“Fatsa Çevre Yolu,
Yeri ve Zamanı Geldiğinde Yapılacak”
Zannediyorum ki, İhsan beyin de geçtiğimiz günlerde bununla ilgili bir açıklaması oldu. Çevre yolu projelerinin tamamı devam ediyor anca sırasıyla devam ediyor.” Sayfa 3’te
İllerde Valiler By-Pass Oluyor”
Korku Varsa, Özgürlük Yoktur”
Demokrat Parti Fatsa İlçe Başkanı Burak Eroğlu, “Türkiye’nin istenilen seviyeye gelmesi en büyük arzumuzdur. Ancak, istenen seviyede hak vardır, özgürlükler vardır. Eğer ülkede kor-
ku varsa, özgürlük yoktur. Bizim ülkemizde şuan korku var. En basitinden, muhalif bir söz söylediğinizde veya muhalif bir görüşünüz olduğunda başıma ne gelir korkusu var.” Sayfa 3’te
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Ordu İl Genel Meclisi Üyesi Murat Can, Ordu’nun Büyükşehir olmasıyla il genel meclisi ve özel idarenin kalkmasının vatandaşlara bugün-
www.gazetekuzey.com
AK Parti Ordu Milletvekili Mustafa Hamarat, Fatsa çevre yolunun zamanı geldiğinde yapılacağını söyledi. Hamarat: “Bizim rafa kaldırılan herhangi bir projemiz yok.
“İlçelerde Kaymakamlar,
“Eğer Ülkede
FATSA’DAN KARADENİZ’E 27 MAYIS 2013 PAZARTESİ
GÜNLÜK TARAFSIZ SİYASİ GAZETE
“İktidar Partisi İlçe Binasına Bayrak Asmıyor” “Protokolün İlk Dört Sırası Törene Katılmıyor” “Değerlerimiz Yok Edilmeye Çalışılıyor”
YIL: 2
SAYI:398
FİYAT: 50 Krş.
kü sistemi aratacağını söyledi. Yakın vadede büyükşehrin bir avantajının görülemeyeceğini söyleyen Murat Can: “Uzun vadede düşünürsek büyükşehrin avantajları olabilir.” Sayfa 4’te
“Biz kimi muhatap alacağımızı iyi biliriz”
“Bu Son Uyarımdır!” Sayfa 5’te
“Ne Yapmak istiyorlar?” Cumhuriyet Halk Partisi Fatsa İlçe Başkanı Doğan Çelebi, geçtiğimiz hafta kutlanan 19 Mayıs Atatürk’ ü Anma ve Gençlik Bayramı etkinliklerine mülki amirlerin, yerel yönetim temsilcilerinin ve iktidar partisi yöneticilerinin katılmamasını sert bir dille eleştirdi. Çelebi, “19 Mayıs’ın anlamı ve önemi yok edilmeye çalışılıyor. Bu anlamlı ve hayati önemi olan bir günde ne yazık ki tören alanı son derece sönük, devlet yetkililerinden protokolün ilk dört sırasını belirleyen, aynı zamanda törene davet yazısına imza atanlar yoktu” dedi.
Ordu Ticaret Borsası’nın Yeni Başkanı Ziver Kahraman Oldu
“Kimin Ne Hesabı Olabilir ki?” Doğan Çelebi, “Kimin ne hesabı olabilir ki, bugün Cumhuriyetin nimetlerinden en geniş bir şekilde yararlanarak iktidar olanlar 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı törenlerine katılmamakla neyi ifade etmeye çalışıyorlar, bunun Fatsa halkına açıklanmasını bekliyorum. İktidar Partisi ilçe binasına törenlerde bile ülkemizin simgesi olan ve rengini şehit kanlarından almış olan bayrağımızı asma tenezzülünde bile bulunmayanlar ne yapmaya çalıştıklarını anlayamıyorum” dedi. Sayfa 5’te
“27 Mayıs Darbesinin Acılarını Partimizde ve Ailemizde Yaşadık”
Ordu Ticaret Borsası’nın yeni Başkanı Ziver Kahraman oldu. Bugün Ordu Ticaret Odası’nda yapılan ve Ali Çebi ile Ziver Kahraman’ın yarıştığı borsa başkanlığı seçimlerini 27 oy farkla Ziver Kahraman aldı. Sayfa 5’te
“Ordu İnsanı Bana ve Düğünlük Köyü Aileme Yabancı Değil” İçme Suyuna Kavuşuyor Ordu’nun, denizin kenarında uzun bir sahili olan, denizle yeşilin buluştuğu, Karadeniz’in incisi, oksijenin en bol olduğu yerlerden bir tanesi olduğunu vurgulayan yeni Ordu Valisi Çiftçi, ”Ordu’nun insanı da şahsıma ve aileme yabancı değil. Dede tarafım Bulgar göçmenidir. Ama Babaannemin tarafı uzun yıllar önce Ordu tarafından gelmiş. Eşim de Trabzon Sürmeneli. Karadeniz Bölgesine böyle bir yakınlığımız var” dedi. Sayfa 3’te
PUSULA
Demokrat Parti Merkez Karar Kurulu Üyesi Süha Topaloğlu 27 Mayıs 1960 darbesinin yıldönümünde gazetemize yaptığı açıklamada darbeyi ailece yaşadıklarını söyledi. Topaloğlu: “27 Mayıs 1960 darbesi Türkiye’nin yaşadığı büyük acılardan biridir. Biz bu acıyı ailecek de yaşadık. O darbede dönemin Milletvekillerinden amcan Atıf Topaloğlu da Yassıada’da idam edilen dönemin Başbakanı Adnan Menderes, Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanı Hasan Polatkan ile birlikte 3 buçuk yıl hapis yatmıştı. Sayfa 7’de
Feshane Ordu Günleri, Ziyaretçi Akınına Uğradı
İl Özel İdaresi Su ve Kanal hizmetleri Müdürlüğü tarafından ihalesi yapılan, Fatsa İlçesi Düğünlük köyünün içme suyuna kavuşması için inşaat çalışmalarına başlandı. Sayfa 5’te
Üçüncüsü düzenlenen Feshane Ordu Günleri, ziyaretçi akınına uğradı. Perşembe günü başlayan etkinlik hafta sonu diğer günlere nazaran daha fazla ilgi gördü. Birçok siyasinin de halkla buluştuğu Ordu Günleri, dün akşam düzenlenen kapanış töreninin ardından sona erdi. Sayfa 6’da
Mustafa Kemal KAYMAK
“- Hakkınızı Helal Ediyor musunuz? - Gömün Gitsin!” 03
“Deniz Bisikletleriyle Pedal Çevireceğimize, Sandallarla Kürek Çekelim”
Almanlar Halk Konseri Zannettiler, Öyle Sorular Düğün Çıktı Sordular ki… Sayfa 6’da
Sayfa 8’de
Havaların ısınmasıyla birlikte Fatsalılar kendilerini sokağa attı. Vatandaşlar, bu yazın sandal sefasını sürmeye başladılar. Elekçi’nin misafirleri ırmakta pedal çevirmeye başlarken, vatandaşlar bazı talepleri olduğunu Sayfa 7’de söylediler.
27 MAYIS 2013 PAZARTESİ
Sayfa
2
Özel Akdora Koleji Yılsonu Etkinliğine Büyük İlgi
Sağlık “Alerji Genetik Bir Hastalık” Yaz aylarının gelmesiyle beraber alerjik hastalıklar çoğaldı. Uz. Dr. Doğan Birgül, alerjik hastalıklardan korunmanın yolunun doğal beslenmeden geçtiğini belirterek, uyarılarda bulundu. Yaz aylarının gelmesiyle birlikte alerjik hastalıklardan artış görülmekte. Uzmanlar bunun, mevsimsel olarak yaşanan artışın yanı sıra tükettiğimiz gıdalardan da kaynaklandığını söyledi. Genetik şifresiyle oynanmış gıdaların alerjik hastalıkları tetiklediğini belirten uzmanlar alerjinin artık çağımızın hastalığı haline geldiğini belirtti. Doğan Hastanesi Yönetim Kurulu Başkanı Uz. Dr. Doğan Birgül, alerjinin son yıllarda artış göstermesinin en büyük nedeninin GDO’lu gıdalar olduğunu belirterek, “Bulunduğumuz mevsim itibariyle alerjik hastalıklar çok fazla miktarda görünmekte ve çağın hastalığı haline geldi. Alerji vücudun kendini koruma mekanizması. Alerji bazen ciltte bazen burunda bazen gözde bazen de tüm vücutta görülebilir. Alerji yeni mi çıktı hayır eskiden buyana vardı. Alerjinin artmasının nedeni mevsimsel olduğu kadar son yıllarda olan genetik şifresiyle oynanmış gıdaların tüketilmesiyle alerjide büyük artış oldu. Bu GDO’lu gıdalar alındığı vakit vücut bu maddeleri tanımadığı için bunlara karşı bir reaksiyon gösteriyor. Bunun için genç nesil’in alerji bakımından çok sıkıntılı dönemler başlıyor. Alerjik hastalıklar vücudun aynı zamanda bağışıklık sistemiyle ilgilidir. Bağışıklık sistemi tüm vücudu enfeksiyon hastalıklarından koruyor” diye konuştu. Alerjik hastalıklardan korunma yolunun doğal beslenmeden geçtiğini anlatan Birgül, “Alerjik hastalıklardan korunmak için yapılması gerekenler başında doğal beslenmek geliyor her gıdanın mevsiminde alınması lazım turfanda meyve sebzelerden uzak durulması lazım. Neredeyse tüm gıdaların GDO’su ile oynanıyor ve bunlar fiziki olarak daha düzgün olsun diye haşerelerden korunmak için tarım ilaçları kullanılıyor. Tarım ilaçları da vücut için alerjiktir. GDO ile oynamakta bir alerjiyi uyandırır” dedi. Alerjinin her mevsimde görülebileceğini ancak bahar ve yaz aylarında bu sayının artış gösterdiğini dile getiren Uz. Dr. Doğan Birgül, “Alerjinin en sık olduğu dönemlerin başında ilkbahar ayları geliyor. Çünkü çiçekler yeni açıyor polenler oluyor bunlar da hem burundan hem gözden giriyor dolayısıyla mümkün olduğu kadar bu dönemlerde alerjik olanların sokağa bile çıkması lazım.en fazla polen kavak ağaçlarından kaynaklanmaktadır. Bunun için belediyelerden kavak ağacı ekilmesinin önlenmesi ekilmiş olanların ise belli bir zaman içerisinde sık budanarak polen yaymasının önlenmesini öneriyoruz” dedi. Sürekli tüketilen gıdaların alerjiye neden olduğunu söyleyen Birgül, Türk insanın en çok alerji gösterdiği gıdaların başında ekmeğin geldiğini söyleyerek, “Yediğimiz gıdalar içerisinde de alerjiye neden olan gıdalar var bunları sayacak olursak özellikle çocukların yememesi gereken gıdalar yumurta, çikolata, çilek, kuruyemiş, acılı baharatlı gıdalar portakal mandalina ve domates bunlar en çok alerjiye neden olan gıdalardır. Türkiye de en çok alerji en çok ekmeğedir. Çünkü Türk insanı ekmeği çok tükettiği için buna karşı alerji ortaya çıkıyor.çünkü bir gıdayı ne kadar çok tüketirseniz zaman içerisinde alerji yapma özelliği vardır” diye konuştu. Uz. Dr. Doğan Birgül, hemen her insanda görülebilen alerjik hastalıkların aynı zamanda genetik bir hastalık da olduğuna dikkat çekerek, “Alerji aynı zamanda genetik bir hastalıktır. Bazı ailelerde alerjiye bir yatkınlık bulunmakta. Bu tip bir ailenin çocuğunun daha küçük yaştan itibaren alerjen maddelerden uzak durması lazım. Eğer alerji olursak bunun tedavisinde nasıl bir yol izleneceğine gelirsek ilk olarak alerjen maddelerden uzak durulacak ve bunun yanı sıra ilaç tedavide uygulanabilmekte. İlaç tedavisinde ise en dikkat edilmesi gereken ise ilaçlara olan alerjidir örneğin penisilin alerjisi öldürücü bir alerjidir. Kişinin herhangi bir ilaca karşı alerjisi varsa onun kimliğine işlenmeli ve bir doktora gidip ameliyat olacağı zaman ilaca karşı alerjik olduğunu söylemesi lazım. Söylenmediği taktirde tamiri mümkün olmayan ölümle sonuçlanabilen olaylara neden olabilir” dedi.
