MİR KUZEY 191 SAYI

Page 1

AB Standardındaki Mezbahane Faaliyete Geçti Bolaman beldesinde Avrupa Birliği standartlarına uygun mezbahane faaliyetine başladı. Belediye bütçesiyle yapılan ve yaklaşık 350 bin TL’ye mal olan kesimhane AB standartlarına uygunluk raporuyla da dikkat çekiyor. Konuyla ilgili Bolaman Beldesi Belediye Başkanı Sabri Serdaroğlu Avrupa Birliğine uyum yasalarından dolayı bu mezbahane bugünkü tekniğe her yönüyle uygun olduğunu söyledi. 8

Mahalle Sayıları Azaltılmalı Bu İlçenin Nüfusu Kaç? Ordu Muhtarlar Konfederasyonu Başkanı Hüseyin Akdeniz, Türkiye genelinde mahalle sayısının hayli yüksek olduğunu belirterek, “Türkiye genelinde mahalleler yeniden şekillendirilmelidir” dedi. Akdeniz, yaptığı açıklamada, halen TBMM gündeminde bulunan ‘Büyükşehir Yasası’nın köy ve mahalle düzenlemesi yapıl-

madan çıkarılacağı endişesi yaşadıklarını söyledi. Büyükşehir yasasında yerel yönetimlerin bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiğini kaydeden Akdeniz, “Büyükşehir yasasında yerel yönetimler bir bütün olarak değerlendirilmezse vatandaşa sunulacak hizmetlerde aksaklıkların meydana gelmesi kaçınılmaz olur.” 5

Kumru İlçesi’nin girişine asılan tabelada nüfus 11 bin 900 olarak yazılırken, çıkıştaki tabelada 12 bin yazıyor. Oysa adrese dayılı olarak yapılan sayımda ilçenin nüfusu 11 bin 948 olarak belirlendi. Ordu'ya 98 kilometre uzaklıkta bulunan Kumru İlçesi'ne,

Fatsa'dan karayoluyla gidilince ilçe girişine karayolları tarafından asılan tabelada nüfus 11 bin 900 yazıyor. İlçeden ayrılıp Ünye'ye doğru giderken çıkışta bulunan tabelada ise 12 bin yazıyor. Her iki tabelayı görenler ise 'Bu ilçenin nüfusu kaç?' diye merak edip soruyor. 8

Tarih

24

www.gazetekuzey.com Fiyatı: 50 kr

G ü n l ü k Ta r a f s ı z S i y a s i G a z e t e

Yıl: 1

Tel: 0452 407 10 11

Eylül 2012 Pazartesi Sayı: 191

TELEFONLA DOLANDIRCILIĞA LİK

DİKKAT

’ L T N İ B 6 8 E D N 3 GÜ K I L I C I R I D N A L O D

Fatsa İlçe Emniyet Müdürlüğü son zamanlarda ilçede telefonla dolandırıcılık olaylarının artması nedeniyle açıklama yaparak vatandaşları uyardı. Fatsa İlçe Emniyet Müdürü Hüseyin Arslan son zamanlarda artan telefonla para dolandırıcılığına karşı vatandaşlara uyarılarda bulundu. Vatandaşları bilinçlendirmek ve dolandırıcılık mağduru olmalarını engellemek amacıyla yoğun çaba gösterdiklerini ancak buna rağmen vatandaşların bu kişilere inanarak dolandırıldıklarını ve devletin bu konularda zaten kendi ödeneklerinin mevcut olduğunu hiçbir kamu kurumunun kimseden para veya kontör istemeyeceğini belirtti.

Geçen hafta 3 günde büyük miktarlarda dolandırıcılık yaşandığını belirten Fatsa İlçe Emniyet Müdürü Hüseyin Arslan, “Bizler yılbaşından bu yana bu konuyla ilgili olarak değişik önleyici hizmetler anlamında işlemler yaparak telefon dolandırıcılığının önüne geçmek için bir aşama kat ettik. Ama hala tamamen bu olayı bitiremedik. Hedefimiz bu dolandırıcılık olayına sıfır seviyesine indirmek. Dolandırmak için arayan kişiler genel olarak aradıkları kişiye kendi adlarına çıkartılan telefon numaralarının kopyala-

narak çoğaltıldığını veya kendi kimliklerinin üzerine birden fazla telefon hattı çıkartıldığını, çıkartılan bu hatlarla suç işlendiğini özellikle terör kapsamında olan suç işlendiğini söylüyor. Dolandırıcılar kendilerini polis ve savcı olarak tanıtıyorlar. Bu suçu önlemek adına bir operasyon yaptıklarını bu operasyon çerçevesinde hatta bir iki kişiye ulaştıklarını, bir iki kişi yakaladıklarını arka fonda telsiz sesine benzer bir seste kullanıyorlar kişiyi inandırmak için. Aradıkları kişiyi de aynı zamanda korkutarak dolandırıyorlar” dedi. 8

Duygulandıran Mektup Üniversite öğrencilerine sağladıkları burslarla eğitime katkıda bulunan Yardım Sevenler Fatsa Şubesi halkı desteğe davet etti. En son 19 Eylül 2012 tarihinde 9 Eylül üniversitesi’nde okuyan bir öğrencilerinden duygu yüklü sözler yazılmış bir mektup alan Yardım Sevenler Derneği öğrenci okutmanın mutluluğunu bir kez daha yaşadı. Fatsa Yardım Sevenler Derneği Başkanı Nimet Koç vatanadaşları bur verebilmeleri için desteğe davet ederek, “Hayata bakışımız hiç tanımadığımız bir eli tutup umut olabilmek , umuduna ışık olabilmek ,onların hayat yolunda kanadına rüzgar olabilmek , karşılıksız vermenin keyfini yaşamak için var mısınız bizlerle bu yola baş koymaya” şeklinde bir mesaj verdi.

SATIRBAŞI

Fatsalı Musavvat Dervişoğlu 4 Kasım 2012 tarihinde gerçekleştirilecek olan MHP 10.Olağan Kurultayında Genel Başkan adaylığına talip olduğunu açıkladı.

www.ahmetfidan.com

ahmet@ahmetfidan.com

MHP Genel Başkanlığı adaylığını açıklamasıyla başta partililerden ve özellikle Fatsalılardan büyük destek gören Musavvat Dervişoğlu, basın toplantısında şunları konuştu. “MHP Genel Başkanlığı adaylığının öncelikle yapılacak olan kurultayımızın partimize, milletimize ve devletimize hayırlar getirmesini Cenab-ı Allah’tan diliyor, bu kurultayın ça-

Başkanlık Seçimi İçin Yarıştılar

Müzmin Regl Psikozu veya Regl Sendromu Yrd. Doç. Dr. Ahmet FİDAN

MHP Genel Başkanlığına Fatsalı Aday resizliğe, umutsuzluğa ve karamsarlığa terk edilen Türk Milletinin kurtuluşuna vesile olabilecek bir işaret fişeği niteliği taşımasını temenni ediyorum. Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanlığı yüksek bir sorumluluk gerektiren önemli bir makamdır. Bu makama talip olan kişilerin bunun şuur ve idrakinde olmaları Ülkücü şuur ve ahlakın vazgeçilmez bir gereğidir. 9

KARADENİZ KÜLTÜRÜ KAYBOLUYOR Dolunay Kolejinde öğrencilerde demokrasi bilincinin oluşturulması amacıyla yapılan sınıf başkanlığı seçimleri 4/A sınıfında da yapıldı. 8

Karadeniz Bölgesi'nde yoğunlaşan kontrolsüz göç hareketleri sebebiyle şehirlerin kültürel kimlik, mimari ve insan tipolojisinin değiştiği, bu değişim sebebiyle bölgenin yavaş yavaş Karadeniz kimliğinden uzaklaştığı belirtildi. 7


2

24/09/2012 Pazartesi

Yüzde 50 Randımanlı Kabuklu Fındık

ORDU: GİRESUN: TRABZON:

3,80 TL 4.35 TL 3,75 TL

Avrupa Para Birimi EURO

Amerika Para Birimi DOLAR

Alış:2,32 Satış: 2,33

24 Ayar Altın

Sağanak Yağışlı

gazetekuzey@gmail.com

Sizde Fotoğraflarınızı Gönderin Yayınlayalım

24/09/1882 İstanbul Beyazıt Kütüphanesi kuruldu.

24/09/1981 Ermeni militanlar Türkiye’nin Paris Başkonsolosluğu’nu bastılar; güvenlik görevlisi Cemal Özen öldü, Başkonsolos Kaya İnal yaralandı.

24/09/1956 Türk Dil Kurumu ‘’En İyi Yapıt Ödülü’’nü, ‘’Ali’’ adlı romanıyla Orhan Hançerlioğlu kazandı. 24/09/1960 Yüksek Adalet Divanı kuruldu. 24/09/1980 Iraklıların İran’ın Abadan’daki

o be ben şimdi burada uyurum

Büyükten küçüğe doğru ne ilginç değil mi

işte moda

manzara süper

ASTROLOJİ

Boğa 21Nisan-21Mayıs

İkizler 22Mayıs-21Haziran

Karşı cinsin hakkınızda düşüncelerine aldırmadan hareket ediyorsunuz. Bugün duygusal konularda oldukça inatçı bir tavır sergileyebilirsiniz.Ay’ın bulunduğu konum, öğle saatlerinden sonra, kişisel düşüncelerinizi derinleştireceğinizi ve çevresel yorumlarınızı içinizden yapacağınızı gösteriyor., Olayların yönünü geniş tutmalısınız. Dengeli yapınız yüzünden, her olaya oto kontrol sisteminiz dahilinde, akıllıca çözümler getiriyorsunuz.Ailenizle birlikte güç oluşturacak ve sevdiklerinizin menfaatleri çerçevesinde gelişecek olaylara el atabilirsiniz. Bugün, ortak ilişkilerinize yeniden yön vermeniz gerekebilir fakat siz, geleneksel davranmak isteyeceksiniz.

Düşüncelerinizi istediğiniz yönde yapılandırmak istiyor ve gerekli tüm detayları gözden geçiriyorsunuz. Bugün, Ay’ın verdiği etkileri olumlu bir şekilde kullanmak için bir çok vasıflara sahipsiniz. Birlikte çalıştığınız kişilerin değişik fikirlerinden yaralanabilirsiniz. . Destek gördüğünüz zaman kendinize olan güveniniz daha da artıyor.

Bugün duygularınızı rahat bir şekilde kullanmak isteyeceksiniz.Yönetici gezegeniniz Ay, duygusal konularda değişim göstermenizin uygun olacağını gösteriyor. Yaratıcılık konusunda farklılığınızı çevrenize hissettirebileceksiniz. İlginç konuşmaların yaşanacağı dost ve aile toplantıları sizi bekliyor, ve ilginizi yeni konulara Yengeç 22Haziran-23Temmuz yönelteceğiniz bir gündesiniz..

Aslan 24Temmuz-23Ağustos

Başak 24Ağustos-23Eylül

Sezgilerimizin sizi yorduğunu fark ediyor ve bu konuda gerekli önlemleri almıyorsunuz. .Bugün, kendinizi irdeleme ihtiyacı içindesiniz. İçsel sesinizle baş başa kalmayı denemelisiniz. Eğitiminizle ilgili statü isteği içinde olmalısınız. Arkadaşlarınızla bir araya gelerek, felsefi yaklaşımlarınız olacaktır

Bilinçaltınızın rahatsız olduğunu çevrenize hissettirmek itemiyor ve değişik yöntemlerle duygularınızı gizlemek istiyorsunuz. Araştırmaya yönelik davranışlarının olumlu sonuç getirmesini istiyorsanız, kendinize zaman tanımalı, koşullarınızı yeniden gözden geçirmelisiniz. Kendinizi aşma konusunda gerekli donanıma sahipsiniz.

Terazi 24Eylül-22Ekim

Akrep 23Ekim-22Kasım

Yay 23Kasım-22Aralık

Oğlak 23Aralık-20Ocak

Kova 21Ocak-18Şubat

Balık 19Şubat-20Mart

İmsâk: 4:42 Güneş: 6:09 Öğle: 12:28 İkindi: 15:51 Akşam: 18:35 Yatsı: 19:55

petrol rafinerisini uçurmasıyla İran-Irak savaşı genişledi.

24/09/1938 Hatay Devleti ‘nde genel af ilan edildi.

Kafama vurma hey

Ordu Namaz Vakitleri

24/09/1566 Onbirinci Osmanlı Padişahı II. Selim tahta çıktı.

24/09/1933 Türk-Bulgar Dostluk ve Tarafsızlık Anlaşması 5 yıl daha uzatıldı.

Delinin biri hastanenin bahçesinde, el arabasını tersinden sürüyormuş. Bir doktorun dikkatini çekmiş Doktor yanına giderek sormuş; -Neden elarabasını tersinden sürüyorsun? Düzünden sürsene demiş. delide sinirli sinirli cevap verir; -Düzünden süreyim de bana birşey taşıtın demi Ben delimiyim...

Koç 21Mart-20Nisan

Ordu Hava Durumu

Alış: 1,79 En Düşük: 20 Satış: 1,80 102,35 TL 163,30 TL En Yüksek: 24

Akıl hastanesinde deliler bir araya gelip kaçış planı yaparlar. elebaşları planı anlatır : -Büyük bir kütük bulup ilk önce 1. kapıyı, 2. kapıyı ve daha sonra 3. kapıyı kıracağız ve herkes başının çaresine bakıp kaçacak. sabah olunca bir kütük bulurlar doğruca 1. kapıyı kırarlar, 2. kapıya koşup onu da kırdıktan sonra 3. kapıya yönelirler. 3. kapının açık olduğunu gören elebaşları der ki : -Arkadaşlar plan bozuldu geri dönün.

baba ben senden yakışıklıyım

Çeyrek Altın

Her an gelişen yeni fırsatlar karşısında, kendiniz daha iyi yönlendirebiliyorsunuz. Fiziksel özelliğinizi maddesel kazançlarınızla paralel bir şekilde destekleyeceğiniz bir gün. İş yaşantınızla ilgili bazı konular kafanızı kurcalayabilir. Mars’tan aldığınız olumlu etkiler sayesinde olayları hızlı bir şekilde yaşama geçirmek isteyeceksiniz.

Maddi konularınızı yeniden gözden geçirmelisiniz. Bugün, Ay, para evinizi olumlu etkiliyor ve kazançlar konusunda güçlü destekler alacaksınız.Birikimlerinizi değerlendirmek isteyebilirsiniz. Yaşamınızda değişiklikler yapmak için gerekli atılımları sağlamalısınız. Başlattığınız gelişmeler olumlu ilerliyor..

Duygu yüklü bir gün. Geçmişle ilgili konuların kafanıza takılmasına izin vermemelisiniz. Ay’ın burcunuzda bulunurken, sizi ve çevrenizi sınama şansı verirken, kendinizi aşma konusunda sizi daha da güçlendiriyor. Yaşam kalitenizi yükseltecek çalışmalar içindesiniz. Bugün çalışmalarınızı gizli tutmak isteyeceksiniz. Güçlü bağların pekişeceği bir gün. Bulunduğunuz ortamlarda kendinizi rahat bir şekilde ifade ettiğiniz için, çevreniz oldukça kalabalık olacak. . Bugün, etrafınızdaki kişilerin size olan davranışlarından değişik anlamlar çıkarmak yerine, olayların alt yapısını araştırmalı ve gerekli müdahaleyi göstermelisiniz. Kazançlarınız konusunda fırsatları değerlendirmelisiniz. Canlı ve dinamik yapınıza uygun ortamlarda bulunduğunuz zaman motivasyon gücünüz iki katına çıkıyor. Bugün, değişime hazırsınız. Arkadaşlarınızla organizasyon çalışmalarına ağırlık vermeli ve kişisel başarınızı arttırmayı denemelisiniz Güç ağırlıklı bir sosyal platform hazırlığı içindesiniz. Kendinize kızmaktan vazgeçmelisiniz.

