Lifeburgaz #11 Ağustos Eylül

Page 1

Aral覺k 2011 - Ocak 2012

1


A

TAYFUN OPTİK

Başka hiçbir yerde olmayan seçenekler ile dünya markaları Lüleburgaz’da...

Yeni Mahalle İstanbul Cad. No:55 Lüleburgaz / KIRKLARELİ Tel: 0 288 417 44 53 Fax: 0 288 412 60 89 tayfunoptik@eleganceos.com.tr



A

4 Aral覺k 2011 - Ocak 2012


Özel

Önlemek ödemekten ucuzdur...

MEGATRAK Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimi

İş Yeri Hekimliği Hizmeti İş Güvenliği Hizmeti Risk Analizi ve İş Güvenliği Eğitimleri Ağır ve Tehlikeli İşler Raporu İşe Giriş Muayeneleri Mobil Sağlık Tarama aracı Periyodik ve Portör Muayeneler

Çevre Danışmanlık (Yönetim) Hizmetlerimiz Kapsam Dışı Görüş Yazılarının Alınması Çevre Mevzuatları Kapsamında Uygunsuzlukların Tespiti ve Raporlanması İl Müdürlüğü Uygunluk Yazılarının alınması

Çevre İzinleri Emisyon İzni Gürültü Kontrolü İzni Atık Su Deşarjı İzni Tehlikeli Madde Atık Su Deşarjı İzni Derin Deniz Deşarjı İzni

Çevre Lisansları Geri Kazanım Lisansı Bertaraf Lisansı Ara Depolama Lisansı İşleme Lisansı Arındırma Lisansı

Tel: 0 288 412 65 25

Yeni Sanayi Sitesi Hizmet Binası 11. Sokak No: 13 K:1 Lüleburgaz

www.megatrak.com.tr megatrakosgb@hotmail.com

Uzm. Dr. Metin Küçük kuruluşlarıdır. Aralık 2011 - Ocak 2012

5


DOĞANGÜN TİCARET

6 Aralık 2011 - Ocak 2012

Kocasinan Mah. Acıçeşme Sk. No:25/E Lüleburgaz 0 (288) 417 06 86 - 417 43 71


DAİRELERİMİZ,

kalite anlatılmaz bizimle yaşanır... Yıldız Mah. Murat Hüdavendigar Cad. No:154 Lüleburgaz / KIRKLARELİ Tel: 0 (288) 412 11 44 Fax: 0 (288) 412 25 32 Gsm: 0 (532) 261 34 65 Mail: tokgozotomotiv@hotmail.com Web: www.tokgozlerinsaat.com

ISI YALITIMLI, AHŞAP DESENLİ PVC VE KONFOR CAM, ASANSÖR, KALORİFER TESİSATI VE PETEK, BANYOLAR VE WC TAVANA KADAR 1. SINIF SERAMİK, 4’LÜ LAVOBO VE KLOZET, GÖRÜNTÜLÜ KAPI DİYAFONU, GİRİŞLER ÇELİK KAPI, ODALAR MOBİLYA PRES KAPI MERKEZİ, ANTEN VE BAHÇEDE GÜVENLİK KAMERALARI, KARTONPİYER VE SATEN BOYA, BODRUMDA KAPALI HER ARACA 1 ADET OTOPARK, BAHÇE DÜZENLEMESİ, BÜTÜN ODALAR LAMİNANT PARKE, APARTMAN GİRİŞ KAPISI ÇELİK KAPI, ALÜMİNYUM BALKON KORKULUKLARI, KATLAR ARASI ISI YALITIMI TÜM KATLAR ASMOLEN, C25 HAZIR BETON, RADYAN TEMEL SİSTEMİ


LifeBurgaz İN.ADINA Gazetecilik Mat. Rek. Org. San. ve Tic. Ltd. Şti. adına İmtiyaz Sahibi Ümit Serap Sarıoğlu Sorumlu Yazı İşleri Müdürü Halit Kaplan Genel Yayın Yönetmeni Osman Rodop Grafik Görünüm Gazetesi Editör ve Yayın Ekibi Çınar Türkmen, Uğur Pirpor Tevfik İşçi Hukuk Danışmanı Mesut Sarıoğlu Katkıda Bulunanlar

Nuray Sayarı, Y. Özgür Güven, Dinçer Alabaşoğlu, Burşem Ege, Özge Rodop

Yayın Türü Yerel, Süreli, 2 ayda 1 yayımlanır Matbaa ve Yönetim Yeri İN.ADINA GAZETECİLİK Mat. Rek. Org. San. ve Tic. Ltd. Şti Yılmaz Mah. İsmail Hakkı Yücel Sok. No: 1/B Lüleburgaz / KIRKLARELİ Tel: 0 288 412 4574 Fax: 0 288 417 4442

Dergimizi internet aracılığı ile de takip edebilirsiniz. www.lifeburgaz.com Okur hattı: bilgi@lifeburgaz.com Dergimizi cep telefonlarınızdan da okuyabilirsiniz.

Yine yeni yeniden… Uzun bir aradan sonra öncelikle küçük bir ‘merhaba’ ile başlayalım... Yazın son zamanları yaklaşırken artan sıcaklar, bir tarafta yoğun gündem, yerel seçim telaşı derken eğitime verilen tatil arası da sona eriyor. Eylül ayı gerçekten ebeveynler için tatil dönüşü koşuşturmaca, hazırlık ayıdır. Bir yandan alışveriş telaşı, araç gereci derken bir yandan da her sene güncellenen eğitim sistemini anlamaya çalışmaları gerekiyor. Anlamaya çalışmaları gerekiyor diyorum çünkü, ülkemizde artık yap-boz tahtasına dönüşen eğitim sistemini anlamakta oldukça zor... Değişim, yani gelişim yerinde ve zamanında yapıldığında doğrudur. Örneğin gelişmiş ülkeler 50 yıldır aynı eğitim sistemlerini kullanırlar. Genç nüfusa sahibiz ve dünyada çoğu ülkeden bu konuda üstünüz ama eğitimde, dünya üniversiteleri sıralamasında ilk 500’de birkaç üniversitemiz yer alıyor, onlar da öyle pek üst sıralar değil... Peki nedendir bu durum, ne oldu da eğitime bu kadar önem veren bir toplum olmamıza rağmen ilerleme kaydedemiyoruz? Bunu sorguladığımızda çıktığımız tek yol, siyasetin olumsuz etkileri... Her gelen iktidarın eğitim konularını uzmanları ile masaya yatırmak yerine, “En iyisini ben bilirim, sen bilemezsin” mantığında müdahaleler etmesi ile olumsuzluklar doğuyor. Bunun bedelini de gelecek kuşak yani çocuklarımız ve ülkemiz ödüyor. Eğitim sistemimiz de bildiğiniz gibi geçtiğimiz yıl yeniden değişti. Tabii ki bu sistemin artıları ve eksilerini şuan tam olarak göremiyoruz ama umarım önümüzdeki yıllar Türk eğitim kurumları da dünya ile rekabet edebilir duruma gellirler ve gelecek nesillerimiz daha başarılı bir sistemde eğitim görürler... Başlığımızın nedenine gelirsek, herhalde derginin tekrar yayım hayatına dönmesiyle ilgili de daha klişe bir başlık bulamazdık. Lüleburgaz’ın marka dergisi LifeBurgaz, yenilenen yönetim yapısı ve yenilenen içeriği ile yine yeni yeniden sizlerle birlikte… Dünden bugüne, daha iyisi, daha güzeli için çaba gösterdik ve göstermeye de devam edeceğiz. Her sayımızda çok farklı bir Lüleburgaz ile sizlerle birlikte olmaya devam edeceğiz.

Haber metinleri ve görsellerinde Görünüm gazetesinden yararlanılmıştır. Yazı ve görsellerin tüm hakları LifeBurgaz dergisine, yayımlanan ilanların ve reklamların sorumluluğu sahiplerine aittir.

8 Aralık 2011 - Ocak 2012

Saygılarımla... Osman Rodop osmanrodop@lifeburgaz.com


RAHMİ BAYRAKTAR

Sigorta ve Aracılık Hizmetleri

AXA HAYAT EMEKLİLİK

e v iz n e c n e v ü g , iz in ğ e 11 yıldır gelec . .. z u r o iy r e v t e m iz h mutluluğunuz için

KASKO TRAFİK SAĞLIK KONUT Kocasinan Mah. Okullar Cad. Çetinbaş Apt. B Blok No:2/C Lüleburgaz / Kırklareli

YEŞİLKART AVRUPA SEYAHAT SORUMLULUK BİREYSEL EMEKLİLİK Tel: 0 ( 288 ) 412 99 99 Fax: 0 ( 288 ) 412 47 24

İŞYERİ TARIM DASK NAKLİYAT Email: rbayraktarsigorta@hotmail.com

www.rahmibayraktarsigorta.com


İçindekiler

LifeBurgaz

Hikayesi şöyle: 2003 Yılında Hubert Freidl adında bir Avusturyalı iş adamı (Lyoness’ın kurucusu) evine mutfak yaptırmak için bir mobilyacıya gider. Burada 19.000 € luk bir mutfağı beğenir. Satıcı 20.000 € ve katlarında tutan alışverişlerde indirim yapıldığı bu sayede eğer 1000 € daha alışveriş yaparsa % 10 indirim alacağını söyler. Bunun üzerine Hubert Freidl başka ihtiyacının olmadığını ama mutfak almak isteyen başka arkadaşlarınında olduğunu söyler ve onlarla birlikte geldiği takdirde yapacağı alışverişleri birleştirip toplam tutar üzerinden indirim alıp alamayacaklarını sorar satıcıda kabul eder çünkü satıcınında işine gelmiştir ve tabiki toplam tutar üzerinden muazzam bir indirim alırlar.

içindekiler

46 36 54 62 82

Trakya Gezi Poyralı...

Selçuk Yılmaz Vize Belediye Başkanı

Demet Akalın “Gider benim hayatımın içinde”

Lüleburgaz’da Lyoness Melih Yazman

“Moda basit bir kıyafet meselesi değildir. Moda rüzgarla doğar, gökyüzünde yaşar, bazen de sokaklara çıkar. Onu sadece hissedersiniz.” Coco Chanel

Benim Modam “Burşem EGE”

Lüleburgaz ve Trakya’dan Haberler

12 - 24

Başka türlü bir şey... Uçaneller Kuklaevi

44 - 45

Spor Haberleri Lüleburgazspor

26

Demirköy’ Sivriler’de Kuyu Kebabı

50

Sosyal Ağlar’da Lüleburgaz Halka sorduk

28 - 33

Yağmur Özgür Güven’in Kaleminden Sokak hayvanı değil insan sorunu...

84-85

Duru Ortak sağlık ve güvenlik birimi

42 - 43

Sinema Vizyona Girecekler

86

Estetik Plastik Rekonstrüktif Cerrahi Op. Dr. Koray Kır

66

Kitaplık Yeni Çıkanlar

88

Yaz mevsiminde beslenme Dyt. Müjgan Mutlu

70

Nuray Sayarı Burç Yorumları

90 - 93

Lüleburgaz’da Gündöndükçe

72

Mekan Rehberi

94 - 97

10 Ağustos - Eylül


Aral覺k 2011 - Ocak 2012

11


Haberler

Külliye Eylül sonunda bitecek

Lüleburgaz Belediyesi tarafından, Mimar Sinan’ın eseri olan Sokollu Mehmet Paşa Külliyesi’nde çalışmalar sürüyor. Sokollu Mehmet Paşa Külliyesi’nde 26 Temmuz 2012 yılında başlayan restorasyon çalışmalarının 20 Temmuz 2013’te bitmesi gerekirken 1 Ocak-15 Mart tarihleri arasındaki dönemin inşaat alanında 75 günlük çalışılamayan günler olarak hesaba katılarak, bitiş tarihinin Eylül ayı sonu Ekim ayı başı gibi olacağı bildirildi. Konu hakkında bilgi aldığımız Lüleburgaz Belediyesi Fen İşleri

Müdürü Nalan Koç, külliyenin Eylül ayı sonu Ekim ayı başında tamamı ile biteceğini, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı Yapı İşleri Genel Müdürlüğü genelgesinde Kırklareli 1 Ocak-15 Mart tarihleri arasında inşaat alanında 75 günlük çalışılamayan gün olduğunu hatırlatarak, bu sürenin külliyenin bitim tarihine eklendiğini söyledi. Koç, bayram sonrası külliyenin kurşunlarının, kafeteryasının ve dış cephesinin biteceğini belirtti. Koç, 15 Ağustos’un ardından ise külliyenin iç cephe çalışmalarına başlayacaklarını sözlerine ekledi.

Ahmet Özden’den yeni albüm Dünyaca ünlü Lüleburgazlı zurna sanatçısı Ahmet Özden yeni albümünü çıkardı. Lüleburgaz’daki tüm müzik mağazalarında satışa sunulan albüm İstanbul’da bulunan stüdyolarda hazırlanarak dinleyicinin beğenisine sunuldu. 2 davul, 2 zurna, 1 perküsyonun yer aldığı albümde Ahmet Özden’e Ali Özden, Samet Sertol, Fatih Özden ve perküsyonda Görkem eşlik etti. Albümün yapımcılığını Hasan Dağ üstlenirken Ahmet Özden’in çok yakında klarnet ustası Serkan Çağrı ile birlikte bir proje için çalışmalara başlayacağı öğrenildi.

Volkan Konak Kongre Meydanı’nda

Şarkıcı Volkan Konak, 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlamaları kapsamında Lüleburgaz’da konser verecek.

Asırlık panayır Pavli’de geri sayım Bu yıl 104’ncüsü düzenlenecek olan Pavli Panayırı sabırsızlıkla bekleniyor. Pehlivanköy Sonba-

12 Ağustos - Eylül

har Panayırı ve Tarım Festivali bu yıl da 12-15 Eylül 2013 tarihleri arasında gerçekleştirilecek.

Lüleburgaz Belediye Başkan Yardımcısı Kevser Özkan, yaptığı açıklamada, şarkıcı Volkan Konak’ın 30 Ağustos Cuma günü Kongre Meydanı’nda konser vereceğini söyledi ve konsere tüm vatandaşları davet etti.


Lüleburgaz Oto Galericiler Sitesi mezarlığa döndü

Kepirteli olan kazandı Lüleburgaz Kepirtepe Anadolu Öğretmen Lisesi yerleştirmede yüzde 98.84’lük oranı yakalayarak adından yine söz ettirdi. Okul Müdürü Hüseyin Gürçay, 2013 ÖSYM yerleştirme sonuçları hakkında açıklamalarda bulundu. Gürçay, okulumuzun kuruluşunun 75.yılında 2013 ÖSYM sınavlarında

MF puanında Türkiye 971’ncisi, Kırklareli ve Lüleburgaz 1’ncisi Barış Yıldız’ı, ODTÜ İnşaat Müh. yabancı dil (İngilizce) bölümüne; Türkiye 136’ncısı, Kırklareli ve Lüleburgaz 1’ncisi Tuğçe Betül Aktaş’ı Boğaziçi Üniversitesi İngilizce öğretmenliğine, Merve Köseler’i ODTÜ İngilizce öğretmenliğine, İzel İşlek’i ise İTÜ Elektronik ve

Haberleşme Mühendisliği’ne yerleştirdiklerini söyledi. Gürçay, 2013 yılında 1 milyon 736 bin öğrencinin yarıştığı sınavlarda Kepirtepe Anadolu Öğretmen Lisesi’nin 102 mezununun 78’inin yerleştirildiğini, 24 öğrencinin tercih yapmayarak ya da yerleşemeyerek hayallerini bir yıl ertelediğini belirtti.

LİAD’lı kadınlar 400 öğrenciyi giydirdi

Lüleburgaz İş Adamları Derneği (LİAD) üyesi kadınlardan oluşan LİAD Kadın Komisyonu, okullardan belirlenen 400 öğrenciye bayramlık kıyafet yardımı yaptı. Derneğe üye 4 çocuk giyim mağazası ve ayakkabı mağazasında kullanılmak üzere 50’şer TL’lik hediye çekleri hazırlanarak, dernek merkezine davet edilen ihtiyaç sahiplerine elden teslim edildi. Dağıtım esnasında konuşma yapan

Dükkanları satılamayan, şu anda da atıl durumda bekleyen Lüleburgaz Oto Galericiler Sitesi araç mezarlığına döndü. Lüleburgaz Belediyesi tarafından yapılan ancak bir türlü dükkanları satılamayan Lüleburgaz Oto Galericiler Sitesi adeta araç mezarlığına döndü. LOGS’taki dükkanların bir türlü satılamaması çevrede bulunan esnafa yaradı.

Yeni Sanayi Sitesi’nde 16 bin metrekarelik alan üzerine 7 milyon 160 bin 873 TL’ye inşa edilen LOGS’un boş dükkanlarının otoparklarına pert olmuş, hurdaya çıkmış kazalı araçlar park ediliyor. Daha önce sürekli Avrupa Birliği normlarında olduğu söylenen galericiler sitesinin bu halini görenler de şaşkınlıklarını gizleyemiyor.

LİAD Kadın Komisyonu Başkanı Şükran Erçetin; “Dernek kadın üyeleri olarak ikincisini düzenlediğimiz kampanyamıza katılan tüm üyelerimize ve esnaflarımıza teşekkür ediyoruz. Bir nebze olsun ihtiyaç sahibi öğrencilerin ihtiyaçlarını karşılayabilirsek ne mutlu bize. Amacımız paylaşmak, bu mübarek ayda ve mübarek günlerde ihtiyaç sahibi çocuklarımızı sevindirmeyi hedefledik. Bu tarz aktivitelerimiz devam edecek.” dedi. Ağustos - Eylül

13


Burası Lüleburgaz’da mutlu inekler çiftliği Bu çiftlikteki 650 ineği gel de kıskanma. Beş yem kokteyl mönülü, özel yataklı, masaj aletli, senfonik müzikli hayatlarında “Möö” bile demiyorlar. Roman mağazalarının sahibi Turgut Toplusoy’un Lüleburgaz’daki çiftliği, 165 dönüme yayılmış. Yem tarlaları, depolar, yönetim binası; inek yaşam komplekslerinden oluşuyor. Hijyen had safhada. Hayvanların hastalanma riski sıfır! Sayıları şimdilik 650... 89’u erkek. Maksat süt elde etmek olunca erkek pek tercih edilmiyor. Belli yaşa gelince eti için satılıyor. İneklerin sessizliği dikkatimizi çekiyor. Çiftliğin ikinci ortağı Ergün Kır, “Karınları tok, sırtları pek. Yiyip içip geviş getiriyorlar. Bu yüzden böğürmüyorlar” diyor. Her gün dişilerin içlerinden en az biri doğuruyor. Nitekim biz de denk geliyoruz. Veterinerin ilk kez anne olan ‘9260’ kulak numaralı ineğe doğum yaptırması kolay olmuyor. Henüz ayakları üzerinde duramayan bu minik buzağıya ‘Gülden’ adı veriliyor! Her şey süt verimi için Ergün Kır, geçen martta faaliyete geçen çiftliği dolaştırıp bilgi veriyor. Devasa bölümlerde (ahır demeye dilim varmıyor) sağlı sollu onlarca inek. Her bir bölümün tavanından üçer masaj aleti sarkıyor. 7/24 optik çalışan bu aletlerin önünde, Hollanda Holştayn ırkı sakin ve kendiliğinden sıraya giriyor. Sabır ve sükûnetleriyle insanoğluna örnek oluyorlar. Önündeki hemcinsinin yaklaşık 10 dakika boyunca kafasına, boynuna sonra kalçalarına masaj yaptırmasını geviş getirerek bekliyorlar. İşi biten, salına salına gidip su ve ısı geçirmez özel yatağına uzanıyor. Kimi de önünden hiç eksilmeyen kuru yon-

14 Ağustos - Eylül

ca, çayır, bezelye otu, mısır silajı, fiğden oluşan yemeğini yiyor. Her biri günde 37 kilo yem, 60 litre su tüketiyor. Sağımda kadın şart Sağım saatleri geldiğinde hepsi tek sıra halinde hazırola geçiyor. İçerideki görevlilerin tümü de kadın. Ergün Kır, “Erkek görevlilere sinirleniyorlar. Kadınlara itiraz etmiyorlar ve daha çok süt veriyorlar. Bu nedenle sağım personelimizin tümü kadın” diyor. Günde ortalama 40 litre süt veren ineklerin memeleri önce sterilize ediliyor, silindikten sonra vakumlar takılıyor. En sakin ve huzur veren bestelerden seçilen klasik müzik eşliğinde sütler boşalıyor. Kreşteki buzağılar Adı tabii ki kreş değil ama manzara bu. 60 buzağı, beyaz yarım kulübe şeklindeki plastik evlerde.... Zemin yumuşak ve duvarlar ses geçirmiyor. Çilek desenli kaplarında kuru mama ve su var. Kızlar ve erkekler karşılıklı bölümlerde. Her birinin duvarında kimlik bilgileri var. Mesela birininki şöyle: Adı: Halil. Buzağı no, anne no, baba no, cinsiyeti: Erkek, Doğum tarihi: 08.07.2013. Tedavi:…” Günde iki kez anne sütü alıyorlar. Üçer litrelik biberonlar geldiğinde kreşte hareketlenme ve çiftlikte ilk kez duyduğumuz “Mööö” sesleri başlıyor. Önlerindeki aparata takıldığında saniyeler içinde bitiriyorlar. Herkes bitişiğindekinin ağzına yüzüne bulaşan sütleri yalamaya başlıyor. Manzara çok etkileyici. Gözlerim buğulanıyor. Kreşte 60 günü tamamladıktan sonra toplu yaşamayı öğrenme bölümünde dört gün geçirecekler. Sonra da düve yani

genç inekler bölümüne… Yılda bir buzağı İneklerin gebeliği dokuz ay sürüyor. Doğurduktan sonra yavruyla annenin ilişiği kesiliyor. İki ay sonra anne ‘tohumlama’ yöntemiyle yeniden gebe kalıyor. Çiftlikteki her ineğin en çok beş kez doğum yapması ideal sayılıyor. Çiftliğin hedefi, her inekten yılda bir kez buzağı almak. İkiz bebekler tercih edilmiyor. Büyüdükten sonra kesimhaneye gönderiliyor. Avrupa’ya ihraç Çiftlik, depoladığı sütü, günlük olarak büyük süt markalarına veriyor. Hedefiyse verdiği sütü, bu markaların Avrupa’ya ihraç etmesini sağlamak. Avrupa standartlarında üretim yaptığını belgeleme işlemleri de bitmek üzere. Ergün Kır, önümüzdeki aylarda mavi bayrak alacaklarını söylüyor. Özel kıyafetle dolaşılan çiftlikte en kritik konu, ineklerin sağlığı. Tüberküloz ve brusella hastalıklarına karşı sağlık taramaları ve aşıları yapılıyor. Çiftliğin daimi kadrosunda bir veteriner, iki sağlık teknisyeni, bir ziraat mühendisi ve 16 personel yer alıyor. Ayaklarda padometre Her ineğin ayağında bir bileklik var ama kelepçe gibi değil. Yumuşak bir kumaşla bağlanmış saat gibi. Kır, ‘Padometre’diyor. Bu cihazla günlük süt litreleri, sağlık durumları, hareket ya da hareketsizlikleri hakkında bilgi ediniyorlar. Padometrenin kaydettiği bilgiler, hepsinin bilgisayardaki sağlık karnesine günlük olarak işleniyor. ( Hürriyet.com.tr - Gülden Aydın )


Direne direne

evlendiler

Lüleburgaz’da Temmuz ayında gerçekleştirilen düğünde ilginç görüntüler vardı. Lüleburgazlı Gülümser ve Kadir Erol’un kızları Funda ile Elmas ve Mustafa Özerşahin’in çocukları Çağdaş Özerşahin’in düğününde Gezi Parkı teması işlendi. Aqua Park’ta yapılan düğün sırasın-

da Gezi Parkı protestolarına destek amacıyla sloganlar atılırken, genç çiftin nikahını kıyan Lüleburgaz Belediye Başkanı Emin Halebak konuşmasını Gezi Parkı ile ilgili yaptı. Nikah masasındaki çiftin arkasında ise dev bir ağaç maketi yer aldı. Genç çift ve arkadaşları düğün töreninde Nazım Hikmet’in ‘Yaşamak bir

ağaç gibi tek ve hür, ve bir orman gibi kardeşçesine. Bu memleket bizim’ sözü bulunan pankart açtılar. Pankartın altında #direngeziparkı yazısı dikkat çekti. Genç çiftin düğün törenindeki bu protestosu #direnemedik yazılı davetiyelerine de yansıdı.

