MİR KUZEY 389 SAYI

Page 1

“Öğrencilerimizi Denizle Buluşturacağız”

Soyadı Gibi Düzgün Adam

Fatsa İlçe Jandarma Komutanı Jdm. Yzb. Fatih Çetil

Ordu’ya Veda Etti “Güzel vatanımızın ve Karadeniz’in “incisi” Ordu İl’inde, görev yapmanın mutluluğunu, sevincini ve gururunu ailemle birlikte her zaman şerefle taşıyacağım. Ordu’yu ve Orduluları hiçbir zaman unutmayacağım” Ordu Valisi iken Kayseri Valiliği görevine atanan Orhan Düzgün bir veda mesajı yayınlayarak Ordu’dan ayrıldı. Vali Orhan Düzgün duygu yüklü olan veda mesajında, ““Saygıdeğer Ordulular, Değerli Mesai Arkadaşlarım; 17 Eylül 2009 günü büyük bir heyecan ve mutlulukla başladığım Ordu Valiliği görevimden, 9 Mayıs 2013

Fatsa İlçe Jandarma Komutanı Jdm. Yzb. Fatih Çetil Bingöl ilinin Yayladere ilçesine Komando Bölük Komutanı olarak atandı. 2 yıldır Fatsa'da görev yapan Çetil, Fatsa'nın kendisi için her zaman ayrı bir yeri olduğunu söyledi. Çetil; "Görevimiz kutsal, vatanın her toprağı bizim için çok değerli. Ancak 2 yıldır görev yaptığım Fatsa, benim gönlümde özel bir yere sahip. Fatsa ile bağlarımı koparmayacağım. Ailem burada kalacak. Çocuklarım eğitimlerine Fatsa'da devam edecek" dedi. Fatsa halkı ve basınının kısa sürede sevgi ve saygısını kazanan, iyi diyalogları ile adından söz ettiren Çetil'e Mir Kuzey Gazetesi olarak yeni görevinde başarılar dileriz.

www.gazetekuzey.com

Fatsa Deniz Bilimleri Fakültesi önünde bulunan atıl binada nihayet sona ulaşıldı. Atıl bina yakın bir zamanda yıkılarak, fakültenin önüne geniş bir meydan yapılacak. Ordu Üniversitesi (ODÜ) Rektörü Prof. Dr. Tarık Yarılgaç, atıl binanın son durumu ile ilgili gazetemize özel yaptığı açıklamada, binanın yakın bir zamanda yıkılarak, fakülte öğrencilerinin denizle olan bağlantısının kurulacağını söyledi. Sayfa 3’te

tarihli Bakanlar Kurulu kararıyla Kayseri Valiliği’ne atanmam sebebiyle ayrılıyorum. Bütün içtenliğim ve samimiyetimle belirtmeliyim ki, 4 yıla yakın bir süre görev yaptığım Ordu ili, gerek eşsiz doğası, tabiat güzellikleri, tarihi ve kültürel yapısı, sanata, kültüre, spora değer veren, çağdaş, modern, çalışkan, hoşgörülü, sevecen, sıcakkanlı, samimi insanlarıyla hafızamdan hiçbir zaman silinmeyecektir. Sayfa 3’te

Bingöl Yayladere Komando Bölük Komutanı Oldu

FATSA’DAN KARADENİZ’E 16 MAYIS 2013 PERŞEMBE

GÜNLÜK TARAFSIZ SİYASİ GAZETE

YIL: 2

SAYI:389

FİYAT: 50 Krş.

“Bu Meslek Ayaklı Gazete” Sayfa 8’de

“Bu Haksız Kazancın Hesabını Kim Verecek?” Enerji Piyasası Denetleme Kurulu (EPDK), elektrik dağıtım şirketlerine bir yazı göndererek uyarı da bulundu ve değiştirilen elektrik sayaçlarının bedelinin vatandaşlardan alınmaması gerektiğini söyledi.

L E Z Ö

R

E HAB

“Mahkeme 3 projeyi Daha İptal Etti” Sayfa 5’te

Kantincilere Hijyen Eğitimi Devam Ediyor

Sayfa 5’te

Seramikçilikten, Seracılığa Giden İlginç Yol

Sayaç Bedeli Kuruşuna Kadar Alındı

“Bu Yaptıkları Zorbalıktır, Yanlıştır”

Mevzuat çerçevesinde kurum tarafından uygulamaya ilişkin usul ve esas çalışmasının devam ettiği vurgulanan yazıda, bu çalışma sonuçlandırılana kadar tüketicilerin sayaçlarının zorunlu olmadıkça değiştirilmemesi, değiştirilmesi zorunlu olan sayaçlara ilişkin ise yeni sayacın mülkiyetinin şirkete ait olmak üzere temin edilmesi ve sayaç değişimiyle ilgili tüketiciden bedel alınmaması gerektiği belirtildi. Ordu il ve ilçelerine elektrik dağıtan Çalık Yeşilırmak Elektrik Dağıtım A.Ş’de bir süre önce bir çok abonenin sayacını değiştirmiş ve sayaç bedellerini aboneden kuruşuna kadar almıştı.

Kendilerinden alınan sayaç ücretlerini haksız yere ödediğini ve iade edilmesini istediklerini belirten vatandaşlar şikayetlerini gazetemize anlattı. İşte vatandaşların elektrik dağıtım şirketlerinin aldığı sayaç ücretlerine tepkileri; “Hiç kimseye sormadan hazır yeni saati söküp, yerine başka bir saati takıyorlar ve parasını da faturalara yansıtıyorlar. Bu yaptıkları zorbalıktır, yanlıştır. Dünyanın parasını aldılar. Bunu da sırf para kazanmak için yaptılar. Bizlerden o sayaçların ücreti haksız yere alındı. Geri ödemeliler.” Sayfa 7’de

“Fatsa’da Seçimin Favorisi Yine AK Parti Olur” Seçimin favorisinin AK Parti olacağını belirten AK Parti Fatsa İlçe Eski Başkanı Veysel Dalcı: “2009 seçimlerinde ekonomik bir kriz vardı. Ekonomik sıkıntı olduğu zaman cüzi bir seçmen kitlesi iktidar partisine tepki olarak oy vermiyor. % 10 civarında bir kesim bunu yapıyor. Ancak şu an ekonomik bir sıkıntı görünmüyor. Birincisi yerel seçimde adaylar belirleyici olur. İkincisi hükümetin genel

“Açıklanan Hiçbir Rakam Gerçeği Yansıtmamaktadır”

performansı belirleyici olur. Üçüncüsü diğer partilerdeki adayların kalitesi ve performansı etkili olur. Bloklaşmalar olabilir. Seçimin son bir haftasında hatta daha az bir zaman kala iddiasını kaybeden adayın seçmenleri daha iddialı olabilecek bir adaya yönelebilir. Benim fikrimiz soracak olursanız; bariz, ciddi hatalar yapılmazsa Fatsa’da seçimin favorisi yine AK Parti’dir” diye konuştu. Sayfa 3’te

Yeni ve Yeniden Seçilen

CHP Ordu Eski İl Başkanı

Bahattin Cörüt Vefat Etti CHP Ordu eski İl Başkanı Bahattin Cörüt, son yolculuğuna uğurlandı. Bahattin Cörüt, Ordu’da tedavi gördüğü özel bir hastanede dün hayatını kaybetti. 72 yaşında vefat eden Cörüt için uzun yıllar il başkanlığı yaptığı CHP Ordu İl Binası önünde daha sonra da belediye başkan yardımcılığı yaptığı Ordu Belediyesi önünde tören düzenlendi. Sayfa 4’te

Balık Ekmek Şenliği Yağmur Engeline Takıldı

Başkanlara Ziyaret

Sayfa 2’de

“Kesme Çiçekçilik Sürekli Gelir Sağlıyor” Sayfa 7’de

Ordu Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Turan Karadeniz gazetemize yaptığı özel açıklamayla, son günlerde dillendirilen rekolte tahmini ile rekolte tahmini yapılırken nelere dikkat edilmesi gerektiğini anlattı. Sayfa 6’da

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Ordu İl Başkanı Cemal Enginyurt, beraberinde MHP Fatsa ilçe teşkilatı, MHP Fatsa Belediye Başkan Adayı Musatafa Sade ile birlikte ikinci kez seçilen

Fatsa Ticaret ve Sanayi Odası (FATSO) Başkanı Tayfun Karataş ve yeni seçilen Fatsa Ticaret Borsası (FATBO) Başkanı Ali Feyzi’yi makamlarında ziyaret etti. Sayfa 5’te

Ordu Üniversitesi Fatsa Deniz Bilimleri Fakültesi ve Meslek Yüksek Okulu öğrencileri ve öğretim üyeleri tarafından organize edilen Geleneksel Balık Ekmek Şenliğine özellikle protokolün ilgisi büyük oldu. Şenlik esnasında başlayan sağanak yağmur, etkinliğe katılanlara zor anlar yaşattı. Sayfa 3’te


2 Seramikçilikten, Seracılığa Giden İlginç Yol

16 MAYIS 2013 PERŞEMBE

Sayfa

Sağlık

onun için hobi den öte geçemeyecektir. Yasalar bu işe giren insan da çeşitli standartlar istiyor. Kişinin bu işe girmeden önce bu isteklere iyi bakması lazım” dedi.

Migrenle Nasıl Başedilir

Migreni yıllarca bir baş ağrısı tipi olarak gördük, ancak günümüzde bir baş ağrısından daha fazlası nörolojik bir hastalık olduğu kabul edilmektedir. Ülkemizde hatta dünyada oldukça yaygın olan bu hastalıkla ilgili merak edilenleri Özel Avrasya Medi-Tech Hastanesi Nöroloji Uzmanı Doktor Suna Özlem Mutlu Sarı yanıtladı.

Migren ve sebepleri Migren, toplumda sık görülen ve yüksek oranda işgücü kaybına neden olan bir nörolojik hastalıktır. Genellikle ataklar halinde gelen baş ağrılarıyla karakterizedir. Bu baş ağrıları genellikle başın tek tarafını tutar ve zonklayıcı tarzdadır. Ataklar 4 -72 saat sürebilir. Baş ağrılarına bulantı, kusma, ses ve ışıktan rahatsızlık duyma, ishal, baş dönmesi, görme ve konuşma bozuklukları, vücutta uyuşma gibi belirtiler eşlik edebilir. Migrenin oluşma mekanizması halen netlik kazanmamakla birlikte, kabaca beyindeki bazı kan damarlarının genişlemesi ve sinir hücrelerinden ağrı oluşturucu bazı kimyasal maddelerin salınması ile oluştuğu kabul edilir. Kimler migren ağrılarına daha yatkındır? Migren genç yaşta ve kadınlarda daha sık görülür. Ayrıca ailesinde migren olan bireylerin, genetik olarak migrene daha yatkın olduğu kabul edilir. Migren çeşitlerinden bahseder misiniz? Uluslar arası Başağrısı Sınıflaması’na göre migrenin birçok alt tipi olmakla birlikte başlıca iki tip migren vardır: Auralı ve aurasız migren. Aura; baş ağrısı ortaya çıkmadan hemen önce veya atakla beraber görülen fokal nörolojik belirtilerdir. Bu belirtiler; en sık gözlerin önünde uçan sinekler gibi siyah lekeler, parlak çizgiler, ışık çakmaları gibi görsel belirtilerdir. Daha nadir olarak denge kaybı, kol ve bacaklarda uyuşma ve kısmi felç şeklinde güç kaybı görülebilir. Migren tetikleyicileri nelerdir? Çok çeşitli etkenler migreni tetikleyebilir. Bazı besin maddeleri, parfümler, boya kokuları, iklim şartları (aşırı nem ve yüksek rakımlı bölgeler), uyku ve beslenme bozuklukları, sigara, stres ve kadınlarda hormonal dengenin değiştiği adet dönemleri, başlıca migren tetikleyicileri arasında sayılabilir. Hangi yiyecekler migreni tetikleyebilir? Çikolata, fındık, aşırı yağlı yiyecekler, mayalı yiyecekler, alkollü içecekler (özellikle şarap), beyaz peynir gibi yiyecekler migren atağını tetikleyebilir. Migrenin tedavisi var mıdır yöntemleri nelerdir? Migren, tedavisi olan bir nörolojik hastalıktır. Ancak hastanın da yaşam tarzı değişiklikleriyle migren tetikleyicilerinden uzaklaşması büyük önem taşır. Halen uyguladığımız başlıca iki tip tedavi vardır. Bunlar atak tedavisi ve koruyucu tedavilerdir. Atak tedavisi ağrıyı kesmeyi amaçlayan tedavidir. Bunun için ağrı şiddetine göre basit ağrı kesicilerden triptanlar gibi migrene özel ağrı kesicilere çeşitli ilaçlar kullanılabilir. Ağrı ataklarının sıklığı tedavi seçiminde en önemli belirleyicilerden biridir. Bundan dolayı seyrek atak geçirenlerde atak tedavisi tek başına yeterli olabilmektedir. Ancak atak sayısı sıklaştıkça kişinin yaşam kalitesi bozulur ve işgücü kaybı ortaya çıkar. Böyle durumlarda “proflaktik tedavi” denilen koruyucu tedavi önerilir. İlaç tedavileri dışında botoks, sinir blokajı ve akupunktur tedavisi de yeni gelişmeler arasında yer almaktadır. Migren problemi olan kişiler nelere dikkat etmeli? Migren tedavisinde doğru tanı önem taşır; bu nedenle baş ağrısı yaşayan kişiler öncelikle mutlaka hekim kontrolünde olmalı ve bir nöroloji uzmanına başvurmalıdır. Hekim tarafından migren tanısı konulan hastalar ise mutlaka migren tetikleyicilerden uzak durmalı ve bu yönde yaşam tarzı değişikliklerine gitmelidir. Bu değişikliklerle yeterli ağrı kontrolü sağlanamıyorsa hekim kontrolünde ilaç tedavileri denenmelidir.

www.gazetekuzey.com

Mir Mehmetoğlu Gıda Mad. San. ve Tic. Ltd. Şti. Adına Tüzel Kişi Temsilcisi

Niyazi YEŞİLLER

Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Nusret Yeşiller

Genel Yayın Yönetmeni Betül Yeşiller

İnternet Editörü Çiğdem Akyol

Haber Müdürü Mehmet Sabri Uğurbaş Haber Merkezi Engin Yaran Resul Koşar Taner Şen Beytullah Şeker Oğuzhan Yılmaz Ahmet Alkan Fatma Canlı Hamdi Büklü

