Anlayan Özel Eğitim ve Uygulama Okulu’na gerçekleştirdiği ziyarette otistik engelli öğrencilerin kişi başı atık pil toplama kampanyasında birinci olduğuna dikkat çekerek, “Kimse kimseye özürlü demesin, herkes özürlülüğü kendinde arasın” diyerek anlamlı bir mesaj verdi.
Başkan Anlayan “Atık Pil Toplama Kampanyası” çerçevesinde kampanyaya destek veren okul ve kurumları ziyaret etmeye devam ediyor. Başkan Anlayan bu kapsamda beraberinde Çevre Mühendisi Derya Ateşli ile birlikte Fatsa Özel Eğitim Uygulama Okulu’nu ziyaret etti. Başkan Anlayan burada yaptığı konuşmada, “Vatandaşlarımızın anlayacağı dilde otistik çocuklarımızın eğitim gördüğü okula geldik. Malum 2012 yılında Çevre Müdürlüğümüzle beraber Fatsa’da çevre bilincini aşılamak anlamında birçok kampanya ve çalışma yapmıştık. Bu çalışmalardan bir tanesi de pil toplama kampanyasıydı. Bu kampanyayı Fatsa Belediyesi olarak buradaki okullarla birlikte tertip edip düzenledik. Birçok okulumuzda bu kampanyaya destek verdi. Ben destek veren tüm okullarımıza da çok teşekkür ediyorum. “her
işin başı eğitim” diyoruz, “eğitim küçük yaşlarda başlar” diyoruz ama bazı okullarımız pil toplama kampanyamıza hiç destek vermediği halde bu otistik çocuklarımızın eğitim gördüğü Eğitim Uygulama Okulu bu kampanyaya destek vererek dereceye girdi. Aynı zamanda çok önemli bir konu ise, kişi başına en fazla pil toplayan okul oldu. O yüzden kimse kimseye özürlü demesin herkes özürlülüğü kendinde arasın. Bunu da özellikle vurgulamak istiyorum. Bu çocuklarımız Fatsa’daki bütün okullar içerisinde kişi başına en fazla pil toplayan okul olarak bu kategoride birinci oldu. Biz hepsini yürekten kutluyoruz, ailelerini de kutluyor teşekkür ediyoruz. Tabi ki bunu organize eden müdürümüz başta olmak üzere okul idarecilerimize de çok teşekkür ediyorum. Bizlerde dereceye giren, bu işe öncülük eden okullarımıza da
katkı sağlamayı, ihtiyaçlarını karşılamayı belirli ölçülerde taahhüt etmiştik. Sonuçta bu bir özendirmedir, bir teşviktir yoksa ihtiyaçlar bitmiyor elbette ki sürekli olarak ihtiyaçlar doğuyor. Bizlerde söz verdiğimiz gibi Fatsa Belediyesi olarak bu okulumuzun da belli miktarda ihtiyaçlarını karşılamak için onlardan aldığımız talep doğrultusunda buradaki bir takım ihtiyaçlar giderildi. Bunları tek tek saymayacağım ama bunların içerisinde en önemlisi bu otistik çocuklarımızın eğitim gördüğü sınıflarda kendilerine zarar vermemesi için bütün sınıfın yumuşak zeminle işlemesi de buna dâhildir. O sebeple özellikle bu kısmını çok daha fazla severek yaptık. Ben hayırlı olmasını diliyorum bir kez daha bu kardeşlerimizi canı yürekten kutluyorum” dedi.
Fatsa Belediyesi olarak önceliklerinin şehrin alt yapı hizmetleri olduğunu vurgulayan Başkan Anlayan, “Fakat bizim hizmetlerimiz bununla sınırlı değildir. İmkânlar doğrultusunda her alana, her kesime hizmet vermeye gayret ediyoruz. Bu bağlamda Milli Eğitime bağlı okullarımıza da her türlü ihtiyaçlarına imkânlarımız doğrultusunda destek vermeye çalışıyoruz. Geldiğimiz günden bugüne kadar hemen hemen her okula talepleri doğrultusunda gerekli yardımlar yapıldı. Fatsa Belediyesi olarak bunu da severek yapıyoruz. Sonuçta bütün bu çocuklar bizim çocuklarımız ve onlara geleceği hep beraber hazırlıyoruz. Bundan sonra da bütün okullarımıza yine imkânlarımız çerçevesinde bu yardım hizmetlerimiz inşallah devam edecek” şeklinde konuştu.
5
SATIRBAŞI Yrd. Doç. Dr.
Ahmet FİDAN ahmet@ahmetfidan.com www.ahmetfidan.com
Narsist Ben’in Tevazu Çığlıkları: Ben Ne Kadar Narsistim! letişim bilimi kapsamında ve etkili iletişim teknikleri konferanslarımda genelde ön planda tuttuğum konulardan birisi de isimlerin dile getirilmesidir. İnsanoğlunu en çok mutlu eden melodidir aslında kendi isminin söylenmesi. Kendi ismini duymanın verdiği hedonik dürtü, insanı sorumluluğa iten en başat psikolojidir. Sınırsız sorumsuz bir yaratık olmaktansa, isminin herkes tarafından bilindiği, her yerde görüldüğü veya okunduğu veya anıldığı bir yaratık olmak insanı çok daha büyük sorumluluklara itmektedir. Bu konuda en güzel verebileceğim örnek şudur. İster Türk Silahlı Kuvvetlerinde İster dünya ordularında olsun, üniforma yakasında bulunan berat, nişan, ödül, madalya, rozet, arma vb. lerin geneline “TEVAZU” adının verilmektedir. Bu aslında şu demektir: - Ey karşımdaki kişi, bak ben ordu mensubuyum, şuralarda şu başarıları, buralarda bu ödülü, bu şavaşta veya tatbikatta şu başarıyı, falanca ülkede şu nişanı aldım. İşte hepsi de yakamdadır. Benim kibirlenmeme böbürlenmeme gerek yok. Sen anla artık ve karşındaki kişiyle (yani ben’le) ona göre konuş. Yoksa bunları göremezsen ben kendimi ve başarılarımı anlatmak zorunda kalırım ki ne buna gerek var, ne de zaman var. Bu yüzden üniformalı asker personel böylesi narsist söylem zorunluluğundan kurtarmak için adına TEVAZU dedikleri yaka üstünde taşınan birtakım rozet ve benzerlerini takarlar. Silahlı kuvvetlerdeki bu tevazular üniforma üzerinde çok ta fiyakalı durur. Üniformada bunları taşıyabiliriz de ya sivil kıyafette bu iletişimi nasıl sağlayacağız. Örneğin yazın şortla dolaşan bir bilim adamı, veya metan gazıyla çalışan otomobilin mucidi, veya Nobel Tıp ödülü alan kişi ne yapacaktır. Bu da aslında vakur, ağır ve sıcacık (babacan veya anacan) bir davranış ile süslenmiş bilgece birkaç sözcüktür belki de anlamlı bir bakıştır. Bunlara ilave olarak, toplulukta, ismimizin söylenmesi, konuşulması ismimizle hitap edilmemiz hangi yaş, cinsiyet meslek ve milliyetten olursak olalım biz insanları en çok mutlu eden olaylardandır. İşte bu bilinilirlik gerçeği ister toplum nezdinde ister yaratanın nezdinde o insanı sorumlu olma konusunda zorlamaktadır. Bir anlamda bilinilirlik ismin duyulması, okunması o kişinin içindeki narsist duyguların çığlıklarını TEVAZUYA döndürmektedir. Google da sadece adımızı yazdığımızda kaçıncı sayfanın kaçıncı sırasında çıktığımızı görmek veya adımızı soyadımızla birlikte yazdığımda ilk sayfanın kaçıncı satırında görüleceğimiz her kişide veya karakter-
İ
de ayrı bir mutluluk yaratacaktır. İşte burası veya benzeri yerlerde üst taraflarda baş taraflarda bulunmamız bizim narsist duygularımızı okşayacaktır. Bu da bizi doğal olarak daha fazla sorumluluğa ve yeni başarılara itecektir. Zaten yüce yaratıcının bizi var etmesinin gereği olarak, insanlığa faydalı olma içgüdüsünü içimizde hissettiğimiz anda, kendimizi o güçlü sorumluluk psikozunda hissederiz. Bütün bunları yazarken, kendimizi kasalım veya toplumda kasıntı olarak dolaşalım yapmacık davranalım nağmeleri de okumuyorum. Ancak hiç kimse insanların sınırsız sorumsuz davranışlarını yeğlememi beklemez zaten. Bu konuda ve hemen her konuda varolan gerçek, her şeyin orta yolunun olduğudur. Yazımın açılış tanım cümlesi kısmını bu sefer sonlara aldım. Manidarlık bozulmasın diye. Bu nedenle kelimenin ne ifade ettiğini belirtmeden konuyu kapatmak istemedim. Narsizm, ilk kez Ellis tarafından 1898′de kullanılan terimdir. Eğer, kendinizi aşırı beğeniyorsanız ve seviyorsanız aynaya, fotoğrafa veya ekrana baktığınızda kendine hayranlık duyuyorsanız ve bu hayranlığın ardından, “iyi ki varım, ben muhteşem bir varlığım” diyorsanız, bunu da toplumdaki diğer kişilerin gözlerine batırmaktan zevk alıyorsanız, siz üst derecelerden bir narsistsiniz. Bir kişinin narsist duyguları, topluma karşı değil, yaşadığı toplumun sonucu olarak gelişebilir. Farklı derecelerde olsa da özellikle modern toplumlarda yaygin biçimde görülebilir. Kendine aşırı güvenden kaynaklanan narsist tipler her zaman sapkın tipler değildir. Salt özgüven kaynaklı davranışa sahip olanlar, bu duygularını toplumsal sorumlulukla kontrol ediyorlarsa, ortada keşfedilmeye hazır bir lider var demektir. Bu kişileri ilk fırsatta kurumların toplum katmanlarının örgütlerin başına getirmek gerekir. Aksi durumlarda bu kişiler grup örgüt veya işletmede sıradan bir yere konulduklarında hızla engelleyici zararlı bir faktör durumuna gelirler. Bu nedenle politik tercih sahibi kişilerin bu tür insanları doğru yer ve zamanda kullanmaları o kişilerin getirileceği yere olağanüstü sinerji katacaktır. Bu anlamda kendimi yukarıda yazdığım yazının son paragrafının son cümlelerinin içine koyuyorum ve politik tercih sahibi kişilerden birisinin buyur demesini bekliyorum. Tekliflere açığım.)) Tepe yönetiminde olduğum veya olacağım kurumun veya örgütün başarı grafiğine bir yıl içinde bir sıfır ilave etmeyi taahhüt ediyorum. Bu başarı grafiklerinde yüzde bin artış demektir. Kısa sürede sonuç almak isteyenler için tüm iletişim kanallarım açıktır. Esenlik Dileklerimle.