Büyükkarıştıran’da

Hadise çıktı Pop müzik sanatçısı Hadise Büyükkarıştıran’da sahne aldı. Belediye Başkanı Lütfü Karaman festivalin büyüyerek devam edeceği müjdesini verdi. Lüleburgaz’a bağlı Büyükkarıştıran’da bu yıl 7’ncisi düzenlenen Gençlik Kültür ve Müzik Festivali’nde coşku doruğa ulaştı. Büyükkarıştıran stadında Cuma akşamı gerçekleştirilen konserde önce Emir, sonra Hadise söyledikleri şarkılar ile izleyenleri coşturdu. 10 bin kişi izledi Trakya’nın pek çok yerinden binlerce kişi Hadise’yi dinlemek için araba ve otobüslerle Büyükkarıştıran’a akın etti. 7. Gençlik ve Kültür Festivali’ni izlemeye yaklaşık 10 bin kişi geldi. Ayrıca festivale Lüleburgaz Kaymakamı

Cemalettin Yılmaz, Evrensekiz Belediye Başkanı Halil Abanoz, Vize Belediye Başkanı Selçuk Yılmaz, Ahmetbey Belediye Başkanı Ünal Kaymaz ve daire amirleri de katıldı. Gaf üstüne gaf Büyükkarıştıran konserinden bir gün önce Silivri’de sahne alan Hadise yoğun temposundan dolayı konser verdiği yeri karıştırdı. Sahneye çıkmasının ardından ‘Lüleburgaz’da olduğum için çok mutluyum, Lüleburgaz’da ilk kez konser veriyorum’ diyen Hadise konserin ilerleyen dakikalarında alanı dolduran binlerce kişiye ‘Silivri eğleniyor muyuz?’ diye seslendi. Hadise çevreden gelen uyarılarla hatasını düzeltmek istedi ve sık sık ‘Büyükkarıştıran’ diye seslendi. Ağustos - Eylül

15


Haberler

Devrim gibi 25 madde Karayolu Trafik Güvenliği Eylem Planı kapsamında Lüleburgaz’da da 25 maddelik bir eylem planıyla trafik kazalarına karşı önlem alınacak. Eylem planında Taşköprü’ye alternatif köprü yapılması, çevre yolunun yapılması, D-100’ün düzenlenmesi, İstanbul Caddesi’ne parkmetre konulması, yaya alt geçitleri yapılması bulunuyor. Eylem planının tam anlamıyla uygulanması kurumlar arasındaki işbirliğinden geçiyor. Kırklareli’de yapılan İl Koordinasyon Kurulu toplantısında ‘Karayolu Trafik Güvenliği Eylem Planı’ kapsamında alınan kararlar ilçelere göre uyarlandı. Lüleburgaz Kaymakamı Cemalettin Yılmaz imzasıyla tüm kamu kurum ve kuruluşlarına, meslek odalarına gönderilen yazıda Lüleburgaz’ı trafik çilesinden kurtarması ve meydana gelen trafik kazalarını önlemesi beklenen 25 madde sıralandı. Yazıda yer alan konuların yetkisi dahilinde tüm kurum ve kuruluşlarca yerine getirilmesi istendi. 25 maddelik eylem planında özellikle son zamanlarda ölümcül kazaların meydana geldiği D-100 karayolunda, Lüleburgaz Belediyesi ile Karayolları arasındaki koordinasyon eksikliği nedeni ile bir türlü yapılamayan orta refüjün yapılması istendi. Bunun yanı sıra İstanbul, Fatih, Turgutbey, Okullar ve İnönü caddelerine park metre konularak otopark sıkıntısının çözülmesi istendi. Karayolları ve Lüleburgaz Belediyesi’nden ilçe çevre yolunun bir an önce yapımına başlanması istendi. Maddeler arasında araç ve yaya trafiği için sıkıntı yaratan Taşköprü’ye alternatif bir köprü yapılması ve bazı noktalara yaya alt geçidi yapılması da bulunuyor. Lüleburgaz’da 25 maddeden oluşan eylem planının maddeleri şu şekilde; - Tüm kurum ve kuruluşlar bünyesinde görevli tüm personelinin trafik kurallarını daha duyarlı ve hassa olmaları yönünde uyarı ve ikaz edilerek dikkatlerinin çekilmesi. - Tüm kamu kurum ve kuruluşlarında kullanılan taşıtlarda emniyet kemeri kullanımına asgari derecede önem göstererek bir ya-

16 Ağustos - Eylül

şam tarzı haline getirilmesinin sağlanması. -Trafikte güvenlik nedeniyle zorunlu olmadıkça korna kullanılmaması. -Koruma hizmetleri, mevzuattaki kişi ve görevlilerce sınırlı olarak belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde, trafikte geçiş üstünlüğü sağlamak amacıyla araçlara ışıklı ve sesli donanımlar taktırılmasına izin verilmeyecektir. Yürürlükteki mevzuatta açıkça belirtilen araçların dışında hiçbir araca ışıklı, sesli ve renkli uyarı veren cihaz takılmayacak, aksine uygulamalara derhal son verilecektir. -İlçe Müftülüğü’nce trafik kazaları sonucu meydana gelen maddi ve manevi kayıpları azaltmak amacıyla toplumsal farkındalık oluşturmaya yönelik çalışmalar yapılarak hutbe ve vaazlarda uyarıcı nitelikte konuymalar yapılmasına. -Daha güvenli yollar için trafik güvenliğine ilişkin risk ve tehlikeleri en aza indirebilmek amacıyla özellikle altyapı çalışmalarında, yol güvenliği standartlarına uygun, şehiriçi şehirlerarası yollarda yapılacak alt ve üst yapı çalışmaları ulusal ve uluslararası standartlara titizlikle uyulacaktır. -İlçe içerisinden geçen D-100 Karayolu üzerinde bulunan TPAO Müdürlüğü önünde bulunan kavşağın düzenlenmesini, ayrıca TPAO Müdürlüğü önünden başlayarak Kipa market önüne kadar orta refüjün bariyerlerle bölünmesi. -D-100 Karayolu üzerinde bulunan stat kavşağında, İstasyon Işıklı kavşağında, Kurtuluş Camii önü, Bim market önünde bulunan yaya geçidine, Total benzinliği kavşağında gerekli düzenlemelerin yapılarak yaya alt geçidinin yapılması. - İlçe Emniyet Müdürlüğü Trafik Tescil ve Denetleme Büro Amirliği ekiplerince tespit edilen cadde ve sokaklara hız kesici fiziki engel, yaya geçit çizgilerinin ve gerekli trafik işaretlerinin yapılmasını, - Eskibedir Caddesi, Özgürlük Caddesi, Millet Caddesi, Cahit Irgat Sokak, Millet Caddesi, Eski Müsellim Caddesi, İstasyon Caddesi, Arda Caddesi’ne hız kesici engel yapılarak, İstasyon Kavşağında bulunan elektrik direklerinin kavşaktan kaldırılması ve kaldırılana kadar fosforlu şerit çekilmesi,

İstasyon Caddesi ve Millet Caddesi kavşak izi düzenlemesinin trafik akışına uygun olmadığından adanın ve orta refüjlerin tekrar düzenlenmesi. -İlçede meydana gelen kazaların önlenebilmesi ve asgariye düşürülebilmesi için çevre yolunun yapılmasına bir an önce başlanması. -İstiklal Caddesi ile İnönü Caddesi kesişiminde bulunan Kadı Ali Camii kavşağının düzenlenmesi, dönüşü engelleyen ev bahçesinin istimlak edilerek kavşağa dahil edilmesi. -Taşköprünün araç ve yaya geçişine yeterli gelmediğinden gerekli düzenlemenin yapılarak yeni köprünün yapılması. - İlçede bulunan oto parkların yetersiz olmasından dolayı, İstanbul Caddesi, Fatih Caddesi, Turgutbey Caddesi, Okullar Caddesi, İnönü caddesi’ne park metre konulması. - D-100 karayolu orta refüjü üzerinde bulunan ağaçların, sürücülerin geçişlerinde yaya güvenliğini tehlikeye düşürecek şekilde olanlarının budanması veya sökülerek başka bir alana taşınması. -ilçenin muhtelif yerlerinde kaldırım üzerinde bulunan veya özel mülke ait ağaçların yaya geçişlerini engellediğinden gerekli budamaların yapılması. - Fabrika servis araçlarının güzergahlarının ve durak yerlerinin belirlenerek gerekli düzenlemenin yapılması. - Mehmetçik Caddesi üzerinde yol ortasında bulunan ağaçların sökülerek başka bir alana taşınmasını veya kesilmesi. - D-100 karayolu üzerinde gerekli çalışmaların başlatılarak Elektronik Denetleme Sisteminin yapılması - İbrahim Erol Sokak’ta iki tarafta da bulunmayan kaldırımların yapılması. Belirtilen maddeler ve tüm çalışmaların bir bütünlük içinde yürütülmesi, karayolu trafik güvenliği konusunda kurumlar arasında işbirliği ve koordinasyonun sağlanması, kurul tarafından alınan kararların, strateji ve Trafik Güvenliği Eylem planının uygulanması için tüm kamu kurum ve kuruluşlarınca gerekli çalışmaların yapılarak sonucundan bilgi verilmesi istendi.


Uçaneller’e seyirci ödülü Lüleburgaz Uçaneller Kuklaevi 2012-2013 Sezonu Direklerarası Seyircileri ödülünü kazandı. Direklerarası Seyirci Ödülleri Seçici Kurul Üyelerinin, Türkiye ve KKTC’de sahne açan tiyatroların sezon oyunlarında başarılı buldukları sanatçıları, halk jürisi olgusu ile değerlendirdikleri sistemde Uçaneller Kuklaevi seyirci ödülüne layık görüldü. Seçici Kurul Üyelerinin, sezon oyunlarını performans ve tasarım kategorilerindeki kriterleri, aldıkları haz duygularını ölçüt alarak seyredip, değerlendirmelerini eleştirel olmayan seyirci bakış açısıyla yaparak verdikleri ödüller 29 Ekim’de Bakırköy Belediyesi’ne ait Yunus Emre Kültür

Merkezi’nde verilecek. Direklerarası Seyircileri Koordinatörü Ömer Şahinbaş yaptığı açıklamada Uçaneller Kuklaevi’ne verilen ödülle ilgili olarak; ‘Kendileri ile Antalya’da tanıştım ve seyrettim. Çocuklar bizler için çok önemli. Çocukların birer tiyatro seyircisi olarak yetişmesini sağlamak, çocukların kaliteli oyunlarla buluşmasını sağlamak önemli. Buradan hareketle ileride “Sertifikalı Çocuk Tiyatrolarının” sahnelerde yer almasını ve formasyonları yetersiz çocuk tiyatrolarının sahnelerden çekilmesini sağlayacak yasal alt yapılarının hazırlanması için bu çalışmaların öncü olmasını istiyoruz. Kuklanın da çocuk tiyatrosuna girmesi gerekir. Bu sene

kukla alanında 3 ödül verdik. Lüleburgaz Uçaneller Kuklaevi kuklalarını hem imal ediyor hem ithal ediyor. Bu bir takdirdir, seyircinin Uçaneller’i takdir ettiğini gösteren bir ödüldür.’ dedi. Trakya’da çocuk tiyatrolarının yeterince bulunmadığına dikkat çeken Şahinbaş, Uçaneller Kuklaevi’nin Trakya’da büyük bir eksikliği doldurduğunu, her sene yapılan kukla festivalleri ile örnek bir çalışma yapıldığını söyledi. Uçaneller Kukalevi Genel Sanat Yönetmeni Mesut Sarıoğlu da kazanılan ödülle ilgili olarak; ‘ Bu ödülü almaktan onur duyduk. Seyircininin bize verdiği bu ödül bizim için çok önemli. Aynı özenle çalışmalarımıza devam edeceğiz’ dedi.

Türkiye’nin tek kadın defterdarı Kırklareli’de Türkiye’de 23 ilin defterdarı değiştirildi. Buna göre Kırklareli Defterdarı Mustafa Şahin Bilecik Defterdarlığı’na atandı. Kırklareli Defterdarlığı’na ise

Türkiye’nin tek kadın defterdarı olan Çanakkale Defterdarı Sacide Şakar atandı.

Kırklareli Defterdarı Mustafa Şahin veda ziyaretleri kapsamında önceki gün Kırklareli İl Emniyet Müdürü Hüseyin Aktaş’ı ziyaret etti. Ağustos - Eylül

17


Pers Okçusu TIR’dan çıktı Edirne’de jandarma ekiplerince durdurulan ve Almanya’ya gittiği öğrenilen bir TIR’da Roma dönemine ait tanrıça başı, Hıristiyan ayinlerinde kullanılan 2 haç, üzerinde Pers Okçusu kabartması bulunan 2 bin 500 yıllık altın sikke, Klasik Yunan

Dönemi’ne ait altın inkuzum sikke ve gümüş Helenistik Dönem sikkesi ele geçirildi. Trakya Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü’ndenProf. Dr. Engin Beksaç, ‘Pers Okçusu’ sikkesinin nadir rastlanan bir eser olduğunu ifade etti.

bin yıllık iskelete yoğun ilgi 18 Ağustos - Eylül

Kırklareli Müzesi’nde özel vitrin içerisinde sergilenen M.S. 2. yüzyıla ait olduğu tahmin edilen iki iskelet, ziyaretçiler tarafından ilgi görüyor. Müze Müdürü Derya Balkan, yaptığı açıklamada, 1993 yılında Babaeski ilçesinin Alpullu beldesi Düğüncülü köyünde kaçak kazı yapıldığı ihbarını alan jandarma ekipleri ile müze yetkililerinin bölgeye gittiğini ve daha sonra uzman ekipler tarafından yapılan çalışmalarda lahit içerisinden genç bir kadın ile yaşlı bir erkeğe ait olduğu belirtilen iskeletlerin çıkarıldığını anlattı. İskeletlerin müzede sergilenmesine karar verildiğini dile getiren Balkan, ziyaretçilerin iskeletlere yoğun ilgi gösterdiğini söyledi. Balkan, özel vitrin içerisinde sergilenen iskeletlerin, geçmişin hatırlan-

ması açısından önemli olduğunu ifade etti. Lahitten iskeletlerin yanında bulunan pudra kutuları, su testileri, kemik tarak ile madeni eserlerin de çıkarıldığını aktaran Balkan, “İskeletlerin M.S. 2. yüzyıla ait olduğu belirtiliyor. Kadına ait cesedin, lahite erkek cesedinden 50 yıl sonra konulduğu tahmin ediliyor. İskeletlerle birlikte lahitten çıkarılan eserler de müzemizde sergileniyor. 1993 yılından bu yana müzemizde sergilenen erkek ve kadın iskeleti, ziyaretçiler tarafından ilgiyle inceleniyor. Zaman zaman iskeletlerden bazı çocukların korktuğunu da görüyoruz” diye konuştu. Balkan, Kırklareli Müzesi’ni yılda yaklaşık 10 bin kişinin ziyaret ettiğini sözlerine ekledi. AA


İlk 500’de Trakyalı firmalar geriledi İstanbul Sanayi Odası (İSO)’nun üretimden net satışları baz alarak her yıl açıkladığı Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu araştırmasının 2012 yılı sonuçları açıklandı. Araştırmada Trakyalı firmaların 2011 yılına göre düşüş gösterdiği gözlendi. Türkiye’nin 500 Büyük Sanayi Kuruluşu listesinde bu yıl Trakya’dan Anadolu efes Bira ve Malt Sanayi A.Ş., S.S. Trakya Yağlı Tohumlar Tarım Satış Kooperatifleri Birliği, Trakya Cam Sanayi A.Ş., Paşabahçe Cam Sanayi A.Ş., Modern Karton, Zorluteks Tekstil Ticaret ve Sanayi A.Ş., Trakya Döküm Sanayi ve Ticaret A.Ş. ve Traçim Çimento Sanayi ve Ticaret A.Ş. yer aldı. 500 büyük sanayi kuruluşu sıralamasında Anadolu Efes Bira ve Malt Sanayi A.Ş. 1 milyar 84 milyon 532 lira ile listenin 68’nci sırasında yer aldı. Firma 2011 yılında listenin 71’nci sırasında bulunuyordu.

S.S. Trakya Yağlı Tohumlar Tarım Satış Kooperatifleri Birliği 941 milyon 88 bin 158 lira ile 2011 yılında 76’ncı sıradan girdiği listede bu yıl 77’nci sırada yer aldı. Trakya Cam Sanayi A.Ş. 712 milyon 275 bin 654 lira ile 90’ncı sıradan 105’nci sıraya geriledi. Paşabahçe Cam Sanayi A.Ş. 560 milyon 41 bin 270 lira ile 122’nci sıradan 128’nci sıraya geriledi. Modern Karton 513 milyon 213 bin 559 lira ile 140’ncı sıradan 147’nci sıraya geriledi. Zorluteks Tekstil Ticaret ve Sanayi A.Ş. 466 milyon 474 bin 760 lira ile 144’ncü sıradan 172’nci sıraya geriledi. Trakya Döküm Sanayi ve Ticaret A.Ş. 206 milyon 20 bin 467 lira ile 364’ncü sıradan 403’ncü sıraya geriledi. Traçim Çimento Sanayi ve Ticaret A.Ş. ise 194 milyon 933 bin 831 lira ile 491’nci sıradan 427’nci sıraya ilerledi.

Girişimci sayısı artıyor Kırklareli Üniversitesi (KLÜ), Kırklareli İş-Kur Müdürlüğü ile Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı (KOSGEB) Kırklareli Hizmet Müdürlüğü’nce imzalanan iş birliği protokolü kapsamında uygulamalı girişimcilik eğitimleri başladı. KOSGEB Kırklareli Hizmet Müdürü Tarık Altuntaş, Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu’nda düzenlenen eğitimde yaptığı konuşmada, 70 saat sürecek kursa 25 kişinin katıldığını söyledi. Kırklareli’de girişimci sayısının arttığını belirten Altuntaş, bir ilin kalkınmasında en etkin rolü, girişimcilerin üstlendiğini kaydetti. Girişimcilere kendi işlerini kurabilme

leri için gerekli desteği verdiklerini ifade eden Altuntaş, “KOSGEB Kırklareli Hizmet Müdürlüğü olarak en iyi şekilde hizmet vermeye çalışıyoruz. Kursiyerlerimizi iş kurma potansiyeli olan girişimciler olarak görüyoruz. Bizim amacımız iş kurmak isteyenlere destek vermek. Amacımız kalifiye elemanları iş dünyasına kazandırmak ve geleceğin kobilerini yetiştirmek. Hibe ve faizsiz kredi destekleri veriyoruz” diye konuştu. İş-Kur Müdürü Hasan Aksoy da uygulamalı girişimcilik eğitimlerine katılan kursiyerlere başarılar diledi.

Sepetçilerin son temsilcileri

Mesleğin son temsilcilerinden Açar ailesi, yol kenarında kurdukları atölye ile sepetçiliği yaşatmaya çalışıyor. Yıllardır söğüt dallarından ördükleri sepetleri satarak geçimini sağlayan aile, teknolojiyle birlikte mesleğin zor durumda kalmasından şikayetçi. Sepet ustası Emine Açar (46), AA muhabirine yaptığı açıklamada, sepetçiliğin aile mesleği olduğunu söyledi. Mesleğinin yıllar geçtikçe değer kaybettiğini anlatan Açar, “35 yıldan beri sevinçlerimi üzüntülerimi söğüt dallarından ördüğüm sepetlere nakşettim. Ben bu mesleği annemden babamdan öğrendim. Ancak çocuklarım artık bu mesleği yapmıyor. 4 çocuğumdan sadece 16 yaşındaki kızım benimle birlikte sepet örüyor. Eşim de ilçeleri gezerek yaptıklarımızı satıyor” diye konuştu. Sazdan yapılan el yapımı sepetlerin sağlıklı olduğunu belirten Açar, Türkiye’nin dört bir yanını gezerek, sepet sattıklarını kaydetti. Açar, günümüzde sepet yerine naylon poşetin kullanıldığını ancak bunların sağlıksız olduğunu savundu. Açar’ın kızı Nevmigül Açar da (16), sepetlerin halen önemli bir fonksiyonu olduğunu bildirdi. Nevmigül Açar, saz, söğüt ve fındık dallarından örülerek yapılan sepetlerin kırsal kesimin yanı sıra, ev içi dekorasyonda da kullanıldığını anlattı. AA Ağustos - Eylül

19


Haberler

Dupnisa’da yanlış ışıklandırma yapılmış

İğneada’da ortaya çıktılar İğneada sahilinde kıyıya kadar gelen 3 adet yunus balığı bölgede tatil yapanlara görsel şölen yaşattı. Yarım saat kadar sahilde martılarla birlikte avlanan yunuslar tatilcilerin gözleri önünde Karadeniz’in sularında kayboldular. Tatilcilerden Gülcan Kutlu; ‘Senelerdir İğneada’ya tatile geliyorum ilk defa canlı olarak yunus balıklarının resitalini izledim. Çok heyecanlandım, mükemmel bir şey. Çok heyecanlı. Bu gösterinin zevkini yaşayan biri olarak yok olma tehlikesi altında olan Karadeniz yunuslarının korunması konusunda elimizden geleni yapmak gerektiğine inanıyorum’ dedi.

Dupnisa’da yanlış ışıklandırma yapılmış Trakya’nın turizme açık tek mağarası olan Dupnisa’da yanlış ışıklandırma yapılması sonucu ekosistemde olumsuz değişiklikler belirlendiği açıklandı. Mağaraya yeni ışıklandırma projesi yapılıyor. Trakya’nın turizme açılan tek mağarası olan Dupnisa Mağarası, yerli ve yabancı ziyaretçilerden yoğun ilgi görüyor. Kırklareli Kültür ve Turizm Müdür Vekili Fikret Macit, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Dupnisa Mağarası’nın çok önemli bir konuma sahip olduğunu söyledi. Dupnisa Mağarası’nın ziyaretçi sayısının her geçen gün arttığını aktaran Macit, geçen yıl 100 bin olan ziyaretçi sayısının bu yıl 130 bine yükselmesini beklediklerini kaydetti. Mağaranın, Türkiye’de sayılı mağaralar arasındaki yerini koruduğunu ifade eden Macit, “Trakya’nın turizme

20 Ağustos - Eylül

açılan tek mağarası özelliğini taşıyan Dupnisa Mağarası, Türkiye’nin en uzun mağarasıdır. Dupnisa Mağarası, 2 bin 720 metreden oluşmakta ancak 500 metrelik kısmı turizme açık. Diğer bölümüne ise sadece profesyonel mağaracılar girebiliyor. Mağara, yarasa popülasyonunun sağlığı açısından, ekosisteminin bozulmaması amacıyla 15 Mayıs-15 Kasım tarihlerinde ziyarete açık tutuluyor. Mağaranın belli bir kısmı ziyarete açık. Diğer kısmı ise ziyarete kapalı. Dupnisa Mağarası çevre düzenlemesi projesi hazırlandı. Projenin kısa sürede hayata geçirilmesi planlanıyor.” Macit, Trakya Üniversitesince mağarada yapılan incelemelerde, ekosistemde negatif gelişmelerin belirlendiğini aktardı. Mağarada yosunlaşmaların meydana geldiğini anlatan Macit, “Trakya Üniversitesince hazırlanan raporları Kültür ve Turizm Bakanlığı’na ilet-

tik. Aydınlatmada ısı veren ışıklar kullanılmış. Uzmanların yaptığı çalışmalarla ısı vermeyen ışıklandırma yapılması planlanıyor. Yarasa popülasyonunda gerileme görülmedi. Ancak ekosistemin bozulması ile sayının önümüzdeki yıllarda tedbir alınmadığı takdirde azalacağını düşünüyoruz” diye konuştu. Mağara, Kırklareli’ye 58, İstanbul’a da 230 kilometre uzaklıkta bulunuyor. AA Dupnisa Mağarası Dupnisa Mağarası, Kırklareli ilinin Demirköy ilçesinin Sarpdere Köyü sınırları içerisinde, köyün 5-6 kilometre güneybatısında yer almaktadır ve Trakya’nın turizme açılmış tek mağarasıdır. Üç girişe sahip bir yeraltı sistemi olan toplam 3200 metre uzunluğundaki mağaranın girişten itibaren ilk 1000 metresi suludur.



Haberler

Bayramı Longozlarda geçirdiler

GoGreenCamping yürüyüşçüleri bayram boyunca Longoz Ormanları’nda konakladı. Ekibin, Longoz Ormanları içerisinde yer alan İğneada Erikli Gölü, Sislioba Köyü, Beğendik Köyü, Bulgaristan Rezovo Köyü ve Mert Gölü’nü gezerek doğa güzelliklerini keşfettiği etkinlikte ekoloji ve doğa sevgisine dikkat çekildi. Sait Çetin , İsmail Metin, Tora Benzeyen, Mustafa Özer, Caner Ulupınar, Abdullah Taygun Yavaşça ve Anıl Gökrenk’ten oluşan GoGreenCamping ekibi İğneada Erikli Gölü kenarından Longoz Ormanlarına girerek eşsiz doğa ve güzellikler arasında ilerleyerek ilk gün Sislioba Köyü ve çevresi, ikinci gün ise Beğendik Köyü’ne yürüdü. Beğendik köyü ve doğasına hayran kalan ekip geceyi Bulgaristan Rezovo Köyü’ne karşı kamp kurarak geçirdi. Doğaya ve çevreye sahip çıkarak gençlerin çevre koruma ve kullanma dengesinin arttırılması ve çocukların “balkon çocuğu” olarak yetiştirilmeTrakya Kalkınma Ajansı’nın desteği ile çalışmalar yapacağız. Kırklareli olarak turizmde iyi noktalara gelmeyi hedefliyoruz” diye konuştu. Macit, Sultanlar Yolu’nun uluslararası sınırları aşan yürüyüş rotaları arasında ilk 5’e girdiğini ifade ederek, şöyle devam etti: “Uluslararası yürüyüş rota meraklıları portföylerine Sultanlar Yolu’nu almaya başladılar. Bu da sevindirici bir gelişmedir. Yapılacak olan çalışmaların sonrasında yaklaşık 40 kişilik bir grup, Hollanda’dan yola çıkarak Sultanlar Yolu’nu takip ederek Topkapı Sarayı’na ulaşacak. Grupların haricinde münferit olarak yürüyecek olan gezginler de var.” AA

22 Ağustos - Eylül

sine karşı çalışmalar yürüten ekip burada doğa tahribatı adına yapılacak hertürlü çalışmanın ve yapının karşısında duracaklarını söylediler. Yürüyüşlerini son gün Longozlarda bulunan Mert Gölü’ne gerçekleştiren ekip, Longoz’un ve Mert Gölü’nün inanılmaz doğası ve güzelliği etkisi altında kalarak buraların korunması, ekoturizmin geliştirilmesi ve altyapı çalışmaları ve projeler gerçekleştirilmesi gerektiği üzerinde durdu. Geceyi Mert Gölü kıyısında Longoz Ormanlarında geçiren GoGreenCamping ekibi dördüncü günde kamplarını sonlandırarak, tekrardan Longozlara gelecekleri belirtti. Longozlar ve İğneada ile ilgili doğa koruma ve gençlerle ilgili projeler geliştirdiklerini belirten ekip üyeleri hazırladıkları ve hazırlayacakları projeler ile ilgili destek istedi. Önümüzdeki dönemde buranın uluslararası boyutta tanıtılması ve bu tür treking ve kamp faaliyetlerinin buralarda arttırılması için çalışacaklarını belirttiler.

Sultanlar Yolu canlanıyor

Kırklareli Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nce hazırlanarak Trakya Kalkınma Ajansı’na sunulan (TRAKYAKA) “Sultanlar Yolu Projesi” kabul edildi. Kırklareli Kültür ve Turizm Müdür Yardımcısı Fikret Macit, AA muhabirine yaptığı açıklamada, 2009 yılında Sedat Çakır tarafından çalışmaları sürdürülen Sultanlar Yolu’nun koordinatlarının kesin olarak belirlendiğini söyledi. Proje kapsamında Sultanlar Yolu’nun 130 kilometrelik bölümüne yönlendirme ve bilgilendirme tabelaları, tanıtım broşürleri konulacağını belirten Macit, projenin 60 bin lira bütçe ile yapılacağını kaydetti. Projenin 9 ay süreceğini anlatan Macit, “Sultanlar Yolu, Osmanlı Devleti’nin Topkapı Sarayı’ndan hareket ederek Balkanlar’a ve Avrupa seferinde Viyana’ya ulaştığı güzergahı kapsıyor. Kapıkule’den başlayıp İstanbul Topkapı Sarayı’na giden güzergahta yön tabelaları, haritalandırma ve broşürlerinin yapılması gerekiyordu.


Avşa’da nüfus 40 kat arttı

Bu yaz rekor sayıda turist alan adanın kışın 2 bin 500 olan nüfusu, 95 bine kadar yükseldi. Bayram nedeniyle bölgedeki tüm işletmeler dolarken, yer bulamayan tatilcilerin kumsalda yattığı belirtiliyor. Denizi, kumu ve güneşiyle tatilcilerin büyük ilgi gösterdiği Avşa Adası, bu yaz tıklık tıklım… Balıkesir’in Marmara İlçesi’ne bağlı 2 bin 500 nüfuslu Avşa Adası, bu yaz tatilcilerin gözdesi oldu. Avşa’ya deniz yoluyla gelen tatilcilerle birlikte adada yaşayanların sayısı 95 bine ulaştı. Belde Belediye Başkanı Cevdet Çağlar, “İlk kez rekor seviyede böyle bir kalabalığa ulaştık. Rezervasyon yaptırmadan gelenler sokakta yatıyor. Ada tıklım tıklım” dedi. Ramazan Bayramı nedeniyle Avşa Adası’na her gün karşılıklı olarak İstan-

bul’dan 9, Erdek’ten 4, Tekirdağ’dan 2, Karadeniz Ereğlisi ve Bursa’dan deniz otobüsü ve feribotlarla seferler yapılıyor. Kumsalda yatanlar var Avşa Belediye Başkanı Cevdet Çağlar, “Adamız, Ramazan ayında fazla kalabalık değildi. Bayramla tatilci akınına uğradı. Market ve bakkallar yoğunluk beklediği için yiyecek stoklarını önceden yapmışlardı. Tüm otel ve pansiyonlarımız doldu. Rezervasyon yaptırmadan gelenler kumsalda yatıyor” diye konuştu. Avşa’da temizlik sorununu 100 personel, denetimi ise 4 zabıta memuruyla giderdiklerini açıklayan Belediye Başkanı Çağlar, yoğunluğun okulların açıklamasına kadar devam edeceğini sözlerine ekledi. DHA

Kaz Dağları’ndan

Miting için binlerce kişi kamp alanından Altınkum Cumhuriyet Meydanı’na yürüdü. Yürüyüş boyunca halkın büyük desteğini alan gençlere bölgede bulunan tatilciler de destek verdi. Yürüyüşte “Her yer Kaz Dağları, her yer direniş”, “Kaz Dağları’na dokunma” sloganları atılarak, “Çapulcular Kaz Dağları’nda”, “En değerli altın zeytin ağacıdır”,

Gezi’ye selam

Gençlik Muhalefeti ve Güney Marmara Doğal ve Kültürel Çevreyi Koruma Derneği (GÜMÇED) tarafından düzenlenen “Doğa İçin Direniş” mitingi için binlerce kişi Kaz Dağlarında maden aramasına karşı yürüdü. Bu yılki kampını Edremit’in Zeytinli beldesinde kuran Gençlik Muhalefeti, köylerde miting çalışmalarını sürdürdü. Yapılan çalışmalara köylülerden büyük destek geldi.

Kıyıköy’de Peri Masalı çekiliyor

Senaristliğini ve yönetmenliğini Biray Dalkıran’ın yaptığı, baş rollerinde Burcu Kıratlı, Emre Kızılırmak, Sedef Şahin ve Alp Korkmaz’ın rol aldığı “Peri Masalı” filminin çekimleri Vize’ye bağlı Kıyıköy beldesinde yapılıyor. Orhan Aydın, Çetin Altay, Sema Moritz ve Itır Esen’in de rol aldığı film 14 Şubat 2014 tarihinde izleyici ile buluşacak.

