p a r i s k u a f o r. o f f i c i a l
www.intrahome.com.tr
Karacakaya Caddesi No:105 Siteler-Ankara/TĂœRKÄ°YE T:+90 312 348 54 32 F: +90 (312) 348 03 14 info@intrahome.com.tr
@intrahomeinterior intra.home
editör
Beril Çavușoğlu
beril@magmedya.com.tr
D
Sanat Rüzgarı
eğerli Okurlar; Sanata doyduğumuz muhteşem bir ayı geride bıraktık. MAG olarak da sayfalarımızda bol bol yer verdik... Sanat ve kültüre büyük önem veren Eskişehir’de İş Adamı ve Koleksiyoner Erol Tabarca’nın kurduğu Odunpazarı Modern Müze (OMM), muhteşem bir etkinlikle kapılarını açtı...
İstanbul’un yeni sanat mekanı Arter; Koç Holding ve Arter Yönetim Kurulu Başkanı Ömer M. Koç ve Arter Kurucu Direktörü Melih Fereli’nin ev sahipliğinde açıldı... Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı’nda bu yıl 14.sü düzenlenen ve 1400’den fazla çağdaş sanat eserinin yer aldığı Contemporary İstanbul sanat severlerle buluştu... Pilevneli Galeri’nin Dolapdere ve Mecidiyeköy’deki renkli sergi davetleri büyük ilgi gördü... MAG Medya’nın da katkılarının bulunduğu ve Siret Uyanık’ın küratörlüğünde, İstanbul Arkeoloji Müzeleri Darphane-i Amire’de “Anadolu Uygarlıklarından İzler” sergisi gerçekleşti... Ankara CerModern’de Çekya Milli Günü kutlamaları kapsamında Çek tasarımcıların eserlerinden oluşan “Shahe and Shapers” sanat severlerin yoğun ilgisiyle karşılaştı... Başkent yeni bir galeriye kavuştu: Muse Art Gallery... Sanattan biraz da ekranlara geçelim... Ve gelelim bu yeni sayımızın yıldızına... Kapağımızda gördüğünüz üzere başarılı ve güzel oyuncu Songül Öden var... Sosyal sorumluluk projeleri ile kalbimize dokunan oyuncuyu daha yakından tanıma fırsatı bulduk... Vazgeçilmezimiz moda için enerjisi ile sarıp sarmalayan Zeynep Tosun ile tasarımcılık yolculuğuna dair çok keyifli bir röportaj gerçekleştirdik... Muse For All markasının kurucusu Yasemin Öğün ise marka sürecinden, sezon trendlerinden bahsetti... Bu ayki özel bölümümüzde ise daha sağlıklı bir yaşam adına merak edilenleri değerli uzmanlarıyla konuştuk... Cemiyet hayatının sevilen isimleri Nastassia Jacober, Bennu Gerede, Sitare Kalyoncuoğlu ve Burcu Şendir’in de güzellik ve sağlığa dair ipuçlarını öğrendik... Ayrıca sizlerle renkli ve mistik bir ülke olan Hindistan’a gezi ile Hindistan’ın Ankara Büyükelçisi Sanjay Bhattacharyya ve zarif eşi Rona Bhattacharyya ile yaptığımız keyifli röportajı paylaştık... Yine en özel röportajlar, haberlerle çok keyifli bir MAG sizi bekliyor... Ekim aynın en önemli günü olan 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nı şimdiden kutlar, herkese sağlıklı, huzurlu, mutlu bir ay dileriz... Sevgiler
EKİM 2019 YIL:17 SAYI:164 FİYAT:15 TL MAG Medya Ltd. Şti. Adına İmtiyaz Sahibi ve Yazı İşleri Müdürü
CAN ÇAVUŞOĞLU can@magmedya.com.tr Genel Yayın Yönetmeni
BERİL ÇAVUŞOĞLU beril@magmedya.com.tr Tasarım
ÖZGE AKTAŞ ozge@magmedya.com.tr Kreatif Direktör
SEDA ÇAVUŞOĞLU seda@magmedya.com.tr Haber ve Foto Muhabiri
ÖZGÜR KARABULUT ozgur@magmedya.com.tr Halkla İlişkiler
DİLARA ERTÜRK dilara@magmedya.com.tr DİLARA AYDOĞDU daydogdu@magmedya.com.tr Katkıda Bulunanlar
ASLIHAN ALBAYRAK DANİLO ZANNA EMRE HAN AY ERSİN AL HAMİYET AKPINAR İPEK GENÇER OZAN EKŞİ ÖZGÜR AKSUNA SİNEM YILDIRIM Reklam Müdürü
ESRA DEMİR TORAL esra@magmedya.com.tr Reklam
FERAY ŞAHİNGÖZ feray@magmedya.com.tr HİLAL BAŞARIR ÖZTÜRK hilal@magmedya.com.tr SİMGE ÜNLÜ ÇETİN simge@magmedya.com.tr
Türü
BÖLGESEL SÜRELİ YAYIN MAG isim ve yayın hakkı MAG Medya Ltd. Şti.’ne aittir. Dergide yayınlanan yazı ve fotoğrafların tüm hakkı MAG’a aittir. İzin alınmadan kullanılamaz. Yayınlanan ilanların sorumluluğu ilan sahiplerine aittir. İdare Merkezi Kaptanpaşa Sokak No: 33-B G.O.P. ANKARA Tel: +90312 428 0 444
MAG’a abone olmak çok kolay... Telefon ile
0.312 428 04 44
İnternet ile
abone.magdergi.com.tr
YENİDEN KULLANIN GERİ DÖNÜŞTÜRÜN! Eski dergi, katalog ve gazetelerin geri dönüştürülmesi çevreye yapılabilecek en kolay katkıdır. Ağaç kesimlerini azaltmak üzere MAG Medya, okuyucularını kendi yakın çevrelerinde de geri dönüşümü teşvik etmeye çağırıyor.
Mali İşler Koordinatörü
TARIK DEĞER tarik@magmedya.com.tr Yayın Hukuk Danışmanı
AHMET MÜNİR YAŞAR KORCAN DERİCİOĞLU
Dağıtım Dünya Süper Dağıtım Veb. Ofset A.Ş Baskı DUMAT OFSET A.Ş. Bahçekapı Mah. 2477. Cad. No: 6 Şaşmaz / ANKARA Tel: +90312 278 82 00 (pbx) Basım Tarihi 30.09.2019 www.magdergi.com.tr facebook.com/magonline twitter.com/magdergi instagram.com/magdergi bilgi@magmedya.com.tr
52 52 Arter, Dolapdere’deki yeni binasını açtı...
74 PANORA sokakta birbirinden renkli isimler...
102 HİNDİSTAN Büyükelçisi Sanjay Bhattacharyya ve zarif eşi ile keyifli bir röportaj...
302 220 BİLKENT Nazende projesinin tanıtım lansmanı yoğun katılımla gerçekleşti...
118 118 SAĞLIKLI Yaşam için ihtiyacınız olan her şey bu özel dosyada... 122 SPORTS International, Kuzu Effect’te muhteşem bir davetle kapılarını açtı... 156 TURKCELL Platinum Bosphorus Cup etkinliği ünlü akınına uğradı...
188 188 SONGÜL Öden ile çok özel bir röportaj... 204 ZEYNEP Tosun’nun tasarımcılığına dair ilginç yolculuk serüveni...
244 YASEMİN Öğün’ün Muse For All hikayesi...
302 DANİLO Zanna jüri üyesi olduğu Master Chef’ten tanıdığımız ünlü iki şefle keyifli bir sohbet gerçekleştirdi...
BLACK BAY DARK
style
BOTTEGA VENETA ÇANTA £1,408 Seda Çavușoğlu
RODARTE SONBAHAR 2019
GALVAN ELBİSE £1,885
SALONI TULUM $580
seda@magmedya.com.tr
GUCCI ELBİSE £2,057
SAINT LAURENT GÖMLEK £1,295
UĞUR SAAT- CARTIER PANTHÈRE DE CARTIER
Işıl Işıl RODARTE GÖMLEK £1,425 PACO RABANNE PANTOLON $1,660
Yaz aylarında sıkça gördüğümüz ıșıltılı kumașlar ve pul payetler yeni sezonda da vitrinleri süslüyor...
GUCCI AYAKKABI £601 MIU MIU AYAKKABI $780
SAINT LAURENT AYAKKABI £783
46 magdergi.com.tr
SAINT LAURENT ÇANTA £951
style
ALESSANDRA RICH KEMER $610
Burjuva Havası
AHAR 2019 BALENCIAGA SONB
JOSEPH GÖMLEK €395
ALESSANDRA RICH CEKET £1,070
BALMAIN CEKET $3,795
Bu sezon geçmișe dönüș yapıyoruz... Klasik ekose kumașlara, fırfırlar ve abartılı parçalar eșlik ediyor.
BALENCIAGA AYAKKABI €995
48 magdergi.com.tr
BALMAIN ETEK €1,990
SALVATORE FERRAGAMO ÇİZME €1,290
UĞUR SAAT- ROLEX DATE JUST SAAT
CHLOE GÖMLEK £845
BOTTEGA VENETA AYAKKABI £570
BOTTEGA VENETA AYAKKABI £570
GUCCI ELBİSE €2,500
z ı n a s r o y i t s i sın l a k e z i s z u n Hafta sonu
e v r ı ş a m Beko ça i r e l e n i k a m a m t u kur ! ç a y i t h i büyük
UEEN ALEXANDER MCQ 19 20 AR AH NB SO
VERSACE ELBİSE €6,500
BURBERRY TRENÇKOT £5,701
style
GUCCI AYAKKABI £676
Punk Rüzgarı Sezona damgasını vuran punk modası cesur ve isyankar parçalarla kendini gösteriyor...
STUART WEITZMAN BOT $650
50 magdergi.com.tr
ISABEL MARANT CEKET £2,090
RE-DONE ORIGINALS PANTOLON £1,490
GUCCI ÇANTA £2,265
ISABEL MARANT ÇİZME £1,254 PRADA AYAKKABI £721
davet
Arter Dolapdere’de Dolapdere’deki yeni binasını ziyarete açmaya hazırlanan Arter’in protokol açılışına Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un yanı sıra Bakanlık yetkilileri, sanat ve iş dünyasından çok sayıda davetli katıldı.
“SAAT KAÇ?” SERGİSİ
Koç Holding ve Arter Yönetim Kurulu Başkanı Ömer M. Koç açılıştaki konuşmasında “Ne mutlu ki, çağdaş müzecilik anlayışıyla inşa edilen ve sergilerin yanı sıra konserler, canlı performanslar, tiyatro, dans, film gösterimleri gibi sanatın pek çok disiplinini de içererek ziyaretçilerine ‘bir müzeden çok daha fazlası’nı sunan bu yapıyı hayata geçirebildik” sözleriyle Arter’in önemini vurguladı.
LEVENT ÇAKIROĞLU, ÖMER M. KOÇ, PERVİN ERSOY, MEHMET NURİ ERSOY, MELİH FERELİ
davet
RAHMİ KOÇ
SEMAHAT ARSEL
İNAN KIRAÇ
ARZUHAN-MEHMET ALİ YALÇINDAĞ
CAROLİNE KOÇ
Birçok sanatsever, Arter’in 50. kuruluș yıldönümünde bir araya geldi. 54
OYA ECZACIBAȘI
davet
SUZAN TOPLUSOY
56
GÖZDE-BATU AKSOY
MURAT-ESRA COȘKUN
BEGÜM KÜTÜK-ERDİL YAȘAROĞLU
LARA TÜRKER ÜNSAL
CEM-RONİT HAKKO
davet
İNCİ AKSOY
BÜLENT-VERA BULGURLU
RAFİ PORTAKAL
BİLGÜN DERELİ
Yedi serginin yer aldığı Arter açılıș programına, davetliler büyük ilgi gösterdi. 58
BERRAK-NEZİH BARUT
REVNA DEMİRÖREN
JULİDE-KAHRAMAN SADIKOĞLU
davet
BÜLENT ECZACIBAȘI
60
HEVES EKİNCİ
MUSTAFA TAVİLOĞLU, AGAH-TÜTEN UĞUR
DİDEM BAĞRIACIK, SUZAN SABANCI, DİLEK HANİF
GÜLER SABANCI
DEMET SABANCI ÇETİNDOĞAN
ALİ GÜRELİ
RABİA GÜRELİ
YASEMİN ALOĞLU
ECE KURDOĞLU, İNCİ ERTUĞ
İș ve cemiyet hayatından birçok ünlü isim șıklıklarıyla göz kamaștırdı. ÜMİT BOYNER, ASLI ERSU
GÜLBİN SİMİTÇİOĞLU, TUĞÇE PEKSAYAR
ELİF DÜRÜST
Lezzetli Molaların Adresi Bașta unlu mamuller olmak üzere pek çok lezzeti, dünya mutfağından Türk damak tadına uyarlayan Kafes Fırın, çeșitli ürün yelpazesini Panora AVYM’de değerli müșterileri ile bulușturmaya devam ediyor...
64 magdergi.com.tr
K
afes Fırın’ın kuruluş hikayesi nedir?
Kafes Fırın 1994 yılında kendi küçük satış ünitesi ile Ankara’daki kafeler için ev yapımı tatlılar üreterek serüveninin ilk adımlarını attı. Değerli müşterileri için şehrin doğu ve batısını birbirine bağlayan yolculuğun önemli bir parçası olmak adına kendini durmadan geliştirdi ve zamanla bir Ankara klasiği haline geldi. Bu yolculuktaki en büyük avantajı, müdavimlerini her zaman sıcak bir gülümsemeyle karşılaması oldu. Hikâyesi başta unlu mamuller olmak üzere dünya mutfağından farklı lezzetleri Türk damak tadına uyarlamasıyla başladı. Ürün yelpazesini gün geçtikçe geliştirmekteki tek amacı müşterilerini farklı tatlarla ve sunumlarla tanıştırmak olan Kafes Fırın, bununla da yetinmedi ve kahveyi de kendi formülüyle harmanlayıp kavurdu. Şimdi ise Amerikan, İtalyan ve Türk kahvesinin en özel çeşitlerini misafirlerine özen ile hazırlayıp sunmaktadır. Kafes Fırın, Türk damak tadının vazgeçilmez bir parçası olan ekmeği de ürün yelpazesine katarak, doğal maya ile hiçbir katkı maddesi olmadan sofralarınıza taşıyor. En büyük ayrıcalığı sıcak ve samimi bir ortamda kalite ve rahatlığı aynı anda misafirlerine sunmak olan Kafes Fırın, kurumsal dili, tasarımı, rahat ve şık mimarisi ile kendi özel tatlarını yeni şubeleri ile daha çok insana ulaştırmayı hedefliyor. Kafes Fırın bu hedeflerini kurucusu Rezan Şüküroğlu, ikinci nesil yöneticileri Şahin Selim Şüküroğlu ve Sera Ayşe Şüküroğlu ile Kafes çalışanları da dahil olmak üzere bir aile şirketi olarak markalaştırma ve kurumsallaştırma çalışmaları yardımıyla gerçekleştirmektedir.
Menünüzün içeriğinde ağırlıklı olarak neler bulunuyor?
Kahvaltı çeşitleri, taze ve günlük börekler, sandviç çeşitleri, poğaçalar, dünya mutfağından ana yemekler, Kafes Fırın’a özel ürünler, sütlü tatlılar, adet pastalar , sıcak ve soğuk içecekler ürün gamımızda bulunmaktadır.
Kafes Fırın’a özel lezzetler nelerdir?
Kafes Fırın kurulduğu tarihten itibaren Tavuk Schnitzel’i ile beğenilen bir mekandır. Fırın bölümünde ise kendine özgü özel ürün grupları, pastalar ve sütlü tatlıları ile beğenilmektedir.
Özel günler için organizasyon kabul ediyor musunuz?
Panora şubemizin en yoğun şubelerimizden biri. Bu sebeple özel organizasyonları kabul edemiyoruz.
En yoğun olduğunuz zaman dilimleri nelerdir? Panaro AVYM’nin hizmet kalitesi gereği her an yoğunluğumuz bulunuyor ancak genellememiz gerekirse sabah ve öğle saatlerinde daha fazla yoğunluk oluyor diyebiliriz.
Kafes Fırın’ı diğer kafelerden ayıran noktalar nelerdir?
Kafes fırın kendine özel kahvelerini üreten, ürün yelpazesi oldukça geniş, çeşitli kültürlerden ürünleri Türk damak tadına uygun seçerek uyarlayan bir kuruluştur…
davet
MARION-MARTIN ERDMAN
REFİKA EKİCİ, ALESSANDRO RUSCONİ, BİLGE EKİCİ
Çağdaş Çek Tasarımları Çek tasarımcıların eserlerinden oluşan “Biçimler ve Biçim Verenler Çağdaş Çek Tasarımı Sergisi”, Çekya Milli Günü kutlamaları kapsamında CerModern’de sanatseverlerin beğenisine sunuldu. Çekya Milli Günü nedeniyle düzenlenen resepsiyona, Büyükelçi Pavel Kafka ve eşi Lucia Kafka ev sahipliği yaptı. Geceye, Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu’nun yanı sıra çok sayıda büyükelçi, yabancı misyon temsilcisi ve davetli katıldı. Sergi hakkında bilgi veren küratör Tereza Porybna, “İnsanlar objeleri yaratıyor ve etrafına yerleştiriyor. Bu sergi, insanlar ve objeler arasındaki ilişkiye odaklanıyor. Sergi ile 21. yüzyıl çağdaş Çek tasarımlarını yakından görebilirsiniz” diye konuştu.
66
PAVEL KAFKA, LUCİE KAFKOVA
T Ü R K İ Y E ’ N İ N İ L K Y E R L İ S E R M AY E L İ U LU S L A R A R A S I E M L A K Z İ N C İ R İ
40 yıllık deneyimimizle Türkiye’de gayrimenkul sektörüne kazandırdığımız ilklerin ve milli sermayeyle bir dünya markası olmanın gururunu yaşıyoruz.
9 ÜLKE
39 ŞEHİR
75 B AY İ
204 TEMSİLCİ
Fi li s ti n Cad d es i No. 2/7 G a z ios m anpaş a 06700 Çank aya/A NK A R A T: +90 312 468 52 62
www.premar.com.tr
davet
TUĞÇE-KEMAL İNAL
68
BEGÜM AKIȘ
GÜZİN-OGAN KIRSAÇLIOĞLU
Sergiye, Dechem Studio’nun canlı cam üfleme gösterileri ile Roman Šedina’nın seramik boyama gösterisii eșlik etti. BERİL-CAN ÇAVUȘOĞLU
İPER ZİLELİ
BAHADIR-ENDER SEVGİ GÜLTEKİN
BEDİİ-ELA GÜRBÜZ
YEȘİM-REHA TANDOĞAN
FULYA SAĞLIK
GEORGES FABER
SERKAN-GABRİELA KOCADAȘ
FİLİZ-NACİ YILMAZ
Keyifli Molaların Adresi Șehir içinden ve șehir dıșından birçok misafirin ilgi odağı olan ve Ankara’nın klasikleri arasında yerini alan by Moda Cafe & Bistro, 2. șubesini Panora AVYM’de açtı. Bu huzur dolu mekanda ișletme müdürü Cengiz İnceoğlu ve by Moda Cafe ekibi sizi günün yorgunluğundan koparmak için bekliyor...
72 magdergi.com.tr
Kafelerin sosyalleșme alanları olduğunun bilinciyle; ferah ve konforlu mekanlarda misafirlerimizin daha keyifli zaman geçirebileceği, lezzetli tatlar yiyip içebileceği alanlar yarattık.
B
y Moda Cafe & Bistro’nun kuruluş hikayesinden kısaca bahsedebilir misiniz?
by MODA Cafe & Bistro, 2016 yılında Ankara’nın kalbi, Kızılay meydanında değerli iş insanları Nizamettin Ölmez ve Savaş Orhankazı tarafından kurulmuştur. 2250 metrekare alana kurulan by MODA Cafe & Bistro şimdi Panora AVYM’nin 2. katında, 580 metrekarelik alanı ile hizmet veriyor. Sahip olduğu teras ile açık hava konforunu yakalayan bu mekan siz değerli misafirlerimizle buluşmayı bekliyor.
CENGİZ İNCEOĞLU
By Moda Cafe & Bistro’yu diğer kafelerden farklı kılan yönler nelerdir?
Geçtiğimiz son 10 yıl içerisinde kafeler dar alanlara sıkıştırılmaya başlandı, masalar birbirlerine misafir olabilecek ölçüde daraltıldı. İnsanlar sosyalleşebileceği, müzik dinleyebileceği ve temizliğinden şüphe etmeden yemek yiyebileceği konforlu alanlara ihtiyaç duymaya başladı. By Moda Cafe & Bistro da bu ihtiyaçtan doğdu.
Panora AVYM şubenizde özel organizasyonlara, toplantılara ev sahipliği yapıyor musunuz?
Kafelerin sosyalleşme alanları olduğunun bilinciyle; ferah ve konforlu mekanlar tasarladık. Misafirlerimizin daha keyifli zaman geçirebileceği, lezzetli tatlar yiyip içebileceği alanlar yarattık. Panora AVYM şubemizde piyanodan gelen nostaljik parçalar eşliğinde kahvenizi veya çayınızı yudumlarken toplantılarınızı gerçekleştirebilir, özel bir misafirinizi ağırlayabilir, tüm özel günlerinizi kutlayabilirsiniz.
Hem menünüzde hem de mekanınızda küçük misafirleriniz için sunduğunuz ayrıcalıklar var mıdır?
Küçük misafirlerimiz için fast-fooddan uzak, sade ve sağlıklı menüler hazırlıyoruz. Çocuğunuz yemek sırasında popüler çizgi filmleri izlerken, siz de piyanonun dingin melodileri eşliğinde kaliteli zaman geçirebilirsiniz.
Rezervasyon Tel: +90 312 490 92 90
Açelya Bozbeyoğlu Sezon Alışverişi Panora’dan A8 Parti Evi’nin sahibesi Açelya Bozbeyoğlu, yeni sezon ürünlerini incelemek için Panora AVYM’yi tercih etti. Mağazaları gezen Açelya Hanım, Zara Home’dan evi için alışveriş yapmayı ihmal etmedi.
Özenç Büyükkırcalı Stil Danışmanı’ndan AVYM Turu Ünlü Stilist Özenç Büyükkırcalı, Panora AVYM’de mağazaları gezdi. Sezonun trendlerini ve yeni sezon ürünlerini inceleyen Özenç Hanım, alışveriş yapmayı ihmal etmedi.
74
Ceyda Pekmezci Arkadaşına Hediye Aldı Ankara sosyal yaşamın sevilen ismi Ceyda Pekmezci, arkadaşına hediye almak için Panora Alışveriş ve Yaşam Merkezi’ni tercih etti. Arkadaşı için Tash mağazasından çok şık bir hediye aldığını belirten Pekmezci, daha sonra Timboo’da yemek yedi.
Berkan Baykam Kendi Ürettiği Teknolojiyi Denedi KAM A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Berkan Baykam, kendi şirketinin ürettiği müşteri sadakat sistemi Jagzn teknolojisini denemek için Panora AVYM’deydi. Fatima’da kullanılan teknolojiyi deneyen Baykam, sevdikleri için tatlı alışverişi yaptı.
76
Elçin Matben Alışverişi GAP Mağazasından Yaptı Ses Sanatçısı Elçin Matben, alışveriş için Panora Alışveriş ve Yaşam Merkezi’ni tercih eden isimler arasındaydı. GAP mağazasından alışveriş yapan Matben, daha sonra kahve içmek için Happy Moon’s’a geçti.
Anıl Çil İş Toplantısını Panora’da Yaptı Dijital Stratejist ve Marka Uzmanı Anıl Çil, iş toplantısı için Panora’ya geldi. Happy Moon’s’ta iş ortaklarıyla buluşan Anıl Bey, daha sonra Panora’dan ayrıldı.
78
Gül Erdoğan Arkadaşlarıyla Yemek Yedi İş Adamı Kemal Erdoğan’ın eşi Gül Erdoğan, arkadaşlarıyla öğle yemeği için Panora’yı tercih etti. Sushico’da arkadaşlarıyla buluşan Gül Hanım, yemeğin ardından AVYM turu yaptı.
Farshid Gholamrezanezhad Mağazasını Denetledi Ebrişem markasının kurucusu Farshid Gholamrezanezhad, Panora Alışveriş ve Yaşam Merkezi’nde bulunan mağazasını ziyaret etti. Çıkışta AVYM turu atan Farshid Bey, daha sonra eşiyle buluşup Uludağ Restaurant’ta yemek yedi.
Gülşah Taşkın Maxmara’da Yeni Sezon Ürünleri İnceledi Pilates Eğitmeni Gülşah Taşkın, Panora MaxMara mağazasında yeni sezon ürünleri inceledi. Beğendiği kıyafetleri alan Gülşah Hanım, daha sonra Black Bear Coffee’de kahve içerek günün yorgunluğunu attı.
Gül Karakaya Eren Eşine Hediye Panora’dan Cemiyet hayatının tanınan ismi Gül Karakaya Eren, eşine hediye almak için Panora’daydı. Zara mağazasındaki ürünleri inceleyen Gül Hanım, hediyesini titizlikle seçti.
80
Esra Arat Sezon Trendlerini İnceledi Mutlu Adımlar Anaokulu’nun sahibesi Esra Arat, sezonun trendlerini incelemek için Panora Alışveriş ve Yaşam Merkezi’ni ziyaret etti. Mağazaları gezen Esra Hanım Brandroom’dan alışveriş yaptı.
Tekin Abay Godiva’da İş Toplantısı Erpa Teknoloji’nin sahibi Tekin Abay, arkadaşıyla Godiva’da buluştu. İş üzerine uzun uzun sohbet eden Abay ve arkadaşı daha sonra AVYM’den ayrıldı.
82
Oğuzhan Kabasakal Alışveriş İçin Panora BOSS’u Tercih Etti KBS Hukuk Bürosu’nun Kurucu Avukatı Oğuzhan Kabasakal, Alışveriş için Panora Alışveriş ve Yaşam Merkezi’ni tercih etti. Hugo Boss’tan alışveriş yapan Oğuzhan Bey, daha sonra arkadaşlarıyla buluşup yemek yedi.
Dila-Filiz-Dağhan Yılmaz Ailecek Akşam Yemeği Mertek İnşaat’ın zarif sahibesi İç Mimar Filiz Yılmaz, çocukları Dağhan ve Dila ile okul sonrası Panora’da yemek yedi. Timboo’da birlikte keyifli vakit geçiren Yılmaz ailesi, daha sonra AVYM’den ayrıldı.
İlayda Metin Spor Alışverişi Panora’dan Cemiyet hayatının genç kuşak temsilcilerinden İlayda Metin, spor kıyafetleri almak için Panora Alışveriş ve Yaşam Merkezi’ni tercih etti. Adidas ve Nike mağazalarını gezen İlayda Hanım, daha sonra arkadaşları ile S’lo Cafe’de buluştu.
Hacer Özgenç Paşabahçe’den Hediye Aldı Ankara sosyal yaşamının sevilen isimlerinden Hacer Özgenç, arkadaşının doğum günü hediyesini Panora’dan seçti. Paşabahçe’den arkadaşına çok güzel bir hediye aldığını belirten Hacer Hanım, daha sonra kahve içmek için Starbucks’a geçti.
84
Kadir Ünlüsoy Kıyafet Seçimini Beymen’den Yaptı Baltek İnşaat’ın sahibi Kadir Ünlüsoy, kıyafet alışverişi için geldiği Panora Alışveriş ve Yaşam Merkezi’nde Beymen mağazasını tercih etti. Uzun süre alışveriş yapan Ünlüsoy, daha sonra iş toplantısı için AVYM’den ayrıldı.
Mehtap Deveci Arkadaşıyla Godiva’da Buluştu Cemiyet hayatının sevilen ismi Mehtap Deveci, yakın arkadaşıyla Godiva’da buluştu. Uzun uzun sohbet eden ikili lezzetli çikolataların ve tatlıların tadına baktıktan sonra birlikte AVYM turu yaptı.
Özgür-Demir İncesu Okul Çıkışı Panora Turu İş Adamı Özgür İncesu, oğlu Demir ile birlikte okul çıkışı Panora AVYM’ye geldi. Baba-oğul birlikte yemek yedikten sonra mağazaları gezerek alışveriş yaptı.
Buket Önyürü Yeni Eserler İçin Alışveriş Yaptı İş ve sosyal yaşamın sevilen ismi Ressam Buket Önyürü, yeni eserleri için alışveriş yaptı. Boya ve fırça gibi malzemeler aldığını belirten Önyürü, öğle yemeğini yedikten sonra Panora Alışveriş ve Yaşam Merkezi’nden ayrıldı.
86
Efe Bezci Yoğun İş Temposuna Kısa Mola İş Adamı Efe Bezci, iş toplantısı için Panora’ya geldi. Çok yoğun olduğunu belirten Efe Bey, iş toplantısının ardından El Corazon’da arkadaşlarıyla buluştu. Arkadaşlarıyla birlikte yemek yiyip stres atan Efe Bey, daha sonra AVYM’den ayrıldı.
Clara-Aydan Özdoğan Anne-Kız Alışveriş Cemiyet hayatının tanınan ismi Aydan Özdoğan, kızı Clara ile birlikte AVYM turuna çıktı. İkili birlikte mağazaları gezerek alışveriş yaptı.
Önder Bülbüloğlu Takım Elbise Tercihi Damat’tan Ünlü İş İnsanı Önder Bülbüloğlu, takım elbise almak için Panora’ya geldi. Damat mağazasından takım elbise alan Bülbüloğlu, daha sonra AVYM’den ayrıldı.
Ruşa Acar Annesiyle Panora’da Buluştu Cemiyet hayatının tanınan ismi Ruşa Acar, annesi ile buluşmak için Panora’yı tercih etti. Anne kız Timboo Cafe’de öğle yemeği yedikten sonra AVYM turu yapıp mağazaları gezdi.
88
Temel Eken Beymen’den Alışveriş Yaptı Eken Hukuk Bürosu’nun sahibi Temel Eken, alışveriş için Panora Beymen mağazasını tercih etti. Alışverişin ardından yemek yiyen Temel Bey, daha sonra AVYM’den ayrıldı.
Sevde Ünal İnstagram Fenomeni Panora’yı Tercih Etti Bloger ve İnstagram Fenomeni Sevde Ünal, alışveriş için Panora’yı tercih etti. Caldezonia’dan alışveriş yapan Sevde Hanım, diğer mağazaları gezerek yeni gelen ürünleri inceledi.
90
Pınar Günseven Yoğun Tempoya Yemek Molası Günseven Mimarlık’ın sahibi Pınar Günseven, yoğun iş temposuna ara vererek arkadaşlarıyla öğle yemeğinde buluştu. Happy Moon’s’ta arkadaşlarıyla buluşan Pınar Hanım, uzun sohbetin ardından AVYM’den ayrıldı.
Taha Gürel Rolex’in Yeni Mağazasını Gezdi İş Adamı Taha Gürel, Panora Alışveriş ve Yaşam Merkezi’nde yenilenen Rolex mağazasını gezdi. Uzun uzun saatleri inceleyen Taha Bey, daha sonra arkadaşıyla buluştu.
Ümit Topgül Beymen’de Yeni Ürünleri İnceledi Gold Banyo’nun sahibi Ümit Topgül, Panora Beymen mağazasında yeni ürünleri inceledi. Arkadaşlarıyla Godiva’da buluşan Ümit Bey, uzun sohbetin ardından AVYM’den ayrıldı.
Tuğçe İnal Yazın Son Dondurması İçin Panora’yı Tercih Etti Cemiyet hayatının sevilen ismi Tuğçe İnal, yazın son dondurması için Panora Roko Dondurma’yı tercih etti. Arkadaşlarıyla buluşup dondurma yiyen Tuğçe İnal, daha sonra AVYM’den ayrıldı.
92
Emrah Erkalp İş Öncesi Alışveriş Mare Gayrimenkul’un sahibi Emrah Erkalp, sabah işe gitmeden önce alışveriş için Panora Alışveriş ve Yaşam Merkezi’ni ziyaret etti. Ofisi için alışveriş yapacağını belirten Emrah Bey, daha sonra AVYM’den ayrıldı.
Burcu Yörübulut Sabah Kahvesi Starbucks’tan Acıbadem Hastahanesi Baş Hekimi Mehmet Yörübulut’un zarif eşi Burcu Yörübulut, sabah kahvesi için Panora Starbucks’ı tercih etti. Kahvesini aldıktan sonra AVYM turu atan Yörübulut, daha sonra Panora’dan ayrıldı.
Cumhuriyetimizin 96. Yıldönümüne Yakışır Etkinlikler Yine Panora’da! Büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün liderliğinde 29 Ekim 1923 yılında kurulan Cumhuriyetimizin 96. Yıldönümü, Panora Alışveriş ve Yaşam Merkezi’nde coşkuyla kutlanacak. 28 Ekim 1923 günü, hafızalarımıza kazınmış “Efendiler, yarın Cumhuriyeti ilan edeceğiz!” sözüyle müjdelenen Cumhuriyetimizin 96. yaşı Panora’da 7’den 70’e tüm misafirlerin katılımıyla gerçekleşecek. AFK Bale Stüdyosu öğrencileri ve Sihirli Bahçe Montessori Okulu’nun öğrencilerinin; geleceğimize ışık tutan çocuklarımızın muhteşem gösterileriyle hayat bulacak, Cumhuriyetimiz 96 yıldır olduğu gibi bir kez daha coşkuyla ve övünçle kutlanacak. Cumhuriyet Bayramı’na özel bandomuzun gurur verici marşlarla taçlandıracağı 29 Ekim’de, ayrıca misafirleri farklı sürprizler de bekliyor olacak.
Sonbaharda da Çocukların Tüm Eğlencesi Panora’da! Gerçekleştirdiği çocuk atölyeleri ile hem çocukların hem de ebeveynlerin adresi olmaya devam eden Panora Alışveriş ve Yaşam Merkezi’nde sonbahar, eğlenceli ve eğitici etkinliklerle devam ediyor. Her hafta sonu 15.00-18.00 saatleri arasında Akvaryum Önü’nde gerçekleşen farklı etkinlikleriyle çocukların eğlenerek öğrenmesini sağlayan Panora, Ekim ayını da dopdolu bir programla geçirmeye hazırlanıyor. 12 Ekim’de Uç Uç Kelebek Atölyesi ile renkli boncuklar ve mandallarla minik kelebekler yapacak olan çocuklar, 13 Ekim’de Ankara’nın Başkent oluşuna özel etkinlikte bir araya gelecekler. 19 Ekim’de Kare Pantolon Atölyesi ile süngerlerle Sponge Bob tasarlayacak olan Panora Çocukları, 20 Ekim’de ise el ve ayak baskıları ile kendi izlerini, kendi dünyalarını yansıtacaklar. Ekim ayının son haftasında, 26 Ekim’de Sihirli Meyveler Atölyesi ile kozalaklardan meyveler yapacak olan çocuklar, 27 Ekim’de ise Atatürk ve Çocuk Atölyesi’nde buluşacaklar.
94 magdergi.com.tr
Yeni Yılda Yeni Beş Mini Cooper Panora’dan Hediye! 1960’ların sembolü olarak görülen, kült araba markası Mini Cooper’a sahip olmak Panora’yla çok kolay! Gerçekleştirdiği kampanyalarla her daim dikkatleri üzerine çeken Panora Alışveriş ve Yaşam Merkezi Yılbaşı Kampanyası’nda 5 adet 2019 model Mini Cooper 3 Kapı hediye ediyor. 15 Ekim – 15 Şubat tarihleri arasında tek seferde 200 TL ve katlarındaki alışverişlerde bir çekiliş hakkının elde edileceği kampanya Panora misafirleri ve klasik arabalarda yeni dokunuşlara hayran olanların ilgisini çekecek gibi duruyor. Her zamankinden daha hızlı ve eğlenceli olan ikonik Mini Cooper 3 Kapı; kullanıcılarına yüksek hız, etkileyici düzeyde düşük bir ağırlık merkezi ve heyecan verici bir go-kart hissi sunuyor. Akıllı ve karizmatik özelliklere sahip, kentli stiline ve şehir yaşamına uygun, geniş iç hacme sahip 2019 model Mini Cooper 3 Kapı’ya sahip olmak çok daha kolay. Katılım koşullarına ait tüm detayların panora.com.tr web sitesinden ve danışma bankosundan ulaşılabileceği Yılbaşı Kampanyası’nın yanında, Panora AVYM, 2019’un son aylarını renkli geçirmek isteyen tüm Ankaralılara farklı sürprizler hazırlıyor.
Panora Formula Challenge Başlıyor! Hayran olarak izlenilen ve merak edilen Formula araçları şimdi Panora’da! 30 Eylül – 13 Ekim tarihleri arasında Panora Alışveriş ve Yaşam Merkezi misafirlerini efsane Formula araçları bekliyor olacak. Sonbahar dönemini, Ankara’nın en çok tercih edilen yaşam merkezi Panora AVYM’de keyifle geçirmek isteyenleri sıra dışı bir sergi bekliyor. Yarışmalar ve etkinliklerin de gerçekleşeceği sergide, Formula simülasyonu deneyimlenebilecek. Simülasyon yarışları 7 – 13 Ekim tarihleri arasında saat 12.00-20.00 arasında gerçekleşecek. İlk üçe giren isimlere özel hediyelerin verileceği, ödül töreni ise 13 Ekim günü gerçekleşecek.
davet
ALİ GÜRELİ
BİRCE AKALAY
EMİN HİTAY, ZEYNEP RENDECİ
RAFFİ PORTAKAL
14. Contemporary İstanbul Sergisi Akbank ana sponsorluğunda Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı ile İstanbul Kongre Merkezi’nde 14. kez kapılarını açan Contemporary İstanbul, bir çok ünlü ismi ağırladı. Galeriyi gezen davetliler, 23 ülkeden, 74 galeri, 510 sanatçı ve 1400’den fazla çağdaş sanat eserlerini yakından inceleme fırsatı buldu. Serginin ev sahiplerinden olan Suzan Sabancı Dinçer ve Ali Güreli konuklarla bizzat ilgilenerek sanatçılara destek oldu.
96
SUZAN SABANCI DİNÇER
davet
EDİZ ELHADEF
98
BERİL ÇAVUȘOĞLU
MUSTAFA YÜCE, ,ASLI PAMİR,,MURAT PİLEVNELİ
HACI SABANCI, NAZLI KAYI
ELİF DÜRÜST, ESRA DİNÇKÖK
EBRU ADEMOĞLU
FEZA SAYER
VEDAT ALATON, SEDA SÖĞÜTLÜ
EMRE-GÜLİN DÖKMECİ
Fuar iș, sanat ve cemiyet hayatından birçok sanatsever isimi bir araya getirdi. AYNAZ ÖZKAȘIKÇI
BURCU ȘENDİR
ARZU SABANCI
FATOȘ SARIGÜL, ÖZLE ÖZER
davet
LEYLA HELLER, LEYLA ALATON
100
FERYAL GÜLMAN
SUZAN TOPLUSOY
MERİH TURAN
AYȘEGÜL TOPLUSOY
İNCİ GAZİOĞLU, BUKET TAȘDELEN
AYȘEGÜL DİNÇKÖK
ELİF BOYNER
SÜLEYMAN-AHU ORAKÇIOĞLU
DİLEK TÜRKER
BEGÜM BALLI
Çağdaș sanat sergisi sanatseverler tarafından büyük bir ilgi gördü. AYKUT-BANU TARAKÇI OĞLU
HAKAN SABANCI
AYLİN-ÖZCAN TAHİNCİOĞLU
BANU ÇARMIKLI
röportaj
SANJAY-RONA BHATTACHARYYA
Hindistan Büyükelçiliği’ne Konuk Olduk Hindistan Büyükelçisi Sayın Sanjay Bhattacharyya ve zarif eși Rona Bhattacharyya ile renkli ülkeleri üzerine keyifli bir sohbetimiz oldu... Hindistan’ın turizminden uzay çalıșmalarına ekonomisinden Türkiye ile benzer özelliklerine kadar birçok konuyu konuștuk...
RÖPORTAJ: BERİL ÇAVUŞOĞLU
102 magdergi.com.tr
S
evgili Büyükelçi ve Bayan Bhattacharyya, bize biraz kendinizden bahseder misiniz? Sizi daha yakından tanımak isteriz.
Rona ve ben, Hindistan’ın güzel ve tarihi başkenti Yeni Delhi’de büyüdük. Rona bir sanatçı, dansçı, öğretmen, yazar, blogger ve harika bir anne. Ben de ressam, gezgin, çevreci, ekonomist, diplomat ve gurmeyim. İkimiz de ailelerimizi, arkadaşlarımızı, mutfağımızı, köklerimizi ve tarihimizi seviyoruz ve bunları paylaşmayı istiyoruz. Okulda Kemal Atatürk’ü okuduk ve onun adına Delhi’de bir yol var. Bu da Türkiye’yi keşfetmek için büyük bir ilgi uyandırıyor.
Türkiye’ye ilk geldiğinizde en çok hoşunuza giden, size yakın hissettiren ne oldu? Geçen yaz Ankara’ya geldiğimizde yeşilliği, temiz havası, sevimli restoranları ve samimi insanları bizi büyüledi. Ünlü Türk Mimar Sedad Hakkı Eldem tarafından tasarlanan, şehre nazır Çankaya’daki Hint Evi bizim ikinci evimiz oldu.
Türkiye ile Hindistan’ın benzer özellikleri ve farklı olduğu konular nedir sizce? Hem Hindistan hem de Türkiye güzel turistik mekanlara, tarihi anıtlara ve güzel insanlara sahip. Aile ve arkadaşlar bizler için çok önemli ve her iki tarafın da mutfağı muhteşem.
Rona Bhattacharyya bir gününü nasıl geçiriyor? Rona Bhattacharyya: Hepimizin bir beden, zihin ve ruhun
birleşimi olduğuna inanıyorum. Bunların her birini günlük hayatımda beslemeye çalışıyorum. Düzenli yoga pratiği beni her sabah topraklar. Yoga, vücudun enerjiyi harcamak yerine yenilemesine izin verdiği için “egzersiz” yerine “alıştırma” dır. Günümün büyük bir bölümünü okuma, araştırma ve yazma ile geçiriyorum. Özellikle kültür, sanat ve tarihin tüm yönleriyle ilgileniyorum. Okuryazarlık ve diller, hikaye anlatımı ve hikaye yaratma fikri beni büyüleyen diğer konulardır. Her gün ayrıca yaratıcı bir şeyler yapmayı deniyorum. Yemek yapmak, resim yapmak ve dans etmek her zaman benim tutkularım arasındaydı. Bu dünyada öğrenecek ve bilecek çok şey var. Amacım ömür boyu öğrenen olmak.
Hindistan dünyada herkesin görmek istediği, merak ettiği bir ülke. Biraz kültürel ve turistik açılardan Hindistan’ı anlatabilir misiniz?
Hindistan; güzel çeşitliliğin, inanılmaz bir toleransın ve kayda değer dinamizmin olduğu bir toprak. Bizim kültürümüz ve köklerimiz bizimle yaşayarak daha aydınlık bir geleceğe vesile oluyor. Festival ve mutfağımızı sevebilir, manzara ve tarihi eserlerin tadını çıkarabilir, kumaşlarımızın cazibesine kapılabilir, yoga ve meditasyonun dinginliğini yaşayabilir, misafirperverliğimizin sıcaklığını hissedebilirsiniz. Harika Hindistan’ı ziyaret ederek büyüsünü deneyimleyebilirsiniz.
röportaj
Hindistan’ın bilim ve teknolojide çok ileri olduğunu biliyoruz. Bunun sebepleri nedir?
Matematik ve bilim Hintlilere çok kolay geliyor. Sayı sistemini ve sıfırı biz bulduk. Okullarımızda deneyleri eğlenceli ve ödüllendirici bir hale getirdik. Gelişmiş bilim enstitülerimiz mükemmelliğe teşvik ediyor. Biz hem icat hem de inovasyonda ustayız diyebilirim.