Çevrenizdeki kişilerin size yaklaşımları son derece gerçekçi ve kavrayıcı olacak. Onların güçlü destekleri, bazı fırsatları da birlikte getirecek. Bugün Ay, toplumsal ilişkilerinizi olumlu bir şekilde etkilerken, arkadaşlarınız arasında ilginç fikirlerinizle, yaratıcılığına en çok başvurulan bir kişi oluyorsunuz. Bu özelliğinizi doğru zamanlarda kullanmalısınız.

24/09/1983 Milli Güvenlik Konseyi kamu çalışanları için emeklilik yaşını kadınlarda 45’e, erkeklerde 50’ye yükselten düzenlemeyi yasalaştırdı. 24/09/1996 Diyarbakır E Tipi Cezaevi’nde12 siyasi mahkum dövülerek öldürüldü. 24/09/1999 12 Mart 1971 Muhtırası’nda imzası bulunan eski Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Muhsin Batur öldü.

bileziklerimi görmesinler

off be ızgarayı kes

Heeeeeeeyt beeee

çulluk ziyafeti var

ŞİFALI BİTKİLER Ahududu (ağaççileği) Gülgillerden; böğürtlen gibi çalı halinde, dikenli bir bitkidir. Kümeler halindedir. Kendiliğinden yetişir. Meyvesi duta benzer. Sarımtırak kırmızı portakal renginde, sulu ve güzel kokuludur. Meyvesi toplanıp, kurutulur. Reçel, şurup ve likör yapılır. Meyve olarak da yenir. Faydası : Kanı temizler, vücutta biriken zehirli maddelerin atılmasını sağlar. Terletir ve idrar söktürür. Kabızlığı giderir. Vücuda dinçlik verir. Romatizma, mafsal kireçlenmesi, nikris, boğaz, bademcik ve göz iltihaplarında kullanılır. Kansızlık ve veremde çok iyi bir gıdadır. Ateş’i

düşürür. Üre ve şeker hastalarına da faydalıdır. Mide ülseri olanların kullanmamaları gerekir.

Adasoğanı (scille) Zambakgillerden, bir çeşit bitkidir. Yaprakları uzun şerit şeklindedir. Çiçekleri; yeşil ve beyaz damarlıdır. 2 kilogram kadar olan soğan kısmı, yapraklarının altındadır. Acı ve zehirlidir. 7,5 gram adasoğanı öldürebilir. İçeriğinde “Scillarena glikozidi” vardır. Tazeyken kullanılmaz. Aksi halde zehirlenme ve kusmalara yol açar. Soğanın etli olan orta kısmı dilimlenerek kurutulur. Sonra dövülüp toz haline getirilir. Ev ilaçlarında çok dikkatli kullanılması gerekir. Faydası : İdrar söktürür. Kalp

hastalarında vücuda biriken suyu boşaltır. Azotemi’yi azaltır. Böbrek hastalarının kullanmaması gerekir. Uzun süre kullanılacak olursa “Albüminüri” yapar.


24/09/2012 Pazartesi

ÜNYE’DE ATLAR ALTIN KEMER İÇİN YARIŞTI Ünye Belediyesi tarafından düzenlenen Rahvan At Yarışları’nın 6’ncısı gerçekleşti. 8 kategoride yapılan yarışlarda dereceye girenlere toplam 30 bin TL ödül dağıtıldı. Ünye Belediyesi 6. Rahvan At Yarışları Günpınarı Köyü Binicilik Tesisleri'nde yapıldı. 8 kategoride gerçekleşen yarışları Ordu Vali Yardımcısı Yemen Bayrak, Ünye Kaymakamı Mustafa Demir, Ünye Belediye Başkanı Ahmet Arpacıoğlu, Terme Belediye Başkanı Ahmet Yirmibeşoğlu, Perşembe Belediye Başkanı Selami Çarkçı, Belde Belediye başkanları, daire amirleri, siyasi parti başkanları ile çok sayıda at yarışı severler izledi. At yarışları, Baş, Baş altı, Büyük Orta, Küçük Orta, Deste, Tay üstü, Tay, Minik ve Dörtnala kategorilerinde yapıldı. Ünye Belediye Başkanı Ahmet Arpacıoğlu, 3 kez üst üste birinci olan ata altın kemer hediye edileceğini ifade ederek, “Türkiye’nin Kırkpınar’ı varsa Ünye’nin Günpınarı var. Sporun her türlüsüne destek veriyoruz. Amatör sporlara destek olmak ve gençlerimizi geleceğe hazırlamayı sorumlulukla-

rımız arasında kabul ediyoruz. Bunun dışında geleneksel sporlarımız olan at yarışları ve güreşlerimizle ilgili de öteden beri desteğimiz devam etmektedir. At yarışlarımız ve at sevgisi atadan bize gelen önemli bir sporumuzdur. Bugün 6'ncısını düzenlediğimiz Rahvan At Yarışlarında Belediye Başkanlığı Kupasında üç yıl üst üste birinci gelen atımıza altın kemer hediye edeceğiz” dedi. Büyük çekişme ve heyecana sahne olan yarışların sonunda Baş yarışları birincisine 10 bin lira, Baş altı 7 bin lira, Büyük Orta 5 bin lira, Küçük Orta 3 bin lira, Deste 2 bin lira, Tay üstü bin lira, Tay 750 lira, Minik Tay 500 lira ve Dörtnala da bin olmak üzere toplam 30 bin TL ödül dağıtıldı. Ünye Belediyesi 6'ncı Rahvan At Yarışları'nda son koşu Başkanlık Kupası için yapıldı. Üç kez üst üste başkanlık kupasında birinci gelen yarışmacıya altın kemer hediye edi-

leceği yarışmada Ankara’dan katılan Murat Kölemenoğlu birinci, Terme’den Ali Akbaş ikinci ve Çarşamba’dan yarışa katılan Turgay Akçagöz üçüncü oldu. Rahvan At Yarışları 4 nal kategorisinde yarışan İbrahim Aydın (36) attan düşerek hastanelik oldu. Yarışmanın 2. turunda protokol önüne gelindiğinde yarışmayı birinci olarak sürdüren joker İbrahim Aydın,

bir anda attan düşerek yuvarlanmaya başladı. Geriden gelen atlar nedeniyle ezilme tehlikesi geçiren talihsiz yarışmacı, pistin dışına çıkarılarak sağlık ekiplerince müdahale edildi. Ambulansla Ünye Devlet Hastanesi'ne kaldırılan İbrahim Aydın’ın önemli bir sağlık sorununun bulunmadığı ve ayakta yapılan tedavinin ardından taburcu edildiği öğrenildi.

Ünye Halk Kütüphanesi Müdürü Erol Kocaoğlu, kütüphanede bilgisayar salonunun olduğunu söyleyerek, “İnternet kafeye gideceklerine, kütüphaneye gelsinler” dedi.

lerin devreye girdiğini söyleyen Kocaoğlu, “Çocuklarımız en azından burada bizim deneti-

mimiz altında. Çocuklar, veliler zaman zaman anneleri ile beraber geliyorlar burada internete giriyorlar ama daha çok oyun oynamaya geliyor. Olsun biz de onlara o kadar niye oynuyorsunuz falan demiyoruz çünkü internet salonuna gideceğine kütüphaneye gelsin. Çünkü burada bilgisayarlar güvenli fitreli. Fitre kırılsa bile biz burada takip ediyoruz. Yani yanlış işler yapmalarına izin vermiyoruz. Hep denetim altındalar yani. Çocuklara her istediklerini oynatmıyoruz çünkü öyle vurdulu kırdılı oyunlar zaten fitre tarafından engelli. Daha çok zeka geliştirici oyunlar var” diye konuştu.

Kocaoğlu açıklamalarına şöyle devam etti: “Yaz günü internet salonumuz ağzına kadar dopdoluydu, hatta sıra bekleyenler bile vardı. Zaman zaman burada oturuyorlardı. Onlarda daha çok oyun için gelmişlerdi. Birkaç tanede işte bu sınavlara bakanlar, sınav tarihlerine bakanlar, KPSS soruları arayanlar onlar için çalışmaya gelenler falan vardı. Böyle bir okuyucu profilimiz vardı. Halk kütüphaneleri genelde halkın boş zamanlarını değerlendirme görevini yapar, bilgi görevini yapar, film izleme görevini, müzik dinlemek için müzik indirme görevini yapar. Bilgi ihtiyacı varsa bilgi ihtiyacını karşılar.”

Ordu’ya Yeni Hâkim ve Savcı Atandı Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Başkanlığı’nın (HSYK) 87 yeni hâkim ve savcının atanmasına ilişkin kararı Resmi Gazete'de yayımlandı.

Anlayan Kitap & Kırtasiye Mehmet ANLAYAN 0536 855 70 18 anlayankirtasiye@hotmail.com Adres: M.K.P. Mah. A.Cevat Güvenkaya Cad. No:14/A Dereüstü/FATSA Tel: 0452 Tel: 0452 424 424 20 22 20 22

Karar ile, HSYK aday hâkim ve savcılar arasından 24 Temmuz 2012 tarihinde yapılan ad çekme sonucuna göre, 87 hâkim ve savcının görev yerleri de belirlenmiş oldu. Yapılan tayinler sonrasında Çorum Adli Yargı Hâkim Adayı Osman Özdemirel, Aybastı Hâkimliğine, Bakırköy Adli Yargı Cumhuriyet Savcı Adayı Mehmet Çetinkaya, Gürgentepe Cumhuriyet Savcılığına, Ankara Adli Yargı Hâkim Adayı Önder Güleç, Mesudiye hâkimliğine atandılar.

İmtiyaz Sahibi Mir Mehmetoğlu Gıda Mad. San. ve Tic. Ltd. Şti. Adına Tüzel Kişi temsilcisi Niyazi Yeşiller

Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Muhsin Yılmaz

İşletme Müdürü Nusret Yeşiller

Sayfa Editörü Özkan Yıldırım

Genel Koordinatör Betül Yeşiller

Genel Yayın Yönetmeni Mustafa Dalgacı

Grafiker Emrah Çoşkun

Haber Merkezi Ahmet Alkan

Muhabirler Taner Şen Mustafa Kemal Poyraz

Dizgi-Grafik Yeşiller Grafik Tasarım Reklam ve Matbaa

Hukuk Danışmanı Av. Doğan Pehlivan

Yayın Türü Yerel Süreli

Reklam Ahmet Kaytaz Oğuzhan Yılmaz

Baskı Tesisi Mir Mehmetoğlu Gıda Mad. San. ve Tic. Ltd. Şti. Yeşiller Grafik Tasarım Reklam ve Matbaa

SATIRBAŞI Yrd. Doç. Dr. Ahmet FİDAN www.ahmetfidan.com ahmet@ahmetfidan.com

Müzmin Regl Psikozu veya Regl Sendromu

İNTERNET KAFE YERİNE KÜTÜPHANE TAVSİYESİ

Çocukların kütüphanede internete girdiklerinde veya oyun oynadıklarında filtre-

3

Dağıtım Alp Medya Ajans Adres MKP. Mah. Şehit Polis Erkan Alışır Cad. No:29 Fatsa/ORDU Tel: 0452 407 10 11 Faks: 0452 407 10 12 e-posta: gazetekuzey@gmail.com

Gazetemiz İHA Abonesidir. Gazetemiz basın ahlak kurallarına uymayı taahhüt eder. - Köşe yazıları ile ilgili hukuki sorumluluk yazarlara aittir.

Regl sendromu, olgunlaşmış dişi homosapienslerin yumurtlama dönemlerinde salgılanan progesteron hormonuna metabolizmanın, vücudun ve beynin koordineli olarak uyum sağlayamamasından dolayı ortaya çıkan ve çoğu dişi yaratıklarda görülen kronik depresif reaksiyonlardır. Bu dönemde, vücutta bir taraftan kan kaybı olmakta, bir taraftan progesteron hormonu salgılanmakta, bir taraftan vücut bu hormona adapte olmaya uğraşırken bir taraftan da kan kaybının verdiği zahmet ve sıkıntı söz konusu dişileri fazlasıyla etkilemektedir. Bu dönemde özellikle hissedilen çaresizlik ve psikolojik güçsüzlük iç çöküntü, çevreye ani ataklar fiili veya sözlü saldırılar olarak yansıyabilmektedir. Ancak erkeksi bayanlarda, atletik tiplerde özellikle de A tipi karakter türlerinde bu dönem diğer tip ve türlere göre daha hafif geçirilir. Bunda fiziksel açıdan güçlülük psikolojisinin de etkisi bulunmaktadır. Bu psikozu yaşamakta olan aklı başında bir dişiden beklenen, çevresindeki hemcinslerine veya karşıcinslerine "mazeretim var, (fazlasıyla) asabiyim!))" uyarısında bulunup kendisine mümkün olduğunca ilişilmemesi gerektiği konusunda bilgilendirme yapmalarıdır. Bu uyarı yapılırsa eğer, psikozun etkisiyle ortaya çıkacak, önce psikolojik sonra da (olası) sosyolojik reaksiyonların ve dahi eksi dışsallıkların çapı büyümeden önlenmiş olabilecektir. Dönem içinde salgılanan progesteron hormonunu vücut özellikle cenin için / fetus için üretir. vücudu hamileliğe hazırlamak amacıyla yola çıkar, yani salgılanır))) ne var ki, ortada ne cenin, ne de fetüs vardır. Bu duruma sinirlenen hormon metabolizmayı kendine göre etkiler, dişi yaratığın psikolojisini alt üst eder. Bu mendebur hormon)) idrarla dışarıya atılarak ondan kurtulunmuş olunur. Regl'in En Çok Neyi Sevilir?)) Yahya KEMAL'e, Ankara'nın en çok neyini seviyorsun demişler, o da "İstanbul'a dönüşünü seviyorum" demiş. Şairin bu sözü gibi, çoğu dişi homosapiensler de regl için aynı şeyi söylerler. Regl sendromunun en güzel yönü, bu dönemin geçici olmasıdır. Zira olgun bir dişi homosapiens yaratığın olağan regl dönemi 3-7 gün, ortalama ise, 5 gün civarındadır. Bu sürenin on günü bulması anomali olarak kabul edilebilir ve hekime ve/veya psikoloğa danışılması gereken bir durumdur. Regl psikozunun en güzel yönü geçici olmasıdır ama, yazımıza da konu ettiğimiz bu dönemin müzmin olmasına ne dersiniz? Müzmin Regl Psikozu veya Sendromu: Müzmin, Arapça kaynaklı bir kelime olup, "zaman" kökünden ism-i mef'ulle türetilmiş ebedi veya kronik anlamlarına gelen bir sözcüktür. Başlangıcı belli olup ta sonunu kimsenin kestiremediği durumlar için kullanılır. Bu sözcüğü regl psikozuna adapte ettiğimizde ortaya önce psikolojik olarak başlayan ama esas olarak sosyolojik sonuçlar veya felaketler doğur(abile)n bir vak'a çıkar. Zira regl psikozu sadece ve sadece üç ila yedi gün arasında seyreden ve üstelik sadece dişi homosapienslerde görülen bir durum iken, müzmin regl psikozu, ilelebed devam ede(bile)n üstüne üstlük, erkek yaratıklarda da görülen bir sendromdur. Erkeklerde ve Bayanlarda Müzmin Regl Sendromu Bu tür kişilerin davranşsal anlamda özgeçmişlerine indiğimizde, çocukluğuna kadar gitmeye bile gerek olmaksızın bir şekilde bir yerlerde anomalik yıkımların olduğu ortaya çıkacaktır. Erkek veya bayan bu tür kişi/liklerin kendilerine verdiği zarardan daha elim ve vahim olarak çevrelerine vere(bile)cecekleri zararlar daha önemlidir. Bu tür kişilikler sürekli olarak negatif eğilimli olup, davranışsal psikolojilerinin varsayılan ayarı "hayır" a odaklıdır. Bardağın dolu tarafını değil de boş tarafını görmekten özellikle haz duyarlar. Binaenaleyh, bu kişiler tecrit halini özellikle tercih ederler. Tecritte yaşadıklarından dolayı da daşırada olup bitenlere karşı ya tamamen kayıtsız kalırlar ya da hiç kimsenin dikkat etmediği veya ilgilenmediği konularla aşırı derecede ilgilenirler. Bu durum, onların içinde (psikolojilerinde) müzmin olarak var olan progesteron hormonundan kaynaklanmatadır. Dişilerdeki müzmin regl sendromu, bir de olağan regl sendromuyla birleştiğinde bu tür yaratıklara mutlak olarak yaklaşılması hayati tehlikeler doğurabilecektir. Bu nedenle yakınlarına özenle dikkatli olmaları önerilir. Müzmin regl sendromuyla birleşen olağan regl dönemini geçiren dişiler, yer yer şizofrenik davranışlar bile gösterebilirler. Teşhisi ve Tedavisi: Sendromun teşhisi, hastaların çevresine karşı dengesiz ilgisizliği veya aşırı ilgisi, kimsenin rahatsız olmayacağı şeylere karşı aşırı derecede rahatsızlıkları, sürekli tekrar ettikleri refleksler, sözcükler, kendi içlerinde büyüttükleri hatta devleştirdikleri süper egoları ve bu nedenle ortaya çıkan AŞIRI İSYANKARLIKLARI ve bunun farkında bile olamamalarının aklı selim kişiler tarafından anlaşılması ile ortaya çıkar. Bu tür yaratıkların öncelikli olarak düzenli bir psikolog tedavisi almaları gerekmektedir. Psikolog tedavisi tekliflerine karşı kesin olarak karşı çıkma ihtimallerine karşın, ilgililere psikolog sıfatıyla değil de rasgele tanışılan bir tanıdık olarak diyalog kurulması daha iyi sonuç verecektir. Eh bu pazar yazısını da absürt tarzda dile getirdiğim bir anomaliye ayırdım. Bu gün yemyeşil baharın içinde börtü böcekli pespembe bir yazı sunamadım sizlere. Gusura galmayın artık.)) Yine de pazar keyfiniz muhteşem, kahveniz köpüklü, çevreniz kuşlarla cıs cıvıltılı, gününüz bahar güneşiyle dopdolu geçsin. Sağlıcakla kalınız efendim.