“Gezi’den Kaz Dağları’na gençlik direnişte” dövizleri taşındı. Çarşı Grubu’nun da katıldığı yürüyüş Altınkum Cumhuriyet Meydanı’nda son buldu. Ağustos - Eylül

23


Bu köye erkek usta giremiyor Kırklareli’ye bağlı Çukurpınar köyünde, 10 yıldır evlerde su tesisatı işlemlerini yaparak geçimini sağlayan Tülay Özkan, yaptığı işlerle erkeklere taş çıkartıyor. 10 yıl önce evinin mutfağındaki musluğun arızalanması üzerine köyde usta bulunmaması nedeniyle kolları sıvayarak onarım yapan Özkan, o günden sonra köyün tüm su tesisatı işlerini yapmaya başladı. Özkan, bunun yanı sıra, ağaç kesme motoru ile odun kesiyor, traktör kullanıyor, beton sıva, badana, boya, çatı onarımı yapıyor ve taş duvar örüyor. Tülay Özkan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, köyde bir çok erkeğin yapamadığı işleri yaptığını söyledi. Köylerinde ustaya ihtiyaç duyulmadığını belirten Özkan, işini severek yaptığını belirtti. Özkan, şöyle devam etti; ‘10 yıl önce evimin mutfağında musluk arızalanmıştı. Köyde usta bulamadım. Kırklareli’den bir nalburdan musluk aldım ve kendim tamir ettim. Ondan sonra bir cesaret geldi ve köyde tüm su tesisatı işlerini yapmaya başladım. Her türlü işi yapıyorum. Odun kesiyor, tarlada çalışıyor, badana, boya, beton sıva, çatı onarımı, taş duvar örme gibi bir çok iş yapabiliyorum. Köyümüze çok büyük iş olmadığı sürece usta girmiyor. Kadınlar benden çok memnun. Bir iş olduğunda hemen beni çağırıyorlar. Kendimi her geçen gün geliştiriyorum. Köyün erkekleri de bana imrenerek bakıyorlar” diye konuştu. Köy Muhtarı Halil Tufan ise Tülay Özkan’ın köye büyük katkısı olduğunu söyledi. Tufan, “Tülay Özkan, köyümüzün adeta göz bebeği. Köyümüzde ne iş olsa kendisi yapabiliyor. Erkelere adeta taş çıkartıyor. Bir çok erkeğin yapamadığı işleri kendisi yapabiliyor. Kendisi ile gurur duyuyoruz” dedi. AA

24 Ağustos - Eylül


Edirne Bayırı mevkii Ezgi Otel arkası Lüleburgaz / Kırklareli Rezervasyon Tel: 0 288 412 0472

Haftaiçi ve haftasonu 09:00-13:00 saatleri arası SERPME KÖY KAHVALTISI Saat 12:00-22:00 arası YEMEK ÇEŞİTLERİ, KUZU TANDIR, TAVA YEMEKLERİ, ZEYTİNYAĞLILAR

şehrin balkonunda nefes alın...

Aralık 2011 - Ocak 2012

25


Spor

Lüleburgazspor sahada...

Lüleburgazspor 2013-2014 sezonu hazırlıklarına Çarşamba günü başladı. Bölgesel Amatör Lig’de mücadele eden Lüleburgazspor, 2013-2014 sezon hazırlıklarına 8 Kasım Stadyumu’nda yaptığı antremanla başladı. Teknik Direktör Aydın Çelik nezaretinde yapılan idmana Futbol Şube Sorumlusu Erdoğan Akgül, Kulüp Müdürü Oğuz Karakuz, Sportif Direktör Semih Yıldız ve

24 futbolcu katıldı. Bu sezon eski oyuncularını kadrosunda tutan, “yerli topçu, yerli hoca” sloganıyla yola çıkan Lüleburgazspor sezona iddialı bir kadro ile girmeyi hedefliyor. Antremanda açıklamalarda bulunan Futbol Şube Sorumlusu Erdoğan Akgül; ‘Bugün itibari ile sezon hazırlıklarına başladık. İyi bir hazırlık dönemi geçirip ligi hedeflediğimiz, Lüleburgazspor’a yakışan bir yerde bitirmek istiyoruz’ dedi.

Lüleburgazspor iç transferde üç isme daha imza attırdı. Lüleburgazspor, Uğur Duralı, Gürkan Yılmaz ve Berkcan Ertene ile bir yıllık sözleşme imzaladı. İmza töreninde açıklamalarda bulunan futbolcular, yeniden Lüleburgazspor’da forma giyecekleri ve bu takımın bir parçası oldukları için mutlu olduklarını, iyi bir kamp dönemi geçirip sezona hazır ve en iyi şekilde girmek istediklerini belirtirlerken futbolcu-

26 Ağustos - Eylül

lardan Berkcan Ertene “ bu sezon da Lüleburgazspor camiası içinde olmak bana mutluluk veriyor. Büyük Lüleburgazspor taraftarına ve bana güvenen yönetim kurulumuza oynadığım futbolla cevap vermek istiyorum. İşallah bu sezon ligi hedeflediğiz yerde bitirip Lüleburgazspor’u layık olduğu yerlere taşırız. Benim tek isteğim taraftarımızın bizlere güvenmesi ve hep destek vermesidir.” dedi.

Lüleburgaspor’da Aydın Çelik dönemi Lüleburgazspor’da merakla beklenen teknik direktör kim olacak sorusu yanıtını buldu. Takımın başına Aydın Çelik getirildi. İmza töreninde bir açıklama yapan Futbol Şube Sorumlusu Erdoğan Akgül, Aydın Çelik ile biri aydan beri görüştüklerini ve son olarak 7 Ağustos Çarşamba günü sözleşme imzalayarak takımın başına getirdiklerini söyledi. Akgül, her zaman söylediğimiz gibi yerli oyuncu, yerli hocadan yanayız. Bu doğrultuda takımın başına da yerli bir hoca getirdik. Aydın Çelik hocamız’a güveniyoruz, ve inanıyoruz. Tüm camiamıza hayırlı olmasını diliyorum, dedi. Aydın Çelik’de imza töreninde yaptığı açıklamada, ben tüm hayatımı futbola adamış biriyim. Bütün hayatımı futbola verdim. Bazılarının söylediği gibi kötü alışkanlıklarım yok. İyi bir Lüleburgazspor’luyum ve Lüleburgazspor’da şampiyonluk yaşamak ve marka olmuş Lüleburgazspor’umuzu el birliği ile hak ettiği yere getirmek için buradayım. Lüleburgazspor’u hak ettiği yerlere getireceğimize inanıyorum herkes için hayırlı olmasını diliyorum, dedi.


Lüleburgazspor’da fikstür belli oldu

Bölgesel Amatör Lig’deki temsilcimiz Lüleburgazspor’un 2013-2014 sezonu Bölgesel Amatör Lig (BAL) Fikstürü Çarşamba günü çekildi. İstanbul’da yapılan kura çekimine TFF Birinci Başkan Vekili Ufuk Özerten, TFF Yönetim Kurulu Üyesi ve Spor Genel Müdürü Mehmet Baykan, TFF Yönetim Kurulu Üyesi ve Amatör İşler Kurulu Başkanı Ali Düşmez, TFF Genel Sekreter Yardımcısı Adnan Ersan, Amatör İşler Kurulu Üyeleri ile BAL kulüpleri temsilcileri katıldı. İlk maç Yalovaspor ile 21-22 Eylül tarihlerinde başlayacak ligde Lüleburgazspor ilk maçını 8 Kasım Stadyumu’nda Yalovaspor ile oynayacak. Lüleburgazspor ikinci

haftada Dikilitaşspor, üçüncü hafta Tekirdağspor, dördüncü haftada Edirnespor Gençlik, beşinci hafta Halide Edip Adıvarspor, altıncı hafta Keşanspor, yedinci hafta yeni çanspor, sekizinci hafta Armutlu Belediyespor, dokuzuncu hafta Vefaspor, onuncu hafta Çerkezköyspor, on birinci hafta Yeni Bosnaspor, on ikinci hafta Babaeskispor, on üçüncü hafta Bozcaadaspor ile karşılaşacak. DÖRT İSTANBUL TAKIMI BELLİ OLDU Lüleburgazspor’un aynı grupta mücadele edeceği dört İstanbul takımı da belli oldu. Çekilen kurada 11.grupta, “Yeni Bosnaspor, Dikilitaşspor, Halide Edip Adıvarspor, Vefaspor” ile aynı grupta yer aldı. Müsabakalar 15 takımlı gruplarda 14-15 Eylül 2013, 13 ve 14 takımlı gruplarda 21-22 Eylül 2013 tarihlerinde başlayacak.

Lüleburgazspor’da bomba transfer Cenker Pehlivan İç transferde birçok futbolcu ile anlaşmaya varan Lüleburgazspor, dış transferde ki ilk bombasını da patlattı. Yeşil kırmızılı takım, Mersin İdman Yurdu takımından Cenker Pehlivan’ı kadrosuna dahil etti. Bölgesel Amatör Liginde(BAL) mücadele eden Lüleburgazspor, Spor Toto Süper Lig tecrübesi olan ve aynı zamanda Lüleburgaz doğumlu olan 23 yaşında ki forvet oyuncusu Cenker Pehlivan ile sözleşme imzaladı. Bir Lüleburgaz’lı olarak Lüleburgazspor’da forma giymekten dolayı mutlu ve gururlu olduğunu söyleyen Pehlivan, Lüleburgazspor’u hak ettiği yerlere taşımak için elinden geleni yapacağını söyledi.

Lüleburgazspor’da iç transfer atılımı Bölgesel Amatör Lig’de mücadele eden Lüleburgazspor, iç transferde anlaştığı futbolcularla sözleşme imzaladı. Önümüzdeki sezon iddialı bir kadro oluşturmak isteyen Lüleburgazspor, iç transferde anlaştığı geçen yıl ki futbolcularıyla resmi sözleşme imzaladı. 2 Ağustos Perşembe günü, kulüp binasına gerçekleştirilen imza töreninde, Berkan Kılıç, Uğur Dereli, Gürkan Yılmaz, Bayram Ülker, Fevzi Sayın, Akar Gamsız, Ömer Tansel, Oğuz Sarıhan, Mert Üstüntanır, Tugay Karakoç, Ceyhun Elmas, Onurhan Seven ile resmi sözleşme imzalandı.

Kombineler 50 TL’den satışa sunuldu Lüleburgazspor’da kombine kart satışları başladı. Lüleburgazspor Kulübü Şube Sorumlusu Erdoğan Akgül, yaptığı açıklamada, kombine kartların 50 liradan satışa sunulduğunu söyledi. Taraftarlardan destek beklediklerini belirten Akgül, Lüleburgazspor’a herkesin sahip çıkması gerektiğini kaydetti. Bu sene büyük başarılara imza atacaklarını söyledi. Ağustos - Eylül

27


Sosyal Ağlar’da Lüleburgaz

LifeBurgaz Facebook Fan sayfasında sorduk...

“Bugün Lüleburgaz’ın Belediye Başkanı olsaydınız ilk işiniz ne olurdu?”sorusunu LifeBurgaz Facebook Fan sayfasındaki okuyucularımıza sorduk. İlk işim rot-balansçı açmak olurdu diyen mi istersiniz, topukluları ile İstanbul Caddesi’nde yürümekten şikayet eden mi... İşte okuyucularımızın o cevapları...

Kağıt, cam ve ambalaj atıklarının geri dönüşüm işini yaygınlaştırır, bir çok yere atık toplama kumbaraları koyardım.

İstanbul Caddesi’ni parke taşlardan kurtarıp güzel bir asfalt yapar, kongre meydanını yıkar güzel bir aile parkı yapar, acil olarak çöp konteynırları koyar ve şehir içi minibüsleri çarşı içinden değil e5 ten geçişini sağlardım.

Arzu Tezcan Ersöz Toygar Ayer Acilen istasyon yolundaki şehir çöplüğünü kaldırıp arıtma tesisi kurardım.

Hatice Bozkurt

28 Ağustos - Eylül

Her yere çöp konteynırları bırakır, çöp günü saçmalığının sonlandırılmasını sağlardım.

Zeynep Özdemir


İnsanların güvercinler gibi dizi dizi oturup çekirdek yiyecekleri bir ortam olmamalı Kongre Meydanı, daha etkin hale getirilebilir.

Çevre yolunu ivedilikle yapmaya çalışırdım

Mustafa Günay Gülcan Bektaş

Kesinlikle Lüleburgazspor’a sahip çıkardım.

İstanbul Caddesi’nin araç trafiğine tamamen kapatırdım.

Hakan Düvenci Özer Destici

Yürümekte zorlandığımız parke taşlı kaldırımları değiştirirdim. Park ve bahçeler yapardım. Çevredeki göletlerin etrafını ağaçlandırır mesire yerleri yapardım. Kültür şehrinden önce ‘Yeşil ve temiz Lüleburgaz’ diye anılmasını isterdim.

Özlem Çivi Demirkol

Çöp sorununu emsal belediyeler gibi çözerdim .vatandaşın hafta sonunu çöplerle berabeber aynı evde geçirmesini istemezdim.

Kaldırımlara araba park etmeyi yasaklardım. Hafta sonları da İstanbul Caddesi’ni araç trafiğine kapatırdım

Ali Mehmet Malak Sahil İnsanı

Av. Pınar Dündar Umarım bunlar şimdi ve gelecekteki başkanlarımıza esin kaynağı olur. Lüleburgaz Taş Köprü’nün üzerinde olduğu dereyi DSİ ile ortak çalışma neticesinde ıslah eder, dere civarını yeşillendirir ve ağaçlandırır, yürüyüş alanlar ı, oyun alanlar ı ile emek pazarı kurardım. Kongre Meydanı denilen yerin altı 292-297 araçlık otopar k, doğru dürüst ihtiyaç karşılamıyor. Bunun yerine üstü ağaç ve yeşillik olan, altıda daha etkin sanat ve belediye tarafından meslek edinme kursu olarak kullanılabilecek mekan olarak düzenleme yapardım. Soyadı kültür olan kentimin kültür merkezine sahip olmaması çok ilginç olduğundan, bir kültür merkezi inşa ederdim. Ayrıca her mahalleye parklar yapan başkanımızın unuttuğu ağaçlandırma ve yeşillendirme projesini başlatırdım. Benim çocukluğumda Lüleburgaz sakin, herkesin herkesi tanıdığı yeşilliği daha bol, insanların daha fazla kaynaşma içinde yaşadığı bir kentti. İmar planını değiştirir, inşa alanını azaltır, katları çoğaltır, inşa alanından kalan bölgelerin yeşillendirilmesini sağlardım. Daha yapılabilecek çok şey sayabilir im ancak ilk etapta aklıma gelenler bunlardır. Umarım faydalı olur. Ağustos - Eylül

29


Sosyal Ağlar’da Lüleburgaz

Köstebek yuvası olan yolları adam akıllı asfalt yaptırırdım... Ergene nehrinden, eski sanayiye giden yolları düzeltir, taş köprüyü genişletirdim, bir sürü sivil ezilme ve bir sürü taşıt kaza tehlikesiyle karşı karşıya, bu sorun için görmezden geliniyor...

İlk önce temizlik bence... 3 boyda çöp kutuları koyardım. 1. kutular için 2. camlar için 3.’de piller için… Tabii ki diğer çöplere de büyük konteynırlar koyardım... Gençlerin ve halkın sembolik ücretle spor yapabileceği, basketbol, tenis, yüzme, voleybol için spor alanları yapılmasını sağlardım...

Mustafa Toprak Ayşin Özgirgin Ayan Kaldırımları değiştirirdim, özellikle engelli vatandaşlar için yürümek çok zor...

İlk işim mitinglerin yapıldığı yeri değiştirmek olurdu, çünkü kongre meydanında yapılıyor ve trafik felç oluyor, bu da bizleri zor durumda bırakıyor.

Çiler Kandemir Çolakoğlu

Belediyenin yanındaki otoparkı kaldırırdım. Çarşı içindeki yollar yeterince dar birde arabalar parkediliyor, park yasağı getirirdim. Stadın çevresindeki parklar kapatıldı, ortalık mezarlığa döndü, oraları tekrar canlandıracak projeler üretirdim

Nergis Gül Bütün bozuk yolları yağ gibi yapardım ki insanlar il dışından gelirken arabalarıyla gelmekten korkmasın.

En başta otoban yolu çıkışı olan Turgutbey Caddesi yolları onarılmalı, çukur dolu, Çeşme Meydanı’ndan otoban girişine kadar yollar çok kötü… Ayrıca bisikletlerle gezilecek alan çok az, çoğaltılmalı, araç trafiğini azaltıp bisiklet yolları arttırılmalı…

İlk işim rot-balansçı açmak olurdu, bu yollarda bol bol ihtiyacımız oluryor, sonra yolları yapmaya başlardım.

İlhan Gülay Türker Ertürk

30 Ağustos - Eylül

Ezgi Züleyha Çetiner

Nergis Savaş


Her dörtyol ağzına çöp konteynırı koyardım. Her kaldırıma çöp kutusu koyardım. İstanbul Caddesi’ne park yasağı koyar, caddeyi çiçeklerle süslerdim.

Lüleburgazspor’u aklınızın alamayacağı yerlerde görürdünüz.

Ergene nehrini temizlettirip halka açık bir piknik alanı, nehrin de su sporları için kullanılmasını sağlardım. Halkın motive olması amacı ile kullanılan bir mekan olarak hazırlarım...

Mert Yılmaz Hilal Kalınlar

Aytekin Hamiş

Selay Tankut

Kongre Meydanı beton yığını, mermer heykellere her yıl 600 bin lira paramız yok yere gidiyor. Her yer çöplük, her yer bataklık, altyapı sıfır, kanalizasyon sıfır, yollar kaldırımlar ve caddeler tarladan beter. Doğru düzgün park yok, sokaklar başıboş hayvandan geçilmiyor. Gürültü kirliliği denetlenemiyor. Zabıta görevini yerine getirmiyor. Belediye Başkanımız etkinlik konser gezmekten halkı ile ilgilenmiyor, saçma sapan etkinliklere tonla para akıtılıyor. Lüleburgaz çevresi, çevre yolu, Lüleburgaz deresi, Edirne Bayırı, Endüstri Meslek Lisesi çamlık, Gençlik Parkı ve İnönü Parkı ayyaş mekanı durumunda, denetleme sıfır, belediyecilik sıfır, anlayış sıfır. Halk ile sorunları paylaşma ve çözümleme sıfır…

Süleyman Akyıldız Her yeri sel alıyor, kanalizasyon sistemi taşımıyor. Alt yapı her yönüyle berbat, musluklardan pas akıyor. Sosyal tesis yok, park bir tane ama herkes çocuğunu o mesafeye götüremez. Harcanan paralar heykellere değil buralara olmalı ve ayrıca otoparkın üstüne güzel bir işletme yapılıp belediyeye ekstra kazanç sağlanmalı…

Kesinlikle çarşının bir kaç yerine bank konulmalı... Kongre meydanı, konser ve göster i olmadığı zamanlarda, özellik le üst bölümü çay bahçesi olarak kullanılmalı… Çöp sorunu var, çarşıda çöp atacak , yolda çöp atacak çöp kutusu bulunmuyor... Her hafta yollar temizlenmeli… Çarşıya asfalt dökülmeli, Edirne bayırına gece 10’a kadar minibüs konmalı, en azından yaz aylarında Kabalk a’dan Ezgi Hotel’den çay bahçesinden geçecek... Taş köprü yıkılmalı yeni köprü yapılmalı ve meriç arındır ma çalışmasına girilmelidir. Lüleburgaz’ın otogardan yaman otele kadar olan yolda bozuk görünümlü evleri onarılmalıdır ve boyanmalıdır ki gelen kişiler Lüleburgaz’ı güzel görsün... Ayrıca stadımızda yenilenmelidir. Sokak hayvanları kısırlaştırılmalı ve barakalara konulmalıdır.

Lüleburgazspor’a yardım ederdim.

Erman Harani Eray Çakal

Ağustos - Eylül

31


Sosyal Ağlar’da Lüleburgaz

Ahmet Seçil Kenar

Belediyemizin varsa yoksa yap tığı çiçek ekip, yol yapmak… Habire yol bozup yol yapıyorlar. Kaldırımları o kadar geniş yap tılar ki Lüleburgaz’da saat 5’te trafiğe çıktığınızda kendinizi İstanbul’da zannediyorsunuz. İnsan, Kongre Meydanı’nda eşiyle, ark adaşıyla, komşusuyla oturmaya çek iniyor. Kongre meydanı belediyemiz için gelir sağlayacak , Lüleburgazlılar’ında gönül rahatlığınla yararlanabileceği bir tesis yapılmalı… Çarşıda insanımızın oturması için hiç bank yok , İstanbul Caddesi trafiğe kapatılmalıdır. Lüleburgaz’a sosyal tesis yapılmalı ve kanalizasyon hatları sıfırdan yapılmalıdır.

İstanbul Caddesi’ni kapatıp yayalara açardım… İstasyon’a biraz önem verirdim.

Ayşe Çevik

Kongre meydanında herkesin oturabileceği şekilde bankların konulması ve ağaçlandırılması, ailelerin çarşı içinde oturacağı yer yok, kafeteryalara gitmeye mecbur kalınmamalı… Kapı önüne çöp konulma olayının tamamen kaldırılması, belirli yerlere konteynır konulması, bunları boşaltma yapmadan alınması, arkadan diğer aracın boşu bırakması… Avrupa bunu böyle yapıyor trafik hiç aksamıyor. Her yağmurda Kocasinan Mahallesi’nde Ozan Isı’nın önündeki logar hep tıkanır sonra belediye açar gider çözüm yapılmaz. Çarşı içinde paket servisi yapan, hız yapan motorlardan bıktık, çoğunun egsozları kopuk…

Fikret Kabul Güzel ve büyük bir alışveriş merkezi yapımı için arazi belirler, yapacak firma için ihale açardım.

Aylin Tokuç Aslan

İstanbul Caddesi’ni trafiğe kapattırır, bulvar yapardım...

İstanbul Caddesi’ni trafiğe kapatırdım... İlk işim bu olurdu. Cengiz Bal Şener Şimşek

32 Ağustos - Eylül


2 senede 1 aynı yeri asfalt yapmak, parke taşını söküp tekrar parke taşlı yol yapmak ve insanların özellikle çarşıdaki kaldırımlarda, ip üstünde cambaz misali yürümesini sağlamak yerine doğru dürüst, 8-10 ayda bozulmayacak asfalt yollar, güzel kaldırımlar yapar, başkanlığı bırakırdım... İnsanların dilinde tüy bitti bunları söylemekten.

Babaeski’de ki gibi her evin önüne küçük çöp kutuları koyardım, İstanbul caddesini trafiğe kapatırdım. Lüleburgaz çok düz bir yer, insanları bisiklete teşvik eder bisiklet yolları yapardım, biraz bu şehirde nefes almak istiyoruz, her yer beton yığını insanlar kafeteryalarda, doğru düzgün park ve sosyal alan yok...

Uğur Akbulut

İstasyon Caddesi’ndeki çöplük tamamen kaldırılmalı ayrıca Lüleburgaz’ın en büyük eksiği ailece oturulabilecek yeşil parkların olmamasıdır. Gençlik Parkı serseri yuvasına dönmüş. Ayrıca İstasyon Caddesi’ne yeni rögarlar yapıldı fakat en ufak yağmurda cadde sel içinde kalıyor eski hali bile o suyu taşıyordu, yeni hali rezil durumda, hangi mühendislik zekası o rögarları küçücük yaptı helal olsun…

Hamdi Bilir

İlk işim taş köprünün yanına yayalar için yürüyüş yeri yapmak. İstanbul Caddesi’ndeki kaldirim ve o bisiklet yolu saçmalığını düzenlerdim. Düzenlemek derken de, bisiklet yolunu kaldırıp, arnavut kaldırım olayına son verirdim. Ayakkabıcı abilere yeterince iş çıktı zaten... Taşların arasında topuk bıraka bıraka bayanlar yolda topuklu ayakkabı giymeyi unuttu…

Gökhan Erduğan

Olcay Kaya

İlk etapta şehir mimar isinin görüntüsü için, güzel büyük gelişmiş bir şehir olduğunu kanıtlamak için, 5 kat iznini 15 kata çıkarırdım. İstanbul Caddesi tartışmasız trafiğe kapatırdım. Yol ve kaldır ımlarda ışıklar la ilgili tüm sistemi led ve güneş enerjisiyle çalışabilir duruma getirirdim. Suyu belirli bir tondan sonra ücretsiz yapardım, aş evi, çocuk ve kadın sığınma evleri yapılmasını sağlardım çünkü Lüleburgaz her yıl çok fazla göç alan ve büyüyen bir kent…

Lüleburgaz’ın yeşilliğe, parklara ihtiyacı var, tabi bu çocuk oyun parkı değil aileler için parklar...

Özgür Yelkovan Su Şirin Ağustos - Eylül

33


Aram覺za kat覺lmak

ister misiniz

?

Facebook.com/LifeBurgaz


Uzman Çözüm Ortağınız...

BAŞ VE BAŞÜSTÜ KORUYUCULAR EL KORUYUCULAR

BEYAZ TULUMLAR YER VÜCUT

KORUYUCULAR

AYAK KORUYUCULAR

YÜKSEKTEN DÜŞMEYE KARŞI

KORUYUCULAR

ÇEVRE VE DİĞER KORUYUCULAR

Murat Hüdavendigar Cad. No:4/1 Lüleburgaz / Kırklareli Tel: 0 288 412 15 28 Fax: 0 288 412 15 29

www.trakyaiselbiseleri.com Online satış çok yakında, www.istekkd.com’da...


Röportaj

Vize’nin geleceğine yön veren Belediye Başkanı SELÇUK YILMAZ Vize’nin Belediye Başkanlığı görevini 10 yıldır sürdüren Selçuk Yılmaz, şehrinin tam bir tutkunu... Vize için tarihe geçen projelere imza atmış, atmaya da devam ediyor. İşte dünden bugüne Vize’yi Selçuk Yılmaz’la konuştuk...

Öncelikli olarak Vize size ne anlatıyor? Vize sözcüğü ile aklınıza neler geliyor? Vize adından da belli olduğu gibi geçmişte sınır kapısı olmasından dolayı Vize ismini almıştır. Öncelikli olarak Belediye Başkanı olmak gerçekten ayrı bir şey… Ama güzelliği şurada, bu ilçeye hizmet edebiliyorsanız güzel, yani hakkını verebiliyorsanız güzel, zaten hakkını veremiyorsanız burada durmanın hiçbir anlamı yok. Bir kere şu konuda çok netim, önceden bunu söylemek istemiyordum ama artık söylüyorum. 10 senedir Vize’nin Belediye Başkanı’yım, eskiden Vize doğasıyla yeşiliyle güzel diyorduk ama bugün bunu gerçek anlamında yaşatıyoruz. Yunanlı bir şair var, Georgios Vizyinos, 13 yaşına kadar Vize de yaşamış daha sonra Yunanistan’da yaşamını sürdürmüş, dünya edebiyatında da bilinen bir şair ve Yunanistan Dedeağaç’ta heykeli mevcut. Onun söylediği bir söz var, ‘Trakya’da birçok kasaba vardır fakat Vize kadar güzeli

36 Ağustos - Eylül

Kısa kısa Selçuk Yılmaz...