www.gazetekuzey.com
Mir Mehmetoğlu Gıda Mad. San. ve Tic. Ltd. Şti. Adına Tüzel Kişi Temsilcisi
Niyazi YEŞİLLER
Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Nusret Yeşiller
Genel Yayın Yönetmeni Betül Yeşiller
İnternet Editörü Çiğdem Akyol
Haber Müdürü Mehmet Sabri Uğurbaş Haber Merkezi Engin Yaran Resul Koşar Taner Şen Beytullah Şeker Oğuzhan Yılmaz Ahmet Alkan Fatma Canlı Hamdi Büklü
Sayfa Editörü Emrah Çoşkun
Reklam Erkan Kaş
Hukuk Danışmanı Av. Doğan Pehlivan
Grafiker İlkay Yeşiller
Dizgi-Grafik Yeşiller Grafik Tasarım www.yesillermatbaa.com
Dağıtım Şah Medya Ajans
Yayın Türü Yerel Süreli Gazetemiz basın ahlak kurallarına uymayı taahhüt eder. Köşe yazıları ile ilgili hukuki sorumluluk yazarlara aittir. Gazetemiz İHA Abonesidir. Adres Baskı Tesisi MKP. Mah. Şehit Polis Erkan Alışır Cad. No:29 Fatsa/ORDU Mir Mehmetoğlu Gıda Mad. San. ve Tic. Ltd. Şti. Tel : 0452 407 10 11 Faks : 0452 407 10 12 Yeşiller Grafik Tasarım Reklam ve Matbaa E-Posta : gazetekuzey@gmail.com
/ Fatma CANLI
Özel Akdora Koleji’nin düzenlediği yılsonu etkinliği Fatsa Belediyesi Kültür Sarayı’nda gerçekleşti. Öğrencilerin sunduğu şiir dinletileriyle başlayan program, playback, halk oyunları ve dans gösterileri gibi çeşitli etkinliklerle devam etti. Özelikle anasınıfı öğrencilerinin sunduğu gösteriler izleyiciler tarafından büyük ilgi ile
karşılandı. Okul Müdürü Adil Güven günün anlam ve önemini belirten bir konuşma yaptı. Adil Güven; “Özel Akdora Koleji olarak, öğrencilerimizin 20122013 eğitim öğretim yılı içerisinde ders haricinde sosyal etkinlikleri de olması adına bir yılsonu etkinliği düzenledik” dedi. Güven; “Başta velilerimiz olmak üzere, programımıza katılan
misafirlerimiz öğrencilerimizin hazırlamış olduğu gösterilere büyük ilgi gösterdiler. Bu programda anasınıfından liseye kadar tüm öğrencilerimizin hazırlamış olduğu gösteriler sunulmakta. Eğitim sadece ders çalışmak değil, sosyal açıdan faaliyet gösterebilmektir aynı zamanda. Bu tür çalışmalar, her zaman çocuklarımızın toplum karşısındaki hal ve hareketlerini, diyaloglarını olumlu yönde etkileyecektir. Ve kendi-
lerine özgüven kazandıracaktır. Bu tür çalışmalar; çocuklarımızın hazırlıklarıyla ve becerileriyle sergilendiği için, çocuklar kendi başarılarını büyük bir istekle ailelerine ispatlama şansı buluyorlar aynı zamanda. Ben sizler aracılığıyla, programda emeği geçen tüm öğretmen ve öğrencilerimize, velilerimize, davetimizi geri çevirmeyip teşrif eden tüm misafirlerimize teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu.
Uluslararası Çocuk ve Gençlik Tiyatroları Festivali
Ordu'da bu yıl 9'uncusu düzenlenen 'Uluslararası Çocuk ve Gençlik Tiyatroları Festivali'ne, 10'u yabancı 10'u yerli 20 tiyatro grubunun katılacağı ve bir hafta boyunca kentte çeşitli gösteriler yapılacağı bildirildi. Ordu Belediye Başkanı CHP'li Seyit Torun, Gelenekselleşen Uluslararası Çocuk ve Gençlik
Tiyatroları Festivali'ni bu yıl yine TOBAV işbirliği ile yaptıklarını söyledi. Başkan Torun, bugün başlayan festivalin Atatürk Kültür Merkezi, Ordu Kültür Merkezi, ordu Belediyesi Karadeniz Tiyatrosu sahnesinin yanı sıra, sokak ve parklardaki gösterilerle kenti renklendireceğini dile getirdi. Seyit Torun şöyle dedi:
"Kentimizde bu zamana kadar yaptığımız festivale 59 yabancı, 58 yerli grup katılarak toplam 212 gösteri sergiledi. Festivalimizin bu yıl daha da renkli geçmesini bekliyoruz. Bir kentin kalkınmasında kültürel etkinliklerin ve sanatın çok önemli bir işlevi olduğuna her zaman inandık. Şehrimizin tanıtımı için çeşitli etkinlik, festivaller düzenliyoruz. Katılımcılar hem etkinliğimize renk katıyor, hem de kent tanıtımına katkı sağlıyor." Festivale ABD, Bulgaristan, Fransa, Polonya, Mısır, İtalya, Venezuella, İspanya, Şili ve Hollanda'dan tiyatro ekiplerinin katılacağı belirtilirken, yurt içinde de Ankara Devlet Opera ve Balesi Modern Dans Topluluğu, Adana Devlet Tiyatrosu, Anatole Sahne Sanatları, Erzurum Devlet Tiyatrosu, İstanbul Büyükşehir
Belediye Tiyatrosu, İzmir TOBAV Gençlik Tiyatrosu, Mask-Kara Tiyatrosu, Pikonun Evi Gezici Kukla Tiyatrosu, Terakki Oyuncuları, Tiyatro hal, Karagözcü oyunlarını sahneleye koyacak. Bugün başlayan festival 2 Haziran'da sona erecek.
Mayıs 7’sini Geç de Olsa Şenlikle Kutladılar
Samsun'da Ordu Sevgi Derneği tarafından 'Mayıs 7’si Şenliği' düzenlendi. Samsun'da bulunan Ordu Sevgi Derneği tarafından Atakum ilçesindeki Deniz Kafe'de 'Mayıs 7’si Şenliği' düzenlendi. Şenliğe, Ordu İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Selami Aydın, Samsun İl Özel
İdaresi Genel Sekreteri Adem Arslan, Atakum Belediye Başkanı Metin Burma ve Samsun'daki Ordulular katıldı. Şenlikte konuşan Ordu Sevgi Derneği Başkanı Hasan Varol, bu yıl ilkini gerçekleştirdikleri şenliği geleneksel hale getireceklerini söyledi. Başkan Varol, "Biz henüz 5 yıllık bir derneğiz. Her geçen gün büyümeye devam ediyoruz. Bu 'Mayıs 7’si Şenliği', kırsal kesimdeki halkın denize veya en yakın akarsuyun yanına inerek, önce kendini sonra ahırında beslediği hayvanını yıkaması ile başlar. Bu yaylaya hazırlıktır. Bu genelde köylerde yaşayan insanların yaptığı bir
şey olduğu halde biz şehirde yaşayan insanlarda bunun tadını çıkarsınlar diye burada yapmayı planladık” dedi. Birlik ve beraberlik içerisinde gerçekleşen şenliğin ilçelerinde yapılmasından dolayı memnun olduğunu söyleyen Atakum Belediye Başkanı Metin Burma, "Bu tür etkinlikler benim hoşuma gidiyor. Çevre illerde bulunan insanların Samsun'a gerek Atakum ilçemizi görmeleri de benim çok hoşuma gidiyor. Çünkü bu o kadar çok folklorik değer, şarkı, türkü, fıkra, yemek, giyecek demektir. Bunun bizim zenginliğimiz olduğunu düşünüyorum. Siz ordulu hemşeri-
lerimi 1 Haziran 2013'de resmi açılışını yapacağımız Çakırlar’ı görmeye davet ediyorum, orayı gördüğünüzde eminim bir daha ki şenliğinizi orada yapmak isteyeceksiniz” şeklinde konuştu.
27 MAYIS 2013 PAZARTESİ
Sayfa
“Fatsa Çevre Yolu,
Yeri ve Zamanı Geldiğinde Yapılacak”
/ Mehmet S. UĞURBAŞ
AK Parti Ordu Milletvekili Mustafa Hamarat, Fatsa çevre yolunun zamanı geldiğinde yapılacağını söyledi. Hamarat: “Bizim rafa kaldırılan herhangi bir projemiz yok. Zannediyorum ki, İhsan beyin de geçtiğimiz günlerde bununla ilgili bir açıklaması oldu. Çevre yolu projelerinin tamamı devam ediyor anca sırasıyla devam
ediyor. Aynı anda hepsini tamamlamak için ne kaynak, ne zaman ne de arazi buna müsait değil. Aynı anda bütün yolları tamamlamamız mümkün değil. Karadeniz sahil yoluna öncelik tanıdık. Özellikle yaz aylarında büyük sıkışma yaşanan, trafiğin düzgünce akmasına engel olan bir yolu, bugünkü durumuna getirdik. Çevre yolu, neticede bizim önemli bir vaadimiz” dedi.
“Zamanı Gelince Yapılır” Daha güzel bir proje yapıldığını belirten Hamarat: “Şimdi sıra yavaş yavaş Fatsa çevre yoluna geldi. Proje çalışmaları devam ediyor. Proje tamamlandıktan sonra yapılacak. Özellikle Ordumuzun coğrafyasının geniş olması ve arazi koşullarının zor olması nedeniyle biraz zaman alıyor. Ordu çevre yolunun yapımı devam ediyor. Fatsa-Kumru-Korgan-Niksar yolu devam ediyor. Biz bir şeyi bekletiyorsak daha güzel bir proje yapmak için bekletiyoruz. Alelacele yapıp da milletimizin parasını çarçur etmek bizim siyaset anlayışımıza uymuyor. Fatsa çevre yolu daha kısa yapılmıştı. Çevre yolu denmeyecek kadar şehre yakın geçecekti. Bunlar konuşuldu, yerinde değerlendirildi ve Karayolları Bölge Müdürü çağrılarak bu yolun en uygun nasıl yapılacağıyla ilgili adımlar atıldı ve proje çalışmaları baş-
ladı. İnşallah, Fatsa çevre yolumuz da AK Parti hükümetleri döneminde yeri zamanı geldiğinde yapılacaktır” diye konuştu.
“Laf Kalabalığına Bakmasınlar” Bazı kesimlerin hizmetleri kıskandığını söyleyen Hamarat: “Vatandaşlarımız bize güvenmeye devam etsinler. Laf kalabalığına bakmasınlar. Hizmetlerimiz yeterince konuşuyor. Ne yapıldığına bakmak istiyorlarsa en yakın havaalanı çalışmalarına, çevre yolu çalışmalarına baksınlar. Ordu, hiçbir zaman eskisi gibi olmayacak. Bundan 10 sene sonra Ordu’yu kimse tanıyamayacak. Birileri bu hizmetlerimizi kıskanıyor olabilir, kendilerine mal edemedikleri için çekemiyor olabilir, ama Ordulu olan, Ordu’yu seven herkes birtakım işleri bulandırmak yerine destekleyip teşekkür etmelidir” diye konuştu.
“Ordu İnsanı Bana ve Aileme Yabancı Değil” Kütahya Valiliği görevinden Ordu Valiliği’ne atandıktan sonra ilk olarak İstanbul’daki Ordu Tanıtım Günleri’nde Ordulularla buluşan Vali Kenan Çiftçi, Ordu’daki görevine başlamadan önce Ordu’yla ilgili olarak dersine çalıştığını söyledi. Ordu Valiliği görevine atanan Vali Kenan Çiftçi, İstanbul Feshane'de düzenlenen "Ordu Tanıtım Günleri"nin üçüncüsünde ilk kez Ordulularla bir araya geldi. Vali Çiftçi, “Biz, ülkemizin her tarafında, vazife verildiğinde dünyanın her yerinde görev yapmaya hazır birisiyiz. Valilik olarak yapıyoruz, ama daha önce de farklı çalışmalarda bulunduk” dedi. Kütahya Valiliği görevinde iken, bir çalışmayla ilgili Somali'ye gittiğini, ayrıca Van'da meydana gelen depremde de Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu ile Van'a giderek, bilgi paylaşımında bulunduğunu belirten Vali Çiftçi, “Netice itibariyle ülkemizin her tarafında görev yapmaya, verilen her vazifeyi yapmaya hazırız” diye konuştu.
yerlerden bir tanesi olduğunu vurgulayan Vali Çiftçi, ”Ordu'nun insanı da şahsıma ve aileme yabancı değil. Dede tarafım Bulgar göçmenidir. Ama Babaannemin tarafı uzun yıllar önce Ordu tarafından gelmiş. Eşim de Trabzon Sürmeneli. Karadeniz Bölgesine böyle bir yakınlığımız var” dedi.
“Ordu İle ilgili Dersime Çalışıyorum” “Ordu’ya atandıktan sonra, Ordu’nun 19 ilçesi, uzaklıkları, geçim kaynakları, ekonomisi, havaalanı, çevre yolları, İç Anadolu bağlantı yolları çalışmaları ile ilgili dersime çalıştım ve çalışmaya devam ediyorum” diyen Vali Kenan Çiftçi, "Ordu Valiliği görevime bir hafta sonra başlayacağım" şeklinde konuştu. “Babaannem tarafı Ordulu” Ordu’nun, denizin kenarında uzun bir sahili olan, denizle yeşilin buluştuğu, Karadeniz'in incisi, oksijenin en bol olduğu
“Ordulularla İyi İletişim Kuracağız” Ordu’nun en önemli gelir kaynaklarından bir tanesinin fındık olduğunu söyleyen Vali Çiftçi, “Ben de bir fındık üreticisiyim. Babam da fındık üreticisi. İnsanlarla empati kurmam daha kolay olur diye düşünüyorum. Bugün fuarda bütün stantlarımızı dolaştık. Ordulularla iyi bir iletişim kuracağımızı düşünüyorum” diye konuştu. “Başlatılan Projeler Devam Edecektir” Ordu eski Valisi Orhan Düzgün’ün dönem arkadaşı olduğunu hatırlatan Vali Kenan Çiftçi, “Onun başlattığı projeler, kaldığı yerden devam edecek.
