1
moda & stil
2
3
moda & stil
4
5
moda & stil
6
7
moda & stil
8
9
editör’den TY MEDYA Ltd.Şti. Adına; İmtiyaz Sahibi Genel Yayın Yönetmeni Tuğça YILMAZ Editör Tuğçe Özcan Yazarlar Op.Dr Mert Demirel Nilüfer Yılmaz Beki Nil Levi Görkem Serin Duygu Balkaş
Sonbahara
Görsel Yönetmen Özgür Yılmaz
Dolu Dizgin…
Reklam Koordinatörü Çiğdem Zamur
Lansman Sayısı ile yayın hayatına merhaba diyen Life Deluxe, sonbahara dolu dizgin başlıyor. Sizler için dinamizmi yüksek ve konuları zengin bir sonbahar içeriği hazırladık. Sonbahar kadınının tarzını, Londra Moda Haftası’nın sokak esintilerini ve İstanbul’da gerçekleşen Mercedes Benz Fashion Week’i Stil sayfalarımıza taşıdık. Diyetle geçen bir hayata inat, sizi ömür boyu formda tutacak ipuçlarını araştırdık. Kusursuz erkeğin en temel özelliklerini ve cinsel hayatınızı zirveye taşıyacak Afrodizyaklar Dosyası’nı da Kasım sayımıza ilave ettik. Bu sayımız çok keyifli röportajlarla doldu. Özellikle ünlü oyuncu Dilşad Şimşek’le söyleşimizi ve cinsellik hakkında merak ettikleriniz için Dr. Gökçen Erdoğan’ın söyleşisini kaçırmayın. Cildinizde hızla etki edecek bir gençlik uygulaması arıyorsanız, Op. Dr. Mert Demirel son günlerde hızla popüler olan FTC terapi uygulamasını Kasım sayımız için kaleme aldı. Kendi işinizi kurma peşindeyseniz İş Dünyası sayfalarımızdaki yazımızı okumadan harekete geçmeyin. Sonbahar birçok kişiye yavaşlığı, sakinliği ve dinginliği çağrıştırır. Oysa biz bu ay, enerjinizi zirveye taşıyacak bir içerik hazırladık. Bütün bir ay elinizden düşmeyecek Life Deluxe Kasım sayısı için çantanızda şimdiden yer açın. Şimdi önümüzde tadını çıkarmamız gereken uzun bir sonbahar var…
Tuğçe ÖZCAN Editör
Fotoğraf / Prodüksiyon Murat Ordu Muhabir Ender Metin Grafik Tasarım & Dizgi Zehir Fikir Atölyesi Web & Sosyal Medya Zehir Fikir Atölyesi Yapım ve Yönetim Yeri Ahi Evran Caddesi Rentaş Tic.Mer. No:100 Maslak-İstanbul Tel: 0212 924 87 81 www.tymedya.com.tr www.deluxemagazin.com Baskı & Renk Ayrımı A4 Ofset Matbaacılık San.ve Tic.Ltd.Şti. Otosanayi Sitesi Yeşilce Mah. Donanma Sk. No: 16 Seyrantepe / İstanbul Tel: 0212 281 64 48 www.a4ofset.com Yayın Türü Yerel Süreli Yayın. Her ay yayınlanır. Bu dergi basın meslek ilkelerine uymayı taahhüt eder. ISSN: 2148-8452 UYARI
Derginin her hakkı saklıdır.TY MEDYA’ya aittir. Bu dergide yayınlanan her türlü yazı, fotoğraf, makale ve illüstrasyonların elektronik ortamlar da dahil, yayın ve çoğaltma hakkı sadece TY MEDYA’ya aittir. Dergide yer alan hiç bir yazı-fotoğraf-materyal izinli veya izinsiz çoğaltılamaz, kullanılamaz, alıntı yapılamaz. Yayımlanan yazı, fotoğraf, ürün tanıtımları ve reklamların sorumluluğu, yazarların kendisine ve reklam verenlere aittir.
10
bu ay neler var ?
KASIM 30
52
2014 Sonbahar-Kış sezonunda Aldo markasının koleksiyonundan kareler.
İtalyan ayakkabı markası Le Silla’nın 2014/15 Sonbahar-Kış Koleksiyonu’nu sunuyoruz. Bu ayakkabılar muhteşem.
38
60
Mesai saatini unutun. Adidas’ın rahat ve şık koleksiyonuyla tanışın.
Birçok modacının koleksiyonu en iyi fotoğraflarla karşınızda.
90’LI YILLARIN RÜZGARI YENİDEN ESECEK
KIŞ DEPRESYONUNA MODA VE SPOR DOPİNGİ
40
ZAMANA YÖN VEREN TASARIMLAR Issey Miyake “W” serisi saatleri sizler için inceledik. Bu saatler tasarımlarıyla zamana yön veriyor !
42
DİLŞAD ŞİMŞEK’LE ÇOK ÖZEL Keyifli bir fotoğraf çekimi, merak ettiğiniz tüm sorular ve yepyeni kareler.
50
FERRAGAMO’NUN 2014 SONBAHARI Defileden görüntüler ve koleksiyonun nadide parçaları. 12
FEMİNEN VE TUTKULU ADIMLAR
MERCEDES BENZ FASHION WEEK 2014
79
YEPYENİ AKSESUAR DOSYASI Forever New ile aksesuar tanımı değişiyor. Hergün ayrı bir parça kullanmak isteyeceksiniz.
86
DÜŞÜNCE GÜCÜ GERÇEK Mİ ? Pervin Vatansever ile yaptığımız düşünce gücü üzerine keyifli bir söyleşi. Bu yazıdan sonra hayata daha pozitif bakacasınız.
bu ay neler var ?
KASIM 96
ALTIN PORTAKAL ÖDÜLLERİ Ödüllerin tam listesi ve geceden özel anılar sizlerle.
97
136
Editörümüz Tuğçe gezmeye devam ediyor. Bu sayıda, Prag’ta...
Romantik ortam yaratmak için mum yakmak geride kaldı. Afrodizyak için doğal ürünleri kullanın. Etkisini görün.
MASALLAR ŞEHRİ: PRAG
AFRODİZYAZKLAR DOSYASI
102
BİLUN ŞEN’İN İSTANBUL GÜNLÜĞÜ
160
Bir blog yazarı, tasarımcı, arkeolog ve bir anne. Şaşırtıcı değil mi ?
106
150
Üşenmedik, gittik uzmanına sorduk. Sizler için süper cevaplar aldık. Mutlaka okuyun...
Yeni girişimciler için bulunmaz fırsat niteliğinde bir yazı...
HİÇ DUYMADIĞINIZ SAÇ BAKIM TÜYOLARI
122
ÖMÜR BOYU FORMDA KALMAK İÇİN 10 KURAL Hepimizin derdi sağlıklı yaşam ve kilolar. İşte size 10 altın kural !
14
İŞ HAYATINDA BÜYÜMENİN YOLLARI
KUSURSUZ ERKEĞİN 10 TEMEL ÖZELLİĞİ Her erkek kendini kusursuz sanar. Ama bir de kadınların gözünden bakmak gerekli !
168
ERKEK STİL REHBERİ Sonbahar & Kış sezonu için işe yarayacak bir stil rehberi sunduk.
BU SAYIMIZA KATKIDA BULUNANLAR YAŞAM KOÇU VE YAZAR
PERVİN VATANSEVER
sayfa 86
Pervin Vatansever işinde çok başarılı bir kişisel gelişim uzmanı. Bahçeşehir’deki merkezinde her hafta bir çok farklı çalışmaya imza atıyor, onlarca danışanına yaşam koçluğu hizmeti veriyor, kitap yazıyor ve bir çok kanalın canlı yayınlarına katılıyor. Pervin Vatansever Kasım sayımız için düşünce gücüyle yapabileceklerimizi anlattı ve kafaları kurcalayan quantum sorularını yanıtladı. İŞLETMECİ
BİHTER FİDANGÜL
sayfa 164
Bihter Fidangül genç bir işletmeci. Kadınların A’dan Z’ye bir çok derdine derman olan bir güzellik merkezinin sahibi. Kadınlar dediğimize bakmayın, aslında erkekler de sık sık onun merkezine uğruyor. Bihter Fidangül bu sayımız için erkeklerin fazla tüylenme kabusunu ele aldı ve lazer epilasyonu erkekler için değerlendirdi. BLOGGER
sayfa 102
BİLUN ŞEN
Bilun Şen uzun bir süredir kendi blog sayfalasında tasarımlarına ve yazılarına yer veriyor. Bunların yanı sıra o yeni bir anne ve arkeoloji öğrencisi. On parmağında on marifet olan kıpır kıpır bir insan. Bilun Şen Kasım sayımız için İstanbul Günlüğü’nü sayfalarımıza taşıdı. Life Deluxe için fotoğraflar çekti ve kendi penceresinden gördüğü İstanbul’u anlattı. Op. Dr. Gökçen
sayfa 138
Erdoğan
Gökçen Hanım kadın hastalıkları ve doğum uzmanı, aynı zamanda da cinsel terapist. Enerjisi hiç bitmeyen, işinde çok başarılı ve sempati alanında ordinaryusluk kazanmış bir kadın. Söz konusu cinsellik olunca, konu uzadıkça uzuyor ve sorular hiç bitmiyor. Biz de kendisiyle Kasım sayımız için cinsellik ve ilişkiler üzerine çok keyifli bir sohbet gerçekleştirdik ve kendisinden önemli tüyolar aldık. KUAFÖR
BURAK GÜRZOĞLU Burak Gürzoğlu her gün şehir karmaşasında saçlarına vakit ayırmayan onlarca kadının kurtarıcısı, işinin ehli bir kuaför. Her gün Levent’teki salonunda bir çok kadına stil veriyor, en başarılı kesimler, en doğal renkler hep onun ellerinden çıkıyor. Burak Gürzoğlu bu sayımız için her kadının mutlaka bilmesi gereken çok önemli saç takım tüyolarını paylaştı.
sayfa 106 15
alışveriş günlüğü
16
17
alışveriş günlüğü
18
19
alışveriş günlüğü
20
21
alışveriş günlüğü
22
23
alışveriş günlüğü
24
25
DİLŞADŞİMŞEK Dilşad Şimşek’in yıldızı yayınlandığı dönem efsane olan “Sana Bir Sır Vereceğim” dizisiyle parladı. O sıcak kanlı, samimi ve başarılı bir oyuncu üstelik de binlerce kişilik bir hayran kitlesi var. Yeni projesiyle ekranlara dönen Dilşad Şimşek, tüm içtenliğiyle Life Deluxe’ün sorularını yanıtladı…
26
Öncelikle sizi tanıyalım. Dilşad Şimşek nasıl biridir? Hayat dolu, enerjisi oldukça yüksek biriyimdir. Fazla hayal kurar gerçekleşmesi için de elimden geleni yaparım. Zaman zaman gereğinden fazla titiz, ara sıra da dağınık olmayı severim. Herşeyi, herkesi fazla önemserim. Fazla iyi niyetliyim sanırım. Pozitif olmayı ve düşünmeyi severim. Bana kendimi iyi hissettirir. Yeniliklere fazlasıyla açığım. Yeni lezzetler, yeni yerler, yeni görüşler, adrenalin içeren her şey bana göredir. Kendimden fazla mı bahsettim ne? İkinci soruya geçelim bence yoksa susmayacağım. (Gülüyor)
Oyunculuk serüveniniz nasıl başladı?
Sana Bir Sır Vereceğim’in Esra’sında kendinize yakın bulduğunuz bir özellik var mı? Evet var. Esra her ne kadar vicdansız gibi görünse de, sonunda vicdanına yenik düşerdi. Ben de vicdanlı biriyimdir. Esra’nın diğer özellikleri bana uzak.
“İstanbul büyüsüne kapıldığım bir şehir. “ Bir oyuncu olarak en çok oynamak istediğiniz karakter nedir? Oynamak ve yaratmak istediğim çok fazla karakter var. Ama sanırım en çok işitme engelli bir karakteri oynamayı isterim.
Serüvenim BKM Mutfak oyuncuları sayesinde başladı diyebilirim. Şöyle ki bundan yaklaşık sekiz yıl önce BKM Mutfak gecelerinde skeçler bittikten sonra hep sahnede selam verirdim. Skeçlerde olmadığım ve oyunculukla alakam olmadığı halde üstelik. Bir şekilde sahnede olmak hoşuma giderdi. Derken arkadaşlarımın “E hadi zamanı geldi” demeleri beni ilk eğitimime götürdü. Yılmaz Erdoğan, Meltem Cumbul ve Çağ Çalışkur’dan aldığım eğitimlerden sonra oyunculuğa başladım. Hala eğitimlerim devam ediyor. Bu zaten sonu gelmez bir serüven. En iyisi için elimden geleni yapacağım.
“İşitme engelli bir karakteri oynamayı çok istiyorum. “ Oyunculuğu tercih etmeseniz, hangi mesleği seçerdiniz? Bu soru daha önce de sorulduğunda yine oyunculuk yine oyunculuk demiştim. Ama şimdi düşünüyorum da içerisinde sanatın bulunduğu bir meslek olurdu yine.
Bir gününüz nasıl geçiyor? Güne çok erken başladığımı söylemek isterdim ama maalesef ki geç başlıyorum. Çünkü günü geç bitiriyorum. Yetişebildiğim kadar da kendimle ilgili işlerle uğraşırım. Yemeğimi evde yemeyi sevdiğim için günün bir yerinde mutlaka yemek yaparım. Vakit bulursam kitap okurum. Sevdiklerime zaman ayırırım. Aslında her gün birbirinden farklı tabi ama günlük rutinim böyle.
27
Oyuncu olmak isteyen çok fazla kişi var. Onlara tavsiyeleriniz nelerdir? Eğitim şart! :)) Ve gerçekten çok sabırlı ve disiplinli olmaları gerekiyor. En büyük tavsiyem bu olur sanırım.
Biz sizi çok beğeniyoruz. Doğal bir güzelliğiniz var. Kendinize nasıl bakımlar yapıyorsunuz, küçük sırlarınız var mı? Utandırıyorsunuz. Çok teşekkür ederim. Açıkçası nerdeyse hiç bakım yapmıyorum. Bana çok zor geliyor öyle işler. Ama şu var ki, makyajımı ne olursa olsun mutlaka güzelce temizler ve kremlerimi sürerim. Tabii bir de en önemli şey sağlıklı beslenmeye de özen gösteriyorum. Yediğim ve içtiğime çok dikkat ederim.
Biraz da yeni projeden bahsedelim? Evet şu an yeni bir projeye başladım. Atv ekranlarında 25 Ekim günü ilk bölümü ile başlayan Kertenkele dizisindeyim. Yapım Atölyesi’nin bir projesi. Yalçın Şen Yapımcımız, Ayşe Özer proje koordinatörümüz ve Erdoğan Sevinç uygulayıcı yapımcımız. En başta mükemmel bir kadro ile çalışmaktan büyük bir keyif aldığımı söylemeliyim. Bu projede çok önemli isimlerle bir aradayız. Eğlencesi, kahkahası bol bir komedi dizisi yapıyoruz. Kamera önünde ve arkasında her an, bir şeylere gülüp eğlenebiliyoruz. Bu kadar güzel bir aileye katıldığım için kendimi çok şanslı hissediyorum. Umarım yarattığımız bu pozitif enerjiyi izleyiciye de yansıtabiliriz.
“Oyunculuk yapmak isteyenlerin çok sabırlı ve disiplinli olması gerekiyor. “ İnstagram, twitter ve facebook kullanımı her geçen gün çığ gibi büyüyor. Sosyal medya hakkında ne düşünüyorsunuz? Sosyal medya çok önemli bir mecra. Gündemi en iyi takip ettiğimiz, sesimizi duyurduğumuz, seslerini duyduğumuz tanıdığımız, tanımadığımız onca insanla iletişim halinde olduğumuz bir yer. Sağlıklı kullanıldığı takdirde bunun gibi sosyal medya hesaplarının çok faydalı olduğunu düşünüyorum. Ama üstüne basa basa belirtmeliyim, doğru kullanım çok önemli.
En büyük hayaliniz nedir? En büyük hayalim mesleğimde beni tatmin edecek noktaya ulaşmak. Ama bunun için çok çalışmam gerekiyor çooooook!
İstanbul’da en sevdiğiniz semt ve mekan neresi? İstanbul ilk geldiğimde büyüsüne kapıldığım şehir. Birçok semti var sevdiğim. Şimdi birini söylesem diğerine haksızlık olur:) Mekan ismi verebiliyor muyuz? Reklama girmez mi? :)
Hayatta sizi en çok mutlu eden şeyler nedir? Etrafımdaki herkesin sağlıklı ve mutlu olması beni hayatta en çok mutlu eden şeylerin başında geliyor. İşimde iyi olmak, gezmek, güzel yemekler, hoş sohbetler, sevmek ve sevilmek... Beni mutlu eden şeylerin listesi çok uzun aslında. Bu maddeler böyle uzar gider.
28
Anket; En sevdiği yemek
: Balık
En sevdiği renk
: Mavi
En son izlediği film
: Hedgehog
En son okuduğu kitap
: Freud’un Kız Kardeşi
En çok önem verdiğiniz şey : Huzur En çok ne kızdırır
: Disiplinsizlik ve ciddiyetsizlik
En son gittiğiniz yer
: Los Angeles
Gardrobunun favori 3 parçası : Jean, basic t-shirtler ve hırka Çantanızda olmazsa olmazlar : Makyaj çantam, Parfümüm, Cüzdanım Uğuruna inandığınız bir şey : Fil Paranı en çok neye harcarsın : Sağlık ve bakım Hayat felsefeniz
Makyaj : Melis İlkkılıç Fotoğraf : Murat Ordu Prodüksiyon: Yusuf Keskin Röportaj : Tuğçe Özcan
: Mutluluk yoktur, mutlu anlar vardır!
29
editörün seçtikleri
1
RUJ’DA DEVRİM
Ultra Color Bold Ruj Avon’un en cesur ruj serisi oldu. Bold rujlar özellikle ruj tazelemeyi sevmeyen kadınlar için muhteşem bir ürün çünkü çok uzun süre kalıcılık vaad ediyor. Canlı renkleri, kalıcılığı ve yumuşak dokusu ile Avon Bold ruj benim çantamdaki yerini aldı. Üstelik Bold Ruj’a sadece ben değil, İrina Shayk’da bayılıyor. (Fiyatı 12.90 TL)
3
MAKYAJ TEMİZLİĞİNİ CİDDİYE ALANLARA Eğer benim gibi göz makyajında ipin ucunu kaçırmayı seven biriyseniz, iyi bir göz makyajı temizleyicisine ihtiyacınız olacaktır.
2
EAU SO SEXY, FEEL SO SEXY!
Eau So Sexy Victoria’s Secret’ın en ferahlatıcı parfümlerinden biri. İçinde cennet elması, bergamot ve krem şanti aromaları bulunan bu yeni koku sonbaharda farklı bir parfüm arayışında olanlar için cazip bir alternatif olabilir. (100 ml parfüm 232 TL)
Bir çok markanın farklı ürününü denemiş biri olarak son keşfim Bioderma makyaj temizleme suyundan çok memnun kaldığımı söyleyebilirim. En koyu maskara ve kalemleri bile tamamen temizliyor ve ardında yağlı bir doku bulunmuyor. Bahçelievler Onur Eczanesi’nden tavsiye ettikleri bu şahane ürünü, makyaj temizlemeyi ciddiye alan tüm kadınlara şiddetle öneriyorum. (İkili kampanya kofresi 48.90 TL)
FRAPPE’DE EGZOTİK TAD
Kahvaltı etmek ya da gün içinde atıştırmak için en sevdiğim yer Caffè Nero. Mekanda şahane fit sandviçler var. (özelikle tavuklu ve avokadolu sandviçleri çok başarılı) Genellikle kremalı kahvelerin koca bir pastaya eşit kalorisi olduğunu düşündüğümden, kahve dükkanlarında genelde filtre kahve tercih ediyordum. Fakat hindistan cevizinin egzotik tadıyla buluşan frappe ile filtre kahveye bir süre mecburi ara verildi.
5
4 DUŞTA ÇİKOLATA VE VANİLYA!
Parfüm ve kremde vanilyaya karşı yıllardır bitmek tükenmek bilmeyen bir zaafım var. Palmolive’in geçen kış piyasaya sürdüğü çikolatalı duş jelininin ardından, şimdi de vanilya ve kahve aromalı olan body butter raflardaki yerini aldı. Böylece iki büyük aşkım banyo rafımdaki yerini uzun yıllar boyunca garantilemiş oldu.
Çikolatalı olanı duş sırasında karnınızı acıktırdığı için, kendinizi bornozla Nutella kavanozunu kaşıklarken bulmanız olası. (Büyük boy duş jeli 9.99 TL)
30
31
ayın mekanı
“Mongolian Barbeque – Moğol Barbeküsü” konseptinin Türkiye’deki ilk ve tek temsilcisi olan Go Mongo’nun yeni konsepti Go Meso, genişleyen pişirme teknikleri ile misafirlerine lezzetli bir deneyim yaşatmaya devam ediyor.
lezzetler, Hint baharatları ile harmanlanmış tandır şişlerinin yanı sıra Asya mutfağının vazgeçilmezi noodle, Orta- Güney Asya ve Anadolu kökenli mantı, uzman şefler tarafından misafirlerin önünde taze olarak açılıyor ve misafirlerin tercih ettiği yöntemle pişiriliyor.
Moğol ve Orta Asya Türkleri’nin et ağırlıklı mutfağının temsilcisi olan Moğol Barbeküsü, Güney-Orta Asya, yöresel Anadolu ve Mezopotamya mutfakları, Akdeniz mutfağının zeytin, sebze ve meyveleri, Arami tatlıları bir potada eriyor.
Eski Yuna ve Roma lezzetlerinden olan salatalar ise otantik soslar ve tatlar ile menüde yer alıyor. Orta Asya’nın birbirinden muhteşem lezzetlerinin izini sürdüren bu keyifli yolculuğa geleneksel tatlılar da eşlik ediyor.
Restoran girişinden itibaren farklı istasyonlar ile lezzet yolculuğunun başladığı Go Meso, öncelikle et veya deniz ürünlerinin dünyasına keşfe çıkarıyor. Yöresel yemekleri tercih edenler için de taş fırında hazırlanan
Pişirirken izleyebildiğiniz ve kendi lezzetlerinizi oluşturabildiğiniz Go Meso, size farklı coğrafyaların lezzet deneyimini birebir yaşatıyor.
32
33
moda & stil
34
35
moda & stil
36
37
moda & stil
38
39
moda & stil
40
41
moda & stil
42
43
moda & stil
İSTANBUL’DA
MERCEDES BENZ FASHION WEEK RÜZGARI
İstanbul Karaköy’de düzenlenen Mercedes Benz Fashion Week bu sezon yine oldukça hareketli geçti. Bir çok büyük tasarımcının defilelerinin yer aldığı hafta boyunca farklı ülkelerden de moda severler İstanbul’da buluştu.