4

24/09/2012 Pazartesi

Çevreyolu Dört Koldan İlerliyor ODÜ’den Bilimsel Projelere Destek

Geçtiğimiz yıl ihalesi yapılan ve bu yılın ilk yarısında çalışmaların başladığı Ordu Çevre Yolu projesinde çalışmalar hızla sürüyor. Karayolları Genel Müdürlüğü tarafından geçen yıl ihale edilen Ordu çevreyolu işini Nurol, Yüksel, Özkan ve Doruk firmalarının oluşturduğu dörtlü konsorsiyum kazanmıştı. İhalenin ardından Şubat ayında Karayolları Genel Müdürlüğü ile sözleşme imzalanmasının ardından yüklenici firmalar çeşitli bölgelerde kurulan şantiyelerle çalışmalara başladılar. Şantiyelerin kurulmasının ardından Çevreyolu için dört koldan faaliyetlere başlayan firmalar, Boztepe ve Öceli’den başladıkları tünel giriş ve çıkışlarında çalışmalarını sürdürüyorlar. Proje kapsamında Çevre yolunda 5 bin 300 metre gidiş ve 5 bin300 metre geliş olmak üzere toplam 10 bin 600 metre tünel bulunuyor. Melet ve Ci-

vil ırmağından sağlanacak geçiş için de Melet ırmağına bin 200 metre Civil ırmağına ise 700 metre uzunluğunda viyadük yapılacak. Öte yandan projede olmamasına rağmen Terzili köyü sınırları içerisinde bir tünel açılmasının gerekliğinin de ortaya çıktığını belirten firma yetkilileri, gerekirse proje tadilatı yapılarak Terzili Köyü içindeki güzergâhın iki kilometrelik bir tünelle sorunsuz geçilebileceğini belirttiler. Kamulaştırma bedelleri firma tarafından ödeniyor Çevre yolunda kamulaştırma planının henüz hazır olmaması nedeniyle güzergâh üzerinde arazisi bulunan şahıslara devlet tarafından ödeme yapılamazken, yüklenici firmalar kendi imkânları ile vatandaşla-

Ordu Üniversitesi, üniversite kapsamında yer alan “Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinasyon Birimi” çerçevesinde gerçekleştiren projelere destek sağlamaya devam ediyor.

rın arazi bedellerini ödeyerek, kamulaştırma sorununu geçici olarak çözüp, projeyi süresinde bitirmek istiyor.Firma yetkilileri kamulaştırma sorununun bir an evvel çözümlenmesi halinde, daha rahat bir çalışma ortamlarının olacağını belirtirlerken, tek hedeflerinin projeyi üç yıl içerisinde sonuçlandırmak olduğunu kaydettiler. Günümüzde ilçelerde dahi yapılan çevre yollarının Ordu’da geç de

olsa başlanması, Ordu’da büyük bir memnunluk yaratırken, çalışmalara destek vererek bir an evvel çevre yolu ile birlikte Ordu yaşanabilir bir kent haline getirilmelidir. Öte yandan çevre yolu tamamlandığında Ordu’nun trafik sorunu kökten çözüme kavuşacak, binlerce aracın yarattığı hava kirliliği ortadan kalkacak ve yılda 30 bin TL. de geri dönüşüm sağlayacak.

Proje İçin İlk Görüşme Yapıldı Ordu Belediyesinin yıkılan hizmet binasının yerine yapılacak olan yeni binanın mimari projesi için teklif götürdüğü Şefik Birkiye ile ön görüşme gerçekleştirildi.

Belediye Başkanı Seyit Torun Türkiye’ye davet ettiği dünyaca ünlü Türk Mimar

Şefik Birkiye ile İstanbul’da biraraya geldi. Daha önce kendisine söz-

lü olarak teklif götürülen Şefik Birkiye konuya sıcak bakmış ve yüzyüze yapılacak bir görüşme ile ayrıntıların ele alınabileceğini belirtmişti. Bu kapsamda önceki gün İstanbul’da biraraya gelen Birkiye ve Torun’un yaptıgı ön görüşmenin olumlu geçtiği öğrenildi. Belediye Başkanı Seyit Torun Birkiye’nin projeyi yapmaya sıcak baktığını belirterek şöyle dedi. “Belediyemize ve Ordu’ya yakışır bir proje için, çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu çalışmalarımız çerçevesinde Ünlü Mimar Şefik Birkiye’yi proje için Türkiye’ye

davet ettik. Kendisi bu teklifimize olumlu yanıt verdi. İlk buluşmayı İstanbul’da gerçekleştirdik. Kendisine projemizle ilgili taleplerimizi ilettik. İlk görüşmenin olumlu geçtiğini söyleyebilirim. Önümüzdeki günlerde tekrar bir araya gelerek projenin detaylarını konuşacağız. Birkiye dünyaca ünlü bir mimar. Dünya’da yaptığı projelerle tanınıyor. Ordu Belediye binasının projesini çizmeyi kabul ederse mesleki kariyerine uygun bir eser ortaya çıkaracağını ve Ordu’nun da önemli bir mimari eser kazanacağını düşünüyorum.”

Ünye Müze Ev’de Fotoğraf Sergisi Açıldı “Anı Çek’’ sloganı ile düzenlenen 1. Ünye Foto Maraton Yarışması’nda fotoğrafçıların çektiği 80 eserden 46’sı Ünye Müze Ev’de fotoğraf sergisinde sergilenmeye başladı. Ünye Müze Ev Müdürü Ali Rıza Nal, Ünye Müze Ev için kullanım belgesinin alındığını, resmi açılışı yapılmadan müze evin ziyarete açıldığını söyledi. Nal, Ünye Müze Ev’de , ‘’Anı Çek’’ sloganı ile düzenlenen 1. Ünye Foto Maraton Yarışması’nda fotoğrafçıların çektiği 46 eserin sergilendiğini, bu serginin müze evin ilk sergisi olduğunu belirtti. Müze Evin hizmete açıldığını belirten Ali Rıza Nal, şunları kaydetti: ‘’Evin, müze ev olarak kullanılması belgesini aldık. Resmi açılış yapabilmemiz için bazı

eksikliklerin giderilmesi gerekiyor. Biz fiziki şartları yerine getirdik, ama teknik konular var onların hazırlanması ve Kültür Bakanlığı’nın izni gerekiyor. Resmi açılışın bize tanıtım açısından bir katkısı olabilir, belli bir süreç var, bekliyoruz. Müze Ev’in hazırlanmasında katkılarından dolayı Ünye Belediye Başkanı Ahmet Arpacıoğlu’na ve Ünye Tarih, Araştırma Grubu üyeleri Ahmet Kabayel ve Ahmet Derya Varilci’ye teşekkür ediyorum. Bizim gibi sahil kesiminde şehrin kültürünü yansıtan bir müze yok, bundan sonra hazırlanacak müzelere örnek olmak istiyoruz. ‘’

Tüm araştırma faaliyetlerinde çalışmalar yapan Ordu Üniversitesi farklı bilimsel projeler gerçekleştirmeye devam ediyor. “Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinasyon Birimi” (BAP), 2012 yılı Ocak ayından bu yana 39 projeye 250.000 TL tutarında mali kaynak sağladı. Ordu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tarık Yarılgaç, “ Gerçekleştirilen projeler şüphesiz teknoloji üretimine ve dolayısıyla rekabet gücüne katkıda bulunmakta, bölgemizin beraberinde ülkemizin sosyal, ekonomik ve kültürel gelişimine katkılar sağlamaktadır. Koordinatörlüğümüz bünyesinde yeni projeler

başlamış bulunmaktadır. Ayrıca Üniversitemiz bünyesinde AB kaynaklarınca finanse edilen 3 AB projesi ve 3 AB programı bulunmaktadır. 9 TÜBİTAK projesinin ise 4 tanesi sonuçlanmış olup, 5 proje halen devam etmektedir” dedi. Bu projelerin ilimizde çok güzel yansımaları olmuştur diyen Yarılgaç, “ Ordu Üniversitesi son derece genç bir üniversite olup, yapılanma çalışmaları sürekli artmaktadır. Üniversal anlamada yeni bir süreç başlatan Üniversitemizde biz de gençlerimiz için tüm proje çalışmalarımızı bu amaç doğrultusunda hayata geçiriyoruz” diye konuştu.

Aybastı’da Altyapı Aybastı’da Sayköprü çevresinde alt yapı çalışmalarının sürdüğü bildirildi Yetkililer konuyla ilgili şu açıklamaları yaptılar; Armutlu Mahallesi Sayköprü mevkiinde yapılan alt yapı çalışmaları tamamlandı. Sayköprü mevkiinin özellikle yağmurlu havalarda çile haline dönüşen sorunu yapılan çalışmalar neticesinde sona erdi. Bizlerde Aybastı Belediyesi olarak Sayköprü mevkiine yapılan çalışmaların bölge halkına hayırlı olmasını dileriz.

Gülyalı’da KÖYDES Çalışmaları Sürüyor Nal, Ünye Müze Ev’e Ünyelilerden çok dışarıdan ziyaretçilerin geldiğini, ziyaretlerin şu

an ücretsiz olduğunu, ilerleyen dönemde ücretlendirmelerin başlayacağını sözlerine ekledi.

Kışın Habercisi Sütlücan Pazara Bölgemizde kış sebzesi olarak bilinen ve toprakta kendiliğinden yetişen sütlücan bu yıl ilk kez pazara indi.Geçtiğim senelerde 4 liradan alıcısını bulan sütlücan bu yıl da aynı fiyattan alıcısına ulaştı.. Ünye Köylü pazarı satıcılarından 20 yıllık pazarcı Emine Külünk, Gölevi Mahallesi’nden kendi bahçesinde yetiştirdiği sebzeleri satarak taze sebze başta olmak üzere köy ürünlerini Ünyelilerle buluşturuyor. Kış sebzelerinin pazara inmeye

başlayacağını belirten Külünk, sütlücanın geçen yıl olduğu gibi bu yıl da kilosu 4 liradan pazara indiğini söyledi. ilerleyen haftalarda sütlücanın pazara inişinin artmasıyla fiyatların gerileyeceğini söyleyen Külünk, diğer kış, sebze ve meyvelerinin pazara inmeye başlayacağını belirtti.

Gülyalı ilçesinde KÖYDES çalışmaları sürüyor.İlçe Kaymakamı Yemen Bayrak konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada Gülyalı İlçesi 2012 yılı KÖYDES çalışmaları kapsamında yürütü-

len Ambarcılı-Kestane grup yolu üzerinde 1.kat asfalt sati kaplama yapımına esas filler malzeme figüre işlemi ve Kestane köyünde taş istinat duvarları işlerinin denetimi yapıldı dedi.


24/09/2012 Pazartesi

5

MAHALLE SAYILARI AZALTILMALI GÖLKÖY İLÇE YOLU Ordu Muhtarlar Konfederasyonu Başkanı Hüseyin Akdeniz, Türkiye genelinde mahalle sayısının hayli yüksek olduğunu belirterek, “Türkiye genelinde mahalleler yeniden şekillendirilmelidir” dedi. Akdeniz, yaptığı açıklamada, halen TBMM gündeminde bulunan ‘Büyükşehir Yasası’nın köy ve mahalle düzenlemesi yapılmadan çıkarılacağı endişesi yaşadıklarını söyledi. Büyükşehir yasasında yerel yönetimlerin bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiğini kaydeden Akdeniz, “Büyükşehir yasasında yerel yönetimler bir bütün olarak değerlendirilmezse vatandaşa sunulacak hizmetlerde aksaklıkların meydana gelmesi kaçınılmaz olur. Özellikle şehir yaşamının kalite standartları artırılmak isteniyor ise mahallelerimizin yapısı da bu

kanun çerçevesinde ele alınmalıdır’’ diye konuştu. Büyükşehir yasasında öncelikle mahallelerin yeniden şekillendirilmesi gerektiğini kaydeden Akdeniz, “Ülke genelinde 19 bin 138 mahalle bulunurken bu mahallelerde 76 bin 516 ihtiyar heyeti görev yapıyor. Bu rakamlar mahallelerimizin yeniden dizayn edilmesi gerektiğini ortaya koymaktadır. Bu çarpıklığın kanun gereği belediyeler tarafından düzenlenmesi gerekmektedir. Eğer mahalle muhtarlıkları Belediyenin bir birimi haline getirilmeye ve ödeneklerinin de bu burum tarafından ödenmesi is-

teniyorsa mahallelerin yeniden dizayn edilmesi kaçınılmaz bir gerçek olarak karşımıza çıkmaktadır. Aslında bu dizayn yeniden şekillendirilecekse bu kanun ile sağlam bir yapıya kavuşturulmalıdır. Burada mutlaka Belediyelerin yeni mahalle açma veya birleştirmeleri nüfus kriterlerine getirilecek oranların düzenlenmesi ile mümkün olmalıdır. Bu şekilde düzenlenecek bir kanunun yerinden yönetim anlayışını ve vatandaşa giden hizmetlerin en yakın birimlerce götürülmesi ilkesine daha da pekiştirmiş olacağı düşüncesini taşımaktayız” şeklide konuştu.