Yeni Chandrayaan’ı fırlattınız. Bunun gibi projelerinizden bahseder misiniz?
Uzay programımız için çok heyecanlıyız. Bir bölümü uzayın derinliklerini keşfetmek... Ay misyonumuz (Chandrayaan), Mars misyonumuz (Mangalyaan) ve bizim benzer misyonlarla Amerika ve Rusya ile iş birliklerimiz... Ama en heyecan verici olanı bizim roket ve uydu teknolojimiz ki bu insanlığa direkt fayda sağlıyor. İletişim için en ucuz bilgi, uzak alanlarda eğitim desteği, doğal kaynaklar için uzaktan algılama imkanı, kentsel planlama ve tarımsal ürünler için coğrafi haritalama, hava durumu tahminleri ve daha pek çok konuda... En güzeli ise Hindistan’ın bunu en verimli ve ekonomik şekilde yapması.
Hindistan, dünyanın en kalabalık nüfuslarından ve en büyük ekonomilerinden birine sahip. Türk iş adamlarına ticaret fırsatları için neler önerirsiniz?
Hindistan 2,7 trilyon dolarlık GSYH ile dünyadaki en büyük 6. ekonomiye sahip; en hızlı büyüyen ekonomi ve küresel sistemlerle bütünleşmiş durumda. Nüfusumuzun yüzde 60’ı gençlerden oluşuyor ve orta sınıf 400 milyonun üzerinde. Hindistan ticaret yatırımı, ileri teknoloji ve finansal market işbirliği ile servis sektörü için cazip bir ortak. Hindistan, 8,6 milyar dolar üzerindeki işlem hacmi ile Türkiye’nin en büyük 8. ticaret ortağıdır. İki yönlü yatırımlar da hızla büyümektedir. Gelecekteki büyüme için büyük potansiyele sahip alanlardan bazıları bilişim, biyoteknoloji, sağlık, turizm, uzay ve inovasyon sektörleridir.
Türkiye’de sizi en çok neresi etkiledi? En sevdiğiniz tatil yeri neresi?
Türkiye’nin altyapısı global standartlarda. Turistik yerlerin bakımı iyi ve Türk mutfağı mükemmel. İstanbul bizim favori şehirlerimizden... Ancak Göbeklitepe’nin de büyük etki bıraktığını söylemeliyim. Türkiye’nin en güzel yanı Hintliler gibi sıcak ve dost canlısı insanlarının olması.
Ülkenizi tanıtmak için kültürel günler düzenliyorsunuz. Bu etkinlikler hakkında bilgi alabilir miyiz?
Kültür, bir toplumun temelidir. Düzenli müzik ve dans programlarının yanı sıra, Ankara, İstanbul, İzmir ve Konya’da geleneksel kültür festivalini düzenledik. Dört şehirde yaklaşık 1500 çocuğun katıldığı Türk okul çocukları için “Tagore Resim Yarışması” düzenledik. Mahatma Gandhi’nin doğum yıldönümünde, Türk şarkıcılarından bir şarkı, Türk Postası’nın pul basımı, Barış Yürüyüşü, Gandhi Anlatım Dizisi, ağaç dikme ve iyi dilekler toplantısı dahil olmak üzere birçok etkinlik yapıldı. Holi ve Diwali gibi Hint festivallerinin kutlanması da bir gelenek haline geldi. Elçilik ayrıca düzenli film gösterimleri düzenliyor, seminer ve sergilerde işbirliği yapıyor.
Bize tüm dünyanın uzun zamandır ilgilendiği yoga ve ayurvedadan bahseder misiniz?
Yoganın popülaritesi, Türkiye’de sürekli artıyor ve binlerce öğrenci grubu ve öğretmen var. Elçilik düzenli yoga dersleri ve farklı şehirlerde sosyal yardım oturumları düzenliyor. Ayurveda ve geleneksel Hint tıbbı da oldukça yoğun ilgi görüyor. Yoga ve ayurveda ile ilgilenen öğrencilere Hindistan’a seyahatleri için burs veriyoruz. Yaşamımızdaki artan stresle birlikte, bu geleneksel uygulamalar hiç olmadığı kadar önemli hale geldi.
Türkiye’nin altyapısı global standartlarda. Turistik yerlerin bakımı iyi ve Türk mutfağı mükemmel. BERiL ÇAVUȘOĞLU, SANJAY-RONA BHATTACHARYYA
104 magdergi.com.tr
Paris Cad. No: 76/9-10 Şili Meydanı - Kavaklıdere/Ankara T: +90 312 426 26 91 sensizolmazmeyhane
davet
ZEYNEP TURAN
TÜLİN KAL ȘEKERCİ
EVRİM BEKİȘOĞLU
SEREN ERDOĞAN
Halil Öser’den Özel Sunum Dr. Halil Öser güzellik ve bakım üzerine Ankara Hilton Otel’de özel bir sunum gerçekleştirdi. Dr. Halil Öser estetik alanında merak edilen birçok konuda konuklara çok özel bilgiler sundu. Estetik ve mezoterapi alanındaki bilgi ve birikimlerini davetlilere aktaran Dr. Halil Öser, en çok merak edilen konulara ışık tutmaya çalışırken, gelen tüm soruları cevapladı. Çok sayıda isimin katılım gösterdiği sunum büyük beğeni topladı.
HALİL ÖSER
İran Kültür Esintisi FARSHİD GHOLAMREZANEZHAD
E
Kișiye özel üretilen İran dokuma halılardan tablo șeklindeki halılara, İran takılarından has el sanatlarına kadar uzanan birçok ürün çeșitliliğine sahip Ebrișem Sanat Evi kurucusu Farshid Gholamrezanezhad ile keyifli bir sohbet gerçekleștirdik...
brişem Sanat Evi’nin hikayesi nedir?
Ben İranlıyım ve 2012’de Türkiye’ye geldim. Eşimle birlikte bir sanat evi kurmayı hayal ettik ve onu gerçekleştirdik. Türkiye’de İran sanatı üzerine yapılmış çalışmalar yoktu, biz de bu alanda ilerledik. Bizim sanat galerimizde İran ipek ve yün halıları mevcut. Bu halıları tablo halı şeklinde ve taban halı şeklinde de bulabilirsiniz. Bunların dışında İran’ın has el sanatlarından olan; mina sanatı, kemik sanatı ve hatem sanatı üzerine de çok çalıştık ve bunları da tanıtmaya karar verdik. Sanat galerimizde bulunan tablo halı atölyelerimizde İranlı halı ustamız tablo halı dokuyor ve bunun üzerine kurslar gerçekleştirebiliyoruz.
Hangi ürünler daha çok tercih ediliyor?
Aslında bizde herkese hitap eden ürünler var. Normal İran takılarından özel sipariş ipek tablo halılara kadar birçok ürün çeşidimiz mevcut. Halılar çok ince işçiliklere sahiptir. Özel yün ve ipek materyallerden üretilmiştir.
Özel sipariş olarak hazırlanan bir halıda kaç usta çalışıyor?
Bir özel halı siparişinde dört usta çalışıyor. Bir halı desenleme ustası özel sipariş halının desenini hazırlıyor, bir iplik boya ustası siparişe göre halının ipek veya yün ipliklerini boyuyor, bir dokuma ustası ve halı dokumadan sonra bir de halı kesme ustası çalışıyor.
advertorial
Neden el dokuma halı kullanalım?
Yaşam yerinde kullanılan halı her zaman büyük bir etki yaratır. Halının türü ve cinsiyeti bu noktada çok önemlidir çünkü güzellik sürecinden etkilenmemelidir. El dokuma halı tasarımının kalitesi ve güzelliği hakkında şüphe yoktur. Çünkü el yapımı halılar geleneksel tasarımlar ve renkler ile canlı bir sanat eseri haline gelmiştir. El dokuma halıların çoğunun dokusunda ipek, yün ve pamuk kullanılmaktadır. Bunlar halılara yüksek dayanıklılık kazandırmaktadır. Dokularında doğal iplikler kullanılması nedeniyle herhangi bir hassasiyet yaratmazlar. El yapımı halıların bir diğer özellikleri ise yazın soğuk, kışın sıcak tutması. Dolayısıyla yıl boyu rahatlıkla kullanabilirsiniz.
İran halısı neden dünyada çok meşhurdur?
İran el dokuma halı özel bir sanattır. Tasarımları ve renkleri çok çeşitli, kullanılan malzemeleri kalitelidir. Kısacası izleyiciyi ve alıcıyı memnun eden bir çekiciliği vardır. Tüm bunlar İran halısını ünlü ve popüler yapma konusunda etkili olmuştur.
Müşterilerinize ve okuyanlara ne söylemek istersiniz? Bu dönemde el sanatlarına çok değer verilmesi gerekiyor çünkü bu sanatlar bin yıl öncesinden bize kalan kültür miraslarıdır. Öldürmemiz ve gelecek nesillere taşımamız lazım. Dünyada bizim kültür ve medeniyetimiz bu sanatlarla tanınıyor.
davet
CAMILLO PIROZZI, HANDE TURAN
CRISTINA PALLINI
ALİ-ÖZGE ÇAVUȘOĞLU
BANU BUYURGAN
İtalyan Elçiliği’nde Mimari ve Tasarım Gecesi Ankara İtalya Büyükelçiliği’nde Mozaik, B&B İtalia ve Bilkent Üniversitesi Mimarlık Fakültesi işbirliği ile özel bir gece düzenlendi. Gecede Politecnico di Milano’dan Prof. Dr. Cristina Pallini konuk konuşmacı oldu. Prof. Cristina Pallini İtalya Büyükelçiliği’nin Ankara’daki yerleşkesini projelendiren ve 1938-1940 yılları arasında inşaat çalışmalarını yöneten Mimar Paolo Caccia Dominioni hakkında ve İtalya Büyükelçiliği yerleşekesinin mimarisi üzerine sunum gerçekleştirdi. Gecede B&B İtalia ve Mozaik tarafından hazırlanan Azucena Koleksiyonu’ndan Luigi Caccia Dominioni’ye ait tasarım eserlerinden oluşan sergi yoğun ilgi gördü.
108
MASSİMO GAIANI, NİLGÜN ERDEM ARI
GIORGIO GASCO
ȘULE SATAR, ȘÜKRAN ERDİRİK
METİN MUNZUR, EYLÜL ERGÜL
BERİL ÇAVUȘOĞLU
İtalya Büyükelçiliği’nde düzenlenen davete çok sayıda mimar ve tasarımcı yoğun ilgi gösterdi. YAMAN ERTURAN
MELTEM ERYILMAZ
ECE-SERKAN GÜLEÇ
İPEK TOPLU BİLGİÇ
İHSAN YILDIRIM, GÜL YILDIRIM, YASEMİN KUTAL
İki Marka Tek Bir Çatı Altında Mimarlığı ve iç mimarlığı ayrılamaz bir bütün olarak kabul edip bașarılı çalıșmalara imza atan Y Tasarım Mimarlık Ofisi’nin kurucusu İhsan Yıldırım, GplusY Project’in kurucuları Gül Yıldırım ve Yasemin Kutal ile keyifli bir sohbet gerçekleștirdik...
Üç kurucu ortaktan oluşan bir ekibiz. Okul yıllarımızdan itibaren, kimi zaman bir arada, kimi zaman ayrı ortam ve projelerde yer aldık. Bir süre sonra sahip olduğumuz, benzer ve farklı bakış açılarımızı 15 yıllık deneyimlerimizle bir araya getirmeye karar verdik.
Misyonumuz gereği, mimari ve iç mimarinin, ayrı birer başlık gibi görünse de aslında birlikte çözülmesi gereken, ayrılmaz bir bütün olması gerektiğine inanıyoruz. Bu nedenle iki farklı marka ile aynı çatı altında yer aldık. Bu doğrultuda vizyonumuz otel, konut, ofis, kamusal vb. yaşam ve çalışma alanlarının, mimari ve iç mimarilerinin en ince ayrıntısına kadar düşünüldüğü, fark yaratan projelerle anılmaktır.
advertorial
Y
Tasarım Mimarlık Ofisi’nin ve G Plus Y Project’in kuruluş hikayesinden bahseder misiniz?
Mimarlık projelerinizin oluşum aşamasından ve proje prensiplerinizden bahsedebilir misiniz?
Öncelikle başladığımız her projeyi özümsememiz gerekiyor. Empati bu aşamada büyük önem teşkil ediyor. Bu doğrultuda, proje oluşum aşamasında alacağımız ana kararları belirleyebilmek için, işveren ve mekânın kullanıcılarına sorduğumuz çeşitli sorular bulunmaktadır. ▪ Hangi konumda ve nasıl bir mekânda kendinizi daha rahat hissedersiniz? ▪ Tasarlayacağımız mekânın içinde sağlıklı ve ergonomik yaşayabilmeniz için olmazsa olmaz gereksinimleriniz mevcut mudur? ▪ Bulunduğunuz yaşam alanında sizi mutlu edecek temel faktörler nelerdir, ilk izlenimleriniz mi yoksa sonrasındaki zaman dilimi mi? ▪ Hoşlandığınız tasarım dili ve yaklaşımları nelerdir? Bu ve bunun gibi birçok sorunun ardından, aldığımız cevapların doğrultusunda iş programı hazırlayıp konsept tasarım aşamasına geçeriz. Belirlenen bütçeye uygun olarak hazırlamış olduğumuz tasarımlar doğrultusunda 3 boyutlu görsel sunumlar ve malzeme panoları hazırlarız. Tüm onay süreçlerinin ardından, uygulanabilir detayların projeye aktarıldığı uygulama projesi sürecimizi tamamlarız.
Mimarlık-İç mimarlık aynı zamanda tüm proje disiplinleri ile bir arada çalıșmaktır. Sadece tasarım yapmak değil, aynı zamanda ortaya çıkacak olan tasarımın doğru sonuca ulașması çok önemlidir.
Karşılıklı soru cevap sürecimiz tasarımın başlangıç aşamasından son aşamasına kadar devam etmektedir.
İç mimarlık tasarımlarınızda önem verdiğiniz detaylar nelerdir? İç mimaride bir mekânı bütünü ile ele almak gereklidir. Tasarım süreci, içinde zaman geçirecek olan bireylerin psikolojisinden başlar, mekânın lokasyonu ve günümüz teknolojisiyle devam eder, mobilya detayından kumaşın desenine, aydınlatmanın ışık değerlerinden aksesuar seçimlerine kadar her detayını düşünmeyi gerektirir. Aynı zamanda, ortaya konulan her tasarımın tüm detaylarına hakim olarak, uygulanabilir malzeme seçimlerini yapmayı, mekanın kullanımı kadar görselliğine de önem vermeyi gerektirir. Ayrıca modaya ve yeniliklere açık olmaya dikkat ederek, kullanıcının ihtiyaçlarını ve hayat kalitesini de bir o kadar düşünmek gerekir. Yukarıda bahsettiğimiz gibi konsept proje aşamasından, teslim aşamasına kadar tasarım süreçlerinin tamamının düşünülmüş olduğu mekanların, mimari tasarımı ve fonksiyonları ile birlikte uygulanmasını her zaman daha doğru bulmaktayız.
İlerleyen süreçle birlikte gelişen vizyonumuz doğrultusunda yeni alt başlıklara da yer vermeyi düşünmekteyiz.
Mimarlık ve iç mimarlık hizmetini tek bir çatı altında veriyor olmanız çok büyük bir avantaj. Bunun yanı sıra sizi diğer firmalardan ayıran özellikleriniz nelerdir?
Yaklaşık 15 yıllık meslek hayatımız boyunca farklı ölçek ve fonksiyonları deneyimlemiş bulunmaktayız. Proje ve kullanıcı ayırt etmeksizin, her projemizde titizlikle ve özveriyle çalışıp, işveren memnuniyetini çok önemseriz. Teslim ettiğimiz işlerimizden sonra da işverenlerimizle hala o sıcak sohbeti yapıyor olmak ve karşılıklı memnuniyet tarif edilemez biz haz bizim için.
Mimarlık ve iç mimarlık olarak koordineli olarak gerçekleştirdiğiniz çalışmalarınız var mıdır?
Mimarlık-İç mimarlık aynı zamanda tüm proje disiplinleri ile bir arada çalışmaktır. Sadece tasarım yapmak değil, aynı zamanda ortaya çıkacak olan tasarımın doğru sonuca ulaşması çok önemlidir. Mekanik, elektrik, statik, peyzaj, akustik, akıllı bina teknolojileri, otomasyon, yangın, ses ve görüntü sistemleri vb. iş ortaklarımızla birlikte çalışma yaparak projelerimize nihai halini veririz.
Tasarım sürecini tamamladığımız ve inşaatı devam etmekte olan üç ayrı projemizin de mimari - iç mimari koordinasyonu tarafımızca yapılmaktadır. Aynı zamanda saha uygulaması da eş zamanlı olarak devam etmektedir.
Bildiğimiz kadarıyla ulusal mimari proje yarışmalarına katılmışsınız. Bu bağlamda uluslararası çalışmalarınız da mevcut mudur?
Konuşmamızın başında bahsettiğimiz gibi, biz bu koordinasyonun her proje için kesinlikle olması gerektiğini düşünüyoruz. Mimarlık-iç mimarlık aslında ayrı düşünülemeyecek konulardır. Her ne kadar toplum tarafından farklı gibi algılansa da, iç ve dış kavramı aynı yapının ayrılmaz parçalarıdır.
Danışmanlık hizmetiniz hangi konuları kapsamaktadır? Sunduğumuz hizmetler, her proje özelinde farklılık gösterebilen ve gerektiğinde devreye sokabileceğimiz iş ortaklarımızla birlikte çözümleyebileceğimiz akustik, yangın, malzeme önerileri, ihale süreci ve bütçe hazırlığı, proje kontrolörlüğü, restorasyon uzmanlığı alt başlıklarını içermektedir. Ayrıca işveren talebi doğrultusunda Design&Built hizmeti de vermekteyiz.
Evet daha önce ulusal mimari proje yarışmalarına katıldık. Yine diğer projelerimizle birlikte, ekip arkadaşlarımız ile çalışmalarına devam ettiğimiz uluslararası platformlarda girişimlerimiz bulunmaktadır. Bu konuda umarız ilerleyen günlerde güzel haberlerle karşınızda olacağız.
www.gplusyproject.com www.ytasarimmimarlik.com
gplusyproject ytasarimmimarlik
davet
AFET KARACAN, SAADET TUĞBAY
TAHİRE DEMİRCAN,TUÇE PEKSAYAR
ARZUHAN DOĞAN YALÇINDAĞ
Olimpik Değerlere Katkı’nın Ödülü Sporcu, yönetici ve destekçi olarak spora büyük katkılarda bulunmuş merhum Mustafa V. Koç adına Koç Holding ve Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi iş birliğiyle düzenlenen “Mustafa V. Koç Spor Ödülü” sahibini buldu. İş, spor ve cemiyet hayatından birçok ismin katılımıyla gerçekleşen gecede, modern Pentatlon sporunda Ülkemizi Olimpiyat Oyunları’nda temsil eden ilk Olimpik Milli Pentatlet İlke Özyüksel, “2019 Mustafa V. Koç Spor Ödülü”ne lâyık görüldü. Koç Holding Yönetim Kurulu üyesi ve Mustafa V. Koç Spor Ödülü Jüri Başkanı Caroline Koç, ödülü sporcu İlke Özyüksel’e takdim etti.
112
ÖMER-GÖKÇE GÜRSOY
SEDAT ALOĞLU
TUBA PEKSAYAR
YASEMİN ALOĞLU
CEM HAKKO
GÜLBİN SİMİTÇİOĞLU
Tony Britten’ın ödül töreni için düzenlediği özel beste misafirlerin beğenisini topladı.
METİN-ZEYNEP FADILLIĞLU
MARİA-NECMETTİN ELİYEȘİL
DALİA GARİH
davet
TURGUT-SUZAN TOPLUSOY
114 magdergi.com.tr
SELİN-MEHMET TARA
CEM BOYNER
BURCU HANİF
ZEYNEP-OSMAN ÇARMIKLI
REYHAN-KEMAL SADIKOĞLU
DR. HASAN KÜTÜKOĞLU
Post Bariatric Operasyon Hakkında Her Şey advertorial
Op. Dr. Hasan Kütükoğlu, son zamanlarda sıklıkla duyduğumuz mide küçültme, mide bantları ve diğer cerrahi operasyonlar hakkında bilinmesi gereken tüm detayları bizlere anlattı...
P
ost Bariatric cerrahi nedir?
Tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de son yıllarda mide ameliyatları çok sık uygulanmaktadır. Mide küçültme, mide bypassı ve mide bantları da denilen genel cerrahlar tarafından yapılan bu operasyonların geneline bariatric cerrahi denir. Bu ameliyatlardan sonra hastalarda hızlı bir şekilde kilo kaybı yaşanmaktadır. Bu kilo kayıplarıyla beraber her hastada olmasa da birçoğunda karın, meme, kol, bacak ve yüzde deri sarkmaları meydana gelir. Sarkmaların düzeltildiği ve plastik cerrahlar tarafından yapılan bu operasyonlar da post bariatric cerrahiler olarak adlandırılır. Bu cerrahiler karın germe, meme dikleştirme, kol ve bacak germe, yüz germe ve liposuction operasyonlarını kapsamaktadır. Cerrahilerin hepsi bir arada yapılabildiği gibi birçoğunda iki operasyon şeklinde yapılması daha güvenlidir. Operasyon sonrası güvenliği açısından uzak bölgelerin bir arada yapılması daha uygundur. Örnek verilecek olursa karın ve kol germe ameliyatıyla meme dikleştirme ve bacak germe ameliyatlarının bir arada yapılması daha güvenlidir. İdeal karın formuna karın germe işlemi ile sarkma olmayan hastalar ise liposuction işlemi ile ulaşabilirler. Yine memelerinde sarkma olmadan hacim olarak küçülme yaşayan hastalar silikon protezler ile sarkma olan hastalar ise meme dikleştirme ve silikon protez ile daha ideal bir forma ulaşabilirler.
Mide küçültme operasyonu sonrası bu işlem ne zaman yapılmalıdır?
Öncelikle hastanın uygun kiloya düşmesi beklenir. Genellikle bir sene içerisinde hastalar ideal kilolarına ulaşıp kilo verme süreci tamamlamaktadır. Sağlık açısından problemi olmayan ve daha erken dönemde ideal kilosuna ulaşan hastalara da bu operasyonlar daha erken dönemde yapılabilmektedir. Eğer operasyon iki seans şeklinde planlanmışsa ilk operasyondan sonra üç ay gibi bir süre beklenir ve ikinci operasyonda diğer bölgeler ve ilk operasyondan sonra gerek duyulursa düzeltmeler aynı operasyonda yapılabilir. Yüz germe işlemi uygulanacaksa ameliyat planlanırken ikinci seansa bırakılır. Cilt sarkma miktarına bağlı olarak operasyon sonrası kalacak izler detaylıca ilk operasyon öncesinde konuşulmalıdır.
Post Bariatric operasyonlar hangileridir?
Her hasta için değişmekle birlikte karın bölgesinde sarkması ve yağ fazlalığı olan hastalara karın germe ve liposuction işlemi uygulanır. Yan ve bel bölgesine doğru sarkmalar mevcut ise 360 derece karın germe dediğimiz hastanın bel bölgesini de içine alan ve popoyu da dikleştirmemizi sağlayan bir prosedür gerçekleştirilir. Eğer hastanın göbek deliği üzerinde cilt fazlalığı mevcut ise operasyonun “ters T” şeklinde iz bırakılarak gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Meme bölgesinde doku eksilmesi ve sarkması olan hastalarda ise hem meme dikleştirme hem de silikon protez operasyonu gerçekleştirilir. Kol ve bacak bölgelerinde ise germe işlemleri ile daha iyi bir form elde etmek mümkündür. Bu operasyonlar ile ilgili unutulmaması gereken ve belki de hasta için en önemli nokta olan iz konusu operasyon öncesi detaylıca konuşulmalıdır. Hastaların kilo kaybı ile cilt yapıları çok esnek hale geldiği için operasyon sonrası bu bölgelerin tekrar sıkılaşması cilt düzeyinde pek mümkün değildir. Operasyon sonrasında da aynı bölgelerde cilt esnekliği yaşayabilecekleri operasyon öncesinde belirtilmelidir.
Bu operasyonlar ile ilgili unutulmaması gereken ve belki de hasta için en önemli nokta olan iz konusu operasyon öncesi detaylıca konușulmalıdır.
Bu operasyonlar ile birlikte hasta aynı zamanda kilolarından da kurtuluyor mu?
Bu operasyonlar sonucunda cilt ve altındaki yağ dokuları alınarak her hastada değişmekle birlikte kilo kaybı da gerçekleşmektedir. Özellikle belli bölgelerde yağlanması devam eden hastalarda liposuction yapılarak kozmetik düzelme ile birlikte kilo kaybı da olmaktadır.
Bu işlem kimlere yapılır?
18 yaşın üzerinde herhangi bir sağlık problemi olmayan erkek-kadın her hastaya uygulanabilir. Genellikle bariatric cerrahiler sonrasında uygulansa da spor ve diyetle kilo kaybı yaşamış hastalara da bu operasyonlar yapılabilmektedir.
Diyetisyen desteği gerekiyor mu?
Özellikle karın bölgesine müdahale edilecekse ve liposuction uygulanacaksa hastaların ameliyat sonrasını daha konforlu geçirmeleri ve ödemlerini daha rahat atması açısından diyetisyen desteği vermek çok önemlidir.
Ameliyat sonrası hastanede yatmak gerekiyor mu?
Uygulanan işlemin büyüklüğüne göre değişebiliyor fakat genelde hastanın iki gün hastanede kalmasını tercih ediyoruz. Bu operasyonlar ağrı kontrolü gerektiren ve hastanın yanında bir refakatçisi ile olmasını gerektiren operasyonlardır.
Ameliyat sonrası hasta günlük hayatına ne zaman dönebiliyor?
Ameliyat sonrasında 7-10 gün dinlenme döneminden sonra günlük hayatına dönebilir ve hafif tempo yürüyüş yapabilmektedir. Bir ay boyunca uygulama yapılan bölgelerde korse ve medikal sutyen kullanmasını tavsiye ediyoruz. Her hangi bir problem olmadığı takdirde operasyon sonrası hastanın katı diyeti bulunmamaktadır.
Bu ameliyatlar sonrasında yaşanabilecek sorunlar nelerdir?
Her operasyon kendi içinde farklılık gösterse de ortak olarak en sık karşılaşılan problem yara açılmasıdır. Hastanın mevcut hastalığına ve sigara kullanımına bağlı sık görülmektedir. Her operasyonda olduğu gibi asimetri problemleri ve hastanın cilt esnekliğinin devam etmesi karşılaşılabilecek problemler arasındadır. Operasyonların iyi sonuçlanması için iyi bir planlama ve hasta uyumuna ihtiyaç vardır. Bu ikisinin iyi olduğu operasyonlar sonuç olarak yüz güldürücü ve hastaların psiko-sosyal değerlerinin yükseldiği ameliyatlardır.
Sonbahar kendini iyice hissettirmeye başladı. Ruhsal, bedensel ve mental anlamda geçiş yaşadığımız bu dönemde sağlığımız büyük bir önem taşıyor. Daha kaliteli bir yaşam için alanında uzman birçok değerli kişiden topladığımız tüyoları, huzurlu bir yaşam adına yapılabilecekleri, güzelliğe dair ipuçları, egzersizleri ve daha fazlasını sizler için topladık… 118 magdergi.com.tr
GENEL CERRAHİ UZMANI PROF. DR. KAMİL GÜLPINAR
Tüp Mide Ameliyatıyla Aşırı Kilolara Son Diyetle ya da egzersizle kilo veremeyen hastalar için uygulanan tüp mide ameliyatı hakkında bilinmesi gerekenleri Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Kamil Gülpınar’a sorduk...
O
bezite tedavisinde kullanılan en etkili cerrahi tekniklerin başında tüp mide ameliyatı gelmektedir. Tüp mide ameliyatında, laparoskopik cerrahi tekniği kullanılarak midenin fonksiyonuna hiçbir şekilde zarar verilmeden midenin hacmi küçültülür. Midenin hacminin küçültülmesinin dışında iştahı kontrol etmek için ghrelin hormonunun bulunduğu midenin fundus bölgesi de alınır. Bu sayede hastanın daha az yiyerek çabuk doyması ve daha geç acıkması sağlanır.
advertorial
Diyet ve egzersizle kilo veremeyenler için uygundur.
Tüp mide ameliyatı, diyetisyen ve egzersiz uzmanı desteğine rağmen kilo veremeyen ya da verdiği kiloları hızla geri alan, vücut kitle indeksi 35 ya da 40’ın üzerinde olan, aşırı kiloların yanı sıra diyabet, tansiyon ve uyku apnesi gibi çeşitli rahatsızlıkları da ortaya çıkmaya başlayan kişiler için uygundur. Tüp mide ameliyatı için kişinin 18 ile 65 yaş arasında olması ve genel sağlık durumunun yerinde olması gerekir.
Obezite birçok rahatsızlığa yol açan ciddi bir sorundur. Obezitenin yol açtığı tıbbi rahatsızlıkların başında diyabet, tansiyon, kolesterol, uyku apnesi, karaciğer yağlanması, kalp ve damar hastalıkları, hormon bozuklukları, hareket kısıtlılığı, yorgunluk ve sosyal hayata uyum zorluğu gibi fiziki ve psikolojik sorunlar gelmektedir. Obezite sorunu olan kişilerin yaşlandıkça şikayetleri giderek artar, sebep olduğu hastalıkların tedavisi ve aşırı kiloların yok edilmesi zorlaşır. Tüm hastalıkların tedavisinde olduğu gibi obezite tedavisinde de erken tedavi büyük fayda sağlar. Erken obezite tedavisinde yüzde 90 ile 95 oranında daha fazla başarı sağlanabilmektedir.
Sağlıklı beslenme ve yaşam tarzı önemli.
Tüp mide ameliyatının ardından kaybedilen kiloların tekrar geri alınmamasına özen gösterilmelidir. Bunun için hastanın yaşam tarzını ve beslenme alışkanlıklarını yeniden düzenlenmesi gerekir. Sağlıklı bir beslenme programı ve düzenli egzersiz ile kilo alma riski azalır. Tüp ameliyatı sonrasında hastaya beslenme şekli hakkında ayrıntılı bilgi verilir. Egzersiz konusunda ise hastanın ilk olarak düzenli yürümesi ya da yüzmesi kısacası daha hareketli bir yaşam sürdürmesi tavsiye edilir.
Estetik ve Aşk
H
em fiziksel hem de ruhsal değişimi destekleyen küçük estetik dokunuşlar kişilerin daha yüksek özgüvene sahip olmasında etkili olur. Bireysel anlamda kişinin yaşam rutininde pek çok değişime sebep olsa da özellikle çiftler arasında uzun dönemde ortaya çıkan fiziksel güvensizliğe bağlı uzaklaşma sorunu estetik operasyonlarla birlikte tamamen ortadan kalkabilir.
Bedeniniz ruhunuza hayat versin! Çok ufak sorunların uzun
vadede büyük takıntılara ve psikolojik problemlere yol açabilmesi mümkün. Aslında bu ufak sorunların temelde psikolojik bir sorun olduğu görmezden gelinmemeli. Kişinin kendine olan özgüvenini kaybetmesi zamanla eşler arasındaki iletişimin kopmasına, cinselliğin azalmasına hatta bitmesine bile neden olabilir. Bundan dolayı estetik operasyonların aşk hayatındaki etkisi göz ardı edilmemeli.
Önce kendinizi sevin! Kendini sevmeyen bir insanın, karşısındakinin kendisini sevdiğine inanması oldukça güçtür. Bu durum zamanla ilişkinin zarar görmesine, karşı tarafın uzaklaştırılmaya çalışılmasına sebep olabilir. Kişinin öz güven sorununu ortadan kaldıracak, estetik operasyonların sonucunda doğrudan ilişkisinin de düzeldiği gözlemlenebilir. Saçlarınızı canlandırın! Saçlar yüz güzelliğine büyük katkı sağlar. Özellikle parlak ve güçlü saç görünümü gençliği çağrıştırır. Saçlara yapılan küçük dokunuşların başında Mezoterapi ve PRP yöntemleri gelmektedir. Saçlı deriye, küçük iğne uçları ile 2-3 mm’lik acısız enjeksiyonlarla dokunun beslenmesini, güçlenmesini sağlayan vitaminler, antioksidanlar ve dokuyu zenginleştiren maddelerin enjekte edilmesi sağlanabilir.
Gözaltı morluklarınızı yok edin! Gözaltı morlukları
uykusuzluk, beslenme, genetik ve dolaşımsal sorunlardan kaynaklanan problemlerdir. Hatta bazı hastalarda gözaltında çökme bile oluşabilir. Aşk gözlerde başlar, İletişim için son derece önemli olan gözlerin morluklarını gidermek için, morluğun sebebi tespit edildikten sonra, (ışık) dolgu, mezoterapi, lazer tedavileri gibi uygulanabilir farklı tedavi seçenekleri vardır.
Dudak ve burun dolgusu! Dudaklarının daha diri
ve belirgin olmasını sağlamak için dolgu uygulamaları uygulanabilir. Dolgular ayrıca dudaklara nem takviyesi de yaptığından pürüzsüz, canlı ve taze bir görünüm sağlar. Dolguların geniş kullanım özellikleri ile burun görüntüsünden hoşlanmayan ama ameliyat olmak istemeyen kişiler için alternatif bir tedavi sağlanabilir.
Cilt tedavileri ile devam edilebilir! Belli bir yaştan sonra cildimizde gözle görülmeyen yıpranma ve yorgun görünümler oluşabilir. Daha canlı, gergin, doğal ve parlak bir cilt yapısına sahip olmak için bir çok tedavi tercih edilebilir. Odaklı Ultrason, Altın iğne, Radyofrekans gibi uygulamalar, cildi uyarmak suretiyle tedavi eder. İstenmeyen tüyleri ortadan kaldırın! Yüz, kol, genital bölge, bacak ve kollar veya bedenin her neresinde istenmeyen tüyler varsa, etkili bir şekilde yok edilebilir. Bazen minicik bir tüy bile Aşk dolu bir bakışa gölge düşürebilir. Bunun için kliniklerimizde, doktor kontrolünde kişiye özel lazer epilasyon planlamaları yapılabilir.
Tunalı Hilmi Cad No: 88/114 Kavaklıdere / Ankara Tel:+90 542 428 64 83 ▪ +90 312 428 64 83 drozgurkoldas
advertorial
DR. ÖZGÜR KOLDAȘ
Son yıllarda adından sıklıkla söz edilen Ameliyatsız Estetik uygulamaların sadece dıș görünüșü değiștirmek için yapıldığına dair yaygın bir kanaat olsa da aslında bu operasyonlar size bir değișimden çok daha fazlasını sunuyor. Dr. Özgür Koldaș, küçük dokunușlarla yakalanan tazeliğin AȘK’a dair etkisi hakkında açıklamalarda bulundu.
Aşk ile Şifa
DR. KAMER KOLDAȘ
Ş
ifa, sağlığa kavuşmak kadar doğru düşünme, doğru yorumlama ve doğru yaşama yönünde kişiyi yönelterek de mümkün olmaktadır. Şifa dağıtmak isteyenlerin, öncelikle Bilinç, Enerji ve Ruh konularını kavramaları gerekmektedir. Gerçek şifanın, bunların Modern Tıp kuralları ile harmanladığı takdirde sağlandığı bir gerçektir.
Peki AŞK bu işin neresinde?
Bilim adamları, Âşık bireylerin beyin görüntülerini incelediğinde, beyinin sağ bölgesinde yoğun bir biçimde aktivitenin arttığını gözlemliyorlar. Aşk kapıyı çalınca, hormonlar vücuda enerji veriyor, iştahı azaltıyor, ilgiyi artırıyor, uykusuzluk yapıyor, sürekli odaklanabilme ve olumlu düşünmeyi sağlıyor. Sonra da mutluluk sağlayan hormonlar da devreye girince Âşıklar, Şifa’ya ulaşıyorlar.
AŞK olmadan ŞİFA olabilir mi?
Olabilir elbette... Bu amaçla binlerce yıl geçmişten gelen tedavi yöntemleri uygulanmaktadır. Bunlardan en belli başlıları; Akupunktur, iğne, laser, vb. uyaranların vücut üzerinde tanımlanmış noktalarına uygulanması ile ağrıyı ortadan kaldırıp sinir sistemindeki dengeyi kurarak organizmanın sağlığa kavuşmasını sağlar. Ozon terapi, üç oksijen atomunun bir araya gelmesiyle oluşan ve biraz da ağır kokan bir gazdır. Medikal Ozon olarak da isim alır. Özel bir jeneratör tarafından üretilmektir. ▪ Bağışıklık sisteminin güçlendirilmesinde, ▪ Damar dolaşım bozukluklarının giderilmesinde, ▪ Bel ve boyun fıtıklarında ağrının azaltılmasında, ▪ Diyabet ve diyabete bağlı ayak yaralarının tedavisinde, ▪ İnsülin direncinin azaltılması ve yağlı karaciğerin tedavisinde, ▪ Akut viral hepatitler ve herpes (uçuk) tedavisinde, ▪ Tekrarlayan vajinal mantarlarda, ▪ Yara ve yanık tedavilerinde, ▪ Kanserde destek tedavi olarak,
“Șifayı kapmak” derken bile yanlıș kullandığımız bu kelime, meğer ne kadar derinlerde bir yerlerde, bizleri bekliyormuș. Dr. Kamer Koldaș, doktorların tüm yașamlarını adadıkları bu dört harflik kelimenin, Așk ile nasıl bir bağının olduğunu bizler için anlattı…
▪ Ciltte yaşlanmanın geciktirilmesinde, ▪ Kronik yorgunluk sendromunda, ▪ Baş ağrıları ve migren tedavilerinde, ▪ Çeşitli Alerjilerde uygulanabilir. Hacamat, bazı sağlık sorunları sebebiyle kanın durgun olması ve bundan kaynaklı vücudunuzda zayıf bir enerji akışının olabileceği inancına dayanan eski bir Çin terapisidir. Hacamat, cilt altında birikmiş, kılcal damarda dolaşmakta zorlanan, vücuda zararlı maddeleri ve hastalık yapan toksinleri taşıyan kanın, vakum yoluyla vücuttan atılması işlemidir.
Nöral terapi nedir?
İnsan vücudu, kapalı devre bilgisayar sistemi gibidir. Vücuttaki mükemmel denge (sağlık), sistemler arasında sorunsuz işleyen bir iletişim ağına (sinir sistemine) bağlıdır. Hastalıkların ortaya çıkması bu mükemmel iletişim ağında aksamalarla başlar. Bu iletişimi kalıcı olarak tekrar sağlamanın tek yolu Nöral Terapidir. Nöral terapi, seyreltilmiş lokal anestezik (%0,5-1) içeren serum sıvısının vücuttaki özel noktalara enjeksiyon yöntemiyle uygulanmasıdır. Ayrıca kullanılan lokal anestezik, hastalık hafızasını silebilen tek maddedir.
Hangi hastalıklarda uygulanır?
Akla gelebilecek her hastalıkta kullanılır ancak tedavide başarı için hastalıkların, vücudun hangi mekanizmasının bozulmasına bağlı olarak ortaya çıktığının iyi saptanması gerekir. Kliniğimizde bize en sık başvurulan ve tedavi ettiğimiz bazı hastalıklar şunlardır; ▪ Romatizmal hastalıklar, ▪ Vücut ağrıları (Bel, boyun, sırt, kalça, diz, ayak ağrıları vb.) ▪ Migren, baş dönmeleri, ▪ Dolaşım Bozuklukları, ▪ Dismenore (ağrılı adet), ▪ Alerjiler, ▪ Sık gribal enfeksiyon, üst solunum yolu hastalıkları.
Așkaabat Caddesi (7.Cadde) No: 42/4 Bahçelievler / Ankara Tel:+90 507 350 38 34 ▪ +90 312 222 37 40 drkamerkoldas
davet
CEMİL ERDOĞAN, GÖZDE SARGIN, PINAR ARPINAR AVȘAR
ERKAN KİRİȘÇİ, İLHAN TUĞ
Benzersiz Bir Spor Deneyimi Spor anlayışını değiştiren Sports International, Türkiye’deki 9. Ankara’da ise 4. şubesi olan tesisini Kuzu Effect’te gerçekleştirilen şık organizasyon ile tanıttı. Kuzu Effect Sports International’ın hizmet ayrıcalıklarını davetliler ile açılış konuşmasında paylaşan Sports International Genel Müdürü Haluk Çetin, “1994 yılından bu yana hizmet veren Sports International, 50.000’i aşkın üye portföyü ile tüm Türkiye’de spor yapma alışkanlıklarını değiştirmeye devam ediyor. Sports International Kuzu Effect tesisimiz ayrıcalıkları ile kendinizi özel hissetmenizi sağlayacak deneyimli eğitmenleri ve son teknoloji ekipmanları ile size bambaşka bir spor deneyimi yaşatacak” şeklinde konuştu.
122
HALUK ÇETİN
davet
YILDIZ SAĞLAM
124
TÜZÜN GELGEL
ÖZGE-NAZAR KUZU
PINAR GÜNSEVEN
BERKER BÜLBÜLOĞLU
CEREN SEFER, DENEF ÜNLÜÇETİNKAYA
SEVİLAY HELVACIOĞLU
AZMİ KELEMCİSOY
İPER ZİLELİ
FARSHİD GHOLAMREZANEZHAD, SERAP GÜRKAN
TÜLAY-MEHMET KAYA
Havuz bașında gerçekleșen partide, konuklar VIP hizmet anlayıșı ile tüm detayların düșünüldüğü tesis hakkında yakından bilgi alma șansına sahip oldu. ÖYKÜ KOÇ, HAZAL KAYAPINAR
VEFA KUZU, BATUHAN TURGUT
EZGİ DİNÇKAN
davet
ELİF ÖZKALELİ VARDAR
126
MERVE KALEMCİ EYÜPOĞLU
ECE-SERKAN GÜLEÇ
NAZİK ALTINTAȘ
MAG PR Solutions’un organizasyonunu üstlendiği gecede Dj performansı ile davetliler renkli bir gece geçirdi. BERİL ÇAVUȘOĞLU
ERSİN - REZAN YAĞIZ, ȘULE NALAN ÇETİN
ARDA YURTSEVER
SAVAȘ GELGEL
DENİZ DEMİRYÜREK
GÜL YILDIRIM, NUR GEMİ
İNCİ YÜREKLİ, ARZU KUZU
LEVENT AKBULUT
BANU BİRDAL
BURCU-MEHMET YÖRÜBULUT
DOÇ. DR. GÜL DAĞLAR
Meme kanseri tanısı alan kadınlarda sık karșılașılan endișelerden biri feminen görüntünün kaybıdır. Doç. Dr. Gül Dağlar ile gelișen tıbbi teknolojilerle meme kanseri tanısından tedavilere birçok konu hakkında sohbet ettik...
advertorial
Meme Kanserinde Meme Kaybı Olmadan Tedavi
M
eme kanserinde, sadece kanserli alanın çıkarılması mümkün müdür?
Kanserin boyutu, memenin hangi bölgesinde yerleștiği, kișinin meme boyutu, kișiye özel faktörler değerlendirilmelidir.
Sadece kanserli alanın çıkarılması mümkün; bu ameliyatlara meme koruyucu cerrahi demekteyiz. Temiz cerrahi sınırlarla tümör çıkarılır ve aynı seansta memenin kendi dokusu kullanılarak veya implant yerleştirilerek karşı meme ile simetri sağlanabilir. Böylece operasyon sonrası kadınlar memesiz kalmamakta ve feminen görüntüsünden bir şey kaybetmemektedir.
