MİR KUZEY 369 SAYI

Page 1

“Başbakan, Bilerek Bu İşi Kamufle Ediyor. Ama…”

“Pkk’lıların Yerine Mülteciler Geliyor”

Suriye’de ki iç kargaşadan kaçıp Türkiye’ye sığınan mülteciler Karadeniz illerinde oluşturulacak olan kamplara yerleştirilecek. Ordu il ve ilçelerinde de oluşturulacak kamp ve evlere yerleştirilecek olan Suriye mül-

CHP Ordu İl Başkanı Osman Güngör, İçişleri Bakanlığı tarafından Karadeniz’deki bazı illerin Valilikleri’ne Suriyeli mültecilerin gönderilmesini iddia ederek, bunların içinde Ordu’nun da yer aldığını belirtti

tecilerin İlimize sevkiyatı çok yakın bir tarihte başlayacak. Mültecilerin Karadeniz illerine sevkiyle ilgili İçişleri Bakanlığı tarafından Valiliklere ve ardından da Valilikler tarafından ilgili kurumlara genelge gönderildi. Sayfa 3’te

ve tepki gösterdi. Osman Güngör, Karadeniz’e yerleştirilmesi planlanan Suriyeli mültecilerin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın kendi memleketi Rize’ye neden yerleştirilmediğini de eleştirdi. Sayfa 5’te

www.gazetekuzey.com

Geçtiğimiz günlerde AKP Ordu Milletvekili İhsan Şener’in 2013 yılında Nisan ayına kadar şehit verilmediğini anlatırken söylediği “2013 yılının Ocak ve Nisan ayları arasında geçen yıla göre 1200 kişi kardayız” cümlesine tepkiler sürerken, mevcut terörün çözüm süreci de tartışılmaya devam ediyor. Konunun en yakın muhataplarından biri olan Türkiye Muharip Gaziler Derneği Ordu İl Başkanı Abdullah Erarslan, “Çözüm toprak vermekse, her türlüsüne karşıyım. Her şeyi sarahaten belirten, üstüne basa basa anlatan başbakan, bu konuda bilerek bu işi kamufle ediyor. Ama vatanı da satıyor diyemem. Verdikleri tavizler bizim tarafımızdan pek kabule şayan değil. Ancak bunu da dış güçlerin baskı ve zorlamasıyla yapıyorlar diye düşünüyorum. İnşallah yanılıyorumdur ama hiç yanılıyormuşum gibi görünmüyor” dedi. Sayfa 3’te

Suriyeli Mülteciler Ordu’ya mı Yerleştiriliyor?

FATSA’DAN KARADENİZ’E 23 NİSAN 2013 SALI

GÜNLÜK TARAFSIZ SİYASİ GAZETE

YIL: 2

SAYI:369

FİYAT: 50 Krş.

“Yardım Edeceğiz Derken Huzurumuzu Kaçırmayalım” Fahri Tanrıkulu, “Türk toplumu olarak bizler, yardıma ihtiyacı olan insanlara her zaman kucak açarız ama yardım edelim derken de, kendi bölgemizin huzurunu da kaçırmayacak şekilde hareket etmemiz gerekir” dedi.

“Aynı Dili Bile Konuşmuyoruz”

“Doğru Bir Uygulama Değil”

Suriye ve Ordu’nun birbirinden tamamen farklı olduğunu kaydeden Tanrıkulu: “Eğer devletin böyle bir tasarrufu olacaksa bu konunun üzerinde iyi durulması gerekiyor. Çok hassasiyetle düşünülüp tartılması, titizlikle değerlendirilmesi gereken bir konu olduğunu düşünüyorum. Karadeniz Bölgesi ve Suriye’yi kıyasladığımızda birbirine çok uzak ve birbirinden tamamen farklı değerlere sahip iki bölge görüyoruz. Suriye ve Ordu ili kültürel, sosyal ve düşünce yapıları çok farklı olan iki yer. Her şeyden önce aynı dili bile konuşmuyorlar. Karadeniz Bölgesi’nin insanıyla Suriyeli insanların birbirlerine uyum sağlaması kolay olmayacaktır.

Tanrıkulu, “Umuyorum ki, devlet bu konuda yerel yöneticilerle, sivil toplum kuruluşlarıyla, yerel basınla ve idarecilerle bu konuyu enine boyuna, en ince ayrıntılarına kadar istişare eder ve öyle karar verir. Zaten öyle de olması gerekiyor. Tereddütlerimizi kesin bir dille ifade etmeliyiz ve süreci de yakından takip etmeliyiz. Temelli kalmak için mi gönderilecekler yoksa geçici olarak mı geliyorlar? Bu insanlar, kendi ülkelerindeki sorunlar çözülünce geri dönecekler mi? Bir kere Karadeniz Bölgesi iklimi, kültürel altyapısı, sosyolojik altyapısı ve toplumsal yapı olarak da Suriyeli sığınmacılara uygun değil. Karadeniz Bölgesi’ne sığınmacıların yerleştirilmesi doğru bir uygulama olmaz diye düşünüyorum.” Sayfa 4’te

İdris Naim Şahin, “Gazetelerde mecliste kurulan araştırma komisyonu ile ilgili bir habere rastladım. Bizim Çankırı milletvekilimiz var İdris Şahin bu araştırma komisyonuna seçilmiş. Bu ismi duyan sözde bir siyasi parti yetkilileri soluğu bizim parti yetkililerinin yanında almışlar. ‘Bu süreçte ne yapıyorsunuz? Bu araştırma komisyonuna bu ismi niye seçtiniz?’ Diye sormuşlar. Arkadaşlarımız da bu İdris Şahin’in, İdris Naim Şahin olmadığını söylemişler. İyi ki ağabeyim ismimin önüne Naim’i ilave etmiş. Yoksa bugün sorun olacaktı. Ama şunu ifade edeyim ki; bizim vatan sevdamız, bu millete olan sevdamız kara toprakta bile devam edecek.” dedi. Sayfa 5’te

“Yazıklar Olsun Senin Vekilliğine” MHP Ordu İl Başkanı Cemal Enginyurt, AKP Ordu Milletvekili İhsan Şener’i istifaya davet etti. Enginyurt, “Dört aydır geçen seneye göre bin ikiyüz asker şehit olmamış, kar ettik diyorsun. Yazıklar olsun sana, yazıklar olsun senin vekilliğine. Sen TBMM’de milletvekili olmayı hak etmiyorsun. Seni Yüce Türk Milleti adına derhal istifaya davet ediyoruz. Şehidimize yaptığın bu saygısızlıktan dolayı seni özür dilemeye davet ediyoruz” şeklinde konuştu. Sayfa 6’da

Sayfa 4’te

AK Parti Ordu İl Danışma Meclisi Toplantısına katılan AK Parti Grup Başkan Vekili ve Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, “Türk bayrağı şerefle dalgalanıyor herkesin elinde. Dalgalanmaya da devam edecek. Çünkü onun bedelini Sayfa 5’te atalarımız ödedi” dedi.

“Her Okulun Bir Polisi Var”

Enginyurt, ihsan Şener’e Çok Sert cevap Verdi

Fatsa İlçe Milli Eğitim Müdürü Gürsel Avcı, “2012-2013 Eğitim Öğretim döneminin başında okullarda güvenliğin sağlanması ve şiddetin önlenmesi ile ilgili Sayın Kaymakamımızın başkanlığında komisyon kuruldu. Yapmış olduğumuz toplantıların sonucunda her okula bir po-

“Bizim İçin de Muhtarlar Projeler İçin Bir Proje İstiyoruz” Ne Dedi? Sayfa 7’de

Sayfa 7’de

“Şehitlerimizin Kemiklerini Sızlattı”

lis verildi. Bu polislerin irtibat numaraları ve adresleri okullarda mevcut. Bizzat o polisten yardım ve de destek alabiliyorlar. Bir diğeri de eğer okullarımızın hizmetli sayısı yeterli ise birisini bekçi yapıyoruz. Eğer bekçi yok ise nöbetçi öğrenci okul kapısında duruyor. Sayfa 8’de

Ekrem CİNOĞLU

Standardı Çift Eylemeyin!

08

Silahla Kendini Vurarak İntihar Etti Sayfa 3’te

Dolmuşun Altında Kaldı Sayfa 3’te 23 Nisan Yarışmalarının Ödülleri Verildi

Sayfa 2’de

SATIRBAŞI

“İyi ki Abim İsmime Naim’i İlave Etmiş”

“Bu ülkenin başkenti Ankara’dır”

Yrd. Doç. Dr.

Ahmet FİDAN

Limon Dolması

02


23 NİSAN 2013 SALI

Sayfa

23 Nisan Yarışmalarının Ödülleri Verildi

Sağlık

/ Fatma CANLI

Milli Eğitim Müdürlüğünün hazırlamış olduğu 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı programı coşkuyla kutlandı. Fatsa Belediyesi Kültür Sarayı’nda gerçekleştirilen 23 Nisan etkinliğine, Kaymakam Bekir Atmaca, Garnizon Komutanı Salih Gödek, Belediye Başkan yardımcısı Bülent Yücetepe, Milli Eğitim Müdürü Ahmet Gürsel Avcı, okul müdürleri, öğretmenler, öğrenciler ve çok sayıda izleyici katıldı. Programın içeriğinde; Dumlupınar İlkokulu-Tiyatro Gösterisi, Sakarya Ortaokulu- Şiiri güzel okuma yarışması 1.’sinin şiir seslendirmesi, Türk Halk Müziği solo ses yarışmasında dereceye giren öğrencilerin ödül töreni, Büyük Ata OrtaokuluTiyatro Gösterisi, sahne sanatları ödül töreni, spor ödülleri, tüm yarışmaların jüri üyelerine ‘ Teşekkür Belgesi’ takdim edilmesi yer aldı. ‘Sokak Çocuğu’ Adlı Şiir Çok Etkiledi Öğrenciler Türk Bayrağı ve Atatürk portresi eşliğinde 10. Yıl Marşı’nı seslen-

Fatsa Nüfus Müdürlüğünden almış olduğum Nüfus Cüzdanımı kaybettim. Hükümsüzdür.

Mir Mehmetoğlu Gıda Mad. San. ve Tic. Ltd. Şti. Adına Tüzel Kişi Temsilcisi

Niyazi YEŞİLLER

Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Nusret Yeşiller

Haber Müdürü Betül Yeşiller

Reklam Erkan Kaş

Genel Yayın Yönetmeni Engin Yaran

Muhabirler Resul Koşar Beytullah Şeker Oğuzhan Yılmaz

Grafiker İlkay Yeşiller

Dağıtım Şah Medya Ajans

dirdi. Yarışmalarda dereceye giren okulların öğrencilerine dizüstü bilgisayar, bağlama, altın, spor ayakkabı, madalya, kitap gibi çeşitli hediyeler verildi. Sakarya Ortaokul’u öğrencisi Aydora Furkan Bay’ın seslendirdiği ‘Sokak Çocuğu’ adlı şiir izleyicileri oldukça etkiledi. Programın kapanış konuşmasını yapan Kaymakam Bekir Atmaca; “Bildiğiniz gibi Aslancami Ortaokulu ‘Bu Benim Eserim’ projesi kapsamında Ordu Bilim Kurulu elemelerini geçerek, Samsun ‘Bu Benim Eserim’ Bölge yarışmasına en fazla proje gönderen okul olarak katılmaya hak kazanmıştı. Burada İki proje sergileyerek, ‘Pamuk Kozasından Medefe’ projesi ile bölge birincisi seçildi ve Ankara elemelerine katılmaya hak kazandı. Bu başarılarından dolayı okul müdürü İbrahim Çoban’ı, öğretmenlerini ve öğrencilerini kutluyorum. Bu tür proje ve yarışmalar devam edecek. Bugün bu 23 Nisan kutlama etkinliğini hazırlayan Milli Eğitim Müdürlüğüne, emeği geçen tüm öğretmen, öğrenci ve idarecilere, ayrıca katılan herkese teşekkürlerimi sunuyorum” şeklinde konuştu.

YİTİK

www.gazetekuzey.com

Haber Merkezi Ahmet Alkan Fatma Canlı Hamdi Büklü

Yrd. Doç. Dr.

Ahmet FİDAN

Limon Dolması

Sevgi Hastanesi Psikologu Duygu Güler mevsimsel depresyon hakkında bir açıklamada bulundu. Psikolog Güler, mevsim geçişlerinde insanların ruh hallerinde değişmeler yaşanabileceğini, kimi insanın olumsu kimisinin de bu durumda olumsuz etkilenebileceğini söyledi. Psikolog Güler açıklamasına şöyle devam etti: Uzun geçen soğuk günlerin ardından gelen nisan yağmurları kokusunun hissedildiği, yavaş yavaş yüzünü gösteren güneşin varlığı ve insanın da yüreğinde kelebekler uçuşturan çiçekler dolu bir baharın yine kendini göstermeye başladığı günlerdeyiz. Doğayı ısıtan, güzelleştiren bu değişim, insan psikolojisini de olumlu yönde etkilemektedir. Baharın en büyük katkısı hiç şüphesiz güneşi görmemize izin veriyor olmasıdır. Evet, güneş bu kadar önemlidir çünkü bizi motive eder ve olaylara karşı pozitif bir bakış açısına sahip olmamıza katkıda bulunur. Güneşin kendini fazla göstermediği mevsimlerde ise bazı kişilerde mevsimsel depresyon (seasonal affective disorder) ortaya çıkar. Mevsimsel depresyonun olumsuz etkilerinden kurtulmak için en etkili yöntemlerden biri ışık terapisi (light therapy)dir. Kişi, belirli gün aralıkları ve belirli süreyle ışığa maruz bırakılır. Bununla birlikte davranışsal-bilişsel terapi ve antidepresanlar da mevsimsel depresyonu atlatmak için yaygın olan yöntemlerdendir. Bazı kişilerde de baharın gelmesiyle yorgunluk, halsizlik, bitkinlik, boş vermişlik gibi durumlar yaşanır. Yani kimi insan baharın gelmesinden olumlu etkilenirken kimi insan da olumsuz bir şekilde etkilenebilir. Bu belirtileri ortadan kaldırmak ya da azaltmak için birtakım şeyler yapmak gereklidir. Bunlardan bazıları şunlardır: * Çevrenizde bulunan pozitif, enerjik ve gülebilen insanlarla daha fazla vakit geçirmeye özen gösteriniz. Çünkü mutluluk da mutsuzluk gibi bulaşıcıdır. Bu sebepten size mutluluğun bulaşmasına izin verin. * Olaylar değil, olaylara yüklenen anlamlar kişiyi etkiler. Bu yüzden olaylara ne kadar yoğunlukta anlam yüklediğimiz düşünülmeli ve ona göre hareket edilmelidir. * Mümkünse 2 haftada bir masaj yaptırın. * Eğlenebileceğiniz aktivitelerde bulunun. * Komedi filmleri ve dizileri izleyin. * İşinize giderken, çalışırken, spor yaparken, yemek yaparken… vb. hareketli müzik dinlemeye ağırlık verin. * Sevginizi ifade etmekten kendinizi alıkoymayın ve sevginizi eşinize, çocuğunuza, arkadaşlarınıza sadece sözsel değil, psikolojide “dokunmanın büyüsü” olarak adlandırılan dokunarak gösterin. * Her gün 5 dakika kuş cıvıltısı dinleyin. (İnternet ortamında bulunmaktadır fakat doğada dinlemek çok daha rahatlatıcı olacaktır.) * Mümkün olduğunca yürüyüş yapın. * Ailenizle bol bol dışarıda vakit geçirmeye çalışın. * Haftada 50 gram bitter çikolata tüketin. Çikolata, hem mutluluk hormonlarınızı artıracak hem de bitter olduğundan dolayı diyetisyenlerin tavsiyesiyle kilo almanıza sebep olmayacaktır.