Bu Yıl Ordu’da Turizm Yılı Ordu’yu ziyaret eden 130 bin 464 turistten 122 bin 569’unu yerli turist oluştururken, bunlardan 7 bin 895’ini de yabancı turistler oluşturdu. Ordu İl Kültür ve Turizm Müdürü Erkan Gülderen ise turizmde daha başarılı sonuçlar almak için çalışmalarının devam ettiğini söyledi. Turizm noktasında özellikle Ordu'da kış sporlarının da desteklenmesi ve turizme kazandırılması amacıyla Çambaşı yaylasına yapılması planlanan kayak merkezinin önemine de değinen Gülderen, yapılacak olan kayak merkeziyle de Doğu Karadeniz'de ilk olmanın mutluluğunu yaşayacaklarını belirtti. Yapılacak olan kayak merkezi mevkiini cazibe merkezi haline getirdiklerini ifade eden Gülderen, Çambaşı kayak tesisi ile ilgili şunları kaydetti; "Ciddi anlamda buraya yatırım yapmak isteyen iki iş ada-

mımız var. Bunun sebebi ise kayak tesisidir. Zaten kayak tesisinde ihale içinse son aşamaya gelindi. 2013'ün kış aylarında da muhtemelen kayak yapılacak. Eğer isteyen olursa da ilanen tahsise çıkacağız. Alanımız büyük bir bölgeyi kapsadığı için gerek Turizm Bakanlığımız, gerek Orman ve Su İşleri Bakanlığımız, gerek Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız ve gerekse Tarım Bakanlığımız bu işin içinde. O Bakanlıklardan kendi Bakanlığımıza tesisin devrini tamamen aldığımız zaman bizim bakanlığımızda hemen yatırımcıya ilana çıkacak. Tabi süreci ise valiliğimiz nezdinde birlikte takip ediyoruz. Doğu Karadeniz'de kayak tesisi nok-

GENİŞLETİLİYOR Gölköy ilçesinin Ordu girişindeki yol genişletme çalışmaları başladı.

İlçenin Ordu girişi olan Takaloğlu mevkisinde başlayan çalışmalar hızla devam ediyor. Yıl sonuna kadar bitirilecek olan yol genişletme çalışmaları tamamlandığında ilçenin Ordu girişi 17 metre genişliğinde, bölünmüş ve ışıklandırılmış bir yol olacak. Çalışmaları değerlendiren Gölköy Belediye Başkanı Ali Kemal Mert, ilçenin diğer bölgelerle bağlantısını sağlayan dört ana yolun olduğunu, bunlardan Aybastı girişini 2009 yılında genişletip sıcak asfal-

ta dönüştürdüklerini, 2010 yılında Direkli beldesi çıkışını yaparak düzenlediklerini, daha sonra Mesudiye çıkışını alt yapı ve üst yapı hazırlıklarını yaptıklarını ve kısa bir süre içerisinde sıcak asfalt ile hizmete gireceğini, son olarak da ilçenin Ordu girişi olan Takaloğlu mevkisinde çalışmaların başladığını belirtti. Mert, “Buranın da tamamlanmasıyla birlikte ilçenin dört ana girişinin de düzenlenmiş olarak halkımızın hizmetine kazandırmış olacağız” dedi.

Pazarda Sonbahar Etkisi tasında ilk olmak istiyoruz. Tabi bu noktada yerli markalarında oluşması bizi mutlu eder. Bu markaları oluşturacak kapasi-

tede iş adamlarımızın olduğunu da biliyorum. Bu iş adamlarımızın bu konuda bir araya gelmelerini de anlamlı buluyoruz."

KARADENİZ YAYLALARINDAN GÖÇ VAKTİ

Ünye’de pazara sonbahar gölgesi düştü. Pazarda yaz mevsiminin sebze ve meyveleri yavaş yavaş azalırken sonbahar ve kış mevsimi sebze ve meyveleri görülmeye başladı.

Karadeniz'in yaylalarında kışın habercisi olarak adlandırılan çiçekler açmaya başladı. Yörede kimi zaman 'döngeri', kimi zaman 'vargit', 'yıkılgit', kimi zaman 'güzgülü' gibi farklı isim taşıyan ve her sene güz aylarında açan çiçekler, bu sene de yüzünü gösterdi. Bir tür laleye benzeyen, yerden 15-20 santim uzunluğunda, sapının üzerinde lale gibi mor beyaz, sarı yaprakları olan çiçeğe, Karadeniz'in batısından doğusuna kadar hepsinin anlamı bir olan ama söylenişleri farklı pek çok isim veriliyor. Kısa süreli açan çiçek, yaz döneminde yaylaya çıkanlara 'kış geliyor artık geri dön' ya da 'çadırını yık geri git' anlamında mesaj veriyor. Yörede yaylaların kalıcı sakinleri, sonbaharda bütün yap-

raklar sararıp solarken taptaze açan çiçekleri görmenin kendilerine huzur ve mutluluk verdiğini belirterek, çiçeğinin tanıtımının yapılarak, yerli yabancı turistlerin ilgisine sunulmasını istiyor. Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hikmet Öksüz, bölgedeki yaylacılık geleneğinde çiçeklerin büyük rol oynadığını belirterek, "Doğu Karade-

niz'deki yaylacılık geleneğinde 'vargel', 'vargit' çiçekleri vardır. Vargel çiçeği açtığı zaman yaylaya gidilir, vargit çiçekleri açtığı zaman da yayladan göç edilir. Vargit çiçeklerinin açması 'soğuklar başlıyor, artık göç vakti gelmiştir' anlamına gelir ve ona göre bir hazırlık yapılır yaylada, ardından kışlık mekanlara doğru inilir. Vargel çiçekleri açtığı zaman da 'sıcaklar başlıyor' demektir ve kışlaklardan yaylalara göç edilir'' dedi.

Fındık Fiyatı Terzileri De Vurdu Ünye terzi esnaflarından Mahmut Demir, bu yıl fındık fiyatlarının düşük olmasının tüm sektörleri olduğu gibi terzileri de olumsuz etkilediğini söyledi. Ünye’de 40 yıldır terzici olan 5 çocuk babası Mahmut Demir, bu yıl bölge insanının geçim kaynağı olan fındık ürününde yaşanan fiyat sorunun, tüm sektörlerde olduğu gibi terzi işlerinde de durgunluk yarattığını söyledi.

Okulların açılmasıyla birlikte terzilerde biraz hareketlenme yaşandığını belirten Demir, “Fındık fiyatlarının düşük olması nedeniyle vatandaş çok fazla harcama yapmamak için idare ediyor, önceki yıllara göre işlerimiz genel olarak düşük”

dedi.24 yıldır bu meslekte olan Ünye esnaflarından 3 çocuk babası İlyas Dikci ise, “Okulların açılması ile bir hareketlilik oldu. Geçen yıl daha hareketliydi. Bu sene fındığın olmaması terzileri olumsuz etkiledi” diye konuştu.

YOL KESİP AKARYAKIT ZAMMINI PROTESTO ETTİLER Samsun’un Terme ilçesinde ikamet eden iki genç, akaryakıt zammını yol keserek protesto etti. Terme’de ikamet eden Deniz Tatay (29) ve Hüseyin Yaşan (25), akaryakıt zammına 1 dakikalık yol kesme eylemi ile tepki gösterdi. Yolu kesilen araç

sahipleri de korna çalarak gençlerin yapmış olduğu eyleme destek verdi. Eylem yapan gençler zamların geri çekilmesini hedeflediklerini söyledi.

Pazaryeri manavlarından Yaşar Keleşoğlu, iyi giden havaların ürün bolluğuna neden olduğunu, bunun da sebze meyve fiyatlarında düşürdüğünü söyledi. Keleşoğlu, “Geçtiğimiz haftalara göre domates, salatalık, biber, patlıcan 50 kuruş düştü. Limon geçen hafta 5 lira iken, bu hafta yarı yarı yarıya düşerek 2.50 lira oldu. Fasulye 3 liradan 2 liraya düştü.”dedi. Pazar hareketli Ünye’de Pazar esnaflarından Ali Bacacı, kışlık yiyecek

ihtiyaçlarını karşılayacak turşuluk salatalığın 2.5 TL olduğunu, Ali Kızaklı bu yıl bol üretim sayesinde patatesi daha uygun fiyatlarla sattıklarını, Sezgin Demirci ise, pazarda uygunluk olduğunu söyledi. Ünye’de Pazar da sebze ve meyve fiyatları ise şu şekilde: domates 1 lira, elma 1 lira, üzüm 2.50 lira, çekirdeksiz üzüm 3 lira, biber 1.50 lira, soğan 50 kuruş, patates 50 kuruş, kabak 1 lira, salatalık kilo 1 lira, fasulye 2 lira, kavun kilosu 1 lira, limon kilosu 2.50, tane 30 kuruş, marul 1.50 lira.

Palamut Fiyatları Düştü Gırgırların ve ufak kayıkların denize çıkması ile artan palamut bereketi fiyatları geri çekti. Balıkçı tezgahlarında ayrıca Marmara’dan gelen hamsiler de yerini aldı. Ünye balıkçı esnaflarından Ufuk Taslı, ağlara takılan palamudun bu yıl bol olduğunu, fiyatların da bu sayede düştüğünü söyledi. Ünyelilerin balık yemeyi sev-

diğini ve balığa ilginin iyi olduğunu belirten Taslı, balık fiyatlarına ilişkin, “8-10 lirayla sezonu açtığımız palamudun şimdi 3 tanesi 10 TL, mezgit 5 TL, hamsi 5TL, istavrit 5 tl, barbun 10-15 tl, çinekop 1015 TL“ dedi. Ünye balıkçı esnaflarından Enver Cürebal da kalkanın kilosunun 30 TL ve somonun kilosunun 10 TL olduğunu söyledi.


6

24/09/2012 Pazartesi

Yaz Saatine 1 Yıl Erteleme Enerji Bakanlığı'nın, insan psikolojisine olumsuz etkide bulunduğu gerekçesiyle 2013 yılında son vermeyi planladığı ileri-geri saat uygulaması, teknik nedenlere bağlı olarak 1 yıl daha ertelendi. Saatler, 2014 yılının mart ayında son kez ileri alınarak sabitlenecek. "Greenwich'e göre kırk beşinci derecede bulunan boylam dairesi bütün Türkiye Cumhuriyeti saatleri için esas alınır" yönünde değiştirilecek. Böylece saat hesaplamasında İzmit'in üzerinden geçen 30. boylam (GMT+2) yerine Iğdır'dan geçen 45. (GMT+3) boylam esas alınacak. Böylelikle, 60 dakikalık saat farkı oluşacak. Enerji Bakanlığı'nda, yeni saat uygulamasıyla ilgili olarak yasa tasarısı taslağı hazırlığı sürüyor. 1925 yılında çıkarılan ‘Günün Yirmi Dört Saate Taksimine İlişkin Yasa'da

değişiklik öngörülen düzenleme, mevcut yasada bulunan "Greenwich'e göre otuzuncu derecede bulunan boylam dairesi bütün Türkiye Cumhuriyeti'nin saatleri için esas alınır" ifadesi

YENİ UYGULAMA 2014'TE Enerji Bakanlığı kaynakları, yasayla ilgili hazırlıklar nedeniyle saatlerin, 2013 yerine 2014 yılı mart ayında 'sabitleneceğini' söyledi.

28 EKİM'DE SAATLER GERİ ALINACAK Bakanlık kaynakları, bu ay sonunda 27 Ekim'i, 28 Ekim pazara bağlayan gece, saatlerin bir saat geri alınacağını belirterek, "2013 yılının mart ayında saatler 1 saat ileri alınacak. Aynı yılın ekim ayında geri alınacak" dedi. Kaynaklar, 2014 yılının mart ayında son kez saatlerin bir saat ileri alınarak sabitleneceğini söyledi.Türkiye'nin referans meridyeninin 45. boylama alınmasıyla birlikte bazı ülkelerle saat farkı daha da açılacak. Türkiye'nin halen Doğu Avrupa ülkeleriyle saat farkı bulunmuyor.

BALYOZ'DA PAŞALARA CEZA YAĞDI Emekli Orgeneral Çetin Doğan, emekli Oramiral Özgen Örnek ve emekli Orgeneral İbrahim Fırtına'ya müebbet hapis cezası veren mahkeme, darbenin eksik teşebbüste kalmasından dolayı cezalarını 20 yıla indirdi. 2 yıla yakın süredir devam eden 250'si tutuklu 365 sanıklı ''Balyoz Planı'' davasında karar sonunda çıktı. Silivri'de görülen 108. duruşmada sanıklar, duruşma salonuna girişleri sırasında izleyiciler tarafından ayakta alkışlandı. Sanıkların da alkışa el sallayarak karşılık verdikleri görüldü. Duruşma öncesinde izleyiciler marşlar okudu. Sanıklar hep bir ağızdan üç defa ''Sağol'' diyerek ve alkışlarla teşekkür etti. Üç saatlik aranın ardından mahkeme üyeleri, salona geri geldi. Davanın 1 numaralı sanığı eski 1. Ordu Komutanı emekli orgeneral Çetin Doğan için ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verildi. Mahkeme, eski Hava Kuvvetleri Komutanı emekli Orgeneral Halil İbrahim Fırtına, eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Özden Örnek'i de ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırdı. Doğan, Fırtına ve Örnek'in cezası daha sonra "Darbeye eksik teşebbüs" suçundan 20 yıla indirildi. MHP'Lİ VEKİLE 18 YIL HAPİS MHP Milletvekili Korgeneral Engin Alan, eski 1. Ordu Ko-

mutanı emekli orgeneral Ergin Saygun ve eski Harp Akademileri Komutanı Orgeneral Bilgin Balanlı'nın aralarında bulunduğu 78 sanık 18 yıl hapis cezası aldı. Eski MGK Genel Sekreteri emekli Orgeneral Şükrü Sarıışık'ı, emekli Koramiral Kadir Sağdıç, Koramiral Abdullah Can Erenoğlu, Tuğamiral Fatih Ilgar, Koramiral Deniz Cora, Adana 6. Kolordu Komutanı emekli Korgeneral Nejat Bek, Kuzey Deniz Saha Komutanı Koramiral Ahmet Feyyaz Öğütçü, emekli Tuğgeneral Süha Tanyeri, Koramiral Abdullah Can Erenoğlu ve Albay Cemal Temizöz de 18 yıl cezasına çarptırıldı. Hakim Albay Ahmet Zeki Üçok, emekli Albay Dursun Çiçek, Ömer Faruk Ağaryaman da aralarında bulunduğu 214 sanığı 16 yıl hapis cezasına çarptırdı. Mahkeme heyeti, 34 sanığın da beraatine karar verdi. Mahkeme heyeti, tutuksuz yargılanan 80 sanık hakkında yakalama kararı çıkarttı. Mahkeme heyeti, duruşmada olan tutuksuz sanıkların ise tutuklanmasına karar verdi. Duruşmaya katılmayan tutuksuz sanıklar için de yakalama kararı verdi.

ERSÖZ'ÜN DOSYASI AYRILDI Mahkeme, emekli Tuğgeneral Levent Ersöz'ün dosyasının ayrılmasına karar verdi. İkinci Ergenekon Davası'nın tutuklu sanığı emekli Tuğgeneral Levent Ersöz, hayati tehlikesi bulunduğu için İstanbul Ünversitesi Tıp Fakültesi'nde halen tedavi altında tutuluyor. Bu arada, duruşma öncesinde bazı sanıklar, Maltepe Askeri Cezaevi'nde birlikte kaldıkları Deniz Kurmay Albay Hakan Mehmet Köktürk'ün kalp krizi geçirerek, GATA'ya sevk edildiğini söyledi. 8 YIL YA DA 15 YIL YATACAKLAR Balyoz'la ilgili cezalarda suçun işlendiği tarih göz önünde

bulundurularak eski infaz kanunu uygulanacak. Sanıklar, aldıkları cezanın 5'te 2'sini yatacaklar. Mesela 20 yıl ceza alan 8 yıl yatacak. Bir de mahkeme avukatların boykotu ve sanıkların mahkemedeki tutumu yüzünden indirim uygulamadı. Bu da en az 3.5 yıl demek. Mahkeme heyetinin cezayı üst sınırdan tutmasının sebebi olarak, sanıkların mahkeme içinde kötü tutumları gösterildi. Bu arada verilen bu cezaların infaz savcısı tarafından inceleneceği ve bu inceleme sonucu vereceği karara göre ne kadar hapis yatacakları belli olacak. Ancak bazı avukatlar verilen cezanın 4'te 3'ünü yatacaklarını iddia ediyor.