Kimlere meme koruyucu yapılabilir?
Meme kanseri tanısı sonrası cerrahi seçenekler çeşitlidir. Bu seçenekleri etkileyen bazı faktörler vardır. Kanserin boyutu, memenin hangi bölgesinde yerleştiği, kişinin meme boyutu, kişiye özel faktörler değerlendirilmelidir. Meme boyutu uygun ve erken evre tüm kanserlere meme koruyucu cerrahi yapılabilir. Bu cerrahiden sonra genellikle radyoterapi uygulanır. Radyoterapi kalan meme dokusunu güvenle takip etmek için önemlidir. Radyoterapi ile geride kalan ve hala kanser taşıma potansiyeli olan tüm hücreler yok edilir.
Meme koruyucu cerrahi ne zaman uygulanmaz?
Bazı olgularda tıbbi olarak memeyi korumak doğru değildir. Ameliyat sonrası radyoterapi alamayacak olgularda da memenin tümünün alınması gerekir. Ailesel meme kanseri öyküsü varsa yine meme koruyucu cerrahi seçeneği uygun değildir. Ayrıca küçük memede büyük tümör, memenin birden fazla bölgesinde tümör olması, meme içinde süt kanalları boyunca tümöral tutulum olması (duktal karsinoma in situ), daha önce memeye radyoterapi verilmiş olması memenin tamamı ile alınmasını gerektirir.
Tüm memenin alınması gerekirse aynı seansta meme yapmak mümkün mü?
Memenin alınması gerekli durumlarda aynı seansta implant veya vücudun kendi dokusu ile ya da iki yöntem birleştirilerek yeni meme yapılabilir. Buna erken rekonstrüksiyon denir. Bazı hallerde rekonstrüksiyon işlemi geciktirilebilir (geç rekonstrüksiyon). Bu konudaki tercih hasta-hekim arasında konuşularak belirlenmelidir. Erken rekonstrüksiyon yaptırmayan olgularda sütyen içi dolgu protez kullanılabilir.
Meme rekonstrüksiyonu nedir?
Memenin tümünün veya bir kısmının alındığı olgularda memenin ilk boyut ve yapısına benzer meme oluşturma işlemidir. Rekonstrüksiyon sonrası yeni meme ucu yapılabilir. Ayrıca karşı meme yeni memeye uygun olarak tekrar şekillendirilebilir. Bu amaçla karşı meme ihtiyaca göre küçültülebilir, kaldırılabilir, dikleştirilebilir veya büyütülebilir.
No:110, Mustafa Kemal Mahallesi, MAIDAN İș Merkezi C Blok - Kat: 9, 06520 Çankaya Tel: +90 539 484 81 33 ▪ www.guldaglar.com drguldaglar
sağlıklı yaşam
bennu gerede Sağlıklı yașamı tek bir kalıba sığdıramayan Bennu Gerede uyguladığı diyetleri, yaptığı sporları ve güzellik sırlarına dair ipuçlarını paylașıyor... Sağlıklı yaşam sizce nedir?
Sağlıklı yaşam ilk önce düşüncede başlar. Ondan sonra bedende uygulamaya geçer. Benim için sağlıklı yaşam öncelikle yediklerimdir. Yaklaşık altı senedir hayvansal gıda tüketmiyorum. Bir kaç yıldır beslenme kursu alıyorum. Artık pişirdiğim herhangi bir yemeğe yağ katmıyorum. Uyguladığım “WFPBD (whole foods polant based diet)” isimli bakliyat ve sebze ağırlıklı bir diyet var. Ben bu diyetin çok faydasını görüyorum. Daha sonra yürüyebildiğim her yere yürürüm, metroda merdivenleri kullanırım. Sporumu asla aksatmam. Tabii o da dengeli olmalı. Yoga, pilates, kickbox ve bu aralar megaformeraya takmış vaziyetteyim. Her sabah meditasyon yapmaya çalışırım, artı cinsel hayatım da aktif olduğu için sinir sistemim ve hormonlarım dengelidir. Unutmadan, güneşimi de esirgemem, o benim enerji kaynağım.
Uyguladığınız özel bir diyet var mı?
Ara ara LifeCo Bodrum’a giderim, orada hem Psych-K uygularım hem de mat pilates dersleri veririm. Zaman zaman “intermittent fasting” yaparım. Ne zaman yemek yesek insulin salgılanıyor ve hücreler enerji için gıdayı şekere (glikoza) dönüştürüyor. Glikoz hemen tüketilmiyorsa, fazlası yağ hücrelerimizde saklanıyor. Intermittent fasting yaptığımız zaman daha az gıda tüketiyoruz ve daha az insülin salgılıyoruz. Dolayısıyla o saklanmış olan insülin ile yağ hücrelerimiz doğal olarak enerjiye kendi kendilerine dönüşüyor. Hücrelerde kalan glikoz maalesef bir sürü hastalığa yol açıyor...
Hangi sporları tercih ediyorsunuz? Hangi sıklıkta spor yapıyorsunuz? Yoga, pilates, kickbox yapıyorum. Şu sıralar da megaformera başladım. Bedeni inanılmaz güçlendiren bir spor.
132 magdergi.com.tr
Stresten uzaklaşmak ve huzurlu bir yaşam adına neler yaparsınız? Meditasyon... Sedef adasında evim var, orada gerçek hayattan kopuluyor, stresten uzak... Doğa ile iç içe, internet yok, TV yok...
Güzellik sırlarınız neler? Düzenli kullandığınız özel bakım ürünleri neler? Özel bakım ürünü kullanmam. Afrika’dan getirdiğim tüm vücuduma uyguladığım Raw Unrefined Shea Butter var. Bir de herbal yağ extract ile karışımlar yapıp yüzüme sürerim.
Kaliteli yaşam adına uyguladığınız özel sırlarınızı paylaşır mısınız?
Kaliteli yaşam için illa para gerekmiyor. Doğa bize her şeyi sunuyor. Kendine, dünya varlıklarına ve doğaya sonsuz bir saygın olması lazım. Sevgi, şefkat, aşk, sevişmek, paylaşmak ve arada kaliteli şarap içmek, kısacası hedonistik bir yaşam tarzı.
burcu sendir Burcu Șendir özel bir çaba sarf etmeden sağlıklı yașam adına neler yapılabileceğini anlattı... Sağlıklı yaşam sizce nedir?
Sağlıklı yaşam düzgün beslenmek, spor yapmak ve yeterli uyku uyumaktır.
Özel bir beslenme düzeniniz var mı? Mutlaka tükettiğiniz ya da kaçındığınız gıdalar nelerdir?
Özel bir beslenme düzenim yok. Her şeyi yiyorum, yemek ayırt etmem. Tatlıdan da vazgeçemem ama düzenli spor yapıp yediklerimi dengeliyorum.
Uyguladığınız özel bir diyet ya da detoks programı var mı? Hayatımda hiç diyet ya da detox programı uygulamadım.
Hangi sporları tercih ediyorsunuz? Hangi sıklıkta spor yapıyorsunuz?
Ben personal trainer ila çalışıyorum. Haftalık planla ilerliyoruz. Genellikle fonksiyonel çalışıyoruz. Haftada dört gün yapmaya özen gösteriyorum.
Stresten uzaklaşmak ve huzurlu bir yaşam adına neler yaparsınız?
Huzurlu bir yaşam adına yaptığım en önemli şey stresli ortamdan hemen kaçarım. Tabi üzüldüğüm zamanlar olur ama metanetle bunlarla baş edebilecek bir güce sahibim.
Güzellik sırlarınız neler? Düzenli kullandığınız özel bakım ürünleri neler? Özellikle uyguladığım bir güzellik sırrım yok. Her akşam yatmadan yüzümü yıkarım. Gül suyuyla silip nemlendiricimi sürerim.
Kaliteli yaşam adına uyguladığınız özel sırlarınızı paylaşır mısınız?
Kaliteli yaşam adına uyguladığım en özel sırrım bana stres veren insanlardan ve ortamlardan uzak durmam.
sağlıklı yaşam
Nastassia Jacober Kaliteli ve sağlıklı bir yașam için Nastasia Jacober’den küçük tüyolar aldık...
Sağlıklı yaşam sizce nedir?
Bence sağlıklı yaşam her zaman gülmek ve mutlu olmaktır. Dünyada sağlık konusundaki yenilikler hakkında bilinçli olmaya çalışırım; özellikle yemek konusunda. Mümkün olduğunca organik gıdalar tüketir, az şeker kullanırım. Spor yapar, kendime ve cildime özen gösteririm çünkü ne yazık ki toksik bir çevrede yaşıyoruz.
Özel bir beslenme düzeniniz var mı? Mutlaka tükettiğiniz ya da kaçındığınız gıdalar neler?
Özel bir diyetim yok. Karbonhidrat ve süt ürünlerinden kaçınmaya çalışırım bunlar çok fazla kilo almama sebep olur. Öğlen 12:00’ye kadar pek bir şey tüketmiyorum. Çok fazla yumurta, protein, salata ve sebze tüketiyorum. Bazen evde badem sütü hazırlayıp içiyorum. Eğer tatilde değilsem pizza, hamburger, makarna gibi gıdalar tüketmiyorum.
Uyguladığınız özel bir diyet var mı?
Dürüst olmam gerekirse daha önce hiçbir detoks programı uygulamadım. Aslında yapmayı düşünüyorum çünkü detoks sistemimizi temizliyor ve bunun bizim için önemli olduğunu düşünüyorum. Türkiye’de detoksa dair başarılı programlar duydum. Özel diyet konusunda ise Keto diyetini uyguluyorum. Güzel ve işe yarar bir diyet benim ve bedenim için.
Hangi sporları tercih ediyorsunuz? Hangi sıklıkta spor yapıyorsunuz? Favorilerim boks ve crossfittir. Bujin Dövüş Klübü’nde çok başarılı bir eğitimci olan Yassim ile çalışıyorum. Boks ve crossfitin tekniklerini birleştiriyoruz. Haftada dört gün yapıyorum. Ayrıca her sabah Bebek Parkı’nda koşup biraz kardiyo yapıyorum.
134 magdergi.com.tr
Stresten uzaklaşmak ve huzurlu bir yaşam adına neler yaparsınız? Hamama gidip masaj yaptırmayı seviyorum. Yolculuk yapıp arkadaşlarımı görmek psikolojime çok iyi geliyor. Yeni kültürler keşfedip, farklı yemekler tatmak rahatlamama çok yardımcı oluyor.
Güzellik sırlarınız neler? Düzenli kullandığınız özel bakım ürünleri neler? Güzellik sırrım cildimi uykudan önce mutlaka temizlemek. C vitamini kullanırım. PRP ile mikrodermabrazyon uygulamasını da çok başarılı buluyorum. Zaman zaman akne problemi yaşadığım için uyguluyorum bu yöntemi ve cildimi inanılmaz derecede değiştiriyor. Dr. Barbara Sturm’un köpük formundaki temizleyicisini kullanıyorum. Heliocare’in 50 faktör güneş koruyucusunu; Skinceuticals’ın gece kremini ve vitamin serumunu kullanıyorum.
Kaliteli yaşam adına uyguladığınız özel sırlarınızı paylaşır mısınız?
Benim sırrım, cildimi ve vücudumu her zaman temizlemek. Size önerim, spor yapın. En azından günde en az bir saat yürüyüş yapmak bile büyük bir farklılık yaratacaktır. Hafta boyunca sağlıklı yiyecekler tüketin ve hafta sonu bir gün kendinizi ödüllendirin. En önemlisi hayattan zevk almaya ve mutlu olmaya çalışın!
Sitare Kalyoncuoglu Sitare Kalyoncuoğlu hem ruh hem beden sağlığı adına uyguladığı yöntemleri büyük bir samimiyetle paylaștı...
Sağlıklı yaşam sizce nedir?
Sağlıklı yaşam kişinin biyolojik, fiziksel ve ruhsal olarak dengede bir yaşam sürmesidir.
Özel bir beslenme düzeniniz var mı?
Çocukluğumdan beri sebze ve lif ağırlıklı beslenirim. Proteini mutlaka yeterli miktarda almaya çalışırım. Karbonhidrat, tatlı, şeker ve tuzdan uzak duruyorum. Bol sıvı tüketiyorum.
Uyguladığınız özel bir diyet var mı?
Zaten son derece sağlıklı beslenen biri olduğum için çok özel bir diyete ihtiyacım olmuyor. Haftanın 3-4 günü mutlaka sabahları evde taze sıkılmış sebzelerden yaptığım yeşil suyu içiyorum; öğlene kadar da başka bir şey yemiyorum. Karbonhidrattan, tatlıdan, şekerden ve tuzdan uzak, protein ve sebze ağırlıklı besleniyorum. Belirli günler balık, belirli günler et, belirli günler tavuk ve aynı zamanda bakliyatı listelerimde bulunduruyorum.
Hangi sporları tercih ediyorsunuz?
Ben tam 15 yıldır pilates yapıyorum. Özellikle belli bir yaşa geldiyseniz vücudunuzun esnek olması tüm olabilecek kazalardan, sakatlanmalardan koruyor. Belli bir yaşın üzerindeyken ağır sporlar yapmak sizi zorlarken pilates hem ruhuma hem de vücuduma çok daha iyi geliyor. Ama kardiyoyu da elden bırakmıyorum mutlaka haftanın 3 günü pilates 1 gününü de yürüyüşe ayırıyorum.
Huzurlu bir yaşam adına neler yaparsınız?
Çocuklarımla geçirdiğim vakit, yaptığım işleri sevmem, arkadaşlarımla dostlarımla geçirdiğim hoş vakitler beni zaten stresli bir yaşamdan uzak tutmaya yetiyor.
Güzellik sırlarınız neler ? Düzenli kullandığınız özel bakım ürünleri neler ? Ben ciddi anlamda cildine ve vücuduna bakan bir insanım. Cilt deyince sadece yüz olarak anlıyor herkes ama bence vücut da çok önemli. Dolayısıyla mutlaka cildimi her zaman temiz tutarım, düzenli bakımlarını yaptırırım. Tabi ki yaşım gereği bir takım dokunuşlar da yapıyorum yüzüme. Dolayısıyla içerden de cildimi kolajenlerle ve belli vitaminlerle destekliyorum.
Kaliteli yaşam adına uyguladığınız özel sırlarınızı paylaşır mısınız?
Kaliteli yaşam için; ben sabahları çok erken kalkan bir insanım, Sabahın o sessiz ve kendinizle olduğunuz saatlerinde çok rahat günün planlamasını yapıp gününüzü daha verimli kullanabiliyorsunuz. Dolayısıyla vaktimi boşa harcamam, mutlaka verimli şeylere kanaliz etmeye çalışırım, aslında hayat çok kısa dolayısıyla bunu kaliteli ve dolu dolu yaşadığınız zaman mutlu bir birey oluyorsunuz.
collagen collagen p o w d e r p
o
w
d
e
r
A kollagén szervezetünk elsődleges kötőszövete, kulcsfontosságú fehérje, amely biztosítja Aegy kollagén szervezetünk elsődleges kötőszövete, a bőr, a porcok és a csontok kohézióját, egy kulcsfontosságú fehérje, amely biztosítja arugalmasságát bőr, a porcok és ésregenerálódását. a csontok kohézióját, • Rendkívül magas hatóanyag-tartalom: rugalmasságát és regenerálódását. 10 gramm kollagén 1 adagban
• • Rendkívül magas hatóanyag-tartalom: C-vitaminnal (adagonként 500 mg) és 10 gramm kollagén adagban cinkkel (adagonként115 mg) • • C-vitaminnal (adagonként 500 mg) és 18 hasznos aminosavval cinkkel (adagonként 15 mg) • 1-es típusú marhakollagén
• 18 hasznos aminosavval • Szteviával édesítve
• • 1-es típusú marhakollagén Könnyen fogyasztható • • Szteviával édesítve Víztiszta oldhatóságú • • Könnyen Ellenáll afogyasztható hőmérséklet-ingadozásoknak • Víztiszta oldhatóságú
A tAsAk 30 AdAGOt tArtALMAz,
• eGy Ellenáll a hőmérséklet-ingadozásoknak hóNAprA eLeGeNdő kOLLAGéNt. A tAsAk 30 AdAGOt tArtALMAz, VáLAszthAtó ízek: eGy hóNAprA eLeGeNdő kOLLAGéNt. • Citrom (nettó súly: 330 g) • EpEr (nettó súly: 330 g) VáLAszthAtó • Natúr (nettó súly: ízek: 315 g)
• Citrom (nettó súly: 330 g) • EpEr (nettó súly: 330 g) • Natúr (nettó súly: 315 g)
Researched by
www.collangokolajen.com /collangokolajen
Researched by
collagen collagen p o w d e r
COLLANGO.COM p
o
w
d
e
r
A kollagén szervezetünk elsődleges kötőszövete,
kulcsfontosságú fehérje, amely biztosítja Aegy kollagén szervezetünk elsődleges kötőszövete, a bőr, a porcok és a csontok egy kulcsfontosságú fehérje,kohézióját, amely biztosítja arugalmasságát bőr, a porcok és ésregenerálódását. a csontok kohézióját, • Rendkívül magas hatóanyag-tartalom: rugalmasságát és regenerálódását. 10 gramm kollagén 1 adagban
COLLANGO.COM • • Rendkívül magas hatóanyag-tartalom: C-vitaminnal (adagonként 500 mg) és
,
Güzellik için Collango! Yaş ve çevresel koşullarla beraber ciltte kırışıklıklar, sarkmalar ve parlaklık kaybı meydana gelir. Cildimiz her zaman içeriden beslenmeye desteklenmeye ihtiyaç duyar. Yapılan araştırmalar kolajen peptitlerinin cildi nasıl değiştirdiğini göstermiştir. Bundan dolayı biz de “İçten Gelen Güzellik” diyoruz! Peptan, kolajen peptitleri dünya çapında lider nutrikozmetik markalar tarafından tercih edilen güvenilir, biyoaktif, rahatlıkla sindirilebilir, yüksek biyoyararlanıma sahip, dokulara özel ihtiyaçlarını sağlayabilecek kapasitede bir ham maddedir.
Ciltte Kırışıklıklara Veda Yapılan çalışmada, 40-65 yaş arasında 106 kadın katılımcı, 3 ay boyunca günde 10 gram peptan kolajeni almıştır. Peptan, vücuttaki kolajen parçalanmasını; 1. ayda %18’e 2. ayda %31’e kadar azaltmıştır. Collango Kolajen, cildin yaşlanması sırasında oluşan yapısal hasarı tersine çevirerek, ciltteki kolajen kalitesinin arttırılmasına yardımcı olur. Aynı klinik çalışmada, kolajen takviyesinin ciltteki kolajen yoğunluğuna etkisi araştırılmıştır. 4 haftalık süreçte %9’luk bir artış gözlemlenmiştir. 40-59 yaş aralığında 33 kadın katılımcıyla yapılan çalışmada ise, 8 hafta boyunca günde 10 gram Peptan kolajeni alan bireylerin cilt nemlenmelerinde %28 oranında bir artış görülmüştür. Yine yapılan çalışmalarda, Peptan kolajeninin epidermiste hyaluronik asit miktarını arttırarak cildin nemlenmesini sağladığı gözlemlenmiştir.
Naturel, Limonlu ve Çilekli Collango Kolajen naturel, limon aromalı ve çilek aromalı olmak üzere 3 çeşittir. Her bir pakette tam 1 aylık ihtiyacınızı karşılayacak toz kolajen bulunmaktadır. Paket içinden çıkan ölçü kaşığı ile her gün 1 ölçek kullanmanız yeterlidir. Collango Kolajen’in her 1 ölçeği 11 gramdır ve net 10 gram kolajen ihtiva etmektedir. Geriye kalan 1 gramda ise C vitamini, çinko ve sodyum bulunmaktadır. Aromalı kolajenlerimizde tatlandırıcı olarak stevia (steviol glycosidea) bulunmaktadır. Collango Kolajen’i bireysel veya kurumsal olarak temin etmek isterseniz sizleri www.collangokolajen.com adresine bekleriz.
M
OP. DR. ESRA ÇABUK CÖMERT
Myom Hakkında Her Şey Çok sık duyduğumuz, zaman zaman ürküten, ‘acaba ben karșılașır mıyım?’ diye endișelendiren myom konusunda Op. Dr. Esra Çabuk Cömert ile keyifli bir sohbet gerçekleștirdik...
35 yaş ve üzerindeki kadınlarda sıklıkla görülen, 1-15 cm arasında büyüklükte olabilen yapılardır. Rahimdeki anormal düz kas çoğalması ile oluşan myomlar rahimde en sık görülen iyi huylu yapıdır. Düzgün sınırlı kitleler olup farklı yerleşim yerlerinde de olabilirler. Neden olarak östrojen hormonu suçlanmakla birlikte, ailesel yatkınlığın rol oynadığını da biliyoruz. Hormon bağımlı bir tümör olup, üreme döneminde 5 kadından birinde görülmektedir.
Myomlar nasıl görünür?
Yuvarlak şekillidir.; pembe renklidir; iyi huylu bir yapıdır. Çoğu kez belirti vermedikleri için başka bir şikayetle yapılan jinekolojik muayene sırasında ya da hamilelik nedeni ile yapılan ultrasonlarda rastlantı sonucu tespit edilirler. Eğer myomların büyümesi gibi bir durum söz konusu ise; ▪ Adet kanamalarının artması ▪ Cinsel ilişki ardından kanama görülmesi ▪ Adet arası dönemde ara kanamalar olması
advertorial
M
yom nedir?
▪ Sık idrara çıkma ▪ Karında büyüme ya da şişlik hissedilmesi ▪ Gebe kalamama ▪ Adet dönemlerinde ya da cinsel ilişki sırasında kuyruk sokumuna doğru ağrı duyulması ▪ Kanamalardaki artışa bağlı olarak kansızlıkla ilgili bulgulara rastlanması gibi belirtiler oluşabilir.
Myomların teşhisinde neler yapılıyor?
▪ Ultrasonografi (Ağrısız ve acısız olarak karın üstünden ya da vajina içine sokulan bir aparatla vasıtasıyla, ses dalgalarının yarattığı görüntüler doğrultusunda, iç genital organların değerlendirilmesi) ▪ Histeroskopi (Işın teloskopi cihazı vasıtasıyla vajina ve rahim boynunun aşılıp rahim içinin incelenmesi) ▪ Laparoskopi (Laparoskop vasıtasıyla karın içinin incelenmesi) ▪ Histerosalpingografi (Vajinal yoldan rahim ağzının içine ince bir tüp vasıtasıyla ilaç verilmesi ve bu ilacın da tüplerden geçip karın boşluğuna yayılması ile görüntü elde edilmesi, diğer adıyla ilaçlı film tekniği) gibi ileri teknolojik yöntemlerden faydalanıyoruz.
Miyom ameliyatlarının yüzde 90’ı kapalı myom ameliyatı tekniğiyle gerçekleștirilmektedir. Kapalı cerrahide hasta 24 saat içinde, açık cerrahide bir-iki gün içinde hastaneden taburcu edilir.
Myom tedavisi nasıl yapılır?
Myom tedavisi konusunda hem kapalı hem de açık üreme tıbbı cerrahisi ameliyatlarla yapılmaktadır. Myom tedavisi ilaçlı kontrastlı kasık (pelvik) manyetik rezonans (MRI) görüntüleri ameliyat öncesi çekilip rahim koruyucu cerrahi planlanmaktadır. Tanımlanmış kanser öncülü bir lezyonu olmayan tüm hastalarda rahim koruyucu cerrahi tercih edilmekte ve önerilmektedir. Myomun içinde kötü huylu hücre taşıma olasılığı 1000-1500 de birdir. Bu nedenle myom bizi korkutacak bir yapı değildir. Cerrahi işlem ile çıkarılan miyom dokusu patolojiye gönderilir. Miyom ameliyatlarının yüzde 90’ı kapalı cerrahi yani kapalı myom ameliyatı tekniğiyle gerçekleştirilmektedir. Kapalı cerrahide hasta 24 saat içinde, açık cerrahide bir iki gün içinde hastaneden taburcu edilir. Kapalı cerrahide hasta ameliyat sonrası iki saat sonra su içebilir, üç saat sonra yemeğini yiyebilir ve ardından ayağa kaldırılır. Açık cerrahi uygulamada ise hasta tam uyutulmadan belden yapılan anestezi ile ağrı kontrolü sağlanır.
Etkin bir doğum kontrol yöntemi olan spiralin myom hastalığındaki etkin işlevi hakkında bilgi verebilir misiniz?
Levonorgestrel salgılayan rahimiçi araç (mirena yani hormonlu spiral), kontrollü gebelik planlaması ile birlikte küçük myomlarda adet dönemi kan kaybını önemli oranda azaltan, bu hastalıkta cerrahiye alternatif olarak hastalara sunulan bir tekliftir. Ancak hastalar, ilk üç ay içinde lekelenme tarzı kanamalar olabileceği, adet kanamasının azalacağı ve hatta adet görmeme gibi durumların gelişebileceği konusunda uyarılmalıdır. Bir yıl sonunda hastaların yüzde 40’ında adetler tamamen kesilecektir. Yan etki olarak baş ağrısı, memelerde hassasiyet, şişkinlik ve cilt reaksiyonları görülebilir ancak zaman içinde kaybolacaktır. Mirena’nın kullanım süresi beş yıldır ve önemli avantajlarından biri çıkartıldıktan sonra hemen gebelik planlanabilmesidir. Hormon tedavisi yapılırken düşük dozajlı doğum kontrol hapları veya adet döneminin ikinci yarısında kullanılabilecek progesteron muadili ilaçlar, myom boyutunda büyümeye neden olmadan, adet dönemindeki kan kaybını önemli ölçüde azaltır ve kansızlık gelişmesini önleyebilirler. Tabii bu ilaçlar da myomu cerrahi gibi yok edecek alternatifler değildir ancak cerrahiye kadar kanamayı azaltıp zaman kazandırıp size konforlu bir bekleme süresi yaratır.
esracab Opr.Dr.Esra Çabuk Cömert Opr.Dr.Esra Çabuk Cömert Mail:esracabukcomert33@gmail.com Tel:+90 506 293 52 79
davet
Canlandırıcı Etkinlik La Mer, dünyaca ünlü moda fotoğrafçısı Mario Sorrenti ve yıldızı parlayan genç yetenek kızı Gray Sorrenti ile bir iş birliğine imza attı. Lüks cilt bakım markası La Mer, heyecan verici bir iş birliği gerçekleştirdi. Etkinlikte Mario ve Gray Sorrenti’nin kampanya için deniz kenarında gerçekleştirdikleri ilham verici fotoğraf çekimi sergilendi. Moda ve güzellik dünyasında ses getiren bu iş birliği özel bir davet ile tanıtıldı. BATYA KEBUDİ
140
BURCU ȘENDİR
NASTASSİA JACOBER, ZEYNEP HATEMİ
HANDE CAN
RÜYA BÜYÜKTETİK CANSAĞLAR
Estetik Ortodonti ORTODONTİ UZMANI PROF. DR. ÖMÜR POLAT ÖZSOY
K
endinizden biraz bahsedebilir misiniz?
1998 yılında Hacettepe Üniversitesi’nden mezun oldum. Doktoramı tamamladıktan sonra Başkent Üniversitesi’nde öğretim görevlisi olarak çalışmaya başladım. 2009 yılında aynı fakültede çalışırken doçent, 2014 yılında profesör oldum. Şu an kendi kliğinimde ve Başkent Üniversitesi’nde yarı zamanlı ders vererek mesleğime devam etmekteyim. Eğitim hayatım süresince Norveç’te Oslo Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi ve Ortodonti Anabilim Dalı’nda gözlem yapma ve İtalya’da Ferrara Üniversitesi’nde ders verme olanağı buldum. 70’in üzerinde yurt dışı ve yurt için yayınım ve 40’ın üstünde yurt dışı bildirim mevcuttur. Meslek hayatımda özel ilgi alanım, estetik görünen ortodontik tedavi teknikleridir. Son yıllarda dişlerin iç yüzeyine yapıştırılan teller, yani lingual tedavi tekniği ile ilgilenmekteyim ve bu konuda meslektaşlarıma eğitim vermekteyim.
Estetik ortodontik tedaviler nelerdir?
Estetik ortodontik tedaviler, diş tellerinin görünmeden takılmasıdır. Bizim önerdiğimiz estetik yöntemler, seramik braketler, lingual tedavi veya Invisalign olarak da bilinen şeffaf plaklar ile tedavi yönteminin uygulanmasıdır.
Estetik ortodontik tedaviler her bozuklukta yapılabilir mi?
Şiddetli diş eti çekilmesi ve kemik kaybı olan hastalara tedavi olmaları genel olarak önerilmez. Bunun dışında bir tedavi engelimiz yoktur. Ayrıca tedavi sırasında diş bakımına özen gösteremeyecek hastaların diş sağlığını korumak adına düzenli fırçalama alışkanlığı edinmeden tedaviye başlamamalarını öneriyoruz.
Ortodontik tedaviler her yaşta yapılabilir mi?
advertorial
Ortodontik tedavi günümüzde her yaşta yapılabilmektedir. Bu konuda bizim önerdiğimiz, çocuklarda daha sağlam olan metal tellerin takılması, yetişkinlerde ise iş hayatında çok da belli olmayan seramik braketler, lingual tedavi veya Invisalign yönteminin uygulanmasıdır.
Lingual tedavi tekniği ile ilgili bilgi verebilir misiniz?
Lingual tedavi tekniğinde diş telleri dişlerin iç yüzeyine yerleştirilir ve bu nedenle teller görünmemektedir. Lingual tel tekniği ile her türlü ortodontik tedavi kısa sürede ve başarılı bir şekilde
Estetik ortodontik tedaviler hakkında çalıșmalarda bulunan Ortodonti Uzmanı Prof. Dr. Ömür Polat Özsoy ile estetik ortodontik tedavi hakkında konuștuk… yapılabilmektedir. Tedavinin ilk günlerinde dil bölgesinde hassasiyet ve hafif konuşma bozukluğuna rastlansa da bu şikayetler kısa sürede geçer.
Şeffaf plaklar, bir başka deyişle, “Invisalign” yöntemi ile yapılan ortodontik tedaviler hakkında bilgi verebilir misiniz? Invisalign şeffaf kalıplar kullanılarak dişlerin telsiz olarak hareket ettirildiği bir tekniktir. Genellikle yetişkinlere uygulandığı düşünülür ancak gençlerde de kalıcı dişleri büyüdükten sonra uygulanabilir. Ancak bu tedaviyi görmek isteyen bireylerin bilmesi gereken en önemli konu, bu tekniğin çok ağır diş bozukluklarında tedavi süresini uzattığıdır. Karmaşık tedavilerde ve çekimli tedavilerde lingual tedavi çok daha başarılı sonuçlar vermektedir. Cerrahi içeren tedavilerde de diğer estetik yöntemler daha yüz güldürücü sonuçlar verecektir.
Lingual tedavi ya da Invisalign tedavisinde tedavi süreci nasıl ilerliyor?
Bu iki teknikte de diş tellerinin kişiye özel olarak üretilmesi gerekmektedir. Bu nedenle ya ağız içi tarama cihazı ile ya da ölçü alma yöntemiyle ağız kayıtları toplanıp tellerin üretilmesi için yurt dışına gönderiliyor. Üretim başlamadan önce hekim tedavi planlamasını onaylaylıyor ve teller veya plaklar gelince tedaviye başlayabiliyoruz. Bu süreç, 4-8 hafta arası değişiyor.
Seramik tellerden bahsetmek gerekirse, bu teller ile tedavi süreci nasıl ilerliyor?
Seramik teller, dişlerin ön yüzeyine takılan tedavilerde metal braketlere estetik bir alternatif sunuyor. Maliyeti açısından, görünmez teller arasında en ekonomik olanıdır. Tedaviye başlamak için belirli bir üretim aşamasına gerek yoktur ve tedavi planlaması yapıldıktan sonra hemen takılabilmektedir. Tedavi süresi ise metal braketlerle yapılan tedaviden farklı değildir.
Son olarak sağlıklı dişler için önerileriniz nelerdir?
Dişlerimize baktığımız sürece onlar da bize estetik olarak beklediklerimizi verirler. Diş sağlığımızı ve görünümünü korumamız için düzenli, günde 2-3 kere fırçalamamız ve günde en az 1 kere diş ipi kullanmamız gerekmektedir. Dişlerin rengine dost olmayan kahve ve çay tüketiminin sınırlandırılması da dişlerin beyazlığını koruyan en önemli yollardandır. Altı ayda bir diş hekimi kontrolü yapılmasını da mutlaka öneririm.
DERMATOLOG DR. CANSEL KÖSE GÜRER
Sonbaharda Cilt Lekeleri İle Mücadele
advertorial
Yaz sezonu boyunca deri güneșe maruz kalır, yaz sezonu bitip sonbahara girildiğinde ise yüzde yazdan kalma lekeler daha da belirginleșir. Lekelerle mücadele için sonbahar-kıș dönemi uygun bir dönemdir. Hem bronz ten renginin açılması hem de etkisini yitiren güneșten dolayı cilt lekeleri daha iyi tedavi edilebilir. Dermatolog Dr. Cansel Köse Gürer ile cilt lekelerinin sebepleri, tedavisi ve daha birçok konuda keyifli bir sohbet gerçekleștirdik.
L
eke nasıl oluşur?
Deri rengini melanin adı verilen kahverengi pigmentten alır. Melanin pigmenti deride bulunan melanosit hücrelerinde üretilir. Melanosit hücrelerinin sayısı, fonksiyonlarındaki artış, deri kalınlığı, damar yapıların varlığı, renk veren diğer pigmentlerin birikimi yüzde bir takım lekelere sebep olurlar. Pigment oluşumu ve karakteri uzman bir dermatolog tarafından değerlendirilmeli ve tanısı konulmalıdır.
Yüzde en sık hangi lekeleri görüyoruz?
Pigment olușumu ve karakteri uzman bir dermatolog tarafından değerlendirilmeli ve tanısı konulmalıdır.
Yüzde en sık rastladığımız lekeler güneş lekeleri (lentigo), melazma (gebelik maskesi), deride yanma sonucu oluşan lekeler (postinflammatuvar hiperpigmentasyon) ve çillerdir. Her birinin oluşumu, tedaviye yanıtı, tedavi süreleri farklıdır. Uzman dermatolog tarafından dermatoskop muayenesi ile tanı konur.
Melazma nedir ve nasıl oluşur?
Melazma ya da halk arasında bilinen adıyla “gebelik maskesi” güneş gören bölgelerde düzensiz sınırlı kahverengi yamalar şeklinde oluşur. Derin veya yüzeysel olabilir. Yüzde sıklıkla hem derin hem de yüzeysel melanin birikimleri gözlenir. Kadınlarda melazma daha sık görülürken erkeklerde de oluşabilir.
Melazma sebepleri nelerdir?
▪ Yüzde 50-70 gebede gözlenebilir ▪ Hormon hapları sebebiyle yüzde 5-34 oranında oluşabilir. Doğum kontrol amaçlı, tedavi amaçlı alındığında ya da tüp bebek çalışmalarında dikkat etmek gereklidir ▪ Kronik güneş maruziyeti ▪ Genetik yatkınlık ▪ Steroid kullanımı ▪ Bazı fotoduyarlandırıcı ilaçlar ▪ Fotoduyarlandırıcı kozmetik kullanımları Ancak birçok yatkınlık varken melazmanın nedeni halen tam olarak aydınlatılamamıştır.
Leke tedavisi nasıl yapılır?
Lekenin tanısı netleştirildikten sonra tedavi planına geçilir. Leke hem hasta hem de hekim açısından zor bir durumdur. Tedavi genellikle tek türlü yeterli gelmemektedir. Kombinasyon tedavileri yapılmaktadır. Tedavi uzun sürelidir ve tekrarlayan seanslar gerektirir. Hasta ve hekim işbirliği içerisinde olmalıdır.
Tedavi seçenekleri nelerdir?
Güneşten korunma leke tedavisinde mutlaktır! Tedavi öncesi, sırası ve sonrasında düzenli bir şekilde yapılmalıdır. Leke açıcı serumlar, kremler ve jeller: Meyan kökü, hidrokinon deriveleri, arbutin, kojik asit, azeleik asit, niacinamid, retinoidler gibi maddeleri içerirler. Karışım halinde preparatlar mevcuttur. Genellikle tedaviye yardımcıdırlar. Kimyasal soyucu uygulamalar: Çeşitli glikolik asit, salisilik asit ya da trikoloroasetik asit gibi içeriklerle cilt soyma esasına dayanır. İyi koruma gerekir. Uygun hasta seçimi gerektirir. Yoğun atım ışık ve lazer tedavileri: Uygun hasta seçimi ile kombine tedavilerle birlikte yapıldığında yüz güldürücü sonuçları vardır. Yoğun atım ışık (IPL) , q anahtarlı lazer sistemleri ve thulium lazer lekede en sık kullanılan sistemlerdir.
Yoğun Atım Işık (IPL) sistemi nasıl çalışır?
Dermatolojide IPL ışık sistemleri ilk kez 90’lı yıllardan itibaren klinik olarak kullanılmaya başlamış ve günümüze kadar hızla gelişerek çok çeşitli deri hastalıklarında ve estetik uygulamalarda etkili ve güvenli bir yöntem olarak yerini almıştır. Lumecca gibi IPL sistemi de yoğun ışık atımları ile fototermoliz yaparak etkisini gösterir. Özellikle güneş hasarlı bölgeler olan yüz, dekolte, boyun, el ve omuzlar gibi alanlarda çok etkilidir. Damarsal yapı sorunu bulunan leke ve rozasea hastalarında, kırmızı yüz problemlerinde başarılı sonuçlar verir. Tekrarlayan seanslar gereklidir.
Güneşten korunmanın önemi
Leke hastası tedavi alsın ya da almasın yaz kış demeden 2-3 saatte bir güneş koruyucu kremini sürmeli, şapkasını takmalı, gölgede kalmayı tercih etmelidir. Lekenin spot ışıklar ve hatta bilgisayar ekranının ışığı ile bile artma olasılığını gözardı etmemelidir.
Mustafa Kemal Mahallesi, Maidan Plaza C Blok No: 39, 2118. Cd. 06510 Çankaya Tel: +90 552 260 65 59 ▪ www.drcansel.com dr.cansel.kose.gurer
davet
FATOȘ SARIGÜL
BANU YENTÜR İDİL FIRAT
Sağlık Aşkına Hareket Et Üret Doppelherz, Türkiye’de kadın girişimciliğini destekleyen TOG yararına iyilik kolyeleri yapmak için bir araya geldi. Vitamin ve mineral markası Doppelherz, dünyada “çift kalbin” gücüne inanan hikayesini desteklemek için hareke geçti. Ayşe Arman’ın enerjisi ve yerel kadın girişimciliğini destekleyen tutkusuyla, alanında yaptıkları başarılı kadın girişimciliğini destekleyen projelerle cemiyetin önde gelen iş kadınları, iyilik ve üretim aşkına kolye dizdiler.
SİTARE KALYONCUOĞLU
BURCU HANİF
NURAN ERÇİL
REVNA DEMİRÖREN, AYȘE ARMAN, SİTARE KALYONCUOĞLU
25 seçilmiș iș kadını ile kadınlara “sağlık așkına hareket et, üret” mesajı verdi.
NERGİS PEKUYSAL IȘIL REÇBER
GENEL CERRAHİ UZMANI PROF DR. CAVİT ÇÖL
Ultraviyole ıșınlarının zararlı etkileri, alınabilecek önlemler ve cilt kanseri konusunda Medisun Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Prof Dr. Cavit Çöl ile keyifli bir röportaj gerçekleștirdik...
advertorial
Ultraviyole Işınlarının Zararlı Etkileri
U
ltraviyole ışınlarının cilt kanserine neden olabileceğini biliyoruz, peki cilt kanserleri hangi nedenlerle olur ve ne kadar tehlikelidir?
Ultraviyole dediğimiz morötesi ışınlara aşırı maruziyet sonucu derimizdeki epidermal keratosit denilen hücrelerde kanserleşme meydana gelebilir. Bu etki yoğun güneş ışınlarına maruziyet veya kozmetik amaçla uygulanan PUVA sonucunda da görülebilir. Ultraviyole (UV) sonucu gelişen cilt kanserlerinin çoğu skuamöz hücreli kanser dediğimiz cilt kanserleridir. Cildimizde bu kanserler dışında başka tip kanserlerde görülmektedir. Bunların en önemlileri bazal hücreli kanserler ve malign melanomlardır. Bazal hücreli kanserlerin önemi en sık görülen cilt kanseri tipi olmasıdır. Malign melanomların önemi ise en çok ölüme neden olan cilt kanser tipi olmasıdır. Öyle ki tüm cilt kanserlerinin yüzde 75’i bazal hücreli kanserler, yüzde 5’i de malign melanomlar olduğu halde ölüme neden olan cilt kanserlerinin yüzde 90’ı malign melanomlar iken geri kalan cilt kanserleri ölüme neden olan cilt kanserlerinin sadece yüzde 10’unu oluşturur. Dolayısıyla bu kanser tipleri içinde belki de üzerinde en çok durulması ve bilinmesi gereken kanser tipi malign melanom denilen cilt kanserleridir.
Malign melanomlar derinin rengini veren melanosit hücrelerinden köken alan tümörlerdir ve son yıllarda görülme sıklığı giderek artmaktadır.
Bize malign melanomları anlatabilir misiniz?
Malign melanomlar derinin rengini veren melanosit hücrelerinden köken alan tümörlerdir ve son yıllarda görülme sıklığı giderek artmaktadır. Bizim ülkemizde o kadar olmamakla birlikte Avrupa ve Amerika halkında 100 binde 20-30 sıklıkta görülmektedir. Özellikle açık tenli olmak ve vücutta önceden bulunan nevüsler (benler) malign melanom açısından risk oluşturmaktadır. Bu konuda genetik yatkınlık da önemli olmakla birlikte vücuttaki benlerin değişikliği malign melanoma dönüşüm açısından dikkat edilmesi gereken bir durumdur.
Birçok insanın vücudunda doğuştan veya sonradan olan benler mevcut. Vücutta önceden mevcut olan benler malign melanoma dönüşebilir mi ve böyle bir dönüşme riskini nasıl anlayabiliriz?
Belirttiğiniz gibi insanların vücudunda doğumsal olarak bulunan veya sonradan ortaya çıkan çok çeşitli renkte, şekilde ve farklı büyüklüklerde nevüsler olabilir. Bunlar genellikle zararsız ve herhangi bir şikayete neden olmayan zararsız lezyonlardır. Bu lezyonlar o kadar çok çeşitlidirki tıpta bunların isimlendirilmesi de farklıdır. Birkaç örnek verecek olursak; yaşlandıkça görülme sıklığı artan lentigöz nevusler, pigmente nevusler, blue nevus, intradermal nevus şeklinde adlandırılan çok değişik tip nevus mevcuttur. Bu nevusler bazı etkenler sonucunda davranış değişikliği gösterebilirler ve o zaman büyüklüğü, şekli, rengi değişebilir veya kanama, ülserleşme gibi belirtiler verebilir. Eğer eskiden beri mevcut olan ve şekli büyüklüğü belli olan bir nevuste bu gibi değişikliklerden biri veya birkaçı ortaya çıkarsa o zaman malign melanoma dönüşüm mü var diye şüpheleniriz ve biyopsi amaçlı olarak bu nevusu total olarak almak veya parsiyel bir biyopsi yaparak patolojik inceleme yaptırırız. Malign dönüşüm olup olmadığını anlamaya çalışırız. Malign bir dönüşüm saptanırsa daha radikal cerrahi bir girişim uygulayarak ve gerekirse diğer ek tedavi yöntemleriyle hastamızı tedavi ederiz. Malign melanomların birbirinden farklı histopatolojik tipleri (nodüler tip, süperfisiyel tip veya lentiginöz tip gibi) olmakla birlikte uzak metastazlara yol açmış malign melanomlar dışında diğer tüm malign melanomlarda uygulanan tedaviler günümüzde hemen hemen yüzde 100 başarı ile sonuçlanmaktadır ve tam kür sağlanmaktadır.