Sayfa Editörü Emrah Çoşkun

Reklam Erkan Kaş

Hukuk Danışmanı Av. Doğan Pehlivan

Grafiker İlkay Yeşiller

Dizgi-Grafik Yeşiller Grafik Tasarım www.yesillermatbaa.com

Dağıtım Şah Medya Ajans

Yayın Türü Yerel Süreli Gazetemiz basın ahlak kurallarına uymayı taahhüt eder. Köşe yazıları ile ilgili hukuki sorumluluk yazarlara aittir. Gazetemiz İHA Abonesidir. Adres Baskı Tesisi MKP. Mah. Şehit Polis Erkan Alışır Cad. No:29 Fatsa/ORDU Mir Mehmetoğlu Gıda Mad. San. ve Tic. Ltd. Şti. Tel : 0452 407 10 11 Faks : 0452 407 10 12 Yeşiller Grafik Tasarım Reklam ve Matbaa E-Posta : gazetekuzey@gmail.com

/ Hamdi BÜKLÜ

İstanbul’da seramik fabrikası sahibi olan ve ekonomik kriz sebebiyle maddi olarak büyük zarar yaşayan ve fabrikasını kapatmak zorunda kalan Burhan Ataç, en zor anında başladığı seracılık işiyle tekrar eski günlerine döndü. Fabrikasını kapattıktan sonra çok zor günler geçirdiğini ve elinde kalan her şeyi hiç bilmediği bir konu olan tarıma yatırmaya karar veren Ataç’ın şansı tarımla döndü. “Altyapı Oluşturuyorum” Burhan Ataç; “Karadeniz fındık üretimine dayalı bir bölge olduğu için fındığa alternatif ürünlerin bu bölgede yaygınlaşması konusunda bir eksiklik olduğunu gördüm ve seracılık yapmaya karar verdim. Seracılık derken, sadece domates salatalık biber veya marul yetiştirmiyorum. Fidan ve fidancılığın gelişmesi adına bir alt yapı oluşturmaya çalışıyorum” dedi. “İşini Seven Başarır” Bir işte başarılı olmanın işi

sevmekten geçtiğini belirten Ataç: “Bu eksikliği gördüğümüz için ve bu işi seven biri olduğum için gönüllü olarak bu işe Fatsa’da başladım. Ciddi yapılan her işten iyi neticeler çıkacağını biliyorum. Felsefe olarak da hep şöyle diyoruz, başlamak bitirmenin yarısıdır. İçinde bu işe sevgisi olan herkesin başarılı olabileceği bir iş dalı. Ancak teknik anlamda bir bilgi gerektiriyor. Bu bilgiyi olgunlaştırmak için de küçük denemeler ve portatif çalışmalar gerektiren bir iş. Yani insanların önce büyük seralar ve ya bu konuda büyük işletmeler kurmaktansa önce küçükten başlayarak ve kendisini geliştirerek bu iş dalında büyümesi gerekir. En basitinden kivi yetiştiriciliği ve gül yetiştiriciliği gibi basit ve herkesin yapabileceği bir noktadan başlayabilir. Zaman içerisinde zaten insanlar başlamış olduğu işi zenginleştirmek adına sürekli düşünür. Bu birazda o kişinin ufku ve istekleri ile alakalı bir şey. Kişinin isteği azsa kesinlikle bir noktada bırakacaktır ve o iş

“Fındık Tembelliği” Bölge insanının fındıktan başka bir arayışa girmediğinden sitem eden Ataç: “Bizim toplumumuz fındık tembeli olmuş bir toplum. Ve hobisel bahçe konusunda da Fatsa da büyük bir eksiklik var. Bu gül üretimi, çiçek üretimi olabilir, süs bitkileri üretimi olabilir, hatta devletin karanfil yetiştiriciliği konusunda bu bölgeye verdiği bazı destekleri var. Bence en kolayı devletin desteğinden istifade ederek Karadeniz de önerilen karanfil yetiştiriciliğidir. En azından bunu araştırsınlar. Zaten araştırdıkların da çoğunlukla bir fikir sahibi oluyorlar ve kararlarını veriyorlar. Bu tür işler içine girmeden, araştırmadan karar verilebilecek bir iş değil. Ancak geçmişte bu işi yapmış ve ne yapacağını bilen insanlar araştırmadan net karar verebilir ve büyük üretici olabilir. Küçük üreticilerin ancak hobisel olarak 30-40 metrelik küçük seralarda deneyler yapması lazım. Ve bunun için de çok büyük paralar gerekmiyor” dedi. “Alternatif Üretiyoruz” Fındığa alternatif olabilecek ürünler üzerinde çalıştıklarını ifade eden Ataç: “Ben seracılığı çok iyi bilen bir kişi değilim ancak üretimi çok iyi biliyorum. Örneğin; 3-5 tane fidanı biz fındık alternatifi olarak bu bölgeye önermeye başladık. Ancak yetiştirecek olan kişinin önce kanaat getirmesi lazım. Yani, bu ürün fındık alternatifi olabilir diyebil-

mesi için bizlere inanması gerekiyor. Ben aslında olaya seracılık demem. Tarım tıpkı inşaat sektörü gibi geleceğin en fazla ihtiyaç duyacağı bir iştir. Bilhassa organik tarımın yapılamadığı, saplıklı beslenemediğimiz ürünlerde organik tarıma doğru bir gidişatın olması lazım. Ancak dar gelirli insanların fındık bahçesinin 3 dönümünü yok ederek, buraya insanın en fazla ihtiyaç duyacağı bir üretim yapabilmesi için en az 3 yıl desteklenmesi lazım. Ekmek parası sıkıntısı çeken hiç kimse eski gelir kaynağını arsasından yok edip yenisine başlamaz. Çünkü o işin oturmasını beklerken açlık sıkıntısı çekmemesi gerekir” dedi. “Yaban Mersini İyi Alternatif” Ataç son olarak: “Tarım denildiği zaman; bir fidanı sadece buraya getirmeniz yetmiyor. Onun iklim koşullarına uygunluğu, onun toprak istekleri, onun gübrelenmesi, ilaçlanması konusunda üreticinin komple bilgili olması gerekir. Ben goji berry ve ya yaban mersini bitkilerinin çok iyi bir fındık alternatifi olacak bir bitki olduğunu biliyorum. Ancak bunları yetiştirecek gönüllülerde gerekiyor. Bu işi dar gelirli vatandaşlarımızın değil de biraz daha durumu iyi olan ve fındık bahçesinin 2 dönümünü ziyan etmeyi göze olan, şu bitkinin üretimini bir deneyeyim diyebilecek kişilerin öncülük etmesi gerekiyor. Biz doğru düşünüyoruz ama bir de doğru uygulayıcıları bulmamız lazım. Ayrıca; ziraata ve tarıma olan ilgisinden dolayı en çok ziyaret edilen ilçelerimiz Korgan, Kumru ve Çatalpınar’dır” diyerek sözlerini noktaladı.

“Şiirin Dikensiz Gülleri” Ordu Üniversitesi Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığı 21. Yüzyıl Gençlik ve Münazara Kulübü tarafından düzenlenen Şiirin Dikensiz Gülleri 3 adlı dinleti, Morfoloji Binası konferans salonunda gerçekleştirildi. Geceye akademik ve idari personellin yanı sıra öğrenciler ve Ordu halkı da yoğun ilgi gösterdi. Açış konuşmasını yapan kulüp üyesi Ercan Karataş şiirle gönül arasındaki bağlantıyı özlü ifadelerle anlattı. Konuşmada şiirin insan ve toplum üzerindeki derin ve büyük gücü özellikle vurgulandı. Gecede Sezai Karakoç, Abdurrahim Karakoç, Can YüceL, Uğur Işılak, Murathan Mungan, Serdar Tuncer, Ali Tufan Kıraç gibi şairlerin toplamda 21 şiiri seslen-

dirildi. Işık ve ses efektleriyle renklenen dinleti yaklaşık 1,5 saat sürdü. Dinletinin son şiiri Ahmet Şafak’ın “Babamı Özledim” şiiri idi. Bu şiir sırasında dinleyicilerin gözyaşlarını tutamadığı dikkatler-

den kaçmadı. Sahnede güller yanında bir de çay ocağı dekoru kuruldu ve semaverde demlenen çay, taburelerde oturan yorumculara ikram edildi. 21 GMK’nün üyelerinin kendileri tarafından yaptırılan mermer

logo tasarımı, renkleri ve şıklığı ile merak uyandırdı. Şiirlere eşlik eden resim ve videoların projeksiyon perdesinde oluşturduğu etki şiirlere ayrı bir hava katarken şiir hissiyatını da oldukça artırdı. Fonlar genellikle bilgisayardan verilirken bazı şiirlere canlı bağlama sesiyle eşlik edildi.


16 MAYIS 2013 PERŞEMBE

Sayfa

Soyadı Gibi Düzgün Adam

Ordu’ya Veda Etti

Ordu Valisi iken Kayseri Valiliği görevine atanan Orhan Düzgün bir veda mesajı yayınlayarak Ordu’dan ayrıldı. Vali Orhan Düzgün duygu yüklü olan veda mesajında, “Güzel vatanımızın ve Karadeniz’in “incisi” Ordu İl’inde, görev yapmanın mutluluğunu, sevincini ve gururunu ailemle birlikte her zaman şerefle taşıyacağım. Ordu’yu ve Orduluları hiçbir zaman unutmayacağım” dedi. Vali Düzgün’ün veda mesajı şöyle: “Saygıdeğer Ordulular, Değerli Mesai Arkadaşlarım; 17 Eylül 2009 günü büyük bir heyecan ve mutlulukla başladığım Ordu Valiliği görevimden, 9 Mayıs 2013 tarihli Bakanlar Kurulu kararıyla Kayseri Valiliği’ne atanmam sebebiyle ayrılıyorum. Bütün içtenliğim ve samimiyetimle belirtmeliyim ki, 4 yıla yakın bir süre görev yaptığım Ordu ili, gerek eşsiz doğası, tabiat gü-

meye ve hizmet etmeye çalıştım. Bu düşünceyle, Ordu’nun geleceğine yön verecek ve bölgemizin kalkınmasına, gelişmesine katkı sağlayacak projeler ürettik. Bu projelerimizi, değerli Bakanlarımızın, Milletvekillerimizin, siyasi partilerimizin, kamu görevlilerimizin, meslek ve sivil toplum kuruluşlarımızın, işadamlarımızın, , basın-yayın kuruluşlarımızın ve halkımızın desteği ile hayata geçirmenin gayreti ve çabası içinde oldum. Orduluların uzun yıllardır özlemini çektiği ve Ordu’nun gelişmesinde mihenk taşı olan Ordu-Giresun Havalimanı, Karadeniz-Akdeniz Yolu, Ordu Çevre Yolu, Ünye Çevre Yolu gibi önemli ulaşım projelerinin yanında, Ordu’da turizmin geliştirilmesine yönelik Çambaşı Kayak Merkezi, Botanik Parkı, Sokak Sağlıklaştırma projeleri ile kültür varlıklarının restore edilerek gelecek nesillere

zellikleri, tarihi ve kültürel yapısı, sanata, kültüre, spora değer veren, çağdaş, modern, çalışkan, hoşgörülü, sevecen, sıcakkanlı, samimi insanlarıyla hafızamdan hiçbir zaman silinmeyecektir. Buradan ömrümün sonuna dek hatırlayacağım ve dilimden düşürmeyeceğim hatıralarla ayrılıyor olmam, Ordu’ya ve Ordu insanına duyduğum sevgiyi, muhabbeti anlatmaya kâfidir. Bu sebeple, bir taraftan böylesine güzel ve şirin bir ilde Valilik yapmış olmanın gururunu, onurunu ve kıvancını yaşarken, diğer taraftan da Ordu’dan ayrılıyor olmanın burukluğunu kalbimde hissediyorum. Yeşille mavinin kucaklaştığı Ordu, hiç şüphesiz hizmetin en iyisine layıktır. Şehrin gelişmesi ve kalkınmasına yönelik bir başarının elde edilebilmesi için, şehrin bütün dinamikleriyle birlikte çalışmanın gereğine inanmış bir idareci olarak, Ordu’da proje üret-

taşınması, turistik tesislerin ve marka otellerin Ordu’ya kazandırılması gibi bir çok önemli projeyi ve hizmeti hep birlikte gerçekleştirdik. Bütün bunların yanında, başta eğitim, sağlık ve tarım sektörü olmak üzere pek çok alanda önemli projeler ve hizmetler Ordu’ya kazandırıldı. Mesai arkadaşlarımla birlikte, mesai kavramı gözetmeksizin, gece-gündüz, hafta sonu ya da tatil günü demeden çalışarak, devletimizin ve hükümetimizin de büyük desteği ile belirlenen hedeflerin de üzerine çıkan bir başarıyı yakaladığımıza inanıyorum. Görev yaptığım süre içerisinde hak ve adalet ölçüleri içerisinde olmaya azami derecede özen gösterdim. Ordu’da görev yaptığım 44 aylık zaman süresince hep desteğini gördüğüm değerli Bakanlarımıza, Milletvekillerimize, siyasi partilerimizin temsilcilerine, meslek ve sivil toplum kuruluşlarımızın yöneticilerine, işadamlarımıza, kamu görevlilerimize, basın mensuplarımıza ve saygıdeğer Ordu halkına şahsıma gösterdikleri teveccüh ve destek için teşekkür ederim. Güzel vatanımızın ve Karadeniz’in “incisi” Ordu İl’inde, görev yapmanın mutluluğunu, sevincini ve gururunu ailemle birlikte her zaman şerefle taşıyacağım. Ordu’yu ve Orduluları hiçbir zaman unutmayacağım. Yine her zaman Orduluların hizmetinde ve emrinde olacağım. Bu duygularla, tüm Ordulu hemşerilerime arz-ı veda ederim.”

“Atıl Binayı Yıkarak

Öğrencilerimizi Denizle Buluşturacağız” durumu ile ilgili gazetemize özel yaptığı açıklamada, binanın yakın bir zamanda yıkılarak, fakülte öğrencilerinin denizle olan bağlantısının kurulacağını söyledi.