İnternet Editörü Çiğdem Akyol

SATIRBAŞI ahmet@ahmetfidan.com www.ahmetfidan.com

Mevsimsel Depresyon

Sayfa Editörü Emrah Çoşkun

2

Hukuk Danışmanı Av. Doğan Pehlivan Dizgi-Grafik Yeşiller Grafik Tasarım www.yesillermatbaa.com

Yayın Türü Yerel Süreli Gazetemiz basın ahlak kurallarına uymayı taahhüt eder. Köşe yazıları ile ilgili hukuki sorumluluk yazarlara aittir. Gazetemiz İHA Abonesidir. Adres Baskı Tesisi MKP. Mah. Şehit Polis Erkan Alışır Cad. No:29 Fatsa/ORDU Mir Mehmetoğlu Gıda Mad. San. ve Tic. Ltd. Şti. Tel : 0452 407 10 11 Faks : 0452 407 10 12 Yeşiller Grafik Tasarım Reklam ve Matbaa E-Posta : gazetekuzey@gmail.com

Osman Nuri AKA A1G-41105066. Seri Nolu Yazar Kasamı Kaybettim.Hükümsüzdür.

Hacı BUKA

Önce isterseniz bu satırları okurken google’a “limon dolması” diye yazın. Önce genelden sonra da görsellerden arattırın. Bu yazımızın yazıldığı tarihten önce böyle bir tarif olmadığını göreceksiniz. Yazımızın yayınlandığı tarihten önce (bilgisayar hilesiyle eskitarihte gösterilmiş) bir tarif varsa da bizzat şahsıma ihbar edebilirsiniz. Neden Limon Dolması? Limon bağımlısı olarak adımız çıktı madem, pazarcı dostlarımıza limon dolması tarifi de yapalım dedim. Limon bağımlılığımın belki de Türk ve Dünya mutfağına yaptığı en önemli katkı bu olsa gerek. J Bu vesile ile Ahmet Fidan Mutfağı spesiyallerine bir yenisini daha eklemiş olalım. En başta gelen spesiyallerimi kısaca hatırlarsak; şimdiye kadar, Çeşnili Karalahana Çorbası… Başamel Soslu Karnabahar (fırında), Kişniş aromalı Çiğ Köfte, Marul Çorbası, Çoban Kavurma Usulü Kuskus Pilavı, Limon Salatası, Limonlu Muhallebi, Limon Dolması… Limon Reçeli, Limonlu Pilav (Pirinç+Bulgur+Limon Kabuğu) Limonlu Cacık (Salatalık yerine, Limon kabuğu) Limonlu yemek türlerinden hepsini de bizzat denedim. Ama bazılarının tarifini yazmadım. Bütün bu yemek türlerini limon bağımlısı olduktan sonra denedim. Her birinden muhteşem sonuçlar aldım. Yemek türlerini tadanlardan / deneyenlerden fevkalade geri dönüşler aldım. Bunları Türk ve Dünya mutfağı ile paylaşmazsam dünya kültürü açısından kayıp olur diye düşündüm. Şimdi bu tariflere Limon Dolması ile başlıyorum. Önce Malzemeler: Okurlarım bilirler, benim malzeme listem ve ölçülerim oldukça ergonomiktir. Öyle gram türünden malzeme ayarını ilk yemek tariflerimden beri tercih etmemişimdir. Tariflerimiz, litre, bardak, kaşık, kase, tutam vb. ölçekler üzerindendir. Dolmamız 5 kişiliğe göre bir tariftir. 1. Orta büyüklükte tercihen büyükçe 10 adet LİMON, 2. Bir dolu kase kıyma, 3. İki su bardağı pirinç, (bunun bir bardağını bulgur da yapabilirsiniz) 4. İki baş soğan, 5. Yarım bağ maydonoz 6. Yarım çay bardağı zeytinyağı

7. İki çorba kaşığı salça (Bir çorba kaşığı domates, bir çorba kaşığı acı biber tercih edilebilir) 8. Bir tatlı kaşığı karabiber 9. Bir tatlı kaşığı pul biber, 10. Bir çay kaşığı kimyon 11. Bir çay kaşığı tarçın 12. Bir yemek kaşığı toz şeker 13. Bir tutam kuru reyhan 14. Bir veya tercihen iki adet yumurta 15. Beş adet çeri domates, (çeri domates yoksa, en küçüklerinden normal domates te olabilir. Köy yerlerinde çeri domatese piç domates te denir. 16. Bir kalp dolusu SEVGİ YAPILIŞI: Malzemeleri verdikten sonra en önemli noktaya gelelim. PÜF NOKTASI: Lütfen tam ortadan ikiye böldüğünüz limonu sıkacak ile içini boşalttıktan sonra Limon kabuğunu 6 saat suda bekletmelisiniz. Aksi takdirde limon kabuğundaki parafinin acılığı limon dolmasının lezzetini etkileyecektir. Limonların başlarını kesip, dış kabuklarını (kabuğun yüzeyini) kazıyalım çok değil ama. (Ben kazımadan yapıyorum, limon kabuğuna alışık olmayanlar kazırsa iyi olur.) Sonra limon oyacağıyla içlerini oyalım ve derin bir kabın içine su doldurup üç-dört saat suda bekletelim sudan çıkartıp suyunu süzülmesini bekleyelim. (limonları oyarak içinden çıkan posasını da çekirdeklerini alıp doğrayıp hazırladığımız harcın içine karıştıralım.) Diğer dolmalara hazırladığınız şekilde dolma hacını hazırlayalım. Bu hazırladığımız malzemeyi limonların İçine dolduralım. çeri domatesleri de ortadan ikiye bölüp içi doldurulmuş limonların üzerine kapatalım. Domatesler, limona kapak olacak şekilde yerleştirelim. Limon dolmasından domatesler pişerken dağılıp ayrılmasın diye, her bir domatesin üst ortasından kürdanla dolmaya sabitleyelim ve pişireceğimiz kabın içine itina ile yerleştirelim. Üzerine suyunu koyup bir kapak kapatarak kaynamaya bırakalım, kaynayınca kısık ateşte 10 dakika daha pişirelim. Dolmalar piştikten sonra, servis tabağına alıp zevkinize göre süsleyin üzerine nar ekşisi gezdirin sarımsaklı süzme yoğurt, taze nane yaprakları domates dilimleri, kırmızı turpla servise hazır.


23 NİSAN 2013 SALI

Sayfa

3

“Başbakan, Bilerek Bu İşi Kamufle Ediyor. Ama…” / Mehmet S. UĞURBAŞ

Geçtiğimiz günlerde AKP Ordu Milletvekili İhsan Şener’in 2013 yılında Nisan ayına kadar şehit verilmediğini anlatırken söylediği “2013 yılının Ocak ve Nisan ayları arasında geçen yıla göre 1200 kişi kardayız” cümlesine tepkiler sürerken, mevcut terörün çözüm süreci de tartışılmaya devam ediyor. Konunun en yakın muhataplarından biri olan Türkiye Muharip Gaziler Derneği Ordu İl Başkanı Abdullah Erarslan, “Çözüm toprak vermekse, her türlüsüne karşıyım” dedi. Erarslan: “Terörün devam etmesini, insanların birbirlerini öldürmesini hiç kimse istemez. Herkes buna bir çözüm bulmaya çalışır. Neticede akan kanın durması lazım. Dâhili bir çözüm varsa yani dışarıdan hiçbir etki altında kalınmadan bir çözüme gidiliyorsa buna varız, destekleriz. Herkesin de desteklemesi gerekir. Ancak müdahil, yani dışarıdan, AB’nin ve ABD’nin kon-

da kaçamadan, yapmak zorunda kaldıkları tavizler var diye hissediyorum. Çünkü 3 gün evvel pkk ve bağlantıları bize kurşun yağdırıyor. Ancak 3 gün sonra her şey güllük gülistanlıkmış gibi davranıyorlar.

trolünde yapılan baskı ve müdahalelerle ileriye dönük, ilk etapta milleti yumuşatıp yavaş yavaş vermek suretiyle bir çözüm getirilmeye çalışılıyorsa bizim buna fevkalade itirazımız var” dedi. “Boşuna mı Şehit Verdik?” Vekil İhsan Şener’in “1200 kişi kardayız” söylemini de değerlendiren Abdullah Erarslan: “Sayın vekilimizin : “2012 yılının Ocak – Nisan ayı arası 1200 kişiyi teröre kurban verdik, bu sene terörden ölen yok. 1200 kişi kardayız” söylemini nasıl, nerede, ve ne şekilde söylediği, aslında neyi ifade etmek istediği çok mühimdir. Ancak sorunuza göre cevaplandırırsam sürç-ü lisan olmuştur. İnsan kanı çok kutsaldır. Bu söylem tamamen talihsizliktir. Bu şehitlerimiz boşuna mı verildi? Bu gazilerimiz ne uğruna savaştı? Ortada 2 değer var. Bunlardan birisi insan diğeri de vatan toprağıdır. Bunlardan ikisi de önemlidir ancak toprak varsa insanın bir değeri vardır. Toprağımız, vatanımız varsa başımız diktir. Bu bakım-

dan toprak her şeyin ötesindedir. Önce vatan, gerisi teferruat. Biz tabii ki can kayıplarını önlemeye çalışacağız. Kan dökülmesi hiç kimsenin yararına değil. Ancak söz konusu vatan toprağıysa nice canlar, nice kanlar feda olsun. Geldiğimiz nokta bizim için handikaptır” dedi. “Enteresan ve Gizli Kapaklı” Başbakanın her zaman her

şeyi üstüne basa basa anlattığını ancak çözüm süreciyle ilgili net açıklama yapmadığını vurgulayan Erarslan: “Çözüm sürecinin enteresan ve gizli kapaklı olduğunu düşünüyorum. Başımızdaki insanlara ebetteki güvenmek istiyorum. Onlar bizim ülkemizi idare ediyorlar. Alenen veya zımnen ‘bunlar haindir’ gibi bir ifade uygun olmaz. Bu güvensizlik olur. Ancak güvenemediğim ya

Suriyeli Mülteciler Ordu’ya mı Yerleştiriliyor?

Suriye’de ki iç kargaşadan kaçıp Türkiye’ye sığınan mülteciler Karadeniz illerinde oluşturulacak olan kamplara yerleştirilecek. Ordu il ve ilçelerinde de oluşturulacak kamp ve evlere yerleştirilecek olan Suriye mültecilerin İlimize sevkiyatı çok yakın bir tarihte başlayacak. Mültecilerin Karadeniz illerine sevkiyle ilgili İçişleri Bakanlığı tarafından Valiliklere ve ardın-

dan da Valilikler tarafından ilgili kurumlara genelge gönderildi. Genelgede, ”Türkiye’den iltica/sığınma talebinde bulunan yabancı uyruklu ya da vatansız kişilere uygulanacak usul ve esasların etkili bir şekilde yapılıp yapılmadığı ile uygulamada görülebilecek aksaklıkların ve hukuki boşlukların tespit edilmesi, Avrupa Birliği Müktesabatına uyum sürecinde çıkarılması öngörülen iltica mev-

zuatının hukuki temelinin kuvvetlendirilmesi ve kapasitenin arttırılmasına yönelik uygulanacak usul ve yöntemlerin belirlendiği İçişleri Bakanlığı’nın ilgi (a) sayılı uygulama talimatı ilgi (b) sayılı yazılı ile gönderilmiş ve kanuni takibinin titizlilikle ve etkili bir şekilde uygulanması istenmiştir. İlgi (c) sayılı yazı ile son zamanlarda başta Suriye krizi olmak üzere komşu ve çevre ülkelerde yaşanan sıcak gelişmelerden dolayı iltica/sığınma başvurularında yüksek oranda artış yaşanması nedeniyle Ordu, Samsun, Giresun, Trabzon, Artvin, Sinop, Zonguldak, Karabük, Manisa, Adıyaman ve Elazığ illerinde sığınmacıların veya sığınma başvuru sahiplerinin serbest ikametlerine izin verilmiştir. Bu sebeple yakın zaman içerisinde ilimize yerleştirilmek üzere sevk edilecek olan söz konusu yabancılara hayatlarını

kendi imkanlarıyla idame ettirene kadar 57 sayılı uygulama talimatı çerçevesinde ayni, nakdi, barınma, iaşe, sağlık, eğitim, beceri ve meslek eğitimi, kültür, sosyal ve psiko-sosyal destekler, hukuki yardım, çalışma ve istihdam ve benzeri konularda geçici olarak imkanlar ölçüsünde düzenli bir şekilde destek verilmek üzere kurumlarımızın hazır hale getirilmesi için gerekli çalışmaların tamamlanarak herhangi bir aksaklığa meydan verilmemesini önemle rica ederim” denildi. Bu genelge sonrası bilginin kamuoyuna sızmasından sonra tepkiler yükselmeye başladı. Bazı vatandaşlar Ordu’ya sevkiyatı yapılacak olan mültecilerin PKK’lı olabileceğini gündeme getirdiler ve tepki gösterdiler. Bazı siyasilerde bu mülteci sevkiyatını sömürgeci güçlerin Türkiye üzerinde oynadığı bir oyun olarak değerlendirdi.