Silahlı kuvvetlerdeki bu tevazular üniforma üzerinde çok ta fiyakalı durur.
27 ŞUBAT 2013 ÇARŞAMBA
“Erbakan ve Yeni Bir Dünya”
Sayfa
6
Yaktılar, Yıktılar, Kaçtılar…
Türk siyasi hayatının önemli isimlerinden, renkli simalarından biri olan Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın ölüm yıldönümü tüm İl ve ilçelerde olduğu gibi Fatsa’da da çeşitli etkinliklerle kutlanacak. Necmettin Erbakan’ın vefatının sene-i devriyesi nedeniyle düzenlenecek etkinliklerde sinevizyon gösterileri, şiir dinletileri, kur’an tilaveti ve konuşmalar yapılacak. Fatsa’da ki etkinlikler 27 Şubat 2013 Çarşamba günü(bugün) Fatsa Belediyesi Kültür Sarayında saat: 19.15’de gerçekleştirilecek. Saadet Partisi Fatsa İlçe Başkanı İsmail Koçan ebediyete intikal eden Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın sene-i devriyesi ve bugün yapılacak olan etkinlikle ilgili bir açıklama yaptı. Koçan “Hocamızın aramızdan ayrılışının üzerinden iki sene
geçti. O, maddi ve manevi kalkınmada İslam’ca bir büyük devrim yaparak aramızdan ayrıldı” dedi. Saadet Partisi Fatsa İlçe Başkanı İsmail Koçan açıklamasına şöyle devam etti: “Merhum Prof. Dr. Necmettin Erbakan hocamız, milli görüş lideri, malıyla canıyla cihad eden bir kimse olarak fani dünyadan, ebedi aleme göç etti. Göç edeli iki yıl oldu. O, zihinlerimizde, hal ve hareketlerimizde, dünya algımızda, hak ile batılı tanımamızda, maddi ve manevi kalkınmada İslam’ca bir büyük devrim yaparak aramızdan ayrıldı. “ Allah’tan geldik Allah’a gidiyoruz” esası gereği yolculuğunun mübarek olmasını Cenabı haktan
niyaz ediyorum. Biz seni hep hayırla andık, hayırla anmaya devam edeceğiz. Bu anlamda merhum hocamızın ikinci sene-i devriyesinde 27 Şu-
bat 2013 Çarşamba günü(bugün) saat: 19.15’de Fatsa Belediyesi Kültür Sarayında yapılacak olan anma programımıza tüm hemşerilerimizi davet ediyoruz”
TOKİ’li Öğrenciler Matbaamızı ve Gazetemizi İnceledi Fatsa TOKİ İlköğretim Okulu Yayın İletişim Kültür Edebiyat kulübü öğrencileri, iletişim dersi ile ilgili Yeşiller Grafik Tasarım Reklam Matbaacılık ve Mir Kuzey Gazetemize gelerek incelemelerde bulundular. TOKİ İlköğretim Okulu öğrencileri matbaamıza, sınıf öğretmeni Emine Mollaoğlu ve Okul Aile Birliği Yönetim Kurulu Üyesi Akif Kaya nezaretinde geldiler. Öğrencilere gazetemiz Yazı İşleri Müdürü Muhsin Yılmaz tarafından iş kolumuzdaki faaliyetlerle ilgili bilgiler verildi. Matbaada öğrencilere sırasıyla dış mekan baskısı, CTP Baskısı, çift renk ofset makine, selefon baskı ve tel dikiş faaliyetleri
konusunda bilgiler verildi. Daha sonra öğrencilere bir gazetenin nasıl oluşturulduğu ile ilgili bilgi aktarıldı. Sınıf öğretmeni Emine Mollaoğlu kendilerini kabul eden Yeşiller Grafik Tasarım Reklam Matbaacılık ve Mir Kuzey Gazetesi sahibi Niyazi Yeşiller’e teşekkür etti. Öğrenciler ise, “Biz bir gazetenin nasıl çıktığını merak ediyorduk. Matbaadaki ağabeylerimiz ve ablalarımız sayesinde gazetenin oluşturulması konusunda bilgi sahibi olduk. İlerisi için hangi mesleği seçeceğimiz konusunda şu an için bir düşüncemiz yok ama tercih edilebilecek bir meslek olarak gördük” dediler.
Ünye’de bir vatandaşın 400 ocak fındığını kestiler, evini ve ambarını da ateşe verdiler. Olay, Ünye Çınarcık köyü Mengen Mahallesi’nde meydana geldi. Dün gece saat 23.00 sıralarında çevrede oturanların Mehmet Ocak’a (80) ait ev ve ambarından yükselen alevleri fark etmesi üzerine itfaiyeye haber verildi. Olay yerine giden ve iki ayrı itfaiye aracı ile müdahale edilen yangında, ahşap olması nedeniyle ev ve ambar, içerisindekilerle birlikte tamamen yanarak kül oldu. Çıkan yangın sonucu evi ve ambarı yanan Mehmet Ocak, bir şok da sabah gün ağarınca yaşadı. Evi ve ambarı yanan Mehmet Ocak’ın evinin yanında bulunan bahçesinden yaklaşık 50, evinin 500 metre güneyinde yer alan bahçesinden ise yaklaşık 350 ocak fındığının kesildiği anlaşıldı. Evi ve ambarı yanan yaklaşık 400 ocak fındığı kesilen Mehmet Ocak, kimseyle bir probleminin olmadığını ve olanlara bir anlam veremediğini söyledi. Olayın ardında Ünye İlçe Jandarma Komutanlığı Olay Yeri
İnceleme Ekibi, yanan ev ve ambar ile kesilen fındık bahçesinde inceleme yaparken, Ünye Gıda, tarım ve Hayvancılık İlçe Müdürlüğü kesilen bahçede zarar tespiti yaptı. Mehmet Ocak’ın oğlu Rıza Ocak (56), “Köye geldiğimizde evin ve ambarın kül olduğunu gördük. Sabah ise bahçenin kesildiğini fark ettik. Yaklaşık 400 ocak fındığımızı kesmişler. Bizim kimseyle bir düşmanlığımız yok. Olayda kasıt var, ama çekememezlik midir, kin midir bilmiyoruz. Durup dururken, böyle insanın evi ocağı yakıp yıkılmaz” dedi. Yangın sırasında Ünye’nin Çatarpınar köyünde oturan kızının yanında olduğunu ve komşularının haber vermesi üzerine köydeki evine geldiğini belirten Rıza Ocak, “Bana ‘köydeki eve girmişler’ diye haber ettiler. Ben de ‘bu eve girme işi değil bu saatte’ dedim. Saat 04.00’tü. Sabaha karşı geldiğimde ne ev var ne de ambar. Yangından geriye küller kalmıştı. Ben bu yaşta kime ne yapabilirim. Benim küs olduğum bile kimse yok” diye konuştu.
27 ŞUBAT 2013 ÇARŞAMBA
Sayfa
7
27 ŞUBAT 2013 ÇARŞAMBA
Sayfa
8
“Ordu- Giresun Depremi Pek Ciddiye Almaz” Türkiye’de depremlerin zaman zaman gündemi oldukça meşgul ettiğini söyleyen Doç. Dr. Mustafa Cin, Çin’de yaşanan depremin de hiç beklenmediğini ve yaşanan depremde yüzyılın en büyük yıkımının yaşandığına dikkat çekti…
Giresun Üniversitesi Eğitim Fakültesi Sosyal Bilgiler Öğretmenliği Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Mustafa Cin Kuzey Anadolu Fay hattına Ordu’nun yakın olduğunu hatırlatarak “Ordu- Giresun depremi pek ciddiye almaz. Halbuki fay hattına çok uzak değiliz. Ordu’nun bu fay hattına uzaklığı 80 km. Gölcük depreminde Avcılar 120 km uzaklıktaydı” dedi.Türk Ocakları Ordu Şubesi tarafından “Deprem ile Yaşamaya Çalışmak” konulu konferans düzenlendi. Konfe-
ransa konuşmacı olarak Giresun Üniversitesi Eğitim Fakültesi Sosyal Bilgiler Öğretmenliği Ana Bilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Mustafa Cin katıldı.Özellikle akarsu ve deniz kenarlarının yumuşak zeminli arazi olduğu için tehlikeli olduğunu kaydeden Doç. Dr. Cin Ordu’nun yerleşimine dikkat çekti.Ordu’da deprem beklenmediği için yıkımların da fazla olabileceğini ifade eden Doç. Dr. Cin, yüzyılın en ölümcül depreminin Çin’in 1 milyon nüfuslu bölgesi Tangshan’da gerçekleştiğini
ve bu bölgenin deprem bölgesi olarak görünmediğini söyledi. Çin’in bu depremde hazırlıksız yakalandığını ve yıkımların büyük olduğunu belirten Doç. Dr. Cin sözlerini şöyle yürüttü: “Kuzey Anadolu Fay hattı Türkiye’nin en yoğun depremlerinin yaşandığı fay hattı. Ordu’nun bu fay hattına uzaklığı 80 km. Ordu- Giresun depremi pek ciddiye almaz. Halbuki fay hattına çok uzak değiliz. Gölcük depreminde Avcılar 120 km uzaklıktaydı. Bu depremde ciddi ölümler yaşanmıştır. Suşehri, Reşadiye, Şebinkarahisar’da olabilecek deprem buraları etkileyecektir. Ordu’da olası bir deprem anında Tusunami riski mutlaka var, ama tusunami okyanuslarda, büyük denizlerde çok etkili olur. Karadeniz küçük bir deniz olduğu için dalga boyutları yüksek olmaz. Büyük bir deprem için 80 km çok uzak bir mesafe değil. Yüzyılın en ölümcül depremi 1976 yılında Çin’de yaşanmış.