SİĞİLLERE DİKKAT EDİN! Genellikle okul çağındaki çocuklarda görülen ve çoğu zaman nasır zannedilerek acemice tedavi edilmeye çalışılan; ancak mutlaka hekime başvurulması gereken bir cilt hastalığı olan siğilleri Dermatoloji Uzmanı Burçak Bozdemir anlattı. Özellikle okul çağındaki çocuklarda sık görülen siğiller HPV isimli virüsün neden olduğu bulaşıcı cilt hastalıklarından biridir. Deriyle aynı renkte, yuvarlak, üzeri pürüzlü sert kabarıklıklardır. En sık yerleştiği bölgeler el ve ayaklardır. Ancak yüzde, genital bölgede veya vücudun herhangi bir bölgesinde de çıkabilirler. Vücut direncinin düşmesiyle de sayıları artar. Ellerde yerleştiğinde avuç içlerinde, parmaklarda veya tırnak kenarlarında çıkabilir, deriden kabarık bir görünüm sergi-

ler, üzerinde siyah noktacıklar bulunabilir. Ayakta ise daha çok ayak tabanında, parmak alt kısımlarında yerleşerek, basınç nedeniyle içeriye doğru büyüme eğilimi gösterirler. Bazen birbiriyle birleşmiş küme halinde veya basmakla ağrılı olabilirler ve yürümeyi zorlaştırabilirler. Okul çağındaki çocuklarda ayakta çıkan siğiller genellikle nasır zannedilerek, tedavi edilmeye çalışılır. Ancak bu türdeki lezyonların mutlaka bir cilt hastalıkları uzmanı tarafından görülmesi ve ona göre tedavi edilmesi gerekir. Siğil mikrobu (HPV virüsü) derideki çatlak ya da sıyrıktan veya tırnak kenarındaki deriler koparılıyorsa deri bütünlüğünün bozulduğu bu bölgelerden deriye girer ve kolayca yerleşir. Ortak kullanılan terlik, ayakkabı, havlu gibi kişisel eşyalar-

dan, havuzlardan, duşlardan, hamam ve kaplıcalardan, tuvaletlerden, hijyene dikkat edilmediğinde kuaförlerden, ağda salonlarından bulaşabilir. Siğillerin tedavisinde hastanın yaşı, siğillerin yaygınlığı, büyüklüğü, yerleşim yeri ve süresi, hastanın bağışıklık durumu göz önünde bulundurulur. Siğiller, kişinin genel sağlığını bozmamakla birlikte kozmetik açıdan rahatsız edici, bulaşıcı, zaman zaman da ağrılı olmaları nedeniyle tedavi edilmelidir. Tedavide temel olarak üç yöntem kullanılır. İlk yöntem asit yapıdaki kimyasal maddelerin deriye dışarıdan uygulanmasıdır. Hasta bu tedaviyi evde kendisi uygular. Fakat her siğil bu tedaviye cevap vermeyebilir. Diğer yöntemler ise direkt olarak siğil dokusunu tahrip etmeye yönelik tedavilerdir.

Elektrokoterizasyon (yakma tedavisi) yönteminde deri önce uyuşturulur daha sonra içinden elektrik akımı geçen bir metal siğil üzerine dokundurularak siğil ortadan kaldırılır. Kriyoterapi (dondurma tedavisi) yönteminde ise deriyi uyuşturmaya gerek yoktur. Siğil sıvı azot gazıyla dondurularak tedavi edilir. Bu tedavi birkaç kez tekrarlanır. Bu güncel tedavi metodu özellikle çocuklar için daha uygundur. Yaygın ve dirençli siğilleri olan hastalarda tedaviye bağışıklık sistemini güçlendirici ilaçlar da eklenebilir. Deride görülen herhangi bir değişiklik durumunda, hastalığın yayılmadan tedavisi için en kısa zamanda bir dermatoloji hekimine başvurulmalı ve özellikle ortak kullanılan alanlarda bulaşıcı hastalıklara karşı dikkatli olunmalıdır.

SAĞLIK KÖŞESİ

Şaşılık, Tümör

Belirtisi Olabilir

Göz Hastalıkları Uzmanı Dr. Abdulkadir Göllü, hayatı tehdit eden bazı tümörlerin ilk belirtisinin şaşılık olabildiğini belirterek, gözünde kayma olan çocukların mutlaka hekime götürülmesi konusunda aileleri uyardı. Göllü, hayatı tehdit eden bazı tümörlerin ilk belirtisinin şaşılık olabildiğini belirterek, gözünde kayma olan çocukların mutlaka hekime götürülmesi konusunda aileleri uyardı. Şaşılık ve göz tembelliği konusunda açıklama yapan Göz Hastalıkları Uzmanı Dr. Abdulkadir Göllü, dünyada insanların yüzde 2 ile 5'inde göz tembelliği olduğunu, Türkiye'de akraba evliliği fazla olduğu için bu oranın daha yüksek olduğunu ifade etti. İnsanların bu tür problemlerin bilincinde olmadığını vurgulayan Göllü, göz tembelliğinin işgücü kaybına neden olduğu gibi çocuklar ının geleceğini ve meslek seçimini etkileyen bir rahatsızlık olduğunu söyledi. Göz sağlığının anne karnında başladığına işaret eden Dr. Göllü, annenin gebelik dönemini sağlıklı geçirmesi, doğumun sağlıklı bir şekilde ve zaman ında olmasının göz sağlığı açısından çok önemli olduğ unun altını çizdi. Prematüre doğan çocuklarda oksijen alımına bağlı olarak gözde körlüğe varan ciddi problemler ortaya çıkabildiğini de ifade eden Göllü, çocuğun göz hekimine götürülme yaşının da çok önemli olduğunu kaydetti. İlk göz hekimine başvurmanın genelde 7 ile 10 yaş arasında gerç ekleştiğini dile getiren Dr. Göllü, "Bu dönem de aslında görme tembelliğinin tedavisi açısından çok kritik bir dönem. Çünkü 10 yaşından sonra göz tembelliğinin herhangi bir tedavisi yok. Bu noktada, çocuk doğar doğmaz gözle ilgili bir şüphe, anne babada herhangi bir problem, çocuğun gelişiminde veya hamilelik sırasında herhangi bir problem varsa hemen hekime götürmek önemli. Düşük ağırlıklı çocuksa veya ikiz bebeklerse yine hemen hekimin görmesi lazım. Onun dışında 3 yaş civarında sorun olsun ya da olmasın mutlaka göz hekiminin kontrolünden geçmesi, sonrasında da okul döneminde mutlaka hekime gitmesi lazım" dedi. Çocuklarda en sık görülen problemlerin başında şaşılığın geldiğine dikkat çeken Dr. Göllü, toplumda yüzde 2-3 oranında görülen gerçek şaşılığın yanında yalancı şaşılık denen bir şaşılık tipi bulundu ğunu anlattı. Bunun genelde burun kökünün basık olmasına bağlı olarak çocuğun bakış pozisyonuna göre, bazen göz hekimlerini bile yanıltacak ölçüde göz yapısından kaynaklanan şaşılık cinsi oldu-

ğunu aktaran Dr. Göllü, "Bunların tedavisi takiple ve 7-10 yaşından sonra zaten göz yuvası gelişimi tamamladığı için kendi kendine geçen bir şaşılık. Bir de gerçek şaşılık var. Gerçek şaşılık içe kayma, dışa kayma, üste kayma veya eğri durumlarda bakma şeklinde gör ülebilir. Çocuklarda en sık görülen içe kaymadır. Genelde okul yaşı öncesinde ortaya çıkıyor. İlk 6 ay içinde ortaya çıkan kaymalar doğuştan olan kaymalardır, bunlarda genelde gözlük ihtiyacı yoktur, mutlaka ameliyat gerekir" diye konuştu. Şaşılıkların sebebinin bilinmediğini ama genetik olma özelliği bulunduğunu belirten Dr. Göllü, şöyle devam etti: "Ama gelişimsel yani anne karnında gelişimine bağlı olarak ortaya çıkıyor. En büyük sebep, gelişimden öte gözlük ihtiyacından ortaya çıkan şaşılıklar. Çocuk miyop ya da hipermetrop ise görüntüyü düzeltmek için göz içe veya dışa kayıyor. Bunları gözlüklerle düzeltiyoruz. Zaman içinde gözlük ihtiyacı ortadan kalktığında şaşılık da ortadan kalkıyor. Bir de 6 aydan sonra ortaya çıkan ve gözlükle düzelmeyen şaşılıkları ise ameliyatla düzeltiyoruz. Çocuklarda sinir felcine bağlı olarak ortaya çıkan şaşılıkların da önce sebebin ortadan kaldırılması, sebep ortadan kaldırıldıktan sonra da devam ediyorsa ameliyatla düzeltilmesi gerekiyor." Şaşılığın çok yüz güldürücü bir alan olduğuna ve gözlükle düzeldiğine vurgu yapan Göllü, ancak özellikle sinir felçlerinde zorlandıklarını bildirdi. Şaşılığın cerrahi tedavisinde sürenin çok önemli olduğuna da dikkat çeken Dr. Göllü, şaşılığın göz tembelliğinin en büyük sebebi olduğunu söyleyerek, "Göz tembelliğinin tedavisi açısından biran önce ameliyat ve tedavinin yapılması lazım. Bu süre çok önemli. Evvela gözlükse gözlükle d üzeltilmesi, çünkü 10 yaşından sonra göz tembelliğinin kesinlikle tedavisi yok. 10 yaşı ndan sonra hiçbir şey yapamıyoruz. Ne kadar erken başlanırsa alınan sonuçlar da o kadar yüz güldürücü oluyor. Yani 3 yaşında yaptığınız bir göz tembelli ği tedavisinde alacağınız başarı yüzde 100'e yaklaşabilecekken, 7-8 yaşlarından sonra en fazla yüzde 20-30'luk başarı sağlıyorsunuz. Sabit kalıyor, göz yüzde 10 görüyorsa ömrünün sonuna kadar yüzde 10 görüyor" ifadelerini kullandı.


24/09/2012 Pazartesi

7

KARADENİZ KÜLTÜRÜ KAYBOLUYOR Karadeniz Bölgesi'nde yoğunlaşan kontrolsüz göç hareketleri sebebiyle şehirlerin kültürel kimlik, mimari ve insan tipolojisinin değiştiği, bu değişim sebebiyle bölgenin yavaş yavaş Karadeniz kimliğinden uzaklaştığı belirtildi.

Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü yayınları arasında yer alan ve Bahaeddin Yediyıldız ve Hakan Kaynar’ın hazırladığı ‘Orta Karadeniz Kültürü’ adlı kitapta, Karadeniz Bölgesi'nin çekim merkezi olan kent ve kıyı kesimlerinde yoğunlaşan göç hareketlerinin yıkıcı bir etki bıraktığı, bölgeye özgü insan yaşayışı, kültür ve karakterinin gittikçe kaybolduğuna dikkat çekildi. Bölgedeki göç hareketlerinin Orta Karadeniz kültürünü temellerinden

sarstığı kaydedilen kitapta, yaşanan bu süreçte bölgenin mimari ve çevresel özelliklerinin değiştiği gibi doğal yapıya ve etrafındaki insani ilişkilere duyarsız bir insan tipolojisi ortaya çıktığını vurgulandı. “KÜLTÜRSÜZLÜK ORTAMI OLUŞTU” Kitapta şu görüşlere yer verildi: “Bölgeyi işgal eden insan tipolojisi kültürsüzlük ortamlarını genişletiyor. Kendi ekonomik çıkarı için etrafındaki yeşil alan-

ları dilediği gibi yok etmeye koyulan, kendisinden başka hiçbir canlıya, dolayısıyla insana değer vermeyen, denizlerde kaçak avlanan, orman alanlarından arazi kazanma denemesi yapan bir insan tipolojisi gelişiyor. Bölgedeki kentleşme deneyimi imarsız mahalleler oluşturuyor. Miras anlaşmazlıkları sebebiyle elden çıkarılan topraklar, siyasilerin rant kavgalarına kurban edilen imarsız yerleşimler, son derece çirkin betonlaşma ve bu yapıya uygun kültürel yozlaşma alanlarının adeta haritasını çizmektedir. Kentlerin eski uyumlu mimari tarzı yok edilirken, gelişi güzel evlerin arasında kalan dar ve kapalı sokaklar, yozlaşan bir kültürel yapının ortak mekanlarını oluşturuyor. Köylerde bile doğal yapıyla uyumlu ahşap evlerin yerine, hızla bölgenin iklim ve yerleşme koşullarına uymayan betonarme evlerin yapıldığı gözlenebiliyor" "ÖNCE TÜRKÜLER GİTTİ" Karadeniz'e özgü kültürel unsurların artık hatıralarda kaldığı kaydedilen kitabın sonuç bölü-

münde şu görüşler dile getirildi: "Karadeniz insanının doğal yapıyla ahenkli kültürü, yaşantı biçimi, deyişleri, anıları, türküleri artık üretken niteliğini kaybetti. Yeşil bahçeleri, fındığı, hamsiyi, insan, doğa ve aşk temalarını işleyen, birlikte yorumlayan Orta Karadeniz insanının duygu ağırlıklı türküleri, deyişleri artık eskisi gibi dillendirilmiyor. Kültürel yozlaşmanın en uç özelliklerinden biri, hemen her sokak arasında, evlerin teraslarında, otoparklarda ve kahvehanelerde yapılan düğünlerde yüksek volümlü elektronik aletlerden yayılan gürültü kirliliği eşliğinde, bölge insanının yapısına, kültürüne, dil ve şivesine uyumsuz, ses terbiyesi görmemiş müzik yayınları eşliğinde çevrenin sürekli rahatsız edilmesidir. Karadeniz'in sarsılan kültürel temelleri, yeni göçmenlerin doğa tahribiyle başlatıldı. Artan nüfusun kozmopolit yapısıyla giderek birbirine benzeyen bozulmuş insan tipolojisini oluşturdu. Karadeniz'in özellikleri, kültürel değerleri giderek yok edildi."

Yarılgaç Tıp Fakültesini Ziyaret Etti Ordu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tarık Yarılgaç Cumhuriyet Yerleşkesi'nde bulunan Tıp Fakültesi’ni ziyaret etti. Dekanlık toplantı salonunda yapılan toplantıda, Rektör Prof. Dr. Yarılgaç öğretim üyeleriyle Tıp Fakültesi ve Hastane yönetimi hakkında görüş alışverişinde bulundu ve ilgili birimlerin geldiği son durumu değerlendirdi. Ordu Üniversitesi Boztepe Uygulama ve Araştırma Hastanesinin Ordu için ne kadar önemli olduğunu vurgulayan Rektör Prof. Dr. Yarılgaç, “Tıp Fakültemiz her geçen gün bü-

yüyerek ve gelişerek halkımıza hizmet vermeye devam edecektir. Halkımıza özveriyle hizmet etme gayretindeyiz. Tıp Fakültesi ve Hastane yönetimi ile birlikte canla başla çalışıyoruz. Bölgemizin iddialı sağlık kurumlarından birisi olma hedefimiz var. Tıp Fakültesinin ve dolayısıyla Hastanenin yatırımları artarak devam edecektir” dedi. Toplantının bitiminde Tıp Fa-

kültesi konferans Salonu’nuda incelemelerde bulunan Rektör Prof. Dr. Yarılgaç daha sonra

öğretim üyeleriyle birlikte Morfoloji binası önünde hatıra fotoğrafı çektirdi.

Hedefimiz 19’da 19 Yapmak Ünye’ de terel bir radyoya konuk olan MHP Ordu İl Başkanı Cemal Enginyurt, hedefinin yerel seçimler olduğunu ve Ordu’da 19 ilçe belediye başkanlığını kazanıp 19’da 19 yapmak olduğunu söyledi.