Hafta botunca gerçekleşen defilelerden biri de Z. by Zeynep Devooght, İlkbahar/Yaz 2015 koleksiyonu oldu. Kadınların günlük hayatlarında kullandıkları kıyafetleri farklı kalıplarla yenileyip, güncel trendler ile birleştirerek kullanan kreasyon oldukça dikkat çekti.
44
45
moda & stil
46
47
moda & stil
E T ’ K E E W N O I H FAS
U T Ş U N O K R RENKLE
SİYONU OLDU. NIN “HAMARTİA” KOLEK CI’ KLA BA İM SEL DE İ BİR EKİ TÜM RİNDEN K SES GETİREN DEFİLELE KUMAŞLARININ ÜZERİND ON SİY LEK KO I, TAY DE Lİ MODA HAFTASININ BÜYÜ EN ÖNEM MAŞLARINI DA ÜRETEN ARTİA” KOLEKSİYONUNUN LER İLE BİRLİKTE KENDİ KU SEN DE . İLKBAHAR/YAZ 2015 “HAM DU OL SI MA AN RL CI TARAFINDAN TASA LERİ ÖNE ÇIKARIYOR. DESENLERİN SELİM BAKLA SİYONUNDA CANLI RENK LEK KO AZ R/Y HA BA İLK SELİM BAKLACI
48
49
moda & stil
50
51
moda & stil
Şeyma Subaşı defilesine izleyici olarak Murat Boz, İdil Fırat, Derya Şensoy gibi ünlü isimlerin katılımının yanı sıra podyumda koleksiyonun son elbisesini giyerek Burcu Esmersoy yer aldı. Şeyma Subaşı, Sonbahar/Kış 2014-15 koleksiyonunu 1960’lar 70’ler ve son yılların ünlü rus güzeli, stil ikonu Elena Perminova’nın “habitually chic/alışılmış şık” stilinden ilham alarak hazırladı. Koleksiyon köklü, yeni, genç ve yaratıcılığı esas alıyor. 1960’lar, 70’ler ve günümüz modasının stillerini farklı parçalar ile birleştirerek yeni, dinamik, genç bir koleksiyon sunuyor. Koleksiyonun ana renkleri arasında camel/açık kahverengi, güvercin grisi, siyah ve bordo yer alıyor.
52
Modern ve çağdaş jacquard dokuma özel kumaşlar zerafeti yaratıcı bir şekilde buluşturuyor. 60’lar evlerinin arşivlerine bakıldıgında
MODA TASARIMCISI SUBAŞI İLK KOLEKSİYONUNU özellikle Carlo Mollino’nun mobilyaŞEYMA tasarımlarındaki grafik unsurlar spor şık tarzda karşımıza çıkıyor. MERCEDES-BENZ FASHION WEEK ISTANBUL Mercedes-Benz Fashion Week Istanbul kapsamında ilk kez koleksiyonunu sunan moda tasarımcısı Şeyma Subaşı defilesinin show direktörlüğünü koreografKAPSAMINDA Uğurhan Akdeniz, stylingini Mert Yemenicioğlu’nun üstlendiği tasarımlarda tarihin izlerini modern bir şekilde “IN SEASON” SUNDU. harmanlayarak izleyicilere sundu.
Şeyma Subaşı Hakkında; 1990 İstanbul doğumlu tasarımcı ilk moda tasarımı eğitimini Cağaloğlu Anadolu Moda Tasarım Lisesin de gördü. Ardından, İstanbul Aydın Üniversitesi Moda Tasarım Bölümünden mezun oldu. Üniversite eğitimini takiben moda merkezlerinden biri olan Londra’da kısa süreli moda eğitim programlarına katıldı. Londra eğitiminin ardından Star TV’de yayınlanan televizyon programı “Yok Böyle Dans” yarışmasının kostüm tasarımlarını üstlendi. Şeyma Subaşı ilk koleksiyonunu 2014 Ekim ayında gerçekleştirilen Mercedes-Benz Fashion Week kapsamında sundu. Önümüzdeki günlerde online satış mağazasını açmayı hedefliyor.
53
moda & stil
54
55
moda & stil
56
57
m端cevher
58
59
röportaj
DÜŞÜNCE
GÜCÜ
GERÇEK Mİ? Çok sevdiğim bir arkadaşıma imkansız bir hayalimi anlatırken bana “Hayal ettiğin her şey senindir” demişti. Önce çok önemsemedim. Sonuçta milyonlarca okuru olan Secret kitabı benim için hala gerçekliği ispatlanmamış bir fanteziden ibaretti. Derken bir gün o imkansız hayalim bana çok yaklaştı. Tamamen benim olmadı, ama yine de bana yaklaşmış olması bile umut vericiydi. O zamandan beri kafamı kurcalayan bu düşünce gücü ya da kalıplaşmış ismiyle secret enerjisi, zihnimi epey meşgul etmeye başladı.
Düşünceleriniz basamak basamak sizi hayallerinize taşıyor. Evrende işleyen kusursuz bir sistem var, ve hepimiz bu kusursuz sistemin bir parçasıyız. Hepimiz mucizenin ta kendisiyiz, tek ihtiyacımız olan kendimize olan inancımız.
Şimdi sıkı durun. Düşünce gücü gerçek mi, gerçekse hayatımıza nasıl etki ediyor ve bunu nasıl kullanabiliriz gibi onlarca hayati önem taşıyan sorularımızı, Kişisel Gelişim Uzmanı ve Yaşam Koçu Pervin Vatansever’e sorduk.
İş hayatına ya da özel hayatımıza ya da hiç kimseye açamadığımız en özel hayallerimizi daha güçlü imgelemek için neler yapmalıyız? Güçlü bir imgeleme yapmak için; gözlerinizi kapatıp hayaliniz gerçek olduğunda hissedeceğiniz duyguya yoğunlaşmanız gerekir. O anı yaşayın, kendinizi o anı yaşarken hayal edin. Bu hayalinizin gerçekleşmesi yönünde size çok güçlü bir enerji çekim yardımı sağlar. Özellikle uyumadan önce yüksek bir enerjiye sahip oluruz. Bu yüzden imgelemelerinizi uykuya geçiş sürecinizde yapabilirsiniz. Sadece hayal etmeyin, zaten buna sahipmiş gibi davranın. Derler ki, siz birini çok fazla düşünürseniz, düşünceleriniz birer titreşimdir ve evrende yayılarak o kişiye ulaşır. Yani çok fazla düşündüğümüz biri de, bizi düşünüyor mudur?
Pervin Hanım öncelikle şu konuya bir açıklık getirelim. Düşünerek ve hayal kurarak imgelediğimiz şeyler gerçekten bize yaklaşıyor mu? Evet, bu kesinlikle doğru. Hayal ettiğimiz her şey inanılmaz bir hızla bizlere yaklaşıyor. Yeter ki biz inanarak hayal etmeye devam edelim. Gerçekten yürekten isteyin, ve bunun mutlaka bir gün hayatınız olacağına inanın. İnandığımız tüm hayaller bir gün hayatımızın gerçeği olabilir. Kendinzi bir gün hayallerinizi yaşarken bulmanız hiç de zor değil. Tabi ki bu hayal bizim ve bütünün hayrına olmalı.
Çok fazla düşündüğünüz biri de kesinlikle aynı yoğunlukta sizi düşünüyor diyemeyiz. Fakat şundan eminiz ki, sizde mutlaka o kişinin aklından geçiyorsunuzdur.
Rüyalarımız bu serüvende bize yol gösterici midir? Rüyalar aslında hayatımızın her alanında bizim için yol göstericidir, sadece hayallerimizde değil. Doğru yorumlar ve anlarsak rüyamız hayallerimize ulaşacağımız yolda bize hem rehberlik eder, hem de yolu kısaltır. Eğer sık rüya gören biriyseniz mutlaka rüyalarınızın size ne anlatmak istediğini çözün.
Peki bu süreç nasıl işliyor?
Peki zafer en çok isteyenin mi, en çok inananın mı olacak?
Süreç şöyle işliyor; siz bir şeyi hayal ettiğinizde evren onun gerçek olması için var gücüyle çalışmaya başlıyor. Gereken tüm koşulları oluşturmak için harekete geçiyor.
Zafer muhakkak ki en çok inananın olacak. Çünkü içinde inanç olmayan hiçbir hayal gerçekle buluşamaz. “İnanmak, başarmanın yarısıdır” sözü asla tesadüfen söylenmedi.
60
Hedefiniz ve hayaliniz ne olursa olsun bunu tüm kalbinizle inanarak isteyin ve sahip olmuş gibi imgeleyin. Bırakın gerisi de evrenin müthiş işleyişine kalsın.
61
magazin
RÖNESANS PARTİSİ Ülkemizin köklü hazır giyim markalarından Silk and Cashmere,
Tekstil sektörünün başarılı ismi Ayşen Zamanpur tarafından kurulan
kuruluşunun üzerinden geçen 22 yılın ardından RÖNESANS
ve dünyanın en zengin saf kaşmir koleksiyonunu üreten Silk and
gerçekleştirirken, bu dönüşümü Lucca’da düzenlediği büyük bir
Cashmere’de ikinci neslin yani oğul Ferhat Zamanpur’un da yönetime
partiyle kutladı.
geçmesiyle birlikte göz alıcı yeni bir dönem başladı.
Ayşen ve Ferhat Zamanpur’un ev sahipliğinde düzenlenen partiye; Can
Kuruluşundan bu yana geçen 22 yılda, 5 kıtada, 26 ülkede, yüzlerce
Bonomo- Didem Soydan, Tuba Ünsal-Mirgün Cabas, Tuğba Özay, İlker
şehirde mağaza ve corner açarak global bir marka haline gelen Silk
Kaleli, Gonca Karakaş-Okay Eğdirici, Romina Hakko- Niv Herzikovitz
and Cashmere son olarak geçtiğimiz yıl Paris Sanayi ve Ticaret Odası
ve Allen Hakko, Sedef Orman gibi sanat, iş ve cemiyet dünyasından
tarafından verilen “Uluslararası Yatırımcı Ödülü”nü kazandı.
önemli isimler katıldı.
62
63
magazin Orient Bar Yeni Sezona “Kargalar Kafeste” ile Girdi. 122 yıldır kent kültürünün, sanat ve eğlence hayatının vazgeçilmez parçası Pera Palace Hotel Jumeirah, sezona iddialı bir açılışla merhaba dedi. İstanbul’un yaz boyunca özlenen özgün mekânı Orient Bar, 21 Ekim Salı günü Kargalar Kafeste’nin sohbetli müzik ziyafetiyle kapılarını açtı. Bugüne kadar Ernest Hemingway, Mata Hari, Ian Flaming, Jackie Kennedy gibi pek çok ünlü konuğu ağırlayan, düzenlediği kültür, sanat ve eğlence etkinlikleriyle günümüz sosyal hayatının uğrak mekânı olan Orient Bar yeni sezona, Kargalar Kafeste’nin sohbet dolu müzikal gösterisiyle girdi. Önder Bali, Gökhan Abur, Suna Yıldızoğlu, Erbil Doğan ve Korkut Koray’a bu sene Cihan Ünal’ın katıldığı grup, gece boyunca misafirlere unutulmayacak bir müzik ziyafeti yaşattı. Davete katılan isimler arasında Demet Sabancı Çetindoğan ve İzzet Özilhan’ın yanı sıra Fuat Güner, Nermin Bezmen, Tolga Savacı, Maide Kurttepeli, Profesör Doktor Yüksel Mermer, Sahrap Soysal gibi isimler yer aldı.
Kargalar Kafeste, yıl boyunca belirli Cuma akşamları, Orient Bar’da sahne alacak, şehri caza doyuracak.
64
65
kültür & sanat
TÜRKİYE MOZAİĞİ ANTALYA ALTIN PORTAKAL’DAN YANSIDI
Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel başkanlığında ve Elif Dağdeviren direktörlüğünde bu yıl 51.’si gerçekleştirilen Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali, 18 Ekim Cumartesi akşamı Antalya EXPO Center’da düzenlenen kapanış töreni ile sona erdi. Ülkemizin tüm renklerini ve kültürel zenginliğini beyaz perdede buluşturan festivalin “en iyileri”nin ödüllendirildiği gecede unutulmaz anlar yaşandı. Gecenin merakla beklenen sonuçları, 51 yıllık festival tarihinde nadir görülen bir şekilde tören öncesi basına sızmadı.
Ülkemizin Tüm Renkleri Festivalde Buluştu En yeni ve başarılı örnekleri ile bu yıl tüm Türkiye’yi temsil eden, doğudan batıya geniş bir yelpazede ülkemizde ve dünyada yaşananların izdüşümünü beyaz perdeye yansıtan filmlerin katıldığı Altın Portakal’ın ödül töreni ilginç ve renkli anlara sahne oldu. Sinemada kuşaklar arası farkların kendini gösterdiği gecede Yeşilçam’ın ustalarından Ertem Göreç’in Türk sineması ve Türkiye sineması kimliği üzerinden yaptığı yorum, ustanın arkasından sahneye çıkan ve git gide
ulaşması, bütün kimliklerin yer aldığı ve özellikle de her türlü politik ve sanatsal görüşün buluştuğu demokratik, ortak bir platform yaratma hedeflerinin de göstergesi olan bütün bu anlar, salonda da karşılığını buldu ve uzun süre alkışlandı. Bütün bir hafta boyunca her türden görüşü, fikri ve türü barındıran filmlerin yer aldığı programın da adeta özeti olan kapanış töreni, festival direktörü Elif Dağdeviren’in de söylediği gibi festival öncesinde çıkan eleştirilere net bir yanıt oldu.
Bu yıl ilk kez sadece kırmızı halıya değil, ödül törenine de davet edilerek salona alınan izleyiciler, hafta boyunca takip ettikleri filmlerin tüm bileşenleriyle; oyuncular, yönetmenler, yapımcılar ve basınla; yan yana olma fırsatı buldular. Expo Center’ın 5000 kişilik salonunda gerçekleşen geceyle ilgili; “Bu güne kadar hep kırmızı halının etrafında yer alıyorduk. Bu yıl ödül törenini ekrandan değil, başından sonuna salonda izleme fırsatı bulduk.” dediler. Ayrıca kırmızı halıda rahat ve sempatik tavırlarıyla seyircilerin arasına karışan Hollywood’un ünlü starı Jean-Claude Van Damme; kendisiyle fotoğraf çektirmek isteyen herkesle tek tek ilgilendi.
gençleşen kuşaklardan yönetmenler tarafından zarif tepkilerle dile getirildi. Göreç’in ödülünü verdiği Guruldayan Kalpler’in yönetmeni Ömer Uğur; “Yaşasın Özgür Türkiye Sineması” derken, ardından sahneye çıkan bütün yönetmenler de özelikle “Türkiye Sineması” deyimini vurgulayarak gerçekten kuşak atladığımızı, sinemadan yola çıkarak Türkiye ve dünyaya bakış açılarımızın değiştiğinin altını çizdi. 51. Altın Portakal’ın yola çıkış hedefleri arasında olan; sinemasal özgürlük, sinemanın buluşturucu, kapsayıcı dilinin geniş kitlelere
66
Festivalin sinema sektörüne kazandırdığı en büyük kazanımlardan birisi de aldığı “En İyi Yönetmen” ödülü sırasında konuşan Onur Ünlü’nün de belirttiği bir sinema birliğinin oluşturulması için çalışmalara başlanması. Bu yıl ödül alanların, aldıkları ödül paralarından başlayarak buna katkıda bulunacak olmaları… Antalya Halkı da Ödül Törenindeydi Festival boyunca salonları doldurup filmleri izleyen, söyleşilere, yan etkinliklere, panellere, sergilere katılan Antalya halkı kapanış töreninin de bir parçasıydı.
Yanlarına giderek sohbet etti, poz verdi. Ödül töreni sırasında sahneye de davet edilen sanatçıya Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel tarafından özel teşekkür ödülü verildi. Aynı zamanda doğum günü olan sanatçıya sürpriz olan bu ödül gecenin renkli anları arasında yerini aldı.“Oflu Hocayı Aramak, O.H.A” Film Ekibinden Olgunluk Dersi Halkın yoğun katılımı nedeni ile oturma düzeninde bazı aksaklıklar da yaşandı.
Film ekiplerine ayrılmış yerlere oturanların kalkmaması üzerine ekip olarak arka tribüne geçen “Oflu Hocayı Aramak, O.H.A.” ekibi, aldıkları ödül için sahneye gelen yönetmenleri Levent Soyaslan’ın “Töreni tüm arkadaşlarımızla tribünde, halkla beraber izliyoruz, oradan manzara çok güzel. Ama her organizasyonda yaşanabilecek böyle sorunlar yüzünden slogan atacak değiliz. Bizi buraya davet edenlere teşekkür ederiz” diyerek gösterdikleri olgunluk nedeni ile salondan büyük alkış aldılar.
Sonuçlar Tören Öncesi Basına Sızmadı Pek çok ilkin yaşandığı 51. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde bu yıl yaşanan ilklerden birisi de hemen hemen ilk defa Ulusal Uzun Metraj Yarışma Jürisi’nin verdiği kararların basına sızmaması. Böylece bir Altın Portakal geleneği daha bozulmuş oldu! Yılmaz Erdoğan başkanlığında toplanan jürinin uzun saatler süren değerlendirme toplantısının ardından festival yönetimince büyük bir gizlilikle korunan sonuçları, yarışmacılar da dahil tüm Türkiye, canlı yayın sırasında aynı anda öğrendi.
Kiarostami Hem Ödül Aldı Hem Ödül Verdi Gecede İran Yeni Dalga sinemasının usta ismi Abbas Kiarostami’ye Yaşam Boyu Onur ödülünü, Antalya Büyükşehir Belediyesi ve Festival Başkanı Menderes Türel verdi. Kiarostami “Burada olmaktan onur duyuyorum. Buradaki insanlar ve festival için en iyi duygularımı paylaşıyorum” diyerek teşekkür etti. Tevazusu ile hakiki bir usta olduğunu bir kez daha gösteren Kiarostami’nin En İyi film Ödülü’nü Kutluğ Ataman’a vermesi de gecenin görkemli anları arasında yer aldı.
Jean Claude Van Damme
51. ULUSLARARASI ANTALYA ALTIN PORTAKAL FİLM FESTİVALİ ÖDÜLLERİ En İyi Film: Kuzu (Kutluğ Ataman, FabianGasmia, Henning Kam) En İyi Yönetmen: Onur Ünlü (İtirazım Var) En İyi Senaryo: Onur Ünlü (İtirazım Var) En İyi İlk Film: Annemin Şarkısı (Erol Mintaş) Jüri Özel Ödülü: Oflu Hocayı Aramak (Levent Soyarslan, Zeynep Kesler), Sivas (Yasin Müjdeci, Kaan Müjdeci) En İyi Kadın Oyuncu: Nesrin Cavadzade (Kuzu) En İyi Erkek Oyuncu: Feyyaz Duman (Annemin Şarkısı), Serkan Keskin (İtirazım Var) En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu: Nursel Köse (Kuzu) En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu: Aziz Çapkurt (Annemin Şarkısı) En İyi Görüntü Yönetmeni: Vedat Özdemir (Fakat Müzeyyen Bu Derin Bir Tutku) En İyi Müzik: Başar Ünder (Annemin Şarkısı) En İyi Kurgu: Yorgos Mavropsaridis (Sivas) En İyi Sanat Yönetmeni: Osman Özcan (Neden Tarkovski Olamıyorum?) Behlül Dal Özel Ödülü: Doğan İzci (Sivas), Mert Taştan (Kuzu), Sıla Lara Cantürk (Kuzu) Dr. Avni Tolunay Özel Ödülü: Oflu Hocayı Aramak (Levent Soyarslan, Zeynep Kesler) Uluslararası Yarışma En İyi Film: Test (IgorTolstunov) SİYAD En İyi Film: Kuzu (Kutluğ Ataman, FabianGasmia, Henning Kam) SİYAD Uluslararası Yarışma En İyi Film: Mahkeme (ChaitanyaTamyane) FİLMYÖN Jürisi En İyi Film: Guruldayan Kalpler (Ahmet Kayımtu, Mahmut Kayımtu) Seyirci Ödülü/ Uluslararası: Beyaz Tanrı/ White God (Judit Sos) Seyirci Ödülü / Ulusal: İyi Biri (Ayhan Sonyürek) En İyi Kısa Film: Bir Fincan Türk Kahvesi 67
gezi rehberi
68
69
moda & stil
70
71
gezi rehberi
72
73
g羹zellik & bak覺m
74
75
g羹zellik & bak覺m
76
77
g羹zellik & bak覺m
78
79
g羹zellik & bak覺m
80
81
g羹zellik & bak覺m
82
83
röportaj
“Geometrik Değil
Ruhu Olan Güzellik” Doç. Dr. Serkan Yıldırım
Doç. Dr. Serkan Yıldırım, 1990’da Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde başlayan ve tıp biliminin yaşamı devam ettiren gücüne duyulan hayranlığın güzel olma duygusuna duyulan merakla birleştiği etkileyici bir kariyer hikâyesinin yazarı. Estetiğe ve tıp biliminin gücüne duyduğu hayranlıkla yoluna devam eden Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrah Doç. Dr. Serkan Yıldırım’la Estetik Cerrahi dünyasının kapısını hafifçe aralayıp içeriye bir göz atalım istedik.
Kendinizi bir Estetik Cerrah olarak nasıl tanımlıyorsunuz? Estetik cerrahi bilimi, bugün tıptaki diğer uzmanlık alanlarından farklı olarak estetik duygusu, görsel zevk ve kişisel bakış açısının uygulama sonucuna direk etki ettiği ender bir alandır. Bu alanda ben kendimi, öncelikle bilimin gerektirdiği akademik araştırmalara ve dünyada geliştirilen uygulamalarla ortaya çıkan yeniliklere açık bir hekim ve akademisyen olarak tanımlıyorum. Bununla beraber yaptığım ameliyatların insan yaşamında üst düzey bir etkisinin olması nedeniyle, sosyal yaşamı, insan psikolojisini, toplum psikolojisini ve estetik algıyı sürekli analiz etme ihtiyacı duyan uslanmaz bir gözlemciyim.
2000’li yıllar artık estetik uygulamaların daha yaygın bir ihtiyaç haline geldiği bir dönem olmuştur. Toplumumuzun estetik cerrahiye dair bakış açısı da olumlu yönde değişmiş, toplumun her kesimi artık onları rahatsız eden fiziksel durumlarını değiştirmek ve iyileştirmek üzere estetik cerrahi bilimine başvurmaya başlamıştır. Toplumumuzdaki estetik ameliyat algısını olumlu yönde geliştirme konusunda cerrahların hasta beklentilerini doğru anlamaları ve hastalarla net iletişim kurmalarının da önemli olduğuna inanıyorum.