Çin’in Tangshan bölgesi deprem bölgesi olarak görülmüyordu. Ama bu bölgede yüzyılın en şiddetli depremi yaşandı. 7.8 şiddetinde meydana gelen depremde 240 bin kişi hayatını kaybetti. Bu depremin artçıları bile 7.1 şiddetinde idi. Evlerin yüzde 93’ü, sanayinin yüzde 78’i tamamen yıkıldı. Bu bölge deprem bölgesi olarak görülmediği için hazırlıklar yapılmamıştı. Kurtarma tam bir fiyasko. Türkiye’nin neresi olursa olsun her an depremi beklemek zorundayız.” DEPREMLER ÖNCEDEN BİLİNEBİLİR Mİ? Depreme hazırlıklı olmak gerektiğini söyleyen Doç. Dr. Cin sözlerini şöyle yürüttü: “Depremi önceden bilen bir cihaz yok. Olduğunu düşünelim bize bir faydası olmaz. Depreme önceden hazırlık yapmalıyız. Depremi önceden bilmek sorunu çözmüyor. Depremi önceden bilmekle
depremden kurtulamayız. Depreme hazırlıklı olmalıyız. Belki bulunduğumuz yerin kırılma riski düşüktür ama vardır veya başka bir yere gidiyoruz gittiğimiz yer risk altındadır. Binamız sakat, pek çok problem var, olacağını biliyoruz bu sorunları tekrar yaşayacağız. Deprem erken uyarı sistemi İstanbul’da da kurulmaya başlandı.” DEPREMDEN KORUNMA YOLLARI Afet çantalarının enkaz altında kalındığında ihtiyaç olduğu konusunda yanlış bilgiler olduğunu kaydeden Doç. Dr. Cin şunları kaydetti: “Afet çantasını insanlar yanlış değerlendiriyorlar. İnsanlar enkaz altında kaldıkları zaman bunu kullanmaları gerektiğini sanıyorlar. Afet çantası binayı terk edince daha çok lazım olacak. Özellikle akarsu, deniz kenarları yumuşak zeminli arazi olduğu için tehlikelidir. Sıvılaşma sonucu
binalar yan yatıyor. Perde duvarlara sahip olan binalar depreme daha dayanıklıdır. Yangınlara karşı da önlem almak gerekir.” DEPREM ANINDA NE YAPMAK GEREKİR? Türkiye’de depremle ilgili geliştirilmiş bir korunma yönteminin olmadığına dikkat çeken Doç. Dr. Cin “Yaşam üçgeni, çök kapan tutun yöntemi Amerika’nın resmi tavsiyesi. Bizim kafamız karışmış. AFAD’ın resmi sitesinde her iki yöntemden de bahsediyor. Amerika bu yöntem için “bunu biz kendi ülkemiz için tavsiye ediyoruz” diyor. Çünkü bizim binalarımız çökmüyor” diyor. Bizim ülkemize ait bir korunma yöntemi yok. ABD, Japonya çök kapan tutun yöntemini anlatarak insanlarını bilinçlendiriyor. Ülkemizin kendine has özelliği var. Kendimize has korunma önlemleri geliştirmemiz gerekir” dedi.
Ordu’dan 186 Marka Fındık Dalları Erken Yeşerdi Ordu Üniversitesi (ODÜ) Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Başvurusu Yapıldı Dr. Saim Zeki Bostan, “Son haftalarda hava sıcaklıklarının mevsim normallerinin üzerinde seyretmesi fındık dallarının erken yeşermesine neden oldu” dedi.
Bostan, yaptığı açıklamada, son günlerde bölgede hava sıcaklıklarının etkili olduğunu ve bu yalancı baharın bazı meyve ağaçlarında olduğu gibi fındık ağaçlarının da erken yeşermeye neden olduğunu söyledi. Sıcaklıklar nedeniyle fındık
dallarında Mart ayı sonunda görülmesi beklenen yeşerme ve tomurcuklanmanın Şubat ayının ortalarında görüldüğüne dikkati çeken Bostan, şunları kaydetti: "Son haftalarda hava sıcaklıklarının mevsim normallerinin üzerinde seyretmesi fındık dallarının
erken yeşermesine neden oldu. Şimdilik bir sorun görünmüyor, ancak önümüzdeki günlerde kar yağışının olması ve olası don olayının yaşanması ürünün ciddi anlamda zarar görmesine neden olabilir. Aynı durumu fındık üreticileri 2004 yılında yaşamıştı. Açıkçası bu tabloyu üreticiler daha iyi anlar. Görünen manzaradan bir felaket sonucu ortaya çıkarmak şu anda yanlış olur. Ancak kimse kar yağışının olmayacağını ya da don olayının yaşanmayacağını da garanti edemez. Şu anda hava sıcaklıklarının mevsim normallerinin üzerinde seyretmesi nedeniyle fındık dallarındaki karanfil, tomurcuk ve yaprak açma süreci erken yaşandı. Bu süreç genellikle Mart ayının sonu itibariyle başlardı. Temennimiz üreticileri üzecek tablonun önümüzdeki günlerde yaşanmaması."
"Fındık üreticileri tedirgin" Fındık üreticileri de fındık dallarının erken yeşermesinden tedirgin. Ulubey İlçesine bağlı Arpa köyündeki üretici Şahin Sevinç, son günlerde havanın sıcak seyretmesiyle bahçelerinin yeşerdiğini belirtti. Aynı durumu 2004 yılında yaşadıklarını ifade eden Sevinç, "Bu tablo biz üreticileri tedirgin ediyor. Çünkü fındık dallarında görünen manzara hiç alışık olmadığımız bir durum. Eğer önümüzdeki günlerde kar yağar ve beraberinde don olursa hepimizi üzebilir. Bu nedenle üreticiler olarak korkuyoruz. Çünkü fındık tek geçim kaynağımız." Bir diğer fındık üreticisi Aslan Yanık da son yıllarda bu tür manzaralar ile karşılaşmadıklarını, bu yıl bu tablo ile karşılaştıklarını belirterek, oluşan manzaranın kendilerini korkuttuğunu söyledi.
Final Dergisi Dershanesinde Ödüllü Sınavı
Fatsa Final Dergisi Dershanesi ilkokul, ortaokul ve lise öğrencilerinin katıldığı ödüllü deneme sınavı düzenledi. Geçtiğimiz hafta sonu 23 24 Şubat tarihlerinde yapılan bu sınava ilkokul 3,4. Sınıflar, ortaokul 5,6,7 sınıflar ve lise 9,10,11. sınıflar olmak üzere toplam 4 bin civarında öğrenci katıldı. Yer darlığı nedeniyle bazı öğrenciler de sınava giremedi. Final Dershanesi Müdürü Mevlüt Işkın bu sınavın ödüllü olduğunu, yapılacak sıralamaya göre bazı öğrencilere gelecek yıl için kayıtlarda ücret indirimi ya-
pılacağını söyledi. Mevlüt Işkın sınavlar için diğer dershaneler ile ortaklık yapmadıklarını, bağımsız hareket ettiklerini belirterek, “Final Dershanesi olarak bu sınavla gelecek yılın kayıtlarını başlatmış oluyoruz. Erken kayıt yaptıran öğrencilere de indirim ve 12 aya varan taksitler uyguluyoruz. Ayrıca erken kayıt yaptıran 12.sınıf öğrencilerine yaz kursları düzenleyeceğiz. YGS programı Final Dershanesinde yazın tamamlanacaktır” dedi. Dershane Müdürü Işkın yoğun talep dolayısı ile öğrencilere ve velilere gazetemiz aracılığı ile teşekkür etti.
2011 yılında Avrupa’da en çok marka başvurusu yapılan ülke olan Türkiye, 2012 yılının da marka başvuru şampiyonu oldu.
Ordu İli ise 186 başvuru ile tarihinin en yoğun markalaşma zamanını yaşadı. Türk Patent Enstitüsü verilerine göre, Türkiye 2012’de yaklaşık 112 bin marka başvurusu ile en çok marka başvurusu yapılan ülke oldu. 2012 yılında yapılan 111 bin 120 marka başvurusundan 97 bin 269’unu yerli, 4 bin 751’ini münferit yani Türk Patent Enstitüsü’ne yapılan yabancı marka başvuruları, 9 bin 100 marka başvurusunu ise Madrid Protokolü kapsamında yapılan yabancı markalar oluşturdu. Marka başvurularının en yoğun adresi 49 bin 989 marka ile yerli başvuruların yarısından fazlasını oluşturan İstanbul olurken, başkent Ankara’dan 7 bin 278, İzmir’den 5 bin 860 ve Bursa’dan 4 bin 029 marka için tescil başvurusu yapıldı. Marka başvurularında ilk sıraları paylaşan iller geçen seneye göre küçük düşüşler yaşarken, 19 il 1995 yılından günümüze marka başvurula-
rında en yüksek rakamlarına ulaştı. 2012 yılında Gaziantep 2 bin 898, Muğla 806, Hatay 798, Samsun 702, Tekirdağ 604, Trabzon 575, Diyarbakır 416, Şanlıurfa 401,Düzce 269, Sivas 210, Ordu 186, Yalova 152, Batman 144, Van 134, Iğdır 131, Erzincan ve Erzurum 126, Kastamonu 94, Şırnak ise 51 başvuru ile tarihlerinin en yoğun markalaşma zamanını yaşadı.Iğdır, 2011 yılında yaptığı 28 marka başvurusundan sonra 2012 yılında 131 markanın tescili için başvuruda bulunarak, en yüksek çıkışı gösteren il oldu.