Deri kanserleri ve özellikle de malign melanomlar konusunda bizlere önerileriniz nelerdir?
Ultraviyole ışınlarının yararlı etkilerinin yanı sıra bazen aşırı maruziyet sonucu zararlı etkilerinin de olduğunu bilmeliyiz ve özellikle açık tenli biriysek bu ışınların bizim için daha riskli olabileceğini unutmamalıyız. Ayrıca önceden vücudumuzda bulunan benlerde olağandışı bir değişiklik (büyüklüğünün veya renginin değişmesi gibi) olursa gecikmeden bu konuda bir uzmana müracaat etmeliyiz. Özellikle baş boyun bölgesinde, sırtta, omuzda bu türden şüpheli lezyonları olan kişiler daha dikkatli olmalıdır, çünkü bu bölgelerde görülen malign melanomlar daha ciddi seyretmektedir.
davet
ASLI ȘEN
Bobbi Brown X Aslı Şen Güzelliği ve stiliyle adından söz ettiren Aslı Şen’in sevdiği Bobbi Brown ürünleriyle oluşturduğu setler, Kentpark AVM Bobbi Brown mağazasında gerçekleşen özel bir etkinlikle tanıtıldı.
EDA MÜFTÜOĞLU
NEȘE AYKUT
148
Güzelliğin doğallıktan geçtiğine inanan Aslı Şen, “Konu makyaj olduğunda akla ilk gelen ikonik markalardan olan, benim de ürünlerini severek kullandığım Bobbi Brown’la bu proje kapsamında bir araya geldiğim için çok mutluyum. Makyaj rutinimde severek kullandığım, olmazsa olmaz ürünlerle iki ayrı set hazırladık. Kendini güzel hissetmek isteyen tüm kadınlar bu ürünlere kolaylıkla ulaşabilir” ifadelerini kullandı.
Zayıflamak İstiyorum
TUBA GÜNEBAK
K
ilo sorunlarından kurtulmanın en etkili yolu diyet yapmaktır. Doğru diyet kişinin yaşına, cinsiyetine, yapısına, sağlık öyküsüne, ailesinin sağlık geçmişine, yaşam tarzına, ve beslenme alışkanlıklarına uygun olarak hazırlanmış beslenme programıdır. Diyet yaptıktan sonra toplam vücut ağırlığınızın azalmasını, kaybettiğiniz ağırlığın çoğunu yağ dokusundan kaybetmiş olmayı, yeni ulaştığınız ağırlığı uzun süre koruyabilmeyi, kan bulgularınızın düzelmiş olmasını beklemelisiniz. İşte size beslenme konusunda işinize yarayacak altı altın öneri; Karbonhidratlardan korkmayın! Beynin enerji kaynağı karbonhidrattır (kan şekeri). Sağlıklı, dengeli ve yeterli bir beslenme programında aldığınız toplam enerjinin yarısı karbonhidratlardan gelmelidir. Siz karbonhidratlardan korkmak yerine tükettiğiniz karbonhidratın türünü değiştirin. Kan şekerini yavaş yükseltenleri tercih edin; bulgur, kara buğday, tam tahıllı makarna, çavdar ekmeği gibi.
advertorial
Aşırı protein almaya çalışmayın! Günlük almanız gereken enerjinin %10 ila 20’si proteinlerden gelmeli; fazlası size zarar verir. Şöyle ki; proteinler büyük molekül yapısına sahiptir ve böbrekler fazla proteini süzerken hem yorulur hem de çok su kaybeder. Proteinden zengin olan hayvansal kaynaklı besinler yağdan da zengindir ve bu yüzden karaciğer yağlanması riskiniz artar. Proteinden zengin besinler fosfor mineralinden de zengindir ve yüksek fosfor aldığınız zaman vücudunuzun idrarla kalsiyum atmasına bağlı olarak kemik erimesi riskiniz artar. Yüksek proteinli diyetler kalp-damar hastalığı ve Alzheimer riskini artırır. Çok düşük kalorili diyetler yapmayın! Çünkü, çok düşük kalorili diyetlerin sürdürülebilme ihtimali düşüktür, uzun vadede
Günümüzde șișmanlık uluslararası bir sağlık problemi haline gelmiștir. Șișmanlık sadece kișinin kilosunun olması gerekenden fazla olması demek değil, vücudundaki toplam yağ dokusu miktarının fazla olması demektir. Bu konuda dikkat edilebilecek detayları Beslenme ve Diyet Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Ç. Tuba Günebak paylașıyor...
metabolizmanızın yavaşlamasına sebep olurlar. Araştırmalar gösteriyor ki, uzun vadede orta düzeyde (ılımlı) düşük kalorili diyetlerin etkinliği çok düşük kalorili diyetlerden yüksektir ve elde edilen sonuç daha kalıcıdır. “Light” etiketine aldanmayın, “light” besin tüketmeyin! Baktığınızda, light besinler genel olarak ikiye ayrılır; yağı izole edilmiş olanlar yani yağ içeriği düşürülmüş olanlar ve şekeri izole edilmiş olanlar. Ancak, bu besinlerin etiketini incelediğinizde yağ içeriği düşürülmüş olanlara şeker eklendiğini, şeker içeriği düşürülmüş olanlara ise yapay tatlandırıcı eklendiği görürsünüz. Ne yazık ki, ikisi de sağlıksız. Çünkü, insan vücudunun aldığı şekeri yağa çevirme kabiliyeti vardır. Yapay tatlandırıcılarla ilgili bazı çalışmalar da düzenli yapay tatlandırıcı alımının mesane kanseri riskini artırdığını gösteriyor. Ara öğün yapmayı unutmayın! Her 2 ila 2,5 saatte bir ara öğün tüketerek kan şekeri dengenizi koruyabilir ve yeme ataklarınızın önüne geçebilirsiniz. Özellikle, akşam yemeğini 18:00’den sonra tüketmek zorunda kalanlara 16:30 sularında ikinci bir ikindi ara öğünü yapmalarını tavsiye ederim. Bu sayede akşam yemeğinde kontrolsüz yeme güdüsü içinde olmazsınız. Son ara öğününüzü ise yatmadan iki saat önce tüketmiş olun. Her gün 6 saat karanlıkta uyuyun! Uyku düzeni bozuk ve 6 saatten az uyuyan kişilerin insülin direncine, karın bölgesi şişmanlığına, dikkat dağınıklığına, performans kaybına daha yatkın oldukları saptanmıştır. Karanlıkta uyuyanların metabolizmalarının daha hızlı olduğu ve duygusal yeme ataklarının azaldığı saptanmıştır.
Yrd.Doç.Dr.Ç.Tuba Günebak / Beslenme ve Diyet Uzmanı Gold’n State Plaza 2673 Sok. No:39 Daire 9 Çayyolu-Ankara T: +90 535 790 67 17 drtubagunebak ▪ www.tubagunebak.com
davet
MEHMET-TUĞÇE TARTICI
MERVE GÜLTAN
FUNDA-ENGİN ERSÖZ
Hitit Dental’den Şık Açılış Özel Hitit Dental Ağız ve Diş Sağlığı Polikliniği yeni kliniğinde açılış kokteyli gerçekleştirdi. Ankara cemiyet hayatından tanınmış isimler ve sektörden saygın uzmanların da katılımıyla gerçekleşen kokteylde konuklar keyifli zaman geçirdi. Ankara Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi mezunları, Çağrı Özçelebi ve Mehmet Tartıcı tarafından Hitit Dental adı altında 2011 yılından bu yana hizmet veren kurum Karanfil Sokaktaki yeni yerinde Özel Hitit Dental Ağız ve Diş Sağlığı Polikliniği adıyla hizmet vermeye başladı.
150
HANDE-ÇAĞRI ÖZÇELEBİ
GÜLSEN DEMİRASLAN, VİLDAN TAȘ MUMCU
Her birimde doğallığı bozmadan, minik dokunușlarla fark yaratmayı ve arzu edilen görüntüye ulașmayı kendisine ilke edinmiș Vog Estetik Merkezi’nin kurucuları Gülsen Demiraslan ve Vildan Taș Mumcu ile keyifli bir sohbet gerçekleștirdik…
advertorial
Vog Estetik ile Daima Genç Daima Güzel
Yılda 8 kez denetlenen İngiltere’de kırmızı halı ürünü olarak bilinen The Organic Pharmacy bakım ürünleri, Ankara’da sadece merkezimizde kullanılmaktadır.
D
oğallığın Vog hali nedir? Bize Vog Estetik Merkezi hakkında biraz bilgi verebilir misiniz?
Doğallığın Vog Hali, merkezimizin ilkelerini anlatmaktadır. Tüm bakımlarımızda önceliğimiz kişilerin sağlığıdır daha sonra konforu gelir. Yüz ve vücut bakımlarımızda organik ürünler kullanıyoruz. Yılda 8 kez denetlenen İngiltere’de kırmızı halı ürünü olarak bilinen The Organic Pharmacy bakım ürünleri, Ankara’da sadece merkezimizde kullanılmaktadır. Doğal işlem, doğal görünüm Doğallığın Vog halidir.
Ameliyatsız yüz ve vücut germe işleminiz nedir? Kimlere uygulanabilir? Nasıl bir süreç bizi beklemektedir biraz bahsedebilir misiniz?
Focuslu ultrasound teknolojisi, insan kulağının duymayacağı, yüksek titreşimli ses dalgalarıyla, cilt üzerinde hiçbir hasar yaratmadan, sadece cilt altı hasarı ile cerrahi olmayan germe ve toparlama yapan bir işlemdir. Ciltte 1.5, 3, 4.5 mm, vücutta 13mm derine inerek germe ve toparlama yapıyor. Genç görünmek isteyen, cilt yaşı uygun herkese uygulanır.
11 günde kollajen üretimi başlar ve 3 ayda toparlanma gözle görülür ve 6 aya kadar devam eder. Uygulamaya aldığımız herkesin analizini alırız bu her birim için geçerlidir. Bu analizler kişiye özeldir ve o analizlere göre program hazırlarız. Sanırım başarımızın sırrı burada, kişiye özel, doğru işlemleri yapmak. Tabiki alanında uzman ekibimiz, kullandığımız son teknoloji cihazlarımız da başarımızın önemli unsurları.
Cilt bakımı hizmetleriniz nelerdir? Özellikle Vog vip bakımınız neleri kapsamaktadır?
Merkezimizde uzun yılların deneyimiyle özel olarak oluşturduğumuz bakımlarımız da mevcut. Bunlardan biri de VOG VIP cilt bakımı. Uzun kürlere vakti olmayan veya özel günlerde hatta durumlarda sadece vip bakımlara gelen kişiler var. Cildin ihtiyacı ve cilt yaşı doğrultusunda değişim gösteren bir bakımdır. Cildin ölü deri atılımı, gözenek sıkılaşması, çizgi ve kırışıklıkların açılması, toparlanması, gerilmesi, anlık botoks etkisi gibi karma bir bakımdır. Ayrıca misafirlerimizin beden ruh ve zihin rahatlığıyla da ilgileniyoruz ve merkezimizde yüz yogası, hatha yoga, yin yoga, meditasyon ve nefes çalışmaları yapmaktayız.
davet
Mucizevi Sürece Davet Opr. Dr. Esra Çabuk Cömert ile gebelik eğitimi Via Flat’da gerçekleştirildi. Çocuk Hastalıkları Uzmanı Hakan Balta, Anestezi Dr. Ebru Zağpusat ve Ebe Fatma Doğan’nın katıldığı, akıllardaki tüm sorulara cevap arandığı mucizevi sürece birçok kişi katıldı. Birbirinden güzel çekilişlerin gerçekleştiği ve hediyelerin dağıtıldığı etkinlikte, katılımcılar keyifli vakit geçirdi.
154
ESRA ÇABUK CÖMERT
Gelişim Çağında Diş Sağlığı PEDODONTİST PROF. DR. BURÇAK ÇEHRELİ
P
edodontist kimdir ve ne gibi tedaviler yapar?
Pedodontist her ne kadar çocuk diş hekimi olarak bilinse de, sadece çocuk değil; ergen ve gençleri de içine alan 0-18 yaş arası tüm bireylerin diş tedavilerini yapabilmek üzere mezuniyet sonrası uzmanlık eğitimi almış kişidir. Tüm dünyada olduğu gibi, ülkemizde de pedodontistlere en fazla diş çürükleri ve diş yaralanmaları nedeniyle başvurulmaktadır. Ayrıca dişeti, dil, yanak ve damakta görülen ve lezyon olarak tabir edilen doku değişiklikleri ve dil-dudak bağı gibi sorunların teşhis ve tedavisi için de pedodontistlere başvurulmaktadır. Çocuklarda diş ve çenelerin normal gelişimlerini takip etmek için ortodontistlerle birlikte çalışan çocuk diş hekimleri, erken yaştaki diş kayıplarında komşu dişlerin çekim bölgesine kaymasını engelleyen yer tutucu adlı apareyleri, çocuk protezlerini, ağız ve parmakları ilgilendiren kötü alışkanlık kırıcı apareyleri gibi çeşitli uygulamaları da yaparlar.
advertorial
Veliler çocuklarında diş çürüğü fark ederlerse bunu ne kadar ciddiye almalıdır?
Bir diş çürüğü, çıplak gözle fark edilebilir bir büyüklüğe erişmişse, bu geri dönüşümsüz bir diş yıkımının işaretidir ve süratle tedavi edilmelidir. Unutulmamalıdır ki tedavi edilmeyen diş çürüğü, diş içerisinde genişlemeye ve dişin canlı kısmına doğru ilerlemeye devam ederek, daha büyük dolgulara, diş sinirini ilgilendiren tedavilere; hatta diş kayıplarına bile neden olacaktır. Özellikle küçük çocuklarda ilerlemiş diş çürüklerinin tedavisi, çocuk ve veli için zorlu ve maliyetli tedavi süreçlerine neden olmakta, birçok çocuk sedasyon veya genel anestezi altında tedavi olmak zorunda kalmaktadır.
0-18 yaș arasındaki gelișim çağında olan bireylerin diș sağlığı hakkında Pedodontist Prof. Dr. Burçak Çehreli ile konuștuk.
Gözle görülebilir düzeydeki diş çürükleri, aynı zamanda kronik; yani süregen bir bulaşıcı hastalığın işaretidir. Bu hastalık, Erken Çocukluk Dönemi Çürüğü olarak bilinen ve tedavi edilmediğinde ileri yaşlara kadar uzanan diş kayıplarının yanı sıra, birçok önemli genel sağlık sorununa yol açan, kontrol edilebilir bir hastalıktır. Çocuk diş hekimleri, bu evrede başvuran velilere bakım ve beslenme konusunda detaylı bilgilendirme yaparak, yapacakları diş tedavilerinin korunmasına ve yeni çürüklerin engellenmesine çalışırlar.
Okulların açılması ile birlikte ödev ve sorumluluklar arttı. Çocukların ağız bakımını aksatmamaları için ne yapılmalıdır?
Öncelikle velilerin kendi ağız bakımlarını aksatmamaları ve bunu her fırsatta çocuklarına göstermeleri gerekmektedir. Çocuğun yaşına uygun diş fırçalama çizelgesi hazırlanıp diş fırçalamayı eğlenceli hale getirmek, Youtube’da yer alan 2 dakikalık diş fırçalama videolarından yararlanmak ya da manuel veya dijital kum saati kullanmak oldukça motive edicidir. Fırçalamanın günde en az iki kere ve her seferine en az 2 dakika olarak yapılması şarttır. Fırça seçerken mümkün olduğunca küçük başlıklı bir fırça seçilmesi; ya da okul çağından itibaren elektrikli diş fırçalarından yararlanılması ile fırçalamanın etkinliği arttırılabilir. İnternet ve sosyal medyada florür hakkındaki yanlış bilgi ve yorumlara itibar edilmemesi, bu konuda Türk Diş Hekimleri Birliği, Türk Pedodonti Derneği ve Uluslararası Sağlık Örgütü’nün açıklamaları doğrultusunda yaşa uygun florürlü macunlar seçilmesi gerekmektedir. Çocuk diş hekimleri, hem fırça; hem de macun seçimi konusunda çocuğun ağız gelişim evresine uygun olarak velilere önerilerde bulunacaklardır.
davet
CEM HAKKO, ORKUN GÜLAÇ, BORA TURAN
MAİDE KURTTEPELİ, İRFAN-AYNUR ÖNÜRMEN
Boğaz’da Yelken Şöleni Türkiye’nin uluslararası arenadaki en önemli spor organizasyonlarından biri olan Turkcell Platinum Bosphorus Cup ünlü akınına uğradı. Feriye Sarayı’nda düzenlenen partide, ünlü davetliler Boğaz’ın eşsiz güzelliği eşliğinde bir yandan yarışı izlerken bir yandan da keyifli atmosferin tadını çıkardı. Ünlü isimler partide en çok ilgiyi ise yarışların bu yılki teması olan ‘Temiz Deniz’ konseptine uygun olarak denizden çıkarılan atıklardan oluşan sergiye gösterdi. Davetliler kazanan ekibe verilen gümüş kupayla da bol bol hatıra fotoğrafı çektirdi.
156
BEGÜM KARAMAHMUTOĞLU, ZEYNEP ÜSTÜNEL
davet
MEHMET TEOMAN, AYÇA, PELİN KAYA
158
BURCU ȘENDİR
VERDA PENSO
Turnuva kapsamında düzenlenen Yarıș İzleme Partisi cemiyet, sanat ve iș dünyasından tanınmıș birçok ismi bir araya getirdi. ALEGRA LEVİ, BAHAR TANGIR, ZEYNEP FIRATOĞLU
HANDE CAN, CAN YÜCE
OP. DR. ÖMER EKİN
Meme estetiği, Türkiye’de burun ameliyatlarından sonra en sık yapılan cerrahi estetik ameliyatlardan. Lokman Hekim Akay Hastanesi Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi uzmanı Op. Dr. Ömer Ekin ile meme estetiği hakkında merak edilen birçok konuda gerçekleștirdiğimiz keyifli röportajımız sizlerle…
advertorial
Meme Estetiği Hakkında Güncel Gelişmeler
İ
deal meme boyutu nedir?
Meme başının kol hizasının tam ortasından 15 derece yukarı baktığı, meme başının üst kısmındaki mesafenin alt kısmına oranla yüzde 45/55 olduğu koltuk altına taşmayan ve sütyensiz halde dışbükey durmayan meme şekli ideal kabul edilir ancak boyutu ile ilgili bir görüş birliği yoktur. Yani ideal ölçüler var ama ideal boyut yok.
Meme büyütme ameliyatı nedir, nasıl yapılır?
Göğsü hiç olmayan veya yetersiz hacimde olan kadınlar için ideal göğüs ölçülerine ve istenen hacime ulaşmak amacıyla; silikon, yağ enjeksiyonu veya her ikisinin hibridi şeklinde yapılabilen estetik müdahaleler mevcuttur. Operasyonlar istenildiği takdirde kamera yardımı ile koltuk altında izsiz yapılabildiği gibi meme başı veya meme altı kesilerden de yapılabilir, hastanın kendi yağ dokusu özel işlemlerden geçirilerek meme hacmini artırmak için kullanılabilir.
Operasyonlar istenildiği takdirde kamera yardımı ile koltuk altında izsiz yapılabildiği gibi meme bașı veya meme altı kesilerden de yapılabilir, hastanın kendi yağ dokusu özel ișlemlerden geçirilerek meme hacmini artırmak için kullanılabilir.
İzsiz meme büyütme gerçekten mümkün müdür?
Aslında izsiz değil tabii, iz koltuk altına gizlendiği için bu tabir kullanılıyor. Bu iş için üretilmiş özel endoskobik kamera sistemi ile koltuk altından yapılan kesiden silikon ile meme büyütme ameliyatını yapabiliyoruz; tabii ki uygun hastalarda.
Meme büyütme ameliyatı süreci nasıldır?
Önce hasta meme büyütme isteği ile bize ulaşır. Hasta detaylı bir şekilde muayene edilir, ölçümler yapılır istenen boyutlar hasta ile tartışılır, eğer talep edilirse özel bilgisayar programları ile nihai meme boyutu ve şekli bilgisayar ortamında tasarlanır, sonrasında ameliyata uygunluğu için tahliller ve tetkikler yapılır ve ameliyat tarihi verilir. Ben genel anestezi altında bu ameliyatı yaptığım için çok özel durumlar dışında hastalarımı bir gün hastanede misafir ediyorum. Ertesi gün sargıları açıp ve önerdiğimiz sporcu sütyenini giydirip hastayı taburcu ediyoruz. Artık aynı hacimde ancak farklı çaplarda uzunluklarda ve şekillerde silikonlar üretildiği için hasta için ideale yakın bir meme şekli elde etmek genelde mümkün.
Meme büyütme ameliyatı ağrılı bir süreç midir?
Planlama kas altına konulacak şekilde ise ilk birkaç gün orta şiddette ağrılıdır, tabii bu da kişinin ağrı eşiği ile paraleldir. Hastaların büyük çoğunluğu bir hafta içinde işlerine dönmüş olurlar ancak iki ay ağır sporlardan kaçınmalari önemlidir. İyi iş çıkarmanın yanında hastanın bu süreçte ağrısını kontrol altına almak da bizim için çok önemli.
Kullanılan protezler hakkında bilgi verir misiniz? Meme operasyonlarında eskiden farklı olarak, sadece memeyi büyütmek değil şeklinin de ideale yakın olması amaçlanır ve başarı oranı oldukça yüksektir. Yeni jenerasyon meme protezleri, şeklini koruyan ve değiştirilmesi gerekmeyen protezlerdir. Formstable olarak da adlandırılan bu protezler, farklı jel özellikleri ile meme operasyonlarında çok daha biçimli ve estetik özelliklere sahiptir. Riski oldukça düşük olan bu protezlerle, kadınların meme bölgesinde yapay, yuvarlak bir görünüm söz konusu olmaz. Daha doğal, kavisli bir görünüm ile kadınların daha estetik ve doğal bir meme görünümüne sahip olmalarını sağlanır.
Kaliteli protez üreten firmalar, ömür boyu garanti verebiliyorlar. Doğru planlama, travmatik teknik ve yeni nesil protezler ile sonuçları öngörülebilir. Kısacası uzun süre formunu muhafaza eden göğüsler hayal artık değil.
bakım
Sonbaharda Kullanmanız Gereken 5 Bakım Ürünü Yazın sonlanmasıyla cildimiz için yeni bir dönem bașlıyor. Bu süreçte nem kayıplarını, güneș lekelerini, doku bozukluklarını ve diğer birçok problemleri yok etmek, cildinize koruyucu kalkan olușturmak için mutlaka kullanmanız gereken 5 ürünü sizler için derledik.
Tatcha Violet-C Radiance Mask
Cilt lekeleri ve yaşlanma belirtilerinin önüne geçmek için hazırlanmış bu güçlü maske ile cildiniz artık daha aydınlık. Meyve ve sütten elde edilen AHA’lar ve C Vitamini sayesinde cildinizin ihtiyaç duyduğu bakımı geri kazandırır.
Body Shop Coconut Body Butter
Cilt deyince ilk aklımıza gelen yüzümüz olsada geçiş süreçlerinden vücudumuzda fazlasıyla etkilenir. Soğuk havaların gelmesiyle gerginleşen deri her geçen gün nemini kaybeder ve doku bozuklukları meydana gelir. Hindistan cevizi yağı içeren yüksek etkili nemlendirici ile vücudun yumuşaklığını geri kazandırın.
Murad Ultimate Detox Duo
Glikolik asit ve C vitamini sayesinde mat görünümlü ciltleri ölü deriden kurtaran peeling ve dış faktörler sebebiyle yıpranan ciltleri yenileyen nemlendirici ile cilt detoksunuzu tamamlayın.
Dr. Dennis Gross C+Collagen Serum
İçerisinde bulunan C Vitamini sayesinde, yıpranmış ve yorgun görünen ciltlere doğal ışıltısını geri kazandırıyor. Yenilenen teknolojilerle hazırlanan serum, zamanla cildin sıkılaşmasına da katkı sağlıyor.
162 magdergi.com.tr
Dior Addict Lip Glow
Soğuk hava ve dış etkenlerden çok çabuk etkilenebilen, kuruması ve çatlamasıyla hassasiyeti artan dudakların, ihtiyacı olan nemini geri kazandırın. Bu balm sayesinde dudak bakımınızı tüm gün yenileyebilirsiniz.
YEȘİM DELİKTAȘ
Paris Kuaför Park Oran’da Güzelleşme Zamanı!
advertorial
Güneșin etkisinin azalmasıyla beraber bașta leke bakımları olmak üzere; anti-aging, sivilce-akne, gözenek sıkılaștırma, derinlemesine cilt temizliği gibi birçok bakımın tam zamanı. Düzenli yapılan cilt bakımlarıyla cildinizi ıșıl ıșıl ve genç bir görünüme kavușturabilirsiniz.
KALICI MAKYAJ Her gün “30 dakika” zaman kazanmaya hazır mısınız?
Hızla akan 24 saatlik zaman diliminde her dakikamız çok önemlidir. Kalıcı makyaj size zamandan tasarruf yapmanızı sağlarken her daim bakımlı görünmenize yardımcı olur. Pudralama, kıl tekniği, eyeliner ve dudak kontör işlemleriyle güzelliğinizi küçük dokunuşlarla taçlandırın.
MEDİKAL CİLT BAKIMLARI
Güneşin etkisini azalttığı sonbahar ve kış mevsimleri, başta leke bakımları olmak üzere anti-aging, sivilce ve akne, gözenek sıkılaştırma, derinlemesine cilt temizliği gibi birçok alanda cilt bakımı için en doğru zaman. Medikal cilt bakımlarda ise dermo kozmetik ürün kullanımı son derece önem taşıyor.
“Ekim ayına özel kampanyalar için uzmanlarımızla görüșebilirsiniz.”
@pariskuaförparkoran - @gelinsacim_make_up - @welnessbeautycenter Tel: 0312 490 70 80
davet
Yeni Sezona Görkemli Parti GUESS, 2019 Sonbahar/Kış koleksiyonunu Bomontiada The Popülist’te gerçekleşen özel bir etkinlikte tanıttı.
BURCU ȘENDİR
166
ARZU KUNT
GUESS’in yeni koleksiyonunun Amerikan Rüyası’nı sonuna kadar hissettiren temasından ilhamla dizayn edilen mekanda her bir detayda kolej ruhu hakimdi. Davete katılan yüzlerce özel konuğa kış trendlerinin ön gösterimi yapılırken gelecek dönem sokaklarda oldukça sık görülecek görünümler de moda severlerin ilgisine sunuldu.
MERT VİDİNLİ, CEMRE KEMER
BEGÜM ÖZER
Kolej ruhunun hakim olduğu etkinliğe moda ve sanat dünyasından yoğun katılım vardı.
BURCU ZİYAL HAZAL FİLİZ KÜÇÜKKÖSE
DOÇ. DR. OSMAN YILDIRIM
Tip 2 diyabeti olanlar, belli bir ağırlığın üstündeyse ve yapılan testlerde kanda yeterli insülin seviyesi varsa bazı ameliyatlarla, insülinden ve șekerin diğer olumsuz etkilerinden kurtulabiliyor. Doç. Dr. Osman Yıldırım bu konuda merak edilenleri anlattı...
advertorial
Metabolik Sendrom ve Şeker Ameliyatları
M
etabolik Sendrom Nedir?
Metabolik sendrom bel çevresi kalınlığı, kan basıncı yüksekliği, kan yağlarında bozukluk, kan şekeri yüksekliği gibi bir dizi hastalıklar kümesidir. Tanı için bunlardan en az üçünün olması gerekir. Metabolik sendromlu hastalarda normal kişilere göre Tip 2 diyabet gelişme riski beş kat, aterosklerotik kalp hastalığı gelişme riski iki kat daha fazladır. Bu sendrom günümüzde daha çok masa başında çalışan, hareketsiz yaşam tarzına sahip, düzensiz ya da fast food tarzı beslenen, sigara içen, spor yapmayan, stresli işlerde çalışanlarda daha çok ortaya çıkar. Gelişmiş ülkelerde olduğu gibi ülkemizde de metabolik sendrom oranı giderek artmaktadır. Ülkemizde her üç kişiden birinin metabolik sendromlu olduğu tahmin edilmektedir.
Ülkemizde her üç kișiden birinin metabolik sendromlu olduğu tahmin edilmektedir.
Metabolik Sendromun Önemi
Bu sendromun temelinde insülin direnci vardır. İnsülin direncinde vücutta insülin salgılanması olmasına rağmen, insülin hücre içine girip şekeri taşıyamaz. İnsülin yetersiz olunca kanda ve organlarda yağ miktarı artar. İnsülin direncinin artmasında temel nedenler, hareketsiz yaşam tarzı ve aşırı kalori alımı nedeniyle oluşan aşırı kilodur. Özellikle karın bölgesinde yağlanma, sosyal ve psikolojik stres ve kadınlarda menopoz sonrası hormonal değişikliklerin etkisi büyüktür. Bu sendromun oluşmasında genetik ve çevresel faktörler rol oynar. Kişinin ailesinde kilo fazlalığı, kan yağlarında bozukluk, tansiyon yüksekliği varsa ve çevresel faktörler de eklenirse bu sendrom büyük olasılıkla ortaya çıkacaktır. Yaş ilerledikçe de bu sendromun görülme oranı artmaktadır. Bu kişilerde kalp damar hastalıkları daha sık görülür, embolik olaylar ve felç oranı yüksektir ve ileride diyabet çıkma riski çok fazladır. Ayrıca kanserde artış, polikistik over, böbrek hastalıkları gibi komplikasyonların gelişme ihtimali de çok yüksektir.
Obezite ve Metabolik Sendromun Tedavisi
Tedavide en başta diyet ve yaşam tarzı değişikliği gelir. Kişiler kalorisi yüksek rafine gıdalar ve fast food tarzı beslenme yerine bol lifli, proteinden zengin ve düşük kalorili besinler ile beslenmelidir. Kalorisi yüksek içeceklerden özellikle alkolden uzak durmalı, geç saatte yemek yemekten kaçınmalıdır. Spor hayatın her aşamasında olmalı, hareketli yaşam tarzı benimsenmelidir. Sürekli masa başında çalışmaktan kaçınılmalı, her gün belli bir süre en azından yürüyüş yapılmalıdır. Şeker hastalığı başlarsa önce bir endokrin doktoruna gitmeli, onun önerisine uyulmalıdır. Çoğu durumda önce tablet sonra maalesef insüline geçilecektir. İşte bunlardan da sonuç alınamazsa metabolik cerrahi devreye girer.
Metabolik Cerrahi
Metabolik cerrahi halk arasında şeker ameliyatları olarak bilinir ve hastaları hem fazla kilolardan hem de şeker hastalığının olumsuz sonuçlarından korumak için yapılır. Zaten obezite ameliyatları ile hastalar kilolarından ve büyük oranda da insülinden kurtarılıyor. Ancak şimdi morbid obez olmayan belli bir kilonun üstündeki kişiler, yapılan özel ameliyatlarla hem kilolarından kurtuluyor, hem de yüzde 85’in üstüne varan oranlarda insülinden kurtarılıyor.
TRANSİT BİPARTİTİON
Şeker Ameliyatları Kimlere Yapılabilir?
Hastalarda Tip 2 diyabet olmalı, ameliyat öncesi yapılan tetkiklerde pankreastan yeterli insülin salgısı olması gerekir. Yani hastalarda insülin salgısı var ama vücut bundan yararlanamamaktadır. İyi sonuç almak için hastaların organ hasarı başlamadan bir an önce başvurması gerekir. Örneğin beş yıllık Tip 2 Diyabetli bir hasta insülini yüzde 92 oranında bırakabilmektedir.
Şeker Ameliyatı Nasıl Yapılıyor?
Önce midenin yaklaşık yüzde 60’nın çıkarıldığı bir tüp mide yapılır, sonra midenin alt kısmı ince bağırsağın yaklaşık son 2 m’lik kısmına bağlanır. Yiyeceklerin 1/3’ü normal yoldan yani oniki parmak bağırsağından geçer, 2/3’ü ise yeni yapılan yoldan geçer. Hasta hem zayıflar, hem de yiyeceklerin önemli bir kısmı ince bağırsağın son kısmına kestirmeden gitmiş olur. Buraya yiyeceklerin erken gelmesiyle salgılanan bazı hormonlar pankreası uyararak insülin salgılanmasına neden olur, böylece dışardan insülin ihtiyacına gerek kalmaz.
Tunalı Hilmi Cad. 114/44 Çankaya-Ankara Tel: +90 312 466 77 71 ● Mobil:+90 538 315 20 89 doc.dr.osman.yildirim drosmanyildirim61 ● www.osmanyildirim.dr.tr
Hamiyet Akpınar
hamiyetakpinar@gmail.com hamiyetakpinar
Dumanlı Gözler Sezona Damgasını Vuruyor Sezon trendlerini iyice inceledikten sonra, doğal kahve, kızıllar, morlar, lilalar ve siyahın her tonu ile yapılan dumanlı göz makyajı artık kaçınılmaz olarak hayatımıza girecek gibi görünüyor.
Smokey eye makyaj uygulamasının birçok kadın tarafından tercih edilmesinin sebeplerinden bir tanesi de gözlerin daha iri ve dikkat çekici görünmesini sağlaması olduğunu biliyoruz. Açık tenli ve renkli gözlülerin daha soft tonlar tercih etmelerini ve gölgeleri çok kaşa kadar yaymadan, gözün katlama bölgesine kadar yaymalarını öneririm.
170 magdergi.com.tr
Göz içine çoğunlukla açık renk kalem uygulanması makyajın koyulaşmasını önlediği gibi, gözün de daha iri durmasını sağlıyor. Bakışlara derinlik verirken, daha aydınlık bir görünüm için göz pınarlarına uygulanan inci ışıltısı aydınlatıcıları da unutmamak gerekir.
Daha yoğun ve koyu tonlar tercih edenler için bu sezonun smokey makyajı öyle çok koyudan açığa degradeli, geçişli yoğun far uygulamaları ile yapılmıyor. Çoğunlukla kajal tarzı dağıtılabilir bir kalem sürüp, fırça yardımı ile hafif buğulandırmak ve benzer renkte bir far ile geçiş sağlamak daha pratik olacaktır. Gözü çerçeveleyen kalemin biraz hissediliyor olması önemli bir detay! Kalemin biraz dağılması, bir gün öncesinden kalmış gibi görünmesinden korkmayın, orada da ekstra bir trend durumu söz konusudur.
Smokey eye makyajı yapıyorsanız, makyajınızın geri kalan kısmını çok doğal tutmanız modern görünümün olmazsa olmazı! Az ten makyajı, neredeyse yok kontur-allık uygulaması, bazı ekstrem nötr kaşlara da rastlamakla birlikte, çoğunlukla kaşların göz makyajı ile benzer baskınlıkta olması ve tabi ki doğal nude tonlarda rujlar kullanarak bu tarzı gündüz makyajına da rahatlıkla taşıyabilirsiniz.
röportaj
TALYAN KUMEli Ketojenik Diyetine Dikkat! Önceleri yalnızca bazı hastalıkların tedavisini destekleme amacıyla uygulanırken șimdilerde zayıflama amacıyla uygulanan, son yıllarda popülerleșen beslenme biçimlerinden bir tanesi olan ketojenik diyet hakkında Sağlıklı Beslenme ve Diyet Uzmanı Taylan Kümeli ile sohbet ettik...
K
etojenik diyet nedir?
Ketojenik diyet, karbonhidrat ve protein kaynaklarının oldukça kısıtlı olduğu ve diyet içeriğinin çok büyük bir kısmının yağlardan oluştuğu diyetler olarak tanımlanabilir. Normal sağlıklı beslenme planlarında kaçınılan pek çok besin türü, bu diyetlerde temel enerji kaynağı olarak tercih edilir. Yüksek yağ içeriği, düşük karbonhidrat ve protein içeriği nedeniyle bu diyetlerin uygulanması zor olup uzun süre devam ettirilmesi hem zorlayıcı hem de sağlık açısından riskli olabilmektedir. Epilepsi hastalarında sara nöbetlerinin azaltılmasında etkili olması nedeniyle bu hastalarda nöbetlerin yoğunlaştığı dönemlerde ketojenik diyet uygulamaları yapılabilir. Buna ek olarak ketojenik diyetler bazı metabolizma hastalıkları, Parkinson, Alzheimer, beyin ve sinir sistemi hastalıkları, otizm, bazı ruhsal ve mitokondriyal hastalıklarda da tedavi sürecine yardımcı olması amacıyla uygulanabilir. Normal beslenme düzeninde vücut; enerji elde etmek için birinci öncelik olarak karbonhidratları, karbonhidratların yetersiz kaldığı
172 magdergi.com.tr
durumlarda yağları ve proteinleri kullanır. Ketojenik diyetlerde karbonhidrat ve protein içeriği çok düşük bir düzeyde tutulduğu için vücut ihtiyaç duyduğu enerji miktarının tamamına yakınını yağlardan karşılar. Vücutta karbonhidrat dışı kaynaklardan enerji edildiği durumlarda keton cisimcikleri açığa çıkar. Ketojenik diyetler de adını buradan alır. Keton cisimciklerinin kanda aşırı artışı ketozis adı verilen şok tablosunun gelişimine neden olabileceğinden dolayı bu diyeti uygulayan kişilerde idrar ve kandaki keton seviyeleri sürekli olarak kontrol edilmelidir.
Ketojenik diyetler nasıl planlanır?
Ketojenik diyetlerde içerik hesaplaması yapılırken diyette yer alacak besin öğesi miktarlarının birbirlerine olan oranı belirlenir. Bu aşamada 5/1, 4/1, 3/1, 2/1, 1/1 gibi oranlardan biri kullanılır. Bu oranlar, diyette yer alan toplam yağ miktarının karbonhidrat ve proteinlerin toplamına olan oranını gösterir. Pay kısmı yağ miktarını, payda kısmı ise yağ haricindeki besin öğelerinin (protein ve karbonhidrat) miktarını temsil eder. 4/1 oranı ile hazırlanan ketojenik beslenme programları yağ içeriği en yüksek olan, buna bağlı olarak uygulanması en zor olan ketojenik diyetlerdir.
Oranın ne olması gerektiği doktor ve diyetisyenden oluşan bir ekip tarafından kişinin kan bulguları, kan ve idrarındaki keton cisimciklerinin miktarı gibi belirteçler göz önünde bulundurularak belirlenir. Ketojenik diyetler herkesin uygulaması mümkün olmayan, ancak belirli tıbbi analizler ve tetkikler yapıldıktan sonra ketojenik diyet uygulamasında sakınca görülmeyen hastalarda uygulanabilen bir beslenme türüdür. Zor ve riskli bir diyet olmasından dolayı hiçbir birey bu diyeti bir sağlık kuruluşuna danışmadan uygulamamalıdır.
Ketojenik diyetin riskleri nelerdir?
Diyette ekmek ve tahıllar ile unlu mamuller gibi temel karbonhidratlar kesinlikle yer almaz.
Sağlıklı ve dengeli beslenme için olması gereken düzenden oldukça farklı besin içeriklerine sahip olan ketojenik diyetler sağlık açısından birçok olumsuz etkiye neden olabilir. Bunlar şu şekilde sıralanabilir. Yukarıda da belirtildiği gibi kanda artan keton cisimcikleri nedeniyle ketozis tablosunun oluşabilme ihtimali mevcuttur. Açlık tablosunun geliştirildiği ketojenik diyetleri uygulayan kişilerde vücut kendini açlığa adapte edebilmek adına metabolizma hızını yavaşlatma eğilimine girer. Bu da diyet sonunda yavaşlamış bir metabolizma hızı ve buna bağlı olarak diyetin bırakılmasını takiben verilen kiloların tümüyle geri alınması şeklinde sonuçlara neden olabilir. Çok büyük bir kısmı yağlardan oluşan ketojenik beslenme planlarında lifli besinler yok denilecek kadar azdır. Bu durum kabızlık başta olmak üzere birçok bağırsak problemini beraberinde getirir. Yüksek yağlı beslenme, yağlardan enerji elde edilmesine bağlı olarak kanda dolaşan serbest yağ asitlerinin miktarının artması ve yetersiz posa alımına bağlı olarak kolesterol ve diğer kan lipitlerinde artış görülür ve bu durum kalp ve damar hastalıkları açısından oldukça büyük risk oluşturur. Ketojenik diyetler karaciğer üzerinde ağır bir yük oluşturur. Bu nedenle bu diyetler kesinlikle uzun süre devam ettirilmemeli ve karaciğerinde herhangi bir hastalık bulunan kişiler karaciğer yetmezliği gelişmesi gibi risklerden korunmak adına ketojenik diyet uygulamamalıdır. Diyete başlanmadan önce karaciğer enzimlerinin normal sınırlarda olup olmadığı mutlaka kontrol edilmelidir. Beynin temel enerji kaynağı glikozdur. Bu nedenle ketojenik diyet yapan kişilerde karbonhidrat dışı kaynaklardan dolaylı yoldan glikoz elde ediliyor olmasına bağlı olarak bilişsel fonksiyonlarda yavaşlama ve gerilik gözlenebilir. Yapılan bazı bilimsel araştırmalarda ketojenik diyetlerin de içerisinde yer aldığı düşük karbonhidratlı beslenme programlarından herhangi birini uygulayan kişilerde kalp ritim bozukluğu gelişme ihtimalinin normal beslenen kişilere oranla daha yüksek olduğu sonucuna varılmıştır. Bu nedenlerden dolayı ketojenik diyet, yalnızca hekim tarafından uygun görüldüğü, başka seçeneğin bulunmadığı durumlarda sürekli olarak kontrol altında tutulabilecek hastalara uygulanmalıdır.
Ketojenik diyet listesi neler içerir?
Ketojenik diyet listesinin içeriği, diyetin yağ ve karbonhidrat-protein içeriği oranına göre değişkenlik gösterir. En yaygın tercih edilen diyet oranları 4/1 ve 3/1’dir. Diyet içeriğinde belirlenen protein hakkı yumurta, kırmızı ve beyaz et veya balıktan karşılanabilir. Örnek protein olması ve dengeli yapısı nedeniyle yumurtanın ketojenik diyetlerde mutlaka tercih edilmesinde yarar vardır. Diyette ekmek ve tahıllar ile unlu mamuller gibi temel karbonhidratlar kesinlikle yer almaz. Karbonhidratlar için verilen kısıtlı miktar sebzeler, yağlı tohumlar ve yoğurt gibi süt ürünleri ile zaten fazlasıyla karşılanmış olur. Kalan kısım yağ kaynakları olan krema, kaymak, mayonez, zeytinyağı, tereyağı ve fındık, fıstık, badem, ceviz gibi yağlı tohumlardan karşılanır.
Ana öğünlerde krema, mayonez ve zeytinyağı kullanılarak hazırlanan soslar ile lezzetlendirilmiş salataların yanında et, tavuk, balık gibi protein kaynakları tercih edilebilir. Ara öğünlerde yoğurt ve karbonhidrat hakkının yeterli olması durumunda kolesterol düşürücü etkisi nedeniyle diyetin risklerinin azaltılmasına yardımcı olabilecek bir miktar yulaf ezmesi tercih edilebilir. Diyet içeriği oldukça düşük olduğu için 3 ana öğüne ek olarak 1 ara öğün yapılarak genellikle gün 4 farklı öğüne bölünür. Elde bulunan ketojenik diyet örneği üzerinde günlük karbonhidrat, protein ve yağ haklarının aşılmaması şartı ile diyette besinler arası değişiklikler yapılabilir. Keto yaparken tahıl (ekmek, makarna, kahvaltı gevrekleri), nişasta (patates, fasulye, baklagiller) ve meyveleri hayatından çıkarıyorsun. Kontrollü tüketildiği müddetçe avokado ve böğürtlengiller gibi istisnalar var.