/ Mehmet S. UĞURBAŞ

Ordu Üniversitesi Fatsa Deniz Bilimleri Fakültesi önünde bulunan atıl binada nihayet sona ulaşıldı. Atıl bina yakın bir zamanda yıkılarak, fakültenin önüne geniş bir meydan yapılacak. Bazı etkinliklere katılmak üzere Fatsa’ya gelen Ordu Üniversitesi (ODÜ) Rektörü Prof. Dr. Tarık Yarılgaç, atıl binanın son

“İhalesi Tamamlandı” Fakülte binasının karşısında bulunan atıl binayla ilgili ihalenin tamamlandığını müjdeleyen Yarılgaç: “Atıl binayla ilgili ihalemiz tamamlandı. Yıkım çalışmalarına başladık fakat ister istemez bürokratik bir süreç oldu. Dolayısıyla bu nedenle işler biraz uzadı. Atıl binanın içerisinde bulunan malzemelerin Makine Kimya Endüstrisi’ne verilmesi gerekiyordu. Bu da biraz zaman gerektiriyordu. Zamanın yanı sıra Makine Kimya Endüstrisi’nin gelip alması gerekiyordu. Şimdi tahliye sağlandı. Yani binanın içerisindeki makine ve teçhizatlar Makine Kimya Endüstrisi tarafından alındı. Şimdi dış bina-

nın bu yıl itibariyle ihalesi yapıldı ve bitirildi. Çok yakın zamanda bu bina yıkılacak. Sonra da -belediyenin desteğiyle diyelim- yol yapım çalışmaları tamamlanacak. Dolayısıyla da öğrencilerimizin denizle olan buluşması sağlanacak” dedi. “Öğrencilerimiz Nefes Alacak” Bir dönem Fatsa Deniz Bilimleri Fakültesi’ne gelecek öğretim görevlileri için yapılması gündeme gelen lojman ile ilgili sorumuzu da yanıtsız bırakmayan Rektör Yarılgaç: “Şu anda

bilindiği gibi üniversitelerde ve diğer kamu kurumlarında çok özel istisnai durumlar haricinde lojman verilemiyor. Bu istisnai yerler de genellikle Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde oluyor. Bizim de böyle bir talebimiz olmadı. Şimdilik bu yönde bir çalışmamız yok. Atıl binanın yıkılmasıyla fakültenin önüne üniversiteye yakışır bir meydan niteliğinde alan yapılacak. Öğrencilerimizin nefes alabileceği ve denizle bağlantılı olacakları bir fakülte şekline bürünecek” dedi.

Tarım Aracı Kaza Yaptı: 2 Yaralı Işıktepe mevkiinde meydana gelen kazada iki kişi yaralandı. Kaza Işıktepe’ye 4 km mesafede meydana geldi. Önceki gün akşam saatlerinde sürücü Yaşar Ö. kaygan zeminden dolayı direksiyon hâkimiyetini kaybederek kaza yaptı. Yaşar Ö. (35) pat pat diye tabir edilen tarım aracının direksiyon hâkimiyetini kaybederek kaza yaptı. Kaza sonucu sürücü Yaşar

Ö. ve yanında bulunan Mehmet U. (37) yaralandı. Kaza sonrasında çevredekiler 112 ekiplerini arayarak bilgi verdiler. Olay yerine hızlı bir şekilde intikal eden 112 ekipleri ilk müdahaleyi olay yerinde yaptı. Fatsa Devlet Hastanesine kaldırılan Yaşar Ö. ve Mehmet U’nun sağlık durumunun iyi olduğu belirtildi. Kaza ile ilgili soruşturma sürüyor.

3

Balık Ekmek Şenliği Yağmur Engeline Takıldı

/ Mehmet S. UĞURBAŞ

Ordu Üniversitesi Fatsa Deniz Bilimleri Fakültesi ve Meslek Yüksek Okulu öğrencileri ve öğretim üyeleri tarafından organize edilen Geleneksel Balık Ekmek Şenliğine özellikle protokolün ilgisi büyük oldu. Şenliğe Fatsa Kaymakamı Bekir Atmaca, Fatsa Garnizon Komutanı Bnb. Salih Gödek, Fatsa İlçe Jandarma Komutanı Yzb. Fatih Çetil, Fatsa Belediye Başkanı Hüseyin Anlayan, Ordu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tarık Yarılgaç, Ordu Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Turan Karadeniz, Fatsa Deniz Bilimleri Fakültesi yönetimi ve öğretim üyeleri, Fatsa MYO öğretmenleri, Fatsa Ticaret Borsası Başkanı Ali Feyzi, sivil toplum örgütü temsilcileri, öğrenciler ve vatandaşlar katıldı. Yoğun katılımın olduğu şenlik ile ilgili açıklama yapan Fatsa Deniz Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İsmet Balık, şenliğin organizesinde en büyük payın öğrencilerde olduğunu söylerken, desteklerinden dolayı Fatsa esnaflarına da teşekkür etti. Baharın başlangıcını şenlikle kutlamak istediklerini belirten İsmet Balık: “Bahar ve yaz ayları üniversitelerde hareketliliklerin ve şenliklerin düzenlendiği aylardır. Doğanın uyanışıyla birlikte gençlerimizin de hareketlendiği ve cıvıl cıvıl olduğu bir dönemdeyiz. Kış boyunca dört duvar arasında geçirilen zamanların acısını çıkarırcasına açık havanın ve sıcak güneşin tadına varıyorlar. Bunu

da şenliklerle başlatıyorlar. Eğlenmeye öğrencilerimizin de ihtiyacı var. Bu tür etkinlikler öğrencilerimizin moral ve motivasyonunu arttırdığı kadar onların birbirleriyle kaynaşmalarını da sağlıyor. Bu anlamda biz de Fatsa’da öğrencilerimize yönelik çok fazla etkinlik yapamıyoruz ama bu dönem en azından ‘Balık Ekmek Şenliği’ düzenleyelim, bunun yanında öğrencilerimizin kendilerinin hazırlayıp organize edeceği çeşitli yarışmalar, etkinlikler ve eğlencelerle öğrencilerimize bir kaynaşma ortamı sağlayalım diye düşündük” dedi. Fatsa esnaflarından büyük ilgi gördüklerini ifade eden İsmet Balık: “Bu ortamın sağlanmasında Fatsa’da faaliyet gösteren birçok firma ve esnaf da neredeyse tüm masrafları karşılayarak katkı sağladı. Çok ilgi gösterdiler. Bugün yapılacak olan geleneksel yarışmalarda dereceye girecek olan öğrencilerimizin ödüllerinin tamamı Fatsa esnaflarımızdan alındı. Gerçekten çok ciddi ödüller var. Hepsine ayrı ayrı teşekkür ediyoruz. Daha çok öğrencilerimizin kendi çabalarıyla organize ettiği bir şenlik oldu. Çok güzel bir atmosfer var. Öğrencilerimiz, yoğun çaba sarf ettiler ve bugün bu ortamı yaşamamızı sağladılar. Çabalarından ötürü tüm öğrencilerimize de teşekkür ediyorum. Umarım etkinliğimize katılan herkes eğlenir ve iyi zaman geçirir” diye konuştu. Şenlik esnasında başlayan sağanak yağmur, etkinliğe katılanlara zor anlar yaşattı.

Kurum Birikince Ateş Bacayı Sardı / Hamdi BÜKLÜ

Fatsa Sakarya Mahallesi’nde bir fırının bacası sabah saatlerinde aniden alev alarak yangına neden oldu. Olay Sakarya Mahallesi İnönü Caddesi’nde bulunan bir ekmek fırının bacasında biriken kurumun alev almasıyla meydana geldi. Yangın sonucunda can kaybı ve yaralanma olmazken kıska süreli bir korku yaşandı. Fatsa Belediye itfaiye ekiplerinin erken müdahalesiyle yangın

büyümeden önlendi. Fırın çalışanı Orhan Torun, “ Bacanın alev alması bir anda oldu. Fırına ekmek atıyorduk ve aşırı duman çıktığını fark ettik. İtfaiye’yi arayarak yardım istedik ve olay yerine çok hızlı bir şekilde geldiler. Hemen alev alan bacaya müdahale ederek söndürdüler. İtfaiyenin anında gelip ve müdahale etmesi daha büyük sonuçların doğmasına engelledi. İtfaiye ekibine teşekkür ediyorum” dedi.


16 MAYIS 2013 PERŞEMBE

Sayfa

4

“Fatsa’da Seçimin Favorisi Yine AK Parti Olur” biz de belde ve köylerde il genel meclisi için çalışma yapıyorduk. Ancak şimdi adayın bizzat tüm belde ve köylere gitmesi gerekiyor. Yaklaşık 60 köy, 8 belde ve yüzlerce muhtarlık Fatsa Belediyesi için oy kullanacak” dedi.

/ Mehmet S. UĞURBAŞ

AK Parti Fatsa İlçe Eski Başkanı Veysel Dalcı, gazetemize çok özel açıklamalarda bulundu. Yerel seçimlerle ilgili açıklama yapan Dalcı, tekrar siyaset yapmayı düşünmediğini de ifade etti. “Seçmen İçin İlk” 2014 yerel seçimlerinin birçok açıdan seçmenler için ilk olacağını söyleyen Dalcı “Bu yerel seçim, eski yerel seçimler gibi olmayacak. Bütün köyler ve beldeler Fatsa Belediyesi ve Ordu Büyükşehir Belediyesi için oy kullanacaklar. Vatandaş, Ordu Büyükşehir Belediye Başkanlığı ve Meclis Üyeliği, Fatsa Belediye Başkanlığı ve Meclis Üyeliği, İl Genel Meclisi Üyeliği ve Muhtar olmak üzere tam 6 farklı oy kullanacak. Fatsa Merkez’deki siyasi eğilimler az çok belli. AK Parti’nin köy ve beldelerdeki oyu şehir merkezine oranla 10-15 puan daha fazlaydı. Bunlar harmanlanacak” dedi. “Çok Zaman Gerekiyor” İlçe belediye başkan adayları-

nın artık sadece ilçe merkezlerinde değil tüm köy ve mahallelerde halkla buluşması gerektiğini vurgulayan Veysel Dalcı: “Eskiden Fatsa Belediye Başkan Adayları çıkıp Cumhuriyet Meydanı’ndan halka hitap ederlerdi. Şimdi köy meydanlarında da bunu yapacaklar. Köylere gidip oradaki vatandaşlara ulaşacaklar. Her seçmene ulaşmaları gerekiyor. Bu çalışmaya propaganda döneminde verilen süre yeterli olmayabilir. Adayların çok daha önce çalışmaya başlaması gerekiyor. Çok zaman gerekiyor. Dolayısıyla partilerin adaylarını erken belirlemeleri büyük avantaj sağlayacak. Yaklaşık 25 günlük propaganda süresi bile Fatsa içinde tüm mahallelere, tüm seçmenlere ulaşmakta yetersiz kalıyordu. Bu sürede köy ve beldelerdeki tüm seçmenlere ulaşmak mümkün değil. 100 binin üzerinde seçmen var. Geniş bir coğrafya olduğu için zamana da çok ihtiyaç var. İlçe başkanlığı yaptığım dönemde belde ve köylere zaten gidiliyordu. İlçe belediye başkan adayı merkezde çalışma yaparken

“Favori AK Parti” Seçimin favorisinin AK Parti olacağını belirten Dalcı: “2009 seçimlerinde ekonomik bir kriz vardı. Ekonomik sıkıntı olduğu zaman cüzi bir seçmen kitlesi iktidar partisine tepki olarak oy vermiyor. % 10 civarında bir kesim bunu yapıyor. Ancak şu an ekonomik bir sıkıntı görünmüyor. Birincisi yerel seçimde adaylar belirleyici olur. İkincisi hükümetin genel performansı belirleyici olur. Üçüncüsü diğer partilerdeki

adayların kalitesi ve performansı etkili olur. Bloklaşmalar olabilir. Seçimin son bir haftasında hatta daha az bir zaman kala iddiasını kaybeden adayın seçmenleri daha iddialı olabilecek bir adaya yönelebilir. Benim fikrimiz soracak olursanız; bariz, ciddi hatalar yapılmazsa Fatsa’da seçimin favorisi yine AK Parti’dir” diye konuştu. “İdeolojik Seçmen Kalmadı” Kamuoyunda konuşulan AK Parti karşıtı seçmen ve partilerin tek bir aday etrafında toplanması konusunu da değerlendiren Veysel Dalcı: “Partilerin birleşmesi konusu birçok seçimde söz konusu oldu ve geçen seçimlerde de yapıldı. En bariz örneği de Ordu Belediye seçimlerinde ya-

şandı. Mesela Ordu merkezde Demokratik Sol Parti’nin (DSP) genel seçimdeki oy oranı yüzde 2-3 civarlarında iken, DSP adayı Seyit Torun yüzde 50’nin üzerinde parti oyunun haricinde diğer partilerin de destek vermesiyle oy aldı. AK Parti ise sadece kendi oyunu aldı. Bu tam bir bloklaşma örneğidir. Siyasetin doğasında her zaman bu mantık vardır. ‘Önce güçlü olanı devirelim de sonrası kolay’ şeklinde çalışan bir mekanizmadır. Bu tarz bloklaşma ve birleşmeler çok dengeli ve ortada görünen, oy farkının az olduğu seçim bölgelerinde belki etkili olabilir ama net fark olan bölgelerde pek etkili olabileceğini sanmıyorum. Bence Fatsa’da Ak Parti’nin seçimi kazanacağını düşünüyorum. Partiler birleşse bile

CHP Ordu Eski İl Başkanı

seçmen bu birleşmeyi ne kadar kabul eder? İlçe başkanları böyle bir karar alsalar bile seçmen istemedikten sonra birleşme bir işe yaramaz. Artık Türkiye’de seçmenlerin sadece % 20’si ideolojik olarak oy kullanıyor, geriye kalan % 80’lik kısım, kimden hizmet alacaksa, ülkeyi en iyi kim yönetecekse o yönde oy kullanıyor. İdeolojik seçmen kavramı artık geçmişte kaldı” dedi. “Siyaset Düşünmüyorum” Siyasete tekrar atılıp atılmayacağına ilişkin sorumuza esprili bir dille yanıt veren Dalcı: “Ben siyaset düşünmüyorum. Siyaset beni düşünüyorsa bilemem. O, siyasetin bileceği bir iş” diyerek sözlerini noktaladı.