Hastalarınızla doğru iletişim kurmaya çok özen gösterdiğinizi biliyoruz, özellikle sosyal medya kanallarını aktif kullanıyorsunuz, bu konuyu biraz konuşabilir miyiz ? Son yıllarda insanların sosyal paylaşımlarının büyük ölçüde sosyal medya kanalında devam ettiğini, sosyal ağların sadece gençlerin aralarında eğlenerek vakit öldürdükleri bir ortamdan çok daha güçlü bir iletişim kanalı olmaya doğru ilerlediğini biliyoruz. Ben de hastalarımın uzun saatler geçirdiği sosyal medya kanalını onlarla iletişim kurmak, onların ruhuna dokunabilmek, mesleğime dair doğru bilgiler vermek, insanlarda yıllarca geleneksel medyanın yarattığı yanlış estetik cerrahi imajını kırmak için yoğun bir biçimde kullanıyorum. Bugün, kişisel ve kurumsal web sayfam dışında estetik cerrahi bilimine dair keyifli bilgiler paylaştığım blog, estetik uygulamaların yaşama kattığı etkileri ifade ettiğim facebook, kliniğimizden haberleri ilettiğim twitter, meslektaşlarımın dünya genelindeki akademik çalışmalarından haberdar olmak için çok önemsediğim linkedin, farklı görsel panolarla estetik cerrahi uygulamalarını tanıttığım pinterest sayfam aktif bulunuyor. Tüm bu sosyal medya çalışmalarının hastalarımla iletişim kurmak konusunda ve en önemlisi toplumumuzdaki estetik cerrahi algısı üzerinde güzel sonuçlar getireceğine inanıyorum. Estetik cerrahinin toplumumuzdaki algısı üzerine neler söyleyebilirsiniz? Estetik cerrahi uygulamaları gazetelerin son sayfa haberlerinin de etkisiyle 90’lı yıllarda sadece ünlü kadınların yaptırdığı çok lüks ve gereksiz hatta gülünç bir ihtiyaç gibi algılanıyordu. Oysa özellikle 2. Dünya savaşı sırasında birçok yaralı askerin yaşama tutunmasına olanak veren ve bu dönemde gelişimi hızlanan Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi bilimi insan yaşamına dair en önemli güdü olan “iletişim ihtiyacını” cevaplar duruma geldi. 84
Hastalarınızın beklentilerini karşılamak için siz nasıl bir yol izliyorsunuz? Acil statüsünde olmayan ve genellikle insanların kişisel kararlarıyla şekil alan estetik cerrahi uygulamaları ve ameliyatları konusunda hasta beklentisini doğru anlamak başarılı bir sonuç için en önemli anahtardır. Hastanın söz konusu operasyonla ya da uygulamayla neleri hedeflediği, mevcut durumun hangi kısmından ve ne kadar şikâyetçi olduğu, şikâyetinin altında yatan neden, sonuca dair hayalindeki imaj gibi bilgileri edinmek hasta beklentisini anlamaya yardımcı oluyor. Ben, bu nedenle hastalarımla yaptığım ön görüşmede diğer adıyla muayenede onları dinliyor, kendilerini ifade etmelerine izin veriyor, kafalarındaki soruları yanıtlamak üzere örnek uygulamalar sunuyorum. Benim estetik bakış açımı anlamalarını, onların beklentisini anlayıp anlamadığımı görmelerini istiyorum. Bu şeklide aynı dili konuşuyor ve aynı sonuca odaklanıyoruz. Bazen dakikalar içinde gerçekleşecek bir değişime uzun süren bir sohbetle ulaşıyoruz.
Geometrik değil ruhu olan güzellik derken neyi kastediyorsunuz ? Yaşadığımız şablonlar, şekiller, ölçüler ve etiketler dünyasında pek çok şey gibi güzellik de ruhunu yitiriyor. Estetik cerrahi felsefemin temelinde söz konusu ruhsuz güzelleşme ekolüne karşı bir yaklaşım var. Yani kişiye özel olmayan, standart, kalıbı çizilmiş estetik anlayış benim ruhuma aykırı. Pek tabi ki güzeli tanımlayan bir takım ölçütlerimiz var, oranlarımız var ama güzellik tanımı sadece bunlarla sınırlanamayacak kadar komplike bir kavram. Biz estetik cerrahlar bilimin net çizgisi içinde topluma, zamana, kişiye göre değişen çok göreceli bir kavram olan güzellik üzerinde çalışıyoruz. İşte ben tam da burada bir hasta için en doru sonuca ulaşma yolunda kendi sanatsal içgüdümü, gözlemlerimden özümsediklerimi, kalıpları değil kişiye özel olanı seçerek geometrik değil ruhu olan bir güzellik felsefesine yaklaşıyorum. Dakikalar içinde ve çok yüksek maliyetler gerektirmeden yapılabilecek estetik cerrahi uygulamaları var mıdır? Günümüzde ameliyatsız estetik uygulamalarındaki ilerleme sayesinde, insanların fiziksel görünümlerinde sadece birkaç dakika içinde istenen birçok etkiyi sağlayabiliyoruz. Örneğin dolgu uygulamalarıyla burun ucunu 10 dakika içinde daha kalkık bir görünüme kavuşturabiliyoruz. Benzer şekilde üst dudağınızdaki ince ya da orantısız bir görünümü sadece bir öğle arasında değiştirebiliyoruz. Yüzü olduğundan daha yuvarlak gösteren kısa çene yapısını dolguyla uzatabiliyor, düşük göz kapakları ve kaş görünümünü botoksla kaldırabiliyoruz. Yüz gençleştirme işlemlerinde fraksiyonel lazer, radyofrekans, fokuslu ultrason uygulamalarıyla ameliyatsız olarak çok iyi sonuçlar elde edebiliyoruz. Bunlar ve benzer pek çok uygulama ile ağrı, acı hissettirmeden, klinik koşullarında ve hasta açısından neredeyse hiçbir hazırlık gerektirmeden üstelik de makul maliyetler ile hastalarımızı ruhu olan güzellikle buluşturuyoruz. Estetik cerrahi alanında son yıllarda hastaların lehine gelişmeler neler? Estetik cerrahi, akademik araştırmalarla sürekli kendini yenileyen ve her yıl yeni bir uygulamayla ya da bir operasyona hasta konforu açısından daha başarılı bir yaklaşımla gelişen bir bilim dalıdır. Son yıllarda hasta konforu açısından çok önemli aşamalar kat edilmiştir. Ülkemizde kadın erkek fark etmeksizin çok yoğun bir talep alınan burun ameliyatlarında ağrılı ve nefes alma güçlüğü yaşatan tampon devrinin sona ermesi, kök hücreden zengin yağ enjeksiyonuyla izsiz yüz estetiği, sadece dolgu yöntemiyle burun, çene, yanak bölgesinde önemli değişikliklerin yapılabilmesi, kısa izli meme küçültme operasyonlarındaki teknik ilerleme, lazer, ultrason ve radyofrekans ile yüz gençleştirmede kolay ve etkin sonuçların sağlanması şu anda aklıma gelen önemli gelişmelerdir. Türkiye’de en yaygın estetik ameliyat talebi konusu olan burun estetiği hakkında biraz bilgi verebilir misiniz? Burun estetiği aslında başlı başına bir röportaj konusu olmalı. Hatta bir röportajda bile burun estetiğiyle ilgili felsefenizi, bakış açınızı, yaklaşımınızı anlatamayabilirsiniz. Burun çok kompleks bir organ ve pek çok alt birimden oluşuyor. Burun ucu, burun kanatları, burun sırtı, alın burun ilişkisi, burun dudak ilişkisi gibi birçok parametreyi değerlendirdikten sonra, hastanızın beklentilerini çok iyi anlamak gerekiyor. Benim burun estetiği yaklaşımım aslında estetik cerrahi felsefemden çok da farklı değil. Yani elbette birtakım oranlar, ölçümler burun estetiği öncesi değerlendirmede önemli, ancak bir estetik cerrah olarak sizin bu ameliyata katabileceğiniz ve ölçümlere dayanmayandan fazlası var. İşte bu yaklaşıma sahip olan bir estetik cerrah olarak, kişiyi güzelleştirecek ama estetikli burun algısı yaratmayacak ve kişiye özel burun görünümüdür burun estetiğindeki hedefim. Elbette bununla birlikte hastanın sağlıklı nefes almasını sağlamak, tüm bunları yaparken de mümkünse hiç morluk-şişlik yaşanmamasını temin etmek yani konforlu bir işlem sonrası süreç geçirilmesini sağlamak iyi bir burun estetiği operasyonunun olmazsa olmazları arasındadır.
Detaylı bilgiler için; www.serkanyildirim.net
Son yıllarda en fazla talep aldığınız estetik cerrahi uygulaması nedir? Rutin uygulamalarımız olan meme estetiği ve burun estetiği dışında son 1-2 yıldır özellikle genital bölge estetiğine her iki cinste çok yoğun bir ilgi var. Ayrıca dolguyla burun estetiği ve çene estetiği hastalarımızdan çok fazla talep görüyor. Liposakşın operasyonları ve kök hücreden zengin yağ dokusu enjeksiyonları da sıklıkla istenilen ve tercih edilen uygulamalardan. 85
sağlık Kadınlar Meme Kanseri ile Mücadele için
Elele Verdi
Meme Kanseri ile Mücadele projesini 18 yıldır sürdüren AVON, bu sene de geleneksel “Meme Kanseri İle Mücadele” etkinliğini 19 Ekim Pazar günü Caddebostan sahilinde Engin Altan Düzyatan ve Jess Molho’nun katılımıyla gerçekleştirdi. Dünyada 1992’de başlattığı Meme Kanseri ile Mücadele Projesi’ni, Türkiye’de kesintisiz olarak 18 yıldır yürüten AVON’un gelenekselleşen etkinliği bu yıl 19 Ekim’de düzenledi. Türkiye’nin sağlık alanındaki en uzun soluklu sosyal sorumluluk projesi olan Meme Kanseri ile Mücadele projesi kapsamında bugüne dek pek çok önemli çalışmaya imza atan AVON, bu yıl da çeşitli aktivitelerle, düzenleyeceği etkinlikte bu hastalığa bir kez daha savaş açtı. Meme kanseriyle ilgili farkındalığı artırmak için her yıl binlerce kadını bir araya getiren AVON’un Pembe Hareket etkinliğine, kadınları spora teşvik etmek biraraya gelen “Bu Kızlar Nereye Koşuyor?” ekibi ve İstanbul Koşu Kuvvetleri de destek verdi. 19 Ekim Pazar günü Caddebostan’da düzenlenen bu yılki etkinlik her yıl olduğu gibi yine yoğun bir katılım ile gerçekleştirildi.
Etkinliğe katılanlar 4 kmlik parkuru pembe kıyafetleriyle tamamladılar ve elele vererek meme kanserine “dur” dedi. AVON’un marka yüzü, oyuncu Engin Altan Düzyatan’ın katılımıyla, ünlü sunucu Jess Molho’nun önderliğinde yapılan etkinlikte; kadın, erkek, genç, yaşlı herkes hem bu hastalıkla mücadeleye destek vermiş hem de sağlıklı bir yaşam için adım atmış oldu. Etkinlikte konuşma yapan Avon Türkiye İletişim Müdürü Hande Orhan “Bugün, her 8 kadından 1’ini tehdit eden Meme Kanseri’ne karşı, ne kadar cesur olduğumuzu kanıtlamaya; hastalıkla mücadele eden kadınlarımıza ilham vermeye geldik. AVON olarak 1992 yılından bu yana tüm dünyada bu hastalığa karşı umut saçmak için çalışıyoruz.” diye konuştu. Etkinlikte; bu yılın başında AVON’un “Meme Kanseri ile Mücadele” projesi kapsamında önemli bir işbirliğine imza attığı Türkiye’nin önde gelen sağlık kuruluşlarından Medical Park Hastaneler Grubu’nun uzman hekimi de yer aldı ve bu hastalıkla mücadele konusunda tüm katılımcılara önemli bilgiler verdi. Bunun yanı sıra, kadınların spor ve yaşam merkezi “b-fit” de sağlıklı bir yaşam için sporun önemi konusunda katılımcıları bilgilendirdi.
86
87
sağlık
88
89
sağlık
Bir sevgiliye, eşe, dosta, arkadaşa, çocuklarımıza hatta kapı komşumuza bile yeri gelince gayet iyi bakıyoruz da bir tek kendimizi ihmal ediyoruz. Aslında kalbimiz, hayatın ta kendisi.
Kalbi korumanın en önemli adımı onu stresten korumak. Bu yüzden işe sizi gereksiz yere strese sokan insanları ve işleri hayatınızdan çıkararak başlayın. Hiçbir şey sizden daha değerli değil. Stres sadece kalbinizi yormayacak, aynı zamanda sizi erkenden yaşlandıracak.
Hayat boyunca defalarca kırılsa da, kimi zaman mutluluktan havalara uçup kimi zaman dertten kederden sızlasa da ona çok ama çok iyi bakmamız gerektiği hiçbir zaman gündemimizde olmuyor. İşte size kalbinize iyi bakmanızı sağlayacak önemli ip uçları…
Oysa ki size iyi gelen insanlar, size iyi gelen işlerle daha sakin ve mutlu bir hayat yaşamanız olası.Kalbinizle aranızı düzeltmek için spora başlamanız şart. Ancak bunu düzenli olarak hayatınıza oturmanız gerekecek. Kalbi yoran yüksek tempolü sporlar yerine daha düşük tempolu olanları tercih etmenizde fayda var.
90
Düzenli yürüyüş hem tansiyon hem de kolesterolün kontrol altına alınmasını sağlıyor. Aynı zamanda vücudun kondisyonunu arttırıyor ve bu aktiviteyi sevdiğiniz bir kişiyle yaptığınızda endorfin hormonu olan mutluluk hormonu salgılanmasını tetikleyerek stres kontrolü de sağlayabiliyorsunuz.
Yüzme de kalp sağlığınızı koruma da etkili bir spor olabilir. Üstelik yüzme ile hızla sıkılaşabilir ve daha fit bir görünüme sahip olabilirsiniz. Ancak yürüyüş öncesi ve sonrasında hafif gıdalar tüketilmesi önemli. Tıka basa dolu bir mideyle spora başlamak hayli tehlikeli bir deneyim olabilir. Ayrıca tenis, koşu, futbol ve basketbol gibi yüksek performans gerektiren sporların kalp hastaları için uygun olmadığını bilmenizde yarar var. Sık sık kilo alıp vermek kalp sağlığına zarar veriyor. Kendinizi iyi hissettiğiniz belli bir kiloyu korumayı çalışmak önemli. Kilo kontorlünü sağlamak için gün içinde 2 litre su tüketmeyi unutmayın. Su tüketimi kanın sulanmasını sağlayarak özellikle yaşlılarda damar tıkanmalarının önüne geçilmesinde de önemlidir.
Kalp sağlığınızı korumak için her şeyden yeterli miktarda hayatınıza almak büyük önem arz ediyor. Sporun fazlasının sizi zorlayacağı gibi, yemeğin de fazlası sadece mide ve obezite için değil, kalp için de zararlı olacaktır. Özellikle fast food beslenmedeki trans yağlar oldukça sağlıksız bir hayatı oluşturur.
Beyaz ekmek sizi daha hızlı acıktıracaktır. Yoğurt çok faydalı bir besin ancak yağsız ve kaymaksız olanı tercih etmek gerek. Mümkünse geleneksel ev tipi yoğurt mayalayarak tüketin.
Herşeyden makul miktarda almak demişken, güneşi de unutmamak gerek. Kadın, çocuk ve yaşlıların D vitamini ve kemik gelişimi açısından günde 1520 dakika güneşe çıkması önemli. UV ışınlarının en aza indiği sabah ve ikindi vaktinde 15-20 dakika güneşten faydalanmak kalbe de iyi geliyor. Beslenme şeklinizi gözden geçirerek kalbinizle dost olabilirsiniz.
Bugün evde yoğurt mayalamak ev hanımları arasında giderek popüleritesi artan bir eylem oldu.
Akdeniz tipi beslenme kalp sağlığı için önemli bir anahtar. Haftada bir gün kuru fasulye, nohut, barbunya, börülce, bakla gibi bir çeşit bakliyat yemeyi alışkanlık haline getirin. Günde bir fincan Türk kahvesinin içeriğindeki antioksidanlar sebebiyle kalp sağlığına iyi geldiğini işaret ediyor. Ayrıca bitter çikolata ve kakaonun da kalbe iyi geldiğini yazan araştırmalar var.
Evde mayaladığınız yoğurt ile hem sağlıklı beslenir, hem kalp sağlığınızı korur hem de vücudunuzu gereksiz katkı maddelerinden koruyarak kilo kontrolü sağlarsınız. Yoga ve meditasyon kalbe çok iyi gelir. Hafif bir müzik eşliğinde kendi iç sesinize yönelerek yavaşlamayı, bilinçaltınızı dinlemeyi ve sakinleşmeyi deneyin. Deniz kenarında açık hava yürüyüşleri yaparak kalbinize jestler yapın.
Kırmızı et tüketiminde ‘azı karar çoğu zarar’ sloganıyla hareket edin. Ayda bir kilo yağsız kırmızı et ile sınırlayın. Bol sebze ve meyve tüketmek hem sindirim hem de kolesterol için çok faydalıdır. Katı yağları değil, zeytinyağını tercih edin. Hatta faydalı olan yağları fındık, avokado ve hindistancevizi gibi faydalı kaynaklardan alabilirsiniz.
Kalbe en iyi gelen şey şüphesiz ki aşk! Eğer aşkı bulduysanız, ona sımsıkı sarılın. Çünkü gerçekten mutlu uyandığınız bir sabah, hücreleriniz de tıpkı ruh haliniz gibi mutlu oluyor ve işlevlerini daha iyi yerine getiriyor.
Ekmeksiz bir hayat olmaz. Fakat belirli bir yaştan sonra beyaz ekmeğin kişi için çok sağlıklı ve gerekli bir kaynak olduğunu da söyleyemeyiz.
Mutluluk sadece psikolojik bir durum değil, aynı zamanda sağlıklı bir vücudun beslendiği iyi bir kaynak. Eğer aşıksanız, ona sahip çıkın.
Eğer bir yetişkinseniz sadece kahvaltılarınızda tam tahıllı buğday, çavdar ya da kepek ekmeği tüketin.
Bu kalbi paylaşacak birini bulmak yaşamda çok az kişiye nasip olabilecek, gerçek bir mucizedir.
91
spor & beslenme
ÖMÜR BOYU FORMDA KALMAK İÇİN
10 ALTIN KURAL
Uzunca bir süre diyet yapıyor, sonra eski kilolarınızı geri mi alıyorsunuz? Kilo vermek artık sizin için bir yaşam stili haline geldiyse diyet yapmak yerine hayatınızı gözden geçirmelisiniz. İşte ömür boyu formda kalmak için altın niteliğinde 10 önemli kural…
1- KAHVALTIYI ATLAMA!
Kilo vermek isteyenlerin en büyük hatası güne kahvaltı yapmadan başlamak. Oysaki kahvaltı metabolizmanızı daha hızlı çalıştırır ve sizi gün içinde daha zinde ve enerjik yapar. Sadece kahve ile yetinme, mutlaka güne kahvaltı ile başla.
3- AŞIRI MEYVE TÜKETİMİ DE KİLO ALDIRIR!
Meyve elbette ki çok sağlıklı, ancak miktarı çok önemli. Eğer sadece meyve ile besleniyorsanız kilo vermeyi unutun. Tek seferde çok fazla miktarda meyve yemek de vücuda aşırı şeker yüklemesi demektir. Örneğin bal gibi tatlı yarım kavunu yediğinizde, çoğu zaman sütlü bir tatlıdan daha çok fazla şeker almış olursunuz. En sağlıklı meyveler yeşil elma, avokado, ananas ve lif açısından zengin olan çilektir.
4- SAĞLIKLI YAĞ TÜKETİN!
Hiç yağ almadan beslenme olmaz. Biz size yaşam boyu sağlıklı ve formda kalmak için kaliteli yağları tüketmenizi öneriyoruz. Örneğin fındık ve avokadonun içindeki yağ vücut için çok faydalıdır. Somon balığı içindeki yağ ise yaşlanmayı geciktirir. Oysaki patates kızartmasının içindeki yağ sadece basenlerinizi büyütmenize yarar.
2- KAHVALTINI DOĞRU SEÇ, ÖĞLEYE KADAR ACIKMA!
Ne yazık ki bir çoğumuz doğru kahvaltıyı bilmiyor. Sabahları simit, açma, poğaça, su böreği ya da kruvasan yemek size o an için pratik gelebilir. Ancak bu saydıklarımızın hiç biri sizi tok tutmayacak ve kısa süre içinde yeniden acıktıracak. Üstelik de açma ve börekler çok fazla yağlıdır, sağlıklı değildir. Bunların yerine sabahları protein açısından zengin bir kahvaltı yapmayı deneyin. Omlet her zaman için iyi bir seçim olabilir. Eğer zamanınız kısaysa yulaf ezmesi ile müsliyi karıştırıp süt ile tüketebilirsiniz.
5- SPOR, SPOR, SPOR!
Sadece bir dönemlik değil, hayat boyu yapabileceğiniz bir sporu seçin. Terleyin, yorulun ve spor sonrası salgılanan endorfini iliklerinize kadar hissedin. Bu tamamen kişisel tercihinize bağlı. İsterseniz evinize yakın bir spor salonuna kaydolun, isterseniz iş çıkışı yarım saat açık havada yürüyüş yapın, isterseniz de hafta sonları pilates, aerobik yada kick boks kurslarına yazılın. suarları satın alın. Yürüyüş yaparken en sevdiğiniz şarkıları dinleyin.
92
6- AKŞAM YEMEĞİ SAATİNİ ERKENE ALIN!
Geç yenen yemekler zor sindirildiği için kilo alımına da neden olabilir. Yaşam düzeninize göre akşam yemeği saatinizi olabilecek en erken saate ayarlayın. Çorba, iki çeşit ana yemek, salata ve tatlı yerine akşam yemeğini mutlaka hafif seçeneklerle geçiştirin. Örneğin bir kase çorba ve yoğurt. Ya da bir kase salata gibi. Ana yemek yiyorsanız çorbayı atlayın. Yemeği ayakta ve hızlı yemek yerine, oturarak ve yavaş yavaş yiyin. Doyma sinyallerinin 20 dakika sonra algılandığını unutmayın. İkinci tabak için hiçbir zaman acele etmeyin.
9- ÇAYINIZI ŞEKERSİZ İÇİN!
Çayınıza ve kahvenize şeker atmayarak çok büyük bir kalori yükünden kurtulabilirsiniz. İlk zamanlarda çay içmek size işkence gibi gelecek ama yılmayın. Sadece iki hafta içinde şekersiz çaya alışacaksınız. Üstelik daha sonra azıcık şeker bile size fazla gelecek. Türk kahvesini de sade olarak içmeye alışırsanız yıllardır hamallık yaptığınız şeker kalorilerinden kurtulacaksınız.
7- KALİTELİ EKMEK SEÇİN!