Yenilmeyecek gıdalar
▪ Tahıllar — Buğday, mısır, pirinç, yulaf türevleri ▪ Şeker — bal, agave, akaağaç şurubu, pekmez ▪ Meyve — elma, muz, portakal, kavun, karpuz ▪ Kökler — patates, tatlı patates ▪ Baklagiller
Yenilebilecekler
▪ Etler — balık, biftek, kuzu, kümes hayvanları, yumurta ▪ Yeşil Yapraklı Sebzeler — Ispanak, lahana, roka, marul ▪ Toprak üstü sebzeleri — brokoli, karnabahar ▪ Bol yağlı süt ürünleri — Kaşar, beyaz peynir, krema, tereyağı ▪ Yemiş ve tohumlar — ceviz, fındık, ay çekirdeği, kaju, makademia ▪ Avokado ve böğürtlengiller — yaban mersini, böğürtlen, karadut, frambuaz gibi glisemik indeksi düşük olanlar ▪ Tatlandırıcılar — stevia, eritritol gibi düşük karbonhidratlı tatlandırıcılar ▪ Diğer yağlar — hindistan cevizi yağı, çörek otu yağı, iyi zeytinyağı, susam yağı, vs. Eğer siz de ketojenik diyet uygulamak istiyorsanız mutlaka öncelikle bir sağlık kuruluşuna başvurmalısınız. Doktor ve diyetisyen kontrolünden geçtikten sonra bu diyeti uygulamanızın önünde engel teşkil edecek bir duruma rastlanılmaması halinde muayenelerinizi aksatmamak şartıyla planlı ve kontrollü olarak sizin için hazırlanacak olan diyeti uygulamaya başlayabilirsiniz.
Pastel Tonları ACCESSORIZE MASSIMO DUTTI KAZAK 279
ZARA HIRKA 199
Sonbaharın tüm renkleri bu sezon vitrinlerde yerini alıyor...
ACNE STUDIOS SONBAHAR 2019
STRADIVARIUS PANTOLON 169
174 magdergi.com.tr
MACHKA ETEK 795
BEYMEN PALOMA BARCELO BOT 2.699
BRANDROOM SALVATORE FERRAGAMO ÇANTA 11.950
SARAR GÖMLEK 125
PAUL SMITH İLKBAHAR 2020
BOYNER GEORGE HOGG KEMER 59
Sonbaharın Canlılığı
MASSIMO DUTTI PANTOLON 449
ZARA BLAZER 439
Bu sezon doğanın renkleri canlı tonlarla muhteșem bir uyum içinde... BRANDROOM L’AIGLON ÇANTA 4.045
BEYMEN GIVENCHY AYAKKABI 6.450
davet
ȘEBNEM ARSLAN, YELDA TİFTİK, GÜLȘAH ALKOÇLAR, SİNEM AYAN
ASLI PEHLİVANLAR
Mevaris’in Yeni Koleksiyonu “Moonlight” Mevaris mücevherlerinin ikinci koleksiyonu “Moonlight”, Beymen Zorlu Center’da gerçekleştirilen bir davetle tanıtıldı. Kapalıçarşı’nın kusursuz el işçiliğiyle hazırlanan; beyaz ve siyah pırlanta ile elmastan oluşan “Moonlight Koleksiyonu” ilhamını neredeyse her kadim gelenekte ve kültürde yeri olan ve yeni başlangıçların habercisi sayılan “yeni ay” motifinden aldı. Bizans döneminde İstanbul’un simgesi, Fatih Sultan Mehmet’in betimlemesiyle Osmanlı İmparatorluğu’nun da sembolü olan yeni ay formunun küpe, yüzük ve kolyede hayat bulduğu “Moonlight” koleksiyonunda her bir parça limited edition olarak üretildi.
176
FATOȘ ALTINBAȘ SARIGÜL
GÜLDEN BÜYÜKUÇAK, GİZEM OFLAZOĞLU
AYȘEGÜL TOPLUSOY
ASLI BAYRAKTAROĞLU
SİTARE KALYONCUOĞLU
AYȘE YAĞCI, GÜLLÜ AYBAR
EMEL AYAYDIN, PINAR TALAY AYAYDIN
davet
TUNAY AYAYDIN
178
ELİF-GÜLSEREN EREN
NİLGÜN ESİNLİ
REYHAN GÜLMAN
Limited edition olarak üretilen her bir parça davetlilerin beğenisini kazandı. MERVE MÜFTÜOĞLU
BURCU ȘENDİR
HANDE ANI CAN
NARİN AKÇELİK
FİLİZ SÜTÇİGİL
Nişanlanmanın Hukuki Açıdan Değerlendirilmesi Avukat Filiz Sütçigil, evlenmeyi düșünen çiftlerin birbirlerini daha iyi tanımalarına olanak sağlayan evlilik öncesi yașanan nișanlılık sürecini hukuksal açıdan ele alıyor...
Türk Medeni Kanunu 118. madde ve devamı maddelerinde nişanlanma müessesesini düzenlemiştir. Nişanlanma, aralarında evlenme engeli bulunmayan farklı cinsten iki kişinin karşılıklı olarak evlenme vaadinde bulunduğu, kendine özgü yapısı olan “sui generis” bir aile hukuku sözleşmesidir. Nişanlanmanın kurucu unsurlarından ilki, her iki tarafın karşılıklı olarak ileride evlenme vaadinde bulunarak bu iradelerini birbirlerini açıklamasıdır. Nişanlanmanın kurucu unsurlarından diğeri ise birbirlerine evlenmeyi vaat eden kişilerin farklı cinsiyetten olması gereğidir.
Nişanlanmanın geçerlilik koşulları nelerdir?
Nişanlanmanın geçerli olabilmesi bazı koşulların varlığına bağlıdır. Nişanlanma akdi yapanların ayırt etme gücüne sahip olması öncelikle aranan koşuldur. Nişanlanma için kanunda herhangi bir yaş şartı bulunmamaktadır. Makul hareket edebilme yaşı olarak cinsel olgunluğa erme koşulu öngörülmektedir. Tam ve sınırlı ehliyetlilerin nişanlanma ehliyetleri vardır. Sınırlı ehliyetsiz olan ayırt etme gücüne sahip küçükler veya kısıtlıların nişanlılığı, yasal temsilcilerinin rızası ve izniyle gerçekleştirilebilir. Ayırt etme gücünden yoksunluk veya kesin bir evlenme engelinin varlığı nişanlılığı geçersiz kılar. Halen evli olma, yakın derecede kan ve sıhri hısımlığın bulunması durumları nişanlanmayı geçersiz
advertorial
N
işanlanmanın kurucu unsurları nelerdir?
sayacak hallerden sayılabilir. Nişanlanmanın geçerli olabilmesi için emredici hukuk kurallarına, ahlak ve adaba aykırı olmaması gerekir.
Nişanlanma evliliğe zorlama hakkı verir mi?
Nişanlanma aile hukukuna ilişkin kendine özgü bir sözleşme olduğundan her sözleşmede olduğu gibi taraflara çeşitli yükümlülükler getirmektedir. Bu yükümlülüklerden biri de evlenme yükümlülüğü olmakla birlikte bu yükümlülük dava konusu yapılamaz. Nişanı sona erdiren taraf dava yoluyla hukuken evliliğe zorlanamaz. Nişanlanma sırasında evlenmekten kaçınma durumuna karşı cayma tazminatı veya cezai bir şart öngörülmüş olabilir. Nişanın bozulması halinde bu cayma tazminatı ve cezai şart da dava konusu edilemez ancak nişanı sona erdiren taraf diğer tarafa bu tazminatları ödediyse geri isteyemez.
Nişanlanmadan doğan hak ve yükümlülükler nelerdir?
Nişanlanma taraflar arasında bazı hak ve yükümlülükler doğurmaktadır. Nişanlanmadan doğan yükümlülükler: ▪ Evlenme yükümlülüğü ▪ Sadakat yükümlülüğü ▪ Yardımlaşma ve dayanışma yükümlüğü olarak sayılabilir. Nişanlanmadan doğan haklar ▪ Destekten yoksun kalma ve manevi tazminat isteme hakkı: Nişanlılardan birinin başkası tarafından öldürülmesi halinde sağ kalan nişanlının o kişiden destekten yoksun kalma ve manevi tazminat talep etme hakkı bulunmaktadır. ▪ Mal rejimi sözleşmesi yapma hakkı: Medeni Kanun’a göre nişanlılar evlendikten sonra mallarının tabi olacağı rejimi belirleyebilirler. Bunun için noterde sözleşme yapıldıktan sonra evlenme başvurusu sırasında yazılı olarak bildirilmesi yeterlidir. ▪ Hâkim veya hakem sıfatıyla davaya bakmaktan kaçınma hakkı: Nişanlılardan her biri diğer nişanlı ile ilgili bir davada hakimlik veya hakemlikten kaçınabilir. ▪ Tanıklıktan kaçınma hakkı: Nişanlılardan her biri diğer nişanlı ile ilgili bir davada tanıklıktan kaçınabilir. ▪ Soy bağı kurulma hakkı: Nişanlanma sürecinde evlilik dışı çocuk doğması halinde çocuk babaya babalık davası ile bağlanabilir.
Nişanlılığı sona erdiren haller nelerdir?
Evlenme nişanlılığı sona erdiren nedenlerden biridir. Nişanlının ölümü, gaipliği veya taraflardan birinin cinsiyet değiştirmesi gibi bir sebeple evlenmenin imkânsız hale gelmesi halinde nişanlılık sona erer. Nişanlılardan birinin ayırt etme gücünü kaybetmesi, taraflar arasında hısımlık ilişkinin ortaya çıkması, nişanlının başka biriyle evlenmesi gibi mutlak evlenme engellerinin ortaya çıkması da nişanlılığı sona erdiren sebeplerdendir. Nişanlılar kendi aralarında anlaşarak da nişanlılığı sona erdirebilirler. Nişanlılardan herhangi biri hiçbir sebep göstermeden tek taraflı iradesi ile istediği zaman nişanı bozabilir. Hiçbir sebep ve kusur olmadan nişan bozulursa bozanın bazı sonuçlara katlanma yükümlülüğü doğmaktadır.
Nişanın sona ermesinin sonuçları nelerdir?
Nişanı haksız yere bozan veya kusuruyla nişanın bozulmasına sebebiyet veren tarafa karşı tarafın maddi ve manevi tazminat davası açma hakkı bulunmaktadır. Nişanı bozan kişi, kusursuz tarafa dürüstlük kuralları çerçevesinde, evlenme amacıyla yapılan
harcamalar ve katlanılan maddi fedakarlıklar karşılığında uygun bir maddi tazminat ödemekle yükümlüdür. Tazminat istemeye hakkı olan tarafın ana-babası veya onlar gibi davranan kimseler aynı koşullarda yaptıkları harcamalar için uygun bir tazminat isteyebilirler. Tazminat miktarı zarar miktarını aşamaz, dürüstlük kuralı ile sınırlıdır. Nişanın bozulması sebebiyle kişilik hakları saldırıya uğrayan kişi kusurlu taraftan manevi tazminat talep edebilir. Manevi tazminat davası açabilmek için davayı açan tarafın kusurlu olmaması, nişanın bozulması ile kişilik haklarının saldırıya uğraması gerekir. Manevi tazminat davasını sadece ilgililer açabilir. Nişanlılığın sona ermesinden doğan dava hakları nişanın sona ermesinin üzerinden 1 yıl geçmekle zaman aşımına uğrar.
Nişanlanma sona erdiğinde verilen hediyeler geri istenebilir mi?
Nişanlanmanın evlilik dışında bir sebeple sona ermesi halinde nişan hediyelerinin iadesi gündeme gelir. Türk Medeni Kanun’un 122. maddesinde nişan hediyelerinin iadesi düzenlenmiş olup, olağan hediyeler iade kapsamına alınmamıştır. Hediyelerin iadesi bakımından hediyelerin niteliği dikkate alınmaktadır. Nişanlıların birbirlerine verdikleri veya ana-babanın ya da onlar gibi davrananların diğer nişanlıya vermiş oldukları, alışılmışın dışındaki hediyeler, verenler tarafından geri istenebilir. Hediyelerin olağan ya da alışılmışın dışında olduğunun tespiti bakımından yöresel örf ve adetler ile hediyenin değerinin fahiş olup olmadığı dikkate alınır. Fahiş olup olmadığı da tarafların mali ve sosyal durumu gözetilerek belirlenir. Nişanlılığın sona ermesindeki maddi ve manevi tazminattan farklı olarak hediyelerin iadesinde nişanlıların kusuru dikkate alınmaz. Hediyeler aynen veya misli olarak geri verilmelidir. Bu şekilde geri verilemiyorsa sebepsiz zenginleşme hükümleri uygulanır. Hediyelerin iadesini talep hakkı, nişanlılığın sona ermesinden itibaren 1 yıl içerisinde kullanılabilir.
düğün
Esma Sultan’da Büyüleyici Düğün Cemra Çarmıklı ile Can Dara Tolon’un düğünü, Ortaköy’deki The Marmara Esma Sultan’da muhteşem bir atmosferde gerçekleşti. Emra-İbrahim Çarmıklı’nın kızları Cemra Çarmıklı ile İzmir iş hayatının köklü ailelerinden Aysın-merhum Dara Tolon’un oğlu Can Dara Tolon çiftinin görkemli düğününe, aile bireyleri ve yakın dostları katıldı. İş ve cemiyet dünyasından önemli isimleri biraraya getiren düğün töreninde davetliler, şıklıklarıyla dikkat çekti.
182
düğün
LAURA-ÖMER, AYȘİN, CAN DARA-CEMRA ÇARMIKLI-İBRAHİM-CEMRA ÇARMIKLI-TARKAN-SERRA TOLON
İș ve cemiyet dünyasından birçok insan büyüleyici davette bir araya geldi. 184
MUHARREM-AYȘEGÜL TOPLUSOY
SİTARE KALYONCUOĞLU
OSMAN-ZEYNEP ÇARMIKLI
HALDUN-ZEYNEP ÜSTÜNEL
AHMET-DEMET HANİF
LARA,ENGİN-SELEN KEÇELİ
GAMZE AKAY
DİDEM ULUSOY -MEHMET YILMAZ
düğün
ZEYNEP MAİDE-EMRE TEMELLİ KURTTEPELİ
186
ZEYNEP TEMELLİ
SERRA,BERNA TOKAR
Davetliler, çiftin bu mutlu gününde șıklıkları ile dikkat çekti. UMRAN-ȘAKİR YILMAZTÜRK
ÖZLEM ÖZKAN
LAL DENİZLİ
özel
Kalplere Dokunan Bașarılı Güzel
Songül Öden Bir Aile Hikayesi dizisi ile ekranlara geri dönüș yapan ve șimdilerde Lâl Hayal tiyatro oyunu ile yedi farklı kadını tek bașına canlandıran bașarılı oyuncu Songül Öden ile çok keyifli bir röportaj gerçekleștirdik. Sanat hayatının yanı sıra özel hayatından da bahseden güzel oyuncu hayvan hakları ve kadına șiddete dair düșüncelerini ve çalıșmalarını da anlattı.
RÖPORTAJ: DİLARA ERTÜRK FOTOĞRAF: ELİF DEMİRALP STYLING: NİLAY MERAL SAÇ: ENES ÜNALAN MAKYAJ: HAMİYET AKPINAR MAKYAJ ASİSTANI: GİZEN ERGİN BACKSTAGE: OĞULCAN HAKAN
188 magdergi.com.tr
ELBİSE: YUXELLE KÜPE: N!LK
özel
TAKIM: PİNKO BİLEKLİK-KÜPE: SWAROVSKI ELDİVEN-TÜL ETEK: ATÖLYE NO: 6 AYAKKABI: İLVİ
Hayal kurmak, umut etmek kadınlara yol aldırır.
H
iç tanımayan birine Songül Öden’i anlatmanız istense neler söylersiniz?
İnsanın kendini anlatması çok zor, yaşa ve kendin gör derim.
‘Bir Aile Hikayesi’ projesiyle uzun bir aradan sonra tekrar ekranlara döndünüz. Canlandırdığınız Reyhan karakteri ile benzerlikleriniz veya yakın çevrenizde benzerlikleri olan biri var mı?
Kararlı, ailesine bağlı, çalışkan oluşu ve anaç yapısı ile benzerlikler gösteriyor olabilirim. Çok yakın bir arkadaşıma benziyor Reyhan.
Dizide sıklıkla geçmişe yolculuk yapılıyor. Gerçek hayatta Songül Öden de geçmişi sık sık anımsar mı?
Eskiden daha çok geçmişi düşünürdüm, artık anda kalmaya çaba sarf ediyorum. Geçmişe çok fazla takılı kalmak bazen büyük bir yük. Adı üstünde geçmiş, yani ne yaparsan yap tamamlanmış.
Gündemimizden ne yazık ki düşmeyen bir konu: Kadına şiddet ve siz de Birleşmiş Milletler’in ‘Kadına Şiddete Hayır’ platformunun gönüllü elçisisiniz. Kalbimize dokunan bu projede hala yer alıyor musunuz? Yeni çalışmalar olacak mı? Evet sekiz senedir Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu ile çalışıyorum. Onların sözcüsüyüm. Mülteciler ve kız çocukları ile ilgili birçok çalışma yapmaya devam ediyoruz. Birleşmiş Milletler ile yaptığım saha çalışmaları, bugün oynadığım tek kişilik Lâl Hayal oyunumu yapmam için ilham oldu. Acıları traji komik bir hikayenin içinde yedi kadına böldük. Sahnede tek beden, yedi kadın var.
Kendi savaşını vermeye çalışan kadınlara neler söylemek istersiniz?
Savaş vermek cümlesinden ziyade, inandıkları her neyse onun arkasından gitmelerini, düş kurmalarını ve arkasından sadık bir arkadaş gibi tutkuyla gitmelerini söylerim. Hayal kurmak, umut etmek kadınlara yol aldırır.
Bildiğimiz kadarıyla uzun zamandır ‘Lâl Hayal’ tiyatro oyunu üzerine çalışıyorsunuz. Bize biraz oyundan bahsedebilir misiniz?
Çoğunluğu kadınlardan oluşan bir ekiple Lâl Hayal oyunu üzerine tam bir buçuk yıl çalıştım. Yazar Sevilay Saral, Müzisyen Diler Özer ile birlikte kolektif bir üretim ekibi kurduk ve bütün süreci doğaçlamalar, tartışmalar ile üretime çevirdik. Ardından bu ekibe Aysel Yıldırım ve Ezel Akay da dahil oldu. Bu süreçte çok şey öğrendim. Lâl Hayal bütün ekip için çok kıymetli bir öğretmendi. Oyun birbirinden farklı yaş ve statüye sahip yedi kadını anlatıyor. Mizahi üslupla trajik olan iç içe geçmiş hikayeler. Bütün oyunu suyun içinde oynuyorum. Oyun için ağıt, modern dans ve farklı şiveler üzerinde çalıştım. Benim için paha biçilemez bir süreçti. Oyunun ilk seyircili provasını Kadınlar Gününde, Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu ile Bilgi Üniversitesi’nde yaptık. Her karakter düğümü çözmesi için seyirciye bir pusula veriyor, sonunda seyirci verdiğimiz polisiye hikayeyi çözüyor.
Keşke yapmasaydım dediğiniz pişmanlıklarınız var mıdır? Tabii ki var; fakat sonra dönüp bakınca o keşkelerin beni ben yaptığını görüyorum.
özel
Hayvanlarla birlikte yaşadığınızda insanın kibrini, “Dünyada benden başka canlı türü yok!” zalimliğini görüyorsunuz.
Genel olarak gösterişten uzak, sakin, telaşsız bir görüntünüz var. Hayat koşuşturması içerisinde bu durumu korumak zor olmalı. Günlük yaşantınızda bu durumu korumak için neler yaparsınız? Kendim gibi olamadığım hiçbir durumun veya topluluğun içinde olmamaya çalışıyorum. Özel hayatımda, kendimle tutarlı bir hayat yaşadığımda her şey biraz daha kolay ve telaşsız oluyor.
Şan eğitimi ve yakın zamanda da bendir eğitimi aldığınızı biliyoruz. Oyuncu olmasaydınız müzikle mi ilgilenmek isterdiniz? Oyunculuk müziği de kapsadığı için çok şanslıyım. Tiyatro bölümünde önce yarı zamanlı şan okudum. Dil-Tarih’te efsane bir müzik hocamız vardı; bu yıl emekli oldu, Nedim Yıldız. “Şarkı söylemeyen, dans etmeyen oyuncu olmaz.” derdi. Hayatını oyuncuların şarkı söyleyebilmesine adadı. Ayrıca oyunculuk dışında yazmaya, yemek yapmaya ve iç mimariye de merakım var.
Bendir dışında çaldığınız başka enstrüman var mı? Henüz yok.
Bildiğimiz kadarıyla dans eğitimi almışsınız. Dans etmek özellikle yüksek topukluyla dans etmek nasıl bir duygu?
Okuduğum okulda akrobasi ve dans dersi vardı. Fakat ben okul sonrası da dans eğitimine devam ettim. Dans Fabrika’da Ömer ve Çisil ile çalışıyorum. Gerçekten efsane hocalar. Yüksek topuk dansına Azra Akın ile birlikte gitmiştik. O doğuştan yetenekli dans konusunda. Çok eğlenceli bir süreçti.
192 magdergi.com.tr
Kariyeriniz süresinde birçok ödül aldınız ve almaya devam ediyorsunuz bu başarılarınızı ne borçlusunuz?
İşime tutkuyla bağlı olmaya... Sevdiğin işi yapmak inanılmaz bir ayrıcalık. İnsan sevdiğine vakit harcamak, özenli olmak ister. Her türlü sevgi emek ilişkisinde de karşılığını almak kaçınılmazdır.
Hayvanları çok seviyorsunuz bildiğimiz kadarıyla da Leyla ve Ekrem adında iki kediniz var. Hayvan hakları adına neler yapılabilir bu konuda da çalışmalarınız olacak mı?
Evet hayvanları çok seviyorum, eskiden korkardım onlardan, şimdi dualarım dahil her şeyin içindeler. Aslında üç kedim var: Ekrem, Türkan ve Leyla. Ekrem, Ekrem abinin vefat ettiği sene geldi bana, çok severdim onu. Eşinden izin alıp bu ismi koydum. Çok duygulandı çok sevinirim dedi. Türkan annemin kedisiydi, Leyla ailemize geçen yıl katıldı. Onu da geçen yıl Asos’tan getirdik. Yeni doğmuştu, sahiplendirmek için Hazal Kaya ile İstanbul’a getirdik. Kucağımda dört saat yolculuk yapınca kimselere veremedim onu. İyi ki vermemişim. Hazal’ın ön adı Leyla’dır, yani adı Hazal Ablasından geldi. Hayvanlarla birlikte yaşadığınızda insanın kibrini, “Dünyada benden başka canlı türü yok!” zalimliğini görüyorsunuz. Oysa onlara bakmak bizim boynumuzun borcu. Bu bir mecburiyet çünkü herkes hayvan sevmiyor. Dolayısıyla devlet yasalarının hayvanları, bir insanın zalimliğine ve sevgisizliğine terk etmeyecek güçte olması gerekir. Devletin, vicdani, ahlaki yaptırım gücü olan yasalar getirmesi lazım. Arabamın arkasında hep onlar için mama ve su var ayrıca yardım ettiğim bazı hayvan dernekleri var.
BLUZ: SAGAZA PANTOLON: ATÖLYE NO: 6 AYAKKABI: CHRISTIAN LOUBOUTIN KÜPE: JCM LONDON
özel
İlişkide şeffaflık, sadakat ve güven olmazsa yükten başka bir şey değildir.
Keşke elimden daha çok şey gelse. Çekim yaptığımız yerlerde çocuklarına hediye alıp sonra sokağa terk edilmiş cins köpekler görüyoruz. Hediye paketi muamelesi görmüş canlar. Zaten yasaların hayvanlar, çocuklar ve kadınlarla ilgili görülen şiddetin önlenmesindeki cılız cesaretini hiçbir zaman anlamayacağım.
Boş zamanlarınızda neler yaparsınız? Vazgeçemediğiniz aktiviteler nelerdir?
Şarkı ise kalbime değiş biçimine göre değişiyor. Bazen Neşet babanın bir şarkısı, bazen Bohemian Rhapsody, bazen de dilini hiç bilmediğim ama ne söylediğini öğrenmeye ihtiyaç duymadan sevip hissettiğim şarkılar...
Kendinize sık sık hatırlattığınız bir cümle var mı? Çok şükür...
Yazmak, okumak, yemek yapmak, hiç görmediğim yerlere gitmek, hiç bilmediğim bir şeyi öğrenmeye çalışmak.
Sizi en iyi anlatan ülke, şehir neresidir?
Peki ikili ilişkilerde sizin için önemli olan nedir? Keskin ve net çizgileri olan biri misiniz?
Sizin bu hayatta olmazsa olmaz dediğiniz şeyler nelerdir?
Kalbinizle mantığınız arasında kalsanız önce hangisinin önünü kesersiniz?
Dijital dünyanın, sosyal medyanın bu kadar gelişmesi hakkında neler düşünüyorsunuz? Gösteriş yapmanın getirmiş olduğu özenme hali sizce ne durumda?
İki kişi arasında kesin, net çizgiler gerilim yaratabilir. Dansa eşlik etmek gibi aslında her türlü ilişki. Tabi benim için bazı şeyler önemlidir; mutlu olmak ve mutlu etmek hiç kuşkusuz... İlişkide şeffaflık, sadakat ve güven olmazsa yükten başka bir şey değildir.
Zor bir soru... Yine de ben her şeye rağmen kalbimi dinlerim. Ondan daha iyi bir yol arkadaşı yok.
Herkes mutlaka dinlemeli dediğiniz bir şarkı ve mutlaka okumalı dediğiniz bir kitap var mıdır?
Her zaman birinci sıramda olan kitap: Gabriel García Márquez, “Yüzyıllık Yalnızlık”. Kitap okuma alışkanlığını edinmek isteyenlere de öneri olarak sunabileceğim Nikolay Gogol “Palto”. Kısa bir kitaptır Palto, ancak cebinden Rus Edebiyatı çıkar.
194 magdergi.com.tr
Galiba Türkiye.
Şu hayatta olmazsa olmaz olan şey empati ve vicdan... Onlar yoksa insanlık hep yarım, hep eksik.
Dijital dünya hızı ve özgürlüğü bakımından çok etkileyici. Dünyanın bir ucunda saniyeler içinde haksızlığı, yalanı ortaya çıkarabiliyorsunuz veya pozitif bir şeyi saniyeler içinde yayabiliyorsunuz. Andy Warholl “Bir gün herkes 15 dakikalığına ünlü olacak.” demişti, şimdi bu süre 30 saniye. Herkes, her anını hatta en özel anlarını bile halka arz etmiş durumda. Esas tehlike bu mecradan kitleleri etkileyecek nefret söylemi, manipülasyon ve şiddettin yayılıp pazarlanması.
BLUZ: BÄ°ST
özel özel
ELBİSE: HOUSE OF OGAN KEMER: N!LK
kIsa kIsa Hayatınızın süper kahramanı? Annem, kız kardeşlerim.
En huzur bulduğunuz mekan? Evim.
En sık tercih ettiğiniz tatil rotanız? Avrupa’da Akdeniz, Türkiye’de Ege rotası.
En sık kullandığınız kelime? Lütfen, canım.
Yapmazsam olmaz dediğiniz ritüeliniz? Uyumadan evvel dua etmek.
davet
OYA ECZACIBAȘI
TANABE CHİKUUNSAİ IV
Odunpazarı Modern Müze Açılışı Tarih, sanat ve kültürün buluştuğu Eskişehir’de uzun zamandır beklenen OMM-Odunpazarı Modern Müze görkemli açılışını gerçekleştirdi. Sanat tarihine ışık tutup kültür mirasını korumayı amaçlayan OMM ziyaretçilerini ilk olarak “Vuslat” sergisi ile karşıladı. Sergide kullanılan yerli ve yabancı birçok sanatçının eseri olan tablolar, müzenin kurucusu Erol Tabanca’nın koleksiyonundan seçildi ve serginin küratörlüğünü de Haldun Dostoğlu üstlendi.
198
EROL-RANA TABANCA
davet
ASLI PAMİR,MÜNİR-SELDA ÖZKÖK
200
AYLİN-ÖZCAN TAHİNCİOĞLU
BİLGÜN DERELİ
AHMET-NESRİN ESİRTGEN
RONİT-CEM HAKKO
ZEYNEP-METİN FADILLIOĞLU
SELİN TARA
CELAL-ȘEBNEM ÇAPA
Sanat ve kültür birliği adına açılıșta birçok sanatçı ve ünlü isimler yer aldı. MURAT-ESRA COȘKUN
BETTİNA MACHLER
OSMAN-ZEYNEP ÇARMIKLI
davet
MUSTAFA TAVİLOĞLU,AYTÜL-ATİLLA TÜRKMEN
202
BÜLENT-OYA ECZACIBAȘI
OLGAÇ-TURGAY ARTAM
BERNA SAĞLAM NAİPOĞLU
HALİS-ALEV KOMİLİ
ÖMER-ASLIHAN ABACI
SUZAN SABANCI
SELİN-MEHMET TARA
GÜLER SABANCI
Modern Müze’nin ilk sergisi olan “Vuslat” davetlilerden tam not aldı. NEZİH-BERRAK BARUT
YELDA-HAKAN TİFTİK
YILMAZ BÜYÜKERȘEN
röportaj
bukita@magmedya.com.tr bukitabutik
ZEYNEP TOSUN
zeynep tosun Tasarımcılığa Yolculuk Eklektik ve cesur tarzıyla, her koleksiyonundaki özgünlüğü ile beğeni yakalayan enerjik tasarımcı Zeynep Tosun ile çocukluğu, gerçekleștirdiği iș birlikleri, tasarım süreçleri ve daha bir çok merak edilen konu hakkında keyifli bir röportaj gerçekleștirdik... 204 magdergi.com.tr
H
erkes sizi oldukça yakından tanıyor ama sizi bir de sizden dinleyebilir miyiz?
Tasarımcı bir anne, mimar bir baba ve terzi bir anneannenin torunu olarak başladım her şeye. Çocukluğumda herkes beni yaptığım tasarımlarla tanıyacak diye yanıp tutuşurken, işin içinde olgunlaştıkça bunun aslında benim için çok daha manalı bir varoluş meselesi olduğunu keşfettim. İşim gereği kendi çöplüğümde tanınıyorum tabi ki. Modayı İtalya’da okudum, orada çalıştım. Sonrasında Türkiye’de sektöre hızlı bir giriş yapmak için İTKİB’in yarışmasına girdim, 2009 yılında kendi markamı kurdum. Hem çok güzel hem çok zor zamanlar geçirdim. Hayatta en sevdiğim şey tasarlamak, yaşadıklarımın tümünü bir süzmeden geçirip tasarlamak. Bu bir koleksiyon olabilir, yaşam alanı olabilir, fikir olabilir, oluşum olabilir… Kısacası bir birikimi dönüştürüp ortaya çıkartmak.
Moda tasarımcısı olmaya nasıl karar verdiniz? Çocukken hayalinizde moda tasarımcısı olmak var mıydı?
3-4 yaşlarında neden beni at doğurmadınız diyormuşum annemlere... Hatta bana aşı oluyorsun veterinerde sonra at oluyorsun demişler. Her gün yalvarmışım beni veterinere götürün diye. İşte onun gerçek olamayacağını anladığım an kendimi anneannem ile kumaş kavgası yaparken buldum. O kendine çanta yapmak için kumaş ayırmış, ben o kumaştan barbie bebeğime elbise yapacağım diye kavga edince 1 hafta konuşmadım kendisiyle. Bütün çocukluk anılarım aşağı yukarı bu şekilde. Tüm arkadaşlarım, ailem zaten moda tasarımcısı olacağımı hep söylerdi.
Sektöre ilk adımı nasıl attınız?
Bence anneannem ile o kumaş kavgasını verirken... Ama profesyonel hayatıma baktığınızda ilk adımımı Alberta Ferretti ile çalışarak attım.
Tarzınızı nasıl tanımlarsınız?
Etnik ile modernin birleşimi, eklektik ve cesur.
Tasarımlarınızı diğer tasarımlardan farklı kılan bu başarının sırrı nedir? Kimse Amerika’yı yeniden keşfetmiyor. Ben sadece, bana göre Amerika ne temsil ediyor onu anlatmaya çalışıyorum.
Tasarım süreciniz nasıl gelişiyor? İlham kaynağınız nedir?
İlham kaynağım kesinlikle kendi hayatım, yediğim, içtiğim, gezdiğim gördüğüm, okuduğum, dinlediğim, konuştuğum… Bunların hepsi bir araya geliyor, bir hikaye yazılıyor ve bu hikaye üstünden gerçek hayata geçirme süreci başlıyor. Kumaşı, volümü, detayı derken sonra koleksiyon olarak ne anlatıyor, parça olarak ne anlatıyor, nasıl bir hissiyat vermek istedik, üründe nasıl hissediliyor gibi süreçleri ile tasarımı tamamlıyoruz.
Koleksiyonlarınızı hazırlarken nelerden yola çıkarak başlıyorsunuz? Kaç parçalık bir koleksiyon olacağını önceden mi belirliyorsunuz, akışına mı bırakıyorsunuz?
Disiplini hem sınırsız hem sınırlı diyebilirim, her koleksiyonda hak ettiği bir sayı çıkıyor, üretim şekline göre belirliyoruz genelde ama aşağı yukarı her koleksiyonda yaklaşık sayılara ulaşıyoruz.
röportaj
Etnik tarzı ayrıca bir seviyorsunuz sanki?
Kültür seviyorum, el işi, el emeği seviyorum. Her bir elin birbirinden farklı yapmasını seviyorum. Bir ürünün emekle yapılmasını seviyorum. Etnik yemek seviyorum, etnik müzik seviyorum, tipim etnik. Kısaca tarzım bu.
Çok eğlenceli, çılgın ve enerji dolu bir yapınız var. Bu enerjiniz tasarımlarınıza nasıl yansıyor?
Her işin ne kadar önemli, ciddi olursa olsun gülebildiğiniz sürece tadı çıkıyor. Enerjik ve eğlenceli bir şekilde yapmadığımız herhangi bir işi zaten yapmayı öğrenmedim. Sırf bu yüzden işin eğlenmediğim taraflarını elemine ettim, şimdi çok daha mutluyuz ekipçe. Tabi ki bu tasarımlara da yansıyor.
Styling yönünüz çok kuvvetli. Anneniz ile başarılı stylinglere imza atıyorsunuz. Birlikte çalışmaya nasıl karar verdiniz? Özellikle bir Kars projeniz vardı. Nasıl bir projeydi bu?
Anneme bakarak büyüdüm, tüm koleksiyonlarımı ilk anneme gösteriyorum. Kars ise çok tatlı gelişti. Ardahan’dan ilham aldığımız bir koleksiyondu. Koray Birand muhteşem yetenekli bir fotoğrafçı. Aslında o beni ikna etti bu koleksiyonu yerinde çekelim diye. Annem de casting yaptı. Yukarı çıktım, geldiğimde kızları seçmiş giydirmiş, fotoğraflarını çekiyordu. Büyük bir ekip işi oldu.
Yakın zaman önce Mardin’in yetenekli kadınlarıyla bir çalışmanız oldu. Bu projenin yeni koleksiyonunuza bir yansıması olur mu?
Birleşmiş milletler ve GAP idaresinin ortak bir programı olarak gittik. Çatom adı altında Güneydoğu Anadolu’da kadınları sosyal yaşama kazandırmayı ve işgücüne katkıda bulunmayı hedefleyen bir proje. Tasarımcı olarak orada workshop yaptık ve koleksiyonumuzda kullanmak üzere çeşitli detaylar geliştirdik. Bu ilk ayağı idi, başka yerlerdeki Çatom’larda da çalışmalarımız
206 magdergi.com.tr
olacak. Tabiki ürettiğimiz detaylardan şu anda tasarımları yapıyoruz. İnşallah çok güzel projeler ile karşınızda olacağız.
İpekyol, Koton gibi mağazalarla işbirlikleriniz oldu. Bu tür çalışmalarda nelere özen gösteriyorsunuz? Hem kendi DNA’mı hem de markanın DNA’sına uygun olmasına çok çalışıyoruz. Koton ile olan beraberliğimiz devam ediyor, iki markanın güzel birleştiğine inanıyorum.
Dünyaca ünlü isimlerden Lady Gaga’nın da tercihi oldunuz. Duyduğumuzda gurur duyduk. Nasıl bir süreçti? Sizce neden ve nasıl sizi tercih etti?
O zaman yurtdışında herhangi bir PR ile çalışmıyorduk. İlk mail geldiğinde ne yalan söyleyeyim “Aman herkes kendini Lady Gaga’nın stylisti zannediyor.” dedik ve cevap vermedik. Sonra bir mail daha geldi üç ay sonra aynı isimden; bu sefer doğru herhalde dedik. Tam o sırada da Londra’da PR tutmuştuk. Organize ettiler ve giydi. Bence giydiği ürünler bariz el emeğinin olduğu, deli işi ürünlerdi. Kendisi de çok fazla emek veren biri, özgün biri, o yüzden o parçaları seçti.
Kreatif işler yapmak isteyen yeni tasarımcılara nasıl tavsiyeleriniz olur? Think out of the box.
Son olarak önümüzdeki sezonun trend alarmları nelerdir? Renkler, desenler, hit parçalar, aksesuarlar? Moda sever takipçilerinize yeni sezon için ne gibi tüyolar verebilirsiniz? Gönlünüzün istediğini giyin, zaten trendler gözünüze her mecra ile sokuluyor. Siz siz olmayı deneyin, kendi sınırlarınızı aşın, giyinirken ruhunuzla tamamen birleşin, değerini verin, ne giydiğinizi neden giydiğinizi düşünün, sezon özgün olma sezonu.
a t i k u B tik Bu
bukitabutik
0532 404 06 64
davet
ARPAT ȘENOCAK, BEAT SCHMIDT, MUAMMER KESKİN, MEHMET YILDIRIMLI, EDA HOȘCEYLAN
İsviçre Günleri Swiss Business Hub Turkey ile Türkiye’deki İsviçre Ticaret Odası Derneği tarafından, İsviçre Başkonsolosluğu’nun desteği ile “İsviçre 2019 Günleri” onuruna bir gala gecesi yapıldı. Swiss Business Hub Turkey (İstanbul’daki İsviçre’nin İhracat ve Yatırım Ofisi) ve Swiss Chamber of Commerce in Turkey (Türkiye’de İsviçre Ticaret Odası Derneği)’in ortak düzenlediği etkinliğin gala gecesi oldukça şık geçti. Türkiye’de ilk kez gerçekleştirilen etkinlik, İsviçre sanatının, kültürünün, gastronomisinin, teknolojisinin, eğitiminin ve daha fazlasının İstanbul’da Türk ziyaretçilere detaylı olarak tanıtıldığı benzersiz bir platform oldu.
208
CHRISTOPH SCHREIB-BETTINA SCHMELZER
5 Blok 700 Daire / İncek
Fidanlar İnşaat Atabilge İncek konutlarında Hatüpen’li yaşam başladı... Pencere’ye atılan imza...
Fabrika: 1354. Cadde 1421. Sokak No:2 06370 Ostim-Ankara www.hatupen.com.tr
facebook.com/hatupen
Telefon: 0312 385 88 50
E-posta: hatupen@hatupen.com.tr
twitter.com/hatupen
instagram.com/hatupen
davet
ARHAN KAYAR, BURHAN ÖCAL, MEHMET YILDIRIMLI, MURAT BUNGUL
210
CEM-RONIT HAKKO
DEMET SABANCI ÇETİNDOĞAN
ARHAN - EVREN KAYAR
BEGÜM-ÖMER BALLI
MURIEL-VILI HAYIREL
SEDEF İYİBAR
RABİN KAZANCIOĞLU
İstanbul’da ilk kez düzenlenen Swiss Days 2019 etkinliği çok șık bir gala gecesine imza attı. DİLEK HANİF
TUBA PEKSAYAR
MÜGE ARAS
DOĞAN TAȘKENT
davet
HAKAN KARAALİOĞLU, TÜLİN DEMİRELLER, FEZA KARAALİOĞLU
YASEMİN POLAT, ÖZLEM SEDEF
Çimler Üstünde Dans Ankara Koru Rotary Kulübü, İngiltere Büyükelçiliği bahçesinde 19. Geleneksel Çimler Üstünde Dans gecesini düzenledi. İngiltere Büyükelçisi Sir Dominick Chilcott ve eşi Jane Chilcott, böylesine anlamlı bir etkinliğe ev sahipliği yapmaktan dolayı memnuniyet duyduğunu ve bu tarz etkinlikleri desteklemeyi bir görev bildiklerini söyledi. Koru Rotary Kulübü Başkanı Can İlkkurşun katılan herkese desteklerinden ötürü teşekkür etti. Etkinliğe katılanlar, Sütlü Kakao grubu ile birlikte Türkçe ve yabancı şarkılar eşliğinde çimler üstünde dans ederek gecenin keyfini çıkardı.
HASAN KÜTÜKOĞLU, TÜLİN DEMİRELLER, CAN İLKKURȘUN
NESLİHAN AKTEPE
İSMAİL FIRAT-MERVE ÇEVİK
ÖZGE-İSMET DEMİRKOL
Davete, Ankara Koru Rotary Kulübü üyeleri ve çok sayıda yardımsever katıldı. BİRGÜL-BARAN CUHRUK
GÜLESER AKÇAKAYA
ELİF ÖZKALELİ VARDAR, FİLİZ EROL
davet
PACO RONCERO, DENİZ MET, CHRISTIAN HİRT
ASLİ GUNSİRAY, CHRISTIAN DE JONGHE, ZEYNEP SELGUR
Yeni Pop-Up Deneyimi Kutlandı Eşsiz dokunuşlarıyla duygusal lüksü tanımlayan Raffles İstanbul, 2 Michelin yıldızlı ünlü şef Paco Roncero’yla yaptığı iş birliğini özel bir davetle sundu. Şehrin kalbindeki konumuyla her zaman çekici Raffles İstanbul Zorlu Center, yepyeni bir dünyanın kapılarını açıyor. İki Michelin yıldızlı dünyaca ünlü İspanyol şefin “Paco Roncero’nun Büyülü Dünyası” temalı partide misafirler, yenilikçi mutfak yolculuğuna dayanan multi-duyusal, benzersiz bir yeme-içme deneyimi yaşadı.
214
YELDA-HAKAN TİFTİK
GÜLȘAH BALBAY, MUSTAFA BALBAY, HİLAL ERDİNÇ, PROF.DR.MEHMET HABERAL
Özel Ayşeabla Okulları Yeni Döneme Hazır 21. yüzyıl okul modeline uygun; gelecek bilincine sahip, yaratıcı ve yenilikçi düșünebilen, kendine özgü öğrenme yollarını ve araçlarını kullanan, çağdaș bireyler yetiștiren Bașkent Üniversitesi Özel Ayșeabla Okullarında 2019-2020 eğitim-öğretim yılı coșkuyla bașladı. Açılıș töreninde yöneticiler, öğretmenler, öğrenciler ve veliler coșkuyu ve kıvancı birlikte yașadılar.