1966 doğumlu, evli ve bir çocuk babası, mesleği ise İnşaat Mühendisliği... 2004’ten bu yana Vize’nin Belediye Başkanlığı’nı yürütüyor. Seçimlere Demokrat Parti’den katılan Selçuk Yılmaz, önümüzdeki yerel seçimlerde de Demokrat Parti’den aday olacak..

yoktur.’ Şuan Vize öyle bir konuma geldi ki özellikle haftasonları, Ayasofya’nın olduğu, antik tiyatronun olduğu yerler olsun, Vize dışından yerli ve yabancı turistleri görebiliyorsunuz. Bu tabi zamanla oldu. Eskiden de bu değerlere sahiptik ancak tanıtımı yapılamamıştı, özellikle bu bölgede yaşayan insanlar bile bilmiyordu. Şimdi o tarihi yerleri gezerken, Saray’dan Çerkezköy’den Edirne’den insanların bu değerleri gezmek için geldiğini görüyoruz. Normalde bilirsiniz, siyaset yapan insanlar, burada görevleri bittiğinde kendi yönettikleri şehirde oturmazlar. Ama şuan Vize öyle bir hale geldi ki, hem bizlerin hem başkalarının yaşamak istediği bir kasaba konumunda…

Vize’de alışılmış yerel yönetim çizgisinin dışında bir çizgi izlediniz, tarihi, turizmi ve eğitim olanakları olarak atılımlar gerçekleşti, bize bunlardan bahseder misiniz? Öncelikli olarak tekrardan belirtmek istediğim bir şey var belediye başka-

nı olarak insanların oylarını aldığınızda yani desteğini aldığınızda bunun hakkını vermeniz gerekiyor. Çünkü insanlar size güvenerek destek veriyorlar ve hizmet bekliyorlar. Siyaset öyle ilginç bir şey ki insanlara para gücüyle yaptıramayacağınız bir şeyi gönülden yaptırabiliyorsunuz, yani sizinle gönülden birlikte olabiliyorlar, sizi destekliyorlar ki bulunduğunuz görev, yani belediye başkanlığı çok önemli bir görev, yönettiğiniz şehrin geleceğine yön veriyorsunuz. Ben belediye başkanı oldum, suyunu getirdim, yolunu getirdim demekle bitmiyor. Burada yaşayan insanların hem sosyal açıdan hem ekonomik açıdan geleceklerini düşünmek zorundasınız. Biz bunu yapabilmek için farklı bir belediyecilik anlayışıyla çalıştık ve bugünlere geldik diyebilirim. Biz ilk göreve geldiğimizde Kaymakamımızla birlikte, halka “gelecekte nasıl bir vize görmek istiyor sunuz?” sorusunu sorduk. Yani sanayisiyle ön plana çıkan bir ilçe mi görmek istiyorsunuz, yoksa turizmiyle, üniversitesiyle kalkınmasını sağlayan bir ilçe


olarak mı görmek istiyorsunuz diye… Şimdi bir Çerkezköy’e baktığımızda insanlar belki ekonomik olarak bizden daha yüksek seviyede yaşıyor olabilirler ama gelecekte hiçbir zaman bizim kadar mutlu olamazlar. Bu oldukça açık ve nettir. İşte biz bunları vatandaşlarımızla konuşurken, çoğu vatandaşımız eğer yapabiliyorsak bizim üniversite ve turizmle ön plana çıkmamızı istemişti. Biz bu hedef için ilerlerken önümüze Trakya Kalkınma Ajansının bir projesi geldi, Cittaslow projesi… Aslında bu projeyi bize kalkınma ajansı getirmeden önce, Vize’de bir vatandaşımız bana küçük bir kitap getirmişti, Cittaslow ile ilgili… O zamanlar okumuştum ancak bu tür işlere girerken yeterli ekip kadro gücüne sahip olmanız gerekmektedir. Yani siz şimdi bir işe girerken bu konuda birikiminiz yok ise, kadro gücünüz yok ise bu işin içinde boğulursunuz. O zaman hazır değildik ve girmedik ama ajans bunu bize getirdiğinde baktık ki tam bizim zamanımız. Aslında bir güzel tarafı da şu, Trakya’da bir çok belde ve kasaba var ama ajans diyor ki Vize Belediyesi bu işi üstlenmelidir. Bu da bizim için önemli tabiî ki, Trakya Kalkınma Ajansı’nın bizi tercih etmesi… Proje bize geldiğinde “Ben bu projeyi çok iyi biliyorum, bize desteğinizi esirgemezseniz, biz bu proje için hazırız” dedim. Çünkü bunu insanlara anlatmak, yaşatmak için bazı şeylere ihtiyacımız olacaktı.

Gelecekte bizim kadar mutlu ve rahat bir hayat süremeyecekler... Neden Cittaslow kent olmayı istediniz? Faydaları neler olacaktır? Türkiye yıllardır Avrupa birliğine girmek için çabalıyor, burada yer almak için bildiğiniz gibi belli kriterler mevcut. Ben bir Türk vatandaşı olarak, yani vatandaş Selçuk Yılmaz olarak belirtirsem, Avrupa Birliği kriterlerinde yaşamak isteyen bir vatandaşım. Çünkü

Trakya’da bir çok kasaba vardır fakat Vize kadar güzeli yoktur...

bu kriterleri incelediğimizde yaşam standartlarımızın yükselmesi, gerçekten demokrasinin hakim olması gibi çok güzel kriterler var. Şimdi Cittaslow’a baktığımızda da 70 tane kriteri var, ana amaç ise yaşadığınız şehir için, hem kolay yaşayanabilmesi hem de yaşam standartlarınızın yüksek olması diyebilirim. Bu bölgede yönetici olan yani belediye başkanı olarak herkes şehri için Cittaslow kenti olmayı ister zaten, biz de Cittaslow olma isteğiyle şehrimize bir yol haritası çizmiş olduk. Mesela birkaç kriteri örnek vermek gerekirse, yerel üreticilerin desteklenmesi bir kriter… Fast food yemek zinciri değil de kendi yöresel yemeklerimizin üretimini destekliyoruz. Elektrik şebekesinin yer altında olması kriter, çöplerinizin ayrıştırılması kriter, kanalizasyon çalışmaları, ayrıştırmanızın olması hep birer kriter... Zaten bu kriterlere sahip olamıyorsanız Cittaslow olamıyorsunuz. Biz de sürekli bu hedef üzerinde çalıştık ve Trakya Kalkınma Ajansı ile, Avrupa Birliği ile birlikte hep bu hedef yönünde projeler ürettik. Özellikle bölgede kendi projesini

yazan birkaç belediyeden biriyiz. Hiçbir danışmandan şirketten hizmet almadan kendi projelerimizi oluşturuyoruz ve yönetebiliyoruz. Şuan Trakya Kalkınma Ajansı’nda 2 projemiz daha var. Biri çöplerin ayrıştırılması ve çöp bidonlarının yer altına alınması projesi. Çünkü görüntü kirliliği diye bir şey de var, bakıyorsunuz çöp bidonları ana caddeler üzerinde sürekli bir görüntü kirliliği yaratıyor, ama biz projeyi tamamladığımızda bunların tamamı yer altında olacak. Cittaslow bir kasaba için de bu çok güzel bir gelişme, çünkü insanlar buraya geliyorlar görmek istiyorlar, biz bu tür farklı uygulamaları yapmadıktan sonra Cittaslow olmanın hiçbir anlamı yok. Bu ünvan bizde değişimi de birlikte getirdi diyebiliriz. Eskiden hiçbir tur firması Vize’ye gelmezdi şimdi ise haftasonları en az 5-6 otobüs restore ettiğimiz, antik yerleri görmek için geliyorlar. Ki biz şehrimizin tanıtımı için kısa bir film hazırlatıyoruz, EMITT Turizm fuarına katılacağız. 10bin nüfuslu bir ilçesiniz ve henüz turizm kenti değilsiniz ama turizm fuarına katılmayı cesaret edebiliyoruz bu çok önemli bir şey… Demek ki turizm açısında önemli adımlar attığımıza inanıyoruz ki katılıyoruz bu fuara… Vize belediyesi küçük bir belediye ama gerçekten iyi bir kadromuz var ve bunları yapabilecek gücü buluyoruz kendimizde…

Ağustos - Eylül

37


Bu kadar farklı yönde çalışmalar gerçekleştiriyorsunuz yıllık bütçenizi öğrenebilir miyiz?

şekilde anlayacak. Bu yüksek okul bir aksilik olmazsa Eylül ayında eğitime başlayacak. Biz belediye olarak burada yeri temin ettik, projesini yaptırdık ve yaptığımız protokol gereği, konferans salonu ile birlikte suyu, yolu, çevre düzenlemesi gibi işlerinin tamamını belediye olarak üstlendik. Çok yüksek rakamlara tekabül etse de biz belediye olarak bunu yaptığımız için çok mutluyuz. Trakya’nın şuan yüksekokul olarak en yüksek kapasiteli binasıdır burası…

Bizim yıllık bütçemiz 8-9 trilyon ama biz bu bütçenin dışında Trakya Kalkınma Ajansı ve Avrupa Birliği ile çok farklı projeler gerçekleştiriyoruz. Sürekli yatırım için fonlar alıyoruz

Eğitim konusunda da Vize’de çok büyük yatırımlar yapılmaktadır, biraz da bunlardan bahsedebilir misiniz? Çok açık söyleyebilirim ki sadece üniversite bazında değil tüm milli eğitim bazında, okulları hiçbir zaman geri çevirmem. Bütçem yettiği sürece destek olmak için yanlarındayım. Milli eğitim camiasına desteğim sonsuzdur. Mesela Uğurkan Erez ile birlikte sözlü bir anlaşma yaptık, ben onun annesinin üzerine okul yaptırdım o da bize festivallerde yardımcı olma sözü verdi ve gerçekten Vize’de çok büyük defileler yaptık, Türkiye’nin en büyük defileleri diyebilirim, çünkü 11 tane modacının katılımıyla gerçekleşti bunlar… Ben göreve geldiğimde burada Yüksekokul’da 200 öğrenci eğitim görmekteydi, şuan 600 öğrenci kapasitesine sahip. Yeni yaptığımız bina ile bu 2000 - 3000’e kadar çıkacak. Bunu ben sadece şehrin yaşantısına katılacak sosyoekonomik açıdan düşünüyorum. Vize’nin şuan nüfusu 12500 ki düşünün bu kadar küçük bir kasabaya 2000 - 3000 öğrenci girdiğinde bu kasabanın şekli şemali değişecek diyebilirim. Geçmişte burasının bir üniversite ve turizm şehri olması kararını almamızın ne kadar doğru bir karar olduğunu birkaç sene içinde herkes net bir

38 Ağustos - Eylül

dün de bu imkanlar vardı ama yapılmamış. Önemli olan zor deyip kenara koyarsanız hiçbir şey yapamazsınız. Belediyeciliğin en zor işlerinden biri de kanalizasyon şebekeleridir ama bu zor deyip yapmazsanız, affedersiniz küçük bir yağmurda ortalığı pislik götürür. Artık kabul etmeliyiz ki kentlilik bilincimiz artıyor ve merkez nüfusları çoğalıyor. Ve bizler de yer altı şebekelerimizi buna göre düzenlemeliyiz, nüfuslarımız artmakta çünkü… Şimdi mesela ben kanalizasyon çalışması yapıyorum bana kızıyorlar, yollar bozuluyor, toz toprak oluyor diye ama geleceğimiz için bu doğru olan, kent olabilmek için bunu yapmak zorundasınız.

Bu kadar projeyi geliştirmek, şehriniz için bunları uygulamak için ne kadar zorluklar çıktı ve nasıl başardınız? Şunu söylemeliyim ki ben bir işi yapacaksam eğer hiçbir zaman burada belediyenin parası var mı yok mu ona bakmadım. Belediye meclisi olarak, çalışanlarımız olarak kadromuzla önce şunu planladık, bu ilçede nelerin olması gerekiyor, bu ilçeye nasıl bir hareket getirebiliriz diye… Eğer siz doğru projeyi ortaya koyabiliyorsanız karşınızdaki zorluklar ortadan kalkabiliyor. Bir gün önünüze bunları yapabileceğiniz kaynaklar gerçekten çıkıyor. Mesela biz Kale Mahallesi’nde yatırıma başlarken Vize Belediyesi’nin parası hiç yoktu, çoğunu fonlar alarak tamamladık. Tabii ki zor sonuçta belediye olarak sadece bunlarla uğraşmıyorsunuz, şuan mesela elektrik şebekesinin %90’ını Vize’de yer altına alındı. Trakya’da kaç kasabada bu vardır ki? Ben ilk başkanlığa geldiğim dönemde bu kasabada gündüz 4 saat gece 4 saat su kesintisi yapıyorduk ama şuan hiç öyle bir derdimiz yok. Tüm şebekeyi değiştirdik çünkü. Bugün nüfusumuz 2 katına bile çıksa yetecek suyumuz var,

Vize’yi yaşanacak bir şehir yapmak için 10 yıldır hizmetteyim... Şimdi bunlar gözükmeyen kısımlar yani özellikle yer altı şebekeleri… Ben şimdi seçime gireceğim diyerek bunları yapmazsam, yol yapıp, çiçek dikip, görünür özelliklerle uğraşırsam bu ilçeye ihanet etmiş olurum.

Vize Festivali Trakya’da oldukça fazla ilgi görüyor, bunun sebeplerini öğrenebilir miyiz?

Biz artık festival konusunda gerçekten profesyonel olmayı, kaliteli yapmayı öğrendik bu yüzden de çok ilgi görü-


yoruz. Festivalimiz normalde 3 gündü ancak artık 5 güne çıktı. Sebebi de Bulgaristan’ın Tsarevo ilçesiyle ortaklaşa gerçekleştireceğimiz, “Trakya Bölgesinde Ortak Kültürel Yemek Mirası” projesi... İlk 2 gün yemek projesi üzerine festivalimiz olacak, yarışmalar, sunumlar, ve daha sonrasındaki 3 gün gelenekselleşen Vize Tarih ve Kültür Festivali ile devam edeceğiz. Biz festivali yaparken adı üzerinde tarih ve kültür festivali ile, Vize’nin tarihsel özelliklerini kültürel özelliklerini ön plana çıkarmak için başlamıştık. Bunu da başarıyla yapabildiğimize inanıyorum.

Vize’ye sanayi yatırımı için çok talep geliyor mu? İstanbul çok büyük bir rant şehri. Şuan orada olan fabrikaların konumları, yerleri ticari olarak çok daha fazla değer kazandı. Yani çoğu artık üretmekten ziyade işin ticaret kısmıyla ilgilenmeye başladı o yüzden oradaki sanayicilerin çoğu Trakya’da yer arıyor. Hem Avrupa’ya açılan kapı olduğumuz için, hem de İstanbul’a yakın olmamızdan dolayı… Tabi sen bugün bana sanayi gelsin diyerek her önüne gelene kucak

açarsan bugün yaşanmayacak hale gelirsin, bunun örnekleri de mevcut. Ama sen kendini korursan ve koruma içerisinde yaşam standartlarını bozmazsan, çünkü zamanla bu sanayi şehirlerinden insanlar para kazanacak ama bunu harcayacak yer bulamayacak duruma gelecekler. Ben sanayiye karşı değilim, olması gerektiği yerde olmasını istiyorum. Biz de mesela Doğanca Sanayi Bölgesi var. Ama şehrin içine plansız bir şekilde sanayi gelmesine karşıyım.

Vize için daha başka hayalleriniz var mı? Ben Vize’yi yaşanacak bir şehir yapmak için çabalıyorum. Seçim için çalışıyor olsam şuan kanalizasyon şebekesiyle uğraşmam yolların güzelliğiyle, çiçeklerle uğraşırım. Ben şehrin gerçekten yaşanabilir olması için uğraşıyorum. İnsanlarımızın daha büyük bir şehre gitmesini istemiyorum ilerde insanların burada yaşarken tüm her şeyi burada yaşayabilmelerini istiyorum, hem sosyal açıdan hem kültürel açıdan kendilerine yapabilecek bir şey bulabilsinler istiyorum.

Biz Trakya olarak Türkiye’nin aydınlık yüzüyüz, geleceğiyiz diyoruz, tamam belli konularda öyleyiz ama birçok konuda da bunun arkasına sığınıyoruz. Mesela tarihi eserlerin korunması konusunda biz iyi durumda değiliz, geçmiş tarihimize Trakyalılar sahip çıkmamıştır. Biz yeni yeni başladık. Benim belediyecilik olarak hayalim bir kere istiyorum ki buradaki gençler burada kalsınlar. Bunun için Edirne Anadolu lisesinde okuyacağına, Vize Anadolu lisesinde okusun. Şuan biz geçmişte yapılması gereken işleri yaparak, tamamlayarak enerjimizi harcıyoruz. İşte kanalizasyonuydu suyuydu elektriğiydi bunları düzeltmeye çalışıyoruz. Bir taraftan yatırımlarımız devam ediyor, belediye olarak otel yapıyoruz, ücretsiz halı saha yaptık. Ama bu altyapı işlerimiz bittiğinde gençlere yönelik daha fazla işler yapabileceğiz. Son olarak şunu söyleyebilirim, Cittaslow felsefesine uygun olarak, bu kentte yaşamanın kolay olduğu gibi aynı zamanda da yaşam kalitesinin en üstte olması için elimizden gelen her şeyi yapacağız. Ağustos - Eylül

39


Her ay 500.000’den fazla kişi * internetten GÖRÜNÜM’ü okuyor...

r .t m o c i. s e t e z a g m u n u w w w.gor

*Google Analytics verilerine göre


www.uzuncalar.com.tr


Advertorial

İş sağlığı ve güvenliğinde çözüm ortağınız DURU Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimi İş kazaları iş dünyasının en önemli sorunlarından biri. Her yıl azımsanamayacak sayıda insan, bazen küçük tedbirlerle rahatlıkla engellenebilecek iş kazaları ve meslek hastalıkları yüzünden yaşamını yitiriyor veya engelli hale geliyor.

Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) rakamlarına göre dünyada her yıl yaklaşık 2.2 milyon insan, iş kazaları ve meslek hastalıkları nedeniyle yaşamını yitiriyor. Yaklaşık 270 milyon iş kazası gerçekleşiyor ve 160 milyon insan meslek hastalığına yakalanıyor. Ülkemizde sigortalı her bir işçinin iş kazası sebebiyle ölüm riski ortalama 0.5 iken Avrupa’da bu oran 0.1. Yani Türkiye’de iş kazası nedeniyle ölüm oranı Avrupa’nın tam 5 katı. Türkiye’de son yıllarda isg anlamında önemli gelişmeler yaşanmaktadır. Şu anda 50 çalışandan fazla olan iş yerlerinde isg uzmanı ve iş yeri hekimi bulundurulması zorunludur. Yılbaşından itibaren bu sayı 50 çalışan altında olan çok tehlikeli ve az tehlikeli iş yerlerini de kapsayacaktır. İnsanların isg konusunda bilinç-lenmesi için ceza ile karşılaşmadan ölümlü ya da yaralanma ile sonuçlanan kazalar ile karşılaşmadan bu işin bilincine varmasını sağlayacak eğitim gereklidir. Bu sayımızda LifeBurgaz olarak konuyla ilgili daha detaylı bilgi için DURU OSGB’yi ziyaret ettik ve OSGB hakkında sorularımızı yönelttik.

42 Ağustos - Eylül

Öncelikli olarak İş sağlığı ve güvenliği konusunda eğitim ihtiyacı nasıl belirleniyor ?

Yeni mevzuat kapsamında, işverenlerin iş sağlığı ve güvenliği konusundaki ilk adımları risk değerlendirmesi yapmak olmalı. Riskler ve yapılan çalışmalar netleşince eğitim ihtiyacı gerektiren konular ortaya çıkıyor.

Risk analizi (değerlendirmesi) nedir?

İşyerinde var olan ya da dışarıdan gelebilecek tehlikelerin belirlenmesi, bu tehlikelerin riske dönüşmesine yol açan faktörler ile tehlikelerden kaynaklanan risklerin analiz edilerek derecelendirilmesi ve kontrol tedbirlerinin kararlaştırılmasını kapsayan çalışmalardır.

Risk değerlendirmesini bütün işverenlerin yapması şart mıdır? Risk grubu her ne olursa olsun, ağır ve tehlikeli işler sınıfına girsin ya da girmesin, çalışan sayısı ister 50’nin üzerinde ister altında olsun, hiç fark etmez, bu yeni sistemde firmaların, hiçbir ayırım gözetilmeksizin risk değerlendirmesi yapmaları şarttır.

İş Sağlığı ve Güvenliği (İSG) Kanunu ertelendi mi?

Hayır, İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ertelenmedi. Kanunun bazı hükümleri ertelendi. Torba Kanun kapsamında yapılan düzenlemeyle, tehlikeli ve çok tehlikeli sınıfına giren, 50 kişiden az çalışanı olan işyerlerinde, iş güvenliği uzmanı ve işyeri hekimi çalıştırma şartı 1 Ocak 2014’e ertelendi. Kamu kurumları ile az tehlikeli sınıftaki işyerleri için de İSG personeli çalıştırma şartı 1 Temmuz 2016’ya ertelendi.

Yapılan ertelemede Risk Analizi yapma zorunluluğu da ertelendi mi ?

Hayır ertelenmedi. Kanunun bazı hükümlerindeki erteleme sadece İSG personeli çalıştırmayı kapsıyor. Bunun dışında risk değerlendirmesi, acil durum ve yangın planlarıyla, çalışanların eğitim konularında erteleme olmadı. Bu yükümlülükleri yerine getirmeyen işyerleri için cezai yaptırım devam ediyor. Kanunda yapılan erteleme çoğu işverende İSG Kanunun tamamının ertelendiği izlemini uyandırdığı için pek çok işveren risk analizlerini yaptırmak için geri adım atmaya başladı. Bu yüzden işverenleri bu konuda sık sık uyarıyoruz.

Kimler İşyeri hekimi ve İş güvenliği Uzmanı olabilir?

İşyeri Hekimi olabilmek için; Türkiye’deki tıp fakültelerinden ya da yurt dışındaki tıp fakültelerinden mezun olup, YÖK’ten denkliğini almış ve diploması Sağlık Bakanlığı’nca onaylanmış olmak gerekiyor. İş Güvenliği Uzmanı olabilmek için; mimarlık, mühendislik, teknik öğretmen bölümlerinden mezun olmak veya üniversitelerin fen veya fenedebiyat fakültelerinin fizik,kimya ve biyoloji mimarlık fakültesi mevzunları bölümleri ile meslek yüksekokullarının iş sağlığı ve güvenliği programlarından mezun olmak gerekiyor.


İSG hükümleriyle ilgili bizi kim denetleyecek?

Bu Kanun hükümlerinin uygulanmasının izlenmesi ve teftişi, iş sağlığı ve güvenliği yönünden teftiş yapmaya yetkili Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının İş Müfettişlerince yapılır.

İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununun bizim (işveren) açımızdan getirileri nelerdir?

İSG Kanununu işveren açısından getirilerini şöyle sıralayabiliriz; - İş sağlığı ve güvenliği koşullarını iyileştirme ve bunun sürekliliğini sağlama. -Çalışanın sağlık ve güvenlik yönünden işe uygunluğunu dikkate alma. -Risk değerlendirme raporlarını da göz önünde bulundurarak genel bir önleme politikası geliştirme. -Mesleki risklerin önlenmesi için, eğitim ve bilgi verilmesi dâhil her türlü tedbiri alma. -Çalışma ortamında gerekli kontrol, ölçüm, inceleme ve araştırmaları yaptırma. -İzleme, denetleme ve uygunsuzlukları giderme. -Çalışanların hayati tehlike bulunan yerlere girmemesi için gerekli tedbirleri alma. -Aynı çalışma alanını birden fazla işverenin paylaşması durumunda koordinasyon sağlama.

İşyerimizin tehlike sınıfını nasıl belirliyorsunuz?

Tehlike sınıfının tespitinde bir işyerinde yürütülen asıl işin tehlike sınıfı dikkate alınır. İşyerinizin (minimum) 23 haneli olan SGK Sicil Numarasının en başından 2.3.4. ve 5 karakterleri iş kolu kodu/faaliyet kodu/ tescil kodu olarak isimlendirilir. Bu 4 haneli kod sizin esas faaliyetinizi tanımlamaktadır.

Bu 4’lü kodu İş Sağlığı ve Güvenliğine İlişkin İşyeri Tehlike Sınıfları Tebliği’nde bulduktan sonra, 4’lü iş kolu konunun altında yazılmış faaliyetlerden yaptığınız işi en iyi tanımlayan kod seçilir. Seçtiğiniz kod 6’lı NACE kodunuz, karşısında yazan tehlike sınıfı da işyerinizin tehlike sınıfıdır. Tehlike sınıfının belirlenmesindeki kullanılan bir diğer yol ise ; İş yerinin Vergi Levhasında bulunan 6 haneli Faaliyet Kodu baz alınıyor. Bu kod sizin NACE kodunuz ile aynıdır. Bu kod ile İş Sağlığı ve Güvenliğine İlişkin İşyeri Tehlike Sınıfları Tebliği ekine bakarak tehlike sınıfınızı belirliyoruz.

Risk analizi ne kadar süre geçerlidir?

Risk analizinin süresi işyerlerinin tehlike sınıfına göre değişmektedir. Az tehlikeli işyerlerinde; 6 yıl Tehlikeli işyerlerinde; 4 yıl Çok Tehlikeli işyerlerinde; 2 yıl süreyle geçerlidir.

İş yeri hekimi ve İş güvenliği uzmanı bulundurma yada hizmet alma zorunluluğu ne zaman başlayacak?

• 50 üstü çalışanı olan işletmelerde başladığını belirtmiştik • 01- 49 arası çalışanı olan iş yerlerinde tehlikeli ve çok tehlikeli olanlarda 01.01.2014 tarihinde başlayacaktır. • 50 altı çalışanı olan az tehlikeli ve devlet kurumlarında ise 01.07.2016 tarihinde başlayacaktır.

İş yeri hekimi ve İş güvenliği uzmanı hizmeti nasıl alınabilir?

6331 sayılı yasa ne zaman yürürlüğe girdi? 1 ocak 2013 tarihinden itibaren yürürlüğe girmiştir.

İşletmeler bu elemanları tam veya kısmı süreli iş sözleşmesi imzalayıp sigortasını karşılayarak veya OSGB şirketlerinden fatura karşılığı hizmet satın alarak alabilirler.

Bu yasaya göre işverenler neler yapmalıdır?

OSGB şirketleri nedir ve nerelerde hizmet verebilirler?

• Risk analizi Acil eylem planı • Çalışanların temel iş sağlığı ve güvenliği eğitimlerini • Ayrıca patlama riski bulunan işyerlerinde patlama dokümantasyonu hazırlanmalıdır.

OSGB şirketleri bünyesinde 1 iş yeri hekimi 1 iş güvenliği uzmanı ve 1sağlık personeli çalıştıran Çalışma ve sosyal Güvenlik bakanlığı tarafından yetkilendirilmiş şirketlerdir. Bir OSGB kurulduğu il ve komşu illerde danışmanlık hizmeti verebilir.

DURU OSGB bir

şirketidir.

Tel, 0 288 412 1770 - 0 544 412 1770 Web, www.duruosgb.com Ağustos - Eylül

43


Kültür Sanat

“Başka türlü bir şey” Uçaneller Kuklaevi Kukla üzerine çalışmalarını 2006 yılından bu yana Lüleburgaz’da sürdüren Uçaneller Kuklaevi Türkiye ve dünyayı dolaşan bur tiyatro ekibi... Bugüne dek 65 uluslararası festivalde ülkemizi temsil eden ekip şimdilerde yeni bir heyecan ile kukla sanatında yeni yollar açma gayretinde... Ekip, bugünlerde yaptıkları “Kukla Atölyeleri”ni yeni bir açılımla ülke geneline yaymaya hazırlanıyor. Grup ve yeni projelere ilişkin olarak ekibin Genel Sanat Yönetmeni Mesut Sarıoğlu ile bir söyleşi yaptık. Kukla sözcüğü her yaşta insanı heyecanlandırıyor. Bize biraz Uçaneller Kuklaevi’nden söz eder misiniz? Bizler kaybettiğimiz kenarda unuttuğumuz ya da üstünü kalın siyah örtülerle örttüğümüz oyuncaklarımızla çocukluğumuzun peşinden giden insanlarız. Ülkemizde bilinen kukla sanatı örneklerinin dışında farklı bir çizgimiz var. Ulusal ve uluslararası ödülleri olan bir ekibiz. Bugüne kadar 65 farklı uluslararası etkinlikte Türkiye’yi ve elbetteki Trakya’yı temsil ettik. Geçtiğimiz Mart ve Nisan aylarında da Türkiye’nin en büyük kukla festivalini tüm Trakya’da gerçekleştirdik. 25 ülkeden 37 topluluk 44 farklı oyun ve 700 gösteri ile 25 gün boyunca köylerde, kasabalarda, salonlarda, meydanlarda toplam 129 bin çocuk ve yetişkinle buluştu. Dünyanın tüm kıtalarından seçkin kukla ekipleri bizlerleydi. Bu etkinlik bizim olduğu kadar Trakya’nın ve ülkemizin de yüzakıydı. Festivali Trakyaka’nın mali desteği ve belediyeler ile kurum ve kişilerin desteği ile hayata geçirdik.