Fiskobirlik Her Geçen Gün İyiye Gidiyor(muş)! Fındık Tarım Satış Kooperatifleri Birliği (FİSKOBİRLİK) Yönetim Kurulu Başkanı Lütfi Bayraktar, "Fiskobirlik her geçen gün iyiye gidiyor, yeni sezonda da 15 Ağustos'tan itibaren fındık alımına başlayacağız" dedi. Bayraktar, yaptığı açıklamada yeni fındık hasat sezonunda fındık alım kararlarının net olduğunu söyledi. Üreticilerin kafalarında bazı soru işaretleri bulunduğunu ancak bu noktada birliğe güvenilmesi gerektiğini ifade eden Bay-

raktar, şöyle konuştu: "Fiskobirlik, geçmişte olduğu gibi önümüzdeki fındık hasat sezonunda da piyasada olmaya devam edecektir. Bu konuda kararımız nettir. Fiskobirlik her geçen gün iyiye gidiyor, yeni sezonda da 15 Ağustos'tan itibaren fındık alımına başlayacağız. Üreticilerimiz isterlerse, ürünlerini harmana kadar giderek alacağız, parasını da peşin ödeyeceğiz. Bundan kimsenin şüphesi olmasın."

"Birliğin fındık alımı, fiyatları yükseltir" Bayraktar, fındık alımını serbest piyasada oluşan fiyatlar üzerinden yapacaklarını vurgulayarak, "Üreticilerimiz şunu iyi bilmeliler ki birliğin tüccarla aynı fiyattan alım yapması bile fındık fiyatlarını artıracaktır. Sonuçta üreticilerimiz bizi tercih ederse tüccar da fiyatı yükseltecektir. Bu da üreticinin işine gelecektir" ifadesini kullandı Lütfi Bayraktar, birliğin "kötü durumda olduğu" yönündeki söylemlerin gerçeği yansıtmadığını sözlerine ekledi.

“Başbakan Bilerek Kamufle Ediyor” Başbakan bu konuda bazen taviz vermiyor. Bu sefer de bu şer güçler daha ısrarcı olarak ‘dur kaçma, gel anlaşalım’ diyorlar. Yani başbakan biraz itince onlar bize daha fazla yaklaşıyorlar. Ne oldu da ağızlarının suyu akıyor? Canavarlar birden kuzu kesildi. Ne oldu da bu kadar pozitif davranıyorlar? Ne oldu da barışı bu kadar istiyorlar? Terörün bitmesi gibi bir ifade bence doğru değil. Kesinlikle teslim olmazlar. Mutlaka verilen bir şeyler var. Bu verilenler de bizleri üzecek, acıtacak noktada ki, hükümet bu anlaşmayı açıklamıyor ya da açıklayamıyor. Her şeyi sarahaten belirten, üstüne basa basa anlatan başbakan, bu konuda

yürürlüğe girebileceğini açıkladı. Ordu 5. bölgede 2012 Aralık ayı itibariyle sona eren Teşvik Yasası’nın uzatılıp uzatılmayacağı iş dünyasında bir süredir merakla bekleniyordu. Türkiye’yi altı bölgeye ayıran yasa bölgelere göre çeşitli yatırım ve prim teşviki sağlıyor. Yasaya göre Ordu beşinci bölgede bulunuyor. Ordu bulunduğu bölge itibariyle ikinci derecede teşvikten yararlanan iller arasında. Teşvik Yasasının tekrar yürürlüğe girmesi ile birlikte yatırım için tereddütleri bulunan iş dünyası da rahatlamış olacak.

“Bir Çakıl Taşı Bile Verilmemeli” Bu vatan nice şehitler, nice gaziler daha versin ancak, ülkemizin bir karış toprağı değil, bir çakıl taşının dahi verilmesine katiyen razı değilim. Toprağımızın verilmesine, toprağımızın başkaları tarafından yönetilmesine, özerklik anlamında bile katiyen razı değilim. Eğer çözüm bir şeyler vermekse o zaman baştan taviz verip, kafa tutana memleketin bir parçasını verirsin, özerklik verirsin o zaman da kan dökülmemiş olur. Biz bu dünyaya hoplamaya, zıplamaya gelmedik. Vatanı olmayan insanın değeri olmaz” diye konuştu.

İntihar Etti / Hamdi BÜKLÜ

Fatsa’da bir kişi silahla kendini vurarak intihar etti. Edinilen bilgiye göre, Fatsa Dumlupınar Mahallesi, Kayısı Sokak, Huzur Apartmanı’ndan gelen çığlıklar üzerine olay yerine giden polis, Tevfik Batu isimli şahsı kanlar içinde evin salonunda yerde yatarken buldu. Sağlık ekiplerinin hastaneye kaldırmak istediği Tevfik Batu'nun hayatını kaybettiği anlaşıldı. Olaydan sonra Batu'nun yakınları sinir krizleri geçirdi. Tevfik Batu’nun komşuları da gördükjleri manzara karşısında şok geçirdiler. Duyar duymaz olay yerine gelen komşusu Lütfü Arslan, “ben kendisi tanırım o kadar cana yakın bir insan ki, intihar etti

dediler inanmadım. Tevfik çok iyi bir insan olduğu gibi sakin kendi halinde yaşayan bir kişidir. Çiftçilik yapan ve mutlu bir aile yaşantısı olan, iyilik dolu biri insandı. Halen intihar ettiğine inanamıyorum” dedi. Olay yerinde ve ceset üzerinde inceleme yapan Fatsa Cumhuriyet Savcılığı, cesedi otopsi için Trabzon Adli Tıp Kurumu'na gönderdi. Olayla ilgili soruşturma sürdürülüyor.

Dolmuşun Altında Kaldı

Teşvik Yasası Hafta’ya Mecliste Görüşülecek İş dünyası ve KOBİ’lerin beklediği 5084 Sayılı Teşvik Kanunu TBMM’ye gönderildi. 2012 yılı sonunda süresi sona eren 5084 Sayılı Yatırımların ve İstihdamın Teşviki Yasası Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sevk edildi. Yaklaşık dört aydır iş dünyasının merakla beklediği yasaya son şekli verilerek görüşülmek üzere Meclis’e gönderildi. Çalışma ve sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik önümüzdeki hafta içinde Meclis Genel Kurulu’nda görüşülecek yasanın 10-15 gün içinde Meclis’ten geçip Cumhurbaşkanı’nın onayından sonra Resmi Gazete’de yayınlanarak

bilerek bu işi kamufle ediyor. Ama vatanı da satıyor diyemem. Verdikleri tavizler bizim tarafımızdan pek kabule şayan değil. Ancak bunu da dış güçlerin baskı ve zorlamasıyla yapıyorlar diye düşünüyorum. İnşallah yanılıyorumdur ama hiç yanılıyormuşum gibi görünmüyor.

/ Şahsüver ÇITIR

Fatsa’da meydana gelen trafik kazasında bir kişi yolun karşısına geçmek isterken aracın altında kaldı ve hayatını kaybetti. Olay 21 Nisan Pazar akşamı saat 22:00 sularında M.K.Paşa mah Hacı Hulusi baba caddesinde meydana geldi. Edinilen bilgilere göre 1940 doğumlu Dursun Ali Bayır, Hacı Hulusi Baba caddesinde yaya halde yürürken yolun karşısına geçmek istediği sırada, Devlet Hastanesi

istikametinden Kurtuluş Mahallesine gitmekte olan bir dolmuşun çarpması sonucu yere yığıldı. Olay anında caddede bulunan vatandaşlar tarafından 112 Acil Servis Ekipleri ve Güvenlik güçlerine bilgi verildi. Aracın altında sıkışmış halde kalan Bayır’a ilk müdahale olay yerinde yapıldı. Ağır yaralı olarak Fatsa Devlet Hastanesine kaldırılan Bayır, tüm müdahalelere rağmen kurtulamadı. Olay ile ilgili soruşturma başlatıldı.


23 NİSAN 2013 SALI

Sayfa

4

“Yardım Edeceğiz Derken Huzurumuzu Kaçırmayalım”

/ Mehmet S. UĞURBAŞ

Gazetemizin araştırmacı ve soruşturmacı gazetecilik anlayışı neticesinde ortaya çıkardığı, Suriyeli sığınmacıların Ordu’ya

yerleştirileceğine dair bilgi vatandaşlarda adeta şok etkisi yarattı. Edindiğimiz bilgiler ışığında görüşlerini aldığımız, Fatsa’nın ‘akil’ adamlarından Fahri Tanrıkulu, “Böyle bir bilgiye sahip deği-

lim. İlk defa sizden duyuyorum. Eğer gerçekten böyle bir durum varsa” diye söze başlayarak, Suriyeli sığınmacıların ilimize yerleştirilmesi konusunu değerlendirdi.

la Suriyeli insanların birbirlerine uyum sağlaması kolay olmayacaktır. Böyle bir uygulama yapılacaksa gerçekten önemle üzerinde durulması gerekiyor” dedi.

“Hassasiyetle İncelenmeli” Suriye ve Ordu’nun birbirinden tamamen farklı olduğunu kaydeden Tanrıkulu: “Eğer devletin böyle bir tasarrufu olacaksa bu konunun üzerinde iyi durulması gerekiyor. Çok hassasiyetle düşünülüp tartılması, titizlikle değerlendirilmesi gereken bir konu olduğunu düşünüyorum. Karadeniz Bölgesi ve Suriye’yi kıyasladığımızda birbirine çok uzak ve birbirinden tamamen farklı değerlere sahip iki bölge görüyoruz. Suriye ve Ordu ili kültürel, sosyal ve düşünce yapıları çok farklı olan iki yer. Her şeyden önce aynı dili bile konuşmuyorlar. Karadeniz Bölgesi’nin insanıy-

“Huzurumuzu Kaçırmamalıyız” Yardıma ihtiyacı olanlara kucak açmanın yanlış olmadığını ancak iyice analiz edilmesi gerektiğini vurgulayan Tanrıkulu, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Türk toplumu olarak bizler, yardıma ihtiyacı olan insanlara her zaman kucak açarız ama yardım edelim derken de, kendi bölgemizin huzurunu da kaçırmayacak şekilde hareket etmesi gerekir. Topyekûn “hayır” demek de belki yanlış ama bilmediğimiz bir konu, kültür ve insan yapısına tam anlamıyla öğrenmeden, anlamadan kucak açmak da doğru değil. Umuyorum ki, devlet bu konuda yerel yöneticilerle, sivil

toplum kuruluşlarıyla, yerel basınla ve idarecilerle bu konuyu enine boyuna, en ince ayrıntılarına kadar istişare eder ve öyle karar verir. Zaten öyle de olması gerekiyor. Tereddütlerimizi kesin bir dille ifade etmeliyiz ve süreci de yakından takip etmeliyiz. “Geri Dönecekler Mi?” Temelli kalmak için mi gönderilecekler yoksa geçici olarak mı geliyorlar? Bu insanlar, kendi ülkelerindeki sorunlar çözülünce geri dönecekler mi? Bir kere Karadeniz Bölgesi iklimi, kültürel altyapısı, sosyolojik altyapısı ve toplumsal yapı olarak da Suriyeli sığınmacılara uygun değil. Karadeniz Bölgesi’ne sığınmacıların yerleştirilmesi doğru bir uygulama olmaz diye düşünüyorum.” “Birçok Soru İşareti Var” Akil insanlar topluluğunu da

değerlendiren Tanrıkulu: “Bu ülke 30 yıldır terörden sıkıntı çekti. Terörle ilgili çözüm önerilerine karşı olmak mümkün değil. Ancak şu andaki şekliyle insanların kafasında çözüm süreciyle ilgili birtakım soru işaretleri var. Bu sorunun nasıl çözüleceğini akil insanlar topluluğunun da bildiğini zannetmiyorum. Bu sürecin sonunu kimse bilmiyor. Şu anda bildiğimiz tek şey, teröristler silahlarını bırakıp, ülkemizi terk edecekler. Bu güzel bir gelişme ama bunun sonucunda yol haritası var mı? Nereye kadar gidiyor? Akil insanlar henüz bölgemize gelmedi. Gelsinler bakalım ne anlatacaklar bize? Dinleyelim. Dinlemeden bir yargıya varmayalım. Akil insanların çalışmalarıyla ilgili basında haberler çıkıyor, onları takip ediyoruz. Bekleyip görmek lazım” dedi.

Müdür Yardımcılığına Kemal Yılmaz Atandı “Şehitlerimizin Kemiklerini Sızlattı” dımcılığı görevine asaleten atandı.

Ordu İl Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü İl Müdür Yardımcılığı görevine Kemal Yılmaz atandı. Yaklaşık 7 aydır Ordu İl Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdür Yardımcılığı görevini vekaleten yürüten Ziraat Yüksek Mühendisi Kemal Yılmaz, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından İl Müdür Yar-

Kemal Yılmaz kimdir? 1975 yılında Malatya Akçadağ İlçesinde doğdu. 1993 yılında Malatya Ziraat Meslek Lisesini bitirdi. Aynı yıl Kars’ta Teknisyen olarak göreve başlayan İl Müdür Yardımcımız, 1994-1995 yıllarında İzmir’de, 1995-2000 yılları arasında Tokat İli Pazar İlçesinde görev yaptı. 1999 yılında Gaziosmanpaşa Üniversitesi Ziraat Fakültesinden mezun oldu. 2000 yılında Ordu Kabadüz İlçesine Ziraat Mühendisi olarak atandı. 2003 yılında Gaziosmanpaşa Üniversitesi Fen Bilimleri Enstitüsü Tarla Bitkileri Ana Bilim Dalında Yüksek Lisans Eğitimini tamamlayarak Ziraat Yüksek Mühendisi Unvanını aldı. Aynı yıl Kabadüz İlçesinde İlçe Müdürlüğü görevine

atandı. 2006 yılına kadar İlçe Müdürlüğü görevini yerine getiren İl Müdür Yardımcısı, 2006-2010 yılları arasında Ordu İl Müdürlüğünde tedviren Şube Müdürlüğü görevini yürüttü. 2010 yılında Bakanlığı tarafından düzenlenen görevde yükselme sınavını birincilikle kazanarak Gümüşhane İline Şube Müdürü olarak atandı. 2011-2013 yılları arasında geçici görevle Ordu Şube Müdürlüğü görevini yürütürken 2013 yılı Şubat ayında İl Müdürlüğü Koordinasyon ve Tarımsal Veriler Şube Müdürlüğüne kadrosuyla beraber atandı. Yaklaşık 7 aydır İl Müdür Yardımcılığı görevini vekaleten yürüten Ziraat Yüksek Mühendisi Kemal Yılmaz 05.04.2013 tarihinde Bakanlığımız tarafından İl Müdür Yardımcısı olarak asaleten atandı.