Beyaz ekmeği hayatınızdan çıkarın. Tam buğday, çavdar, kepekli ya da glutensiz ekmeklerden hangisi damak zevkinize hitap ediyorsa onu seçin. Sadece kahvaltılarda makul miktarda ekmek tüketin. Eğer iş yerine kahvaltı götürecekseniz tam buğday ekmeğin içine yapılmış bol yeşillikli peynirli sandviç iyi bir seçim olacaktır. Kepek ve tam buğday, sizi daha uzun süre tok tutar üstelik de bağırsaklarınız için daha faydalıdır.
10- SU HAYATTIR!
Nerede ne yaparsanız yapın, ne kadar yoğun ve zamansız olursanız olun ama vücudunuzu asla susuz bırakmayın. Beyinde açlık ve susuzluğu algılayan yerler birbirine çok yakındır. Yani siz acıkmış olduğunuzu düşünürken, aslında beyniniz size susuzluk sinyali gönderiyor olabilir. Su içmek metabolizmanızı canlandırır, böbrekleri çalıştırır, tokluk hissi verir. Diyet yapın ya da yapmayın. Her gün iki litre suyunuzu mutlaka tüketin. Eğer su içmek size zor geliyorsa, günlük tüketiminizi bölerek su içmeyi deneyin. Örneğin uyanınca iki bardak, öğleden önce 1 şişe, akşamdan önce 1 şişe ve yatmadan önce 1 şişe gibi. Özellikle uyanır uyanmaz içeceğiniz 2 bardak su sizi toksinlerinizden de arındıracaktır.
8- KALORİ BOMBALARINI HAYATINIZDAN ÇIKARIN!
Bazı şeyler var ki hiç hesapta olmasa da üst üste birikince binlerce kaloriyi havadan almanıza neden oluyor. Örneğin gün içinde içtiğiniz buzlu kahveye dikkat edin. Üzeri kremalı, çikolata soslu büyük boy bir şekerli kahve çoğu zaman koca bir dilim pastadan daha çok kalori ve yağ içeriyor. Kokteyl ve davetlerde masadaki çerezlerde miktarı kaçtığı zaman tehlike oluşturuyor. Yemeklerinizi her zaman 2 kaşık sıvı yağ ile pişirin ve fazla tuzdan kaçının. Çayın yanında yemek için her zaman bisküvi aramayın. Bisküvi ve kurabiyelerin margarinden yapıldığını, ve margarinlerin bel çevrenizi genişlettiğini unutmayın. 93
spor & beslenme
Kasım’da Diyet Başkadır ! Yazan: Diğdem Özkahya
Yaz ayları rüzgâr gibi geçti; Eylül, Ekim derken Kasım ayı da geldi çattı. Soğuyan havalar bize artık yavaş yavaş kış mevsimine hazırlanmamız gerektiği mesajını veriyor. Mevsimsel değişimlerle beraber Kasım ayında dikkat etmemiz gereken 2 konu var:
• Âşıklar; malum, “Kasım’da aşk başka”. • Kaşıklar; kaşığımıza ne aldığımız, yani nasıl beslendiğimiz mevsim geçişlerinde sağlığımızı ve ideal kilomuzu koruyabilmemiz açısından bizim için çok daha başka… Hava muhalefetine bağlı olarak düşen enerjimiz nedeniyle, bu dönem belki de diyet yapmak için motivasyona en çok ihtiyaç duyduğumuz dönemlerden biri. Peki bu süreçte kendimizi nasıl motive etmeli ve nasıl beslenmeliyiz? Öncelikle kendinize karşı dürüst olun ve tüm bahaneleri ortadan kaldırın:“Hava soğuk.” – Egzersiz yaparak ısınmanız mümkün. Üstelik egzersiz yapmanın verdiği zindelik ve olumlu enerji size sağlıklı beslenmek için gereken motivasyonu da verecektir.
“Yazın kilo verilir, kışın kilo alınır.” – Aslında dört mevsim sağlıklı kiloda kalınır. “Çok yoğunum.” – Her şeye zaman bulunur, yeter ki siz isteyin!
Artık hazırsanız, şimdi okuyacaklarınız konusunda daha dikkatli olmanız gerekiyor. • Onları asla geçiştirmeyin: Öğünleriniz. Metabolizmanızın sağlıklı çalışabilmesi için düzenli olarak ana ve ara öğün yapmalısınız. Aksi takdirde hem kilo kontrolü sağlamanız hem de bağışıklık sisteminizi korumanız güçleşecektir. Havalar da buna çok müsaitken hastalıklara davetiye çıkarmak istemezsiniz, değil mi? Ayrıca atladığınız öğünlerin bir sonraki öğüne yüklenerek gerekenden daha fazla yemenize neden olacağını da unutmayın. • Onsuz bir hayat düşünülemez: Su! Su bizim için hayati önem taşıyan, vücudun dengesiyle birlikte kilo kontrolü sağlamada da yardımcı olan bir içecektir. Sağlıklı beslenme programında asla eksik olmaması gereken suyu, bazı bireylerin zoraki olarak günde yalnızca 1-2 bardak içtiği de oluyor. Size net bir şekilde “günde 2 – 2.5 litre su için” gibi bir öneride bulunmayacağım; ancak yeterli miktarda su içip içmediğinizi anlamak için idrarınızı tahlil edin. Yeterince su içtiğinizde, idrarınız açık renkte olur. Eğer idrarınız koyu bir renkteyse, vücudunuz daha fazla su içmeniz için size sinyal veriyor demektir. Hatta hemen şimdi okumaya birkaç dakika ara verip bir bardak su içmeye ne dersiniz? • On bine kadar sayın. Sabırlı olun. Günde en az 10.000 adım atmanız gerektiğini biliyor muydunuz? Günlük aktivite seviyeniz de zinde ve formda kalabilmeniz açısından çok önemlidir. Sonbaharda dökülen yapraklar arasında keyifli bir yürüyüş yapmak kulağa hiç de fena gelmiyor, öyle değil mi? • Çetele tutun. Başkalarının lokmalarınızı saymasından hoşlanmayabilirsiniz ama siz kendi lokmalarınızı sayın. Yediğiniz her şeyi bir yere not edin ve bakın bakalım aslında farkında olmadan neler yiyorsunuz? • Asla tek biriyle yetinemezsiniz. Tek bir besin grubuna yönelmek ya da bazı besinleri tüketmek konusunda kendinize yasaklar koymak sağlığınız ve formunuz için pek de olumlu sonuçlar vermeyecektir. 94
Öğünlerinizde bütün besin gruplarına yer verebilmek için tabağınızı dörde bölün. Mümkün olduğunca yemek seçmemeye çalışın ve sebze grubu, et grubu, süt grubu ve tahıl grubu besinlerin tümünden yeterli miktarlarda tüketin. • Çikolata! Çikolatanın antioksidan kapasitesi yüksek bir besin olduğunu biliyor muydunuz? Bu özelliğiyle çikolata hastalıklardan korunmanıza yardımcı olur.
Mutluluk hormonlarınızı tetikleyip, sizi havaların verdiği olumsuz ruh halinden kurtaracağına da kuşku yok. Tabii tükettiğiniz miktara dikkat etmelisiniz; 2 küçük kare parça bitter çikolata kilo kontrolünüzü engellemeden sağlığınızı korumanıza yardımcı olacaktır. • Kasım’da sebze- meyveler de başkadır. Her sebzenin ve meyvenin doğal olarak yetişme dönemi farklıdır. Sağlıklı beslenmek için ise sebze meyveleri mevsiminde tüketmek gerekir. İşte Kasım ayında tüketebileceğiniz sebze ve meyveler:
Sebzeler: Kereviz, pırasa, yer elması, kabak, lahana, ıspanak Meyveler: Elma, muz, mandalina, nar, armut, greyfurt, kestane Sağlıklı ve mutlu Kasımlar!
95
yazar
Tuğçe Özcan tugce@deluxemagazin.com
Editör’ün bloğu Daha fazlası için: www.tugceselseyler.com
İDEAL ERKEK VE İDEAL KADIN NEREDE? Bekar bir kadın, ömrünün ne kadarını ideal erkeği aramakla geçiriyor? Ya da yalnız bir adam yılın kaç saatini hayallerini süsleyecek o ideal kadını bulmak için harcıyor? Deneme yanılmalarla delik deşik olan flört hayatımızın her ayrılığında, ruh eşimizin gelişini daha da büyük bir özlemle bekliyoruz. O büyük aşk bazen bize hiç uymuyor. Uymadığını bilsek de, olmayacak hayallerde ona başrol veriyor hatta bazen Oscar bile kazandırıyoruz.
İlişkiler hakkında hiçbir taktiğin işe yaramadığını anladığımda, dergilerde yazan çoğu taktiği denemiş ve odamda belime kadar gelen bir dergi yığını oluşturmuştum. Aşk tamamen şans işi. Bir kere onu bulmak için atılacak her adımın boşa gitme ihtimalini aklınızdan çıkarmamalısınız. Aşık olunacak kişiyi bulmak için sosyalleşmek iyi bir adım ama bu kadınlarda genellikle büyük bir beklenti yaratıyor. En güzel elbisesinin içinde eğlenirken kimseyle tanışamadan eve dönülen akşamlar, birçok kadın için depresyon davetiyesi oluyor. Aşık olduğunuz zaman da gerçekten aşık mısınız, yoksa kalbinizi çarptıran basit ve geçici bir hoşlanma mı bunu asla ayırt edemiyorsunuz. Ta ki bir sonraki yanılgınıza kadar.
Aşkın fıtratında mantık yok zaten. Bu yüzden etrafında pervane olmayı seviyor, çoğu zaman cool olmayı beceremiyoruz. Bazen ne onunla oluyor, ne de onsuz. Şikayet ederken, yokluğuna katlanamıyoruz. Kimi zaman da dikenlerini bile bile sarılıp kanamayı bekliyoruz. Yokken bizimle olmasını istiyoruz, varken de bizim istediğimiz gibi olmasını. Peki şimdi size aslında ideal erkek ve kadın diye bir kavramın olmadığını söylesem…
Gelecek olan yeni kalp çarpıntısı aynı bilinmezliği beraberinde getirecek ama en azından bir önceki için ne hissettiğinizi daha net bileceksiniz… Aşkı bulmak mutlu olabilmek için yeterli değil. Çünkü aynı anda iki kişinin birbirine aşık olması oldukça düşük bir ihtimal. Hadi o da oldu diyelim, bir süre sonra da karşımızdaki kişiyi “ideal sevgili” ye çevirmek için numaralara başlıyoruz. Bir kadın olarak kendime ideal erkeğin tanımını soruyorum. İlk olarak çalışkan, sahiplenebilen, özgüven sahibi gibi klişe fakat standart özellikler geliyor aklıma. Sonra daha kişisel olanları ekliyorum: mutfakta zaman geçirmeyi seven, egosuz, güzel sarılan, güzel bakan, spor yapan ve mümkünse sık sık beyaz tişört ya da beyaz gömlek giyen. En son olarak da olmaması gerekenleri sıralıyorum: kibir, küstahlık, görgüsüzlük, sürekli depresif ve yorgun ruh hali, cimrilik, bakımsızlık, bencillik, asosyallik ve kendini geliştirememe…
96
“İdeal” tanımı herkes için değişken. Fakat değişmeyen su götürmez bir gerçek var ki, hayatta hiç kimse ideal tanımımız içine “cuk” diye oturmayacak. İlla ki beraber olduğumuz insanların bir yanı size hep batacak. O batan kısımları törpülediğin zaman da karşındaki insan, o olmaktan çıkacak, başka birine dönüşecek.
Sonradan yüklediğimiz özellikler için periyodik olarak güncelleme yapılması gerekiyor ve bunu yapmazsak adamlar teker teker “error” veriyor. Bu durumda ideal erkek ve ideal kadın tanımlarını hayatımızdan çıkarıyoruz. Onun yerine “ideal ilişki” ile kuralları yeniden yazıyoruz.
Oysa ki onu bize aşık eden özelliği, orijinal olması değil miydi?
Kadın ve erkeğin arasındaki yumuşak farklar, bence ilişkiyi daha da güzelleştiriyor. Kendinizin tıpa tıp aynısı bir sevgili ile hayat ne kadar eğlenceli olabilir ki?
Durum erkekler açısından bakıldığında daha karmaşık. Çünkü erkeklerin netliğine ve açıklığına nazaran, kadınlar daha gizemli ve değişken.
Sizden zaten bir tane var. Bırakın karşınızdaki de size benzemesin. Aşkta en zorlu arayış, mükemmeli bulma arayışı. Çünkü beklenti yükseldikçe, mutsuzluk da artıyor. İnanın tüm isteklerinize koşulsuzca evet demeyecek biri, hayatınızı daha da güzelleştirebilir.
Sonuçta “ideal kadın” ya da “ideal erkek” diye bir kavram yok, ama ideal ilişki diye bir gerçek var. Üstelik kuralları yazan da siz olacaksınız. İki kare yan yana geldiğinde çok sıradan bir dikdörtgen olacak. Oysaki birbirini tamamlayan iki puzzle parçası olunca, belki de duvara asılacak kadar şahane olabiliriz. Bu yüzden ben karşındakini orijinal haliyle kabul edip, kendini hayatın akışına bırakmaktan yanayım.
Onların “ideal kadın” kriterlerine uymak neredeyse imkansız. Yaptığım gözlemler sonucu fiziksel açıdan formunun zirvesinde olan birçok kadının sohbeti de, iç dünyası da sıkıcı.
Tabi geceleri kumandanın bende olması şartıyla…
Şimdi burada kıskanç damgası yemeyi göze alarak yazıyorum ki, sürekli protein diyetinden ve reformer pilatesten bahseden kadınlar tanıyorum. Sırf ayıp olmasın diye bu sohbetlere saatlerce eşlik eden adamların sabrına da hayran kalıyorum. Öte yandan çevremdeki kadınlardan en yüksek özgüvene, en gerçek aşka ve en neşeli kahkahalara sahip olanların hepsi balık etli ya da şişman.
Belki de basenlerin ve bel çevresinin genişlemesi tuhaf bir ters etki yaparak bizi hayata bağlıyordur.Erkeklerin istediği muhteşem dış görünüm ve eğlenceli kişilik çok az kadında bir arada bulunurken, bizim istediğimiz tonlarca özellik hiçbir erkeğin fabrika ayarlarında yüklü değil.
97
yazar
Yeni uygulanmaya başlanan “FTC terapi” ile artık cilt gençleştirmek için bıçak altına yatmak gerekmiyor. Üstelik FTC terapi yöntemi diğer işlemlere göre daha kolay, daha acısız ve daha ucuz. Cildinizi 10 yıl geriye döndürmek için sadece 1 saatlik zamana ihtiyacınız olacak. Halk arasında “örümcek ağı estetiği” olarak bilinen bu yöntemin adı sizi korkutmasın. Deri altına gönderilen minik iplerle, cilt dokusu ağ gibi örüldüğü için FTC PDO Terapisi’ne bu isim verilmiş. Bu işlem cilt gençleştirmek için yapılan diğer yöntemlere göre daha pratik, acısız, kolay ve en önemlisi de izsiz. Çünkü bu bir ameliyat değil. İçinde bir çeşit eriyen dikiş materyalinin olduğu spesifik iğnelerle yapılan kolay bir uygulama.
Hafif aşağı inmiş bir cilt kişiyi hem yorgun, hem de yaşlı gösterir. Yüz germe operasyonları iyileşme süreci ya da iz gibi nedenlerle birçok hastayı düşündürürken, şimdi çok daha kolay ve hızlı bir uygulama ile zamanı geri alıyoruz. Üstelik acısız ve bir öğle yemeği süresi kadar zamanda… FTC PDO Terapisi yani Örümcek Ağı Estetiği, özellikle yüz bölgesinde oluşan sarkma ve cilt gevşeklikleri için yeni uygulanmaya başlanan ideal bir yöntemdir. Yaş ile beraber yüz bölgesi yer çekimine ayak uydurur. Şakak bölgesi, elmacık kemikleri, alın ve özellikle de “V” bölgesi zaman içerisinde aşağı doğru kendini bırakır. Bu bölgelerin düzeltilmesi ile yüz genç, daha canlı ve daha dinamik bir yapıya sahip olur.
“V” BÖLGESİ NERESİDİR?
Yüz ovalini anlatan bir semboldür. Çene ucu “V” harfinin köşesini gösterir, yanaklara doğru genişleyen çeneyi anlatır.
98
FTC TERAPİ NASIL UYGULANIYOR?
Hastamızla operasyondan önce kısa bir görüşme yaparak hangi bölgelerin sorunlu olduğuna birlikte karar veriyoruz. Sorunlu olan bölgelere göre cilt altına gönderilen dikiş sayısı değişiyor. Bu görüşmeler sırasında hastamızın medikal geçmişini, kullandığı ilaçları ve yüzüne daha önceden uygulatmış olduğu işlemler varsa bunları öğreniyoruz. İşlemin kolay ve pratik oluşu sebebiyle, birçok hastamız muayene sonrası hemen uygulamayı yaptırmayı tercih ediyor. İşlemden önce cilde acı hissini ortadan kaldıracak olan anestezik bir krem uyguluyoruz. Bu krem ile birlikte zaten çok çok az olan acı, tamamen ortadan kalkmış oluyor. Ardından çok ince iğnelerle belirlediğimiz noktalardan deri altına PDO yani polidioksanon ipler yerleştiriyoruz. Deri altına gönderdiğimiz ince iplerle cilt altını tıpkı bir örümcek ağı gibi yeniden örüyoruz.
FTC TERAPİ SADECE YÜZE Mİ UYGULANIR?
Özellikle yüz üzerinde oldukça başarılı sonuçlar veren bu işlem farklı bölgeler için de uygulanabiliyor. Kol içleri, bacak içleri, boyun, göbek ve popo bölgelerinde de etkilidir. Uygulama diğer bölgelere de aynı şekilde yapılır. Popo ya da göbek bölgesine yapıldığında hastanın korse giymesi gerekmez.
YARIM SAATLİK İŞLEMLE, 10 YILI GERİ ALIN!
FTC terapi uygulanır uygulanmaz, yiv özelliği bulunan ipliklerin fiziksel etkisi ile ufak ama belirgin bir toparlanma ortaya çıkar. Fakat esas etkisi 1 ay sonra başlar ve yaklaşık bir buçuk yıl boyunca etkisi devam eder. Uygulama esnasında yüzde hiçbir kesik ya da yara olmayacağı için, hasta işlemden 2 saat sonra makyajını yaparak gündelik hayatına devam edebilir. İstirahat etmesi ya da iyileşmek için kendini eve kapatması gerekmez. İşlemin böylesine kolay ve pratik olmasının yanına, başarılı sonuçlar vermesi de eklenince bugün birçok kadın cildinde zamanı geri almak için örümcek ağı estetiğine başvuruyor. Sadece yarım saatlik bir işlemle acısız ve ameliyatsız bir şekilde, oldukça belirgin bir toplarlanma ve yüz ovalinde sıkılaşma gerçekleşiyor . İşte tam da burada en önemli soru devreye giriyor, “Bu yöntemle gençleşmek herkes için uygun mu?”
BU YÖNTEMLE GENÇLEŞMEK HERKES İÇİN UYGUN MU? Genel olarak söyleyebilirim ki, uygulama kolaylığı ve hızı bakımından 30 yaşından sonra herkes bunu yaptırabilir. Fakat doğru sonuçlar için her zaman doğru tanı gerekir. Ancak burada ipi çekme ya da germe gibi bir işlem söz konusu değil. İplerin doğru şekilde cilt altına gönderilmesi yeterli oluyor.
BU İNCECİK İPLER YÜZÜ TOPARLAMAYA YETİYOR MU?
İşte burası zaten püf noktamız. Biz yüzü bu yöntemle asmıyoruz. Cilt altına uygun açılarla gönderdiğimiz iplikler vücutta erirken, bu bölgede bir iyileşme dokusu oluşuyor. PDO iplere reaksiyon olarak cilt, büyüme faktörü ve kolajen üretiyor. Böylece gerçek bir lifting etkisi ortaya çıkıyor ve cilt yukarı doğru toparlanarak daha genç, daha canlı ve gergin bir görünüme kavuşuyor.
Bunun da yolu; profesyonel bir görüş almaktan geçer. Eğer yüzünüzde kırışıklıklar varsa, sarkmalar oluşmuşsa, elmacık kemikleriniz aşağı doğru eğim almaya başladıysa ve çene altındaki cildiniz sarkıyorsa Örümcek Ağı Uygulaması için ideal kişi olduğunuzu söyleyebilirim.
KADIN İÇİN 30 YAŞ NEDEN ÖNEMLİ?
Birçok cilt gençleştirme uygulaması için hep 30 yaş söylenir. Çünkü 30 yaş kadında hem fiziksel, hem de psikolojik bir sınırdır. Fiziksel olarak kolajen üretimi yavaşlamaya başlar. Bu yüzden bu yaşlarda kolajen üretimini uyarmak gerekir. FTC terapi yani örümcek ağı estetiği, kolajen üretimini uyarmak ve cildi toparlamak için yapılan pratik, güvenli ve başarılı bir uygulamadır.
99
yazar
Dijital Dünyanın Sosyal Mecrası Duygu Balkaş duygu@deluxemagazin.com
Facebook’u Teyzeler Bastı ! Günlük yaşamımızın başkalarının yaşam biçimleriyle sosyalleştiği ve psikologlara göre içimizdeki “var olduğundan haberdar etme” güdüsünden beslenen facebook, bugün neredeyse genç bir delikanlıyla yaşıt.
Sosyal medya uzmanlarının hem fikir olduğu üzere ağına dâhil kitlelerin özellikleri facebookun kendi özelliğini ve yapısını belirleyerek adeta onu canlı bir organizma gibi zaman içinde değiştirerek dönüştürüyor. Son dönüşümün mimarları ise teyzeler, amcalar, anneler ve babalar.
50 Yaş Üstünün Facebook’la İmtihanı Son bir yıldır özellikle Türkiye’de facebookta 50 yaş üstü kullanıcı sayısında radikal bir artış gözleniyor. Bilindiği üzere sosyal paylaşıma başladığı 2003 yılından 2013’e dek yaklaşık 10 yıl boyunca gençlerin her şeyden çok odaklandıkları, bambaşka bir dijital deneyimle karşılaşarak büyüdükleri facebook mecrası ebeveynler tarafından tepkiyle karşılanmıştı.
Facebook, geniş takipçi sayısıyla sosyal medya uygulamaları içinde popülarite tacını hiç düşürmeden 2003 yılının sonlarında Harvard Üniversitesi öğrencileri arasında ortak bir ağ oluşturmak amacıyla kurulduğundan beri yoluna devam ediyor. Facebook sosyal paylaşım platformu, önce öğrencilere, sonra gençlerden oluşan geniş bir kitleye, ardından şirketlere, kurumlara, markalara ve son olarak da vaktiyle onu çok eleştiren 50 yaş üstü teyze ve amcalara ulaşmış bulunuyor.
Anne ve babalar gözüyle gençlerin vakit öldürdükleri, gelecek planlarını olumsuz etkileyen bu “internet bağımlılığı aracı”, uzak durulması gereken bir bilinmezdi. İlginç olan dünün facebook karşıtları bugünün en güçlü takipçileri olma yolundalar.