44 Ağustos - Eylül


Bu ülkeleri , grupları, oyunları ve katılımcıları saymak bile insanı yoruyor. Bu işi nasıl gerçekleştirdiniz ve bu işi kaç kişi ile yaptınız? Öncelikle kaç kişisiniz sorusunu yanıtlamak istiyorum. Biz tamı tamına 129 bin 6 kişiyiz! Seyircilerimiz ve bu işe gönül veren 6 kişi. Tabi Trakyaka ile belediyelerimizin ve gönüllü destekçilerimizin de bu sayıya eklenmesi gerekiyor. Ama çekirdek kadromuz 6 kişi. Yaptığımız iş bitene kadar biz de ne olduğunun farkında değildik aslında ama bittiğinde anladık ki bu topraklar böyle güzel işler için elinden gelen desteği veren ve bu etkinlikleri hak eden insanların yaşadığı bir yer. Uluslararası ve ulusal ödüllerden söz edelim mi? İyi işler yaptığınızda iyi sonuçlar alıyorsunuz. Ukrayna’da yapılan festivalde halk jürisi ve çocuk jürisi ödüllerini aynı oyunla aldık. Bu on yıllık festival tarihinde bir ilk oldu. Çocuklardan ve büyüklerden oluşan jüri ilk kez aynı oyuna ödül verdi. Asitej ve Sahne dergisi’nin düzenlediği ve ülkemizin çocuk tiyatroları alanında ilk ve tek ödül verilen değerlendirmesinde de “En iyi oyun”, “En İyi Metin” ve “En İyi Çevre Düzeni” ödüllerini aldık. Yine son olarak Direklerarası Seyirci Ödülü’ne kukla tiyatrosu alanında layık görüldük. Mutluyuz ama asıl ödül sezon boyu ve festival sürecinde heybemize doldurduğumuz çocuk kahkahaları oldu. Yeni projeler neler? Sezona hazırlanıyoruz. Yaz boyunca her salı, perşembe ve cumartesi günleri saat 17.00’de kendi salonumuzda kukla atölyesi çalışmalarını sürdürüyoruz. Bu arada ilk kukla kitabı çıkıyor. En önemlisi de kukla sanatının yaygınlaşmasını sağlayacak “İlk

kuklam” projesi üzerine çalışıyoruz. Nedir bu ilk kuklam projesi? Bir atölye kurduk ve kukla üretimi yapmaya başladık. Bunların bir kısmı bitmiş ipli kuklalar bir kısmı ise çocukların evlerinde kendi kendilerine boyayıp birleştirerek yapacakları kuklalardan oluşuyor. Demonte kuklalarımız yakında özel kutuları içinde çocuklarımızla buluşacak. Ayrıca bizim yaptığımız kuklalar da oynatıma hazır biçimde çocuklarımıza ulaşacak. 14 farklı kuklamız var. Bunları belirli bir takvim içersinde sırasıyla çocuklarımızla buluşturacağız. Çocuklarla yaptığımız atölye çalışmalarında gerek Türkiye’de gerekse yurtdışında çok güzel sonuçlar aldık. İlk Kuklam projesi çocuklarımızın düş dünyasını geliştiren onlara yeni beceriler kazandıran ve sanatla sağlam bağlar kurmalarını sağlayan bir proje. Farklı mekanlarda birlikte yapılabildiği gibi artık evde anne baba ve çocuklarla birlikte de yapılabilecek. Düşük bir bütçe ile büyük bir düş dünyasının kapılarını aralayacak olmak bizleri heyecanlandırıyor. Size ulaşmak isteyenler nasıl iletişim kullanabilir? Biz köyden kasabaya, şehirlerden ülkelere seyyah gibi dolaşıyoruz. Bu proje içinde yer almak, çocukları ile kukla yapmak isteyenler yaz boyunca üç gün bizim küçük salonumuza gelebilirler. Biz de çağırdıkları yere gelebiliriz. Ayrıca kukla isteklerini ucaneller@gmail.com adresine iletebilirler. www.ucanellerkuklaevi.com adresinden bizi takip edebilirler ve 0 288 417 0636 numaralı telefondan bize ulaşabilirler. Ağustos - Eylül

45


Trakya Gezi

POYRALI Derin Kökler... “Poyra”larının üzerine gerdikleri kilim ve çergelerle soğuktan korunmaya çalışarak, mandalara koştukları göç arabalarıyla geldiler Lofça’dan. Onlar anavatan bildikleri Rumeli’nin bağrından söküm söküm Küçük Rumeli’nin içlerine doğru doluşurken, yörede yaşayan ve bu durumdan hiç de memnun olmayan azınlıklar küçümsemek için, “Poyralılar geliyor…” diyordu. Kendilerine yeni yurt araya araya geldikleri; bora rüzgarının o emsalsiz ulu ağaçların saçlarını taradığı, suyu bol havası temiz bu yerde, hayata sımsıkı tutunmayı bildiler. Ve, o hazin göçü onlara hatırlatan kağnı arabalarının poyralarından sebep köylerine bu adı verdiler.

Balkan’ın kapısı…

Bir gezi yazısı kaleme alanlar için, tanıttıkları yerden bahsederken “…şirin mi şirin bir köy-beldekasaba…” gibi albenili sözcükler

46 Ağustos - Eylül

Dinçer ALABAŞOĞLU

www.trakyagezirehberi.com Fotoğraflar Ani Adamova, Edibe DİLLEK Mukader BAĞIRAN Nedret BENZET, Tamer ARDA

kullanmaları, o gezi yazısı için çoğu zaman kurtarıcıdır. Ama tanıtmaya çalıştığınız yer hakkında yazının içini dolduracak sözleriniz eksikse yavan, tatsız tuzsuz bir anlatımın ötesine geçemezsiniz. Ne şanslıyım ki, boynuna “şirinlik muskası” takmış Poyralı’dan bahsederken, “Söylemeyi unutacağım bir şey olur mu ? ”, diye endişeleniyorum. Kırklareli’nin Pınarhisar ilçesine 8 km mesafede bir köy Poyralı. Pınarhisar’ı katederek, Kırklareli’den ilin bir diğer ilçesi olan Vize’ye doğru uzanan devlet yolu üzerinde kurulu Poyralı Köyü ile ilgili yol tarifi verirken, yörenin turizmde çekim alanı olan İğneada’ya uzanan karayolunun kavşağında yer aldığını söylemek daha yardımcı bir ifade olacaktır. İstanbul’dan, Trakya’nın iç kesimlerinden, Edirne yahut Tekirdağ yönünden İğneada’ya ulaşmak

isteyenler bu köyü nirengi noktası olarak haritalarında belirlemek zorundadırlar. Zira bu köyden itibaren Istrancalar’a doğru yükselmeye başlayan yol İğneada’ya giden tek devlet yolu haline gelir. Istrancalar’ın -tabiri caizseeteklerine yapışmış Poyralı, köyün içerisinden geçen derenin şekillendirdiği dar bir vadi yatağının içerisinde kurulmuştur. Vadi yatağını takip eden yol Istrancalar’a, oradan da İğneada yönüne doğru yükselerek uzanır. Etrafınızı kuşatan manzarayı seyrederken siz mi dağlara doğru çıkarsınız, yoksa dağlar mı size doğru yürür anlamak imkansız hale gelir. Yöre insanı dağlık alanlardan bahsetmek istediklerinde, ki buralarda Istrancalar’ı kastederek “Balkan” demeyi tercih ederler. Hal böyle olunca, Poyralı köyü adeta “Balkan’ın kapısı” gibidir.


Balkan’ın kapısında, zamanın koridorlarında yolunu arayan varsayımlarından birkaçı. Tıpkı, tokmağını çalan köy… bu dere yatağı boyunca yetişen, Köyün mitolojik anlatımlardan tarihi bulgulara değin geniş bir yelpazede zamana şahitlik yaptığını söylemek yerinde olacaktır. Trak kabileleri ile bir arada yaşayan yahut onların bir kolu olabileceği düşünülen Parrparrlar denilen bir topluluğun yörenin ilk yerleşimcileri olması muhtemeldir. Parrparra Helence’de “Ulu su”, “Koca Pınarlar Yöresi” gibi anlamlar içermektedir. Bu ismin, pınarların su yüzüne çıkarken çıkardıkları kükreyen uğultulu sesi taklit etmek için türemiş olması da bir başka varsayımdır. Zira köyün ilk kurulduğu yer olduğu arkeolojik bulgularla tesbit edilmiş olan “kaynaklar bölgesi” vadi yatağının en fazla daraldığı yerlerden biridir ve bugün dahi “Parpara geçidi” diye hafızalarda yer etmiştir. Değişiklikler yaşamış olsa bile, bir kelimenin kuşaklar sonrasına aktarılması dayanaksız olmasa gerek. Bahsi geçen kaynaklar bölgesi, bilimsel arkeoloji ve yüzey araştırmaları sonucunda çeşitli buluntular vermiş bir bölgedir. Halen Kırklareli’deki Aşağıpınar Ören Yeri ile ilgili kazı çalışmalarının başında bulunan Prof.Dr.Mehmet ÖZDOĞAN ve Kırklareli Müzesi eski müdürlerinden Zülküf YILMAZ’ın bu bölgede yapığı akademik çalışmalar sonucu tarihi M.Ö. 2000’lere uzanan, bu bölgede yaşamış bir medeniyet olduğu sonucuna varılmıştır. Mitolojide bu yöre Eos’un ( Şafak tanrısı ) oğlu Boreas’ın Trakya’daki yeri olarak görülmektedir. Istrancalar’dan sökülüp gelen ve vadi yatağı boyunca hızını alan Bora rüzgarının ( Poyraz ) adını Boreas’tan aldığını yeri gelmişken söylememiz gerekir. Peki ya, Poyralı adının Poyrazlı’dan değişmiş olarak günümüze gelmiş olması mümkün olamaz mı ? Ne yazık ki, bunu doğrulayacak fazla bilgiye sahip değiliz. Bunlar sadece akla yakın gelebilecek, söylenceli tarihin puslu

hoş kokulu aromatik bir bitki olan “boy otu”ndan sebep adını almış olabileceği varsayımı gibi… Boy otunun en bilindik adı çemen otudur. Otsu bir bitki olan ve Trakya’da genellikle dere yataklarında raslanan boy otu, “buy otu” yahut “pıtlan otu” diye de bilinir. Fakat “poy” ismiyle kahvaltı sofralarımızı süsleyen baharat karışımına baskın aromasını vermesinden sebep, baharata dönüştürülen tohumlarının elde edildiği bu bitki “poy otu” olarak da dillendirilmektedir. Balkan göçmenlerinin hazırlamakta mahir oldukları poy baharatını da düşününce, bu yöreye yerleşen göçmenlerin bol buldukları bu bitkiyi köylerinin ismine kaynak etmeleri de akla yakındır.

“Poyralılar geliyor”…

Ama köyün ismi ile ilgili en güçlü sav, köyün yakın tarihindeki canlı şahitlerin kuşaklarca bugüne aktardıkları anlatımlardan beslenir. Poyralı Köyü, 1877-78 Osmanlı Rus Harbi’nin yarattığı derin travma, Balkanlar’da baş gösteren yıldırma ve kıyımlar sonucu doğup büyüdükleri topraklardan kaçmak zorunda kalan göçmenlerce kurulmuştur. Bugün Bulgaristan sınırları içinde kalan, Plevne iline bağlı Lofça Kazası, Becenova ( Bejenova ) Köyü, Yöraçin ( Uğraçin diye de söylenir...) Mahallesi’nden göçlerinin 1890 yılı olduğu güçlü bir varsayımdır. Bu tarih bir-iki yıl önce yahut sonra olabilir. Zira göç kafileleri farklı farklı zamanlarda yollara düşmüşler, farklı farklı yerlere iskan edilmişlerdir. Poyralı’ya yakın civardaki Doğanca, Evciler, Ertuğrul Köyü ( Kazanköy ) gibi köylerde bu yöreden gelen başka ailelere raslanması bu sebepledir. Osmanlı-Rus Savaşı sonrası Küçük Rumeli denilen Trakya’ya doluşan göç kafileleri yılgın ve perişan halde, çoğu zaman can havliyle kendilerini bu topraklara atarlar. Başta yörede yaşayan Rum

ve Bulgar azınlıklar olmak üzere, yörede yerleşik yaşayanlarca çok da hevesle karşılanmadıkları garipliklerini çok daha derinleştiren bir başka ayrıntıdır. Çünkü, aç bi ilaç yöreye doluşan göçmenler, yöre sakinlerinin sahip olduğu toprakların paylaşılması, zenginliğin el değiştirmesi, bir yığın sorun ve belki de Balkanlar’daki savaşı peşlerinden sürüklemeleri demekti. Kendilerine barınacakları yer arayarak Trakya topraklarını dolaşan göç kafilelerinin en belirgin özelliği mandalara koştukları göç arabalarıydı. Soğuktan ve yağıştan korunabilmek için, esneyebilen ağaç dallarından direkleri arabalarına çatarlar ve üzerine kilim, çerge gibi örtüler atarak arabalarını bir yaşam alanına dönüştürürlerdi. Arabalarına çattıkları bu direklere ise “poyra” derlerdi. “Poyra” aynı zamanda arabalarının dingillerinin tekerleklerle birleştiği göbek kısmına verdikleri isimdi. Özel anlamı haricinde, genel anlamıyla “poyra” göç arabalarını tabir ederken kullanılan bir terime dönüşmüştür. Bugünkü Poyralı’yı kuranlar için de durum pek farklı değildi. Bu bölgede, Pınarhisarlı zengin Rumlar’ın hayvanlarını baktıkları ağılları vardı. Ayrıca Rum ve Bulgar ailelerden bir kısmı da bu ağıllarda çalışarak küçük bir yerleşim oluşturmuşlardı. Bu yöreye iskan edilen Rumeli göçmenleri de, yöre sakinlerince yukarıda bahsettiğimiz endişelerle karşılanmışlardı. “Poyralılar geliyor…” diye anılmaları gelenlerin bir göçmen kafilesi olduğunu belirtmesinin yanında, onlara karşı duyulan şüpheci ve memnuniyetsiz tavrın da ifadesi olacaktı. Bu köyü kuranlar ise, başkalarının küçümsemek için kullandığı bu tabiri köylerine isim yaparak, derin köklerden beslenen kültürlerini bu yeni yurtlarında yeşertecek, bugün Trakya’da parmakla gösterilen bir köy olmayı başaracaklardı. Ağustos - Eylül

47


Trakya’da ilkleri yaşayan köy...

O hazin göçlerinin üzerinden bir tam ve bir de çeyrek yüzyıl geçti. Bu arada, Balkan Savaşları yörede tam bir yıkıma yol açmış, bu köyden birçok aile Trakya hızla boşalırken, yeniden göçü yaşadı. Bir kısmı İstanbul’a bir kısmı ise olanak bulabildiği ölçüde Anadolu’ya geçtiler. Gelgelelim, savaş sona erince yeniden köylerine dönüp, köylerini neredeyse yeni baştan kurarak eski hayatlarına devam ettiler. Yunan işgali senelerini derin acılarla geçiren Poyralı köylüleri, bu defa yaşadıkları toprakları terketmek yerine daha da sıkı bağlanarak, milli mücadeledeki harekete destek verdiler. Köyün üç kahraman kadınının, esir edilen köyden erkekleri düşman kuvvetlerin elinden kaçırmaları, zamanın şahitlerinden derlenerek köyün belleğine kaydedilmiş bir anekdot olarak karşımıza çıkar. Poyralılar çalışkanlıkları, özverileri, aydın görüşlerini sıkı sıkıya bağlı oldukları kültür değerleriyle harmanlayarak, bugün Trakya’nın örnek köyü olmayı başardılar. Poyralı Köyü Trakya’da ilk köy futbol takımının kurulduğu köydür. 1930’lu yıllardan itibaren uzun yıllar ünü hızla yayılan Poyralı Spor’un yetiştirdiği isimlerden biri Fehmi SEVİNÇ’tir. Trakya’nın ilk kadın muhtarı Cemile ESEN’in isminden yeri gelmişken bahsetmek gerekir. Muhtarlık görevini yürütürken hayata gözlerini yuman eşine ve köyüne vefa olarak; “Görev devam etmeli.” diyerek muhtarlık görevini yürütmüştür. Onun bir kadın olarak, köyünün ve köylüsünün haklarını her platformda savunan dişli kişiliği büyük takdir görmüş, hizmetleri ve köyünün

48 Ağustos - Eylül

tanıtımı açısından farkındalık yaratmıştır. Eğitime verdikleri önemle göz dolduran köyden aralarında yazar, şair, çeşitli kademelerden önemli pek çok aydın kişi yetişmiştir. Bu manada Karaçam ailesinin Poyralı için özel bir yeri vardır. Cumhuriyet tarihimizin ilk köy kökenli doktorları arasında yer alan Dr. Hüseyin KARAÇAM, yine cumhuriyet döneminin ilk köy kökenli ağırceza hakimi Ahmet KARAÇAM, Kırklareli’nin hafızası, yazar-şairaraştırmacı gazeteci Nazif KARAÇAM, Türkiye’nin birçok büyük bankasında üst düzey yöneticiliklerinde bulunan, “Yapı-Kredi Yayınları” serisi ile bankacılığın bir kültür hizmeti taşımasının önünü açan Burhan KARAÇAM, Nato ve dış görevlerle Kanada’da ülkemii temsil eden Selçuk KARAÇAM akla gelen ilk isimlerdendir.

Poyralı Köyü Dokumaları ve Kültür Evi... Zamanın tüm aşındırmasına rağmen, bir asrı aşkın bir süredir sımsıkı sarılarak günümüze taşıdıkları derin kültürleri ile Poyralı köylüleri, diğer yerleşimlerle aralarına takdirle karşılanan bir farkındalık koyarlar. Giyim kuşamları, gelenek görenekleri, yöresel ürünleri ile onları diğer köylerden ayıran belirgin özellikler taşımaktadır. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın yöresel el sanatlarını diriltmek, yaygınlaştırmak ve gelecek kuşaklara aktarabilmek maksadıyla başlattığı çabalar için Kırklareli’de pilot bölge olarak Poyralı köyü seçilmiştir. Eski yöntemlerle köy dokumaları yapmayı bilen 1946

doğumlu Resmiye GÖKERBÜYÜK eğitmenliğinde düzenlenen kursların ilkine Poyralı köyü ev sahipliği yapmıştır. Hala ayakta duran dokuma tezgahlarının yanı sıra aynıları modellenerek yeni tezgahlar yaptırılmış ve kurslar verilmiştir. Bu kurslar sonraki senelerde Pınarhisar Halk Eğitim Müdürlüğü bünyesinde günümüze kadar verilmeye devam etmiştir. Eskiden iplikler için bitkiler ve bazı taşların boyamaya elverişli yapıları kök boyama yöntemleri olarak kullanılırken şimdilerde hazır iplerle dokumalar yapılır olmuştur. Heybe, kilim, çerge denen divan örtüsü, şilte veya yastık yüzü ile hediyelik eşyalar dokunmakta ve Poyralı köy evi olmak üzere çeşitli mecralarda sergilenen bu ürünler satılmakta ve siparişler alınmaktadır. Ayrıca köydeki kültür evinin alt bölümünde hala aktif olarak kullanılan dokuma tezgahında yapılan çalışmaları ziyaretçilerin izleyebilmesi olanağı mevcuttur. Tezgahta desenlerin üzerine işlendiği çözgü ipleri siyah renktedir. Bu çözgü ipine “eriş” ismi verilmektedir. Siyah çözgü ipi, desen ipi olarak kullanılan diğer tüm renkleri üzerinde çok daha al benili göstermektedir. Kültür değerlerine yürekten bağlı, bu değerleri gelecek kuşaklara aktarmakta hevesli Poyralı köylüleri, aynı zamanda Trakya’nın ilk kadın muhtarı da olan, dönemin muhtarı Cemile ESEN’in de girişimleriyle “Poyralı Kültür Evi”nin açılışı için girişimlerde bulunmuşlardır. Köydeki herkes, köyün tarihine görsel obje olabilecek eski, hatta tarihi sayılabilecek bir kısım nitelikli eşyalarını getirerek kültür evine bağışlamışlardır.


Bu objeler arasında ata yadigarı 150-200 yıllık, anı değeri yüksek giyim kuşam örnekleri, günlük kullanım için faydalandıkları objeler bulunmaktadır. Daha önce Poyralı Spor yararına lokal-kahvehane olarak kullanılan, köy meydanında bulunan bina köy tüzel kişiliğine geri kazandırılımış; çeşitli canlandırmalar, mankenler vb…ile yeni bir anlatım dili yakalanarak, bir manada bir köy etnoğrafya müzesi oluşturulmuştur. Bugün yolu bu bölgeye düşenlerin asla es geçmedikleri, Kırklareli ölçeğinde önemli bir turizm çekim alanı yaratan Poyralı Köyü Kültür Evi, 29 Ekim 2009 yılında hizmete açılmıştır. Çeşitli sergilemelerin ve yöresel ürünlerin sunulduğu Kültür Evi’nin alt katında yer alan odada, ziyaretçiler Poyralı Köyü Dokumaları’nın üretilişine tanık olabilmekte, bu dokumalardan satın alabildikleri gibi, sipariş verebilmektedirler. Film platosu gibi bir köy… Dışa dönük, girişken kişilikleri ile Poyralı köylüleri, Kırklareli’nin turizm neferi gibidirler. Onları yörenin tanıtımı yapılan bir TV programında, kültür etkinliğinde yahut turizm fuarında görebilirsiniz. TRT’nin gezi kültürünü özel televizyonlara ders gibi öğreten, Nuray MERT’in sunduğu Gezelim Görelim programı, CNN Turk’de Güven İSLAMOĞLU’nun sunduğu Yeşil Doğa gibi daha pek çok gezi programı Poyralı Köyü’nü ekranlarına taşımışlardır. Poyralı Köyü sahip olduğu kültür değerleri ile yerel ve ulusal yazılı basın tarafından da defalarca konu edilmiştir.

Son yıllarda, özellikle fotoğraf ve kültür turlarının çekim merkezi haline gelen Poyralı Köyü, ilgili günlerde adeta bir film platosunu andıran görüntüsüyle büyük bir çekim yaratmayı başarmıştır. Özellikle Eylül ortasından Kasım sonuna değin süren ve köyde imece usulüyle yürütülen geleneksel usulllerle pekmez yapımı ziyaretçilerine keyifli seyirlikler sunmaktadır. Son yıllarda İstanbul’dan, Trakya’nın diğer illerinden, hatta Bulgaristan gibi yurtdışından fotoğraf dernekleri ve gezietkinlik gruplarının artan ilgisi gözlemlenmektedir. Ziyaretçilerin ağırlanacağı günlerde, köy halkının özel hazırlıklarla ve tiyatral bir dille yaptığı canlandırmalar, yöre turizmi açısından büyük değer taşımaktadır. Yerel Lezzetler... Yörenin et ürünleri oldukça meşhurdur. Köyde bu alanda hizmet sunan ve köy kasapçılığı geleneğinden lezzet devşiren küçük çaplı işletmeler bulunduğunu söylemek yerinde olacaktır. Hal böyleyken, yakın zaman öncesine değin İstanbul’a değin uzanan bir coğrafyadan lezzet düşkünlerini ağırlayan o meşhur kır lokantalarının birden ortadan el ayak çekmeleri anlaşılabilir bir durum değildir. İlgili girişimcilerin işletmecilikleri ile ilgili sorunları neydi, giderilebilir miydi, yeniden yöre turizmi içerisindeki yerlerini almaları sağlanabilir mi; bunların üzerine yetkililerin dikkatle eğilmesi gerektiği izlenimini, köy halkına kulak verince anlayabiliyorsunuz aslında.

Köyden kalkınmayı modelleyen ve Trakya’nın saygın girişimcilik örneği olarak gurur kaynağı olan KöyKoop eliyle açılan ve işletmesini şimdilerde Istranca Çifliği markasıyla üretim yapan süt ve süt ürünleri fabrikası, yörenin ürünlerini marka değerine dönüştüren girişimcilik örneğidir. Köy merkezinde yer alan fırınlarda üretilen sarı köy ekmeğinin de civardaki yerleşimlerden müdavimler bulduğunu yeri gelmişken söylemeliyiz. Pekmez kazanı… Poyralı köyünü tüm bu anlattıklarımız kadar bilinir kılan bir diğer değer ise, geleneksel usullerle hazırladıkları pancar pekmezidir. Ekiminden hasada değin çetin bir yetiştiricilik süreci gerektiren şeker pancarı, köyde bulunan ve imece usulüyle işletilen şırahanelerde pancar pekmezine dönüştürülür. le tanışanların, Türkiye’nin pek çok köşesinden “Poyralı Pekmezi” için taleplerde bulundukları fakat pazarlama sorunlarına karşın köy halkının desteklenmesi gerektiği, böylelikle köy halkının emeklerinin çok daha yerinde bir karşılık bulacağı apaçık bir gerçektir. Sözün hasılı, derin bir kültürün mirasçısı, kültür taşıyıcıları onlar. Her gelen ziyaretçileri için gönüllerinde “harman yeri” gibi geniş bir makamları var. Baldan tatlı dillerini soranlara ise verecek şeker gibi bir cevapları...

Küçükken petmez ( pekmez ) kazanına düşmüşüz, ondandır… Ağustos - Eylül

49


Lezzet Durağı

Demirköy Sivriler’de

Kuyu Kebabı...

İlimiz sınırları içerisinde yer alan Demirköy ilçesinin orman köyü olan Sivriler, Longos Ormanları, Hamam Gölü, Saka Gölü gibi doğa güzelliklerini barındırmasının yanısıra nefis lezzetleri ile biliniyor. Doğanay Gün gundoganay@hotmail.com

Halkının geçim kaynağı ormancılık ve hayvancılıktır. Uçsuz bucaksız ormanlarla çevrili Sivriler köyü, Demirköy ilçesine 13km, Vize ilçesine 40km, Bölgemizin şirin tatil kasabası İğneada’ya şehirler arası yol ile 40km, orman yolundan 11km uzaklıkta yer almaktadır. Sivriler adını çevresinde bulunan sivri tepelerden almaktadır. Köyde arıcılık yapan Nazmi Bay, Bay Bal adı altında piyasaya sürdüğü balları ile civarda ün kazanmıştır, Lüleburgaz’dada satılmakta olan bu ballar, yapılan tahliller sonrası ülkemizin en ünlü balı olan Anzer ballarına benzerlik göstermektedir. Yoğun kıvamı, koyu rengi, tamamen doğallığı ve lezzeti ile hem kahvaltı sofralarında, hem sağlık amacıyla tüketilmektedir. Bölgede Orman İşletme Müdürlüğü’ne ait bir fidanlık bulunmaktadır, köyün bayanları bu fidanlıkta geçici olarak çalışmakta ve evlerinin geçimine yardım etmektedirler. Avcılığın da gayet yaygın olduğu köyde hemen hemen herkesin av merakı

50 Ağustos - Eylül

var desek abartmış olmayız. Senenin iki dönemi köylüler ormanda doğal olarak yetişen mantarları toplayarak satmakta, ve günümüz şartlarında yüksek sayılabilecek bir gelirin köye girmesini sağlamaktadırlar. Sivriler Köyü’nde öyle bir piknik alanı var ki, kesinlikle görülmeye, ziyaret etmeye ve piknik yapmaya değer nitelikte, ormanın içerisinde huzurlu bir ortamı sizlere sunmaktadır. Köy muhtarı Dursun Saykur’un ve köylülerin katlıları ile yapılan bu piknik alanı tahta masalarla, derenin üzerine yapılmış ağaçtan bir köprüyle, ormandan gelen doğal kaynak içme suyu ile güzelleştirilmiş vaziyette ziyaretçilerini beklemektedir. Özellikle hafta sonları vize, Demirköy, Kırklareli, Saray, Çerkezköy, İstanbul gibi illerimizden halkımız


oğlak,koyun(hangi hayvan isteniyorsa) koyularak kapağı kapatılıp pişmeye bırakılır. Gerekli pişme süresi sonrasında kuyudan çıkarılarak servis edilir. Harika lezzet sizi beklemektedir. Kuyu kebap kilo ile satılır ve bölgedeki pişmiş etlerin çoğundan daha ucuz bir maliyete tüketilebilmektedir. Kuyu kebap yaparken pişirilen hayvanlar, tamamen köylünün beslediği hayvanlardır ve hiçbir yem kullanılmadan, sadece doğal ve gür ormanların otları ile beslenmektedirler.

piknik yapmaya bölgeye gelmektedirler. Ayrıca istek üzerine piknik alanında kuyu kebabı yapılmaktadır. Piknik alanında kuyu kebabı yapmak amacıyla açılmış iki kuyu bulunmaktadır, bunların yanında köy evlerinin neredeyse hepsinde olan, köy ekmeği pişirmek için toprak fırın halkın hizmetindedir. Piknik alanına girmek için hiçbir bedel ödemenize gerek yoktur. Arzu edenler kuyu kebap yaptırmak için iki gün öncesinden muhtar Dursun Bey’e bilgi vererek, gittiklerinde kebaplarını hazır olarak bulabilmektedirler.

Bu şirin köye, harika piknik alanına gitmenizi şiddetle tavsiye ediyoruz. Giderken yanınıza su almanıza gerek yok çünkü, doğadan gelen, doğal kaynak suyu sürekli ve buz gibi akmaktadır. Bu piknik alanının bağımlısı olacaksınız. Ormanın temiz havası, doğal yiyecekler, sıcak ev ekmeği ve buz gibi kaynak suyu sizi misafir olarak bölgeye davet etmektedir.