Bahattin Cörüt Vefat Etti CHP Ordu eski İl Başkanı Bahattin Cörüt, son yolculuğuna uğurlandı. Bahattin Cörüt, Ordu’da tedavi gördüğü özel bir hastanede dün hayatını kaybetti. 72 yaşında vefat eden Cörüt için uzun yıllar il başkanlığı yaptığı CHP Ordu İl Binası önünde daha sonra da belediye başkan yardımcılığı yaptığı Ordu Belediyesi önünde tören düzenlendi. Törenlere çok sayıda vatandaş katılırken, cenaze dualar ile Orta Camii’ne götürüldü. İkindi

namazına müteakiben kılınan cenaze namazının ardından Cörüt, Gülyalı ilçesindeki aile kabristanlığında defnedildi. Cenaze namazına CHP Ordu Milletvekili İdris Yıldız, Ordu Belediye Başkanı Seyit Torun, CHP Ordu İl Başkanı Osman Güngör, MHP Ordu İl Başkanı Cemal Enginyurt, ilçe belediye başkanları, belediye başkan yardımcıları, ilçe başkanları, siyasi parti temsilcileri, sivil toplum örgütlerinin temsilcileri ve çok sayıda seveni katıldı.


16 MAYIS 2013 PERŞEMBE

Sayfa

5

Yeni ve Yeniden Seçilen Başkanlara Ziyaret

/ Hamdi BÜKLÜ

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Ordu İl Başkanı Cemal Enginyurt, beraberinde MHP Fatsa ilçe teşkilatı, MHP Fatsa Belediye Başkan Adayı Musatafa Sade ile birlikte ikinci kez seçilen Fatsa Ticaret ve Sanayi Odası (FATSO) Başkanı Tayfun Karataş ve yeni seçilen Fatsa Ticaret Borsası (FATBO) Başkanı Ali Feyzi’yi makamlarında ziyaret etti. İlk olarak FATSO Başkanı Karataş’ı makamında ziyaret eden

Enginyurt, Karataş’a başarılar diledi. Ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getiren FATSO Başkanı Tayfun Karataş, “Hepimizin gayesi milletimize güzel hizmetler, projeler, kalkınmasını ve ekonomisinin gelişmesini sağlamak adına temeller atmaktır. Bölgemize hizmet etmek için arkadaşlarımızla beraber bir yolculuğa çıktık ve inşallah Ordu ilimize ve bölgemize hayırlı olacağını düşünüyorum. MHP Ordu İl ve Fatsa

ilçe teşkilatları olarak bizi ziyaret ettiğiniz için teşekkür ediyorum. Önümüzdeki yıl gerçekleşecek olan yerel seçimlerde de başarılar diliyorum” dedi. Karataş’ın ardından FATBO Başkanı Ali Feyzi’yi ziyaret eden Enginyurt’a yeni başkan Feyzi teşekkür etti. FATBO Başkanı Ali Feyzi, “ Bizler bugün Fatsa Ticaret Borsası Başkanlığı koltuğunda oturuyorsak ağabeylerimizin, kardeşlerimizin ve sizlerin sayesinde oldu. Her zaman FATBO olarak ağabeylerimizin, kardeşlerimizin ve sizlerin emrinde olacağız” dedi. Ziyaretlerinin ardından açıklama yapan Cemal Enginyurt, “MHP Ordu İl ve Fatsa ilçe teşkilatları olarak ziyaretlerimizi gerçekleştirdik. Fatsa gibi önemli bir İlçe’nin Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı olarak Tayfun Karataş’ı tekrar tebrik ediyorum. Bugün aktif olarak faaliyet gösteren Fatsa Organize Sanayi Bölgesi’nin, ordu ekonomisine büyük katkısı olmaktadır. Eğer bu hizmetleri veriyorsa bunun sebebi vekillik yap-

tığım yıllarda koruma bandının 50 metreye çekilmesini sağladığımızdandır. Maalesef Türkiye’de iş adamı olmak çok zorlaştırılmaktadır. Ordu’nun teşvik yasası kapsamında 5’nci dereceden yatırım bölgesi konumunun bugünlerde elinden alınması ve sürenin bitmesiyle, bir işçi için ödenen 200 liralık SGK prim bedeli bu süreçte iki katına çıkarak 400 lira olmuştur. Bu da hızlı gelişme sağlayan Ordu ekonomisini büyük oranda etkilemektedir. Ayrıca birçok işletme de işçi çıkartarak maddi yükünü azaltma yoluna gitti. Dolayısıyla bu problemler bir an önce çözüme kavuşturulmalı ve yeni iş imkânlarının açılması için öncülük edilmelidir. Bu çabanın içinde FATSO başkanı olarak öncülük ettiğinizi görüyor ve biz de MHP olarak destek veriyoruz. Bu konuda İktidar partisinin Ordu vekillerinin özel bir çalışma yapması ve gündeme getirme konusunda gayret sarf etmeleri gerektiğini düşünüyorum” dedi. FATBO Başkanı Ali Feyzi’yi de tebrik eden ve yeni görevinde ba-

şarılar dileyen Enginyurt: “Geçtiğimiz hafta sonu icra edilen Fatsa Ticaret Borsası seçimi sonucunda yeni başkanlığınızı ve ekibiniz tebrik etmek için sizi ziyaret ettik. Şahsınızın Fatsa Ticaret Borsası başkanlığını kazanarak hem Türkiye fındık üreticisi, hem bölge fındık üreticisi, hem de fındık ihracatçısı için inşallah hayırlara vesile olmasını diliyorum. Fındık bölgemiz için çok önemli bir geçim kaynağıdır. Fındık olmadığı ve istenilen fiyata ulaşmadığı sürece Ordu göç vermeye devam edecektir. Bugün yapılması

gereken Fatsa Ticaret Borsası, Fatsa Ticaret ve Sanayi Odası, Fatsa Ziraat Odası, farklı sivil toplum örgütleri ve siyasi partileriyle, Türkiye’yi yönetenlere şu mesajı vererek ‘Biz Ordu insanı olarak fındığa dayalı bir hayat yaşıyoruz, fındık ana geçim kaynağımızdır. Ordu’da ticaret, düğün, nişan her zaman fındıktan önce veya sonra yapılmaktadır. Kısacası Ordu insanı fındık ile doğar, büyür ve ölür. Ve bunca nedenler varken fındık yeterince değer bulamıyor ve bir çalışma yapılmıyor.’ fındığımıza sahip çıkılmalıdır” dedi.

Kantincilere Hijyen Şimdi Ne Olacak, Paraları Geri Verecekler mi? Eğitimi Devam Ediyor EPDK Elektrik Dağıtım Şirketlerini Uyardı: “Vatandaşın Sayacını Değiştirip Bedel Alamazsın!”

Elektrik dağıtım şirketlerinin sayaç değiştirip parasını da vatandaştan alması şikayet konusu olmuştu. Ordu il ve ilçelerine elektrik dağıtan Çalık Yeşilırmak Elektrik Dağıtım A.Ş’de bir süre önce bir çok abonenin sayacını değiştirmiş ve sayaç bedellerini aboneden kuruşuna kadar almıştı. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK), elektrik sayaçlarının değiştirilmesi ve bedelinin tüketicilerden alınması konusunda dağıtım şirketlerini uyardı. Bazı elektrik dağıtım şirketlerinin tüketicilere yaptıkları bildirimlerle sayaçları değiştirmesi ve bedelini vatandaşlardan tahsil etmesinin ardından gelen şikayetler EPDK'yı harekete geçirdi. EPDK, 21 dağıtım şirketine, elektrik sayaçlarının değiştirilmesi ve bedelinin tüketicilerden alınması konusunda uyarıda bulundu. "Sayaçlar usul esas çalışması" konulu yazı, EPDK Başkanı Hasan Köktaş imzasıyla Çalık Yeşilırmak Elektrik Dağıtım A.Ş YEDAŞ, Akdeniz, Aras, AYDEM, Enerjisa, AKEDAŞ, BEDAŞ Bo-

ğaziçi, Çamlıbel, Çoruh, Toroslar, Dicle, Fırat, Gediz, İstanbul Anadolu Yakası, Kayseri ve civarı, MEDAŞ Meram, Osmangazi, Sakarya, Trakya, Uludağ, Vangölü A.Ş’ye gönderildi. Elektrik Piyasası Kanunu'na göre, dağıtım şirketlerinin, lisanslarında belirlenen bölgede sayaçların okunması, bakımı ve işletilmesi hizmetlerinin yerine getirilmesinden sorumlu olduğu anımsatılan yazıda, elektrik enerjisi ölçümlerine ilişkin tesis edilen sayaçların mülkiyetinin dağıtım şirketine ait olduğuna

işaret edildi. Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla mevcut kullanıcıların mülkiyetinde olan sayaçların, işletme ve bakım hizmetleri karşılığı kullanıcılardan iz bedelle devralınacağına değinilen yazıda, uygulamaya ilişkin usul ve esasların yönetmelikle düzenleneceği belirtildi. Yazıda ayrıca tüketicilerin sayaçlarının kurulumu, işletilmesi ve bakımı ile mevcut sayaçların bir program dahilinde mülkiyetinin devralınmasının dağıtım şirketi tarafından yapılacağı kay-

dedildi. Mevzuat çerçevesinde kurum tarafından uygulamaya ilişkin usul ve esas çalışmasının devam ettiği vurgulanan yazıda, bu çalışma sonuçlandırılana kadar tüketicilerin sayaçlarının zorunlu olmadıkça değiştirilmemesi, değiştirilmesi zorunlu olan sayaçlara ilişkin ise yeni sayacın mülkiyetinin şirkete ait olmak üzere temin edilmesi ve sayaç değişimiyle ilgili tüketiciden bedel alınmaması gerektiği belirtildi. Elektrik Mühendisleri Odası da sayaç bedeli konusundaki şikayetler nedeniyle bir süre önce EPDK'ya başvurmuştu. Bazı şirketlerin kanundaki açık hükme rağmen sayaç değişimine gidip bedelini tüketicilerden talep ettiğini belirten oda yönetimi, bakım, kalibrasyon ve sayaç değişiminde ücret alınmaması için gereken işlemlerin yapılmasını talep etmişti. Şimdi vatandaşlar sayaç değişim adı altında ödedikleri paraları geri istiyor. Bakalım Elektrik dağıtım şirketlerinin bundan sonra izleyecekleri yol ne olacak?

“Mahkeme 3 projeyi Daha İptal Etti”

Ordu Doğa ve Yaşam Alanlarını Koruma Platformu üyesi Coşkun Türkeli, kentte birçok hidroelektrik santrali (HES) projesi olduğunu, mahkemeye başvurarak 9 proje için yürüt-

meyi durdurma kararı aldıklarını, 6 proje için ise açtıkları davanın devam ettiğini söyledi. Ordu'ya kurulacak olan HES'lerin doğal yaşamı olumsuz etkileyeceğini ileri süren

Coşkun Türkeli, kentte ırmak ve derelere kurulması planlanan 80'e yakın HES projesi olduğunu, bunların bir kısmının durdurulması için Ordu İdare Mahkemesi'ne dava açtıklarını vurguladı. Türkeli, "HES'lerin durdurulması için açtığımız davalar var. İdare Mahkemesi, 9 projenin durdurulmasına karar verdi. İlgili HES şirketleri bunu temyize götürdü, davalar halen Danıştay'da sürüyor. 4 projeyle ilgili davayı HES şirketleri kazandı. Bu kararı Danıştay'a temyiz ettik, sonucunu bekliyoruz. İdare Mahkemesi'nin İkizce Başönü, Gölköy Alanyurt, Gölköy Alasaylar derelerine kurulacak HES projelerinin iptaline ilişkin kararını Danıştay onadı. Bizim çalışmalarımızla bu 3 projede iptal edildi" dedi. HES şirketlerinin çeşitli atıklarla dereleri kirlettiğini tespit ettiklerini yargıya taşıdıklarını

da belirten Coşkun Türkeli, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü ile ilgili birimlerinin kestiği çevre cezalarının da yetersiz olduğunu kaydetti. HES şirketlerinin çalışma bölgesindeki atıkların büyük bölümünü çimento atıklarıyla derelere akıttığını da iddia eden Türkeli, "Dereleri kirleten, video ve fotoğraf çekerek ispat ettiğimiz HES şirketlerini savcılığa veriyoruz. Ayrıca Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü de bu konuda çevre cezaları kesiyor. Çevre Müdürlüğü HES şirketlerine bu cezayı keserken proje keşif bedelleri üzerinden yüzde 3 oranında kesmesi gerekiyor. En son şikayet ettiğimiz bir firmaya çevre kirliliğinden dolayı 26 bin TL ceza kesildi. İlgili firmanın döktüğü hafriyat, verdiği zarar 26 bin TL'nin yüzlerce katı" diye konuştu.

İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü ile İl Halk Sağlık Müdürlüğü nün ortaklaşa yürüttüğü proje ile Ünye’de kantincilere hijyen eğitimi verildi. İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü ile İl Halk Sağlık Müdürlüğü nün ortaklaşa yürüttüğü ve Milli Eğitim Bakanlığı’nın ise eğitime katılacak olan konuşmacıları belirlediği konferansta okul kantini, kafeteryası ve çay ocağı gibi alanlarda gerekli olan sağlık ve hijyen konulu eğitim verildi. Ünye Ticaret Borsası Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen eğitime Ünye, İkizce, Akkuş ve Çaybaşı ilçelerinin kantin işletmecileri katıldı. Hijyen eğitiminde konuşma yapan İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü Gıda ve Yem Şube personeli Şaban Akpınar, okul kantin işletmeciliği özel hijyen kanunları gereğince hem okul kantinlerinde kafeterya çay ocakları gibi gıda işletmeciliklerinde çalışmaların, hem de Milli Eğitim Bakanlığı çalışanlarının bu eğitim kapsamında eğitim alması gerektiğini belirtti. Akpınar konuşmasında, “İşletmenizde satışa sunduğunuz her ürünün her gıda maddesinin mutlaka Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından izinli, kayıtlı işletmelerde üretilen ürünler olması gerekir. Sattığınız ürünlerin bozulmamış, son kullanma tarihinin geçmemiş, ambalajının zarar görmemiş ürünler olması gerekir. Yani başkası üretmiş ben satıyorum diyemezsiniz. Bu şartlara uymak durumun-

dasınız. Özellikle yönetmelikte belirtilen özel hijyen kurallarına uymak birinci dereceden göreviniz. Bozulan, kokuşan, ambalajı ürüne zarar verecek ve son tüketim tarihi geçmiş ürünler piyasada bulunamaz ve satışa sunulamaz. Ambalajlı ürün etiket bilgilerine bakılarak muhafaza edildiği sürece ve bu şekilde satıldığı sürece sorumluluk etiketin üzerinde yer alan üretici firmaya sahiptir. Ama ürün ambalajından çıkartıldıktan sonra tost gibi sizin hazırladığınız bir ürünse o zaman sorumluluk tamamen size aittir. Yaptığınız tosttan birisi zehirlenmişse, olumsuz bir durum olmuşsa burada işlev size tesis edilir. Ortam sıcaklığında güvenli bir şekilde muhafıza edilemeyen özellikle soğukta muhafaza edilmesi gereken ürünlerde soğuk zincirin korunması gerekir. Eğer dondurma satıyorsanız -18 derecede muhafaza etmeniz gerekiyorsa -18 derecede muhafaza etmeniz gerekir. Eğer bunu da tesis etmiyorsanız buradaki sorumluluk ve hükümlülük yine size aittir” dedi.