Facebook’ta Yeni Olan Eski Nesil, Mecranın Tadını Biraz Kaçırıyor Çok değil daha bir yıl önce teyzenizin sizi facebookaki eşinizle ya da sevgilinizle bir fotoğrafınız nedeniyle hunharca eleştirdiği ya da “böyle şeyleri hiç sevmem” dediği günleri hatırlayın. Şimdi de birer ikişer teyzeniz, anneniz, annenizin arkadaşları, babanız ve anneannenizin facebook hesapları açtığını, akıllı telefonlarından bu hesapları bağımlılık derecesinde takip ettiğini görüyorsunuz. Peki, sizce facebookun ruhunu ne kadar özümsediler? 100
Bir genç işi olan facebookta başlayan söz konusu dönüşümde teyzeler ve amcalar kuşaklarının ve yetişme biçimlerinin mecraya olan uzaklığı nedeniyle farklı bir yaklaşım geliştirmeye başladılar. Öncelikle, daha çok başkasının yaşamını merak eden ve kendi yaşamını komşunun, kuzenin, eniştenin yaşamındaki değişikliklerle şekillendiremeye alışkın olan bu kuşak için facebook şaşılacak derecede şeffaf. İşte bu, başkasını gözlemleme ve yorumlama alışkanlığına bağlı olarak da çok iyi bir gözetleme aracı. En önemlisi, çocuklarının, torunlarının, onların akranlarının günlük yaşamını gözetlemek, kontrol etmek ve yorumlamak hatta yönlendirme yapmak için çok cazip bir fırsat gibi. Facebook hesaplarını kapatan 20-30 yaş grubundaki kullanıcı sayısının artması gösteriyor ki sözünü ettiğimiz bakış açısıyla teyzeler, gençleri facebooktan biraz soğutuyor. Zira mecranın ruhunu hiç anlamamış görünüyorlar.
Facebook’taki Dönüşümün Sonucu Nasıl Olacak? Aslında facebooktaki sosyal değişimi öğrencilik, gençlik, iş hayatı ve yaşlılık evresi olarak özetleyebiliriz.
2006 yılından sonra adeta bir toplumsal değişim yaşayan facebookta üniversite öğrencileri dışındaki gençlerin de katılımıyla güçlü bir gençlik etkisi görüldü. Paylaşımlar, fotoğraflar, ilgi alanları ve kullanıcılar tümüyle dönemin gençliğini yansıtıyordu. 2010 yılı ve sonrası ise büyüyen, yaygınlaşan, genç, ergen, çocuk ve orta yaşlıların yoğun bir biçimde aktif olduğu kitlesel bir facebook gücü ortaya çıktı. İşte bu güç, kısa sürede, markaların reklam için, politikacıların propaganda için, sanatçıların hayran sağlamak için en etkin araçları oldu. Facebook da artık marka reklamları görülmeye, facebookun kendi reklam sistemi kullanılmaya başlandı. Son 1 yıldır ise tüm bu sürece uzaktan bakan ve büyük bir kısmı İngilizce bilmediği için adını dahi telaffuz edemeyen 50 yaş üstü kullanıcıların dahil olduğu bir facebook karşımızda. Elbette tüm kullanıcı profilleri gibi onlar da kendi kuşaklarının kaygılarını, ilgi alanlarını yani dilini mecraya taşıyorlar.
Gençler Nereye Gidiyor? Günlük yaşamına adeta baskın yapılmış gibi hisseden gençler, facebooktan biraz uzaklaşmaya başladılar. Facebooku basan teyzelerden kaçan gençler artık instagram başta olmak üzere farklı mecraları tercih etmeye yöneliyorlar. Bazıların farklı adlarla yeni hesaplar açtığını da ekleyelim.
2003 yılında Harvard Üniversitesindeki öğrenciler arasında dijital anlamda sosyal paylaşımla başlayan facebook fenomeni ilk 3 yıl bir öğrenci aktivitesi olarak devam etti. Bu dönemde facebooka girdiğinizde kullanıcıların büyük bir kısmının öğrencilerden oluştuğunu dolayısıyla da öğrenci yaşamına dair bir etkinin baskın olduğunu rahatça görebiliyordunuz.
101
yazar
Nilüfer Yılmaz nil@deluxemagazin.com
Aşk Akademisi
“Aşk”ta gurur olur mu? Negatif konotasyonu en basit tanımıyla kibir, kendini beğenme anlamlarına gelir.Pozitif konotasyonu ise övünme, övünç anlamına gelir. Önce Negatif anlamını ele alalım; Negatif Anlamı: Kibirlenme, kişinin kendini başkalarıyla kıyaslaması durumudur. Sürekli bir kıyas halidir. Buradaki başkalarıyla kıyas Aşık olduğunuz kişiyle kıyastır. İnsan Eğer Aşkı tüm benliği ile yaşıyorsa onun öncelikle mantığının ve aklının kesinlikle ego içeren hisleriyle örtüştürmemesi gerekir. Karşı cinse duyduğunuz bütün derin hislerin sizdeki en büyük yankısı, ruhunuzun ne kadar mutlu oluğudur.Yaşanmak istenen huzur, mutluluk ve heyecanın kalitesi, insanın bu duygulara olan ihtiyacına bağlıdır. Bu ihtiyaç eğer ego ile iç içe ise ortaya gurur çıkar.
Bunu öğrenmenin tek bir yolu var. Aşkı hissettiğiniz insanın istediği bir şeyi yapmak için, kendi karakterinizden ödün vermeniz gerektiği noktada eğilip yerden burnunuzu almıyorsanız, kusura bakmayın o bir Aşk değil kandırmacadır.Bu kandırmacanın sebebi tamamen ona olan başka ihtiyaçlarınızdır. Bu ihtiyaçlarınızı doyurmak adına öne çıkardığınız gururunuz, asla kol kola yürümez sevginizle. Karşı tarafa geçirdiğiniz tek düşünce ise, tercih edilmişlik olur. Tercih edilmek yerine savaşılan ve kazanılan bir duygu olmak ister aşk.
Aslında AŞK tanımsız duygular bütünüdür. İç dünyanızda hissettiğiniz titreşimler size öyle büyük bir sevinç yaşatır ki bu mutluluğu asla kaybetmek istemezsiniz. Ve bu kaybetme duygusu ile karşınızdaki insanı fark etmeden kendi çemberinize hapseder hatta çoğu zaman hırçınlaşırsınız.
Belki o da kendi içinde çok gururludur ama onun gururu sadece mutluluk ve huzuru kaçırmamak adına yaşanan duruluktur.
Hayal edin;
Aşık olduğunuz insana o kadar heyecan duyuyorsunuz ki, onun bakışları ile karşılaşmak bile nefesinizi kesebiliyor.Hal böyle iken, yani nefesiniz bile sizi zorlarken, neden kişisel egolarınızın esiri olup duygularınıza sınır çiziyorsunuz. O zaman duygularınız sınırsız değil. Ya da siz kendinizin mi, yoksa duygularınızın mı sınırını yaşadığınızı bilmiyorsunuz.
102
Aşkın enerjisi çok asidir aslında. İçine arasına hiç bir şey karıştırmadan yaşayabilmek ister enerjisini. Aşk kendinden geçmektir. Kendinden vazgeçmektir. Kendi düşüncelerini yorumlamayı bilemek, o düşünceler ışığında karşınızdaki insanın yaşamayı istediği duygularına ışık tutabilmektir. Pozitif anlamı: Gurur, kişinin kendisi veya bağlı olduğu bir grubun mensuplarının varlığı, geçmişi veya başarıları ile övünmesi, bundan haz almasıdır.
Gurur duygusu belirli bir düzeyde mevcut olduğu müddetçe kişinin veya grubun kollektif gelişimini artırmada önemli bir katalizör olabilir ve kendini gerçekleştirmeye katkıda bulunarak insanın iç huzurunu muhafaza etmesine yardımcı olabilir. İnsanlar karşısındakinin hislerini fark edemezler. Hatta fark etmeye pek çalışmazlar bile. Beyinlerinin içinde hep” ben onu çok seviyorum, ona aşığım, bu yeterli, yetmeli “ gibi düşüncelerle kendini hep önde ve masum görür. Oysa ki duyduğu sevgi ve aşk karşıdan nasıl algılanıyor, onun hangi eksiklerini tamamlıyor umursamaz gururlu insan.
Gururu unutun. Rafa kaldırın.
Bırakın tüm sizi kısıtlayan duygularınız. Sınırsızı yaşayın. Karşılıklı olanı hissedin. Ne aldığınızı, aldığınız hisleri benliğinizde hangi karşılık hislerle yoğurduğunuzu ve hayatınıza yansımalarını seyredin. Sizi bir sonuca götürmeyen gururunuzla değil bu yansımaların ışıklarıyla daha kocaman gülümseyin. Ruhunuzdaki melodilere kulak verin, sessizce fısıldayın romantizmle dokunmayı deneyin.
Sarılmanın, sımsıkı sarılmanın hazzını yaşadınız mı?
Hiç sarılırken tek beden olduğunuzu düşünerek gözlerinizi kapattığınızda her şey ikinizin etrafında dönmeye başlayacak. Kendi benliğinizden veya kişiliğinizden vereceğini küçük ve basit ödünler, gelecekte size sağlam bir yoldaş, anne gibi sırdaş, dost gibi bir arkadaş ile yaşlanmanızı sağlayabilir. Hayatı bazen anlık değil, gelecek odaklı yaşamak, yaşadıklarımızı ve paylaştıklarımızı önümüzde adım atacağımız yılların kaldırım taşları olduğunu unutmamalıyız. İlişkilerinizde, ( evlilik, dostluk, ebeveyn, iş ortaklığı) en iyiyi, en güzeli, en farklıyı, yaşatmaya çalışmak kadar, en doğruyu yapmaya çalışmak huzuru ve mutluluğu tüm hayatınıza yansıtmaya yetebilir. Tıpkı parmak izlerimiz gibi hepimiz farklıyız. Ruhlarımız, düşüncelerimiz, hislerimiz ve sevgi boyutumuz, duyduğumuz aşkın enerji boyutu, hepsinin frekansı farklı farklı. Bunların diğer bir insanla örtüşmesi uyuşmasını beklemek gerçekten çok mantıksız bir durum. O yüzden bunu beklemek, bu olmadığı için karşımızdakini veya kendimizi suçlamak yerine değer verdiğiniz insanın frekansına inebilir veya çıkabilirsiniz. Ya da olanı sevebilirsiniz. Bunu ne kadar istediğiniz ile ilgili olarak bir tek şu soruyu sorun kendinize. Aynı negatif duyguyu gurur ve kibri tersine çevirdiğinizde siz ne hissederdiniz.?
EVET BEN GERÇEĞE AŞIĞIM. YA SİZ?
103
yazar
Beki Nil Levi beki@deluxemagazin.com
M-izah
Kalbimin sesini dinleyecektim ama stetoskopum yoktu,
ben de vazgeçtim. Soğuk kış günleri yaklaşıyor. Artık bize, bizi ısıtacak şeyler lazım, değil mi? Atkı, bere, soba ya da aşk gibi… İçinde bulunduğumuz Kasım ayı zaten biraz da aklımızda aşkla bağdaşmış durumda; ama içinizi ısıtması yüzünden değil, “Kasım’da Aşk Başkadır” cümlesinin bunca içimize işlemiş olması yüzünden. Aslında Kasım’da başkalaşım yoktur.
Aşk her zaman başkadır, o başka! Yeter ki insan kalbinin sesini dinleyebilsin. Yalnızca aşkta da değil, konu her ne olursa olsun, bize “bir başka” olabilmesi için kalbimize dokunması gerekir. Nedense her zaman pek de kolay olmadı kalbinin sesini dinleyebilmek. Dinlemeye çalışırken araya giren bir sürü gürültü oldu, parazit oldu, aralardan kimini seçtik, kimini seçemedik. Seçebildiklerimizin çoğu sonu soru işareti ile biten cümlelerden ibaretti. Döndük, dolaştık, hep aynı yere geldik: Yumurta mı tavuktan çıkardı, yoksa tavuk mu yumurtadan çıkardı? Söz konusu tavuk ve yumurta olduğunda bile, neyin nere(miz)den çıktığı her zaman bize bağlıdır aslında.
Bu döngüyü gerçekleştiren faktörlerin istikrarını bozmak da bizim elimizde elbette. Elimizdeki örnek resimde iki adet faktör var: Yumurta ve tavuk. Bunların hangisinin diğerinden kaynaklandığına bir türlü karar veremiyoruz. Kalıplaşmış düşünceden çıkıp duruma dışardan baktığımızda, ortadaki tek faktörün tavuk olduğunu görürüz. Farklı faktörler olarak nitelendirdiğimiz şeyler, olayın tamamlanmasından önceki evrelerdir sadece. Sonuç nettir, tavuk yani, bunu karmaşık hale getiren bizleriz. Tavuk tavuktan çıkar. Bir de kısırdöngüye bakarken elimizde tuttuğumuz ana faktörler dışında, bizim göz ardı ettiğimiz çok önemli nedenler de olabilir bu kısırdöngüyü etkileyen: Horoz gibi mesela. Neticelerden daha önemlisi, onları yaratan şeyler de olabilir bazen. Horoz gelip de tavuk faktörüne müdahalede bulunmasa, kısırdöngü bir son bulur; ortada tavuk mavuk kalmaz. Bu döngüleri çözmeye çalışırken horozların çokça unutulduğunu, ihmal edildiğini düşünüyorum.
Eğer süreci akışına, doğalına bırakırsak; tavuktan tavuk çıkar. Sürece müdahale edersek, her şeye farklı bir mana verip bu farklılıklara odaklanırsak, tavuktan önce yumurta da olur, civciv de olur. Bu çok meşhur soru, aslında tek bir kelimenin uzunca ve daha resimleştirilmiş bir anlatım yoludur: Kısırdöngü.
104
İçimizde kümes kurmadan kalbimizin sesini dinleyebildiğimiz bir Kasım ayı olsun!
105
cinsellik
106
107
röportaj Op. Dr. Gökçen Erdoğan Ankara’da yaşayan bir cinsel terapist. Aynı zamanda kadın hastalıkları ve doğum uzmanı. Kendisi uzun bir süredir yakın markajımda. Çünkü Haydar Dümen’den bu yana ilk kez bir kadın cinsellik hakkındaki her şeyi bütün açıklığıyla ve kadın zarafetiyle anlatıyor. Bu sayede artık yeni kuşak da cinsel sorunlarına derman olacak bir idole sahip oldu. Aslında o mu beni, ben mi onu buldum karar veremediğim tesadüfler zinciri sonrasında kendimi Gökçen Hanım’la öğle yemeğinde buldum. Ve cinsellik hakkında tüm merak edilenlerin konuşulduğu çok keyifli bir sohbete imza attık.
CİNSELLİK VE İLİŞKİLER HAKKINDA TÜM MERAK EDİLENLERİ
ONA SORDUK!
Cinsellik tabularını bence artık yıktık ne dersiniz?
Ah keşke tabuları yıkmış olsak. Buna evet demeyi çok isterdim. Eğer yüzdeye vurursak yüzde %30’unu yıkmışızdır. Biz küçükken cinselliğin tabu olduğunu öğrenerek büyüdük. Hala da birçok anne baba çocuğunu böyle büyütmüyor mu? O yüzden tabuları yıkmaya daha çok zaman var.
O zaman hatayı biz hep en başta yapıyoruz. Peki çocuklara cinselliği nasıl öğreteceğiz?
Çocuklara cinsellikten bahsederken “ayıp, yasak” kavramları ile aynı cümlelerde kullanmamalıyız. Bunun hayatın bir gerçeği ve doğanın bir gereği olduğunu açıklamak gerek. Ama yaş sınırlarına göre açıklamak gerekiyor. Bu da çocuğun sorduğu soruları takip ederek yapılmalı.
Çocuklarda cinselliğin keşfi kaç yaşında başlıyor?
Bir yaşında beşiğinin kenarına sürtünerek mastürbasyon yapan çocuklar var. Çocuk çok küçük yaşta kendinde bir haz keşfedebiliyor. Ne olduğunu bilmiyor ama kendinde bir haz noktası olduğunun farkına varabiliyor. Cinsellik eşittir haz demek. Cinselliği karşı tarafla keşfetmekse üçüncü yaştan sonra başlıyor. Çünkü üçüncü yaştan sonra farklılıklara ilgi artıyor.
Çok zor konular bunlar. Çok küçük yaşta mastürbasyona yönelen bir çocuğa nasıl yaklaşılmalı?
Bu çocukların amacı genellikle büyük ölçüde dikkat çekmek oluyor. Kendisi ne yaptığının farkında değil, bir sorun ortamında ilgisiz ya da yalnız kaldığı için ya da çok başka nedenlerle dikkati kendine çekmek için yapıyorlar. Bu yüzden anne ve babanın ilk hedefi dikkat dağıtmak olmalı. Onu utandırmadan ilgisini ve dikkatini farklı bir yöne çekmek gerekiyor. Çocuklara küçük yaştan itibaren bazı bilgiler verilmeli. Mesela nasıl oturması gerektiği, etrafında 60 cm lik mahrem bir alanın olduğu ve bu alana kimsenin zorla girmemesi gerektiği, anne ve babanın dışında çıplak olarak onu kimsenin görmemesi gerektiğini anlatmak aslında cinsel eğitimin ilk basamağı olabilir. Çocuklar her şeyi anlıyor. Yeter ki, mesajı doğru vermeyi bilin.
Şimdi çocuk eğitiminden yetişkin cinselliğine geçiyorum. Cinsellik bir ilişkinin neresinde olmalı? Bence tam göbeğinde olmalı! 108
Peki cinselliğin kötü olduğu ilişkilerde?
Bak, ben hep şöyle derim. Bir ilişki iyi gidiyorsa cinsellik o ilişkinin %50’sini oluşturur. Ama eğer bir ilişkide cinsellik kötü gidiyorsa, o zaman da %80’ini oluşturur. Bu denklem tüm ilişkiler için geçerlidir.
Ten uyuşmazlığı diye bir şey gerçekten var mı?
Ten uyuşmazlığı değil, ama ten uyuşması diye bir şey var. Yani bu pozitif bir durum. Birini görürsünüz, ona dokunma ve onunla temasta olmayı hissedersiniz. Daha dokunmadan üstelik. Bunu geçtik, yan yana gelirsiniz, sanki bir merkez sizi çekiyormuş gibi gelir. Bunu da geçtik, onunla beraber olmak istersiniz. Üç aşamalı bir durumdur. Müthiş bir çekim olur aranızda. Şanslı olanlar bu durumu yaşıyor. Aslında yaşamayanlar için şanssız demeyelim, belki ileride yaşarlar ama ten uyumunu yaşayanlar kesinlikle şanslı!
İlk 6 aydan sonra tutku yavaş yavaş azalıyor. Bitmiyor, kökü bizde ama zamanla azalıyor. İşte kökü bizde olan bu kolu canlı tutmak için devreye cinsellik giriyor. Bu üç şeyi her zaman uyanık tutmak evlilikleri de monotonluktan kurtarıyor.
Olamazlar bence. Bunun kavgasını çok yapıyorum ben. Erkekler tohumlarını saçmak üzere dünyaya geliyor. Kadınsa o tohumdan bir tanesini kapmak üzere. Erkek tohumunu saçacak, geliş amacı o. Zamanı, parası ve ereksiyonu olan erkeklerin %90’ı çok eşliliği tercih ediyor. Kadınsa ondan farklı. Onu çekmeyen, kalbini attırmayan bir erkeğe kolay kolay teslim olmuyor. Yani erkek sevişmek için çok eşli oluyor, kadın sevilmek için.
“Hiç orgazm olmayan kadınların oranı %60.” Kadın ve erkek orgazmı aynı şekilde mi yaşıyor?
Bunun çok önemli üç adımı var. Bir kendine zarar vermeyeceksin, iki karşındakine zarar vermeyeceksin, üç topluma zarar vermeyeceksin.
Bunu hem fiziksel, hem de psikolojik olarak söyleyeyim. Erkek biraz da yoğun bir hazzı daha kısa sürede yaşar. Kadınsa daha düşük bir hazzı, daha uzun sürede yaşar.
Türk kadınının ilişki karnesi nasıl?
Erkek için orgazm olduktan ya da boşaldıktan sonrasının bir önemi yok, arkasını dönüp huzur içinde uyuyabilir. Oysaki kadının haz alanı ilişki bittikten sonra da devam ediyor. Dokunulmak, konuşulmak istiyor. Paylaşım devam ediyor kadın için. Bu yüzden de onun zevk alanı daha geniş.
“Evli kadın, annelik rolünü bırakıp yatak odasına kadın olarak giremiyor!”
Peki evli kadın neden kaybediyor? Evli kadın, yatak odasının kapısına annelik sabahlığını asamıyor ve içeri kadın olarak girmiyor. Erkeği cepte görüyor.
Rahat davranıyor. Kadının şöyle bir açmazı var. Kadın cinselliği görev olarak yapıyor, nasıl olduğu ile ilgilenmiyor. Cinsellik var mı, var. Oysa ki erkek için nasıl olduğu da önemli. Erkek evdeki kadının monoton tarafını keşfedince, nasıl bir cinsel hayat istediğini o zaman şekillendiriyor zihninde.
Bu durumda evlilik aşkı öldürüyor mü?
Aslında öldürüyor ama biz diriltiyoruz. Aşkın 3 dalı var. Bir dalı tutku, biri yakınlık, diğeri bağlılık. Bu üç şey olmadan aşk olması imkansız.
Her şeyi ama her şeyi konuşmalı! Ama üslup çok önemli. Bardağın dolu tarafından bakarak konuşmak gerek, ve mutlaka net olunmalı.
Erkekler gerçekten tek eşli olamazlar mı?
İlişkilerde sınır tanımamak nereden sonra sapkınlığa dönüşür?
Eş olduğunda ilişki ya da seks karnesi 10 üzerinden 4 buçuk ya da 5. Partner olduğu zaman da 8.
Kadın ve erkek cinsellik konusunda her şeyi tüm açıklığı ile konuşmalı mı?
İlk gece korkusu erkekler için de geçerli mi?
Aslında performans anksiyetesi diye bir şey var. Onlar da bu ilk geceyi ya da ilk tecrübeyi kafalarına takabiliyor. Sertleşebilecek mi, erken mi boşalacak? Erkeklerin yaşadığı stres daha kötü.
Erkekler için cinsellik ne ifade ediyor, ereksiyon güç mü demek?
Kesinlikle! Zaten erk’lik buradan geliyor. Cinselliği olan erkek, kendini daha güçlü hissediyor. Bir de tam tersi durum var. “Erkekliğim biterse öleyim daha iyi” diyen çok fazla erkek vaka ile karşılaştım. Ereksiyonları ortadan kalkınca kendilerini yetersiz hissediyorlar.
Cinsel ilişkiden zevk alamamak bir hastalık mı?