27 ŞUBAT 2013 ÇARŞAMBA
Sayfa
9
“Milletin Ayaklarına Bağlanan Prangalar Çözüldü” Eğitim-Bir-Sen 6. İlçe Temsilcileri Toplantısı Antalya Alanya’da yapıldı. Toplantıya Fatsa İlçesinden Eğitim Bir Sen İlçe Temsilcisi Halil Bekyürek katıldı.
mızın yanında en önemli kazanım olan “Toplu Sözleşme Hakkı” ile birlikte toplu sözleşme ikramiyesi de yine sendikamız sayesinde kazanılmış ve kamu çalışanları açısından tarihe not düşülmüştür” dedi.
Toplantının açılışında konuşan Eğitim-Bir-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, 1992’de kurulan sendikanın kuruluş amaçlarını sıralarken, “vesayeti deşifre etmeyi varlık nedenlerinden biri” olarak açıkladıklarını hatırlattı. Gündoğdu konuşmasına şöyle devam etti “Demokrasinin üzerindeki vesayet gölgesinin, örgütlenmeye ve özgürleşmeye engel olmasının verdiği sıkıntıları aşarak geldiğimiz 21 yıllık yolculukta, 231 bin 472 üye ile Türkiye’nin en büyük sendikası olduk.
Biz büyüdükçe, özgürlükler büyüdü, biz büyüdükçe karanlığı aydınlatan ışık ve geleceğe olan umut büyüdü. Üniversitelerdeki başörtüsü yasağı, katsayı zulmü, 8 yıllık kesintisiz eğitim dayatması, Milli Güvenlik Dersi marifetiyle eğitimin izlenmesi ve fişlenmesi, tek tip üniforma uygulaması, Kur’an eğitimine yaş sınırlaması, din eğitiminin önündeki engeller gibi milletin ayaklarına bağlanan prangalar ısrarımız ve katkımızla bir bir çözülmüştür. Sendikal haklar açısından onlarca kazanımı-
Yeter Diyeceğiz… Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen olarak, kuruldukları günden beri mücadelesini verdikleri kamuda yaşanan dayatmalara karşı, son üç aydır yoğunlaştırdıkları çalışmalara, 12 milyon 300 bin imza ile yeni bir adım eklediklerini ifade eden Gündoğdu, şöyle devam etti: “Başörtüsüne özgürlük için beyaz yürüyüş, el ele eylemi ve 2004 yılında Ankara Sıhhiye Meydanı’nda yaptığımız katsayı zulmüne son ve başörtüsüne özgürlük mitingi dahil sayısız basın açıklamasına, eylem ve mitinge imza atan sendikamız, 30 Kasım 2012’de TBMM önünde kamu görevlilerinin kılık-kıyafet özgürlüğü için başlattığı eylemlilik sürecini, 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü’nde tüm Türkiye’de kitlesel basın açıklamaları, yeni yılın ilk mesai günü olan 2 Ocak’ta sivil itaatsizlik yaparak okullara serbest kıyafetle giderek devam
ettirmiştir. Teşkilatımız, 14 Ocak 2013’te ilan ettiğimiz ‘Kamuda Kılık ve Kıyafet Özgürlüğü İçin 10 Milyon İmza’ kampanyasında ise bir ayda 12 milyon 300 bin imza toplayarak bir rekora imza atmıştır. Eğitim Çalışanlarınının Sorunlarına Acil Çözüm… Aile bütünlüğü sorunu devam eden bin 518 eğitimcinin de aile bütünlüğünün sağlanmasını istiyoruz. Bununla birlikte öğretmenlerin “Atama ve Yer Değiştirme Yönetmeliği” başta olmak üzere,
“Eğitim Kurumları Yönetici Atama ve Yer Değiştirme”, “Görevde Yükselme ve Unvan Değişikliği” yönetmeliklerinde gerekli değişikliklerin bir an önce yapılarak, öğretmenlerin yer değişikliğinde yaşadıkları sorunların giderilmesini, sınava dayalı yönetici atama sürecinin bir an önce başlatılmasını, şube müdürü, şef ve memurluğa yükselmek için görevde yükselme sınavının yapılmasını, mühendis, tekniker ve teknisyenliğe geçiş için unvan değişikliği sınavlarının açılmasını istiyoruz.
İş Güvencemiz Kırmızı Çizgimizdir… Sorunların çözümünün önündeki bürokratik barikat, sürekli yeni sorunlar çıkarmaya ve iş güvencesini tartışmaya açmaya yeltenmektedir. Eğitim-Bir-Sen olarak, mahiyetindekileri çalıştıramayan yöneticilerin maharetsizliklerini perdelemek adına iş güvencesini tartışmaya açmaya yeltenmelerine sessiz kalamayız. Şimdilik sesimizi yükseltiyoruz. Eğer sesimiz dikkate alınmazsa, tepkimizi yükseltmekten de çekinmeyiz”
“Halkın Türküleri” Başkan Anlayan’ı Ne Üzdü? Fatsa Belediye Başkanı Hüseyin Anlayan, atık pil kampanyasına destek veren TOKİ İlköğretim Okulu’na gerçekleştirdiği ziyarette “Kampanyaya hiç destek vermeyen okullarımız oldu, ona çok üzüldüm” dedi.
Fatsa Belediye Başkanı Hüseyin Anlayan TOKİ İlköğretim Okulu’nda Okul Aile Birliği Başkan Yardımcısı Abdullah İstikbal ve Okul Müdürü Turgay Dilber tarafından karşılandı. Fatsa Belediyesi atık pil kampanyasına destek veren TOKİ İlköğretim Okuluna 1 adet LCD televizyon, 1 adet diz üstü bilgisayar, öğretmenler odasına vestiyer ve 2 bin 500 TL’lik kırtasiye malzemesi hediye etti. Fatsa Belediye Başkanı Hüseyin Anlayan burada yaptığı konuşmada iki amaçla ziyaret gerçekleştirdiklerini belirterek, “Özellikle bazı okullarımız bu kampanyaya katılmadı. TOKİ İlköğretim Okulumuz bu kampanyamıza destek verdi. Sizlere teşekkür ediyorum. İki farklı kategoride okulların ihtiyaçlarını karşılayacak yardımlar yaptık. Üç tane okulumuza bu kategorilerde
derecelendirmeler yaptık. TOKİ İlköğretim Okulumuzda 420 kilo atık pil toplandı. TOKİ İlköğretim Okulumuz hem toplamda hem de kişi başına pil toplamada ikinci oldu. Okullarımıza “sadece atık pil topluyoruz” diye yardım ediyor değiliz. Aslında Fatsa’da bütün okullarımıza talep edildikçe imkanlarımız ölçüsünde yardım ediyoruz. Bundan sonra da devam edeceğiz ama atık pil toplama kampanyası bunun ekstrası oldu. Ben hem desteklerinden dolayı hem de çevreyi kirlilikten kurtardıkları için teşekkür ediyorum” dedi. “ÇEVRE BİLİNCİ OKULDAN BAŞLASIN” Başkan Anlayan konuşmasında bir üzüntüsünü de dile getirerek, “Üzülerek gördüm ki her türlü yardımı bizden isteyen
okullar “her şey eğitim” dediğimiz zaman “eğitim çocuklarda başlar” dediğimiz zaman bu kampanyaya hiç destek vermeyen okullarımız oldu, ona da çok üzüldüm. Biz atık pile ihtiyacımız olduğu için, atık pili satıp para
kazanacağımız için bunu yapmadık. Sadece çocuklarımıza çevre bilincini aşılamak için bunu yapmıştık. İsterdim ki bütün okullarımız bu kampanyaya destek versin. Burada dereceye girmek önemli değildi. Önemli olan çevre bilincini algılamaktı. Sadece atık pilde değil, geri dönüşümde de biz buna başladık. Çünkü bizden hep talep ediliyordu. Çevre bilinci okuldan başlasın ki yarın sokağa çıkıldığında gelişi güzel kimse çevreyi kirletmesin. Çünkü Dünyada şu anda en büyük sorun çevre kirliliği” diye konuştu. TOKİ İlköğretim Okulu Müdürü Turgay Dilber ise, “Fatsa Belediye Başkanımıza ziyaretlerinden ve okulumuza en önemlisi de Fatsa ilçemize kazandırmış olduğu hizmetlerden dolayı teşekkür ediyoruz. Spor Kompleksi ve Kültür Sarayı gerçekten çok güzel hizmetler, “Geri Dönüşüm Muhteşem” olacak kampanyası da çok güzeldi. Biz okul olarak geri dönüşüm adına ne varsa yapıyoruz” diye konuştu.