Kuyu kebap; kırmızı tuğlaların döşeli olduğu derin kuyuların içerisinde yapılmaktadır ve tarifsiz bir lezzete sahiptir. Kuyu iki gün öncesinden yakılır, tuglaların ısınması beklenir, içerisinde sürekli ateş yanar ve istenilen sıcaklığa ulastıgında, içerisine kuzu,

Ağustos - Eylül

51


52 Aral覺k 2011 - Ocak 2012



Özel Konuk

DEMET AKALIN

Demet Akalın’ın ‘Giderli 16’ adlı albümünde tahmin edin kaç şarkı var? Yanıt 16! Kariyerinde 16 yılı geride bırakan Akalın, ‘Mutlu olsanız da giderin dozu azalmasın’ diyor.

Demet Akalın müzik kariyerinde 16 yılı geride bıraktı. Bu yıllar içinde söylediği şarkıların büyük çoğunluğunun ortak özelliği ‘giderli’ olmasıydı. Peki ne anlama geliyor bu? Yani ‘Kapı açık arkanı dön ve çık, istenmiyorsun artık!’ demenin günümüzdeki kısa adı mı? Artık ayrılanlar, eller havada ‘Sevgilimi koluma takarım, Bebek’te 3-5 tur atarım’ diyor eski sevgiliye. En azından Demet Akalın bu yolu tercih ediyor, ettiriyor. Görünen o ki seçtiği bu yolla da hedefi hep 12’den vuruyor. ‘Kimse ‘Ben dinlemem’ demesin. Herkesin dinlediği giderli şarkı vardır’ diyen Demet Akalın yeni albümü ‘Giderli 16’ ile yine ayrılanların, aldatılanların, mutsuz olan çiftlerin hayatlarına fon müziği olduğu da ortada...


‘Giderli olmak’ size ne ifade ediyor? Gider hayatımın içinde var. ‘Kırmızı kartlarım var’ diyelim. Şan şöhret olunca kırmızı kart çıkarmak daha mı kolay? Onunla hiç alakası yok; yaşadığım şeylerle alakalı. Bunun matematiğini yapmadım. ‘Nasılsa böyle bir yol tutturdum. Bunu devam ettireyim’ demedim. Çaresiz bir kadının durumunu anlatan bir şarkı söyleyemez misiniz? Kendi albümüme seçtiğim şarkılar

güçlü, acısını içinde çekse de bir yol bulup, yırtmasını bilen kadınların şarkıları... 16 yılın sonunda kariyerinizle ilgili ne düşünüyorsunuz? Göz açıp kapayıncaya kadar geçmiş. Diğer yandan uzun bir yol. Verdiğim emekler aklıma geliyor. Kapı kapı dolaşıp elimde şarkılarımla ‘Benim albümüm çıkacak mı?’ dediğim günler... Hep iyi isimlerle çalıştım ama ‘Keşke işi sıkı tutup daha erken bu kariyere sahip olsaydım’ dediğim oluyor ama çok geç kaldığımı da düşünmüyorum.


16 yaşında ne yapıyordunuz? Söyleyeyim mi? Sakın gülme ama... 16 yaşında bir çocuğa aşıktım. Çok gözde bir çocuktu. Arkadaşımın balkonundan sahilden ne zaman bizim çocuk geçecek diye yere yatar beklerdim. Onun oradan bir saniye geçmesi benim için mutluluktu. Gençliğinizde utangaç mıydınız yani? Aynen öyle. Ben bildiğin çekingendim. Aman laf gelecek diye bir geçtiğim sokaktan bir daha geçmezdim. Çocuklar çıkma teklif ettiğinde ter boşalırdı üstümden. 21 yaşına kadar dünyadan bihaberdim. Ve ünlü olma hayalim yoktu. Evlilik değiştirdi mi sizi? Çok sinirli, asabi bir insan değilim aslında. Biraz törpülenmiş olabilirim. Eşinize gider yaptığınız oluyor mu? Oluyor. Bu sabah ev taşıyorduk. Her şey üstüme gelmişti. Çıldırmış vaziyette ne söylendim bilemezsin. Sonra pişman olup Okan’ı aradım ‘Aşkım ben seni çok seviyorum ama’ dedim. Birbirimizi çok iyi tolere ediyoruz. Birimiz kırıldığı an, diğeri durumu toparlar.

56 Ağustos - Eylül

Eşinizin size karşı tutumu nasıl? Onun gücü yetmez bana gider yapmaya (gülüyor)... Şaka bir yana hiç öyle şeyleri yoktur. Bakma evlilik öncesi ‘Mini etek giymeyeceksin, Twitter’ını kapatacaksın’ laflarına ‘Tabii, tabii’ dedim. Sonra kandırdım tabii (gülüyor). Kavgalarınız nelerden çıkıyor peki? Bizim sinirimiz iş güçle alakalı şeylerden çıkar, çıkarsa. Yoksa Okan dünyanın en şeker adamıdır. İlk başlarda beni anlamakta biraz zorluk çekti. Ben de erkek olsam Demet Akalın’la beraber olmayı göze almazdım. Çünkü çok fazla sorumluluk... Onun sağlam bir kişiliği var. Albümde ‘Bir Oğlumuz Var’ isimli şarkı dikkatimi çekti. Çocuk var mı yakında? Bu sene istiyoruz. Çoluk çocuğa karışmak istiyorum. Ne albümler bitecek, ne tanıtımlar... Her sene aynı şeyler yaşanıyor. Bu yüzden yaş geçmeden bu sene bir evlat sahibi olmak istiyorum. Hatta birden fazla (gülüyor)... Çocuğunuzu nasıl yetiştirirsiniz? Bir erkek çocuğu istiyorum. Ve tabii ki yırtık bir çocuk olsun istiyorum. Pısırık bir insan olarak yetişmesini istemem. Gideri her zaman olsun. Kız olursa tırnaklı biri olsun...


Ağustos - Eylül

57



Siz bir anda parlayıp ardından sönenlerden misiniz? Affedici bir insanım. Kin tutmam. Yaşadığım hiçbir polemiğin kurgusu yoktu. Hande Yener’le çektiğim reklam filmini bile ona bağladılar. Ben bu albümün fotoğrafları çekildiğinde yorumunu almak için ilk Hande’ye yolladım. Hangi rakip bunları birbirine yapabilir? Bir internet sitesinde yazı yazmaya başlamışsınız. Beğendiğim, beğenmediğim her şeyi yazıyorum. Bunu keyif için yapıyorum. İnsanlara samimi geldi. Orada iki imla hatası yapıyorum diye kıyametler kopuyor. Ben edebiyatçı değilim. Örnek olmak durumunda da değilim. Çok kitap okumaktan hoşlanan bir insan da değilim. ‘Muhteşem Yüzyıl’ dizisi başladığında bile gittim Hürrem’in kitabını alıp sonuna baktım (gülüyor). ‘Eğer bir gazete çıkarırsam, benden

korkun’ demiştiniz, neden? Kendini farklı gösteren insanlardan nefret ediyorum. İpliklerini pazara çıkarırdım gazetemde. Yani kimse ‘küçük masum kız’ı oynamasın. Hepimiz biliyoruz neyin ne olduğunu. Neysen osun. Bu yüzden Yıldız Tilbe kafasını seviyorum. Keşfedilmemiş yetenekleriniz var mı? İçimdeki komedyen kadını kimse çıkaramadı ona yanıyorum. Cem Yılmaz uyuyor musun? En sonunda söyleyeceğim çocuklara beni bir yerde oynatsınlar. Bülent Ersoy ile bir sabah programı yapmayı düşünmüşsünüz. Sadece düşündük. O tamamen Bülent Hanım’ın fikriydi. Ben o duruma biraz çekimser kaldım. Biliyorsun ben sabah erken kalkarım işimin başında olurum. Bülent Hanım’a ‘Ya siz erken kalkabilir misiniz?’ dediğimde ‘Ben son 1 saatine gelirim’ dedi (gülüyor).


BALABAN DAĞITIM PAZARLAMA SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ.

www.rendimobilya.com

60 Aral Aralıkık2011 2011--Ocak Ocak2012 2012


BALABAN DAĞITIM PAZARLAMA SAN. VE TİC. LTD. ŞTİ.

Mail; balabandagitim@hotmail.com Kocasinan Mah. Okullar Sok. Kırgız Apt. No: 15 LÜLEBURGAZ

6161

Aralık 2011 - Ocak 2012 Aralık 2011 - Ocak 2012


Alışveriş

HERKES İNDİRİMİ SEVER AMA SİZ ABARTIN,

LYONESS’A GİRİN CEBİNİZİ ŞIMARTIN... Lyoness nasıl doğdu? Aslında her tüketicinin beklediği bir ihtiyaçtan doğmuştur. Hikayesi şöyle; 2003 Yılında Hubert Freidl adında bir Avusturyalı iş adamı (Lyoness’ın kurucusu) evine mutfak yaptırmak için bir mobilyacıya gider. Burada 19.000 € luk bir mutfağı beğenir. Satıcı 20.000 € ve katlarında tutan alışverişlerde indirim yapıldığı bu sayede eğer 1000 € daha alışveriş yaparsa % 10 indirim alacağını söyler. Bunun üzerine Hubert Freidl başka ihtiyacının olmadığını ama mutfak almak isteyen başka arkadaşlarınında olduğunu söyler ve onlarla birlikte geldiği takdirde yapacağı alışverişleri birleştirip toplam tutar üzerinden indirim alıp alamayacaklarını sorar satıcıda kabul eder çünkü satıcınında işine gelmiştir ve tabiki toplam tutar üzerinden muazzam bir indirim alırlar. Hubert Freidl bunu neden herkes yapmasınki neden dünyadaki bütün tüketiciler bizim gibi birleşip hakları olan indirimi talep etmesinlerki diye düşünüp bunu 2003 yılında kurgulayıp bir sisteme dönüştürmüştür.

62 Ağustos - Eylül

Hikayede herkes mutfakçıya tek tek gitseydi hiç birisi indirim alamayacaktı işte Lyoness’a bu yüzden dayanışmalı tüketici topluluğu denmektedir. Siz hiç bir akaryakıt istasyonunda kasada pazarlık yapabilir misiniz? yada bir süper market de? Yapamazsınız! çünkü siz teksiniz. Ya arkanızda 50.000-100.000 kişi olsa işte o zaman pazarlığınızıda yaparsınız indiriminizi de alırsınız işte Lyoness size bu gücü veriyor! Lyoness nedir? Lyoness nasıl çalışır? Paranın icadından bu yana ticarette hep iki taraf söz konusu olmuştur. Ticarette müşterilerin satıcılardan beklentileri, satıcılarında müşterilerden beklentileri vardır. Bir müşterinin beklentisi uygun fiyat, kalite ve ilgidir. Peki bir satıcının beklentisi nelerdir? Tabii ki devamlılık, nakit ödeme ve büyük müşteri potansiyelidir. Lyoness asırlardır birbirlerinden bu gibi beklentiler içinde olan iki tarafı ortada buluşturur. Bu sistemde tüketiciler yaptıkları alışverişlerden indirim kazanırlar satıcılarda devamlı müşteri kitlesi

kazanmış olurlar. Yani iki tarafında beklentilerini tatmin etmek amaçlı kurulmuş ekonomik bir para geri dönüşüm sistemidir. Lyoness insanların her zaman yaptığı günlük alışverişlerle işler. Tüketiciler bu sistemde para kazanmak için ihtiyacı olmadığı bir şampuanı bir kremi yada bir doğal ürünü almak zorunda değildir. Herzamanki yaşantısına devam ederken bu sistemden kazanç sağlayabilir. Nasıl mı? bir örnekle açıklayalım... Siz sabah evinizden çıktınız işe gideceksiniz arabanıza benzin aldınız Lyoness kartınızı gösterdiniz kazandınız, işe gittiniz öğle vakti geldi yemek siparişi verdiniz Lyoness kartınızı gösterdiniz kazandınız, akşam çıktınız ev için market alışverişi yapayım dediniz yine Lyoness kartınızı gösterdiniz ve yine kazandınız peki yaşantınızı değiştirdiniz mi? Hayır. Siz zaten arabanıza benzin almayacak mıydınız? Siz zaten öğlen yemek yemeyecek miydiniz? Siz zaten akşam market alışverişi yapmayacak mıydınız? İşte sistemin güzelliği buradadır.


Öncelikle Lyoness cashback card ile ilgili biraz bilgi verirmisiniz? Ülke ve sektör sınırı olmaksızın, üyelerine alışveriş yaparken harcadığı paranın tamamını ve üzerine para kazandırarak nakit geri iade eden bir sistem olması.

Ayrıca Lyoness iş ekibine dahil olarak maksimum kazanç elde edebilir ve uluslar arası kariyer yapma imkanına sahip olabilirsiniz... İş ekibinde olmanın avantajı, önde olmaktır! ( Sizin tavsiyenizle başlayan ve sürekli büyüyen alışveriş ağından gelir elde etmek demektir. ) Lyoness dünyanın bir çok ülkesi ile birlikte Türkiye’de de günden güne yayılan, adına ise “Bilinçli Dayanışmalı Tüketici Hareketi” denen dünyanın en büyük alışveriş projesidir. Lyoness Lüleburgaz’da üye işletme sayısını da artırmaya başladı. İlçemizde, üye işletme sayısı arttıkça daha fazla dikkat çekmeye başlayan Lyoness ile ilgili olarak ise konuyu bu sisteme ilçede ilk giriş yapanlardan birisi olan ve üye firma sorumlularından Melih YAZMAN’a sorduk.

Lyoness’in ekonomiye sağladığı faydası var mıdır? Tabiki vardır. Asıl önemli olan konuda bu zaten.Kayıt dışı ekonomiyi ortadan kaldırması ve daha önemlisi kazan-kazan-kazan modeli olması. Bu sistemde kaybedenin olmaması devletinde üç yerden temiz ve sorunsuz bir şekilde vergisini alması. İş yerleri için Lyoness in önemi nedir? Sorunsuz ve sürekli gelen müşteriler, yüksek ciro hacmi imkanı ve müşterilerine kart dağıtma fırsatı sunar. Çünkü İleride bu kart heryerde geçecek. Lyoness hangi kurulaşlarla desteklenmektedir? M.Y.: ISO 9001:2008 - LEİTBETRİEBE AUSTRİA - TÜV RHEİNLAND - IQNET SERTİFİKASI. Ayrıca Lyoness sistemi Türkiye’ye girerken üyelerinin mağdur olmaması için Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne olası olacak mağduriyet bedelinin de garantisini vermiştir. Lyoness’i diğer networklerden ayıran özellikleri nelerdir? Kart ve kayıt ücretsiz , aidatsız , hiçbir zorunluğun olmaması ve belirli bir kotanın olmaması. Lyoness te kimler para kazanabilir? Vizyon sahibi,ileriyi gören insanlar ve alışveriş yapan herkes bu sistemde para kazanabilir. Dünyanın önde gelen projelerinden biri olan Lyoness hangi projeleri desteklemektedir?

Child & Family Foundation (Çocuk ve aile yardım vakfı), Greenfinity (Temiz ve doğal enerji vakfı) Lyoness’in en can alıcı noktası nedir? En can alıcı noktası bir kere kurulan bu sistemden gelecek olan nakit gelirlerin çocuklarına hatta torunlarına kadar MİRAS kalacak olmasıdır. Lyoness’i bu kadar başarılı yapan nedir? Biz tüketicilere alışveriş yaparken tasarruf yapma olanağı tanıyoruz. Ve üyelerimizde etkin bir müşteri tavsiye programı avantajına sahipler. Farklı alışveriş yapma şekillerimizle tüketicilere ve işletmelere piyasada esnek hareket etme şansı tanıyoruz. örneğin: banka yada nakit kullanmadan cep telefonu ile ödeme yapmak gibi böylelikle Lyoness çağın nabzını yakalıyor. Lyoness’te nasıl para kazanılır? Bu kartı üye işyelerimizde aktif olarak kullanıp ve tavsiye ederek. Lyoness hangi firmalarda geçmektedir? Anlaşmalı olduğumuz internet sitelerinden bazıları; www.çiçeksepeti.com www.kliksa.com www.otel.com www.gruppal.com www.zizigo.com www724tıkla.com www.bonnyfood.com www.modanisa.com www.tatil.com Türkiye genelinde alışveriş çeki modeliyle çalışan ulusal üye iş yerlerimiz ; D&R, KİPA, TEKNOSA, DİASA, BOYNER, KFC, PİZZA HUT. Türkiye genelinde cashback card altyapısını kurmuş firmalarımız ; TEFAL, BİSSE, BAUMAX. Bu olanaklar zamanla artacak ve Lyoness in hitap ettiği alan hergeçen gün genişleyecektir. Ağustos - Eylül

63


Lüleburgaz’da LYONESS nerelere ulaşmıştır? Lüleburgaz’ın en şeçkin fırmaları olan 15 üye iş yerimizde cashback card geçmektedir. Bunlar; Süzen Tarım, Deniz Optik, Megaloman, Salman Dekor Mutfak&Mermer, Kayalı Petrol (Market), Yeşilova Dekorasyon, Aksan Jeoteknik (Zemin etüdü), Yeşilova Kırtasiye&Bilgisayar, Kartal Market, Lüleburgaz Özsüt, Altınbaş Emin Kuyumculuk, Ümit Giyim, Kurtoğlu İnşaat&Yapı Malzemeleri, Şenay Eczanesi ve Uzun İnşaat’tır. Ayrıca bu avantaj programına dahil olan üye sayımız 2000’i geçmiştir. Bu arada üye işyeri müracatlarını aldığımız ve onay bekleyen kobilerimizde var. Onaylandığı zaman bunları üyelerimize müjdeleyeceğiz. Lyoness üyelerine nasıl bir avantaj sağlar? Din,dil,ırk,kültür ve eğitim gözetmeksizin Lyoness’te kariyer yapma imkanı sunar. Bu avantajlı programı tüm insanlara tavsiye eder misin? Tabiki tavsiye ederim. Zaten herkes alışveriş yapmıyor mu? Bu sistemi kullanarak alışverişlerde harcadıkları paraları belli bir süre sonra üzerine para kazandırarak geri getiren bir sistem...

64 Ağustos - Eylül


Yılmaz Mah. İsmail Hakkı Yücel Sok. No:1/C PTT Arkası Lüleburgaz 0 (288) 412 4574 0 (541) 412 4574

www.eksenreklamajansi.com


Röportaj

Estetik Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi

Op. Dr. Koray KIR

Estetik anlamında yüzümüzde veya vücudumuzda bulunan fiziksel kusurlarımız bazen farkına varamasakta dolaylı olarak hayat kalitemizi düşürebiliyorlar. Bu konuda tıbbın Estetik Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi alanı yardımımıza koşuyor. Bu alanın başarılı isimlerinden, Medikent Hastanesi hekimlerinden Op. Dr. Koray KIR’a merak ettiklerimizi sorduk...

Öncelikle bize biraz kendinizden bahseder misiniz? İstanbul Adnan Menderes Anadolu Lisesini 1997 yılında bitirdikten sonra 1997-2003 yılları arasında Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesinde Tıp öğrenimimi tamamladım. 2005-2011 yılları arasında Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Plastik Rekonstruktif ve Estetik Cerrahi bölümünde Uzmanlık öğrenimimi tamamladım. 2011-2013 yılları arasında Kırklareli Devlet Hastanesinde mecburi hizmetimi yaptım. Mesleğe başlama hikayenizi bizimle paylaşır mısınız? Tıp fakültesi öğrenimim boyunca her zaman cerrahi girişimlere ilgim oldu. Plastik Cerrahi de hayalimdi. Tıp Uzmanlık Sınavındaki tercihlerimin hepsi cerrahi bölümlerdi.

66 Ağustos - Eylül

Plastik Rekonstrüktif ve Estetik cerrahinin kapsadığı alanlar nedir? Her türlü yara bakımı, cilt kanserleri, el cerrahisi, yanıklar, cilt ve yumuşak doku defektleri, yüz kırıkları ve estetik cerrahi. Özellikle ilgilendiğiniz cerrahi alanlar nelerdir? Burun ve meme cerrahisi ilgi alanlarım olup en çok yaptığım ameliyatlardır. Hastalarınızla estetik bir operasyona karar verme aşamasında neler yapıyorsunuz? Estetik operasyonlar bir hastalık sonucu yapılmaması nedeniyle diğer operasyonlardan farklılık gösterir. Bundan dolayı opere edilen hastalar ilk bir hafta pişmanlık dönemi yaşarlar. İyileşme dönemi tamamlandığında

pişmanlık her zaman yerini mutluluğa bırakır. İlk görüşmemizde hastalarım rahatsızlıklarını anlatırlar. Bende yapılması gereken ameliyatı ve ameliyat sonrası süreci ayrıntılı biçimde anlatırım. Günümüzde bilgiye ulaşmak kolay olduğu için hastalar genelde olmak istedikleri ameliyatla ilgili internetten bilgi ediniyorlar. Fakat bu bilgilerin çoğunluğu abartılmış ve çarpıtılmış oluyor. Karar verme aşamasında bu yanlış bilgileri de düzeltmemiz gerekiyor. Bildiğimiz kadarıyla Estetik Cerrahi hastalarınızın büyük çoğunluğunu kadınlar oluşturuyor. Kadınların güzellik konusunda toplum baskısı altında kaldığını düşünüyor musunuz?


Son 10 yılda erkeklerin estetik cerrahi talepleri gittikçe artmakta ve kadınlara yaklaşmaktadır. Kadınların güzellik konusunda toplum baskısı altında kaldığını düşünmüyorum. Eskiden sadece sanatçıların estetik yaptırabileceği düşünülürken, artık tam tersine toplum baskısı ortadan kalktığı için her kesimden estetik cerrahiye talep mevcuttur. Estetik Cerraha ulaşmakta daha kolaydır. Onun için estetik cerrahi ameliyatları giderek artmaktadır. Bize biraz bu işin psikolojik yanlarından bahseder misiniz? Kendi vücudundan veya yüzünden rahatsız olan bir insanın rahatsızlığını düzeltmek her zaman özgüvenini arttırıyor. Özgüvenli insanında iş ve sosyal başarısı artıyor.

yor ve estetik cerrahi gereksinimi artıyor. Medikent’ te hangi operasyonlar yapılabilmektedir? Kliniğimizde Plastik Cerrahi alanında her türlü ameliyat yapılabilmektedir. Yüz kırığı, el cerrahisi, yara bakımı, cilt kanserleri, mikrocerrahi , estetik cerrahi ve saç ekimi konusunda gerekli bütün teçhizatlarımız mevcuttur. Kliniğimize en çok talep estetik cerrahi konusundadır. Burun, meme cerrahisi, saç ekimi ve liposuction en çok yaptığımız estetik operasyonlardır. Erkek hastalarınız ne tür operasyonlar tercih ediyorlar? Saç ekimi en çok tercih edilen estetik ameliyat olup, kliniğimizde 16 yıllık saç ekim tecrü-

besi olan ekibimiz tarafından yapılmaktadır. Önümüzdeki yıllarda Türkiye’deki sayılı saç ekim merkezlerinden biri olmamızı sağlayacak kadar iyi bir ekibimiz olduğunu düşünüyorum. Burun operasyonları, liposuction, jinekomasti düzeltilmesi, botox ve yüz dolgusu erkekler tarafından diğer tercih edilen estetik ameliyatlardır. Estetik cerrahi konusunda toplum baskısı, maddiyat gibi konularda çekinen hastalarınız için neler söylemek istersiniz? Artık bu konuda toplum baskısı olduğunu düşünmüyorum. Maddiyat konusunda ise kliniğimizdeki fiyatların insanların düşündüğünden çok daha ucuz olduğunu düşünüyorum.

Sizce güzel kadın nasıldır? Nasıl tanımlayabilirsiniz? Bence güzel kadın bakımlı ve stil sahibi olmalı. Vücut ve yüz hatları harmoni içinde olmalı. “Asla Estetik yaptırmam “ deyip yaptıran hastalarınız oldu mu? Çok fazla oldu. Artık estetik ameliyatlar ayıp olmaktan çıktı ve insanların yaklaşımları değişti. Yaşla birlikte estetiğe olan ihtiyaç artıyor değil mi? Ne yazık ki yüz ve vücudumuz yaşla birlikte yerçekimine yeniliAğustos - Eylül

67


Plastik Cerrahi hangi alanları içerir? Bahsedebilir misiniz? Plastik Cerrahi nin ilgi alanları kabaca iki başlık altında incelenir; rekonstrüktif plastik cerrahi ve estetik cerrahi. Doğuştan olan anomalilerin veya çeşitli hastalıklar, yaralanmalar sonucunda oluşan şekil bozuklukları veya eksikliklerin giderilmesi ile uğraşan plastik cerrahi alanına rekonstrüktif cerrahi denir. Estetik cerrahi ise dış görünümün daha iyi hale getirilmesi için yapılan ameliyatlardır. Fakat bazı hallerde bu iki kavram birbirinden ayrılması mümkün değildir. Rekonstrüktif Cerrahi’ nin Konuları Nelerdir? • Başta dudak- damak yarıkları olmak üzere, yüze ekstremitelere

ve vücudun diğer bölgelerine ait doğumsal anomalilerin tedavisi • Yanıklar ve yanık sonrası oluşan hasarların tedavisi • Baş, boyun ve ekstremite travmalarının tedavisi • Yumuşak doku kanserlerinin tedavisi ve rekonstrüksiyonu • Rekonstrüktif mikrocerrahi ameliyatları • Derinin iyi veya kötü huylu hastalıklarının cerrahi veya lazerlerle tedavisi, • Kanser nedeniyle alınan memenin rekonstrüksiyonu. • El cerrahisi Estetik Cerrahi’ nin Konuları Nelerdir? • Abdominoplasti: Karın bölgesinin fazla deri ve yağ dokularının uzaklaştırılması ve bozulan adele

yapısının düzeltilmesi yoluyla şekillendirilmesi ameliyatıdır. • Mamoplasti: Memelere yönelik yapılan estetik ameliyatlardır. Bunlar; meme büyütme, meme küçültme, dikleştirme ve erkeklerdeki aşırı gelişen meme dokusuna yönelik yapılan jinekomasti ameliyatlarıdır. • Rinoplasti: Burnun şekilsel ve işlevsel problemlerinin giderilmesi için yapılan estetik burun ameliyatı. • Otoplasti: Kulak kepçesine ait anomalilerin düzeltilmesi. • Yüz Germe: Deri, deri altı dokuları ve yüzdeki mimik kaslarına yapılan müdahalelerle yüzdeki sarkıklıklar ve yaşlanma etkilerinin giderilmesi. • Liposuction ve yağ injeksiyonları: Vücutta yağ dağılımının bozuk olduğu bölgelerdeki yağ dokularının şekillendirilmesi • Kaş kaldırma, alın germe ameliyatları • Yüz kemiklerine yapılan girişimlerle çene ve elmacık kemiklerinin şekillendirilmesi ameliyatları • Medikal estetik girişimler: Botox, dolgu, trombositten zengin plazma(PRP) ve çeşitli kök hücre uygulamaları.

Bize vakit ayırdığınız için teşekkür ederiz, son olarak okuyucularımıza iletmek istediklerinizi alabiliriz. Ben teşekkür ederim. Son olarak söylemek istediğim, hastalarımız çekinmeden hastanemize başvurabilirler ve akıllarına takılan her konuda bizden danışmanlık hizmeti alabilirler. Her konuda bilgi paylaşımına ve yardım etmeye hazırız.

68 Ağustos - Eylül



Röportaj

YAZ MEVSİMİNDE BESLENME TARZIMIZ NASIL ŞEKİLLENMELİDİR? ÖZEL MEDİKENT HASTANESİ / Dyt. Müjgan Mutlu

Yaz aylarında artan hava sıcaklığı ve nem, yaşam tarzı ve beslenme alışkanlıklarının da değişmesini gerektiriyor. Sıcaklarla birlikte yüksek tansiyon, kalp yetmezliği ve koroner kalp hastalıkları gibi sağlık problemlerinde artış gözlemlendiği gibi; terlemeyle su ve mineral kaybı sonucu, baş dönme si, bayılma hissi ve bulantı gibi sağlık problemleri de görülebilir. Her mevsim olduğu gibi sağlıklı ve dengeli beslenme ile yaz aylarında da sıklıkla görülen bu tür sağlık problemlerinin azaltılması mümkündür. Yaz aylarında daha dinç vede sağlıklı olmak istiyosanız şu tavsiyelere dik kat.