Bunun birçok nedeni olabilir. Öncelikle nedeni bulmak gerekir. Neden zevk alamıyor? Psikolojik mi, yoksa fiziksel bir durum mu var? Bunu çözmek için de konuşmak gerek. Çünkü erkek, kadının ne istediğini bilemez. Mayasında bu yok. Ben kadınlara her seferinde ne istediğinizi söyleyin diyorum. Bıkmadan, yılmadan ve s öylenmeden her seferinde ne istediğinizi iletin.
“Erkek orgazmı daha yüksek hazda ama daha kısa, kadınsa daha düşük hazda ama daha uzun yaşıyor.”
109
röportaj Sizce en pratik ve kolay doğum kontrol yöntemi hangisi?
Doğum kontrol yöntemi kişiseldir. Herkesin ihtiyaçlarına ve durumuna göre farklı bir yöntem belirlenir. Herkes hap kullanımına, spirale ya da iğneye uygun olmayabilir. Hamilelik takvimi her zaman tutmayabilir. Türk erkeği tensel temasa önem verdiği için prezervatifi de çok sevmiyor. Kadının kendine en uygun yöntemi bulması için mutlaka hekiminden yardım almalı.
“Erkek tohumlarını saçmak üzere dünyaya geliyor, kadınsa o tohumları kapmak !”
Hamilelik takvimiyle ilgili bilinen en klişe şey regl olduktan 1 hafta sonra asla hamile kalınmaz derler. Bu doğru mu? Adet döneminde ilişkiye girenler bile hamile kalabilir. Asla böyle bir şey yok. Hiçbir zaman regl haftasında hamile kalınmaz denemez. Bu kadının yumurtlamasına bağlı. Zaten tıpta kesin diye bir şey yok. Olma ihtimali düşüktür ama yine de hamile kalınabilir.
“Bize cinselliği yaşanılacak güzel bir şey gibi anlatmadılar. Küçüklükten beri bunun ayıp, yasak ve kötü olduğuna kodlanıyoruz.”
Vajinismusun nedeni her zaman psikolojik mi?
Yüzde 99 psikolojik. Nadiren de kızlık zarının kalın olması gibi organik sebepler de olabiliyor.
Nasıl çözülüyor vajinusmus, ilaçla tedavisi yapılıyor mu?
Ah keşke bir ilacı olsa ama yok. Tek seansta çözülenler de var. Genellikle ortalama 4-5 seansta çözülüyor. 19 yıl boyunca vajinismus ile yaşayan bir hastam vardı. Oysa ki çözümü kolay. Yeter ki insanlar bunun bir hastalık olduğunu, adının vajinismus olduğunu ve bunun çözümünün olduğunu bilsin. Hiçbir şey için bu kadar net konuşmam ama vajinismus %100 çözülüyor. Görüşmeden sonra editörümüz Tuğçe Özcan @tugce_tb hesabından “Bugün Dr. Gökçen Erdoğan ve Editörü Sibel Bayındır’la çok keyifli bir öğle yemeği yedik. Bol bol ilişkilerden, aşktan ve cinsellikten konuştuk” notuyla bu fotoyu paylaştı.
Çok uzun yıllar doğum kontrol hapı kullanmak zararlı mıdır?
Kontrollü gitmek de fayda var, belli dönemlerde ara verilerek devam edilebilir.
110
111
dekorasyon
Yaşam alanlarınDa, sonbahar MODASI
Crate and Barrel, Sonbahar Koleksiyonu ile modern yaşamın dinamizmini kır hayatının sıcaklığıyla dengeliyor. Crate and Barrel, 2014 Sonbahar Koleksiyonu’ndaki tüm yaşam alanlarına uyarlanabilen mobilya ve aksesuarlar ile modern şehir stilini kır hayatının sıcaklığıyla harmanlıyor.
Crate and Barrel’ın yaşam alanlarına huzur ve sıcaklık katan sonbahar serisinde, çiftlik evlerinden ilham alınarak tasarlanan, modern hayata uyarlanan ürünler dikkat çekiyor. Ham ahşap dokusunun öne çıktığı mobilyalar; ahşap, metal ve bakırın birlikte kullanımıyla dikkat çeken aksesuarlar, yalın ve işlevsel tasarımlarda hayat buluyor. Renkli ve floral desenli yemek takımları, ham keten ve koton mutfak tekstili koleksiyonu, hasır sepetler, sonbaharın renklerini evlere taşıyan tablolar, içinizi ısıtacak battaniyeler ve turuncu, kırmızı ve yeşil tonlarında yastıklar; modern yaşamın dinamizmini kır hayatının sıcaklığıyla dengeleme olanağı sunuyor.
Modern yaşam alanlarını, çiftlik evlerinin özlem duyulan samimiyeti ile buluşturan koleksiyon, çiftlik evlerine ise modern dokunuşlarla şehir hayatının dinamizmini ve canlılığını getiriyor.
Dünya ev perakendesinin gözde markası Crate and Barrel, 2014 Sonbahar Koleksiyonu ile modern çiftlik hayatının doğallığını ve samimiyetini evlere taşıyor.
112
Serin sonbahar günlerinin keyfini; Crate and Barrel’ın tasarım ve işlevselliği bir arada sunan mobilyalarıyla döşenmiş ve aksesuarlarla zenginleştirilmiş yaşam alanlarınızda çıkarın!
113
moda & stil
114
115
dekorasyon
ŞİMDİ EVE DÖNÜŞ ZAMANI... Mobilya tasarımından öte farklı yaşam kültürlerine bütünsel öneriler sunan Koleksiyon, yeni çağın ‘kendini arama’ ve arınma eylemi için doğru rotayı bildiriyor; ‘Şimdi Eve Dönüş Zamanı’. Kendini bulma sürecinde iç dünyaların saflığı ve huzuru özümüzde, yani evimizde. Evde olmayı hangimiz sevmeyiz ki?
116
rk a sı K o le k siy o n m a li st im a bu sezo n m in ön e çıkıy o r. ta sa rım la rl a rım la ra Bu güz e l ta sa lısınız. at m a M utl a k a göz
Home, sweet Home !
117
iş dünyası
TWITTER’DAKİ TÜRK KİM OLACAK? Milyonlarca kullanıcısı olan sosyal paylaşım sitesi Twitter, Türkiye için “Kamu Politikaları Yöneticisi” arıyor. Popüleritesi dünya çapında olan siteye alınacak olan yönetici şimdiden merak konusu oldu.
STAR GRUBU’NA SÜRPRİZ ORTAK
Türkiye’de ofis açılması, vergilendirme, kişilerin hak ve hürriyetleri kapsamında yaptıkları şikayetlere muhatap bulunabilmesi amacıyla 25 Ağustos’ta BTK yetkilileriyle üçüncü görüşmeyi yapan Twitter, web sitesinde yayınladığı ilan ile Türkiye’de yönetici aradığını duyurdu.
Rekabet Kuruluna, Star Medya Yayıncılık, Star Medya Ajans, Star Matbaacılık, Dinamik Radyo şirketlerinin her birinin hisselerinin yüzde 50’sinin Fettah Tamince’ye devrine ilişkin başvuruda bulunuldu.
Türkiye için Kamu Politikaları Yöneticisi (Public Policy Manager) aradığını belirten Twitter, söz konusu yöneticinin Türkiye’deki Twitter kullanıcıları için önemli olan tüm kamu politikaları sorunlarını takip ederek, bu sorunların çözümü için öneriler sunacağını bildirdi.
Star Medya Yayıncılık, Star Medya Ajans, Star Matbaacılık, Dinamik Radyo şirketlerinin her birinin hisselerinin yüzde 50’sinin Fettah Tamince’ye devrine ilişkin Rekabet Kuruluna başvuruldu.
Twitter’ın Avrupa, Orta Doğu ve Afrika bölgesinden sorumlu merkezinin bulunduğu İrlanda’nın başkenti Dublin ofisine bağlı olarak çalışacak olan Türkiye Kamu Politikaları Yöneticisi, hükümet temsilcileri, politikacılar ve medya tarafından Twitter’ın daha iyi anlaşılabilmesi için çeşitli çalışmalar yürüterek, raporlar hazırlayacak.
Rekabet Kurumunun internet sitesinde yayımlanan duyuruya göre, Socar Turkey Medya A.Ş. ile Fettah Tamince arasında düzenlenen hisse devir sözleşmeleri uyarınca Star Medya Yayıncılık, Star Medya Ajans, Star Matbaacılık, Dinamik Radyo şirketlerinin her birinin hisselerinin yüzde 50’sinin Fettah Tamince’ye devrine ilişkin başvuruda bulunuldu. Ayrıca, Dürr AG tarafından temsil edilen Dürr Technologies GmbH’nin Homag Group AG’yi devralmasına ilişkin başvurulan Kurula, INEOS Styrolution Holding GmbH’ın Styrolution Holding GmbH sermayesinin yüzde 50’sine tekabül eden hisseleri BASF SE’den devralması için başvuru yapıldı.
118
İşe alınacak yöneticinin Türkiye’deki hükümet, siyaset ve kamu politikaları alanında kayda değer deneyim sahibi olması şartı aranan iş ilanında, başvuruda bulunacak kişilerin üniversite muzunu ve iyi derecede İngilizce bilmesi; espri anlayışı yüksek, sosyal medya ve yüksek teknoloji bilgisi ile güçlü bir iletişime sahip olması isteniyor.
119
iş dünyası
İŞ HAYATINDA BÜYÜMENİN KURALLARI Sektörünüz ne olursa olsun, eğer büyümeyi kafanıza koymuşsanız bu yazımızı dikkatle okumanızı, hatta her bir satırını hayata geçirmenizi şiddetle tavsiye ediyoruz. Hedefiniz ister mevcut şirketinizde büyümek, isterseniz de kendi işinizi ve markanızı kurmak olsun bu öneriler iş hayatınızda çok işinize yarayacak. Bir riskin alınmaya değer olduğunu nasıl anlarsınız? Her fırsat kendi içinde küçük veya büyük riskler taşır. New York’lu restoran işletmecisi Rick Moonen’e göre, bir risk almak için önündeki fırsatın 3 kriteri karşılıyor olması gerekir:
1. İnanç ve prensiplerime uygun mu? 2. Finansal kazanç getirecek mi? 3. Bu kazancı keyifle harcayacak zamanım olacak mı? “Risk, yeni şeyler denemek, zorluklar” aslında iş hayatının özünü oluşturan kelimeler. Bizler, ister çalışan, ister yönetici, ister işveren olalım hepimiz günlük faaliyetlerimizde hep bu kavramlarla karşılaşıyoruz. İş hayatında varolma sebebimiz riskleri fırsatlara çevirmek, yeni şeyler deneyerek üretmek ve zorlukları aşmak.
Karnını konserve fasülyelerle doyurmuş günlerce. Ancak, film yapmaktan asla vazgeçmemiş. Walt Disney der ki; “Eğer birşeyi hayal edebiliyorsanız, yapabilirsiniz” Lakabı ‘korkunç’muş, ders ortalaması C. Hayatında başarı yok denecek kadar azmış. Üniversiteden atılmış, karısı onu boşamış, babası intihar etmiş. O da aile şirketini devralmış, şirket borç içindeymiş. O ise sadece 24 yaşındaymış. Kimse başaracağına inanmamış. Tüm ihtimaller ona karşı da olsa o vazgeçmemiş. CNN’in kurucusu Ted Turner der ki, “Kazananlar pes etmez, pes edenler kazanamaz” Üniversiteye gitmemiş. Mutlu bir ev hanımıymış. Ama daha fazlasını istemiş. Yemek pişirmesini çok seviyormuş. En sevdiği hobisini işe çevirmek istemiş. Eşi bu fikri saçma bulmuş. Anne babası olmaz bu iş demişler. Başlamak için parası yokmuş. Tek varlığı eski bir Vosvos arabaymış. Kimse ona inanmazken o kendine inanmış. Mrs. Fields kurabiyelerinin sahibi Debbi Fields der ki; “En büyük başarısızlık denememektir” Başarı öyküleri bize yoktan var edilebileceğini gösteriyor. Hiçbirşey bir gecede olmuyor ancak kararlı olmak, işini tutkuyla yapmak, zorluklara ve çevre baskısına kulak asmamak hiçbir zaman PES ETMEMEK gerekiyor.
Başarılı iş adamlarının, iş kadınlarının deneyimlerinden ders çıkarmak ve ilham almak uzun soluklu bir süreç. Peki ya, siz yarın ne yapabilirsiniz? Hergün küçük adımlar atın. O küçük adımlar sizi ilerde atacağınız büyük adımlara hazırlayacaktır. Evan Carmichael Telus Talks Business’e yazdığı yazısında girişimcilerin en büyük sıkıntılarından birine cevap arıyor: Başarılı girişimcilerin hayatına baktığınızda hiçbirşey güllük gülistanlık değil. Bazen dibe vurduklarını hissettikleri, bazen gerçekten dibe vurup son bir hamleyle ayağa kalktıkları birçok durum mevcut. Örneğin, çocukluğumuzun ve çocuklarımızın başından ayrılmadığı filmlerin yapımcısı Walt Disney, büyük bir film sevgisiyle yola çıkmış. Amatör ruhuyla çektiği ilk filmler için film ekipmanını ödünç almış, evinin garajında film stüdyosu kurmuş. Bu filmleri kimse izlememiş, kimse sırtını sıvazlayıp ‘bu adamda yetenek var’ dememiş. Kısa sürede parası bitmiş, yaşadığı apartman elinden gitmiş.
120
KENDİ İŞİNİ KURMAK İSTEYENLER DİKKAT! Sektörünüz ne olursa olsun işlerinizi büyütmek mi istiyorsunuz? Her girişimcinin kafasını kurcalayan bu sorunun 3 ana yolu var:
1. Daha fazla müşteriye satış yapabilirsiniz. 2. Mevcut müşterilerinize daha fazla satış yapabilirsiniz. 3. Ortalama satış işlemlerinin hacmini arttırabilirsiniz.
İlk yol; daha fazla müşteriye satış yapmak yani yeni müşteriler kazanmak birçok şirketin satış stratejisinin başında gelir. Peki, yeni müşteri kazanmak için neler yapabilirsiniz? YENİ MÜŞTERİLER İÇİN ÜCRETSİZ DENEME HAKKI TANIYIN Potansiyel müşterilerinizi ürününüzü denemeye teşvik etmelisiniz. Nasıl mı? Deneme boyutunda ürününüzü potansiyel müşterilere dağıtmak veya belli bir süre için hizmetinizi ücretsiz kullanma hakkı tanımak müşterilerin ilgisini çekecektir.
ORTAKLIKLAR KURUN Üretimden son kullanıcıya tedarik zincirinde neredesiniz? Tedarik zincirinde ortaklık kurabileceğiniz sizden bir önce veya bir sonra yer alan firmalar hangileri? Bu tür ortaklıklar birebir rekabette olmayan firmaların yeni müşteri kazanmasını sağlayacaktır.
Onlara risk almadan deneme fırsatı verdiğinizde özellikle bu tür ürün veya hizmetlere ihtiyaç duyan müşteriler size doğru büyük bir adım atacaktır. Geriye iyi bir hizmet vermek ve memnun müşteri adayını sadık bir müşteriye çevirmek kalır.
MEDYAYI YANINIZA ALIN
Firmanın pazarlama bütçesini büyük harcamalarla reklam vermeye ayırmak yerine sektörünüz, uzmanlık alanınız veya yeni faaliyetlerinizle ilgili makaleler yazabilir, basında sesinizi içerik üreterek duyurabilirsiniz. Birkaç saniyeden az göz ucuyla bakılan reklamlar sadece ticari amaç taşır oysa yazılarla, radyo veya televizyon programlarına katılarak bilgi birikimizi yansıtabilir, markanızı, ürün ve hizmetlerinizi duyurabilirsiniz. Kamuoyunu meşgul eden konularda sektörünüzün bakış açısını dile getirmek için medyaya röportaj verebilirsiniz. Medya organları her zaman uzman görüşüne yer vermek isteyecektir.
ARAMA MOTORLARINDA ÖN PLANA ÇIKIN
Arama motorlarında doğru anahtar kelimeler kullanarak ön sıraya çıkmak en etkin metodlar arasında sayılmaktadır. Bunun başlıca nedeni satın alım kararını vermeden önce çoğumuzun ilk başvurduğu yerin internet olmasıdır. Google’da ürün ve hizmetlerle ilgili araştırma yapar, alternatifleri özelliklerine ve ihtiyaçlarımıza göre karşılaştırır ve satın alım kararını veririz. Bu nedenle, aramalarda ürün ve hizmetiniz ilk sayfada yer almalıdır. Arka sayfalarda olursanız fiyat-performansınız ne kadar iyi olursa olsun yeni müşteriler sizden haberdar olmayabilir.
Böyle ortaklıklar için karşılıklı anlaşma yapabilir veya getirilen müşteri bazında komisyon usulü çalışabilirsiniz. İkinci yol, mevcut müşterilerin daha fazla ürün satın almasına odaklanmaktır. Müşterilerin alım sıklığını arttırmak için bir üyelik programı geliştirebilirsiniz. Müşterileriniz daha sık alışveriş yaptıkları takdirde belli avantajlar kazanabilirler.Üçüncü yol ise, fast food restoranlarında sıkça yapılan bir uygulamadır. Sattığınız ürünün yanına başka ürünleri ekleyerek müşterinin satın alım tutarını yükseltirsiniz. McDonalds size her siparişinizde menüdeki patates ve kolanın boyutunu küçük bir tutar karşılığında büyütmeyi teklif eder. Satış yaparken sorulacak birkaç soru size ekstra gelir getirir, müşterinin ise daha fazla şeyi uygun fiyata almasını sağlar.
SOSYAL MEDYAYI GÖRMEZDEN GELMEYİN Tüm bu yolları denerken, yeni satış, pazarlama ve iletişim kanallarına açık olun. 2015 sosyal medyayı etkin olarak kullandığınız yıl olsun. Bir sosyal medya kanalını hakkını vererek kullanmaya başlayın. Örneğin, müşterilerle iletişiminizi twitter’a taşıyın.
ŞİKAYETLERİ BAŞARI ÖYKÜSÜNE ÇEVİRİN Müşteriden gelen bir şikayeti başarı öyküsüne çevirmek mevcut müşterinizle ilişkinizin kalitesini arttırır, markanızı müşterinin benimsemesini sağlar.
Bu durum çoğu zaman müşterinizin sizinle ilgili olumlu konuşmasına ve çevresine sizin ürün ve hizmetlerinizi tavsiye etmesine yarar.
Facebook’ta sektörünüzün gelişmelerini tartışın veya Linkedin’den yeni müşteri adaylarıyla temasa geçin. Ancak, hergün emailinize baktığınız gibi, twitter hesabınıza girin, kurumunuzun sesini radyo yayını yapar ve dinleyici isteklerini yayınlar gibi duyurun. Facebook’ta sosyalleşin, müşteri ve ortaklarınızla biraraya gelip fikir üretin, müşteri şikayetlerine kulak verin ve hemen problemlere müdahale edin. Bunları yapamayacak kadar fazla iş yoğunluğu içindeyseniz bunu sizin için yapması için bir editörle anlaşın ve haftalık sosyal medya ilerlemenizi birlikte raporlayın. Masallarda falcıların sihirli kürelerinde geleceği gördükleri gibi, sosyal medyada şirketinizin bugününü görün. Unutmayın, her etkileşimden fırsatlar çıkarmak sizin elinizde.
121
moda & stil
122
123
moda & stil
124
125
moda & stil
126
127
erkek d羹nyas覺
128
129
moda & stil
130
131
erkek d羹nyas覺
132
133
moda & stil
134
135
moda & stil
136
137
moda & stil
138
139
moda & stil
140
141
moda & stil
142
143
moda & stil
144
145
moda & stil
146
147
moda & stil
148
149
yazar
4 Teker Dünyası Güncel Otomobil haberleri, trafikte dikkat etmeniz gerekenler, röportajlar ve
daha fazlası burada.
Görkem Serin gorkem@deluxemagazin.com
SONBAHAR...
Kuruyan yapraklar, soğumaya başlayan hava ve sona eren yaz mevsimi. Hoşgeldin Sarı Sonbahar... Sonbaharla birlikte yoğun çalışma temposuna gireceğimiz günler bizi bekliyor. Umarım yaz sezonunda iyi dinlenmişsinizdir. Dergimizin bu sayısında sizlere SUV sınıfının 2 baş aktörünü tanıtacağım. Alman devleri BMW X3 ve Mercedes GLK.
Hafif arazi koşullarında çok başarılı olan araçta herhangi bir mekanik diferansiyel kilidi ise yok. Görsel anlamda küçültülmüş X5 denilsede X3’ün kendine has çizgileri mevcut. Sportif duruşunu şişirilmiş çamurluklar, Sert tampon dizaynları, BMW’ye özgü Angel aydınlatmalarıyla desteklemekte, karoser ile her detay bir bütünlük sağlamakta. İç mekanda 3 serisinden esintiler mevcut. Malzeme kalitesi ve işçilik üst seviyede ve kusursuz. Vites kolunun bulunduğu konsolun yanında iDrive ekranı kontrol butonu, sürüş kontrol butonları, otomatik park freni butonları bulunuyor. Bu butonların konsolda bulunması kullanım kolaylığı sağlıyor. Dashboard, iDrive ekranının konumu, iç aydınlatmalar ve torpido dizaynıyla iç mekanda ferahlık ve geniş görüş alanı sağlanıyor.
BMW ile başlarsak 4 dizel ve 3 benzinli motor seçeneği ile satışa sunuluyor. Buda sınıfındaki en zengin motor çeşitleri ile her zevke hitap edebilmesini kolaylaştırıyor. X3, 8 ileri otomatik şanzuman yada 6 İleri düz şanzuman olarak kullanıcılara sunulmaktadır. Motor gücünü xDrive adı verilen dört çeker sistemiyle yola aktaran X3’de sensörler yardımıyla tekerlerin herbirinin devirleri kontrol ediliyor ve sistem patinaja düşen tekerin torkunu yere tutunan lastiğe ileterek ilerlemesini sağlıyor.
Aracın iyi kestirilebilen köşeleri sayesinde manevra yapmak kolaylaşıyor. Güvenlik konusunda Euro Ncap çarpışma testlerinden 5 üzerinden 5 yıldız almış bir araç. Süspansiyon sistemi orta sertlikte. Sürüş anında ani yapılan manevralarda elektronik kontrol sistemlerine ihtiyaç duysa da sürücüsüne güvensizlik hissi vermeyen bir araç. Karoserinin yerden yüksekliği sebebiyle yüksek süratlerde duyulan rüzgar sesi fazla ancak bu yapıda bir araç için kabul edilebilir seviyelerde.
150
Diğer aracımız Mercedes GLK’ya bakacak olursak, 3 Dizel 1 benzinli motor seçeneği ile satışa sunuluyor ve sadece 7 İleri G-Tronic otomatik şanzımanla piyasaya sürülmektedir. BMW gibi düz şanzıman seçeneği bulunmamakta.