A advertorial
kademik çalışmaların yanı sıra öğrencilerin kendilerini keşfetme ve özgürce ifade edebilmelerine yönelik; sanat tarihi, estetik, müzik, eleştiri ve uygulama bütünü içeren disiplinler arası sanat eğitiminin başarıyla yürütüldüğü Başkent Üniversitesi Özel Ayşeabla Okulları’nda öğrenciler, hem akademik hem de sosyal donanımlarıyla birey olma süreçlerini tamamlıyorlar. Atatürkçü düşünce ışığıyla beslenen köklü eğitim kurumu, uluslararası vizyonuyla kendilerine ilham kaynağı olan Başkent Üniversitesi Kurucusu Prof. Dr. Mehmet Haberal’ın izinde yürüyerek, akademik ve sosyal pek çok alanda Ulusal ve Uluslararası başarılara imza atıyor. Başkent Üniversitesi Özel Ayşeabla Okulları öğrencileri, müzikal sanatıyla özdeşleşen Fame Müzikali’ni 27 Mayıs 2015 tarihinde, Grease Müzikalini ise 02 Haziran 2017 tarihinde Ankara Devlet
Tiyatroları Şinasi Sahnesine taşımışlardı. Ortaokul ve lise öğrencilerinin yıl boyunca hazırlandıkları müzikaller; müzik, dans ve İngilizce diyalogların bütünleştiği görsel bir şölen olarak hafızalara kazınmıştı. Ayşeablalılar 2019-2020 eğitim- öğretim yılında da “Mamma Mia” müzikali ile sahne almaya hazırlanıyor. Önümüzdeki günlerde Devlet Tiyatroları Şinasi Sahnesinde sergilenecek müzikalde öğrenciler, seyircilere görsel bir şölen sunmayı hedefliyorlar. Binlerce mezunu ve bugün 1500’e varan seçkin öğrenci ve çalışanıyla Türkiye’nin akademik ve entelektüel hayatında farklı ve güçlü bir duruşu temsil ettiklerini ifade eden Kurucu Temsilcisi ve Genel Müdürü Hilal Erdinç “Başkent Üniversitesi Özel Ayşeabla Okulları olarak, 2019-2020 eğitim-öğretim yılında da akılcılık ve bilimin ışığında, sanatın evrenselliğinden ilham alarak eğitim alanında fark yaratmaya devam edeceğiz.” dedi.
davet
MARİANA LERGA, CLAUDİA MOSELA HAN, ERKAN-NURGUN KAVLAK, YELDA KÖSE, ZEYNEP SELGUR, PACO RONCERO, BERNA SAĞLAM NAİPOĞLU
216
ASLİ FİLİNTA
SELMA ERGEÇ, CAN ÖZ
BERRİN OKÇU
DENİZ BULUTSUZ
BERNA SAĞLAM NAİPOĞLU,LEYLA ALATON
EBRU SİNİK
AYȘE TOLGA
LEVENT ERDEN
Paco Roncero’nun Büyülü Dünyası temalı partide misafirler, etkileyici bir gastronomi yolculuğu yașadı. OLGUN-BERRİN ZORLU
EFEKAN COȘKUN
ESRA-MİSEL KOHEN
KEREM EREN
İkonik Yapıların Adresi
advertorial
Son projesi Bilfen Çukurambar Kampüsü ile dikkat çeken Z Proje firmasının kurucusu Kerem Eren ile keyifli bir röportaj gerçekleștirdik...
Z Proje’nin kendi arazilerinde kendi mimari ve inșa ekibiyle; mimari proje tasarımından uygulamadaki son detaylarına, en bașından sonuna kadar tüm süreçleri kendi bünyesinde çözümlemesi, yatırımlarındaki katma değer ve kaliteyi bir üst seviyeye çıkarıyor.
Z
Proje olarak hangi iş kollarında faaliyet gösteriyorsunuz?
Eğitim yapıları başta olmak üzere ticari gayrimenkul yatırımlarına odaklanmış bir gayrimenkul geliştirme firması olarak faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Ticari gayrimenkulün yanı sıra iç mimari tasarım ve uygulama alanında da faaliyet gösteriyoruz. Uzun süredir Z Proje bünyesinde yürüttüğümüz iç mimari faaliyetlerimizi kasım ayı itibarıyla yeni oluşumumuz Z86 markası ile çok daha etkin bir şekilde sürdüreceğiz.
Z Proje olarak mevcut durumda hangi projeler üzerinde çalışıyorsunuz?
Çukurambar’da gerçekleştirdiğimiz özel eğitim tesisi yatırımımızı Bilfen Eğitim Kurumları’na teslim etmiş durumdayız. Yine Çukurambar’da mevcut okulumuzun yanında bulunan iki ayrı arazimizde eğitim tesisi yatırımlarımıza devam edeceğiz. Bunun yanı sıra yine Ankara’da bir sanayi sitesi ve bir cadde konseptli açık AVM projemiz tasarım sürecinde ekibimizce faaliyete hazırlanıyor.
Z Proje’yi diğerlerinden ayıran özellik nedir?
Z Proje’nin kendi arazilerinde kendi mimari ve inşa ekibiyle; mimari proje tasarımından uygulamadaki son detaylarına en başından sonuna kadar tüm süreçleri kendi bünyesinde çözümlemesi yatırımlarındaki katma değer ve kaliteyi bir üst seviyeye çıkarıyor. Yap sat inşaat firmalarının aksine gelirlerini gayrimenkul satışı yerine gayrimenkullerinin kurumsal firmalara toplu kiralanmasıyla sağlaması firmanın sağlam temellerde büyümesini ve değerini artıran diğer bir özelliği.
Yeni oluşumunuz Z86 markasından kısaca bahseder misiniz?
Z86 markasını yurtiçi ve yurtdışında ikonik tasarımlara imza atacak bir tasarım ofisi olma vizyonu ile kurduk. Z86 oluşumu Z Proje’nin kendi yatırımlarının yanı sıra yurtiçi ve yurtdışındaki müşterilerine daha kaliteli hizmet vermek üzere kurulan bir oluşum. Z86, kasım ayında 1071 Ankara projesindeki kendi ofisinde mimari proje tasarımı, iç mimari tasarım ve iç mimari uygulama hizmeti vermek üzere faaliyetlerine başlayacak.
davet
KÜBRA KOCA, TANJAN KESER, NESRİN-MUHAMMER AYDOĞAN
AHMET ÇAVUȘOĞLU
ZAFER YILDIRIM
Doğanın Kalbinde Yeni Yaşam RAST GRUP- MİMMAR ortaklığı ile yükselen Bilkent Nazende, yoğun katılımın gerçekleştiği lansmanı ile göz doldurdu. Bilkent Nazende 19 daire tipinden oluşan 315 konutunu tanıttı. 120.159 metrekarelik alanda yükselen proje, mimarisi ile de katılımcıları memnun etti. Projenin açılış konuşmasını yapan RAST İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Faruk Koca, Bilkent’in en yeşil projesini Ankaralılar ile buluşturmaktan dolayı duyduğu memnuniyeti anlattı.
220
MAHMUT ARSLAN, ALİ İHSAN ARSLAN, FARUK KOCA
SİNAN AYGÜN
ȘANSER KADIOĞLU
MURAT KÖSE
HAKAN YILMAZ
FATİH DURUAY
HALİT FİDAN
Sosyalleșirken huzurlu bir yașam sürme olanağı sağlayan Bilkent Nazende’de 2021 Nisan’da yașam bașlayacak. BURCU YÖRÜBULUT
ELA-MUZAFFER KURTULMUȘOĞLU
NİLGÜN DENİZ, ORÇUN ERSAN
davet
LOKMAN ERTÜRK
222
GÜLENNUR AYDIN
ORHAN YEGİN
ENGİN BÜLBÜL
KUTLU TAMAY
MUSA KOCA
FATİH MERT, ADNAN BEKER
EVREN,UĞUR YİĞİT
İBRAHİM USLAN
ELİF-MAHMUT ARSLAN
İLHAN ERDAL, FAİK GÜNGÖR
AYȘİN SEVGİ MACİT
TAMER AÇAR ABDULLAH MERT
TUĞBA KOÇ SARIÇAM
Yapılmakta olan projenin tanıtıldığı MAG PR Solutions imzası tașıyan davet, canlı müzik performansıyla birlikte misafirlerden tam not aldı. ABDULLAH-GÜLȘEN KOCA
NESLİHAN-ASLIHAN BEZCİER
MURAT TARMAN
KAMİL MERİÇ
Tecrübeli Lezzetlerin Adresi
advertorial
Gıda sektöründe köklü geçmiși olan, geleneksel lezzetleri modern sunumlarla birleștiren ve hizmet kalitesini standartların üstüne tașıyan Agâh Restoran kurucusu Murat Tarman ve ortağı Kamil Meriç ile keyifli bir sohbet gerçekleștirdik...
Geleneksel damak tatları ve Agâh spesiyallerinin modern sunumu ile standartların çok üstünde bir hizmet anlayıșına sahibiz.
A
gâh Restoran’ın kuruluşundan bahsedebilir misiniz?
Aslında 1980 yılından beri gıda sektörünün içerisinde yer alıyoruz. Bu sektörde edindiğimiz bilgi ve tecrübeleri, değerli dostlarımızla ve misafirlerimizle paylaşmak, onları ağırlayabileceğimiz kaliteli bir mekan oluşturmak istedik. Bizi tercih edecek misafirlerimizin sabah kahvaltısından akşam yemeğine, günün her saatinde bizi tercih etmeleri ve onlara evlerinin konforunu aratmamak için ferah alanlar oluşturduk.
Menünüzdeki ağırlıklı lezzetler nelerdir? Agâh Restorant’a özel bir spesiyal var mıdır?
Yılların verdiği gıda tecrübesini kalitemizden asla ödün vermeden misafirlerimizle sunmak için çabalıyoruz. Usta kadromuz ile eşi benzeri olmayan mezeleri, kebapları, tatlıları sizlerle buluşturuyoruz. Kısacası geleneksel damak tatları ve Agâh spesiyallerinin modern sunumu ile standartların çok üstünde bir hizmet anlayışına sahibiz. Ankara’nın kebap ve meze alanındaki gözde mekanlarından biri olma yolunda ilerliyoruz.
Özel davet, toplantı, doğum günü kutlamaları gibi kalabalık grupları ağırlama şansınız var mıdır?
Toplam 150 kişiye tam hizmet verebilme kapasitesine sahip olan giriş salonumuzda misafirlerimizin tüm özel gün kutlamalarına, organizasyonlarına ev sahipliği yapabiliyoruz. Bunun yanı sıra iki adet VIP salonumuz da bulunmaktadır. Burada canlı müzik ve fasıl ekibi eşliğinde misafirlerimizin kutlamalarını veya sinevizyon gösteri ile iş toplantılarını Agâh Restoran kalitesi ve üstün hizmet anlayışı ile gerçekleştirebiliyoruz.
Misafirlerinizin geri dönüşleri nasıl oluyor?
Sektörde güvenilir olmayı ve misafirlerimizin geri dönüşlerini dikkate almayı prensip edindik. Her gün kaliteli hizmet anlayışımızı geliştirmek için çalışıyoruz. Zaten misafirlerimizden geri dönüşler de olumlu yönde. Sunduğumuz lezzetlerimiz, hizmet kalitemiz beğeniliyor. Öyle ki her geçen gün talebin ilginin artması bizi fazlasıyla sevindiriyor.
Halıcı Sokak No: 7 Çankaya/Ankara www.agahrestaurant.com Tel: +90 312 466 04 01 Agahrestoran
düğün
Altınok ve Baştaş Ailelerinin Mutlu Günü TOBB İç Mimarlık mezunu Tansu Altınok ile Diktaş Endüstriyel Mutfak’ın sahibi Mehmet Aykut Baştaş, Bilkent Otel’de gerçekleşen şık bir düğünle dünya evine girdi. Geçtiğimiz yıl sonbaharda tanışan çift aile arasında gerçekleşen söz ile ilişkilerini resmiyete döktüler. Bilkent Otel’de gerçekleşen rüya gibi bir düğün töreni ile dünya evine giren çiçeği burnunda çift balayı için Ege ve yurt dışı turuna çıktı.
226 226
Çiftin bu mutlu gününe iș ve cemiyet hayatından birçok ünlü isim șahitlik etti. MELDA ALTINOK
BERNA ALTINOK
MİRAÇ-HANZADE SÜLÜKÇÜ
TUĞÇE BAȘTAȘ
DENİZ ALTUNTAȘ
ELİŞİ HOBBY MARKET’TEN DAVETİYENİZ VAR advertorial
Yoğun hayat temposu içinde kendisine vakit bulamayanlar, biraz kafa dağıtmak amacıyla keyifli uğraș arayanlar, hayal gücünün sınırlarını zorlamak isteyenler, Eliși Hobby Market size çok özel bir davetiye hazırladı...
Kendinle tanıșmak, konușmak, barıșmak için “ Hoșgeldin Atölyesi.” Eğitim verdiğimiz tüm hobby derslerimizin ana teması, ortak noktası, öncelikli amacı bu. Alanında uzman hobby eğitmenlerimizin yıllara dayanan tecrübeleri, bilgi ve birikimleri çoğalıp, büyümek için kendisi ile daha önce hiç bulușamamıș tüm yaș gruplarını bekliyor. Kendinizi beklemeyin!
ELİȘİ HOBBY MARKET Mutlukent Mahallesi 2432.Cadde No: 25/1 Ümitköy/ANKARA Tel:+90 312 236 31 67 • @elisi2018umitkoy
davet
CEREN SEFER
SERA BİLGEN HANDE ÇETİNKAYA
GÖKÇE GELGEÇ
Yeni Sanat Merkeziniz Çini, çiçekçilik, tezhip, seramik, yağlı boya, sulu boya kurslarına ve birbirinden özel konseptler içeren wokshoplara ev sahipliği yapan Muse Art Gallery, Via Flat İş ve Yaşam Merkezi’nde açılıdı. Kurs ve workshopların katılımcı kapasitesi 10 kişi ile sınırlı olacağı Muse Art Gallery’de, katılımcılarının ortaya çıkardığı eserler sanat severlerle buluşacak. Kurslardan, wokshoplardan ve ders programından haberdar olmak ve bilgi almak isterseniz galeriyi sosyal medya hesaplarından takip edebilir, iletişime geçebilirsiniz. KÜBRA -MEHMET BAYRAKTAR
230
ZEYNEP ÖZDİKLER ÇULHALIK
Hayallerinizi gerçekleștirmek istediğiniz tüm workshoplar ve daha fazlası Muse Art Gallery’de olacak.
MERVE BAYRAKTAR
ȘEHMUS ACAR
Türkiye’nin DNA’sına yerleșmiș geleneksel sakatat kültürünü yeni nesil lezzetlerle harmanlayan Șehir Kebapçısı kurucusu Șehmus Acar ile keyifli bir sohbet gerçekleștirdik...
advertorial
Geleneksel Lezzetlerin Yenilenen Yüzü
S
on dönemlerde sakatat tüketimi çok fazla arttı. Uzmanlar sağlık için sakatat kullanımına yönlendiriyorlar. Siz bu konuda neler düşünüyorsunuz? Şu anda sakatat tüketiminde nasıl bir artış oldu?
Biz kebapçıyız ve kebapçıda kokorecin olmasını beklemezsiniz. Ancak zaman geçtikçe bazı değerler değişiyor. Sakatat meselesi de değişen değerlerden. Önceden sadece evde tükettiğimiz bu lezzetler restoranlara taşındı. Biz de hem uzmanlarımızı dinlemek hem de eski kültürümüzü devam ettirmek adına menümüze sakatatı ekledik. Örnek vermek gerekirse ara sıcak şeklinde sunduğumuz küçük kokoreç dürümler çok beğeniliyor. Soğuk mezelerimizde işkembe var. Dediğim gibi daha öncede var olan lezzetlere biraz daha takviye yapmak istedik.
Yeni nesil lezzeti olarak sakatatın soğuk meze olmasını ilk defa duyuyoruz. Geleneksel lezzetler ile yeni nesil lezzetleri harmanlamışsınız diyebilir miyiz? Aslında bu sadece bizim yaptığımız bir şey değildi. Meyhane kültüründe hep vardı. Kebapçıların menülerinde pek göremezdiniz ben kebapçılara da yakıştığını gördüm. Talep edildiğini de gördüm o yüzden harmanladım.
Şu anda menünüzde neler var? İnsanlar buraya geldiğinde sakatat anlamında neler bulabilir?
Hem sıcak hem soğuk olarak tüketebileceğiniz kuzu kelle söğüş var. Dana işkembe yine aynı şekilde hem söğüş şeklinde hem de tereyağında güveçte sunabiliyoruz. Yeni lezzetlerimiz arasında dana yanağı ve eğer şartlar uygun olursa kuzu uykuluğu olacak.
Şu anda ilgi nasıl? Özellikle yoğun olduğunuz saat dilimleri nelerdir?
Bazı sakatatları özellikle işkembeyi yazın hizmete sunmuyoruz. Hem havanın sıcak olmasıyla hem de Ankara’nın sakinleşmesi sebebiyle tüketilmiyor. Zaten bu tarz ürünlerin hazırlandığı gün içinde tüketilmesi lazım. Şimdi kış aylarının gelmesiyle birlikte ilgi de arttı tabii. Sadece işkembeyi değil diğer dediğimiz ilave ürünlerimizde misafirlerimizle buluşturmaya başladık. Dediğim gibi her kebapçıda karşılaşamayacağınız lezzetleri sunduğumuz için ilgide haliyle yoğun oluyor. Genelde akşam saatleri yoğun oluyor diyebiliriz. Gündüz saatlerinde sakin oluyoruz. Misafirlerimizin tercihleri basit bir kebap yanında salata ve ufak tefek bir iki tane yoğurtlu meze şeklinde oluyor.
Yıllardır sektörün içerisindesiniz. Türk damak tadını dünyayla kıyasladığımız zaman Türk insanının lezzet alışkanlığını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Yurt dışına çıktığınızda farklı bir kültürün yiyecekleri doğal olarak ilgimizi çekiyor ancak iki üç gün sonra kendi alışık olduğumuz lezzetleri arıyoruz. Biliyorsunuz ki dünyanın her yerinde sakatat da fazlasıyla tüketiliyor. Sakatat bizim Türkiye’de var olan yerleşmiş lezzetlerimizden. Yeni nesil fastfood beslenme alışkanlığına sahip olsa da onlara kültümüzün lezzetlerini aktarmaya çalışıyoruz. Örnek vermek gerekirse hamburger haftada bir iki kere tercih edilirken; döner, lahmacun her gün tüketilebiliyor. Kısacası Türk insanı eski lezzetleri bırakmıyor.
Yeni nesil fast-food beslenme alıșkanlığına sahip olsa da onlara kültümüzün lezzetlerini aktarmaya çalıșıyoruz.
davet
GÜLAY GÜREL, CEREN GÜREL, SERCAN DEMİRBAȘ, GÜLAYET DEMİRBAȘ, KEVSER DEMİRBAȘ
Görkemli Kına Gecesi Ceren Gürel ile Demirbaş Un Yönetim Kurulu Başkanı Sercan Demirbaş çifti düğün öncesi görkemli bir kına gecesine imza attı. Geleneksel kına gecesi eğlencesinin modernize edilmiş haliyle konuklar keyifli anlar yaşatıldı. Wyndham Otel’de gerçekleşen kına gecesinin tüm organizasyonunu Güreller Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Ceren Gürel kendisi üstlendi. HAVANUR DEMİRBAȘ
NURHAN DURUKAN
Bu mutlu ve heyecan dolu günde çifti, ailesi ve yakın dostları yalnız bırakmadı.
SERCAN DEMİRBAȘ, CEREN GÜREL, TAHA GÜREL
GÜLAY GÜREL- GÜLSÜM GÜRAL
BELMA İLHAN
HANDE HAMDİYE BİÇER
Stil Danışmanlığından Daha Fazlası Her geçen gün değișen moda kavramına karșı kișinin kendi stilini bulmasına, görünüm ve zarafet alanında özgüvenli bir duruș sergilemesine yardımcı olmaya çalıșan kișisel marka ve imaj danıșmanı Hande Hamdiye Biçer ile gardırop planlamasından gelin danıșmanlığına kadar birçok konuda sohbet ettik...
Üniversiteyi moda alanında tamamladıktan sonra imaj ve stil danışmalığı alanında profesyonel eğitimlerimi tamamladım. Kişisel stil ve imaj danışmanıyım. Bireysel alanda kendilerine, kişisel markalarına yatırım yapmak isteyen bireylere görünüm ve zarafet alanlarında destek oluyorum. Gardıroplarını planlayıp, stil koçluğu ve kişilere özel alışveriş danışmanlığı yapıyorum. Uzun yıllar kurumsal bir firmada yönetici ve eğitimci olarak profesyonel iş hayatıma devam ettim. Aynı zamanda danışmanlık bünyesi altında kişilere zarafet alanında eğitimler vermekteyim.
Stil ve imaj danışmanlığı mesleğine nasıl yöneldiniz? Benim bir yanım hep moda dünyasının içindeydi. Çok küçük yaşlarda dikiş işlerine merak saldım. Okuldayken çoğu arkadaşım el işçiliklerini bana yaptırırlardı. Annem satın aldığı bir paltonun ya da ceketinin kollarını beğenmediği için onları söker düzeltip tekrar dikerdi. Kalbim hep bu alanda atıyordu. Tasarımlar, renkler, kumaşlar hep odağım oldu. Sonra hayallerimin peşinden koştum. Sanırım yüksek yardım değerimle örtüştüğü için iş olarak hiçbir zaman görmedim. Başkalarının kendi stilini ve imajını bulmasına yardımcı olmak, değişimle gelen gözlerindeki ışıltıyı görmek beni mutlu ediyor.
advertorial
H
ande Hamdiye Biçer’i tanıyabilir miyiz?
Danışanlarınıza sunduğunuz hizmetler nelerdir?
Kişinin kendini keşfetmesi ve tanıması ile başlayan bir yolculuğa çıkıyoruz. Şık ve stil sahibi olmak kişinin önce kendi içsel yolculuğudur. Stil yolculuğu kendine özen göstermekle başlar. Öncelikle bu farkındalığa ulaşmasını sağlıyorum. Kişinin neye ihtiyaç duyduğu çok önemli. Danışanlarımla, bir haftanız nasıl geçiyor, hayatta kaç farklı rolünüz var (çalışan kadın, anne, baba, patron, gelin, çocuk), nasıl birisiniz, bunun diğerlerine nasıl yansımasını istersiniz konuşuyoruz. Daha sonra özel testlerimizle moda karakterini ve alışveriş alışkanlıklarını belirliyoruz. Test sonuçlarıyla karakteri ve hayat tarzını harmanlayıp içindeki doğru kişiyi ortaya çıkartıyoruz.
İnsanlar kıyafetleri ile karșılanır, davranıș ve karakterleri ile uğurlanır.
Ön görüşmeler sonunda belirlediğimiz kişisel stil konusunda anlaştıktan sonra gardıroba geçiyoruz. Bu seansta öncelikli olarak mevcut gardırobunuzun hayatınızı, size uygun renkleri ve vücut tipinizi ne kadar doğru yansıttığına bakıyoruz. Bu seans sırasında tüm rolleriniz ve her türlü aktiviteniz için sizi en iyi şekilde yansıtan giysilerle farklı kombinler oluşturup fotoğraflıyoruz.Gardırop danışmanlığı sırasında belirlemiş olduğumuz alışveriş listesi ve bütçe doğrultusunda, danışanla birlikte alışverişe çıkıyoruz. Seans sırasında farklı kombinler denetirken vücut tipinize, renklerinize göre nasıl giyinmelisiniz anlatıyorum. Yani sadece balık yemeği değil, nasıl tutulacağını da öğretiyorum ki sonraki alışverişlerinde doğru parçalar satın alabilsinler.
Gelin danışmanlığı fikrine nasıl sahip oldunuz?
Aslında ihtiyaçtan doğdu diyebiliriz. Ben gelinlerin özgün gelin olmalarından yanayım. Hayatının hiç unutulmayacak en özel anlarından bir tanesi ve bu sizi özel kılmalıdır. Arkadaşlar bu konuda genellikle iyidirler, bir sürü fikirleri vardır, ancak neyin işe yarayıp neyin işe yaramayacağını bilmek için düğün deneyiminden mahrum kalabilirler. Daha kötüsü, kendi düğünlerinin bir klonunu tavsiye ediyor olabilirler ya da arkadaştan öte aile bireyleri gelini kendi zevk ve isteklerine göre şekillendirmek isteyebilirler. İşte tam da burada, gelin koçu olarak fikirlerinizi dinleyecek, tavsiyelerde bulunacak ve diğer düğünlerde iyi sonuç veren başka fikirler öneren kişi olarak sahneye çıkıyorum. Hayalleri gerçeğe dönüştürüyorum da diyebilirim. Gelin olmaya karar verdiği andan, imzayı attığı ana kadar gelinle birlikte yer alıyorum. Seçeceği çiçekten, saçının modeline, giyeceği ayakkabıya ruhuna uygun olan gelinlik modeline kadar birlikte karar veriyoruz. Bu süreç sanıldığından daha stresli geçebiliyor, stresi yönetmek ya da kilo alma/ vermesi dengesini korumak için kişiye özel diyet programları yaptığımız anlık danışabilecekleri beslenme uzmanları ve psikologlarla birlikte çalışıyoruz.
Kişisel stil nasıl oluşturulur? Stil sahibi olmak için olmazsa olmazlar nelerdir?
Kişisel stil, kendinin kim olduğunu merak ederek ve kendini tanıyarak oluşur. Bir danışman olarak önerim; stilinizi zamandan bağımsız olarak oluşturun, modayı merkeziniz yapmayın, alışveriş çılgınlığına kapılmayın, kendiniz dışındaki herkesi dinlemeyin, başkası gibi olmaya çalışmayın. Kendinizi bir marka, gardırobunuzu bir yatırım olarak görün. Stil önce karakterinize ve kimliğinize göre şekillenmelidir. Stil sahibi olabilmek için mutlaka bir hayat duruşunuz, çizginiz olsun.
Kıyafet mi özgüveni etkiler, özgüven mi kıyafeti etkiler?
İnsanlar kıyafetleri ile karşılanır, davranış ve karakterleri ile uğurlanır. Benim çok etkilendiğim ve inandığım bir sözdür. Özgüvenli bir duruş iyi bir ilk izlenimin temelini oluşturur. Her şeyden önce postürünüzün yani duruşunuz düzgün olması gereklidir. Çok şık bir kıyafetiniz olsun onu taşıyamadıktan sonra bir etkisi olmayacaktır. Ben eğitimlerimde kıyafetten çok duruşa önem veriyorum, kıyafet sonra geliyor. Özgüven, doğru duruş bunlara bir de özenli giyim eklenirse kendinizi doğru ifade edebilirsiniz demek. Özgüven burnu havalarda, kibirli demek değil, özgüven içerisinde kendinden emin olma ve alçak gönüllüğü barındırır.
www.handebicer.com handehamdiyebicer@gmail.com - Tel: 0549 533 33 34 handehamdiyebicer
davet
BURCU YÖRÜBULUT, NESLAHAN AKTEPE, AFİTAP AKINCI, TÜLAY KAYA, NURTEN GÜRDOĞAN, PINAR CANALP, TUĞBA SARIÇAM, KÜBRA KARABACAK, PINAR GÜNSEVEN, BERİL ÇAVUȘOĞLUİLKNUR DEMİR, ALEV TUNA
Quick China’da Keyifli Kutlama Cemiyet hayatının sevilen isimlerinden Tuğba Koç Sarıçam, doğum gününü yakın arkadaşlarıyla birlikte kutladı. Quick China’da gerçekleşen kutlama oldukça keyifli geçti. Tuğba Koç Sarıçam ve yakın arkadaşları, doğum günü kutlaması sebebiyle Park Caddesi’nde bulunan Quick China’da bir araya geldi. Bahçede gün boyu keyifli sohbetler eşliğinde yemek yiyen grup, pasta kesilmesinin ardından Aqua Mücevherat’tan aldıkları çok şık bir mücevheri Sarıçam’a hediye ettiler.. Tuğba Hanım da bu özel gününde yanında oldukları için tüm arkadaşlarına teşekkür etti.
238 magdergi.com.tr
TUĞBA KOÇ SARIÇAM
kelebek
Ekim’in Işıltısı Tuğçe İnal
tugceinal@magdergi.com.tr
“İki yüzü vardır zamanın. Uzunluğunu güneșin döngüsü belirler, derinliğini ise tutkuları.” der Amin Maalouf bir kitabında. Ne kadar göreceli bir kavram değil mi “zaman”? Kimine göre bir asır sürer bir an, kimine göre ise kıymetini bilmeden umarsızca harcar dakikalarını o pırlanta anların. Kalıplara sığmayan bir tanım. İki bakıș arasına saklı, bir nefes ötede, ruhun tam ortasında saklı sanki benim için. Kimine göre onu anlamak uzun yıllar alsa da kimine bu dürtü, algı, anlayıș doğuștan bahședilen bir lütuf diye düșünüyorum. Ve ekliyorum; siz siz olun Ekim’in ıșıltısını sakın kaçırmayın!
Loie İstanbul
Totem Salvaged Totem Salvaged, vintage kumaş, doku, desen ve diğer malzemeleri bir araya getirerek eski tadında modern aksesuarlar yaratan bir tasarım markası. Markanın tasarımcısı Stephanie Larrowe dünyanın farklı yerlerinden topladığı etnik parçaları stil sahibi portföy ve çantalara dönüştürüyor.
Hangi kadın artık ayakkabı istemiyorum der ki? Cevap: Hiç bir kadın. Loie İstanbul bu alanda kendini bayağı aşmış bir marka. Uzun zamandır takipteyim aklım başımdan gidiyor her ayakkabısına. Favorim ise elbette kovboy çizmeleri.
240 magdergi.com.tr
Autumn Cashmere 1993 yılında kurulan örgü giyim markası Autumn Cashmere, kaşmir, kaşmir karışımı ve koton tasarımlarıyla öne çıkıyor. New York merkezli marka, kadın, erkek ve çocuklara yönelik koleksiyonlarında üstün kalite, kusursuz kalıp ve rahatlıkta kaşmir kazak ve aksesuarlara yer veriyor.
Amaya Arzuaga
Frankie B.
1999 yılında Daniella Clarke tarafından kurulan California merkezli premium denim markası Frankie B. şık, iddialı ve ilham verici denim koleksiyonuyla dikkat çekiyor. Çekici kalıpları ve ikonik rock’n’roll tavrıyla tanınan markanın güncel koleksiyonları renkli baskı desenleri, zımba, boncuk işlemeleri ve kaplama detaylarıyla öne çıkıyor.
1992 yılında Madrid Polytechnic Üniversitesi moda tasarımı bölümünden mezun olan İspanyol tasarımcı Amaya Arzuaga, iki yıl sonra kendi markasını yaratarak Paris’te ilk hazır giyim koleksiyonunu tanıttı. Günümüzde 37’den fazla ülkede tanınan ve ürünlerini satan ödüllü tasarımcı sade, pratik ve orijinal tasarımlarıyla dikkat çekiyor.
Creart II 2008 yılında mücevher zanaatıyla ünlü Toskana’nın Arezzo bölgesinde kurulan Creart II her yönüyle küçük zanaatkar bir ailenin kalbini ve ruhunu yansıtıyor. Markanın deneyimli mücevher tasarımcısı Annibale Baldini ve iki oğlu tarafından yaratılan tamamı el yapımı pirinç takı ve çanta tasarımları özellikle hayvan figürleriyle dikkat çekiyor.
Designers Remix
Komono
Komono, kusursuz zamanlamaya sahip tasarımlara kendini adamış, Belçika ekolü olan kalite ve kaliteli işçiliği temel alan hayalperest ve tasarımcılardan oluşan bir topluluk. Vizyon ve zamanlamanın mükemmel bir karışımı olan marka stil sahibi güneş gözlüğü ve kol saatleriyle dikkat çekiyor.
Kopenhag merkezli marka Designers Remix, kadın hazır giyim, ayakkabı ve aksesuar odaklı koleksiyonlarıyla dikkat çekiyor. Tasarımcı Charlotte Eskildsen tarafından kurulan marka, aynı zamanda kreatif direktörü de olan Eskildsen’in İskandinav tasarım kültüründen etkilenen minimalist ve farklı tarzını yansıtıyor.
davet
EMEL, YAĞMUR AYAYDIN
DERYA KARAGÜLLE
BESTE YURTTAȘ
FİGEN KIRAL
Çırağan’da “Düello” Defilesi Ünlü giyim markası ADL’nin, modacı Cengiz Abazoğlu ile birlikte hazırladığı yeni sonbahar kış kreasyonu, Çırağan Sarayı!nda tanıtıldı. Çırağan Sarayı’nda gerçekleşen ve Çağla Şıkel’in açılışını yaptığı defilede Gülşen de şarkılarıyla sahne aldı. Abazoğlu’nun Düello adını verdiği defileyle tanıtılan yeni sezon kreasyonunda, İspanyol, dar ve boru paça pantolonlar, deri detaylı taytlar, mini elbiselerin yanı sıra ışıltılı, simli, kadife, kısa ve uzun abiye elbiseler, dantel detaylı ve ışıltılı bluzlar öne çıktı.
242
AYȘEGÜL TOPLUSOY
ZEYNEP ÜSTÜNEL
BUKET TAȘDELEN, L.LEE AKAY
BEGÜM BALLI
DERYA KARAGÜLLE
ELİF İNCİ ARAS
AYLİN YILMAZ
Defile sonrasındaki after party’de konuklar geç saatlere kadar eğlendi. ARZU KUNT
HANDE SEZER PEKCAN
SİTARE KALYONCUOĞLU
HANDE ACAR
röportaj
YASEMİN ÖĞÜN
yasemin ogun Zamansız ve Özgün Gösterișten uzak minik detaylarla dikkat çeken, kadınlardan ilham alan ve onlara ilham kaynağı olmak isteyen tasarımcı Yasemin Öğün ile Muse For All markası hakkında keyifli bir sohbet gerçekleștirdik...
M 244 magdergi.com.tr
use For All markasından biraz bahsedebilir misiniz? Muse For All kadınlara ilham veren ve onlardan ilham alan bir marka olmayı hedefliyor. Zamansız, konforlu, trend ve aynı zamanda şık kadınlar olarak tanımlayabiliriz. MFA, girdiği ortamda dikkatleri üstüne toplayan ve güçlü silüet çizen bir marka.
Tasarım yaparken nelerden ilham alırsınız?
Tasarımlarımı yaparken aslında her şeyden ilham alabiliyorum. Sanırım en çok sokak stillerinden ilham alıyorum.Özellikle yurtdışı seyahatleri bol bol yapmaya çalışıyorum. Farklı ülkelerdeki tarzları ve hikayeleri keşfetmeyi seviyorum. Bunlar da bana fazlasıyla ilham oluyor.
Geçtiğimiz günlerde sonbahar-kış koleksiyonunuzu paylaştınız. Bu sezon bizleri neler bekliyor? Sezonun trendleri nelerdir acaba?
Muse For All kadınları bu sezon güçlü omuzlar, derin göğüs dekolteleri ve konforlu pantolonları ile ön planda olacak. Ayrıca vintage deri ceketler şimdiden müşterilerimizin favorisi oldu. Koleksiyonda pastel tonları tercih ettim.
Sizin hem bir kıyafeti taşırken hem de tasarlarken önem verdiğiniz detaylar nelerdir?
Markam dışında özel müşterilerime stil danışmanlığı yapıyorum. Benim için en önemli şey kıyafetten önce kadının ön plana çıkması gerektiği. Çok fazla gösterişli kıyafetler yerine minik detaylarla dikkat çekmeyi daha çok seviyorum ve müşterilerime de onu öneriyorum. Bir ortama girdiğinde bence kadın dikkat çekmeli, kıyafet değil. Bu yüzden tona ton renkler, sakin renkler tercih etmeye önem gösteriyorum. Özet olarak zamansız ve sade detaylar benim için önemli.
Kişiye özel tasarımlarınız da mevcut mudur? Evet kişiye özel tasarımlar yapıyorum.
Vintage parçalar artık vazgeçilmezlerimizden. Tasarımlarınızda gördüğümüz kadarıyla, deri kumaşını büstiyerden gömleğe, etekten tayta kadar uzanan birçok alanda kullanıyorsunuz. Bu durumu 80’lere geri dönüş olarak nitelendirmek doğru olur mu?
Zamansız parçaları çok seviyorum ve zamansız olmayı hedefliyorum. Kolesiyondaki her parça zamansız olacak kadar güçlü. İnanıyorum ki deri ceketlerimi ileride çocuklarımız severek giyecek. Müştelerimden de bunu çok duyuyorum.
Yalnızca kadın tasarımları mı yapıyorsunuz yoksa erkekler için de çalışmalarınız mevcut mu?
Şu an için sadece kadın tasarımları yapıyorum, ancak zaman içinde Muse For All markasına erkek tasarımlarını dahil etmek istiyorum.Yine MFA kadınları gibi zamansız erkek parçaları hayallerim arasında.
davet
Pilevneli Dolapdere’de İnteraktif Sergi Pilevneli Dolapdere, Tobias Rehberger’in “Bazen Hiç Olmadığından Daha İyi Olur” adlı sergisine ev sahipliği yaptı. Eserlerinin sosyal etkileşimler yaratmasını ve seyircinin sanatında bir parça olmasını hedefleyen Rehberger, interaktif mimari enstalasyonlarının yeni bir örneğini Pilevneli Dolapdere’ye kurdu. Galerinin teras katında yer alan bu enstalasyon, yemek yenilebilecek, kahve içilebilecek, vakit geçirilebilecek bir sosyal platform görevi üstlenerek ziyaretçilerin deneyimine katkıda bulundu.
246
TOBİAS REHBERGER, ASLI PAMİR
JEAN MICHEL OTHONIEL, JOHAN CRETEN
EMİR BAHADIR
HANDE-ÖMER TAVİLOĞLU
Sergiye iș ve sanat dünyasından tanınan birçok ünlü isim katıldı. TUĞBA ÜNSAL
NİL UYGUN
DİLAN GEREDE
HANDE CAN YÜCE
ECE SUKAN
davet
248
KERİM-LİNDA KUYUMCUYAN
DİLEK HANİF
ÖZCAN-AYLİN TAHİNCİOĞLU
SİTARE KALYONCUOĞLU
NEZİH-BERRAK BARUT
ALP-SERRA TAȘKENT
İNCİ AKSOY
REZZAN BENARDATE
ELİF ÖZDEMİR, ZUHAL ȘEKER
DALİA GARİH
İnteraktif sergiyi gezen davetliler, galerinin teras katında keyifli vakit geçirdi. AYLİN SARUHAN
BERİL MİSKAVİ
SUZAN SABANCI DİNÇER
BENNU, MİRO GEREDE
dekorasyon
Ozan Ekși
ozaneksi@magmedya.com.tr
EPİQUE ISLAND
Yazın Taştığımız Sokaklar Sonbaharla Evlere Geliyor Șehir hayatının hızında “durmaya” vakit ayıramayanlar, güz dönemiyle birlikte daha az stres yașamanın formüllerini arıyor. Sağlıklı iș ve yașam dengesini kurmak sanılanın aksine zor değil. Trend tahmin ajansları, 2020 yılında yașam tarzımızın teknolojiyle birleșerek daha da ‘basitleșeceği’ yönünde fikir birliğine varmıș durumda. Daha primitif bir tavırla, ama șıklığı yitirmeden... Doğayla yakın temasta, ama estetik kaideleri koruyarak... Yavașlatılmıș ve sadeleșmiș bir atmosferde, ama klas... Dolayısıyla gelecekte dekorasyon șifrelerimiz; yalın formlar, teknoloji ve nefes alan alanlar. 250 magdergi.com.tr
NEW LOGICA SYSTEM INVITRUM VERDE PRATO BY VALCUCINE
Y
eni nesil ev modellerine dair yol haritalarına bakacak olursak; evi cep telefonundan yönetiyorsunuz. Mutfakta yemek pişirirken, Skype üzerinden dünyanın öteki ucundaki kıtayla iş toplantısı yapabiliyorsunuz, banyoda şömine ateşiyle karşılıklı uyuyorsunuz, yatak odasında internet üzerinden pilates dersi alıyorsunuz. Yemek odası denen yerin neresi olduğu bütünüyle size kalmış. Herkesi mutfak adasının etrafında ağırlayabiliyorsunuz. Açık alan olarak görünen her nokta yemek sergilemeye uygun olabilir. Salonun bir bölümü yeşil alan olarak kurgulanabilir ve çalışma odasını artık rahatlıkla ardiye yapabilirsiniz çünkü içinden USB port çıkan kolçaklarıyla kanepeniz bütün dünya ile kolektif çalışmanız ve bu sırada ayaklarınızı uzatıp kahvenizi yudumlamanız için en ideal köşe olacaktır. Şimdi, “değişen işlevler ve evde değişen roller” dönemi!
EST LIVING ROGERSELLER VALCUCINE KITCHEN
dekorasyon
Dingin düzenlemelerle, derinliğinden ve sofistike yașam anlayıșından da ödün vermeden sizin karakterinize bürünebilen bir yașam alanı tasarlamanız mümkün. Günümüz metropol insanı için mutfak, artık kişisel bir tapınak, ayrı kalınmaz bir laboratuvar gibi. Markalar da mutfakları hem yaşam alanı olarak değerlendiriyor hem de “evlerimizin kalbi” olarak görüyor. İnovasyon, günümüz mutfaklarının radarındaki en önemli kriterlerden biri. Teknolojinin her gün yeni ve ileri bir adım atması, sadece mutfağın mekanik yüzünü okşamıyor, aynı zamanda kullanıcıyı daha konforlu, kaliteli ve keyifli bir mutfak hayatına davet ediyor. Örneğin; dokunmadan, sadece tek bir elin zarif hareketiyle değişen mutfaklar, ada mutfağın hemen arkasına konumlanan bir televizyon ünitesi ya da kullanıcının fiziksel özelliklerine göre, sağlığını düşünerek fırının ve bulaşık makinesinin yüksekte olduğu modüller tasarlanıyor. Sağlık açısından önemli olan birçok şey mutfaklara yön vermeye başladı. Kentli evlerin sade makyajını da doğru yapmak mutlu hissettiriyor. Dingin düzenlemelerle, derinliğinden ve sofistike yaşam anlayışından da ödün vermeden sizin karakterinize bürünebilen bir yaşam alanı tasarlamanız mümkün. Çünkü her insan güzelliklerle çevrilmeye değerdir. Çıkış noktası ne olursa olsun dekorasyon keyifli atmosferler yaratıp kozalarımıza çekilmeyi öğütlüyor.
252 magdergi.com.tr
LIVING MIRUS BY VALCUCINE
FORMA MENTIS - LACQUERED DOOR BY VALCUCINE
davet
SEDA-CEM DEMİRTÜRK
TÜLAY KAYA
METİN MUNZUR, MÜRVET MARDİNİ
Angelite’ten Sezon Kapanışı Bilkent Otel’in yenilenen havuzu Angelite görkemli bir gece ile yaza veda etti. Bilkent Otel Angelite’te sezon boyunca gerçekleştirilen renkli organizasyonların sonuncusu “Yaz’a Veda” temalı görkemli bir gece ile oldu. Ceylan Köse ve orkestrasının sahne aldığı gecede davetliler birbirinden lezzetli ikramlar eşliğinde gece boyu doyasıya eğlendi.
254
ORHAN-GÖNÜL KORAL
HAKAN KOÇKAYA, NURETTİN MERCAN
Lezzetli balıkları bașkentlilerle bulușturan, güler yüzü ve hizmet kalitesi ile büyük beğeni toplayan Tarabya Balıkçısı kurucusu Nurettin Mercan ve ortağı Hakan Koçkaya ile keyifli bir sohbet gerçekleștirdik...
advertorial
Lezzetli Deniz Ürünlerinin Tek Adresi
Hangi ürün nerede taze ise orayı tercih ediyoruz. Kısacası mutfağımıza ve lezzetlerimize sonuna kadar güveniyoruz.
T
arabya Balıkçısı’nın kuruluş hikayesinden bahseder misiniz?
Tarabya Balıkçısı, 14 Haziran 2019 tarihinde Nurettin Mercan ve ortağı Hakan Koçkaya tarafından kurulmuştur. Her bir detayı büyük bir titizlikle hazırlanan ve başkentlileri en lezzetli balıklarla buluşturmayı hedefleyen Tarabya Balıkçısı kısa sürede büyük bir beğeni yakalamıştır.