İLAN AYDEMİR İş Merkezinde Kiralık Ofisler Ayhan Aydemir 0532 382 37 19

Adres Dumlupınar Mah. Reşadiye Cad. Topaloğlu Camii karşısı FATSA Müracat Aydemir Muhasebe Bürosu

/ Mehmet S. UĞURBAŞ

AK Parti Ordu Milletvekili İhsan Şener’in terörle ilgili konuşma yaparken “….1200 kişi kardayız” ifadesini kullanmasına tepkiler devam ediyor. İstifa çağrısına varan bu tepkiler, kamuoyunda büyük yankı uyandırırken Milliyetçi Hareket Partisi Fatsa İlçe Başkanı Şakir Cemal Uygun da vekil Şener’i sert bir dille eleştirdi. Türk askerinin Güneydoğu’da etkisizleştirildiğini kaydeden Şener: “Türk askerini her şeyden geri çektiler. Hatta İhsan Şener’in gittiği bir yer vardı; Çukurca’da bombalanarak öldürülen Uludereliler için. O kaçakçılar oradan tekrar geçecekleri zaman Türk

askerlerini geri çekmişlerdi, rahat geçsinler diye. İhsan Şener bunları da söylüyor mu? Doğu’da hükümet var mı, ordu var mı, bunlar sorulsun İhsan Şener’e. Güneydoğu’da askerler geri çekilerek, etkisizleştirildi. Şu an orada kendi kendilerini yönetiyorlar. Hiçbir konuda müdahale etmiyoruz. Teröre kurban vermediğimiz insanlarımızı, canlarımızı kâra

geçmek olarak nitelendirmek, şehitlerimizin kemiklerini sızlattığı gibi, şehit ailelerinin de acılarına tuz basmaktır” dedi. Şener’in ifadesini yersiz olarak nitelendiren Uygun: “İnsandan bahsederken, hele hele terörle ilgili bir konuda hayatını kaybetmeyen insanları anlatırken ‘kardayız’ demek gerçekten çok yersiz bir açıklama. Vatan için değil bin, on bin, 50 bin can feda olsun. Çanakkale’de 250 bin vatan evladını şehit verdik ancak bir karış toprağımızı vermedik. Yine vermeyeceğiz. İhsan Şener Bey kürsüye çıkıp konuşmadan önce gidip tarihimizi okusun, bu millet bu günlere nasıl geldi öğrensin” diye konuştu.

ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEĞİ FATSA ŞUBESİ 23 NİSAN 2013 ULUSAL EGEMENLİK ve ÇOCUK BAYRAMI 93. YIL KUTLAMA MESAJI “Milli egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar yanar, yok olur. Milletlerin esareti üzerine kurulmuş müesseseler her tarafta yıkılmaya mahkumdurlar. Kayıtsız şartsız tabiriyle açıkça ifade edilen egemenliği milletin sorumluluğunda tutmak demek, bu egemenliğin en küçük bir parçasını; sıfatı, ismi ne olursa olsun, hiçbir makama vermemek, verdirmemek demektir.’’ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK Tüm ulusumuzun, üyelerimizin ve yarınlarımızın güvencesi çocuklarımızın 23 NİSAN ULUSAL EGEMENLİK ve ÇOCUK BAYRAMLARINI en içten dileklerimizle kutluyor, cumhuriyetimizin kurucusu BÜYÜK ÖNDER GAZİ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK ve silah arkadaşlarıyla tüm şehit ve gazilerimizi şükran, minnet ve özlemle anıyor, aziz anıları önünde saygıyla eğiliyoruz.

M. Kemal ERKEN

Şube Bşk. ADD Fatsa Şubesi Yönetim Kurulu Adına


23 NİSAN 2013 SALI

Sayfa

5

“Pkk’lıların Yerine Mülteciler Geliyor” CHP Ordu İl Başkanı Osman Güngör, İçişleri Bakanlığı tarafından Karadeniz'deki bazı illerin Valilikleri'ne Suriyeli mültecilerin gönderilmesini iddia ederek, bunların içinde Ordu'nun da yer aldığını belirtti ve tepki gösterdi. CHP Ordu İl Başkanı Osman Güngör parti binasında düzenlediği basın toplantısında Ordu'ya gönderilecek Suriyeli mülteciler ve Ordu Devlet Hastanesi'nde 'T.C.' tabelasının indirilmesini eleştirdi. Suriye'lilerin Karadeniz Bölgesi'ndeki Zonguldak, Sinop, Samsun, Ordu, Giresun, Trabzon ve Artvin illerine yerleştirilmesi için İçişleri Bakanlığı tarafından Valiliklere bir genelge gönderildiğini belirten Osman Güngör, Karadeniz'e yerleştirilmesi planlanan Suriyeli mültecilerin, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın kendi memleketi Rize'ye neden yerleştirilmediğini de eleştirdi. “BASINDAN UZAK TOPLANTI YAPILMIŞ” Güngör, "Bugün Karadeniz'de gerçekleştirilmek istenen, var olduğu ve çekileceği söyle-

Ordu, Giresun, Trabzon ve Artvin İllerine yerleştirilmesi için İçişleri Bakanlığı tarafından Valiliklere genelge gönderilmiştir. Bugün Karadeniz’de gerçekleştirilmek istenen, var olduğu ve çekileceği söylenen PKK’lıların yerine Suriye’den kaçan silahlı muhalif güçlerin yerleştirilmesi hedeflenmektedir.

nen PKK'lıların yerine Suriye'den kaçan silahlı muhalif güçlerinin yerleştirilmesi hedeflenmektedir. 400-500 Suriyeli mülteci ailenin Ordu iline yerleştirilmesiyle ilgili bir planlama yapıldığını biliyoruz. Samsun Valiliği'nin birçok resmi kuruluşa gönderdiği yazı var. Bunların içinde Ordu ili de var. Burada basından uzak yapılmış bir çalışmada var. Bazı daire müdürleriyle toplantılar yapılmış, bu mültecilerin yerleşmesiyle ilgili neler yapılabileceği konusunda

görüş alışverişinde bulunulmuş" dedi. Osman Güngör düzenlediği basın toplantısında yaptığı açıklamada, muhalif güçlerin asıl yerlerinin kendi vatanları olduğunu söyledi. Karadeniz’de PKK'lı güçlerin yerine Suriyeli muhalif güçlerin yerleştirilmeye çalışıldığını belirten Güngör şunları söyledi: "Suriye’den kaçan muhalif güçlerin Karadeniz bölgesindeki Zonguldak, Sinop, Samsun,

“KENDİ VATANLARINA GİTSİNLER” Suriyelilerin gitmesi gereken yer kendi vatanları ve evleridir. Eğer Ordu’ya ve Karadeniz’e birileri yerleştirilmek isteniyorsa, açlık ve işsizlik nedeniyle memleketini terk etmek zorunda kalan memleketin asıl sahiplerini geri çağırmalıyız. Suriyeliler için üzgünüz. Orta doğuda küresel hesapları olan sömürgeci güçler temizlik işlerini Türkiye’ye bırakmışlardır. Her zaman olduğu gibi fatura Türk halkına çıkarılmaktadır. “AKP – PKK- BDP KOALİSYONU” Bugün küresel sermeye ve işbirlikçilerinin taşeronluğunu yapan bu anlayış bizi bir arada

“İyi ki Abim İsmime Naim’i İlave Etmiş”

İçişleri eski Bakanı İdris Naim Şahin onuruna bir yemek düzenlediler. Mecliste kurulan komisyonda kendisinin olduğunu sanıp eleştirenlere cevap veren Şahin, “İyi ki ağabeyim ismimin önüne Naim’i ilave etmiş. Yoksa bugün sorun olacaktı” dedi. İşadamı Fahri Ateş ve Ali Bayraktar tarafından İçişleri eski Bakanı ve AK Parti Ordu Milletvekili İdris Naim Şahin onuruna düzenlenen yemek Holdayy ın

otelde gerçekleştirildi. Geceye çok sayıda davetli katıldı. Gecede selamlama konuşması yapan Ordu Milletvekili Mustafa Hamarat, “bizler Sayın Bakanımızı sahib-i makam olduğu için değil, sahiden adam olduğu için sevdik” dedi. Hamarat konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bakanımızla beni tanıştıran Eskişehirli olan master hocam olmuştur. Hocam bakanımızı arayarak, büyükşehir belediye-

sindeyken, beni kendisine emanet etmiştir” dedi. Bizim milletvekili olmadan, bakan olmadan başlayan dostluk yürüyüşümüz bu gün de aynı duygularla devam ediyor diyen Hamarat şöyle devam etti: “ Fani dünyanın fani makamları bizim dostluk yürüyüşümüzü hiç etkilememiştir, etkilemeyecektir. Benim göz göze bakarak anlaştığım nadir insanlar vardır. Bu insanların başında Sayın Bakanımız gelir. Kısa tanıtım filminden de anlıyoruz ki benzer şartlarda yetiştik. Tahta evlerde kaldık, tahta okullarda okuduk ve bir gün bir tahtaya sarılıp bu alemden gideceğiz. O gün de böyle kalabalık bir dost grubu tarafından hayır dua ile uğurlanmak aslolandır. Bizim siyaset yolculuğumuz bakanımızın yanında çırak olarak başladı ve bugün çırak olarak devam etmektedir. Biz her zaman bakanımızın yanında olmaya devam edeceğiz.” Gecenin son konuşmasını İçişleri eski Bakanı ve AK Parti Ordu Milletvekili İdris Naim

Şahin yaptı. Bu gece ile ilgili ilk teklifin kendisine yapıldığında kabul etmekle, kabul etmemek arasında kaldığını fakat hayır dememek, hayır diyememek bir kırgınlık oluşturmamak adına kabul ettiğini söyleyen Şahin, “bizim vatan sevdamız kara toprakta bile devam edecek” dedi. Şahin konuşmasını şöyle sürdürdü: “ Gazetelerde mecliste kurulan araştırma komisyonu ile ilgili bir habere rastladım. Bizim Çankırı milletvekilimiz var İdris Şahin bu araştırma komisyonuna seçilmiş. Bu ismi duyan sözde bir siyasi parti yetkilileri soluğu bizim parti yetkililerinin yanında almışlar. ‘Bu süreçte ne yapıyorsunuz? Bu araştırma komisyonuna bu ismi niye seçtiniz?’ Diye sormuşlar. Arkadaşlarımız da bu İdris Şahin’in, İdris Naim Şahin olmadığını söylemişler. İyi ki ağabeyim ismimin önüne Naim’i ilave etmiş. Yoksa bugün sorun olacaktı. Ama şunu ifade edeyim ki; bizim vatan sevdamız, bu millete olan sevdamız kara toprakta bile devam edecek.”

“Birçok Konu Siyasetin değil, Sivil Toplumun Alanına Girer” ÜNDER, Ak Parti Ordu Milletvekili Mustafa Hamarat'ı konuk etti. Kendisi de ÜNDER üyesi olan Hamarat, Siyasi kavgaların çoğu siyasetin alanını belirleyememekten, sivil toplum alanını da siyasetçiden beklemekten kaynaklandığını düşünüyorum” dedi. Hamarat konuşmasında, “Siyasi kavgaların çoğu siyasetin alanını belirleyememekten, sivil toplum alanını da siyasetçiden beklemekten kaynaklandığını düşünüyorum. Aslında birçok konu siyasetin alanı değil, sivil toplumun alanı. Ama siz sivil toplumun alanını da tamamen siyasetin alanı olarak kabul ederseniz o zaman her şey siyasetle yönetilsin; siyasetin en somut aygıtı ise devlet, o zaman devlet her şeyi belirlesin. Hatta oturmamızdan, kalkmamıza, okumamızdan giyinmemize kadar her şeyi devlet belirlesin gibi bir kolaycılığa kapılırız. O zaman bu işin bir ucu “kamusal alan” tartışmalarını beraberinde getiriyor. Hâlbuki

“kamusal alan” dedikleri “sivil toplum” alanıdır. Sivil toplum dediğimiz bir alan ve bunun kurumları “sivil toplum” örgütleridir. Yani örgütlü toplum, gönüllülük esasına dayanan bir etkinliktir. Yaptığı işi gönüllülük esasına yapıldığı için bereketli bir alandır.” Sivil toplum eğitimin dışında olduğu için eğitimin tam manasıyla olamadığını söyleyen Hamarat, “Bunun neticesinde her şey devletten beklendiği için “sivil toplum” eğitim alanında görev

almadığı için bir şeyler eksik kaldığı için karşımıza yıllardır okuyan ama okuduğunu bir türlü öğrenemeyen anlamayan bir nesil ortaya çıkıyor. Bunun en çarpıcı örneği yabancı dil eğitimidir. 6 sene İngilizce okuyoruz ama konuşamıyoruz. Devamında üniversitede okuyoruz yine konuşamıyoruz. Aslında sadece İngilizcede değil bütün derslerde böyle. Sadece İngilizcede en çarpıcı sonucu ortaya çıkıyor. O yüzden biz “okul aile birliklerine” daha çok önem

veriyoruz. Hatta velilerin derslere girip dinlemelerine de imkan sağlıyoruz ve destekliyoruz.” Hamarat, “Bir sivil toplum örgütü olarak dernekler doğru okumak, doğru algılamak ve doğru şeyler yapmak üzerine kurulmalıdır. Kendilerine toplumsal alandaki bir boşluğu doğru ve anlamlı bir şekilde doldurmalıdır. Buna da bir örnek verecek olursak: Ünye’de bir esnaf fırın açmak istiyor. Bunun için uygun yer neresidir, burada hangi tür ekmek satabilirim, kaç ekmek üretmem gerekir, arz- talep gibi bazı araştırmalar yaparak bu işten nasıl karlı çıkabilirimin gibi iş öncesi bir fizibilite çalışması yapmaktadır. Ama konu sosyal faaliyet olunca aynı şey bunun içinde geçerlidir. Tek fark bu işin matematiksel bir hesabı olmadığı için kar ve zararları yıllar sonra ortaya çıkmaktadır. Bu camia içersinde hangi alanda boşluk var, bunu tespit etmeli ve ona göre faaliyet göstermelidir” dedi.

tutan T.C sözcüğünden korkmaktadır. AKP – PKK- BDP koalisyonunun ortak nefret paydası T.C ibaresidir. Hükümetin Valiliklere gönderdiği genelge ile TC’nin kaldırılması eyalet Valilikleri ve federasyonun oluşturulması ve halkın sabrının sınanması amaçlanmaktadır. Türk ve Kürt halkı birbirine düşürülerek yüzyıllardır bir arada yaşayan bu insanlar mezhep ve etnik köken ayrıştırması ile bir oyunun içine çekilmek istenmektedir.

“SAVCILARI GÖREVE ÇAĞIRIYORUZ” Ordu Devlet hastanesi ve Ziraat Bankasındaki T.C ibarelerinin kaldırılması suçtur. Suçlular hakkında gerekli işlemi yapmak üzere T.C Savcılarını göreve davet ediyoruz. 23 Nisan 1920’de kurulan TBMM Uluslar arası anlaşmalarla sınırları belirlenmiş T.C Devletinin hiçbir dinsel ve etnik ayrım gözetmeden her bölgeden gelen yurt severleri tarafın-

dan oluşturulmuştur. Bu anlayışta bir toprak parçasının Vatan olabilmesi için Ulusal güçleri etken, Ulusal iradeyi egemen kılmak esastır. Amaç Ulusun kendi iradesi ile var olabilmesi, kendini yönetmesi, tertemiz bir Türk Ulusu kimliği ile var olabilmesidir. Ulusal egemenlik halkın kendini yönetmesi ve her türlü baskı ve haksızlık karşısında çelik gibi ayakta durması demektir.