Mercedes’in yeni nesil 4MATIC, sürekli dört çeker sisteminin görev yaptığı GLK, asfalt performansıyla sınıfının en yüksek notunu alıyor. Normal şartlarda gücün yüzde 45’ini ön, yüzde 55’ini de arka tekerleklere aktaran 4MATıC sistemi, Mercedes-Benz tarafından bu model için geliştirilen çok kavramalı merkezi diferansiyel ile işbirliği yaparak herhangi bir tutunma sorunu yaşandığında tork oranının doğru yöne iletilmesini sağlıyor. Yol tutuş kabiliyeti oldukça yüksek olan GLK, özellikle sert süspansiyonlar ve dört çeker sistemin yetenekleri birleşince yoldan çıkması zor bir araç oluyor. Limitlerin zorlandığı virajlarda bile bir otomobil çevikliğiyle yol alan GLK, asfalt performansıyla bir Mercedes olduğunu hatırlatıyor.
Üstelik bir SUV’dan beklenilmeyecek kadar başarılı olan fren sistemi de bu araca olan güveni arttıracaktır diye düşünüyoruz. Görsel olarak bakıldığında 80’li yılların çizgilerini taşıyan bir araç ve hatta Mercedes G serisinden de esinlenmeler mevcut.
Geniş ön ızgara, sert hatlı kaput çizgileri, C sütununun keskinliği prestiji ve güveni bir arada sunuyor. Dış mekandaki köşeli hatlar aracın içinde de kendini göstermeye devam ediyor. İç mekanda Mercedes C serisinden tanıdığımız klima ekranı ve orta konsol mevcut. 3 yuvarlak göstergeden oluşan dashboard, şık direksiyon simidi, yüksek kaliteli müzik sistemi Mercedes kimliğini tamamlıyor. Araç içinde görüş açıları çok iyi ve hatta kör noktalar yok denilebilir. Güvenlik konusunda da Mercedes, BMW gibi Euro Ncap testlerinden 5 üzerinden 5 yıldız almış bir araç. Sonuç; BMW ve Mercedes ürettikleri her otomobilde olduğu gibi rekabeti elden bırakmıyorlar. SUV sınıfında araç alacak olan kullanıcıları çok zor bir karar bekliyor.
151
otomobil
152
153
ay覺n kitaplar覺
154
155
deniz aşırı
D ENİZLER D EKİ TASA RIM :
GROHE
GROHE, tasarım, konfor, fonksiyonellik ve inovasyonu birleştiren ürünleriyle uzmanlığını denizlere de taşıyor.
Yatta spa keyfi GROHE’den
Dünyanın en büyük sıhhi tesisat üreticisi olarak GROHE’nin, yatlar için tasarlanan geniş ürün yelpazesi, en lüks banyo ve spa mekanlarından genel alanlardaki tuvaletlere kadar, yatlardaki tüm alanlarda kullanılabilen ürünlerden oluşuyor.
GROHE’nin yat ürünleri, mimar ve tasarımcıların, kullanım kolaylığı ve zengin su deneyimi açısından yattaki her yolcu için rahatlatıcı bir spa yaratmasına imkan veriyor. GROHE duş sistemleri, tümü termostatik bataryalarla uyumlu çeşitli tepe duşları, el duşları ve yan duşlar ile misafirlerin mükemmel su deneyimini her yönüyle yaşayabileceği bireysel duş dünyaları yaratıyor.
Yatlardaki her alana uygun, farklı zevklere ve bütçelere göre çeşitlendirilen ürünler, tüm vücudu saran tepe duşlarından, hassas mühendislik ürünü termostatik bataryalara ve en son teknolojiye sahip fotoselli bataryalara kadar sayısız çözüm sunuyor.
Eşsiz GROHE DreamSpray™ teknolojisi, suyu el duşunun tüm çıkış noktalarına eşit olarak dağıtarak hoş ve eşit dağılımlı bir su akışı sunuyor. Geniş Rainshower™ tepe duşları ise kişiselleştirilmiş bir duş deneyimi için hassas yağmur akışından, canlandırıcı şampanya akışa ve jet akışına kadar çeşitli akış şekilleri de sunuyor.
156
Allure koleksiyonu Sahipleri ile misafirlerine, özel ve ayrıcalıklı bir deniz yolculuğunu mümkün kılan, her türlü imkanı sağlayan lüks süper yat Ileria, GROHE ürünlerini tercih eden yatlardan biri. İstanbul’daki Proteksan Turquoise tersanesinde inşa edilen yatın banyolarında iç tasarım konseptine mükemmel şekilde uyum sağlayan GROHE Allure batarya yelpazesi tercih edildi. Kare ve dikdörtgen rozetlerin üzerinde çıkan silindir gövdeler, bu bataryaların minimalist karakterine vurgu yapıyor. Lavabolardan küvet ve duşa kadar her yerde, GROHE Allure’un geometrik formlardaki bataryalarını harika bir krom yüzey kaplıyor. En önemlisi, GROHE Allure üstün fonksiyonellik ve uzun ömürlü kaliteyi bir arada sunuyor. Sistem, tüm duyuları aynı anda şımartmaya yönelik tasarımı ile banyoda rahatlama ve sağlık sunan, banyoları kişiselleşmiş bir spaya dönüştüren premium bataryalardan oluşan GROHE SPA®’nın da bir parçasını oluşturuyor.
157
teknoloji
158
Su Altında Fotoğraf Çekme
İpuçları Bir tatilin olmazsa olmazları deniz, kum, güneş ve tatil fotoğrafları... Sosyal medyayı aktif kullanan insanlar tatil fotoğraflarını paylaşmaktan keyif alıyor. Öyle ki artık insanlar, arkadaşlarının tatil karelerini sosyal medyada anlık olarak takip edebiliyor. Bu yıl tatil fotoğraflarının en trend pozu ise su altında video ya da fotoğraf çekmek. Su altında fotoğraf çekmenin riskleri nedeniyle güzel karelerden mahrum kalanlar için Mobilcadde uzman ekibi, en iyi su altı pozları için önemli ipuçlarını listeledi. Yaz bitsede, aktif sosyal medya kullanımı ile birlikte tatilde fotoğraf çekmek ayrı anlam taşıyor. Sosyal medyanın etkisiyle de insanlar en iyi tatil pozunu yakalamak için çabalıyor.
Çekimleri beş dakikalık aralarla yapın
Bu noktada denize ya da havuzda çekilen fotoğraflar ön plana çıkıyor. İnsanların yanından ayırmadığı akıllı telefonları, tatilde deniz, fotoğraf ve sosyal medyada üçgenini birleştiriyor.
Suyun altında kılıfın buhar alma ihtimali yüksek olduğu için, 5 dakikadan fazla su altında bulundurmanız hem fotoğrafların bulanık çıkmasına hem de herhangi bir su sızıntısına sebep olabilir.
Peki su altında fotoğraf çekmek için su geçirmez cep telefonuna sahip olmak şart mı? Elbetteki hayır. Suya dayanıklı olmayan telefonlarla ya da fotoğraf makineleriyle en ilginç su altı pozlarını yakalamak mümkün.
O nedenle çekimleri beşer dakikalık aralarla yapmak daha sağlıklı olacaktır. Su geçirmez cep telefonu kılıfları, en ilginç su altı pozları için yardıma koşuyor. Dünyaca bilinen Griffin markası iPhone 5 için özel tasarladığı su geçirmez kılıfı ile mükemmel kareler yakalamanıza imkan sunuyor.
Telefonunuzu su geçirmez kılıfa emanet edin Dalış yaparken, yüzerken , suyun altında bir kare yakalarken su geçirmez kılıf sayesinde telefonunuzla rahatça fotoğraf veya video çekebilirsiniz. Bunun için telefonu su geçirmez kılıf içerisine yerleştirip, klipsli kısımları sıkıca kapatmak gerekiyor.
Titremeyen çekimler için kılıf askısı kullanın Su altında telefona basınç uygulanacağı için, çekimleri kontrol etmek zorlaşacaktır. Titremeyen çekimler için isteğe göre boyun askısı ya da kol bandı kısmı yardımıyla cihazınızı suyun altında yanınızda taşıyabilirsiniz. Bu sayede hem telefonu doğabilecek risklere karşı korur, hem de bulanık olmayan kareler yakalarsınız. Telefon modelinize özel su geçirmez kılıfı seçerseniz en verimli sonucu alırsınız.
Yüksek miktarlarda mali değeri bulunan telefonları bu tarz korumalar olmadan riske atılmamalıdır Telefonunuz su geçirmez olsun ya da olmasın, bu kılıflar sayesinde gönül rahatlığıyla su altı fotoğraf ve videoları çekebilirsiniz.
159
teknoloji TELEFONUNUZ SUYA DÜŞERSE?... Yüksek miktarda değere sahip akıllı telefonları korumak için kılıf ya da ekran koruyucu filmler kullanılıyor.
etkili olduğu kanısı da doğru bildiğimiz yanlışlardan. Elektrik süpürgesi suyu çekse dahi, telefonun dokunmatiğine zarar verir ve hassas parçaların canlanmasına sebep olur. Telefonunuz su geçirdiğinde hazırlayacağınız en temel amaçlar şunlar olmalıdır: Pamuk, vakum poşet, pirinç, silika jel, temiz bir havlu ve şarj cihazı. Sırasıyla kurtarma aşamalarını uygularsanız telefonunuz yüksek ihtimalle kurtulacaktır. En öncelikli yapmanız gereken telefonu kapatmak olacaktır. Sızan su, telefon açık olduğu taktirde, çalışan mekanizma ısısı nedeniyle içeri doğru diğer parçalara hızlı yayılabilir. Telefonu sudan çıkarır çıkarmaz temiz ve tozsuz bir havlu ile kurulamalısınız. Telefon dış yüzeyi tamamen kuruyana kadar nazik hareketlerle kuruladıktan sonra diğer işlemlere geçiş yapabilirsiniz.
Çizik ve darbelerden korunmak için internette ve kitaplarda yüzlerce bilgi anlatılırken, telefonun su alması durumunda yapılması gerekenler yeterli ölçüde bilinmiyor.
Telefonu en ince parçalarına kadar ayırın Biraz önce kullandığınız havlu üzerinde, telefonun batarya, hafıza kartı, sim kart ve bunun gibi ayrılabilecek tüm parçalarını çıkarın.
Mobilcadde Dijital Pazarlama Uzmanı Zeynep Uylaş, acil müdahale gerektiren telefonun suyla teması durumunda, bilinen yöntemlerin aksine farklı ve etkili kurtarma yöntemlerini listeledi.
Pamuk ve kulak temizleme çöpü kullanın
Normal bez ve havlular suyu tamamıyla içine çekmediği gibi toz da bırakır. O nedenle kurulama işlemine daha temiz olması ve suyu içine daha iyi çekmesi için pamuk ile devam etmelisiniz. Telefonun ayrılan parçalarını bir parça pamuk ile tekrar kuruladıktan sonra, kulak temizleme çöpü ile, telefonun ayrıntılı deliklerini de silmeyi deneyin.
Slika Jel
Slika Jel adını ilk defa duymuş olabilirsiniz. Halbuki bu madde çok yabancı değil, yeni kıyafetlerin ceplerinde, ya da yeni bir çantanın içerisindeki kağıt paket içerisindeki tozdur.
Telefon su aldığında yapılmaması gerekenler İlk olarak eskiden bilinen yöntemle, kurutma makinesi ile telefona sızan suyu kurutma fikrini kesinlikle aklınızdan çıkarmalısınız. Saç kurutma makinesi telefonun mekanik parçalarına zarar verdiği gibi, suyu yok etmiyor ve iç parçalara iyice yayılmasına sebep oluyor. Aynı şekilde bu durumun tersini düşünerek elektrikli süpürge ile suyu çekmenin 160
Slika Jel’i arayacak vakti olmayanlar için ikinci doğal çözüm pirinç. Telefonu pirinç içerisine koyarsanız, pirinç tanecikleri içerisindeki suyu emecektir.
Telefonu kapatın
Temiz bir havlu ile kurulayın
Telefon su alma riski olması illa tatilde deniz kenarında olmaya gerek yok, çantadaki su şişesinden sızacak sızıntıyla cihazın su alacağı gibi, bulaşık yıkarken ya da televizyon keyfi yaparken içtiğiniz meşrubatın dökülmesiyle de su alabilir. Bu gibi durumlarda, yapılması gerekenleri anlatmadan önce yapılmaması gerekenleri de bilmek gerekiyor.
Pirinç ve vakumlu poşet
Ne işe yarıyor bu diye düşündüğünüz gibi, kıyafeti koruma amaçlı kullanıldığını az çok anlamışsınızdır. Ürünleri nemden, pas ve küflenmeden koruyan bu iri kum tanecikleri nem alıcı olarak bilinmektedir. Telefonunuzu slika jel ile dolu bir kaba koyarsanız, içerisindeki sıvı ve nem çok hızlı bir şekilde bu kum tanecikleri tarafından çekilecektir.
Pirinç yöntemi konusunda dikkat etmeniz gereken nokta ise telefonun pirinç içerisinde gömülü iken hava almaması gerektiğidir. Havayı önlemek için vakumlu poşet ideal bir tercih olduğu gibi, yiyecek saklama kabı da kullanılabilir. Burada mühim olan telefon pirinç içerisindeyken havayla teması önlemek ve daha hızlı sonuç almaktır. Telefonunuzun aldığı suya göre ortalama 24-48 saat arası bu şekilde hiç dokunmadan bekletmeniz gerekir.
Şarj cihazı
48 saatin sonunda telefonunuzu vakumlu poşetten çıkarın, tamamen kuru olduğuna emin olun. Öncelikle şarja takın ve %100 şarj olmasını sağlayın. Cihazınız kapalıyken batarya %100 dolu olursa kendi açılırken doğabilecek problemler daha aza indirgenir. Şarj işlemi bittikten sonra telefonunuzu açmayı deneyin. Telefon su aldığında gerekli bu işlemleri tamamlarsanız yüksek ihtimalle cihazınızı kurtarmış olacaksınız. Yine de bu yöntemin tamamen çözüm olmadığını bilmekte fayda var. Telefonun düşme ya da çizilme ihtimallerine karşı kılıf ve ekran filmi kullanmanızı öneren Mobilcadde uzman ekibi, telefonunun sıvı teması tehlikesiyle karşılaşma ihtimali yüksek olduğunu düşünen kullanıcılar için de cihaza kasko yapılması gerektiğini belirtiyor.
teknoloji Samsung’un Amiral Gemisi Galaxy Note 4 Türkiye’de satışta Samsung’un benzersiz Note kültürüne yeni bir boyut ekleyen Galaxy Note 4, pazarın en gelişmiş mobil cihazlarını üreten Samsung’un bu kategorideki liderliğini pekiştiriyor.
sahip. Cihazda “Akıllı Optik Görüntü Sabitleyicisi” olan 16 megapiksellik bir arka yüz kamerası yer alıyor. Bu sayede, kameranın titremesi dengeleniyor ve karanlık ortamlarda pozlama süresi de otomatik olarak uzuyor. Ayrıca f1.9 - 3,7 MP ön yüz kamerası, standart 90 derece ve 120 dereceye kadar geniş açı sunuyor.Galaxy Note 4’ün birçok temel özelliği, kullanıcıların mobil cihazlarıyla daha da iyi bir deneyim yaşayabilmeleri için geliştirilmiş durumda.
Galaxy Note 4’ün Türkiye‘de satışa sunulması kapsamında açıklama yapan Samsung Electronics Türkiye IT ve Telekom Başkan Yardımcısı Selçuk Mirza: “Bugün 1 milyonun üzerinden Note kullanıcısı bulunuyor. Tüketicilerin Note serisine duyduğu bu ilgiyi, Note 4 ile bir üst seviyeye taşıyacağımıza inancımız sonsuz.”İstanbul, 22 Ekim 2014 – Samsung Electronics, amiral gemisi Galaxy Note 4’ü 17 Ekim tarihi itibariyle Türkiye’deki tüketicilerinin beğenisine sundu.
Hızlı şarj özelliği ile Galaxy Note 4’ün pili %50 sarj seviyesine yarım saat gibi kısa bir sürede ulaşıyor. “Ultra Enerji Tasarrufu Modu” sayesinde de kullanıcılar en çok ihtiyaç duyduğu anda, şarj nedeniyle telefonlarından mahrum kalmıyor. %10 sarj seviyesiyle 1 güne kadar kullanım süresini mümkün kılıyor. Galaxy Note 4’te birden fazla mikrofon ve kalabalık ortamlarda gürültüyü azaltan gelişmiş bir hoparlör donanımı da yer alıyor. Cihaza yerleştirilmiş olan ses kaydedici, ses izleme olanağı sağladığı gibi, kullanıcıların bir grup konuşmasında istedikleri sesleri ayrıştırarak yeniden dinlemelerini mümkün kılan, geri oynatım özelliğini de sunuyor. Galaxy Note 4 ayrıca “Parmak İzi Tarayıcısı” ile kişisel verileri güvence altına alıyor. Bu ürünle birlikte, dünyada bir mobil cihazda ilk kez, “UV Sensörü” kullanılıyor. Günlük görevler için S Pen ve S Note Günlük görevlerin daha hızlı ve kolay yapılabilmesi için, Galaxy Note 4’ün “S Pen” özelliği geliştirildi ve kullanıcıların mobil cihazlarında günlük olarak yaptıkları sıradan işlemler için, başlıca araç haline getirildi.
Geliştirilmiş S Pen ile üstün görüntüleme deneyimini bir araya getiren Galaxy Note 4, kullanıcılara pazarın en eşsiz ve güçlü mobil deneyimi yaşatmak üzere tasarlandı. Galaxy Note 4, Samsung’un rakipsiz Galaxy mobil deneyimi geleneğini sürdürüyor. 5,7 inç Quad HD (2560x1440) Super AMOLED ekranı daha derin kontrast, daha net ve canlı görüntüler, daha iyi görüntüleme açıları ve saniyenin milyonda biri kadar hızlı tepki sürelerini beraberinde getiriyor ve inanılmaz bir görüntüleme deneyimine imza atıyor. Galaxy Note 4, görüntüleri daha parlak ve net bir şekilde üretebilen ileri kamera sistemine 162
Yeni S Pen, çok daha özgün bir kalem deneyimi sunuyor. Yenilenen kalem, kâğıt üzerinde dolma kalem ya da fırça ile yazılan yazıyı mükemmel şekilde taklit eden, daha doğal bir görselliğe imza atıyor.
S Pen ayrıca, “Görev notu”, “Akıllı seçim”, “Görüntü klibi” ve “Ekran notu” gibi, kullanıcıların içeriği kolayca yaratarak birleştirebilmesini sağlayan, diğer sezgisel özelliklerle birlikte, kullanıcı dostu bir “Temassız Komut” işlevi sunuyor. Yeni “Akıllı Seçim” özelliği, kullanıcıların farklı kaynaklı içerikleri bir araya getirerek kolayca paylaşmalarını da olanaklı hale getiriyor.
Üstün ve işlevsel tasarım
Galaxy Note 4 ince ve şık bir Galaxy tasarım dili yaratıyor. Cihaz, kavisleri sayesinde ekranla kesintisiz biçimde birleşen üstün kaliteli bir metal çerçeveye sahip. Galaxy Note 4, Galaxy S3’te de bulunan 2.5D cam ekranı kullanıyor. Bu sayede mükemmel koruma sağlanırken, cihazın zengin görüntüleme deneyimi ideal biçimde tamamlanmış oluyor. Yumuşak dokulu arka kapak, cihazın tek elle kolayca tutulmasını sağlıyor. Cihaz güzel bir görünüşe sahip olmakla kalmıyor, kolay kavranıyor ve her zamankinden daha sağlam bir yapıya sahip. Galaxy Note 4, 17 Ekim itibariyle 2.299 TL’lik tavsiye edilen satış fiyatı ve “Kömürsiyahı”, “Buz Beyazı”, “Bronz Altın”, “Açık Pembe” renk temaları ile Türkiye’de satışa sunuldu.
163
astroloji
ERKEĞİNİZİ BURCUNA KOÇ ERKEĞİNİ ETKİLEMENİN YOLLARI En belirgin özelliği aceleci ve sabırsız olmasıdır. Amaçladığı şeylere ulaşmak ve başarılı olmak onun hayatındaki en önemli şeydir. Duygularından çok mantığıyla hareket eden Koç’tan romantik sevgi gösterileri beklemeyin. Saldırgan kadınlardan hiç hoşlanmaz ama küçük başkaldırılardan hoşlanır. Birlikte olduğu kadından onu hayatının merkezine koymasını bekler. Sürekli ilgi ve şımartılmayı ister. Onu elde etmek istiyorsanız her zaman merakını uyanık tutun. Sanata, resme ve edebiyata ilgisi olan kadınlar onu cezbeder. Koçu etkilemek için tamamı okunmamış bir kitap gibi olmalısınız. BOĞA ERKEĞİNİ ETKİLEMENİN YOLLARI Boğa erkeğinin bir kadında aradığı en önemli koşul güzellik, zevk sahibi olmak ve bakımdır. Maddi değerlere son derece önem verir. Tatlı sözler duyduğunda bir kedi gibi sokulmaktan hoşlanan Boğa, çok iyi ve sadık bir aşıktır. En kötü özelliklerinden biri ise yatakta bile yemek yiyebilecek kadar boğazına düşkün olmasıdır. Silik kadınlar hiç ona göre değildir. Onun sizi elde etmek için çabalamasını beklemeyin. Çünkü o başkalarının peşinde koşmaktansa kendi peşinde koşanları gayet misafirperver bir şekilde evinde ağırlamayı tercih eder.
164
İKİZLER ERKEĞİNİ ETKİLEMENİN YOLLARI Değişken, havai ve istikrarsız bir erkek olan İkizler’i elde etmek çoğu zaman kolay gibi gözükebilir.
Ancak şimdiden kendinizi onu başkalarıyla paylaşmaya ve kıskanmamaya alıştırın. Çünkü sadık olmayan bu erkek aynı zamanda kıskançlığı da hiç bilmez.
Ancak saygısını ve ilgisini kazanmak çok zordur. Çünkü o entelektüel, aklını ve mantığını iyi kullanabilen kadınlardan hoşlanır.
YENGEÇ ERKEĞİNİ ETKİLEMENİN YOLLARI Tutucu ve kırılgan Yengeç erkeğine ulaşmak istiyorsanız, önce onun annesinin kalbini fethetmeniz gerekiyor.
Bir kadına sahip olduğunu bilmek istemesine karşın onun üzerinde mutlak hakimiyet kurduğunu hissettiği anda ilgisini kaybeder.
Çünkü o gerçek bir ana kuzusudur. Ayrıca evine çok düşkündür ve bazen hastalık derecesinde titiz olabilir. Bir ilişkiye girdiğinizde ise son derece sadık ve dürüsttür. Bu yüzden onu kıskanmanıza hiç gerek yoktur. Ancak son derece kırılgan olan Yengeç erkeğinin size güvenmesi için onu dürüstlüğünüze inandırmanız gerekiyor. Şehvetli, bebeksi ve ufak tefek kadınlardan hoşlandığım hatırlatalım.