Ordulu Türk halk müziği sanatçısı Aydın Beyoğlu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Bahçelievler Kültür Merkezi’nde türkü severler ile buluştu. Beyoğlu, “İnşallah önümüzdeki dönemlerde hatıralarımı bir kitap ile sevenlerimle buluştururum” dedi. Sanatçı Aydın Beyoğlu, Bahçelievler Kültür Merkezi’nde verdiği konserle dinleyenleri coşturdu. 10 yıla yakın süredir hem radyo programları hem de konserleri ile Anadolu’ya giden bir gönül birlikteliği olduğunu belirten Beyoğlu, “İstanbul’un çeşitli ilçelerinde çok güzel kültür merkezleri var. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Kadir Topbaş’a ve Kültür Müdürlüğü’ne çok teşekkür ediyorum. Her ay farklı bir ilçede türkü severler ile buluşuyoruz. Bunun en güzel tarafı halkın ücret vermeden türkü dinliyor olması. Bu durum bizi umutlandırıyor. Anadolu’nun her köşesinden gelen insanlar türkü dinleme şansı yakalıyor” diye konuştu. Türkiye’nin yedi bölgesinden de türküler seslendirdiğini söyleyen Beyoğlu, “Yedi bölgenin içinde bu gece Ordu türküleri, yani hemşehrilerimin türküleri ağırlıkta olacak. Fakat Ordu türkülerimizin yanında Sivas, Anka-
ra, Urfa, Malatya, Ege türkülerini de paylaşacağım. Halkın türküsü diye geliştirdiğim projemin onların gönlünde yer alması beni çok mutlu ediyor. Alışagelmiştir ki sanatçılar repertuarını yapar ve ona bağlı kalırlar. Fakat Aydın Beyoğlu olarak halktan aldığım güç ve destekle istenilen türküyü, halkın türküsüdür diyerek hemen paylaşıyorum. Bu kültürü Aşık Veysel, Mahsuni Şerif, Neşet Ertaş, Musa Eroğlu gibi büyük sanatçıların söylediklerini aktararak yaşatabilirsek, kültürün yaşamasına vesile olabilirsek ne mutlu bize” ifadelerini kullandı. “KİTAP İLE SEVENLERİMLE BULUŞACAĞIM” Türküyü kendisine sevdiren kişinin 80’li yılların başlarında ilkokul öğretmeni Aysel Haydar Doğan olduğunu anlatan Beyoğlu, “İlk türküm, “Değmen benim gamlı yaslı gönlüme, ben bir selvi boylu yardan ayrıldım’ türküsüydü. O dönemlerde Anadolu’nun her köşesindeki çocuk gibi köy hayatı yaşıyorduk. Teknoloji hayatından çok uzaktaydık. Sosyal, kültürel, ekonomik imkanlar elverişli değil. Hatıralarımızla ilgili inşallah önümüzdeki dönemlerde güzel bir kitapla sevenlerimizle buluşuruz” dedi.
10 Çambaşı Kayak Merkezi Bu Yıl Bitecek Önüne Gelen Kazıyor! 27 ŞUBAT 2013 ÇARŞAMBA
Sayfa
Kabadüz Kaymakamı Engin Avcı, “Çambaşı Kış Sporları Kayak Merkezimiz bu senenin Ekim ayına kadar bitmiş olacak. Kayak merkezi inşaatının başlaması nedeniyle 2012-2013 kayak sezonunu bitirdik” dedi.
Tamamlandığında Türkiye’nin ilk beş tesisi arasına girecek ve Karadeniz’in en büyük kayak merkezi olacak olan Çambaşı
Kayak Merkezi’nin inşaatı başlaması nedeniyle 2012-2013 kayak sezonu bitirildi. Kabadüz Kaymakamı Engin Avcı, Çambaşı Kış
Sporları Kayak Merkezi’nin bu senenin Ekim ayına kadar bitmiş olacağını söyledi. İhalenin geçen yıl yapıldığını hatırlatan Kaymakam Avcı, “İhaleyle ilgili yer teslimini de yaptık. İhaleyi alan şirket bizlere bu işi daha erken bitirmek istediğini ve 600 gün olan iş bitirme süresini dilekçe vererek daha da kısalttı. Bu yılın sonuna yetiştirmeyi taahhüt etti. Bunun içinde NAS Şirketi bizlere alanı tamamen kendilerine teslim etmemizi biran önce işe başlama teklifinde bulundular. Bizler de önümüzdeki kış sezonuna tesisin yetişmesi açısından bu isteklerini uygun bulduk. Bu nedenle kayak sezonunu bir buçuk ay erken kapatmak durumunda kaldık. İnşaat işi
olduğu için tedbirli olmamız güvenlik tedbirlerini almamız gerekiyor. Bu nedenle 2012-2013 kayak sezonunu bitirmiş oluyoruz” diye konuştu. Tesis tamamlandığında ülkenin ilk beş tesisi arasına gireceğini aktaran Avcı, “Kayak sezonu bu yıl bizler için faydalı geçti. Sadece yüzde beşlik bir kısımda bile insanların oraya çok ciddi ilgi gösterdiğini gördük. Ciddi manada gelenler oldu. Sadece bayblift sistemi ve geçici idari binamızda binlerce kayak severi ağırladık. Bu elde ettiğimiz veriler şunu gösteriyor. Bu merkez tamamen bittiğinde burada ciddi bir potansiyelin olduğunu gösteriyor” şeklinde konuştu.
“Engellinin Engelini Kaldıralım” Ordu Müftülüğü, Diyanet İşleri Başkanlığının 2012 Camiler ve Din Görevlileri Haftasında belirlediği “Engelsiz Cami Engelsiz İbadet” teması çerçevesinde şimdi de “Engellinin Engelini Kaldıralım” projesi kapsamında işitme engellilere yönelik işaret diliyle hutbe ve vaaz verilmesi için çalışmalara başladı. Söz konusu çalışma için personelle bir istişare toplantısı yapan Ordu İl Müftüsü Mus-
tafa Kolukısaoğlu işaret diliyle hutbe vermenin önemini ve gerekliliğini anlattı. Bu günde Ordu Müftülüğü ve Ordu Halk Eğitim Müdürlüğü işbirliğiyle il müftülüğü toplantı salonunda işaret dili kursu başladı. 17 din görevlisinin katıldığı kurs Nuriye Halit Çebi Özel Eğitim Meslek Lisesi öğretmenlerinden Yaşar Çetinbay tarafından veriliyor. 120 saat süren eğitimin sonunda çeşitli camilerde işaret diliyle vaaz ve hutbe verilecek.
Yangın Söndürme
İş Güvenliği Malzemeleri
Yangının Ne Varsa üşmanı D Karakoç Yangında Var * Gaz Maskesi * İş Tulumu * İş Elbisesi * İş Ayakkabısı * Baret * Gözlük * Yağmurluk
* Gaz Duman Maskesi * Solunum Maskesi * Eldiven-Çizme * İş Önlükleri * Trafik Konisi * İkaz Levhaları * Emniyet Kemeri
Ordu’nun yıllar boyunca biriken sorunlarının ortadan kaldırılması ve altyapının düzenlenmesi için belediyecilik görevini yapan Ordu Belediyesi’nin yanında diğer yatırımcı kuruluşlar olan YEDAŞ, TELEKOM ve FINDIK GAZ’ın çalışmaları da eklenince şantiye görüntüsü veren Ordu sokakları günlük yaşamı olumsuz etkiliyor. Eskiden özellikle yer altı çalışmaları yapan yatırımcı kuruluşların kendi planları üzerinde münferit çalışmaları, aynı alanın birden çok kazılması işlemini beraberinde getirirken, özelleştirmelerin gerçekleşmesinin ardından bu kurumların karar alma mekanizmalarında bürokrasinin azalması, yatırımcı kuruluşların ortak karar alarak birlikte hareket edebilmelerinin önünü açtı. Kentin dört bir yanında su, kanalizasyon, elektrik, telefon veya internet çalışmaları sebebiyle çeşitli kurumların arka arkaya yaptığı kazılar, vatandaşı çileden çıkardı. Cadde ve sokakları köstebek yuvasına çeviren çalışmaların gelişigüzel yapılmasına, çukurların aradan geçen uzun sürelere rağmen kapatılmamasına tepki gösteren Ordulular, şehrin en önemli sıkıntılarından birinin bozuk yollar olduğuna dikkat çekti. Hangi kurum veya şirket tarafından yapıldığı belli olmayan çalışmalar yüzünden delik deşik olan cadde ve sokakların zaman zaman gündeme geldiğini hatırlatan Ordulular yetkililerden çözüm istedi. İyi bir koordinasyonla bütün kurum ve kuruluşların aynı zamanda, aynı bölgede çalışmalarını tamamlamasını isteyen vatandaşlar, “Açılan her çukur, ülke ekonomisine zarar veriyor. Ayrıca
arabalarımız zarar görüyor. Millî servet, çukurlara gömülüyor” diye tepki gösterdi. VATANDAŞ MAĞDUR… Ordu’da uzun zamandan bu yana devam eden şehir elektrik hatları ve fiber internet kablo ağının döşenmesi çalışması vatandaşı mağdur etti. Ordu sokakları adeta delik deşik olurken, insanların can güvenliği hiçe sayılıyor. Gündüz açılan çukurlar akşam olunca kapatılmıyor. Denetimsizlik hat safhada. Derin çukurlar basit bir naylon örgü ile çevrilirken o naylon örgüler de bir müddet sonra yerinden kayboluyor. Vatandaşlar bu tehlikeli duruma işaret ederek bu mağduriyetin artık sonlandırılmasını istiyor. Vatandaşlar, “Kaç aydır mağduriyetimiz giderilmedi. Her şirket kendi çalışmasını yapıp gidiyor. Açılan çukurlara bir çocuk, yaşlı düşse ne olacak. Çözüm bulunması için birinin ölmesi mi gerekiyor” dedi. Bazı esnaflar da durumdan rahatsız: “Ödemelerimiz var yapamıyoruz, dükkâna girişler zor. Derin ve uzun çukurlar açılmış. Kimse alışveriş yapamıyor. Böyle çarpık bir sistem olur mu, insana, emeğe saygı bu mu” diyerek hem mağduriyetini hem de tepkilerini dile getiriyor.
Vefat 22 Şubat 2013 Cuma günü Vefat eden aile büyüğümüz merhum Ahmet Duman’ı kaybetmenin derin üzüntüsünü yaşıyoruz, merhuma Allah’tan rahmet diliyoruz. Mekanı Cennet olsun.