Ayrıca ne tür projeler yapacağımızı, bunlarla ilgili de fikir ve düşüncelerimizi elbirliği ile paylaşacağız. Bunları yaparken de herkesi dinleyeceğiz” dedi. “Ordu İnsanı Çalışkan” “Ordu insanının çalışkan ve proje üreten bir yapısı olduğunu gördüm. Kütahya’ya gülerek gitmiştik, ağlayarak ayrıldık, çok sevdik. 3090 tane proje vardı, bunun 1500’ü bitti, bir kısmı bitme aşamasında, bir kısmı ise devam ediyor” diyen Vali Çiftçi, ”Ordulularla ilk temasımız Feshane'deki etkinlik dolayısıyla oldu. Ordu’dan da ayrılık zor olacaktır. Çok güzel şeyler olacağını ümit ediyorum. Milletvekillerimiz, Sivil Toplum Örgütlerimiz, Belediye Başkanlarımız, Kaymakamlarımız, Ordulu kardeşlerimizle birlikte Ordu için çalışacağız. Benim köyümün yarısı Ordulu. Onlarla da iletişim ve irtibat içerisinde güzel şeyler yapacağız. Ordu’nun geliştiğini fark ettim. Bundan da mutluluk duydum” dedi ve tüm Ordu halkına selam, sevgilerini sundu.
“Eğer Ülkede Korku Varsa, Özgürlük Yoktur” rasinin, insan yaşamının, sosyal yaşamın düzelebileceğine inanmıyoruz. Türkiye bugüne kadar geçirdiği her darbe döneminde gerilemiş. Bugün yıldönümü olan, 27 Mayıs 1960 darbesinde de geriledi. 1960 yılı darbesi Demokrat Parti’ye yapılan bir darbeydi. Aslında darbelerin birçoğu Demokrat Parti’ye yapılmıştır. Bu darbelerin kötü olan bir yanı ise tekrar toparlanmanın zor olmasıdır. Demokrasi gelişemiyor. Örneğin; nasıl insanlar darbe gördüklerinde toparlanmaları zor olur, ülkelerde öyledir. Karşılaştıkları darbeler karşında toparlanmaları zor oluyor. Maddi gelişmeler, yatırımlar, insani gelişmeler duruyor. Sosyal hayata, hukuka, iktisada, adalete yönelik gelişmeler duruyor. Şimdi o durmaların acısını da hala bugün görmekteyiz ve de çekmekteyiz.
/ Fatma CANLI
Demokrat Parti Fatsa İlçe Başkanı Burak Eroğlu 27 Mayıs 1960 darbesinin yıldönümünde bazı açıklamalarda bulundu. Burak Eroğlu, darbelerden en çok demokrat partinin zarar gördüğünü belirterek; “Darbelerin her türlüsüne karşıyız. Darbe ile hiçbir şey düzeltilemez” dedi. Eroğlu; “Biz darbenin mantığına, darbenin her türlüsüne karşıyız. Darbeyle demok-
“Darbelerin Ülkeye Bir Katkısı Yok” Dünyada özgürlükler açısından yaklaşık 147.sıradayız. Gazetecilik mesleğinin özgürlüğü açısından ise 20 ülke daha gerideymişiz. Zaten Dünya’da ki toplam 200 ülke var. Yani ne kadar vahim durumda olduğumuzu görün. Bunların hepsi, yeterli gelişememiş toplumların çektiği sıkıntılardır. Biz şuan, yapılan darbeler sebebiyle bu sıkıntıları çekmekteyiz. Tabi bu darbelerin
tamamı da asker tarafından yapılmıyor. Bu darbelerin birçoğu siviller tarafından da yapılıyor. Bizim halkımız mazlumu sever, düşmüş adama acır. Birçoğu partiler tarafından kullanılıyor. Ne yazık ki bu darbelerin; yapana da, yapılana da, ülkeye de, hiç kimseye katkısı olmadığı kanaatindeyiz. Kaldı ki, 27 Mayıs 1960 darbesi de, Türkiye’ye katkısı olmayan darbelerden biridir.
“Korku Varsa, Özgürlük Yoktur” Türkiye’nin istenilen seviyeye gelmesi en büyük arzumuzdur. Ancak, istenen seviyede hak vardır, özgürlükler vardır. Eğer ülkede korku varsa, özgürlük yoktur. Bizim ülkemizde şuan korku var. En basitinden, muhalif bir söz söylediğinizde veya muhalif bir görüşünüz olduğunda başıma ne gelir korkusu var. Bu büyük ve derin bir korkudur. Ancak gelişmiş bir ülkede olmaması gereken bir korkudur. Daha öncede belirttiğim gibi darbeler sadece askeri kaynaklardan olmaz, halk zaten hâlihazırda sivil kaynaklardan darbe görüyor. Bunun olmaması gerekir. Görüşlerinden dolayı insan tutuklanmamalıdır, düşüncelerinden dolayı hapse girmemelidir. Bunların hiçbiri doğru uygulamalar değildir, destekleyenlerin hiçbirisi de demokrasi yanlısı değildir. Demokrat değildir” diye konuştu.
3
PUSULA Mustafa Kemal KAYMAK mkkaymak@hotmail.com
“-Hakkınızı Helal Ediyor musunuz? -Gömün Gitsin!” Karadeniz’in, tek geçim kaynağı olan fındık ve üreticileri üzerinde yıllardır oynanan oyunlar, hepimizin gözü önünde tüm çıplaklığıyla hala devam ediyor. Önce Fiskobirlik lav edilmeye çalışıldı, sonra da TMO devre dışı bırakıldı. Bundan böyle fındığın fiyatını serbest piyasa yani tüccar belirleyecek, denildi. Fındığın üzerinden adeta tüm devlet desteğini çeken hükümet, üreticiyi de serbest piyasaya mahkûm etti. Diğer taraftan da yandan, doğrudan gelir desteği adı altında ödeme yaparak üreticilerle arasını açmak istemedi. “Fındık benim neyime, alın şu üç kuruşu idare edin işte” diyerek harçlık ekonomisini gündeme getirdi. İster teğet geçsin, ister delip geçsin, bilinen o ki; Türkiye çok ciddi bir ekonomik krizin eşiğindeyken ve bu kriz dalga dalga büyürken, hükümetin “fındık benim neyime” demesi de doğal karşılanmaya başlandı. Başbakanın geçtiğimiz yıl yaptığı, “Devlet artık fındık almayacak, üretici birlikleri hiçbir şekilde desteklenmeyecek” açıklamasına hala ne siyaset çevrelerinden ne üretici birliklerinden ne de üreticilerden hiçbir açıklama gelmedi. Demek ki, herkes hayatından memnun… “Herkes hayatından memnunken, sana ne oluyor” diye sorabilirsiniz. Haklısınız. Bana ne oluyor sanki! Bu memlekette o harçlık ekonomisinden kendileri de yararlanan ana muhalefetin yerel temsilcilerine, yavru muhalefete bir şey olmuyorsa, bana da hiçbir şey olmuyor. Bu memleketteki üretici birliklerine, odalarına bir şey olmuyorsa, bana da hiçbir şey olmuyor. Fındıkla ilgili en ufak bir olumsuzluk yaşandığında “meydanlara ineriz, Ankara’yı kafanıza yıkarız, emek bizim alın terimiz söke söke alırız” diyerek hükümete kafa tutan, şimdilerde ‘Akil Adam’ pozisyonunda hükümetin görevlendirdiği Ziraat Odaları Birliği Başkanına bir şey olmuyorsa, bana da bir şey olmuyor. Her defasında, üreticilerin yanında olduğunu açıklayan Ticaret Odalarına ve Borsalarına bir şey olmuyorsa, bana da bir şey olmuyor. Olan fındık üreticisine oluyor. Ama onlarda “padişahım sen çok yaşa” diyerek, padişahına sadakat gösteriyor. Sonra… Sonrası çok vahim! Padişah fermanı yazıyor. “Herkese birer altın verin, elinde ne kadar fındık varsa alın.” “Bir altın ne eder” diye sorgulamayan ahali, senfonik orkestra eşliğinde hep bir ağızdan bağırıyor. “Ferman padişahındır.” Uyanın beyler uyanın! Ne padişahlık kaldı ne altın ne de fındık. Fındık ölüyor, öldürülüyor! Ama olsun siz iyi cenaze namazı kılarsınız. Fındık için düzenlenmiş cenaze namazlarını da gördük. Yetmedi. Ölmemiştir diye mezarından çıkarmaya çalıştık, ama başaramadık. O halde; ben daha ne uğraşıyorum ki. Gömün gitsin! Ordu ve Karadeniz’deki siyasi partilerin temsilcileri, sivil toplum örgütlerinin temsilcileri, fındık birlikleri, ziraat odaları ve hatta fındık üreticileri, hükümetin fındık politikalarını onaylıyorsa ve hep bir ağızdan “oğlan bizim kız bizim” türküsünü söyleyip “hem ağlar hem giderim” diyorsa, bana ne oluyor ki. Evlenin gitsin! Dünya fındık üretiminin % 95’inin yapıldığı Türkiye’de, “Fındığa fiyat vermiyoruz, ama dönüm başına sizi desteklemeye devam edeceğiz” diyen hükümetin nafakalığıyla, hep beraber el bebek gül bebek geçinip
gidersiniz. Mutlu evlilikler de hep böyle başlar. Sizlere mutluluklar diliyorum. Allah bir yastıkta kocatsın. Ha; bu arada yarın öbür gün “ben bu evlilikten sıkıldım, eşim beni dövüyor, bana işkence yapıyor” deyip boşanmaya kalkmayın. Yoksa sizi bende kurtaramam. Bugün mutlu gözüken ama ne zaman, nerede, ne yapacağı belli olmayan bu millet hepinize bir cenaze namazı kılar. İmam “hakkınızı helal ediyor musunuz?” dediğinde de, cemaat kestirmeden cevap verir. “Gömün gitsin” der. Bana gelince… Siz bana bakmayın. Boş boş konuşuyorum işte! ************* Siz benim ne anlatmaya çalıştığımı anlamaya çalışmayın. Gerçekten, benim boş ifadeler içeren yazılarıma, düşüncelerime bakmayın. Ama büyük usta, gazeteciliğin duayeni Yılmaz Özdil’in tam 3,5 yıl önce yazdığı, aşağıdaki köşe yazısını anlamaya çalışarak okuyun. Ne demek istediğimi belki daha iyi anlarsınız… (Yılmaz Özdil- Hürriyet) “PİRE… Pireleri 20 santim derinliğinde fanusun içine koyarlar, alttan ısıtırlar... Pireler rahatsız olur, o ortamdan kurtulmak için zıplar, dışarı çıkar. Sonra? Pireleri 20 santim derinliğinde fanusun içine tekrar koyarlar, fanusun üstünü cam ile örterler, alttan ısıtırlar... Pireler rahatsız olur, zıplar, tınk diye cama vurup, geri düşerler. Tekrar zıplarlar, nafile, gene çarparlar... Engel şeffaf olduğu için, kendilerini neyin engellediğini bir türlü anlayamazlar. Böylece, çarpa çarpa, zihinlerinde “özgürlük sınırı” oluşur. Sonra? Tavandaki camı kaldırırlar, pireleri gene aynı fanusun içine koyup, alttan ısıtırlar... Görülür ki, pireler en fazla 20 santim zıplıyor! Engel yoktur, daha yükseğe sıçramaları, özgür olma imkânları vardır ama kafayı çarpmamak için, buna cesaret edemezler. Çünkü artık “görünmez engel” zihinlerindedir... “Yapamayız, boşuna denemeyelim” diye düşünürler. “Cam tavan sendromu”dur bu. Yapabileceğin anca, yapabileceğini düşündüğün kadardır. Örnek, zavallı “pire”dir, ama... Aslında, tüm canlıların “neyi başaramayacağını” yavaş yavaş nasıl öğrendiğini kanıtlar. E hayat da bi laboratuar. Bu nedenle görünmez engeller konur, çabalar engellenir, kafayı kaldıranın kafasına vurulur, böylece yavaş yavaş, “Yapamayız, hiç boşuna denemeyelim” düşüncesi hâkim olur.” ************ Evet, büyük usta yazısının bir bölümünde böyle diyor… Diğer bölümünü de biz güncelleyelim ve özetleyelim. Biz de diyelim ki; Öyle bir gün gelir ki bu millet, kendisine “pire” muamelesi yapılmasına isyan eder... Değil kafasına cam tavan, ayağına pranga vursan, gene de “pire” olmaya niyetim yok der. Kimseyi pirelendirmek istemem ama... Bu millet, zor zamanda ayağını yorganına göre uzatır, büzüştü sanırsın, fark etti ki pire var, o yorganı yakar, haberiniz olsun. Sizin de haberiniz oldu umarım… Haberden haberdar olmak her zaman doğru işler, doğru kararlar almaya vesile olur. GÜNÜN SÖZÜ Silginiz kaleminizden önce bitiyorsa, Yanlışınız çok demektir.