Ona kendinizden bahsederken hep sınırlı olun. Yalnızlıktan nefret eden İkizler erkeğine gerektiğinde kardeş, dost, sevgili ve anne olmayı başarabilirseniz onu ele geçirebilirsiniz.
ASLAN ERKEĞİNİ ETKİLEMENİN YOLLARI Mert, övgüden sonsuz zevk alan, gözü kara Aslan erkeği cömertliği ile tanınır. Her zaman maddi değerlere çok fazla önem verir. İkna kabiliyeti oldukça güçlüdür.
Karşısındakini etkilemek için bütün hünerlerini sergileyecektir. Ona istediklerini veriyormuş gibi yapın. Onu öpün, okşayın, olağanüstü sevgi gösterilerinde bulunun ama asla aşık olduğunuzu kabul etmeyin. Böylece o sürekli sizi elde etme çabası içinde olacaktır ki, bu da size değer vermesini sağlar. BAŞAK ERKEĞİNİ ETKİLEMENİN YOLLARI İşte duygusallıktan uzak, aşktan korkan bir erkek. Başak’lar oldukça pasif, başka insanlarla kendisini paylaşmaktan korkan, gösterişsiz ve naif erkeklerdir. Bir Başak’ın sizden hoşlanıp hoşlanmadığım hakaretlerinden ve yersiz eleştirilerinden anlayabilirsiniz. Aşkı, okyanusun ortasında fırtınaya yakalanmak kadar ürkütücü bulan bu burcun erkekleri, romantizmden de son derece uzaktırlar. Bir Başak erkeğiyle beraberken fazla masraf çıkartmaz, temiz, şık ve düzenli bir kadın olabilirseniz ilgisini ve sevgisini kazanabilirsiniz.
GÖRE TAVLAYIN ! TERAZİ ERKEĞİNİ ETKİLEMENİN YOLLARI Burçlar kuşağının en centilmen, şaşırtıcı, kurnaz erkeğiyle beraber olmaya adaysanız şimdiden pasif bir rol üstlenmeyi kabul etmeniz gerekiyor. Son derece kibar, zarif, şık ve büyülü bir havası olana Terazi erkeği övünmekten ve mağrur gözükmekten zevk duyar. Görgü kurallarını iyi biliyor ve uyguluyorsanız, fizik güzelliğiniz onun için önemini yitirir. Sadakatinizden, aşkınızdan emin olduğu sürece sizinle olmak isteyecektir. Onu elde edebilmek için zarif, sessiz ve güzel olmalısınız. Terazi erkekleri güçlü, saldırgan, baskın karakterli kadınlardan hoşlanmazlar. Az konuşan, hareketleri ve sözleriyle onu onaylayan kadınlarla beraber olmayı tercih ederler. AKREP ERKEĞİNİ ETKİLEMENİN YOLLARI Oldukça enerjik olan Akrep erkeği her yönüyle son derece güçlüdür. Saldırgan, sadist, umursamaz ve düşüncesiz olabilir. Bazen hiç konuşmaz ama bazen de tam tersi sevecen bir aşık olur. Seksüel performansı her zaman dorukta olan Akrep erkeğini elde etmek istiyorsanız bakımlı, şehvetli, itaatkar ve sadık bir kadın olmanız gerekiyor. Son derece kıskanç olduğu için onunla birlikte olmak zordur. Yaratıcılığınızı, anlayışlı yapınızı ön plana çıkartarak onun ilgisini çekebilirsiniz. YAY ERKEĞİNİ ETKİLEMENİN YOLLARI İleri görüşlü, açık fikirli, esprili ve candan bir yapışı olan Yay erkeği, size çok fazla ilgi gösterdiği bir anda ortadan yok olabilir.
OĞLAK ERKEĞİNİ ETKİLEMENİN YOLLARI Tıpkı simgesi gibi inatçı, sürekli plan yapan, vicdani sorumluluğu son derece güçlü bir erkektir. Parasını çok sever, harcama yaparken bütün dikkatini bu konu üzerinde yoğunlaştırır. Uzun uzun konuşmaktan, nutuk çekmekten hoşlanır. Eğer bir Oğlak erkeğini elde etmek istiyorsanız öncelikle onu hayranlıkla dinlemeye ve sabah gözünü açar açmaz para konuşmaya alışmanız gerekiyor. Bir Oğlak erkeği için kadındaki en önemli özellik, tutumlu ve ekonomik olmasıdır. Sorumluluktan korkan bu erkeğin en büyük kabusu evliliktir.
BALIK ERKEĞİNİ ETKİLEMENİN YOLLARI İşte gerçek Kazanova!.. Cömert bir aşık, her an romantizmin doruklarında yaşayan bir hayalperest. Eğer doludizgin bir aşka ve sekste düşleyemediğiniz rüyaları yaşamak istiyorsanız onu elde etmek için uğraşmanıza değer. Son derece duyarlı bir erkek olan Balık, bütün bu güzel özelliklerinin yanı sıra tutkuları ve ihtirasları nedeniyle çekilmez bir insan olabilir. Onu elde etmek istiyorsanız durmadan ilgi ve sevgi göstermeli, sık sık sevdiğinizi söylemeli, aşkı için teşekkür etmelisiniz. Çünkü romantik ve çift karakterli balıklar çok kaygandır. Ufacık bir tartışmada elinizden kayıp gidebilirler.
KOVA ERKEĞİNİ ETKİLEMENİN YOLLARI Aklın ve ukalalığın bütünleştiği bir erkek ve etkileyici bir aşıktır. Ancak bir Kova erkeğinden hoşlanmıyorsanız çok dikkatli olmanız gerekiyor. Çünkü özgürlüğüne oldukça düşkündür ve sürekli yer değiştirmek ister. Aklını kullanarak elde edeceği her şeyden haz duyar. Bu yüzden onu elde edebilmek için öncelikle duygularınızı gizlemeyi öğrenmelisiniz. Onun sizi araştırmasını, merak etmesini sağlamanız gerekiyor. Yalandan nefret eden Kova erkeğinin bir diğer özelliği de abartılı bir şekilde kendini beğenmesidir, bir kişiye bağımlı olması zordur.
Onu nasıl etkilerim ?
Çünkü özgürlüğüne son derece düşkündür. Eğer onu elde etmek istiyorsanız sakın ciddi bir amaçla yaklaştığınız hissini uyandırmayın ve sorgular, hesap sorar tarzda konuşmayın. Onu kızdırırsınız. En önemlisi göz alıcı, görkemli, canlı ve hareketli olmanız gerektiğim unutmayın. Özgürlüğünü kesinlikle kısıtlamayacağınızdan emin olmasını da sağlayın. Bütün bunları yapabilirseniz bu neşeli erkekle beraber olma şansını yakalayabilirsiniz.
165
astroloji BURÇLARIN EFENDİSİ EGEMEN TÖRELİ’DEN KASIM AYI BURÇ YORUMLARI KASIMDA AŞK BAŞKADIR Merkür ileri doğru hamle yaptı, bizlere yeni kapılar açılıyor. Coşku güzellik ve ferahlık getiriyor. Peki sizin burcunuzu Kasım’da neler bekliyor?
KOÇ BURCU
Sakin geçen günler sona erdi. Artık seyahatler, yollar ve güzel bağlantılarla dolu bir ay var. Günleriniz gerginlik ve heyecan değil, adrenalin yüklü olacak. İşlerde ve eğitimde merak saracağınız bölümleri uyarlamalarla boş zamanlarınız dolu geçecek. Yabancı dil bu ay önem kazanıyor. Gereksinim hissi ağır basacak ve eğitimde bir kısmı yabancı dil ve yurt dışı konularıyla ilgili olacak. Hayatınızda yeni bir plan ve kişi var. Ama bir o kadar da ondan kaçma planlarınız var. Peki nedir bu çelişki? Koçlar aklınız onda, ama siz kaçışlardasınız. Hadi bakalım hayırlısı. 11 kasım sonrası güzellik, vücut kusurları ve estetik konularına yoğunlaşacaksınız. Görüşmeler, fikir almalar ve kararlı bıçak altına yatmalar var. Bu ay birlikte çalıştığınız kişilerle aranızda sorunlar belirmekte, yeni iş arayışınız daha fazla olacak. 6 Kasımda boğa burcunda gerçekleşen dolunay sizi kısıtlayabilir. Başarının önüne geçici engeller çıkabilir. Yılmıyor ve azimle ilerliyorsunuz. Nova Günleri: 21-23 Kasım tarihlerinde her şey değişiyor. Hayatınıza sanki sihirli bir değnek dokunacak ve çok şaşıracaksınız.
BOĞA BURCU
Kasım ayları boğalar için şanslı geçer. Para gelişi, yeni işler, yeni ev ve araba, yaşamda tazelenme getirir. Ama bu Kasım boğaları hayallere götürecek ve biraz da hayalleri tetikleyecek. Risk almayı her zaman s evmeyen boğa, artık cesaretlenir hale geliyor. Mükemmeli yakalamasının güç olduğu düşünen birey, aşkta rahat tavırlar içinde ve kolayca ilişkiye girebilir. DIŞ ETKİLER VE GEÇMİŞTEN GELEN SIKINTILAR ARTIK BİTTİ. Artık gülme zamanı. Özellikle ilk hafta doğanlar ve mayısın son haftası doğan boğalar sözüm sizlere. Evlere kapanmayın, yeni konular kafanızda canlandı. Size katkılı bir etki yaptı. Bu ay çok gezme ve eğlence seninle olacak. 166
Şansınız yaver gidecek ve yeni projelerde kendinizi göstereceksiniz. NOVA GUNLERİ; 6-19 Kasım. Her konuda kimseye eyvallah etmeden açıkça dile getirilen sözler ve istekler yerini bulacak. Evren sizi baş tacı yapacak, şöhret tanınmışlık ve erdem katacaktır. Şimdi sabit fikirlerinizi değiştirmek için uygun bir zaman. Hatalarını kabul etmek güçlülük işaretidir unutmayın
İKİZLER BURCU
İkizler için Ekim ayından süre gelen yatırımların meyvelerini alma zamanı. Kasım ayı adeta hasat gibi geçti. Para getirilerinden çok mutlu olmuyorsanız, azla yetinmesini bilin. Çünkü sizin çok da olsa, burun kıvıran bir yapınız mevcuttur. 13 kasım tarihinde bir düzlük ve beklenmedik güzelliklerle karşılaşacaksınız.16 kasımda sıkıntılı gibi gözüken durumlar birden rahatlık olarak tersine dönecek. 6 Kasımda gerçekleşen Dolunayla beraber, asabiyet gerginlik ve şüphecilikte yerini boş vermişlikle değiştirecek. Umursamaz tavırlar içinde olacaksınız ve bu relax tavırlarınız etrafı ve sevdiğinizi şaşırtacak. NOVA Günleri 22-24 Kasım. Radikal eylemler, sıra dışı olma ihtiyacı hissedeceğin günler yakında. Her daveti kabul etmeyip, seçici görüşmeler ve sizi yukarılara taşıyacak. Sadece tekerlekleri döndürmekle kalmıyor ve hiçbir yere hızlı gidemiyorsanız biraz geri çekilin ve nefes alın. Konuları yeniden değerlendirin ve yeniden deneyin.13 Kasım rejime başlamak için çok uygun bir zaman. Ayrıca sıkı çalışmanın ödülleri bu günlerde gelecek.
YENGEÇ BURCU
Bu ay ilişkilerinizde sevgi de realiteden uzaklaşmadan hareket etmeniz çok önemli ve faydanıza olacaktır. Heyecanlar ve hevesler tavan yapacak, kafanızı takmadan canınızı sıkmadan olumlu düşünerek geçirmeniz gereken bir döneme gireceksiniz.
6 Kasım’da gerçekleşen Dolunay arkası, 9 Kasım tarihinde iş konularındaki yeni projelerin ve girişimlerin olacağını müjdeliyor. Çok yoğun ve ara vermeden çeşitli kollardan yaratıcılıkla çalışarak hedefinize varabilmeniz mümkün. 22 Kasım Güneş Yay burcunda seyrine başladığında, çalışma hayatınızda bazı yeniliklerde bulunacak ve iş yerinizden tutunda iş konularına varana kadar bir çok alana yansıyacaktır. Yolculuklar, iş seyahatleri, keşif anlamındaki geziler, kurs programı ve staj gibi aktivitelerde bulunabilirsiniz. NOVA GUNLERI; 26-28 Kasım. Davetler, partiler var ama katılmaya korktuğunuz uçuk, sıra dışı yada kesimde size yeni bir koltuk var. Yerleşin bu koltuğa. İşlerde para kazancı yükselecek. Çıkararak toplamak bu ay sizin meseleniz olabilir. Niceliğin yerine niteliği koymak için hayatınızı basitleştirmeye çalışın. 21 Kasım’da aşk tünelinden geçmek sizi heyecanlandıracak.
ASLAN BURCU
Bu ay hem kış beklentileriniz, hem de kışı sevmemeniz çatışmalara yol açmakta. Alışveriş çılgınlığınızı frenlemeniz gerek. Para konusunda dikkatli günler sizi bekliyor. Özellikle yeni iş başlangıçları, iş değiştirmeler de 24 kasıma kadar yapılmalı. Sıkı incelemelerle sağlam adımlar atılmalıdır. Venüs Yay burcunda seyirlerine başladığında, yılın aşk ve sosyal aktiviteler anlamındaki en güzel zamanı geldi diyebiliriz. İşte kış günleri davetler yemekler kalabalıklar size renk katacak, aranan yüzünüz içiniz mutluluk dolacaktır. Kendinizi rahatlamış hissedebilirsiniz. Aşk evinizde seyir halinde olan Merkür ve Venüs gezegenleri, hem ilişki anlamında hem de zihinsel anlamda sizi pozitif bir şekilde düşünmeye, yeni deneyimlerin heyecanına kapılmaya davet ediyor.
13-17 Kasım NOVA GUNLERI; gizemli bir ilişki başlangıcı olabilir. Lüks bir işte çalışmaya başlama haberi ve görüşmeleri hayatınızda olabilir. Bu günler gönlüne göre geçecek olan günleri başlangıcıdır. 16-17 Kasım’da zaman senden yana olacak, hayatınızda önemli dönüm noktası bu tarihlerde karşınızda.
BAŞAK BURCU
Kasım ayı yeniliklerle dolu geliyor. Siz istemeden önünüz arkanız değişmelerle dolu olacak. Sevgili basak burçları, toprak grubu olarak şanslısınız. Sıkıntılar, geciken paralar artık bitti, geçmiş ile alakanız kalmadı. Arkanıza bakmayı sevmeyen sizler, yeni hedefler oluşturmaktasınız. Boğa burcundaki dolunay, size renk katacak. Aniden açılan iş kapıları, koşturmalar, paranın seri ve sürekli gelmesi sizi başka konulara itecek. Yeni bir yuvada yeni yaşam yeni bir ev oluşacak. Bazılarınız bu dönemde farklı şehirde olan bir yakınınızı, sevdiğiniz kişiyi ağırlayabilir onlarla değişik çalışmalar içine girebilirsiniz. Yatırım amaçlı çoktandır aklınızda olan bir ev satın alma işini de yine bu dönemde gerçekleştirebilirsiniz. NOVA GUNLERI 25-29 Kasım. Fırsatlar, yenilikler gündemde. Konulara hemen atlamadan önce evire çevire düşünmende gayda var, benden söylemesi. Her zaman böyleleri ayağınıza gelmez, bencil olup etrafınızı düşünmeden karar verin.
TERAZİ BURCU
Bu ay başta eğitim olmak üzere, seyahatler, bilgilenme ve derin düşünme ağır basmaktadır. Özgürce hareket etme, risk almaya meyillilik, olumlu düşünme, limitlerinizi zorlama gibi ruh halleri yaşanabilir. 6 Kasım dolunayı özellikle sizi gerginleştiren konu ve kişilerden uzak durmakta fayda var. O kişilerden uzaklaşırsanız, daha rahat ve pozitif bir şekilde etrafa bakacaksınız. Sıkıntı ve problemleri bu dönemde çözmeniz olasıdır. Sürekli çalışmak ya da tam tersi sürekli işsiz olma yüzünden çıkan sorunlar rahatsız edici boyuta ulaşabilir. Eylemde bulunmak istediğinizde, karşınıza detaylar çıkar, ikinci planda kaldığınızı düşünmek rahatsız edici olabilir. Prensiplerinize ters düşen durumlarla mücadele etmek istediğinizde kendinize olan güven duygunuzun düşük olduğunu fark edebilirsiniz. NOVA GUNLERI 26-30 Kasım. Gelecek taşa kazınmamıştır. Yarın yapacağın mücadeleler nedeni ile kaygılanma. Ortaya çıkmadan ileriye dönük bir şeyler yapın. Bu arada bir bahaneyle başa çıkacak uzun suren bir asalak konudan kurtulacaksınız. Bu asalak, bir kişi de olabilir.
AKREP BURCU
Bu ay kendi imajını değiştirebileceğin ve yeteneklerini en üst seviyede kullanacağın günler seni bekliyor. Öne doğru sıçrama ve fırsatlardan kaçma arasında kalacaksınız. Yağmur gibi güzellikler size yağıyor. Yeni ayda yenileneceksiniz. 21 Kasım da Venüs çekiciliği size değişim ve ışıltı verecek. Çok aranan ve seksapelitenizin yüksek olduğu günleri müjdeliyorum. Hareketliliğin işareti olan bolluk döneminde ve şanslı günlerinizdesiniz. İşlere hevesli ve istekli yaklaşımlarınız ve iyimser düşüncelerinizle kolayca para kazanabilirsiniz. Ancak bir o kadar da kolayca harcamanız mümkün. Küpünüzü doldurun, ileriki günlerde lazım olabilir. NOVA GUNLERI 13-25 Kasım. Sizin doğrunuz, sizin için anlamlı olarak tanımlayacaktır. Bu başkasına göre doğru olmak zorunda değil. En iyi yanıtlar her zaman kendi doğrunuz içinde yatar. Her zaman sözcüklere dökülmez, duygu ve bakışlarda saklı olabilir. 4 Kasım’da romantik günler sizi bekliyor. Merkür’ün geri gidişi size çok az da olsa bazı konularda zayıflık gösterebilir. Jüpiter’in desteği ile kolayca her konuda zirvedesin.
YAY BURCU
Bu ay geçen aydan gelen güzelliklerle dolu. Ayın ilk haftası kendi başınıza hareket etmeniz yanınızdakileri dinlemeniz yüzünden sıkıntılı ve sıkıcı geçecek. En üstlerde yer almak, şöhret para nam ve ün kasım ayından yılbaşına kadar etrafınızda dolanacak. Siz medyatik tanınmış ya da güzel işlere damgasını vuran kişi haline geleceksiniz. Şöhret şarkı yada oyunculukla değil, başka yollardan size gelecek. 11 Kasım sonrası, iş konularında oldukça hareketli paralı ve koşturmalı bir dönem başlar, bu dönemin sonuçları gurur verici olacak. Amacınız zirveye çıkmaktır. NOVA GUNLERI 11-23 Kasım. Kendinizi aşırı güvenli bir yabani tavsan olarak resmetmenize rağmen, yavaş fakat inatla ilerleyen kaplumbağa gibi hareket edersen uzun koşuda daha başarılı olacaksınız…
OĞLAK BURCU
Geçen aydan devreden sıkıntılar ve belirsizlikler, seni üzen kişiler, ortadan kaybolmakta. Artık yeni kararlarla, yeni sayfalar açıldı. Hepinizde aşk evinizin yöneticisi Venüs, ruhsal olarak içe yönelen coşkulu ve iyimser duyguların işaretidir. Bu demektir ki, hem kariyer hem de aşk konusunda şöyle geriye çekilerek hayatın özünü yakalama arzunuzu pekiştirir. Kişi dış dünyadan ziyade, kendi dünyasında duygularıyla baş başa kalmayı tercih edebilir. Kendini yıpranmış ve hırpalanmış hissedebilir. Uzak yollarda bulunan kişilerle bağlantıya
geçmek, gizli saklı ve hatta yasak bir ilişki yaşamak gibi özel durumlar da yine bu dönemin etkilerinden sayılabilir. NOVA GUNLERI 16 -17- 28 KASIM. Fiziksel olarak daha aktif ve tutkulu ve projelerde önde yer almak isteyen bir yapı sergileyeceksiniz. Fırsatlar konusunda çabaya gereksinim olduğu kadar, şansa inanmak da gerekli. 22-24 Kasımda zorluklardan kurtulma günlerinizi değerlendirin….
KOVA BURCU
Bu ay mesleki konularda, kendinize olan güven duygunuzun son derece önemli olduğunu anlayacak ve yaşayacaksınız Başarıya ulaşmak için gücünüzün sınırlarını bilmeniz, durumunuza göre düzenlemelerde bulunmanız dönemi verimli şekilde değerlendirmenizi sağlayabilir. Mars bu dönemde özellikle ilişkiler büyük öneme haizdir. Sinirli, dışa dönük, kimi zaman fazla özgüven iş ilişkiniz olan insanlarla aranızda çatışmalara neden olabilir. Kimileriniz için bu durum, güçlü bir ortağın üzerinizde denetim uygulaması ve sabit fikirlilikle isteklerini kabul ettirmesi anlamına gelebileceği gibi, sizin başkaları üzerinde baskın olmaya çalışmanız şeklinde de görülebilir. NOVA GUNLERI 12-23 Kasım. Tatlı bir enerji değişimi bşlıyor. Umutlar üzerine kurulu bu günler size iyi gelecek. Israrcılık daha iyi bir konuma ulaşmak için size faydalı olacak tek şey. Kaygı alışkanlığınızı üzerinizden atın. 12 Kasım’da ani değişiklikler ve durumlar yaşamanıza sebep olacak güzellikler başlıyor. Belki geçici bir fırtına, belki belirgin birdeğişim olacak. Ama çok güzel günlere başlangıç var.
BALIK BURCU
Bu ay sessiz ve derinden gitmeyi planladınız. Ne zamandan beri istediğin hayaller ve düşünceler, yılbaşı üzerine kadar coşacak. Ama bir o kadar da yıpranacaksınız. Şimdi bu uçlarda yasamak niye diyecek etrafınız. Çevreniz size karşı şüphe içinde olabilir. Şaşırtıcı kararlar bile kapıda, hayırlısı olsun. Merkür ileri seyrine başladığı için eğitim hayatı, akademik kariyer, yeni bir iş değişimi, iş ile alakalı görüşmeler gibi konularda hareketlenmeler görülebilir. Zihinsel anlamda hevesliliğiniz artar. Jüpiter yanı bolluk gezegeni bu dönemde aslan burcunda olduğu için, doğal olarak parasal açıdan kendini güvende hissetmek isteyen bireyler yeni bir değişim için kolları sıvasın. NOVA GUNLERI 16-29 Kasım. Venüs hareketiyle sizleri umutlandıracak ama umutlarınızı da boş çıkarmayacaktır. 9 Kasım cömert ve ödüllendirici günlerin başlangıcını müjdelerim.
Astrolog Egemen TÖRELİ www.egementoreli.com
167
moda & stil
168
169
moda & stil
170