6 “Açıklanan Hiçbir Rakam Gerçeği Yansıtmamaktadır” Aziz Şehitlerimizi Ziyaret Ettik 16 MAYIS 2013 PERŞEMBE

Sayfa

çalışması yapılmasının sakıncalı olacağını ve asıl rekoltenin Haziran sonu Temmuz başı gibi yapılması gerektiğini belirttim. Onlar da sağ olsunlar kabul ettiler ve bu sene Tarım Bakanlığı karanfil döneminde bir rekolte çalışması yapmadı” dedi.

/ Mehmet S. UĞURBAŞ

2013 fındık sezonu için Ordu Ziraat Odası’nın açıkladığı tahmini 500 bin ton fındık rekoltesine bazı kesimler tepki göstermişti. Ordu Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Turan Karadeniz gazetemize yaptığı özel açıklamayla, son günlerde dillendirilen rekolte tahmini ile rekolte tahmini yapılırken nelere dikkat edilmesi gerektiğini anlattı. “Rekolte Tahmini İçin Erken” Karanfil döneminde yapılan rekolte tahminlerini sağlıklı olmadığını belirten Karadeniz, “Bu seneye kadar yılda iki kere rekolte çalışması yapılıyordu. Ama şubat ve mart aylarının başında karanfil dönemine göre yapılan rekolte tahminlerinin bugüne kadar geçen süreçte çok sağlıklı olmadığını gördük. Özellikle 2011 yılının

son aylarında İtalya’ya yaptığımız bir teknik çalışma ile ilgili oradaki fındık sektörü yöneticileriyle konuştuk ve ciddi anlamda onların da rahatsız olduğunu hissettik. Çünkü Türkiye’de karanfil döneminde belirlenen rakam ile asıl çotanak döneminde belirlenen rakam arasında 150-200 bin tonlara varan bir rekolte farkı olduğunu gördük. Bunu aslında biz zaten eleştiriyorduk. Her karanfil döneminin çok sağlıklı olmadığını, sadece bir fikir verebileceğini söylüyorduk” dedi. Tarım Bakanlığı’nın da artık karanfil döneminde rekolte çalışması yapmadığını vurgulayan Turan Karadeniz: “Ben bu sene Tarım Bakanlığı düzeyinde girişimlerde bulundum. Genel müdürlerle bu işi tartıştım. Bu şekilde sağlıklı olmadığını belirttim. Karanfil döneminde bir rekolte

“Gerçeği Yansıtmıyor” Meyve dökümünden önce yapılan tahminlerin gerçeği yansıtmadığının önemle altını çizen Karadeniz: “Sağlıklı rekolte dönemi, Haziran ayında meyve dökümü olarak ifade ettiğimiz; tozlanmasında, döllenmesinde problem olan ve beslenme hatalarından kaynaklanan fındıkların meyve dökümü gerçekleştikten sonraki dönemdir. Bu da 20 Haziran ile 5 Temmuz tarihleri arasında bir dönemi kapsar. Asıl gerçek rekolte daldaki sağlıklı kalan fındığı belirlemektir. Bu dönemden önce açıklanan hiçbir rakam sağlıklı değildir, gerçeği yansıtmamaktadır. “Düşük Rekolte Bekliyoruz” Bu sene normalin altında bir rekolte bekliyoruz. Ama ne kadar olacağını şimdiden söylemek doğru değildir. Çünkü ne kadar olacağını belirttiğim gibi şu an bilemeyiz. Şunu söyleyebilirim ki, bu yıl fındığın var olduğu yıl değil. Fındık düzenli meyve veren bir ürün gurubunda değil. Bir sene az, bir sene fazla, bir sene orta düzeyde olmak üzere düzensiz meyve veriyor. Yani fındık, istikrarlı meyve veren bir gurupta değil. Fındık bu sene yok yılını yaşıyor. Ve bu yok yılında ne kadar fındık olacağı ancak Haziran ayının son

Üç ayların başlangıcı olan Regaip Kandili'nin tüm hemşehrilerimiz için sevgi ve huzurun birlikteliğinde hayırlara vesile olmasını temenni ediyoruz.

haftası ile Temmuz ayının ilk haftası arasındaki dönemde yapılacak sağlıklı bir rekolte çalışmasıyla sonuçlanacaktır. Bununla ilgili şu an Ordu Ziraat Odası İl Koordinasyon Kurulu bir çalışma başlattı, bu sene rekolte tahmini yapacaklar. Muhtemelen bu rekolte çalışması içerisinde Ordu Ziraat Fakültesi olarak biz de yer alacağız. Onun için söylenen rakamların kabul görmesi bu anlamda yanlış olur” diye konuştu. “Ceviz Kârlı ama…” Son günlerde sıkça gündeme gelen ceviz yetiştiriciliği ile ilgili çiftçilere uyarı yapan Turan Karadeniz: “Ceviz fındığın yanında yetiştirilebilecek ek bir ürün. Çok da uzun yıllar yaşamasıyla beraber ekonomik getirisi yüksek olan bir ürün. Ceviz 600 yaşına kadar yaşayabilir. İlkbahar’ın hasar veremeyeceği, Nisan ayının son haftalarında hissedilen soğukların çok fazla görülmediği uygun yerlerde ceviz yetiştiriciliğini de tavsiye ediyoruz ve çok karlı diyoruz. Ama o iklime uygun fidanın bulunması çok çok önemli. Diğer meyve türleri gibi değil, çok hassas. Bir tepenin doğusu, batısı, güneyi, dere içi, rakımının üstü altı tamamen faklı iklimlere sahip olduğunu düşünürsek, buralarda bu derece farklı iklimlere adapte olabilecek çeşitlerin önerilmesi ile karlı bir yatırım yapılabilir. Yoksa telefonlarla, gazetelerdeki haberlerle ceviz yetiştiriciliğine adım atmak çok doğru değil. Zararla, hüsranla sezonun kapanmaması adına konunun uzmanlarından bilgi alınması ve iyi araştırılması gerekiyor” şeklinde bilgi verdi.

/ Hamdi BÜKLÜ

10-13 Mayıs 2013 tarihleri arasında Büyük Ata Ortaokulu ve TOKİ Ortaokulu öğrenci ve öğretmenlerin katılımıyla Bursa ve Çanakkale gezisi düzenledi. Geziyle ilgili yapılan açıklamada: “Ülkemizin tarihi ve kültürel güzellikleri ile özelliklerini daha yakından tanımalarına katkı sağlamak ve bu vesileyle yurt sevgisini pekiştirmek, vatandaşlık ve tarih bilincini güçlendirmek amacıyla bu geziyi düzenledik” denildi. Açıklama şöyle devam etti: “Geziye katılan tüm öğrenci ve öğretmenlerde derin izler bıraktı. Gezi kapsamında Bursa’da Orhan Gazi Türbesi, Ulu Camii, Emir Sultan –Yeşil Camii gezilmiş ve ardın da Çanakkale’ye geçilerek Profesyonel rehber eşliğinde ecdadımızın tüm imkânsızlıklara rağmen tarih yazdığı topraklar ziyaret Edilmiştir. Çanakkale Zaferi; dünya tarihinde bir dönüm noktasının yaşandığı, güç dengelerinin değiştiği, olayların akışı üzerinde Türk Ulusunun belirleyici bir rol

oynadığı, Kurtuluş Savaşımızın ilk meşalesinin tutuşturulduğu, yüce Türk ulusunun kahramanlık ve fedakarlığının doruk noktasına ulaştığı bir prestij ve azmin mücadelesi olmuştur. Çanakkale Zaferi vatanın bütünlüğü ve ulusun bağımsızlığı söz konusu olduğunda, Türk milletinin neleri başarabileceğinin en güzel kanıtıdır. Bu ziyaret de vatanınızın bağımsızlığı ve egemenliği için canlarını feda eden şehitlerimizi yerinde ziyaret etmenin onurunu yaşadık. Gezi esnasında rehberimizin duygulu anlatımı karşısında öğretmen ve öğrencilerimiz çok duygulu anlar yaşadılar.” Okul müdürleri Avni Yiğit ve Turgay Dilber gezinin çok verimli geçtiğini, öğrencilerinin tarihin yazıldığı yerde tarihi dinlediklerini ve aynı zamanda iki okulun ortaklaşa düzenlediği bir gezi olması dolayısıyla öğrencilerin yeni arkadaşlıklar edindiklerini dile getirerek ileriki zamanlarda bu tür sosyal aktivitelere devam edeceklerini söylediler.


16 MAYIS 2013 PERŞEMBE

Sayfa

7

“Bu Haksız Kazancın Hesabını Kim Verecek?” / Fatma CANLI

Enerji Piyasası Denetleme Kurulu (EPDK), elektrik dağıtım şirketlerine bir uyarı da bulunmuştu ve değiştirilen elektrik sayaçlarının bedelinin vatandaşlardan alınmaması gerektiğini söylemişti. Birçok abonenin sayacı değiştirildi ve ücretleri iki taksit halinde faturalarına yansıtıldı. Kendilerinden alınan sayaç ücretlerini haksız yere ödediğini ve iade edilmesini istediklerini belirten vatandaşlar şikayetlerini gazetemize anlattı. İşte vatandaşların elektrik dağıtım şirketlerinin aldığı sayaç ücretlerine tepkileri: Uğur Kum; “Bildiğim kadarıyla YEDAŞ tarafından bizlerden alınması gereken değişen sayaçların

ücreti vardı. Ama mühür ücreti diye bir ücret daha aldılar. Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu sayaçların değişme ücretinin alınmaması konusunda uyarı yapmış olsa da ben bu ücretlerin bize iade edileceğini sanmıyorum. En başından bize hiç sormadan değiştirmemeliydiler. Hiç sormadan yaptıkları için biraz zoraki değişmiş oldu. Ama ücretlerin iade edilmesini isteriz.” “Geri Ödemeliler…” İsmail Acevit; “Hiç kimseye sormadan hazır yeni saati söküp, yerine başka bir saati takıyorlar ve parasını da faturalara yansıtıyorlar. Bu yaptıkları zorbalıktır, yanlıştır. Dünyanın parasını aldılar. Bunu da sırf para kazanmak için yaptılar. Bizlerden o sayaçların ücreti haksız yere alındı. Geri ödemeliler.”

Yasin Yalman; “Vatandaşlardan sayaç ücreti alınması zaten çok yanlıştı. Hatta sayaç okuma ücreti olarak alınan ücreti de ben doğru bulmuyorum. Biz esnaf olduğumuz için diğer abonelere göre daha fazla elektrik ücreti ödüyoruz. En azından bizlere bu tür ekstra ücretleri yansıtmasınlar. Değişen sayaçların ücretinin bizden alınmaması gerekiyordu. Alınması YEDAŞ’ın ve devletin bir yanlışı diye düşünüyorum. Bu ücretleri geri iade etsinler. Hiç kimse sesini çıkarmayınca, herkes kaderine mahkûm oluyor.” “Tüketici Haklarına Gitmeliyiz” Vedat Güvenilir; “Biz abone olurken sayaç ücretimizi ödedik. Eğer bizim sayaçlarımızda arıza yoksa değiştirmenin de bir anlamı yoktu. Fakat kanunen bu

sayaçların değişmesi gerektiyse de, bana göre YEDAŞ kendi menfaatine olduğu için yapılmıştır. TEK özelleştirilmiş olsa da vatandaşların hakkının korunması lazım. Ama bizim haklarımız bu konuda korunmadı. Bu sayaç ücretlerinin vatandaşlara iade edilmesi gerekir. Onlar bizden bu ücretleri bir şekilde zaten alıyor. Aslında tüketici hakkı olarak o bedeller biran önce geri verilmeli. Nihayetinde bize kendi ürününü pazarlıyor.” Erkan Ergun; “Elektrik sayaçların değişmesi bence gereksizdi. Çünkü önceki kullanmış olduğumuz sayaçlar zaten iyiydi, bir sorun yoktu. Binamızda bulunan 10 dairenin sayacını değiştirmek zorunda kaldık ve değişen bu sayaçların ücretleri bizden haksız yere alındı. Gerekçe olarak

“Kesme Çiçekçilik Sürekli Gelir Sağlıyor”