27 MAYIS 2013 PAZARTESİ
Sayfa
4
“İlçelerde Kaymakamlar, İllerde Valiler By-Pass Oluyor”
/ Mehmet S. UĞURBAŞ
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Ordu İl Genel Meclisi Üyesi Murat Can, Ordu’nun Büyükşehir olmasıyla il genel meclisi ve özel idarenin kalkmasının vatandaşlara bugünkü sistemi aratacağını söyledi. Yakın vadede büyükşehrin bir avantajının görülemeyeceğini söyleyen Murat Can: “Uzun vadede düşünürsek büyükşehrin avantajları olabilir. Yakın vadede baktığımızda Ordu’nun coğrafi yerleşimi çok dağınık, çok da geniş bir yol güzergahına sahip. Trabzon’dan sonra 10 bin 234 km yol ağına sahip bir il. Böyle bir coğrafyada büyükşehir uygulamasıyla her yere hizmet götürmek mümkün değil” dedi. “KÖYDES de Kalkıyor” Can: “Daha önceki sistemde Özel İdare vardı, belde belediyeleri vardı, özel idarenin içerisinde Köylere Hizmet Götürme Birliği ve bu birliğin içerisinde de 2006
yılında başbakan tarafından başlatılan KÖYDES Projesi vardı. biz gerçekten köylerde kalıcı ve güzel hizmetleri KÖYDES sayesinde verdik. 2014 yerel seçimleriyle birlikte Özel İdare ile birlikte KÖYDES de kalkıyor. 5302 sayılı İl Özel İdaresi kanununun amacı vatandaşın yaşadığı yerde vatandaşa direkt hizmet etmektir. Büyükşehir yasası kaynakları ve gücü merkezde toplayan ve merkezden arka ilçelere doğru hizmet götürmeyi esas edinen bir anlayış. Şimdi ben soruyorum: Özel İdare programlarıyla köylerimize ne kadar hizmet götürebildik ki, Büyükşehir uygulamasıyla Yavaş, Bahçeler gibi köylerimize ne hizmetleri yapabileceğiz?” diye sordu. “Gelir 3’e, Mahalle 8’e Katlanacak” Belediyenin geliri 3 kat artarken mahalle sayısı 8 kat artacak diyen Murat Can: “Deniyor ki,
gelirde bir artış olacak. Belediye kaynakları artacak. Örneğin Fatsa Belediyesi’ne 1 birim kaynak geliyorsa büyükşehir olduktan sonra 3 birim gelecek. Yani gelir 3 kat artacak. Ancak Fatsa Belediyesi’nin merkezle birlikte 13 tane mahallesi vardı. Şimdi ise Fatsa Belediyesi’nin mahalle sayısı 79’a çıktı. Yerel seçimden sonra beldelerdeki mahallelerin artacağını da hesaplarsak mahalle sayısı 100’ü bulacak. Dolayısıyla kaynak 3 kat artarken mahalle sayısı 8 kat artıyor. Bundan sonra örneğin Yavaş köyüne bağlı bir mahalledeki vatandaşın beton yol ihtiyacına Fatsa Belediyesi cevap verecek. Grup yoluna büyükşehir bakacak. Şimdi oradaki vatandaşımız, muhtarımız özel idare kapanınca büyükşehirden nasıl bu hizmeti alacak?” diye konuştu. Büyükşehir uygulamasıyla arka ilçelere yeterli hizmetin gidemeyeceğini ifade eden Can:
“Büyükşehrin Fatsa, Ünye gibi büyük ilçelerin merkezine bir katkısı olur ancak Çamaş, Çatalpınar, Kumru, Korgan, Aybastı gibi ilçelerimize hizmetler nasıl ulaşacak? 10 bin 234 km olan yol ağımızın ancak % 3’ünü beton yapabilmişiz. Asfaltta % 20’lere bile ulaşamadık. Böyle bir ortamda buralara büyükşehirle hizmet ulaştırmak bana göre çok zor. Bunun sistematik olarak oturması çok zaman alacak. Bir de bu sistem aynı zamanda bir denetim sistemini de ortadan kalkıyor. Kamu adına denetim yapacak bir yetki organı olamayacak. Büyükşehir istediği tasarrufu yapacak. Bu çok da uygun bir sistem değil. Bu sistemle ilçelerde kaymakamlıklar, illerde valiler bir anlamda By-Pass oluyor. Bir siyasetçiyi bu kadar yetkiyle donatmak doğru değil” dedi. “Ya Teröre Harcanırsa” Güneydoğu Bölgesinde bazı yetkilerin kötüye kullanılmasından endişe duyduğunu anlatan Murat Can: “Ordu’da hangi partiden belediye başkanı seçilirse seçilsin hepsi vatanperver, bu memlekete hizmet etme mantığında olacaktır, en ufak bir şüphem yok. Aynı yetkiyle donatılmış Güneydoğu’lu belediyeleri düşünün: bu kaynakları terörle ilgili yapılanmalar için kullanırlarsa ne olacak? İl Genel Meclisi olarak bizim hiçbir sosyal hakkımız yok. Bunu gündeme getirdiğimizde bize derlerdi ki: bu haklar verilecek ama Güneydoğu’daki il genel meclis üyelerinin bu hakları kötüye kullanacaklarından korkulduğu için bu haklar bekletiliyor. Bu hakların zarar verebileceğini düşünen kafalar, bu yetkileri oralara verirken bunu düşünemediler
mi?” dedi.
“Ortada Kaldılar” 20 yıl önce köylerin belde yapılmasından sonra yaşanan hizmet kıtlığının tekrar yaşanabileceğini ifade eden Can: “Büyükşehir motivasyon olarak güzel ama bunun artıları ve eksileri çok iyi araştırılıp, yavaş yavaş, altyapısı oluşturularak gündeme getirilseydi daha iyi olurdu. Tepeden inme bir uygulama oldu. Bundan 20 sene önce biz köylerimizi belde yaparken çok hizmet geleceği, vatandaşın ayağına hizmet ulaştırılacağı, köydeki insanlara iş verileceği söylenmişti. Gerçekten de bir iki yıl işler çok iyi gitti. Ama ondan sonra o beldeler merkez dışındaki hiçbir mahalleye hizmet götüremediler. Daha sonra o beldelerdeki merkeze uzak mahalleler tekrar köy statüsüne kavuşabilmek adına çok uğraştılar ama nafile… Belediye hizmet götüremedi, mahalle oldukları için de özel idare hizmet götüremedi; ortada kaldılar” diye konuştu. “Coğrafya Çok Geniş” Karadeniz Bölgesi’nin coğrafyasının çok geniş olduğunu
vurgulayan Murat Can: “İzmit, İstanbul ile buralar mukayese edilemez. Orada Büyükşehir kanadıyla yapılacak hizmetler o kadar zor değil. Karadeniz de coğrafya çok geniş. Hizmet götürmek çok zor. Bazı bölgelerde KÖYDES projesi ile hizmet tamamlanmış, yapılacak iş kalmamış ama Karadeniz bölgesinde en az 20-30 yıl daha bu projenin devam etmesi gerekiyor. Hem hizmet yapmak çok zor, hem de kaynak yetersiz. Bu nedenle büyükşehrin yakın vadede faydası olacağını sanmıyorum. Vatandaşlarımız, bu sistemi çok arayacak” dedi. “Görev Verilirse Orada Olurum” İl Genel Meclisi’nin kalkmasından sonra gelecekte siyasetle ilgili bir mevki beklentisinin olmadığını söyleyen Can: “Ben her şeyden önce siyaseti severek yaparım. Bunu yaparken de yaşadığım topraklara ve vatandaşlara hizmet etmeyi her zaman amaç edinmişimdir. Ancak mutlaka şurada olacağım diye bir iddiam yok. Biz hizmet etmek için varız. Vatandaşlarımız bizi bir yerlerde görmek isterlerse biz oralarda oluruz” diyerek açıklamalarını tamamladı.
27 MAYIS 2013 PAZARTESİ
Sayfa
“İktidar Partisi İlçe Binasına Bayrak Asmıyor” “Protokolün İlk Dört Sırası Törene Katılmıyor” “Değerlerimiz Yok Edilmeye Çalışılıyor”
/ Fatma CANLI
Cumhuriyet Halk Partisi Fatsa İlçe Başkanı Doğan Çelebi, geçtiğimiz hafta kutlanan 19 Mayıs Atatürk’ ü Anma ve Gençlik Bayramı etkinliklerine mülki amirlerin, yerel yönetim temsilcilerinin ve iktidar partisi yöneticilerinin katılmamasını sert bir dille eleştirdi. Çelebi, “19 Mayıs'ın anlamı ve önemi yok edilmeye çalışılıyor. Bu anlamlı ve hayati önemi olan bir günde ne yazık ki tören alanı son derece sönük, devlet yetkililerinden protokolün ilk dört
sırasını belirleyen, aynı zamanda törene davet yazısına imza atanlar yoktu” dedi. Çelebi şunları söyledi: “19 Mayıs'ın anlamı ve önemi yok edilmeye çalışılıyor. O gün tören alanında gördüklerim karşısında hayrete düştüm, acaba başka bir ülkede mi yaşıyorum dedim. Çünkü 19 Mayıs Atatürk’ ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı çelenk koyma törenindeydik. Türkiye Cumhuriyeti ve 19 Mayıs 1919 bize ait bir tarihtir yedi düvele karşı Kurtuluş Savaşını başlattığımız ilk gündür. Bu anlamlı ve hayati önemi olan bir günde ne
“Ne Yapmak İstiyorlar?” yazık ki tören alanı son derece sönük, devlet yetkililerinden protokolün ilk dört sırasını belirleyen, aynı zamanda törene davet yazısına imza atanlar ve iktidar partisinin ilçe başkanı bile tören alanında yoktu. Bu olaydan Fatsalılar adına büyük üzüntü duydum ve gelecek için endişelendim. Kimin ne hesabı olabilir ki, bugün Cumhuriyetin nimetlerinden en geniş bir şekilde yararlanarak iktidar olanlar 19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı törenlerine katılmamakla neyi ifade etmeye çalışıyorlar, bunun Fatsa halkına açıklanmasını bekliyorum. İktidar Partisi ilçe binasına törenlerde bile ülkemizin simgesi olan ve rengini şehit kanlarından almış olan bayrağımızı asma tenezzülünde bile bulunmayanlar ne yapmaya çalıştıklarını anlayamıyorum. Cumhuriyetimizi seven ve Mustafa Kemal’imizi baş tacı eden Fatsa halkının bu olayları çok iyi değerlendireceğini biliyor ve bunları onların takdirlerine bırakıyorum. Bizler, Fatsa Cumhuriyet Halk Partisi ilçe başkanı, yönetim kurulu üyeleri ve partimize gönül
veren, Cumhuriyete inanmış bütün kitlelerle en namüsait şartlarda bu ülkeyi kurtarmış olan Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk ve onun silah arkadaşlarının yolunda bütün zorlukları aşarak yürüyeceğimizden kimsenin kuşku duymamasını istiyoruz. Cumhuriyeti yaşatacağımıza ve uygarlık dünyasındaki yerimizi almak için mücadele etme kararlılığında olduğumuzu ilan ediyoruz. CHP Gençlik Kolları olarak 19 Mayıs akşamı büyük bir coşku ve katılımla Fener Alayı düzenledik. Fener Alayı yürüyüşünde gördük ki halk bayramına sahip çıkıyor. Törene katılamayanların ev ve iş yerlerinden bizleri coşku ile selamladıklarını gördük. CHP İlçe Örgütü olarak Mayıs yedisi adıyla tabir edilen 20 Mayıs akşamı halkımıza unutamayacağı bir Gençlik Şöleni yaşattık. Konserin başından sonuna kadar ilgi azalmayarak daha da arttı. Sizlere hizmet etmekten başka hiç bir amacı olmayan CHP bu ülkenin sigortasıdır. 90 yıldır birçok dünya liderinin örnek aldığı Ulu Önder Atatürk’ ü ne yazık ki bizim çocuklarımıza unuttur-
maya çalışıyorlar. Cumhuriyet Halk Partisi var oldukça bunu başaramayacaklardır. Biz halkımızı Cumhuriyete, Bayrağa, Atatürk’ e ve tüm milli değerlerimize sahip çıkmaya davet ediyoruz. Fatsa Cumhuriyet Halk Partisi Yönetim Kurulu olarak; düzen-
AK Parti Ordu Milletvekili Mustafa Hamarat’tan sert Twitler. ÜNDER Başkanı Ahmet Yılmaz’ın kendisine attığı twitlerde bir özel idare yetkilisinin ‘Hamarat göndermiyor’ dediğini söylemesi üzerine Hamarat, “Edebimizi kimse acziyete yormasın. Bu son uyarımdır” dedi. TBMM Başkanlık Divanı Üyesi
ÜNDER Başkanı Av.Ahmet Yılmaz tweter hesabından; - Fatih Belediyesi’nin yolu için @m_hamarat para göndermiyor, para göndersin yapalım diyen Ordu İl Özel İdaresi görevlisi kim acaba? - Belediye başkanıyla dalga geçen il Özel İdaresi görevlisi @m_hamarat mensubu olduğu iktidarın gönderdiği parayı ne yapıyor acaba? - Ordunun her bir köşesine hizmet etmek için çırpınan
Sn.İdris Naim Şahin bu ukalaca tavrı tasvip eder mi, yoksa üzülür mü? @m_hamarat ne hisseder. - @m_hamarat'ın para göndermesi gereken kaç yol çalışması varsa il özel idare görevlisinden liste bekliyoruz... - Bir de il özel idare memurunun ilgilendiği yol var mı merak ediyoruz.İlgilendikleri yolları neye göre ayırıyorlar - @m_hamarat muhalefet partisi milletvekili de haberimiz mi yok? Yoksaq bazı memurlar kendini muhalif mi hissediyor? - Ünye'nin yollarının yapılması için @m_hamarat'ın mensubu olduğu iktidarın gönderdiği paranın ne kadarına Ordu Özel İdaresi el koydu? - Demek ki @m_hamarat ve siyasiler yollar için para gönderiyor. Sorun protokol merakından hizmet etmeyi düşünemeyenler
de. Diye dile getirmişti.