“BAŞBAKAN’I ÜZERİMİZE SALDIRTIYORLAR” Karanlık güçler Ulusalcılığı ve Milliyetçiliği ayaklar altına aldığını söyleyen Başbakanı Ulusalcılık suçmuş gibi üzerimize saldırtmaktadır. Ulusalcılığa saldırının peşinden gelecek olan Egemenlik bilincine saldırıp bu yetkiyi kendi elinde tutabileceği bir Başkanlık sistemi oluşturmaktır. Bu anlayışla TBMM’nin 93.yıl dönümünde başta büyük Atatürk ve arkadaşları olmak üzere, bu mücadelede emeği geçmiş tüm büyüklerimize Allah’ tan rahmet diliyor, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını kutluyoruz” dedi.

“Bu ülkenin başkenti Ankara’dır”

AK Parti Ordu İl Danışma Meclisi Toplantısına katılan AK Parti Grup Başkan Vekili ve Giresun Milletvekili Nurettin Canikli, “Türk bayrağı şerefle dalgalanıyor herkesin elinde. Dalgalanmaya da devam edecek. Çünkü onun bedelini atalarımız ödedi” dedi. AK Parti Ordu İl Danışma Meclisi Toplantısı Parti il binasında yapıldı. Toplantıya katılan ve çözüm sürecine ilişkin hükümet tarafından yürütülen çalışmaları anlatan Canikli genel af olmayacağını vurguladı. Çözüm sürecinde görüş ve fikirlerini somut olarak ortaya koyulmadığını öne süren, muhalefeti de eleştiren Canikli, şöyle dedi: "Sayın Kılıçdaroğlu 'Ne söz verdiğinizi biz bilmiyoruz, terör örgütüyle ne konuşuyorsunuz bilmiyoruz, gelecekle ilgili ne tür taahhütte bulundunuz bilmiyoruz bize bildirin' diyorlar. Çok merak ediyorsa Sayın Kılıçdaroğlu söyleyeceğim. Bu sürecin ortasında başında, sonunda ne olmayacak. Bu ülkenin tekliğinden, birliğinden, bütünlüğünden en ufak bir taviz verilmeyecek bu bir. Bu yetmez ülkenin birliğini, geleceğini doğrudan ya da dolaylı tehdit edebilecek, tehlikeye düşürebilecek federasyon, konfederasyon, demokratik özerklik gibi hangi isim altında olursa olsun geleceğini tehlikeye düşürebilecek hiçbir yönetim biçimi kabul edilmeyecektir, söz konusu değildir bu iki. Ne konuşulmuştur, ne de konuşulacaktır. Yani demokratik özerklik ne derseniz deyin buna benzer hiçbir yönetim biçimi metodu gündemde değildir, söz konusu olmayacaktır. Türkiye'nin gündemine de gelmeyecektir bu iki." Türk bayrağının Türkiye'de dalgalanmaya devam edeceğini, bunun bedelinin ödendiğini de vurgulayan Canikli şöyle devam etti: "Bu ülkenin başkenti Anka-

ra'dır, Ankara kalmaya devam edecektir. Bayrağı bugünkü şekli belirlenmiş bütün Türkiye'nin her yerinde, bu nevruz olaylarında bir sıkıntı yaşandı ama ondan sonra Doğu ve Güneydoğu'da bakın bütün faaliyetlerde Türk bayrağı şerefle dalgalanıyor herkesin elinde. Dalgalanmaya da devam edecek. Çünkü değerli arkadaşlar O'nun bedelini Atalarımız ödedi. Bu topraklara sahip çıkarken, bu toprakları korurken ödediler. O'nu bizim ortadan kaldırma hakkımız yok zaten. Onun bedelini biz ödemedik O'nun bedelini Atalarımız, binlerce, onbinlerce, yüzbinlerce şehidimiz ödedi. O yüzden o bayrak sonsuza dek Allah'ın izniyle dalgalanmaya devam edecek. Bu ülkenin resmi dili Türkçe'dir, Türkçe kalmaya devam edecek." Türkiye Cumhuriyeti'nin hiçbir yerden silinmesinin mümkün olmadığını dile getiren Canikli, "Tartışmasız, bir şey daha söyleyeyim bak çok önemli. Anayasamızda Türk milleti kavramı kalmaya devam edecek. Buda son derece önemli. En son bunu laf olsun diye söylemiyorum şu anda TBMM'de Anayasa Uzlaşma Komisyonu çalışmalar yürütüyor. AK Parti'yi oluşturan arkadaşlarımızın verdiği bir teklif var. Orada Türk milleti kavramı, Türk milleti ibaresi aynen bütün haşmetiyle duruyor. Dolayısıyla Sayın Bahçeli başta olmak üzere birilerinin dediği gibi ne Türk milletinin, ne Türkiye'nin nede Türkiye Cumhuriyeti'nin hiçbir yerden silinmesi mümkün değildir. Silemezler, kimse silemez. Bunu herkes söylüyor. Bu Doğu ve Güneydoğu'da söyleniyor, Batı'da da söyleniyor. Kimsenin böyle bir sıkıntısı yok. Böyle bir şey olamaz zaten. Birde şunu söylüyorum genel af olmayacak. Buda olmayacak ne kaldı geriye” ifadelerini kullandı.


23 NİSAN 2013 SALI

Sayfa

Enginyurt, ihsan Şener’e Çok Sert cevap Verdi

“Yazıklar Olsun Senin Vekilliğine”

/ Oğuzhan YILMAZ

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Ordu İl Başkanı Cemal Enginyurt, AKP Ordu Milletvekili İhsan Şener’i istifaya davet etti. MHP’nin, PKK'ya karşı direniş gösterip yılgınlık yapmadan Türkiye Cumhuriyeti’nin bekası için, İhsan Şener'in de parlamentoda milletvekilliği yapabilmesi için bağımsız bir Türkiye mücadelesi veren Türk askeri, Türk polisi, maalesef İhsan Şener tarafından gururu kırılarak bir kar zarar bilançosuyla belirtilir hale getirildiğini belirten Enginyurt, AKP Ordu Milletvekili İhsan Şener’in “Üç aydan bu tarafa eylem olmuyor, bin ikiyüz asker ölmemiş, hükümet olarak bin ikiyüz asker ölmediği için dört aylık dönemde kardayız” sözlerine çok sert tepki gösterdi. Enginyurt parti binasında düzenlediği basın açıklamasında öncelikle 23 Nisan Ulusal Egemenlik Bayramını kutladı.

Enginyurt; “1920 yılında emperyalizmin işgali karşısında milli direniş göstererek topraklarımızı işgal eden kendisini güç gören bütün işgalcilere karşı vermiş olduğu şanlı mücadeleyle Türkiye Cumhuriyetinin kuruluşuna damgasını vuran Mustafa Kemal Atatürk'ün 23 Nisan 1920 TBMM ile başlattığı şanlı mücadeleyi bu yıl dönümünde büyük bir övünç ve gururla tekrar yad ediyoruz. 23 Nisan ulusal egemenlik bayramını en içten dileklerimle tebrik ediyorum. 23 Nisan’ı, 29 Ekim’i, 19 Mayıs’ı Türk milletine bağımsızlığın, Cumhuriyetin, ay yıldızlı bayrağın yaşanabilir bir Türkiye cumhuriyetinin vesilesine bağlı olarak kuran Mustafa Kemal Atatürk'ün kurmuş olduğu Türkiye Büyük Millet Meclisinde maalesef öyle bir iktidar var ki Türkiye Cumhuriyeti isminden rahatsız olup, devlet dairelerinde ki, valiliklerde ki T.C ismini kaldırıyor. Türk isminden, Türk bayrağından

rahatsızlık duyarak Türk bayrağının yerine devlet bayrağının getirilmesi isteniyor” dedi. Maalesef Türkiye Cumhuriyeti Devleti bölücü başı ile pazarlık yapılır hale getirildi diyen Enginyurt şöyle devam etti: “Türkiye artık İmralı'dan yönetilir hale geldi. İktidar partisinin başbakanı ve milletvekilleri Türk milletine, Türk devletine, Türk bayrağına sahip çıkanlara ise hakaret etmeyi bir görev haline getirdiler. Memlekette ne yediği belirsiz ne kadar soytarı kılıklı varsa Türk milliyetçilerine dil uzatmaya başladı. MHP'ye çapulcu diyecek kadar kayışları koptu. Türk milliyetçiliği hareketi ve Türk milliyetçileri tahrik edilerek Türkiyede'ki birlik ve beraberlik ortamı maalesef bizatihi bunlar tarafından engellenmek isteniyor” diye konuştu. AKP Ordu milletvekili İhsan Şener'i istifaya davet eden Enginyurt; “MHP Ordu İl Başkanı olarak otuz yıldır verilen şanlı mücadeleyle PKK'ya karşı direniş gösterip yılgınlık yapmadan Türkiye Cumhuriyeti’nin bekası için İhsan Şener'in de o parlamentoda milletvekilliği yapabilmesi için bağımsız bir Türkiye mücadelesi veren Türk askeri, Türk polisi maalesef İhsan Şener tarafından gururu kırılarak bir kar zarar bilançosuyla belirtilir hale gelmiştir. İhsan Şener isimli bu milletvekili üç aydan bu tarafa güya eylem olmuyormuş, bin ikiyüz asker ölmemiş, hükümet olarak bin ikiyüz asker ölmediği için dört aylık dönemde kardayız diyor. Zihniyete bakın, anlayışa bakın! Türk milliyetçiliğine çapulcu diyecek insanların kafalarının arkasında kine bakın. Beyefendi, fabrika mı yönetiyorsun, mali müşavirlik mi yapıyorsun ki kar

zarar gibi bir kavramı Türk askerinin şahadeti üzerinde bilanço hesabına dayalı olarak dört aydır geçen seneye göre bin ikiyüz asker şehit olmamış, kar ettik diyorsun. Yazıklar olsun sana, yazıklar olsun senin vekilliğine. Sen TBMM'de milletvekili olmayı hak etmiyorsun. Seni Yüce Türk Milleti adına derhal istifaya davet ediyoruz. Şehidimize yaptığın bu saygısızlıktan dolayı seni özür dilemeye davet ediyoruz” şeklinde konuştu. AKP Ordu Milletvekili İhsan Şener’in açıklamalarını talihsizlik olarak değerlendiren Enginyurt sert tepkisini sürdürerek sözlerini şu şekilde noktaladı: “Ama biliyoruz ki başbakanın gibi sende özür dilemeyecek nasıl ki T.C'nin kaldırılması ben söylemedim, ben demedim ama yapmışlarsa da geri durmamak gerekiyor dediği gibi Türk milletine küfretmeye, hakaret etmeye devam edeceksiniz. Bunun bir başarı olduğunu zannediyorsunuz. Ama millet size gereken dersi verecektir. Türk Milliyetçileri size gereken dersi verecektir. Bugün şehrimize yapılan bu milletvekilini hakareti bizleri ziyadesiyle üzmüştür. Vatana ihanet edende kurşun sıkıyor, vatanı korumak için yola çıkanlarda kurşun sıkıyor diyor. Her ikiside bu vatanın değeridir, her ikisine de sahip çıkmalıyız diyor. PKK'lı şerefsizle, PKK'lı köpekle, PKK'lı katille Türk askerini aynı gören bu kafayı reddediyoruz. Kınıyor ve şiddetle protesto ediyor ve tekrar tekrar istifaya davet ediyoruz. İhsan Şener, ya bu milletten özür dile ya da derhal istifa et! Senin gibi düşünenlere de bin kere yazıklar olsun.

6

“23 Nisan Cumhuriyet Değerlerinin Sembolüdür”

AK Parti Ordu Milletvekili Fatih Han Ünal, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı dolayısıyla bir mesaj yayınladı. Milletvekili Ünal, mesajında bugün 93. kuruluş yıl dönümü kutlanan TBMM'nin, milli iradenin tek temsilcisi olarak özgür ve demokratik Türkiye Cumhuriyeti'ni kurduğunu, medeniyet yarışında Türkiye'nin yerini almasını sağladığını ve aradan geçen 93 yıl boyunca milli egemenliğin, Cumhuriyet değerlerinin ve çağdaş uygarlık yolundaki yürüyüşün sembolü olduğunu belirtti. Milletvekili Fatih Han Ünal, mesajında şu sözlere yer verdi: “Sevginin, barışın, umudun ve kardeşliğin kaynağı olan çocuklarımızın sağlıklı, eğitimli, başarılı ve mutlu bireyler olarak hayata devam etmeleri ortak düşüncemiz, donanımlı ve yetenekli gençler olarak yetiştirilmeleri ana hedefimizdir. Onların

sevgi ve hoşgörü ortamı içinde yetiştirilmesi, ihtiyaç ve beklentilerinin karşılanması, her türlü sorunlarının çözüm odaklı bir yaklaşımla ele alınması, yarınlara umutla bakmalarının sağlanması geleceğimize yapılan yatırımla eşdeğer niteliktedir. Bunun için onlara kaliteli yaşam olanaklarının ve çağın gerektirdiği eğitim imkanlarının sunulması en başta gelen önceliklerimiz arasındadır. Tüm bunlar çocuklarımızın geleceğe yön veren bireyler olarak toplumda saygın bir yer edinmelerinin de önünü açacaktır. Ulusal Egemenliğimizin simgesi TBMM’nin açılışını bir bayram olarak armağan eden başta Mustafa Kemal ve silah arkadaşları ile aziz şehitlerimize şükran ve minnet duygularımı ifade ediyor; Tüm çocuklarımızın ve hemşerilerimin 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını en içten dileklerimle kutluyorum.”


23 NİSAN 2013 SALI

Sayfa

7

Muhtarlar Projeler İçin Ne Dedi? “Bizim İçin de Bir Proje İstiyoruz” leştir yani bunların hepsi bizim açımızdan sadece birer zaman kaybı oluyor. Kapalı pazar yerimiz olsaydı, pazarcı arkadaşlarımız akşam olunca kapatıp gitmezler, kışın yağmurda, çamurda çekmiş olduğu eziyeti görmez” dedi.