VIP salon hizmetiniz nedir? Buradaki ayrıcalıklardan bahseder misiniz?
Her biri ayrı konseptlerde oluşturulmuş salonlarımız ile aile, iş yemekleriniz, doğum günü kutlamalarınız ve diğer birçok özel organizasyonlarınız için en konforlu ortamı sağlıyoruz. Salona özel hizmet görevlisi ile misafirlerimizden ek bir hizmet bedeli talep etmeden üst düzey hizmeti sunuyoruz.
Ankara’da bulunan diğer birçok balıkçıdan sizi ayıran özellikler nelerdir?
Tarabya Balıkçısı’nın farkı güler yüzüdür. Gelenler bizim misafirimizdir, müşterimiz değil. Ekip anlayışımız tamamen aile temellerine dayanır. Bunun yanı sıra lezzetlerimizin ve servis kalitemizin bizi öne çıkaran değerler arasında olduğuna inanıyoruz.
Menünüzde sunduğunuz lezzetler nelerdir?
Sektörün en iyi şefleriyle hazırladığımız lezzetler arasında kadayıflı karides, susamlı levrek, deniz mahsüllü erişte, balık lokma, meyve ahtapotu, karides switch gibi birçok ara sıcak ve soğuk meze çeşitlerimiz bulunmaktadır. Mevsim balıkları lüfer, lagos, mezgit, sardalya, çinekop, çıtır tekir, çıtır mezgit bizim ana yemeklerimizi oluşturuyor. Türkiye’nin üç deniziyle de bağlantılarımız var. Karadeniz’den kalkan, levrek gibi balıkları temin ederken; çuprayı Ege’den; karidesi, lagos’u Akdeniz’den temin ediyoruz. Hangi ürün nerede taze ise orayı tercih ediyoruz. Kısacası mutfağımıza ve lezzetlerimize sonuna kadar güveniyoruz.
Müşteri profilinizden ve geri dönüşlerden bahseder misiniz? Yeni açılmış olmamıza rağmen popüler bir mekan olduğumuzu söyleyebiliriz. Bürokratlar, siyasiler, spor dünyasından ünlü isimler, yabancı misyon temsilcileri, büyükelçiler bizi tercih eden müşterilerimiz arasında. Ankara’yla sınırlı kalmayıp şehir dışından da gelen geniş bir müşteri portföyüne sahibiz. Konumumuz gereği sakin ve trafikten uzak oluşumuz burayı sıcaklığı olan ve çok sevilen bir yer haline getirdi. Geri dönüşler bu yönde.
davet
CAN TOPALOĞLU, LEVENT KAYA, CİHAN YILMAZ, BAHAR ERDİN, NURİ KALYONCU, ÖZGÜR MUSLU, TUNA ERDİN
HIDIR KOÇYİĞİT, RUKİYE GÜRSES, BURAK MUNGAN, CAN TOPALOĞLU, EDA ÖZKAN, NURSEL ARSLAN, OZAN TEKEL
Point Hotel’de Keyifli Davet Point Hotel Ankara’da toplantı ve etkinlik profesyonelleri ile bir araya gelen Point Hotel Management, 300’ü aşkın davetlinin katıldığı davet ile misafirlerini ağırladı. Lezzetli sunumlara, dj ve perküsyon performansının eşlik ettiği etkinlikte, eğlence gece boyunca devam etti. Gecede konuşma yapan Point Hotel Ankara Genel Müdürü Levent Kaya, acentelere bu zamana kadarki değerli destekleri ve iş birlikleri için teşekkür etti.
258
haber
Sivrihisar Hava Gösterileri Sivrihisar Hava Gösterileri (SHG Airshow), bu sene TÜRK YILDIZLARI’nın katılımıyla muhteşem havacılık gösterilerine sahne oluyor. Bu sene 9 ülkenin gösteri pilotlarının yer aldığı SHG Airshow 2019’da Türkiye’nin “Göklerdeki Gururları” Milli Akrobasi Pilotumuz Ali İsmet Öztürk ve Milli Hanım Akrobasi Pilotumuz Semin Öztürk Şener’in olağanüstü akrobasi gösterileri, Türk Hava Kurumu Planör ve Paraşüt grupların muhteşem gösterileri, İngiliz Pilot Bob Pooler’ın Aviat Husky uçağı ile yaptığı gösteriler ile gökyüzü şenleniyor. Ayrıca gösteriler sonrası “Bir Tayyareci Vecihi Hür Kuş” tek kişilik tiyatro oyunu da Riddle Hangarı’nda sahneleniyor.
260 magdergi.com.tr
karma
Hiperaktifsiniz Farkında Değilsiniz Özgür Aksuna
ozgur@ozguraksuna.com www.ozguraksuna.com
D
Dikkat problemi yașıyorsanız, geçmeyen bir huzursuzluğunuz varsa, duygu değișimleriniz dikkat çekici ise; organize olamıyorsanız; stresle ilgili problemler yașıyorsanız; geç kalma korkusu yașıyorsanız; sıra beklerken dayanamıyorsanız ve hep aceleniz var gibi davranıyorsanız “Hiperaktif” olabilirsiniz.
ikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu’nun (DEHB) çocuk ve ergen ruh sağlığında en sık başvurulan hastalıklardan olduğunu ve hastalığın okul öncesi çocuklukta başlayıp yetişkinliğe kadar uzanan bir süreci içerdiğini görüyoruz. Ergenlik döneminde koşma isteği, tırmanma isteği, dikkatte dağınıklık, akademik başarıda düşüklük, çevresel uyumsuzluk yaşama ve söz dinlememe gibi belirtiler gösterir. İlerleyen yaşlarda yaşamını fazlaca etkileyen, iletişim ve ilişkilerinde başarısızlıkla gözlemlenen, iş hayatında güçlüklere dönüşen bu rahatsızlıkta, yaş ilerledikçe fiziki hareketlilik belirtileri yerini iş hayatında verimsiz çalışmaya ve trafikte tehlikeli araç kullanma eğilimine kadar giden belirtilere bırakır. Çocukluk döneminde aile içi sorunların yoğun yaşanması bu belirtileri daha büyük sorunlara taşıyabilir.
Yetişkinlerde Hiperaktivite Nasıl Anlaşılır?
Bir yerde uzun süre duramayan, arabayı sürerken çok acele eden ve hatta hızlı araba kullanmaya yatkınlık gösteren, sıra beklemeyi sevmeyen ve bekletildiği zaman büyük tepkiler gösteren, sinirlenme hızı yüksek, kurcalama ve oynamayı seven kişilerde genelde “Yetişkin Hiperaktiflik” emareleri görülür. Elleri ve ayakları oturduğu yerde durmaz, bir yerde uzun süre oturamaz, hemen ayağa kalkar, sinema ve tiyatro gibi alanlarda rahat duramaz, çoğu zaman hareket halindedir, işlerini ayakta dolaşırken yapar, çok konuşur ve dinlemekten hoşlanmaz. Kendisine soru sorulduğunda bitmesini beklemeden yanıt verir, sıklıkla başkalarının sözünü keser ya da işinin arasına girer. Almanya’daki Helmholtz Zentrum Araştırma Merkezi’nde yapılan çalışmalar, trafiğin yoğun olduğu bölgelerde yaşayan gençlerin hiperaktiviteye daha fazla eğilimli olduğunu ortaya koydu. İngiliz Daily Mail gazetesinin haberine göre, yüksek gürültü seviyelerine maruz kalan gençler yüzde 28 oranında daha fazla hiperaktivite belirtisi gösterdi. Carla Tiesler liderliğinde Münih’te yürütülen çalışmalarda, yüksek gürültü seviyelerine maruz kalan gençlerin anksiyete gibi duygusal bozukluklara iki kattan fazla maruz kaldıkları belirtildi. Araştırmacılar, uyku probleminin de duygusal bozukluklarda etkili olduğunu söyledi. Kişinin zeka düzeyi (IQ) yüksek olsa bile, DEHB’nun yaşam kalitesini son derece olumsuz etkilediği bilinmektedir. Yetişkinlerde, Kinestetik “dokunsal” yetenekleri güçlüdür, genelde dokunarak ve deneyimleyerek öğrenirler. Onları en çok tanımlayan genel tanım “acelecilik”tir. Riski sevdikleri için maceraya ve doğa sporlarına meraklı olurlar. İş ve aşk hayatları çok değişkenlik gösterir uzun süreli iş ve aşk pek yaşayamazlar ve tahammül eşikleri oldukça düşüktür.
Sevgili Nevzat Tarhan Hoca’nın geliştirdiği ölçekle kendi seviyenizi ölçebilirsiniz.
Yetişkin Hiperaktivite Ölçeği Yok 0
Bazen 1
Sık 2
Çok sık 3
1- Yerinde duramama, gergin ve sinirli olma 2- Uzun süre gazete ve kitap okuyamama 3- Duyguları iniş çıkışlı olma 4- Dikkati çabuk dağılma, kafa yoran işlerden kaçma 5- Plan yapamama, her işi yarım bırakma 6- Zorluklara dayanma gücü zayıflığı 7- Tehlikeli, pervasız araç kullanma 8- Sık ev, iş, sevgili değiştirme 9- Sonuçları düşünmeden ani karar verme 10- Stres altında kolay pes etme 11- İçki ve sigarayı kontrolsüz kullanma 12- Çok işle uğraşıp, çoğunu yarım bırakma 13- Sık sık parmak çıtırdatma, ayak sallama 14- Unutkan olma, eşya kaybetme 15- Çok konuşma, dinlemekten hoşlanmama 16- Ufak tartışmayı kavgaya dönüştürme 17- Tehlikeyi ve riski sevme 18- Kolay mutlu olmama, hemen hayal kırıklığına uğrama 19- İstirahat süresinde bile bir şeyler yapma 20- Aceleci sabırsız olma, beklemeyi sevmeme 21- Az ve tedirgin uyuma 22- Rekabetçi ve iddiacı olma
Puanlama:
0-21: Sağlıklı
22-41: Risk altında. Stresini azaltmanın yollarını bulmalı. 42+: Profesyonel yardım almalı DEHB’si olan kişiler egzersizi hayatlarının bir parçası haline getirmelidir. Sebze ve meyvelerden zengin, bol lif içeriğine sahip bir beslenme tercih edilmelidir. Probiyotikler düzenli yenmeli ve kepekli tahıllar, yağsız protein ve sağlıklı yağlar (zeytinyağı, kanola yağı) tüketilmelidir. Kaliteli uyku için çaba gösterilmeli gerekirse doktorunuzdan yardım istenmelidir. Evden çıkarken almanız gereken anahtar, gözlük, telefon gibi eşyalarınız için çıkışa yakın bir yere bir kase ya da kutu koyarak “evden çıkış” noktası oluşturulup unutma obsesyonundan kurtulmalıdır. Ajanda kullanmalı, planlı ve hatırlatmalı notlarla çalışılmalıdır. Dikkat dağıtıcı ne varsa odaklanırken uzak durulmalıdır. Bir uzmandan fikir almayı ihmal etmeyin, hayat kalitenizi iyileştirin.
davet
SERPİL-MEVLÜT KARAKAYA
ZEYNEP ÖZTEK
MERVE GENÇYÜREK ERDOĞAN
Sarı Konseptli Kutlama İş ve cemiyet hayatının yakından tanıdığı Gül ve Kerem Eren çifti, çocukları Alptuğ için eğlenceli bir doğum günü partisi düzenledi. Kronos Otel’de gerçekleşen doğum günü partisine çok sayıda çocuk, aileleriyle birlikte katıldı. Eren Ailesi’nin ev sahibi olduğu yemekle başlayan davet, çocuklar için eğlenceli aktivitelerle sürdü. “Sarı” rengin hakim olduğu partide büyükler de keyifli sohbetler eşliğinde güzel bir gün geçirdi. Kerem ve Gül çifti konuklarla bolca fotoğraf çektirerek bu mutlu günlerini ölümsüzleştirdi.
262
KEREM-ALPTUĞ-ZEYNEP NAZ-GÜL EREN
davet
ARZU ÇETİNER VARAİCH, MÜGE ERKİLET
NUR-DEVRİM-ATA CAMGÖZ
AYBERK TÜRKKAN
Arılılar’ın Eğlenceli Günü Arı Okulları mezunları Arı Spor ve Dinlenme Tesislerinde gerçekleştirdikleri geleneksel Bal Günü Şenliği’nde buluştular. Doğukan Manço’nun konuk DJ olarak yer aldığı programda mezuniyetlerinin onuncu, yirminci ve yirmi beşinci yıllarını kutlayan mezunlara plaketler sunuldu. Düzenlenen temsili kep töreninde kutlamaya katılan tüm dönem mezunları keplerini atarak Özel Arı Okulları Kurucusu Sıtkı Alp’le birlikte aile fotoğrafı çektirdiler.
ZEYNEP-SEDA-EYÜP TARMAN
davet
ERDİL YAȘAROĞLU, VAROL YAȘAROĞLU, BEGÜM KÜTÜK YAȘAROĞLU
HALİT ERGENÇ, BERGÜZAR KOREL
VAROL YAȘAROĞLU, ZEYNEP YILMAZ, YASEMİN ILICALI
“Muhtişim” İzdiham “Kral Şakir Korsanlar Diyarı” sinema filminin özel gösterimi, Vadistanbul Cinemaximum Sinemaları’nda gerçekleştirildi. BKM’nin yapımcılığında, Greyder Kids Ana Sponsorluğu’nda hayata geçirilen ve Grafi2000 Prodüksiyon tarafından canlandırılan animasyon filminin özel gösterimi sırasında konukların yoğun ilgisi nedeniyle salon kapıları önünde uzun kuyruklar oluştu. Filmin kahramanlarından Fil Necati’nin tabiri ile “Muhtişim” kalabalık ve çocukların heyecanı görülmeye değerdi.
ÇAĞLAR ÇORUMLU, VAROL YAȘAROĞLU
264
düğün
SELİN, DORUK, ARDA KARAGÜLLE
ESİN-SİNAN MISIRLI
Görkemli Düğün Holiday Inn Çukurambar otelinin İnsan Kaynakları Müdürü Duygu Özdemir ile Bioplan Biomedical’in Kurucu Ortağı Mutlu İpek görkemli bir düğünle hayatlarını birleştirirler. Holiday Inn Çukurambar Oteli’nde gerçekleşen görkemli düğüne çiftin aileleri ve birçok seçkin davetli katıldı. Davetliler geç saatlere kadar eğlenceye devam etti. Çift balayı için Tayland, Phuket ve Karabi adasını tercih etti. DUYGU ÖZDEMİR-MUTLU İPEK
266
davet
BURCU YÖRÜBULUT
TÜLAY KAYA
TUBA GÜNEBAK
NESRİN KILAVUZ
AFİTAP AKINCI
Seren Erdoğan 3. Yılını Kutladı Ankaralı başarılı moda tasarımcısı Seren Erdoğan, 3. yılını dostlarıyla birlikte kutladı. “Lavanta” konseptli parti 777 Organizasyon tarafından gerçekleştirildi. Seren Erdoğan, showroomunun açılışının 3. yılını yakın arkadaşlarının katıldığı bir davet ile kutladı. Kavaklıdere’de bulunan showroomun bahçesinde düzenlenen yemeğe; birçok arkadaşı Seren Erdoğan tasarımı “Lavanta” renkli kıyafetlerle geldi. 777 Organizasyon tarafından hazırlanan şık masada uzun saatler, keyifli sohbetler eşliğinde yenen yemeğin ardından Seren Hanım, anlamlı bir konuşma yaparak yanında olan dostlarına teşekkür etti.
268
SEREN ERDOĞAN
üçüncü göz
Sinem Yıldırım
sinem.yildirim@magdergi.com.tr
GÖREME MÜZESİ
Yüz Binlerce Yıl Öncesine Dokunabilmek Mümkün Anadolu’mda Dizilerin yașamımıza kattığı önemli değerlerden biri, geçtiği yörelerin insan akınına vesile olması. Asmalı Konak dizisinden önce pek azımızın gidip gördüğü Kapadokya, Seymen Ağa’ nın ailesinin yașadığı taș konağı görmek için yollara düșen insanlar sayesinde tarihinin en büyük göçünü almaya bașlamıștı. Göç diyorum zira gezip görenler kadar oraya yerleșenler de olmuștu ki hala da var. Ben de bu merakla çocuklarımla oraya gittiğimde bundan yaklașık 10 sene önce idi. Șu halinden daha tenha ve çok daha az oteli olan yer, șu anda özellikle Argos’ a açılan otel ve restoranlarla dünyanın en lüks ve en pahalı tatil yerlerinden birine dönüștü. Gerçekten insana çığlık attıracak kadar güzel peri bacalı odaları, etkileyici manzaraları ve atmosferinden ötürü insanı adeta sarhoș eden dünyanın sayılı kilit noktalarından biri haline geldi. 270 magdergi.com.tr
Ülkemin her köșesi kozmopolit bir odak.
Y
ıllar içinde defalarca gittiğim için değişimleri de gözlemledim. Bir ara artan yoğun ilgi sebebiyle, akın akın gelen turistler, özellikle Japon turistler bir kaç sezon boyunca ortadan kaybolmuşlardı. Bu çok üzücüydü. Son gidişimde ise özellikle Çinliler olmak üzere Rus, Alman ve Kuzey Avrupa ülkelerinden gelen yoğun insan gruplarını görmek beni mutlu etti. Özellikle genç Çinli nüfus sabahın altısında arkalarına güneş doğumunu ve balonları fon olarak alıp 1950 model üstü açık otomobillerin içinde ve önünde gelin damat fotoğrafları çektiriyorlardı. Instagram’a yüklenen bu güzel ve özel fotoğraflar artık insanların olmazsa olmazı adeta. Bir de şu sıralar Çinliler arasında terasta evlenme teklif ederken bu tip fotoğraflar çektirmek adeta çılgınca istenen bir akım. Avanos’ ta Kızılırmak Nehri’nin kenarında oturduğum Mado’da garsonlar dışında etrafımda Türkçe konuşan kimse yoktu. Kendimi yurt dışında bir nehir kafesinde zannettim. Ülkemin her köşesi kozmopolit bir odak. Sayın Emin Sucu ile bundan on yıl önce çocuklarımla beraber yaptığım Kapadokya gezisi sırasında tanışmıştım. Çocuklarıma hayatlarında ilk defa uçurtma uçurmayı o göstermişti. Yıllar içinde ailece arkadaş olduk kendisiyle. Annemi de onun oteline göndermiştim. Nostalji Cave Suit Otel mağara odaları ve terasıyla her daim dolu olan sıcacık bir otel. Çalışanların samimi içtenliği özellikle sahibi Emin Bey’in yardım severliği, yıllardır turizm hayatındaki her konuda tanıdığı insanlar ve şirketlerle orada ne yapmak isteseniz size en iyisini bulup bulduruyor oluşu size kendinizi ailenizin otelinde gibi hissettiriyor. Yörede balon turizmi çok revaçta. Ama zaman içinde bir sıkıntı oluşmuş. Balon biraz tekelleşmiş ve fiyatı pahalı. Emin Bey sayesinde son dakika olmasına rağmen hem yer bulduk hem de nispeten daha uygun fiyat ödedik. Nostalji Cave Suit Otel’ de yediğiniz her şey yine sahibi Emin Bey’ in kendi bahçesinden geliyor ve annesi tarafından bizzat yapılıyor. Salçalı bir meze vardı inanın yediğinizin domatesten olduğuna inanamazsınız zira bizler şehirde böylesi doğal ve gerçek yiyeceklere hasret yaşıyoruz.
ARGOS
BALONDAN ÇİNLİ GELİN VE DAMAT
EMİN SUCU
üçüncü göz
ZELVE VADİSİ
Yörede görülmesi mutlak olan çok yer var. Uçhisar Kalesi, Kaymaklı Yeraltı Şehri, Aşk Vadisi, Göreme Açık Hava Müzesi, Avanos ve Kızılırmak ki nehirde gondolla gezi de yapabilirsiniz, Zelve Ören Yeri ve Müzesi, sizi insanlık tarihinin ilk çağlarından itibaren bir geziye çıkaracak. Öyle bir gezi ki bu Anadolu topraklarının insanlığın doğum yeri olduğunun kanıtı oluşunu ispat edercesine binlerce yıllık savaş, tarım, yaşam, mimari, sanat ve dinlerin merkezinin tarihinde soluk alıp veriyorsunuz bu bir kaç gün içinde. Müzelerin duvarlarına yapılmış olağan üstü güzellikteki Hz. İsa’ nın doğumundan ölümüne tüm yaşamını anlatan muhteşem renklerdeki gravürlerin insanlarca taşla sopayla tek tek kazınmış ve mahvedilmiş oluşu kalbimi sızlatsa da hala yeni yerlerin keşfediliyor oluşu da o denli mutlu etti beni. Bunlardan biri de yeni kazı çalışmaları başlamış olan Sobesos Antik Şehri. Bu şehri gören dünyadaki ve ülkemizdeki sayılı insanlardan biri olduğuma eminim. Kazı yarım kalmış ve tamamen başı boş bırakılmış. Bu olağan üstü yerde bir kişi bile yok ve inanın yerdeki mozaikleri biri alıp götürse kimsenin ruhu duymaz. İçim sızladı gezerken.
ZELVE VADİSİ
KAYMAKLI YERALTI ȘEHRİ
Geçerken tesadüfen gördüğüm Başmelek Mikail Kilisesi ve Aziz Stefanos Kilesi ise son yıllarda bana büyük bir sürpriz yaşattı. Zira bin kere de gelseniz Kapadokya her gelişinizde size başka bir gizini açarak sizi şaşırtmaya devam ediyor. Kim bilir gün ışığına çıkmayı bekleyen daha neler neler vardır. Lütfen her bir milimetresini gözümüz gibi koruyalım. Başıboş bırakmayalım. Kapadokya’ ya gidince yörenin şaraplarının, testi kebabının ve Kızılırmak kenarında tereyağında pişmiş balığın tadına bakmadan sakın dönmeyin. Gün batımını ve güneşin doğuşunu izlemeyi sakın kaçırmayın. Kılıçlar Vadisinde atla gezin ve balon macerasını mutlaka bir kez deneyip havadan Erciyes Dağı’ nın haşmetini izleyin. Ve en çok binlerce yıldır havasına sinen aşkın ve inancın kokusunu en derinlerine doğru ciğerlerinize çekin. Siz de benim gibi aşık olacaksınız bu perili topraklara. Bu topraklarda binlerce yıl öncesi sanki hep daha dün gibi.
272 magdergi.com.tr
AÇIK HAVA MÜZESİ
düğün
Rüya Gibi Bir Düğün Mag Medya’nın Kurumsal İletişim Uzmanı Dilara Aydoğdu ile Ankaragücü Futbol Okulu Antrenörü Furkan Yurtseven çifti rüya gibi bir düğün ile hayatlarını birleştirdi. İncek Pelops Boutique’de gerçekleşen romantik düğünde çifti, ailesi ve yakın dostları yalnız bırakmadı. Konuklar, birbirinden lezzetli ikramlar ve eğlenceli müzikler ile gecenin geç saatlerine kadar keyifli anlar yaşadı. FURKAN YURTSEVEN, DİLARA AYDOĞDU
274
Düğünün tüm keyifli anları Luce Produksiyon tarafından ölümsüzleștirildi.
haber
TESYEV’in Geleneksel Öğle Yemeği Bu yıl 20. Yılını kutlayan Türkiye Engelliler Spor Yardım ve Eğitim Vakfı’nın (TESYEV) geleneksel öğle yemeği Sunset Grıll&Bar’da gerçekleşti. Engellilerin eğitimi için burs imkânı, tüm spor dallarına katılabilmeleri ve sosyal alanlara kolayca ulaşabilmeleri için çalışmalar yapan TESYEV 20. Yılını kutladı. TESYEV Yönetim Kurulu Başkanı A. Yavuz Kocaömer ve Yönetim Kurulu Üyesi Sedef İybar’ın ev sahipliğinde düzenlenen etkinliğe sosyal sorumluluk projelerine gönül vermiş tanınmış simalar ve ulusal basının önemli temsilcileri de katıldı.
HAYATİ BABAOĞLU, BERRİN ALTINÖZ, ALİ EVREN DOĞU, SEDEF İYBAR, YAVUZ KOCAÖMER, ALİ KİREMİTÇİ
149. Sergisi Toronto’da Kanada Toronto’da açtığı 149. Kişisel sergisinin açılışına birçok sanatsever katılım gösterdi.
HİKMET ÇETİNKAYA
276 magdergi.com.tr
Gelincik resimleri ile tanınan Hikmet Çetinkaya’nın 149. Kişisel sergisi Kanada Toronto’da At Origin Coffee’de açıldı. Serginin çekimleri Kanada’da yayın yapan Turkuaz TV tarafından yapılarak sevenlerine duyuruldu. Hikmet Çetinkaya bez tuval üzerine yağlıboya olarak yaptığı birbirinden değerli eserlerinin hepsini Toronto’daki atölyesinde yaptı. Sanatseverlerin de katılımıyla desteklenen sergi büyük ilgi gördü.
haber
Şampiyonaya Türk Sporcular Damga Vurdu Wind Fest IFCA 2019 Alaçatı Avrupa Şampiyonası Çağla Kubat Windsurf Academy’nin organizatörlüğü ve ev sahipliğinde gerçekleşti. Altı gün süren zorlu şampiyonada Junior Kızlar kategorisinde İpek Kaçan’ın Avrupa şampiyonu oldu. Junior Erkekler kategorisinde ise Berke Özay Avrupa ikincisi oldu. Masters kategorisinin Avrupa Şampiyonu milli sporcumuz Bora Kozanoğlu olurken, Erkekler Youth kategorisinde Ali Maga Avrupa ikincisi oldu.
Sonbaharın İlk Toplantısı Okulların açılması ile birlikte sosyal sorumluluk derneklerinin yöneticileri yeni projeler için bir araya gelmeye başladı. Güzel bir yaz tatilinin ardından bir araya gelen TEMA-K Kadın Kolları üyeleri yeni projeler hakkında fikir alışverişinde bulundular. TEMA-K hanımları Esra Öztürk’ün ev sahipliğinde geçtiğimiz hafta Maslak 1453’te yeni açılan Rıfkı Turkish Wrap’te öğle yemeğinde buluştular.
davet
RECEP KUTLU GÜRAY, CANAN ÇAKMAKCI, ONUR SÜLEYMANAĞAOĞLU, ARDA YURTSEVER, SEZGİ EZGİ, IȘIN GÜNEȘ, SERTAY SARGIN
GÖKÇE KULAKSIZOĞLU, ASLI KARAGÖZ, PETER
Angelite’te 90’ lar Rüzgarı ESRA ÖĞET
Bilkent Otel’in bu sezon başında yenilenen havuzu Angelite’de çok sayıda seçkin davetlinin katılımıyla gerçekleşen 90’lar neon partisinde konuklar gece boyu eğlence ve dansa doydu. DJ Mehmet Gökçeöz’ün canlı performansı, birbirinden renkli ve lezzetli kokteyller eşliğinde zaman geçiren davetliler 90’lar neon partiye tam not verdi. Bilintur A.Ş. Genel Müdürü Arda Yurtsever’in konuklarla yakından ilgilendiği gecede neon aksesuar ve süslemeler renkli anlara sahne oldu.
haber
Destek İçin Buluştular Koruncuk Vakfı’nın bu yıl açtığı Koruncukköy Urla’ya destek amacıyla cemiyet ve sanat dünyasının tanınmış isimleri Hotel Bosphorus’un ev sahipliğinde düzenlenen öğle yemeğinde bir araya geldi. Bu yıl 40. kuruluş yıldönümünü kutlayan Koruncuk Vakfı’nın, organize ettiği bu anlamlı davette elde edilen gelir; Türkiye’nin dört bir yanında eğitim hakkı risk altında olan veya farklı imkansızlıklardan dolayı eğitim hayatından uzaklaşma tehlikesi bulunan kız çocuklarının, hak ettikleri koşullarda eğitimlerine devam edebilmeleri ve hayata hazırlanabilmeleri için kullanılacak.
Senforock Bilkent Otel’de Dünya çapında büyük senfonik konserler yönetmiş ve kayıtlar gerçekleştirmiş, sıra dışı besteci ve orkestra şefi Musa Göçmen’in senfonik rock projesi olan “SENFOROCK” Bilkent Otel Sakarya Salonu’nda Ankara seyircisi ile buluşmaya hazırlanıyor. Rock, Türkçe rock ve metal müziğin efsane şarkılarının; senfonik orkestra, rock grubu ve solistler eşliğinde yeniden düzenlendiği Senforock izleyicilerine harika bir müzik şöleni sunacak.
davet
ALİ DALBAY
Yaza Coşkulu Veda TED Ankara Koleji Mezunları Derneği Kolej-IN’de gerçekleşen etkinlikle yaza veda etti.
YASEMİN POLAT
280
Geleneksel olarak düzenlenen Yaza Veda Partisi bu sene de renkli ve coşkulu anlara ev sahipliği yaptı. Kolej-IN’de gerçekleşen etkinlik, TED Ankara Koleji Mezunları Derneği Başkanı Yasemin Polat’ın konuşmasıyla başladı. Kolej ruhunun önemine vurgu yapan Polat, “TED Ankara Koleji Mezunu olmak bir ayrıcalık. Geleceği geçmişi ve her anı birlikte yaşıyoruz. Yaşımız ne olursa olsun hep bir aradayız” dedi. Gecede, anlaşmalı kuruluşlar da dernek üyelerine özel indirimler sağlayan Meşale Kart ve Kolejlilerin dijital platformda buluşma noktası, Kolej 360 uygulamasının yenilikleri anlatıldı.
ELİF YURDDAȘ
DJ performansı ile bașlayan eğlence, Soner Özer’in eșsiz perküsyon gösterisi ile devam etti. ALİ BENER -NECDET AKDAȘ İLKNUR SEVEN
ȘEREF TOPKAYA, NİLÜFER ÇAKMAKLI, MERVE NAZ ABANOZOĞLU, OĞULCAN ARIKAN, DUYGU AYTAÇ, EMRAH CENGİZ, SERHAT İPEK
DUYGU AYTAÇ, AYȘEGÜL TÜZÜNER
ipek’in objektifinden
İpek Gençer
ipek@magmedya.com.tr
En Romantik Rota: Cinque Terre Sonbahar, serinliğini hafif hafif hissettirirken, eminim içinizde benim gibi yaza doyamayanlar, hala sıcacık yaz güneșini özleyenler vardır. Aslında tam bir kıș insanı olmama rağmen, bu yazın bitmesini hiç istemedim... Hala da güneșin son damlalarını kovalama halindeyim... FOTOĞRAFLAR: İPEK GENÇER
M
utluluk kaynağımız olan güneş, son zamanlarda sıcak yüzünü göstermekte nazlanıp, sararan yapraklar rüzgarların peşine takılmış giderken, içimizi ürperten soğuğa, kalplerimizin sıcaklığıyla meydan okuyalım. Kim demiş sonbahar hüzünlü bir mevsim diye? Gelin bu sonbaharı çok farklı yaşayalım; esen rüzgarlar sadece romantizm rüzgarları olsun... Bu ay İtalya’nın en romantik rotalarından biri olan Cinque Terre’yi yazdım. Aşk filmlerine konu olan, Akdeniz’in en bozulmamış
282 magdergi.com.tr
kıyılarına sahip, yeşil panjurlu rengarenk evlerden oluşan bu küçük köyler adeta film seti gibi... İtalyancada ‘’Beş Toprak’’ anlamına gelen Cinque Terre, Ligurya bölgesinin denize en dik bakan yamaçlarına kurulmuş beş şirin köyden oluşuyor. Bu köyler sırasıyla; Riomaggiore, Manarola, Corniglia, Vernazza ve Monterosso al Mare. Bu bölgeyi ziyaret ederken en kritik nokta, kalacağınız yere karar vermek. Biz gitmeden önce hem internetten araştırma yaptık hem de giden arkadaşlarımıza sorduk ve sonunda La Spezia’da kalmaya karar verdik. Ama gezimizi bitirdikten sonra Monterosso al Mare’nin konaklamak için daha iyi bir
seçenek olduğunu gördük. Bu beş köyün hepsi de oldukça dik yamaçlara kurulu olduğu için, Monterosso al Mare dışında hiç bir köye arabayla ulaşmak mümkün değil. Köyler arası ulaşım trenle, 4-8 dakika sürüyor ve sık sık tren seferleri var. Dolayısıyla trenle ulaşım en konforlusu. Ama biz Pisa’ya uçup, oradan araba kiraladığımız için, arabayla ulaşabileceğimiz en yakın nokta olan La Spezia’yı seçtik. Otelimizi seçerken, internetteki fotoğraflarına ve manzarasına hayran olduk. Bu yolculuğu beraber planladığımız arkadaşım Meltem’in ‘’Böylesine güzel manzarası olan bir otel, epey dik bir yokuşta olabilir.’’ uyarısına rağmen ben kahramanlık yapıp, dik yokuşların benim için bir problem olmadığını söyleyip, bu oteli almakta ısrar ettim. Otele ilk gidişimizdeki yaşadığımız şoku hayatımız boyunca unutmayacağız! Hiç bu kadar dik, dar ve virajlı bir yolda araba kullanmadım! Yokuşları çıkarken ikimizin yüzü de bembeyazdı ve korkudan ne birbirimize ne aşağıya bakabiliyorduk çünkü aşağısı uçurumdu! Daha sonra alıştık tabii, ama yine de siz siz olun, otelin güzelliğine ve muhteşem manzarasına kanmadan önce en yakın arkadaşınızın sözünü dinleyin! Cinque Terre’yi anlatmaya başlamadan önce kısaca La Spezia’dan bahsetmek istiyorum. La Spezia, İtalya’nın önemli ticari limanlarından biri. İtalya’nın diğer liman şehirlerinden çok farklı olmadığı için buraya sadece bir gece ayırmanız yeterli olacaktır. Müzeler, bahçeler ve parklar dışında San Giorgio kalesini gezebilir, Calatrava’nın tasarımlarını andıran Thaon de Revel köprüsünden La Spezia manzarasını seyredebilirsiniz. Geceleri ise oldukça hareketli olan marinayı gezebilirsiniz. Riomaggiore: La Spezia’da kaldığımız için bize en yakın köy olan Riomaggiore’den başladık gezimize. Bu arada tren biletlerinizi günlük almanızı öneriyorum. Köylerin hepsi birbirine çok yakın olduğu için, gün içinde bir köyden diğerine birden çok kez geçebiliyorsunuz. Bu köylerin arasını yürüyerek de geçmek mümkün ve Cinque Terre bölgesi asıl köyler arasındaki yürüyüş yollarıyla ünlü. Bu yollar, köylülerin tren yolu yapılmadan önce yürüyerek oluşturduğu, yüzlerce yıllık yürüyüş patikaları. Farklı zorluktaki bu dik trekking parkurları, dünyanın her tarafından yürüyüş severlerin gözdesi. Unesco Dünya Mirası listesine alındığından beri popülaritesi daha da arttığı için, bu yürüyüş parkurlarının tüm zorluğuna rağmen, trenlerden daha kalabalık olduğunu söyleyebiliriz. Riomaggiore, köyler içinde en küçük olanı. Evler, diğerlerinden çok daha dar ve dik bir koyun etrafına dizilmiş. Tarihi 13. yüzyılın ilk zamanlarına kadar dayanıyor. Tren istasyonundan çıktıktan sonra serin bir tünelden geçerek köyün tam merkezine çıkıyorsunuz. Limana geldiğinizde tepedeki sarp kayalıklara yaslanmış rengarenk evlerin, tabloları kıskandıran manzarasına mı baksak, limandaki göz alıcı maviliğe dizilmiş, renkli küçük kayıkların hafif hafif salınışlarına mı dalsak karar veremiyoruz. Güzelim maviliği delerek denizin üzerinde adeta bıçakla, özenle kesilmiş gibi duran kayalıkları seyrediyoruz uzun uzun... Kayaların her yerine havlular atılmış. Kimi güneşleniyor, kimi denize atlıyor, kimi de yer yer turkuaza dönen denizin keyfini çıkarıyor. Görüntü ne kadar cezbedici olsa da öncelikle tüm Cinque Terre’yi keşfedip, deniz keyfini sonraya bırakıyoruz. Ama daha en başından biliyoruz ki bu keyif, Riomaggiore’de yapılacak! Bu küçük koyu yukarıdan seyretmek için en tepeye çıkıyoruz. Epey dik bir yokuş. Ama manzarayı seyretmek için sık sık mola verdiğimizden, çok da şikayet etmeden tepedeki manzara noktasına ulaşıyoruz. Tüm koyu yukarıdan seyredebileceğimiz bir manzara umarken, koyu doğru düzgün göremiyoruz bile. Ama tekrar iniş yoluna geçtiğimizde Riomaggiore’nin yeşillikler içinde kalan kısmı ve diğer koya bakan manzaralar bizi büyülüyor.
Manarola: Instagram’da fotoğrafını en çok gördüğünüz köy burası işte! Tüm beş köy içinde en eski ve en fotojenik olanı... Manarola, 1160 yılında yapılmış olan San Lorenzo kilisesi ve diğer şaraplara göre oldukça pahalı olan ‘’Sciacchetra’’ adı verilen tatlı şarabıyla ünlü. Minyatür bir şampanya bardağına benzer bir bardakta servis edilen bu şarabı çok ama çok sevdik! Cinque Terre’yi gezip keşfetmeden önce fotoğraflarına baktığımda hepsi aynı yermiş gibi görünüyordu gözüme. Ama gördükten sonra söyleyebilirim ki, hepsi birbirinden çok farklı... Manarola, Riomaggiore’ye göre daha büyük bir koya yayılmış. Burada da yine denize atlamak için yüksek kayalıklar var. Gençler bu kayalıklarda sıraya girip, kalabalıkların tezahüratlarıyla çeşitli akrobatik hareketler yaparak suya atlıyorlar. Alkışlar ve korkup atlayamadan geri dönenlere atılan kahkahalarla, oldukça gürültülü bir meydan burası. Bu kadar el değmemiş bir denizi ve doğası olunca, haliyle her köyde deniz ürünleriyle ünlü pek çok restoran bulunuyor. Bu restoranların en ünlüsü, Manarola’nın en güzel manzarasına bakan “Nessun Dorma”. Biz de önce burada yemeye niyetleniyoruz ama herkesin elinde gördüğümüz, kağıttan külahlardaki kızarmış kalamar, karides ve balıkların görüntüsü bizi bizden alıyor ve kendimizi take-away önünde sırada buluveriyoruz. Ara bir sokakta, merdivenlerde oturarak bir çırpıda yiyip bitiriverdiğimiz bu hızlı öğlen yemeğiyle gaza geliyoruz ve trekking yollarına dalmamaya karar verdiğimiz halde, yürüyüş yollarının en ünlüsü olan, Manarola-Riomaggiore arasındaki ‘’Aşk Yolu’’nu (Via dell’Amore) tırmanırken buluveriyoruz kendimizi. Şu anda bir kısmı kapalı oluğu için, ancak belli bir yere kadar gidilebiliyor. Aşk yolunun hikayesi ise şöyle; geçmiş zamanlarda köyler arasında ulaşım yokken, tren yolunun inşası sırasında dağın içine tünel açılarak daracık bir
ipek’in objektifinden
yol yapılıyor. Bununla birlikte iki köyün aşık gençleri bu yolu kullanarak ortada buluşuyorlar ve burası bölgenin en romantik noktası haline geliyor. İtiraf etmeliyim ki, burası gerçekten de inanılmaz güzellikte bir yer. Pek çok genç burada ilanı aşk ve evlilik teklifi yapıyor, evlilik yıl dönümlernii kutlayan veya romantizmin doruklarını yaşayan çiftler de şaraplarıyla buraya gelip gün batımını seyrediyorlarmış. Sevgilisi olmayanlar ise yol boyunca dilek dileme amaçlı asma kilitlerden takıyorlarmış. Eski zamanlardan beri milyonlarca aşığın buluştuğu bu en romantik noktada, kalpten dilenen tüm dilekler gerçek oluyormuş! Cornıglıa: Cinque Terre’nin en ortasında bulunan bu köy, sahile ulaşımı en zor olanı. Burayı gezmeye tepede kurulu olan bölgeden başlamanızı tavsiye ediyorum. Tren istasyonunda indikten sonra sizi tepeye çıkaran, her beş dakikada bir gelen ücretsiz bir servis mevcut. İnternette pek çok blogger buranın ziyaret etmeye değmeyeceğini yazmış. Ama biz burayı da sevdik. Diğerlerinden farklı olarak, deniz seviyesinden 100 metre yükseklikte bir tepede kurulu. Üç tarafı da üzüm bağları ve terasları ile çevrili daha çok tarım alanı olarak şekillenmiş bu köyde, diğerlerinde görmeye alışık olduğunuz turist kalabalıklarından eser yok. Belki bu sakinliği de hoşumuza gitmiş olabilir. Köyün denize doğru en uç noktasına yürüdüğünüzde, solunuzda Manarola, sağınızda Vernazza’nın en güzel manzaralarına hakim bir seyir terasına ulaşıyorsunuz. Kondisyon konusunda iddialıysanız, sahile inen yaklaşık 400 adet basamak, size günlük antrenmanınızı yaptıracaktır. İddialı değilseniz bizim gibi yapın ve kendinizi minik hediyelik dükkanlarına atın ve sonrasında da en büyük boy dondurmayla kendinizi ödüllendirin! Vernazza: İşte benim bir numaram! Cinque Terre’yi gezenlerin çoğu Manarola ve Riomaggiore’yi dilinden düşüremezken, ben diyorum ki, bu diyarların en güzeli Vernazza! Girişi bile
284 magdergi.com.tr
diğerlerinden o kadar farklı ki... Tren istasyonunda iner inmez sizi diğerlerine göre çok daha ferah bir sokak karşılıyor. Sokağın sağına ve soluna sıralanmış, pastel renkli evlerden oluşan bir kartpostalın içine doğru yürüyorsunuz. Pembe, sarı, somon, yeşil, bu rengarenk evler tam bir güzellik yarışında. Hediyelik eşya dükkanları, minik kafeler sanki sizi yoldan çıkarmak üzere işbirliği yapmış gibi. Hedefimizden şaşmadan limana doğru ilerlemeye çalışıyoruz, ama o da ne! Solumuzda girişi kalp şekline benzeyen bir kaya mağarası ve diğer ucunda deniz. Hemen içeri dalıyoruz. Oldukça klostrofobik ve her an üzerimize çökecekmiş gibi duran bu mağaradan hızlı hızlı geçip, taş bir plaja ulaşıyoruz. Pek çok kişi denize giriyor, kalabalığın yarısı da mağaranın içinden topladığı taşlarla dilek kuleleri oluşturmakla meşgul. Buradan limana geçiyoruz. Solda sizi tüm güzelliğiyle 1318’de inşa edilmiş Santa Margherita d’Antiochia Church karşılıyor. Bence bu köy tüm güzelliğini bu zarif kubbeli kiliseden alıyor. Bu kiliseyi tam karşıdan seyreden, 11. yüzyıldan kalma olan Castello Doria ise köyün diğer özel yapılarından biri. Kilisenin önünde küçük bir kumsal var, kale tarafına doğu yürüdüğünüzde ise yine kayalardan atlayanları görüyorsunuz. Yani Vernazza’da yüzmeyi sevenler için ister taşlı, ister kumlu, ister kayalardan atlamalı her türlü alternatif mevcut. Burayı o kadar seviyoruz ki, güneşin batışını bu köyden seyretmeye karar veriyoruz. Vernazza’da hangi köşeden fotoğraf çekerseniz çekin, o karenin muhteşem olacağı garanti! Yine de bence fotoğraf meraklıları için en güzel nokta, Monterosso yürüyüş parkurundaki seyir terası. Buraya çıkmak için oldukça uzun ve dik bir tırmanışı göze almanız gerekiyor. Önce Vernazza’nın içindeki daracık sokak aralarındaki merdivenlerden tırmanmaya başlıyorsunuz. Yukarı çıktıkça yol daralıyor ve yer yer toprak, yer yer kayalık bir tarafı uçurum olan bir patikaya dönüşüyor. Ben parmak arası terliklerle çıkmak gibi bir hata yaptım. Çıkış iyiydi ama iniş epey riskli ve
yorucu oldu. Yukarılara çıkıp, köyden uzaklaştıkça ortalık iyice ıssızlaştı. Alice Harikalar Diyarı’ndaki dev sarmaşıklar ve ağaç köklerinin olduğu karanlık ormana benzeyen yerlerden geçtim, etrafta kimsecikler olmadığı için epey ürperdim ama ilerledikçe öyle bir seyir terasına ulaştım ki, tüm bu tırmanışa ve yorgunluğa değdi. Hayatım boyunca seyrettiğim en güzel manzaralarından biriydi... Sonrasında da hayatımın en hızlı inişi! Korkudan o kaygan kayalıkları koşarcasına inmişim ama bu sayede güneşin batışını kaçırmamayı başardım. Sevgilisiyle gidecekler için Vernazza’da günbatımını seyredebileceğiniz en romantik restoran Ristorante Belforte. Taş surların içine yerleşmiş bu güzel manzaralı restorana, gitmeden haftalar önce rezervasyon yaptırmanız gerekiyor. Monterosso: Ve köyler içinde ulaşımı en kolay ve kalabalık olanı! Bölgenin en büyük ve uzun sahiline sahip olduğu için en fazla plaj seçeneği de burada. Bu yüzden özellikle çocuklu aileler tarafından çokça tercih ediliyor. Cinque Terre turuna Riomaggiore’den başlamış olanlar için finali deniz kenarında keyif yaparak bitirmek iyi bir seçenek olabilir. Zaten diğer köyler gibi renkli evleri olmadığı için pekte bir şey kaçırmıyorsunuz. Monterosso eski ve yeni olmak üzere iki bölümden oluşuyor ve birbirlerine bir tünel ile bağlanıyorlar. Yeni olan bölüm, rengarenk şemsiyelerle dolu uzun bir plaja sahip. Burası bize çok enteresan gelmediği için çok vakit kaybetmeden Monterosso Vecchio denilen 1000 yıllık bir geçmişe sahip olan eski bölüme geçtik. Dar sokakları ve renkli evleriyle diğer köylere daha yakın bir mimariye sahip bu bölgede bir çok restoran, butik ve kafe bulunmakta. Burada diğer köylerden farklı olarak özel tasarımlar bulabileceğiniz şık hediyelik eşya dükkanları mevcut. Monterosso’da özellikle tavsiye etmek istediğim bir restoran var: Da Eraldo. Kırmızı-beyaz renk, kareli masa örtüleri olan küçücük bir restoran. En fazla on masası olan bu restoranın önünde durup, uzun süre müşterilerin tabaklarındaki birbirinden enfes görünen yemekleri seyretmekten
kendimi alamadım. Üstelik başka bir restoranda daha yeni yemek yemiştik, yani aç değildim. Her neyse, bizim fena halde içimizde kaldı, siz giderseniz benim yerime de yiyin! Diğer bir kaçırdığımız şey ise yeni olan bölümdeki, İtalyanların ‘’Il Gigante’’ adını verdikleri, deniz tanrısı Neptün’ün 82 metrelik dev heykeli olmuş. Monterosso plajının bir ucunda bulunan Villa Pastine’nin duvarını süslemek amacıyla 1910 yılında Ferrara adındaki bir heykeltıraş tarafından yapılan bu heykel, II. Dünya Savaşı’ndaki bombardımanlar sırasında hasar görmüş olmasına rağmen hala ayakta ve oldukça etkileyici. Cinque Terre ile ilgili atlamamanız gereken bir önemli bir detay, tren saatleri. Akşam trenleri, gündüz trenleri kadar sık olmadığından, dönüş saatinize önceden karar vermeniz gerekiyor. Yoksa geç saatlerde köylerden birinde mahsur kalabilirsiniz. İtalya gezisi yapıp mutlu dönmeyen biri sanırım yoktur. Ama bu bölge, üzüm bağları, limon bahçeleri ve zeytin ağaçlarıyla kaplı yemyeşil yamaçları, eşsiz manzaraları ve rengarenk evleriyle hafızalarımıza ve kalbimize kazındı. İtalyan Rivierası’nın bu en el değmemiş doğasının, Akdeniz’in derin mavisiyle birleşmesini seyrederken, tüm duyularımızı sonuna kadar açıp, bu manzarayla bir bütün olmak istedik. Batan güneşin turuncudan kırmızıya sakin sakin boyadığı yamaçları ve sokakları görünce, buranın neden el ele-göz göze dolaşan, gözlerini birbirinden ayırmayan çiftlerle dolu olduğunu anladık. Evet Cinque Terre gerçekten de tüm yaştan aşıkları baştan çıkaran masalsı bir yer... Sizlere, romantik sürprizlerle dolu bir Ekim ayı diliyorum. Yeni rotalarda görüşmek üzere, Sevgi ve sağlıkla kalın
davet
Anadolu Uygarlıklarından İzler Kültür Bakanlığı’nın katkılarıyla ve Siret Uyanık’ın küratörlüğünde gerçekleşen sergi, İstanbul Arkeoloji Müzeleri Darphane-i Amire’de sanat severlerle buluşuyor.