/ Hamdi BÜKLÜ

Fatsa İlçe Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürü Süleyman Dursun, son günlerde üreticiler için büyük gelir kapısı olacağı söylenen kesme çiçekçilik ile ilgili gazetemize açıklama yaptı. Kesme çiçekçiliğin bölgemizde yaygın olarak henüz yapılmadığını söyleyen Dursun; “Kesme çiçekçilik, açık alanda yapıldığı gibi kapalı alanlarda da yapılabilmektedir. Daha çok yaygın olarak Akdeniz bölgesinde yapılmakta ve bölgemizde çok yaygın olarak yapılmamaktadır” dedi. Dursun: “İlçemizde 2 üreti-

ci kesme çiçekçilik yetiştirmeye yönelmiştir. Kesme çiçekçiliğin oldukça yüksek getirisi ve faaliyet alanına ve seraya göre değişmekle birlikte 500 metre kare seradan yıllık 15 bin ila 16 bin TL gibi bir gelir elde ediliyor. Kesme çiçekçilikte 3 ayda bir kesim yapılabilmekte ve sürekli iş olmamakla birlikte bir seradan iki ailenin geçiminin sağlanabilmesi mümkündür. Bir hobi faaliyeti olarak da tanımlayabiliriz. Bölgemizde çok bilinmemekle birlikte örnek seralarla bunlarla ilgili paneller, seminerler ve buna benzer çalışmalarla yaygınlaştırmaya çalışıyoruz. Amacımız, insanların görmesini, araştırmalar yaparak fındığın yanında herkesin ek gelir elde etmesini sağlamak. Herkesin evinin önünde 500 veya 600 metrekareye yakın bir arazi boş şekilde durmaktadır. Çiftçilerimizin mutlaka bu boş arazileri değerlendirmesini ve sadece fındığa bağlı tarım faaliyeti göstermemesini istiyoruz. Tabi ki fındık bölgemizin ana ürünü ve ekonominin nabzını tutan can damarımızı kesinlikle reddetme şansımız bulunmamaktadır. Ama tarımda süreklilik olması gereki-

yor ve eğer bu anlayışı yayabilirsek insanların gelirini her ay veya birkaç ayda bir paraya çevirebileceği bir ürün olmasını sağlamış oluruz. Ayrıca bu sayede ekonomik güce sahip olan üretici fındığın dışında farklı ürünlere yönelecektir” dedi. Dursun Fatsa’daki kesme çiçekçilik faaliyetlerini şöyle anlatı: “İlçe Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü olarak Kesme Çiçekçilik üzerine bir sera açmayı düşünen üreticilerimize başlangıç olarak ürün hakkında bilgi ve destek sağlıyoruz. Geçen yıl Fatsa ‘da 2 tane sera verdik ve bunların her biri 500 metre kare olarak konuşlandırdık. Bu yıl ise il müdürlüğü ve özel idare kaynaklığı 480 metre karelik 3 tane sera vereceğiz. Geçtiğimiz sene 500 metre karelik seraların biraz daha fonksiyonları itibariyle yaklaşık 23 bin lira iken geri ödemeleri yaklaşık 1700 gibi bir miktardı. Bu yıl dağıtacağımız seralar ise 17 bin 600 TL’lik ve 2 adet 240 metrekare olduğu gibi vatandaşın geri ödemesi gereken miktar ise 5 bin 280 TL civarında bir rakamı bulacaktır. Yani 17500 liralık serayı vatandaşa 5000 TL gibi düşük bir

maliyette verme fırsatımız vardır.

“Kesme Çiçekçilik İçin Borsa” Üreticimiz kesme çiçekçilik üzerine bir işletme kurmak istediği takdirde, sera kurulum öncesi ve sonrasında teknik desteğimiz kesmiyoruz. İlk olarak bu işletmeyi düşünen üreticimize eğitim verdiriyoruz. Eğitim sonucunda eğer üretici gerekli bilgi ve donanıma sahip olduğu takdirde başvurularını değerlendirerek gerekli teşvikleri sağlıyoruz. Vatandaş serayı kurduktan sonra soğansı bitkilerse, tohumla bitki yapması gerekiyorsa, fideye ihtiyacı varsa kesmek için tüm ihtiyaçlarını temin ederek mağdur olmalarını için elimizden geleni yapıyoruz. Üreticimizin yetiştirdiği ürünün satışını ise Fatsa ve Ordu’nun iç pazarında tüketme imkanı bulunmaktadır. Ayrıca iç bölge satışı mümkün olduğu gibi Samsun’da bulunan mezat pazarında satışını yapmak mümkündür. Yakın bir zaman içerisinde kesme çiçekçilik sektörü üzerine borsa kurulma durumu söz konusudur. Eğer böyle bir imkân oluşursa üreticilerin satış yapmak için bir yer aramalarına gerek kalmayacaktır.”

Düzgün Ailesine Veda Yemeği Son valiler kararnamesi ise Kayseri Valiliği’ne atanan Ordu Valisi Orhan Düzgün için veda yemeği düzenlendi. Ordu’da bir otelde düzenlenen veda yemeğine Ordu Valisi Orhan Düzgün, eşi Gül Düzgün, Giresun Valisi Dursun Ali Şahin, Giresun Bölge Komutanı Tuğgeneral Hacı Abdullah Doğan, Ordu Belediye Başkanı Seyit Torun, Azerbaycan Milletvekili Ganire Pasayeva, İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Sela-

mi Aydın, daire müdürleri, kurum amirleri, ilçe belediye başkanı, siyasi parti temsilcileri, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve çok sayıda davetli katıldı. Yemekte açılış konuşmasını yapan Ordu Vali Yardımcısı Ömer Adar, Ordu Valisi Orhan Düzgün ve eşi Gül Düzgün’den övgü dolu sözler ile bahsederken, Ordu’ya yaptıkları hizmetlerden dolayı teşekkür etti. Ordu Belediye Başkanı Seyit Torun ise, Vali Düzgün’ün Ordu’da

görev yaptığı süre içerisinde hep uyum içinde çalıştıklarını ifade ederken, Kazananın Kayseri ili olduğunu kaydetti. Başkan Torun, Vali Düzgün’e bir Ordu fotoğrafı hediye ederken, Vali Düzgün, bir veda konuşması yaptı. Düzgün, “Her görevin bir gün bitirecektir. Şimdi hepimiz bu yemek sonrasında oturduğumuz bu sandalyeden kalkıyorsak, herkes bulunduğu görevden bir gün ayrılacaktır. Ben yaklaşık 4yıla ya-

kın süreyle görev yaptığım Ordu Valiliği görevimden ayrılıyorum. Ordu’da güzel günler geçirdim. Ordu’nun sahilinden, ilçelerinde ki köylülerine varıncaya kadar, bütün vatandaşlarımız ile barışık olmaya gayret gösterdim. Gerçekten Can Yücel’in şiirinde bahsettiği gibi ‘Sevdiğin Kadar Sevilirsin’ ben onları sevdim onlarda bizi sevdi. Ama her sevenin sevindiğinden ayrıldığı gibi, bizimde Ordu’dan ayrılmamız için son valiler kararnamesi ile Kayseri iline atandım. Sizlerle beraber yürüttüğümüz hizmetleri orada yürütmeye gayret göstereceğim. Bugün sizlere veda ediyorum. Aslında bütün ilçelerimizi dolaşarak, her ilçeyle ayrı ayrı veda etmeyi arzu ediyordum. Ama artık programımızın suratından dolayı veda dileğimi ilçedeki vatandaşlarımıza iletmenizi rica ediyorum” dedi.

da sayaçların dağınık olmasını, memurların sayaçları okumakta zorlandığını gösterdiler. Ayrıca rahat okunması için de sayaçların yüksekliğinin 1.50 ye indirilmesini istediler. Haksız yere alınan bu ücretleri iade etsinler.” “Eski Saatler Nerede?” Murat Duman; “Elektrik sayaçlarının değiştirilmesi sadece birilerinin bu yolla para kazanmalarını sağlamaktır. Ben evime ilk abone olduğumda zaten akıllı saat sayacı taktırmıştım. Bu nedenle ben bu sorunu yaşamadım. Ama elektrik sayacı değiştirilen diğer bütün vatandaşlardan alınan ücretler haksız kazançtır. Eski saatlerin neyi vardı, arızalımıydı, çalışmıyor muydu? Hayır, çalışıyordu ve görevini tamamıyla yerine getiriyordu. Bu yüzden alınan tüm ücretlerin geri iade edil-

mesi gerekir. Bir ikincisi değişen eski saatler vatandaşların elinden alındı. Hurda diye aldıkları eski saatleri nereye götürdüler? Bu tamamen insanları sömürmektir. Emperyalist bir düşüncedir, tamamen kapitalizmdir, insanları boğmadır. Vatandaşlar da geçim sıkıntısından bu konularla ilgilenemiyor, hakkını arayamıyor. Birilerinin sıkıştırmasıyla o kuruma girmiş ve sanki çok fazla bilgisi varmış gibi gezen 2-3 kişi gidiyor köydeki Ahmet’e Mehmet’e; ‘Bu saati kullanmanız yasak, değiştireceksiniz’ diyor. Vatandaşlarda bir korku uyanıyor, konun içeriğini zaten bilmiyor ve boyun eğerek; ‘Hemen değiştirin’ cevabını veriyor. Onlarda hazır çalışan saati söküyor, yenisini takıyor ve eskisini de alıp gidiyor, ücretini zaten kesiyor. Alınmaması gereken bu ücretlerin hesabını kim verecek?”

Yeni Vali Kenan Çiftçi Ordu’ya Geliyor Vali Çiftçi Kütahya Basınıyla Vedalaştı

Kütahya Valisi iken Ordu Valiliği görevine atanan Kenan Çiftçi, Kütahya’dan ayrılıyor olmasından dolayı üzgün olduğunu belirterek, “Kütahya’da bulunmaktan ve Kütahya basını ile çalışmaktan keyif aldım” dedi. Valilik toplantı salonunda gazetecilerle vedalaşan Vali Kenan Çiftçi, Kütahya basınından övgü ile bahsetti. Kütahya’da yapılan güzel işlerin münasip lisanla kamuoyuna duyurulduğunu kaydeden Vali Çiftçi, “Kütahya basını şu ana kadar hiç yalan haber yapmadı. Bütün haberlerinizin doğruluk kaynağı var. Bunun için sizlerle çalışmaktan keyif aldım” dedi. Kütahya basınının birer tanıtım elçisi gibi çalıştığını, yaşanan olaylarda çözüm odaklı işler yaptığını anlatan Vali Kenan Çiftçi, “Biz bütün çalışmalarımızı basının huzurunda yapmaya çalıştık. Biz bu paylaşımları basın ile yaparken basının müthiş bir yardımını gördük. Kütahya’da yaşanan Simav depreminde gazeteciler de bir kamu görevlisi gibi çalışarak yaşanan sıkıntının nasıl çözülebileceği konusunda çalıştı. Diğer olaylarda da benzer çalışmalar yapıldı. Kütahya’nın olumlu yönlerinin tanıtımı konusunda da Kütahya basını müthiş derecede özverili çalışmakta. Bu sayede Kütahya’yı bilmeyen, duymayan, Kütahya çinisi bilmeyen kalmadı. Bu değerli katkılardan dolayı gazeteci kardeşlerime çok teşekkür ediyorum” diye konuştu.

Kütahya’dan ayrılıyor olmasından dolayı üzgün olduğunu da anlatan Vali Çiftçi, “Buradan bedenen ayrılıyorum, ama kalben buradayım. Beraber olmak için sadece bedenlerin yan yana gelmesi gerekmez. Kalbi birliktelikler de önemlidir. Ben buradan ayrılınca Kütahya’nın en çok insanını özleyeceğim. Buradan ayrılmak beni oldukça duygulandırıyor. Ben insanlara hizmet etmekle mutlu oluyorum. Kütahya’ya hizmet etmiş olmaktan dolayı da çok mutluyum. Bundan büyük keyif aldım” şeklinde konuştu. “Cennet Kütahya’nın ya altındadır, ya da üstünde” diyen Mevlana’nın oğlu Sultan Veled’in sözünü hatırlatan Vali Çiftçi, “Kütahya hakikaten güzel bir şehir. Sultan Veled kaç yüzyıl önce gelmiş ve bunun doğruluğunu tespit etmiş. Ben de Sultan Veled’in, “Cennet Kütahya’nın ya altındadır, ya da üstünde” sözüne imzamı atıyorum” ifadelerini kullandı. Vali Kenan Çiftçi bugün Kütahya’dan ayrılarak Ordu’daki görevine başlamak üzere yola çıkacak.


16 MAYIS 2013 PERŞEMBE

“Bu Meslek Ayaklı Gazete”

Sayfa

8

Erdal KARA erdalkara71@hotmail.com

İnsan ve Değer Bu eğitim öğretim yılında Ordu ve ilçelerindeki okullarda değerler eğitimi işlenmesine başlandı ve her ay bir değer işleniyor.İyi de oldu gerçi işlenen konuların panolarda sadece görsel bir öğe değil de hayatın her anında yaşatılabildiği ve içselleştirilebildiği müddetçe daha anlamlı olacağını düşünüyorum.. / Hamdi BÜKLÜ

Fatsa’nın dört bir yanına ulaşmamızı sağlayan dolmuşçular, sıkıntılarını ve yaşadıklarını gazetemize anlattı. İşte İlçemizde Sanayi ve Hastane hatlarında taşımacılık yapan dolmuş şoförlerinin anlattıkları: Oğuz Yazıcı, “Dolmuş şoförlüğü yapmaya 10 yıl önce başladım. Bu işe başlamadan öncesinde elektrik işleriyle uğraşıyordum. Vatan borcu bitti ve memlekete döner dönmez dolmuşçuluk mesleğine başladım. Aslında dışarıdan bakıldığında dolmuş şoförlüğü çok kolay görünse de çok zor bir meslektir. Bu işin zor kısmı insanlarla ve trafikle uğraşmaktır. En çok zorluk çektiğimiz konu ise Fatsa’da dolmuş kültürünün olmamasıdır. Vatandaş bindiği dolmuşun sadece onun için tahsis edildiğini zannediyor. Bu sebeple güzergâh dışına çıkmamızı istiyor. Yani bizim yapmış olduğumuz işin köy dolmuşlarıyla aynı kefeye koyulmasından şikâyetçiyiz. Bizlerin uyması gereken kurallardan biri-

si şehir içi güzergâh yolunu terk etmemektir. Dolayısıyla yolcunun istediği yere veya mevkiine gitmemiz halinde hem zaman kaybediyor, hem de trafik cezası alıyoruz. Bunun yanında yolcularımızı indirmek veya bindirmek için duraklarımız olmadığından birçok kez cezai işleme maruz kalıyoruz. Hani bu meslekte iyi bir anım olmadığı gibi her geçen gün kötü anılarım artıyor” dedi. Şükrü Çobaner, “ Emekli olduktan sonra yapacak bir işim olmadığı için dolmuş şoförlüğüne başladım. Bu işe başlamamın diğer bir sebebi sağlık problemlerin olmasıdır. Yaklaşık 8 yıldan beri bu mesleği yapıyorum. Bence dolmuşçuluk mesleği dünyanın en güzel mesleği olduğu kadar bir o kadar da zorluğu olmaktadır. Mesela, yolcusuyla, trafiğiyle ve arkadaşlar arasında oluşan problemlerden dolayı zorluklar yaşanıyor. Ama dolmuşçuluğun zevkli bir yani ise ayaklı gazete olmasıdır. Dünyada, ne olay olduysa öğrenebiliyorsunuz. Bazı yolcularımız arkadaşlarıyla