Ak Parti Ordu Milletvekili Mustafa Hamarat bu twet'lere verdiği cevap ta ise çok sert ifadeler kullanarak, bunun son uyarısı olduğunu ifade etti. İşte Hamarat’ın twitlere verdiği cevaplar: - Sayın Başbakanımızın talimatıyla KÖYDES ödeneklerinin direk ilçelere gönderilmesi gerekiyor. Ordu’da yaklaşık %30'u kesilmiş. -Sadece Ünye'den kesilen para 560.000-Tl. Fatih Belediyesi'nin yolu asfaltının parası İl özel idaresinin hesabındadır. Herkes işini yapsın. - Edebimizi kimse acziyete yormasın. Devlet masasında siyaset olmaz. Biz kimi muhatap alacağımızı iyi biliriz. Bu son uyarımdır, diye sözlerini noktaladı.
lemiş olduğumuz halk konserinde bizleri yalnız bırakmayarak maddi, manevi desteklerini esirgemeyen tüm halkımıza, ayrıca Gençlik Kollarına ve sevgili gençlerimize en içten teşekkürlerimizi sunuyoruz.”
Ordu Ticaret Borsası’nın Yeni Başkanı Ziver Kahraman Oldu
“Bu Son Uyarımdır!” Ak Parti Ordu Milletvekili Mustafa Hamarat tweter hesabından sert açıklamalarda bulundu Ünye İlçesi’nin Fatih Belediyesi nüfusuna kayıtlı ÜNDER Başkanı Av.Ahmet Yılmaz'ın tweter hesabından sorduğu sorulara Milletvekili Hamarat'tan sert cevaplar geldi.
5
Ordu Ticaret Borsası’nın yeni Başkanı Ziver Kahraman oldu. Bugün Ordu Ticaret Odası’nda yapılan ve Ali Çebi ile Ziver Kahraman’ın yarıştığı borsa başkanlığı seçimlerini 27 oy farkla Ziver Kahraman aldı. Ordu Ticaret Borsası’nda bugün yapılan seçimde sanayici Ali Çebi ile fındık manavı
Ziver Kahraman başkanlık için yarıştılar. Yapılan seçim sonrasında Ziver Kahraman 187 oy alırken, Ali Çebi ise 160 oy aldı. Böylelikle Ziver Kahraman, 27 oy farkla Ordu Ticaret Borsası Başkanlığı’nı kazanmış oldu. Yeni başkan Kahraman, yaptığı açıklamada, seçimlerin demokratik bir mücadele olduğunu ve sonuçta delegelerin kendisini tercih ettiğini belirtti. Kahraman, “bu seçim borsamıza ve Ordu’muza hayırlı olmasını diliyorum. Seçimlerde oy veren, vermeyen, seven, sevmeyen herkesi kucaklayacak, bir aile şefkatiyle yaklaşacağız. Sorumluluğumuz ağır. Ben ve arkadaşlarım bunun farkındayız. Allah bizi bu zorlu görevde utandırmasın ve yardımcımız olsun.”
Düğünlük Köyü İçme Suyuna Kavuşuyor
“Orduluların 2 Büyük Şehrinden Biri de İstanbul”
AK Parti Ordu Milletvekili İhsan Şener, İstanbul Esenler Sosyal Tesislerinde Kumrulular Eğitim Kültür Derneği ile Kumrulu yönetici ve iş adamlarının düzenlediği 3. Geleneksel Birlik ve Beraberlik Yemeği’ne katıldı. Milletvekili İhsan Şener, programa katılan vatandaşlarla tek tek ilgilenerek sohbet etti. Programa Kumru Belediye Başkanı Ticabi Civelek, Kumrulular Eğitim Kültür
Derneği Başkanı Özay Dervişoğlu, Kumrulu Yönetici İş Adamları Dernek Başkanı Fatih Hatipoğlu, iş adamı İsmet Erçal ve kalabalık bir davetli grubu katıldı. AK Parti Ordu Milletvekili İhsan Şener, “Kumru'nun özel buluşmasında aranızda olmaktan dolayı mutluyum diyerek” başladığı konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bu tür dernekler, sivil toplum örgütleri aramızdaki kardeşlik
hukukunun, yardımlaşma duygusunun, birlik ve beraberliğin güçlendiği zeminlerdir. Gerçektende yıllar geçtikçe artık gurbet olmaktan sıla olmaya yöneliyor İstanbul'daki Ordulular. 750 bin Ordulu Ordu'da yaşıyor ama 550 bin Ordulu da İstanbul'da yaşıyor. Orduluların 2 büyük şehrinden biri de İstanbul." Orduluların İstanbul'da oluşturduğu birlik ve beraberliğin muhteşemliğini Büyükşehir olurken bir kez daha yaşadıklarını anlatan Şener, “Buradaki dernekleşmenin, sivil toplum oluşturmanın ilçe ilçe, köy köy bu yapının oluşmasının faydasını kısa süre önce Ordu ilinin Büyükşehir olması sürecinde yaşadık. Katkısı olan bütün kardeşlerimi tebrik ediyorum. Aslında bu bir hakkın teslimi idi. Gurbette yaşayan Ordulu kardeşlerimiz yılın 3'te 2'sini Ordu'da geçiriyor, 3'te 1'ini ise gurbette geçiriyorlardı. Pek çok insanımız emekli olduktan sonra da hayatını böyle devam ettiriyordu. İkametgahlarını göç ettikleri gurbet olarak seçtikleri yerlerdey-
di. Çünkü çocukları okuyordu ve sosyal, resmi işlemlerini bu ikamet üzerinden yapıyorlardı. Yılın büyük çoğunluğunu Ordu'da yaşayarak geçiren kardeşlerimizin ikametgahlarını buraya alınmasını sağlayarak, Ordu'yu Büyükşehir yaparak bir hakkın teslimini gerçekleştirdik. Büyükşehir, gerçekten insanımıza önemli değerler katacak. İlimiz, Devletimizden daha çok pay alarak daha çok yatırımın yapılması sağlanacak. Büyükşehir'in avantajlarını hep birlikte yaşayarak göreceğiz. Sizler İstanbul'da yaşadığınız için avantajların farkındasınız. Şimdi daha çok yatırım doğup, büyüdüğünüz, yaşadığınız şehir Ordu'ya yapılacak. Emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” dedi.
İl Özel İdaresi Su ve Kanal hizmetleri Müdürlüğü tarafından ihalesi yapılan, Fatsa İlçesi Düğünlük köyünün içme suyuna kavuşması için inşaat çalışmalarına başlandı. Ordu İl Özel İdare Genel Sekreterliği tarafından yapılan açıklamada, “2010 yılında açılan keson kuyudan elde edilen 2lt/sn su ile hazırlanan proje 2013 yılında yatırım programına alınması ile birlikte 05/04/2013 tarihinde KDV dahil 456.600,00TL bedel ile ihale edilmişti. Yüklenici firma ile yapılan sözleşmenin ardından inşaatta çalışmalara başlandı. Tesis terfili sitem olup proje kapsamında 2184 m terfi hattı, 14987 m şebeke hattı borusu
döşenecektir. Ayrıca içme suyu olarak kullanılacak suyun depolanması için 1 adet 100 tonluk depo, enerji tasarrufu için telsiz otomatik kontrol sistemi ve sağlıklı içme suyu için otomatik klorlama ünitesi imalatı gerçekleştirilecektir” denildi.
27 MAYIS 2013 PAZARTESİ
Sayfa
Feshane Ordu Günleri, Ziyaretçi Akınına Uğradı
Üçüncüsü düzenlenen Feshane Ordu Günleri, ziyaretçi akınına uğradı. Perşembe günü başlayan etkinlik hafta sonu diğer günlere nazaran daha fazla ilgi gördü. Birçok siyasinin de halkla buluştuğu Ordu Günleri, dün akşam düzenlenen kapanış töreninin ardından sona erdi.
cu yaptığı açıklamalarda, Ordu – Giresun havaalanı açılışı sırasında yeni bir rekor denemesi yapacağını aktardı. Ekin, yeni rekorunu ya deniz altında bir akvaryumun içinde 8 gün 8 gece kalarak; ya da 19 metre yükseklikte bir vincin ucundaki cam evde yaşayarak kırmaya çalışacak.
ORDU EN ÇOK REKORTMEN ÇIKARAN İL Kırdığı rekorlarla tanınan ünü sporcu Namık Ekin, 3. Ordu Günleri'nde Feshane’yi ziyaret etti. Namık Ekin, Orduluların rekor kırmaya çok uygun olduğunu belirterek, dünya da birçok Ordulu rekortmen sporcu olduğunu ifade etti. Türkiye'nin ilk olimpiyat derecesini alan bayan sporcunun Ordulu olduğunu belirten Ekin, “Ordu’dan çıkardığımız judocuların sayısı belirsiz, neredeyse hepsinin dünya ve Avrupa şampiyonlukları var. Benim iki damadım da Ordulu, bu yüzden ben de artık kendimi Ordulu hissediyorum” diye konuştu. 71 yaşındaki rekortmen spor-
HER GÜN KONSER HER GÜN TİYATRO Ordu Dernekler Federasyonu tarafından düzenlenen 3. Ordu Günleri, geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi bu sene de tiyatro geleneğinden vazgeçmedi. Tiyatroyu Feshane’ye getiren ilk il olan Ordu, bu sene de ziyaretçilerine tiyatro ve konser ziyafeti verdi. Etkinliğin en büyük sürprizi ise Nil Karaibrahimgil konseri oldu. Karaibrahimgil’in birçok şarkısı ile süslediği geceye Ordulu vatandaşların ilgisi yoğun oldu. Konserde Ordulular, Nil Karaibrahimgil’in seslendirdiği eserlere hep birlikte eşlik etti. Şarkıları ile herkesi coşturan ve unutulmaz bir gün yaşatan Nil Karaibrahim-
gil, konsere gelen ve şarkılarına eşlik eden herkese teşekkür etti. Konserin sonunda Ordu Dernekleri Federasyon Başkanı Celalettin Dervişoğlu, katkılarından dolayı şarkıcı Nil Karaibrahimgil’e bir plaket sundu. Dervişoğlu, “Bu gece özgür kız furyası vardı. Üç aydır verdiğimiz büyük uğraşlar sonunda çalışmalarımızı tamamladık. İzdihama yol açmamak için dışarıya da sahneler kurarak bu izdihamın önüne geçmiş olduk. Türkiye’nin ve Ordu’nun özgür kızını Ordulular ve İstanbullular ile
buluşturduk” diye konuştu. Dervişoğlu, “Katılımcılar çok mutlu oldular, aynı zamanda Feshane tarihinde böyle bir yoğunluğun yaşanmadığını arkadaşlarımız bizlere ilettiler” dedi. Etkinliğin üçüncü gününde AK Parti Ordu eski milletvekili Eyüp Fatsa; İstanbul Valisi Hüseyin Avni Mutlu, Esenler Belediye Başkanı Tevfik Göksü ve Esenyurt Belediye Başkanı Necmi Kadıoğlu, Feshane Ordu Günleri'ni ziyaret eden önemli isimler oldu.