/ Hamdi BÜKLÜ

/ Hamdi BÜKLÜ

Fatsa Belediye Başkanı Hüseyin Anlayan, geçtiğimiz hafta Fatsa Belediyesi Kültür Sarayında düzenlediği bir programla beş büyük projesini tanıttı. Hafta boyunca birçok siyasi parti temsilcisinin yanı sıra, vatandaşlarda bu projeleri değerlendirdi. Şimdi ise mahalle muhtarları da projeler üzerinde ki değerlendirmelerini yaptılar. “ Fatsa’ya Artı Değer Katacaktır” Hamlık Mahallesi Muhtarı Şenel Ateşli, “gerçekten başkanın yapmış olduğu projeleri takdir ediyorum. Başkanımız Fatsa için elinden gelelini yapıyor. İnanıyorum ki bu beş büyük proje Fatsa’ya artı katacaktır. İnşallah en yakın sürede bu projelerin temelleri atılır. Yapılacak her proje için destek olmak gerekir diye düşünüyorum. Fatsa’ya yapılacak her şey muhakkak fayda sağlayacaktır ” dedi. “ Yeni Pazar Yeri de Lazım” Şerefiye Muhtarı Süleyman İnal, “ Bu beş proje hayata geçtiği zaman Fatsa güzelleşir, değerlenir ve Fatsa’nın imajını yükseltir. Fatsa’nın kötü yüzü olan çöplüğün yerine harikalar diyarı

yapılması Evkaf mahallesine yeni bir yüz katacaktır. Şuan hali hazır da olan belediye binasının en büyük sıkıntısı oto parktı. Çünkü vatandaş arabasıyla geliyor ama aracını park edemediği için işinin yarım kalmasına neden oluyordu. Bu yeni belediye binası ve otogar projesi bence ilaç gibi gelecektir. Bu projelerin yanı sıra isterdim ki, Pazar Esnafı’nın başını sokacağı bir Pazar yeri olmasını isterdim. İnanıyorum ki bu düşündüğüm Pazar yeri binasıyla ilgili başkanımızın muhakkak bir çalışması olur” diye konuştu. “Yapanın ve Yaptıranın Destekçisiyiz” Sakarya Muhtarı Kenan Aygüzel, “ Bizler yapılan her şeyi ve yapan herkesi takdir ederiz. Bu memleket bizim ve bizden sonra gelecek yeni nesillerimizin olacaktır. Bizim bu vatanı terk edip gideceğimiz başka bir vatanımız olmadığı için bu toprakların kıymetini bilmeliyiz. Bu sebeple kim gelirse gelsin isteriz ki bu topraklara bir şeyler katsın. Bizim amacımız yapanı veya yapılanı eleştirmek değil ama bir şeyler yapılıyorsa muhakkak bu memleket için artı olacaktır. Ama yapılan ne olursa olsun birileri bunun de-

netimini yapmalıdır. Biz bu koltuğa yapılan projeleri eleştirmek için gelmedik, halkımız bize ihtiyaç duyduğu için seçerek muhtar koltuğuna getirdi. Birileri gibi kim yaptı, niye yaptı, nasıl yaptı, kime yaptırdı demiyoruz biz sadece bu millet yeter ki mutlu olsun diyoruz. Yapılan her şey güzel olduğu kadar denetlenirse daha da güzel olur diye düşünüyorum. Vatandaş bilmelidir ki bu yapılan projeler ne başkanın cebinden ne de iktidar partisinin cebinde çıkıyor, bu paraların tek bir kuruşu bile vatandaşın cebinden çıkıyor. Bu nedenle vatandaş bu hizmetlerin değerini bilmeli ve takip ettiği gibi denetlemelidir. Milletimiz her şeyin en güzelini ve kalitelisini hak ediyor. Bu büyük beş proje elbette Fatsa’ya yeni vizyon yeni bir hava yeni bir tat katacaktır. Dolayısla vatandaşımız verilen hizmetin değerini bilmeli ve hakkını ne olduğunu da söylemelidir. Bakın Fatsa’nın yüz karası sayılacak bir çöp yeri vardı. Gelen misafirler il olarak çöp kokusunun tadına varıyordu. Şimdi yapılacak olan bu proje Fransa’nın Paris’i gibi Fatsa’nın Paris’i mandıra olacaktır. Dolayısıyla yapılan her şey güzel ve iyidir. Biz yapanın ve yaptıranın destekçisiyiz” diye söyledi.

Fatsa Pazarcılar Derneği Başkanı Kemal Çatalkaya, Fatsa Belediye Başkanı Hüseyin Anlayan’ın gelecek dönem için yapmayı taahhüt ettiği ve kamuoyuna açıkladığı projeleri değerlendirdi. Çatalkaya gazetemize yaptığı açıklamada projelerin hepsinin önemli ve güzel olduğunu belirterek, derneklerine bağlı pazarcı esnafının da “Pazar Yeri” sorunu olduğunu ve bunun için de bir proje hazırlanmasını istedi. Fatsa Pazarcılar Derneği Başkanı Kemal Çatalkaya, yaptığı açıklamada şunları söyledi: “ İlk olarak bu projelerin Fatsa’mıza hayırlı olmasını diliyorum. Yapılan her şeyin zararı değil faydası olur. Bu büyük beş proje Fatsa’ya hem iş hem de istihdam açısından katkı sağlayacaktır. Biz esnafların ekmek kavgasına maddi destek sağlayarak, geçim sıkıntımızı bir nebzede olsa azaltacaktır” dedi. “ Yağmur ve Çamurdan Bıktık” Kemal Çatalkaya, “ Yaz sezonuna girdik sayılır. Bu zamanlarda rüzgârın etkisiyle mallarımız toz toprak oluyor, kışın çamur ve yağmur olduğu zaman tezgâhımızı toplama konusunda erken toplayarak satış yapamıyoruz. Yani her mevsim biz pazarcılar dertliyiz. Hani işin olmayışı bir yana bir de mekân sıkıntısı çekiyoruz. Sayın Başkanımız Hüseyin Anlayan değerli olduğu kadar biz esnafların dertlerine çare oluyor. Ama taşıma suyla değirmen dönmüyor. Fatsa’mıza yapılacak olan 5 büyük projenin o kadar değerli ve güzel olduğunu herkes biliyor. Bu 5 büyük projenin içerisinde

bulunan eserlerin birine bile gerek yok diyemeyiz. Çünkü bunların hepsi Fatsa’nın ihtiyacıdır” diye konuştu. “ Keşke Projelerden Biri Pazar Yeri Olsaydı” Çatalkaya, “ İsterdim ki Sayın Belediye Başkanımız Hüseyin Anlayan’ın açıklamış olduğu projeler içerisinde ilk proje olarak biz pazarcı esnafları için “Kapalı Pazar Yeri” projesi olsun diye isterdik. Çünkü yıllardan beri çekmiş olduğumuz bu eziyeti biz pazar esnaflarından başka kimse anlayamaz. İnanın kışın öyle durumlar oluyor ki tezgâhı siftah yapmadan kapatan arkadaşlarımız oluyor. Çünkü kışın iş yapmak kadar tezgâhta o soğuk havada dik durmak imkânsızlaşıyor. Dedim ya kışın ayrı bir dert, ilkbahar ayrı bir derttir. Yağmur yağıyor malı topla, rüzgâr esiyor tozdan koru yani o kadar çok sebep sıkıntımız var ki hangisini söyleyeyim. Keşke bir kapalı pazar yerimiz olsaydı diye iç geçiriyorum. Bizim kapalı bir pazar yerimiz olsaydı, hangi pazarcı arkadaşım başka yere pazar açardı. Şimdi sabah geliyoruz, ilk iş tezgâhı hazırla, çadırı ger, ürünleri tezgâha yer-

“İnşallah Yapar…” Fatsa Pazarcılar Derneği Başkanı Kemal Çatalkaya, “ biz belediye başkanımızla bu konuları konuşuyoruz. Biz dileklerimizi her zaman iletiyoruz. Sağolsun başkanımız da bizi dinliyor ve çözüm yolu üretiyor. Başkanımızın bize gösterdiği yerler bizim için küçük ve uygun olmuyor. Bu sebeple inşallah en yakın sürede bizim için yeni bir Pazar yeri projesi yapacağını düşünüyorum. Başkanımız ileri görüşlü bir insan olduğu için ve büyükşehir olmamız münasebetiyle bize yakışan modern ve büyük bir pazar yeri olacaktır. Bu hafta bir toplantı yapacaktık elimizde olmayan sebeplerden dolayı haftaya erteledik ve toplandığımız zaman pazar esnafı arkadaşlarımın dertlerini dinleyeceğim. Biliyorum ki onlarda aynı fikir içersinde olacaktır. İnşallah en yakın sürede başkanımız bu sorunumuza bir çözüm bulur diye düşünüyorum” dedi.


23 NİSAN 2013 SALI

Sayfa

“Her Okulun Bir Polisi Var”

/ Fatma CANLI

Okul içlerinde ve öğrencilerin giriş ve çıkışlarında oluşan güvenlik zafiyetinin giderilmesi için Milli Eğitim Bakanlığının yaptığı çalışmalardan bugüne kadar kayda değer bir sonuç alınamadı. Bakanlık daha çok okul aile birlikleri tarafından ödenekleri karşılanmak kaydıyla güvenlik görevlisi tahsis edilmesini uygun görünce çalışmalar sonuçsuz kaldı. Çünkü okul aile birlikleri bu

bütçeyi bulmakta zorlandı. Fatsa İlçe Milli Eğitim Müdürü Gürsel Avcı bu sorunu kaymakamlık tarafından her okula bir polis tahsis edilerek çözmeye çalıştıklarını söyledi. Avcı, okullarda fazla olan müstahdemlerinde gece bekçilik yaptığını belirtti. Avcı şunları söyledi: “20122013 Eğitim Öğretim döneminin başında okullarda güvenliğin sağlanması ve şiddetin önlenmesi ile ilgili Sayın Kaymakamımızın başkanlığında komisyon kuruldu. Yapmış olduğumuz toplantıların sonucunda her okula bir polis

verildi. Bu polislerin irtibat numaraları ve adresleri okullarda mevcut. Bizzat o polisten yardım ve de destek alabiliyorlar. Bu konuda Emniyet Müdürümüz sağ olsunlar bize çok destek oluyorlar. Okullardaki güvenlik sorunlarını çözme niteliğinde verilen kararlardan biri okul polisi, bir diğeri de eğer okullarımızın hizmetli sayısı yeterli ise birisini bekçi yapıyoruz. Eğer bekçi yok ise nöbetçi öğrenci okul kapısında duruyor. Bu yöntemlerle okullardaki güvenlik sorunlarını çözmeye çalışıyoruz. Ufak tefek problemler olsa da, çok şükür şuana kadar ciddi bir sorun yaşamadık. Zaten okulların hemen çıkış kapısında değil de biraz daha uzak mesafelerde öğrenciler arasında tartışmalar, kavgalar yaşanabiliyor. Bir de simit ve su satan öğrenciler var. Bu çocuklar ikili eğitim gören, okul saatlerinin dışında boş vakitlerini ailelerine katkıda bulunmak için simit ve su satarak geçiren öğrenciler. Ayrıca; iddia edildiğinin tersine, ailelerinin bilgisi dahilinde yapıyorlar. Tabi bu durum çok hoş değil. Hatta ben birkaç yerde gördüm ve bizzat kendim uyardım çocukları. Çünkü trafik tehlikeli, Allah korusun en ufak bir dikkatsizlikte feci so-

nuçlar yaşanabilir. Okul servislerinin denetlenmesi ile ilgili, benim başkanlığımda, taşımadan sorumlu şube müdürümüz ve şefimizle birlikte ilçemizde komisyonumuz var. Okul müdürleri zaten yapıyor, biz de giderek denetimlerimizi yapıyoruz. İl eğitim denetmenleri de periyodik olarak okullara gelip okul servis araçlarının denetimini yapıyorlar. Bu denetimlerden sonra bize gelerek gördükleri eksiklikleri ve kusurlu okul servislerini bildiriyorlar. Eğer bizim onlarla olan şartnamemize uymamış, bir maddeyi eksik uygulamış ve ya uygulamamış ise uyarıyoruz, gerekirse yevmiyesini kesiyoruz. Hatta ben göreve geldikten sonra, şuana kadar 7-8 araç sahibinin yevmiyelerini keserek cezalandırdık. Ancak bu konuda en büyük görev okul müdürüne düşüyor. İlçemizde 3600 öğrenci taşınıyor. Türkiye geneline bakıldığında en fazla taşımanın yapıldığı il Ordu’dur. Taşımacılık çok dikkat istiyor. Çok şükür şuana kadar bu konuda ciddi, olumsuz bir olay yaşamadık. Her zaman yapmış olduğum toplantılarda okul müdürlerine anlatıyorum. Konunun üzerinde dikkatle durulmasını istiyorum” dedi.

Yasak Koyanları Atatürk’e Şikayet Ettiler Yeni yönetmeliğe göre ulusal ve resmi bayramlarda anıta çelenk koyamayan siyasi partiler, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'nın 93. yıl kutlamaları kapsamında bir gün önceden izinli bir şekilde anıta çelenk sundu. CHP ve MHP Ünye ilçe teşkilatlarının farklı saatlerde gerçek-

leştirdiği programlarda ilk olarak anıta çelenk sunuldu. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın ardından yapılan açıklamalar da ise ilgili yönetmeliğe karşı tepkiler dile getirildi. İlk programı düzenleyen ve açıklamalarda bulunan MHP İlçe Başkanı Nedim Can, “23 Nisan 1920. Bu millet ve bu vatan için

önemli bir dönüm noktasıdır. İşgalci devletlerin baskısı altında görevini yerine getiremeyen Osmanlı Meclisi’nin yerine, bu milletin gerçek sesi ilan Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin kuruluş tarihidir. Milletimizin egemenliğinde önemli bir basamaktır. Cumhuriyetimizin kurucusu, büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ün, yarın-

larımızın güvencesi çocuklarımıza hediye ettiği 3 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, bu alanda, hem dünyada bir ilki oluşturmakta, hem de geleceğin cumhuriyet asillerine, atamızın verdiği önemi ifade etmektedir” dedi. CHP İlçe Başkanı Orhan Bodancı ise konuşmasında, “Türkiye Cumhuriyeti’nde maalesef zor günler yaşamaktayız maalesef çelengimizi bayram törenin olduğu gün devlet törenin yapıldığı saatler içinde koyamıyoruz. Hükümeti tüm engellemelerine, tüm baskılarına rağmen Cumhuriyet Halk Partisi olarak biz çelengimizi Büyük Önder Ulu Atatürk’ün önüne koyma şerefini yaşıyoruz” diye konuştu.