Cemal Enginyurt, seçimlerde öncelikli hedefinin 27 Ekim tarihinde Ordu’da 19’da 19 yapmak olduğunu söyledi. Yerel seçimler için dağ taş demeden çalıştıklarını vurgulayan Enginyurt, “Akkuş ilçemiz de MHP 14 aydır yoktu, ilçe teşkilatımızı kurduk. Akkuş Belediyesi’ni de MHP kazanacak kadar büyük bir heyecan var. 53 beldede de iddialıyız, kazanacağız” dedi. AK Partililerin seçim kazanmak için Ordu’yu Büyükşehir yapma mücadelesi içinde olduğunu belirten Enginyurt, şunları kaydetti:

“30 Eylül’e kadar Ordu 750 bin rakamını geçmek zorunda. Ben Ordu’nun Büyükşehir olmasını isterim. Ama Büyükşehir olmak ne getirir ne götürür tartışmak gerekir. Ancak ben diyorum ki 3 dönemi tamamlayan İdris Naim Şahin’ e makam gerekiyor. Bu ağabeyimize kıyak nasıl yapılır? En iyi Büyükşehir Belediye Başkanlığı… Çok büyük bir ağbi, ismi de büyük. Olsa olsa Büyükşehir belediye başkanı olur” Enginyurt, programdaki açıklamalarında Ak Partili belediye başkanlarının çalışmalarını da değerlendirdi. Enginyurt, “AK Partili belediye başkanlarını başarısız buluyorum. Kesinlikle Ünye Belediye Başkanı Arpacıoğlu’ nu da başarısız bulduğum için bunları söylüyorum. Karadeniz sahilinde borçlanma oranının en yüksek olduğu belediye, Ünye Belediyesi. Borç yiğidin kamçısıdır deyip, bu milletin hakkını hukukunu, bu milletin vergisini, bu

milletin cebindekini, süslenme adına güzellik adına harcayamazsınız. Yaptığınız sahil düzenlemeleri belki ilk bakışta cazip gelebilir. Siz 30 gün boyunca Festival yapıp, insanları eğlendirerek oynatarak, bir şey yaptığınızı gösterebilirsiniz ama benim paramla yapılan bir hizmeti hizmet olarak sayamazsınız. Biz birde diyoruz ki; Ak Parti despot bir parti. Bu despotluğu Ünye’de Arpacıoğlu’nda da görüyoruz. Burunlarından kıl aldırmıyorlar. İnsanları hakir görüyorlar. Toplumla barışık yanları yok. Biz yaptık oldu diyorlar. Biz diyoruz ki MHP’nin Belediye Başkanı değil Ünye’nin Belediye Başkanı, şehrin en iyi adamı olmalı. Değerli bir insan olmalı. Halk ile buluşmalı, kaynaşmalı. Halktan kopmamalı. Adalet dağıtmalı. Bunların adaleti yok ki! Bunların adaleti kendine çalışıyor. Bunların çöpünü kimin topladığı belli. Avantaları kimin yediği belli! İhaleleri kimin aldığı belli. Bundan 10 yıl

önce sokakta harçlığa muhtaç olanlar, şimdi müteahhit. Son model araçlarla geziyor. Ne anlardı müteahhitlikten. Ne iş yaparlardı bunlar? Birden bire nasıl zengin oldular? Her mahalle de Ak Parti’li zengin türedi. Yapılan işlerde de dünya kadar hukuksuzluk var. KÖYDES’ ten yolu alıyorlar. İlk yağmurda delik deşik oluyor. Beton dökülüyor. Betonun demirleri kalıyor. Yol işlemez hale geliyor” Enginyurt, MHP olarak Ünye Belediyesi’ni alma konusunda iddialı olduklarını vurgulayarak, “MHP, Ünye Belediyesi’ni alacak. Adalet dağıtmak için alacak, toplumu sevmek için alacak. MHP’de belediye başkanı olacak arkadaşımız bütün Ünyeliyi sevmek üzere belediye başkanı olacak. Arpacıoğlu, MHP’li, CHP’li yi sevmiyor. Kendi partisinden başkasını adam yerine koymuyor. Bunlar, kendi partisinden olmayan yemesin içmesin diyorlar” diye konuştu.

Ekrem CİNOĞLU

upanisad@mynet.com

Büyük Usta Yunus Hoca’ya Bu satırlar,Fatsa İmam-Hatip Lisesi Pansiyonunda yıllarca görev yapıp binlerce öğrenci yetiştiren, bu sene sonunda emekli olan ardından ağır bir kalp hastalığı geçiren Yunus Karakullukçu’ya ithafen yazılmıştır.Yazıda anlatılanlar ve anlatılamayanların sorumluluğu yazara aittir. Bir kusurumuz olursa hocamdan beni bağışlamasını dilerim.Bu cümleden olmak üzere İmam –Hatip Lisesi Pansiyonunda hocanın tedrisatından geçmiş olan bütün dostlarımı en kalbi duygularımla saygı ve sevgiyle selamlıyorum. İnanmış adam.Eyüp sabrının modern dünyaya aksetmiş hali.…Çocuklarını kucaklayan şefkatli baba…Onlara adam etme tılsımı katan ruh dinginliğinin membaı.”Ağarmayan saçlarını güneşe tutan” geçmiş zaman evliyası…Kalabalıkta kaybolan çocuğun görünce sevineceği adam...Hayatı içimize nakış nakış işleyen bilge...Büyük adam…Can dostum...Değerli büyüğüm… Sevgili Yunus Hocam… Duydum ki hasta olmuşsunuz... O dağ gibi bedeniniz hayat rüzgarından nem kapmış. Eminim öğrencilerinizden ayrı düşmek bu işin tuzu biberi olmuştur.Dayanın hocam.Bizim için dayanın.Sakın yıkılmayın.Zira biz küçüklerin sizden devşireceği daha çok şey var.Kalkın o yataktan ve öğüt veren kaşlarınızı çatın.Söz,bir daha kaçmayacağınız yurttan.Söz, hep dersimize çalışacağız. Artık yaramazlık yapmayacağız.Yataklarımızı temiz tutup,dolabımızı düzenleyeceğiz.Yalın ayak top oynamayacağız.Yemeklerimizi çöpe dökmeyeceğiz.Yiyebileceğimiz kadar alacağız. Tanımayanlara sizi şöyle tarif ediyorum hocam:Hababam Sınıfı’ndaki Münir Özkul’a seccade verin Seksenler dizisindeki Rasim Öztekin’in suretine girsin.Kadir Savun’un gözlerine gözlük yerleştirin.Sonra üzerine biraz sabır ve merhamet serpiştirin.Alın size Yunus Hoca…Bir gün yurttan kaçmıştım hocam. Başkasının ayakkabısını giymiştim yakalanmayayım diye. Çünkü hava yağmurlu ve her yer çamurluydu. Kendi ayakkabımı giysem anlardınız. Gece pansiyona geri döndüğümde bütün kapı ve pencereler kapalıydı. Bir tek mescidin penceresi açıktı. Oradan içeri girdim ve basarak her yeri çamur ettim. Sabahleyin bizi topladınız. Şöyle bir göz gezdirdiniz. Gözlerimin içine bakarak, sordunuz kim yaptı diye... Korkudan söyleyemedim hocam. Ama siz anladınız ben olduğumu. Bir gece gibi örttünüz yaramazlığımı. O gün beni ifşa etseydiniz yahut azarlasaydınız inanın okulu bırakacaktım. Niyetim buydu. Siz bunu hissettiniz hocam. Beni batmaktan alıkoydunuz.Ne kadar teşekkür etsem azdır. Şimdi bu ve buna benzer onlarca vukuatın mimarı,bu satırların yazarı ne yapıyor biliyor musunuz hocam? Sizin bir ömür törpüleyip kalbinizi verdiğiniz o işi… Kaderin şu cilvesine bakın ki belki de sizi daha iyi anlayayım diye Allah böyle bir yazı yazmış hocam.Şimdi her sabah işe gittiğimde sizi hatırlıyorum. Ranzalar arasında gezerken,yemekhanede dolaşırken karşımda siz varsınız.Pansiyonun bütün iş ve işlemlerinde sizi hatırlıyorum.Örneğin bir öğrenci izin isteyince gülümsüyorum hocam.Onlar zannediyor ki hoca,bize gülüyor. Ben,sizin huzurunuzdaki kendime gülüyorum hocam. Beni iyileştiren sözlerinizi dinliyorum.Uslu bir çocuk gibi dizinizin dibindeyim. Sizi üzen bütün kusurlarımdan af dileyerek ellerinizden hürmetle öpüyorum. Sizi çok seven yaramaz öğrenciniz Cinoğlu.

Zayıflamanın En Kolay

Yolu, İyi Uyumak Fazla kilolu kişilerin gece iyi uyuyarak kilo verme ihtimalinin daha fazla olabileceği belirlendi. Fazla kilolu kişilerin gece iyi uyuyarak kilo verme ihtimalinin daha fazla olabileceği belirlendi. Kanada'da yapılan araştırmaya imza atan Jean-Philippe Chaput ve Angelo Tremblay, 6 saatten az uyuyanların kilo almaya daha meyilli olduğunu belirtti. Kanada Tıp Derneği'nin dergisinde yayımlanan araştırma, az uyumanın, açlık hissini tetiklediğini ve iştahı kontrol eden leptin, grelin ve kortizol hormonlarının salgılanmasını olumsuz etkilediğini, bu nedenle az uyuyanların kilo aldığını gösterdi. Araştırmacılar, kilo vermek isteyenlere, diyet listelerinin

ve sporun yanında "iyi uykunun" da önerilebileceğini belirtti. Son yıllarda birçok araştırmada uykunun obeziteyle mücadelede önemli olduğu belirlenmişti. 6 ay süren bir araştırmada kaliteli uyku uyuyan kişilerin kilo verme ihtimalinin yüzde 33 fazla olduğu görülmüştü.


8

24/09/2012 Pazartesi

TELEFONLA DOLANDIRCILIĞA DİKKAT Fatsa İlçe Emniyet Müdürlüğü son zamanlarda ilçede telefonla dolandırıcılık olaylarının artması nedeniyle açıklama yaparak vatandaşları uyardı. hatta bir iki kişiye ulaştıklarını, bir iki kişi yakaladıklarını arka fonda telsiz sesine benzer bir seste kullanıyorlar kişiyi inandırmak için. Aradıkları kişiyi de aynı zamanda korkutarak dolandırıyorlar” dedi.

Fatsa İlçe Emniyet Müdürü Hüseyin Arslan son zamanlarda artan telefonla para dolandırıcılığına karşı vatandaşlara uyarılarda bulundu. Vatandaşları bilinçlendirmek ve dolandırıcılık mağduru olmalarını engellemek amacıyla yoğun çaba gösterdiklerini ancak buna rağmen vatandaşların bu kişilere inanarak dolandırıldıklarını ve devletin bu konularda zaten kendi ödeneklerinin mevcut olduğunu hiçbir kamu kurumunun kimseden para veya kontör istemeyeceğini belirtti. Geçen hafta 3 günde büyük miktarlarda dolandırıcılık yaşandığını belirten Fatsa İlçe Emniyet Müdürü Hüseyin Arslan, “Bizler yılbaşından bu yana bu konuyla ilgili olarak

değişik önleyici hizmetler anlamında işlemler yaparak telefon dolandırıcılığının önüne geçmek için bir aşama kat ettik. Ama hala tamamen bu olayı bitiremedik. Hedefimiz bu dolandırıcılık olayına sıfır seviyesine indirmek. Dolandırmak için arayan kişiler genel olarak aradıkları kişiye kendi adlarına çıkartılan telefon numaralarının kopyalanarak çoğaltıldığını veya kendi kimliklerinin üzerine birden fazla telefon hattı çıkartıldığını, çıkartılan bu hatlarla suç işlendiğini özellikle terör kapsamında olan suç işlendiğini söylüyor. Dolandırıcılar kendilerini polis ve savcı olarak tanıtıyorlar. Bu suçu önlemek adına bir operasyon yaptıklarını bu operasyon çerçevesinde

3 GÜNDE 86 BİN TL’LİK DOLANDIRICILIK Yılbaşından bu yana toplamda 24 tane gerçekleşen dolandırıcılık konusu olduğunu ifade eden Arslan, “57 tane de teşebbüs aşamasında kaldı. Yani gerek vatandaş dolandırıldığını anlayarak önüne geçtiği gerekse banka görevlileri ya da bizim polislerimiz önlem hizmetler manasında çalışmalar kapsamında engellemiş olduğumuz konular. Bizim tespitlerimize göre bize ulaşan rakamlara göre toplamda maddi zarar 145 bin lira civarındadır. Tabi bunun yüklü miktarı 3 gün içerisinde oldu. Aşağı yukarı 85– 86 bin civarında olan rakam son 3 gün içerisinde gerçekleşti. Bu şekilde gelen telefonlara vatandaşlarımız kesinlikle itibar etmemelidirler. Vatandaşımızın şunu kesinlikle bilmesi lazım. Devletin hiçbir kurumu ne polis, ne asker, ne savcı, ne hâkim vatandaştan para, kontör, telefonuna para yüklemek gibi konularda telefonla arayarak kimseden yardım istemezler. Devletin bu konularda za-

ten kendi ödenekleri mevcuttur, kendi imkânları ve ekipmanları mevcuttur onun için kendilerini devletin bu operasyonunun bir parçası gibi görerek para yardımı yapmalarına gerek yok bu ilk konu. İkinci konu da hiçbir vatandaş telefonla aranarak bu şekilde yapılan bir dolandırıcılığa maruz kalmasın, kaldı ki Fatsa küçük bir yer, nüfusu fazla olan bir ilçemiz olsa da burada polise hemen ulaşabilme hakkına sahipler. Merkezi yerdeyiz, ekiplerimiz dışarıda böyle bir telefon geldiğinde kesinlikle polise veya 155’e başvursunlar. Gelen telefona kendilerini kaptırmasınlar. Kimse kendini adli bir konuya bulaştığını düşünerek bu konuya kendilerini mahkûm veya mecbur hissetmesinler. Eğer gerçekte böyle bir durum varsa polis vatandaşa mutlaka ulaşır. Polis ulaşacaksa ve bu bir terör suçuysa zaten telefonla ulaşmaz kişiye. Bu bile bu konunun dolandırıcılık olduğunun anlaşılması için yeterli bir sebeptir. Onun için vatandaşlarımızdan özellikle ricamız bu tür telefonları kesinlikle ciddiye almasınlar. Bilmedikleri telefon numaraları üzerine hele de böyle bir konu varsa muhakkak şüpheli yaklaşsınlar. Konuyu iyice sorgulayıp mutlaka biz polislere bilgi versinler.” diye konuştu.

AB Standardındaki Mezbahane Faaliyete Geçti Bolaman beldesinde Avrupa Birliği standartlarına uygun mezbahane faaliyetine başladı. Belediye bütçesiyle yapılan ve yaklaşık 350 bin TL’ye mal olan kesimhane AB standartlarına uygunluk raporuyla da dikkat çekiyor. Konuyla ilgili Bolaman Beldesi Belediye Başkanı Sabri Serdaroğlu Avrupa Birliğine uyum yasalarından dolayı bu mezbahane bugünkü tekniğe her yönüyle uygun olduğunu ve yapım aşamasının bittiğini belirterek, “Bolaman sahilinde kasap ve et üzerine 20 tane iş yeri var. Standartlara uygun olarak bu mezbahaneyi yapmış olduk en azından bir sıkıntı yaşamayız. Hem yasal yönden hem de halka hizmet yönünden rahatız. Günlük ortalama alsan günlük 20–25 tane büyükbaş, ortalama 70–80 tane küçükbaş hayvan kesilebilir. Ama şu an bunlar 3/1 seviyesine düştü. Lâdik’ten,

Amasya’dan, Kayseri’den kesilmiş hem büyükbaş hem küçükbaş hayvan geliyor. Bizimde onlardan vergi olarak hiçbir şey alma hakkımız yok. Ortalama büyükbaştan 30 lira küçükbaştan 10–11 liraya gelecek taşıma vs. hepsi dâhil bu kadar ücret alıyoruz. Ama oradan kesilmiş olarak geliyor belki de özel mezbahanelerde falan kesiliyordur daha hesaplı olabilir.” dedi. HİJYEN OLARAK SAYILI MEZBAHANELERDEN BİRİYİZ Mezbahanede görevli veteriner hekim Serhat Serdar’da mezbahanenin günlük 10 büyükbaş, 10 tane küçükbaş kapasiteli olduğunu ifade ederek, “Hijyen olarak sayılı mezbahanelerden birisi. AB standartları hijyen yasasına uygundur. Ordu

Bu İlçenin Nüfusu Kaç? Kumru İlçesi'nin girişine asılan tabelada nüfus 11 bin 900 olarak yazılırken, çıkıştaki tabelada 12 bin yazıyor. Oysa adrese dayılı olarak yapılan sayımda ilçenin nüfusu 11 bin 948 olarak belirlendi.