70 Ağustos - Eylül

Susuz kalmayın Yazın serinlemek için sıvı tüketimine önem verilmelidir. Günde 2-2.5 lt su tüketiminin yanı sıra su içeriği yüksekliği nedeniyle taze sebze ve meyve tüketimine önem verilmelidir. Spor yapan ve ağır işlerde çalışanların sıvı ihtiyaçları daha fazladır. Sıvı alımının karşılanmasında su haricinde süt, ayran, cacık, soda, limonata, bitki çayları, şekersiz kompostolar ve taze sıkılmış meyve suyu gibi içecekler doğru tercihlerdir. Taze sebze ve meyve tüketin Yazın dinç kalmak için C vitaminden zengin yeşilbiber, maydanoz gibi yeşil yapraklı sebzeler, kivi, çilek, erik gibi meyveler; A vitaminden zengin yumurta, havuç, kayısı, yeşil yapraklı sebzeler; E vitaminden zengin kuru baklagiller, ceviz, fındık, badem gibi yağlı tohumları tercih edilmelidir. Et seçiminde de bağışıklık sistemi için çok önemli olan omega-3 yağ asitlerinin en zengin olduğu besinlerden balık, haftada 2-3 kez tüketilmelidir. Plajda su tüketimine dikkat edilmeli Yazın deniz keyfi öncesi bazı beslenme alışkanlıklarına dikkat edilmelidir. Yemek yendikten sonra en az 30-45 dk denize girmek uygun değildir. Yine deniz öncesi 1-2 porsiyon meyveden oluşan küçük bir ara öğün tüketilebilir. Plajdayken mutlaka su tüketiminize özen gösterilmelidir. Plaj çantasında kuru veya taze meyve, grisini, fındık, ceviz bulundurularak; gün içerisinde de peynirli sandviç ve ayran, ızgara ve salata, tost ve ayran şeklinde seçimler yapılabilir.

Yemeklerde bitkisel yağ kullanılmalı Katı yağların kalp krizi riskini artırıcı etkisi vardır. Kalp krizleri yaz aylarında daha çok görülmektedir. Bu nedenle özellikle yemeklerde bitkisel sıvı yağ kullanımına dikkat edilme lidir. Yağlı tohumlar (bitkisel yağlar, ceviz, fıstık vb.) da yağ içerdiğinden aşırı miktarda tüketilmemelidir. Özellikle kahvaltılarda ekmeğe sürülen yağlarla, sebze yemeklerinde aşırı yağ kullanmamaya özen gösterilmelidir. Krema, mayonez gibi yağlı besinlerin sıcakta bozulma riski çok yüksek ve sindirimi zordur. Ayrıca pişirme yöntemleri de çok çok önemlidir. Yemekleri pişirirken kızartma ve kavurma yerine; haşlama, ızgara ve fırın gibi sağlıklı pişirme yöntemleri uygulanmalıdır. Bu yiyecekler yazın yasaklar listesinde olmalı - Yağda kızartmalar, kavurmalar (et, sebze, hamur işi), yağlı sos eklenmiş besinler. - Aşırı tuz ve tuzlu besinler. - Sucuk, salam, sosis, pastırma vb. işlenmiş besinler. - Sakatatlar (karaciğer, böbrek, dalak, beyin vb...) - Bütün yağlı yiyecekler (yağlı etler, kaymak, krema, mayonez, tahin, yağlı soslar) - Kuyruk yağı, iç yağı, tereyağı, margarin. - Şekerli meyve suları, şekerli-asitli içecekler. - İçeriği bilinmeyen hazır gıdalar. - Alkollü içki tüketimine de dikkat edilmelidir. Tüketimde tercih hafif alkollü içkilerden yana kullanılmalı özellikle aç karnına alkol alınmamalıdır.


Genel Öneriler - Yaz ayların sıvı kaybı çok olur. Bol bol su için. - Bol miktarda sebze ve meyve tüke tin. - Yazın fazlaca yapılan kızartmalardan uzak durun. - Az yağlı yapılmış zeytin yağlı seb zeleri tercih edin. - Et tercihlerinizi de ızgara veya fırında pişirme yöntemleriye az yağlı olarak tercih edin. - Dondurmayı dikkatli tüketin. - Beyaz ekmek yerine kepekli ekmek tercih edin. - Tuz tüketiminize dikkat edin. - İşlenmiş gıdalar yerine, yazın bolca bulunan taze sebze ve meyveleri tercih edin. - Alkollü ve asitli içeceklerden yaz aylarında sakınmak gerekir. Bunun yerine soda, ayran, su tüketin. - Yaz aylarında ağır yemekli öğünlerden kaçınmalıdır. Ağır olmayan yoğurt ve sıvı gıdaların tercih edilmesi sıcakla beraber gelen rehaveti önler. - Gece geç saatlerde yemek yemeyin. Akşamları metabolizma normalden daha yavaş çalıştığı için besinler zor yakılır. - Günlerin uzaması avantajını kullanarak fiziksel aktivitenizi arttırın. Yağ tüketimi için öneriler - Günlük yağ hakkınızı zeytinyağı (veya yerine fındık yağı) ile mısırözü yağı (veya yerine soya yağı) karışımı şeklinde tüketiniz. - Fındık, fıstık, ceviz, badem gibi yağlı besinleri günlük tükettiğiniz yağ miktarını azaltarak kullanabilirsiniz. 1 tatlı kaşığı yağ yerine 8-10 adet fındık veya 3 adet ceviz tüketebilirsiniz. - Besinlerde bulunan görünmez yağı gözardı etmeyin ve en azından pişirme yönteminizi az yağlı olarak gerçekleştirin. Kırmızı et tüketilebilir mi? İçerdikleri kolesterol miktarı açısından değerlendirildiğinde tüm hayvansal ürünlerin kolesterol içeriği birbirine benzerdir. Bu nedenle kırmızı eti tek başına suçlamak doğru olmaz. Ancak balıkta bulunan

yağ asitlerinin kalp sağlığımız için yararlı etkileri düşünülerek daha sık tüketilmesi uygundur. Pratik öneri olarak haftada 2 kez balık tüketilmesi omega-3 yağ asitlerinden yararlanmamızı sağlar. Ancak balığın yağsız ızgara veya fırında yağsız olarak pişirilmesi önemlidir. Kümes hayvanları (tavuk/hindi) ve kırmızı etin ise yağsız olmasına dikkat edilerek yenilmesi önemli. Haftada 1-2 kez yağsız kırmızı et yenilebilir. Önemli olan pişirme şekli ve tüketilen miktardır.

Meyve ve sebzeler neden önemli? Meyve ve sebzeler vitamin ve mineral deposu olmalarınının yanı sıra içerdikleri posa açısından da değerlidir. Yaz aylarında özellikle sıvı ihtiyacımızı karşılamada da bize yardımcı olurlar. Ayrıca posa, fazla kolesterolün oluşmadan vücuttan atılmasına yardımcı olur, posa almanıza engel bir hastalığınız yoksa; - Meyve, sebze ve salata tüketiminizi arttırın. - Kabuklu yenebilen meyveleri kabuklu olarak tüketmeye çalışın. - Beyaz ekmek yerine kepekli veya

tam buğday ekmeğini tercih edin. - Haftada veya onbeş günde 1 kez kurubaklagiller tüketmeye çalışın. Tatlılar Yaz sıcağında rehavet oluşumunu önlemek için tatlı tercihlerini daha çok sütlü ve meyveli tatlılar veya meyve den yana kullanmak faydalı olacaktır. Öğün Düzeni Yine dengeli öğün düzeni de dengeli beslenmek isteyen herkes için önemli bir püf noktadır. Yine yaz aylarında

çok aşırı miktarda yemek tüketerek vücudu hem yiyeceklerin termik etkisiyle oluşan sıcağa hem de havanın sıcağına maruz bırakmamak için az az ve sık sık besin tüketmek önemlidir. Sabah kahvaltısı alışkanlığının mutlaka olması, öğle ve akşam yemeklerinin düzenli yenilme si ve buna ilave olarak yoğurt ve meyve gibi hafif besinlerden oluşan ara öğünler tüketilmesi vücudu yormadan sindirimin gerçekleşmesine yardımcı olur. Bununla bereber gündüzden akşama doğru besin tüketiminin azalması da daha rahat bir uyku düzeni sağlar. Ağustos - Eylül

71


Foto Haber

Lüleburgaz’da Gündöndükçe SALİH YILMAZ

72 Ağustos - Eylül


Ağustos - Eylül

73


74 Ağustos - Eylül


Ağustos - Eylül

75


İlginç Haberler

DÜNYADAN İLGİNÇ HABER KARELERİ

Pekin’de geridönüşüme teşvik için metro biletlerini makinaya plastik şişe atarak alabiliyorsunuz.

3500 tane akıllı telefondan yapılan Pegasus Heykeli; Londra

ABD’de bir ilköğretim okulunda öğretmenlik yapan Dale Irby, 40 senedir yıllık fotoğrafı için aynı kıyafetle poz veriyor.

76 Ağustos - Eylül


Dünyanın en uzun köpeği, 163 cm.

Thailand polisi kurallara aykırı davranışta bulunduğunda 1 yıl boyunca Hello Kitty bandı takmakla cezalandırılıyor.

Güney Afrika’da 8 yaşındaki Sanele Masilela, 61 yaşındaki ve 5 çocuk annesi Helen Shabangu ile evlendi. Bu evliliği hayatını kaybeden dedesinin son vasiyeti nedeniyle yaptı.

VE TÜRKİYE’DEN BİR KARE... Ağustos - Eylül

77


İlginç Bilgiler

Karıncaların hiç uyumadığını, Suudi Arabistan’da bir kadının kocasına kahve yapmamasının yasal boşanma sebebi olduğunu, yetişkin bir ayının bir at kadar hızlı koşabildiğini...

nca ortalama Bir insan hayatı boyu ediyor. 22 kilogram deri kayb

Ortalama bir erkek, hayatının 3350 saatini tıraş olmak için harcar. 78 Ağustos - Eylül

BİLİYOR MUYDUNUZ?

Yarım kilo bal yapabilmek için arılar iki milyondan fazla çiçekten bitki özü toplamak zorundadırlar.

Kelebekler ayaklarıyla tat alırlar.


Las Vegas’ta kumarhanelerin hiçbirinde saat yoktur.

Geçen 3500 yılın, sadece 230 yılı barış içinde yaşanmıştır.

kez Aslanlar bir günde 50 sevişebilirler.

Ketçap 1830´lu yıllarda ilaç olarak satılırdı.

Salatalığın yüzde 96´sı sudur.

Hiçbir kağıt parçası 7 defadan fazla ikiye katlanamaz! Ağustos - Eylül

79


Yunuslar gözleri açık uyurlar.

İnsanlar vücutlarında 300 adet kemikle doğuyorlar, ama yetişkin olduklarında bu sayı 206’ya düşüyor.

rpıp ölme Şampanya mantarı ça fından ısırılıp olasılığı örümcek tara ha yüksek. ölme olasılığından da

Yılanlar duyamaz.

Denizatları, erkekleri hamile olan tek canlı grubudur.

Hapşırdığınız zaman, kalbiniz de dâhil olmak üzere bütün vücut fonksiyonlarınız bir an için durur.


Dünyada insan başına düşen karınca sayısı bir milyondur.

İnsan beyninin %80’i sudur.

Penguen yüzebilen ama uçamayan tek kuştur.

Sığırların dört adet midesi va

rdır.

Kola’nın doğal rengi yeşildir.

Bugüne kadar kaydedilmiş en büyük dalga, 1971 yılında Japonya’nın ishigaki Adası’nda 85 metre yüksekliğine ulaşmıştır. Ağustos - Eylül

81


Moda

“Moda basit bir kıyafet meselesi değildir. Moda rüzgarla doğar, gökyüzünde yaşar, bazen de sokaklara çıkar. Onu sadece hissedersiniz.” Coco Chanel

EGE

BURŞEM

SOKAĞA PİJAMALARLA ÇIKMA VAKTİ GELDİ! HADİ UYANIN!

Pijama modası geri geldi. Fenada olmadı sanki. Rengarenk, çiçekli böcekli, kareli, çizgili pantolonlar, tulumlar… Hadi canım ! dedirten moda sokaklara taştı bile. İster sandaletle, ister birbirinden şık stilettolarla kombinle. Senin tarzın, senin hayatın.

SICACIK YAZ RENKLERİ

Renkli pantolon giymem deyip kaçamayacağınız kadar geniş yelpazede renkli kreasyonlar; T-shirtler, gömlekler, etekler, çantalar, gözlükler, portföyler, ayakkabılar.

82 Ağustos - Eylül


PARFÜMÜN ETKİ ALANI SİZİ ŞAŞIRTABİLİR! “Parfüm kullanmayan bir kadının “Bir kadının en çıplak hali, en iyi giyindiği halidir.” Coco Chanel geleceği yoktur.” Coco Chanel

Kullandığınız parfüm, sizi bulunduğunuz ortamın baş döndüren kadını da yapabilir nefret edileni de. Tabii ne manada nefret ettikleri önemlidir :) Baştan çıkarıcı bir afrodizyak kokuya ne dersiniz? Tom Ford Black Orchid ylang ylang ve bergamot kokusuyla baştan çıkarıyor.

Sizi bilmem ama şuan en çok konuşulan iç çamaşırı markası kesinlikle Agent Provocateur’dur. Bir mağazasını ya da en azından internet sitesini bir gezin derim. Sadece bir tavsiye… :)

PAZARTESİ SENDROMU BİTTİ GİTTİ!

TAKILAR, BROŞLAR ÇIKSIN PİYASAYA ARTIK!

Özellikle takı tasarımlarındaki yaratıcılık her geçen gün bizleri şaşırtmaya devam ediyor. Eminim sizde fotoğrafa ilk baktığınızda “ Bu ne acaba?” diye düşünmüşsünüzdür. O zaman açıklıyorum; bu çok gösterişli ve havalı bir kadeh yüzük.

ÖRGÜ MODASI ŞİMDİ BİLEKLERDE!

Bu yaz örme bileklikler çok moda olacak. Demedi demeyin! Birçok modacı çeşitli tasarımlar hazırlamış. Ben hepsinden istiyorum. Mümkün müdür acaba?

Masa başı çalışanlar, tüm hafta işten başını kaldıramayanlar, kendini işine adamış olanlar bir kendinize gelin lütfen. Ayaklarınızı masanın altında kimsecikler görmese de, giyin siz o en sevdiğiniz stilettonuzu.

Editörün köşesi “BUNDAN İSTİYORUM!”

En son Altın Küre Ödülleri’nde, Jessica Alba’nın ayağında bir benzeri görülen bu muhteşem Giuseppe Zanotti marka ayakkabıyı şiddetle istiyorum. Sahip olamadığım takdirde yaşayacaklarımdan kim sorumlu olacaktır acaba?

HER TAŞIN AYRI BİR GÜZELLİĞİ VAR

Bu küpelerin tek suçu benim olmamaları. Sizce de öyle değil mi? Baktıkça daha da büyüsüne kapılmıyor musunuz şu güzelliklerin! İyi giyinmek ne kadar mutlu ederse güzel bir küpeye sahip olmak da bir o kadar öne geçirir sizi.

“Güzel olmadığımı biliyorum; ama farklılığın büyüsüne sahibim.” Coco Chanel

Ağustos - Eylül

83


Yaşam

‘Sokak Hayvanı’ Değil,

‘İnsan’ Sorunu...

2004 yılında TBMM tarafından onaylanarak 2006 yılında da uygulama yönetmeliği çıkartılan 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu uyarınca, büyükşehir-ilçe-belde ayrımı yapılmaksızın tüm belediyelerin kendi sınırları içinde sahipsiz hayvanlara hizmet etmek üzere bir hayvan barınağı kurmaları şart koşuldu. Gerek yönetmelik, gerekse sonradan yayınlanan genelgelerle bu merkezlerin genel yapıları, taşıması gereken özellikler ve işleyişine dair tüm kurallar ayrınılı olarak yerel yönetimlere duyuruldu. Y. Özgür GÜVEN

yao@bgd.org.tr

Başlarda bu kanun ve amacı, sokak hayvanlarını toplayarak bu merkezlere hapsetmek olarak algılandı ve yerel yönetimlerin sorumlu birimleri hiç de insani olmayan yöntemlerle yaşlı, hasta, sakat, hamile, yavru, sağlıklı demeden mahallesinde yaşayan hayvanları toplamaya başladılar ve halktan gelen şikayetler de bu saçma uygulamayı destekliyordu. Sırf kanunun şart koştuklarını yerine getirmek amacıyla alelacele ve hayvan doğası hiç düşünülmeden yapılan merkezlere hayvanlar hapsedilmeye başlandı. Dişi-erkek, hasta-sağlıklı, yavru-yaşlı ayrımı yapılmaksızın hayvanlar aynı kafesin içinde açlık ve hastalıkla (çoğu zaman da kavgalarla) mücadele ederek yaşamaya zorlandılar ve aslında kendi kendilerine ölmeleri ya da birbirlerini öldürmeleri beklendi. Bu süreçten pek birşey çıkmayınca, bazı yerel yönetimler bu yeni kanunu bir “sokak hayvanlarından kurtulma” hareketi olarak yeniden yorumladılar ve sokak hayvanı nüfusunun çok daha kalabalık olduğu büyük şehirler başta olmak üzere çoğu yerde itlaflar başladı. Vatandaşın her şikayet telefonunun ardından, o

84 Ağustos - Eylül

mahallede katliamlar yapıldı, emziren anneler dahil olmak üzere tüm köpekler öldürüldü. Yaklaşık 2-3 yıl boyunca bazı yerel yönetimler bakanlığın sokak hayvanlarının bakımı ve rehabilitasyonu için öngördüğü bütçeyi ve tüm enerjilerini bu katliamlar için kullandılar. Ancak yeni yeni filizlenmeye başlayan hayvan koruma hareketi hesaba katılmamıştı... Medyada ‘panter Emel’ olarak tanıtılan ve tek başına verdiği mücadele ile yıllarca haberlerde alay konusu haline getirilen Emel Yıldız’ın yerine -ki kendisi her canlının hakkını savunan çok değerli ve özel bir hanımefendidir, baz istasyonları nedeniyle cep telefonu kullanmayı


reddedecek kadar sever bu gezegeni-, daha kalabalık gruplar halinde hareket eden ve işgüzarlık yapan yerel yönetimleri mercek altında tutan, her hareketlerini izleyen hayvan hakkı savunucuları vardı artık. Ve katliamlar ifşa olmaya, dalga geçmek yerine destek vermeye başlayan medyada bile yer almaya başlamıştı. Hayvan koruma konusunda en aktif olduğum o yıllarda, arkadaşlarımla birlikte belediye itlaf ekibi takip edip karakollarda sabahladığım çok olmuştur şahsen... Ancak tüm bu yaşananların korkunç olmasının yanı sıra en büyük ironi, bir gece önce köpekleri saatlerce can çekişecekleri aşırı dozda anestezik madde ve çeşitli zehirlerle katleden işçileri ertesi gün barınakta temizlik yaparken görmekti. Çünkü o insanlara her iki iş de görev olarak verilmişti ve yapmak durumundaydılar. Kimi çaresizce vicdan azabı çekiyor, kimi de yaklaşan emeklilik tarihi dışında hiçbirşeyi umursamıyordu. Kısa bir süre sonra görüldü ki; ne öldürmek, ne de hapsetmek bu sorunun çözümü değildi. Kanun, sokak hayvanlarının doğal ortamlarında yaşatılmasını esas koşuyordu, yani, yapılması gereken; hayvanların toplanıp merkezlerde kısırlaştırılması, aşılanması, küpelenerek alındıkları yere geri bırakılmalarıydı. Ve daha önceki girişimleri başarısızlıkla sonuçlanan yerel yönetimler, kendilerince daha insani olan ancak en az daha öncekiler kadar zalimce bir çözüm buldular: toplanan sokak hayvanlarını kısırlaştırıp ormanlara ya da kırsal bölgelere atmak. Bunu yaparken sığındıkları en büyük şey, kanun maddesindeki “doğal” kelimesiydi. Ve –özellikle Istanbul ormanları başta olmak üzere- ormanlar, küpeli köpeklerle dolup taştı. İlköğretim seviyesinde bir çocuğun bile köpeğin evcil hayvan olduğunu ve evcilin ne demek olduğunu bileceği hesaba katıldığında, köpekler için uygun görülen

ortamın dağ-tepe-orman değil, insanların olduğu yerler yani sokaklar olması gerektiği, avcı olmadığı için yemek bulamayacağı ortadaydı. Bu sefer de hayvan korumacılar tüm zaman ve enerjilerini ormanlara terk edilen hayvanları yaşatmak için harcamaya başladılar ve bu süreç günümüzde de devam ediyor. Oysa ki yapılacak şey çok basit ve nettir; sokakta yaşayan bir hayvanın ömrü ev hayvanları kadar uzun değil, hatta neredeyse yarısı kadardır. O birkaç seneyi de sağlıklı geçirmeleri için gerekenler yapıldığında hem hayvan hem de insanlara hizmet gerçekleşmiş olur. Sokakta yaşayamayacak durumdakiler de bakımevlerinde yaşatılır ve gönüllülerle savaş yerine işbirliği yoluna gidilirse sahiplendirme de ivme kazanır ve popülasyon sorunu kalmaz. Ayrıca toplumun konuyla ilgili bilinçlendirilmesi de şikayetleri azaltır.

Kanunların öngördüklerini harfiyen yerine getiren, gerçekten istekli olarak bu işe önem veren ve yaşam hakkının her canlıya doğuştan verilen eşit ve kutsal bir hak olduğunu idrak etmiş bir elin parmaklarını geçmeyecek sayıdaki yerel yönetimi kutlayıp onları bir tarafa ayırarak, geriye kalan yerel yönetimlerin en üst kademelerinden en alt kademelerine kadar her bir görevlinin sorumluluk hissetmesini ve günü kurtaracak vasıfta bile olmayan anlamsız çözümlerden artık vazgeçilmesini diliyorum çünkü insan, doğayla girdiği hiçbir savaşı kazanamamıştır. Hizmet alacağını sanarak Belediyesine sokak hayvanlarıyla ilgili şikayette bulunan kişilere de önerim; onbinlerce yıl önce evcilleştirerek yanımıza aldığımız ve bu dünya üzerinde bizler kadar hakkı olan sokak hayvanlarıyla yaşamak zorunda olduklarını kabul etmeleri, ayrıca depremden narkotiğe, engelli rehberliğinden deneylere kadar insan tarafından kullanılan bu türün mensuplarının, seçme şansı olsa insanoğluyla aynı gezegende olmak isteyip istemeyeceklerini düşünmeleridir... Ağustos - Eylül

85


Sinema

vizyona girecekler JOBS

Steve Jobs üniversite öğrenimini yarıda bırakıp kendisini evlatlık edinen ailesinin yanına, Kalifornia’ya geri döner. Bu hamle sadece kendisinin değil, teknoloji dünyasının da talihine yön verecek önemli bir adımı doğurur. Jobs, ailenin garajında arkadaşı Steve Wozniak ile birlikte yürüttüğü çalışmalarla o dönemki adı Apple Computer olan teknoloji devini kurduğunda artık hiçbir şey eskisi gibi olmaz. Başrolünde Ashton Kutcher’ın yer aldığı film, Apple’ın kurucusu olan ve 2011 yılında kanser nedeniyle hayatını kaybeden teknoloji ve endüstri dahisi Steve Jobs’un gençlik yıllarından başlayan hayat hikayesine odaklanıyor. Filmde Jobs’un özel hayatından kesitler, kendini motive ediş şekli, onu yönlendiren kişiler anlatılırken özellikle Jobs’un gençlik yıllarına odaklanılıyor. Jobs’un ilk başarılarını izleyeceğimiz filmde aynı zamanda düşüşlerini ve tekrar ayağa kalkışlarını izleyerek bu önemli mucidin mücadelesine tanık olacağız. Yönetmenliğini Joshua Michael Stern’in üstlendiği filmin senaryosunu ise Matt Whiteley kaleme aldı.

AÇLIK OYUNLARI ATEŞİ YAKALAMAK

Katniss Everdeen’ın futuristik ve bir o kadar da despotik dünyada geçen sürükleyici maceraları devam ediyor. Genç kadın bu sefer “Quarter Quell” için yarışıyor. Açlık Oyunları’nı beklenmedik bir başarıyla kazanmayı başaran Katniss ve partneri Peeta, evlerine dönüp bölgeler arasında yapacakları ‘Zafer Turu’nu beklemektedirler. Ancak President Snow’un şeytani planları zafere gölge düşürecek cinstendir. President Snow, sadece 25 yılda bir yapılan ve eski Açlık Oyunları kazananlarının yer aldığı ‘Quarter Quell’ adlı yarışı bu sene gerçekleştireceklerini duyurur. Panem’i belki de sonsuza dek değiştirecek olan bu yarışın District 12 adayı bir kez daha Katniss olacak, Peeta ise hayatını bir kez daha riske atarak ona yardım etmeye karar verecektir. Tüm dünyada büyük yankı uyandıran Açlık Oyunları serisinin ikinci filminde kadroda yine Jennifer Lawrence, Liam Hemsworth, Josh Hutcherson ve Woody Harrelson yer alırken yönetmen koltuğunda bu sefer ilk filmden farklı olarak Francis Lawrence oturuyor. Suzanne Collins’in romanından bu sefer beyazperdeye uyarlayanlar ise Küçük Gün Işığım filminin senaristi Michael Arndt ve 127 Saat’e imza atan Simon Beaufoy.

ONE DIRECTION

Niall Horan, Zayn Malik, Liam Payne, Harry Styles ve Louis Tomlinson’dan oluşan ünlü grup üzerine yapılacak film duyurulunca hayranları için heyecanlı bir bekleyiş başladı. This Is Us, dünya çapında bir müzik fenomenine dönüşen grubun bu yolda yaşadıklarına esaslı ve çok yönlü bir bakış atıyor. Etkileyici konser görüntüleriyle bezeli yapımda, evlerindeki mütevazi hayatları X- Factor yarışmasıyla birlikte devasa bir şöhrete kavuşan gençlerin yaşadığı bu kırılma anına tanık oluyoruz. Londra’nın ünlü O2 Arena’sında verdikleri konserin görüntülerinin de yer aldığı filmde grup üyelerinin kendi gözlerinden One Direction olmanın nasıl bir his olduğunu dinliyoruz.

86 Ağustos - Eylül



Kitaplık

tavsiye kitap BİR CİHAN KAFES İCLAL AYDIN Artemis Yayınları Zorba, itaatkârın üzüntüsüyle beslenir... Sevgin direğimiz, üzerimize saldığın korku çatımız olmuş meğer. Mutsuzluğumuzdan örülü bir devlet yaratmışsın hepimize. Sen en çok beni severdin ya. En çok beni köle yapmışsın kendine. Samire, Yaşar, Lorin. Birbirlerinin gölgesinde saklanan, birbirlerinin masalını yazan üç küskün kadın. Yaraları doğuştan, lanetleri miras... Yalnızlığın kuyusunun başından ayrılmadan, kederlerinin yankısını dinlediler. Her masalın sonu gece değildi elbet. Üç, ikiden ve dahi birden iyiydi. Ve her yanlışın doğrusu kendi içinde gizliydi. Kanadı kırık üç kadın, ödedikleri ağır bedellerin karşılığını, içinde çırpınıp durdukları, kapısı açık olsa da çıkıp gidemedikleri gölge kafeslerinde bekledi. İhtiyaç duydukları inanç, temize çekecekleri geçmişte saklıydı.

CEHENNEM DAN BROWN Çevirmen: Petek DEMİR, İpek DEMİR Altın Kitaplar Harvard Üniversitesi Simgebilim Profesörü Robert Langdon başından vurulmuş bir halde hastane odasında gözlerini açar. Ne buraya nasıl geldiğini ne de nasıl vurulduğunu hatırlamaktadır. Camdan gördüğü manzara karşısında altüst olan profesör, evinden binlerce kilometre uzakta, Floransada olduğunu anlar. Yaşadığı korkunç baş ağrısına eşlik eden tek şey; sürekli kâbuslarında gördüğü kan kırmızısı bir nehrin karşısından kendisine seslenen gümüş saçlı güzel bir kadın ve toprağa baş aşağı gömülü can çekişen bedenlerdir. Langdon gördüğü kâbusları anlamlandırmaya çalışırken kadın bir suikastçı tarafından takip edildiğini, kendine tedavi uygulayan doktorlardan biri gözlerinin önünde vurulunca anlar. Hastanede görevli diğer doktorlardan biri olan Sienna Brooksun o ölüm kalım anında yardım etmesiyle hayatta kalır. Simgebilim profesörü kendini bir anda ipuçlarını Dantenin cehenneminde bularak çözmesi gereken korkunç bir senaryonun içinde bulur. Floransanın tarih kokan dar sokaklarından Venedikin muazzam bazilikalarına uzanan semboller zinciri Langdonı insanlık tarihini sonsuza dek değiştirebilecek bir mekâna sürükler. Burası üç imparatorluğun merkezi olmuş, insanlık tarihi kadar eski, dünyanın incisi İstanbuldur. Ve bu şehirde ya insanlık tarihi baştan sona yeniden yazılacak ya da bunu yazacak hiç kimse kalmayacaktır...