konuşamadıkları şeyleri bizlerle paylaşıyorlar. İnsanlara yardımcı olabiliyorsam o güzel bir anı oluyor. Ama en çok üzüldüğüm şey arkadaşlar arasındaki çekişmeler ve tartışmalar. Eğer dünyaya tekrar gelsem bu mesleği yaparım. Çünkü çok sosyal bir meslek. Biz dolmuşçuların en çok karşılaştığı şey ise, dolmuşa binen yolcu yanlış yere gidiyor ve bu hatayı bize kesiyor. Araca binmeden veya bindikten sonra, yolcu gitmek istediği yeri söylese yardımcı oluruz.” Kahraman Akbaş, “Güzel olduğu kadar sıkıcı bir meslektir. Dolmuş şoförü olarak trafik ve yolcu diyalogları bizleri aşırı derece bunaltıyor. Öyle durumlar oluyor ki, yolcu ile diyaloga girdiğimizde hiçbir çözüm yolu bulamıyoruz. Dolmuşçuluk aslında çok güzel ve sürekli yeni yüzler görme imkânına ve güncel hayattan ayrılmamanızı sağlıyor.” Ercan Özsoy, “Dolmuşçuluk mesleğine başlayalı tam olarak 15 yıl oldu. Bu işin veresiyesi yok, stresi ve mutluluğu da çok olu-

yor. Yaptığımız işin gereği insanları taşıdığımız için bazen ücret bazen de dua alıyoruz. Tabi ki ücret önemli ama dua’nın yeri bir başka oluyor. Yani yaşlı ve muhtaç bir kişinin “ Allah Razı Olsun” demesi gün boyunca ve hatta ay boyunca yaşadığım stresi alıyor. Şunu rahat bir şekilde söyleyebilirim ki dünya’da yapılması gereken bir meslek.” Erdem Kapısız, “Babamla birlikte işe çıkardık ve hep hayranlık duyardım. İçimden, direksiyona geçip dolmuşu kullanmayı hayal ederdim. Zaten bu hayallerimden dolayı okula devam etmedim. Toplu taşıma işi yaptığımız için sürekli bir hareketlilik ve sosyallik söz konusudur. Yani her mesleğin kendine ait sıkıntıları olduğu gibi bizlerinde sorunları ise yüksek kaldırımlar, yoğun trafik ve yolcuların bizlerle olan kırıcı diyaloglarıdır. Bu meslek gerçekten çok güzel olduğu sabır gerektiren bir iş oluyor. Şehir iç trafiğinde saniyelerle çalıştığımız için önümüzde duran her araç bizlere maddi zarar olarak dönüyor.”

“Bir Millet İki Devlet” Azerbaycan Milletvekili Ganire Paşayeva, ODÜ’de “Bir Millet İki Devlet” konulu konferans verdi.. Paşayeva, “Türkiye ne kadar güçlenirse, Azerbaycan da o kadar güçlü hale gelir, Azerbaycan ne kadar güçlenirse bu Türkiye’nin de gücü demektir” dedi. Azerbaycan Milletvekili Ganire Paşayeva’dan Anlamlı Konferans. Ordu Üniversitesi ve Ordu Valiliği işbirliği ile kardeş ülke Azerbaycan Milletvekili Ganire Paşayeva, konuşmacı olarak “Bir Millet İki Devlet” konulu konferans için Ordu’ya geldi. Türk Dünyası’nın gelecekteki misyonu ve iki kardeş ülke arasındaki ilişkileri pekiştirmenin önemine değinmek amacı ile gerçekleştirdiği pek çok konferansları ile Azerbaycan’ı Dünya’da ve Türkiye’de pek çok platformda başarı ile temsil eden Dr. Paşayeva, konferansta Ordulularla buluştu. Ordu Üniversitesi ev sahipli-

ğinde Tıp Fakültesi Morfoloji Binası çok amaçlı konferans salonunda gerçekleştirilen konferans yoğun ilgi gördü... Sözlerine kendisinin Ordu Üniversitesi öğrencileri ile buluşmasına vesile olan Ordu Valisi Orhan Düzgün’e ve Ordu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tarık Yarılgaç’a teşekkür ederek başlayan Milletvekili Dr. Paşayeva, Azerbaycan ve Türkiye arasında bir slogan haline gelen "bir millet iki devlet" sözüne vurgu yaptı. “Türkiye ne kadar güçlenirse, Azerbaycan da o kadar güçlü hale gelir, Azerbaycan ne kadar güçlenirse bu Türkiye’nin de gücü demektir. Çünkü Azerbaycan-Türkiye bu bölgenin gittikçe büyüyen güçleridir. Her konuda ilişkilerimizin öyle sıklaşması gerekir ki, birbirimize öyle bağlanmalıyız ki, kim gelse artık bizi koparamasın” sözleri ile iki Türk ülke arasındaki ilişkilerin güçlenmesi için iş birliği ve kuvvet birli-

ğine dikkat çekti. Dr. Paşayeva, Türkiye ile Azerbaycan ilişkilerinin Türk Cumhuriyetleri açısından önemli olduğuna değindi ve her iki ülkenin de aynı etnik kökenlere ve aynı dine bağlı olması, yeryüzü coğrafyasında pek çok diğer Türk ülkeleri gibi Türkçülük Kültürünü yaşatıyor olması ile de “Bir Millet İki Devlet” söyleminin açıkça pekiştirilmekte olduğuna dikkat çekti. Paşayeva konuşmasında, Ermenilerin asılsız bir şekilde Türklerin kendilerini katlettiğini iddia ettiklerini ve yaptıkları lobi çalışmalarıyla kendilerine güç sağladıklarını ifade ederek hiçbir yıpratma ve dayatma politikasının Türk Cumhuriyetlerini sarsamayacağına, Türk Cumhuriyetleri arasındaki birliği bozamayacağına ve geçmişte inanılmaz başarılara imzalar atan Türk ulusunun kararlılıkla sürdürdüğü misyonunu ve hedeflerini zedeleyemeyeceğine dikkat çekti.

Ordu Milli Eğitim Müdürü Nevzat Türkkan, Ordu’da okul inşaatları tamamlandığında normal eğitime geçilebileceğini söyleyerek şunları kaydetti. “Göreve geldiğim günden bu güne, Milletvekillerimiz, Valimiz, Kaymakamlarımız, İl Genel Meclis Başkanımız, İl Özel İdaresi Sekreterimiz ve Belediye Başkanlarımızla beraber 59 tane sıfır inşaat yapacağız. 713 derslik,

yapacağız. Adil Karlıbel’in bahçesine 10 derslikli bir bina yapılacak. Ticaret Lisesi'nin arkasına Sağlık Meslek Lisesi yapacağız. 32 derslik Endüstri Meslek Lisesi’nin projelerin de bazı eksikliklerimiz var. Bu eksiklikleri giderdiğimiz zaman da 32 derslik bir Endüstri Meslek Lisesi yapacağız. Bucak Mahallesi’nde bir yer kamulaştıracağız. Selimiye Mahallesi’nde bir yer var orayı kamulaştıracağız. Her yıl 1 tane kamulaştırma yapacağız. 3 yıl içerisinde Ordu, Fatsa, ve Ünye’ye 2 şer tane İlkokul yaptığım da Ordu’yu normal eğitime geçireceğim inşallah” dedi. Taşımalı sistemle okula giden öğretmenlerle ilgili Türkkan, yaptığı açıklamada şunları ifade etti. “Kanunen öğretmenler dilediği yerde oturabiliyor, onunla

İnsanlığın varoluşundan beri insanın tutkuyla sarıldığı bir tanımlama unutulmuş olmalı ; “Savaşan insan!!” Tarih kitaplarında savaşları anlatmaktan arta kalan sayfalarda medeniyet ve kültür anlatabildi yüzyıllardır. Amacım yazımı okuyanlara felsefe veya tarih dersi vermek değildir elbette....Sadece bu kadar sıkça yapılan etkinliğin (savaşın) neden insanlığı tanımlamadığı ! Gerçi kulakları çınlasın Thomes Hobbes “insan insanın kurdudur” diyerek benim bu soruma çoktan cevap vermiş bile.. Terence; “ Ben bir insanım,insanla ilgili olan hiçbir şey bana yabancı değildir” derken insanlığın sevinçleri,kederleri,hırsları,k ıskançlıkları,açlıkları,kötülükleri,umutları,hayallerinin ,bastırılmış veya bilinç düzeyinde her bireyde az veya çok olabileceğini söylemiş. Bireyin değersizlik fikri insanlaşmayı doğallığından uzaklaştırırken, değer görme, insanlık merdivenlerinde sürekli yükselen birer basamak olagelmiştir. Bireyin değersiz olduğu duygusu ve kendi gücüne güvenme yetisinden yoksun olduğu düşüncesi, Hitler’in ideolojisinin de ana teması olmuştur. Bir fıkra: Bir gün memur baba hafta boyunca yorulmuş ,hafta sonu yorgunluğunu çıkarmak için evinde ayaklarını uzatmış ,keyif çatayım derken bir ses aniden: “Baba beni sinemaya götür!” demiş. Baba ; “olmaz” ,çok yorgunum , bir sonraki hafta gidelim deyip anında reddetmiş. Çocuk: “Hayır olmaz ben bu filmi mutlaka izleyeceğim diye üstelemiş”. Baba ne kadar yok dese de bakmış ki olmayacak. Onu oyalayıp kandırmanın bir yolunu bulmuş ve önüne okuduğu gazetenin ortasındaki dünya haritasını onlarca parçaya ayırarak ;

İnançla ve azimle sürdürülen her başarının mutlaka hak ettiği değere ulaşacağına da değinen Paşayeva, başarmak için önemli olanın değerlerimizi, geleneklerimizi, geçmişimizi, şu anki mevcut çalışmalarımızı ve gelecekte nerede olmak istediğimizi millî duygularla benimsemek ve bu uğurda vicdanımızla iş birliğinde canla başla mücadele etmek olduğuna dikkat çekti. Konferansın ardından Rektör Prof. Dr. Tarık Yarılgaç, Milletvekili Ganire Paşayeva'ya Ordu Üniversitesi adına teşekkür plaketi ve çiçek takdim etti.

“Bu Memlekette Yapılmayacak Hiçbir Şey Yok” 1680 kapasiteli pansiyon, 180 kapasiteli 2 adet kapalı spor salonu yapmak için çalışıyoruz. Toplam da 59 tane inşaatımız yapılacak. Şu an 40 derslik Yaraşlı’dan aldığımız bina inşaatımız devam ediyor. Pansiyon inşaatımız başladı. Memur kentimizin 5. katı atılıyor, bunun gibi 59 inşaatlarımızın bir kısmı başladı. 2013 yılı içerisin de ise 29 tanesinin projeleri çiziliyor. Merkez'de 9 tane inşaatımız olacak. Şirinevler İlkokulu olacak, Eğitim Uygulama Okulu olacak, 40 derslik bir binamız olacak, 200 kişilik pansiyonumuz olacak. Kapalı spor salonumuz olacak, Vakıfbank İlkokulumuz olacak. Eğer orayı çözemezsek, Durugöl İlkokulu'nun yanında 3 bin 500 metrekareyi 4 bin 500 metrekareye takas ettiğimiz bir yer var oraya

İnsanlığın tarihsel gelişim-tanımlarına baktığımızda İnsan; Homofaber (alet yapan insan) ; Homo ludens (oynayan insan) ; Homo negans (Hayır diyebilen insan ) ; Homo esperan (umut eden insan) şeklinde anılmıştır...

ilgili çalışma yapamayız. Bizim asıl amacımız öğretmeni motive etmektir. Bir diğer çalışmamızda şu olmalı Ordu normal eğitime döndüğün de yani sabah 9 dan 12 ye kadar, saat 1,5 dan 3,5’a kadar normal eğitim dediğimiz bu sisteme döndüğümüzde, benim öğrencilerimin ve öğretmenlerimin ders alma ve anlatma kapasitesi artacaktır. Sabah 7,5 ders başı yapan öğrenci ve öğretmenin motivesi düşmektedir. Bir an önce 2’ li sistemden normal eğitime geçmemiz lazım. Başarı buna bağlıdır, birde şu var öğretmenlik mesleği vicdan mesleğidir. Benim öğretmenlerim eğer dünden, yarın ne yapacağını bir plan dâhilin de yaparsa, bu memlekette yapılmayacak hiçbir şey yoktur” diye konuştu.

“Al ! Bu parçalarla dünyayı oluşturmayı başarabilirsen söz seni istediğin sinemaya götüreceğim” der ve sırtını yastığa koyup ayaklarını da bir güzel uzatır ve içinden “Bul bul bilirsen diyerek muzipçe gözlerini kapatır” Henüz bir dakika bile geçmeden çocuğun sesiyle tekrar irkilir: “Baba!” “Buldum!” der. Bir bakar ki karalar ,denizler,okyanuslar,kıtalar ,ülkeler kusursuz yerli yerince ! Baba ağzı açık ,gördüğü manzara karşısında şaşırıp kalır. Artık baba teslim olur. “Aferin evlat” der şaşkın ve yenik bir şekilde. “Tamam sinamayı hak ettin ama şu haritayı bu kadar hızlı bir araya getirmeyi nasıl başardın,söyle bakalım” diye sorar. Çocuk ,söyleyeyim der ve başarının sırrını açıklar:”Haritanın arkasında kocaman bir insan vardı.İNSANI DÜZELTİNCE DÜNYA DÜZELDİ!” diye cevap verir.. Hitler ideolojisinin tam tersine güzel bir dünya ve yaşanası bir gelecek için bireyin ne kadar değerli olduğunu anlatıyor bu fıkra.. İnsanlık ve değere dair söylenecek fazlaca söz yok bence. Ya sizce?