6
Almanlar Öyle Sorular Sordular ki… Almanya temaslarını sürdüren AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Ordulu Numan Kurtulmuş, Köln şehrinde Alman ve Türk gazetecilere Türkiye'deki son siyasi ve ekonomik gelişmeler hakkında bilgi verdi. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Numan Kurtulmuş, İstanbul'a yapılacak yeni havaalanının 3 Mayıs 2013 tarihinde temelinin atıldığını sadece iki projenin maliyetinin 70 milyar Euro civarında olduğunu aktardı. Bir Alman gazetecinin "İstanbul'da büyük kanal projesi gerçek mi, yoksa bir hayal mi?" şeklindeki sorusu üzerine Kurtulmuş, Boğaz trafiğinin arttığını, İstanbul'un çok tehlikeli kazalarla karşı karşıya geldiğini ifade ederek, ihale çalışmalarına önümüzdeki dönem içerisinde başlanacağını ve bunda kararlı olduklarını bildirdi. Bir başka gazetecinin 'Siz Avrupa Birliği'ne üyeliğe sıcak bakmayan bir isimdiniz. Gerçekten Türkiye'nin AB'ye girmesi iyi bir hedef mi? Girmesinin avantajı nedir?" şeklindeki sorusunu Kurtulmuş, "Türkiye bir kere 1963 anlaşmasında resmen bu topluluğa girmek istediğini deklare etti. Bu süreçte hep fedakarlık yapması istenen Türkiye oldu. Benim söylemeye çalıştığım şey bu. Türkiye üzerine
düşen görevleri yaptı. Avrupa Birliği tarafından ise sürekli ikinci sınıf muamelesi gördü. Benim şahsi görüşümü sorarsanız; 1990 sonrası tek kutuplu dünya bana göre çöktü. Şimdide üç kutuplu ekonomik savaş başlamak üzeredir. Türkiye'nin hedefi tüm dünya ülkeleriyle ekonomik iş birliğini artırmaktır. Türkiye AB aday ülkesidir. Yine bunun dışında Karadeniz Ekonomik İşbirliği gibi, Balkan Paktı gibi, İslam ülkeleri gibi bir sürü ekonomik örgütlenmelerin içerisinde olduğunu biliyoruz." dedi. Suriye'deki durumun sorulması üzerine Kurtulmuş, savaşın bir an önce çözülmesinden yana olduklarını ifade etti. Suriye krizinin BM'nin yapısının yeniden gözden geçirilmesi gerektiğini ortaya koyduğunu belirten Kurtulmuş, "Biz Suriye meselesinin siyasi olmaktan ziyade insani olarak ele alınmasını istiyoruz. 100 bine yakın insan ölmüştür. 3 milyon insan Suriye'nin içerisinde esir konumundadır. Türkiye'nin Suriyelilere yaptığı yardımlar 1 milyar dolara yaklaştı. BM çerçevesinde uluslararası ülkelerin toplam yardımı ise sadece 91 milyon dolar da kaldı." diye konuştu. Kurtulmuş, Suriye'de müzakerelerle Esed'siz bir yönetimin kurulmasını istediklerini sözlerine ekledi.
İLAN AYDEMİR İş Merkezinde Kiralık Ofisler Ayhan Aydemir 0532 382 37 19
Adres Dumlupınar Mah. Reşadiye Cad. Topaloğlu Camii karşısı FATSA Müracat Aydemir Muhasebe Bürosu
7 “27 Mayıs Darbesinin Acılarını Partimizde ve Ailemizde Yaşadık” 27 MAYIS 2013 PAZARTESİ
Sayfa
zannetmiyorum. Darbeler artık geride kalmıştır. Türkiye’de darbelerin sonu gelmiştir. Değişen dünya konjonktürü ve gelişen sosyopolitik konum bir daha darbelerin olmayacağı anlamına geliyor. Batı demokrasileri anlamında büyük sıkıntılar yaşadık. Türkiye’deki demokrasi bugünlere kolay kolay ulaşmadı. Bugün itibariyle o yıllara göre çok daha ileri seviyelerdeyiz diyebilirim. Darbeler, demokrasiyle idare edilen ülkelerde toplum idaresine karşı çıkan uygulamalardır ve tasvip etmek mümkün değildir. Ülkeler darbelerin ardından onlarca yıl geriye gidiyor ve uzun bir süre de sancılarını atlatamıyor” dedi.
“En Çok Acıyı Partimiz Yaşadı” Darbelerin en büyük sıkıntılarını Demokrat Parti’nin yaşadığını belirten Topaloğlu: “Mensubu olduğum Doğru Yol Partisi, öncesinde Adalet Partisi, daha öncesinde bugünkü adıyla da Demokrat Parti darbelerden en çok sıkıntıyı çeken siyasi partidir. Eğer 1960 darbesi olmasaydı Menderes iktidarı devam edecekti. Yüzde 50’nin üzerinde halkın teveccühünü alan bir parti iken ihtilalla siyasetten silinmeye çalışılmıştır. Eğer 12 Eylül olmasaydı Süleyman Demirel Başkanlığındaki Adalet Partisi siyasi hayatını devam ettirecekti. Bizim partimiz çok büyük yaralar almıştır. Bugün bizim partimiz siyaset sahnesinde yoksa bunun sebeplerini biraz
da darbelerde arıyoruz” diye konuştu.
“Halkın İradesine Darbe Yapılamaz” Halk iradelerinin darbelerle son bulmaması gerektiğini ifade eden Topaloğlu: “Benim amcam Atıf Topaloğlu dönemin milletvekillerinden biriydi ve 1960 darbesinden sonra Yassıada’da 3 buçuk yıl hapis yattı. Dolayısıyla ailecek de çok acı çektik. Ülkemizin yaşadığı bu acıyı biz de aile olarak yaşadık. Dolayısıyla halk iradesine ihtilallarla son verilmemesi gerekiyor. Sandığın daima milletin önüne hür olarak gelebilmesi ve iktidarın da sadece sandıkla belirlenmesi bizim tercihimizdir. İnşallah bir daha bu-
Atıf Topaloğlu günler yaşanmayacaktır. Türkiye hür seçimlerle gelişmiş ülkeler arasındaki yerini korumaya devam edecektir” diyerek sözlerini noktaladı.
“Deniz Bisikletleriyle Pedal Çevireceğimize,
Sandallarla Kürek Çekelim” / Mehmet S. UĞURBAŞ
/ Mehmet S. UĞURBAŞ
Demokrat Parti Merkez Karar Kurulu Üyesi Süha Topaloğlu 27 Mayıs 1960 darbesinin yıldönümünde gazetemize yaptığı açıklamada darbeyi ailece yaşadıklarını söyledi. Topaloğlu: “27 Mayıs 1960 darbesi Türkiye’nin yaşadığı büyük acılardan biridir. Biz bu acıyı ailecek de yaşadık. O darbede dönemin Milletvekillerinden amcan Atıf Topaloğlu da Yassıada’da idam edilen dönemin Başbakanı Adnan Menderes, Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanı Hasan Polatkan ile birlikte 3 buçuk yıl hapis
yatmıştı. Siyasi yasak getirilmişti. Siyaset hayatı bitmişti. Kendisi iyi bir devlet adamı olduğu için sonraki dönemde biz de dâhil hiç kimseye orada yaşadıklarını anlatmamıştı” dedi. “İyi Bir Sınav Veremedi” Darbelerin artık yaşanmayacağını belirten Topaloğlu: “Türkiye 1960 ihtilalıyla demokrasi anlamında iyi bir sınav vermemiştir. Bunun sıkıntılarını da bu günlere dek zor atlattık. Millet olarak büyük acılar yaşadık. Darbelerin bir daha yaşanmamasını diliyoruz. Bundan sonra da yaşanacağını
Havaların ısınmasıyla birlikte Fatsalılar kendilerini sokağa attı. Hasat mevsiminin yakında başlayacak olması nedeniyle de vakitlerini iyi değerlendirmek isteyen vatandaşlar, Fatsa’daki her imkanı değerlendirmeye çalışıyor. Vatandaşlar, bu yazın sandal sefasını sürmeye başladılar. Elekçi’nin misafirleri ırmakta pedal çevirmeye başlarken, vatandaşlar bazı talepleri olduğunu söylediler. Sandal sefasının çok eğlenceli ve güzel bir aktivite olduğunu belirten vatandaşlar, Elekçi’de gerçek sandallarla
kürek çekmek istediklerini dile getirdiler. “Sandal Sefası
Sandalla Yapılır” Vatandaşlar: “Sandal sefası gerçekten iyi düşünülmüş ve vakit geçirmek, eğlenmek için
güzel bir aktivite. Ancak burada sandal değil, deniz bisikletiyle sefa sürmeye çalışıyoruz. Adına yakışacak şekilde gerçek sandallarla bu etkinlik gerçekleştirilse ve kürek çekerek daha nostaljik bir hale getirilse daha güzel olur. Hem adına da tam anlamıyla yakışır. Elekçi’de deniz bisikletleri değil sandallar yüzmeli. Türkiye’nin birçok yerinde bunun örnekleri var. Fatsa’mıza da çok yakışacağına inanıyoruz. Fatsa’nın bunu yapacak ufku ve imkanları var. Yetkililerimizin bu talebimizi dikkate alacağına inanıyoruz. Neticede onlar da Fatsa’nın daha güzelleşmesi ve gelişmesi için uğraş veriyorlar” dediler.
27 MAYIS 2013 PAZARTESİ
Sayfa
Hazırlık Bitti, Yolculuk Başladı
Bahar aylarının gelmesiyle birlikte göçe hazırlanan Ordulu arıcılar, son hazırlıklarını yapıyor. Türkiye'deki bal üretiminde ilk sıralarda yer alan Ordulu arıcılar, daha kaliteli bal elde etmek için her yıl bu aylarda yaylalara göç
ediyor. Bahar aylarının gelmesiyle birlikte göçe hazırlanan Ordulu arıcılar, hem arılarının hem de peteklerinin son hazırlıklarını yapıyor. Türkiye'deki bal üretiminde ilk
sıralarda yer alan Ordulu arıcılar daha kaliteli bal elde etmek için her yıl bu aylarda yaylalara göç ediyor. Yeni sezon öncesi çeşitli yaylalara giden arıcılar, yaklaşık 6 ay yaylalarda kalacak ve daha kaliteli bal için arılar çiçeklerden polen toplayacak. Hazırlıklarını ve bu sezondan beklentilerini anlatan Fatsalı arıcılar, “gitme hazırlığı yapıyoruz. Allah izin verirse bu hafta gideceğiz. Arı kovanları çakıyoruz. İçlerini dolduruyoruz. Belini çakıyoruz sonra da yola çıkacağız.” Genellikle Sivas, Erzurum, Erzincan, Gümüşhane, Bayburt ve Yozgat'taki yaylalar giden Fatsalı arıcılar bu yılki bal sezonundan oldukça umutlu olduklarını söyleyerek, “geçen sezon iyi geçmedi ama bu sezon umutluyuz. Ben
arıyı götüreceğim yerden daha yeni geldim. İyi gözüküyor, çok süper, yeşillik. Burada bir şey yok. Buranın işi bitti.” Geçen yılın kurak geçmesi nedeniyle istedikleri gibi ürün elde edemeyen arıcıların Ziraat Bankasına olan borçları da ertelenmişti. Geçen seneyi anlatan Arıcılar, “Geçen sene mevsim tutmadı. Kurak oldu bir şey alamadık. Hatta Ziraat Bankası’na olan borçlarımız kurak dolayısıyla ertelendi” dediler. Fatsalı Arıcı, bu günlerde yürütülen çözüm süreci ile de yaylalarda daha rahat olacaklarını belirterek, “çok rahatım orda. Hele de bu çözüm süreci çıktıya hep rahatladık. Kaç aydan beri mesela 3-4 aydan beri olaylar var mı, yok” şeklinde konuştular.
“Ünye’nin İstanbul’daki Tanıtımı Hedefine Ulaştı” Ordu'nun Ünye Belediye Bakanı Ahmet Arpacıoğlu, İstanbul Feshane Ordu Tanıtım Günleri'ni değerlendirdi. "Ünye'nin İstanbul'daki tanıtımı hedefine ulaştı." diyen Başkan Arpacıoğlu, "Ünye'nin tanıtımı adına bu güne kadar yapılan bütün etkinliklere katılmaya çalıştık. Ünye’mizi en iyi şekilde temsil etmeye, varlığımızı, kültürümüzü ortaya koymaya çalıştık. Bu çerçevede bu yıl İstanbul Feshane'de yapılan bu etkinliklere de bu yıl Ünye Belediyesi olarak katıldık." dedi. Burada el sanatlarından Ünyelilerin mutfağından, tarihi kaleden, binicilik tesisinden Ünye'nin genel yapısında ne varsa Ünye'yi 150-200 metrekarede ifade etmenin mümkün olmadığını kaydeden Arpacıoğlu, sözlerine şöyle devam etti: "Ama elimizden gelen gayreti göstermeye çalışıyoruz. Bura-
da tanıtımın dışında kucaklaşma yeri olarak görmek daha doğru olur. Çünkü Ünye'ye gelememiş Ünye hasreti ile yanan hemşerilerimizle burada onlarla kucaklaşıyoruz, Ünye'yi anlatıyoruz hasret gideriyoruz. Bunun dışında yabancılarımıza da Ünye'nin inci olduğunu ortaya koyabilme adına mücadelemiz devam ediyor. Ünye hasreti ile yanan hemşerilerimizin yanı sıra yetkililerimiz,
kurumlarımız, siyasilerimiz de bizleri yoğun bir şekilde ziyaret ediyorlar. Bu da Ünye'nin nasıl bir yer olduğunu, nasıl tatil yapıp yaşanılacak bir yer olduğunu bizlere gösteriyor. Sonuç itibari ile hedeflemiş olduğumuz noktaya gelmiş olduk. Standımızı ziyaret eden başta eski İçişleri Bakanımız İdris Naim Şahin olmak üzere, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Ordu Milletvekili İdris Yıldız, AK Parti İstanbul Milletvekili Enver Yılmaz, MHP Ordu İl Başkanı Cemal Enginyurt'a ve tüm ziyaretçilerimize teşekkür ediyorum. Ünye'miz tanıtım günlerinin en büyük pastasını almış, İstanbul'daki tanıtımımız hedefine ulaşmıştır. Bu yoğun trafik içerisinde bizleri yalnız bırakmayan basın mensubu arkadaşlarımıza da çok teşekkür ediyoruz. Ünye'nin tanıtımı adına sizler de bizlerle beraber çalıştınız."