Teşekkür Değerli aile büyüğümüz saygıdeğer babamız Ahmet Duman’ın cenazesine katılarak acımızı paylaşan tüm dost ve akrabalarımıza teşekkür ederiz. Duman Ailesi Adına Evlatları
Tel/Fax: (0452) 423 91 10 Gsm: (0539) 323 91 55 - (0541) 931 74 41 M. Kemal Paşa Mah. Arı Sok. No:7 Fatsa/ORDU www.karakocyangin.com - ekrem52@karakocyangin.com
Sabri, Yusuf ve Orhan Duman
11
27 ŞUBAT 2013 ÇARŞAMBA
Sayfa PARA PİYASASI ALIŞ
ALTIN PİYASASI
Yüzde 50 Randımanlı Kabuklu Fındık
SATIŞ
EURO
2,36
2,37
24 AYAR ALTIN (GRAM)
DOLAR
1,80
1,81
ÇEYREL ALTIN
ORDU
4,30
91,95
GİRESUN
4,80
149,00
TRABZON
4,15
Tarihi Eserlerin Maketleri Yapılacak
Sağlık
İkizce Kaymakamı Ali Doğan, “Hazırladığımız bir projeyle birlikte bölgemizde bulunan tarihi eserlerin maketlerini yapacağız” dedi. Doğan, İkizce Kaymakamlığı olarak çeşitli projeler üzerinde çalıştıklarını söyledi. Projeler arasında tarihi eserlerine yönelik bir proje bulunduğunu anlatan Doğan, şöyle devam etti: "Hazırladığımız bir projeyle birlikte bölgemizde bulunan tarihi eserlerin maketlerini yapacağız. İkizce Kaymakamlığı olarak bundan önce olduğu gibi bundan sonra da projeler hazırlayarak bu projelerle güzel işler yapmayı sürdüreceğiz. Daha önce bir kaç proje hazırlamış ve bunlar son aşamaya gelmişti. Şimdi hazırlanan proje ise tarihi eserlerimize yönelik bir proje. Hazırladığımız
bu proje kapsamında bölgemizde bulunan tarihi eserlerin maketlerini bire bir yapmayı planlıyoruz. Öncelik ilçemizdeki tarihi eserler olacaktır. Bu tarihi bina arasında Laleli Camimiz yer alıyor. Daha sonra bölgemizdeki tüm tarihi eserler tespit edilerek maketleri zaman içinde yapılmaya başlanılacak. Daha sonra bu maketlerimiz çeşitli yerlerde değerlendirilecek. Bu proje sayesinde tarihi eserlerimizin nerede ve nasıl halde olduğunu da rahatlıkla görüp anlayacağız." Doğan, proje sayesinde bölge halkına istihdam sağlanacağını da sözlerine ekledi.
Ofis Çalışanlarını Vuruyor
Çocuklara Cep Telefonu Vermeyin Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Şeyda Eren, 12 yaşından küçük çocuklara cep telefonu vermenin yanlış olduğunu belirterek, “13-20 yaş arasında mümkün olduğunca telefon az kullanılması gerekiyor” dedi.
Çocuklarda cep telefonu kullanımının kısıtlanması gerektiğini söyleyen Medical Park Ordu Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Şeyda Eren,
“Cep telefonlarımızdan çocuklarımızı uzak tutmak, 12 yaşına kadar cep telefonu kullanımına izin vermemek, 13-20 yaş arası kullanımı da mümkün olduğunca kısa
sürede olacak şekilde kullanımı kısıtlamak gerekmektedir. Yapılan araştırmalar beyin tümörü, akustik nörinom gelişme şansının 20 yaşından önce cep telefonu kullananlarda 4 misli artabileceği, görme keskinliğinin azalabileceği ve göz merceğine verilen zarar ile katarakta yol açabileceği, işitme kaybına yol açabileceğini göstermiştir” diye konuştu. Teknolojik gelişmelerin yarattığı çevre kirliliği ve ortaya çıkabilecek sağlık sorunlarını tahmin etmenin zor olduğunu söyleyen Eren, “Teknolojik gelişmelerin yarattığı çevre kirliliği ve buna bağlı ortaya çıkabilecek sağlık sorunlarını tahmin etmek güçtür. Günlük yaşamda kullandığımız elektronik cihazların tamamı elektromanyetik alan yaratmaktadır. Ev içinde kullandığımız elektrikli ve elektro-
nik cihazlarının tümü elektromanyetik alana sahiptir. Televizyonlar için her yönde 3 metrelik korunma alanı sağlanmalıdır. Elektrikli traş makinesi ve saç kurutma makinesi gibi kullanımı zaruri olmayan aletlerin hayatımızdan çıkarılmasında fayda vardır. Teknoloji harikası bilgisayarlar da tehdit unsuru olabilmektedir. Bu açıdan çocukların bilgisayar karşısında geçirdikleri süre kısıtlanmalı, düşük elektrik ve manyetik alanı olan bilgisayarlar tercih edilmelidir. Her yöne elektromanyetik mikrodalgalar yayarak çalışan cep telefonları ise özellikle altı dakikanın üzerindeki konuşma süresinde kulak ve beyin dokusunun ısısını artırdığı ve bizim bile hissedebildiğimiz baş ağrılarına sebep olduğu bir gerçektir" şeklinde konuştu.
“Anne Sütü Bankası” “İhtiyaç duyulması halinde çocuklara annelerinden başka kadınların sütlerinin emzirme yoluyla, kadınlardan alınan sütlerin de bekletilerek ihtiyaç duyan bebeklere verilmesinde sakınca yoktur” Diyanet İşleri Başkanlığı'nca ihtiyaç duyulması halinde çocuklara annelerinden başka kadınların sütlerinin emzirme yoluyla, kadınlardan alınan sütlerin de bekletilerek ihtiyaç duyan bebeklere verilmesinde sakınca olmadığı ancak bunun getireceği evlilik yasaklarına yönelik önlem alınması gerektiği bildirildi. Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan yapılan yazılı açıklamada, son günlerde "Anne Sütü Bankası" ile ilgili iletilen yoğun sorular nedeniyle 2012 yılında Din İşleri Yüksek Kurulu'nun "İnsan Sütünün Saklanması ve Bebeklere Verilmesi"ne ilişkin mütalaasının kamuoyuyla paylaşılmasına lüzum görüldüğü belirtildi. Geçen yılın nisan ayında toplanan kurulun yapılan müzakere sonrası aldığı kararda, Batı ül-
kelerinde yaygınlaşan böyle bir banka kurulmasının İslam'a göre caiz olup olmadığı konusunun, gerek bireysel olarak İslam alimlerinin, gerekse kurumsal olarak fetva kurullarının gündemine girdiği belirtildi. Kararda, bazı fetva kurullarının, "Süt bankası uygulamalarının süt emme konusunda karışıklık meydana getireceği, bunun da farkında olmadan İslam'ın yasak kıldığı süt akrabaları arasında evlenmelere yol açabileceği" gerekçesiyle bu bankayı kurmanın caiz olmayacağına" karar verdikleri ifade edildi. Ancak bu hükmün meselenin özüne yönelik olmadığı vurgulanan açıklamada, bunun kendilerinden süt alınan annelerle süt verilen bebekler arasında oluşacak süt akrabalığı konusunda hassasiyet gösterilmeyerek sütlerin ve süt
akrabalıklarının karışması sonucu dinin yasakladığı evliliklere götürebileceği endişesinden kaynaklandığı kaydedilen kararda, şu değerlendirmelerde bulunuldu: "Prensip olarak ihtiyaç duyulması halinde çocuklara annelerinden başka kadınların sütlerinin emzirme yoluyla verilmesinde bir
sakınca olmadığı gibi kadınlardan alınan sütlerin bekletilerek daha sonra ihtiyaç duyan bebeklere verilmesinde de sakınca yoktur. Ancak süt akrabalığının getireceği evlilik yasaklarının ihlal edilmemesi için her türlü tedbirin alınması ve bu tedbirlerin hassasiyetle uygulanması gerekir."