16 MAYIS 2013 PERŞEMBE

SP R

Sayfa

9

4 maç oynadık. Galibi yet alamadık ve sadece 2 gol kaydedebildik. Elimden geleni yaptım ama olmadı. Geriye dönük bakacak olursak, 9 maçtır puan alamayan bir takım var”

Orduspor Galibiyetle Bitirmek İstiyor Orduspor Teknik Direktörü Cevat Güler, 4 haftada sadece 2 gol atabildiklerini belirterek, Akhisar Belediyespor karşısında puan almak istediklerini söyledi. Medical Park Antalyaspor karşısında iyi oynamalarına rağmen yapılanların galibiyete yetmediğini belirten Güler, “Antalyaspor karşısında istediğimiz sonucu alamadık. İyi oynamamıza rağmen galip gelemedik. Yılın sonu geldiğinde yorgunluklar çoğalır. Oyuncular ve kulüpler yeni sezonun planlarını yapmaya başlar. Böyle bir ortamda insan-

ları yeniden, gür bir şekilde belli bir amaç için bir araya toplamak zor. Türkiye’de maalesef böyle. Oyuncuları suçlamak için söylemiyorum ama eksiğimiz bu” dedi. 4 maçta galibiyet alamadıklarını ve sadece 2 gol atabildiklerine değinen tecrübeli çalıştırıcı şunları kaydetti; “4 maç oynadık. Galibiyet alamadık ve sadece 2 gol kaydedebildik. Elimden geleni yaptım ama olmadı. Geriye dönük bakacak olursak, 9 maçtır puan alamayan bir takım var. Biz ilk yarıyı 20 puanla tamamlarken,

Akhisar ise 15 puanla tamamlamış. Biz 9 puan almışız, onlar ise 24 puan almışlar. Onlar daha profesyonelce ve ligi bilerek oynamışlar. Biz bunları yapamadık. Bunun birçok sebebi var ve birçok sebep de bir araya gelince de ortaya başarısızlık çıkar. Puan yönünden başarısızlık var. 8. haftada 15 puanla 2. sırada bulunan Orduspor geriye doğru gitmiş. Belli ki bir şeyler eksik ve doğru gitmemiş. Ben geriye dönük 4 maç için yönetime bu bundandır, diye söylerim. Yeni sene de neler olması gerektiğini anlatırım, yö-

netim de bir sonucu varır.” Akhisar karşısında puan almak istediğini belirten Güler, “Akhisar, 1 puan aldığı zaman ligde kalacak ama bu bizi Orduspor olarak çok fazla ilgilendirmiyor. Biz puan almak istiyoruz. Biz 3 puan almak istiyoruz. Ligin son haftası da olsa, biz 3 puanla ay-

Futbolcular Neşelerinden Hiçbir Şey Kaybetmemiş Önümüzdeki sezon PTT 1.Lig’de mücadele edecek olan Orduspor, dün yaptığı antrenman ile Akhisar maçı hazırlıklarına başladı. Futbolcuların neşeli tavırları ise dikkat çekti. Teknik Direktör Cevat Güler gözetiminde gerçekleşen antrenman öncesi futbolcular ile 5 dakika toplantı yapıldı. Orduspor, antrenmana düz koşu ve ısınma hareketleri ile başladı. Ardından 5’e 2 top kapma çalışması yapan takım. Şut ve pas çalışması ile antrenmanı sonlandırdı. Medical Park Antalyaspor maçında ilk 11’de oynayan oyuncular ise

yenileme çalışması yaparak antrenmanı tamamladı. Kaleciler ise kaleci antrenörü eşliğinde idmanı sonlandırdı. Antrenmana sezonu kapatan Müslüm Yelken ve Saso Fornezzi katılmazken, hafif sakatlığı ve ağrıları bulunan Bogdan Stancu, Miguel Garcia ve Ferhat Öztorun takımdan ayrı düz koşu yaptı. Öte yandan, Milli Takım kampına giden Kaleci Cantuğ Temel’de antrenman da yer almadı. Futbolcular, sezon bitmiş havasında antrenmanı tamamlarken, oyuncuların bu durumda da gülebilmesi akıllarda soru işareti bıraktı.

Ünye Müftülüğü, Cumhuriyet Lisesi Yine Birinci Futbolda 2. Oldu

rılmak istiyoruz. Şartlar nasıl gelişir bakacağız. Umarım bu hafta gol yemeden iyi oynar ve galip geliriz” diye konuştu Gençler Orduspor’un geleceği diyen Güler, “Gençler konusunda cesaretliyim. Onların neler kazanacağını ve kazandıracağını biliyorum. Murat Torun ve Yasin

elinden geleni yaptı. Murat biraz heyecanlandı. Anıl, Roversio ve Ömer Alp de iyi oynadı. Çalışmayan oyuncu bende o formayı hiç göremez. Ama Orduspor’un geleceği onlar ve kendi geleceğini hazırlayıp Orduspor’a vermek onların elinde” ifadelerini kullandı.

Akhisar Maçının Hakemi Belli Oldu

Spor Toto Süper Lig'in 34. haftasında oynanacak Orduspor - Akhisar Belediyespor karşılaşmasının hakemi belli oldu. 18.05.2013 Pazar günü saat 19:00'da Ordu 19 Eylül stadyumunda oynanacak Orduspor - Akhisar Belediyespor karşılaşmasında FİFA Kokartlı hakemlerimizden Bülent Yıldı-

rım düdük çalacak. Bülent Yıldırım'ın bu maçta yardımcılıklarını Muhittin Gürses ve Asım Yusuf Öz yapacak. Mustafa Aydın'da karşılaşmanın dördüncü hakemi olacak. Hakem Yıldırım bu sezon Orduspor'un evinde oynadığı Elazığspor ve Gaziantespor maçlarında düdük çalarken, Morbeyazlı ekip sahadan 1 beraberlik, 1 mağlubiyet alarak ayrılmıştı. Öte yandan bu zamana kadar toplam 11 kez Orduspor maçlarında düdük çalarken, bu karşılaşmalardan sahadan 5 galibiyet, 3 beraberlik, 3 mağlubiyet alarak ayrılmıştır.

“Henüz Her Şey Bitmedi”

Ordu İl Müftülüğü tarafından Müftülükler arası düzenlenen futbol turnuvasında Ünye Müftülüğü ikinci oldu. Ordu’da İlçe Müftülükleri arası futbol turnuvası gerçekleştirildi. Korgan Spor Kulübü Başkanı Ahmet Şahin, Recep Kesen ve Turgut Öztürk‘ün hakemliğini yaptığı müftülükler arası futbol turnuvası birlik beraberlik içerisinde görevlilerin

kaynaşmasına vesile oldu. Turnuvaya katılan takımlardan Fatsa Müftülük Spor birinci, Ünye Müftülüğü’nü temsilen turnuvaya katılan Ünye Müftülük Spor takımı ikinci, Gürgentepe Müftülük Spor ise üçüncü olurken, Kumru Müftülük Spor centilmenlik kupası aldı. Korgan Kaymakamı Erkan Kaçmaz tarafından dereceye girenlere kupa verildi.

Cumhuriyet Lisesi Kız Hentbol Takımı, Gençlik Kupası Kızlar Hentbol final müsabakasında Kız Meslek Lisesi’ni 31-16 yenerek birinci oldu. Gençlik Haftası etkinlikleri kapsamında düzenlenen Gençlik Kupası kızlar Hentbol müsabakalarında Cumhuriyet

Lisesi birinci oldu. Vali Kemal Yazıcıoğlu Spor Salonu'nda saat 12:00’da başlayan müsabakada Cumhuriyet Lisesi ile Kız Meslek Lisesi takımları karşı karşıya geldi. Karşılaşmaya iyi başlayan Cumhuriyet Lisesi rakibini 31-16 skorla mağlup ederek birinci oldu.

Beta Umutspor maçına kilitlendiklerini belirten Tokat, kalan üç maçı kazanarak Ordu Sağra 1.Amatör Küme’ye yükseleceklerini dile getirdi. Kumruspor maçında atamayana atarlar lafı gerçek oldu diyen tecrübeli çalıştırıcı, “Kumruspor karşısında bazı sakat oyuncularımızı oynatamadık. Deyim yerindeyse atamayana atarlar lafı gerçekleşti. Kumruspor çok iyi oynadı. Onlar da çok iyi bir takım. Bence şampiyonluk için iddialı olabilirler. Beta ile oynayacakları maçı da kazanabilirler” dedi. Kalan üç maçı kazanmaktan başka çarelerinin kalmadı-

ğını söyleyen Tokat, “Sezonun tamamlanmasına üç maç kaldı. Bu üç maçı da kazanarak 1.Amatöre yükselmek istiyoruz. Bunu yapacak gücümüz var. Şu an sadece Beta Umutspor ile oynayacağımız müsabakaya adapte olduk. Şampiyon olacağımıza inancımız tam. Beta Umutspor’u yenmek zorundayız. Eğer yenemezsek, yolumuza Play-Off’ta devam etmek zorunda kalacağız. Sonuna kadar mücadeleyi bırakmayacağız” diye konuştu. Tokat son olarak, bu haftayı bay geçeceklerini belirterek, hazırlıkların tüm hızıyla sürdüğünü ifade etti.


Tüm hemşerilerimin Regaip Kandilini tebrik eder, bu hayırlı gecenin ilçemiz, ülkemiz ve bütün islam alemi ile insanlık aleminde müspet gelişmelere vesile olmasını niyaz eder, saygılar sunarım. Ünye Belediyesi Tüzel Kişiliği Adına

Ahmet ARPACIOĞLU Belediye Başkanı


KUTLAMA

Yardımlaşma, dayanışma hislerinin hayır ve iyiliklerin artarak yoğunlaştığı bu güzel günlerde başta şehrimiz ve ülkemiz olmak üzere tüm dünyada kardeşlik ve huzurun hakim olmasını temenni ediyoruz. Huzur ve maneviyat mevsimi olan mübarek üç ayların müjdecisi

REGAİP KANDİLİNİZ MÜBAREK OLSUN

Fatsa Ziraat Odası Yönetim Kurulu Adına Başkan Mehmet ÖZGEN


Regaip Kandili, faziletli ve bereketli bir zaman diliminin ilk müjdecisidir. Milletimizin dirliğine, mazlumların kurtuluşuna ve insanlığın huzur, barış ve hidayetine vesile olması dileklerimizle tüm hemşehrilerimizin

REGAİP KANDİLİNİ TEBRİK EDİYORUZ

ÖZDENBAŞI NAKLİYAT Kapalı Kasa Araçları ve İşinde Uzman Ekibimizle Evden Eve Şehiriçi Ve Şehirlerarası Nakliyat İçin Göreve Hazırız.

Dualarınız kabul , Ameliniz makbul hizmetiniz daim olsun. REGAİP KANDİLİNİZ MÜBAREK OLSUN. ADRES: Dumlupınar mah.sahil cad. no: 244 /B FATSA/ ORDU TEL : 0 452 423 34 71 GSM: 0 532 343 08 92- 0 538 894 51 10 www.ozdenbasinakliyat.com


SÜZEN İNŞAAT

YAPRAK MUTFAK

Recep ayının ilk Cuma gecesi olan

Mübarek aylara selam olsun

YAPI MALZEMELERİ

REGAİP KANDİLİNİZ MÜBAREK OLSUN Erol SÜZEN

TEL: 0 452 423 12 99 ADRES:M.K. PAŞA MAH.ATA CAD. NO: 16/A FATSA/ORDU

REGAİP KANDİLİNİZ MÜBAREK OLSUN

Ramadan AYDIK

A. Kadir SOR

M.K.P. Mah Ata Cad. No:28 Fatsa İmalat: San. Sit. 9. Blok No:3 Fatsa Tel: 0452 423 23 09

KILIÇ ELEKTRİK Regaip kelimesi Bolluk , Bereket, Fazilet anlamına gelir. Bu gece Allah’ın Lütuflarının bol bol verildiği bir gecedir ve üç ayların ilk kandil gecesidir.

REGAİP KANDİLİNİZ MÜBAREK OLSUN. KILIÇ ELEKTRİK-SU

Ekrem KILIÇ

ADRES: Evkaf mah.Aslan Aydınlık cad. No :25 (Askeriye karşısı ) Ftasa/ ORDU TEL: 0 452 423 18 09 - GSM: 0 539 330 89 02


EFE ALÜMİNYUM EUROPEN

Güven ve Estetiğin Buluştuğu Adres !

Bu gece bir ömürden daha hayırlıdır.Allah tüm inananları iman yolundan ayırmasın.

REGAİP KANDİLİNİZ MÜBAREK OLSUN Murat YAZICI

GSM: 0 542 772 14 42 - 0 538 640 78 78 MERKEZ TEL: 0 362 876 52 53 Sanayi sitesi karşısı Terme/SAMSUN ŞUBE TEL: 0 452 424 28 28 Dumlupınar mh. Sevgi cad. No: 50/A Fatsa/ ORDU

TEŞEKKÜR

KUTLAMA

PKK terör örgütü ile girdiğimiz silahlı çatışmada yaralandım. Güneydoğu Gazisiyim. İş hakkımı Fatsa İlçe Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürlüğü’nde çalışmak için kullandım. Atamam yapıldı, ailemle beraberim. İlgilenen herkese teşekkür ediyorum.

Tüm Fatsalı hemşerilerimizin ve değerli okurlarımızın mübarek Regaip Kandili’ni kutlar, hayırlara vesile olmasını temenni ederiz.

* Ordu Milletvekilimiz Sayın İhsan Şener bey’e * Ordu Milletvekilimiz (İçişleri eski bakanımız) Sayın İdris Naim Şahin bey’e * Ordu Valimiz Sayın Orhan Düzgün bey’e * İl Müdürümüz Sayın Musa Sağlam bey’e * İl Jandarma Komutanımız Sayın Şeref Çakmak bey’e * İlçe Kaymakamımız Sayın Bekir Atmaca bey’e * İlçe Garnizon Komutanımız Sayın Salih Gödek bey’e * İlçe Müdürümüz Sayın Süleyman Dursun bey’e * Ordu Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Sayın Aydın Bostancıoğlu’na * Sevgili Dayım Cemal Taş’a ve arayıp soran tüm gazilere, akraba ve dostlarıma sonsuz teşekkür ederim. Saygılarımla

Mustafa ABAZ (Güneydoğu Gazisi)


KUTLAMA

Kandiller insanların kalplerini birbirlerine yakınlaştıran; hoşgörünün, kardeşliğin, paylaşmanın, dayanışmanın, duygu birliğinin üst seviyeye ulaştığı ve huzur bulduğumuz müstesna gecelerdir. Bu vesile ile Fatsalı hemşerilerimin ve bütün İslâm âleminin mübarek üç aylarını ve Regaip Kandili’ni tebrik ediyor, hayırlara vesile olmasını diliyorum.

Hüseyin ANLAYAN Fatsa Belediye Başkanı



Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.