Halk Konseri Zannettiler,
Düğün Çıktı
/ Mehmet S. UĞURBAŞ
Yaz mevsiminin gelmesiyle birlikte düğünler de yoğunlaşmaya başladı. Birçok kez sokak aralarında kına gecelerine ve kır düğünü diye tabir ettiğimiz organizasyonlara rastlarken bu kez Fatsa’da bir ilk gerçekleşti. Birçok vatandaş halk konseri zannettiği organizasyonun düğün olduğunu anlayınca şaşkına döndü. Fatsalı Emine – Veli Yanmaz çiftinin oğulları Gürkan ile Yasemin - Muhittin Yurttaş çiftinin kızı İmral’ın erkek evindeki düğünü Elekçi Parkı’nın girişinde yapıldı. Oturdukları sitenin önünde düğün yapan Veli Yanmaz, bu kadar ilgi olacağını tahmin etmediklerini belirterek, çok memnun olduklarını söyledi. Çevredeki vatandaşların da
DÜRÜ İNŞAAT TUĞLA
BETON
* KUM * ÇAKIL * KIRMA * ELEME * YIKAMA TESİSİ * ÖZEL DOĞAL ŞAP KUMU
Dürü İnşaat olarak insanlığın yaşam kalitesini artırmak için hedeflerimizi sürekli büyütüyoruz.
Salim DÜRÜ (Müteahhit)
MOLOZ
8
Gsm: 0531 888 52 52 - www.duruinsaat.com Günpınarı Köyü, Çerkezbükü Mevkii Cevizdere-ÜNYE
katılmasıyla festivale dönüşen düğünde renkli görüntüler yaşandı. Fatsa’nın sembollerinden Ayhan Kay’ın davetlileri bol bol eğlendirdiği düğüne katılan çevredekiler: “Parka normalde yürüyüş ve gezmek için sık sık geliyoruz. Fatsa’da uzun zamandır konser, şenlik, festival gibi sosyal etkinlikler olmuyor. Parkın girişinde bir etkinlik olduğunu görünce şenlik ya da halk konseri var diye düşünüp hemen dâhil olduk. Ancak burada bir düğün olduğunu öğrendik. Eğlenceye kendimizi kaptırınca da geri dönmedik. Düğün sahibine böyle bir ilke imza attığı için teşekkür ediyoruz. En azından uzun zamandır yaşayamadığımız bir eğlenceyi sokakta yaşama imkânı bulduk. Diğer yandan da bir çiftin mutluluğuna tanık olduk” dediler.
DOĞALTAŞ
DEMİRLİ BETON
KİLİT TAŞI BORDÜR
27 MAYIS 2013 PAZARTESİ
Sayfa
“Gazeteci Bağımsız, Adil ve Cesur Olmalı” Beton Mikseri 25 Mayıs Etik Günü ile ilgili olarak Ordu Gazeteciler Cemiyeti, 19 Eylül Gazeteciler Cemiyeti ve Radyo Televizyon Gazetecileri Derneği başkanları “etiği” anlattılar. Dernek başkanlarının ortak düşüncesi, etik uygulanamıyor, çünkü özgürlük yok.Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Recep Aydın, 25 Mayıs Etik Günü ile ilgili olarak “Gazeteci bağımsız, adil ve cesur olmalı.” dedi. Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Recep Aydın, bir gazetecinin bir belediye başkanına şantaj yaptığı haberiyle ilgili olarak “Gazetecilikle şantaj yan yana gelmez. Bu etik bir davranış olmaz.” dedi.Etikle ahlakın aynı anlamda kullanıldığını belirten Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Recep Aydın, “ Gazetecilik etiği 4 ana başlıkta toplanır. Bunlar; gerçeği aramak ve bilmek, zararı asgariye indirmek, bağımsız davranabilmek ve fırsat vermektir.” dedi. “Gazeteciler bilgi almayı sağlayan en önemli unsurdur.” diyen Başkan Aydın, gazetecilerin önlerine gelen bilgileri ve belgeleri titizlikle incelemeleri gerektiğini belirtti. Gazetecilik yapanların aynı bir beyin cerrahı gibi hassas ve titiz çalışması gerektiğini belirten Aydın, “Beyin cerrahı nasıl dikkatli bir şekilde kılcal damarlarla uğraşıyorsa gazeteci de öyle uğraş vermeli, hassas davranmalı.” dedi. OGD Başkanı Recep Aydın Gazetecinin bağımsızlığına önem vermesi, cesur olması ve adil olması gerektiğini söyleyen Başkan Recep Aydın, “Görevimiz kamuoyunu aydınlatmak, renk ayrımı ortaya koymaksızın haber verebilmektir. Gazeteci her şeyi bilen, gören ve rasyonel karar alabilen kişidir.” dedi. Bazı internet haberlerinde yayınlanan bir gazetecinin bir belediye
başkanına şantajı iddiasıyla ilgili olarak konuşan Başkan Aydın, “Gazeteci bölgesinin en aydın insanlarına dayanır, bilgi alır. Şantaj ile gazeteci yan yana gelemez. Gazeteci böyle olmamalıdır. Şantajla anılıyorsa gazeteci değildir. Bahse konu olan belediye başkanı umarım gazeteci tarafından şantaja uğramıyordur. Böyle bir şey varsa biz her türlü suç duyurusunu Cumhuriyet Savcılığı’na ve bağlı olduğumuz Basın İlan Kurumu’na yaparız. Toplum içinde şantaj yapan insanlara mafya denir. Umarım belediye başkanı öyle bir durumla karsılaşmamıştır. Etik kurula gider bu sorun ve öyle bir durum varsa şantajla anılan o insanlar meslekten atılır. Böyle insanlarla yan yana duramayız.” dedi. ORTGD Başkanı Birol Yılmaz Radyo ve Televizyon Gazetecileri Derneği Başkanı Birol Yılmaz, “Üniversite eğitimini almayan arkadaşlar hevesle başlıyorlar. Çalışan büyüklerine dokunarak bu işi öğreniyorlar. 27 yıldır bu işin içindeyim, hem mutfak hem idarecilik kısmında bulundum ve ben gazetecilik kimliğimi saklı tutuyorum. Biz maalesef kendi etik kurallarımızı koyamıyoruz. Başka çıkarlar uğruna tehdit eden insan olarak algılanıyor gazeteciler. Aslında en güvenilir insanlar olmalıdır, ben öyle görüyorum.” diyerek gazetecinin tehdit eden, açık arayan insanlar olmadıklarını belirtti. Gazetecilerin bilgi kaynağını açıkla(ya)madığı için cezaevinde yattıklarını belirten Yılmaz, “Sır olarak sakladığı için gazetecilik etiği bura-
da ön plana çıkıyor. Reklam için tehdit eden, yıpratıcı yayın yapan insan olarak görünür gazeteci. Çoğunluğuz ama çok seslilik yok.” dedi. Basın mensubunun belediye başkanına şantaj olayı ile ilgili olarak tasvip etmediklerini belirten Yılmaz, “Şikayet ediyoruz. Ama bu olay da sadece gazetecinin de suçu yoktur. Kendiliğinden oluşmamıştır. Yer yer siyasi kimlikli belediye başkanları kendi medyasını yaptılar. Biz gazetecileri yok sayıp, kendi isteğine göre haber yapan gazeteci diye adlandırılan kişilere haber yaptırıp şimdi onların tehdidi altındalar. Belediye başkanları düşünsünler, arz taleple beraber biz mi yarattık bu sorunları diye. Toplumu aydınlatmak için objektif olmak durumundayız. Bir haber çok önemliyse bir başlık atarsın açıklarsın. Açıklayacağım demekle olmuyor. Elinde bilgi ve belge varsa araştır, söyle. Her ihbar doğru olmayabilir. İstenmeyen acılarla baş başa bırakabilir. Haber bölgeye ne fayda sağlayacak, bunları düşünmek lazım. Haberlerin gerçek sahibi gazeteciler değil, izleyici ve okuyuculardır. Bir hesabın varsa git hallet, gözdağı vermek etik değil. Sadece gazeteci değil öbür tarafta suçlu.” diye konuştu. Basınla ilgili özel günlerde basının özgür olmadığını bildikleri halde demeç verdiklerini bildiren Yılmaz, “Bunların kaybolmaması adına demeç veriyoruz ama içimiz kan ağlıyor. Özgürlük olmayan yerde aleyhte bir şey yapmazsınız. Aleyhte haber yapınca sevilmezsiniz Abonelik iptali olur. Anadolu medyası sem-
bolik kutluyor bu özel günleri. Biz dünyanın her tarafındaki gazeteciler gibi değiliz rahat ve özgür değiliz. Ekonomik anlamda zor şartlardaysan, özen gösteremiyorsun, yarı yolda sansürleniyorsun . Tehditle abonelik iptali aynı benim gözümde. Tehdit ikisi de.” dedi. 19 Eylül Gazeteciler Derneği Başkanı Erdoğan Erişen 19 Eylül Gazeteciler Derneği Başkanı Erdoğan Erişen, 25 Mayıs Etik Günü nedeniyle bir kutlama yapmayacaklarını belirtti. Basın özgür olmadığı için etik kavramından bahsetmenin doğru olmayacağını söyleyen 19 Eylül Gazeteciler Derneği Başkanı Erdoğan Erişen, “Etik, toplumu bütünüyle içine aldığı zaman etik olur. Tümüyle hayata geçemediği zaman etik topallar.” dedi. Türkiye’de imarların rantlar karşılığında da verildiğini belirten Başkan Erdoğan Erişen, “Asgari ücretle insanları çalıştırıyorlar. Bu insanlar ekmeklerini zor alıyorlar. Hediye alınca da bu insanlar mı suçlu oluyor, yoksa onları hediye almaya, hediye kabul etmeye itenler mi?” dedi. Verilen şeyin hediye mi yoksa rüşvet mi olduğu konusunda tam bir ayırım yapılamadığını söyleyen Erişen, “Basın özgürlüğünü gündeme koymadıkça hiçbir şekilde Etik Günü’nü kutlamayı doğru bulmuyorum. Tam manasıyla basın özgürlüğü yok çünkü.” diye konuştu. Etik konusunda gazetecilikle uğraşan insanların tam anlamıyla görevlerini yapamadıklarını belirten Erişen, yerel medyada da sorun olacağını söyledi.
Ordu’ya Cumhuriyet Müzesi Kuruluyor
Nüfus müdürlüğü olarak hizmet veren tarihi bina Cumhuriyet müzesi oluyor. Nüfus müdürlüğü olarak hizmet veren binanın Cumhuriyet
müzesine dönüştürülmesi için çalışmalar sürüyor. Nüfus müdürlüğünün Cumhuriyet müzesi haline getirilmesiyle birlikte eski ve şu anda boş olan il kütüpha-
nesi ise artık nüfus müdürlüğü olarak hizmet verecek. Eski vilayet binası olarak bilinen tarihi yapının Cumhuriyet müzesine dönüştürülerek Ordu'nun kültür
ve turizmine kazandırılmasını amaçlanıyor. Bildiğiniz gibi nüfus müdürlüğü binası eski vilayet konağı. Atatürk'ün 19 Eylül 1924'te ziyaret ettiği bina. O konuda da tescilli tarihi bir binamız. Tabii oranın bir Cumhuriyet ve Kent müzesi olarak Ordu'nun kültür hayatına, turizmine kazandırmak isteniliyor. Bunun karşılığında da nüfus müdürlüğünü kütüphane binasına taşımak suretiyle oranında daha güzeli daha geniş bir alana sahip olması dolaysıyla nüfus hizmetlerini vermesini planlanıyor. İl kütüphanesi olarak kullanılan eski bina nüfus müdürlüğü olarak hizmet vermek için tadilattan geçiyor. Tadilat çalışmalarının da tamamlanmasının ardından eski kütüphane binası nüfus müdürlüğü, Nüfus Müdürlüğü'nün yeri ise Cumhuriyet Müzesi olarak kullanılacak.