Okullara Kamera Kurulmasını İstedi Ünye Kaymakamı Mustafa Demir, koltuğunu 5. Sınıf öğrencisi Seren Bulat’a teslim etti. Kaymakamlık koltuğuna oturan Bulat, okuluyla ilgili eksiklikleri ön plana çıkararak isteklerde bulundu. Her yıl 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı çerçevesinde koltuğunu çocuklara teslim eden Ünye Kaymakamlığı, bu

yıl da Nuriye Ortaokulun da eğitim gören 5. sınıf öğrencisi Seren Bulat’a koltuğu teslim etti. Koltuğa oturan Seren Bulat’ın ilk isteği okullara kamera kurulması oldu. “KAFAMIZA SULAR DAMLIYOR” İsteklerini sırasıyla dile getiren Bulat, “Okullara kameralar takılmasını istiyorum. Mesela okul çıkışında öğrencileri kaçırabilirler

veya öğrenciler okul dışına çıkabilirler. Devlet hastanelerini özel hastaneler gibi ilgilenmesini istiyorum. Okulların artık bakıma ihtiyacı var. Benim okulumda pencereler yapılmıyor, bazen yağmur yağınca tavanda oluşan şişliklerden kafamıza sular damlıyor. Trafik polislerinin daha iyi önlemler almasını daha iyi kontroller yapmasını istiyorum. Köylerde çocuklar kötü yollardan geçerek okullara zor gelip gidiyor. Okuma hevesi olanlara daha güzel yollar yapılsın” şeklinde konuştu. “ÖĞRETMEN OLMAK İSTİYORUM”

Kaymakamlık koltuğuna oturmakla ilgili hislerini de belirten Seren Bulat, “Çok heyecanlandım, güzel şeyler hissettim. Bana bu görevi layık gördükleri için herkese çok teşekkür ediyorum. Bir günlük olsa bile çok güzeldi ama ben kendi görevimi yapmak istiyorum, öğretmen olmak istiyorum” dedi. Kaymakam Demir ise Nuriye Ortaokulu ile ilgili dile getirilen şikayet konusuna yoğunlaşarak okul tavanından yağışlı havalarda su damlamasıyla ilgili en kısa zamanda yerinde inceleme yapacaklarını ifade etti.

LYS’ye Başvurular Başladı Yükseköğretime Geçiş Sınavı'nda (YGS) en az bir puan türünden 180 puan barajını aşan üniversite adayının katılacağı üniversiteye giriş sınavlarının ikinci aşaması Lisans Yerleştirme Sınavları'na (LYS) başvurular başladı. LYS puan türleri ile öğrenci alan yükseköğretim programlarına girmek isteyen adayların, YGS'ye ek LYS'lerden tercih edecekleri yükseköğretim programları için gerekli olanlara da girmeleri gerekiyor.

Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sistemi (ÖSYS) Kılavuzu'na göre, Yükseköğretime Geçiş Sınavı (YGS) puanlarından en az biri 180 ve daha fazla olan adaylar, LYS'ye başvurabilecek. LYS'lere girme hakkı kazanan adaylar, başvurularını 29 Nisan 2013 Pazartesi gününe kadar yapabilecek, başvuru süresi kesinlikle uzatılmayacak. LYS, başvuruları internet aracılığıyla ya da herhangi bir başvuru merkezi aracılığıyla yapılabilecek.

Başvurusunu merkez aracılığıyla yapan adaylar, 2 lira başvuru hizmeti ücreti ödeyecek. Adaylar 5 LYS'den, hesaplanmasını istedikleri sınavlara girebilecek. Adaylar girmek istedikleri her bir sınav için 25 lira yatıracak. Adaylar; Akbank, Halk Bankası, Vakıflar Bankası, Kuveyt Türk

Katılım Bankası, Ziraat Bankası, Türk Ekonomisi Bankası ve Deniz Bank'ın tüm şubeleriyle internet bankacılığı aracılığıyla ya da tüm PTT işyerlerinden veya ÖSYM'nin internet sayfasında yer alan "ücretler" alanından kredi kartı veya banka kartı ile sınav ücretini yatırılabilecek.

Ekrem CİNOĞLU

8

upanisad@mynet.com

Standardı Çift Eylemeyin! Büyük adam,yüce şahsiyet Edward Said’in oryantalizmin ipliğini pazara çıkarmasının üzerinden 35 yıl geçti. Ne yazık ki “batı cephesinde yeni bir şey yok!”Rahmetli Erich Maria Remarque beni affetsin ama durum bu:Aynı tas,aynı hamam!Konuya geçmeden isterseniz acı bir fıkra ile başlayalım. New York'ta küçük bir çocuğu azgın bir köpeğin dişlerinden kurtaran ve hayvanı boğan iri yarı delikanlının yanına koşan muhabir sormuş: - Kahraman Amerikalı, çocuğun hayatını kurtardı diye yazabilir miyim? - Ben Amerikalı değil Afganistanlıyım, demiş adam. Ertesi gün gazetede manşet: Köktendinci Müslüman, Central Park'ta masum bir köpeği boğarak ölümüne sebep oldu. FBI olayın El Kaide bağlantısını araştırıyor... Efendim konumuz, dünyaca meşhur Boston Maratonu esnasında meydana gelen elim bir olay ve akabinde yaşanan gelişmeler üzerinedir.Malum dünya artık küçük…Olay ajanslara düştüğü saatlerde Höselek Dayımla beraber idim.Muhabirin sözü biter bitmez ağzından şu cümleler dökülüverdi.”Kalıbımı basarım bu işi Müslümanlar yapmıştır! Üstelik Türkiye’yle bağlantısı da mevcuttur,bak gör” dedi. Çok geçmeden medyadan yansıyanlar aynen dediği gibi olunca Höselek Dayımın kerametli oluşuyla ilgili şüphe namına kalbimde en ufak bir kırıntı bile kalmadı.Büyüksün dayıcığım!Ne olur affet beni! Şaka bir yana sonda söyleyeceğimizi başta söyleyelim ki; bir Müslüman olarak, bu tür olayları asla tasvip etmiyoruz.Bizce kimse zarar görmesin.Masum insanların çığlığı bizim de çığlığımızdır. Acıları bizim de acımızdır.Amenna ve sadakna! Fakaaat! Cenazeler üzerinden inşa ettiğiniz Islamophobia dediğiniz şey de ne oluyor kuzum? Sakın gücenmeyin ama yaptığınız ne dostluğa sığıyor, ne de arkadaşlığa!Attığınız bu tohum her ne ise, zaman içerisinde kendisini öylesine yeniden üretiyor ki batılı beyaz adamın kafasından bir an bile gitmiyor.Üstelik şaşırtıcı olan şu ki;bu durum ters yönden bizim kara kuru kafalarımıza da nakşediliyor. Sonuçta, hem batı kanadında hem de doğu kanadında Müslümanlardan katil veya terörist çıkmasının normalleştirilmesine hizmet eden zihinsel kabulün yolu açılmış oluyor. Ama artık külyutmayız dostum. Bu verili bir söylemdir. İstenen şey tam da budur. Bundan en çok zararı Müslümanlar görecektir. Bunu bal gibi biliyoruz. Kısacası olan bitenin farkındayız. Bitirirken hep birlikte CNN Türk’te yer alan 5N1K programını Londra’nın göbeğinden sunan Cüneyt Özdemir’e kulak verelim:(Boston patlamaları üzerine)”Sevgili seyirciler! Şimdi çuvaldızı kendimize batıracağımız bir haberle devam ediyoruz. Irak’ta, Afganistan’daki bombalı saldırılar en az ayda bir defa oluyor. Patlamalar çoğu zaman çok can alıyor.Ama çoğu zaman hiç ekrana gelmiyor.Bu patlamalarda onlarca kişi ölüyor.Bir o kadar kişi de sakat kalıyor.Bırakın diğer ülkeleri,hemen yanı başımızdaki iki yılı aşkın süredir devam eden iç çatışmalarda Suriye’de ortalama günde neredeyse 20-25 kişi ölüyor.Bu patlamalar, gelişmiş ülkelerde bir dakikalık haber bülteninde ya yer alıyor ya da almıyor.Gelin görün ki aynı tür patlamalar hatta daha küçük ölçekteki patlamalar,Amerika’da İngiltere’de,Fransa’da olduğu zaman –nerdeyse-bırakın bir dakikayı baştan sona bu patlamaların sonuçları,olayın detayları ekranlara geliyor.İşte son iki gündür tam da bunun örneğini yaşıyoruz.” Galiba Cüneyt Özdemir şunu demek istiyor:”Sizden sadece bir ricamız var. Lütfen standardı çift eylemeyin.” Hep o bize tercüman olacak değil ya!

20 Bin Kg Organik Gübre Dağıttılar

İkizce’de organik tarım yapan fındık üreticilerine 20 bin kg organik gübre dağıtıldı. Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ve Japonya Uluslararası İşbirliği Ajansı (JICA)’nın 2007 yılından buyana ortaklaşa yürütmekte olduğu “Küçük Ölçekli Çiftçilerin Yaşam Seviyelerinin İyileştirilmesi Projesi (DOKAP-Tarım)” kapsamında Ordu’da 2009 yılından itibaren üreticilere, fındığın yanı sıra ek gelir getirici, çeşitli tarımsal faaliyetlerin benimsetilmesi çalışmaları yürütülüyor. Bu çalışmalar kapsamında bu güne kadar 50 dekardan fazla kapama modern kivi bahçe tesisi, 6 dekar çilek bahçesi, 10 adet modern sera ve 65.000 adet peyzaj

fidanı üreticilere dağıtıldı. 2013 yılında da projeden Ordu’ya aktarılan ödenek ile çeşitli tarımsal faaliyetler planlandı. Bunlardan biri de organik tarım yapan üreticilerin desteklenmesi ve teşvik edilmesi. Bu kapsamda İkizce İlçesinde organik tarım yapan fındık üreticilerine 20 bin kg organik gübre alınarak dağıtımı yapıldı. Dağıtım da Ordu Gıda Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü Bitkisel Üretim ve Bitki Sağlığı Şube Müdürü Ekrem Oğurlu, DOKAP-TARIM İl Koordinatörü Ziraat Yüksek Mühendisi Kıvanç Günay, İl ve İlçe Müdürlüğü teknik elemanları, İkizce Organik Fındık Yetiştiricileri Birliği Başkanı Rıdvan Altun ve üreticiler hazır bulundu.


23 NİSAN 2013 SALI

Sayfa

9

“23 Nisan, Saltanat Yönetiminin Terk Edildiği Günün Adıdır” Dereceye Girenler Ödüllendirildi

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramının 93. yılı nedeniyle Atatürkçü Düşünce Derneği Fatsa Şubesi Yönetim Kurulu adına Başkan Kemal Erken bir mesaj yayınladı. Kemal Erken mesajında, “Büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk bugünü ulusumuza ve aynı zamanda geleceğimiz olan çocuklarımıza bayram olarak armağan etmiştir. Bu davranışı O’nun eşsiz bir lider olduğunu tüm dünyaya göstermiştir” dedi. Erken mesajında şunları söyledi: “Bugün, 23 Nisan 2013, Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramının 93. yıldönümünü kutluyoruz. 23 Nisan 1920, ulusumuzun babadan oğula geçen saltanat yönetimini terk ederek halkın kendisini, seçtiği temsilcileri aracılığı ile yönetmeye başladığı günün adıdır.

Batılı emperyalist devletlerin Anadolu’yu işgal etmeleri sonrasında Mustafa Kemal’in önderliğinde Kurtuluş Savaşı başlatılmış ve bu mücadele sırasında 23 Nisan 1920’de Türk ulusunun egemenliğini eline aldığı, TBMM’nin açılması ile tüm dünyaya gösterilmiştir. Büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk bugünü ulusumuza ve aynı zamanda geleceğimiz olan çocuklarımıza bayram olarak armağan etmiştir. Bu davranışı O’nun eşsiz bir lider olduğunu tüm dünyaya göstermiştir. Aynı zamanda O: “Küçük Hanımlar, Küçük Beyler! Sizler hepiniz geleceğin bir gülü, yıldızı ve ikbal ışığısınız. Memleketi asıl ışığa boğacak olan sizlersiniz. Kendinizin ne kadar önemli, değerli olduğunu düşünerek ona göre çalışınız. Sizlerden çok şey bekliyoruz; Kızlar, Çocuklar! “ sözleriyle çocuklarımızı ne kadar önemli bulduğunu, onlara ne kadar değer verdiğini de göstermiştir. Yine aynı zamanda O çocuklara ve gençlere bayram armağan eden tek liderdir. Devletimizin yönetim sisteminde 23 Nisan 1920’de TBMM’nin açılmasıyla başlayan tarihsel değişim 29 Ekim 1923’te cumhuriyetin ilanı ile taçlandırılmıştır. Böylece ‘ulusu ilgilendiren tüm kararların alındığı ve uygulandığı en yüksek merci’nin oluşması ile demokrasi inancı perçinlenmiştir. 89 yıl önce kurulan Cumhuriyetimiz bu geçen süre içinde pek çok güçlüklere karşın tüm kurum ve kuralları ile yerleşmiş ve Türk ulusu Atatürk ilke ve devrimlerini, Cumhuriyetin temel ni-

teliklerini özümsemiş ve yaşam biçimi olarak benimsemiştir. Cumhuriyetimizin en önemli kuruluş felsefesi olan “ Egemenlik kayıtsız, şartsız milletindir“ ilkesi ülkemizi ilgilendiren siyasal, ekonomik, iç ve dış her türlü kararların sadece Türk ulusuna ait olduğunu, başkaca hiçbir ülkenin veya yabancı kuruluşların bu kararlarda hükümranlık hakkının olamayacağını ve egemenlik haklarından kısmen veya tamamen vazgeçme anlamına gelen her türlü teslimiyetçi siyasal anlayışlara kesinlikle izin verilemeyeceğini ifade eder. Bugün Cumhuriyetimizin içerden ve dışarıdan kuşatılma çabaları üst düzeye ulaşmıştır. Cumhuriyet karşıtlarının ve halkın egemenliğini hazmedemeyenlerin ülkemizi ortaçağ karanlığına sürükleme çabalarını endişe ile izlemekteyiz. Ekonomimizin dışa bağımlı hale getirilmesi, Türk tarım ve sanayisinin çökertilmesi, 4+4+4 diye adlandırılan kesintili eğitim uygulaması ile eğitimi kesintili hale dönüştürüp, 8 yıllık zorunlu uygulama ile %90’lara varan okullaşma oranının önünü kesip çocuk işçi, çocuk gelin ortamının oluşmasının yolunu açacak uygulamalara fırsat tanınması, tablet bilgisayarların alımının ihale dışı bırakılması, eğitimi dincileştirme vb. kısaca dış güçlerin isteği doğrultusunda ülkemizi yarı sömürge bir ülke haline getirme çabaları artarak sürmektedir. Bu durumun sorumluları Cumhuriyetimizin kuruluş felsefesini anlayamayanlar ya da anlamak istemeyenlerdir. Türk halkı bu oldubittiyi asla kabul etmeyecek, atalarımızın bin bir güçlükle, kanlarıyla sulayarak

kurtardıkları bu vatanı bölüp parçalamaya kalkışanlardan mutlaka hesap soracaktır. Anayasamızın değiştirilemez ilkeleri çerçevesinde bağımsız bir ülke olarak amacımız akıl ve bilimin rehberliğinde çağdaş uygarlık düzeyine ulaşmak ve onu da aşmaktır. Binlerce yıllık ortak bir tarih ve kültür birikiminin yarattığı Türk ulusu bütün sorunlarına çözüm bulacak ve uygulayacak güç ve yetenektedir. Her kuşak kendisinden sonraki kuşaklara daha iyi bir Türkiye bırakmak durumundadır. Bu ülkemize ve yarının büyükleri çocuklarımıza karşı en büyük sorumluluğumuzdur. Atatürkçü Düşünce Derneği Fatsa Şubesi olarak tüm sorunlarımızın çözüme kavuştuğu bir Türkiye özlemi ile tüm halkımızın ve sevgili çocuklarımızın Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramlarını kutluyoruz. Bize bu Cumhuriyeti emanet eden Büyük Atatürk ve O’nun silah arkadaşlarının aziz anıları önünde saygı, minnet ve şükranla eğiliyoruz. Yüreklerimizden bayram sevincinin hiç eksik olmamasını diliyoruz.”