Saatlerce bilgisayar karşısında çalışmak ve hareketsizlik sonucu ortaya çıkan boyun fıtığı yaşam kalitesini önemli ölçüde düşürüyor. Beyin ve sinir cerrahisindeki yeni yöntemlerin boyun fıtığında teşhis ve tedavi süreçlerini kısalttığını belirten Nöroşirürji Uzmanı Op. Dr. Halit Çavuşoğlu, sorunun özellikle ofis çalışanlarını tehdit ettiğini söyledi. Çavuşoğlu, boyun fıtığı ve tedavi yöntemleri hakkında şu bilgileri verdi: “Omurga, dikey yönde etki yapan vücut ağırlığı ve dış kuvvetlere karşı koymanın yanında hareket fonksiyonunu da yürütmek durumundadır. Bu yüzden sabit kalmak ve hareketli olmak gibi çatışan iki özelliğe sahip olmalıdır. Bu ikili özellik, omurganın bölümlü yapısı ve omurlar arasındaki diskler tarafından sağlanır. Diskler dikey yönde, yana eğilme ve dönme sırasında uygulanan kuvvetleri emerler. İnsanoğlunun iki ayak üzerindeki duruşu da disk üzerine yansıyan kuvvetleri artırır. Sonuç olarak omurlar arasındaki diskler yaşla belirginleşmek üzere yıpranmaktadır. Yük emme yetenekleri ve dayanıklılıkları azalır, fıtıklaşma gelişebilir. Boynun fazla ağırlık taşımamasına rağmen hareketli yapısı nedeniyle bozulması ve disk fıtığı görülme riski yüksektir. Boyun bölgesinde her omur, cismi hizasından çıkan sinirlerde kola ve sırta yayılarak, bu bölgelerin duyu ve hareketini sağlar. Omurgalar arasındaki disk dokusunun jelatin kıvamındaki iç kısmının, daha kuvvetli bir bağ dokusundan oluşan dış kısmı yırtarak omurilik ve sinirlere bası yapması sonucu boyun fıtığı ortaya çıkar. KOLDA AĞRI VE UYUŞMAYA NEDEN OLABİLİR Boyun fıtığı, omurilik ve sinir köklerini etkileyen, en sık hayatın 30- 40’lı yaşlarında rastlanılan bir hastalık grubudur. Belirtileri; fıtığın yerine, hastalığın süresine ve ciddiyetine bağlı olarak değişkenlik gösterir. Hastalar genellikle tek taraflı, kola doğru yayılan bir ağrıdan rahatsızlık duyarlar. Ağrı, parmak uçlarına kadar yayılır ve uyuşma ile beraber olabilir. Ağrının yayıldığı kolda kuvvet kaybı olabilir. Hastalar ellerine aldıkları ağır cisimleri yere düşürmekten şikayet ederler. Eğer bası daha da ilerlerse yürüme güçlüğü ve dengesizlik de oluşur. MUTLAKA DOKTORA BAŞVURUN Ağrı ve uyuşukluğun sıklaşması ve belirli sürede yatak istirahatı ile geçmemesi durumunda mutlaka bir beyin ve sinir cerrahına başvurulması gerekir. Detaylı öykü alma ve fiziksel muayenenin önemi çok büyüktür, sadece bunlarla tanı koymak bile mümkündür. Ama görüntüleme teknikleri ile de boyun fıtığının varlığını teyit etmek ve seviyesini saptamak gereklidir. Yapılan muayene ile sinir tahribatına ait bulgular yoksa hastaya mutlak yatak istirahatı, ağrı kesici kullanımı ve fizik tedavi önerilmektedir. Ancak sinir tahribatına ait bulguların mevcudiyetinde ve diğer tedavi yöntemlerinin başarısız kaldığı durumlarda cerrahi uygulanır. OMURGANIN HAREKET KABİLİYETİNİ KORUMAK ÇOK ÖNEMLİ Şikayet oluşturan boyun fıtığına yapılan cerrahi tedavinin amacı; omurilik ve buradan çıkan sinirlerin sıkışıklığını giderirken, birçok anatomik yapıyı ve boyun omurgasının yük taşıyabilme ve hareket edebilme fonksiyonunu korumaktır. Geleneksel cerrahi yöntemler, geniş alanda normal doku tahribatına neden olur. Böylece omurilik ve sinir dokusu rahatlatılmakla beraber omurganın fonksiyonunun bozulmasına yol açar. Sonuçta hastaya ek olarak kafes, plak, vida gibi materyallerle ameliyat yapılması zorunlu hale gelebilir. Omurganın fıtık seviyesindeki bölümünü hareketsiz hale getiren bu ameliyat tekniğinin; süresinin uzun olması, fazla miktarda kan kaybı ve ameliyat sonrası ağrılı ve uzun iyileşme süreci, yüksek oranda başarısızlık, uzun vadede diğer disklerde fıtıklaşmalara yol açması bu yöntemlerin dezavantajıdır. Diğer yandan hareketli bölümü koruma amacıyla geliştirilen disk protezi de istenilen sonuçlara ulaşılmasını sağlayamamıştır. Uzun dönemde protezlerin hareket kabiliyetini kaybettikleri izlenmektedir. GİRİŞİMSEL YÖNTEMLE BOYUN FITIĞINDAN KURTULABİLİRSİNİZ Radyolojik görüntüleme yöntemlerindeki (MR) gelişmeler boyun fıtığına yol açan yumuşak ve kemik dokuların ayrıntılı tespitinde faydalıdır. Mikrocerrahi yönteminde 1,5 cm.lik cilt kesisi yapılır. Doğal doku planları kullanılarak disk mesafesine girilerek omurilik ve sinir dokuları rahatlatılır. Omurganın yük taşıyabilme ve hareket edebilme gücü bozulmadığı için hasta ameliyattan 3 saat sonra yürütülür ve ameliyattan 4 saat sonra taburcu olabilir. Hastanın boyunluk kullanmasına gerek kalmaz. Dikiş yoktur ve işlemden 2 gün sonra pansuman çıkarılıp banyo yapılabilir. Ameliyat sonrası hasta oturabilir, yürüyebilir ve merdiven inip çıkabilir. Ameliyattan 2 hafta sonra da egzersiz programı başlatılır. Bu “minimal invaziv cerrahi” yani girişimsel yöntemle boyun fıtığı ameliyatlarında alınan sonuçlar son derece yüz güldürücüdür. Bu ameliyat tekniği hastaların çok korktukları diğer ameliyat tekniklerine oranla; kanamanın olmaması, çok kısa sürede sosyal yaşantıya dönüş imkanı sağlaması ve ameliyat konforu nedeni ile özelikle önerilmektedir.”
SP R
Mehmet Kadro Dışı Fatsa Belediyespor kalecisi Mehmet Bayram yönetim kurulu kararı ile kadro dışı bırakıldı. Fatsa Belediyespor Kulübü Başkanı Muammer Coşkun kaleci Mehmet Bayram’ın disiplinsiz davranışları nedeniyle kadro dışı bırakıldığını belirterek, “Kalecimiz Yeni Amas-
Spor Toto Süper Lig’te 23. haftanın ardından Spor Toto Süper Liginin 23.haftası geride kalırken Galatasaray liderliğini sürdürdü. Takipçileri Fenerbahçe ve Beşiktaş’ın da kazandıkları 23.haftaya damgasını vuran Orduspor’un lider Galatasaray karşısında 2-0 önde götürdüğü karşılaşmayı 4-2 kaybetmesi oldu. Düşme potası içersinde olan S.B Elazığspor ve Akhisar Belediye takımlarının kazandıkları haftada, Mersin İdman Yurdu sahasında Trabzonspor’a 1-0 yenilerek ligin son sırasına demir attı. Orduspor fırsat tepti 2-4 Türk Telekom Arena stadında süper ligin lideri Galatasaray’a konuk olan Orduspor, ilk 45 dakikada yakalamış olduğu avantajı koruyamadı. Bu yarıda rakip atakları orta alanda karşılayan ve bu alanda rakibe baskı uygulayan mor beyazlılar, 15.dakikada Muslera’nın degajında Selçuk İnan’a çarpan top Galatasaray ağları ile buluşunca Orduspor bu dakikada 1-0 öne geçen taraf oldu. İlk yarının son dakikasında Şamil, Hakan Balta mücadelesinde topun Hakan’ın eline çarpması sonrasında Serkan Çınar penaltı noktasını gösterdi, topun başına geçen Bogdan Stancu kaleci Müslera ve meşin yuvarlağı ayrı ayrı köşelere gönderince Orduspor soyunma odasına 2-0 önde giren taraf oldu. Karşılaşmanın 58.dakikasında Sneijder, 68 ve 70.dakikalarda Burak Yılmaz’ın golleri ile 3-2 öne geçen Galatasaray’da son sözü 78.dakikada Selçuk inan söyledi. Galatasaray almış olduğu bu galibiyetle puanını 46’ya çıkararak liderliğini sürdürürken, Orduspor 26 puanla 15.sırada kaldı. Galatasaray haftaya Eskişehir deplasmanına giderken Orduspor Cumartesi günü 19 Eylül stadında Kardemir Karabükspor’u konuk edecek. Fenerbahçe 3 puana son dakikalarda ulaştı 3-1 Şükrü Saraçoğlu stadında hemşerisi Kasımpaşa’yı konuk eden sarı lacivertliler, 1-0 geriye düştükleri maçta Kasımpaşa’yı 3-1 yenerek liderlik yarışını sürdürdü. Kasımpaşa 2.dakikada Uche’nin golü ile 1-0 öne
geçti. Bu skor aynı zamanda ilk 45 dakikanın skoru oldu. İkinci yarıda da baskılı olan Fenerbahçe 60.dakikada yeni golcüsü Webo’nun golü ile skorda dengeyi kurdu. Karşılaşmanın bu skorla bitmesi beklenirken, Emre’nin penaltıdan attığı golle 2-1 öne geçen sarı lacivertlilerde son sözü bir diğer golcüsü Show söyledi. Zorlu karşılaşmadan 3-1 galip ayrılan sarı lacivertliler puanını 40’a çıkararak ikinci sıradaki yerini korurken, Kasımpaşa 33 puanla 7.sırada yer aldı. Fenerbahçe haftaya İnönü stadında Beşiktaş’a konuk olurken, Kasımpaşa sahasında Trabzonspor’u konuk edecek. Gaziantep Bursa engelini kazasız aştı 2-1
Ligde tutunmaya çalışan takımlar arasında yer alan Gaziantepspor, eski teknik direktörü Hikmet Karaman yönetimindeki Bursaspor engelini 2-1’lik skorla aştı. Sernaz’ın golüne Battala ile cevap veren Bursaspor, yakalamış olduğu beraberliği Cenk Tosun’un golü ile kaybetti. Zorlu karşılaşmadan 2-1 galip ayrılan Gaziantepspor puanını 28 puana çıkararak puan cetvelinde 13.sıraya yükseldi. Bursaspor’da Edu 80.dakikada kırmızı kart görünce Bursaspor son 10 dakikayı 10 kişi ile tamamladı. Zorlu Antep deplasmanından eli boş dönen Bursaspor ise 34 puan ve averajla 4.sırada kaldı. Gaziantepspor haftaya Antalya deplasmanına çıkarken, Bursaspor ise sahasında Sivasspor’u konuk edecek.