SİRET UYANIK, GÜLSÜN-İSMAİL SAĞIROĞLU
Anadolu’nun zengin kültürel mirasından ilham alınarak hazırlanan ve ülkemizin yetiştirdiği değerli sanatçılarının hazırladığı seçkin eserlerden oluşuyor. Programda İstanbul Üniversitesi Öğretim Görevlisi Arkeoloji alanında duayen Profesör Mehmet Özdoğan da “Göbeklitepe Kültürünün Uygarlık Tarihi İçindeki Yeri” başlıklı bir konferans verdi.
ALAYBEY KARAOĞLU, BÜNYAMİN BALAMİR, RAHMİ ASAL SİRET UYANIK, COȘKUN YILMAZ, MURAT ERKAN, BURCU PEHLİVAN, AYDIN AYAN
23 sanatçının katılımıyla gerçekleșen sergide resim, heykel ve seramik çalıșmaları yer almaktadır. 286
AHMET SELÇUK İLKAN
MEHMET ÖZDOĞAN
davet
SANVER ÖZGÜVEN
MEMET SUBAȘI
DENİZ BAȘSOY
ESRA-SUALP GÜREȘÇİOĞLU
Galeri Soyut’ tan İki Sergi Galeri Soyut, Gaia Art Project’in “Doğanın İzleri” ve Sanver Özgüven’in “CTRL+P” isimli sergisine ev sahipliği yaptı. Başkentin önemli galerilerinden Galeri Soyut’ ta gerçekleşen sergileri çok sayıda sanatsever izledi. “Doğanın İzleri” isimli resim sergisi ve “CTRL+P” isimli üç boyutlu seramik sergisi oldukça yoğun ilgi gördü.
288
SEDA DİNÇAY, MÜGE CEYHAN, MELİKE UÇKUN
Erol PELİOĞLU Resim Sergisi
120x150 cm tuval üzeri yağlıboya 2019
’’Ütopik Romans’’ 25 Ekim - 13 Kasım 2019
Yıldızevler Mah. Şehit Mustafa Doğan Cad. No: 82 / A - B Çankaya - 06550 / ANKARA GSM: +90 532 550 99 94 • T: +90 312 438 86 70 • F: +90 312 438 86 72 www.galerisoyut.com.tr - galerisoyut@gmail.com galerisoyut
galerisoyut
galerisoyut
Beril’den yansmalar
TAC MAHAL
Renkli ve Mistik Hindistan Bu ay Hindistan Hükümeti’nin davetlisi olarak yaptığım seyahatten bahsedeceğim... Çok keyifli turistik gezinin yanı sıra ekonomisinden Ay’a fırlattıkları uzay aracına kadar birçok konuda bilgi sahibi oldum. Bakanlar dahil önemli ve üst düzey yetkililerle de tanıșma fırsatım oldu. Ancak beni en çok etkileyen șeyin “birlik bilinci” olduğunu söylemeliyim. Müthiș bir kültürel çeșitliliğe sahip ülkede çok farklı dinlere ve dillere rağmen insanların büyük bir kabullenișle, huzurla yașamaları beni çok etkiledi... Yirmi yıldır yaptığım yoganın, neden bu topraklardan çıktığını anladım... 290 magdergi.com.tr
D
ünyanın en büyük ikinci nüfusuna ve yedinci büyük yüz ölçümüne sahip ülkenin oldukça renkli kültürel, tarihi, doğal zenginlikleri ve bunların ahengi çok özel. Hindu tapınağının yanında cami, onun yanında İngiliz sömürge döneminden kalma bir yapı... Hepsi birbiriyle bütünleşmiş ve çok huzur verici... Kıyafetlerden yemeklere kadar her şey çok özgün... Herkesin merak ettiği bir ülke olması boşuna değil...
AKSHARDAM TAPINAĞI
Bu arada mevsim olarak doğru bir zamanda gitmişim, hava çok güzeldi. Gitmek isteyenler muhakkak uygun mevsime dikkat etsinler... Ben üç büyük şehri ziyaret ettim. Burada bulunduğum yerlerden kısa kısa notlarımı paylaşıyorum...
DELHİ
Başkent Delhi, modern yüzüyle Yeni Delhi ve geleneksel haliyle Eski Delhi olarak ikiye ayrılıyor. Ülkenin de en kalabalık şehri... Şehri ortadan ikiye bölen Yamuna, Hindular’ın kutsal saydığı bir nehir. Trafik biraz korkutucu gelebilir ancak üç tekerlekli çekçekler kolaylık sağlıyor...
Akshardam Tapınağı
Benim en beğendiğim yerlerdendi. İçi, dışı, hikayesi muhteşemdi! Eski bir yapıya benzese de yeni inşa edilmiş, iki dönüm üzerine yayılmış, incecik işlenmiş oyma ve kabartmalara sahip bir Hindu tapınağı... 234 oymalı sütun, 9 kubbe ve 20.000 heykelden oluşuyor. Enerjisi müthiş! Hindistan’ın on bin yıllık tarihini anlatan bir bot turu yapılıyor. Akşamları da yapının hikayesini anlatan bir belgesel, amfi tiyatroda ses ve ışık gösterileri eşliğinde paylaşılıyor.
KIZIL KALE
Jama Cami
Eski Delhi’de yer alıyor ve Hindistan’ın en büyük camilerinden... 1600’lü yılların ortasında Şah Cihan tarafından yaptırılmış. Üç giriş kapısı, 40 metrelik iki minaresi ve havuzu bulunan Jama Cami, mermer ve kırmızı kumtaşından inşa edilmiş, görkemli bir cami...
Kızıl Kale
Yeni Delhi ‘de bulunan kale, yine Şah Cihan tarafından yaptırılmış ancak kendisi hiç yaşayamamış. Kırmızı kumtaşından yapılmış ve çok ihtişamlı... Hindistan bağımsızlığını kazandıktan sonra da ilk kez bayrak dikilen yer olarak tanınıyor. Ayrıca UNESCO Dünya Mirası Listesi’nde geçiyor. Modern ve çok sade bir mimariye sahip olan, her türlü inançtan ziyaretçiye açık Lotus Tapınağı; 13. yüzyıldan kalma Kutup Minar; Evliya Nizamüddin Dergahı; savaşta hayatını kaybedenler anısına dikilen Hindistan Kapısı da önemli görülecek yerlerden... Alışveriş için de Dilli Haat ve Chandni Chowk’ta etnik ürünler, hediyelikler bulabilirsiniz.
HİNDİSTAN BİLİM ENSTİTÜSÜ
Beril’den yansımalar
TAC MAHAL
HİNDİSTAN KAPISI
KIZIL KALE
AGRA
Hindistan’ın en önemli kültürel şehirlerinden biri olan Agra için Delhi’den beş saatlik bir araba yolculuğu yaptık. Ama değdi tabii ki... Burası Tac Mahal ve Agra Kalesi gibi değerli mekanlara ev sahipliği yapıyor...
Tac Mahal
Dünyanın Yedi Harikası’ndan biri olan bu yapı Şah Cihan’ın eşi Mümtaz Mahal’ın ölümünden sonra aşkının ölümsüzlüğünü simgelemek için inşa edilirken, bütçesi nedeniyle şahın da ölümüne neden olmuş... Dünyanın birçok farklı ülkesinden çok özel taşlar, binlerce fil tarafından taşınmış. İki binden fazla proje şaha sunulmuş, yirmi iki bin işçi çalışmış. Mimarisi, bahçesi, öyküsü, gün doğumunda ve batımında rengi değişen duvarlarıyla Tac Mahal; isminin anlamı gibi “sarayların tacı” olmuş.
BANGALORE
Hindistan’ın üçüncü büyük şehri olan Bangalore’e “Silikon Vadisi” de deniyor. Tarihi yapılarının yanı sıra bilgi teknolojileri geliştirmek için birçok kurum ve kuruluş yer alıyor. Ben de bunların bazılarını ziyaret etme şansı buldum. Onları da biraz tanıtmak istiyorum.
Infosys
250 dolar sermaye ile kurulan şirket bugün dünyanın sayılı teknoloji firmaları arasında... Yaklaşık elli milyar dolarlık bir değeri var. Zaten Hintliler, teknoloji konusunda dünyayı ele geçirmiş durumdalar. Infosys’in merkezi de o kadar güzel ki, hayran kaldım. Çok büyük bir alana kurulmuş. İçerde araba kullanılmıyor, yürüyüşü ve doğayı korumayı hedefliyor. Çok farklı ve modern mimari yapılar var. Verimli çalışma için her şey incelikle düşünülmüş. Böyle bir yerde çalışmak gerçekten çok isterdim.
292 magdergi.com.tr
INFOSYS
TÜRKİYE’NİN HİNDİSTAN BÜYÜKELÇİSİȘAKİR ÖZKAN TORUNLAR
HİNDİSTAN TURİZM BAKANI PRAHLAD SİNGH PATEL
ART OF LIVING
ISRO (Hindistan Uzay Araştırma Organizasyonu)
Misyonunu “ulusal kalkınma için uzay teknolojisini kullanmak” olarak tanımlayan ve 1969 yılında kurulan ISRO’nun merkezini gezdim. “Chandrayaan 1” uzay aracını 2008’de Ay’a göndermiş, 2014’te Mars yörüngesine uydu konumlandırmış ve şimdi de “Chandrayaan 2” isimli keşif aracını Ay yüzeyini haritalandırması, mineralleri analiz etmesi ve bölgede su araması için göndermiş olduklarını anlattılar. Ben de millet nelerle uğraşıyor, uzaya gidiyor, biz nelerle uğraşıyoruz diye düşünmekten kendimi alamadım.
Yemekleri, o canlılığı, renkleri ara ara çok özlüyorum.
IISC (Hindistan Bilim Enstitüsü) ve IIMB (Hindistan İşletme Enstitüsü)’nü ziyaret ettim. Ayrıca kalp üzerine dünyanın sayılı hastanelerinden olan Narayana Hrudayalaya da gerek mimarileri gerekse hizmetleriyle oldukça etkileyiciydi.
The Art Of Living Merkezi
Gezinin son günü bu merkezi ziyaret etmek çok hoş oldu. 155 ülkede gönüllülük sistemiyle ve kar amacı gütmeden, hayatın sunduğu potansiyellerin farkında olmayı ve geliştirmeyi hedefleyen “The Art of Living”i de burada yakından deneyimleme fırsatım oldu. Merkez çok huzurlu, doğası harika, insanlar çok sakin. Doğal ve bilinçli yaşama dair her şey çok organize. Başınızı alıp bir gitseniz, yaşama yeniden doğmuş gibi hissedebilirsiniz. Hindistan çok farklı ve anlatacak çok şey var. Sayfalarca yazsam yine yetmez. O yüzden kısa notlar aktarmaya çalıştım. Son birkaç konuya daha değineyim. Tabi ki alışveriş de yaptım. Hint işi takılar, sariler, baharatlar, yağlar ve Masala Çayı aldım. Önyargıları olanlar için belirtmeliyim ki; aşı filan olmadım. Yemek konusunda veya herhangi bir konuda sıkıntı yaşamadığım gibi yemekleri, o canlılığı, renkleri ara ara çok özlüyorum. Görmediğim Bombay, Varanasi, Goa, Jaipur’u da çok merak ediyorum ve en kısa zamanda ziyaret etmek istiyorum. Herkese de Hindistan’ı en kısa zamanda görmelerini öneriyorum.
Yazan: BERİL ÇAVUȘOĞLU
davet
BİLGE ALKOR, PINAR YOLDAȘ
EBRU SANVER, ZEHRA HALEPOĞLU
ZEYNEP GERMEN
Yeni Sanat Sezonunu Açtı EKAV (Eğitim, Kültür ve Araştırma Vakfı) yeni sanat sezonuna Witnesses ve Ecophilia adlı iki ayrı sergi ile giriş yaptı. EKAV’ın iki ayrı sergiyle katıldığı davete ünlü isimler katıldı. Bu yıl 28. yaşını kutlayan EKAV Vakfı “Sanat Geliştirir, Sanat İyileştirir, Sanat Birleştirir” sloganıyla ülkemizin kültür platformlarına ayna tutan etkinlikleri, sanatçılar ve sanata gönül vermiş tüm sanatseverlerle paylaşarak çalışmalarına devam ediyor. İki ayrı çağdaş sanat sergisinin tanıtımının yapıldığı davete ünlü isimler Etkinliklerden elde edilen gelir, sanat dalında eğitim gören bursiyerlere aktarılarak geleceğin sanatçılarına destek oluyor. Sergiler 16. İstanbul Bienali ile eş zamanlı olarak, Ekavart Gallery’de sanatseverlerle buluşuyor.
294
DİLEK AVȘAR, İNCİ AKSOY
SERNUR ÇİFTÇİ
ECE KURDOĞLU, İNCİ ERTUĞ
FERİHA-OSMAN GÖKSU
Sergiye iș ve cemiyet hayatından birçok ünlü isim katıldı. LEYLA ALATON
YASEMİN ALOĞLU
MERİH TURAN
TİLDA TEZMAN
MUKADDES AKÇA
röportaj
ALİ KÜLEBİ
Türk Edebiyatının Usta Kalemi Türk Edebiyatı’na oldukça hakim olan, roman, șiir ve anı kitapları ile sonsuz eserler yaratan Ali Külebi, hayat yolculuğunu, edebiyatın günümüzdeki durumuyla ilgili görüșlerini, spordan arkeolojiye çeșitli ilgi alanlarını ve usta șair Cahit Külebi ile olan unutulmaz anısını Hikmet Çetinkaya ile paylaștı... RÖPORTAJ: HİKMET ÇETİNKAYA FOTOĞRAFLAR: SERDAR YILGÖREN
A
li Külebi kimdir?
İkinci Dünya Savaşı’nın son günlerinde anne ve babamın öğretmen olarak görev yaptıkları Antalya’da doğmuşum. Savaş zamanının sıkıntılarını bana Ali Erencan olarak verilmiş olan nüfus kağıdındaki ekmek karnesi damgalarında görünce doğal olarak anımsayamadığım o günlerin zorluklarını tahayyül etmek
296 magdergi.com.tr
zor değil. Soyadım Erencan olarak kaydedilmiş. Çünkü esas aile soyadımız buydu. Ne var ki biraz fazla hassas ve utangaç olan babam şair olduğunun öğrencileri tarafından bilinmesini istememiş olduğundan şiirlerini uzun süre Nazmi Cahit veya Cahit Külebi olarak yayınlatmış. Külebi’yi Erzurum’daki bilinen aile soyadımız olan Gullebi’den esinlenerek kullanmış. Daha sonra tanınınca da ister istemez resmen Külebi soyadını almışız. Ben ilk, orta ve üniversite tahsilimi Ankara Cebeci’de yaptım. Lise biraz
uzun sürdü. İstanbul Kabataş Lisesi ve Ankara Atatürk Lisesi’nde okudum. Babamın İsviçre’de görev yapması sebebi ile İsviçre’de de lise hayatım oldu. Bu uzun dönemde İsviçre’deki Devlet Lisesi’nde mecburi olan Almanca, Fransızca ve İngilizce’yi öğrendim. Ankara’da Mülkiye’yi bitirdim. Yıllar boyu özel sektör ve sivil toplum kuruluşlarında yöneticilik, danışmanlık yaptım ve bir süre özel bir üniversitede öğretim görevlisi olarak çalıştım. Yoğun olarak sporla uğraştım. Türkiye Taekwondo Federasyonu Asbaşkanlığı ve milli takımlar yöneticiliği yaptım. Atletizm, taekwondo, paraşüt atlama gibi sporlarla uğraştım. Hususi pilot lisansına sahibim.
Turgut Özakman’ın yapıtlarının her seferinde bir milyon civarında satmıș olması ve kitap fuarlarına olan ilginin yoğunluğu Türk Edebiyatının geleceği açısından ümit vericidir.
Siz babanızın da görevi nedeniyle çok fazla yurtdışında kaldınız. Şimdi Kanada-Toronto’da yaşıyorsunuz. Türk Edebiyatı nereye gidiyor, dünya edebiyatının neresindeyiz?
Yurtdışı deneyimim oldukça fazla. Çalıştığım işler nedeniyle 44 ülkeye gitmişim. Son yıllarda ailece Toronto’dayız. Oğullarımın üniversite eğitimi için buraya gelmiştik. Onlar bitirdiler. Biz de eşimle burada kalmaya karar verdik. Toronto’da olmam, Türk Edebiyatı’nı dışarıdan da izlememe olanak sağlıyor. Toronto’nun önemli bir özelliği şehir içi ve civarında yüze yakın kütüphane ve 10 milyon kadar olduğu söylenen kitabın bulunması. Türkçe dahil her dilden eski-yeni muhteşem kitaplara ulaşma olanağı mevcut. Araştırmayı sevenler için bir hazine burası. Bizim edebiyatımızın burada bilinirliği maalesef zayıf. Doğal olarak Nobel almış olan Orhan Pamuk eserlerine kitap satan yerlerde rastlamak olası. Bu açıdan bakarsak Orhan Pamuk dışında maalesef bir Fransız, Rus, İspanyol ve Latin Amerika edebiyatı kadar bilinirliğimiz yok. Dil konusunda yeni yeni dışarı açılıyoruz. Umarım bundan böyle yetişen ve yetişmekte olan meraklı edebiyatseverler ve hatta Türkçe eğitimi almış olan yabancılar çeviri konusunda daha verimli ve hevesli çalışmalar yaparlar. Türk edebiyatı konusuna gelince duygularım karmaşık. Televizyon, cep telefonu ve internet çıktı, mertlik bozuldu diye düşünüyorum. Okuyan sayısı anımsadığım 1950, 1960 ve 1970’li yıllara göre ciddi şekilde azaldı. Eskiden ciddi tirajları olan edebiyat dergileri, gazetecilerde bile satılan kitaplar ve çok sayıda da kitapçılar vardı. O zamanlar 30-40 milyon nüfus daha çok okuyor ve yazarları ve yayıncıları bile besliyordu. Bugün belki yazan çok ama okuyan yok. Herkes şiir yazıyor, her Türk gençliğinde bir süre şiir, yazı yazmıştır ama çoğu eline bir şiir kitabı alıp okumamıştır. Tanzimat devrinin, Cumhuriyet sürecinin muhteşem yazarlarını, Türkçe’ye kazandırılmış olan dünya klasiklerini okumuş olan az. Edebiyattan geçimini sağlayan kişiler geçmişte iyi kötü varken bugün 85 milyonluk ülkede sayıları beşi onu geçmez. Batıda çoğu edebiyatçı geçimini rahatça sağlarken bizde hem işte uğraşan hem yazmaya çalışan sanatçılar profesyonel anlamda tam verimli olamıyorlar. Bu bağlamda Cumhuriyetin sağladığı kazanımlardan bahsetmeden geçemeyiz. Cumhuriyet ile; dilde sadeleşme hareketi başarıya ulaşmış ve Arapça, Farsça’nın daha az kullanıldığı İstanbul Türkçesi esas alınmaya başlanmıştır. Edebiyatımız çoğu İstanbul’da yaşayan iyi eğitimli, varlıklı ve bürokratlardan daha geniş bir yelpazeye, Anadolu ve köy kökenli çevrelere, sanatçılara yayılmıştır. Özellikle Köy Enstitülerinde yetişen sanatçıların edebiyatımıza 1950’li yıllardan sonraki katkıları çok renkli ve heyecanlı olmuştur. Roman ve hikayede halk gerçekleri daha çok ele alınmış, daha farklı edebiyat çevreleri özellikle roman ve hikayede ortaya çıkmıştır. Ama sonuç olarak söylemek gerekir ki; yılda artık 2000’e yakın roman ve hikaye kitabı basıldığı söylenen ülkemizde son zamanlarda bir Yaşar Kemal, Kemal Tahir, Orhan Kemal, Sabahattin Ali, Sait Faik, Mahmut Makal, Fakir Baykurt,
Aziz Nesin tadında yazarların ortaya çıkabildiğini söylemek zordur. Hele şiirde bir Cahit Sıtkı, Necip Fazıl gibi sembolistler, Orhan Veli gibi Garip Akımı ve Birinci Yenicilere karşı çıkan İkinci Yeniciler gibi iddialı, doyurucu ve insanlara şiiri sevdiren gelişmelerin olduğunu söyleyemeyiz. Her şeye karşın araştırma, tiyatro ve deneme alanında ortaya çıkan yapıtların halkımızda bir ölçüde okuma sevgisi yarattığını söyleyebiliriz. Hele Turgut Özakman’ın yapıtlarının her seferinde bir milyon civarında satmış olması ve kitap fuarlarına olan ilginin yoğunluğu Türk Edebiyatının geleceği açısından ümit vericidir.
Edebiyatın yanı sıra sanat, arkeoloji ve tarih ile birikimleriniz, araştırmalarınız var. Edebiyat yönünüzü besleyen başka unsurlar var mı?
Ben yazmaya dış politika, ekonomi ve uluslararası ilişkiler konusunda başladım. 2004 yılından itibaren 5 yıl Türkiye Ulusal Güvenlik Stratejileri Merkezi’nin yöneticisi olarak Cumhuriyet Gazetesi’nin pazartesi günleri çıkarttığı strateji ekinin eş koordinatörü ve yazarı olarak sürekli her hafta ürettim. Bu arada strateji, ekonomi ve enerji konusunda altı kitabım yayınlandı. Daha sonra kulvar değişikliği oldu. Bir süre ART-Avrasya TV’de program yaptım. Televizyon kapanınca yine bir kulvar değişikliği oldu diyelim. Kendimi roman yazmaya verdim. Çünkü kısa veya uzun süreli değişik ülkelerde yaşamıştım. İnsanları ve yurt dışında yaşayan soydaşlarımızı yakinen inceleme fırsatını bulup birikim yapmıştım. Onların sorunları ve yaşantıları ilginçti. Bu bağlamda 2015 çıkan “Lejyoner” adlı romanımda Almanya’da büyüyen bir Türk gencinin sorunları ve Fransız Yabancılar Lejyonuna katılması ele alınmıştı. Yine 2017 yayınlanan “Amerika Diye Diye” adlı romanımda ise Amerika’da benzin istasyonlarında çalışıp yaşam mücadelesi veren Türkler resmediliyordu.
röportaj
Toronto’daki halk kütüphanelerinin zenginliği beni Türk tarihi üzerinde de araştırmaya sevk etti. Bu yıl çıkan “Azak Kalesinden Prut’a ve Mezamorto Hüseyin Paşa” adlı romanım 1690-1710 arası Duruklama Devri’nden çıkmak için bir atılım çabasında olan Osmanlı İmparatorluğu’nun yaşadıkları, kazanım ve kaçırdığı fırsatları ele alıyor. Esasen ben tarih, askeri tarih ve arkeoloji konusunda hep ilgilenmişimdir. Eğer Siyasal Bilgiler Fakültesi’nde okumasaydım arkeoloji okuyup su altı arkeoloğu olmak isterdim. Burada, Toronto’daki kütüphanelerde yaptığım araştırmalar Anadolu uygarlığının yeteri kadar tarafımızdan ele alınmadığı hissini bende uyandırmıştır. Örneğin Hititlerden sonraki dönem ve yaklaşık 500 yıldan çok süren bir devirde var olmuş olan Luvi medeniyetinin hiç bilinmediği gerçeği çok önemli. Çünkü uluslararası tarihçi ve arkeologlar Luvi’lerin Yunan medeniyetinin öncüsü, yaratıcısı olduğundan yoğunlukla bahsediyorlar. Fazla bilinmemesi ve bilinmemek istenmesini de Anadolu ve Türkiye’yi arka plana atıp, Yunanistan’ı ön plana çıkarmak heveslerine bağlıyorlar. Yine yaptığım çalışmalar arasında; Galatlar yani Keltler de var. MÖ 280-274 yıllarında Balkanlar ve Batı Anadolu’da yaşadıktan sonra Orta Anadolu’da Ankara, Çorum ve Yozgat yöresine yerleşen Orta Avrupa kökenli Kelt kavmine mensup Galyalıların yerleştiği bölgeye Antik Çağ’da Galatya adı verildi. Doğu Roma ve Bizans egemenliği altındaki Keltler’in Anadolu’da üç tane eyaleti varmış. Aşiret yapısına dayanan Galat krallıkları Roma İmparatorluğu’nun egemenliği altına girdikleri MÖ 1. yüzyıla kadar bu bölgede varlıklarını sürdürdüler. Tarihçilerin Orta Anadolu’da Galat dilinin MS 7. yüzyıla dek konuşulduğuna dair tespitleri vardır. Zaman içinde bu konuda da roman veya araştırmaya yönelmek istiyorum.
Mutluyken üretmek hem daha kolay hem daha keyifli oluyor.
Cahit Külebi, Türk Edebiyatında usta bir şairimiz. Bizim ve edebiyatımız için çok önemli. Ortak anınız çoktur ama, sizin gelişmenizde, size örnek olan, unutamadığınız bir anızı bizimle paylaşır mısınız?
Babamın üzerimdeki etkisi ve anılarım çok fazla. Devlet memuriyeti icabı çok çalışması ve hatta bu uğurda sanat üretkenliğini bile çoğaltamamasına karşın ben ve kardeşim ile el verdiğince ilgilenirdi. Bizi spora teşvik etmek için gayret ederdi. Eğitimci olmasına rağmen benimle çok ilgilendiğini söyleyemem. Ancak ben Ankara’da liseye başlarken gideceğim okuldaki edebiyat öğretmenlerinden birinin aruz vezni düşkünü olduğunu bildiğinden yaz tatilinde beni bir ay kadar aruz vezni üzerinde çalıştırdı. Esasen kendisinin de gençliğinde birkaç aruz vezni ile yazılmış şiirleri olduğunu bu vesile ile öğrenmiştim. Nitekim lise birinci sınıf başladığında babamın gelebileceğini düşündüğü öğretmen işe başladığı gün aruz veznini ele aldı. 60-70 kişilik sınıfta konuya yeteri kadar vakıf olamayan arkadaşlar çok sıkıntı çekerken ben aruz veznine çok hakimdim ve geçerli not alan nadir öğrencilerden olmuştum.
Toronto’da bulunduğum süre içerisinde sizinle birçok kez bir araya geldik, sanat–edebiyat üzerine sohbetlerimiz oldu. Ben çok faydalandım, eksik yönlerimi tamamladım. Türkiye’de gençlerimizi, kültürel birikimlerini nasıl görüyorsunuz? Estağfurullah. Çok naziksiniz. Ben de özellikle Türk sanatı konusunda sizden çok beslendim, yararlandım. Gençlerimize gelince maalesef Türk gençliğinin bugünkü birikim ve uğraşları konusunda çok karışık duygulara sahibim. Öncelikle eğitim sistemimizin dejenere edildiğini düşünüyorum. Ezbere ve teste dayanan gençlik yetiştiriliyor. Hazır bilgi alıyorlar. Genel ortalamanın Türkçe, matematik ve yabancı dil konusunda çok zayıf olduğunu düşünüyorum. Bizim zamanımızda lise on bir
298 magdergi.com.tr
yıldı. Kanada ve birçok ülke üniversitelere dışarıdan 12 yıllık lise eğitimlileri alırken Türkiye’den hiç düşünmeden on bir yıl okuyanları kabul ediyorlardı ve gelenler de çok başarılı oluyorlardı. Şimdi gelenlere bakıyorum ve üzülüyorum. Çoğu buralardaki ne olduğu belirsiz 2-3 yıllık kolejlere gittikleri halde başarısızlar. Okuma, araştırma ve temel eğitim metodolojilerinden habersizler. Ama öte yandan da belki yanılıyor muyum diye de düşünmüyor değilim. Çünkü bizlerin uzak olduğumuz bazı teknolojik konulara doğal olarak bizlerden daha fazla hakimler. Bence gelecekleri açısından daha çok kitap okuyup, elverdiğince spor yapıp, internet kültüründen uzaklaşsınlar, yabancı dilleri iyi öğrensinler derim.
Toronto’da bir gününüz nasıl geçiyor, dinlediğiniz müzikler, okuduğunuz kitaplar nelerdir?
Öncelikle bana sayfalarınıza yer verdiğiniz için sizlere çok teşekkür ediyorum. Burada vakit çok hızlı geçiyor. Görülecek, denenecek çok güzel uğraşlar var. Doğal zenginlikleri çok fazla olan Toronto’da özellikle sonbaharın değişen renkleri ve gölleri beni ve eşimi çok mutlu ediyor. Dolayısıyla kitap okumak, film ve dokümanter izlemek geçmişte çalışırken çok da olmayan lükslerimdendi. Şimdi bunlara kavuştum ve mutluyum. Mutluyken üretmek hem daha kolay hem daha keyifli oluyor.
davet
ERDOĞAN ZÜMRÜTOĞLU
ÇİĞDEM EȘREFZADE, ASLAN KEMAL GÜLMAN, MERİH TURAN
MUSTAFA TAVİLOĞLU
Pilevneli Gallery’de Görkemli Sergi Pilevneli Mecidiyeköy’ün ev sahipliği yaptığı Johan Creten, Cleon Peterson, Tobias Rehberger ve Erdoğan Zümrütoğlu’nun son dönem işlerinden oluşan yeni sergilerine sanatseverler büyük ilgi gösterdi. Pilevneli Gallery kurucusu Murat Pilevneli, Aslı Pamir ve sanatçılar Johan Creten, Cleon Peterson, Tobias Rehberger ve Erdoğan Zümrütoğlu’nun ev sahipliğinde yapılan “The Vivisector”, “Güneşin İçine Bak”, “Pişmanlık” ve “Tuz Zamanı” adlı sergilerin açılışına kültür-sanat, cemiyet ve iş dünyasından bir çok ünlü isim katıldı.
300
ASLI PAMİR, MURAT PİLEVNELİ
SİNAN-LOUİSA UZAN
LARA BAYAR, SİNEM YILDIRIM
LARA TÜRKER
“The Vivisector”, “Güneșin İçine Bak”, “Pișmanlık ve Tuz Zamanı” sergileri sanatseverlerden tam not aldı. BERRAK-NEZİH BARUT
DEMET HANİF
AYȘE BOYNER, CEM TELVİ
renkli yaşam
MEHMET YALÇINKAYA, DANİLO ZANNA, SOMER SİVRİOGLU
Master Chef’ler Bir Arada Bu sene șanslıyım çünkü TV8’de MasterChef jüri üyesiyim. Televizyon kariyerim için bu yeni bir macera oldu. Bunun yanı sıra șanslı olduğumu düșündüğüm konu, bu macera içinde iki șef ile beraber olmam: Mehmet Yalçınkaya ve Somer Sivrioğlu. Hem gastronomi konusunda hem program konusunda bana fazlasıyla yardımcı oldular. Bu sayede onların ne kadar özel, ne kadar profesyonel ve dikkatli olduklarını gördüm. Ben de bu ay onları sizinle tanıștırmak istedim. Sadece onların șef kimliği ile değil kendi özel hayatları hakkında da muhabbet ettim.
302 magdergi.com.tr
A
slında ben mutfak hayatına çocukluktan beri aşinayım çünkü ailemde çok fazla şef vardı ve okullar tatile girdiğinde onların restoranlarına gidip çalışırdım. Aynı yaştaki arkadaşlarım denize girerken ben midye ayıklardım ve doğruyu söylemek gerekirse çok kıskanırdım. Üniversitede İtalyan Dili ve Edebiyatı okudum. Daha sonra amcam restoranında şeflik yapmamı istedi, ben de gastronomi okuyup mezun olunca orada şeflik yapmaya başladım. Zaman geçtikçe mutfağa ait olduğumu hissettim ve vazgeçemedim. Evlendim; Türkiye’ye taşındım ve bir pizza dükkanı açtım. Hayatın sürprizleri, güzel tesadüfleri ve benim azmim, başarımla şimdi burada, karşınızdayım. Bütün samimiyetimle söylüyorum burası başka bir dünya.
Günlük hayatınız ile ekran arasında ne fark var?
Mehmet Yalçınkaya: Tabii ki profesyoneliz, iş hayatında daha da titizim ve bu durum sanırım ekrana da yansıyor. İş hayatının verdiği bir stres var ve ekranda daha stresli oluyorum. Günlük hayatta da normal bir insan gibiyim aslında. Öyle göründüğü gibi devamlı bağırıp çağıran bir adam değilim yani. Somer Sivrioğlu: Çok fark var. Normalde daha sinirliyim aslında hatta televizyonda beni izleyen personelim, “Şef sen neden bu kadar sakinsin? Normalde biz yapsak daha çok tepki verirsin.” diyorlar. Zaten bizim programın en büyük özelliği de herkes olduğu gibi. Kimse sen öyle ol, sen bunu yap demiyor.
Bir restorana girdiğinizde hangi yemekleri siparişi verir ve nelere dikkat edersiniz? Mehmet Yalçınkaya: Gittiğim restoranın önce özelliklerine ve konseptine bakarım. Yani gittiğim restoranın farklı lezzetlerini
denerim. Çünkü şef iyi bir araştırmacı olmalı gittiği her restoranda farklı lezzetleri tadarak kendi beyninde de yeni şeyler oluşturmalı. Çok acıkmışsam ve tamamen yemek yemek için gitmişsem tabi ki kafamdaki yemeği siparişini veririm. En çok dikkat ettiklerimden biri kesinlikle gittiğim restoran boş olmamalı. Her zaman servis saatinde müşteri olup olmadığına bakarım. Ayrıca restorana girişte karşılanmak benim için çok önemlidir. Tabii ki gittiğimiz yerler güzel yemek yapıyor olmalı. Son olarak da gittiğim restoranın lavabolarına her zaman çok dikkat ederim. Somer Sivrioğlu: Restoranına bağlı. Bir kebapçıya gitsem zaten kebap siparişi veririm. Bir İtalyan restoranına gitsem daha değişik bir şeyler söylerim. Eğer menüde sakatat varsa kesinlikle sakatat söylerim çünkü ben ciddi bir sakatat hastasıyım. Kısacası restoranın özelliğinin ne olduğuna bağlı. Bir restorana ilk kez gidiyorsam o restoranın imza yemeğinin söylerim. İkinci, üçüncü kez gidiyorsam değişik ve denemediğim şeyleri söylerim. Dikkat ettiğim şeylerden birisi de insanların yani çalışanların sıcak olması. İlk ve son temaslar benim çok önemli. Kapıda karşılama ve yolcu etme bir restoranda dikkat ettiğim önemli detaylardan...
İş için yurt dışına çıkmak zorunda kalsanız hangi ülkeyi tercih edersiniz?
Mehmet Yalçınkaya: Ben aslında Akdeniz ülkelerine gitmeyi seviyorum. İspanya, İtalya, Almanya çok gittiğim yerler zaten. Şu sıralar gitmek istediğim yer Asya. Sokak yemekleriyle ilgili biraz keşif yapmak istiyorum. Orayı egzotik ve gizemli buluyorum. Oradaki baharatları, yaşamları, hikayeleri çok merak ediyorum. Somer Sivrioğlu: Japonya... Oranın yemeği ve kültürü en sevdiğim ülkelerin başında geliyor ve gidebildiğim kadar çok gitmeye çalışıyorum.
renkli yaşam
Bu iki özel insanla çalıșmak benim için çok önemli. Kamera önünde ve arkasında çok eğlendiğim ve mutlu hissettiğim șahane bir ekiple aile oldum.
Hayal ettiğiniz hayatı mı yaşıyorsunuz?
Mehmet Yalçınkaya: Yani şöyle bir söz vardır, ‘’İnsan hayal ettiği yerde değil hak ettiği yerdedir.’’ Aslında bu da ne kadar doğru tartışılır. Hayaller ve umutlar bitmiyor; onun için benim hayallerim ve umutlarım bitmedi. Bulunduğum ve hayal ettiğim yerde miyim? Evet. Hayat devam ettikçe yeni hayaller ve umutlar her zaman oluyor. Somer Sivrioğlu: Bilmiyorum ki... Ama hep bir restoranım olsun ve kendi yemeklerimi yapayım istemiştim. O açıdan yaşamak istediğim hayatı yaşıyorum. İstanbul’a geri gelmek de çok istedim; o açından da evet istediğim hayatı yaşıyorum.
Hayatınızda neyi değiştirmek isterdiniz?
Mehmet Yalçınkaya: Ben keşke değil de meğer kelimesini kullanmayı severim. Mesela daha çok eğitim almak isterdim. Aslında yirmiden fazla ülke gezdim ama daha çok ülke gezmek isterdim. Daha farklı insanlar, farklı coğrafyalar ve farklı kültürler tanımak isterdim. Buna zamanım olmadı. Belki içimde kalmış ukte bu, işim dolayısıyla... Somer Sivrioğlu: Ben çok eğitim aldım. Turizm ve Otel İşletmeciliği mezunuyum. Temel şeflik eğitimini hiç almadım. Yani keşke diğer şeyler yerine şeflik eğitimi alıp ondan sonra Gastronomi Yüksek Lisans’ı yapsam diye düşünüyorum. Ama keşkeler, kim bilir belki beni bambaşka yere sürüklerdi. O yüzden şu an hayatında olduğun yerde mutluysan, çok da o değişsin bu değişsin diyemezsin. Çünkü
304 magdergi.com.tr
o seni alır başka bir yere götürür... Ama şefliğin temel eğitimini almak isterdim.
Bundan sonra ne yapacaksınız?
Mehmet Yalçınkaya: Biliyorsun Danilo, mekan işletmeye devam ediyorum. Restoranımızda yeni bir konsept yapıp yürümeye devam edicem. Ayrıca Mezopotamya aşığıyım. Bundan sonra yapacağım şeylerden bir diğeri daha çok Anadolu’yu dolaşıp oradaki farklı tatları ortaya çıkarmak.... Ayrıca sektöre insan yetiştirmeye de devam edeceğim. Somer Sivrioğlu: Hiç bilmiyorum inşallah program devam eder. Avusturalya’da, Türkiye’de restoran açmaya devam edeceğim. Asya’da yapmak istediğim Türk Mutfağı üzerine bir kaç proje var. Avusturalya ve Asya merkez olmak üzere, yurt dışında Türk Mutfağını açmak istiyorum. Hayalimdeki bu; yani buna devam etmek istiyorum. Evet ben merak ettiğim tüm soruları sordum ve bu konular üzerine çok daha fazla muhabbet ettik. Tekrar söylüyorum bu iki özel insanla çalışmak benim için çok önemli. Kamera önünde ve arkasında çok eğlendiğim ve mutlu hissettiğim şahane bir ekiple aile oldum. Benim için yeni olan bir maceraya son sürat devam ediyoruz. Biz yine ekranlarda olmaya devam edeceğiz. Siz de ekran başında bizi kaçırmayın derim.