Ordu'ya 98 kilometre uzaklıkta bulunan Kumru İlçesi'ne, Fatsa'dan karayoluyla gidilince ilçe girişine karayolları tarafından asılan tabelada nüfus 11 bin 900 yazıyor. İlçeden ayrılıp Ünye'ye doğru giderken çıkışta bulunan tabelada ise 12 bin yazıyor. Her iki tabelayı görenler ise 'Bu ilçenin nüfusu kaç?' diye merak

edip soruyor. Oysa her iki tabeladaki nüfus sayısının da yanlış olduğu, 2007 yılında adrese dayalı sisteme göre yapılan sayımda ilçenin nüfusu tam olarak 11 bin 948 olarak tespit edildiği belirtildi. İlçenin AK Partili Belediye Başkanı Ticabi Civelek, yetkililerle görüşüp tabelalardaki yanlışlığın en kısa sürede düzeltileceğini söyledi.

Orman Gülü Çiçek Açtı Kabadüz’ zamanından 7 ay önce açan sarı orman gülü görenleri şaşırtıyor. Sonbaharın yaşandığı bu günlerde Yokuşdibi beldesine bağlı Turnalık Yaylası'nda sarı orman gülü çiçekledi. Nisan ve mayıs ayları içersinde orman gülünün çiçek açtığını anlatan Serdar Şimşek, “32 yaşımdayım, ilk kez böyle bir durumla karşılaştım. Sonbaharla her taraf sararırken, orman gülü çiçek açtı. Benim gibi görenlerde bu duruma çok şaşırıyorlar” dedi.

Festival Alanına Yeni civarında 2 mezbahane bu özelliklere sahip. Yapımı uzun sürdü ama işleyiş olarak ta hijyen olarak ta gayet düzgün bir mezbahane. Aynı anda 5 hayvan kesilebiliyor ve yarım saat içinde çok rahat bir şekilde 5 hayvan çıkıyor. Soğuk hava depolarımız mevcut ve aktif olarak çalışıyor. Nakil işleminde de bir sorun yaşamıyoruz. Şu anda

kesim oranlarımız biraz düştü. Dışarıdan özel mezbahanelerden hazır et geliyor bunlar daha cazip geliyor ve dinlenmiş et oluyor. İşler baya kötüleşti ama devletin desteğiyle şu sıralar birazda olsa eski günlerine dönmeye başladı. Kış sezonunda yolun hareketliliğinden dolayı işlerin yine düşeceğini düşünüyorum” diye söyledi.

Tribünler Yapılıyor Aybastı Belediye Başkanı İzzet Gündoğar Perşembe yaylasında bulunan esnafları ziyaret etti.

Başkanlık Seçimi İçin Yarıştılar Dolunay Kolejinde öğrencilerde demokrasi bilincinin oluşturulması amacıyla yapılan sınıf başkanlığı seçimleri 4/A sınıfında da yapıldı.

4. sınıfta okuyan dört öğrencinin aday olduğu seçimlerde öğrenciler yoğun bir

propaganda süreci yaşadılar. Arkadaşlarını etkilemek amacı ile çeşitli projelerini anlatan dört

öğrenci, seçim sonuçlarını heyecan içinde beklediler. Emre Algan, Ezgi Uzun, Kübra Pekdemir ve Volkan Koçer’in aday olduğu seçimlerde öğrenciler Sınıf Başkanını seçmek için teker teker oy kullandılar. Başkan adaylarının önünde açılan sandıktan çıkan oylar neticesinde Kübra Pekdemir sınıf başkanı(11 oy), Emre Algan sınıf başkan yardımcısı(7 oy) seçildi. Diğer adaylardan olan Ezgi Uzun(5 oy), Volkan Koçer(4 oy) aldılar. Öğrencilerin bu yaşlarda hür iradelerini kullanmalarının önemli olduğunu söyleyen sınıf öğretmeni Muhammet Ata,

“Demokrasi eğitimi küçük yaşlarda başlar. Biz de sınıfımızda seçim düzenleyerek öğrencilerimize hem demokrasi eğitimi veriyoruz. Hem de vatandaşlık görevleri olan oy kullanma hakkını bilinçli bir şekilde yerine getirmeleri gerektiğini öğretiyoruz. Öğrencilerim iyi bir seçim süreci yürüttüler. Arkadaşları da demokratik haklarını kullanarak oylarını verdi. Öğrencimiz Kübra Pekdemir Sınıf Başkanı seçildi. Seçimde aday olan ve arkadaşlarına oy veren tüm öğrencilerime güzel bir seçim süreci yaşattıklarından dolayı teşekkür ediyorum” dedi.

Gündoğar, Haftalık çarşı günü olan Perşembe Yaylasına alış-veriş için gelen yaylarda yaşayan vatandaşlar ve çevre ilçelerden gelen vatandaşlarla sohbet etti.Yayla esnaflarıyla ve Yaylada yaşayan hemşehrilerirle gerçekleşen ziyaret sonrası Belediye Başkanı İzzet GÜNDOĞAR Aybastı Perşembe Yaylası festival alanında yapılan çalışmaları inceledi.Festival etkinlikleri nedeniyle vatandaşların mevcut tribünlerde

yer bulamadıkları bu yüzden zorluk çektiklerini gözlemleyen Başkan, girişimleri neticesinde yeni tribün, güreşçiler için duş bölümleri, tuvaletler ve kafeterya yapımına başlanıldı ve tamamlanma aşamasına gelindi. Festival alanına yapılan yatırımın 1 milyon TL'yi bulduğunu belirten Başkan Gündoğar yapılan tribünlerin, duş, tuvalet ve kafeteryanın ilçemize hayırlı uğurlu olmasını dile getirerek, Perşembe Yaylasından ayrıldı.


24/09/2012 Pazartesi

9

MHP GENEL BAŞKANLIĞINA FATSALI ADAY Fatsalı Musavvat Dervişoğlu 4 Kasım 2012 tarihinde gerçekleştirilecek olan MHP 10.Olağan Kurultayında Genel Başkan adaylığına talip olduğunu açıkladı. MHP Genel Başkanlığı adaylığını açıklamasıyla başta partililerden ve özellikle Fatsalılardan büyük destek gören Musavvat Dervişoğlu, basın toplantısında şunları konuştu. “MHP Genel Başkanlığı adaylığının öncelikle yapılacak olan kurultayımızın partimize, milletimize ve devletimize hayırlar getirmesini Cenab-ı Allah'tan diliyor, bu kurultayın çaresizliğe, umutsuzluğa ve karamsarlığa terk edilen Türk Milletinin kurtuluşuna vesile olabilecek bir işaret fişeği niteliği taşımasını temenni ediyorum. Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanlığı yüksek bir sorumluluk gerektiren önemli bir makamdır. Bu makama talip olan kişilerin bunun şuur ve idrakinde olmaları Ülkücü şuur ve ahlakın vazgeçilmez bir gereğidir. Parti içinde makam ve mevkilere aday olmak her Milliyetçi Hareket Partilinin hakkıdır ancak, bu hizmet yarışının Ülkücü edep ve terbiyeye uygun bir vakar ile sürdürülmesi de şerefli mücadele tarihimize karşı bir borcumuzdur. O nedenle ilk adımın doğru atılmasının gerekliliğine inanıyorum. Bu açıklamayı MHP Genel Merkezinde yapıyor olmam, Cennetmekan Başbuğumuz Alparslan Türkeş’in ve aziz şehitlerimizin hatıraları ile emanetlerine gösterilen saygının ifadesi olduğu kadar, aynı zamanda adaylık değerinin korunması açısından da önemlidir. Yaptığım müracaat üzerine doğal bir hakkın kabulü olarak şahsıma bu kutsal çatı altında açıklama yapma imkanı veren Sayın Genel Başkanımız Devlet Bahçeli’ye sergiledikleri ülkücü duruş ve demokratik olgunluk için teşekkürlerimi sunuyorum. Hepinizin malumu olduğu üzere ülkemiz zor günler geçirmekte, önümüzdeki günlerin daha büyük zorluklar içereceğine dair önemli işaretler alınmaktadır. Türkiye yaşadığı coğrafyanın jeopolitiğinden kaynaklanan farklılıkları lehine çevirebilme iradesi sergileyemeyen basiretsiz yöneticiler yüzünden bölgedeki avantajlarını yitirmiş, başkalarının kurguladıkları siyasi senaryoların figü-

ranı durumuna düşürülmüştür. Bölücü örgüt destekli siyasal Kürtçülük vatan topraklarımızda bağımsızlık provaları yapmaya başlamış ve kurtarılmış bölge ihdasına varan teşebbüsleri düşünceden eyleme dönüştürecek cüreti sergilemekten geri durmamayı yol edinmiştir. Türkiye’nin ciddi bir bölünme ve iç savaş tehdidi ile karşı karşıya bulunduğu gerçeği artık saklanamaz bir hale gelmiştir. Dış politikada emperyal güçlerin tasarladığı kabus planının ortasında kalınmış, bölgesel çatışmaların savaş riskine dönüştüğü bir karanlık süreç yaşanmaya başlanmıştır. Bütün bunların yanında ekonomi çökmüş, sanayi ithalat lobisinin kar güdüsüne kurban edilmiş, işsizlik bir ekonomik kavram olmaktan öte sefalet ve sadaka kültürünün teşekkülünde istifade edilebilecek bir argümana dönüştürülmüştür. Toplumun bütün kesimleri çok zor durumdadır ve bu ülkede geleceğe dair umudu olduğunu söyleyebilecek neredeyse hiç kimse kalmamıştır. Ayrıca yakın takvim içinde yaşanacak çeşitli gündem maddeleri de hazırdır. Yeni Anayasa çalışmaları ve Cumhurbaşkanlığı seçimine yönelik senaryolar, Türk siyasetine ikame edilmesi muhtemel yeni aktörler ve partiler güncel tartışmaların odağını oluşturmaktadır. Bu olup bitenler karşısında ve mevcut karanlık tablonun ortadan kaldırılmasında Milliyetçi Hareketin bugün üstlenmesi icap eden rol ve sorumluluk, geçmiş dönemlere oranla çok daha yüksek olmalıdır, en azından aziz milletimizin beklentisi bu noktadadır. Bazı arkadaşlarımız ülke böylesine zor günler geçirirken MHP Genel Başkanlığına talip olmamızı yadırgayabilir ve hatta birlik ve beraberlik imtihanın önemine işaret edebilir. Bu görüşleri elbette ki saygıyla karşılıyorum. Ancak unutulmasın ki, altına omuzlarımızı koymaya karar verdiğimiz bu yük esas itibariyle ülke şartlarından doğmuştur ve bu sonuç bizim açımızdan kaçınılmaz bir hal almıştır. Partimizde bazı yapısal değişikliklere ihtiyaç duyulduğu ar-

tık kimsenin reddedemeyeceği bir gerçektir. Sadece partimizin değil, ülkemizin de geleceğini ilgilendiren kararlar, bu kararlarla ilgili mekanizmalar devre dışı bırakılarak alınmakta, yanlışlardan doğan zararlar ise uzun zamandır Genel Başkanlık makamını yıpratmaya ve hatta hedef haline getirmeye devam etmektedir. Olumsuz gidişat ve beklentiye cevap verememek noktasında sorumluluğu tek başına üstlenmek elbette ki bir insani erdemdir ama üst üste yaşanan mağlubiyetlerin de bir müeyyidesi olması vazgeçilemeyecek bir gerçek ve gerekliliktir. Parti artık, yetkili kurullarına güvenecek, kararları birlikte alacak, delege iradesine ipotek koymayacak, üyelerinden idarecilerine kadar bütün fertlerine temsilleri oranında sorumluluğu yayacak yeni bir yönetim modeline geçmek mecburiyetindedir. Hedefimiz ve arayışımız, kurulların tam anlamıyla işletildiği, karşılıklı güven ve sorumluluk duygusunu esas alan, her türlü başarısızlıkta ise hesap veren bir yapı olacaktır. Unutulmamalıdır ki; önümüzdeki kurultay hem milletimiz hem de partimiz açısından önemli bir imkan doğurmaya gebedir. Bu sadece benim değil aynı zamanda hislerine tercüman olduğum dava arkadaşlarımın tespit ve kararıdır. Yaptığı her işte, söylediği her sözde, şekillendirdiği her öngörüde ve ortaya koyduğu vizyonda haklılığı tescil edilen ancak önemli dönemeçlerde alınan kararlarla sorgulanan Milliyetçi Hareket Partisinin siyasi hayattaki başarısızlığı kendisinden çok milletimize zarar vermektedir. Zira Milliyetçi Hareketin iktidarına ülkücülerden daha çok Türk Milletinin ihtiyacı vardır. Mesele doğru anlaşılmalıdır! Söz konusu olan Milliyetçi Hareketin saygınlığı değil, etkisizliği ve başarısızlığıdır. Sayıları binlerle ya da on binlerle ifade edilen küçük yapılar ve mikro organizasyonlar, Türkiye ve dünya siyaseti üzerinde etkili olabilirken, 5 milyon 600 bin oy almış ve aldığı oyun çok üzerinde bir tesir sahasına sahip olan Milliyetçi Hareket Partisinin sosyal gerçeklikten uzak görüntüsü

artık bizler tarafından hazmedilebilecek bir sonuç olarak görülemez. Sanki iktidar hedefi yokmuş gibi verilen siyasi fotoğraf, ülkücüleri hem üzmekte, hem de Milliyetçi Hareketi izleyen geniş halk tabanları nezdinde ümit vermeyen bir algı oluşturmaktadır. Zaten seçimlere yansıyan ve MHP'yi iktidarın uzağında tutan da maalesef bu algı olmaktadır. Adaylığıma gerekçe oluşturan en önemli faktörlerden birisi bu algıyı yıkma ve MHP'yi yeniden coşku ve heyecan dolu, iktidar hedefli bir parti haline getirmektir. Artık Milliyetçi Hareketin sokaklara değil ama meydanlara inmesinin zamanı gelmiştir. Türkiye’nin sorunlarını çözebilecek bir kadro ve Başbakan ile kürsülerde mücadele edebilecek bir lider portresidir aradığımız. Yenilgileri hazmetmek Türk milliyetçilerinin karakteri ve kaderi olamaz. Buna inandığım ve dava arkadaşlarımın zafere susamışlığına şahit olduğum için buradayım. Mensubu bulunmakla şeref duyduğumuz hareketimizi hak ettiği siyasi zaferlere taşımak için Genel Başkanlığa talibim. Cesaretimi ve güvenimi dava arkadaşlarımdan alıyor, Allah'ın izniyle de sonuca götürmek ve bana güvenenleri mahcup etmemek için üzerime düşen ağır sorumluluğu yerine getireceğime inanıyorum. Allah nasip eder, delege arkadaşlarımız teveccüh gösterir, Türk Milleti destek verirse sadece MHP Genel Başkanlığına değil, Başbakanlığa adayım. Buradan taahhüt ediyorum ki, Milliyetçi Hareketi ilk seçimde iktidara taşıyamaz isem bir sonraki seçime genel başkan olarak girmeyecek ve şahsıma tevdi edilmiş emaneti ehil kadrolara devredeceğim. Parti içinde hiç kimsenin rakibi değilim. Diğer adaylarımızın da birbirinin rakibi olmaması gerektiğine inanıyorum. Kurultaydaki hizmet yarışı sadece bir araçtır. Asıl amaç devleti kuran felsefeyi yani Türk Milliyetçiliğini iktidara taşımak ve Türkiye’yi AKP iktidarından kurtarmaktır. Aksi halde bizim kendi aramızda birbirimize galebe çalmamızın hiçbir kıymeti ve saygınlığı olmayacaktır. O

BAKAN GÜNAY’DAN BALYOZ YORUMU Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, ‘Balyoz’ davasında verilen kararla ilgili olarak “Bereket versin ki nihai karar değil. Çünkü ilk mahkemeler zaman zaman çok tartışmalı karar verebiliyorlar. Ama ben, yargılanan her yurttaşımızın kendisine atılı suçtan masumiyetini kanıtlamasını ve beraat etmesini temenni ederim. Umarım bu sürecin sonunda inşallah kamu vicdanını ve hepimizi rahatlatan bir karar çıkar” dedi.

Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Antalya’nın Demre ilçesinde sona eren kazı çalışmalarını yerinde inceledi. Bakan Günay, tarihi ören yerlerinde yapılan çalışmalar hakkında kazı başkanı Prof. Dr. Nevzat Çevik’ten bilgi aldı. Balyoz davasında verilen kararın sorulmasına Bakan Günay, şöyle karşılık verdi: “Mahkemenin kararı nihai karar değil. Bereket versin ki nihai karar değil. Çünkü ilk mahkemeler zaman zaman çok tartış-

malı kararlar verebiliyor. Bu karar da tıpkı öteki kararlar gibi Yargıtay’a gidecek. Hatta ondan sonra da bir kaç aşaması var. Ondan sonra, nihai bir karara bağlanacak. Bu konuda görüşlerimi daha çerçeveli olarak Bakanlar Kurulu’nda ifade edeceğim için bundan daha fazlasını şimdi söylemek istemiyorum. Ama ben, yargılanan her yurttaşımızın kendisine atılı suçtan masumiyetini kanıtlamasını ve beraat etmesini temenni ederim. Umarım bu sürecin sonunda inşallah kamu vicdanını ve hepimizi rahatlatan bir karar çıkar.”Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Muğla’da tarihi eser kaçakçılığı iddiası ile gözaltına alınan arkeolog H.E.’nin Bakanlık görevlisi olduğu yönünde çıkan haberler için de, kişi hakkında bir takım olumsuz duyumlar alındığı için daha ön-

ceden çalışmasını engellediklerinin altını çizdi. Günay, H.E’nin bunun üzerine yargıya başvurduğunu belirtti. Bakan Günay, soruya cevabını şöyle sürdürdü: “Ama yargı da bizim aleyhimizde bir karar vermedi. Bu sırada jandarma bir araştırma yaptı ve evinde bir takım eserlerin bulunduğu tespit edildi. Şimdi yargı süreci işliyor. Her yerde söylüyorum, kamu malına el uzatan kim olursa bunu vatan hainliği gibi hissediyor, en acımasız şekilde üstüne varılmasını istiyorum. Daha önce tanık olduğumuz birkaç soygun olayında da savcı arkadaşları ziyaret edip, ‘bizim elemanımız başkasının elemanı hiç fark etmez. Hepsini sonuna kadar sorgulayın. Çünkü bir ören yerinde veya Türkiye’nin herhangi bir yerinde kamuda herhangi birinin işbir-

liği olmadan bir suç devamlılık kazanamaz. Kamu elamanıdır diye görmezlikten gelmeyin’ dedim. Ama bu arkadaşımız kamu elemanı değil. Bakanlık elemanı değil ve katiyen Bakanlığımızın temsilcisi hiç değil.” İlkokul öğrencileri Özlem, Sudeniz ve Osman Kocakaya kardeşler ile şakalaşarak çevre temizliği konusunda sohbet eden Bakan Ertuğrul Günay, tarihi Andriake Liman bölgesindeki incelemelerinin ardından Myra Antik Tiyatrosu’na gitti. İncelemeleri esnasında Demre Kaymakamı Yusuf İzzet Karaman ile Demre Belediye Başkanı Süleyman Topçu’dan bilgi alan Ertuğrul Günay, Myra’nın giriş kısmının genişletilerek antik tiyatronun girişinden itibaren daha görünür bir hale getirilmesi için çalışmaların başlatılmasını istedi.

yüzden hesabımız, perspektifimiz, gelecek tasavvurumuz, hepsi birbirinden kıymetli adayları geride bırakmakla sınırlı değil, ülkeye hakim olan siyasi iktidarı değiştirmeye yöneliktir. Ham hayaller kurmuyor şu gerçeğe yürekten inanıyorum: Ülkücüler kendi aralarındaki sorunlarını çözmeleri durumunda, ülkenin çözülemeyecek bir tek meselesi bile kalmaz. Çünkü biz ülkemize başkaları gibi, sadece kaynakları olan, rant doğuran, stratejik özelliği pazarlanabilen bir meta gibi bakmayız. O bizim için gözbebeğimiz, koruma uğruna fedakarlığımızın sınırı olmayan, sanayi, teknoloji ve bilimle olduğu gibi tarihle ve kültürle nefes alıp veren canlı bir varlıktır. Onu yaşatmak ve gelecek kuşaklara sağlık içinde devretmek, keyfiyet değil ibadet gibi bir mecburiyettir."Devleti ebed müddet" diyen bir anlayış, yönetilebilir bir Türkiye'nin en önemli yapı taşıdır ve ülke iktidarını bu büyük potansiyele bir an önce kavuşturmak bizim sorumluluğumuzdadır. Bu amaçla ilk düğmeyi doğru iliklemek, ülkücülerin birlik ve beraberliklerini sağlamak benim en başta gelen hedeflerimden birisidir. Bugüne kadarki çizgim de bunun teminatıdır. Hazır sırası gelmişken şunu da önemle belirtmek isterim ki; kurultaya yönelik süreçler, adaylar ve destekçileri açısından arzu edilmeyen bir kutuplaşma endişesini de beraberinde getirebilir. Daha çok yakın tarihte ateşle imtihan olduğumuz o kara günlerde, kardeşlik hukukunun ne olduğunu idrak etmiş ve bunu herkese göstermiş yüce bir ha-

reketin mensuplarıyız. Hiçbir dış ve iç desteğe sahip değilken, sadece birbirlerine tutunarak ayakta kalanlar, bugün de ülkenin kendilerine en çok ihtiyaç hissettiği bu süreçte söz konusu hukuk çerçevesinde hareket etmek durumundadırlar. Unutulmasın ki, bir tek ülküdaşımızın bile kalbini kırarak elde edilmiş bir zafer, bizler açısından mağlubiyet hatta hezimet hükmündedir. Kızılelma gibi bir büyük ülkünün çocukları, farklı tercihleri dolayısıyla birbirlerini kıramazlar, üzücü ifadelerle birbirlerini incitemezler. Üniter yapımızın ateş altında olduğu, altımızdaki toprağın çekilmeye çalışıldığı bu günlerde hepimize düşen ortak görev bu kurultaydan yeni bir ruh ve imanla çıkmaktır. Birlik ve beraberliğimizin zedeleneceğini, yeni kırgınlıkların ve kutuplaşmaların oluşacağını ve neticede herkesin kaybedeceğini hayal edenler mutlaka yanılacaklardır. İyi bilinsin ki, hedefimiz; bölünmüşlüğe fail olmak değil, birliğe sembol olmaktır! 10.Olağan Kurultayımızın mensubu olmakla şeref duyduğumuz Milliyetçi Hareket Partisi kadar, kendisine nefes arayan Türkiye’nin de kurultayı olmasını diliyor, bu vesileyle katılımlarınız için sizlere teşekkür ediyor, bütün adaylara başarı dileklerimi tekrarlıyor ve sözlerimi Türk Dünyasının Bilge Başbuğu Alparslan Türkeş’in ifadeleri ile noktalıyorum.“İmkansızlık ve yokluk Türk milletinin her zaman yenmeye muktedir olduğu düşmandır. Yeni Türk mucizesi doğmalıdır. Doğacaktır! Belki yarın belki yarından da yakın.”

ÇAMBAŞI YAYLASI’NA İLGİ Ordu’nun ünlü Çambaşı Yaylası’na yatırım yapmak isteyen turizmci Sargün Gündüz, incelemelerde bulunmak üzere Kabadüz ilçesine geldi.

Kabadüz Kaymakamı Engin Avcı ile Çambaşı Yaylası'nı gezen Sargün Gündüz, beraberindekilerle orman yürüyüşü yaparak Ablak kayasından Geçilmez Kanyonu'nu izledi. Turizmci Sargün Gündüz, Çambaşı Yaylası'nın Ordu'nun en güzel yaylalarından biri olduğunu söyledi. Çambaşı Yaylası'na 10 mil-

yon dolarlık yatırım yapmak istediklerini hatırlatan Gündüz, bazı sorunların yılbaşına kadar giderilmesi durumunda projenin hayata geçeceğini ifade etti. Kale Boynu obasında ahşap evleri de inceleyen Avcı ve Gündüz'e Yokuşdibi Belediye Başkanı Yener Kaya, Kabadüz Halk Eğitim Müdürü Cemalettin Türk'te eşlik etti.


www.gazetekuzey.com

24/09/2012 Pazartesi

Tel: 0452 407 10 11

ATAN KAZANDI: 1-0

Bölgesel Amatör lig müsabakaları Ordu ilinin 2 takımı Altaş Soyaspor ile Fatsa Belediyespor arasında oynanan ve Fatsa Belediyespor’un 1-0 üstünlüğü ile sona eren karşılaşma ile start aldı. Ordu Durugöl 1.Nolu Sentetik sahada oynanan karşılaşmayı Erzurum bölgesinden Ahmet Hilmi Kesici, Kerem Yaman, İnayet Karaduman üçlüsü yönetirken ev sahibi Altaş Soyaspor kalede Oğuz, Recep, Nejdet, Başaran, Uğur, Gökşin, Berat, Hami, Murat, Onur ve Hakan, konuk ekip Fatsa Belediyespor ise kalede Mehmet Bayram, Murat, Köksal, Arif,

Mehmet Arslan, Özgür, Güneş, Volkan, Taylan, Bülent ve Ahmet onbirleriyle sahada mücadele ettiler. Karşılaşma başlamadan önce her iki takım kaptanı hem birbirlerine hem de hakem üçlüsüne çiçek takdim ederek başarı dileklerinde bulundular. BÜLENT UÇARAK ATTI Karşılaşmaya ev sahibi Al-

taş Soyaspor hızlı başlayan taraf oldu. Karşılaşmanın hemen başında Fatsa Belediyesporlu futbolcunun ceza sahası içerisinde elle oynadığı ve yine Altaş Soyasporlu ceza sahasıne girer girmez düşürüldüğü pozisyonda ev sahibi ekip penaltı beklerken orta hakem Altaş Soyasporlu futbolcuya kendisini aldattığı iddiasıyla sarı kart gösterdi. Maçın

25.dakikası oynanırken Fatsa Belediyespor’un Volkan ile kullandığı serbest vuruşta penaltı noktasından uçarak güzel bir kafa vuruşu yapan Bülent Çakmak takımını 1-0 öne geçirdi. ALTAŞ ÇOK KAÇIRDI Karşılaşmanın ilk yarısı 1-0 konuk ekip Fatsa Belediyespor galibiyeti ile sona erdi. Maçın ikinci yarısına konuk takım Fat-

sa Belediyespor biraz daha istekli başladı ancak son vuruşlarda günün formda ismi kaleci Oğuz’u geçemedi. Karşılaşmanın son 20 dakikasında Altaş Soyaspor Onur’un ikinci sarı karttan sahadan atılmasıyla 10 kişi kalmasına rağmen beraberlik sayısı için yüklendi. Son dakikalarda beraberlik hatta galibiyet sayısı yakalayabilecek pozisyonlar bulan ev sa-

hibi ekip topu kale yerine auta gönderince çok önemli gol fırsatlarından yararlanamadı. Bölgesel Amatör Ligin ilk karşılaşması konuk takım Fatsa Belediyespor’un galibiyeti ile sona erdi. Karşılaşmanın ikinci yarısını AK Parti Ordu Milletvekili Fatihhan Ünal’da izledi. Fatsa Belediyespor’un geçen yılki yönetimi de maça gelerek yeni yönetime destek oldular.

İstanbul'da Birlik Beraberlik! Atatürk Olimpiyat Stadı’nda karşı karşıya gelen İstanbul Büyükşehir Belediyespor ve Orduspor, ikinci yarıda buldukları birer golle puanları paylaştı..

MAÇTAN DAKİKALAR 6. dakikada Ekrem'in ceza sahası içine yaptığı ortada top Webo'nun önünde kaldı. Webo'nun pasına hareketlenen Doka'nın sol çaprazdan vuruşunda Orduspor savunması tehlikeyi uzaklaştırdi. 22. dakikada orta sahada topu alan Stancu ceza sahasına girdiğinde Ekrem Ekşioğlu tarafından düşürüldü. Hakem Halis Özkahya, Ekrem

Ekşioğlu'na kırmızı kart gösterdi. 38. dakikada sağ kanattan Umbides'in ortasına iyi yükselen Stancu'nun kafa vuruşu kalecide kaldı. 60. dakikada Gökhan Süzen sol kanattan ceza sahası içine ortasında topla buluşan Ömer Can pasını Webo’ya pas verdi. Webo’nun altı pas üzerinden vuruşunda meşin yuvarlak ağlarla buluştu. 1-0 62. dakikada sol kanattan Monje’nin ceza sahası içine ortasına iyi yükselen Stancu’nun kafa vuruşunda top ağalarla buluştu. 1-1 STAT: Atatürk Olimpiyat Stadı

HAKEMLER: Halis Özkahya xx, Bahattin Duran xx, Ceygun Sesigüzel xx İSTANBUL BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESPOR: Eduardo Carvalha xx, Metin xx, Mahmut xx, Webo xx, Ömer xx (Turgay Bahadır dk. 86 x), Ekrem x, Andre Geraldes xx, Cihan x (Gökhan Süzen dk. 27 x), Doka xx (Edin Visca dk. 77 x), Holmen xx, Zayette xx YEDEKLER:Oğuzhan, Efe, Taner, Da Silva TEKNİK DİREKTÖR: Carlos Carvalha ORDUSPOR: Fornezzi xx, Angelo Garcia x (Ferhat Çökmüş dk. 33

* Kurumsal Kimlik, Logo, Kartvizit * Dergi, Katolog, Broşür, İnsert * Plaket, Kupa, Laminasyon Kaplama * Puzzle, Afiş, Bilboard * Araç Giydirme, Işıklı Işıksız Led Tabela * Matbaamız Maliye Antlaşmalıdır. * Resmi Evrak Basımı Yapılır. * Agfa (Avalon-AzuraC95) CTP Makinasi * Roland 200 Ofset Baskı * 115 EM Polar Bıçak * Strafor (Köpük) Kesim Makinası * Selefon Makinası * Konica-Minolta Dış Mekan Baskı Makinası * Heidelberg Baskı Makinası * Konica-Minolta Dijital Baskı Makinası * Kırım Makinası *

x), İbrahim Kaş xx, Inıguez xx, Atilla Turan xx, Ali xx, Nizamettin xx, Umbides xx, Hasan Kabze xx, Stancu xxx, Barral xx, ( Monje dk. 61 x) YEDEKLER: Fevzi, Abdülkadir, De Baros, Yiğit Gökoğlan, Müslüm TEKNİK DİREKTÖR: Hector Cuper GOLLER: Webo (dk. 60) (İstanbul Büyükşehir Belediyespor), Stancu (dk. 62) (Orduspor) KIRMIZI KART: Ekrem Ekşioğlu (dk. 22) (İstanbul Büyükşehir Belediyespor) SARI KARTLAR: Mahmut (İstanbul Büyükşehir Belediyespor), İbrahim Kaş, Hasan Kabze, Ferhat Çökmüş (Orduspor)


Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.