9
Uçuruma Yuvarlandı
Fatsa Yalıköy beldesinde, virajı alamayan bir beton mikserinin, 20 metrelik uçurumdan yuvarlanarak ikiye bölündüğü kazada, 1 kişi ağır yaralandı. Kaza, Fatsa Yalıköy beldesi Belice mevkiinde meydana geldi. Adem Aba (28) yönetimindeki özel bir firmaya ait beton mikseri, virajı alamayarak önce yol kenarındaki çelik bariyerlere çarpıp, ardından da
20 metrelik uçurumdan dere yatağına yuvarlandı. Kazayı fark eden vatandaşlar, aracın içinde sıkışarak ağır yaralanan sürücünün yardımına koştu. Vatandaşların yardımıyla sıkıştığı yerden çıkartılan araç sürücüsü Aba, ambulansla Fatsa Devlet Hastanesi'ne kaldırılarak tedavi altına alındı. Kazayla ilgili soruşturma sürdürülüyor.
Aynı Apartman da Oturan Eltilerin Kavgası Kanlı Bitti
Ünye’de eltilerin tartışmasında bir kişi bıçaklanarak yaralandı. Olay, Ünye’nin Saraçlı Mahallesi’nde saat 17.30 sıralarında meydana geldi. Aynı apartmanda oturan ve elti oldukları öğrenilen Elif K. (24) ile Ayşegül K. (24), henüz belirlenemeyen bir nedenle tartışmaya başladı. Tartışmanın kavgaya dönüşmesi üzerine mutfaktan aldığı bıçakla eltisine saldıran Ayşegül K., Elif
K.’yı kolundan ve karnından bıçakladı. Kanlar içinde yere yığılan Elif K., çevredekilerin kavgayı ayırmasının ardından olay yerine çağrılan ambulansla Ünye Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. Karnından ve kolundan aldığı bıçak darbeleri ile yaralanan Elif K.’nın hayati tehlikesinin bulunmadığı öğrenildi. Olay sonrası Ayşegül K., yakalanarak Ünye Emniyet Müdürlüğü’nde gözaltına alındı.
“Alimlerin Dinimizdeki Yeri ve Önemi”
Kumru ilçesinde yetişmiş alimleri anma toplantısı düzenlendi. Kumrulu alimleri anma toplantısı, her yıl olduğu gibi bu yıl da Kumru Müftülüğü ve Yavuz Selim Vakfı işbirliğinde gerçekleştirildi. Toplantıya, Samsun il Müftüsü Yrd. Doç. Dr. Hayrettin Öztürk, Kumru Müftüsü Aykut
İli, Samsun eski Müftüsü Osman Şahin, Yavuz Selim Vakfı Kumru Temsilcisi Atıf Bilgü, çevre il ve ilçelerden gelen yüzlerce vatandaş katıldı. Program çerçevesinde, Öztürk, “alimlerin dinimizdeki yeri ve önemi” konulu konferans verdi. Program sonunda, misafirlere yiyecek ikram edildi.
YİTİK 12mm Vursan 18910 Nolu 1986/84 Deftere Kayıtlı Tüfeğimi kaybettim. Hükümsüzdür.
Mustafa ŞAĞBAN
SP R
Orduspor U-19’un Hedefi Türkiye Şampiyonluğu Orduspor kulübü resmi internet sitesinde Orduspor U-19 takımının Trabzon Hekimoğlu Doğanspor maçını 1-0 kazamnası ardından sitesinde bir tebrik mesajı yayınladı. yayınlanan mesajda; “Orduspor U-19 takımımız Trabzon Hekimoğlu Doğanspor ile karşılaştığı mücadeleyi 1 - 0 kazanarak Türkiye Şampiyonasına katılmaya hak kazandı. 2.Kademe müsabakalarını şampiyon olarak tamamlayan ve adını Türkiye'de ilk 4 takım arasına yazdıran Orduspor U-19 Takımımıza başarılar diliyoruz.” Orduspor Kulübü
Menekşeler 6’lı Finallerde 3’te 2 Yaptı TKB2L 6’lı Finallerde 1.Lige yükselme mücadelesi veren Orduspor Bayan Basketbol Takımı 3.maçında Edirnespor'u 76-51 mağlup ederek turnuvada ki 2. galibiyetini aldı. Orduspor, baştan sona üstün oynadığı karşılaşmada Edirnespor’u 76-51’lik skorla mağlup ederek galibiyet sayısını ikiye yükseltti. Üçüncü maçında ikinci galibiyetini alan Orduspor’da Miranda Joy Ayim 20 sayı- 11 ribaund ile double double yaparken, Simay Karaman 18 sayı- 5 ribaund ve Aynur Metin de 14 sayı- 5 asistle maçı tamamladı. Edirnespor’da ise Kübra Dicle 15 sayı- 2 ribaund, Banu
Yıllar 12 sayı- 5 ribaund ve Nihan Demirkol da 11 sayıyla çift haneli rakamlara ulaştı. Oyuna iyi başlayan ve ilk 3 dakikayı 7-2 önde geçen Orduspor, ilk periyotu da hücumdaki etkili oyunuyla 26-15 önde tamamladı. Gizem’in savunma ribaundlarındaki başarısı ve Aslı İnceer’in de skorer oyunuyla Karadeniz temsilcisi durumu 31-18’e getirdi. Nihan Demirkol’un basketiyle rakibinin serisine son veren Edirnespor, buna karşın hızlı hücumlara engel olamayınca, devreyi Orduspor 41-28 önde kapattı. Mücadelenin ikinci yarısında aradaki farkı açan ve oyunun kontrolünü de eline alan Orduspor, üçüncü periyotunu 63-41’lik skorla üs-
tün geçtiği maçtan 76-51 galibiyetle ayrıldı.
Alper Durur (Orduspor) “Dünkü maçın aksine bugün iyi hücum ettik ve ribaundlarda da iyiydik. İyi organize olduk ve dün aldığımız yenilgi sonrasında da iyi bir şekilde geri döndük. Bir-iki sakatlığı olan oyuncumuz var. Bir gün dinlenmek bizim için önemli olacaktır. Çünkü tecrübeli oyunculardan kurulu bir ekibiz ve çok efor sarf ettik. Bu maçta ribaundlarda iyiydik ve ekstra konsantre olduk” Beril Arik (Orduspor) “İyi bir mücadele ortaya koyduk. Kazandık ve rakibi de tebrik ediyorum”
Tanju Çolak Futbol Akademisi 11. Şubesi Ordu’da Açıldı Cihat Arslan’ın Türk futbolunun önemli isimlerinden olan Tanju Çolak, kendi adını verdiği futbol akademisinin 11’inci şubesini Ordu’ya açtı. Ordu’da bulunan Capo Arena Tesisleri’nde hizmete giren Tanju Çolak Futbol Akademisi’nin açılışına Ordu Cumhuriyet Başsavcısı Metin Uslu, Tanju Çolak, minik sporcular ve aileleri katıldı. Açılış öncesinde konuşan Çolak, önemli olan miniklerin gelecekte çok önemli futbolcu değil, kişilikli birey olmalarını istediklerini belirterek, “Bizim için çocuklarımız çok önemli, çocuklarımız için yapmayacağımız hiçbir şeyi-
miz yok. Bu çocuklar artık bizlere emanettir. Bu çocukların bundan sonraki paylaşımları, arkadaşlık-
ları, okuldaki başarıları ile bir bir ilgileneceğiz. Doğru güzel, saygın işler yapmak istiyoruz. Çünkü
sonuç çocuklar. Çocuklara ne verirseniz onu alıyorlar. Bizde güzellikleri, iyilikleri ahlaki paylaşımları, sevgiyi dostluğu vermek için buradayız. Bu çocuklar yarın çok özel bireyler olarak karşınıza çıkacaklar. Çok önemli futbolcu olmaları önemli değil, önemli olan Türkiye Cumhuriyeti'ne güzellikler katabiliyor mu? Duruşu olabiliyor mu? Bunlar çok önemlidir. Bunun için burada 11’inci şubemizi açıyoruz” şeklinde konuştu. Konuşmaların ardından açılış kurdelesi kesilirken, efsane futbolcu Tanju Çolak, minik futbolcularla şut çalışması yaptırdı.
İstanbul Boğazıspor, Recep’in son dakikada kendi kalesine attığı golle adeta yıkıldı. Bu golle İstanbul Boğazıspor’un Play-Off şansı iyice azaldı. İstanbul Boğazıpsor’un golcü oyuncusu Mustafa, dünkü maçta bir gol kaydetti ancak kumruspor savunmasına zor anlar yaşattı. Stat: Durugöl 1 Nolu Saha Hakemler: Kahraman Minnet, Alper Gürsoy, Hakan Karataş İstanbul Boğazıspor: Oğuz, Aykut, Muhammet, Fatih Koç, Recep, Suat, Hakan, Fatih Şen (Erdi dk.80), Mustafa, Rıdvan, Göktürk Teknik Direktör: Ali Baş Kumruspor: Rıdvan, Abdulkadir, Ekrem, Cemil, Bedirhan (Recep dk56), Sefa (Mustafa dk.80), Mesut, Sait, Fehmi, Selçuk, Abdullah
Teknik Direktör: Oktay Önen Goller: Fatih Şen (dk.33), Mustafa (dk.55) (İstanbul Boğazıspor), Fehmi (dk.8), Recep kk (dk.90+3) (Kumruspor) Sarı Kartlar: Mustafa (İstanbul Boğazıspor), Ekrem, Selçuk (Kumruspor) Maçın Önemli Anları: 1.dakikada Mustafa kendi topuyla ceza sahasına girdi. Yerden plase vurdu. Meşin yuvarlak direk dibinden auta gitti. 8. dakikada Savunmanın ağır hareketlerini iyi değerlendiren Fehmi araya girdiği topu kalecinin uzanamayacağı yerden ağlarla buluşturdu. 0-1: 33. dakikada Fatih Şahin’in sağ kanattan ortasına Fatih Şen altıpas üzerinde iyi yükselerek skora denge getiren golü attı. 1-1:
55. dakikada Rıdvan’ın kafa ile indirdiği topta hareketlenen Mustafa meşin yuvarlağı ağlarla buluşturdu. 2-1: 74. dakikada Mustafa sağ kanattan ceza sahasına girdi. Yerden şutunu çekti. Meşin yuvarlak kale direğini yalayarak auta gitti. 85. dakikada Mesut kaleci ile karşı karşıya kaldı. Aşırma vuruşunda meşin yuvarlak az farkla auta çıktı. 90+3. dakikada Sait, sağ kanattan ilerledi. Ortasında ters vuruş yapan Recep meşin yuvarlağı ağlara gönderdi. 2-2. Müsabaka Kumruspor’un son dakika golüyle 2-2 eşitlikle tamamlandı. İstanbul Boğazıspor Teknik Direktörü Ali Baş, son dakikada yedikleri golle adeta yıkıldıklarını söyledi. (orduhayat)
İstediği İsim!
Recep’in Hatası Kumruspor’a Yaradı Play-Off’u yakından ilgilendiren maçta Kumruspor ile İstanbul Boğazıspor, Recep’in son dakikada kendi kalesine attığı golle 2-2 berabere kaldı. İstanbul Boğazıspor, bu sonuçla Play-Off için fırsat tepti. İstanbul Boğazıspor ile Kumruspor, Ordu 2.Amatör Küme A Grubu maçında karşı karşıya geldi. Karşılaşma İstanbul Boğazıspor oyuncusu Recep’in son dakikada kendi kalesine attığı golle 2-2 berabere tamamlandı. Karşılaşmada üstün taraf olan
Orduspor ile her konuda anlaşmaya varan Cihat Arslan, yönetimden Karşıyaka'dan öğrencisi Mustafa Sevgi'nin alınması yönünde talepte bulunduğu öğrenildi. Sözleşmesi sona erecek olan Mustafa Sevgi ile görüşmelere başlandığı öğrenilirken, ufak pürüzlerin kaldığı transferin her an bitebileceği söyleniyor. Öte yandan yönetimin Cihat Arslan ile anlaştığını resmi olarak duyurmak için, sözleşmesinin bitiş tarihi olan 31 Mayıs'ı beklediği öğrenildi. 18 Haziran 1983 doğumlu olan Mustafa, ortasahanın sol ka-
natında görev yapmaktadır. Sırasıyla Eskişehirspor, Sakaryaspor ve Karşıyaka takımlarında forma giymiştir. 2 YIL CEZA ALMIŞTI 2010 yılında Karşıyaka'ya transfer olduktan sonra, oynadıkları Giresunspor maçının ardından uygulanan doping analizlerinde "metilhekzanamin" isimli yasaklı madde tespit edilmesinden dolayı 2 yıl resmi müsabakalardan men cezası alan Mustafa, bu sezonunun 2. yarısından itibaren tekrar sahalara dönerken, oynadığı 18 karşılaşmada 1 gol 6 asistlik performans gösterdi.