Kumru ilçesinde okullar arasında düzenlenen spor müsabakalarında dereceye girenler ödüllendirildi. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı vesilesiyle okullar arasında düzenlenen Bahar Turnuvası'nda çeşitli dallarda dereceye giren öğrencilere ödül verme töreni Davut Yılmaz Kapalı Spor Salonu'nda, dereceye giren okul ve öğrencilerin katılımıyla yapıldı. Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı ile başlayan programda, 23 Nisan etkinlikleri kapsamında gerçekleştirilen fut-

bol, voleybol, masa tenisi, kros ve resim, şiir dallarında birinci olan okul ve öğrencilere ödülleri protokol tarafından verildi. Kros dalların il bazında dereceye giren öğrenciler önümüzdeki günlerde Trabzon'da yapılacak kros yarışmalarına katılacaklar. Törene Kaymakam Ahmet Özkan, Belediye başkanı Ticabi Civelek, Cumhuriyet Savcısı Ceyhun Yılmaz, Jandarma Komutanı Erkan Sağındık, AK Parti İlçe Başkanı Yusuf Yalçuva, Emniyet Amiri Mehmet Öztürk, daire amirleri ve vatandaşlar katıldı


SP R

Orduspor’dan 4 Oyuncu Milli Takımda Orduspor yıldız bayanlar hentbol takımında oynayan 4 sporcu ilkdefa milli takıma seçilme başarısını gösterdiler. Samsun’da yapılan Yıldız Bayanlar Hentbol yarı final müsabakalarında rakiplerini yenerek finale kalan Ordusor Yıldız Bayanlar Hentbol takımından 4 sporcu Milli Takıma seçilerek büyük başarı gösterdiler. Orduspor Yıldız Bayanlar Hentbol takımı sporcuları Funda Baş, Reyhan Kaya, Hülya Güçer ve Tuğçe Korkmaz Plaj Milli takımına ve U-17 Milli takımına seçilerek Hentbol Branşında Ordu’dan ilk defa Milli takıma seçilen sporcular olarak büyük başarı gösterdiler.

“Yenildik ama Ezilmedik”

Fatsa Belediyespor Başkanı Muammer Coşkun, ‘kader maçı’ diye nitelendirilen zorlu Bafra deplasmanında alınan 4-3’lük mağlubiyetin ardından gazetemize bir açıklamada yaptı. Başkan Coşkun, iki takımın da mutlaka kazanması gereken bir maç olduğunu ve kaybeden taraf olarak Fatsa Belediyespor’un şampiyonluk şansının kalmadığını üzülerek belirtti. Coşkun, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “İki takımında mutlaka kazanması gereken bir maçtı. Kaybedenin şampiyonlukta hiçbir şansı kal-

mıyordu. Maç öncesi Bafraspor’un 50 puanı bizim ise 47 puanımız vardı. Bafraspor’u yendiğimiz takdirde bizimde puanımız 50 olacak fakat ikili averajla Bafraspor’un üzerinde yer alacaktık. Baktığımız zaman 3-2 öne de geçtik. Daha sonra ise hakem tartışmalı bir pozisyonda Bafra’ya penaltı vermesi ile Bafra golü buldu. Bana göre pozisyonda formadan faul olabilecek şekilde bir tutma yoktu. Hoca formadan tutulduğu ifade ederek penaltı noktasını gösterdi. Maçı 4-3 kazanan 1930 Bafraspor’u kutluyoruz. Şampiyonluk yolunda başarılar diyoruz. Ayrıca Bafraspor Başkanı Hüseyin Çamaş, Bafra Emniyet Müdürü Fatsalı Abdullah Yahşi, Bafra Belediye Başkanına gösterdikleri ilgiden dolayı teşekkür ediyoruz. “Bu Sezon En İyi Maçı Oynadık” Bana göre oynadığımız 26

maçın içinde Fatsa Belediyespor futbolcuları en iyi maçı oynadı. Özellikle bu oyundan dolayı tüm futbolcularımı, teknik heyetimi kutluyorum. Kesinlikle yenebileceğimiz ve yenmemiz gereken bir takımdı. Futbolda galibiyette var mağlubiyette. Şampiyonlukta en güçlü adaylardan biri olan Bafraspor’a evinde üç gol atmak ve kazanacağımız bir maçı kaybetmek bizi üzse de sonuç itibariyle oynanan oyundan, verilen mücadeleden memnun olduk.

“Fatsa Belediyespor Markasını Oluşturduk” Gelecek yıl başarının geleceğine inanıyorum. Bu sene takımımızda geçen yıldan sadece iki oyuncu var Mehmet Aslan ve İbrahim Öz. Ama her yıl iskelet bozuluyor yerine yeni iskelet yapılıyor. Bizler de diyoruz ki bu iskelet bozulmamalı, onun yerine iskelete yeni takviyeler yapılmak suretiyle

gelecek sene daha rahat bir şekilde şampiyonluğun geleceğini düşünüyoruz. Yönetim olarak tabi ki üzgünüz, kimse bizim kadar üzülmesin, kimse bizim kadar emek sarf etmedi. Bu bir bayrak yarışıdır. Aldığımız bayrağı daha yukarılara çıkarmaya çalıştık ve Fatsa halkına, Fatsa Belediyespor’un varlığını hatırlattık. Fatsa Belediyespor markası oluşturduk. İnşallah bundan sonraki süreçte de hem maddi olarak hem de manevi olarak kulübümüzün yanında olacağız. “Henüz Bir Karar Almadık” Neticede yönetimimizden ayrılacak isimler olacaktır. Yeni isimler takviye olacaktır. Artık onu da zaman gösterecektir. Eğer tekrar bizlere layık görülürse kamuoyu tarafından en iyi şekilde yapmaya çalışırız. Ama farklı bir durumda da takımımızın her zaman maddi manevi yanındayız. Yönetim

olarak henüz bir karar almış değiliz. Özellikle bu seneki maddi manevi desteğinden dolayı kendi yönetimimize, bizleri hiçbir zaman yalnız bırakmayan Fatsa halkına, teknik ekibime, futbolcularıma çok teşekkür ediyorum.

“Vicdanen Rahatız” Ayrıca yine bizleri bürokratik olarak destekleyen İçişleri eski Bakanı İdris Naim Şahin, Fatsa Belediye Başkanımız Hüseyin Anlayan, Başkan yardımcılarımız Muharrem Aktepe ve Bülent Yücetepe’ye de buradan ayrı ayrı teşekkürlerimi sunuyorum. Bizim için güzel bir olguydu iyi günlerimiz de oldu kötü günlerimizde ama vicdanen verilemeyecek hiçbir hesabımız yok. Vicdanen çok rahatız ama bu vicdan rahatlığının yanında da başarıda gelseydi tadından yenmeyecekti. İnşallah ilerleyen süreç Fatsa Belediyespor camiası için bizler için hayırlı

olur. Yeni sezon için şu anda çok erken baktığımız zaman takımımızın son iki tane maçı var bu iki maçın sonunda kalacak futbolcularımız belirlenecektir. Birde farklı bir duyumda alıyoruz. Üçüncü lig statüsünde dördüncü lig kurulması gündemde. Dördüncü lig, amatör ligi ilk dört içerisinde bitiren yani 2. 3. 4. bitiren takımlar bu lige alınacak şeklinde duyumlar geliyor. O yüzden gelecek yılın hesaplarını şimdiden yapmak çok zor ama şunu diyoruz. Bu takımın iskeleti omurgası bozulmamalı takviyelilerle gelecek yıl devam edilmeli. Şu anda tek doğru bu. Bizim bu seneki sloganımız “o sene bu sene”ydi. Bunun tabi ki olmasını canı gönülden istedik. Ama farklı bir olgumuz daha var. Bunu da Bafra maçından sonra belirledik . “ varsa ötesi, yaşarız onu da.” Cümle devrik ama başımız dik” şeklinde konuştu.

Küme Düşmeyi Hemen Kabul Edemeyiz Çağla Ordu’nun Gururu Oldu Orduspor Kulübü Başkanı Nedim Türkmen, "Ligde oynanmamış 4 maç varken başarısızlığı ve küme düşmeyi hemen kabul edemeyiz" dedi. Orduspor'un bulunduğu durumdan halen kurtulma ihtimalinin olduğunu ifade eden Türkmen, şunları kaydetti: "Ligde alt sıralarda bulunan takımların bir birleri ile maçları var. Biz haftaya

Beşiktaş'ı yenersek başka şeyler konuşuyor olacağız. Ben takıma ve hocaya olan umudumu koruyorum. Biz elimizden gelen her şeyi yapalım yeter. Ligde oynanmamış 4 maç varken başarısızlığı ve küme düşmeyi hemen kabul edemeyiz. Kalan maçlarımızı kazandığımızda her şey istediğimiz gibi olacak. Bizim konsantremiz buna göre olmalı. Taraftarımızın

da sakin olması lazım. Sezon sonunda zaten herkes öz eleştirisini yapar. Gereken değerlendirmeler yapılır. Şu anda yapılan eleştirilerin kimseye faydası yok. Sezon sonuna kadar sabretmememiz gerektiğini düşünüyorum. Orduspor için en kötü sonuçta bile her şeyin bittiği anlamına gelmiyor. Biz büyük bir camiayız. Toparlayacağımıza olan inancım tam"

Potanın Menekşeleri Finallerde...

Türkiye Kadınlar İkinci Ligi (TKB2L) İkinci Tur'da grubunda liderliğini sürdüren Potanın Menekşeleri, Güre Belediyesi'ne konuk olduğu maçı 60-66 kazanırken; bitime 2 maç kala Altılı Finaller'e

katılmayı garantiledi. Güre Spor Salonu’nda oynanan mücadelede Orduspor, başından sonuna oyun üstünlüğünü rakibine vermediği karşılaşmada sonuca gitmekte zorlanmadı . Po-

tanın Menekşeleri’nde Miranda 25 sayı, 2 asist, 9 ribaund; Simay 10 sayı, 3 asist, 6 ribaund; Melis, 9 sayı, 3 asist, 4 ribaundla karşılaşmayı tamamladı. Orduspor, karşılaşmaya Arzu, Melis, Aynur, Aslı, Miranda beşlisiyle başlarken; Güre Belediyesi ise Şenay, Ebru, Merve, Deniz, Jelena ilk beşiyle başladı. Potanın Menekşeleri, mücadeleye arzulu ve etkili başladı. Maçın ilk beş dakikasında 12 sayı üreten Mor-beyazlılar, birinci periyodu 6 sayı farkla 16-22 önde tamamladı. İkinci periyotta da üstün oyununu devam ettiren Orduspor, bu periyodun ilk beş dakikasını 2030; mücadelenin de ilk devresini 31-39 önde bitirdi. Potanın Menekşeleri’nde Miranda 14, Melis 5, Arzu

da 4 sayıyla mücadelenin ilk devresine damga vuran isimler oldu. Mücadelenin ikinci devresinde de etkili oyununu devam ettiren Potanın Menekşeleri, Melis, Miranda ve Simay üçlüsünün bulduğu sayılarla üçüncü periyodun ilk yarısını 33-49 önde geçerken; son periyoda 49-52 önde girdi. Son periyotta Gizem Sezer ve Julia’nın bulduğu sayılarla karşılaşmanın son beş dakikasına 56-58 önde giren morbeyazlılar, son bölümde Simay ve Miranda’nın pota altında buldukları sayılarla karşılaşmayı 60-66 kazandı. Bu sonuçla İkinci Tur’da yenilgisiz yoluna devam eden Potanın Menekşeleri, İkinci Tur’un bitimine 2 maç kala Altılı Finaller’e katılmayı garantiledi.

Çağla, Ordu’yu gururlandırmaya devam ediyor. Ordu Belediyesi Bedensel Engelliler Gençlik ve Spor Kulübünün sporcusu Çağla Baş Uluslararası Turnuvada Atıcılık dalında ikinci olarak Ordu’ya gurur yaşattı. Milli Takım forması ile Polonya’da düzenlenen 2013 IPC Atıcılık Dünya Kupası 10m havalı Tüfek yarışmasında ve Follen Target (Düşen Hedef) yarışmasında ikincilikleri elde ederek aldığı madalya ile büyük sevinç yaşattı. Ordu Belediye Başkanı Seyit Torun bugün Çağla Baş’ı kulüp lokalinde ziyaret ederek, elde ettiği başarıdan dolayı kutladı. Ordu Belediyesi’nin sporcusu olan Çağla Baş’ın Uluslar arası bir mücadelede iki ikincilik elde etmesinin kendileri için gurur ve-

rici olduğunu söyleyen başkan Seyit Torun, bu başarıların doğru ve sistemli bir çalışma sonrasında geldiğini, Ordu Belediyesi olarak engelli sporculara sonuna kadar destek olmaya devam edeceklerini belirtti. Çağla Baş’a çiçek vererek tebrik eden Başkan Seyit Torun, ayrıca bu başarı nedeni ile engelli sporcuyu plaket ve çeyrek altınla taçlandırdı. Çağla Baş ise elde ettiği başarıyı tüm Ordululara hediye ettiğini ifade ederek, Başkan Seyit Torun’un ilgi ve alakası için teşekkür etti. Başkan Seyit Torun’un kendilerine büyük destek olduğunu belirten Çağla Baş, bundan sonra da sporcular olarak ellerinden gelen çabayı göstereceklerini belirtti.


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.