88 Ağustos - Eylül


ŞAKACI KIRTASİYE

LÜLEBURGAZ‘A RENK GELDİ! Renkli fotokopide uygun fiyat ve yüzde yüz kalite garantisi!

Yeni Mah. Fatih Cad. No: 38/C Lüleburgaz - 0 288 417 49 56


Astroloji

NURAY SAYARI BURÇ YORUMLARI KOÇ BURCU Ayın sonunda aşk gezegeniniz geri çekilme hareketine başlayacak. Bu yüzden eğer aşk hakkında alacağınız önemli bir kararınız varsa bunu önceden alın.Aşk geçen ayın sonunda karmaşıklaşmaya başladı ve bu durum ayın 23’üne kadar devam edecek. Sevdiğiniz insanla kısa dönemli tartışma yaşayabilirsiniz. Bekârlar buluştukları insanlardan pek hoşlanmayabilirler. Ama bu durum aym 23’ünden sonra değişecek. Aşk mutluluk getirecek. Aşk fırsatları ailenizin bağlantılarından gelecek. Gideceğiniz yönü kaybedeceksiniz, ne yapacağınızı, nereye gideceğinizi şaşıracaksınız. Özelikle bu dunun aşk konusunda geçerli olacak. Ama üzülmeyin, bu geçici bir durum.Bugünlerde yıldız haritanızın alt yarısı güç kazanacak. Bu sizin burcunuzun gece yarısı, değişimlerin ve mucizelerin gerçekleşme zamanı. Herkes günün Güneş’in doğuşuyla başladığına İnansa da esas olarak gün gece yarısı başlar. Kariyerinizle İlgili hayaller kurun ve üzerinde çalışın. Şimdi gece yansının içsel güçleri sizin için çalışıyor. Kariyer gezegeniniz hala geri çekilme hareketini devam ettiriyor ve burcunuzun kariyer merkezi olan 10. eviniz ayın 6’sından sonra boş. Ailenize ve psikolojik durumunuza odaklanın ve duygusal uyumu korumaya çalışın. Şanslı Günler: Ağustos 3, 4, 12, 13, 22, 23, 31

BOĞA BURCU Ayın 23’üne kadar sağlığınıza dikkat etmeniz gerekecek bundan sonra ise olağan sağlığınıza ve canlılığınıza kavuşacaksınız. Sağlığınız iyileştirmek için, yukarıda yıl genelindeki sağlık durumunuz İçin olan bölümü okumanızı ve uygulamanızı öneririm. Bunun yanında ayın 22’sine kadar kalbinize ve bağırsaklarınıza dikkat edin. İyi bir perhiz İşinize yarayabilir. Ağustos ayında aşk hayatınızda gelişecek. Aşk hayatınız hakkında önemli kararlar almalısınız. Ayın 23’ünden sonra evliler Boğalar, evliliklerinde daha fazla uyum bulacaklar. Yürümekte olan İlişkiler daha uyumlu bir hale gelecek. Ayın 23’ünden sonra bekârlar birçok aşk fırsatı yakalayacaklar. Ancak unutmayın ki; gerçek aşk için zaman gereklidir. Ayın 23’üne kadar burcunuzun ev ve aile alanlarını kapsayan 4. eviniz hala olacak. Bu nedenle daha önce yazdıklarım ayın 23’üne kadar geçerliliğini koruyacak. Şanslı Günler: Ağustos 1, 2, 10, 11, 19, 20, 21, 29, 30

İKİZLER BURCU Ağustos ayında aşk hayatınızda gelişecek. Aşk hayatınız hakkında önemli kararlar almalısınız. Ayın 23′ünden sonra evliler Boğalar, evliliklerinde daha fazla uyum bulacaklar. Yürümekte olan İlişkiler daha uyumlu bir hale gelecek. Ayın 23′ünden sonra bekârlar birçok aşk fırsatı yakalayacaklar. Ancak unutmayın ki; gerçek aşk için zaman gereklidir. Ayın 23′üne kadar burcunuzun ev ve aile alanlarını kapsayan 4. eviniz hala olacak. Bu nedenle daha önce yazdıklarım ayın 23′üne kadar geçerliliğini koruyacak. Güneş burcunuzun 5. evine ayın 23′ünde girecek. Burcunuzun efendisi olan Venüs ise 22′sinde girişini gerçekleştirecek. Yeni bir kişisel zevkler dönemine giriyorsunuz. Hayattan zevk alma zamanı. Çocuklarla daha fazla zaman geçireceksiniz. Daha genç hissedeceğinizden çocuklarla iyi anlaşacaksınız. Bu ay burcunuzun batı yakası daha baskın olacak. Aylarca bağımsızlığın tadım çıkardınız şimdi biraz sosyal ilişki zamanı. Geçtiğimiz birkaç aydır yarattığınız koşullarda yaşayacaksınız. En iyi şekilde uyum sağlamaya çalışın ve gelecek bağımsız döneminizde (gelecek Ocak) ne yapmalıyım diye düşünün.


YENGEÇ BURCU Gezegenlerin gücü şimdi burcunuzun alt kısmında yoğunlaşıyor. Şu anda yılınızın “gece”sindesiniz, bu bir dinlenme ve tazelenme dönemidir. Kariyer sorumluluklarınız olduğu doğru ama daha çok ailenizle ilgilenmelisiniz. Ayın 3’ünden sonra burcunuzda olacak olan Mars size kariyer fırsatları getirecek. İsteseniz bile kariyerinizde başarıdan kaçamayacaksınız. Bu ay kariyer gezegeniniz ayın 8’inden 13’üne kadar Uranüs ve Plüton’un etkisiyle stresli aktiviteler getirebilir. Ayın 21’inden 27’sine kadar Satürn bu etkiyi dengeleyecek. Mars bu ay burcunuzda olacak ve bu size büyük bağımsızlık verecek. Hayatınızda istediğiniz şartları yaratabileceksiniz. Bırakın dünya size uyum sağlasın. Kısa zamanda daha fazla kazanacaksınız. Mars burcunuzdayken sinirlerinize hâkim olun ve acele etmeyin. Her şeyi arzu etmeniz bazen kazalara neden olabilir. Başkaları ile konuşurken ses tonunuza dikkat edin. Bu ay sağlığınız orta seviyede ama hala dikkat etmeniz gerekiyor. Yıllık rapordaki yorumları okuyun. Şanslı Günler: Ağustos 5, 6, 14, 16, 24, 25

ASLAN BURCU Gezegenlerin geri çekilme hareketleri Ağustos ayında artacak. Bunun yazın, yani insanların tatilde oldukları bir dönemde olması gayet iyi. Bu dönem şehirden kaçmanız için iyi bir dönem.Para gezegeniniz ayın 3’ünden 26’sına kadar geri çekilecek. Çok önemli finansal kararlar almamaya çalışın. Finansal hesaplarınızı dikkatlice inceleyin, nerede düzeltme ve değişiklik yapabileceğinize bakın. Bu ay çok spekülasyon işine daldınız ve şansınızda İyi gidiyor, ama biraz ölçülü olmakta fayda var. Gezegenlerin geri çekilmelerine rağmen bu ay verimli bir ay. Ayın başında Merkür ve Jüpiter güzel etki yaratıyor. Aym 23’ünden sonra ise Güneş ve Venüs, Jüpiter’le birlikte çok güzel bir etki yaratacaklar. Bunlar, size, finansal iyimserlik, başarı ve artış getirecek. Ayın 23’ünden başlayarak yıllık finansal zirvenize çıkacaksınız. Aşk ilişkileriniz bu ay mutlu seyredecek. Ancak gelişmeler geçen aylardan daha yavaş ilerliyor çünkü aşk gezegeniniz geri çekilme hareketine başlamış durumda. Bu yüzden aşkı serbest bırakıp kendi kendine gelişmesini izleyin. Şanslı Günler: Ağustos 8, 9, 17,27, 28

BAŞAK BURCU Ağustos ayı Başak burcu için bolluk ve bereket ayı olacak. 23 Ağustos tarihine kadar inanç ve sağduyunuzu dinleyin. Belki hemen sonuç almayabilirsiniz ancak 23 Ağustos civarında oldukça güzel paralar kazanacaksınız. Para her zaman nakit olarak gelmez bazen para kazanma imkânları ortaya çıkarak size büyük olanaklar sağlarlar. Bu ay servet Başakları her yerde arıyor olacak. Bu ay vücudunuza, imajınıza ve görünüşünüze yatırım yapabilirsiniz. Gösterişli giyim tarzınız sizi zengin gösterecektir. Bu ay altın ve toprak tonlarında aksesuarlar kullanmaya çalışın. Sağlığınız hala geri çekilme hareketi içinde olan sağlık gezegeninize rağmen gayet iyi olacak. Yalnız bu dönemde beslenme düzeninizi değiştirmeye çalışmayın. Gezegen haritanızın doğu yakasında toplanmış olan gezegenler size sonsuz özgürlük tanımaktalar. Bu ay insanlar sizin için önemli olsalar da, onlara fazla gereksiniminiz olmayacak. Bu dönem özgür lüğün verdiği hazzı yaşayacaksınız. Beklentileriniz doğrultusunda koşulları değiştirmek bu ay sizin için çok kolay olacak. Ağustos ayında Başaklar, isteklerini belirleyecekler ve dünya onların bu isteklerine uyacak. Şanslı Günler: Ağustos 1, 2, 10, 11, 19, 20, 21, 29, 30

Ağustos - Eylül

91


Astroloji

TERAZİ BURCU 3 Ağustos sonrası gezegenlerin büyük bölümünün doğudan batıya göç etmesi sonucu Teraziler özgürlük düzlemine girecekler. Sosyal yönü kııvvelli olun Teraziler özgür vc bağımsız kararlar yerine, toplumlu uyum İçinde hareket etmeyi daha fazla severler, Ancak yine de bu dönemin tadını çıkartmaya bakmalısınız, Aşk hayalınız bu ay oldukça hassas bir dönemden geçiyor olacak. Sevdiklerinizin kapris ve yanlış anlamalarına sabırla yaklaşmalı ve onları kaybetmek istemiyorsanız anlayışlı olmayı denemelisiniz. Bu ay sevdiklerinizin riskli sporlar yapmasını önlemeye çalışmalısınız.3 Ağustos tarihinde aşk gezegeniniz 10. eviniz olan kariyer evinize yerleşecek. Bu dönemde eşiniz, sevgiliniz ve dostlarınız iş yaşamlarında büyük aşamalar kaydederek büyük projeler içinde yer alacaklar. Böyle bir dönemde en ufak anlaşmazlıklar büyük zararlara neden olabilir. Bu nedenle sevdikleriniz, eşiniz ve dostlarınızla olumsuz tartışmalara girmemelisiniz. Sevdiklerinizin başarı hırsları karşılığında kariyerlerinde yaptıkları büyük atakları kendinize örnek almalısınız. Bu dönemde arkadaş ve dostlarınızdan kariyeriniz konusunda büyük destek alacaksınız. Şanstı Günler: Ağustos 3, 4, 12, 13, 22, 23, 31

AKREP BURCU 22 Temmuz tarihine kadar aşk gezegeninizin 10. evinizde kalması nedeni ile hala aşk hayatınızda zengin ve güçlü adayların peşinde olacaksınız. Yöneticiler, patronlar ve kariyerinizdeki Önemli insanlarla romantik ilişki yaşama şansınız bu dönemde oldukça yüksek olacak. Bu dönemde statüsü yüksek insanlarla kurduğunuz ilişkiler sizin kariyeriniz açısından da İyi olacak. Sosyalleşme faaliyetleriniz iş toplantıları ve iş arkadaşlarınızla katılacağınız partiler etrafında şekillenecek ve bu yolla kariyerinizde gelişme kaydedeceksiniz. 23 Ağustos sonrası aşk gezegeniniz Başak dönencesine girecek ve aşka bakış açınız değişmeye başlayacak. Bu dönemde sevdiklerinizden aşk yanında arkadaşlık ve dostluk bekliyor olacaksınız, İlişkilerinizde mükemmeliyet arayışınız Venüs gezegeninin Başak dönencesinde bulunmasından kaynaklanacak. Bu dönemde sevdiklerinize eleştiri yöneltmekten kaçınmalısınız. 7 - 13 Ağustos tarihleri arası sağlık gezegeniniz olan Mars’ın, Plüton ve Uranüs ile içinde bulunduğu durum kazalara neden olabilir. Bu nedenle aracınızı kullanırken dikkatli olmalı, insanlarla gereksiz kavgalara girişmemeli ve gözü pek davranmamalısınız. Bu dönemde aile bireyleriniz anne ve babalarınızın da bu konularda dikkatli olmaları gerekmektedir. Şanslı Günler: Ağustos 5, 6. 14, 15, 16, 24, 25

YAY BURCU Geçen ay 7. evinizde bulunan Mars, aşk İlişkilerinizde sürtüşme ve çekişmelere neden olmuş olabilir. Matta daha Önce ciddi baktığınız ilişkinizin aslında çok zayıf olduğunu görmüş olabilirsiniz. Bu ay 3 - 26 Ağustos tarihleri arası aşk gezegeniniz geri çekilme hareketinde olacak dolayısı ile aşk yaşamınızı ve içinde bulunduğunuz ilişkiyi gözden geçirmek için uygun bir dönemde olacaksınız. Unutmayın ki ilişkilerde olumlu gelişme sağlamak için her zaman sizin bir yol aramanız ve yöntem geliştirmeniz gereklidir. 8 Ağustos tarihine kadar ilişkisi olmayan Yaylar iş arama süreçlerinde veya işyerlerinde tanışacakları kişilerle romantik ilişkilere girebilirler. Merkür gezegeninin 9. evinize girmesiyle aşk İlişkileri okul veya eğitim ortamlarında karşınıza çıkacaktır. Parasal durumunuz her geçen gün daha iyiye gidecek. Sevdiğiniz kişi veya ortaklarınız yeni yatırımlar arifesinde sizinle yeni bir ortaklık kurmak isteyebilirler. Bu ay spekülasyon niteliği taşıyan yatırımlardan uzak kalmaya çalışmalısınız. Şanslı Günler: Ağustos 8, 9, 17, 18, 27, 28


OĞLAK BURCU Bu ay hayatınızı nasıl yaşadığınızı değerlendirip daha iyi yaşamak için neler gerektiğini öğreneceksiniz. Yaşamla ölüm arasındaki bağlantıyı çözdükçe 8. evinizde hızla ilerleyerek daha derin bilgi seviyelerine ulaşacaksınız. Ayın 23’nden sonra 9. eviniz güçlendikçe inanç ve yaşam felsefenizde büyük derinleşmeler olacak. Bu ay sağlığınız daha iyiye gidecek ve kalbinize gerekli özeni gösterdiğinizde daha da iyi hissedeceksiniz. Bu ayın 5-23 arası anne ve babaların araçlarını dikkatli kullanmaları ve tartışmalardan uzak kalmaları gereklidir. 21-27 Temmuz arası aile bireylerinize karşı daha anlayışlı davranmalısınız. Evinizde gerekli güvenlik önlemlerini bu ay ihmal etmeyin. Mars gezegeninin 3 Temmuz tarihinde 7. evinize girmesiyle bu ay aşk ve evlilik yaşamınız çok hareketli geçecek gibi görünüyor. Aşkta daha atak ve kararlı olacaksınız. Elde etmek istediğiniz kimseye çok daha rahat yaklaşacaksınız. Diğer taraftan evlilik ve ilişkilerde eşiniz bu ay daha sinirli olacak ve sizin onu iyi idare etmeniz ve olgunluk göstermeniz gerekecek. Aile içinde sosyal toplantılar artacak belki de bekârlar için aileleri uygun adayları ayarlayarak onları tanıştıracaklar. Şanslı Günler: Ağustos i, 2, 10, 11, 19, 20, 21, 29, 30

KOVA BURCU Bu ay çalışan Kovalar her zamankinden daha fazla çalışacak işyerlerindeki bazı problemlerle uğraşacaklar. İş arayan Kovalar ise bu süreçte evlerine yakın işlere bakmaları sayesinde yeni iş olanakları elde edecekler. Sosyal yaşamda 23 Ağustos’a kadar zirve yaşamaya devam edecek olan Kovalar bu ay boyunca pek çok toplantı, parti ve eğitime katılıp arkadaşlarıyla beraber olma şansı yakalayacaklar. 13-20 ağustos arası aşk gezegeninizle beraber hareket edecek olan Venüs bekâr Kovaların ciddi aşk arayışlarına başlamalarına neden olacak. Bu süreçte yaşamınızda Önemli birine rastlama olasılığınız oldukça yüksek olacak. Tanışmaların pek çoğu bu ay içinde aile kanalıyla gerçekleşecek. 23 Ağustos tarihine kadar dinlenmeye ve rahatlamaya devam etmeniz sağlığınız için gerekli. Eğlence ve hayattan zevk almak en güzel ilaç olduğuna göre enerjinizi boşa harcamayın ve yaşamdan zevk almaya çalışın. Ağustos ayı içinde kaslarınızı sağlam tutmak için egzersizlere ağırlık vermelisiniz. Ayrıca bu dönemde yüz, baş ve baş derinize özen gösterin. Adrenalin seviyemizi doğru düzeyde tutmak için korku, öfke ve pişmanlık duyguları yaratacak hareket ve davranışlardan kaçınmamız gereklidir. Bu ay araç kullanırken, konuşmalarınızda dikkatli davranın, kırıcı sözler söylemekten ve tartışmalardan kaçının.

BALIK BURCU Temmuz ayında tahmin ettiğimiz parasal eğilimlerin bu ay da devam etmeleri beklenmekte. Bu ay yine ev ve ailenize harcamalarınızı yoğunlaştıracaksınız fakat aynı zamanda aileniz kanalıyla gelir de elde edeceksiniz. Para kazanmak insan ruhuyla yakın İlişkisi olan bir konudur ve bu ay siz oldukça inişli çıkışlı bir ruh hali göstermektesiniz. İnsanların ruh halleri olumlu olduğu sürece mantıklı ve isabetli kararlar almaları kolaylaşır. Diğer taraftan olumsuz ruh hali insanların parasal konularda hata yapmalarına neden olabilir. Bu ay önemli alımlar veya yatırımlar yapmadan önce iyice düşünün hatta bir gün düşünmeden bu konularda harekete geçmeyin. Parasal konularda karar vereceğiniz zamanlar ruh yapınızın huzurlu ve ahenkli olduğuna emin olun. 3 Ağustos tarihinden itibaren parasal gezegeniniz 5, evinizde yer alacak. Bu yeni hareket size daha riskli ve cesur finansal hareket etme tarzı getirecek. Yukarıda söylediğimiz gibi yatırımlar öncesi mutlu ve huzurlu olmaya bakın. İnsan mutluyken daha kolay ve hızlı para kazanır. Eğer çocuklarınıza yatırım yaptığını düşünen tiplerdensiniz onların parlak gelecekleri ve size gösterecekleri saygı ile sevgi bu yatırımlarınızı fazlasıyla ödeyecektir. Ağustos 2013 ‘de para kazanmayı eğlenceli hale getirip zevk aldığınız sürece getiriniz kesinlikle artacaktır. Şanslı Günler: Ağustos 5, 6, 14, 15, 16, 24, 25 Ağustos - Eylül

93


Mekanlar

MEKANLAR

Cafeler & Barlar Biora Bar Fatih Cad. 0288 417 69 97 Birarada Pub Kocasinan Mah. 0531 300 80 80 Bistro Feel’s Yaman Hotel Karşısı 0288 417 79 00 Cafe Dengi İstanbul Cad. No:131 0288 417 34 62 Cafe Niş Murat Hüdavendigar Cad. 0288 412 20 01 Casa Bianca Kereviz Sok. 0288 412 60 30 Club Maskara Büyükmandıra 0539 507 28 28 Çakra Pub İstanbul Cad. 0288 412 03 90

94 Ağustos - Eylül

LÜLEBURGAZ MEKAN REHBERİ

Cafe, Restaurant, lokanta, kebapçı ve pastane bilgileri

Desiree Sıla Sok. No:1 0288 417 03 51

Marjinal Cafe İstanbul Cad. 0288 417 80 40

Feshane Fatih Cad. 3. Ara Sok. 0535 470 44 45

Miyansera Cafe Yeni Mah. 0288 412 53 33

Gencer Pub Kocasinan Mah. 0288 412 48 18

My Blue Ziraat Bank Arkası 0288 412 06 82

Görsel Sanatlar Kocasinan Mah. 0288 412 46 45

Özsüt İstasyon Cad. 0288 412 88 18

Kereviz 15 Kereviz Sok. No: 15 0288 417 01 15

Palmira Pub Cafe Belediye Arkası 0288 412 56 03

Last Point Edirne 0284 236 00 60

Republic Fatih Cad. 0288 417 16 99

Ludi Cafe İstanbul Cad. No: 63 0288 417 35 15

Shaka Edirne Bayırı Mevkii 0288 417 38 40

Lokal Beer & Cafe Kocasinan Mah. 0288 412 00 01

T-Cafe İstanbul Cad. 0288 417 92 44


Teras Cafe Fatih Cad. Kat:3 No:10 0288 417 65 72

Nosta Karadeniz Pidecisi Kipa AVM 0288 415 39 39

Doğan Kebap Yılmaz Mah. 0288 417 97 28

Yudum Bar Kocasinan Mah. 0288 417 76 95

Özgen Döner Fatih Cad. No: 19 0288 417 29 05

Doyum Dürüm Evi Kocasinan Mah. 0288 412 80 75

Fast Food

Plazza İstanbul Cad. 0288 417 75 95

Ferah Kebap Kurtuluş Mah. 0288 413 14 81

Sarıyer Börekçisi İstanbul Cad. 0288 412 0222

Karapınar Kebap Fatih Caddesi 0288 412 00 78

Şımarık Döner İstanbul Cad. Sıla Sok. 0288 412 46 90

Kristal Kebap İstanbul Cad. 0288 412 45 45

Tadım Büfe Çeşme Meydanı 0288 417 13 53

Neco Usta Hükümet Konağı Karşısı 0288 412 21 54

Taksim Döner İstanbul Cad. No: 65 0288 412 20 00

Taş İskender Kebapçısı Balık Hali Karşısı 0288 412 26 06

Üzüm Büfe Kocasinan Mah. 0288 417 45 22

Taşkın Kebap Siteler Mah. 0288 417 85 67

Yıldırım Közde Tavuk Terminal Karşısı 0543 772 00 44

Yazgülü Kebap Kocasinan Mah. 0288 412 06 37

Kebap & Lahmacun

Lokantalar

Karışık Büfe Belediye Yanı 0288 412 80 83

Acıktım Kebap İstasyon Cad. 0288 412 43 43

Altay Köfte Ciğer İstanbul Cad. No: 53 0288 412 17 16

Lezzet Dürüm Döner Orduevi Karşısı 0288 412 43 34

Beyzade Kebap İstasyon Cad. 0288 413 22 18

Ankara Lokantası Kocasinan Mah. 0288 417 47 26

Atıştır Fast Food Yılmaz Mah. 0288 412 99 88 Baron Büfe Ersoy Pasajı 0288 412 82 54 Burger King Kipa AVM 0288 415 77 17 Çınar Büfe Turgutbey Cad. 0288 412 83 82 Domino’s Pizza Murat Hüdavendigar Cad. 0288 412 60 60 Karapınar Dönercisi Fatih Cad. 0288 412 00 78 Merkez Döner Fatih Cad. 0288 413 00 58

Ağustos - Eylül

95


Mekanlar

Arkadaş Lokantası Özerler Mah. 0288 417 00 84

HoşBeş Yemek Evi Eski Edirne Cad. 0288 417 00 60

Rüya Lokantası Yıldız Mah. 0288 417 03 36

Aysa Mantı Evi 82. Yıl Devlet Hast. Karşısı 0288 413 10 11

İpek Lokantası Kurtuluş Mah. 0288 417 29 98

Şahin Lokantası Fatih Cad. No:20 0288 417 23 69

Aytaç Çorba Köfte İstanbul Cad. 0288 413 25 15

Kenan Usta Yılmaz Mah. 0288 417 26 58

Tuna Lokantası İstanbul Cad. No : 1 0288 412 11 46

Berivan Yemek Salonu Enver Cengiz Cad. 0288 413 24 45

Köşem Çorba Izgara Salonu Kubbeler Altı No:2 0288 412 43 37

Yeşil Park Köftecisi Fatih Cad. Balıkçılar Sok. 0288 412 08 83

Birtat Çorba Köfte Salonu Kemal Kendi Cad. No:6 0288 417 90 59

Kubbeler Altı Balık Evi Kubbeler Altı No:3 0288 417 78 07

Pastaneler

Burgaz Yemek Atatürk Mah. İstanbul Cad.No:6 0288 412 12 42

Kubbeler Altı Lokantası Kocasinan Mah. 0288 417 78 07

Ankara Pastanesi Turgutbey Cad. No:22 0288 42 66 21

Çamlıca Izgara Yeni Mah. İnönü Cad. 0288 436 11 22

Lezzet Lokantası İstanbul Cad. No : 21 0288 412 32 53

Balaban İstanbul Cad. 0288 417 07 19

Çetinler Lokantası İstanbul cad. No: 25 0288 417 56 45

Öz Ali Baba Lokantası Yılmaz Mah. 0288 412 20 99

Çiçek Pastanesi Özerler Mah. 0288 412 29 12

Damak Izgara Yeni Mah. İnönü Cad. 0288 436 26 00

Park Et Lokantası Yılmaz Mah. 0288 417 30 02

Damak Pastanesi Yıldız Mah. 0288 412 76 44

Dostlar Köftecisi Tulumba Cad. No:6 0288 417 28 64

Pınar Et Lokantası Özerler Mah. 0288 412 88 88

Elvan Pastanesi İstanbul Cad. No:51 0288 417 44 34

Ev Tadında Kocasinan Mah. 0288 417 47 43

Pıtırlı Çorba Köfte Salonu İstanbul Cad. Şimşek Psj. 0288 417 46 23

Eryılmaz Pastanesi İstasyon Cad. 0288 412 50 22

96 Ağustos - Eylül


Fatih Pastanesi Atatürk Mah. 0288 417 05 68 Gözde Pastanesi Yılmaz Mah. No:2 0288 417 71 57 Habiboğulları İstanbul Cad. No:67 / B 0288 412 03 24 Köşem Pastanesi İstanbul Cad. 0288 412 08 89 Mevlana Pastanesi Kocasinan Mah. 0288 417 10 14

GELİN, SİZİ ELE GÜNE REKLAM EDELİM! 0 288 412 45 74

Mundo Pastanesi İstanbul Cad. No:55 0288 413 11 75

Green Aqua Park Ayvalı Köyü Yolu 0288 412 12 33

Ömür Pastanesi İstanbul Cad. No:29 0288 417 66 39

Kabalka Edirne Bayırı Mevkii 0288 412 04 72

Restaurantlar

Koza Restaurant Onurkent Sitesi 0288 412 93 93

Akça Restaurant Turgutbey Yolu 0288 412 30 80

Roidi Harası Tatarköy Yolu 7. Km 0288 464 41 79

Çınarlı Beylik Restaurant Durak Mah. 0288 412 22 33

Saklı Bahçe Edirne Bayırı Mevkii 0288 417 20 60

Gölbaşı Restaurant Evrensekiz 0505 572 92 52

Tepe Restaurant Edirne Bayırı Mevkii 0288 412 88 22

* İşletmeler alfabetik olarak yazılmamıştır. * Yanlış bilgilerin güncellenmesi için, bilgi@lifeburgaz.com * Reklamlarınız için 0 288 412 4574 numaralı telefondan bilgi alabilirsiniz.

Ağustos - Eylül

97


LifeBurgaz

Lüleburgaz’ın Aktüel ve Yaşam Dergisi

www.lifeburgaz.com

CE

E D A S İK L E N O B A IK L IL Y

40 TL

4 288 41025441 4152 7 0 , L E T İN İÇ İK L 74 E 45 N O B A ABONE olabilirsiniz, zi SMS ile göndererek Adınızı ve adresini


Aral覺k 2011 - Ocak 2012

99



Turn static files into dynamic content formats.

Create a flipbook
Issuu converts static files into: digital portfolios, online yearbooks, online catalogs, digital photo albums and more. Sign up and create your flipbook.