İstanbul Büyükşehir bir puana uzatma dakikalarında uzandı 2-2 Süper Ligde tutunmaya çalışan takımlar arasında yer alan İstanbul Büyükşehir Belediyespor bir puana uzatma dakikalarında uzandı. İstanbul temsilcisinin gollerinin birisi penaltıdan olmak üzere 18 ve 90+3. dakikalarda Holmen’den gelirken, Eskişehirspor’un golleri ise 52.dakikada Jerry Akaminko ve Erkan Zengin’den geldi. Eskişehirspor’da Tello 66.dakikada kırmızı kart gördü. 90 dakika sonrasında sahadan birer puanla ayrılan takımlardan ev sahibi ekip puanını 27’ye çıkararak 14.sırada yer aldı. Uzatma dakikalarında 3 puanı kaçıran Eskişehirspor ise 33
puan ve averajla 6.sıradaki yerini korudu. İstanbul Büyükşehir Belediyespor haftaya Gençlerbirliği ile Ankara’da karşılaşırken, Eskişehirspor ise sahasında lider Galatasaray’ı konuk edecek. S.B.Elazığspor’un direnişi sürüyor 2-1 Yılmaz Vural yönetiminde ligde tutunmaya çalışan S.B.Elazığspor, kendi saha ve seyircisi önünde konuk ettiği M.Park Antalyaspor engelini 2-1’lik skorla aşarken, süper ligdeki yürüyüşünü sürdürdü. 6.dakikada Serdar’ın golü ile 1-0 öne geçen Gakkoşların ikinci golü 60.dakikada Mehmet Çakır’dan geldi. M.Park Antalyaspor’un tek sayısı ise 20.dakikada Isaac’tan geldi. S.B.Elazığspor almış olduğu bu galibiyetle puanını 24’e çıkarırken 16.sırada yer alırken, ilk yarının flaş, ikinci yarının istikrarsız takımlarından olan M.Park Antalyaspor ise 34 puan ve averajla 5.sırada yer aldı. S.B Elazığspor haftaya kendisi gibi ligde tutunmaya çalışan Akhisar Belediye Gençlikspor’a konuk olurken, M.Park Antalyaspor ise sahasında Gaziantepspor’u konuk edecek. Mersin dibe demir attı 0-1 Süper Ligde tutunmaya çalışan takımlardan bir tanesi olan Mersin İdman Yurdu, kendi saha ve seyircisi önünde konuk ettiği Trabzonspor’a
1-0 yenilerek son sıraya indi. Akhisar ve Elazığspor’un haftayı üçer puanla kapattıkları haftanın ardından Mersin İdman Yurdu 20 puanla son sırada yer aldı. Trabzonspor’a 3 puanı getiren gol 34.dakikada Paulo Henrigue’den geldi. Trabzonspor ise almış olduğu bu galibiyetle puanını 30’a çıkararak 10.sırada yer aldı. Trabzonspor ligin 24.haftasında Kasımpaşa’ya konuk olurken, Mersin İdman Yurdu ise son haftaların formda takımı Kayserispor’a konuk olacak. Kayserispor’un tırmanışı sürüyor 1-0 İlk yarıda düşme potası içersinde yer almasına rağmen ligin ikinci yarısında yakalamış olduğu istikrarı sürdüren Kayserispor, Kadir Has stadında konuk ettiği başkent temsilcisi Gençlerbirliği engelini 1-0’lık skorla aştı. Kayserispor’a 3 puanı getiren gol 53.dakikada Salih’ten gelirken, karşılaşmayı 1-0 kazanan Kayserispor bu sonuçla puanını 32’ye çıkararak 8.sırada yer aldı. Gençlerbirliği ise 30 puanla 9.sırada kaldı. Kayserispor haftaya sahasında Mersin İdman Yurdu’nu konuk ederken, Gençlerbirliği ise sahasında İstanbul Büyükşehir Belediyespor’u konuk edecek.
Akhisar Karabük’te coştu 0-2 Bu karşılaşma öncesi Süper Ligin son sırasında yer alan Akhisar Belediye Gençlikspor, Doktor Necmettin Şeyhoğlu stadında karşılaştığı Kardemir Karabükspor’u 2-0 yenerek sürpriz bir skorun altına imzasını attı. 32.dakikada Bilal’in serbest vuruştan, 36.dakikada ise Gekas’ın penaltıdan attığı gollerle karşılaşmayı 2-0 kazanan taraf deplasman temsilcisi Akhisar Belediye Gençlikspor oldu. Zorlu Karabük deplasmanından 3 puanla dönen Akigolar puanlarını 22’ye çıkararak 17.sıraya yükselirken Kardemir Karabükspor ise 29 puanla 12.sırada yer aldı. Kardemir Karabükspor önümüzdeki hafta Orduspor’un konuğu olurken, Akhisar Belediye Gençlikspor ise kendisi gibi ligde tutunmaya çalışan S.B Elazığspor’u konuk edecek. Spor Toto Süper Ligde 23.hafta geride kalırken, lider Galatasaray takipçileri ile arasındaki puan farkını korudu. Alt sıradaki takımların tırmanışları devam ederken, Beşiktaş attığı 48 golle ligde en fazla gol atan takım oldu. Fenerbahçe ise kalesinde gördüğü 25 golle ligde en az gol yiyen takım oldu. Kardemir Karabükspor ise 37 golle ligde en fazla gol yiyen takım oldu. Gol krallığı sıralamasında ise, Galatasaray’dan Burak Yılmaz 14 golle zirvede yer alırken, onu 13 golle Kalu Uche, 12’şer golle Umut Bulut, Bobo ve Webo, 11 golle Necati Ateş ve 10 golle Moussa Sow takip ediyor.
yaspor maçının son 10 dakikasında yedek kulübesini terk ederek soyunma odasına gitmiştir. Takımızın aldığı galibiyet sonrası sevinç gösterilerinde yer almamıştır. Teknik Direktörümüzün de raporu doğrultusunda kendisini kadro dışı bıraktık” dedi.
Sevinç ve hüzün! M. Kemal POYRAZ İki zıt kelime, ikisini de Türk Telekom Arena stadında oynanan Galatasaray-Orduspor maçında yaşadık. İlk 45 dakikada rakibini orta alanda karşılayan, rakibine boş alan bırakmayan ve de neticesinde birisi şans, diğeri penaltı golü ile soyunma odasına 2-0 önde giren bir Orduspor. Bu sezon ilk kez, üstelik İstanbul’da üstelik süper ligin lideri Galatasaray maçına gitmek istemedim. Canım çekmedi. Koskoca bir sezondur deplasmanlara güle oynaya git, her karşılaşma sonrası Ordu’ya cenaze arabası gibi geri dön. Dönüş yolları bitmek bilmiyor. Artık bu tabloyu yaşamak istemediğimiz için Galatasaray maçını televizyondan izledik. Orduspor, lidere top göstermiyor, her atılan goller sonrasında yer yerinden oynuyordu. Devre olduğunda ilk kez kendi kendime kızıyordum. İşte ben bu coşkuyu yerinde yaşamlıyım diyordum. Telefonlarımız susmuyor. Kaçırdın bayramı diyorlardı. Olsun Orduspor’umuz yeter ki kazansın, bayramın geri kalanını biz burada da kutlarız diyordum. İşte bunlar rüya değil gerçekti. Takımlar ikinci yarı için sahaya çıktığında Fatih Terim tribüne gönderiliyordu. Ardından yardımcısı derken Orduspor’un işi daha da kolaylaşacak, Galatasaray saldıracak,haliyle defansta açıklar verecek derken Orduspor’un geriye yaslanma hastalığı nüksetmez mi! Bir değil, iki değil, üç değil tam dört golü 20 dakikada kalemizde gördüğümüzde bizler yıkılırken, Fatih Terim başta olmak üzere tüm Galatasaray camiası çıldırmıştı. Nasıl çıldırmasınlar, kendi saha ve seyircin önünde 2-0 geriye düştüğü karşılaşmayı 4-2’ye getirmeyi başarmışsın. Ya bizler? İlk 45 dakikayı 2-0 önde tamamlamanın mutluluğunun ardından 4-2’lik hüsran. Yazık değil mi, günah değil mi? Suçumuz Orduspor’u sevmekse, Orduspor’a inanmaksa bu suçu işledik, işlemeye de devam edeceğiz. Düşünebiliyor musunuz, haddini bilmeyen Fatih Terim’e haddini bildirecektik ki devreye yerlere göklere sığdıramadığımız efsane teknik direktörümüz var ya, işte o zat tüm sevincimizi kursağımızda bırakıyordu. Artık dilimizde tüy bitti. Takımı ileri çıkaramayan bir hoca olabilir mi? Sakatlık haricinde oyuncu değiştirmekten aciz, 11 kişiyi 18 çizgisi üzerine ip gibi dizen hoca arayan varsa Allahını seven gelsin yanında da bonusu da var. Kırıcı olmayalım, hep güzellikleri yazalım diyoruz ama bunu da elimizden alıyorlar. Ben Orduspor yönetimine güveniyorum. Ben Orduspor’un mevcut kadrosuna güveniyorum. Ben Orduspor’un en büyük itici gücü olan taraftarına güveniyorum. Bu zorlukları hep birlikte omuzladığımız gün güzel günlerin bizim olacağını biliyorum. Beni tek endişelendiren Hector Cuper’in korkak, tırsak futbol anlayışı. Karadenizli olmaya gerek yok. Bu bölgenin havasını soluyan ve de suyunu içenin ruhunda hırs vardır azim vardır. Ben Trabzonspor maçının ilk 45 dakikasındaki, ben Beşiktaş ve Antalyaspor maçlarının ikinci 45 dakikalarındaki Orduspor’u seyretmek istiyorum. Ben Orduspor gibi Orduspor’u izlemek istiyorum. Şimdi önümüzde Kardemir Karabük maçı var. Bu maçı lafla değil, rakibe 19 Eylül stadını dar ederek kazanmaktan başka çaremiz yok. Bu maçtan çok ama çok umutluyum. Yeter ki Hector Cuper gölge etmesin. Nasıl ki Türk Telekom Arena stadında sevinç ve hüznü bir arada yaşamışsak, Cumartesi günü burada sadece sevinci birlikte yaşamak ve yaşatmak dileği ile…